Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015

advertisement
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
1
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Türk Nefroloji, Diyaliz ve
Transplantasyon Hemşireleri
Yayın Sahibi ve Yardımcı Editör
(Journal Owner and Associate Editör)
Uzm.Hem.Ayten KARAKOÇ
Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireleri Derneği Adına, Yönetim
Kurulu Başkanı
Derneği Yayın Organıdır
Journal of Turkish Society
Nephrology Dialysis and
Transplantation Nursing
Kurucu Üyeler
Founding Members
Ekrem EREK
Editör (Editör)
Doç. Dr. Sezgi ÇINAR PAKYÜZ
Celal Bayar Üniversitesi
Sağlık Yüksek Okulu
Hemşirelik Bölümü
İç Hastalıkları Hemşireliği Anabilin Dalı
Birsen YÜRÜGEN (Başkan)
Deniz ŞELİMEN
Birsen TAŞ
Sezgi ÇINAR
Esma UYGUR
Gülfiye ALTINBAŞ
Yardımcı Editör ((Associate Editor)
Doç. Dr. Belgüzar KARA
Gülhane Askeri Tıp Akademisi
Hemşirelik Yüksek Okulu
İç Hastalıkları Hemşireliği Bilim Dalı
Nilgün KOŞAR
Yönetim Kurulu
Executive Committe
Başkan
President
Ayten KARAKOÇ
Yayın Sekreteri (Journal Secretary)
Tülay AKSOY
TNDTHD Sekreteri
İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
İç Hastalıkları AD
Diyaliz Ünitesi
Sekreter
Secretary
Tülay AKSOY
Sayman
Treasurer
Sevginar ŞENTÜRK
Üyeler
Yayın Sekreteri (Journal Secretary)
Sevginar ŞENTÜRK
TNDTHD Saymanı
Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi
Diyaliz Ünitesi
Members
Sevel DOĞAN
Fatma GEDİKLİ
Rahime KORKMAZ
Gülseren PEHLİVAN
2
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Nefroloji Hemşireliği Dergisi
Journal of Nephrology Nursing
Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireleri Derneği’nin Hakemli Yayın Organıdır
Journal of Turkish Society
Nephrology Dialysis and
Transplantation Nursing
Yayın Türü - Journal Type
Ulusal Süreli Yayın / National
Periodical
Online Yayın/Yılda iki kez
Online journal/Twice a year
Dergi Tasarım/Journal Design
Yavuz YILAN
Mail Adresi Telefon
Dergi Ofisi/Journal Office
Harzemşah sok. Eskitürk apt.No:25/7
34381 Şişli/İstanbul
Tel:02122919018
Web : www.ndthd.org
e-mail: tndthd@gmail.com
e-mail: aytenkrkc@gmail.com
e-mail: tulay.aksoy@mynet.com
e-mail: sevginarsenturk@mynet.com
ISSN Dergimizde yayınlanan yazı,
fotoğraf ve çizimlerin sorumluluğu
yazar yazarlara aittir, kaynak gösterilerek kullanılabilir.
Dergimiz basın yayın ilkelerine uymaktadır.
The responsibility of the broadcasted
articles , photographs and paintings
belong to the author authors in our
magazine. They can be used by
showing the resources. Our magazine
is appropriate for the media principles
NEFROLOJİ HEMŞİRELİĞİ DERGİSİ
MAKALE YAZIM KURALLARI
BİLGİLER
1. Dergide, nefroloji, diyaliz, transplantasyon hemşireliği ve
hemşirelik gündemini belirleyen güncel konularla ilgili klinik ve deneysel araştırmalar, vaka sunumları, literatür derlemeleri, editoryal yorum/tartışmalar yayınlanır.
2. Dergi, Ocak- Haziran;Temmuz-Aralık olmak üzere yılda 2
kez yayınlanır.
3. Derginin yayın dili Türkçe’dir.
4. Yayımlanmak üzere gönderilen makalelerin (kongre, bilimsel toplantılar hariç) daha önceden yayımlanmamış veya
yayımlanmak üzere gönderilmemiş olmalıdır. Daha önce
bilimsel toplantılarda sunulan ve özeti yayımlanmış çalışmalar, makale başlık sayfasında belirtilmesi koşulu ile kabul
edilir.
5. Dergiye gönderilen makaleler biçimsel esaslara uygun ise,
editör/editör yardımcıları ve en az 2 danışmanın incelemesinden sonra gerek görüldüğünde istenen değişiklikler yazar/
yazarlarca yapıldıktan sonra yayımlanır.
6. Makale bilimsel değerlendirme için işleme alındıktan sonra
yayın hakları devir formu’nda belirtilen yazar isimleri ve
sırası esas alınır. Bu aşamadan sonra;
 Makaleye hiçbir aşamada yayın hakları devir formunda im-
zası bulunan yazarlar dışında yazar ismi eklenemez ve yazar
sırası değiştirilemez.
 Makale yazarlarından herhangi birinin isminin makaleden
çıkartılması için, konuyla ilgili tüm yazarların, açıklamalı,
yazılı izinleri alınmalı ve yayınevine bildirilmelidir.
ETİK VE BİLİMSEL SORUMLULUK
Tüm yazarların gönderilen makalede akademik-bilimsel olarak
doğrudan katkısı olmalıdır. Yazar olarak belirlenen isim aşağıdaki özelliklerin tamamına sahip olmalıdır:
 Makaledeki çalışmayı planlamalı veya yapmalı,
 Makaleyi yazmalı veya revize etmeli,
 Son halini kabul etmelidir.
* Makalelerin bilimsel kurallara uygunluğu yazarların sorumluluğundadır.
3
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Dergi, “İnsan” öğesinin içinde bulunduğu tüm ça-
danışma kurulu üyeleri topluma açık bir şekilde
lışmalarda Helsinki Deklerasyonu Prensipleri’ne
makaleleri tartışamazlar. Danışmanlar gözden ge-
uygunluk(http://www.wma.net/
çirmelerini bitirdikten sonra makaleleri online ola-
en/30publications/10policies/b3/ index.html) ilke-
rak editöre gönderirler. Yazar ve editör izni olma-
sini kabul eder. Bu tip çalışmaların varlığında ya-
dan danışmanların gözden geçirmeleri basılamaz ve
zarlar, makalenin GEREÇ VE YÖNTEMLER bö-
açıklanamaz. Danışmanların kimliğinin gizli kal-
lümünde bu prensiplere uygun olarak çalışmayı
masına özen gösterilir. Bazı durumlarda Editörün
yaptıklarını, kurumlarının etik kurullarından ve
kararı ile danışmanların makaleye ait yorumları
çalışmaya katılmış insanlardan “Bilgilendirilmiş
aynı makaleyi yorumlayan diğer danışmanlara gön-
olur” (informed consent) aldıklarını belirtmek zo-
derilerek danışmanların bu süreçte aydınlatılması
rundadır. Vaka sunumlarında da hastanın kimliği-
sağlanabilir.
nin ortaya çıkmasına bakılmaksızın hastalardan
YAYIN HAKKI
“Bilgilendirilmiş olur” (informed consent) alınma-
Yayımlanmak üzere kabul edilen yazıların her türlü
lıdır.
yayın hakkı dergiyi yayımlayan kuruma aittir. Ya-
Hastalardan izin alınmadan mahremiyet bozula-
zılardaki düşünce ve öneriler tümüyle yazarların
maz. Hastaların ismi, isimlerin baş harfleri ya da
sorumluluğundadır. Makale yazarlarına, yazıları
hastane numaraları gibi tanımlayıcı bilgiler, fotoğ-
karşılığında herhangi bir ücret ödenmez.
raflar ve soyağacı bilgileri vb. bilimsel amaçlar
Yazarlar, www.ndthd.org internet adresinden ula-
açısından çok gerekli olmadıkça ve hasta (ya da
şacakları “Yayın Hakları Devir Formu”nu doldu-
anne-baba,yada vasisi) yazılı “Bilgilendirilmiş
rup, yukarıda belirtilen adreslere makale ile birlikte
olur” (informed consent) vermedikçe basılamazlar.
göndermelidir.
Eğer makalede direkt-indirekt ticari bağlantı veya
YAZIM KURALLARI
çalışma için maddi destek veren kurum mevcut ise
Makaleler A4 sayfasının bir yüzüne 12 punto Mic-
yazarlar; kullanılan ticari ürün, ilaç, firma… ile
rosoft Word Programında, Times New Roman yazı
ticari hiçbir ilişkisinin olmadığını ve varsa nasıl bir
karakterinde, 1.5 satır aralığında ve sayfanın tüm
ilişkisinin olduğunu (konsültan, diğer anlaşmalar),
kenarlarında 2.5 cm boşluk olacak şekilde yazılma-
editöre sunum sayfasında bildirmek zorundadır.
lıdır.
Makalede “Etik Kurul Onayı” alınması gerekli
Kullanılan kısaltmalar yazı içerisinde ilk geçtiği
ise; alınan belge e-mail olarak, yukarıda verilen
yerde, parantez içinde açık olarak yazılmalıdır.
adreslere , makale ile birlikte gönderilmelidir.
Özel kısaltma yapılmamalıdır. Yazı içerisinde 1-10
Editör, yazar(lar) ve danışmanlarla ilişkiler:
arası sayısal veriler yazı ile (bir,iki gibi), 10 ve üstü
Editör makalelerle ilgili bilgileri (makalenin alın-
rakamla (12, 25 gibi) belirtilmeli, cümle başındaki
ması, içeriği gözden geçirme sürecinin durumu,
rakamlarda yazı ile yazılmalıdır. Paragraf başında
hakemlerin eleştirileri ya da varılan sonuç) yazarlar
kısaltma ve rakam kullanılmamalıdır.
ya da hakemler dışında kimseyle paylaşmaz. Editör
Yazı Çeşitleri;
danışmanlara gözden geçirme için gönderilen ma-
Orijinal Araştırma: Kliniklerde yapılan prospektif
kalelerin, yazarların özel mülkü olduğunu ve bunun
-retrospektif ve her türlü deneysel çalışmalar ya-
imtiyazlı bir iletişim olduğunu açıkça belirtir. Dergi
yımlanabilmektedir.
4
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Yapısı:
EDİTÖRE SUNUM SAYFASI: Gönderilen ma-
 Özet (Ortalama 200-250 kelime; amaç, gereç ve
kalenin kategorisi, daha önce başka bir dergiye
yöntemler, bulgular ve sonuç bölümlerinden olu-
gönderilmemiş olduğu, varsa çalışmayı maddi ola-
şan, Türkçe ve İngilizce)
rak destekleyen kişi ve kuruluşlar ve varsa bu kuru-
 Giriş
luşların yazarlarla olan ilişkileri belirtilmelidir.
 Gereç ve Yöntemler
KAPAK SAYFASI: Makalenin başlığı (Türkçe ve
 Bulgular
İngilizce), tüm yazarların ad-soyadları, akademik
 Tartışma
ünvanları, kurumları, iş telefonu-GSM, e-posta ve
 Sonuç
yazışma adresleri belirtilmelidir. Makale daha önce
 Teşekkür
tebliğ olarak sunulmuş ise tebliğ yeri ve tarihi belir-
 Kaynaklar
tilmelidir.
Derleme: Doğrudan veya davet edilen yazarlar
ÖZETLER: YAZI ÇEŞİTLERİ bölümünde belir-
tarafından hazırlanır. Dergi yayın alanlarında belir-
tilen şekilde hazırlanarak, makale metni içerisine
tilen her türlü konu için son literatürü de içine ala-
yerleştirilmelidir.
cak şekilde hazırlanabilir. Yazarın o konu ile ilgili
ANAHTAR KELİMELER:
basılmış yayınlarının olması özellikle tercih nede-
 En az üç en fazla 6 adet, Türkçe ve İngilizce ya-
nidir.
zılmalıdır.
 Kelimeler birbirlerinden noktalı virgül (;) ile ay-
Yapısı:
 Özet (Ortalama 200-250 kelime, bölümsüz,
rılmalıdır.
 İngilizce anahtar kelimeler “Medical Subject
Türkçe ve İngilizce)
 Konu ile ilgili başlıklar
Headings (MESH)”e uygun olarak verilmelidir
 Kaynaklar
(Bkz: www.nlm.nih.gov/mesh/MBrowser.html).
 Türkçe anahtar kelimeler Türkiye Bilim Terimleri
Vaka Sunumu: Nadir görülen, tanı, tedavi ve bakımda farklılık gösteren makalelerdir. Yeterli sayı-
(TBT)’ne
uygun
olarak
da fotoğraflarla ve şemalarla desteklenmiş olmalı-
(Bkz:www.bilimterimleri.com).
verilmelidir
dır.
ŞEKİL, RESİM, TABLO VE GRAFİKLER:
Yapısı:
 Şekil, resim, tablo ve grafiklerin metin içinde
 Özet (ortalama 100-150 kelime; bölümsüz; Türk-
geçtiği yerler, ilgili cümlenin sonunda belirtilme-
çe ve İngilizce)
lidir.
 Giriş
 Şekil, resim/fotoğraflar ayrı birer dosya olarak
 Olgu Sunumu
sisteme eklenmelidir.
 Tartışma
 İçerisinde renkli şekil, resim, tablo ve grafik bu-
 Kaynaklar
lunan yayına kabul edilmiş makalelerden, basım
Editöryel Yorum/Tartışma: Yayımlanan orijinal
aşamasında renkli baskı ücreti istenebilir.
araştırma makalelerinin, araştırmanın yazarları dı-
 Kullanılan kısaltmalar şekil, resim, tablo ve gra-
şındaki, o konunun uzmanı tarafından değerlendi-
fiklerin altındaki açıklamada belirtilmelidir. belir-
rilmesidir. İlgili makalenin sonunda yayımlanır.
tilmelidir.
