SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK-2011 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK-2011 9. ULUSAL SEMPOZYUM . editörler toplantısı AKADEMİK YÜKSELTME VE ULAKBİM TIP VERİ TABANI ULUSAL BİLİMSEL DERGİLERİN ETKİNLİĞİNİN ARTIRILMASI YAYINCILIKTAN YAYINCILI KTAN VERİ TABANINA KADAR OLAN SÜREÇTE KARŞILAŞILAN SO SORUNLAR RUNLAR ULAKBİM ULUSAL ATIF VERİ TABANI Editör Doç. Dr. Orhan YILMAZ 2011 ANKARA 2011 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK-2011 24 aralık 2011 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Toplantı Salonu Editör Doç. Dr. Orhan YILMAZ AVES Yayıncılık ISBN: 978-975-403-648-0 TÜRK TIP DİZİNİ • Kitaptaki tüm yazılar sadece şekil yönünden incelenmiş olup, içerik ve düşünce yönünden tamamen yazarların sorumluluğundadır. • Yazıların her türlü kullanım hakkı yazarlarına ait olup, bilimsel yayınlarda kaynak gösterilmesi dışında fiziksel ve elektronik tüm ortamlarda kullanılması ve yayınlanması editörün ve yazarların iznine bağlıdır. 4 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 İÇİNDEKİLER Cem SARAÇ .......................................................................................................................................................7 Orhan YILMAZ ..................................................................................................................................................9 Yeşim GÖKÇE KUTSAL - Editör Olmak .................................................................................................. 11 Gülfem E. ÇELİK - Editör Bağımsızlığı .................................................................................................... 19 Tulga ULUS - Editör ve Editörler Kurulu ................................................................................................ 23 Canan ULUOĞLU - Süreli Yayın Okuru Ne İster?................................................................................. 27 Ömer UĞUR - Süreli Yayın Sahipleri, Yayıncılar ve Editörler Arasındaki İlişki Nasıl Olmalıdır? ..31 Deniz ERBAŞ - Süreli Yayın Kapsamında Yer Alan Makale Türlerinin Dağılım Dengesi ....... 33 Nasıl Olmalıdır? Orhan YILMAZ - Süreli Yayıncılığın Geleceği e-Yayıncılık mı? ...................................................... 37 Sibel TABANLIOĞLU, Ebru SOYUYÜCE AYDIN - Tübitak Ulakbim Ulusal Atıf Veri Tabanı 41 Levent ÖZTÜRK - Bir Bilgisayar Yazılımı İntihali Saptayabilir mi? Benzerlik İndeksi ............. 47 Ne Tür Bilgi Verir? İntihale Karar Vermede Editörün Rolü Nedir? Yeşim GÖKÇE KUTSAL, Dilek ASLAN, Sercan ÖZYURT, Orhan YILMAZ - Süreli Yayın ... 51 Yazarı ve Okuru Ne İster? Vahit ÖZMEN, Atilla SORAN, Nilüfer GÜLER - Sağlık Bilimlerinde Seçilmiş Süreli ............ 57 Türk ve Yabancı Yayınlardaki Makale Türleri Dağılım Farklılıkları O. Nuri ÖZGİRGİN - Bilimsel Yaşam ve Etik ................................................................................................. 60 Okan ÜRKER, Nesrin ÇOBANOĞLU - Yaşam Bilimlerinde Araştırma ve Yayın Etiği .................. 62 Aytaç YILDIZELİ - Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık: Sorunlar-Öneriler ..................................... 67 Özen AŞUT - Editör Görev ve Sorumlulukları ve Birinci Basamak Sağlık Hizmeti Yayıncılığı .. 72 Cuma YILDIRIM, Yusuf YÜRÜMEZ - Akademik Acil Tıp Dergisi’nin Yerli Yayıncılıkla .......... 79 İlgili Görüşleri Ahmet ASAN - Web Of Science Kapsamındaki Türk Dergilerinin 2010 Yılı Etki Faktörü ....... 83 (Impact Factor) ve Diğer Verilerin Analizi EK 1 - Etik Konular ......................................................................................................................................... 92 EK 2 - Süreli Yayınların Türk Tıp Dizinine Kabul Edilme Koşulları - 2011 .................................... 94 5 TÜRK TIP DİZİNİ 6 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 Açılış Konuşmaları Sayın Editörler ve Değerli Konuklar, Akademik ve meslekî iletişimde bilimsel süreli yayınlar, araştırma sonuçlarının bilim toplumuna hızlı bir biçimde aktarılması ve paylaşımında bir hayli önemli bir rol üstlenirler. Şüphesiz ki bu somut gereksinim, hele insan sağlığı söz konusu olduğunda, diğer bilim alanlarına göre daha da önem kazanmaktadır. Dünyada sayıca çok büyük boyutlara ulaşmış bulunan sağlık bilimleri araştırmalarının yayınlanma politikalarına özgü temel amaçlar, bilimsel bilgi birikiminin daha etkin bir şekilde korunması, bilimsel bilgiye erişimde artan ölçüde kolaylıklar sağlanması ve bilimsel iletişim ortamında yeni ve güncel bilgiden yararlanabilme olgusunun hızlandırılabilmesidir. İçinde yaşadığımız “Bilim ve Teknoloji” yüzyılında bilimsel yayın ve dolayısıyla bilimsel yayıncılığın önemi açıktır. Bu bakımdan, Türkiye yayıncılığının dünyanın bilim ve teknolojide gelişmiş olan ülkelerindeki yayıncılığa nazaran durumunu iyileştirmek zorunlu bir görevdir. Dolayısıyla, bu zorunluluğun ülke yayın politikalarına bazı “olmazsa olmaz” türünde yansımaları söz konusu olacaktır. Bunlardan ilki, özgün ve nitelikli bilimsel yayının yazım biçimine rehber olabilecek nitelikteki kural ve standartların uygulanma politikasıdır ve bunun için de, ülke ölçeğinde bir talebin ve denetimin yaratılmasıdır. İkinci olarak, yine ülke ölçeğinde iç tutarlığı olan yayın destek politikalarının ve yayınların içeriğine ilişkin konular temelindeki araştırma politikalarının ayrıntılı bir biçimde ortaya konulması gerekir. Üçüncü yayın politikası ögesi de, aynı bağlamda kurumlar arası işbirliği esaslarını saptayacak politikaların geliştirilmesidir. Son olarak, bilimsel araştırma ve bilimsel yayın etik kurallarının geliştirilmesi, uygulanması ve söz konusu uygulamanın izlenmesine yönelik politikaların saptanmasıdır. Dünya sağlık literatürünü incelediğimizde, bilimsel yayıncılık işlemlerinde sıkı bir denetimin ve hızlılığı öngören bir anlayışın egemen olduğunu anlamaktayız. Yayın politikasına ilişkin belirttiğim ülke genelindeki hedeflerin bilimsel dergi ve kitap üretimi bazındaki mikro görünümüne gelince, yayıncılıktaki kalite arttırıcı hedeflerin gerçekleşmesindeki en önemli insan gücü unsurlarının, dergi editörleri ve editoryal grupta onların beraberce çalıştıkları editör yardımcıları, danışmanlar, redaktörler, biyoistatistikçi ve dil uzmanları gibi özel alan uzman kişileri olduğunu anlamaktayız. Şüphesiz ki, bilimsel ve etik açıdan yazara ve kullanıcılara saygılı, yararlı ve sonuçta prestijli bir yayın üretebilmek, elbette ki Prof. Dr. Cem SARAÇ ULAKBİM Müdürü 7 TÜRK TIP DİZİNİ sadece editörün kişisel çalışmalarıyla gerçekleşemez. Saydığım diğer uzman kişilerin ve onların ötesinde basım ve dağıtım şirketlerinin de kaliteli yayıncılık oluşturmaktaki katkıları yadsınamaz. Sonuçta, özetle şunu belirtmek gerekir ki, yayıncılık bir ilişkiler döngüsüdür. Bu bakımdan, başarılı olma kurallarımızın dikkatle ve kapsamlı bir şekilde saptanması gerekir. Dünya yayıncılığının eriştiği düzeylerde yayın yapabilmek için çok titiz ve ciddi çalışmamız, evrensel standartları uygulama ve sürdürebilmede tavizsiz olmamız, yayıncılıktaki yeni trendlerin gereksindirdiği açılımları bizim de gerçekleştirmeye özen göstermemiz gerekir. Biz Türkiye’de, dünya yayıncılığında yerimizi alabilmek açısından, TÜBİTAK ULAKBİM bünyesinde önemli çalışmalar başlattık. Ulusal veri tabanları çalışmaları ile, ulusal araştırma değeri yaratılarımıza ilişkin bilgiyi toplamakta ve bu bilgi dağarını standartlar çerçevesinde işleyerek, düzenleyip depolayarak, bilginin ulusal ve uluslararası platformlara taşınmasını sağlamaktayız. Bugün ULAKBİM Tıp Veri Tabanında 54.000 bibliyografik kayıt bulunmaktadır. Ayrıca, 1994’ten beri TÜBİTAK ULAKBİM’de çalışmalarını sürdüren Tıp Veri Tabanı Komitesi’nin titiz çalışmaları ve uyguladığı yaptırımlar sonucunda bugün, Sağlık Bilimleri alanlarında üretilen bilimsel dergilerin büyük bir çoğunluğu, gelişmiş ülke standartlarını yakalamıştır. Ayrıca bunlardan 30’u ISI Web of Science Dizinleri’nde yer almaktadır. Bu bağlamda ayrıca belirtmem gerekir ki, TÜBİTAK ULAKBİM bütçe kaynakları göreceli olarak zayıf olan eğitim ve araştırma kurumlarının bilimsel bilgiye erişiminde fırsat eşitliği yaratmak, bilgi hizmetlerini yaygınlaştırmak ve Türkiye’de akademik bilgi üretiminin artmasına katkı sağlamak amaçlarını gerçekleştirmek üzere oluşturulan “Elektronik Kaynaklar Ulusal Akademik Lisansı” ile çok yararlı hizmetler sunmakta ve bu kurumların dünyadaki bilimsel veri tabanlarında bulunan bilgilere kolay ve hızlı bir erişebilmelerini sağlamaktadır. Bunun dışında “Ulusal Toplu Katalog (TO-KAT) Projesi” ile ULAKBİM yoluyla, aranılan yayının hangi kütüphanede olduğu da çok kısa sürede öğrenilebilmektedir. Bu da yine, araştırmacı verimliliğini büyük ölçüde arttıran projelerimizden birisidir. Sempozyumun başarılı geçmesi dileği ile, tüm emeği geçenlere ve siz katılımcılara saygılarımı sunuyorum. Prof. Dr. Cem SARAÇ ULAKBİM Müdürü 8 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 Açılış Konuşmaları Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık dokuzuncu ulusal sempozyumunun değerli katılımcıları, saygıdeğer editörler; Sizleri Türk Tıp Dizini Komitesi adına saygıyla selamlıyorum. Ülkemiz açısından yüzaltmışiki yıl önce “Vekayi Tıbbiye“ ile başlayan sağlık yayıncılığı, Cumhuriyet’in ilk yıllarında sadece üç tıp dergisi ile devam ederken 2011 yılının sonunda aktif olarak yayınlanan sağlık bilimi dergisi sayısı dörtyüze yakındır. Önceleri genel tıp dergileri yayın yaşamında yer alırken, sağlık biliminin gelişimi doğrultusunda dal dergiciliği gelişti, hatta alt dal dergileri görülmeye başladı. Günümüzde ise uç konularda bile süreli yayın bulmak olasıdır. Ülkemizin bilim politikaları doğrultusunda süreli yayınlarımız da farklılaşmıştır. Yüksek Öğretim Kurulunun ilk yıllarında yayın sayısı önemli bulununca dergilerimiz akademik yükseltilme araçlarına dönüşerek adayların akademik yükseltilme planlarının arenası konumuna gelmişlerdir. Süreli yayın sayısında patlama gözlenirken, bu dönemde ülkemizin sağlık yayınları da büyük sayılara ulaşmıştır. Ancak bu patlama ile beraber yayınlarımızın niteliklerinin de aynı şekilde yükseldiğini söylemek ise olanaklı değildir. Ama bu konuda olumsuz düşünsek de gelişen teknolojinin süreli yayınlarımıza olumlu yansıdığını ise hemen belirtmeliyiz. Artık görsel anlamda kaliteli dergiler basılmakta ve birçoğu da sanal ortamda da okuyucusuna ulaşabilmektedir. Son yıllarda ise yine Üniversiteler arası kurulun yabancı yayını öne çıkaran kararları sonrası süreli yayıncılığımız daha farklı bir konuma doğru sürüklenmiştir. Artık tüm yazılarımız önce ülke dışında görücüye çıkmakta ve daha sonra ülkemiz süreli yayınlarına ulaşmaktadır. Hemen belirtilecek konu ise yayınlarımızın giderek etki değerleri düşük dergilere yönlendiği ve daha az sayıda atıf aldığıdır. Türkiye adresli yayınlarımızın dünya sıralamasında yükselmesi ne kadar olumlu gibi görünse de, Dünya bilimindeki payımızın daha alt sıralarda olması ve yayınlarımızın giderek daha düşük etki değerli dergilerde yayınlanıyor olması da o denli düşündürücü olmalıdır. Ülkemiz birçok konuda olduğu gibi süreli yayıncılığımızda da bir yol ayrımına doğru ilerlemektedir. Akademik yükseltmelerde yurtdışı dizinlerin önemsenmesi ve temel alınması nedeniyle ulusal yayın sayısında azalış görüleceğini söylemek yanlış olmasa gerektir. Bu kararlar sonrası dergilerimiz son yıllarda SCI ve SCI-E dizinlerinde yer almaya çabalamaktadırlar. ULAKBİM, Doç. Dr. Orhan YILMAZ TÜBİTAK ULAKBİM Türk Tıp Dizini Komite Başkanı orhan@kbb-bbc.org 9 TÜRK TIP DİZİNİ 2008 yılı itibariyle ISI’ ya girecek Türkçe dergiler için danışmanlık görevi üstlenmiştir. Nitekim bugün artık otuzun üzerinde sağlık süreli yayınımız bu dizinlerde yer almaktadır. Bir yıl kadar önce yapılan değişiklikle ise Akademik yükseltmelerde yabancı dizinlerde yapılan beş yayının dışında yapılan üç yayının da Ulusal hakemli dergilerde yayınlanması uygun görülmüştür. Ulusal hakemli dergi tanımı, ULAKBİM Ulusal Veri Tabanları tarafından taranan dergi olarak belirlenmiştir. Bu değişim olumlu olsa da yeterli değildir. Yine yabancı dizinler ön planda olmaktadır. Koşullar böyle olunca ulusal yayıncılığımızın önüne önce Türk Tıp Veri tabanında yer almak ve daha sonra uluslararası dizinlerde yer almaya çalışmak şeklinde özetlenebilecek yol haritası çizilmektedir. Bunun da temeli nitelikli ve bilimsel koşullardan ödün vermeyen bir yayıncılıktan geçmektedir. Bu zor ve zorluklarla dolu yolda, üstelik moral ve motivasyonumuzun düşük olduğu bu günlerde işimizin bir hayli zor olduğunu biliyor ve başarılar diliyoruz... Toplantının düzenleyicisi olan Türk Tıp Dizini Komitesi on yedi yıldır gönüllülük temelinde sürdürdüğü özverili çalışmaları ile süreli yayıncılığımızın ve ülkemiz araştırmacılarının çalışmalarının veri tabanına aktarılması konusunda önemli adımlar atmıştır. Ancak çalışmalarımızın Atıf Dizini sonuçlarını size bu sempozyumda da ulaştıramıyoruz ve gelecek yıl için umutlarımızı sürdürüyoruz. Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık ile ilgili olarak ilki 30 Eylül 1991’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde başlayarak gerçekleştirilen toplantılar dizilerinin hemen tamamında yer alan Türk Tıp Dizini komitesi sizlerin destek ve katkıları ile Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık toplantılarını sürdürmek düşüncesindedir. Ancak editörler olarak birlikteliğin ve özerk editöryel yapılanmaların gerekliliği de bir başka gerçektir. Sempozyumun hepimize eğitici, yönlendirici ve geleceğe daha umutla bakmamızı sağlayacak şekilde gerçekleşmesini umuyor gerçekleşmesinde katkıları olanlara teşekkürlerimi ve siz katılımcılara da saygılarımı sunuyorum. Doç. Dr. Orhan YILMAZ TÜBİTAK ULAKBİM Türk Tıp Dizini Komite Başkanı 10 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 EDİTÖR OLMAK* Yeşim GÖKÇE KUTSAL Başkalarının bilgisi ile bilgin olsak bile, ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz. Montaigne Giriş Evrensel bilimin paylaşılmasını sağlayan bilimsel dergilerin ve editörlerinin temel işlevi;“Bilimsel makale yazarının kendisini en etkin bir biçimde ifade etmesine yardımcı olmak ve bilimi anlaşılabilir bir şekilde yayınlamaktır”. Verilen emeğin ve harcanan zamanın getirisi ise ; “Bilimsel Saygınlık” ve “Bilim Ortamına Katkı Sağlamanın Onuru” dur. Yayınlanan materyalin doğru ve geçerli olduğu konusunda güvence sağlaması gereken editör, bu anlamda okuyucuya karşı ciddi bir sorumluluk taşımakta ve yine bu amaca yönelik olarak tarafsız danışman seçimine özen göstermek durumundadır. Yayına kabul edilen makalenin sadece ve sadece bilimsel değeri nedeniyle yayınlanacağı güvencesini vermek editörün sorumluluğudur. Ayrıca yayına kabul edilme aşamasında sınırda kalan makaleler ile ilgili belirleyici son karar da editörünkidir (1, 2). Bilimsel makalelerin yayınlanma sürecinde öncelikle editör ve danışmanların süzgecinden geçmeleri temel kuraldır. Gerek dergi editörlüğü, gerekse danışmanlık özveri ve emek gerektiren uğraşılardır. Akademik çalışmalar ve rutin hekimlik uygulamaları yanında bir hekimin böylesi bir çalışmayı da üstlenmesinin altında yatan neden; bilimsellik tutkusu, editörlük veya danışmanlık yapılan derginin kalitesinin beğenilmesi ve daha üst düzeye taşınabilmesi isteği, derginin ilgi alanına giren konular ile ilgili olarak güncel bilgiye ulaşabilme arzusu olabilir. Gerekçe her ne olursa olsun tıp ortamına yadsınamaz bir katkı sunulacağı kesindir. Başarılı bir editör ve danışman olabilmek için öncelikle “iyi bir okuyucu” olunmalıdır. İyi bir okuyucu olabilmenin ise iki yolu vardır: birinci yol diğer iyi okuyucuları dinlemektir. İki kişi nasıl aynı şekilde yazamazsa, aynı şekilde okuyamaz da; bir okuyucu dikkatini dile yoğunlaştırırken, bir diğeri makalenin kurgusuna odaklanır. Dolayısı ile iyi okuyuculardan fikir almak kişiyi geliştirir, zenginleştirir. İkinci yol ise “pratik yapmak”tır. Diğer kişilerin dokümanlarını incelemek, eleştirmek önemlidir, fakat sadece bazı noktaların net olmadığını ifade etmek yetmez. Okuyucunun kafasını karıştıran konuları açıklamak gerekir. Ayrıca bir metnin sadece zayıf yönlerini değil, başarılı kısımlarını da vurgulamak gerekir ki, bu da en az diğeri kadar Prof. Dr. Yeşim GÖKÇE KUTSAL - Türk Tıp Dizini Komite Üyesi Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Türk Geriatri Dergisi Baş Editörü - ANKARA ygkutsal@gmail.com *Yazarın; Editörün Katkı ve Sorumlulukları (Gökçe Kutsal Y: Editörün katkı ve sorumlulukları. içinde: Yılmaz O (Ed): Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık -2006, Openajans. Ankara, 2006, s:67-72) başlıklı yazısı (kitap editörünün izni ile) temel alınarak hazırlanmıştır. 11 TÜRK TIP DİZİNİ zordur. Yazın dilinde ve makale yazmada olgunlaşmanın temel taşı okuyucu olarak olgunlaşmaktır. Dergilere yayınlanma beklentisi ile gönderilen makalelerin değerlendirilmesi için danışmanların seçimi ve gelen değerlendirme sonuçlarının makale yazarına yansıtılması aşamaları editörün sorumluluğundadır. Eğer danışmanlar akıllıca seçilirse; değerlendirmeler anlamlı olacak ve editör makalenin kabulü ile ilgili olarak kolayca karar verebilecektir. Makalenin kabul edilemeyeceği düşünülüyorsa ve bu konuda hiç kuşku yok ise, bu karar “uygun ve anlaşılabilir bir şekilde” yazara bildirilir. Danışman eleştirisi çok uzun ve karmaşık ise yazara onu yönlendirebilecek olan kısımları gönderilmelidir, dolayısı ile yazara yol gösterici olan, hangi değişikliklerin makalenin kabulü açısından şart olduğunu tanımlayan editörün mektubudur. Eğer minör değişiklikler istenmişse ve bunlar yerine getirilmişse makale yayına kabul edilir, eğer ciddi bazı revizyon ve değişiklikler istenmişse makalenin düzeltilmiş şekli tekrar danışmanlara gönderilip onay istenmelidir. Bu prosedür ciddi gecikmelere neden olabileceğinden bu aşamada editöre önemli bir görev düşmektedir. Eğer gerekmiyorsa ve danışman tarafından talep bildirilmemişse her makale tekrar danışmanlara gönderilmemelidir. Nihayet yayınlanabilecek hale geldiğine inanılan her makale editör tarafından gözden geçirilip onaylanmalıdır. Okunulurluk oranı yüksek dergilere doğal olarak yayınlanma talebi ile gönderilen makale sayıları da yüksek olacak ve bu durum o dergilerin danışmanlarını oldukça güçlü bir pozisyona sokacaktır. Danışmanlar derginin yayın politikasında ve bilimsel içeriğinde yaşamsal önem kazanacaklardır. Bu aşamada danışmanlar tarafından bu yetkinin ve gücün olumsuz yönde kullanılması editörü, dergi yayın kurulunu, derginin yayın organı olduğu kuruluşu zor durumda bırakabileceği için; editörlere; danışmanların, yayın kurulu üyelerinin, derginin yayın organı olduğu kuruluşun yetkililerinin ve hatta okuyucuların da katılımı ile periyodik olarak ciddi bir değerlendirme yapmaları ve dergiyi içerden ve dışardan destekleyen ekibi her açıdan tekrar gözden geçirmeleri önerilmektedir (1, 2). Editörde Bulunması Gereken Özellikler Bilimsel editörde bulunması gereken özellikler ve kendisinden beklentiler (1,2): 1. Önceden yayınlanmış bilimsel araştırmaları olmalıdır. Yazarlar ve danışmanlar daha önceden tanıdıkları ve konu ile ilgili araştırmaları, konferansları ve hatta ödülleri olan kişilerle daha rahat çalışırlar. 2. Aktif bir araştırmacı olmalıdır. Araştırma yapan, okuyan, kongrelere katılmaya devam eden kişiler konuya ve güncel bilgilere daha hakim olurlar. 3. İyi organize olmuş bir kişi olmalıdır. Zamanını etkin bir şekilde kullanabilen, diğer projelerine öncelik vererek derginin işlerini aksatmayan kişiler editör olabilirler. 4. Diplomatik özelliklere sahip, iyi kararlara varabilen bir kişi olmalıdır. Karar verecek olan kişiler editörlerdir ve bu kararları ne olursa olsun uygun bir dil ile tebliğ etmek durumundadırlar. Çoğu kez iyi verilmiş kararlar sağ duyu yardımı ile verilen kararlardır ve zeka ya da bilimsel becerilerle birebir örtüşmeleri gerekmez. Editör gözü ile bilimsel makale değerlendirme aşamasında karar verilmesi gereken ana başlıklar şöyle sıralanabilir: a. Makalenin derginin yayın politikasına ve hedef kitlesine uygun olup olmadığının belirlenmesi, 12 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 b. Danışmanların seçilmesi (Söz konusu makale açısından en iyiler seçilmiş midir, yoksa daha ayrıntılı bir araştırma süreci daha iyi danışmanlara ulaşılmasını sağlayabilir mi?) c. Değerli danışma kurulu üyelerinin zamanının onlara özensiz hazırlanmış metinler gönderilerek harcanmaması, d. Danışman raporlarının toplanması (Bu raporlar mantıklı mıdır? Danışmanın konu işle ilgili bilgi birikimini yansıtmakta mıdır? Bir başka danışmanın görüşüne gereksinim var mıdır? Editör yazarları nasıl yönlendirmelidir?) e. Makalelerin revizyonlarının kabulü (Yeterli bir revizyon yapılmış mıdır? İlk danışmandan veya yeni bir danışmandan tekrar değerlendirme istenmesi gerekmekte midir?) f. Makalenin kabul veya reddi konusunda son kararın verilmesi. 5. Toleranslı bir kişi olmalıdır. Editörün en önemli özelliklerinden birisi de yazar, danışman ve kendisi arasındaki olası anlaşmazlığı ve fikir ayrılıklarını önlemek veya yumuşatmaktır. 6. Kariyerinde belli bir noktaya ulaşmış olmalıdır. Editör olarak akademik kariyerinde istediği noktaya ulaşmış bir araştırmacının seçilmesi daha uygundur, çünkü meslek hayatının veya kariyerinin başındaki kişiler açısından dergi işleri “ bilimsel araştırmalarını engelleyen bir yük” gibi algılanabileceğinden editörlük görevine gerekli özeni gösteremeyebilirler. Editörün Bağımsızlığı Gerek baş editörler, gerekse dergi sahipleri her ikisi de derginin başarılı olmasını isterler, fakat çok farklı roller üstlenirler. Baş editörün birincil sorumluluğu dergide yayınlanan güvenilir makaleler yoluyla okuyucuları bilgilendirmek ve eğitmek, ayrıca derginin standardını korumak ve güçlendirmektir. Dergi sahipleri (ister bilimsel dernekler, isterse ticari kuruluşlar olsun) kuruluşlarının temel değerlerini korumaya özen gösterir, derginin tüm basım ve dağıtım sürecini gerçekleştirir, finansal sorumluluğunu üstlenirler. Dergi sahipleri ile baş editörlerin ilişkileri güven ve saygı çerçevesinde yürütülmeli, her iki taraf da birbirinin sorumluluklarının bilincinde olmalı ve yetki sınırlarını tanımlamalıdırlar. İki taraf arasındaki olası çatışmalar derginin entelektüel saygınlığını zedeleyecek, finansal başarılarına da sekte vuracaktır (3). Potansiyel editörlerin görevi kabul etmeden önce bilmeleri gereken konular 1. Derginin sahibi kimdir? Bilimsel dernek, üniversite, eğitim kurumu, hastane, vakıf, resmi kurum veya yayınevleri olabilir. Her yayınevinin editöriyal görevlendirmelere faklı bir yaklaşımı vardır. Bu konu mutlaka net olarak öğrenilmelidir 2. Derginin geçmişi nasıldır? Daha önceki editör neden görevden ayrılmıştır? Bir sözleşme yapılacak mıdır? Şartları nelerdir? 3. Editör kime/ hangi kuruluşa karşı sorumludur? (Derneğin başkanı, kuruluşun müdürü, üniversite yönetimi, yayınevi sahibi vb.) 4. Uygun bulduğu her makaleyi yayınlayabilme özgürlüğüne sahip midir? 5. Derginin sahibi olan kuruluşun yayın politikası nasıldır? Derginin yayınlanmasının birincil amacı nedir? Amaç, derginin sahibi olan kuruluşun çalışanlarının makalelerini yayınlamak mı? Gelir elde etmek mi? Bilimsel literatüre katkıda bulunulmasına destek olmak mıdır? 6. Dergide yayınlanacak makale türleri (araştırma, derleme, editöre mektup, olgu sunumu vb) sabit midir? Editör değişiklik yapabilir mi? Bazı konulara öncelik vererek derginin bilimsel profilini / yönünü değiştirebilir mi? Bazı özel konular için yer açabilir mi? 13 TÜRK TIP DİZİNİ 7. Dergi sahibi veya yayınevi “danışman değerlendirmesine tabi tutulmadan” bazı yazıların/ makalelerin yayınlanmasını istemekte midir? 8. Yayınevinin pazarlama ve reklam politikası nasıldır? Bu yaklaşım etik açıdan bir editöre uygun mudur? Editörce kabul edilebilir bir şekilde mi yapılmaktadır? 9. Derginin yayın aralığı nedir? Sayfa sınırlaması var mıdır? Reklamlar ve / veya tanıtım yazıları bu sınırlamaya dahil midir? 10. Editör derginin üretimi ile ilgili aşamalardan da sorumlu mudur? 11. Derginin basılı versiyonu yanında elektronik versiyonu da mevcut mudur? Her ikisinin içeriği de aynı mı olacaktır? Yoksa farklı mı hazırlanacaktır? 12. Editöriyal işlemlerin yapılacağı ofisin yeri nerededir? Editör yardımcıları ve / veya editörler kurulu oluşturulacak mıdır? Yeterli destek personel ve teknik donanım sağlanacak mıdır? 13. Editöre ve / veya editör yardımcılarına konu ile ilgili bilimsel etkinliklere katılmaları için destek sağlanacak mıdır? Yukarıdaki soruların yanıtlanması potansiyel editöre karar verebilmesi açısından yardımcı olacak ve bilimsel standardı yüksek bir dergide bağımsız olarak çalışmasını kolaylaştıracaktır. Bütün bu süreçte editörün bağımsızlığı ve herhangi bir unsur tarafından baskı altına alınmaması son derece önemlidir. Profesyonel kuruluşlar tarafından yayınlanan dergilerin editörlerinin de aynı bilimsel dernekler tarafından yayınlanan dergilerin editörleri gibi bağımsız olmaları açısından gerekirse yazılı sözleşmeler yapılarak bağımsızlık garantileri sağlanmalıdır. Bu aşamada “Bilimsel Editör” ve “Yönetici Editör” tanımlamalarına da açıklık getirmek gerekir. Bilimsel Editör: Editörlük görevi aktif çalışan bilim insanı olmayı gerektirmektedir, çünkü yayınlanacak olan çalışmaların halen var olan bilgilere katkısı, öne sürdüğü hipotezler, tutarlılığı, test edilebilirliği ve tekrarlanabilirliği gibi belli özelliklere sahip olup olmadığını kontrol edecek olan kişi editördür. Editörün temel görevlerinden bir diğeri etik kavramının korunmasıdır. Bilimsel yayın dünyası hareketli ve bir anlamda karşılaştırmalı, yarışmalı bir ortamdır. Editörler haklı olarak önemli olduğunu düşündükleri ilginç yazıları yayınlayarak daha fazla okuyucuya hitap etmek isterler. Ancak bu platformda “bilimsel yayın etiği” kurallarının dışına çıkılmaması gerekir, çünkü etik kuralların herhangi bir nedenle ihlali durumunda sorumlu kişilerden biri de editördür. Kısaca editörler derginin bilimsel standardından sorumludur ve derginin kalitesini belirleyen en önemli kişilerdir. Yönetici Editör: Yönetici editör genelde ücretli ve tam zamanlı olarak çalışan bir profesyoneldir. Hemen tüm büyük yayınevlerinin yönetici editörleri vardır. Oysa bilimsel editör, çalışmalarını gönüllülük bazında yürüten bir bilim insanıdır. Bir makalenin kabulü veya reddi ile ilgili son kararı bilimsel editör verir. Yönetici editör ise; makale değerlendirme işleminin idari ayrıntıları ile ve bürokratik yazışmalar ile ilgilenir. Kabul edilmiş metnin yayınlanma aşamasındaki düzeltmeleri ve yayınlanma sırasındaki sorunların çözümünü üstlenir. 14 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 Bilimsel Editörlerin Temel Sorumlulukları Öncelikli temel sorumluluklar aşağıdaki şekilde özetlenebilir (1-3): 1. Editörler okuyucularına karşı sorumludurlar ve okuyucularının gereksinim ve beklentilerini öğrenmelidirler, 2. Yayınların değerlendirilmesi sonrasındaki kararlar ve bunların uygulanışı ile ilgili olarak bir sistem oluşturmalıdırlar, 3. Dergide yer alan araştırmalardaki deneklerin hak ve güvencelerinin sağlandığından, uluslar arası etik kurallara uyulduğundan, etik kurul onaylarının alındığından, bilgilendirilmiş onam formunun imzalandığından emin olmaya çalışmalıdırlar, 4. Derginin içeriğinden ve makale çeşitlerinden sorumludurlar, 5. Yazarlara bilgi, yayın hazırlama ve gönderim kurallarının belirlenmesini ve okuyuculara duyurulmasını sağlamalıdırlar, 6. Makalelerin gecikmeden değerlendirilmesi ve yayına kabulü veya reddi açısından uygun bir işlem / prosedür geliştirmeli ve bunun sürekliliğini sağlamalıdırlar, 7. Makalenin danışmanlarca değerlendirilme sürecinde çalışmanın içeriğinin ve yazarların adlarının gizliliğini sağlamalıdırlar, 8. Kararlarının arkasında durmalı, fakat verdikleri kararı gereği halinde yeniden gözden geçirmek konusunda da tereddütlü olmamalıdırlar, 9. Sadece makalelerin değil, yapılan araştırmaların kalitesinin artırılması konusunda da çaba harcamalıdırlar, 10. Yazarlara makale hazırlama ve gönderimi, danışmanlara ise makale değerlendirimi için kılavuzlar yayınlamalı ve bunları düzenli olarak güncellemelidirler, 11. Makalenin değerlendirilmesi ve basımı aşamalarında yapılan hataların düzeltilmesi konusunda hazırlıklı olmalı ve gereği halinde özür yazısı yayınlamalıdırlar, 12. Editöriyal değerlendirme sürecinde hiçbir etki altında kalmadan bağımsız olarak karar vermeli ve bu konuda yazarlara da güvence vermelidirler, 13. Yayın etiği ihlali veya bilimsel ahlaka aykırı durumlarda konunun aydınlanması için tüm araştırmaları yapmalı, gerekiyorsa sorunu akademik üst makamlara taşıyarak soruşturmayı genişletmeli, konu aydınlanıncaya kadar makaleyi yayınlamamalıdırlar. Sorun makale yayınlandıktan sonra ortaya çıkmış ve yazarın suçu kanıtlanmış ise; editörler bir üst akademik kurumdan gelen yazı ile bu gerçeği açıklamalı, kendi insiyatiflerini kullanarak, detaylı araştırma yaptırmadan bu tür yazılar yayınlamamalıdırlar. 14. Görevlerini ve sorumluluklarını herhangi bir şekilde etkileyecek kişisel, ekonomik veya politik bağlantıları olmamalıdır, 15. Dergilerinin geleceğine yönelik planlar yapmalı, gerekirse derginin yayın politikasını tekrar gözden geçirmelidirler, 16. Editörler dergi içeriğini belirlemede kesinlikle bağımsız olmalıdırlar; yayınevinin reklamlar vb konularındaki yaklaşımını bilmeli, bilimsel içeriğin reklamlardan tamamen ayrı olması konusunda hiçbir baskı altında olmamalıdırlar. 17. Araştırma sonuçları makale dergide yayına kabul edildikten sonra dergi editörünün onayı ile medyaya ve halka sunulabilir. Yayına kabul edilmemiş bir makale prematür bir çalışmadır ve medyaya yansıtılamaz. 15 TÜRK TIP DİZİNİ 18. Editörler dergilerinin yılda kaç sayı çıkacağını, değerlendirme süreçlerinin ne kadar zaman alacağını, dergiye gönderilen makalelerin kabul oranını belirlemeli ve okuyucularını da bilgilendirmelidirler. Editörler pek çok genç araştırmacıyı çalışmalarını yayına hazırlama konusunda yönlendirir ve yüreklendirirler. Toleranslı ve sempatik kişilik özelliklerine sahip olanlar çalışmaların tekrar gözden geçirilmesinde ve gerekiyorsa daha verimli bir alana yönlendirilmesinde etkili olabilirler. Çoğu editörün en önemli kazanımı dergisinin standardının yükseldiğini, kalitesinin ve okur kitlesinin arttığını görmektir. Dergi bilimsel literatüre katkıda bulunuyorsa editörün çabaları amacına ulaşmıştır. Dergi İçeriğinin Belirlenmesi Dergi içeriğinin belirlenme stratejisi için öneriler (1-3): 1. Dergilerin içeriği dergi sahibi olan kurumun tutumuna, uzmanlık dalına, ilgi alanına veya derginin yayınlandığı coğrafik bölgenin özelliklerine göre değişiklik gösterebilir. 