T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ PATENT DAİRESİ BAŞKANLIĞI PATENT DEĞERLEMESİ VE TÜRKİYE’DEKİ UYGULAMALARI Uzmanlık Tezi Mehmet Nurşad SÖZER Ankara – 2008 T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ PATENT DAİRESİ BAŞKANLIĞI PATENT DEĞERLEMESİ VE TÜRKİYE’DEKİ UYGULAMALARI Uzmanlık Tezi Mehmet Nurşad SÖZER Tez Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Bahar ÇELİKKOL ERBAŞ Ankara – 2008 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER............................................................................................... i TABLO LİSTESİ ........................................................................................ iii ŞEKİL LİSTESİ .......................................................................................... iv ÖZET............................................................................................................. v ABSTRACT................................................................................................. vi GİRİŞ ........................................................................................................... 1 1. BÖLÜM ................................................................................................... 3 DEĞER – DEĞERLEME ......................................................................... 3 1.1. Değer - Değerleme - Patent Değerlemesi ........................................... 3 1.2. Patent Değeri Göstergeleri .................................................................. 9 1.2.1. Dolaylı Göstergeler ..................................................................... 10 1.2.2. Doğrudan Göstergeler ................................................................ 13 1.3. Patent Değeri Dağılımı ...................................................................... 14 1.4. Patent Değerleme Süreci .................................................................. 15 2. BÖLÜM ................................................................................................. 20 PATENT DEĞERLEME METOTLARI ................................................ 20 2.1. MALİYET METODU........................................................................... 21 2.2. PAZAR METODU .............................................................................. 23 2.2.1. Satış Karşılaştırma Metodu ......................................................... 27 2.2.2. Pazar Odaklı Yerine Koyma Maliyeti Metodu .............................. 27 2.2.3. Karşılaştırmalı Gelir Farkı Metodu .............................................. 27 2.3. GELİR METODU ............................................................................... 28 2.3.1. Gelir Artış Metodu ....................................................................... 37 2.3.2. Kar Dağıtım Metodu .................................................................... 38 2.3.3. Teliften Kurtulma Metodu ............................................................ 38 2.3.3.1. Kar Farkı Analizi ................................................................... 40 2.3.3.2. Yatırım Geri Dönüş Oranı Analizi ......................................... 43 2.3.3.3. Satışın %5’i Metodu ............................................................. 44 2.3.3.4. Pratik Kural (%25 Kuralı) ...................................................... 44 2.3.3.5. Karşılaştırmalı Kuvvetli Yanlar Analizi .................................. 47 2.3.3.6. Diğer Telif Oranı Tespit Metotları ......................................... 47 2.3.4. Teknoloji Faktörü ........................................................................ 48 2.3.5. Ulaşılabilir Maksimum Kar Metodu.............................................. 49 2.4. DİĞER DEĞERLEME METOTLARI .................................................. 51 2.4.1. Risk Ayarlamalı Bugünkü Net Değer Metodu .............................. 52 2.4.2. Olasılık Ağaçları Metodu ............................................................. 52 2.4.3. Monte Karlo Metodu.................................................................... 55 2.4.4. Duran Varlıklar İçin Seçenekli Değerleme Metodu ..................... 59 2.5. GENEL DEĞERLENDİRME .............................................................. 72 3. BÖLÜM ................................................................................................. 74 DÜNYA’DA ve TÜRKİYE’DE PATENT DEĞERLEMESİ ............... 74 3.1. PATENT DEĞERLEMELERİNİN KULLANIM ALANLARI ................. 76 3.1.1. Teknoloji Transferi ...................................................................... 77 3.1.2. Finansman Temini ...................................................................... 80 i 3.1.3. Sigortacılık Uygulamaları ............................................................ 83 3.1.4. Vergi ve Muhasebe Uygulamaları ............................................... 85 3.1.4.1. Muhasebe Uygulamaları ...................................................... 86 3.1.4.2. Vergi Uygulamaları ............................................................... 89 3.1.4.2.1. Patent Bağışı ................................................................. 90 3.1.4.2.2. Şirket Birleşme ve Devralmaları ve Lisans Anlaşmaları . 91 3.1.4.2.3. Transfer Fiyatlama ......................................................... 93 3.1.5. Dava ve Anlaşmazlıklar, İcra, İflas, Haciz Durumları .................. 95 3.1.6. Patent Değerlemelerinin Ülkemizdeki Kullanım Alanları ............. 98 3.2. PATENT DEĞERLEMESİ YAPAN KURUMLAR VE PROGRAMLAR ...................................................................... 103 3.2.1. Patent Değerlemesi Yapan Kurumlar........................................ 104 3.2.2. Patent Değerlemesi Yapan Programlar .................................... 108 3.2.3. Ülkemizde Patent Değerlemesi Yapan Kurumlar ...................... 112 3.3. GENEL DEĞERLENDİRME ............................................................ 113 3.3.1. Patent Değerlemeleri İçin Yasal Düzenleme Çalışmaları.......... 115 3.3.2. Patent Değerlemeleri İçin Altyapı Çalışmaları ........................... 117 3.3.2.1. Ülkemizde Patent Değerlemeleri için Altyapı Çalışmaları ... 122 SONUÇ .................................................................................................... 126 KISALTMALAR ...................................................................................... 129 KAYNAKÇA ............................................................................................ 131 ii TABLO LİSTESİ Tablo 2.1 : Gelir Tablosu........................................................................... 30 Tablo 2.2 : Tektronix Şirketinin Gelir Tablosu........................................... 32 Tablo 2.3 : Patentli İlaçla Elde Edilmesi Beklenen Kar Marjı.................... 42 Tablo 2.4 : Yatırım Geri Dönüş Oranı Analiziyle Telif Oranı Tespiti.......... 43 Tablo 2.5 : UMK Metodunda Bazı Faktörlerin Derecelendirmeleri............ 50 Tablo 2.6 : Seçenekli Değerleme İçin Net Kar Tablosu............................ 69 Tablo 3.1 : Patent Değerleme Metotları ve Bazı Kullanım Alanlarının 114 Karşılaştırması........................................................................ iii ŞEKİL LİSTESİ Şekil 1.1 : Avrupa Patentlerinin (EP) Değer Dağılımı........................... 15 Şekil 1.2 : Değerleme Piramidi............................................................. 17 Şekil 2.1 Yıllara Göre Beklenen Gelirin İskontolu Bugünkü Net : Değerleri.............................................................................. 35 Şekil 2.2 : Sektörlerdeki Telif Oranlarının Gerçekleşme Sıklığı............ 40 Şekil 2.3 : Olasılık Ağacı Metoduyla Patent Değeri Tespiti.................. 54 Şekil 2.4 Crystal Ball Programıyla Elde Edilen Değerlerin Dağılımı : (İlk 1.000 Hesaplama).......................................................... 57 Şekil 2.5 Crystal Ball Programıyla Elde Edilen Değerlerin Dağılımı : (İkinci 1.000 Hesaplama)..................................................... 58 Şekil 2.6 Crystal Ball Programı Hassasiyet Tablosu (Değişkenlerin : Hassasiyetleri)..................................................................... 59 Şekil 2.7 Avonex İlacının Kalan Patent Ömrüne Göre Seçenekli ve : Bugünkü Net Değer Metotlarıyla Patent Değeri................... 67 Şekil 3.1 1994-2002 Yılları Arasında Bilgi ve Makine/Ekipmanlar : İçin Yapılan Yatırımlar ve Artış Oranları.............................. 86 Şekil 3.2 : IPScore® Programının Ana Arayüzü................................... 109 Şekil 3.3 IPScore® Programında “Teknoloji Faktörü” Altında Yer : Alan Örnek Bir Soru............................................................. 110 iv ÖZET Ülkemizde patent değerlemesi ve uygulama alanları üzerine yapılmış bir çalışma bulunmamaktadır. Söz konusu alandaki boşluğu doldurmak amacıyla bu çalışmada, gelişmiş ülkelerdeki uygulamalar üzerinden patent değerlemesi konusunda ülkemizin bulunduğu yer incelenmiştir. Bu amaçla, patent değeriyle ilgili değer, değeri etkileyen faktörler, değer göstergeleri ve değer dağılımı gibi bazı temel kavramlar üzerinde durulmuş, daha sonra patent değerlemeleri için sıklıkla kullanılan bazı metotlar anlatılmıştır. Patent değerlemelerinin farklı kullanım alanlarından örneklerin verildiği sonraki kısımda ülkemizdeki mevcut uygulamalara da yer verilmiştir. Yapılan çalışma neticesinde, ülkemizin patent değerlemesi ve değerlemelerin farklı alanlarda kullanımı konusunda gelişmiş ülkelere göre çok yetersiz kaldığı tespit edilmiştir. Bu durumun temel nedeni olarak görülen ülkemizdeki patent bilincinin azlığı ile patent başvuru sayılarındaki yetersizliğin, son yıllarda ülkemizde yaşanan olumlu gelişmeler nedeniyle, ilerleyen yıllarda problem olmaktan çıkacağı düşünülmektedir. Çalışma çerçevesinde gerçekleştirilen incelemelerin sonucunda, bu konuda alınacak tedbirlerin, bazı kullanım alanlarına yönelik yasal düzenlemeler ile mevcut patent değerlemesi uygulamalarını daha etkin hale getirecek sağlıklı veri temini konularında yoğunlaşması gerektiği düşünülmektedir. v ABSTRACT PATENT VALUATION AND APPLICATIONS IN TURKEY In Turkish Literature, there is no study on patent valuation and its field of appliation. In this study, in order to fill the gap in the field, the patent valuation and the relevant practices in Turkey are examined in reference to the practices in the developed countries. For this purpose, firstly the key concepts about patent value such as value, factors affecting the value, value indicators and distribution of value and then frequently used patent valuation methods are summarized. Subsequently, patent valuation examples from various fields of application as well as the practices in Turkey are presented. As a result of the study, it is found that compared to the developed countries there are very limited, almost no, valuation cases and its applications in Turkey. It is believed that the lack of patent awareness and existence of small number of patent applications in the country are the reasons for possessing the limitations. Furthermore, it is believed that this problem will eventually be solved due to the improvements in the number of patent applications in recent years and the development of certain facilitating measures for the applications. It is concluded that in order to overcome the difficulties in patent valuation, the relevant laws and regulations should be redesigned and a reliable database should be created for better patent valuations. vi GİRİŞ Günümüz bilgi temelli ekonomilerinde bilgi ve onun pazarlanabilir ürün ve süreç haline dönüşmüş hali, başarı için en önemli girdilerden biri haline gelmiştir. Dolayısıyla bilgiyi satılabilir bir varlık haline getiren fikri haklar 1 şirketlerin büyümesi ve karlılıklarının artmasında önemli rol oynamaya başlamıştır. Şirketler sahip oldukları maddi olmayan varlıkları aktif ve verimli bir şekilde kullanarak katma değer üretme yarışına girmiş bulunmaktadır. Özellikle 90’lı yıllardan sonra, bu yarış, fikri mülkiyetlerin altında ele alınan sınai haklar -bilhassa patent hakları- alanında hissedilir şekilde artmıştır. Yenilikçiliğin en önemli göstergelerinden biri olan patent başvurularında, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere tüm dünyada önemli artışlar yaşanmaktadır. Söz konusu artışlara ek olarak, son zamanlarda patentlerin kullanım alanlarında da değişiklikler gözlenmektedir. Patentler hala büyük oranda tekelci amaçlar için kullanılmaya devam edilmekle birlikte, gelir getirici bir yatırım aracı olarak finansal amaçlar için de kullanılmaya başlanmıştır. Başta lisans vb. teknoloji transferleri olmak üzere, finansman temini, sigortacılık, vergi muafiyeti ya da indirimi gibi değer yaratan geniş bir yelpazeyi içine alan patent kullanım alanlarının artmasıyla, sahip oldukları ekonomik değerlerinin belirlenmesi de bir zorunluluk haline gelmiştir. Patent değerlemesi ve kullanım alanlarının inceleneceği bu çalışmada öncelikle patent değeri, değeri etkileyen faktörler, değer göstergeleri, değer dağılımı gibi bazı temel kavramlar üzerinde durulacaktır. İlk bölüm patent değerleme sürecinde dikkat edilmesi gereken noktaların anlatılması ile sona erecektir. Tezin ikinci bölümünde, başlıca patent değerleme metodları üzerinde durulacaktır. Her bir metot için esas alınan kriterler ile metotların güçlü ve zayıf yönlerinin detaylı olarak inceleneceği bu bölümden sonra patent değerlemelerinin farklı kullanım alanlarından bahsedilecektir. Kullanım 1 Paul Braendli “Patents turn technical know-how into tradable assets” 1 alanları yanında, değerleme yapan kurum ve programlara dünyadan ve ülkemizden örneklerin verildiği bu bölüm, patent değerlemesi uygulamaları ile ilgili ülkemizde yapılması gerekenlerin anlatılmasıyla sona erecektir. 2 1. BÖLÜM DEĞER – DEĞERLEME Son yıllarda şirketlerin yapısında olağanüstü değişikliklerle birlikte, sahip olunan varlıklar içinde gayri maddi varlıkların oranında muazzam artışlar yaşanmaktadır. Ian Lewis’in Fortune 500 firmalarının 1975 ile 1995 yıllarındaki varlık karşılaştırmaları ile ilgili yaptığı çalışmada, 1975 yılında firmaların piyasa değerlerinin %60’ından fazlasının maddi varlıklara dayandığı, 1995 yılına gelindiğinde bu oranın %25’in altına düştüğü görülmektedir.2 Şirketlerin rekabet gücünü artırmada finansal sermayenin yerini bilgi sermayesinin aldığı günümüzde, gayri maddi varlıklara artan ilgiden bu varlıklar içinde önemli bir yere sahip olan patentler de nasibini almaktadır. Bu bölümde değer ve değerleme kavramları üzerinde durularak, değerin maliyet ve fiyattan farkları ile değer çeşitlerinden bahsedilecek, daha sonra patent değerini etkileyen faktörler ve patent değeri göstergeleri anlatılacaktır. Ardından önemli bir patent değeri göstergesi olan anket sonuçlarına göre ortaya çıkan patent değeri dağılımlarının anlatılacağı bu bölüm, değerleme sürecinde takip edilmesi gereken yol ve dikkat edilmesi gereken hususların anlatılacağı kısım ile sona erecektir. 1.1. Değer - Değerleme - Patent Değerlemesi Değer, bir varlığın kullanılması ile gelecekte elde edilecek ekonomik faydanın bugünün fiyatı olarak ifadesidir. Diğer bir ifade ile değer, bir varlığa sahip olmanın gelecekte getireceği faydaların tek bir ödeme içinde ifade edilişidir. 2 Taplin, R. (Editor); “Valuing IP in Japan, Britain and the United States”, RoutledgeCurzon, 2004, s. 5 3 Değerleme ise, bir varlığın parasal değerinin tespiti işlemidir. İlk olarak gayrimenkul varlıklar için kullanılmaya başlanan değerleme, zaman içinde makine ekipmanları, kıymetli taşlar, sanat eserleri ve nihayet gayri maddi varlıklar için de kullanılarak uygulama alanı genişlemiştir. Önemli bir gayri maddi varlık olan patentlerin değerinin tespiti manasında kullanılan patent değerlemesi kavramı ile patent korumasıyla birlikte patente konu buluşun (teknolojinin) değerinin tespiti kastedilmektedir. Sadece çok nadir durumlarda, patent değerlemesi ile tek başına yasal patent korumasının değerinin tespiti kastedilmektedir.3 Bir patentin değerlemesinin yapılabilmesi için, öncelikle buluşun (teknolojinin) tanımlanabilir bir varlık olması, bu varlığın yasal bir unvanının olması (bir sahibinin olması ve transfer edilebilir olması) ve tek başına gelir getirebilir olması gerekmektedir.4 Bir patentin değeri ifade edilirken, değerlemenin ne zaman yapıldığı belirtilmelidir. Zira bir varlığın değeri, gelecekte getireceği faydanın artış veya azalışına bağlı olarak zamanla değişmektedir. Dolayısıyla, her değer, belirlenen belli bir zaman (bugün ve gelecek) için bir mana ifade etmektedir. Geçmişte büyük karların elde edilmesini sağlayan bir patent bugün kullanılmıyorsa, değeri sıfırdır. Bu noktada bir hususu daha belirtmek gerekir ki, bazen eşit olsalar ve birbirlerinin yerine kullanılabilseler de, maliyet, fiyat ve değer birbiriyle ilgili fakat farklı kavramlardır.5 Patentin söz konusu olduğu durumlarda maliyet, geçmiş ya da günümüzdeki (yerine koyma ve yeniden üretme) üretim maliyetleri ile ilgilidir. Hak sahibinin 3 Patent korumasının değeri, patentli buluşun değerinden çok daha azdır (Patent Korumasının Değeri=Patentli buluşun değeri - Patentsiz buluşun değeri). Ashish Arora, bu yargı ile kısmen çelişen bir değerlendirme yaparak, günümüzde hala buluşların değerini artıran en önemli yol olarak değerlendirilmese de, düzenlenen anketlerde patent korumasının bir buluşun değerini ortalama %47 oranında arttırdığını söylemektedir. 4 Taplin, R. (Editor); a.g.e., s. 8 5 Smith, G. V., Parr, R. L.; “Valuation of Intellectual and Intangible Assets”, John Wiley & Sons, Inc., USA, 2000, s. 152 4 patenti satmayı veya alıcının patenti almayı kabul edeceği değerle bir ilgisi yoktur. Fiyat ise, satıcının pazar fiyatına eşit ya da düşük bir mala biçtiği değer ile alıcının pazar fiyatına eşit ya da fazla bir mala biçtiği değer arasındaki uzlaşmayı temsil etmektedir.6 Her zaman için geçmişi ifade etmekte olan fiyat, belli bir piyasa ve işlemi gerektirmektedir. Fiyatın değer için bir gösterge olabilmesi için en az beş faktörün göz önüne alınması gerekmektedir:7 - Pazar koşulları (işlem zamanındaki fiyat değeri yansıtsa da, bu fiyatın değerlemenin yapılacağı zaman için de değeri yansıtıp yansıtmadığı vb.) - Pazar yeri (fiyatın ortaya çıktığı işlemin gerçekleştiği zamanda efektif bir piyasanın var olup olmadığı, pazarın alıcının mı yoksa satıcının mı pazarı olduğu, rekabetçi fiyat tekliflerinin verildiği bir işlem olupolmadığı, patentin işlem gerçekleşene kadar kaç gün/ay/yıl piyasada beklediği vb.) - Alıcı ve satıcı güdüleri (her iki tarafın işlem için istekli olup olmadıkları vb.) - Ödeme şekilleri (ödemenin nakit ya da başka bir şekilde mi gerçekleştiği, ödemenin işlem sırasında mı sonra mı gerçekleştiği vb.) - İşlemin elemanları (işlemin sadece patent için mi yoksa patentle birlikte başka varlıklar için mi gerçekleştiği, işlem dışında garanti, geliştirme, kullanım vb. anlaşmaların da imzalanıp imzalanmadığı vb.) Değer kendiliğinden ortaya çıkmamaktadır. Belli bir tarafın, söz konusu patentin gelecek kullanımları düşünülerek biçtiği bir kıymettir. 8 Dolayısıyla, gelecek kullanım ile ilgili olarak, değerlemenin yapılış amacına göre patent değeri farklı sonuçlar göstermektedir. Aşağıda farklı değerleme amaçlarına göre ortaya çıkan patent değeri çeşitleri yer almaktadır. Patent 6 Omland, N.; “Innovation Support Training Programme Strategic Use of IP Information Module 4”, June 14 2007, İsveç 7 Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; “Valuing Intangible Assets”, McGraw-Hill, USA, 1999, s. 121122 8 Neticede, değerleme yapan sadece değeri tahmin eder. Değeri belirleyecek olan sadece pazardır. Bu yargı hangi değer standartı seçilirse seçilsin geçerlidir. 5 değerlemelerinde, bu değer çeşitlerinden hangisinin kullanılacağına karar vermek önemli bir adımdır. Gerçeğe Uygun Pazar Değeri9: Söz konusu varlık hakkında makul derecede bilgi sahibi olan ve herhangi bir etki (iflas, yasal bir yaptırım gibi) altında olmayan, istekli tarafların üzerinde anlaştığı değerdir. 10 Bu değerde farazi bir işlemin gerçekleştiği varsayılmaktadır. En yaygın olarak kullanılan değer çeşididir. Gerçeğe Uygun Değer11: Varlık hakkında makul derecede bilgi sahibi olan ve herhangi bir baskı altında olmayan, istekli belli tarafların üzerinde anlaştığı değerdir. Bu değerin muhtemel bir pazar işleminin fiyatını yansıtması zorunluluğu yoktur.12 Daha çok hakkında bir pazar bilgisinin olmadığı mahkeme durumlarında kullanılmaktadır. Pazar Değeri13: Rekabetçi açık bir piyasada her iki tarafın bilgili hareket ettiği ve fiyatın yersiz etkenlerden etkilenmediği hallerde bir varlığın alacağı en muhtemel değerdir. Gerçeğe uygun değerin her zaman için pazar ile ilgili olmak zorunda olmaması gibi, pazar değeri de gerçeğe uygunluk ile ilgili olmak zorunda değildir. Pazar değeri her zaman tüm taraflar için adil (uygun) olmasa da, işleme konu varlık için genelde en iyi değer tahminidir. Geçmiş Değer14: Daha çok tecavüz ve vergi ile ilişkili bazı özel hallerde kullanılan bu değer, bir varlığın belli bir yer ve zamandaki değeridir. Elde Etme Değeri15: Varlığın tüm benzersiz faydalarının belirli bir satın alana geçeceği durumda, bu alıcının ödemesi beklenen miktardır. Diğer bir ifade 9 Fair market value Gordon V. Smith, bu tanıma her iki tarafın eşit fayda sağlaması koşulunu da eklemektedir. 11 Fair value 12 Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; a.g.e., s. 59 13 Market Value 14 Historial Value 15 Acquisition Value 10 6 ile, içinde bulunduğu durum hakkında bilgi sahibi olunan belli bir alıcının ilgili varlık için vereceği miktardır. Kullanım Değeri16: Varlığın belli bir kullanım şeklindeki - ki bu kullanım mevcut ya da en iyi kullanım şeklinden farklı da olabilir - değeridir. Bu değer, “Alıcı varlığı X bölgesinde kullanabilseydi, ne kadar ödemeye razı olurdu?”, “Hak sahibi mevcut Y sektöründeki kullanımı yanında, Z sektöründe de kullansaydı, değeri ne olurdu?” ve “Hak sahibi en iyi kullanım alanı olan T sektöründeki kullanımı devam ettirmese değeri ne olurdu?“ gibi sorulara verilen cevaplar ile tahmin edilebilir. Yatırım (yatırımcı) Değeri17: Belli bir yatırım kriteri altındaki varlığın değeridir. Bu değer türünde, söz konusu varlık için bir satış işlemi gerçekleşmesi gerekmez. Yatırım değeri “varlık gelecek 5 yıl için ticari kulanımda kalacak olsa, değeri ne olurdu?“ sorusunun cevabı ile ilgilidir. Hak Sahibi Değeri18: Hak sahibinin varlığı mevcut kullanımı, sahip olduğu kaynaklar ve varlığı ticarileştirme kabiliyeti altındaki değerdir. Bu değer için de varlığın satış işlemine konu olması gerekmez. Örneğin, “hak sahibinin mevcut kabiliyetleri, sermaye kaynakları ve ticarileştirme planı altında varlığın değeri nedir?” sorusuna verilecek cevap bu değeri ifade eder. Sigorta Edilebilir Değer19: İlgili varlığın benzer kullanışlılık, işlevsellik ve gelir getirebilirlilik özelliklerine sahip bir varlık ile değiştirilebilmesi için gerekli sigorta miktarıdır. Bu değer için de varlığın satışa konu olması gerekmemektedir. 16 Use Value Invesment (Investor) Value 18 Owner Value 19 Insurable Value 17 7 Teminat Değeri20: Bir finansörün varlığı teminat kabul ederek vermeyi kabul ettiği borç miktarıdır. Bu değer, genelde gerçeğe uyugun pazar değerinin belli bir yüzdesi ya da tek başına pazar değeri kadardır. Vergi Üzerinden Değer21: Varlığın vergi amaçlı değeridir. Bu değer, bazen gerçeğe uygun pazar değerinin bir fonksiyonudur. Burada şunu belirtmek gerekir ki, ölçülebilir pazar değerine sahip bazı varlıkların yasal vergi kanunlarına göre gözlemlenen bir değeri bulunmayabilir. Giriş bölümünde de ifade edildiği gibi, diğer birçok varlığın aksine, gayri maddi varlıkların değerlerinin tespiti çok zordur. Söz konusu patent gibi şirketler için stratejik öneme sahip varlıklar olunca, çoğu zaman bu zorluk daha da artmaktadır. Değerlemenin kalitesi önemli ölçüde değerlemesi yapılacak patent ile ilgili bilgilerin varlığı ve doğruluğuna bağlıdır. Halbuki patentler ile ilgili sağlıklı bilgiye ulaşmak çoğu kez pek mümkün olmamaktadır. Bu nedenle, patent değerlemelerinde sıkça varsayımlar kullanılmaktadır. Değerlemelerin sıhhati için, en azından kullanılan varsayımların ilgili sektörün gerçeklerini göz önüne alan ve içinde bulunulan şartları mümkün olduğunca yansıtan varsayımlar olması gerekmektedir. Patent değerlemesini zorlaştıran bir diğer unsur da, patent değerine etki eden çok sayıda faktörün bulunmasıdır. Sağlıklı değerlemeler için bu faktörlerin tespit edilmesi ve bunlar hakkında bilgi temin edilmesi gerekmektedir. Çeşitli kaynaklarda belirtilen bu faktörlerden bazılarına; - kullanım şekli22, - patentin kullanılması/kullanılmaması23, - buluşun yeniliği, - patentli ürün ya da hizmetin pazar payı, 20 Collateral Value Ad Valorem Value 22 Yukarıda değer çeşitlerinin anlatıldığı kısımdan da anlaşılacağı gibi, değerleme amacı patent kullanım şekillerine göre belirlenmekte ve bu da farklı değerlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. 23 Sahipleri tarafından nasıl kullanılacakları bilinmediğinden ve ticarileşmeleri için uygun değerlendirme şekilleri gerektiğinden dolayı, kullanılmayan patentlerin değeri düşüktür. 21 8 - pazarın büyüyor/küçülüyor olması, - geniş bir ürün/hizmet alanında ve sanayi kolunda kullanılabilir/kullanılamaz olması, - ticari uygulanabilirliği, - ticarileşmesi için yüksek/düşük maliyet gerektirmesi, - ticarileşmesi için çok/az vasıta olması, - buluşun altında yatan teknolojinin kendini ispatlamış/ispatlanmamış olması (ürün/hizmet olarak tutarlı şeklide kullanılıyor/kullanılmıyor olması), - ilgili teknoloji için rekabetin olması/olmaması, - teknolojiye talebin karşılanabiliyor/karşılanamıyor olması, - buluş ile ilgili devam eden geliştirmelerin olması/olmaması (varsa yüksek/düşük maliyet gerektirmesi), - buluşun sağladığı çözüme başka alternatif yolların olması/olmaması, - buluşun uygulanmasının maliyeti, - hak sahibinin yönetim becerileri, - başarılı olarak lisanslanmış/lisanslanmamış olması, - patent ile sağlanan kar veya sermaye geri dönüş oranları, - değerlemenin yapıldığı zaman ve şartlar24, - değerlemenin kim tarafından25 gerçekleştirildiği, - değerlemenin tek bir patent için ya da portföy için yapılması, örnek olarak verilebilir. 1.2. Patent Değeri Göstergeleri Değer üzerinde etkili olan çok sayıdaki faktörü ele almanın zorlaştırdığı patent değerlemelerini kolaylaştırmak adına, literatürde bazı patent değeri 24 İlgili patentli teknolojinin içerisinden geçtiği, araştırma-geliştirme, patent, prototip ve ürün (ticarileşme) aşaması gibi farklı süreçlerdeki değeri farklı olmaktadır. 25 Değerlemenin kim tarafından yapıldığına göre de çıkan sonuç değişmektedir. Mesela, büyük şirketler tarafından gerçekleştirilen değerlemenin sonucu genelde yüksek, küçük şirketlerce gerçekleştirilenler ise genelde daha düşüktür. (Martin, D., Drews, D. C.; “Intellectual Property Valuation Techniques”, The Licensing Journal, October 2006, s. 1) 9 göstergeleri tespit edilmiştir. Aşağıda genel kabul gören bu göstergelerden bazılarına değinilecektir. 1.2.1. Dolaylı Göstergeler Birçok kısıtlamaya tabi olmakla birlikte, patentlerin parasal değerinin doğrudan olarak gözlemlenmediği durumlarda kullanışlı olan göstergelerdir. 26 Yenileme Ücretleri: Patent korumasının devamı için hak sahibi tarafından ödenen ücretlerdir. Birçok ülkenin patent mevzuatında, patent korumasının devamı için yenileme (yıllık vb. belli periyotlarda)27 ücretlerinin ödenmesi zorunluluğu mevcuttur. Patent sahipleri, patentlerinden bekledikleri gelirin, yenileme ücretlerini ödeyerek altına girecekleri maliyetten yüksek olacağını düşündükleri müddetçe, söz konusu yıllık vs. ödemeleri yapmaktadırlar. Bu nedenle, yenileme ücretleri, patent değeri için bir gösterge olarak kullanılmaktadır. Patent yenileme ücretleri üzerinden patent korumasının özel değerinin tahimini için Lanjouw (1993) tarafından geliştirilen bir model mevcuttur.28 Patent Atıfları: Bir patentin yayımlanmasından sonra, başka patentler tarafından aldığı atıf sayısı (forward citation) ile bir patentin içinde başka patentlere ya da patent dışı kaynaklara yapılan atıf (backward citation) sayısını ifade etmektedir. Yapılan atıf genelde ilgili teknolojinin geliştirme adımları hakkında bilgi verirken, alınan atıf söz konusu teknolojinin kalitesi hakkında bilgi vermektedir. Bu nedenle, patent değeri için esas olarak alınan 26 European Commission, Directorate-General for Internal Market; “Study on Evaluating the Knowledge Economy - What are Patents Actually Worth? The Value of Patents for Today’s Economy and Society”, May 9 2005, s. 15-17, 31 27 Mesela, patent yenileme ödemeleri, ABD’de başvuru tarihinden itibaren 3.5, 7.5 ve 11.5 yıllarda yapılırken, ülkemizde yıllık (her yıl başvuru tarihine göre vadesinde) olarak yapılmaktadır. 28 Dilek, A. N.; “Economics of the Patent System”, Doktora Tezi, Bilkent Üniversitesi, Şubat 2000, s. 60 10 atıf sayısının kullanılması daha uygundur. 1976 yılında Amerikan Patent Ofisi tarafından düzenlenen bir raporda29 bir patente yapılan atıf sayısının o patentin teknik önemini gösterdiğinin belirtilmesi30 ve patentlerde atıf kullanımının artmaya başlaması ile patent önemi/değeri ile atıf arasındaki ilişkilerin araştırıldığı çok sayıda çalışma gerçekleştirilmiştir. Trajtenberg’in (1990) atıf ile yenilikçilik arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışması ile Hall, Jaffe ve Trajtenberg’in (2001) patentlerin ekonomik değerleri ile sahip oldukları atıf sayısı arasında doğrusal bir ilişkinin varlığı konusundaki makaleleri bu konuda yapılan çalışmalara örnek olarak verilebilir. Atıf sayısı ile patent değeri arasında pozitif bir ilişki olduğu PatVal-EU anketinin sonucunda da görülmektedir. Buna göre, bir kimya-ilaç patentinin ortalama değeri, diğer sınıflardaki herhangi bir patentin ortalama değerinden yüksektir. Aynı durum bu alandaki patent dökümanlarının ortalama atıf sayısı için de geçerlidir. 31 Patent Kapsamı: Bir patent dokümanındaki temel bilgi içeriğinin genişliğini ifade eden patent kapsamı ile ilgili Lerner (1994) tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada, ortalama patent kapsamındaki bir birim standart sapmalık artışın şirket değerinde %21’lik artışa neden olduğu tespit edilmiştir. Tarifname Detayı veya İstem Sayısı/Uzunluğu/Genişliği/Türü: Yenileme ücretlerinin ödeme oranları (dolayısıyla patent değeri) ile istem sayısı arasında (kısa istemli, uzun/detaylı şekilde yazılmış tarifnamesi olan ve çok rüçhanlı olmak şartıyla) doğru bir ilişki olduğunu savunan Barney’in (2001) çalışması yanında, Reitzig (2001/2) tarafından patent değeri üzerinde etkisi olma ihtimali olan, teknik problemin anlatıldığı kısmın uzunluğu, 29 Sixth Technology Assessment and Forecast Report Winkless, B., O’Connor, B., Cooney, J.; “Invention Quality Measurement (IQM), Patent Valuation. The Methods that TRIZ Forgot”, TRIZ Journal, September 2003, s. 12 31 Patentler için yapılan atıfların artması, hak sahibi şirketin piyasa değerinin de artmasına neden olmaktadır. Bu konuda Pakes (1985), Bloom ve Van Reenen (2002), Hall, Jaffe ve Trajtenberg (2005) tarafından yapılan çalışmalar örnek olarak verilebilir. Bunlardan Bloom ve Van Reenen (2002) tarafından İngiliz patentleri için yapılan çalışmada, atıf ağırlıklı patent stoğunun iki kat artması halinde, bir birim sermayenin %35 oranında arttığı sonucu elde edilmiştir. Hall, Jaffe ve Trajtenberg, (2005) tarafından Amerikan şirketleri için yapılan diğer çalışmada ise, bir patent için yapılan her ekstra atfın şirketin değerini %3 arttırdığı tespit edilmiştir. 