sağlık bilimlerinde süreli yayıncılık-2011 sağlık

advertisement
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK-2011
SAĞLIK BİLİMLERİNDE
SÜRELİ YAYINCILIK-2011
9. ULUSAL SEMPOZYUM
.
editörler toplantısı
AKADEMİK YÜKSELTME VE ULAKBİM TIP VERİ TABANI
ULUSAL BİLİMSEL DERGİLERİN ETKİNLİĞİNİN ARTIRILMASI
YAYINCILIKTAN
YAYINCILI
KTAN VERİ TABANINA KADAR OLAN SÜREÇTE
KARŞILAŞILAN SO
SORUNLAR
RUNLAR
ULAKBİM ULUSAL ATIF VERİ TABANI
Editör
Doç. Dr. Orhan YILMAZ
2011
ANKARA 2011
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
SAĞLIK BİLİMLERİNDE
SÜRELİ YAYINCILIK-2011
24 aralık 2011
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Morfoloji Binası Toplantı Salonu
Editör
Doç. Dr. Orhan YILMAZ
AVES Yayıncılık
ISBN: 978-975-403-648-0
TÜRK TIP DİZİNİ
• Kitaptaki tüm yazılar sadece şekil yönünden incelenmiş olup, içerik ve düşünce yönünden
tamamen yazarların sorumluluğundadır.
• Yazıların her türlü kullanım hakkı yazarlarına ait olup, bilimsel yayınlarda kaynak
gösterilmesi dışında fiziksel ve elektronik tüm ortamlarda kullanılması ve yayınlanması
editörün ve yazarların iznine bağlıdır.
4
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
İÇİNDEKİLER
Cem SARAÇ .......................................................................................................................................................7
Orhan YILMAZ ..................................................................................................................................................9
Yeşim GÖKÇE KUTSAL - Editör Olmak .................................................................................................. 11
Gülfem E. ÇELİK - Editör Bağımsızlığı .................................................................................................... 19
Tulga ULUS - Editör ve Editörler Kurulu ................................................................................................ 23
Canan ULUOĞLU - Süreli Yayın Okuru Ne İster?................................................................................. 27
Ömer UĞUR - Süreli Yayın Sahipleri, Yayıncılar ve Editörler Arasındaki İlişki Nasıl Olmalıdır? ..31
Deniz ERBAŞ - Süreli Yayın Kapsamında Yer Alan Makale Türlerinin Dağılım Dengesi ....... 33
Nasıl Olmalıdır?
Orhan YILMAZ - Süreli Yayıncılığın Geleceği e-Yayıncılık mı? ...................................................... 37
Sibel TABANLIOĞLU, Ebru SOYUYÜCE AYDIN - Tübitak Ulakbim Ulusal Atıf Veri Tabanı 41
Levent ÖZTÜRK - Bir Bilgisayar Yazılımı İntihali Saptayabilir mi? Benzerlik İndeksi ............. 47
Ne Tür Bilgi Verir? İntihale Karar Vermede Editörün Rolü Nedir?
Yeşim GÖKÇE KUTSAL, Dilek ASLAN, Sercan ÖZYURT, Orhan YILMAZ - Süreli Yayın ... 51
Yazarı ve Okuru Ne İster?
Vahit ÖZMEN, Atilla SORAN, Nilüfer GÜLER - Sağlık Bilimlerinde Seçilmiş Süreli ............ 57
Türk ve Yabancı Yayınlardaki Makale Türleri Dağılım Farklılıkları
O. Nuri ÖZGİRGİN - Bilimsel Yaşam ve Etik ................................................................................................. 60
Okan ÜRKER, Nesrin ÇOBANOĞLU - Yaşam Bilimlerinde Araştırma ve Yayın Etiği .................. 62
Aytaç YILDIZELİ - Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık: Sorunlar-Öneriler ..................................... 67
Özen AŞUT - Editör Görev ve Sorumlulukları ve Birinci Basamak Sağlık Hizmeti Yayıncılığı .. 72
Cuma YILDIRIM, Yusuf YÜRÜMEZ - Akademik Acil Tıp Dergisi’nin Yerli Yayıncılıkla .......... 79
İlgili Görüşleri
Ahmet ASAN - Web Of Science Kapsamındaki Türk Dergilerinin 2010 Yılı Etki Faktörü ....... 83
(Impact Factor) ve Diğer Verilerin Analizi
EK 1 - Etik Konular ......................................................................................................................................... 92
EK 2 - Süreli Yayınların Türk Tıp Dizinine Kabul Edilme Koşulları - 2011 .................................... 94
5
TÜRK TIP DİZİNİ
6
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
Açılış Konuşmaları
Sayın Editörler ve Değerli Konuklar,
Akademik ve meslekî iletişimde bilimsel süreli yayınlar, araştırma sonuçlarının bilim toplumuna
hızlı bir biçimde aktarılması ve paylaşımında bir hayli önemli bir rol üstlenirler. Şüphesiz ki bu
somut gereksinim, hele insan sağlığı söz konusu olduğunda, diğer bilim alanlarına göre daha
da önem kazanmaktadır.
Dünyada sayıca çok büyük boyutlara ulaşmış bulunan sağlık bilimleri araştırmalarının
yayınlanma politikalarına özgü temel amaçlar, bilimsel bilgi birikiminin daha etkin bir şekilde
korunması, bilimsel bilgiye erişimde artan ölçüde kolaylıklar sağlanması ve bilimsel iletişim
ortamında yeni ve güncel bilgiden yararlanabilme olgusunun hızlandırılabilmesidir.
İçinde yaşadığımız “Bilim ve Teknoloji” yüzyılında bilimsel yayın ve dolayısıyla bilimsel
yayıncılığın önemi açıktır. Bu bakımdan, Türkiye yayıncılığının dünyanın bilim ve teknolojide
gelişmiş olan ülkelerindeki yayıncılığa nazaran durumunu iyileştirmek zorunlu bir görevdir.
Dolayısıyla, bu zorunluluğun ülke yayın politikalarına bazı “olmazsa olmaz” türünde yansımaları
söz konusu olacaktır. Bunlardan ilki, özgün ve nitelikli bilimsel yayının yazım biçimine rehber
olabilecek nitelikteki kural ve standartların uygulanma politikasıdır ve bunun için de, ülke
ölçeğinde bir talebin ve denetimin yaratılmasıdır. İkinci olarak, yine ülke ölçeğinde iç tutarlığı
olan yayın destek politikalarının ve yayınların içeriğine ilişkin konular temelindeki araştırma
politikalarının ayrıntılı bir biçimde ortaya konulması gerekir. Üçüncü yayın politikası ögesi de,
aynı bağlamda kurumlar arası işbirliği esaslarını saptayacak politikaların geliştirilmesidir. Son
olarak, bilimsel araştırma ve bilimsel yayın etik kurallarının geliştirilmesi, uygulanması ve söz
konusu uygulamanın izlenmesine yönelik politikaların saptanmasıdır.
Dünya sağlık literatürünü incelediğimizde, bilimsel yayıncılık işlemlerinde sıkı bir denetimin
ve hızlılığı öngören bir anlayışın egemen olduğunu anlamaktayız.
Yayın politikasına ilişkin belirttiğim ülke genelindeki hedeflerin bilimsel dergi ve kitap
üretimi bazındaki mikro görünümüne gelince, yayıncılıktaki kalite arttırıcı hedeflerin
gerçekleşmesindeki en önemli insan gücü unsurlarının, dergi editörleri ve editoryal grupta
onların beraberce çalıştıkları editör yardımcıları, danışmanlar, redaktörler, biyoistatistikçi ve
dil uzmanları gibi özel alan uzman kişileri olduğunu anlamaktayız. Şüphesiz ki, bilimsel ve etik
açıdan yazara ve kullanıcılara saygılı, yararlı ve sonuçta prestijli bir yayın üretebilmek, elbette ki
Prof. Dr. Cem SARAÇ
ULAKBİM Müdürü
7
TÜRK TIP DİZİNİ
sadece editörün kişisel çalışmalarıyla gerçekleşemez. Saydığım diğer uzman kişilerin ve
onların ötesinde basım ve dağıtım şirketlerinin de kaliteli yayıncılık oluşturmaktaki katkıları
yadsınamaz.
Sonuçta, özetle şunu belirtmek gerekir ki, yayıncılık bir ilişkiler döngüsüdür. Bu bakımdan,
başarılı olma kurallarımızın dikkatle ve kapsamlı bir şekilde saptanması gerekir. Dünya
yayıncılığının eriştiği düzeylerde yayın yapabilmek için çok titiz ve ciddi çalışmamız, evrensel
standartları uygulama ve sürdürebilmede tavizsiz olmamız, yayıncılıktaki yeni trendlerin
gereksindirdiği açılımları bizim de gerçekleştirmeye özen göstermemiz gerekir.
Biz Türkiye’de, dünya yayıncılığında yerimizi alabilmek açısından, TÜBİTAK ULAKBİM
bünyesinde önemli çalışmalar başlattık. Ulusal veri tabanları çalışmaları ile, ulusal araştırma
değeri yaratılarımıza ilişkin bilgiyi toplamakta ve bu bilgi dağarını standartlar çerçevesinde
işleyerek, düzenleyip depolayarak, bilginin ulusal ve uluslararası platformlara taşınmasını
sağlamaktayız. Bugün ULAKBİM Tıp Veri Tabanında 54.000 bibliyografik kayıt bulunmaktadır.
Ayrıca, 1994’ten beri TÜBİTAK ULAKBİM’de çalışmalarını sürdüren Tıp Veri Tabanı Komitesi’nin
titiz çalışmaları ve uyguladığı yaptırımlar sonucunda bugün, Sağlık Bilimleri alanlarında
üretilen bilimsel dergilerin büyük bir çoğunluğu, gelişmiş ülke standartlarını yakalamıştır.
Ayrıca bunlardan 30’u ISI Web of Science Dizinleri’nde yer almaktadır. Bu bağlamda ayrıca
belirtmem gerekir ki, TÜBİTAK ULAKBİM bütçe kaynakları göreceli olarak zayıf olan eğitim ve
araştırma kurumlarının bilimsel bilgiye erişiminde fırsat eşitliği yaratmak, bilgi hizmetlerini
yaygınlaştırmak ve Türkiye’de akademik bilgi üretiminin artmasına katkı sağlamak amaçlarını
gerçekleştirmek üzere oluşturulan “Elektronik Kaynaklar Ulusal Akademik Lisansı” ile çok
yararlı hizmetler sunmakta ve bu kurumların dünyadaki bilimsel veri tabanlarında bulunan
bilgilere kolay ve hızlı bir erişebilmelerini sağlamaktadır. Bunun dışında “Ulusal Toplu Katalog
(TO-KAT) Projesi” ile ULAKBİM yoluyla, aranılan yayının hangi kütüphanede olduğu da çok
kısa sürede öğrenilebilmektedir. Bu da yine, araştırmacı verimliliğini büyük ölçüde arttıran
projelerimizden birisidir.
Sempozyumun başarılı geçmesi dileği ile, tüm emeği geçenlere ve siz katılımcılara saygılarımı
sunuyorum.
Prof. Dr. Cem SARAÇ
ULAKBİM Müdürü
8
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
Açılış Konuşmaları
Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık dokuzuncu ulusal sempozyumunun değerli katılımcıları,
saygıdeğer editörler; Sizleri Türk Tıp Dizini Komitesi adına saygıyla selamlıyorum.
Ülkemiz açısından yüzaltmışiki yıl önce “Vekayi Tıbbiye“ ile başlayan sağlık yayıncılığı,
Cumhuriyet’in ilk yıllarında sadece üç tıp dergisi ile devam ederken 2011 yılının sonunda aktif
olarak yayınlanan sağlık bilimi dergisi sayısı dörtyüze yakındır.
Önceleri genel tıp dergileri yayın yaşamında yer alırken, sağlık biliminin gelişimi doğrultusunda dal dergiciliği gelişti, hatta alt dal dergileri görülmeye başladı.
Günümüzde ise uç konularda bile süreli yayın bulmak olasıdır. Ülkemizin bilim politikaları
doğrultusunda süreli yayınlarımız da farklılaşmıştır. Yüksek Öğretim Kurulunun ilk yıllarında
yayın sayısı önemli bulununca dergilerimiz akademik yükseltilme araçlarına dönüşerek adayların akademik yükseltilme planlarının arenası konumuna gelmişlerdir. Süreli yayın sayısında
patlama gözlenirken, bu dönemde ülkemizin sağlık yayınları da büyük sayılara ulaşmıştır. Ancak bu patlama ile beraber yayınlarımızın niteliklerinin de aynı şekilde yükseldiğini söylemek
ise olanaklı değildir.
Ama bu konuda olumsuz düşünsek de gelişen teknolojinin süreli yayınlarımıza olumlu yansıdığını ise hemen belirtmeliyiz. Artık görsel anlamda kaliteli dergiler basılmakta ve birçoğu da
sanal ortamda da okuyucusuna ulaşabilmektedir.
Son yıllarda ise yine Üniversiteler arası kurulun yabancı yayını öne çıkaran kararları sonrası
süreli yayıncılığımız daha farklı bir konuma doğru sürüklenmiştir. Artık tüm yazılarımız önce
ülke dışında görücüye çıkmakta ve daha sonra ülkemiz süreli yayınlarına ulaşmaktadır. Hemen belirtilecek konu ise yayınlarımızın giderek etki değerleri düşük dergilere yönlendiği ve
daha az sayıda atıf aldığıdır.
Türkiye adresli yayınlarımızın dünya sıralamasında yükselmesi ne kadar olumlu gibi görünse
de, Dünya bilimindeki payımızın daha alt sıralarda olması ve yayınlarımızın giderek daha düşük etki değerli dergilerde yayınlanıyor olması da o denli düşündürücü olmalıdır.
Ülkemiz birçok konuda olduğu gibi süreli yayıncılığımızda da bir yol ayrımına doğru ilerlemektedir. Akademik yükseltmelerde yurtdışı dizinlerin önemsenmesi ve temel alınması nedeniyle
ulusal yayın sayısında azalış görüleceğini söylemek yanlış olmasa gerektir. Bu kararlar sonrası dergilerimiz son yıllarda SCI ve SCI-E dizinlerinde yer almaya çabalamaktadırlar. ULAKBİM,
Doç. Dr. Orhan YILMAZ
TÜBİTAK ULAKBİM Türk Tıp Dizini Komite Başkanı
orhan@kbb-bbc.org
9
TÜRK TIP DİZİNİ
2008 yılı itibariyle ISI’ ya girecek Türkçe dergiler için danışmanlık görevi üstlenmiştir. Nitekim
bugün artık otuzun üzerinde sağlık süreli yayınımız bu dizinlerde yer almaktadır.
Bir yıl kadar önce yapılan değişiklikle ise Akademik yükseltmelerde yabancı dizinlerde yapılan beş yayının dışında yapılan üç yayının da Ulusal hakemli dergilerde yayınlanması uygun
görülmüştür. Ulusal hakemli dergi tanımı, ULAKBİM Ulusal Veri Tabanları tarafından taranan
dergi olarak belirlenmiştir. Bu değişim olumlu olsa da yeterli değildir. Yine yabancı dizinler ön
planda olmaktadır.
Koşullar böyle olunca ulusal yayıncılığımızın önüne önce Türk Tıp Veri tabanında yer almak ve
daha sonra uluslararası dizinlerde yer almaya çalışmak şeklinde özetlenebilecek yol haritası
çizilmektedir. Bunun da temeli nitelikli ve bilimsel koşullardan ödün vermeyen bir yayıncılıktan geçmektedir.
Bu zor ve zorluklarla dolu yolda, üstelik moral ve motivasyonumuzun düşük olduğu bu günlerde işimizin bir hayli zor olduğunu biliyor ve başarılar diliyoruz...
Toplantının düzenleyicisi olan Türk Tıp Dizini Komitesi on yedi yıldır gönüllülük temelinde sürdürdüğü özverili çalışmaları ile süreli yayıncılığımızın ve ülkemiz araştırmacılarının çalışmalarının veri tabanına aktarılması konusunda önemli adımlar atmıştır.
Ancak çalışmalarımızın Atıf Dizini sonuçlarını size bu sempozyumda da ulaştıramıyoruz ve
gelecek yıl için umutlarımızı sürdürüyoruz.
Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık ile ilgili olarak ilki 30 Eylül 1991’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde başlayarak gerçekleştirilen toplantılar dizilerinin hemen tamamında yer alan Türk Tıp
Dizini komitesi sizlerin destek ve katkıları ile Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık toplantılarını
sürdürmek düşüncesindedir. Ancak editörler olarak birlikteliğin ve özerk editöryel yapılanmaların gerekliliği de bir başka gerçektir.
Sempozyumun hepimize eğitici, yönlendirici ve geleceğe daha umutla bakmamızı sağlayacak şekilde gerçekleşmesini umuyor gerçekleşmesinde katkıları olanlara teşekkürlerimi ve siz
katılımcılara da saygılarımı sunuyorum.
Doç. Dr. Orhan YILMAZ
TÜBİTAK ULAKBİM Türk Tıp Dizini Komite Başkanı
10
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
EDİTÖR OLMAK*
Yeşim GÖKÇE KUTSAL
Başkalarının bilgisi ile bilgin olsak bile,
ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz.
Montaigne
Giriş
Evrensel bilimin paylaşılmasını sağlayan bilimsel dergilerin ve editörlerinin temel
işlevi;“Bilimsel makale yazarının kendisini en etkin bir biçimde ifade etmesine yardımcı olmak ve bilimi anlaşılabilir bir şekilde yayınlamaktır”. Verilen emeğin ve harcanan zamanın
getirisi ise ; “Bilimsel Saygınlık” ve “Bilim Ortamına Katkı Sağlamanın Onuru” dur.
Yayınlanan materyalin doğru ve geçerli olduğu konusunda güvence sağlaması gereken editör, bu anlamda okuyucuya karşı ciddi bir sorumluluk taşımakta ve yine bu amaca yönelik
olarak tarafsız danışman seçimine özen göstermek durumundadır. Yayına kabul edilen makalenin sadece ve sadece bilimsel değeri nedeniyle yayınlanacağı güvencesini vermek editörün
sorumluluğudur. Ayrıca yayına kabul edilme aşamasında sınırda kalan makaleler ile ilgili belirleyici son karar da editörünkidir (1, 2).
Bilimsel makalelerin yayınlanma sürecinde öncelikle editör ve danışmanların süzgecinden
geçmeleri temel kuraldır. Gerek dergi editörlüğü, gerekse danışmanlık özveri ve emek gerektiren uğraşılardır. Akademik çalışmalar ve rutin hekimlik uygulamaları yanında bir hekimin
böylesi bir çalışmayı da üstlenmesinin altında yatan neden; bilimsellik tutkusu, editörlük veya
danışmanlık yapılan derginin kalitesinin beğenilmesi ve daha üst düzeye taşınabilmesi isteği,
derginin ilgi alanına giren konular ile ilgili olarak güncel bilgiye ulaşabilme arzusu olabilir.
Gerekçe her ne olursa olsun tıp ortamına yadsınamaz bir katkı sunulacağı kesindir.
Başarılı bir editör ve danışman olabilmek için öncelikle “iyi bir okuyucu” olunmalıdır. İyi bir
okuyucu olabilmenin ise iki yolu vardır: birinci yol diğer iyi okuyucuları dinlemektir. İki kişi
nasıl aynı şekilde yazamazsa, aynı şekilde okuyamaz da; bir okuyucu dikkatini dile yoğunlaştırırken, bir diğeri makalenin kurgusuna odaklanır. Dolayısı ile iyi okuyuculardan fikir almak
kişiyi geliştirir, zenginleştirir. İkinci yol ise “pratik yapmak”tır. Diğer kişilerin dokümanlarını
incelemek, eleştirmek önemlidir, fakat sadece bazı noktaların net olmadığını ifade etmek
yetmez. Okuyucunun kafasını karıştıran konuları açıklamak gerekir. Ayrıca bir metnin sadece
zayıf yönlerini değil, başarılı kısımlarını da vurgulamak gerekir ki, bu da en az diğeri kadar
Prof. Dr. Yeşim GÖKÇE KUTSAL - Türk Tıp Dizini Komite Üyesi
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Türk Geriatri Dergisi Baş Editörü - ANKARA
ygkutsal@gmail.com
*Yazarın; Editörün Katkı ve Sorumlulukları (Gökçe Kutsal Y: Editörün katkı ve sorumlulukları. içinde: Yılmaz O (Ed): Sağlık Bilimlerinde
Süreli Yayıncılık -2006, Openajans. Ankara, 2006, s:67-72) başlıklı yazısı (kitap editörünün izni ile) temel alınarak hazırlanmıştır.
11
TÜRK TIP DİZİNİ
zordur. Yazın dilinde ve makale yazmada olgunlaşmanın temel taşı okuyucu olarak olgunlaşmaktır.
Dergilere yayınlanma beklentisi ile gönderilen makalelerin değerlendirilmesi için danışmanların seçimi ve gelen değerlendirme sonuçlarının makale yazarına yansıtılması aşamaları editörün sorumluluğundadır. Eğer danışmanlar akıllıca seçilirse; değerlendirmeler anlamlı olacak
ve editör makalenin kabulü ile ilgili olarak kolayca karar verebilecektir. Makalenin kabul edilemeyeceği düşünülüyorsa ve bu konuda hiç kuşku yok ise, bu karar “uygun ve anlaşılabilir
bir şekilde” yazara bildirilir. Danışman eleştirisi çok uzun ve karmaşık ise yazara onu yönlendirebilecek olan kısımları gönderilmelidir, dolayısı ile yazara yol gösterici olan, hangi değişikliklerin makalenin kabulü açısından şart olduğunu tanımlayan editörün mektubudur. Eğer
minör değişiklikler istenmişse ve bunlar yerine getirilmişse makale yayına kabul edilir, eğer
ciddi bazı revizyon ve değişiklikler istenmişse makalenin düzeltilmiş şekli tekrar danışmanlara
gönderilip onay istenmelidir. Bu prosedür ciddi gecikmelere neden olabileceğinden bu aşamada editöre önemli bir görev düşmektedir. Eğer gerekmiyorsa ve danışman tarafından talep
bildirilmemişse her makale tekrar danışmanlara gönderilmemelidir. Nihayet yayınlanabilecek
hale geldiğine inanılan her makale editör tarafından gözden geçirilip onaylanmalıdır.
Okunulurluk oranı yüksek dergilere doğal olarak yayınlanma talebi ile gönderilen makale sayıları da yüksek olacak ve bu durum o dergilerin danışmanlarını oldukça güçlü bir pozisyona
sokacaktır. Danışmanlar derginin yayın politikasında ve bilimsel içeriğinde yaşamsal önem kazanacaklardır. Bu aşamada danışmanlar tarafından bu yetkinin ve gücün olumsuz yönde kullanılması editörü, dergi yayın kurulunu, derginin yayın organı olduğu kuruluşu zor durumda
bırakabileceği için; editörlere; danışmanların, yayın kurulu üyelerinin, derginin yayın organı
olduğu kuruluşun yetkililerinin ve hatta okuyucuların da katılımı ile periyodik olarak ciddi bir
değerlendirme yapmaları ve dergiyi içerden ve dışardan destekleyen ekibi her açıdan tekrar
gözden geçirmeleri önerilmektedir (1, 2).
Editörde Bulunması Gereken Özellikler
Bilimsel editörde bulunması gereken özellikler ve kendisinden beklentiler (1,2):
1. Önceden yayınlanmış bilimsel araştırmaları olmalıdır. Yazarlar ve danışmanlar daha önceden tanıdıkları ve konu ile ilgili araştırmaları, konferansları ve hatta ödülleri olan kişilerle daha rahat çalışırlar.
2. Aktif bir araştırmacı olmalıdır. Araştırma yapan, okuyan, kongrelere katılmaya devam
eden kişiler konuya ve güncel bilgilere daha hakim olurlar.
3. İyi organize olmuş bir kişi olmalıdır. Zamanını etkin bir şekilde kullanabilen, diğer projelerine öncelik vererek derginin işlerini aksatmayan kişiler editör olabilirler.
4. Diplomatik özelliklere sahip, iyi kararlara varabilen bir kişi olmalıdır. Karar verecek olan
kişiler editörlerdir ve bu kararları ne olursa olsun uygun bir dil ile tebliğ etmek durumundadırlar. Çoğu kez iyi verilmiş kararlar sağ duyu yardımı ile verilen kararlardır ve zeka
ya da bilimsel becerilerle birebir örtüşmeleri gerekmez. Editör gözü ile bilimsel makale
değerlendirme aşamasında karar verilmesi gereken ana başlıklar şöyle sıralanabilir:
a. Makalenin derginin yayın politikasına ve hedef kitlesine uygun olup olmadığının belirlenmesi,
12
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
b. Danışmanların seçilmesi (Söz konusu makale açısından en iyiler seçilmiş midir, yoksa
daha ayrıntılı bir araştırma süreci daha iyi danışmanlara ulaşılmasını sağlayabilir mi?)
c. Değerli danışma kurulu üyelerinin zamanının onlara özensiz hazırlanmış metinler
gönderilerek harcanmaması,
d. Danışman raporlarının toplanması (Bu raporlar mantıklı mıdır? Danışmanın konu işle
ilgili bilgi birikimini yansıtmakta mıdır? Bir başka danışmanın görüşüne gereksinim
var mıdır? Editör yazarları nasıl yönlendirmelidir?)
e. Makalelerin revizyonlarının kabulü (Yeterli bir revizyon yapılmış mıdır? İlk danışmandan veya yeni bir danışmandan tekrar değerlendirme istenmesi gerekmekte midir?)
f. Makalenin kabul veya reddi konusunda son kararın verilmesi.
5. Toleranslı bir kişi olmalıdır. Editörün en önemli özelliklerinden birisi de yazar, danışman
ve kendisi arasındaki olası anlaşmazlığı ve fikir ayrılıklarını önlemek veya yumuşatmaktır.
6. Kariyerinde belli bir noktaya ulaşmış olmalıdır. Editör olarak akademik kariyerinde istediği
noktaya ulaşmış bir araştırmacının seçilmesi daha uygundur, çünkü meslek hayatının veya
kariyerinin başındaki kişiler açısından dergi işleri “ bilimsel araştırmalarını engelleyen bir
yük” gibi algılanabileceğinden editörlük görevine gerekli özeni gösteremeyebilirler.
Editörün Bağımsızlığı
Gerek baş editörler, gerekse dergi sahipleri her ikisi de derginin başarılı olmasını isterler, fakat
çok farklı roller üstlenirler. Baş editörün birincil sorumluluğu dergide yayınlanan güvenilir makaleler yoluyla okuyucuları bilgilendirmek ve eğitmek, ayrıca derginin standardını korumak
ve güçlendirmektir. Dergi sahipleri (ister bilimsel dernekler, isterse ticari kuruluşlar olsun) kuruluşlarının temel değerlerini korumaya özen gösterir, derginin tüm basım ve dağıtım sürecini
gerçekleştirir, finansal sorumluluğunu üstlenirler. Dergi sahipleri ile baş editörlerin ilişkileri
güven ve saygı çerçevesinde yürütülmeli, her iki taraf da birbirinin sorumluluklarının bilincinde olmalı ve yetki sınırlarını tanımlamalıdırlar. İki taraf arasındaki olası çatışmalar derginin
entelektüel saygınlığını zedeleyecek, finansal başarılarına da sekte vuracaktır (3).
Potansiyel editörlerin görevi kabul etmeden önce bilmeleri gereken konular
1. Derginin sahibi kimdir? Bilimsel dernek, üniversite, eğitim kurumu, hastane, vakıf, resmi kurum veya yayınevleri olabilir. Her yayınevinin editöriyal görevlendirmelere faklı
bir yaklaşımı vardır. Bu konu mutlaka net olarak öğrenilmelidir
2. Derginin geçmişi nasıldır? Daha önceki editör neden görevden ayrılmıştır? Bir sözleşme yapılacak mıdır? Şartları nelerdir?
3. Editör kime/ hangi kuruluşa karşı sorumludur? (Derneğin başkanı, kuruluşun müdürü,
üniversite yönetimi, yayınevi sahibi vb.)
4. Uygun bulduğu her makaleyi yayınlayabilme özgürlüğüne sahip midir?
5. Derginin sahibi olan kuruluşun yayın politikası nasıldır? Derginin yayınlanmasının birincil amacı nedir? Amaç, derginin sahibi olan kuruluşun çalışanlarının makalelerini
yayınlamak mı? Gelir elde etmek mi? Bilimsel literatüre katkıda bulunulmasına destek
olmak mıdır?
6. Dergide yayınlanacak makale türleri (araştırma, derleme, editöre mektup, olgu sunumu vb) sabit midir? Editör değişiklik yapabilir mi? Bazı konulara öncelik vererek derginin bilimsel profilini / yönünü değiştirebilir mi? Bazı özel konular için yer açabilir mi?
13
TÜRK TIP DİZİNİ
7. Dergi sahibi veya yayınevi “danışman değerlendirmesine tabi tutulmadan” bazı yazıların/ makalelerin yayınlanmasını istemekte midir?
8. Yayınevinin pazarlama ve reklam politikası nasıldır? Bu yaklaşım etik açıdan bir editöre
uygun mudur? Editörce kabul edilebilir bir şekilde mi yapılmaktadır?
9. Derginin yayın aralığı nedir? Sayfa sınırlaması var mıdır? Reklamlar ve / veya tanıtım
yazıları bu sınırlamaya dahil midir?
10. Editör derginin üretimi ile ilgili aşamalardan da sorumlu mudur?
11. Derginin basılı versiyonu yanında elektronik versiyonu da mevcut mudur? Her ikisinin
içeriği de aynı mı olacaktır? Yoksa farklı mı hazırlanacaktır?
12. Editöriyal işlemlerin yapılacağı ofisin yeri nerededir? Editör yardımcıları ve / veya editörler kurulu oluşturulacak mıdır? Yeterli destek personel ve teknik donanım sağlanacak mıdır?
13. Editöre ve / veya editör yardımcılarına konu ile ilgili bilimsel etkinliklere katılmaları için
destek sağlanacak mıdır?
Yukarıdaki soruların yanıtlanması potansiyel editöre karar verebilmesi açısından yardımcı
olacak ve bilimsel standardı yüksek bir dergide bağımsız olarak çalışmasını kolaylaştıracaktır.
Bütün bu süreçte editörün bağımsızlığı ve herhangi bir unsur tarafından baskı altına alınmaması son derece önemlidir. Profesyonel kuruluşlar tarafından yayınlanan dergilerin editörlerinin de aynı bilimsel dernekler tarafından yayınlanan dergilerin editörleri gibi bağımsız
olmaları açısından gerekirse yazılı sözleşmeler yapılarak bağımsızlık garantileri sağlanmalıdır. Bu aşamada “Bilimsel Editör” ve “Yönetici Editör” tanımlamalarına da açıklık getirmek
gerekir.
Bilimsel Editör: Editörlük görevi aktif çalışan bilim insanı olmayı gerektirmektedir, çünkü yayınlanacak olan çalışmaların halen var olan bilgilere katkısı, öne sürdüğü hipotezler, tutarlılığı,
test edilebilirliği ve tekrarlanabilirliği gibi belli özelliklere sahip olup olmadığını kontrol edecek olan kişi editördür.
Editörün temel görevlerinden bir diğeri etik kavramının korunmasıdır. Bilimsel yayın dünyası
hareketli ve bir anlamda karşılaştırmalı, yarışmalı bir ortamdır. Editörler haklı olarak önemli
olduğunu düşündükleri ilginç yazıları yayınlayarak daha fazla okuyucuya hitap etmek isterler.
Ancak bu platformda “bilimsel yayın etiği” kurallarının dışına çıkılmaması gerekir, çünkü etik
kuralların herhangi bir nedenle ihlali durumunda sorumlu kişilerden biri de editördür.
Kısaca editörler derginin bilimsel standardından sorumludur ve derginin kalitesini belirleyen
en önemli kişilerdir.
Yönetici Editör: Yönetici editör genelde ücretli ve tam zamanlı olarak çalışan bir profesyoneldir. Hemen tüm büyük yayınevlerinin yönetici editörleri vardır. Oysa bilimsel editör, çalışmalarını gönüllülük bazında yürüten bir bilim insanıdır. Bir makalenin kabulü veya reddi ile ilgili
son kararı bilimsel editör verir. Yönetici editör ise; makale değerlendirme işleminin idari ayrıntıları ile ve bürokratik yazışmalar ile ilgilenir. Kabul edilmiş metnin yayınlanma aşamasındaki
düzeltmeleri ve yayınlanma sırasındaki sorunların çözümünü üstlenir.
14
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
Bilimsel Editörlerin Temel Sorumlulukları
Öncelikli temel sorumluluklar aşağıdaki şekilde özetlenebilir (1-3):
1. Editörler okuyucularına karşı sorumludurlar ve okuyucularının gereksinim ve beklentilerini öğrenmelidirler,
2. Yayınların değerlendirilmesi sonrasındaki kararlar ve bunların uygulanışı ile ilgili olarak bir sistem oluşturmalıdırlar,
3. Dergide yer alan araştırmalardaki deneklerin hak ve güvencelerinin sağlandığından,
uluslar arası etik kurallara uyulduğundan, etik kurul onaylarının alındığından, bilgilendirilmiş onam formunun imzalandığından emin olmaya çalışmalıdırlar,
4. Derginin içeriğinden ve makale çeşitlerinden sorumludurlar,
5. Yazarlara bilgi, yayın hazırlama ve gönderim kurallarının belirlenmesini ve okuyuculara duyurulmasını sağlamalıdırlar,
6. Makalelerin gecikmeden değerlendirilmesi ve yayına kabulü veya reddi açısından uygun bir işlem / prosedür geliştirmeli ve bunun sürekliliğini sağlamalıdırlar,
7. Makalenin danışmanlarca değerlendirilme sürecinde çalışmanın içeriğinin ve yazarların adlarının gizliliğini sağlamalıdırlar,
8. Kararlarının arkasında durmalı, fakat verdikleri kararı gereği halinde yeniden gözden
geçirmek konusunda da tereddütlü olmamalıdırlar,
9. Sadece makalelerin değil, yapılan araştırmaların kalitesinin artırılması konusunda da
çaba harcamalıdırlar,
10. Yazarlara makale hazırlama ve gönderimi, danışmanlara ise makale değerlendirimi
için kılavuzlar yayınlamalı ve bunları düzenli olarak güncellemelidirler,
11. Makalenin değerlendirilmesi ve basımı aşamalarında yapılan hataların düzeltilmesi
konusunda hazırlıklı olmalı ve gereği halinde özür yazısı yayınlamalıdırlar,
12. Editöriyal değerlendirme sürecinde hiçbir etki altında kalmadan bağımsız olarak karar vermeli ve bu konuda yazarlara da güvence vermelidirler,
13. Yayın etiği ihlali veya bilimsel ahlaka aykırı durumlarda konunun aydınlanması için
tüm araştırmaları yapmalı, gerekiyorsa sorunu akademik üst makamlara taşıyarak
soruşturmayı genişletmeli, konu aydınlanıncaya kadar makaleyi yayınlamamalıdırlar.
Sorun makale yayınlandıktan sonra ortaya çıkmış ve yazarın suçu kanıtlanmış ise; editörler bir üst akademik kurumdan gelen yazı ile bu gerçeği açıklamalı, kendi insiyatiflerini kullanarak, detaylı araştırma yaptırmadan bu tür yazılar yayınlamamalıdırlar.
14. Görevlerini ve sorumluluklarını herhangi bir şekilde etkileyecek kişisel, ekonomik
veya politik bağlantıları olmamalıdır,
15. Dergilerinin geleceğine yönelik planlar yapmalı, gerekirse derginin yayın politikasını
tekrar gözden geçirmelidirler,
16. Editörler dergi içeriğini belirlemede kesinlikle bağımsız olmalıdırlar; yayınevinin reklamlar vb konularındaki yaklaşımını bilmeli, bilimsel içeriğin reklamlardan tamamen
ayrı olması konusunda hiçbir baskı altında olmamalıdırlar.
17. Araştırma sonuçları makale dergide yayına kabul edildikten sonra dergi editörünün
onayı ile medyaya ve halka sunulabilir. Yayına kabul edilmemiş bir makale prematür
bir çalışmadır ve medyaya yansıtılamaz.
15
TÜRK TIP DİZİNİ
18. Editörler dergilerinin yılda kaç sayı çıkacağını, değerlendirme süreçlerinin ne kadar
zaman alacağını, dergiye gönderilen makalelerin kabul oranını belirlemeli ve okuyucularını da bilgilendirmelidirler.
Editörler pek çok genç araştırmacıyı çalışmalarını yayına hazırlama konusunda yönlendirir
ve yüreklendirirler. Toleranslı ve sempatik kişilik özelliklerine sahip olanlar çalışmaların tekrar
gözden geçirilmesinde ve gerekiyorsa daha verimli bir alana yönlendirilmesinde etkili olabilirler. Çoğu editörün en önemli kazanımı dergisinin standardının yükseldiğini, kalitesinin
ve okur kitlesinin arttığını görmektir. Dergi bilimsel literatüre katkıda bulunuyorsa editörün
çabaları amacına ulaşmıştır.
Dergi İçeriğinin Belirlenmesi
Dergi içeriğinin belirlenme stratejisi için öneriler (1-3):
1. Dergilerin içeriği dergi sahibi olan kurumun tutumuna, uzmanlık dalına, ilgi alanına veya
derginin yayınlandığı coğrafik bölgenin özelliklerine göre değişiklik gösterebilir.
2. Dergide daha önce yayınlanan makaleler de yazarlara o derginin yayın politikaları açısından hangi konuların öncelikli olduğu konusunda fikir verecektir.