2. Dergide daha önce yayınlanan makaleler de yazarlara o derginin yayın politikaları açısından hangi konuların öncelikli olduğu konusunda fikir verecektir. 3. Editör derginin hedef kitlesinin beklentilerini ve gereksinimlerini göz önüne alarak bir vizyon geliştirmeli; gelecek vadeden konulardaki araştırmaların dergiye gönderilmesi için bir stratejisi olmalıdır. 4. Geniş bir kitleye hitap etmek üzere genel konulara mı ağırlık verileceği, yoksa derginin kapsamı daraltılarak belirli bir konuda üst düzey araştırmalara mı yer verileceği belirlenmelidir. 5. Dergide yayınlanacak makale türleri ve oranları da netleştirilmeli; editöriyal yazıların, derleme makalelerin, yeni gelişmelerin, mesleki haberlerin veya tematik yazıların yer alıp almayacağı belirlenmelidir. 6. Editörler daha iyi, üst düzey bilimsel makaleleri çekebilmek için yazarlara davetler yapabilirler. Fakat dergiye gönderilen her makalenin standart değerlendirilme sürecinden geçeceği ve kabul edilme garantisi verilmediği de açık olarak belirtilmelidir. Kararların Verilmesi ve Yazarlar ile İletişim Makalenin gönderilme aşamasını takip eden süreç ile ilgili olarak (1-3); 1. Makalenin kabulü veya reddi ile ilgili bir sistem geliştirilmelidir. 2. Kararlar hangi ölçütlere göre alınacaktır? Danışmanların önerileri mi?, Dergide yerin olup olmaması mı? Editörün görüşü mü? 3. Editör yeni öneri ve görüşlere açık olmalı, fakat bunların bir anlamda zaman kaybı olabileceğini de göz önüne almalıdır. 4. Yazarlara son kararı bildirecek olan kişi editördür, bu; danışmanların görüşlerinin ötesinde ayrı bir açıklamanın editör tarafından hazırlanarak yazarlara gönderilmesi anlamına gelir. 5. Yayınlanma potansiyeli olan makalelerin danışman önerileri doğrultusunda düzeltilmesi ile ilgili olarak editör yazarları yüreklendirmeli, desteklemelidir. 16 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 6. Yayınlanamayacak kadar ciddi düzeltme gerektiren yazılar ise editör tarafından reddedilmeli, fakat yazarları makaleyi yeniden yazmak ve başka bir dergiye göndermek konusunda destekleyen bir üslup kullanılmalıdır. 7. Makalelerin reddedilmesi ile ilgili kararlarda; makalenin bilimsel açıdan yetersiz olması (tasarımın zayıflığı, yöntem hatası vb), orijinal özelliğinin olmaması, derginin hedef kitlesine hitap etmemesi veya dergide yer olmaması gibi ölçütler temel alınmalıdır. 8. Editör kendi dergisine bir makale gönderirse ki bu çok seyrek olmalıdır, makale editör yardımcıları ve danışmanlar tarafından rutin işlemler uygulanarak objektif bir şekilde değerlendirilmelidir. 9. Editörün çalıştığı kurumdan veya çalışma arkadaşlarından gelen makalelere de editör yardımcısı veya yayın kurulu dışından bağımsız bir kişi tarafından standart prosedür uygulanmalıdır. 10. Danışman önerileri doğrultusunda revize edilmiş makaleler editör veya eğer talep etmişse ilk değerlendirmeyi yapan danışman tarafından tekrar gözden geçirilip yeterli ve uygun değişiklik yapılıp yapılmadığı incelenir. Makale yeni bir danışmana gönderilmez. 11. Reddedilen makalelerin yazarları makul ve geçerli gerekçeler ile itiraz ederlerse ret kararları editör tarafından tekrar gözden geçirilebilir. Bu tür sorunlar danışmanlar yeterli zamanı ayırmamışlar ise veya uygun olmayan öneriler getirmişler ise yaşanabilmektedir. 12. Daha önce düzeltme istenen bir makale gerekli düzeltmeler / uyarlamalar yapılmadan tekrar gönderilmişse editör derhal reddetmelidir. 13. Editör herhangi bir nedenle reddedilen bir makaleyi tekrar değerlendirmeye almak isterse yeni danışmanlar seçmesi daha uygun olur. Derginin Öz Denetimi ve Gelişimi Öncelikle derginin amacının net olarak belirlenmesi gerekir. Bunu takiben derginin konumunu korumaya ve iyileştirmeye yönelik stratejiler uygulanmalıdır. Hedef gruba ulaşma yanında pek çok dergi açısından topluma ulaşma da önemli bir misyondur. Ayrıca göz ardı edilemeyecek önemli bir yarar ise; ülkenin sağlık sistemine katkıdır (4). Editörlerin ve yayın kurullarının derginin öz denetimine de zaman ayırmaları, dergi standardının yükselmesi yönünde olumlu bir adım olacaktır. Bu bağlamda makale sayıları (Gelen, Kabul/Red edilen, basılan, iade edilen, geri çekilen), makalelerin ülkelere/yörelere dağılımı, danışman değerlendirme süreleri, basım için bekleme süreleri, danışman veri tabanı ve buraya yapılan ekleme ve çıkarmalar, uluslar arası dizinlere, direkt erişim sitelerine dahil olma vb konuların periodik olarak ele alınarak gözden geçirilmesi gerekir. Bir başka yararlı uygulama ise; kullanıcı istatistiklerinin incelenmesidir. Bu açıdan yanıtlanması gereken soruların yanıtları her dergiye göre farklılık arz eder. Hangi sıklıkla ve hangi zaman aralığı için yapılmalı? Dergiler arasındaki kalite farkları var mı? İlk yılında on kez indirilen makale mi, 100 kez indirilen makale mi değerli? Makalelerin indirilme oranları bilimsel değeri veya önemi hakkında bilgi verir mi? Kullanıcı makaleyi indirir, ama okumaz ise ‘kullanmış’ olur mu? 17 TÜRK TIP DİZİNİ Derginin teknik değerlendirmeleri kapsamında; etki faktörü (impact factor), iki yıllık/beş yıllık etki faktörü, dergi “self” atıflar ele alınarak incelenmeli, multidisipliner dergilerin bu özelliklerini bilimsel bir paylaşım ortamı oluşturmak konusunda etkin kullanmaları gerekir. Son Söz Yazarlar evrensel bilime katkıda bulunmak veya akademik kariyer basamaklarını tırmanmak için makale yazmaktadırlar. Hareket noktası ne olursa olsun harcanan emek göz ardı edilemez. Kendileri de birer araştırmacı olan editör ve danışmanların bu gerçeği yadsımamaları gerekir. Bunun yanı sıra unutulmamalıdır ki bir derginin bilimsel standardı ve kalitesi, editörün ve danışmanların o dergide yayınlanması istemi ile gönderilen makaleleri inceleyip değerlendirirken verdikleri emek ve harcadıkları zaman ile doğru orantılıdır. Kaynaklar: 1. 2. 3. 4. 18 Gökçe Kutsal Y: Editör Sorumluluğu. içinde:Yılmaz O (Ed):Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2004, TÜBİTAK matbaası, Ankara, 2004, s:135-42. Gökçe Kutsal Y: Editörün katkı ve sorumlulukları. içinde: Yılmaz O (Ed):Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık -2006, Openajans.Ankara, 2006, s:67-72. The Responsibilities of Medical Editors http://www.wame.org/resources/policies#definition. Thomson Reuters Releases New Journal Citation Reports. http://thomsonreuters.com/content/press_ room/science/350008. SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 EDİTÖR BAĞIMSIZLIĞI Gülfem E. ÇELİK Dergi editörünün çeşitli boyutta sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklardan bazıları; • Gelen yazıların derginin hedefine uygunluk yönünden ilk değerlendirmeden geçirilmesi • Bu aşamayı geçen yazıların hakemlik süreçlerinin yürütülmesi/organize edilmesi • Dergi /makale evrakların tamamlanması ve takip edilmesi • Yayınevi ile iletişim içinde olunması • Endüstri ile iletişimde olma • Hakem görüşleri ve editoryal kurul görüşü sonrası yazının kabulu/reddine karar verilmesi. • Kabul edilen yazıların yayın için sıralanması gibi aşamalar şeklindedir. Bunlar işin teknik ve idari yönünden önemli kısımları gibi görünmekle birlikte bütün aşamalarda en önemli kısım editörün etik ilkeler içinde davranması ve tarafsızlığını koruyarak kararlar verebilmesi son derece önemlidir. Bu, çok ince bir çizgidir. Editörün etik uygulamada hatasının olması veya tarafsızlığını bozması derginin geleceğini ve güvenilirliğini direkt olarak olumsuz etkileyen faktörler arasındadır. Bir yayında editör için yapılan bir tanımlama iyi bir editörü çok iyi tariflemektedir. “If they are doing their jobs well, they should give no favours and should have no friends” “Eğer işlerini iyi yapıyorlarsa, kimseye iyilik yapmamalı ve arkadaşı olmamalı”. Bu cümleler gerçekten de editörün tarafsızlığını ve bağımsızlığını çok iyi ifade etmektedir. Tarafsızlık ve bağımsızlık aslında iç içe geçmiş ve birbirini tamamlayan terimlerdir. Editör bağımsızlığı editöryal sürecin herhangi bir aşamasında karar verme yetkisinin dış ve iç etkilenmelerden bağımsız olarak editörün kendisinde olmasını kapsar. Tarafsızlık ise yukarıdaki orijinal ifade de belirtildiği gibi iyilik yapmayan ve arkadaşı olmayan özel bir durumu tarifler. Aslında editör birey değil bir kurumdur. Günlük pratikte editörün tarafsız ve bağımsızlığını bozan iç ve dış etkiler olabilmektedir. Bu etkiler dergi sahibinden, derginin sahibi bir dernekse dernekten, yayınevinden, endüstriden ve yayın sahibi kişiler veya meslektaşlardan olabilir. Editör bağımsızlığını bozabilecek durumlara örnekler incelenecek olunursa; Dergiye gönderilen bir makale ile ilgili karar aşamasına müdahale: Burada yukarıda sayılan tüm kişi ve kurumlar söz konusu olabilir. Bu kabul edilmeyen bir makalenin kabul için yeniden ele alınması olabileceği gibi, kabulunu kolaylaştıracak başka önerilerin getirilmesi şeklinde olabilir. Ya da kabul edilmiş bir makalenin basım sırasının öne alınması için talep olması şek- Prof. Dr. Gülfem E. ÇELİK - Türk Tıp Dizini Komite Üyesi Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi. İmmünoloji ve Allerji Bilim Dalı Tıp Eğitimi Anabilim Dalı - ANKARA gulfemcelik@gmail.com 19 TÜRK TIP DİZİNİ linde gerçekleşebilir. Amerika Birleşik Devletlerinden yapılan bir araştırmada 33 dergi editörünün 23’ü (%70) tam bir bağımsızlık hissederken kalan grup karar verme sürecinde üzerlerinde bazı baskılar hissettiklerini bildirmişlerdir. Editöryal bağımsızlığı korumak için neler yapılmalıdır? Editör bağımsızlığının korunması için neler yapılabilir? Dünya tıbbi editörler birliğinin bu konudaki önerileri aşağıda listelenmiştir. 1. Editörün işe alınmadan (başlamadan) önceki sürecinde editörün görevleri, sorumlulukları, işbirliğinin kuralları, çıkar çatışması yaratacak durumların neler olduğu ve nasıl çözüleceğinin net tarif edildiği ve üzerinde hem editör hem de dergi sahibi tarafından uzlaşmaya varılan bir anlaşma (sözleşme) imzalanması. Bu anlaşma dergi okurları ile de paylaşılmalıdır. 2. Editör derginin bilimsel içeriği üzerinde tam bir yetki sahibi olmalıdır. Dergi sahipleri bu sürece etkileyecek (karar, seçim, edisyon) hiç bir girişimde bulunmamalı, veya bunu sağlayacak ortam yaratmamalıdırlar. 3. Editör kararı tamamen gelen makalenin değerine ve dergi okur grubunun ilgisini çekme durumuna göre olmalıdır. Bu kararda finansal veya dergi sahibinin çıkarları (ters düşen durumlar gibi) göz önüne alınmamalıdır. Editör izole olabilmeli, mesafe koyabilmeli ve yayınla kişisel, profesyonel veya finansal bir bağlantı içinde olmamalıdır. Editör kendi kişisel düşünce ve görüşlerini bir tarafa bırakmalıdır. Gelen her yayına objektif ve belirli kurallar çerçevesinde bakmalıdır. Editörün kararında makalenin kalitesi ve okuyucuya katkısı ön planda olmalıdır. 4. Editör bilimin tüm boyutları ile tartışılabilmesi için farklı perspektifteki makaleleri de dergi sahibinin ticari amaçları ile ters düşebilecek olsa bile yayınlamaktan çekinmemelidir. Editör tüm etkilerden bağımsız olarak etkisi olabilecek veya gereksinim duyulan bir alandaki makalelerin yayınlanmasına öncelik verebilmeli veya birbirine zıt veriler sağlayan araştırmaları yayınlayabilmelidir. Kendi kişisel görüşüne ters hipotezleri savunan makalelere de aynı mesafede durabilmeyi de başarmalıdır.Aslında bu ilkesel olarak editörlerin mutlaka savunması ve koruması gereken haklarıdır. 5. Editör makalelerin ve derginin ticari kaygı veya çıkar çatışması durumlarında neler yaptığı konusunda açık ve şeffaf olmalıdır. Çıkar çatışması beyanları her durumda belirtilmeldir. 6. Henüz ülkemiz için çok geçerli olmamakla birlikte editörün dergi sahibi tarafından işten çıkarılma sebebi yukarıda tanımlanan nedenler olmamalıdır. Editörün işten çıkarılması açık üst düzey yönetim ile yapılan tartışmalar sonucu açık bir gerekçeleri net belirlenmiş bir şekilde olmalıdır. 7. Editör, yularıda tanımlanan baskılara sonu işten çıkarılma olsa karşı çıkmalı ve bu durumu korumalıdır. Bu bilimin bağımsızlığını korumak adına editörün başlıca görevidir. Sonuç Editörler bağımsızlıklarını bozacak dış müdahalelere maruz kalabilirler. Ancak editörün buradaki turumu son derece önemlidir. Editör ince bir yolda yürüdüğünü bilerek etik ilkelere bağlı olarak editör bağımsızlığını sonuna kadar korumaya çalışmalıdır. Editör bu bağımsızlığını pozisyonu tehlikeye düşse bile korumalıdır. Çünkü burada asıl korunan bilimdir. 20 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 Kaynaklar: 1. 2. 3. 4. 5. 6. http://www.wame.org/resources/policies#independence Lapeña JF. Editorial independence and the editor-owner relationship: good editors never die, they just cross the line. Singapore Med J. 2009;50:1120-2. Reid T. Could CMAJ happen at CFP? Report on editorial independence from a former scientific editor. Can Fam Physician. 2006 ;52:830-1, 836-7 Drazen JM. Editorial independence at the BMJ: NEJM editor says facts in letter are wrong and accusations reckless... BMJ. 2004 11;329:624. Davis RM, Müllner M. Editorial independence at medical journals owned by professional associations: a survey of editors. Sci Eng Ethics. 2002;8:513-28. Smith R. Another editor bites the dust. Trust is needed to balance editorial independence and accountability. BMJ. 1999; 31;319:272. 21 TÜRK TIP DİZİNİ 22 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 EDİTÖR VE EDİTÖRLER KURULU Tulga ULUS “Bilim adamlığı bir meslek değil, bir yaşam biçimidir” Cahit Arf Bilim, evreni ve evrenin davranışlarının sistematik bir şekilde deneysel ve gözlemsel olarak incelenmesini içeren araştırmalardır (1). İnsanlığın daha iyi yaşam koşullarına ulaşmasını sağlayacak yeni bilgilerin keşfi bilimin temel amacıdır. Bilim, kuşaktan kuşağa yayılan, coğrafik sınırları olmayan evrensel bir mirastır. Bu nedenle üretilen bilimin paylaşılması ve yaygınlaştırılması gerekir. Aksi halde her toplumun bu amaç için her şeye baştan başlaması gerekir. Bu sebeple gerek sözel olarak bilimsel toplantılar, gerekse Bilimsel araştırma sonuçlarının paylaşılması ve yaygınlaştırılması amacıyla basılı ve son yıllarda elektronik bilimsel iletişim kanalları (süreli yayınlar, kitaplar vb.) kullanılmaya başlanmıştır. Akademik yayıncılıkta dergi, özellikle yeni araştırmalar yayınlayarak bilimin gelişimine ve yaygınlaşmasına destek vermeyi hedefleyen, belli zaman aralıklarında basılan, yayınlardır. Bilimsel/akademik dergilerde yayınlanan araştırma sonuçları basım öncesinde, bilimsel değerlendirme amacıyla alandaki diğer araştırmacılar tarafından hakem değerlendirmesine tabi tutulur. Hakem değerlendirme sistemi bilimsel dergilerin temelini oluşturur. Bilimsel araştırmalarda gerçekleştirilen tüm deneyler ve çalışmalara ait sonuçlar, diğer araştırmacılar tarafından da elde edilecek sonuçların doğrulanması amacı ile aynı deney veya çalışmanın tekrarlamasını mümkün kılacak şekilde yeterli bilgiyi içermelidir (1). Akademik dergilerin ilk kez düzenli araştırma sonuçlarını yayınlaması, 1665 yılında Fransızca “Journal Des Scavans” ve İngilizce “Philosophical Transactions of the Royal Society” dergilerinin basılması ile başlamaktadır (1, 2). Geçen 350 yıl içerisinde bilimsel yayın yapan dergi sayıları hem artmış ve hem de konu kategorilerine göre çeşitlenmiştir. Günümüzde en çok ilgi gören indekslerden biri olan Web of Science (Thomson Reuters) veri tabanında yer alan “Science Citation Index-Expanded” da 8400’den fazla, “Science Citation Index” de ise 3770‘den fazla dergi yer almaktadır. Bilimsel yayıncılık, son yıllardaki teknolojik gelişimlere de paralel olarak, basıldıkları ülkelere önemli ekonomik katkı sağlayan alanlardan biri olmuştur. Amerika Birleşik Devletleri’nde olduğu gibi yayıncılık ve kütüphanecilik masrafları nedeniyle para harcanması bir yana ekonomisine önemli pozitif yararlar sağlayabilmektedir (3). Ayrıca ülkede var olan, üretilen ve üretilecek olan bilginin, sosyoekonomik açıdan gerçekçi bir biçimde kullanılması ile ilgili politikalar sonucu gerçekleştirilecek atılımlar için önemli planlamalar yapılmaktadır. Ülkelerin bilim, teknoloji ve inovasyon stratejileri, ilerlemenin ve sürdürülebilir kalkınmanın yol ve yordamını gösterecektir. Doç. Dr. A. Tulga ULUS - Türk Tıp Dizini Komite Üyesi Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği - ANKARA uluss@yahoo.com 23 TÜRK TIP DİZİNİ Akademik dergilerin amaçlarına uygun olarak işlevlerini gerçekleştirmek üzere, konusunda söz sahibi olan kimselerden oluşan editör, yardımcı editör, editörler kurulu ve hakemlere ihtiyacı vardır. Bunların yanında derginin yürütülmesi için bir sekreterya ve yayın faaliyetleri için de bir yayınevine ihtiyacı vardır. Editör, fransızca “éditeur”, yayımcı, yazıları yeniden düzenleyerek yayıma hazırlayan kimse anlamında gelir (4). Editör, dergiye gelen yazıların türü, konusu, güncelliği, etik kurallar çerçevesinde üretilmesi ve yazılmasından basım ve dağıtıma kadar birçok faaliyetten sorumludur. Editör, aynı zamanda, dergide bilimsel faaliyetlerin yürütülmesinden sorumlu olan editör yardımcılarından hakemlere ve danışmanlara kadar tüm ekibin uyumlu ve amaca yönelik bilimsel çizgide ilerlemesi sorumluluğunu üstlenmiştir. Editör ve editörler kurulunun görev ve sorumlulukları madde madde ve son derece ayrıntılı olarak yayınlanmıştır (5-7). Bu tanımların içinde, editörlerin bilimsel açıdan bağımsızlığı ve hakları, derginin ekonomik olarak bağımsızlığı, derginin saygınlık ve güvenilirliğinin sağlanması, yayın faaliyetlerinin yanında eğitici ve öğretici faaliyetlere de yer verilmesi (dergi yönetimi, hakem eğitimleri, makale ve diğer araştırma yayınlarının ortaya çıkarılmasına yönelik her türlü eğitici ve öğretici faaliyetlerde bulunulması), tarafsızlık ilkesinin zarar görmemesi, ilişkilerde bilimsellik ve saygınlık hemen dikkati çekmektedir. Bu amaçlarla yayıncılık etiğini düzenleyen COPE (Committee on Publishing Ethics), ICMJE (International Committee of Medical Journal Editors) ve WAME (World Association of Medical Editors) gibi organizasyonlar ortaya çıkmıştır (5). Editör ve yayın kurulu, derginin ve yayınların okunurluğunu arttırmanın yanı sıra bu yayınların diğer araştırmacılar tarafından atıf almasını da sağlayacak şekilde dergi politikalarını belirlemelidir. Yazının konu alanındaki diğer yetkin araştırmacılar tarafından hakem değerlendirme sürecinde, yazının alana katkısı, özgünlüğü, araştırmaya ait bilimsel ve teknik, yazım ve anlatım ve yazının organizasyonu ile ilgili bilimsel öneriler getirilerek, yazı doğrudan reddedilmek yerine yayına kazandırılacak şekilde geliştirilmelidir. Bundan yazar da dergi kurulları da bazı eğitici ve öğretici sonuçlar çıkarmalıdır. Bu amaçla daha güncel konular, daha özenli araştırmalar ve daha sade ve anlaşılır bir yazım önem kazanmaya başlamıştır. Ancak bunlar olurken, belirli amaç/lara yönelik (örneğin firma reklamı, ürün reklamı vb. gibi) olarak önemli maddi destekler veren büyük kuruluşların olanakları ile hazırlanıp süslenen yayınlar veya daha fazla atıf almak hırsı ile bilimsellikten uzak yayın yapma isteklerine dikkatle yaklaşılmalıdır. Dergilerin ve yayınların okunurluklarını ve bilimsel düzeylerini değerlendirmek adına bilimsel yayıncılık da “etki faktörü” ve benzeri önem kriterleri zaman zaman gündeme gelmektedir. Hedef, dünya yayıncılık ailesinin bir üyesi olmak ve yüksek bilimsel etkinlik olduğunda, yayınlanan derginin ilkeleri her yönüyle evrensel ölçekler düşünülerek ortaya konulmalıdır. Sosyoekonomik ve kültürel olayların etkileri de unutulmamalıdır (8, 9). Editörlük kurumu ağır sorumluluk ve emek isteyen bir iştir. Güçlü dergilerin ve yayınevlerinin olması, bunların uluslar arası kurallara göre çalışarak, eğitim ve öğretim faaliyetlerini de ön plana çıkaracak şekilde bilim platformlarında bir araya gelmesi beklenen sonuçtur. Ülkenin bilim faaliyetlerinde önemli bir yer tutan bu kurumların devamlı olarak yeni proje ve atılım göstermeleri gerekir. Aksi halde yeni atılımlar veya ilerlemeler beklenemez. Akademik 24 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 yayıncılık ilk ortaya çıkışından bu yana çok önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Bunların ilersindeki ufku görebilmek bize yeni dünyaların kapısını aralayabilecektir. Bütün bunlar sonuçlandığında üretilen ürünün akademik yükseltmelerde önemli bir yere sahip olması ve sonuçlarının takip edilmesi, bu konudaki çabaları olumlu yönde arttıracaktır. Ülkemiz için hedeflerimizi sıralarken; en iyi veri tabanlarında indekslenmiş, en çok okunan ve atıf alabilecek bir dergide yayın yapmaktan, böyle bir derginin oluşturulmasına veya böyle bir uluslararası indeksin oluşmasına kadar geniş bir yelpaze düşünülmelidir. Bilimsel yayınlarımızın ekonomimize hızla üretim olarak dönebilecek araştırmalardan daha çok oluşmasına önem vererek patent ve son aşama olan daha iyi bir yaşam için üretimi, yani ilk başta belirtildiği gibi bilimin son hedefi unutulmamalıdır. Kaynaklar: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. http://tr.wikipedia.org/wiki/Bilim Harcourt B. History and the Learned Journal. Journal of the History of Ideas. 1972;33(3):365-78. Birici HG. Türk Kütüphaneciliği. 2009;23(3):586-601. Türk Dil Kurumu, Büyük Türkçe Sözlük. http://tdk.org.tr/TR/Genel/BelgeGoster. Yalman A. Editör sorunları ve sorumlulukları. (içinde) Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık. ed.Yılmaz O. TÜBİTAK matbaası. 2005;270-8. Oktar N, Akdal G. Editörün sorumluluğu ve bağımsızlığı. (içinde) Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık. ed. Yılmaz O. Openajans 2009:139-41. Kutsal YG. Editörün katkı ve sorumlulukları. (içinde) Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık ed.Yılmaz O. TÜBİTAK matbaası. 2006;67-72. Yıldızeli A, Bahşişoğlu H K: Bilimsel iletişimde editörün rolü. Bilimsel İletişim ve Bilgi Yönetimi. Ankara12-14 Ekim 2006. Bildiriler ÜNAK’06 içinde, A Yıldızeli- H K Bahşişoğlu (ed). Ankara: ÜNAK, 2008. 249-61. Kerin RA. In pursuit of an ideal: the editorial and literary history of the journal of marketing. J Marketing 1996;60:1-13. 25 TÜRK TIP DİZİNİ 26 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 SÜRELİ YAYIN OKURU NE İSTER? Canan ULUOĞLU Sağlık Bilimleri alanında hizmet veren herkes, kuşkusuz Sağlık Bilimleri süreli yayın okuru olabilir. Ancak hizmet alanlarını kabaca iki bölümde değerlendirirsek, beklentilerini de çeşitlendirmek mümkün olabilecektir. Bir bölüm sağlık çalışanı akademik kadrolarda yer almakta, ya da akademik yükseltme beklentisi içinde olmakta iken, bir bölümü yalnızca rutin hizmet alanında çalışmakta ve akademik yükseltme amacı ile yayın yapma kaygısı taşımamaktadır. Bu anlamda aslında 2 tür okuyucu vardır: 1. Süreli yayınların yalnızca okuru olanlar 2. Süreli yayınların hem okuru, hem yazarı olanlar Süreli yayınların yalnızca okuru olanlar, olasılıkla akademik kadrolarda yer almayan ya da almayı beklemeyen, kendi adına araştırma yapma ve/veya makale yazma beklentisi olmayan ve bu nedenle de, okuduğu makalenin yalnızca “günlük pratiğinde ne işe yarayacağı” ile ilgilenen bir kesimdir. Günlük pratiğinde karşılaştığı bir sorunu ya da merak ettiği bir konuyu aramak için süreli yayın okumak isteyebilecektir. Süreli yayınların hem okuru, hem yazarı olanlar ise daha çok akademik kadrolarda yer alanlardır ve sürekli olarak “bilimsel data üretmek zaten görevleri”nin bir parçası olduğundan, hem varsa günlük pratiklerine katkı amacı ile hem de ilgi ve araştırma konularında yayın yapmak amacı ile süreli yayınları okumak durumunda olan insanlardır. Bu bağlamda, söz konusu iki grubun, süreli yayın okuru olarak beklentileri açısından farkları olabileceği gibi ortak noktaları da vardır. Aşağıdaki başlıklarda, süreli yayın okurlarının olası beklentileri, bütünüyle kendi bakış açımdan olacak şekilde tek tek ele alınmıştır. Bunlar kısaca şu şekilde özetlenebilir: Süreli yayın, belirtilmiş olduğu tarihlerde düzenli yayınlanmalıdır: Yayın hayatı zaman zaman kesintiye uğrayan ya da bir yıl öncesi tarihli yayınları, bir yıl sonra gecikmeli olarak okuyucularına ulaştırabilen bir dergi güvenilir olamayacaktır. Dergiler format olarak iyi hazırlanmış, kolay okunabilir olmalıdır: Okuyucu dergiyi eline aldığı zaman özenli hazırlanmış bir sayfa düzeni ile karşılaşmalı, kolayca takip edebilmeli, aradığı detaylara ulaşabilmelidir. Örneğin dergiye makale gönderecek olan kişiler için “yazarlara bilgi” notunun tüm soruları cevaplayacak şekilde hazırlanmış olması, basılı makalelerin bir yerinde makale geliş/kabul tarihlerinin belirtilmiş olması önemlidir. Dergi, yaşadığımız ülkenin sorunlarına, güncel konularına yer vermeli, uzmanlık alanlarına yönelik spesifik başlıklarda olmalıdır: Özellikle belli rutin bir hizmetin verildiği sağlık alanlarında çalışanlar, günlük pratiklerinde bu bilgilerden yararlanmak isteyeceklerdir. Ulusal dergiler bu kapsamda önemli bir görev üstlenmektedir. Prof. Dr. Canan ULUOĞLU - Türk Tıp Dizini Komite Üyesi Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı, ANKARA culuoglu@yahoo.com 27 TÜRK TIP DİZİNİ Yayınlanan makalelerin doğru ve güvenilir olduğundan emin olunmalıdır: Süreli yayın okuru her şeyden önce nitelikli yayın ister. Bu da öncelikle doğru ve güvenilir olma ile gerçekleşebilir. Bunun için; • Dergiler, uzmanlık alanına göre belirlenmiş geniş bir hakem kurulu ile çalışmalı ve hakemler alanında deneyimli olmalıdır. • Makaleler, editör ve hakem kurulu tarafından kapsamlı şekilde değerlendirilmiş olmalıdır. Bu bağlamda bir makalenin birden fazla kişi tarafından gözden geçirilmiş olması önemlidir. • Doğru istatistik değerlendirmelerin, doğru örneklem büyüklüklerinin kullanıldığı, doğru bir metodoloji ile kurgulanmış çalışmalar ancak doğru sonuçlar verecektir (1). Sonuçların güvenilirliği açısından “gereç ve yöntemler” in çok iyi değerlendirilmiş olması en önemli noktadır. • Olası çıkar çatışmaları belirtilmiş olmalıdır. • Editörün ve yayın kurulunun tarafsız olduğundan emin olunmalıdır. Dergiler kolay ulaşılabilir olmalıdır: Kolayca ulaşılamayan dergiler ne kadar kaliteli olsalar da okuyucu için anlam ifade etmeyecektir. Özellikle, uzmanlık alanlarına spesifik, uluslararası ya da ulusal düzeyde kabul görmüş ve etki faktörü yüksek dergilere ulaşım çok önemlidir. İlgilenilen konuda çıkmış tüm yayınlara kolayca ulaşabilmek de gereklidir. Günümüzde elektronik dergilere erişim daha kolay olmaktadır. Kurumların bu anlamda, erişimi kolaylaştıracak anlaşmaları yapmaları, sağlık çalışanları için iyi bir fırsat olabilir. Makalelerin konusu güncel, önemli, dikkat çekici olmalı ve kişiyi okumak konusunda heyecanlandırmalıdır: Tüm okuyucular güncel bilgilere, yeni araştırmalara en kısa sürede ulaşmak isterler. Bu hem okuyucuların günlük pratiklerine bazı bilgileri yansıtmaları için hem de ilgi alanlarında yapılan araştırmaları yakından takip edebilmek için gereklidir. Güncel, tartışmalı, üzerinde yoğun araştırmaların olduğu ya da günlük pratikte sorun olmaya devam eden bazı konular bu kapsamda değerlendirilebilir. Makaleler akıcı bir dilde kaleme alınmış ve kolay okunabilir olmalıdır: Aslında bu başlık da, iyi bir hakem değerlendirmesi anlamına gelir ve makalenin bölümleri özelinde her bir alt başlığın doğru hazırlanmış olmasını gerektirir. Bunlar da sırasıyla: • Başlık/Özet: Makalenin başlığı tam olarak ne yapıldığını/araştırıldığını ifade etmeli, özet makalenin ana içeriğini kapsamalı ve varsa bulguların yeniliği vurgulanmalıdır. Okuyucuların binlerce başlık arasından yola çıkarak belli başlıkları seçtiklerini düşünürsek, başlık makalenin vitrini gibi kabul edilebilir. Kısa, bilgi verici ve çekici olmalıdır (2). Vitrinin çekiciliğine kapılmış bir kişi için ikinci adım vitrine daha detaylı bakmak, yani özeti okumak olacaktır. İyi yazılmış ve gereksiz detay içermeyen bir özet ise, makalenin tümünü okuma konunda istek uyandıracak, bir anlamda kişiyi mağazanın içine yönlendirecektir. • Giriş/Yöntem/Sonuçlar/Tartışma: Tüm bu alt başlıklar akıcı, gereksiz detay içermeyen şekilde düzenlenmiş olmalı, sonuçlar basit, anlaşılır tablo ve grafiklerle sunulmalı, tartışma bulguların anlamı üzerine odaklanmalı, araştırmalarda ya da klinik pratikte bundan sonra neyin değişeceği söylenmiş olmalıdır. 