49. Avrupa Kalite Kongresi Antalya`da yapılıyor Türk Standartları

advertisement
49. Avrupa Kalite Kongresi Antalya’da yapılıyor
Türk Standartları Enstitüsü‟nün organize edeceği “Sürdürülebilirliğe giden yol : Kalite”
temasının işleneceği 49. Avrupa Kalite Kongresi 25-27 Nisan 2005 tarihleri arasında
Antalya‟da yapılıyor.
Kongrede, dünyanın dört bir yanından gelecek olan bilim, eğitim, kültür, siyaset, sanayi
ve medya konularında üst düzey uzmanlığa sahip konuşmacılar kalitenin hayatın her
alanında sürdürülebilirliğini tartışacak. Kongre süresince çeşitli kalite konuları ile ilgili
düzenlenecek olan 30 panel ve 2 ana oturum sırasında kalite ile ilgili değişik alanlardaki
en son gelişmeler ve yeni trendler tartışılacak.
Kongre ile birlikte, 25-30 Nisan 2005 tarihlerinde kongre merkezinde fuar için ayrılan
yere kurulacak standlarda; üretim, hizmet, eğitim, belgelendirme, danışmanlık gibi
konularda kalite ile ilgili hizmet sunmakta olan kuruluşlarla iletişim ve işbirliği ağı
oluşturulması
amaçlanıyor.
Konuyla
ilgili
olarak
daha
fazla
bilgi
TSE‟nin
www.tse.org.tr/eog2005 sitesinden alınabilir.
TS-EN-ISO 14001 standardının gelişimi
1973‟te Avrupa Birliği Ülkeleri 1. Eylem Planını yayınlamışlardır (Çevreyi koruyucu
tedbirleri uygulamaya koymak için), 1992‟de BS 7750 Standardı (Çevresel konuların
kolay ve anlalışır bir sistem üzerine kurulması için), 1992‟de
Rio
Dekleresyonu,
1993‟te ISO tarafından 14000 ailesi standardlarını geliştirmek için ISO/TC 207 Çevresel
Yönetim Teknik Komitesi kurulmuştur.
1994‟te TS 9717 Standardı (Çevre Yönetim Sistemleri-Genel Özellikler), 1996‟da ENISO 14001 Standardı, 1997‟de TS-EN-ISO 14001 Standardı.
TS 13001 (HACCP) Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları’na göre gıda
güvenliği yönetimi
Gıda üretiminde gıda güvenliği, ürünü kullanan tüketicinin mutlak talebidir. Bu sebeple
mutlak ve değişmez bir kalite parametresidir. Bunu sağlamak için Gıda Güvenliği Kontrol
Sistemi kurulmak zorundadır. Ancak bu durumda analizler bazen çok uzun, elde edilen
veriler yetersiz olabilir. Bundan dolayı sistemin kullanışı zor veya imkansız hale gelebilir.
Bunun yanı sıra usülüne göre örnekleme yapılsa bile, ürünün sadece çok küçük bir
oranının analiz edildiğini düşünürsek tüm proses aşamalarını daha sistematik bir şekilde
ele alan ve önleyici bir yaklaşıma sahip bir metoda ihtiyaç olduğunu görürüz.
HACCP (Hazard Analysis of Critical Control Points), Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol
Noktaları, işte bu ihtiyaca cevap veren bir sistemdir. HACCP, güvenilir ürünlerin tüketiciye
sunulması amacıyla düzgün işleyen bir sistemin oluşturulası ve korunması temeline dayalı
bir gıda güvenliği kavramıdır.
Bir gıda zincirinde hammadde temininden başlayarak, gıda hazırlama, işleme, üretim,
ambalajlama, depolama ve nakliye gibi gıda zincirinin her aşamasında ve noktada tehlike
analizleri yaparak gerekli yerlerde kritik kontrol noktalarını belirler. Bu noktaları izler ve
herhangi bir problemi henüz oluşmadan önler. Sistemi koruyarak Gıda Standardlarına
uygun, güvenilir besinlerin üretilmesini sağlar. HACCP her ölçekten kuruluşa
uygulanabilen bir gıda güvenliği sistemidir.
Bu Standard amaçları bakımından tanımlar;
1- Gıda Güvenliği: Gıda ürünlerinin, amaçlanan şekilde işlenmesi ve/veya tüketilmesi
halinde, tüketiciye zarar vermeyeceğinin güvencesidir. 2- Tehlike: Tüketilmesi sırasında
gıda maddesinde bulunduğunda, gıda maddesinin güvenli olmamasına sebep olabilen
kimyasal, biyolojik veya fiziksel madde/organizmadır.
TS 13001 (HACCP) standardının gelişimi
1973‟te NASA‟da (astronotlar için gıda üretiminde sıfır hata ortak projesi), 1993‟te
93/43/EEC Gıda Maddelerinin Hijyeni Direktifi (Avrupa Birliği ülkelerinde), 1996‟da
Avrupa Birliği ülkelerinde Yasal zorunluluk haline gelmiştir. 1997‟de Türk Gıda Kodeksi ile
zorunlu hale getirilmiştir. 1998‟de HACCP Standardı (Danimarka‟da), 2003‟de TS 13001
Standardı (Türkiye‟de).
TS 18001 (OHSAS) İş sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi
Kuruluşlarda karşılaşılan en önemli insan kaynakları sorunlarından biri, çalışanların
emniyetli ve sağlıklı bir çalışma ortamına sahip olmamalarıdır. Kuruluşların daha iyi
rekabet koşullarına ulaşabilmesi için çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda planlı
ve sistemli çalışmalar yürütmeleri gerekmektedir. TS 18001 (OHSAS) bu
gereksinimlerden doğan bir Yönetim Sistemi Standardıdır.
TS 18001 (OHSAS) Standardının gelişimi
1996‟da BS 8800 Mesleki Sağlık ve Güvenlik Yönetim Sistemleri Rehberi, 1997‟de
Technical Report NPR 5001, 1999‟da BS tarafından (İngiltere‟de), 2001‟de TS 18001
olarak yayımlandı (Türkiye‟de).
CE işareti (CE Marking) Community Europe
CE işareti, üzerine iliştirildiği mamulün insan, hayvan ve çevre açısından sağlıklı ve
güvenli olduğunu gösteren Avrupa Birliği‟nin Yeni Yaklaşım Direktiflerine uygunluk
işaretidir.
Bununla ilgili kriterler ise Avrupa Birliği (AB)‟nin Yeni Yaklaşım Direktiflerinde
öngörülmektedir. Şu an sayısı 21 olan Yeni Yaklaşım Direktiflerinden biri veya bir kaçının
kapsamına giren bir ürünün CE işareti taşımadan AB pazarına girebilmesi mümkün
değildir. Başka bir deyişle CE işareti ürünlerin bir üye ülkeden diğerine dolaşım sırasında
bir çeşit pasaport işlevi görür.
CE işareti tek başına bir kalite belgesi değildir. Ürünün kalitesi ile ilgili hiçbir bilgi
taşımaz. Dolayısıyla TSE, VDE, TÜV, GS gibi markaların yerine kullanılamaz. Ancak hiçbir
üretici CE işareti koyduğu malının kalitesiz olması riskini göze alamaz. CE işareti taşıyan
bir ürünün, tüketicinin can ve malına ya da çevreye zarar vermesi durumunda her bir
ürün için 7bin EURO ile 70milyon EURO arasında cezai yaptırım uygulanır.
Türk Standardları Enstitüsü “CE İşareti” ve “Uygunluk Değerlendirme” faaliyetleri
alanında da büyük yatırımlar yaparak, bu faaliyetleri yürütecek “Onaylanmış Kuruluşlar”
arasına girme çalışmalarını tamamlama aşamasındadır.
CE işareti alınması zorunlu ürünler
Elektrikli cihazlar, Basit basınçlı kaplar, Oyuncaklar, İnşaat Malzemeleri, EMC
Elektromanyetik uygunluk, Makine emniyeti, Şahsi koruma teçhizatı, Otomatik olmayan
tartı aletleri, Aktif tıbbi cihazlar, Gaz yakan cihazlar, Sıcak su kazanları,
Telekomünikasyon terminal ekipmanları, Tıbbi cihazlar, Sivil amaçlı patlayıcı maddeler,
Patlayıcı ortamlarda kullanılan ekipman ve koruyucu malzemeler, Gezi tekneleri (2.5-24
mt) Asansörler, Dondurucular, Radyo ve telekomünikasyon ekipmanları, basınçlı kaplar,
Invitro tıbbi cihazlar.
Standardizasyonun KKTC’deki durumu
Yeni millenium içindeyiz. Bilgi çağındayız. Dünyayı evimizin odalarında küresel
merceklerle seyrediyoruz. AB ile bütünleşme hedefini destekliyoruz, istiyoruz.
Özlemlerimiz artıyor. Kanaatkâr olma felsefemiz değişiyor. Daha iyi yaşam, daha iyi
eğitim ve daha iyi sağlık hizmeti istiyoruz. Bunun için değişimlere uyum çalışmaları,
senkronize olma çalışmaları süratle başlamalıdır. AB muktesebatı bizim için bir
referanstır, bir gerektir. Bütün bu hedef ve oluşumlarda kalite ve standardizasyon esas
direktir. AB normlarına uygun her kesimde standardlaşmaya ve böylece daha iyi ve
sağlıklı bir ortam ve yaşama kavuşmak için kolları sıvamalıyız. Bu konuda
üniversitelerimize, akademisyenlerimize güvenimiz sonsuz.....
Küçücük Ülkemizde, KKTC‟de, Standardizasyon ve Kalite olgularının günümüzdeki
durumunu açıklamadan önce konu ile ilgili tarihsel sürece değinmek istiyorum. Ben
şahsen standardizasyonla, kapalı dönemde, 1963-70 yıllarında tanıştım. Büyük zorluklarla
Devlet Laboratuvarı adına abone olmayı başardığım, TSE tarafından çıkarılan aylık
Standard dergisinin 10TL.‟lik ödemesi konusunda sorgulandığımı dün gibi anımsıyorum.
Devlet Laboratuvarı‟nın esas görevi her türlü Kalite Kontrol analizleri olduğu için, o
günlerde en azından yapılan analizlerin değerlendirilmesini kapsayan standardlara
gereksinim vardı. TSE ile direk ilişkilere girdik, 1970‟li yıllar ve sonrasında TSE Ülkemize
çok büyük yardımlarda bulundu:
Devlet Laboratuvarı‟nı tüm Türk Standardlarını göndererek donattı. Standardizasyonla
ilgili her türlü bilgiye ulaşabilmemizi sağladı. Bizlere, Dış Ülkelerdeki Standardizasyon ve
Kalite Sempozyum ve Toplantılarına katılım sağladı. Devlet Laboratuvarını, KKTC‟nin
Standardizasyon işlerini yürüten bir örgüt olarak tanıtıp BASB ve SMIIC Örgütlerinin
kurucu ve asil üyeleri arasında yeralmamızı sağladı. Türkiye‟de ve Kıbrıs‟ta eğitimler
verdi.
KKTC tarihinde iki kez KKTC Standardlar Enstitüsü Yasa taslağı hazırlanmış ama her
ikisi de Meclisin gündeminde kadük olmuştur. Bilindiği gibi günümüzde Ülkemizin Ulusal
Standardlar Örgütü yoktur. Yine TSE bu boşluğu doldurmak üzere 1999‟da
Temsilciliğimizi açmıştı. Temsilciliğimiz, İdari ve Ekonomik açıdan tamamen TSE‟ye bağlı
olup, KKTC‟de hizmet vermektedir. Eğitim seviyesinin nüfusa oranla çok yüksek olduğu
Ülkemizde, önyargılarla ve belki siyasi amaçlarla, bundan önce yapılanlar unutularak,
kötümser tablolar çizilmesi doğru değildir.
KKTC‟de Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu‟nun 1978‟de kuruluşundan sonra UNHCR
(Birleşmiş Milletler Göçmenler Yüksek Komiserliği) yardımları ile “Sütte Soğuk Zincir”i
başlatmış olduğumuzu (maalesef üretici tepkilerinden dolayı bu proje devam
ettirilememişti);
Besin ve Besin Katkı Maddeleri Tüzüklerini; Tarımsal İlaçlar Denetim Yasası ile
Tüzüklerini (WHO kıstasları ile Codex Alementarius baz alınarak); 1985 yılında Devlet
Laboratuvarları bünyesinde Pestisit Kalıntı Analizleri Laboratuvarının kurulmuş olduğunu;
Besin maddelerinde Pestisit Kalıntıları tesbit ve tayinleri konusunda 1990‟lı yıllarda
Türkiye‟nin önünde olduğumuzu; 26 Nisan, 1986‟daki ÇERNOBİL Olayı sonrası
(Çernobil‟de Nükleer Reaktör patlaması) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu desteğinde
yapılan araştırma ve çalışmaları ve kurulan Radyasyon Erken Uyarı Sistemlerini;
Unutmamalı, yatsımamalıyız...
Sanayi Odası ile Ticaret Odası yetkilileri, 11. İslam Örgütü Ülkeleri Özel Sektör,
Ekonomik Entegrasyon Toplantısı’na katıldı
Arap ülkeleriyle ticaret daha da geliştirilecek
Kıbrıs Türk Sanayi Odası ile Kıbrıs Türk Ticaret Odası yetkililerinden oluşan bir heyet,
Bahrain Manama‟da 5-8 Şubat 2005 tarihleri arasında yapılan 11. İslam Örgütü Ülkeleri
Özel Sektör, Ekonomik Entegrasyon Toplantısı‟na katıldı.
