Mühendisliğin Tarihçesi Mühendislik ve Etik Değerler Hazırlayan: Yük. Müh. Hayriye Pehlivan Mühendis? Türkçedeki “Mühendis” kelimesi hendese yani geometriden türemiş görünüyor. İngilizcedeki karşılığı olan “engineer” ise sanıldığı gibi “engine” yani makine kökenli değil; “ingenuity” yani yaratıcılık, akıllı olmak gibi kavramlarla ilgili. Zaten aslında “engine” yani makine kelimesi de faydalı ve akıllı alet anlamına gelmektedir. Kısaca özetleyecek olursak Mühendis; Bilimi kullanan, Etik değerleri gözeten, Müşterinin olan ve olabilecek taleplerini karşılayabilen, Teknolojiyi insanlık yararına uygulayan, Doğal kaynakların insan yararına kullanmasında aklı ve bilimsel yöntemleri kullanan kişidir. Bilim ve sanat arasındaki köprüdür. Mühendisliğin Tarihçesi Tarih öncesi çağlarda insanlar açlık, düşmanlar, iklimin zorlukları, mesafelerin zorlaması gibi sorunları ile baş edebilmek için akıllı ve yaratıcı olmak zorunda idiler. Bu nedenle etrafta her zaman bir çok yaratıcı lider ve danışman (yani mühendis=engineer) vardı. Bu kişiler avlanma, tarım, savaş, alet ve araç geliştirme, ulaşım ve bir çok şeyin üstesinden gelmede teknikler geliştirdiler. İlk örnekler… Milattan 3000 yıl öncesinden beri süren bu gelişmeler giderek hızlandı. Temel sütunları, tekerlek, manivela gibi araçlar geliştirildi; yük taşımak ve sürüklemek için hayvan gücü, madenlere şekil vermek için ateş, sulama kanalları, maden işletme teknikleri gelişti. Bu eski çağ mühendisleri, Akdeniz çevresinde, Orta Doğu ve Anadolu topraklarının yetiştirdiği insanlardı. Örneğin eski çağların en büyük mühendislik eserleri arasında yer alan piramitler Nil vadisinde yapıldı. Mühendisliğin doğuşu Milat öncesi ve sonrası 5’er yüzyıllık dönemden oluşan 1000 yılda insanlar Helenistik döneme ait inanılmaz sayıda icat ve mühendislik eserleri yarattılar. Vida, su çarkı, vb. mühendislik araçları bu dönemden kalmadır. Roma çağında ise bunlara ek olarak bina güçlendirme teknikleri, yollar, su kemerleri, su dağıtım sistemleri ve büyük kamu binaları yapılmaya başlandı. Doğuda ise Çin’de su değirmenleri, döner fanlar, sallarda kullanılan sabit direkli yelkenler, vb. pek çok icadın yanı sıra, kağıt ve barut gibi malzemeleri üretmeye başladılar. Karanlık çağlar Batı medeniyetinde karanlık çağ olarak bilinen yaklaşık MS.500-1500 yıllarında dahi çok sayıda mühendislik aracı gelişmiştir. Örneğin mekanik saat, baskı teknikleri, özellikle matbaa bu dönemin eseridir. Demir ve alaşımların döküm teknikleri ile tekstil teknolojisi de Anadolu çıkışlı olarak bu dönemde gelişti. 16. yy’da başlayan Rönesans büyük mühendis, mucit, sanatçı Leonardo Da Vinci’yi ağırladı. Bu dönemde daha çok mimar ve mühendislerin büyük şatolar, ibadethaneler yaptıklarını görülür. Su yapıları, yol ve köprüler ile büyük camiler yapan Mimar Sinan da bu çağda yaşadı. Savaş mühendisleri ise kaleler ve benzeri savunma yapıları ile savaş araçları geliştirdiler. Sanayi Devrimi 1750-1850 arasındaki yüzyıl Batı Avrupa’nın sanayi devrimine şahit oldu. Bu dönem gerçek mühendisliğin gelişmeye başladığı en önemli zaman dilimidir. Başta James Watt ve onun buhar makinaları olmak üzere çok sayıda mühendis, bilim adamı bu dönemde yetişmiştir. Whitworth