28 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 Yayın dili İngilizce olan ulusal dergilerde Türkçe bir özet bulunmalıdır: Okuyucu bu sayede en azından Türkçe özete ulaşarak fikir sahibi olabilir. Makaleler yeni bir şeyler söylüyor olmalıdır: Klasik kitaplarda olan ya da bilinen eski bilgilerin tekrarı niteliğinde olan konular süreli yayın okuyucusunun ilgisini çekmeyecektir. Özellikle “Wikipedia” gibi internet sitelerinden bilgi edinmenin mümkün olabildiği konularda süreli yayın okumak gereksizdir. Kaynaklar güncel olmalıdır: Kaynakların güncelliği hem yazarların hem de hakemlerin dikkatli değerlendirmesini gerektirecek bir başka konudur. Dergiler, ulusal ve uluslararası indekslerde dizinlenmelidir: Bu durum, hem dergiye kolay ulaşım sağlayacak hem de atama ve yükseltmelerin gerçekleştirilmesinde önemli olacaktır. Kanıt değeri yüksek makalelere yeterince yer verilmelidir: Dergilerde, meta analizler, randomize kontrollü denemeler, karşılaştırmalı çalışmalar, büyük olgu serilerine dayalı bulgular sıkça yer almalı, okuyucuların tartışmalı konular hakkındaki bilgisi artırılabilmelidir. Derlemeler yolu ile kısa sürede etraflı bilgiye ulaşılabilmelidir: Alanında söz sahibi kişilerce yazılmış derlemeler, belli bir konu hakkında kolayca toplu bir bilgiye ulaşmayı mümkün kılar. Süreli yayınlar, belli bir bilim dalında, belli çalışma gruplarının raporlarına yer vermelidir: Birçok bilim dalında, belli konularda güncellemelere gereksinim vardır. Bir bilim dalında öncülük yapan kişilerin veya yetkili çalışma gruplarının yaptığı güncellemeler o alanda çalışan kişilere ışık tutar. Bu çalışma gruplarının raporları kimi zaman konunun ana bir özetini çıkarmakta, kimi zaman ise belli sınıflamaları yapmaktadır. Bu anlamda, hem günlük pratikte ilgili kişilere perspektif çizer hem de alandaki çalışmalara/araştırmalara yön verir. Belli bir bilim dalında yazılmış yeni bir kitabın veya ana kitapların yeni basımlarının, alanın öncüsü kişiler tarafından analiz edildiği yazılara yer verilmelidir: Bu tür analizler, o alanın okuyucusu olan kişilere ışık tutacak ve doğru tercihler yapmasını kolaylaştıracaktır. Pratik tedavi kılavuzlarına yer verilmelidir: Özellikle rutin hizmet vermekte olan branşlardaki kişiler için güncellenmiş kılavuzlara hızlı ulaşım çok önemlidir. Tedavilerin mediko-legal yönleri hakkında bilgi veren yayınlara yer verilmelidir: Sağlık çalışanlarının, uyguladığı tedaviler sırasında ortaya çıkan hukuksal sorunların neler olduğu ve yaptırımları konusunda bilgi sahibi olmak son derece önemlidir. Süreli yayınlar, kendi alanında bu tür yazılara yer vererek okuyucunun önemli bir gereksinimini karşılayabilir. Sonuç olarak, süreli yayın okurlarının, yukarıda özetlenmeye çalışılan olası beklentilerine genel olarak bakıldığında, bir dergiyi okunur kılan şeyin, “yazarlar kadar editörlerin pozitif nitelikleri” olduğu dikkat çekmektedir. Editörler; editör yardımcıları, yayın kurulu ve danışma kurulu ile bir bütün olarak derginin içeriğini ortaya çıkarmaktadır. Editörlerin bu anlamda, yüksek kalitedeki makaleleri yayınlama konusunda bir sorumluluğu vardır. Her ne kadar 29 TÜRK TIP DİZİNİ bu sorumluluk, yüksek kalitede makale başvurusu ile doğru orantılı olsa da, editörler ve danışmanların tespitleri, yönlendirmeleri ve çabası ile daha iyi sonuçlar alınabilir. Öte yandan tamamen, yazarların yayın sayısını artırmaya veya yeni projeleri için destek bulmaya yönelik olarak dergilere gönderdiği ve okuyana/bilime katkı sağlamayan makaleleri yayınlamak, hem süreli yayın okuyucusu için bir şey ifade etmeyecek hem de belki yanlış bazı bilgilerin doğru sanılmasına neden olacaktır. “Journal of Urology” Dergisinin editör yardımcısı olan Joseph A. Smith makalesinde böyle bir duruma işaret etmektedir (3). 1998 yılında Lancet’de, kızamık, kabakulak ve kızamıkçık aşısı (MMR vaccine) ile otizm arasında ilişki olduğunu belirten bir yayının ardından pek çok ailenin aşı firmasına davalar açtığını, ancak 10 yıl sonra bu araştırmanın doğru olmadığının anlaşılması üzerine Lancet’in makaleyi geri çektiğini ancak, 10 yıl boyunca pek çok kişinin yanlış bilgilendirildiğini belirterek “1998 yılında makaleyi değerlendirenler neredeydi?” diye sormaktadır. Editörler bu anlamda, halka ve bilim dünyasına doğru ve güncel bilgileri ulaştırmak konusunda önemli bir görev üstlenmişlerdir. Yine etik konulara ne denli uyulduğu konusundaki sorgulama da editörlerin sorumluluğundadır. Elbette süreli yayın okurları da, okuyacakları makaleleri seçme konusunda sorumluluk üstlenmelidirler ve “bilimsel makaleleri kritik yönden değerlendirme, eleştirel gözle okuma” alışkanlıkları olmalıdır (4). Editör özelinde dergi ekibinin özenli ve özverili çalışmaları, doğru yazı ile buluştuğunda her zaman okurun ilgisi ile karşılaşacaktır. Kaynaklar: 1. 2. 3. 4. 30 Röhrig B, du Prel JB, Blettner M. Study design in medical research: part 2 of a series on the evaluation of scientific publications. Dtsch Arztebl Int. 2009;106:184-9. Peh WC, Ng KH. Title and title page. Singapore Med J. 2008;49:607-8. Smith JA Jr. Scientific publications: let the reader beware. J Urol. 2010;183:1665-6. du Prel JB, Röhrig B, Blettner M Critical appraisal of scientific articles: part 1 of a series on evaluation of scientific publications. Dtsch Arztebl Int. 2009;106:100-5. SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 SÜRELİ YAYIN SAHİPLERİ, YAYINCILAR VE EDİTÖRLER ARASINDAKİ İLİŞKİ NASIL OLMALIDIR? Ömer UĞUR Ülkemizde tıp alanındaki süreli yayın sahipleri arasında uzmanlık dernekleri önemli bir yer almaktadır. Hatta bazen dernek yönetim kurulu başkanları hem derginin sahibi hem de baş editörü olmaktadırlar. Dernek yönetim kurulu 2 ya da 3 yıl sonra genel kurulda seçimle değişince dergi editörleri de değişebilmektedir. Oysa bir derginin sağlıklı gelişebilmesi için editörlüğün sürekliliği gerekmektedir. Bunun başarılabilmesi için de editörün dergi sahibinden farklı bir kişi olması önemlidir. Editörün sürekliliğinin sağlanabilmesi ve her yeni seçilen yönetim kurulu ile birlikte değişmemesi için dergi editörünün ve yayın kurulunun nasıl belirleneceğine dair bir yönergenin uzmanlık derneğinin genel kurulunca onaylanması doğru olacaktır. Editörün sürekliliği kadar dergiyi yayınlayacak yayınevi ve makale kabulünden basım aşamasına kadar geçen süreci kontrol edecek teknik personelin sürekliliği de önemlidir. Yayıneviyle yapılacak sözleşme en az 4 ya da daha uzun süre olması süreklilik açısından yararlı olacaktır. Yayınevleri ile uzun süreli yapılan anlaşmalarda, uzmanlık derneğinin ileride mağdur olmaması için sözleşme koşulları çok dikkatli belirlenmelidir. Ayrıca dergi sahiplerinin çalışma kurallarını da belirleyip editor ile de ayrı bir sözleşme yapmaları gerekmektedir. Dergi sahibi editörün makale değerlendirmesi, yayının kabulü ve derginin bilimsel içeriğine müdahele etmemeli ve bu konuları tamamen baş-editöre bırakmalıdır. Dergi sahibinin asıl görevi editörle uyum içinde ve uzmanlık derneğinin yönetim kurulu ile eşgüdümlü olarak derginin uzun dönem yayıncısını/yayınevini belirlemek amacıyla gerekli ihaleyi gerçekleştirmek ve derginin yayınlanmasını sağlayacak maddi kaynakları bulmak olmalıdır. Dergi sahibi, editörün tüm dikkatini makalelerin değerlendirilmesi ve yayın kalitesini/ bilimsel içeriğin yükseltilmesine odaklanmasını sağlayacak şekilde diğer tüm sorunların çözümünü üstlenmelidir. On-line yazı kabul sistemleri, makalelerin basıma hazırlanması, “copyediting”, redaksiyon gibi konularda karşılaşılacak sorunları en iyi hizmeti alacak şekilde çözmelidir. Prof. Dr. Ömer UĞUR - Türk Tıp Dizini Komite Üyesi Türkiye Nükleer Tıp Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nükleer Tıp Anabilim Dalı - ANKARA ougur@hacettepe.edu.tr 31 TÜRK TIP DİZİNİ 32 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 SÜRELİ YAYIN KAPSAMINDA YER ALAN MAKALE TÜRLERİNİN DAĞILIM DENGESİ NASIL OLMALIDIR? Deniz ERBAŞ Akademik dergiler olarak süreli yayınlar bilim insanlarının ortaya koyduğu hipotezi laboratuar ortamında yaptığı araştırmayla elde ettiği sonuçları ilgili ve diğer bilim ortamlarına ulaştırma olanağı sunar. Bilimsel süreli yayınlar bilim insanlarının çalışmalarını aktardıkları, çalışma yöntemlerini paylaştıkları doğruluğu denetlenebilir konumda sundukları iletişim araçlarıdır. Katkı ve eleştirilerin bu yolla alınmasında, ilgili bilim alanında gelişmeler hakkında bir takım sonuçlar elde etmek için de bir aracıdır (1, 2). 2010 yılı itibarı ile GSMH içindeki ARGE oranı %8.4 olarak gerçekleşmiştir. Üniversiteler ARGE faaliyetlerinde önemli yere sahiptir. Oysa ki İngiltere için bu hedef 2014 için %2.5 olarak belirlenmiştir. Tam zamanlı ARGE personeli 2009’a göre 2010 da %11.3 oranında artmıştır. Doktora dereceli bireyler, toplumsal ilerleme, bilgi ve teknolojinin yayılımı açısından önemli katkıları olacağı öngörülen, özellikle araştırma yapmak üzere eğitilmiş kişilerdir. 2009 yılı itibarı ile en fazla doktoralı grup tıp ve sağlık bilimlerindedir. Yine en küçük yaş grubu 31,5 ile tıp ve sağlık bilimlerinde yer almaktadır. Buda bu grubun oldukça yüksek bir araştırma potansiyelini göstermektedir (3). Gerek doktora süreçlerinde yapılan tez çalışmaları, gerekse daha ileri dönemlerinde yapacakları araştırmalar bu dinamik kesimin yayınlayacağı bilimsel süreli yayınlara gereksinimi arttıracaktır. Ülkemizde 2500 dolayında dergi yayınlanmakta bunların 1/3’ünü akademik dergiler oluşturmaktadır. Süreli yayınlar, bilim kurum ve düşüncesinin gelişmesine önemli katkıda bulunmaktadır. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi bilgiyle ve bilgi üretimi ile ölçülürken bunun yayılmasına aracılık eden süreli yayınların rolü çok önemlidir (4, 5). 2003 yılı itibarı ile 349 dergi Tıp, Hemşirelik, Eczacılık, Diş Hekimliği, Veterinerlik, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi, Sağlık Yönetimi gibi sağlık alanlarında yayınlanmakta olup çoğunluğu araştırma derleme, ikinci sırada olarak araştırma özellikli dergiler olarak tesbit edilmiştir (5). Yine süreli yayınların çoğunluğu dallara ilişkin özel, geri kalanı ise genel konulu dergiler olup uzmanlaşmayı işaret etmektedir (6). Süreli yayınlarda yazı türlerinin sıralanışı önemli olup aynı düzende çıkılmasına özen gösterilmelidir (7). Prof. Dr. Deniz ERBAŞ - Türk Tıp Dizini Komite Üyesi Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı - ANKARA derbas@gazi.edu.tr 33 TÜRK TIP DİZİNİ İdeal bir dergide yer alması arzu edilen çalışmalar olarak %96.7 ile araştırmalar, %91.7 ile olgu sunumu, %81.7 ile derlemeler gelmektedir (8). Bir araştırma yayınlandıktan sonra tamamlanmakta ve bilginin paylaşılması diğer araştırıcılara katkı sağlaması açısından çok önem taşımaktadır. Süreli yayınlarda okuyucu, bilimsel düzey, güvenirlik, etki değeri gibi konulara önem vermekle birlikte günlük hekimlik bilgilerine yer verilmesin de arzu etmektedir (8). Yayınların özellikleri arasında orijinalliği olduğu kadar etki değerinin yüksekliği önem taşır. Yaşam bilimlerinde birkaç yıl içinde alınan atıfların çok arttığı ve bu açıdan öneminin daha çabuk kamu ile paylaşıldığı gözlenmektedir (9). Bu açıdan dergilerde yer alacak yayınların bilimsel düzeyi önem taşımakta ve bunun sağlanamaması halinde yayın hayatını sürdürememektedirler (10). Akademik yükseltmelerde Türkiye de yayınlanan dergilerde yapılan yayınların istenmesi ülkemiz süreli yayınlarındaki yayın niteliğini ve sayısını arttırıcı katkıda olacaktır (11). 1980’li yıllara gelirken bilimsel dergilerdeki yayınların daha çok olgu bildirileri ve derlemeler şeklinde olduğu dikkat çekmektedir. Türkiye kaynaklı dergiler yayın bulmakta güçlükle karşılaşıyor ve zamanında çıkamıyordu. Hakemli dergiler 1990’lı yıllarda arttı. Toplumların zenginliği bilgi ve teknoloji üretimi ile doğru orantılıdır. Yaşamdaki her türlü gelişim, sağlıktaki gelişmeler de bilgi birikimi ve araştırmaların ürünüdür. Bu açıdan da ülkemizde en az iki hakemin incelemesi ile yayınlanan çalışmalar belirtilen gelişmeler için kaynak teşkil edecektir. Sağlıkla ilgili her alanda bu tür dergilerimiz bulunmaktadır (12). Yüksek yarışmalı dünya pazarında sürdürülebilir ekonomik kalkınmışlık bilgi üretimi ile direkt bağlantılıdır. Yayın sıralamasında ve bilime etki sıralamasında 19 ve 22. sıraları paylaşan Çin ve Hindistan’da gelişmeler karşılıklı olarak araştırma alt yapılarını ve destekleri arttırmak ve Bangalore software olgusu ile sağlanmıştır (13). Türk Bilim insanlarının bilim dünyasına katkı vermek açısından en çok oranda Tıbbi bilimlerin geldiği gözlenmektedir (14). Bilimsel etkinliği göstergesi olarak atıflar ve h indeks iyi bir veri olmaktadır. Bu çerçevede Nobel Fizyoloji Tıp ödülü alanlar incelendiğinde: 2010 2009 2009 34 Robert G. Edwards h index: ………………………48 Elizabeth H. Blackburn h index:…………………………64 Carol W. Greider h index: ………………………...57 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 2009 2008 2008 2008 2007 Jack W. Szostak h index:……………………….70 Harald zur Hausen h-index :………………....48 Françoise Barré-Sinoussi h-index :…………………..27 Luc Montagnier h-index :……………………71 Mario R. Capecchi h-index :…………………..64 olarak karşımıza çıkmaktadır. Yine 1998 Furchgott RF h-index :………………….28 1998 Louis J. Ignarro h-index :………………… 82 1998 Ferid Murad h-index :……………….77 (Web of science incelemesi) Nitrik oksit ve EDRF ile ilgili çalışmalarından ötürü ödüle layık görülmüş ve Ignarro LJ, Buga GM, Wood KS, et al. endothelium-derived relaxing factor produced and released from artery and vein is nitric-oxide source: proceedings of the national academy of sciences of the United States of America volume: 84 issue: 24 pages: 9265-9269 published: dec 1987 araştırması ile 3171 atıf almıştır. 2001-2011 yılları arasında The New England Journal of Medicine yayınları incelendiğinde 2074 araştırma, 786 derleme, 1485 Klinik Olgu çalışmasının yer aldığı gözlenmektedir (15). Araştırma ve araştırmacı ve bilimsel yayın birbirinden ayrılamaz bir üçgenin parçalarıdır. Böyle bir üçgende her üç unsur birbirini etkileyerek daha üst seviyelere yükseltecektir. Bu nedenle süreli yayınlarda araştırma (deneysel veya klinik) ön planda gelen amaç olmaktadır. Tüm yeniliklerin iyi araştırma ve onun yayınlanması ile elde edilecek sonuçlara bağlı olacağı gerçektir. Süreli yayınlarda araştırma nitelikli yazıların varlığı bu nedenle önemlidir. Diğer konularında bilimsel arenadaki önemleri yadsınamaz. Derlemeler bir konudaki bilgilerin toplanarak sunulması ile; olgu bildirimleri de önceliği olan farklı bir olguyu açıklamaları açısından önem taşır. Ancak bir süreli yayındaki varlıkları düşünüldüğünde araştırma ön planda gelmektedir. Çünkü bir yeni bilgiyi laboratuar ortamında tekrarlı bir şekilde sınayarak sunmaktadır. Türk Tıp Dizini indekslediği dergilerde, araştırma yazılarını en az %50 olarak belirleyerek bilime yenilik getirecek olan çalışmaların yer aldığı dergileri özendirmektedir. Diğer %50’lik oran içinde derleme ve vaka takdimleri yer alabilecektir. Bu konuda Üniversitelerarası Kurul ve Üniversitelerin de destekleri olduğunda (akademik yükseltmelerde ülkemiz kaynaklı dergilerde yayın yapma zorunluluğu getirilmesi vb.) araştırmaların nitelik ve sayısal yönden daha iyi olduğu dergiler artacaktır. 35 TÜRK TIP DİZİNİ Kaynaklar: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum1/nkozak1.pdf http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum2/oyilmaz1.pdf http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=8623 http://www.bby.hacettepe.edu.tr/105K088.pdf http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum1/akucuk.pdf http://uvt.ulakbim.gov.tr/toplanti/isi/yilmaz.ppt#36 http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum1/ayildizeli.pdf http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum2/ykutsal1.pdf http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum2/mtunc.pdf http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum2/fakcicek.pdf http://kaynak.unak.org.tr/bildiri/unak03/u03-11.pdf http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum3/003_altan.pdf King DA: The scientific impact of nations: What different countries get for their research spending. Nature 2004; 430:311-6. 14. http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum6/demirel.pdf 15. http://www.nejm.org/medical-articles/research#qs=%3Fcategory%3Dresearch%26sort%3Ddate+rev 36 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 SÜRELİ YAYINCILIĞIN GELECEĞİ e-YAYINCILIK MI? Orhan YILMAZ Tıp dinamik bir bilimdir ve değişiminin hızını yakalamak bazen akademisyenler için bile zor bir eylemdir. Sağlık alanında baş döndürücü hızdaki gelişmeler kullanıcılarına kongre, sempozyum, konferans, seminer gibi sözel ve kitap, dergi, bülten, broşür gibi yazılı araçlar yoluyla ulaştırılırlar. Gelişimin hızına bağlı olarak bu araçların da sunuluş şekillerinde değişimler olmaktadır. Özellikle elektronik ortamların bu alandaki desteği ile gelişimin ve bilginin kullanıcısına ulaşımı daha süratli hale gelmiştir. Öyle ki, kongreler daha sık aralıklarla yapılmakta ve bunlara internet üzerinden ulaşılabilmekte, telekonferanslar ve telekongreler yapılmaktadır. Kitaplar daha sık baskı yapmakta ve elektronik versiyonları CD olarak da yayınlanmaktadır. Bilimsel tıbbi bilginin iletilmesinde sık kullanılan tıp dergileri de bu değişimden payını almıştır. Önceki yıllarda yılda 1-2 sayı basılan, daha sonra 3-4’e çıkan bu dergiler şimdilerde daha fazla sayıda çıkıp internet aracılığıyla on-line olarak da okuyucusuna ulaşılabilmektedir. Bu gelişmeler, basılı dergilerin dezavantajlarına sahip olmayan, sadece elektronik yayınlanan dergilerin doğuşunu hazırlamıştır. Bilgisayar ve İnternet, Sağlık periyodiklerinde gerçek bir “yeni dönem“ başlatmıştır. Bu yeni dönem bilginin oluşumu, ilgilisine ulaşımı ve yayınlaşması konusunda inanılmaz önemli adımlar atılmasına neden olmuştur. Artık araştırıcılar planladıkları çalışmalar için daha kolay çalışma yapıp yinelemeleri önlemek için kolayca aynı konuda yapılmış çalışmalara ulaşabilmekte ve hipotezlerini daha çabuk ve kolay oluşturabilmekteler. Bunun için yasal ve zorunlu onay ve olurları süratli bir şekilde alabilme olanağını bulabilmektedirler. Planlanan çalışmanın farklı disiplinlerde ve çok merkezli olması artık planlama ve uygulamada zaman kaybı yaratmamaktadır. Çalışmanın sonuçlandırılması ve yazıya dökülmesi de elektronik destek ile hızlanmakta ve zaman kaybı yaşanmamaktadır. Yazının ulaştırıldığı süreli yayın artık editöryel işlemleri son derece hızlı bir şekilde gerçekleştirebilmekte ve değerlendirmeyi süratle sonuçlandırabilmektedir. Sonuçlanan yazının kabul edilmesi halinde yazı herhangi bir bekleme olmaksızın okuyucusuna ulaşabilmektedir. Bunun için çoğu kez süreli yayının periyodisitesi nedeniyle gereken bekleme süreci de bulunmamaktadır. e-versiyonu bulunan dergiler de bile yazı okuyucusuna Doç. Dr. Orhan YILMAZ - ULAKBİM Türk Tıp Dizini Komite Başkanı S. B. Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi - ANKARA orhan@kbb-bbc.org 37 TÜRK TIP DİZİNİ ulaşmakta ve hatta sayfa numarası vb. daha sonra verilmektedir. Böylece bilimsel bilgi süratle gün ışığına çıkmakta ve bilim insanlarının ilgisine sunulmaktadır. Üstelik bu sunulan bilgi yine sanal ortamın sayesinde tartışılmakta, eleştirilmekte ve yeni öneri ve katkılar doğrultusunda daha rafine bir şekle de bürünebilmektedir. Basılı yayın döneminde bir yazıya katkı ya da eleştiri için en erken bir sonraki sayı beklenebiliyorken elektronik yayıncılıkta bu işlem yayının hemen yanındaki tartışma bölümleri ile sağlanmakta ve katkılar ya da eleştiriler de yazının ilk şekli ile birlikte okunabilmektedir. Üstelik bu bilgiye ulaşım için artık kütüphaneye gitmek veya dergiyi almak abone olmak gibi bir işleme gerek duymadan yaşamın her alanında gerçekleşebilmekte, trende, vapurda hatta uçakta okunabilmektedir. Üstelik bu çalışmaların özgünlüğü ve değeri artık daha kolay belirlenebilmekte, yapılmış etik dışılıklar kolayca saptanabilmektedir. Üstelik uluslararası boyuttaki etik dışılıkların saptanması için yapılanmalar oluşturulmaktadır. Sanal ortamda depolanan bu bilgi ise yaşam durdukça ilgilisine ulaşmayı bekleyecektir. Bilim ve teknolojideki bu önemli ve süratli gelişmelere karşın bunun yansıdığı sağlık süreli yayıncılığı alanında hala bazı çekinceler öne sürülmektedir. Klasik tutucu bakış dışında teknolojiye güvensizlik ve bazı önyargılar da öne sürülmektedir. Teknolojiye, sanal ortama uyum sorunları ve bilgi depolanması ile korunması çekinceleri ilk sıralarda olmaktadır. Gelişmelere uyum konusu bilim insanları için olduğu kadar bilimin üretim ve dağıtım alanları, basımevi, yayınevi, kütüphaneler de uyum sorunu yaşayabilmektedirler. Kendilerini gelişmelere adapte edemeyen kişi ve kurumların gelecekte yer almaları olanaklı olmayacaktır. Depolanan veya arşivlenen bilgilerin saklanması, güvenliği ve dağıtımı geleceğin önemli konularından olacaktır. Bilim insanları bu olayı sadece çalınmayı önleme ve saklanıp geleceğe ulaştırılması olarak görmemekte, bilginin değiştirilmesi ve kötüye kullanımının da sağlanması için çalışmalar yapmalıdırlar. Teknolojinin gerisinde kalan toplumlar bu konuda sıkıntı çekmeye mahkumdurlar. Ulusal düzeyde yapılacak çalışmalar ve alınacak önlemler gerekli ve önemliyse de global olarak verilerin depolanması ve saklanması uluslararası bilimsel arenanın ve belirleyicilerin tekeline ve insafına da bırakılmayacak değerdedir. Yukarıdaki senaryo kulağa çok hoş gelmektedir ve teknik alt yapı sorunlarını ve bilimsel gelişimini kanıtlamış ve sürekli ARGE planlama ve çalışmasını yapan ülkelerde toplumlarda gerçekleşen ve daha ileri aşamalara varan ve varabilecek olan bir senaryodur. Bu nedenle her alanda geleceğin teknolojik gelişmelerle şekilleneceği gerçeğiyle yüzleşerek tüm planlamalar bu yönde yapılmalıdır. Bilimsel bilginin oluşumundan sonuçlanıp ulaştırılmasına ve saklanmasından güvenliğine kadar her aşaması için hazırlıklı olunmalıdır. Bu konuda her bilim insanına, her kuruma önemli görevler düşmektedir. Sağlık süreli 38 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 yayıncılığının her bileşeni bu konuda görevini yapıp yönetsel anlamda uzun soluklu planlamalarda bulunmalıdır. Alanımızdaki gelecek teknolojik araçlarla sağlanan Bilimsel iletişim teknolojileri olacaktır. Ancak bilimsel ve teknolojik gelişme öylesine hızlanmıştır ki bu gelişmeye hazır olmayan veya altyapısı kültürel ve yönetsel vizyonu bulunmayan toplumların gelişmeye ayak uydurmaları gün geçtikçe zorlaşacak ve bir süre sonra ise olanaksız hale gelecektir. Kaynaklar: 1. 2. 3. 4. 5. Yorulmaz İ, Yılmaz O:Tıp Süreli yayıncılığında bir elektronik dergi: KBB-Forum. Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık.Ed.Yılmaz O. TÜBİTAK Matbaası. Ankara 2003. s141-7. Yılmaz O :Kan kaybeden sağlık bilimleri ulusal süreli yayıncılığımız ve Türk Tıp Dizini. Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2005. Ed. Yılmaz O. Baskı matbaası. ISBN 975-403-353-6. Ankara 2005 s 333-8. Yılmaz O :Sağlık Yayıncılığı ve Türk Tıp Dizini. Cerrahpaşa Tıp Dergisi 2008; 39(3): 93-96. (doi:10.2399/ ctd.08.093.) Yılmaz O :KBB-Forum’un Beş Yılı. Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2007. Ed Yılmaz O, Openajans. ISBN 978-975-403-425-7. Ankara 2007.s 194-7. Yılmaz O, Yıldızeli A: Türk Tıp Dizini.1994-2010. Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2010. Ed Yılmaz O, ISBN 978-975-403-551-3. Openajans. Ankara 2010. s 111-25. 39 TÜRK TIP DİZİNİ 40 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 TÜBİTAK ULAKBİM ULUSAL ATIF VERİ TABANI Sibel TABANLIOĞLU*, Ebru SOYUYÜCE AYDIN** Ülkemizin akademik bilgi birikimini yansıtacak bilgi ürünleri geliştirmek ULAKBİM’in temel misyonlarından biridir. Bu kapsamda gerçekleştirilen çalışmaların en önemlisi araştırmacıların Türkiye’de üretilen bilimsel dergilerde yayınlanan makalelere elektronik ortamda erişimlerini sağlayan ve uluslararası standartlarda geliştirilen ULAKBİM Ulusal Veri Tabanları’dır. ULAKBİM Ulusal Veri Tabanları, üniversitelerin ve araştırma-geliştirme kurumlarının, ulusal düzeyde bilgi kaynaklarına etkin ve hızlı bir biçimde erişebilmelerini sağlarken, ülkemizde üretilen bilgiye de kolaylıkla ulaşmalarını sağlayarak, bilime olan katkılarını en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı olmaktadır. Ulusal anlamda Türkiye’de ilk bibliyografik veri tabanları olan ULAKBİM Ulusal Veri Tabanları, TÜBİTAK destekli projeler veri tabanı ile beş farklı konu alanındaki veri tabanlarından oluşmaktadır. Güncel olarak indekslenen Ulusal Veri Tabanları; Sağlık Bilimleri, Mühendislik ve Temel Bilimler, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Yaşam Bilimleri ve Hukuk olmak üzere 5 konu alanından oluşmaktadır. Halihazırda ULAKBİM Ulusal Veri Tabanları’nda indekslenen kabul dergilerinin ÜAK Doçentlik Sınav Alanları 2011’e dahil edilmesi, yapılan çalışmaları daha önemli hale getirmiştir. Bu veri tabanlarına 2011 yılı içerisinde Ulusal Atıf Veri Tabanı, Bildiriler Veri Tabanı, Bilimsel Etkinlikler Portalı ile Türkiye Akademik Dergi Portalı eklenmiştir. Ülkemiz bilim ve teknoloji politikalarının yönlendirilmesinde ve öncelikli alanların belirlenmesinde ulusal akademik bilgi üretim performans göstergeleri üzerinden yapılacak değerlendirmelere ihtiyaç duyulmaktadır. Ülke politikaları ile ilişkili olarak öncelikli alanlara yapılan yatırımlarda ve bilimsel araştırma-geliştirme faaliyetlerinde büyük oranda bir artış olduğu ve bununla bağlantılı olarak bilimsel üretim performansının değerlendirmesine yönelik bir çalışmaya ihtiyaç duyulduğu gözlenmektedir. Yeni hayata geçirilecek Ulusal Atıf Veri Tabanı ile de, yazar, dergi ve kurum atıflarını tespit etmek ve Türkiye’de çeşitli üniversitelerde akademik yükseltmeler başta olmak üzere bilimsel performans değerlendirmelerinde temel bir gösterge elde etmek hedeflenmektedir. TÜBİTAK ULAKBİM Ulusal Atıf Veri Tabanı kapsamını, Ulusal Veri Tabanları’nda yer almak üzere başvuran ve kriterler doğrultusunda değerlendirilerek kabul edilen dergiler oluşturmaktadır. Ulusal Veri Tabanları kapsamında dizinlenen yıllık ortalama dergi sayısı 400 civarında olup sağlık bilimleri alanında ortalama 110 dergi dizinlenmektedir. Ulusal Atıf Veri Tabanı, Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimler olmak üzere iki temel kategori olarak tasarlanmıştır. İki kategori *Uzman. Sibel TABANLIOĞLU - TÜBİTAK ULAKBİM Cahit Arf Bilgi Merkezi **Başuzman Ebru SOYUYÜCE AYDIN - TÜBİTAK ULAKBİM Cahit Arf Bilgi Merkezi 41 TÜRK TIP DİZİNİ altında yer alan dergilerin sınıflandırılmasında kullanılmak üzere 54, makalelerin sınıflandırılmasında kullanılmak üzere 120 adet konu kodu oluşturulmuştur. Ulusal Veri Tabanlarında indeksleme için tezaruslar kullanılmaya ve her makale için bilim dalı ve indeks terimlerinin atanmasına devam edilecektir. Yazar ve konu taramalarının gerçekleştirildiği Ulusal Veri Tabanları’na eklenen yeni fonksiyonlarla oluşturulan Ulusal Atıf Veri tabanı aracılığıyla yayın taramanın yanısıra atıf tarama ve analizlerin de gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Yapılan tarama sonucunda gelen yayınlar üzerinden dergi, kurum, yazar, belge türü, yıl, şehir ve konu alanlarında filtreleme seçenekleri kullanılarak analizler yapılabilecektir. Ulusal Atıf Veri Tabanında dizinlenen yayınlar üzerinden; • Yazar, kurum, yayın, şehir, ülke ve konu alanlarında yayın ve atıfların gösterilmesi sağlanmaktadır. • Yayın-atıf raporları ve bibliyometrik analizler için tablo ve grafiksel gösterimler üretilmektedir. • Yazarların ilgili konu alanlarındaki yayın sayıları gösterilmektedir. • Dergi tarafından izin verilmesi halinde makalelerin tam metinlerine de erişim sağlanmaktadır. • Dergi adına göre listeler üzerinden dergi bilgilerine erişim sağlanmaktadır. • Kurum adı ve kurum türüne göre makale sayısı, atıf alan makale sayısı, toplam atıf sayısı, dış atıf sayısı ile etki ortalaması gösterilmektedir. • Veri tabanında ilgili dergiye ait makale sayısı, atıf sayısı, toplam atıf sayısı, etki ortalaması, 5 yıllık ve 10 yıllık etki değerleri verilebilmektedir. • Bilim dallarına göre makale sayısı, atıf sayısı ve etki değeri gösterilmektedir. • Araştırma, derleme vb. belge türlerine göre dağılım gösterilmektedir. • Yazar, kurum, şehir, yayın gibi alanlarda “İşbirliği Analiz”leri verilmektedir. • Yazar, kurum, dergi adına göre, kendi kendine atıf oranlarına erişim sağlanmaktadır. Ulusal Atıf Veri Tabanı Oluşturulma Gerekçesi ve Hedefler Ülkemizde bilimsel atıfların belirlenmesinde ISI-Web of Science, SCOPUS gibi veri tabanları kullanılmaktadır. Yabancı dergilerde yapılan atıflara kolayca erişilebilirken, yerli hakemli dergilerde alınan atıfları saptamaya yönelik bir veri tabanının olmaması, ülkemizin bilimsel performansının değerlendirilmesinde eksiklik yaratmaktadır. Ulusal bilim ve teknoloji politikalarının oluşturulmasında önemli bir yeri olan bilimsel performans ölçütlerinin eksikliği ancak ulusal bir atıf veri tabanının üretilmesi ile giderilecektir. • Gelişmiş ülkelerde İngilizce yayımlanan bilimsel makaleler, referansları ile birlikte 1960’lı yıllardan beri indekslenmektedir. Türkiye’de ise bu tür bir kaynak şimdiye kadar hazırlanmamıştı. ULAKBİM Ulusal Atıf Veri Tabanı ile birlikte; bilimin her konusunda yapılan çalışmaların verimliliğini belirlemek mümkün olacaktır. • Bir ülkenin bilim ve teknoloji politikasının geliştirilmesinde hedefler saptanması ve bunların gerçekleştirilmesi için düzenli olarak verilere dayalı sistematik analizlerin yapılması gereklidir. ULAKBİM Atıf Veri Tabanı sistematik analiz ve istatistikleri ile bu politikaların belirlenmesinde katma değer yaratacaktır. 42 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 • ULAKBİM Atıf Veri Tabanı ile ülkesel ve küresel ölçekte bilgi akışımızın fotoğrafının ortaya çıkması ve Ulusal güncel bilginin her an erişilebilir olması sağlanacaktır. • Araştırmacılar ve kurumların değerlendirilmesinde Science Citation Index (SCI) belirleyici kriter olarak ele almaktadır. ULAKBİM Atıf Veri Tabanı’nın akademik yükseltmelerde ve üniversite atamalarında bir başvuru kaynağı olması hedeflenmektedir. • ULAKBİM Ulusal Atıf Veri Tabanı aynı zamanda makalelere tam metin erişim imkanıda vermektedir. Atıf alan makalelerin ve yazarlarının ön plana çıkması, indekse olan ilgiyi artıracaktır. Ulusal atıf indeksinin oluşturulması Türkiye’nin, küresel bilim arenasında prestijinin arttıracağı öngörülmektedir. Veri Tabanı’nın Oluşturulmasında Karşılaşılan Sorunlar Kurum, yazar ve dergilere ilişkin analizlerin doğru ve eksiksiz yapılabilmesi için dergide verilen bilgilerin doğru ve tek biçim olması gerekmektedir. Veri Tabanı’nda yer alan makale yazarlarına ait kurumların farklı biçimlerde yazılmasından kaynaklanan sorunların giderilebilmesi için mevcut 30.000 adres/kurum bilgisinin doğrulanması (unification) ve otorite kurum dizini oluşturulması çalışmaları yapılmıştır. Ayrıca ulusal veri tabanlarında kurum adı alanında yer almayan kurum türü ve ülke alanları eklenmiştir. Yine analiz için mevcut adreslerin de, adreste geçen alanlara göre ayrıştırılması işlemi gerçekleştirilmiştir. Kurum adı yazımlarında karşılaşılan sorunların yanı sıra yazar adı ve soyadı yazımlarında da çeşitli sıkıntılar yaşanmaktadır. Yazar ad, soyad ve kurum yazımlarımda yapılan hatalar, eksik veya farklı yazımlar veri tabanında aynı yazar ve kuruma ait birden fazla kayıt açılmasına sebep olmaktadır. İki isim ve soyadı bulunan yazarların farklı makalelerinde farklı şekillerde ad-soyad yazımı ile harf hatası yazar analizini olumsuz olarak etkileyerek atıfların kaybına sebep olmaktadır. Ayrıca veri giriş sırasında karşılaşılan önemli sorunlar ve atıf analizlerini olumsuz etkileyebilecek riskler aşağıdaki gibidir: • Makale referansında verilen dergi isimlerinin yazılışlarında herhangi bir standart olmamasından ve yazarların, dergi isimlerini genellikle kendi uygun gördükleri şekilde kısaltmalarından kaynaklanan hatalar, • Yıl, cilt, sayı, sayfa ve makale başlık bilgilerinin yanlış veya eksik verilmesi , • Yazım kurallarında belirtilen referans gösterme biçimlerine uyulmaması, • Uluslararası standartlarda kaynak gösterme biçimlerine uyulmaması, her dergiye özgü kaynak gösterme biçimlerinin bulunması ve bunlarında yine kendi içerisinde tutarsızlık göstermesi, • Bazı alanlarda referans vermeksizin dipnotların kullanılması, • Gerçekte olmayan referansların bulunması, • Hatalı, eksik veya gerçekte olmayan referansın başka yazarlar tarafından kontrol edilmeden veya ulaşılmadan kullanılmaya devam edilmesi (referansın referansı). 