Üniversite öğrencilerinde riskli davranışlar ile çocukluk çağı istismar

advertisement
Erel ve Gölge
189
_____________________________________________________________________________________________________
Araştırma / Original article
Üniversite öğrencilerinde riskli davranışlar ile çocukluk çağı
istismar, dürtüsellik ve riskli davranışlar arasındaki ilişki
Özge EREL,1 Zeynep Belma GÖLGE2
_____________________________________________________________________________________________________
ÖZET
Amaç: Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencileri arasında riskli davranışları belirlemek ve riskli davranışlar, dürtüsellik ve çocukluk çağı istismarı arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Yöntem: Araştırmanın çalışma grubu 2012-2013
öğretim yılında 24 farklı ildeki devlet ve vakıf üniversitelerinde okuyan 740’ı kadın, 362’si erkek toplam 1102 üniversite öğrencisidir. Araştırmada, ‘Demografik Bilgi Formu’, 18 yaşından önceki örselenme yaşantılarını tarayan
‘Çocukluk Çağı Örselenme Yaşantıları Ölçeği (ÇÖYÖ)’, dürtüselliği ölçmek için kullanılan ‘Barratt Dürtüsellik Ölçeği
(BDÖ-11)’ ve araştırmacılar tarafından hazırlanan riskli davranışlarda bulunma durumunu belirleyen ‘Riskli Davranışlar Soru Formu’ uygulanmıştır. Bulgular: Erkeklerin tek gecelik ilişkide prezervatif kullanmama dışında diğer
riskli davranışları kadınlardan daha fazla gerçekleştirdikleri saptanmıştır. ÇÖYÖ ile BDÖ-11 puanları arasında yüksek düzeyde ve pozitif yönde ilişki saptanmış, riskli davranışlarda bulunanlarla bulunmayanların ÇÖYÖ ve BDÖ-11
puanları arasında da anlamlı düzeyde farklılık belirlenmiştir. Sonuç: Gençler arasında görülen dürtüsellik ve riskli
davranışlar bireysel ve toplumsal temelli önemli sorunlara yol açmaktadır. Dürtüsellik ve riskli davranışların çocukluk
çağı istismarının uzun dönemdeki etkilerinden olması, çocuk istismarına yönelik önleme ve müdahale programlarına ağırlık verilmesi gerektiğini göstermektedir. Ayrıca gençler arsında ciddi bir risk etkeni olan dürtüsellik ve riskli
davranışlara yönelik koruyucu programlar devreye sokulmalıdır. (Anadolu Psikiyatri Derg 2015; 16(3):189-197)
Anahtar sözcükler: Çocuk istismarı, dürtüsellik, riskli davranışlar
The relationship between risky behaviors and childhood abuse,
impulsivity and risky behaviors in university students
ABSTRACT
Objective: The aim of this study is to investigate risky behaviors among university students and to reveal the relationship between risky behaviors, impulsivity and childhood abuse. Methods: Participants of this research were
1102 university students (740 women and 362 men) who attended state or foundation universities at Turkey’s 24
different cities in 2012-2013 educational year. In this study, ‘Demographic Information Form’, ‘Childhood Abuse
Experience Scale (CAES)’, which collects information about abuse experiences before the age of 18, ‘Barratt Impulsivity Scale (BIS-11)’, which measures impulsivity and ‘Risky Behaviors Questionnaire’, which identifies habituation
and frequency of risky behaviors that were applied. Results: Male university students tend to engage in risky
behaviors more than female university students do, except not using condom in one-night stand. A positive and
strong correlation was found between CAES and BIS-11 scores. CAES and BIS-11 scores were also significantly
different between participants who reported risky behavior and who did not. Conclusion: Impulsivity and risky
behaviors which are observed among young people lead to individual and communal problems. Risky behaviors
and impulsivity are long term effects of childhood abuse, so this situation shows the requirement of putting on
_____________________________________________________________________________________________________
1
Uzm.Psk., 2 Yrd.Doç.Dr., İstanbul Üniversitesi, Adli Tıp Enstitüsü, İstanbul
Correspondence address / Yazışma Adresi:
Yrd.Doç.Dr. Zeynep Belma GÖLGE, İstanbul Üniversitesi, Adli Tıp Enstitüsü, 34303 Cerrahpaşa/İstanbul
E-mail: zbelma@istanbul.edu.tr
Geliş tarihi: 28.04.2014, Kabul tarihi: 24.07.2014, doi: 10.5455/apd.167082
Anadolu Psikiyatri Derg 2015; 16:189-197
190
Üniversite öğrencilerinde riskli davranışlar ile çocukluk çağı istismar, dürtüsellik ve …
_____________________________________________________________________________________________________
emphasis on prevention and intervention programs about childhood abuse. Furthermore, impulsivity, which is considered to be a serious risk factor, and risky behavior oriented protective programs should be employed. (Anatolian
Journal of Psychiatry 2015; 16(3):189-197)
Key words: Child abuse, impulsivity, risky behaviors
_____________________________________________________________________________________________________
GİRİŞ
Çocuğun savunmasız ve korunmaya muhtaç
yapısı, tarih boyunca çocuğun istismara maruz
kalmasına yol açmıştır. Çocuk istismarı, karmaşık nedenleri ve trajik sonuçları olan tıbbi, hukuksal, gelişimsel ve psikososyal yönden ciddi bir
sorundur. Yalnız bireysel temelde değil, toplumsal temelde de ciddi sonuçlara yol açmaktadır.
Çocuk istismarı anne-baba veya bakıcı gibi bir
erişkin tarafından çocuğa yöneltilen, çocuğun
fiziksel, duygusal, zihinsel, cinsel gelişimlerini
engelleyen veya kısıtlayan eylem veya eylemsizliklerdir.1
Bireyin çocukluk döneminde maruz kaldığı fiziksel, duygusal veya cinsel istismar gelecekteki
yaşantısını ve davranış yapısını etkilemektedir.