5
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
 Daha önce basılmış şekil, resim, tablo ve grafik
Türkçe kitaplar için;
kullanılmış ise yazılı izin alınmalıdır ve bu izin
Akoğlu E, Akpolat T. Böbrek Hastalıklarında Be-
açıklama olarak şekil, resim, tablo ve grafik açık-
lirti ve Bulgular. Akpolat T, Utaş C, eds. Hemodi-
lamasında belirtilmelidir.
yaliz Hemşiresi El Kitabı. 2. Baskı. İstanbul: Güzel
 Resimler/fotoğraflar renkli, ayrıntıları görülecek
Sanatlar Matbaası A.Ş; 2001. s. 5-11.
derecede kontrast ve net olmalıdır.
Yazar ve editörün aynı olduğu kitaplar için; Ya-
TEŞEKKÜR: Eğer çıkar çatışması, finansal des-
zar(lar)ın/editörün soyad(lar)ı ve
tek, bağış ve diğer bütün editöryal (istatistiksel ana-
isim(ler)inin başharf(ler)i, bölüm başlığı, kitap is-
liz, İngilizce/Türkçe değerlendirme) ve/veya teknik
mi, kaçıncı baskı olduğu, şehir, yayınevi,
yardım varsa, metnin sonunda sunulmalıdır.
yıl ve sayfalar belirtilmelidir.
KAYNAKLAR: Makalede geçiş sırasına göre ya-
Örnek:
zılmalı ve metinde cümle sonunda parentez içinde
Yabancı dilde yayımlanan kitaplar için;
numaralandırılarak belirtilmelidir. Birbirini takip
Bashir K, Whitaker JN. Epidemiology of Multiple
eden kaynaklar ilk ve son kaynak arasına tire (-)
Sclerosis. Handbook of Multiple Sclerosis. 2nd ed.
işareti konularak verilmelidir (2-6 gibi).
Philadelphia: Lippincott Williams & Wilkins:
Kaynaklar bölümünde; makalede bulunan yazar
2001. p. 28-42.
sayısı 5 veya daha az ise tüm yazarlar belirtilmeli, 6
Türkçe kitaplar için;
ve daha fazla ise ilk 5 isim yazılıp “et al.” ya da “
Coşkun A. Genetik Danışmanlık. Coşkun A, ed.
ve ark.” şeklinde yazılmalıdır.
Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği El Kita-
KAYNAKLARIN YAZIMI İÇİN ÖRNEKLER
bı.1. Baskı. İstanbul: Birlik Ofset Ltd. Şti.; 1996.
(Lütfen noktalama işaretlerine dikkat ediniz):
s.23-30.
Makale için; Yazar(lar)ın soyad(lar)ı ve isim(ler)
Kongre kitabında yayımlanan bildiriler için:
inin başharf(ler)i, makale ismi, dergi ismi, yıl, cilt,
Yazar(lar)ın soyad(lar)ı ve isim(ler)inin başharf
sayı, sayfa no’su belirtilmelidir.
(ler)i, bildiri başlığı, kongre ismi, yıl, şehir ve say-
Örnek:
falar belirtilmelidir.
Karadakovan A. Kronik böbrek yetmezliği olan
Örnek:
hastada hemşirelik yönetimi. Nefroloji Hemşireliği
Albayrak CA, Çınar S. Ölçek geliştirme çalışması:
Dergisi 2004; 1(1): 61-66.
hemodiyaliz hastalarında sıvı kontrolü. 23. Ulusal
Kitap için; Yazar(lar)ın soyad(lar)ı ve isim(ler)inin
Böbrek Hastalıkları, Diyaliz ve Transplantasyon
başharf(ler)i, bölüm başlığı, editörün(lerin) ismi,
Hemşireliği Kongresi, 2013, Antalya, 74.
kitap ismi, kaçıncı baskı olduğu, şehir, yayınevi, yıl
ve sayfalar belirtilmelidir.
İLETİŞİM ADRESİ
Örnek:
Tel : 0212 291 90 18
Yabancı dilde yayımlanan kitaplar için;
E-posta :
Pfeifer KA. Pathophysiology. In: Otto SE, ed.
e-mail: tndthd@gmail.com
Oncology Nursing. 4th ed. Philadelphia: Mosby;
e-mail: tulay.aksoy@mynet.com
2001. p. 3-20.
e-mail: sevginarsenturk@mynet.com
6
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Editörden
————————————————————————————————————Değerli meslektaşlarım,
Nefroloji Hemşireliği Dergisi, nefroloji, diyaliz ve tranplantasyon hemşireliği alanında yapılan araştırma ve derleme makalelerin yayımlandığı süreli bir yayındır. Dergimiz 2005 yılından bu
yana yayımlanmakta olup nefroloji hemşireliği alanındaki bilimsel verilerin meslektaşlarımıza
ulaşmasını sağlamaktadır.
Yaptığınız araştırmalar, nefroloji hemşireliği alanındaki kanıta dayalı uygulamalara katkı
sağlayacaktır. Bu araştırmaların dergimizde yayımlanması ve meslektaşlarımızla paylaşılması, klinik alandaki uygulamalara yön verecek ve aynı zamanda yeni araştırmalara da rehberlik edecektir.
Bu nedenle, yaptığınız araştırmaları dergimizde yayımlayarak meslektaşlarımızla paylaşmanız
önemlidir.
Tüm yazarlara, bu derginin hazırlanmasında emeği geçen danışma ve yayın kurulu üyelerine
ve yayınevi çalışanlarına çok teşekkür ederim. Gelecek sayıda yeni çalışmalarınızı görmeyi umut
eder, en içten sevgilerimi sunarım.
Doç. Dr. Sezgi ÇINAR PAKYÜZ
7
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Editör-Editor
Doç. Dr. Sezgi ÇINAR PAKYÜZ (Manisa)
Yardımcı Editör-Associate Editor
Doç. Dr. Belgüzar KARA (Ankara)
Uzm. Hem. Ayten KARAKOÇ (İstanbul)
Yayın Kurulu-Editorial Board
Uz. Hem. Ayfer Ayaz (İstanbul)
Uz. Hem. Zehra Aydın (İstanbul)
Uz. Hem. Rahime Korkmaz (Bursa)
Uz. Hem. Şenay Özer Özkan (İstanbul)
Uz. Hem. Dürdane Yalçın (İstanbul)
Müşerref Albaz (İstanbul)
Selma Çiçek (İzmir)
Rukiye Dolgun Kasap (İstanbul)
Gülbahar Kirikçi (İstanbul)
Rabia Papila (İstanbul)
Emine Ünal (Antalya)
Ferda Ülker (Antalya)
Danışma Kurulu-Advisory Board
Prof. Dr. Süheyla ALTUĞ ÖZSOY (İzmir)
Prof. Dr. Nesrin AŞTI (İstanbul)
Prof. Dr. Zuhal BAHAR (İstanbul)
Prof. Dr. Didar Zümrüt BAŞBAKKAL (İzmir)
Prof.Dr.Zerrin BİCİK (Düzce)
Prof. Dr. Soner DUMAN (İzmir)
Prof. Dr. Asiye DURMAZ AKYOL (İzmir)
Prof. Dr. Ekrem EREK (İstanbul)
Prof. Dr. Fatma ETİ ASLAN (İstanbul)
Prof. Dr. Çiçek FADILOĞLU (İzmir)
Prof. Dr. Sevgi HATİPOĞLU (Ankara)
Prof. Dr. Ayfer KARADAKOVAN (İzmir)
Prof. Dr. Nermin OLGUN (İstanbul)
Prof. Dr. Rukiye PINAR (İstanbul)
Prof. Dr. Necmiye SABUNCU (İstanbul)
Prof. Dr. Mehmet Şükrü SEVER (İstanbul)
Prof. Dr. Sabire YURTSEVER (Mersin)
Doç. Dr. Aysel BADIR (İstanbul)
Doç. Dr. Gülbeyaz CAN (İstanbul)
Doç. Dr. Aysel GÜRKAN (İstanbul)
Doç. Dr. Adalet KOCA KUTLU (Manisa)
Doç. Dr. Dilek ÖZMEN (Manisa)
Doç. Dr. Deniz ÖZTEKİN (İstanbul)
Doç. Dr. Leman ŞENTURAN (İstanbul)
Doç. Dr. Dede ŞİT (İstanbul)
Doç. Dr. Nazan TUNA ORAN (İzmir)
Doç. Dr. Serap ÜNSAR (Edirne)
Doç. Dr. Önder YAVAŞCAN (İzmir)
Doç. Dr. Emel YILMAZ (Manisa)
Doç. Dr. Mualla YILMAZ (Mersin)
Doç. Dr. Mürvet YILMAZ (İstanbul)
Yrd. Doç. Dr. Satı BOZKURT (İzmir)
Yrd. Doç. Dr. Zeynep KOÇ (İstanbul)
Yrd. Doç. Dr. Özden DEDELİ (Manisa)
Yrd. Doç. Dr. Dilek ÇEÇEN (Manisa)
Yrd. Doç. Dr. Azime KARAKOÇ KUMSAR (İstanbul)
Yrd. Doç. Dr. Nurgül G. TAVŞANLI (Manisa)
Yrd. Doç. Dr. Gülbahar KESKİN (İstanbul)
Yrd. Doç. Dr. Besey ÖREN (İstanbul)
Yrd. Doç. Dr. Derya ÖZCANLI ATİK (K. Maraş)
Yrd. Doç. Dr. Eylem TOPBAŞ (Amasya)
Yrd. Doç. Dr. Sevgi TÜRKMEN (Manisa)
Uz.Dr.Caner ALPARSLAN (İzmir)
Uz. Dr. Mesut KÖSEM (İstanbul)
Dr. Nilüfer ALÇALAR (İstanbul)
Dr. Zeynep ERDOĞAN (Zonguldak)
Dr. Adem SEZEN (İstanbul)
8
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
İçindekiler/ Contents

Arteriovenöz Fistül Kanülasyon İşlemi Sırasında Kullanılan Giriş Tekniklerinin Ağrı Düzeyine
Olan Etkisinin Saptanması
Prof. Dr. Asiye DURMAZ AKYOL, Hem. Ayfer MERTBİLEK, Yük Hem. Leyla KARA,
Yük. Hem. Deniz KARADENİZ

Hemodiyaliz Hastalarının Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının Değerlendirilmesi
Uzm. Hemş. Seher BAŞARIR, Doç. Dr. Sezgi ÇINAR PAKYÜZ

Diyaliz Tedavisi Alan Hasta ve Ailesinin Bakımında Transkültürel Hemşirelik Yaklaşımı
Doç. Dr. Mualla YILMAZ

Böbrek Yetmezliğinde Tamamlayıcı Tedaviler
Prof. Dr. Nimet OVAYOLU, Doç. Dr. Özlem OVAYOLU, Yrd. Doç. Dr. Zeynep GÜNGÖR
MÜŞ, Yrd. Doç. Dr. Gülendam KARADAĞ

Nefroloji Hemşireliğinde Kanıta Dayalı Uygulamalar
Doç. Dr. Nesrin NURAL

Kronik Böbrek Hastalığının Önemi, Evreleri ve Evrelere Özgü Bakımı
Yrd. Doç. Dr. Eylem TOPBAŞ

Yaşlı Diyaliz Hastalarında Düşmeler
Yrd. Doç. Dr. Özden DEDELİ, Doç. Dr. Sezgi ÇINAR PAKYÜZ

Son Dönem Böbrek Yetmezliği Olan Hastalarda Cinsel Fonksiyon Bozukluğu ve Hemşirelik Bakımı
Yrd. Doç. Dr. Songül GÖRİŞ, Arş. Gör. Nevin Bilgi
9
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Arteriovenöz Fistül Kanülasyon İşlemi Sırasında Kullanılan Giriş Tekniklerinin
Ağrı Düzeyine Olan Etkisinin Saptanması
Prof. Dr. Asiye Durmaz AKYOL , Baş Hem. Ayfer Mertbilek , Yük Hem. Leyla Kara , Yük Hem.
Deniz Karadeniz
EÜ Hemşirelik Fakültesi İç Hastalıkları Hemşireliği Bölümü, İzmir , EÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve
Uygulama Hastanesi Diyaliz Ünitesi , İzmir
Özet
Amaç: Bu çalışma, arteriovenöz (AV) fistül
kanülasyon işlemi sırasında fistül iğnelerinin keskin ucunun yukarı ve aşağı yönde oluşunun ağrı
düzeyine etkisini belirlemek amacıyla deneysel
olarak planlanmıştır.
Gereç-Yöntem: Araştırma bir üniversite hastanesinin diyaliz ünitesinde Temmuz 2011-Ağustos
2012 tarihleri arasında yürütülmüştür. Araştırma
kapsamına belirtilen tarihler arasında diyalize giren
hemodiyaliz (HD) hastaları ile yürütülmüş, araştırmanın evrenini kronik HD programına devam eden
32 hasta oluşturmuştur. Araştırmada örneklem seçimine gidilmeyip hastaların tamamı araştırma örneklemini oluşturmuştur. Araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden, kronik HD programına
devam eden, otolog AV fistülü olan, AV fistülünde
daha önce hematom, stenoz gelişme öyküsü olmayan, AV fistülü iki aydan önce açılmış olan, ağrı
değerlendirmesini yapmayı engelleyen psikolojik
bir durumu olmayan, rahat iletişim kurulabilen
hemodiyaliz hastaları ile yürütülmüştür.