Toplantının sonuç bildirgesinde, Kuzey Kıbrıs ile ticari ilişkilerin daha da geliştirilerek,
Arap ülkeleriyle temasların artırılması yer aldı.
Toplantıya, Kuzey Kıbrıs‟tan Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Salih Tunar, Başkan
Vekili Musa Sönmezler ve Yönetim Kurulu Sekreteri Galip Yüksel katılırken, Ticaret
Odası‟ndan Başkan Vekili Hasan İnce, Yönetim Kurulu üyeleri Ünsal Özbilenler ve Cahit
Kaya katıldı.
Toplantı süresince ayrıca, 10. İslam Ülkeleri Fuarı da düzenlendi. İslam ve özellikle
Arap ülkeleri arasında önemli bir yeri bulunan bu etkinlik, ülkeler arasında ticaretin
geliştirilmesi, işbirliğinin artırılması, islam ülkeleri arasında ortak gümrük oluşturulmasını
hedefliyor. İslam Örgütü Ülkeleri Özel Sektör, Ekonomik Entegrasyon Toplantısı her yıl
değişik islam ülkelerinde düzenleniyor.
İslam Sanayi ve Ticaret Odaları Genel Sekreteri Aqeel Al Jasem, geçtiğimiz yılın son
aylarında ülkemizi ziyaret etmişti. Aqeel Al Jasem bazı bakanlarla görüşerek Koop Süt
tesislerinde incelemelerde bulunmuştu. Jasem ayrıca, Sanayi Odası ile Ticaret Odası‟nı da
ziyaret ederek her iki odanın yetkililerinin bundan sonra düzenlenecek organizasyonlarda
yer alması gerektiği üzerinde durmuştu. Jasem KKTC‟den ayrılmadan önce ziyaretten
duyduğu mutluluğu dile getirmiş ve KKTC ile arap ülkeleri arasında daha sıkı bir ticaretin
geliştirilmesi için katkı koyacağını söylemişti. Jasem, her iki odanın bundan sonra
düzenlenecek islam ülkeleri organizasyonlarına davet etmişti.
Toplantıya katılan her iki oda yetkilileri, Bahrain‟de diğer islam ülkelerinin sanayi ve
ticaret odası yetkilileriyle görüşme olanağı bularak, Kuzey Kıbrıs‟a ilişkin çeşitli bilgiler
aktarma şansını da elde etti. Görüşmelerde, Kuzey Kıbrıs‟ın halen bazı arap ülkelerine
özellikle süt ürünleri ihracatı gerçekleştirdiğini, ancak bu ticari ilişkilerin daha da
geliştirilmesi için imkanlar yaratılması konuları da gündeme geldi. Öte yandan, ulaşım
sorununun aşılması durumunda tarımsal ürünlerin arap ülkelerine ihracatın önünün
açılacağı görüşü ortaya kondu.
Kuzey Kıbrıs heyetine arap medyası da yoğun ilgi gösterdi. Heyet arap ülkelerinde
yayın yapan televizyon kanalları ile gazetelere demeç verme şansı elde etti. Medyanın bu
ilgisi, ülke tanıtımı açısından etkili oldu.
Toplantı sonunda, her iki oda tarafından hazırlanan bildiri, organizasyon komitesine
sunularak toplantının sonuç bildirgesinde yer aldı. Bildiride, Kuzey Kıbrıs ile ticari
ilişkilerin daha da geliştirilerek, Arap ülkeleriyle temasların artırılması, hükümetler
arasında ilişkilerin geliştirilmesi yer aldı.
Kuzey’den Güney’e ihracat için hayata geçirilen proje basına tanıtıldı
Tunar: “Ekonomik gelişimimiz için pratik çözümler”
KKTC'de üretilen malların Güney Kıbrıs'a ihraç edilebilmesi için ABD'nin katkılarıyla
Güney Kıbrıs'ta kurulan bir firma aracılığıyla başlatılan proje, 14 Şubat akşamı
düzenlenen toplantıyla iş adamlarına ve basına tanıtıldı.
Sivil toplum örgütleri ve Kıbrıslı Türk üreticilere iş insanlarına yeni pazarlar
yaratabilmek, Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında yapılan ticareti artırabilmek, üreticiler ile
alıcıları buluşturmak, bankacılık-turizm-kalite kontrol konularında rekabet edebilirliğin
artırılmasına katkı sağlamak amacıyla adaya gelen Amerikan danışmanlık firması
International Executive Service Corps (ISEC) yetkilisi John Anderson'un bilgi vermesi
amacıyla Saray Otel'de düzenlenen toplantı ve resepsiyona ABD'nin Kıbrıs Büyükelçisi
Michael Klosson, Güney Kıbrıs'taki MGC Group Danışmanlık Firması yetkilisi Marios
Hristodulu, Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Ali Erel, Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı
Salih Tunar, iş adamları ve gazeteciler katıldı.
Toplantıda, Erel, Tunar, Anderson ve Hristodulu konuşma yaptı.
Erel: “30.5 milyon dolarla bazı projeler hayata geçiyor”
Ticaret Odası Başkanı Erel, ABD'nin Kuzey Kıbrıs ekonomisini güçlendirmek, dünyaya
entegre etmek, olası bir çözümde AB'nin de katıldığı vizyon çerçevesinde ekonomiyi hazır
hale getirmek için 30.5 milyon dolar ayırdığını ve bazı projeleri hayata geçirmeye
başladığını
belirtti.
Erel, bu paranın Kuzey Kıbrıs'ın ekonomik altyapısının ve KOBİ'lerin altyapılarının
güçlendirilmesi, yatırım ikliminin ve iş atmosferinin iyileştirilmesi yönünde harcanacağını
kaydetti.
Paranın harcanmasıyla ilgili raporlama ve ihale aşamalarının henüz tamamlanmadığını
ancak birkaç ay içinde fiilen uygulamaya başlanacağını bildiren Ali Erel, Yeşil Hat Tüzüğü
çerçevesinde Kuzey'den Güney'e ürünlerin akışındaki sıkıntıların aşılması veya iki taraftan
alıcı ve satıcıların buluşturulması, iş çevrelerinin birlikte hareketinin sağlanması için
temasların başlatılması yönünde bir de proje başlatıldığını açıkladı.
Ali Erel, ABD Büyükelçiliği'nin girişimleriyle Güney'den bir şirketin danışmanlık
yapacağını kaydederek, "Bu çalışma fiilen hayata geçirilmiştir" dedi. Projenin yönetiminde
görev almak üzere Kıbrıs'a gelenlerin iş çevreleri ve basınla tanıştırılması amacıyla bu
toplantının düzenlendiğini belirten Erel, "Esas gayemiz, Güney ile Kuzey arasında
ekonomik işbirliklerinin, iş ilişkilerinin artırılmasıdır. Başlangıç noktası da ticarettir" diye
konuştu.
Ticaretin belli bir şeklinin Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde başlatıldığını ve projedeki
birinci bacağın bu projeye destek vermek maksadıyla başlatıldığını ifade eden Ali Erel,
devamının geleceğini
vurguladı.
Erel, Ticaret ve Sanayi odaları aracılığıyla ABD'deki iş çevreleriyle temas
kurulabileceğini belirterek, şimdiki projede Kıbrıs adası üzerinde ticaretin artmasının
hedeflendiğini söyledi. Yeşil Hat Tüzüğü uyarınca devam eden ticaret hakkında da
rakamlar veren Erel, 23 Ağustos 2004'ten yıl sonuna kadar 100 bin KL'ye ulaşıldığını,
ocakta rakamın düştüğünü, daha da artması için çalışmaların sürdüğünü vurguladı.
Bu rakamların tatmin edici seviyeye henüz ulaşmadığına işaret eden Erel, "Ulaşması
için elimizden gelen her çabayı sarf edeceğiz. Yalnız başına Yeşil Hat Tüzüğü'nün Kuzey
Kıbrıs ekonomisini umut ettiğimiz seviyelere taşıması da kolay değil. Bunun yanında
mutlaka farklı diğer projeleri de
yürütmemiz lazım" dedi.
Tunar: “Amaç, ekonomik gelişimin önündeki engelleri kaldırmak”
Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Salih Tunar da konuşmasında, ABD'nin, BM'nin Kıbrıs
çözüm planını desteklediğine işaret ederek, son 5 ay içinde Kuzey Kıbrıs ekonomisinin
büyümesi yönünde çalışmalar da yaptığını kaydetti.
ABD'nin ekonomik büyüme için 30.5 milyon dolarlık yardım programı olduğunu belirten
Tunar, Cyprus Partnership for Economic Growth (CYPEG) olarak adlandırılan programın
amacının, Kıbrıslı
Türklerin ekonomik gelişiminin önündeki engellerin kaldırılmasında pratik çözümler
geliştirilmesi olduğunu vurguladı.
Salih Tunar, ABD teknik heyetleriyle yaptıkları toplantılar hakkında bilgiler vererek,
"potansiyel pazarların geliştirilmesi, dış pazarların geliştirilmesi için fuarlara katılım
imkanlarının artırılması, ISO ve HACCP gibi standartlarla ürün ve üretim kalitesinin
yükseltilmesi, verimliliği ve üretimin artırılması çalışmaları, finans imkanlarının ve
kredilendirme teminat sistemlerinin geliştirilmesi" gibi önerilerinin kabul gördüğünü
anlattı.
Şubat ayı başından beri Sanayi Odası'nda başlatılan çalışmalarla, Yeşil Hat Tüzüğü
çerçevesinde Güney'e satılabilen Kuzey Kıbrıs'ta üretilen mal miktarlarının artırılması,
Güney'deki pazarda daha geniş yer alabilmesinin hedeflendiğini bildiren Tunar, şöyle
konuştu:
"Bu proje kapsamında USAID'den Koordinatör John Anderson ve Güney Kıbrıs'tan MGC
Group danışmanlık firması yetkilileri Marios Hristodulu ve Athos Markides, odamızla
müşterek çalışmaları Perşembe günü başlatmış ve 3 gün içinde Güney'e mal satmak
isteyen 60 kadar firmayla Oda Genel Sekreteri Mustafa Gündüz'le beraber
görüşmüşlerdir."
Sanayi Odası Başkanı Salih Tunar, MGC Group danışmanlık firmasının Güney'de en
fazla ihracat yapan firma olarak ödüller aldığını, ihracat ve pazarlama konularında
tecrübeli bir firma olduğunu kaydederek, "Bu firma odamız koordinasyonunda Güney'de
muhtelif potansiyel alıcıları herhangi bir ücret ve/veya komisyon almadan, Kuzey Kıbrıs
üreticileriyle buluşturacak ve pazarın genişletilmesi için yeni metotlar üzerinde
çalışacaktır" dedi.
Bu çalışmanın sadece Güney'le ticaretle sınırlı kalmayacağını, ileriki günlerde Kuzey
Kıbrıs ekonomisinin gelişmesi için dışa açılma çalışmalarını da kapsayacağını vurgulayan
Salih Tunar, bunların, üzerinde ısrarla durdukları direkt ticaretin yerini alamayacağı gibi,
Kıbrıs'ta kapsamlı
bir çözümün önünde engel değil, iki toplumun yakınlaşmasına katkı koyacağını söyledi.
Tunar, "Bu çalışmaların başarılı olması, Kuzey Kıbrıs'ta üretilen bu malların, Güney'deki iş
adamlarının ve Rum
halkının göstereceği ilgiye bağlı olacaktır. Üzülerek belirtmem gerekir ki, bugüne kadar
Rum iş adamları olaya çekinerek yaklaşmaktadırlar" diye konuştu.
Sanayi Odası Başkanı Tunar, perşembe günü Türkiye'de faaliyet gösteren 12 Amerikan
firmasının temsilcisinin KKTC'ye geleceğini açıklayarak, ekonomik örgütlerle görüşmeler
yapacaklarını bildirdi.
Kuzey Kıbrıs ekonomisinin büyümesi, izolasyonların kaldırılması, Kıbrıslı Türk iş
adamlarına yeni imkanlar yaratılması çalışmalarının süreceğini ifade eden Salih Tunar,
Sanayi Odası'nın bu yöndeki girişimleri desteklemeye devam edeceğini dile getirdi. Tunar,
referandumda yüzde 65'le evet diyen Kıbrıslı Türklerin izolasyonları hak etmediğini
vurgulayarak, Kuzey Kıbrıs ekonomisinin gelişmesinin, izolasyonların kaldırılmasının,
direkt ticaretin geliştirilmesinin Kıbrıs'ta çözüme de katkı koyacağını belirtti.
Salih Tunar'ın konuşmasından sonra kürsüye gelen, John Anderson, USAID tarafından
başlatılan bu girişim çerçevesinde adaya geldiklerini ve amaçlarının Kıbrıslı Türk
işletmelerine farklı alanlarda yardım etmek olduğunu kaydetti.
Anderson, çalışmanın amacının, KKTC'deki işletmelerle doğrudan temasa geçerek,
işletmelerin dünya standartlarına göre geliştirilmesi ve daha rekabet edebilir duruma
getirilmesi, ayrıca Güney Kıbrıs da dahil olmak üzere satış hacimlerinin artırılması
hususlarında yardım etmek olduğunu
anlattı.
Turizm sektörünü geliştirmek amacıyla turizmde pazarlama ve kalite sisteminin ilgi
merkezi olacağını kaydeden Anderson, bunun yanında KKTC ekonomisini geliştirmek için,
kalite sistemi ve bankacılık sistemleri üzerinde uzmanların bu çerçevede KKTC'deki
işletmelerle çalışmalar yapacaklarını kaydetti.