İstismar yaşantısı olmayan bireylerle karşılaştırıldığında, istismara uğramış bireyler birçok
psikopatolojik ve fiziksel sorun yaşar. Bunun
nedeni travmatik olayların bedenin işleyiş biçimini etkilemesi, bedenin tehditlere ve daha sonraki
stres uyaranlarına karşı daha duyarlı ve kırılgan
duruma gelmesidir.2 Çocukluk çağındaki ihmal
ve istismarın, erişkinlikteki psikopatoloji riskini
artırdığı bilinmektedir.3 Çocukluk çağı travmalarının farklı alt tipleri ile ruhsal sorunlar arasındaki
özgül ilişkilere dikkat çekilmiş, birden çok istismar tipinin birlikteliğinin psikopatoloji riskini artırdığı ileri sürülmüştür.4
Çocukluk çağı istismarına maruz kalmış bireylerde ileriki yıllarda kişilik bozuklukları, alkol-madde
kullanımı ile ilgili bozukluklar, duygudurum
bozuklukları, anksiyete bozuklukları, dissosiyatif
bozukluklar ve somatoform bozukluklar,5 kendine zarar verici davranışlar ve intihar davranışları,6 riskli davranışlar, antisosyal davranışlar,
suça karışma7-9 ve riskli cinsel davranışlar10,11
gibi sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
Çocukluk çağında istismara maruz kalmış bireylerde ortaya çıkması olası sorunlardan ikisi
dürtüsellik ve riskli davranışlara girme eğilimidir.
Moeller ve arkadaşları, dürtüselliği ‘alternatifleri
yeteri kadar değerlendirmeden hareket etmek’
ve ‘bireyin hem kendisi, hem de diğerleri üzerindeki olumsuz olası sonuçları göz ardı ederek,
içsel ve dışsal uyaranlara hızlı, planlanmamış
tepkiler vermesi’ olarak tanımlamıştır.12 Sabırsızlık, dikkatsizlik, risk alma, heyecan arama,
Anatolian Journal of Psychiatry 2015; 16:189-197
zevk arama, zarar görme olasılığını düşük
hesaplama ve dışa dönüklük gibi özelliklerle
kendini gösterir.13 Günümüzdeki nöropsikolojik
çalışmalar dürtüselliğin çok yönlü bilişsel bir
kavram olduğu düşüncesini desteklemektedir.14
Dürtüsellik tek bir hareket değil, davranış örüntüsünün bir parçası, bir yatkınlık olarak tanımlanmıştır.12
Dürtüsellik normal ve klinik popülasyonda görülebilmektedir. Patolojik boyuttaki dürtüsellik kişilerin yaşam kalitesini bozmakta ve işlevselliklerini azaltmaktadır.12 Dürtüsellik tek başına psikiyatrik bir tanı değildir. Kişilik bozuklukları, dürtü
kontrol bozuklukları, alkol kötüye kullanımı,
dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu, bipolar
bozukluk, frontal lob sendromu, trikotillomani gibi
çeşitli psikiyatrik bozukluklarda dürtüselliğin
patolojik şeklinden söz edilebilir.15-17 Çocukluk
çağı cinsel, fiziksel ve duygusal istismar öyküsü
olan gençlerin birçok dürtüsel temelli davranış
gösterdikleri, daha fazla dürtüsel kararlar aldığı
ve genelde düşünmeden hareket ettikleri belirlenmiştir.6,18-20
Çocukluk çağı istismar yaşantısının ilişkili olduğu
bir diğer etken de riskli davranışlardır. Alikaşifoğlu riskli davranışları, ‘gençlerin sağlık ve iyilik
durumlarını ve yaşamlarını etkileyen ve potansiyel olarak olumsuz sonuçları olabilecek davranışlar’ olarak tanımlamıştır.21 Çocukluk döneminde cinsel istismara maruz kalmanın riskli
davranışlarla ilişkili olduğu öne sürülmüştür.22 Bu
kişilerde çeşitli olumsuz sonuçların yaşanma
riskinin yükseldiği, en yoğun olarak riskli davranışlara girme oranının arttığı belirlenmiştir.22-24
Çocukluk çağında istismara maruz kalmış
çocukların ateşli silah ve kesici-delici alet kullanımının olduğu şiddet içerikli olaylara daha çok
karıştığı,25 madde kullanımının daha yüksek
oranda olduğu,26 özellikle cinsel istismara uğrayan gençlerin riskli cinsel ilişkilere girdikleri ve
bunları yetişkin dönemlerinde de sürdürdükleri23,27 görülmektedir.
Riskli davranışlarla dürtüsellik arasındaki ilişkiyi
araştıran çalışmalarda, dürtüselliğin karar alma
noktasında etkili olduğu, bu durumun yüksek risk
içeren davranışları sergileyecek kararlar almayı
büyük ölçüde etkilediği görülmüştür.28 Dürtüsel
karar veren kişiler oldukça kısa düşünme ve
planlama süresine sahiptirler29 ve heyecan verici
Erel ve Gölge
191
_____________________________________________________________________________________________________
deneyimlere gereksinme duymaktadırlar.30
Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencileri arasında riskli davranışları belirlemek ve riskli
davranışlar, dürtüsellik ve çocukluk çağı istismar
arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Çalışmamızın
varsayımları, erkek üniversite öğrencilerinin
kadınlara göre daha fazla riskli davranışlarda
bulunmaları, riskli davranışlarda bulunan öğrencilerin Çocukluk Çağı Örselenme Yaşantıları
Ölçeğinin ve Barratt Dürtüsellik Ölçeğinin toplam
ve alt ölçeklerinden daha yüksek puan almaları,
Çocukluk Çağı Örselenme Yaşantıları Ölçeği ile
Barratt Dürtüsellik Ölçeği arasında pozitif yönde
bir ilişki olması yönündedir.
YÖNTEM
Örneklem
Araştırmanın örneklemi 2012-2013 öğretim yılında 24 farklı ildeki (İstanbul, Ankara, İzmir, Konya,
Kastamonu, Kocaeli, Antalya, Samsun, Çorlu,
Lüleburgaz, Bolu, Aydın, Eskişehir, Çanakkale,
Kütahya, Adana, Malatya, Trabzon, Mersin,
Muğla, Kırklareli, Edirne, Bursa, Van) devlet ve
vakıf üniversitelerinde okuyan 740’ı kadın, 362’si
erkek toplam 1102 üniversite öğrencisidir. Katılıma kadın öğrencilerin ilgisinin daha fazla olması
nedeniyle kadın ve erkek öğrencilerin sayısını
eşitlemek olası olmamıştır. Araştırmada, bazı
öğrencilere araştırmacılar tarafından ulaşılırken,
bazı öğrencilere araştırmacıların yakın çevresinde olan ve farklı şehirlerde üniversite öğrenimi
gören öğrenciler aracılığı ile ulaşılmıştır. Üniversitelerin seçimi, Türkiye’nin her bölgesinin temsil
edilmesinin yanı sıra, ulaşılırlık dikkate alınarak
yapılmıştır.
Veri toplama araçları
Demografik Bilgi Formu: Yaş, cinsiyet, doğum
yeri, okul bilgileri, medeni durum ile ilgili demografik bilgileri içermektedir.