Araştırmanın verileri 14 soruyu içeren
sosyodemografik bilgiler, sözel kategori ölçeği
(SKÖ) ve Görsel kıyaslama ölçeği (GKÖ) kullanılarak elde edilmiştir. Araştırmada elde edilen verilerin değerlendirilmesinde sayı, yüzde ve ortalama
değerleri ile Wilcoxon, McNemar-Bowker ve iki
ortalama arasındaki farkın önemlilik testi kullanılmıştır.
Bulgular: Hastaların %28.1’i 55-64 yaş grubunda
ve yaş ortalamasının 50.44±16.23 olduğu, %
62.5’inin erkek, %68.8’inin evli,% 25.0’ının ev
hanımı ve %34.4’ünün ilkokul mezunu olduğu
saptanmıştır. Hastalarda ağrının SKÖ sonuçları
değerlendirildiğinde; iğne ucu yukarı (IUY) uygulamasında % 65.6’sının, iğne ucu aşağı (IUA) uygulamasında ise %65.3’ünün şiddetli ağrısı olduğu
belirlenmiştir.
10
Summary
Purpose of Study: This experimental research
planned to determine the effect on pain level
when the fistula needle’s sharp head move upwards and downwards.
Materials and Methods: Research has been
made in the University hospital’s Dialysis Unit
dates in July 2011 to August 2012. Study conducted with hemodialysis patients, and the universe of project includes 32 chronic patients
which continue the treatment in HD program.
There was no sampling selection in the study, all
the patients created sampling part of the study.
Patients who involved the research were volunteers, still continues to HD program, have
autolog AV Fistula, had no story of AV Fistula
hematoma or stenosis before, AV fistula opened
two months ago, have psychological condition
which didn’t effect the evaluation of pain, and
have convenient communication.
The data collected by using 14 questions of
socio-demographic information, descriptive verbal scale (DVS) and Visual Analogue Scale
(VAS). Evaluation of the data obtained from the
study of number, percentage, average of values
and significance of the difference between Wilcoxon signed-rank, McNemar-Bowker, and Student's t-test.
Results:28.1% of the patients’ age group was 55
-64 and the average age was 50.44 ± 16.23
years, 62.5% male, 68.8% were married, 25%
were housewives and 34.4% were primary
school graduates. When the results are evaluated
pain in patients with DVS , the tip of the needle
up in 65.6%, down to the tip of the needle in
65.3% had severe pain.
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Hastalarda ağrının GKÖ sonuçları değerlendirildiğinde; en çok iğne ucu yukarı uygulamasında % 18.8’inin 40mm, iğne ucu aşağı uygulamasında ise %25.0’ının ağrısı olmadığı tespit
edilmiştir.
Sonuç ve Öneriler: Araştırma kapsamına alınan hastaların SKÖ sonuçlarının, İUY girişimde, İUA olana göre daha düşük olduğu, GKÖ
sonuçlarının iğne ucu girişimde, İUA olana
göre daha düşük olduğu ancak istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olmadığı saptanmıştır. Benzer çalışmaların örneklem sayısı arttırılarak tekrarlanması, ağrıyı azaltmada etkisi
olan buttonhole tekniği gibi farklı tekniklerle
karşılaştırılmalı çalışmaların planlanması önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler:
Ağrı; Kanülasyon;
Nefroloji hemşiresi
When the patients VAS results were evaluated, the
highest degree of needle tip-up in 18.8% of the
40mm, the tip of the needle is in the down 25% had
no pain.
Conclusion and Recommendations; Based on DVS
results of the patients who involved the study showed
us; up attempt tip of the needle create less pain than
down attempt tip of needle. On the other hand, based
on VAS results of patients who involved the study
showed us; up attempt tip of the needle create less
pain than down attempt tip of needle; however when
the results are identified, there were no significant
statistical differences between them. Repetition of
similar works by increasing the sample size, the effect
of reducing pain compared with different techniques,
such as the “buttonhole” work planning technique is
recommended.
Keywords: Pain; Cannulation; Nephrology nurses.
Son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) bir-
ve gereklidir (4-8). Kronik HD programına alınan
çok nedenle ortaya çıkan, böbrek fonksiyonlarının
SDBY’li bir hastada AV fistül kanülasyon işlemi
kaybı ve üremik sendrom ile sonuçlanan, geriye
vasküler girişi sağlayan altın standart yöntemlerden
dönüşü olmayan kompleks tedavileri ve yüksek
biridir (2,6) ve yılda ortalama 300 kez yapılmakta-
ekonomik giderleri dolayısıyla ülkemiz için ciddi
dır (9,10). AV fistül üzerine tekrarlayan sayılarda
kronik bir sağlık sorunudur (1,2). Türk Nefroloji
yapılan kanülasyon işlemleri, fistül iğnelerinin giriş
Derneği’nin verilerine göre; Türkiye’de kronik böb-
açısı, çapı ve giriş teknikleri ağrı oluşumuna yol
rek yetmezliği hastalarının %82.3’üne hemodiyaliz
açmaktadır
(HD) uygulanmaktadır. Düzenli HD uygulanan has-
fistül iğneleri ile oluşturulan delme işlemi ağrıya
ta sayısı 1998 yılında 11.330 iken, 2011 yılında bu
hassas sinir uçlarının yer aldığı dokularda ağrıya yol
rakam 49.404’e ulaşmıştır (3). SDBY olan hastalar-
açmaktadır. Ayrıca fistül iğneleri işlem sırasında
da tedavi tıbbi tedavi ve diyaliz yöntemleri ile yürü-
doku içine ilerletilmesi de ağrı hissedilmesine neden
tülmektedir. Diyaliz hemodiyaliz (HD) ve periton
olmaktadır. Fistül iğnelerinin kanülasyon işlemi
diyalizi ( PD) olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır
sırasında keskin ucunun yukarı olması ağrı oluşu-
(1).Kronik HD programına alınması planlanan has-
munu arttırırken, keskin ucun aşağı yönde girişi ise
tanın yüksek volümlü kan akımının sağlanabilmesi
azaltmaktadır (9). Bu görüş AV greftli ve fistüllü
için hastanın damar yapısına uygun olan arterio-
hastalarda ayrı zamanlarda yapılan deneysel iki ça-
venöz (AV) fistül, greft ya da tunnel kateter seçimi
lışmada kanıtlanmıştır (9).
(5, 9,11). AV fistül üzerindeki deride
yapılır. HD girişi sağlayan bu yollardan birinin seçi-
Hemodiyaliz işleminin yeterli olarak
mi ve yeterli şekilde yapılması, HD işleminin sürek-
yapılmasında AV girişim yollarının sağlıklı ol-
liliğini ve yeterliliğini sağlamada, son derece önemli
ması hayati önem taşımaktadır.
11
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Bu nedenle nefroloji/ HD hemşiresinin AV fis-
olmamasını,1:hafif ağrı ,2:Şiddetli ağrı 3:Çok Şid-
tül ve greftlerin ömürlerinin uzun olması tek-
detli ağrı, 4:dayanılmaz ağrıyı yansıtacak şekilde
rarlı işlemlerde belirlenen rehberler doğrultu-
ağrısını 0-4 arasında değerlendirmesi söylenir (16).
sunda bakım ve izlemini yapmanın yanında iş-
Görsel Kıyaslama Ölçeği (GKÖ): Ölçek, 100 mm
boyunda bir yatay çizgiden ibarettir. Çizginin sol
lem sırasında hastanın konforunu sağlayan ve ba-
ucunda “Ağrı yok”veya “Ağrı tümüyle geçti” ibare-
kım ile izlemin kalitesini olumlu yönde etkileyen
si yer alırken sağ ucunda ise “Dayanılmaz ağrı”
sonuçları kanıtlanmış hemşirelik girişimlerini bakı-
veya “Ağrıda hiç azalma yok” ibaresi yer alır. Has-
ma yansıtma sorumluluğu da bulunmaktadır (8,13-
taya çizgi üzerinde, kendi ağrısını doğru şekilde
15).
yansıtacak bir noktayı işaretlemesi söylenir. Hasta-
Bu çalışma, AV fistül kanülasyon işlemi sırasında
nın işaretinin sol uca uzaklığı ölçülür. Genellikle
fistül iğnelerinin keskin ucunun yukarı ve aşağı
milimetre olarak ölçülen bu uzaklık “puan” olarak
yönde oluşunun ağrı düzeyine etkisini belirlemek
bildirilir (9,16)
amacıyla deneysel olarak planlanmıştır.
Araştırma Materyal ve Yöntemi
Çalışmanın yürütülmesi aşamasında hastalara araş-
Araştırma bir Üniversite Hastanesi’nin Diyaliz
tırma hakkında bilgi verilmiş ve yazılı onamları
Ünitesi’nde Temmuz 2011-Ağustos 2012 tarihleri
alındıktan sonra sosyodemografik verileri içeren
arasında yapılmıştır. Araştırma kapsamına belirti-
anket formu yüzyüze görüşme tekniği ile uygulan-
len tarihler arasında diyalize giren hemodiyaliz has-
mıştır. Veri toplama araçlarının uygulanması yakla-
taları ile yürütülmüş, araştırmanın evrenini kronik
şık 10-15 dk sürmüştür. HD işlemi yapılacak ve
HD programına devam eden 32 hasta oluşturmuş-
araştırmanın örneklemine alınan hastalara aynı
tur. Araştırmada örneklem seçimine gidilmeyip
hemşire tarafından AV fistül iğneleri ile girişim
hastaların tamamı araştırma örnekleme alınmıştır.
yapılmıştır. Haftanın ilk seansında aynı hemşire
Araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden,
tarafından hastaya fistül iğnelerinin keskin ucu yu-
kronik HD programına devam eden, otolog AV
karı şekilde, ikinci seansta keskin ucu aşağı şekilde
fistülü olan, AV fistülünde daha önce hematom,
işlem yapılmıştır (Şekil 1a,b)(9,17). Her iki
stenoz gelişme öyküsü olmayan, AV fistülü iki ay-
kanülasyon işleminin hemen sonrasında ikinci
dan önce açılmış olan, ağrı değerlendirmesini yap-
hemşire tarafından SKÖ ve GKÖ uygulanmış ve
mayı engelleyen psikolojik bir durumu olmayan,
ağrı değerlendirmesi yapılmıştır. İşlem sırasında
rahat iletişim kurulabilen hemodiyaliz hastaları ile
hastanın iğne uçlarının yönlerini izlemesi engellen-
yürütülmüştür.
miştir.
Araştırmanın
verileri
14
soru
içeren
Araştırmanın yürütülebilmesi için kurumdan gerek-
sosyodemografik bilgileri içeren anket formu, sözel
li izin alınmış ve hastalara yazılı onam formu imza-
kategori ölçeği (SKÖ) ve Görsel Kıyaslama Ölçeği
latılmıştır. Araştırmada elde edilen verilerin değer-
(GKÖ) kullanılarak elde edilmiştir.
lendirilmesinde sayı, yüzde ve ortalama değerleri
Sözel Kategori Ölçeği (SKÖ): Bu ölçekte hastanın
ile Wilcoxon, McNemar-Bowker ve iki ortalama
ağrı durumunu tanımlayan en uygun kelimeyi seç-
arasındaki farkın önemlilik testi (Student t testi)
mesine dayanır. Buna göre hastaya 0’ın hiç ağrı
kullanılmıştır (18).
12
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Bulgular
65.6’sının, iğne ucu aşağı (IUA) uygulamasında ise
Hastaların %28.1’i 55-64 yaş grubu arasında ve yaş
%65.3’ünün şiddetli ağrısı olduğu saptanmıştır
ortalamasının 50.44±16.23 olduğu, %62.5’inin er-
(Grafik 1). Hastalarda ağrının GKÖ sonuçları değer-
kek, %68.8’inin evli, % 25’i ev hanımı ve %
lendirildiğinde; en yüksek oranda İUY uygulama-
34.4’ünün ilkokul mezunu olduğu saptanmıştır.
sında % 18.8’nin 40mm, İUA uygulamasında ise %
Araştırma kapsamına alınan hastaların büyük ço-
25’inin ağrısı olmadığı saptanmıştır (Grafik 2).
ğunluğunun 0-5 yıldır (%65.4),% 40.8’inin 4 saat,3
Araştırma kapsamına alınan hastaların SKÖ sonuç-
kez diyalize girdiği,%25’inin ailesinde böbrek has-
larının, IUY girişimde, IUA olana göre daha düşük
talığı olduğu ve bu kişilerin anne (%6.3) ve kardeş
olduğu, GKÖ sonuçlarının IUY girişimde, IUA ola-
(%6.3), % 87.5’inin bir işte çalışmadığı belirlenmiş-
na göre olana göre daha düşük olduğu ancak istatis-
tir (Tablo 1,2).
tiksel olarak anlamlı bir farklılığın olmadığı saptan-
Hastalarda ağrının SKÖ sonuçları değerlendirildi-
mıştır (p>0.05)(Tablo 3).
