Ca`l Kökünün Kur`ân-ı Kerîm`de Kullanılan Manaları

advertisement
Halis, Zeki, “Ca’l Kökünün Kur’ân-ı Kerîm’de Kullanılan Manaları”,
İLTED, Erzurum 2015/2, sayı: 44, ss. 67-102
Yıl: 2015/2 | Sayı: 44
Ca’l Kökünün Kur’ân-ı Kerîm’de
Kullanılan Manaları
Zeki HALİS*
ÖZ
Kur’ân-ı Kerîm, insanların anlayıp yaşaması için nâzil olmuştur. Onu iyi bir şekilde anlayabilmek ise kelime ve kavramlarının manalarının doğru anlaşılmasıyla mümkündür. Bundan
dolayı Kur’ân’da kullanılan kelime ve kavramları anlamaya yönelik çalışmalar oldukça önemli
ve gereklidir. “Ca’l” kökünden gelen kelimeler de Kur’ân’da çok sık kullanılmakta ve birden çok
manaya gelmektedir. Bundan dolayı bu manalardan birini tercih etmede yaşanacak zorluk, bu
kökü ve manalarını ayrıntılı olarak araştırmayı gerekli kılmaktadır. İşte bu makalede, “ca’l”
kökünün Kur’ân-ı Kerîm’de kullanılan manaları araştırılmaktadır. İlk önce bu kök ile ilgili
etimolojik inceleme yapılmış, daha sonra muhtelif âyetlerde kullanılan manaları incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Ca’l, Ceale, Kur’ân, Kök, Mana, Kullanım, Yaratma.
ABSTRACT
The Meanings of The Ja‘l Root in The Holy Qur’an
Understanding the Qur’an in a good way would be possible by understanding its words and
concepts. Therefore, the studies were performed for understanding the words and concepts of the
Qur’an are very important and necessary. The words of the “ja‘l” root are used in the Qur’an very
frequently. So, in this article, the meanings of the “ja‘l” root that used in the Qur’an were
investigated. Firstly, the etymological field study of this root was examined. Then, the meanings of
this root that were used in the Qur’an’s various verses were investigated.
Keywords: Ja’l, Qur’an, Root, Meaning, Usage, Creating.
____________________________________________________________________________________
*
Yrd. Doç. Dr. Iğdır Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Tefsir Anabilim Dalı. e-mail: zeki.halis@hotmail.com
68
Yıl: 2015/2 | Sayı: 44 | Yrd. Doç. Dr. Zeki HALİS
Giriş
temel dil un
ise kelimelerdir. Bu yüzden,
kelimelerin
iyi bilinmesi ayıran
gerekmektedir.
Dil,olan
insanı
diğer varlıklardan
temel özelliklerden birisidir ve nerdeyse insanın
her türlü faaliyetiyleözellikle
alakadardır.
insanlarla
iletişimini
önemliİnsanın,
kelimelerdiğer
ve anahtar
terimler,
dünyasağlayan temel dil
unsurları
ise
kelimelerdir.
Bu
yüzden,
manaların
taşıyıcısı
olan
kelimelerin
iyi bilinmesi
n ortaya
büyük öneme sahiptirler. Gerek semantik,
gerekmektedir.
gerek sair
, ilgili
etimolojisinin ve
Diğer taraftan özellikle önemli
kelimeler
ve
anahtar
terimler,
dünya görüşünün ortaya
incelenmesi, sahih anlam ya
da anlamlara
çıkarılmasında
büyük öneme sahiptirler. Gerek
semantik, gerek sair kavram çalışmalarında,
oldukça önemlidir.
, Kur'ân
ilgili kavramların etimolojisinin ve anlamlarının doğru bir şekilde incelenmesi, sahih
üzerinde
de ulaşmak için oldukça önemlidir. Aynı yöntem, Kur’ân kelime ve
anlam ya da anlamlara
,
önemli bir yere sahip olan
kavramları üzerinde çalışılırken
de uygulanmalıdır.
kökünün
incelenecektir.
İşteetimolo
bu çalışmada, veKur’ânî kullanımda önemli bir
yere sahip olan “ca’l” kökünün
Kur'ânkelime
köklerinden
olan
,
etimolojik yapısı ve Kur’ân’da kullanılan manaları incelenecektir.
muhtelif
Müteaddî bir fiil olarak
Kur’ân-ı Kerîm’de kullanılan kelime köklerinden olan “ca’l”, Arapça’da muhtelif
, kullanıldığı
mana ve şekillerde kullanılmaktadır. Müteaddî bir fiil olarak
gibi yardımcı fiil
- Tahvîl
ve
olarak
da kullanılmaktadır.
Ayrıca, Ef ’âl-ı Kulûb, Ef ’âl-ı Tahvîl ve Ef ’âl-ı Şurû’dan sayılmaktadır. da birçok manaya gelen
,
Kur'ân,
,
Arapça’da birçok manaya
gelen “ca’l” fiili, aşağıda
görüleceği gibi Kur’ân-ı Kerîm’de
“tasyîr”, “yaratma”, “vasfetme”, “hüküm verme”, “vaz’ /koyma” ve “ilkâ/atma”
manalarına
Birçok gelmektedir.
manaya
bu kökün, âyetlerde hangi manaya
Birçok
manaya
sahip
olduğu için bu kökün,
âyetlerdeâyetlerde
hangi manaya geldiğini
belirlemek
bazen
oldukça
.
belirlemek
bazen
oldukça
zor
olmaktadır.
Bundan
dolayı
âyetlerde
geçen bu köke, müfessirler ve dilciler
Bu geçen bu köke,
müfessirler ve dilciler farklı manalar vermişlerdir. Bu çalışmada da, muhtemel manalar
da, muhtemel manalar içinden en
seçilmeye
içinden en uygunları seçilmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte aynı kelimeye başka manalar
Bununla
kelimeye
ka manalar vermek de mümkündür.
vermekbirlikte
de mümkündür.
Kökünün Sözlük Manaları
1.1.“Ca’l” Kökünün
1 bu1 kökün,
Sülâsî
şeklinde
gelen
bu kökün,
birçok sözlük manası
Sülâsîfiil şekli
gelen
birçok sözlük
bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: :
a.a.“Yaratma” manasına gelmekte
gelmekte22 ve
ve bir
bir mef ’ûl almaktadır.
.3 3
____________________________________________________________________________________
1
2
1
İbn Sîde, Ebu’l-Hasan Alî b. İsmail el-Mursî, el-Muhkem ve’l- Muhîtu’l-A’zam, (Thk. Abdulhamit Hindâvî), Dâru’l- Beyrût, 2000, I, 327; İbn
-Mursî,
el- Lisânu’l-Arab,
- Dâru’l-Hadis,
(Thk. 2003, II, 147; ez-Zebîdî,
Kutubi’l-İlmiyye,
Manzûr,
Kahire,
Muhammed Murtaza el-Hüseynî, Tâcu’l-Arûs min Cevâhiri’l-Kâmûs, (Thk. Komisyon), Matbaatu
Hükûmet-i Kuveyt,
ArabKuveyt, 1965-2001,
-Hadis, Kahire,
2003,
XXVIII,
206. II, 147; ez-Zebîdî, Muhammed Murtaza el-Hüseynî,
-Kâmûs,el-Hüseyn
(Thk. Komisyon),
Matbaatu
Hükûmet-i
Kuveyt,li-Elfâz-i
Kuveyt, Kitâbillahi’l-Azîz, (Thk.
2
ed-Dâmegânî,
Ebû Abdullah
b. Muhammed,
el-Vucûh
ve’n-Nezâir
1965-2001,
XXVIII,
206.Ebu’l-Azm ez-Zefîtî), Vizâretu’l-Evkâf, Kahire, 1992, I, 229; el-İsfehânî, er-Râgıb, el-Müfredât fî
Muhammed
Hasan
Garîbi’l-Kur’ân,
Beyrût, 2001,
s. 101; er-Râzî,
(Thk. İmâd Zeki el-Bârudi),
ed-Dâmegânî,
Ebû Dâru’l-Ma’rife,
Abdullah el-Hüseyn
b. Muhammed,
el-Fahreddin, Mefâtîhu’l-Gayb,
-Nezâir li-Elfâz-i
el-Mektebetü’t-Tevfîkiyye,
Kahire, 2003, XXII, 95;
İbn ezManzûr, a.g.e., II,147;-Evkâf,
Ebû Hayyân
el-Endülüsî, Muhammed b.
-Azîz
-Azm
Kahire,
Yûsuf,
el-Bahru’l-Muhît,
(Thk.
Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye,
Beyrût,- 2010, I, 220; el-Halebî, Ahmed b. Yusuf
1992,
I, 229;
el- Komisyon),
eles-Semîn,
fî Tefsîr Eşrafi’l-Elfâz,
2001,
s. 101;Umdetu’l-Huffâz
er-Râzî, Fahreddin,
-Gayb(Thk. Muhammed Basel Uyûnu’s-Sûd),
-Bârudi), el- Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye,
Beyrût, 1996, I, 328; el-Fîrûzâbâdî, Mecduddîn Muhammed b. Yakûb, el-Kâmûsu’l-Muhît, (Thk. Komisyon), Müessese-Tevfîkiyye, Kahire, 2003, XXII, 95;
a.g.e., II,147; Ebû Hayyân eltu’r-Risâle, Beyrût, 2005, s. 977; Ebu’s-Suûd, Muhammed b. Muhammed b. Mustafa, İrşâdu’l-Akli’s-Selîm ilâ Mezâya’l-
Endülüsî, Muhammed b. Yûsuf, el-
-Muhît
-
-
“CA’L” KÖKÜNÜN KUR'ÂN-I KERÎM’DE KULLANILAN MANALARI
b.
4
(
) y
69
b
y
b şeyden başka bir şey yapmak, oluşturmak, kılmak, bir
b. “Tasyîr” ( ) yani,
“bir
5 b.
gelmektedir.
Mesela,
şeyi başka bir hale dönüştürmek”5 manalarına gelmektedir.
Mesela,
5
, çirkini
“Çamuru
çömleğe, çirkini güzele dönüştürdü/çamuru
çömlek,
çirkini güzel yaptı”6, ve
güzele dönü
/çamuru
gelmektedir.
Mesela,
,
çirkini
7
6, ve
“gümüşü yüzük yaptım” örneklerinde bu manadadır.7 “Ca’l” fiili “tasyîr”
8 8 olur ve 6
- Tahvîl’den
mübtedâ-haberdenoluşan9 iki mef ’ûl
8 olur
güzele
dönü geldiğinde
/çamuruEf
, mübtedâ-haberden
ve
manasına
olur
mübtedâ-haberden
- ’âl-ı
ve ve aslı
10
alır.9 9 iki
10
7
10
44
6
, ve
iki
1111
c. “Vasfetme/niteleme”
gelmektedir.
c. asfetme/niteleme
asfetme/niteleme manasına
gelmektedir.
11
c.
gelmektedir.
12 12
d.V V şeyi bir yere koymak”
12
d. “Vaz’/bir
d.
( () ) manasına gelmektedir.
13
e.
)
13 13
e. “Atma”
( () manasına
gelmektedir.
14
hüküm
14
15
f. f.
hüküm
15
____________________________________________________________________________________
Kitâbi’l-Kerîm (Tefsîru Ebi’s-Suûd), (Thk. Muhammed Subhî Hasan Hallâf), Dâru’l-Fikr, Beyrût, 2011, III, 4; Ebu’lBekâ Eyyûb b. Musa el-Hüseynî el-Kefevî, el-Külliyyât,
Mu’cem fi’l-Mustalahât
ve’l-Furûki’l-Lugaviyye,
16
(Thk. Adnan
bu manaya
gelmektedir.
16
bu manaya
Dervîş-Muhammed el-Mısrî), Müessesetu’r-Risâle
Nâşirûn,gelmektedir.
Beyrût, 1998, s. 29-30 ve 347-348; ez-Zebîdî, a.g.e.,
18 (
g.S 207;
S17 es-Sebt,
( ) 2010,
) I,fi’t-Tefsîr,
Dâru İbn
Affân-Dâru
18 ( el-Azbu’n-Nemîr
g.XXVIII,
(17 8 ( ),Hâlid), b. Osman,
) ve) ve min19 Mecâlisi’ş-Şinkîtî
(19Beyrût,
220; el-Halebî,
Ahmed
b. Yusuf İbes-Semîn,
olurIII,ve571 ve
mübtedâ-haberden
ni’l-Kayyım,
Yy., 2003,
V,2185-2186;
Peterson,
Daniel
Carl,
“Creation”,
Encyclopaedia
of the Qur’ân,
-Elfâz
20 ,
21
gelmektedir.
Fakat
fiili,
ve
benzerlerinden
20 , Brill,ve
21 Çağrıcı, Mustafa, “Yaratma”,
Jane Dammen
Leiden–Boston–Köln,
I, 477-478;
gelmektedir.
Fakat
fiili,McAuliffe,
benzerlerinden 2001,
9 iki
10 Editör:
I, (I-VI),
328; el-Fîrûzâbâdî,
Mecduddîn Muhammed b. Yakûb, elDİA, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul, 2013, XLIII, 324-329, s. 325.
-Suû
11
es-Semîn,
fî Tefsîr
3 -Huffâz
el-Askerî,
Ebû Hilâl,gelmektedir.
el-Vucûh ve’n-Nezâir,
(Thk. Muhammed Osman),
Mektebetu’s-Sekâfeti’d-Dîniyye,
c. asfetme/niteleme
Muhammed
b. Mustafa,
- Kahire, 2007,
- 8
, b. Ebî Tâlib, Ebû Muhammed, el-Hidâye
Komisyon)
Külliyyetu’d-Dirâsâti’lSuûd),-Huffâz
(Thk.(Thk.
Mfî-Tasyîr
-Fikr, Beyrût, 201
12 ilâ Bulûği’n-Nihâye,
- Mekkî
de
Beyrût,s.- 159;
2010,
I, 220;
el-Halebî,
Ahmed b. Yusuf es-Semîn,
Tefsîr
8
d.
V
(
)
-Tasyîr
de b. Muhammed,
Ulyâ, BAE.,
Mahmûd
b.el-Hüseynî
Ömer
Yakûb, el-Muhît,
(Thk.2008, III, 1956-1957; ez-Zemahşerî, Cârullah Ebu’l-Kâsım
el-Kefevî, el- Tefsiru’lveve
haberden
-Elfâz an Hakâik-i Gavâmizi’t-Tenzîl
- olu olu - fî Vucûhi’t-Te’vîl,
- Eyyûb b. Musa
,
13 mübtedâ
mübtedâ
ve haberden
Uyûni’l-Ekâvîl
Abdusselam
e.
( Muhammed
) Keşşâf
Lugaviyye (Nşr. Muhammed
-Muhammed
el- Şahin),
-Suûd,
b.
I, 328;
el-Fîrûzâbâdî,
Mecduddîn
Muhammed
b.
Yakûb,
el-Muhît,
(Thk.
- Hayyân,15a.g.e., 1998,
Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye,
Beyrût,
1995, II, 3;- Ebû
I, 220;s.el-Halebî,
Umdetu’l-Huffâz,
I, 328;XXVIII,
Ebu’l-207; es-Sebt, H
29-30 ve 347-348;
ez-Zebîdî, a.g.e.,
14
f. hüküm
- 347-348; es-Sebt, el-Azbu’n-Nemîr, III,-Suûd,
Bekâ, a.g.e.,
571 ve V,Muhammed
- 2185-2186. b.
-Tefsîr
-Fikr, Beyrût, 2011, III, 4;
-Bekâs. 29-30 ve
Muhammed
b.
Mustafa,
2003,
III,
571
ve
V,2185-2186;
En
4
İbn
Sîde,
el-Muhkem,
I,
327;
et-Tabersî,
Emînu’l-İslâm
Ebû
Alî
el-Fadl
b.
el-Hasan,
Mecmeu’l-Beyân
fî
Tefsîri’l-Kur’ân,
hâuddîn
Abdullah
el,
Mektebetu
- hâuddîn
- Abdullah el, Mektebetu
, 4;
Editör:II,147;
Jane
Dammen
McAuliffe,
Brill, Leiden
Dâru’l-Ulûm,
Beyrût, 2005, I, 74; er-Râzî, a.g.e., 16
XXII,
İbn Manzûr,
Ebû Hayyân,
el- a.g.e.,
I, 220; Boston Köln,
-Fikr, 95;
Beyrût,
2011, III,a.g.e.,
-Bekâ
- M
- Suûd),- (Thk.
bu
manaya
gelmektedir.
478; fî Marifetel-Halebî,
Umdetu’l-Huffâz,
I,el-Ensârî
328; el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e., s. 977; - Ebu’l-Bekâ,
a.g.e.,
ez-Zebîdî, a.g.e., XXVIII,
Eyyûb
b.Ahmed
Musa
el-Kefevî,
el-el- s. 29-30;
Yusuf
b. Ahmed
b. Abdullah
-Zeheb
, 207;
b.206;
elYusuf
b.
b.el-Hüseynî
Abdullah
el-Zeheb
fî Marifet-- 18
19 (
329,
s. 325.
es-Sebt,
a.g.e.,
III,
571
ve
V, 2185-2186.
g. es-Sebt,
S 17Hâlid
( Arab,
),Osman,
( -Asriyye,
) veel-Ensârî
)s. 369, 375; Çörtü,
Lugaviyye
-Muhammed
elelBeyrût,
1999,
Mustafa
Meral,
Sarf-Nahiv
3
Arab,
el-Asriyye,
Beyrût,
1999,a.g.e.,
s. 369,XXVIII,208;
375; Çörtü, Mustafa
Meral, Ebû
Sarf-Nahiv
el-Askerî,
Hilâl, Dâvud,
el-Nezâir
5 -el-İsfehânî,
a.g.e.,
s. 101;
ez-Zebîdî,
Muhammed
21
1998,
s. 29-30
ve
ez-Zebîdî,
a.g.e., XXVIII,
207; es-Sebt,
Hâlid Muhammed
b.-Dîniyye,
Osman,Kahire,
el- 2007,Mu’cemu’l-Furûki’’dEdatlar
mektedir. Fakat
fiili,
, 347-348;
ve benzerlerinden
Encyclopaedia
of20 fî’l-Kur’âni’l-Kerîm,
the
s. 159; Mekkî b. Ebî Tâlib, Ebû Muham
Edatlar
Dîlâliyye
Dâru
Garîb,
Kahire,
2008,
s.
182.
9
-Tefsîr
-Zeheb,
s. 369,
375.s. 977;
9
-Nihâye
-Ulyâ, BAE., 20
n Boston Köln,
2001,
(I-VI),
I,a.g.e.
477a.g.e.
-Zeheb,
s. 369,
375.
610
İbn
Sîde,
a.g.e., I, 327; İbn Manzûr, a.g.e., II,147;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
ez-Zebîdî, a.g.e., XXVIII, 206.III, 571 elvea.g.e.,
Encyclopaedia
the
el- s., II,
, II,el-3; el-iofÖmer
ezmûd b. Ömer b. Muhammed,
10 2003,
-V,2185-2186;
7 ezEbu’l-Bekâ,
347-348.
ez3;
d- d-i Ömer
b. b. Hakâik- I,41;
- fiiller aslı
, ’âlu’t-Tahvîl,
Editör:- Jane
Dammen-ve
McAuliffe,
Brill,fiilleri
Leiden
Köln,
2001,
(I-VI),
I,I,41;
477- değiştirme
- ,Boston
,deDâru
Sâder,
8
Ef
dönüştürme
demektir.
Bu
fiillere
EfBeyrût,
’âl’t-Tasyîr
de
denilmektedir. Bu
- -Tasyîr
Dâru
Sâder,
Beyrût,
2001,2001,
--Ef ’âlu’t-Tahvîl’den
Ebû Hay
a.g.e.,
s.
213;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I,
220;
-Ensârî,
mübtedâ
ve
haberden
olu
478; mübtedâ
ve
haberden
oluşan
iki
meful
alırlar.
fiilleri
bu
gruba
dahil
olan
fiillerdendir.
a.g.e., s. -213; Ebû Hayyân, a.g.e., I, 220;
-Ensârî,
el-Halebî,
-Huffâz,
I, 328; Ayrıntılı
-Bekâ,bilgi
a.g.e.,
Zeheb
-Bekâ,
a.g.e.,
s. 29-30
vedeğişik
347-348.
sayılan
edindi,
dönüştürdü,
bir hale getirdi
vb. manalara
gelmektedir.
için s. 29-30 ve 34
329,
s.
325. fiiller,
- kıldı,
Tâlib, Ebû Muhammed,
el-Hidâye
ilâyaptı, etti,
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
29-30
ve
347-348.
Zeheb
III, 571
ve V, 2185-2186.
11 Mukâtil
3
İbn
Bahâuddîn
Abdullah
el-Mısrî,
İbn Akîl alâ
Elfiyyet-i-Nemîr,
İbn Mâlik,
Mektebetu
b. Akîl,
Süleyman
Tefsîru
Mukâtil
b. Süleyman
- Dâri’t-Turâs, Kahire,
el-Askerî,
Hilâl,
el- el-Belhî,
-Nezâir
4
-Ulyâ, BAE.,11 2008,
III,bkz.,
1956-1957;
Mukâtil
b. Ebû
Süleyman
el-Belhî,
Tefsîru
Mukâtil
b. Şerhu
Süleyman
- -I, 327;
el-Muhkem,
et- el-Ensârî el-Mısrî,
2005,
s.
213;
İbn
Hişâm,
Ebû
Muhammed
Abdullah
Cemâluddîn
b.
Yusuf
b.
Ahmed
b.
Abdullah
hâuddîn
Abdullah
el,
Mektebetu
el-Dîniyye,
Kahire,
2007,
s.
159;
Mekkî
b.
Ebî
Tâlib,
Ebû
Muhammed,
el-Hidâye
ilâ
r b. Muhammed,
el---Ulûm, Beyrût, 2005, I, 74; er
Şerhu
Şuzûri’z-Zeheb
el-Mektebetu’l-Asriyye,
Beyrût,
1999, s. 369, 375; Çörtü, Mustafa
-Kerîm, - -fî Marifet-i
- Kelâmi’l-Arab,
-2008, III,
-Nihâye
-Ulyâ, BAE.,
1956-1957;
95;
a.g.e.,
II,147; Ebû Hayyân, el- a.g.e., I, 220; el-Halebî,
-Kerîm,
-Leys-Leys
Meral,
Sarf-Nahiv
Edatlar,- İfav, İstanbul,
s. 276. -Semerkandî,
Yusuf b. Ahmed b. Abdullah
el-Ensârî
el-Zeheb fî2014,
Marifet- (Thk.
Ali
Muhammed
328;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.
-Bekâ, a.g.e., s. 29-30; ez-Ze
ezmûd
b.
Ömer
b.
Muhammed,
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I,
220;
-Semerkandî,
(Thk. Ali Muhammed
9-Asriyye,
İbn Beyrût,
Akîl, a.g.e.,
s. 369, 375.
Arab, el1999, s.s.213;
369,İbn
375;Hişâm,
Çörtü, Şerhu
MustafaŞuzûri’z-Zeheb,
Meral, Sarf-Nahiv
206; es-Sebt, a.g.e., III, 571 ve V, 2185-2186.
- - Hakâik, Edatlar
s. 29-30 ve 347-348;
es-Sebt,
el10 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, II, 3; el-Beydâvî, Nâsıru’d-Dîn Ebû Saîd
İbn-i
Ömer
b.
Muhammed
eş-Şîrâzî,
Envâ- Muhammed
5 Abdullah
el101;
ez-Zebîdî, a.g.e.,
XXVIII,208;
b.ru’t-Tenzîl
Ebî
a.g.e.,
X, 6638;
el-Mâturîdî,
Ebû
Mansûr
Muhammed
b.a.g.e.,
Muhammed,
--Zeheb,
Ebû
a.g.e.,
I, s.
220;
b. Ebî
Tâlib,Tâlib,
a.g.e.,
X, 6638;
el-Mâturîdî,
Mansûr
Muhammed
Muhammed,
a.g.e.
s.-Dâru
369,
375.
ve Esrâru’t-Te’vîl,
Sâder,Ebû
Beyrût,
2001,
I,41;
İbnHayyân,
Akîl,b.a.g.e.,
I, 220;
- s. 213;- Ebû Hayyân,
- a.g.e.,
-Kerîm,
Dâruİbn
Garîb, Kahire, 20
-Huffâz,
I,Şuzûri’z-Zeheb,
328;
-Bekâ,
a.g.e.,
s. 29-30
347-348;
es-Sebt,
elezel- el-Halebî,
II,
Ömer
b. 6ve
-Fadl , Hişâm
b. 3;el-Hasan,
Şerhu ds. 369,
375;-i Ebu’l-Bekâ,
a.g.e.,
s. 29-30
ve 347-348.
- el-el-Ensârî,
a.g.e.
a.g.e., II,147; el-Fîrûzâbâdî, a.g.e.,
-2010
V,
160;
el-Askerî,
el-Nezâir
,
Dâru
Sâder,
Beyrût,
2001,
I,41;
-Nemîr,
III,
571
ve
V,
2185-2186.
11
Mukâtil
b.
Süleyman
el-Belhî,
Tefsîru
Mukâtil
b.
Süleyman,
(Thk.
Ahmed
Ferîd),
Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye,
Beyrût,
2003
ût, 2005, I, 74; er-Râzî, a.g.e., XXII,
-2010 V, 160; el-Askerî, el-Nezâir
a.g.e., XXVIII,
206. 4 s. 213; Ebû
Cemâleddîn
AliMuhammed,
b. Muhammed,
-Tefsîr,
Dâru
a.g.e.,
Hayyân,
a.g.e.,
220;
-- 7 - -Fadl
III,
187;
Mukâtil
b.I,I,Abdurrahman
Süleyman,
ve’n-Nezâir
Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye,
Beyrût, 2008, s. 69;
el-Muhkem,
327; et-b.el-Vucûh
- fi’l-Kur’âni’l-Kerîm,
b.a.g.e.,
el-Hasan,
I, 220; el-Halebî,
-Huffâz,
I, Abdurrahman
FerecFerec
Cemâleddîn
Alib.b.-Ensârî,
-Tefsîr,
Dâru
-Bekâ,
s. 347-348.
Zeheb
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
29-30
ve
347-348.
-i
Hazm
eles-Semerkandî,
Ebu’l-Leys
Nasr
b.
Muhammed
b.
Ahmed
b.
İbrahim,
Tefsîru’s-Semerkandî,
(Thk. Ali Muhammed
- XXVIII,
-Ulûm, Beyrût, 2005, I, 74; er-Râzî, a.g.e., XXII,
s. 29-30; ez-Zebîdî,-ia.g.e.,
Hazm
el12
Mukâtil b. Süleyman
Tefsîru
Mukâtil
b. Süleyman
Muavviz,
Adil
Abdu’l-Mevcûd),
Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye,
Beyrût,
III,
204;
a.g.e.,
I, II,147;
a.g.e.,
II,146;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e. 1993, -Huffâz,
-Bekâ,
12 95;el-Belhî,
a.g.e.,
Ebû Hayyân,
ela.g.e.,
I, 220; el-Halebî,
I,Mekkî b. Ebî Tâlib, a.g.e., X,
a.g.e.,
I, Ahmed
a.g.e.,
el-Fîrûzâbâdî,
-Bekâ,
el-II,146;
- a.g.e.
6638; s.
el-Mâturîdî,
Ebû Mansûr Muhammed
b. Muhammed,
Te’vîlâtu’l-Kur’ân,
(Thk. ve İlmi Kontrol, Bekir Topaloğlu,
a.g.e.,
347-348.
208; Muhammed
328;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.
-Bekâ,
a.g.e., s. -Leys
29-30; ez-Zebîdî, a.g.e., XXVIII,
a.g.e.,
s. 347-348.
-Kerîm, Muhammed
- Dâvud,
13 - Sîbeveyhi,
Abdullah
Başak),
Mizan
Yayınevi,
İstanbul,
2007-2010 V, 160; el-Askerî, el-Vucûh -ve’n-Nezâir,
s. 161; İbnu’l-Cevzî,
Amr
b.III,
Osman
b. 2185-2186.
Kanber,
el-Kitâb
Garîb, Kahire,132008,
s.es-Sebt,
182.
206;
a.g.e.,
571b.Abdurrahman
ve-Semerkandî,
V,
Sîbeveyhi,
Amr
b.Cemâleddîn
Osman
Kanber,
el-Kitâb
- Dâru
(Thk.
AliMuhammed,
Muhammed Zâdu’l-Mesîr fî İlmi’t-Tefsîr,
Ebu’l-Ferec
b.
Ali
b.
İbn-i Hazm – el-Meka.g.e.
a.g.e.,
II,147;
Ebû
5
Fîrûzâbâdî, a.g.e.,el-s. 977;
a.g.e., Beyrût,
s. 101;
ez-Zebîdî,
XXVIII,208; Muhammed Muhammed
-- s. 458. a.g.e., a.g.e.
a.g.e., II,147;Dâvud,
Ebû
- ez-Zebîdî,
- 2002,
tebu’l-İslâmi,
-Huffâz,
I, 328;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
Hayyân,
a.g.e.,
es-Semîn
el-Halebî,
b. Ebî Tâlib, a.g.e.,
6638;
Ebûİbn
Mansûr
Muhammed
b. Muhammed,
-Huffâz,
I, 328;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
Hayyân,
a.g.e.,
I, 220;
es-Semîn
el-Halebî,
- el-Mâturîdî,
- I,I, 220;
-Manzûr,
-Kerîm,
Dâru
Garîb,
Kahire,
2008,
182.
12 X, İbn
Sîde,
a.g.e.,
327;
a.g.e.,
II,146;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s. s.
977;
Ebu’l-Bekâ,
a.g.e., s. 347-348.
s.Sîbeveyhi,
977.
- 6
s.
977.
a.g.e.
a.g.e.,
II,147;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.
977;
ez-Zebîdî,
13
Amr
b.
Osman
b.
Kanber,
el-Kitâb,
(Thk.
İmîl
Bedî’
Yakûb),
Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye,
Beyrût, 2009, I, 20914
el-210;
a.g.e.,
s. I,101;
a.g.e.,
XXII,
a.g.e.,
s.I,347-348.
-2010
V, 160;
el-Askerî,
el-Nezâir
-95; -Bekâ,
-a.g.e.,
14
3
İbn
Sîde,
a.g.e.,
327;er-Râzî,
İbna.g.e.,
Manzûr,
a.g.e.,
II,147;
Ebû-Bekâ,
Hayyân,
a.g.e.,
220; es-Semîn el-Halebî, Umdetu’l-Huffâz,
ela.g.e.,
s.
101;
er-Râzî,
XXII,
95;
s.
347-348.
a.g.e.,
XXVIII,
206.
15
Ferec Cemâleddîn
Abdurrahman
b. Ali a.g.e.,
b. Muhammed,
-Tefsîr, Dâru
el-Fîrûzâbâdî,
s.
977.s. 977. 715 el-Fîrûzâbâdî,
I, 328;a.g.e.,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
a.g.e.,
s.
977.
-Bekâ,
s.
347-348.
16 el-Fîrûzâbâdî,
-i Hazm ela.g.e.,
s. 977;
ez-Zebîdî,
a.g.e., XXVIII, 207.
16
a.g.e.,
s. 977;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
a.g.e., I, el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,el-Ferâhîdî,
II,146;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e. XXVIII, 207.-Bekâ,
17
b. Ahmed
-Ayn,
17 Halîl Halîl
b.
Ahmed
el-Ferâhîdî,
-Ayn,
- - - a.g.e., s. 347-348.
Hüseyn
Ahmed
b.
Fâris
b.
Zekeriyyâ,
- Hüseyn Ahmed -b. Fâris- b. Zekeriyyâ,
- Sîbeveyhi, Amr b. Osman b. Kanber, el-Kitâb
a.g.e.,
et-Tabersî,
a.g.e.,
a.g.e.,
I,327;
et-Tabersî,
a.g.e.,
I, 74.I, 74.
LugaLuga- - a.g.e.
a.g.e.,
II,147;
EbûI,327;
88-
-910
10
iki
99iki
iki
10
olur
olur
ve
- ve
--
8
olur
ve
mübtedâ-haberden
mübtedâ-haberden
mübtedâ-haberden
8 olur
88 olur
olur
ve
mübtedâ-haberden
ve ve
mübtedâ-haberden
mübtedâ-haberden
iki
c. asfetme/niteleme
d. V
e.
( )
f.
hüküm
9
10
iki
11
c. c.asfetme/niteleme
fetme/niteleme
fetme/niteleme
gelmektedir.
gelmektedir.1111 gelmektedir.
11
1111
asfetme/niteleme
gelmektedir.
c.c.asfetme/niteleme
asfetme/niteleme
gelmektedir.
gelmektedir.
70
12
Yıl:
2015/2
|
Sayı:
44
|
Yrd.
Doç.
Dr.
Zeki
HALİS
12
12
d. d.V d.d.
( () ()( ))
(( ))
12
1212
V VV
13
13
13
(( e.)) e. e.e. ( )( )(( ))
13
1313
14
15
14
14
15
1415
15
f. f. f.f.hüküm
hüküm
hüküm
1414
15 koymak”
1515
f. “Hüküm vermek”,
“hüküm 14koymak”
ve “şer’î hüküm
manalarına gelhüküm
hüküm
hüküm
9
10
1010
mektedir.
“Allah farz namazların beş vakit olduğuna hükmetnin,,
nin,
16
16
16
16
miştir” örneğinde
bu
manaya
gelmektedir.
bu manaya
gelmektedir.
bu
manaya
manaya
gelmektedir.
gelmektedir.
22 gelmektedir.
16
1616
bu
manaya
gelmektedir.
22
g. S 17 (
),
fiili, bu
tasyîr
bugelmektedir.
manaya
bu
manaya
gelmektedir.
,
nin,
fiili,
tasyîr
gelmektedir.
,
nin,
,
nin, ,
nin,
17 (18
18
19
17
17 ((g.
18
19
19
17
18
19
S
),
(
)
ve
(
)
17 ))
19 (
),), g.g.
ve
ve),),, “amel”
)) ))ve
18 ( 1818(( (() ve
vefiili,
gelmektedir.
Fakat , fiili,
fiili,
ise kendisi
“fi’l”19tasyîr
gelmektedir.
g.
Sg. “Sun”
SS17 ((( 17ise
((),kendisi
ve
( 19ise
() manalarına
))
gelmektedir.
ise 22 Fakat
,
18
(
20 ,
nin,ve
22
22
fiili,21 tasyîrfiili, tasyîr gelmektedir.
nin,nin,
gelmektedir.
,
nin,
fiili,
tasyîr
20 ,
20
21
20
20
21
21
,
nin,
elmektedir.
Fakat
fiili,
ve
benzerlerinden
20
21
akat
katgelmektedir.
fiili,
fiili, ü Fakat
ve
benzerlerinden
benzerlerinden
,, ve
nin,
23
20 , 20nin,
21
,,, Fakat
vefiili,
benzerlerinden
daha
Ezherî’ye21 göre,
yaratılmış
gelmektedir.
Fakat
fiili,ise
ve benzerlerinden
benzerlerinden
23kapsamlıdır.
gelmektedir.
fiili,
,,ve22 benzerlerinden
ve
kendisi
ise birisinin, ise
22
ise
kendisiise kendisi
fiili,fiili,tasyîr
gelmektedir.
ise
22
gelmektedir.
fiili,
tasyîr
22
ise
kendisi
22
22
fiili,
tasyîr
gelmektedir.
nin,ise tasyîr ile
“Bufiili,
kapıyı
şu
ağaçtan
yaptım”
sözündeki
“ca’l”
fiili,gelmektedir.
“tasyîr”
fiili, tasyîr
tasyîr
gelmektedir.
gelmektedir.
ise kendisi
23
ise
ile
23 8
23 ise
22
23 ise
i
ise göre
kendisiise kendisi
22ise
manasına
gelmektedir.
İbn Manzûr’a
olan birisinin bumübtedâ
ise kendisi
isede yaratılmış
fiili,
tasyîr ise
ise
kendisi
kendisi gelmektedir.
ise
ise
ve habe
-Tasyîr de
de bir -Tasyîr
ise
8
8-8
ise
ile-Tasyîr
ise
bir
-Tasyîr
de
- 23 --23
-Tasyîr
-Tasyîr
de
de
23
ise
ile
ise
ile
23
sözündeki
“ca’l”
fiili
ise
yani
“yapmak”
manasına
gelmektedir.
23
ise
ile
mübtedâ
haberden
mübtedâ
mübtedâ ve
ve haberden
haberden
olu
olu ve
disi
mübtedâ
veolu
haberden
olu
mübtedâ
mübtedâ
ve haberden
ve
haberden
olu2323ise
olu
ise
ile
ise bir
ise bir ise bi
ile ile
-- ile
isebir farkilevardır. Ona göre
23 ise
- arasında
-ise
ise
ile
Askerî’ye
göre
ise
ile
şöyle
,
“bir
şeyin
hâuddîn Abdullah el,
iseise
bir bir
üzerinde
bir
iz
ve
etki
meydana
getirmektir.
bir
şeyin
üzerinde
bir
iz bir eser ise bir
ise
bir
se
ile hâuddîn
Abdullah
el,
Mektebetu
uddîn
uddîn Abdullah
Abdullah
elel- hâuddîn
,
,
Mektebetu
Mektebetu
ise
ise
bir
bir
hâuddîn
Abdullah
elMektebetu
hâuddîn
Abdullah
Abdullah
el- el-, Mektebetu
, ,Mektebetu
, kullan
kullan
Yusuf b. Ahmed b. Abdullah el-Ensârî el,
,
o şeyin şeklini değiştirmektir.
Mesela “ca’l”,,
“Çamuru çömlek
- oluşturarak
-ise
bir
Arab, el-,
-Asriyye, Beyrût, 1999, s.
b. Ahmed
b.b.Ahmed
Abdullah
el-Ensârî
elfî -Marifeted
ed Yusuf
b.
b. Abdullah
Abdullah
el-Ensârî
elel-Abdullah
-Zeheb
-Zeheb
fîfî MarifetMarifet--Zeheb
--Zeheb
kullan
Yusuf
Ahmed
b.
Abdullah
el-Ensârî
el-Zeheb
fî
MarifetYusuf
Yusuf
b.el-Ensârî
Ahmed
b.
b.
b.
Abdullah
el-Ensârî
el-Ensârî
elel-Zeheb
fî
Marifetfî
Marifetkullan
kullan
yaptı”
ve
“hareketsiz
duranı
hareketli
hale
getirdi”
şeklinde
kullanılabilEdatlar
,
kullan
Arab,
el-Asriyye,
Beyrût,
1999,
s.
369,
375;
Çörtü,
Mustafa
Meral,
Sarf-Nahiv
-Asriyye,
1999,
1999,-Asriyye,
s.s. 369,
369,
375;
375; Çörtü,
Çörtü,
Mustafa
Mustafa
Meral,
Sarf-Nahiv
Sarf-Nahiv
, -Asriyye,
,Beyrût,
, elArab,
el-kelimeleri
-Asriyye,
Beyrût,
1999,
369,Çörtü,
375;
Çörtü,
Mustafa
Meral,
Sarf-Nahiv
Arab,
el-Beyrût,
Beyrût,
Beyrût,
1999,
1999,
s. 369,
s.s.Meral,
375;
369,
375;
Çörtü,
Mustafa
Mustafa
Meral,Meral,
Sarf-Nahiv
Sarf-Nahiv
veArab,
hareketli
9
ve-Asriyye,
hareketli
kelimeleri
a.g.e.
kullan
mektedir.
“Amel”
ise
şeklinde
kullanılırken,
şeklinde
kullaEdatlar
kullan
Edatlar
kullan10 ezEdatlar
Edatlar
kullan
el, II, 3; elkullan
kullan
4 Yine 9 a.g.e.
-Zeheb,
s. -Zeheb,
369,
24 Yine kelimesi
-Zeheb,
-Zeheb,
s.s.ile
369,
369,
375.
375.
9
9
ve
hareketli
kelimeleri
ler.
kelimesi
ile
a.g.e.
-Zeheb,
369,
375.
nılmamaktadır.
Çünkü
“hareket
ve
hareketli”
kelimeleri
“kendisiyle
başkasına -etki edilen a.g.e.
a.g.e.
-Zeheb,
s. 375.
369,
s.s.375.
369,
375.
ve
hareketli
kelimeleri
ve
hareketli
kelimeleri
ve
hareketli
kelimeleri
el,
II,
3;
eld-i
Ömer
b.
elel-ez,, II,
II,ez3;
3;
eleldd-i
-i
Ömer
Ömer
b.
b.
10 ez1010
kullan
ez-şey”
el- ler.
,II,
II,3;3;elelÖmer
24
el- el, II,24
3;, Yine
eld- d-d- meydana
-i Ömer
-i-iÖmer
b.
b.b.arasındaa.g.e.,
veEbû
hareketli
kelime
meydana
getirilmesi
ile
olur. ile
Askerî’ye
göre
ile
da fark
vardır.
kelimesi
s. 213;
Hayyân, a.g.e.,
getirilmesi
ile I,41;
olur.
24 kelimesi
- -- Yine
- 24
Dâru
Sâder,
Beyrût,
2001,
I,41;kelimesi
--kelimeleri
- değildirler.
Dâru
Sâder,
Beyrût,
Beyrût,
2001,
I,41;
I,41;
ler.
kelimesi
ilekelimesi ile
ler.
Yine
Dâru
Sâder,
Beyrût,
2001,
etli
kelimeleri -ve
-- kelimeleri
- ,, Dâru
-- Sâder,
- ,Yine
--, 2001,
Dâru
, , Dâru
Sâder,
Sâder,
Beyrût,
Beyrût,
2001,
2001,
I,41;24 I,41;
ve
hareketli
kelimeleri
ler.
Yine
kelimesi
hareketli
24
Zeheb çömlek
-Bekâ, a.g.e., ile
s. 29-3
ve
veI,Hayyân,
hareketli
hareketli
kelimeleri
kelimeleri
ler. Yine
a.g.e.,
s. 213;
Ebû
a.g.e.,
- getirilmesi
.,, s.s. 213;
213; Ebû
Ebû
Hayyân,
Hayyân,
a.g.e.,
a.g.e.,
I,213;
220;
220;
-Ensârî,
-Ensârî,
-- -Ensârî,
“Ca’l”,
bir
başka
bir
şeyin
ile olur.
yapma”
. I, 220;
meydana
a.g.e.,
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
220; -Ensârî,
-Ensârî,
- ile olur.
.getirilmesi
a.g.e.,
a.g.e.,
s.ile
213;
s.s.şeyde
Ebû
213;
Hayyân,
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
a.g.e.,
I, 220;I,I,meydana
220;
-Ensârî,
- “Çamuru
11 -meydana
getirilmesi
ile
olur.
kelimesi
meydana
getirilmesi
ilemeyda
olur
24
Mukâtil
b.
Süleyman
el-Belhî,
Tefsîru
Mukât
kelimesi
ile
ler.
Yine
kelimesi
ile
Zeheb
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
29-30
ve
347-348.
24
25
-Bekâ,
-Bekâ,
a.g.e.,
a.g.e.,
s.
s.
29-30
29-30
ve
ve
347-348.
347-348.
24
24
ler.
Yine
kelimesi
ile
Zeheb
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
29-30
ve
347-348.
eketli
kelimeleri
Zeheb
a.g.e.,a.g.e.,
s.“Fi’l”
29-30
s. 29-30
veise
347-348.
ve
347-348.
örneğinde
şekildedir.
sadece
ler.
ler. getirilmesi
Yine
Yinebu-Bekâ,
kelimesi
kelimesi
ile
ilebir şeyin .meydana getirilmesi - için kullanılır.
25 Zeheb
25 -Bekâ,
etirilmesi
meydana
Mukâtil
Süleyman
el-Belhî,
Tefsîru
Mukâtil
b.
Süleyman
11b.
eyman
eyman
el-Belhî,
Tefsîru
Tefsîru
Mukâtil
Mukâtil
b.
b.
Süleyman
Süleyman
11 el-Belhî,
11
meydana
getirilmesi
ileMukâtil
olur.
.
Mukâtil
Süleyman
el-Belhî,
Tefsîru
Mukâtil
Süleyman
Mukâtil
Mukâtil
b. Süleyman
b.b. Süleyman
el-Belhî,
el-Belhî,
Tefsîru
Tefsîru
Mukâtil
b. Süleyman
b.b. Süleyman
-- . meydana
meydana
getirilmesi
ile
olur.
ile- olur. .
-Kerîm,getirilmesi
meydana
getirilmesi
kelimesi
meydana
meydana
getirilmesi
getirilmesi
ilemanaya
olur.
olur.
26 --Bu
el-ile
-- ile
el-) manasına
-- el26 26olur.
25 el). ile getirilmesi
manaya
el-(- meydana
el(
Bu
h.
“İsimlendirme”
gelmektedir.
Bu
manaya
geldiğinde
iki
mef
’ûl
al25
25
meydana
meydana -getirilmesi
25
-Leys-Leys
m,,
-- -Kerîm,
-- -Kerîm,
-- getirilmesi
.
meydana
getirilmesi
-Kerîm,
-Leys meydana
-Kerîm,
-. - -- - getirilmesi
---Leys
ile. “Falanca
olur. -Leys
27meydana
.-Leys
.(Thk.
27
getirilmesi262526 bilgilisi
27 -Semerkandî,
maktadır.
Zeyd’i
insanların
en
olarak
isimlendirdi”
h.
( Ali
)
Bu
manaya
Ali
Muhammed
26
-Semerkandî,
-Semerkandî,h.
(Thk.
(Thk.
Ali
Muhammed
Muhammed
(
)
Bu) X,manaya
-Semerkandî,
(Thk.
Ali
Muhammed
h.
)
Buel-Mâturîdî,
manaya
-Semerkandî,
-Semerkandî,
Ali Muhammed
Ali( Muhammed
25 (Thk. (Thk.
meydana
getirilmesi
25
h.
(
b.
Ebî
Tâlib,
a.g.e.,
6638;
28
eydana getirilmesi
-- örneğinde
-bu
- . 2525
meydana
meydana
getirilmesi
getirilmesi
28
h.
(
)
manaya
28
- 26-- 26 gelmektedir.
-- - 27-27
27
) X,
BuMuhammed
manaya
26 27Bu
b.
Ebî
a.g.e.,
X, a.g.e.,
6638;
el-Mâturîdî,
Ebû
Mansûr
Muhammed
b. Muhammed,
( h.
) Tâlib,
Bu
manaya
a.g.e.,
a.g.e.,
6638;
6638;
el-Mâturîdî,
el-Mâturîdî,
Ebû
Ebû
Mansûr
Muhammed
b.
b. Muhammed,
Muhammed,
h. Ebû
(manaya
)BuMuhammed,
manaya 27
26 Muhammed
Ebî
Tâlib,
a.g.e.,
X,Mansûr
6638;
el-Mâturîdî,
Ebû
Mansûr
Muhammed
Muhammed,
b.X,
Ebî
b.b. Tâlib,
Ebî
Tâlib,
a.g.e.,
X,
6638;
X,
6638;
el-Mâturîdî,
el-Mâturîdî,
Ebû
Mansûr
Mansûr
Muhammed
b.2626Muhammed,
b.b.
(
)
Bu
h.
h.
(
(
)
)
Bu
manaya
manaya
29
-2010 V, 160; el-Askerî,
el-28
28
29
a.g.e.,( s. 101;
a.g.e., s. 347-348.
) er-Râzî, a.g.e., XXII, 95; Ebu’l-Bekâ,
28
27 27 (- 14-) i.el-İsfehânî,
-27
Ferec Cemâleddîn Abdurrahman b. Ali b. M
27-Nezâir
26
15
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.el977.
27
27
-2010
V,
160;
el-Askerî,
-Nezâir
) el-Askerî,
Bu
manaya
-2010
-2010( V,
V, 160;
160;
el-Askerî,
elel-Nezâir
-2010
160; el-Askerî,
el-Askerî,
el-Nezâir
29
-2010-2010
V, i.160;
V,V, 160;
el-Askerî,
el-Nezâir
-Nezâir
--- 29 -i Hazm 29el(-- i.el) 28a.g.e.,
16 b.
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s. 977;
ez-Zebîdî,
XXVIII,
207.
28 -Tefsîr,
)-- -Tefsîr,
i.- ( -Dâru
( -Tefsîr,
)Dâru
Ferec
Cemâleddîn
Abdurrahman
b. Ali
28
ddîn
ddîn
Abdurrahman
Abdurrahman
b.
Ali
Ali b.
b.Abdurrahman
Muhammed,
Muhammed,
-Tefsîr,
Dâru
29
Ferec
Cemâleddîn
Abdurrahman
Ali
Muhammed,
-Tefsîr,
Dâru
28 -Tefsîr,
27
i.Dâru Dâru
( Beyrût,
) 2003,
Ferec
Ferec
Cemâleddîn
Cemâleddîn
Abdurrahman
b.b.AliMuhammed,
b.b.
b.Ali
Muhammed,
b.b. Muhammed,
28
28
12
a.g.e.,
I, I,246; İbn
a.g.e., II,1
17
Halîl
b.
Ahmed
el-Ferâhîdî,
Kitâbu’l-Ayn,
(Thk.
Abdulhamit
Hindâvî),
Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye,
i.
(
)
-i Hazm
elell--i- Hazm
29
-i
Hazm
el-i
Hazm
elel29
29
18
et-Ahmed
- 28 et-a.g.e.
a.g.e.,
Ebu’lHüseyn
b.a.g.e.
Fâris
b.
Mekâyîsu’l-Luga,
Kahire,
168; İbn Sîde, a.g.e.,
i.29Zekeriyyâ,
)- - Dâru’l-Hadîs,
et-Tûsî
-Hasen,
- 2008,s.s.347-348.
II,146;
el-Fîrûzâbâdî,
-Bekâ,-Bekâ,-Bekâ,
29
29 (
e.,
.,) I,I,12 i. 1212 a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
II,146;
II,146;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.
-Bekâ,
-Bekâ,
(a.g.e.,
)I,-Hasen,
i.i.I, Fâris,
( a.g.e.,
)) a.g.e.,
I, (el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
II,146;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.
-Bekâ,
a.g.e.,
I, ela.g.e.,
II,146;
II,146;
el-Fîrûzâbâdî,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.a.g.e.
13 Sîbeveyhi, Amr b. Osman b. Kanber, el-Kit
rabî,
Beyrût,
ts., a.g.e.,
VI,
109;
I,327;
et-Tabersî,
I, 74.
-Arabî,
Beyrût,a.g.e.,
ts., VI,
109; el- -,
,
s.
347-348.
348.
48.a.g.e.,
18
a.g.e.,
347-348.
et-Tûsî
-Hasen, .fîet-Tefsîri’l-Kur’ân,
- et-İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî,
-- Beyrût, ts.,- VI, a.g.e.,a.g.e.,
s.18347-348.
s.s.et-Tûsî,
347-348.
29
18 et-Tûsî
-b.
-Suver,
-el-Kitâb
- b.-Suver,
)b.13 Osman
Ebû
Ca’fer Muhammed
el-Hasen,
et-Tibyân
- eta
- el-Kitâb
-18 et-Tûsî
--.-Hasen, etSîbeveyhi,
Amr
Osman
b. Kanber,
-18 -Hasen,
- Daru
mr
mr b.
Osman
b.
Kanber,
Kanber,
el-Kitâb
--et-Tûsî
-Hasen,
1313 b.
____________________________________________________________________________________
Sîbeveyhi,
Osman
Kanber,
el-Kitâb
-Arabî,
Beyrût,
ts.,el-Kitâb
VI,
109;
el- -Arabî,
- fî-- Tenâsubi’l-Âyâti
,
18 et-Tûsî
Sîbeveyhi,
Sîbeveyhi,
Amr
Amr
b.Amr
Osman
b.b. Osman
b.69Kanber,
b.b.
Kanber,
el-Kitâb
- 109;
-- Hayyân,
19
Süleyman,
el-Arabî,
ts.,
VI,Nazmu’d-Dürer
109;
el- VI,
-ve’s-Suver,
Beyrût,
ts.,
el-el- es-Semîn ,el-Halebî,
109;
el-Bikâî,
Burhaneddin
Ebu’l-Hasan
İbrahim
b. Ömer,
Dâru’l-Kia.g.e.,
I, 220;
b. -Nezâir,
Süleyman,
el-- vd.
-Nezâir,
s.
69Beyrût,
vd.
- s.
a.g.e.
a.g.e.,
II,147;
Ebû
--Mukâtil
a.g.e.
a.g.e.
a.g.e.,
a.g.e.,
II,147;
II,147;
Ebû
Ebû
-Arabî,
Beyrût, . ts.,
VI, 109;
-Hasen,
eta.g.e.
a.g.e.,
II,147;
Ebû
-Suver,
18
a.g.e.
a.g.e.
a.g.e.,
a.g.e.,
II,147;
II,147;
Ebû
Ebû
-Hasen,
etet-Tûsî
-Hasen,
et-Arabî,
Beyrût,. ts., VI, 109;
el20 I,246;
hmed,
a.g.e.,
ela.g.e.,
s.
101.
-Suver,
tâbi’l-İslâmî,
Kahire,
ts.,
X,
28.
-Suver,
s.
977.
18
18
Halîl
b.
Ahmed,
a.g.e.,
I,246;
ela.g.e.,
s.
101.
et-Tûsî
-Hasen,
eta.g.e.,
I,el-Halebî,
220;
el-Halebî,
-Huffâz,
I, -Huffâz,
328;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,a.g.e.,a.g.e.,
et-Tûsî
et-Tûsî
-Hasen,
etet--el-Fîrûzâbâdî,
--Huffâz,
-Huffâz,
I,el-Halebî,
I,el328;
328;-Hasen,
el-Fîrûzâbâdî,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
.,,VI,
I,I,Hayyân,
220;
220;
es-Semîn
es-Semîn
el-Halebî,
19 es-Semîn
-a.g.e.,
-Suver,
- . 109;
el-Hayyân,
-b.es-Semîn
, -Huffâz,
-Huffâz,
328;
Hayyân,
a.g.e.,
220;
es-Semîn
Mukâtil
Süleyman,
-Nezâir,
s.
69
vd.
I,a.g.e.,
328;
I,I,ts.,
328;
el-Fîrûzâbâdî,
el-Fîrûzâbâdî,
Hayyân,
a.g.e.,
a.g.e.,
I, 220;
I,b.I,es-Semîn
220;
el-Halebî,
19 el-Halebî,
109;
el,
19 -Bekâ,
14 s.
-Arabî,
Beyrût,
VI,
109;
el, XXII21
a.g.e.,
s.
101;
el-Halebî,
-Huffâz
a.g.e.,
s.
347Mukâtil
b.
Süleyman,
el-Nezâir,
s.
69
vd.
19
Mukâtil
Süleyman,
el-Vucûh
ve’n-Nezâir,
s.
69
vd.
Mukâtil
b.
Süleyman,
el-Nezâir,
69
vd.
el- el- a.g.e., s.
101; er-Râzî,
a.g.e.,
ela.g.e.,
s.
101;
el-Halebî,
-Huffâz
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
34719 Mukâtil
-Arabî,
Beyrût,
ts.,
VI,
109;
el,
s.
977.
-Arabî,
-Arabî,
Beyrût,
Beyrût,
ts.,
ts.,
VI,
VI,
109;
109;
elel,
,
20
b.
Süleyman,
-Nezâir,
s.
69
vd.
-Suver,
- et-- b.Halîl
- b.
. el977. Halîl
a.g.e.,
I,246;
s.a.g.e.,
101.
19
s.
977.
s.s.-Hasen,
977.
20
- Halîl
-b.s.a.g.e.,
-Suver,
- Ahmed,
20. a.g.e.,
15a.g.e.,
- I,246;
-Suver,
-el-Fîrûzâbâdî,
b. Süleyman, el- .
-Nez
20
Ahmed,
a.g.e.,
el-İsfehânî,
101.
-Halîl
- I,246;
ela.g.e.,
s...101.
el101.
- Ahmed,
- s. Mukâtil
- s.
-Suver,
-b.s.
-- a.g.e.,
.-347-348.
ela.g.e.,
s.vd.
er-Râzî,
a.g.e.,
XXII,
95;-Suver,
-Bekâ,
a.g.e.,
s.--Huffâz
-21-101;
-a.g.e.,
-I,246;
-Suver,
-- Ahmed,
-347-348.
g.e.,
.e.,
s.s.
101;
101;
er-Râzî,
a.g.e.,
a.g.e.,
XXII,
XXII,
95;
95;
-Bekâ,
-Bekâ,
a.g.e.,
a.g.e.,
s.Ahmed,
347-348.
347-348.
Halîl
b.-Bekâ,
a.g.e.,
I,246;
el-a.g.e., s. 977.
a.g.e., s. 101.
14
1414- er-Râzî,
-Nezâir,
s.el69
vd.
a.g.e.,
101;
er-Râzî,
a.g.e.,
XXII,
95;
-Bekâ,
a.g.e.,
s.20347-348.