Barratt Dürtüsellik Ölçeği (BDÖ-11): Barratt’ın geliştirdiği ölçek 30 maddeden oluşmuştur ve
kendi içinde ‘dikkat’ (dikkatsizlik ve bilişsel
düzensizlik), ‘motor’ (motor dürtüsellik, sabırsızlık) ve ‘plan yapmama’ (kontrolünü sağlayamama, bilişsel karışıklığa tahammülsüzlük) olmak
üzere üç alt ölçeği vardır. ‘Nadiren/hiçbir zaman’,
‘bazen’, ‘sıklıkla’ ve ‘hemen her zaman/her
zaman’ olmak üzere dört yanıt seçeneği vardır.
Toplam BDÖ-11 puanı ne kadar yüksekse, kişinin dürtüsellik düzeyi o kadar yüksektir. Dikkat
alt ölçeğinin puanının yüksekliği kişinin daha
dikkatsiz davranışlarda bulunduğunu, motor alt
ölçeğinin puanının yüksekliği motor hareketlilikteki artışı, plansızlık alt ölçeğinin puanının
yüksekliği yaşamı planlamasındaki istikrarsızlık
ve plan yapamamayı gösterir. BDÖ-11’in Türkçe
geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Güleç ve arkadaşları tarafından yapılmıştır.31
Çocukluk Çağı Örselenme Yaşantıları Ölçeği
(ÇÖYÖ): Bernstein ve arkadaşları tarafından
geliştirilen ölçeğin Türkçe uyarlaması, geçerlilik
ve güvenilirlik çalışması Arslan ve Alparslan
tarafından yapılmıştır.32 Kırk maddeden oluşan
ölçeğin yanıt seçenekleri ‘hiçbir zaman’, ‘nadiren’, ‘bazen’, ‘sıklıkla’ ve ‘çok sık’ şeklindedir.
Duygusal kötüye kullanım ve duygusal ihmal,
cinsel kötüye kullanım ve fiziksel kötüye kullanım
olmak üzere üç alt ölçekten oluşur. Yüksek
puanlar, o tür kötüye kullanımın çocuklukta daha
sık yaşandığını göstermektedir. Ölçeğin Türkçe
uyarlamasında alınabilecek en düşük ve en
yüksek puanlar duygusal istismar ve duygusal
ihmal alt ölçeği için 19-95, fiziksel istismar alt
ölçeği için 16-80, cinsel istismar alt ölçeği için 525’dir.32
Riskli Davranışlar Soru Formu: Araştırmacılar
tarafından geliştirilen bu formda, hızlı ve alkollü
araç kullanımı, kesici/delici alet taşıma, kavgaya
girme eğilimi, karışılan kavgalarda yaralanma ve
birini yaralama, tek gecelik cinsel ilişki yaşama
ve bu ilişkilerde korunma, sürekli ilişkilerinde
hamilelik için korunma ve kürtaj deneyimi gibi
risk olarak değerlendirilen bazı davranışların
varlığı ve sıklığı sorulmaktadır.
İşlem
Uygulama öncesinde üniversite öğrencileri ile
görüşülerek araştırma ile ilgili gerekli bilgiler
verilmiştir. Çalışmanın anonim bir çalışma olduğu ve formlar üzerine isim yazılmaması belirtilmiştir. Araştırma ile ilgili ayrıntılı bilgi içeren
‘Aydınlatılmış Onay Formu’ veri toplama araçlarından ayrı olarak verilip toplanmıştır. Ad, soyad,
tarih ve imza istenen bu formun uygulama öncesi
verilmesi ile katılımcının çalışmada tamamen
anonim olarak yer alacağının bilinmesi sağlanmıştır. Araştırmada boş bir zarf ile birlikte verilen
veri toplama araçlarının, doldurulduktan sonra
bilgilerin gizliliğini sağlamak maksadıyla kapalı
zarf içerisinde verilmesi istenmiştir.
SONUÇLAR
Örneklemin yaş aralığı 17-35, yaş ortalaması
21.46±2.73 yıl olarak saptanmıştır. Kadın katılımcıların yaş aralığı 17-35, yaş ortalaması
21.35±2.78 yıl; erkeklerin yaş aralığı 18-35, yaş
ortalaması 21.75±2.60 yıldır. Kadınların %96.1’i,
erkeklerin %94.5’i bekar; kadınların %83.1’i,
erkeklerin %74.3’ü kent doğumludur.
Anadolu Psikiyatri Derg 2015; 16:189-197
192
Üniversite öğrencilerinde riskli davranışlar ile çocukluk çağı istismar, dürtüsellik ve …
_____________________________________________________________________________________________________
Kadın ve erkek öğrencilerin riskli davranışlarına ilişkin sonuçlar
Riskli davranışların değerlendirilmesinde, hızlı
araç kullanma kadınlarda %16.1, erkeklerde
%39.5; alkollü araç kullanma kadınlarda %8.1 ve
erkeklerde %21.6 olarak bulunmuştur. Kesici ve
delici alet taşıma kadınlarda %4.2, erkeklerde
%11.6 oranında; kavgaya girme eğilimi kadınlarda %20.4, erkeklerde %40.9 oranındadır. Girilen
kavgalarda 1-2 kez yaralananların oranı kadınlarda %9.1, erkeklerde %29.3; üç ve daha çok
kez yaralananların oranı kadınlarda %2.6, erkeklerde %12.7’dir. Kavga sırasında birini yaralama
sıklığı değerlendirildiğinde, 1-2 kez yaralayanların oranı kadınlarda %8.4, erkeklerde %24.9;
üç ve daha çok yaralayanların oranı kadınlarda
%2.7, erkeklerde %15.7 olarak bulunmuştur.
Kadınların %8.4’ü, erkeklerin %48.5’i tek gecelik
cinsel ilişki yaşadığını belirtmiştir. Tek gecelik
ilişkide prezervatif kullanmayan kadınların oranı
%74.6 iken, bu oran erkeklerde %74.7’dir.
Kadınların %15.0’ının, erkeklerin %22.6’sının
yaşadıkları sürekli ilişkilerinde hamilelik için
korunmadıkları bulunmuştur. Öğrencilerin kürtaj
deneyimleri de araştırmamızda sorgulanmış
kadınların 15’i bir kez, dördü iki kez, üçü üç kez
kürtaj yaptırdığını; erkeklerin 37’si bir kez, 10’u
iki kez, üçü üç kez, yedisi dört ve daha çok kez
kürtajla sonuçlanan ilişki yaşadıklarını bildirmiştir. Erkeklerin tek gecelik ilişkide prezervatif
kullanımı dışında diğer riskli davranışları kadınlardan daha fazla gerçekleştirdikleri saptanmıştır. Tek gecelik ilişkide prezervatif kullanmayan
kadınların ve erkeklerin oranı eşit bulunmuştur.