Anderson bu çalışmanın işe yarayıp yaramayacağı konusunda ortaya atılan düşüncelere
karşılık, bunun ileride belli olacağını ifade etti.
Basın toplantısında son konuşmayı ise MGC Group Danışmanlık Firması yetkilisi Marios
Hristodulu yaptı. MGC Danışmalık şirketinin bu çerçevede sürdüreceği çalışmalar
hakkında bilgi veren Hristodulu, amaçlarının KKTC ürünlerine Güney Kıbrıs'ta alıcı bulmak
olduğunu belirtti.
Şu ana kadar 65 KKTC şirketiyle görüştüklerini anlatan Hristodulu, KKTC ürünlerine
Güney Kıbrıs'ta alıcı bulmak için böyle bir çalışmayı Güney'de de yapacağını açıkladı.
Son Dönem Çalışmalarımız
Son günlerde odamızın yoğun bir çalışma içerisinde olduğunu, dergimizde yer alan
ziyaretlerden de anlıyorsunuz.
Bilindiği üzere ABD, Kıbrıs‟ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri girişiminde, adanın
birleşmesini öngören, her iki tarafın da çoğunlukla kabul edeceği kapsamlı bir çözüm
planını desteklediğini birçok defalar açıklamıştı. ABD‟nin son beş ay içerisinde çabaları
Kuzey Kıbrıs Ekonomisi‟nin büyümesine ve Kıbrıs Türkleri‟nin maruz kaldığı izolasyonların
hafifletilmesine katkı koymak yönünde adanın geleceği için yeni imkanlar yaratılmakta.
Geçtiğimiz ekim ayından itibaren Kuzey Kıbrıs‟ı ziyaret eden sivil toplum örgütleri ile
görüşen ABD teknik heyetlerine odamız tarafından Kuzey Kıbrıs ekonomisinin
iyileştirilmesi için bilgiler verilmiş, Kuzey Kıbrıs‟ta üretim sektörünün ve ekonomisinin
karşılaştığı sıkıntılar ve bunların aşılması için öneriler ortaya konmuştur. Bu öneriler
arasında, potansiyel pazarların geliştirilmesi, dış pazarların geliştirilmesi için fuarlara
katılım imkanlarının ve dış temasların artırılması çalışmaları, standard çalışmaları ile ürün
ve üretim kalitesinin yükseltilmesi verimliliğin ve üretimin artırılması çalışmaları, finans
imkanlarının ve kredilendirmede teminat sistemlerinin geliştirilmesi de yer almış ve kabul
görmüştür.
Şubat ayının başından beri odamızla başlatılan çalışmalar ABD danışmanlık firmalarının
daha önce yapılan temas ve bilgilendirme toplantılarında alınan kararların uygulanmaya
başlanmasıdır. Bu çalışmalar, Kuzeyde üretilen ürünlerden Yeşil Hat Tüzüğü ile Güney‟e
geçebilen ürünlerin Güney‟deki pazarının genişletilmesi ile üretici firmalarımızın ISO ve
HACCP gibi standartla üretim ve ürün kalitesinin yükseltilmesi, verimliliğin artırılması
çalışmaları ve bu çalışmalara finans desteği sağlanması yönündeki odamızın bir çalışması
da, her yıl Mayıs ayında düzenlenen Cyprus International Fair‟a (Kıbrıs Uluslar arası Fuarı)
Sanayi Odası adı altında katılarak üyelerimizin ürünlerini sergilemesine olanak
sağlamaktır. Bu amaçla Cyprus Fair Autority ile sözleşme imzalanmış ve fuarda 430
metrekarelik bir alanın alınmasını sağlamıştır. Önümüzdeki günlerde odamız bu fuara
katılmak isteyen üyelerimiz ile ortak bir çalışma yparak, ürünlerimizin bu fuarda en iyi
şekilde yer alması ve Kuzey Kıbrıs‟ın üretim sektörünü en iyi şekilde temsil edilmesi
sağlanacaktır.
ABD‟nin Kuzey Kıbrıs‟a uygulanan izolasyonları hafifletmek yönündeki çalışmalarıda
somut olarak 17 Şubat Perşembe günü ABD‟nin Ankara Ticari Ateşesi Kayani ile Amerikan
Şirketler Derneği‟nin 12 üyesinin Kuzey Kıbrıs‟ı ziyaretleri ile şekil buldu. İlk defa bir
resmi Amerikalı görevli de Ercan yolu ile Kuzey Kıbrıs‟a geldi. Amerikan Şirketler Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Halim Neyzi ile yapılan toplantıda daha somut adımların
atılması için Kıbrıs Türk Sanayi ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı ile ortak bir komite
kurulması kararının alınması da ilerde atılacak adımlara bir başlangıç olabilir.
Bu arada odamız 3-5 Şubat tarihlerinde Bahrein‟de düzenlenen İslam Ticaret ve Sanayi
Odaları Özel Sektör İşbirliği Toplantısı‟na katılarak İslam ülkelerinin, Kuzey Kıbrıs‟la ticari
ilişkilerinin geliştirilmesi için önerilerini gündeme getirme fırsatı buldu.
Yine odamız, 18-19 Şubat tarihlerinde Adana Ticaret Odası‟nın organize ettiği 1.Adana
Uluslar arası Ekonomik İşbirliği Formu‟na katıldı. Bu formda düzenlenen; Türkiye‟nin AB
Entegrasyonu‟nun Değerlendirilmesi paneline, Doç. Dr. Enver Dersan, Ayhan Bermek,
Mustafa Dönmez ile ben de davet edildim. Bu panelde, Türkiye‟nin AB entegrasyonu
Kuzey Kıbrıs yönünde ele alınarak, gündemde olan Ankara Andlaşması, Türkiye‟nin Güney
Kıbrıs‟la Gümrük Birliği çerçevesinde ilişkileri ve Kuzey Kıbrıs ekonomisinin bu birlikten
zarar görmemesi için odamızın önerilerini ortaya koymaya çalıştım. Yine bu formda TürkYunan Ticaret Odası, Halep Sanayi Odası, Halep Ticaret Odası, Türk Arap İşadamları
Derneği gibi kuruluşlarla temas imkanı bulundu.
23-25 Şubat tarihlerinde odamız Yönetim Kurulu‟nun almış olduğu bir kararla, Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği ile işbirliklerinin artırılması, dış temaslara odamızın da dahil
edilmesi, odamızın hizmetlerinin ve hizmet kalitesinin artırılması için TOBB aracılığı ile
Euro Chamber ile ilişkilerin artırılması öngörüsü ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği‟ne
bir ziyaret gerçekleştirildi. TOBB Başkanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu ile yapılan görüşme
her yönden çok başarılı geçtiğini belirtmeliyim. Odamızın dış temaslarını artıracak
çalışmaların yapılması yönünde alınan kararlar çok olumlu. Ankara‟ya yapılan bu ziyarette
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Abdullah Gül‟le, Dış İşleri Müsteşar
Yardımcısı Sayın Ertuğrul Apakan ile yapılan toplantılar, odamızın görüşlerini anlatma
fırsatı yönünden çok olumlu geçtiğini söyleyebilirim. Yine Ankara ziyaretinde Dış Ticaret
Müsteşarı ve Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı ile görüşerek, Türkiye‟nin Ankara
Andlaşması‟nı yürürlüğe koyması ile başlayacak Türkiye Güney Kıbrıs Gümrük Birliği
ilişkileri ve Kuzey Kıbrıs‟ın bundan zarar görmemesi için odamızın önerilerini ortaya
koyma imkanı bulduk.
Şubat ayının odamız yönünden çok sıkı bir çalışma içerisinde yararlı geçtiğini
söyleyebiliriz. Bu çalışmaların Kuzey Kıbrıs ekonomisine somut getirileri önümüzdeki
aylarda daha iyi görülecektir.
BDH Lefkoşa milletvekili adayları odamızı ziyaret etti
BDH Lefkoşa milletvekili adayları, 1 şubat tarihinde odamızı ziyaret ederek, parti
milletvekili adaylarını yönetim kurulu ile tanıştı.
Adaylar ziyaret sırasında vizyonları hakkında bigiler veridi. Vizyonlarının özellikle sıcak
siyaset olduğunu vurgulayan milletvekili adayları, 3 Ekim‟e kadar Türkiye‟nin Güney
Kıbrıs‟ı dolaylı yollardan tanıyacağını ve BDH olarak Kıbrıs meselesinin bu tarihten önce
çözülmesi, Kıbrıs Türkünün dünya üzerinde haklı yerini alması için gereken herşeyi
yapacaklarını belirtti.
Ayrıca Sanayi Odası‟nın çalışmalrını taktirle karşıladıklarını belirten BDH milletvekili
adayları, KKTC‟li sanayicinin iç pazarda güçlü ve dış pazarlardada daha rekabetçi bir
ortama kavuşturulması her platformda destekçi olacaklarını ifade ettiler. Görüşmede
adaylar bu konunun çok hassas olduğunu ve İktidara gelen her partinin bu konuya
yaklaşımlarının çok güçlü olması gerekliliği de vurgulandı.
Oda binası için II. Etap inşaatı başladı
Sanayi Odası‟nın Lefkoşa Organize Sanayi Bölgesi‟nde bulunan bina inşaatının II Etap
inşaat çalışmaları başladı. II. Etabı kapsayan; tuğla, sıva ve elektrik işlemleri için
sözleşme, ihaleyi kazanan Karalım Co. Ltd. yetkilileri ile Sanayi Odası Başkanı Salih Tunar
arasında 09 Şubat‟ta Sanayi Odası‟nda imzalandı.
Taşımacılıkta 17 yıllık deneyim:
Chavush Shipping
Deniz ve hava taşımacılığı sektöründe 17 yıllık deneyime sahip Chavush Shipping,
bugün dünyanın her yerinden, Mağusa ve Ercan Hava limanlarına düzenli taşımacılık
yapmıyor.
Ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntılara rağmen zaman zaman yapılan ihracatlarda da
tercih edilen şirket, yurt dışına gerek uçak ve gerekse deniz yoluyla taşımacılıkta da
ihracat yapanlara servis vermekte.
Hemen hemen bütün ülkelerde oluşturdu saygın acente ağı sayesinde Mağusa dışındaki
ülkeler arasında da taşımacılık yapan Chavush Shipping, düzenli bir şirket olduğunu
kanıtlamış.
Örneğin 2004 yılında; İspanya – Mersin, Kıbrıs (Rum kesimi - İngiltere), Çin- Kıbrıs
(Rum Kesimi), Fransa – Mersin, Fransa – Dubai, Dubai – Fransa, Çin – Mısır, Amerika İngiltere
hatlarda önemli oranlarda yük taşımacılığı yaptı.
Chavush Shipping Mağusa Limanı‟na özellikle Çin, Hong Kong, Hindistan, Tayland ve
diğer uzak doğu ülkeleri yanında, Amerika ve Avrupa ülkelerinden verdiği taşımacılık
hizmeti yanında, müşterilerinden aldığı cesaretden dolayı 2000 yılında sigorta
hizmetlerine de başlamış ve bugün milyonlarca dolarlık sigortaları bünyesinde toplamış.
Uygun prim ve kaliteli hizmet prensibi ile bugün her alanda verdiği sigorta hizmeti
(Yangın, hırsızlık, doğal afet, nakliyat ve araç sigortaları vs) müşterilerine güven ve huzur
sağlamakta.
Kıbrıs' ta bir ilki başaran şirket, Güney Kıbrıs'ta bir sigorta şirketi ile de anlaşma yapmış
ve Güney Kıbrıs‟a geçerken sınırda alınan sigortaları hem daha uygun prime hem de
sınıra gitmeden alabilme imkanını müşterilerine kazandırdı.
Kıbrıs‟taki çözüme hazırlıklı olabilmek, Kıbrıs‟ın Güney‟indeki limanlardan da yapılacak
ithalat ve ihracatların taşımacılığını üstlenebilmek için şirketin tüm alt yapı çalışmalarını
tamamladığı bildirildi.
Yeşil Hat Tüzüğü‟ne uygun mallarımızın dış ülkelere ihracatında istendiği takdirde
kapıdan - kapıya veya limandan - limana taşımacılık servisi vermeye hazır olan şirketi
istendiği takdirde en uygun şartları müşterilerine sunmaya hazır olduğu kaydedildi.
Asvaroğlu Metal Sanayi’den yeni bir girişim
Chrome Home
Ülkemizin en büyük paslanmaz çelik işleme fabrikası Asvaroğlu Metal Sanayi‟nin bir yan
kuruluşu olan ve ülkemizde bir ilk olan paslanmaz çelik mobilya üretimine başladı.
Chrome Home adıyla üretim yapan firma, mağazasını Küçük Kaymaklı‟da açtı.
Özgün tasarımlardan oluşan mobilyalar arasında, bar sandalyeleri, mutfak yemek masa
ve sandalyeleri, televizyon masaları, TV koltukları, dekoratif sehbalar ve daha birçok çeşit
bulunuyor.
Firma Direktörü Mustafa Asvaroğlu, KKTC‟de bir ilki gerçekleştirdiklerini ifade ederek,
“Krom değerli ve güzel bir maden. Ülkemizde yapılan veya yurt dışından gelen benzer
mobilyalar var. Ancak, bu mobilyalar krom kaplama tarzı yapılıyor. Biz ise doğrudan
kromu kullanarak üretim yapıyoruz. Böylelikle mobilyalar oldukça şık bir görünüm ve aynı
zamanda sağlamlık kazanıyor” diye konuştu.