30 11 bağımlı/bağımsız istem ve ürün/yöntem istemi sayısı gibi özelliklerin incelendiği çalışma örnek olarak gösterilebilir.32 İtiraz Sayısı: Bir patentin konu olduğu mahkeme/anlaşmazlık sayısını ifade etmektedir. Harhoff ve Reitzig’in (2004) Avrupa Patent Ofisi tarafından 19781996 yılları arasında tescil edilen biyoteknoloji ve ilaç patentleri üzerinde yaptıkları çalışmada, patent değerinin artması ile itiraz gelme olasılığının da arttığı tespit edilmiştir.33 Ancak, söz konusu çalışmadaki yargıyı genele yaymak mümkün değildir. Özellikle tecavüz davasına konu olan patentlerin değerlerinde düşme yaşanması muhtemeldir. Patent Ailesi: Bir patent için koruma talep edilen ülke sayısını ifade eden patent ailesi ne kadar büyükse, söz konusu patent o kadar değerlidir. Patent ailesi içinde uluslararası ya da bölgesel başvuru/belge bulunması değeri daha da artırmaktadır. Patent Ömrü: Patentin kalan yasal koruma süresini ifade etmektedir. Bazı kaynaklarda yasal süreden ziyade ekonomik veya teknolojik yaşam süresi 34 olarak da ele alınan patent ömrü ile patent değeri arasında doğrusal bir ilişki mevcuttur. Patent Sayısı: İlgili teknoloji sahasındaki patent başvuru/belge sayısını ifade etmektedir. Tam olarak kanıtlanabilmiş olmayan bir teze göre, patent sayısının artması ile patent kalitesi ve dolayısıyla değeri düşmektedir. Ancak, Lanjouw ve Schankerman’ın (2003) atıf sayısı üzerinden patent kalitesini inceledikleri bir çalışmaya göre ise, patent sayısının artması ile ileriye yönelik atıf sayısının arttığı tespit edilmiştir. 32 Winkless, B., O’Connor, B., Cooney, J.; a.g.m., s. 14 Sherry ve Teece (2004) tarafından gerçekleştirilen başka bir çalışmada da, Amerika’daki patent davalarının başarı oranlarının, patent değerlerinin zaman içindeki değişimlerine etkisi incelenmiştir. 34 Ekonomik/teknolojik ömür çoğu zaman patentin yasal ömründen kısa olmaktadır. 33 12 Çoklu Göstergeler: Patent değeri için birden çok dolaylı göstergenin bir arada kullanılmasını ifade etmektedir. Bu konuda Harhoff, Scherer ve Vopel (1999) tarafından yapılan bir çalışmada, patent atıflarının patent yenileme ücretleri ve patent değeri ile ilgili olduğu bulunmuştur. Harhoff, Scherer ve Vopel (2003) tarafından daha sonra gerçekleştirilen bir çalışmada da, patent sahiplerinden alınan patent değer tahminleri ile bazı patent değeri göstergeleri birlikte incelenerek bir model oluşturulmuştur. 1.2.2. Doğrudan Göstergeler Başvuru ya da buluş sahiplerinden patentleri ile ilgili değer tahminlerinin alındığı anketler bu kapsamdadır. Patentin ekonomik değeri ile ilgili çalışmalarda genelde dolaylı değer göstergeleri kullanılmakta, doğrudan bir gösterge olan anket çalışmalarına çok az rastlanmaktadır. Patent değerleri ile ilgili anket çalışmalarına iyi bir örnek olarak PATVAL-EU35 çalışması verilebilir. Bu çalışmada başvuru ya da buluş sahiplerinden, buluşlarının bugünkü değerleri için en iyi tahmini miktarları ile tescilden hemen sonra patentlerini satmayı kabul edecekleri minimum değeri belirtmeleri istenmiştir. Bu çalışmada ankete cevap verenlerin patentleri ile ilgili tüm bilgilere sahip oldukları varsayılmıştır. Anket çalışmalarına diğer örnekler de Scherer ve Harhoff (2000) ile Harhoff, Scherer ve Vopel (2003b) tarafından Alman ve Amerikan patentleri için yapılan anketlerdir. Ankete cevap verenlerin patentlerinin değeri konusunda bilgisizlikleri ya da doğru bilgi vermek istememelerinden dolayı, anket çalışmalarında yanlı cevaplar alma ihtimali yüksektir. Buna rağmen, öneme dayalı dolaylı göstergelere göre patent değerini daha doğrudan ve parasal olarak ifade etmeleri bakımından anketler oldukça güvenilir bir gösterge olarak kabul edilmektedir. 35 European Commission, Directorate-General for Internal Market; a.g.e., May 9 2005 13 1.3. Patent Değeri Dağılımı Daha önce de belirtildiği üzere, patent değerleri çok değişkenlik göstermektedir. Öyle ki, bir şirketin aynı alandaki patentlerinden oluşan bir portföy içinde bile değersiz patentlerin yanında onlarca milyon Euro değerinde patentler de bulunabilmektedir. Patent değerlerindeki bu çeşitlilik patent değer dağılımlarının çok çarpık (eğik, kayık) olmasına neden olmaktadır. Gaussian veya normal dağılıma sahip diğer birçok ekonomik varlığın aksine, patent değerlerinin dağılımı geniş dağılımlı Lognormale uygundur.36 Bir önceki kısımda bazı örnekleri verilen anket çalışmaları da patent dağılımlarının eğikliğini doğrular nitelikte sonuçlar vermektedir. Şekil 1.1’de PATVAL-EU anketi sonuçlarına göre Avrupa Patentlerinin (EP) dağılımı yer almaktadır.37 36 Carte, N.; “The Maximum Achievable Profit Method of Patent Valuation”, International Journal of Innovation and Technology Management, Vol. 2, No. 2, 2005, s. 136 37 Harhoff, Narin, Scherer ve Vopel (1999), Scherer ve Harhoff (2000) ve Harhoff, Scherer ve Vopel (2003a, 2003b) tarafından yapılan çalışmada da değerlerin dağılımı sıfır noktasında sivriliğe (spike at zero) sahip çok eğik yapıda çıkmaktadır. 14 Kaynak: Nils Omland, 2007 Şekil 1.1: Avrupa Patentlerinin (EP) Değer Dağılımı Anketin sonucuna göre, Avrupa Patentlerinin yaklaşık yarısının 300,000 Euro’dan düşük değere sahip olduğu ve toplam değerin çok büyük bir kısmının (%88) az sayıdaki patentten (tüm patentlerin %10’unu oluşturan en büyük değerli patentlerden) kaynaklandığı görülmektedir. Diğer bir ifadeyle, az sayıdaki patent aslan payını almaktadır.38 Kısaca ifade etmek gerekirse, patentlerin çoğunun düşük, azının yüksek değerlere sahip olduğu, patent değeri dağılımının büyük standart sapmalı ortalamalara sahip olduğu ve dağılımın eğikliğinden dolayı, patentlerin çok büyük bir kısmının değerinin bu ortalama değerden az olduğu söylenebilir. 1.4. Patent Değerleme Süreci Patent değerleme işinin karmaşıklığı, değerleme sürecinde takip edilmesi gereken adımların ve her bir adımda dikkat edilmesi gereken hususların 38 Omland, N.; a.g.s., June 14 2007 15 tespitini de zorunlu kılmaktadır. Bu konuda literatürdeki mevcut çalışmalardan birinde, patent ile ilgili ileride ortaya çıkması muhtemel durumlar için sağlam argümanlar verebilmek adına değerlemelere kapsamlı bir aksiyon planı ile başlanması gerektiği, uygun değerleme metodunun tespitinden önce, değerlemesi yapılacak patentin içeriğinin (context) ve değer tespitinin niçin yapılmak istendiğinin belirlenmesi gerektiği ve ilgili sektörün detaylı bir analizinin yapılması gerektiği belirtilmektedir.39 Amerikan patentlerinin (utility patent) değerlemesinde takip edilmesi gereken 20 adımın anlatıldığı diğer bir çalışmada40 ise; - patentin hayatta olup olmadığının kontrolü - değerlemenin hangi amaçla yapıldığının tespiti - ilgili alandaki kıymetli patentler ile ilgili bilgi toplama (başvuru dosyalarının örneklerinin temini vb.) - değerleme için uzman bir takım oluşturma (patent, tekel, değerleme ile ilgili kanunlarda uzman kişiler, ilgili teknolojide uzman kişiler, patent vekili ve ekonomistlerden oluşan) - değerlemesi yapılacak patent dokümanının (tarifname, istemler vs.) dikkatlice incelenmesi (istemlerde belirlenen patent kapsamının pazarda ifade edeceği yerin tespiti) - patent vekili ile görüşme - telif oranının tespiti (Georgia-Pacific Corp. ile United States Plywood Corp. arasındaki patent tecavüz davasında telif tespiti için mahkeme tarafından önemli olduğuna hükmedilen 15 faktörün göz önünde bulundurulması) - alternatif teknolojilerin takibi - ilgili sektörde pazar araştırması, anket, vb. çalışmalarla talep eğrisi tahmini (farklı fiyatlar için beklenen gelir hesaplaması) - 39 40 kar maksimizasyon analizi Martin D., Drews, D. C.; a.g.m., s. 1 Cromley, J. T.; “20 Steps for Pricing a Patent”, Journal of Accountancy, November 2004 16 - değerleme raporunun hazırlanması (değerlemesi yapılan patentin bilgileri, analizde yürütülen tahminler/kısıtlamalar, takip edilen prosedür ve ulaşılan sonuçlar, değerleme takımındakilerin geçmişleri hakkında bilgi vb. bilgiler yer almalı) gibi adımların izlenmesi gerektiği anlatılmaktadır. Değerleme sürecinde gerçekleştirilmesi gereken her bir değerleme uygulamasını, bir üst katmandaki analizleri destekleyici bir “Değerleme Piramidi” yapısı üzerinden anlatan bir diğer çalışmada41 ise beş aşamalı bir süreç anlatılmaktadır. Kaynak: Paul Flignor, 2006 Şekil 1.2: Değerleme Piramidi Kuruluş Aşaması: Değerlemenin altında yatan mantığın varsayımların belirlendiği ilk aşamadır. Değerlemenin ve başlıca içeriğini, odak 41 Flignor P., Orozco D.; “Intangible Asset and Intellectual Property Valuation a Multidisciplinary Perspective”, IPthought, June 2006, s. 1-17 17 noktasını, derinliğini ve genel parametrelerini belirleyecek olan dört soruya cevap niteliğinde dört kısımdan oluşur. Bunlar: Amaç: Değerleme analizinin temel kullanım amacını ifade eder. Yasal ya da düzenleyici kuralları, kabul edilmiş metotları ve ilgili alanda geliştirilmiş temel ilkeleri belirler. Tanım: Patentin genel karakteristik özellikleri tanımlanır. Öncül: Patentin gelecekte nasıl kullanılacağına ilişkin tahmini ifade eder. Zira bazen bir patentin kullanım alanı değişebilmektedir. Bu durumda, yeni kullanım alanı için değerleme yapmak gerekmektedir. Bu nedenle, öncül aşamasında, mevcut kullanım alanına bakmaksızın, patentin değerinin en yüksek olacağı alan esas alınır. Standart: Değerleme amacına bağlı olarak değerin tanımının belirlenmesini ifade eder. Bu soruların anlaşılması, yapılacak değerlemenin ilgili alanla ilgisinin kabul edilebilir sınırlar içinde olduğunu da garanti edecektir. Profil Aşaması: Söz konusu patentin ticari, yasal ve finansal özelliklerinin belirlenmesi ile sahip olduğu fırsatların ve kısıtların tespit edildiği aşamadır. Diğer bir ifadeyle, patentin gelir ve değer üretme potansiyelinin araştırıldığı kısımdır. Değerleme analizinde en çok çaba sarfedilen aşamadır. Metodoloji Aşaması: Bir önceki profil aşamasında tespit edilen yasal, ticari ve finansal özelliklerin ışığında, uygun değerleme metodunun seçildiği ve bu metotla değerin tespit edildiği kısımdır. Çözüm Aşaması: Değerleme süreci bittikten sonra, yapılan analizlerden anlamlı sonuçlar çıkarabilmek adına, olası çözümlerin rapor halinde belirtildiği aşamadır. Değerlemenin yapılış amacına bağlı olarak hazırlanacak raporlar farklılık arzedecektir. Genel olarak değer ve değerleme kavramlarının açıklamasıyla başlayan bu bölümde, değerin maliyet ve fiyattan farkları üzerinde durulmuştur. Daha 18 sonra, değer çeşitlerinden bahsedilerek, farklı patent değerlerinin ortaya çıkmasında etkili olan ve patent değerlemelerini zorlaştıran önemli unsurlardan biri olan patent değerini etkileyen faktörler anlatılmıştır. Ardından, patent değeri göstergeleri ile patent değeri göstergelerinden biri olan anket sonuçlarına göre ortaya çıkan patent değeri dağılımları incelenmiştir. Değerleme sürecinde takip edilmesi gereken yol ve dikkat edilmesi gereken hususların anlatılmasıyla sona eren bu bölümden sonra patent değerleme metotları anlatılacaktır. 19 2. BÖLÜM PATENT DEĞERLEME METOTLARI Varolan teknikler ve uygulamalar incelendiğinde, bir patentin birden fazla ve birbirinden farklı değerinin olabileceği önemli bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda, değerlemenin doğasından dolayı çok değişken değerlere sahip olan patentler için geliştirilen metotların anlatılacağı bu bölüme başlarken belirtmek gerekir ki, patent değerlemesi konusu kesin (tam) bir bilim değildir. Diğer bir ifadeyle, patent değerlemeleri için standart kabul görmüş bir yöntem mevcut değildir. Patent değerlemesi literatüründe geliştirilmiş birçok farklı metotun yanında, yeni metot çalışmaları da devam etmektedir. Tezin bu bölümünde, kullanılan nitel ve nicel metot42 ayrımına girilmeden, üç temel değerleme metodu ve bunların farklı form almış halleri43 olan diğer değerleme metotları anlatılacaktır. Bu bölümde anlatılacak metotlar aşağıda toplu olarak listelenmektedir: Maliyet Metodu o Yeniden Üretme Metodu o Yerine Koyma (Yenileme) Metodu Pazar Metodu o Satış Karşılaştırma Metodu o Pazar Odaklı Yerine Koyma Maliyeti Metodu o Karşılaştırmalı Gelir Farkı Metodu Gelir Metodu o Gelir Artış Metodu o Kar Dağıtım Metodu 42 Nicel metotlar patentin parasal değerini, nitel metotlar ise, patentin özelliklerinin çok boyutlu stratejik değerini hesaplamaktadır. Anlaşılması kolay, şeffaf ve hızlı olan nitel değerlemeler, nicel değerlemeler için gerekli birçok bilgiyi netice vermesi bakımından önemlidir. 43 Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2000, s. 164 20 o Teliften Kurtulma Metodu Kar Farkı Analizi Yatırım Geri Dönüş Oranı Analizi Satışın %5’i Metodu Pratik Kural (%25 Kuralı) Karşılaştırmalı Kuvvetli Yanlar Analizi Diğer Telif Oranı Tespit Metotları o Teknoloji Faktörü o Ulaşılabilir Maksimum Kar (UMK) Metodu Diğer Değerleme Metotları o Risk Ayarlamalı Bugünkü Net Değer Metodu o Olasılık Ağaçları Metodu o Monte Karlo Metodu o Duran Varlıklar İçin Seçenekli Değerleme Metodu 2.1. MALİYET METODU Patent değerlemesi literatüründe Yerine Koyma (Yenileme) Metodu ve Yeniden Üretme Metodu olmak üzere iki ayrı başlık altında incelenen maliyet metodu, değerlemesi yapılacak patentli teknolojinin aynısının ya da benzerinin geliştirilmesi için yapılan harcamaları esas almaktadır. Değerlemesi yapılacak patentli teknolojinin benzeri bir patentsiz teknolojinin maliyetlerinin esas alındığı yerine koyma metodunda, benzer teknolojinin üretilmesi için mevcut yeni bilimsel araştırmaların ve geliştirme metotlarının kullanılması44 esas iken, yeniden üretme metodunda değerlemesi yapılan patentte kullanılan eski araştırmaların ve geliştirme metotlarının kullanılması esastır. Ayrıca, yeniden üretme metodu değerlemesi yapılan teknolojinin aynısının pazar tarafından talep edilip edilmediği ile ilgilenmezken, yerine koyma metodu pazar talebini önemsemektedir. Dolayısıyla, değerlemesi 44 Bu nedenle, yerine konulan teknoloji, değerlemesi yapılan teknolojiden daha avantajlı özelliklere (daha iyi ticari potansiyel, teknolojik yeterlilik gibi) sahiptir. 21 yapılan patentli ürünün pazar tarafından talep edilmeyen kısımları yerine koyma metodunda işleme alınmamaktadır.45 Maliyet metotlarında, değerlemesi yapılan patent için yapılan geçmiş maliyetler (muhasebedeki maliyetler) değil, üretilecek benzer/aynı teknoloji için yapılacak bugünkü maliyetler kullanılmaktadır. Ayrıca, hesaplama sırasında süreç içindeki tüm maliyetler değil, sadece benzer/aynı teknolojiyi üretmek için gerçekleşen maliyetler hesaba katılmaktadır. Bu maliyetler, gerekli malzemeler için yapılan harcamalar ile işçi maliyetleri gibi doğrudan maliyetlerin yanında, yönetim maliyetleri gibi bazı genel gider kalemlerini de içine alan dolaylı maliyetleri de kapsamaktadır.46 Eskime ihtimali de göz önüne alınarak, değerlemenin yapıldığı sırada demode hale gelmiş ürün parçaları için yapılan harcamalar hesaba katılmamalıdır.47 Bunların yanında, yerine konacak ya da yeniden üretilecek teknoloji, değerlemesi yapılacak teknolojiden uzaklaştıkça, tespit edilen değerde bazı ayarlamalara gidilmesi gerekmektedir. Maliyet metotları benzer/aynı teknoloji için bir yatırımcının ödeyeceği maksimum miktarı ifade eder. Zira muhtemel bir patent alıcısı, patentli bir ürün için o ürünün benzerini/aynısını üretirken yapılacak harcamadan fazla vermek istemeyecektir. Ayrıca, patentini satmak isteyen bir hak sahibi için de, satış ile en azından patent için o zamana kadar yapılan harcamalar karşılanmak isteneceğinden, alt limit tespitinde kullanılabilir.48 45 Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; a.g.e., 1999, s. 438, 98 Dolaylı maliyetlerin geliştirme süreci üzerindeki etkilerinin doğru yansıtılması için, belli oranlarda direk harcamalar üzerine paylaştırılması gerekmektedir. 47 Maliyetin değer için bir gösterge olabilmesi için tüm ilgili eskime ölçütlerinin (fonksiyonellik eskimesi, teknolojik eskime ve ekonomik eskime) tespiti, hesaplanması ve maliyetten çıkartılması gerekmektedir. Maliyet metodunda değerlemesi yapılan patent için söz konusu olan eskimelerin (bir patentin tüm eskime çeşitlerinden etkileniyor olması şart değildir) tespiti ve hesaplanarak maliyetten çıkartılması önemli ve gerekli bir adımdır. 48 Carte, N.; a.g.m., s. 136-137 46 22 Maliyet metotları ile yapılan değerleme, geçmişte gerçekleşen maliyetlere (tutarlı ölçütlere) dayandığı için güvenilir49 ve kolaydır. Yeni geliştirilmekte olan teknolojilerde (varlıkla henüz bir gelirin elde edilmediği durumlarda), minimum düzeyde ekonomik faaliyetin söz konusu olduğu durumlarda, maliyetin makul bir güvenilirlik derecesinde tahmininin söz konusu olduğu sınırlı durumlarda ve yasal korumanın zayıf veya teknolojinin nispeten bilinir olduğu durumlarda uygulanabilir bir yöntemdir. Maddi varlıklardan farklı olarak, bir patentli teknoloji için çoğu zaman benzer/aynı fonksiyonellik ya da kullanışlılık özelliklerine sahip teknoloji bulmak mümkün olmadığından, maliyet metodunun yukarıda bahsedilen durumlardaki uygulanabilirliği kısıtlanmaktadır. Genelde geliştirilen teknolojiler için tutulan maliyet muhasebesi devam edegelen yatırımların bir parçası olarak ele alındığından, gerçek maliyeti bulmak da zor olmaktadır. 50 Ayrıca, bir varlık için yapılan harcama ile o varlığın değeri arasında karşılıklı bir ilişki olmadığından, patente sadece maliyet açısından bakarak patent ile sağlanacak ekonomik faydaları ihmal eden bu metotla elde edilen değer patentin ekonomik değerini yansıtmaktan uzaktır. 2.2. PAZAR METODU Emlak ve makine gibi varlıkların değerlemesinde de sıkça kullanılan bu yöntemde, benzer patentlerin benzer değerlere sahip olduğu varsayımından hareketle, değerlemesi yapılacak patentlerin yakın geçmişte lisans, devir vb. işlemlere konu olmuş benzer patentlerle karşılaştırması yapılmaktadır. Pazar metodunda maliyet ve gelir metotlarına göre daha az sayıda analitik metotlar mevcuttur. Maliyet ve gelir metotlarındaki değerleme değişkenleri, piyasa koşulları ile uyumlu olmakla birlikte, çoğunlukla iç bilgilerden derlenen 49 Normal işletme maliyetleri ile patentli teknoloji için yapılan harcamaları ayırdetmek zor olduğundan, tam patent maliyetini hesaplamak zordur. 50 Razgaitis, R.; “Valuation and Pricing of Technology-Based Intellectual Property”, John Wiley & Sons, Inc., Hoboken, New Jersey, 2003, s. 51 23 değişkenlerdir. Pazar metodundaki değişkenler ise daha ziyade kuramsal olmayan piyasa odaklı değişkenlerdir. Dış bilgilerin toplanması, düzenlenmesi ve analizleri iç bilgilere göre daha zor olduğundan, az sayıda da olsa pazar metodundaki analitik metotlar daha karmaşıktır.51 Bu yüzden kimi zaman değerleme yapanlar tarafından kullanılmak istenmemektedir. 52 Pazar metodunda aşağıdaki adımlar takip edilmektedir:53 - devir ya da lisansa konu olan benzer ya da aynı teknolojilerin tespiti (benzer teknoloji tipi, teknoloji kullanımı, sektör, işlem tarihi vb.), - karşılaştırılacak işlem bilgilerinin gerçeği ve pazar koşullarını yansıtıp yansıtmadığının kontrolü (karşılaştırılacak işlem pazar koşullarında değilse, bununla ilgili bilgilere bazı ayarlamalar/düzeltmeler yapılması gerekebilmektedir), - karşılaştırmanın yapılacağı ilgili birimin (birim başına fiyat vb.) tespiti ve karşılaştırma analizinin geliştirilmesi, - karşılaştırma birimleri kullanılarak karşılaştırmanın yapılması ve karşılaştırılan işlem fiyatlarının değerlemesi yapılan patent için ayarlanması54, - karşılaştırma için kullanılan işlemlerden elde edilen çeşitli değer ifadelerinin tek bir değer ya da bir değer aralığı olarak ifade edilmesi. 55 Benzer patentli teknoloji ve bu teknolojiyle ilgili işlem bilgilerinin mevcut olması halinde, çok kullanışlı, pratik ve anlaşılması kolay olan bir yöntemdir. Söz konusu teknoloji için gerçekleşmiş bir işlem esas alındığından, bu metotla ulaşılan değer gerçeğe uygun pazar değeridir. 56 Ayrıca, az sayıda 51 Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; a.g.e., 1999, s. 102 Buna rağmen, bağımsız taraflar arasında gerçekleşen piyasadaki işlemlerin değer için en iyi gösterge olduğu düşüncesiyle, genelde değerleme yapanların ilk uyguladıkları metotlar arasında yer almaktadır. 53 Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; a.g.e., 1999, s. 102-103 54 Söz konusu ayarlamalar, karmaşık istatistiki modeller kullanılarak yapılabildiği gibi, tamamen değerlemeyi yapan kişinin subjektif kararlarına göre de yapılabilmektedir. 55 Kapalı bir piyasada değer aralığı, tek bir değer ifadesinden daha kullanışlı olabilmektedir. 56 Piyasa metodu, gerçeğe uygun pazar değerinin alt sınırına yaklaştırır. (Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2000, s. 172) 52 24 varsayım kullanılmakta olduğundan, pazar metodu ile ulaşılan değer objektifitir. Buna rağmen, pazar metodunun başarısı, değerlemeye konu patent ile benzerinin karşılaştırılabilirliğinin garanti edilmesine bağlıdır. Patentlerin benzersiz yapısı, karşılaştırılabilir bir patent bulma ihtimalini azaltmaktadır. Özellikle radikal şekilde yeni olan buluşlarda ve yeni gelişen sektörlerde, karşılaştırma yapılacak benzer patent bulmak imkansız hale gelmektedir. Lisans vb. bir işleme konu olmuş karşılaştırılabilir bir patent tespiti, birçok faktörün göz önüne alınmasını gerektirmektedir. - Benzer işlem türü (devir, lisans, iç lisans, karşılıklı lisans, inhisari lisans, toplu lisanslama vb.) - Karşılaştırılabilir işlemin ödeme şekilleri57 ve dönemleri - Karşılaştırılabilir işlemin geçerli olduğu coğrafi sınırlar - Karşılaştırılabilir işlemin zamanı58 - Karşılaştırılabilir işlemde transfer edilen yasal sahiplik - Karşılaştırılabilir işlemin piyasa koşullarına uygun olması59 - Karşılaştırılabilir işlemdeki tarafların durumu (iflas vb. haller) - Benzer ekonomik yaşam süreleri - Benzer sektör - Benzer yapıda ülkeler60 - Benzer risk ve beklenen yatırım geri dönüş oranları 57 Belli bir zaman için sabit bir miktarın tek seferde nakit ödenmesi, üretilen ya da satılan ürün başına sabit bir miktar ödenmesi, elde edilen gelirin (en yaygın olanı) ya da karın belli bir yüzdesinin ödenmesi gibi farklı ödeme şekilleri yanında, her ödeme şeklinde de çok sayıda ödeme koşulları (ön ödemeli, ön ödemesiz, ödenmesi garantilenmiş minimum ya da maksimum miktarın belirlenmesi, satılan ya da üretilen ürün başına ödenecek miktarın belli bir satış/üretim miktarından ya da zamandan sonra değişmesi, gelir ya da karın yüzdesinin belli bir satış miktarından ya da zamandan sonra değişmesi vb.) söz konusudur. 58 Patentin geçmiş bir işlemdeki değeri, faiz oranları, arz-talep ilişkisi, enflasyon, maliyetler, vergiler vb. bir çok değişkenden etkilenerek hesaplandığından, bu değer bugünkü değer analizi için çok az şey ifade etmektedir. Dolayısıyla, uzak geçmişteki lisans anlaşmaları, karşılaştırılabilir olmaktan uzaktır. 59 Karşılaştırılacak işlem piyasa geneli için geçerli olmayan spesifik bazı etkiler altında gerçekleşmiş olmamalıdır. 60 Karşılaştırılabilir lisans işlemi tespitinde benzer ekonomik yapıda ülkelerdeki anlaşmaların tespitine dikkat edilmelidir. 25 - Karşılaştırılabilir işlemdeki taraflar arasındaki diğer anlaşmalar (teknoloji geliştirme çalışmalarına yardım, ticarileştirme vb.) - Karşılaştırılabilir işlemdeki teknoloji dışı varlıklar (portföy satışı, pazarlama yardımı, marka, ürün geliştirme, sözleşmesel haklar vb.) - Karşılaştırılabilir işlemin gerçekleştiği anda uygun bir ikincil pazardaki ekonomik koşullar - Karşılaştırılabilir işlemin kullanım (uygulama) ile ilgili özellikleri Patentlerle ilgili piyasada gerçekleşen işlem bilgileri (yukarıda bahsedilen faktörleri de içeren) nadiren açıklandığı/yayınlandığı için genelde benzer bir patent bulmak mümkün olmakmaktadır. Benzer bir patent ve işlem bilgileri bulunması halinde de, söz konusu patentin değerlemesinin istenen şekilde yapılıp yapılmadığını garanti etmek mümkün olmamaktadır. Bunun dışında, bu metotta sadece benzer patentin pazar değeri esas alındığından, değerlemesi yapılan patentle gelecekte sağlanması muhtemel gelir gözardı edilmektedir. Sonuç olarak bu metot, gayrimenkuller, genel kullanım amaçlı makine ve ekipmaları, araçlar, bilgisayar yazılımları ve donanımları, franchiselar, hisse senetleri ve diğer menkul kıymetler ile şirket değerlemeleri için uygun olup, genelde vergi otoriteleri ve diğer üçüncü kişiler tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. Patentler söz konusu olduğunda ise, tek başına patent değeri için kullanımı uygun görülmemekte ve daha çok diğer teorik metotların sonuçlarının çapraz kontrolü için kullanılmaktadır. Satış Karşılaştırma, Pazar Odaklı Yerine Koyma Maliyeti ve Karşılaştırmalı Gelir Farkı gibi pazar metodu altında ele alınabilecek bazı metotlardan bahsetmek mükündür:61 61 Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; a.g.e., 1999, s. 152-154 26 2.2.1. Satış Karşılaştırma Metodu Karşılaştırılabilir bir patent için piyasa koşullarına uygun olarak gerçekleşmiş bir satış işleminin esas alındığı satış karşılaştırma metodu62, ilgili satış bilgisi mevcut olduğu taktirde, en doğrudan ve sistematik olan yöntemdir. Metot, patentlerin ve ait oldukları piyasaların güçlü ve zayıf yanlarının karşılaştırmalı değerlendirilmesi işlemiyle başlamaktadır. Daha sonra söz konusu patent ve piyasaların aralarındaki farkların tespiti ve bu farklar için bir düzenleme katsayısının belirlenmesi ile devam etmektedir. Son olarak, tespit edilen değerleme katsayısılarının patentin seçilen parametresine uygulanması ile değer elde edilmektedir. 2.2.2. Pazar Odaklı Yerine Koyma Maliyeti Metodu Pazar odaklı yerine koyma maliyeti metodu63 açık bir piyasada, ilgili patentin yerine koyma maliyetini tahmin etme yöntemidir. Maliyet metodu içinde ele alınan yerine koyma metodundan farklı olarak, tahmin için iç bilgileri değil, sektör ve ilgili patent hakkında bilgi sahibi olan dışarıdan bir gözlemcinin bilgileri kullanılmaktadır. Tarafsız şekilde piyasa koşullarına uygun tahminlerin elde edildiği durumlarda, piyasa odaklı güvenilir bir metottur. Bu metotta da maliyet metodundaki prosedürün takibi gerekmektedir. 2.2.3. Karşılaştırmalı Gelir Farkı Metodu Aynı alanda biri patentli, diğeri patentsiz teknolojilerle yürütülen iki benzer aktivitenin bilgilerinin elde edildiği durumlarda uygulanabilen karşılaştırmalı 62 63 Sales Comparison Method / Sales Transaction Method Market Replacement Cost Method 27 gelir farkı metodunda64, her iki aktivitenin gelirlerinin farkı alınarak piyasa kaynaklı uygun bir aktifleştirme oranı ile çarpılarak değer tespit edilmektedir. 2.3. GELİR METODU Patentin ekonomik hayatı boyunca (ticari kullanımı sonucunda) elde edilmesi beklenen ekonomik faydanın bugünkü net değeri65 cinsinden ifade edilmesi demek olan İskontolu Nakit Akışları66 (İNA) yöntemini esas alan bir metottur. Gelecekte elde edilecek gelir bugün fiyatı ile ifade edilirken, gelirin elde edileceği zaman ve elde edilme riski hesaba katılmaktadır. Matematiksel olarak ifade etmek gerekirse, X = Y / (1+k)n Burada, X, bugünkü değeri (gelecekte elde edilecek gelirin k geri dönüş oranı için bugünkü değeri, bugünkü net değer), Y, n yıl sonunda elde edilecek geliri (gelecek değeri) ve k, iskonto oranını (gelecekte Y gelirinin gerçekleşme riski, risk faktörü) ifade etmektedir.67 Örneğin; iskonto oranının %7 olduğu bir durumda, 5 yıl sonra 1.000 YTL elde etmenin bugünkü değerle ifadesi 712,99 YTL’dir.68 Tüm gelir metodu çeşitlerinde üç temel bileşen mevcuttur. Bunlar: - ekonomik gelir tahmini - zaman periyodu tahmini - iskonto oranı tahmini Ekonomik Gelir Tahmini 64 Comparative Income Differential Method Net Present Value 66 Discounted Cash Flows 67 Yıllık “k” geri dönüşü oranı ile X YTL tutarında verilen borç, bir yılın sonunda “X+kX” 2 tutarında olacaktır. 2 yılın sonunda ise (X+kX)+(X+kX)k veya X(1+k) olacaktır. Buradan n Y=X(1+k) formülü çıkmaktadır. 68 5 X = 1000 / (1+0.07) = 712.99 65 28 Gelir metotlarındaki en temel adımlardan biri yukarıdaki İNA formülünde “Y” olarak ifade edilen, patentle elde edilmesi beklenen gelirin tespit edilmesidir. Değerlemelerde öncelikle, patentin geliri ne şekilde getireceğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, gelirin patent kullanım şekillerinden (patentin şirket içinde kullanım, lisans vb. şekillerde kullanım, rakipleri önlemek amacıyla kullanım vb.) hangisiyle elde edileceğine karar vermek gerekmektedir. Bu karar verilirken, kullanım şekillerinden hangisinin söz konusu patent için en iyi kullanım şekli olduğu ve patentin değerleme esnasındaki mevcut kullanım şeklinin ne olduğu gibi faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Gelir tahmininde temel süreçlerden biri, gelir tablosu oluşturma işlemidir. Gelecek satışlarla gelir elde etmek için gerekli tüm maliyetlerin (ham madde, işçi, yönetim, AR-GE, vergi vb.) belirlenmesiyle ilgili birçok varsayımı gerektirdiğinden, gelir tablolarını hazırlamak zor bir süreçtir. 69 Bu metotta gelir tablosunun farklı noktalarında ortaya çıkan farklı gelir çeşitleri esas alınabilmektedir. Bunlar: - toplam ya da net gelir - toplam kar - net faaliyet geliri - vergi öncesi net gelir - vergi sonrası net gelir - faaliyet nakit akışı - net nakit akışı Net nakit akışı söz konusu şirketin kazancından bir kısmının şirketin işlerini devam ettirebilmesi amacıyla yeni yatırımlar için harcandıktan sonra geriye kalan miktardır. Bu net nakit hissedarlara, bağış kurumlarına veya başka çeşitli alanlara yatırım için kullanılabilmektedir. Kısacası, bu miktar şirketin hayatiyetini devam ettirebilmesi için gerekli değildir. Şirketin elde edeceği bu 69 Ancak, söz konusu varsayımları gerektiren belirsizliklerin çokluğu, tek tek maliyet kalemleri üzerinde detaylı olarak durmaksızın, geçmiş tecrübelerden yararlanarak basit varsayımlar kullanmayı da sağlamaktadır. 29 net nakit akışların toplamının paranın zaman içindeki değerine göre ayarlanmış hali bu şirketin değerini ifade etmektedir. Bu nedenle, bu yöntemde daha çok net nakit akışları esas alınmaktadır. Aşağıda Tablo 2.1’de bugünkü net değer hesaplamasında net nakit akışlarının (net işletme karının) esas alındığı bir durum için hazırlanan gelir tablosu yer almaktadır: 70 Tablo 2.1: Gelir Tablosu Gelir - Satılan Malın Maliyeti (Üretim Maliyetleri) Brüt Satış Karı - Genel Giderler (satış-pazarlama, yönetim, AR-GE maliyetleri) Faiz ve Vergi Öncesi Gelir (İşletme Karı) - Faiz ve Vergi Giderleri Faiz ve Vergi Sonrası Gelir (Net Gelir) + Amortisman (Satılan Malın Maliyeti, Genel Giderler ve Diğerleri İçindeki Eskime) - İşletme Sermayesi veya Diğer Gerekli Yatırımlardaki Artış Net İşletme Karı (Net Nakit Akışı) Net faaliyet karlarının hesaplanmasında kullanılan unsurlardan ilki olan gelir, ilgili alanda pazar araştırması71 yapılarak, patentli ürünün ortalama satış fiyatı ve bu ürünün satış miktarının (pazar büyüklüğü) tahmin edilmesi ile tespit edilmektedir. Söz konusu patentli teknolojinin üretim maliyetleri de kapsamlı çalışmalarla tahmin edilebilmektedir. Bunun için firma içinden veya çoğu zaman dışarıdan ilgili alanda uzman bir danışman kullanılmaktadır. Gelirin tespitinde, patentle ilgili doğrudan ya da dolaylı tüm maliyetlerin hesaba katılması gerekmektedir. Satılan malın maliyeti, genel giderler ve vergi miktarları ise, bazı şirketler tarafından farklı büyüklükteki firmaların farklı zamanlardaki bilgileri kullanılarak yapılan çalışmalardaki gibi, gelirin yüzdesi 70 Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 210-218 İNA metodu, söz konusu patentle elde edilecek kar tahminlerinin temellerinin araştırılması gereken bir yöntemdir. 71 30 olarak ifade edilebilmektedir. Bu tür çalışmalarla bilgilerine ulaşılan firmalar daha çok finansman temini için arayış içinde olan küçük firmalar olduğundan, bu tablolardaki değerlerin karlılıkları düşük gösterme olasılıkları yüksek olmaktadır. Bu nedenle, söz konusu unsurlar (satılan malın maliyeti, genel giderler ve vergi miktarları) için belirlenecek gelire göre yüzdelik oranlar, başka kaynaklar kullanılarak da hesaplanabilmektedir. Bu kaynaklardan biri halka açık firmaların yıllık vb. raporlarıdır. Belli sektörler için örnek bir firma seçilerek, bu firmanın raporları üzerinden, satılan malın maliyeti, genel giderler ve vergi oranları için gelire göre oranlar tespit edilebilmektedir. Amortisman ve yatırımlardaki artışlarla 72 ilgili tahminlerde de birçok firmanın farklı zamanlardaki raporları kullanılabilmektedir. Ayrıca, lisans alan taraftan elde edilecek kullanılabilmektedir. bilgiler de değer tahmin hesaplamalarında 73 Tablo 2.2 gelir tablosu unsurları için gerçekleştirilen tüm çalışmalar neticesinde, yüksek teknoloji ürünleri sektöründe faaliyet gösteren Tektronix şirketinin 31 Mayıs 1997 tarihi itibariyle 6 yıl için tespit edilen net nakit akışlarını (net işletme karları) göstermektedir. Yeni ürünün ticarileşmesi için harcanan çabalar, işletme sermayesi ve diğer gerekli yatırım harcamalarındaki artışlarla yansıtılmaktadır. 