gibi mucitlerin geliştirdiği döner bıçaklı kesme ve delme aletleri, torna ve benzer makineler sayesinde endüstri ürünlerinin seri üretimi mümkün olabildi. Bu dönemde yeni bir ulaştırma sistemi gelişti; Stephenson, Brunel gibi mucitler raylı sistemleri ve lokomotifi geliştirdiler. Bu dönem aynı zamanda mühendislik eğitiminin de başladığı dönemdir; özellikle Fransa’da mühendislik, öncelikli olarak inşaat mühendisliği bir meslek olarak öğretilmeye başlanmıştır. Bu gelişme ilk kez askeri olmayan mühendislerin eğitiminin yapılması anlamındadır ve o yüzden ismi “civil” dir. İnşaat Mühendisliğinin İngilizce karşılığı “Civil Engineering” buradan kalmadır. Bu dönemi izleyen 50-60 yılda hava ulaşımının başlangıcı ve nükleer güce yol açan deneylerin önem kazandığı görülür. Sanayi Devrimi sonrası Avrupalı göçmeler ilk olarak Amerika’ya geldikleri 17. yy’dan itibaren yenilikçi ve yaratıcı yöntemlerini de bu yeni kıtaya taşıdılar. Özellikle 18. yy’dan sonra Avrupa’daki askeri tekniklerin bu kıtada da kullanılmaya başlandığı görülür. 18. yy’ın ikinci yarısından 19. yy’ın başlarına kadar İngiliz mühendisliğinin etkili olduğu; bu dönemde inşaat mühendisliği ve daha sonraları makine mühendisliğine bağlı tüccarlığın Amerika’da önem kazandığı söylenebilir. Bu dönemde kanal ve raylı sistemlerin Amerika’da çok yaygınlaştırıldığı görülür. Bunu hemen izleyen dönemde ilk profesyonel mühendislik topluluklarının (Mühendis Odaları) kurulduğu bilinmektedir. Zaman ilerledikçe havacılık, su ve nükleer enerji, elektronik ve uzak mesafeli iletişim, madencilik ve ormancılık gibi konularda mühendislik gelişme göstermiştir. Özet olarak; Mühendislik tarihi bir biriyle örtüşen dört temel fazdan geçmiştir diyebiliriz. Bunların her biri bir devrim ile birbirinden ayrılır: Bilim-öncesi devrim: Tarih öncesi icatlar çağından, Rönesanstaki usta mimar, mühendisler ve özellikle Leonardo da Vinci gibi bir mühendis yetiştiren dönem. Sanayi devrimi: 18-19. yy’lar arasında inşaat ve makine mühendisliğinin doğduğu ve mühendisliğin uygulamalı sanat dallarından çıkıp bilimsel esaslara dayalı bir meslek haline geldiği dönem. İkinci sanayi devrimi: İkinci dünya savaşı öncesi yüzyılda, kimya, elektrik ve diğer bilimlere dayalı mühendislik dallarının doğduğu ve elektriğin, telekomünikasyonun, otomobil, uçak, ve kütlesel üretimin uygulanmaya başlandığı çağdır. Bilgi Devrimi: Savaş sonrasında mühendislik bilimlerinin geliştiği, mikroelektronik, bilgisayar ve telekomünikasyon araçlarının gelişmesi ile birlikte bilişim teknolojisinin yükselişe geçtiği dönemdir. Sanayi Devrimi döneminde mühendislik Çağdaş mühendisliğin ilk dönemi Bilimsel Devrim zamanıdır. Galileo’nin Two New Sciences (iki yeni bilim) adlı eseri gündelik sorunlara bilimsel yaklaşım içerisinde sistemli açıklamalar getirmektedir. Bu eser bir çok mühendislik tarihçisi için bir başlangıç noktası sayılmaktadır; yapısal analiz, matematiksel gösterimler ve tasarım ilkeleri bu kitap ile başlamaktadır. Bu dönem ilk sanayi devrimine kadar sürmüştür. Bu sırada makineler, özellikle de buharlı makinelerin gelişip kol kuvvetinin yerini aldığı dönemdir. Devrim sırasında geleneksel düzende çalışan ustalar yerini çağdaş profesyonellere