19
ela.g.e.,
s.a.g.e.,
101;
el-Halebî,
a.g.e.,
s.Halîl
34720 Halit
elela.g.e.,
a.g.e.,
s.
101;
s.
er-Râzî,
101;
er-Râzî,
XXII,
XXII,
95;
95;
-Bekâ,
-Bekâ,
a.g.e.,
a.g.e.,
s.
347-348.
s.
21el-Halebî,
.,Mukâtil
VI,
109;
el,
-Nezâir,
s.
69
21
16
Mukâtil
b.
Süleyman,
el-Nezâir,
s.
69
vd.
b.
Ahmed,
I,246;
el- s.
21
el-İsfehânî,
a.g.e.,
s.
101;
Umdetu’l-Huffâz,
I,
328;
Ebu’l-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
Kazım
Humeydî
-Arabiyye
ve
Adâbihâ,
S.
12,
2011,
278-310,
s.
279.
ela.g.e.,
s.
101;
el-Halebî,
-Huffâz
-Bekâ,
a.g.e.,
347ela.g.e.,
s.
101;
el-Halebî,
-Huffâz
-Bekâ,
a.g.e.,
347
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.a.g.e.,
977;s.veez-Zebîdî,
a.g.e.,
19
19
-Arabiyye
ve
Adâbihâ,
S.
12,
2011,
s.
279.
b.
Süleyman,
el-Nezâir,
s.
69
vd.
21 278-310,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.
977.
Mukâtil
Mukâtil
b.
b.
Süleyman,
Süleyman,
elel-Nezâir,
-Nezâir,
s.
s.
69
69
vd.
vd.
15
a.g.e.,
a.g.e.,
s.
s.
977.
977.
ela.g.e.,
s.
101;
el-Halebî,
-Huffâz
15
15
l- Ebû
a.g.e.,
s. 101.
el-Fîrûzâbâdî,
977. “Meânî
- Mecelletu’l-Lugati’l-Arabiyye
-21 b.el-Ahmed
- - el-Ferâhîdî,
20 Ceale
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.b.977.
s.
-Suver,
-a.g.e.,
-s.977.
.Ahmed,
6;
el-- b.Mansûr
a.g.e.,
s.a.g.e.,
101.
17
Halîl
b.
a.g.e.,
I,246;
ela.g.e.,
s.
101.
a.g.e.,
s.
101;
el-Halebî,
Tûmân
Gâzi
Hüseyn,
fi’l-İfrâd
ve’l-İsnâd
ve’l-İsti’mâli’l-Kur’ânî”,
ve
Adâ22el-Fîrûzâbâdî,
Muhammed
Ahmed,
Luga,
(Thk.
Abdusselâm
Halîl
-Ayn,
20
20
el-Ezherî,
Ebû
Mansûr
Muhammed
b.
Ahmed,
Luga,
(Thk.
Abdusselâm
Halîl
Ahmed,
a.g.e.,
I,246;
ela.g.e.,
s.
101.
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.vd.
977;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
Halîl
Halîl
b.
Ahmed,
Ahmed,
a.g.e.,
I,246;
I,246;
elel-a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
s.s.-Arabiyye
101.
101.
16
a.g.e.,
a.g.e.,
s.el-Fîrûzâbâdî,
977;
977;
ez-Zebîdî,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
a.g.e.,
XXVIII,
XXVIII,
207.
207.
16 s.
16
Halebî,
-Huffâz
-Bekâ,
s.
347el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
977;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
207.
-207.
Adâbihâ,
S. 12,
2011,-Arabiyye
278-310,ve
s.12,
279.2011,S.
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.a.g.e.,
977;
s.s.-ez-Zebîdî,
977;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
a.g.e.,
XXVIII,
XXVIII,
207.
-Nezâir,
s.b.
69
el-Halebî,
-Huffâz
-Bekâ,
a.g.e.,
s.- 347ela.g.e.,
s.- ve
101;
-Huffâz
-Bekâ,
a.g.e.,
s. 347--s.Hüsey
bihâ,
S.a.g.e.,
12,
2011,
278-310,
s.
279.
-101;
-21
Terceme
ve
el-207.
- -Bekâ,
ed
Harun),
ed- el-Halebî,
Adâbihâ,
278-310,
s. 279.
-a.g.e.,
12,-Arabiyye
2011,
278-310,
279.S.
21
21
Muhammed
Harun),
ed--Huffâz
Terceme
ve347el- ve-s.
- S. Adâbihâ,
ela.g.e.,
s.
el-Halebî,
Halîl
b.1717
Ahmed
el-Ferâhîdî,
-Ayn,
-a.g.e.,
-s.-Arabiyye
elela.g.e.,
a.g.e.,
s.s.- 101;
101;
el-Halebî,
el-Halebî,
-Huffâz
347347- Abdusselâm
d246;
el-Ferâhîdî,
el-Ferâhîdî,
-Ayn,
-Ayn,
----Huffâz
-- --Bekâ,
22
ve Adâbihâ,
17 Halîl
Halîl
b.
Ahmed
el-Ferâhîdî,
-Ayn,
el-Ezherî,
Ebû
Mansûr
Muhammed
b.
Ahmed,
Luga,
b.
Halîl
Ahmed
b.
Ahmed
el-Ferâhîdî,
el-Ferâhîdî,
-Ayn,
-Ayn,
--Bekâ,
--b.-a.g.e.,
- Abdusselâm
-- s.(Thk.
22
ela.g.e.,
s.
101.
22
Ebû- Mansûr
Muhammed
b. Ahmed,
Tehzîbu’lLuga,
(Thk.
Muhammed
Harun),
ed-Dâru’l-A
- 22 el-Ezherî,
--- Hüseyn
-1966,
I,
374.
el-Ezherî,
Ebû
Mansûr
Muhammed
Ahmed,
Luga,
(Thk.
Abdusselâm
el-Ezherî,
Ebû
Mansûr
Muhammed
b.
Ahmed,
Luga,
(Thk.
Abdusselâm
Luga
-1966,
I,
374.
22
- Harun),
Hüseyn
b.- Ahmed
Fâris
b.b.b.Zekeriyyâ,
--- ve
--- Terceme
Hüseyn
Ahmed
Ahmed
b.
b.
Fâris
Fâris
b.
b.
Zekeriyyâ,
Zekeriyyâ,
-Zekeriyyâ,
- b.b. Zekeriyyâ,
el-Ezherî,
Ebû
Mansûr
Muhammed
b.1964Ahmed,
-Arabiyye
ve Adâbihâ,
S.Te’lîf
12,
2011,
278-310,
279.
-s.Hüseyn
Hüseyn
Fâris
Muhammed
ed-edel-278-310,
Hüseyn
-Ahmed
b. Fâris
Fâris
b.Harun),
- ve
-----Enbâ
1; -el-Halebî,
-Huffâz
-Bekâ,
a.g.e.,
s.Muhammed
347-Arabiyye
veMısrî
Adâbihâ,
S.
12,
2011,
s.Ahmed
279.
li’tve’tTerceme
ve
el-Müessesetü’lMısriyyetü’lÂmme
li’n--- Neşr
ve’lve’n-Neşr,
Kahire,
-Ahmed
-Arabiyye
Adâbihâ,
S. 12,-- 2011,
s.el-279.
el-Ezherî,
Ebû
Mansûr
Muhammed
a.g.e.,
II,23147.
Muhammed
Harun),
--Zekeriyyâ,
- 22Terceme
veTerceme
el-278-310,
edve
a.g.e.,
II,
147.
-Arabiyye
ve
Adâbihâ,
S.
12,
2011,
278-310,
s.
279.
Luga
a.g.e.,
I,327;
et-Tabersî,
a.g.e.,
I,
74.
-Arabiyye
-Arabiyye
ve
ve
Adâbihâ,
Adâbihâ,
S.
S.
12,
12,
2011,
2011,
278-310,
278-310,
s.
s.
279.
279.
a.g.e.,
a.g.e.,
I,327;
I,327;
et-Tabersî,
et-Tabersî,
a.g.e.,
a.g.e.,
I,
I,
74.
74.
Muhammed
Harun), ed- Te
ammed
b. 24
Ahmed,
- Luga,
Luga
a.g.e.,
et-Tabersî,
a.g.e.,
I,74.
- (Thk.
I,74.
374.
22- Abdusselâm
Luga
Luga
- 1966,
-- I, 374.
a.g.e.,
I,327;
et-Tabersî,
et-Tabersî,
a.g.e.,
I,-1966,
74.
- b.Abdusselâm
- a.g.e.,
-I,327;
Muhammed
b.
Ahmed,
- el-Hasan
Luga,
(Thk.
el-Ezherî,
Mansûr
Muhammed
b.
- Luga,
Abdusselâm
Muhammed
Harun),
edEbû
Hilâl
b.23 Abdullah
b.
Sehl,
-- -a.g.e.,
-- -Ebû
--I,327;
-Abdusselâm
-1966,
I, 374.(Thk.
--(Thk.
- I,Ahmed,
22
22el-Hasan
el-Askerî,
Hilâl
Abdullah
el-Lugaviyye,
- - -el-Ezherî,
Ebû
Mansûr
Muhammed
b. elAhmed,
Luga,
Abdusselâm
el-Ezherî,
Ebû
Ebû
Mansûr
Mansûr
Muhammed
Muhammed
b.-Lugaviyye,
b. Ahmed,
Ahmed,
-- Luga,
Luga,
(Thk.
(Thk. Abdusselâm
- -1966, I, -374.
- --el-Ezherî,
-Ebû
Terceme
ve
el-b. Sehl,
a.g.e.,
147.
23 II,
23- İbn
Manzûr,
a.g.e.,
II,
147.
-Arabiyye
ve
Adâbihâ,
S.
12,
2011,
278-310,
Terceme
ve
el23s. 279.
Muhammed
Harun),
edTerceme
ve
ela.g.e., II, -147.
23
Muhammed
Harun), 24 ed-Harun),
- ed--el- II, 147.
-- Terceme
-vea.g.e.,
Terceme
Terceme
ve
ve elel--Lugaviyye,
-- II,
Muhammed
Harun),
a.g.e.,
- -Muhammed
-1966,
I,el-Hasan
374.
el-Askerî,
Ebû
Hilâl
el-Hasan
Abdullah
b.
Sehl,
- 147.
24- Ahmed,
el-Askerî,
Ebû
Hilâl
b. Abdullah
b. -Sehl,
el-Furûku’l-Lugaviyye,
Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye,
2013,
Muhammed
b.
-edLuga,
(Thk.
I,24-374.
24 b.
- Hilâlb.el-el-Hasan
-1966,
I,a.g.e.,
374.s. -154.
II, 147. - 25- -Nezâir,
els.- -159.
Ebû
Hilâl
el-Hasan
Abdullah
Sehl,
el- b. 23Sehl,
-Lugaviyye,
el-Askerî,
Ebû
b.b. Abdullah
el-Beyrût,
-Lugaviyye,
el-Askerî,
el-Nezâir,
s.el-Askerî,
159.Abdusselâm
24
- --1966,
-1966,
I, 374.
-1966,
-1966,
I,
I,
374.
374.
el-Askerî,
Ebû
Hilâl
b. Abdullah
b. Sehl, el23el- s. 159.
24 el-Hasan
25 - el-Askerî,
el-Vucûh
ve’n-Nezâir,
- 232326 a.g.e.,
Terceme
ve
da.g.e.,
II,
147.
el-Askerî,
Ebû
Hilâl el-Hasan b. Abdu
es-Arabiyye,
(Thk.
Ahmed
eles-Arabiyye,
(Thk.
Ahmed
II,
147.
a.g.e.,
a.g.e.,
II,
II,
147.
147.
25 el-Askerî,
b.
Abdullah
b.
Sehl,
el-Lugaviyye,
24
el-Nezâir,
s.
159.
26
el-Cevherî,
İsmail
b.
Hammâd,
es-Sıhâh
Tâcu’l-Luga
ve
Sıhâhu’l-Arabiyye,
(Thk.
Ahmed
Abdulgafûr
Attâr),
Dâru’l-Ku25
- 2424 Ebû- b.
-Sehl,
-1966,
374.
san
b. Abdullah
el- b. Abdullah
-Lugaviyye,
- 25 -Askerî,
- -Lugaviyye,
Ebû
Hilâl
el-Hasan
b.-Nezâir,
Abdullah
b. Sehl, el-Lugaviyye,
- Ebû
el-s. 159.
el-Askerî,
el-Sehl,
el-Askerî,
el--Nezâir,
s. 159.
- b.
- el-Askerî,
25 el-Askerî,
el-Askerî,
Hilâl
el-Hasan
b.I, Abdullah
Sehl,
el--Askerî,
-elel-Askerî,
el-Askerî,
Hilâl
Hilâl el-Hasan
el-Hasan
Abdullah
b.b.
Sehl,
elel-Lugaviyye,
-Lugaviyye,
--ed-Dâmegânî,
26Ebû
el- --(Thk.
-Nezâir,
s. 159.
eles- ve’n-Nezâir,
-Arabiyye,
25 Ahmed
tubi’l-İlmiyye,
Beyrût,
1990,
IV,1656;
el-Vucûh
s. 160;
a.g.e.,
s. 228;
26 a.g.e.,
47.
26el-Askerî,
el-Askerî,
el- et-Tabersî,
-Nezâir,
s.Ahmed
159.
160; ed-Dâmegânî,
a.g.e.,
s. 228;
et-Tabersî,
I, 228;
74;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
eles- a.g.e.,
-Arabiyye,
(Thk.
Ahmed
eles-Arabiyye,
(Thk.
Nezâir,
s.
160;
ed-Dâmegânî,
a.g.e.,
s.
et-Tabersî,
a.g.e.,
I,
74;
26el-Fîrûzâbâdî,
elr, s.-Bekâ,
159.
-Ebu’l-Bekâ,
-Askerî,
el- XXVIII,
- es- el- -Askerî, ela.g.e.,
I,el74; el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.206.
977;
a.g.e.,
s. 347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
25 -el-Askerî,
26 el- 206.
Hasan
b.
Abdullah
b.
Sehl,
-Lugaviyye,
ezâir,
s.
159.
el-Nezâir,
s.
159.
esa.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
-Askerî,
25
25
-Bekâ,s.a.g.e.,
s. 347-348;
ez-Zebîdî, a.g.e., XXVIII, 206.
el-Askerî,
el-el-Askerî,
-Nezâir,
159.
el-Askerî,
el-Nezâir,
-Nezâir,
159.
159.Ahmed
es-a.g.e.,
27- Ebû
Hayyân,
I,ed-Dâmegânî,
220.s.s.(Thk.
Nezâir, a.g.e.,
s.-Arabiyye,
160;
a.g.e.,
s. 228;
et-Tabersî,
a.g.e.,
I,a.g.e.,
74;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
26 (Thk.
es- 262627
- el-Arabiyye,
es- a.g.e.,
-Arabiyye,
(Thk.
-Ahmed - 4
ân,
I, 220.
Nezâir,
160;
ed-Dâmegânî,
a.g.e.,
s. 228;
et-Tabersî,
I, 74; a.g.e.,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
Nezâir,
s. 160;
ed-Dâmegânî,
s.
228;
et-Tabersî,
I, 74;
el-Fîrûzâbâdî,
Ebû Hayyân,
a.g.e.,
220.
eles-I,-Askerî,
- el- s.Ahmed
-Arabiyye,
(Thk.
Ahmed
eleleses-Arabiyye,
-Arabiyye,
(Thk.
(Thk.
Ahmed
Ahmed
Nezâir,
s.
160;
ed-Dâmegânî,
a.g.e.,
s. 228;
et-Tabersî, a.g.e.
a.g.e.
el28
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
Nezâir,
159.
-Askerî,
el-Askerî,
elNezâir,
s.
160;
ed-Dâmegânî,
a.g.e.,
s.
28 ez-Zebîdî,
a.g.e.,- s.XXVIII,
206. 27 a.g.e.,
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
206. 4-- 44 I,XXVIII,
-74; --el-Fîrûzâbâdî,
-Askerî, el- -Askerî,
-Askerî, elel-- a.g.e., s. 347-348; ez-Zebîdî, a.g.e., XXVII
-Bekâ,
a.g.e.,
s.es228;
et-Tabersî,
a.g.e.,
a.g.e.,
4
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I,
220.
4
4
27
-Arabiyye,
(Thk.
Ahmed
nî,Nezâir,
a.g.e.,
s.
228;
et-Tabersî,
a.g.e.,
I,
74;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
27
Nezâir,
s.Ebû
160;
ed-Dâmegânî,
a.g.e.,
s. 228; et-Tabersî, a.g.e., I, 74; el-Fîrûzâbâdî,
-Bekâ, a.g.e.,a.g.e.,
s. 347-348; e
29
-Huffâz,
I,
328;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I,
220.
Hayyân,
a.g.e.,
I,
220.
el-Halebî,
-Huffâz,
I,
328;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
27
s.
160;
ed-Dâmegânî,
a.g.e.,
s.
228;
et-Tabersî,
a.g.e.,
I,
74;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
Nezâir,
Nezâir,
s.a.g.e.,
s.28160;
160;
ed-Dâmegânî,
ed-Dâmegânî,
a.g.e.,
a.g.e., s.els.206.
228;
228; et-Tabersî,
et-Tabersî,
a.g.e.,
a.g.e., I,I, 74;
74; el-Fîrûzâbâdî,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
a.g.e.,
Ebû Hayyân,
a.g.e., I, 220.
47-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.206.
ez-Zebîdî,
a.g.e.,-Askerî,
XXVIII,
28
- 347-348;
- ez-Zebîdî,
-XXVIII,
s.
28 a.g.e.,
-Bekâ,
a.g.e.,
s. 347-348;
ez-Zebîdî, a.g.e.,27XXVIII,
206.
Ebû Hayyân,
a.g.e., I, 220.
ez-Zebîdî,
206.206.
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
28206.
-Bekâ, a.g.e.,
s.XXVIII,
347-348;
a.g.e.,
XXVIII,
206.
-Bekâ,
a.g.e.,
a.g.e.,I,ez-Zebîdî,
s.74;
s.347-348;
347-348;
ez-Zebîdî,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
a.g.e.,
XXVIII,
XXVIII,
206.
29 -Bekâ,
ez-Zebîdî, a.g.e., XXVIII,
206.
27 Ebû
el-Halebî,
-Huffâz,
I,
328;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
28 ez-Zebîdî,
29el-Fîrûzâbâdî,
gânî,
a.g.e.,
s.
228;
et-Tabersî,
a.g.e.,
a.g.e.,
29
Hayyân,
a.g.e.,
I, 220.
a.g.e., XXVIII, 206.
el-Halebî,
-Huffâz,
I,
328;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
el-Halebî,
-Huffâz,
I,
328;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
27
27 Ebû
Ebû Hayyân,
a.g.e.,
I,
220.
29
EbûHayyân,
Hayyân,
a.g.e.,
a.g.e.,
I,I,220.
220.
el-Halebî,
I, 328; ez-Zebîdî, a.g.e., XXVIII, 20
28 ez-Zebîdî, a.g.e., XXVIII, 206.
29-Huffâz,
.,ez-Zebîdî,
s. 347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
06.
el-Halebî,
-Huffâz, I, 328; ez-Ze
28
28a.g.e.,
XXVIII,
206. XXVIII,
ez-Zebîdî,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
a.g.e.,
XXVIII,206.
206.
meydana getirilmesi ile olur.
.
meydana getirilmesi25
h.
(
)
27
26
30
j.
Bu manaya
“CA’L” KÖKÜNÜN KUR'ÂN-I KERÎM’DE KULLANILAN MANALARI
j.
71
30
30
30
28
30
j.
j.
dan
.3
j. 32
30
.31- j.
ve
31
32 ve
dan
.
30
29
31
32
31
32
32 ve
30 gelmektedir.
3
j.j.
- ( dan
.
-) 30manasına
ve
i. “İnanma”
- . 29 30dan
.j.31 3230 ve
j. dan
dan örnekleri.31bu
ve
örnekleri
bu
31
32
31
32
33
32 ve
32 ve.31 örnekleri örnekleri
32 ve .31 bu
dan30 gelmektedir.
buve-ve
bu
Bu
30
dan
- j. “Başlamak”
dan .31 -- manasına
.31dan
- .
dan
dan
“Başlama”
manasına
“Efâl-ı örnekleri
Şurû”
örneklerigeldiğinde
bu
Kur'ân33
Bu
Kur'ân33
33
34
33 örnekleri
örnekleri
Bu .3131 Bu
Kur'ân- bubu
.örnekleri
- 18 dan
danolmaktadır.
örnekleri
bu32 32veveKur'ânbu örnekleri
Bu başladı”
Kur'ânbu
“söylemeye
“falanca
şöyle
Kur'ânet-Tûsî34 33 33 Bu
-Hasen, et33
.
33
34
34
Bu
Kur'ân33
34şekildedir.
33 Kur'ân33
Bu
Kur'ân. 34 başladı”
.
air Kur'ânMug olmasına
yapmaya
örnekleri
Bu kullanım
Bu
Buşöyle -Arabî,
bu
.örnekleri
Bu buKur'ânBu, Arapça’da
Beyrût,
. 34ts., VI, 109; el- manada
34
-Suver,
.
air
Mug
manada
34
35
.
34
34
33
rağmen
Kur’ân-ı
Kerîm’de
bulunmamaktadır.
34
air Mug air. Mug
manada .manada
.Bu 19 .
air Kur'ânmanada
.34Mug
air
Mug elmanada
Mukâtil
b. Süleyman,
-Nezâir, s. 69 vd.
35
35
air
Mug
manada
35
34
20
35
airMugallis
Mug b. Lakît’in
,35bu iki
Mug air . MugHalîlŞair
manada
b. Ahmed,
el- air Mug
a.g.e.,
s. 101.
beytinde
geçen manada
“ca’l” fiili bu
manada
kullanılmıştır:
manada
airBmanada
Mug
35 a.g.e., I,246;
,
bu
iki
,
kemiklerine
21 el35
-Huffâz
-Bekâ, a.g.e.,
s. 347bu101;
iki el-Halebî,
35 , s.
B a.g.e.,
, , kemiklerine
kemiklerine
derecede
air35B Mug 35BB
manada
/, ,bu
“Bana
yaptıklarından
bu iki karBbuikiiki ,35, bu 36iki ,, kemiklerine
bu
iki
, 35 - dolayı,
kemiklerine
kemiklerine
nefsim
36
B
,
bu
iki
,
kemiklerine
derecede
nefsim
36
36
35
36
B
,
bu
iki
,
kemiklerine
derecede
nefsim
deşime,
azı
dişleri
kemiklerine
ulaşacak
derecede
şiddetli
bir
darbe
yapmayı/ısırmayı
derecede
nefsim
, bu iki
, kemiklerine
kemiklerine
Amr
b. Ahmer
- , bu iki , B - derecede
-Arabiyye ve
Adâbihâ,, bu
nefsim
iki 2011,B278-310,
, s. 279.
kemiklerine
, bu eliki
,
36
nefsim S. -12,
22derecede
el:
36
36
el-Ezherî,
Ebû
Mansûr
Muhammed
b.
Ahmed,
Luga,
(Thk.
Abdusselâm
derecede
nefsim
b.nefsim
Ahmer
el:
37 : 36
36
36
hoş
görmeye
başladı.”
36
nefsim
erecede Amr derecede
nefsim
nefsim
Amr
b.
Ahmer
el:
Amr
b.
Ahmer
el,Amr
bu iki
, kemiklerine
Amr
:
derecede
derecede
nefsim
Muhammed
ed-b. Ahmer el- Terceme ve
el-: nefsim b.Harun),
Ahmer
el37
Amr
b.Ahmer
Ahmer
el- 37- Kalkmaya
:Kalkmaya
37
37
Kalkmaya
36
b.
Ahmer
Amr
b.
elAhmer
el:
:
-1966,
I,
374.
Amr
b.
el:
Kalkmaya
e
nefsim
Kalkmaya geldi
Amr b. ait
Ahmer
el- ise şu şekilde gelmiştir:
Amr b. Ahmer el-Bâhilî’ye
beyitte
Amr b. Ahmer el- :
37
Kalkmaya
23 geldi
37 de yerimden,
a.g.e.,
II,
147.
Kalkmaya
7
37
yerimden,
38
37 geldi de
37
Kalkmaya
Kalkmaya
geldi
yerimden,
geldi
de Kalkmaya
yerimden,
.ağır
“Kalkmaya
başladığımda
elbiselerim
bana
geldi
de yemr b. Ahmer24 el-37
:elgeldi de
yerimden,
Kalkmaya
el-Askerî, Ebû Hilâl el-Hasan b. Abdullah
b. de
Sehl,
-Lugaviyye,
- gibi
geldi
de
yerimden,
38
geldi
de
yerimden,
38
38
38
gibi
.
38 dekalktım.”
de .birinin
yerimden,
geldi de
yerimden,
rimden,
sarhoş
kalkması
geldi
yerimden,
gibi
. .geldi
gibi
Kalkmaya geldi de yerimden, Taberî de Araplar geldi de yerimd
gibi
. gibi
38
25gibi
el-Askerî,
el- .3838
-Nezâir, s. 159.
plar
gibi
38
38
Taberî
de
Araplar
bi
.
. 26 gibi
38
. de
Taberî
Araplar
Taberî
de
Araplar
olarak
. Mese
geldi
degibi
yerimden,
de
Arapların
herhangi
bir “haber”
ya da
de
. Taberî
gibi (Thk.
. 38“fiil” için zarf olarak
el- Taberî
es-“ca’l”ı
- Araplar
-Arabiyye,
Ahmed
Taberî
de
Araplar
Taberî
de
Araplar
.
Mesela
ona
göre
ve
olarak
.
Mesela
ona
göre
ve
-Askerî,
el38
erî .de
Taberî
Araplar
dekullandıklarını
Araplar
etmiştir.
ona
göreona göre . Mesela
ve
cümlelerinTaberî deifade
Araplar
olarak
. Mesela
Mesela
göre
ve
olarak
.ona
Mesela
veAraplar
cümlelerindeki
olarak
göre
ve ,
Taberî
de Araplar
Taberî
de
olarak
Mesela
ona
veve ona
Nezâir,
a.g.e., s.. 228;
et-Tabersî,
a.g.e.,
a.g.e.,
olarak s. 160; ed-Dâmegânî,
. Mesela
onagöre
göre I, 74; el-Fîrûzâbâdî,
eki
,
cümlelerindeki
,
deki
“ca’l”,
fiile
bitişik
olmaya
delalet
etmektedir.
ifadesinde
ki
“ca’l”
fiili,
arak
. Mesela
.ona
Mesela
göre
ona
veonaXXVIII,
ve206.
olarak cümlelerindeki
. Mesela
göre
, , göre
cümlelerindeki
, a.g.e.,
ifadesi
aberî de Araplar
cümlelerindeki
olarak
., Mesela
göre
ve, . tek
-Bekâ, a.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
olarakonave
Mesela ona gö
cümlelerindeki
cümlelerindeki
,
,ümlelerindeki
Taberî,
yâ
27 başına
bircümlelerindeki
fiil
de-ğildir.
Taberî,
buTaberî,
cümlede
“kıyâm”
fiilinden
başka
biryâfiilin olmadığını
Ebû ,Hayyân,
I, 220.
ifadesicümlelerindeki
, a.g.e.,
yâ
,Mesela
,
ifadesi
,
Taberî,
yâ
ifadesi
,
Taberî,
.
ona
göre
ve
ifadesi
,
Taberî,
yâ
cümlelerindeki
,
cümlelerindeki
,
, 206.
Taberî,
yâyâ
28 ifadesi
ez-Zebîdî,
XXVIII,göre
ifadesi a.g.e.,
, buradaki
Taberî,
. Ona
söylemiştir.
Ona
göre
buradaki
ifadesi,
fiileyâ
bitişmeye ve devamına
delalet etmek.
Ona
göre
buradaki
adesi
,
,
Taberî,
Taberî,
yâ
29
ifadesi
, I, 328; ez-Zebîdî, a.g.e.,, XXVIII,
Taberî,
yâ
.. Ona
buradaki
. Ona
göre buradaki
ifadesi,
cümlelerindeki
el-Halebî,,
-Huffâz,
206.göre
. Ona ,göre buradaki
ifadesi
yâ
ifadesi
T
göre
. Ona
Ona
göreburadaki
buradaki Taberî,
tedir. Şairin şu ifadesindeki
“ca’l”
fiili deburadaki
bu
şekildedir:
/
ifadesindeki
ifadesi, ifadesi,
ifadesindeki
.
Ona
göre
.
Ona
buradaki
göre
. Ona
ifadesindeki
ifadesindeki
, ifadesi,ifadesi,
Taberî,
yâ göre buradaki
ifadesi,
ifadesindeki . O
. 30 Ona
görehissetme),
buradaki çünkü
ifadesi,
ifadesindeki
ifadesindeki
“Sen artık
yeminini
çöz ifadesindeki
(veyeminini
bundan
bir
sorumluluk
Sen
yeminini
çöz
(ve
sorumluluk
hissetme),
Sen
Sen
çözdolayı
(ve
yeminini
çöz
(veel-Ezherî,
sorumluluk
sorumluluk a.g.e.
hissetm
a.g.e. hissetme),
desi,
ifadesindeki
ifadesi,
. II,147;
Ona el-Beydâvî,
göreyalan
buradaki
39ifadesindeki
ifadesi,
ifadesindeki
ifadesi,
a.g.e.
a.g.e.,
30 el-Ezherî,
a.g.e.,
I,
41;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I,
220;
es-Se
39
kasten
yemini
bozma
keffâreti
yere
yemin
eden
günahkâr
üzerinedir.”
Bu
39
39
a.g.e.
a.g.e.,
II,147;
el-Beydâvî,
30 30 a.g.e.
30
çünkü
kasten
yemini
bozma
keffâreti
yalan
yere
yemin
eden
günahkâr
çünkü
çünkü
yemini
kasten
bozma
yemini
keffâreti
bozma
yalan
keffâreti
yere
yemin
yalaneden
yere II,147;
yemin
günahkâr
eden günah
30 kasten
el-Ezherî,
a.g.e.
a.g.e.
a.g.e.,
II,147;
el-Beydâvî,
el-Ezherî,
a.g.e.
a.g.e.,
el-Ezherî,
a.g.e.
a.g.e.,
el-Beydâvî,
31II,147; el-Beydâvî,
a.g.e.
a.g.e.
a.g.e.,
II,147;
30el-Ezherî,
ân, a.g.e.,
I, 220;
a.g.e.,
III, 571a.g.e.
V, es-Sebt,
2185-2186.
a.g.e.
-Ens
a.g.e.
a.g.e.a.g.e.
a.g.e.,
II,147;el-Beydâvî,
el-Beydâvî,
a.g.e.,
I, 41;es-Sebt,
Ebûel-Ezherî,
Hayyân,
a.g.e.,
I, ve
220;
a.g.e.,
III,220;
571
ve V,III,2185-2186.
ifadesindeki
a.g.e.,
I,
41;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I,
220;
es-Sebt,
a.g.e.,
571
ve
V,
2185-2186.
a.g.e.,
I,
41;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I,
es-Sebt,
a.g.e.,
III,
571
ve
V,
2185-2186.
I,295;
41;
Ebû
Hayyân,
I, V,
220;
es-Sebt,
a.g.e., ifadesi
III, 571 veyeminini
V, 2185-2186. -Nahv
a.g.e.,
I,a.g.e.
41;41;
EbûEbû
Hayyân,
a.g.e.,
220;
es-Sebt,
a.g.e.,
III,yeminini
571
2185-2186.
a.g.e.
el-Ezherî,
a.g.e.30üzerinedir
a.g.e.
a.g.e.,
II,147;
a.g.e.,
el-Beydâvî,
II,147;
el-Beydâvî,
-Ensârî,
s.I,a.g.e.,
215,
esifadesi
üzerinedir
üzerinedir
ifadesi
yeminini
31
a.g.e.,
Hayyân,
a.g.e.,
I, 220;
es-Sebt,
a.g.e.,
III,a.g.e.,
571ve
veV,
2185-2186.
30-Zeheb
30
el-Ezherî,
a.g.e.
a.g.e.
a.g.e.,
II,147;
el-Beydâvî,
-Ensârî,
-Zeheb
s.
215,
295;
es31 31 a.g.e.
31 I,a.g.e.
el-Ezherî,
a.g.e.
a.g.e.
a.g.e.,
II,147;
el-Beydâvî,
el-Ezherî,
a.g.e.
a.g.e.
31
-Ensârî,
-Zeheb
s.
215,
295;s. es-Ensârî,
-Zeheb
215, 295; esa.g.e.
-Ensârî,
215, 295; es31
a.g.e.
-Ensârî,
-Zeheb
s.s.
215,
es1;a.g.e.,
Ebû Hayyân,
I,-Nahv
41; Ebû
a.g.e.,
Hayyân,
220;
a.g.e.,
I, 220;
a.g.e.,
es-Sebt,
571
a.g.e.,
ve
V,III,
2185-2186.
571
ve V,
2185-2186.
- I,el-Halebî,
-es-Sebt,
-a.g.e.III,
-- I,328;
29
Umdetu’l-Huffâz,
I,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
a.g.e.
-Ensârî,
-Zeheb
215,I,295;
295;
es- Hayyân,
2000,
(I-IV),
I,-Zeheb
283. s.
a.g.e.,
I, 41;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I,41;
220;
es-Sebt,
a.g.e.,
III,I,-571
ve
V, 2185-2186.
-Nahv
- -Nahv
- a.g.e.,
a.g.e.,
Ebû
Hayyân,
220;
es-Sebt,
a.g.e.,
III,
571
ve
V,
2185-2186.
a.g.e.,
41;
Ebû
a.g.e.,
I,
220;
es-Sebt,
a.g.e.,
I
-Nahv
den
den
den
-215,32 295;
-Sîbeveyhi,
- Ebû
- -Manzûr,
- -Nahv
- - s.
a.g.e.
-Ensârî,
-Ensârî,
-Zeheb
215,
295;
s. es215, a.g.e.,
295;
esherî,
a.g.e. a.g.e.
a.g.e.
a.g.e.,
II,147;
el-Beydâvî,
3130
el-Ezherî,
a.g.e., I, 31
373; İbn-Nahv
Sîde,
a.g.e.,
I,s.- 327;
İbn
II,147;
el-Beydâvî,
a.g.e.,
I, 41;a.g.e.,
Hayyân,
a.g.e.,
-Nahv
--Zeheb
- -Zeheb
III, -10.
31
a.g.e.
-Ensârî,
es--Zeheb
2000, (I-IV),
I, 283.
a.g.e.
-Ensârî,
s. 215,
295;
esa.g.e.
-Ensârî,
2000,
(I-IV),
I, I,283.
2000,
283.
2000,
(I-IV),
I,- 283.
2000,
(I-IV),
283.
-Nahv
-Nahv
-I,(I-IV),
-I, a.g.e.,
- 571
-her
-buradaki
- Ona
I, 3241; Ebû Hayyân,
a.g.e.,
I,(I-IV),
220;
es-Sebt,
III,-Nahv
571
ve
V,-göre
2185-2186.
33
I,
220;
es-Sebt,
a.g.e.,
III,
ve
V,
2185-2186.
10.
2000,
283.
a.g.e.,
II,147.
Ona
göre
dildeki
gibi,
Ona
dildeki
her
göre
dildeki
buradaki
her
gibi,
buradaki
gibi,
Sîbeveyhi,
III, 10.
32 a.g.e.,
32
-Nahv
- -Nahv
32 10.
Sîbeveyhi,
a.g.e.,
III,III,s.10.
Sîbeveyhi,
a.g.e.,
III,
32Sîbeveyhi,
5 a.g.e.,
a.g.e.,
10.
V),
2000,
I, 283.(I-IV), I, 32283.
Sîbeveyhi,
III,Şuzûri’z-Zeheb
10.295;
-Ensârî,
-Zeheb
s. 215,
es- s. 215, 295; es-Sâmerrâî,
34 es-Sebt,
İbn (I-IV),
Akîl,
161;
Hişâm
el-Ensârî,
Fâdıl
Salih,III,
Meâni’n-Nahv,
Sîbeveyhi,
a.g.e.,
III,
10.İbn
147.
33 a.g.e. 33 31
a.g.e.,
571 ve V, 2185-2186.
2000,
I,a.g.e.,
283.
2000,
(I-IV),
I, 283. Şerhu
33II,147.
2000,
(I-IV),
I,
283.
40
40
40
33 33a.g.e.,
33
a.g.e.,
II,147.
a.g.e.,
II,147.
ve
dur
ve
ve
dur
ve
ve
dur
ve
a.g.e.,
II,147.
,1 a.g.e.,
Sîbeveyhi,
III,
10.
a.g.e.,
III,
10.
a.g.e.,
Dâru’l-Fikr
li’t-Tibâa
ve’n-Neşr
ve’t-Tevzî’,
Ammân,
2000, (I-IV), I, 32
283.
-Nahv a.g.e.,
- III,II,147.
- II,147.
35
32 Sîbeveyhi,
a.g.e.,
ve
2185-2186.
34 V, es-Sebt,
3210. Sîbeveyhi, a.g.e., III, 10.
a.g.e.,
III,34571
ve V,III,
2185-2186.
34 34
Sîbeveyhi, a.g.e., III, 10.
34
es-Sebt,
a.g.e.,
571
veve10.
V,
es-Sebt,
a.g.e.,
III,
571
ve V, 2185-2186.
34es-Sebt,
a.g.e.,
III,
571
V,2185-2186.
2185-2186.
a.g.e., II,147.
a.g.e.,
II,147.
es-Sebt,
a.g.e., III, 571 ve V, 2185-2186.
(I-IV),
Sîbeveyhi,
a.g.e.,
III,
a.g.e.,
III,
571
ve
V,
2185-2186.
el-Kitâb,
35 I, 283. 35 3332 es-Sebt,
33
33
a.g.e.,
II,147.
Taberî
veII,147.
Taberî
Taberî
ve
el-Kitâb,
35
a.g.e., II,147. el-Kitâb,
a.g.e.,
35
352185-2186.
el-Kitâb,
a.g.e.,
es-Sebt,
III, 571
a.g.e.,
V,33
III,
571
veManzûr,
V,a.g.e.,
2185-2186.
el-Kitâb,
eyhi,
a.g.e.,
III,ve3510.
İbn
a.g.e.,
II,147.V,
el-Kitâb, el-Kitâb,
34
bahsetmektedir.
Benzer
rivayetler için bkz.,
34 ve
34 es-Sebt, a.g.e.,
es-Sebt,
III, 571
2185-2186.
es-Sebt,
a.g.e.,
III,
571
ve
V,
2185-2186.
III,
571
ve
V,
2185-2186.
el-Kitâb,
el-Kitâb,
sadece
g el-Kitâb, 35
34
es-Sebt,
a.g.e., III, 35
571
ve V, 2185-2186.
sadece
sadece
g
g Lübâba.g.e.,için
II,147.
35
er rivayetler
bkz.,
elEdeb, Lübb-u
-Arab, (Thk. elA
bahsetmektedir.
Benzerbahsetmektedir.
rivayetler
için
bkz., elel-Kitâb,
bahsetmektedir.
rivayetler
için
bkz.,
- -kardeşinden
rivayetler
için
bkz.,
el-rivayetler
- iyi olanının ölüBenzer
rivayetler
için
bkz.,
elbahsetmektedir.
Benzer
rivayetler
için
bkz.,elel35
Bu
beyit, şairBenzer
Mugallis
b.Benzer
Lakît’ebahsetmektedir.
aittir.
Bkz.,
Sîbeveyhi,
II, 387.
şiirinde,Hancî,
üç
Benzerel-Kitâb,
için Şair
bkz.,bu elbt, a.g.e.,
III, 571
vebahsetmektedir.
V,
2185-2186.
-Arab,
(Thk.
Abdussel
Kahire,
1997,
V, 301-312.-i mukârebe
-Arab,
(Thk.
Abdussel
Edeb,
Lübb-u
Lübâb,
-i
mukârebede
,
,
-i
mukârebede
(Thk.
Abdussel
- - için bkz.,
Edeb,
Lübb-u
Lübâb-Arab,
(Thk.
Abdussel
- el-Bağdâdî, AbEdeb,
Lübb-u
Edeb,
Lübb-u
Lübâb-Arab,
(Thk.
Abdussel
münden
sonra
kalan
ikiLübâbkardeşinin
kendisine
yaptıklarından
Benzer
ktedir.
bahsetmektedir.
Benzer rivayetler
Benzer
için
rivayetler
bkz.,
eliçin
bkz.,
el--Arab,
- bahsetmektedir.
Edeb,
Lübb-u
Lübâb-Arab,
Abdussel
-Arab, (Thk.
Abdussel
Edeb,
Lübb-u
Lübâbel-Kitâb,
36 rivayetler
, 301-312.
Sîbeveyhi,
a.g.e.,
bahsetmektedir.
Benzer rivayetler
için(Thk.
bkz.,
elHancî,
Kahire,
1997,
V,Kahire,
301-312.
bahsetmektedir.
Benzer
rivayetler
için bkz.,- elbahsetmektedir.
Benzer
rivayetler için
bkz.,- el-a.g.e., I,
Hancî,
Kahire,
1997,
V,
Hancî,
Kahire,
1997,
V,Hancî,
301-312.
Hancî,
Kahire,
1997,
V,301-312.
301-312.
bb-u
Edeb,
LübâbLübb-u
Lübâb-Arab,
(Thk.
-Arab,
Abdussel
(Thk.
Abdussel
- Lisâni’l-Arab,
Hancî,
1997,
V,
301-312.
dulkâdir
b.
Ömer,
Hizânetu’l-Edeb,
Lübb-u
Lübâb-i
(Thk.
Abdusselâm
Muhammed
Harun),
Kahire,
1997,
V,
301-312.
sürekli
gelmesi
gerekir.
Hâlbuki
c
,
sürekli
sürekli
gelmesi
gerekir.
gelmesi
Hâlbuki
gerekir.
c
Hâlbuki
,
a.g.e.,
I,
327;
el-Kurtubî,
Ebû
Abdullah
Muhammed
b.
36 Sîbeveyhi,
Ahmed
el-Ensâri,
el-c
Edeb,
Lübâb-a.g.e.,
-Arab,
(Thk.
Abdussel
a.g.e.,
327;
el-Kurtubî,
Ebû
Muhammed
b.Muhammed
36 Lübb-u
-Arab,
(Thk.
Abdussel
Edeb,
Lübb-u
LübâbEdeb,
Lübb-u
-Arab,Muhammed
(Thk. -Abdussel
361997,
36Sîbeveyhi,
36 I,
Sîbeveyhi,
a.g.e.,
a.g.e.,
I,I,327;
el-Kurtubî,
Ebû
Muhammed
b.LübâbSîbeveyhi,
a.g.e.,
I,Abdullah
327;
el-Kurtubî,
Ebû
Muhammed
b.Abdullah
a.g.e.,
a.g.e.,
327;
el-Kurtubî,
Ebû
Abdullah
hire,
Hancî,
1997,
Kahire,
V, 36
301-312.
V,
301-312.
Sîbeveyhi,
a.g.e.,
I,a.g.e.,
327;
el-Kurtubî,
Ebû
Abdullah
b.
Mektebetu’l-Hancî,
Kahire,
1997,
V,a.g.e.,
301-312.
Sîbeveyhi,
a.g.e.,
a.g.e.,
I,Abdullah
327;
el-Kurtubî,
Ebû
b.I, 227tmektedir.
Benzer
rivayetler
için
bkz.,
el- Abdullah
-Bârûdî,
Hayrî
Saîd)
elMek
-Tevfîkiyye,
Kahire,
2008,
Hancî,
Kahire,
1997,
V,
301-312.
Ahmeda.g.e.,
el-Ensâri,
el-Bârûdî,
Hayrî
Saîd)
elKahire,
1997,
V,
Kahire,
1997,
V,
301-312.
her
zaman
gelmemektedir.
Mesela
her
her
zaman
gelmemektedir.
gelmemektedir.
Mesela
Mesela
Ahmed
el-Ensâri,
el-a.g.e.,
Hayrî
Saîd)
el-elAhmed
el-Ensâri,
el-zaman
- 301-312.
-Bârûdî,
Hayrî
Saîd)
elAhmed
el-Ensâri,
el-a.g.e.,
- - el-Ensâri,
-Bârûdî,
Hayrî
Ahmed
el-Ensâri,
el-Bârûdî,
Hayrî
Saîd)
a.g.e.,
Sîbeveyhi,
a.g.e.,
I,a.g.e.,
327;
a.g.e.,
el-Kurtubî,
I,- Hancî,
327;
Ebû
el-Kurtubî,
Abdullah
Ebû
Abdullah
Muhammed
b. Ebû
b. - Hancî,
36
Sîbeveyhi,
II,
387;
Sîde,
I, Muhammed
327;
el-Kurtubî,
Abdullah
Muhammed
b. Ahmed
el-Ensâri,
el-Câmi’
Ahmed
el-Bârûdî,
Hayrî
Saîd)
el-Arab,
(Thk.
--Bârûdî,
Lübâb,, Lübb-u
Kahire,
2008, I, 36227II,İbn
147;
Abdulkâdir
Ömer
a.g.e.,
V, 301
36 I, Sîbeveyhi,
36I, 327;
Sîbeveyhi,
a.g.e.,Abdussel
a.g.e.,
I, b.
327;
el-Kurtubî,
Ebû
Abdullah
Muhammed
b.el-Abdullah
Mek
-Tevfîkiyye,
Kahire,
2008,
227a.g.e.,
II,Saîd)
147;
Abdulkâdir
b.Abdulkâdir
a.g.e.,
a.g.e.,
el-Kurtubî,
Ebû
Muhammed
b.I, vd.
Sîbeveyhi,
a.g.e.,
a.g.e.,
327;
-Tevfîkiyye,
Kahire,
2008,
I,
227a.g.e.,
II,
147;
Mek
Mek
-Tevfîkiyye,
Kahire,
2008,
I,
227a.g.e.,
II,
147;
b.
Mek
-Tevfîkiyye,
Kahire,
2008,
I,
227a.g.e.,
II,
147;
Abdulkâdir
b.
Mek
-Tevfîkiyye,
Kahire,
2008,
I,
227a.g.e.,
II,
147;
Abdulkâdir
b.
-Ensâri,
Ahmed
elel-Ensâri,
el-Bârûdî,
Hayrî
-Bârûdî,
Saîd)
Hayrî
elSaîd)
elli
Ahkâmi’l-Kur’ân,
(Thk.
İmâd
Zeki
el-Bârûdî,
Hayrî
el-Mektebetu’t-Tevfîkiyye,
Kahire,
2008,
I,
227-228;
İbn
41
41
41
Mek
-Tevfîkiyye,
Kahire,
2008,
I,
227a.g.e.,
II,
147;
Abdulkâdir
b. el-Kurt
,e.,
Kahire,
1997,
V,
301-312.
37 Saîd)
V, 301
vd.
âyetinde
âyetinde
âyetinde
Bu
beyitteki
Ahmed
el-Ensâri,
el-Bârûdî,
Hayrî
elÖmer ela.g.e., V, 301 vd. Ahmed el-Ensâri, elAhmed el-Ensâri, el--Bârûdî, Hayrî Saîd)
- el-
dan
j.
-
____________________________________________________________________________________
Ömer
a.g.e.,
V,
301
vd.
Ömer
el-I,el301
vd.
Ömer
ela.g.e.,
V,V,
301
vd.
Ömer
ela.g.e.,
V,Ebû
301
vd.
Mek
-Tevfîkiyye,
Kahire,
2008,
Kahire,
2272008,
I,327;
227a.g.e.,
II,Ömer
147;
a.g.e.,
Abdulkâdir
II,a.g.e.,
147; b.
Abdulkâdir
b. vd.
Manzûr,
a.g.e.,
II,
147;
Abdulkâdir
b.
el-Bağdâdî,
a.g.e.,
301
Ömer
elV, 301
eyhi,
a.g.e., -Tevfîkiyye,
a.g.e.,
I,a.g.e.,
el-Kurtubî,
Muhammed
b.V,vd.
37 Bu beyitteki
-Tevfîkiyye,
Kahire,
2008,
I, Abdullah
227- - Kahire,
II, Mek
147;- Abdulkâdir
b.
Mek
37
-Tevfîkiyye,
2008,a.g.e.,
I, 227II,Kahire,
147;
Abdulkâdir
b.
-Tevfîkiyye,
2008,
I, 227Ensârî,
-Zeheb,
37 37
Bu
- Şerhu
37 eserlerde
ela.g.e.,
V,37
301
a.g.e.,
vd.
V, Bu
301-beyitteki
vd. ifadesiMek
Bu
beyitteki
Bu37beyitteki
beyitteki
bazı
şeklinde
geçmektedir.
Bkz. İbn
Hişâm el-Ensârî,
s.s. 216;-elBu
beyitteki
-a.g.e.,
-Şuzûri’z-Zeheb,
d Ömer
el-Ensâri,
el-Bârûdî,
Hayrî
Saîd)
elBu
beyitteki
ela.g.e., Ömer
V, 301el-vd.
38
-Zeheb,
s. 216; el- Ömer
a.g.e.,
IX,s.359.
a.g.e.,
V,
301
vd.
Ömer
ela.g.e.,
V,
301
vd.
-Ensârî,
Ebû
Muhammed
Abdulla
216;
el-Bağdâdî,
a.g.e.,
IX,
359.
eki
Bu beyitteki
Ensârî,
-Zeheb,
216;
ela.g.e.,
IX,
359.
Ensârî,
-Zeheb,
s.
216;
a.g.e.,
359.
-Tevfîkiyye,37Kahire,
2008,
a.g.e.,
II, 147;
Abdulkâdir
b.
Ensârî,
-Zeheb,
s.216;
216;
ela.g.e.,
IX,IX,
359.
42
Ensârî,
-Zeheb,
ela.g.e.,
IX,
359.
Ensârî,
-Zeheb,
s. 216;
ela.g.e.,
IX,37 359.
.I,42227Ensârî,
s. 216;
el-Bu beyitteki
a.g.e.,
.42el.-Zeheb,
37 Bu
Bu
beyitteki
- 359.
bû38Muhammed3838
Abdullah
Cemâluddîn
b. Yûsuf
b. s.
Ahmed
b.
Abdullah
el- IX,
-Eârîb,
beyitteki
38-Ensârî,
38
İbn
Hişâm
el-Ensârî,
Ebû
Muhammed
Abdullah
Cemâluddîn
b.
Yûsuf
b.
Ahmed
b.
Abdullah
el-Mısrî,
Muğni’l-Lebîb
Ebû
Muhammed
Abdullah
Cemâluddîn
b.
Yûsuf
b.
Ahmed
b.
Abdullah
38
-Ensârî,
Ebû
Muhammed
Abdullah
Cemâluddîn
b.
Yûsuf
b.
Ahmed
b.
Abdullah
-Ensârî,
Ebû
Muhammed
Abdullah
Cemâluddîn
b.
Yûsuf
b.
Ahmed
b.
Abdullah
a.g.e., V,
301
vd.
el-Ensârî, -Zeheb,
38 Ebû
216;
-Zeheb,
el-Muhammed
s. 216; Ebû
ela.g.e.,
IX,
359.
a.g.e.,
IX, 359.-Ensârî,
-Ensârî,
Muhammed
Abdullah
Cemâluddîn
b. Yûsuf b. Ahmed
-Ensârî,
Muhammed
Abdullah
b.Abdullah
Yûsuf b.Cemâluddîn
Ahmed b. Abdullah
EbûCemâluddîn
Muhammed
b. Yûsuf b. Ahmed b. Abdullah
-Eârîb,s.Ensârî,
(Thk.
Muhyiddîn
Abdulhamîd),
-Zeheb,
216;
ela.g.e.,
359.
an- Kutubi’l-Eârîb,
Muhyiddîn
Abdulhamîd),
Dâru’t-Talâi’,
Kahire,IX,
ts.,
II, -235;-Zeheb,
el-Bağdâdî,
a.g.e.,,
-Eârîb,
(Thk.
Muhammed
Muhyiddîn
el- Ebû-Ensârî,
Ensârî,
-Zeheb,
s. IX,
216;
ela.g.e.,
359.
Ensârî,
s. 216;
el-IX, - a.g.e.,
el- (Thk.
-Eârîb,
(Thk.
Muhammed
Muhyiddîn
Abdulhamîd),
- Abdullah
-Eârîb,
(Thk.
Muhammed
Muhyiddîn
-Ensârî,
Muhammed
Abdullah
Cemâluddîn
b. s.
Yûsuf
b.
Ahmed
b.
Yûsuf
b.
b.
Abdullah
Ahmed
b.Muhammed
Abdullah
eyitteki
-Abdulhamîd),
- Cemâluddîn
-Eârîb,
(Thk.
Muhammed
Muhyiddîn
Abdulhamîd),
el-el- Ebû
-Muhammed
-Eârîb,
(Thk.
Muhyiddîn
Abdulhamîd),
el-IX, 355;
-Eârîb,
(Thk.
Muhammed
Muhyiddîn
Abdulhamîd),
el38
-- Muhammed
a.g.e.,,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
208;
es-Sebt,
a.g.e.,
III,
571
ve V,2185-2186.
38
38b.
-Ensârî,
Ebû
Muhammed
Abdullah
Cemâluddîn
b.
Yûsuf
Ahmed
b.
Abdullah
355;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
208;
es-Sebt,
a.g.e.,
III,
571
ve
V,2185-2186.
a.g.e.,,
IX,
355;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
-Ensârî,
Ebû
Muhammed
Abdullah
Cemâluddîn
b.
Yûsuf
b.
Ahmed
b.
Abdullah
a.g.e.,,
IX,
355;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
-Ensârî,
Ebû
Muhammed
Abdullah
Cemâludd
a.g.e.,,
IX,
355;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
- -s. -Eârîb,
Muhammed
(Thk. IX,
Muhammed
Abdulhamîd),
Abdulhamîd),
- Muhyiddîn
IX, a.g.e.,,
355;
ez-Zebîdî,
- -Eârîb,
-Muhyiddîn
IX, 355;
ez-Zebîdî,
XXVIII,
- yerea.g.e.,,
a.g.e.,,a.g.e.,
IX, 355;
ez-Zebîdî,
a.g.e., XXVIII,
î,I, el-Zeheb,
216;geçen
el- (Thk.
a.g.e.,
359.-Eârîb,
571 ve
V,2185-2186.
39
Burada
“fâcir”
kelimesini
“yalan
yemin
eden,
haktan
ayrılan”
manalarında
tercüme
etmek
doğru
olacaktır.
(Thk.
Muhammed
Muhyiddîn
Abdulhamîd),
el208;
es-Sebt,
a.g.e.,
III,208;
571
ve
V,2185-2186.
208;
es-Sebt,
a.g.e.,
III,
571
ve
V,2185-2186.
- a.g.e.,
-Eârîb,
(Thk.
Muhammed -Muhyiddîn Abdulhamîd),
el-Eârîb,
(Thk.
Muha
el208;
es-Sebt,
a.g.e.,
III,
571
ve
V,2185-2186.
a.g.e.,,
IX,
a.g.e.,,
355;
ez-Zebîdî,
IX,
355;
ez-Zebîdî,
XXVIII,
a.g.e.,
XXVIII,
208;
es-Sebt,
a.g.e.,
III,
571
ve
V,2185-2186.
es-Sebt,
a.g.e.,
III,
571
ve
V,2185-2186.
a.g.e.,
571
ve V,2185-2186.
-Ensârî, Ebû Muhammed
b.bir
Yûsuf
b. Ahmed
Abdullah
Benzer
birAbdullah
kullanım,Cemâluddîn
Hz. Ömer-208;
ile
bedevî
arasında
geçen
olayda
bedevînin
sözlerinde
geçmektedir.
Devesinin
- ve
-es-Sebt,
a.g.e.,,b.III,
IX,
355;
a.g.e.,
XXVIII,
- ez-Zebîdî,
a.g.e.,,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,- sırtında
XXVIII, a.g.e.,, IX,
- IX, 355;
ebt,
208;
a.g.e.,
es-Sebt,
III,
a.g.e.,
ve V,2185-2186.
III, 571
V,2185-2186.
- 571
-Eârîb,
(Thk.
Muhammed
Muhyiddîn
Abdulhamîd),
yağır,
tırnaklarında
olduğunu
söyleyen
bir bedevî,
Ömer’den kendini
deve istemiştir.
Ömer ise
208;
es-Sebt,
a.g.e., yara
III, 571
V,2185-2186.
208;vees-Sebt,
a.g.e.,
III, 571 Hz.
ve V,2185-2186.
208;taşıması
es-Sebt,için
a.g.e.,
III, 571 veHz.