3. Editör derginin hedef kitlesinin beklentilerini ve gereksinimlerini göz önüne alarak bir
vizyon geliştirmeli; gelecek vadeden konulardaki araştırmaların dergiye gönderilmesi
için bir stratejisi olmalıdır.
4. Geniş bir kitleye hitap etmek üzere genel konulara mı ağırlık verileceği, yoksa derginin
kapsamı daraltılarak belirli bir konuda üst düzey araştırmalara mı yer verileceği belirlenmelidir.
5. Dergide yayınlanacak makale türleri ve oranları da netleştirilmeli; editöriyal yazıların,
derleme makalelerin, yeni gelişmelerin, mesleki haberlerin veya tematik yazıların yer
alıp almayacağı belirlenmelidir.
6. Editörler daha iyi, üst düzey bilimsel makaleleri çekebilmek için yazarlara davetler yapabilirler. Fakat dergiye gönderilen her makalenin standart değerlendirilme sürecinden
geçeceği ve kabul edilme garantisi verilmediği de açık olarak belirtilmelidir.
Kararların Verilmesi ve Yazarlar ile İletişim
Makalenin gönderilme aşamasını takip eden süreç ile ilgili olarak (1-3);
1. Makalenin kabulü veya reddi ile ilgili bir sistem geliştirilmelidir.
2. Kararlar hangi ölçütlere göre alınacaktır? Danışmanların önerileri mi?, Dergide yerin
olup olmaması mı? Editörün görüşü mü?
3. Editör yeni öneri ve görüşlere açık olmalı, fakat bunların bir anlamda zaman kaybı olabileceğini de göz önüne almalıdır.
4. Yazarlara son kararı bildirecek olan kişi editördür, bu; danışmanların görüşlerinin ötesinde ayrı bir açıklamanın editör tarafından hazırlanarak yazarlara gönderilmesi anlamına gelir.
5. Yayınlanma potansiyeli olan makalelerin danışman önerileri doğrultusunda düzeltilmesi ile ilgili olarak editör yazarları yüreklendirmeli, desteklemelidir.
16
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
6. Yayınlanamayacak kadar ciddi düzeltme gerektiren yazılar ise editör tarafından reddedilmeli, fakat yazarları makaleyi yeniden yazmak ve başka bir dergiye göndermek
konusunda destekleyen bir üslup kullanılmalıdır.
7. Makalelerin reddedilmesi ile ilgili kararlarda; makalenin bilimsel açıdan yetersiz olması
(tasarımın zayıflığı, yöntem hatası vb), orijinal özelliğinin olmaması, derginin hedef kitlesine hitap etmemesi veya dergide yer olmaması gibi ölçütler temel alınmalıdır.
8. Editör kendi dergisine bir makale gönderirse ki bu çok seyrek olmalıdır, makale editör
yardımcıları ve danışmanlar tarafından rutin işlemler uygulanarak objektif bir şekilde
değerlendirilmelidir.
9. Editörün çalıştığı kurumdan veya çalışma arkadaşlarından gelen makalelere de editör
yardımcısı veya yayın kurulu dışından bağımsız bir kişi tarafından standart prosedür
uygulanmalıdır.
10. Danışman önerileri doğrultusunda revize edilmiş makaleler editör veya eğer talep
etmişse ilk değerlendirmeyi yapan danışman tarafından tekrar gözden geçirilip
yeterli ve uygun değişiklik yapılıp yapılmadığı incelenir. Makale yeni bir danışmana
gönderilmez.
11. Reddedilen makalelerin yazarları makul ve geçerli gerekçeler ile itiraz ederlerse ret
kararları editör tarafından tekrar gözden geçirilebilir. Bu tür sorunlar danışmanlar
yeterli zamanı ayırmamışlar ise veya uygun olmayan öneriler getirmişler ise yaşanabilmektedir.
12. Daha önce düzeltme istenen bir makale gerekli düzeltmeler / uyarlamalar yapılmadan
tekrar gönderilmişse editör derhal reddetmelidir.
13. Editör herhangi bir nedenle reddedilen bir makaleyi tekrar değerlendirmeye almak isterse yeni danışmanlar seçmesi daha uygun olur.
Derginin Öz Denetimi ve Gelişimi
Öncelikle derginin amacının net olarak belirlenmesi gerekir. Bunu takiben derginin konumunu korumaya ve iyileştirmeye yönelik stratejiler uygulanmalıdır. Hedef gruba ulaşma yanında
pek çok dergi açısından topluma ulaşma da önemli bir misyondur. Ayrıca göz ardı edilemeyecek önemli bir yarar ise; ülkenin sağlık sistemine katkıdır (4).
Editörlerin ve yayın kurullarının derginin öz denetimine de zaman ayırmaları, dergi standardının yükselmesi yönünde olumlu bir adım olacaktır. Bu bağlamda makale sayıları (Gelen,
Kabul/Red edilen, basılan, iade edilen, geri çekilen), makalelerin ülkelere/yörelere dağılımı,
danışman değerlendirme süreleri, basım için bekleme süreleri, danışman veri tabanı ve buraya yapılan ekleme ve çıkarmalar, uluslar arası dizinlere, direkt erişim sitelerine dahil olma vb
konuların periodik olarak ele alınarak gözden geçirilmesi gerekir. Bir başka yararlı uygulama
ise; kullanıcı istatistiklerinin incelenmesidir. Bu açıdan yanıtlanması gereken soruların yanıtları
her dergiye göre farklılık arz eder. Hangi sıklıkla ve hangi zaman aralığı için yapılmalı? Dergiler
arasındaki kalite farkları var mı? İlk yılında on kez indirilen makale mi, 100 kez indirilen makale
mi değerli? Makalelerin indirilme oranları bilimsel değeri veya önemi hakkında bilgi verir mi?
Kullanıcı makaleyi indirir, ama okumaz ise ‘kullanmış’ olur mu?
17
TÜRK TIP DİZİNİ
Derginin teknik değerlendirmeleri kapsamında; etki faktörü (impact factor), iki yıllık/beş yıllık
etki faktörü, dergi “self” atıflar ele alınarak incelenmeli, multidisipliner dergilerin bu özelliklerini bilimsel bir paylaşım ortamı oluşturmak konusunda etkin kullanmaları gerekir.
Son Söz
Yazarlar evrensel bilime katkıda bulunmak veya akademik kariyer basamaklarını tırmanmak
için makale yazmaktadırlar. Hareket noktası ne olursa olsun harcanan emek göz ardı edilemez. Kendileri de birer araştırmacı olan editör ve danışmanların bu gerçeği yadsımamaları
gerekir. Bunun yanı sıra unutulmamalıdır ki bir derginin bilimsel standardı ve kalitesi, editörün
ve danışmanların o dergide yayınlanması istemi ile gönderilen makaleleri inceleyip değerlendirirken verdikleri emek ve harcadıkları zaman ile doğru orantılıdır.
Kaynaklar:
1.
2.
3.
4.
18
Gökçe Kutsal Y: Editör Sorumluluğu. içinde:Yılmaz O (Ed):Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2004,
TÜBİTAK matbaası, Ankara, 2004, s:135-42.
Gökçe Kutsal Y: Editörün katkı ve sorumlulukları. içinde: Yılmaz O (Ed):Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık
-2006, Openajans.Ankara, 2006, s:67-72.
The Responsibilities of Medical Editors http://www.wame.org/resources/policies#definition.
Thomson Reuters Releases New Journal Citation Reports. http://thomsonreuters.com/content/press_
room/science/350008.
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
EDİTÖR BAĞIMSIZLIĞI
Gülfem E. ÇELİK
Dergi editörünün çeşitli boyutta sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklardan bazıları;
• Gelen yazıların derginin hedefine uygunluk yönünden ilk değerlendirmeden geçirilmesi
• Bu aşamayı geçen yazıların hakemlik süreçlerinin yürütülmesi/organize edilmesi
• Dergi /makale evrakların tamamlanması ve takip edilmesi
• Yayınevi ile iletişim içinde olunması
• Endüstri ile iletişimde olma
• Hakem görüşleri ve editoryal kurul görüşü sonrası yazının kabulu/reddine karar verilmesi.
• Kabul edilen yazıların yayın için sıralanması gibi aşamalar şeklindedir.
Bunlar işin teknik ve idari yönünden önemli kısımları gibi görünmekle birlikte bütün aşamalarda en önemli kısım editörün etik ilkeler içinde davranması ve tarafsızlığını koruyarak kararlar verebilmesi son derece önemlidir. Bu, çok ince bir çizgidir. Editörün etik uygulamada
hatasının olması veya tarafsızlığını bozması derginin geleceğini ve güvenilirliğini direkt olarak
olumsuz etkileyen faktörler arasındadır.
Bir yayında editör için yapılan bir tanımlama iyi bir editörü çok iyi tariflemektedir. “If they are
doing their jobs well, they should give no favours and should have no friends” “Eğer işlerini iyi
yapıyorlarsa, kimseye iyilik yapmamalı ve arkadaşı olmamalı”. Bu cümleler gerçekten de editörün tarafsızlığını ve bağımsızlığını çok iyi ifade etmektedir.
Tarafsızlık ve bağımsızlık aslında iç içe geçmiş ve birbirini tamamlayan terimlerdir. Editör
bağımsızlığı editöryal sürecin herhangi bir aşamasında karar verme yetkisinin dış ve iç etkilenmelerden bağımsız olarak editörün kendisinde olmasını kapsar. Tarafsızlık ise yukarıdaki
orijinal ifade de belirtildiği gibi iyilik yapmayan ve arkadaşı olmayan özel bir durumu tarifler.
Aslında editör birey değil bir kurumdur.
Günlük pratikte editörün tarafsız ve bağımsızlığını bozan iç ve dış etkiler olabilmektedir. Bu
etkiler dergi sahibinden, derginin sahibi bir dernekse dernekten, yayınevinden, endüstriden
ve yayın sahibi kişiler veya meslektaşlardan olabilir. Editör bağımsızlığını bozabilecek durumlara örnekler incelenecek olunursa;
Dergiye gönderilen bir makale ile ilgili karar aşamasına müdahale: Burada yukarıda sayılan
tüm kişi ve kurumlar söz konusu olabilir. Bu kabul edilmeyen bir makalenin kabul için yeniden
ele alınması olabileceği gibi, kabulunu kolaylaştıracak başka önerilerin getirilmesi şeklinde
olabilir. Ya da kabul edilmiş bir makalenin basım sırasının öne alınması için talep olması şek-
Prof. Dr. Gülfem E. ÇELİK - Türk Tıp Dizini Komite Üyesi
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi. İmmünoloji ve Allerji Bilim Dalı Tıp Eğitimi Anabilim Dalı - ANKARA
gulfemcelik@gmail.com
19
TÜRK TIP DİZİNİ
linde gerçekleşebilir. Amerika Birleşik Devletlerinden yapılan bir araştırmada 33 dergi editörünün 23’ü (%70) tam bir bağımsızlık hissederken kalan grup karar verme sürecinde üzerlerinde
bazı baskılar hissettiklerini bildirmişlerdir.
Editöryal bağımsızlığı korumak için neler yapılmalıdır?
Editör bağımsızlığının korunması için neler yapılabilir? Dünya tıbbi editörler birliğinin bu konudaki önerileri aşağıda listelenmiştir.
1. Editörün işe alınmadan (başlamadan) önceki sürecinde editörün görevleri, sorumlulukları, işbirliğinin kuralları, çıkar çatışması yaratacak durumların neler olduğu ve nasıl
çözüleceğinin net tarif edildiği ve üzerinde hem editör hem de dergi sahibi tarafından
uzlaşmaya varılan bir anlaşma (sözleşme) imzalanması. Bu anlaşma dergi okurları ile de
paylaşılmalıdır.
2. Editör derginin bilimsel içeriği üzerinde tam bir yetki sahibi olmalıdır. Dergi sahipleri
bu sürece etkileyecek (karar, seçim, edisyon) hiç bir girişimde bulunmamalı, veya bunu
sağlayacak ortam yaratmamalıdırlar.
3. Editör kararı tamamen gelen makalenin değerine ve dergi okur grubunun ilgisini çekme
durumuna göre olmalıdır. Bu kararda finansal veya dergi sahibinin çıkarları (ters düşen
durumlar gibi) göz önüne alınmamalıdır. Editör izole olabilmeli, mesafe koyabilmeli ve
yayınla kişisel, profesyonel veya finansal bir bağlantı içinde olmamalıdır. Editör kendi
kişisel düşünce ve görüşlerini bir tarafa bırakmalıdır. Gelen her yayına objektif ve belirli
kurallar çerçevesinde bakmalıdır. Editörün kararında makalenin kalitesi ve okuyucuya
katkısı ön planda olmalıdır.
4. Editör bilimin tüm boyutları ile tartışılabilmesi için farklı perspektifteki makaleleri de
dergi sahibinin ticari amaçları ile ters düşebilecek olsa bile yayınlamaktan çekinmemelidir. Editör tüm etkilerden bağımsız olarak etkisi olabilecek veya gereksinim duyulan bir
alandaki makalelerin yayınlanmasına öncelik verebilmeli veya birbirine zıt veriler sağlayan araştırmaları yayınlayabilmelidir. Kendi kişisel görüşüne ters hipotezleri savunan
makalelere de aynı mesafede durabilmeyi de başarmalıdır.Aslında bu ilkesel olarak editörlerin mutlaka savunması ve koruması gereken haklarıdır.
5. Editör makalelerin ve derginin ticari kaygı veya çıkar çatışması durumlarında neler yaptığı
konusunda açık ve şeffaf olmalıdır. Çıkar çatışması beyanları her durumda belirtilmeldir.
6. Henüz ülkemiz için çok geçerli olmamakla birlikte editörün dergi sahibi tarafından işten
çıkarılma sebebi yukarıda tanımlanan nedenler olmamalıdır. Editörün işten çıkarılması
açık üst düzey yönetim ile yapılan tartışmalar sonucu açık bir gerekçeleri net belirlenmiş
bir şekilde olmalıdır.
7. Editör, yularıda tanımlanan baskılara sonu işten çıkarılma olsa karşı çıkmalı ve bu durumu korumalıdır. Bu bilimin bağımsızlığını korumak adına editörün başlıca görevidir.
Sonuç
Editörler bağımsızlıklarını bozacak dış müdahalelere maruz kalabilirler. Ancak editörün buradaki turumu son derece önemlidir. Editör ince bir yolda yürüdüğünü bilerek etik ilkelere bağlı
olarak editör bağımsızlığını sonuna kadar korumaya çalışmalıdır. Editör bu bağımsızlığını pozisyonu tehlikeye düşse bile korumalıdır. Çünkü burada asıl korunan bilimdir.
20
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
Kaynaklar:
1.
2.
3.
4.
5.
6.
http://www.wame.org/resources/policies#independence
Lapeña JF. Editorial independence and the editor-owner relationship: good editors never die, they just
cross the line. Singapore Med J. 2009;50:1120-2.
Reid T. Could CMAJ happen at CFP? Report on editorial independence from a former scientific editor.
Can Fam Physician. 2006 ;52:830-1, 836-7
Drazen JM. Editorial independence at the BMJ: NEJM editor says facts in letter are wrong and accusations
reckless... BMJ. 2004 11;329:624.
Davis RM, Müllner M. Editorial independence at medical journals owned by professional associations: a
survey of editors. Sci Eng Ethics. 2002;8:513-28.
Smith R. Another editor bites the dust. Trust is needed to balance editorial independence and
accountability. BMJ. 1999; 31;319:272.
21
TÜRK TIP DİZİNİ
22
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
EDİTÖR VE EDİTÖRLER KURULU
Tulga ULUS
“Bilim adamlığı bir meslek değil, bir yaşam biçimidir”
Cahit Arf
Bilim, evreni ve evrenin davranışlarının sistematik bir şekilde deneysel ve gözlemsel olarak
incelenmesini içeren araştırmalardır (1). İnsanlığın daha iyi yaşam koşullarına ulaşmasını
sağlayacak yeni bilgilerin keşfi bilimin temel amacıdır. Bilim, kuşaktan kuşağa yayılan,
coğrafik sınırları olmayan evrensel bir mirastır. Bu nedenle üretilen bilimin paylaşılması ve
yaygınlaştırılması gerekir. Aksi halde her toplumun bu amaç için her şeye baştan başlaması
gerekir. Bu sebeple gerek sözel olarak bilimsel toplantılar, gerekse Bilimsel araştırma
sonuçlarının paylaşılması ve yaygınlaştırılması amacıyla basılı ve son yıllarda elektronik
bilimsel iletişim kanalları (süreli yayınlar, kitaplar vb.) kullanılmaya başlanmıştır.
Akademik yayıncılıkta dergi, özellikle yeni araştırmalar yayınlayarak bilimin gelişimine ve
yaygınlaşmasına destek vermeyi hedefleyen, belli zaman aralıklarında basılan, yayınlardır.
Bilimsel/akademik dergilerde yayınlanan araştırma sonuçları basım öncesinde, bilimsel
değerlendirme amacıyla alandaki diğer araştırmacılar tarafından hakem değerlendirmesine
tabi tutulur. Hakem değerlendirme sistemi bilimsel dergilerin temelini oluşturur. Bilimsel
araştırmalarda gerçekleştirilen tüm deneyler ve çalışmalara ait sonuçlar, diğer araştırmacılar
tarafından da elde edilecek sonuçların doğrulanması amacı ile aynı deney veya çalışmanın
tekrarlamasını mümkün kılacak şekilde yeterli bilgiyi içermelidir (1).
Akademik dergilerin ilk kez düzenli araştırma sonuçlarını yayınlaması, 1665 yılında Fransızca
“Journal Des Scavans” ve İngilizce “Philosophical Transactions of the Royal Society” dergilerinin
basılması ile başlamaktadır (1, 2). Geçen 350 yıl içerisinde bilimsel yayın yapan dergi sayıları
hem artmış ve hem de konu kategorilerine göre çeşitlenmiştir. Günümüzde en çok ilgi gören
indekslerden biri olan Web of Science (Thomson Reuters) veri tabanında yer alan “Science
Citation Index-Expanded” da 8400’den fazla, “Science Citation Index” de ise 3770‘den fazla
dergi yer almaktadır. Bilimsel yayıncılık, son yıllardaki teknolojik gelişimlere de paralel olarak,
basıldıkları ülkelere önemli ekonomik katkı sağlayan alanlardan biri olmuştur. Amerika Birleşik
Devletleri’nde olduğu gibi yayıncılık ve kütüphanecilik masrafları nedeniyle para harcanması
bir yana ekonomisine önemli pozitif yararlar sağlayabilmektedir (3). Ayrıca ülkede var olan,
üretilen ve üretilecek olan bilginin, sosyoekonomik açıdan gerçekçi bir biçimde kullanılması
ile ilgili politikalar sonucu gerçekleştirilecek atılımlar için önemli planlamalar yapılmaktadır.
Ülkelerin bilim, teknoloji ve inovasyon stratejileri, ilerlemenin ve sürdürülebilir kalkınmanın
yol ve yordamını gösterecektir.
Doç. Dr. A. Tulga ULUS - Türk Tıp Dizini Komite Üyesi
Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği - ANKARA
uluss@yahoo.com
23
TÜRK TIP DİZİNİ
Akademik dergilerin amaçlarına uygun olarak işlevlerini gerçekleştirmek üzere, konusunda
söz sahibi olan kimselerden oluşan editör, yardımcı editör, editörler kurulu ve hakemlere
ihtiyacı vardır. Bunların yanında derginin yürütülmesi için bir sekreterya ve yayın faaliyetleri
için de bir yayınevine ihtiyacı vardır. Editör, fransızca “éditeur”, yayımcı, yazıları yeniden
düzenleyerek yayıma hazırlayan kimse anlamında gelir (4). Editör, dergiye gelen yazıların türü,
konusu, güncelliği, etik kurallar çerçevesinde üretilmesi ve yazılmasından basım ve dağıtıma
kadar birçok faaliyetten sorumludur. Editör, aynı zamanda, dergide bilimsel faaliyetlerin
yürütülmesinden sorumlu olan editör yardımcılarından hakemlere ve danışmanlara kadar
tüm ekibin uyumlu ve amaca yönelik bilimsel çizgide ilerlemesi sorumluluğunu üstlenmiştir.
Editör ve editörler kurulunun görev ve sorumlulukları madde madde ve son derece ayrıntılı
olarak yayınlanmıştır (5-7). Bu tanımların içinde, editörlerin bilimsel açıdan bağımsızlığı
ve hakları, derginin ekonomik olarak bağımsızlığı, derginin saygınlık ve güvenilirliğinin
sağlanması, yayın faaliyetlerinin yanında eğitici ve öğretici faaliyetlere de yer verilmesi (dergi
yönetimi, hakem eğitimleri, makale ve diğer araştırma yayınlarının ortaya çıkarılmasına yönelik
her türlü eğitici ve öğretici faaliyetlerde bulunulması), tarafsızlık ilkesinin zarar görmemesi,
ilişkilerde bilimsellik ve saygınlık hemen dikkati çekmektedir. Bu amaçlarla yayıncılık etiğini
düzenleyen COPE (Committee on Publishing Ethics), ICMJE (International Committee of
Medical Journal Editors) ve WAME (World Association of Medical Editors) gibi organizasyonlar
ortaya çıkmıştır (5).
Editör ve yayın kurulu, derginin ve yayınların okunurluğunu arttırmanın yanı sıra bu yayınların
diğer araştırmacılar tarafından atıf almasını da sağlayacak şekilde dergi politikalarını
belirlemelidir. Yazının konu alanındaki diğer yetkin araştırmacılar tarafından hakem
değerlendirme sürecinde, yazının alana katkısı, özgünlüğü, araştırmaya ait bilimsel ve teknik,
yazım ve anlatım ve yazının organizasyonu ile ilgili bilimsel öneriler getirilerek, yazı doğrudan
reddedilmek yerine yayına kazandırılacak şekilde geliştirilmelidir. Bundan yazar da dergi
kurulları da bazı eğitici ve öğretici sonuçlar çıkarmalıdır. Bu amaçla daha güncel konular,
daha özenli araştırmalar ve daha sade ve anlaşılır bir yazım önem kazanmaya başlamıştır.
Ancak bunlar olurken, belirli amaç/lara yönelik (örneğin firma reklamı, ürün reklamı vb. gibi)
olarak önemli maddi destekler veren büyük kuruluşların olanakları ile hazırlanıp süslenen
yayınlar veya daha fazla atıf almak hırsı ile bilimsellikten uzak yayın yapma isteklerine dikkatle
yaklaşılmalıdır.
Dergilerin ve yayınların okunurluklarını ve bilimsel düzeylerini değerlendirmek adına bilimsel
yayıncılık da “etki faktörü” ve benzeri önem kriterleri zaman zaman gündeme gelmektedir.
Hedef, dünya yayıncılık ailesinin bir üyesi olmak ve yüksek bilimsel etkinlik olduğunda,
yayınlanan derginin ilkeleri her yönüyle evrensel ölçekler düşünülerek ortaya konulmalıdır.
Sosyoekonomik ve kültürel olayların etkileri de unutulmamalıdır (8, 9).
Editörlük kurumu ağır sorumluluk ve emek isteyen bir iştir. Güçlü dergilerin ve yayınevlerinin
olması, bunların uluslar arası kurallara göre çalışarak, eğitim ve öğretim faaliyetlerini de ön
plana çıkaracak şekilde bilim platformlarında bir araya gelmesi beklenen sonuçtur. Ülkenin
bilim faaliyetlerinde önemli bir yer tutan bu kurumların devamlı olarak yeni proje ve atılım
göstermeleri gerekir. Aksi halde yeni atılımlar veya ilerlemeler beklenemez. Akademik
24
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
yayıncılık ilk ortaya çıkışından bu yana çok önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Bunların ilersindeki
ufku görebilmek bize yeni dünyaların kapısını aralayabilecektir. Bütün bunlar sonuçlandığında
üretilen ürünün akademik yükseltmelerde önemli bir yere sahip olması ve sonuçlarının takip
edilmesi, bu konudaki çabaları olumlu yönde arttıracaktır.
Ülkemiz için hedeflerimizi sıralarken; en iyi veri tabanlarında indekslenmiş, en çok okunan ve
atıf alabilecek bir dergide yayın yapmaktan, böyle bir derginin oluşturulmasına veya böyle
bir uluslararası indeksin oluşmasına kadar geniş bir yelpaze düşünülmelidir. Bilimsel
yayınlarımızın ekonomimize hızla üretim olarak dönebilecek araştırmalardan daha çok
oluşmasına önem vererek patent ve son aşama olan daha iyi bir yaşam için üretimi, yani ilk
başta belirtildiği gibi bilimin son hedefi unutulmamalıdır.
Kaynaklar:
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim
Harcourt B. History and the Learned Journal. Journal of the History of Ideas. 1972;33(3):365-78.
Birici HG. Türk Kütüphaneciliği. 2009;23(3):586-601.
Türk Dil Kurumu, Büyük Türkçe Sözlük. http://tdk.org.tr/TR/Genel/BelgeGoster.
Yalman A. Editör sorunları ve sorumlulukları. (içinde) Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık. ed.Yılmaz O.
TÜBİTAK matbaası. 2005;270-8.
Oktar N, Akdal G. Editörün sorumluluğu ve bağımsızlığı. (içinde) Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık. ed.
Yılmaz O. Openajans 2009:139-41.
Kutsal YG. Editörün katkı ve sorumlulukları. (içinde) Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık ed.Yılmaz O.
TÜBİTAK matbaası. 2006;67-72.
Yıldızeli A, Bahşişoğlu H K: Bilimsel iletişimde editörün rolü. Bilimsel İletişim ve Bilgi Yönetimi. Ankara12-14
Ekim 2006. Bildiriler ÜNAK’06 içinde, A Yıldızeli- H K Bahşişoğlu (ed). Ankara: ÜNAK, 2008. 249-61.
Kerin RA. In pursuit of an ideal: the editorial and literary history of the journal of marketing. J Marketing
1996;60:1-13.
25
TÜRK TIP DİZİNİ
26
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
SÜRELİ YAYIN OKURU NE İSTER?
Canan ULUOĞLU
Sağlık Bilimleri alanında hizmet veren herkes, kuşkusuz Sağlık Bilimleri süreli yayın okuru
olabilir. Ancak hizmet alanlarını kabaca iki bölümde değerlendirirsek, beklentilerini de
çeşitlendirmek mümkün olabilecektir. Bir bölüm sağlık çalışanı akademik kadrolarda yer
almakta, ya da akademik yükseltme beklentisi içinde olmakta iken, bir bölümü yalnızca
rutin hizmet alanında çalışmakta ve akademik yükseltme amacı ile yayın yapma kaygısı
taşımamaktadır. Bu anlamda aslında 2 tür okuyucu vardır:
1. Süreli yayınların yalnızca okuru olanlar
2. Süreli yayınların hem okuru, hem yazarı olanlar
Süreli yayınların yalnızca okuru olanlar, olasılıkla akademik kadrolarda yer almayan ya da
almayı beklemeyen, kendi adına araştırma yapma ve/veya makale yazma beklentisi olmayan
ve bu nedenle de, okuduğu makalenin yalnızca “günlük pratiğinde ne işe yarayacağı” ile
ilgilenen bir kesimdir. Günlük pratiğinde karşılaştığı bir sorunu ya da merak ettiği bir konuyu
aramak için süreli yayın okumak isteyebilecektir. Süreli yayınların hem okuru, hem yazarı
olanlar ise daha çok akademik kadrolarda yer alanlardır ve sürekli olarak “bilimsel data üretmek
zaten görevleri”nin bir parçası olduğundan, hem varsa günlük pratiklerine katkı amacı ile hem
de ilgi ve araştırma konularında yayın yapmak amacı ile süreli yayınları okumak durumunda
olan insanlardır. Bu bağlamda, söz konusu iki grubun, süreli yayın okuru olarak beklentileri
açısından farkları olabileceği gibi ortak noktaları da vardır.
Aşağıdaki başlıklarda, süreli yayın okurlarının olası beklentileri, bütünüyle kendi bakış
açımdan olacak şekilde tek tek ele alınmıştır. Bunlar kısaca şu şekilde özetlenebilir:
Süreli yayın, belirtilmiş olduğu tarihlerde düzenli yayınlanmalıdır: Yayın hayatı zaman
zaman kesintiye uğrayan ya da bir yıl öncesi tarihli yayınları, bir yıl sonra gecikmeli olarak
okuyucularına ulaştırabilen bir dergi güvenilir olamayacaktır.
Dergiler format olarak iyi hazırlanmış, kolay okunabilir olmalıdır: Okuyucu dergiyi eline
aldığı zaman özenli hazırlanmış bir sayfa düzeni ile karşılaşmalı, kolayca takip edebilmeli, aradığı
detaylara ulaşabilmelidir. Örneğin dergiye makale gönderecek olan kişiler için “yazarlara bilgi”
notunun tüm soruları cevaplayacak şekilde hazırlanmış olması, basılı makalelerin bir yerinde
makale geliş/kabul tarihlerinin belirtilmiş olması önemlidir.
Dergi, yaşadığımız ülkenin sorunlarına, güncel konularına yer vermeli, uzmanlık
alanlarına yönelik spesifik başlıklarda olmalıdır: Özellikle belli rutin bir hizmetin verildiği
sağlık alanlarında çalışanlar, günlük pratiklerinde bu bilgilerden yararlanmak isteyeceklerdir.
Ulusal dergiler bu kapsamda önemli bir görev üstlenmektedir.
Prof. Dr. Canan ULUOĞLU - Türk Tıp Dizini Komite Üyesi
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı, ANKARA
culuoglu@yahoo.com
27
TÜRK TIP DİZİNİ
Yayınlanan makalelerin doğru ve güvenilir olduğundan emin olunmalıdır: Süreli yayın
okuru her şeyden önce nitelikli yayın ister. Bu da öncelikle doğru ve güvenilir olma ile
gerçekleşebilir. Bunun için;
• Dergiler, uzmanlık alanına göre belirlenmiş geniş bir hakem kurulu ile çalışmalı ve hakemler alanında deneyimli olmalıdır.
• Makaleler, editör ve hakem kurulu tarafından kapsamlı şekilde değerlendirilmiş olmalıdır. Bu bağlamda bir makalenin birden fazla kişi tarafından gözden geçirilmiş olması
önemlidir.
• Doğru istatistik değerlendirmelerin, doğru örneklem büyüklüklerinin kullanıldığı, doğru
bir metodoloji ile kurgulanmış çalışmalar ancak doğru sonuçlar verecektir (1). Sonuçların güvenilirliği açısından “gereç ve yöntemler” in çok iyi değerlendirilmiş olması en
önemli noktadır.
• Olası çıkar çatışmaları belirtilmiş olmalıdır.
• Editörün ve yayın kurulunun tarafsız olduğundan emin olunmalıdır.
Dergiler kolay ulaşılabilir olmalıdır: Kolayca ulaşılamayan dergiler ne kadar kaliteli olsalar
da okuyucu için anlam ifade etmeyecektir. Özellikle, uzmanlık alanlarına spesifik, uluslararası
ya da ulusal düzeyde kabul görmüş ve etki faktörü yüksek dergilere ulaşım çok önemlidir.
İlgilenilen konuda çıkmış tüm yayınlara kolayca ulaşabilmek de gereklidir. Günümüzde
elektronik dergilere erişim daha kolay olmaktadır. Kurumların bu anlamda, erişimi
kolaylaştıracak anlaşmaları yapmaları, sağlık çalışanları için iyi bir fırsat olabilir.
Makalelerin konusu güncel, önemli, dikkat çekici olmalı ve kişiyi okumak konusunda
heyecanlandırmalıdır: Tüm okuyucular güncel bilgilere, yeni araştırmalara en kısa sürede
ulaşmak isterler. Bu hem okuyucuların günlük pratiklerine bazı bilgileri yansıtmaları için hem
de ilgi alanlarında yapılan araştırmaları yakından takip edebilmek için gereklidir. Güncel,
tartışmalı, üzerinde yoğun araştırmaların olduğu ya da günlük pratikte sorun olmaya devam
eden bazı konular bu kapsamda değerlendirilebilir.
Makaleler akıcı bir dilde kaleme alınmış ve kolay okunabilir olmalıdır: Aslında bu başlık
da, iyi bir hakem değerlendirmesi anlamına gelir ve makalenin bölümleri özelinde her bir alt
başlığın doğru hazırlanmış olmasını gerektirir. Bunlar da sırasıyla:
• Başlık/Özet: Makalenin başlığı tam olarak ne yapıldığını/araştırıldığını ifade etmeli, özet
makalenin ana içeriğini kapsamalı ve varsa bulguların yeniliği vurgulanmalıdır. Okuyucuların binlerce başlık arasından yola çıkarak belli başlıkları seçtiklerini düşünürsek, başlık makalenin vitrini gibi kabul edilebilir. Kısa, bilgi verici ve çekici olmalıdır (2). Vitrinin
çekiciliğine kapılmış bir kişi için ikinci adım vitrine daha detaylı bakmak, yani özeti okumak olacaktır. İyi yazılmış ve gereksiz detay içermeyen bir özet ise, makalenin tümünü
okuma konunda istek uyandıracak, bir anlamda kişiyi mağazanın içine yönlendirecektir.
• Giriş/Yöntem/Sonuçlar/Tartışma: Tüm bu alt başlıklar akıcı, gereksiz detay içermeyen
şekilde düzenlenmiş olmalı, sonuçlar basit, anlaşılır tablo ve grafiklerle sunulmalı, tartışma bulguların anlamı üzerine odaklanmalı, araştırmalarda ya da klinik pratikte bundan
sonra neyin değişeceği söylenmiş olmalıdır.
28
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
Yayın dili İngilizce olan ulusal dergilerde Türkçe bir özet bulunmalıdır: Okuyucu bu
sayede en azından Türkçe özete ulaşarak fikir sahibi olabilir.
Makaleler yeni bir şeyler söylüyor olmalıdır: Klasik kitaplarda olan ya da bilinen eski
bilgilerin tekrarı niteliğinde olan konular süreli yayın okuyucusunun ilgisini çekmeyecektir.
Özellikle “Wikipedia” gibi internet sitelerinden bilgi edinmenin mümkün olabildiği konularda
süreli yayın okumak gereksizdir.
Kaynaklar güncel olmalıdır: Kaynakların güncelliği hem yazarların hem de hakemlerin
dikkatli değerlendirmesini gerektirecek bir başka konudur.
Dergiler, ulusal ve uluslararası indekslerde dizinlenmelidir: Bu durum, hem dergiye kolay
ulaşım sağlayacak hem de atama ve yükseltmelerin gerçekleştirilmesinde önemli olacaktır.
Kanıt değeri yüksek makalelere yeterince yer verilmelidir: Dergilerde, meta analizler,
randomize kontrollü denemeler, karşılaştırmalı çalışmalar, büyük olgu serilerine dayalı
bulgular sıkça yer almalı, okuyucuların tartışmalı konular hakkındaki bilgisi artırılabilmelidir.
Derlemeler yolu ile kısa sürede etraflı bilgiye ulaşılabilmelidir: Alanında söz sahibi kişilerce
yazılmış derlemeler, belli bir konu hakkında kolayca toplu bir bilgiye ulaşmayı mümkün kılar.
Süreli yayınlar, belli bir bilim dalında, belli çalışma gruplarının raporlarına yer
vermelidir: Birçok bilim dalında, belli konularda güncellemelere gereksinim vardır. Bir bilim
dalında öncülük yapan kişilerin veya yetkili çalışma gruplarının yaptığı güncellemeler o alanda
çalışan kişilere ışık tutar. Bu çalışma gruplarının raporları kimi zaman konunun ana bir özetini
çıkarmakta, kimi zaman ise belli sınıflamaları yapmaktadır. Bu anlamda, hem günlük pratikte
ilgili kişilere perspektif çizer hem de alandaki çalışmalara/araştırmalara yön verir.
Belli bir bilim dalında yazılmış yeni bir kitabın veya ana kitapların yeni basımlarının,
alanın öncüsü kişiler tarafından analiz edildiği yazılara yer verilmelidir: Bu tür analizler,
o alanın okuyucusu olan kişilere ışık tutacak ve doğru tercihler yapmasını kolaylaştıracaktır.
Pratik tedavi kılavuzlarına yer verilmelidir: Özellikle rutin hizmet vermekte olan
branşlardaki kişiler için güncellenmiş kılavuzlara hızlı ulaşım çok önemlidir.
Tedavilerin mediko-legal yönleri hakkında bilgi veren yayınlara yer verilmelidir: Sağlık
çalışanlarının, uyguladığı tedaviler sırasında ortaya çıkan hukuksal sorunların neler olduğu ve
yaptırımları konusunda bilgi sahibi olmak son derece önemlidir. Süreli yayınlar, kendi alanında
bu tür yazılara yer vererek okuyucunun önemli bir gereksinimini karşılayabilir.
Sonuç olarak, süreli yayın okurlarının, yukarıda özetlenmeye çalışılan olası beklentilerine
genel olarak bakıldığında, bir dergiyi okunur kılan şeyin, “yazarlar kadar editörlerin pozitif
nitelikleri” olduğu dikkat çekmektedir. Editörler; editör yardımcıları, yayın kurulu ve danışma
kurulu ile bir bütün olarak derginin içeriğini ortaya çıkarmaktadır. Editörlerin bu anlamda,
yüksek kalitedeki makaleleri yayınlama konusunda bir sorumluluğu vardır. Her ne kadar
29
TÜRK TIP DİZİNİ
bu sorumluluk, yüksek kalitede makale başvurusu ile doğru orantılı olsa da, editörler ve
danışmanların tespitleri, yönlendirmeleri ve çabası ile daha iyi sonuçlar alınabilir. Öte yandan
tamamen, yazarların yayın sayısını artırmaya veya yeni projeleri için destek bulmaya yönelik
olarak dergilere gönderdiği ve okuyana/bilime katkı sağlamayan makaleleri yayınlamak, hem
süreli yayın okuyucusu için bir şey ifade etmeyecek hem de belki yanlış bazı bilgilerin doğru
sanılmasına neden olacaktır. “Journal of Urology” Dergisinin editör yardımcısı olan Joseph A.