bıraktı. Özellikle rasyonel devrimin yaşandığı Fransa’da matematiksel esasları güçlü bir müfredat ile devlet desteği ile üniversitelerde inşaat mühendisliği eğitimine başlandı. İngiltere’de ise daha deneysel yaklaşımlar hakimdi, onlar da makine mühendisliğinde öne çıktılar ve ilk bağımsız mühendisler odasını İngilizler kurdu. Yavaş yavaş, pratik düşünceler geliştirmek yerine, bilimsel sistematik ile yaratıcı gücü birleştiren mühendislik gelişti. Mühendisler kontrollü denemeler ve sonuçların matematiksel analizi ile çalışmalar yapmaya başladılar. Teknik eğitim ise usta-çırak ilişkisinden çıkarak, üniversite eğitimine dönüştü. Düzenli toplantılar ve dergi yayınları sayesinde bilgi daha hızlı akmaya başladı, mesleki örgütler gelişti. II. Sanayi Devrimi döneminde mühendislik İkinci sanayi devrimi; elektriğin gelişmesi, yaygınlaşması ve sanayide uygulanması kütlesel üretimin bir çok dalda yaygınlaşması ile meydana çıkmıştır. Bu dönemde kimya ve elektrik mühendisliği, kimya, fizik bilimleriyle birlikte gelişmiş, kimya, elektrik ve telekomünikasyon tesisleri doğmuştur. Deniz ve gemi mühendisleri okyanus aşan gemiler yapmış, insanlığın en eski rüyalarından biri olan uçma fikri uçuş mühendisliğinin gelişmesi ile gerçekleşmiştir. Mühendislik eğitimi müfredatı oluşturulup, atölyeler laboratuvara dönüştürülmüştür. Y.Lisans ve Doktora için Üniversitelerde ve dışında okullar kurulmuştur. Teknik ve bilimsel toplantı düzenlenerek iş başında eğitim veya bilimsel bilginin yayılması sağlanmaya başlanmış, usta işi üretim birimleri endüstriyel tesislere ve araştırma yapılan endüstri birimleri haline getirilmiştir. Bilgi çağında mühendislik İkinci Dünya Harbi sonrasında bilim ve teknolojinin hemen her dalında bilgi artışı patlamaları yaşanmıştır. Özellikle soğuk savaş dönemi ve uzay teknolojisinin gelişimindeki çekim gücünü sembolize eden Sputnik etkisi bu patlamalara yol açtı. Mühendislik araştırmalarındaki patlama ise evvelce doğa bilimlerinin gelişimin ardından gelirdi; bu dönemde ilk kez dikkate değer bir ölçüye ulaştı. Mühendislik eğitiminde çok önemli gelişmeler oldu. Mühendislik kendine özgü çok önemli teoriler geliştirdi, öyle ki bilimsel sistematik içinde yaratıcılık,açıklama ve insan yapısı sistemleri kullanma adına kendisi bir bilim dalı haline geldi. Bütün bu karmaşık teknolojilere hakim olabilmek için mühendisler kendi kendilerini iyi yetiştirmek zorunda kaldılar, bu amaçla eğitim programlarında sürekli arayışlar içinde oldular, reformlar gerçekleştirdiler, araştırma çabalarını arttırdılar. Yoğun mühendislik araştırmaları sadece yeni teknolojiler üretmekle kalmadı, güçlü sistematik bilgi birikimleri meydana geldi; özellikle bilişimde mühendislik bilimleri ve sistem teorisi, kontrol ve iletişim alanlarında. Mühendislik & Teknoloji Mühendislik yeni teknolojilerle birlikte ilerlemektedir. Elektronik teknolojisi, mikroelektronik, bilgisayar, yeni telekomünikasyon araçları ve metodları (İnternetten cep telefonlarına kadar). Turbojet ve roket motorları ile hareket eden uzay araçları mühendisliği sayesinde ulaşılan menzil düşünülemeyecek kadar uzamıştır; bu uzay mühendisliğidir. Atom parçaları ve nükleer enerji ile ilgili kullanım alanlarının gelişimi