V,2185-2186.
a.g.e.,, IX, 355; ez-Zebîdî, a.g.e., XXVIII,
39
bedevinin devesinin sırtında
yağır ve tırnaklarında
yara olmadığını söylemiştir. İşte bunun üzerine bedevî şöyle demiştir:
39
39
s-Sebt, a.g.e., III, 571 ve V,2185-2186.
eve
z(ve
(ve
sorumluluk
sorumluluk
sorumluluk
sorumluluk
sorumluluk
hissetme),
hissetme),
hissetme),
hissetme),
hissetme),
72
Yıl: 2015/2 | Sayı: 44 | Yrd. Doç. Dr. Zeki HALİS
Sen
yeminini
çöz
(ve
sorumluluk
39
39
39
39
39
Senhissetme),
yeminini çöz (ve
sorumluluk hissetme),
âreti
reti
tiffâreti
effâreti
yalan
yalan
yalan
yalan
yalan
yere
yere
yere
yere
yemin
yere
yemin
yemin
yemin
yemin
eden
eden
eden
eden
eden
günahkâr
günahkâr
günahkâr
günahkâr
günahkâr
39
ü ifadesi
kasten
yemini
bozma keffâreti yalan yere yemin
günahkâr
çünkü eden
kasten yemini
bozma keffâreti yalan yere yemin eden39 günahkâr
ifadesi
ifadesi
ifadesi
ifadesi
yeminini
yeminini
yeminini
yeminini
yeminini
Sen
yeminini
çöz (ve
sorumluluk hissetm
Sen
yeminini
çöz
(ve
sorumluluk
hissetme),
şiirdeki
ifadesi
yeminini
“yavaş
yavaş
çöz”
manasına
gelmektedir.
Taberî’ye
nedir
ifadesi yeminini
Sen
yeminini
çöz yeminini
(ve
sorumlul
üzerinedir
ifadesi
den
den
den
den
den
eminini
çöz
(ve
sorumluluk
hissetme),
ni çöz (ve göre aslında burada
sorumluluk
hissetme),
çünkü
kasten
yeminiyoktur.
bozma
keffâreti
yalan
yere
yemin
eden39 günah
39 günahkâr
çünkü
kasten yemini
bozma
keffâreti
yalan
yere
yemin
eden
“çözmek”
den
başka
bir
“fiil”
Ona
göre
dildeki
her
“ca’l”
çünkü
kasten
yemini
bozma
keffâreti
yalan
yere
yemin
ede
den
den
buradaki
buradaki
buradaki
buradaki
buradaki
gibi,
gibi,
gibi,
gibi,
gibi,yalan
39 günahkâr
39eden
bozma
keffâreti
yere
yemin
ma
keffâreti
yalan
yeregibi,
yemin
eden
günahkâr
üzerinedir
ifadesi
yeminini
buradaki
kendisiyle
bağlantısı
olan
fiilin
“delili
ve
kılavuzu”dur
ve
manada
herhangi
üzerinedir
ifadesi
yeminini
Onaüzerinedir
göre dildeki her
buradaki gibi, ifadesi yeminini
Ona göre dildeki 40her
buradaki gibi,
4040 4040
40
ifadesi
yeminini
ifadesi
yeminini
bir payı
yoktur.
den
den
40
d
40 ve
dur ve
dur ve
berî
aberî
îrî ve
veveveve
veOna göre dildeki her
den
den
buradaki
gibi,
Ona
göre
dildeki
her
buradaki
gibi,
Ona
göre
dildeki
her
buradaki
gibi,
İbn Atiyye’ye
göre
ise
Taberî’nin
“ca’l’in
tek
başına
kullanılmadığı
ve
sadece
başka
bir
Taberî
ve
Taberî
ve
gg gburadaki
g buradaki
40
40
dildeki
ve
dur edilebilir
veve
40
i her gher
gibi, gibi,
dur
ve
ve
dur
ve
fiille
birlikte
kullanıldığı”
görüşü
kabul
bir
görüş
değildir.
Çünkü
eğer
“ca’l”,
sadece
g
ce
g40
-i
-i
mukârebede
-i
mukârebede
-i
mukârebede
-i
mukârebede
mukârebede
40
Taberî olduğu gibi
edur ve
Taberî’nin dediği şekilde
olursa, ef ’âl-i mukârebede
sürekli Taberî
kendisiyle ve
başka-i mukârebede
Taberî
, Hâlbuki
-i mukârebede , g
gelmesi
gelmesi
gelmesi
gelmesi
gelmesi
gerekir.
gerekir.
gerekir.
gerekir.
gerekir.
Hâlbuki
Hâlbuki
Hâlbuki
Hâlbuki
c
c
c
c
c
,
,
,
,
,
sadece
bir fiilin gelmesi gerekir. Hâlbuki
“ca’l”
fiili,sadece
her zaman bu şekildegelmesi
gelmemektedir.
ve sürekli
TaberîTaberî
vesadece
g gerekir.g Hâlbuki c
,
sürekli
gelmesi gerekir. Hâlbuki
c
,
41
,
-i
mukârebede
mektedir.
emektedir.
edir.
ektedir.
ktedir.Mesela
Mesela
Mesela
Mesela
Mesela
Mesela
“Karanlıkları
ve
aydınlığı
yarattı”
âyetinde
geçen
“ca’l”
,
-i
g
g
,
-i
mukâreb
her zaman
gelmemektedir. Mesela
gelmemektedir.
Mesela
1zaman
41âyetinde
sürekli için İbn Atiyye’ye göre
gelmesi
gerekir.
Hâlbukiilgili
c durum,
,
fiiline başka
bir fiil-i bitişmediği
fiiliyle
âyetinde
etinde
âyetinde
âyetinde
sürekli“ca’l”
gelmesi
gerekir. cHâlb
,
-i mukârebede
41 âyetinde
mukârebede
sürekli
gelmesi gerekir.
Hâlbuki
41 âyetinde
42
her
zaman
gelmemektedir.
Mesela
Taberî’nin
zikrettiği
gibi değildir.
gelmemektedir. Mesela
gerekir.
,
gerekir.
Hâlbuki
c k. c her
,
( her
) zaman gelmemektedir.
zaman
Mesela
k. gelmesi
k.gelmesi
(( )) Hâlbuki
41 âyetinde
41 âyetinde
43
42
41 âyetinde
gelmemektedir.
k.“Zannetmek”
gelmemektedir.
k.Mesela
“Basra’yı Bağdat
k. Mesela ( ( () ) )manasına gelmektedir.
. 4343 Mesela
42
.
43
41zannetti”
41 âyetinde
43 43
44
Bu manaya
“zanne ve kardeşleri”nden,
âyetinde örneğinde,, bu manadadır.
, 444344 geldiğinde
-- .42 44
42
.
“Ef ’âl-ı Kulûb”dan olmaktadır.
45
, , , - - l.Yâkut el.42 44 44 44 4545 Yâkut
Yâkut elell.l.
45 45 Yâkut
45
45
l.
elYâkut
Ha
el-Ansî
l.
Yâkut el- el- aktardığına göre
manasına
gelmektedir. el-Gurayfî
Yâkut el-Hamevî’nin
Ha l.l. “Tebyîn/açıklama”
el-Gurayfî
el-Ansî
Ha
el-Gurayfî
el-Ansî
39
Ha
el-Gurayfî
el-Ansî
el-Ansî
Ha Ha
onlaraonlar
gösterdik
ve bunun
el-Gurayfî
el-Ansî
el-Gurayfî el-Ansî’nin el-Gurayfî
“Doğru
yolu üzerine
onlara onlar
onlara
gösterdikve
vebunun
bununüzerine
üzerine
onlar
onlara
gösterdik
gösterdik ve bunun
üzerine
onlar
nereye
yöneldilerse,
işlerinde
sebat
üzere
oldular”
onlara
gösterdik
ve
bunun
üzerine
onlar
onlara
gösterdik
ve
bunun
üzerine
onlar
sebat
üzere
oldular
ifadesinde
geçen
gösterdik
onlar
39
39 ve bunun
sebat üzere
üzereonlara
oldular
ifadesinde
geçenüzerine
sebat
oldular
ifadesinde
geçen
46
ifadesinde geçen “ca’l” fiili
de
“tebyîn”
manasına
gelmektedir.
46
sebat
üzere
oldular
ifadesinde
geçen
sebat
üzere
oldular
ifadesinde
geçen
sebat
üzere
oldular
ifadesinde
geçen
4646
39
46 46
46m.
(
)
m. “Nisbet etmek”((
“Zeyd’in senin karm.
)) manasına gelmektedir.
47 ifade
47
Ebû
m.
(
)
m.
(
)
senin
ettim
m.
(
)
47
47
deşinsenin
olduğunu ifade ettim”
örneği
senin
ifade
ettimbu şekildedir.
ifade
ettim
Ebû
47
47
senin
ifade
ettim
senin
ifade
ettim
n.ifade
Ona, 47ise
ise
Ebû
senin
ettim Ebû
n.
Ona,
ise
n.662;
Ona,
a.g.e., VII, 29 ve VIII, 662; ez-Zebîdî, a.g.e., XIII,
.e.,
.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
VII,VII,
VII,
29VII,
29
VII,
ve
2929
ve
VIII,
ve
29VIII,
veVIII,
ve
VIII,
662;
VIII,
662;
ez-Zebîdî,
662;
662;
ez-Zebîdî,
ez-Zebîdî,
ez-Zebîdî,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
XIII,
XIII,
XIII,
XIII,
XIII,
48
Ona,
iseise
n.n.bn.b
Ona,
ise
yani b 301.
Ona,
4848
a.g.e.,
XIII,
yani
yani
a.g.e.,
VII, Hafs
29Ebû
veÖmer,
VIII,
ez-Zebîdî,
XIII,
a.g.e.,
VII,tırnak29 ve
/ VII, 29 ve VIII,40662;
/ et-ez-Zebîdî, a.g.e.,
“Ebû
devemin
sırtında
yağır,
-i 662;
Cerîr,
- a.g.e.,
- VIII, 662;
, ez-Zeb
-ierîr,
Cerîr,
-iCerîr,
-iCerîr,
Cerîr, - - - yani
- yani
- larında
,
,
,
,
,
48
01.
48
48
301.
301.
b
b
yara
olmadığına
dair
yemin
etti.
Ey
Allah’ım
eğer
o
yalan
yere
yemin
etmiş
ve
doğrudan
ayrılmışsa
onu
affet”
o.
yani
b
Taberî,
(Thk.
Komisyon),
elEbû
o.
o.
Ebû
40
40
---Cerîr,et- VIII, 662; ez-Zebîdî,
, -ietCerîr,-301. , Cerîr, Bkz. İbn Manzûr,-i a.g.e.,
VII, 29 ve
a.g.e.,
XIII,
a.g.e., VII, 29-i ve
VIII, 662; ez-Zebîdî,
a.g.e.,-o.o.o.el- Ebû Ca’fer
- - - (Thk.
- -İbn-i
Taberî,
Komisyon),
el- Te’vîli’l-Kur’ân,
aberî, (Thk. Komisyon),
- Muhammed
(Thk. Komisyon),
el- Komisyon),
40 et-Taberî,
Cerîr,301.
Câmiu’l-Beyân
fîTaberî,
Tefsîru’t-Taberî,
(Thk.
Fakat Ahmed
29 ve
VIII,
662;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
a.g.e., a.g.e.,
VII,el-Mektebetu’t-Tevfîkiyye,
29 VII,
ve VIII,
662;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,2004,
XIII,40
Kahire,
VII,XIII,
154. Şiirde- geçen49
ifadesi
komisyonun
tahkik ettiğinin
ve- bu( çalışmada
Fakat
Fakat
Fakat
Fakat
Fakat
Ahmed
Ahmed
Ahmed
Ahmed
Ahmed
) -i Cerîr,
)
4949
et,
)
nin
(
)
)
nin
(
)
bizim de esas aldığımız el-Mektebetu’t-Tevfîkiyye
baskısında
(kötü, alçak)
şeklindedir. Fakat Fakat
AhmedAhmed
Muhammed
FakatKomisyon),
Ahmed
Taberî,
(Thk.
el49
49
49
nin
( ( ) -Muhsin
) ) çıkanet-baskı ile Abdu’l-Muhsin et-i olup
Cerîr,-i Cerîr,
- olup-, Şâkir’in, tahkik
)- ) )ve Mektebetunin
nin(Teymiye’den
Şâkir-ile Mahmûd
Muhammed
ettiği
İbn
Muhsin
uhsin
n-Muhsin
sin
et-et-et-et-olup
n),et-el- Türkî’nin tahkik ettiği Dâru Hicr baskısında
et-i Cerîr,
ise yukarıdaki -Muhsin
gibi
şeklindedir. Bkz. et-Taberî,
Ebû Ca’fer
et50
-Muhsin
et- Muhamolup
olup
ve Ahmedkelimeleri
de
olup med 50İbn-i
et-et-et-et-et-gelmektedir.
-i -iCerîr,
-iCerîr,
-igelmektedir.
Cerîr,
-iCerîr,
Cerîr, kelimeleri
50
-Muhsin
etgelmektedir.
ve
kelimeleri
de
ve
- (Thk.
Fakat Ah
- de
- Âyi’l-Kur’ân,
Cerîr,
Câmiu’l-Beyân
an Te’vîl-i
Muhammed
-Kur'ân Şâkir ve Mahmûd-ietet- - Muhammed
Cerîr,
Cerîr,
50 50
51
ur'ân
nân
gelmektedir.
veve- Kâhire,
kelimeleri
de
Şâkir),50Mektebetu
İbnetTeymiyye,
ts.,
XI, 250;
et-Taberî,
Ca’fer
Cerîr,
Câmiu’l-Beyân
gelmektedir.
ve
kelimeleri
gelmektedir.
kelimeleri
de-Kur'ân-iEbû
et- an
5151
Fakat
Ahmed
Fakat
Ahmed
- de
- Muhammed İbn-i
-Kur'ân
etet-et- et-et-Kur'ân
Te’vîl-i
Âyi’l-Kur’ân,
(Thk. Abdullah 51
b.51Abdu’l-Muhsin
et-Türkî),
Dâru
Hicr,
2001,
IX,
-i
Cerîr,
- Kâhire,
- 146.
-Kur'ân, (Thk. Abdullah
-Muhsin
etet52 Bub. et- 51
5252 Bu
- - - --Kur'ân,
- -Kur'ân,
-Kur'ân,
-Kur'ân,
-Kur'ân,
(Thk.
(Thk.
(Thk.
Abdullah
(Thk.
Abdullah
Abdullah
Abdullah
Abdullah
b. b.b.b.b.- - - - 41
6.(Thk.
En’âm,1.
Bu
et- et-Türkî),
Muhsin
Dâru Hicr, -Kâhire,-Kur'ân,
2001,
IX,
146.
et-i C
-i
Cerîr,
(Thk.
Abdullah
b.
-i
Cerîr,
-Kur'ân,
(Thk. Abd
et-Muhsin
41 (Thk.
52 52Bu
1,
01,
001,
X,
2001,
IX,
146.
IX,IX,
146.
146.
IX,146.
146.-Muhsin
42
el-Endülüsî,
el-Muharreru’l-Vecîz
fî 52Tefsîri’l-Kitâbi’l-Azîz,
-ietCerîr,İbn Atiyye,
- Ebû Muhammed
- Abdu’l-Hak
-Kur'ân,
Abdullah
b. Muhsin
- et-Türkî), Dâru
Muhsin
et-Türkî),
Dâru
Hicr,
Kâhire,
2001,
IX, ve
146.
Bu
Hicr,
Kâhire, 2001, IX,Dâru
146. İbn-i
manadan
olmak
üzere
ifadesi,
Bu
-Kur'ân
manadan
olmak
üzere
ve
ifadesi,
manadan
olmak
üzere
ve
ifadesi,
et-i
Cerîr,
-i Cerîr,
42
41
41
Beyrût,2001,
2002,IX,
s. 601.
-Hak el-Endülüsî, eluhsin et-Türkî),et-Dâru Hazm,
Hicr, Kâhire,
146.
et53
olmak
üzere
ifadesi,
manadan
üzere
ifadesi,
da,
ücret
sevaptan
üzere
veİbn Sîde,
ifadesi,
42- - - - -53
--Kur'ân
-Kur'ân
el-Endülüsî,
Hak
ak
Endülüsî,
el-Endülüsî,
el-Endülüsî,
el-Endülüsî,
elel-manadan
el-manadan
el-olmak
- -olmak
- -el-Vucûh
-ve’n-Nezâir,
-53ve
-159;
43el- el-Askerî,
s.- ve
I,
327;
İbn
Manzûr,
a.g.e.,s.daha
II,
147;
977; daha Azîz a.g.e.,
-i42Hazm,
Beyrût,
2002,
601.
-Hakve
el-Endülüsî,
-Hak
el-Endülüsî,
el- el-Fîrûzâbâdî,
-a.g.e.,
-s. elda,
ücret
ve
sevaptan
daha
da,
ücret
ve
sevaptan
-i Cerîr,
-Kur'ân, (Thk. Abdullah b.
etet- Azîz
ez-Zebîdî, a.g.e.,
XXVIII,
206.el601.
1.s.
,601.
s.601.
601.
Azîz
-i Hazm,
Beyrût,
2002, s. 601.
2002,
s.
-Hak el-Endülüsî,
- Beyrût,
-601.
- sevaptan
53 53 53 -i Hazm,
da,
ücret
veve
daha
da,
ücret
ve
sevaptan
daha
da,
ücret
sevaptan
daha
Muhsin
et-Türkî),
Dâru
Hicr,
Kâhire,
2001,
IX,
146.
r,
-Kur'ân, (Thk. Abdullah b.
____________________________________________________________________________________
44 - İbn
Akîl,
a.g.e.,s.
s.601.
213;
İbn Hişâm
-Kur'ân,
(Thk.
Abdullah
b. el-Ensârî,
- Şerhu Şuzûri’z-Zeheb, s. 369; es-Sâmerrâî, a.g.e., II, 29.
-i Hazm,
Beyrût,
2002,
zîz 41
Hicr, Kâhire,
2001,
146.
45
Ebu’l-Bekâ,
a.g.e., s. 347-348; ez-Zebîdî,42a.g.e., XXVIII, 207.
âhire,
2001, IX,
146.IX,
el- Dâru’l-Garbi’l46 Yâkût el-Hamevî er-Rûmî,43 Mu’cemu’l-Udebâ, İrşâdu’l-Erîb ilâ Ma’rifeti’l-Edîb, -Hak
(Thk.el-Endülüsî,
İhsân Abbâs),
el-Askerî,
-Nezâir,
s. 159Beyrût,
a.g.e., II, 147;
4343 el-Askerî,
Azîz
-i Hazm,
2002,
s.
601.
el-Beyrût,
-Nezâir,
159a.g.e.,
a.g.e.,
II,147;
147;
a.g.e.,
a.g.e.,
II,a.g.e.,
İslâmî,
IV,1822;
Ebu’l-Bekâ,
-Hakel-Askerî,
el-Endülüsî,
el- 1993,
- s.s.159
-el- s. 347-348.
-Hak el-Endülüsî,
el-el- -Nezâir,
- a.g.e.,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s. 977; ez-Zebîdî,
XXVIII, 206.
43 43s.
43
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e., I,s.s.327;
977;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,II,147;
XXVIII,
206.
el-Fîrûzâbâdî,
977;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
47
İbn Sîde,
a.g.e.,
İbn
Manzûr,
a.g.e.,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e., s.a.g.e.,
977;
Ebu’l-Bekâ,
a.g.e., s. 347-348; ez-Zebîdî,
601.
el-Askerî,
-Nezâir,
a.g.e.,
a.g.e.,
,Beyrût,
2002, s.2002,
601.
el-Askerî,
el-el-a.g.e.,
-Nezâir,
159
a.g.e.,
a.g.e.,
II,II,147;
el-Askerî,
el-Nezâir,
s.159
159
a.g.e.,
II,147;
147;
44 s.s.
a.g.e. a.g.e., -Zeheb,
-Ensârî,
-Zeheb, s. 369; es-Sâmerrâî,
4444
a.g.e.
-Ensârî,
-Zeheb,
s.
369;
es-Sâmerrâî,
a.g.e.
-Ensârî,
s.
369;
es-Sâmerrâî,
a.g.e.,
XXVIII,
208.
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.
977;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s. 977;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.206.
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s. 977;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
a.g.e.,
II,
29.
44 44 a.g.e.,
44
a.g.e., II,II,a.g.e.
29.
29.
a.g.e.
-Ensârî,
-Zeheb,
es-Sâmerrâî,
-Ensârî,
-Zeheb,
s.s.369;
es-Sâmerrâî,
a.g.e.
-Ensârî,
-Zeheb,
s.369;
369;
es-Sâmerrâî,
45
-Bekâ,
a.g.e.,
s. 347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
4545
7 207.
-Bekâ,
a.g.e.,
347-348;46ez-Zebîdî,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
207.
-Bekâ,
a.g.e.,
a.g.e.,
XXVIII,
207.
a.g.e.,
29.
a.g.e.,
II,II,29.
a.g.e.,
II,
29. s.s.347-348;
7-Edîb
7
Yâkût
el-Hamevî
er-Rûmî,
46 45 Yâkût
4645
45
Yâkût-Bekâ,
el-Hamevî
er-Rûmî,
- 207.
-Edîb
el-Hamevî
er-Rûmî,
-- a.g.e.,
-XXVIII,
-Edîb
-Bekâ,
a.g.e.,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
207.
7 77 77
a.g.e.,
s.s.347-348;
ez-Zebîdî,
XXVIII,
-Bekâ,
a.g.e.,
s.347-348;
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
207.
-Bekâ,
a.g.e.,
s. 347-348.
46 46 46
-Bekâ,
a.g.e., s.-Edîb
s.347-348.
347-348.
-- er-Rûmî,
--er-Rûmî,
a.g.e.,
Yâkût
el-Hamevî
er-Rûmî,
-Edîb
Yâkût
el-Hamevî
-- - - -Bekâ,
Yâkût
el-Hamevî
-Edîb II,147; el-Fîrûzâbâdî, a.g.e.
7 47
a.g.e.,
a.g.e.,
4747
-
el-Gurayfî
el-Ansî
Ha
el-Gurayfî
el-Ansî
el-Gurayfî
Ha
el-Gurayfî
el-Ansî
Ha el-Ansî
el-Ansî
sebat üzere oldular
ifadesinde
geçen
sebat
üzere
oldular
ifadesinde
geçen
sebatel-Gurayfî
üzere
oldular
ifadesinde
geçenoldular
sebatgösterdik
üzere
ifadesinde
geçen
sebat
sebat
üzere
üzere
oldular
oldular
ifadesinde
ifadesinde geçen
geçen sebat ü
onlaragösterdik
gösterdik
vebunun
bununüzerine
üzerineonlar
onlar
onlara
bunun
üzerine
onlar
onlara
ve
onlara
ve
onlar
onlara gösterdik
gösterdik
ve bunun
bununveüzerine
üzerine
onlar
46
46
46
46
46
46
46
sebatüzere
üzereoldular
oldular ifadesinde
ifadesindegeçen
geçen
sebat
üzere ifadesinde
oldular ifadesinde
sebat
sebat
oldular
geçen
sebat üzere
üzere
oldular
ifadesinde
geçen geçen
(
)
m.
(
)
m.
(
)
m.
)
m.
m. 46 (
((
))
4646
46
m.
(
)
46
47
47
47
enin
ifade ettim ifade
senin
ettim
senin
ifade
ettim
47 MANALARI
“CA’L”
KÖKÜNÜN
KUR'ÂN-I
KERÎM’DE
KULLANILAN
47
4773
senin
ifade
ettim
senin
senin
ifade
ifade
ettim
ettim
senin
ifade
)
((
))
m.
(
)(
m.Ona, m.
iseOna,
n.
Ona,
ise
n.
Ona,
iseOna,
n.
ise
47
47
n.
n.
Ona,
ise
ise
47
47
ifadeettim
ettimsenin senin
ifade ettim 48
n.
Ona,
ifade
47
ifade
ifade ettim
ettim
48
48
b
yani
yani bb senin
48
48
48
yani
b
yani
yani
b
b
Ona,
ise şundan
n.
Ona, dolayı şunu şart koştu”
Ona,
ise
“Ona,
n.
Ona,
ise
n.n.
Ona,
ise ise ise yani b yani “birine
o.
o.
48
48 manasına o.
48
o.
48o.
48
bir
şeyi
şart
koşmak”
gelmektedir.
o.
yani
b
48
yani
yani bb
o.
o.
ise yapılan
gelmektedir. Bu
o.49o.
49
49 ) bir iş karşılığında
nin
) nin
)) ( 49verilen
(( 4949ve)) )karşılık manasına
ninücret
nin
(
) nin ((
)
)
kelimenin ücret ve sevap kelimelerinden daha kapsamlı bir manası vardır.49nin
“Ceâil”)) 49
olup
olup
olup
49
olup
4949
a50 ) ) ise “caîle”nin
olup,
gitmesi
için başkasına
nin (4949( olup
) nin
( olup
)
nin
) )çoğulu
)) “bir kişinin,
(( nin))savaşa
nin yerine
50 ve
ir.50 gelmektedir.
kelimeleri
de kelimeleri
ve
de
gelmektedir.
ve
kelimeleri
de
50
50
50
50
gelmektedir.
ve
kelimeleri
de
50
verdiği
ve
kelimeleri
de “yapılan
bir iş ve
gelmektedir.
gelmektedir. Ayrıca
ve
kelimeleri
kelimeleri
de
de
olup şey”51manasına gelmektedir.
gelmektedir.
olup
olup
51
51
5151 Ezherî ve51
51
karşılığında
verilen
ücret”
manasına
gelmektedir.
Cevherî’ye
göre
ise
keli50
50
ve gelmektedir.
kelimeleri
de
gelmektedir.
ve
ve
kelimeleri
de
50
ve
kelimeleri
de
gelmektedir.
ve
kelimelerikelimeleri
de 52 Bude
52
52 Bu
52
54
Bu
54
52
mesi
“yapılan
bir
iş
karşılığında
verilen
ücret”
manasına
gelmektedir.
Bu
manadan
umumidir.
kelimesi
umumidir.
Bukelimesi 5252 Bu
51
Bu
5151
51
51
olmak
üzere
ve
ifadesi,
5454üzere
55
manadan
olmak
ve
ifadesi,
olmak
üzere
ve
ifadesi,
“yaptığı
iş
karşılığında
ona
ücret
verdi”
manamanadan
olmak
üzere
ve
ifadesi,
55
54
54
umumidir.
kelimesi
da
gelmektedir.
54
gelmektedir.
umumidir.
kelimesi
da ifadesi,
manadan
olmak
üzere
ve da
ifadesi,
umumidir.
kelimesi
da
dir.
kelimesi
umumidir.
kelimesi
da
52 Bu
manadan
manadan
olmak üzere
üzere
ve
ve
ifadesi,
5252Bu
52
Buolmak
manadan
olmak üzere
ve
52 Bu
Bu
53 53
54 54
53
53da,
sındadır.
lafzı
ücret
ve
sevaptan
daha
umumidir.
kelimesi
olumsuz
bağ- vaadi vaa
da,
ücret
ve
sevaptan
daha
umumidir.
kelimesi
555555
da,
ücret
ve
sevaptan
daha
da,
ücret
ve
sevaptan
daha
53
55
gelmektedir.
ise
55
53
53 da, ücret ve da,
gelmektedir.
sevaptan
daha
gelmektedir.
ktedir. ve
gelmektedir.
53
da,
ücret
ücret
ve
ve
sevaptan
sevaptan
daha
daha
vemanadan
ifadesi,
manadan
olmak
üzere ve
ve ifadesi,
ifadesi,
55
ifadesi,
olmak
üzere
manadan
olmak
üzere
ifadesi,
lamda,
“rüşvet”
manasına
davaadi
gelmektedir.
55
iseise
bilinmesi
zor
vaadi
ise bilinmesigelmektedir.
bilinmesi
zor
vaadi
bilinmesi
zor
vaadi
zor
vaadi
bilinmesi
zor
53 ise
5353
53
da, ücret
ücret
veise
sevaptan
daha
ve sevaptan
da,
ve
sevaptan
daha
53
da,
ve
sevaptan
daha
da, ücret
ücretda,
veücret
sevaptan
daha daha
ise
Fıkıhta “Ceâle” yahut “Ciâle” vaadi ise “belli bir iş yagelmektedir.
da bilinmesi
zor Fakihler
meçhulvaadi
bir iş
Fakihler
a
gelmektedir.
a
î, el-4343 el-Askerî,
-Nezâir,
s.
159
a.g.e.,
a.g.e.,
II,
147;
karşılığında
kabul
edips. 159
yüklenmek”
manasına
gelmektedir.
56
el-Nezâir,
s.s.bir
159
a.g.e.,
a.g.e.,
II,
56
el-Askerî,
el-Nezâir,
159 bedeli
a.g.e.,-Nezâir,
a.g.e.,
II, 147;
147;
43 el-Askerî,
gelmektedir.
Fakihler
konu
ederler.
konu Fakihler
ederler.
gelmektedir.
Fakihler
el-a4343aaa el-Askerî,
a.g.e.,
a.g.e.,
147;
gelmektedir.
Fakihler
ktedir. Fakihler
a belli
gelmektedir.
Fakihler
43a.g.e.,
el-Askerî,
elel-Nezâir,
-Nezâir,s.
s.159
159
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e., II,II,
147;
el-Askerî,
el- II,
-Nezâir,
s.147;
159
âbâdî, a.g.e.,
s. 977; ez-Zebîdî,
XXVIII, 206.
56
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.s.a.g.e.,
977;
a.g.e.,
XXVIII,
206.
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
977; ez-Zebîdî,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206. ez-Zebîdî,
“Ceâle
vaadine”
daha
çok
kaybolmuş
bineği
yahut
kaçmış
köleyi
konu
ederler.
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.
977;
a.g.e.,
XXVIII,
206.
gelmektedir.
Fakihler
a
56
el-Fîrûzâbâdî,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
a.g.e.,
s.
s.
977;
977;
ez-Zebîdî,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
a.g.e.,
XXVIII,
XXVIII,
206.
206.
56
56
56
konu
ederler.
44
p.
ve
44
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.
977;
ez-Zebîdî,
a
56
p.
ve
a.g.e.
-Ensârî,
-Zeheb,
s.
369;
es-Sâmerrâî,
konu
ederler.
konu
ederler.
konu
ederler.
a.g.e.
-Ensârî,
-Zeheb,
s.
369;
es-Sâmerrâî,
a.g.e.
-Ensârî,
-Zeheb,
s.
369;
es-Sâmerrâî,
konu
ederler.
43
44
43
ezâir,
s.
159
a.g.e.,
a.g.e.,
II,
147;
44
44 II, 147;
el-Askerî, el- -Nezâir,
-Nezâir,
s. 159a.g.e.
a.g.e.,
a.g.e.,
147;es-Sâmerrâî,
-Ensârî,
-Zeheb,
s.II,369;
ezâir, s. 159 43 el-Askerî,
a.g.e.,
a.g.e.,
els.
159
a.g.e.,
a.g.e.,
II,
147;
44
a.g.e.
-Ensârî,
-Ensârî,
-Zeheb, s.s. 369;
369; es-Sâmerrâî,
es-Sâmerrâî,-Ens
el-Askerî,
el-Nezâir, a.g.e.
s.
159
a.g.e.,
a.g.e.,
II,
147;
56 -Zeheb,
a.g.e.
I, 29. a.g.e.,
II,
29.
konu
ederler.
a.g.e.,
II,
29.
57
p.XXVIII,
ve
77;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
bez, tutak
. B
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206. indirmede
II, s.
29.977; a.g.e.,
bez,
tutak
ve
kelimeleri
ise “tencereyi
ateşten
kullanılan
7;p.ez-Zebîdî,
a.g.e.,
206.
p.ez-Zebîdî,
ve
p.
ve
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.
977;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
II,
II,
29.
29.
p.
ve
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.a.g.e.,
977;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
45
45
a.g.e., II,bez,
29. tutak vb.
kâ, a.g.e.,
s.ve
347-348;
a.g.e.,
XXVIII,
207.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.s. 347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
207.
-Bekâ,
a.g.e.,
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
207. ez-Zebîdî,
44
45
44
-Ensârî,
-Zeheb,
s.
369;
es-Sâmerrâî,
45
45-Ensârî,
a.g.e.
-Ensârî,
-Zeheb,
s.
369;
es-Sâmerrâî,
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
a.g.e.,
XXVIII,
207.
-Ensârî,
-Zeheb,
s.
369;
es-Sâmerrâî,
44
a.g.e.
-Zeheb,
s.
369;
es-Sâmerrâî,
57
45
-Bekâ,
-Bekâ,
a.g.e.,
a.g.e.,
s.
s.
347-348;
347-348;
ez-Zebîdî,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
a.g.e.,
XXVIII,
XXVIII,
207.
207.
p.
ve
57
a.g.e.
-Ensârî,
-Zeheb,
s.
369;
es-Sâmerrâî,
46
46 Yâkût
-Bekâ, a.g.e.,
s.“Ten347-348;
bez,
tutak
olmak
üzere
-Hamevî
er-Rûmî,
- kullanılmaktadır.
ifadesiifadesi
Tencereyi
bezleez-Zebîdî,
indirdi
şeyler”
için
Bu.---Edîb
manadan
olmak
üzere
ifadesi
Tencereyi
bezle i
bez,
tutak er-Rûmî,
Bumanadan
manadan
olmak
el-Hamevî
--Bu manadan
bez,
tutak
.olmak
Bu
manadan
olmak
üzere
Yâkût
el-Hamevî
er-Rûmî,
-Edîb
utak
.57-el-Hamevî
üzere
46 29.Yâkût
bez,
tutak
.5757.57Bu
Bu
manadan
olmak
üzere
46
46 Yâkût
a.g.e., II,
er-Rûmî,
- -Edîb
-üzere
46 Yâkût
Yâkût
el-Hamevî
el-Hamevî
er-Rûmî,
er-Rûmî,
----Edîb
-Edîb
-Edîb 57
a.g.e.,-45-II,
II, 29.
29.
el-Hamevî er-Rûmî,
- a.g.e.,
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348.
58 s.
-Bekâ,
a.g.e.,
347-348.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348.
bez,
tutak
.
Bu
manad
58
45
58
cereyi
bezle
indirdi”
manasına
gelmektedir.
-348;47
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
207.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.ez-Zebîdî,
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
-bezle
-indirdi
347-348.
58
348;
ez-Zebîdî,
XXVIII,
207.
ifadesi
Tencereyi
bezle
indirdi
. ..58-Bekâ,
( a.g.e.,
)- (kelimesi
isim olarak
45 a.g.e.,
58
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
a.g.e.,
XXVIII,
kelimesi
isim
ifadesi
Tencereyi
. -- q.a.g.e., q.s. -Bekâ,
-- 207.
-- - 207.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.s.)-347-348.
347-348.
ifadesi
Tencereyi
bezle
indirdi
adesi
Tencereyi
bezle
indirdi
.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
207.
ifadesi
Tencereyi
bezle
indirdi
47
a.g.e.,
a.g.e.,
II,147;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.
a.g.e.,
a.g.e.,
II,147;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.
a.g.e.,
a.g.e.,
II,147;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.
46 -Yâkût
47
,
-Edîb
47
47 el-Hamevî
er-Rûmî,
- a.g.e.,
-Edîb
a.g.e.,
a.g.e.,
II,147;
- -4646 Yâkût
-Edîb
el-Hamevî
er-Rûmî,
--Edîb
47 a.g.e.
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
II,147;
II,147;
el-Fîrûzâbâdî,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.
a.g.e.
ifadesi
Tencereyi
Yâkût
er-Rûmî,
-isimolarak
-Edîbel-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
a.g
g.e.,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
208.
q.
( isim
)a.g.e.,
isim
ise
hurma
fidesi
gelmektedir.
Müfredi
isebezle
Bekâ,
s.s.el-Hamevî
347-348;
a.g.e.,
XXVIII,
208.
gelmektedir.
Müfredi
iseindirdi dir.59 --dir
Bekâ,(a.g.e.,
a.g.e.,
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
208.
q.
(XXVIII,
)kelimesi
kelimesi
olarak
ise
hurma
fidesi
(ez-Zebîdî,
))olarak
kelimesi
isim
olarak
ise
hurma
fidesi
q. s. 347-348;
) q.
kelimesi
ise
hurma
fidesi
q.
(
kelimesi
isim
olarak
ise
hurma
fidesi
q.
“Ca’l”
kelimesi
isim
olarak
ise
“hurma
fidesi”
manasına
gelmektedir.
Müfredi
-Bekâ,
s.
347-348.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348.
Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
208.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348.
Bekâ,
Bekâ,
a.g.e.,
a.g.e.,
s.
s.
347-348;
347-348;
ez-Zebîdî,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
a.g.e.,
XXVIII,
XXVIII,
208.
208.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348.
Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e
âbâdî,4848 a.g.e.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
47 el-Fîrûzâbâdî,
48 a.g.e.,
47
q.-Bekâ,
)347-348;
isim
olarak
ise
hur
595959
59
a.g.e.,
II,147;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e. 4848a.g.e.
- a.g.e.,
II,147;
a.g.e.
- ez-Zebîdî,
el-Fîrûzâbâdî,
-Bekâ, el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
a.g.e.,
47
a.g.e.,
a.g.e.,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.
59a.g.e.
gelmektedir.
ise
dir.
2.(48 --s.C-a-l
Kökünün
Kur'ânel-Fîrûzâbâdî,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.
a.g.e.
a.g.e.,
a.g.e.,
s.el-Fîrûzâbâdî,
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
a.g.e.,
XXVIII,
XXVIII,
59-II,147;
2.kelimesi
C-a-l
Kökünün
Kur'ângelmektedir.
Müfredi
ise
dir.
a Müfredi
şeklindedir.
gelmektedir.
Müfredi
ise
dir.
a.g.e.,
a.g.e.,
II,147;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.s.-Bekâ,
ktedir. Müfredi
iseII,147;
dir.
a.g.e.
-Bekâ,
gelmektedir.
Müfredi
ise
dir.
206.
206.
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
208.
Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
208.
206.
z-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
208.
Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
208.
59
206.
206.
a.g.e.,
s. 347-348;
a.g.e.,
XXVIII,
208.
49
gelmektedir. Müfredi ise
dir.
49 el206.
s.Kökünün
101;Bekâ,
ez-Zebîdî,
XXVIII,ez-Zebîdî,
209.
s.s.a.g.e.,
101;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
209.
Kökünün
Kur'ân2.a.g.e.,
ela.g.e.,
101;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
209.
49
C-a-l
Kökünün
Kur'ân2.
C-a-l
Kökünün
Kur'ân48
2. a.g.e.,
C-a-l
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
49
49XXVIII,
el-Fîrûzâbâdî,
-Bekâ,
a.g.e.,
s.101;
347-348;
a.g.e.,
XXVIII,
2.2.48C-a-l
C-a-l
Kökünün
Kur'ânel-a.g.e.
a.g.e.,
s.
101;
ez-Zebîdî,
XXVIII,ez-Zebîdî,
209.
-Bekâ,
s.Kur'ân347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
48 a.g.e.,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
49 elelela.g.e.,
s.s.a.g.e.,
101;
ez-Zebîdî,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
a.g.e.,XXVIII,
XXVIII,
XXVIII,
209.
209.
Sözlükte
birçok
manaya
gelen
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.a.g.e.,
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
Sözlükte
birçok
manaya
gelen
a.g.e.,
s. 101;
ez-Zebîdî,
a.g.e
î, 5050 el-Halebî,
-Huffâz,
I, 328.
-Huffâz,
I,
328.
el-Halebî,
-Huffâz,
I,
328.
50
48
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.
977;
Ebu’l-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
206.
2. C-a-l Kökünün
Kur'ân- -Huffâz, I, 328.
206.
el-Halebî, 5050 el-Halebî,
-Huffâz, I, 328. -Huffâz,
206.
50 el-Halebî,
el-Halebî,
-Huffâz,
I,I,328.
328.
206.
51
51 Halîl
Ahmed,
a.g.e.
a.g.e.,
s.
168;
ela.g.e.,
s.
101;
ez60
b.
Ahmed,
a.g.e.
a.g.e.,
s.
168;
ela.g.e.,
s.
101;
ez60 Bundan
Halîl
b. Ahmed,
a.g.e.
a.g.e.,
s. 168;
ela.g.e.,
49
49XXVIII,
el-İsfehânî,
a.g.e.,
s.manaya
101;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
209.
51 a.g.e.,
Sözlükte
birçok
manaya
gelen
kökü,
Kur'ânüçüç
defa
Bundan
da ezbu da
k
49
defa
Sözlükte
birçok
manaya
gelen
kökü,
Kur'ânüçyüz
yüz
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
209.
51
51
el101;
ez-Zebîdî,
XXVIII,
Sözlükte
birçok
manaya
gelen
kökü,
Kur'ânyüz
Halîl
b.s.kökü,
Ahmed,
a.g.e.
a.g.e.,
168;ezela.g.e.,
s. 101;a.g.e.
ezez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
209.
Sözlükte
birçok
manaya
gelen
Kur'ânüç209.
yüz s. s.101;
49 ela.g.e.,
s. 101;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
209.
birçok
gelen
kökü,
Kur'ânüç
yüz
51 s.
Halîl
HalîlXXVIII,
b.b. a.g.e.,
Ahmed,
Ahmed,
a.g.e.
a.g.e.
a.g.e.,
a.g.e.,
s.Halîl
168;
168;
ela.g.e.,
a.g.e.,
s.s. 101;
101;
ezela.g.e.,
a.g.e.,
XXVIII,
209.
b.elAhmed,
- Sözlükte
-Belâga
-Fikr,
Beyrût,
--s. 101; ez-Zebîdî,
-Belâga
-Fikr,
Beyrût,
-Belâga
-Fikr,Sözlükte
Beyrût, -Belâga
50
el-Halebî,
Umdetu’l-Huffâz,
I, 328.
50
50
z,I,I,328.
328.
el-Halebî,
-Huffâz,
I,
328.
-Fikr,
Beyrût,
50 el-Halebî,
birçok
manaya
gelen
kökü,
Kur'
-Huffâz,
I,
328.
60
-Belâga
-Belâga
-Fikr,
-Fikr,
Beyrût,
Beyrût,
el-Halebî,
-Huffâz,
I,606060
328.
60 Bundan
Bundan
dada
bubu
kökün,
Kur'ân
kelime
hazinesinin
önemli
bir unsuru
önemli
bir Cârullah
unsuruEbu’l-Kâsımdefa
da
bu
kökün,
Kur'ân
kelime
hazinesinin
95;defa
el-Halebî,
-Huffâz,
I, 328.
defa
Bundan
kökün,
Kur'ân
kelime
hazinesinin
daa.g.e.,
bua.g.e.,
kökün,
Kur'ân
kelime
hazinesinin
2006,
s.s.a.g.e.,
95;
el-Halebî,
-Huffâz,
I,Bundan
2006,
95;
el-Halebî,
-Huffâz,
I, 328.
328.
defa
Bundan
da
bu
kökün,
Kur'ân
hazinesinin
51 defa
Halîl
b. Ahmed,
I,246;
İbn
Fâris,
a.g.e.,
s.a.g.e.,
168;
el-İsfehânî,
s.
101;
ez-Zemahşerî,
51
51
s.
168;
ela.g.e.,
s.101;
101;
ezHalîl
b.
Ahmed,
a.g.e.
s.I, 168;
el-a.g.e.,
a.g.e.,
101; ez2006,
s.
95;
el-Halebî,
-Huffâz,
328.kelime
s.Ahmed,
168;
els.
ez51 a.g.e.,
Halîl
b.
a.g.e.
a.g.e.,
s.
168;
ela.g.e.,
101;
-Huffâz,
-Huffâz,s.
I,I,328.
328.
2006,
2006,
s.s.IV,
95;
95;
el-Halebî,
el-Halebî,
Halîl
b.Mahmûd
Ahmed,
a.g.e.
a.g.e.,
s.Beyrût,
168;
ela.g.e.,
s.
101; ezez-s. 2006,
60
s.I, 95;
el-Halebî,
-Huffâz,
î, 5252 el-Ezherî,
-önemli
Luga,
I,374;
el-Cevherî,
es,
IV,
1656.
Luga,
I,374;
el-Cevherî,
es,
1656.
defa
Bundan
da bu kökün,
Kur'I,
el-Ezherî,
Luga,
I,374;
el-Cevherî,
es,
IV,
1656.
b.
Ömer,
Esâsu’l-Belâga,
Dâru’l-Fikr,
2006,
s.
95;
el-Halebî,
Umdetu’l-Huffâz,
328.
52
birbir
Bu
kök
-Belâga
-Fikr,
Beyrût,
52
52- kök
-Fikr, ,,Beyrût,
el-Ezherî,
- Luga, I,374;
el-Cevherî,
es- -Belâga
,-Fikr,
IV, 1656.
- - bir5353 unsuru
-Belâga
-Fikr,
Beyrût,
Bu
önemli
birunsuru
unsuru
Bu
kök
önemli
unsuru
--Belâga
Beyrût,
Bu
el-Ezherî,
el-Ezherî,
-kök
-kök
Luga,
Luga,
I,374;
I,374;
el-Cevherî,
el-Cevherî,
eses-52
IV,
IV,1656.
1656.
Bu
önemli
bir
unsuru
-Belâga
-Fikr,
Beyrût,
el-Ezherî,
- Luga, I,374; el-Cevhe
a.g.e., II,
147.52 a.g.e.,
II,
147.
el-Ezherî,
Tehzîbu’lLuga,
I,374;
el-Cevherî,
es-Sıhâh,
IV,
1656.
a.g.e.,
II,
147.
53
-Huffâz,
I,
328.
53
53
2006,
s.
95;
el-Halebî,
-Huffâz,
I,
328.
a.g.e.,
II, 147. a.g.e.,
-Huffâz, I, 328.
-Huffâz,
I,I, 328.
2006,
s.
el-Halebî,
önemli
birsülâsî
unsuru
Bu kök
a.g.e.,61II,
II,61Daha
147.
147.
-Huffâz,
328.
2006,
s. 95;
95;Manzûr,
el-Halebî,
61
61
a.g.e., II, 147.
çok
fiil53fiil
61
çok
sülâsî
fiil
Daha
çok
sülâsî
53
a.g.e., II, 147.
sülâsî
Daha
çok
sülâsî
fiil
52
,I,374;
I,374;el-Cevherî,
el-Cevherî,
es- 52İbn,el-Ezherî,
,IV,
IV,1656.
1656.
- Luga,
I,374; Daha
el-Cevherî,
es-1656.
,Daha
IV,fiil1656.
es52 el-Ezherî,
- Luga, I,374;
el-Cevherî,
es- çok
, IV,
7.
____________________________________________________________________________________
53
53
el-Ezherî,
- Luga,s. I,374;
el-Cevherî, es54 53Ebu’l-Bekâ, a.g.e.,
347-348.
a.g.e.,
II, 147.
a.g.e.,
a.g.e., II,
II, 147.
147.
, IV, 1656.
61
55
56
54
İbn Sîde, a.g.e., I, 328; el-Fîrûzâbâdî, a.g.e., s. 977; ez-Zebîdî, a.g.e., XXVIII,
209.54 -Bekâ, a.g.e.,
s. 347-348.
-Bekâ, a.g.e.,
s. 347-348.
55 (Thk.55Abdullah
İbn Kudâme, Ebû Muhammed Abdullah b. Ahmed b. Muhammed, el-Muğnî,
b. Abdulmuhsin
et-Türkîa.g.e.,
I, 328; el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e., a.g.e.
s. 977
a.g.e.,
I, 328;
el-Fîrûzâbâdî,
545454
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348.
54 s. 347-348.
-Bekâ,
a.g.e.,Muhammed
347-348.el-Halû), Dâru Âlemi’l-Kutub, Riyad, 1997, VIII,56323-325;
-Bekâ,
a.g.e.,
s.s.s.347-348.
-Bekâ, a.g.e.,
Abdulfettâh
56 Vehbe Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslâmî
-Bekâ,
a.g.e.,
347-348.
555555
I, I,328;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.s.
ez-Zebîdî,
XXVIII,
209.
54 dâhil
a.g.e.,
I,328;
328;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.977;
977;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
209.
a.g.e.,
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
209.
a.g.e., 55I, 328; el-Fîrûzâbâdî,
s. 977;Dımeşk,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
209.a.g.e.,
vea.g.e.,
Edilletuh,
Dâru’-Fikr,
2012,
IV,
578-579.
Hanefiler
bütün
mezhepler
köleyi
getirene
mükâfat Muhammed
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348.
a.g.e.,
I,a.g.e.,
328;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.977;
977;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
209.
b. Abdulmuhsin
et-Türkî-Abdulfettâh
b.kaçmış
Abdulmuhsin
et-Türkî-Abdulfettâh
Muha
565656
elAbdullah
55
56
el- da, (Thk.
,(Thk.
(Thk.
Abdullah
vermeyi kabul etmişlerdir. Fakat diğer mezhepler
vaadi
ve I,verilecek
ücreti
caizVehbe
görmüşlerken
el,,bu
Abdullah
el,başka
(Thk. hususlarda
Abdullah
a.g.e.,
328;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s. 977;
ez-Zebîdî,
el(Thk.
Abdullah
1997,
VIII,
323-325;
Zuhaylî,
el1997,
VIII, 323-325;
Vehbe
Zuhaylî,
el-lb.b.
Muhammed
-Kutub,
Riyad,
56
Abdulmuhsin
et-Türkî-Abdulfettâh
Muhammed
el--Kutub, Riyad,
-Kutub,
Riyad,
-Kutub,
Riyad,
Abdulmuhsin
et-Türkî-Abdulfettâh
Muhammed
elHanefiler et-Türkî-Abdulfettâh
caiz
görmemişlerdir.
es-Serahsî,elŞemsuddîn,
Kitâbu’l-Mebsût,
(Thk.
Komisyon),
Beyrût,
Abdulmuhsin et-Türkî-Abdulfettâh
Muhammed
el- Bkz.
-Kutub,
Riyad,
b.b.Abdulmuhsin
Abdulmuhsin
et-Türkî-Abdulfettâh
Muhammed
el2012,
IV,
578-IV,Dâru’l-Ma’rife,
2012,
578l1997,
VIII,
323-325;
Vehbe
Zuhaylî,
el1997,
VIII,
323-325;
Vehbe
Zuhaylî,
elts.,
XI,
17; İbn
331; el-Mergînânî,
Ebu’l-Hasan
Aliet-Türkî-Abdulfettâh
b. Ebû Bekr el-Fergânî,
el-Hidâye elVIII,
323-325;
Vehbe
Zuhaylî,
ell-l-l--l- a.g.e.,
- Burhaneddîn
7, VIII, 323-325;1997,
Vehbe
Zuhaylî,
8el-Kudâme,
Muhammed
1997,
VIII,
323-325;
Vehbe
Zuhaylî,
el88VIII,
8 b. Abdulmuhsin
88b. Mahmûd
2012,IV,Şerhu
IV,578578Bidâyeti’l-Mübtedî, Dâru’l-Erkam, Beyrût, ts., II, 472; el-Mevsılî,
b. Mevdûd,
li2012,
IV,
5782, IV, 578- 2012,
1997, Abdullah
VIII, 323-325;
Vehbe
Zuhaylî,el-İhtiyâr
ell2012,
IV,
578Ta’lîli’l-Muhtâr, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1996, III, 35, 36; Zuhaylî,
a.g.e.,
IV,
578-579.
2012,
IV,
578-Mebsût
-Mebsût
8
8857 Halîl b. Ahmed, a.g.e., I,247; İbn Düreyd,
88 Ebû Bekr Muhammed
-Serahsî,
Cemheratu’l-Luga,
(Thk.331;
Remzî
Münîr
-Serahsî,
-Serahsî,
-Serahsî, b. el-Hasan,
-Serahsî,
Kudâme,
a.g.e., a.g.e.,
VIII,
Kudâme,
VIII,el-331; el-Mebsût
- --482;
Ba’lebekî), Dâru’l-İlm
Beyrût, 1987, I,
Abdulmelik b. Muhammed, Fıkhu’l-Mebsûtli’l-Melâyîn,
- es-Seâlibî, Ebû Mansûr
-Mebsût
-Mebsût
-Mebsût
-Mübtedî
Fergânî,Fergânî,
elel-Mübtedî
Kudâme,
a.g.e.,
VIII,
331;
el-elb.b.
Ebû
Bekr
el-elve Sırru’l-Arabiyye,
Salih
Hüseyn),
Müessesetu’r-Risâle
Nâşirûn, Beyrût, 2013, s. 273;
Kudâme,
a.g.e.,
VIII,
331;
el-(Thk. Muhammed
-Hasan
Ali
Ebû
Bekr
elKudâme,
VIII,
331;
-Hasan
Ebû
Bekr
âme, a.g.e., VIII,
331;Luga
el-a.g.e.,
-Hasan Ali
b. Musa
Ebû-Hasan
Bekr
el-AliAli
-Mebsût
Kudâme,
a.g.e.,
VIII,
331;
el-Hasan
Ali
b.b.
Ebû
Bekr
elAbdullah
b. Mahmûd
b. Mevdûd,
el-Abdullah
b. Mahmûd
b. Mevdûd,
el- --Mübtedî
ts.,
II,II,
472;
elFergânî,
el-elel-İsfehânî,
a.g.e., s. 101; ez-Zemahşerî,
Esâsu’l-Belâga,
s.Beyrût,
95; İbn
Manzûr,
a.g.e.,
II, 148; el-Halebî,
Umdetu’l-Huffâz,
-Mübtedî
-Erkam,
Beyrût,
ts.,
472;
elFergânî,
el- -Mübtedî
-Mübtedî
-Erkam,
ts.,
472;
elFergânî,
-Erkam,
Beyrût,
ts.,-Erkam,
II,
472;Beyrût,
elgânî, elKudâme,
a.g.e.,
331;
-Mübtedî
-Erkam,
Beyrût,
ts.,
II,II,
472;
elFergânî,
elIII, 35,VIII,
36;
Zuhaylî,
a.g.e., a.g.e.,
IV, 578-579.
III, 35,
36;el-Zuhaylî,
IV, 578-579. -H
Abdullah
b.b.
el-el- --- -Muhtâr
I,b.328;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.el-977; ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII, 209.Fergânî,57elAbdullah
b.Mahmûd
Mahmûd
b.-Mevdûd,
Mevdûd,
-Muhtâr
Abdullah
b.
-Muhtâr
ullah b. Mahmûd
b.
Mevdûd,
el-Muhtâr
-Erkam, Bey
57 b. Halîl
Abdullah
b.Mahmûd
Mahmûd
b.Mevdûd,
Mevdûd,
el-Muhtâr
Halîl
Ahmed,
a.g.e. -Mübtedî
b. Ahmed,
a.g.e.
58
İbn
Sîde,
a.g.e.,
I,328;
el-Ezherî,
a.g.e.,
I,374;
ez-Zebîdî,
a.g.e., XXVIII,
35,
36;
Zuhaylî,
a.g.e.,
IV,
578-579.
III,
35,
36;
Zuhaylî,
a.g.e.,
IV,
578-579.
III,
35,
36;
Zuhaylî,
a.g.e.,
IV,
578-579.
35, 36; Zuhaylî,III,
a.g.e.,
IV,
578-579.
Abdullah209.
b. Mahmûd
b. Mevdûd, el-Muhtâr
III,
35,
36;
Zuhaylî,
a.g.e.,
IV,
578-579.
Luga
-M
Luga
57 57Halîl
59b.b.
b. Ahmed,
I, 482; el-Cevherî,
a.g.e.,
IV,1656;
İbn
a.g.e.,
I,328; İbn Manzûr,
a.g.e.
-Hasan,
- a.g.e.,
57 Halîl
Halîl
b.Halîl
Ahmed,
a.g.e.a.g.e., I,246; İbn Düreyd, a.g.e.,
-Hasan,
- Mansûr
Ahmed,
a.g.e.
-Hasan,
-Ebû
l b. Ahmed, 57
a.g.e.
-Hasan,
--Hasan,
III,
35, 36;
Zuhaylî,
IV, 578-579.
Halîl
b.Ahmed,
Ahmed,
a.g.e.
-Sîde,
Ebû Mansûr
Abdulmelik
b. Muhammed,
Abdulmelik
b.
Muhammed,
- --- 1987,
-Melâyîn,
Beyrût,
1987,
I, I,I,482;
es-Seâlibî,
Luga
571987,
-Melâyîn,
Beyrût,
1987,
I,482;
482;
es-Seâlibî,
Luga a.g.e., II, 148. -Melâyîn,
Beyrût,
es-Seâlibî,
Luga
-Melâyîn, Beyrût,
I, 482;
es-Seâlibî,
a
Halîl
b.
Ahmed,
a.g.e.
-Melâyîn,
Beyrût,
1987,
482;
es-Seâlibî,
Luga
- --- (Thk. Muhammed
-Arabiyye,
(Thk.
Muhammed
Ebû
Mansûr
Abdulmelik
b.b.
-Arabiyye,
(Thk.
Muhammed
Ebû
Mansûr
Abdulmelik
b.-Muhammed,
Muhammed, -Arabiyye,
-Arabiyye,
(Thk.
Muhammed
Ebû
Mansûr
Abdulmelik
Mansûr Abdulmelik
b.
Muhammed,
Luga
-Melâyîn,
Beyrû
-Arabiyye,
(Thk.