Smith makalesinde böyle bir duruma işaret etmektedir (3). 1998 yılında Lancet’de, kızamık,
kabakulak ve kızamıkçık aşısı (MMR vaccine) ile otizm arasında ilişki olduğunu belirten bir
yayının ardından pek çok ailenin aşı firmasına davalar açtığını, ancak 10 yıl sonra bu araştırmanın
doğru olmadığının anlaşılması üzerine Lancet’in makaleyi geri çektiğini ancak, 10 yıl boyunca
pek çok kişinin yanlış bilgilendirildiğini belirterek “1998 yılında makaleyi değerlendirenler
neredeydi?” diye sormaktadır. Editörler bu anlamda, halka ve bilim dünyasına doğru ve
güncel bilgileri ulaştırmak konusunda önemli bir görev üstlenmişlerdir. Yine etik konulara
ne denli uyulduğu konusundaki sorgulama da editörlerin sorumluluğundadır. Elbette süreli
yayın okurları da, okuyacakları makaleleri seçme konusunda sorumluluk üstlenmelidirler
ve “bilimsel makaleleri kritik yönden değerlendirme, eleştirel gözle okuma” alışkanlıkları
olmalıdır (4).
Editör özelinde dergi ekibinin özenli ve özverili çalışmaları, doğru yazı ile buluştuğunda her
zaman okurun ilgisi ile karşılaşacaktır.
Kaynaklar:
1.
2.
3.
4.
30
Röhrig B, du Prel JB, Blettner M. Study design in medical research: part 2 of a series on the evaluation of
scientific publications. Dtsch Arztebl Int. 2009;106:184-9.
Peh WC, Ng KH. Title and title page. Singapore Med J. 2008;49:607-8.
Smith JA Jr. Scientific publications: let the reader beware. J Urol. 2010;183:1665-6.
du Prel JB, Röhrig B, Blettner M Critical appraisal of scientific articles: part 1 of a series on evaluation of
scientific publications. Dtsch Arztebl Int. 2009;106:100-5.
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
SÜRELİ YAYIN SAHİPLERİ, YAYINCILAR VE EDİTÖRLER
ARASINDAKİ İLİŞKİ NASIL OLMALIDIR?
Ömer UĞUR
Ülkemizde tıp alanındaki süreli yayın sahipleri arasında uzmanlık dernekleri önemli bir yer
almaktadır. Hatta bazen dernek yönetim kurulu başkanları hem derginin sahibi hem de baş
editörü olmaktadırlar. Dernek yönetim kurulu 2 ya da 3 yıl sonra genel kurulda seçimle değişince dergi editörleri de değişebilmektedir.
Oysa bir derginin sağlıklı gelişebilmesi için editörlüğün sürekliliği gerekmektedir. Bunun başarılabilmesi için de editörün dergi sahibinden farklı bir kişi olması önemlidir. Editörün sürekliliğinin sağlanabilmesi ve her yeni seçilen yönetim kurulu ile birlikte değişmemesi için dergi
editörünün ve yayın kurulunun nasıl belirleneceğine dair bir yönergenin uzmanlık derneğinin
genel kurulunca onaylanması doğru olacaktır.
Editörün sürekliliği kadar dergiyi yayınlayacak yayınevi ve makale kabulünden basım aşamasına kadar geçen süreci kontrol edecek teknik personelin sürekliliği de önemlidir. Yayıneviyle
yapılacak sözleşme en az 4 ya da daha uzun süre olması süreklilik açısından yararlı olacaktır.
Yayınevleri ile uzun süreli yapılan anlaşmalarda, uzmanlık derneğinin ileride mağdur olmaması için sözleşme koşulları çok dikkatli belirlenmelidir. Ayrıca dergi sahiplerinin çalışma kurallarını da belirleyip editor ile de ayrı bir sözleşme yapmaları gerekmektedir.
Dergi sahibi editörün makale değerlendirmesi, yayının kabulü ve derginin bilimsel içeriğine
müdahele etmemeli ve bu konuları tamamen baş-editöre bırakmalıdır.
Dergi sahibinin asıl görevi editörle uyum içinde ve uzmanlık derneğinin yönetim kurulu ile
eşgüdümlü olarak derginin uzun dönem yayıncısını/yayınevini belirlemek amacıyla gerekli
ihaleyi gerçekleştirmek ve derginin yayınlanmasını sağlayacak maddi kaynakları bulmak olmalıdır. Dergi sahibi, editörün tüm dikkatini makalelerin değerlendirilmesi ve yayın kalitesini/
bilimsel içeriğin yükseltilmesine odaklanmasını sağlayacak şekilde diğer tüm sorunların çözümünü üstlenmelidir. On-line yazı kabul sistemleri, makalelerin basıma hazırlanması, “copyediting”, redaksiyon gibi konularda karşılaşılacak sorunları en iyi hizmeti alacak şekilde çözmelidir.
Prof. Dr. Ömer UĞUR - Türk Tıp Dizini Komite Üyesi
Türkiye Nükleer Tıp Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nükleer Tıp Anabilim Dalı - ANKARA
ougur@hacettepe.edu.tr
31
TÜRK TIP DİZİNİ
32
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
SÜRELİ YAYIN KAPSAMINDA YER ALAN MAKALE
TÜRLERİNİN DAĞILIM DENGESİ NASIL OLMALIDIR?
Deniz ERBAŞ
Akademik dergiler olarak süreli yayınlar bilim insanlarının ortaya koyduğu hipotezi laboratuar
ortamında yaptığı araştırmayla elde ettiği sonuçları ilgili ve diğer bilim ortamlarına ulaştırma
olanağı sunar. Bilimsel süreli yayınlar bilim insanlarının çalışmalarını aktardıkları, çalışma
yöntemlerini paylaştıkları doğruluğu denetlenebilir konumda sundukları iletişim araçlarıdır.
Katkı ve eleştirilerin bu yolla alınmasında, ilgili bilim alanında gelişmeler hakkında bir takım
sonuçlar elde etmek için de bir aracıdır (1, 2).
2010 yılı itibarı ile GSMH içindeki ARGE oranı %8.4 olarak gerçekleşmiştir. Üniversiteler ARGE
faaliyetlerinde önemli yere sahiptir. Oysa ki İngiltere için bu hedef 2014 için %2.5 olarak
belirlenmiştir. Tam zamanlı ARGE personeli 2009’a göre 2010 da %11.3 oranında artmıştır.
Doktora dereceli bireyler, toplumsal ilerleme, bilgi ve teknolojinin yayılımı açısından önemli
katkıları olacağı öngörülen, özellikle araştırma yapmak üzere eğitilmiş kişilerdir. 2009 yılı
itibarı ile en fazla doktoralı grup tıp ve sağlık bilimlerindedir. Yine en küçük yaş grubu 31,5
ile tıp ve sağlık bilimlerinde yer almaktadır. Buda bu grubun oldukça yüksek bir araştırma
potansiyelini göstermektedir (3).
Gerek doktora süreçlerinde yapılan tez çalışmaları, gerekse daha ileri dönemlerinde
yapacakları araştırmalar bu dinamik kesimin yayınlayacağı bilimsel süreli yayınlara gereksinimi
arttıracaktır.
Ülkemizde 2500 dolayında dergi yayınlanmakta bunların 1/3’ünü akademik dergiler
oluşturmaktadır. Süreli yayınlar, bilim kurum ve düşüncesinin gelişmesine önemli katkıda
bulunmaktadır. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi bilgiyle ve bilgi üretimi ile ölçülürken bunun
yayılmasına aracılık eden süreli yayınların rolü çok önemlidir (4, 5).
2003 yılı itibarı ile 349 dergi Tıp, Hemşirelik, Eczacılık, Diş Hekimliği, Veterinerlik, Çocuk Gelişimi
ve Eğitimi, Sağlık Yönetimi gibi sağlık alanlarında yayınlanmakta olup çoğunluğu araştırma
derleme, ikinci sırada olarak araştırma özellikli dergiler olarak tesbit edilmiştir (5).
Yine süreli yayınların çoğunluğu dallara ilişkin özel, geri kalanı ise genel konulu dergiler olup
uzmanlaşmayı işaret etmektedir (6).
Süreli yayınlarda yazı türlerinin sıralanışı önemli olup aynı düzende çıkılmasına özen
gösterilmelidir (7).
Prof. Dr. Deniz ERBAŞ - Türk Tıp Dizini Komite Üyesi
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı - ANKARA
derbas@gazi.edu.tr
33
TÜRK TIP DİZİNİ
İdeal bir dergide yer alması arzu edilen çalışmalar olarak %96.7 ile araştırmalar, %91.7 ile olgu
sunumu, %81.7 ile derlemeler gelmektedir (8).
Bir araştırma yayınlandıktan sonra tamamlanmakta ve bilginin paylaşılması diğer araştırıcılara
katkı sağlaması açısından çok önem taşımaktadır. Süreli yayınlarda okuyucu, bilimsel düzey,
güvenirlik, etki değeri gibi konulara önem vermekle birlikte günlük hekimlik bilgilerine yer
verilmesin de arzu etmektedir (8).
Yayınların özellikleri arasında orijinalliği olduğu kadar etki değerinin yüksekliği önem taşır.
Yaşam bilimlerinde birkaç yıl içinde alınan atıfların çok arttığı ve bu açıdan öneminin daha
çabuk kamu ile paylaşıldığı gözlenmektedir (9).
Bu açıdan dergilerde yer alacak yayınların bilimsel düzeyi önem taşımakta ve bunun
sağlanamaması halinde yayın hayatını sürdürememektedirler (10).
Akademik yükseltmelerde Türkiye de yayınlanan dergilerde yapılan yayınların istenmesi
ülkemiz süreli yayınlarındaki yayın niteliğini ve sayısını arttırıcı katkıda olacaktır (11).
1980’li yıllara gelirken bilimsel dergilerdeki yayınların daha çok olgu bildirileri ve derlemeler
şeklinde olduğu dikkat çekmektedir. Türkiye kaynaklı dergiler yayın bulmakta güçlükle
karşılaşıyor ve zamanında çıkamıyordu. Hakemli dergiler 1990’lı yıllarda arttı.
Toplumların zenginliği bilgi ve teknoloji üretimi ile doğru orantılıdır. Yaşamdaki her türlü
gelişim, sağlıktaki gelişmeler de bilgi birikimi ve araştırmaların ürünüdür. Bu açıdan da
ülkemizde en az iki hakemin incelemesi ile yayınlanan çalışmalar belirtilen gelişmeler için
kaynak teşkil edecektir. Sağlıkla ilgili her alanda bu tür dergilerimiz bulunmaktadır (12).
Yüksek yarışmalı dünya pazarında sürdürülebilir ekonomik kalkınmışlık bilgi üretimi ile direkt
bağlantılıdır. Yayın sıralamasında ve bilime etki sıralamasında 19 ve 22. sıraları paylaşan Çin
ve Hindistan’da gelişmeler karşılıklı olarak araştırma alt yapılarını ve destekleri arttırmak ve
Bangalore software olgusu ile sağlanmıştır (13).
Türk Bilim insanlarının bilim dünyasına katkı vermek açısından en çok oranda Tıbbi bilimlerin
geldiği gözlenmektedir (14).
Bilimsel etkinliği göstergesi olarak atıflar ve h indeks iyi bir veri olmaktadır. Bu çerçevede
Nobel Fizyoloji Tıp ödülü alanlar incelendiğinde:
2010
2009
2009
34
Robert G. Edwards
h index: ………………………48
Elizabeth H. Blackburn
h index:…………………………64
Carol W. Greider
h index: ………………………...57
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
2009
2008
2008
2008
2007
Jack W. Szostak
h index:……………………….70
Harald zur Hausen
h-index :………………....48
Françoise Barré-Sinoussi
h-index :…………………..27
Luc Montagnier
h-index :……………………71
Mario R. Capecchi
h-index :…………………..64
olarak karşımıza çıkmaktadır. Yine
1998
Furchgott RF
h-index :………………….28
1998
Louis J. Ignarro
h-index :………………… 82
1998
Ferid Murad
h-index :……………….77
(Web of science incelemesi)
Nitrik oksit ve EDRF ile ilgili çalışmalarından ötürü ödüle layık görülmüş ve Ignarro LJ, Buga
GM, Wood KS, et al. endothelium-derived relaxing factor produced and released from artery and
vein is nitric-oxide source: proceedings of the national academy of sciences of the United States
of America volume: 84 issue: 24 pages: 9265-9269 published: dec 1987 araştırması ile 3171 atıf
almıştır.
2001-2011 yılları arasında The New England Journal of Medicine yayınları incelendiğinde
2074 araştırma, 786 derleme, 1485 Klinik Olgu çalışmasının yer aldığı gözlenmektedir (15).
Araştırma ve araştırmacı ve bilimsel yayın birbirinden ayrılamaz bir üçgenin parçalarıdır.
Böyle bir üçgende her üç unsur birbirini etkileyerek daha üst seviyelere yükseltecektir. Bu
nedenle süreli yayınlarda araştırma (deneysel veya klinik) ön planda gelen amaç olmaktadır.
Tüm yeniliklerin iyi araştırma ve onun yayınlanması ile elde edilecek sonuçlara bağlı olacağı
gerçektir. Süreli yayınlarda araştırma nitelikli yazıların varlığı bu nedenle önemlidir. Diğer
konularında bilimsel arenadaki önemleri yadsınamaz. Derlemeler bir konudaki bilgilerin
toplanarak sunulması ile; olgu bildirimleri de önceliği olan farklı bir olguyu açıklamaları
açısından önem taşır. Ancak bir süreli yayındaki varlıkları düşünüldüğünde araştırma ön
planda gelmektedir. Çünkü bir yeni bilgiyi laboratuar ortamında tekrarlı bir şekilde sınayarak
sunmaktadır. Türk Tıp Dizini indekslediği dergilerde, araştırma yazılarını en az %50 olarak
belirleyerek bilime yenilik getirecek olan çalışmaların yer aldığı dergileri özendirmektedir. Diğer
%50’lik oran içinde derleme ve vaka takdimleri yer alabilecektir. Bu konuda Üniversitelerarası
Kurul ve Üniversitelerin de destekleri olduğunda (akademik yükseltmelerde ülkemiz kaynaklı
dergilerde yayın yapma zorunluluğu getirilmesi vb.) araştırmaların nitelik ve sayısal yönden
daha iyi olduğu dergiler artacaktır.
35
TÜRK TIP DİZİNİ
Kaynaklar:
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum1/nkozak1.pdf
http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum2/oyilmaz1.pdf
http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=8623
http://www.bby.hacettepe.edu.tr/105K088.pdf
http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum1/akucuk.pdf
http://uvt.ulakbim.gov.tr/toplanti/isi/yilmaz.ppt#36
http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum1/ayildizeli.pdf
http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum2/ykutsal1.pdf
http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum2/mtunc.pdf
http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum2/fakcicek.pdf
http://kaynak.unak.org.tr/bildiri/unak03/u03-11.pdf
http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum3/003_altan.pdf
King DA: The scientific impact of nations: What different countries get for their research spending.
Nature 2004; 430:311-6.
14. http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum6/demirel.pdf
15. http://www.nejm.org/medical-articles/research#qs=%3Fcategory%3Dresearch%26sort%3Ddate+rev
36
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
SÜRELİ YAYINCILIĞIN GELECEĞİ e-YAYINCILIK MI?
Orhan YILMAZ
Tıp dinamik bir bilimdir ve değişiminin hızını yakalamak bazen akademisyenler için bile
zor bir eylemdir. Sağlık alanında baş döndürücü hızdaki gelişmeler kullanıcılarına kongre,
sempozyum, konferans, seminer gibi sözel ve kitap, dergi, bülten, broşür gibi yazılı araçlar
yoluyla ulaştırılırlar.
Gelişimin hızına bağlı olarak bu araçların da sunuluş şekillerinde değişimler olmaktadır.
Özellikle elektronik ortamların bu alandaki desteği ile gelişimin ve bilginin kullanıcısına
ulaşımı daha süratli hale gelmiştir. Öyle ki, kongreler daha sık aralıklarla yapılmakta ve bunlara
internet üzerinden ulaşılabilmekte, telekonferanslar ve telekongreler yapılmaktadır. Kitaplar
daha sık baskı yapmakta ve elektronik versiyonları CD olarak da yayınlanmaktadır.
Bilimsel tıbbi bilginin iletilmesinde sık kullanılan tıp dergileri de bu değişimden payını
almıştır. Önceki yıllarda yılda 1-2 sayı basılan, daha sonra 3-4’e çıkan bu dergiler şimdilerde
daha fazla sayıda çıkıp internet aracılığıyla on-line olarak da okuyucusuna ulaşılabilmektedir.
Bu gelişmeler, basılı dergilerin dezavantajlarına sahip olmayan, sadece elektronik yayınlanan
dergilerin doğuşunu hazırlamıştır.
Bilgisayar ve İnternet, Sağlık periyodiklerinde gerçek bir “yeni dönem“ başlatmıştır. Bu yeni
dönem bilginin oluşumu, ilgilisine ulaşımı ve yayınlaşması konusunda inanılmaz önemli
adımlar atılmasına neden olmuştur.
Artık araştırıcılar planladıkları çalışmalar için daha kolay çalışma yapıp yinelemeleri önlemek
için kolayca aynı konuda yapılmış çalışmalara ulaşabilmekte ve hipotezlerini daha çabuk
ve kolay oluşturabilmekteler. Bunun için yasal ve zorunlu onay ve olurları süratli bir şekilde
alabilme olanağını bulabilmektedirler. Planlanan çalışmanın farklı disiplinlerde ve çok
merkezli olması artık planlama ve uygulamada zaman kaybı yaratmamaktadır. Çalışmanın
sonuçlandırılması ve yazıya dökülmesi de elektronik destek ile hızlanmakta ve zaman kaybı
yaşanmamaktadır.
Yazının ulaştırıldığı süreli yayın artık editöryel işlemleri son derece hızlı bir şekilde
gerçekleştirebilmekte ve değerlendirmeyi süratle sonuçlandırabilmektedir.
Sonuçlanan yazının kabul edilmesi halinde yazı herhangi bir bekleme olmaksızın okuyucusuna
ulaşabilmektedir. Bunun için çoğu kez süreli yayının periyodisitesi nedeniyle gereken
bekleme süreci de bulunmamaktadır. e-versiyonu bulunan dergiler de bile yazı okuyucusuna
Doç. Dr. Orhan YILMAZ - ULAKBİM Türk Tıp Dizini Komite Başkanı
S. B. Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi - ANKARA
orhan@kbb-bbc.org
37
TÜRK TIP DİZİNİ
ulaşmakta ve hatta sayfa numarası vb. daha sonra verilmektedir. Böylece bilimsel bilgi süratle
gün ışığına çıkmakta ve bilim insanlarının ilgisine sunulmaktadır.
Üstelik bu sunulan bilgi yine sanal ortamın sayesinde tartışılmakta, eleştirilmekte ve yeni öneri
ve katkılar doğrultusunda daha rafine bir şekle de bürünebilmektedir. Basılı yayın döneminde
bir yazıya katkı ya da eleştiri için en erken bir sonraki sayı beklenebiliyorken elektronik
yayıncılıkta bu işlem yayının hemen yanındaki tartışma bölümleri ile sağlanmakta ve katkılar
ya da eleştiriler de yazının ilk şekli ile birlikte okunabilmektedir.
Üstelik bu bilgiye ulaşım için artık kütüphaneye gitmek veya dergiyi almak abone olmak gibi
bir işleme gerek duymadan yaşamın her alanında gerçekleşebilmekte, trende, vapurda hatta
uçakta okunabilmektedir.
Üstelik bu çalışmaların özgünlüğü ve değeri artık daha kolay belirlenebilmekte, yapılmış etik
dışılıklar kolayca saptanabilmektedir. Üstelik uluslararası boyuttaki etik dışılıkların saptanması
için yapılanmalar oluşturulmaktadır.
Sanal ortamda depolanan bu bilgi ise yaşam durdukça ilgilisine ulaşmayı bekleyecektir. Bilim
ve teknolojideki bu önemli ve süratli gelişmelere karşın bunun yansıdığı sağlık süreli yayıncılığı
alanında hala bazı çekinceler öne sürülmektedir. Klasik tutucu bakış dışında teknolojiye
güvensizlik ve bazı önyargılar da öne sürülmektedir. Teknolojiye, sanal ortama uyum
sorunları ve bilgi depolanması ile korunması çekinceleri ilk sıralarda olmaktadır. Gelişmelere
uyum konusu bilim insanları için olduğu kadar bilimin üretim ve dağıtım alanları, basımevi,
yayınevi, kütüphaneler de uyum sorunu yaşayabilmektedirler. Kendilerini gelişmelere adapte
edemeyen kişi ve kurumların gelecekte yer almaları olanaklı olmayacaktır.
Depolanan veya arşivlenen bilgilerin saklanması, güvenliği ve dağıtımı geleceğin önemli
konularından olacaktır. Bilim insanları bu olayı sadece çalınmayı önleme ve saklanıp geleceğe
ulaştırılması olarak görmemekte, bilginin değiştirilmesi ve kötüye kullanımının da sağlanması
için çalışmalar yapmalıdırlar. Teknolojinin gerisinde kalan toplumlar bu konuda sıkıntı
çekmeye mahkumdurlar.
Ulusal düzeyde yapılacak çalışmalar ve alınacak önlemler gerekli ve önemliyse de global
olarak verilerin depolanması ve saklanması uluslararası bilimsel arenanın ve belirleyicilerin
tekeline ve insafına da bırakılmayacak değerdedir.
Yukarıdaki senaryo kulağa çok hoş gelmektedir ve teknik alt yapı sorunlarını ve bilimsel
gelişimini kanıtlamış ve sürekli ARGE planlama ve çalışmasını yapan ülkelerde toplumlarda
gerçekleşen ve daha ileri aşamalara varan ve varabilecek olan bir senaryodur.
Bu nedenle her alanda geleceğin teknolojik gelişmelerle şekilleneceği gerçeğiyle yüzleşerek
tüm planlamalar bu yönde yapılmalıdır. Bilimsel bilginin oluşumundan sonuçlanıp
ulaştırılmasına ve saklanmasından güvenliğine kadar her aşaması için hazırlıklı olunmalıdır.
Bu konuda her bilim insanına, her kuruma önemli görevler düşmektedir. Sağlık süreli
38
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
yayıncılığının her bileşeni bu konuda görevini yapıp yönetsel anlamda uzun soluklu
planlamalarda bulunmalıdır.
Alanımızdaki gelecek teknolojik araçlarla sağlanan Bilimsel iletişim teknolojileri olacaktır.
Ancak bilimsel ve teknolojik gelişme öylesine hızlanmıştır ki bu gelişmeye hazır olmayan veya
altyapısı kültürel ve yönetsel vizyonu bulunmayan toplumların gelişmeye ayak uydurmaları
gün geçtikçe zorlaşacak ve bir süre sonra ise olanaksız hale gelecektir.
Kaynaklar:
1.
2.
3.
4.
5.
Yorulmaz İ, Yılmaz O:Tıp Süreli yayıncılığında bir elektronik dergi: KBB-Forum. Sağlık Bilimlerinde Süreli
Yayıncılık.Ed.Yılmaz O. TÜBİTAK Matbaası. Ankara 2003. s141-7.
Yılmaz O :Kan kaybeden sağlık bilimleri ulusal süreli yayıncılığımız ve Türk Tıp Dizini. Sağlık Bilimlerinde
Süreli Yayıncılık-2005. Ed. Yılmaz O. Baskı matbaası. ISBN 975-403-353-6. Ankara 2005 s 333-8.
Yılmaz O :Sağlık Yayıncılığı ve Türk Tıp Dizini. Cerrahpaşa Tıp Dergisi 2008; 39(3): 93-96. (doi:10.2399/
ctd.08.093.)
Yılmaz O :KBB-Forum’un Beş Yılı. Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2007. Ed Yılmaz O, Openajans.
ISBN 978-975-403-425-7. Ankara 2007.s 194-7.
Yılmaz O, Yıldızeli A: Türk Tıp Dizini.1994-2010. Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2010. Ed Yılmaz O,
ISBN 978-975-403-551-3. Openajans. Ankara 2010. s 111-25.
39
TÜRK TIP DİZİNİ
40
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
TÜBİTAK ULAKBİM ULUSAL ATIF VERİ TABANI
Sibel TABANLIOĞLU*, Ebru SOYUYÜCE AYDIN**
Ülkemizin akademik bilgi birikimini yansıtacak bilgi ürünleri geliştirmek ULAKBİM’in temel
misyonlarından biridir. Bu kapsamda gerçekleştirilen çalışmaların en önemlisi araştırmacıların
Türkiye’de üretilen bilimsel dergilerde yayınlanan makalelere elektronik ortamda erişimlerini
sağlayan ve uluslararası standartlarda geliştirilen ULAKBİM Ulusal Veri Tabanları’dır.
ULAKBİM Ulusal Veri Tabanları, üniversitelerin ve araştırma-geliştirme kurumlarının, ulusal
düzeyde bilgi kaynaklarına etkin ve hızlı bir biçimde erişebilmelerini sağlarken, ülkemizde
üretilen bilgiye de kolaylıkla ulaşmalarını sağlayarak, bilime olan katkılarını en üst düzeye
çıkarmalarına yardımcı olmaktadır.
Ulusal anlamda Türkiye’de ilk bibliyografik veri tabanları olan ULAKBİM Ulusal Veri Tabanları,
TÜBİTAK destekli projeler veri tabanı ile beş farklı konu alanındaki veri tabanlarından
oluşmaktadır. Güncel olarak indekslenen Ulusal Veri Tabanları; Sağlık Bilimleri, Mühendislik ve
Temel Bilimler, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Yaşam Bilimleri ve Hukuk olmak üzere 5 konu alanından
oluşmaktadır. Halihazırda ULAKBİM Ulusal Veri Tabanları’nda indekslenen kabul dergilerinin
ÜAK Doçentlik Sınav Alanları 2011’e dahil edilmesi, yapılan çalışmaları daha önemli hale
getirmiştir.
Bu veri tabanlarına 2011 yılı içerisinde Ulusal Atıf Veri Tabanı, Bildiriler Veri Tabanı, Bilimsel
Etkinlikler Portalı ile Türkiye Akademik Dergi Portalı eklenmiştir.
Ülkemiz bilim ve teknoloji politikalarının yönlendirilmesinde ve öncelikli alanların
belirlenmesinde ulusal akademik bilgi üretim performans göstergeleri üzerinden yapılacak
değerlendirmelere ihtiyaç duyulmaktadır. Ülke politikaları ile ilişkili olarak öncelikli alanlara
yapılan yatırımlarda ve bilimsel araştırma-geliştirme faaliyetlerinde büyük oranda bir artış
olduğu ve bununla bağlantılı olarak bilimsel üretim performansının değerlendirmesine
yönelik bir çalışmaya ihtiyaç duyulduğu gözlenmektedir.
Yeni hayata geçirilecek Ulusal Atıf Veri Tabanı ile de, yazar, dergi ve kurum atıflarını tespit etmek ve Türkiye’de çeşitli üniversitelerde akademik yükseltmeler başta olmak üzere bilimsel
performans değerlendirmelerinde temel bir gösterge elde etmek hedeflenmektedir.
TÜBİTAK ULAKBİM Ulusal Atıf Veri Tabanı kapsamını, Ulusal Veri Tabanları’nda yer almak üzere başvuran ve kriterler doğrultusunda değerlendirilerek kabul edilen dergiler oluşturmaktadır. Ulusal Veri Tabanları kapsamında dizinlenen yıllık ortalama dergi sayısı 400 civarında
olup sağlık bilimleri alanında ortalama 110 dergi dizinlenmektedir. Ulusal Atıf Veri Tabanı, Fen
Bilimleri ve Sosyal Bilimler olmak üzere iki temel kategori olarak tasarlanmıştır. İki kategori
*Uzman. Sibel TABANLIOĞLU - TÜBİTAK ULAKBİM Cahit Arf Bilgi Merkezi
**Başuzman Ebru SOYUYÜCE AYDIN - TÜBİTAK ULAKBİM Cahit Arf Bilgi Merkezi
41
TÜRK TIP DİZİNİ
altında yer alan dergilerin sınıflandırılmasında kullanılmak üzere 54, makalelerin sınıflandırılmasında kullanılmak üzere 120 adet konu kodu oluşturulmuştur. Ulusal Veri Tabanlarında
indeksleme için tezaruslar kullanılmaya ve her makale için bilim dalı ve indeks terimlerinin
atanmasına devam edilecektir.
Yazar ve konu taramalarının gerçekleştirildiği Ulusal Veri Tabanları’na eklenen yeni
fonksiyonlarla oluşturulan Ulusal Atıf Veri tabanı aracılığıyla yayın taramanın yanısıra atıf
tarama ve analizlerin de gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Yapılan tarama sonucunda gelen
yayınlar üzerinden dergi, kurum, yazar, belge türü, yıl, şehir ve konu alanlarında filtreleme
seçenekleri kullanılarak analizler yapılabilecektir.
Ulusal Atıf Veri Tabanında dizinlenen yayınlar üzerinden;
• Yazar, kurum, yayın, şehir, ülke ve konu alanlarında yayın ve atıfların gösterilmesi
sağlanmaktadır.
• Yayın-atıf raporları ve bibliyometrik analizler için tablo ve grafiksel gösterimler
üretilmektedir.
• Yazarların ilgili konu alanlarındaki yayın sayıları gösterilmektedir.
• Dergi tarafından izin verilmesi halinde makalelerin tam metinlerine de erişim
sağlanmaktadır.
• Dergi adına göre listeler üzerinden dergi bilgilerine erişim sağlanmaktadır.
• Kurum adı ve kurum türüne göre makale sayısı, atıf alan makale sayısı, toplam atıf sayısı,
dış atıf sayısı ile etki ortalaması gösterilmektedir.
• Veri tabanında ilgili dergiye ait makale sayısı, atıf sayısı, toplam atıf sayısı, etki ortalaması,
5 yıllık ve 10 yıllık etki değerleri verilebilmektedir.
• Bilim dallarına göre makale sayısı, atıf sayısı ve etki değeri gösterilmektedir.
• Araştırma, derleme vb. belge türlerine göre dağılım gösterilmektedir.
• Yazar, kurum, şehir, yayın gibi alanlarda “İşbirliği Analiz”leri verilmektedir.
• Yazar, kurum, dergi adına göre, kendi kendine atıf oranlarına erişim sağlanmaktadır.
Ulusal Atıf Veri Tabanı Oluşturulma Gerekçesi ve Hedefler
Ülkemizde bilimsel atıfların belirlenmesinde ISI-Web of Science, SCOPUS gibi veri tabanları
kullanılmaktadır. Yabancı dergilerde yapılan atıflara kolayca erişilebilirken, yerli hakemli
dergilerde alınan atıfları saptamaya yönelik bir veri tabanının olmaması, ülkemizin bilimsel
performansının değerlendirilmesinde eksiklik yaratmaktadır. Ulusal bilim ve teknoloji
politikalarının oluşturulmasında önemli bir yeri olan bilimsel performans ölçütlerinin eksikliği
ancak ulusal bir atıf veri tabanının üretilmesi ile giderilecektir.
• Gelişmiş ülkelerde İngilizce yayımlanan bilimsel makaleler, referansları ile birlikte
1960’lı yıllardan beri indekslenmektedir. Türkiye’de ise bu tür bir kaynak şimdiye kadar
hazırlanmamıştı. ULAKBİM Ulusal Atıf Veri Tabanı ile birlikte; bilimin her konusunda
yapılan çalışmaların verimliliğini belirlemek mümkün olacaktır.
• Bir ülkenin bilim ve teknoloji politikasının geliştirilmesinde hedefler saptanması ve
bunların gerçekleştirilmesi için düzenli olarak verilere dayalı sistematik analizlerin
yapılması gereklidir. ULAKBİM Atıf Veri Tabanı sistematik analiz ve istatistikleri ile bu
politikaların belirlenmesinde katma değer yaratacaktır.
42
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
• ULAKBİM Atıf Veri Tabanı ile ülkesel ve küresel ölçekte bilgi akışımızın fotoğrafının ortaya
çıkması ve Ulusal güncel bilginin her an erişilebilir olması sağlanacaktır.
• Araştırmacılar ve kurumların değerlendirilmesinde Science Citation Index (SCI) belirleyici
kriter olarak ele almaktadır. ULAKBİM Atıf Veri Tabanı’nın akademik yükseltmelerde ve
üniversite atamalarında bir başvuru kaynağı olması hedeflenmektedir.
• ULAKBİM Ulusal Atıf Veri Tabanı aynı zamanda makalelere tam metin erişim imkanıda
vermektedir. Atıf alan makalelerin ve yazarlarının ön plana çıkması, indekse olan ilgiyi
artıracaktır. Ulusal atıf indeksinin oluşturulması Türkiye’nin, küresel bilim arenasında
prestijinin arttıracağı öngörülmektedir.
Veri Tabanı’nın Oluşturulmasında Karşılaşılan Sorunlar
Kurum, yazar ve dergilere ilişkin analizlerin doğru ve eksiksiz yapılabilmesi için dergide verilen
bilgilerin doğru ve tek biçim olması gerekmektedir.
Veri Tabanı’nda yer alan makale yazarlarına ait kurumların farklı biçimlerde yazılmasından
kaynaklanan sorunların giderilebilmesi için mevcut 30.000 adres/kurum bilgisinin
doğrulanması (unification) ve otorite kurum dizini oluşturulması çalışmaları yapılmıştır.
Ayrıca ulusal veri tabanlarında kurum adı alanında yer almayan kurum türü ve ülke alanları
eklenmiştir. Yine analiz için mevcut adreslerin de, adreste geçen alanlara göre ayrıştırılması
işlemi gerçekleştirilmiştir.
Kurum adı yazımlarında karşılaşılan sorunların yanı sıra yazar adı ve soyadı yazımlarında da
çeşitli sıkıntılar yaşanmaktadır. Yazar ad, soyad ve kurum yazımlarımda yapılan hatalar, eksik
veya farklı yazımlar veri tabanında aynı yazar ve kuruma ait birden fazla kayıt açılmasına
sebep olmaktadır. İki isim ve soyadı bulunan yazarların farklı makalelerinde farklı şekillerde
ad-soyad yazımı ile harf hatası yazar analizini olumsuz olarak etkileyerek atıfların kaybına
sebep olmaktadır.
Ayrıca veri giriş sırasında karşılaşılan önemli sorunlar ve atıf analizlerini olumsuz etkileyebilecek
riskler aşağıdaki gibidir:
• Makale referansında verilen dergi isimlerinin yazılışlarında herhangi bir standart
olmamasından ve yazarların, dergi isimlerini genellikle kendi uygun gördükleri şekilde
kısaltmalarından kaynaklanan hatalar,
• Yıl, cilt, sayı, sayfa ve makale başlık bilgilerinin yanlış veya eksik verilmesi ,
• Yazım kurallarında belirtilen referans gösterme biçimlerine uyulmaması,
• Uluslararası standartlarda kaynak gösterme biçimlerine uyulmaması, her dergiye özgü
kaynak gösterme biçimlerinin bulunması ve bunlarında yine kendi içerisinde tutarsızlık
göstermesi,
• Bazı alanlarda referans vermeksizin dipnotların kullanılması,
• Gerçekte olmayan referansların bulunması,
• Hatalı, eksik veya gerçekte olmayan referansın başka yazarlar tarafından kontrol
edilmeden veya ulaşılmadan kullanılmaya devam edilmesi (referansın referansı).
43
TÜRK TIP DİZİNİ
ULAKBİM tarafından Ulusal Atıf Veri tabanı ile birlikte hayata geçirilen bir diğer çalışma,
ULAKBİM Ulusal Akademik Dergi Portalı’dır. Portal, Türkiye’de yayınlanan ve Ulusal Veri
Tabanları’nda yer almak üzere başvuran akademik içerikli süreli yayınları kapsamaktadır.
Portal aracılığıyla dergi, editor, yayıncı ve iletişim bilgilerine erişim sağlanmaktadır. Editörler
tarafından ULAKBİM Online Dergi İzleme Sistemi (ODIS)‘ne kaydı yapılan dergi bilgileri
portalın içeriğini oluşturmaktadır. Araştırmacı veya ilgililerin dergi portalında yer alan bilgilere
doğru ve güvenilir bir biçimde erişebilmesi için, ODIS’te yer alan bilgilerin editörler tarafından
güncelliğinin takip edilmesi önem taşımaktadır.
44
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
EDİTÖR GÖRÜŞLERİ:
Levent ÖZTÜRK
Bir Bilgisayar Yazılımı İntihali Saptayabilir mi? Benzerlik İndeksi Ne Tür Bilgi
Verir? İntihale Karar Vermede Editörün Rolü Nedir?
Yeşim GÖKÇE KUTSAL, Dilek ASLAN, Sercan ÖZYURT, Orhan YILMAZ
Süreli Yayın Yazarı ve Okuru Ne İster?