Riskli davranışlarla ÇÖYÖ ve BDÖ-11 puanları arasındaki ilişki
Riskli davranışlarda bulunan ve bulunmayanların ÇÖYÖ ve BDÖ-11 puanlarının karşılaştırılması için grup sayıları dikkate alınarak bağımsız örneklem t testi ve tek yönlü ANOVA, farkı
yaratan grubun saptanması için çoklu karşılaştırma testlerinden Bonferonni testi uygulandı.
Riskli davranışlarda bulunanlarla bulunmayanların ÇÖYÖ ve BDÖ-11 puanlarının istatistik
sonuçları Tablo 1 ve 2’de verilmiştir. Riskli davranışlarda bulunanlarla bulunmayanların ÇÖYÖ ve
BDÖ-11 puanları arasında anlamlı düzeyde farklılıklar belirlendi; hızlı ve alkollü araç kullananların, kavgada kesici delici alet kullananların
kullanmayanlara göre, yaşamının herhangi bir
zamanında kavgaya karışanların karışmayanlara göre, tek gecelik cinsel ilişki yaşayanların
yaşamayanlara göre, bu ilişkide prezervatif
kullanmayanların kullananlara göre ve sürekli
ilişkilerinde hamilelik için korunmayanların koruAnatolian Journal of Psychiatry 2015; 16:189-197
nanlara göre iki ölçek puanları da daha yüksek
bulunmuştur. Sayının az olması nedeniyle kürtaj
deneyiminin analizi yapılmamıştır.
Kavgalarda yaralanma ve yaralama sıklığı ile
ÇÖYÖ ve BDÖ-11 puanları arasında da anlamlı
ilişki bulunmuştur. Yaralama ve yaralanma sıklığı arttıkça ÇÖYÖ ve BDÖ-11 puanları da
artmaktadır (Tablo 1 ve 2). Bonferonni testi
sonucunda, iki ölçek için de hiç yaralanmayanla
1-2 kez yaralanan, hiç yaralamayanla 1-2 kez
yaralayan arasında, hiç yaralanmayanla üç ve
daha çok kez yaralanan, hiç yaralamayanla üç
ve daha çok kez yaralayan arasında ve 1-2 kez
yaralananla üç ve daha çok kez yaralanan, 1-2
kez yaralayanla üç ve daha çok kez yaralayan
arasında anlamlı farklılık bulunmuştur (p<0.01).
Riskli davranışlarla ÇÖYÖ ve BDÖ-11 puanları
arasındaki ilişkiyi araştırmak için bunların alt
ölçekleri arasındaki ilişkiye bakılmış ve sonuçları
Tablo 3’te verilmiştir. Pearson korelasyon analizi
sonuçlarına göre, riskli davranış sayısı ile
ÇÖYÖ-cinsel istismar alt ölçeği, fiziksel istismar
alt ölçeği ve duygusal istismar alt ölçeği puanları
arasında (sırasıyla, r=0.484, p<0.0001; r=0.439,
p<0.0001; r=0.425, p<0.0001) ve riskli davranış
sayısı ile BDÖ-11 toplam puanı ve dikkat alt
ölçeği, motor alt ölçeği ve plansızlık alt ölçeği
puanları arasında (sırasıyla, r=0.416, p<0.0001;
r=0.391, p<0.0001; r=0.389, p<0.0001; r=0.249,
p<0.0001) pozitif yönde istatistiksel olarak
anlamlı ilişki saptanmıştır.
ÇÖYÖ ve BDÖ-11 puanlarının korelasyon
değerlerine ilişkin sonuçlar
ÇÖYÖ ile BDÖ-11 ve bunların alt ölçekleri arasındaki ilişki Pearson korelasyon analizi ile belirlenmiş ve sonuçları Tablo 4’te verilmiştir. Analiz
sonuçlarına göre, ÇÖYÖ-cinsel istismar alt ölçeği ile BDÖ-11 toplam puanı ve dikkat alt ölçeği,
motor alt ölçeği ve plansızlık alt ölçeği puanları
arasında (sırasıyla, r=0.353, p<0.001; r=0.337,
p<0.001; r=0.337, p<0.001; r=0.197, p<0.001);
ÇÖYÖ-fiziksel istismar alt ölçeği ile BDÖ-11
toplam puanı ve dikkat alt ölçeği, motor alt ölçeği
ve plansızlık alt ölçeği puanları arasında (sırasıyla, r=0.315, p<0.0001; r=0.312, p<0.0001;
r=0.263, p<0.0001; r=0.191, p<0.0001) ve
ÇÖYÖ-duygusal istismar alt ölçeği ile BIS-11
toplam puanı ve dikkat alt ölçeği, motor alt ölçeği
ve plansızlık alt ölçeği puanları arasında (sırasıyla, r=0.413, p<0.0001; r=0.412, p<0.0001;
r=0. 341, p<0.0001; r=0.247, p<0.0001) pozitif
yönde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmıştır.