ğinde; iğne ucu yukarı (IUY) uygulamasında %
Tablo 1:Hastaların Sosyo-demografik Özelliklerine Göre Dağılımı
Sosyo-demografik Özellikler
n
%
Yaş grubu
18-24
25-34
35-44
45-54
55-64
65-74
75 yaş ve üzeri
3
3
7
3
9
6
1
9.4
9.4
21.4
9.4
28.1
18.8
3.1
12
20
37.5
62.5
22
10
68.8
31.2
8
1
2
7
8
1
3
2
2
1
11
5
6
7
25.0
3.1
6.2
21.9
25.0
3.1
9.4
6.2
6.3
3.1
34.4
15.6
18.8
21.9
32
100.0
Cinsiyet
Kadın
Erkek
Medeni durum
Evli
Bekar
Yaptığı İş/Meslek
Ev hanımı
Memur
Mühendis
Serbest
Emekli
Öğrenci
Sağlık
İşçi
Eğitim durumu
Okuryazar değil
Okuryazar
İlkokul
Ortaokul
Lise
Fakülte/Yüksekokul
Toplam
13
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Tablo 2: Hastaların Hastalıklarına İlişkin Özelliklerine Göre Dağılımı
Hastalığa İlişkin Özellikler
Diyalize giriş yılı
0-5 yıl
6-12 yıl
13 ve üzeri yıl
Haftada giriş saati, adet
5 saat-3 kez
4 saat ,3 kez
8 saat, 3 kez
6 saat,3 kez
4saat,2 kez
Ailede böbrek hastalığı olma durumu
Olan
Olmayan
Böbrek hastalığı olan aile üyesi
Anne
Kardeş
Çocuk
II. derece akrabalar (halaoğlu, amca)
Bir işte çalışma
Çalışan
Çalışmayan
Kronik hastalığı olma durumu
Olan
Olmayan
Acil servise gelme durumu
Gelen
Gelmeyen
n
18
8
6
%
56.4
24.9
18.7
12
13
1
5
1
37.5
40.8
3.1
15.6
3.1
8
24
25.0
75.0
2
2
1
3
6.3
6.3
3.1
9.3
4
28
12.5
87.5
19
13
59.4
40.6
13
19
40.6
59.4
3
2
2
1
1
1
1
1
1
23.0
15.4
15.4
7.7
7.7
7.7
7.7
7.7
7.7
32
100.0
Acil servise geliş nedeni (n=13)
Bulantı-kusma
Kanama
Nefes darlığı
Enfeksiyon
Kaşıntı
HT
Kuvvet kaybı
Hipoglisemi
Ağrı
Toplam
Grafik 1: Hastaların Fistüle İğne Giriş Tekniği ile SKÖ’ne Göre Ağrı Düzeyi Sonuçlarının Dağılımı
14
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Grafik 2: Hastaların Fistüle İğne Giriş Tekniği ile GKÖ’ne Göre Ağrı Düzeyi Sonuçlarının Dağılımı
Tablo 3: Hastaların Arteriovenöz Fistüle İğne Giriş Tekniği ve Ağrı Düzeyi Sonuçlarının Dağılımı
İğne Giriş Tekniği
Ağrı Düzeyi/ Ölçekler
Sözel kategori ölçeği
Hiç ağrı yok
Hafif ağrı
Şiddetli ağrı
Çok şiddetli ağrı
Dayanılmaz
McNemar-Bowker Test
İğne ucu yukarı
n
%
8
21
2
1
0
25
65.6
6.3
3.1
0.0
9
18
4
1
0
8.1
56.3
12.5
3.1
0.0
8
1
5
5
6
1
2
3
1
25.0
3.1
15.6
15.6
18.8
3.1
6.3
9.4
3.1
3.000
p
Görsel kıyaslama ölçeği
Ağrı yok
5
10
20
25
30
40
50
60
Ortalama
İğne ucu aşağı
n
%
0.39
8
0
4
5
1
4
6
2
2
25.0
0.0
12.5
15.6
3.1
12.5
18.8
6.3
6.3
23.13±22.6
23.28±18.9
Z
p
-0.41
0.67
15
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Şekil 1: Arteriovenöz Fistüle İğne Giriş Teknikleri
a.
İğne ucu aşağı
b. İğne ucu yukarı
Tablo 3. Arteriovenöz Girişim Uygulamasında Kullanılan Giriş Tekniklerinin Bazı Bağımsız Değişkenlerle Olan İlişkisinin Değerlendirilmesi
Değişkenler
Cinsiyet
Kadın
Erkek
(n=12)
(n=20)
Yaş grubu
18-20
21-23
24-26
(n=237)
(n=313)
(n=33)
Giriş yılı
0-5 yıl
(n=18)
6-12 yıl
(n=8)
13 ve üzeri yıl (n=6)
Haftada giriş saati
5 saat-3 kez (n=12)
4 saat ,3 kez (n=13)
8 saat, 3 kez (n=1)
6 saat,3 kez (n=5)
4saat,2 kez (n=1)
Kronik hastalık
Var
(n=19)
Yok
(n=13)
IUY--SKÖ
IUA---SKÖ
IUY---GKÖ
IUA----GKÖ
X²=1.42
p= 0.70
X²=3.20
p= 0.36
U= 119,00
p= 0.96
U= 105.00
p= 0.56
X²=2.96
p= 0.40
X²=2.17
p= 0.53
U= 76.50
p= 0.06
U= 105.00
p= 0.47
X²=6.55
p= 0.88
X²= 4.54
p= 0.97
X²= 2.19
p= 0.70
X²= 4.2
p= 0.37
X²=6.55
p=0.88
X²= 4.54
p=0.97
X²= 2.19
p=0.70
X²= 4.2
p=0.37
X²= 3.17
p=0.36
X²= 1.94
p=0.58
U= 122.50
p=0.96
U= 119.50
p=0.87
IUY:Iğne ucu yukarı, IUA:İğne ucu aşağı, SKÖ: Sözel kategori ölçeği, GKÖ: Görsel kıyaslama ölçeği
Hastaların yaş grubu, diyalize giriş yılı, cinsiyet, diyalize haftadaki giriş saati ve kronik hastalığa sahip olma durumu ile AV girişim uygulamasında kullanılan giriş tekniklerine göre ağrı değerlendirmesi arasında
yapılan istatistiksel analizde anlamlı bir farkın olmadığı saptanmıştır (p>0.05)(Tablo3).
16
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Tartışma
Soğutucu spreyin EMLA krem kadar AV girişim
Arteriovenöz fistül kanülasyon işlemi sırasında fis-
sırasında ılımlı ve orta derecedeki ağrıyı azaltmada
tül iğnelerinin keskin ucunun yukarı ve aşağı yönde
etkili olduğu saptanmıştır (2). Crespo Montero ve
oluşunun ağrı düzeyine etkisini belirlemek amacıyla
ark. (9) İUY girişimde GKÖ skorunun, İUA işlem-
planlanan araştırmanın sonucunda; araştırma kapsa-
den daha yüksek olduğunu saptarken, başka bir
mına alınan hastaların SKÖ sonuçlarının, İUY giri-
çalışmada iki girişim uygulaması arasında fark
şimde, İUA olana göre daha düşük olduğu, GKÖ
olmadığını belirlenmiştir. Buttonhole tekniği ile
sonuçlarının iğne ucu girişimde, İUA olana göre
yapılan kanülasyonda hastaların işlemi daha kon-
daha düşük olduğu ancak istatistiksel olarak anlamlı
forlu ve daha az ağrılı değerlendirdikleri saptan-
bir farklılığın olmadığı saptanmıştır (p>0.05).
mıştır. Yapılan çalışmada bu tekniğin ağrıyı azalt-
Kanülasyon işlemi sırasındaki ağrı diyaliz ekibi ta-
tığı sonucunu desteklediği, ancak sonuçların ista-
rafından çözümlenememiş bir konudur. Hemşirele-
tistiksel yönden anlamlı olmadığı saptanmıştır.
rin kanülasyon işlemi sırasında hastanın ağrısını
Ayrıca bu tekniğin hastaların ağrılarının % 70 az
azaltan farklı stratejileri denemeye gereksinimleri
olmasını sağlamanın hasta memnuniyetini arttırdı-
bulunmaktadır. Haftanın belirli gün ve saatinde di-
ğı belirlenmiştir (10).
yalize giren hastalarda ağrının tekrarlayıcı ancak
Arteriovenöz fistül kanülasyonunda doğru girişim
kronik olmadığı unutulmamalıdır (6,9). AV fistül
iyi HD seanslarının yapılmasını sağlayan temel
kanülasyon işlemi sırasında ağrı algılamasını azalt-
faktörlerden biridir. Kanülasyon girişim işlemleri-
mada az sayıda da olsa stratejiler kullanılmasına
nin sık olması kanama ve kan kayıplarına yol aç-
rağmen bu sorun devam etmekte ve genel kullanım-
maktadır. Düzenli HD programında kan kayıpları-
da yaygınlaştırılamamaktadır (2,6,9).
nın nasıl olduğunun bilinmesi, doğru giriş teknik-
Arteriovenöz fistül iğnelerinin giriş bölgesindeki
lerinin kullanılmasını zorunlu ve gerekli hale getir-
vasküler dokuda ve fistül iğnelerinin çıkarılması
mektedir (19). Uluslararası rehberlerde hemodiya-
sonrası giriş bölgesinde oluşan küçük delinmeler
liz işlemine gereksinimi olan hastalarda vasküler
trombüs ile kapatılmaktadır. Bunun sonucunda giriş
girişim için AV fistül “altın standart” olarak kabul
bölgesinde ve onu çevreleyen deride skar dokusu
edilmektedir (20). Bu nedenle HD hemşirelerinin
oluşması stenoz ve anevrizmaya yol açabilmektedir.
AV fistül kanülasyon işlemi ile ilgili teknik geliş-
Bu nedenle dokuda oluşan hasarlar İUA yönteminin
meleri yakından izlemesi için eğitim programları-
kullanılması ile azaltılabilir, doku elastikiyetinin
na dâhil edilmesi önem taşımaktadır. Bunun bir
kaybolması geciktirilebilir ve girişim bölgelerinin
sonucu olarak Avrupa’da 2003 yılında ilk çalışma
kullanım sürelerinin uzatılması sağlanabilir (9).
başlatılmış ve bu program hasta sonuçlarını olum-
Fistül girişinde oluşan ağrı azaltılmasında bölgeye
lu hale getirmek için genişletilmiştir (20,21). Araş-
anestezik krem kullanılması etkili olmuş, ancak böl-
tırmamızda hastaların sosyo-demografik değişken-
gede lokal reaksiyonlara yol açması, maliyetin yük-
lerinin ağrı değerlendirmesi sonuçlarını anlamlı
sek olması kullanımı sınırlandırmıştır (9).Bir başka
olarak
çalışmada lokal anestezik krem (EMLA krem) ve
Figueiredo ve ark. (10) yaptıkları çalışmada, ka-
soğutucu sprey uygulanan orta ağrı şiddeti olan has-
dınların erkeklere göre ağrı algılama puanlarının
ta grubunda sonuçlar benzer bulunmuştur.
daha yüksek olduğu ancak istatistiksel olarak an-
etkilemediği
(p>0.05)
lamlı olmadığı saptanmıştır.
17
.
saptanmıştır.
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Çelik ve ark. (2) çalışmasında, GKÖ skorları ile yaş,
Management I:An Overwiew. J. Renal Care 2008;
cinsiyet, sigara içme arasında anlamlı bir ilişki olma34(2):77-84.
dığı belirtilmiştir.
8. Carrion J .Vascular access devices for dialysis.
OR Nurse 2012;6(1): 28-32.
Sonuç ve Öneriler
Hastaların AV girişim uygulamalarında kullanılan 9. Crespo Montero R, Rivero Arellano F, Contreras
Abad MD, Martinez Gomez A, Fuentes Galan MI,
giriş tekniklerinin ağrı oluşumunda etkili olduğu,
Pain degree and skin damage during arterioancak kullanılan teknikler arasında anlamlı farklılık
venous fıstula Puncture. EDTNA/ERCA,XXX
olmadığı saptanmıştır (p>0.05). Hemodiyaliz işlemi2004; 4:208-12.
nin yeterli olarak yapılmasında AV girişim yollarının
10.Figueiredo
A, Monteiro V, Figueiredo P.
sağlıklı olması hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle
Research
into
pain perception with arteriovenous
nefroloji/ HD hemşiresinin AV fistül ve greftlerin
fistula (AVF) cannulation. Journal of Renal Care
ömürlerinin uzun olması, tekrarlı işlemlerde belirle2008; 34(4):169- 72.
nen rehberler doğrultusunda bakım ve izlemini yapmanın yanısıra işlem sırasında hastanın konforunu 11.Ünver S, Emir G. AV kanülasyon tekniklerinin
avantaj ve dezavantajları yönünden incelenmesi.
sağlayan ve bakım ile izlemin kalitesini olumlu yön20.Ulusal Böbrek Hastalıkları, Diyaliz ve Transde etkileyen sonuçları kanıtlanmış hemşirelik giriplantasyon Hemşireliği Kongresi, 2010,117.
şimlerini bakıma yansıtma sorumluluğu da bulunmaktadır (14,15). Tüm bunlardan yola çıkılarak, 12.……... Guidelines for Vascular Access.http//
www.kidney.org (Erişim tarihi:13.01.2011)
benzer çalışmaların örneklem sayısı arttırılarak tekrarlanması, ağrıyı azaltmada etkisi olan buttunhole 13.Rushing J. Caring for a patient’s vascular access
for hemodialysis. Nursing 2010; 40(10): 53.
tekniği gibi farklı tekniklerle karşılaştırmalı çalışma14.Ball L. Improving arteriovenous fistula
ların planlanması önerilmektedir.
cannulation skills. Nephrology Nursing Journal
2005; 32(6):1-7.