Vahit ÖZMEN, Atilla SORAN, Nilüfer GÜLER
Sağlık Bilimlerinde Seçilmiş Süreli Türk ve Yabancı Yayınlardaki Makale Türleri
Dağılım Farklılıkları
O. Nuri ÖZGİRGİN
Bilimsel Yaşam ve Etik
Okan ÜRKER, Nesrin ÇOBANOĞLU
Yaşam Bilimlerinde Araştırma ve Yayın Etiği
Aytaç YILDIZELİ
Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık: Sorunlar-Öneriler
Özen AŞUT
Editör Görev ve Sorumlulukları ve Birinci Basamak Sağlık Hizmeti Yayıncılığı
Cuma YILDIRIM, Yusuf YÜRÜMEZ
Akademik Acil Tıp Dergisi’nin Yerli Yayıncılıkla İlgili Görüşleri
Ahmet ASAN
Web Of Science Kapsamındaki Türk Dergilerinin 2010 Yılı Etki Faktörü
(Impact Factor) ve Diğer Verilerin Analizi
EK 1
Etik Konular
EK 2
Süreli Yayınların Türk Tıp Dizinine Kabul Edilme Koşulları - 2011
45
TÜRK TIP DİZİNİ
46
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
BİR BİLGİSAYAR YAZILIMI İNTİHALİ SAPTAYABİLİR Mİ?
BENZERLİK İNDEKSİ NE TÜR BİLGİ VERİR?
İNTİHALE KARAR VERMEDE EDİTÖRÜN ROLÜ NEDİR?
Levent ÖZTÜRK
Son yıllarda Sağlık Bilimleri’nde süreli yayıncılık hizmeti veren dergi editörlerinin sözcük
dağarına bir ateş gibi düştü “intihal”. Editörler, yayın etiğinin standartlarından biri olarak
ele almıştı konuyu başlangıçta. Ancak, Anesthesia & Analgesia dergisinin editörü Shafer (1)
tarafından bu yılın başında kaleme alınan ve editörün “Yakalanacaksınız” adını verdiği editoryal
yazıda sorunun büyüklüğünü farkedince editörler için intihal kavramı mücadele edilmesi
gereken öncelikli bir konu haline geldi. Şöyle diyordu Shafer (1) “Aylar boyunca gönderilen her
makaleyi taradım. Her 10 başvurudan yaklaşık 1’inde kabul edilemeyecek miktarlarda metinin
kelimesi kelimesine alındığını ve diğer kaynağa atıfta bulunulmadığını saptadım”. Böyle bir
tarama yapması elbette günümüzde daha önce yayınlanmış kaynaklarda bulunan metin
parçaları ile dergiye değerlendirilmek amacıyla gönderilen makalelerdeki metin parçalarını
karşılaştıran ve 6 kelimenin üzerinde birebir aynı dizilimi saptayabilen bilgisayar yazılımları ile
mümkün oldu. O yazıyı ilk okuduğumda kendisine imrenmiştim.
Keşke bizde de böyle imkanlar olsa ve kendi dergilerimiz için bu tür taramaları yapabilsek,
ama bunu nasıl finanse edebiliriz, diye iç geçirirken, gelen bir yazı ile ithenticate programının
kullanıma açıldığı ve ücretsiz olarak kullanabileceğimiz haberi ile sevince boğulduk. O hevesle
hemen bir editoryal yazı yazarak ben de Balkan Medical Journal dergisinin baş-editörü
olarak bundan sonra gönderilecek makalelerde, bu yazılımın kullanılmasıyla uygun olmayan
alıntıları tespit için tarama yapacağımızı duyurdum (2). Buraya kadar herşey güzel! Ancak,
bu yazılımların hatalı sonuçlara yol açabileceğini anlamamız da uzun sürmedi. Çünkü, ilk
taramalarda %50 üzerinde benzerlikler saptamaya başladık. -İşte yakaladık, diye sevinirken,
detaylı inceleme yaptığımız zaman sonucun zannettiğimiz gibi olmadığını gördük. Örneğin,
Aynı yazar grubunun isimleri, daha önceki yayınlarında da geçtiği için metin eşleştirici program
tarafından saptanmış ve benzerlik oranına eklenmişti. Yazarın yazışma adresi, yine daha
önce yayınladığı bir makale ile eşleşme göstermiş ve benzerlik oranına katkıda bulunmuştu.
Makalede atıfta bulunulan kaynaklar bölümü, benzerlik indeksine önemli bir katkıda
bulunuyordu. Tüm bunlar dışlandığında ise oranın %20’ler civarına düştüğünü gördük. Bu
orana, birebir alıntı yapılan ve alıntı yapılan kaynağa da cümle sonunda atıfta bulunulan metin
bölümleri de dahildi. Bazı yazarların alıntı ya da aktarım (İngilizce’de quotation) kavramları ile
açıklama, yorumlama, tefsir (İngilizce’de paraphrase) kavramları arasındaki farkı bilmediğini
belirledik. Aktarım yaparken tırnak işareti ile aktarılan metini diğer bölümlerden ayırmak
ve sınırlarını belirlemek ve sonuna atıfta bulunmak gerekirken, açıklamada ise orijinal fikri
daha basite indirgeyerek yazarın kendi cümleleri ile aşağı yukarı aynı uzunlukta yorumlaması
Prof. Dr. Levent ÖZTÜRK - Balkan Medical Journal Baş Editörü
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı - EDİRNE
leventozturk@trakya.edu.tr
47
TÜRK TIP DİZİNİ
ve sonuna atıfta bulunması yeterli görülmektedir. Biz de ise çoğu yazar, aktarım yaptığı
halde aktardığı metinin sınırlarını belirtmeden sadece sonuna kaynak göstermenin yeterli
olduğunu zannetmektedir. Aslında burada yazarın amacı aşırma değil ama belki de uygun
atıf yapmayı bilmediği için koymadığı iki tırnak işareti dışında eksiklik bulunmamaktadır. İşte
bu yazının kaleme alınması, bilgisayar yazılımı ile intihal taraması yaparken karşılaşılacak
zorlukları ve dikkat edilmesi gereken noktaları tartışmaya açmak ihtiyacından doğmuştur.
Bu noktada editöre büyük sorumluluk düşmektedir. Editör, aslında herşeyi uygun yapan bir
yazarı “hırsızlık” ile suçlama riski altındadır. Üstelik, genel tanım olarak aşırmanın ne olduğu
bilinse de, miktar ve nitelik konusu hala tartışmalı görünmektedir.
Yayın etiği konusunda ürettiği algoritmalar ile olaylara yaklaşımımızı önemli ölçüde
kolaylaştıran ve dergi editörleri olarak örnek aldığımız Yayın Etiği Komitesi (Committee
on Publication Ethics, COPE) üyelerinden Elizabeth Wager (3) yazdığı tartışma yazısında
yapılan alıntının ne zaman intihal olarak değerlendirilebileceği konusunda önemli ipuçları
vermektedir. Alıntı yapılan metinin büyüklüğü yanısıra bilgi ya da fikir olup olmaması ve
orijinalliği de önem kazanmaktadır. Kurala göre altı kelime ve üzerinde birebir alıntılar intihal
riski nedeniyle bilgisayar yazılımları tarafından saptanmaktadır. Ama alıntı yapılan metin
parçası standart bilgi ya da yaygın kullanım içeriyorsa intihal olarak değerlendirilmemelidir.
Örnekleri, birlikte inceleyelim: “A p value lower than 0.05 was considered as statistically
significant” ya da “Study protocol was approved by local ethics committee” ya da “This study
was undertaken to investigate the relationship between…” Bu tip cümleleri sanırım binlerce
makalede aynı halde görebiliriz. Bunlar “standard phrase” olarak adlandırılmaktadır. Bir de
“common knowledge” olarak adlandırılan ve yine atıfta bulunmanın gerekli olmadığı metin
parçaları da vardır. İşte örnekler: “Sağlıklı genç erişkin bireylerde ortalama sistolik arteryel kan
basıncı 120 mmHg civarındadır” ya da “Hipotalamus diensefalonda bulunur ve limbik sistemin
önemli bir parçasını oluşturur”. Bu tip alıntılar artık herkes tarafından bilinmektedir ve yaygın
ya da ortak bilgi haline gelmiştir. O halde editör, bir alıntının özgün bir fikir mi? yoksa standart
cümle mi ya da ortak bilgi mi olduğunu da değerlendirmek zorundadır. Bu tip kullanımlar 6
kelime barajını aşmış olsa da intihal olarak kabul edilmemelidir.
Tartışılması gereken diğer bir konu da makalenin metot bölümünde yer alan alıntıların
nasıl değerlendirileceğidir. Diğer bir deyişle benzerlik gösteren alıntının makalenin hangi
bölümünde yer aldığı da önemli bir konudur. Görünüşe göre burada da fikir birliği yoktur.
Bazı editörler, metot bölümündeki alıntıları intihal kabul ederken, diğerleri metot bölümünde
yapılan birebir alıntıları bu kapsamda değerlendirmemektedir. Sağlık bilimlerinde orijinal
araştırmalarda çoğunlukla standart protokoller kullanılmaktadır. Örneğin, sıçanlarda
miyoglobinürik akut böbrek yetmezliği modelinde çalışmalar yapan bir araştırmacı, bu hayvan
modelini yazdığı makalelerde olasılıkla benzer şekilde tanımlaması gerekecektir. Fibromiyalji
hastalarında yapılan bir çalışmada dahil etme kriterleri içinde hastalığa yönelik tanı kriterleri
çok büyük olasılıkla referans bir kaynaktan alınacaktır ve fibromiyalji tanısı koymak için aynı
kriterler kullanılacağından benzerlik görülecektir. Uzun süreli çalışmalarda da aynı durum
görülür. Ülkemizde kardiyoloji alanında yapılan Türk Erişkinlerinde Kalp Hastalıkları ve Risk
Faktörleri (TEKHARF) çalışması ilk kez 1990 yılında başlatılmış ve en uzun süredir devam
eden araştırmalardan biridir. Böyle bir araştırmadan elde edilen veriler periyodik olarak
farklı zamanlarda birçok farklı makalede yayınlanabilir (4-6). Üretilecek tüm bu makalelerde
48
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
yöntem bölümü çalışma dizaynı aynı şekilde yazılmak zorunda kalınacaktır. Bu elbette,
bilgisayar yazılımı tarafından yakalansa bile intihal olarak değerlendirilmemelidir. Tüm bu
örnekler incelendiğinde ortaya çıkan tablo şudur. Editörler bilgisayar yazılımı kullanarak metin
benzerliği taraması yaparken, buldukları benzerlik indeksine metot bölümündeki benzerlikleri
dahil ederken çok dikkatli olmaları gerekir. Buradan metot bölümünde intihal olmaz anlamı
da çıkmamalıdır. Bir araştırmacının tarif ettiği orijinal bir ölçüm yöntemi tanımlanırken,
yöntemi tarif eden kaynağa atıfta bulunulması da doğal olarak aranmalıdır. Araştırmaların
daha çok tartışma bölümlerinde yazarlara ait orijinal görüşlerin ya da yorumların yer alması
beklenmelidir. Derleme niteliğinde olan yazılarda da yazarlara ait orijinal katkı gözetilmelidir.
Tartışmalı olan bir diğer konu da, yazarın kendi daha önce yazdığı makalelerden alıntı
yapması durumudur. Buna çeşitli kaynaklarda “kendinden aşırma - self-plagiarism” denildiğini
görüyoruz. Yazar her ne kadar, -bu fikri ben başkasından aşırmadım, fikir benim fikrim, diyerek
itiraz etse de, yayın öncesinde imzalanan yayın hakkı transferi ile, o fikrin mülkiyeti dergiye
devredilmiş oluyor ve kişinin kendi makalelerinden birebir alıntı yapması da işte bu yayın
hakkının ihlali anlamına gelebiliyor. Yine de, kendinden yapılan alıntılarda bazı editörler %30’a
kadar alıntı yapılabileceğini söylerken, bazı editörler ise %10 sınırını geçmemek gerektiğini
vurguluyorlar (1). Burada sınırın her halükarda 6 kelime üzerine çıktığını görüyoruz. En zoru
da belli bir konuda önemli katkı yapmış bilim insanlarının o konu ile ilgili birçok dergiden yazı
daveti almasıyla ortaya çıkan durumdur. Birincisi araştırmacı, katkısını daha geniş kitlelere
duyurabilmek için birçok yazı kaleme alacaktır. Diğer yandan bu yazılarda önemli oranda
benzerlikler olabilecektir. Ben bu noktada editörlük işini yüklenmiş olan meslektaşlarıma
sormak isterim. Bu yıl immün sistemdeki dendritik hücreleri keşfi nedeniyle Nobel Ödülü alan
araştırmacı, derginiz için antijen sunan hücreler olarak dendritik hücrelerin immün rolü konulu
bir derleme ya da perspektif yazısı yazmış olsaydı, bu yazıyı taramadan geçirir miydiniz? ve bu
yazının, aynı araştırmacının daha önce bir başka dergide yayınladığı bir derleme yazısı ile %28
benzerlik gösterdiğini saptamış olsaydınız ne yapardınız? Bu oranı %10’un altına düşürmesi
için yazarı ikaz eder miydiniz?
Buraya kadar olan tartışmadan anlaşıldığı kadarıyla, dergilerin elektronik ortamda makaleleri
metin benzerliği için tarayabilmelerini sağlayan programların ve yazılımların olması, işimizi bir
yandan kolaylaştırırken bir yandan da farklı sorumluluklar yüklemektedir. Editör, öncelikle alıntı
yapma yöntemleri, uygun alıntılar ve uygun olmayan alıntılar konularında kendini geliştirmek
ve bilgi eksiğini gidermek zorundadır. Daha sonra, bu tür programları kullanarak elde ettiği
benzerlik indeksi gibi sonuçları nasıl yorumlaması gerektiğini de iyi anlamış olmalıdır. Salt
benzerlik indeksi yüksek (görünüşe göre bu yüksekliğin de sınırı duruma göre değişebiliyor)
bulundu diye, bir makalenin reddedilmesi hataya sürükleyebilir. Editörler ülkemizin bilimsel
yayıncılığına katkıda bulunurken, bir eğitim misyonu da yüklenmek ve yazarları bu konularda
bilgilendirerek, daha nitelikli yayınların çıkmasını sağlamak zorundadır. Bunu yaparken
kendilerine bazı standart değerlendirme formları geliştirmek, intihal kararı verirken farklı
olgular arasında standart yaklaşım getirebilmek amacıyla kontrol listeleri oluşturmak ve
verdiği kararın keyfe keder verilmediğini göstererek gerekçelendirmek zorundadır. Bilgisayar
yazılımlarının kullanımına hangi aşamada başvuracağını da önceden belirlemiş olmalıdır.
Bu taramalar, gönderilen tüm makaleler üzerinde yapılabilir; editoryal değerlendirmeden
geçtikten sonra hakemlere gönderilecek makalelere yapılabilir; hakem görüşleri geldikten
49
TÜRK TIP DİZİNİ
sonra kabul edilmesi düşünülen makalelere yapılabilir. Birinci seçenekte zaman kaybı ve
maliyetin daha yüksek olacağı düşünülmektedir (3). Fakat, sorunun yaygınlığı gözönünde
bulundurulduğunda en azından bir süre, gelen her makaleyi taramadan geçirmek daha
güvenli bir yol olarak görülmektedir. Sonuçta intihal varlığına karar verecek olan bilgisayar
değil, editördür. Editör, bir yandan okuyucusuna güvenilir ve geçerli bilgi aktarmak için
çalışırken, bir yandan da suistimal niyeti görmediği yazarların gelişimine katkıda bulunmak
için gerekli ikazları yapmalı, basit cümle benzerlikleri nedeniyle, makalenin bilimsel içeriği ve
sunduğu orijinal verilerin değerini görmezden gelmemelidir. Editör, akşam vicdanı ile başbaşa
kaldığında kabul ettiği makaleler için de, reddettiği makaleler için de huzurlu olabildiğinde
görevini eksiksiz yapmış olacaktır.
Kaynaklar:
1.
2.
3.
4.
5.
6.
50
Shafer SL. You will be caught. Anesthesia & Analgesia 2011;112:491-3.
Ozturk L. Plagiarism Bros. CTRL-C and CTRL-V are Under Surveillance. Balkan Med J 2011;28:351.
Wager E. How should editors respond to plagiarism? COPE discussion paper. COPE 2011 http://www.
publicationethics.org/files/COPE_plagiarism_disc%20doc_26%20 Apr% 2011. pdf (erişim Ekim 24, 2011).
Onat A, Dursunoğlu D, Kahraman G ve ark: Türk erişkinlerinde ölüm ve koroner olaylar: TEKHARF
çalışması kohortunun 5-yıllık takibi. Türk Kardiyol Dern Arş 1996; 24: 8-15.
Keleş I, Onat A, Sansoy V, ve ark: TEKHARF 1997/98 taraması yeni kohortunda risk faktörleri ve kalp
hastalıkları prevalansı. Türk Kardiyol Dern Arş 1999; 27: 104-9.
Onat A, Yazıcı M, Sarı İ ve ark: TEKHARF 2003 yılı tarama takibi: ölüm ve koroner olaylara ilişkin sonuçlar
şehirlilerde mortalitenin azaldığına işaret. Türk Kardiyol Dern Arş 2003; 31:762-9.
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
SÜRELİ YAYIN YAZARI VE OKURU NE İSTER?
Yeşim GÖKÇE KUTSAL, Dilek ASLAN, Sercan ÖZYURT, Orhan YILMAZ
Giriş
Uygarlığın ve çağdaşlığın gereği; bilimsel düşünceyi ve bunun değerini anlamaya çalışmaktır.
İnsanlığın ortak hazinesi sayılan bilim herkese açıktır ve her yeni buluş ve her bilimsel kuram da geliştirilmeye açık olmalıdır. İyi bir bilimsel deneyim; sorunun tanımlanması, bir hipotezin geliştirilmesi, deneyin gerçekleştirilmesi, verilerin elde edilmesi, sonuçlar ve bunların
onaylanması sürecinden oluşan ardışık ve aslında basit kurgusu olan bir metodolojiyi izler. Bu
süreç, özellikle de doğruluğun kontrol edilmesi aşaması, sonucun güvenilir olmasını sağlar.
Böylesi çabalarla gerçekleştirilen araştırmaların sonuçlarının ve bilimsel birikimlerin de hekimlerce paylaşılmasının akademik ve mesleki gelişime, hastalara verilen hizmete ve toplum
sağlığına katkısı yadsınamaz (1).
Bilimsel iletişimin temel taşları olan bilimsel dergiler bilim insanları ve kimi zaman da toplumsal düzeyde iletişim kurmada ve bilimin tarihçesine katkı anlamında arşivlenmesinde önemli
rol oynamaktadırlar. Bilimsel dergilerde yazılmış olan yazıların da özünde zaten etik kurallar
çerçevesinde soru sorma, düşünme, analiz yapma gibi ayrıntılar yer almaktadır. Böyle bir kurgu içerisinde de evrensel bilimin paylaşılmasını sağlayan bilimsel dergilerin temel işlevinin
“bilimsel makale yazarının kendisini en etkin bir biçimde ifade etmesine yardımcı olmak
ve bilimi anlaşılabilir bir şekilde yayınlamak” olduğu düşünülebilir.
Bilimsel dergilerde yayınlanan yazıların birden fazla bileşen tarafından “kabul” görmesi yapılan çalışmaların birey, hasta ve daha geniş bir bakış açısıyla toplum için anlamını ve değerini
artırır. Bu noktada en önemli iki bileşen ise; bilimsel yazıları üreten yazarlar ve bu yazıları
okuyan okuyuculardır. Bu yazı kapsamında kimi zaman birbirlerinin yerine de geçen bu iki
gruba ilişkin başlıca ayrıntılar tanımlanmaya çalışılmıştır.
Yazarlar Açısından Dergiler ve Bilimsel Makaleler
Bilimsel yazı yazmak pek çok yazar tarafından bir “zenaat” olarak nitelendirilebilir, çünkü bilimsel yazı yazma süreci çalışarak, pratik yaparak yani emek vererek geliştirilen yetenek ve
bileşenlerden oluşmaktadır. Bilimsel bir yazı yazmak için yeterince enerjiye ve hayal gücüne
sahip olmak kimi bireyler tarafından bir şans olarak nitelendirildiği gibi bazıları da bu sürecin
öğrenilen bir süreç olduğunu ifade etmektedir.
Yazarlar açısından bilimsel makalelerin değerlendirilmesi için bazı temel soruların sorulması
gerekmektedir:
9 Bilimsel yazılar hazırlayan yazarlar hangi motivasyonlar ile harekete geçerler?
9 Neden çalışma yaparlar?
9 Neden bu çalışmaları yazıya dönüştürerek yayınlamak isterler?
9 Yazıların gönderileceği dergiyi hangi kriterleri dikkate alarak seçerler?
Prof. Dr. Yeşim GÖKÇE KUTSAL, Prof. Dr. Dilek ASLAN, Uzm. Dr.Sercan ÖZYURT, Doç. Dr. Orhan YILMAZ
Türk Geriatri Dergisi - www.turkgeriatri.org
51
TÜRK TIP DİZİNİ
Bu soruların cevabını arayan araştırmalar incelendiğinde ülkemiz yazarlarının motivasyonları
farklılıklar göstermektedir.
Akademik çalışmalar ve rutin hekimlik uygulamaları yanında hekimlerin bilimsel dergilerin
yayınlanması gibi bir çalışmayı da üstlenmesinin altında farklı nedenler olabilir. Örneğin, bilime olan saygı, derginin bilim alanında niteliği/saygınlığı yüksek olması, güncel bilgilerin
diğer bilim insanlarına aktarma arzusu, çalışılan bilim alanında tanınırlığın artması gibi
nedenler bu sürecin kimi bileşenleridir. Bütün bu ya da benzeri nedenler bir biçimde bilim
insanlarının makale yazmalarını sağlayan önemli motivasyon kaynaklarıdır. Bu noktada kişilerin bilim alanında üretkenliklerini etkileyen bazı durum ve koşulları ortaya koymakta yarar
bulunmaktadır.
Son yıllarda ülkemizde giderek önem kazanmaya başlamış olan bu kavramı değerlendirmek
amacıyla yapılan çalışmalarda sıklıkla yayın ve atıf sayısı göz önüne alınmaktadır. Türkiye’de
yayın üretkenliği zaman içerisinde hızla artış göstermiş olmakla birlikte halen gelişmiş ülkelerin düzeyinin oldukça gerisinde kalmaktadır (2).
Bu motivasyon kaynağının altında yatan en önemli nedenlerden birisi ise ülkemizde akademik yükseltmelerde temel gerekliliğin yayın sayısı ile paralellik göstermesidir. Henüz uzmanlık
eğitiminin başında olan genç hekimler için bile, bilimsel bir araştırmada yer almak için öncelikli sebebin ‘akademik yükselme’ olduğu saptanmıştır. Oldukça yakın oranlarda olmak üzere,
ikinci sırada ‘eğitim almak’ bulunmakta olup, akademik ortamda ün sahibi olmak ya da ödül
almak ise öncelikli sebepler arasında yer almamaktadır (3).
Konuyla ilgili yapılmış araştırmalardan Swan’ın 1999 yılında yayınladığı çalışması yol gösterici
olabilir. Çalışmada 2500 kişiye “neden yayın yapıyorsunuz? (motivasyonunuz nedir)”, ve “yazınızı gönderirken dikkat ettiğiniz dergi seçim kriterleriniz nedir?” gibi sorular sorulmuş. Araştırma sonuçlarına göre, bir yazarın yazı yazarak bunu bir dergiye göndermedeki en önemli motivasyonu “kendi meslek grubunu oluşturan kişiler ile iletişim kurma” gereksinimidir. Daha
sonra yazarların kariyer elde etme isteği gelmektedir. Prestij sağlama ise yazarların üçüncü
motivasyon faktörü olarak raporlanmıştır. Bunlardan daha az olmakla beraber; finansman ve
maddi ödüller elde etmek de yazarların yazı yazması için geçerli faktörler olarak işaretlenmişlerdir. Yazıları gönderilme aşamasındaki dergi seçiminde ise, göz önüne alınan ilk faktör
“derginin ünü (şöhreti)” olarak bulunmuştur. Daha sonra sırasıyla; çok okunan, çok atıf alan,
indekslenen, hakemli dergi olması, hızlı basım, online erişim olanağı, derginin ücretsiz olması
gibi faktörler izlemiştir (4).
Yukarıdaki bilgilere ek olarak bilimsel üretkenliğin çok sayıda kişisel ve çevresel faktörlerden
etkilendiği; bireyin üretkenlik potansiyelinin, kendi kişisel özelliklerinin yanı sıra çalıştığı ortamın özellikleri ve koşuları ile de yakından ilişkili olduğu da kimi yazarlar tarafından vurgulanmaktadır (5).
Yaratıcı bilimsel araştırmalar için uygun ortamların karakteristik özellikleri; kurumda araştırma kültürünün yerleşmiş olması, araştırmanın öncelikli olarak odaklanılan bir konu olması,
pozitif bir grup ve organizasyon ortamının varlığı, grup üyelerinin süreçlere aktif olarak katılımlarının olması, yatay ve merkezi olmayan bir organizasyon yapısının varlığı, iç ve dış iletişimin etkin ve destekleyici bir şekilde kullanılıyor olması, gerekli/yeterli zamanın, ekipmanın,
52
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
mali desteğin, kaynak ulaşımının sağlanması, grup üyelerinin yaş/kıdem farklılıklarının etkin
ve olumlu bir şekilde değerlendirilmesi, motivasyon ve mesleki tatminin sağlanması için kariyer, maaş, ödül vb konularda olumlu çabalar harcanması, iyi yönetilebilen ve yönlendirilebilen
çalışanların seçilmiş olması, vizyon sahibi lider ve yöneticilerin varlığı, kalite kontrolünün ve
kalite güvencesinin öncelenmesi ve çalışılan kurumun itibarlı olması gibi sıralanmaktadır (6).
Sağlık sorunlarının çözümüne yönelik klinik araştırmaları “iyi, güvenilir ve nitelikli” kılan başlıca özellikler; doğru ve bilimsel ilkeler doğrultusunda hareket etmek, yeterli eğitim, bilgi ve
beceri ile donanmış olmak, organizasyona önem vermek ve iletişimi sağlamaktır.
Akademik ve mesleki yaşamda iletişimin temel taşlarını oluşturan süreli bilimsel yayınlar, araştırmaların sonuçlarının, birikimlerin ve denetimlerin paylaşılmasında en önemli rolü üstlenmekte ve adeta bir forum ortamı yaratmaktadırlar.
Bilimsel süreçlerin işlemesi açısından bilim adamlarının yayın yapması ve diğerlerinin bu bilgilere erişebilmesi gereklidir. Bu bilgilerin ve kanıtların günlük uygulamalara yansıması toplumsal düzeyde son derece önemlidir. Ancak bu şekilde kanıta dayalı tıp uygulamalarının yerleşmesi mümkündür.
Bilimsel dergiler bu temel amaca hizmet etmekte; hem aynı dalda çalışan hem de farklı dallarda hizmet veren bireyler arasında iletişimi sağlamaktadır. Günümüzde internet ağının gelişmesi sonucu çok yakın bir gelecekte dergilerin online olarak yayınlaması gündeme gelebilir.
Bu şekilde çeşitli görsel, işitsel, interaktif öğrenme gereçleri gibi farklı araçların da etkin olarak
paylaşılabilir hale gelmesi söz konusudur. Bu gelişmelere paralel olarak günümüzde pek çok
dergi başvuruları elektronik ortamda kabul etmektedir.
Teknolojinin gelişmesi ile beraber yazarların okuduğu dergiden beklentileri de değişiklikler göstermektedir. Son 15 yıl içinde internetin günlük yaşamın rutin bir parçası haline gelmesi ile online erişim, ücretsiz erişim, yazı gönderme ve değerlendirme süreçlerinin derginin web sayfaları
üzerinden online yapılabilmesi, gibi ihtiyaçlar artık yazarların dergi seçim kriterlerine girmiştir.
Yazarların ihtiyaçlarının zaman ve teknoloji ile ne kadar hızlı değiştiğini anlamak için 2003
yılında yapılan başka bir çalışmada ise elektronik yayıncılık ile ilgili görüşler araştırılmış. Bu
çalışmada yazarların online yayıncılığa bakışı sorulmuş ve aslında yazarlar için halen basılı
derginin daha önemli olduğu fark edilmiş. Online yayınlanmanın sürati yazarları o kadar da
etkilemiş görünmektedir. Asıl önemli olan hakemli dergi olmaktır. Online derginin en cazip
tarafı ise kaynaklar bölümünde yer alan atıfların yayınlandığı dergilere linkler verilmesi olarak
raporlanmıştır (7).
Benzer sonuçlar bu çalışmadan üç yıl sonra 2006 da yapılan araştırmada da değişmemiştir.
Çalışmanın sonuç bölümünde özetle yazarların davranışlarının oldukça konservatif olduğu
vurgulanmakta, açık online erişimin yazar gereksinim ve beklentilerini kısa ve orta vadede
değiştirmesini beklenmemesini vurgulanmaktadır (8).
Deneyimli 5500 araştırmacı yazara 2006 yılında “yazınızı hangi dergiye gönderiyorsunuz,
dergiden ne bekliyorsunuz?” soruları tekrar sorulduğunda yanıtlar bir önceki araştırma ile
paralellik göstermiştir. Dergi seçiminde ilk kriter yine “derginin şöhreti” olmuştur. Daha sonra
sırasıyla; okuyucu kitlesi, etki değeri (impact factor), basım hızı, editörler kurulunun saygınlığı,
“online” yazı değerlendirme sisteminin varlığı da bu bağlamda listede yer almıştır (9).
53
TÜRK TIP DİZİNİ
Bu konuda Türkiye’de 2008 yılında araştırmacı hekimlere yönelik olarak yapılmış bir başka çalışmaya göre de; ülkemizde yazarların yazı hazırlamadaki en büyük motivasyonlarının “yazı yazmayı öğrenmek” olduğu belirtilmiştir. Derginin İngilizce kadar ana dilde de yayınlanmasının bir
gereksinim olduğu saptanmış ve ilginç olarak yazısı red edilen yazarların üçte birinin yazıyı değiştirmeden, kalan kısmının ise yazıyı değiştirerek başka bir dergiye gönderdiği bildirilmiştir (10).
Bilimsel dergilerin yazarlar açısından belirtilmesi gereken bir başka konu da yazarların yazdıkları yazılar kapsamında aslında kendilerini de ifade edebildiklerine dair bilgilerdir (11).
Okurlar Açısından Dergiler ve Bilimsel Makaleler
Bilimsel makale yazarlarına önerilerde süreli yayın okuru açısından önemli olan noktaların göz
önüne alınması önemlidir: öncelikle okuyucunun dikkatini çekmek için sorunun temel nedeni
vurgulanmalı, okuyucuya rehber olması açısından konuya ilişkin uygun bibliyografi incelenmeli, yine okuyucu açısından problemin ne olduğunun ve nasıl çözümlendiğinin anlaşılması
için uygun metodoloji seçilmeli, araştırmanın temel sonuçları vurgulanmalı, sonuçlar doğrultusunda çıkarımlar tanımlanmalıdır. Okuyucunun araştırmadan eldelenen sonuçlar ile ilgili
beklenti düzeyi yüksek tutulmalıdır (12).
Ulusal süreli yayınların okur görüşlerinin irdelendiği bir çalışmada; dikkat çeken noktaların
başında; katılımcıların %94.3’ünün akademik yükseltme ve atamalarda ulusal süreli yayınların göz önüne alınmasını istemesi gelmektedir. Bu durum; ulusal süreli yayınlarımıza daha
fazla özen göstermenin geçerli bir gerekçesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ulusal dergilerin
yayın sürecinde aksaklıklar oluşmaktadır ve bunların en önemlisi danışmanlık sisteminin
yavaş ilerlemesidir. Bilimsel literatürün danışmanlar olmadan daha iyi işlediğini ifade eden
otörler de mevcuttur ve bu yol ile bilgilerin ve düşüncelerin gecikme olmadan ilerleyeceğini ve paylaşılacağını savunmaktadırlar, fakat bu çalışmadan çıkan sonuçlar da, günümüzde
hemen tüm dergilerde uygulanmakta ve geçerliliği artık tartışılmamakta olan; danışmanlık
sisteminin süreli yayınlar için vazgeçilmez olduğu düşüncesini desteklemektedir. Geçerliliği
kabul edilmekle birlikte; danışmanlık sistemine yönelik eleştiriler bulunmaktadır Danışman
seçiminde unvan ve editöre/yayın kuruluna yakınlıktan daha farklı kriterlerin de göz önünde
bulundurulması gerektiği görüşü hakimdir. Danışmanlar, konunun uzmanı olan, halen aktif
olarak araştırmalar yapan ve araştırmacıların sorunlarına hakim, zamanlamaya dikkat ve özen
gösteren deneyimli kişiler arasından seçilmelidir. Danışmanlara standart bir değerlendirme
formu gönderilmesi de hemen herkesin hemfikir olduğu bir konudur.
Ulusal süreli yayınlardaki yetersizlikler/eksiklikler incelendiğinde en büyük eksikliğin yayının
orjinalliği olduğu görülmektedir. Daha sonraki sırada bilimsel içerik ve metodoloji yetersizliği
konuları gelmektedir. Bu eksiklerimizin farkında olmak ve bunlar için çaba göstermek ulusal dergilerimizin kalitesinin yükseltilmesine ve ulusal dergilerimize ilginin artmasına neden
olacaktır. Biyoistatistik, etik ve dil danışmanlarının da süreli bir bilimsel yayının kalitesini
artırmada önemli faktörler olduğu göz önüne alınmalıdır. Dergilerin bilimsel içeriği yanında
fiziksel özelliklerine gösterilen özen de önemli bir kriter olarak vurgulanmaktadır. Bu süreçte
yayıncının yanında editörler kurulu üyeleri de birer araştırmacı ve okuyucu olarak katkılarını
esirgememelidirler. Göz önüne alınması gereken bir başka konu da okuyuculardan ve genç
meslektaşlardan gelen değerli eleştiri ve önerilerdir (13).
54
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
Uluslararası alanda yapılan kimi çalışmalar aslında okurların bilimsel dergilerden ve içeriğinde yer alan yazılardan neler beklediklerine dair çok geniş bir çerçeve çizmektedir.
Derginin iş bulma, araştırma raporlarına ulaşılması ve çalışan bulma açısından yararlı olduğu
ifade edilerek; en yararlı dergi haber bölümlerinin politika ve iş bulmaya yoğunlaşan alanlar
olduğu dikkati çekmiştir. En fazla okunan bölümlerin; haberler ve araştırma özetleri olduğu
vurgulanmıştır. Genel olarak okuyucular pratik klinik tekniklerin yer aldığı; “nasıl yapılmalı?”
bölümlerine ilgi duyduklarını bildirmişlerdir. Dergide toplantı ve etkinlik duyurularının yanı
sıra diğer bilimsel dergilerden özetlerin de yer almasının uygun olduğu ifade edilmiş, ayrıca
dergi web sitesinin giderek daha popüler bir özellik kazandığı da vurgulanarak; 1999 yılında
%35 olan site ziyaretlerinin 2002 de %57 ye vardığı da ilave edilmiştir (14).
Her ne kadar elektronik dergicilik gün geçtikçe yaygınlaşsa da Pederson ve Stockdale tarafından yapılan bir araştırmada bilimsel dergi okurlarının üçte birinden fazlası elektronik dergileri okumadıklarını belirtmişlerdir. Derginin okunmasındaki en önde gelen nedenler arasında
dergiye ve içeriğinde yer alan doğru bilgiye hızlı ve kolay ulaşım olmuştur (15).
Okurlar tarafından ideal bilimsel derginin tanımlanması amacı ile yapılan bir başka araştırmada katılımcılara kendi bakış açılarından ideal bir derginin yayın sıklığı, yer almasını istedikleri
yazı çeşitleri, her bir yazının değerlendirilmesi için kaç danışmanın görev alması gerektiği,
danışmanlara ödenecek ücretin kaliteyi etkileyip etkilemeyeceği, toplam değerlendirme süresi, danışmanlara değerlendirme için tanınması gereken süre, ideal bir derginin yazı dili, yer
alması gereken indeksler, yazı gönderme şekli, yazarlardan ücret edilip edilmemesi ve renkli resim basımı için ek ücret talebine yönelik sorular yöneltilmiştir. Katılımcıların önemli bir
grubu (%60) ideal bir derginin yayın sıklığını ayda bir olarak belirtmiştir. İdeal dergide yer
alması istenen yazı çeşitleri olarak; araştırma makalesi, olgu sunumu ve derleme ön planda
görülmektedir. İdeal bir dergide gönderilen bilimsel yazıların ortalama 2.6±0.7 danışman tarafından değerlendirilmesi tercih edilmiştir. Değerlendirme süresi olarak toplam süre sekiz
hafta ve danışmanlara tanınması gereken süre olarak da bir ay en fazla oranda seçilmiştir (16).
Bir Dergiden Beklentiler
Şekil açısından beklentiler
1-Dergi (özellikle on line olarak) kolay ulaşılabilir olmalıdır, 2-Başvuru, editorial işlemler, danışman değerlendirme ve yazara geri dönüş süreci hızlı olmalıdır, 3-Formatı özenle hazırlanmalı, kolay okunabilir olmalıdır, 4-Önemli uluslararası ve ulusal dizinlerde yer almış olmalıdır,
5-Künyesinde bildirilen tarihlerde ve düzenli olarak yayınlanmalıdır, 6-Yayın dili İngilizce olan
ulusal dergilerde Türkçe özet de bulunmalıdır, 7-Ücretsiz olmalıdır, 8-Geniş bir okuyucu kitlesi
olmalıdır, 9-Atıfların yayınlandığı dergilere link verilmelidir.