Erel ve Gölge
193
_____________________________________________________________________________________________________
Tablo 1. Riskli davranışlarla ÇÖYÖ alt ölçek puanları arasındaki ilişki
____________________________________________________________________________________
Cinsel istismar
Ort.±SS
Fiziksel istismar
Ort.±SS
Duygusal istismar
Ort.±SS
____________________________________________________________________________________
Hızlı araç kullanımı
Evet (s=262)
Hayır (s=496)
Araç kullanmıyorum (s=344)
7.21±3.76
5.70±2.05
5.64±1.90
F(2)=36.98*
25.88±10.55
22.17±7.10
21.86±6.43
F(2)=23.76*
38.69±16.77
31.25±11.97
31.35±11.42
F(2)=31.76*
8.93±4.62
5.81±2.20
t(753)=10.98*
31.02±13.20
22.33±7.03
t(751)=9.96*
47.43±18.85
31.80±12.14
t(753)=11.04*
9.03±4.83
5.83±2.22
t(1100)=10.62*
30.89±13.93
22.39±7.12
t(1098)=9.04*
45.95±20.79
32.14±12.31
t(1099)=8.74*
6.97±3.48
5.70±2.09
t(1100)=7.40*
25.66±9.92
21.95±6.95
t(1098)=6.94*
37.84±16.31
31.27±11.78
t(1099)=7.36*
5.66±1.92
6.96±3.58
8.69±4.57
F(2)=59.28*
21.80±6.51
25.51±9.49
31.52±13.65
F(2)=60.58*
31.22±11.97
36.63±13.63
47.82±19.83
F(2)=58.52*
5.67±1.91
6.67±3.41
9.01±5.04
F(2)=71.29*
21.73±6.45
25.77±8.97
31.23±13.95
F(2)=67.52*
31.14±11.78
37.57±14.79
45.81±18.90
F(2)=57.12*
7.55±4.02
5.63±1.85
t(1099)=10.51*
26.66±11.22
21.94±6.57
t(1097)=8.22*
39.49±16.53
31.23±11.83
t(1098)=8.66*
Tek gecelik ilişkide prezervatif kullanımı
Evet (s=174)
6.86±3.28
Hayır (s=59)
9.71±5.23
t(231)=-4.89**
24.30±8.05
33.85±15.58
t(230)=-6.04**
37.48±14.72
45.73±20.02
t(231)=-3.37**
Yaşanılan ilişkide hamilelik için korunma
Evet (s=871)
5.85±2.33
Hayır (s=185)
7.15±3.64
t(1054)=-6.19*
22.39±7.06
25.92±11.46
t(1052)=-5.43*
32.32±12.67
37.42±16.42
t(1053)=-4.69*
Alkollü araç kullanımı
Evet (s=101)
Hayır (s=654)
Kesici-delici alet kullanımı
Evet (s=73)
Hayır (s=1029)
Kavgaya girme eğilimi
Evet (s=299)
Hayır (s=803)
Kavgalarda yaralanma sıklığı
Hiç (s=864)
1-2 kez (s=173)
3 ve daha fazla (s=65)
Kavgalarda yaralama sıklığı
Hiç (s=873)
1-2 kez (s=152)
3 ve daha fazla (s=77)
Tek gecelik ilişki yaşama
Evet (s=237)
Hayır (s=864)
_____________________________________________________________________________________________
* p<0.001, ** p<0.05
TARTIŞMA
Çalışmalar çocukluk çağı istismarına maruz
kalan bireylerin birçok açıdan risk altında olduğuna ilişkin veriler sunmaktadır. Bunlardan ikisi
riskli davranışlar ve dürtüselliktir. Bu çalışmada
çocukluk çağı istismarı ile riskli davranışlar ve
dürtüsellik arasındaki ilişki araştırılmıştır.
Erkek öğrencilerin kadın öğrencilere göre özel-
likle hızlı ve alkollü araç kullanma, kavgaya
karışma, girilen kavgalarda yaralanma ve yaralama, kesici-delici alet taşıma gibi riskli davranışları daha çok gösterdikleri görülmektedir. Yurtsever’e göre33 gençlerin riskli davranışlarda bulunmalarındaki risk etkenlerinden biri olan cinsiyet,
araştırmamızda da saptanmış ve varsayımımızı
destekler yönde erkeklerin daha fazla riskli
davranışlarda bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Anadolu Psikiyatri Derg 2015; 16:189-197
194
Üniversite öğrencilerinde riskli davranışlar ile çocukluk çağı istismar, dürtüsellik ve …
_____________________________________________________________________________________________________
Tablo 2. Riskli davranışlarla BDÖ-11 puanları arasındaki ilişki
_____________________________________________________________________________________________________
BDÖ-11 toplam puan
Ort.±SS
Dikkat alt ölçeği
Ort.±SS
Motor alt ölçeği
Ort.±SS
Plansızlık alt ölçeği
Ort.±SS
_____________________________________________________________________________________________________
Hızlı araç kullanımı
Evet (s=262)
Hayır (s=496)
Araç kullanmıyorum (s=344)
66.79±12.65
59.31±10.15
60.19±10.57
F(2)=43.10*
30.49±7.25
26.24±5.81
27.26±6.26
F(2)=39.23*
14.86±4.18
12.85±2.92
12.79±2.88
F(2)=39.17*
21.44±3.50
20.22±3.32
20.16±3.24
F(2)=13.96*
72.19±14.64
60.34±10.20
t(753)=10.17*
33.49±7.96
26.84±5.95
t(753)=9.93*
16.41±4.96
13.11±3.03
t(753)=9.17*
22.30±4.13
20.39±3.24
t(753)=5.30*
69.96±14.12
60.75±10.86
t(1099)=6.84*
32.21±7.80
27.24±6.31
t(1100)=6.38*
15.59±4.29
13.15±3.23
t(1099)=6.08*
22.16±3.37
20.37±3.35
t(1100)=4.41*
67.18±12.11
59.20±10.22
t(1099)=10.94*
30.76±7.01
26.38±5.93
t(1100)=10.34*
14.82±3.97
12.75±2.91
t(1099)=9.44*
21.61±3.51
20.08±3.23
t(1100)=6.81*
60.05±10.59
64.36±11.88
70.89±13.29
F(2)=37.14*
26.82±6.17
29.38±6.99
32.72±6.85
F(2)=34.41*
12.97±3.01
13.94±3.20
16.14±5.84
F(2)=32.03*
20.26±3.30
21.05±3.48
22.03±3.61
F(2)=11.29*
60.03±10.53
64.69±11.86
68.87±13.90
F(2)=36.42*
26.86±6.14
29.30±7.05
32.18±7.37
F(2)=31.22*
12.94±2.99
14.40±3.29
15.84±5.49
F(2)=33.06*
20.23±3.29
21.28±3.33
21.84±3.89
F(2)=13.04*
67.66±13.19
59.63±10.11
t(1098)=10.08*
30.91±7.37
26.65±5.97
t(1099)=9.22*
15.18±4.34
12.80±2.84
t(1098)=10.05*
21.57±3.59
20.19±3.26
t(1099)=5.63*
Tek gecelik ilişkide prezervatif kullanımı
Evet (s=174)
65.97±12.03
Hayır (s=59)
73.07±15.15
t(231)=-3.65**
30.05±6.76
33.59±8.59
t(231)=-3.24**
14.70±4.25
16.81±4.25
t(231)=-3.30**
21.23±3.47
22.66±3.80
t(231)=-2.66**
Yaşanılan ilişkide hamilelik için korunma
Evet (s=871)
60.74±10.88
Hayır (s=185)
64.60±12.86
t(1053)=-4.23*
27.24±6.34
29.30±7.25