Kaynaklar
15.Mapes
D. Nurses’impact on the choice and
1. Akyol A.Üriner Sistem Hastalıklarında Bakım.
longevity of vascular access. Nephrology Nursing
Böbrek Hastalıkları, Diyaliz ve Transplantasyon
Journal 2005; 32(6): 670-74.
Hemşireleri Derneği Yayınları No:4 Birinci Ba16. Aslan FE. Ağrı Değerlendirilmesi ve Ölçümü.
sım, Meta Yayıncılık,2005,112–132.
Ağrı Doğası ve Kontrolü. Birinci Basım İstanbul:
2. Çelik G, Özbek O,Yılmaz M, Duman İ,Özbek S,
Avrupa Tıp Kitapçılık Ltd.Şti; 2006:66-99.
et al. Vapocoolant Spray vs Lidocaine /Prilocaine
17.
Candiotti K, Rodriguez Y, Koyyalamudi P, Curia
cream for reducing the pain of venipuncture in
L, Arbeart K et al. .The effect of needle bevel
hemodialysis patients. A randomized, placeboposition on pain for subcutaneous lidocaine
controlled, crossover study. Int J Med Sci 2011; 8
injection. J PeriAnesthesia Nurs 2009; 24(4): 241
(7): 623-27.
-43.
3. Süleymanlar G, Altıparmak MR, Seyahi N,
18.
Bahar Z. Verilerin Çözümlenmesinde İstatistikTrabulus S (Ed). Türkiye’de Nefroloji –Diyaliz
sel Yöntemler. Hemşirelikte Araştırma İlke, Süve Transplantasyon- Registry 2011. İstanbul: Türk
reç ve Yöntemler. İstanbul: Odak Ofset;
Nefroloji Derneği Yayınları; 2012.
2002:189–250.
4. Waterhouse D.Vascular access: A role for a renal
19.
Rodrigues LG, Martins N, Ademar A, Moreira
nurse clinician. EDTNA ERCA J 2002; 28(2): 64PJ, Brizida H et al.
Puncture of the
6.
arteriovenous
fistula:
bevel
upward or bevel
5. Hentschel D. Vascular access for hemodialysis.
downward? EDTNA/ERCA Journal XXIX 2003;
www.nephrologyrounds.org. Erişim tarihi: 2008.
2:104.
6. Sabitha PB, Khakha DC, Mahajan S, Gupta S,
Agarwal M et al. Effect of cryotherapy on 20. McCann M, Einarsdottir H, Van Waeleghem JP,
Murphy F,
SedgwickJ. Vascular access
arteriovenous fistula puncture-related pain in
management II: AVF/AVG cannulation
hemodialysis patients. Indian J of Nephrol.2008;
technıques and complications. Journal of Renal
18(4):155-158.
Care 2009; 35(2):90-98.
7. McCann M, McCann M, Einarsdottir H,
21.
Fistula First .Change concepts.http://www.fıstula
Waeleghem J, Murphy F. Vascular access
first.org (Erişim tarihi:14.10.2012).
18
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Hemodiyaliz Hastalarının Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının Değerlendirilmesi
Uzm.Hemş. Seher BAŞARIR, Doç.Dr. Sezgi ÇINAR PAKYÜZ
Özet
S
Bu çalışma; kronik hemodiyaliz hasta-
This study was conducted to investigate healthy
larının sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını de-
lifestyle behavior in chronic hemodialysis patients as
ğerlendirmek amacı ile tanımlayıcı ve kesitsel
descriptive and cross-sectional. The study was
olarak yapıldı. Araştırma üç özel diyaliz merke-
performed on 365 hemodialysis patients recruited
zinde 365 hemodiyaliz hastası ile yapıldı. Araş-
from three private dialysis centers. The study data was
tırma verileri Hasta Tanıtım Formu ve Sağlıklı
collected via The Patient Information Form and
Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği-II (SYBDÖ-
Healthy Lifestyle Behavior Scale (HLBS)-II. Student t
II) ile toplandı. Verilerin istatistiksel analizinde
-test, Mann Whitney-U test, ANOVA, Kruskal Wallis
t-testi, Mann Withney-U, ANOVA, Kruskal
variance vnalysis and Pearson’s correlation cnalysis
Wallis varyans analizi ve Pearson’s korelasyon
were used for statistical analysis of data. Physical
analizleri kullanıldı. Kadınların fiziksel aktivi-
activity, nutrition, spiritual growth, interpersonal
te, beslenme, manevi gelişim stres yönetimi alt
relations, stress management subscale scores and total
ölçek puanları ve toplam SYBDÖ-II puanları-
scores of HLBS-II of females were lower than males.
nın erkeklerden daha düşüktü. Bekar hastaların
It was found that physical activity scores of non-
fiziksel aktivite puanları evlilerden daha yük-
married cases were lower than that married cases, and
sek, evlilerin ise beslenme puanları bekarlardan
nutrition subscale scores of married cases were higher
daha yüksek olduğu belirendi. Sigara kullanan
than that of non-married cases. Physical activity
hastaların fiziksel aktivite puanları sigara kul-
subscale scores of smoker dialysis patients were lower
lanmayanlara göre daha düşüktü. Alkol kulla-
compared to non-smokers. Total scores and physical
nan hastaların toplam SYBDÖ-II ve fiziksel
activity subscale scores of patients consuming alcohol
aktivite puanları alkol kullanmayanlara göre
were lower compared to non-consumers. There were
daha düşüktü. Hasta yaşı ile fiziksel aktivite,
negative correlations between patients’ age with
manevi gelişim ve kişilerarası ilişki alt ölçek
scores of physical activity, spiritual growth and
puanları arasında negatif korelasyon bulundu.
interpersonal relations subscales. There were negative
Serum potasyum ve açlık kan şekerinin düzey-
correlations between body weight with scores of
leri ile SYBDÖ-II toplam puanları, fiziksel ak-
physical activity subscale and teher were positive
tivite, beslenme ve manevi gelişim alt ölçek
correlation between body weight with scores of
puanları arasında negatif ilişki bulundu. Buna
nutrition subscales. There were negative correlations
göre; sağlıklı yaşam biçimi davranışlarında me-
among levels of serum potassium and fasting blood
deni durumun ve sigara, alkol gibi alışkanlıkla-
glucose with scores of HLBS-II, physical activity,
rın etkili olduğu, sağlıklı yaşam biçimi davra-
nutrition and spiritual growth subscales. In this case, it
nışların da kan biyokimyasını etkilediği söyle-
has been suggested that marital status have effects on
nebilir.
healthy lifestyle behaviors and healthy lifestyle
Anahtar
Kelimeler:
Hemodiyaliz,
u
behaviours
m
effect
m
on
blood
a
r
y
biochemistry.
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları, Kan Biyo-
Key Words: Hemodialysis, healthy lifestyle behavior,
kimyası.
19 biochemistry.
blood
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Giriş
Hemodiyaliz, son dönem böbrek yetmezliği
(SDBY)’nde uygulanan yerine koyma tedavilerindendir (1,2). Türkiye’de SDBY nedeni ile hemodiyaliz tedavisi alan 48.900 hasta bulunmaktadır (3).
Hemodiyaliz yaşam kurtaran bir tedavi yöntemi olmakla birlikte hastaların normal yaşam düzenini ve
yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilemektedir (2).
Kronik bir hastalığın varlığı ve düzenli diyaliz tedavisinin ortaya çıkardığı zorluklar hastanın yaşam
kalitesini fizyolojik, psikolojik ve sosyal alanlarda
olumsuz etkilemektedir (2,4).
Düzenli hemodiyaliz tedavisi alan hastalar, hastalığın belirtileri ile başetmek, bir diyet programına uymak, beden imgesindeki değişikliklere uyum sağlamak, kişisel, toplumsal ve mesleki amaçlarını yeniden gözden geçirmek durumunda kalırlar. Bu durum, bireyleri sosyal, ekonomik ve psikolojik açıdan
etkiler (3,5). Kuruma ve hemodiyaliz makinasına
bağımlı olmanın yanı sıra hastalığın ve tedavinin
getirdiği kısıtlamalar hastanın alışkanlıklarından
vazgeçmek zorunda kalmasına neden olur (2).
Hemodiyaliz hastalarının yaşam kalitesinin artırılmasında tedaviye uyumlarının sağlanması ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının kazandırılması
önemlidir (2,6). Sağlıklı yaşam biçimi, bireyin sağlığını etkileyebilen tüm davranışlarını kontrol etmesi
ve günlük aktivitelerini düzenlemede sağlık durumuna uygun davranışları seçerek düzenlemesi biçiminde tanımlanmaktadır (7,8). Hastalıklardan korunmada, erken tanı konulmasında ve sağlığın sürdürülmesinde sağlığı geliştirici davranışlar oldukça
önemlidir. Sağlığı geliştirme davranışları, hastalıkların ortaya çıkış sıklığını ve mortaliteyi azaltmaktadır
(9,10).
Günümüzde sağlık kavramı, sağlığı koruma ve geliştirme üzerine odaklanmıstır. Sağlığı koruma bir
davranışı yapmama ve sakınmayı ifade eden dengeli
ve durağan bir süreç iken, sağlığı geliştirme sağlığı
olumlu yönde geliştirmeyi hedefleyen dinamik bir
süreç olarak açıklanmıştır (11). Sağlığı geliştirme,
bireyin sağlığını koruyup, geliştireceğine inandığı ve
hastalıkları asemptomatik dönemde ortaya çıkartarak, önlemeye yardımcı olacak her türlü tutum ve
davranışı içermektedir. Bireylere olumlu sağlık davranışı kazandırmak için, bireyin bir davranışı yapıp
20
yapmadığı ve etkileyen faktörlerin tanınması gerekmektedir. Bu nedenle davranış sürecini değerlendiren birçok model geliştirilmiştir. Bu modellerden
biri, Sağlığı Geliştirme Modeli (Health Promotion
Model) dir (11,12).
Pender tarafından 1982-1984 yılları arasında geliştirilen ve sosyal öğrenme teorisinden kaynaklanan
model, sağlığı geliştiren davranışları açıklamaya
yönelik geliştirilmiştir. Modelde sağlığı geliştiren
davranışları etkileyen bileşenler; bilişsel algılama
faktörleri, değiştirilebilir faktörler ve davranışın
oluşmasını etkileyen değişkenler olarak açıklanmaktadır. Davranışsal faktörler, bireyin bilişsel ve
psikomotor beceri düzeyinin gelişmesinde, sağlıklı
yaşam biçimi davranışlarının kazandırılmasında etkili olmaktadır (12).
Sağlıklı yaşam biçimi, bireyin sağlığını etkileyebilen
tüm davranışlarını kontrol etmesi ve günlük aktivitelerini düzenlemede kendi sağlık düzeyine uygun
davranışları seçerek düzenlemesi olarak tanımlanmıştır (12). Bireyler sağlıklı bir yaşam biçimini benimseyerek daha sağlıklı beslenmekte, kalp-damar
hastalıklarından korunmakta, bireylerin entelektüel
kapasiteleri artmakta, bağışıklık sistemini güçlendirmekte, normal beden ağırlığını korumakta ve stresle
uygun bir şekilde baş edebilmelerini sağlamaktadır
(13,14,15).
Sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını etkileyen birçok faktör vardır. Bunlar arasında demografik özellikler, sosyo-ekonomik durum, davranışsal, durumsal faktörler, biyolojik özellikler ve kişilerarası etkileşim sayılabilir (16). Yapılan çalışmalarda eğitim,
gelir ve mesleki durumun (17), yaş ve medeni durumun (18) sağlıklı yasam biçimi davranışlarının uygulanmasında ve sürdürülmesinde etkili olduğu bildirilmiştir.
Hemşireler, hastaların sağlık düzeyine uygun günlük
aktiviteleri planlamalı ve sürdürülmesini sağlamalıdır. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği’nin
sağlığı geliştirme davranışlarının belirlenmesinde ve
bu amaca yönelik planlanacak programların etkinliğini değerlendirilmesinde kullanılabileceği belirtilmiştir (12). Bu çalışma; kronik hemodiyaliz hastalarının sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını değerlendirmek amacı ile yapıldı.
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
stres yönetimidir (madde 5,11,17,23,29,35,41,47).
Gereç ve Yöntem
Araştırma; Ocak-Mayıs 2011 tarihleri arasında Ölçeğin derecelendirmesi 4’lü likert tipte olup, hiçyapıldı. Araştırmanın örneklemini, az bir yıldır he- bir zaman “1”, bazen “2”, sık sık “3” ve düzenli “4”
modiyaliz tedavisi alan ve iletişim sorunu olmayan
olarak puanlanmaktadır. Ölçeğin tamamı için en
365 kronik hemodiyaliz hastası oluşturdu.
düşük puan 52, en yüksek puan 208’dir. Revize edi-
Veri toplama araçları: Veriler Hasta Tanıtım For- len ölçeğin sağlığı geliştirme davranışlarının belirmu ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği-II lenmesinde ve bu amaca yönelik planlanacak progile yüzyüze görüşme yöntemi kullanılarak araştırma- ramların etkinliğini değerlendirilmesinde kullanılacı tarafından toplandı. Her bir hasta için görüşme ve bileceği belirtilmiştir (8).