İçerik açısından beklentiler
1-Editör, yayın kurulu ve bilimsel danışmanlar dergide yayınlanan makalelerin doğru ve güvenilir olduğundan emin olunması için dikkatle ve özenle çalışmalıdırlar, 2-Kanıt değeri yüksek
olan ve güncel konuları dikkati çekecek şekilde ele alan makalelere yer verilmelidir, 3-Konunun
uzmanları tarafından hazırlanan “davetli derlemeler” ile güncel, detaylı ve güvenilir bilgiye ulaşılması sağlanmalıdır, 4-Akıcı, kolay okunabilen ve bilimsel yazın diline uygun makalelere yer
55
TÜRK TIP DİZİNİ
verilmelidir, 5-Uluslar arası alanda olduğu kadar, ulusal alanda önemi olan özgün konulara da
ağırlık verilmelidir, 6-Derginin ilgi alanına giren konulardaki eğitim etkinliklerine, konunun uzmanlarınca hazırlanmış yeni referans kitapların tanıtımlarına ve incelemelerine yer vermelidir,
7-Bilimsel kurumların veya derneklerin hazırladıkları tanı ve tedavi kılavuzlarına, kongrelerin,
sempozyumların konsensus raporlarına yer verilmelidir, 8-Tanı ve tedavi uygulamalarının etik
ve hukuki boyutunu ele alan makalelere yer verilmelidir, 9-Uzmanlık alanlarına yönelik özgün
bölümlere ayrılabilir, 10-Kaynaklar yeterli, uygun, eksiksiz, güncel ve ulaşılabilir olmalıdır.
Son Söz
Ciddi ve güvenilir nitelikteki süreli yayınların bilimsel arenada var olabilmeleri için gerekli ön
koşullar; okunuluyor olmaları, yazar haklarına ve gizliliğe özen göstermeleri, içerdikleri bilgilerin kullanılıyor ve makalelerine de atıfta bulunuluyor olmasıdır. Okunulurluğunu artırmanın
temel koşulu; editörün, yayın kurulu üyelerinin ve yayınevi sorumlularının istekli, hevesli, bilimsel merakı olan, iyimser, gelişmeye ve ilerlemeye açık kişilik özelliklerine sahip olmalarıdır (13). Eğer dergiyi yayınlamayı üstlenen editör ve yardımcıları yaptıkları işten zevk almıyor
ve her yeni sayıyı bir öncekinden daha iyi bir düzeye çıkarmayı hedeflemiyorlar ise, yayınevi
yetkilileri nitelikli bilimsel süreli yayınların tıp ortamına olası katkılarının bilincinde değil ise;
okuyucu kitlesinin ilgisinin de gün geçtikçe azalması ve gerilemesi olasılığı her zaman olacaktır.
Kaynaklar:
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
56
Gökçe Kutsal Y: Evrensel bilimin paylaşımı. içinde: Yılmaz O (Ed):Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2005,
Baskı matbaası.Ankara, 2005, s:3-5.
Ak MZ, Gülmez A. Türkiye’nin uluslararası yayın performansının analizi. Akademik İncelemeler 2006;1: 25-43.
Özdemir O, Gökçe Kutsal Y.Bilimsel Üretkenliği etkileyen çevresel faktörler. içinde: Yılmaz O (Ed):Sağlık
Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2010, Openajans Ankara, 2010,s: 74-9.
Swan A. What Authors Want: the ALPSP research study on the motivations and concerns of contributors
to learned journals. Learned Publishing 1999;12(3):170-2.
Hemlin S, Allwood CM, Martin BR. Creative Knowledge Environments. Creativ Res J 2008;20: 196-210.
Bland C, Ruffin MT.Characteristics of a productive research environment: Literature review.Academic
Medicine 1992;67(6): 385-97.
Swan A, Brown S. Authors and electronic publishing: what authors want from the new technology.
Learned Publishing 2003; 16: 28-33.
Ian Rowlands, Dave Nicholas and Paul Huntington. Scholarly communication in the digital environment:
what do authors want? Learned Publishing 2004;17: 261-73.
Ian Rowlands and Dave Nicholas. The changing scholarly communication landscape: an international
survey of senior researchers Learned Publishing 2006; 19: 31-55.
Gökçe Kutsal Y., Karahan S. Bilimsel Dergilere ve Makalelere Genç Bakış “Araştırma Görevlisi ve Uzman Hekim
Perspektifi”. içinde: Yılmaz O (Ed):Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2008, Openajans Ankara, 2008, s:166-74.
Bernhardt SA. The Writer, the Reader, and the Scientific Text Journal of Technical Writing and
Communication 1985; 15(2): 163-74.
Day RA. How to Write and Publish Scientific Papers http://www.scielo.br/scielo.php?pid=S007402761998000300029&script=sci_arttext&tlng=en%C3%83%C2%AF%C3%82%C2%BF%C3%82%C2%
BD%C3%83%C6%92%C3%85%E2%80%9C (Erişim tarihi: 1.12.2011).
Gökçe Kutsal Y, Korkmaz N. Ulusal süreli yayınlarımıza eleştirel bakış. içinde: Yılmaz O (Ed):Sağlık
Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2005. Baskı matbaası, Ankara, 2005,s:339-45.
Stott JC. What do readers want from their journal? Br Dent J 2003; 194; 311-3.
Pederson S, Stockdale R. What Do the Readers Think? A Look at How Scientific Journal Users See the
Electronic Environment. Journal of Scholarly Publishing 1999;31 (1): 42-52.
Gökçe Kutsal Y, Atalay A, Özçakar L. İdeal bilimsel dergi. içinde: Yılmaz O (Ed):Sağlık Bilimlerinde Süreli
Yayıncılık-2004, TÜBİTAK matbaası, 2004,s:245-9.
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SEÇİLMİŞ SÜRELİ TÜRK VE
YABANCI YAYINLARDAKİ MAKALE TÜRLERİ DAĞILIM
FARKLILIKLARI
Vahit ÖZMEN, Atilla SORAN, Nilüfer GÜLER
Bilimsel anlamda herhangi bir derginin atıf dizininde yer alması, güvenilirlik ve ulaşılabilirliği
oldukça önemlidir. Bir dergi açısından uluslar arası bir atıf dizininde yeralmak, prestij göstergesidir. Buna ek olarak uluslar arası önemli çalışma sonuçlarının ilk olarak yayınlandığı dergi, o
dergiyi araştırmacılar açısından çekici bir yayın haline getirmektedir. Son yıllarda uluslararası
atıf dizinlerine giren Türkiye kökenli dergi sayısında artış olduğu gözlenmektedir. Aralık 2009
itibarıyla Web of Science’da (WOS) dizinlenen Türkiye adresli dergi sayısının 73 olduğu ULAKBİM tarafından belirtilmiştir (1).
Belirli aralıklarla (haftalık, aylık, üç aylık, vd.) çıkan ve her sayısı birden çok yazarın yazılarından
oluşan yayın türü “süreli yayın” olarak adlandırılmaktadır. Bazen “dergi”, “magazin”, “periyodik”,
“mecmua”, gibi isimler de “süreli yayın” terimiyle eş anlamlı olarak kullanılmaktadır (2). Bu çalışmada Türkiye’den Genel Cerrahi alanında seçilmiş iki süreli yayın olan Ulusal Cerrahi Dergisi
ve Meme Sağlığı Dergisi’nin yurt dışından seçilmiş olan British Journal of Surgery ve Journal
of American College of Surgeons (JACS) dergileriyle, yayınlanan makale tipleri yönünden kısa
bir karşılaştırılması yapılmıştır. Türkiye’den seçilen dergilerin 2010-2011 yıllarını kapsayan son
bir yılda yayınlanmış olan sayıları değerlendirme kapsamına alınırken yurt dışı dergilerden
JACS’in son 12 aylık, BJS için ise rastgele seçilen son yıl içerisinde yayınlanmış iki sayısındaki
makaleler değerlendirmeye alınmıştır (Tablo1). Burada amaç, farklılıkların genel hatları ile ortaya konulması ve etki faktörü yüksek olan yabancı dergiler ile uluslararası indekslere girmeyen yerli dergiler arasındaki farklılıkların ortaya konmasıdır.
Her iki grup dergide de genel olarak editoryal yazılar, orijinal makaleler, derlemeler, editöre
mektuplar ve cerrahi tekniği içeren makaleler benzer bir şekilde verilmektedir. Orijinal makalelerdeki en önemli farklılık, yurtdışı dergilerin ağırlıklı olarak ulusal veya lokal veri tabanlarına
kayıtlı hastaların belirli amaçlar doğrultusunda taranması ve saptanan olgularda çalışmanın
yapılmasıydı. Burada, hazır ve önceden çeşitli nedenlerle kayıt altına alınmış olguların değerlendirilmesi yapılmaktaydı. Ülkemizde bu tür veri tabanları göreceli olarak çok az olduğundan, benzeri yayınların yapılması son derece zor olmaktadır. Türkiye’den yayınlanmış yazılarda
prospektif çalışmaların azlığı, veri tabanlarının ve meta-analizlerin olmaması, devam eden çalışmaların erken sonuçlarının verilmemesi, devam eden medikal eğitim (CME) ile ilgili yazıların
olmaması, anket ve etikle ilgili makalelerin azlığı, kalite değerlendirilmesi ile ilgili makalelerin
yokluğu ve reklam ve düzenlenecek kongrelerle ilgili bildirimlerin azlığı dikkati çekmiştir. Yabancı dergilerde kongrelerden seçilmiş çalışmaların yayınlanmış halinin, sunum sonrasındaki
soru ve cevaplarla birlikte verilmesi önemli bir farklılık oluşturmaktaydı.
Prof. Dr. Vahit ÖZMEN - Editör, Meme Sağlığı Dergisi
Prof. Dr. Atilla SORAN - Yardımcı Editör, Meme Sağlığı Dergisi
Prof. Dr. Nilüfer GÜLER - Yardımcı Editör, Meme Sağlığı Dergisi
57
TÜRK TIP DİZİNİ
JACS’ den yayınlanan makalelerin büyük bir kısmı, ulusal ya da bölgesel kayıt sistemlerindeki
veriler kullanılarak yazılmıştı. Bu kayıt sistemleri Tablo 2’de görülmektedir.
Ülkemizdeki dergi yayıncılığındaki sorunlar başlıca 4 başlıkta toplanabilir:
• Ülkemizde öğretim üyeliği atamalarında puan barajının aşılmasında Science Citation Index
(SCI) ve Index Medicus (IM)’a giren dergilerde yayınlanmış olan makale şartı aranmaktadır.
Türkiye’de bu indekslere girebilen dergi sayısı çok azdır. Bu nedenle de önemli araştırma
makalelerinin Türkçe dergiler yerine indekslere giren dergilere gönderilmesi, yayın göçü
artmıştır. Makaleler öncelikle yabancı dergilere gönderilmekte, bu dergiler tarafından kabul edilmediği zaman Türkçe dergilere gönderilmektedir. Atama kriterleri Türkiye’den yapılan yabancı yayın sayısını çok arttırmakla birlikte, Türkçe yayınlanan dergilerin değerinin
azalmasına neden olmuş ve Türkçe’nin bilim dili olmasına zarar vermiştir (3,4).
• Ülkemizde, daha önce de belirtildiği gibi toplum tabanlı kayıt sistemlerinin yetersizliği
dışında, prospektif çalışma planlama ve yapmada da ciddi zorluklar mevcuttur. Bunlar
ekonomik sorunlar, etik kurallar ve toplumun sağlık araştırmaları konusunda yanlış bilgilendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu koşullarda en kolay ve sorunsuz yapılabilen
yayınlar olgu sunumları ve derlemeler olmaktadır (Tablo 1).
• Dergilere ulaşmakta zorluklar mevcuttur. Pek çok dergi bölgesel olarak dağıtılmaktadır.
• Ülkemizde çok merkezli çalışmaların yürütülmesi ve işbirliğinde sorunlar mevcuttur.
Tablo 1. Örneklenmiş, limitli yerli ve yabancı dergilerin yayın dağılımının karşılaştırılması
Yayın tipi/ Dağılımı
YERLİ YAYINLAR
(n=97)
Dağılım %
YABANCI YAYINLAR
(n=234)
Dağılım %
Retrospektif
35
27
Olgu Sunumu
32
-
Derleme
19
7
Prospektif
5
11
Retrospektif Çokmerkezli
3
4
Prospektif Veri Retrospektif Analiz
-
6
Randomize
-
4
Deneysel
-
7
Veri Tabanı Kaynaklı
-
26
Metaanaliz
-
2
Anket
-
3
Cerrahi Tarihi
2
1
Bilimsel Toplantı Notları
2
-
Online Analiz
1
-
Kongre Sunumu
1
-
Eğitim/Kılavuz
-
2
58
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
Tablo 2. Ulusal ya da bölgesel hasta kayıt sistemleri
Agency for Healthcare Research and Quality
American College of Surgeons - National Surgical Quality Improvement Program
(ACS-NSQIP)
National Inpatient Sample from the Healthcare Cost and Utilization Project
Agency for Healthcare Research and Quality (AHRQ)
National Centers for Medicare and Medicaid Data
National Inpatient Sample (NIS)
ACS-Case Log Systems
Michigan Surgical Quality Collaborative Database
Quebec Trauma Registry
National Trauma Databank
National Cancer Database
Survailance Epidemiology and End Result (SEER) Cancer Registry
İncelenen yerli dergilerde bulunmayan unsurlar:
• Prospektif / randomize çalışmalar son derece azdır.
• Kongre ve çalışma anonsları göreceli olarak çok azdır.
• Ulusal veri analiz ve kayıt sistemleri bulunmamaktadır.
• Devam etmekte olan çalışmaların ön sonuçları verilmemektedir.
• Metaanalizlerin sayısı son derece azdır.
• Anket, etik ya da cerrahinin tarihçesi ile ilgili yazılar kısıtlıdır.
• Kılavuz ve öneriler oluşturmaya yarayacak çalışmalar bulunmamaktadır.
• Makale tartışmaları ve uzman görüşü ile ilgili makaleler azdır.
Öneriler:
• Atama kriterlerinde Türkçe yayınların puanlamasına yeni bir düzenleme getirilmesi ,
• Toplum tabanlı kayıt sistemlerinin teşvik edilmesi,
• Prospektif çalışma yapabilmek için parasal kaynak yaratılması ve etik kuralların çalışmaları teşvik edecek şekilde yeniden gözden geçirilmesi,
• Toplumun sağlık araştırmalarının önemi konusunda doğru bilgilendirilmesi.
Kaynaklar:
1.
2.
3.
4.
Al U, Soydal İ. Atıf Dizinlerindeki Türkiye Adresli Dergiler Üzerine Bir Değerlendirme. Bilgi Dünyası, 2011;
12 (1): 13-29.
Tonta Y, Al U. Türkiye’nin Bilimsel Yayın Haritası: Türkiye’de Dergi Yayıncılığı Üzerine Bibliyometrik Bir
Araştırma. Ankara. 2007.
Binici K. Tıp ve Sağlık Bilimleri Alanında Türkiye’de Yayınlanan Akademik Süreli Yayınlarda Niteliği
Etkileyen Nedenler ve Kaliteyi Yükseltme. Yüksek Lisans Tezi. Ankara, 2010.
Alemdar, K. Akademik Süreli Yayıncılık Üzerine. içinde Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2007 ed
Yılmaz O: s.13-16. Openajans Ankara. 2007.
59
TÜRK TIP DİZİNİ
BİLİMSEL YAŞAM VE ETİK
O. Nuri ÖZGİRGİN
Etik bir yaşam biçimidir. Bırakın meslek ilkelerimizi ve akademik görevlerimizi günlük yaşamın
da aslında bir parçasıdır. Ancak özellikle tıp mesleği ve eğitim görevlerimizde, bu süreçte yapmış olduğumuz tüm etkinliklerde sorumluluk almalıyız. Etik değerleri benimseyerek bunlara
uymak bizi, mesleğimizi, akademik çalışmalarımızı yargılayan ve yönlendiren güçlere karşı
daha güçlü kılacaktır.
Bilimsel aktiviteler akademik yaşamın ta kendisidir. Bilimi üretebilmek ve yayabilmek için araştırma yapmak gerekir. Araştırma etiği temel ilkemiz olmalıdır. Araştırma projelerinin oluşturulması sırasında özgün olmak, araştırma yöntemini doğru ilkeler ile oluşturmak, materyal insan
ise insan sağlığına zarar verecek yaşamı olumsuz etkileyecek yöntemlerden kaçınmak, materyal hayvan ise hayvan haklarına özen göstermek, hayvanın acı çekmesine fırsat vermeyecek
yöntemleri oluşturmak ilke olmalıdır. Araştırma sürecinde nitelik ve nicelik kavramlarına dürüstçe sahip çıkmak araştırma sonuçlarını saptırmadan yayınlamak ve özümsemek bireysel ve
akademik sorumluluğumuzdur. Bilimsel Kuruluşların, Üniversitelerin bünyesinde oluşturulan
etik kurullar bu sürecin takipçisi olmaktadır. Bunun ötesinde bilimsel dergilerin uluslararası
indekslerce kabulü sırasında olmaz ise olmaz kurallardan birisi de yayın için kabul edilmiş yayınların gereç yöntem kısımlarında etik kurulların kabul bilgilerinin var olma zorunluluğudur.
Bilimsel toplantılar akademik yaşamın bir parçasıdır. Ancak özellikle son 20 yılda yalnızca ülkemizde değil tüm dünyada bilimsel toplantılar bir sektör olmuştur. Toplantı ekonomisi önemli
değerlere ulaşırken, firma sponsorlukları bu sürecin kaçınılmaz bir parçası olmuştur. Gerek
yapılan araştırmaların sunumu, gerekse kişisel deneyimlerin aktarılması sırasında ortaya çıkan
sonuçlar bazen bir profesyonel kuruluş için çıkar vesilesi olabilmekte ve bu gelişme akademik
insan ile profesyonel kuruluş arasında bir cins maddi çıkar ilişkisi doğurabilmektedir. Etik çizgisi bu çıkar ilişkisini ayrıştırma sürecinde yol göstericidir. Irk, kültür, toplumsal kabuller ve bu
çizginin yerini kısmen değiştirebilmektedir.
Ülkemizde resmi makamlarca bilimsel toplantılara katılım sponsorluğuna olumlu bakılmaktadır. Bu yaşamın bir parçası olmuştur çünkü toplantı organizasyonlarının maliyetlerini arttıran
birçok faktör vardır. Bu aktivitelere katılma arzusu ve zorunluğunda olan bilim insanlarının
veya öğrenme arzusunda olan genç nesli zorlamaktadır.
Ayrıca yukarıda da ifade ettiğim gibi bilimsel sunumların her hangi bir profesyonel kuruluşun
çıkarına olabilecek sonuçlar doğurması (ürünün desteklenmesi, cihazın desteklenmesi) kafalarda çıkar ilişkisi kaygısı yaratacaktır. Artık Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan bilimsel organizasyonların program kitapçıklarında, bilimsel program detayları geçmeden kişi bazında
çıkar ilişkisinin yokluğu veya varlığı yazılı biçimde vurgulanmaktadır.
Prof. Dr. O. Nuri ÖZGİRGİN
Türk KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Etik ve Onur Kurulu - Başkan
The Journal of International Advanced Otology - Editor in Chief
60
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
Türk KBB topluluğu Ulusal Dernek marifeti ile alanında etik değerlerin belirlenmesinde
öncü kuruluşlardan birisi olup, son iki sene içinde Etik ve Onur Kurulunu oluşturmuştur. Etik
Kurul’un ilk çalışma konusu bilimsel toplantılarımızın içeriğini ve yüksek kalitesini koruyabilmek, toplantı sponsorluklarını saydamlaştırarak camiamızın hak etmediği şekilde zan altında
kalmasına fırsat vermemek oldu. Bu süreçte birçok meslek kuruluşunun temsilcileri ile toplantılar yaparak bazı kriterler oluşturdu ve Ulusal KBB Derneğine uygulanmak üzere sundu. Ulusal Dernek bu süreci benimsemekle kalmayıp ilgili alanda faaliyet gösteren diğer Derneklerin
de uygulaması için teşvik sürecini başlattı. Daralan ve daraltılan ekonomi içinde zaten bilimsel
toplantıların geleceği ve niteliği tartışılırken sivil toplum kuruluşu olarak topluluğumuzun bu
sürece sahip çıkması zaten gerekmekte idi. Bu uygulamanın örnek olmasını dilemekteyiz.
Yayın etiği ise çok daha farklı ve önemli kavramdır. Akademik yükseltmeler adayın yapmış
olduğu yayın sayısı ve kalitesi ile ölçütlendirilmektedir. Yayın kalitesinin ölçütü ise öncelikle
bilimsel çalışmaların yayınlanmış olduğu derginin yayın kurulu ve editörlerince belirlenmektedir. Bunun akademik yaşama yansıması ise araştırmaların yayınlandığı dergilerin etki faktörü dikkate alınarak yorumlanmaktadır.
Yayın etiği daima Dergi Editörlerinin önceliği olmuştur. Bu konu diğer Uluslararası Dergi editörlerince de zaman zaman dile getirilmektedir. Etik konuların takipçisi olan ICMJE ve COPE
gibi kuruluşların varlığı her zaman bu konuda bir güvence oluşturmaktadır. Plajiarizm, fabrikasyon, yanıltmacılık, duplikasyon veya aşırmacılık dergi editörlerinin odak noktasıdır.
Özellikle ülkemizde yasa ve yönetmeliklerce tanımlanmış olan akademik yükseltmeler diğer
ülkelere göre daha geniş kitlelere bundan yararlanma fırsatı verirken doğal olarak da bunun
gereği olarak bilimsel araştırma sayısı ve bunun yayına dönüşme oranı diğer ülkelere kıyasla göreceli artmış gözükmektedir. Ülkemizde etki faktörünün yüksek olan ve uluslararası indekslere kayıtlı olan dergi sayısının kısıtlı olması nedeni ile bu çalışmalar değerlendirilmek
üzere yabancı dergilere gönderilmektedir. Yabancı dergi editörlerinden ise zaman zaman
Türkiye’den bu kadar çok çalışma çıkmış olmasına mesafeli yaklaştıkları ve bunun kafalarda
soru işareti uyandırdığı yönünde serzenişler ulaşmaktadır.
Etik kuramlar çerçevesinde branş derneklerinin ve de TUBİTAK ULAKBİM Türk Tıp Dizini Komitesinin öncülüğü doğrultusunda bu konuda gereken farkındalığın yaratılarak yabancı dergi
editörleri nezdinde oluşan bu yanlış algının giderilmesi, buna karşılık bu algıya gerçekten neden olabilecek yukarıda sayılan etik olmayan girişimlerin de engellenmesi hepimizin sorumluluğudur.
Türk KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Etik ve Onur Kurulu olarak uzlaşma oluşturmak amacıyla TUBİTAK ULAKBİM Türk Tıp Dizini Komitesi önderliğinde tüm dergi editör ve yardımcılarının katıldığı bir çalıştay düzenlenmesinin ve bu çalıştayın sözünü etmiş olduğum kaygıları
giderecek bir milat oluşturmasını dilemekteyiz.
Kaynak:
1.
Türk KBB ve BBC Derneği Etik El Kitabı 2011.
61
TÜRK TIP DİZİNİ
YAŞAM BİLİMLERİNDE ARAŞTIRMA VE YAYIN ETİĞİ
Okan ÜRKER*, Nesrin ÇOBANOĞLU**
Bilim-Etik İlişkisi
Bilim; insanların kendilerini ve çevrelerindeki diğer varlıkları anlamak ve bu varlıkların birbirleri ile ilişki ve etkileşmelerini inceleyip, oluşan olayları açıklayabilmek için uyguladıkları yöntem
ve etkinlikler ile ilk çağlardan günümüze kadar elde edip biriktirerek yeni kuşaklara aktardıkları bilgilerin tümü olarak tanımlanabilir (1). Kısaca bilim, doğru düşünme ve sistematik olarak
bilgi edinme sürecidir. Bilimin amacı, evrende doğru bilgiyi yanlış bilgiden ayırarak onu sistematik şekilde insan ve insanlık yararını gözeterek değerlendirmektir. Böylece bilim düşüncede, toplumda ve dünyada düzen yaratarak kişiden kişiye değişebilen yargı ve tercihler yerine
tarafsız ve sağlıklı ölçütler getirir.
Bilim özünde gerçeği bulmaya ve olgusal dünyayı açıklamaya yönelik bir arayıştır. Bilim yanılmaz dogmalar içeren bir öğreti değildir; tutarlılık ölçütüne bağlı bir sınama-yanılsama ve
yanılgıyı ayıklama sürecidir (2). Bilim bir inanç dizgesi olmadığı gibi, sanat gibi kendiliğinden
gerçekleşen bir yaratıcılık da değildir. Bilim aynı zamanda birikimseldir.
“Bilimsel düşünce” bilim çerçevesinde düşünerek yeni fikirler üretmektir. Bilimsel düşünmek
“analitik düşünmek” demektir (1). Olayları neden-sonuç çerçevesi içinde tarafsız bir şekilde
analiz eden ve doğru sonuca ulaşabilen bir kişinin analitik düşünebildiği söylenebilir.
“Etik”, insanlar arasındaki ilişkilerin temelinde yer alan değerleri, ahlaki bakımdan iyi ya da
kötü; doğru ya da yanlış olanın niteliğini ve temellerini araştıran felsefe dalı olarak tanımlanmaktadır. Yunanca ethos (töre, gelenek, alışkanlık) sözcüğünden türetilmiştir. Belirli ahlak değerlerinden ya da ilkelerinden oluşan sistemler veya kuramlar için de bu terim kullanılır (3).
Etik bir çalışma faaliyetinde bulunan insanların ahlak ilkelerini, davranış biçimlerini, görevlerini
ve zorunluluklarını belirleyen kurallar zinciri olarak tanımlanabilir (4). Etik, yasalardan farklı olarak, çoğunlukla yazılı ve kesin koşullar içermez. Zamana, değişen koşullara, toplumsal gereksinim ve bilimsel gelişmelere bağlı olarak değişimler gösterebilir. Ancak temelindeki “iyilik etme”,
“kötülük etmeme”, “adil davranma” gibi ana belirleyiciler değişmez. Bilimsel düşünce, bilimin
genel kurallarına uymanın yanı sıra problemlerin çözümüne yönelirken mutlak doğru sonucu
elde etme ve uygulamaya koymada “etik” olmak zorundadır (5). Bunun yanında, etik ve ahlak
arasında yakın bir ilişki bulunmakla birlikte kavramların karıştırılmaması gerekmektedir. Etik,
ahlakı da içeren daha geniş bir alanı ifade eder. Etik, ahlaki tutumların ardında yatan yargıları
ele alarak, insanın bütün davranış ve eylemlerinin temelini araştırır (6). Etik, ahlak ve toplumca
*Okan ÜRKER, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Çevre Bilimleri Anabilim Dalı
Doktora Öğrencisi
**Prof. Dr. Nesrin ÇOBANOĞLU, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Etiği ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Başkanı
62
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
belirlenen ahlaki ilkelerin niteliğini sorgulayan felsefedir. Bu çerçevede, bilim alanında bilim
etiği veya bilim ahlakı kuralları söz konusudur (7). Etik temellere dayanmayan bir bilimsel çalışma bilimin kurallarına tam olarak uysa bile elde edilen sonuç geçersiz olacaktır (8).
Bilimsel Araştırma
Bilim insanının bilimsel yöntemleri kullanarak belli bir sorunun çözümüne yanıt arama sürecidir. Bu süreç problemin tanımlanması ve çözüme yönelik yöntemlerin uygulanmasını kapsar.
Çözüme yönelik yöntemler veri toplamadan verilerin değerlendirilmesi ve yorumlanmasına
kadar uzanan geniş bir alanda incelenebilir. Bilimsel araştırma sonuçlarının başka bilimcilerle
paylaşılabilmesi, eleştirilebilmesi ve bunlardan yararlanabilmesi için yayınlanması gerekir. Bilimsel araştırma sonuçlarının yayına dönüşmesi noktasında “yayın etiği” devreye girer. Bilimsel yayın bilimsel araştırma sürecinin net ve kullanılabilir sonucu olduğuna göre bilimsel araştırmadan soyutlanması pek doğru bir yaklaşım değildir ve etik kurallar söz konusu olduğunda
bir bütün olarak ele alınması gerekir. Bilimsel araştırma sürecinde etik ihlaller yapılmışsa yayın
sürecinde etik ihlal olmaması, sonucu geçerli kılamayacağı gibi, düzgün işleyen bir araştırma
sürecinin etik ihlaller olan bir yayın süreci ile noktalanması da aynı şekilde değerlendirilir (5).
Bilimsel araştırmalar ve onların doğal sonuçları olan bilimsel yayınlar üzerinde son yıllarda
çok önemli etik sorunlar belirmiş ve toplumun her kesiminin ilgisini üzerinde toplamıştır (9).
Akademik yaşamda ilerleme için araştırma ve bilimsel yayın zorunluluklarının getirilmesi bu
yayınların doğruluk düzeylerinin de saptanması problemini doğurmuştur. Bilimsel bir yayının ve onun dayanağı olan araştırmanın doğruluk düzeyi sadece dergi editörlerini, akademik
yöneticileri ve bilimsel okuyucuları değil tüm toplumu ilgilendirmektedir (10). Bilimsel yanıltmanın genelde 2 biçimi olduğu bilinmektedir. “Özensiz araştırma” veya “disiplinsiz araştırma”
adı verilen, aslında kötü niyetli olmayan ancak bilimsel metodolojiye uymayarak yanlış sonuçlara ulaşan araştırmacılar tanımlanmaktadır. Bilerek yapılan yanıltıcı yayınlar için ise “bilimsel
sahtekârlık”, “bilimsel yalancılık” veya “bilimsel saptırma” gibi başlıklar kullanılmaktadır. Ancak
her iki durumda da bilim çevreleri ve toplum yanıltılmakta, zarar görmektedir (9).
Bilimsel Yayinlarda Yanıltma Biçimleri-Yayın Etiği Sorunları
Yoğun olarak karşılaştığımız bilimsel yanıltma biçimlerini Ruacan (2003) aşağıdaki gibi gruplandırmaktadır;
I. Yazarlık Hakkı Sorunları: Bilimsel bir yayında yazarlık hakkı olmayanların isimlerinin yazar
olarak gösterilmesi, hakkı olanların yazarlar listesine alınmaması gibi durumlara sıklıkla rastlanmaktadır. Genelde bir bilimsel yayında, yazar listesinin neresinde olursa olsun, tüm yazarlar çalışmanın tümünden sorumludurlar.
II. Korsanlık (Plajerizm): Daha önce yayınlanmış bir yayının tümünü veya bir kısmını kaynak
göstermeden alarak kendi yayını gibi yeniden yayınlamak olan bu yanıltma biçimi en ciddi
bilimsel etik saptırmalarından birisini oluşturmaktadır.
III. Uydurmacılık (Fabrikasyon): En ciddi bilimsel yanıltma türlerinden birisi olan uydurmacılık gerçekte olmayan verileri ve sonuçları yayınlamak olarak tanımlanabilir. Kişileri yalan ve
uyduruk yayınlar yapmaya zorlayan koşulların kısmen akademik ortamdaki “yayın yapma baskısı” olduğu açıktır.
63
TÜRK TIP DİZİNİ
IV. Çoklu Yayın (Duplikasyon): Aynı verilerin ve sonuçların birden fazla yayında verilmesi anlamına gelen bu yanıltma türü basit gibi görünse de gerçekte ciddi boyutlara ulaşabilen bir
uygulamadır. Aynı makaleyi değişik dillerde yayınlamak da bu gruba girmektedir.
V. Bölerek Yayınlama (Salamizasyon): Bir önceki yanıltma biçimine benzeyen bu yöntemde
yazarlar tek bir çalışmadan çıkan sonuçları yapay olarak bölerek birden fazla yayın çıkarma
çabasına girmişlerdir.
VI. İnsan-Hayvan Etiğine Saygısızlık: Günümüzde gerek insanlar gerekse de hayvanlar üzerinde yapılacak araştırmalar etik kurulların izni ve denetimine bağlıdır. Artık etik kuruldan
onay alındığı belirtilmeden ve bazen bu onayın belgesi sağlanmadan insan veya hayvan üzerinde yapılmış araştırmaların yayınlanması olanağı kalmamıştır.
VII. Kaynakların Taraflı Seçilmesi: Araştırmacıların bilerek veya farkında olmayarak yaptıkları
hatalardan birisidir. Eğer yazarlar sadece kendi sonuçlarını destekleyen kaynakları gösterip
ters yöndeki makaleleri kaynak olarak vermezlerse bu taraflı bir sunuş olur.
VIII. Taraflı Yayın (Çıkar Çatışması): Günümüzde bilimsel çalışmalar için çok büyük mali kaynaklara gerek duyulmaktadır. Giderek araştırmaların ticari şirketler tarafından desteklendiği
görülmektedir. Böyle bir destekle gerçekleştirilen çalışmaların bilimsel tarafsızlık içinde yürütüldüğü ve sonlandırıldığı, araştırıcılara herhangi bir çıkar sağlanmadığı konusu açıklığa
kavuşturulmalıdır (10).
Yayın ve araştırma etiğine ilişkin yukarıda sıralanan problemlerden bizi en çok ilgilendiren
konu, insan gönencini arttırmak ve yaşamının devamlılığını sağlamak üzere yapılan çeşitli araştırmalar sırasında (sağlık, gıda, enerji, su kullanımı, biyolojik mücadele vb.) yine insan
türüne ve diğer tüm yaşamların haklarına yönelik müdahaleleri ve çeşitli ihlalleri konu edinen “insan-hayvan etiğine saygısızlık” başlığı altında yaşam haklarına yapılan müdahalelerin
araştırma etiği kapsamında ele alınmasıdır. Artık günümüzde bu maddenin sadece insanlarla
veya evcil hayvanlarla sınırlı kalmayıp tüm canlı gruplarını içine alacak şekilde genişletilmesi
zorunluluğu bulunmaktadır. Bu noktadan itibaren yaşam bilimlerinde etiğin yerini tartışarak
klasik etik sorusunu yaşam bilimleri için nereye kadar, ne kadar ve nasıl müdahale konuları
üzerine yoğunlaştırmalıyız.
Yaşam Bilimleri-Çevre Etiği-Araştırma Etiği İlişkisi:
Geçmişten günümüze türümüzün varlığını sürdürebilmesi amacıyla doğaya çok çeşitli müdahalelerde bulunduk. Bu binlerce yıl önce bir ağacın yakacak olarak kullanılması, bir buğday
türünün ekmek olarak tüketilmesini sağlamak için ıslah edilmesi, bir hayvanın işe yarar özelliklerinden ötürü evcilleştirilmesi, bir bitkinin yaralarımızı tedavi etmesinden ötürü yetiştirilmesi iken, günümüzde milyarlarca kişiyi beslemek için genetiği değiştirilmiş organizmalar,
hastalıklarımıza çare bulmak için üzerinde deneyler yapılan organizmalar, daha sağlıklı bir
ortamda yaşamamızı sağlamaya çalışan biyolojik mücadeleler, çeşitli tüketim isteklerimiz için
sınırsızca kullanılan ormanlar-denizler-nehirler-topraklara dönüşmüştür. Yaşam bilimleri terimi günümüzde yaşanan ve artışa geçen çeşitli çevre sorunlarına çözüm bularak, insan neslini
olabildiğince sürdürebilmesini garanti altına alma amacıyla özellikle temel bilimlerden köken almış fakat sosyal bilimlerden de (psikoloji, etoloji gibi) destek almış geçmişi yukarıda
bahsettiğimiz gibi çok eskilere dayanmasına rağmen nispeten kendini güncellemiş bir bilim
dalıdır. Bilimin amacı objektif bir şekilde insanların kendilerini ve çevrelerindeki diğer varlıkları anlamak ve bu varlıkların birbirleri ile ilişki ve etkileşmelerini incelemek iken yaşam bi64
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
limlerinin amacı tamamen insan merkezli bir bakış açısı ile doğayı insan yararına daha fazla
nasıl yönlendirebiliriz gibi pek de objektif olmayan bir amacı da içerisinde barındırmaktadır.
Genetiği değiştirilmiş organizmalar, bulaşıcı hastalıklara karşı doğaya yapılan müdahaleler,
insan yaşamına yönelik yapılan genetik araştırmalar, biyoteknolojik araştırmalar, nükleer araştırmalar, su sistemleri üzerinde yapılan çeşitli uygulamalar, yenilenebilir ve yenilenemez enerji
araştırmaları, agronomi-agro teknoloji, madencilik, ormancılık faaliyetleri, biyolojik mücadele
araştırmaları, iklim sistemleri üzerine yapılan araştırmalar artık günümüzde yoğun olarak karşımıza çıkan yaşam bilimlerinin konu ve ilgi alanlarını oluşturmaktadır. Örnek vermek gerekirse; yaşam bilimleri bir ormandaki x zararlısı böcek populasyonunun bu etkilerini yok etmek
amacıyla, orman içerisinde deneme sahalarında yürütülen kimyasal (x türünü yok edici) ilacın
çevreye verdiği etkiden ziyade ilacın başarı oranı üzerine araştırmalarını yoğunlaştırır ya da
dünyadaki açlık sorununa karşı çözüm olarak genetiği değiştirilmiş dirençli bir buğday tohumunun dünya üzerindeki her yerde üretimini ve tüketimini teşviki ile ilgilenirken, yine diğer
yabanıl türler üzerine oluşacak etki ile ilgilenmez. Başka bir örnek vermemiz gerekirse, günümüzde çok popüler olan yenilenebilir enerji kaynaklarının enerjiye dönüşmesi yaşam bilimlerinin konusu olurken, bu enerjinin üretime dönüşmesi aşamasında ortaya çıkan çevresel tahribatlar konu dışında kalmaktadır. Verilen örneklerden de anlaşılacağı üzere yaşam bilimleri
insan gönencini ön planda tutarak çevre tahribatlarına sorun bulmaktan ziyade sorunu daha
da derinleştiren boyutlara ulaşmaktadır. Daha önce yazının başında ve ilerleyen bölümlerinde
de bahsedildiği üzere başlangıçta bilim ilk ortaya çıktığı anda olayların anlaşılması amacıyla
gelişen merak duygusunu tatmin etme süreci idi ve olgular, etkiler, tepkiler her yönüyle ele
alınmaktaydı. Bu sebeple bilim etiği ile yaşam bilimlerinde etiğin konularını ve sorularını farklı
şekillerde ele almak daha faydalıdır.