Krom mobilya üretimini paslanmaz çelik üzerine sanayi kuruluşlarına yönelik üretim
yaptığı Haspolat Sanayi Bölgesi‟ndeki fabrikada gerçekleştirdiğini anlatan Mustafa
Asvaroğlu, “Müşterilerden gelen dizayın taleplerini de değerlendirerek ayrıca üretim
yapabiliyoruz. Kullanılan malzemenin kalitesi ve sağlamlığı nedeniyle mobilyalarımıza
ömür boyu sağlamlık garantisi verebiliyoruz” dedi.
Paslanmaz çelik mobilyaya özelikle restoran ve barlardan talep geldiğini belirten
Asvaroğlu, talebe cevap verebilecek her türlü donanıma sahip olduklarını da sözlerine
ekledi.
ABD’ye ihracat için başvuru adresi TC Vaşington Büyükselçiliği
Ekonomi ve Turizm Bakanı Derviş Deniz, Amerika Birleşik Devletleri‟ne ihracat yapmak
isteyen Sanayi Odası üyelerinin Güney Kıbrıs‟ın ABD‟deki Büyükelçiliği yerine, Türkiye
Cumhuriyeti Vaşington Büyükselçiliği Ticaret Müşavirliği‟ne başvurmalarının yeterli
olacağını açıkladı.
Açıklamada şöyle denildi:
“ABD‟ye ihracat yapmak isteyen KKTC kökenli firma müracaatlarının bundan böyle
ABD‟deki Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Büyükelçiliği yerine, TC Vaşington Büyükelçiliği
Ticaret Müşavirliği‟ne yapılması KKTC Vaşington Temsilcisi Osman Ertuğ‟la da gerekli
eşgüdüm sağlandıktan sonra ABD Dışişleri‟ne iletilmiştir.”
Adres ve irtibat bilgileri şöyle: TC Vaşngton Büyükselçiliği Ticaret Müşavirliği 2525
Massachusetts Avenue, N.W. Washington D.C. 20008 USA Tel: (1-202) 612 67 80 Faks:
(1-202) 238 06 29.
2004 yılı dış ticaret rakamları açıklandı:
852 milyonluk dolarlık ithalata karşılık, 61 milyon dolarlık ihracat !
KKTC, geride bıraktığımız 2004 yılında 2003 yılına göre hem ithalat, hem de ihracat
rakamlarında önemli artışlar kaydedilmesine karşılık ithalat rekortmeni ülke olmaktan
kurtulamadık. Yani ülkemizin 850 milyon dolarını dış ülkelere verdik.
Geçtiğimiz yıl, 2003'e oranla ithalatta yüzde 78.4; ihracatta ise 22.1 oranında artış
oldu. 2004 yılında 852 milyon dolarlık mal ithal edilirken, ihraç edilen ürünlerin tutarı 61
milyon dolarda kaldı.
Türkiye, hem ithalat hem de ihracatta önemli bir paya sahip. 2004'te ithalatta en büyük
payı taşıt araçları, yakıt, inşaat demiri ve sigaralar oluştururken; ihraç mallarında
narenciye, süt ürünleri ve
konfeksiyon ilk üç sırayı paylaştı.
Ticaret Dairesi, 2004 yılı dış ticaret rakamlarını içeren raporunu hazırladı. Daire Müdürü
Hüseyin Maneoğlu'nun TAK'a açıkladığı rapora göre, Ocak-Aralık 2004'te ithalat 1
katrilyon 226 trilyon 359 milyar 740 milyon TL, yani 852 milyon 48 bin 223 dolar oldu.
2003 yılına göre yüzde 78.4'lük artış dikkati çekerken bunda, döviz kurlarında yaşanan
istikrar, 2001'deki ekonomik krizin etkilerinin azalmaya başlaması ve Kuzey-Güney Kıbrıs
arasında geçişlerin serbest bırakılmasının etkili olduğu
belirtildi.
KKTC, ithalatının yüzde 60.3'ünü Türkiye'den, yüzde 39.7'sini üçüncü ülkelerden yaptı.
Bu oranlar, 2003 yılındaki rakamlara yakın gerçekleşti. 2003'te Türkiye'den ithalat yüzde
62.7, üçüncü ülkelerden
ithalat ise yüzde 37.3 idi. 2004 yılında Türkiye'den 513 milyon 915 bin 404 dolarlık;
üçüncü ülkelerden ise 338 milyon 132 bin 819 dolarlık ithalat yapıldı.
İhracat rakamlarını gösteren tabloya göre, 2004 yılındaki rakamlar bir yıl öncesine göre
yüzde 22.1 oranında artış gösterdi. 61 milyon 800 bin 305 dolarlık toplam ihracatta
yüzde 46.3'lük payı Türkiye, yüzde 53.7'lik payı ise üçüncü ülkeler aldı. Türkiye'ye
ihracattan geçen yıl 28 milyon 626 bin 236 dolar; üçüncü ülkelere ihracattan ise 33
milyon 174 bin 69 dolar gelir sağlandı.
KKTC geçen yıl en çok taşıt aracı ithal etti. 2003 rakamlarına göre yüzde 143 artış
görülen taşıt araçları için tam 144 milyon 549 bin 565 dolar harcandı. Bunu sırasıyla 43
milyon 10 bin 317 dolarla yakıt, 36 milyon 359 bin 358 dolarla inşaat demiri, 25 milyon
126 bin 853 dolarla sanayi tipi makineler ve 22 milyon 871 bin 210 dolarla da sigara
izledi.
2003'e göre ithalatında patlama görülen mal ise çimento oldu. Bu maddenin ithalinde
2003'e göre 2004'te tam yüzde 279.3'lük artış görüldü. Çimentoyu, yüzde 219.2 artışla
inşaat demiri, yüzde 204 artışla da sanayi tipi makineler izledi.
KKTC'nin ithalatında yüzde 67.7'yi oluşturan önemli 50 mal şöyle:
"Taşıt araçları, yakıt, sigara, inşaat demiri, konfeksiyon, ilaçlar, oto aksamları, elektrik
malzemeleri, elektrikli ev eşyaları, bilgi işlem makineleri ve aksamları, alüminyum profil,
alkollü içkiler, ambalaj
kartonu, çimento, çimento hammaddesi, kereste ve sunta, kimyevi gübre, klima cihazı,
mobilya ve aksamları, kağıt ürünleri, plastik ürünleri, hayvan yemleri ve katkı maddeleri,
temizlik ürünleri, televizyon, tıbbi cihazlar, şeker, oto lastikleri, LPG gazı, meşrubat ve
meyve suları, muhtelif hırdavat
eşyası, plastik hammaddesi, buzdolabı ve dondurucu, kumaşlar, galvanize saç, buğday,
çamaşır makineleri, borular ve aksamları, ayçiçek yağı, konserve yiyecekler, kozmetik
ürünleri, çay, plastik ambalaj malzemeleri, mısır, havası alınmış yiyecekler, bisküvi, bira,
makine yağları, ev boyaları,
sanayi tipi makineler."
Sıkıntılarla karşılaşılsa da KKTC'nin ihracatında başı yine narenciye çekiyor. 2004
yılında 20 milyon 523 bin 587 dolarlık narenciye, 11 milyon 740 bin 475 dolarlık
konfeksiyon ve 11 milyon 701 bin 386
dolarlık süt ürünleri satıldı.
İhracatında 2003 yılına oranla en fazla artış görülen mal, yüzde 290'lık artışla bütün
keçiboynuzu oldu. Hurdaların ihracında yüzde 122'lik, süt ürünlerinin ihracatında ise
yüzde 46'lık artış kaydedilirken; öğütülmüş keçiboynuzu, patates, viski ve tütün ihracatı
ise 2003 yılına göre geriledi.
KKTC'nin ihracatında yüzde 92'lik payı oluşturan önemli ihraç malları şöyle sıralanıyor:
"Narenciye, konfeksiyon, süt ürünleri, narenciye konsantre, rakı, alçı taşı, ilaçlar,
deriler, hurdalar, sigaralar, keçiboynuzu (bütün), keçiboynuzu (çekirdek), keçiboynuzu
(öğütülmüş), tütün, viski, patates."
KKTC'nin mal ithal ettiği ülkelerin başında yüzde 60.3'le Türkiye gelirken bunu yüzde
26.1'le AB ülkeleri izledi. Diğer ülkeler, Orta Doğu ülkeleri, Uzak Doğu ülkeleri ve diğer
Avrupa ülkeleri de KKTC'nin mal ithal ettiği ülkeler arasında yer aldı.
2004'te Türkiye'den 513 milyon 915 bin 404 dolarlık; AB ülkelerinden 222 milyon 161
bin 575 dolarlık, diğer ülkelerden 51 milyon 818 bin 467 dolarlık, Orta Doğu ülkelerinden
27 milyon 650 bin 896 dolarlık, Uzakdoğu ülkelerinden 26 milyon 922 bin 830 dolarlık ve
diğer Avrupa ülkelerinden 9 milyon 597 bin 51 dolarlık ithalat yapıldı.
Geçen yıl mal ihraç edilen ülkelerin başını yüzde 46.4'le Türkiye çekerken, yüzde
23.9'la AB ülkeleri, yüzde 21.9'la diğer Avrupa ülkeleri ve yüzde 7.8'le Orta Doğu ülkeleri
geldi.
2004'te Türkiye'ye 28 milyon 626 bin 236 dolarlık, AB ülkelerine 14 milyon 771 bin 232
dolarlık, diğer Avrupa ülkelerine 11 milyon 836 bin 341 dolarlık, Orta Doğu ülkelerine 4
milyon 805 bin 687 dolarlık ve diğer ülkelere de 1 milyon 684 bin 9 dolarlık ihracat
gerçekleşti.
DP Lefkoşa adayları Sanayi Odası’nı ziyaret etti
Demokrat Parti Lefkoşa Milletvekili adaylarının bir kısmı, Ekonomi ve Turizm Bakanı
Derviş Deniz ile DP Lefkoşa Milletvekili ve DP Genel Sekreteri Mustafa Arabacıoğlu
eşliğinde Sanayi Odası‟nı ziyaret etti. Adaylar, ziyarette hazır bulunan oda yönetim kurulu
üyelerine kendilerini tanıttı.
İlk sözü alan DP Lefkoşa milletvekili ve DP Genel Sekreteri Mustafa Arabacıoğlu,
partilerinin vizyonu ve Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik bakış açılarını anlattı.
Ekonomi ve Turizm Bakanı Derviş Deniz, Güney ile Kuzey arasındaki ticareti karşılıklı
ticaret esasına dayanması gereği üzerinde durduklarını ve bu konuda çalışma
yürüttüklerini ifade ederk, “Ekonomide yaşanan canlılığı ve hareketliliği iyi taşımalıyız ve
ileriye götürmeliyiz. Bakanlık olarak ekonomik konulara hakim olduğumuza ve birçok
sorunun üstesinden geldiğimize inanıyorum” dedi.
Sanayi Odası Başkanı Salih Tunar ise yaptığı konuşmada, adaylara seçim yarışında
başarılar dileyerek, odanın her zaman için partilerin tümüne eşit mesafede yaklaştığını
söyleyerek, “Kıbrıs sorununun çözümünü oda olarak her zaman vurguladık. Sayın Derviş
Deniz‟le çok yararlı çalışmalarımız oldu ve bundan da memnuniyet duyuyoruz.
Ekonomimiz bir ivme kazandı ve bunun devam etmesini diliyoruz. Umudumuz
seçimlerden sonra güçlü bir hükümetin kurulmasıdır” diye konuştu.
Genel Sekreterimiz Ekrem Ergil’e veda ettik
Sanayi Odası‟na 13 yıl hizmet veren Genel Sekreterimiz Ekrem Ergil yaş hattinden
dolayı bu görevinden 2005 Ocak ayında ayrıldı.
Odaya uzun yıllar başarıyla hizmet veren ve üyeler tarafından da sevilen Ekrem Ergil,
1938‟de Baf‟ta doğdu. Ticaret Lisesi‟ni bitirdikten sonra, Maliye Dairesi‟nde görev aldı.
Muhasebe konusunda gerekli özellikleri kazandıktan sonra, Maliye Dairesi‟nin çeşitli
bölümlerinde sorumlu olarak görev yaptı. Bu görev kapsamı içerisinde, sağlık servislerinin
teşkilatlanmasında önemli derecede katkıları oldu.
Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi‟nde de, Değerlendirme Sorumlusu görevinde
bulundu.
1976‟da Toprak Ürünleri Kurumu Genel Müdürlüğü‟ne atanan Ekrem Ergil, 1989‟da bu
görevden emekli oldu. 1992 yılında Kıbrıs Türk Sanayi Odası Genel Sekreterliği görevine
getirilen Ekrem Ergil, bu görevi Ocak 2005 sonuna kadar yürüttü. Ergil, Sanayi Odası
Genel Sekreterlik görevini Mustafa Gündüz‟e devreti.
Bu amaçla Ekrem Ergil onuruna verilen yemekte Sanayi Odası Başkanı Salih Tunar
Ergile verdiği hizmetlerden dolayı altın kaplama bir kol saati hediye etti.
Verimlilik Nedir? Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde Verimlilik Esasları
İnsanın hayatını sürdürebilmesi, ihtiyaçlarını karşılamasına bağlıdır. İster tek başına
olsun, isterse aile ya da toplum içinde, ihtiyaçlarını karşılayamayan insan yaşayamaz.
Peki, nedir bu ihtiyaçlar?
En başta beslenme, barınma, giyinme. Çağlar öncesinin ilkel insanları bile bunlara
ihtiyaç duyuyorlardı. Daha sonra, insanlık geliştikçe, ihtiyaçlar da gelişip çeşitlendi.