73 Diğer muhtemel alıcıların da bulunduğu durumlarda genelde alıcılardan bilgi temini mümkün olmamaktadır. Ancak, tarafların karşılıklı bilgi paylaşımlarının her iki taraf için de yararlı olacağı durumlarda, alıcılardan da bilgi temini mümkün olabilmektedir. 72 31 Tablo 2.2: Tektronix Şirketinin Gelir Tablosu Yıl Satış Miktarı (1) Ortalama Satış Fiyatı (1) Gelir* 1 2 3 4 5 6 100 200 300 350 400 400 10.000 10.000 9.500 9.000 8.000 8.000 1.000 2.000 2.850 3.150 3.200 3.200 Satılan Malın Maliyeti* (2) %57 570 1.140 1.624,5 1.795,5 1.824 1.824 Genel Giderler* (2) %35 350 700 997,5 1.102,5 1.120 1.120 İşletme Karı* %8 Faiz ve Vergi Giderleri* (2) %32 Net Gelir* 80 160 228 252 256 256 25,6 51,2 72,96 80,64 81,92 81,92 54,4 108,8 155,04 171,36 174,08 174,08 91,2 91,2 265,28 265,28 Amortisman* (3) %5 28,5 57 81,225 89,775 Yatırımlardaki Artış* (4) %10 100 85 30 5 -17,1 80,8 206,265 256,135 Net İşletme Karı* (1): İlgili sektörde gerçekleştirilen pazar araştırmasıyla elde edilen değerler (2): Yıllık rapor bilgilerine göre gelirin yüzdesi olarak belirlenmiş değerler (3): Satılan malın maliyetinin %5'i olarak alınmıştır (4): Yıllık satışlarda yaşanan artış oranına dayanılarak %10 olarak alınmıştır * bin Dolar Kaynak: Richard Razgaitis, 2003 Zaman Periyodu Tahmini Patentle elde edilecek gelirin hangi zaman periyodu için geçerli olacağının tahmini de gelir metotlarında belirlenmesi gereken diğer bir husustur. Bu periyot için patent koruma süresi kadar patentin altında yatan teknolojinin ekonomik ömrü de kullanılabilmektedir.74 Zaman periyotlarının yanında periyot aralıklarının (aylık, yıllık vb.) da tespit edilmesi gerekmektedir. Genelde, elde edilecek gelir zaman içinde çok değişim gösteriyorsa kısa 74 Patentin yasal koruma ömrü genelde ekonomik ömründen daha kısa olmaktadır. Örnek vermek gerekirse, elektronik sektöründeki patentlerin yasal ömrü 20 yıl olmasına rağmen, ekonomik ömrü yaklaşık 3 yıl olmaktadır. Dolayısıyla bu noktada, patentli buluşun koruma süresi kadar yaşayıp yaşamayacağı sorusu karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunun cevabı, ilgili sektördeki gelişim trentleri (mevcut AR-GE çalışmalarının takibi vb.) takip edilerek tespit edilebilir. 32 aralıkların (aylık vb.), değilse uzun aralıkların (yıllık vb.) kullanılması uygundur. Beklenen gelirlerin belirlenen periyodun sonunda elde edileceği varsayımıyla, yukarıdaki İNA formülünde “n” olarak ifade edilen zaman periyodu için genelde pozitif tam sayılar kullanılmaktadır. Halbuki gerçekte beklenen gelirler belirlenen periyodun sonunda toplu olarak değil, zaman içine yayılmış şekilde gerçekleşmektedir. Örnek vermek gerekirse, 1. yıl geliri ilk yılın sonunda değil, yıl içinde aylara vb. dağılmış şekilde elde edilmektedir. Hesaplamalarda bu durumun da göz önünde bulundurulması istenildiği taktirde, “n” değişkeninde ayarlamalar yapılarak aylık nakit akışları da hesaplanabilmektedir. Aylık nakit akışını hesaplamak için “k” değişkenini aylık hesap için ayarlamak gerekmektedir. Bunun yerine genelde, aylık nakit akışına yakın netlikte sonuç verdiğinden “n” değerinde (2n-1/2) şeklinde yarı periyoda (yıla) göre ayarlama yapılarak hesaplamalar da yapılabilmektedir.75 İskonto Oranı Tahmini Risk faktörü vb. başka ifadelerle de tanımlanabilen ve yukarıdaki İNA formülünde “k” olarak ifade edilen iskonto oranı76, geliri değer tahminine çevirmek için kullanılan orandır. Patentin gelir üretme kapasitesi (hedeflenen gelirin elde edilip edilmemesi) ile ilgili tüm riskleri 77 ifade eden iskonto oranının piyasa türevli olması ve geçmişteki geri kazanım oranlarını değil, gelecek beklentileri yansıtması gerekmektedir. İskonto oranı, değerlemeyi yapanın karar verdiği bir oranı ifade ettiği için, belirli standard bir değeri mevcut değildir. Patentler söz konusu olduğunda, iskonto oranı, genelde şirket sermayesinin ağırlıklı ortalama maliyetinden 78 daha fazlasını ifade etmekte ve risk sermayesi yatırımlarında olduğu gibi 75 Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 209-210 Discount rate 77 Genel pazar riskleri, özel sanayi riskleri, patentle ilgili riskler, paranın zaman değeri, fırsat maliyeti ve enflasyon iskonto oranı hesaplamasında dikkate alınmalıdır. 78 Weighted Average Cost of Capital, WACC veya WACOC 76 33 yıllık %20-50 arasında olduğu varsayılabilmektedir.79 Uygun iskonto oranının tespitinde, Sermaye Varlığı Fiyatlama Modeli80, Sermayenin Ağırlıklı Ortalama Maliyeti81 ve Build-Up Metodu gibi hesaplama yöntemleri kullanılabilmektedir.82 83 84 Gelir metoduyla patentli bir teknolojinin belli bir süre içerisindeki değeri hesaplanırken, bu süre zarfında teknoloji için yapılan yatırım harcamaları (harcanan nakit akışları) ile gelirler (kazanılan nakit akışları) için farklı iskonto oranları kullanılmalıdır. Zira, harcanan ve kazanılan nakit akışları için beklentiler aynı olmamaktadır. Örneğin, lisans alan taraf aldığı lisans için gerekli teknoloji geliştirme, üretim ekipmanları alımı vb. yatırımlar yapmak zorunda iken, bunun sonucunda piyasa tarafından talebin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda emin değildir. Bu nedenle, mantıksal olarak yatırım için harcanan miktara mevcut enflasyona uygun bir “k” değeri uygulanırken, kazanılan nakit akışı için beklenilen gelirin elde edilmesi riskini yansıtan bir “k” değeri uygulamak gerekmektedir. İskonto oranı için farklı değerler kullanma mantığı bazı sorunlara yol açabilmektedir. Genelde yatırım için yapılan harcamalar (harcanan nakit akışı) için kullanılan enflasyona uyumlu “k” değeri, kazanılması beklenen gelir için kullanılan “k” değerine göre düşük olmaktadır. Bu durum, yatırım sürecinin uzun olduğu hallerde, toplam nakit akışlarında negatif sonuçlar çıkmasına neden olabilmektedir. Dolayısıyla, farklı “k” değeri kullanımı, daha çok ilaç geliştirme süreçleri gibi uzun dönemli yatırım gerektiren teknolojilerin söz konusu olduğu hallerde daha uygun olmaktadır. Bu gibi durumlar için ileride anlatılacak seçenekli değerleme metotlarının kullanımı daha uygun olmaktadır. Kısaca ifade etmek gerekirse, kısa yatırım sürecinin (2 veya 3 yıl 79 Flignor P., Orozco D.; a.g.m., 2006, s. 1-17 Capital Asset Pricing Model, CAPM 81 Weighted Average Cost of Capital, WACC veya WACOC 82 Martin, D., Drews, D. C.; a.g.m., 2006, s. 4-5 83 Smith, G. V., Parr, R. L.; “IP Licensing and Joint Venture Profit Strategies”, John Wiley & Sons, Inc., Hoboken, New Jersey, 2004, s. 373-385 84 Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2000, s. 168 80 34 gibi) olduğu durumlarda, harcanan ve kazanılan nakit akışları için farklı iskonto oranları kullanılmamaktadır.85 Aşağıda Şekil 2.1’de patentli bir teknolojiyi lisans almak isteyen bir tarafın bu teknoloji için 20 yıl boyunca gerçekleşmesini beklediği harcanan (ilk 6 yıl) ve kazanılan (son 14 yıl) nakit akışları ve bu nakit akışlarına uygulanan farklı iskonto oranlarına göre elde edilmesi beklenen gelirin bugünkü net değerleri tablo ve grafik olarak yer almaktadır. Kaynak: Richard Razgaitis, 2003 Şekil 2.1: Yıllara Göre Beklenen Gelirin Iskontolu Bugünkü Net Değerleri Gelir metodu, birçok değişik değerleme amacına uygun ve farklı durumlara adapte edilebilir esneklikte olduğundan, patent değerlemeleri için en çok kullanılan metottur. Patentle ilgili gelir üretme kapasitesi, gelirin patent ve patentle ilgili varlıklara dağıtımı, patentin beklenen yaşam ömrü, patente yapılan yatırım riski gibi değişkenlerin açıkça ve tek tek belirlendiği bir 85 Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 207-209 35 yöntem olduğundan güvenilir bir yöntemdir. Gelir metodu, doğrudan olarak gerçeğe uygun pazar değerini gösterir. Patentin kullanımıyla sağlanacak gelirin tahmini (toplu gelir içinde ne kadarının ilgili patentten kaynaklandığı), gelirin beklenen büyüme eğilimi, gelirin bugünün rakamlarıyla ifade edilmesi için uygulanacak uygun iskonto oranının tespiti, gelir akışının ne kadar süreceği ve ödeme zamanları gibi birçok varsayımı gerektiren bu yöntem, söz konusu tahminler için alt yapı sağlayacak geçmiş bilgileri içeren geniş ve güvenilir veritabanlarının mevcut olduğu durumlarda kullanışlıdır. Dolayısıyla, tahminler için gerekli (sektörle ilgili pazar büyüklüğü, büyüme trentleri, şirketlerin pazar payları, riskler, fiyatlama bilgileri gibi) bilgiler her zaman ulaşılabilir olmadığından, sınırlı bir kullanım alanına sahip olmakta, patentin ekonomik değerini tespit etme konusunda oldukça zayıf kalmaktadır.86 Tahminler için gerekli bilgilerin mevcut olması halinde de, manipüle edilmeye açık hassas ekonomik değişkenleri ve karmaşık metotları içermesinden dolayı, bu bilgileri sübjektif nakit akış değerlerini elde etmek için kullanarak suistimal etmek de her zaman mümkündür. Karmaşık metotlar, kötü niyetli olmayan hataların yapılmasına da neden olmaktadır.87 Bu metot anlatılırken kullanılan “gelir” ifadesiyle, her zaman patentle gelirde yaşanan artışlar kastedilmemektedir. Farklı gelir metotlarında esas alınan farklı gelir ölçütleri söz konusudur. Farklı gelir metotları arasında en göze çarpan farklılık bu metotlarda kullanılan ekonomik gelir ölçütleri farklığıdır. 88 89 Aşağıda farklı gelir ölçütlerine göre farklı gelir metotları yer almaktadır: 86 Carte, N.; a.g.m., s. 138 Gelir metodu ile değerin yüksek hesaplanması muhtemeldir. Karmaşık yapıdan dolayı bazen kullanılan değişken girdilerinin piyasa kaynaklı verilerle doğrulanması zor olmaktadır. Bu da ne kadar sağlam analizler de yapılmış olsa sonuçların şüphe ile karşılanmasına neden olmaktadır. 88 Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; a.g.e., 1999, s. 166 89 Hangi gelir ölçütü esas alınırsa alınsın, gelir metodunda ifade edilen gelir, sadece değerlemesi yapılan patent ile sağlanan gelir ya da tasarruflardır. 87 36 - ekonomik gelir artışlarını esas alan metotlar (söz konusu patente sahip olmadan kaynaklanan gelir artışı) - ekonomik maliyetlerin/yatırımların azalma seviyesini esas alan metotlar (patente sahip olmadan kaynaklanan maliyet düşüşleri) - hayali bir telif miktarını hesaplayan metotlar (patente sahip olunmasaydı, sahip olan üçüncü kişilerden lisans almak için verilecek telif miktarı) - patente sahip olma ve şirket içinde kullanımdan kaynaklanan şirket değerindeki farkı hesaplayan metotlar - tüm şirket değeri ya da tüm gayri maddi varlıkların değeri dışında arta kalan patent değerini hesaplayan metotlar 2.3.1. Gelir Artış Metodu Patentle sağlanan gelir artışı ya da patentle sağlanan maliyet azalımı ya da her ikisinin birden etkisinin hesaplanmaya çalışıldığı gelir artış metodunda90 ekonomik gelir ölçütü olarak çoğunlukla nakit akışları kullanılmaktadır. Metotta gelir artışı ile; - parasal gelirdeki artış - birim gelirdeki artış - birim başı satış fiyatındaki artış - pazar payındaki artış - müşteri sayısındaki artış durumlarından herhangi biri esas alınabilmektedir. Aynı şekilde maliyet azaltımı ile de; 90 - satılan malın maliyetinde düşüş - malzeme maliyetinde düşüş - üretim seviyesindeki artış - yönetim harcamalarındaki düşüş - toplam sermaye maliyetindeki düşüş Incremental Income Method 37 durumlarından herhangi biri esas alınabilmektedir. 2.3.2. Kar Dağıtım Metodu Kar dağıtım metodu91, şirket ya da bir birimin geliri içinde patente sahip olmaktan kaynaklanan kısmın patentle ilişkilendirilmesi yöntemidir. Genelde işletme gelirleri, işletme nakit akışı veya net nakit akışı gibi gelir ölçütlerinin kullanıldığı metot, şirket gelirini oluşturan tüm varlıklara dağıtmak üzere toplam gelirin parçalara ayrılması ile başlamaktadır. Kar dağıtım oranları şirketin faaliyet tipine ve faaliyet alanına göre değişiklik göstermektedir. Oran belirlenirken, piyasada gerçekleşen kar dağıtım oranları, şirket için patentin fonksiyonelliği ve patentin gelir üretmede diğer varlıklara göre karşılaştırmalı önemi gibi hususlara dikkat edilmelidir. Belirlenen oran, toplam gelir içinde patente ayrılan kısmı, geri kalanı da şirketin diğer varlıkları için ayrılan kısmı ifade etmektedir. 2.3.3. Teliften Kurtulma Metodu Teliften kurtulma metodu92, sahip olunan patentin bağımsız bir tarafa lisans verilmesiyle elde edilen gerçek ya da farazi telif gelirinin ya da patente sahip olma sayesinde ödemekten kurtulmuş olunacak telif giderinin93 hesaplandığı yöntemdir. Gelir metodunda bahsedilen hususlara ek olarak, bu metotta söz konusu telif gelirinin/giderinin hesaplanması için telif oranı tespiti işlemi de yer almaktadır. Temel alınan belli bir miktarla çarpılarak bir teknolojinin kullanımı için bir 91 Profit Split Method Relief from Royalty Method 93 Yöntemin bu adı almasındaki sebep, patente sahip olmaktan dolayı kurtulmuş olunan telif harcamalarını hesaplamasıdır. 92 38 alıcının satıcıya ödeyeceği miktarın hesaplanmasına yarayan telif oranı94 için; - gelirin bir yüzdesi olarak telif oranı - karın bir yüzdesi olarak telif oranı - satılan ürün başına parasal olarak ödenen telif - üretilen ürün başına parasal olarak ödenen telif - bir zaman içindeki parasal olarak ödenen telif gibi farklı ölçütler kullanılabilmektedir. Telif oranı tespiti için başvurulacak ilk yerlerden biri değerlemesi yapılacak patentin sahibi firma olmaktadır. Burada, firma söz konusu patente sahip olmayıp da başkasından lisans almak zorunda kalsaydı, ödemeyi kabul edeceği telif oranını bulmak amaçlanmaktadır. Şirket içinde bir telif oranı tespit edilemediği taktirde, benzer risk ve beklenen yatırım geri dönüş oranlarına sahip patentler için piyasada gerçekleşmiş lisans anlaşmaları ve telif oranları incelenmektedir. Bu konuda yapılan çalışmalar neticesinde, sektörden sektöre değişen telif oranları tespit edilmiştir. Doğrudan kar marjlarına bağlı olarak değişen telif oranlarıyla ilgili söz konusu çalışmalardan biri Russell L. Parr tarafından gerçekleştirilen bir çalışmadır.95 Şekil 2.2’de söz konusu çalışmayla birçok sektörde gerçekleşen işlemlerdeki telif oranlarının (toplu olarak) hangi sıklıkta gerçekleştiği gösterilmektedir. Telif oranı ölçütü olarak satış gelirleri üzerinden yüzde oranların kullanıldığı çalışmada, telif oranlarının satışların %1-40‘ı arasında değiştiği, çoğunun da %10’un altında ve daha ziyade %5-10 arasında bir değerde gerçekleştiği görülmektedir. 96 94 Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 43 Parr, R. L.; “Royalty Rates for Tecnologies”, IPRA, Inc., Third Edition, 2003 96 Parr, R. L.; “Patent Valuation Using Relief From Royalty Method”, March/April 2006 9, 4 ABI/Inform Global, s. 4-13 ve 44-46 95 39 Kaynak: Russell L. Parr, 2003 Şekil 2.2: Sektörlerdeki Telif Oranlarının Gerçekleşme Sıklığı Söz konusu çalışmalar, lisansa konu olan az sayıdaki patentin içinde çok az sayıdaki açıklanan işlem bilgileriyle gerçekleştirildiğinden, bu bilgilerle elde edilen karşılaştırılabilir telif oranları yetersiz kalabilmektedir. Bu nedenle, telif oranı tespiti için bazı yöntemler geliştirilmiştir. Her biri kendi başına bir patent değerleme metodu olarak da ele alınabilecek telif oranı tespit yöntemleri aşağıda anlatılacaktır.97 2.3.3.1. Kar Farkı Analizi İlk kez bir patent tecavüz davasında uygulanan kar farkı analizinde 98, patentli buluşa tecavüz eden satışlardan elde edilmesi beklenen kar ile normal sektör karı arasındaki fark esas alınarak makul bir telif oranı tespit edilmektedir.99 Tecavüz eden tarafın tecavüz öncesi iş planları ve şirket yöneticilerinden beklenen karla ilgili alınan tahminler temel alınarak tecavüz zararı için telif oranının belirlendiği TWM Mfg. Co. Inc. ile Dura Corp. şirketleri arasındaki 97 a.g.m.; s. 4-13 ve 44-46 Profit Differential Analysis 99 Telif Oranı = Beklenen Kar Marjı – Normal Kar Marjı 98 40 örnek bir olayda, mahkeme, tecavüz eden satışlardan beklenen brüt kar marjının %53 olduğunu tespit etmiştir. Daha sonra brüt kar marjından genel giderler çıkartılarak %37-42 aralığında değişen işletme kar marjı (vergi öncesi) hesaplanmıştır. Mahkeme söz konusu karın ne kadarının davacıya telif olarak verileceğini tespit etmek için, tecavüz esnasında sektördeki standart kar marjlarını (%6.6-12.5) esas alarak, telif oranını %30 [(%37-42) (%6.6-12.5)] olarak belirlemiştir.100 Tarafların endüstrideki normal kar marjını oluşturacak hususlar üzerinde anlaşmaları zordur. Ayrıca, bu metotla elde edilen telif oranı içinde sahip olunan tüm gayri maddi varlıklarının katkısı bulunduğundan, bu oran normalde lisans alacak tarafın razı olacağı miktardan fazladır. Ancak yine de, diğer birçok endüstri kolu için patentle sağlanan ekonomik avantajın görülebilmesi ve makul telif oranı için bir üst sınırın ifade edilmesi açısından yararlıdır.101 Bu analiz, söz konusu patentin ticarileşmesi için gerekli tamamlayıcı varlıkları hesaba katmamaktadır. Halbuki bir patent tek başına nadiren karlılığa neden olmaktadır. Bu nedenle, karla birlikte yatırım yapılan tamamlayıcı varlıkların da hesaba katıldığı daha gelişmiş versiyonları kullanılmalıdır. 102 Kar farkı analizi kullanılırken yapılan hesaplamalarda, satış fiyatı primi 103, maliyet tasarrufu104 ve satış rakamı105 konularına da dikkat edilmesi gerekmektedir. 100 Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 86 Örnek olarak, sağlık ürünleri sektöründe faaliyette bulunan biri çok sayıda fikri varlığa sahip (kendi patentli ürünleri olan) diğeri ticari mal alan/satan (başka firmaların ürünlerini dağıtan/satan) iki firmanın kar marjları incelenmiştir. Fikri varlıklara sahip 4 şirketin ortalama kar marjı %16 iken, fikri varlıklara sahip olmayan 2 şirketin ortalama kar marjı %2.4 çıkmaktadır. Buradan da görüldüğü üzere, fikri varlıklara sahip olan firmalar için %13.4 oranında ortalama kar marjı farkı söz konusudur. 102 Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 88 103 Diğer şartlar eşit olmak üzere, patent koruması olmayan bir A ürünü 25 YTL, patentli bir B ürünü de 30 YTL’ye satılıyor olsun. B ürününün üretim maliyeti 2 YTL daha fazla ise, bu durumda, net prim 3 YTL olacaktır. 104 Benzer bir analiz de sadece maliyetler esas alınarak yapılabilir. Patentsiz A ve patentli B ürünlerinin satış fiyatı aynı olsun. B ürününün maliyeti 2 YTL daha az ise, bu fark da hesaplamalara yansıtılmalıdır. 105 Buluşun herhangi bir maliyet tasarrufuna neden olmadığı ve her iki ürün fiyatının da aynı olduğu varsayılarak, patentli ürünün gelişmiş özelliklerinden dolayı daha fazla sayıda satılmasıyla elde edilen fayda da hesaba katılmalıdır. 101 41 Tablo 2.3 yeni bir patentli ilacı ticarileştirmeyi planlayan bir firmanın kar marjı beklentilerini göstermektedir. Bu kar marjının standart (normal) sektör kar marjından çıkartılmasıyla karın söz konusu teknolojiye atfedilebilecek kısmı (telif oranı) bulunmuş olacaktır. Normal sektör kar marjını bulmak için jenerik ilaç üretimi yapan106 bir grup firma tespit edilmiştir. Kar marjları hesaplanırken, söz konusu ilaçla ilgili kısmı ayırt edebilmek için bazı ayarlamalar yapmak gerekebilmektedir. Bunun için mümkün olduğu taktirde, işletme faaliyetleriyle ilgili olmayan varlıklarla ve yinelenmeyen olaylarla ilgili gelir ve giderlerin çıkartılması gerekmektedir. Bunun yanında, sermaye yapısından kaynaklanabilecek farklarını etkisiz kılmak için faiz giderlerinin de çıkartılması gerekmektedir. Bu hesaplamalar sonucunda söz konusu jenerik ilaç üreticilerinin kar marjı %25 olarak bulunmuştur. Buradan da firmanın patentli ilaçla elde etmeyi beklediği kar marjından sektör kar marjının çıkartılmasıyla telif oranı %37 (62-25) olarak bulunmuştur. Tablo 2.3: Patentli İlaçla Elde Edilmesi Beklenen Kar Marjı 1996 Ana Piyasa Gelirleri Net Gelir (vergi öncesi) Kar Marjı Ortalama Kar Marjı 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 0 0 100 300 400 550 600 625 650 675 -25 0 80 150 225 350 375 385 395 400 zarar 0% 80% 50% 56% 64% 62% 63% 62% 61% 59% Kaynak: Gordon V. Smith ve Russell L. Parr, 2004 106 Bu firmaların seri üretim yapan, rekabete dayalı fiyatlandırma yapan, geniş bir dağıtım ağına sahip, düşük kar marjlarıyla çalışna firmalar olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir. 42 2.3.3.2. Yatırım Geri Dönüş Oranı Analizi Kar farkı analizindeki tamamlayıcı varlıkları hesaba katmama eksikliği, yatırım geri dönüş oranı analiziyle 107 giderilebilmektedir. Bunun için, patentli teknoloji dahil şirketin birçok varlığıyla elde edilen gelir hesaplanmaktadır. Daha sonra, toplam gelir farklı varlık kategorilerine, her bir kategorideki varlık miktarı ve her bir varlık kategorisinin karşılaştırmalı yatırım risklerine göre dağıtılmaktadır. Ardından, tüm varlıklar için adil şekilde geri dönüş (kar) oranları belirlenmektedir. Her bir varlık için belirlenen bu oranlar, bu varlıkların karşılaştırmalı risklerini ifade etmektedir. Diğer bir ifadeyle riski fazla olan varlıkların geri dönüş (kar) oranları da yüksek olmaktadır. Tablo 2.4 sermaye maliyetinin ağırlıklı ortalamasının örnek bir firmanın varlıklarına dağılımını göstermektedir. Şeklin en sağındaki sütunda yer alan ağırlıklı kar dağılımları108 ilgili varlıkların telif oranlarını ifade etmektedir. Tablo 2.4: Yatırım Geri Dönüş Oranı Analiziyle Telif Oranı Tespiti Net İşletme Sermayesi Duran Varlıklar Gayri Maddi Varlıklar Yatırıma Dönüştürülmüş Sermaye Miktar (milyon YTL) Yüzde (%) Kar (%) Ağırlıklı Kar (%) Ağırlıklı Kar Dağılımı (%) 10.000 10 2 0,20 1,60 20.000 20 7 1,40 11,10 70.000 70 15,71 11,00 87,30 100.000 100 12,60 100,00 Kaynak: Gordon V. Smith ve Russell L. Parr, 2004 Buradan da görüldüğü gibi, gayri maddi varlıklar için elde edilen telif oranı % 87.3 olarak çıkmaktadır. Bu, karın %87’sinin gayri maddi varlıklardan 107 Investment Rate of Return Analysis “Yüzde(%)” ile “Kar (%)”değerlerinin çarpılmasıyla “Ağırlıklı Kar (%)” değerleri, bu değerlerin kendi içindeki oranlarıyla da “Ağırlıklı Kar Dağılımı (%)” değerleri hesaplanmaktadır. 108 43 kaynaklandığı manasına gelmektedir. Mesela operasyon karı %20 olan bir şirkette bu karın %17’si gayri maddi varlıklardan kaynaklanmaktadır. Bu analizde yapılacak son iş, bu oran (%17) içinden ne kadarının söz konusu patentli teknolojiden kaynaklandığına karar vermektir. Bunun için de, benzer gayri maddi varlıklara sahip, ancak patentli teknolojiye sahip olmayan bir şirket bulunarak yukarıdaki analizlerin aynısı bu şirket için de yapılacaktır. Bu şirketin gayri maddi varlıkları için bulunan ağırlıklı kar dağılımının (örneğin %10 olsun), patentli teknolojiye sahip olan şirketin gayri maddi varlıklarının ağırlıklı kar dağılımından (%17) çıkartılmasıyla, patentli teknolojinin telif oranı %7 olarak tespit edilmektedir.109 2.3.3.3. Satışın %5’i Metodu Satış gelirlerinin %5’i alınarak telif miktarının hesaplandığı yöntem, gıda, ekipman, elektronik, inşaat ve sağlık cihazları sektörleri gibi bir çok alanda çekirdek haldeki teknolojiler için kullanılmaktadır. Kar, sermaye yatırımı, gelir büyümesi, yatırım riskleri, geliştirme maliyetleri gibi birçok unsuru hesaba katmadığı halde, en sık kullanılan metotlar arasında yer almaktadır. 2.3.3.4. Pratik Kural (%25 Kuralı) Pratik kural110, basit yapısıyla birlikte 40 yıldan fazla bir süreden beri kullanılmaya devam eden bir yöntemdir. 1950’lerin sonlarında Robert Goldscheider ticari lisansları incelerken büyük bir Amerikan şirketinin İsviçre’deki tali şirketinin lisans verdiği 18 şirketin satışlarında yaklaşık %20 kar ettiklerini ve bu satışların %5’i üzerinden telif ödediklerini, dolayısıyla, telif miktarının (%5) karın (%20) %25’i olduğunu tespit etmiştir. Bu yöntemle hem lisans veren hem de alan tarafın patentli teknolojiden faydalanabilmeleri amaçlanmaktadır. Metot, lisans alan tarafın yüzyüze olduğu risklerin (üretim olanakları, yasal ve yönetimsel sorunlar, geliştirme 109 110 Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 89-94 Rule of Thumbs 44 çalışmaları, dağıtım ve pazarlama vb. sebeplerden dolayı) büyüklüğünden dolayı, lisans alan tarafın patentli buluştan elde edilecek karın çoğunu alması gerektiği esasına dayanmaktadır.111 Richard Razgaitis bu kuralla yapılan %25-75 kar dağılımının altında yatan bazı nedenleri aşağıdaki gibi açıklamaktadır:112 - Birçok lisans alan ve veren taraf söz konusu kar dağılımını kabul etmektedir. - Patentli bir ürünü geliştirme ve ticarileştirme çalışmalarının çoğu (yaklaşık %75’i) lisans alan tarafından gerçekleştirilmektedir. - %25-33 arasında Dört gerekli ticarileştirme adımından ilki teknolojidir. Diğerleri, AR-GE harcamalarının kara oranı genelde değişmektedir. - teknolojik geliştirmeyi üretilebilir ürün haline getirme, üretme ve satma adımlarıdır. Genelde, ilk adım lisans veren, diğerleri de lisans alan tarafından gerçekleştirilmektedir. Söz konusu oranın nerede uygulanacağı konusu da önem arz etmektedir. Bu kurala göre, telif oranının gelir tablosunda yer alan birden çok kar ifadesi (toplam kar, işletme karı, vergi öncesi gelir, net gelir) içinde işletme karına uygulanması gerekmektedir. Zira, bir patent ne kadar kıymetli bir buluşa dayanıyor da olsa, tek başına ticarileşmesi mümkün değildir. Bunun için tamamlayıcı varlıklara yapılacak harcamaların (üretimle ilgili olmayan işletme maliyetlerinin) da hesaba katılması gerekmektedir. İşletme Karı = (Gelir) – (Satılan Malın Maliyeti) – (Üretimle İlgili Olmayan Genel Giderler) Burada faiz harcamaları gibi finansman maliyetleri bu kapsamın dışında kalmalıdır. Çünkü, buluşun değerinin lisans alan tarafın finansman yapısı ile 111 Kar dağılımları, lisans anlaşmalarına, ilgili sektöre ve tarafların durumuna göre de belirlenebilmektedir. Uygun kar dağılımı tespiti için Georgia-Pacific olayında tespit edilen 15 faktörün (özellikle de faktör 13) dikkate alınması yararlı olacaktır. 112 Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 116 45 bir ilgisi bulunmamaktadır. Ayrıca, buluş ne kadar büyük ekonomik fayda sağlasa da, faiz harcamalarının da hesaba katılmasıyla ortada kar marjının kalmaması muhtemeldir. Aynı durum, vergiler için de geçerlidir. Lisans alan tarafın vergi stratejisi/yapısı şirkete değer katsa da, bunun buluşun ekonomik değerine yapacağı bir katkı söz konusu değildir. Bu nedenle, kuralın vergi indirimleri öncesi uygulanması gerekmektedir. Netice olarak, her yıl için belirlenen işletme karının, aynı dönemdeki tahmini satış rakamına bölünmesiyle elde edilen kar oranının %25’i alınarak telif oranı tespit edilmektedir. Telif oranlarının net satış rakamlarıyla çarpılması ile telif miktarları hesaplanmaktadır. Telif miktarlarına iskonto oranının uygulanmasıyla da her yıl bugünkü net değer hesaplanmaktadır. Söz konusu yıllık değerlerin toplamı da patentin gerçeğe uygun pazar değerini vermektedir. Birçok başarılı lisans anlaşması sonucunda ortaya çıkan telif oranlarının, bu kuralla belirlenen %25 oranına yakın çıkması kurala güveni arttırmaktadır. Kuralın deneysel testi için RoyaltySource.com’dan alınan 15 sektördeki telif oranlarının medyanları ile The Bloomberg veritabanından alınan aynı sektörlerdeki kar oranlarının ağırlıklı ortalamaları karşılaştırılmıştır.113 Gerek genel lisans alanların karları gerekse en yüksek kar oranlarına sahip (en yüksek ilk çeyrektekilerin) lisans alanların karları için yapılan testlerde çıkan sonuçlar (telif oranının kara oranı) %27 ile %23 olup, kuralı teyit etmektedir.114 Belli bazı sektörlerde oldukça farklı sonuçlar da çıkmaktadır. Yukarıda bahsedilen güvenilirliğine ve yaygın kullanımına rağmen, bu kural için bir takım eleştiriler de söz konusudur. Eleştiri sahiplerinden biri olan Mark Berkman, patent değerine etki eden bazı durumların hesaba katılmadığı, ekonomik alternatiflerin değeri ve sayısına ve patentli teknolojinin 113 Burada kar oranlarının medyanlarının yerine ağırlıklı ortalamalarının kullanılmasının nedeni, medyanların ağırlıklı ortalamalardan çok farklı sonuçlar vermesidir. Bunun nedeni de, çok sayıda küçük yeni kurulan şirketlerin negatif kar marjlarıdır. 114 Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 118-124 46 kullanımıyla değerde yaşanan artışa dikkat edilmediği konularına değinmektedir. Bir diğer eleştiri de patentin ürünün değeri içinde küçük bir paya sahip olduğu durumlar için kuralın yetersizliğiyle ilgilidir. 115 Bu kural ürün hattı geliri ve işletme kar bilgilerinin lisans alan tarafından bildirildiği durumlarda uygulanabilmektedir. Kuralın uzun zamana yayılan projelerde paranın zaman değerini hesaba katmaması da hatalara sebep olabilmektedir. Ancak yine de lisans bedellerinin büyüklük dereceleri konusunda rehberlik etmesi bakımından kullanışlıdır. Sonuç olarak, kuralın daha karmaşık telif tespit analizleri öncesinde genel bir değerleme için kullanılması, bu kuralla tespit edilen sonuçların söz konusu analizlerle birlikte değerlendirilmesi daha uygun olacaktır. 2.3.3.5. Karşılaştırmalı Kuvvetli Yanlar Analizi Her bir sektör için daha dar aralıklı telif oranları elde etmek için kullanılan bu analiz, büyüme oranları, pazar payı, yasal ve geçmiş faktörler (kullanım zamanı ve başvuru yapılıp yapılmadığı gibi), karşılaşılacak muhtemel engeller (pazara girme zorluğu vb.) ve tamamlayıcı varlıkların olup olmaması (dağıtım, pazarlama gibi olanaklar) gibi faktörlerden etkilenmektedir. Bu analizle, belli bir patent için tespit edilen telif oranının, sektör için belirlenmiş telif oranı aralığında nerede bulunduğu, alt sınıra mı üst sınıra mı daha yakın olduğu anlaşılmaktadır.116 2.3.3.6. Diğer Telif Oranı Tespit Metotları Yukarıda bahsedilenler dışında, telif oranlarının buluş için yapılan geliştirme maliyetleri üzerinden hesaplanmasıyla ilgili metotlar da söz konusudur. Ancak, bir patentin geliştirmesi için yapılan harcamaların patentin değeriyle bir ilgisi olmaması ve geçmişte sektörde başkaları tarafından belirlenmiş 115 116 Bu olumsuz durum, zayıf patentler için düşük kar dağılımı uygulamasıyla aşılabilmektedir. Martin, D., Drews, D. C.; a.g.m., 2006, s. 4-5 47 oranların değişen ekonomik koşullar altında bugün için esas kabul edilmesinin hatalı olması nedeniyle, bu metotlar pek kullanılmamaktadır. 