Çobanoğlu (2009) araştırma etiğini; bilimsel araştırma sürecinde beliren değer sorunlarının
çözümünde bilim toplumunun vicdanının temsilcisi olan ilkeler bütünü olarak tanımlar ve
dört temel ilke üzerinde durur (11).
Zarar vermemek; Araştırma sırasında deneğe verilen zararların önlenmesini konu edinir ve
araştırmacıların mutlak bir etik eğitimle donatılması gerekmektedir. Bu ilke genellikle tıbbi
çalışmalarda insan deneklerin üzerinde yoğunlaşmasına rağmen, günümüzde tüm yaşam bilimlerinde uygulanması gerekmektedir.
Yaşama saygı; Burada sözü edilen içinde insanın da bulunduğu tüm yaşam biçimleridir. Doğal çevrenin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu günümüzde, tüm canlıların yaşamına saygı gösterme zorunluluğumuz bulunmaktadır. İnsan deneklerin kullanımına yönelik
öneriler içeren Helsinki Bildirgesi’nde olduğu gibi, 22 Nisan 2010’da Bolivya’da gerçekleştirilen İklim Değişikliği ve Doğa Ana Hakları Dünya Halkları Konferası’nda imzalanan Halkların
Anlaşması’nı da tüm yaşam biçimleri için etik bir rehber kabul etmeliyiz.
Gizlilik; Bilimsel araştırma sırasında deneğin kişisel mahremiyetinin korunması çok önemlidir. Denekle ilgili her türlü kişisel dökümanın (kimlik, fotoğraf vb.) kullanılması etik dışıdır. Bu
maddenin yaşam bilimleri ile ilişkisine örnek vermek gerekirse; nesli tehlike altında olan bir
türle ilgili elde edilen bilgilerin araştırmacı tarafından bilimsel dergiler yerine popüler yayınlara ve medyaya verilmesi sonucu türün daha büyük baskılar yaşamasına (avcılık, turizm, rekreasyonel kullanım vb) ve hatta soyunun tükenmesine neden olabilir.
Aydınlatılmış onam (rıza); Helsinki Bildirgesi’nde belirtildiği gibi denek adaylarının araştırma öncesinde her türlü bilgiye ulaşmasının sağlanması gerekmektedir. Deneğe araştırmanın
65
TÜRK TIP DİZİNİ
herhangi bir aşamasında süreçten ayrılma özgürlüğü bulunduğunun bildirilmesi zorunludur
ve onamı yazılı olarak alınmalıdır. Bu madde daha çok insan deneklerle yürütülen araştırmalarda kullanılsa da günümüzde artık tüm yaşam bilimlerinde uygulanmak zorundadır. Buradan hareketle herhangi bir yaşam bilimi konusunda araştırmaya dâhil olacak diğer canlıların
(evcil-yabani bitki, hayvan türleri) bireysel onamlarının alınması ihtimali olmadığı göz önüne
alınarak konunun uzmanı bilim adamlarının ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek
oluşturacakları komisyonların gözetiminde bu tarz araştırmalar yürütülmelidir. Araştırmanın
herhangi bir aşamasında deneklerin (diğer türler) adına oluşturulacak bu tarz komisyonlar
çekilme kararı verebilmelidir.
Artık günümüzde yaşam bilimlerinde araştırma etiğinin sınırlarını belirleyip, sorularımızı bu çerçevede oluşturmamız gerekmektedir. Bu sebeple yaşam bilimleri ile ilgili tüm araştırmalarda;
• Yaşama ve var olma hakkı;
• Saygı duyulma hakkı;
• Yaşamsal döngülerini ve süreçlerini insan tarafından bozulmadan devam ettirme ve biyolojik kapasitesini yeniden oluşturma hakkı;
• Kendi kimliklerini ve bütünlüklerini ayrı, öz-düzenlemeli ve birbiriyle ilişkili varlıklar olarak sürdürme hakkı;
• Yaşam kaynağı olarak su hakkı;
• Temiz hava hakkı;
• Kapsamlı sağlık hakkı;
• Kirlenmeden, zehirli ve radyoaktif atıklardan muaf olma hakkı
• Bütünlüğünü ya da yaşamsal ve sağlıklı işleyişini tehdit edecek şekilde genetik yapısındaki bozulma ve değişikliklerden muaf olma hakkı;
• Bahsi geçen tüm hakların insan faaliyetleri nedeniyle ihlal edilmesi durumunda bunların gecikmeden ve tam olarak iyileştirilmesi haklarına özenle dikkat edilmesi gerekmektedir (12).
Bunların yanı sıra yaşam bilimleri ile ilgili tüm araştırmalarda araştırmacılara, uzmanlık alanları
ile ilgili etik egitiminin yanisira (ornegin hekimlere - tıp etiği) çevre etiği eğitimi de verilmelidir.
Kaynaklar:
1.
2.
Alaçam E, Bilimsel Etkinlik ve Yayım. Tübitak Yayınları, Ankara, 1995, s. 1-4.
Yıldırım C, Bilimin Öncüleri. Tübitak Popüler Bilim Kitapları No:9, 10. Basım, Nurol Matbaacılık, Ankara,
1995, s. 3-5, 81.
3. Keleş R, Ertan B, Çevre Hukukuna Giriş, İmge Kitabevi Yayınları, 2002.
4. Bishop C, How to Edit a Scientific Journal, ISI Press, Philadelphia,1984, s.74.
5. Uzbay T, Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık - 2006 Araştırma Etiği, Syf 19-26.
6. Çobanoğlu N, Kuramsal ve Uygulamalı Tığ Etiği, Eflatun Yayınevi, 2009, s.10.
7. Bursalı O, Bilimsel Araştırmada Etik ve Sorunlar. Cumhuriyet Bilim Teknik, Sayı 765: 3, 2002.
8. Türkiye Bilimler Akademisi Bilim Etiği Komitesi. Bilimsel Araştırmada Etik ve Sorunları. Türkiye Bilimler
Akademisi Yayınları, Tübitak Matbaası, Ankara, 2002.
9. Kansu E, Bilimsel Yanıltma ve Önlenmesi, Dünyada ve Türkiye’de Bilim, Etik ve Üniversite, Türkiye Bilimler
Akademisi Yayınları, 1994.
10. Ruacan Ş, Bilimsel Araştırma ve Yayınlarda Etik İlkeler, içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2003,
(ed. Yılmaz O), TÜBİTAK Matbaası Ankara, 2003, s. 47-53.
11. Çobanoğlu N, Kuramsal ve Uygulamalı Tığ Etiği, Eflatun Yayınevi, 2009, s.88-92.
12. Halkların Anlaşması, İklim Değişikliği ve Doğa Ana Hakları Dünya Halkları Konferansı, KoçabambaBolivya, 22 Nisan 2010.
66
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK:
SORUNLAR-ÖNERİLER
Aytaç YILDIZELİ
Son yıllarda dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de “sağlık bilimleri” alanında üretilen “bilimsel dergi” sayısının büyük ivme kazanarak yüksek rakamlara ulaştığı gözlemlenmektedir.
Türkiye’de sağlık bilimleri alanında üretilen 300’ün üzerinde dergi bulunmakta ve bınlardan
(2009 verilerine göre) 107 dergi Türk Tıp Dizini’nde yer almaktadır.Yine ISI Thompson atıf dizinine giren 75 Türkiye adresli dergiden, 30 tanesi de tıp / sağlık bilimleri alanında yayın yapmaktadır. İngiliz Haber Ajansı Thompson Reuters’ın Ortadoğu ülkelerinin bilim dünyasındaki
yerini tespit etmek için yaptığı araştırmada, Türkiye’de 2000 yılında 5000 bilimsel makalenin
yayınlandığı ve bu sayının 2009 yılında 22000’e ulaştığı belirtilmiştir. Yine aynı araştırmaya
göre, Ortadoğu ülkeleri arasında “klinik tıp” alanında en çok makale üreten ülkelerin Türkiye
ve Suudi Arabistan oldukları saptanmıştır. Ayrıca, dünyada tıpla ilgili olarak yazılan makalelerin %2.84’ünün Türkiye adresli olduğu da ortaya çıkmıştır.
Türkiye‘de makale sayısının artışında rol oynayan en önemli faktörler şunlardır;
a. Genel bütçeden TÜBİTAK aracılığı ile kullandırılmaya başlanan ARGE desteği,
b. Üniversite araştırma fonlarının artması,
c. Uluslararası ve mesleki kuruluşların verdiği destekler,
d. Türk Tıp Dizini Komitesi’nin etkin çalışmaları,
e. TÜBİTAK - ULAKBİM veritabanı üretimi,
f. Yabancı kaynaklara EKUAL ve ANKOS gibi konsorsiyumlar çerçevesinde üniversite ve
hastanelerden ekonomik ve hızlı bir şekilde doğrudan erişimin sağlanması,
g. TÜBİTAK-ULAKBİM TO-KAT Toplu Katalog Projesi,
h. TÜBİTAK-ULAKBİM TÜBES Türkiye Belge Sağlama ve Ödünç Verme Sistemi Projesinin hayata geçirilmesi.
“Bilimsel dergiler” veya diğer adıyla “akademik dergiler”, bilimsel yöntemler kullanılarak yapılan araştırma sonuçlarını bilim toplumunun paylaşımına sunmak amacıyla belli ve düzenli
aralıklarla yayınlanan dergilerdir. Bilimsel dergilerin öncelikle hakemli olması, yani danışmanların denetiminden geçmesi ve uluslararası yayın standartları çerçevesinde hatasız ve doğru
bir biçimde yayınlanması beklenir.
Bilimsel dergilerde, yazımın hatasız ve yazım kalitesinin yüksek olması, tablo ve şekillerin düzgün, istatistiksel bilgilerin doğru, kaynakçadaki bibliyografik bilgilerin eksiksiz olması gerekir.
Bilimsel süreli yayıncılıkta kaliteyi etkileyen nitelikli bir editoryal grubun kurulmuş olması çok
önemlidir. Bu grup, editörler, yardımcı editörler, danışmanlar, özel işlevli uzmanlar (redaktörler, çevirmenler, dil uzmanları, biyoistatistikçiler gibi) denetmenlerden oluşmalıdır. Derginin
Aytaç YILDIZELİ - ÜNAK Başkanı
67
TÜRK TIP DİZİNİ
saygınlığını arttıracak bir başarının yakalanması bakımından bu grubun çalışmaları önemli rol
oynayacaktır.
“Yazım hataları” adı verilen olgunun yalnızca gramer ve imla hatalarından oluştuğu düşünülmemelidir. Metin, şekil ve tablolardaki tüm yanlışlar da aynı kapsamdadırlar. Bir bilimsel derginin saygınlığı, özgün araştırma sayısının yüksek olması ve yazım hatalarının en aza indirgenmesiyle doğru orantılıdır. Bunun için de, editöre çok önemli görevler düşmekte ve editörün
yazı denetleme grubunu çok iyi seçmesi, işleri dikkatli ve titiz bir biçimde izlemesi ve belirlenen sürede işi sonlandırması gerekmektedir.
Yanlış girilen veriler ve şekillerin yanlış yerlerde konumlanması ya da numaralandırılması gibi
küçük görünen hatalar, öngörülen bilgi paylaşımında yanlış izlenim ve anlaşılmalara neden
olabilmektedir. Bu yüzden metnin yanısıra, çoğu durumda uluslararası standartların uygulanmasıyla yazılmıış bulunan makale özünün, anahtar sözcüklerin, başlığın, kısım başlıklarının,
tabloların ve şekillerin, formüllerin, eklerin, dipnotların ve kaynakçaların da iyice denetlenerek
son hallerine getirilmiş olmaları gerekmektedir.
2003 ve 2004 yıllarında yapılan “Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık” toplantılarında yayın ve
yazım sorunlarına ilişkin olarak sunduğumuz bildirilerde Türk yayıncılığına ışık tutacak öneriler getirilmişti. Günümüze değin nelerin değiştiğini saptamak için bir durum değerlendirmesi
çerçevesinde, 2004 yılından 2011 yılına kadar geçen zamana özgü olmak üzere, Türk Tıp Dizini
Komitesi’nin ısrarlı uyarıları, kesin uygulamaları ve bilgi verici seri toplantıları sonucunda gelinebilen durum üzerine bir araştırma yaptık. Değerlendirme işlemleri tamamen bitmiş olan
2009 yılında veri tabanına giren 107 dergi üzerinde yaptığımız incelemeler sonucunda, Türk
Tıp Dergiciliği’nde standartlarla ilgili birçok sorunun halledilmesine karşın, asıl önemli olan
sorunların devam etmekte olduklarını gözlemledik.
Bu bakımdan, Türk tıp süreli yayıncılığında aşağıdaki maddelerde belirtilen bazı sorunların oldukça halledilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Genel olarak baktığımızda ise, şu değişimlere tanık
olmaktayız:
1. İncelenen dergilerde saptanan amaçlar doğrultusunda, yayın politikalarının kısmen
de olsa saptandığını görüyoruz (%80). Bu politikalar uyarınca, yayınlanan yazıların
(araştırma, olgu, vak’a takdimi, derleme gibi türlerden hangisine girdiği) ya içindekiler listesinde, ya da makalelerin başlama sayfasında artık açık olarak verilmektedir.
Böylece kullanıcı, derginin içeriği ile ilgili kesin bir bilgi sahibi olmaktadır.
2. Dergilerin pek çoğunda (%80’inde) konu alanlarının sınırları, “yazarlara notlar” gibi
kısımlarda açıkça belirtilmiştir. Bu bakımdan da Türk Tıp Dergileri’nde belli bir uzmanlaşmaya gidildiği gözlemlenmektedir.
3. Fiziksel özellikler, yani kâğıt kalitesi, kapak ve sayfa düzenlemesi, renk ayarı, ciltlenme,
dergilerde %90 oranında, mükemmel denilebilecek bir düzeye gelmiştir. Bu açıdan
ileri kalite düzeylerine ulaşılmıştır. Bu arada, pek çok dergide “acid-free” kâğıt kullanılmaktadır (%50).
4. Bilgiye erişmenin en önemli ögelerinden olan ISSN açısından sorun bulunmamakta
ve bir dizine girme şartı olduğu için, tüm dergilerde ISSN bulunmaktadır.
5. Çok önemli gelişmelerden biri de, dergilerde DOI numarasının yaygınlaşmasıdır.
68
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
6. Yine “yazarlara notlar” diye adlandırılan kısımlarda, yayın aralığı, hangi dillerde makale kabul edileceği, yayınlayan kurum ve kuruluş bilgileri %100 oranında ve eksiksiz
verilmektedir.
7. Diğer taraftan bir özensizlik göstergesi olarak şunu da kaydetmek gerekir ki, bazı dergilerdek iletişim adresi yanlışlarının önüne geçilememiştir (%20).
8. Dizine seçilme ölçütleri çerçevesinde muhakkak bulunması gereken yazar ve konu
dizini, hemen hemen tüm dergilerin cilt son sayısında, ya da derginin web sayfasında
bulunmaktadır. Ancak konu dizini, evrensel standartlaşmış biçiminden çok farklı bir
biçimde de yapılagelmektedir (%60).
9. Dergilerde, izlenmesi gerekli olan yazım kuralları artık açık bir şekilde anlatılmakta ve
bu anlatımlar örneklerle desteklenmektedir (%100).
10. Editör, danışman ve destek personeli her dergide açık bir biçimde listelenmektedir
(%100). Ancak listelerin doğruluk derecesi araştırma alanımızın dışında olduğu için
böyle bir saptama yapılamamıştır.
11. Dergilerin hepsinde etik kuralları içeren yönergeler bulunmaktadır (%100). Ancak
bunlar, bir kısmında çok detaylı, diğer bir kısmındaysa kısa açıklamalar halindedir.
12. Dergilerde, sayfa aralarında artık reklam bulunmamaktadır (%100). Bunda, Dizin
Komitesi’nin etkin yaptırımı sayesinde kesin başarıya ulaşılmıştır.
13. Normal sayı dışında dergilerin özel sayı, dergi ek sayısı, kongre eki, dergilere ilave
yayınlar çıkarmaktan kaçındıkları gözlemlenmiştir. Ayrıca geciken sayıları bir sonraki
sayılarla birleştirme alışkanlığı da oldukça terk edilmiştir.
Sağlık bilimleri alanında yayınlanan dergilerin henüz tam anlamıyla çözemedikleri sorunlar ,
aşağıdadır:
1. Yazım Hataları: Bu önemli sorun, bir kısım dergi (%30) tarafından, redaktör, dil uzmanı
(İngilizce - Türkçe), biyoistatistikçi kullanılarak hatasızlığa ulaşmak suretiyle gerçekleştirilebilmiştir. Ancak %70 gibi yüksek bir oranda (metinde, tablo ve şekillerde, rakamlarda, kaynakçada) yazım hataları devam etmektedir. Şunu unutmamak gerekir ki , makalenin yazı denetimi,
çok yorucu, oldukça zor, dikkat ve titizlik isteyen bir iştir. Yazım hatalarının giderilmesinde,
yazarların yanısıra editöryal grubun da titiz davranması gerekmektedir. Bu sorunun çözümü,
editörün sorumluluğu altındadır. Yazım hatalarını önemsememek derginin saygınlığını azaltır.
Bu bağlamda en önemli sorunlardan biri de, atıfların yanlış verilmesi, şekillerin hatalı numaralandırılmasıdır ki bu, hâlâ %70 gibi bir oranda ortaya çıkmaktadır.
2. Makalelerde Öz Yazım Hataları: Açıkçası, bu tür hatalar %90 gibi yüksek bir oranda görülmektedir. Türkiye’de ne yazık ki standartlara uygun öz yazımını bilen kişiler çok az sayıdadır.
İncelediğimiz dergilerde, %30 gibi bir oranda hâlâ “abstract” yerine “özet” sözcüğü kullanılmaktadır. 2003’ten bu yana “summary”nin karşılığının “özet”, “abstract”ın karşılığının “öz” olduğu, her süreli yayıncılık toplantısında tekrarlanmıştır. Özler, dünyada yaşanan makale patlamasının sonunda bir makalenin okunup okunamayacağına kısa sürede karar verilmesini sağlayan önemli bir araç haline gelmiştir. Dergilerin yazım kurallarındaki öz yazma zorunluluğu
da bu nedene dayanmaktadır. Özler, yalnızca makalenin bulunduğu dergide değil, elektronik
ortamda veya basılı öz dizinlerinde de yayınlanmaktadır. %90 gibi bir “stardartlara uygun biçimde yazamama” oranı ürkütücü olduğu için, ülkemizde öz yazma ile ilgili kuralları ve yazım
tekniklerini öğreten seminerlerin düzenlenmesine önem verilmesinin ve bu konunun ciddiye
alınmasının yararlı olacağını düşünmekteyiz.
69
TÜRK TIP DİZİNİ
3. Kaynakların Yazım Sorunu: Bu sorun dergilerin %30’u hariç en büyük sorunlardan biri
olmaya devam etmektedir. Birçok yazar, faydalandığı kaynakların her birini, makalesini göndermeye niyetlendiği derginin belirlediği standartlar çerçevesinde düzenlemek yerine, sözkonusu künyeleri yararlandığı başka dergilerde belirtildiği şekilde düzenleme eğilimindedir.
4. İngilizce ve Gramer Sorunu: Türk Tıp Dergileri’nde, İngilizce makale başlıklarında, özlerde
ya da İngilizce yazılmış metinde, önemli imlâ ve gramer hataları bulunmaktadır. Bu sorunun
uyarılarla değil, ancak İngilizce ve İngilizce meslek diline hâkim bir redaktör ya da çevirmenin
büyük emeğiyle aşılabileceği anlaşılmaktadır.
5. Anahtar Sözcüklerin Verilmesi: Bibliyografik taramalar ve erişim açısından çok önemli
olan ve bu yüzden makaleye eklenmesi zorunlu hâle getirilmiş bulunan anahtar sözcüklerin
seçiminde de bazı zorluklar yaşanmaktadır. Her şeyden önce anahtar sözcükler, makalenin
kapsamına nazaran eksik olabilmekte ve bazen de fazla ayrıntıya inmektedir. Bu açıdan tıp
yayınları için MESH sözcükleri uygun bir yardım sağlayabilir. Diğer taraftan, yazar ve yazarların
kendilerine: “Biz bu makaleyi bulabilmek için yayın taraması yapsaydık, hangi sözcükleri kullanırdık?” diye sormaları da, anahtar sözcük seçiminde önemli bir düşünsel katkı oluşturabilir.
6. Öneriler: Yukarıda saydığımız sorunlar hariç olmak üzere, 2003 yılından 2011 yılına kadar dergilerin, Türk Tıp Dizini Komitesi’nin uyarıları ile ve dergi seçim ölçütlerinin eksiksiz ve
sıkı bir uygulaması sonucunda, yazım hataları açısından çok daha iyi bir duruma geldiklerini
görüyoruz. Ancak değişmeyen bazı yazım hataları gibi editöryal hataların da devam ettiğini
gözlemlemekteyiz. Günümüzde bilimsel dergiler, birden fazla editör grubun yürüttüğü titiz
çalışmalarla çıkmaktadır. Son yıllarda yazarlara, editörler grubundan istediği editöre yazısını
gönderme şansı bile verilmektedir. Birden fazla editör ile çalışmak ve editör seçme hakkı ,
tartışmalara neden olmasına karşın, yazım hatalarının önlenmesi açısından da faydalıdır ve o
nedenle bazı dergiler bu yolu denemeye başlamışlardır.. Bu açıdan en büyük sakınca, Türkiye
gibi gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerin, bu yolu uygulamakta zorluk çekeceği gerçeğidir.
Elbette ki, bu yaklaşım, editörler arasında bir rekabet ortamı da doğurabilir. Ayrıca, mükemmelliği yakalama, kariyerde yükseltme ve iyi elemanlarla işe devam etme gibi olanaklar da doğabilir. Şunu unutmamak gerekir ki, uygar ve çağdaş olmanın gereklerinden biri de, bilimsel
düşünceyi ve araştırmayı etik kurallar çerçevesinde özgürce geliştirmek ve sonuçlarını, evrensel bilimin yaratılması ve geliştirilmesine katkı sağlayabilecek ortamlarda yaygınlaştırmaktır.
İşte akademik dergiler bunun için vardır.
Konumuz açısından son olarak da, yayınevlerinin çok titiz bir şekilde seçilmesi gerektiğine değinelim. Gerek basım, gerek fotoğraf ve şekiller, gerekse tasarım ve temiz bir baskı, okuyucuya
saygının bir göstergesidir.
İşte böylesine nedenlerle, makalenin bilimsellik ve orijinalitesinin yanısıra, etik kurallarının
ciddiyetle uygulanması, editörlük ve dikkatli bir redaktörlükle denetim ve düzeltme işlemleri,
mükemmelliğe ulaşmaya çalışan temiz bir baskı, tutturulması gereken nesnel bir kalite düzeyin ögeleri olarak önem kazanır.
Kaynaklar:
1.
2.
70
Atmaca N. Sulhi: Tıbbi yazım dili oalarak Türkçe’nin kullanımı. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık
- 2004 içinde., O Yılmaz (ed). TÜBİTAK matbaası.Ankara 2004. s.99-104.
Atmaca N. Sulhi: Türk tıp dilinde yapılan yanlışlar. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2004
içinde., O. Yılmaz (ed). TÜBİTAK matbaası.Ankara 2004.s. 219-26.
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
Başar T: Akademik yayıncılıkta elektronik ortama geçiş. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2008,
O Yılmaz (ed). Openajans. Ankara 2008. s.27-30.
Bostancı K, Yüksel M: Araştırma nasıl yapılır, makale nasıl yazılır. Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergi
13 (3):298-302, 2005.
Cremmins ET: The art of abstracting. Philadelphia: ISI pres. International Organization for
Standardization United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization. 1982.
Dener H I, Yıldızeli A: Öz yazımı ve kaynak yazımı. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2003,, O
Yılmaz (ed). TÜBİTAK matbaası.Ankara 2003. s.95-114.
May H: Yayıncının süreli yayına katkısı. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2003, O Yılmaz (ed).
TÜBİTAK matbaası.Ankara 2003.s. 95-114.
Karaağaoğlu, E: Bilimsel makalelerde istatistik yöntem kullanımı ve sık yapılan hatalar, 20. Ulusal
Patoloji Kongresi-2010 içinde, İstanbul: Patoloji Derneği, 2010, 158-65 .
Özkara Ç: Süreli yayınlarda nitelik yükseltilmesi: Yazarlara düşen sorumluluk. içinde: Sağlık Bilimlerinde
Süreli Yayıncılık-2005, O Yılmaz (ed). TÜBİTAK matbaası.Ankara 2005.s. 83-7 .
Özmen MM: Dergiler için kalite ölçütleri. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık- 2008, O Yılmaz (ed).
Openajans. Ankara 2008.s.101-5.
Öztürk M Orhan: Bilimsel yayınlarda dil. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2004, O Yılmaz (ed).
TÜBİTAK matbaası. Ankara 2004.s. 89-98.
Pinto M, Lancerter FW: Indexing and abstracting in knowledge discovery. Library Trends 48(1): 1999
Rowley J: Bilginin düzenlenmesi. Bilgi erişime giriş. S Karakaş, H Ünal-Can, A Yıldızeli, B Kayıran. Ankara:
Türk Kütüphaneciler Derneği, 1992.
Sanders: Sağlık Bilimleri süreli yayınlarında dil sorunu. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2004,
O Yılmaz (ed). TÜBİTAK matbaası.Ankara 2004. 83-8.
Tıpta Bilimsel Yazım, Editörlük ve Denetleme. Sempozyum, Ankara, 18 Kasım 1994. Ankara. TÜBİTAKSağlık Bilimleri Araştırma Grubu, 1996. s.154.
Yıldızeli A, Bahşişoğlu H K: Bilimsel iletişimde editörün rolü. Bilimsel İletişim ve Bilgi Yönetimi. Ankara12-14
Ekim 2006. Bildiriler ÜNAK’06 içinde, A Yıldızeli- H K Bahşişoğlu (ed). Ankara: ÜNAK, 2008. 249-61.
Yıldızeli A, Dener H I: Makalelerde öz hazırlama üzerine. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2005,
O Yılmaz (ed). Baskı matbaası.Ankara 2005. s.170-99 .
Yıldızeli A: Küreselleşme sürecinde açık erişim. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2007, O Yılmaz
(ed). Openajans Ankara, 2007. s.45-52.
Yıldızeli A: Türk Patoloji Dergisi’ne gönderilen makalelerde karşılaşılan yazım sorunları. 20. Ulusal
Patoloji Kongresi; 2010 içinde, İstanbul: Patoloji Derneği, 2010, 158-65.
Yıldızeli A: Türk Tıp Dizini’ne giren dergilerdeki yazım sorunları. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli
Yayıncılık-2005, O Yılmaz (ed). Baskı matbaası.Ankara 2005. s.29-40.
Yıldızeli A: Yayınların Standardizasyonu. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2003, O Yılmaz (ed).
TÜBİTAK matbaası.Ankara 2003. s.41-6.
Yılmaz O: Bilimsel süreli yayınımız ve Türk Tıp Dizini. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık 2004.,
O Yılmaz (ed). TÜBİTAK matbaası.Ankara 2004. s.11-28.
71
TÜRK TIP DİZİNİ
EDİTÖR GÖREV VE SORUMLULUKLARI
VE BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETİ YAYINCILIĞI
Özen AŞUT
Özet
Bu yazıda, süreli tıp yayınları editörlüğünün görev ve sorumlulukları alanında son yıllarda yapılan
çalışmalar ve varılan sonuçlar gözden geçirilmiş; bu veriler ışığında ve Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi
bağlamında, ülkemizde birinci basamak sağlık hizmetine yönelik tıp yayıncılığı ele alınmıştır.
İlk kez 1978’de başlayan ve daha sonraki yıllarda güncelleştirilen uluslararası belgelere
göre, tıp dergisinin yayın içeriği konusunda editörler tam yetkili olmalıdır. Editör özgürlüğü
editörlerce titizlikle savunulmalıdır. Editörlüğün zaman alıcı ve genellikle onursal bir görev
olduğu bilinmelidir. Editörlük işinin genel amaçları ise, tıp bilimini ilerletmek, tıbbi ve bilimsel
sorunları tartıştırmak, mezuniyet sonrası eğitimi geliştirmek, etik davranışları korumak
olmalıdır. Editörler bu amaçlara yönelik olarak bir sistem geliştirmeli, yazar ve araştırıcılara
karşı tarafsızlığı ve nesnelliği güvence altına almalı, hakem seçmede doğru belirleyici olmalıdır.
Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED) 1992 yılı başından bu yana, genel pratisyenler ve diğer birinci
basamak hekimlerinin mesleksel gelişim-sürekli tıp eğitimi için yayımlanan Türk Tabipleri
Birliği’nin süreli hakemli yayınıdır. Önceleri aylık, yakın zamanlarda ise iki ayda bir yayımlanan
bu dergi, 2005-2007 arasında Türk Tıp Dizini’nde yer almıştır.
STED’in yayın politikası, editöryal işleyiş ve teknik altyapısının güncel gelişmelere uygun
düzeye ulaştırılmasına karşın, dergiye gönderilen çalışmaların sınırlılığı, ürünün bilimsel
içeriğini ve çeşitliliğini etkilemektedir. Bu durum, son yıllarda birinci basamak sağlık hizmetinin
değersizleştirilmesinin ve ticarileştirilmesinin akademik düzeydeki yansıması olarak ele
alınması ve çözüm aranması gereken bir sorun olarak önümüzde durmaktadır.
Amaç
Bu bildirinin amacı, süreli tıp yayıncılığında editöryal sorumluluk ve işleyiş konusundaki
uluslararası gelişmeleri gözden geçirerek, bu verilerin ışığında ve Sürekli Tıp Eğitimi dergisi
bağlamında Türkiye’de birinci basamak tıp yayıncılığının sorunlarına dikkat çekmektir.
Giriş
Bir grup tıp dergileri editörü 1978 yılında Vancouver’da toplanarak, dergilere gönderilen
makalelerin formatını oluşturmaya yönelik kılavuz hazırlama girişimi başlattılar. Bu grup
Doç. Dr. Özen AŞUT - Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi Yayın Yönetmeni
72
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
daha sonra Vancouver Grubu olarak tanındı. Kaynakları da içermek üzere, yayımlanacak
“Makalelerde Aranacak Özellikler Bildirgesi” ilk kez 1979’da yayımlandı. Daha sonra Vancouver
grubu genişleyerek, Tıp Dergi Editörleri Uluslararası Komitesi’ne (ICMJE) dönüştü. Bu Komite
artık yılda bir toplanan, görev spektrumunu genişletmiş bir örgütlenme olarak çalışmalarını
sürdürmeye başladı (1, 2).
Komite, Tıp Dergilerine Başvuran Makaleler için Standart Özellikler belgesinin çok sayıda
versiyonunu yayımlamıştır. Yıllar geçtikçe makale hazırlamanın ötesine geçen belgenin bir
bölümü Standart Özellikler’de, bir bölümü başka bildirgelerde yer almaktadır (1, 3).
Bu bildirgelere göre, editörlerin sorumluluk ve görevleri de ayrıntılandırılmıştır. Genellikle
editörlük görevi konusunda bir resmi hazırlık süreci olmadan sorumluluk yüklenilmektedir.
Bu nedenle, editörün doğru seçilmesi önem kazanmaktadır. Editörlerin etkin bilimsel
araştırmacı, zamanını iyi kullanan, doğru karar veren kişiler olması önerilmektedir (4).
Editörü seçen kurum, görevlendirmeyi belli ölçütlere göre yapmaktadır. Bu ölçütler, yazarlık,
akademisyenlik, araştırmacılık olabilir; daha önce editör yardımcılığı görevi üstlenmiş kişiler
yeğlenebilir; kişinin tıbbi dergicilik ya da editoloji konusundaki özel ilgisi bir ölçüt olabilir.
Editoloji terimi Çinlilerin buluşudur. Çin Süreli Bilim Yayınları Editoloji Birliği 1987’de kurulmuş
ve editörlük bilimine yönelik “Acta Editologica” adlı yeni bir dergi çıkarmaya başlamıştır. Bu
Birlik, editörlükle ilgili bilgi düzeyini ve editörlük eğitimini yükseltmeyi önüne hedef olarak
koymuştur (5).
Daha sonra 1995 yılında, 22 tıp editörünün başlattığı Bellagio girişimi tarafından Dünya Tıp
Editörleri Birliği (WAME) kuruldu. Amaç, dünyadaki editörlerin sık karşılaştığı ortak sorunlara
çözüm aramaktı. Örneğin, özel bir sorun olarak, hakemlik üzerine çalıştaylar düzenlendi.
Birlikte tartışılması önerilen konular arasında, başta atayan kurum olmak üzere, editörün
bağımsızlık ve özgürlüğünün dış etkilerden nasıl korunacağı da önem kazanmıştı. Daha sonra
editörlüğe yönelik çeşitli eğitim programları da geliştirilerek uygulamaya kondu (5).
Editörlerin Görev ve Sorumlulukları
Hakemli bir dergi, yayımlanan makalelerin çoğunun değerlendirme için editöriyal ekibin
dışında uzmanlara gönderildiği dergidir. Ancak derginin yayın içeriği konusunda editörler tam
yetkili olmalıdır. Editör bağımsızlığı, bir derginin dürüstlüğünün köşetaşıdır. Editör özgürlüğü
editörlerce titizlikle savunulmalıdır. Yayının tirajı ne denli yüksekse, editörün sorumluluğu
ona uygun biçimde büyüktür. Okuyucu sayısı dünya çapında 600 bini bulan (JAMA gibi) bir
dergide ya da (Annals of Internal Medicine gibi)100 bin tirajı olan bir yayında çıkan bir makale
ya da editor yazısının etkisi tartışılmaz derecede önemlidir (5).
Yayına yeni başlayan dergilerin editörleri, deneyimli akademisyen ve araştırmacılar olmalıdır.
Uzmanlar, bu editörlerin görev ve sorumlulukları konusunda aşağıdaki noktalarda görüş
birliğine varmışlardır:
• editörler kurulu kurmak,
• editörler kurulu üyelerinden ilk yazıları istemek,
• makale akışı sağlamak için bir yöntem geliştirmek,
73
TÜRK TIP DİZİNİ
•
•
•
•
•
hakem grubu veritabanı oluşturmak,
makaleleri hakeme gönderilecek ve reddedilecek olarak sınıflandırmak,
yeni hakemler görevlendirmek,
hakemlik sürecini izlemek, hakemlerin tanınan son tarihe kadar yanıt vermesini sağlamak
yayımlanan materyalin niteliğini, uygun hakem değerlendirmesi, editörün kendi
görüşleri ve düzeltmeleriyle güvence altına almak,
• kötü makaleleri düzeltmek ya da yeniden yazmak için yeteneği, zamanı ve sabrı olmak,
• gelecek birkaç yıl içinde en az haftanın bir gününü dergi işine ayırmaya hazır olmak (6).
Editörlük zaman alıcı ve genellikle onursal bir iştir. Editörlük görevinin genel amaçları ise,
tıp bilimini geliştirmek, tıbbi ve bilimsel sorunları tartıştırmak, mezuniyet sonrası eğitimi
geliştirmek, etik davranışları korumak olarak sıralanabilir (7). Etik olarak, editor yayımlanacak
materyalin doğru ve geçerli olduğundan sorumludur. O nedenle, editörün asıl sorumluluğu
okura karşıdır. Aynı zamanda yazara karşı da, yayın seçimlerinde yansız olunacağı ve tek
ölçütün bilimsellik olacağını güvence altına alma zorunluluğu vardır (8).
“Tıp Dergilerine Başvuran Makaleler için Standart Özellikler Bildirgesi” ve daha sonraki
belgeler editörlüğün işlevlerini somutlaştırmıştır. Editörler, hakemleri yazarların makalelerinin
gizliliği konusunda uyarmalıdır. Tüm yazarlar editörden hızlı yanıt beklerler. Ancak süreç her
zaman hızlı ilerlememektedir. Örneğin, Annals’a başvuran bir makalenin yayın zamanı 6-12
aydır. Yazarların hakem değerlendirme sürecini anlaması için çaba gösterilmelidir. Bu görev
de bir editor sorumluluğudur. Buna karşılık, yazarın çalışması da onun emek ürünü olarak
güvence altına alınmalıdır (7).
Makale seçiminde dikkate alınması gereken kimi özellikler
Dergiler, baskı olsun, elektronik ortamda olsun, başka bir yerde tümüyle ya da kısmen
yayımlanmış çalışmalara yer vermek istemezler. Basın için hazırlanan kısa raporlar bu kuralın
dışındadır. Ancak bu politikalar, başka bir derginin reddettiği bir çalışmayı ya da özet ve
poster olarak başka bir yerde yayımlanmış bir ürünü kabul etmelerini engelleyici değildir.