ise nükleer mühendisliğini geliştirmektedir. Yeni teknolojiler Malzeme laboratuvarlarından çıkan ve daha önce görülmemiş miktardaki inanılmaz boyutlu bilgiler ise malzeme bilim ve mühendisliğini meydana getirmiştir. Mikroelektronik, iletişim ve bilgisayar mühendisliğinin gelişmesi sayesinde bilgi devrimi yaşanmaktadır. İnsanların sahip olduğu ve ulaşabildiği bilgiler sayesinde, insan beyin gücünün makinelerin gücünden çok daha üstün olduğu anlaşılmıştır. Bu dönemde mühendislerin yüksek lisans eğitiminin artış gösterdiği, geniş ölçekli araştırma ve geliştirme organizasyonlarının yapılmaya başlandığı görülmektedir. Mühendisliğin geleceği Şimdiye kadar fiziki bilimler; yani fizik ve kimya teknolojinin gelişmesinde rol oynadı. Bunlar rollerine devam edeceklerdir; örneğin hızla gelişen nanoteknoloji, mikroelektronik devriminin önüne bu sayede geçebilir. Daha başka dallar da bu fiziki bilimlere katılacaktır; biyoloji bunların başında sayılmaktadır. Özellikle moleküler ve genetik biyoloji teknoloji alanına girmeye başlamıştır. Biyoteknoloji çoklu disiplin yapısına sahiptir; biyolojiden, biyokimyadan, fizik, bilgi işlem, ve bir çok başka mühendislik dalından girdileri vardır. Bu ve buna benzer şekilde geleneksel hale gelmiş entelektüel disiplinler geleceğin yeni teknolojilerini şekillendirmede önemli rol oynayacaktır. Mühendislik ve Etik Değerler Mühendis, bir özne olarak insanın dünyayla olan ilişkisine aracılık eden ve bilimsel bilgiyi teknolojik bilgiye dönüştüren kişidir. Mühendis olarak insan, başkalarıyla veya doğayla kurduğu, oluşturduğu bütün ilişkiler dünyasında farkına varsın ya da varmasın, etik eylemlerin ve aynı zamanda buna bağlı olarak etik ilişkilerin de öznesi ve nesnesidir. Mühendislik & Etik Mühendislik, matematiksel ve doğal bilimlerden, çalışma, deneyim ve uygulama yolları ile kazanılmış bilgileri akıllıca kullanarak, doğanın madde ve kuvvetlerini insanoğlu yararına sunmak üzere ekonomik yöntemler geliştiren bir meslektir. Etik; insan ilişkilerinde, toplumsal, kültürel, siyasi, ekonomik, hukuki, bilimsel, teknolojik vb. tüm alanlarda insanın tutum, davranış eylem ve kararlarında belirleyici olan, hiç kimsenin dışında kalamayacağı, kaçınamayacağı ilke ve değerler bütünüdür. Kelime anlamı olarak; Etik; Etik kelimesi Yunan "ethos" kelimesinden gelip bilgin, tarz anlamına gelmektedir. Latince de ise davranış, alışkanlık anlamında olan "morality"dir. Tükçe'de ise; Arapça'dan "hulk" kelimesinden türemiş olan ahlak anlamına gelmektedir. TDK tanımı; Çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması veya kaçınması gereken davranışlar bütünüdür. Türkçe anlamı ahlak olan etiğin; bireyin davranışlarını, işe karşı sorumluluğunu, güvenirliğini, tutumunu ve diğer canlılara karşı olan görevlerinin sergilenmesidir. Kısacası iş ahlakı olarak tanımlanmaktadır. Ahlak; Toplumların davranışlarından meydana gelişini, yanlış ve doğrunun sentezlenip ortaya konulmasıdır. İş etiği; Meslek etiği guruplarının kendi işleyişi açısından çalışanlarının uymasını istedikleri kurallar bütününden oluşan kavramdır. İş etiği çeşitli toplumsal kurumlardan oluşmuş ve tıp etiği, siyasal etik, bilimsel etik, hizmet etiği, mühendislik etiği gibi kavramlar