Ölçeğin Cronbach alfa güvenirlik katsayısı top-
verileri toplama süresi ortalama 30 dakikadır.
Hasta Tanıtım Formu: Araştırmacı tarafından lam ölçek için 0.94 olup, altı alt faktörler için 0.79hazırlanan bu formda hastaların yaş, cinsiyet, mede- 0.87 arasında değişim göstermektedir (19). Yapılan
ni durum, çalışma durumu gibi sosyodemografik bu çalışmada Cronbach alfa güvenirlik katsayısı topözellikleri, antropometrik ölçümleri, tanı ile ilgili lam ölçek için 0.91 olarak bulundu.
Verilerin Değerlendirilmesi: Çalışmadan elde
bilgileri, periton diyalizi ve transplantasyon öyküsü,
tam kan sayımları ve diğer biyokimyasal parametre- edilen tüm veriler bilgisayarda Statistical Packages
for the Social Science (SPSS) 11.5 kullanılarak deleri yer almaktadır.
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği: ğerlendirildi. Tanımlayıcı istatistiksel analizler yaWalker, Sechrist and Pender (1987) tarafından oluş- pıldıktan sonra (frekans, yüzde dağılımı, ortalama ±
turulan orijinal ölçek, ülkemizde Esin (1997) tara- standart sapma), sürekli değişkenlerin normal dağılıfından geçerlik ve güvenirliği yapılmıştır. Bireyin ma uygunluğu Shapiro Wilks Testi ile değerlendirildi. Sürekli değişkenlerin, sosyodemografik veya
sağlıklı yaşam biçimi ile ilişkili olarak sağlığı geliş-
tiren davranışlarını ölçer (7). Orjinal ölçek, alt grup- klinik özelliklere göre oluşturulan gruplarda fark t
ları gözden geçirilip, daha yüksek alfa etkinlik sevi- testi, ANOVA, Pearson’s korelasyon analizi, normal
yeleri oluşturmak için yenilenmiştir (19). Yenilenen dağılıma uymayan verilerde ise Kruskal Wallis
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği-II Varyans Analizi ve Mann-Whitney U testi kullanıldı. Veriler %5 yanılma düzeyinde, p<0.05 değeri
(Health Promotion Lifestyle Profile II), ülkemizde
Bahar, Beşer, Gördes, Ersin ve Kıssal (2008) tara- istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Araştırmanın Etik Yönü: Araştırmalarda; hasta
fından güvenirlik ve geçerliği yapılmıştır (8).
bireylerin bireysel hakları korumak, bireyin sağlığı-
Bu ölçek 52 madde ve altı alt boyuttan oluşmak-
tadır. Bunlar; manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler, nı ön planda tutmak, zarar vermemek ve insana özgü
beslenme, fiziksel aktivite, sağlık sorumluluğu ve değerlerle bilim arasında denge sağlamak gerekmekstres yönetimidir. Ölçeğin alt boyutları; sağlık so- tedir. Çalışmada rehber alınan bu etik düşünceler
rumluluğu (madde 3,9,15,21,27,33,39,45,51), fizik- ‘insana zarar vermeme’ kuralından yola çıkarak
sel aktivite (madde 4,10,16,22,28,34,40,46), beslen- ‘önce yarar’ ilkesine dayandı. Araştırmada göz
me (madde 2,8,14,20,26,32,38,44,50), manevi geli- önünde bulundurulan diğer bir ilke ‘özerkliğe saygı’
şim (madde 6, 12, 18, 24, 30, 36, 42, 48, 52), kişile- ve ‘insana ve insanın karar verme hakkına saygı’ idi.
rarası ilişkiler (madde 1,7,13,19,25,31,37,43,49) ve
21
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Katılımcılara özgür ve bağımsız olarak kendi
Bulgular
başına karar verme hakkı olduğu için araştırmaya
Çalışmaya alınan 365 hemodiyaliz hastasının %
katılmaya istekli olanlar seçildi. Özerkliğe saygı
53.4’ü erkek, %86.8’i evli, %56.4’ü ilkokul mezu-
ilkesine göre; araştırmacı veri toplamadan önce
nu, %45.5’i emekli (Tablo 1) olup, yaş ortalaması
kendini tanıttı, araştırmanın amacı, planı beklenen
56.56 ±14.49 (17-90) yıldır. Hastaların %4.1 (n=)’
yararları, katılanların bilgilerinin saklı kalacağını,
inin daha önce böbrek nakli olduğu, %5.8 (n=)’inin
istedikleri zaman araştırmadan çıkabileceklerini
de periton diyalizi uyguladığı %83.3 (n=304)’ünün
açıkladı ve katılımcılardan sözel bilgilendirilmiş
sigara kullanmadığı, %97.3 (n=355)’ünün de alkol
onam alındı.
kullanmadığı belirlendi. Beden kütle indeksi (BKİ)
Araştırmanın yürütüleceği kuruma; araştırmanın
amacı, planını belirten ve araştırmada kullanılacak
veri toplama araçlarının da ek olarak yer aldığı başvuru dosyası ile müracaat edilerek araştırma için
izin alındı.
ortalaması 24.90±5.33 (13-43) kg/m2’dir.
Çalışmaya alınan hastaların primer böbrek hastalıkları Tablo 1’de verildi.
Tablo 1. Sosyodemografik Özellikler ve Primer Böbrek Hastalıkları
n
%
Kadın
Cinsiyet
170
46.6
Erkek
195
53.4
Medeni Durum
Evli
Bekar
317
48
86.8
13.2
Okur-Yazar Değil
Okur-Yazar
İlköğretim Mezunu
Lise Mezunu
Üniversite Mezunu
64
15
206
50
30
17.5
4.1
56.4
13.7
8.2
Emekli
166
45.5
Memur
İşçi
5
2
1.4
0.5
Serbest Meslek Sahibi
32
8.8
Ev Hanımı
160
43.8
Eğitim Durumu
Çalışma Durumu
Primer Tanı
Diyabetik Nefropati
Hipertansif Nefropati
Glomerülonefrit
Piyelonefrit
Polikistik Böbrek
Diğer
22
97
104
69
21
28
46
26.6
28.5
18.9
5.8
7.7
12.6
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Kan basıncı ve laboratuvar verileri Tablo 2’de gösterildi.
Tablo 2. Kan Basıncı ve Biyokimyasal Veriler (n=365)
SKB (mmHg)
DKB (mmHg)
Sodyum (mEq/L)
Potasyum (mEq/L)
Kalsiyum (mg/dl)
T.Protein (mg/dl)
Albumin (g/dl)
T.Kolesterol (mg/dl)
Trigliserid (mg/dl)
AKŞ (mg/dl)
Hb (g/dl)
Hct (%)
Ort
118.60
70.29
135.84
5.12
9.00
6.67
4.08
168.46
193.56
124.62
11.29
34.97
SS
24.93
13.86
10.36
0.84
0.92
0.62
0.39
46.34
116.08
63.97
1.64
5.13
Min
60.00
40.00
1.39
3.10
3.00
4.20
2.80
75.00
37.00
49.00
5.50
18.10
Maks
220.00
140.00
145.00
10.10
13.70
9.00
6.80
358.00
746.00
444.00
16.40
49.80
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği (SYBDÖ)-II ve alt boyut puan ortalamaları Tablo 3’de
gösterildi.
Tablo 3. Toplam SYBDÖ-II ve Alt Boyut Puanları (n=365)
SYBDÖ-II
Ort
SS
Min
Maks
Sağlık Sorumluluğu
Fiziksel Aktivite
Beslenme
Manevi Gelişim
Kişilerarası İlişkiler
27.18
13.39
25.50
31.92
31.37
4.22
4.63
3.43
3.68
3.87
11.00
8.00
15.00
16.00
16.00
76.00
29.00
36.00
36.00
36.00
Stres Yönetimi
Toplam SYBDÖ Puanı
27.38
156.72
3.63
15.53
14.00
107.00
32.00
223.00
Kadın ve erkek hemodiyaliz hastaları arasında SYBDÖ-II ölçeğindeki sağlık sorumluluğu ve
kişiler arası ilişkiler alt boyut puanları açısından anlamlı fark bulunmazken (p>0.05), toplam
SYBDÖ-II puanları, fiziksel aktivite, beslenme, manevi gelişim ve stres yönetimi alt boyut puanları açısından anlamlı fark bulundu (p<0.01, p<0.01, p<0.01, p<0.05 ve p<0.01). Kadınların toplam
SYBDÖ-II puanları, fiziksel aktivite, beslenme, manevi gelişim ve stres yönetimi alt ölçek puanları erkeklerin puanlarından daha düşüktü (Tablo 4).
23
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Tablo 4. Cinsiyete Göre Toplam SYBDÖ-II ve Alt Boyut Puanları Farkı
Kadın
Ort
SS
Sağlık Sorumluluğu
Fiziksel Aktivite
Beslenme
Manevi Gelişim
Kişilerarası İlişkiler
Stres Yönetimi
SYBDÖ
Erkek
Ort
SS
U
27.16
3.19
27.19
4.95
0.831
16362.5
12.20
24.96
4.00
3.19
14.42
25.97
4.89
3.56
0.001**
0.003**
31.36
3.82
32.41
3.49
0.003**
31.35
3.73
31.39
4.00
0.747
26.93
3.74
27.78
3.50
0.022*
153.89
14.81
159.16
15.76
0.001**
11964.5
13623
13601.
5
16252.
5
14284.
5
13207.
5
Evli
Sağlık Sorumluluğu
Fiziksel Aktivite
Beslenme
Manevi Gelişim
Kişilerarası İlişkiler
Stres Yönetimi
Toplam SYBDÖ
p
Bekar
Ort
SS
Ort
SS
p
U
27.27
4.34
26.56
3.24
0.212
6764.5
13.09
25.76
31.85
4.46
3.32
3.69
15.33
23.81
32.37
5.25
3.69
3.60
0.005*
0.001*
0.295
5692.5
5122
6899
31.45
3.69
30.88
4.94
0.856
7485
27.45
156.84
3.61
15.59
26.94
155.90
3.80
15.26
0.381
0.765
7015
7381
Not: Mann Whitney-U testi kullanıldı. *p<0.05, **p<0.01.
Evli ve bakar hastalar arasında toplam
SYBDÖ-II puanları, fiziksel aktivite ve bes-
SYBDÖ-II puanları, sağlık sorumluluğu, manevi
lenme alt ölçek puanları diğer eğitim gruplarından
gelişim, kişilerarası ilişkiler ve stres yönetimi puan-
daha
ları açısından anlamlı fark bulunmazken (p>0.05),
KW=41.038, p<0.01 ve KW=16.582, p<0.01). Lise
fiziksel aktivite ve beslenme puanları açısından an-
mezunlarının sağlık sorumluluğu alt ölçek puanları
lamlı fark bulundu (p<0.01ve p<0.01). Bekarların
diğerlerinden daha yükskti (KW=9.795, p<0.05).
fiziksel aktivite puanları bekarlardan daha yüksek
Okur-yazar olmayanların ise manevi gelişim, kişile-
iken, evlilerin beslenme alt boyut puanları bekarlar-
rarası ilişkiler ve stres yönetimi alt ölçek puanları
dan daha yüksekti (Tablo 4).
diğerlerinden daha düşüktü (KW=41.476, p<0.01;
yüksek
bulundu
(KW=46.653,
p<0.01;
KW=9.973, p<0.05 ve KW=28.697, p<0.01).
Eğitim durumlarına göre toplam SYBDÖ-II
puanı ve tüm alt boyut puanları istatistiksel olarak
anlamlı faklılık gösterdi. Üniversite mezunlarının
toplam
24
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Sigara içen ve içmeyen hastalar arasında toplam
tadır (Tablo 5).
SYBDÖ-II puanı, sağlık sorumluluğu, beslenme,
Diyaliz hastalarının sistolik ve diyastolik kan
manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler ve stres yöneti-
basınçları ile toplam SYBDÖ-II puanı ve alt boyut-
mi alt ölçek puanları açısından istatistiksel olarak
larının hiç biri arasında anlamlı korelasyon bulun-
anlamlı fark bulunmazken (p>0.05), fiziksel aktivite
madı (p>0.05), (Tablo 5). Benzer şekilde serum
alt ölçek puanları açısından anlamlı fark bulundu
sodyum, total kolesterol, trigliserid, hemoglobin
(U=5888, p<0.01). Sigara kullanan hastaların fizik-
(Hb) ve hematokrit (Htc) düzeyleri ile toplam
sel aktivite alt ölçek puanları sigara kullanmayan
SYBDÖ-II puanı ve alt boyutları arasında da anlam-
hastaların puanlarından daha düşüktü.
lı korelasyon bulunmadı (p>0.05), (Tablo 5).
Alkol kullanan ve kullanmayan hastalar arasında
Serum potasyum düzeyi ile sağlık sorumluluğu,
sağlık sorumluluğu, beslenme, manevi gelişim, kişi-
kişilerarası ilişkiler ve stres yönetimi arasında an-
lerarası ilişkiler ve stres yönetimi alt boyut puanları
lamlı korelasyon bulunmazken (p>0.05), toplam
açısından anlamlı fark saptanmazken (p>0.05), top-
SYBDÖ-II puanı, fiziksel aktivite, beslenme ve ma-
lam SYBDÖ-II puanı ve fiziksel aktivite alt boyut
nevi gelişim puanları arasında pozitif yönde anlamlı
puanları açısından anlamlı fark saptandı (U=950,
korelasyon bulundu (p<0.01, p<0.05, p<0.05 ve
p<0.05 ve U=1079.5, p<0.05). Alkol kullanan has-
p<0.01). Buna göre; sağlıklı yaşam biçimi davranış-
taların toplam SYBDÖ-II ve fiziksel aktivite puan-
ları, fiziksel aktivite, beslenme ve manevi gelişim
ları alkol kullanmayanlardan daha düşüktü.
arttıkça serum potasyum düzeyi azalmaktadır
(Tablo 5).
