Altın Madenciliğinin Sosyal ve Ekonomik Etkileri Üzerine

advertisement
Değerlendirme
www.madencilik-turkiye.com
Dr. A. Vedat Oygür
Koza Altın işletmeleri AŞ
Çevre ve Kurumsal İletişim Müdürü
Vedat.Oygur@kozagold.com
Altın Madenciliğinin
Sosyal ve Ekonomik
Etkileri Üzerine
Kaynak: Junior Miner Mania
D
ünya Altın Konseyi (WGC) tarafından Haziran
2015'te, “The Social and Economic Impacts of
Gold Mining” adıyla bir rapor yayımlandı (Rapora
www.gold.org/gold-mining/economic-contribution/social-economic-impact adresinden ulaşılabilmektedir).
Raporda genel olarak altın madenciliğinin sosyal ve ekonomik etkileri aktarılmaktadır.
Ülkemizde olduğu gibi bütün dünyada, altın madenciliğinin
sosyal ve ekonomik etkilerini anlamak ve doğru değerlendirmek önemli bir konudur. Altın madenciliğinin olası olumsuz sosyal ve çevresel etkileri üzerinde çok konuşulduğu
halde olumlu sosyo-ekonomik etkileri genellikle gündeme
gelmemektedir. Çevre konusunda sorumluluk sahibi altın
madenciliği şirketleri, çalıştıkları yörelerde, sürdürülebilir
sosyo-ekonomik gelişmeyi destekleyen önemli bir rol oynamaktadır. Altın madenciliği yapan şirketlerin yaptıkları harcamaların %70’ini tedarikçilere, müteahhitlere ve çalışanlarına
yaptığı ödemeler oluşturmaktadır.
Küresel ekonomiye doğrudan katkıyı oluşturan Dolaysız Katma
Değer 2000 yılından 2013’e kadar yedi kat artmıştır (Şekil 1).
Dünyanın en büyük altın üreticisi haline gelen Çin’de altın
madenciliğinin durumu, küresel ekonomik güç olarak yükselişini açıkça göstermektedir. Sektörün ulusal ekonomiye katma
değer olarak katkısı, 2007’den bu yana %269 olarak artmıştır.
Şekil 1. Altın madenciliğinin yarattığı Dolaysız Katma Değerin
2000-2013 döneminde artışı (Milyar ABD Doları olarak)
58
1 Eylül 2015
Altın
madenciliğinin
gerçekleştirdiği üretimden kaynaklanan küresel
ekonomiye
doğrudan
katkı, 2013 yılında 83
milyar ABD doları iken,
malzeme ve hizmetlere
yapılan harcamalardan
ileri gelen dolaylı katkı
dikkate alındığında bu
miktar 172 milyar ABD
doları olmaktadır. Altın
madenciliğinin yarattığı
doğrudan (altın üretiminin değeri) ve dolaylı
(altın üretimine katılan
yan sanayilerin yarattığı
miktar) katma değer de
bölümü artık, henüz el
atılmamış devasa rezervlere
sahip olan Afrika ve Güney
Amerika’da yapılmaktadır1.
Altın üretim listesinin ilk
30 altın madencisi ülkenin
%60’tan fazlası düşük veya
düşük-orta gelir düzeyindeki ülkelerdir.
Bunun yanında şirketler,
yöreye madenin kendisinden
daha değerli alt yapı yatırımları da yapmaktadırlar. Maden
işletmeleri genelde kırsal yörelerde olduğundan şirketler,
gereksinim duydukları günlük
malzeme temini, vasıfsız işçileŞekil 2. 2013 yılında altın üreticisi ilk 30 ülkenin altın madenciliğinden yarattığı toplam katma değer
(Milyar ABD Doları olarak; koyu yeşil çubuk: Dolaylı KD, açık yeşil çubuk: Dolaysız KD) ile bu miktarların
rin eğitimi, hizmetler gibi yeni
ülkenin GSMH’sindeki yeri (% olarak kırmızı nokta)
sektörlerin gelişmesi ile su, yol,
elektrik gibi alt yapı olanakladikkate alındığında sektörün ekonomik etkisi iki katından
rının yöreye getirilmesi konularında yararlı olmaktadır. Hükümetler,
fazla olmaktadır. Eğer devlet, doğrudan geliri oluşturan
bir maden işletmesinden elde edilen geliri o madenin bulunduğu
vergilerin ve devlet hakkının toplanması ve dağıtılmayöreye harcamadığından alt yapı gereksinimini çoğunlukla şirketler
sında kamusal şeffaflığı sağlar ise altın madenciliği yapıkendileri karşılamaktadırlar. Bu yatırımlar, o yöre için madenin kısıtlı
lan yörelerin halkı da bu katkının önemini anlayabilecekömrü boyunca elde edilecek gelirden çok daha önemli olmaktadır.