t(1054)=-3.90*
13.16±3.27
14.20±3.75
t(1053)=-3.82*
20.35±3.30
21.10±3.70
t(1054)=-2.76*
Alkollü araç kullanımı
Evet (s=101)
Hayır (s=654)
Kesici-delici alet kullanımı
Evet (s=73)
Hayır (s=1029)
Kavgaya girme eğilimi
Evet (s=299)
Hayır (s=803)
Kavgalarda yaralanma sıklığı
Hiç (s=864)
1-2 kez (s=173)
3 ve daha fazla (s=65)
Kavgalarda yaralama sıklığı
Hiç (s=873)
1-2 kez (s=152)
3 ve daha fazla (s=77)
Tek gecelik ilişki yaşama
Evet (s=237)
Hayır (s=864)
_____________________________________________________________________________________________________
* p<0.001, ** p<0.05
Tablo 3. Riskli davranış sayısı ile ÇÖYÖ ve BDÖ-11 puanları arasındaki korelasyon bulguları
_____________________________________________________________________________________________________
ÇÖYÖ-Cİ
ÇÖYÖ-Fİ
ÇÖYÖ-Dİ
BDÖ-11
Dikkat alt
toplam puanı
ölçeği
Motor alt
ölçeği
Plansızlık
alt ölçeği
_____________________________________________________________________________________________________
Riskli davranış sayısı
0.484*
0.439*
0.425*
0.416*
0.391*
0.389*
0.249*
_____________________________________________________________________________________________________
* Korelasyon p<0.001 düzeyinde anlamlıdır (2-tailed)
Anatolian Journal of Psychiatry 2015; 16:189-197
Erel ve Gölge
195
_____________________________________________________________________________________________________
Tablo 4. ÇÖYÖ ve BDÖ-11 puanları arasındaki korelasyon bulguları
___________________________________________________________________________________________________
BDÖ-11 toplam
Dikkat alt ölçeği
Motor alt ölçeği
Plansızlık ölçeği
___________________________________________________________________________________________________
ÇÖYÖ cinsel istismar alt ölçeği
ÇÖYÖ fiziksel istismar alt ölçeği
ÇÖYÖ duygusal istismar alt ölçeği
0.353*
0.315*
0.413*
0.337*
0.312*
0.412*
0.337*
0.263*
0.341*
0.197*
0.191*
0.247*
___________________________________________________________________________________________________
* Korelasyon p<0.001 düzeyinde anlamlıdır (2-tailed)
Bu riskli davranışlarda kadın ve erkek öğrenciler
arasında fark varken, tek gecelik ilişkide prezervatif kullanmadığını ve sürekli ilişkide hamilelik
için korunmadığını belirten kadın ve erkek oranları birbirine yakın bulunmuştur. Biyolojik özelliklerin ve kültürel değerlerin etkisi ile erkekler
kadınlara göre, kendilerine ve çevrelerine yönelik daha saldırgan riskli davranışlar göstermektedir.34 Diğer riskli davranışların aksine, cinsel
yolla bulaşan hastalıklara yakalanma ve hamilelik olasılığını artıran korunmasız cinsel ilişkide
bulunan kadınların oranının yüksek çıkması ise,
kadınların kendilerine yönelik edilgen bir biçimde
zarar verecek riskli davranışları daha fazla
gösterdiklerini düşündürmektedir.
Araştırmamızda sınadığımız temel varsayımlarımızdan biri, riskli davranışlarla çocukluk çağı
istismarı ve dürtüsellik arasında ilişki olduğu, bir
diğeri ise çocukluk çağı istismarına maruz kalanların daha fazla dürtüsel davranma eğiliminde
olduğudur. Çalışmamızda tüm riskli davranışlar
ile ÇÖYÖ ve BDÖ-11 arasında anlamlı ilişki
belirlenmiş ve bu yöndeki varsayımımız desteklenmiştir. Özellikle korunmasız tek gecelik cinsel
ilişkide bulunanların korunanlara göre BDÖ-11
ve ÇÖYÖ puanları arasında istatistiksel olarak
anlamlılık belirlenmiştir. Varsayımımızı sınamak
için aynı zamanda riskli davranış sayısı ile
dürtüsellik ve çocukluk çağı istismar arasındaki
ilişkiye bakılmış ve benzer sonuç bulunmuştur.
Cinsel, fiziksel, duygusal istismara maruz kalma
ve dürtüsellik arttıkça riskli davranış sayısının
arttığı saptanmıştır.
Literatürde, çocukluk çağında istismara maruz
kalan gençlerin daha fazla kesici-delici alet
kullandığı ve şiddet içerikli olaylara karıştığı,
25,35,36
erken yaşta cinsel ilişki yaşamaya başladığı ve yetişkinlikte de birden çok cinsel partnerle
ilişki yaşadığı37-39 dikkati çekmektedir. Araştırmalar bireylerin çocuklukta yaşanan istismar
sonrasındaki duygu düzenleme sorunlarının
ileride de süreceğini, yetişkin olduklarında
duygularını kontrol altına almakta zorlanarak
başta kavga etme gibi riskli davranışlar gösterme
eğiliminde olacaklarını belirtmektedir.40-42 Finkel-
hour ve Browne, kontrolsüz cinsel ilişkiyi travmatik cinselliğe (traumatic sexualization) bağlamaktadır. Yazarlara göre, çocukluk çağı cinsel
istismarı travmatik cinselleşmeye yol açmaktadır. Bu da çocuğun sadece kafasının karışmasına neden olmaktan öte, cinsellik normları
hakkında karmaşa yaşamasına ve zarar görmüş
bir algıya sahip olmasına neden olmaktadır. Bu
durum erken ortaya çıkan cinsel davranışlara,
yineleyici veya uygun olmayan kontrolsüz cinsel
ilişkilere yol açmaktadır.43 Araştırmalarda cinsel
istismar mağdurları gibi fiziksel istismar mağdurlarının da rasgele ve korunmasız cinsel ilişki
yaşadıkları bulunmuştur.44,45 Çalışmamızın
sonuçları riskli davranışlarla dürtüsellik arasındaki ilişkiyi ortaya koyan diğer çalışmalar ile
uyumlu bulunmuştur.28,46-50 Dürtüsellik, yalnız
öfke ve saldırganlık davranışlarını değil, engellenmeye karşı toleransın düşük olması ve plan
yapamama özelliklerini de yansıtmaktadır.15 Bu
durum bireyin daha fazla riskli davranışlarda
bulunmasına yol açmaktadır.