Hasta yaşı ile sağlık sorumluluğu, beslenme ve
stres yönetimi puanları arasında istatistiksel olarak
Total protein düzeyi ile sadece stres yönetimi
anlamlı korelasyon bulunmazken (p>0.05), toplam
puanları arasında negatif yönde (p<0.01), serum
SYBDÖ-II puanı, fiziksel aktivite, manevi gelişim
albümin düzeyi ile toplam SYBDÖ-II puanı, fiziksel
ve kişilerarası ilişkiler puanları arasında negatif
aktivite, manevi gelişim ve kişilerarası ilişkiler pu-
yönde anlamlı korelasyon bulundu (p<0.01, p<0.01,
anları arasında pozitif yönde anlamlı korelasyon
p<0.01 ve p<0.01). Buna göre; yaş arttıkça toplam
bulundu (p<0.01, p<0.05, p<0.05 ve p<0.01). Buna
sağlıklı yaşam biçimi davranışları, fiziksel aktivite,
göre; stres yönetimi arttıkça total protein düzeyi
manevi gelişim ve kişilerarası ilişkiler azalmaktadır
azalmakta, sağlıklı yaşam biçimi davranışları, fizik-
(Tablo 5).
sel aktivite, manevi gelişim ve kişilerarası ilişkiler
arttıkça serum albümin düzeyi de artmaktadır
Beden kitle indeksi (BKI) ile sağlık sorumlulu-
(Tablo 5).
ğu, beslenme ve kişilerarası ilişkiler puanları arasında anlamlı korelasyon bulunmazken (p>0.05), top-
Açlık kan şekeri (AKŞ) düzeyi ile toplam
lam SYBDÖ-II puanı, fiziksel aktivite, manevi geli-
SYBDÖ-II puanı, fiziksel aktivite ve manevi geli-
şim ve stres yönetimi arasında negatif yönde anlam-
şim puanları arasında negatif yönde anlamlı ilişki
lı korelasyon bulundu (p<0.01, p<0.01, p<0.01 ve
bulundu (p<0.05, p<0.01 ve p<0.05). Buna göre;
p<0.05). Buna göre; toplam sağlıklı yaşam biçimi
sağlıklı yaşam biçimi davranışları, fiziksel aktivite
davranışları, fiziksel aktivite, manevi gelişim ve
ve manevi gelişim arttıkça açlık kan AKŞ azalmak-
stres yönetimi arttıkça beden kitle indeksi azalmak-
tadır (Tablo 5).
25
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Tablo 5. Toplam SYBDÖ-II ve Alt Boyut Puanları ile Yaş, BKİ ve Kan Basıncı Arasındaki İlişkiler (n=365).
Yaş (yıl)
BKİ
(kg/m2)
SKB
(mmHg)
DKB
(mmHg)
Sodyum
(mEq/L)
Potasyum
(mEq/L)
Kalsiyum
(mg/dl)
Protein
(mg/dl)
Albumin
(g/dl)
Kolesterol
(mg/dl
Trigliseri
d (mg/dl)
AKŞ (mg/
dl)
Hb (g/dL)
Hct (%)
Sağlık Sorumluluğu
-0.058
0.266
Fiziksel
Aktivite
-0.396
0.001**
0.067
p
r
Beslenme
0.005
0.921
Kişilerarası İlişkiler
-0.151
0.004**
-0.280
0.086
-0.162
-0.038
-0.156
-0.131
0.202
0.001**
0.099
0.002**
0.472
0.003**
0.012*
0.017
0.023
-0.008
-0.089
-0.069
-0.081
-0.047
p
r
0.742
0.669
0.886
0.090
0.189
0.123
0.372
0.023
0.097
0.030
-0.039
-0.004
-0.044
0.021
p
r
0.663
0.065
0.561
0.453
0.946
0.405
0.684
0.023
-0.084
-0.081
-0.076
-0.029
-0.092
-0.084
p
r
0.668
0.110
0.121
0.148
0.579
0.080
0.108
-0.002
0.172
0.110
0.128
0.053
0.101
0.144
0.967
0.001**
0.036*
0.014*
0.314
0.054
0.006**
-0.070
0.029
-0.004
-0.026
0.065
-0.035
-0.010
0.183
0.585
0.943
0.617
0.216
0.509
0.846
-0.095
0.098
0.034
-0.087
-0.063
-0.207
-0.073
p
r
0.068
0.062
0.520
0.098
0.229
0.001**
0.164
0.048
0.327
0.069
0.113
0.122
-0.010
0.180
p
r
0.356
0.001**
0.186
0.031*
0.019*
0.845
0.001**
-0.055
-0.103
-0.004
-0.050
-0.048
-0.037
-0.079
0.294
0.050
0.943
0.343
0.365
0.478
0.133
-0.010
-0.028
0.013
0.005
-0.014
0.065
0.006
0.848
0.590
0.799
0.926
0.790
0.214
0.911
-0.033
-0.218
0.038
-0.116
-0.091
-0.010
-0.118
p
0.535
0.001**
0.468
0.026*
0.082
0.852
0.025*
r
p
r
p
0.050
0.342
0.009
0.865
0.078
0.138
0.069
0.190
-0.034
0.517
-0.070
0.181
0.090
0.087
0.092
0.079
0.013
0.808
0.023
0.661
-0.031
0.551
0.002
0.976
0.046
0.380
0.036
0.498
r
p
r
p
r
p
r
p
r
p
r
Stres
Yöneti-0.041
0.434
Toplam
SYBDÖ
Manevi
Gelişim
-0.300
0.001**
-0.251
0.001**
Tartışma
Dünya Sağlık Örgütü bireylerin sağlık kalitelerinin
Sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının mortalite
%60’ının davranış ve yaşam tarzına bağlı olduğuna
ve morbidite yanında, yaşam kalitesi üzerine de
işaret etmektedir (21).
olumlu etkilerde bulunmaktadır (20).
26
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Yaptığımız çalışmada, toplam SYBDÖ-II ortala- nımı gibi doğrudan sağlıklı yaşam biçimi ile ilişkili
ma puanları 156.72 ± 15.53 olarak bulundu. davranışlar, böbrek yetmezliği riskini de artırmaktaSYBDÖ-II’nin alt boyutlarının puan ortalamaları dırlar (30). Sözü edilen durumların çoğu, böbrek
ise; sağlık sorumluluğu 27.18±4.22, fiziksel aktivite hastalıkları açısından hem altta yatan neden hem de
13.39±4.63, beslenme 25.50±3.43, manevi gelişim yetersizliğe katkısı olan faktörler olarak sınıflandırı31.92±3.68, kişilerarası ilişkiler 31.37±3.87, stres labilir. Bu nedenle, böbrek hastalıkları riskini artıran
yönetimi 27.38±3.63’dür.
hastalıkların yaşam tarzı değişiklikleriyle önlenmesi
ve/veya böbrek hastalıklarının gidişi sırasında hasta-
Literatürde hemodiyaliz hastalarının sağlıklı ya-
lık üzerine olumsuz etkileri olan eş tanıların uygun
şam kalitesini değerlendiren benzer çalışmaya rast-
bir biçimde tedavi edilmesi, son dönem böbrek yet-
lanmamıştır ve çalışmamız, Türkiye’de diyalize de-
mezliği sıklığında ve diyaliz gereksinimi olan hasta
vam eden hastalarda sağlıklı yaşam biçimi davranış-
sayısında azalma sağlayacaktır. Böbrek hastalığı
larını değerlendiren ilk çalışmadır. Gelecekte konu
olan bireylerin önerilen yaşam tarzı değişiklerine
ile ilgili yapılacak başka çalışmalara temel oluştur-
uymakta güçlük çektikleri ve buna bağlı olarak
ması ve uygulanacak eğitim programlarında sağlıklı
prognozun kötüleştiği bilinmektedir (31).
yaşam biçimi davranışlarına dikkat çekmesi açısından önemlidir.
Yaptığımız çalışmada; erkek diyaliz hastalarının
kadınlara göre daha fazla egzersiz yaptıkları ve bes-
Kronik hastalıklarla ilişkilendirilen sağlıksız ya-
lenme alışkanlıkları, manevi gelişim ve stres yöneti-
şam biçimi davranışları arasında dengesiz beslenme,
mi açısından daha olumlu davranışlara sahip olduk-
beden kütle indeksinin fazla olması, sigara kullanımı
ları belirlendi. Kadının hem evdeki ve/veya işdeki
ve sedanter yaşam yer almaktadır (23). Obezitedeki
sorumlulukları dikkate alındığında, ülkemizdeki er-
artış ve daha sedanter yaşam diyabetin yaş profilini
kek egemen kültürel yapının baskınlığı bağlamında
değiştirmiştir. Diyabet, günümüzde geriatrik bir so-
örneklemimizdeki kadınların planlı egzersiz yapa-
run olarak değerlendirilmemekte ve başlangıç yaşı-
mamaları, stres yönetiminde yetersiz kalmaları daha
nın giderek düştüğü gözlenmektedir (24). Çok sayı-
anlaşılır hale gelmektedir. Bu nedenle, kadın diyaliz
da çalışma sonuçları, diyabetin önlenmesinde yaşam
hastalarının daha fazla egzersize yönlendirilmesi ve
tarzı değişikliklerinin (diyet ve fiziksel aktivite gibi)
stresle baş etme becerilerinin aratırılmasına yönelik
önemini göstermiştir (25,26). Aynı biçimde, hiper-
girişimlerde bulunulması daha önemli hale gelmek-
tansiyonu olan bireylerde yaşam tarzı değişiklikleri-
tedir
nin hastalığın önlenmesi ve tedavisinde çok önemli
olduğu vurgulanmıştır (27). Yaşam tarzı değişiklik-
Sağlık çalışanları, rutin olarak kronik hastalığı
leri, obezitenin önlenmesi ve azaltılması amacıyla olan birçok erişkine fiziksel aktivite önerilerinde
sı klı kl a
kul lanı lan
gi r i şi ml erdir
( 28).
bulunmaktadırlar. Fiziksel aktivitenin sağlık ve iyi-
Kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve kronik böb- lik hali (well-being) üzerine etkileri fark edilmiş
rek hastalıkları biri diğerinin komplikasyonu olabi- olmasına karşın, kronik hastalığı olan çoğu erişkin
len hastalıklardır. Sonuç olarak, bu kronik hastalık- sedanter bir yaşam sürmektedir (32). O’Hare ve arların birlikte bulunma olasılıkları yüksektir. Ayrıca, kadaşları (2003) tarafından yapılan çalışmada,
bu hastalık grupları fazla kilolu veya obez olma, sedanter diyaliz hastalarının bir yıllık mortalite riskötü beslenme ve fiziksel aktivite azlığı ya da yoklu- kinin bir biçimde fiziksel aktiviteye katılan bireylerğu gibi bazı risk faktörlerini de bulundurmaktadırlar den daha yüksek olduğu gösterilmiştir (33).
(29). Fiziksel aktivite, obezite, sigara ve alkol kulla27
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Im ve arkadaşları (2011) tarafından yapılan kü-
lanmış bir duruma dönüşmektedir.
çük ölçekli bir çalışmada, kadınların fiziksel ve zi-
Sigara kullanımı, genel olarak tedaviye uyum-
hinsel sağlıkları için fiziksel aktivitenin gerekliliğini
suzluğun göstergelerindendir (39). Alkol kullanımı-
kabul ettikleri ancak, çoğu kadının fiziksel aktivite-
nın ise glomerüler hasar, hipertansiyon ve
sini artırmak konusunda eyleme geçemediği bulun-
hipertansif nefrosklerozis için potansiyel bir risk
muştur (34).
faktörü olduğu bildirilmiştir (40).