43 TÜRK TIP DİZİNİ ULAKBİM tarafından Ulusal Atıf Veri tabanı ile birlikte hayata geçirilen bir diğer çalışma, ULAKBİM Ulusal Akademik Dergi Portalı’dır. Portal, Türkiye’de yayınlanan ve Ulusal Veri Tabanları’nda yer almak üzere başvuran akademik içerikli süreli yayınları kapsamaktadır. Portal aracılığıyla dergi, editor, yayıncı ve iletişim bilgilerine erişim sağlanmaktadır. Editörler tarafından ULAKBİM Online Dergi İzleme Sistemi (ODIS)‘ne kaydı yapılan dergi bilgileri portalın içeriğini oluşturmaktadır. Araştırmacı veya ilgililerin dergi portalında yer alan bilgilere doğru ve güvenilir bir biçimde erişebilmesi için, ODIS’te yer alan bilgilerin editörler tarafından güncelliğinin takip edilmesi önem taşımaktadır. 44 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 EDİTÖR GÖRÜŞLERİ: Levent ÖZTÜRK Bir Bilgisayar Yazılımı İntihali Saptayabilir mi? Benzerlik İndeksi Ne Tür Bilgi Verir? İntihale Karar Vermede Editörün Rolü Nedir? Yeşim GÖKÇE KUTSAL, Dilek ASLAN, Sercan ÖZYURT, Orhan YILMAZ Süreli Yayın Yazarı ve Okuru Ne İster? Vahit ÖZMEN, Atilla SORAN, Nilüfer GÜLER Sağlık Bilimlerinde Seçilmiş Süreli Türk ve Yabancı Yayınlardaki Makale Türleri Dağılım Farklılıkları O. Nuri ÖZGİRGİN Bilimsel Yaşam ve Etik Okan ÜRKER, Nesrin ÇOBANOĞLU Yaşam Bilimlerinde Araştırma ve Yayın Etiği Aytaç YILDIZELİ Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık: Sorunlar-Öneriler Özen AŞUT Editör Görev ve Sorumlulukları ve Birinci Basamak Sağlık Hizmeti Yayıncılığı Cuma YILDIRIM, Yusuf YÜRÜMEZ Akademik Acil Tıp Dergisi’nin Yerli Yayıncılıkla İlgili Görüşleri Ahmet ASAN Web Of Science Kapsamındaki Türk Dergilerinin 2010 Yılı Etki Faktörü (Impact Factor) ve Diğer Verilerin Analizi EK 1 Etik Konular EK 2 Süreli Yayınların Türk Tıp Dizinine Kabul Edilme Koşulları - 2011 45 TÜRK TIP DİZİNİ 46 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 BİR BİLGİSAYAR YAZILIMI İNTİHALİ SAPTAYABİLİR Mİ? BENZERLİK İNDEKSİ NE TÜR BİLGİ VERİR? İNTİHALE KARAR VERMEDE EDİTÖRÜN ROLÜ NEDİR? Levent ÖZTÜRK Son yıllarda Sağlık Bilimleri’nde süreli yayıncılık hizmeti veren dergi editörlerinin sözcük dağarına bir ateş gibi düştü “intihal”. Editörler, yayın etiğinin standartlarından biri olarak ele almıştı konuyu başlangıçta. Ancak, Anesthesia & Analgesia dergisinin editörü Shafer (1) tarafından bu yılın başında kaleme alınan ve editörün “Yakalanacaksınız” adını verdiği editoryal yazıda sorunun büyüklüğünü farkedince editörler için intihal kavramı mücadele edilmesi gereken öncelikli bir konu haline geldi. Şöyle diyordu Shafer (1) “Aylar boyunca gönderilen her makaleyi taradım. Her 10 başvurudan yaklaşık 1’inde kabul edilemeyecek miktarlarda metinin kelimesi kelimesine alındığını ve diğer kaynağa atıfta bulunulmadığını saptadım”. Böyle bir tarama yapması elbette günümüzde daha önce yayınlanmış kaynaklarda bulunan metin parçaları ile dergiye değerlendirilmek amacıyla gönderilen makalelerdeki metin parçalarını karşılaştıran ve 6 kelimenin üzerinde birebir aynı dizilimi saptayabilen bilgisayar yazılımları ile mümkün oldu. O yazıyı ilk okuduğumda kendisine imrenmiştim. Keşke bizde de böyle imkanlar olsa ve kendi dergilerimiz için bu tür taramaları yapabilsek, ama bunu nasıl finanse edebiliriz, diye iç geçirirken, gelen bir yazı ile ithenticate programının kullanıma açıldığı ve ücretsiz olarak kullanabileceğimiz haberi ile sevince boğulduk. O hevesle hemen bir editoryal yazı yazarak ben de Balkan Medical Journal dergisinin baş-editörü olarak bundan sonra gönderilecek makalelerde, bu yazılımın kullanılmasıyla uygun olmayan alıntıları tespit için tarama yapacağımızı duyurdum (2). Buraya kadar herşey güzel! Ancak, bu yazılımların hatalı sonuçlara yol açabileceğini anlamamız da uzun sürmedi. Çünkü, ilk taramalarda %50 üzerinde benzerlikler saptamaya başladık. -İşte yakaladık, diye sevinirken, detaylı inceleme yaptığımız zaman sonucun zannettiğimiz gibi olmadığını gördük. Örneğin, Aynı yazar grubunun isimleri, daha önceki yayınlarında da geçtiği için metin eşleştirici program tarafından saptanmış ve benzerlik oranına eklenmişti. Yazarın yazışma adresi, yine daha önce yayınladığı bir makale ile eşleşme göstermiş ve benzerlik oranına katkıda bulunmuştu. Makalede atıfta bulunulan kaynaklar bölümü, benzerlik indeksine önemli bir katkıda bulunuyordu. Tüm bunlar dışlandığında ise oranın %20’ler civarına düştüğünü gördük. Bu orana, birebir alıntı yapılan ve alıntı yapılan kaynağa da cümle sonunda atıfta bulunulan metin bölümleri de dahildi. Bazı yazarların alıntı ya da aktarım (İngilizce’de quotation) kavramları ile açıklama, yorumlama, tefsir (İngilizce’de paraphrase) kavramları arasındaki farkı bilmediğini belirledik. Aktarım yaparken tırnak işareti ile aktarılan metini diğer bölümlerden ayırmak ve sınırlarını belirlemek ve sonuna atıfta bulunmak gerekirken, açıklamada ise orijinal fikri daha basite indirgeyerek yazarın kendi cümleleri ile aşağı yukarı aynı uzunlukta yorumlaması Prof. Dr. Levent ÖZTÜRK - Balkan Medical Journal Baş Editörü Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı - EDİRNE leventozturk@trakya.edu.tr 47 TÜRK TIP DİZİNİ ve sonuna atıfta bulunması yeterli görülmektedir. Biz de ise çoğu yazar, aktarım yaptığı halde aktardığı metinin sınırlarını belirtmeden sadece sonuna kaynak göstermenin yeterli olduğunu zannetmektedir. Aslında burada yazarın amacı aşırma değil ama belki de uygun atıf yapmayı bilmediği için koymadığı iki tırnak işareti dışında eksiklik bulunmamaktadır. İşte bu yazının kaleme alınması, bilgisayar yazılımı ile intihal taraması yaparken karşılaşılacak zorlukları ve dikkat edilmesi gereken noktaları tartışmaya açmak ihtiyacından doğmuştur. Bu noktada editöre büyük sorumluluk düşmektedir. Editör, aslında herşeyi uygun yapan bir yazarı “hırsızlık” ile suçlama riski altındadır. Üstelik, genel tanım olarak aşırmanın ne olduğu bilinse de, miktar ve nitelik konusu hala tartışmalı görünmektedir. Yayın etiği konusunda ürettiği algoritmalar ile olaylara yaklaşımımızı önemli ölçüde kolaylaştıran ve dergi editörleri olarak örnek aldığımız Yayın Etiği Komitesi (Committee on Publication Ethics, COPE) üyelerinden Elizabeth Wager (3) yazdığı tartışma yazısında yapılan alıntının ne zaman intihal olarak değerlendirilebileceği konusunda önemli ipuçları vermektedir. Alıntı yapılan metinin büyüklüğü yanısıra bilgi ya da fikir olup olmaması ve orijinalliği de önem kazanmaktadır. Kurala göre altı kelime ve üzerinde birebir alıntılar intihal riski nedeniyle bilgisayar yazılımları tarafından saptanmaktadır. Ama alıntı yapılan metin parçası standart bilgi ya da yaygın kullanım içeriyorsa intihal olarak değerlendirilmemelidir. Örnekleri, birlikte inceleyelim: “A p value lower than 0.05 was considered as statistically significant” ya da “Study protocol was approved by local ethics committee” ya da “This study was undertaken to investigate the relationship between…” Bu tip cümleleri sanırım binlerce makalede aynı halde görebiliriz. Bunlar “standard phrase” olarak adlandırılmaktadır. Bir de “common knowledge” olarak adlandırılan ve yine atıfta bulunmanın gerekli olmadığı metin parçaları da vardır. İşte örnekler: “Sağlıklı genç erişkin bireylerde ortalama sistolik arteryel kan basıncı 120 mmHg civarındadır” ya da “Hipotalamus diensefalonda bulunur ve limbik sistemin önemli bir parçasını oluşturur”. Bu tip alıntılar artık herkes tarafından bilinmektedir ve yaygın ya da ortak bilgi haline gelmiştir. O halde editör, bir alıntının özgün bir fikir mi? yoksa standart cümle mi ya da ortak bilgi mi olduğunu da değerlendirmek zorundadır. Bu tip kullanımlar 6 kelime barajını aşmış olsa da intihal olarak kabul edilmemelidir. Tartışılması gereken diğer bir konu da makalenin metot bölümünde yer alan alıntıların nasıl değerlendirileceğidir. Diğer bir deyişle benzerlik gösteren alıntının makalenin hangi bölümünde yer aldığı da önemli bir konudur. Görünüşe göre burada da fikir birliği yoktur. Bazı editörler, metot bölümündeki alıntıları intihal kabul ederken, diğerleri metot bölümünde yapılan birebir alıntıları bu kapsamda değerlendirmemektedir. Sağlık bilimlerinde orijinal araştırmalarda çoğunlukla standart protokoller kullanılmaktadır. Örneğin, sıçanlarda miyoglobinürik akut böbrek yetmezliği modelinde çalışmalar yapan bir araştırmacı, bu hayvan modelini yazdığı makalelerde olasılıkla benzer şekilde tanımlaması gerekecektir. Fibromiyalji hastalarında yapılan bir çalışmada dahil etme kriterleri içinde hastalığa yönelik tanı kriterleri çok büyük olasılıkla referans bir kaynaktan alınacaktır ve fibromiyalji tanısı koymak için aynı kriterler kullanılacağından benzerlik görülecektir. Uzun süreli çalışmalarda da aynı durum görülür. Ülkemizde kardiyoloji alanında yapılan Türk Erişkinlerinde Kalp Hastalıkları ve Risk Faktörleri (TEKHARF) çalışması ilk kez 1990 yılında başlatılmış ve en uzun süredir devam eden araştırmalardan biridir. Böyle bir araştırmadan elde edilen veriler periyodik olarak farklı zamanlarda birçok farklı makalede yayınlanabilir (4-6). Üretilecek tüm bu makalelerde 48 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 yöntem bölümü çalışma dizaynı aynı şekilde yazılmak zorunda kalınacaktır. Bu elbette, bilgisayar yazılımı tarafından yakalansa bile intihal olarak değerlendirilmemelidir. Tüm bu örnekler incelendiğinde ortaya çıkan tablo şudur. Editörler bilgisayar yazılımı kullanarak metin benzerliği taraması yaparken, buldukları benzerlik indeksine metot bölümündeki benzerlikleri dahil ederken çok dikkatli olmaları gerekir. Buradan metot bölümünde intihal olmaz anlamı da çıkmamalıdır. Bir araştırmacının tarif ettiği orijinal bir ölçüm yöntemi tanımlanırken, yöntemi tarif eden kaynağa atıfta bulunulması da doğal olarak aranmalıdır. Araştırmaların daha çok tartışma bölümlerinde yazarlara ait orijinal görüşlerin ya da yorumların yer alması beklenmelidir. Derleme niteliğinde olan yazılarda da yazarlara ait orijinal katkı gözetilmelidir. Tartışmalı olan bir diğer konu da, yazarın kendi daha önce yazdığı makalelerden alıntı yapması durumudur. Buna çeşitli kaynaklarda “kendinden aşırma - self-plagiarism” denildiğini görüyoruz. Yazar her ne kadar, -bu fikri ben başkasından aşırmadım, fikir benim fikrim, diyerek itiraz etse de, yayın öncesinde imzalanan yayın hakkı transferi ile, o fikrin mülkiyeti dergiye devredilmiş oluyor ve kişinin kendi makalelerinden birebir alıntı yapması da işte bu yayın hakkının ihlali anlamına gelebiliyor. Yine de, kendinden yapılan alıntılarda bazı editörler %30’a kadar alıntı yapılabileceğini söylerken, bazı editörler ise %10 sınırını geçmemek gerektiğini vurguluyorlar (1). Burada sınırın her halükarda 6 kelime üzerine çıktığını görüyoruz. En zoru da belli bir konuda önemli katkı yapmış bilim insanlarının o konu ile ilgili birçok dergiden yazı daveti almasıyla ortaya çıkan durumdur. Birincisi araştırmacı, katkısını daha geniş kitlelere duyurabilmek için birçok yazı kaleme alacaktır. Diğer yandan bu yazılarda önemli oranda benzerlikler olabilecektir. Ben bu noktada editörlük işini yüklenmiş olan meslektaşlarıma sormak isterim. Bu yıl immün sistemdeki dendritik hücreleri keşfi nedeniyle Nobel Ödülü alan araştırmacı, derginiz için antijen sunan hücreler olarak dendritik hücrelerin immün rolü konulu bir derleme ya da perspektif yazısı yazmış olsaydı, bu yazıyı taramadan geçirir miydiniz? ve bu yazının, aynı araştırmacının daha önce bir başka dergide yayınladığı bir derleme yazısı ile %28 benzerlik gösterdiğini saptamış olsaydınız ne yapardınız? Bu oranı %10’un altına düşürmesi için yazarı ikaz eder miydiniz? Buraya kadar olan tartışmadan anlaşıldığı kadarıyla, dergilerin elektronik ortamda makaleleri metin benzerliği için tarayabilmelerini sağlayan programların ve yazılımların olması, işimizi bir yandan kolaylaştırırken bir yandan da farklı sorumluluklar yüklemektedir. Editör, öncelikle alıntı yapma yöntemleri, uygun alıntılar ve uygun olmayan alıntılar konularında kendini geliştirmek ve bilgi eksiğini gidermek zorundadır. Daha sonra, bu tür programları kullanarak elde ettiği benzerlik indeksi gibi sonuçları nasıl yorumlaması gerektiğini de iyi anlamış olmalıdır. Salt benzerlik indeksi yüksek (görünüşe göre bu yüksekliğin de sınırı duruma göre değişebiliyor) bulundu diye, bir makalenin reddedilmesi hataya sürükleyebilir. Editörler ülkemizin bilimsel yayıncılığına katkıda bulunurken, bir eğitim misyonu da yüklenmek ve yazarları bu konularda bilgilendirerek, daha nitelikli yayınların çıkmasını sağlamak zorundadır. Bunu yaparken kendilerine bazı standart değerlendirme formları geliştirmek, intihal kararı verirken farklı olgular arasında standart yaklaşım getirebilmek amacıyla kontrol listeleri oluşturmak ve verdiği kararın keyfe keder verilmediğini göstererek gerekçelendirmek zorundadır. Bilgisayar yazılımlarının kullanımına hangi aşamada başvuracağını da önceden belirlemiş olmalıdır. Bu taramalar, gönderilen tüm makaleler üzerinde yapılabilir; editoryal değerlendirmeden geçtikten sonra hakemlere gönderilecek makalelere yapılabilir; hakem görüşleri geldikten 49 TÜRK TIP DİZİNİ sonra kabul edilmesi düşünülen makalelere yapılabilir. Birinci seçenekte zaman kaybı ve maliyetin daha yüksek olacağı düşünülmektedir (3). Fakat, sorunun yaygınlığı gözönünde bulundurulduğunda en azından bir süre, gelen her makaleyi taramadan geçirmek daha güvenli bir yol olarak görülmektedir. Sonuçta intihal varlığına karar verecek olan bilgisayar değil, editördür. Editör, bir yandan okuyucusuna güvenilir ve geçerli bilgi aktarmak için çalışırken, bir yandan da suistimal niyeti görmediği yazarların gelişimine katkıda bulunmak için gerekli ikazları yapmalı, basit cümle benzerlikleri nedeniyle, makalenin bilimsel içeriği ve sunduğu orijinal verilerin değerini görmezden gelmemelidir. Editör, akşam vicdanı ile başbaşa kaldığında kabul ettiği makaleler için de, reddettiği makaleler için de huzurlu olabildiğinde görevini eksiksiz yapmış olacaktır. Kaynaklar: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 50 Shafer SL. You will be caught. Anesthesia & Analgesia 2011;112:491-3. Ozturk L. Plagiarism Bros. CTRL-C and CTRL-V are Under Surveillance. Balkan Med J 2011;28:351. Wager E. How should editors respond to plagiarism? COPE discussion paper. COPE 2011 http://www. publicationethics.org/files/COPE_plagiarism_disc%20doc_26%20 Apr% 2011. pdf (erişim Ekim 24, 2011). Onat A, Dursunoğlu D, Kahraman G ve ark: Türk erişkinlerinde ölüm ve koroner olaylar: TEKHARF çalışması kohortunun 5-yıllık takibi. Türk Kardiyol Dern Arş 1996; 24: 8-15. Keleş I, Onat A, Sansoy V, ve ark: TEKHARF 1997/98 taraması yeni kohortunda risk faktörleri ve kalp hastalıkları prevalansı. Türk Kardiyol Dern Arş 1999; 27: 104-9. Onat A, Yazıcı M, Sarı İ ve ark: TEKHARF 2003 yılı tarama takibi: ölüm ve koroner olaylara ilişkin sonuçlar şehirlilerde mortalitenin azaldığına işaret. Türk Kardiyol Dern Arş 2003; 31:762-9. SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 SÜRELİ YAYIN YAZARI VE OKURU NE İSTER? Yeşim GÖKÇE KUTSAL, Dilek ASLAN, Sercan ÖZYURT, Orhan YILMAZ Giriş Uygarlığın ve çağdaşlığın gereği; bilimsel düşünceyi ve bunun değerini anlamaya çalışmaktır. İnsanlığın ortak hazinesi sayılan bilim herkese açıktır ve her yeni buluş ve her bilimsel kuram da geliştirilmeye açık olmalıdır. İyi bir bilimsel deneyim; sorunun tanımlanması, bir hipotezin geliştirilmesi, deneyin gerçekleştirilmesi, verilerin elde edilmesi, sonuçlar ve bunların onaylanması sürecinden oluşan ardışık ve aslında basit kurgusu olan bir metodolojiyi izler. Bu süreç, özellikle de doğruluğun kontrol edilmesi aşaması, sonucun güvenilir olmasını sağlar. Böylesi çabalarla gerçekleştirilen araştırmaların sonuçlarının ve bilimsel birikimlerin de hekimlerce paylaşılmasının akademik ve mesleki gelişime, hastalara verilen hizmete ve toplum sağlığına katkısı yadsınamaz (1). Bilimsel iletişimin temel taşları olan bilimsel dergiler bilim insanları ve kimi zaman da toplumsal düzeyde iletişim kurmada ve bilimin tarihçesine katkı anlamında arşivlenmesinde önemli rol oynamaktadırlar. Bilimsel dergilerde yazılmış olan yazıların da özünde zaten etik kurallar çerçevesinde soru sorma, düşünme, analiz yapma gibi ayrıntılar yer almaktadır. Böyle bir kurgu içerisinde de evrensel bilimin paylaşılmasını sağlayan bilimsel dergilerin temel işlevinin “bilimsel makale yazarının kendisini en etkin bir biçimde ifade etmesine yardımcı olmak ve bilimi anlaşılabilir bir şekilde yayınlamak” olduğu düşünülebilir. Bilimsel dergilerde yayınlanan yazıların birden fazla bileşen tarafından “kabul” görmesi yapılan çalışmaların birey, hasta ve daha geniş bir bakış açısıyla toplum için anlamını ve değerini artırır. Bu noktada en önemli iki bileşen ise; bilimsel yazıları üreten yazarlar ve bu yazıları okuyan okuyuculardır. Bu yazı kapsamında kimi zaman birbirlerinin yerine de geçen bu iki gruba ilişkin başlıca ayrıntılar tanımlanmaya çalışılmıştır. Yazarlar Açısından Dergiler ve Bilimsel Makaleler Bilimsel yazı yazmak pek çok yazar tarafından bir “zenaat” olarak nitelendirilebilir, çünkü bilimsel yazı yazma süreci çalışarak, pratik yaparak yani emek vererek geliştirilen yetenek ve bileşenlerden oluşmaktadır. Bilimsel bir yazı yazmak için yeterince enerjiye ve hayal gücüne sahip olmak kimi bireyler tarafından bir şans olarak nitelendirildiği gibi bazıları da bu sürecin öğrenilen bir süreç olduğunu ifade etmektedir. Yazarlar açısından bilimsel makalelerin değerlendirilmesi için bazı temel soruların sorulması gerekmektedir: 9 Bilimsel yazılar hazırlayan yazarlar hangi motivasyonlar ile harekete geçerler? 9 Neden çalışma yaparlar? 9 Neden bu çalışmaları yazıya dönüştürerek yayınlamak isterler? 9 Yazıların gönderileceği dergiyi hangi kriterleri dikkate alarak seçerler? Prof. Dr. Yeşim GÖKÇE KUTSAL, Prof. Dr. Dilek ASLAN, Uzm. Dr.Sercan ÖZYURT, Doç. Dr. Orhan YILMAZ Türk Geriatri Dergisi - www.turkgeriatri.org 51 TÜRK TIP DİZİNİ Bu soruların cevabını arayan araştırmalar incelendiğinde ülkemiz yazarlarının motivasyonları farklılıklar göstermektedir. Akademik çalışmalar ve rutin hekimlik uygulamaları yanında hekimlerin bilimsel dergilerin yayınlanması gibi bir çalışmayı da üstlenmesinin altında farklı nedenler olabilir. Örneğin, bilime olan saygı, derginin bilim alanında niteliği/saygınlığı yüksek olması, güncel bilgilerin diğer bilim insanlarına aktarma arzusu, çalışılan bilim alanında tanınırlığın artması gibi nedenler bu sürecin kimi bileşenleridir. Bütün bu ya da benzeri nedenler bir biçimde bilim insanlarının makale yazmalarını sağlayan önemli motivasyon kaynaklarıdır. Bu noktada kişilerin bilim alanında üretkenliklerini etkileyen bazı durum ve koşulları ortaya koymakta yarar bulunmaktadır. Son yıllarda ülkemizde giderek önem kazanmaya başlamış olan bu kavramı değerlendirmek amacıyla yapılan çalışmalarda sıklıkla yayın ve atıf sayısı göz önüne alınmaktadır. Türkiye’de yayın üretkenliği zaman içerisinde hızla artış göstermiş olmakla birlikte halen gelişmiş ülkelerin düzeyinin oldukça gerisinde kalmaktadır (2). Bu motivasyon kaynağının altında yatan en önemli nedenlerden birisi ise ülkemizde akademik yükseltmelerde temel gerekliliğin yayın sayısı ile paralellik göstermesidir. Henüz uzmanlık eğitiminin başında olan genç hekimler için bile, bilimsel bir araştırmada yer almak için öncelikli sebebin ‘akademik yükselme’ olduğu saptanmıştır. Oldukça yakın oranlarda olmak üzere, ikinci sırada ‘eğitim almak’ bulunmakta olup, akademik ortamda ün sahibi olmak ya da ödül almak ise öncelikli sebepler arasında yer almamaktadır (3). Konuyla ilgili yapılmış araştırmalardan Swan’ın 1999 yılında yayınladığı çalışması yol gösterici olabilir. Çalışmada 2500 kişiye “neden yayın yapıyorsunuz? (motivasyonunuz nedir)”, ve “yazınızı gönderirken dikkat ettiğiniz dergi seçim kriterleriniz nedir?” gibi sorular sorulmuş. Araştırma sonuçlarına göre, bir yazarın yazı yazarak bunu bir dergiye göndermedeki en önemli motivasyonu “kendi meslek grubunu oluşturan kişiler ile iletişim kurma” gereksinimidir. Daha sonra yazarların kariyer elde etme isteği gelmektedir. Prestij sağlama ise yazarların üçüncü motivasyon faktörü olarak raporlanmıştır. Bunlardan daha az olmakla beraber; finansman ve maddi ödüller elde etmek de yazarların yazı yazması için geçerli faktörler olarak işaretlenmişlerdir. Yazıları gönderilme aşamasındaki dergi seçiminde ise, göz önüne alınan ilk faktör “derginin ünü (şöhreti)” olarak bulunmuştur. Daha sonra sırasıyla; çok okunan, çok atıf alan, indekslenen, hakemli dergi olması, hızlı basım, online erişim olanağı, derginin ücretsiz olması gibi faktörler izlemiştir (4). Yukarıdaki bilgilere ek olarak bilimsel üretkenliğin çok sayıda kişisel ve çevresel faktörlerden etkilendiği; bireyin üretkenlik potansiyelinin, kendi kişisel özelliklerinin yanı sıra çalıştığı ortamın özellikleri ve koşuları ile de yakından ilişkili olduğu da kimi yazarlar tarafından vurgulanmaktadır (5). Yaratıcı bilimsel araştırmalar için uygun ortamların karakteristik özellikleri; kurumda araştırma kültürünün yerleşmiş olması, araştırmanın öncelikli olarak odaklanılan bir konu olması, pozitif bir grup ve organizasyon ortamının varlığı, grup üyelerinin süreçlere aktif olarak katılımlarının olması, yatay ve merkezi olmayan bir organizasyon yapısının varlığı, iç ve dış iletişimin etkin ve destekleyici bir şekilde kullanılıyor olması, gerekli/yeterli zamanın, ekipmanın, 52 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 mali desteğin, kaynak ulaşımının sağlanması, grup üyelerinin yaş/kıdem farklılıklarının etkin ve olumlu bir şekilde değerlendirilmesi, motivasyon ve mesleki tatminin sağlanması için kariyer, maaş, ödül vb konularda olumlu çabalar harcanması, iyi yönetilebilen ve yönlendirilebilen çalışanların seçilmiş olması, vizyon sahibi lider ve yöneticilerin varlığı, kalite kontrolünün ve kalite güvencesinin öncelenmesi ve çalışılan kurumun itibarlı olması gibi sıralanmaktadır (6). Sağlık sorunlarının çözümüne yönelik klinik araştırmaları “iyi, güvenilir ve nitelikli” kılan başlıca özellikler; doğru ve bilimsel ilkeler doğrultusunda hareket etmek, yeterli eğitim, bilgi ve beceri ile donanmış olmak, organizasyona önem vermek ve iletişimi sağlamaktır. Akademik ve mesleki yaşamda iletişimin temel taşlarını oluşturan süreli bilimsel yayınlar, araştırmaların sonuçlarının, birikimlerin ve denetimlerin paylaşılmasında en önemli rolü üstlenmekte ve adeta bir forum ortamı yaratmaktadırlar. Bilimsel süreçlerin işlemesi açısından bilim adamlarının yayın yapması ve diğerlerinin bu bilgilere erişebilmesi gereklidir. Bu bilgilerin ve kanıtların günlük uygulamalara yansıması toplumsal düzeyde son derece önemlidir. Ancak bu şekilde kanıta dayalı tıp uygulamalarının yerleşmesi mümkündür. Bilimsel dergiler bu temel amaca hizmet etmekte; hem aynı dalda çalışan hem de farklı dallarda hizmet veren bireyler arasında iletişimi sağlamaktadır. Günümüzde internet ağının gelişmesi sonucu çok yakın bir gelecekte dergilerin online olarak yayınlaması gündeme gelebilir. Bu şekilde çeşitli görsel, işitsel, interaktif öğrenme gereçleri gibi farklı araçların da etkin olarak paylaşılabilir hale gelmesi söz konusudur. Bu gelişmelere paralel olarak günümüzde pek çok dergi başvuruları elektronik ortamda kabul etmektedir. Teknolojinin gelişmesi ile beraber yazarların okuduğu dergiden beklentileri de değişiklikler göstermektedir. Son 15 yıl içinde internetin günlük yaşamın rutin bir parçası haline gelmesi ile online erişim, ücretsiz erişim, yazı gönderme ve değerlendirme süreçlerinin derginin web sayfaları üzerinden online yapılabilmesi, gibi ihtiyaçlar artık yazarların dergi seçim kriterlerine girmiştir. Yazarların ihtiyaçlarının zaman ve teknoloji ile ne kadar hızlı değiştiğini anlamak için 2003 yılında yapılan başka bir çalışmada ise elektronik yayıncılık ile ilgili görüşler araştırılmış. Bu çalışmada yazarların online yayıncılığa bakışı sorulmuş ve aslında yazarlar için halen basılı derginin daha önemli olduğu fark edilmiş. Online yayınlanmanın sürati yazarları o kadar da etkilemiş görünmektedir. Asıl önemli olan hakemli dergi olmaktır. Online derginin en cazip tarafı ise kaynaklar bölümünde yer alan atıfların yayınlandığı dergilere linkler verilmesi olarak raporlanmıştır (7). Benzer sonuçlar bu çalışmadan üç yıl sonra 2006 da yapılan araştırmada da değişmemiştir. Çalışmanın sonuç bölümünde özetle yazarların davranışlarının oldukça konservatif olduğu vurgulanmakta, açık online erişimin yazar gereksinim ve beklentilerini kısa ve orta vadede değiştirmesini beklenmemesini vurgulanmaktadır (8). Deneyimli 5500 araştırmacı yazara 2006 yılında “yazınızı hangi dergiye gönderiyorsunuz, dergiden ne bekliyorsunuz?” soruları tekrar sorulduğunda yanıtlar bir önceki araştırma ile paralellik göstermiştir. Dergi seçiminde ilk kriter yine “derginin şöhreti” olmuştur. Daha sonra sırasıyla; okuyucu kitlesi, etki değeri (impact factor), basım hızı, editörler kurulunun saygınlığı, “online” yazı değerlendirme sisteminin varlığı da bu bağlamda listede yer almıştır (9). 53 TÜRK TIP DİZİNİ Bu konuda Türkiye’de 2008 yılında araştırmacı hekimlere yönelik olarak yapılmış bir başka çalışmaya göre de; ülkemizde yazarların yazı hazırlamadaki en büyük motivasyonlarının “yazı yazmayı öğrenmek” olduğu belirtilmiştir. Derginin İngilizce kadar ana dilde de yayınlanmasının bir gereksinim olduğu saptanmış ve ilginç olarak yazısı red edilen yazarların üçte birinin yazıyı değiştirmeden, kalan kısmının ise yazıyı değiştirerek başka bir dergiye gönderdiği bildirilmiştir (10). Bilimsel dergilerin yazarlar açısından belirtilmesi gereken bir başka konu da yazarların yazdıkları yazılar kapsamında aslında kendilerini de ifade edebildiklerine dair bilgilerdir (11). Okurlar Açısından Dergiler ve Bilimsel Makaleler Bilimsel makale yazarlarına önerilerde süreli yayın okuru açısından önemli olan noktaların göz önüne alınması önemlidir: öncelikle okuyucunun dikkatini çekmek için sorunun temel nedeni vurgulanmalı, okuyucuya rehber olması açısından konuya ilişkin uygun bibliyografi incelenmeli, yine okuyucu açısından problemin ne olduğunun ve nasıl çözümlendiğinin anlaşılması için uygun metodoloji seçilmeli, araştırmanın temel sonuçları vurgulanmalı, sonuçlar doğrultusunda çıkarımlar tanımlanmalıdır. Okuyucunun araştırmadan eldelenen sonuçlar ile ilgili beklenti düzeyi yüksek tutulmalıdır (12). Ulusal süreli yayınların okur görüşlerinin irdelendiği bir çalışmada; dikkat çeken noktaların başında; katılımcıların %94.3’ünün akademik yükseltme ve atamalarda ulusal süreli yayınların göz önüne alınmasını istemesi gelmektedir. Bu durum; ulusal süreli yayınlarımıza daha fazla özen göstermenin geçerli bir gerekçesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ulusal dergilerin yayın sürecinde aksaklıklar oluşmaktadır ve bunların en önemlisi danışmanlık sisteminin yavaş ilerlemesidir. Bilimsel literatürün danışmanlar olmadan daha iyi işlediğini ifade eden otörler de mevcuttur ve bu yol ile bilgilerin ve düşüncelerin gecikme olmadan ilerleyeceğini ve paylaşılacağını savunmaktadırlar, fakat bu çalışmadan çıkan sonuçlar da, günümüzde hemen tüm dergilerde uygulanmakta ve geçerliliği artık tartışılmamakta olan; danışmanlık sisteminin süreli yayınlar için vazgeçilmez olduğu düşüncesini desteklemektedir. Geçerliliği kabul edilmekle birlikte; danışmanlık sistemine yönelik eleştiriler bulunmaktadır Danışman seçiminde unvan ve editöre/yayın kuruluna yakınlıktan daha farklı kriterlerin de göz önünde bulundurulması gerektiği görüşü hakimdir. Danışmanlar, konunun uzmanı olan, halen aktif olarak araştırmalar yapan ve araştırmacıların sorunlarına hakim, zamanlamaya dikkat ve özen gösteren deneyimli kişiler arasından seçilmelidir. Danışmanlara standart bir değerlendirme formu gönderilmesi de hemen herkesin hemfikir olduğu bir konudur. Ulusal süreli yayınlardaki yetersizlikler/eksiklikler incelendiğinde en büyük eksikliğin yayının orjinalliği olduğu görülmektedir. Daha sonraki sırada bilimsel içerik ve metodoloji yetersizliği konuları gelmektedir. Bu eksiklerimizin farkında olmak ve bunlar için çaba göstermek ulusal dergilerimizin kalitesinin yükseltilmesine ve ulusal dergilerimize ilginin artmasına neden olacaktır. Biyoistatistik, etik ve dil danışmanlarının da süreli bir bilimsel yayının kalitesini artırmada önemli faktörler olduğu göz önüne alınmalıdır. Dergilerin bilimsel içeriği yanında fiziksel özelliklerine gösterilen özen de önemli bir kriter olarak vurgulanmaktadır. Bu süreçte yayıncının yanında editörler kurulu üyeleri de birer araştırmacı ve okuyucu olarak katkılarını esirgememelidirler. Göz önüne alınması gereken bir başka konu da okuyuculardan ve genç meslektaşlardan gelen değerli eleştiri ve önerilerdir (13). 