ortaya çıkmıştır. İş etiğinde diğer mesleklerde etik kavramı değişik bir biçimde karşımıza çıkmaktadır. Bunun temel amacı ise meslek alanında daha iyi gelişme sağlanması ve meslek içinde bireye ve topluma karşı yükümlülüklerini yerine getirmeye çalışmasıdır. Etik; insanların var oluşundan bu yana insanlık yararına olan her şeyi araştırmakta olup karşısına çıkan problemlerden ders alınarak değişik mekanlarda oluşmuş tecrübe yumağı olmaktadır. Bu tecrübe yumağı gittikçe büyümektedir. Eğer insanlar kendi düşüncelerini kullanıp başkaları tarafından yönlendirilmeye karşı çıkıyorsa ve kendi çıkarlarını başkalarına karşı koruyup neyin iyi neyin kötü olduğuna karar verebiliyorsa etik olarak çok yol aldığı görülür. Bu davranış ise düzenli bir yapılanmanın oluşumuna önayak olmaktadır. Etiğin Temel ilkeleri; Etiğin oluşumu üç temel aşamadan ortaya çıkmaktadır; tutarlılık sorumluluk sonuçlardır Bu üç öğenin birleşmesi etik kavramının oluşum noktasıdır. Bu üç temel unsurdan oluşan etik bunlardan her hangi birisinin olmaması yaptığımız tanımın dışına çıkmaya neden olmaktadır. Mühendislik etiği ise; Geleceğin mühendislerinin bilim-teknolojinin ve mühendislik etkinliklerinin topluma olan etkilerini, mühendislerin bu etkilerden doğan kişisel sorumluluklarını, kararlarında başvurdukları değerleri ve etik ikilemleri tanımaları gerekmektedir. Mühendisin yaratıcılığı aracılığıyla tümüyle etkilenen insan ilişkileridir, insan-insan, insan-dünya ilişkileridir. Her mühendis bir bakıma yerel, kültürel ilişkilerin bir bileşkesidir. Mühendisin toplumsal çevresini, içinde bizzat yaşadığı toplum dinamikleri oluşturmaktadır. Mühendisin düşünsel çevresini, evrensel bilgi bağlamında ulaştığı entellektüel dinamikler, diyalog kurduğu kendi meslektaşları ya da o alanda yetişmesini sağlayan kişiler oluşturmaktadır. Mühendis, ya gerçekten evrensel nitelikli bilgileri içselleştirecektir, ya da yerel, kültürel normların etkisiyle geleneksel bilgi kalıplarını kullanmaya devam edecektir. Özet olarak; Bu bağlamda etik, toplumsal yaşamın ahlaksal pratiğine yönelik bir “gereklilik” öğretisi, insanların birtakım ortak değerleri koruyarak birlikte yaşama ilişkilerini düzenlemeye yönelik “ahlaki davranış standartları” bilimidir. Etik kavramı; bireyin yada toplumların davranışlarından meydana gelip kararların doğruluğunu veya yanlışlığının ortaya koyulmasıdır. Etik kavramı insanlık tarihinin başlangıcından beri olduğu ve insanların komünal yaşama geçmesi ile değişik kategorilere ayrıldığı görülmektedir. Günümüzde ise etik temel kurallara ayrılmış ve değişik mesleklerin etik kuralları şekillenmeye başlamıştır. Eflatun’un ve Aristo’nun ilk dönemlerinden itibaren zanaatkarın işini nasıl doğru yapacağı konusunda bazı düsturlar vardır. Etik-Ahlak-Mühendislik Mühendislik açısından ahlâki sorumluluklar bir çok etik kuralı ile belirlenmiştir. Hatta her mühendislik disiplininde ayrı bir yazılı etik kurallar listesi vardır. Ancak bunlar çoğu kez genel mühendislik etik kurallarının o disiplinlerdeki sorunlara göre uyarlamaları olup, temelde birbirlerinden çok farklı değillerdir. Dünya Mühendisler Birliği'nin 5 Ekim 1977 günlü toplantısında son şeklini kabul ettiği Mühendislik Etiği'nin