Sağlığını koruma, yeni bilgiler edinme, edinilen bilgileri gelecek kuşaklara aktarma, kültür
ve sanatla uğraşma, dinlenme, eğlenme, kendi ülkesinde ve başka ülkelerde yaşayan
insanlarla ilişki kurma, seyahat etme gibi pek çok ihtiyaç ortaya çıktı.
Ama bunların çok büyük bir bölümü doğada hazır durumda değildi. İnsanların sadece
doğanın sunduğu nimetleri olduğu gibi alıp kullanarak yaşamlarını sürdürmeleri mümkün
değildi. Doğada olmayan birtakım şeyleri yapıp ortaya koymak, üretmek gerekiyordu. İlk
insanlar ağaçlardaki meyveleri toplayarak, güçlerinin yettiği hayvanları avlayarak
beslenme ihtiyaçlarını; avladıkları hayvanların kürk ve derilerini kullanarak da giyinme
ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlardı. Ama nüfus arttıkça bunlar yetmemeye başladı. İnsanlar
bazı bitkileri kendileri yetiştirmeyi öğrendiler; daha büyük hayvanları, daha çok sayıda
avlayabilmek için birtakım aletler yaptılar.
Böylece “üretim” dediğimiz faaliyet ortaya çıktı.Üretim faaliyeti çağlar boyunca çok büyük
gelişmeler gösterdi. Başlangıçta ancak taştan basit aletler yapabilen insanoğlu, bugün
gökyüzünde gezen uçaklar, uzayda dolaşan gemiler, binlerce kilometre uzaktan fotoğraf
çeken makineler üretebiliyor. Başlangıçta elleriyle topladığı meyveleri yiyerek beslenir ve
onları bulamadığı zaman aç kalırken, şimdi aylarca, hatta yıllarca bozulmadan
saklanabilen gıda maddeleri üretiyor.
Birincisi, yoktan var etmek mümkün değildir.İkincisi, insan tek başına üretim yapmaz;
başka insanlarla birlikte çalışarak üretim yapar.
Şimdi de verimlilik artışının, hangi etkenlere bağlı olduğuna, kaynaklarının neler
olabileceğine ve verimliliğin nelerden etkilenebileceğine kısaca değinelim.
Ürün tasarımında ve bileşimindeki değişmeler, verimlilik oranlarının zaman içinde
değişmesine yol açar. Bu tür değişmeler, ürünü alıcı için beğenilir ve çekici kılan, imalatı
kolaylaştırıcı, maliyeti azaltıcı yönde alınan önlemlerle sağlanabilir ve üretim akışını
hızlandırarak verimliliği olumlu yönde etkiler. Üründeki tasarım ve bileşim değişmeleri,
teknik bilginin oluşum ve yayılma sürecindeki hıza bağlı olarak üretimi ve verimliliği
etkiler.
Üretim İşleminin gerçekleştirildiği üretim sürecinin niteliğindeki gelişmeler
verimliliği artırır.
Bunlar, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin üretime uygulanmasından kaynaklanan
gelişmelerdir. Öte
yandan, işletmelerin bünyesinde gerçekleştirilebilecek araştırma-geliştirme çalışmaları ve
işletme içi teknik ve yönetici personelden sağlanabilecek yaratıcı katkıların da, üretim
sürecinde girdi tasarrufu sağlayıcı, üretim akışını hızlandırıcı yeni düzenlemeler getirerek
verimliliği artırabileceği bir gerçektir.
Üretim sürecinin kapsamında meydana gelebilecek değişiklikler verimliliği etkiler.
Kimi zaman işletmeler hammadde yerine yarı mamul alıp sadece bunları işleyerek
kapsam daraltmasına gidebilirler. Böyle durumlarda, genellikle, riski ve maliyeti fazla olan
birimler devreden çıkartılacağından, verimlilik düzeyinde gelişme gözlenir.
Örgüt ve yönetimdeki değişmeler de verimliliği etkiler. İşyeri örgütlenmesinde,
yerleşme planında, malzeme taşınmasında, üretim planlama ve denetiminde, aktif ve
pasif varlıkların yönetiminde sağlanan başarılar, verimliliği artırır.
Üretimde kullanılan sabit sermaye kapasitesi (makine ve donatı) ancak yeni
yatırım ve genişleme projeleri ile artırılabilir. Bu nedenle,söz konusu girdinin kısa
dönemde sabit olduğunu kabul etmek yanlış olmaz. Öte yandan, benzer biçimde ve kısa
dönemde, sendikalaşmanın da işgücü girdisini sabitleştirdiği (en azından bu girdideki
azaltmaları engellediği ya da güçleştirdiği) bir başka gerçektir. Bu durumda, kurulu
sermaye kapasitesinin ve işgücü girdisinin mümkün olduğunca eksiksiz kullanımı,
verimliliği artırıcı yönde etki yapar. Kurulu kapasitenin tamamının kullanılmasını önleyici
piyasa koşulları, konjonktürel dalgalanmalar, ekonominin yapısal bozuklukları,
darboğazlar (ithalat güçlükleri, enerji kısıtlamaları, grevler vb.) kapasite kullanımını,
dolayısıyla verimliliği olumsuz yönde etkileyen faktörlerdir.
Verimliliği etkileyen en önemli faktörlerden biri de girdilerin kalitesidir. Girdilerin
kalitesindeki artış, birim çıktı başına gerekli girdi miktarında azaltma yapma olanağı
sağladığı için, verimliliği artırıcı bir etki yapar. Sözgelimi, işgücü girdisinin niteliğinin
yükselmesi, işçilerin kapasite ve ustalıklarının, zihinsel yeteneklerinin, öğrenim ve eğitim
düzeylerinin, iş tecrübelerinin, işyerindeki tutum ve davranışlarının, beslenme ve sağlık
koşullarının geliştirilmesine bağlıdır.
Sürdürülebilir Verimlilik
Verimlilik aslında, kendi başına amaç olmaktan çok, yaşamanın, gelişmenin bir
önkoşulu. Üretmeden yaşamı sürdürmek, daha iyi yaşayabilmek kolay değil, hatta
mümkün değil. Üretirken de git gide daha verimli olmayı bilmek gerekiyor; yoksa, üretim
yetersiz kalıyor; daha da kötüsü, yetersiz haliyle bile üretimi sürdürmek güçleşiyor.
Üretimde yararlanılan her türlü kaynağı daha tutumlu ve akılcı bir biçimde kullanarak
daha çok ürün elde etmek. Bunu gerçekleştirebilmek için, yeni yeni yol ve yöntemler
araştırılıp geliştiriliyor, uygulanıyor. Böylece verimlilik artarken daha çok mal ve hizmet
üretiliyor.
Çok yakın zamanlarda ise insanlar, yüzyıllardır üretim faaliyetini sürdürürken, bu sırada
verimliliği artırmaya çaba gösterirken, içinde yaşadıkları doğal çevreyi bozduklarını,
kimileyin de geri dönülmez ölçülerde yıkıma uğrattıklarını son derece çarpıcı durumlarla
karşılaşarak görmeye başlıyorlar. Şunu anlıyorlar: Üretmek, verimliliği artırmak ne kadar
önemli
ve
vazgeçilmezse,
insanoğlunun
tek
yurdu
olan
dünyayı,
onsuz
yaşayamayacakları doğayı korumak da o kadar önemli ve vazgeçilmezdir. Böylece,
verimlilik hedefi bir başka boyutun katılmasıyla, şu biçimde belirleniyor: Kaynakların
tutumlu ve akılcı bir biçimde kullanıldığı daha insancıl çalışma ortamları içinde, doğal
çevreyi özenle koruyarak, daha çok ve daha kaliteli ürün elde etmek.
Aynı kaynaklarla daha çok üretim, kaliteli ürünler, insancıl bir çalışma yaşamı,
yıkımlardan korunan bir doğal çevre. Bunların tümü bir araya geldiğinde ancak, doğru bir
verimlilik anlayışı, uğrunda çaba gösterilmeye değer bir verimlilik hedefi ortaya konmuş
oluyor. Çağdaş verimlilik yaklaşımı, hedefi böyle koymayı zorunlu kılıyor.
Kaynak : Milli Produktivite Merkezi.
Building Agchitecture 2005
Yapı-İnşaat
23-27 Mart 2005
Kiev/Ukrayna
Technomabel
İnşaat malzemeleri
29 Mart-01 Nisan 2005
Sofya/Bulgaristan
Trablus 34. Uluslar arası Fuarı
Genel Sanayi ve Ticaret Fuarı
02-12 Nisan 2005
Trablus/Libya
Machitec
Makine ve ekipmanları
03-07 Nisan 2005
Cidde/S.Arabistan
Asia Pacific Leather Fair II
Deri eşya
06-08 Nisan 2005
Hong Kong/Çin
Türk Ev Tekstil Fuarı
Ev tekstili
11-12 Nisan 2005
Hannover/Almanya
Bursa-Türkiye
Tomurcuk Bebe Tekstil San. Tic.Ltd.Şti
Tel: +90 224 367 83 84
Fax: +90 224 368 22 99
e-mail: info@tomycukbebe.com
web: www.tomuycukbebe.com
Bebek giyini, hazır giyim ve tekstil konularında ithalat yapmak istiyor.
Tolgasagay-Dersan Deri San ve Tic.Ltd.Şti
e-mail: tolgasagay@yorlatrade.net.
Deri ürünleri ithalatı yapmak istiyor.
Hazal Citrus Ltd.
Emre Çetiner
Tel: 90 324 238 3658
Fax: 90 324 238 0320
e-mail: emre_cetiner@hazalcitrus.com
web: www.hazalcitrus.com
Narenciye ve yaş sebze-meyve işi ile faaliyet gösteriyor.
Basmane-İzmir
Aleyna İth.İhr San ve Tic.
Tel: 90 232 441 5086-4412686
e-mail: info@leynaihracat.com
web: www.ismcollection.com
Mobilya ithalatı yapmak istiyor
Ankara
Saner Basım Sanayi
Umut Tanı Sağlık Matbaa Turizm İnş. San.
Tel: 90 312 354 7922
Fax: 90 312 354 7903
e-mail: bukay@senermail.com
Matbaa ve basım ile ilgili firmalarla temasa geçmek istiyor.
Orka Ahşap Ürünleri San.
Pelin Akandan
Tel: 90 212 415 7430
Fax: 90 212 415 7453
e-mail: orka@orkaajsap.com.tr
web: www.orkaahsap.com.tr
Mobilya ve ahşap ürünleri sektöründe faaliyet gösteriyor.
Kayseri
Oba Mobilya
Tel: 90 352 321 2020
Fax: 90 352 321 1791
e-mail: 002yurek@starlinehome.com
web: www.starlinehome.com
Mobilya ithalatı yapmak istiyor.
Mıhcıoğlu Endüstriyel Mutfak & LPG San.
Nalan Atalay
Dış Ticaret Müdürü
Tel: 90 342 329 0926
Fax: 90 342 329 0360
web: www.mihcioglumutfak.com
Endüstriyel mutfak ve ekipmanları.
KITSAB ile Sanayi Odası Rusya’daki turizm potansiyelini değerlendirdi
Ortak görüş: Somut çalışma başlatılacak
Kıbrıs Türk Sanayi Odası ile Kıbrıs Türk Seyahat Acenteleri Birliği, (KIBSAB) bir toplantı
düzenleyerek, Rusya‟daki turizm potansiyelini değerlendirdi ve KKTC turizmine bu
potansiyelin yönlendirilmesi konusunu görüşdü.
Birlik binasında 02.02.2005 tarihinde düzenlenen toplantıya her iki kuruluşun başkan
ve yönetim kurulu üyelerinin bir kısmı katıldı. Toplantıda konuşan Oda Başkanı Salih
Tunar, Geçtiğimiz ay yaptığı Rusya ziyaretini ve Rusya‟nın Lefkoşa Büyükelçisi ile yapılan
görüşmeyi birlik üyelerine aktardı.
Salih Tunar, Rusya ile turizm konusunda somut çalışma başlatılabilecek ortamın
bulunduğunu ifade ederek, Moskova‟da TOBB-TİM adlı merkezde büro açılabileceğini ve
Antalya‟ya gelen Rus turistlerin KKTC‟ye taşınabileceği üzerinde durdu.
KITSAB Başkanı İsmail Çetin ise, Rusya‟dan Türkiye‟ye tur yapan şirketlerin hemen
hemen hepsinin Türk şirketler olduğuna işaret ederek, “Rus turistlerin tesis ve tatil
imkanı beklentileri oldukça yüksektir. Beş yıldızlı otellerde konaklamak isterler. Türkiye‟ye
yönelik Rus turisti akışı yönünden bir sorun yok. Bizim için ise ulaşım ve fiyat sorunumuz
var. Yatak kapasitemiz her geçen yıl artıyor. Rus piyasasına girmek için önceleri bayağı
girişimimiz oldu. Ancak her seferinde Rumlar‟ın engellemeleriyle karşılaştık” diye konuştu.
Toplantıya katılanlar, Rumlar‟ın engelemelerinin bulunmasına karşılık konjektürün
değiştiğini belirterek, Güney‟in AB muktesabatını uygulamaya başlaması üzerine Ruslar‟a
vize koymak zorunda kaldığı dile getirildi. Katılımcılar, bu durumun Güney‟e olan Rus
turist akışını büyük oranda etkilediğini ve bunun da önümüzdeki yıllarda daha da etkisini
artıracağını ifade etti. Toplantıda oluşan bu durumun lehimize değerlendirilmesi üzerinde
duruldu.