Yazar makaleyi teslim ederken, o çalışmayla ilgili mükerrer sayılabilecek önceki tüm yayın
ya da raporları bildirmelidir. Bu çalışmalar kaynaklar arasında yer almalı, kopyaları editöre
teslim edilmelidir. Eğer daha önce yayımlandığı fark edilirse,editör harekete geçerek yazıyı
reddetmeli, eğer yanlışlıkla yayımlanmışsa, yazarın onayı olsun ya da olmasın, dergide bu
duruma ilişkin açıklama yapılmalıdır. Eğer bir yarar umuluyorsa, yazı aynı ya da başka dilde
ikinci kez yayımlanabilir. Ancak her iki derginin editörlerinden izin alınmalı, ikinci derginin
editöründe primer versiyonun kopyası bulunmalıdır. İkinci yayının başlık sayfasında birinci
kaynak belirtilerek, daha önce yayımlandığı açıklanmalıdır.
Çalışmalarda yer almış hastaların haklarına saygı gösterilmeli, kimlikleri açıklanmamalı, ancak
hasta verileri kesinlikle değiştirilmemelidir. Aydınlatılmış onam istemi, derginin yazarlara bilgi
bölümünde yer almalıdır. Aydınlatılış onam alındıysa, yayında belirtilmelidir (9).
Basınla ilişkiler
Popüler medya, kamuoyunun ilgisi nedeniyle tıbbi araştırma sonuçlarıyla ilgilenmekte,
bu konuda en kısa zamanda bilgi almaya çalışmaktadır. Editörler, düzenli olarak hakemli
74
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
dergilerden kamuoyuna tıbbi bilgi verebilirler. Bu bağlamda, yazarla anlaşarak hakem
değerlendirme süreci sonrasında bilgi vermeye özen göstermek gerekir. Bilgilerin basına
yansıması ile dergide yayımlanması eşzamanlı olmalıdır.
Elektronik yayıncılık, interneti de kapsamak üzere yayıncılıkla eşanlamlıdır. Yazarlar,
editörler ve yayıncılar, ilgili belge ve bildirgelerle açıklanmış Uluslararası Tıp Dergi Editörleri
Komitesi politikalarına uymalıdır. İnternetteki ilk konuş ve sonraki tüm güncelleme tarihleri
belirtilmelidir. Editörler reklam politikaları konusunda tüm sorumluluğu almalıdır. Okurlar,
reklamla editöryal materyalin farkını kolayca görebilmelidir (10, 11).
Birinci Basamak Sağlık Hizmeti İçin Süreli Tıp Yayıncılığı ve “Sürekli Tıp
Eğitimi Dergisi”
Birinci basamak sağlık hizmeti hekime ilk başvuru yeridir. Toplumun sağlık sorunlarının
yaklaşık yüzde 80-90’lık bir bölümü, bu düzeyde çözüme ulaşabilmektedir. Birinci basamakta
çalışan genel pratisyen, bireyin yalnızca hastalıkları ile değil, yaşamının her döneminde
sağlığının her aşaması ile ilgili olan hekimdir. Genel pratisyen, sorumlu olduğu bireylerin
sağlığını korumak ve geliştirmekle de yükümlüdür. Bu nedenle, genel pratisyenlik yaş, cins,
organ, sistem, hastalık, sosyoekonomik durum ayrımı yapmaksızın, sorumlu olduğu nüfusun
her bireyini çevresiyle ve toplumuyla bütünsellik içinde ele alıp, sağlık sorunlarına çok
yönlü çözüm getirmeyi amaçlayan, kapsamlı bilgi ve beceriler gerektiren tıp disiplini diye
tanımlanabilir. Genel pratisyenlik, insanı tüm özellikleriyle kavrayıp sağlık sorunlarına çözüm
arayan yaklaşımı nedeniyle, bir anlamda öbür tıp disiplinlerine yol gösteren temel tıp meslek
alanıdır (12).
Geniş kapsamı nedeniyle, genel pratisyenlik meslek eğitiminin alanı kapsayacak ölçüde
gelişmiş olması genel kabul gören yaklaşımdır. Bu özellikleri nedeniyle, genel pratisyenlik tüm
gelişmiş ülkelerde tıp eğitiminden sonra belirli bir süre meslek eğitimi gerektirmektedir. Birinci
basamak hekiminin mezuniyet sonrası ve sürekli eğitimi zorunludur. Konuya ilişkin uluslararası
belgelerde, genel pratisyenlik uzmanlık eğitiminin vazgeçilmez koşul ve gereksinimlerinden
birinin de genel pratisyenlik alanının süreli bir yayını olması yer almaktadır (13).
Tablo 1. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi’nde yıllara Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi özellikleri ve
göre reddedilen yazıların durumu
editöryal yayına hazırlama süreci
Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED) 1992
Yıllar
Red
Toplam
yılı başından bu yana, genel pratisyenler
ve diğer birinci basamak hekimlerinin
Sayı Yüzde*
mesleksel gelişim-sürekli tıp eğitimi için
2007
6
10
62
yayımlanan Türk Tabipleri Birliği’nin süreli
2008
5
11
46
hakemli yayınıdır. Uzun süre aylık olarak
çıkarılan dergi son iki yıldır iki ayda bir
2009
3
7
41
yayımlanabilmektedir. Okurlara yönelik
2010
2
7
28
olarak planlanan 2001-2002 yıllarına
Toplam
16
9
177
ilişkin bir çalışmada, STED okurlarının
%75 oranında pratisyen hekim oldukları
* Yüzdeler satır yüzdesi
75
TÜRK TIP DİZİNİ
Tablo 2. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi makale türlerinin yıllara göre dağılımı (2002-2011)
Araştırma
Sayı
Yüzde*
Derleme
Sayı
Yüzde*
Toplam
Sayı
2011 (8 ay)
16
61.5
10
38.5
26
2010
25
48.1
27
51.9
52
2009
13
54.2
11
45.8
24
2008
16
61.5
10
38.5
26
2007
21
55.3
17
44.7
38
2006
24
61.5
15
38.5
39
2005
34
63.0
20
37.0
54
2004
22
30.0
51
70.0
73
2003
12
15.6
65
84.4
77
2002
12
17.4
57
82.6
69
Yıl
*Yüzdeler satır yüzdesi
ve büyük ölçüde derginin içeriğinden Tablo 3. STED’de Türk Tıp Dizini’ne girişten önhoşnutluk belirttikleri anlaşılmıştır (14).
ceki ve sonraki araştırma sayıları
Dönem
Araştırma Derleme Toplam
Derginin, editörler kurulu işlevi gören,
editörler de içinde 15 kişilik bir Yayın Kurulu,
2002-2004
46
173
219
hakem olarak görev yapan değişik tıp alanı
(önce)
uzmanlarından oluşan bir Bilimsel Danışma
2005-2010
133
100
233
Kurulu bulunmaktadır. Birinci basamak
(sonra)
sağlık hizmetinin geniş kapsamı nedeniyle,
Toplam
179
273
452
hakemlerin geniş bir yelpazede uzmanlık
alanını kapsamasına özen gösterilmekte,
ayrıca araştırma değerlendirmeleri akademisyen halk sağlığı uzmanlarına da gönderilmektedir.
Meslek alanının özelliği ve uluslararası ölçütler uyarınca, hakemler arasında yeterli sayıda
günlük pratik içinde etkin görevlerde çalışan pratisyen hekimler de bulunmaktadır.
STED’de yayımlanacak makalelerde aranan özellikler arasında, birinci basamak sağlık hizmeti
alanında çalışan hekimlerin sürekli eğitimine katkıda bulunarak, hizmeti daha etkin ve
verimli yürütmelerine temel oluşturmak başta gelen amaçlardandır. Bu nedenle, özellikle
araştırmaların birinci basamakta ve/ya da birinci basamak personeli tarafında yapılmış
olması öncelik nedeni olarak belirlenmiştir. Böylece birinci basamak sağlık hizmetinin toplum
yararına örgütlenmesine dayanak olacak araştırmaların özendirilmesi de hedeflenmektedir.
STED’e gelen yazılar, öncelikle iki editör tarafından belirtilen genel amaçlar ve diğer bilimsel
ölçütlere uygunluk yönünden değerlendirildikten sonra, olumlu bulunursa en az iki Yayın
Kurulu üyesine gönderilmektedir. En az iki Yayın Kurulu üyesinin yayımlanabilir yönünde
görüş belirttiği çalışmalar, editörler tarafından seçilen konuyla ilgili hakemlere iletilmektedir.
76
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
Bu aşamada da olumlu görüş alan yazılar, editör tarafından son düzeltmeye alınmaktadır.
Bu aşamada yazım eksiklik ve yanlışlıklarını da içermek üzere, gerekli düzeltilerle yazı
yayımlanacak son biçimine getirilmektedir.
Kabul edilmeyen yazılar
Editör, Yayın Kurulu üyeleri ya da hakemlerin yayımlanmasını uygun görmediği makaleler,
yazara geri gönderilmektedir. STED’in reddedilen makale oranı son dört yıl ortalaması (20072010) %9’dur (Tablo1). Önemli bilim dergilerinde kabul oranının %25’in altında olduğu
bildirilmektedir. Ayrıca, yayımlanan makalelerin çoğunun da, daha önce bir ya da birkaç kez
reddedilmiş çalışmalar olduğuna vurgu yapılmaktadır. Bir araştırmada, yayımlanmış yazılarda
daha önce en az bir kez reddedilme oranının %62 olduğu saptanmıştır. Bu verilere göre,
dergimizde kabul oranı oldukça yüksektir.
STED’le ilgili verilerin değerlendirmesi
STED 20 yıldır birinci basamak sağlık hizmetine yönelik yayınını sürdüren ve editörlük
anlamında bilimsel normlara uymaya çalışılan bir yayındır. Bu süre içinde sponsorluk katkısı
sonucu hekimlere ücretsiz ulaştırılmış ve özellikle birinci basamakta çalışan hekim ve diğer
sağlık personelinden olumlu geribildirimler alınmıştır. 2005-2007 yılları arasında Türk Tıp
Dizini’nde de yer almasına karşılık, birinci basamak düzeyinde araştırma çalışmalarının
nicelik ve nitelik olarak yetersizliği nedeniyle bu özelliği sürdürülememiştir. STED’in Türk Tıp
Dizini’nde yer almasının dergiye gönderilen çalışmalar açısından niteliksel katkıları olmuş,
özellikle araştırma sayılarında önemli artışlar saptanmıştır (Tablo 2). Tıp Dizini’nde yer alıştan
öncesi ve sonrası, araştırma sayı ve oranları açısından karşılaştırıldığında, sonrası dönemde
araştırma sayı ve oranları daha yüksek bulunmuştur (Tablo 3). Bu bulgular, STED’in saptanmış
amaçlarına ulaşma yolunda olduğunun göstergeleridir.
Birinci basamakta bilimsel çalışma ve araştırmaların hem nicelik, hem de niteliksel açıdan
istenen ve beklenen düzeyde olmamasının, bu yazının sınırlarını aşan çok çeşitli nedenleri,
boyutları vardır ve ayrı bir tartışma konusudur. Konunun bu değerlendirmeyi ilgilendiren
yönü, STED’in yayın politikası, editöryal işleyiş ve teknik altyapısının güncel gelişmelere
uygun düzeye ulaştırılmasına karşın, dergiye gönderilen çalışmaların sınırlılığının, bilimsel
düzeyini etkilemesidir. Bu durum, birinci basamak sağlık hizmetinin değersizleştirilmesi ve
ticarileştirilmesinin akademik düzeydeki yansıması olarak, ele alınması ve çözüm aranması
gereken bir sorun olarak önümüzdedir.
Kaynaklar:
1.
2.
3.
4.
5.
International Committee of Medical Journal Editors. Uniform Requirements for Manuscripts Submitted to
Biomedical Journals.Updated May 2000. www.onlineethics.org/Resources/TeachingTools/20357/19237/
resethpages/icmje.aspx,
Vancouver Group Statement. JAMA, Vol 260 No 17, 1988.
Journal of Medical Internet Research. http://www.jmir.org/cms/view/membership_specials: responsibilities_of_
the_editor(s)
Kutsal YG. Editör Sorumluluğu. İçinde: Sağlık bilimlerinde süreli yayıncılık 2004. Ed: Yılmaz O. TÜBİTAK
Matbaası Ankara; 2004. s. 135-42.
Lee ST. Editorial- Responsibilities of an Editor www.annals.edu.sg/pdf_mar99/edit282.pdf (March 1999,
Vol. 28 No. 2)
77
TÜRK TIP DİZİNİ
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
78
Responsibilities of the editor (s). www.jmir.org/cms/view/membership_specials:responsibilities_of_
the_editor(s)
www.annals.edu.sg/pdf_mar99/edit282.pdf
Cowell HR. Ethical responsibilities of editors, reviewers, and authors. www.ncbi.nlm.nih.gov/
pubmed/10986979
www.onlineethics.org/Resources/TeachingTools/20357/19237/resethpages/icmje.aspx
Authors, writers, and editors. Occupational Outlook Handbook, 2010-11 Edition http://www.bls.gov/
oco/ocos320.htm
www.onlineethics.org/Resources/TeachingTools/20357/19237/resethpages/icmje.aspx,
Aşut Ö, Demirdizen H. Pratisyen hekimlik eğitiminde özgün bir model: TTB Genel Pratisyenlik Enstitüsü.
GenelPratisyenlik Mesleki Eğitimi Temel Modüller Eğitim Programı. Ankara: Türk Tabipleri Birliği; 2003. s.
7-27.
Aşut Ö. Genel pratisyenlik meslek eğitimi. İçinde: Aşut Ö. Sağlıkta 30 yıl. Ankara: Türk Tabipleri Birliği;
2007. s. 326-8.
Özen M, Odabaşı O, Yalçın S. STED okurlarının özellikleri ve beklentileri. Sözel bildiri. Ankara, 2002.
Uluoğlu C. Makalelerin reddedilme nedenleri ve reddedilen makalenin geleceği. İçinde: Yılmaz O, ed.
Sağlık bilimlerinde süreli yayıncılık 2010. Open Ajans Ankara; 2010. s.19-27.
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
AKADEMİK ACİL TIP DERGİSİ’NİN YERLİ YAYINCILIKLA
İLGİLİ GÖRÜŞLERİ
Cuma YILDIRIM, Yusuf YÜRÜMEZ
Akademik Acil Tıp Dergisi olarak Yerli yayıncılıkla ilgili görüş ve önerilerimizi iki ayrı başlık
altında sunmak istiyoruz.
1-Yerli Yayıncılıkta Nerelerdeyiz? Problemler, Çözümler
Acil Tıp Uzmanlığı, Türk Tıp Camiasının en son yapılanan, en genç uzmanlık alanlarından
birisidir. Oldukça dinamik bir yapıya sahip olan uzmanlık alanı aynı dinamizmini akademik
çalışmalarda da göstermektedir.
1993 yılından beri uzmanlık olan acil tıp ilk uzmanlarını 2000’li yıllarda vermiştir. Bu yıldan
sonra yeni yeni akademik alanda varlık göstermeye başlamıştır. Bu bağlamda 2002 yılında
akademik hayatına başlayan Akademik Acil Tıp Dergisi birçok yerli derginin yıllardır yaşadığı
sorunları sıkıştırılmış bir şekilde son yıllarda yaşamış; bunun yanında da bu problemlerin
çözümünde aktif rol almıştır.
Online yazı kabulünden DOI numarası kullanımına, Ahead of Print uygulamasına kadar birçok
alanda yenilikleri ülkemize getirmiştir.
Akademik Acil Tıp Dergisi yayımlanmaya başladığı ilk günden itibaren birçok problem ile
uğraşarak bugünlere gelmiştir. Yayın Kurulu ilk günden beri birçok problem ile mücadele
etmek sorunda kalmıştır. Bir süredir editörler toplantılarına katılıyoruz. Görüyoruz ki birçok
dergi editörü de aynı problemleri yaşıyor. Birçok dergi aynı dönemeçlerden geçiyor.
Yerli yayıncılıkta yaşadığımız ve diğer dergilerde de yaşandığını gördüğümüz bazı problemleri
ve çözüm önerilerini paylaşmak istiyoruz.
1-Problem: Yerli dergilerin yayın hayatına devam etmesi için belli bir ekonomik desteğe
ihtiyaçları vardır. Bu destekler ya reklam gelirleri ile karşılanmakta ya da belli bir sivil toplum
örgütünün sponsorluğunda yürütülmektedir. Her iki durumda da dergi nadir olmayarak bazı
çıkar çatışmalarına maruz kalabilmektedir.
Çözüm önerisi: ULAKBİM kapsamına alınan dergilerin en azından faturalandırılmış giderleri
TÜBİTAK tarafından ödenmelidir.
2-Problem: Yerli dergiler yayın sıkıntısı yaşamaktadır. Yazarlar ancak yurt dışında
yayınlatamayacağı ya da yayınlatamadığı yazıları yerli dergilere göndermektedir. Bu durumda
doğal olarak yerli dergilerde yayınlanan yayınlarda nitelik ve nicelik olarak sıkıntı yaşanmaktadır.
Editörler bir yandan ULAKBİM kriterlerini korumaya çalışmakta, bir yandan uluslararası
endekslere girmeye çalışmakta, bir yandan da kaliteli yazı basma endişesi yaşamaktadırlar. Bu
ikilem içinde kaliteli çalışmalar yurt dışına kaçmakta, yurt dışında yayınlanamayacak yazılar
yerli dergilere gelmektedir.
Prof. Dr. Cuma YILDIRIM - Akademik Acil Tıp Dergisi, Baş Editör
Doç. Dr. Yusuf YÜRÜMEZ - Akademik Acil Tıp Dergisi, Editör
79
TÜRK TIP DİZİNİ
Çözüm Önerisi: Ülkenin bilimsel anlamda çatısını oluşturan YÖK, TÜBİTAK gibi kurumlar
yerli yayıncılara daha fazla kıymet vermelidir. Yayın hayatına başladığımız günden beri bu
kurumlardan bir e-mail bile almadık.
3-Problem: Öte yandan ülkemizde bilimsel yayın yapmanın en önemli nedeni akademik
kariyerde yükselme kriterlerini oluşturmaktır. Gerek bu kriterlerde yerli yayıncılığın görmezden
gelinmesi gerekse de yayın yapmanın başka bir gerekçesi olmaması (Bilginin üretilmesi ve
bunun teknolojiye, sanayiye ya da hizmet sektörüne yansıtılması gibi bir karşılığının olmaması
gibi) nedeni ile yerli dergilere yeterince yayın gelmemektedir.
Çözüm Önerisi: Akademik yükselme kriterleri kapsamında yerli dergi kriterleri artırılmalıdır.
Öte yandan üretilen bilginin bilim camiasına kazandırılması ve bilgiyi üretene bir faydası
olması gerekir. Sistemin bir gereği olarak klasik devlet memuru haline gelen akademisyenlik
mesleğinin tekrar bilim insanı olması sağlanmalıdır.
4-Problem: Yerli dergiler gelişimlerinin hemen her aşamasında kendilerini sahipsiz ve
kimsesiz hissetmektedirler. Birçok dergi, amatör ruhun verdiği motivasyonla yayın hayatına
devam etmektedir.
Çözüm önerisi: TÜBİTAK ve YÖK yerli dergi çıkaran sivil toplum örgütlerine daha çok sahip
çıkmalıdır.
5-Problem: Uluslararası indekslere başvuruda editörler sahipsiz kalmaktadır.
Çözüm önerisi: Bu başvurularda TÜBİTAK daha aktif rol almalıdır.
6-Problem: Dergicilik tamamen gönüllülük üzerine gitmektedir. En büyük sıkıntı hakemlerin
motivasyonunda yaşanmaktadır. Yazıların kabul süreleri çok uzundur. Bunun en önemli
nedeni hakem değerlendirmesine gönderilen yazıların geç gelmesidir.
Çözüm önerisi: Dergide görev alan tüm bilim adamları, özellikle hakemleri, motive edecek
yöntemler bulunmalıdır. Akademik yükselme kriterlerinde puanlama olabileceği gibi her
değerlendirme için maddi bir ödeme de tayin edilebilir. Yurt dışında bu uygulamayı yapan
dergiler mevcuttur.
2-Kaliteli Yayınları Çekmek İçin Stratejiler Neler Olmalıdır?
Gerek ulusal gerekse de uluslar arası alanda yayın yapmakta olan süreli yayınlar açısından en
temel sorunlardan birisi de kaliteli yayınlardır. Bir derginin kaliteli yayınlar açısından zengin bir
içeriğe sahip olması ya da olmamasını etkileyen çok sayıda etmen vardır.
Öncelikle kabul etmeliyiz ki; kaliteli bir dergi değilseniz kaliteli yayınları da beklememelisiniz.
Zaten buna hakkınızda yok ve kimseyi de suçlayamazsınız. Bilimsel bir yazının hangi şartlar
altında ve hangi güçlükler ile ortaya konulduğu hepimizce malumdur. Sonuç olarak önce
kendi kalitemizi ortaya koymamız en temel şart.
Ancak yeni yayın hayatına başlayan bir dergi açısından olaya baktığınızda fazlaca bir
alternatifinin olmadığı ve yayın kalitesi açısından çokta seçici davranılamayacağı bir gerçektir.
Bu aşamayı emekleme dönemi olarak niteleyebilirsiniz. Ancak birkaç yılını tamamlamış
bir dergide hala olması gereken asgari şartların (bilimsel kalite, editöryal kalite, teknik
kalite, uluslar arası ulaşılabilirlik ve yayınlanma sıklığı-devamlılık) yerine getirilemediği
gözleniyorsa ki, bunun bir mazereti olamaz, derginizde ciddi bir sorun var demektir. Bu nedenle
belirlenmiş kıstaslara göre derginizi bir an önce kalite anlamında üst sıralara taşımanız şarttır.
Şimdi asli sorunumuza dönelim ve kendimize soralım: “Elimde kaliteli bir yayın var ve bunu
nerede değerlendirmeliyim?”
80
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
Öncelikli olarak alanımdaki en kaliteli dergiye mi yönelmeliyim? Ülkemiz açısından
olaya baktığımızda bu bir fanteziden öte bir şey değildir. Zira yayınların hangi dergide
yayınlandığından daha ziyade hangi indekslerce tarandığının (SCI-Expanded, SSCI veya AHCI)
dikkate alındığı bir sistem mevcut. Bu noktadan hareketle ülkemiz açısından, dergi kalitesinin
kaliteli yayınları dergiye çekme açısından bir yere kadar etkili olduğunu söylemek yanlış
olmaz. Peki diğer faktörler nelerdir?
En temel unsurlardan biri zamana karşı yarışan akademisyenin kişisel tercihidir. Kişisel tercihte
en temel unsur zaman olunca sıralama da kendiliğinden oluşmaktadır. Bir akademisyen
yazısını gönderdiği bir dergiden ne ister? Şimdi bunları gözden geçirelim.
• Dergi ulusal ve uluslar arası indekslerce taranan ve kriterleri karşılayan bir dergi
olmalıdır. Bu, temel şartlar arasında olup; olmazsa olmazlar arasında yerini almıştır.
• Yazının değerlendirilme süreci mümkün olduğunca kısa olmalıdır. Değerlendirme
süreci uzun olan bir dergi tercih edilebilirliğini yitirmektedir. Bu konuda editöre ve bilimsel danışma kurulu üyelerine ciddi görevler düşmektedir. Herkesin bilimsel anlamda gerekli hassasiyeti göstermesi durumunda bir sorun yaşanmayabilir. Ancak işin esas çözüm
şekli dergideki yazı değerlendirme süreçlerini belli normlara oturtmanızdan geçmektedir. Bir yazının dergiye gönderilmesi sonrası yaşanılacak süreç önceden belirlenmeli ve
süreç burada belirlenmiş sürelere uyulmak koşulu ile esnetilmeden yürütülmelidir.
• Kabul edilebilirlik noktasında çokta zorlayıcı olmamalıdır. Bu konuda gerek editör
gerekse de bilimsel danışma kurulu üyeleri katı bir tutum içerisinde olmamalıdır. Yayınlanabilir nitelikteki bir yazıda yapılmış basit hatalar ve ya ifade bozuklukları yazının reddine yol açmamalıdır. Aynı zamanda akademik anlamda yeni yayın yapmaya başlamış bir
akademisyenin de aşkını ve şevkini kıracak nitelikte bir tutum içerisine girilmemelidir.
Yazarlardan istenilen düzeltmelerin makul ve anlaşılır olması da son derece önemlidir.
Dergi için standart bir değerlendirme politikasının oluşturulması ve bilimsel danışma
kuruluna da bu konuda bilgi verilmesi başlangıç noktamız olabilir.
• Kabul ve basım arasındaki süreç uzun olmamalı veya kabul sonrası DOI (Digital
Object Identifier) numarası en kısa sürede verilmelidir. Derginin yazıları kabul sonrası ne kadar zaman içerisinde bastığı ile ilgili olarak yazarları bilgilendirici bir tutum içerisinde olması önemlidir. Yazılar geç basılabilir ancak yazılara kriter tamamlama açısından
yeter şart olarak kabul edilen DOI numarası verme işlemi uzamamalıdır.
• Yazılar zamanında ve düzenli yayınlanmalıdır. Bir dergi periyodisitesini kaybederse
veya vaat ettiği şeyleri yapmaz ise uzun soluklu olması mümkün değildir. Süreli yayıncılıkta günü değil geleceği planlamanız gereklidir ki, bugün kalite anlamında bir yerlere
gelmiş dergiler incelendiğinde içeriklerinden daha ziyade yayın süreleri açısından prestij topladıkları bir gerçektir.
Buraya kadar anlatılanlar dikkate alındığında her hangi bir dergi editörü veya yayın kurulunun
kaliteli yayın toplama konusunda yaşanmakta olan kısır döngüyü bozması mümkün
görünmemektedir. Ancak sürece etki eden faktörler üzerinden dergisini cazibe merkezi
haline getirmeye çalışılabilir. Yukarıdaki sıralanmış maddeler dikkate alındığında yazımızın
başlığındaki sorunun da yanıtı kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak kaliteli yayın
istiyorsanız kaliteli dergi kapsamında belirlenmiş kıstaslar dışına çıkmadan ,müşterinizin,
sesine kulak vermelisiniz.
81
TÜRK TIP DİZİNİ
Kaynaklar:
1.
2.
3.
4.
5.
82
http://journals.tubitak.gov.tr/kitap/maknasyaz/maknasyaz.pdf (Ulaşma tarihi 07.12.2011).
http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum5/page101-105.pdf (Ulaşma tarihi 07.12.2011).
http://www.uak.gov.tr/
http://www.uak.gov.tr/sinav/ykilavuz.pdf
http://uvt.ulakbim.gov.tr/editorlere_notlar.uhtml (Ulaşma tarihi 07.12.2011).
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
WEB OF SCIENCE KAPSAMINDAKİ TÜRK DERGİLERİNİN
2010 YILI ETKİ FAKTÖRÜ (IMPACT FACTOR) VE DİĞER
VERİLERİN ANALİZİ
Ahmet ASAN
Giriş
Etki faktörü (Impact factor = IF), bir dergide çıkan yayınlarin başka eserlerde ne derecede kaynak gösterildiği ile ilgili bir kavramdır. Bu değer verilirken, hangi yıl ve yıllara ait olduğu mutlaka belirtilmelidir; çünkü bu değer, derginin son durumu hakkında fikir veren bir değerdir.
Thomson Reuters Şirketi (önceki ismi Thomson ISI) tarafından ilk defa 1975 yılından itibaren
Journal Citation Reports (= JCR) yıllık olarak yayınlanmaya başlamasına rağmen, bu konuyla
ilgili fikirlerin tarihi 1920’li yıllara (Gross ve Gross, 1927) dayanmaktadır. Etki Faktörü kavramının kullanımı ile ilgili ilk fikir 1955’de ISI’nin kurucusu Dr. Eugene GARFIELD tarafından ileri
sürülmüş, ancak bu kavram 1960’lı yıllarda ISI tarafından geliştirilmiştir. IF değerinin hesaplanma mantığı basit olmasına rağmen, geliştirilmiş bir bilgisayar yazılım sisteminin olmasını
gerektirir. IF değeri genellikle 2 yıllık sonuçları verir ancak, 5 yıllık IF değerlerini kullanmak
daha sağlıklı sonuçlar verir. Bazen IF değeri bazı dergiler için reklam aracı olarak da kullanılabilir. IF değeri dergi, bilim adamı, bilimsel kurum, ülke vb. hakkında yayın bakımından değerli
bilgiler vermesine rağmen, tartışma konusu olan bir kavramdır, her durumda kullanılamaz ve
bazı sınırlamalara sahiptir. Derleme (review) tipi yayınlar genellikle çok atıf alırlar; bu nedenle
bu tip yayın yapan dergiler, eğer IF tek kriter olursa IF değerleri yüksek çıkar ve ilk sıralarda yer
alırlar. Sanat alanında yayın yapan dergiler, özellikle dergiden çok sanat kitapları gibi dergi dışı
eserleri atıf gösterdiğinden, Thomson Reuters Şirketi AHCI indeksi için JCR yayınlamaz. AHCI
kapsamındaki dergilerin IF değerleri yayınlanmadığından, TÜBİTAK-ULAKBİM bu kapsamdaki
Türk dergilerini, A grubunda göstermektedir.
Tablo 1’de geçen kavramların açıklamaları ve etki faktörü değerinin nasıl hesaplandığı, Asan
(2010a)’da verildiğinden, burada ayrıca değinilmemiştir.
SCI-Expanded ve SSCI Kapsamındaki Türk Dergilerinin 2010 Yılı Etki Faktörü (Impact
Factor) Değerleriyle ilgili Veriler
29 Kasım 2011 tarihi itibariyle, Türkiye’de yayınlanan bilimsel dergilerin 56 tanesi SCIExpanded, 12 tanesi SSCI, 7 tanesi de AHCI kapsamındadır (toplam 75 adet). Türk Geriatri Dergisi-Turkish Journal of Geriatrics, hem SCI-Expanded hemde SSCI kapsamında göründüğünden, SSCI için sayı 13’dür.
Prof. Dr. Ahmet ASAN
Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü - EDİRNE
ahmetasan84@yahoo.com
83
TÜRK TIP DİZİNİ
Tablo 1. Türkiye’de yayınlanan, SCI-Expanded ve SSCI kapsamındaki dergilerin 2010 yılı Etki
Faktörü (IF) değerleri ve diğer veriler*
Dergi Adı
AS
IF
5-YIF
Aİ
SCI-Expanded
ACTA ORTHOP TRAUMATO
265
0.309
0.038
ANADOLU KARDIYOL DER
266
0.407
0.191
ANADOLU PSIKIYATR DE
106
0.310
0.037
ANKARA UNIV VET FAK DERG
159
0.176
0.057
DIAGN INTERV RADIOL
272
0.712
0.047
EKLEM HAST CERRAHISI
48
0.404
0.103
EKOLOJI
159
0.775
0.145
ENERGY EDUC SCI TECH
555
9.333
3.206
EXP CLIN TRANSPLANT
199
0.832
0.088
HACET J MATH STAT
36
0.385
0.082
ISI BILIM TEK DERG
11
0.179
0.083
J ENTOMOL RES SOC
29
0.200
0.033
J FAC ENG ARCHIT GAZ
62
0.136
0.021
J INT ADV OTOL
2
0.027
0.027
0.000
J NEUROL SCI-TURK
25
0.071
0.031
J SPORT SCI MED
558
0.676
0.982
0.111
KAFKAS UNIV VET FAK
135
0.243
0.051
KLIN PSIKOFARMAKOL B
135
0.273
0.100
MEDITERR J OTOL
20
0.108
0.308
MIKROBIYOL BUL
200
0.354
0.338
0.025
NEUROQUANTOLOGY
161
0.697
0.772
NOBEL MED
7
0.056
0.000
REC NAT PROD
51
0.891
0.904
0.129
ROMATIZMA
16
0.108
0.270
TARIM BILIM DERG
76
0.204
0.000
TEK DERGI
3
0.030
0.071
TEKST KONFEKSIYON
53
0.245
0.000
TRAK UNIV TIP FAK DE
26
0.093
0.010
TURK J AGRIC FOR
570
0.675
0.948
0.089
TURK J BIOCHEM
70
0.229
0.052
TURK J BIOL
389
0.857
0.132
TURK J CHEM
858
0.756
0.894
0.098
TURK J EARTH SCI
366
1.031
1.405
0.486
TURK J LELECTR ENG CO
79
0.286
0.041
TURK J FIELD CROPS
25
0.259
0.053
TURK J FISH AQUAT SC
132
0.591
0.014
TURK J GASTROENTEROL
313
0.642
0.013
TURK J GERIATR
117
0.052
0.018
TURK J MATH
167
0.467
0.140
TURK J MED SCI
257
0.210
0.007
TURK J RHEUMATOL
8
0.043
0.130
0.047
TURK J VET ANIM SCI
830
0.276
0.592
0.000
TURK J ZOOL
489
0.647
0.149
TURK KLIN TIP BILIM
70
0.082
0.006
TURK NEUROSURG
149
0.473
0.099
TURKDERM-ARCH TURK D
37
0.130
0.000
TURKISH J PEDIATR
539
0.340
0.481
0.016
UHOD-ULUSLAR HEMATOL
17
0.101
0.109
ULUS TRAVMA ACIL CER
159
0.211
0.017
Ortalama
189.31 0.732
0.606
0.149
Uç değer olan 9.333 IF değeri dikkate alınmazsa, ortalama 0.553 çıkar.
Uç değer olan 3.206 AI değeri dikkate alınmazsa, ortalama 0.083 çıkar.
SSCI
AMME IDARESI DERG
36
0.000
0.000
0.000
84
YS
AYO
EFS
AIS
79
110
54
53
64
29
62
34
57
61
24
30
94
74
65
81
236
40
0
79
57
59
31
0
24
14
38
98
56
58
53
92
37
74
38
74
76
57
50
136
43
82
67
317
91
58
124
46
120
72.25
5.5
3.6
4.8
>10.0
3.8
3.9
1.5
3.4
4.0
4.6
5.4
4.1
2.0
6.4
5.3
6.6
6.0
-
3.5
5.0
6.7
6.9
7.4
6.9
7.7
2.7
6.7
4.8
5.16
0.00068
0.00086
0.00010
0.00012
0.00143
0.00005
0.00013
0.00084
0.00095
0.00021
0.00005
0.00006
0.00008
0.00000
0.00006
0.00184
0.00005
0.00011
0.00004
0.00050
0.00015
0.00001
0.00014
0.00004
0.00016
0.00001
0.00007
0.00004
0.00107
0.00011
0.00065
0.00140
0.00106
0.00019
0.00001
0.00045
0.00096
0.00007
0.00084
0.00035
0.00001
0.00119
0.00072
0.00011
0.00058
0.00004
0.00114
0.00003
0.00033
0.00052
0.118
0.133
26
-
0.00001
-
0.000
0.214
0.034
0.070
0.136
0.053
0.205
0.181
0.468
0.007
0.115
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
BILIG
EGIT ARAST
EGIT BILIM
HACET U EGITIM FAK
KURAM UYGULAMA EGI
NEW PERSPEC TURK
TURK J GERIATR
TURK ONLINE J EDUC T
TURK PSIKIYATR DERG
TURK PSIKOL DERG
ULUSLAR ILISKILER
Ortalama
33
167
65
267
94
53
117
194
298
132
25
123.42
0.174
0.559
0.117
0.235
0.259
0.645
0.052
1.016
0.471
0.056
0.224
0.317
0.688
0.339
0.342
0.042
0.275
0.034
0.000
0.043
0.000
0.018
0.259
0.061
0.000
0.000
0.061
48
51
59
60
46
15
57
81
33
14
23
42.75
3.7
7.1
6.7
3.7
6.6
>10.0
6.3
0.00001
0.00020
0.00007
0.00016
0.00015
0.00041
0.00007
0.00016
0.00046
0.00007
0.00002
0.00016
0.123
0.061
0.092
Kısaltmaların Açıklaması: AS: Atıf sayısı, IF: Etki Faktörü (Impact factor), Aİ: Acil indeks (Immediacy index), YS: Yayın sayısı, AYO: Atıf yarı ömrü, 5YIF: 5 yıllık etki
faktörü, EFS: Eigenfactor score, AIS: Article influence score.
*IF değeri 1’in üzerinde olan dergiler koyu renkle gösterilmiştir.
Kaynak: Online olarak kişisel başvuru sonucunda, TÜBİTAK-ULAKBİM aracılığıyla Thomson Reuters JCR 2010 (TÜBİTAK-ULAKBİM’den 29 Haziran 2011, 30 Haziran 2011 ve 1 Temmuz 2011 tarihinde alınan ve Thomson Reuters JCR kaynaklı e-mail yazıları, http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/sci1_10.pdf, http://
www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/sci2_10.pdf, http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/sci3_10.pdf, http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/ssci1_10.pdf
Eldeki kayıtlara göre, belirtilen indekslere giren ilk Türk Dergisi Hacettepe Bulletin of Social Sciences and Humanities’dir; 1970 yılında taranmaya başlamış, ancak maalesef 1973 yılı başından
itibaren taranması durdurulmuştur. 1970-1984 yılları arasında bu veritabanlarında maalesef
herhangi bir Türk dergisi yer almamıştır. Sonra 1985 yılında Turkish Journal of Pediatrics SCIExpanded kapsamına alınmıştır. 10 yıl sonra, 1995’de Turkish Journal of Chemistry bu veritabanında, Turk Psikoloji Dergisi-Turkish Journal of Psychology ise SSCI’de yer almaya başlamış,
1997’de Turkish Journal of Veterinary & Animal Sciences ve 2004’de Turkish Journal of Earth Sciences ve Journal of Sports Science and Medicine aynı veritabanı tarafından taramaya alınmıştır. 2005’de Turk Psikiyatri Dergisi-Turkish Journal of Psychiatry SSCI’ye yer almaya başlamıştır.