Muhammed
Ebû
Mansûr
Abdulmelik
b.Muhammed,
Muhammed,
a.g.e., s.a.g.e.,
101; s.
ez-101; ez-Belâga-Belâga
- --, ,s.
273;
el-el273;
el-Abdulmelik
273;
, s. 273; elEbû
Mansûr
b. Muhammed,
- a.g.e., a.g.e.
-A
, ,s.
s.s.
273;
el-Huffâz,
I, 328; el-Fîrûzâbâdî,
s. 97
-Huffâz,
I, 328; el-Fîrûzâbâdî,
s.s.s.101;
ez-Belâga
a.g.e.,
148;
a.g.e.,
s.101;
101;
ez-Belâgaa.g.e., II, 148; el-Halebî,
a.g.e.,II,II,
148;
el-Halebî,
a.g.e.,
ez-Belâga
a.g.e.,
148;
el-Halebî,
e., s. 101; ez- a.g.e.,
-Belâga
58el-Halebî,
-I,328; el-Ezherî,
58
a.g.e.,
101;
ez-Belâga
a.g.e.,
II,II,
148;
el-Halebî,
a.g.e., a.g.e.,
I,328; el-Ezherî,
a.g.e., a.g.e.,
I,374; ez-Z
I,37
-Huffâz,
I, I,328;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.s.977;
ez-Zebîdî,
XXVIII,
209.
-Huffâz,
I,a.g.e.,
328;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.977;
977;
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
209.
-Huffâz,
328;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
-Huffâz, I, 328; el-Fîrûzâbâdî,
s. 977; ez-Zebîdî,
a.g.e.,
XXVIII,
209.a.g.e.,
59209.
74
Yıl: 2015/2 | Sayı: 44 | Yrd. Doç. Dr. Zeki HALİS
2. C-a-l
birlikte,
az daKökünün
olsa isim Kur’ân-ı Kerîm’de.62Kullanımı
formunda
birlikte,
az
da olsa
isim
.62üç yüz kırk altı defa
Sözlükte
manaya
gelen
“ca’l”
kökü,
Kur’ân-ı
ört yerde sülâsî
fiil olarak, birçok
mâzi-malum
formunda,
bir
yerde
sülâsîaz
formunda
birlikte,
da olsa Kerîm’de
isim
.62
60
kullanılmıştır.
daolarak,
bufiilin,
kökün,
Kur’ân
kelime
hazinesinin
unsuru
yüz
otuzseksen
dört yerde
sülâsî
fiil
mâzi-malum
bir
yerde formunda,
sülâsîönemli
-meçhul formunda,
üçBundan
yerde
sülâsî
muzâri-malum
yüz otuz
dört
yerde
sülâsî
fiil formunda,
olarak,
mâzi-malum
bir bir
yerde
sülâsî
olduğu
anlaşılmaktadır.
Bu
kök,
kullanım
açısından
Kur’ân’da
farklı
şekillerde
karşımıza
fiilin
mazi-meçhul
formunda,
seksen
üç
yerde
sülâsî
fiilin,
muzâri-malum
tekil formunda,
ism-i fail, iki
fiilin mazi-meçhul
seksen üç yerde sülâsî fiilin, muzâri-malum
çıkmaktadır.61 Daha63 çok sülâsî fiil formunda kullanılmakla
da olsa isim
tekil ism-ibirlikte,
fail, iki aztekil
sm-i fail
.
na sahip
ism-i fail, iki
şeklinde de kullanılmıştır.62 İki yüz otuz
dört
yerde
sülâsî
fiil
olarak,
mâzi-malum
63
63
yerde
ise
ism-i
fail
.
na
sahip
ök, Kur'ânyerde
ise ism-i
.
sahip
formunda, bir yerde
sülâsî
fiilin fail
mazi-meçhul formunda, seksen
üç yerde sülâsînafiilin,
64
olan
bu
kök,
Kur'ânolan buyirmi
kök, iki
Kur'ânmuzâri-malum kalıbında,
yerde emir sigası şeklinde, dört yerde tekil ism-i fail,
.
kara 30
64
iki yerde ise ism-i failin çoğulu şeklinde gelmiştir.63 Birçok sözlük manasına sahip olan64
bu kök, Kur’ân-ı Kerîm’de daha çok “tasyîr”, “yaratma”, “vasfetme”, “hüküm verme”,
“vaz’/koyma” ve “ilkâ/atma” manalarında kullanılmıştır.64 Şimdi bu manalar tek tek ele
2.1.
2.1.
Kur'ânalınacaktır.
Kur'ân-
Kur'ân-
2.1. Tasyîr Manasında Kullanımı
,
,
“Ca’l”
fiilinin
Kur’ân-ı
Kerîm’de
en çok
birisi , “tasyîr” dir.
T
, kullanılan manalarından
, ,
tercüme edilecektir.
T kökünün
Aşağıda65 görüleceğitercüme
gibi birçok
âyette
bu
manaya
gelmektedir.
“Tasyîr”
manasına gelen
65edilecektir. tercümekökünün
:
edilecektir. 65 kökünün
“ca’l”, bu çalışmada, “dönüştürmek”, “yapmak” ve “kılmak” şeklinde tercüme edilecektir.
:
:
“Ca’l” kökünün “tasyîr” manasına geldiği âyetlerden bazıları şunlardır:
Bakara 30
Bakara 30
tasyîr
, Bakara
Bakara 30
tasyîr
, Bakara
Bu âyette
fâil ve“tasyîr” manasında kullanıldığı
tasyîr
, Bakara
“Ca’l”ism-i
kökünün
ayetlerden birisi, Bakara suresi 30’uncu
suresi
Bu
âyette
ism-i
fâil
ve
.
Bu âyette ism-i
fâil ve
ayettir. Bu âyette suresi
ism-i fâil ve fiil şeklinde
olmak
üzere iki kez kullanılmıştır.
.
. Hani bir zamanlar
Hani bir Ben
zamanlar
eleklere: Ben yeryüzünde bir halife “Hani bir zamanlarbiz
seni meleklere:
Rabbin
yeryüzünde
halife
Hani birbir
zamanlar
Rabbin
meleklere:
Ben
yeryüzünde
halife
biz senihalde, yeryüzünde
yapacağım
dedi., yeryüzünde
Onlar:
biz
senibir
hamdinle
vetesbih
kan vebirtakdis
esbih ve takdis
Rabbin
meleklere:
Ben yeryüzünde
halife ettiğimiz
biz seni
fesat
çıkaracak
ve
kan
dökecek
birini
mi
(halîfe)
yapacaksın?
dediler.
Allah
da
onlara:
hamdinle tesbih?vedediler.
takdis
yeryüzünde
ve kan
birini mi (halîfe)
Allahtesbih
da onlara:
ben sizin
, yeryüzünde
ve kan
hamdinle
ve ,takdis
66
ben
sizin
bilmediklerinizi
bilirim,
dedi.”
66
dediler. Allah da ?onlara:
sizinda onlara: ben sizin
dökecek birini mi (halîfe)
inizi bilirim, dedi.
dökecek birini mi? (halîfe)
dediler.benAllah
66
66
bilmediklerinizi bilirim,bilmediklerinizi
dedi.
bilirim, dedi.
____________________________________________________________________________________
60
Bkz. Abdulbâkî, Muhammed Fuâd, el-Mu’cemu’l-Müfehres li-Elfâzi’l-Kur’âni’l-Kerîm, Dâru’l-Hadîs, Kahire 2001, s.
a, 30, 124,126; 3. Âl-208-214.
âd Abdulbâkî, a.g.e.,
208-214.
62
61 2.s.
Bilgin,
Abdulcelîl,
“Ceâle
Anlam30,
Alanı
ve Çevirisinde
62 3.Fiili:
Bakara,
30, 124,126;
2.Âl-Bakara,
124,126;
3. Âl- Karşılaşılan Problemler”, EKEV Akademi Dergisi, sayı: 45,
63 Bkz.
GüzFuâd
2010,Abdulbâkî,
265-270, s.a.g.e.,
63266.Bkz.
s.Fuâd
208-214.
Abdulbâkî, a.g.e., s. 208-214.
02.
1131.
a, 30.
64
62
2. Bakara, 30, 124, 126;
64 3. Âl-i İmrân, 55; 18. Kehf, 8; 28. Kasas, 7; 35. Fâtır, 1.
Bkz. Fuâd Abdulbâkî, a.g.e., s. 208-214.
“Ceale” kökü ve Kur’ân’ı Kerîm’deki manaları hakkında makale yazan Hâlid Kazım Humeydî ve Tûman Gazi Hüseyn,
Kur’ân’daki “ceale” kökünden gelen bütün kullanımlaraa.g.m.,
“tasyîr” manası vermeye meyletmişler ve farklı manalar veren
önceki müfessirleri ve dilcileri eleştirmişlerdir. Hâlbuki aşağıda görüleceği gibi bu kökten
gelen bütün kullanımlara bu
a.g.m.,
a.g.m.,
manayı vermek uygun olmayacaktır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Humeydî ve Hüseyn, a.g.m., s. 278-302.
s. 278-302.
s.
278-302.
65 “Kılmak” kelimesi Türkçe’de,
“yapmak”,
“etmek”, “eylemek”, “eda etmek” ve “ifa etmek” manalarına gelmektedir. Bkz.
Kâmûs-i
Türkî
65
65
Sâmî, Şemseddin, Kâmûs-i Türkî, Çağrı Yayınları, İstanbul, 2007, s. 1131.
Kâmûs-i Türkî
Kâmûs-i Türkî
66 2. Bakara, 30.
63
64
66
2007, s. 1131.
2. Bakara, 30.
66
2007, s. 1131.
2. Bakara, 30.
“CA’L” KÖKÜNÜN
KULLANILAN MANALARI
75
67KUR'ÂN-I
67 ve
Bu ayette Bu
geçen
câilgeçen
kelimesine
ve KERÎM’DE
ayette
câil kelimesine
67 ve
Bu
ayette
geçen
câil
kelimesine
67
ayette geçen câil ve
kelimesine
câil Mâverdî
68
68Bu ayette geçen
. Mesela
ayette Bu
geçen
.kelimesine
Mesela68bu
Mâverdî
bu
ayettecâilgeçen câil
Mesela câil
Mâverdî
bu ayette
câil geçe
68
. Mesela
Mâverdîgeçen
bu ayette
. Mesela Mâverdî bu68 ayette. geçen
Bu ayette geçen “câil” kelimesine müfessirler tarafından “tasyîr”67 ve “yaratma”68
manaları (musayyir)
verilmiştir.(musayyir)
Mesela Mâverdî bu ayette
hakkında iki görüş
Onageçen
göre“câil”
Ona kelimesi
göre
Ona göre
(musayyir)
On
göre
olduğunu söylemiştir. (musayyir)
Birinci görüşe göre “hâlık”,(musayyir)
ikinciOna
görüşe
göre ise “câil” (musayyir)
bir
,y
bir
,
y
bir
,
y
bir şeyi bir sıfata nisbet
,y
manasına gelmektedir. Ona
“bir
bir göre “ca’l’in hakikati
,y
69
69
isehakikati iseetmek”, yaratmanın hakikati
69
69
69
hakikati
ise
ise
“bir
şeyi
yokluktan
(sonra)
yaratmaktır.”
69
hakikati ise
hakikati ise
göre ise bugöre
âyetteki
câil
bubuâyetteki
câil
göre
isekelimesi
bu âyetteki
göre“musayyir”
isecâil
bu âyetteki
câil
göreiseise
âyetteki
câil
Zemahşerî ve Râzî’ye
göre
ise
bu âyetteki
“câil”
manasına
70 Ebû Hayyân,
70
70
gelmektedir.
Halebî
ve
Âlûsî
gibi
müfessirlere
göre
70 Ebû
70Halebî
gelmektedir.
Hayyân,
ve
müfessirlere
göre
gelmektedir.
Ebû
Hayyân,
ve Âlûsî
gibi “tasyîr”
müfessirlere
70 Ebû
gelmektedir.
Ebû
Hayyân,
Halebî
ve Âlûsîhem
gibigöre
müfessirle
gelmektedir.
Hayyân,Halebî
Halebî
Âlûsî gibi
gibi
müfessirlere
göre
gelmektedir.
Ebû
Hayyân,
Halebî
veÂlûsî
Âlûsî
gibi
müfessirlere
göre
ise hem
71 71
71
71
71
71
de “halk” manasına gelmesi mümkündür.
72
72
Âyetteki câil
kelimesi,
Âyetteki câil kelimesi,
7272 Bu
Âyetteki
câilBukelimesi,
Âyetteki
câilcâil
kelimesi,
Bu’ûl alır.72 Bu mef ’ûllerin Bu
Âyetteki
kelimesi,
Âyetteki
“câil”
kelimesi, tasyîr manasına
geldiğinde
iki mef
73
73, ikincisi 73
74 mukaddem
73, ikincisi
73, 73
birincisi olarak
, birincisi
ikincisi ise
olarak
ifadesidir.74 ifad
747474ise
rin birincisi
olarak
lerinifadesidir.
mukaddemmanasına
olarak
birincisi ise
,mukaddem
ikincisiise
mukaddem
olarak
ifadesidir.
lerinlerin
birincisi
mukaddem
ifadesidir.
birincisi
, ikincisi
ikincisi
iseiselerin
mukaddem
olarak
ifadesidir.
“Yaratma”
75 75
Yaratma
ün
bih olur.75 ün bih olur.75
gelirse
kelimesi
’ûlün
biholur.
olur.
ma Yaratma
kelimesi mef
ün bih
Yaratma
kelimesi
Yaratma
kelimesi
ünbih
biholur.
olur.7575 kelimesi
kelimesi
ün
Bu ayetteki câilBu ayetteki
uygun
câiltasyîr
tasyîr
Bu ayettekiBucâil
uygun
Bu Bu
ayetteki
tasyîr
uygun
ayetteki
câilcâil tasyîr
tasyîr
uygun
ayetteki
“câil” kelimesinin
“tasyîr” manasında
kabul
edilmesi
uygun olacaktır.
r. Çünkü
burada
Âdeta bu âyette
r. Çünkü burada değil onun halife kılınmasınr. Çünkü
burada Hz. Âdem’in
r. Çünkü burada
Çünkü
burada
zatının
yaratılmasından
r. Çünkü
burada
7
bu âyette
dan bahsedilmektedir.67ÂdetaÂdeta
bu âyetteki
kullanım, ,
“Ben seni insanlara
67 el-ezez, I, en-Nîsâbûrî,
128;el- er-Râzî,
a.g.e.,
II, 165; a.g.e.,
en-Nîsâbûrî,
el-Allame
67 ez,
I,
128;
er-Râzî,
II,
165;
en-Nîsâbûrî,
76
el,
I,
128;
er-Râzî,
a.g.e.,
II,
165;
el-Allame
76 el-Allame
, I,el128; er-Râzî,
II, a.g.e.,
165;
en-Nîsâbûrî,
67 ez- elimam
yapacağım”
âyetindeki
kullanıma
benzemektedir.
Bakara
124’üncü- âyette, zatı - benzemektedir.
Bakara
, I,Muhammed
128;a.g.e.,
er-Râzî,
II, b.
165;
en-Nîsâbûrî,
el-Allame
Nizamuddin
el-Hasan
Muhammed
b. Hüseyin
el-Kummî,
Nizamuddin
el-Hasan
b. Muhammed
Nizamuddin
el-Hasanb.b.Hüseyin
b. Hüseyin el-Kummî,
- b. Hüseyin el-Kummî,
muddin el-Hasan
b. Muhammed
el-Kummî,
Nizamuddin
el-Hasan
b.
Muhammed
b.
Hüseyin
el-Kummî,
yaratılmış
olan
Hz.
İbrahim’in
imam
yapılacağı
haber
verildiği
gibi,
da beşer
Furkân
- -Âlûsî,
-Âlûsî, da
Furkân
- burada
benzemektedir. Bakara
Furkân
, burada
ân
-Âlûsî,
Furkân olarak
-Âlûsî,
-Dîn
es-Seyyid
Mahmûd,
-Dîn- haber
es-Seyyid
Mahmûd,
-Dolayısıyla
--Dîn
es-Seyyid
Mahmûd,
yaratılmış
olan
Hz.
Âdem’in
halife
yapılacağından
verilmektedir.
es-Seyyid
Mahmûd,
- daes-Seyyid
- - es- halife
, esburada
-Mesânî,
- -Dîn-Mesânî,
-Dîn
es-Seyyid
Mahmûd,
- (Thk.
-Mesânî,- Muhammed
(Thk. es-Seyyid
Muhammed
es(Thk.
es-Seyyid
Muhammed
burada
bir
yaratmadan
ziyade
belli
bir
hale
dönüştürme
ya
da
belli
bir
sıfat
verme
manası
-Mesânî, (Thk.
es-Seyyid
es- yaratmadan
-Kadîr,
-Mesânî,
(Thk.Muhammed
es-Seyyid Muhammed
es- ziyade
-Kadîr,
halife
ya
-Kadîr,
bulunmaktadır.
el-Tefsîr,
-i
Hazm,
Beyrût,
el-Tefsîr,
-i Hazm
-Kadîr,
el-Tefsîr,
-i Hazm, Beyrût,
yaratmadan
ziyade
da Beyrût,
--Tefsîr,
-i ya
Hazm,
.
s. 78.
2000,
s.
78.
el- 2000,
- 2000,
-Tefsîr,
-i Hazm,bulunma
Beyrût,
s. 78.
68 Mekkî b. Ebî 68
, s. 78. 2000,
Tâlib,
a.g.e.,
I,216;
el-Kurrâ
Mahmûd
b.-Kurrâ
Hamza,
68 Mekkî
____________________________________________________________________________________
Mekkî
b.
Ebî
Tâlib,
a.g.e.,
I,216;
elMahmûd b.- Hamza,k
Tâlib, a.g.e., .I,216; el-Kurrâ Mahmûd b. Hamza,
s. 78.b. Ebî
bulunma
67 ez-Zemahşerî,
el-Keşşâf, I, 128;
er-Râzî,
a.g.e., II,b.-Fadîle,
165;
en-Nîsâbûrî,
el-Allame
Nizamuddin
el-Hasan
b. Muhammed
b.Kahire,
-Fadîle,
Kahire,
ts.,
s. 155;
et- ts., s.
kî b.68EbîMekkî
Tâlib,b.a.g.e.,
I,216;
el-Kurrâ
Mahmûd
Hamza,
-Fadîle,
Kahire,
ts.,
s.
155;
etEbî Tâlib, a.g.e., I,216; el-Kurrâ Mahmûd b. Hamza,
Hüseyin
el-Kummî,
Garâibu’l-Kur’ân
ve
Ragâibu’l-Furkân,
(Thk.
Zekeriya
Umeyrât),
Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye,
Beyrût,
Tabersî,
a.g.e.,
I,
97-98;
el-Kurtubî,
a.g.e.,
I,258;
el-Beydâvî,
a.g.e.,
I,
54;
el-Hâzin,
ken
B
-Fadîle,
Kahire,
ts.,
s.
155;
etTabersî,
a.g.e.,
el-Kurtubî,
a.g.e., I,258; el-Beydâvî, a.g.e., I, 54;
Tabersî,
I, 97-98; el-Kurtubî, a.g.e., I,258; el-Beydâvî,
a.g.e.,I, 97-98;
I,ts.,54;s. el-Hâzin,
- a.g.e.,
-Fadîle,
Kahire,
155;
et1996, I, 215; el-Âlûsî,
Ebu’l-Fadl
Şihâbu’d-Dîn
es-Seyyid
Mahmûd,
Rûhu’l-Meânî
ve’s-Seb’i’l- fî Tefsîri’l-Kur’âni’l-Azîm
rsî, a.g.e.,
I,
97-98;
el-Kurtubî,
a.g.e.,
I,258;
el-Beydâvî,
a.g.e.,
I,
54;
el-Hâzin,
Tabersî, a.g.e.,
I, 97-98;
a.g.e., -Tenzîl
I,258;
el-Beydâvî,
a.g.e.,
I, 54;
el-Hâzin,
Ben
çamurdan
bir ,77insan
Mesânî,
(Thk. el-Kurtubî,
es-Seyyid
es-Seyyid,
Seyyid İbrahim
Dâru’l-Hadîs,
- I, 314;- eş-Şevkânî,
miyye, Beyrût,
-Tenzîl
- miyye
- Muhammed
-Tenzîl
- - İmrân),
- miyye,
Beyrût, Kahire, 2005,
Muhammed
b.
Ali
b.
Muhammed,
Fethu’l-Kadîr,
el-Câmi’
Beyne
Fenneyi’r-Rivâye
ve’d-Dirâye
min
İlmi’t-Tefsîr,
Dâru
77
2010,
I,
34;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I,
287-288;
esSudan
bir
insan
,
p
da
onu
soy
ve
evlilik
2010,
I,
34;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I,
287-288;
es- elI,
34;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I,
287-288;
esel-Tenzîl 2010,
miyye,
Beyrût,
-Tenzîlİbn-i Hazm, Beyrût, 2000, s. 78.
- miyye,
Beyrût,
- Ebû
Muhammed
(Thk. elEbû Muhammed
el- -Hasenî), - da
- ve
(Thk. el-Kirmânî,
Ebû Muhammed
el- - -(Thk.
-Hasenî),
, I, 34;2010,
Ebû Hayyân,
a.g.e.,
287-288;
esel78- ve
onu
getiren
O
b. EbîI,soy
Tâlib,
a.g.e.,evlilik
I,216;
Tâcu’l-Kurrâ- Mahmûd
b.58.
Hamza,
Esrâru’t-Tekrâr
I,6834;p Mekkî
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I, 287-288;
esel- I, 58. fi’l-Kur’ân, (Thk. AbI,
- - - Ahmed
I, 58. Kahire, ts., s. 155;
(Thk.- Ebû
- et-Tabersî,
-Hasenî),
Atâ), Muhammed
Dâru’l-Fadîle,
I,b.97-98;
el-Kurtubî,
a.g.e.,-Uyûn,
I,258; (Thk.
el-Beydâvî,
69
- dulkadir
(Thk.el-Ebûb.elMuhammed
- a.g.e.,
-Hasenî),
69 -Hasan
78 ve
Muhammed
Habib,
enes-Seyyid
69 elel- el- Ali b.-Uyûn,
-Hasan
b. Muhammed
b. Habib,
en-Uyûn, (Thk. e
Hani
-Hasan
Ali b. Muhammed
Habib,
en(Thk. Ali
es-Seyyid
- -O
I,
58.
a.g.e.,
I,
54;
el-Hâzin,
Alâuddîn
Ali
b.
Muhammed
b.
İbrahim
el-Bağdâdî,
Tefsîru’l-Hâzin,
Lübâbu’t-Te’vîl
fî Meâni’tI,
58.
Abdulmaksûd
b.
Abdurrahim),
-Sekâfiyye,
Abdulmaksûd
b.
Abdurrahim),
-S
Abdulmaksûd
b.
Abdurrahim),
-Sekâfiyye,
79 âyetlerinde
b. Muhammed
Habib,
en-b. Habib,
-Uyûn,Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye,
(Thk. es-Seyyid
(Thk. Abdusselâm
Muhammed
Şahin),
Beyrût, 2010, I, 34; Ebû Hayyân, a.g.e.,
I,
69 el- -Hasan AliTenzîl,
Ali b. b.
Muhammed
en(Thk. es-Seyyid
Beyrût,
ts.,Ali
I, 94.
Beyrût, ts., I,-Uyûn,
94.fî Tefsîri’l-Kur’ân,
Beyrût,
ts.,287-288;
I, -Hasan
94. es-Seâlibî,
eş-Şeyh
Abdurrahman,
el-Cevâhiru’l-Hisân
(Thk.
Ebû
Muhammed
el-Ğumârî
lmaksûdAbdulmaksûd
b.
Abdurrahim),
-Sekâfiyye,
70 ezel- ez, I, 128; er-Râzî,
a.g.e.,
II, er-Râzî,
70 ez79 -âyetlerinde
b. elAbdurrahim),
- a.g.e.,
,-Sekâfiyye,
I, 128;
a.g.e.,
165.
, I, 128;
er-Râzî,
II, 70
165.
kelimeleri
.165.
Çünkü
bu II,âyetlerde
el-İdrîsî
el-Hasenî),
Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye,
Beyrût, 1996, I, 58.elût, ts., I, 94.
71 Ebû Hayyân, a.g.e.,
71 EbûI, Hayyân,
287-288;
el-Halebî,
Ahmed
b.fî Yusuf es-Semîn,
-Masûn fîed71 Ebû
Beyrût,
ts.,
I,
94.
a.g.e.,
I,
287-288;
el-Halebî,
Ahmed b.edYusuf
es-Semîn,
Hayyân,
a.g.e., Ebu’l-Hasan
I, 287-288; el-Halebî,
Ahmed b.b.Yusuf
es-Semîn,
ed-Masûn
69
el-Mâverdî,
Ali
b.
Muhammed
Habib,
en-Nüket
ve’l-Uyûn,
(Thk.
es-Seyyid
Abdulmaksûd
b. Abdurra, I, 128; er-Râzî,
a.g.e.,
II,
165. . Çünkü
bu
âyetlerde
bahsedilmektedir.
70 ez-el-Meknûn,
(Thk.
Ahmed
Muhammed
el- Muhammed - el-Meknûn,
(Thk.
Ahmed
el- -Meknûn,
,
I,
128;
er-Râzî,
a.g.e.,
II,
165.
- him),
(Thk.
Ahmed
Muhammed
elBeyrût,
94.
Hayyân,
a.g.e., I, 287-288;Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye-Müessesetu’l-Kutubi’s-Sekâfiyye,
el-Halebî, Ahmed b.252-254;
Yusuf es-Semîn,
ed- I, 314.
-Masûn
fî ts.,I,I,314.
el-Âlûsî,
a.g.e.,
71 Ebû
252-254;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
252-254;
el-Âlûsî,
I, 314.el-Halebî,
Hayyân,
I,a.g.e.,
287-288;
Ahmed
b.
Yusuf
es-Semîn,
ed-Masûn
fî
bahsedilmektedir.
70 a.g.e.,
ez-Zemahşerî,
el-Keşşâf,
I,
128;
er-Râzî,
a.g.e.,
II,
165.
bahsedilmektedir.
Hilafet
ise
72 el-Meknûn,
Ahmed
Muhammed
72el- -ezez- el-Halebî,
, I, 128;
er-Râzî,
a.g.e.,
165; Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I, 287-288;
el72
el- I,ed-Durru’l-Masûn
, I, 128;II, er-Râzî,
II, 165;
Ebû
Hayyân, a.g.e.,
I, 28
ez-- 71 (Thk.
el- (Thk.
, I, 128;
er-Râzî,
a.g.e., II, Ahmed
165; Ebû
287-288;
el-Meknûn,
Ahmed
Muhammed
el-a.g.e.,
Ebû Hayyân,
a.g.e.,
I, 287-288;
b. Hayyân,
Yusuf
es-Semîn,
fîa.g.e.,
Ulûmi’l-Kitâbi’l-Meknûn,
80
254; el-Âlûsî, Halebî,
a.g.e.,
I,ed314.
bahsedilmektedir.
Hilafet
ise
âlemindendir.
Yani
halife
Halebî,
ed-Masûn,
I,ts.,252- I, 252-Hatîb, esHalebî,
ed-Masûn,
-,
-H
-Masûn,
- Dâru’l-Kalem,
-Hatîb,
es(Thk.a.g.e.,
Ahmed
Şam,
I, emir
252-254;
el-Âlûsî,
a.g.e., I, 314.
252-254; el-Âlûsî,
I, Muhammed
314.I, 252- el-Harrât),
I,ez-Zemahşerî,
128; er-Râzî,
a.g.e., II,
165;er-Râzî,
Ebû- Hayyân,-II,
a.g.e., Ebû
I,- 287-288;
el-Habîr,I,(Thk.
-Hicr
-Ha
72 ez-el- Yani
- a.g.e.,
(Thk.el-n el-Halebî,
72 ,-halife
I, 128;
Hayyân,
a.g.e.,
I, 287-288;
ed-Durru’l-Masûn,
ve
el- - , I, el-Keşşâf,
128;, er-Râzî,
a.g.e., II,a.g.e.,
165; Ebû165;
Hayyân,
I,-Habîr,
287-288;
surelerindeki
âyetler
ise
-es-fi’l-İâneti
bî, ed-Masûn, 252-254;
I, 252- eş-Şirbînî,- -Muhammed
-Hatîb,
- alâesBa’di Meânî -Suûd,
Kelâmi a.g.e.,
Rab- I, -Suûd, a
-Suûd,
a.g.e.,
I,Ma’rifeti
Halebî,Hicr
ed-Masûn, âyetler
I, 252- ise - 166.b.
- Ahmed el-Hatîb, es-Sirâcu’l-Munîr
-Hatîb,
dirler.2004,
Bu I, 54; Ebu’s-Suûd, a.g.e., I,
yüzden
-166. surelerindeki
- 166.Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye,
-Habîr, (Thk.
bina’l-Hakîmi’l-Habîr,
(Thk. İbrahim Şemsüddîn),
Beyrût,
-Habîr, a.g.e.,
(Thk. I, 314.
73 el-Halebî, ed- 73
I,a.g.e.,
252-254;
73 el-Halebî, 166.
-Masûn,
el-Âlûsî, a.g.e., I, 314.
--Masûn, I, 252-254;
-Suûd,edI,el-Âlûsî,I,,252-254;
edel-Âlûsî, a.g.e., el-Halebî,
I,-Masûn,
314.
yüzdenel-Halebî,
Melekler
herhangi bir soru tevcih
-Suûd,
a.g.e.,
I,
74- Ebû Hayyân, a.g.e.,
74 Ebû
I,
287-288;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
I,
314.
74 Ebû 73
ed-Durru’l-Masûn,
I,
252-254;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
I,
314.
Hayyân,
a.g.e.,
I,
287-288;
el-Âlûsî,
a.g.e., I, 314.
Hayyân, a.g.e., I, 287-288; el-Âlûsî, a.g.e., I, 314.
75
166.
75
el-Halebî,
edI, 252- -Masûn,
a.g.e., I,yeryüzünde
54.
74 Ebû
a.g.e.,
I,252287-288;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
I, -Masûn,
314.
,Hayyân,
Melekler
tevcih
, - sadedinde
el-Halebî,
I, 252a.g.e.,
54.
âyette,
birI,hal
ed-Masûn,
I,herhangi
-314.soru
a.g.e.,
I, 54. edalebî,73 ed- 75 el-Halebî,
-Masûn,
I, 252-254;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
I,bir
el-Halebî,75ed- el-Halebî,
-Masûn,
I, 252-254; el-Âlûsî,
a.g.e.,
I, 314.
ed-Durru’l-Masûn,
I, 252-254;
eş-Şirbînî,
a.g.e., I, 54.
Hayyân,
a.g.e.,
I,
287-288;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
I,
314.
74 Ebû Hayyân,
âyette,
bir halI, 314.
daha
76 a.g.e.,
2. Bakara,
124. yeryüzünde
I, 287-288;
el-Âlûsî, a.g.e.,
alebî,75 ed-Masûn, I, 252a.g.e., I, 54.
el-Halebî, ed-Masûn, I, 252a.g.e., I, 54.
öyle gözüküyor ki bu a
öyle gözüküyor ki bu ayette geçen câil kelimesi,
,
Bu yüzden
,
benzemektedir.
Bakara
zemektedir.
Bakara
benzemektedir.
Bakara
, burada da
, burada da
ken
,
burada
da
halife
, burada
da da
halife bir insan
, burada
Ben çamurdan
halife
yaratmadan
ziyade
ya da ya da
77
halife
yaratmadan ziyade
halife,
Sudan bir insan
yaratmadan
ziyade
ya
da
76
bulunma
.
2015/2 | Sayı: 44 ya| Yrd.
Doç.
HALİS
tmadan ziyade
da
bulunma
. getiren
yaratmadan
ziyade
ya
da Dr. Zeki
p da
onu soy ve Yıl:
evlilik
bulunma
.
ken
78
bulunma
.
ken
.
O bulunma
ve
Hani
ken
Ben
çamurdan
bir insanbir
ken
Ben çamurdan
Ayrıca bu âyette câil kelimesikenkullanılmışken, Hz. Âdem’in zatının yaratılışının
Ben
çamurdan
bir
insan
77 bir
,77çamurdan
Sudan birSudan
insan bir
79 âyetlerinde
Ben
çamurdan
,bir
Ben
insanyaratacağım”,77
kelimeleri
anlatıldığı
“Ben
çamurdan
birinsan
insan
77
,
Sudan
bir
insan
p dabironuinsan
soy
vebir evlilik
,77 ,77 . Çünkü bu âyetlerde “Sudan
insan
pSudan
daSudan
onu
soy
ve onu
evliliksoy ve evlilik bağından getiren ge
yaratıp
da
bir insan
78
p
da
onu
soy
ve
evlilik
getiren
78 ve
78 ve
Hani
O
oluşan
sülale
O’dur.”
p bahsedilmektedir.
da
onuonu
soy soy
ve bir
evlilik
O
ve getiren
p da
ve
evlilik haline getiren
getiren
78 ve
O
Hani
“Hani
Rabbin meleklere demişti ki:
‘Ben
kupkuru
ve78 ve
Hani
O 78bahsedilmektedir.
Hani 80bir çamurdan, şekillenmiş
Hilafet ise
emir
âlemindendir.
kara balçıktan bir insan yaratacağım”79 âyetlerinde “hâlık ve
kelimeleri
kullanılmıştır.kelimeleri kelim
79 halk”
79 âyetlerinde
âyetlerinde
Yani halife
,
n ve
Çünkü bu âyetlerde
doğrudan
Hz. Âdem’in yaratılmasından
bahsedilmektedir. İncelemekte
79 âyetlerinde
kelimeleri
79 âyetlerinde
79 âyetlerinde
. Çünkü .bu
âyetlerde
kelimeleri
Çünkü
bu âyetlerde
kelimeleri
Hicr surelerindeki
âyetler
ise
dirler.
Bu
olduğumuz
âyette
ise
halife
yapılmasından
bahsedilmektedir.
Hilafet
ise yaratma âleminden
.. Çünkü
Çünkü
bu
âyetlerde
bahsedilmektedir.
.
Çünkü
bu
âyetlerde
80
bahsedilmektedir.
buâlemindendir.
âyetlerde
yüzden değil emir
Yani halife
yapılmanın, yaratmayla direkt bir bağlantısı yoktur.
bahsedilmektedir.
80
âlemindendir.
sedilmektedir.
bahsedilmektedir.
ise yaratılmasıylaemir
emir âleminden
bahsedilmektedir.
, Melekler
bir bahsedilmektedir.
soru tevcih
,iseHilafet
sadedinde
Sâd,
Furkân herhangi
ve Hicr surelerindeki
âyetler
iseHilafet
Hz. Âdem’in
zatının
ilgilidirler.
80
bahsedilmektedir.
Hilafet
ise
emir
âlemindendir.
80
Yani halifeYani
, bir beşer
n ve
sedilmektedir.
ise
emir
âlemindendir.
BuHilafet
yüzden
Allah Teâlâ
çamurdan
haber verdiğinde,
halife
, 80yaratacağını
bahsedilmektedir.
Hilafet
ise
emir
âlemindendir.
âyette,
yeryüzünde
bir halmeleklere
daha
Yani
halife
,
n
ve
tevcih
etmemişken,
olduğumuz âyette, yeryüzündedirler. Bu dirle
surelerindeki
âyetlersadedinde
iseâyetler
halife
, , herhangi bir soruHicr
n ven veise
Hicr surelerindeki
Yani
halife Melekler
Hicr
surelerindeki
âyetler
ise
dirler.
Bu
bir
halifenin
yapılacağı
söylendiğinde
ise
daha
önceden
yüzden ki yüzden
surelerindeki
âyetler
ise ise
dirler.
Hicr
surelerindeki
âyetler
dirler.
Bu yaratılacağı söylenen beşerin
öyle gözüküyor
bu ayette geçen
câilBukelimesi,
halife olması hususunda soru sormuşlardır.
öyle gözüküyor
ki bu ayette
yüzden
, Melekler, Bundan
herhangidolayı
bir soru
tevcih
, sadedinde
den
Melekler
herhangi
bir
soru tevcih
, saded
yüzden
,
geçen
câil
kelimesi,
Hz.
Âdem’in
ilk
yaratılmasından
değil,
halife
kılınmasından
,
Melekler
herhangi
bir
soru
tevcih
,
sadedinde
âyette,, yeryüzünde
bir hal bir hal
daha
Melekler
herhangi
bir Bu
soruyüzden
tevcih
âyette,
yeryüzünde
, Melekler
herhangi
bir
soru
tevcih
,sadedinde
sadedinde
Bu, yüzden
bahsetmektedir.
buradaki kelimeye
“tasyîr”
manasının verilmesi uygun
âyette,
yeryüzünde
bir
hal
daha
yeryüzünde
bir hal
dahacâil
âyette,
yeryüzünde
bir halElmalılı’nın dediği gibi bu ayette
dahakelimesi kullanılarak meleklere
D âyette,
olacaktır.
Dolayısıyla
öyle
gözüküyor
ki bu ayette
geçen
câilgeçen
kelimesi,
81
öyle gözüküyor
ki bu
câil keli
yapılan tebliğ,
takdirindensonra
sonra
gözükmektedir.81
gözükmektedir.
buayette
âyette
öyle
gözüküyor
ki
bu
ayette
geçen
câil
kelimesi,
tte
fiili
de tasyîr
, gelmekte
öyleöyle
gözüküyor
ki buki ayette
geçen
câil
kelimesi,
, gelmekte
gözüküyor
geçen
câil
kelimesi,
ve iki ve iki
Bu
bu
âyette
fiili
de
tasyîr
âyette
fiili
de
tasyîr
Ayrıca
bubuâyette
ikinci
ca’l bu
fiiliayette
olan
fiili
de
“tasyîr” manasına
,
bu
âyette
fiili
de
tasyîr
Bu durumda
ifadesi
mukaddem
ikinci
bu âyette
fiili de tasyîr
Bu
yüzden
,
Bu
yüzden
,
ifadesi
BuBudurumda
ifadesi
mukaddem
ikinci mef
’ûl,,
ifadeside
debirinci
gelmekte gelmekte
vemef
iki ’ûl almaktadır.
durumda
ifadesi mukaddem
ikinci
ve iki
Bu durumda
ifadesi mukaddem
ikinci
Bu
yüzden
gelmekte ve iki.82 gelmekte D
BuDdurumda
ifadesi
mukaddemifadesi
ikinci mukaddem ikinci
de birinci
ve
iki
Bu
durumda
82
yüzden
Bu
yüzden
76 2. Bakara,
birinci
olmaktadır.
124.
,
ifadesi
de’ûl
birinci
.82
, mef
ifadesi
.82
143
ifadesidedebirinci
D 77 38. Sâd, 71. ,
81
, birinci ifadesi de birinci.82
.82 sonraBakara
81
gözükmektedir.
sonra gözükmektedir.
D
78 25. Furkân,Bakara
143
54.
81
Bakara 143
sonra
gözükmektedir.
Bakara
143
81
81
kökünün
sonra
gözükmektedir.
79 28. Hicr, 28.
Bakara 143
sonra
gözükmektedir.
Bakara
143
80 en-Nîsâbûrî,
“Ca’l”
kökünün
“tasyîr”
manasında
kullanıldığı
âyetlerden
birisi
de
bu
âyettir. Bu
a.g.e.,
I,
215.
âyettir. Bu âyette
kökünün kökünün
81
kökünün
kökünün
âyette iki defa kullanılmıştır.
76 2. Bakara,
76 124.
âyettir.1939,
Buâyettir.
âyette
I,âyettir.
300. Bu
2. Bakara, 124.
Buâyette
âyette âyettir. Bu âyette
6 2. Bakara, 124.
6. Bakara,
124. 124.
Bakara,
7 2.
38. Sâd,
71.
78. Sâd,
71. 71.
Sâd,
8 38.
25. Furkân,
54.
85. Furkân,
54. 54.
Furkân,
9 25.
28. Hicr,
28.
98. Hicr,
28.
Hicr, 28.
0 28.
en-Nîsâbûrî,
a.g.e.,
I, 215.
0n-Nîsâbûrî,
a.g.e.,
I, 215.
1 en-Nîsâbûrî, a.g.e., I, 215.
1
77
78
79
38. Sâd,7771.38. Sâd, 71.
78 25.
25. Furkân,
54. Furkân, 54.
28. Hicr,7928.28. Hicr, 28.
“İşte
böylece
sizin insanlığa
80 en-Nîsâbûrî,
en-Nîsâbûrî,
a.g.e., I, 215.
a.g.e., I, 215.
şahitler olmanız, peygam81 mutedil bir millet kıldık. Daha önce yöneldiğin
berin de size şahit olması81 için sizi
1939,
I,
300.
1939,
I,
300.
(Kâbe’yi tekrar) kıbleye çevirmemiz, ancak Peygamber’e
- - uyanı, ökçeleri üzerinde geri
1939,
I, 300.
939,1939,
I, 300.
içindir 83
I, 300.dönenden ayırt etmemiz içindir.”83
83
84
83 12
, hem
içindir8383
içindir, hem
,içindir
içindir
84
85
85
84
hem
yer
olan , ,hem
, hem
,
, hem
,84
,84 ,
85
85
85
yerolan
olan
zamir, ikinci
85 yer olan yer
yer olanifadesinde iki
77 38. Sâd, 71.
86 78
25.
Furkân,
54.
86
ifadesinde
iki
zamir,
ikinci
yer iki
olan ifadesinde iki zamir, ikinci
zamir, ikinci
ifadesindeifadesinde
iki
zamir, ikinci
79 28. Hicr, 28.
86
12 olan ibaresinde
86olan
12
muahhar
yer
86
de iki
yer olan yeryerolan
80 en-Nîsâbûrî, a.g.e., I,86215. ifadesi
12
88iki 12
81ikinci
Yazır, Elmalılı
Muhammed
Hamdi, Hak
Dini
Kur’ân Dili, Matbaai Ebuzziya,
İstanbul,
1935-1939,
I, 300.
ibaresinde
de
ifadesi
muahhar
se mukaddem
dür.
87
ibaresinde
de
iki
ifadesi
12
birinci
, muahhar
ise mukaddem iki
ibaresinde
de
iki
ifadesi muahhar
de iki
ifadesi muahhar
82 ibaresinde
el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn,
I, 252-254.
87
88
87
88
ise
mukaddem
ikinci
dür.
birinci
,
ise
mukaddem
ikinci
dür.
birinci
,
87
88
83
2.
Bakara,
143.
,
ise
ikinci
dür.
birinci birinci
,87 mukaddem
ise mukaddem
ikinci
dür.88
haline çevirmemiz ancak
haline çevirmemizhaline
ancak
haline çevirmemiz
ancak ancak çevirmemiz ancak
haline çevirmemiz
80
____________________________________________________________________________________
irinci halle ilgili olan, birinci
, ikinci halle ilgili olan
içindir
83
içindir
83
83
“CA’L”
KÖKÜNÜN içindir
KUR'ÂN-I
KERÎM’DE KULLANILAN MANALARI
83
içindir
, hem
77
, hem ,84 , hem , hem
,84
,84
içindir 83
84
85
85
,
yer
85 olan
olan yerde
, hem
,84, hem
, hem
,84 hem ilk geçtiği ,yerde,
84
84 85
Bu âyetteki “ca’l”
fiili,
hem de ikinciyergeçtiği
“tasyîr” yer olan
85
85
yer
olan
ifadesinde
iki
zamir,
85
85ifadesinde
iki
zamir,
ikinci
yer
olan
ifadesinde
iki
85
ifadesinde
iki
yer
olan
manasına gelmektedir. İlk geçtiği yer olan
ifadesinde iki mefikinci
’ûl zamir, i
yer olan
86
86
86
zamir,
ikinci
86
yer olan İkin- yer olan ye
86
yerise
olan
ki iki
zamir,
ikinci ikinci
almıştır. Birinci
’ûlzamir,
zamir,
ikinci mef ’ûl
ise ikinci
lafzıdır.
onun sıfatıdır.
de
ifadesinde
iki mef
zamir,
86
yer
olan
ibaresinde
de
iki
de ikiyer olan
ifadesi
muahhar
yer olan
ci geçtiği
yer olan
ibaresinde
de
ikidemef
Burada
iseifadesi mua
86
86
ibaresinde
iki ’ûl
ibaresinde
de almıştır.
iki
yer ibaresinde
olan
87
88
88
88
ifadesimuahhar
muahharifadesi
birinci
mef
ise
mukaddem
ikinci
mefmukaddem
’ûldür.
İşte
,87birincibirinci
ise
mukaddem
ikinci
dür.ikinci
birinci
,87birinci
ise’ûl,
mukaddem
ikinci
e iki
muahhar
,87muahhar
ise
mukaddem
,87dür.
ise
ikincidür.88 d
ibaresinde de ifadesi
iki
ifadesi
e de iki
ifadesi
muahhar
bu
âyette
fiili
de
tasyîr
88
bu
âyette
fiili
de
tasyîr
88manası: “Senin ilk kıblen olan ve daha önce oradan Beyt-i
m ikinci
dür.
bu durumda
âyetin
Makdis’e
ise mukaddem
ikinci
dür.
87
birinci
,gelmekte
ise
mukaddem
dür.88 ifadesi mukaddem ikinci
ise
mukaddem
ikinci
dür.88 ikinci
Bu
durumda ifadesi
gelmekte
ve ve
iki iki Kâbe’yi
Butekrar
durumda
mukaddem
ikinci
doğru
çevrildiğin
şimdi
senin
kıblen
haline
çevirmemiz
ancak
Peygamber’e
haline ancak
çevirmemiz
haline çevirmemiz
haline a
ifadesi
birinci , ,
ifadesi
de de
birinci
.82 .82
uyanı,
ökçeleri
üzerinde
geri
dönenden
ayırt
etmemiz
içindir”
şeklinde
olur.
Çünkü
haline
çevirmemiz
ancak
90 Sonuç
haline
çevirmemiz
ancakhaline
içindir
olarak denilebilir
ki, bu
âyetteki ancak
,
çevirmemiz
89
Bakara
143 birinci
Bakara
143olan,
haline mef
çevirmemiz
ancak
birinci halle
ilgili
’ûl, ikinci
ilgili
olanhalle
da, ilgili
ikinci
mef
’ûl olur.
Ya
da
Çünkü
birinci
olan,
birinci
, ikinci
Çünkü
birinci halle
halle
ilgili
olan,
birinci
,halle
ikinci
halle
ilgili
olanhalle ilgili
Çünkü
birinci
ilgili
olan,
birinci
,
her iki yerde de
Çünkü
birinci
halle
ilgili
olan, birinci
90 Sonuç
kökünün
diğer
bir
ifadeyle
âyetin
manası,
“senin
vaktiyle
üzerinde
bulunduğun
Kâbe’yi
kıble
kökünün
denilebilir
ki, ikinci
bu
âyetteki
,89olan
89
gili olan,
,Çünkü
ikinci
halle
ilgili
olan
da,
ikinci
olur.
senin
va
89
da,
olur.
senin
vaktiyle
nkü
birincibirinci
halle ilgiliolarak
olan,
birinci
,
ikinci
halle
ilgili
da,
ikincihalle ilgiliolur.
birinci halle ilgili olan, birinci
, ikinci
89
âyettir.
Bu
âyette
da,
ikinci
olur.âyetteki
âyettir.
Buolan,
âyette
yapmamız
ancak
Peygamber’e
ittibâ
edecek
olanları,
geldiğiolan
geri
dönüp ,irtidât
Maide
60senin
90 Sonuç, olarak
90ilgili
Çünkü
halle
ilgili
birinci
ikinci
halle
olan
de
içindir
denilebilir
ki,
bu
âyetteki
,izden
Sonuç
olarak
denilebilir
ki,
içindir
vaktiyle
le bu
y
le
y
lur.89 birinci
senin
vaktiyle
89
le y
da, ikinci
olur.
senin
vaktiyle
90
edecek
olanlardan
ayırmak
içindir”
şeklinde
olabilir.
Sonuç
olarak
denilebilir
ki,lebuy
89
her leiki yerde
de
olur.
senin
vaktiyle
her
iki
yerde
de
le
y
dönüp
irtidât
dönüp
irtidât
y
dönüp irtidât
60
le yerde
y
âyetteki “ca’l”, geçtiği her iki
de “tasyîr” manasına gelmektedir.
dönüp irtidât
le irtidât
y 60
dönüp irtidâtâyettir.
dönüp
Maide
dönüp
Maide
60 irtidât
Maide
60 irtidât
dönüp
82
el-Halebî, ed-82
el-Halebî,
-Masûn, I, 252-254.
82
-Masûn,edI, 252-254.
el-Halebî, ed-Masûn, I, 252-254.
83
“Ca’l”
kökünün83 “tasyîr”
manasında
kullanıldığı
birisi
de-Masûn,
bu âyettir.
82âyetlerden
2. Bakara,
143.
83
2. Bakara,
143.
el-Halebî,
I, 252-254.
83 83
2. Bakara,
143. ediçindir
içindir
4. -Masûn,82I, 252-254.
âyettir.
el-Halebî,
ed-
-Masûn,84âyettir.
I, 252-254.
-Masûn,
II, 151. 143.
83
el-Halebî, ed-84 el-Halebî,
-Masûn,edII, 84151.
el-Halebî,
ed-Masûn, II, 151.
2. Bakara,
84
yeri
, hem85a.g.e.,
hem
,84 ,85
85
2. Bakara, 143.
EbûI,Hayyân,
a.g.e.,
I, Hayyân,
596-597;
-Celâleyn,
Kahire ts.,-Menâr,
s. 22; elK
Ebû ,Hayyân,
596-597;
-Celâleyn,
Kahire ts.,
s. 22; el-Âlûsî,
84
Ebû
a.g.e.,
I,-Menâr,
596-597;
-Celâleyn,
el-Halebî,
ed-Masûn,
II,-Menâr,
151.
-Masûn,
I,
252-254.
-Masûn,84II, 151.
85 85 a.g.e., II,
yer
olana.g.e.,
el-Halebî, ed-Masûn, II, 151.
yer557.
olan
a.g.e.,
II,
557.
maymun,
domuz
a
85 veEbû
II,
557.
Hayyân,
a.g.e.,
I,
596-597;
-Celâleyn,
-Menâr,
Kahire ts., s.-Menâr,
22;
el-Âlûsî,
3. -Celâleyn,
e.,
I, 596-597;
-Celâleyn,
Kahire
ts.,ki:
s. 22;el-Halebî,
el-Âlûsî,
85
86
“De
katında
yeri
bundan
daha
kötü
olanı size haber
Ebû Hayyân,
a.g.e.,
I, 596-597;
-Celâleyn,
-Menâr,
Kahire
ts.,
s.ed22;151.
el-Âlûsî,
ed-Masûn,
II,
ed-86 Allah
-Masûn,
II, 86151.
ifadesinde
zamir,
ikinci
el-Halebî,
-Masûn,
II, 151.
ifadesinde
iki iki el-Halebî,
zamir,
ikinci
a.g.e.,
II, 557.
-Masûn,
II, 151.
87
87
a.g.e.,
II,
557.
kelimesini
birinci
meful, maymun,
kelimesini
87ettiği,
kelimesini
birinci
meful,
kelimesini
meful
maymun,
domuz
ve
a
yeri
86
yeri
kelimesini
birinci
meful,ise ikinci
ke
vereyim
mi?
Allah’ın
lanetlediği
ve
gazap
aralarından
bazılarını
86 86
yer
olan
el-Halebî, ed-Masûn,
II, ise
151.ikinci
olan
-Masûn,
II, 151.
a.g.e.,
I,86596-597;
-Menâr,
Kahire ts., s.yer22;
el-Âlûsî,
el-Halebî, ed- -Celâleyn,
-Masûn, II, 151.
91
ezel-Suûd,
a.g.e.,
ezel-Suûd,
a.g.e.,
I,
310;
87
esini
birinci
meful,
kelimesini
ise
ikinci
meful
ezelkelimesini
birinci
mefu
kelimesini
birinci
meful,
kelimesini
ise
ikinci
meful
7.
iki kelimesiniçevirdiği
ifadesi
muahhar
87
maymun,
domuz
ve
domuzibaresinde
veibaresinde
tâğuta
İşte
bunlar,
yeri adaha
de de
ikitapanlara
ifadesi
muahhar
maymun,
domuz
ve kötü olan vea
birinci
meful,kimseler.
ikinci meful
a.g.e.,kelimesini
II,el-Âlûsî,
55. ise
a.g.e.,
II,el-Âlûsî,
55.
el-Suûd,
a.g.e.,
I,el-Âlûsî,
310;
-Masûn,
151.
87
91 a.g.e., 92II, 55.
Bu
88 88
ez- II,
el-âyette
-Suûd,
a.g.e.,
I, Hayyân,
310;
ezelbirinci
,geçen
ise
mukaddem
ikinci
dür.
88
91
88ise
birinci
,87daha
mukaddem
ikinci
dür.
doğru
yoldan
ziyade
sapmış
bulunanlardır.”
ez-Ebû
el-Suûd,
a.g.e.,
I,
310;
Ebû
a.g.e.,
I,
596a.g.e.,
Hayyân, a.g.e., I, 596- 88 Ebûa.g.e.,
I, 526.
a.g.e., I, 596- I, 526.
a.g.e., I, 526.
birinci93meful,
kelimesini
ise
ikinci a.g.e.,
meful -I, Hayyân,
, 55.
el-Âlûsî,
a.g.e., II, 55.
89
89
el-Âlûsî,kelimesini
a.g.e., II, 55.
Ebû
Hayyân,
596-597.
89
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I,
596-597.
Fakat
bu
âyette,
a.g.e., I, 596-597.
92
91 Ebû
92
a.g.e.,
I, 88
526.
88 Hayyân,
ette
e.,
I, geçen
596a.g.e.,
I, 526.elEbû Hayyân,
a.g.e.,
I, 596Bu âyette
“ca’l”91a.g.e.,
fiili -Suûd,
müfessirlere
göre
“tasyîr”,
bazılarına
göre a.g.e.,
ise I, 526.
EbûezHayyân,
a.g.e.,
I, geçen
596I,bazı
526. a.g.e.,
I, 310;
haline
çevirmemiz
ancak
haline
çevirmemiz
ancak
89
e.,
I,
596-597.
89
n,
ya
sîreten
ya
da
sûreten,
bahsi
geçen
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I, 596-597.
93
93
Ebû“yaratma”
Hayyân,Bu
a.g.e.,
I, 596-597.
e., II, 55.
Fakat
bu âyette,
âyette
geçen gelmektedir.
Bu âyette Fakat
geçen
manasına
görüldüğü gibi bu 92âyette, insanların
bir92 kısmının,
83
a.g.e., I, 596a.g.e., I, 526.
93
93varlıklara
sîreten
sûreten,
bahsi
geçen
çevrilmesinden
için bu
buradaki
n, ya ya
sîreten
yayadada
sûreten,
bahsi
geçen
Fakat, ikinci
bubahsedildiği
âyette,
Fakat
âyette,
Çünkü
birinci
halle
ilgili
olan,
birinci
, ikinci
halle
olan
Çünkü
birinci
halle
ilgili
olan,
birinci
halle
ilgiliilgili
olan
a.g.e., I, 596-597.
mümkündür.
Yani
buolur.
âyette
, dahabahsi
89
fiili da,
“tasyîr”
manasında
mümkündür.
Yani
bu
âyette,
öncegeçen
bir hal üzere
da,
ikinci
senin
vaktiyle
ikinci
olur.
senin
vaktiyle
n,89 yaanlamak
sîreten ya
dan,sûreten,
bahsi
geçen
ya sîreten
ya
da
sûreten,
olanintikal
kişileri,
başka bir
hale intikal
le le
y y,ettirmeden bahsedilmektedir. Çünkü Allah onları ilk
hale
ettirmeden
bahsedilmektedir.
Yani bu âyette
dönüp
irtidâtyaratmamıştır.
dönüp
irtidât
yarattığında
maymun
ve
domuz
şeklinde
ttirmeden bahsedilmektedir.
mümkündür. Yani bumümkündür.
âyette
,
Yani bu âyette
,
13
13
13
Âyetteki
.
ifadesimukaddem
fiilfiil“tasyîr”
manasına
geldiğinde
iki mef ’ûl alır.
ifadesi
ikinci
haleÂyetteki
intikal
ettirmeden
bahsedilmektedir.
hale
intikal
ettirmeden
bahsedilmektedir.
13
13
82
94
82 el-Halebî,
el-Halebî,
ed-Masûn,
I,
252-254.
13
ed-Masûn,
I,
252-254.
94
mef83’ûl83 olur.
13
mukaddem
ikinci
olur.
ki fiil
.
ifadesi
2. Bakara,
2. Bakara,
143.143.
84 84
el-Halebî,
ed-Masûn,
II,
151.