İsmail Çetin, son iki yıl hariç, yıllarca Rusya Turizm Fuarı‟na katıldıklarını söyleyerek,
“Rusya Kuzey Kıbrıs‟a yabancı değil. Ancak çeşitli engeller nedeniyle turizm etkinliği
istenilen şekilde gerçekleşemedi. Tanıtımda hiç bir sorunumuz yok. Gerekli desteği
bulabilir ve istenilen tanıtımı yapabiliriz” dedi.
Toplantının sonunda somut adımlar atılabilmesi için, Rusya‟daki ilgili kuruluşlarla
temas sağlanması, enformasyon turu düzenlenmesi, Türkiye‟de Rusya‟dan turist taşıyan
tur operatörleriyle temas ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk Seyahat Acenteleri
Birliği ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) arasında ortak işbirliği yapılması
konusunda görüş birlği sağlandı.
ABD Büyükelçisi Klosson 30.5 milyon dolarlık CYPEG programını anlattı
Klosson: “Amaç, taraflar arasında açığı kapatmak ve çözüme yardımcı olmak”
"Kıbrıs Türk ekonomisindeki büyümeye katkı sağlamayı ve
izolasyonlar konusundaki sıkıntılarını rahatlatmayı hedefliyoruz”
Kıbrs
Türk
tarafının
ABD Büyükelçisi Michael Klosson 11 Şubat‟ta ABD Büyükelçiliği'nin KKTC'deki ofisinde
bir basın toplantısı düzenleyerek 30.5 milyon dolarlık CYPEG programı hakkında bilgi
verdi.
Klosson, yaptığı konuşmada "Ekonomik Büyüme İçin Kıbrıs Ortaklığı" (CYPEG)
programının, "Kıbrıs'ta taraflar arasındaki ekonomik açığı kapatmak ve kalıcı çözüme
yardımcı olmak" hedefiyle uygulandığını kaydetti. Klosson, projenin Kıbrıslı Türk
işadamlarının ada içinde ve dışında, özellikle ABD firmalarıyla stratejik ortaklıklar
kurmasına yardımcı olmayı hedeflediğini, ABD'nin Kıbrıslı Türk iş çevreleriyle ticarete açık
kalacağını vurguladı.
Basın mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği toplantıya USAID Avrupa ve Avrasya bölgesi
yöneticilerinden Thomas Mefford da katıldı.
ABD'nin geçtiğimiz altı ayda Kıbrıs Türk ekonomisindeki büyümeyi ve fırsatları
desteklemek için çalışma yaptığını anlatan Klosson, söz konusu çalışmanın Kıbrıslı
Türklere yönelik 30.5 milyon dolarlık CYPEG destek programının ilk safhasını
oluşturduğunu kaydetti.
Klosson, Kıbrıs Türk ekonomisindeki büyümeye katkı sağlamayı ve Kıbrıs Türk tarafının
izolasyonlar konusundaki sıkıntılarını rahatlatarak adanın iki tarafı için de yarının daha iyi
olmasına yönelik fırsatlar sağlamaya katkıda bulunmayı hedeflediklerini söyledi.
ABD'nin politikasının Kıbrıs sorununa iki taraftan da çoğunluğun destekleyeceği BM
girişimleri çerçevesinde kalıcı bir anlaşmaya ulaşılmasını sağlamak olduğunu belirten
Klosson, bunun yollarından birinin AB'deki dostlarının çalışmalarına paralel olarak, Kıbrıs
Türk ekonomisinin gelişimine destek vermek olduğunu kaydetti.
30.5 milyon dolar tutarındaki CYPEG programının çalışmaya başladığını anlatan Klosson
programın, Kıbrıslı Türkler, Rumlar, Amerikalı işadamları ve diğerleri arasındaki
etkileşime katkıda bulunacağını, Kıbrıs Türk ekonomisinin gelecekte çözüm durumunda
üzerine düşecek yükü daha iyi kaldırabilmesini sağlayacağını, AB ve uluslararası
standartların tüm adada adaptasyonunu ve uygulamasını kolaylaştıracağını söyledi.
Klosson, genel olarak amaçlarının ekonomik büyümeyi engelleyen sorunlara pratik
çözümler üretmek ve Kıbrıslı Türk işadamlarına destek vermek olduğunu kaydetti.
Çalışmaların halihazırda başladığını belirten Klosson, Bearing Point isimli Amerikan
kuruluşunun uzmanlarının geçtiğimiz Ekim aydından bu yana 75 kişi ve kuruluşla
toplantılar yaptığını ve ABD'nin teknik yardımının hangi alanlarda yardımcı olabileceğini
ve AB planlarıyla da tamlayıcı olabileceğini ele aldıklarını kaydetti.
Aralık'tan itibaren 30 Kıbrıslı Türk profesyonele yönelik çalışma turları üzenlendiğini ve
bu çalışma turunun ekonomik büyüme için kilit rolü bulunan 3 başlığa;"Bankacılık-Finans,
Sürdürülebilir Büyüme ve İşletme Eğitimi'nin Ekonomik İlerlemeyi Teşvik Etme'deki
Rolü"ne odaklandığını anlatan Klosson, ayrıca Kıbrıslı Türk firmalarıyla da her gün
karşılaştıkları pratik engeller üzerinde çalışmaya başladıklarını belirtti.
Bankacılık-Finans, Pazarlama ve Turizm, Teşebbüs Geliştirme ve İşletme Kolaylaştırma
alanlarında uzman güçlü profesyonel tecrübeleri bulunan Amerikalı iş çevreleri ve
yöneticilerle temasa geçtiklerini kaydeden Klosson, Amerikalı uzmanların Aralık ayından
bu yana kuzeye gelmeye başladıklarını ve buradaki, Ticaret Odası, Sanayi Odası ve
Bankalar Birliği gibi anahtar kuruluşlarla yoğun bir şekilde çalışmalar yürüttüklerini
belirtti.
"Pazarlama ve İşletme uzmanlarımız Kıbrıslı Türklerin ürünlerine ve servis hizmetlerine
–ada içinden veya dışından- yeni pazarlar bulmaya yardımcı olmak için buradadırlar"
diyen Klosson, ayrıca söz konusu kişilerin yerel işadamlarına da karşılaştıkları güçlükleri
aşmada yardımcı olacaklarını söyledi.
Klosson şu alanlarda eğitim seminerleri de düzenleyeceklerini belirtti:
"Kalite Standartları-HACCP standartlarının çok önemli olduğu yiyecek endüstrisi de
dahil, İmaj yükseltmek ve pazarlama, Risk yönetimi teknikleri."
Gelecekte neler olacağı konusunda da bilgi veren Klosson, bunun ilk adımlar olduğunu
ifade ederek, çabalarının önümüzdeki yıllarda Kıbrıs Türk iş çevrelerine yeni, fırsatlar
yaratmak yönünde olduğunu ve bu çalışmanın bir adımda tamamlanabilecek bir olay
olmadığını ifade etti.
İşleri büyütmeyi çiçeklere benzeten Klosson, iyi çiçek yetiştirmek ve kökleştirmek için
iyi toprağa ve iklime ihtiyaç bulunduğunu belirterek, toprağı daha iyi hale getirerek işlerin
büyümesine yardımcı olmayı, firmaların daha çok ve daha iyi iş yapmasını sağlamayı
hedeflediklerini söyledi.
İşadamlarına da seslenen Klosson, işyerleri nerede olursa olsun tanımlama ve yeni iş
fırsatlarının avantajlarını kullanma konularında yardımcı olabileceklerini belirterek,
"Amacımız pazarları daha iyi anlamanıza ve yeni müşteriler bulmanıza, adada veya
yurtdışında özellikle umarım ABD firmaları ve örgütleriyle stratejik ortaklıklar
oluşturmanıza yardımcı olmak" dedi.
Klosson etkin pazarlama için İngilizce dil desteği de dahil çalışma yapacaklarını,
ürünlerin uluslararası standartlara uyması için destek vereceklerini, bankacılık sektörüne
de odaklanacaklarını, bankalarla ve iş çevreleriyle çalışarak küçük ve orta ölçekli Kıbrıslı
Türk işletmelere destek için uğraşacaklarını belirtti.
Büyükelçi, pazardaki eşitsizliğe işaret ederek, Kıbrıslı Türk firmalara bilgi, pazara
ulaşım, ek kaynaklar ve uluslararası normlarla uluslararası pratiğe uyum konusunda
destek vereceklerini yineledi. Ticaretin tek yönlü akamayacağını söyleyen Klosson,
ticaretteki muhtemel kısıtlamaların giderilmesi için çalışacaklarını söyledi.
Klosson, Kıbrıslı Türk üreticilerin ürünlerini yurt dışına direkt göndermeleri konusunda
sıkıntılar bulunduğunun anımsatılarak bu konuda bir yardımları olup olmayacağının
sorulması üzerine, programın amaçları arasında pazar bulmaya yardımcı olmak geldiğini,
ürünlerin nasıl gönderileceği hakkında bir faaliyette bulunmayacaklarını ancak değil ancak
Kuzey Kıbrıs'tan ABD'ye mal gönderilmesi konusunda yasal bir kısıtlamanın
bulunmadığını söyledi.
Büyükelçi, önümüzdeki günlerde KKTC'ye gelmesi beklenen ABD heyetinin ise
işadamlarından oluştuğunu ve heyetin geçmişte yapılan bir çalışma çerçevesinde ziyaret
gerçekleştireceğini, ziyaretin hükümetleriyle bir ilgisi olmadığını, ABD iş adamlarının
ziyaretlerinde mal alışverişi için görüşmeler yapacağını kaydetti.
Koop Süt personelden tusunami mağdurlarına 3 bin YTL yardım
Koop Süt çalışanları “Tusunami Felaketzedelerine Yardım Kampanyası” çerçevesinde 3
bin 20 YTL (3 milyar 20 milyon TL) bağışta bulundu.
Personelin kendisinin belirlediği miktarlar maaşlarından kesilerek Kooperatif Merkez
Bankası‟nda bu amaçla açılan hesapta toplandı.
Koop Süt Müdürü Fehim Türkay, bağış kampanyasını “Haydi Koop Süt‟lüler Bu Çorbada
Bizim de Tuzumuz
Olsun” sloganıyla başlattıklarını belirterek, “Kampanyaya 150
çalışanın tamamı katıldı. Kendilerine bu duyarlı davranışlarından dolayı teşekkür ederim.
Çünkü son 40 yılın en büyük felaketine büyük hassasiyet göstererek katkı koydular. Belki
toplanan miktar çok fazla değil ama, dediğimiz gibi çobada az da olsa bizim de
tuzumuzun bulunması mutluluk verici. Diğer kuruluşlara da örnek olmasını dilerim” diye
konuştu.
Sanayi Odası’nın Mağusa Bölge Toplantısı yapıldı
Uzun: “Yapılabileceğin fazlasını yaptık”
Sanayi Odası‟nın düzenlediği ve Mağusa bölgesi üyelerinin katıldığı “Mağusa Bölge
Toplantısı”nda konuşan Maliye Bakanı Ahmet Uzun, iktidarları boyunca yaptıkları veya
yapamadıklarının bulunduğuni ifade ederek, “Bu şartlar altında, yapılabileceğin fazlasını
yaptık” dedi.
Mağusa bölgesinde çeşitli üretim dallarında faaliyet gösteren firmaların 70‟e yakın
temsilcisinin katıldığı “Sanayi Odası Mağusa Bölge Toplantısı” geçtiğimiz Cuma
(11.02.2005) akşamı Palm Beach Otel‟de yapıldı. Yemeğe üyeler yoğun ilgi gösterdi.
Yemekli bölge toplantısına, Başkan Salih Tunar‟ın davetlisi olarak katılan Maliye Bakanı
Ahmet Uzun ve Bakanlık Müsteşarı Zeren Mungan katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan
Maliye Bakanu Uzun, bugüne kadarki icraatlarını özetleyerek, özellikle üreticilerin
ürünlerinin rekabet şansını artırmak için KDV indirimi ve iade uygulamalarını anlattı.
Bakan Uzun, ülkedeki üretimi artırmak ve pazarlama şansını yükseltmek için çalışmalar
yaptıklarını, ancak son zamanlarda hükümettin azınlığa düşerek bu şartlar altında icraat
yapmaya çalıştıklarını anlatarak, “Zor şartlar altında yapılabileceğin fazlasını yaptığımıza
inanıyorum. Tabii ki her sektör olaya olumlu veya olumsuz olarak kendi açısından
yaklaşıyor. Biz sanayi ve yerli üretimi en önde görüyoruz” diye konuştu.
Sanayi Odası Başkanı Salih Tunar ise yemekte yaptığı konuşmada, karkas inşaatı
tamamlanan Lefkoşa Sanayi Bölgesi‟ndeki Sanayi Odası bina inşaatı hakkında üyelere
bilgi verdi. Başkan Salih Tunar, karkas inşaatın Türkiye Cumhuriyeti Elçiliği ve Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği katkılarıyla yapıldığını ve önümüzdeki günlerde tuğla örme, sıva
işlerinin de yapılacağını ifade etti. Tunar ayrıca, binaya belirli bir miktarın üzerinde katkı
koyacak üyelerin isimlerinin değiştirilemez yönetim kurulu kararıyla bina girişine
yazılacağını, yüksek tutarlarda katkı yapan kişi veya kuruluşların isimlerinin ise, bina
içerisindeki mevcut odalara verileceğini söyledi.