54 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 Uluslararası alanda yapılan kimi çalışmalar aslında okurların bilimsel dergilerden ve içeriğinde yer alan yazılardan neler beklediklerine dair çok geniş bir çerçeve çizmektedir. Derginin iş bulma, araştırma raporlarına ulaşılması ve çalışan bulma açısından yararlı olduğu ifade edilerek; en yararlı dergi haber bölümlerinin politika ve iş bulmaya yoğunlaşan alanlar olduğu dikkati çekmiştir. En fazla okunan bölümlerin; haberler ve araştırma özetleri olduğu vurgulanmıştır. Genel olarak okuyucular pratik klinik tekniklerin yer aldığı; “nasıl yapılmalı?” bölümlerine ilgi duyduklarını bildirmişlerdir. Dergide toplantı ve etkinlik duyurularının yanı sıra diğer bilimsel dergilerden özetlerin de yer almasının uygun olduğu ifade edilmiş, ayrıca dergi web sitesinin giderek daha popüler bir özellik kazandığı da vurgulanarak; 1999 yılında %35 olan site ziyaretlerinin 2002 de %57 ye vardığı da ilave edilmiştir (14). Her ne kadar elektronik dergicilik gün geçtikçe yaygınlaşsa da Pederson ve Stockdale tarafından yapılan bir araştırmada bilimsel dergi okurlarının üçte birinden fazlası elektronik dergileri okumadıklarını belirtmişlerdir. Derginin okunmasındaki en önde gelen nedenler arasında dergiye ve içeriğinde yer alan doğru bilgiye hızlı ve kolay ulaşım olmuştur (15). Okurlar tarafından ideal bilimsel derginin tanımlanması amacı ile yapılan bir başka araştırmada katılımcılara kendi bakış açılarından ideal bir derginin yayın sıklığı, yer almasını istedikleri yazı çeşitleri, her bir yazının değerlendirilmesi için kaç danışmanın görev alması gerektiği, danışmanlara ödenecek ücretin kaliteyi etkileyip etkilemeyeceği, toplam değerlendirme süresi, danışmanlara değerlendirme için tanınması gereken süre, ideal bir derginin yazı dili, yer alması gereken indeksler, yazı gönderme şekli, yazarlardan ücret edilip edilmemesi ve renkli resim basımı için ek ücret talebine yönelik sorular yöneltilmiştir. Katılımcıların önemli bir grubu (%60) ideal bir derginin yayın sıklığını ayda bir olarak belirtmiştir. İdeal dergide yer alması istenen yazı çeşitleri olarak; araştırma makalesi, olgu sunumu ve derleme ön planda görülmektedir. İdeal bir dergide gönderilen bilimsel yazıların ortalama 2.6±0.7 danışman tarafından değerlendirilmesi tercih edilmiştir. Değerlendirme süresi olarak toplam süre sekiz hafta ve danışmanlara tanınması gereken süre olarak da bir ay en fazla oranda seçilmiştir (16). Bir Dergiden Beklentiler Şekil açısından beklentiler 1-Dergi (özellikle on line olarak) kolay ulaşılabilir olmalıdır, 2-Başvuru, editorial işlemler, danışman değerlendirme ve yazara geri dönüş süreci hızlı olmalıdır, 3-Formatı özenle hazırlanmalı, kolay okunabilir olmalıdır, 4-Önemli uluslararası ve ulusal dizinlerde yer almış olmalıdır, 5-Künyesinde bildirilen tarihlerde ve düzenli olarak yayınlanmalıdır, 6-Yayın dili İngilizce olan ulusal dergilerde Türkçe özet de bulunmalıdır, 7-Ücretsiz olmalıdır, 8-Geniş bir okuyucu kitlesi olmalıdır, 9-Atıfların yayınlandığı dergilere link verilmelidir. İçerik açısından beklentiler 1-Editör, yayın kurulu ve bilimsel danışmanlar dergide yayınlanan makalelerin doğru ve güvenilir olduğundan emin olunması için dikkatle ve özenle çalışmalıdırlar, 2-Kanıt değeri yüksek olan ve güncel konuları dikkati çekecek şekilde ele alan makalelere yer verilmelidir, 3-Konunun uzmanları tarafından hazırlanan “davetli derlemeler” ile güncel, detaylı ve güvenilir bilgiye ulaşılması sağlanmalıdır, 4-Akıcı, kolay okunabilen ve bilimsel yazın diline uygun makalelere yer 55 TÜRK TIP DİZİNİ verilmelidir, 5-Uluslar arası alanda olduğu kadar, ulusal alanda önemi olan özgün konulara da ağırlık verilmelidir, 6-Derginin ilgi alanına giren konulardaki eğitim etkinliklerine, konunun uzmanlarınca hazırlanmış yeni referans kitapların tanıtımlarına ve incelemelerine yer vermelidir, 7-Bilimsel kurumların veya derneklerin hazırladıkları tanı ve tedavi kılavuzlarına, kongrelerin, sempozyumların konsensus raporlarına yer verilmelidir, 8-Tanı ve tedavi uygulamalarının etik ve hukuki boyutunu ele alan makalelere yer verilmelidir, 9-Uzmanlık alanlarına yönelik özgün bölümlere ayrılabilir, 10-Kaynaklar yeterli, uygun, eksiksiz, güncel ve ulaşılabilir olmalıdır. Son Söz Ciddi ve güvenilir nitelikteki süreli yayınların bilimsel arenada var olabilmeleri için gerekli ön koşullar; okunuluyor olmaları, yazar haklarına ve gizliliğe özen göstermeleri, içerdikleri bilgilerin kullanılıyor ve makalelerine de atıfta bulunuluyor olmasıdır. Okunulurluğunu artırmanın temel koşulu; editörün, yayın kurulu üyelerinin ve yayınevi sorumlularının istekli, hevesli, bilimsel merakı olan, iyimser, gelişmeye ve ilerlemeye açık kişilik özelliklerine sahip olmalarıdır (13). Eğer dergiyi yayınlamayı üstlenen editör ve yardımcıları yaptıkları işten zevk almıyor ve her yeni sayıyı bir öncekinden daha iyi bir düzeye çıkarmayı hedeflemiyorlar ise, yayınevi yetkilileri nitelikli bilimsel süreli yayınların tıp ortamına olası katkılarının bilincinde değil ise; okuyucu kitlesinin ilgisinin de gün geçtikçe azalması ve gerilemesi olasılığı her zaman olacaktır. Kaynaklar: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 56 Gökçe Kutsal Y: Evrensel bilimin paylaşımı. içinde: Yılmaz O (Ed):Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2005, Baskı matbaası.Ankara, 2005, s:3-5. Ak MZ, Gülmez A. Türkiye’nin uluslararası yayın performansının analizi. Akademik İncelemeler 2006;1: 25-43. Özdemir O, Gökçe Kutsal Y.Bilimsel Üretkenliği etkileyen çevresel faktörler. içinde: Yılmaz O (Ed):Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2010, Openajans Ankara, 2010,s: 74-9. Swan A. What Authors Want: the ALPSP research study on the motivations and concerns of contributors to learned journals. Learned Publishing 1999;12(3):170-2. Hemlin S, Allwood CM, Martin BR. Creative Knowledge Environments. Creativ Res J 2008;20: 196-210. Bland C, Ruffin MT.Characteristics of a productive research environment: Literature review.Academic Medicine 1992;67(6): 385-97. Swan A, Brown S. Authors and electronic publishing: what authors want from the new technology. Learned Publishing 2003; 16: 28-33. Ian Rowlands, Dave Nicholas and Paul Huntington. Scholarly communication in the digital environment: what do authors want? Learned Publishing 2004;17: 261-73. Ian Rowlands and Dave Nicholas. The changing scholarly communication landscape: an international survey of senior researchers Learned Publishing 2006; 19: 31-55. Gökçe Kutsal Y., Karahan S. Bilimsel Dergilere ve Makalelere Genç Bakış “Araştırma Görevlisi ve Uzman Hekim Perspektifi”. içinde: Yılmaz O (Ed):Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2008, Openajans Ankara, 2008, s:166-74. Bernhardt SA. The Writer, the Reader, and the Scientific Text Journal of Technical Writing and Communication 1985; 15(2): 163-74. Day RA. How to Write and Publish Scientific Papers http://www.scielo.br/scielo.php?pid=S007402761998000300029&script=sci_arttext&tlng=en%C3%83%C2%AF%C3%82%C2%BF%C3%82%C2% BD%C3%83%C6%92%C3%85%E2%80%9C (Erişim tarihi: 1.12.2011). Gökçe Kutsal Y, Korkmaz N. Ulusal süreli yayınlarımıza eleştirel bakış. içinde: Yılmaz O (Ed):Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2005. Baskı matbaası, Ankara, 2005,s:339-45. Stott JC. What do readers want from their journal? Br Dent J 2003; 194; 311-3. Pederson S, Stockdale R. What Do the Readers Think? A Look at How Scientific Journal Users See the Electronic Environment. Journal of Scholarly Publishing 1999;31 (1): 42-52. Gökçe Kutsal Y, Atalay A, Özçakar L. İdeal bilimsel dergi. içinde: Yılmaz O (Ed):Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2004, TÜBİTAK matbaası, 2004,s:245-9. SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SEÇİLMİŞ SÜRELİ TÜRK VE YABANCI YAYINLARDAKİ MAKALE TÜRLERİ DAĞILIM FARKLILIKLARI Vahit ÖZMEN, Atilla SORAN, Nilüfer GÜLER Bilimsel anlamda herhangi bir derginin atıf dizininde yer alması, güvenilirlik ve ulaşılabilirliği oldukça önemlidir. Bir dergi açısından uluslar arası bir atıf dizininde yeralmak, prestij göstergesidir. Buna ek olarak uluslar arası önemli çalışma sonuçlarının ilk olarak yayınlandığı dergi, o dergiyi araştırmacılar açısından çekici bir yayın haline getirmektedir. Son yıllarda uluslararası atıf dizinlerine giren Türkiye kökenli dergi sayısında artış olduğu gözlenmektedir. Aralık 2009 itibarıyla Web of Science’da (WOS) dizinlenen Türkiye adresli dergi sayısının 73 olduğu ULAKBİM tarafından belirtilmiştir (1). Belirli aralıklarla (haftalık, aylık, üç aylık, vd.) çıkan ve her sayısı birden çok yazarın yazılarından oluşan yayın türü “süreli yayın” olarak adlandırılmaktadır. Bazen “dergi”, “magazin”, “periyodik”, “mecmua”, gibi isimler de “süreli yayın” terimiyle eş anlamlı olarak kullanılmaktadır (2). Bu çalışmada Türkiye’den Genel Cerrahi alanında seçilmiş iki süreli yayın olan Ulusal Cerrahi Dergisi ve Meme Sağlığı Dergisi’nin yurt dışından seçilmiş olan British Journal of Surgery ve Journal of American College of Surgeons (JACS) dergileriyle, yayınlanan makale tipleri yönünden kısa bir karşılaştırılması yapılmıştır. Türkiye’den seçilen dergilerin 2010-2011 yıllarını kapsayan son bir yılda yayınlanmış olan sayıları değerlendirme kapsamına alınırken yurt dışı dergilerden JACS’in son 12 aylık, BJS için ise rastgele seçilen son yıl içerisinde yayınlanmış iki sayısındaki makaleler değerlendirmeye alınmıştır (Tablo1). Burada amaç, farklılıkların genel hatları ile ortaya konulması ve etki faktörü yüksek olan yabancı dergiler ile uluslararası indekslere girmeyen yerli dergiler arasındaki farklılıkların ortaya konmasıdır. Her iki grup dergide de genel olarak editoryal yazılar, orijinal makaleler, derlemeler, editöre mektuplar ve cerrahi tekniği içeren makaleler benzer bir şekilde verilmektedir. Orijinal makalelerdeki en önemli farklılık, yurtdışı dergilerin ağırlıklı olarak ulusal veya lokal veri tabanlarına kayıtlı hastaların belirli amaçlar doğrultusunda taranması ve saptanan olgularda çalışmanın yapılmasıydı. Burada, hazır ve önceden çeşitli nedenlerle kayıt altına alınmış olguların değerlendirilmesi yapılmaktaydı. Ülkemizde bu tür veri tabanları göreceli olarak çok az olduğundan, benzeri yayınların yapılması son derece zor olmaktadır. Türkiye’den yayınlanmış yazılarda prospektif çalışmaların azlığı, veri tabanlarının ve meta-analizlerin olmaması, devam eden çalışmaların erken sonuçlarının verilmemesi, devam eden medikal eğitim (CME) ile ilgili yazıların olmaması, anket ve etikle ilgili makalelerin azlığı, kalite değerlendirilmesi ile ilgili makalelerin yokluğu ve reklam ve düzenlenecek kongrelerle ilgili bildirimlerin azlığı dikkati çekmiştir. Yabancı dergilerde kongrelerden seçilmiş çalışmaların yayınlanmış halinin, sunum sonrasındaki soru ve cevaplarla birlikte verilmesi önemli bir farklılık oluşturmaktaydı. Prof. Dr. Vahit ÖZMEN - Editör, Meme Sağlığı Dergisi Prof. Dr. Atilla SORAN - Yardımcı Editör, Meme Sağlığı Dergisi Prof. Dr. Nilüfer GÜLER - Yardımcı Editör, Meme Sağlığı Dergisi 57 TÜRK TIP DİZİNİ JACS’ den yayınlanan makalelerin büyük bir kısmı, ulusal ya da bölgesel kayıt sistemlerindeki veriler kullanılarak yazılmıştı. Bu kayıt sistemleri Tablo 2’de görülmektedir. Ülkemizdeki dergi yayıncılığındaki sorunlar başlıca 4 başlıkta toplanabilir: • Ülkemizde öğretim üyeliği atamalarında puan barajının aşılmasında Science Citation Index (SCI) ve Index Medicus (IM)’a giren dergilerde yayınlanmış olan makale şartı aranmaktadır. Türkiye’de bu indekslere girebilen dergi sayısı çok azdır. Bu nedenle de önemli araştırma makalelerinin Türkçe dergiler yerine indekslere giren dergilere gönderilmesi, yayın göçü artmıştır. Makaleler öncelikle yabancı dergilere gönderilmekte, bu dergiler tarafından kabul edilmediği zaman Türkçe dergilere gönderilmektedir. Atama kriterleri Türkiye’den yapılan yabancı yayın sayısını çok arttırmakla birlikte, Türkçe yayınlanan dergilerin değerinin azalmasına neden olmuş ve Türkçe’nin bilim dili olmasına zarar vermiştir (3,4). • Ülkemizde, daha önce de belirtildiği gibi toplum tabanlı kayıt sistemlerinin yetersizliği dışında, prospektif çalışma planlama ve yapmada da ciddi zorluklar mevcuttur. Bunlar ekonomik sorunlar, etik kurallar ve toplumun sağlık araştırmaları konusunda yanlış bilgilendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu koşullarda en kolay ve sorunsuz yapılabilen yayınlar olgu sunumları ve derlemeler olmaktadır (Tablo 1). • Dergilere ulaşmakta zorluklar mevcuttur. Pek çok dergi bölgesel olarak dağıtılmaktadır. • Ülkemizde çok merkezli çalışmaların yürütülmesi ve işbirliğinde sorunlar mevcuttur. Tablo 1. Örneklenmiş, limitli yerli ve yabancı dergilerin yayın dağılımının karşılaştırılması Yayın tipi/ Dağılımı YERLİ YAYINLAR (n=97) Dağılım % YABANCI YAYINLAR (n=234) Dağılım % Retrospektif 35 27 Olgu Sunumu 32 - Derleme 19 7 Prospektif 5 11 Retrospektif Çokmerkezli 3 4 Prospektif Veri Retrospektif Analiz - 6 Randomize - 4 Deneysel - 7 Veri Tabanı Kaynaklı - 26 Metaanaliz - 2 Anket - 3 Cerrahi Tarihi 2 1 Bilimsel Toplantı Notları 2 - Online Analiz 1 - Kongre Sunumu 1 - Eğitim/Kılavuz - 2 58 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 Tablo 2. Ulusal ya da bölgesel hasta kayıt sistemleri Agency for Healthcare Research and Quality American College of Surgeons - National Surgical Quality Improvement Program (ACS-NSQIP) National Inpatient Sample from the Healthcare Cost and Utilization Project Agency for Healthcare Research and Quality (AHRQ) National Centers for Medicare and Medicaid Data National Inpatient Sample (NIS) ACS-Case Log Systems Michigan Surgical Quality Collaborative Database Quebec Trauma Registry National Trauma Databank National Cancer Database Survailance Epidemiology and End Result (SEER) Cancer Registry İncelenen yerli dergilerde bulunmayan unsurlar: • Prospektif / randomize çalışmalar son derece azdır. • Kongre ve çalışma anonsları göreceli olarak çok azdır. • Ulusal veri analiz ve kayıt sistemleri bulunmamaktadır. • Devam etmekte olan çalışmaların ön sonuçları verilmemektedir. • Metaanalizlerin sayısı son derece azdır. • Anket, etik ya da cerrahinin tarihçesi ile ilgili yazılar kısıtlıdır. • Kılavuz ve öneriler oluşturmaya yarayacak çalışmalar bulunmamaktadır. • Makale tartışmaları ve uzman görüşü ile ilgili makaleler azdır. Öneriler: • Atama kriterlerinde Türkçe yayınların puanlamasına yeni bir düzenleme getirilmesi , • Toplum tabanlı kayıt sistemlerinin teşvik edilmesi, • Prospektif çalışma yapabilmek için parasal kaynak yaratılması ve etik kuralların çalışmaları teşvik edecek şekilde yeniden gözden geçirilmesi, • Toplumun sağlık araştırmalarının önemi konusunda doğru bilgilendirilmesi. Kaynaklar: 1. 2. 3. 4. Al U, Soydal İ. Atıf Dizinlerindeki Türkiye Adresli Dergiler Üzerine Bir Değerlendirme. Bilgi Dünyası, 2011; 12 (1): 13-29. Tonta Y, Al U. Türkiye’nin Bilimsel Yayın Haritası: Türkiye’de Dergi Yayıncılığı Üzerine Bibliyometrik Bir Araştırma. Ankara. 2007. Binici K. Tıp ve Sağlık Bilimleri Alanında Türkiye’de Yayınlanan Akademik Süreli Yayınlarda Niteliği Etkileyen Nedenler ve Kaliteyi Yükseltme. Yüksek Lisans Tezi. Ankara, 2010. Alemdar, K. Akademik Süreli Yayıncılık Üzerine. içinde Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2007 ed Yılmaz O: s.13-16. Openajans Ankara. 2007. 59 TÜRK TIP DİZİNİ BİLİMSEL YAŞAM VE ETİK O. Nuri ÖZGİRGİN Etik bir yaşam biçimidir. Bırakın meslek ilkelerimizi ve akademik görevlerimizi günlük yaşamın da aslında bir parçasıdır. Ancak özellikle tıp mesleği ve eğitim görevlerimizde, bu süreçte yapmış olduğumuz tüm etkinliklerde sorumluluk almalıyız. Etik değerleri benimseyerek bunlara uymak bizi, mesleğimizi, akademik çalışmalarımızı yargılayan ve yönlendiren güçlere karşı daha güçlü kılacaktır. Bilimsel aktiviteler akademik yaşamın ta kendisidir. Bilimi üretebilmek ve yayabilmek için araştırma yapmak gerekir. Araştırma etiği temel ilkemiz olmalıdır. Araştırma projelerinin oluşturulması sırasında özgün olmak, araştırma yöntemini doğru ilkeler ile oluşturmak, materyal insan ise insan sağlığına zarar verecek yaşamı olumsuz etkileyecek yöntemlerden kaçınmak, materyal hayvan ise hayvan haklarına özen göstermek, hayvanın acı çekmesine fırsat vermeyecek yöntemleri oluşturmak ilke olmalıdır. Araştırma sürecinde nitelik ve nicelik kavramlarına dürüstçe sahip çıkmak araştırma sonuçlarını saptırmadan yayınlamak ve özümsemek bireysel ve akademik sorumluluğumuzdur. Bilimsel Kuruluşların, Üniversitelerin bünyesinde oluşturulan etik kurullar bu sürecin takipçisi olmaktadır. Bunun ötesinde bilimsel dergilerin uluslararası indekslerce kabulü sırasında olmaz ise olmaz kurallardan birisi de yayın için kabul edilmiş yayınların gereç yöntem kısımlarında etik kurulların kabul bilgilerinin var olma zorunluluğudur. Bilimsel toplantılar akademik yaşamın bir parçasıdır. Ancak özellikle son 20 yılda yalnızca ülkemizde değil tüm dünyada bilimsel toplantılar bir sektör olmuştur. Toplantı ekonomisi önemli değerlere ulaşırken, firma sponsorlukları bu sürecin kaçınılmaz bir parçası olmuştur. Gerek yapılan araştırmaların sunumu, gerekse kişisel deneyimlerin aktarılması sırasında ortaya çıkan sonuçlar bazen bir profesyonel kuruluş için çıkar vesilesi olabilmekte ve bu gelişme akademik insan ile profesyonel kuruluş arasında bir cins maddi çıkar ilişkisi doğurabilmektedir. Etik çizgisi bu çıkar ilişkisini ayrıştırma sürecinde yol göstericidir. Irk, kültür, toplumsal kabuller ve bu çizginin yerini kısmen değiştirebilmektedir. Ülkemizde resmi makamlarca bilimsel toplantılara katılım sponsorluğuna olumlu bakılmaktadır. Bu yaşamın bir parçası olmuştur çünkü toplantı organizasyonlarının maliyetlerini arttıran birçok faktör vardır. Bu aktivitelere katılma arzusu ve zorunluğunda olan bilim insanlarının veya öğrenme arzusunda olan genç nesli zorlamaktadır. Ayrıca yukarıda da ifade ettiğim gibi bilimsel sunumların her hangi bir profesyonel kuruluşun çıkarına olabilecek sonuçlar doğurması (ürünün desteklenmesi, cihazın desteklenmesi) kafalarda çıkar ilişkisi kaygısı yaratacaktır. Artık Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan bilimsel organizasyonların program kitapçıklarında, bilimsel program detayları geçmeden kişi bazında çıkar ilişkisinin yokluğu veya varlığı yazılı biçimde vurgulanmaktadır. Prof. Dr. O. Nuri ÖZGİRGİN Türk KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Etik ve Onur Kurulu - Başkan The Journal of International Advanced Otology - Editor in Chief 60 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 Türk KBB topluluğu Ulusal Dernek marifeti ile alanında etik değerlerin belirlenmesinde öncü kuruluşlardan birisi olup, son iki sene içinde Etik ve Onur Kurulunu oluşturmuştur. Etik Kurul’un ilk çalışma konusu bilimsel toplantılarımızın içeriğini ve yüksek kalitesini koruyabilmek, toplantı sponsorluklarını saydamlaştırarak camiamızın hak etmediği şekilde zan altında kalmasına fırsat vermemek oldu. Bu süreçte birçok meslek kuruluşunun temsilcileri ile toplantılar yaparak bazı kriterler oluşturdu ve Ulusal KBB Derneğine uygulanmak üzere sundu. Ulusal Dernek bu süreci benimsemekle kalmayıp ilgili alanda faaliyet gösteren diğer Derneklerin de uygulaması için teşvik sürecini başlattı. Daralan ve daraltılan ekonomi içinde zaten bilimsel toplantıların geleceği ve niteliği tartışılırken sivil toplum kuruluşu olarak topluluğumuzun bu sürece sahip çıkması zaten gerekmekte idi. Bu uygulamanın örnek olmasını dilemekteyiz. Yayın etiği ise çok daha farklı ve önemli kavramdır. Akademik yükseltmeler adayın yapmış olduğu yayın sayısı ve kalitesi ile ölçütlendirilmektedir. Yayın kalitesinin ölçütü ise öncelikle bilimsel çalışmaların yayınlanmış olduğu derginin yayın kurulu ve editörlerince belirlenmektedir. Bunun akademik yaşama yansıması ise araştırmaların yayınlandığı dergilerin etki faktörü dikkate alınarak yorumlanmaktadır. Yayın etiği daima Dergi Editörlerinin önceliği olmuştur. Bu konu diğer Uluslararası Dergi editörlerince de zaman zaman dile getirilmektedir. Etik konuların takipçisi olan ICMJE ve COPE gibi kuruluşların varlığı her zaman bu konuda bir güvence oluşturmaktadır. Plajiarizm, fabrikasyon, yanıltmacılık, duplikasyon veya aşırmacılık dergi editörlerinin odak noktasıdır. Özellikle ülkemizde yasa ve yönetmeliklerce tanımlanmış olan akademik yükseltmeler diğer ülkelere göre daha geniş kitlelere bundan yararlanma fırsatı verirken doğal olarak da bunun gereği olarak bilimsel araştırma sayısı ve bunun yayına dönüşme oranı diğer ülkelere kıyasla göreceli artmış gözükmektedir. Ülkemizde etki faktörünün yüksek olan ve uluslararası indekslere kayıtlı olan dergi sayısının kısıtlı olması nedeni ile bu çalışmalar değerlendirilmek üzere yabancı dergilere gönderilmektedir. Yabancı dergi editörlerinden ise zaman zaman Türkiye’den bu kadar çok çalışma çıkmış olmasına mesafeli yaklaştıkları ve bunun kafalarda soru işareti uyandırdığı yönünde serzenişler ulaşmaktadır. Etik kuramlar çerçevesinde branş derneklerinin ve de TUBİTAK ULAKBİM Türk Tıp Dizini Komitesinin öncülüğü doğrultusunda bu konuda gereken farkındalığın yaratılarak yabancı dergi editörleri nezdinde oluşan bu yanlış algının giderilmesi, buna karşılık bu algıya gerçekten neden olabilecek yukarıda sayılan etik olmayan girişimlerin de engellenmesi hepimizin sorumluluğudur. Türk KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Etik ve Onur Kurulu olarak uzlaşma oluşturmak amacıyla TUBİTAK ULAKBİM Türk Tıp Dizini Komitesi önderliğinde tüm dergi editör ve yardımcılarının katıldığı bir çalıştay düzenlenmesinin ve bu çalıştayın sözünü etmiş olduğum kaygıları giderecek bir milat oluşturmasını dilemekteyiz. Kaynak: 1. Türk KBB ve BBC Derneği Etik El Kitabı 2011. 61 TÜRK TIP DİZİNİ YAŞAM BİLİMLERİNDE ARAŞTIRMA VE YAYIN ETİĞİ Okan ÜRKER*, Nesrin ÇOBANOĞLU** Bilim-Etik İlişkisi Bilim; insanların kendilerini ve çevrelerindeki diğer varlıkları anlamak ve bu varlıkların birbirleri ile ilişki ve etkileşmelerini inceleyip, oluşan olayları açıklayabilmek için uyguladıkları yöntem ve etkinlikler ile ilk çağlardan günümüze kadar elde edip biriktirerek yeni kuşaklara aktardıkları bilgilerin tümü olarak tanımlanabilir (1). Kısaca bilim, doğru düşünme ve sistematik olarak bilgi edinme sürecidir. Bilimin amacı, evrende doğru bilgiyi yanlış bilgiden ayırarak onu sistematik şekilde insan ve insanlık yararını gözeterek değerlendirmektir. Böylece bilim düşüncede, toplumda ve dünyada düzen yaratarak kişiden kişiye değişebilen yargı ve tercihler yerine tarafsız ve sağlıklı ölçütler getirir. Bilim özünde gerçeği bulmaya ve olgusal dünyayı açıklamaya yönelik bir arayıştır. Bilim yanılmaz dogmalar içeren bir öğreti değildir; tutarlılık ölçütüne bağlı bir sınama-yanılsama ve yanılgıyı ayıklama sürecidir (2). Bilim bir inanç dizgesi olmadığı gibi, sanat gibi kendiliğinden gerçekleşen bir yaratıcılık da değildir. Bilim aynı zamanda birikimseldir. “Bilimsel düşünce” bilim çerçevesinde düşünerek yeni fikirler üretmektir. Bilimsel düşünmek “analitik düşünmek” demektir (1). Olayları neden-sonuç çerçevesi içinde tarafsız bir şekilde analiz eden ve doğru sonuca ulaşabilen bir kişinin analitik düşünebildiği söylenebilir. “Etik”, insanlar arasındaki ilişkilerin temelinde yer alan değerleri, ahlaki bakımdan iyi ya da kötü; doğru ya da yanlış olanın niteliğini ve temellerini araştıran felsefe dalı olarak tanımlanmaktadır. Yunanca ethos (töre, gelenek, alışkanlık) sözcüğünden türetilmiştir. Belirli ahlak değerlerinden ya da ilkelerinden oluşan sistemler veya kuramlar için de bu terim kullanılır (3). Etik bir çalışma faaliyetinde bulunan insanların ahlak ilkelerini, davranış biçimlerini, görevlerini ve zorunluluklarını belirleyen kurallar zinciri olarak tanımlanabilir (4). Etik, yasalardan farklı olarak, çoğunlukla yazılı ve kesin koşullar içermez. Zamana, değişen koşullara, toplumsal gereksinim ve bilimsel gelişmelere bağlı olarak değişimler gösterebilir. Ancak temelindeki “iyilik etme”, “kötülük etmeme”, “adil davranma” gibi ana belirleyiciler değişmez. Bilimsel düşünce, bilimin genel kurallarına uymanın yanı sıra problemlerin çözümüne yönelirken mutlak doğru sonucu elde etme ve uygulamaya koymada “etik” olmak zorundadır (5). Bunun yanında, etik ve ahlak arasında yakın bir ilişki bulunmakla birlikte kavramların karıştırılmaması gerekmektedir. Etik, ahlakı da içeren daha geniş bir alanı ifade eder. Etik, ahlaki tutumların ardında yatan yargıları ele alarak, insanın bütün davranış ve eylemlerinin temelini araştırır (6). Etik, ahlak ve toplumca *Okan ÜRKER, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Çevre Bilimleri Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi **Prof. Dr. Nesrin ÇOBANOĞLU, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Etiği ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Başkanı 62 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 belirlenen ahlaki ilkelerin niteliğini sorgulayan felsefedir. Bu çerçevede, bilim alanında bilim etiği veya bilim ahlakı kuralları söz konusudur (7). Etik temellere dayanmayan bir bilimsel çalışma bilimin kurallarına tam olarak uysa bile elde edilen sonuç geçersiz olacaktır (8). Bilimsel Araştırma Bilim insanının bilimsel yöntemleri kullanarak belli bir sorunun çözümüne yanıt arama sürecidir. Bu süreç problemin tanımlanması ve çözüme yönelik yöntemlerin uygulanmasını kapsar. Çözüme yönelik yöntemler veri toplamadan verilerin değerlendirilmesi ve yorumlanmasına kadar uzanan geniş bir alanda incelenebilir. Bilimsel araştırma sonuçlarının başka bilimcilerle paylaşılabilmesi, eleştirilebilmesi ve bunlardan yararlanabilmesi için yayınlanması gerekir. Bilimsel araştırma sonuçlarının yayına dönüşmesi noktasında “yayın etiği” devreye girer. Bilimsel yayın bilimsel araştırma sürecinin net ve kullanılabilir sonucu olduğuna göre bilimsel araştırmadan soyutlanması pek doğru bir yaklaşım değildir ve etik kurallar söz konusu olduğunda bir bütün olarak ele alınması gerekir. Bilimsel araştırma sürecinde etik ihlaller yapılmışsa yayın sürecinde etik ihlal olmaması, sonucu geçerli kılamayacağı gibi, düzgün işleyen bir araştırma sürecinin etik ihlaller olan bir yayın süreci ile noktalanması da aynı şekilde değerlendirilir (5). Bilimsel araştırmalar ve onların doğal sonuçları olan bilimsel yayınlar üzerinde son yıllarda çok önemli etik sorunlar belirmiş ve toplumun her kesiminin ilgisini üzerinde toplamıştır (9). Akademik yaşamda ilerleme için araştırma ve bilimsel yayın zorunluluklarının getirilmesi bu yayınların doğruluk düzeylerinin de saptanması problemini doğurmuştur. Bilimsel bir yayının ve onun dayanağı olan araştırmanın doğruluk düzeyi sadece dergi editörlerini, akademik yöneticileri ve bilimsel okuyucuları değil tüm toplumu ilgilendirmektedir (10). Bilimsel yanıltmanın genelde 2 biçimi olduğu bilinmektedir. “Özensiz araştırma” veya “disiplinsiz araştırma” adı verilen, aslında kötü niyetli olmayan ancak bilimsel metodolojiye uymayarak yanlış sonuçlara ulaşan araştırmacılar tanımlanmaktadır. Bilerek yapılan yanıltıcı yayınlar için ise “bilimsel sahtekârlık”, “bilimsel yalancılık” veya “bilimsel saptırma” gibi başlıklar kullanılmaktadır. Ancak her iki durumda da bilim çevreleri ve toplum yanıltılmakta, zarar görmektedir (9). Bilimsel Yayinlarda Yanıltma Biçimleri-Yayın Etiği Sorunları Yoğun olarak karşılaştığımız bilimsel yanıltma biçimlerini Ruacan (2003) aşağıdaki gibi gruplandırmaktadır; I. Yazarlık Hakkı Sorunları: Bilimsel bir yayında yazarlık hakkı olmayanların isimlerinin yazar olarak gösterilmesi, hakkı olanların yazarlar listesine alınmaması gibi durumlara sıklıkla rastlanmaktadır. Genelde bir bilimsel yayında, yazar listesinin neresinde olursa olsun, tüm yazarlar çalışmanın tümünden sorumludurlar. II. Korsanlık (Plajerizm): Daha önce yayınlanmış bir yayının tümünü veya bir kısmını kaynak göstermeden alarak kendi yayını gibi yeniden yayınlamak olan bu yanıltma biçimi en ciddi bilimsel etik saptırmalarından birisini oluşturmaktadır. III. Uydurmacılık (Fabrikasyon): En ciddi bilimsel yanıltma türlerinden birisi olan uydurmacılık gerçekte olmayan verileri ve sonuçları yayınlamak olarak tanımlanabilir. Kişileri yalan ve uyduruk yayınlar yapmaya zorlayan koşulların kısmen akademik ortamdaki “yayın yapma baskısı” olduğu açıktır. 