94
el-Halebî,
ed-Masûn,
II,
151.
inci
olur.84 85el-Halebî,
Âyetteki
fiil a.g.e., I, 596-597;
.
ifadesi
Âyetteki
fiil
.
ifadesi
ed-Durru’l-Masûn,
II, 151. -Celâleyn,
85 Ebû Hayyân,
-Menâr,
Kahire
ts.,22;
s. el-Âlûsî,
22; el-Âlûsî,
Ebû Hayyân,
a.g.e.,
I, 596-597;
-Celâleyn,
-Menâr,
Kahire
ts., s.
Mâide
97a.g.e.,
13
85 Ebû
Hayyân,
I, 596-597;
Tefsîru’l-Celâleyn, Dâru’l-Menâr,
Kahire ts., s. 22; el-Âlûsî, a.g.e., II, 557.
a.g.e.,
II,
557.
94
94
a.g.e.,
II,
557.
mukaddem
ikinci
olur.
mukaddem
ikinci
olur.
86 el-Halebî,
86 86el-Halebî,
ed-Durru’l-Masûn,
151.
97
ed-Masûn,II,
II, 151.
____________________________________________________________________________________
87
.
95
88
89
90
91
92
93
94
el-Halebî, ed-
-Masûn, II, 151.
87
kelimesini
birinci
meful, kelimesini
kelimesini
ise
ikinci
meful
kelimesini
birinci
meful,
ise ise
ikinci
meful
Müfessirlerden
bazıları ise
kelimesini
birinci
meful,
kelimesini
ikinci
meful olarak kabul etmişlerdir. Bkz. ezMâide 97
Mâide
97a.g.e.,
ezel- I, 310; el-Âlûsî,
-Suûd,
a.g.e.,
I, 310;
Zemahşerî, el-Keşşâf,
I,
199;
Ebu’s-Suûd,
a.g.e.,
II,
55.
ezel-Suûd,
a.g.e.,
I,
310;
. II, 55.
el-Âlûsî,
a.g.e.,
el-Âlûsî,
a.g.e.,
II, 55.
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I, 596-597; Yazır, a.g.e., I, 526.
88 88
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I, 596a.g.e.,
I, 526.
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I, 596a.g.e.,
I, 526.
Ebû Hayyân,
a.g.e.,
I,
596-597.
89 89
Hayyân,
a.g.e.,
I, 596-597.
EbûEbû
Hayyân,
a.g.e.,
I, 596-597.
Yazır, a.g.e., I, 526..
.
için hayat ve güven
5. Mâide, 60.
için ed-Durru’l-Masûn,
hayat ve güven
İbn Atiyye,95a.g.e., s. 558; el-Halebî
IV, 326 vd.
et-Tabersî, a.g.e., III, 302; el-Kurtubî, a.g.e., VI, 207.
için hayat ve güveniçin hayat ve güven
el-Halebî ed-Durru’l-Masûn, IV, 326 vd.
87
95
95
13 13
90
mümkündür. Yani bu âyette
hale intikal ettirmeden bahsedilmektedir.
Âyetteki
78 fiil
mukaddem ikinci
90
91
92
93
94
95
,
.
Yıl: 2015/2 | Sayı: 44 | Yrd. Doç. Dr. Zeki HALİS
ifadesi
olur.94
Mâide 97Mâide 97
“Ca’l” kökünün “tasyîr” manasında kullanıldığı âyetlerden birisi de Mâide 97’inci
âyettir..
“Allah, Kâbe’yi, o saygıya
lâyık evi, haram ayı, hac kurbanını ve (kurbanlıkların boynuna asılan) gerdanlıkları
95
insanlar için hayat ve güven kaynağı kıldı.”
için hayat ve güven
Görüldüğü gibi bu âyette doğrudan Kâbe’nin yaratılmasından değil, onun, manevî
yeni bir hale çevrilmesinden ve ona bir özelliğin verilmesinden bahsedilmektedir.
95
Diğer taraftan bu âyette geçen “ca’l” fiiline “tasyîr”,96 “yaratma”97 ya da her iki
manayı verenler olmuştur.98 Bazılarına göre ise buradaki “ca’l”, “tebyîn”, “hüküm
99
100
verme”
a.g.e.,
I, 526. ve “teşrif ” manalarına gelmektedir.
5. Mâide, 60.
Mesela
bu326
âyetteki
“ca’l” fiiline “tasyîr” manası vermişlerdir.101
a.g.e.,
s. 558; Taberî
el-Halebî ve
ed- İbn Atiyye,
-Masûn, IV,
vd.
et-Tabersî, Kurtubî
a.g.e., III, 302;
a.g.e.,manasına
VI, 207.
iseel-Kurtubî,
“yaratma”
geldiğini söylemiştir.102 İbnu’l-Arabî’ye göre ise bu
el-Halebî ed-Masûn,
IV,
326
vd.
âyetteki “ca’l” fiilinin manası, “daha önce yaratılmış bir mahlûka bir özellik verme
5. Mâide, 97.
manasındaki ikinci yaratma”dır. O, bunun sebebini şöyle açıklamaktadır: “Çünkü Kâbe’nin
varlık olarak yaratılışı daha önce meydana gelmişti. Daha sonra ise onda çeşitli özellikler
yaratılmıştır. Dolayısıyla “halk” hem birinci yaratmayı hem de ikinci yaratmayı içine
alırken, “ca’l” ise ikinci manaya hastır ve kendisinde bulunan sıfatlardan haber verme
manasına gelmektedir.”103
Kanaatimize göre İbnu’l-Arabî’nin bahsetmiş olduğu bu ikinci yaratma “tasyîr”
14
olarak kabul edilebilir. Allah Teâlâ’nın Hz. Âdem’i önce yaratıp sonra meleklere onun
halife olacağını tebliğ etmesi ve bu tebliği yaparken de “ca’l” ifadesini kullanması gibi,
burada bahsedilen husus da Kâbe’nin ilk yaratılması değil, ona bu özelliğin verilmesidir.
Çünkü İbn Âşûr’un da ifade ettiği gibi Kâbe, önceden ibadet evi olarak mevcuttu. Fakat
sonra Allah onu, Kâbe’nin ehline ve onların soyundan gelenlere bir lütuf olarak, insanlar
için “kıyâmen” yaptı.104 Dolayısıyla buradaki fiile “tasyîr” manasını vermek mümkündür.
____________________________________________________________________________________
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
5. Mâide, 97.
et-Taberî, a.g.e., VII, 83; İbn Atiyye, a.g.e., s. 583; İbnu’l-Arabî, Ebû Bekr Muhammed b. Abdullah, Ahkâmu’l-Kur’ân,
(Thk. Rıza Ferec el-Hümâmi) el-Mektebetu’l-Asriyye, Beyrût, 2009, II, 172; İbnu’l-Cevzî, Zâdu’l-Mesîr, s. 409; elBeydâvî, a.g.e., I, 286; el-Hâzin, a.g.e., II, 81; Ebû Hayyân, a.g.e., IV, 28; eş-Şirbînî, a.g.e., I, 461; el-Mazharî, el-Kâdı
Muhammed Senâullah el-Osmânî, Tefsîru’l-Mazharî, (Thk. Ahmed İzzû İnâye), Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrût,
2004, III,215; el- Âlûsî, a.g.e., VII, 49.
el-Kurtubî, a.g.e., VI, 284; eş-Şevkânî, a.g.e., s. 494; İbn Âşûr, Muhammed Tahir, et-Tahrîr ve’t-Tenvîr, Dâru Suhnûn,
Tunus, 1997, VII, 54.
en-Nesefî, Abdullah İbn-i Ahmed İbn-i Mahmûd, Medâriku’t-Tenzîl ve Hakâiku’t-Te’vîl, (Thk., eş-Şeyh Zekeriyyâ
Umeyrât), Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 2008, I, 344; Muhammed Reşîd Rıza, Tefsîru’l-Menâr, Dâru’l-Menâr,
Kahire, 1947, VII, 116.
er-Râzî, a.g.e., XII, 87; el-Hâzin, a.g.e., II, 81; Ebû Hayyân, a.g.e., IV, 28; el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn, IV, 431; eşŞa’râvî, Muhammed Mütevellî, Tefsîru’ş-Şa’râvî, Dâru Ahbâri’l-Yevm, ts., VI, 3406.
el-Fîrûzâbâdî, a.g.e., s. 977; ez-Zebîdî, a.g.e., XXVIII, 207.
et-Taberî, a.g.e., VII, 83; İbn Atiyye, a.g.e., s. 583.
el-Kurtubî, a.g.e., VI, 284.
İbnu’l-Arabî, a.g.e., II, 172.
İbn Âşûr, a.g.e., VII, 54.
104
en
çen
“CA’L” KÖKÜNÜN KUR'ÂN-I KERÎM’DE
KULLANILAN MANALARI
104
104
79
105105
105
Bu ayette geçen
104
104
Bu ayette geçen
Bu ayette geçen
6106
107
107
105
olur. geçen
Buolur.
ayette
, 106
olur.107
105
n
106
105
105
105
106
,
geçen
Bu ayette
Bu
,olur.
Bugeçen
ayette geçen106“ca’l” fiili 109
“tasyîr”
manasına
geldiğinde iki
mef ’ûl alır.
birinci
109109ayette
tek
tek
olur.107
bedel108 olur.
ya106107
da at ,
tek
106
107
108
109
108
107
107
106
da at ya da
bedelise ya
olur.
olur.
mef ’ûl,ûl,
ise ikinci112112
mef109’ûl
olur.
ifadesi
ya bedel
atfı108beyan
, ,ûl,
ya da at
bedel
112
bedel108
ya111111
da at.110
tek
ûl,111
109
109
110
tek
110
109
108
109
manasında kabul edilirse tek mef ’ûl almış
tekolur. . Bu durumda
tek
da atat “Yaratma”
yaolur.
bedel108 ya
da
bedel
.110ûl,111
110
111
112
.
ûl,
111
112
112
111
mef ’ûl,
hâl olur.
ûl,
112
112
ûl,111111
.110
ûl,
.110
104
En’âm 123
bubu
bu
her
liderler
konumuna
her memlekette,
memlekette,
liderler
konumuna
bu bu âyettir. Bu
âyettir.
âyettegeçmiş
her memlekette,
liderler
konumuna
“Ca’l”Bufiilinin
olduğu âyetlerden
birisi deâyettir.
En’âm
suresindeki
bu
memlekette,
âyette her
buBu
bu
Bu âyette he
âyettir.
dilmektedir: âyettir.
sedilmektedir:
Bu
âyette
her
memlekette,
liderler
konumuna
getirilmesinden
bahsedilmektedir:
âyette
her
memlekette,
günahkârların
liderler
konumuna
getirilmesinden
bahsedilmektedir:
konumuna
liderler
memlekette,
herâyettir.
bahsedilmektedir:
getirilmesinden
konumuna
liderler
memlekette,
her memlekette,
âyette her
Bu âyette
liderler konumuna
âyettir. Bu
getirilmesinden bahsedilm
Böylece
her
Böylecebiz,
biz,
herkasabada,
kasabada,oralarda
oralarda
getirilmesinden
bahsedilmektedir:
Böylece biz, her kasabada, oralarda“Böylece biz, her
dilmektedir:
Böylece b
bahsedilmektedir:
getirilmesindenbahsedilmektedir:
a getirilmesinden
konumuna
getirdik.
ala
konumuna
getirdik.Onlar
Onlar
kasabada,
oralarda
bozgunculuk
yapmaları
için,
günahkârlarını
Böylece
biz, konumuna
her kasabada,
oralarda
bozgunculuk
yapmala
getirdik.
Onlarlider konumuna
oralarda
her kasabada,
Böylece biz,
oralarda yapmala113 bozgunculuk yapmala
kasabada,bozgunculuk
her kasabada,
biz, her
Böylece biz,
oralarda
Böylece
113113yalnız kendilerini
113
getirdik. Onlar
aldatırlar,
ama farkında
olmazlar.”
bozgunculuk
yapmala
konumuna
getirdik.
Onlar
Onlar
getirdik.
konumuna
Onlar
getirdik.
konumuna
Onlar
yapmala
getirdik.
bozgunculuk yapmala
konumuna
bozgunculuk
114
114
113
eçen
114
geçen
114
âyette
geçen
113geçen
Bu Bu
âyette
“ca’l” fiiline müfessirler
tarafından Bu
“tasyîr”,
“yaratma”115 ve
113
113
âyette geçen
Bu âyette geçe
116
116
116
114 buradaki fiile, iki
veveimkân
verme
imkân
verme geçen
Bu 115âyette
“temkin/yerleştirme
ve imkân verme”
Fakat
ve114imkân manaları
verme 116 verilmiştir.
çen
115
114
114
115 ve imkân ve
geçen
âyette geçen
Bu âyette
Bu
117
115
116 daha uygun olacaktır.
,ikiiki
mef
’ûlburadaki
almasından
dolayı “tasyîr”vemanasını
vermek
Bu durumimkân116, verme
Fakat
fiile,
120
116 iki
konumuna
getirilmesinden
olu
verme
imkân
ve
115
116
115
Fakat buradaki fiile, iki Fakat buradaki fiile, iki
imkân verme
ve imkân
ve
117117
da buradaki
kelimesi
birinci
mef
’ûl, verme kelimesi ikinci mef ’ûl olur.118 Böylece
mef ’ûller bulunur. B
117
Fakat
fiile,
iki
120
ki Fakat
konumuna
getirilmesinden
olur.
117
117
iki
fiile, iki
buradaki
Fakat
fiile,
118118buradaki
arasında
takdim
ve 117tehir
meydana
gelmiş olur.119 “Tasyîr” manası verildiğinde, “her
olur.
Böylece
118
olur.
Böylece
kelimesi ikinci
olur.
Böylece
117
bulunur.
Bu
118
120
117
117
Böylece
olur.
ikinci
kelimesi
o
ikinci
kelimesi
kasabadaki günahkârların,
oranın
liderleri konumuna
getirilmesinden”
bahsedilmiş
119119
118 kasabadaki
her
119
her
kasabadaki
kelimesi ikinci
olur.
Böylece
her kasabadaki 119
118 Böylece
olur.
118
118
1
olur. Böylece
âyetin
manasında, günahkârları liderlere çevirme bulunur. Bu çevirme ve
Böylece
olur.
ikinci
kelimesi ikinci
Böylece
olur.
kelimesi
119
her
kasabadaki
119
bu âyette
kasabadaki
her dolayı
dönüştürme119119
manasından
bu âyetteki fiile
“tasyîr”
manasıgibi
vermek
uygun olacaktır.
kasabadaki
her
kasabadaki
her
121
ifadesini muzâf
muzâfu
gibi bu âyette
121
dediği
gibi
bu
âyetteki
ca’l
fiilini
“yaratma”
manasında
alıp,
4.54.
104 Bazı müfessirlerin
a.g.e., VII, 54.
ileyh olarak kabul etmek 104
de akla gelebilir.
Fakat
dea.g.e., VII, 54. b
ifadesini
muzâf muzâfun
104 etmek
54.
VII,
a.g.e.,
Masûn,
105 el-Halebî,
-Masûn,IV,IV,431.
431. “ekâbir”
kelimesi
ile
“mücrimîhâ”
ifadesini muzâf muzâfun
ileyh
olarak
kabul
de
ed-Masûn,
IV, 431.
104
105 el-Halebî, eda.g.e.,
VII,
54.
105 IV,
431. i ed-Masûn,
Masûn,
IV,IV,431.
-Masûn,
431. 106 el-Halebî,
-Masû
el-Halebî,
durumda
âyetteki
mana
tamam
olmaz.
Çünkü
gibi
b
ek
de
Fakat
de
bu
ed-Masûn,
IV,
431.
104 akla gelebilir.
104
akla
gelebilir.
Fakat
Râzî’nin
de
dediği
gibi
bu
durumda
âyetteki
mana
tamam
olmaz.
105
54.
VII,
a.g.e.,
54.edVII,
106 el-Halebî, ed-Masûn, a.g.e.,
IV,
431.
106 IV,
431. ed-Masûn,
4; el-Halebî,
ed-ed-a.g.e.,
-Masûn,
VII,
107 el-Halebî,
344;
el-Halebî,
-Masûn,
a.g.e.,
VII,54.54. -Masûn,
-Masû
el-Halebî,
431.
IV,el-Halebî,
asûn,
en-Nesefî,
a.g.e.,
I,
344;
el-Halebî,
eda.g.e.,
VII,
54.
105
105
431. i IV,
IV,“Zeyd’i
-Masûn,
edel-Halebî,
431.
-Masûn,
edifade
mana
olmaz.
107 en-Nesefî,
el-Halebî,
ed- IV,
-Masûn,
431.
olmaz.106
Çünkü
gibi gibi
bir bir ifade kullanılıp
Çünkü
yaptım”
gerisi a.g.e.,
söylenmediğinde
manaa.g.e.,
107 en-Nesefî,
-Masûn,
edel-Halebî,
I, 344; tamam
4.tamam
108
344.
I, 344; e
431.
IV,el-Halebî,
asûn,
en-Nesefî,
a.g.e.,
I,431.
344.
106
106
107
431.
IV,
-Masûn,
edel-Halebî,
IV,
-Masûn,
ed108 en-Nesefî,
en-Nesefî,
a.g.e.,
I,
344;
el-Halebî,
ed-Masûn,
a.g.e.,
VII,
54.
108
344.
I,
a.g.e.,
a.g.e.,
s.
494.
109 -Masûn,
a.g.e.,
s.
494.
I, 344.
a.g.e.,
en-Nesefî,
54.
VII,
a.g.e.,
ed; el-Halebî,
tamam
olmaz.
Dolayısıyla
mananın
tamamlanması
için
“Zeyd’i
başen-Nesefî,
a.g.e.
a.g.e.,
s.
494.
107
mana
tamam
olmaz.
107 en-Nesefî,
54.
VII,54.
a.g.e.,VII,
108 a.g.e.,
-Masûn,
edel-Halebî,
344;
a.g.e.,
en-Nesefî,
-Masûn,
edel-Halebî,
I,I,344;
109
en-Nesefî,
a.g.e.,
I, 344.
109
s. 494.
a.g.e.,
- en-Nesefî,
en-Nesefî, a.g.e.
Masûn,
-Masûn,
IV,431.
431. 110a.g.e.,
a.g.e.
. 108108IV,
el-Halebî,
ed-Masûn,
IV,
431.
109
344.
a.g.e.,
en-Nesefî,
kan
yaI,I,da
zelîl
meful
eklemek
gerekmektedir.
344.
a.g.e.,
en-Nesefî,
en-Nesefî,
a.g.e. yaptım”- örneğinde
a.g.e.,olduğu
s. 494. gibi ikinci110birel-Halebî,
ikinci edbir meful
eklemek
gerekmektedir.
B
110 IV,
431.
-Masûn,
Masûn,
111 s.
-Masûn,
IV,431.
431.
-Masû
edel-Halebî,
494.
a.g.e.,
- 109IV,
el-Halebî,
ed-- -Masûn,
IV,s.s.431.
109
110a.g.e.
494.
a.g.e.,
a.g.e.
en-Nesefî,
122
494.
a.g.e.,
en-Nesefî,
111 olur.
el-Halebî,
ed-Masûn,
IV,
431.
111 IV,
431.
-Masûn,
edel-Halebî,
Bu
ikinci
meful
eklendiğinde
ise
mana
tamam
olmuş
Çünkü
yukarıda
da
ifade
4;
el-Halebî,
ed-Masûn,
IV,
431.
112
344;
el-Halebî,
ed-Masûn,
IV,
431.
122
-Masû
edel-Halebî,
431.
IV,el-Halebî,
asûn,
en-Nesefî,
a.g.e.,
344;
el-Halebî,ikinci
ed- Bu
-Masûn, IV, 431.
meful
ise
110
110
ikinci111edbir
meful
eklemek
gerekmektedir.
431.
IV,I,431.
-Masûn,
edel-Halebî,
IV,
-Masûn,
112
el-Halebî,
ed-Masûn,
IV, 431.
112 en-Nesefî,
-Masûn,
ed- a.g.e.,
en-Nesefî,
113
I, 344;IVe
431.
IV,el-Halebî,
asûn,
edildiği
gibi
ca’lIV,IV,
fiili
“tasyîr”
manasına
geldiğinde
iki meful
alır.123a.g.e., I, 344; el-Halebî,
111
111
112
431.
-Masûn,
edel-Halebî,
431.
-Masûn,
ed123
113
122
en-Nesefî,
a.g.e.,
I,
344;
el-Halebî,
ed-Masûn,
IV,
431.
113
ise
60;
el-Kurtubî,
a.g.e.,
VII,
65;
el-Beydâvî,
a.g.e.,
I,
321;
Ebû
Hayyân,
114
660;
el-Kurtubî,
a.g.e.,
VII,
65;
el-Beydâvî,
a.g.e.,
I,
321;
Ebû
Hayyân,
431.
IV,el-Halebî,
-Masûn,
ed- 113a.g.e.,
; el-Halebî,
a.g.e.,
s. 660;
a.g.e.,
VII,
I, 321; Ebû Hayyân,
112 en-Nesefî,
112
431.65; el-Beydâvî, a.g.e.,
IV,431.
-Masûn,
ed-el-Kurtubî,
el-Halebî,
344;
a.g.e.,
IV,
-Masûn,
edI,I,344;
en-Nesefî,
114
114
el-B
VII, 65;
a.g.e.,
s. 660; el-Kurtubî,
a.g.e.,
azharî,
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
Mazharî,
a.g.e., ____________________________________________________________________________________
a.g.e.,
a.g.e.,
s. 660;
a.g.e.,
IV, 217;
el-Mazharî, a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
123
113
113
114
113 a.g.e.,
6. En’âm,
123.
a.g.e.,
s.
660;
el-Kurtubî,
a.g.e.,
VII,
65;
el-Beydâvî,
a.g.e.,
I,
321;
Ebû
Hayyân,
a
a.g.e.,
el-Mazharî,
217;
IV,
a.g.e.,
Kehf
8
el-Mazha
217;
IV,
a.g.e.,
Hayyân,
Ebû
321;
I,
a.g.e.,
el-Beydâvî,
65;
VII,
a.g.e.,a.g.e.,
0; el-Kurtubî,
VIII,
33.
114
114
Hayyân,
Ebû
321;
a.g.e.,
el-Beydâvî,
65;
VII,65;
a.g.e.,
el-Kurtubî,
660;
s.IV,
a.g.e.,
Ebû
I,I,321;
el-Beydâvî,
VII,
a.g.e.,
el-Kurtubî,
660;
114
İbns.Atiyye,
a.g.e.,
s.el660;
el-Kurtubî,
a.g.e.,
VII, 65; a.g.e.,
el-Beydâvî,
a.g.e.,
I,Hayyân,
321;
a.g.e., IV, 217; el-Mazharî,
a.g.e.,
217;
el-Mazharî,
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
33. Hayyân,
VIII,Ebû
Muhammed
Hüseyin,
- a.g.e.,
115
I,48;48;et-Tabâtabâî,
et-Tabâtabâî,
Muhammed
Hüseyin,
el-48;
-Muhammed
33.
VIII,
a.g.e.,
a.g.e.,
zharî,
VIII,
et-Tabâtabâî,
Hüseyin,
ela.g.e., a.g.e., VIII, 48; 115
a.g.e.,
a.g.e.,
el-Mazharî,
217;
IV,217;
a.g.e.,IV,
a.g.e.,
el-Mazharî,
a.g.e.,
a.g.e.,
III,
309; a.g.e.,
İbn
Âşûr, a.g.e., VIII, 48; Reşîd
Rıza, a.g.e., VIII, 33. 115 a.g.e.,
VIII,
33.
H
Muhammed
et-Tabâtabâî, a.g.e.,
-Matbûât,
Beyrût,
VII,
-Matbûât,
Beyrût,1997,
1997,
VII,351.
351.
48;
VIII, Ke
- VIII, -Matbûât,
Beyrût, Muhammed
1997, VII, 351.
33.115
VIII,33.
VIII,
115
İbn
Âşûr,
a.g.e.,
48;
et-Tabâtabâî,
Hüseyin,
el-Mîzân
fî
Tefsîri’l-Kur’ân,
Müessesetu’l-A’lamî
li’la.g.e.,
VIII,
48;
et-Tabâtabâî,
Muhammed
Hüseyin,
el-351.
VII,
1997,
Beyrût,
-Matbûât,
a.g.e.,
VIII,
33.
116
a.g.e.,
VIII,
33.
-M
elHüseyin,
Muhammed
48; et-Tabâtabâî,
el-Mazharî,
a.g.e.,
a.g.e.,
VIII,el33.
115
115
Matbûât,
Beyrût,
1997,-Matbûât,
VII,Muhammed
351.
el-âyettir. Bu 116
Hüseyin,
Muhammed
et-Tabâtabâî,
48;
VIII,48;
-a.g.e.,
Hüseyin,
VIII,
a.g.e.,
, kupku
suresindeki
âyette
-et-Tabâtabâî,
Beyrût,
1997,
VII,bu
351.
Kehf
116 el-Mazharî,
33.
VIII,
a.g.e.,
a.g.e.,
60;
a.g.e.,
65;
a.g.e.,
I, I,321;
el-Mazharî,
117 VII,
660;el-Kurtubî,
el-Kurtubî,
a.g.e.,
VII,
65;el-Beydâvî,
el-Beydâvî,
a.g.e.,
321;
el-Mazharî,
a.g.e.,
351.
VII,
1997,
Beyrût,
Matbûât,
a.g.e.,
s.Beyrût,
660;
a.g.e.,
VII, 65;
el-Beydâvî, a.g.e.,el-Mazharî,
I, 321; el-Mazharî,
116
351. VIII,
VII,351.
1997,Rıza,
Beyrût,
116el-Mazharî,
a.g.e., III,
309; el-Kurtubî,
Reşîd
a.g.e.,
33.
-Matbûât,
-el-Mazharî,
VII,
1997,
-Matbûât,
117
a.g.e.,
a.g.e.,
VIII,
33.
117
el-B
65;
VII,
a.g.e.,
el-Kurtubî,
660;
s.
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
VIII,
33.
a.g.e.,
a.g.e.,
VIII,
33.
660;
s.
a.g.e.,
33.
VIII,
a.g.e.,
çevrilmesinden
bahsedilmektedir:
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e., VIII,
33.
116 el-Mazharî,
, VIII,
kupkuru
Bu âyette
116
117
117a.g.e.,
İbn Atiyye,a.g.e.,
a.g.e., s.
s. 660;
a.g.e.,
el-Beydâvî,
a.g.e.,
I, 321;I, el-Mazharî,
a.g.e., III, 309;
İbn Âşûr, a.g.e.,
33.VII,
a.g.e.,VIII,
a.g.e.,
33.
a.g.e.,
el-Mazharî,
660;el-Kurtubî,
el-Kurtubî,
a.g.e.,
VII,65;65;
el-Beydâvî,
a.g.e.,
321; el-Mazharî,
a.ga
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
48.
118VIII,
VIII,
48. el-Beydâvî,
a.g.e.,
el-Mazharî,
321;
I,
a.g.e.,
65;
VII,
a.g.e.,
60; el-Kurtubî,
a.g.e.
a.g.e.,
VIII,
48.
117
117
124
VIII,
Reşîd
Rıza, a.g.e.,
VIII,VII,
33.65;
el-Mazharî, a.g.e.
321;
a.g.e.,VIII,
el-Beydâvî,a.g.e.,
65;el-Beydâvî,
VII,
a.g.e.,
el-Kurtubî,
660;
a.g.e.,
I,I,321;
a.g.e.,
a.g.e.,
el-Kurtubî,
660;
s.s.48;
a.g.e.,
118
a.g.e.,
a.g.e.,
33.el-Mazharî,
.a.g.e.,
118
VIII, 48.
bahsedilmektedir:
Biz
60;
er-Râzî,
XIII,
144.
119
660;
er-Râzî,a.g.e.,
a.g.e.,
XIII,
144.
a.g.e.
VIII,s.
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
660; İbn
er-Râzî,
XIII, 144.
118 İbn Atiyye,
a.g.e.,
s.33.
660;
Âşûr, a.g.e.,
a.g.e.,
VIII,
48.
33.
VIII,33.
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e., 118
VIII,
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
119
a.g.e.
a.g.e.,
VIII,
48.
119
XIII,
a.g.e.,
er-Râzî,
660;
s.
a.g.e.,
125
s. 660;
a.g.e.,
124
48.
VIII,
a.g.e.,
118
kelimesi
ve144.
iki
Bu
âyette
geçen
118
119
İbn Atiyye,
a.g.e.,s.s.660;
660;
er-Râzî,
144.
.a.g.e.,
119
48. XIII,
VIII,a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.
48.
VIII,
a.g.e.
a.g.e.,
er-Râzî,
a.g.e.,
XIII,
144.
144.
XIII,
a.g.e., 120
0; er-Râzî,
119
119
er-Râzî,
Mefâtîhu’l-Gayb,
XIII,
144.
144.
XIII,
a.g.e.,
er-Râzî,
660;
s.
a.g.e.,s. 660; er-Râzî, a.g.e., XIII, 144.
a.g.e.,
125 ve iki
kelimesi
121 et-Tabâtabâî, a.g.e., VII, 351.
122 önceki
er-Râzî,âyette
a.g.e., XIII, 144.
.126 Bir
7
.126 Bir önceki âyette
l
127
123 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, II, 3; el-Beydâvî, a.g.e., I,41; İbn Akîl, a.g.e., s. 213; Ebû Hayyân, a.g.e., I, 220; İbn Hişâm elEnsârî, Şerhu Şuzûri’z-Zeheb, s. 369, 375; Ebu’l-Bekâ, a.g.e., s. 29-30 ve 347-348.
16 haldeydi.
süslü ve güzel 16
bir
süslü
,
bulunanlar, önceden süslü ve güzel bir haldeydi.
yeryüzünde
sekizinci
,
16âyette ise bu süslü
16
yeryüzünd
16
ifade
ifade
ifade
ifade
mana tamam
mana
tamam olmaz.
manaolmaz.
tamam
mana
tamam
olmaz.
manaolmaz.
tamam
olmaz.
ikinci bir meful eklemek gerekm
122
ikinci bir meful
eklemek
gerekmektedir.
Bu
ikinci
bir
meful
eklemek
gerekmektedir.
Bu
meful gerekmektedir.
ise Bu
ikinci bir meful
Bu
ikinci
bir
eklemek
ikinci eklemek
bir meful
mefulgerekmektedir.
eklemek
gerekmektedir.
Bu
122
122
122
likinci mefulikinci
isemeful ikinci
meful
iseDoç. Dr.
122
ise Yıl:
80 meful
ikinci
ise
2015/2ise
| Sayı: 44 | Yrd.
Zeki HALİS 122
hf 8
123
Kehf 8 Kehf
Kehf
Kehf888
123
Kehf 8
123
123
123
Kehf 8
Kehf âyetlerden
Kehf
suresindeki
bu âyettir.
âyette
Kehf Bu
“Ca’l” kökünün “tasyîr” manasında kullanıldığı
birisi
de Kehf suresindeki
Kehf
Kehf
isuresindeki
bu âyettir.suresindeki
Bu
âyette
, kupkuru
suresindeki
buâyette
âyettir. Bu
âyette güzel
kupkuru
bu âyettir.
âyettir.bu
Buâyettir.
âyetteBu
yeryüzünde
bulunan
şeylerin,
kupkuru
toprağa ,çevrilmesinden
çevrilmesinden
bahsedilmektedir:
bu
Bu
âyette
, kupkuru
,, kupkuru
suresindeki
bu
âyettir.
Bu
âyette
kupkuru
vrilmesinden
bahsedilmektedir:
Biz muhakkak
bahsedilmektedir:
“Biz
kupkuru
çevrilmesinden
bahsedilmektedir:
çevrilmesinden
bahsedilmektedir:
Biz oradaki
çevrilmesinden
bahsedilmektedir:
Biz
çevrilmesinden
bahsedilmektedir:
Biz her şeyiBiz
124
124
124
bir toprağa çevireceğiz.”124
.
124 geçen .
Bu âyette
kelimesi
.
.. 124
. 124
125
125
125 ve126
125 ve
âyette geçen
kelimesi
ikimanasındadır
l iki 125
125ve
Bukelimesi
âyette geçen
l İkinci
125
Bir önceki
âyette
Bu âyetteBu
geçen
l veiki
Bu
âyette
geçen
kelimesi
ll ’ûl. iki
Buâyette
âyettegeçen
geçen
kelimesi vekelimesi
ve
ikiiki mef
kelimesi
almıştır.
126 Bir önceki
126
127
126
127
126
.
âyette
Bir önceki âyette
126âyette
mef ’ûl
lafzıdır.. Bir
önceki
âyette
ifaBir önceki
..126
Bir
önceki
Bir
önceki. âyette
âyette
127 dünyaya mahsus ziynet yapıldığından bahsedilmiştir.
127
desiyle, yeryüzündeki
127
127 her şeyin
Yani yedinci âyete göre yeryüzünde bulunanlar,
önceden
süslü
yeryüzünde
yeryüzünde
bulunanlar,yeryüzünde
öncedenyeryüzünde
süslüvevegüzel
güzelbirbirhaldeydi.
haldeydi.
bahsedilmektedir.
yeryüzünde
İncelemiş
olduğumuz
sekizinci
âyette
ise
bu
süslü
şeylerin,
hoşa
gitmeyen
kupkuru
bir
önceden
süslü
ve
güzel
bir
haldeydi.
bulunanlar,
önceden
süslü
ve
güzel
bir
haldeydi.
sekizinci âyette ise bu süslü
,
bulunanlar,bulunanlar,
önceden süslü
ve süslü
güzel
bir
haldeydi.
önceden
güzel
haldeydi.
bahsedilmektedir.
,
bulunanlar,
önceden
süslü ve
ve
güzel bir
bir
haldeydi.
bahsedilmektedir.
,
toprağa
dönüştürülmesinden
bahsedilmektedir. İşte burada, bir halden başka bir hale
yette
ise âyette
bu
süslü
,ise bu
âyette
,
sekizinci
ise âyette
busekizinci
süslü
, ise bu süslü
NitekimNitekim
el-Halebî de bu
sekizinci
ise
süslü
,,
sekizinci
âyette
bu
süslü
dönüştürme
anlatıldığı
için bu kelimeye
“tasyîr” manası vermek uygun olacaktır.
Nitekim
el-Halebî
de bu manasından
âyetteki
el-Halebîdede bu
bu âyetteki
kelimesinin
“tasyîr”
Nitekim el-Halebî
âyetteki
120 er-Râzî,
-Gayb, XIII,başka
144. bir manaya gele128
121
128
et-Tabâtabâî,
a.g.e.,
VII,
351.
128
meyeceğini
ifade
etmiştir.
120
120 er-Râzî,
-Gayb,
120
-Gayb, XIII, 144.
120 XIII, 144.
Zuhruf 3
-Gayb, XIII,er-Râzî,
144.
127
er-Râzî,
-Gayb,
122 er-Râzî, a.g.e., XIII, 144.
er-Râzî,
-Gayb,XIII,
XIII,144.
144.
121 et-Tabâtabâî,
abâî,
a.g.e., VII,
121
et-Tabâtabâî,
VII, 351.
121351.
a.g.e., VII, 121
351.
et-Tabâtabâî,
a.g.e.,
VII,
123 ezet-Tabâtabâî,
a.g.e.,
VII,351.
351.a.g.e.,
el, II, 3; el-Beydâvî, a.g.e.,
a.g.e
Zuhruf
3
122 3er-Râzî, a.g.e., XIII, 144.
Zuhruf
122
a.g.e.,
hrufer-Râzî,
3XIII, 144.
122
122 er-Râzî,
a.g.e.,
XIII, 144.
a.g.e.,
er-Râzî,
a.g.e.,XIII,
XIII,144.
144.
Hayyân,
a.g.e.
-Ensârî,
-Zeheb
123
123 ez-el,
II,
3;
el-Beydâvî,
a.g.e.,
a.g.e.,
s.
213;
Ebû
123
, II, a.g.e.,
3;a.g.e.,
el-Beydâvî,
a.g.e.,
123 ez, II,ez3; el-Beydâvî,
a.g.e.,
213;
el,, II,II, 3;3;el-a.g.e.,
el-Beydâvî,
a.g.e.,
s.s. 213;
Ebû
ez-elelel-Beydâvî,
a.g.e.,
213; a.g.e.,
Ebû s. 213; Ebû
a.g.e.,
s. s.
29-30
veEbû
347-348.
“Ca’l”a.g.e.
fiilinin
geçtiği
birisi
de Zuhruf
suresindeki
a.g.e.Hayyân, a.g.e.
-Zeheb
-Bekâ,
a.g.e.âyetlerden
-Ensârî,
-Zeheb -Bekâ,
-Bekâ,
-Ensârî,
-Bekâ,
Hayyân,
-Ensârî,
124 18.-Zeheb
Hayyân,-Ensârî,
a.g.e. Hayyân,
-Ensârî, -Zeheb
-Zeheb
-Bekâ,
Kehf,
8.
29-30
ve 347-348.
129
a.g.e.,
s. 29-30 ve 347-348.
129
a.g.e.,
s. 29-30
ve 347-348.
a.g.e.,
s.s.29-30
347-348.
“Biz,
anlayıp
düşünmeniz
için
onu
Arapça
bir
Kur’ân
kıldık”
âyetidir.
125 et-Taberî,
a.g.e.,
29-30ve
ve
347-348.
âyetidir.
Bu
âyetteki
fiilin
129 a.g.e.,
- Bu âyetteki
124 18. Kehf, 8.
124
8. 18. Kehf,124
124
8.fiilin
18.
8.
18.Kehf,
Kehf,
8.
-i
Kesîr,
(Thk.
ve
ihtisâr,
Muhammed
Ali
es-Kal
manası
hakkında
da
müfessirler
arasında
farklı
görüşler
ortaya
çıkmıştır.
Buradaki
125
Buradaki
125
,Bua.g.e.,
Muhtasar
âyetidir.
et-Taberî,
a.g.e.,
Muhtasar
125
et-Taberî,
a.g.e.,
- Bu âyetteki
âyetteki125
fiilin
et-Taberî,
-- - fiilin - Cidde,
----Muhtasar
et-Taberî, a.g.e.,
a.g.e.,
Muhtasar
Beyrût,
ts., II,
409;Muhtasar
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
VI, 97;
el-Halebî, ed-i Kesîr, (Thk.-ifiil,
ve
ihtisâr,
Muhammed
Ali
es-Kalem-Mektebet-u
Kur’ân’ın
durumuyla
alakalı
olduğu
için
özellikle
i’tizalî
fikre
sahip
olan
bazı
-i
Kesîr,
(Thk.
ve
ihtisâr,
Muhammed
Ali
es-Kalem-Mektebet-u
Kesîr, (Thk.
ve
ihtisâr,
Muhammed
es-Kalem-Mektebet-u
-i-i Kesîr,
(Thk.
ve
Muhammed
Ali
es-Kalem-Mektebet-u
Kesîr,
(Thk.
ve ihtisâr,
ihtisâr, Ali
Muhammed
AliBuradaki
es-Kalem-Mektebet-u
özellikle i tizalî fikre sahip
olan
m
445.
Buradaki
eyrût,Cidde,
ts., II,Beyrût,
409;
Ebû
a.g.e.,
VI,
97;
el-Halebî,
ed-Masûn,
VII,meyletmişlerdir.
130
Cidde,
Beyrût,
ts.,Hayyân,
II,VI,409;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
VI, ed97; el-Halebî,
ed-Bu
-Masûn, VII,
ts., Hayyân,
II,Beyrût,
409;bu
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
97;
el-Halebî,
ed-Masûn,
Cidde,
ts.,
II,
Ebû
a.g.e.,
VI,
el-Halebî,
-Masûn,
12697;
müfessirler
“yaratma”
manası
vermeye
Cidde,
Beyrût,
ts.,fiile,
II, 409;
409;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
VI,
97;
el-Halebî,
-Masûn,
VII,
el-Halebî,
ed-ed- VII,
-Masûn,
VII,VII,
445.fiile, “yaratma” Bu fiile,
özellikle ibu
tizalî
fikre sahip
olan
müfessirler bu
fiile,
445.
445.fikre sahip
tizalî
müfessirler
fiile,
445.
445.olan
131127 18. Kehf, 7. 132
133
134
manası
verenlerin
“tasyîr”,
“tesmiye”,
“inzâl”,
“kavl/söylemek”,
126 el-Halebî,yanında,
,126ed-el-Halebî,
-Masûn,
VII,
445.
126
ed-Masûn,
VII,
445.
126
ed-Masûn,
VII,
445.
131
132
el-Halebî,
-Masûn,
VII,
el-Halebî,eded-Masûn,
VII,445.
445.
130
Bu
fiile,
, 133
130
127
Bu
fiile,
,
127
7. 18. Kehf,127
127
7. 18.
18.Kehf,
Kehf,7.7. 18. Kehf, 7.
____________________________________________________________________________________
132
131
132
133
134
137
135
gibi manalar136
133
134
135
136
124 18. Kehf,
8.
137
125 et-Taberî, a.g.e., XV, 197; İbn Kesîr,gibi
el-Hâfız
İmâdu’d-Dîn Ebu’l-Fidâ İsmâil,.Muhtasar Tefsîr
İbn-i Kesîr, (Thk. ve
Mesela
bu âyette
manalar
137 gibi manalar
.
ihtisâr, Muhammed Ali es-Sâbûnî) Dâru’l-Kalem-Mektebet-u Cidde, Beyrût, ts., II, 409; Ebû Hayyân, a.g.e., VI, 97; el, Süfyan esMesela
bu âyetteki
esela
âyetteki
Halebî,bu
ed-Durru’l-Masûn,
VII,
445.
126 el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn, VII, 445. , Süfyan es138
gelmektedir.
, Süfyan
es- 7.
127 18. Kehf,
138
gelmektedir.
128 el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn,
VII, 445.
17
dir.138
129 43. Zuhruf, 3.
128
el-Halebî, ed-Masûn, VII, 445.
17
17
130 ez-Zemahşerî,17
el-Keşşâf, IV, 17
230.
17
129 43. Zuhruf, 3.
131 el-Begavî, Ebû Muhammed
el-Hüseyn
b.
Mes’ûd,
Meâlimu’t-Tenzîl,
Dâru
İbn-i
Hazm,
Beyrût,
2002,
s.
1164;
ez-Ze128 el-Halebî,
ed-Masûn, VII, 445.
130 ezbî, ed-Masûn, VII, 445.
el, IX,
IV, 230.
mahşerî, el-Keşşâf, IV,
İbn
Atiyye,
a.g.e.,
s.
1674;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
VIII,
6-7;
el-Halebî,
ed-Durru’l-Masûn,
129 230;
43. Zuhruf, 3.
131 el-Begavî, Ebû Muhammed elruf, 3.
571; el-Bikâî, a.g.e.,130
XVII,
378;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
XXV,
86;
ed-Dervîş,
Muhyiddîn,
İ’râbu’l-Kur’âni’l-Kerîm
ve
Beyânuh,
ezel, IV, 230.
el, IV,Dâru
230. İbn Kesîr-el-Yemâme,
Beyrût, 2002, s. 1164; ezelBeyrût-Dımeşk, 1999, VII, 60.
131 el-Begavî,
Ebû
Muhammed el--i Hazm,
-Tenzîl, a.g.e., VIII,-i 6-7;
Hazm,
vî, Ebû Muhammed
el-Tenzîl,
Hayyân,
el-Halebî, ed132 es-Sa’lebî, Ebû İshâk, el-Keşf
ve’l-Beyân,
(Tefsîru’s-Sa’lebî),
(Thk.
Ebû
Muhammed
İbn
Âşûr),
Dâru
İhyâi’t-Turâsi’lBeyrût, 2002, s. 1164;
ez- s. 1674; Ebû
els.XXV,
1674;
2002, s. 1164; ez- Arabî, Beyrût,
el- 2002, VIII,
a.g.e.,
el-Âlûsî, a.g.e.,
a.g.e.,
86;Ebû
ed327-328; İbn Atiyye,
a.g.e.,
s. 1674; er-Râzî, a.g.e., XXII, 95; el-Kurtubî,
a.g.e., XVI,
49;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
VIII, 6-7;
el-Halebî,
ed-Masûn, IX, 571; el-Bikâî,-el-Yemâme,
a.g.e., XVII,
378;
, a.g.e., VIII, 6-7; el-Halebî,
ed-Masûn,
IX,
571;
el-Bikâî,
a.g.e.,
XVII,
378;
BeyrûtHayyân, a.g.e., VIII, 6-7; el-Bikâî, a.g.e., XVII, 378.
- 132 es--Kerîm ve Beyânuh, Dâru
el-Âlûsî,
a.g.e.,-Kerîm
XXV, 86;
ed- Mekkî
ve Beyânuh,
, a.g.e., XXV, 86;
el133 edes-Sa’lebî, a.g.e., VIII, 327-328;
b. Ebî Tâlib,
a.g.e., X, Dâru
6621-6622.
-el-Yemâme, Beyrût-el-Yemâme, Beyrût-Arabî,
Beyrût,
200
134 es-Semerkandî, a.g.e.,
III,
202;
ed-Dâmegânî,
a.g.e.,
s.
229;
İbn
Manzûr,
a.g.e.,
II,147;
Zekeriyya
el-Ensârî,
Şeyhulislâm
132 eselel- Ebû Yahya,
- bi-Keşfi mâ Yeltebisu
a.g.e.,
XXII, 95; el-Kurtubî, a.g.e., X
Fethu’r-Rahman
fi’l-Kur’ân, (Thk. Muhammed Alier-Râzî,
es-Sâbûnî),
Dâru’l-Kur’âni’l-Arabî,s.Beyrût,
a.g.e., s. 1674;
-Arabî,
327a.g.e.,
1674; 2002, VIII, 327- a.g.e., XVII, 378.
Kerîm,Beyrût,
Beyrût,2002,
1983, s.VIII,
511-512.
a.g.e., a.g.e.,
XXII, 95;
el-Kurtubî,
a.g.e., XVI, 49; Ebû Hayyân,
6-7;
el-Bikâî,
133 es- a.g.e., VIII,
, a.g.e., XXII, 95; el-Kurtubî, a.g.e., XVI, 49;er-Râzî,
Ebû Hayyân,
VIII,
6-7; el-Bikâî,
a.g.e.,
VIII,
327-328; Mekkî b. Ebî
a.g.e.,
XVII,
378.
134
XVII, 378.
es-Semerkandî,
a.g.e.,
III, 202; ed-Dâmegâ
133
a.g.e., VIII, 327-328; Mekkî b. Ebî Tâlib, a.g.e., X, 6621-6622.
a.g.e., VIII, 327-328; Mekkî b. Ebî Tâlib,esa.g.e., X, 6621-6622.
Zekeriyya elm Ebû Yahy
134 es-Semerkandî, a.g.e., III, 202; ed-Dâmegânî, a.g.e., s. 229;
a.g.e., II,147;
erkandî, a.g.e., III, 202; ed-Dâmegânî, a.g.e., s. 229;
a.g.e., II,147;
(Thk. Muhammed
Ali esm Ebû Yahya,
-Rahman
el- bi135 ez-bim Ebû Yahya, Zekeriyya
-Rahman
ya el-Serî,
(Thk.
Muhammed
Ali
es-Kerîm,
Beyrût,
1983,
s.
511-512.
(Thk. Muhammed Ali es-Kerîm, Beyrût, 1983, s. 511-512.
-Hadîs, Kahire, 2004, IV, 308
“CA’L” KÖKÜNÜN KUR'ÂN-I KERÎM’DE KULLANILAN MANALARI
81
“tebyîn”,135 “vasfetme”,136 “vaz’ etme”137 gibi manalar verenler de olmuştur.
Mesela Süddî’ye göre bu âyetteki “ca’l” fiili “inzâl”, Mücâhid’e göre “kavl/ söylemek”,
Süfyan es-Sevrî’ye göre ise “tebyîn” manasına gelmektedir.138
Begavî “tasyîr” manası vererek bu âyeti, “bu kitabın kıraâtını Arapça yaptık” şeklinde
açıklarken,139 İbn Atiyye ise bu âyette geçen fiilin “tasyîr” ve “tesmiye” manasına
geldiğini söylemiştir.140
Zemahşerî de ya iki mef ’ûl alıp “tasyîr” manasına geldiğini ya da En’âm birinci âyette
olduğu gibi bir mef ’ûl alıp “yaratma” manasına geldiğini söylemiştir. Bu durumda mana,
“onu acem diliyle değil Arapça olarak yarattık” şeklinde olmaktadır.141 Zemahşerî’nin
burada “tasyîr” manasının yanında “yaratma” manasını vermesinin sebebi, muhtemelen
i’tizalî bir fikre sahip olmasıdır.142
Bazı müfessirler ise bu ayetteki fiile “yaratma” manası verilmesine şiddetle karşı çıkmışlardır. Mesela es-Sa’lebî, buradaki “ca’l” fiilinin “yaratma” manasına gelmesinin
imkânsız olduğunu ifade etmiştir.143 Mekkî b. Ebî Tâlib ise bid’at ehlinin bu ayete
“yaratma” manası vermesinin yanlış olduğunu söylemiştir. Çünkü ona göre “yaratma”
manasında olsaydı bir mef ’ûl alırdı.144 es-Sem’ânî de bu ayetteki fiile “yaratma” manası
verilmesine itiraz etmiş ve Kur’ân’ın Allah’ın mahluk olmayan kelamı olduğunu
belirtmiştir.145 er-Râzî de Kur’ân’ın hudûsünü kabul edenlerin, bu ayetle çeşitli deliller getirdiklerini ifade etmiş ve onlara cevap vermiştir.146
Buradaki fiilin bir mef ’ûl alan “yaratma” manasından ziyade, iki mef ’ûl alan “tasyîr”
manasına gelmesi daha uygundur. Çünkü yaratma manası vermek Kur’ân’ın tazimine
terstir ve burada konuşulan konu buna uygun değildir. Ayrıca Kur’ân’ın mahlûk olduğunu
tekid edecek her hangi bir şey daha önce geçmemiştir. Diğer taraftan inanmayanların
inkârı onun mahlûkiyetine değildir. Aksine bu ifadeler onun, kendi üslupları üzere gelen,
kolayca anlamaları mümkün olan ve mucize olduğunu bilmeleri zor olmayan, apaçık
____________________________________________________________________________________
135 ez-Zeccâc, Ebû İshâk İbrahim b. es-Serî, Meâni’l-Kur’ân ve İ’râbuh, (Thk. Abdulcelîl Abduh Şelebî), Dâru’l-Hadîs, Kahire, 2004, IV, 308; es-Semerkandî, a.g.e., III, 202; es-Sa’lebî, a.g.e., VIII, 327-328; İbn Manzûr, a.g.e., II,147; Ebu’lBekâ, a.g.e., s. 347-348; ez-Zebîdî, a.g.e., XXVIII, 207.
136 es-Semerkandî, a.g.e., III, 202; es-Sa’lebî, a.g.e., VIII, 327-328; el-Kurtubî, a.g.e., XVI, 49; eş-Şevkânî, a.g.e., s. 1597.
137 el-Bikâî, a.g.e., XVII, 378.
138 el-Mâverdî, a.g.e., V, 215; es-Sem’ânî, Ebu’l-Muzaffer Mansûr b. Muhammed b. Abdulcebbâr et-Temîmî el-Mervezî,
Tefsîru’l-Kur’ân, (Thk. Ebû Temîm Yâsir b. İbrahim), Dâru’l-Vatan, Riyad, 1997, V, 90; el-Kurtubî, a.g.e., XVI, 49; eşŞevkânî, a.g.e., s. 1597.
139 el-Begavî, a.g.e., s. 1164.
140 İbn Atiyye, a.g.e., s. 1674.
141 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, IV, 230.
142 Ebû Hayyân, a.g.e., VIII, 6-7.
143 es-Sa’lebî, a.g.e., VIII, 327-328.
144 Mekkî b. Ebî Tâlib, a.g.e., X, 6621-6622.
145 es-Sem’ânî, a.g.e., V, 90.
146 er-Râzî, a.g.e., XXVII, 171-172.
82
fiil
il
rinci
Yıl: 2015/2 | Sayı: 44 | Yrd. Doç. Dr. Zeki HALİS
148
149
149
Hâlbuki iki
Hâlbuki iki 147
Birinci
Arapça bir Kur’ân olduğunu anlatmak
için
gelmiştir. Ayrıca buradaki fiil “yaratma”
150
Birinci
148 Hâlbuki
148 iki150
149
âyetlerin
haricindeki
birçok
manasına gelseydi bir mef ’ûl alırdı. Hâlbuki iki mef
’ûl almıştır.
Birinci
mefâyette
’ûl hude
haricindeki
Mesela, Bakara, 2/22,151 Bakara, 2/124,152
zamiri ikincisiâyetlerin
ise
lafzıdır.150150 birçok âyette de
148
149 148
150
151
152
152154 ÂlMesela,
Bakara,
2/22,
Bakara,
2/125,
Bakara,2/124,
2/126,
3/55,155
7/143,156 Hûd,
âyetlerin
haricindeki
birçok
âyette
de 151 153Bakara,
Yukarıda
zikredilen
âyetlerin
haricindeki
birçok
âyette
de
“ca’l”
fiili
“tasyîr”
manasına
155
153 Bakara, 2/126,154
154 Âl155
156 Hûd, 18/96,159 Enbiyâ, 21/72,160 Furkân, 25/23,161
157 Yusuf,
158156
Bakara, 2/125,153
3/55,
7/143,
151 Bakara,
152
12/100,
151
152Kehf,
Mesela,
Bakara,
2/22,11/82,
2/124,
gelmektedir.
Mesela,
Bakara,
2/22,
Bakara,
2/124,
Bakara, 2/125,153 Bakara, 2/126,154
157
158
159
160
157
158
159
160
161
162 161
163 Mürselât, 159
1/82,
Yusuf,
12/100,
Kehf, 155
18/96,
Enbiyâ,
21/72,
Furkân,
25/23,
157
158
153 Bakara,
154 Âl156
11/82,
Zümer,156
39/21,
Zuhruf,
Müzzemmil,
25,
2/126,
3/55,155
7/143,
Hûd, 43/59,
Âl-i
İmrân,
3/55,
A’râf,
7/143,
Hûd,
11/82,
Yusuf,
12/100,73/17,
Kehf,
18/96, 77/25164 ve Fîl,
162
163
164
162
162160
163161
164 ve Fîl,
165
Zümer,
39/21,
Zuhruf,
43/59,
Müzzemmil,
73/17,
Mürselât,
158
159
160 Furkân,
16139/21,
105/5
.
Enbiyâ,
21/72,
Furkân,
25/23,
Zümer,
Zuhruf, 43/59,
Müzzemmil,
suf, 12/100,
Kehf, 18/96,
Enbiyâ,
21/72,
25/23,77/25
163
164
165
165
165
05/5
.
73/17,
Mürselât,
77/25
ve
Fîl,
105/5
gibi
âyetler
bunlardan
bazılarıdır.
105/5
1, Zuhruf, 43/59,162 Müzzemmil, 73/17,163 Mürselât, 77/25164 ve Fîl, geçen c köküne ise
köküne“ca’l”
ise köküne
vermekisemümkündür.
Mesela
sûresi sekizinci
. c geçen
Bazı geçen
âyetlerde
hem “tasyîr”
hemEnbiyâ
de “yaratma”
manasıâyette geçen
vermek
mümkündür.
Mesela
Enbiyâ
sûresi
sekizinci
âyette
geçen
fiilinin
her sekizinci
iki manaya
de ihtimal
Enbiyâ
geçen
c mümkündür.
köküne ise Mesela Enbiyâ
vermek
sûresi
âyettegelmesi
geçen “ca’l”
fiilinindâhilindedir.
her iki
fiilinin
her
iki
manaya
gelmesi
de
ihtimal
dâhilindedir.
Enbiyâ
sûresindeki,
manaya
gelmesi
de ihtimal
dâhilindedir.
Enbiyâ
mek mümkündür.
Mesela
Enbiyâ
sûresi sekizinci
âyette
geçensûresindeki,
ûresindeki,
“Biz
onları
(Peygamberleri),
i
her iki manaya gelmesi de ihtimal dâhilindedir. Enbiyâ yemek yemeyen birer ceset olarak ya166 166
167
168
ratmadık. Onlar ebedi de değillerdir” âyetindeki
“ca’l” fiiline,
hem de
de
i fiiline,hem
â
hem“tasyîr”167 hem
168
“yaratma”
manası
verilebilir.
Yaratma
manasına
gelirse
âyetin
manası,
“biz
onları
166
167
168
166 â
167 hem de
168
fiiline, hem
,
i
yemek
yemeyen
birer
cansız
ceset
olarak
yaratmadık”
şeklinde
olur.
“Tasyîr”
manasında
, 168
166 â
167 hem de
fiiline, hem
kabul edilirse, “biz onları yemek yemeyen birer cansız cesede dönüştürmedik” şeklinde
,
olur.
Mekkî b. Ebî Tâlib, el- a.g.e., X, 6621-6622.