2.3.4. Teknoloji Faktörü Gelir metodu altında incelenebilecek diğer bir yöntem olan teknoloji faktörü yönteminde amaç, kullanılan bir teknolojinin şirketin sahip olduğu toplam pazar değeri içindeki oranının tespit edilmesidir. Bu yöntemde de öncelikle bir iskonto oranı kullanılarak bugünkü değer hesaplanmaktadır. Kullanılan teknolojinin şirketin değerine sağladığı maksimum katkıyı ifade eden, düşük teknolojili sektörler için düşük, ileri teknoloji gerektiren sektörler için yüksek olan bir teknoloji faktörü (oranı) belirlenmektedir. Bu oran, teknolojinin şu an hangi aşamada olduğu, teknolojinin pazarlanabilir hale gelmesi için gerekli sermaye, pazar büyüklüğü gibi faydalılık özellikleri ile alternatif teknolojilerin varlığı, demode olma ihtimali, rakiplerin tavrı ve teknolojinin var olanların yerini alma potansiyeli gibi rekabetçi özellikler kullanılarak daha dar bir aralığa indirgenmektedir. Tüm bu özelliklerden hangilerinin kullanılacağı tespit edilmekte ve her birine ağırlıklar verilerek puanlandırılmaktadır. Zorunlu olmamakla birlikte, gerçeğe uygun pazar değeri hesaplanırken genelde faydalılık ve rekabetçi özelliklere eşit ağırlıklar verilmektedir. Her iki özelliğin ortalaması alınarak teknoloji faktörünün son hali belirlenmektedir. Daha sonra bu faktör şirketin bugünkü net pazar değeriyle çarpılarak kullanılan teknolojinin değerine ulaşılmaktadır. Belli bir teknolojinin lisanslanması ya da bağışı gibi durumlar için uygun bir yöntemdir.117 117 a.g.m., 2006, s. 4-5 48 2.3.5. Ulaşılabilir Maksimum Kar Metodu Mevcut metotlarda, özellikle de hali hazırda en çok kullanılan metot olan İNA metodunda karşılaşılan problemleri azaltmak amacıyla Norman Carte 118 tarafından geliştirilen ulaşılabilir maksimum kar (UMK) metodunda119, potansiyel manipülasyon aracı olan iskonto oranının (risk priminin) kullanılmaması ve bu sayede çok daha ideal sonuçlar elde edilmesi amaçlanmaktadır. Belirli bir şirket yerine ideal bir şirketin elde edeceği maksimum kar hedeflerinin hesaplandığı UMK metodunda nihai bir değer tespiti yerine, muhtemel maksimum değer tespiti yapılmaktadır. Gerçek değer, bu maksimum değerin altında bir değer olarak derecelendirme süreciyle tespit edilmektedir. UMK metodu, pazar büyüklüğü, ulaşılabilir pazar payı ve bir birim patentli ürünün satışından elde edilen karın tespitiyle başlamaktadır. Bu tespitler sırasında, en geniş pazar büyüklüğü, bir şirketin ulaşabileceği en büyük pazar payı, bir üründen elde edilebilecek maksimum kar gibi en iyimser değerler kullanılmaktadır. Bu değerlerle UMK hesaplanmaktadır. Patent değerini etkileyen tüm faktörler tespit edilerek, kategori, alt kategori ve tek başına olmak üzere sınıflara ayrılmaktadır. Örnek: “patent” kategorisi “istem genişliği” alt kategorisine, bu alt kategori de “toplam istem sayısı” faktörüne sahiptir. Daha sonra, yeterli bilgi mevcutsa, patent değerini etkileyen tüm faktörler sistematik şekilde derecelendirilmektedir. İNA metodundaki iskonto oranı, UMK metodundaki bu derecelendirme sürecinde ele alınmaktadır. Derecelendirme, her bir faktörün riske etkisinin ölçülmesi ve keyfi bir risk primi belirlenmesi şeklinde olmaktadır. Bu dereceler aynı faktöre verilen ağırlık katsayısıyla çarpılarak ağırlıklı derece elde edilmektedir. Patent 118 119 Carte N.; a.g.m., 2005 Maximum Achievable Profit Method 49 değerini etkileyen bazı faktörlerin derecelendirmeleri Tablo 2.5’te yer almaktadır. Tablo 2.5: UMK Metodunda Bazı Faktörlerin Derecelendirmeleri Kaynak: Norman Carte, 2005 Toplanan ağırlıklı dereceler mümkün olan maksimum skora bölünerek “yüzde skor” elde edilmektedir. Skorun değere dönüştürülmesi için de “transfer fonksiyonu” kullanılarak değerleme süreci tamamlanmaktadır. Skor ve değer arasındaki doğrusal olmayan ilişkinin daha iyi işlemesini sağlayan transfer fonksiyonu sayesinde, skordaki pozitif veya negatiflik belli bir noktaya kadar değerdeki pozitif veya negatifliği getirmekte, bu noktadan sonraki skor artış ya da azalımı (pazar doyumu ve ölçek olmayan ekonomi nedeniyle) değere daha az yansımaktadır. UMK metodunun transfer fonksiyonu aşağıdaki eşitliktir: X = (UMK + Y) x e-[(S-100) /40] ² – Y; X: Değer UMK: Ulaşılabilir Maksimum Kar 50 Y: Yatırım Maliyeti S: Yüzde Skor İNA metodundaki potansiyel manipülasyon aracı olan iskonto oranını kullanmayarak daha güvenilir sonuçlar elde etme iddiasında bulunulmasına rağmen, UMK metodunda da derecelendirme (her bir faktörün riske etkisinin ölçülmesi ve keyfi bir risk primi belirlenmesi) esnasında keyfilik söz konusudur. Ancak, yine de, diğer metotlar gibi sadece birkaç faktör (atıf sayısı, patent ailesinin büyüklüğü, itiraz olup olmadığı gibi) yerine, UMK metodunda tüm bilinen faktörlerin ele alınması ve faktörlerin derecelendirilmesinde nispeten sağlanan objektiflik, metoda olan güveni artırmakta ve anlaşmazlıkların çözümünde kolaylık sağlamaktadır.120 2.4. DİĞER DEĞERLEME METOTLARI Yukarıda anlatılan maliyet, pazar ve gelir metotları hemen hemen tüm değerleme analizlerinde kullanılan geleneksel metotlardır. Son zamanlarda bunlara ek olarak daha karmaşık ve gelişmiş121 yeni bazı metotlar üzerinde çalışmalar yoğunlaşmıştır. Bu metotlar içinde en göze çarpanlar, Risk Ayarlamalı Bugünkü Net Değer, Olasılık Ağaçları, Monte Karlo ve Duran Varlıklar İçin Seçenekli Değerleme metotlarıdır. Söz konusu metotlar, gelir ve maliyetler hakkındaki varsayımlarla oluşturulan nakit akış modelleri ile ilgili varlığın değer üretmesi için gerekli koşullu olayların açık bir şekilde modellendiği karar ağacı modellerine dayanmaktadır. Bu metotlarda ilk olarak, patentin değerini artıracak belli bir 120 Anlaşmazlık durumlarında, faktörlerin dereceleri ve bunlara verilen ağırlıklar üzerinde tartışılıp değişiklikler yapılmasıyla sorunun çözülmesi mümkündür. Ağırlıklar üzerinde anlaşıldıktan sonra tarafların derecelendirme süreci üzerinde anlaşmaları çok kolaylaşmaktadır. Yeni faktörlerin tespiti veya mevcut olanların bilgilerinin güncellenmesiyle UMK üzerinde değişikliklerin yapılması kolay olmaktadır. 121 Gelişmiş metotlar olarak adlandırılmalarının nedeni, İNA metodundan daha karmaşık matematiksel hesaplamalar içermeleridir. 51 olayın gerçekleşme olasılığı hesaplanmakta, daha sonra, söz konusu olayın gerçekleşmesi halinde, geleneksel metotlardan (maliyet, pazar ve gelir) biri kullanılarak elde edilecek gelir hesaplanmaktadır.122 2.4.1. Risk Ayarlamalı Bugünkü Net Değer Metodu İNA temelli bir diğer yöntem de risk ayarlamalı bugünkü net değer metodudur.123 Daha önce de belirtildiği gibi uzun süreli projeler için tek değerli iskonto oranı kullanmak, iskonto oranının birleştirici etkisinden dolayı, ilerleyen yıllarda düşük değerlerin çıkmasına neden olmaktadır. Teknik, yasal ve piyasa kaynaklı engeller nedeniyle yüksek riskli projeler olan yeni ilaç geliştirme vb. çalışmalarda lisans sonrası dönemde 7 ila 10 yıla kadar gelir elde edilememektedir. Bu gibi durumlarda, yüksek değerli iskonto oranları bu teknolojilere yatırımı imkansız hale getirmektedir. Bu metotta söz konusu probleme çözüm olarak, iskonto oranı, bünyesindeki risk bileşenlerine (paranın zaman değeri, paranın fırsat maliyeti değeri, teknik risk, yasal risk vb.) ayrılmaktadır. Çeşitli riskler atlatıldıkça, iskonto oranı içinde bu risk için ayrılan kısım çıkartılarak, düşük iskonto oranlarının kullanımı sağlanmış olmaktadır.124 2.4.2. Olasılık Ağaçları Metodu Diğerleri içinde en sezgisel metot olan olasılık (karar) ağacı metodunda 125, gerekli olaylar ve bu olaylar karşısında alınan kararlar olasılıklarıyla birlikte açık bir şekilde modellenmektedir. Tüm potansiyel senaryolar incelenerek hangi senaryoda hangi değerin çıkacağı tespit edilmektedir.126 122 Flignor P., Orozco D.; a.g.m., 2006, s. 1-17 Risk-Adjusted Net Present Value 124 Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 241-242 125 Probability Trees Method 126 Flignor P., Orozco D.; a.g.m., 2006, s. 1-17 123 52 Bu metotta ilk olarak ticari açıdan başarılı ve başarısız senaryolar belirlenmektedir. Olasılık ağaçları ile değerlemelerde genelde yüksek, orta (temel) ve düşük olmak üzere üç başarılı senaryo ile bir veya iki adet başarısız senaryo kullanılmaktadır. Örneğimizde (Şekil 2.3) üç adet başarılı ve iki adet de başarısız senaryo kullanılmıştır. İkinci adımda, herbir senaryo için belli bir birime (şeklin en sağındaki beş adet senaryo için) göre iskonto edilmiş parasal nihai değerler tahmin edilmektedir. Söz konusu değerler İNA metodu kullanılarak ve her bir senaryoda ilgili senaryoyla tutarlı varsayımlar 127 kullanılarak tespit edilmektedir. Daha sonra her bir senaryonun kendi içinde gerçekleşme olasılıkları belirlenmektedir. Başarılı senaryoların olasılıkları belirlenirken, temel senaryo olduğu için, orta başarılı senaryonun gerçekleşme olasılığının diğerlerine göre daha ağırlıklı olmasına dikkat edilmelidir. Bu aşamadan sonra, her bir senaryoda gerçekleşen değerle bu senaryoların gerçekleşme olasılıkları çarpılarak başarılı ve başarısız senaryoların ara değerleri128 tespit edilmektedir. Hesaplanan bu ara değerler de toplu olarak başarılı ve başarısız senaryoların karşılıklı gerçekleşme olasılıkları ile çarpılmaktadır. Çıkan değerlerin toplamı patentin değerini (64,2 milyon YTL) vermektedir. 127 Örneğin yüksek başarılı senaryoda kullanılan varsayımlar mantıksal olarak yüksek beklentiler göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. 128 [0.2x100+0.7x70+0.1x30 = 72 milyon] ve [(-2)x0.5+(-10)x0.5 = -6 milyon] 53 Kaynak: Richard Razgaitis, 2003 Şekil 2.3: Olasılık Ağacı Metoduyla Patent Değeri Tespiti Olasılık ağaçları ile değerlemelerde karşılaşılan en önemli sorun, her bir senaryonun gerçekleşme olasılıklarının nasıl belirleneceği meselesidir. Bazıları bu sorunun çözümü için geçmişte gerçekleşmiş birbirine benzer projelerin bilgilerinin kullanılmasını önermektedirler. Ancak, patentli teknolojiler için bu tür portföylerin bulunduğu varsayılsa bile, her bir patentin kendine has özellikleri, geçmişte başka patentler için gerçekleşmiş başarı/başarısızlık olasılıklarının ilgili patent için bağlayıcılığını tartışmalı hale getirmektedir. Bu konuda, ilgili alanda çok geniş tecrübelere sahip kişilerce belirlenecek gerçekleşme olasılıklarının esas alınması daha makul bir çözüm olacaktır. Senaryoların gerçekleşme olasılıklarının tahminiyle ilgili bir diğer çözüm de, Monte Karlo metoduyla elde edilen sonuçların olasılık ağacının en sağ kısmındaki beklenen senaryo değerlerine göre kümelenmesi, buradan elde edilecek dağılıma göre de gerçekleşme olasılıklarının belirlenmesidir. 129 129 Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 242-244 54 2.4.3. Monte Karlo Metodu İsmini Akdeniz ülkelerinde oynanan bir kumar oyunundan alan bu yöntem, mühendislik toleransları, hastalık yayılmaları ve turnuva vb. etkinliklerde kazanma olasılıklarını hesaplamak için uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Karar alma mekanizmalarına yardımcı, karmaşık problemlerin çözümü için güçlü bir metot olan Monte Karlo metodu130 bilgisayar teknolojilerinin gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla131 birlikte daha sık olarak kullanılmaya başlanmıştır. Daha önce de belirtildiği gibi, İNA metodunda, gelir, maliyet ve iskonto oranı için tek bir değer tahmini yapılmakta, olasılık ağaçlarında sınırlı sayıda senaryoya belli ağırlıklar verilmektedir. Monte Karlo metodunda ise, her birine bir olasılık dağılımı (değer aralığı) verilen birkaç değişken kullanılarak gelirler eş zamanlı hesaplanmakta ve bu şekilde çok boyutlu muhtemel olaylar için karmaşık olasılık ağırlıklı hesaplamalar gerçekleştirilmektedir. Monte Karlo metodunda, belli bir birime değer atama sürecine gelindiği zaman, bu metodu kullanan yazılımlar yardımıyla matematik modellere dayanan hesaplamalar gerçekleştirilmektedir. Belli bir sayısal sonuç elde etmek için kullanılan matematiksel ifadelerin rasgele bir dağılım içerisinden hesaplamayı gerçekleştirmesi, metodun “Olasılık Tekniği” olarak anılmasını sağlamaktadır. Bu yaklaşımla çok kullanışlı sonuçlar elde edilmektedir. İş hayatındaki gelecek değerlerle ilgili tahminlerde, eldeki veriler, tecrübe ve mantıksal açıklamalar kullanılmaktadır. Geleneksel metotlardaki tahminlerde, kabul edilebilir seçenekler içinden en uygun olan bir değer seçilirken, bu metotla tek değerli en iyi tahminin yerini, en muhtemel sonuçla birlikte az muhtemel sonuçları da içerisinde bulunduran bir dağılım aralığı almaktadır. 130 131 Monte Carlo Method Bu tekniği kullanan bazı programlar: Crystal Ball, @Risk 55 Bu nedenle, bu metotta gerçekleştirilen her analiz sonucu farklı bir bugünkü değer çıkmaktadır. Yazılım yardımıyla monte karlo metodu uygulanırken, öncelikle hangi değişkenlerin hangi dağılımları132, hangi değerler arasında göstereceği, hangi değişkenlerin de İNA analizindeki gibi tek bir değer göstereceği belirlenmektedir. Daha sonra bu veriler üzerinden yazılımla hesaplamalar tekrar tekrar gerçekleştirilmektedir. Her bir hesaplama patentli ürünle farklı ortamlarda elde edilen değerleri vermekte olduğundan, her bir hesaplamada farklı sonuçlar çıkmaktadır. Neticede, tekrar tekrar yapılan hesaplamalar sonucunda elde edilen tüm sonuçlar analiz edilmektedir. Crystal Ball programı kullanılarak 1000 kere tekrarlanan hesaplamalarla ulaşılan değerlerin dağılımı (Şekil 2.4) ve bu değerlerle ilgili elde edilen bazı sonuçlar ve aşağıda yer almaktadır: 132 Örneğin, satılan patentli ürün miktarının dağılımı normal, ortalama satış fiyatınınki üçgen, satılan malın maliyetininki ise tek düze dağılımdır. Söz konusu dağılım çeşitleri aşağıda kısaca açıklanmaktadır: Tek Düze Dağılım: Belli bir alt ve üst limit dışındaki değerlerin gerçekleşme olasılığının sıfır olduğu, bu limitler arasındaki değerlerin ise eşit gerçekleşme olasılığının olduğu dağılımlardır. Diğer bir ifadeyle, değerin belli bir aralıkta olma ihtimalinin yüksek olasılıkla bilindiği, ancak bu aralıktaki hangi değerin olacağının yüksek olasılıkla belirsiz olduğu durumlarda uygundur. Üçgen Dağılım: Tekdüze dağılımın farklı bir çeşidi olan üçgen dağılımda da, belli alt ve üst limitler dışındaki değerlerin gerçekleşme ihtimalleri sıfırdır. Burada farklı olarak, en muhtemel sonuçla gerçekleşme olasılığı sıfır olan değer arasında (en yüksek ve en düşük olasılıklı değerlerin arasında) doğrusal bir artış/azalış bulunmasıdır. Dolayısıyla, alt ve üst limit arasında bir değerin gerçekleşmesinin en muhtemel olduğunu düşünmek için sebeplerin olduğu ve bu muhtemel değerden uzaklaşıldıkça gerçekleşme olasılığının doğrusal olarak azaldığı durumlar için kullanılmaktadır. Birçok durum için uygun bir dağılımdır. Normal Dağılım: Üçgen dağılıma benzer şekilde en muhtemel sonuç için en yüksek, bu değerden uzaklaşan sonuçlar için gittikçe azalan - fakat bu sefer üçgen dağılımdaki gibi doğrusal değil, eğik olarak – olasılıkların söz konusu olduğu dağılımlardır. Bir örneklem içindeki birçok değerin bir ortalama değerde yoğunlaştığı, bu ortalama değerden uzaklaşıldıkça gerçekleşen değerlerin sayısının (olasılığın) hızla azaldığı normal dağılımların, gerçek hayattaki birçok olayın dağılımı olduğu deneysel olarak ispat edilmiştir. 56 Şekil 2.4: Crystal Ball Programıyla Elde Edilen Değerlerin Dağılımı (İlk 1.000 Hesaplama) Minimum değer = 282.000 Maksimum değer = 662.000 Değerlerin %80’i > 394.000 Değerlerin %20’si > 518.000 Ortalama değer = 458.000 Programla ikinci kez tekrarlanan hesaplamalar sonunda elde edilen değerlerin dağılımı da Şekil 2.5’te gösterilmektedir. Her iki şekilden de görülebileceği üzere, tek tek bakıldığında değerlerde değişiklikler bulunmakla birlikte, genel dağılım şekilleri benzer çıkmaktadır. 57 Şekil 2.5: Crystal Ball Programıyla Elde Edilen Değerlerin Dağılımı (İkinci 1.000 Hesaplama) Değer dağılımlarını değerlendirmeden önce, belirsizliklerin tespiti için Monte Karlo yönteminin nasıl kullanılacağının tespiti de önemlidir. Herbir değer tahmininde bilinmeyen birçok faktör bulunmakla birlikte, bunların belirsizlik dereceleri eşit değildir. Hesaplamalarda genelde bir ya da iki değişken, değerdeki tüm belirsizlikleri belirlemektedir. Söz konusu değişkenlerdeki belirsizliklerin azaltılması değer tahmininin kalitesini önemli ölçüde etkileyeceğinden, bu değişkenlerin tespit edilmesi önemlidir. Bu amaçla, Crystal Ball programındaki “Hassasiyet Tabloları” kullanılabilmektedir. Şekil 2.6 hesaplamalardaki değişkenlerin hassasiyetlerini göstermektedir. Buna göre, örneğimizde iki önemli belirsizlik kaynağı olarak, satılan malın maliyeti ile genel giderler ve AR-GE harcamaları tespit edilmiştir. 58 Şekil 2.6: Crystal Ball Programı Hassasiyet Tablosu (Değişkenlerin Hassasiyetleri) 2.4.4. Duran Varlıklar İçin Seçenekli Değerleme Metodu Yeni metot arayışları içinde, son zamanlarda üzerinde en çok durulmaya başlanan yöntem olan duran varlıklar için seçenekli değerleme metodu133 (gerçek seçenek fiyatlandırma metodu) daha önce de değinildiği gibi, yatırım maliyetlerinin yüksek, beklenen gelirlerin geç elde edildiği durumlarda kullanılan bir yöntemdir. Zira bu tür durumlarda, tek değerli bir iskonto oranının kullanılması, yıl değişkeninin (n) büyümesiyle bugünkü değerin (Y / [1+k]n) gittikçe düşük sonuçlar vermesini netice vermektedir.134 Bu durum da patentli ürüne ilgiyi azaltmaktadır. Seçenekli değerleme metodu bu tür durumlarda yatırım ve gelir miktarını artan şekilde ele almaktadır.135 133 Real Option Pricing Method Tek değerli iskonto oranı kullanmak, ilerleyen yıllardaki gelirler ne kadar da yüksek olsa, iskonto etkisinden dolayı, bu değerlerin bugünkü net değeri çok düşük olmaktadır. Örnek vermek gerekirse, 10 yılda beklenen gelirlerin 100 milyon YTL, iskonto oranının da %30 10 olduğu bir durumda bugünkü net değer sadece 7.25 (100/[1.3] ) milyon YTL olmaktadır. 135 Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 244 134 59 Seçenek değerleme metodunun altındaki temel önermeye göre, asimetrik bir gelirin (mesela potansiyel yüksek gelir ve sadece sınırlı bir kayıp) söz konusu olduğu bir yatırımın değeri, belirsizlik seviyesi (volatility) arttıkça artmaktadır. Bu nedenle, petrol arama ve ilaç endüstrileri gibi, büyük sermaye yatırımına karşın yüksek belirsizlikle uzun bir vadede gelirin söz konusu olduğu alanlarda kullanımı en uygundur.136 Seçenekli değerleme metodunun detayına girmeden önce, seçenek (opsiyon) kavramı ve patentin bu kavramla ilişkisi üzerinde durmakta yarar vardır. Seçenek, önceden belirlenmiş bir tarihe kadar, önceden belirlenmiş bir fiyata (eksersiz fiyatı137) yatırım aracı bir varlığı alma ya da satma hakkı (zorunlu değil) anlamına gelmektedir. Temel olarak iki tip seçenek türü mevcuttur. Bunlardan call opsiyonu, yatırım aracı varlığın fiyatının yükseleceğinin umulduğu piyasada o yatırım aracını önceden sabitlenmiş bir fiyatla satın alma hakkıdır. Put opsiyonu ise, yatırım aracı varlığın fiyatının düşeceğinin umulduğu piyasada o yatırım aracını önceden sabitlenmiş bir fiyatla satın alma hakkıdır. Söz konusu opsiyonları elde etmenin bedeline de opsiyon primi denmektedir. Örnek vermek gerekirse, X firmasına ait 90 YTL eksersiz fiyatlı bir Temmuz ayı call opsiyon kontratı, X firmasının bir adet hisse senedini Temmuz ayına kadar herhangi bir tarihte 90 YTL fiyattan alma hakkını vermektedir. Opsiyon sahibi bu opsiyonu kullanmak zorunda değildir. X firmasının hisse senedi fiyatı 90 YTL’nin üstüne çıkarsa, opsiyon sahibi opsiyonunu kullanarak kar edecektir. Bu şekilde 90 YTL opsiyonunu kullanan kişi onu spot edebilmektedir. hisse İlgili senedi tarihte piyasasasında hisse satarak senedi fiyatı 90 karını realize YTL’nin altında gerçekleşirse opsiyon sahibi bu hakkını kullanmayarak işlemini daha düşük olan piyasa fiyatından gerçekleştirebilmektedir.138 Bir seçeneğin değeri, büyük oranda söz konusu varlığın fiyatının değişkenliği ile gerçekleşecek/gerçekleşmeyecek işleme zaman olarak uzaklığa bağlıdır. 136 Flignor P., Orozco D.; a.g.m., 2006, s. 1-17 “exercise price” ya da “strike price” 138 Büktel, O.; “Opsiyonun Büyüsü”, http://www.ntvmsnbc.com/news/34536.asp 137 60 Varlığın bedelindeki değişimin dağılımının (belirsizliğin) artması seçeneğin de değerini arttırmaktadır. Aynı şekilde, seçeneğin sona erme zamanının uzaması da seçeneğin değerini arttırmaktadır. Ayrıca, diğerleri sabit kalmak şartıyla, varlığın bugünkü değeri arttıkça, gerçekleşen fiyat azaldıkça ve riskten arındırılmış faiz oranı arttıkça seçenek değeri de artmaktadır. Bir seçenek paraya dönüşmediği taktirde, seçenek sahibinin kaybı en fazla seçeneğin maliyeti kadar olmaktadır. Diğer bir ifadeyle, seçenek değeri için başlangıç maliyetinden fazla bir risk yoktur. Buna karşın, kazanç ihtimali ise sınırsızdır. Bir seçenek, varlık sahibiyle seçenek sahibi arasında riskin transferidir. Varlık sahibi bugün elde edeceği hazır para için, bu varlıkla elde etmesi mümkün getirileri seçenek sahibine bırakma eğilimindedir. Diğer taraftan seçenek sahibi de, riskli bir getiri için kesin (belli) bir miktarı vermeye hazırdır. Yukarıda seçenek kavramıyla ilgili anlatılanlar ışığında ilk bakışta, bir patentin seçenek olarak ele alınabileceği söylenebilir. Zira, söz konusu varlıkla seçenek arasında bir ayrım mevcuttur. Patent, sahibine bazı uygulamaları yapma hakkı vermektedir. Patent sahibi bu uygulamaları yapıp yapmama konusunda serbesttir.139 Dolayısıyla, patenti kullanım zorunluluğu yoktur. Bir patentin maliyeti onun AR-GE vb. yatırımlarla elde edilmesindeki harcamalardan daha fazla değildir. Ayrıca, bir patent öldüğü zaman değersiz hale gelmektedir. Netice olarak, patent bir ürünü önceden belirlenmiş fiyata alma hakkı manasında “call option” olarak analiz edilebilmektedir. Burada, patentin geliştirilmesi projesi için yapılan yatırım harcaması eksersiz fiyatı olarak, patent ömrü de seçeneğin bitiş süresi olarak alınmaktadır.140 Hisse senedi vb. yatırım kararlarının (finansal seçeneklerin) değerlemesi için kullanılan Black-Scholes modelini esas alan seçenekli değerleme yönteminin uygulanabilmesi, büyük oranda ilgili yatırımın karakteristik özelliklerini tespit 139 140 Yani işlem yapma hakkı var, ancak uygulama zorunluluğu yoktur. Damodaran, A.; “Investment Valuation”, John Wiley & Sons, Inc., New York, 2002, s. 24 61 etmeyi sağlayacak geniş bilgi kaynaklarının varlığına bağlıdır. Bu nedenle, karmaşık matematiksel metotlardan oluşan seçenek değerlemelerinin patentlerle ilgili uygulamalardaki kullanımları basitleştirilmiş hesaplamalarla sınırlı kalmaktadır.141 Black-Scholes modeli, bir seçeneğin değerini aşağıdaki değişkenlerin bir fonksiyonu olarak belirlemektedir: S x e-yt x N(d1) – K x e-rt x N(d2); S: Hisse bedeli N(d1): Hisse bedelindeki değişkenlik K: Seçeneğin önceden belirlenmiş (eksersiz) fiyatı r: Riskten arınmış faiz oranı y: Beklenen gecikme maliyeti t: İşlemin gerçekleşmesine kadar olan zaman (seçeneğin bitiş süresi) N(d2): Hisse bedelinde işlem esnasındaki değişkenlik e-rt: Varlığın değerini bugünkü değere çevirmek için bir formül Patent değerlemesinde seçenek teorilerini kullananlar, patentin değeriyle patenti içeren projenin (mesela patentli buluşa konu olan ürün) değerini ilişkilendirmektedirler. Black-Scholes modelinde kullanılacak veri söz konusu projeden sağlanmaktadır. Black-Scholes modeli patente uyarlanacak olursa, değişkenler aşağıdakileri ifade edecektir:142 S: Proje ile elde edilecek nakit akışlarının bugünkü değeri K: Projenin yatırım (AR-GE vb.) maliyeti N: Proje değerlerinin dağılımı t: Yatırıma kadarki zaman (seçeneğin bitiş süresi)(patent ömrü) Patentleri seçenek olarak ele alıp Black-Sholes formülüyle değerlemelerini yapanlar yanında, finansal anlamda seçenek olarak görmeyerek, patentler için Black-Sholes gibi finansal seçenekli değerleme yöntemlerinin 141 Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 244 Kidder, D., Mody, N.; “Are Patents Really Options”, les Nouvelles, December, 2003, s. 191 142 62 kullanılmasını anlamsız bulanlar da mevcuttur. Patent değerlemelerinde seçenekli metotların kullanılmasına karşı olanlardan Doug Kidder And Nisha Mody’ye göre143, bu metotla elde edilen bazı doğru hesaplamalar tamamen rastlantı eseridir. Söz konusu görüşü paylaşanlara göre, patentleri seçenek olarak düşünmenin doğuracağı en temel sorunlardan biri, seçeneğin altında yatan bir varlık bulma sorunudur. Her ne kadar uygun olmasa da, bugün kullanıldığı şekliyle, bu varlık buluşa konu patenti kullanan iş projesidir. Daha iyi anlaşılması için bir örnek vermek gerekirse, bir şirketin bir ürünü %10 daha az maliyetle üreteceği yeni bir üretim yöntemi bulduğunu düşünelim. Bu şirket, bu yeniliğe patent almadan söz konusu ürünü üretmek için bir fabrika kurup başarılı oldu diyelim. Başka bir olasılık olarak, bu şirketin yeniliğine patent alarak aynı fabrikayı kurması da mümkündür. Burada, patentin değeri yukarıda bahsedilen iki muhtemel projenin değerlerinin farkı kadar olacaktır. Kısaca, patent bu fabrikanın kurulması için olması zorunlu olmadığı gibi, bu fabrikadan elde edilecek gelirin belirsizliğinin azaltılmasında da bir etkisi olmamaktadır. Patentten fayda sağlama, rakipleri önleyerek yenilikten elde edilecek karın tamamını elde etmek ya da rakiplere bu patenti lisans vererek olmaktadır. Her iki durumda da patent finansal anlamda iş projesindeki bir seçenek değil, bu iş projesinde kendisinden değer elde edilen tamamlayıcı bir varlıktır. Finansal seçeneğin tersine, patentten herhangi bir risk transferi söz konusu değildir. Patent, altında yattığı proje ile elde edilmesi muhtemel getirinin bir kısmını bugün belli bir miktara karşılık satmaz. Patent sahibinin, AR-GE, vekil ücretleri vb. harcamalarla yatırım yaptığı patentle elde edeceği tek olanak, ileride diğer şirketleri dava edip etmemeye karar vermektir. Bu davalar neticesinde kazanç mı yoksa kayıp mı yaşayacağı da belli değildir. 143 a.g.m. 63 Black-Scholes modeli, söz konusu varlığın değerindeki değişimlerin dağılımını normal dağılım olarak kabul etmektedir. Halbuki bu dağılım hemen hemen üstel dağılıma yakın özellikler taşımaktadır. Dolayısıyla, bu model değerlemenin önemli bir bileşeni olan dağılımı aşırı basite indirgemektedir. Bugünkü patent değeri dünkü patent değerine bağlıdır (t zamanındaki değeri hesaplanırken t-1 zamanındaki değer hesaba alınır). Yani bir patent daha sistematik olarak değer kazanıp, bu değeri devam ettirirken, bir seçenek daha az tahmin edilebilir ve bir önceki günkü seçenek değerinden daha bağımsız bulunmaktadır. Black-Scholes modeli kullanılarak patent değerinin hesaplanması sırasında, yenilik, patent ve iş projesi konularında karışıklık yaşanmaktadır. Yenilik projeye değer katar, fakat bu değer projenin değerinin sadece bir kısmıdır. Diğer bir ifadeyle, projeden elde edilen karın sadece bir kısmı yenilikten kaynaklanmakta olup, bu kar bundan başka marka, dağıtım kanalları, üretim olanakları, sermaye gibi diğer değişkenlere bağlıdır. Sadece eşsiz bir yeniliğin söz konusu olduğu durumlar için, bu karın çoğunun yenilikten kaynaklandığı iddia edilebilir.144 Black-Scholes modelinde diğer durumlar sabit kalmak şartıyla, proje ile elde edilecek nakit akışı arttıkça, projenin yatırım maliyetleri düştükçe, proje değerindeki belirsizlik arttıkça, riskten arındırılmış faiz oranı arttıkça ve daha fazla zaman verildikçe patent değeri yükselmektedir. Halbuki, doğru bir seçeneğin aksine, proje değerindeki belirsizliğin artması patent değerinin artmasına neden olmayacaktır. Aksine, proje değerindeki belirsizlik arttıkça patent değeri azalacaktır. Proje ile elde edilecek gelirin daha belirgin hale gelmesine kadar beklemek anlamında zaman seçeneği ise, patentin değerine doğrudan olarak yansıyacak bir durum değildir. Bu model statiktir. Bir seçeneğin uygulanmasının ekonomik olarak değerli olup olmayacağı hakkında kişilere bilgi vermek için geliştirilmiş bir finansal 144 Patent, bir yeniliğin eşsiz olduğunu göstermek için sadece bir yol olup, eşsizliği garanti etmemektir. 64 enstrüman olan bu model, bir seçeneğin belli bir zamandaki (işlemin tamamen anlaşıldığı noktada) değerini hesaplamaktadır. Gelecek değeri ya da toplam nakit akışını ifade etmez. Bir seçenek incelenip varlığın tam değeri bulunana kadar, varlığa hiçbir yatırım yapılmaz. Halbuki, patentler için yapılan yatırımlar, bu yatırımlardan geri dönüşlerin yaşanmaya başlamasından çok önceleri yapılmaktadır. Üstelik, patent yatırımlarının geri dönüşü çoğu zaman yıllar sürmektedir. Patent, seçenek ve Black-Scholes formülü ile ilgili yukarıda anlatılan hususlardan sonra, patentli bir ilacın seçenekli değerlemesine örnek vermek yararlı olacaktır.145 Örneğimiz, bir biyoteknoloji firması olan Biogen firmasının doku sertleşmesi tedavisi için geliştirdiği ve yasal izinleri alınmış Avonex ilacının patent değerinin seçenekli değerlemesiyle ilgilidir. Değerleme; - Şirket içi analizler neticesinde, ilacın finansal kapasitesi, potansiyel pazar ve firmanın ilaca biçeceği fiyat temel alınarak, geliştirme maliyetleri dikkate alınmadan önce beklenen nakit akışı 3.422 milyon YTL olarak belirlenmiştir. - Geliştirme maliyeti de 2.875 milyon YTL olarak belirlenmiştir. - Patentin süresi 17 yıldır. - Uzun vadeli hazine bonosu oranı %6,7’dir. - Halka açık biyoteknoloji firmalarının şirket değerlerinin ortalama varyansı 0,224 değeridir. - Ek gelirin sadece patent ömrü boyunca geçerli olacağı, rekabet ortamından dolayı, bu dönem sonrası ek gelirin mümkün olamayacağı varsayılmaktadır. Bu nedenle, ilacın piyasaya sürülmesindeki gecikme firmaya patentle sağlanacak ek gelirin kaybı olarak yansıyacaktır. 146 varsayımlarıyla gerçekleştirilecektir. Bu varsayımlar ışığında, seçenekli değerleme girdileri ve patentin değeri aşağıdaki gibi olmaktadır: Nakit akışlarının bugünkü değeri (ilacın bugün piyasaya sunulması halinde) = S = 3.422 milyon YTL 145 146 Damodaran, A.; a.g.e., s. 782-783 Örnek vermek gerekirse, ilk yılın gecikme maliyeti, gelirin 1/17’si, sonraki yılın 1/16, vb. 65 İlk geliştirme maliyeti (ilacın ticarileşmesine kadar) = K = 2.875 milyon YTL Patent ömrü = t = 17 yıl Risksiz yatırım getirisi oranı (17 yıllık hazine bonosu oranı) = r = %6,7 Beklenen bugünkü değerdeki varyans = 0,224 Beklenen gecikme maliyeti = y =1/17 = %5,89 Bu girdiler için d ve N(d) değerleri de; d1 = 1,1362, N(d1) = 0,8720 d2 = -0,8512, N(d2) = 0,2076 Patentin Değeri = 3.422xe(-0,0589)x(17)x0,8720–2.875xe(-0,067)x(17)x0,2076 =907 milyon YTL Projenin bugünkü net değeri (3.422-2.875 = 547 milyon YTL) ile seçenekli değerlemeyle bulunan değer (907 milyon YTL) arasındaki 360 milyon YTL tutarındaki fark zaman primini yansıtmaktadır. Zaman primi gecikme maliyetine rağmen, firmanın ilacı hemen geliştirip piyasaya sunmasındansa, beklemesinin daha uygun olacağını göstermektedir. Diğer bir ifadeyle, seçeneğin uygulanmasının (geliştirme neticesinde ticarileştirme, piyasaya sürme) ilerleyen yıllarda gerçekleştirilmesi daha muhtemeldir. Yukarıdaki yargıyı doğrulamak adına, patent ömrü dışındaki tüm verilerin değişmediği varsayılarak call opsiyonunun değeri hesaplanırsa 147, Şekil 2.7‘deki gibi bir grafik elde edilmektedir. Grafikte her yıl için seçenek değeriyle birlikte bugünkü net değer gösterilmektedir. Buradan da görülebileceği gibi, patent ömrü için 8 yıldan az bir zaman kaldığında söz konusu ilacın ticari bir ürün olarak değeri, patent olarak değerinden fazla olacağından, bu zaman patenti ticarileştirmek için de en uygun zaman olmaktadır. 147 Örneğin, diğer tüm girdiler sabit kalmak şartıyla, patent ömrü 17 yıl yerine 16 yıl olursa, kısalan kalan ömürden dolayı gecikme maliyetinde (y) artış, dolayısıyla nakit akışlarının bugünkü değerinde (S) azalış yaşanacaktır. Neticede, patentin beklenen değerinde de azalma yaşanacaktır. 66 Kaynak: Aswath Damodaran, 2002 Şekil 2.7: Avonex İlacının Kalan Patent Ömrüne Göre Seçenekli ve Bugünkü Net Değer Metotlarıyla Patent Değeri Bir başka örnek olay148 da seçenekli değerleme ile diğer değerleme metotlarında (olasılık ağacı ve İNA metodu gibi) yapılan varsayımların farkını göstermek için anlatılacaktır. Basitleştirme için, paranın zaman değeri üzerinde durulmaksızın, sadece seçenek yönüne bakılacak örneğimiz, 5 milyon YTL ön ödemeli, sonrasında AR-GE çalışmaları için ek 10 milyon harcama yapılacak bir lisans alma seçeneğiyle ilgilidir. Söz konusu yatırımlara ek olarak, belli varsayımlar altında, lisans alan tarafın ticarileştirme çalışmaları için de 40, 80 veya 120 milyon YTL maliyetlerle karşılaşması muhtemeldir. Tüm bu yatırımlar neticesinde başarılı ticarileşmeyle elde edilmesi beklenen gelirler de 50 veya 130 milyon YTL olarak tahmin edilmektedir. Başlangıçta gelir ve maliyetlerle ilgili her sonucun gerçekleşme olasılığı da eşit kabul edilmektedir. 148 Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 245-249 67 Bu varsayımlar ışığında, muhtemel maliyet, gelirler ve ortaya çıkacak altı sonuç aşağıdaki gibi olacaktır: Maliyetler; C1: 40 milyon YTL C2: 80 milyon YTL C3: 120 milyon YTL Gelir; A: 50 milyon YTL B: 130 milyon YTL Altı muhtemel sonuç; AC1 = 50-40 = 10 milyon YTL AC2 = 50-80 = -30 milyon YTL AC3 = 50-120 = -70 milyon YTL BC1 = 130-40 = 90 milyon YTL BC2 = 130-80 = 50 milyon YTL BC3 = 130-120 = 10 milyon YTL Yukarıdaki muhtemel sonuçlara başta yapılan 15 milyon YTL’lik ön ödeme ve AR-GE yatırım harcamaları da dahil edilince, sadece iki ihtimalin (BC1 ve BC2) pozitif sonuç verdiği görülmektedir.149 Örneğimizde olasılık ağacı metodu kullanılırsa, eşit olasılıklı sonuçların fırsat değeri –5 milyon YTL olarak bulunmaktadır.150 Bu durumda, başta ödenen 5 milyon YTL ön ödeme olmadığı taktirde dahi, lisans alan için pozitif bir değer çıkmamaktadır. Halbuki, bu bakış açısı yanlıştır. Zira, söz konusu 15 milyon YTL’lik yatırımla alıcı taraf, gerçekleşen üç maliyet ve iki gelir ihtimalinden hangisinin gerçekleşeceğine karar vermek için bir seçenek elde etmiş olmaktadır. Seçenekli değerlemede olasılık ağacındaki (bugünkü net değer) hataya düşülmemekte, düşük değerli olacağı farkedilen seçenekteki diğer seçeneklere devam edilmemektedir. Örnek vermek gerekirse, yapılan AR-GE harcaması sonucunda yukarıdaki AC3 ihtimalinin gerçekleşeceğini farkeden 149 15 milyon YTL tutarındaki harcamanın her ihtimalde hesaba katılmasının nedeni, altı ihtimalin gerçekleşmesinin bu yatırımların yapılmasına bağlı olmasıdır. 