63 TÜRK TIP DİZİNİ IV. Çoklu Yayın (Duplikasyon): Aynı verilerin ve sonuçların birden fazla yayında verilmesi anlamına gelen bu yanıltma türü basit gibi görünse de gerçekte ciddi boyutlara ulaşabilen bir uygulamadır. Aynı makaleyi değişik dillerde yayınlamak da bu gruba girmektedir. V. Bölerek Yayınlama (Salamizasyon): Bir önceki yanıltma biçimine benzeyen bu yöntemde yazarlar tek bir çalışmadan çıkan sonuçları yapay olarak bölerek birden fazla yayın çıkarma çabasına girmişlerdir. VI. İnsan-Hayvan Etiğine Saygısızlık: Günümüzde gerek insanlar gerekse de hayvanlar üzerinde yapılacak araştırmalar etik kurulların izni ve denetimine bağlıdır. Artık etik kuruldan onay alındığı belirtilmeden ve bazen bu onayın belgesi sağlanmadan insan veya hayvan üzerinde yapılmış araştırmaların yayınlanması olanağı kalmamıştır. VII. Kaynakların Taraflı Seçilmesi: Araştırmacıların bilerek veya farkında olmayarak yaptıkları hatalardan birisidir. Eğer yazarlar sadece kendi sonuçlarını destekleyen kaynakları gösterip ters yöndeki makaleleri kaynak olarak vermezlerse bu taraflı bir sunuş olur. VIII. Taraflı Yayın (Çıkar Çatışması): Günümüzde bilimsel çalışmalar için çok büyük mali kaynaklara gerek duyulmaktadır. Giderek araştırmaların ticari şirketler tarafından desteklendiği görülmektedir. Böyle bir destekle gerçekleştirilen çalışmaların bilimsel tarafsızlık içinde yürütüldüğü ve sonlandırıldığı, araştırıcılara herhangi bir çıkar sağlanmadığı konusu açıklığa kavuşturulmalıdır (10). Yayın ve araştırma etiğine ilişkin yukarıda sıralanan problemlerden bizi en çok ilgilendiren konu, insan gönencini arttırmak ve yaşamının devamlılığını sağlamak üzere yapılan çeşitli araştırmalar sırasında (sağlık, gıda, enerji, su kullanımı, biyolojik mücadele vb.) yine insan türüne ve diğer tüm yaşamların haklarına yönelik müdahaleleri ve çeşitli ihlalleri konu edinen “insan-hayvan etiğine saygısızlık” başlığı altında yaşam haklarına yapılan müdahalelerin araştırma etiği kapsamında ele alınmasıdır. Artık günümüzde bu maddenin sadece insanlarla veya evcil hayvanlarla sınırlı kalmayıp tüm canlı gruplarını içine alacak şekilde genişletilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Bu noktadan itibaren yaşam bilimlerinde etiğin yerini tartışarak klasik etik sorusunu yaşam bilimleri için nereye kadar, ne kadar ve nasıl müdahale konuları üzerine yoğunlaştırmalıyız. Yaşam Bilimleri-Çevre Etiği-Araştırma Etiği İlişkisi: Geçmişten günümüze türümüzün varlığını sürdürebilmesi amacıyla doğaya çok çeşitli müdahalelerde bulunduk. Bu binlerce yıl önce bir ağacın yakacak olarak kullanılması, bir buğday türünün ekmek olarak tüketilmesini sağlamak için ıslah edilmesi, bir hayvanın işe yarar özelliklerinden ötürü evcilleştirilmesi, bir bitkinin yaralarımızı tedavi etmesinden ötürü yetiştirilmesi iken, günümüzde milyarlarca kişiyi beslemek için genetiği değiştirilmiş organizmalar, hastalıklarımıza çare bulmak için üzerinde deneyler yapılan organizmalar, daha sağlıklı bir ortamda yaşamamızı sağlamaya çalışan biyolojik mücadeleler, çeşitli tüketim isteklerimiz için sınırsızca kullanılan ormanlar-denizler-nehirler-topraklara dönüşmüştür. Yaşam bilimleri terimi günümüzde yaşanan ve artışa geçen çeşitli çevre sorunlarına çözüm bularak, insan neslini olabildiğince sürdürebilmesini garanti altına alma amacıyla özellikle temel bilimlerden köken almış fakat sosyal bilimlerden de (psikoloji, etoloji gibi) destek almış geçmişi yukarıda bahsettiğimiz gibi çok eskilere dayanmasına rağmen nispeten kendini güncellemiş bir bilim dalıdır. Bilimin amacı objektif bir şekilde insanların kendilerini ve çevrelerindeki diğer varlıkları anlamak ve bu varlıkların birbirleri ile ilişki ve etkileşmelerini incelemek iken yaşam bi64 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 limlerinin amacı tamamen insan merkezli bir bakış açısı ile doğayı insan yararına daha fazla nasıl yönlendirebiliriz gibi pek de objektif olmayan bir amacı da içerisinde barındırmaktadır. Genetiği değiştirilmiş organizmalar, bulaşıcı hastalıklara karşı doğaya yapılan müdahaleler, insan yaşamına yönelik yapılan genetik araştırmalar, biyoteknolojik araştırmalar, nükleer araştırmalar, su sistemleri üzerinde yapılan çeşitli uygulamalar, yenilenebilir ve yenilenemez enerji araştırmaları, agronomi-agro teknoloji, madencilik, ormancılık faaliyetleri, biyolojik mücadele araştırmaları, iklim sistemleri üzerine yapılan araştırmalar artık günümüzde yoğun olarak karşımıza çıkan yaşam bilimlerinin konu ve ilgi alanlarını oluşturmaktadır. Örnek vermek gerekirse; yaşam bilimleri bir ormandaki x zararlısı böcek populasyonunun bu etkilerini yok etmek amacıyla, orman içerisinde deneme sahalarında yürütülen kimyasal (x türünü yok edici) ilacın çevreye verdiği etkiden ziyade ilacın başarı oranı üzerine araştırmalarını yoğunlaştırır ya da dünyadaki açlık sorununa karşı çözüm olarak genetiği değiştirilmiş dirençli bir buğday tohumunun dünya üzerindeki her yerde üretimini ve tüketimini teşviki ile ilgilenirken, yine diğer yabanıl türler üzerine oluşacak etki ile ilgilenmez. Başka bir örnek vermemiz gerekirse, günümüzde çok popüler olan yenilenebilir enerji kaynaklarının enerjiye dönüşmesi yaşam bilimlerinin konusu olurken, bu enerjinin üretime dönüşmesi aşamasında ortaya çıkan çevresel tahribatlar konu dışında kalmaktadır. Verilen örneklerden de anlaşılacağı üzere yaşam bilimleri insan gönencini ön planda tutarak çevre tahribatlarına sorun bulmaktan ziyade sorunu daha da derinleştiren boyutlara ulaşmaktadır. Daha önce yazının başında ve ilerleyen bölümlerinde de bahsedildiği üzere başlangıçta bilim ilk ortaya çıktığı anda olayların anlaşılması amacıyla gelişen merak duygusunu tatmin etme süreci idi ve olgular, etkiler, tepkiler her yönüyle ele alınmaktaydı. Bu sebeple bilim etiği ile yaşam bilimlerinde etiğin konularını ve sorularını farklı şekillerde ele almak daha faydalıdır. Çobanoğlu (2009) araştırma etiğini; bilimsel araştırma sürecinde beliren değer sorunlarının çözümünde bilim toplumunun vicdanının temsilcisi olan ilkeler bütünü olarak tanımlar ve dört temel ilke üzerinde durur (11). Zarar vermemek; Araştırma sırasında deneğe verilen zararların önlenmesini konu edinir ve araştırmacıların mutlak bir etik eğitimle donatılması gerekmektedir. Bu ilke genellikle tıbbi çalışmalarda insan deneklerin üzerinde yoğunlaşmasına rağmen, günümüzde tüm yaşam bilimlerinde uygulanması gerekmektedir. Yaşama saygı; Burada sözü edilen içinde insanın da bulunduğu tüm yaşam biçimleridir. Doğal çevrenin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu günümüzde, tüm canlıların yaşamına saygı gösterme zorunluluğumuz bulunmaktadır. İnsan deneklerin kullanımına yönelik öneriler içeren Helsinki Bildirgesi’nde olduğu gibi, 22 Nisan 2010’da Bolivya’da gerçekleştirilen İklim Değişikliği ve Doğa Ana Hakları Dünya Halkları Konferası’nda imzalanan Halkların Anlaşması’nı da tüm yaşam biçimleri için etik bir rehber kabul etmeliyiz. Gizlilik; Bilimsel araştırma sırasında deneğin kişisel mahremiyetinin korunması çok önemlidir. Denekle ilgili her türlü kişisel dökümanın (kimlik, fotoğraf vb.) kullanılması etik dışıdır. Bu maddenin yaşam bilimleri ile ilişkisine örnek vermek gerekirse; nesli tehlike altında olan bir türle ilgili elde edilen bilgilerin araştırmacı tarafından bilimsel dergiler yerine popüler yayınlara ve medyaya verilmesi sonucu türün daha büyük baskılar yaşamasına (avcılık, turizm, rekreasyonel kullanım vb) ve hatta soyunun tükenmesine neden olabilir. Aydınlatılmış onam (rıza); Helsinki Bildirgesi’nde belirtildiği gibi denek adaylarının araştırma öncesinde her türlü bilgiye ulaşmasının sağlanması gerekmektedir. Deneğe araştırmanın 65 TÜRK TIP DİZİNİ herhangi bir aşamasında süreçten ayrılma özgürlüğü bulunduğunun bildirilmesi zorunludur ve onamı yazılı olarak alınmalıdır. Bu madde daha çok insan deneklerle yürütülen araştırmalarda kullanılsa da günümüzde artık tüm yaşam bilimlerinde uygulanmak zorundadır. Buradan hareketle herhangi bir yaşam bilimi konusunda araştırmaya dâhil olacak diğer canlıların (evcil-yabani bitki, hayvan türleri) bireysel onamlarının alınması ihtimali olmadığı göz önüne alınarak konunun uzmanı bilim adamlarının ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturacakları komisyonların gözetiminde bu tarz araştırmalar yürütülmelidir. Araştırmanın herhangi bir aşamasında deneklerin (diğer türler) adına oluşturulacak bu tarz komisyonlar çekilme kararı verebilmelidir. Artık günümüzde yaşam bilimlerinde araştırma etiğinin sınırlarını belirleyip, sorularımızı bu çerçevede oluşturmamız gerekmektedir. Bu sebeple yaşam bilimleri ile ilgili tüm araştırmalarda; • Yaşama ve var olma hakkı; • Saygı duyulma hakkı; • Yaşamsal döngülerini ve süreçlerini insan tarafından bozulmadan devam ettirme ve biyolojik kapasitesini yeniden oluşturma hakkı; • Kendi kimliklerini ve bütünlüklerini ayrı, öz-düzenlemeli ve birbiriyle ilişkili varlıklar olarak sürdürme hakkı; • Yaşam kaynağı olarak su hakkı; • Temiz hava hakkı; • Kapsamlı sağlık hakkı; • Kirlenmeden, zehirli ve radyoaktif atıklardan muaf olma hakkı • Bütünlüğünü ya da yaşamsal ve sağlıklı işleyişini tehdit edecek şekilde genetik yapısındaki bozulma ve değişikliklerden muaf olma hakkı; • Bahsi geçen tüm hakların insan faaliyetleri nedeniyle ihlal edilmesi durumunda bunların gecikmeden ve tam olarak iyileştirilmesi haklarına özenle dikkat edilmesi gerekmektedir (12). Bunların yanı sıra yaşam bilimleri ile ilgili tüm araştırmalarda araştırmacılara, uzmanlık alanları ile ilgili etik egitiminin yanisira (ornegin hekimlere - tıp etiği) çevre etiği eğitimi de verilmelidir. Kaynaklar: 1. 2. Alaçam E, Bilimsel Etkinlik ve Yayım. Tübitak Yayınları, Ankara, 1995, s. 1-4. Yıldırım C, Bilimin Öncüleri. Tübitak Popüler Bilim Kitapları No:9, 10. Basım, Nurol Matbaacılık, Ankara, 1995, s. 3-5, 81. 3. Keleş R, Ertan B, Çevre Hukukuna Giriş, İmge Kitabevi Yayınları, 2002. 4. Bishop C, How to Edit a Scientific Journal, ISI Press, Philadelphia,1984, s.74. 5. Uzbay T, Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık - 2006 Araştırma Etiği, Syf 19-26. 6. Çobanoğlu N, Kuramsal ve Uygulamalı Tığ Etiği, Eflatun Yayınevi, 2009, s.10. 7. Bursalı O, Bilimsel Araştırmada Etik ve Sorunlar. Cumhuriyet Bilim Teknik, Sayı 765: 3, 2002. 8. Türkiye Bilimler Akademisi Bilim Etiği Komitesi. Bilimsel Araştırmada Etik ve Sorunları. Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, Tübitak Matbaası, Ankara, 2002. 9. Kansu E, Bilimsel Yanıltma ve Önlenmesi, Dünyada ve Türkiye’de Bilim, Etik ve Üniversite, Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, 1994. 10. Ruacan Ş, Bilimsel Araştırma ve Yayınlarda Etik İlkeler, içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2003, (ed. Yılmaz O), TÜBİTAK Matbaası Ankara, 2003, s. 47-53. 11. Çobanoğlu N, Kuramsal ve Uygulamalı Tığ Etiği, Eflatun Yayınevi, 2009, s.88-92. 12. Halkların Anlaşması, İklim Değişikliği ve Doğa Ana Hakları Dünya Halkları Konferansı, KoçabambaBolivya, 22 Nisan 2010. 66 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK: SORUNLAR-ÖNERİLER Aytaç YILDIZELİ Son yıllarda dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de “sağlık bilimleri” alanında üretilen “bilimsel dergi” sayısının büyük ivme kazanarak yüksek rakamlara ulaştığı gözlemlenmektedir. Türkiye’de sağlık bilimleri alanında üretilen 300’ün üzerinde dergi bulunmakta ve bınlardan (2009 verilerine göre) 107 dergi Türk Tıp Dizini’nde yer almaktadır.Yine ISI Thompson atıf dizinine giren 75 Türkiye adresli dergiden, 30 tanesi de tıp / sağlık bilimleri alanında yayın yapmaktadır. İngiliz Haber Ajansı Thompson Reuters’ın Ortadoğu ülkelerinin bilim dünyasındaki yerini tespit etmek için yaptığı araştırmada, Türkiye’de 2000 yılında 5000 bilimsel makalenin yayınlandığı ve bu sayının 2009 yılında 22000’e ulaştığı belirtilmiştir. Yine aynı araştırmaya göre, Ortadoğu ülkeleri arasında “klinik tıp” alanında en çok makale üreten ülkelerin Türkiye ve Suudi Arabistan oldukları saptanmıştır. Ayrıca, dünyada tıpla ilgili olarak yazılan makalelerin %2.84’ünün Türkiye adresli olduğu da ortaya çıkmıştır. Türkiye‘de makale sayısının artışında rol oynayan en önemli faktörler şunlardır; a. Genel bütçeden TÜBİTAK aracılığı ile kullandırılmaya başlanan ARGE desteği, b. Üniversite araştırma fonlarının artması, c. Uluslararası ve mesleki kuruluşların verdiği destekler, d. Türk Tıp Dizini Komitesi’nin etkin çalışmaları, e. TÜBİTAK - ULAKBİM veritabanı üretimi, f. Yabancı kaynaklara EKUAL ve ANKOS gibi konsorsiyumlar çerçevesinde üniversite ve hastanelerden ekonomik ve hızlı bir şekilde doğrudan erişimin sağlanması, g. TÜBİTAK-ULAKBİM TO-KAT Toplu Katalog Projesi, h. TÜBİTAK-ULAKBİM TÜBES Türkiye Belge Sağlama ve Ödünç Verme Sistemi Projesinin hayata geçirilmesi. “Bilimsel dergiler” veya diğer adıyla “akademik dergiler”, bilimsel yöntemler kullanılarak yapılan araştırma sonuçlarını bilim toplumunun paylaşımına sunmak amacıyla belli ve düzenli aralıklarla yayınlanan dergilerdir. Bilimsel dergilerin öncelikle hakemli olması, yani danışmanların denetiminden geçmesi ve uluslararası yayın standartları çerçevesinde hatasız ve doğru bir biçimde yayınlanması beklenir. Bilimsel dergilerde, yazımın hatasız ve yazım kalitesinin yüksek olması, tablo ve şekillerin düzgün, istatistiksel bilgilerin doğru, kaynakçadaki bibliyografik bilgilerin eksiksiz olması gerekir. Bilimsel süreli yayıncılıkta kaliteyi etkileyen nitelikli bir editoryal grubun kurulmuş olması çok önemlidir. Bu grup, editörler, yardımcı editörler, danışmanlar, özel işlevli uzmanlar (redaktörler, çevirmenler, dil uzmanları, biyoistatistikçiler gibi) denetmenlerden oluşmalıdır. Derginin Aytaç YILDIZELİ - ÜNAK Başkanı 67 TÜRK TIP DİZİNİ saygınlığını arttıracak bir başarının yakalanması bakımından bu grubun çalışmaları önemli rol oynayacaktır. “Yazım hataları” adı verilen olgunun yalnızca gramer ve imla hatalarından oluştuğu düşünülmemelidir. Metin, şekil ve tablolardaki tüm yanlışlar da aynı kapsamdadırlar. Bir bilimsel derginin saygınlığı, özgün araştırma sayısının yüksek olması ve yazım hatalarının en aza indirgenmesiyle doğru orantılıdır. Bunun için de, editöre çok önemli görevler düşmekte ve editörün yazı denetleme grubunu çok iyi seçmesi, işleri dikkatli ve titiz bir biçimde izlemesi ve belirlenen sürede işi sonlandırması gerekmektedir. Yanlış girilen veriler ve şekillerin yanlış yerlerde konumlanması ya da numaralandırılması gibi küçük görünen hatalar, öngörülen bilgi paylaşımında yanlış izlenim ve anlaşılmalara neden olabilmektedir. Bu yüzden metnin yanısıra, çoğu durumda uluslararası standartların uygulanmasıyla yazılmıış bulunan makale özünün, anahtar sözcüklerin, başlığın, kısım başlıklarının, tabloların ve şekillerin, formüllerin, eklerin, dipnotların ve kaynakçaların da iyice denetlenerek son hallerine getirilmiş olmaları gerekmektedir. 2003 ve 2004 yıllarında yapılan “Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık” toplantılarında yayın ve yazım sorunlarına ilişkin olarak sunduğumuz bildirilerde Türk yayıncılığına ışık tutacak öneriler getirilmişti. Günümüze değin nelerin değiştiğini saptamak için bir durum değerlendirmesi çerçevesinde, 2004 yılından 2011 yılına kadar geçen zamana özgü olmak üzere, Türk Tıp Dizini Komitesi’nin ısrarlı uyarıları, kesin uygulamaları ve bilgi verici seri toplantıları sonucunda gelinebilen durum üzerine bir araştırma yaptık. Değerlendirme işlemleri tamamen bitmiş olan 2009 yılında veri tabanına giren 107 dergi üzerinde yaptığımız incelemeler sonucunda, Türk Tıp Dergiciliği’nde standartlarla ilgili birçok sorunun halledilmesine karşın, asıl önemli olan sorunların devam etmekte olduklarını gözlemledik. Bu bakımdan, Türk tıp süreli yayıncılığında aşağıdaki maddelerde belirtilen bazı sorunların oldukça halledilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Genel olarak baktığımızda ise, şu değişimlere tanık olmaktayız: 1. İncelenen dergilerde saptanan amaçlar doğrultusunda, yayın politikalarının kısmen de olsa saptandığını görüyoruz (%80). Bu politikalar uyarınca, yayınlanan yazıların (araştırma, olgu, vak’a takdimi, derleme gibi türlerden hangisine girdiği) ya içindekiler listesinde, ya da makalelerin başlama sayfasında artık açık olarak verilmektedir. Böylece kullanıcı, derginin içeriği ile ilgili kesin bir bilgi sahibi olmaktadır. 2. Dergilerin pek çoğunda (%80’inde) konu alanlarının sınırları, “yazarlara notlar” gibi kısımlarda açıkça belirtilmiştir. Bu bakımdan da Türk Tıp Dergileri’nde belli bir uzmanlaşmaya gidildiği gözlemlenmektedir. 3. Fiziksel özellikler, yani kâğıt kalitesi, kapak ve sayfa düzenlemesi, renk ayarı, ciltlenme, dergilerde %90 oranında, mükemmel denilebilecek bir düzeye gelmiştir. Bu açıdan ileri kalite düzeylerine ulaşılmıştır. Bu arada, pek çok dergide “acid-free” kâğıt kullanılmaktadır (%50). 4. Bilgiye erişmenin en önemli ögelerinden olan ISSN açısından sorun bulunmamakta ve bir dizine girme şartı olduğu için, tüm dergilerde ISSN bulunmaktadır. 5. Çok önemli gelişmelerden biri de, dergilerde DOI numarasının yaygınlaşmasıdır. 68 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 6. Yine “yazarlara notlar” diye adlandırılan kısımlarda, yayın aralığı, hangi dillerde makale kabul edileceği, yayınlayan kurum ve kuruluş bilgileri %100 oranında ve eksiksiz verilmektedir. 7. Diğer taraftan bir özensizlik göstergesi olarak şunu da kaydetmek gerekir ki, bazı dergilerdek iletişim adresi yanlışlarının önüne geçilememiştir (%20). 8. Dizine seçilme ölçütleri çerçevesinde muhakkak bulunması gereken yazar ve konu dizini, hemen hemen tüm dergilerin cilt son sayısında, ya da derginin web sayfasında bulunmaktadır. Ancak konu dizini, evrensel standartlaşmış biçiminden çok farklı bir biçimde de yapılagelmektedir (%60). 9. Dergilerde, izlenmesi gerekli olan yazım kuralları artık açık bir şekilde anlatılmakta ve bu anlatımlar örneklerle desteklenmektedir (%100). 10. Editör, danışman ve destek personeli her dergide açık bir biçimde listelenmektedir (%100). Ancak listelerin doğruluk derecesi araştırma alanımızın dışında olduğu için böyle bir saptama yapılamamıştır. 11. Dergilerin hepsinde etik kuralları içeren yönergeler bulunmaktadır (%100). Ancak bunlar, bir kısmında çok detaylı, diğer bir kısmındaysa kısa açıklamalar halindedir. 12. Dergilerde, sayfa aralarında artık reklam bulunmamaktadır (%100). Bunda, Dizin Komitesi’nin etkin yaptırımı sayesinde kesin başarıya ulaşılmıştır. 13. Normal sayı dışında dergilerin özel sayı, dergi ek sayısı, kongre eki, dergilere ilave yayınlar çıkarmaktan kaçındıkları gözlemlenmiştir. Ayrıca geciken sayıları bir sonraki sayılarla birleştirme alışkanlığı da oldukça terk edilmiştir. Sağlık bilimleri alanında yayınlanan dergilerin henüz tam anlamıyla çözemedikleri sorunlar , aşağıdadır: 1. Yazım Hataları: Bu önemli sorun, bir kısım dergi (%30) tarafından, redaktör, dil uzmanı (İngilizce - Türkçe), biyoistatistikçi kullanılarak hatasızlığa ulaşmak suretiyle gerçekleştirilebilmiştir. Ancak %70 gibi yüksek bir oranda (metinde, tablo ve şekillerde, rakamlarda, kaynakçada) yazım hataları devam etmektedir. Şunu unutmamak gerekir ki , makalenin yazı denetimi, çok yorucu, oldukça zor, dikkat ve titizlik isteyen bir iştir. Yazım hatalarının giderilmesinde, yazarların yanısıra editöryal grubun da titiz davranması gerekmektedir. Bu sorunun çözümü, editörün sorumluluğu altındadır. Yazım hatalarını önemsememek derginin saygınlığını azaltır. Bu bağlamda en önemli sorunlardan biri de, atıfların yanlış verilmesi, şekillerin hatalı numaralandırılmasıdır ki bu, hâlâ %70 gibi bir oranda ortaya çıkmaktadır. 2. Makalelerde Öz Yazım Hataları: Açıkçası, bu tür hatalar %90 gibi yüksek bir oranda görülmektedir. Türkiye’de ne yazık ki standartlara uygun öz yazımını bilen kişiler çok az sayıdadır. İncelediğimiz dergilerde, %30 gibi bir oranda hâlâ “abstract” yerine “özet” sözcüğü kullanılmaktadır. 2003’ten bu yana “summary”nin karşılığının “özet”, “abstract”ın karşılığının “öz” olduğu, her süreli yayıncılık toplantısında tekrarlanmıştır. Özler, dünyada yaşanan makale patlamasının sonunda bir makalenin okunup okunamayacağına kısa sürede karar verilmesini sağlayan önemli bir araç haline gelmiştir. Dergilerin yazım kurallarındaki öz yazma zorunluluğu da bu nedene dayanmaktadır. Özler, yalnızca makalenin bulunduğu dergide değil, elektronik ortamda veya basılı öz dizinlerinde de yayınlanmaktadır. %90 gibi bir “stardartlara uygun biçimde yazamama” oranı ürkütücü olduğu için, ülkemizde öz yazma ile ilgili kuralları ve yazım tekniklerini öğreten seminerlerin düzenlenmesine önem verilmesinin ve bu konunun ciddiye alınmasının yararlı olacağını düşünmekteyiz. 69 TÜRK TIP DİZİNİ 3. Kaynakların Yazım Sorunu: Bu sorun dergilerin %30’u hariç en büyük sorunlardan biri olmaya devam etmektedir. Birçok yazar, faydalandığı kaynakların her birini, makalesini göndermeye niyetlendiği derginin belirlediği standartlar çerçevesinde düzenlemek yerine, sözkonusu künyeleri yararlandığı başka dergilerde belirtildiği şekilde düzenleme eğilimindedir. 4. İngilizce ve Gramer Sorunu: Türk Tıp Dergileri’nde, İngilizce makale başlıklarında, özlerde ya da İngilizce yazılmış metinde, önemli imlâ ve gramer hataları bulunmaktadır. Bu sorunun uyarılarla değil, ancak İngilizce ve İngilizce meslek diline hâkim bir redaktör ya da çevirmenin büyük emeğiyle aşılabileceği anlaşılmaktadır. 5. Anahtar Sözcüklerin Verilmesi: Bibliyografik taramalar ve erişim açısından çok önemli olan ve bu yüzden makaleye eklenmesi zorunlu hâle getirilmiş bulunan anahtar sözcüklerin seçiminde de bazı zorluklar yaşanmaktadır. Her şeyden önce anahtar sözcükler, makalenin kapsamına nazaran eksik olabilmekte ve bazen de fazla ayrıntıya inmektedir. Bu açıdan tıp yayınları için MESH sözcükleri uygun bir yardım sağlayabilir. Diğer taraftan, yazar ve yazarların kendilerine: “Biz bu makaleyi bulabilmek için yayın taraması yapsaydık, hangi sözcükleri kullanırdık?” diye sormaları da, anahtar sözcük seçiminde önemli bir düşünsel katkı oluşturabilir. 6. Öneriler: Yukarıda saydığımız sorunlar hariç olmak üzere, 2003 yılından 2011 yılına kadar dergilerin, Türk Tıp Dizini Komitesi’nin uyarıları ile ve dergi seçim ölçütlerinin eksiksiz ve sıkı bir uygulaması sonucunda, yazım hataları açısından çok daha iyi bir duruma geldiklerini görüyoruz. Ancak değişmeyen bazı yazım hataları gibi editöryal hataların da devam ettiğini gözlemlemekteyiz. Günümüzde bilimsel dergiler, birden fazla editör grubun yürüttüğü titiz çalışmalarla çıkmaktadır. Son yıllarda yazarlara, editörler grubundan istediği editöre yazısını gönderme şansı bile verilmektedir. Birden fazla editör ile çalışmak ve editör seçme hakkı , tartışmalara neden olmasına karşın, yazım hatalarının önlenmesi açısından da faydalıdır ve o nedenle bazı dergiler bu yolu denemeye başlamışlardır.. Bu açıdan en büyük sakınca, Türkiye gibi gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerin, bu yolu uygulamakta zorluk çekeceği gerçeğidir. Elbette ki, bu yaklaşım, editörler arasında bir rekabet ortamı da doğurabilir. Ayrıca, mükemmelliği yakalama, kariyerde yükseltme ve iyi elemanlarla işe devam etme gibi olanaklar da doğabilir. Şunu unutmamak gerekir ki, uygar ve çağdaş olmanın gereklerinden biri de, bilimsel düşünceyi ve araştırmayı etik kurallar çerçevesinde özgürce geliştirmek ve sonuçlarını, evrensel bilimin yaratılması ve geliştirilmesine katkı sağlayabilecek ortamlarda yaygınlaştırmaktır. İşte akademik dergiler bunun için vardır. Konumuz açısından son olarak da, yayınevlerinin çok titiz bir şekilde seçilmesi gerektiğine değinelim. Gerek basım, gerek fotoğraf ve şekiller, gerekse tasarım ve temiz bir baskı, okuyucuya saygının bir göstergesidir. İşte böylesine nedenlerle, makalenin bilimsellik ve orijinalitesinin yanısıra, etik kurallarının ciddiyetle uygulanması, editörlük ve dikkatli bir redaktörlükle denetim ve düzeltme işlemleri, mükemmelliğe ulaşmaya çalışan temiz bir baskı, tutturulması gereken nesnel bir kalite düzeyin ögeleri olarak önem kazanır. Kaynaklar: 1. 2. 70 Atmaca N. Sulhi: Tıbbi yazım dili oalarak Türkçe’nin kullanımı. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık - 2004 içinde., O Yılmaz (ed). TÜBİTAK matbaası.Ankara 2004. s.99-104. Atmaca N. Sulhi: Türk tıp dilinde yapılan yanlışlar. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2004 içinde., O. Yılmaz (ed). TÜBİTAK matbaası.Ankara 2004.s. 219-26. SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. Başar T: Akademik yayıncılıkta elektronik ortama geçiş. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2008, O Yılmaz (ed). Openajans. Ankara 2008. s.27-30. Bostancı K, Yüksel M: Araştırma nasıl yapılır, makale nasıl yazılır. Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergi 13 (3):298-302, 2005. Cremmins ET: The art of abstracting. Philadelphia: ISI pres. International Organization for Standardization United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization. 1982. Dener H I, Yıldızeli A: Öz yazımı ve kaynak yazımı. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2003,, O Yılmaz (ed). TÜBİTAK matbaası.Ankara 2003. s.95-114. May H: Yayıncının süreli yayına katkısı. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2003, O Yılmaz (ed). TÜBİTAK matbaası.Ankara 2003.s. 95-114. Karaağaoğlu, E: Bilimsel makalelerde istatistik yöntem kullanımı ve sık yapılan hatalar, 20. Ulusal Patoloji Kongresi-2010 içinde, İstanbul: Patoloji Derneği, 2010, 158-65 . Özkara Ç: Süreli yayınlarda nitelik yükseltilmesi: Yazarlara düşen sorumluluk. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2005, O Yılmaz (ed). TÜBİTAK matbaası.Ankara 2005.s. 83-7 . Özmen MM: Dergiler için kalite ölçütleri. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık- 2008, O Yılmaz (ed). Openajans. Ankara 2008.s.101-5. Öztürk M Orhan: Bilimsel yayınlarda dil. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2004, O Yılmaz (ed). TÜBİTAK matbaası. Ankara 2004.s. 89-98. Pinto M, Lancerter FW: Indexing and abstracting in knowledge discovery. Library Trends 48(1): 1999 Rowley J: Bilginin düzenlenmesi. Bilgi erişime giriş. S Karakaş, H Ünal-Can, A Yıldızeli, B Kayıran. Ankara: Türk Kütüphaneciler Derneği, 1992. Sanders: Sağlık Bilimleri süreli yayınlarında dil sorunu. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2004, O Yılmaz (ed). TÜBİTAK matbaası.Ankara 2004. 83-8. Tıpta Bilimsel Yazım, Editörlük ve Denetleme. Sempozyum, Ankara, 18 Kasım 1994. Ankara. TÜBİTAKSağlık Bilimleri Araştırma Grubu, 1996. s.154. Yıldızeli A, Bahşişoğlu H K: Bilimsel iletişimde editörün rolü. Bilimsel İletişim ve Bilgi Yönetimi. Ankara12-14 Ekim 2006. Bildiriler ÜNAK’06 içinde, A Yıldızeli- H K Bahşişoğlu (ed). Ankara: ÜNAK, 2008. 249-61. Yıldızeli A, Dener H I: Makalelerde öz hazırlama üzerine. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2005, O Yılmaz (ed). Baskı matbaası.Ankara 2005. s.170-99 . Yıldızeli A: Küreselleşme sürecinde açık erişim. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2007, O Yılmaz (ed). Openajans Ankara, 2007. s.45-52. Yıldızeli A: Türk Patoloji Dergisi’ne gönderilen makalelerde karşılaşılan yazım sorunları. 20. Ulusal Patoloji Kongresi; 2010 içinde, İstanbul: Patoloji Derneği, 2010, 158-65. Yıldızeli A: Türk Tıp Dizini’ne giren dergilerdeki yazım sorunları. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2005, O Yılmaz (ed). Baskı matbaası.Ankara 2005. s.29-40. Yıldızeli A: Yayınların Standardizasyonu. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2003, O Yılmaz (ed). TÜBİTAK matbaası.Ankara 2003. s.41-6. Yılmaz O: Bilimsel süreli yayınımız ve Türk Tıp Dizini. içinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık 2004., O Yılmaz (ed). TÜBİTAK matbaası.Ankara 2004. s.11-28. 71 TÜRK TIP DİZİNİ EDİTÖR GÖREV VE SORUMLULUKLARI VE BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETİ YAYINCILIĞI Özen AŞUT Özet Bu yazıda, süreli tıp yayınları editörlüğünün görev ve sorumlulukları alanında son yıllarda yapılan çalışmalar ve varılan sonuçlar gözden geçirilmiş; bu veriler ışığında ve Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi bağlamında, ülkemizde birinci basamak sağlık hizmetine yönelik tıp yayıncılığı ele alınmıştır. İlk kez 1978’de başlayan ve daha sonraki yıllarda güncelleştirilen uluslararası belgelere göre, tıp dergisinin yayın içeriği konusunda editörler tam yetkili olmalıdır. Editör özgürlüğü editörlerce titizlikle savunulmalıdır. Editörlüğün zaman alıcı ve genellikle onursal bir görev olduğu bilinmelidir. Editörlük işinin genel amaçları ise, tıp bilimini ilerletmek, tıbbi ve bilimsel sorunları tartıştırmak, mezuniyet sonrası eğitimi geliştirmek, etik davranışları korumak olmalıdır. Editörler bu amaçlara yönelik olarak bir sistem geliştirmeli, yazar ve araştırıcılara karşı tarafsızlığı ve nesnelliği güvence altına almalı, hakem seçmede doğru belirleyici olmalıdır. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED) 1992 yılı başından bu yana, genel pratisyenler ve diğer birinci basamak hekimlerinin mesleksel gelişim-sürekli tıp eğitimi için yayımlanan Türk Tabipleri Birliği’nin süreli hakemli yayınıdır. Önceleri aylık, yakın zamanlarda ise iki ayda bir yayımlanan bu dergi, 2005-2007 arasında Türk Tıp Dizini’nde yer almıştır. STED’in yayın politikası, editöryal işleyiş ve teknik altyapısının güncel gelişmelere uygun düzeye ulaştırılmasına karşın, dergiye gönderilen çalışmaların sınırlılığı, ürünün bilimsel içeriğini ve çeşitliliğini etkilemektedir. Bu durum, son yıllarda birinci basamak sağlık hizmetinin değersizleştirilmesinin ve ticarileştirilmesinin akademik düzeydeki yansıması olarak ele alınması ve çözüm aranması gereken bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. Amaç Bu bildirinin amacı, süreli tıp yayıncılığında editöryal sorumluluk ve işleyiş konusundaki uluslararası gelişmeleri gözden geçirerek, bu verilerin ışığında ve Sürekli Tıp Eğitimi dergisi bağlamında Türkiye’de birinci basamak tıp yayıncılığının sorunlarına dikkat çekmektir. Giriş Bir grup tıp dergileri editörü 1978 yılında Vancouver’da toplanarak, dergilere gönderilen makalelerin formatını oluşturmaya yönelik kılavuz hazırlama girişimi başlattılar. Bu grup Doç. Dr. Özen AŞUT - Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi Yayın Yönetmeni 72 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 daha sonra Vancouver Grubu olarak tanındı. Kaynakları da içermek üzere, yayımlanacak “Makalelerde Aranacak Özellikler Bildirgesi” ilk kez 1979’da yayımlandı. Daha sonra Vancouver grubu genişleyerek, Tıp Dergi Editörleri Uluslararası Komitesi’ne (ICMJE) dönüştü. Bu Komite artık yılda bir toplanan, görev spektrumunu genişletmiş bir örgütlenme olarak çalışmalarını sürdürmeye başladı (1, 2). Komite, Tıp Dergilerine Başvuran Makaleler için Standart Özellikler belgesinin çok sayıda versiyonunu yayımlamıştır. Yıllar geçtikçe makale hazırlamanın ötesine geçen belgenin bir bölümü Standart Özellikler’de, bir bölümü başka bildirgelerde yer almaktadır (1, 3). Bu bildirgelere göre, editörlerin sorumluluk ve görevleri de ayrıntılandırılmıştır. Genellikle editörlük görevi konusunda bir resmi hazırlık süreci olmadan sorumluluk yüklenilmektedir. Bu nedenle, editörün doğru seçilmesi önem kazanmaktadır. Editörlerin etkin bilimsel araştırmacı, zamanını iyi kullanan, doğru karar veren kişiler olması önerilmektedir (4). Editörü seçen kurum, görevlendirmeyi belli ölçütlere göre yapmaktadır. Bu ölçütler, yazarlık, akademisyenlik, araştırmacılık olabilir; daha önce editör yardımcılığı görevi üstlenmiş kişiler yeğlenebilir; kişinin tıbbi dergicilik ya da editoloji konusundaki özel ilgisi bir ölçüt olabilir. Editoloji terimi Çinlilerin buluşudur. Çin Süreli Bilim Yayınları Editoloji Birliği 1987’de kurulmuş ve editörlük bilimine yönelik “Acta Editologica” adlı yeni bir dergi çıkarmaya başlamıştır. Bu Birlik, editörlükle ilgili bilgi düzeyini ve editörlük eğitimini yükseltmeyi önüne hedef olarak koymuştur (5). Daha sonra 1995 yılında, 22 tıp editörünün başlattığı Bellagio girişimi tarafından Dünya Tıp Editörleri Birliği (WAME) kuruldu. Amaç, dünyadaki editörlerin sık karşılaştığı ortak sorunlara çözüm aramaktı. Örneğin, özel bir sorun olarak, hakemlik üzerine çalıştaylar düzenlendi. Birlikte tartışılması önerilen konular arasında, başta atayan kurum olmak üzere, editörün bağımsızlık ve özgürlüğünün dış etkilerden nasıl korunacağı da önem kazanmıştı. Daha sonra editörlüğe yönelik çeşitli eğitim programları da geliştirilerek uygulamaya kondu (5). Editörlerin Görev ve Sorumlulukları Hakemli bir dergi, yayımlanan makalelerin çoğunun değerlendirme için editöriyal ekibin dışında uzmanlara gönderildiği dergidir. Ancak derginin yayın içeriği konusunda editörler tam yetkili olmalıdır. Editör bağımsızlığı, bir derginin dürüstlüğünün köşetaşıdır. Editör özgürlüğü editörlerce titizlikle savunulmalıdır. Yayının tirajı ne denli yüksekse, editörün sorumluluğu ona uygun biçimde büyüktür. Okuyucu sayısı dünya çapında 600 bini bulan (JAMA gibi) bir dergide ya da (Annals of Internal Medicine gibi)100 bin tirajı olan bir yayında çıkan bir makale ya da editor yazısının etkisi tartışılmaz derecede önemlidir (5). Yayına yeni başlayan dergilerin editörleri, deneyimli akademisyen ve araştırmacılar olmalıdır. Uzmanlar, bu editörlerin görev ve sorumlulukları konusunda aşağıdaki noktalarda görüş birliğine varmışlardır: • editörler kurulu kurmak, • editörler kurulu üyelerinden ilk yazıları istemek, • makale akışı sağlamak için bir yöntem geliştirmek, 73 TÜRK TIP DİZİNİ • • • • • hakem grubu veritabanı oluşturmak, makaleleri hakeme gönderilecek ve reddedilecek olarak sınıflandırmak, yeni hakemler görevlendirmek, hakemlik sürecini izlemek, hakemlerin tanınan son tarihe kadar yanıt vermesini sağlamak yayımlanan materyalin niteliğini, uygun hakem değerlendirmesi, editörün kendi görüşleri ve düzeltmeleriyle güvence altına almak, • kötü makaleleri düzeltmek ya da yeniden yazmak için yeteneği, zamanı ve sabrı olmak, • gelecek birkaç yıl içinde en az haftanın bir gününü dergi işine ayırmaya hazır olmak (6). Editörlük zaman alıcı ve genellikle onursal bir iştir. Editörlük görevinin genel amaçları ise, tıp bilimini geliştirmek, tıbbi ve bilimsel sorunları tartıştırmak, mezuniyet sonrası eğitimi geliştirmek, etik davranışları korumak olarak sıralanabilir (7). Etik olarak, editor yayımlanacak materyalin doğru ve geçerli olduğundan sorumludur. O nedenle, editörün asıl sorumluluğu okura karşıdır. Aynı zamanda yazara karşı da, yayın seçimlerinde yansız olunacağı ve tek ölçütün bilimsellik olacağını güvence altına alma zorunluluğu vardır (8). “Tıp Dergilerine Başvuran Makaleler için Standart Özellikler Bildirgesi” ve daha sonraki belgeler editörlüğün işlevlerini somutlaştırmıştır. Editörler, hakemleri yazarların makalelerinin gizliliği konusunda uyarmalıdır. Tüm yazarlar editörden hızlı yanıt beklerler. Ancak süreç her zaman hızlı ilerlememektedir. Örneğin, Annals’a başvuran bir makalenin yayın zamanı 6-12 aydır. Yazarların hakem değerlendirme sürecini anlaması için çaba gösterilmelidir. Bu görev de bir editor sorumluluğudur. Buna karşılık, yazarın çalışması da onun emek ürünü olarak güvence altına alınmalıdır (7). Makale seçiminde dikkate alınması gereken kimi özellikler Dergiler, baskı olsun, elektronik ortamda olsun, başka bir yerde tümüyle ya da kısmen yayımlanmış çalışmalara yer vermek istemezler. Basın için hazırlanan kısa raporlar bu kuralın dışındadır. Ancak bu politikalar, başka bir derginin reddettiği bir çalışmayı ya da özet ve poster olarak başka bir yerde yayımlanmış bir ürünü kabul etmelerini engelleyici değildir. Yazar makaleyi teslim ederken, o çalışmayla ilgili mükerrer sayılabilecek önceki tüm yayın ya da raporları bildirmelidir. Bu çalışmalar kaynaklar arasında yer almalı, kopyaları editöre teslim edilmelidir. Eğer daha önce yayımlandığı fark edilirse,editör harekete geçerek yazıyı reddetmeli, eğer yanlışlıkla yayımlanmışsa, yazarın onayı olsun ya da olmasın, dergide bu duruma ilişkin açıklama yapılmalıdır. Eğer bir yarar umuluyorsa, yazı aynı ya da başka dilde ikinci kez yayımlanabilir. Ancak her iki derginin editörlerinden izin alınmalı, ikinci derginin editöründe primer versiyonun kopyası bulunmalıdır. İkinci yayının başlık sayfasında birinci kaynak belirtilerek, daha önce yayımlandığı açıklanmalıdır. Çalışmalarda yer almış hastaların haklarına saygı gösterilmeli, kimlikleri açıklanmamalı, ancak hasta verileri kesinlikle değiştirilmemelidir. Aydınlatılmış onam istemi, derginin yazarlara bilgi bölümünde yer almalıdır. Aydınlatılış onam alındıysa, yayında belirtilmelidir (9). Basınla ilişkiler Popüler medya, kamuoyunun ilgisi nedeniyle tıbbi araştırma sonuçlarıyla ilgilenmekte, bu konuda en kısa zamanda bilgi almaya çalışmaktadır. Editörler, düzenli olarak hakemli 74 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 dergilerden kamuoyuna tıbbi bilgi verebilirler. Bu bağlamda, yazarla anlaşarak hakem değerlendirme süreci sonrasında bilgi vermeye özen göstermek gerekir. Bilgilerin basına yansıması ile dergide yayımlanması eşzamanlı olmalıdır. Elektronik yayıncılık, interneti de kapsamak üzere yayıncılıkla eşanlamlıdır. Yazarlar, editörler ve yayıncılar, ilgili belge ve bildirgelerle açıklanmış Uluslararası Tıp Dergi Editörleri Komitesi politikalarına uymalıdır. İnternetteki ilk konuş ve sonraki tüm güncelleme tarihleri belirtilmelidir. Editörler reklam politikaları konusunda tüm sorumluluğu almalıdır. Okurlar, reklamla editöryal materyalin farkını kolayca görebilmelidir (10, 11). Birinci Basamak Sağlık Hizmeti İçin Süreli Tıp Yayıncılığı ve “Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi” Birinci basamak sağlık hizmeti hekime ilk başvuru yeridir. Toplumun sağlık sorunlarının yaklaşık yüzde 80-90’lık bir bölümü, bu düzeyde çözüme ulaşabilmektedir. Birinci basamakta çalışan genel pratisyen, bireyin yalnızca hastalıkları ile değil, yaşamının her döneminde sağlığının her aşaması ile ilgili olan hekimdir. Genel pratisyen, sorumlu olduğu bireylerin sağlığını korumak ve geliştirmekle de yükümlüdür. Bu nedenle, genel pratisyenlik yaş, cins, organ, sistem, hastalık, sosyoekonomik durum ayrımı yapmaksızın, sorumlu olduğu nüfusun her bireyini çevresiyle ve toplumuyla bütünsellik içinde ele alıp, sağlık sorunlarına çok yönlü çözüm getirmeyi amaçlayan, kapsamlı bilgi ve beceriler gerektiren tıp disiplini diye tanımlanabilir. Genel pratisyenlik, insanı tüm özellikleriyle kavrayıp sağlık sorunlarına çözüm arayan yaklaşımı nedeniyle, bir anlamda öbür tıp disiplinlerine yol gösteren temel tıp meslek alanıdır (12). Geniş kapsamı nedeniyle, genel pratisyenlik meslek eğitiminin alanı kapsayacak ölçüde gelişmiş olması genel kabul gören yaklaşımdır. Bu özellikleri nedeniyle, genel pratisyenlik tüm gelişmiş ülkelerde tıp eğitiminden sonra belirli bir süre meslek eğitimi gerektirmektedir. Birinci basamak hekiminin mezuniyet sonrası ve sürekli eğitimi zorunludur. Konuya ilişkin uluslararası belgelerde, genel pratisyenlik uzmanlık eğitiminin vazgeçilmez koşul ve gereksinimlerinden birinin de genel pratisyenlik alanının süreli bir yayını olması yer almaktadır (13). Tablo 1. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi’nde yıllara Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi özellikleri ve göre reddedilen yazıların durumu editöryal yayına hazırlama süreci Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED) 1992 Yıllar Red Toplam yılı başından bu yana, genel pratisyenler ve diğer birinci basamak hekimlerinin Sayı Yüzde* mesleksel gelişim-sürekli tıp eğitimi için 2007 6 10 62 yayımlanan Türk Tabipleri Birliği’nin süreli 2008 5 11 46 hakemli yayınıdır. Uzun süre aylık olarak çıkarılan dergi son iki yıldır iki ayda bir 2009 3 7 41 yayımlanabilmektedir. Okurlara yönelik 2010 2 7 28 olarak planlanan 2001-2002 yıllarına Toplam 16 9 177 ilişkin bir çalışmada, STED okurlarının %75 oranında pratisyen hekim oldukları * Yüzdeler satır yüzdesi 75 TÜRK TIP DİZİNİ Tablo 2. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi makale türlerinin yıllara göre dağılımı (2002-2011) Araştırma Sayı Yüzde* Derleme Sayı Yüzde* Toplam Sayı 2011 (8 ay) 16 61.5 10 38.5 26 2010 25 48.1 27 51.9 52 2009 13 54.2 11 45.8 24 2008 16 61.5 10 38.5 26 2007 21 55.3 17 44.7 38 2006 24 61.5 15 38.5 39 2005 34 63.0 20 37.0 54 2004 22 30.0 51 70.0 73 2003 12 15.6 65 84.4 77 2002 12 17.4 57 82.6 69 Yıl *Yüzdeler satır yüzdesi ve büyük ölçüde derginin içeriğinden Tablo 3. STED’de Türk Tıp Dizini’ne girişten önhoşnutluk belirttikleri anlaşılmıştır (14). ceki ve sonraki araştırma sayıları Dönem Araştırma Derleme Toplam Derginin, editörler kurulu işlevi gören, editörler de içinde 15 kişilik bir Yayın Kurulu, 2002-2004 46 173 219 hakem olarak görev yapan değişik tıp alanı (önce) uzmanlarından oluşan bir Bilimsel Danışma 2005-2010 133 100 233 Kurulu bulunmaktadır. Birinci basamak (sonra) sağlık hizmetinin geniş kapsamı nedeniyle, Toplam 179 273 452 hakemlerin geniş bir yelpazede uzmanlık alanını kapsamasına özen gösterilmekte, ayrıca araştırma değerlendirmeleri akademisyen halk sağlığı uzmanlarına da gönderilmektedir. Meslek alanının özelliği ve uluslararası ölçütler uyarınca, hakemler arasında yeterli sayıda günlük pratik içinde etkin görevlerde çalışan pratisyen hekimler de bulunmaktadır. STED’de yayımlanacak makalelerde aranan özellikler arasında, birinci basamak sağlık hizmeti alanında çalışan hekimlerin sürekli eğitimine katkıda bulunarak, hizmeti daha etkin ve verimli yürütmelerine temel oluşturmak başta gelen amaçlardandır. Bu nedenle, özellikle araştırmaların birinci basamakta ve/ya da birinci basamak personeli tarafında yapılmış olması öncelik nedeni olarak belirlenmiştir. Böylece birinci basamak sağlık hizmetinin toplum yararına örgütlenmesine dayanak olacak araştırmaların özendirilmesi de hedeflenmektedir. STED’e gelen yazılar, öncelikle iki editör tarafından belirtilen genel amaçlar ve diğer bilimsel ölçütlere uygunluk yönünden değerlendirildikten sonra, olumlu bulunursa en az iki Yayın Kurulu üyesine gönderilmektedir. En az iki Yayın Kurulu üyesinin yayımlanabilir yönünde görüş belirttiği çalışmalar, editörler tarafından seçilen konuyla ilgili hakemlere iletilmektedir. 76 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 Bu aşamada da olumlu görüş alan yazılar, editör tarafından son düzeltmeye alınmaktadır. Bu aşamada yazım eksiklik ve yanlışlıklarını da içermek üzere, gerekli düzeltilerle yazı yayımlanacak son biçimine getirilmektedir. Kabul edilmeyen yazılar Editör, Yayın Kurulu üyeleri ya da hakemlerin yayımlanmasını uygun görmediği makaleler, yazara geri gönderilmektedir. STED’in reddedilen makale oranı son dört yıl ortalaması (20072010) %9’dur (Tablo1). Önemli bilim dergilerinde kabul oranının %25’in altında olduğu bildirilmektedir. Ayrıca, yayımlanan makalelerin çoğunun da, daha önce bir ya da birkaç kez reddedilmiş çalışmalar olduğuna vurgu yapılmaktadır. Bir araştırmada, yayımlanmış yazılarda daha önce en az bir kez reddedilme oranının %62 olduğu saptanmıştır. Bu verilere göre, dergimizde kabul oranı oldukça yüksektir. STED’le ilgili verilerin değerlendirmesi STED 20 yıldır birinci basamak sağlık hizmetine yönelik yayınını sürdüren ve editörlük anlamında bilimsel normlara uymaya çalışılan bir yayındır. Bu süre içinde sponsorluk katkısı sonucu hekimlere ücretsiz ulaştırılmış ve özellikle birinci basamakta çalışan hekim ve diğer sağlık personelinden olumlu geribildirimler alınmıştır. 2005-2007 yılları arasında Türk Tıp Dizini’nde de yer almasına karşılık, birinci basamak düzeyinde araştırma çalışmalarının nicelik ve nitelik olarak yetersizliği nedeniyle bu özelliği sürdürülememiştir. STED’in Türk Tıp Dizini’nde yer almasının dergiye gönderilen çalışmalar açısından niteliksel katkıları olmuş, özellikle araştırma sayılarında önemli artışlar saptanmıştır (Tablo 2). Tıp Dizini’nde yer alıştan öncesi ve sonrası, araştırma sayı ve oranları açısından karşılaştırıldığında, sonrası dönemde araştırma sayı ve oranları daha yüksek bulunmuştur (Tablo 3). Bu bulgular, STED’in saptanmış amaçlarına ulaşma yolunda olduğunun göstergeleridir. Birinci basamakta bilimsel çalışma ve araştırmaların hem nicelik, hem de niteliksel açıdan istenen ve beklenen düzeyde olmamasının, bu yazının sınırlarını aşan çok çeşitli nedenleri, boyutları vardır ve ayrı bir tartışma konusudur. Konunun bu değerlendirmeyi ilgilendiren yönü, STED’in yayın politikası, editöryal işleyiş ve teknik altyapısının güncel gelişmelere uygun düzeye ulaştırılmasına karşın, dergiye gönderilen çalışmaların sınırlılığının, bilimsel düzeyini etkilemesidir. Bu durum, birinci basamak sağlık hizmetinin değersizleştirilmesi ve ticarileştirilmesinin akademik düzeydeki yansıması olarak, ele alınması ve çözüm aranması gereken bir sorun olarak önümüzdedir. Kaynaklar: 1. 2. 3. 4. 5. International Committee of Medical Journal Editors. Uniform Requirements for Manuscripts Submitted to Biomedical Journals.Updated May 2000. www.onlineethics.org/Resources/TeachingTools/20357/19237/ resethpages/icmje.aspx, Vancouver Group Statement. JAMA, Vol 260 No 17, 1988. Journal of Medical Internet Research. http://www.jmir.org/cms/view/membership_specials: responsibilities_of_ the_editor(s) Kutsal YG. Editör Sorumluluğu. İçinde: Sağlık bilimlerinde süreli yayıncılık 2004. Ed: Yılmaz O. TÜBİTAK Matbaası Ankara; 2004. s. 135-42. Lee ST. Editorial- Responsibilities of an Editor www.annals.edu.sg/pdf_mar99/edit282.pdf (March 1999, Vol. 28 No. 2) 77 TÜRK TIP DİZİNİ 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 78 Responsibilities of the editor (s). www.jmir.org/cms/view/membership_specials:responsibilities_of_ the_editor(s) www.annals.edu.sg/pdf_mar99/edit282.pdf Cowell HR. Ethical responsibilities of editors, reviewers, and authors. www.ncbi.nlm.nih.gov/ pubmed/10986979 www.onlineethics.org/Resources/TeachingTools/20357/19237/resethpages/icmje.aspx Authors, writers, and editors. Occupational Outlook Handbook, 2010-11 Edition http://www.bls.gov/ oco/ocos320.htm www.onlineethics.org/Resources/TeachingTools/20357/19237/resethpages/icmje.aspx, Aşut Ö, Demirdizen H. Pratisyen hekimlik eğitiminde özgün bir model: TTB Genel Pratisyenlik Enstitüsü. GenelPratisyenlik Mesleki Eğitimi Temel Modüller Eğitim Programı. Ankara: Türk Tabipleri Birliği; 2003. s. 7-27. Aşut Ö. Genel pratisyenlik meslek eğitimi. İçinde: Aşut Ö. Sağlıkta 30 yıl. Ankara: Türk Tabipleri Birliği; 2007. s. 326-8. Özen M, Odabaşı O, Yalçın S. STED okurlarının özellikleri ve beklentileri. Sözel bildiri. Ankara, 2002. Uluoğlu C. Makalelerin reddedilme nedenleri ve reddedilen makalenin geleceği. İçinde: Yılmaz O, ed. Sağlık bilimlerinde süreli yayıncılık 2010. Open Ajans Ankara; 2010. s.19-27. SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 AKADEMİK ACİL TIP DERGİSİ’NİN YERLİ YAYINCILIKLA İLGİLİ GÖRÜŞLERİ Cuma YILDIRIM, Yusuf YÜRÜMEZ Akademik Acil Tıp Dergisi olarak Yerli yayıncılıkla ilgili görüş ve önerilerimizi iki ayrı başlık altında sunmak istiyoruz. 1-Yerli Yayıncılıkta Nerelerdeyiz? Problemler, Çözümler Acil Tıp Uzmanlığı, Türk Tıp Camiasının en son yapılanan, en genç uzmanlık alanlarından birisidir. Oldukça dinamik bir yapıya sahip olan uzmanlık alanı aynı dinamizmini akademik çalışmalarda da göstermektedir. 1993 yılından beri uzmanlık olan acil tıp ilk uzmanlarını 2000’li yıllarda vermiştir. Bu yıldan sonra yeni yeni akademik alanda varlık göstermeye başlamıştır. Bu bağlamda 2002 yılında akademik hayatına başlayan Akademik Acil Tıp Dergisi birçok yerli derginin yıllardır yaşadığı sorunları sıkıştırılmış bir şekilde son yıllarda yaşamış; bunun yanında da bu problemlerin çözümünde aktif rol almıştır. Online yazı kabulünden DOI numarası kullanımına, Ahead of Print uygulamasına kadar birçok alanda yenilikleri ülkemize getirmiştir. Akademik Acil Tıp Dergisi yayımlanmaya başladığı ilk günden itibaren birçok problem ile uğraşarak bugünlere gelmiştir. Yayın Kurulu ilk günden beri birçok problem ile mücadele etmek sorunda kalmıştır. Bir süredir editörler toplantılarına katılıyoruz. Görüyoruz ki birçok dergi editörü de aynı problemleri yaşıyor. Birçok dergi aynı dönemeçlerden geçiyor. Yerli yayıncılıkta yaşadığımız ve diğer dergilerde de yaşandığını gördüğümüz bazı problemleri ve çözüm önerilerini paylaşmak istiyoruz. 1-Problem: Yerli dergilerin yayın hayatına devam etmesi için belli bir ekonomik desteğe ihtiyaçları vardır. Bu destekler ya reklam gelirleri ile karşılanmakta ya da belli bir sivil toplum örgütünün sponsorluğunda yürütülmektedir. Her iki durumda da dergi nadir olmayarak bazı çıkar çatışmalarına maruz kalabilmektedir. Çözüm önerisi: ULAKBİM kapsamına alınan dergilerin en azından faturalandırılmış giderleri TÜBİTAK tarafından ödenmelidir. 2-Problem: Yerli dergiler yayın sıkıntısı yaşamaktadır. Yazarlar ancak yurt dışında yayınlatamayacağı ya da yayınlatamadığı yazıları yerli dergilere göndermektedir. Bu durumda doğal olarak yerli dergilerde yayınlanan yayınlarda nitelik ve nicelik olarak sıkıntı yaşanmaktadır. Editörler bir yandan ULAKBİM kriterlerini korumaya çalışmakta, bir yandan uluslararası endekslere girmeye çalışmakta, bir yandan da kaliteli yazı basma endişesi yaşamaktadırlar. Bu ikilem içinde kaliteli çalışmalar yurt dışına kaçmakta, yurt dışında yayınlanamayacak yazılar yerli dergilere gelmektedir. Prof. Dr. Cuma YILDIRIM - Akademik Acil Tıp Dergisi, Baş Editör Doç. Dr. Yusuf YÜRÜMEZ - Akademik Acil Tıp Dergisi, Editör 79 TÜRK TIP DİZİNİ Çözüm Önerisi: Ülkenin bilimsel anlamda çatısını oluşturan YÖK, TÜBİTAK gibi kurumlar yerli yayıncılara daha fazla kıymet vermelidir. Yayın hayatına başladığımız günden beri bu kurumlardan bir e-mail bile almadık. 3-Problem: Öte yandan ülkemizde bilimsel yayın yapmanın en önemli nedeni akademik kariyerde yükselme kriterlerini oluşturmaktır. Gerek bu kriterlerde yerli yayıncılığın görmezden gelinmesi gerekse de yayın yapmanın başka bir gerekçesi olmaması (Bilginin üretilmesi ve bunun teknolojiye, sanayiye ya da hizmet sektörüne yansıtılması gibi bir karşılığının olmaması gibi) nedeni ile yerli dergilere yeterince yayın gelmemektedir. Çözüm Önerisi: Akademik yükselme kriterleri kapsamında yerli dergi kriterleri artırılmalıdır. Öte yandan üretilen bilginin bilim camiasına kazandırılması ve bilgiyi üretene bir faydası olması gerekir. Sistemin bir gereği olarak klasik devlet memuru haline gelen akademisyenlik mesleğinin tekrar bilim insanı olması sağlanmalıdır. 4-Problem: Yerli dergiler gelişimlerinin hemen her aşamasında kendilerini sahipsiz ve kimsesiz hissetmektedirler. Birçok dergi, amatör ruhun verdiği motivasyonla yayın hayatına devam etmektedir. Çözüm önerisi: TÜBİTAK ve YÖK yerli dergi çıkaran sivil toplum örgütlerine daha çok sahip çıkmalıdır. 5-Problem: Uluslararası indekslere başvuruda editörler sahipsiz kalmaktadır. Çözüm önerisi: Bu başvurularda TÜBİTAK daha aktif rol almalıdır. 6-Problem: Dergicilik tamamen gönüllülük üzerine gitmektedir. En büyük sıkıntı hakemlerin motivasyonunda yaşanmaktadır. Yazıların kabul süreleri çok uzundur. Bunun en önemli nedeni hakem değerlendirmesine gönderilen yazıların geç gelmesidir. Çözüm önerisi: Dergide görev alan tüm bilim adamları, özellikle hakemleri, motive edecek yöntemler bulunmalıdır. Akademik yükselme kriterlerinde puanlama olabileceği gibi her değerlendirme için maddi bir ödeme de tayin edilebilir. Yurt dışında bu uygulamayı yapan dergiler mevcuttur. 2-Kaliteli Yayınları Çekmek İçin Stratejiler Neler Olmalıdır? Gerek ulusal gerekse de uluslar arası alanda yayın yapmakta olan süreli yayınlar açısından en temel sorunlardan birisi de kaliteli yayınlardır. Bir derginin kaliteli yayınlar açısından zengin bir içeriğe sahip olması ya da olmamasını etkileyen çok sayıda etmen vardır. Öncelikle kabul etmeliyiz ki; kaliteli bir dergi değilseniz kaliteli yayınları da beklememelisiniz. Zaten buna hakkınızda yok ve kimseyi de suçlayamazsınız. Bilimsel bir yazının hangi şartlar altında ve hangi güçlükler ile ortaya konulduğu hepimizce malumdur. Sonuç olarak önce kendi kalitemizi ortaya koymamız en temel şart. Ancak yeni yayın hayatına başlayan bir dergi açısından olaya baktığınızda fazlaca bir alternatifinin olmadığı ve yayın kalitesi açısından çokta seçici davranılamayacağı bir gerçektir. Bu aşamayı emekleme dönemi olarak niteleyebilirsiniz. Ancak birkaç yılını tamamlamış bir dergide hala olması gereken asgari şartların (bilimsel kalite, editöryal kalite, teknik kalite, uluslar arası ulaşılabilirlik ve yayınlanma sıklığı-devamlılık) yerine getirilemediği gözleniyorsa ki, bunun bir mazereti olamaz, derginizde ciddi bir sorun var demektir. Bu nedenle belirlenmiş kıstaslara göre derginizi bir an önce kalite anlamında üst sıralara taşımanız şarttır. Şimdi asli sorunumuza dönelim ve kendimize soralım: “Elimde kaliteli bir yayın var ve bunu nerede değerlendirmeliyim?” 80 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 Öncelikli olarak alanımdaki en kaliteli dergiye mi yönelmeliyim? Ülkemiz açısından olaya baktığımızda bu bir fanteziden öte bir şey değildir. Zira yayınların hangi dergide yayınlandığından daha ziyade hangi indekslerce tarandığının (SCI-Expanded, SSCI veya AHCI) dikkate alındığı bir sistem mevcut. Bu noktadan hareketle ülkemiz açısından, dergi kalitesinin kaliteli yayınları dergiye çekme açısından bir yere kadar etkili olduğunu söylemek yanlış olmaz. Peki diğer faktörler nelerdir? En temel unsurlardan biri zamana karşı yarışan akademisyenin kişisel tercihidir. Kişisel tercihte en temel unsur zaman olunca sıralama da kendiliğinden oluşmaktadır. Bir akademisyen yazısını gönderdiği bir dergiden ne ister? Şimdi bunları gözden geçirelim. • Dergi ulusal ve uluslar arası indekslerce taranan ve kriterleri karşılayan bir dergi olmalıdır. Bu, temel şartlar arasında olup; olmazsa olmazlar arasında yerini almıştır. • Yazının değerlendirilme süreci mümkün olduğunca kısa olmalıdır. Değerlendirme süreci uzun olan bir dergi tercih edilebilirliğini yitirmektedir. Bu konuda editöre ve bilimsel danışma kurulu üyelerine ciddi görevler düşmektedir. Herkesin bilimsel anlamda gerekli hassasiyeti göstermesi durumunda bir sorun yaşanmayabilir. Ancak işin esas çözüm şekli dergideki yazı değerlendirme süreçlerini belli normlara oturtmanızdan geçmektedir. Bir yazının dergiye gönderilmesi sonrası yaşanılacak süreç önceden belirlenmeli ve süreç burada belirlenmiş sürelere uyulmak koşulu ile esnetilmeden yürütülmelidir. • Kabul edilebilirlik noktasında çokta zorlayıcı olmamalıdır. Bu konuda gerek editör gerekse de bilimsel danışma kurulu üyeleri katı bir tutum içerisinde olmamalıdır. Yayınlanabilir nitelikteki bir yazıda yapılmış basit hatalar ve ya ifade bozuklukları yazının reddine yol açmamalıdır. Aynı zamanda akademik anlamda yeni yayın yapmaya başlamış bir akademisyenin de aşkını ve şevkini kıracak nitelikte bir tutum içerisine girilmemelidir. Yazarlardan istenilen düzeltmelerin makul ve anlaşılır olması da son derece önemlidir. Dergi için standart bir değerlendirme politikasının oluşturulması ve bilimsel danışma kuruluna da bu konuda bilgi verilmesi başlangıç noktamız olabilir. • Kabul ve basım arasındaki süreç uzun olmamalı veya kabul sonrası DOI (Digital Object Identifier) numarası en kısa sürede verilmelidir. Derginin yazıları kabul sonrası ne kadar zaman içerisinde bastığı ile ilgili olarak yazarları bilgilendirici bir tutum içerisinde olması önemlidir. Yazılar geç basılabilir ancak yazılara kriter tamamlama açısından yeter şart olarak kabul edilen DOI numarası verme işlemi uzamamalıdır. • Yazılar zamanında ve düzenli yayınlanmalıdır. Bir dergi periyodisitesini kaybederse veya vaat ettiği şeyleri yapmaz ise uzun soluklu olması mümkün değildir. Süreli yayıncılıkta günü değil geleceği planlamanız gereklidir ki, bugün kalite anlamında bir yerlere gelmiş dergiler incelendiğinde içeriklerinden daha ziyade yayın süreleri açısından prestij topladıkları bir gerçektir. Buraya kadar anlatılanlar dikkate alındığında her hangi bir dergi editörü veya yayın kurulunun kaliteli yayın toplama konusunda yaşanmakta olan kısır döngüyü bozması mümkün görünmemektedir. Ancak sürece etki eden faktörler üzerinden dergisini cazibe merkezi haline getirmeye çalışılabilir. Yukarıdaki sıralanmış maddeler dikkate alındığında yazımızın başlığındaki sorunun da yanıtı kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak kaliteli yayın istiyorsanız kaliteli dergi kapsamında belirlenmiş kıstaslar dışına çıkmadan ,müşterinizin, sesine kulak vermelisiniz. 81 TÜRK TIP DİZİNİ Kaynaklar: 1. 2. 3. 4. 5. 82 http://journals.tubitak.gov.tr/kitap/maknasyaz/maknasyaz.pdf (Ulaşma tarihi 07.12.2011). http://uvt.ulakbim.gov.tr/tip/sempozyum5/page101-105.pdf (Ulaşma tarihi 07.12.2011). http://www.uak.gov.tr/ http://www.uak.gov.tr/sinav/ykilavuz.pdf http://uvt.ulakbim.gov.tr/editorlere_notlar.uhtml (Ulaşma tarihi 07.12.2011). SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 WEB OF SCIENCE KAPSAMINDAKİ TÜRK DERGİLERİNİN 2010 YILI ETKİ FAKTÖRÜ (IMPACT FACTOR) VE DİĞER VERİLERİN ANALİZİ Ahmet ASAN Giriş Etki faktörü (Impact factor = IF), bir dergide çıkan yayınlarin başka eserlerde ne derecede kaynak gösterildiği ile ilgili bir kavramdır. Bu değer verilirken, hangi yıl ve yıllara ait olduğu mutlaka belirtilmelidir; çünkü bu değer, derginin son durumu hakkında fikir veren bir değerdir. Thomson Reuters Şirketi (önceki ismi Thomson ISI) tarafından ilk defa 1975 yılından itibaren Journal Citation Reports (= JCR) yıllık olarak yayınlanmaya başlamasına rağmen, bu konuyla ilgili fikirlerin tarihi 1920’li yıllara (Gross ve Gross, 1927) dayanmaktadır. Etki Faktörü kavramının kullanımı ile ilgili ilk fikir 1955’de ISI’nin kurucusu Dr. Eugene GARFIELD tarafından ileri sürülmüş, ancak bu kavram 1960’lı yıllarda ISI tarafından geliştirilmiştir. IF değerinin hesaplanma mantığı basit olmasına rağmen, geliştirilmiş bir bilgisayar yazılım sisteminin olmasını gerektirir. IF değeri genellikle 2 yıllık sonuçları verir ancak, 5 yıllık IF değerlerini kullanmak daha sağlıklı sonuçlar verir. Bazen IF değeri bazı dergiler için reklam aracı olarak da kullanılabilir. IF değeri dergi, bilim adamı, bilimsel kurum, ülke vb. hakkında yayın bakımından değerli bilgiler vermesine rağmen, tartışma konusu olan bir kavramdır, her durumda kullanılamaz ve bazı sınırlamalara sahiptir. Derleme (review) tipi yayınlar genellikle çok atıf alırlar; bu nedenle bu tip yayın yapan dergiler, eğer IF tek kriter olursa IF değerleri yüksek çıkar ve ilk sıralarda yer alırlar. Sanat alanında yayın yapan dergiler, özellikle dergiden çok sanat kitapları gibi dergi dışı eserleri atıf gösterdiğinden, Thomson Reuters Şirketi AHCI indeksi için JCR yayınlamaz. AHCI kapsamındaki dergilerin IF değerleri yayınlanmadığından, TÜBİTAK-ULAKBİM bu kapsamdaki Türk dergilerini, A grubunda göstermektedir. Tablo 1’de geçen kavramların açıklamaları ve etki faktörü değerinin nasıl hesaplandığı, Asan (2010a)’da verildiğinden, burada ayrıca değinilmemiştir. SCI-Expanded ve SSCI Kapsamındaki Türk Dergilerinin 2010 Yılı Etki Faktörü (Impact Factor) Değerleriyle ilgili Veriler 29 Kasım 2011 tarihi itibariyle, Türkiye’de yayınlanan bilimsel dergilerin 56 tanesi SCIExpanded, 12 tanesi SSCI, 7 tanesi de AHCI kapsamındadır (toplam 75 adet). Türk Geriatri Dergisi-Turkish Journal of Geriatrics, hem SCI-Expanded hemde SSCI kapsamında göründüğünden, SSCI için sayı 13’dür. Prof. Dr. Ahmet ASAN Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü - EDİRNE ahmetasan84@yahoo.com 83 TÜRK TIP DİZİNİ Tablo 1. Türkiye’de yayınlanan, SCI-Expanded ve SSCI kapsamındaki dergilerin 2010 yılı Etki Faktörü (IF) değerleri ve diğer veriler* Dergi Adı AS IF 5-YIF Aİ SCI-Expanded ACTA ORTHOP TRAUMATO 265 0.309 0.038 ANADOLU KARDIYOL DER 266 0.407 0.191 ANADOLU PSIKIYATR DE 106 0.310 0.037 ANKARA UNIV VET FAK DERG 159 0.176 0.057 DIAGN INTERV RADIOL 272 0.712 0.047 EKLEM HAST CERRAHISI 48 0.404 0.103 EKOLOJI 159 0.775 0.145 ENERGY EDUC SCI TECH 555 9.333 3.206 EXP CLIN TRANSPLANT 199 0.832 0.088 HACET J MATH STAT 36 0.385 0.082 ISI BILIM TEK DERG 11 0.179 0.083 J ENTOMOL RES SOC 29 0.200 0.033 J FAC ENG ARCHIT GAZ 62 0.136 0.021 J INT ADV OTOL 2 0.027 0.027 0.000 J NEUROL SCI-TURK 25 0.071 0.031 J SPORT SCI MED 558 0.676 0.982 0.111 KAFKAS UNIV VET FAK 135 0.243 0.051 KLIN PSIKOFARMAKOL B 135 0.273 0.100 MEDITERR J OTOL 20 0.108 0.308 MIKROBIYOL BUL 200 0.354 0.338 0.025 NEUROQUANTOLOGY 161 0.697 0.772 NOBEL MED 7 0.056 0.000 REC NAT PROD 51 0.891 0.904 0.129 ROMATIZMA 16 0.108 0.270 TARIM BILIM DERG 76 0.204 0.000 TEK DERGI 3 0.030 0.071 TEKST KONFEKSIYON 53 0.245 0.000 TRAK UNIV TIP FAK DE 26 0.093 0.010 TURK J AGRIC FOR 570 0.675 0.948 0.089 TURK J BIOCHEM 70 0.229 0.052 TURK J BIOL 389 0.857 0.132 TURK J CHEM 858 0.756 0.894 0.098 TURK J EARTH SCI 366 1.031 1.405 0.486 TURK J LELECTR ENG CO 79 0.286 0.041 TURK J FIELD CROPS 25 0.259 0.053 TURK J FISH AQUAT SC 132 0.591 0.014 TURK J GASTROENTEROL 313 0.642 0.013 TURK J GERIATR 117 0.052 0.018 TURK J MATH 167 0.467 0.140 TURK J MED SCI 257 0.210 0.007 TURK J RHEUMATOL 8 0.043 0.130 0.047 TURK J VET ANIM SCI 830 0.276 0.592 0.000 TURK J ZOOL 489 0.647 0.149 TURK KLIN TIP BILIM 70 0.082 0.006 TURK NEUROSURG 149 0.473 0.099 TURKDERM-ARCH TURK D 37 0.130 0.000 TURKISH J PEDIATR 539 0.340 0.481 0.016 UHOD-ULUSLAR HEMATOL 17 0.101 0.109 ULUS TRAVMA ACIL CER 159 0.211 0.017 Ortalama 189.31 0.732 0.606 0.149 Uç değer olan 9.333 IF değeri dikkate alınmazsa, ortalama 0.553 çıkar. Uç değer olan 3.206 AI değeri dikkate alınmazsa, ortalama 0.083 çıkar. SSCI AMME IDARESI DERG 36 0.000 0.000 0.000 84 YS AYO EFS AIS 79 110 54 53 64 29 62 34 57 61 24 30 94 74 65 81 236 40 0 79 57 59 31 0 24 14 38 98 56 58 53 92 37 74 38 74 76 57 50 136 43 82 67 317 91 58 124 46 120 72.25 5.5 3.6 4.8 >10.0 3.8 3.9 1.5 3.4 4.0 4.6 5.4 4.1 2.0 6.4 5.3 6.6 6.0 - 3.5 5.0 6.7 6.9 7.4 6.9 7.7 2.7 6.7 4.8 5.16 0.00068 0.00086 0.00010 0.00012 0.00143 0.00005 0.00013 0.00084 0.00095 0.00021 0.00005 0.00006 0.00008 0.00000 0.00006 0.00184 0.00005 0.00011 0.00004 0.00050 0.00015 0.00001 0.00014 0.00004 0.00016 0.00001 0.00007 0.00004 0.00107 0.00011 0.00065 0.00140 0.00106 0.00019 0.00001 0.00045 0.00096 0.00007 0.00084 0.00035 0.00001 0.00119 0.00072 0.00011 0.00058 0.00004 0.00114 0.00003 0.00033 0.00052 0.118 0.133 26 - 0.00001 - 0.000 0.214 0.034 0.070 0.136 0.053 0.205 0.181 0.468 0.007 0.115 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 BILIG EGIT ARAST EGIT BILIM HACET U EGITIM FAK KURAM UYGULAMA EGI NEW PERSPEC TURK TURK J GERIATR TURK ONLINE J EDUC T TURK PSIKIYATR DERG TURK PSIKOL DERG ULUSLAR ILISKILER Ortalama 33 167 65 267 94 53 117 194 298 132 25 123.42 0.174 0.559 0.117 0.235 0.259 0.645 0.052 1.016 0.471 0.056 0.224 0.317 0.688 0.339 0.342 0.042 0.275 0.034 0.000 0.043 0.000 0.018 0.259 0.061 0.000 0.000 0.061 48 51 59 60 46 15 57 81 33 14 23 42.75 3.7 7.1 6.7 3.7 6.6 >10.0 6.3 0.00001 0.00020 0.00007 0.00016 0.00015 0.00041 0.00007 0.00016 0.00046 0.00007 0.00002 0.00016 0.123 0.061 0.092 Kısaltmaların Açıklaması: AS: Atıf sayısı, IF: Etki Faktörü (Impact factor), Aİ: Acil indeks (Immediacy index), YS: Yayın sayısı, AYO: Atıf yarı ömrü, 5YIF: 5 yıllık etki faktörü, EFS: Eigenfactor score, AIS: Article influence score. *IF değeri 1’in üzerinde olan dergiler koyu renkle gösterilmiştir. Kaynak: Online olarak kişisel başvuru sonucunda, TÜBİTAK-ULAKBİM aracılığıyla Thomson Reuters JCR 2010 (TÜBİTAK-ULAKBİM’den 29 Haziran 2011, 30 Haziran 2011 ve 1 Temmuz 2011 tarihinde alınan ve Thomson Reuters JCR kaynaklı e-mail yazıları, http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/sci1_10.pdf, http:// www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/sci2_10.pdf, http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/sci3_10.pdf, http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/ssci1_10.pdf Eldeki kayıtlara göre, belirtilen indekslere giren ilk Türk Dergisi Hacettepe Bulletin of Social Sciences and Humanities’dir; 1970 yılında taranmaya başlamış, ancak maalesef 1973 yılı başından itibaren taranması durdurulmuştur. 