Mekkî b. Ebî Tâlib, a.g.e., X, 6621-6622; ezel, IV, 230; el-Kurtubî,
Mekkî
Tâlib,
Mekkî b.
b. Ebî
Ebî____________________________________________________________________________________
Tâlib, elel- a.g.e.,
a.g.e., X,
X, 6621-6622.
6621-6622.
a.g.e.,elXVI, 49; ,el-Âlûsî,
a.g.e.
a.g.e., s. 1597.
49
49 Mekkî
b.
Ebî
Tâlib,
a.g.e.,
X,
6621-6622;
ezIV,
230;
el-Kurtubî,
Mekkî b. Ebî
a.g.e.,
X, 6621-6622;
el, IV, 230; el-Kurtubî,
147Tâlib,
el-Âlûsî,
a.g.e.,
XXV, 86. ez- 150
Mekkîs.b.1597.
Ebî Tâlib, a.g.e., X, 6621-6622.
bî Tâlib,
el-XVI,
a.g.e.,
6621-6622.
a.g.e.,
49;
el-Âlûsî,
-- X, 6621-6622.
a.g.e.,
a.g.e.,
XVI,
49;
el-Âlûsî,
a.g.e.
s. 1597.
148X,
Mekkî a.g.e.
b.
Ebî Tâlib, el- a.g.e.,
151 a.g.e.,
-i
Atiyye,
a.g.e.,
s. 64; el-Kurtubî, a.g.e., I, 227; el-Beydâvî, a.g.e., I, 41; en-Nesefî,
50
bî Mekkî
Tâlib,
a.g.e.,
X, 6621-6622;
ez, IV,
230; el-Kurtubî,
50
Tâlib,
a.g.e.,
6621-6622.
Mekkî b.
b. Ebî
Ebî149
Tâlib,
a.g.e.,b.X,
X,
6621-6622.
Mekkî
Ebî
Tâlib, a.g.e., X,el6621-6622;
ez-Zemahşerî,
el-Keşşâf, IV, 230; el-Kurtubî, a.g.e., XVI, 49; el-Âlûsî, a.g.e.,
a.g.e.,
I,
32;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.
-Suûd, a.g.e., I,130; el-Âlûsî, a.g.e., I, 272;
51
49; el-Âlûsî,
a.g.e.
51
-i-i Atiyye,
a.g.e.,
s.
el-Kurtubî,
a.g.e.,
227;
XXV,
86; eş-Şevkânî,
a.g.e.,
Atiyye,
a.g.e.,
s. 64;
64;
el-Kurtubî,
a.g.e.,s.s.I,1597.
I, 1597.
227; el-Beydâvî,
el-Beydâvî, a.g.e.,
a.g.e., I,I, 41;
41; en-Nesefî,
en-Nesefî,
Ebû
Zehra,
Muhammed,
-Tefâsîr
-Fikr, Yye. ts., I,158.
bî Tâlib,
a.g.e.,
X,
6621-6622.
a.g.e.,
Ebû
Hayyân,
a.g.e.
-Suûd,
a.g.e.,
b. Ebî
Tâlib, a.g.e., X, 6621-6622.
a.g.e., I,I, 32;
32;150
Ebû Mekkî
Hayyân,
a.g.e.
-Suûd,
a.g.e., I,130;
I,130; el-Âlûsî,
el-Âlûsî, a.g.e.,
a.g.e., I,I, 272;
272;
152 Ebû
Hayyân,
a.g.e., I, 547; Ebû Zehra, a.g.e., I, 394.
a.g.e.,
s. 64; Muhammed,
el-Kurtubî,
a.g.e.,a.g.e.,
I, -Tefâsîr
227;
el-Beydâvî,
a.g.e.,
I,ts.,
41;
en-Nesefî,
-Fikr,
Yye.
I,158.
Ebû
151
İbn-i Atiyye,
s. 64;
el-Kurtubî,
a.g.e.,
I,
227;
el-Beydâvî,
a.g.e.,
I,
41;
en-Nesefî,
a.g.e.,
I, 32; Ebû Hayyân, a.g.e., I,
Ebû Zehra,
Zehra,
Muhammed,
-Tefâsîr
-Fikr,
Yye.
ts.,
I,158.
153 el-Kurtubî, a.g.e., II, 100; Ebû Hayyân, a.g.e.,
-Suûd, a.g.e., I, 283.
52
; Ebû
-Suûd,
a.g.e.,
I,130;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
I, Zehra,
272; Muhammed, Zehratu’t-Tefâsîr, Dâru’l-Fikr,
52
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I,I, 547;
394.
237;
Ebu’s-Suûd,
a.g.e.,a.g.e.,
I,130; I,I,el-Âlûsî,
a.g.e.,
I,
272;
Ebû
Yye. ts., I,
EbûHayyân,
Hayyân,a.g.e.
a.g.e.,
547; Ebû
Ebû Zehra,
Zehra,
a.g.e.,
394.
154
ed-Masûn,
II, 108.
53
-Fikr,a.g.e.,
Yye. ts., I,158.el-Halebî,
Muhammed,
53
el-Kurtubî,
II,
100;
-Suûd,
a.g.e.,
I,
283.
el-Kurtubî, a.g.e.,
a.g.e., 158.
II,-Tefâsîr
100; Ebû
Ebû Hayyân,
Hayyân,
a.g.e.,
-Suûd,
a.g.e.,
I,
283.
155
a.g.e., s. 308; Ebû Hayyân, a.g.e., II, 498; el-Halebî, ed-Masûn, III, 213.
54
n,
I, 547;
Ebû Zehra,
a.g.e.,
I,108.
394.I, 547; Ebû Zehra, a.g.e., I, 394.
54 a.g.e.,
152
Ebû
Hayyân,
el-Halebî,
ed-Masûn,
II,
108.
el-Halebî,
ed-Masûn,
II,a.g.e.,
156 el-Halebî, ed-Masûn,
V, 450.
55
a.g.e.,
II, 100; Ebû
-Suûd,
a.g.e.,
I, 283.
55
153Hayyân,
el-Kurtubî,
II, 100;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I, 551;
Ebu’s-Suûd,
a.g.e.,
I,213.
283.
a.g.e.,
s.
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
II,
498;
el-Halebî,
ed-Masûn,
III,
213.
a.g.e.,
s. 308;
308;a.g.e.,
Ebûa.g.e.,
Hayyân,
a.g.e.,
II,
498;
el-Halebî,
ed-Masûn,
III,
157
-Masûn, VI, 370.
56
d- el-Halebî,
-Masûn,
II, 108.
56
154
el-Halebî,
II, 108. el-Halebî, eded-Masûn,
V,
el-Halebî,
ed-Masûn,ed-Durru’l-Masûn,
V, 450.
450.
158 el-Âlûsî, a.g.e., XIII, 77-78.
57
a.g.e.,
s.
308;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
II,
498;
el-Halebî,
ed-Masûn,
III,
213.
57 el-Halebî,
155
İbn
Atiyye,
a.g.e.,
s.
308;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
II,
498;
el-Halebî,
ed-Durru’l-Masûn, III, 213.
ed-Masûn,
VI,
370.
el-Halebî, ed-Masûn, VI, 370.
159 es-Semerkandî, a.g.e.,, II, 313.
58
d- el-Âlûsî,
-Masûn,
V,XIII,
450.
58
156
el-Halebî,
a.g.e.,
77-78.
el-Âlûsî,
a.g.e.,
XIII,
77-78. ed-Durru’l-Masûn, V, 450.
160
-Masûn, VIII, 181.
59
157
el-Halebî,
ed-Durru’l-Masûn, VI, 370. el-Halebî, edd- es-Semerkandî,
-Masûn,
VI,a.g.e.,,
370. II,
59
es-Semerkandî,
a.g.e.,,
II, 313.
313.
161
a.g.e.,
s.
1380.
60
158
el-Âlûsî,
a.g.e.,
XIII,
77-78.
g.e.,
XIII, 77-78.
60 el-Halebî,
ed-Masûn,
el-Halebî,
ed-Masûn, VIII,
VIII, 181.
181.
162 en-Nesefî, a.g.e., II, 529.
61
159
es-Semerkandî,
a.g.e.,,
II,
313.
andî,
a.g.e.,, II,a.g.e.,
313.
61
s.
1380.
a.g.e., s. 1380.
163 Ebû Hayyân, a.g.e., VIII, 357; el-Halebî, ed-Masûn, X, 527.
62
160
d- en-Nesefî,
-Masûn,
VIII,el-Halebî,
62
a.g.e.,
II,
529.
en-Nesefî,
a.g.e.,
II,181.
529. ed-Durru’l-Masûn, VIII,164181.
el-Halebî,
ed-Masûn
a.g.e., IV, 523; el63
161
İbn
Atiyye,
a.g.e.,
s.
1380.
a.g.e.,
s.
1380.
63 Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
VIII,
357;
el-Halebî,
ed-Masûn,
X,
527.
Ebû Hayyân, a.g.e., VIII, 357; el-Halebî, ed-Masûn, X, 527.
Cemâluddîn,
(Thk.
Muhammed Fuâd Abdulbâkî), Dâru
162
en-Nesefî,
a.g.e.,
II,
529.
64
a.g.e.,
II, 529. ed64 el-Halebî,
-Masûn
-a.g.e.,
el-Halebî,
ed-Masûn
a.g.e., IV,
IV, 523;
523; elel-Arabiyye,
Yye.
1957
XVII,
6024.
163
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
VIII,
357;
el-Halebî,
ed-Durru’l-Masûn,
X,
527.
n, a.g.e.,
VIII,
357;
el-Halebî,
ed-Masûn,
X,
527.
Cemâluddîn,
--(Thk.
Muhammed
Cemâluddîn,
(Thk.
Muhammed Fuâd
Fuâd Abdulbâkî),
Abdulbâkî), Dâru
Dâru
165 el-Ezherî,
a.g.e. IV, 523; el-Kâsımî, Muhammed
a.g.e., II,147.
164
el-Halebî,
636;
eş-Şirbînî, a.g.e.,
Cemâluddîn, Tefsîru’l-Kâsımî,
ed-ed-Durru’l-Masûn,
a.g.e.,
IV,X,523;
el---Masûn
-Arabiyye,
Yye.
1957
6024.
-Arabiyye,
Yye.
1957 XVII,
XVII,
6024.
166 Enbiyâ, 21/8.
Mehâsinu’t-Te’vîl,
(Thk.
Muhammed
Fuâd
Abdulbâkî),
Dâru
İhyâi’l-Kutubi’l-Arabiyye,
Yye. 1957 XVII, 6024.
65
n,
(Thk.
Muhammed
Fuâd
Abdulbâkî),
Dâru
65 el-Ezherî,
a.g.e.,
el-Ezherî, a.g.e.
a.g.e.
a.g.e., II,147.
II,147.167
el-Âlûsî,
a.g.e., XVII, 19.
1651957
el-Ezherî,
a.g.e., I, 373; İbn Manzûr,
a.g.e.,
II,147.
66
Yye.
XVII, 6024.
66 -Arabiyye,
Enbiyâ,
Enbiyâ, 21/8.
21/8.
168 es-Semerkandî, a.g.e., II, 363; el-Âlûsî, a.g.e., XVII, 19.
166 Enbiyâ,
21/8.
67
.g.e.
a.g.e.,
II,147.
67
el-Âlûsî,
el-Âlûsî, a.g.e.,
a.g.e., XVII,
XVII, 19.
19.
167
el-Âlûsî,
a.g.e.,
XVII,
19.
68
8. es-Semerkandî,
68
es-Semerkandî, a.g.e.,
a.g.e., II,
II, 363;
363; el-Âlûsî,
el-Âlûsî, a.g.e.,
a.g.e., XVII,
XVII, 19.
19.
g.e., XVII, 19. 168 es-Semerkandî, a.g.e., II, 363; el-Âlûsî, a.g.e., XVII, 19.
andî, a.g.e., II, 363; el-Âlûsî, a.g.e., XVII, 19.
48
48
148
149
169
Bu âyet
165,170 Yûnus, 10/5, 171
“CA’L” KÖKÜNÜN KUR'ÂN-I KERÎM’DE KULLANILAN MANALARI
83
172 Kehf, 18/7,173 Meryem,
175 171
169 19/24,174 165,
170 Yûnus,
17/12,
Furkân,
25/62,10/5,
35/1,176
Bu âyet
173 9174 Furkân,kökünden
177 ve
17/12,172 Kehf,
18/7,
Meryem,178 19/24,
25/62,175 gelenlerin
35/1,
78/6,7
âyetlerinde
de176her iki
169
170
171
172
Bu âyet
dışında,
6/96,
En’âm, 6/165,
10/5,
177
178
manaya
gelmesi
78/6,7
ve En’âm,
9- mümkündür.
âyetlerinde
kökündenYûnus,
gelenlerin
de her ikiİsrâ, 17/12,
173
Kehf,
18/7,gelmesi
Meryem,
19/24,174 Furkân, 25/62,175 Fâtır, 35/1,176 Nebe’, 78/6,7177 ve 9manaya
mümkündür.
178
2.2.
11. âyetlerinde “ca’l” kökünden gelenlerin de her iki manaya gelmesi mümkündür.
2.2.
2.2. Yaratma Manasında Kullanımı
Fakat
gibi
,
“Ca’l” kökünün Kur’ân-ı Kerîm’de kullanılan manalarından birisi de “yaratma”dır.
k gibi
Fakat
,
Fakat aşağıda ifade edileceği gibi “ca’l” ile anlatılan “yaratma”, “halk” fiili ile anlatılan yak
ratmadan farklıdır. “Ca’l” fiilinin “yaratma”
manasında kullanıldığı âyetlerden bazıları
şunlardır:
En’âm 1
fiilinin
n birisi
fiilinin
birisi En’âm sûresi birinci
sûresi
birinci
âyettir: manasında kullanıldığı âyetlerdennbirisi
“Ca’l”
fiilinin
“yaratma”
sûresi birinci âyettir:
âyettir:
“Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var edenkâfir
Allah’a mahsustur. (Bütün bun179
lardan) sonra kâfir olanlar (hala
ile denk tutuyorlar.”179
. putları) Rab’lerikâfir
âyette
geçen
,
. 179fiili, müfessirlerin
Bu âyette Bu
geçen
“ca’l”
çoğuna göre “yaratma”180180manasına
181
180
Bu “Yaratma”
âyette geçenmanasına gelen
,
gelmektedir.
bu fiil, bir mef ’ûl, bir
almıştır.181 Bu
âyetteki
fiile
181
“yaratma” manası veren müfessirlerin birçoğu da, “ca’l”, bir
ile anlatılan “yaratma”
ile “halk”
el-Halebî,
ed- arasındaki
-Masûn, V,farktan
61.
ile anlatılan
“yaratma”
bahsetmişlerdir.182
170
169
169
Mekkî b. Ebî Tâlib, a.g.e., III,2266- 2267.
el-Halebî, ed-Masûn, V, 61.
Ebû Hayyân, a.g.e., V, 129; el-Halebî, ed-
____________________________________________________________________________________
171
-Masûn
-Suûd, a.g.e., III,
169 170el-Halebî,
ed-Durru’l-Masûn,
61.
Mekkî b.
Ebî Tâlib, a.g.e.,V,III,22662267.
467; el-Âlûsî, a.g.e., XI, 91.
170 171Mekkî
b.
Ebî
Tâlib,
a.g.e.,
III,
22662267.
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
V,
129;
el-Halebî,
ed-Masûn
-Suûd, a.g.e., III,
172 es-Semerkandî, a.g.e., II, 262; el-Kurrâ Mahmûd b. Hamza,
171 Ebû467;
Hayyân,
a.g.e.,
V, 129;
ed-Durru’l-Masûn, VI, 151; Ebu’s-Suûd, a.g.e., III, 467; el-Âlûsî, a.g.e., XI, 91.
el-Âlûsî,
a.g.e.,
XI,el-Halebî,
91.
-Müessesetu
172
172 es-Semerkandî,
a.g.e.,a.g.e.,
II, 262;II,el-Kirmânî,
b. Hamza, b.
Garâibu’t-Tefsîr
ve Acâibu’t-Te’vîl,
(Thk.
es-Semerkandî,
262; el- Tâcu’l-Kurrâ Mahmûd
-Kurrâ Mahmûd
Hamza,
- el-Acelî), Dâru’l-Kıble-Müessesetu
a.g.e.,
VI, 13; el-Halebî,
-Masûn,a.g.e.,
VII, 322;
Şumran Sirkal Yunus
Ulûmi’l-Kur’ân,
ts., I, ed623;
Hayyân,
VI, 13; el-Halebî,
- Ebû-Müessesetu
a.g.e.,
8399.a.g.e., XIV, 8399.
ed-Durru’l-Masûn,
VII,
322; XIV,
eş-Şa’râvî,
a.g.e., VI, 13; el-Halebî, ed-Masûn, VII, 322;
173 -Berekât,fî el-Beyân
fî Garîb-Kur'ân,
(Thk. Tâhâ Tâhâ),
Abdulhamîd
173 İbnu’l-Enbârî,
Ebu’l-Berekât,
el-Beyân
Garîb-i İ’râbi’l-Kur’ân,
(Thk.
Tâhâ Abdulhamîd
el-Hey’etu’l-Mısriya.g.e., XIV, 8399.
Tâhâ),
el-Âmme,
Kahire,
2006,
II,
100;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
VI,
96;443;
el- Ebu’s-Suûd,
173
yetu’l-Âmme,
Kahire, 2006,
II, 100;
Ebû Hayyân,
a.g.e., VI, 96;
el-Halebî,
ed-Durru’l-Masûn,
VII,
-Berekât,
el-Beyân
fî Garîb-Kur'ân,
(Thk.
Tâhâ Abdulhamîd
-Suûd, a.g.e., IV, 475; el-Âlûsî, a.g.e., XV, 281.
Halebî,
ed- a.g.e.,-Masûn
a.g.e.,
IV,
475;
el-Âlûsî,
XV,
281.
Tâhâ),
el-Âmme, Kahire, 2006, II, 100; Ebû Hayyân, a.g.e., VI, 96; el174 el-Halebî,
ed-Masûn, VII, 584.
174 el-Halebî,
ed-Durru’l-Masûn,
Halebî,
ed-Masûn VII, 584.
-Suûd, a.g.e., IV, 475; el-Âlûsî, a.g.e., XV, 281.
175 es-Semerkandî,
a.g.e.,
II,
465;
el-Âlûsî,
a.g.e., XIX, 56.
175 174es-Semerkandî,
465; el-Âlûsî,
a.g.e.,
XIX, 56.
el-Halebî,
ed-a.g.e., II,-Masûn,
VII, 584.
176 el-Halebî,
ed-Masûn
a.g.e., XXII, 249.
176 175el-Halebî,
ed-Durru’l-Masûn,
İbn Âşûr,
a.g.e.,
XXII,
es-Semerkandî,
a.g.e., II, IX,
465;210;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
XIX,
56. 249.
177 el-Halebî, ed-Masûn
a.g.e.,
XXX, 14.
177 176el-Halebî,
ed-Durru’l-Masûn,
X,
649;
İbn
Âşûr,
a.g.e.,
XXX,
14. 249.
el-Halebî,
ed-Masûn
a.g.e., XXII,
178 el-Kurtubî,
a.g.e.
a.g.e.,
XXX, 18.
178 177el-Kurtubî,
a.g.e.,
XIX,
129;
İbn
Âşûr,
a.g.e.,
XXX,
18.
el-Halebî,
ed-Masûn
a.g.e., XXX, 14.
179
179 1786. En’âm,
1.
el-Kurtubî,
a.g.e.
a.g.e., XXX, 18.
180
Ubeyde,
- I, 185; el180 179Ma’mer b. el-Müsennâ, -Müsennâ,
Ebû Ubeyde,Ebû
Mecâzu’l-Kur’ân,
(Thk.- Fuat Sezgin), Mektebetu’l-Hancî, Kahire, ts.,
s. 154;
Mekkî b. a.g.e.,
Ebî Tâlib,
Hancî, Kahire, ts., s.I,154;
185;Mekkî
el-Askerî,
Askerî, el-Furûku’l-Lugaviyye,
b. EbîelTâlib, a.g.e.,-Lugaviyye,
III, 1956-1957;
es-Semerkandî,
I, 473; el-Mâverdî,
180
-Müsennâ, Ebû Ubeyde,
a.g.e.,
III, 1956-1957;
a.g.e.,
I, 473;
el-Mâverdî,
a.g.e.,
II, 92; ed-el-Keşşâf, II, 3
a.g.e., II, 92;
ed-Dâmegânî,
a.g.e., s. es-Semerkandî,
229; es-Sem’ânî, a.g.e.,
II, 86;
el-Begavî,
a.g.e., s. 411;
ez-Zemahşerî,
-Lugaviyye, s. 154; Mekkî b. Ebî Tâlib,
Hancî, Kahire, ts., I, 185; el-Askerî, elDâmegânî,
a.g.e., s.s.95;229;
es- a.g.e., s.a.g.e.,
II, Atiyye,
86; el-Begavî,
a.g.e.,
s. 411; a.g.e.,
ez- II, 172; İbez-Zemahşerî,
Esâsu’l-Belâga,
el-İsfehânî,
101; İbn
a.g.e., s. 601;
İbnu’l-Arabî,
a.g.e., III, 1956-1957; es-Semerkandî, a.g.e., I, 473; el-Mâverdî, a.g.e., II, 92; ednu’l-Cevzî, Zâdu’l-Mesîr, s. 424; er-Râzî, a.g.e., XII, 130; el-Beydâvî, a.g.e., I, 294; en-Nesefî, a.g.e., I, 353; İbn Cüzey,
Dâmegânî, a.g.e., s. 229; esa.g.e., II, 86; el-Begavî, a.g.e., s. 411; ezEbu’l-Kâsım Muhammed b. Ahmed b. el-Kelbî, et-Teshîl li-Ulûmi’t-Tenzîl, Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 1995, I,
261; el-Halebî, Umdetu’l-Huffâz, I, 328; el-Bikâî, a.g.e., VII, 4; ez-Zebîdî, a.g.e., XXVIII, 207; el-Kâsımî, a.g.e., VII,
2235; Reşîd Rıza, a.g.e., VII, 292-293; Ebû Zehra, a.g.e., V, 2431; es-Sebt, a.g.e., III, 571 ve V, 2185-2186; Peterson,
“Creation”, I, 477; Çağrıcı, “Yaratma”, XLIII, 326; Okuyan, Mehmet, Kur’ân-ı Kerîm’de Çok Anlamlılık, Düşün Yayıncılık, İstanbul, 2013, s. 178.
181 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, II, 3; İbnu’l-Enbârî, a.g.e., I, 313; er-Râzî, a.g.e., XII, 130.
182 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, II, 3; er-Râzî, a.g.e., XII, 130; el-Beydâvî, a.g.e., I, 294; el-Kâsımî, a.g.e., VII, 2235; Reşîd Rıza,
21
21
Bu âyetteki fiile yaratma
yaratma
84
Yıl: 2015/2 | Sayı: 44
|
in
yaratma aras
Yrd. Doç. Dr. Zeki HALİS
,
ile
182
Mesela
bu âyetteki
Mesela Zemahşerî bu âyetteki “ca’l” fiilinin “yaratma” manasına geldiğini ve bir
söyledikten
birbirinden
mef ’ûl aldığını söyledikten sonra,
“ca’l”sonra,
ile “halk”ıilebirbirinden
ayırmıştır. Ona göre
183 (ölçüp biçme)183
“halk” kelimesinde “takdir” (ölçüp biçme) manası varken “ca’l” kelimesinde “bir
varken başka kelimesinde
şeyden
bir şeyi inşa etme”, “bir şeyi başka bir şeye çevirme” ya da “bir mekândan
başka bir mekâna nakletme” manaları olan “tazmîn” manası vardır.184
. “halk”ın manası, “ilk inşâ”dır. “Ca’l” ise bir şeyin
Ebû Zehra’ya göre ise bu âyetteki
âyetteki (terkîb, tasyîr) ,manasını içermektedir. Ayrıca ona
bir ya da iki şeyden meydana bu
getirilmesi
ise “halk” kelimesi de herhangi bir karineyle bu
(terkîb,
tasyîr)gelebilmektedir.185 Mesela
göre
manaya
Nisâ suresi birinci âyete
ona geçen
göre “halk” fiili bu şekilde düşünülebilir. Bu âyette ilk insandan
185
eşinin
yaratılması
ifade
edilirken,
manaya gelebilmektedir. Mesela “halk” fiili kullanılmıştır. 186
184
âyette
Bu âyette “semâvât veBuarz”
kelimelerinin “halk”, “zulumât ve nûr” (karanlıklar ve
186
edilirken,
nûr)
kelimelerinin ise “ca’l” fiili ile kullanılması düşünülmeye değerdir.187 Bunun sebebi
yukarıda
ifade edildiği tgibi
takdir, “ca’l”de
(intisab)
manasının olBudaâyette
ve “halk”da
a kelimelerinin
halk , “tazmîn”
ulumât ve
nû
188
masıdır. lar ve
Yani
nûr)“halk” da, mahlûku bütün
fiili ileyönlerden maddesiz ya da bir maddeden
“yaratma” manası varken, “ca’l”de mef ’ûlün diğer bir şey ile “zarfiyet, gâye, başlangıç
vb. yönlerden münasebet” manası vardır.189 İşte bu âyette gökler ve yer hakkında “halk”
fiilinin kullanılmasının sebebi, bu ikisinin bir cisim ve varlık olmasıdır. Zulumât ve nur
el, II, 3 ez-Belâga, s. 95; ela.g.e., s. 101;
190
hakkında “ca’l”
bu ikisinin
arazs. ve
a.g.e.,fiilinin
s. 601; kullanılmasının
-Arabî, a.g.e. sebebi ise
-Cevzî,
-Mesîr,
424;tebeî
er- olmalarıdır.
Râzî, a.g.e.,
XII, 130;bir
el-Beydâvî,
a.g.e., I, 294;alakalı
en-Nesefî,
a.g.e.“ca’l”, bu mahlûkun
- yaratılmasının
Dolayısıyla
“halk”
şeyin varlığıyla
iken,
-Kelbî, et-Teshîl li-Tenzîl,
neticesi
olan keyfiyet, eser ve özellikleriyle
alakalıdır. Bu yüzden nur ve zulmet, yaratılmaya
Beyrût, 1995, I, 261; el-Halebî,
-Huffâz, I, 328; el-Bikâî, a.g.e., VII, 4; ez-Zebîdî,
191
tâbi a.g.e.,
iki hâlXXVIII,
olunca,
bu
ikisi
hakkında
“ca’l”
fiili kullanılmıştır.
Çünkü
207; ela.g.e.
a.g.e., VII, 292-293;
Ebûmec’ûl, başka bir
Zehra,
a.g.e.,
V,
2431;
es-Sebt,
a.g.e.,
III,
571
ve
V,
2185-2186;
Peterson,
şey dolayısıyla mahlûk olmuştur veya başkasına müntesiptir. Kendisine I,müntesip olunan
Kur'ânşey 477;
ise ifadenin geçtiği makam yardımıyla bilinebilir.
Bu, zulumât ve , nur ifadelerinin
181 ezsemâvât
ve arzel-ifadelerinden sonra
ve semâvât
ve130.
arz kelimeleri hakkında
-Enbârî, gelmesiyle
a.g.e., I, 313; er-Râzî,
a.g.e., XII,
182 ez, II,ve
3; er-Râzî,
a.g.e., XII, hakkında
130; el-Beydâvî,
294; el- kullanılmasıyla
“halk”
fiilinin, elzulumât
nur kelimeleri
ise a.g.e.,
“ca’l”I, fiilinin
a.g.e.,
a.g.e.,
VII,
292a.g.e.,
VII,
126-127;
bilinir.192 a.g.e., III, 1866el-Emsel fî Tefsîr-i
____________________________________________________________________________________
183
- 126-127;- Yazır, a.g.e., III, 1866-1867; eş-Şîrâzî, eş-Şeyh
IV, Nâsır Mekârim, ela.g.e., VII, -Münezzel,
292-293; İbn Âşûr,- a.g.e., VII,
9-10.
Emsel fî Tefsîr-i Kitâbillahi’l-Münezzel, Dâru’n-Neşr li-Medreseti’l-İmâm Ali b. Ebî Tâlib, Kum, H. 1426, IV, 9-10.
183 Eski sözlüklerde “halk” kelimesinin “yoktan yaratma” manasının yanında, “takdîr” (ölçüp biçme) manasının da olduğu
a.g.e.,
438;a.g.e.,
el-Ezherî,
belirtilmiştir. Bkz. Halîl b. Ahmed, a.g.e., I, 438; el-Ezherî, a.g.e., V, 226;
İbnI,Sîde,
IV, 536; Çağrıcı, “Yaratma”,
a.g.e.
a.g.e.
XLIII, 326.
XLIII, 326.
184
el, II,3.3.
184 ezez-Zemahşerî, el-Keşşâf,
II,
185
2431.
185 Ebû
Ebû Zehra,
Zehra, a.g.e.,
a.g.e., V,V,2431.
186 Bkz.
186
Bkz.
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının” Nisâ,
IV, 1. Benzer bir kullanım da Rûm suresinde geçmektedir. Bkz., 30. Rûm, 21.
187 suresinde
İbn Atiyye,geçmektedir.
a.g.e., s. 601. Bkz., 30. Rûm, 21.
188 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, II, 3; er-Râzî, a.g.e., XII, 130; İbn Âşûr, a.g.e., VII, 126-127.
189 Yazır, a.g.e., III, 1866-1867.
190 İbn Cemâa, Ebû Abdillah Bedreddîn Muhammed b. İbrahim b. Sa’dillah, Keşfu’l-Meânî fî Müteşâbihi’l-Mesânî, (Thk.
Muhammed Muhammed Dâvud), Dâru’l-Menâr, Yye., 2008, s. 91; Dâvud, a.g.e., s. 184.
191 eş-Şîrâzî, a.g.e., IV, 9-10.
192 İbn Âşûr, a.g.e., VII, 126-127.
22
.189
u âyette
münasebet
, bu ikisinin bir cisim v
zulumât ve nur ifadelerinin
zulumât ve nur ifadelerinin
müntesiptir
, bu ikisininve
birsemâvât
cisim ve ve arz kelimeleri. Zulumât
ve arz ifadelerinden sonra gelmesiyle
lumât ve nur semâvât
ifadelerinin
semâvât ve arz ifadelerinden
sonra
ve semâvât190 ve arz kelimeleri
zulumât
vegelmesiyle
nur ifadelerinin
bu ikisinin
tebeî
zulumât ve nur kelimeleri
fiilinin araz ve halk
emâvât ve arz kelimeleri
zulumât
ve ve
nurarzkelimeleri
fiilinin
semâvât ve arz ifadelerinden sonra
gelmesiyle ve
semâvât
kelimeleri
190
192
tebeî
halk
,
, bu
mahlûku
bilinir.
fiilinin
“CA’L” KÖKÜNÜN KUR'ÂN-I KERÎM’DE KULLANILAN MANALARI
85
192
zulumât ve nurbilinir.
kelimeleri
fiilinin
mahlûku
özellikleriyle
Bu yüzden
nur ve zulmet,
iki hâ
,
,
bilinir.192
191 Çünkü
Bu yüzden nur ve zulmet,
iki hâl olunca, bu
,
,
Benzer
bir
kullanım,
insanın
ve
ondan
eşinin
yaratılması
anlatılırken
A’râf
sûresinde
191 Çünkü
,
mahlûk
müntesiptir
Sizi tek bir candan yaratan ve sonra da ondan
huzur bulsun
Sizi tek
bir candan yaratan ve sonra da ondan
huzur
bulsun
geçmektedir:
“Sizi
tek
bir
candan
yara193
müntesiptir
z
diye bulsun
.
an
huzur
193
193
diye
. bulsun diye
ve sonra
ondanveyanında
huzur
eşini
yaratan
O’dur.”
Görüldüğü
Sizi tan
tek bir
candanda
yaratan
sonra da
ondan
huzur
bulsun
zulumâtvevearz
nurifadelerinden
ifadelerinin sonra gelmesiyle ve
semâvât
gibi burada zevcenin
yaratılması anlatılırken “ca’l” fiili kullanılmıştır. Çünkü kadının
diye
. 193
semâvât ve arz ifadelerinden sonra gelmesiyle ve semâvât ve arz kelimeleri
zulumât
ve nur kelimeleri
yaratılması
erkeğin yaratılmasından sonra olmuştur. Bundan dolayı bu ayetin
devamında
192 fiilinin
zulumât
ve nur kelimeleri
bilinir.
ifadesiifadesi
g
Bununla
birlikte,birlikte,
gelmiştir.
Bununla
“halk” daha umumidir.
Bu
yüzden “halk”
ifadesi
g
Bununla
birlikte,
192
194
194194
194
194
194
194
bilinir.
, fiilinin o
,194194194Fakat
Fakat
Fakat
Fakat
Fakat
Fakat
Fakat
Fakat
Fakat
Fakat
fiili, zatların
(bizzat
varlıkların)
yaratılmasını anlatmaya daha uygun iken, “ca’l”
,
ifadesi
g
Bununla
birlikte,
195
195
195 195
195
195
195
195
195
195
varlıklardaki
arazları,
halleri
ve
yaratma
için kullanılması daha uygundur.194
, düzenleri
iken,
mesi
esi
mesi
elimesi
kelimesi
kelimesi
kelimesi
de
kelimesi
kelimesi
de
kelimesi
de
herhangi
herhangi
de
herhangi
dede
herhangi
de
herhangi
de
de
herhangi
de
herhangi
herhangi
bir
herhangi
bir
herhangi
bir
karineyle
karineyle
bir
karineyle
birbir
karineyle
bir
karineyle
bir
bir
karineyle
bir
karineyle
karineyle
karineyle
bu
karineyle
bu
bu
manaya
manaya
bu
manaya
bubu
manaya
bu
manaya
bu
bu
manaya
bu
manaya
gelebilmektedir.
manaya
manaya
gelebilmektedir.
manaya
gelebilmektedir.
gelebilmektedir.
gelebilmektedir.
gelebilmektedir.
gelebilmektedir.
gelebilmektedir.
gelebilmektedir.
gelebilmektedir.
iken,
, Fakat yukarıda
da
ifade
de
herhangi
bu manaya
Sizi tek bir
bir karineyle
candan yaratan
ve sonra da on
Beydâvî
Beydâvî
Beydâvî
Beydâvî
Beydâvî
Beydâvî
Beydâvî
Beydâvî
Beydâvî
Beydâvî
ise
ise
ise
bu
bu
ise
bu
ise
âyette
ise
âyette
ise
bu
âyette
ise
bu
ise
ise
bu
âyette
bu
âyette
bu
bu
âyette
bu
âyette
âyette
âyette
âyetteedildiği gibi “halk” kelimesi
anlatmak
anlatmak
anlatmak
anlatmak
anlatmak
anlatmak
anlatmak
anlatmak
anlatmak
anlatmak
195
iken,
gelebilmektedir.
193
196
196
196
196
196
196
196
196
196
196
Sizi tek bir candan yaratan ve ,sonra
da
huzur bulsun
diye
.
için
iniçin
için
için
için
fiilinin
için
fiilinin
fiilinin
fiilinin
fiilinin
fiilinin
fiilinin
fiilinin
fiilinin
fiilinin
,bu
,bu
bu
,ikisinin
ikisinin
,bu
ikisinin
,bu
,bu
,ikisinin
bu
,ondan
bu
ikisinin
,bu
ikisinin
bu
ikisinin
ikisinin
ikisinin
ikisinin
193
197
197
197
197
197
197
197
197
197
197
. “nûr”buradaki
endi
kendi
di
i kendi
kendi
kendi
kendi
kendi
kaim
kaim
kaim
kaim
kaim
kaim
kaim
kaim
kaim
kaimdiye göstermektedir.
göstermektedir.
göstermektedir.
göstermektedir.
göstermektedir.
göstermektedir.
göstermektedir.
göstermektedir.
göstermektedir.
göstermektedir.
buradaki
buradaki
buradaki
buradaki
buradaki
buradaki
buradaki
buradakiyaratılışını anlatmak için “ca’l”
Beydâvî’ye
göre
ise
bu âyette
veburadaki
“zulumât”ın
187
196
a.g.e.,
s.
601.
198
198
198
198
198
198
198
198
198
198
fiilinin
kullanılması,
seneviyye’nin
iddia
ettiğinin
aksine, bu ikisinin kendi başına kaim
en
fiilinden
den
en
linden
fiilinden
fiilinden
hareketle,
fiilinden
hareketle,
fiilinden
hareketle,
fiilinden
hareketle,
hareketle,
hareketle,
hareketle,
hareketle,
hareketle,
hareketle,
Maniheistlerin
Maniheistlerin
Maniheistlerin
Maniheistlerin
Maniheistlerin
Maniheistlerin
Maniheistlerin
Maniheistlerin
Maniheistlerin
Maniheistlerin
187
188 ezs.197601.
el, II, 3;a.g.e.,
er-Râzî,
a.g.e.,
a.g.e., VII, 126-127.
olamayacağını
Elmalılı
da buradaki
“ca’l”
fiilinden
Manihe188göstermektedir.
189
ezel, II, 3; er-Râzî,
a.g.e.,
VII, 126-127.
ifadesi
ga.g.e.,hareketle,
Bununla
birlikte,
a.g.e.,
III,
1866-1867.
187
a.g.e.,198
s. 601. 189
a.g.e., VII, 126-127.
190
a.g.e.,
III,
1866-1867.
istlerin
kabul
ettiği
gibi,
zulmet
ve
nurdan
birisinin
şerrin
yaratıcısı,
diğerinin
hayrın
-Meânî
fî
188 ezifadesi
g
Bununla
birlikte,
el,
II,
3;
er-Râzî,
a.g.e.,
a.g.e.,
VII,
126-127.
mümkün
mkün
mümkün
kün
ün
mümkün
mümkün
mümkün
mümkün
mümkün
, , -Menâr,
, , , , , Yye.,
,, , 2008, s.
190
-Meânî fî
(Thk.
Muhammed
189
yaratıcısı
iki-Mesânî,
mebdei
evvel
olmalarının
mümkün
olmadığını,
aksine-Menâr,
bu ikisinin
göklerin
a.g.e.,
III, 1866-1867.
-Meânî
fî
199
199
199
199
199
199
199
199
199
199
-Mesânî,
(Thk.
Muhammed
Yye., 2008, s.
,
91;
Dâvud,
a.g.e.,
s.
184.
iken,
tâli,
tâli,nisbî
tâli,
nisbî
tâli,
nisbî
tâli,
tâli,
nisbî
tâli,
tâli,
ve
nisbî
tâli,
ve
nisbî
ve
nisbî
izafi
nisbî
nisbî
izafi
ve
nisbî
izafi
veve
izafi
ve
birer
ve
izafi
birer
ve
birer
izafi
ve
izafi
izafi
birer
izafi
hâdise
izafi
birer
hâdise
birer
hâdise
birer
birer
birer
hâdise
birer
hâdise
hâdise
hâdise
hâdise
hâdise
hâdise
Çünkü
Çünkü
Çünkü
Çünkü
Çünkü
Çünkü
Çünkü
Çünkü
Çünkü
Çünkü
190 tâli,
-Meânî
fî
-Menâr, Yye.,
2008,
s.
ve yerin
zımnında
mec’ulî,
(var
edilmiş)
tâli,
nisbî
ve
izafi
birer
hâdise
olduğunu
ifade
191
91;9-10.
Dâvud, a.g.e., s. 184.
- iken,
a.g.e.,
IV,
-Mesânî,
(Thk.191Muhammed
-Menâr,
Yye.,
2008, s.
(intisâb)
(intisâb)
(intisâb)
(intisâb)
(intisâb)
(intisâb)
(intisâb)
(intisâb)
(intisâb)
(intisâb)
199a.g.e.,
192
a.g.e.,
IV,
9-10.
VII, 126-127.
etmiştir.
Çünkü
yukarıda da ifade edildiği gibi “ca’l lafzında ‘tazmîn/tazammun”
91; Dâvud,
a.g.e., s. 184.
192
193
a.g.e.,
VII,
126-127.
200
200
200 200
200200
200
200
200
200
,(intisâb)
, ,a.g.e.,
, , ,IV,
, ,,manası
,9-10. 193 olduğundan,
kâim
kâim
kâim
kâim
kâim
kâim
kâim
kâim
kâim
kâim
191
mec’ûl
kendi
başına kâim olamaz.”200
192
Sizi
a.g.e., VII, 126-127.
193Nahl
Nahl
Nahl
Nahl
78
Nahl
78
Nahl
78
Nahl
Nahl
Nahl
78
Nahl
7878
78
78
78
78
Nahl 78
Sizi
“Ca’l”
fiilinin
188
187
ez-
Sizi
a.g.e., s. 601.
el, II, 3; er-Râzî, a.g.e.,
a.g.e., s. 601. manasında kullanıldığı
Nahl
Nahl
Nahl
Nahl
Nahl
Nahl
Nahl
Nahl
Nahl
Nahl
“yaratma”
âyetlerden
de Nahl sûresinde
189
a.g.e.,birisi
III, 1866-1867.
el, II, 3; er-Râzî, a.g.e.,
a.g.e.,
VII,
126-127.
187
188
esinde
sinde
ûresinde
sûresinde
nde
sûresinde
sûresinde
sûresinde
sûresinde
sûresinde
geçmektedir:
geçmektedir:
geçmektedir:
geçmektedir:
geçmektedir:
geçmektedir:
geçmektedir:
geçmektedir:
geçmektedir:
geçmektedir:
189
geçmektedir:
a.g.e., III, 1866-1867.
ez-
“Şükredesiniz diye sizin için (bedenin
190
-Mesânî, (Thk. Muhammed
-Meânî fî
devamı olarak) kulaklar, gözler vekulaklar,
kalpler
yarattı”
kulaklar,
kulaklar,
kulaklar,
kulaklar,
kulaklar,
kulaklar,
kulaklar,
kulaklar,
gözler
kulaklar,
gözler
gözler
gözler
gözler
gözler
ve
gözler
ve
gözler
gözler
ve
gözler
ve
veve
ve
ve
ve
ve a.g.e., s. 184.
91;
Dâvud,
190
201
201
201 201
201201
201
201
201
201
-Mesânî, (Thk. Muhammed
201
191
-
-Menâr, Yye., 2008, s.
a.g.e., IV, 9-10.
91; Dâvud,
184.bir mef ’ûl202 aldığından
Bu 191
âyette
geçena.g.e.,
fiils.de
“yaratma”
manasına gel192 dolayı a.g.e.,
VII, 126-127.
-fiil
a.g.e.,
202
2029-10.
202
202202
202
202
202
202
Bu
Bu
Buâyette
Bu
âyette
Bu
âyette
Bu
Bu
âyette
Bu
Bu
âyette
Bu
âyette
geçen
âyette
geçen
âyette
âyette
geçen
âyette
geçen
geçen
geçen
fiil
geçen
fiil
geçen
geçen
fiil
geçen
de
fiil
de
fiil
de
fiil
de
fiil
de
fiilfiil
de
de
de
de
de 202IV,
193
23
192
a.g.e., VII, 126-127.
23
203
203
203
203
203
203
203
203
203
203
. 193
. . .189.
.. . Benzer bir kullanım Zümer sûresinde de bulunmaktadır:
193. . .7. A’râf,
candan yarattı sonra nodan da23
eşini yarattı.” Bkz. 39. Zümer, 6.
____________________________________________________________________________________
Sizi
Sizi
“Sizi tek bir
194 İbn Âşûr, a.g.e., VII, 126-127.
195 Ebû Zehra, a.g.e., V, 2431.
194
4 194
194
194
194
194
196
Seneviyye,
âlemi, “nûr” ve “zulmet” diye iki ezelî aslın yaratıp yönettiğine inanan din veya mezheplere, İslâm kaynaklaa.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
VII,
a.g.e.,
VII,
a.g.e.,
VII,
a.g.e.,
126-127.
a.g.e.,
a.g.e.,
126-127.
VII,
a.g.e.,
126-127.
VII,
VII,
126-127.
VII,
VII,
126-127.
VII,
126-127.
VII,
126-127.
126-127.
126-127.
126-127.
195
195
195
195
195
rında
verilen
isimdir. Ayrıntılı bilgi için bkz. el-Mâturîdî, Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd, Kitâbu’tEbû
bû
û5 195
Zehra,
Ebû
Zehra,
Ebû
Zehra,
Ebû
Ebû
Zehra,
Ebû
Ebû
Zehra,
a.g.e.,
Ebû
a.g.e.,
Zehra,
a.g.e.,
Zehra,
Zehra,
Zehra,
a.g.e.,
Zehra,
V,
a.g.e.,
V,
a.g.e.,
V,
2431.
a.g.e.,
2431.
a.g.e.,
a.g.e.,
2431.
V,
a.g.e.,
V,
2431.
V,V,
2431.
V,
2431.
V,2431.
V,
2431.
2431.
2431.
196
6 196
196
196
196
196
Tevhîd, (Thk. Bekir Topaloğlu, Muhammed Aruçi), İSAM Yayınları, Ankara, 2005, s. 57; eş-Şehristânî, Ebu’l-Feth
Muhammed b. Abdulkerîm, el-Milel ve’n-Nihal, (Tsh.
Ahmed
Fehmî
Muhammed),
-Mâturîdî,
-Mâturîdî,
-Mâturîdî,
-Mâturîdî,
-Mâturîdî,
-Mâturîdî,
-Mâturîdî,
Ebû
-Mâturîdî,
-Mâturîdî,
Ebû
-Mâturîdî,
EbûEbû
Ebû
Ebû
Ebû
Ebû
Ebû
Ebû Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût,
2009,
s.b.b.
268.
Mansûr
ansûr
nsûr
Mansûr
Mansûr
Muhammed
Mansûr
Mansûr
Muhammed
Mansûr
Muhammed
Mansûr
Mansûr
Muhammed
Muhammed
Muhammed
Muhammed
Muhammed
Muhammed
Muhammed
b.b.b.
Muhammed
Muhammed
b.
Muhammed
b.Muhammed
b.b.
Muhammed
Muhammed
Muhammed
b.Muhammed
Muhammed
Muhammed
b.b.b.
Mahmûd,
Mahmûd,
b.
Mahmûd,
b.Mahmûd,
b.b.
Mahmûd,
b.b.
Mahmûd,
Mahmûd,
b.Mahmûd,
Mahmûd,
Mahmûd,
-Tevhîd
-Tevhîd
-Tevhîd
-Tevhîd
-Tevhîd
-Tevhîd
-Tevhîd
-Tevhîd
-Tevhîd
-Tevhîd
197 el-Beydâvî, a.g.e., I, 294.
- - - - - - - -- -Feth
-Feth
-Feth
-Feth
-Feth
-Feth
-Feth
-Feth
-Feth
-Feth
23
kurucusu
Mânî’dir.
Muhammed
uhammed
hammed
Muhammed
Muhammed
Muhammed
Muhammed
Muhammed
Muhammed
Muhammed
b.b.b.
Abdulkerîm,
Abdulkerîm,
Abdulkerîm,
b.b.198
Abdulkerîm,
b.b.
Abdulkerîm,
b.Abdulkerîm,
b.Abdulkerîm,
b.Maniheizm’in
Abdulkerîm,
Abdulkerîm,
Abdulkerîm,
el-el-el- el-el-elel-elel-Nihal
el-Nihal
-Nihal
-Nihal
-Nihal
-Nihal
-Nihal
-Nihal
-Nihal
-NihalBu inanca göre âlem iki ezeli asıldan
- - - oluşmaktadır.
- - - - -- - Bunlardan birisi “nûr”, diğeri ise
23 Ayrıntılı bilgi için bkz. eş-Şehristânî, a.g.e., s. 269; en-Nesefî,
“zulmet”tir. Bunların her ikisi de diridirler, görür ve işitirler.
- - - - - - - -- Ebu’l-Muîn
Meymûn
b.
Muhammed,
Tebsiratu’l-Edille
fî Usuli’d-Dîn, (Thk. Hüseyin Atay), Ankara, 1993, I, 132; Bolay,
197
7
197
197
197
197
197
Beydâvî,
el-Beydâvî,
-Beydâvî,
el-Beydâvî,
el-Beydâvî,
el-Beydâvî,
el-Beydâvî,
el-Beydâvî,
el-Beydâvî,
a.g.e.,
el-Beydâvî,
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
I,a.g.e.,
I,a.g.e.,
294.
I,a.g.e.,
294.
a.g.e.,
294.
a.g.e.,
I,a.g.e.,
I,294.
I,294.
I,294.
I,294.
I,294.
I,294.
294.
Süleyman Hayri, Felsefî Doktrinler ve Terimler Sözlüğü, Akçağ Yayınları, Yye., 1999, s. 299.
198
8 198
198
198
198
198
199 Yazır, a.g.e., III, 1866-1867.
200 el-Bikâî, a.g.e., VII, 4.
- - - - - - - -- a.g.e.,
- a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
s.a.g.e.,
s.a.g.e.,
s.269;
a.g.e.,
a.g.e.,
269;
a.g.e.,
s.
269;
s.269;
ens.s.
en269;
s.
ens.
269;
269;
s.269;
en269;
en269;
enenenenen- -Muîn
-Muîn
-Muîn
-Muîn
Meymûn
-Muîn
Meymûn
-Muîn
Meymûn
-Muîn
-Muîn
-Muîn
Meymûn
-Muîn
Meymûn
Meymûn
Meymûn
b.Meymûn
b.Meymûn
b.
Meymûn
b.b.b.b.b.b.b.
201 16. Nahl, 78.
Muhammed,
uhammed,
hammed,
Muhammed,
Muhammed,
Muhammed,
Muhammed,
Muhammed,
Muhammed,
Muhammed,- - - - - - - -- - -Dîn,
-Dîn,
-Dîn,
-Dîn,
(Thk.
-Dîn,
(Thk.
(Thk.
-Dîn,
-Dîn,
-Dîn,
(Thk.
-Dîn,
Hüseyin
-Dîn,
(Thk.
Hüseyin
(Thk.
Hüseyin
(Thk.
(Thk.
(Thk.
Hüseyin
(Thk.
Hüseyin
Hüseyin
Atay),
Hüseyin
Atay),
Hüseyin
Hüseyin
Atay),
Hüseyin
Atay),
Ankara,
Atay),
Ankara,
Atay),
Ankara,
Atay),
Atay),
Atay),
Ankara,
Atay),
Ankara,
Ankara,
1993,
Ankara,
1993,
Ankara,
1993,
Ankara,
Ankara,
1993,
I,1993,
I,1993,
132;
I,1993,
132;
1993,
132;
1993,
I,1993,
I,132;
I,132;
I,I,132;
I,132;
I,132;
132;
132;
202 el-Âlûsî, a.g.e., XIV, 592.
Bolay,
olay,
ay,Bolay,
Bolay,
Süleyman
Bolay,
Süleyman
Bolay,
Süleyman
Bolay,
Bolay,
Bolay,
Süleyman
Süleyman
Süleyman
Süleyman
Süleyman
Hayri,
Süleyman
Hayri,
Süleyman
Hayri,
Hayri,
Hayri,
Hayri,
Hayri,
Hayri,
Hayri,
Hayri,
999,
99,
1999,
1999,
s.1999,
s.299.
1999,
s.1999,
299.
1999,
299.
1999,
s.1999,
s.299.
s.299.
s.s.
299.
s.299.
s.299.
299.
299.
199
9 199
199
199
199
199
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e.,
III,
a.g.e.,
III,
a.g.e.,
III,
a.g.e.,
1866-1867.
a.g.e.,
1866-1867.
a.g.e.,
III,
1866-1867.
a.g.e.,
III,1866-1867.
III,
III,
1866-1867.
III,
III,
1866-1867.
III,
1866-1867.
1866-1867.
1866-1867.
1866-1867.
200
0-Bikâî,
200
200
200
200
200
Bikâî,
el-Bikâî,
el-Bikâî,
el-Bikâî,
el-Bikâî,
a.g.e.,
el-Bikâî,
a.g.e.,
el-Bikâî,
a.g.e.,
el-Bikâî,
el-Bikâî,
a.g.e.,
VII,
a.g.e.,
VII,
a.g.e.,
VII,
a.g.e.,
4.
a.g.e.,
a.g.e.,
4.
VII,
a.g.e.,
4.
VII,
VII,
4.
VII,
VII,
4.VII,
4.
VII,
4.4.4.4.
201
1 Nahl,
201
201
201
201
201
6.
16.
Nahl,
16.
Nahl,
16.
16.
Nahl,
78.
16.
Nahl,
78.
16.
16.
78.
Nahl,
16.
Nahl,
Nahl,
78.
Nahl,
Nahl,
78.
78.
78.
78.
78.
78.
202
2 202
202
202
202
202
204
âyette de
Yıl:
2015/2
|
Sayı:
44
|
Yrd.
Doç.
Dr.
Zeki
HALİS
204
204
âyette de ây âyette de
ây
ây
âyette de 203
âyette
de 9. âyetle Mülk204suresi 23. âyette204de “ca’l” fiili benzer şekilde
mektedir. Secde
suresi
204
ây
205 suresi 78. âyetteki kullanım da yukarıdaki âyetlerdeki “ca’l”
gelmiştir.204 AyrıcaâyMü’minûn
86
205
6
ki âyetlerde
fiilinin “yaratma”205manasına geldiğine
delalet etmektedir:
205
gözleri ve gönülleri
yaratandır.
Ne de az
demektir.206“O, sizin için kulakları,
Nahl, Secde
ve Mülk
204
205
205
âyette
de
şükrediyorsunuz!”
Görüldüğü
205gibi bu âyette kulak, göz ve kalplerin yaratılması
206
demektir.206 sûresindeki
Nahl, Secde veNahl,
MülkSecde ve Mülk
demektir.
âyetlerde
ây
anlatılırken
“inşâ” kelimesi kullanılmıştır. “İnşâ” ise “yaratma” demektir.206 Dolayısıyla
sûresindeki âyetlerde
sûresindeki
âyetlerde
yukarıda206ifade edilen,
Nahl,
Secde ve Mülk sûresindeki
“ca’l”
demektir.
Nahl, Secdeâyetlerde
ve Nahl,
Mülkkullanılan
demektir.206
Secde ve Mülk
fiillerine “yaratma”
manası
Enbiyâ
30 vermek uygun olacaktır.
sûresindeki âyetlerde
Secde ve Mülk
sûresindekiNahl,
âyetlerde
Enbiyâ 30 205
Enbiyâ 30
Enbiyâ 30
de
de
de
Enbiyâ
sûresinde geçen
bu âyettir:
“Ca’l”
fiilinin
manasında
kullanıldığı
206
Enbiyâ
30 “yaratma”
demektir.
Nahl,âyetlerden
Secde vebirisi
Mülkde Enbiyâ sûresinde
Enbiyâ
30
Enbiyâ
sûresinde
geçen
bu
âyettir:
Enbiyâ sûresinde geçen bu âyettir:
geçen
bu âyettir:
sûresindeki
âyetlerde
biyâ 30
de
de
“İnkâr edenler, göklerle yer bitişik bir halde iken bizim, onları
birbirinden
Enbiyâ
sûresinde
geçen
bu
âyettir:
de
sûresinde
geçen yarattığımızı
bu âyettir:
207
kopardığımızı veEnbiyâ
her canlı
şeyi sudan
görüp düşünmediler
mi? Yine de
Enbiyâ 30 207
esinde geçeninanmazlar
bu âyettir:
207
mı?”Bu âyette geçen
207
208,
fiili,
e göre
de
208
âyette
geçen
fiili,
e göre
,gelmektedir.
Bu ise
âyette
geçen
fiili,göre
göre
hem
Bu Bu
âyette
geçen
“ca’l”
fiili,
bazı
müfessirlere
“yaratma”,208e209bazılarına
göre 208
ise,
207
Enbiyâ sûresinde
geçen
bu
âyettir:
207
209
209
209 gelmektedir.
hem
gelmektedir.
hem “yaratma”ise
hem
de “tasyîr”ise
manasına
gelmektedir.
“Yaratma”
manasına
gelirse bir
hem
,
208,
207
210
208,
âyette
geçen
fiili,
e
göre
Bu
âyette
geçen
fiili,
e
göre
mef ’ûl,Bu“tasyîr”
manasına
gelirse
iki
mef
’ûl
alır.
210
,
,
209
208
gelmektedir. 209 gelmektedir.
âyette geçen 210
fiili, ise hem
e göre
,
hemyaratma
210
göremanasına
bir alırsa, “her
Zemahşerî ve Ebû
Hayyân’aise
göre
gelir ve bir mef ’ûl
207
209
,
ise hem
gelmektedir.