tir. Öte yandan böyle bir şeffaflık uygulaması, madenciBu alt yapı yatırımlarının büyük bir bölümü de, maden üretime başlikten elde edilen devlet gelirlerinin yanlış kullanılmasını
lamadan önce yapılmaktadır.
da önleyebilecektir.
Gelişmiş sanayi ülkelerinde, altın madenciliğinin yarattığı
toplam katma değerin GSMH içindeki payı çok düşüktür
(Şekil 2). Buna karşın, sanayisi henüz farklılaşmamış, gelişmemiş ülkelerde bu pay oldukça yüksektir. Dünya toplam
altın üretiminin %40’ını karşılayan ilk dört ülkede altın
madenciliğinin GSMH içindeki payı ortalama %0,25 dolayındadır. Türkiye’de altın üretiminden yaratılan toplam
katma değerin GSMH içindeki payı gelişmiş ülkelerdeki
ile çok benzerdir. Fakat Endonezya, Filipinler, Ekvator ve
Mısır’ın da bizimki gibi bir eğilim gösterdiğine dikkat edilmesi gerekir.
Dünya Bankası verilerine göre 2013 yılında yaratılan katma
değer olarak Çin 25 milyar ABD doları ile birinci sırada; Türkiye
ise 2,5 milyar ABD doları ile 19’uncu sıradadır. Halbuki 2013
yılındaki altın üretimleri dikkate alındığında Çin'in 430 ton
üretimi ve 33,5 ton olan bizimki arasındaki oran ise yaklaşık 13
kattır. Eğer altın üretimi ve yaratılan katma değer arasında bir
bağıntı olduğunu düşünürsek, Çin’e göre, yaptığımız üretimden daha fazla katma değer ürettiğimiz görülebilir.
Gözlenen önemli bir genel eğilim de, altın madenciliğinin
ekonomik etkilerinin gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere
doğru kaymasıdır. Nasıl yüzlerce yıl önce dünya madenciliğinin merkezi Avrupa iken, 19’uncu yüzyılda ABD’ye kaymışsa,
20’nci yüzyılın sonundan itibaren madenciliğin önemli bir
theaustralian.com.au
Ülkelerin genelinde, altın madencisi şirketlerin gelir vergisi ve
diğer kurumsal vergileri devlete doğrudan ödediklerinin %60'ı
iken bu şirketlerden alınan Devlet Hakkı ve arazi kiraları ancak
%15 olmaktadır. Altın madenciliği yapılan ülkelerin hükümetleri, doğal olarak, altın madenciliğinden elde edebildikleri
gelirleri en yükseğe çekmek istemektedirler. Bu ülkelerin ekonomileri, devlet hakkından ve devlet arazisine ait kiralardan
kazanabildiğinden çok daha fazlasını altın madencisi şirketlerin
üretim çalışmalarından kazanmaktadır. Gelirlerini maksimize
etmek isteyen hükümetlerin yapacağı tek şey, çok basitçe,
Devlet Hakkı ve arazi kirası gibi çok düşük meblağları dikkate
almayarak üretimi artırmak, dolayısıyla vergileri çoğaltmak
üzere altın madenciliğinde üretim çalışmalarını desteklemek
ve kolaylaştırmak olmalıdır.
1 Eylül 2015
59
Download