Temel ilkeleri; Mühendisler, mühendislik mesleğinin doğruluğunu, onurunu ve değerini İnsanlığın refahının artması için kendi bilgi ve becerilerini kullanarak Dürüst ve tarafsız olarak halka, kendi işverenlerine ve müşterilerine sadakatle hizmet ederek Mühendislik mesleğinin yeteneğini ve prestijini artırmaya çabalayarak Kendi disiplinlerinin mesleki ve teknik birliğini destekleyerek, yüceltir ve geliştirirler. Mühendislik Etiği ilkeleri: Mühendisler, mesleki görevlerini yerine getirirken, toplumun güvenliğini, sağlığını ve refahını en önde tutacaklardır. Mühendisler, sadece kendi uzmanlık alanlarındaki hizmetleri vermelidirler. Mühendisler, yalnızca objektif ve gerçek resmi raporlar yayınlayacaklardır. Mühendisler, mesleki konularda, her işveren veya müşteri için güvenilir vekil olarak davranacaklar ve çıkar çatışmalarından kaçınacaklardır. Mühendisler, hizmetlerinin geçerliliği konusunda mesleki itibarlarını koruyacak ve diğerleriyle haksız rekabete girmeyeceklerdir. Mühendisler, mesleki doğruluğunu, onurunu ve değerini yüceltmek ve geliştirmek için çalışacaklardır. Mühendisler, mesleki gelişmelerini kendi kariyerleriyle devam ettirecekler ve kendi kontrolleri altındaki mühendislerin mesleki gelişmeleri için olanak sağlayacaklardır. Çözüm… Etik çelişkilerle karşılaştığımızda kendimize şu soruları sorarak problemi çerçevelersek sonuca ulaşmayı kolaylaştırabiliriz. Bunu günlük yaşamımızda karşılaştığımız ahlâki sorunları kategorilere ayırarak yapabiliriz: Geleneksel ve tepkisel ahlâk - Her zaman yaptığımız şeyler, yapmak durumunda olduğumuz şeyler midir? Ahlâk ve kanun - Bir şeyin yasalara uygun olması, onun doğru olduğu anlamına gelir mi? Ahlâk ve basiret - Bir şeyi sadece çok ilgimizi çekiyor diye yapmak ahlâklı davranmak mıdır? Ahlâk ve ekonomi - En ekonomik karar en iyi ahlâki karar mıdır? Ahlâk ve otoriteye uyum - Yasal veya ahlâki savunmadan yoksun olan emirlere uymuş olmak, kişilerin uygulamalarını ahlaken savunmaya imkan verir mi? Kişisel bilgi noksanı - Sadece “ben öyle biliyordum” demek ahlâken yeterli bir savunma mıdır? Yoksa daha derinlemesine inceleme yapmadan ahlâki sonuçlara ulaşan kararlar verilmemeli midir? Son olarak; Mühendislerin etik konusunda sık sık eleştiri almasına şaşmamak gerekir. Bunlar profesyonelliğin getirdiği yüklerdir, meslek elemanları etik çelişkilerle sık karşılaşır ve onları çözmek durumunda kalırlar. O günler için daha öğrencilikten hazır olmak gerekir. O halde mühendisler etik kuralların bir gereği olarak, hem günümüzde kendi toplumlarındaki ve dünyanın başka yerlerindeki yaşayanların, hem de gelecek nesillerin sağlık, güvenlik ve refahını dikkate alarak hizmet vermek üzere eğitilmelidirler. Kaynaklar Müezzinoğlu, A., “Mühendislikte Etik”, Türkiye Mühendislik Haberleri, sayı 423 , 2003. Müezzinoğlu, A., Mühendislik Tarihçesi ders notları. Taş, H., Bingöl, S., Cebeci, E., Kartal, K., Zengince, M., ”Etik, Etik-Mühendislik Ve Etik Kavramının Tarihsel Gelişimi”, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, Öğrenci Üye Kurultayı. Y. Doç. Dr. Göksel, Ç., Doç.Dr. İpbüker, C., Mühendislik Etiği ders notları, İTÜ. Prof. Dr. Uçar, T., Mühendislik Yaklaşımı ve Biyosistem Mühendisliği ders notları.