AHCI kapsamına alınan ilk Türk dergisi Adalya ‘dır ve 2005 yılında taranmaya başlamıştır; bu
dergiyi 2007’de METU Journal of The Faculty of Architecture ve TUBA-AR- Turkish Academy of
Sciences Journal of Archaeology takip etmiştir. AHCI kapsamına daha sonraki yıllarda 4 dergi daha katılmıştır. 2006’dan sonra Türkiye kaynaklı dergilerin sayısında hızlı bir artış görülmüş 2011’de toplam sayı 75 olmuştur. Web of Science kapsamındaki Türkiye kaynaklı yayınlar
özellikle 2007’den itibaren yıllık 20,000 değerini aşmaya başladığından [WOS kapsamındaki
dergilerde 2007 Türkiye kaynaklı yayın sayısı 21,392’dir (tam makale sayısı ise, 14,906’dır) (Asan,
2010b)] ve bu değer gittikçe arttığından, WOS kapsamındaki Türkiye kaynaklı dergi sayısının
75’den daha fazla olması gerektiğine inanıyorum [2008 yılı: 27,273 (tam makale: 19430), 2009
yılı: 26,887 (tam makale: 20,723), 2010 yılı: 28,288 (21,291)] (Asan 2010b, Thomson Reuters Web
of Science Veritabanı).
SCI-Expanded ve SSCI kapsamındaki Türk dergilerin 2010 yılı Etki Faktörü (Impact Factor = IF)
değerleri ve bu değerle birlikte verilen diğer bilgiler Tablo 1’de verilmiştir. Dergi isimleri JCR’da
yazıldığı şekliyle ve alfabetik sırada dizilmişdir. Tablo 1’de yer alan kavramlar, Asan (2010a)’da
açıkladığından, burada ayrıca yer verilmemiştir.
Dergilerle İlgili Verilerin Yorumu
WOS kapsamındaki Türk Dergileri’nin 1989-2010 yılları arasındaki IF değeri 0.013 - 9.333 arasında değişiklik göstermiştir. Tablo 1 ve Tablo 2’de verilen IF değerleri biribirinden farklı olabilir, çünkü hesaplanma şekilleri farklıdır. Tablo 1’de verilen IF değerleri şöyle hesaplanmıştır:
Tabloda verilen dergilerde, 2008 ve 2009 yıllarında çıkan makalelerin 2010 yılında aldıkları
85
TÜRK TIP DİZİNİ
Tablo 2. Türkiye’de yayınlanan ve SCI-Expanded, SSCI ve AHCI (Web of Science = WOS) kapsamına alındıktan sonra, Ocak 2011’e kadar alınan atıf sayıları ve ortalama etki faktörü değerleri
Dergi Adı
YS
AS
Acta Orthopaedica et Traumatologica Turcica
Adalya
Amme İdaresi Dergisi
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi
Anadolu Kardiyoloji Dergisi-The Anatolian Journal of Cardiology
Anadolu Psikiyatri Dergisi-Anatolian Journal of Psychiatry
Bilig
Diagnostic and Interventional Radiology
Eğitim Araştırmaları-Eurasian Journal of Educational Research
Eğitim ve Bilim-Education and Science
Eklem Hastalıkları ve Cerrahisi-Joint Diseases and Related Surgery
Ekoloji
Energy Education Science and Technology
Part A - Energy Science and Research
Energy Education Science and Technology Part B - Social and
Educational Studies
Experimental and Clinical Transplantation
Hacettepe Journal of Mathematics and Statistics
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi DergisiHacettepe University Journal of Education
Isı Bilimi ve Tekniği Dergisi-Journal of Thermal Science
and Technology
İktisat İşletme ve Finans
Journal of International Advanced Otology
(E.A. Mediterranean Journal of Otology)
Journal of Neurological Sciences-Turkish
Journal of Sports Science and Medicine
Journal of the Entomological Research Society
Journal of the Faculty of Engineering and Architecture of
Gazi University
Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi
Klinik Psikofarmakoloji Bülteni-Bulletin of Clinical Psychopharmacology
Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri
Mathematical & Computational Applications
METU Journal of the Faculty of Architecture
Mikrobiyoloji Bulteni
Milli Folklor
NeuroQuantology
New Perspectives on Turkey
Nobel Medicus
Nöropsikiyatri Arşivi-Archives of Neuropsychiatry
Olba
Records of Natural Products
Tarım Bilimleri Dergisi
Teknik Dergi
Tekstil ve Konfeksiyon
Trakya Üniversitesi Tip Fakültesi Dergisi
TUBA-AR-Turkish Academy of Sciences Journal of Archaeology
Turkish Journal of Agriculture and Forestry
Turkish Journal of Biochemistry-Türk Biyokimya Dergisi
Turkish Journal of Biology
Turkish Journal of Botany
Turkish Journal of Chemistry
Turkish Journal of Earth Sciences
221
99
97
187
737
144
139
220
185
185
101
158
86
53
46
7
39
377
33
1
235
3
24
21
82
IF Ort.
(AS/YS)
0,24
0,46
0,07
0,21
0,51
0,23
0,01
1,07
0,02
0,13
0,21
0,52
VT
SCIE
AHCI
SSCI
SCIE
SCIE
SCIE
SSCI
SCIE
SSCI
SSCI
SCIE
SCIE
69
812
11,77
SCIE
56
186
120
645
151
29
11,52
0,81
0,24
SCIE
SCIE
SCIE
195
53
0,27
SSCI
72
86
14
11
0,19
0,13
SCIE
SSCI
199
186
602
62
13
10
1074
17
0,07
0,05
1,78
0,27
SCIE
SCIE
SCIE
SCIE
205
488
154
180
74
97
351
268
156
86
135
99
32
86
187
70
168
244
30
224
154
138
101
1146
178
34
562
40
24
9
4
157
5
124
7
6
5
3
57
41
6
35
30
6
189
53
239
107
4087
671
0,17
1,15
0,26
0,13
0,12
0,04
0,45
0,02
0,79
0,08
0,04
0,05
0,09
0,66
0,22
0,09
0,21
0,12
0,20
0,84
0,34
1,72
1,06
3,57
3,77
SCIE
SCIE
SCIE
SSCI
SCIE
AHCI
SCIE
AHCI
SCIE
SSCI
SCIE
SCIE
AHCI
SCIE
SCIE
SCIE
SCIE
SCIE
AHCI
SCIE
SCIE
SCIE
SCIE
SCIE
SCIE
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
Turkish Journal of Electrical Engineering and Computer Sciences
Turkish Journal of Field Crops
Turkish Journal of Fisheries and Aquatic Sciences
Turkish Journal of Gastroenterology
Turkish Journal of Geriatrics/Türk Geriatri Dergisi
Turkish Journal of Hematology
Turkish Journal of Mathematics
Turkish Journal of Medical Sciences
Turkish Journal of Pediatrics
Turkish Journal of Rheumatology
Turkish Journal of Veterinary & Animal Sciences
Turkish Journal of Zoology
Turkish Online Journal of Educational Technology
Turkish Neurosurgery
Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi-Turkish Journal of
Thoracic and Cardiovascular Surgery
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi
Türk Pediatri Arşivi-Turkish Archives of Pediatrics
Türk Psikiyatri Dergisi
Türk Psikoloji Dergisi
Türkderm
Türkiye Entomoloji Dergisi-Turkish Journal of Entomology
Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Dergisi-Turkish Journal of
Physical Medicine and Rehabilitation
Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Dergisi
UHOD-Uluslararası Hematoloji-Onkoloji Dergisi
Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Dergisi-Turkish Journal of
Trauma & Emergency Surgery
Uluslararası İlişkiler-International Relations
113
47
131
154
107
115
177
450
1890
85
1791
187
150
321
21
5
51
122
4
23
50
100
3717
1
3333
84
64
160
0,19
0,11
0,39
0,79
0,04
0,20
0,28
0,22
1,97
0,01
1,86
0,45
0,43
0,50
SCIE
SCIE
SCIE
SCIE
SCIE,SSCI
SCIE
SCIE
SCIE
SCIE
SCIE
SCIE
SCIE
SSCI
SCIE
146
179
138
254
186
173
57
1
0
4
314
428
10
7
0,01
0
0,03
1,24
2,30
0,06
0,12
SCIE
AHCI
SCIE
SSCI
SSCI
SCIE
SCIE
118
957
119
3
135
8
0,03
0,14
0,07
SCIE
SCIE
SCIE
367
80
107
12
0,29
0,15
SCIE
SSCI
Kısaltmaların Açıklaması: YS: yayın Sayısı, AS: Atıf sayısı, IF: Etki Faktörü (Impact factor), VT: Veritabanı
*IF değeri 1’in üzerinde olan dergiler koyu renkle gösterilmiştir.
Kaynak: http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/tr-yayin.pdf)
atıflar dikkate alınmıştır; halbuki Tablo 2’de, dergilerin WOS’a kabul edildikten sonra, Ocak
2011’e kadar olan veriler dikkate alınmıştır. IF değerleri için Tablo 1 dikkate alınmalıdır.
Turk J Pediatr: 1985 yılında SCI-Expanded kapsamına alınmış, ilk IF değeri 1989 yılında 0.013
olarak verilmiş, 1995 yılına kadar IF değeri hesaplanan tek dergimiz olmuştur. 1989’dan sonraki 2 yıl, IF değerinde artış olmuş, 1992-1994 arasında düşüş, 1995’den sonra ise artış eğilimine girmiştir. 2000 yılında bir düşüş görülmesine rağmen, 2001’den sonra artış olmuş,
2002’de 0.340 (artış var) olduktan sonra, 2005’e kadar IF değeri 0.340’ın altında gerçekleşmiştir. 2005’den sonra tekrar yükseliş görüyoruz; bu yükseliş sonucu derginin 2008’deki IF değeri
şimdiye kadar ulaşılan en yüksek değere ulaşmış (0.442), ancak 2009’da bu değerin altında
kalmış, (0.333), 2010’da ise hafif artarak 0.340 olmuştur.
Turk J Chem: Derginin sadece 1 sayısının (16/4: 246-251) 1992 yılında WOS kapsamında olduğu görülüyor; 1993 ve 1994 yıllarına ait yayın yok. Ancak dergide yer alan yayınlar düzenli
olarak 1995 yılından itibaren WOS veritabanında yer almaya başlamıştır. Dergiye ait ilk verilen
IF değerinin 1996’da yayınlandığını görüyoruz: 0.161. Başlangıç için iyi bir değer. 1997’de hafif
bir düşüş var (0.135), 1998’deki artıştan sonra (0.198), 1999 ve 2000’de azalma, 2001’de yeniden artış ve bu artış 2002’ye kadar devam ediyor. 2003’de bir düşüş görülmesine rağmen,
2004’de bir önceki yıla göre 2.18 kat artış görülüyor (0.579). 2005, 2006 ve 2007’de istikrarını
koruyan dergi, 2008’de yeni artışla IF değerini O.727’ye, 2009’da ise kendisi için en yüksek
87
TÜRK TIP DİZİNİ
değer olan 0.758’e ulaşmıştır. Derginin 2009’da aldığı atıf sayısı ise yine kendisi için en yüksek
sayı olan 828 olmuştur. 5 yıllık IF değerleri dikkate alındığında sayılar daha yüksek çıkmaktadır. Derginin 2010 IF değeri ise 0.756’dır. Bu değer, 2009 ile benzerdir.
Turkish Journal of Veterinary & Animal Sciences: 1997’de SCI-Expanded kapsamına alınmış,
ilk IF değeri ise 1999’da verilmiştir: 0.048. Bu değer 2000 ve 2001 yıllarında düşmüş, ancak
2002 yılında ciddi bir artış göstermiştir. 2002 yılındaki 0.146 IF değeri, 2001 yılına göre 3.40 kat
daha fazladır. 2003 ve 2004’de azalma görülmesine rağmen, 2005’den itibaren bir artış eğilimi görülmüş ve 2009’da 725 atıfla kendisi için en yüksek değer olan 0.342’ye ulaşmış, ancak
2010’da biraz düşerek 0.276 olmuştur.
Journal of Sports Science and Medicine: Dergi 2002’de yayın hayatına başlamış, 2004’de
önemli bir başarı göstererek SCI-Expanded kapsamına alınmış, aynı yıl IF değeri 0.269 olmuştur. 2005 ve 2006 yıllarında artış görülmesine rağmen, 2007’de bir düşüş olmuştur. Derginin
IF değeri 2008’de bir önceki yıla göre 1.94 kat artış göstererek 0.564 olmuş, 2009’da ise 382
atıfla kendisi için en yüksek değer olan 0.815’e ulaşmış, ancak bu yükseliş 2010’da durmuş ve
IF değeri 0.676 olmuştur.
Turk Psikol Derg: 1995’de SSCI kapsamına alındı. İlk olarak 2005’de bu derginin IF değerine ulaşılabildi: 71 atıfla 0.222. 2006’da bir azalma görülmekle beraber, 2007’de artış olmuştur. 2008’deki azalmadan sonra, 2009’da derginin IF değeri yeniden artmıştır (0.263). Ancak
2010’da hızlı bir düşüş göstermiş ve IF değeri 0.056 olmuştur.
Turk Psikiyatri Dergisi: 2005’de SSCI kapsamına alındı. İlk IF değeri 2007’de verildi: 127 atıfla 0.547. İyi bir değer. 2008’de hafif bir düşüş görülmekle birlikte, 2009’da yeniden artmıştır
(0.576). 2010’da hafif düşüş göstererek 0.471 olmuştur.
Turkish Journal of Earth Sciences: Dergi 2004 yılında SCI-Expanded kapsamına alınmış, ilk
IF değeri ise 2006 yılında verilmiştir: 170 atıfla 2.536. Bu değer, 2009 yılına kadar WOS kapsamındaki tüm dergilerimiz içinde ulaşılabilen en yüksek değerdir. Ancak dergi bu yüksek IF
değerini koruyamamış, 2007’de 2.481’e, 2008’de 1.000’e düşmüş, 2009’da ise 1.607 olmuştur
(Bknz Tablo 4-6). Derginin 2010 yılı IF değeri ise 2009’a göre biraz düşerek 1.031 olmuştur.
Mikrobiyoloji Bülteni: Dergi 2007 yılında SCI-Expanded kapsamına alınmış, ilk IF değeri ise
yine 2007 yılında verilmiştir: 93 atıfla 0.209. Derginin IF değeri 2008’de artmış, ancak 2009’da
tekrar azalmış (0.286), 2010 yılında ise artarak 0.354 olmuştur.
Turkish Journal of Agriculture and Forestry: Dergi 2007 yılında SCI-Expanded kapsamına
alınmış, ilk IF değeri ise yine 2007 yılında verilmiştir: 202 atıfla 0.422. 2008 ve 2009’da (0.648)
ise artış devam etmiştir. 2010’da ise hafif bir artış göstererek 0.675 olmuştur.
Klinik Psikofarmakoloji Bülteni-Bulletin of Clinical Psychopharmacology: 2008’de WOS
kapsamına alındı. İlk IF değeri de aynı yıl verildi: 17 atıfla 0.197. Bu değer 2009’da artarak 46
atıfla 0.271 olmuş, 2010’da artış devam etmiştir (0.273).
88
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
Mediterr J Otol: 2007’de SCI-Exp’a kabul edildikten sonra 2009’da adı değişmiştir (yeni ismi:
Journal of International Advanced Otology); bu nedenle 2009 yılında eski ismiyle verilen yayın
sayısı doğal olarak 0 çıkmıştır. Yeni isim 2009’dan itibaren geçerli olduğundan, bu derginin
yeni ismiyle IF değeri 2010’da çıkmış ve 0.108 olmuştur.
Energy Educ Sci Tech: Bu derginin IF değeri ilk defa 2010’da yayınlanmış ve IF değeri şimdiye
kadarki Türkiye kaynaklı dergiler içinde en yüksek değer olan 9.333 olmuştur. Bundan önceki
en yüksek değer, Turk J Earth Sci’ın 2006 yılı IF değeridir ve o yıl için 2.536 olmuştur. Bu yüksek
başarıda katkısı olan tüm dergi yöneticilerine tebrikler.
Bazı dergilerimizin ise (Anadolu Kardiyol Derg, Diagn Interv Radiol, Exp Clin Transplant, Rec Nat
Prod), IF değeri bakımından iyi bir başlangıç yaptıklarını da belirtmek mümkündür. Bu dergilerin 2010 yılı IF değerleri genellikle artarak devam etmiştir (Tablo 1). Turk Botanik Dergisi’nin IF
değeri 2010 yılı için JCR’de yer almamasına rağmen dergi internet sitesinde derginin 2010 yılı
IF değerinin 0.779 olduğu belirtilmiştir. Bu değer, başlangıç için iyi bir değerdir.
Uluslararası Bazı Dergilerin Durumu
Web of Science kapsamındaki Türk Dergileri’nin ulaşabildiği en yüksek etki faktörü değeri, 2009 yılına kadar 2.536 idi. 2010’da ise en yüksek IF değeri 9.333 ile Energy Educ Sci Tech
olmuştur. Bu değer, diğer Türk Dergileri içinde düşündüğümüzde oldukça yüksektir. Ancak
9.333 IF değerini diğer önemli bazı uluslararası dergilerle kıyasladığımız da, ulusal ölçekte
daha fazla çaba göstermemiz gereği de ortadadır (Tablo 3).
Örneğin WOS kapsamındaki tüm dergiler içinde 2008 ve 2009 yıllarında IF değeri bakımından ilk sırada yer alan Ca-Cancer J Clin’in 2008 IF değeri 74.57, 2009 değeri ise çok yüksek bir
Tablo 3. 2010 Yılı verilerine göre, WOS Kapsamındaki bazı uluslararası dergilerin Etki Faktörü
(Impact Factor = IF), 5 Yıllık IF, Acil İndeks ve diğer değerleri
Dergi Adı
Ca-Cancer J Clin
New Eng J Med
Ann Rev Immunol
Nat Rev Cancer
Nature
Lancet
Cell
Science
Ann Rev Biochem
Physiol Rev
P NATL ACAD SCI USA
PHYS REV LETT
ASTROPHYS J
J Biol Chem
APPL PHYS LETT
PHYS REV B
A
9801
227674
16100
26727
511145
155734
167587
469704
18621
20265
482679
335409
198611
412003
197445
268704
IF
94.262
53.484
49.271
37.178
36.101
33.633
32.401
31.364
29.742
28.417
9.771
7.621
7.436
5.328
3.820
3.772
5-YIF
70.216
52.362
46.688
37.878
35.241
32.498
34.929
31.769
34.471
37.047
10.591
7.154
6.175
5.498
3.845
3.362
Aİ
8.667
10.675
7.682
6.423
8.791
10.852
6.661
6.789
5.464
3.914
1.874
1.836
2.289
0.945
0.664
0.954
Y
18
345
22
71
862
271
319
862
28
35
3764
3118
2501
4208
4459
5991
AYO
3.8
7.5
7.6
5.3
9.1
8.7
8.5
9.0
>10.0
8.9
7.7
7.6
7.1
8.8
5.6
8.6
EFS
0.04923
0.69167
0.06278
0.13056
1.74466
0.38031
0.70472
1.46485
0.06141
0.04866
1.66833
1.24359
0.40276
0.88585
0.72217
0.78330
AIS
24.782
21.366
25.179
16.970
19.334
12.720
20.639
16.859
20.080
14.695
4.959
3.486
1.575
2.191
1.399
1.389
A: Atıf sayısı; IF: Etki faktörü, 5-YIF: 5 yıllık IF, Aİ: Acil indeks, Y: Yayın Sayısı, AYO: Atıf yarı ömrü, EFS: Eigenfactor score, AIS: Article
Influence score
Kaynak: TÜBİTAK-ULAKBİM aracılığıyla Thomson Reuters, JCR 2010). (Sıralama IF değerine göre yapılmıştır
89
TÜRK TIP DİZİNİ
sayı olan 87.92’ye çıkmıştır. 2010’da ise daha da yükselerek 94.26’ya yükselmiştir. Bu sayının
anlamı şudur: Bu dergide 2008 ve 2009 yıllarında çıkan her makale, 2010’da ortalama olarak
94.26 atıf almıştır. Çok önemli bir tıp dergisi olan New Eng J Med’nin 2008 yılı IF değeri 205750
atıfla 50.01, 2009 yılı IF değeri ise 216752 atıfla 47.05 olmuş, 2010’da ise 227674 atıf alarak
53.48’e ulaşmıştır. Nature dergisinin 2008 yılı IF değeri 443967 atıfla 31.43, 2009 yılı IF değeri
ise 483039 atıfla 34.48 olmuştur. 2010’da ise 36.101 olmuştur. 2009 yılında IF değeri 5.33 olan
J Biol Chem, 406606 atıf almıştır. 2010’da ise, 412003 atıfla 5.328 olmuştur. Bu derginin bu
kadar çok atıf almasına rağmen IF değerinin düşük çıkmasının nedeni, 1 yılda çok fazla makale yayınlanmasından kaynaklanmaktadır; örneğin bu dergide 2009’da çıkan makale sayısı
3686’dır (2010: 4459 makale). Bu paragragda ve Tablo 3’de sözü edilen dergiler uluslararası
üst düzey dergilerdir. WOS kapsamındaki Türk Dergileri’ni bu dergilerden ziyade kendi kategorisindeki dergilerle kıyaslamak daha doğrudur. Ülkemiz dergilerinin IF değerlerinin artması
için, bu dergilerde yayınlanan makaleleri gerektiğinde kaynak göstermeli, dergilerimizde atıf
alma potansiyeli yüksek olan kaliteli çalışmaların yayınlanmasını sağlamalı, dergilerimizin hedef okuyucuya ulaşması için gerekenleri yapmalıyız. Makale değerlendirme süreci kurallara
uygun olarak yapılmalı, tamamen bilimsel ölçütler kullanılarak makale elemeleri yapılmalıdır.
Dergilerimizde bazen, uzmanı tarafından yazılmış, geniş okuyucu kitlesine hitap eden derleme makaleler ve metodla ilgili bazı önemli çalışmalar da yayınlanmalıdır; çünkü bu tip çalışmaların atıf alma potansiyelleri oldukça yüksektir. Ancak bu tip makalelerin oranı oldukça
düşük tutulmalıdır.
Teşekkür
TÜBİTAK-ULAKBİM tarafından her yıl organize edilen “Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık” sempozyumlarına beni davet ederek, burada sunduğum çalışmaları hazırlamamı teşvik eden, Türk Tıp
Dizin Kurul Başkanı Sn. Doç. Dr. Orhan YILMAZ’a ve 2010 yılı etki faktörü ve diğer bilgileri e-posta
ile bana gönderen TÜBİTAK-ULAKBİM yetkililerine teşekkürlerimi sunarım.
Kaynaklar:
1.
Asan A. Web of Science kapsamındaki Türk Dergilerinin etki faktörü (Impact Factor) değerleri. İçinde:
Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık - 2010 Ed: Yılmaz O. Open Ajans 2010. Ankara; s. 49-58.
2. Asan A. SCI, İmpakt Faktör, Sitasyon Sayısı. Bilimsel Yayınlar Kitabı (416 Sayfa) içinde. Editör: Hamdi
AKAN. Sayfa: 285-408. Bilimsel Tıp yayınevi, Ankara, 2010b.
3. Asan A. ISI’nin kullandığı indeksler: SCI-Expanded, SSCI ve AHCI: Tarihsel gelişim, bugünkü durum ve etki
faktörü (IF). OrLab Online Mikrobiyol Derg 2 (5): 1-21, 2004.
4. Asan A. SCI-Expanded, SSCI, AHCI ve Etki Faktörü (=Impact Factor). Sağlık Bilimlerinde Süreli
Yayıncılık-2005. Ed: Yılmaz O. Baskı Matbaası 2005. s. 221-63.
5. Asan A. SCI-Expanded, SSCI, AHCI kapsamındaki Türk Dergileri. İçinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli
Yayıncılık-2006. Ed: Yılmaz O. Open Ajans Ankara 2006. s. 86-92.
6. an A. SCI, İmpakt Faktör, Sitasyon Sayısı. Bilimsel Yayınlar Kitabı (416 Sayfa) içinde. Editör: Hamdi AKAN.
Sayfa: 285-408. Bilimsel Tıp yayınevi, Ankara, 2010.
7. Baysal B. Türkiye’de bilimsel dergiler. 21. Yüzyılda bilimsel yayıncılık: Hedefler ve Yaklaşımlar
Sempozyumu Kitabı. S. 6-15, 2002. TÜBİTAK Yay., Ankara.
8. Brodman E. Methods of choosing physiology journals. Bull Med Libr Assn. 32: 479-483, 1944.
9. Fersht A. The most influential journals: Impact Factor and Eigenfactor. Proc Natl Acad Sci U S A. 106 (17):
6883-6884, 2009. doi: 10.1073/pnas.0903307106
10. Gross PLK, Gross EM. College libraries and chemical education. Science. 66: 385-389, 1927.
90
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
11. Yurtsever E, Gülgöz S, Yedekçioğlu ÖA, Tonta M. Sosyal bilimler atıf dizininde (SSCI) Türkiye: 1970-1999.
142 S. TUBA Yayınları. 2001,
12. http://journals.tubitak.gov.tr/veterinary/abs.htm
13. http://www.ulakbim.gov.tr/
14. http://scientific.thomson.com
15. http://www.jssm.org
16. http://en.wikipedia.org/wiki/Impact_factor
17. http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/sci1_10.pdf
18. http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/sci2_10.pdf
19. http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/sci3_10.pdf
20. http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/ssci1_10.pdf
21. http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/tr-yayin.pdf
91
TÜRK TIP DİZİNİ
EK 1;
Sağlık bilimleri kapsamındaki süreli yayınlarda, yazarlardan
araştırma ve yayın etiğine uyumlu olunması istenmektedir.
İnsanlarda veya hayvanlarda gerçekleştirilen araştırmalar
için öneriler aşağıda dikkatinize sunulmaktadır.
.........................Dergisi, yazarlardan araştırma ve yayın etiğine uyumlu olunmasını istemektedir.
İnsanlarda veya hayvanlarda gerçekleştirilen araştırmalarda ulusal ve uluslar arası etik
kılavuzlara uyum ve ilgili etik kurullardan izin esastır. Alınan .Etik Kurul Onayı. online
olarak, www.. adresine gönderilmelidir. Makalelerin etik kurallara uygunluğu yazarların
sorumluluğundadır.
İnsanlar üzerinde yapılan araştırmalar: Dergi, “İnsan” öğesinin içinde bulunduğu tüm
çalışmalarda “Helsinki Bildirgesi”, “İyi Klinik Uygulamalar Kılavuzu” ve “İyi Laboratuvar
Uygulamaları Kılavuzu”’nda belirtilen esaslara ve T.C. Sağlık Bakanlığının ilgili yönetmeliklerine
uygunluk ilkesini kabul eder. İnsanlar üzerinde yapılan araştırmalarda, “Klinik Araştırmalar
Etik Kurul’undan izin alınması ve ilgili belgenin dergiye gönderilmesi zorunludur. Yazarlar,
makalenin GEREÇ VE YÖNTEM bölümünde ilgili etik kuruldan ve çalışmaya katılmış
insanlardan imzalı “Bilgilendirilmiş gönüllü olur” (informed consent) belgesini aldıklarını
belirtmek zorundadır. Etik Kurul onayının bir kopyasının dergiye gönderilmemesi durumunda
yazı yayınlanmayacaktır.
Olgu sunumlarında hastanın kimliğinin ortaya çıkmasına bakılmaksızın hastalardan veya
gereği durumunda yasal temsilcisinden “Bilgilendirilmiş gönüllü olur” (informed consent)
belgesi alınmalı ve makalenin olgu sunumu başlığı altında yazılı olarak ifade edilmelidir.
Hastadan veya yasal temsilcisinden alınan “Bilgilendirilmiş gönüllü olur” belgesi dergiye
yollanmalıdır.
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar: Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda,
“Deney Hayvanları Etik Kurul”undan izin alınması ve ilgili belgenin bir kopyasının dergiye
gönderilmesi zorunludur. Araştırmanın GEREÇ VE YÖNTEM bölümünde, deneysel çalışmalarda
tüm hayvanların “Laboratuar Hayvanlarının Bakım ve Kullanımı Kılavuzu”na (Guide for the Care
and Use of Laboratory Animals, www.nap.edu/catalog/5140.html) uygun olarak insancıl bir
muameleye tabi tutulduğu ve Deney Hayvanları Etik Kurul onay raporu alındığı belirtilmelidir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda ağrı, acı ve rahatsızlık verilmemesi için neler yapıldığı
açık bir şekilde belirtilmelidir. Etik Kurul onayının bir kopyasının dergiye gönderilmemesi
durumunda yazı yayınlanmayacaktır.
Çıkar Çatışmaları: Yazarlar, makaleleriyle ilgili çıkar çatışmalarını (varsa) bildirmelidirler. Eğer
makalede dolaylı veya dolaysız ticari bağlantı (istihdam edilme, doğrudan ödemeler, hisse
senedine sahip olma, firma danışmanlığı, patent lisans ayarlamaları, veya hizmet bedeli gibi)
veya çalışma için maddi destek veren kurum mevcut ise yazarlar; kullanılan ticari ürün, ilaç,
92
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
firma v.b ile ticari hiçbir ilişkisinin olmadığını ve varsa nasıl bir ilişkisinin olduğunu, editöre
sunum sayfasında ve ayrıca makalede kaynaklar bölümünden önce “Çıkar çatışması” başlığı
altında bildirmek zorundadır.
Yazarlık Katkısı: Çok yazarlı makalelerde yazarların araştırmaya katkıları (fikir oluşturma,
çalışma tasarımı, deneysel uygulamalar, istatistik, makalenin yazımı, vb.) açıklanmalı ve imzalı
olarak editöre (yayın hakkı devir formu kapsamı içinde) sunulmalıdır. Yazarlık katkısı bilgisi,
kaynaklar bölümünden önce makalede bildirilmek zorundadır.
Maddi destek: Araştırma için alınmış finansal destek, bağış ve diğer bütün editöryal
(istatistiksel analiz, İngilizce/Türkçe değerlendirme) ve/veya teknik yardım varsa açıkça
makalenin kaynaklar bölümünden önce bildirilmek zorundadır. Ayrıca yazarlar aşağıda
belirtilen alanlarda, varsa çalışmaya sponsorluk edenlerin rollerini beyan etmelidirler: (1)
Çalışmanın tasarımı, (2) Veri toplanması, analizi ve sonuçların yorumlanması, (3) Raporun
yazılması, (4) Yayın için gönderilmesine karar verilmesi.
93
TÜRK TIP DİZİNİ
EK 2;
Süreli Yayınların Türk Tıp Dizinine Kabul Edilme
Koşulları - 2011
• Dergiler yıl içinde düzenli aralıklarla yayımlanmalı, derginin her sayısından 2 adet, yayınlanması gereken tarihten itibaren en geç 3 ay içerisinde “TÜBİTAK-ULAKBİM Ulusal
Veri Tabanları Ofisi YÖK Binası B-5 Blok 06539 Bilkent-ANKARA” adresine ulaştırılmalıdır.
Ayrıca derginin her sayısına ait elektronik kopyalar pdf dosyası halinde, zamanında ve
düzenli olarak Online Dergi İzleme Sistemi (ODİS)’ne yüklenmelidir. Gecikmeler dergi/
yayınevi sorumluluğundadır.
• Dergi künyesinde dergilerin tam adı, kısaltılmış adı, açık adresi, editörün ve kurumsal
olarak derginin e-posta dahil, güncel adresleri belirtilmelidir. Kapakta ve/veya iç kapak
sayfasında derginin yayın aralığı ve yayınlanması gereken tarih (yıl ve ay olarak) belirtilmelidir.
• Dergiler bir yılda en az 3 sayı basılmalı, birleşik sayı basılmamalıdır. Özel sayı ya da ek sayı
niteliğindeki dergiler değerlendirilmeyecektir. Eklere sayı ve devam eden sayfa numaraları verilmemelidir.
• Bir yıl içindeki toplam bilimsel araştırma yazısı 12’den az olmamalı ve toplam bilimsel
yazı sayısının (araştırma, olgu sunumu, derleme) en az %50’sini oluşturmalıdır.
• Dergilerde danışman (hakem) değerlendirme sistemi bulunmalıdır. Danışman sayısı her
bilimsel yazı için en az iki olmalıdır. Danışman değerlendirme raporları, Türk Tıp Dizini
Komitesi’nin incelemesine olanak verebilecek şekilde yayın tarihinden sonra en az beş
yıl süreyle saklanmalı ve istenildiğinde birer kopyaları Türk Tıp Dizini Komitesi’ne ulaştırılmalıdır.
• Bilimsel yazılarda; Türkçe ve İngilizce başlık, yapılandırılmış öz ve yeterli sayıda “Index
Medicus: Medical Subject Headings” standartlarına uygun anahtar sözcük bulunmalıdır.
• Bilimsel yazıların ilk sayfasında, yazıların gönderim/kabul tarihleri belirtilmeli, yazarların
kurumları ve iletişim kurulacak yazarın adres bilgilerine yer verilmelidir.
• Kaynakların doğruluğu, ulaşılabilirliği ve uluslararası kaynak yazım şekline uygunluğuna
özen gösterilmelidir.
• Dergiler elektronik ortamda da tam metin olarak bulunmalıdır. Basılı olarak yayınlanan
dergiler her yayın yılı sonunda yıllık konu ve yazar dizinlerini yayınlamalıdır. Sadece
elektronik olarak yayınlanan dergilerde bu koşul aranmaz, ancak bu dergilerde arama
motoru bulunmalıdır.
• Kültür Bakanlığı’ndan ISSN (Uluslararası Standart Süreli Yayın Numarası) alınmalıdır. ISSN
derginin dış kapak sağ üst köşesinde ve künye sayfasında yer almalıdır. Elektronik ortamda da yayımlanıyor ise e-ISSN de yer almalıdır.
• Etik kurul kararı gerektiren klinik ve deneysel hayvan çalışmaları için ayrı ayrı etik kurul
onayı alınmış olmalı ve belgelendirilmelidir. Ulusal ve uluslararası geçerli etik kurallara
uyulmalıdır. Dergilerin yazım kuralları içerisinde araştırma ve yayın etiğine uyum gerekliliği açık olarak belirtilmelidir.
• Dergide yayınlanan bilimsel yazılar, türlerine göre sınıflandırılarak (araştırma, olgu sunumu, derleme) içindekiler bölümünde ve bilimsel yazının ilk sayfasında belirtilmelidir.
94
SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011
Araştırma, olgu sunumu, derleme, kaynak içeren editöre mektup, kısa rapor, teknik rapor gibi bilimsel içerikli yazılar dışındakiler dizinlenmemektedir. Bu nedenle sayfa numarası verilmemelidir.
• Bilimsel yazıların bütünlüğünü bozmamak açısından, reklam ve benzeri tanıtılar bilimsel
yazı içinde yer almamalı ve bunlara sayfa numarası verilmemelidir.
• Süreli yayınlara gönderilecek bilimsel yazılarda Dünya Tıp Dergileri Editörler Kurulu’nun
(ICMJE Türkçe Çevirisi)(http://www.icmje.org/) “Biyomedikal dergilere gönderilecek yazılarda aranan ortak kurallarının güncel sürümü dikkate alınmalıdır.
#Ulusal yayıncılığın gelişimi açısından, editörler ulusal dergilerimizin kaynak gösterilmesini
özendirmelidir.
Elektronik Dergilerin Kabul Edilme Koşulları
Basılı süreli yayınların Türk Tıp Dizinine kabul edilme koşulları ve önerileri elektronik dergiler
için de geçerlidir. Elektronik ortamla ilgili, komite tarafından istenilen koşullar ayrıca aşağıda
belirtilmiştir.
• Dergiler yıl içinde düzenli aralıklarla yayınlanmalı, derginin her sayısı için, yayınlanması gereken tarihte elektronik posta aracılığı ile TÜBİTAK-ULAKBİM Türk Tıp Dizini
Komitesi’ne (tip@ulakbim.gov.tr) yayınlandı bilgisini iletmesi gerekmektedir.
• Dergilerin tam adı, kısaltılmış adı, açık adresi, editörün ve kurumsal olarak derginin
e-posta dahil güncel adresleri, her bir sayının yayınlanacağı tarih ve yayın aralığı dergi
ana sayfasında belirtilmelidir.
• Derginin içeriğini oluşturan yazılar, makale tiplerine göre sınıflandırılarak yayınlanmalıdır.
• Yazıların Türkçe ve İngilizce başlık ve özleri ücretsiz olarak erişilebilir şekilde yayınlanmalıdır.
• Tüm yazıların tam metinleri en azından PDF formatında olacak şekilde erişilebilir olmalıdır.
• Konu ve yazar taraması yapabilmek amacıyla uygun arama motoru bulunmalıdır.
• Kültür Bakanlığı’ndan ISSN (Uluslararası Standart Süreli Yayın Numarası) alınmalı, derginin ana sayfasında, dergi adı ile birlikte mutlaka belirtilmelidir.
95
TÜRK TIP DİZİNİ
SSBHS96
ISBN: 978-975-403-648-0
Sempozyum Başkanı: Orhan YILMAZ
Sempozyum Düzenleme Kurulu
TÜRK TIP DİZİNİ KOMİTESİ
TÜBİTAK ULAKBİM
Semih BASKAN
Gülfem Elif ÇELİK
Deniz ERBAŞ
Yeşim GÖKÇE KUTSAL
Ömer UĞUR
Canan ULUOĞLU
A. Tulga ULUS
Tayfun UZBAY
Cem SARAÇ
Mehmet BOZ
Sibel TABANLIOĞLU
Ebru SOYUYÜCE AYDIN
Download