Araştırmamızda ÇÖYÖ ile BDÖ-11 puanları
arasında pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı
bir ilişki saptanmış ve bu yöndeki varsayımımız
desteklenmiştir. Bulgular bize çocukluk döneminde fiziksel, cinsel ve duygusal istismara uğrama oranı arttıkça, dürtüsel davranışlarda bulunma oranının da arttığını göstermektedir. Literatürde yer alan çalışmalar çocukluk çağı istismarı
ile dürtüsel davranış arasında ilişki olduğunu
ortaya koymaktadır.6,18,51 Brezilya’da yapılan bir
çalışmada, istismar mağdurları, çocukluk, ergenlik ve gençlik dönemlerinde izlenerek istismarın
birey üzerindeki etkisine bakılmış ve çocukluk
çağı istismar öyküsü ile dürtüsel davranış arasında güçlü bir ilişki bulunmuştur.51 Dürtüsel davranışın ortaya çıkmasının en güçlü nedenlerinden
birinin travma anısı ve travma sonrasında yaşanan stres duygusunun olduğu bildirilmiştir.52,53
Sonuç olarak araştırmamızın bulguları diğer
çalışmalarla büyük ölçüde örtüşmektedir. Çalışmamız riskli davranışların çocukluk çağı istismar
ve dürtüsellik ile ilişkili olduğunu, aynı zamanda
dürtüsellik ile çocukluk çağı istismarı arasında da
Anadolu Psikiyatri Derg 2015; 16:189-197
196
Üniversite öğrencilerinde riskli davranışlar ile çocukluk çağı istismar, dürtüsellik ve …
_____________________________________________________________________________________________________
bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Dürtüsel ve
riskli davranışlarda bulunan gençler gerek bireysel, gerekse toplumsal temelli önemli sorunlara
yol açmaktadır. Dürtüsellik ve riskli davranışların
çocukluk çağı istismarın uzun dönem etkilerinden olması, çocuk istismarına yönelik önleme ve
müdahale programlarına ağırlık verilmesi gerektiğini göstermektedir. Ayrıca çocukluk çağı istismarın yanı sıra, ailede boşanma veya kayıp,
aşırı yoksulluk, oturulan yerleşim yeri sorunları,
sürekli düşük akademik başarı, ailenin düşük
sosyoekonomik ve kültürel düzeyde olması gibi
birçok etkenin riskli davranışlara yol açabileceği33 dikkate alınarak dürtüsellik ve riskli davranışlara yönelik koruyucu programlar devreye sokulmalıdır. Aile yapısı, sosyal, kültürel ve ekonomik
durum gibi değişkenlerin çalışmaya katılmaması
çalışmamızın önemli bir sınırlılığıdır. Dürtüsellik
ve riskli davranışlara yönelik koruyucu çalışmalara katkı sağlamak için çocuk istismarı ile birlikte
bu değişkenlerinde sınanmasının faydalı olacağı
düşünülmektedir.
KAYNAKLAR
1. Taner Y, Gökler B. Çocuk istismarı ve ihmâli: Psikiyatrik yönleri. Hacettepe Tıp Derg 2004; 35:8286.
2. Kendall-Tackett K. The long-term health effects of
child sexual abuse. P Goodyear-Brown (Ed.),
Handbook of Child Sexual Abuse: Identification,
Assessment and Treatment. New Jersey: John
Wiley & Sons, 2012, p.49-70.
3. Brown GR, Anderson B. Psychiatric morbidity in
adult inpatients with childhood histories of sexual
and physical abuse. Am J Psychiatry 1991;
148:55-61.
4. Bifulco A, Moran PM, Baines R, Bunn A, Standford
K. Exploring psychological abuse in childhood: II.
Association with other abuse and adult clinical depression. Bull Menninger Clin 2002; 66:241-258.
5. Eskin M, Kaynak DH, Demir S. Same-sexual
orientation, childhood sexual abuse and suicidal
behavior in university students in Turkey. Arch Sex
Behav 2005; 34:185-195.
6. Brodsky BS, Oquendo M, Ellis SP, Haas GL,
Malone KM, Mann J. The relationship of childhood
abuse to impulsivity and suicidal behavior in adults
with major depression. Am J Psychiatry 2001;
158:1871-1877.
7. Felson RB, Lane KJ. Social learning, sexual and
physical abuse and adult crime. Aggress Behav
2009; 35:489-501.
8. Boutwell BB, Franklin CA, Barnes JC, Beaver KM.
Physical punishment and childhood aggression:
The role of gender and gene-environment interplay. Aggress Behav 2011; 37:559-568.
9. Tuscic JS, Flander GB, Mateskovic D. The consequences of childhood abuse. Pediatrics Today
2013; 9:24-35.
10. Thompson MP, Kingree JB, Desai S. Gender
differences in long-term health consequences of
physical abuse of children: Data from a nationally
representative survey. Am J Public Health 2004;
94:599-604.
11. Oshri A, Tumban JG, Burnette ML. Childhood
maltreatment histories, alcohol and other drug use
symptoms and sexual risk behavior in a treatment
sample of adolescents. Am J Public Health 2012;
Anatolian Journal of Psychiatry 2015; 16:189-197
102:250-257.
12. Moeller FG, Barratt ES, Dougherty DM, Schmitz
JM, Swann AC. Psychiatric aspects of impulsivity.
Am J Psychiatry 2001; 158:1783-1793.
13. Peluso MAM, Hatch JP, Glahn DC, Monkul ES,
Sanches M, Najt P, et al. Trait impulsivity in patients with mood disorder. J Affect Disord 2007;
100:227-231.
14. Ridderinkhof KR, Ullsperger M, Crone EA, Nieuwenhuis S. The role of medial frontal cortex in
cognitive control. Science 2004; 306:443-447.
15. Kalenscher T, Ohmann T, Güntürkün O. The
neuroscience of impulsive and self-controlled
decisions. Int J Psychophysiol 2006; 62:203-211.
16. Chamberlain SR, Sahakian BJ. The neuropsychiatry of impulsivity. Curr Opin Psychiatry 2007;
20:255-261.
17. Najt P, Perez J, Sanches M, Peluso MA, Glahn D,
Soares JC. Impulsivity and bipolar disorder. Eur
Neuropsychopharmacol 2007; 17:313-320.
18. Roy A. Childhood trauma and impulsivity. Possible
relevance to suicidal behavior. Arch Suicide Res
2005; 9:147-151.
19. Corstorphine E, Waller G, Lawson R, Ganis C.
Trauma and multi-impulsivity in the eating disorders. Eating Behav 2007; 8:23-30.
20. Braquehais MD, Oquendo MA, Baca-García E,
Sher L. Is impulsivity a link between childhood
abuse and suicide? Compr Psychiatry 2010;
51:121-129.
21. Alikaşifoğlu M. Ergenlerde davranışsal sorunlar.
İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi
Etkinlikleri, Adolesan Sağlığı II, Sempozyum
Dizisi, No:63, 2008, s.55-59.