150 1/6 (10-30-70+90+50+10) – 15 = - 5 milyon YTL 68 hiçbir makul alıcı, başta yapılan 15 milyon YTL yatırıma ek olarak 70 milyon YTL’lik ek bir masrafa daha girmeyecektir.151 Sonucun BC2 ihtimali olacağı seçeneğin seçilmesi halinde, alıcı seçeneğe devam edecek ve 15 milyon YTL yatırım harcaması da çıkartıldıktan sonra, 35 milyon net kar elde edilecektir. Neticede maliyetin 120 milyon YTL (C3) olarak gerçekleşmesi halinde bile, alıcı elde edilecek gelire (A veya B) bakmaksızın seçeneğe devam etmelidir. Zira, 15 milyonluk harcama zaten gerçekleşmiş ve neticede –5 milyon YTL sonucuyla karşılaşma ihtimali yanında, 75 milyon YTL net kar elde etme fırsatı da doğmuştur. Tablo 2.8 seçenekli değerleme için oluşturulmuş net kar tablosudur. Tabloda yer alan hücrelerin sol tarafındaki rakamlar muhtemel gelirlerden muhtemel maliyetlerin çıkartılmasıyla, sağ tarafındaki rakamlar da soldaki rakamlardan 15 milyon YTL’lik harcamanın çıkartılmasıyla bulunmuştur. Tablo 2.6: Seçenekli Değerleme İçin Net Kar Tablosu Kaynak: Richard Razgaitis, 2003 151 Bugünkü net değerin hesaplandığı İNA ve olasılık ağacı yöntemleri, yatırıma giden tüm paranın harcandığını varsaymaktadırlar. Halbuki gerçekte, teknolojiye yatırım yapan taraf, karşılaşılan riskin beklenilenden fazla olması ya da beklenen karların elde edilmemesi gibi durumlarda, teknolojiden vazgeçerek yatırımının kalan kısmını kaybetmekten kurtulabilmektedir. 69 Yukarıdaki şekilden de görülebileceği gibi, BC1 ve BC2 hücrelerindeki sonuç, 15 milyon YTL’lik harcama hesaba katılınca dahi pozitif çıkmaktadır. AC1 ve BC3 hücrelerinde ise, seçeneğin uygulanmasıyla 10 milyon YTL kar elde edilmekle birlikte, seçenek maliyeti (15 milyon YTL) de hesaba katılınca negatif sonuç oluşmaktadır. AC2 ve AC3 hücrelerine gelince, bu seçenekler alıcının projeden vazgeçmesini netice verecek kadar açık kayıpları gösterdiğinden, buralardaki net kayıp seçenek maliyeti kadar olmaktadır. Netice olarak, altı sonucun gerçekleşme olasılığı eşit kabul edildiğinden, seçenek değeri 11,7 milyon YTL olarak hesaplanmaktadır.152 Görüldüğü gibi, bugünkü net değerle negatif çıkan sonuç (-5 milyon YTL), seçenek değerlemesiyle pozitif çıkmaktadır. Bunun nedeni, AC2 ve AC3 ihtimallerindeki kayıpların, bugünkü net değer analizinde (diğer dört seçenek gibi ticarileşme çalışmalarına devam edildiği varsayılarak) 15 milyon YTL tutarındaki ilk yatırım harcamasından çok olması, seçenekli değerlemede ise (ticarileşme çalışmalarına devam edilmediğinden) 15 milyon YTL’den fazla olmamasıdır. Seçenekli değerleme konusuna, patentli bir teknolojiden kaynaklanan iş seçenekleri incelenirken göz önünde bulundurulması gereken aşağıdaki dört faktörden bahsedilerek son verilecektir. Bu faktörler:153 - Teknoloji eşleştirmesi: Yeni bir teknoloji mevcut bir teknolojiyle eşleştirilerek değer yaratılabilmektedir. Bu eşleştirmeyle en büyük değer yaratma fırsatlarının nerelerde olduğu tespit edilebilmektedir. Teknoloji platformları teknoloji eşleştirme için önemli bir kaynaktır. Mevcut pillere göre iki ya da üç kat daha fazla enerji sağlayan şarj edilebilir yeni bir pil üzerindeki buluş çalışması için, elektrikli araçlar, taşınabilir bilgisayarlar, cep telefonları vb. teknoloji çiftlerine örnek olarak verilebilir. - Teknolojiler arasındaki bağın kuvveti: Bir teknolojinin değeri farklı pazarlarda çok farklı olabilmektedir. Bunun nedeni, farklı pazarlardaki 152 153 1/6 (-5-15-15+75+35-5) = 11,7 milyon YTL Boer, F. P.; a.g.e., 1999, s. 311-312 70 mevcut teknolojilerle ilgili teknoloji arasındaki bağların zayıf veya kuvvetli olmasıdır. Örneğin, hafif ağırlıklı piller, elektrikli araç sektöründe müşteri ilgisini çekici önemli bir teknolojidir. Aynı şekilde, taşınabilir yeni tıbbi cihazlar da hafif piller sayesinde ticari hale gelebilmektedir. Yine, taşınabilir bilgisayarlar da hafif ve az yer kaplayan pillerle daha fonksiyonel hale gelebilmektedir. Tüm bu örneklerde teknolojiler arasındaki bağlar kuvvetlidir. Ancak, sektörlerdeki mevcut teknolojilerin müşteri tatminini sağlıyor olduğu durumlarda, teknolojiler arasındaki bağ daha zayıf olacaktır. - Mevcut ve gelecekteki pazarın büyüklüğü: Teknolojinin değeri, ürün başına katma değerin yanında, hedef pazardaki ürün sayısıyla da ilişkilidir. Örneğin, elektrikli araçlar pazarının potansiyeli büyüktür. Ancak bu potansiyelin gelişmesi çok zaman alacaktır. Bunun yanında, taşınabilir tıbbi cihaz pazarı, bu pazardan etkilenen sınırlı sayıda insan bulunduğundan kısıtlı olmakla birlikte, ürün başına katma değer çok yüksek olabilmektedir. - Teknoloji baskınlığı: Aynı sektörde faaliyet gösteren taraflar arasında birinin sahip olduğu teknolojinin diğerlerininkine göre baskın olması, dolayısıyla katma değerin çoğunu alması muhtemeldir. Bu tür durumlarda, söz konusu baskınlığın hangi taraftan yana olduğunu belirtmek için kutuplaşma terimi kullanılmaktadır. Burada, fazla pay almada, teknolojiyle birlikte ticari güç de belirleyici olmaktadır. Örneğin, yüksek üstünlükte yeni bir pil teknolojisinin sahibinin, elektrikli araçlar pazarında birçok müşteriyi çekme ihtimali vardır. Zira, teknoloji üstün özellikleri sayesinde gayet kullanışlıdır (sadece fiyat politikaları ile bu teknolojiye karşı rekabet etmek mümkün değildir) ve pazarda söz konusu teknolojiyi kullanacak birçok başka firma bulunmaktadır. Bunun yanında, taşınabilir bilgisayar sektörü gibi, teknolojinin çoğunun ticari olarak mevcut olduğu, yüksek rekabetten dolayı pazarda baskın olabilmek için tek başına üstün bir teknolojiye sahip olmanın yeterli olmadığı pazarlarda, piyasadaki mevcut satıcıların daha baskın olma 71 ihtimali yüksek, pazara sonradan giren teknoloji sahibi şirketlerin baskın olma ihtimali düşüktür. 2.5. GENEL DEĞERLENDİRME Değerleme yapan kişi analizlerine “Değeri nasıl tahmin edebiliriz?” ile başlayıp “Değeri daha doğru şekilde nasıl tahmin edebiliriz?” sorusu ile neticelendirdiğinden, değerlemelerde nihai mükemmel bir sonuç bulmak mümkün değildir. Diğer bir ifadeyle, patent değerlemeleri için en iyi ya da standart bir yöntem söz konusu değildir. En iyi metot varlığın içinde bulunduğu şartları sağlayan en basit ve doğrudan olan metottur. Metotlar arasında bir hiyerarşi söz konusu olmayıp, tüm değerleme metotları prensipte eşit uygulanabilirliğe sahiptir. Düzgün uygulandıkları taktirde, tüm metotlarla elde edilen sonuçların yakın değerler çıkması beklenir. Bu nedenle, bir patentin değerlemesi yapılırken birden çok metodu kullanmak ve sonuçları karşılıklı kontrol etmek değerlemenin sıhhati açısından önemlidir. Genelde, farklı metotlarla elde edilen sonuçların yakın çıkması değer hakkında güven verir. Sonuçların çok farklı çıkması varsayımların yeniden gözden geçirilmesi ve metotların yeniden uygulanmasını gerektirir. Mevcut metotların yanında, daha basit ve güvenilir değerlemeler için yeni metotlar üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Yapılan yeni metot çalışmalarına, geniş patent portföylerine sahip firmalar için 154 geliştirilen yöntemler örnek olarak verilebilir. Geniş portföyler içinde en önemli olan grubun tespiti için yapılan parametreler kullanılarak alt bir çalışmada155, sınıflara büyük portföyler bazı ayrılmaktadır. Her bir sınıfın puanlanmasıyla da en önemli portföy belirlenmektedir. Bu şekilde tespit edilen en önemli portföy içinde değerin büyük kısmının yoğunlaştığı az 154 Çok sayıda patentin üzerinde tek tek durarak değerleme yapmak imkansızdır. Fröhling, W.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin 155 72 sayıdaki patentin tespiti için yapılan başka bir çalışmada156 da, patent değeri ile ilgili atıf sayısı, patent ailesi büyüklüğü gibi bazı parametreler kullanılmaktadır. Portföydeki tüm patentler için parametrelerden hangilerine sahip oldukları çalışması yapıldıktan sonra, portföy içinden portföyü temsil edecek bir alt sınıf (referans portföy) seçilmektedir. Referans portföydeki değerlere standart regresyon teknikleri uygulanarak bir değerleme fonksiyonu elde edilmekte, bu fonksiyon sayesinde, parametrelerdeki değişimlerin patent değerini ne kadar değiştirdiği bulunabilmektedir. Bu şekilde, değerin yoğunlaştığı az sayıdaki önemli patentin değerlemesiyle patent potföyünün değerlemesini gerçekleştirebilen bu yöntemde var olan bazı problemler157 de geliştirmelere açıktır. Tezin bu bölümünde, patent dışında diğer varlık türleri için de kullanılan üç temel değerleme metodu (maliyet, pazar ve gelir) ve bu metotların çeşitli versiyonları ile bunlara göre daha matematiksel karmaşık hesaplamalar gerektiren ve daha çok gelir metodu üzerine bina edilen gelişmiş değerleme metotları üzerinde durulmuştur. Bundan sonraki bölümde de patent değerleme metotlarının kullanım alanları, patent değerleme metotları veya yazılımları ile değerleme yapan kurum ve kuruluşlar anlatılacaktır. 156 Harhoff, D.; “How to Assess the Value of Patents”, IP Issues for Government Officials and Information Administrators, European Patent Office, 10-13 June 2003, Munich 157 Bazı parametrelerin belli bir zamandan sonra mevcut olabilmesi (Mesela citation sayısı ancak 4-5 sene içinde netlik kazanmakta), referans olarak seçilen portföydeki patentlerin her birinin farklı patent süreci aşamalarında olmaları, vb. 73 3. BÖLÜM DÜNYA’DA ve TÜRKİYE’DE PATENT DEĞERLEMESİ Araştırma ve Geliştirme gibi yenilikçi faaliyetlerle elde edilen bilgiler artan bir şekilde patentlerle korunmaya başlanmıştır. 2003 Trilateral Statistical Raporu’na göre, 1996-2000 yılları arasında dünya genelinde patent başvuru (PCT uluslararası patent başvuruları) sayısı %25 oranında artarken, dalgalı küresel ekonomiye rağmen aynı artış oranı 2000-2002 yılları arasında da devam etmiştir.158 Patent başvuru sistemleri dışında, ülkeler bazında yapılan patent başvuru sayılarında da önemli artışlar yaşanmaktadır. Örnek vermek gerekirse, ABD’de 1992-2002 yılları arasında patent başvuru sayısı %94, Avrupa’da %76 oranında artmıştır.159 Ülkemizde 2007 yılında yapılan yerli patent başvurularında da bir önceki yıla göre %68.62’lik bir artış gerçekleşmiştir. Patent sayılarındaki bu artışın altında yatan nedenler araştırıldığında ortaya çok çarpıcı sonuçlar çıkmaktadır. Patent alma nedenlerinin araştırıldığı çalışmalardan birinde160, takliti önleme, üçüncü kişilere karşı engelleyici kullanım, davaları önleme, pazarlıklarda kullanım, itibar arttırma, lisanslama geliri elde etme ve performans ölçümü gibi nedenler tespit edilmiştir. Patentleme nedenlerinin incelendiği diğer bir çalışma olan PATVAL-EU161 anketine göre, ticari kullanım, lisanslama, karşılıklı lisanslama, taklitten korunma, rakipleri engelleme ve itibar gibi başlıca 6 neden tespit edilmiştir. Patentleme nedenlerinin önem derecelerinin 1 ile 5 arası rakamlarla ifade edildiği ankette, en önemli patentleme nedeni olarak ticari kullanım (3.78) tespit edilmiştir. Taklitten korunma (3.76) ikinci önemli neden olurken, 158 Taplin, R. (Editor); a.g.e, s.72 Bonturi, M.; “Creating Value from Intellectual Assets”, Policy Brief, February 2007, s. 3 160 Arora, A.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin 161 European Commission, Directorate-General for Internal Market; a.g.e., May 9 2005, s. 44-45 159 74 lisanslama (2.06) ve karşılıklı lisanslama (1.78) en düşük öneme sahip nedenler olarak bulunmuştur. Bu çalışmalar, son dönem patent sayılarında yaşanan artışlara paralel olarak patentleme nedenlerinde de önemli bir değişimin yaşanmakta olduğunu göstermektedir. Söz konusu nedenler, hak sahiplerinin patentlerinin yönetiminde takip ettikleri stratejiler hakkında önemli ipuçları vermektedir. Şirketlerin sahip oldukları patentlere yönelik yönetim stratejilerine bakıldığında, başlıca dört strateji göze çarpmaktadır:162 Korumacı Strateji: Tek amaca odaklı ve az masraflı pasif bir strateji olan korumacı stratejide temel esas, kar ve pazarın korunmasıdır. Bu stratejide, patentler elde tutularak rakiplerin hareket alanı kısıtlanmaya çalışılır. Patent sahibi, rakiplerini patentli ürün/teknoloji ile aynı ya da yakın ürün/teknoloji üretmeleri halinde dava etmek ile tehdit eder. Bu strateji sonucu amaç olmamakla birlikte lisans geliri de elde edilebilir. Fakat bu durum çoğunlukla açılan dava sonucu oluşan tecavüz zararı olarak gerçekleşmektedir. Bu stratejiyi takip eden firmalar için yasal departmanlar önemlidir. Maliyet Merkezli Strateji: Aktif patent portföyü yönetiminin ilk adımı sayılan bu strateji ise sahip olunan portföydeki gereksiz patentler için yapılan yenileme ücreti vb. harcamaların tespiti ve bu patentlerden kurtulma çalışmalarını içermektedir. Kar Merkezli Strateji: Sahip olunan patentten doğrudan gelir elde etmenin amaçlandığı bu stratejinin en kolay uygulamalarından biri aynı sektördeki rakip bir firmaya ya da farklı bir sektördeki herhangi bir firmaya lisans vermektir. Bir diğer uygulama da vergi tasarrufu amaçlı patent bağışı vb. stratejilerdir. 162 Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 274-278 75 Entegre Yönetim Stratejisi: Önceki stratejilere ek olarak patentlerle ilgili staretjik kararların alındığı bir yönetim şeklidir. Genel manada fikri mülkiyetler, özelde patentler, şirketin temel stratejileri içinde ele alınmaktadır. Patentler, büyük oranda tekelci amaçlarla üçüncü kişilere karşı engelleyici bir araç olarak kullanılmaya devam edilmekle birlikte, gelir getiren stratejik öneme sahip varlıklar haline gelmektedirler. Diğer bir ifadeyle, korumacı/engelleyici amaçlı kullanımların (pasif patent stratejisi) yerini hızla lisans vb. patent portföy yönetimi uygulamaları (aktif patent stratejileri) almaktadır. Tezimizin bu bölümünde, karar alıcılar için önemli bir yardımcı yönetim aracı olan patent değerlemelerinin kullanım alanları, bazı alanlardaki uygulamalardan örnekler verilerek anlatılacaktır. Ardından ülkemizin söz konusu alanlardaki uygulamalar açısından nerede olduğu mevcut durumdan örnekler verilerek tartışılacaktır. Tüm bunlar yapılırken, patent değerlemesi ile ilgili mevcut durum ve uygulamalarda karşılaşılan zorluklar ve yapılması gerekenler anlatılacaktır. 3.1. PATENT DEĞERLEMELERİNİN KULLANIM ALANLARI Patent sayıları ve patentlerin stratejik kullanımlarındaki artışla birlikte, patent değerlemesi de önemli hale gelmiştir. Zira sahip olunan bir varlıkla ilgili doğru iş kararlarının alınabilmesi için öncelikle değerinin bilinmesi gerekmektedir. Sir William Thompson, Lord Kelvin’in (1824-1907) de söylediği gibi: “Hakkında konuşulan şeyin ölçülüp, rakamsal olarak değerinin ifade edilmesi, o şey hakkında bir şeyler bilindiğini gösterir. Aksi taktirde, o şey hakkında yetersiz bir bilgiye sahipsiniz demektir.” Değerleme, söz konusu patent hakkındaki bilgimizin artmasını ve farklı disiplinler için ortak metotlar geliştirilerek söz konusu patentin ticari, yasal ve finansal yönlerinin daha iyi tanımlanmasını sağlamaktadır. 76 Mevcut patent korumasının sahip olunan ürünün korunması için yeterli olup olmadığı, sahip olunan patentin rakiplere karşı kullanılacak kadar güçlü olup olmadığı, lisans geliri getirme potansiyeline sahip olup olmadığı, yapılan patent başvurusunun devam ettirilip ettirilmeyeceği, yeni patent başvurularının yapılıp yapılmayacağı, firma değerinin ne kadarının patent portföyünden kaynaklanmakta olduğu ve rakip firmanın sahip olduğu patentin ne kadar kaliteli olduğu gibi birçok önemli kararda patent değerlemesi önemli bir rol oynamaktadır. 3.1.1. Teknoloji Transferi Patent değerlemelerine en sık rastlanan uygulama alanlarının başında teknoloji transferleri gelmektedir. Patent lisans ve devir anlaşmaları, patent odaklı şirket ortaklıkları ile şirket birleşme ve alımlarını içine alan teknoloji transferlerinde son yıllarda önemli artışlar gerçekleşmektedir. Hak sahiplerince kullanılmadığı halde, başka firmalar için önemli olan patentlere sıklıkla rastlanmaktadır. Bunun yanında, hak sahiplerinin faaliyet alanı dışındaki pazar veya sektörlerde de patentlerin kullanım imkanları olabilmektedir. Patent lisans ve devirlerinin hak sahibinin rekabetçi pozisyonuna zarar vermeyeceği yukarıda bahsedilen durumlarda, patentler için lisans ve devir işlemleri gerçekleşebilmektedir.163 Sadece ABD’deki patent lisans gelirlerinin 1990-1998 yılları arasında 15 milyar dolardan 100 milyar dolara çıktığı (Rivette ve Kline, 2000)164, 2003 yılında Almanya’da uluslararası lisanslamadan elde edilen gelirin 1990 yılı rakamlarının 2 katına 163 Birkaç çeşit patent lisansından bahsetmek mümkündür. İç lisans, dışarıdan alınan patent kullanım hakkını; dış lisans, dışarıya lisans vermeyi; karşılıklı lisans da her iki (iç ve dış) lisans türünü aynı anda gerçekleştirmeyi ifade etmektedir. Karşılıklı lisanslar genelde patente konu teknolojik alanda hareket özgürlüğü elde etmek ve tamamlayıcı teknoloji temini için tercih edilmektedir. 164 EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation; Background and Issues”, 30 June-1 July 2005, Berlin, s. 20 77 ulaşarak 2,4 milyar Euroyu bulduğu165 ve bazı büyük firmaların tek başlarına patent lisanslarından elde ettikleri gelirlerin milyar dolarlara ulaştığı 166 göz önüne alınacak olursa, patent lisans ve devirlerinin teknoloji transferi içindeki yeri anlaşılmaktadır. Patent değerlemelerinin ilgili olduğu bir diğer teknoloji transfer türü de şirket ortaklıklarıdır. Özellikle 1990’ların başından itibaren stratejik ortaklıklar çağına girilmiş bulunulmaktadır. Başarılı şirketlerin yıllık raporlarına ya da yöneticilerinin yaptıkları açıklamalara dikkat edilecek olursa, bu şirketlerde patent kullanımı konusuna odaklı ortaklıkların yoğun olduğu göze çarpmaktadır.167 Patent odaklı ortaklıkların oluşmasında ana etkenlerden biri AR-GE maliyetleridir. Büyük sanayi kuruluşlarının dahi AR-GE harcamalarını kısma ihtiyacı hissettiği bir ortamda,168 şirketlerin yönetim stratejilerini çok dikkatli olarak belirlemeleri gerekmektedir. Yeni bir ürünün piyasaya sürülmesinin milyonlarca başarısızlıkla karşılaşılması doları bulduğu halinde hızlı yaşanacak gelişen iflas vb. piyasalarda durumlar, ortaklıklarla yatırım riski paylaşımını zorunlu kılmaktadır. Şirketlerin yüksek maliyetli AR-GE harcamalarının altından kalkabilmek amacıyla geliştirdikleri stratejilerden biri ortak AR-GE çalışmalarıdır. PatVal-EU anketi, Avrupa patentlerinin yaklaşık %21’inin, büyük şirketlerin patentlerinin de yaklaşık yarısının (%49.79) farklı tarafların ortak çalışması sonucu ortaya çıktığını göstermektedir.169 165 Schlögl, H.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin 166 Bunlardan biri olan IBM firmasının 1998-2005 yılları arası 5800 patent ailesinden elde ettiği yıllık lisans geliri 1.5 milyar dolar (patent ailesi başına düşen ortalama gelir 250,000 dolar civarında) olarak gerçekleşmiştir. (Wurzer, A. J.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin) 167 Bugün şirketler arasında yaşanan ortaklıklarda sahip olunan nakit ya da maddi varlıklardan ziyade, gayri maddi varlıklar ve özellikle de patentler önemli rol oynamaktadır. 168 Ernst and Young’s tarafından hazırlanan 2003 Avrupa Biyoteknoloji Raporu’na göre, Avrupalı biyoteknoloji şirketlerinin AR-GE yatırımları 2000 yılında 6.7 milyar Euro iken, bu rakam 2002’de 1.2 milyar Euro’ya gerilemiştir. Aynı raporda, halka açık şirketlerin AR-GE harcamalarında %18, genel sanayininkinde ise %6 oranında bir düşüşün yaşandığı belirtilmektedir. (Taplin, R. (Editor); a.g.e., s.80) 169 European Commission, Directorate-General for Internal Market; a.g.e., May 9 2005, s. 50-55 78 Ortaklıkların artmasında AR-GE maliyetleri ve risklerin paylaşımı dışındaki bir diğer saik de kompleks hale gelen ürünlerin, farklı teknoloji alanlarından uzmanlıkları gerekli kılmaya başlamasıdır. Tek başına bir şirket nadiren farklı alanlardaki uzmanlıkları bünyesinde bulundurabilmektedir. Ayrıca, uzun soluklu teknoloji geliştirme sürecinde yakalanan birçok fırsatın, şirketlerin kendi kaynaklarını kullanmada ısrar etmelerinden dolayı kaçırıldığı ve teknoloji yarışında geri kalındığı görülmektedir. Bu nedenle, ortaklıklar zaman tasarrufu için de gerekli hale gelmiştir. Tüm bunlara ek olarak, patent sahipleri lisans verdikleri teknolojilerin yeni buluşlara neden olarak yeni iş imkanları yarattığının farkına vardıkça, patent ömrü ile sınırlı bir süre için verilen küçük telif miktarlarına razı olmamaya başlamışlardır. Bu nedenle, patent sahipleri buluşları sayesinde ulaşılan sonraki nesil geliştirilmiş ürünlerle uzun dönem faydalardan da yararlanabilmek adına, ortaklık imkanlarını zorlamaktadırlar. Şirket ortaklıklarında olduğu gibi, iş dünyasında yaşanan şirket birleşmeleri ve devralmalarında da daha çok sahip olunan maddi olmayan varlıklar etkili olduğundan, patent değerlemelerine bu konuda da sıklıkla ihtiyaç duyulmaktadır. 2002 yılında ABD’de gerçekleşen 7300’den fazla satın alma ve birleşme işleminden 2800 kadarında söz konusu işlemlerin gerçekleşen fiyatları açıklanmıştır.170 Açıklanan işlemlerde gerçekleşen toplam 440,7 milyon dolarlık tutarın önemli bir kısmının teknoloji satın alma amacıyla yapıldığını söylemek mümkündür.171 Yukarıda sayılan ve sayılmayan nedenlerle, her geçen gün büyüyen teknoloji transfer piyasası için patent değerlemesi önemli hale gelmiştir. Lisans ve devir görüşmelerine hangi fiyatlardan girileceğine karar vermek, ortaklıklarda ilgili olunan alana ait gelecek vadeden konuları tespit etmek ve bu konulara yatırım yapmak, geliştirilen bir teknoloji için patent başvurusu yapıp yapmama gibi stratejileri belirlemek, bir araya gelen tarafların karşılıklı 170 Gerçekleşen işlemlerin açıklanmama nedeni, işleme konu olan teknoloji varlıklarının stratejik önemidir. 171 Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 23 79 sahipliklerini tespit etmek, birleşme ve alımlar öncesi sahip olunan varlıkları değerlendirmek vb. amaçlarla duyulmaktadır. Patent patent değerlemeleri değerlerinin sayesinde, tespitine teknoloji ihtiyaç transfer görüşmelerinde tarafların üzerinde anlaşacakları fiyata daha kolay ulaşmaları mümkün olmakta ve işlemler hızlanmaktadır. Teknoloji transferleri için gerçekleştirilen patent değerlemeleri çoğunlukla üçüncü parti aracı kurumlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Teknoloji transferlerinde işleme konu patentle sağlanması beklenen gelecek ekonomik faydalar esas alındığı için, bu amaçla gerçekleştirilen değerlemelerde çoğunlukla gelir metotları kullanılmaktadır. 1997 yılında Degnan ve Horton’un lisanslarla ilgili yaptıkları ankete göre, teknoloji transferleri içinde en önemli yere sahip olan lisanslama işlemlerinin %25’inde, pratik kuralın (%25 kuralı) görüşmelere başlanırken kullanıldığı tespit edilmiştir.172 3.1.2. Finansman Temini Patentli teknolojileri temel alan yeni kurulan firmalar173, ürünlerini geliştirip pazarlayacak kaynaklara sahip olmayan küçük şirketler ile biyoteknoloji, yarı iletkenler ve kimya gibi araştırma-geliştirme maliyetlerinin çok yüksek olduğu sektörlerdeki şirketler için finansman temini hayati öneme sahip hale gelmiştir. Zira, söz konusu şirketlerin yararlanabileceği risk sermayesi yatırımları, banka kredileri vb. finansman kaynakları gittikçe azalmakta ve bu 172 a.g.e., s. 113-114 Son dönemde yapılan çalışmalar, literatürde “start-ups” veya “spin-offs” olarak adlandırılan teknoloji temelli yeni firmaların kuruluşunda patentlerin rolünün arttığını göstermektedir. Küçük, belli bir alanda uzmanlaşmış, yenilikçi firmaların kuruluşu istihdam ve ekonomik performansın artışında önemli bir etki yaratmaktadır. PatVal-EU anketine göre, Avrupa patentlerinin %5.13’ü yeni firma doğuşuna neden olmaktadır. AUTM tarafından düzenlenen, üniversite kaynaklı şirketlerin araştırıldığı bir ankete göre, 1999 yılında Kuzey Amerika’da üniversitelerdeki araştırmalar neticesinde 344 yeni şirket kurulmuştur. Aynı yıl 470 tane de yeni ürün pazara girmiştir. Ayrıca, üniversite teknoloji transferleri ile doğrudan ve dolaylı olarak 270.900 kişiye istihdam yaratılarak, 40,9 milyar dolarlık bir ekonomik etki oluşturulmuştur. Tüm bunlara 5 milyarlık vergi gelirini eklersek, üniversitelerde gerçekleştirilen buluşlarla kurulan firmaların önemi daha iyi anlaşılacaktır. (Taplin, R. (Editor); a.g.e., 2004, s.27) 173 80 kaynaklardan pay kapma yarışı hızlanmaktadır.174 Söz konusu rekabet ortamında, patent sahibi şirketler diğerlerine göre yarışa birkaç adım önde başlamaktadırlar. Zira bankalar sahip oldukları gayri maddi varlıklar ölçüsünde şirketlere güven duymaktadırlar. Aynı şekilde, risk sermayedarları aldıkları yatırım kararlarında en önemli faktör olarak yüksek değerli patentleri görmektedirler.175 Dolayısıyla, finansman temininde patent değerlemelerine ihtiyaç duyulmaktadır. Patentli teknolojiler için finansman temini yollarından biri olan banka kredileri konusunda bazı ülkelerde bir uygulama dikkati çekmektedir. Bu uygulamada, finansman ihtiyacı olan bir patent sahibi, bankadan alacağı kredi için sahip olduğu patenti teminat olarak gösterebilmektedir. Ancak, söz konusu patentin teminat olarak kabul edilmesi için değerinin tespiti gerekmektedir. Patentlerin teminat olarak kabul edildiği ülkelerden biri olan Japonya’da devlete ait Japon Kalkınma Bankası176 1995 yılında uygulamaya başladığı bu sistemle 10 yıllık süreç içinde 250 girişimci şirkete finansman sağlamıştır. Bu sistemde, teminat miktarının belirlenmesi için yapılan değerlemede, gelir (İNA) metodu kullanılmakta, yani söz konusu patentle elde edilecek gelirin bugünkü değeri hesaplanmaktadır.177 Yine Japonya’da birkaç banka KOBİ’ler için verdikleri banka kredilerinde sahip olunan patentleri teminat olarak kabul etmeye başlamışlardır. Japonya’da bazı finans şirketleri de fikri mülkiyet temelli bazı güvence sistemleri geliştirmektedirler.178 Almanya’da Ulusal Finansal Denetleme Otoritesi179 finansman için teminat olarak tek başına patentlerin kabul edilmesi konusunda bankalara teklif sunmuştur. Almanya’daki bazı bankalar teminat sistemi için patentleri daha sistematik 174 Özellikle, yeni kurulan teknoloji temelli küçük şirketlerin yöneticileri büyük şirketler ile rekabet ve finansman temini için en önemli araç olarak patentleri görmektedir. (http://www.wipo.int/sme/en/case_studies/fk_biotec.htm, http://www.wipo.int/sme/en/case_studies/eat_set.htm) 175 EPO, BMWA, OECD; a.g.e., 30 June-1 July 2005, s. 8 The Development Bank of Japan 177 EPO, BMWA, OECD; a.g.e., 30 June-1 July 2005, s. 5 178 Schlögl, H.; 30 June-1 July 2005 179 Federal Financial Supervisory Authority (BaFin) 176 81 olarak değerleyecek yeni yöntemler kullanmaya başlamıştır. Ancak, henüz bu konuda hizmet sunan birkaç tane özel değerleme şirketi mevcuttur.180 Finans kuruluşları genelde, teminat miktarlarının belirlenmesi için yapılan patent değerlemelerinde hesaplanan değerleri yüksek ve az güvenilir bulduklarından bu sisteme karşı isteksizdirler. Örneğin, Avrupa’da 50 ticari bankaya yapılan bir ankette (EC, 2000), özellikle yeni teknoloji temelli küçük firmalara, sahip oldukları gayri maddi varlıkları teminat kabul ederek düzenli şekilde finansman sağlayan hiçbir banka bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu sistemin yaygınlaşması, gelişmiş patent değerleme tekniklerinin kullanımını gerekli kılmaktadır. Banka kredileri yanında risk sermayelerinden yararlanabilmenin yolu da yine patent değerlemelerinden geçmektedir. Özellikle teknolojik buluşların finansmanında bankalardan da önce rol almakta olan risk sermayesi sistemi, 2000’li yılların başında tüm dünyada 100 milyar dolarlık dev bir sektör haline gelmiş ve birçok dünya devi şirketin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Son yıllarda gerçekleşen büyük buluşların çoğunun hayat bulmasını sağlayan risk sermayesinin gelişimi için ülkeler kendi fonlarını yaratmaya çalışmaktadırlar.181 Risk sermayesi finansörleri değerlemelerde genellikle nicel metod kullanmamaktadırlar. Şirketi genel olarak değerlemeyi ve patentleri de bu değerleme içinde ele almayı tercih etmektedirler.182 Patent değerlemelerini ilgilendiren bir diğer finansman temini yöntemi de “sat ve geri kirala”183 yöntemidir. Özsermaye ile karı kısa vadede yükseltmek için özellikle gayrimenkul piyasasında sıklıkla kullanılan bu yöntemde, leasing 180 Scheffer, G. V., Zieger, M.; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin 181 Ablak, E.; “Fikri olup parası olmayanlarla, parlak fikirlere yatırım yapmak isteyenler için girişim sermayesi”, 15 Ekim 2007, (www.bilgicagi.com) 182 Köllner, M.; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June - 1 July 2005, Berlin 183 Sale-and-Leaseback 82 firmaları veya bankalar hak sahiplerinden sahip oldukları patentleri satın aldıktan sonra bu patentleri sahiplerine inhisari olarak lisanslamaktadır. Böylece, hak sahibi patent satışı ile kar ve özsermayesini hemen artırırken, lisans ödemeleri yıllara dağıtılmış olmaktadır. Bu sistem, patentlerin teminat olarak kullanılarak banka kredisi alma yönteminden daha avantajlıdır. Zira, patent teminatı ile alınan kredilerde gerçekleşen ödeme, bilançoda borç olarak görünürken, bu sistemde gerçekleşen ödeme özsermayeye yansımaktadır. Dolayısıyla, sat ve geri kirala sistemiyle şirketler daha iyi bir sermaye yapısına sahip olmaktadırlar.184 3.1.3. Sigortacılık Uygulamaları Son dönemlerde ABD’de Sigorta ve Risk Yöneticileri (AIRMIC) gibi kurumların yaptığı anketler, şirketlerin en büyük korkularının yakın bir geçmişte yangın vb. durumlarla ilgiliyken, şimdilerde gayri maddi varlıklarıyla ilgili hale geldiğini göstermektedir. Diğer bir ifadeyle, gayri maddi varlıklar özellikle de patentlerle ilgili riskler, firmaların risk yönetimlerinde öncelikli hale gelmektedir. Bir örnek vermek gerekirse, şirketleri ciddi anlamda sarsan yüzlerce dava yanında, sadece ABD’de 100 milyon doları bulan kararların alındığı patent dava sayısı otuzu bulmuştur.185 Bu durum firmaları, potansiyel olarak kırılgan ve büyük önem taşıyan bir varlık haline gelen patentleri konusunda yeni tedbirler almaya itmektedir. Bu tedbirlerden biri de sigortalamadır. KOBİler özellikle büyük firmalar tarafından patentlerine tecavüz edildiği durumlarda açtıkları davalarda veya tecavüz eden taraf olarak yüksek zarar tazminatları ile karşı karşıya kaldıklarında veya patentleriyle ilgili açılan hükümsüzlük davalarında büyük risklerle karşılaşmaktadırlar. Söz konusu finansal riskleri teminat ödemeleri ile düşürmek için patent sigortalama sistemi geliştirilmiştir. 184 185 Omland, N.; a.g.s., June 14 2007 Taplin, R. (Editor); a.g.e., 2004, s.74, 80 83 Patent sigortalamasında da patent değerlemesi önemli roller üstlenmektedir. Patent sigortaları genelde ciro ya da patent sayısına göre hesaplanmaktadır.186 Bunun yanında, gelecekte gerçekleşecek satışlara ya da patent için yapılan AR-GE veya diğer finansal yatırımlara göre de hesaplanabilmektedir. Değerin AR-GE veya finansal yatırımlara göre belirlenmesi halinde, yapılan gerçek yatırım miktarı sigortalanabildiği gibi, duruma göre patentle elde edilmesi beklenen telif veya özsermaye miktarı da sigortalanabilmektedir. Gelişmiş ülkelerdeki uygulamalarda sigortacılar, sigortalama işleminden önce değerleme uzmanlarıyla birlikte patentin değerine karar vermektedirler. Kayıp sonrası anlaşmazlıkları önlemek için hesaplanan değerler sigorta kontratlarında belirtilmektedir. Sigorta kontratlarında genel bir uygulama olarak, sigortalanacak varlık üzerinde patentli teknoloji dışında başka fikri mülkiyetler de var ise, bunların değeri de ayrı ayrı belirtilmektedir. ABD’de Birinci Parti Sigortası Politikası187 aynen maddi varlıkların yangına karşı sigortalanması gibi şirketlere patentlerini sigortalama fırsatı vermektedir. Şirketler sahip oldukları patentlerin kalite ve genişliğine göre tamamını sigortalayabilmektedirler. Ancak, daha çok stratejik öneme sahip seçilmiş bir patent portföyünün sigortalanması tercih edilmektedir. Patentlerin sigortalanması sayesinde, patentten elde edilecek gelirin veya patente yapılan yatırımın korunması sağlanmakta, patentle ilgili risklerden dolayı yaşanan değer düşüklüklerinden kurtulmak mümkün olmaktadır. Ayrıca, sigortalama sürecindeki yasal ve finansal denetimlerin varlığı ile sigorta uzmanlarının raporları, finansörlere söz konusu patentlere yapacakları yatırımlar için güven vermektedir. Böylece, risk sermayesi ya da banka kredileriyle finansman temini kolay hale gelmektedir. 