Ahmet Uzun, yemeğe katılan oda üyelerinin sorularını da yanıtlamaya çalıştı. Üyelerin
soruları genellikle Güney‟e ihracat konusunda oldu. Üyeler, Güney‟e ürün ihracatında
gerek Türk gümrüğünde ve gerekse Rum gümrüğünde geçişlerde yaşadıkları sorunları
aktardı. Bazı üreticiler, Güneye ürün ihracatında 10 bin KL‟nin üzerindeki tutarlardan
Kıbrıs Rum Yönetimi‟nin KDV istediğini anlattı. Bakan ve müsteşarın aktarılan sorunları
not aldıkları gözlemlendi. Üyeler ayrıca, Mağusa Sanayi Bölgesi‟nin ışıklandırma sorununu
dile getirerek, bölgenin akşamın çökmesiyle karanlığa büründüğünü anlattı ve bölgenin
yetkililerden ilgi beklediğini dile getrdi.
Üyelerden bakana pek fazla soru yöneltilmemesini yine üyeler yorumlayarak nedenini
şöyle açıkladı:
“Sayın bakanın görev süresinin dolmasına çok az bir süre kaldı. Seçimlerden sonra
kimin ne olacağı şimdilik belli değil. Bakandan bu saatten sonra sorunlarımıza çözüm
getrecek çalışmalar yapacağını beklemek saflık olur. Bu nedenle birçok sorunumuzu dile
getirmedik.”
Güney’de Türk mali müşavirlik firması
Konde & Co Güney Kıbrıs‟ta, Kıbrıs Türk kökenli ilk mali müşavirlik ve denetim firması
olarak hizmet vermeye başladı.
Firma, 22 Ekim 2004 tarihinde Güney Kıbrıs‟taki Mali Müşavirlik Enstitüsü‟ne üye
olduktan sonra, aldığı yetkiyle Kıbrıslı Türk firmalara bu konularda hizmet vermeye
başladı.
Firma tarafından yapılan açıklama şöyle:
“‟Yeşil Hat Tüzüğü”ne göre Güney Kıbrıs‟a direkt satış veya Güney Kıbrıs üzerinden
Avrupa Birliği‟ne ihracat yapacak olan Kıbrıslı Türk şirketler yıllık satışları 9.000 Kıbrıs
Lirası üzerindeyse Güney Kıbrıs‟ta Katma Değer Vergisi ödemek zorunda kalacaklardır.
Bunun için Kıbrıslı Türk şirketlerin Güney Kıbrıs‟ta şirket kurmaları, Gelir ve Vergi
Dairesi‟ne kayıtlı olmaları gerekmektedir. Bu konularda Güney Kıbrıs‟ta yetkili tek Kıbrıslı
Türk mali müşavirlik firması olarak Kıbrıs Türk Sanayi Odası üyelerine yardımcı olabiliriz.”
Firmanın iletişim bilgileri şöyle: Tel-fax: 22 76507 GSM: 0533 840 5574, e-mail:
hilmikonde@yahoo.com
Hep bir adım önde bir tesis: Metropol Fırın
Bazı yatırımcılarımız yeni teknolojileri finans imkanları çerşevesinde takip etmeyi adeta
kendisine ilke edinmiştir. Yeni çıkan bir üretim makinesi bu gibi insanların rüyasına girer.
Onlar için o makineyi almak mutlulukların en büyüğüdür.
Metropol Unlu Mamüller ve Ekmek Fırını ülkemizin kaliteye yatırım yapan tesislerimizin
içinde önde gelenlerden birisi. Alanında ise, hep bir adım önde. Teknolojiye, kaliteye ve
hijyene yatırım yapmaktan hiç geri durmayan bir anlayışla üretim yapan bir tesis. Aslında
dilimize doladığımız dünya ve Avrupa standartlarında yatırım yapan “normal” bir işletme.
Metropol Fırın, 1991 yılında Metropol Süpermarket içerisinde 70 metrekarelik bir alanda
somun ekmek üretimiyle hayata geçti. O yıllardan beridir de “Metropol ekmeği” adeta bir
marka oldu. Aradan geçen yaklaşık 14 yılda firma adeta kendi içinde bir devrim yaparak,
ülkenin en temiz ve kaliteli unlu mamülleri üretiminin adeta başını çeker oldu.
Halkın yoğun ilgisi karşısında çeşitler arttı ve Lefkoşa Organize Sanayi Bölgesi‟nde son
sistem üretim araçlarıyla sanayi tipi üretime geçti. Fırın artık, ISO sistem ve HACCP gıda
kontrolü standart belgeleri için hazır ve çalışmalar başlatıldı.
Metropol Fırın, 2004 yılı sonunda Aytaş Pazarlama Ltd. adı altında Sanayi Odası‟nın
üyesi oldu.
Direktör Mustafa Ersoy firmanın öyküsünü kısaca şöyle anlatıyor:
“Metropol Fırın 1991 yılında Metropol Süpermarket bünyesinde 70 metrekarelik bir
alanda üretime başladı. İlerleyen zamanlarda ekmeğin yanında diğer unlu mamüllere de
geçerek çeşitlerimizi 20 civarına çıkardık. Müşterilerimizin yoğun ilgisi karşısında yerimize
sığamadık.
Lefkoşa Organize Sanayi Bölgesi‟nde 200 metrekare büyüklüğünde bir yer satın aldık.
Böylece ürün çeşitlerimizin bugün ulaştığı rakam 100 civarında. Başladığımız günden beri
üzerinde ısrarla durduğumuz kaliteden ödün vermeden üretimi devam ettirdik.
1996 yılında fırıncılık sektörünün dünyada geldiği noktada kendimizi yenileyerek
kapasitemizi ve çeşit zenginliğimizi iki katına çıkardık. 2004 yılında kapasite daha da
arttı. Makine parkuru ile Avrupa Standardını yakaladık. Pastacı ile fırıncı elemanlarımızı
hijyen ve iş bilgisi konusunda eğittik.
Bu yıl ISO ve HACCP belgelerini almak için çalışmalarımızı başlattık. Amacımız artık
müşterimize, AB standartlarında insana saygı çerçevesinde ürün ve hizmeti sürekli olarak
sunmaktır.”
Metropol Gıda Mühendisi Aylin Karadağlı ise, gıdanın insan sağlığıyla direkt ilişkisi
bulunduğunu ifade ederek, “Gıda üretimi çok dikkat isteyen bir üretim şeklidir. Çünkü
ürünleriniz direkt olarak insan sağlığını ilgilendirir. Bu nedenle hijyen ve temizlik
kurallarından asla taviz veremezsiniz. Bu sağlık zinciri hammaddenin üretime girişinden
mamülün müşterinin eline ulaşmasına kadar devam eder. Kritik kontrol noktalarına büyük
özen göstermek gerekiyor. Çalışanların hijyeni de ayrıca önemli. Bina içi kadar dışı ve
çevresi de kritik noktalar. Bizler bu özen ve titizlik çerçevesinde AB standartlarında
üretim yapıyoruz. Böylece en üst düzeyde müşteri memnuniyeti sağlıyoruz” diye konuştu.
Metropol Fırın‟ı Usta Başı Osman Horuz da, AB standartlarında ürün kalitesini 2004
yılında yakaladıklarına değinerek, “Hijyen ve kaliteli üretimden en ufak bir taviz vermeyiz.
Çalışmalarımız ve üretimimiz insana ve insan sağlığına saygı çerçevesinde yürüyor” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Raşit Pertev odamızı ziyaret etti
“Mali Yardım Koordinasyonu” çalışması
Tarım ve Orman Bakanı Raşit Pertev ve beraberindeki heyetle 24 Ocak 2005 tarihinde
odamızı ziyaret ederek, yapılacak dış mali yardımların oluşturulan bir merkezden
yönlendirileceğini ifade etti.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyelerinin de hazır bulunduğu ziyarette
konuşan Tarım ve Orman Bakanı Raşit Pertev, Mali Yardım Koordinasyon brimi
oluşturduklarını ve bu konuda ilgili kurum ve kuruluşları bilgilendirme çalışmalarına
başladıklarını söyledi.
Raşit Pertev, odadan bu konuda kendileriyle diyalog içerisinde olacak bir kişi talebinde
bulundu.
Pertev, ülkemize dıştan proje talepleriyle gelenler olduğunu, ancak bunun doğrusunun
bizim ihtiyaçlarımız doğrultusunda projeler hazırlayarak bu kaynakları yönlendirmemiz
gerektiğini savundu.
Raşit Pertev, odanın öncelikleri konusunda kendileriyle temasa geçecek kişinin bu bilgi
akışını sağlayabileceğini belirterek, “Odanın dış yardım gerektiren öncelikleri nelerdir?,
Dış kaynaklı faaliyetler var mı? Tüm bu konularda ve mali yardım gerektiren somut
projeler, hukuksal yardım, eğitim yardımı gibi konularda işbirliği içinde olmalıyız” diye
konuştu.
Oda Başkanı Salih Tunar ise, çalışmayı olumlu bulduklarını ifade ederek, bu konuda
ellerinden gelen katkıyı ortaya koyacaklarını söyledi.
Dergi Reklam Ücretleri
Arka kapak tam:
Ön iç kapak tam:
Arka iç kapak tam:
İç tam sayfa:
Yarım sayfa:
Çeyrek sayfa:
200 euro
175 euro
160 euro
145 euro
90 euro
65 euro
Rus Büyükelçisi Nesterenko Sanayi Odası’nı ziyaret etti
Rusya'nın Lefkoşa Büyükelçisi Andrey Nesterenko, 26 Ocak‟ta Sanayi Odası'nı ziyaret
ederek Başkan Salih Tunar ve bazı yöneticilerle görüştü.
Ziyaret sırasında Büyükelçi Nesterenko'ya müsteşarı Valeri Mışkin
eşlik etti. Nesterenko ziyaret sırasında yaptığı konuşmada, Sanayi Odası'nın
davetinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Tunar'ın Türkiye Başbakanı Recep
Tayyip Erdoğan'la birlikte Moskova'ya yaptığı ziyareti değerlendirmek istediğini ifade etti
Nesterenko, Moskova'da yapılan görüşmede birçok yeni fikir ve projenin ortaya
konularak Rusya ile Türk Cumhuriyeti arasındaki ticareti artırma amaçlı kararlar alındığını
ve kendisinin de konuşulanları ayrıntılı olarak öğrenmek istediğini belirtti.
Kıbrıs sorunu ve Rusya'nın bu konudaki tavrını değerlendireceklerini vurgulayan
Nesterenko, Kıbrıs Türk toplumunun siyasi çözüm çerçevesinde sosyal ve ekonomik
sıkıntılarının nasıl giderilebileceği konusunda da fikir alışverişi yapacaklarını ifade etti.
Sanayi Odası Başkanı Salih Tunar ise, Rus Büyükelçi'nin ziyaretinden mutluluk
duyduklarını ifade etti Tunar, bir süre önce TC Başbakanı Recep Tayip Erdoğan ve bazı
işadamlarıyla Moskova'ya ziyaret gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, bugünkü görüşmede
bu ziyarette yapılan temasları değerlendireceklerini belirtti.
ISO ve HACCP için şirketler incelendi
Gilbert Cory: “Sanayiciler bilinçli ve vizyon sahibi”
Sanayi Odası koordinasyonunda Cyprus Partnership for Economic Growth (CYPEG) ile
ortak bir program çerçevesinde ilk etapta 35 üye işyeri ziyaret edildi. Kalite uzmanı Mr.
Gilbert Cory, Kıbrıslı Türk sanayicilerini alanlarında bilinçli ve vizyon sahibi bulduğunu
ifade etti.
Program, sanayicilerimizin ürün ve üretim kalitesinin yükseltilmesine yönelik olarak
başlatıldı. Uluslar arası üretim standartları, ISO ve HACCP belgelerini almaya altyapısı
uygun Sanayi Odası üyelerinin ihtiyaçlarının tespiti yapıldı.
CYPEG kanalı ile ABD‟den veya uluslar arası finans kaynaklarından sanayicimizin
finansman ihtiyacının karşılanması yönünde çalışmaların ilk etabı tamamlandı. İkinci etap
çalışmalar ise, Mart ayı ortalarında başlayacak. İlk etaba ilişkin rapor hazırlama
çalışmaları da başladı.
Bu çerçevede Sanayi Odası yetkilileri, CYPEG Koordinatörü Mr. John Anderson, ABD‟den
gelen kalite uzmanı Mr. Gilbert Cory, Oda Genel Sekreter Yardımcısı Evren Özbayraktar
ve Oda Basın Danışmanı Hüseyin Ezgin‟den oluşan oluşan bir ekip, Sanayi Odası‟na
yapılan başvuruları değerlendirerek bir program çerçevesinde ziyaretlerini gerçekleştirdi.
Ancak, talebin yüksek olması nedeniyle ikinci etap program, Mart ayı ortalarında hayata
geçirilerek uygun nitelikli işletmelerinin ziyaretine devam edilecek.
Çalışmalar, 21 Şubat 2005 Pazartesi günü başlamıştı. İlk etap çalışmaları değerlendiren
kalite uzmanı Mr. Gilbert Cory, ziyaret ettiği tesislerin birçoğunun ISO veya HACCP
alabilecek donanıma kısa süre içinde sahip olabileceğini ifade ederek, “Kuzey Kıbrıs‟ta
gerçekten kaliteli üretim yapan tesislerle karşılaştım. Kuzey Kıbrıs‟lı tesis yöneticileri
bilinçli ve vizyon sahibi insanlar. Dünyadan kopuk, kapalı bir ekonomi içerisinde
yaşamalarına rağmen, vizyonları çok açık ve dünyayı yakından takip ediyorlar” diye
konuştu.