,
göre “Tasyîr” manasına
birve208iki mef ’ûl alırsa,
canlıyı sudan
yarattık”
şeklinde anlaşılır.
gelir
göre
bir “her
sa, geçen
Tasyîr
Bu âyette
fiili,
e göre
,
210
211
210
, oluşturduk/sudan
canlıyı
canlı
varlık
haline
dönüştürdük”
şeklinde
anlaşılır.
sa, su sebebiyle
Tasyîr
Tasyîr
209 gelmektedir.
ise sa,
hem
göre
bir
Bu âyetteki fiilin, bir mef ’ûl almasından
dolayıgöre
“yaratma” manasına gelmesibiruygun
,
sa,210 Diğer
Tasyîr
göre taraftan
bir ettiği
sa, İbn Âşûr’un da ifade
Tasyîr
olacaktır.
gibi ayette geçen
ifadeden maksat,
204
. Ne
212
Tasyîr
“bir halden başka bir hale dönüştürmek” değil “yaratmak”tır. Çünkü burada varlıkların
204
göre
bir
. Ne
. Ne
205
yaratılmasından
bahsedilmektedir. Bu yüzden buTasyîr
fiili “yaratma” manasında kabul etmek
sa,
206 el-Askerî, el-Lugaviyye, s. 152; ela.g.e.
a.g.e., VIII,
205
doğru
olacaktır.
205
204
204
204 el-Cürcânî, Ali b. Muhammed b. Ali,
el-Askerî, el- 546; -Lugaviyye,
el-Askerî, el-s. 152; el--Lugaviyye,a.g.e.
s. 152; el-
206
____________________________________________________________________________________
206
-
. Ne
-Re
a.g.e. a.g.e., VIII,
-Turâs, . Ne
a.g.e., VIII,
-Bekâ,
a.g.e., s. 163.
203 546;
el-Askerî,
el-Vucûh Ali
ve’n-Nezâir,
s. 159; el-Askerî, el-Furûku’l-Lugaviyye,
s. 154; el-İsfehânî,
s. 101; ez-Zebîdî,
el-Cürcânî,
b. Muhammed
- . Ne
-Turâs,a.g.e.,
546;
el-Cürcânî, b.AliAli,
b. Muhammed
b. Ali, -Re -Re
-Turâs,
207 21.
205
Enbiyâ,
30.a.g.e., XIV,-Bekâ,
a.g.e., XXVIII,
207;
el-Âlûsî,
592; Ebû
Zehra,
a.g.e., VIII, 4230.
205
a.g.e.,
s.
163.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
163.
208
204
206
a.g.e., s.
I,374;
Ahmed
b. a.g.e.
Muhammed,
- VIII,
204
“Sizin
içinEbû
kulaklar,
gözler,
kalpler
yaratmıştır.
Neel-kadar az şükrediyorsu. NeVIII,
206-Lugaviyye,
152; el-Herevî,
ela.g.e.
a.g.e.,
207 el-Askerî,
207
el-Askerî,
-Lugaviyye,
s.Ubeyd
152;
ela.g.e.,
21. Enbiyâ,el-30.el-Ezherî,
21.
Enbiyâ,el30.
nuz!” Bkz:
32. Secde,
Mülk,
23.(Thk.
-Sünne,
Ahmed
Ferîd- b.
el-Mezîdî),
Mektebetu
Mustafa
el-Bâz, -Turâs,
-Reel- - Nizâr
-Turâs,
el-Cürcânî,
Ali9;546;
b.67.
Muhammed
b.Ubeyd
Ali,b. Ahmed
208 546;
208
-Re
el-Cürcânî,
Ali
Muhammed
b.
Ali,
el-Ezherî,
a.g.e.,
I,374;
el-Herevî,
Ebû
Muhammed,
el-Ezherî,
a.g.e.,
I,374;
el-Herevî,
Ebû
Ubeyd
Ahmed
b.
Muhammed,
el, el-Lugaviyye,
s. 152; el-Mekke,
a.g.e.I, 345; el-Begavî,
VIII,
205205 23. Mü’minûn,
78.
1999,
a.g.e.a.g.e.,
a.g.e.
a.g.e., II,
-Bekâ,
a.g.e.,
s. 163.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.Mektebetu
163. el-Bâz,
-Sünne,
(Thk.
Ahmed
Ferîd
el-Mezîdî),
Mektebetu
Nizâr
Mustafa
-Sünne,
(Thk.
Ahmed
Ferîd
el-Mezîdî),
Nizâr
Mustafa
el-Bâz,
l-Cürcânî, Ali b.
Muhammed
b.
Ali,
-Re
-Turâs,
207
20620621.
el-Askerî,
el-Furûku’l-Lugaviyye,
s.
152;
a.g.e.,
s. 494;XVII,
el-Cürcânî, Ali b. Mua.g.e.
56. - a.g.e.,
el-Askerî,
el-I, 345;
s.30.
152; el-İsfehânî,
ela.g.e.a.g.e.,
a.g.e.,VIII,
VIII, 546;
207 -Lugaviyye,
Enbiyâ,
30.
21.s.Enbiyâ,
Mekke,
1999,
el-Begavî,
a.g.e.
a.g.e.İbn Manzûr,
a.g.e.,
II,
Mekke,
1999,
I, 345; el-Begavî,
a.g.e.
a.g.e.
a.g.e.,
II,
-Bekâ,
a.g.e.,
163.
209
208 el-Ezherî,
hammed
b.
Ali,ezKitâbu’t-Ta’rîfât,
Dâru’r-Reyyân
li’t-Turâs,
Medînetu
Sitte
Oktober,
ts., el-Halebî,
s. 56; Ebu’l-Bekâ,
546; el-Cürcânî,
b.
Muhammed
b.
Ali,
-Re
-Turâs,
el,
III,
111;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
VI,
287;
ed-Durra.g.e.,
- s. 163.208Aliel-Ezherî,
a.g.e.,
I,374;
el-Herevî,
Ebû
Ubeyd
Ahmed
b.
Muhammed,
ela.g.e.,a.g.e.
I,374; XVII,
el-Herevî,
Ubeyd
Ahmed
a.g.e.
a.g.e.,
56. Ebûa.g.e.,
XVII,
56. b. Muhammed, elyâ, 30.
207
21.
Enbiyâ,
30.
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
163.
Masûn
-Suûd,
a.g.e.,
IV,
666;
el-Mazharî,
a.g.e.,
VI,
121;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
-Sünne,
(Thk.
Ahmed
Ferîd
el-Mezîdî),
Mektebetu
Nizâr
Mustafa
el-Bâz,
209 ez-Sünne,
(Thk.
Ferîd
el-Mezîdî),
Mustafa
el-Bâz,
el-209 Ahmed
, III,b.111;
Ebû
a.g.e., Ebû
VI,- 287;
el-Halebî,
ed-Durr
-Nizâr
ezel- Hayyân,
, III,Ahmed
Hayyân,
a.g.e.,Mektebetu
VI, 287;ve’s-Sünne,
el-Halebî,
ed-Durr
207 el-Ezherî,
î, a.g.e., I,374;208
el-Herevî,
Ebûa.g.e.,
Ubeyd
Muhammed,
el21. Enbiyâ,
30.
I,374;
el-Herevî,
Ebû
Ubeyd
Ahmed
b.111;
Muhammed,
el-Garîbeyn
fî’l-Kur’ân
(Thk.
Ahmed
47.
Mekke,
1999,
I,XVII,
345;
el-Begavî,
a.g.e.
a.g.e.
- el-Âlûsî,
a.g.e.,
II,
Mekke,
1999,
I, IV,
345;
el-Begavî,
a.g.e.
a.g.e.
- el-Âlûsî,a.g.e.,
II,
Masûn
-Suûd,
a.g.e.,
666;
el-Mazharî,
a.g.e.,
VI,
121;
a.g.e.,
Masûn
-Suûd,
a.g.e.,
IV,
666;
el-Mazharî,
a.g.e.,
VI,
121;
a.g.e.,
-Sünne, (Thk. 208Ahmed
Ferîd
el-Mezîdî),
Mektebetu
Nizâr
Mustafa
el-Bâz,
el-Ezherî,
I,374; el-Herevî,
210a.g.e.,
Ebû, a.g.e.,
Ubeyd
Ahmed
b.
Muhammed,
el-VI, 287;
Ferîd
el-Mezîdî),
Mektebetu
Nizâr
Mustafa
el-Bâz,
Mekke,
1999,
I, 345;
el-Begavî,
a.g.e.,el-Halebî,
s. -834; İbn edCüzey, a.g.e.,
II, 35;
ezelIII,
111;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
a.g.e.
XVII,
56.
a.g.e.
a.g.e.,
XVII,
56. el-Bâz,
XVII,a.g.e.
47.
XVII,
47.
1999, I, 345; el-Begavî,
a.g.e.
- XVII,
a.g.e.,
II, 287;
-Sünne,
(Thk.
Ahmed
Ferîd
el-Mezîdî),
Mektebetu
Nizâr
Mustafa
eş-Şirbînî, a.g.e.,
II,209557;
İbn
Manzûr,
a.g.e.,
II,147;
İbn
Âşûr, VI,
a.g.e.,
XVII,
56.
209
Masûn,
VIII,
149;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
47.
el,, III,
111;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
el-Halebî,
ed-Durr
210 ez210 ezezel,
III,
111;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
VI,II,
287;--el-Halebî,
el-Halebî, eded-Durr - ezelIII,
111;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
VI,
287;
el-Halebî,
edel,
III,
111;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
VI,
287;
Mekke,
1999,
I,
345;
el-Begavî,
a.g.e.
a.g.e.
a.g.e.,
a.g.e. 209 Masûn
a.g.e.,
XVII,-Suûd,
56.111;a.g.e.,
ez-Zemahşerî,
el-Keşşâf,
III,
Ebû Hayyân,
a.g.e.,
VI, 287; el-Halebî,
VIII, 149; Ebu’s-Suûd,
a.g.e.,
IV,
666;
el-Mazharî,
a.g.e.,
VI,ed-Durru’l-Masûn,
121; el-Âlûsî,a.g.e.,
a.g.e.,
-Suûd,
a.g.e.,
IV,
666;
el-Mazharî,
VI, 121; el-Âlûsî, a.g.e.,
Masûn
Masûn,
VIII,
149;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
XVII,
47.
Masûn,
VIII,
149;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
47.
a.g.e.
a.g.e.,
XVII,
56. XVII,
el, III,
111;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
VI,
287;
el-Halebî,
ed-Durr
IV,
666;
el-Mazharî,
a.g.e.,
VI,
121;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
XVII,
47.
XVII,
47.
209
XVII,
47.111;
ezel-el-Mazharî,
, III,
a.g.e.,
VI, el-Halebî,
287; el-Halebî,
ed-Durr - VIII, 149; el-Âlûsî, a.g.e.,
-Suûd,
a.g.e., IV, 666;
a.g.e.,
VI, Hayyân,
121;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
210
ez-Zemahşerî,
el-Keşşâf,
III,
EbûEbû
Hayyân,
a.g.e.,
VI, 287;
ed-Durru’l-Masûn,
210
ezel- 210
, III,111;
111;
Hayyân,
VI,
el-Halebî,
ez--Suûd,
el- 666;
, III,a.g.e.,
111;a.g.e.,
Ebû287;
Hayyân,
a.g.e.,edVI, 287;- el-Halebî, edMasûn
a.g.e.,Ebû
IV,
el-Mazharî,
VI,
121;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
XVII,
47.
Masûn,
VIII, 149; el-Âlûsî,
a.g.e.,
XVII,
47.
XVII,
47.
Masûn,
VIII,
149;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
XVII,
47.
211
el-Keşşâf,a.g.e.,
III, 111;VI,Ebû
Hayyân,
a.g.e., VI,
el, 210
III,ez-Zemahşerî,
111; Ebû Hayyân,
287;
el-Halebî,
ed- 287. ez-Âşûr, a.g.e., XVII,
el- 56., III, 111; Ebû Hayyân, a.g.e., VI, 287; el-Halebî, ed212a.g.e.,
İbn XVII,
VIII, 149; el-Âlûsî,
47.
Masûn, VIII, 149; el-Âlûsî, a.g.e., XVII, 47.
25
“CA’L” KÖKÜNÜN KUR'ÂN-I KERÎM’DE KULLANILAN MANALARI
87
“Ca’l” kökü, buraya kadar zikrettiğimiz âyetler dışındaki birçok âyette de “yaratma”
manasına gelmektedir. Mesela En’âm, 6/97,213 A’râf, 7/189,214 Yûnus, 10/67,215 Ra’d,
13/3,216 Hicr, 15/16,217 Nahl, 16/72,218 Furkân, 25/61,219 Neml, 27/86,220 Kasas, 28/73,221
Secde, 32/8,222 Secde, 32/9,223 Ahzâb, 33/4, 224 Zümer, 39/6,225 Zuhruf, 43/12,226 Vâkıa,
56/73,227 Mürselât, 77/27,228 Nebe’, 78/13229 ve Beled, 90/8230 âyetleri, “ca’l” fiilinin
2.3. kullanıldığı
Vasfetme/Niteleme
“yaratma” manasında
âyetlerden bazılarıdır.
2.3.
Vasfetme/Niteleme
2.3. Vasfetme/Niteleme Manasında
Kullanımı
,
“Ca’l” kökünün Kur’ân-ı Kerîm’de- kullanılan manalarından birisi de “vasfetme”
dir.
231
,
,
Bu çalışmada “vasfetme”
manasında kullanılan “ca’l” fiili, “niteleme”, “kılma”
ve
231
231
,
“koşma” manalarında tercüme edilecektir.
En’âm 100
kökünün
bu âyettir:
kökünün
“Ca’l” kökünün “vasfetme”
manasında kullanıldığı âyetlerden birisi En’âm sûresindeki
bu âyettir:
bu âyettir:
“Cinleri
Allah’a ortak koştular. Oysaki onları da Allah yaratmıştı. Bilgisizce O’na oğullar ve
232
kızlar yakıştırdılar. Hâşâ! O, onların ileri sürdüğü vasıflardan
uzak ve yücedir.”232
____________________________________________________________________________________
233
232
234
235
213 es-Sa’lebî, a.g.e.,, IV, 172; et-Tûsî, a.g.e., IV, 212; el-Begavî, a.g.e., s. 434; et-Tabersî, a.g.e., IV, 91; İbnu’l-Cevzî, Zâdu’l234 I, 379; el-Halebî,
235 ed-Durru’lMesîr, s. 456; el-Kurtubî, a.g.e., VII, 38-39; el-Beydâvî, a.g.e., I, 314;
en-Nesefî, a.g.e.,
, 233
Masûn, V, 65; el-Hâzin, a.g.e., II, 139.
, el-Begavî, a.g.e., s. 505; ez-Zemahşerî, el-Keşşâf,
214 Mukâtil, Tefsîru Mukâtil b. Süleymân, I, 428; es-Sa’lebî, a.g.e., IV, 314;
II, 3; et-Tabersî, a.g.e., IV, 301; el-Hâzin, a.g.e., II, 280; Tefsîru’l-Celâleyn, s. 175; Ebu’s-Suûd, a.g.e., III, 283; es-Sebt,
a.g.e., IV, 1749-1750.
vasfettiklerinden
uzak ve yücedir
215 Ebu’s-Suûd, a.g.e., III, 522; el-Âlûsî, a.g.e.,
XI, 200.
216 Tefsîru’l-Celâleyn, s. 249; eş-Şirbînî, a.g.e.,
II,
163.
vasfettiklerinden uzak 236
ve Çünkü
yücedirâyette
217 Ebû Hayyân, a.g.e., V, 437; Ebu’s-Suûd, a.g.e., IV, 285; el-Âlûsî, a.g.e., XIV, 361.
236 Çünkü âyette
218 Mekkî b. Ebî Tâlib, a.g.e., VI, 4042; el-Kurtubî, a.g.e., X, 116; Ebû Zehra,
a.g.e., ,VIII, 4220.
219 es-Semerkandî, a.g.e., II, 465.
,
220 es-Sa’lebî, a.g.e., VII, 226; el-Begavî, a.g.e., s. 970; el-Hâzin, a.g.e., III, 354; el-Mazharî, a.g.e., VII, 142.
221 İbn Kesîr, Muhtasar Tefsîr İbn Kesîr, III, 22.
ahim 30
222 eş-Şîrâzî, a.g.e., X, 286.
223 el-Hâzin, a.g.e., III, 403.
ahim 30
kökününAhmed Mustafa, Tefsîru’l-Merâğî, Şeriketu Mektebe ve Matbaa-i Mustafa el-Bâbî,
224 el-Âlûsî, a.g.e., XXII, 190; el-Merâğî,
1946, XXI, 126.
Allah yolundan
kökünün
225 es-Sebt, a.g.e., IV, 1749-1750.
237
Allah
yolundan
226 ez-Zeccâc, a.g.e., IV, 309; İbn Ebî Zemenîn, Ebû Abdullah Muhammed b. Abdullah b. Îsa, Tefsîru
İbn Ebî Zemenîn,
(Thk. Muhammed Hasan Muhammed Hasan İsmail,237Ahmed Ferid el-Mezîdî), Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 2003,
II, 285.
227 el-Begavî,231
a.g.e., s. 1272.
228 el-Kurtubî, a.g.e., XIX, 122.
231
229 el-Kurtubî, a.g.e., XIX, 130; -Ebu’s-Suûd, a.g.e., VI, 457; -Türk
el-Mazharî, a.g.e., X, 141; eş-Şevkânî, a.g.e., s. 1878; el-Âlûsî,
a.g.e., XIX, 266; İbn Âşûr, a.g.e., XXX,- 24.
-Türka.g.e.,a.g.e.,
230 el-Mâturîdî, Te’vîlâtu’l-Kur’ân, XVII, 212; es-Semerkandî,
III, 480.
s. 1102.
- “koş” kökü, “herhangi bir şeyin çifti; bir eşi olanı” manasına gelmektedir. Bu232
231 Divânu Lugati’t-Türk’te
aktarıldığına göre
a.g.e.,
s.
1102.
233 Mukâtil
radan hareketle
makasab.“koş
biçek” yani
“çiftMukâtil
bıçak”b.denilmiştir.
Bkz.
Kaşgarlı
Mahmud,
(HaSüleyman,
Tefsîru
Süleyman,
I, 363
ve el-Vucûh
v Divânu
-Nezâir,Lugatu’t-Türk,
s. 69; el232
zırlayan, Suat Batur),
İnkılâp
Kitabevi,
İstanbul,
2008,
s.
149-150.
“Koşmak”
ise-Nezâir
“izafe etmek, isnat etmek
ve yakıştırmak”
Mâturîdî,
-Kur'ân, V, 160; el-Askerî, el-Cevzî,
233 Mukâtil b. Süleyman, Tefsîru Mukâtil b. Süleyman, I, 363 ve el-Vucûh v
-Nezâir,
s. 69; el- manalarına gelmektedir.
Bkz.
Şemseddin Abdurrahman
Sâmî, a.g.e., s. 1102.
-Ferec
Cemâleddîn
b. Ali b. Muhammed,
Mâturîdî,
-Kur'ân,
V,
160;
el-Askerî,
el-Nezâir
-Cevzî,
232 6. En’âm, 100.
Garîb, (Thk. Ali Hüseyn el-Meârif, Riyad, 1986, I, 164; Okuyan,
-Ferec
Cemâleddîn Abdurrahman b. Ali b. Muhammed,
a.g.e.,
s. 179.
Garîb, (Thk.a.g.e.,
Ali Hüseyn
el-Meârif,
Riyad,
1986,
I,
164;
Okuyan,
s. 650; Ebû Hayyân, a.g.e., IV, 196.
s. 179.
235 a.g.e.,
el-Mâturîdî,
-Kur'ân, V, 160.
234
a.g.e.,
s.
650;
Ebû Hayyân,
236 el-Mâturîdî,
-Kur'ân,
V, 160. a.g.e., IV, 196.
234
235
kökünün
bu âyettir:
bu âyettir:
bu âyettir:
232
88
232
Yıl: 2015/2 | Sayı: 44 | Yrd. Doç. Dr. Zeki HALİS
233
234
232
,
234
235
233
234
Bu âyette geçen “ca’l” fiiline, “vasfetme”,233 “tasyîr”234 ve “söyleme”235 ,gibi manalar
,
verilmiştir. Fakat insanların
cinleri, gerçek manada Allah’ın ortağı yapmaları mümkün
olmadığı için burada “tasyîr” manası değil “vasfetme” manası daha uygun olacaktır.
vasfettiklerinden uzak ve yücedir
vasfettiklerinden
ve yücedir
Diğer taraftan âyetin sonundaki
“Allah,
onların uzak
vasfettiklerinden
236 Çünkü âyette
236
236
uzak
ve yücedir” uzak
ifadesi,
fiile “vasfetme” manası vermeye bir delil sayılabilir.
Çünkü âyette
vasfettiklerinden
ve bu
yücedir
,
Çünkü âyette “Allah, onların
vasfettiklerinden
yücedir” denilerek onların yaptıkları, iş,
236 Çünkü
âyette
“vasfetme” şeklinde ifade edilmiştir.
,
233
235
ahim
30 30
İbrahim
ahim 30
kökünün
“Ca’l” kökünün “vasfetme” manasında kullanıldığı âyetlerden birisi de İbrahim
ahim 30
kökünün
Allah yolundan
sûresinde geçmektedir:
“Allah
yolundan saptırmak için O’na
Allah yolun
kökünün
237
237
eşler koştular.”
237
Allah yolundan 238
238
231
-
238
Yukarıdaki237 âyetlerde olduğu gibi buradaki “ca’l”
fiili de “vasfetme”238 manasına
hiçbir
gelmektedir.
Çünkü bu âyette de231Allah’a ortak koşmaktan bahsedilmektedir. Gerçekte
hiçbir
Allah’ın hiçbir ortağı
olmadığı
halde onlar kendi zihinlerinde ve inanç dünyalarında bu
hiçbirhiçbir
-Türk
-Türk
şekilde tasvir ve
tasavvur
etmektedirler.
238238
238
238
hiçbir
hiçbir
a.g.e., s. 1102.
-Türk
241
-
240
239
hiçbir
a.g.e.,kullanmıştır:
s. 1102.
“nidd” kelimesini
“ca’l” fiiliyle benzer bir şekilde şöyle
241
240
- Şâir Cerîr de
232 239denk mi tutuyorsunuz.
bana
Hâlbuki
Teym,
soylu
birisine denk olamaz 242
233 241
241
240
239
Mukâtil b. Süleyman, Tefsîru
Mukâtil
363 ve el-Vucûh
v bana
-Nezâir,
s. 69; mi
el- tutuyorsunuz.
240
bana
a.g.e.,
1102. 233 I,239
/ b.s.Süleyman,
“Teym’i
bana
denk
Hâlbu-v -Nezâir, s. 6
Mukâtil
b.
Süleyman,
Tefsîru
Mukâtil
b.
Süleyman,
I,
363
ve el-Vucûh
242
Mâturîdî, Hâlbuki-Kur'ân,
160; birisine
el-Askerî,denk
el- olamaz
-Nezâir
-Cevzî,
mi tutuyorsunuz.
Teym,V,soylu
bana
bana
242
242
242Zuhruf-Kur'ân,
denk
mi tutuyorsunuz.
Hâlbuki
Teym,
birisine
denk
olamaz
Mâturîdî,
V, 160; el-Askerî,
el-Nezâir
-C
15 bana
kiTefsîru
Teym,
soylu
birisine
denk
olamaz.”
mi tutuyorsunuz.
Hâlbuki
Teym,
soylusoylu
birisine
denk
olamaz
Cemâleddîn
Abdurrahman
b.
Ali
b. Muhammed,
âtil b. Süleyman, -Ferec
Mukâtil b. Süleyman,
I, 363 ve
el-Vucûh
v -Nezâir, s. 69; el-232
241
241
241
241
240
240
240
240
239
239
239
239
242242
denk
denkmimitutuyorsunuz.
tutuyorsunuz.Hâlbuki
HâlbukiTeym,
Teym,soylu
soylubirisine
birisinedenk
denkolamaz
olamaz
-Ferec
Cemâleddîn
Abdurrahman b. Ali b. Muhammed,
242
(Thk.
el- el-Hâlbuki Teym,-Nezâir
Riyad,
1986,
242I, 164; Okuyan,
denk
miHüseyn
tutuyorsunuz.
soylu-Meârif,
birisine
denk
olamaz
15-Kur'ân,
rîdî,ZuhrufGarîb,
V,Ali
160;
el-Askerî,
-Cevzî,
Garîb,
(Thk.
Ali
Hüseyn
el-Meârif,
Riyad,
1986,
I,
164; Oku
Zuhruf
15
Zuhruf
15
a.g.e.,
Zuhruf
15 s. 179.
Zuhruf
Zuhruf1515
-Ferec
Cemâleddîn
Abdurrahman
b. Ali b. Muhammed,
a.g.e.,- s. 179.
234
Zuhruf
15
a.g.e.,
s.
650;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
IV,
196.
de geçmektedir.
b, (Thk. Ali Hüseyn el-Meârif, Riyad,
I, 164;a.g.e.,
Okuyan,
Zuhruf
sûresinde
âyet,
234 1986,
s. 650;
a.g.e., Bu
IV,
196.
235
de
deHayyân,
“Ca’l” kökünün
“vasfetme”
manasında
kullanıldığı
âyetlerden
birisi
de Zuhruf
de
-Kur'ân, V, 160.
de Ebû
., s. 179. el-Mâturîdî,
de
235
el-Mâturîdî,
-Kur'ân, V, 160.
236 el-Mâturîdî,
uf sûresinde
geçmektedir.
Bu
âyet,
-Kur'ân,
V,
160.
Zuhruf
Zuhruf
sûresinde
sûresinde
geçmektedir.
geçmektedir.
Bu
Bu
âyet,
âyet,
sûresinde
geçmektedir.
Bu âyet,
bir kısım insanların,
Allah’ın kullarından bazılarını
a.g.e.,
s. 650;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
Zuhruf
geçmektedir.
Bu196.âyet,
Zuhruf
sûresinde
geçmektedir.
Bu 236
âyet,el-Mâturîdî,
uf
sûresinde
geçmektedir.
Bu IV,
âyet,
-Kur'ân, V, 160.
237sûresinde
âturîdî,
-Kur'ân, V,bir
160.parçası olarak kabul ettiklerinden
237
nlar,
bahsetmektedir:
Allah’ın
bahsetmektedir:
âturîdî,
-Kur'ân,
V, 160.
bahsetmektedir:
bahsetmektedir:
nlar,
nlar,
etmektedir: a
nlar, O’nun
bahsetmektedir:
“Onlar, kullarından bir kısmını,
cüz’ü kıldılar. Gerçekten insan
243243
bahsetmektedir:
nlar, nlar, bir
etmektedir:
243
apaçık bir
nankördür.”
Bu
Buâyetteki
âyettekifiilin
fiilin
Bu
âyetteki fiilin245245
244244
Bu âyetteki fiilin
244
244
Bu âyetteki
Bu 244
âyetteki
fiilin fiilin
249249
245 , ,
da
da
, , da
nlar,
dada
da
246246
243
243
Bu 243
âyetteki
fiilin
243
da
243
246
247,
,,
,,
,
,
.
248,
250,
251
, I, 363 ve.249
.
,
.,
244 233 Mukâtil
246
248,
Süleyman,
Tefsîru, Mukâtil
b. Süleyman,
el-Vucûh
s. 69; el-Mâturîdî, Te’vîlâtu’l-Kur’ân,
244
245 b.245
246
247, 247
248ve’n-Nezâir,
,
,
249,
250, el-Askerî, el-Vucûh
251
V, 160;
ve’n-Nezâir, s. 161; İbnu’l-Cevzî,
Ebu’l-Ferec Cemâleddîn Abdurrahman b. Ali b. Muhammed,
.
252252
251
anlamak
anlamak
mümkündür.
mümkündür.
Çünkü
âyetin
âyetin haber
haber
249, 249,
250, 250,
. Çünkü
. el-Bevvâb),
27 Ali
Tezkiretu’l-Erîb
fî 251
Tefsîri’l-Garîb,
(Thk.
Hüseyn
Riyad, 1986, I, 164; Okuyan, a.g.e.,
252
252
anlamak
mümkündür.
Çünkü Mektebetu’l-Meârif,
âyetin
haber
252olarak
27
anlamak
mümkündür. Çünkü âye
,,
birbircüzü
cüzü
olarak
s. 179.
,
bir cüzü olarak
İbn Atiyye,ve
a.g.e.,
s. 650;
Ebû
Hayyân, a.g.e.,Çünkü
IV, 196.hepsini,
252234 nitelemekte
nitelemekte
ve
tasvîr
tasvîr
etmektedirler.
etmektedirler.
hepsini,
kendi
kendi
zihin
zihinveve
anlamak
mümkündür.
âyetin
haber
27
,
bir cü
nitelemekteanlamak
ve tasvîr
etmektedirler.
hepsini,
kendi haber
zihin ve
252 235252 el-Mâturîdî,
anlamak
mümkündür.
Çünkü
âyetin
Te’vîlâtu’l-Kur’ân,
V, 160.
mümkündür.
Çünkü
âyetin
haber
. . Çünkü
Çünkü
hakikatte
hakikatte
bir cüzü olarak
hakikatte
236 el-Mâturîdî, Te’vîlâtu’l-Kur’ân, V, 160.. , Çünkünitelemekte
ve tasvîr etmektedirler.
hepsini, kend
,
bir cüzü
,
bir cüzü
olarakolarak
237 238238
14. İbrâhîm, 30.
Mukâtil
Mukâtilb.b.Süleymân,
Süleymân,Tefsîru
TefsîruMukâtil
Mukâtilb.b.Süleymân,
Süleymân,
II,II,191.
191. kendi zihin ve
emekte ve tasvîr
etmektedirler.
hepsini,
.
Çünkü
hakikatte
238
238 Mukâtil
238tasvîr
Mukâtil
b. Süleymân,
Mukâtil
b. hepsini,
Süleymân,
II, 191.
239239
b. Süleymân,Tefsîru
Tefsîru Mukâtil
b. Süleymân,
II,
191. kendi
nitelemekte
ve
etmektedirler.
hepsini,
kendi
zihin
ve
-Hatafâ,
-Hatafâ,
Dîvânu
mekte ve tasvîr
etmektedirler.
zihin
veDîvânu
239
239
-Hatafâ,el-Hatafâ,
Dîvânu Dîvânu Cerîr, Dâru Beyrût, Beyrût,
239 Cerîr
divanında
buBeyrût,
ifade
şeklinde
geçmektedir. Bkz. Cerîr b. Atiyye
. 1986,
Çünkü
Cerîr,
Cerîr,
Dâru
DâruBeyrût,
Beyrût,
Beyrût,
1986,
s.s.129.
129. hakikatte
. 1986,Çünkü
hakikatte
240240
Dâru Beyrût,.Beyrût,
s. 129.
1986,Cerîr,
s. 129.
Çünkü
hakikatte
238 Mukâtil b. Süleymân,
Dîvânu
Dîvânu
Tefsîru Mukâtil b. Süleymân, II, 191.
240
240
Dîvânu Dîvânu Cerîr, s. 129.
240 Bu
kısım
ise
Cerîr divanında
şeklinde geçmektedir.
Bkz., Cerîr b. Atiyye,
Cerîr,
Cerîr,
s.s.129.
129.
239
-Ha
241
Mukâtil
b. Süleymân,
Tefsîru
b. Süleymân,
II, 191.gelmektedir. Bkz. Halîl b. Ahmed,
Cerîr,
s. 129.
ve
veMukâtil
-Ayn,
-Ayn,IV,Kitâbu’l-Ayn,
IV,206.
206.
241 241
ve
kelimeleri
aynı manaya
IV, 206.
38
241
b. Süleymân,
Mukâtil
b. Süleymân,
II, 191.
241 Tefsîru
ve
-Ayn, IV,Beyrût,
206. 1986, s. 129.
ukâtilMukâtil
b. Süleymân,
Tefsîru
Mukâtil
b.
Süleymân,
II,
191.
Cerîr,
Dâru
Beyrût,
242242
-Hatafâ,
Dîvânu
Cerîr
Cerîr
b.
b.
Atiyye,
Atiyye,
Dîvânu
Dîvânu
Cerîr,
Cerîr,
s.
s.
129;
129;
ez-Zeccâc,
ez-Zeccâc,
a.g.e.,
a.g.e.,
I,
I,
99.
99.
242 Cerîr
b. Atiyye, Dîvânu Cerîr, s. 129; ez-Zeccâc, a.g.e., I, 99.
39
242
-Hatafâ,
242
243243
Cerîr
b. Atiyye,
DîvânuDîvânu
43.
43.
Zuhruf,
Zuhruf,
15.
15. Dîvânu Cerîr, s. 129; ez-Zeccâc, a.g.e.,240I, 99. -Hatafâ,
243Beyrût,
43.
Zuhruf,
erîr, Dâru Beyrût,
1986,
s.15.
129.
243
243
244244
43.
Zuhruf,
15.
el-Kurtubî,
el-Kurtubî,
a.g.e.,
a.g.e.,
I,s.I,227-228;
227-228;el-Halebî,
el-Halebî,eded-Masûn,
-Masûn,IX,IX,577.
577.
Dâru Beyrût,
Beyrût,
1986,
129.
erîr, Cerîr,
Dâru Beyrût,
Beyrût,
1986,
s.
129.
244
Cerîr,
244
245245
el-Kurtubî,
a.g.e., I,Tefsîru
227-228;
el-Halebî,
ed-Masûn,
IX,
577. s. 129.
Dîvânu
Mukâtil
Mukâtil
b.b.Süleyman,
Süleyman,
TefsîruMukâtil
Mukâtil
b.b.Süleymân,
Süleymân,
III,
III,187
187veve
el-el-Nezâir,
-Nezâir,s.s.69;
69;
40
245
Dîvânu
245
Mukâtil b. a.g.e.,
Süleyman,
Tefsîru
Mukâtil
b.Tâlib,
Süleymân,
III,241
187
ve
el-Nezâir,
Dîvânu
ve
-A
Semerkandî,
Semerkandî,
a.g.e.,III,III,204;
204;
Mekkî
Mekkî
b.b.Ebî
Ebî
Tâlib,
a.g.e.,
a.g.e.,X,
X,6638;
6638;
Okuyan,
Okuyan,
a.g.e.,
a.g.e.,
s.
s.179.
179. s. 69;
erîr, s. 129.
246246 et-Tabersî,
Semerkandî,
a.g.e.,
III,el-Hâzin,
204;
Mekkî
b. Ebî
Tâlib,
X, 6638; Okuyan, a.g.e., s. 179.
et-Tabersî,
a.g.e.,
a.g.e.,
IX,IX,55;
55;
el-Hâzin,
a.g.e.,
a.g.e.,
IV,IV,
107.
107.a.g.e.,242
Cerîr,
s.
129.
erîr,
s.
129.
246
Cerîr
b.
Atiyye,
Dîvânu
Cerîr,
s.
129;
ez-Zeccâc,
a.g.e.,
I,
99.
246
247247
ve
-Ayn, IV, 206.
et-Tabersî,
IX,
55; el-Hâzin,
el-Halebî,
el-Halebî,
eded-a.g.e.,-Masûn,
-Masûn,
IX,IX,577.
577.a.g.e., IV, 107.
41
243 43.-Ayn,
247
-Ayn,
IV, 206.
247
248248
el-Halebî,
ed-XXVII,
-Masûn,
ve ve
IV,15.
206.
Zuhruf,
er-Râzî,
er-Râzî,
a.g.e.,
a.g.e.,
XXVII,178.
178. IX, 577.
245
246
245
246
250250
251251
____________________________________________________________________________________
246
247
249
250
251
249
250
251
247247
247
247
244
248248
248
248
245
“CA’L” KÖKÜNÜN KUR'ÂN-I KERÎM’DE KULLANILAN MANALARI
89
Bu âyetteki fiilin manası hakkında da çeşitli görüşler serdedilmiştir. “Tesmiye”244,
“vasfetme”,245 “hüküm verme”,246 “tasyîr”247, “kabul etme”248, “inanma”249, “isbat
etme”250, “söyleme”251 bunlardan bazılarıdır.
Bu ayetteki manayı, Süddî, Mücâhid ve Mukâtil b. Süleymân’ın dediği gibi “vasfetme”252
manasında anlamak mümkündür. Çünkü âyetin haberMesela
verdiğimelekleri
şekliyle onlar, Allah’ın
kul-çevirmeye
cinsiyetine
larından bir kısmını, Allah’ın bir cüzü olarakMesela
nitelemekte
ve tasvîr etmektedirler.
Fakat
melekleri
cinsiyetinegüçleri
çevirmeye
asla yetmez.
bunların hepsini, kendi zihin ve inanç dünyalarında yapmaktadırlar. Çünkü hakikatte
güçleri asla yetmez.mümkün
buradaki fiili
böyle bir şey yapmalarına imkân yoktur. Mesela melekleri kadın cinsiyetine çevirmeye
mümkün
. fiili
veyahut kullardan bazılarını buradaki
Allah’ın
çocukları yapmaya güçleri asla yetmez. Dolayısıyla
.
buradaki fiili “vasfetme/tasvîr
etme”
anlamak mümkün olacaktır.
Zuhrufmanasında
19
Zuhruf 19
Zuhruf 19
de yine
de yine
Zuhrufmanasında
sûresinde geçmektedir:
“Ca’l” fiilinin “vasfetme”
kullanıldığı başka bir âyet de yine Zuhruf
Zuhruf sûresinde geçmektedir:
sûresinde geçmektedir:
“Onlar, Rahmân’ın kulları olan melekleri dişi olarak nitelediler. Yoksa onlar
253 yazılacak ve
meleklerin yaratılışlarına mı şahit olmuşlar? Onların bu şahitlikleri
sorguya çekileceklerdir.”253
254
, 253
255
256 254
257
, 255258“vasfetme”,256259“söyleme”,
inanma ve
er
Bu âyette geçen “ca’l” fiiline, “tasyîr”,
“hüküm
verme”,
258
259
260
261
256
257
258
259
260
261
inanmamanalar
ve ve-er
gibi muhtelif
manalarverme” .gibi muhtelif
“tesmiye”, “kavlî tasyîr”, “inanma”
ve “haber
261 gibi muhtelif manalar
rilmiştir.
.
Mesela
göre es-Süddî bu âyette geçen
254
255
260
257
Mesela
göre geçen
es-Süddî
bu fiilinin
âyette “vasgeçen
/nitelemek
.262 Mukâtil b.
Mesela İbn Zemenîn’in
aktardığına göre es-Süddî
bu âyette
“ca’l”
/nitelemek
Süleyman ve es-Semerkandî
de
____________________________________________________________________________________
.262.263Mukâtil
b. ise hem
Mâturîdî
244 el-Kurtubî, a.g.e., I, 227-228; el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn, IX, 577.
Süleyman
ve es-Semerkandî
deve el-Vucûh ve’n-Nezâir, s. 69; Semerkandî,
.263 Mâturîdî
k hemIII,de
.264
245 Mukâtil b. Süleyman,
Tefsîru Mukâtil
b. Süleymân,
187
a.g.e.,ise
III,hem
204;
Mekkî b. Ebî Tâlib, a.g.e., X, 6638;
a.g.e., s. 179.
k Okuyan,
hem
de
Askerî
ve Cevherî
ise
gelmektedir.265 .264
246 et-Tabersî, a.g.e., IX, 55; el-Hâzin, a.g.e., IV, 107.
Askerî veIX,Cevherî
ise
gelmektedir.265
247 el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn,
577.
248 er-Râzî, a.g.e., XXVII, 178.
249 el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn, IX,
577.
253 43. Zuhruf, 19.
250 er-Râzî, a.g.e., XXVII, 178; el-Hâzin,
a.g.e., IV, 107.
254 ezel, II, 3; ela.g.e., VII, 2235.
251 Mekkî b. Ebî Tâlib,253
a.g.e.,
6638.
43.X,Zuhruf,
19.
255 ez-Zeccâc, a.g.e., IV, 310; er-Râzî, a.g.e., XXII, 95 ve XXVII, 180; ela.g.e., XXV,
254Tefsîru
252 Mukâtil b. Süleyman,
Süleymân,, II,
III,3;187
ve’n-Nezâir,
ez- Mukâtil b.elel- ve el-Vucûh
a.g.e.,
VII, 2235.s. 69.
253 43. Zuhruf, 19. 255 ez-Zeccâc,77.
a.g.e., IV, 310; er-Râzî, a.g.e., XXII, 95 ve XXVII, 180; ela.g.e., XXV,
256 Mukâtil
b. Süleyman,
-Kur'ân,
254 ez-Zemahşerî, el-Keşşâf,77.
II, 3; el-Kâsımî,
a.g.e.,
VII, 2235. Tefsîru Mukâtil b. Süleyman, III, 187; el-Mâturîdî,
XIII, 234;
es-Semerkandî,
a.g.e.
a.g.e., II, 287; es255 ez-Zeccâc, a.g.e., IV,
er-Râzî,
a.g.e.,
XXII,
95
ve
XXVII,
180;
el-Merâğî,
a.g.e.,
XXV,
77.
256310;
Mukâtil b. Süleyman, Tefsîru Mukâtil b. Süleyman, III, 187; el-Mâturîdî,
-Kur'ân,
a.g.e.,
VIII, 327-328;
el-Herevî,
a.g.e.,
I, 345; el-Begavî,
a.g.e.,
s.es-Semerkandî,
1164; Okuyan, a.g.e., s.
256 Mukâtil b. Süleyman, Tefsîru
Mukâtil
b. Süleyman,
III,
187;
el-Mâturîdî,
Te’vîlâtu’l-Kur’ân,
XIII,
234;
XIII, 234;
es-Semerkandî,
a.g.e.
a.g.e.,
II, 287;
es179.II, 287; es-Sa’lebî, a.g.e., VIII, 327-328; el-Herevî, a.g.e., I, 345; el-Begavî, a.g.e.,
a.g.e., III, 205; İbn Ebî Zemenîn,
a.g.e.,
a.g.e.,257
VIII,
327-328; el-Herevî, a.g.e., I, 345; el-Begavî, a.g.e., s. 1164; Okuyan, a.g.e., s.
ez-Zeccâc, a.g.e., IV, 310; el-Mâturîdî,
-Kur'ân, XIII, 234; ezels. 1164; Okuyan, a.g.e., 179.
s. 179.
,
IV,
237.
257 ez-Zeccâc, a.g.e., IV,
310;
el-Mâturîdî,
Te’vîlâtu’l-Kur’ân,
XIII,
234;
ez-Zemahşerî,
el-Keşşâf,
IV,
237.
257 ez-Zeccâc, a.g.e., IV, 310; el-Mâturîdî,
234; ezel258 el-Cevherî, a.g.e., IV,1656; el-Askerî, el- -Kur'ân, XIII,
159 vd; esa.g.e.,
258 el-Cevherî, a.g.e., IV, 1656; el-Askerî,
el-Vucûh ve’n-Nezâir, s. 159 vd; es-Sa’lebî, a.g.e., VIII,-Nezâir,
327-328;s.es-Sem’ânî,
a.g.e.,
, IV, 237.
VIII,
327-328;
esa.g.e.,
V,
95-96;
ezel,
IV,
237;
el-Begavî,
V, 95-96; ez-Zemahşerî,
el-Keşşâf,
IV,
237;
el-Begavî,
a.g.e.,
s.
1164;
İbn
Manzûr,
a.g.e.,
II,147;
el-Fîrûzâbâdî,
a.g.e.,
s.
258 el-Cevherî, a.g.e., IV,1656; el-Askerî, el-Nezâir, s. 159 vd; esa.g.e.,
a.g.e.
a.g.e., II,147; el-Fîrûzâbâdî, a.g.e., s. 977; en-Nîsâbûrî,
977; en-Nîsâbûrî, a.g.e.,VIII,
VI, 88.
327-328; esa.g.e., V, 95-96; ezel, IV, 237; el-Begavî,
a.g.e., VI, 88.
259 el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn, IX, 579.
a.g.e. 259
a.g.e., II,147; el-Fîrûzâbâdî, a.g.e., s. 977; en-Nîsâbûrî,
el-Halebî,
IX,2185-2186.
579.
260 el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn, IX,
579;
es-Sebt,eda.g.e., III,-Masûn,
571 ve V,
a.g.e.,260
VI, 88.
ed-Masûn, IX, 579; es-Sebt, a.g.e., III, 571 ve V,2185-2186.
261 el-Askerî, el-Furûku’l-Lugaviyye,
s.el-Halebî,
154.
259
260
261
262
263
el-Halebî,
-Masûn, IX, 579.
261 edel-Askerî, el-Lugaviyye, s. 154.
el-Halebî,
ed-Masûn, IX, 579; es-Sebt, a.g.e., III, 571 ve V,2185-2186.
262
Ebî Zemenîn, a.g.e., II, 287.
el-Askerî,
el-Lugaviyye,
s. 154.
263 Mukâtil b. Süleyman, Tefsîru
Mukâtil b. Süleyman, III, 187 ve el-Nezâir, s. 69;
Ebî Zemenîn, a.g.e., II, 287.
es-Semerkandî, a.g.e., III, 205.
Mukâtil b. Süleyman, Tefsîru Mukâtil b. Süleyman, III, 187 ve el-Nezâir, s. 69;
90
Yıl: 2015/2 | Sayı: 44 | Yrd. Doç. Dr. Zeki HALİS
Mekkî b. Ebî Tâlib de, bu âyette geçen fiilin
fetmek/nitelemek” manasına geldiğini söylemiştir.262 Mukâtil b. Süleyman ve esyette geçen fiilin
bilgilisi olarak niteledin
263
Semerkandî
de b.aynı
vermişlerdir.
Mâturîdî
ise
hemfiilin
“vasfetmek” hem de
Mekkî
Ebî manayı
Tâlib de,
bu âyette
geçen
fiilin
Mekkî
b.
Ebî
Tâlib
de,
bu
âyette
geçen
266
rak niteledin
264
“söylemek” manasına gelebileceğini
ifade
etmiştir.
Askerî ve Cevherî’ye göre ise
bilgilisi olarak
niteledin
bilgilisi
olarak niteledin
266
“tesmiye” manasına gelmektedir.265
266
266
vermekle birlikte
/niteleme
Mekkî b.
Ebî Tâlib
Tâlib de,
bu âyette geçen
geçen fiilin
fiilin
Mekkî
b. Ebî
de,
“Falancayı insanların
. bu
melekleri gerçekten
birliktevermekle
/niteleme
envermekle
bilgilisi olarak
niteledin”
örneğinde
olduğu gibi
“vasfetme” manasına. geldiğini söy-.
bilgilisi
olarak
niteledin
birlikte
/niteleme
yetiremeyeceklerine göre
266
lemiştir.266
melekleri gerçekten
melekleri gerçekten
eleme
n
mümkün gözükmemektedir.
bu fiile
yetiremeyeceklerine
yetiremeyeceklerine
göre
bugöre
âyetteki “ca’l”
fiiline müfessirler farklı manalar vermekle birlikte
bu fiile Görüldüğü gibi
vermekle
birlikte
/niteleme
.
mümkün
gözükmemektedir.
fiile vermiştir.
birçoğu
“vasfetme/niteleme”
ve “tesmiye”bumanası
İnanmayanların
melekleri
mümkün gözükmemektedir.
bu fiile
olabilir. Fakat melekl
melekleri
gerçekten kadın
cinsine gerçekten
çevirmeye güç yetiremeyeceklerine göre buradaki fiile doğrudan
ziyade Dolayısıyla
/niteleme
daha uygundur.
yetiremeyeceklerine
“tasyîr”
vermekFakat
mümkün
gözükmemektedir.
bu fiile yukarıda müolabilir.manasını
Fakatgöre
melekl
olabilir.
melekl
me
daha
uygundur.
Çünkü
onlara
bir
cinsiyet
atfetmek
ten
fessirlerin
bazılarının
gibi
“vasfetme”
ve “tesmiye”
manası
vermek mümkün
mümkün
gözükmemektedir.
bu fiile /niteleme
ziyade dediği ziyade
/niteleme
daha uygundur.
Çünkü
daha
uygundur.
Çünkü
ziyade kadın olduğunu
nitelemekifade etmek, “isimlendirme”
.
olabilir.
Fakatten
meleklerin
manasından
onlara bir cinsiyet
ten ziyade
ten ziyade
onlaraatfetmek
bir cinsiyet atfetmek
ziyade
“vasfetme/niteleme”
manasına
daha
uygundur.
Çünkü
onlara
bir
cinsiyet
atfetmek, aksine bu
söylediklerinde,
isimlendirmemekte,
olabilir.nitelemek
Fakat melekl
.
nitelemek
.
onları aksine
buziyade
şekilde
ziyade
yakındır.
mlendirmemekte,
bu “isimlendirmek”ten
. Çünkü
Bumanasına
yüzden budaha
ayetteki
fiile
/niteleme isimlendirmemekte,
daha“nitelemek”
uygundur.
söylediklerinde,
aksine
bu isimlendirmemekte,
söylediklerinde,
isimlendirmemekte,
aksine
bu
Dolayısıyla
onların
kadın
olduklarını
söylediklerinde,
onları
kadınlıkla
267 ve
bu ayetteki
fiile bir cinsiyet atfetmek
onlara
ten ziyade
. Bu
yüzden bu
ayetteki
fiilebu
.
Bu
yüzden
ayetteki
fiile
bu
vasıfla
nitelemiş
olmaktadırlar.
Bu
yüzden
bu
ayetteki
fiile
267 aksine
268
ve
Falanca Zeyd
nitelemek
.
267
267
267 ve
“Falancayı
insanların
en
bilgilisi
olarak
niteledin”
ve
“Falanca
Zeyd’i
268
Zeccâc is
söylediklerinde,
isimlendirmemekte,
aksine
bu
268
268
insanların
en bilgilisi
olarak
niteledi”
örneklerinde
olduğu
gibi
268 “vasfetme/niteleme”
Falanca Zeyd
Falanca
Zeyd
Zeccâc
ise . uygun
Bu -yüzden
bu ayetteki
manasını
vermek
olacaktır.
Zeccâcfiile
ise “kavl-söylemek”
manası
Zeccâc ise
-ile “vasfetme”
Zeccâc
ise
Bu
ve âyetteki fiilin bir manasının da “söylemek”
dah
manasını benzer bir şekilde kullanmıştır.267Bu
Bu
Bu
268
Falanca
Zeyd
daha
sonra
örnekteki
fiili
olduğunu ifade etmiş ve daha sonra
örneğini vermiş ve bu
örnekteki
daha sonra
daha
sonra
269
269
ise açıklamıştır.
“yani onu bu şekilde vasfettin”Zeccâc
şeklinde
örnektekifiili
fiili
.
örnekteki fiili örnekteki fiili
Bu
.269
2.4. Hüküm Koyma Manasında Kullanımı
2.4.
.269 Hüküm Koyma
.269 sonra
daha
“Ca’l”2.4.
fiilinin
Kur’ân-ı
Kerîm’de kullanılanfiilimanalarından birisi- de “hüküm koymak/vaz’
Hüküm
Koyma
2.4. Hükümörnekteki
Koyma
270
etmek” ve “şer’î hüküm koymak”tır.
270 d .
.269ükümAşağıda
koymak/zikredilecek âyetteki “ca’l” fiili bu
manaya gelmektedir.
270 d .
2.4.
Koyma
270 d .
270 d .
ükümHüküm
koymak/
üküm koymak/
Mâide 103
____________________________________________________________________________________
262 İbn Ebî Zemenîn, a.g.e., II, 287.
270 d .
üküm
koymak/
263 MukâtilMâide
b. Süleyman,
Mukâtil
b. Süleyman, III, 187 ve el-Vucûh ve’n-Nezâir, s. 69; es-Semerkandî, a.g.e., III,
103 Tefsîru
Mâide
103
205.
266 Mekkî b. Ebî Tâlib, a.g.e., X, 6643.
264 el-Mâturîdî, Te’vîlâtu’l-Kur’ân, XIII, 234. 267
a.g.e., II, 287.
265 Mâide
el-Askerî,
el-Vucûh ve’n-Nezâir, s. 159 vd; el-Cevherî,
103
268 es- a.g.e., IV,1656.
a.g.e., V, 95-96.
266 Mekkî b. Ebî Tâlib,
266
a.g.e.,
X,
6643.
Mekkî
Ebî Tâlib, a.g.e.,
X, 6643.
266 Mekkî b. Ebî Tâlib, a.g.e.,
X, b.
6643.
269 ez-Zeccâc, a.g.e., IV, 310.
267
a.g.e.,
287.
267 İbn Ebî Zemenîn,267a.g.e.,
II, II,
287.
a.g.e.,
II, 287.
270
ezela.g.e., s. 586; el-Beydâvî, a.g.e., I
268 es268
a.g.e.,
V, 95-96. a.g.e., V, 95-96.
268 es-Sem’ânî,
a.g.e.,
V, 95-96.
es266 Mekkî
-Huffâz
Râzî, a.g.e., XXII, 95; en-Nesefî, a.g.e., I, 346; el-Halebî,
269 b.
Ebî Tâlib,
a.g.e.,
X,
6643.
269
ez-Zeccâc,
a.g.e.,
IV,
310.
a.g.e., s. 586;
a.g.e.,
I,IV,288;
er269el-Beydâvî,
ez-Zeccâc,
a.g.e.,
310.
ez-Zeccâc, a.g.e., IV, 310.
267
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
VII, 59;
Suûd,
a.g.e.,
270 eza.g.e.,
II,
287.
270
el- ez-I, 670;
s. 586; el-Beydâvî,
a.g.e.,
I, 288;
er-XXII,
270 ez-Zemahşerî,
586; el-Beydâvî,
a.g.e.,
288;
er-Râzî,
a.g.e.,
-Huffâz el-Keşşâf,
- İbn Atiyye,
346; el-Halebî,
el- a.g.e., s.a.g.e.,
a.g.e.,I, s.
586;
el-Beydâvî,
a.g.e.,95;I, en-Nesefî,
288; er268 esa.g.e.,
a.g.e.,
VII,
71.
a.g.e.,
V,
95-96.
-Huffâz
Râzî,
a.g.e.,
XXII,
95;
en-Nesefî,
a.g.e.,
I,
346;
el-Halebî,
a.g.e.,
I,
346;
el-Halebî,
Umdetu’l-Huffâz,
I,
328;
Ebu’s-Suûd,
a.g.e.,
II,
556;
Ebu’l-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
el-Âlûsî,
s. 347-348; 269
el-Âlûsî, a.g.e., VII, 59; el- Râzî, a.g.e., XXII, 95; en-Nesefî, a.g.e., I, 346; el-Halebî,
-Huffâz
ez-Zeccâc,
a.g.e.,
310.
-Bekâ,
a.g.e.,
s. 347-348;
el-Âlûsî,
a.g.e., VII,el-Âlûsî,
59; el- a.g.e., VII, 59; elSuûd,
a.g.e.,
a.g.e.,
VII,
59;IV,
el-Kâsımî,
a.g.e.,
VI, 2183;
İbn Âşûr,
a.g.e., VII,
71. s. 347-348;
-Bekâ,
a.g.e.,
Suûd,
a.g.e.,
270
ez- a.g.e., ela.g.e., s. 586; el-Beydâvî, a.g.e., I, 288; era.g.e., a.g.e., VII, 71.
a.g.e., VII, 71.
-Huffâz
Râzî, a.g.e., XXII, 95; en-Nesefî, a.g.e., I, 346; el-Halebî,
-Bekâ, a.g.e., s. 347-348; el-Âlûsî, a.g.e., VII, 59; elSuûd, a.g.e.,
a.g.e.,
a.g.e., VII, 71.
“CA’L” KÖKÜNÜN KUR'ÂN-I KERÎM’DE KULLANILAN MANALARI
91
Mâide 103
Mâide 103’üncü âyette geçen “ca’l” fiili bu manada kullanılmıştır:
Allah bahîra,
sâibe,
“Allah bahîra, sâibe,
Allah
bahîra, sâibe,
sâibe,
vasîle ve hâmAllah
diyebahîra,
bir şey
meşrû
kılmamıştır.
Fakat kâfirler, yalan yere Allah’a iftira
Allah
bahîra,
sâibe,
271
271
etmektedirler
ve onların
akletmezlerakletmezler
271 çoğu da akletmezler.”
271
272
akletmezlergibi
akletmezler
gibi
Görüldüğü
bu âyette,
“bahîra”, “sâibe”, “vasîle” ve “hâm”gibi
gibi272şeylerin
bir
272 gibi
n
olarak
vaz
edilmemelerine
kâfirlerin
Allah
şer’î hüküm olarak
kâfirlerin Allah hakkında
iftira uydurdukları
n vaz’ edilmemelerine
olarakrağmen
vaz edilmemelerine
kâfirlerin
Allah 272 gibi
ifade edilmiştir.
n
vaz. olarak
edilmemelerine
kâfirlerin Allah
n ifadeolarak ifade
vaz
kâfirlerin Allah
. edilmemelerine
271
272
. hakkında
ifade
. çeşitli görüşler belirtilmiştir.
Bu
Bu Bu
âyette bulunan
“ca’l” ifade
fiilinin manası
fi
Bu
Bu bu âyetteki fiil, “hüküm koyma,
Müfessirlerin çoğuna göre
fi hüküm verme, şer’î olarak
273
273
verme, ve
ve
gelmektedir.
273
emretme
meşru
kılma”
manalarına
gelmektedir.
Bazılarına
ise “tesmiye”,274
fi
fi göregelmektedir.
verme,
ve
275
276
275 ve
“tasyîr”,
“yaratma”
manalarına
273 gelmektedir.
göre
ise göre
,274
275 ve 276
276
verme,ve
verme,
ve ,273
gelmektedir.
ise 274 ve gelmektedir.