186 187 Omland, N.; a.g.s., June 14 2007 First-party insurance 84 Sigortalama amacıyla patentin değerinin tespitinde de, diğer durumlarda yapılan değerlemelerde olduğu gibi, tüm tarafları tatmin edecek standart bir metot mevcut değildir. Dolayısıyla, patentler için sigorta uygulamalarında değerlemeyle ilgili alınacak çok yol bulunmaktadır. Ancak, patentlerin karşılaştığı tehditlere çözüm olarak geliştirilen sigortalama uygulamasının bugün bir sektör haline gelmiş olması, değerleme ile ilgili sorunların çözümü için bir umut kaynağıdır. 3.1.4. Vergi ve Muhasebe Uygulamaları Fikri mülkiyetlerin günümüz ticaret hayatının yeni para birimi haline geldiği 188 bilgi ağırlıklı yeni ekonomide şirket değeri, maddi varlıklardan ziyade maddi olmayan varlıklardan oluşur hale gelmeye başlamıştır. 189 Bu durum, son yıllarda OECD ülkelerinde fikri varlıklar için yapılan harcamalardaki artışın, makine ve ekipmanlar için yapılan harcamalardaki artıştan fazla olduğunu gösteren Şekil 3.1’de açık şekilde görülmektedir.190 188 Taplin, R. (Editor); a.g.e., 2004, s. 58 US Federal Reserve Board uzmanlarının tahminlerine göre, 1990’ların sonlarında ABD’de fikri varlıklara yapılan yatırım yaklaşık 800 milyar dolar olup, maddi varlıklara yapılan yatırımla yaklaşık aynı değerdeydi. Günümüzde ise, ABD’de fikri varlıklara yapılan yıllık yatırımlar 1 trilyon doları bulmaktadır. 190 Bonturi, M.; a.g.m., February 2007, s. 2 189 85 Kaynak: OECD (2005), Science, Technology and Industry Scoreboard Şekil 3.1: 1994-2002 Yılları Arasında Bilgi ve Makine/Ekipmanlar için Yapılan Yatırımlar ve Artış Oranları Buradan da anlaşılacağı gibi, gayri maddi varlıklar özellikle de patentlerin değerleri şirketlerin bilançolarının önemli bir bölümünü teşkil eder hale gelmektedir. Bu nedenle, sahip olunan patentlerle ilgili vergi ve muhasebe uygulamaları tüm dünyada önemli hale gelmiştir. 3.1.4.1. Muhasebe Uygulamaları Amerikan Finansal Muhasebe Standartları Kurulu’na191 (FASB) göre, bir şeyin varlık olarak finansal raporlarda gösterilebilmesi için bazı şartları sağlaması gerekmektedir. Öncelikle varlık tanımına uyması yani geçmiş bir işlem sonucu elde edilmesi ve sahibine gelecekte ekonomik fayda getirme potansiyelinin olması gerekmektedir.192 Ayrıca, ölçülebilir, ilişkili ve güvenilir 191 192 Financial Accounting Standarts Board FASB (1985), Paragraph 25, SFAC No.6, Elements of Financial Statements. 86 olması da gerekmektedir.193 Dolayısıyla, güvenilir bir ölçüm yapılamayan bir varlık finansal raporlarda gösterilememektedir. Patentler de dahil olmak üzere, birçok maddi olmayan varlık bu nedenle kayıt dışı kalmaktadır. 194 Muhasebe uygulamalarında, patentlerin değerlemesi, elde ediliş şekline (firma içinde üretim ya da dışarıdan alma) bağlı olarak yapılmaktadır. 195 Firma içinde yapılan geliştirmelerle ortaya çıktığı durumlarda, patentlere değerlerinin belirsizliğinden dolayı birkaç muhasebe döneminde geçerli olacak bir varlık gözüyle bakılmaksızın, AR-GE çalışmalarına yapılan harcamalar, yapıldığı dönem için yatırım yerine gider olarak işlenmektedir. Sadece, söz konusu patentler için kolaylıkla bir pazar değerinin bulunabildiği ya da AR-GE maliyetleri ve patentlerin belli bir projeye atfedilebileceği nadir durumlarda muhasebeleştirme mümkün olmaktadır.196 Dolayısıyla, bilançolar oluşturulurken patent değerlemeleri gerçekleştirilememektedir. Patentler genelde dışarıdan lisans, devir vb. yollarla elde edildiklerinde bilançolarda gösterilmektedir. Patentlerin bilançodaki gösterimleri değerleri üzerinden değil, satın alınma fiyatları (geçmiş maliyet rakamları) üzerinden olmakta ve patent için yapılan ödemeler yatırım olarak ele alınmaktadır. Her ne kadar patentin geçerli pazar değeri ile satın alma fiyatı işlemin gerçekleştiği zaman diliminde aynı olarak ele alınabilse bile, zaman geçtikçe bu iki kavram arasındaki ilişki azalmaktadır. Bilançonun aktifinde yatırım olarak gösterildiklerinden, diğer yatırımlarda olduğu gibi, yapılan ödemeler 193 FASB (1984), SFAC No.5, Recognition and Measurements in Financial Statements of Business Enterprises. 194 Fikri mülkiyet sahibi şirketlerle yapılan bir anketin sonucuna göre, ankete katılanların %41’inin fikri varlıklarının tespit edilen değerlerinin bilançolarında gösterilip gösterilmediğinden emin olmadığı, %10.3’ünde fikri varlıkların bilançolarda gösterildiği, %48.7’sinde ise gösterilmediği tespit edilmiştir. (Vosper, R.; “Patents: What Are They Worth?”, Corporate Legal Times, May 2005, s. 47) 195 Tony Samuel bu durumu şöyle açıklamaktadır: “Bilançonun amacı ile değerlemede kullanılan kavramların arasında temel bir fark vardır. Bilançolar geçmiş maliyetleri, fon kaynaklarını ve bu kaynakların nasıl harcandığını rapor ederler. Bu nedenle, patentler sadece dışarıdan elde edildikleri durumlarda bilançolarda gösterilmektedir. (Taplin, R. (Editor); a.g.e., 2004, s. 7) 196 Bazı büyük firmaların yaptığı gibi, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (IFRS) kullanılarak patent üretim maliyetlerinin yatırım olarak ele alınması mümkün olmaktadır. Ancak, bunun için patentin ekonomik faydalarının açık şekilde ispatı gereklidir. 87 patentin kalan ömrü boyunca amortismana tabi tutulmaktadır. Böylece, her yıl alış fiyatının belli bir kısmı harcama olarak işlem görmüş olmaktadır. Patentler sonrasında da değer düşüklüğü için periyodik testlere tabi tutulmaktadır. Netice olarak, patentlerin dışarıdan alınmaları durumunda da muhasebe uygulamaları için patent değerlemesi yapılmamakta, alış fiyatı patentin değeri olarak kabul edilmektedir. Raporlama ve kontrol amaçlı uygulamalar şirket içi olduğu sürece, istenilen değerleme metodu kullanılabilmektedir. Ancak, muhasebeleştirme gibi dış raporlama ve kontrollerin söz konusu olduğu hallerde, çoğu zaman parasal değeri tespit eden değerlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle, karmaşık nitel değerleme raporları muhasebeleştirme ile uyumlu olmamaktadır. Muhasebe kuralları muhafazakar yapısından pazar değerlerini temel alan yapıya doğru değişmektedir. Önümüzdeki günlerin muhasebe uygulamalarında maddi olmayan varlıkların değerlemesinin zorunlu standart bir iş haline geleceği günler olması beklenmektedir. Bu konuda ABD’de bazı gelişmeler yaşanmaktadır. Yeni yürürlüğe giren “Statement of Financial Accounting Standard 142, Goodwill and Other Intangible Assets” ile şirket birleşmeleriyle elde edilen bazı gayri maddi varlıklar için muhasebe uygulamalarında değişikliğe gidilmiştir.197 2001 yılında FASB alım, satım vb. ticari faaliyetlere konu bazı maddi olmayan varlıkların raporlamalarıyla ilgili detaylı yeni düzenlemeler getirmiştir. Söz konusu düzenlemeler, değerleme, amortisman198, vb. gayri maddi varlıklarla ilgili hükümleri belirlemektedir.199 Bu konudaki bir diğer çalışma200 da 2002 yılında FASB tarafından başlatılan gayri maddi varlıkların açıklanması ile ilgili olanıdır. Şirket içinde geliştirilen 197 Martin D., Drews, D. C.; a.g.m., October 2006, s. 1 Belirli bir amortisman süresine sahip bu varlıklar artık bilançolarda daha doğru değerleriyle yer almakta ve periyodik azalma/bozulma testine tabi tutulmaktadır 199 FASB 2001’de SFAS 141 nolu kanun ile, sözleşme ya da diğer yasal yollarla elde edilmeleri veya elde edilen bir varlıktan ayırt edilebilir olmaları halinde, gayri maddi varlıkların kaydının şerefiyeden ayrı yapılması zorunluluğunu getirmiştir. Patentler de bu kapsama girmektedir. 200 Disclosures of Intangible Assets 198 88 maddi olmayan varlık bilgilerinin açıklanmasının arttırılması için standart geliştirme konusundaki bu çalışma sonuçlanmadan gündemden çıkartılmıştır.201 Muhasebe uygulamaları ve patentlerle ilgili bir diğer sorun da ülkeden ülkeye değişen standartlardır. Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu’nun202 bir kolu olan Muhasebe Standartları Kurulu’nun203 homojenizasyon ve ülkeleri şirket varlıklarını ortak ifadelerle belirtmeleri konusunda teşvik çalışmalarına rağmen, ülkelerin muhasebe uygulamaları arasında hala önemli farklılıklar mevcuttur. Mesela, ABD ve İngiltere’de muhasebe kuralları, hissedar ve yatırımcıları alacakları yatırım kararlarında desteklemek için tam finansal bilgi sağlama yönündedir. Bu durum, lisans vb. işlemler için uygun ortam sağlamaktadır. Şirketlerin sermaye yapılarının daha fazla oranda borç üzerine olduğu Almanya’da ise, finansal ifadeler daha çok borç verenler ve vergi amaçlı nedenler doğrultusunda düzenlenmektedir. Japonya’da da benzer durum söz konusu olup, finansal rapor sunumlarında daha geniş bir özgürlük mevcuttur. 3.1.4.2. Vergi Uygulamaları Maddi olmayan varlıklar vergi amaçlı uygulamalarda kötü kullanıma maddi varlıklara nazaran daha açıktır. Mesela, bir patentin değerini olduğundan çok ya da az göstermek, oturmuş bir piyasası olan bir maddi varlığa göre çok daha kolaydır. Örneğin; bir şirket devralımında, şirketin değeri sahip olunan maddi olmayan varlıklara yüksek değer biçilerek olduğundan çok gösterilerek haksız kazanç elde edilebilmektedir. Diğer yandan, düşük bir değerleme ile yatırımcılar/hissedarlar da mağdur edilebilmektedir. Bu durum, yetkililerin şirketlerin maddi olmayan varlıklarını nasıl değerlediklerini daha dikkatli incelemelerini gerektirmektedir. 201 EPO, BMWA, OECD; a.g.e., 30 June - 1 July 2005, s. 22 International Federation of Accountants 203 International Accounting Standards Board 202 89 Vergi otoriteleri geleneksel olarak duran varlıkların değerleri üzerinden vergilendirme yapmaktadırlar. Halbuki, bu varlıkların değerlemelerinde kullanılan metotlar aslında maddi olmayan varlıkları da içerebilmektedir. Maddi olmayan kullanılmasıyla varlıkların daha doğru değerlerinin vergilendirmeler vergi amaçlı analizlerde yapılabilecektir. Örneğin, Amerikan Vergi Kanunu, bazı vergi uygulamalarında maddi olmayan varlıkların değerlemesinin yapılmasını zorunlu kılan hükümlere sahiptir. Söz konusu uygulamalar, gayri maddi varlıkların bağışı, şirket birleşme ve devralımları, lisans anlaşmaları ve transfer fiyatlama olarak sayılabilir. 3.1.4.2.1. Patent Bağışı Patent değerlemelerinin vergi otoritelerini ilgilendiren yanlarından biri vergi indirimlerinden yararlanabilmek kaynaklanmaktadır. için yapılan patent bağışlarından ABD’de 1958 yılından bu yana uygulanan patent bağışları; vergi indirimleri, kullanılmayan patentler ile ilgili maliyetlerden (yenileme ücretleri ve yönetimsel harcamalardan) kurtulma, itibar kazanma, gelecekteki muhtemel işbirlikleri adına bağış yapılan tarafla iyi ilişkilerin geliştirilmesi gibi kurumsal faydalarla birlikte, kullanılmayan patentlerin kullanılır hale gelmesi gibi sosyal faydalar da sağlamaktadır. Bazen şirketler AR-GE çalışmaları sonucu ortaya çıkan patentleri şirket stratejilerine göre gerekli görmemektedir. Hak sahipleri, ticarileşmeleri için ek geliştirme çalışmalarına ihtiyaç duyulan kullanılmayan bu patentleri üniversite ve enstitü gibi kar amacı gütmeyen kuruluşlara bağışlayarak vergi indirimlerinden yararlanabilmektedirler. ABD’de patent bağışı 1996 yılında Dow Chemical şirketinin Case Western Üniversitesi’ne yaptığı bağışa kadar çok yaygın bir uygulama değilken, bu olaydan sonra yüksek AR-GE harcamalarına sahip büyük firmalar arasında yaygın hale gelmiştir. 204 Bu konuda en yakın örneklerden biri, yıllık 1,7 milyar dolar AR-GE yatırımı olan 204 Layton, R., Bloch, P.; “IP Donations: A Policy Review”, International Intellectual Property Institute, January 2004 90 Amerikan P&G şirketinin Milwaukee Mühendislik Fakültesi’ne yaptığı 40’tan fazla ulusal (ABD patenti) ve uluslararası patent bağışıdır. 205 ABD’deki patent bağış sisteminde vergi indirimi, patentin değeri kadar olmaktadır. Bağışlanan patentlere yüksek değerler biçilmesi Dahili Gelir Servisi206 (IRS) yetkililerini patent bağışları konusuna dikkatle eğilmeye sevketmektedir. Bağış yapan tarafların değerlemeleri bağımsız şirketlere yaptırmak zorunda olduğu bu sistemde 2004 yılında yapılan değişiklikle, değerler bağışlanan patentlerle sağlanan ekonomik faydalar esas alınarak hesaplanmaya başlanmıştır. Buna göre, bağışlardan kaynaklanan ilk vergi indirimi, bağış yapanın varlığı kaydettiği defter değeri ile gerçeğe uygun pazar değerinden, az olanı ile sınırlandırılmıştır. Bağış sahibi bazı durumlarda, bağıştan sonraki yıllarda söz konusu patentin kullanımı ile elde edilecek gelirin bir kısmını da vergi indirimine dahil edebilmektedir. Lisans anlaşmalarında olduğu gibi, patent sahiplerinin bağışlarla ilgili bilgi verme konusunda istekli olmamalarından dolayı, bu uygulamanın taraflara sağladığı faydalar hala çok net değildir. 3.1.4.2.2. Şirket Birleşme ve Devralmaları ve Lisans Anlaşmaları 2002 yılı itibariyle Amerika’daki şirketlerin pazar değerlerinin %75’inin, içerisinde patentlerin kaynakladığı207 göz de bulunduğu önüne maddi alındığında, olmayan şirket varlıklardan değerlemelerinin gerçekleştirildiği şirket birleşme ve devralımları, halka arz veya şirketlere yapılan yatırımlarda patent değerlemelerinin ne kadar önemli hale geldiği anlaşılacaktır. 205 Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 277 Internal Revenue Service 207 Kaplan, R. S., Norton, D. P.; “Measuring the Strategic Readiness of Intangible Assets.”, Harvard Business Review, February 2004, s. 52-63 206 91 Daha önce de belirtildiği gibi, patentlerin tek başlarına dışarıdan alınması durumunda değer, alış fiyatı üzerinden kaydedilmektedir. Ancak varlıkları arasında patentlerin de bulunduğu şirketlerle ilgili olarak bahsedilen işlemlerin gerçekleşmesi halinde sorunlar ortaya çıkmaktadır. Söz konusu işlemlerde gerçekleştirilen şirket değerlemelerinde, bir varlık olarak sahip olunan patentlerin de göz önünde bulundurulması ve değerlerinin tespit edilmesi gerekmektedir. Bu değerlemelerde, şirketin bilançosu ile ilgili olmadıktan sonra, patent değerlemelerinin hangi metotla yapılacağı taraflara kalmıştır. Çoğunlukla İNA veya lisans örneksemesi metotları kullanılmaktadır. Şirket değerlemelerinde patentler, alım fiyatı (şirkete ödenen bedel) ile bilançodaki varlıkların değerlerinin (şirketin net defter değeri) farkı demek olan şerefiye içinde ele alınmaktadır. Şirket birleşme ve devralımlarında patent değerlemesinin zorunlu olduğu ülkelerde, hangi metotla değerlemenin yapılacağı tartışma konusudur. ABD’de tüm vergi amaçlı yönetim kararlarında olduğu gibi, birleşme ve devralma kararlarında da %25 kuralı sıklıkla kullanılmaktadır.208 Halka açık firmaların ilk çıkan hisse senetlerinin209 değeri şirket değeri üzerinden hesaplanırken bunun içinde patent değeri de olduğundan, patent değerlemeleri hisse senedi değerine etki etmektedir.210 Bu nedenle, patent değerlemeleri, sermaye piyasası kurumlarını da ilgilendirmektedir. Ayrıca, belirlenen değerden fazla fiyata satılan hisse senedi geliri de vergilendirilmekte olduğundan, vergi otoriteleri de bu konuyla yakından ilgilenmektedir. Tüm bunlara ek olarak, hemen hemen tüm dünyada, patentlerle ilgili lisans vb. anlaşmalarla elde edilen gelirler üzerinden vergi alındığından, buralardan elde edilen gelirlerin belirleyicisi olan patent değerlemeleri vergi otoritelerini ilgilendirmektedir. 208 Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 114-115 Initial Public Offering (IPO) 210 Kamuya açılan şirketlerin ilk çıkan hisse senedi dökümanlarında da bazen değerleme sonuçları sunulabilmektedir. 209 92 3.1.4.2.3. Transfer Fiyatlama Özellikle son 20 yılda ulusal ekonomilerin entegre hale gelmesi ve çok uluslu şirketlerin sayısının artması vergilendirme meselelerini karmaşık hale getirmiştir. Bu meseleler transfer fiyatlama konusu altında incelenmekte ve uygulanmaktadır. ülkelerdeki Transfer iştirakleriyle fiyatlaması, uluslararası gerçekleştirdikleri işlemlerde şirketlerin serbest farklı piyasa değerinden farklı fiyatlandırmalar yaparak elde ettikleri karları (iştirakin ya da merkezin bulunduğu ülkede) vergiden muaf kılmak ya da karın kurumlar vergisi düşük olan ülkelere aktarılmasıyla vergi yükünü azaltmak için başvurdukları bir uygulamadır.211 Patentler için ülkeler arası yapılan ödemeler, ödeme yapan için vergi düşürümüne, ödeme yapılan için ise vergilendirilebilir gelire neden olmaktadır. Bu tür işlemlerin vergiden kurtulmak için aynı şirketin farklı ülkelerdeki iştirakleri arasında gerçekleştirilmesi durumlarında, suiistimal edilip edilmediğinin kontrolü için vergi otoritelerinin daha hassas davranmaları gerekmektedir. Patent değerlemelerinin transfer fiyatlamaları ile ilişkisi, transfere konu olan patente emsal bedel bulabilmek için gerçekleştirilen karşılaştırılabilirlik analizinden gelmektedir. Transfer fiyatlaması konusunda OECD tarafından yayımlanan kılavuzun212 VI. Kısmı C bendinde emsal bedel prensipleri anlatılmaktadır. Transfer fiyatlamalarında pazar fiyatlarının esas alınması gerektiği düşünüldüğünden, değerlemelerde genelde benzer lisans karşılaştırması metodu kullanılmaktadır.213 1. Dünya Savaşı’ndan beri transfer fiyatlama ile ilgili vergi yasaları bulunan ABD’de214 ise, konuyla ilgili 211 Uyanık, N. K.; “Transfer Fiyatlandırma”, Türmob Yayınları, s. 11-12 OECD; “Transfer Pricing Guidelines for Multinational Enterprises and Tax Administrations”, s. 1996 213 Omland, N.; a.g.s., June 14, 2007 214 Bugünkü halini 1968’de “Internal Revenue Code” yasasının 482 nolu kısmı ile almaya başlayan yasada 1986’daki Vergi Reformu Kanunu (Tax Reform Act) ile değişiklik 212 93 düzenlemeler daha geniş olup, OECD kılavuzuna göre bazı farklılıklar içermektedir.215 482 nolu yasaya göre gayri maddi varlıkların transfer fiyatlarının belirlenmesinde başlıca dört metottan birinin kullanılması gerekmektedir.216 Karşılaştırılabilir Kontrol Edilemez İşlem Metodu217: Bu metot, kontrol edilebilir bir işlem için fiyat belirlemek adına, birbiriyle ilgili olmayan (kontrol edilemez) iki taraf arasında benzer bir patent için gerçekleşen bir işlemde belirlenen fiyatın esas alınması ilkesine dayanmaktadır. 482 nolu yasada bu metodun açıklaması için şöyle bir örnek verilmektedir: “FP isimli yabancı bir firma ABD’deki tali şirketi USSub’a X ürününü üretebilmek için patentli bir teknolojiyi lisans vermiştir. Bunun için USSub şirketi FP’ye satışların %3’ü kadar telif ödemektedir. FP daha önce aynı teknolojiyi başka bir şirkete lisans vermemiştir. Ancak, pazarda X’e benzer birçok ürün için kontrol edilemez taraflar arasında transferler gerçekleşmiştir. SEC218’in veritabanından, söz konusu işlemle aynı yılda gerçekleşmiş benzer ürünler için yapılan 40 adet lisans anlaşması tespit edilmiştir. Bunların da 25 tanesinin X ile aynı teknik detaya sahip ürün için gerçekleştiği fakat sadece 15 tanesinin söz konusu kontrol edilebilir işlemdeki sözleşme hükümleriyle benzer nitelikler (gerçekleşme yeri, patentli teknolojiler için, teknik destek gerekliliği, benzer süreler için vb.) taşıdığı tespit edilmiştir. Benzer nitelikli 15 lisans anlaşmasında telif oranlarının %1 ile %3 arasında değiştiği, bu anlaşmalara konu ürün ile X ürünü arasında belirlenmemiş malzeme farklılıkları olma ihtimaline binaen, telif oranlarının medyanının alınması gerektiği düşünülmüştür. Böylece, iki şirket arasında belirlenen %3’lük oranın %2 olarak değişmesi gerektiğine karar verilmiştir.” yapılmıştır. Buna göre, gayri maddi varlık için yapılan ödemenin bu varlık ile elde edilecek gelirle orantılı olması zorunluluğu getirilmiştir. Kongre yüksek kar marjlı maddi olmayan varlıkların transferi konusuna dikkatle eğilmeye başlamıştır. Bu yasanın uygulayıcısı olan IRS vergi ödeyenlerin transfer fiyatlamaları ile ilgili nadiren dokümantasyon tuttukları ve çoğu zaman da transfer fiyatlamayla ilgili bilgilere ulaşımı geciktirme veya engellemeye çalıştıklarını tespit etmiştir. Bunun üzerine, IRS 1988‘de White Paper adı altında yasa değişikliği teklifi hazırlamıştır. Yasa son halini 1 Temmuz 1994’te almıştır. 215 Uyanık, N. K.; a.g.e., s. 172 216 Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 339-342 217 Comparable Uncontrolled Transaction - CUT 218 U.S. Securities and Exchange Commission 94 Karşılaştırılabilir Kar Metodu219: Bir önceki metoda benzer şekilde, aynı sektörde, benzer dönemlerde, benzer telif oranları ile transfer gerçekleştirilen bir örnek bulunur. Bu örnek tali şirketin karının test edilen tali şirketin karına yakın olması halinde, test edilen için gerçekleşen transfer fiyatı kabul edilmektedir. Bu yöntemi uygulayabilmek için gerekli şartların sağlanması bir önceki yöntemden daha kolay olmamaktadır. Kar Bölüşümü Metodu220: Diğer metotlara göre daha zor ancak daha gerçekçi olan bu yöntemde, “patentler ve tarafların işlem için sağladığı fonksiyonların değeri nedir?” ve “karşılaştıkları risklere göre, taraflara sağlanacak kazanımlar nelerdir?” sorularına cevap aranmaktadır. Bu sorulara verilecek cevaplar uygun bir transfer fiyatının bulunmasını sağlamaktadır. Ancak cevaplar vergi otoritelerince şüpheyle bakılan vergi ödeyenler ve pazar bilgilerine dayandığından, ABD’de pek kullanılmamaktadır. Buna rağmen, Japonya gibi başka bazı ülkelerde ise, transfer fiyatlamaları için ana metot olarak uygulanmaktadır. Belirlenmemiş Metotlar221: Bu kategori yukarıda anlatılanlar dışında tüm uygun olabilecek metotları kapsamaktadır. 3.1.5. Dava ve Anlaşmazlıklar, İcra, İflas, Haciz Durumları Dünya genelinde patentlere olan ilginin ve patentlerin aktif kullanımının artışına paralel olarak, patentlerle ilgili dava, anlaşmazlık, icra, iflas ve haciz gibi durumların sayısında da bir artış gözlenmektedir. Patentlerle ilgili anlaşmazlıklardan biri olan patent tecavüz davalarında özellikle gelişmiş ülkelerde son yıllarda önemli artışlar yaşanmıştır. Bu 219 Comparable Profits Method Profit Split Method 221 Unspecified Methods 220 95 nedenle, sınai mülkiyet sisteminin önemli unsurlarından biri olan ve bu konuyla ilgili mevzuatın uygulanmasında karşılaşılan anlaşmazlıkların çözümü ile Bahsedilen ilgilenen önemi ihtisas gösterir mahkemelerinin nitelikte önemi de Japonya’dan bir artmaktadır. örnek vermek mümkündür. 1 Nisan 2005‘te Tokyo Yüksek Mahkemesi bünyesinde patent ile ilgili bölge mahkemelerinde alınan kararların temyizi için Fikri Mülkiyet Yüksek Mahkemesi222 kurulmuştur. ABD’de ise 1982’de kurulan Federal İstinaf Mahkemeleri223 patent tecavüzleri konusunda daha etkili bir sistem için yeniden organize edilmiş224 ve verilen tazminat kararları geçmiştekilere göre çok daha ağırlaştırılarak kasıtlı tecavüzler riskli hale getirilmiştir. Bu sayede, ülke genelinde patent değerleri yükselmiş, lisans işlemlerinin sayısı ve telif gelirlerinde de artış yaşanmıştır. Patent değerlemelerini yakından ilgilendiren patent tecavüz davalarıyla ilgili iki tür maliyet söz konusudur. Bunlardan biri vekalet ve dava hazırlık masrafları gibi harcamaları içeren ve her iki taraf için de söz konusu olan dava maliyetleridir. Diğer dava türlerine göre, patent (tecavüz) davalarının dava maliyetleri daha yüksek olarak gerçekleşmektedir. ABD’de 1 milyon dolardan az tazminat riski olan davaların dava maliyetleri 500.000 doları bulurken, 25 milyon dolar riskli davalarda bu maliyet 4-5 katına çıkmaktadır. Hatta dava maliyetlerinin 100 milyon dolara kadar çıktığı örnekler mevcuttur.225 Bir diğer istatistiğe göre, ABD’de ortalama patent davası maliyeti 1,5-2 milyon dolar, İngiltere ve Japonya’da ise yarım ile 1 milyon dolar civarındadır. Patent davalarıyla ilgili diğer maliyet de, mahkeme tarafından tecavüz eden tarafa verilen zarar tazminatlarıdır. ABD’de patent tecavüz davalarında karara bağlanan yıllık zarar tazmini 15 milyon doları aşmaktadır.226 222 IP High Court Court of Appeals for the Federal Circuit 224 Taplin, R. (Editor); a.g.e., 2004, s.26 225 Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 27 226 Taplin, R. (Editor); a.g.e., 2004, s.61 223 96 Gerek patent dava maliyetleri, gerekse tazminat miktarları, davalara konu patentlerin değerleri ile yakından ilgili olduğundan, patent değerlemeleri patent tecavüz davalarında önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin, ABD’de patent tecavüz davalarına bakan mahkemelerde227 alınan tazminat kararlarında patent değerlemeleri kullanılmaktadır. Zarar tazminatlarının hesaplanması için kullanılan metotlar her ülkede o ülkenin kanunlarına göre belirlenmektedir. Örneğin, ABD mahkemeleri patentlerle ilgili davalarda (tecavüz, iflas, hak kaybı vb.) telif oranı tespiti için temel olarak pratik kuralı (%25 kuralı) kullanırken,228 Alman mahkemeleri, ispatlanmış ciro ya da fiyat düşüklükleri kullanılarak beklenen karın hesaplanması ile benzer lisans karşılaştırması (tecavüz eden hak sahibinden lisans alsaydı ödeyeceği miktar ve faizi) olmak üzere iki metodu kullanmaktadır. 229 Genelde patent tecavüzleriyle ilgili olan, ancak yukarıda bahsedildiği gibi mahkemelere intikal etmeden, uyuşmazlıkların çözümünde giderek yaygınlaşan alternatif uyuşmazlık çözümü (Alternative Dispute Resolution)230 veya tarafların kendi aralarında çözdükleri anlaşmazlıklar da gelişmiş ülkelerde sık rastlanan durumlardandır. Patentlerle ilgili anlaşmazlıkların %95’ini oluşturan mahkeme kararı dışında (mahkeme öncesi ya da esnasında) çözüme kavuşturulan bu tür anlaşmazlıklar için de patent değerlemeleri önem arzetmektedir. Ayrıca, şirket iflası gibi durumlarda geriye kalan en değerli varlıklar genelde gayri maddi varlıklar - özellikle de patentler - olduğundan, şirketin tüm varlıklarının değerinin belirlenmesi, hazırlanan yeniden yapılanma planlarının muhtemel sonuçlarının etkisinin ölçülmesi veya iflas edenin borçlularının mahkeme nezdinde kayıplarını tazmin edebilmeleri için sahip olunan varlıkların değerlerinin tespiti gerekebilmektedir. Amerika’da İflas 227 The Court of Appeals for the Federal Circuit Smith, G. V., Parr, R. L.; a.g.e., 2004, s. 114-115 229 Omland, N.; a.g.s., June 14, 2007 230 Ildır, G.; “Alternatif Uyuşmazlık Çözümü: Medeni Yargıya Alternatif Yöntemler”, Seçkin Yayıncılık, Haziran 2003, s. 21 228 97 Mahkemeleri231 iflas eden şirketin varlıklarını düzgün bir şekilde elden çıkarmak (satmak) için değerlemeyi zorunlu tutmaktadır. Bunlara ek olarak, patent vekillerinin hak kaybına neden olduğu durumlarda da mahkemeler ilgili patentin değerinin tespitini istemektedir. 3.1.6. Patent Değerlemelerinin Ülkemizdeki Kullanım Alanları Tezin bu kısmında, yukarıda bazı ülkelerdeki uygulamaların anlatıldığı patent değerlemelerinin kullanım alanlarına ülkemizden örnekler verilecektir. Patent değerlemelerinin en sık kullanıldığı alanlardan biri olan patent lisans ve devirleri, şirket birleşme ve devralmaları ile ortaklıklarda ülkemizde patent değerlemelerinin kullanımı konusunda bir bilgiye ulaşılamamıştır. Gerek incelenen akademik literatür gerekse ilgili güncel uygulamalara ait dokümanlarda bu konuda bilgi içeren bir kaynak bulunamamıştır. Tüm dünyada olduğu gibi patentli teknolojiler için finansman sıkıntısının yaşandığı ülkemizde, yukarıda bazı gelişmiş ülkelerden örneklerin verildiği banka kredileri için patentlerin teminat olarak kullanılması sistemi uygulanmamaktadır. Önceki bölümde gelişmiş ülkelerdeki risk sermayedarları gibi ülkemizdeki risk finansörleri232 de, yatırım yapacakları patentli teknolojilerin analizlerinde nicel değerlemeler yerine, genelde iş planları ve bilançoları temel alarak bu teknolojiye sahip olan şirketin genel bir değerlendirmesini yapmaktadırlar. Mevcut durumda, bazı risk sermayedarları analiz edilen firmanın patente sahip olmasını olumlu bir özellik olarak ele almakla birlikte, bu özellik için kabul kriterleri açısından tanımlanmış herhangi bir nitel (patentin kalitesi, başvuru aşamasındaysa tescil edilip edilmeyeceği, herhangi bir dava ya da anlaşmazlığa konu olup olmadığı ya da söz konusu patentle elde edilmesi 231 The Bankruptcy Court Ülkemizde faaliyet gösteren bazı risk sermayesi finansörleri: İş Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş., Vakıf Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş., KOBİ Girişim Sermayesi A. Ş., Golden Horn Ventures (GHV). 232 98 muhtemel gelir gibi) ya da nicel (parasal değer tespiti) bir analiz gerçekleştirmemektedir. Ülkemizde hak sahiplerinin tecavüz, tazminat veya hükümsüzlük davalarına konu olan patentleriyle ilgili karşılaştıkları riskler için uygulanan bir patent sigortalama sistemi mevcut değildir. Dünya genelindeki uygulamaya benzer şekilde, ülkemizde de maddi olmayan duran varlıklar arasında ele alınan patentler, bir bedel ödenmek suretiyle elde edildikleri taktirde bilançonun aktifinde gösterilmekte, maliyet bedeli ile değerlendirilmekte ve yok edilmeleri de amortisman yolu ile olmaktadır. 233 Firma içi geliştirmelerle elde edildikleri taktirde de, geliştirmenin yapıldığı dönem için bilançoya gider olarak işlenmektedir. Türk Ticaret Kanununa göre de patent hakları, en fazla maliyet değeri üzerinden değerlenerek bilançoya geçirilmekte ve işletmeye yararlı olacak süreye göre tespit edilen bir oranla amorti (itfa) edilmektedirler.234 Dışarıdan elde edildiklerinde gelir ya da yatırım, iç geliştirmelerle elde edildiklerinde gider olarak bilançolara işlenen patentlerle ilgili bedellerin ne şekilde belirleneceklerine ilişkin herhangi bir yasal standart bulunmamakta ve bu bedellerin sıhhatine yönelik yasal organlar tarafından herhangi bir kontrol yapılmamaktadır. Patentlerin şirket birleşme ve devralmaları yoluyla elde edildiği durumlarda ise, uluslararası standartlarda tanımlanan belli şartların sağlanması halinde patent değerlemelerinin ayrı yapılarak kaydedilmelerinin önü açık olmakla birlikte235, ülkemizde bu konuda bir uygulama bulunmamakta, işlemler için gerçekleştirilen şirket değerlemelerinde patentler, şerefiye içinde ele alınmaktadır. Transfer fiyatlama konusunda da ülkemizde geçen seneye kadar vergi mevzuatında özel bir yasal düzenleme bulunmamaktaydı. Bu tarihe kadarki 233 Vergi Usul Kanunu (VUK) madde 269 Türk Ticaret Kanunu (TTK) made 460 235 Kaya, Y.; “Marka Değerinin Ölçülmesinde Mali ve Hukuki Çerçeve”, Marka Değerinin Ölçülmesi Semineri, TÜSİAD, 7 Haziran 2006 234 99 uygulama genel olarak transfer fiyatlamasını düzenleyen örtülü sermaye ve örtülü kazançla ilgili Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15., 16. ve 17. maddeleri çerçevesinde yürütülmekteydi. Gayri maddi varlıkların değerlemesine kanunun 24. maddesi altında değinilmekte ve kapsanan maddi olmayan varlıklar arasında patentler belirtilmekteydi.236 Ayrıca, Maliye Bakanlığı maddi olmayan varlıkların değerlemesinden sorumlu kurum olarak belirtilmekteydi. Transfer fiyatlaması 13.06.2006 tarihinde kabul edilen yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesiyle 01.01.2007 tarihi itibariyle ülkemizde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu düzenleme ve 2007 Kasım ayında yayımlanan 1 Seri Numaralı Genel Tebliğe göre belirlenen emsal bedel tespit yöntemleri içinde karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, maddi olmayan varlıklar için emsal bedel tespit edilirken kullanılabilmektedir.237 Maddi olmayan varlıkların transfer fiyatlaması uygulamalarında, mevcut telif ödemesi, emsal teşkil edebilecek diğer lisans sözleşmeleri ve teliflerle karşılaştırılmaktadır. Çoğunlukla esas alınacak telif ödemeleri, lisanslı ürünle elde edilen karlılığın iyi bir göstergesi olması nedeniyle, net satış tutarına bağlı bir oran olmaktadır. Emsal sözleşme ve telif oranları için Lexis Nexis, Royalty Stat ve Royalty Source gibi veritabanları kullanılabilmektedir. Ancak, karşılaştırma için gerekli bilgi yetersizliği, transfer fiyatlamadan çok raporlama için oluşturulmuş olmaları gibi nedenlerle, internet (şirket sayfaları), sanayi ve ticaret odaları vb. kaynaklara da başvurulabilmektedir.238 Ülkemizde halka açık firmaların marka gibi maddi olmayan bazı varlıkları ile ilgili transfer fiyatlaması uygulamaları görülebilmektedir.239 Ancak şu ana kadar patentlerin bu amaçla kullanıldığı gözlenmemiştir. 