Gilbert Cory, Kuzey Kıbrıs‟lı üreticileri hırslı bulduğunu da söyleyerek, şöyle konuştu:
“ISO ve HACCP konusunda ziyaret ettiğim tüm firma sahiplerinin bilgisi var. Bu
standart belgelerini niye istedikleri konusunda da bilgi sahibiler. Diğer bir gözlemim ise,
bütün beklentilerinin yalnızca Güney Kıbrıs‟a mal satmak olmadığı yönünde. Amaçları
dünyaya açılmak. Güney Kıbrıs veya dünya ile rakabet etmekten korkmuyorlar. Ancak
ana sorunları finansman ve pazar sıkıntısı. Bu iki sorununun birini dahi aştıkları takdirde
başarılı olacaklardır.”
Uluslar arası Otel ve Eğlence ekipmanları Fuarı yapıldı
Birinci Uluslararası Otel ve Eğlence Ekipmanları Fuarı, Lefkoşa'da Atatürk Kültür Parkı
ve Fuar Alanı'nda, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş tarafından izlenime açıldı.
Tusi Fuarcılık tarafından düzenlenen KKTC, Türkiye, İtalya ve Hong Kong'dan firmaların
katıldığı fuar, 16 Şubat‟ta açıldı ve 20 Şubat'a kadar ziyaretçilere açık kaldı.
İş adamı Küfi Birinci, Tusi Organizasyon Şirketi adına yaptığı açılış konuşmasında,
fuarın KKTC'de gerçek anlamda düzenlenen ilk ihtisas fuarı olduğunu kaydetti. Küfi
Birinci, "Otel ve Eğlence ekipmanları Fuarı"na katılan firmalara ve fuarın gerçekleşmesi
için katkı koyanlara teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da, Türkiye ile birlikte düzenlenen fuarın hayırlı olmasını
dileyerek, "Bizim de istediğimiz bu, hiçbir şey durmasın, yürüsün, daha güzele, iyiye,
daha olgun faaliyetlere, etkinliklere" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Denktaş, bu tip açılışların, devletin biraz daha netleştiğini, bağımsızlığın
biraz daha benimsendiğini gösterdiğine dikkat çekerek, iki eli kanda olsa dahi bu tip
açılışları yapmaya davet edildiğinde gitmeyi bir görev olarak bildiğini kaydetti.
Uluslararası Otel ve Eğlence Ekipmanları Fuarı'na katılan 50 civarında firma arasında
Türkiye'den tanınmış birçok kuruluş da yer aldı. Fuarda KITOB, KITSAB ve Sanayi
Odası'nın yanı sıra turizm sektörüne ait yayın kuruluşlarının standları da yer aldı.
Fuarın kurumsal sponsorlarını KITOB ve KITSAB, firma sponsorları ise, TELSİM ve
İNOKSAN ololuşturdu.
Fuarda, "sanayi tipi ürünler, mutfaklar, oda takımları, otel, bar-cafe ve lokanta
ekipmanları ve dekorasyonları, sistem ve malzemeleri, spor merkezi ekipmanları,
üniformalar, fast food ve pastane sistem ve malzemeleri, elektrik ve elektronik
ekipmanlari, güvenlik gereçleri"
sergilendi.
Sanayi Odası, KKTC mallarının Güney’de pazarlanması için başlattığı çalışma
sonuçlandı
Güney’de ürün pazarlama fırsatı
Kıbrıs Türk Sanayi Odası, bir süreden beridir yürütmekte olduğu çalışmalar sonucunda,
Kuzey Kıbrıs‟ta üretilen malların Güney Kıbrıs‟ta pazarlanması çalışmaları devam
etmektedir.
Buna göre, USAID tarafından görevlendirilen Amerikan danışmanlık şirketi ile Güney
Kıbrıs‟ta faaliyet gösteren pazarlama danışmanlık şirketi M.G.C Group arasında bir
sözleşme imzalandı.
M.G.C Group hiçbir ücret ve/veya komisyon almadan Kuzey Kıbrıs ürünlerini Güney
Kıbrıs‟ta pazarlayacak. Ayrıca, yapılacak hizmetin bedeli ABD tarafından karşılanacak.
Bu amaçla, 10 Şubat Perşembe gününden itibaren görüşme talebi olan üretici firmalar,
isimlerini Sanayi Odası sekreterliğie kaydettirerek kendilerine verilecek gün ve saatte
danışmanlık şirketi yetkilileriyle bir araya gelebileceği bildirildi.
Sanayi Odası tarafından yapılan açıklama şöyle:
“Bir süreden beri Odamız‟da ABD Büyükelçiliği ile birlikte, “Kuzey Kıbrıs‟tan Güney
Kıbrıs‟a Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde satılan mal miktarının artırılması” yönünde
çalışmalar yapılmaktadır. Bu amaçla, USAID tarafından bir Amerikan danışmanlık şirketi
görevlendirilmiştir. Söz konusu Amerikan danışmanlık şirketinden bir koordinatör (Mr.
John Anderson) iki ay süre ile Kıbrıs‟ta görevlendirilmiştir.
Güney Kıbrıs‟ta, Kuzey Kıbrıs ürünlerinin pazarlamasını yapmak, Kuzey Kıbrıs‟tan mal
almak isteyen, Güney Kıbrıs firmaları ile Kuzey Kıbrıs üreticilerini buluşturmak maksadı ile
Güney Kıbrıs‟tan bir Pazarlama Danışmanlık Şirketi (M.G.C Group – Marios G.
Christodoulou) ile Amerikan Danışmanlık Şirketi arasında sözleşme imzalanmıştır. Bu
sözleşmeye göre, M.G.C Group hiçbir ücret ve/veya komisyon almadan Kuzey Kıbrıs
ürünlerini Güney Kıbrıs‟ta pazarlayacaktır. (yapılacak hizmetin bedeli ABD tarafından
karşılanacaktır.)
Odamızın koordinasyonunda yürütülen çalışmalarda sıra, Güney Kıbrıs‟taki pazarlamacı
şirket ile Güney Kıbrıs‟a mal satmak isteyen üyelerimiz ve ürünlerinin buluşturulmasına
gelmiştir. Bu maksatla 10 Şubat Perşembe gününden itibaren M.G.C Group temsilcileri ve
ilgili üyelerin tanışması için bir seri toplantılar düzenlenecektir.
Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde, ürünleri Güney Kıbrıs‟a geçebilen ve Güney Kıbrıs‟a mal
satmak isteyen üyelerimizin, (ve/veya varsa üye olmayan üreticilerin) Odamıza
başvurmaları gerekmektedir.”
Sanayi Odası‟nda, KKTC mallarının Güney‟de pazarlanması konusunda sektörlerle
görüşmeler programı başladı
Üreticilerle pazarlama şirketi bir araya geliyor
Kıbrıs Türk Sanayi Odası, bir süreden beridir yürütmekte olduğu çalışmalar sonucunda,
Kuzey Kıbrıs‟ta üretilen malların Güney Kıbrıs‟ta pazarlanması için sektörlerle görüşmeler
başlatıldı.
Sanayi Odası binasında başlayan görüşmelerde, KKTC‟li üreticilerle pazarlamacı şirket
bir araya geliyor. Yaklaşık bir hafta sürecek olan görüşmeler takvimine firma temsilcileri
yoğun ilgi gösterdi. Görüşmeler, 20‟şer dakikalık sürelerle firma temsilcileri bazında
gerçekleşiyor. Konuk heyet, değişik sektörlerden 52 firmayla bir araya gelecek.
Görüşmeye, M.G.C Group Direktörü Marios Chrstodulou, M.G.C İhracat Müdürü Athos
Markides ve Amerikan firması IESC danışmanlık şirketi temsilcisi John Anderson katılıyor.
Etkinlik, USAID tarafından görevlendirilen Amerikan danışmanlık şirketi ile Güney
Kıbrıs‟ta faaliyet gösteren pazarlama danışmanlık şirketi M.G.C Group arasında imzalanan
sözleşme gereği çalışmalar bugün başladı (10.02.2005).
M.G.C Group hiçbir ücret ve/veya komisyon almadan Kuzey Kıbrıs ürünlerini Güney
Kıbrıs‟ta pazarlayacak. Ayrıca, yapılacak hizmetin bedeli ABD tarafından karşılanacak.
Sanayi Odası Genel Sekreteri Mustafa Gündüz‟ün yönetiminde gerçekleştirilen
gösüşmelere zaman zaman Oda Başkanı Salih Tunar da katılıyor. Konuk heyet, şirket
temsilcileriyle yaptıkları görüşmelerde, üretimleri ve ürünleri hakkında detaylı bilgiler aldı.
Firma temsilcileri ise konuk heyete, ürün broşürleri ve kart vizitlerini verdi.
Oda yetkilileri, yurt dışı pazarlarına açılmanın birinci ayağı oluşturan bu etkinliğin, ikinci
ayağının Avrupa pazarı olacağı bildirildi.
Mobilya üreticileri ile UNDP bir araya geldi
Öte yandan, dün (09.02.05) Sanayi Odası girişiminde, UNDP yetkilileri ile KKTC‟li
mobilya üreticileri bir araya geldi.
Sanayi Odası‟nda yapılan toplantıda, mobilyanın Güney Kıbrıs‟ta pazarlanması,
Güney‟deki mobilya sektörü ile Kuzey‟deki mobilya sektörünün işbirliği yapılması konuları
ele alındı.
Görüşmede ayrıca, mobilya standartları, üretim teknikleri, fason işçilik gibi konular da
ele alındı.
Amerika kökenli şirketlerin Türkiye temsilcileri Sanayi Odası’nda bir toplantı
yaptı
Tunar: “Gelecek için önemli bir adım”
Amerikan kökenli firmaların Türkiye ve bölge temsilcilerinden oluşan 12 kişilik heyet,
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Ticaret Ataşesi Amer Kayani ile birlikte dün (17.02.05) saat
14.30‟da Sanayi Odası Yönetim Kurulu ile bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantı yaklaşık bir
saat sürdü.
Oda Başkanı Salih Tunar, Kuzey Kıbrıs‟ın geleceği için heyetin adada bulunmasını,
önemli bir adım olarak değerlendirdi.
Toplantıda ilk sözü alan Oda Başkanı Salih Tunar, heyeti aralarında görmekten duyduğu
mutluluğu dile getirerek, Kıbrıs Türkü 24 Nisan Referandumu‟da „evet‟ demesine rağmen
halen izolasyonlara maruz kaldığını dile getirdi. Tunar, KKTC‟nin üretim ve sanayi yapısı
konusunda konuk heyete bilgi verdi. Tunar, son dönemde Amerika ve Amerikan
danışmanlık şirketi ile yürütülen çalışmalara da değinerek, “Yoğun bir çalışma dönemi
içerisindeyiz. Kuzey Kıbrıs ürünlerinin dış pazarlara açılması için gerekli çalışmalar
başlatıldı. Mart ayından itibaren 30.5 milyon dolarlık yardım projesinin hayata geçmesini
bekliyoruz” dedi.
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Ticaret Ataşesi Amer Kayani, gösterilen misaferperverliğe
teşekkür ederek, önemli bir adım atıldığını ve bu tür etkinliklerin de bundan sonra artarak
devam edeceğini söyledi.
Daha sonra konuk heyet ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyeleri faaliyet alanları
hakkında bilgi verdi. Geçtiğimiz yıl İstanbul‟da kurulan Amerikan Şirketler Derneği‟nin
üyelerinden oluşan Kıbrıs delegasyon heyetinde, bankacılık, finans, danışamanlık,
taşımacılık, ilaç, haberleşme, doğal kaynaklar ve altyapı sektörlerinde faaliyet gösteren
Amerikan kökenli firmaların temsilcilerinden oluşuyor. Firma ve şirket isimleri şöyle:
“Cushman & Wekefield Rahşan Cebe, World Trade Center Hasan Çolak, Comsat Cem
Doğrusöz, Parsons Brinckerhoff Çetin Gümüşoğlu, GNC Eren Kale, Shaw/Stone &Webster
(BMD) Halim Neyzi, El Paso Production Haluk Sargın, Wesfort Adnan Tan, Pfizer Nuran
Volkan, Fedex Serdar Yanaşan ve GNC Ahmet Yılmaz.”
Tanışmanın ardından konuk heyet üyeleri, Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyeleriyle iş ve
yatırım olanakları konusunda görüşmeler yaptı. Heyet özellikle; su, elektrik ve altyapı
konularında görüş alışverişinde bulunuldu.
Amerikan Elçiliği Yardım Heyeti Sanayi Odası’nı ziyaret etti
American Elçiliği Müsteşarı Richard Dixon ve Reid W.Click, Sean P. Walsh ile Carlos
Abeu‟dan oluşan yardım heyeti 31 01.2005 tarihinde Kıbrıs Türk Sanayi Odasını ziyaret
etti.
Amerika Hükümeti tarafından verilmesi planlanan yardım konusu çerçevesinde
ziyarette bulunan Dixon ve beraberindeki heyet, Başkan Salih Tunar‟dan Kıbrıs‟ta mevcut
sanayi sektöründe faaliyet gösteren firmaların sıkıntıları hakkında bilgi aldı.
Özellikle Finans konusunda sanayicilerin alabilecekleri krediler, üretim alanlarının
yenilenmesi ve ihraacatta yerli üreticilerin dış pazarlara açılması konularında karşılıklı fikir
alışverişi şeklinde gerçekleşti.
Özellikle Amerika‟nın yapacağı 35 milyon dolarlık yardımın sektör ve firma bazında ne
şekilde gerçekleşeceğinin tamamlanmak üzere olduğunu belirten Dixon, bu konuyla ilgili
faaliyetlerin önümüzdeki günlerde Sanayi Odası ve Ticaret Odası işbirliği ile basın yoluyla
açıklanacağını sözlerine ekledi.
Download