1970-1984 yılları arasında bu veritabanlarında maalesef herhangi bir Türk dergisi yer almamıştır. Sonra 1985 yılında Turkish Journal of Pediatrics SCIExpanded kapsamına alınmıştır. 10 yıl sonra, 1995’de Turkish Journal of Chemistry bu veritabanında, Turk Psikoloji Dergisi-Turkish Journal of Psychology ise SSCI’de yer almaya başlamış, 1997’de Turkish Journal of Veterinary & Animal Sciences ve 2004’de Turkish Journal of Earth Sciences ve Journal of Sports Science and Medicine aynı veritabanı tarafından taramaya alınmıştır. 2005’de Turk Psikiyatri Dergisi-Turkish Journal of Psychiatry SSCI’ye yer almaya başlamıştır. AHCI kapsamına alınan ilk Türk dergisi Adalya ‘dır ve 2005 yılında taranmaya başlamıştır; bu dergiyi 2007’de METU Journal of The Faculty of Architecture ve TUBA-AR- Turkish Academy of Sciences Journal of Archaeology takip etmiştir. AHCI kapsamına daha sonraki yıllarda 4 dergi daha katılmıştır. 2006’dan sonra Türkiye kaynaklı dergilerin sayısında hızlı bir artış görülmüş 2011’de toplam sayı 75 olmuştur. Web of Science kapsamındaki Türkiye kaynaklı yayınlar özellikle 2007’den itibaren yıllık 20,000 değerini aşmaya başladığından [WOS kapsamındaki dergilerde 2007 Türkiye kaynaklı yayın sayısı 21,392’dir (tam makale sayısı ise, 14,906’dır) (Asan, 2010b)] ve bu değer gittikçe arttığından, WOS kapsamındaki Türkiye kaynaklı dergi sayısının 75’den daha fazla olması gerektiğine inanıyorum [2008 yılı: 27,273 (tam makale: 19430), 2009 yılı: 26,887 (tam makale: 20,723), 2010 yılı: 28,288 (21,291)] (Asan 2010b, Thomson Reuters Web of Science Veritabanı). SCI-Expanded ve SSCI kapsamındaki Türk dergilerin 2010 yılı Etki Faktörü (Impact Factor = IF) değerleri ve bu değerle birlikte verilen diğer bilgiler Tablo 1’de verilmiştir. Dergi isimleri JCR’da yazıldığı şekliyle ve alfabetik sırada dizilmişdir. Tablo 1’de yer alan kavramlar, Asan (2010a)’da açıkladığından, burada ayrıca yer verilmemiştir. Dergilerle İlgili Verilerin Yorumu WOS kapsamındaki Türk Dergileri’nin 1989-2010 yılları arasındaki IF değeri 0.013 - 9.333 arasında değişiklik göstermiştir. Tablo 1 ve Tablo 2’de verilen IF değerleri biribirinden farklı olabilir, çünkü hesaplanma şekilleri farklıdır. Tablo 1’de verilen IF değerleri şöyle hesaplanmıştır: Tabloda verilen dergilerde, 2008 ve 2009 yıllarında çıkan makalelerin 2010 yılında aldıkları 85 TÜRK TIP DİZİNİ Tablo 2. Türkiye’de yayınlanan ve SCI-Expanded, SSCI ve AHCI (Web of Science = WOS) kapsamına alındıktan sonra, Ocak 2011’e kadar alınan atıf sayıları ve ortalama etki faktörü değerleri Dergi Adı YS AS Acta Orthopaedica et Traumatologica Turcica Adalya Amme İdaresi Dergisi Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi Anadolu Kardiyoloji Dergisi-The Anatolian Journal of Cardiology Anadolu Psikiyatri Dergisi-Anatolian Journal of Psychiatry Bilig Diagnostic and Interventional Radiology Eğitim Araştırmaları-Eurasian Journal of Educational Research Eğitim ve Bilim-Education and Science Eklem Hastalıkları ve Cerrahisi-Joint Diseases and Related Surgery Ekoloji Energy Education Science and Technology Part A - Energy Science and Research Energy Education Science and Technology Part B - Social and Educational Studies Experimental and Clinical Transplantation Hacettepe Journal of Mathematics and Statistics Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi DergisiHacettepe University Journal of Education Isı Bilimi ve Tekniği Dergisi-Journal of Thermal Science and Technology İktisat İşletme ve Finans Journal of International Advanced Otology (E.A. Mediterranean Journal of Otology) Journal of Neurological Sciences-Turkish Journal of Sports Science and Medicine Journal of the Entomological Research Society Journal of the Faculty of Engineering and Architecture of Gazi University Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi Klinik Psikofarmakoloji Bülteni-Bulletin of Clinical Psychopharmacology Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri Mathematical & Computational Applications METU Journal of the Faculty of Architecture Mikrobiyoloji Bulteni Milli Folklor NeuroQuantology New Perspectives on Turkey Nobel Medicus Nöropsikiyatri Arşivi-Archives of Neuropsychiatry Olba Records of Natural Products Tarım Bilimleri Dergisi Teknik Dergi Tekstil ve Konfeksiyon Trakya Üniversitesi Tip Fakültesi Dergisi TUBA-AR-Turkish Academy of Sciences Journal of Archaeology Turkish Journal of Agriculture and Forestry Turkish Journal of Biochemistry-Türk Biyokimya Dergisi Turkish Journal of Biology Turkish Journal of Botany Turkish Journal of Chemistry Turkish Journal of Earth Sciences 221 99 97 187 737 144 139 220 185 185 101 158 86 53 46 7 39 377 33 1 235 3 24 21 82 IF Ort. (AS/YS) 0,24 0,46 0,07 0,21 0,51 0,23 0,01 1,07 0,02 0,13 0,21 0,52 VT SCIE AHCI SSCI SCIE SCIE SCIE SSCI SCIE SSCI SSCI SCIE SCIE 69 812 11,77 SCIE 56 186 120 645 151 29 11,52 0,81 0,24 SCIE SCIE SCIE 195 53 0,27 SSCI 72 86 14 11 0,19 0,13 SCIE SSCI 199 186 602 62 13 10 1074 17 0,07 0,05 1,78 0,27 SCIE SCIE SCIE SCIE 205 488 154 180 74 97 351 268 156 86 135 99 32 86 187 70 168 244 30 224 154 138 101 1146 178 34 562 40 24 9 4 157 5 124 7 6 5 3 57 41 6 35 30 6 189 53 239 107 4087 671 0,17 1,15 0,26 0,13 0,12 0,04 0,45 0,02 0,79 0,08 0,04 0,05 0,09 0,66 0,22 0,09 0,21 0,12 0,20 0,84 0,34 1,72 1,06 3,57 3,77 SCIE SCIE SCIE SSCI SCIE AHCI SCIE AHCI SCIE SSCI SCIE SCIE AHCI SCIE SCIE SCIE SCIE SCIE AHCI SCIE SCIE SCIE SCIE SCIE SCIE SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 Turkish Journal of Electrical Engineering and Computer Sciences Turkish Journal of Field Crops Turkish Journal of Fisheries and Aquatic Sciences Turkish Journal of Gastroenterology Turkish Journal of Geriatrics/Türk Geriatri Dergisi Turkish Journal of Hematology Turkish Journal of Mathematics Turkish Journal of Medical Sciences Turkish Journal of Pediatrics Turkish Journal of Rheumatology Turkish Journal of Veterinary & Animal Sciences Turkish Journal of Zoology Turkish Online Journal of Educational Technology Turkish Neurosurgery Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi-Turkish Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi Türk Pediatri Arşivi-Turkish Archives of Pediatrics Türk Psikiyatri Dergisi Türk Psikoloji Dergisi Türkderm Türkiye Entomoloji Dergisi-Turkish Journal of Entomology Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Dergisi-Turkish Journal of Physical Medicine and Rehabilitation Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Dergisi UHOD-Uluslararası Hematoloji-Onkoloji Dergisi Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Dergisi-Turkish Journal of Trauma & Emergency Surgery Uluslararası İlişkiler-International Relations 113 47 131 154 107 115 177 450 1890 85 1791 187 150 321 21 5 51 122 4 23 50 100 3717 1 3333 84 64 160 0,19 0,11 0,39 0,79 0,04 0,20 0,28 0,22 1,97 0,01 1,86 0,45 0,43 0,50 SCIE SCIE SCIE SCIE SCIE,SSCI SCIE SCIE SCIE SCIE SCIE SCIE SCIE SSCI SCIE 146 179 138 254 186 173 57 1 0 4 314 428 10 7 0,01 0 0,03 1,24 2,30 0,06 0,12 SCIE AHCI SCIE SSCI SSCI SCIE SCIE 118 957 119 3 135 8 0,03 0,14 0,07 SCIE SCIE SCIE 367 80 107 12 0,29 0,15 SCIE SSCI Kısaltmaların Açıklaması: YS: yayın Sayısı, AS: Atıf sayısı, IF: Etki Faktörü (Impact factor), VT: Veritabanı *IF değeri 1’in üzerinde olan dergiler koyu renkle gösterilmiştir. Kaynak: http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/tr-yayin.pdf) atıflar dikkate alınmıştır; halbuki Tablo 2’de, dergilerin WOS’a kabul edildikten sonra, Ocak 2011’e kadar olan veriler dikkate alınmıştır. IF değerleri için Tablo 1 dikkate alınmalıdır. Turk J Pediatr: 1985 yılında SCI-Expanded kapsamına alınmış, ilk IF değeri 1989 yılında 0.013 olarak verilmiş, 1995 yılına kadar IF değeri hesaplanan tek dergimiz olmuştur. 1989’dan sonraki 2 yıl, IF değerinde artış olmuş, 1992-1994 arasında düşüş, 1995’den sonra ise artış eğilimine girmiştir. 2000 yılında bir düşüş görülmesine rağmen, 2001’den sonra artış olmuş, 2002’de 0.340 (artış var) olduktan sonra, 2005’e kadar IF değeri 0.340’ın altında gerçekleşmiştir. 2005’den sonra tekrar yükseliş görüyoruz; bu yükseliş sonucu derginin 2008’deki IF değeri şimdiye kadar ulaşılan en yüksek değere ulaşmış (0.442), ancak 2009’da bu değerin altında kalmış, (0.333), 2010’da ise hafif artarak 0.340 olmuştur. Turk J Chem: Derginin sadece 1 sayısının (16/4: 246-251) 1992 yılında WOS kapsamında olduğu görülüyor; 1993 ve 1994 yıllarına ait yayın yok. Ancak dergide yer alan yayınlar düzenli olarak 1995 yılından itibaren WOS veritabanında yer almaya başlamıştır. Dergiye ait ilk verilen IF değerinin 1996’da yayınlandığını görüyoruz: 0.161. Başlangıç için iyi bir değer. 1997’de hafif bir düşüş var (0.135), 1998’deki artıştan sonra (0.198), 1999 ve 2000’de azalma, 2001’de yeniden artış ve bu artış 2002’ye kadar devam ediyor. 2003’de bir düşüş görülmesine rağmen, 2004’de bir önceki yıla göre 2.18 kat artış görülüyor (0.579). 2005, 2006 ve 2007’de istikrarını koruyan dergi, 2008’de yeni artışla IF değerini O.727’ye, 2009’da ise kendisi için en yüksek 87 TÜRK TIP DİZİNİ değer olan 0.758’e ulaşmıştır. Derginin 2009’da aldığı atıf sayısı ise yine kendisi için en yüksek sayı olan 828 olmuştur. 5 yıllık IF değerleri dikkate alındığında sayılar daha yüksek çıkmaktadır. Derginin 2010 IF değeri ise 0.756’dır. Bu değer, 2009 ile benzerdir. Turkish Journal of Veterinary & Animal Sciences: 1997’de SCI-Expanded kapsamına alınmış, ilk IF değeri ise 1999’da verilmiştir: 0.048. Bu değer 2000 ve 2001 yıllarında düşmüş, ancak 2002 yılında ciddi bir artış göstermiştir. 2002 yılındaki 0.146 IF değeri, 2001 yılına göre 3.40 kat daha fazladır. 2003 ve 2004’de azalma görülmesine rağmen, 2005’den itibaren bir artış eğilimi görülmüş ve 2009’da 725 atıfla kendisi için en yüksek değer olan 0.342’ye ulaşmış, ancak 2010’da biraz düşerek 0.276 olmuştur. Journal of Sports Science and Medicine: Dergi 2002’de yayın hayatına başlamış, 2004’de önemli bir başarı göstererek SCI-Expanded kapsamına alınmış, aynı yıl IF değeri 0.269 olmuştur. 2005 ve 2006 yıllarında artış görülmesine rağmen, 2007’de bir düşüş olmuştur. Derginin IF değeri 2008’de bir önceki yıla göre 1.94 kat artış göstererek 0.564 olmuş, 2009’da ise 382 atıfla kendisi için en yüksek değer olan 0.815’e ulaşmış, ancak bu yükseliş 2010’da durmuş ve IF değeri 0.676 olmuştur. Turk Psikol Derg: 1995’de SSCI kapsamına alındı. İlk olarak 2005’de bu derginin IF değerine ulaşılabildi: 71 atıfla 0.222. 2006’da bir azalma görülmekle beraber, 2007’de artış olmuştur. 2008’deki azalmadan sonra, 2009’da derginin IF değeri yeniden artmıştır (0.263). Ancak 2010’da hızlı bir düşüş göstermiş ve IF değeri 0.056 olmuştur. Turk Psikiyatri Dergisi: 2005’de SSCI kapsamına alındı. İlk IF değeri 2007’de verildi: 127 atıfla 0.547. İyi bir değer. 2008’de hafif bir düşüş görülmekle birlikte, 2009’da yeniden artmıştır (0.576). 2010’da hafif düşüş göstererek 0.471 olmuştur. Turkish Journal of Earth Sciences: Dergi 2004 yılında SCI-Expanded kapsamına alınmış, ilk IF değeri ise 2006 yılında verilmiştir: 170 atıfla 2.536. Bu değer, 2009 yılına kadar WOS kapsamındaki tüm dergilerimiz içinde ulaşılabilen en yüksek değerdir. Ancak dergi bu yüksek IF değerini koruyamamış, 2007’de 2.481’e, 2008’de 1.000’e düşmüş, 2009’da ise 1.607 olmuştur (Bknz Tablo 4-6). Derginin 2010 yılı IF değeri ise 2009’a göre biraz düşerek 1.031 olmuştur. Mikrobiyoloji Bülteni: Dergi 2007 yılında SCI-Expanded kapsamına alınmış, ilk IF değeri ise yine 2007 yılında verilmiştir: 93 atıfla 0.209. Derginin IF değeri 2008’de artmış, ancak 2009’da tekrar azalmış (0.286), 2010 yılında ise artarak 0.354 olmuştur. Turkish Journal of Agriculture and Forestry: Dergi 2007 yılında SCI-Expanded kapsamına alınmış, ilk IF değeri ise yine 2007 yılında verilmiştir: 202 atıfla 0.422. 2008 ve 2009’da (0.648) ise artış devam etmiştir. 2010’da ise hafif bir artış göstererek 0.675 olmuştur. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni-Bulletin of Clinical Psychopharmacology: 2008’de WOS kapsamına alındı. İlk IF değeri de aynı yıl verildi: 17 atıfla 0.197. Bu değer 2009’da artarak 46 atıfla 0.271 olmuş, 2010’da artış devam etmiştir (0.273). 88 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 Mediterr J Otol: 2007’de SCI-Exp’a kabul edildikten sonra 2009’da adı değişmiştir (yeni ismi: Journal of International Advanced Otology); bu nedenle 2009 yılında eski ismiyle verilen yayın sayısı doğal olarak 0 çıkmıştır. Yeni isim 2009’dan itibaren geçerli olduğundan, bu derginin yeni ismiyle IF değeri 2010’da çıkmış ve 0.108 olmuştur. Energy Educ Sci Tech: Bu derginin IF değeri ilk defa 2010’da yayınlanmış ve IF değeri şimdiye kadarki Türkiye kaynaklı dergiler içinde en yüksek değer olan 9.333 olmuştur. Bundan önceki en yüksek değer, Turk J Earth Sci’ın 2006 yılı IF değeridir ve o yıl için 2.536 olmuştur. Bu yüksek başarıda katkısı olan tüm dergi yöneticilerine tebrikler. Bazı dergilerimizin ise (Anadolu Kardiyol Derg, Diagn Interv Radiol, Exp Clin Transplant, Rec Nat Prod), IF değeri bakımından iyi bir başlangıç yaptıklarını da belirtmek mümkündür. Bu dergilerin 2010 yılı IF değerleri genellikle artarak devam etmiştir (Tablo 1). Turk Botanik Dergisi’nin IF değeri 2010 yılı için JCR’de yer almamasına rağmen dergi internet sitesinde derginin 2010 yılı IF değerinin 0.779 olduğu belirtilmiştir. Bu değer, başlangıç için iyi bir değerdir. Uluslararası Bazı Dergilerin Durumu Web of Science kapsamındaki Türk Dergileri’nin ulaşabildiği en yüksek etki faktörü değeri, 2009 yılına kadar 2.536 idi. 2010’da ise en yüksek IF değeri 9.333 ile Energy Educ Sci Tech olmuştur. Bu değer, diğer Türk Dergileri içinde düşündüğümüzde oldukça yüksektir. Ancak 9.333 IF değerini diğer önemli bazı uluslararası dergilerle kıyasladığımız da, ulusal ölçekte daha fazla çaba göstermemiz gereği de ortadadır (Tablo 3). Örneğin WOS kapsamındaki tüm dergiler içinde 2008 ve 2009 yıllarında IF değeri bakımından ilk sırada yer alan Ca-Cancer J Clin’in 2008 IF değeri 74.57, 2009 değeri ise çok yüksek bir Tablo 3. 2010 Yılı verilerine göre, WOS Kapsamındaki bazı uluslararası dergilerin Etki Faktörü (Impact Factor = IF), 5 Yıllık IF, Acil İndeks ve diğer değerleri Dergi Adı Ca-Cancer J Clin New Eng J Med Ann Rev Immunol Nat Rev Cancer Nature Lancet Cell Science Ann Rev Biochem Physiol Rev P NATL ACAD SCI USA PHYS REV LETT ASTROPHYS J J Biol Chem APPL PHYS LETT PHYS REV B A 9801 227674 16100 26727 511145 155734 167587 469704 18621 20265 482679 335409 198611 412003 197445 268704 IF 94.262 53.484 49.271 37.178 36.101 33.633 32.401 31.364 29.742 28.417 9.771 7.621 7.436 5.328 3.820 3.772 5-YIF 70.216 52.362 46.688 37.878 35.241 32.498 34.929 31.769 34.471 37.047 10.591 7.154 6.175 5.498 3.845 3.362 Aİ 8.667 10.675 7.682 6.423 8.791 10.852 6.661 6.789 5.464 3.914 1.874 1.836 2.289 0.945 0.664 0.954 Y 18 345 22 71 862 271 319 862 28 35 3764 3118 2501 4208 4459 5991 AYO 3.8 7.5 7.6 5.3 9.1 8.7 8.5 9.0 >10.0 8.9 7.7 7.6 7.1 8.8 5.6 8.6 EFS 0.04923 0.69167 0.06278 0.13056 1.74466 0.38031 0.70472 1.46485 0.06141 0.04866 1.66833 1.24359 0.40276 0.88585 0.72217 0.78330 AIS 24.782 21.366 25.179 16.970 19.334 12.720 20.639 16.859 20.080 14.695 4.959 3.486 1.575 2.191 1.399 1.389 A: Atıf sayısı; IF: Etki faktörü, 5-YIF: 5 yıllık IF, Aİ: Acil indeks, Y: Yayın Sayısı, AYO: Atıf yarı ömrü, EFS: Eigenfactor score, AIS: Article Influence score Kaynak: TÜBİTAK-ULAKBİM aracılığıyla Thomson Reuters, JCR 2010). (Sıralama IF değerine göre yapılmıştır 89 TÜRK TIP DİZİNİ sayı olan 87.92’ye çıkmıştır. 2010’da ise daha da yükselerek 94.26’ya yükselmiştir. Bu sayının anlamı şudur: Bu dergide 2008 ve 2009 yıllarında çıkan her makale, 2010’da ortalama olarak 94.26 atıf almıştır. Çok önemli bir tıp dergisi olan New Eng J Med’nin 2008 yılı IF değeri 205750 atıfla 50.01, 2009 yılı IF değeri ise 216752 atıfla 47.05 olmuş, 2010’da ise 227674 atıf alarak 53.48’e ulaşmıştır. Nature dergisinin 2008 yılı IF değeri 443967 atıfla 31.43, 2009 yılı IF değeri ise 483039 atıfla 34.48 olmuştur. 2010’da ise 36.101 olmuştur. 2009 yılında IF değeri 5.33 olan J Biol Chem, 406606 atıf almıştır. 2010’da ise, 412003 atıfla 5.328 olmuştur. Bu derginin bu kadar çok atıf almasına rağmen IF değerinin düşük çıkmasının nedeni, 1 yılda çok fazla makale yayınlanmasından kaynaklanmaktadır; örneğin bu dergide 2009’da çıkan makale sayısı 3686’dır (2010: 4459 makale). Bu paragragda ve Tablo 3’de sözü edilen dergiler uluslararası üst düzey dergilerdir. WOS kapsamındaki Türk Dergileri’ni bu dergilerden ziyade kendi kategorisindeki dergilerle kıyaslamak daha doğrudur. Ülkemiz dergilerinin IF değerlerinin artması için, bu dergilerde yayınlanan makaleleri gerektiğinde kaynak göstermeli, dergilerimizde atıf alma potansiyeli yüksek olan kaliteli çalışmaların yayınlanmasını sağlamalı, dergilerimizin hedef okuyucuya ulaşması için gerekenleri yapmalıyız. Makale değerlendirme süreci kurallara uygun olarak yapılmalı, tamamen bilimsel ölçütler kullanılarak makale elemeleri yapılmalıdır. Dergilerimizde bazen, uzmanı tarafından yazılmış, geniş okuyucu kitlesine hitap eden derleme makaleler ve metodla ilgili bazı önemli çalışmalar da yayınlanmalıdır; çünkü bu tip çalışmaların atıf alma potansiyelleri oldukça yüksektir. Ancak bu tip makalelerin oranı oldukça düşük tutulmalıdır. Teşekkür TÜBİTAK-ULAKBİM tarafından her yıl organize edilen “Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık” sempozyumlarına beni davet ederek, burada sunduğum çalışmaları hazırlamamı teşvik eden, Türk Tıp Dizin Kurul Başkanı Sn. Doç. Dr. Orhan YILMAZ’a ve 2010 yılı etki faktörü ve diğer bilgileri e-posta ile bana gönderen TÜBİTAK-ULAKBİM yetkililerine teşekkürlerimi sunarım. Kaynaklar: 1. Asan A. Web of Science kapsamındaki Türk Dergilerinin etki faktörü (Impact Factor) değerleri. İçinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık - 2010 Ed: Yılmaz O. Open Ajans 2010. Ankara; s. 49-58. 2. Asan A. SCI, İmpakt Faktör, Sitasyon Sayısı. Bilimsel Yayınlar Kitabı (416 Sayfa) içinde. Editör: Hamdi AKAN. Sayfa: 285-408. Bilimsel Tıp yayınevi, Ankara, 2010b. 3. Asan A. ISI’nin kullandığı indeksler: SCI-Expanded, SSCI ve AHCI: Tarihsel gelişim, bugünkü durum ve etki faktörü (IF). OrLab Online Mikrobiyol Derg 2 (5): 1-21, 2004. 4. Asan A. SCI-Expanded, SSCI, AHCI ve Etki Faktörü (=Impact Factor). Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2005. Ed: Yılmaz O. Baskı Matbaası 2005. s. 221-63. 5. Asan A. SCI-Expanded, SSCI, AHCI kapsamındaki Türk Dergileri. İçinde: Sağlık Bilimlerinde Süreli Yayıncılık-2006. Ed: Yılmaz O. Open Ajans Ankara 2006. s. 86-92. 6. an A. SCI, İmpakt Faktör, Sitasyon Sayısı. Bilimsel Yayınlar Kitabı (416 Sayfa) içinde. Editör: Hamdi AKAN. Sayfa: 285-408. Bilimsel Tıp yayınevi, Ankara, 2010. 7. Baysal B. Türkiye’de bilimsel dergiler. 21. Yüzyılda bilimsel yayıncılık: Hedefler ve Yaklaşımlar Sempozyumu Kitabı. S. 6-15, 2002. TÜBİTAK Yay., Ankara. 8. Brodman E. Methods of choosing physiology journals. Bull Med Libr Assn. 32: 479-483, 1944. 9. Fersht A. The most influential journals: Impact Factor and Eigenfactor. Proc Natl Acad Sci U S A. 106 (17): 6883-6884, 2009. doi: 10.1073/pnas.0903307106 10. Gross PLK, Gross EM. College libraries and chemical education. Science. 66: 385-389, 1927. 90 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 11. Yurtsever E, Gülgöz S, Yedekçioğlu ÖA, Tonta M. Sosyal bilimler atıf dizininde (SSCI) Türkiye: 1970-1999. 142 S. TUBA Yayınları. 2001, 12. http://journals.tubitak.gov.tr/veterinary/abs.htm 13. http://www.ulakbim.gov.tr/ 14. http://scientific.thomson.com 15. http://www.jssm.org 16. http://en.wikipedia.org/wiki/Impact_factor 17. http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/sci1_10.pdf 18. http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/sci2_10.pdf 19. http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/sci3_10.pdf 20. http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/ssci1_10.pdf 21. http://www.ulakbim.gov.tr/cabim/yayin/tr-yayin.pdf 91 TÜRK TIP DİZİNİ EK 1; Sağlık bilimleri kapsamındaki süreli yayınlarda, yazarlardan araştırma ve yayın etiğine uyumlu olunması istenmektedir. İnsanlarda veya hayvanlarda gerçekleştirilen araştırmalar için öneriler aşağıda dikkatinize sunulmaktadır. .........................Dergisi, yazarlardan araştırma ve yayın etiğine uyumlu olunmasını istemektedir. İnsanlarda veya hayvanlarda gerçekleştirilen araştırmalarda ulusal ve uluslar arası etik kılavuzlara uyum ve ilgili etik kurullardan izin esastır. Alınan .Etik Kurul Onayı. online olarak, www.. adresine gönderilmelidir. Makalelerin etik kurallara uygunluğu yazarların sorumluluğundadır. İnsanlar üzerinde yapılan araştırmalar: Dergi, “İnsan” öğesinin içinde bulunduğu tüm çalışmalarda “Helsinki Bildirgesi”, “İyi Klinik Uygulamalar Kılavuzu” ve “İyi Laboratuvar Uygulamaları Kılavuzu”’nda belirtilen esaslara ve T.C. Sağlık Bakanlığının ilgili yönetmeliklerine uygunluk ilkesini kabul eder. İnsanlar üzerinde yapılan araştırmalarda, “Klinik Araştırmalar Etik Kurul’undan izin alınması ve ilgili belgenin dergiye gönderilmesi zorunludur. Yazarlar, makalenin GEREÇ VE YÖNTEM bölümünde ilgili etik kuruldan ve çalışmaya katılmış insanlardan imzalı “Bilgilendirilmiş gönüllü olur” (informed consent) belgesini aldıklarını belirtmek zorundadır. Etik Kurul onayının bir kopyasının dergiye gönderilmemesi durumunda yazı yayınlanmayacaktır. Olgu sunumlarında hastanın kimliğinin ortaya çıkmasına bakılmaksızın hastalardan veya gereği durumunda yasal temsilcisinden “Bilgilendirilmiş gönüllü olur” (informed consent) belgesi alınmalı ve makalenin olgu sunumu başlığı altında yazılı olarak ifade edilmelidir. Hastadan veya yasal temsilcisinden alınan “Bilgilendirilmiş gönüllü olur” belgesi dergiye yollanmalıdır. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar: Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda, “Deney Hayvanları Etik Kurul”undan izin alınması ve ilgili belgenin bir kopyasının dergiye gönderilmesi zorunludur. Araştırmanın GEREÇ VE YÖNTEM bölümünde, deneysel çalışmalarda tüm hayvanların “Laboratuar Hayvanlarının Bakım ve Kullanımı Kılavuzu”na (Guide for the Care and Use of Laboratory Animals, www.nap.edu/catalog/5140.html) uygun olarak insancıl bir muameleye tabi tutulduğu ve Deney Hayvanları Etik Kurul onay raporu alındığı belirtilmelidir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda ağrı, acı ve rahatsızlık verilmemesi için neler yapıldığı açık bir şekilde belirtilmelidir. Etik Kurul onayının bir kopyasının dergiye gönderilmemesi durumunda yazı yayınlanmayacaktır. Çıkar Çatışmaları: Yazarlar, makaleleriyle ilgili çıkar çatışmalarını (varsa) bildirmelidirler. Eğer makalede dolaylı veya dolaysız ticari bağlantı (istihdam edilme, doğrudan ödemeler, hisse senedine sahip olma, firma danışmanlığı, patent lisans ayarlamaları, veya hizmet bedeli gibi) veya çalışma için maddi destek veren kurum mevcut ise yazarlar; kullanılan ticari ürün, ilaç, 92 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 firma v.b ile ticari hiçbir ilişkisinin olmadığını ve varsa nasıl bir ilişkisinin olduğunu, editöre sunum sayfasında ve ayrıca makalede kaynaklar bölümünden önce “Çıkar çatışması” başlığı altında bildirmek zorundadır. Yazarlık Katkısı: Çok yazarlı makalelerde yazarların araştırmaya katkıları (fikir oluşturma, çalışma tasarımı, deneysel uygulamalar, istatistik, makalenin yazımı, vb.) açıklanmalı ve imzalı olarak editöre (yayın hakkı devir formu kapsamı içinde) sunulmalıdır. Yazarlık katkısı bilgisi, kaynaklar bölümünden önce makalede bildirilmek zorundadır. Maddi destek: Araştırma için alınmış finansal destek, bağış ve diğer bütün editöryal (istatistiksel analiz, İngilizce/Türkçe değerlendirme) ve/veya teknik yardım varsa açıkça makalenin kaynaklar bölümünden önce bildirilmek zorundadır. Ayrıca yazarlar aşağıda belirtilen alanlarda, varsa çalışmaya sponsorluk edenlerin rollerini beyan etmelidirler: (1) Çalışmanın tasarımı, (2) Veri toplanması, analizi ve sonuçların yorumlanması, (3) Raporun yazılması, (4) Yayın için gönderilmesine karar verilmesi. 93 TÜRK TIP DİZİNİ EK 2; Süreli Yayınların Türk Tıp Dizinine Kabul Edilme Koşulları - 2011 • Dergiler yıl içinde düzenli aralıklarla yayımlanmalı, derginin her sayısından 2 adet, yayınlanması gereken tarihten itibaren en geç 3 ay içerisinde “TÜBİTAK-ULAKBİM Ulusal Veri Tabanları Ofisi YÖK Binası B-5 Blok 06539 Bilkent-ANKARA” adresine ulaştırılmalıdır. Ayrıca derginin her sayısına ait elektronik kopyalar pdf dosyası halinde, zamanında ve düzenli olarak Online Dergi İzleme Sistemi (ODİS)’ne yüklenmelidir. Gecikmeler dergi/ yayınevi sorumluluğundadır. • Dergi künyesinde dergilerin tam adı, kısaltılmış adı, açık adresi, editörün ve kurumsal olarak derginin e-posta dahil, güncel adresleri belirtilmelidir. Kapakta ve/veya iç kapak sayfasında derginin yayın aralığı ve yayınlanması gereken tarih (yıl ve ay olarak) belirtilmelidir. • Dergiler bir yılda en az 3 sayı basılmalı, birleşik sayı basılmamalıdır. Özel sayı ya da ek sayı niteliğindeki dergiler değerlendirilmeyecektir. Eklere sayı ve devam eden sayfa numaraları verilmemelidir. • Bir yıl içindeki toplam bilimsel araştırma yazısı 12’den az olmamalı ve toplam bilimsel yazı sayısının (araştırma, olgu sunumu, derleme) en az %50’sini oluşturmalıdır. • Dergilerde danışman (hakem) değerlendirme sistemi bulunmalıdır. Danışman sayısı her bilimsel yazı için en az iki olmalıdır. Danışman değerlendirme raporları, Türk Tıp Dizini Komitesi’nin incelemesine olanak verebilecek şekilde yayın tarihinden sonra en az beş yıl süreyle saklanmalı ve istenildiğinde birer kopyaları Türk Tıp Dizini Komitesi’ne ulaştırılmalıdır. • Bilimsel yazılarda; Türkçe ve İngilizce başlık, yapılandırılmış öz ve yeterli sayıda “Index Medicus: Medical Subject Headings” standartlarına uygun anahtar sözcük bulunmalıdır. • Bilimsel yazıların ilk sayfasında, yazıların gönderim/kabul tarihleri belirtilmeli, yazarların kurumları ve iletişim kurulacak yazarın adres bilgilerine yer verilmelidir. • Kaynakların doğruluğu, ulaşılabilirliği ve uluslararası kaynak yazım şekline uygunluğuna özen gösterilmelidir. • Dergiler elektronik ortamda da tam metin olarak bulunmalıdır. Basılı olarak yayınlanan dergiler her yayın yılı sonunda yıllık konu ve yazar dizinlerini yayınlamalıdır. Sadece elektronik olarak yayınlanan dergilerde bu koşul aranmaz, ancak bu dergilerde arama motoru bulunmalıdır. • Kültür Bakanlığı’ndan ISSN (Uluslararası Standart Süreli Yayın Numarası) alınmalıdır. ISSN derginin dış kapak sağ üst köşesinde ve künye sayfasında yer almalıdır. Elektronik ortamda da yayımlanıyor ise e-ISSN de yer almalıdır. • Etik kurul kararı gerektiren klinik ve deneysel hayvan çalışmaları için ayrı ayrı etik kurul onayı alınmış olmalı ve belgelendirilmelidir. Ulusal ve uluslararası geçerli etik kurallara uyulmalıdır. Dergilerin yazım kuralları içerisinde araştırma ve yayın etiğine uyum gerekliliği açık olarak belirtilmelidir. • Dergide yayınlanan bilimsel yazılar, türlerine göre sınıflandırılarak (araştırma, olgu sunumu, derleme) içindekiler bölümünde ve bilimsel yazının ilk sayfasında belirtilmelidir. 94 SAĞLIK BİLİMLERİNDE SÜRELİ YAYINCILIK - 2011 Araştırma, olgu sunumu, derleme, kaynak içeren editöre mektup, kısa rapor, teknik rapor gibi bilimsel içerikli yazılar dışındakiler dizinlenmemektedir. Bu nedenle sayfa numarası verilmemelidir. • Bilimsel yazıların bütünlüğünü bozmamak açısından, reklam ve benzeri tanıtılar bilimsel yazı içinde yer almamalı ve bunlara sayfa numarası verilmemelidir. • Süreli yayınlara gönderilecek bilimsel yazılarda Dünya Tıp Dergileri Editörler Kurulu’nun (ICMJE Türkçe Çevirisi)(http://www.icmje.org/) “Biyomedikal dergilere gönderilecek yazılarda aranan ortak kurallarının güncel sürümü dikkate alınmalıdır. #Ulusal yayıncılığın gelişimi açısından, editörler ulusal dergilerimizin kaynak gösterilmesini özendirmelidir. Elektronik Dergilerin Kabul Edilme Koşulları Basılı süreli yayınların Türk Tıp Dizinine kabul edilme koşulları ve önerileri elektronik dergiler için de geçerlidir. Elektronik ortamla ilgili, komite tarafından istenilen koşullar ayrıca aşağıda belirtilmiştir. • Dergiler yıl içinde düzenli aralıklarla yayınlanmalı, derginin her sayısı için, yayınlanması gereken tarihte elektronik posta aracılığı ile TÜBİTAK-ULAKBİM Türk Tıp Dizini Komitesi’ne (tip@ulakbim.gov.tr) yayınlandı bilgisini iletmesi gerekmektedir. • Dergilerin tam adı, kısaltılmış adı, açık adresi, editörün ve kurumsal olarak derginin e-posta dahil güncel adresleri, her bir sayının yayınlanacağı tarih ve yayın aralığı dergi ana sayfasında belirtilmelidir. • Derginin içeriğini oluşturan yazılar, makale tiplerine göre sınıflandırılarak yayınlanmalıdır. • Yazıların Türkçe ve İngilizce başlık ve özleri ücretsiz olarak erişilebilir şekilde yayınlanmalıdır. • Tüm yazıların tam metinleri en azından PDF formatında olacak şekilde erişilebilir olmalıdır. • Konu ve yazar taraması yapabilmek amacıyla uygun arama motoru bulunmalıdır. • Kültür Bakanlığı’ndan ISSN (Uluslararası Standart Süreli Yayın Numarası) alınmalı, derginin ana sayfasında, dergi adı ile birlikte mutlaka belirtilmelidir. 95 TÜRK TIP DİZİNİ SSBHS96 ISBN: 978-975-403-648-0 Sempozyum Başkanı: Orhan YILMAZ Sempozyum Düzenleme Kurulu TÜRK TIP DİZİNİ KOMİTESİ TÜBİTAK ULAKBİM Semih BASKAN Gülfem Elif ÇELİK Deniz ERBAŞ Yeşim GÖKÇE KUTSAL Ömer UĞUR Canan ULUOĞLU A. Tulga ULUS Tayfun UZBAY Cem SARAÇ Mehmet BOZ Sibel TABANLIOĞLU Ebru SOYUYÜCE AYDIN