236 Çelikkol, B.; “Transfer Pricing in Turkey”, Corporate Business Taxation Monthly, V. 6, No 11, August 2005, s. 37 237 Gündüz, Z.; “2007 Biterken Transfer Fiyatlandırması Uygulaması”, 30 Kasım 2007, İstanbul 238 PriceWaterhouseCoopers; “Transfer Fiyatlaması Uygulamasında Neredeyiz?”, 28 Haziran 2007, İstanbul 239 Kaya, Y.; “Marka Değerleme Yöntemleri ve Markaların Mali Tablolara Alınmalarının Etkileri”, Marmara Üniveristesi Yüksek Lisans Tezi, 2003, s. 31 100 Benzer durum halka açık firmaların şirket değerlerinin tespitinde de yaşanmaktadır. Halka açık işletmelerin zarara uğramaması veya yatırımcıların doğru bilgilendirilmesi için Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından denetlenen firmalar yaptıkları şirket değerlemelerini daha çok, İNA metoduyla bilançoları üzerinden gerçekleştirmektedir. Bazı çok nadir durumlarda, şirketin sahip olduğu markalarla ilgili değerlemelere rastlanmaktadır. Bu konuda da şu ana kadar patentlerle ilgili bir örnek yaşanmamıştır. değerlemelerini Firmalar, bağımsız SPK tarafından danışmanlık denetlenen şirketlerine markalarının düzenletmek zorundadırlar. Düzenlenen değerleme raporlarını, yayımladığı uluslararası değerleme ilkeleriyle ilgili bir tebliğdeki240 “Maddi Olmayan Duran Varlıkların Değerlemesi” hakkındaki kılavuza göre denetleyen SPK, kendilerine rapor halinde sunulan marka değerlemelerinde birden fazla değerleme metodunun kullanılmasını241 ve değerlemelerde kullanılan varsayımların ayrıntılı bir şekilde açıklanmasını istemektedir. Söz konusu varsayımların şirketin geçmişi, piyasa ve piyasadaki beklentilerle tutarlı olmaması halinde, marka için yeni bir değerleme raporu düzenlenmesini istemektedir. Ülkemizde patent zarar tazminatları, Ankara, İstanbul ve İzmir’de olmak üzere 9 adet Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi (ihtisas mahkemeleri) ile diğer illerdeki varsa 3. Asliye Hukuk, yoksa 1. Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde görülen hukuk davalarında tespit edilmektedir. 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (551 Sayılı KHK) 136-145 inci maddeleri altında incelenen patent tecavüz davalarında zarar tazminatları için bazı uygulamalar söz konusudur. 551 Sayılı KHK’nın 140 ıncı maddesi, tecavüzden dolayı patent sahibinin uğradığı zararın, sadece fiili kaybın değeri ile değil, ayrıca patent hakkına tecavüz dolayısıyla yoksun kalınan kazanç ile de ilgili olduğundan bahsetmektedir. Ancak, uygulamada fiili (reel) hak kaybını tespit etmek mümkün 240 Sermaye Piyasasında Uluslararası Değerleme Standartları Hakkında Tebliğ (Seri: VIII, No: 45) (http://www.spk.gov.tr/apps/teblig/displayteblig.aspx?id=292&ct=f&action=displayfile) 241 Söz konusu kılavuzda pazar, gelir ve maliyet metotları anlatılmakta ise de, genel ilkelere uygun olarak hazırlandığı taktirde, diğer metotların kullanımı da kabul edilmektedir. 101 olmadığından, tazminat değerlerinin tespitinde asıl olarak yoksun kalınan kazanç hesaplanmaktadır. Bu hesaplama da, davacının seçimine bağlı olarak, üç farklı değerleme usulünden birine göre yapılmaktadır. 551 Sayılı KHK’nın 140 ıncı maddesinin 2. fıkrasında belirtilen bu usuller; “a- Patentten doğan hakka tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, patent sahibinin patenti kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre; b- Patentten doğan hakka tecavüz edenin, patent konusu buluşu kullanmakla elde ettiği kazanca göre; c- Patentten doğan hakka tecavüz edenin, buluşu bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre.” olarak ifade edilmektedir. İlk iki usulün uygulama zorluğundan dolayı, mahkemeler genelde davacıları (c) bendindeki usulü (rayiç bedel tespiti) seçmeleri hususunda yönlendirmektedir. Söz konusu usul, Alman mahkemelerinin tecavüz davalarında kullandığı metotlardan biri olan lisans örneksemesi metodu ya da tezin 2. bölümünde “teliften kurtulma metodu” adı altında anlatılan metoda benzemektedir. Mahkemeler seçilen usule göre belirlenecek tazminat miktarı için bilirkişileri kullanmaktadır. Patent uzmanı, dava konusu patentin ait olduğu alanda uzman bir kişi ve halkla ilişkiler, yönetim, pazarlama vb. konularda uzman bir kişiden oluşan bilirkişi heyeti, davacının sunduğu dokümanlar ışığında, sektör, yayılımı, potansiyel tüketiciler, pazarlandığı coğrafya, kar, ekipman (yatırım) vb. konular göz önünde bulundurularak zarar tazminatını hesaplayarak tek bir rapor halinde hakime sunmaktadırlar. Ülkemizde icra, iflas, haciz vb. durumlara konu olan patentlerle de karşılaşılabilmektedir. Bu tür durumlarda patent değerlemeleriyle ilgili ne tür uygulamaların bulunduğu konusunda halka açık yazılı bir kaynağa ulaşılamamıştır. 102 3.2. PATENT DEĞERLEMESİ YAPAN KURUMLAR VE PROGRAMLAR Önceki kısımda anlatılan patent değerlemelerinin kullanım alanlarına paralel olarak, patentli bir teknolojinin fikir aşamasından ticari hale gelene kadar geçtiği teknoloji analizi, pazar araştırması ve finansal analiz gibi adımların her birinde teknoloji kuvvetinin ve parasal değerinin tespiti önem arzetmektedir. Patentli teknolojinin geçtiği söz konusu adımlarda, patentlerle ilgili teknolojik analizler genelde bizzat teknolojiyi üretenler tarafından, yasal analizler de avukat ya da patent vekilleri tarafından yapılmaktadır. Patentlerle ilgili ekonomik analizler ise zorluklarından dolayı daha kapsamlı yapıları gerektirmektedir. Patentlerin ekonomik analizlerinden biri olan patent değerlemeleri ideal olarak, değerleme konusunda uzmanlaşmış hukukçu, iktisatçı, mühendis ve diğer profesyonellerden oluşan bir takım tarafından gerçekleştirilmelidir. Çoğu zaman yukarıda bahsedilen ideal yapıda olmasa da, piyasada patent değerlemeleri farklı taraflarca yapılabilmektedir. Söz konusu taraflar, patentlerin kullanım alanlarına bağlı olarak; aynı sektördeki rakip firmalar, teknoloji transfer görüşmeleri yapan taraflar, patentli teknolojilere finansman temin eden yatırımcılar, hissedarlar, finansman kuruluşları ya da bankalar, alıcı ve satıcılar arasındaki aracı şirketler, patent vekilleri ve teknoloji transfer ofisleri olabilmektedir. Tezin bu kısmında, patent dünyada ve ülkemizde değerlemesi yapan bazı aracı kurum ve kuruluşlar ile patent değerlemesi yapan programlar anlatılacaktır.242 242 Tezimizin bu kısmında, sermaye piyasası ya da vergi otoriteleri ile bilirkişiler vb. değerleme yapan taraflar anlatılmayacaktır. 103 3.2.1. Patent Değerlemesi Yapan Kurumlar Patent değerlemesi yapan kurumlar arasında ilk sırayı, özellikle 2000 yılından sonra gelişmiş ülkelerde sayıları hızla artan 243, içerisinde internet ortamında alıcı ve satıcıların buluşturulduğu platformların da bulunduğu özel aracı şirketler almaktadır. Bir bedel karşılığında farklı patent kullanım alanları için farklı taraflara değerleme hizmeti sunan bu firmalara, PL-X244, Nihon IR245, QED Intellectual Property246, PATEV247, TAEUS248, IPB249 gibi örnekler verilebilir. Patent değerlemesi yapan özel şirketler içinde ele alınabilecek aracı kurum örneklerinden bir diğeri de değerleme yanında teknoloji alıcısı ile satıcısının buluşturulması görevini de üstlenen platformlardır. Yet2.com250, UTEK-pax251 ve Patentcafe252 gibi bazı aracı platformların çoğu son yıllarda başarısız olduklarından, bu alanda bazı şirket alımları yaşanmıştır. 2002 yılında QED Intellectul Property Ltd.’nin ana şirketi olan Scipher Ltd. yet2.com’u satın almış, 2004 yılında da QED Intellectul Property Ltd. şirketi Innovation Development Ltd. tarafından satın alınmıştır.253 243 Bu artış hala patent değerlemesinin sahip olduğu potansiyele göre yeterli değildir. Avrupa’da yapılan bir ankete göre, firmaların sadece %12’lik bir kısmının sahip oldukları patentlerin değerlemelerini üçüncü parti şirketlere yaptırdıkları tespit edilmiştir. Söz konusu oranlar bazı ülkeler bazında daha yüksek (Japonya’da %50, Almanya ve Fransa %32, İngiltere %40) olmakla birlikte, patent değerleri ile ilgili daha objektif sonuçlar elde etmeleri mümkün olan uzman şirketlerin kullanımı henüz istenen seviyede değildir. (EPO, BMWA, OECD; a.g.e., s. 16) 244 Patent and License Exchange (PLX) (www.pl-x.com) 245 Japon Patent Ofisi tarafından geliştirilen Patent Değerleme Göstergesi’ni esas alan Nihon IR, söz konusu sisteme bazı eklemeler yaparak (patent değerleme amacına göre uyarlanmış sonuçların elde edilmesi gibi) daha objektif sonuçlar elde etmektedir. (Taplin, R. (Editor); a.g.e., 2004, s.39) 246 www.qed-ip.com 247 Lisanslama, tecavüz, devir ve finansman temin gibi birçok alan için değerleme hizmeti sunmaktadır. (http://www.patev.de/en/index.php) 248 www.taeus.com 249 www.ipb-ag.com/en_index.htm 250 www.yet2.com/app/about/home 251 www.pax.co.uk 252 Patentlerin nitel olarak analiz edilerek derecelendirildiği bir patent puanlama sistemi (Patent Factor Index-PFI) mevcuttur. (www.patentcafe.com) 253 EPO, BMWA, OECD; a.g.e., s. 9 104 Yukarıda sayılanlar dışında, iflas etmiş firmalardan ya da patentlerini kullanmayan hak sahiplerinden ucuz fiyatlara elde ettikleri patentlerle, başka şirketleri tecavüz davası açma ile tehdit ederek telif ya da zarar tazminatı elde eden ve çoğu zaman normal aracı firmalardan ayırt edebilmenin zor olduğu şirketler254 de patent değerlemesi yapmaktadır. Ayrıca, vekillik firmaları da patent değerleme hizmeti sunabilmektedir. Özellikle Avrupa’da, patent vekillerinde teknik ve hukuki bilgi birikimi yanında ekonomik bilgi altyapısı da aranır hale gelmiştir. Bu süreç, vekillik firmalarında patent değerlemesi yapan çalışan istihdamını beraberinde getirmektedir. Patent değerlemelerinin kamu kurumları tarafından yapıldığı durumlara örnekler de mevcuttur. Genelde, değerlemelerinde nitel yöntemleri kullanan bu kurumlara örnek olarak Japon Patent Ofisi gösterilebilir. Ofis tarafından 1999 yılında patentin ekonomik değerinden ziyade, patent korumasının gücünün ve buluşun iş potansiyelinin tespit edildiği Patent Değerleme Göstergesi255 geliştirilmiştir. Bu metot patentin değerini bazı kriterleri esas alarak belirlemektedir: - Patentin temel özellikleri (başvurunun durumu, patentin ömrü, koruma talep edilen ülke sayısı, lisansa konu olup olmaması, üçüncü kişiler ile anlaşmazlık bulunup bulunmaması) - Temel değer analizi (koruma kapsamı genişliği ve açıklığı, üçüncü kişilerce itiraza konu olma riski, benzer teknolojilere göre teknik üstünlüğü, teknolojik kusursuzluk derecesi, ticarileşmesi için gerekli ek geliştirmelere ihtiyaç derecesi) - Transfer edilebilirlik (teknoloji transferinin gerçekleşebilirliği, patentin sağlamlığı, ilgili teknolojinin buluş sahibi tarafından geliştirilmeye açık olması, yeni buluşlara yol açmaya açık olması, hak sahibinin korumayı devam ettirebilmesi için gerekli kaynak ve zamana sahiplik) - Ticari potansiyel (karlılığı, pazarlanabilirliği, hitap edeceği pazarın büyüklüğü, buluş ile kazanılması düşünülen pazar payının büyüklüğü) 254 255 Patent trolls “Patent Valuation Indicator” veya “Value Assessment Indicator” 105 - Genel değerlendirme (yukarıdaki kriterlerin değerlendirme amacı ile birlikte ele alınması) Patent değerleme hizmeti veren diğer bir kamu kurumu da Alman Patent Ofisi ile ortak çalışmayla patentlerin banka teminatı olarak kullanılmasını artırmak amacıyla patent değerlemeleri yapan Bölgesel Patent Bilgi Merkezleri (PIZs)’dir. Bu merkezlerden bazıları kullandıkları patent değerlemelerini geliştirme çalışmaları başlatmıştır. 256 Kamu kurumları dışında, kısaca Patent Ajansları olarak adlandırılabilecek, özerk statüde bazı aracı kurumlar da patent değerlemesi yapabilmektedir. Ülkeden ülkeye değişen organizasyon yapıları ve farklı faaliyet alanları içinde, söz konusu kurumların bazısında patent değerlemesi yapıldığı görülmektedir. Değerleme yapan özerk aracı kurumlara Japonya’dan bir örnek 2001 yılında Japon Patent Ofisi’nden ayrılarak kurulan Ulusal Sınai Mülkiyet Bilgi ve Eğitim Merkezi’dir.257 Ülke geneline yayılmış danışmanlarıyla teknoloji satıcıları ile alıcılarını eşleştirme görevi sonucunda ortaya çıkan anlaşmalarda değer tespiti yapmaktadır. Danışmanların birebir görüşmeleri neticesinde 1997-2004 arasında 5461 lisans anlaşması gerçekleştirilirken, ekonomiye 158 milyar yenlik bir katkı sağlanmıştır. 258 Patent ajanslarına Avrupa’dan bir örnek olarak da Finlandiya Buluş Vakfı 259 verilebilir. 1971 yılında Finlandiya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından kurulan vakfın amacı, buluş sahipleri ile girişimcilerin yaratıcı buluş ve fikirlerinin desteklenmesi ve ticarileştirilmesidir. Toplam 24 teknik ve ticari uzmanın yanında, üniversiteler ve çeşitli araştırma merkezlerinde de 28 inovasyon yöneticisinin görev yapmakta olduğu vakfın başlıca görevleri arasında patent değerlemesi de bulunmaktadır. 256 EPO, BMWA, OECD; a.g.e., s. 25 National Center for Industrial Property Information and Training (NCIPI) 258 Yonetsu, K.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin 259 Foundation for Finnish Inventions 257 106 Patent ajansı kapsamına girmeyen ancak patent değerlemesi yapan diğer bir özerk kuruma Avrupa Patent Ofisi260 (EPO) örnek olarak verilebilir. Kurum, değerleme için Danimarka Patent Ofisi’nden satın aldığı IPScore® programını kullanmaktadır. Bu yazılımla patentli teknolojiler beş faktör analiz edilerek nitel bir değerleme gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, geliştirme maliyetleri, geliştirme zamanı, pazar ve ürün koşulları gibi bilgilerin verilmesi halinde, nicel (bugünkü yapılabilmektedir. net değer hesaplaması) değerlemeler de 261 Ana görevi üniversite bünyesinde gerçekleştirilen çalışmalar sonucu ortaya çıkan yeni teknolojilerin sanayi ile buluşturulması olan ve Avrupa’da Teknoloji Transfer Ofisi (TTO), ABD ve Japonya’da ise Teknoloji Lisanslama Ofisi (TLO) olarak adlandırılan yapılar da patentleri değerlemektedir. Sektörde gerçekleşen teknoloji transferlerinden farklı olarak, satış, kar ve pazar payı gibi amaçların temel motivasyon olmadığı bu yapılara gelişmiş ülkelerin üniversitelerinde çokça rastlanmaktadır. Sadece Avrupa ülkelerinde 450’den fazla TTO, Kuzey Amerika’da 200’den fazla TLO mevcuttur.262 ABD’de Bayh-Dole, Japonya’da TLO Yasası263 ile uygulamaya konan üniversite Teknoloji Lisanslama Sistemi buralarda üretilen patentlerin endüstriye aktarılarak ticarileştirilmesinden hemen önce değerlemeye tabi tutulmaları konusunu gündeme getirmiştir. Değerleme konusunda ABD’de halen yeni çalışmalar yapılmaktadır. Üniversite buluşlarının doğru değerlemesi, bu sistemle ortaya çıkacak buluşların artmasında önemli bir yere sahip olacaktır. Bu ofisler gerçekleşecek lisanslar ile kazanılacak gelirleri de önemsemekle birlikte, ana amaç olarak kamu yararını göz önüne almaktadırlar. Ana 260 European Patent Office Nielsen, P. E.; “Evaluating Patent Portfolios: A Danish Initiative”, World Patent Information Volume 26, Issue 2, June 2004, s. 143-148 262 Taplin, R. (Editor); a.g.e., s.26 263 The TLO Law (Promoting University – Industry Technology Transfer Law) 261 107 amaçlarına ulaşmak ve muhtemel anlaşmazlıkları önlemek için birçok üniversite lisans anlaşmaları ile ilgili (nasıl gerçekleştirileceği, anlaşmazlık durumlarında neler yapılacağı, lisans şekilleri, lisans ödemelerini zamanları, gelir dağılımı gibi) birçok konuyu açıklayan kılavuzlar hazırlamışlardır. Bu kılavuzlarda patent değerlemeleri ile ilgili hükümler de bulunmaktadır. 3.2.2. Patent Değerlemesi Yapan Programlar PatentCafe firması tarafından geliştirilen ve patentleri nitel olarak analiz ederek derecelendiren bir puanlama sistemine (Patent Factor Index-PFI) sahip olan Portfolio-Xpert™ programı, ipIQ, Inc. Firması tarafından geliştirilen ve her patenti seçkin akademik yayınlarda ve Amerikan ve Avrupa patent dokümanlarında aldıkları atıf sayılarına göre puanlandıran Patent Board programı gibi piyasada birçok değerleme programı mevcuttur. Tezimizin bu kısmında Danimarka Patent Ofisi tarafından geliştirilen ve daha sonra EPO tarafından alınan IPScore® programı anlatılacaktır. Beş faktör analiz edilerek nitel, geliştirme maliyetleri, geliştirme zamanı, pazar ve ürün koşulları gibi ek bilgilerin verilmesiyle de nicel değerlemeler (NPV modülü ile bugünkü net değer hesaplaması) yapılabilen program, özellikle sistematik nitel değerlemelerle teknoloji/portföy yönetim kararlarına sağladığı destek açısından önemlidir. IPScore® ile tek tek veya grup halindeki patentler dışında, geliştirilen teknolojilerin ve projelerin (fikirlerin) de sistematik analizi yapılabilmektedir. Portföy içinde en umut vadeden fikir, varlık ve projelerin tespiti için yapılan bu analizler, benzer kriterler ve ölçütler kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Nitel metotlarda amaç, patentin parasal değeri yerine özelliklerini tespit etmek olduğundan, patentler bazı değerleme faktörleri (patentin ilgili özelliğinin tespiti için sorulan sorular) kullanılarak incelenmektedir. Nitel değerlemelerde sistematik ve karşılaştırılabilir incelemelerin mümkün olması için, her zaman önceden tespit edilmiş değerleme faktörlerine, benzer 108 kriterler kullanılarak cevaplar vermek gerekmektedir. Yazılımda söz konusu faktörler; yasal statü, teknoloji, pazar durumu, finans ve strateji olarak belirlenmiştir. Şekil 3.2’de kullanılan beş faktörün de yer aldığı programın ana arayüzü gösterilmektedir. Şekil 3.2: IPScore® Programının Ana Arayüzü IPScore® ile nitel değerleme, beş faktör altında 40 soruya cevap verilerek gerçekleştirilmektedir. Her bir soru, 1 ile 5 arasında bir değer alabilen 5 seçeneğe sahiptir. Seçenekler, kullanımı kolaylaştırmak için önceden belirlenmiş cevaplar ya da aralıklar şeklinde (Şekil 3.3) verilmektedir. Tüm sorulara verilen cevaplar sonucunda elde edilen toplam puan, değerlemesi yapılan patentin/patentlerin önem derecesini göstermektedir. 109 Şekil 3.3: IPScore® Programında “Teknoloji Faktörü” Altında Yer Alan Örnek Bir Soru Yazılım, değerleme sırasında özel notların girilebildiği kısımlara da sahiptir. Girilen tüm bilgiler sonraki güncellemelere de imkan verecek şekilde kayıt altına alınmaktadır. Programla, değerleme sonuçlarının kolay anlaşılması ve pratik kullanım için, girilen bilgilerle oluşturulmuş yazılı ve grafiksel raporların alınması da mümkündür. IPScore® ile gerçekleştirilen nitel değerleme, proje analizlerinde kullanılan skor modellerine benzemektedir. Tek fark, skorlama modellerinin aksine, yazılımın değerleme sonucu olarak bir ağırlıklı genel skor hesaplamamasıdır.264 Bunun yerine, çok boyutlu analizle patentlerin karmaşık yapısının anlaşılması ve patentler hakkındaki detaylı bilgi sayesinde karar almanın kolaylaştırılması sağlanmaktadır. Bu sayede, aktiviteler stratejik hedeflere odaklı hale getirilerek patentlerle ilgili fırsat (kullanılmayan patentlerin tespit edilerek lisanslanması vb.) ve riskleri tespit imkanı doğmaktadır. 264 Zira, iki patenti karşılaştırmak, iki rakamı karşılaştırmak kadar basit bir iş değildir. 110 IPScore® yazılımının en uygun kullanımı, patentlerin şirket içinde kullanımlarının söz konusu olduğu durumlardır. Patentlerle ilgili diğer uygulamalarda (şirket dışı) da kullanılması mümkün olmakla birlikte, bu durumlarda nicel değerleme metotlarını kullanmak daha uygundur. Patent kullanım alanlarına göre IPScore® programının kullanılabilirlik durumlarına değinmek yararlı olacaktır. Sadece basit muhasebe uygulamalarında bu programla elde edilen değerleri kullanmak mümkün olabilmektedir. Transfer fiyatlamalarında da sadece destekleyici bir fikir olarak programın NPV modülüyle elde edilecek değerler kullanılabilmektedir. Patent portföyleri içinde lisanslanabilecek patentlerin tespiti için bu programdan yararlanılabilmektedir. IPScore® ile yapılan nitel değerleme, portföy raporları ve bugünkü net değer hesaplaması ile muhtemel lisans geliri hakkında genel bir bilgi sahibi olmak da mümkündür. Bununla birlikte, burada elde edilecek değer, patentin hak sahibi tarafından kullanılması durumundaki değer olacağından, lisans alan tarafların biçeceği değerden farklı olacaktır. IPScore® ile hızlı şekilde bugünkü net değer tahminleri elde etmek mümkündür. Bu sayede, firmalar patentlerinin değeri hakkında bir fikre sahip olarak, patentlerini bankalarda teminat olarak kullanıp kullanmama kararı verebilmektedirler. Programı sistematik olarak kullanarak kredi derecelendirmelerini yükseltmek, dolayısıyla borçlanma (bankaya ödenen faiz) maliyetlerini azaltmak mümkün olmaktadır. Mahkemelerde alınan tazminat kararlarının belirlenmesi için uygun bir uygulama olmayan IPScore® ile yapılan yasal risk analizleri sayesinde, kısmen de olsa sigorta şirketlerinin ikna edilmesi kolaylaşmaktadır. Program şirket değerlemelerinde doğrudan uygulanabilir olmamakla birlikte, nitel analiz raporları ve bugünkü net değer hesaplaması ile şirket değerlemelerini gerçekleştirenler için yardımcı bir araç olarak kullanılabilmektedir. 111 3.2.3. Ülkemizde Patent Değerlemesi Yapan Kurumlar Ülkemizde patent değerlemesi kullanım alanları kısıtlı ve buna bağlı olarak patent değerlemesi yapan kurumlar gelişmiş ülkelere göre hem sayı hem de kapasite açısından yetersiz kalmaktadır. Marka gibi maddi olmayan varlıkların değerlemesini yapan, henüz patent değerlemesi yapmamış bazı yabancı ortaklı danışmanlık şirketleri bulunmakla birlikte, yukarıda anlatılan yabancı ülkelerdeki örnekleri gibi değerleme hizmetinde uzmanlaşmış özel aracı kurumlara rastlanamamıştır. Ülkemizde teknoloji alıcı ve satıcılarını buluşturan yapılara verilebilecek örnekler bulunmakta, ancak buralarda da patent değerleme hizmeti sunulmamaktadır. Bu yapılara örnek olarak Avrupa Birliği Altıncı Çerçeve Programı bünyesinde ODTÜ-Teknokent koordinatörlüğünde KOSGEB ve ASO tarafından oluşturulan bir konsorsiyum tarafından yürütülmekte olan IRC-Anatolia265 projesi ile Türk Patent Enstitüsü bünyesinde faaliyete geçen web sitesi266 verilebilir. Üniversitelerimizin bünyesinde yeni yeni kurulmaya başlanan teknoloji transfer ofislerine267 verilebilecek ilk örneklerden biri olan ve Sabancı Üniversitesi tarafından Gebze Organize Sanayi Bölgesi Teknoparkı bünyesinde kurulan İnovent Fikri Mülkiyet Hakları, Yönetim, Ticaret ve Yatırım A. Ş.268, ülkemizde patent değerlemesi yapan kurumlardan biridir. Sabancı Üniversitesi bünyesindeki proje ofisiyle koordinasyon içinde çalışan ve ofis bünyesinde belli bir noktaya varan projelerin ticarileştirme sürecini yöneten İnovent, patent değerleme analizlerini ortağı olunan şirketin satışı ya da patentli/patentlenebilir teknolojisinin lisans vb. işlemlere konu olduğu aşamada, görüşme öncesi fiyat belirleme amacıyla gerçekleştirmektedir. Değerlemelerde olasılık ağacı metotlarını uygulayan şirket, değerlemede 265 Bakınız: Yenilikçilik Aktarım Merkezleri (IRCs-Innovation Relay Centres)(www.ircanatolia.org.tr) 266 www.bulusalim.tpe.gov.tr 267 Türk Patent Enstitüsü’nün Avrupa Patent Ofisi ile yürüteceği 2008-2010 Ulusal Eylem Planı projelerinden biri olan Gazi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi projesi için bakınız: (http://www.gazihaber.gazi.edu.tr/index.php?menu=view&BIK=337) (http://www.tpe.gov.tr/portal/default2.jsp?sayfa=703&haber=504) 268 www.inovent.com.tr 112 kullanılan varsayımlar için patentle ilgili gerçekleşen maliyetlerin yanında, akademi ve iş dünyasındaki bağlantılarından elde ettiği verileri kullanmaktadır. Bunun dışında, TTO olarak ele alınabilecek Teknopark A. Ş. bünyesindeki ODTÜ-Teknokent ile Ankara Üniversitesi İleri Teknoloji Yatırımları A.Ş.’nde yürütülen teknoloji transfer faaliyetlerinde patent değerlemesi yapılmamaktadır. 3.3. GENEL DEĞERLENDİRME Tezin bu kısmında 2. bölümde anlatılan değerleme metotlarının yukarıda anlatılan kullanım alanları ile ilişkisi, ülkemizdeki patent değerleme uygulamalarının yetersizliği ve nedenleri ile yapılması gerekenler anlatılacaktır. Değerleme amacı, değerlemeyle elde edilen sonuç üzerinde doğrudan etkisi olan bir faktördür. Bu nedenle, farklı uygulama alanlarında kullanılması gereken metotların farklı olması doğaldır. Patent değerlemelerinde mümkün olduğu taktirde, birden fazla metodun kullanılması tavsiye edilmekle birlikte, her bir metodun uygun olduğu bazı uygulama alanlarından bahsetmek mümkündür. Örneğin, muhasebe ve vergi amaçlı uygulamalar gibi, farklı amaçlara sahip tarafların bulunduğu durumlarda varsayımlardan uzak, açık prosedürleri kullanan maliyet metotları; değerlemelerin tarafların gönüllü istekleriyle gerçekleştirildiği ve sahip olunan patentle elde edilmesi muhtemel gelir beklentisinin olduğu teknoloji transferi, finansman temini gibi durumlarda gelir metotları ve performans analizleri, kaynak tahsisi vb. şirket içi yönetim kararları için de pazar metotları uygun olmaktadır. Bunun dışında, patentlerle ilgili yönetim kararlarındaki esnekliklerin dikkate alınmasını gerektiren yüksek miktarlı ve uzun dönemli yatırımların söz konusu olduğu durumlarda da gelişmiş değerleme metotlarının kullanılması uygun olmaktadır. Tablo 3.1’de 113 temel patent değerleme metotları ile bazı kullanım alanlarının karşılaştırması yer almaktadır.269 Kaynak: Watanabe, 2002 Tablo 3.1: Patent Değerleme Metotları ve Bazı Kullanım Alanlarının Karşılaştırması Üçüncü bölümde patent değerlemelerinin kullanım alanlarıyla ilgili verilen örneklerden de görülebileceği gibi, ülkemiz patent değerleme uygulamaları bakımından gelişmiş ülkelerin çok gerisinde bulunmaktadır. Patent değerlemesi ve uygulama alanlarındaki yetersizliğimizin başlıca nedeni, ülke olarak patent bilinci konusundaki ve dolayısıyla patent başvuru sayısındaki yetersizliğimizdir. Son yıllarda patent başvuru sayılarında dünya geneli ortalamalarının çok üzerinde gerçekleşen artışlar ve bilinçlendirme konusunda atılan olumlu adımlar, patent değerlemesi önündeki söz konusu engellerin kısa bir süre içinde aşılması konusunda umut vermektedir. Patent bilinci ve başvuru sayılarındaki artış sayesinde, diğer bir önemli problem olan patent kullanımının azlığı konusunda da gelişme yaşanacaktır. 269 EPO, BMWA, OECD; a.g.e., s. 18 114 Bu nedenle, ülkemizde patent değerlemesi konusunda yaşanan yetersizliğin yapılacak bazı yasal düzenlemeler ve oluşturulacak altyapı ile giderileceği düşünülmektedir. Ülkemizde gelişmiş ülkelerdekine benzer uygulamaların olmadığı, patent teminatı ile banka kredisi, patent sigortası, muhasebe/vergi uygulamaları, patent bağışıyla vergi indirimi gibi konular yanında, benzer ancak yetersiz olan uygulamaların bulunduğu, risk sermayesi, transfer fiyatlama uygulamaları, halka açık firmaların denetimi, mahkeme kararları gibi konular da bulunmaktadır. Benzer uygulamaların bulunmadığı konularda mevzuatta yapılacak düzenlemeler ile benzer fakat yetersiz olan uygulamaların bulunduğu konularda etkinliği sağlayıcı altyapı çalışmalarına ihtiyaç bulunmaktadır. 3.3.1. Patent Değerlemeleri İçin Yasal Düzenleme Çalışmaları AB Komisyonu’nun yenilikçi KOBİlere finansman kaynağı sağlanması konusunda yaşanan sorunları tespit etmek için oluşturduğu uzmanlar grubunun ve çalıştayların270 da konusu olan “fikir varlıklarının sağlanacak finansmanın teminatı olarak kabul edilmesi” meselesinin, ülkemizde de bir an önce gündeme gelmesi gerekmektedir. Ülkemizdeki yenilikçi birçok KOBİnin ve üniversitelerimizin bünyesinde yeni yeni oluşmaya başlayan Teknoloji Transfer Ofisleri ile kurulacak teknoloji temelli yeni firmaların önemli bir finansman kaynağı olacak böyle bir sistem için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Yapılacak yasal düzenlemede, bazı gelişmiş ülkelerdekine benzer şekilde, patentler için teminat kredisi sağlama şartı olarak değerleme hizmeti sunan bağımsız şirketlerce sistematik patent değerlemeleri yapılmasının getirilmesi ile sistemin sağlıklı çalışması sağlanabilecektir. 270 http://www.capital.com.tr/haber.aspx?HBR_KOD=4297 115 2007 yılından itibaren Avrupa Birliği ülkelerindeki bankalar tarafından uygulanmaya başlanan, banka ve finans kuruluşlarında sermaye yeterliliği hesaplamasında ve risk yönetimi stratejilerinde çok önemli yenilikler getiren Basel II Türkiye’de de bankacılık ve finans kesiminin en önemli gündem maddelerinden biri olacaktır. Bu kapsamda, gerek bankaların kredi müşterilerini değerlendirmek için kuracakları derecelendirme sistemleri, gerekse kredi alacak şirketlerin birçok alanda bankalara sunmaları gerekecek daha detaylı bilgiler açısından da patent değerlemeleri önemli bir yere sahip olacaktır. Bankalar ve risk sermayesi şirketleri dışında ulusal inovasyon sistemimizdeki diğer finansman kaynakları olan TÜBİTAK, TTGV, KOSGEB ile Dış Ticaret ve Hazine Müsteşarlıkları gibi kurum ve kuruluşlar271 tarafından verilen desteklerde de patent değerleme analizleri kullanılmamaktadır. Bu kurum ve kuruluşların, patentli/patentlenebilir teknolojiler söz konusu olduğunda, mevcut proje kabul kriterleri yanında, sistematik patent değerleme metotlarlarıyla oluşturulmuş değerleme raporlarını da kullanmalarının yararlı olacağı düşünülmektedir. Bu sayede, zaman içinde, mevcut sistemde birçok farklı kurum tarafından verilmekte olan destekler için ortak standartların oluşması yönünde gelişme sağlanmış olacaktır. Patentle ilgili gelir ve yatırımların korunmasını, risklerden dolayı yaşanan değer düşüklüklerinden kurtulmayı ve finansman teminini kolaylaştırmayı sağlayacak patent sigortalama sisteminin ülkemizde bir an önce uygulamaya konması gerekmektedir. Amerikan Finansal Muhasebe Standartları Kurulu 2001 yılında SFAS 141 nolu kanunla, sözleşme ya da diğer yasal yollarla elde edilmeleri veya elde edilen bir varlıktan ayırt edilebilir olmaları halinde, gayri maddi varlıkların 271 Ayrıca, Sanayi Bakanlığı da 2008 yılı Hükümet programında “AR-GE ve Yenilikçiliğin Geliştirilmesi” başlığı altında yer alan 2.4 Nolu tedbir ile ilgili olarak AR-GE ürünlerine yatırım desteği vermeyi planlamaktadır. Bu kapsamda, teknoloji geliştirme projelerinin sonuçlarının ürüne dönüştürülmesi, fikri ve sınai haklarının korunması ve pazarlanması için geliştirilecek destek mekanizmaları oluşturulacaktır. 116 kaydının şerefiyeden ayrı yapılması zorunluluğu getirmiştir. Uluslararası muhasebe standartlarına göre patentlerin bilançolara kayıt uygulamaları ile benzer uygulamaların bulunduğu ülkemizde de, patent değerlemeleriyle ilgili muhasebe uygulamalarında dünyada yaşanmaya başlanan söz konusu gelişmelere paralel olarak, şirket birleşme ve devralmaları ile patent lisans ve devirlerinde patent değerlemelerinin kullanılması zorunluluğunun getirilmesi gerekmektedir. Daha ziyade geniş patent portföylerine sahip şirketleri ilgilendirmekle birlikte, patent başvurularının artmaya başlamasıyla kullanılmayan patentlerinin de artması muhtemel şirketlerimiz ve patentlerini ticarileştiremeyerek sonraki başvurular için isteği azalan küçük bütçeli firmalarımız için teşvik edici bir uygulama olacağı düşünülen patent bağışlarına vergi indiriminin de bir an önce uygulanması gerekmektedir. 