276
277276
274 ve
gelmektedir.
göre ise
,275
göre ise274 “emretmek
,275 ve
Mesela,gelmektedir.
bu ayetteki
fiili Zemahşerî,
ve hüküm
koymak”,
Râzî “hüküm
278
verme”,
Beydâvî
“hüküm vaz’ etmek ve hüküm koymak” manalarında anlamıştır.
gelmektedir.
gelmektedir.
Beydâvî’ye göre bu manaya geldiği için bir mef ’ûl almıştır.279
Ebu’s-Suûd, Ebu’l-Bekâ ve Âlûsî de “vaz’ etmek ve hüküm koymak” manasına
5. Mâide, bu
103.5.sebepten
271
geldiğini,
Mâide, 103. dolayı bir mef ’ûl aldığını, bu mef ’ûlün de “bahîra ve ona
272
272
271 5. Mâide, 103.
271 5. Mâide,
atfedilenler” olduğunu
ifade103.
etmişlerdir.280
271
272
272
____________________________________________________________________________________
271 5. Mâide, 103.
272 Cahiliye döneminde Araplar, bazı özelliklere sahip evcil hayvanları putları adına serbest bırakır, bunların kesilmesini ve
: Bahîra
: Bahîra
kullanılmasını
yasak olarak
kabul ederlerdi. Fakat bu hayvanların hangi özelliklerden dolayı hangi ismi aldıkları hususunda
müfessirler ve ulema
arasında tam
bir ittifak yoktur. Fakat bu hayvanlarla ilgili yaygın olan tanımlamalar şu şekildedir:
: Bahîra
: Bahîra
a ismidişi) olursa
a ismi
Bahîra: Cahiliye Arapları, bir dişi deve beş batın doğurur ve beşincisi erkek (bazı kaynaklarda
kulağını yarar
SâibeBundan Sâibe
ve salıverirlerdi.
sonra bu hayvanı ne sağar, ne biner ne de kullanırlardı. Bu hayvana kulağının
a ismi yarılmasından
a ismi
dolayı bahîra ismi verilmiştir.
Bir kişinin başına hastalık ve benzeri sıkıntılar geldiğinde “bu sıkıntıdan kurtulursam
Sâibe Sâibe:Sâibe
Koy Vasîle:yasaklardı.
devem sâibe olsun” der, sonra bu deveyi de bahîra gibi salıverir veVasîle:
ondan faydalanmayı
Koy İşte bu hayvana sâibe
denirdi. Vasîle: Koyun yedi batın doğurduğunda yedinciye bakarlardı. Şayet
yedincisi
erkekse
onu keserlerdi. Kadınlar
Vasîle: Koy Vasîle:
Koy
da erkekler de ondan yerdi. Şayet bu yedinci dişi ise sürünün içinde bırakırlardı. Fakat bu yedinci batında doğanlar erkekli
dişili ikiz iseler, buna vasîle derler ve dişi sebebiyle erkeği de kurban etmezlerdi. Dişinin sütü kadınlara haram olurdu.
Şayet onlardan biri ölürse hem kadınlar hem de erkekler ondan yerlerdi. Hâm: On nesli dölleyen erkek deveye hâm
adını verir, onu serbest bırakır ve bütün su veHâm
meralardan faydalanmasına
imkân verirlerdi. Ayrıntılı bilgi ve ilgili rivayetler
Hâm
için bkz., et-Taberî, a.g.e., VII, 94-101; el-Begavî, a.g.e., s. 402; er-Râzî, a.g.e., XII, 95-96; İbn Kesîr, el-Hâfız İmâdu’dHâm
Hâm
Dîn Ebu’l-Fidâ İsmâil, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm,
İbn
Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye,
2012,s.(I-IV), II,
-Taberî,Tefsîru
a.g.e.,-Taberî,
VII,Kesîr,
94-101;
el-Begavî,
a.g.e.,
s. Beyrût,
a.g.e.,
VII, 94-101;
el-Begavî,
a.g.e.,
99-100;
Yazır,a.g.e.,
a.g.e.,
II,
1823;
Komisyon,
Kur’ân
Yolu
Türkçe
Meâl
ve
Tefsîr,
Diyanet
İşleri
Başkanlığı
Yayınları,
Ankara,
402;
er-Râzî,
XII,
95402; er-Râzî, a.g.e., XII, 95- a.g.e.,-Taberî,
- a.g.e.,el-Begavî,
- 94-101;
-a.g.e.,
VII, 94-101;
a.g.e.,
s.
el-Begavî,
s.
2007, (I,-Azîm,
V), II, Tef
349.
- -Taberî,
-IV), II,VII,99-100;
-Azîm,
Tef
-IV),
II,
99-100;
402; er-Râzî,
a.g.e.,
XII, İbn
95- Atiyye,
-586; el-Beydâvî,
- a.g.e.,
-288; -er-Râzî, a.g.e.,
- 95; en-Nesefî,402;
er-Râzî,
a.g.e.,
XII,
95-s.Türkçe
- XII,
273 ez-Zemahşerî,
I,
670;
a.g.e.,
I,
a.g.e.,
II,el-Keşşâf,
1823;
Komisyon,
Kur'ân
Yolu
Meâl
ve
Tefsîr
II,-Azîm,
1823; Tef
Komisyon,- Kur'ân- Yolu- Türkçe- Meâl ve -IV),
Tefsîr 99-100;-IV), II, 99-100;
-Azîm,a.g.e.,
Tef
a.g.e., I, 346; el-Halebî,
Umdetu’l-Huffâz,
I, 328; Ebu’s-Suûd, a.g.e., II, 556; Ebu’l-Bekâ, II,
a.g.e., s. 347-348; el-Âlûsî,
a.g.e.,
II,
1823;
Komisyon,
Kur'ân
Yolu
Türkçe
Meâl
ve
Tefsîr
a.g.e.,
II,
1823;
Komisyon,
Kur'ân
Yolu
Türkçe
Meâl
ve
Tefsîr
273 eza.g.e., VII,
İbn
a.g.e.,
V, 2375.
el- Âşûr, a.g.e.,el-VII, 71; Ebû Zehra,
a.g.e.,
s. 586;
el-Beydâvî,
a.g.e.,
I,
288;
er27359;eza.g.e., s. 586; el-Beydâvî, a.g.e., I, 288; er274 Râzî,
el-Kurtubî,
a.g.e.,
VI,en-Nesefî,
293; eş-Şevkânî,
a.g.e.,
s. 496.
a.g.e.,
XII,
95;
a.g.e.,
I,
346;
el-Halebî,
-Huffâz
-Huffâz
Râzî,273a.g.e.,
XII, 95; en-Nesefî,
a.g.e.,a.g.e.,
I, 346;s.el-Halebî,
273 ezel586;
el-Beydâvî,
a.g.e.,
I, 288; a.g.e.,
erel- s. 347-348;
a.g.e.,
s. 586;
el-Beydâvî,
I,- 288; er275 Suûd,
Ebû Hayyân,
a.g.e., IV,ez38 vd.
-Bekâ, a.g.e.,
el-Âlûsî,
a.g.e.,
a.g.e., Suûd,
-Bekâ,
a.g.e.,
s.
347-348;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
a.g.e.,
-Huffâz
Râzî,
a.g.e.,
XII,
95;
en-Nesefî,
a.g.e.,
el-Halebî,
-Huffâz Râzî,
a.g.e.,
95;
I, 346; el-Halebî,
276 a.g.e.,
el-Kurtubî,
a.g.e.,
227;
Ebû
Zehra,
a.g.e.,
I, en-Nesefî,
158.I, 346; a.g.e.,
VII,
71;
EbûI,Zehra,
a.g.e.,
V, XII,
2375.
a.g.e.,
VII,
71;
Ebû
Zehra,
a.g.e.,
V, 2375.
-Bekâ,
a.g.e.,
s. 347-348;
a.g.e.,el-Âlûsî, a.g.e.,
Suûd,
a.g.e.,
277
ez-Zemahşerî,
el-Keşşâf,
I, 670.
-Bekâ,
a.g.e.,el-Âlûsî,
s. 347-348;
Suûd,
a.g.e.,
274 el-Kurtubî,
a.g.e.,
a.g.e.,
s.
496.
274
el-Kurtubî,
a.g.e.,
-2375.a.g.e.,
a.g.e.,
s. 496.
a.g.e.,
VII,
71;IV,
Ebû
Zehra,
a.g.e.,
a.g.e.,
VII, 71;
EbûV,
Zehra,
V, 2375.
278
er-Râzî,
a.g.e.,
XXII,
95.
275 Ebû
Hayyân,
38 vd.
275 a.g.e.,
Ebû 274
Hayyân,
a.g.e.,a.g.e.,
IV,-38 vd. a.g.e.,
274 el-Kurtubî,
a.g.e.,
s.
496.
el-Kurtubî,
279
el-Beydâvî,
a.g.e.,
I,
288.
276 el-Kurtubî,276
a.g.e.,
I,227;
Ebû
Zehra,
a.g.e.,
I,158. a.g.e., I,158.a.g.e., s. 496.
el-Kurtubî,
a.g.e.,
I,227;
Ebû
Zehra,
275 Ebû Hayyân,
275
IV, 38
vd.
280 Ebu’s-Suûd,
a.g.e.,
II,a.g.e.,
556;
Ebu’l-Bekâ,
a.g.e.,
347-348;
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
IV,s. 38
vd. el-Âlûsî, a.g.e., VII, 59.
276
el-Kurtubî,276
a.g.e.,
I,227; Ebû
Zehra,
a.g.e.,
el-Kurtubî,
a.g.e.,
I,227;
EbûI,158.
Zehra, a.g.e., I,158.
92
Yıl: 2015/2 | Sayı: 44 | Yrd. Doç. Dr. Zeki HALİS
Kurtubî ve Şevkânî ise bu ayette geçen “ca’l” fiilinin Zuhruf 3’üncü ayette olduğu
gibi “tesmiye” manasına geldiğini söylemişlerdir.281 Ebû Hayyân’a göre ise “tasyir”
manasına gelmektedir. Ona göre ikinci mef ’ûl hazfedilmiştir.282
Hâlbuki İbn Atiyye’nin dediği gibi bu âyetteki fiil, ne “yaratma” manasına ne de
“tasyîr” manasına gelmektedir. Allah Teâlâ bu varlıkların hepsini yaratmıştır. Bu yüzden
“yaratma” manasına gelmemektedir. İkinci mef ’ûlünün olmamasından dolayı283 “tasyîr”
manasına da gelmemektedir. Bu yüzden “hüküm koyma” manasına gelmesi daha
uygundur.284 Diğer taraftan bu âyetteki maksat, bu tür hayvanların böyle bir hükme
medar olma hususiyetlerini nefyetmektir. Yani onlar hakkında Allah tarafından böyle bir
hüküm koyma faaliyetinin olmadığını göstermektir. Çünkü bu hayvanlar hakikatte mevcutturlar. O halde bu hayvanların ca’l’ının nefyinden maksat, onların nitelik ve
kullanımlarıyla alakalı olarak böyle bir “emr”in ve “hüküm koyma”nın nefy edilmesi ve
böyle bir şeyin olmadığının bildirilmesidir. İşte ayette geçen bu ifadeler, bu işe razı olunmamasını ve bu şekilde hüküm veren kimseye olan gazabı göstermektedir.285 Buna göre
ayetin manası, “Allah, ‘bahîra’, ‘vasîla’, ‘sâibe’ ve ‘hâm’ gibi şeyleri haram kılma hususunda
herhangi bir kanun koymamış, bunlarla ilgili özel bir ahkâm vaz’ etmemiştir” şeklinde olmaktadır.286
2.5.
2.5. Vaz’/Koyma Manasında Kullanımı
-
bir
/bir
287
“Ca’l” fiilinin Kur’ân-ı Kerîm’de
kullanılan bir diğer manası ise “vaz’/bir şeyi bir yere
koyma” manasıdır.287 Bu fiil aşağıdaki âyetlerde bu manada kullanılmıştır.
Mü’minûn 13
“Ca’l” fiili, Mü’minûn sûresi on üçüncü âyette bu manada kullanılmıştır:
“Sonra onu nutfe olarak sağlam bir karargâha koyduk.”288
288
koyduk
Bu âyette geçen fiile, “tasyîr”,289 “yaratma”290 ve “vaz’ /koyma”291 manaları verilmiştir.
289
290
291
Bu fiile “yaratma” ve “tasyîr” manası vermek
mümkün
olmakla birlikte, “vaz’
etme/koyma”
ek
mümkün
manasını vermek de mümkündür. Çünkü bir önceki âyette insanın çamurdan yaratılışı
anlatılırken
“halk” fiili kullanılmışken, yaratılan bu mümkündür.
şeyin “karâr-ı
mekîn”e konulması
olmakla birlikte,
Çünkü
____________________________________________________________________________________
fiili
281 el-Kurtubî, a.g.e., VI, 293; eş-Şevkânî, a.g.e., s. 496.
bu
r282 Ebû Hayyân, ,a.g.e., IV, 38 vd.
283 İbn Atiyye, a.g.e., s. 586; el-Beydâvî, a.g.e., I, 288; Ebu’s-Suûd, a.g.e., II, 556; Ebu’l-Bekâ, a.g.e., s. 347-348; el-Âlûsî,
fiili
safhalar
a.g.e., VII, 59.
284 İbn Atiyye, a.g.e.,
s. 586.
tekrar
fiiline
285 İbn Âşûr, a.g.e., VII, 71.
,
, ya
286 Ebû Zehra, a.g.e., V, 2375.
287
Ebû
Hayyân,
a.g.e.,
I,
22;
el-Âlûsî,
a.g.e.,
I,
252;
İbn
Âşûr,
a.g.e.,
XVIII,
23.
da
akla gelebilir.
288 23. Mü’minûn, 13.
safhalarda da bir tür
289 el-Âlûsî, a.g.e., XVII, 289-290; Ebû Zehra, a.g.e., IX,sonraki
5052.
290 el-Âlûsî, a.g.e., XVII, 289-290.
291 İbn Âşûr, a.g.e., XVIII, 23.
sorulabilir.
, bu âyette
fiilinden,
. Bu mana ise
.292 Çünkü âyetlerde, önce çamurdan
“CA’L” KÖKÜNÜN KUR'ÂN-I KERÎM’DE KULLANILAN MANALARI
93
ifade edilirken “ca’l” fiili kullanılmıştır. Devamında bu “karar-ı mekîn” de geçirilen
safhalar anlatılırken ise tekrar “halk” fiili kullanılmıştır. Şayet buradaki “ca’l” fiiline
yaratma manası verilecekse, “halk”dan farklı olarak hangi manaya geldiği”, ya da “sonraki
âyette niçin “ca’l” fiilinin kullanılmadığı” soruları akla gelebilir. Şayet “tasyîr” manası
verilecek olursa, “sonraki safhalarda da bir tür dönüşümden bahsedildiği halde orada
niçin “ca’l” fiilinin kullanılmadığı” sorusu sorulabilir. Dolayısıyla, bu âyette kullanılan
“ca’l” fiilinden, diğer âyetlerde anlatılanlardan farklı bir mananın kastedildiği anlaşılmaktadır.
Bu mananın ise “vaz’ /koyma” manası olması mümkündür.292 Çünkü âyetlerde, önce çamurdan yaratılma anlatılmış, sonra yaratılan şeyin başka bir yer olan “karâr-ı mekîn”e
konulmasından bahsedilmiştir. Daha sonra ise o sağlam yerde farklı hallere geçiş
anlatılmıştır. İşte bu âyette, daha önce yaratılan şeyin başka bir yere intikali anlatıldığı için
“vaz’/ koyma” manası vermek uygun olacaktır.
“Halk” fiilinin “tasyîr”e yakın bir manada kullanılması isecyukarıda anlatıldığı gibi
mümkündür. Ebû Zehra’nın
c inşâ” manasına gelse de,
.293 dediği gibi “halk” her ne kadar “ilk
her hangi bir karineyle,
“bir
şeyin
bir
ya
da
iki
şeyden
meydana
getirilmesi manasına
.293
c
.293
293
gelen “ca’l”.293manasında da kullanılabilir.
294
olur.
“Vaz’ etme” manası verildiğinde Bakara,kelimesi
üzere48/26
mansûb
olur.
296 âyetlerinde
olur.
2/19294295 hâl
ve Fetih,
geçen ifa294
desi ise ikinci mef ’ûl olur.
olur.294
295
296
Ba
/ Bakara, 2/19 ve Fetih, 48/26 âyetlerinde geçen
296 âyetlerinde geçen
295295
Bakara,
Fetih,48/26
48/26296
Bu âyet dışında Bakara,
2/19
âyetlerinde geçen “ca’l” fiilleri de /
/ 2/19 veveFetih,
2.6.
â/Atma
“vaz’/ koyma” manasına
gelmektedir.
/
2.6.
â/Atma
2.6.
â/Atma
2.6.2.6.
İlkâ/Atma
Manasında
Kullanımı
â/Atma
.297
“Ca’l” fiilinin Kur’ân-ı
Kerîm’de
kullanılan
manalarından birisi de “ilkâ/atma” dır.297
.297
.297
Aşağıdaki âyetlerde
bu
manada
Bakara
260 kullanılmıştır.
.297
Bakara 260
Bakara 260 Bakara 260
Bakara 260
sûresinde
geçmektedir:
“Ca’l” fiilinin
“ilkâ”
manasında kullanıldığı âyetlerden birisi Bakara sûresinde
sûresinde
geçmektedir:
sûresinde geçmektedir:
, sonra her
geçmektedir:
“Dört
sûresinde
geçmektedir:
tane
kuş yakala,
onları kendine alıştır, sonra her dağın başına onlardan
birher
parça at.
, sonra
298
,
sonra
her
298
Sonra da onları
kendine
çağır;
koşarak
sana
gelirler.”
sana gelirler
sana gelirler 298
gelirler
Bu âyettesana
geçen
fiile 298
“ilkâ/atma” ve “tasyîr” manaları verilmiştir. Ebû Hayyân,
Halebî
298
299
sana
gelirler
ve
Âlûsî,
buradaki
fiilin
her
iki
manaya
da
gelebileceğini
söylemişlerdir.
“İlkâ/
atma”
Hayyân, Halebî ve Âlûsî, buradaki fiilin
Hayyân,
Halebî ve Âlûsî,
Hayyân, Halebî 299
ve Âlûsî, buradaki fiilin
292 İbn Âşûr, a.g.e., XVIII, 23.
299
Hayyân,
Halebî
veV, 2431.
Âlûsî,299buradaki fiilin
300 Fakat buradaki fiilin
293 Ebû Zehra,
a.g.e.,
294 İbn Âşûr, a.g.e.,
299 XVIII, 23.
300 Fakat buradaki fiilin
uygun
295 Ebû Hayyân, gelmesi
a.g.e., I, 22;daha
el-Âlûsî,
a.g.e., I, 252.
300 Fakat buradaki fiilin
gelmesi daha uygun
296 İbn Âşûr, a.g.e.,
XXVI,
193. uygun
gelmesi
daha
297 İbn Atiyye, a.g.e., s. 798; Ebû Hayyân, a.g.e., IV, 488; el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn, V, 603.
gelmesi
daha uygun
298 2. Bakara, 260.
____________________________________________________________________________________
299 Ebû Hayyân, a.g.e., II, 311; el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn, II, 577; el-Âlûsî, a.g.e., III, 39.
v
Enfâl 37
v
Enfâl 37
v
v
Enfâl 37
sana gelirler
298
Hayyân, Halebî ve Âlûsî, buradaki fiilin
94
Yıl: 2015/2 | Sayı: 44 | Yrd. Doç. Dr. Zeki HALİS
299
300
Fakat buradaki fiilin
manasına geldiğinde
bir mef
’ûl,uygun
“tasyîr” manasına geldiğinde ise iki mef ’ûl alır.300 Fakat
gelmesi
daha
buradaki fiilin “ilkâ” manasına gelmesi daha uygun olacaktır. Çünkü Hz. İbrahim’den
kuşları yanına alması istendikten sonra onları parçalayıp her dağın başına birer parça
koyması emredilmiştir. Her dağa bir parça ya da bir tane konulması istendiği için bu fiile
v
“ilkâ” manasını vermek uygun olacaktır.
Enfâl 37
Enfâl 37
erde
“Ca’l” fiilinin “ilkâ” manasında kullanıldığı âyetlerden birisi de Enfâl sûresinde Enfâl
geçsûresinde geçmektedir:
mektedir:
301
301
“Allah’ın murdarı temizden
ayıklaması
ve
bütün
bir
kısmını
diğer bir
301murdarların
302
302
301
Bu âyetteBu âyette
301
kısmının
üstüne
atıp
hepsini
yığarak
cehenneme
atması
içindir.
İşte
onlar
ziyana
uğra302
293 Ebû Zehra, a.g.e.,
Bu âyette
V,303
2431.
yerde
303
302
yerde
Bu
âyette
301
yanların
kendileridir.”
302
a.g.e., XVIII,304
23.
Bu 294
âyette
303
yerde
295
303
.304 a.g.e., I,. 22; el-Âlûsî, a.g.e., I, 252.
Ebû Hayyân,
296 fiiline 303
304 yerde “ca’l”
Bu .âyetteki
hem
birinci
geçtiği302 yerde hem de ikinci geçtiği yerde “ilkâ”
a.g.e.,
XXVI, 193.
304
.
297
304
798;iki
Ebûyerde
Hayyân, a.g.e., IV,manası
488; el-Halebî,
ed- de -Masûn,
V, 603.
manası,303 verilmiştir.
Aynı
zamanda
verenler
olmuştur.
.304a.g.e., s.her
birbiri
üzerine
, ikinci“tasyîr”
ifade
298 2. Bakara,
260. , ikinci ifade
birbiri üzerine
Fakat her iki, ikinci
yerde299
deEbû“ilkâ”
uygunII,olacaktır.
Hayyân,manasının
a.g.e., II, 311;verilmesi
el-Halebî, ed-daha -Masûn,
577; el-Âlûsî,Çünkü
a.g.e., III, “ca’l”
39.
irbiri üzerine
ifade
birbiribirinci
üzerine
, ikinci
300 ifadede
fiilinin geçtiği
pis
olan
birbiri
atılmasından,
ikinci
ifadede
Ebû Hayyân,
a.g.e.,
II,şeylerin
311;ifade
el-Halebî,
ed- üzerine
-Masûn,
II, 577.
birbiri üzerine
, ikinci ifade
ise bu üst üste yığılan
Yusufmurdarların
15Yusuf 15 cehenneme atılmasından bahsedilmektedir.
Yusuf 15
Yusuf 15
Yusuf Yusuf
Yusuf 15
Yusufbirisi de Yusuf sûresinde
sûresinde
geçmektedir:
geçmektedir:
Yusuf geç“Ca’l” sûresinde
fiilinin “ilkâ”
manasında
kullanıldığı âyetlerden
Yusufittifakla karar
ûresinde geçmektedir:
Onu
götürüp
de
kuyunun
dibine
atmaya
mektedir: sûresinde geçmektedir: Onu götürüp de kuyunun dibine atmaya ittifakla karar “Onu
sûresinde
geçmektedir:
Onukuyunun
götürüp
dedibine
kuyunun
dibine
atmaya
götürüp de
atmaya
ittifakla
kararkarar
verdikleri
zaman,
Onu
götürüp
de ittifakla
kuyunun
dibine atmaya
ittifakla biz
kararYusuf’a:
34dibine
Onu
götürüp
de
kuyunun
atmaya
ittifakla
karar haber
305
kendilerine
haber
vereceksin,
diye
vahyettik
Andolsun varmadan,
ki sen varmadan,
onların
bu
işlerini
onlar
farkına
varmadan,
kendilerine
305
kendilerine haber vereceksin, diye vahyettik
305
306
307
armadan, kendilerine
haber
vereceksin,
diye
vahyettik
vereceksin,
diye
vahyettik.”
Bu 305
âyetteki
306
307
Bu âyetteki
fiiline
de fiiline de
varmadan,
kendilerine
haber
vereceksin,
diye vahyettik305305
varmadan,
kendilerine
haber vereceksin,
306diye vahyettik
307
Bu âyettekiBu âyetteki
fiiline “ca’l”
de
daha 307 307manaları
306
306“tasyîr”
birlikte
daha
fiilineverilmekle
de
müfessirler
tarafından “ilkâ”
ve
fiiline birlikte
de
Bu verilmekle
âyetteki
306
307
fiiline
de
Bu
âyetteki
verilmekle
birlikte
daha dahaHz.
Hz.daha
öldürme
yerineâyette
kuyuya
verilmekle
birlikte verilmekle
“ilkâ” manasına
uygun olacaktır.
onuncu
öldürmeÇünkü
yerine
kuyuya
birlikte gelmesi
verilmekle
birlikte
daha
Hz.
öldürme
yerine
kuyuya
kardeşlerden birisi Hz. Yusuf ’u öldürme yerine
Hz.kuyuya atmayı
öldürmeteklif
yerineederken
kuyuya “ilkâ”
Hz.
öldürme
yerinebiri:
kuyuya
fiilini kullanmıştır:
“Onlardan
Yusuf’u öl-
308
308 kuyunun dibine atın.”
dürmeyin, eğer mutlaka yapacaksanız
onun
Görüldüğü
gibi
308
bu teklifi bu teklifi
Hz. Yusuf ’un308kardeşi bu teklifi yaparken “ilkâ” fiilini
kullanmıştır.
Sadedinde
olduğumuz
buSadedinde
teklifi
308
Sadedinde
Hz. ise Hz.
buise
teklifi
âyette ise Hz. Yusuf Sadedinde
’u götürüp kuyuya
atma
hususunda
ittifaklarından
bahsedilirken,
308
bu
teklifi
ise Hz.
____________________________________________________________________________________
lkâ/
1
2
3
4
Yusuf 15
300
301
302
303
304
305
306
307
308
Sadedinde
ise Hz.
Sadedinde
ise Hz.
Ebû Hayyân, a.g.e., II, 311; el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn,
II, 577.
fiiline
fiiline
8. Enfâl, 37.
fiiline
ilkâ/ İbn Atiyye, a.g.e., s. 798; Ebû Hayyân, a.g.e.,
Sîbeveyhi,ilkâ/
a.g.e., I, 209-210;
IV, 488; el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn,
fiiline V, 603.
İbn Atiyye, a.g.e., s. 798; Ebû Hayyân, a.g.e., IV, 488; el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn, V, 603.
fiiline
ilkâ/a.g.e., IV, 488; el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn, V, 603.
Ebû Hayyân,
ilkâ/
12. Yusuf,
15.
el-Begavî, a.g.e., s. 638; el-Hâzin, a.g.e., II, 516; Ebû Hayyân, a.g.e., V, 287; el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn, VI, 454.
Ebû Hayyân, a.g.e., V,
el-Halebî, ed-Durru’l-Masûn, VI, 454.
301287;
301
37.8. Enfâl, 37.
12. Yusuf, 10.8. Enfâl,
302
a.g.e., I, 209-210; a.g.e., s. 798;
a.g.e.,
798; Ebûa.g.e.,
Hayyân,
a.g.e.,el-IV, 488; el302 Sîbeveyhi, Sîbeveyhi,
a.g.e., I, 209-210;
Ebûs.Hayyân,
IV, 488;
8. Enfâl, 37.
301 8. Enfâl, 37.Halebî, ed-Masûn,
V,
603.
603.Hayyân, a.g.e., IV, 488; elHalebî,
ed- a.g.e.,-Masûn,
Sîbeveyhi, a.g.e., I, 209-210;
s. 798; V,Ebû
301
Enfâl,303
37.
302 8.
I, 209-210;
a.g.e., s.a.g.e.,
798;
Ebû488;
Hayyân,
a.g.e.,
ela.g.e.,
798; Ebû
Hayyân,
IV,
el-Halebî,
ed-IV, 488;
-Masûn,
V, 603.
303 Sîbeveyhi, a.g.e.,
a.g.e.,I,s.
798;
Ebûs.Hayyân,
a.g.e.,
el-Halebî,
ed-Masûn,
603.
-Masûn,302
V, 603.
Halebî, edSîbeveyhi,
a.g.e.,
209-210;
a.g.e.,IV,s.488;
798;
Ebû -Masûn,
Hayyân,
a.g.e.,
IV, 488;V, el304
-Masûn,
V,
603.
edEbû
Hayyân,
a.g.e.,
IV,
488;
el-Halebî,
edV,
603.
304 Halebî,
Ebû Hayyân,
IV, el-Halebî,
488;
el-Halebî,
-Masûn,
V, 603.
a.g.e., s. 798; Ebû
Hayyân,
a.g.e.,a.g.e.,
IV,
488;
ed- ed- -Masûn,
V, 603.
-Masûn,
V, 603.
ed303 Halebî,
305 12. Yusuf,
s. 798;
Hayyân, a.g.e., IV, 488; el-Halebî, ed-Masûn, V, 603.
15.Ebû
305 12. Yusuf, a.g.e.,
Ebû Hayyân, a.g.e., IV, 488;
ed-15.
-Masûn, V, 603.
303
-Masûn, V, 603.
304 el-Halebî,
306 a.g.e., s. 798; Ebû Hayyân, a.g.e., IV, 488; el-Halebî, ed-
“CA’L” KÖKÜNÜN KUR'ÂN-I KERÎM’DE KULLANILAN MANALARI
95
kuyuya atma fiili olarak “ca’l” kullanılmıştır. Bundan dolayı buradaki “ca’l” fiiline
“ilkâ/atma” manası vermek uygun olacaktır.
Sonuç
“Ca’l” kökünden gelen isim ve fiiller, daha önce de belirtildiği gibi, Kur’ân-ı Kerîm’de
üç yüz kırk altı yerde geçmektedir. Bundan da bu kökün, Kur’ân’ın kelime hazinesinde
önemli bir konuma haiz olduğu anlaşılmaktadır.
Bu fiil, Kur’ân’da farklı şekillerde kullanılmıştır. Daha çok sülâsî fiil formunda
kullanılmakla birlikte az da olsa isim şeklinde de kullanılmıştır. İki yüz otuz dört yerde
sülâsî mâzi fiilin malum formunda; bir yerde sülâsî mazi fiilin meçhul formunda; seksen
üç yerde sülâsî muzâri fiilin malum formunda; yirmi iki yerde emir sigası şeklinde; dört
yerde tekil ism-i fail; iki yerde ise ism-i failin çoğulu şeklinde gelmiştir.
Bu kök sözlükte birçok manaya gelmektedir. Ayrıca bu kökten gelen “ca’l” fiili, Ef ’âlı Şurû’, Ef ’âl-ı Kulûb ve Ef ’âl-ı Kulûb’un bir bölümü sayılan Ef ’âl-ı Tahvîl’den de sayılmaktadır.
Bu araştırma sonucunda, “ca’l” kökünün bütün sözlük manalarının Kur’ân-ı Kerîm’de
kullanılmadığı görülmüştür. Kur’ân’da sıkça kullanıldığı tespit edilen manalardan birisi,
“bir şeyden başka bir şey oluşturma, yapma” manasındaki “tasyîr”dir. “Tasyîr” manası,
“ca’l” kökünün temel anlamlarındandır. Bu yüzden bu mana, hem sözlükte hem de
Kur’ân-ı Kerîm’de bu kökün en çok kullanılan manalarındandır.
Bu kökün Kur’ân’da kullanıldığı tespit edilen diğer bir manası ise “yaratma” dır. Fakat
“ca’l” ile anlatılan “yaratma” ile “halk” ile anlatılan “yaratma” arasında fark vardır.
“Halk” daha çok varlıkların ve zatların ilk yaratılışları için kullanılırken, “ca’l”, varlıkların
yaratılmasının neticesi olan keyfiyet, eser ve özellikleriyle alakalıdır. Yani mec’ûl, başka
bir şey dolayısıyla yaratılan veya başkasına müntesip olandır.
Bu kökün Kur’ân-ı Kerîm’de kullanılan diğer bir manası ise “vasfetme/niteleme”dir.
Bu mana ile insanların kendi zihin dünyalarındaki tasavvur ve tasvirleri anlatılmaktadır.
Yine bu araştırmanın vardığı sonuçlara göre bu kök Kur’ân’da, “hüküm koyma”, “vaz’
/koyma” ve “ilkâ/atma” manalarında da kullanılmıştır.
Bu araştırmada, âyetlerde geçen “ca’l” köküne yukarıdaki mezkûr manalar verilmekle
birlikte, özellikle bir kısım âyetlerde, bazı müfessirlerin işaret ettiği “inanmak”, “isimlendirmek”, “söylemek” vb. manaları vermek de mümkündür.
96
Yıl: 2015/2 | Sayı: 44 | Yrd. Doç. Dr. Zeki HALİS
Kaynakça
Abdulbâkî, Muhammed Fuâd, el-Mu’cemu’l-Müfehres li-Elfâzi’l-Kur’âni’l-Kerîm, Dâru’l-Hadîs, Kahire, 2001.
el-Âlûsî, Ebu’l-Fadl Şihâbu’d-Dîn es-Seyyid Mahmûd, Rûhu’l-Meânî fî Tefsîri’l-Kur’âni’lAzîm ve’s-Seb’i’l-Mesânî, (Thk. es-Seyyid Muhammed es-Seyyid, Seyyid İbrahim
İmrân), Dâru’l-Hadîs, Kahire, 2005, (I-XXX).
el-Askerî, Ebû Hilâl el-Hasan b. Abdillah b. Sehl, el-Furûku’l-Lugaviyye, Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 2013.
______, el-Vucûh ve’n-Nezâir, (Thk. Muhammed Osman), Mektebetu’s-Sekâfeti’d-Dîniyye, Kahire, 2007.
el-Bağdâdî, Abdulkâdir b. Ömer, Hizânetu’l-Edeb, Lübb-u Lübab-i Lisâni’l-Arab, (Thk.
Abdusselâm Muhammed Harun), Mektebetu’l-Hancî, Kahire, 1997, (I-XIII).
el-Begavî, Ebû Muhammed el-Hüseyn b. Mes’ûd, Meâlimu’t-Tenzîl, Dâru İbn-i Hazm,
Beyrût, 2002.
el-Beydâvî, Nâsıru’d-Dîn Ebû Saîd Abdullah İbn Ömer b. Muhammed eş-Şîrâzî, Envâru’t-Tenzîl ve Esrâru’t-Te’vîl, Dâru Sâder, Beyrût, 2001, (I-II).
el-Bikâî, Burhâneddin Ebu’l-Hasan İbrahim b. Ömer, Nazmu’d-Dürer fî Tenâsubi’lÂyâti ve’s-Suver, Dâru’l-Kitâbi’l-İslâmî, Kahire, ts., (I-XXII).
Bilgin, Abdulcelîl, “Ceâle Fiili: Anlam Alanı ve Çevirisinde Karşılaşılan Problemler”,
EKEV Akademi Dergisi, S. 45, Güz 2010, 265-270.
Süleyman Hayri Bolay, Felsefî Doktrinler ve Terimler Sözlüğü, Akçağ Yayınları, Yye.,
1999.
Cerîr b. Atiyye el-Hatafâ, Dîvânu Cerîr, Dâru Beyrût, Beyrût, 1986.
el-Cevherî, İsmail b. Hammâd, es-Sıhâh Tâcu’l-Luga ve Sıhâhu’l-Arabiyye, (Thk. Ahmed
Abdulgafûr Attâr), Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 1990, (I-VII).
el-Cürcânî, Ali b. Muhammed b. Ali, Kitâbu’t-Ta’rîfât, Dâru’r-Reyyân li’t-Turâs, Medînetu
Sitte Oktober, ts.
Çağrıcı, Mustafa, “Yaratma”, DİA, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul, 2013, XLIII, 324329.
Çörtü, Mustafa Meral, Sarf-Nahiv Edatlar, İfav, İstanbul, 2014.
“CA’L” KÖKÜNÜN KUR'ÂN-I KERÎM’DE KULLANILAN MANALARI
97
ed-Dâmegânî, Ebû Abdillah el-Hüseyn b. Muhammed, el-Vucûh ve’n-Nezâir li-Elfâz-i
Kitâbillahi’l-Azîz, (Thk. Muhammed Hasan Ebu’l-Azm ez-Zefîtî), Vizâretu’l-Evkâf,
Kahire, 1992, (I-II).
Dâvud, Muhammed Muhammed, Mu’cemu’l-Furûki’’d-Dîlâliyye fî’l-Kur’âni’l-Kerîm,
Dâru Garîb, Kahire, 2008.
ed-Dervîş, Muhyiddîn, İ’râbu’l-Kur’âni’l-Kerîm ve Beyânuh, Dâru İbn Kesîr-el-Yemâme,
Beyrût-Dımeşk, 1999, (I-IX).
Ebu’l-Bekâ, Eyyûb b. Musa el-Hüseynî el-Kefevî, el-Külliyyât, Mu’cemun fi’l-Mustalahât
ve’l-Furûki’l-Lugaviyye, (Thk. Adnan Dervîş-Muhammed el-Mısrî), Müessesetu’rRisâle Nâşirûn, Beyrût, 1998.
Ebû Hayyân el-Endülüsî, Muhammed b. Yûsuf, el-Bahru’l-Muhît, (Thk. Komisyon),
Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 2010, (I-IX).
Ebu’s-Suûd, Muhammed b. Muhammed b. Mustafa, İrşâdu’l-Akli’s-Selîm ilâ Mezâya’lKitâbi’l-Kerîm (Tefsîru Ebi’s-Suûd), (Thk. Muhammed Subhî Hasan Hallâf), Dâru’lFikr, Beyrût, 2011, (I-VII).
Ebû Zehra, Muhammed, Zehratu’t-Tefâsîr, Dâru’l-Fikr, Yye. ts., (I-X).
el-Ensârî, Şeyhulislâm Ebû Yahya Zekeriyya, Fethu’r-Rahmân bi-Keşfi Mâ Yeltebisu fi’lKur’ân, (Thk. Muhammed Ali es-Sâbûnî), Dâru’l-Kur’âni’l-Kerîm, Beyrût, 1983.
el-Ezherî, Ebû Mansûr Muhammed b. Ahmed, Tehzîbu’l- Luga, (Thk. Abdusselâm Muhammed Harun), ed-Dâru’l- Mısrî li’t- Telîf ve’t- Terceme ve el-Müessesetü’l- Mısriyyetü’l- Âmme li’n- Neşr ve’l- Enbâ ve’n-Neşr, Kahire 1964-1966, (I-XV).
el-Fîrûzâbâdî, Mecduddîn Muhammed b. Yakûb, el-Kâmûsu’l-Muhît, (Thk. Komisyon),
Müessesetu’r-Risâle, Beyrût, 2005.
Halîl b. Ahmed el-Ferâhîdî, Kitâbu’l-Ayn, (Thk. Abdulhamit Hindâvî), Dâru’l-Kutubi’lİlmiyye, Beyrût, 2003, (I-IV).
el-Hâzin, Alâuddîn Ali b. Muhammed b. İbrahim el-Bağdâdî, Tefsîru’l-Hâzin, Lübâbu’tTe’vîl fî Meâni’t-Tenzîl, (Thk. Abdusselâm Muhammed Ali Şahin), Dâru’l-Kutubi’lİlmiyye, Beyrût, 2010, (I-IV).
el-Hamevî, Yâkût er-Rûmî, Mu’cemu’l-Udebâ, İrşâdu’l-Erîb ilâ Ma’rifeti’l-Edîb, (Thk.
İhsân Abbâs), Dâru’l-Garbi’l-İslâmî, Beyrût, 1993, (I-VI).
el-Herevî, Ebû Ubeyd Ahmed b. Muhammed, el-Garîbeyn fî’l-Kur’ân ve’s-Sünne, (Thk.
Ahmed Ferîd el-Mezîdî), Mektebetu Nizâr Mustafa el-Bâz, Mekke, 1999, (I-VI).
98
Yıl: 2015/2 | Sayı: 44 | Yrd. Doç. Dr. Zeki HALİS
Humeydî, Halit Kazım ve Hüseyn, Tûmân Gâzi, “Meânî Ceale fi’l-İfrâd ve’l-İsnâd ve’lİsti’mâli’l-Kur’ânî”, Mecelletu’l-Lugati’l-Arabiyye ve Adâbihâ, sayı: 12, yıl: 2011,
278-310.
İbn Akîl, Bahâuddîn Abdullah, Şerhu İbn Akîl alâ Elfiyyet-i İbn Mâlik, Mektebetu Dâri’t-Turâs, Kahire, 2005.
İbn Âşûr, Muhammed Tahir, et-Tahrîr ve’t-Tenvîr, Dâru Suhnûn, Tunus, 1997, (IXXX).
İbn Atiyye el-Endülüsî, Ebû Muhammed Abdu’l-Hak, el-Muharreru’l-Veciz fî Tefsîri’lKitâbi’l-Azîz, Dâru İbn Hazm, Beyrût, 2002.
İbn Cemâa, Ebû Abdillah Bedreddîn Muhammed b. İbrahim b. Sa’dillah, Keşfu’l-Meânî
fî Müteşâbihi’l-Mesânî, (Thk. Muhammed Muhammed Davud), Dâru’l-Menâr, Yye.,
2008.
İbn Cüzey, Ebu’l-Kâsım Muhammed b. Ahmed b. el-Kelbî, et-Teshîl li-Ulûmi’t-Tenzîl,
Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 1995, (I-II).
İbn Düreyd, Ebû Bekr Muhammed b. el-Hasan, Cemheretu’l-Luga, (Thk. Remzî Münîr
Ba’lebekî), Dâru’l-İlm li’l-Melâyîn, Beyrût, 1987, (I-III).
İbn Ebî Zemenîn, Ebû Abdillah Muhammed b. Abdillah b. Îsa, Tefsîru İbn Ebî
Zemenîn, (Thk. Muhammed Hasan Muhammed Hasan İsmail, Ahmed Ferîd elMezîdî), Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 2003, (I-II).
İbn Fâris, Ebu’l- Hüseyn Ahmed b. Fâris b. Zekeriyyâ, Mekâyîsu’l-Luga, Dâru’l-Hadîs,
Kahire, 2008.
İbn Hişâm, Ebû Muhammed Abdullah Cemâluddîn b. Yûsuf b. Ahmed b. Abdillah elEnsârî el-Mısrî, Muğni’l-Lebîb an Kutubi’l-Eârîb, (Thk. Muhammed Muhyiddîn
Abdulhamîd), Dâru’t-Talâi’, Kahire, ts.
______, Şerhu Şuzûri’z-Zeheb fî Marifet-i Kelâmi’l-Arab, el-Mektebetu’l-Asriyye, Beyrût, 1999.
İbn Kesîr, el-Hâfız İmâdu’d-Dîn Ebu’l-Fidâ İsmâil, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm, Tefsîru
İbn Kesîr, Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 2012, (I-IV).
______, Muhtasar Tefsîr İbn-i Kesîr, (Thk. ve ihtisâr, Muhammed Ali es-Sâbûnî) Dâru’l-Kalem-Mektebetu Cidde, Beyrût, ts., (I-III).
İbn Kudâme, Ebû Muhammed Abdullah b. Ahmed b. Muhammed, el-Muğnî, (Thk.
Abdullah b. Abdulmuhsin et-Türkî-Abdulfettâh Muhammed el-Halû), Dâru Âlemi’lKutub, Riyad, 1997, (I-XV).
“CA’L” KÖKÜNÜN KUR'ÂN-I KERÎM’DE KULLANILAN MANALARI
99
İbn Manzûr, Lisânu’l-Arab, Dâru’l-Hadîs, Kahire, 2003, (I-IX).
İbn Sîde, Ebu’l-Hasan Alî b. İsmail el-Mursî, el-Muhkem ve’l- Muhîtu’l-A’zam, (Thk.
Abdulhamit Hindâvî), Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 2000, (I-XI).
İbnu’l-Arabî, Ebû Bekr Muhammed b. Abdillah, Ahkâmu’l-Kur’ân, (Thk. Rıza Ferec elHümâmi) el-Mektebetu’l-Asriyye, Beyrût, 2009, (I-IV).
İbnu’l-Cevzî, Ebu’l-Ferec Cemâleddîn Abdurrahmân b. Ali b. Muhammed, Zâdu’lMesîr fî İlmi’t-Tefsîr, Dâru İbn Hazm – el-Mektebu’l-İslâmî, Beyrût, 2002.
______, Tezkiretu’l-Erîb fî Tefsîri’l-Garîb, (Thk. Ali Hüseyn el-Bevvâb), Mektebetu’lMeârif, Riyâd, 1986, (I-II).
Ebu’l-Berekât İbnu’l-Enbârî, el-Beyân fî Garîb-i İ’râbi’l-Kur’ân, (Thk. Tâhâ Abdulhamîd
Tâhâ), el-Hey’etu’l-Mısrıyyetu’l-Âmme, Kahire, 2006, (I-II).
el-İsfehânî, er-Râgıb, el-Müfredât fî Garîbi’l-Kur’ân, Dâru’l-Ma’rife, Beyrût, 2001.
el-Kâsımî, Muhammed Cemâluddîn, Tefsîru’l-Kâsımî, Mehâsinu’t-Te’vîl, (Thk. Muhammed
Fuâd Abdulbâkî), Dâru İhyâi’l-Kutubi’l-Arabiyye, Yye. 1957, (I-XVII).
Kaşgarlı Muhmud, Divânu Lugatu’t-Türk, (Hazırlayan, Suat Batur), İnkılâp Kitabevi,
İstanbul, 2008.
el-Kirmânî, Tâcu’l-Kurrâ Mahmûd b. Hamza, Esrâru’t-Tekrâr fi’l-Kur’ân, (Thk.
Abdulkadir Ahmed Atâ), Dâru’l-Fadîle, Kahire, ts.
______, Garâibu’t-Tefsîr ve Acâibu’t-Te’vîl, (Thk. Şumran Sirkal Yunus el-Acelî), Dâru’l-Kıble-Müessesetu Ulûmi’l-Kur’ân, ts.
Komisyon, Kur’ân-ı Kerîm ve Açıklamalı Meâli, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları,
Ankara, 2009.
Komisyon, Kur’ân Yolu Türkçe Meâl ve Tefsîr, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları,
Ankara, 2007, (I, V).
el-Kurtubî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed el-Ensâri, el-Câmi’ li Ahkâmi’lKur’ân, (Thk. İmâd Zeki el-Bârûdî, Hayrî Saîd) el-Mektebetu’t-Tevfîkiyye, Kahire,
2008, (I-XX).
Ma’mer b. el-Müsennâ, Ebû Ubeyde, Mecâzu’l-Kur’ân, (Thk. Fuat Sezgin), Mektebetu’lHancî, Kahire, ts., (I-II).
el-Mâturîdî, Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed, Te’vîlâtu’l-Kur’ân, (Thk. ve İlmi
Kontrol, Bekir Topaloğlu, Abdullah Başak), Mizan Yayınevi, İstanbul, 2007-2010, (IXVII).
100
Yıl: 2015/2 | Sayı: 44 | Yrd. Doç. Dr. Zeki HALİS
______, Kitâbu’t-Tevhîd, (Thk. Bekir Topaloğlu, Muhammed Aruçi), İSAM Yayınları,
Ankara, 2005.
el-Mazharî, el-Kâdı Muhammed Senâullah el-Osmânî, Tefsîru’l-Mazharî, (Thk. Ahmed
İzzû İnâye), Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrût, 2004, (I-X).
el-Mâverdî, Ebu’l-Hasan Ali b. Muhammed b. Habib, en-Nüket ve’l-Uyûn, (Thk. esSeyyid Abdulmaksûd b. Abdurrahim), Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye-Müessesetu’l-Kutubi’s-Sekâfiyye, Beyrût, ts., (I-VI).
Mekkî b. Ebî Tâlib, Ebû Muhammed, el-Hidâye ilâ Bulûği’n-Nihâye, (Thk. Komisyon)
Külliyyetu’d-Dirâsâti’l-Ulyâ, BAE., 2008, (I-XIII).
el-Merâğî, Ahmed Mustafa, Tefsîru’l-Merâğî, Şeriketu Mektebe ve Matbaatu Mustafa elBâbî, 1946, (I-XXX).
el-Mergînânî, Burhaneddîn Ebu’l-Hasan Ali b. Ebû Bekr el-Fergânî, el-Hidâye Şerhu Bidâyeti’l-Mübtedî, Dâru’l-Erkam, Beyrût, ts., (I-II).
el-Mevsılî, Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd, el-İhtiyâr li-Ta’lîli’l-Muhtâr, Çağrı Yayınları,
İstanbul, 1996, (I-V).
Mukâtil b. Süleyman el-Belhî, Tefsîru Mukâtil b. Süleyman, (Thk. Ahmed Ferîd), Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 2003, (I-III).
______, el-Vucûh ve’n-Nezâir fi’l-Kur’âni’l-Kerîm, Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût,
2008.
en-Nesefî, Abdullah İbn Ahmed İbn Mahmûd, Medâriku’t-Tenzîl ve Hakâiku’t-Te’vîl,
(Thk., Zekeriyyâ Umeyrât), Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 2008, (I-II).
en-Nesefî, Ebu’l-Muîn Meymûn b. Muhammed, Tebsiratu’l-Edille fî Usûli’d-Dîn, (Thk.
Hüseyin Atay), Ankara, 1993, (I-II).
en-Nîsâbûrî, el-Allame Nizamuddin el-Hasan b. Muhammed b. Hüseyin el-Kummî, Garâibu’l-Kur’ân ve Ragâibu’l-Furkân, (Thk. Zekeriya Umeyrât), Dâru’l-Kutubi’lİlmiyye, Beyrût, 1996, (I-VI).
Okuyan, Mehmet, Kur’ân-ı Kerîm’de Çok Anlamlılık, Düşün Yayıncılık, İstanbul,
2013.
Peterson, Daniel Carl, “Creation”, Encyclopaedia of the Qur’ân, Editör: Jane Dammen
McAuliffe, Brill, Leiden–Boston–Köln, 2001, (I-VI).
er-Râzî, Fahreddin, Mefâtîhu’l-Gayb, (Thk. İmâd Zeki el-Bârudi) el-Mektebetü’tTevfîkiyye, Kahire, 2003, (I-XXXII).
“CA’L” KÖKÜNÜN KUR'ÂN-I KERÎM’DE KULLANILAN MANALARI
101
Reşîd Rıza, Muhammed, Tefsîru’l-Menâr, Dâru’l-Menâr, Kahire, 1947, (I-XII).
es-Sa’lebî, Ebû İshâk, el-Keşf ve’l-Beyân, (Tefsîru’s-Sa’lebî), (Thk. Ebû Muhammed İbn
Âşûr), Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrût, 2002, (I-X).
es-Sâmerrâî, Fâdıl Salih, Meâni’n-Nahv, Dâru’l-Fikr li’t-Tibâa ve’n-Neşr ve’t-Tevzî’,
Ammân, 2000, (I-IV).
Sâmî, Şemseddin, Kâmûs-i Türkî, Çağrı Yayınları, İstanbul, 2007.
es-Seâlibî, Ebû Mansûr Abdulmelik b. Muhammed, Fıkhu’l-Luga ve Sırru’l-Arabiyye,
(Thk. Muhammed Salih Musa Hüseyn), Müessesetu’r-Risâle Nâşirûn, Beyrût, 2013.
es-Seâlibî, eş-Şeyh Abdurrahman, el-Cevâhiru’l-Hisân fî Tefsîri’l-Kur’ân, (Thk. Ebû
Muhammed el-Ğumârî el-İdrîsî el-Hasenî), Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 1996, (IIII).
es-Sebt, Hâlid b. Osman, el-Azbu’n-Nemîr min Mecâlisi’ş-Şinkîtî fi’t-Tefsîr, Dâru İbn
Affân-Dâru İbni’l-Kayyim, Yy., 2003, (I-V).
es-Sem’ânî, Ebu’l-Muzaffer Mansûr b. Muhammed b. Abdulcebbâr et-Temîmî elMervezî, Tefsîru’l-Kur’ân, (Thk. Ebû Temîm Yâsir b. İbrahim), Dâru’l-Vatan, Riyâd,
1997, (I-VI).
es-Semerkandî, Ebu’l-Leys Nasr b. Muhammed b. Ahmed b. İbrahim, Tefsîru’sSemerkandî, (Thk. Ali Muhammed Muavviz, Adil Ahmed Abdu’l-Mevcut), Dâru’lKutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 1993, (I-III).
es-Semîn el-Halebî, Ahmed b. Yusuf, ed-Durru’l-Masûn fî Ulûmi’l-Kitâbi’l-Meknûn,
(Thk. Ahmed Muhammed el-Harrât), Dâru’l-Kalem, Şam, ts., (I-XI).
______, Umdetu’l-Huffâz fî Tefsîr-i Eşrafi’l-Elfâz, (Thk. Muhammed Basel Uyûnu’sSûd), Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 1996, (I-IV).
es-Serahsî, Şemsuddîn, Kitâbu’l-Mebsût, (Thk. Komisyon), Dâru’l-Ma’rife, Beyrût, ts.,
(I-XXXI).
Sîbeveyhi, Amr b. Osman b. Kanber, el-Kitâb, (Thk. İmîl Bedî’ Yakûb), Dâru’l-Kutubi’lİlmiyye, Beyrût, 2009, (I-V).
eş-Şa’râvî, Muhammed Mütevellî, Tefsîru’ş-Şa’râvî, Dâru Ahbâri’l-Yevm, ts., (I-XXIV).
eş-Şehristânî, Ebu’l-Feth Muhammed b. Abdulkerîm, el-Milel ve’n-Nihal, (Tsh. Ahmed
Fehmî Muhammed), Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 2009.
eş-Şevkânî, Muhammed b. Ali b. Muhammed, Fethu’l-Kadîr, el-Câmi’ Beyne Fenneyi’rRivâye ve’d-Dirâye min İlmi’t-Tefsîr, Dâru İbn Hazm, Beyrût, 2000.
102
Yıl: 2015/2 | Sayı: 44 | Yrd. Doç. Dr. Zeki HALİS
eş-Şîrâzî, eş-Şeyh Nâsır Mekârim, el-Emsel fî Tefsîr-i Kitâbillahi’l-Münezzel, Dâru’nNeşr li-Medreseti’l-İmâm Ali b. Ebî Tâlib, Kum, H. 1426, (I-XV).
eş-Şirbînî, Muhammed b. Ahmed el-Hatîb, es-Sirâcu’l-Munîr fi’l-İâneti alâ Ma’rifeti
Ba’di Meânî Kelâmi Rabbina’l-Hakîmi’l-Habîr, (Thk. İbrahim Şemsüddîn), Dâru’lKutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 2004, (I-IV).
et-Tabâtabâî, Muhammed Hüseyin, el-Mîzân fî Tefsîri’l-Kur’ân, Müessesetu’l-A’lamî li’lMatbûât, Beyrût, 1997, (I-XXII).
et-Taberî, Ebû Ca’fer Muhammed İbn Cerîr, Câmiu’l-Beyân fî Te’vîli’l-Kur’ân, Tefsîru’t-Taberî, (Thk. Komisyon), el-Mektebetu’t-Tevfîkiyye, Kahire, 2004, (I-XXX).
et-Tabersî, Emînu’l-İslâm Ebû Alî el-Fadl b. el-Hasan, Mecmeu’l-Beyân fî Tefsîri’lKur’ân, Dâru’l-Ulûm, Beyrût, 2005, (I-X).
Tefsîru’l-Celâleyn, Dâru’l-Menâr, Kahire, ts.
et-Tûsî, Ebû Ca’fer Muhammed b. el-Hasen, et-Tibyân fî Tefsîri’l-Kur’ân, Dâru İhyâi’tTurâsi’l-Arabî, Beyrût, ts.
Yazır, Elmalılı Muhammed Hamdi, Hak Dini Kur’ân Dili, Matbaai Ebuzziya, İstanbul,
1935-1939, (I-IX).
ez-Zebîdî, Muhammed Murtaza el-Hüseynî, Tâcu’l-Arûs min Cevâhiri’l-Kâmûs, (Thk.
Komisyon), Matbaatu Hükûmet-i Kuveyt, Kuveyt, 1965-2001, (I-XL).
ez-Zeccâc, Ebû İshâk İbrahim b. es-Serî, Meâni’l-Kur’ân ve İ’râbuh, (Thk. Abdulcelîl
Abduh Şelebî), Dâru’l-Hadîs, Kahire, 2004, (I-V).
ez-Zemahşerî, Cârullah Ebu’l-Kâsım Mahmûd b. Ömer b. Muhammed, Tefsiru’l-Keşşâf
an Hakâik-i Gavâmizi’t-Tenzîl ve Uyûni’l-Ekâvîl fî Vucûhi’t-Te’vîl, (Nşr. Muhammed
Abdusselam Şahin), Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrût, 1995, (I-IV).
______, Esâsu’l-Belâga, Dâru’l-Fikr, Beyrût, 2006.
Zuhaylî, Vehbe, el-Fıkhu’l-İslâmî ve Edilletuh, Dâru’l-Fikr, Dımeşk, 2012, (I-X).
Download