22. Senn TE, Carey MP. Child maltreatment and
women’s adult sexual risk behavior: Childhood
sexual abuse as a unique risk factor. Child
Maltreatment 2010; 14:324-335.
23. Senn TE, Carey MP, Vanable PA. Childhood and
adolescent sexual abuse and subsequent sexual
risk behavior: Evidence from controlled studies,
methodological critique, and suggestions for
research. Clin Psychol Rev 2008; 28:711-735.
Erel ve Gölge
197
_____________________________________________________________________________________________________
24. Brown LK, Hadley W, Stewart A, Lescano C,
Whiteley L, Donenberg G. Psychiatric disorders
and sexual risk among adolescents in mental
health treatment. J Consult Clin Psychol 2010;
78:590-597.
25. Dahlberg LL. Youth violence in the United States.
Major trends, risk factors, and prevention approaches. Am J Prev Med 1998; 14:259-272.
26. Freeman RC, Collier K, Parillo KM. Early life
sexual abuse as a risk factor for crack cocaine use
in a sample of community-recruited women at high
risk for illicit drug use. Am J Drug Alcohol Abuse
2002; 28:109-140.
27. Kendall-Tackett K, Williams L, Finkelhor D. Impact
of sexual abuse on children: A review and synthesis of recent emprical articles. Psychol Bull 1993;
113:164-180.
28. Penolazzi B, Gremigni P, Russo PM. Impulsivity
and reward sensivity differentially affective and
deliberative risky decision making. Pers Individ Dif
2012; 53:655-659.
29. Donohew L, Zimmerman R, Cupp PS, Novak S,
Colon S, Abell R. Sensation seeking, impulsive
decision-making, and risky sex: Implications for
risk-taking and design of interventions. Pers
Individ Dif 2000; 28:1079-1091.
30. Zuckerman M, Buchsbaum MS, Murphy DL.
Sensation seeking and its biological correlates.
Psychol Bull 1980; 88:187-214.
31. Güleç H, Tamam L, Güleç MY, Turhan M, Karakuş
G, Zengin M, ve ark. Barratt Dürtüsellik Ölçeği-11
(BIS)’in Türkçe uyarlamasının psikometrik özellikleri. Klinik Psikofarmakoloji Bul 2008; 18:251-259.
32. Aslan SH, Alparslan ZN. Çocukluk Örselenme
Yaşantıları Ölçeği’nin bir üniversite öğrencisi
örnekleminde geçerlik, güvenirlik ve faktör yapısı.
Türk Psikiyatri Derg 1999; 10:275-285.
33. Yurtsever Z. Üniversite Gençlerinde Riskli Davranışlar. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011.
34. Rosenblitt JC, Soler H, Johnson SE, Quadagno
DM. Sensation seeking and hormones in men and
women: exploring the link. J Horm Behav 2001;
40:396-402.
35. Lowry R, Powell KE, Kann L, Collins JL, Kolbe LJ.
Weapon-carrying, physical fighting, and fightrelated injury among U.S. adolescents. Am J Prev
Med 1998; 14:122-129.
36. Tyler KA. Social and emotional outcomes of child
sexual abuse: a review of recent research.
Aggress Violent Behav 2002; 7:567-589.
37. Krahe B, Scheinberger-Olwig R, Waizenhoffer E,
Kolpin S. Childhood sexual abuse and revictimization in adolescence. Child Abuse Negl 1999;
23:383-394.
38. Meston CM, Heiman JR, Trapnell PD. The relation
between early abuse and adult sexuality. J Sex
Res 1999; 36:385-395.
39. Noll JG, Trickett PK, Putnam FW. A prospective
investigation of the impact of childhood sexual
abuse on the development of sexuality. J Consult
Clin Psychol 2003; 71:575-586.
40. Bloom SL. Creating sanctuary: Healing from systemic abuses of power. Therapeutic Communities
2000; 21:67-91.
41. Krause ED, Mendelson T, Lynch TR. Childhood
emotional invalidation and adult psychological
distress: The mediating role of emotional inhibition. Child Abuse Negl 2003; 27:199-213.
42. Street AE, Gibson LE, Holohan DR. Impact of
childhood traumatic events, trauma-related guilt,
and avoidant coping strategies on PTSD symptoms in female survivors of domestic violence. J
Trauma Stress 2005; 18:245-252.
43. Finkelhour D, Browne A. The traumatic impact of
child sexual abuse: A conceptualization. Am J
Orthopsychiatry 1985; 55:530-541.
44. Wilson HW, Widom CS. An examination of risky
sexual behavior and HIV in victims of child abuse
& neglect: A 30-year follow-up. Health Psychol
2008; 27:149-158.
45. Lemieux SR, Byers S. The sexual well-being of
women who have experienced child sexual abuse.
Psychol Women Quart 2008; 32:126-144.
46. Nelson CA, Bloom FE, Cameron JL, Amaral D,
Dahl RE, Pine D. An integrative, multidisciplinary
approach to the study of brain-behavior relations
in the context of typical and atypical development.
Dev Psychopathology 2002; 14:499-520.
47. Conner KR, Meldrum SV, Vieczorek WF, Duberstein PR, Welte JW. The association of irritability
and impulsivity with suicidal ideation among 15 to
20 year old males suicide and life-threatening behavior. J Consult Clin Psychol 2004; 34:363-373.
48. Romer D, Hennessy M. A biosocial-affect model of
adolescent sensation seeking: The role of affect
evaluation and peer-group influence in adolescent
drug use. Prev Sci 2007; 8:89-101.
49. Braddock KH, Dillard JP, Voigt DC, Stephenson
MT, Sopory P, Anderson JW. Impulsivity partially
mediates the relationship between BIS/BAS and
risky health behaviors. J Pers 2011; 79:793-810.
50. Birthrong A, Latzman RD. Aspects of impulsivity
are differentially associated with risky sexual
behaviors. Pers Individ Dif 2014; 57: 8-13.
51. Narvaez JC, Maqalhaes PV, Trindade EK, Vieira
DC, Kauser-Sant’anna M, Gama CS, et al. Childhood trauma, impulsivity and executive functioning
in crack cocaine users. Compr Psychiatry 2011;
53:238-244.
52. Casada JH, Roache JD. Behavioral inhibition and
activation in posttraumatic stress disorder. J Nerv
Ment Dis 2005; 193:102-109.
53. Dileo JF, Brewer WJ, Hopwood M, Anderson V,
Creamer M. Olfactory identification dysfunction,
aggression and impulsivity in war veterans with
post-traumatic stress disorder. Psychol Med 2008;
38:523-531.
Anadolu Psikiyatri Derg 2015; 16:189-197
Download