3.3.2. Patent Değerlemeleri İçin Altyapı Çalışmaları Ülkemizde mevcut uygulamaların olmadığı yukarıda bahsedilen alanların dışında, yasal ya da yapısal olarak değerleme yapmanın mümkün olduğu, ancak değerlemelere temel teşkil edecek veri azlığından etkin değerlemelerin yapılamadığı alanlar da mevcuttur. Hukuki altyapı yetersiz olmakla beraber risk sermayesi şirketi kurulabilir yapıda olan ülkemizde, iş ve ticaret kanun ve yönetmeliklerinde yapılacak bazı düzenlemelerle daha etkin bir yapı kurmak mümkündür. Son yıllarda ülkemizdeki düşük faizli ekonomik ortam sayesinde, yeni gelişmekte olan ve fikri mülkiyete dayalı haklar sayesinde tekel yaratarak yüksek kar sağlamanın mümkün olduğu alanlara yatırım yapmaya eskiye nazaran daha hevesli olan risk sermayedarlarına272 patent değerlemeleriyle daha güvenli yatırım imkanı sağlamak mümkündür. Ülkemizde bazı risk sermayesi şirketleri mevcut olup, 272 Görgün, S., Boyacıgiller, Z.; “Fikri Olup Parası Olmayanlarla, Parlak Fikirlere Yatırım Yapmak İsteyenler İçin Girişim Sermayesi”, 15 Ekim 2007 117 yatırım için analiz ettikleri firmalardaki patentli/patentlenebilir teknolojiler için herhangi bir nitel ya da nicel değerleme yapmamaktadırlar. Halbuki, söz konusunun gelecek vadeden bir teknoloji olduğu durumlarda dikkat edilmesi gereken husus, şirketin kağıt üzerindeki değerinden çok, bu teknolojinin vaat ettiği fırsatlar olmalıdır. Dolayısıyla, patentli/patentlenebilir teknolojileri içeren projelerin analizlerinde, bu teknolojilerin nitel ve nicel analizlerinin yapıldığı değerleme metotlarının kullanılması gerekmektedir. Farklı proje kabul kriterlerine sahip risk sermayesi finansörlerinin, yatırım yapmayı düşündükleri patentli teknolojiye sahip firmaları analiz ederken, patent değerleme metotlarını sistematik olarak kullanmaları, hızlı yatırım kararlarının alınması için de yararlı olacaktır. Transfer fiyatlaması ve halka açık firmaların denetimi konularında, ulusal yasal düzenlemeler değerlemelerinin ve uluslararası mümkün olduğu standartlar ülkemizde sayesinde gerçekleşmiş bir patent örnek uygulamaya rastlanmamıştır. 551 Sayılı KHK’nın 140 ıncı maddesi 2. fıkrasında patentlerle ilgili tazminat kararlarında kullanılacak üç değerleme usulü belirtilmiş olmakla birlikte, bu usullerin ne şekilde uygulanacaklarına dair genel bir format bulunmamaktadır. Patent değerlemelerinin etkin hale gelmesi değerlemelere temel teşkil edecek sağlıklı verilerin sağlanmasıyla mümkün olacaktır.273 Bu nedenle, tezin bu kısmında patent değerlemeleri için hayati öneme sahip olan sağlıklı veri temini konusu üzerinde durularak bu konuda yapılması gerekenler anlatılacaktır. Artan teknoloji transferleri ile birlikte teknoloji pazarları oluşmakta, değerlemelerin önemli rol oynadığı söz konusu işlemlerde standardizasyon 273 Değerleme sürecinin en kritik öneme sahip aşamalarından biri veri toplama işlemidir. Değerlemede kullanılacak metodun tespiti bile toplanacak bilginin miktarı ve kalitesine bağlıdır. 118 ihtiyacı artmaktadır. Zira teknoloji transferi anlaşmalarının başarısızlıkla sonuçlanmasının274 altında yatan önemli nedenlerden biri, piyasada gerçekleşen işlemlerle ilgili bilgilerin açıklanmamasından kaynaklanan standart eksikliğidir. Japon firmalarının patent değerlemeleri ile ilgili yaşadıkları zorlukların araştırıldığı JIII tarafından düzenlenen 2003 tarihli bir ankette, cevap verenlerin önemli bir kısmı (%28,1) en büyük zorluk olarak muhtemel lisans alıcı bilgilerinin azlığını göstermişlerdir.275 Lisans anlaşmaları ile ilgili bilgilerden sadece biri olan bu konudaki bilgi azlığının bile önemli bir sorun olarak görülmesi, lisans işlemleriyle ilgili bilgi temininin önemini göstermektedir. Teknoloji transferi anlaşmalarının çoğu gizli tutulan özel anlaşmalardır. Bu nedenle, hak sahipleri genelde lisans vb. işlem bilgilerini açıklamamaktadırlar. Lisans gelirlerinin açıklanması yatırımcıların ilgisini çekmesine rağmen, hala birçok firma (anlaşma yapanların %50’si) lisans bilgilerini açıklamak istememektedir.276 Teknoloji transferleriyle ilgili işlemlerin açıklanmasını sağlayıcı yollardan biri yasal zorunluluk getirmektir. Bazı patent kanunları lisans anlaşmalarının resmi organlara (patent ofislerine) kaydını zorunlu tutmaktadır. Birçok OECD ülkesindeki lisans gelirlerinin yayınlanması zorunluluğu da daha çok ülkeler arası işlemler için geçerli olup, bu yayınlardaki bilgiler de toplu haldeki lisans anlaşması bilgileridir.277 Patentleriyle ilgili gerçekleşen işlem bilgilerini açıklayan hak sahipleri için bazı teşvik edici uygulamalar da veri temini yollarından biridir. Teşvik edici 274 LES (Licensing Executives Society) tarafından 230 şirket ile gerçekleştirilen bir ankete göre, 100 lisanslanabilir teknolojinin sadece %25’i için potansiyel lisans alıcısı bulunmuştur. Bunların da %6-7’lik kısmı ile görüşme ve %3-4’lük kısmı ile de nihai anlaşma gerçekleşmiştir. (Cookburn, I.; EPO, BMWA, OECD; 30 June-1 July 2005) 275 EPO, BMWA, OECD; a.g.e., 30 June-1 July 2005, s. 12 276 Gu, F., Lev, B.; “The Information Content of Royalty Income”, Accounting Horizons, March 2004, s. 1-12 277 EPO, BMWA, OECD; a.g.e., s. 20 119 çalışmalardan birine örnek olarak bazı yabancı patent ofislerinin patentlerini lisanslayan hak sahiplerine yenileme ücretlerinde sağladıkları indirim uygulamaları gösterilebilir.278 Patent değerlemeleri için altyapı sağlayacak önemli bir veri temini yöntemi de hak sahipleriyle yapılan anket çalışmalarıdır. Anketler, cevap verenlerin durumu (yanlılık vb.) ve işlenmemiş veri (doğru bilgilere dayanıp dayanmadığı, yeterli detayın bulunmaması) olmaları nedeniyle sınırlı bir kullanıma sahip olmakla birlikte, önemli bilgiler de sağlamaktadır. Yabancı ülkelerdeki örnekleri içinde lisans anlaşmaları ile ilgili birçok anket mevcuttur. Lisans işlemlerinin çok farklı bileşenleri için yapılan anket çalışmaları içinde de telif oranları ile ilgili olanları çoğunluktadır. Lisans anlaşmalarında gerçekleşen değerlerin üzerinde belirleyici olan birçok faktör bulunduğundan, sadece telif oranlarıyla ilgili anketler çok sağlıklı bir veri kaynağı olmamaktadır. Telif ödeme şekilleri, lisans şekli (inhisari, karşılıklı vb.), diğer anlaşmaları içermesi vb. bilgileri de ihtiva eden anketlere ihtiyaç duyulmaktadır.279 Bu konuda yapılan başarılı çalışmalardan biri, Avrupa Komisyonu’nun bir projesi olarak, Avrupa patentlerinin değerleri, ekonomik kullanımları, patentleme gerekçeleri, yeni şirket kurmada patentin önemi ve bilgi akışı gibi konularda ülke, teknoloji alanı ve başvuru sahibi türleri bazında veri sağlamak amacıyla oluşturulan PATVAL-EU veritabanıdır.280 Söz konusu veritabanı, Mayıs 2003 ile Ocak 2004 tarihleri arasında gerçekleştirilen bir anket çalışmasıyla, 1993-1997 yılları arasında Avrupa’nın 6 büyük ülkesinden (Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda ve İspanya) rüçhan gösterilerek yapılan yaklaşık 9017 Avrupa Patenti esas alınarak oluşturulmuştur. Çalışmaya konu patent başvurularının ülkelere göre dağılımı 278 Almanya, Fransa ve İngiltere Patent Ofisleri, patentleri için inhisari olmayan lisans veren hak sahiplerine yenileme ücretlerinde %40-50 civarında indirim uygulamaktadır. (EPO, BMWA, OECD; a.g.e., 30 June-1 July 2005, s. 23) 279 Razgaitis, R.; a.g.e., 2003, s. 66-74 280 European Commission, Directorate-General for Internal Market; a.g.e., May 9 2005, s. 24-25 120 (Almanya 3346, İngiltere 1542, Fransa 1486, İtalya 1250, Hollanda 1124 ve İspanya 269), ülkelerin nüfus büyüklüklerine göre belirlenmiştir. Bu çalışma sayesinde Avrupa Patentleri ile ilgili bazı önemli bilgiler elde edilmiştir. Bunların arasında, buluş sahibi karakteristikleri (yaş, eğitim ve iş deneyimi arka planları, (araştırma çalışmalar), çalıştıkları süreçlerinde patent kurumlar), kullanılan kullanım yenilikçi bilgi sürecin kaynakları, karakteristikleri karakteristikleri oluşturulan (lisanslama vb. ortak sratejik uygulamalar) sayılabilir. Bu çalışmayla elde edilen bilgiler sayesinde, yenilikçi süreçlerin analizi kolaylaşmış, uygulanacak politikalar için sağlam bilgiler elde edilmiştir. Lisans uygulamaları ile ilgili Japonya’da yapılan bir diğer çalışma da Japon Patent Ofisi tarafından yıllık olarak düzenlenen bir ankettir. Bu ankette başvuru sahiplerine patent kullanım şekilleri, lisanslanan patentlerinden elde ettikleri gelirler ve tecavüz davaları ile ilgili bilgiler sorulmaktadır.281 Anketlerle ilgili diğer bazı çalışmalara örnek olarak McGavock, Haas ve Patin282 ile Degnan ve Horton283 tarafından gerçekleştirilenler gösterilebilir. Halka açık şirketlerin raporları, geçmiş finansal raporlar (bilançolar), bütçeler, uzman görüşleri, mülakatlar284, proje yönetim kararları, fiyat listeleri, alım maliyeti ya da tahmini geliştirme maliyetleri, alım tarihi ya da geliştirme zaman aralığı, pazar potansiyeli, mevcut rakip teknolojiler, sektör raporları/yayınları, yayınlanmış anlaşmalar, sektör dernek ve odaları, mahkeme kararları, aracı kurumlar vb. patent değerlemelerinde alınacak kararları destekleyici her tür bilgi kaynağına da sıklıkla başvurulmaktadır. 281 EPO, BMWA, OECD; a.g.e., 30 June-1 July 2005, s. 10 McGavock, D, Haas, D., Patin, M.; “Factors Affecting Royalty Rates”, les Nouvelles, June 1992, s. 107 283 Degnan, S., Horton, C.; “A Survey of Licensed Royalties”, les Nouvelles, June 1997, s. 91 284 Değerlemesi yapılan patentin ilgili olduğu alanda deneyimli şirket yöneticileriyle yapılan mülakatlar da değerlemeler için önemli bilgilerin elde edilebileceği bir yoldur. Mülakatlarla, patentli teknolojinin ekonomik ve ticarileşme potansiyeli, benzer teknolojileri geliştiren rakipler ve pazar payları, pazara girişler ile ilgili engeller ve teknoloji geliştirme maliyetleri ile patentin ticari ömrü gibi konularda bilgi edinmek mümkündür. 282 121 Yukarıda anlatılan kaynaklardaki ham bilgileri düzenleyerek analizler için kullanılır hale getiren veritabanları, bilimsel makale, kitap285 vb. çalışmalar da patent değerlemeleri için önemli diğer kaynaklardır. Bu tür kaynaklara özellikle ABD’den çok sayıda örnek vermek mümkündür. Çoğunlukla üye esaslı ya da ücret karşılığı hizmet sunan veritabanlarına örnek olarak RoyaltySource286 ve RoyaltyStat287 web tabanlı veritabanları gösterilebilir. Bilimsel çalışmalara örnek olarak da Anand ve Khanna tarafından 2000 yılında SDC stratejik ortaklık veritabanından yararlanılarak, taraflar arasındaki ilişkinin analizi (ne kadar lisansın yakın ilişkili şirketler arasında gerçekleştiği vb.), lisans anlaşmalarının sektörel dağılımı ve kapsamlarının sektörlere göre gösterdiği özelliklerin (lisans çeşitleri, kullanım alanı, coğrafi sınırlama, anlaşma uzunluğu vb.) analiz edildiği çalışma gösterilebilir. 3.3.2.1. Ülkemizde Patent Değerlemeleri için Altyapı Çalışmaları Ülkemizde patentlerle ilgili gerçekleşen devir ve lisans işlemlerinin Türk Patent Enstitüsü Patent Siciline kaydettirilmesine yönelik bir zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak, gerçekleşen işlem Patent Siciline kaydedilmediği taktirde, bu işlemle ilgili üçüncü kişilere karşı hak iddiası mümkün olmamaktadır.288 Bu nedenle, Enstitü siciline kayıtlı olanlar dışında piyasada gerçekleşmiş işlemlerin bulunması mümkün olmakla birlikte, bu tür işlem sayısının fazla olmayacağı düşünülmektedir. Patent Siciline kaydedilmeyen söz konusu muhtemel işlemlerin kaydının sağlanması için hak sahiplerini teşvik edici uygulamalar bulunmamaktadır. Patentleriyle ilgili işlemleri Patent Siciline kaydettiren hak sahiplerine, yıllık ücretlerde sağlanacak indirim uygulamasının kayıtlı işlem sayısını arttıracağı düşünülmektedir. Buna ek olarak, işlem kayıtlarının Enstitü tarafından 285 Telif oranlarıyla ilgili bazı kitaplar için bakınız: www.ipresearch.com Lisans anlaşmalarını içeren bu bir veritabanda, belli bir ücret karşılığında, ilgili teknoloji, endütri, SIC kodu, sektördeki oyuncularla ilgili bilgiler ve anahtar kelimeler vb. veriler girilerek aratma yapılabilmektedir. 287 SEC Edgar Arşivi’nden derlenen, içerisinde telif oranları ve lisans anlaşmaları ile ilgili bilgilerin yer aldığı üye esaslı bir veritabanıdır. Bu veritabanı ile karşılaştırmalı telif oranları elde edilebilmektedir. 288 551 Sayılı KHK’nın 92 nci ve Yönetmeliğin 46 ncı maddesi için bakınız: www.tpe.gov.tr 286 122 bedelsiz olarak ya da çok cüzi bir bedel karşılığında gerçekleştirilmesinin de sicile kayıtları artıracağı düşünülmektedir. İşlemlerin sicile kaydı için belli bir ücretin alınması halinde, hak sahiplerine, söz konusu işlemlerini tek bir ücret karşılığında istedikleri sayıda patentleri için kaydettirme hakkının tanınması da sicile kayıtlı işlem sayısının artmasını sağlayacaktır. 289 Patent Siciline kayıtlı işlem bilgisi sayısından daha önemli bir diğer husus ise, hak sahiplerinin izni olmaksızın bu bilgilerin değerlemeler için kullanılamaması meselesidir. Söz konusu işlem bilgilerinin Enstitü siciline kaydettirilmesi bu bilgilerin değerlemelerde kullanılabilmesi anlamına gelmemektedir. Teknoloji transferi anlaşmaları genelde gizli tutulan özel anlaşmalar olduğundan, hak sahiplerinin sicile kayıtlı bilgilerin kullanılması ve paylaşılmasını istememe ihtimali yüksek olacaktır. Bu nedenle, değerlemeler için kullanılabilecek veriler, kaydedilen bilgilerinin kullanılmasını kabul eden hak sahiplerinin işlem bilgileri ile sınırlı kalacaktır. Bu noktada, hak sahiplerini işlem bilgilerini kullanıma açma konusunda ikna etmek için ücret indirimi ya da muafiyetlerinden daha büyük teşviklerin uygulanması gerekecektir. Sicile kayıtlı bilgilerinin kullanılmasına izin veren hak sahiplerine verilebilecek en uygun teşviğin, ilgili işlemde gerçekleşen bedel üzerinden alınan vergilerle ilgili olacağı düşünülmektedir. Bu bedeller üzerinden alınacak verginin kaldırılması ya da çok cüzi bir orana çekilmesi, kayıtlı işlem bilgileriyle ilgili bir diğer problem olan, gerçeğe uygun olmayan işlem bedeli bildirimi konusuna çözüm olacaktır. 551 Sayılı KHK’nın 90 ıncı maddesi, sözleşmelerde lisansın/devrin bir bedel karşılığında veya bedelsiz olarak yapıldığının belirtilmesi gerektiği hükmüne amir olduğundan, sicile kayıt işlemi için gönderilen sözleşmelerde, bir telif miktarı belirtilmekte ya da bedelsiz gerçekleştiği ifade edilmektedir. Söz konusu işlemlerle elde edilen gelirler üzerindeki vergi yükleri (kurumlar ya da gelir vergisi, KDV, geçici vergiler vb.), işlemde gerçekleşen bedele göre artan noter harçları gibi nedenlerle, Enstitüye bildirilen sözleşmelerin çoğunun çok düşük bedellerle 289 Mevcut uygulamada, birden fazla patentini lisans veren veya devreden hak sahibi, her bir işlemin sicile kaydı için ayrı ödemeler yapmak zorundadır. 123 ya da bedelsiz gerçekleştiği görülmektedir. Ülkemizdeki teknoloji pazarı hakkında doğru bilgi edinebilmek için lisans/devir sözleşmelerinde gerçek telif miktarlarının açıklanması gerekmektedir. T.C. Maliye Bakanlığı’nın 2004 yılı Ağustos ayında patent yıllık ücretlerinin harçları için gerçekleştirdiği güncelleme (harç miktarlarını düşürme) çalışmasına benzer şekilde, patent lisans/devir gelirlerinden alınacak vergiler konusunda da bir düzenlemeye gitmesi halinde, sözleşmelerde gerçeği yansıtan telif miktarlarının açıklanması sağlanacaktır. Söz konusu düzenleme ile vergi indirimi/muafiyeti kapsamına girecek işlemler için, sözleşmelerdeki miktarların sorumlu bir yasal organ tarafından kontrolü ile de uygulanacak sistemin kötüye kullanılmasının (olduğundan çok yüksek işlem bedellerinin açıklanması) önüne geçmek mümkün olacaktır. Patent değerlemeleri için veri sağlayacak diğer bir önemli çalışma da, ülkemizdeki lisanslanması muhtemel patentlerle ilgilidir. Hak sahipleri, Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı’nın aylık Resmi Patent Bülteni’nde sahip oldukları patentlerle ilgili lisans verme tekliflerini (Lisans Verme Tekliflerinin Yayınlanması Talebi) yayımlatabilmektedirler.290 Hak sahiplerinin patentlerine müşteri bulmak için tercih ettikleri yollardan biri olan bu uygulama ile, Türkiye’de lisansa konu olması muhtemel patentler hakkında bilgi edinmek mümkün olmaktadır. Lisans ve devir işlemlerinin Patent Siciline kaydında olduğu gibi, patentlerini lisans vermek isteyen tüm hak sahiplerinin Enstitü bültenini kullanmasını sağlamak için, Enstitü tarafından bu hizmet için alınan “Lisans Verme Teklifi” ücretinin kaldırılması gerekmektedir. Yukarıda örnekleri verilen yabancı ülkelerdeki anket çalışmalarına benzer çalışmalara ülkemizde de ihtiyaç vardır. Türk Patent Enstitüsü Patent Sicili’ne kayıtlı geçerli patent başvuru ve belgelerinin (örneğin, yukarıda anlatılan lisans verme teklifinde bulunanlar) üzerinden gerçekleştirilecek anketler sayesinde, patent değerlemelerine temel teşkil edecek önemli bilgilerin elde edileceği düşünülmektedir. 290 551 Sayılı KHK’nın 94 üncü ve Yönetmeliğin 36 ncı maddeleri için bakınız: www.tpe.gov.tr 124 Ülkemizdeki patentlerin kullanımları ile ilgili elde edilecek veriler de patent değerlemeleri için önemli bir bilgi kaynağı olacaktır. 551 Sayılı KHK’nın 96-98 inci ve Yönetmeliğin 39-40 ıncı maddeleri hükmü uyarınca, hak sahipleri patentlerini patentin verildiğine ilişkin ilanın ilgili bültende yayınlandığı tarihten itibaren üç yıl içinde kullanmak ve bu kullanımı Enstitü’ye ispat etmek zorundadırlar. Ancak, TPE uygulamada hak sahiplerinin bu yükümlülüklerini yerine getirip getirmedikleriyle ilgili bir kontrol yapılmamaktadır. Mevcut durumda söz konusu kullanma bildirimini, patenti kullanmadıkları için zorunlu lisansa konu olmak istemeyen sınırlı sayıda hak sahibi yapmakta, patentlerin çok büyük kısmı için bu bildirim yapılmamaktadır. Konuyla ilgili KHK ve Yönetmelik maddelerinin tüm patentler için uygulanmasını sağlayarak, ülkemizdeki patentlerin kullanım bilgilerine dair çok önemli bir veri elde etmek mümkün olacaktır. Ayrıca, patent değeri için dolaylı göstergelerin anlatıldığı bölümde değinilen istem sayısı, tarifname genişliği, patent ailesi, alınan ve verilen atıf sayıları gibi değer göstergeleri için de bir çalışma yapılması gerekmektedir. Ülkemizde geçerli patentlerin söz konusu göstergelerle ilgili verilerinin derlenerek patent değerlemeleri için kullanılabilir hale getirilmesiyle değerlemeler için önemli bir veri kaynağı sağlanmış olacaktır. TPE tarafından yapılacak yukarıda örnekleri verilen veri temini çalışmaları ve kamu (ekonomiyle ilgili resmi istatistikler, mahkeme kararları vb.) ve özel sektörden (bilançolar, maliyetler vb.) ilgili tarafların yapacakları çalışmalar ya da sağlayacakları verilerle oluşturulacak bir veritabanı ülkemizde patent değerlemesi bilincinin oluşması ve uygulamaların yaygınlaşmasında hayati bir rol oynayacaktır. Oluşturulacak veritabanı, yabancı ülkelerden bazı örnekleri verilen değerleme programlarına benzer yazılımların ülkemizde de geliştirilmesi için zemin hazırlayacaktır. Bunun dışında, söz konusu veritabanı, içerisindeki bilgilerden yararlanılarak üretilecek kitap, makale, rapor vb. çalışmalar için de önemli bir kaynak oluşturacaktır. 125 SONUÇ Bilgi temelli günümüz ekonomisinde gayri maddi varlıklar şirketler için maddi varlıklara göre daha önemli hale gelmiştir. Geçmişte şirket değerlerinin önemli bir kısmı maddi varlıklara dayanırken, günümüzde bu durum tersine dönmüştür. Süreç içerisinde, özellikle 90’lı yıllardan sonra maddi olmayan varlıklar içinde önemli bir yere sahip olan patentlere olan ilgide gözle görülür bir artışın yaşandığı gözlenmektedir. Başlangıçta artan bu ilgide patentin tekel işlevinin etkisi olduğu söylenebilir. Ancak, zaman içinde patentlerin önemli bir yatırım aracı haline geldiği ve çok farklı uygulamalara konu olduğu görülmektedir. Patentlerin kullanım şekillerindeki söz konusu değişim, patentlerin ekonomik değerlerinin belirlenmesi ihtiyacını doğurmuştur. Maddi varlıklara göre değer tespitinin çok daha zor olduğu patentler için birçok değerleme metodu geliştirilmiştir. Söz konusu değerleme metotları ve bunların farklı kullanım alanlarına dünyadan ve ülkemizden örneklerin verildiği bu çalışmada, ilk olarak patent değeriyle ilgili bazı temel kavramlar ile değerlerleme metotları üzerinde durulmuştur. Ardından, ülkemizin söz konusu metotlar ve kullanım alanları konusunda gelişmiş ülkelere göre bulunduğu yerin tespit edilmesi adına yazılı literatür ve bilgi kaynakları taranmıştır. Yapılan inceleme neticesinde, ülkemizin gerek patent değerlemesi kullanım alanları gerekse değerleme yapan kurumlar bazında çok yetersiz kaldığı tespit edilmiştir. Bu durumun temel nedeninin ülkemizdeki patent bilincinin azlığı ile patent başvuru sayılarındaki yetersizlik olduğu yargısına varılmıştır. Patent bilinci ve başvuru sayısı konularında son yıllarda ülkemizde yaşanan olumlu gelişmelere bakıldığında, söz konusu yetersizliklerin ilerleyen yıllarda problem olmaktan çıkacağı düşünülmektedir. Patent değerlemeleri ve uygulama alanlarıyla ilgili ülkemizde yaşanacak temel sorunun, patent bilinci ve sayısındaki artışa paralel olarak gündeme gelmesi beklenilen mevzuat ve altyapıdaki yetersizliklerle ilgili olacağı düşünülmektedir. Bu nedenle, patent 126 değerlemelerinin kullanım alanlarına yönelik bazı yasal düzenlemelerin yapılması ve değerlemelere temel teşkil edecek sağlıklı veri temini için çalışma başlatılması gerekmektedir. Ülkemizde patent teminatı ile banka kredisi, patent sigortası, muhasebe/vergi uygulamaları, patent bağışıyla vergi indirimi gibi mevcut sistemde yer almayan uygulamalar, yapılacak yasal düzenlemelerle hayata geçirilmeli ve bu uygulamalar için patent değerlemeleri zorunlu hale getirilmelidir. Örneğin, muhasebe uygulamalarında, şirket birleşme ve devralmaları ya da lisans ve devir yollarıyla dışarıdan elde edilen patentler için bilançolara şerefiyeden ayrı kayıt zorunluluğu getirilmeli, bu tür işlemlerde patent değerlemelerinin kullanılması zorunlu hale getirilmelidir. Ülkemizde risk sermayesi yatırım kararları, transfer fiyatlama uygulamaları, halka açık firmaların denetimi ve mahkeme kararları gibi patent değerlemelerinin mümkün olduğu, ancak bunun için gerekli altyapının yetersiz olması nedeniyle etkin değerleme çalışmalarının gerçekleşmediği alanlar da mevcuttur. Gerek söz konusu alanlardaki mevcut uygulamalarda gerekse yukarıda bahsedilen yasal düzenlemelerle hayata geçecek uygulamalarda yapılacak patent değerlemeleri için sağlıklı veri temininin hayati öneme sahip olduğu düşünülmektedir. Bu amaçla, başta TPE olmak üzere, kamu ve özel sektörden tüm ilgili taraflarca yapılacak çalışmalar ve sağlanacak bilgilerle geniş veritabanlarının oluşturulması gerektiği düşünülmektedir. Piyasada gerçekleşen lisans vb. işlem bilgilerinin Patent Siciline kaydını teşvik edici uygulamalar, sicile kayıtlı işlem bilgilerinin değerleme analizlerinde kullanılması konusunda hak sahiplerini ikna edici vergi muafiyeti/indirimi uygulamaları, Enstitüye yapılan lisans verme tekliflerinin sayısını artırmaya yönelik teşvik edici uygulamalar, Enstitüye yapılan kullanma/kullanmama talepleri üzerinden ülkemizdeki patentlerin kullanım bilgilerinin elde edilmesine yönelik çalışmalar, patent değer göstergeleriyle ilgili yapılacak çalışma ve patentlerle ilgili anket 127 çalışmaları vb. çalışmalarla oluşturulacak veritabanının yabancı ülkelerde örnekleri görülen değerleme yazılımlarının geliştirilmesi için kaynak oluşturacağı düşünülmektedir. Bu veritabanı üzerinden yapılacak kitap, makale vb. çalışmalarla ülkemizde patent değerlemesine yönelik yeni kaynakların da ortaya çıkacağı düşünülmektedir. Ülkemizde patent değerlemesi ve uygulamaları ile ilgili gerek akademik gerekse güncel uygulamalara ait literatürde kaynak sayısı çok kısıtlıdır. Bu nedenle, ülkemizde bu konuda yapılacak çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır. 128 KISALTMALAR AB : Avrupa Birliği ABD : Amerika Birleşik Devletleri AR-GE : Araştırma ve Geliştirme ASO : Ankara Sanayi Odası AUTM : The Association of University Technology Managers EPO : FASB : IFRS : IRCs : IRS : JIII : Japan Institute of Invention and Innovation KOBİ : Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme KOSGEB : Avrupa Patent Ofisi (European Patent Office) Amerikan Finansal Muhasebe Standartları Kurulu (Financial Accounting Standards Board) Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (International Financial Reporting Standards) Yenilikçilik Aktarım Merkezleri (Innovation Relay Centres) Internal Revenue Service (Dahili Gelir Servisi) Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı ODTÜ : Ortadoğu Teknik Üniversitesi PCT : SEC : U.S. Securities and Exchange Commission SPK : Sermaye Piyasası Kurulu TPE : Türk Patent Enstitüsü TLO : Teknoloji Lisanslama Ofisi Patent İşbirliği Sözleşmesi (Uluslararası Patent Başvuru Sistemi) 129 TTGV : Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı TTO : Teknoloji Transfer Ofisi TÜBİTAK : Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 130 KAYNAKÇA 1 Seri Numaralı Genel Tebliğ 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmelik Ablak, E.; “Fikri Olup Parası Olmayanlarla, Parlak Fikirlere Yatırım Yapmak İsteyenler İçin Girişim Sermayesi”, 15 Ekim 2007, www.bilgicagi.com Arora, A.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June - 1 July 2005, Berlin Barney, J.; “Comparative Patent Quality Analysis: A Statistical Approach for Rating and Valuing Patents”, Patent Ratings, LLC, 2001 Bloom, N., Reenen, J. V.; “Patents, Real Options and Firm Performance”, The Economic Journal, Volume 112 Issue 478 Page C97-C116, March 2002 Boer, F. P.; “The Valuation of Technology, Business and Financial Issues in R&D”, John Wiley & Sons, Inc., 1999 Bonturi, M.; “Creating Value from Intellectual Assets”, Policy Brief, February 2007, s. 1-8 Büktel, O.; “Opsiyonun büyüsü”, http://www.ntvmsnbc.com/news/34536.asp Carte, N.; “The Maximum Achievable Profit Method of Patent Valuation”, International Journal of Innovation and Technology Management, Vol. 2, No. 2 (2005), s. 135-151 Cookburn, I.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin Cromley, J. T.; “20 Steps for Pricing a Patent”, Journal of Accountancy, November 2004 Çelikkol, B.; “Transfer Pricing in Turkey”, Corporate Business Taxation Monthly, V. 6, No 11, August 2005, s. 33-38 Damodaran, A.; “Investment Valuation”, John Wiley & Sons, Inc., New York, 2002 131 Degnan, S., Horton, C.; “A Survey of Licensed Royalties”, les Nouvelles, June 1997 Dilek, A. N.; “Economics of the Patent System”, Bilkent Üniversitesi, Doktora Tezi, Ankara, Şubat 2000 EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation; Background and Issues”, 30 June - 1 July 2005, Berlin European Commission, Directorate-General for Internal Market; “Study on Evaluating the Knowledge Economy - What are Patents Actually Worth? The Value of Patents for Today’s Economy and Society”, May 9 2005, s. 1-127 Flignor P., Orozco D.; “Intangible Asset and Intellectual Property Valuation a Multidisciplinary Perspective”, IPthought, June 2006, s.1-17 Görgün, S., Boyacıgiller, Z.; “Fikri Olup Parası Olmayanlarla, Parlak Fikirlere Yatırım Yapmak İsteyenler İçin Girişim Sermayesi”, 15 Ekim 2007 Gu, F., Lev, B.; “The Information Content of Royalty Income”, Accounting Horizons, March 2004, s. 1-12 Gündüz, Z.; “2007 Biterken Transfer Fiyatlandırması Uygulaması”, 30 Kasım 2007, İstanbul Hall, B., Jaffe, A., Trajtenberg, M.; “The NBER Patent Citations File: Lessons, Insights and Methodological Tools”, NBER Publications, 2001 Hall, B. H., Jaffe, A., Trajtenberg, M.; "Market Value and Patent Citations", RAND Journal of Economics, The RAND Corporation, vol. 36(1), Spring 2005, s. 16-38 Harhoff, D., Reitzig, M.; "Determinants of Opposition Against EPO Patent Grants -The Case of Biotechnology And Pharmaceuticals", International Journal of Industrial Organization, Elsevier, vol. 22(4), April 2004, s. 443-480 Harhoff, D., Narin, F., Scherer, F. M., Vopel, K.; "Citation Frequency and The Value of Patented Inventions", The Review of Economics and Statistics, MIT Press, vol. 81(3), August 1999, s. 511-515, Harhoff, D., Scherer, F. M., Vopel, K.; "Citations, Family Size, Opposition and the Value of Patent Rights", Research Policy, Elsevier, vol. 32(8), September 2003, s. 1343-1363 132 Ildır, G.; “Alternatif Uyuşmazlık Çözümü: Medeni Yargıya Alternatif Yöntemler”, Seçkin Yayıncılık, Haziran 2003 Kaplan, R. S., Norton, D. P.; “Measuring the Strategic Readiness of Intangible Assets.”, Harvard Business Review, February 2004, s.52-63 Kaya, Y., “Marka Değerleme Yöntemleri ve Markaların Mali Tablolara Alınmalarının Etkileri”, Marmara Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2003 Kaya, Y.; “Marka Değerinin Ölçülmesinde Mali ve Hukuki Çerçeve”, Marka Değerinin Ölçülmesi Semineri, TÜSİAD, 7 Haziran 2006 Kidder, D., Mody, N.; “Are Patents Really Options”, les Nouvelles, December 2003, s.190-192 Köllner, M.; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June - 1 July 2005, Berlin Kurumlar Vergisi Kanunu Layton, R., Bloch, P.; “IP Donations: A Policy Review”, International Intellectual Property Institute, January 2004 Martin, D., Drews, D. C.; “Intellectual Property Valuation Techniques”, The Licensing Journal, October 2006, s. 15-21 McGavock, D, Haas, D., Patin, M.; “Factors Affecting Royalty Rates”, les Nouvelles, June 1992 Nielsen, P. E.; “Evaluating Patent Portfolios: A Danish Initiative”, World Patent Information Volume 26, Issue 2, June 2004, s. 143-148 OECD; “Transfer Pricing Guidelines for Multinational Enterprises and Tax Administrations” Omland, N.; “Innovation Support Training Programme Strategic Use of IP Information Module 4”, June 14, 2007, İsveç Parr, R. L.; “Royalty Rates for Tecnologies”, IPRA, Inc., Third Edition, 2003 Parr, R. L.; “Patent Valuation Using Relief From Royalty Method”, March/April 2006 9, 4 ABI/Inform Global, s. 4-13 ve 44-46 PriceWaterhouseCoopers; “Transfer Neredeyiz?”, 28 Haziran 2007, İstanbul Fiyatlaması Uygulamasında 133 Razgaitis, R.; “Valuation and Pricing of Technology-Based Intellectual Property”, John Wiley & Sons, Inc., Hoboken, New Jersey, 2003 Reilly, R. F., Schweihs, R. P.; “Valuing Intangible Assets”, McGraw-Hill, USA, 1999 Scheffer, G. V., Zieger, M.; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June- 1 July 2005, Berlin Schlögl, H.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June- 1 July 2005, Berlin Sermaye Piyasasında Uluslararası Değerleme Standartları Hakkında Tebliğ (Seri: VIII, No: 45) Teece, D. J., Sherry, E. F.; “Royalties, Evolving Patient Rights, and the Value of Innovation”, Research Policy, 33:2, March 2004, s. 179-191. Smith, G. V., Parr, R. L.; “Valuation of Intellectual and Intangible Assets”, John Wiley & Sons, Inc., USA, 2000 Smith, G. V., Parr, R. L.; “IP Licensing and Joint Venture Profit Strategies”, John Wiley & Sons, Inc., Hoboken, New Jersey, 2004 Taplin, R. (Editor); “Valuing IP in Japan, Britain and the United States”, RoutledgeCurzon, 2004 Trajtenberg, M.; "A Penny for Your Quotes: Patent Citations and the Value of Innovations", RAND Journal of Economics, The RAND Corporation, vol. 21(1), Spring 1990, s. 172-187 Türk Ticaret Kanunu (TTK) Uyanık, N. K.; “Transfer Fiyatlandırma”, Türmob Yayınları-278, 2006 Vosper, R.; “Patents: What are They Worth?”, Corporate Legal Times, May 2005, s. 47 Winkless, B., O’Connor, B., Cooney, J.; “Invention Quality Measurement (IQM), Patent Valuation. The Methods that TRIZ Forgot”, TRIZ Journal, September 2003, s.1-18 Wurzer, A. J.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin 134 Yonetsu, K.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin Fröhling, W.; EPO, BMWA, OECD; “International Conference on Intellectual Property as an Economic Asset: Key Issues in Valuation and Exploitation”, 30 June-1 July 2005, Berlin Harhoff, D.; “How to Assess the Value of Patents”, IP Issues for Government Officials and Information Administrators, European Patent Office, 10-13 June 2003, Munich Vergi Usul Kanunu (VUK) İnternet Siteleri: http://www.wipo.int/sme/en/case_studies/fk_biotec.htm http://www.wipo.int/sme/en/case_studies/eat_set.htm www.bilgicagi.com http://www.spk.gov.tr/apps/teblig/displayteblig.aspx?id=292&ct=f&action=displayfile www.pl-x.com www.qed-ip.com www.patev.de www.taeus.com www.ipb-ag.com www.yet2.com www.pax.co.uk www.patentcafe.com www.irc-anatolia.org.tr www.bulusalim.tpe.gov.tr http://www.gazihaber.gazi.edu.tr/index.php?menu=view&BIK=337 http://www.tpe.gov.tr/portal/default2.jsp?sayfa=703&haber=504 www.inovent.com.tr 135 http://www.capital.com.tr/haber.aspx?HBR_KOD=4297 www.ipresearch.com www.tpe.gov.tr 136