Yaptığımız çalışmada; evli hastaların bekarlara
Çalışmamızda, sigara kullanmayan hastalara gö-
göre daha fazla egzersiz yaptıkları ve daha iyi bes-
re sigara kullananların fiziksel aktivitelerinin daha
lenme alışkanlıklarına sahip oldukları belirlendi.
az olduğu, alkol kullanmayan hastalara göre alkol
Çok sayıda araştırmacı, aile yaşamının ve arkadaşla-
kullananların fiziksel aktivitelerinin ve sağlıklı ya-
rın fiziksel aktivite davranışı üzerine olumlu etkileri
şam tarzı davranışlarının yetersiz olduğu saptandı.
olduğu bildirilmiştir (35,36). SDBY, hem hastayı
Sigara ve alkol kullanan hastaların özellikle sağlık
hem de ailesini etkileyen bir durumdur. Hasta veya
sorumluluğu açısından kullanmayanlardan farklı
eş ile ilişkiler, bir teselli veya destek kaynağı olarak
olmaması şaşırtıcıdır. Bunun nedeni, sigara ve/veya
kabul edilmelidir. Çoğu çift, emosyonel destek sağ-
alkol kullanan hasta sayısının azlığı olabilir.
lamak için tutarlı bir yol geliştirmiş, günlük aktivitelerin birlikte yapıldığı, çatışmaların giderildiği
Çalışmamıza dahil edilen olguların BKİ ortala-
yaklaşımları uygulama becerisi kazanmıştır. Böyle-
ması 24.90 ± 5.33 kg/m2 idi. Buna göre hemodiyaliz
ce, hastalığa bağlı sorunlar azalmış ve çiftin yaşam
hastalarının fazla kilolu olduğu söylenebilir. Örnek-
doyumları artmıştır (37). Bizim çalışmamızda da,
lemimizde BKİ, total kolesterol ve açlık kan şekeri
bu bulguyu destekler nitelikte sonuçlar elde edilmiş-
ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları arasında nega-
tir. Ancak, medeni durumun sağlık sorumluluğu,
tif ilişki bulunması beklenen bir sonuçtur. Buna
manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler ve stres yöneti-
ileveten, obezite, diyabet, hipertansiyon ve
mi üzerine etkisi olmadığı yönünde bulgular elde
hiperlipidemi kronik böbrek hastalıkları riskini artı-
ettik. Evliliğin, sağlıklı yaşam biçimi davranışları-
ran durumlardır (30).
nın tüm boyutlarında etkili olmaması bizim için şa-
Serum potasyum düzeyi, uygulanan tedavi
şırtıcı oldu. Bunun nedeni, çalışmamızda değerlen-
rejimine uyumun bir göstergesi olarak kullanılmak-
dirilen olguların evlilik uyumlarının düzeyi ve çift-
tadır (41,42). Bu bilgi ile uyumlu olarak bizim çalış-
lerin birbirlerine destek düzeyleri ile ilişkili olabilir.
mamızda da, sağlıklı yaşam biçimi davranışları, fiziksel aktivite, beslenme ve manevi gelişim arttıkça
Yaptığımız çalışmada eğitim düzeyi arttıkça sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının da artma olduğu-
serum potasyum düzeyinin azaldığı bulundu. Buna
nu görüldü. Literatürdeki bulgular da, eğitimin eg-
göre, hemodiyaliz hastaları potasyum ile ilgili diyet
zersiz alışkanlıkları üzerine olumlu etkisi olduğunu
kısıtlamalarına uyum göstermektedir.
göstermektedir (38). Bu bağlamda, eğitimin sağlıklı
bir yaşamın sürdürülmesi açısından önemini kavramayı kolaylaştırdığı söylenebilir. Toplumun eğitim
düzeyi arttıkça, sağlıkla ilişkili algısı da daha yapı28
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Sonuç ve Öneriler
Kadınların toplam SYBDÖ-II puanları, fiziksel
aktivite, beslenme, manevi gelişim ve stres yönetimi
puanları erkeklerden daha düşük, bekarların fiziksel
aktivite puanları evlilerden daha yüksek iken, evlilerin beslenme puanları bekarlardan daha yüksek, lise
mezunların sağlık sorumluluğu puanları daha yüksektir.
Sigara kullanan hastaların fiziksel aktivite puanları sigara kullanmayanlara göre daha düşük ve alkol kullanan hastaların toplam SYBDÖ-II ve fiziksel aktivite puanlarının alkol kullanmayanlara göre
daha düşüktür. Hasta yaşı arttıkça toplam sağlıklı
yaşam biçimi davranışları, fiziksel aktivite, manevi
gelişim ve kişilerarası ilişkiler azalmaktadır.
Toplam sağlıklı yaşam biçimi davranışları, fiziksel aktivite, manevi gelişim ve stres yönetimi arttıkça beden kitle indeksi azalmakta, sağlıklı yaşam
biçimi davranışları, fiziksel aktivite, beslenme ve
manevi gelişim arttıkça serum potasyum düzeyi
azalmakta, sağlıklı yaşam biçimi davranışları, fiziksel aktivite ve manevi gelişim arttıkça açlık kan
AKŞ azalmaktadır.
Buna göre; sağlıklı yaşam biçimi davranışlarında
sosyodemografik özelliklerin ve sigara, alkol gibi
alışkanlıkların etkili olduğu, bu davranışların da kan
biyokimyasını etkilediği söylenebilir.
Bu sonuçlar doğrultusunda; kadınların, bekarların, okur-yazar olmayanların, ileri yaşta olanların,
alkol kullananların ve fiziksel aktivitesi az olanların
sağlıklı yaşam biçimi davranışları kazanmaları yönünde daha fazla desteklenmesi önerilmektedir.
Sorumlu yazar: Doç.Dr. Sezgi Çınar
E-posta: sezcinar@hotmail.com
29
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Kaynaklar
1. Aydın M. Kronik Böbrek Yetmezliği ve Renal
Replasman Tedavileri. İçinde: Türkmen F, ed.
Hemodiyaliz Seminerleri. 1. Baskı. İstanbul:
Deniz Ofset Matbaacılık. 2002. s.11-22.
2. Çınar MS. Hemodiyaliz Hastalarında Optimal Yaşam Kalitesinin Sağlanması. İçinde: Akoğlu E,
ed. Hemodiyaliz Hemşireliği El Kitabı, Sağlık
Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü.
Ankara: Takav Matbaacılık Yayıncılık. 2000. s.
61-6.
3. Süleymanlar G, Altıparmak MA, Seyahi N,
Trabulus S. Türkiye’de Nefroloji, Diyaliz ve
Transplantasyon Registry 2012. Ankara: Türk
Nefroloji Derneği Yayınları. 2013. s.1.
4. Kuzeyli YY, Fadıloğlu Ç. Diyaliz hastalarında
progresif gevşeme yöntemlerinin kaygı düzeyi
ve yaşam kalitesine olan etkisinin incelenmesi.
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2005; 21: 33-45.
5. Mittal SK, Ahern L, Flaster E, Maesaka JK,
Fishbane S. Self-assessed physical and mental
function of haemodialysis patients. Nephrol
Dial Transplant 2001; 16: 1387-94.
6. Çınar S. Hemodiyaliz hastalarında psikososyal
uyum ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi.
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2009; 22-8.
7. Esin N. Endüstriyel alanda çalışan işçilerin sağlık
davranışlarının saptanması ve geliştirilmesi.
Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul. 1997.
8. Bahar Z, Beşer A, Gördes N, Ersin F, Kıssal A.
Sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği II’nin
geçerlik ve güvenirlik çalışması. C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2008;12(1):1-13.
9. Sanci LA, Coffey CM, Veit FC, Carr-Gregg M,
Patton GC, Day N, Bowes G. Evaluation of the
effectiveness of an educational intervention for
general practitioners in adolescent health care:
randomised controlled trial. BMJ 2000; 320:
224-30.
10. Wainwright P, Thomas J, Jones M. Health
promotion and the role of the school nurse: a
systematic review. J Adv Nurs 2000; 32: 108391.
11. Akça Ay F. Mesleki Temel Kavramlar. Sağlık
Uygulamalarında Temel Kavramlar ve Beceriler. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri. 2012. s. 221.
12. Pender NJ, Barkauskas VH, Hayman L, Rice
VH, Anderson ET. Health promotion and
disease prevention: toward excellence in
nursing practice and education. Nursing
Outlook 1992; 40(3): 106-112.
13. Edelman C, Mandle CL. Health promotion
throught the lifespan. Philidelphia, USA:
Mosby Company. 2002.
14. Gordon E, Golanty E, Brown KM. Health and
Wellness: Physical Activity for Health and Well
-Being. Boston: Jones and Barlett Publishers.
2002.
15. Özdinç SA. Yaşlanma ve egzersiz. Sağlık ve
Toplum 2003; 13: 18-22.
16. Maurer F, Smith C. Community Health Nursing
Theory and Practice. WB Saunders Company.
2000.
17. Bottorff JL, Johnson JL, Ratner PA, Hayduk LA.
The effects of cognitive-perceptual factors on
health promotion behavior maintenance. Nurs
Res 1996; 45: 30-6.
18. Sayan A, Erci B. Çalışan kadınların sağlığı geliştirici tutum ve davranışları ile öz-bakım gücü
arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi. Atatürk
Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi
2001; 4: 11-9.
19. Walker SN, Hill-Polerecky DM. Psychometric
evaluation of the Health Promoting Lifestyle
Profile II. Unpublished manuscript. University
of Nebraska Medical Center. 1996.
20. Li C, Ford ES, Mokdad AH, Jiles R, Giles WH.
Clustering of multiple healthy lifestyle habits
and health-related quality of life among U.S.
adults with diabetes. Diabetes Care 2007; 30:
1770-6.
21.The WHO cross-national study of health behavior
in school-aged children from 35 countries:
Findings from 2001-2002. J Sch Health 2004;
74: 204-6.
22. Wainwright P, Thomas J, Jones M. Health
promotion and the role of the school nurse: a
30
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
23. Sherwood NE, Jeffery RW. The behavioral
determinants of exercise: implications for
physical activity interventions. Annu Rev Nutr
2000; 20: 21-44.
24. Ludwig DS, Ebbeling CB. Type 2 diabetes
mellitus in children: primary care and public
health considerations. JAMA 2001; 286: 142730.
25. Tuomilehto J, Lindstrom J, Eriksson JG, Valle
TT, Hamalainen H, Ilanne-Parikka P, KeinanenKiukaanniemi S, Laakso M, Louheranta A,
Rastas M, Salminen V, Uusitupa M. Prevention
of type 2 diabetes mellitus by changes in
lifestyle among subjects with impaired glucose
tolerance. N Engl J Med 2001; 344: 1343-50.
26. Diabetes Prevention Program Research Group.
Reduction in the incidence of type 2 diabetes
with lifestyle intervention or metformin. N Engl
J Med 2002; 346: 393-403.
27. Lenz TL, Monaghan MS. Lifestyle modifications
for patients with hypertension. J Am Pharm
Assoc 2008; 48(4): 92-9.
28. Keener D, Goodman K, Lowry A, Zaro S, Kettel
Khan L. Recommended community strategies
and measurements to prevent obesity in the
United States: Implementation and measurement
guide. Atlanta, U.S: Department of Health and
Human Services, Centers for Disease Control
and Prevention. 2009.
29. Tong B, Stevenson C. Comorbidity of
cardiovascular disease, diabetes and chronic
kidney disease in Australia. Cardiovascular
Disease Series 28. Australian Institute of Health
and Welfare Canberra. 2007. p. 1-13.
30. Stengel B, Tarver-Carr ME, Powe NR, Eberhardt
MS, Brancati FL. Lifestyle factors, obesity and
the risk of chronic kidney disease. Epidemiology
2003; 14: 479-87.
31. Denhaerynck K, Manhaeve D, Dobbels F,
Garzoni D, Nolte C, De Geest S. Prevalence and
consequences of nonadherence to hemodialysis
regimens. Am J Crit Care 2007; 16: 222-35.
32. Conn VS, Hafdahl AR, Brown SA, Brown LM.
Meta-analysis of patient education interventions
to increase physical activity among chronically
31
ill adults. Patient Educ Couns 2008; 70: 157-72.
33. O'Hare AM, Tawney K, Bacchetti P, Johansen
KL. Decreased survival among sedentary
patients undergoing dialysis: results from the
dialysis morbidity and mortality study wave.
Am J Kidney Dis 2003; 41: 447-54.
34. Im EO, Lee B, Chee W, Stuifbergen A. Attitudes
toward physical activity of white midlife
women. J Obstet Gynecol Neonatal Nurs 2011;
40: 312-21.
35. Buckworth J, Dishman R. Exercise psychology.
Champaign, IL: Human Kinetics. 2002.
36. Giles-Corti B, Donovan RJ. Relative influences
of individual, social environmental, and physical
environmental correlates of walking. Am J
Public Health 2003; 93: 1583-9.
37. Gee CB, Howe GW, Kimmel PL. Couples coping
in response to kidney disease: a developmental
perspective. Semin Dial 2005; 18: 103-8.
38. King AC, Castro C, Wilcox S, Eyler AA, Sallis
JF, Brownson RC. Personal and environmental
factors associated with physical inactivity
among different racial-ethnic groups of U.S.
middle-aged and older-aged women. Health
Psychol 2000; 19: 354-64.
39. Saran R, Bragg-Gresham JL, Rayner HC,
Goodkin DA, Keen ML, Van Dijk PC,
Kurokawa K, Piera L, Saito A, Fukuhara S,
Young EW, Held PJ, Port FK. Nonadherence in
hemodialysis: associations with mortality,
hospitalization, and practice patterns in the
DOPPS. Kidney Int 2003; 64: 254-62.
40. White SL, Polkinghorne KR, Cass A, Shaw JE,
Atkins RC, Chadban SJ. Alcohol consumption
and 5-year onset of chronic kidney disease: the
AusDiab study. Nephrology Dialysis
Transplantation 24(8): 2464-72.
41. Çınar S, Dilaver S, Uraz M. Hemodiyaliz hastalarının diyaliz programına, ilaç tedavilerine ve
diyete uyumlarının değerlendirilmesi. Nefroloji
Hemşireliği Dergisi 2005; 28-33
42. Kammerer J, Garry G, Hartigan M, Carter B,
Erlich L. Adherence in patients on dialysis:
strategies for success. Nephrol Nurs J 2007; 34:
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Diyaliz Tedavisi Alan Hasta ve Ailesinin Bakımında Transkültürel Hemşirelik Yaklaşımı
Doç.Dr. MUALLA YILMAZ
Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Mersin
Özet:
Abstract:
Kültür, doğanın yarattıklarına karşılık
Culture involves everything that the
bireylerin ortaya koyduğu her şeydir. Kültür
individual has produced against what the
yaşamın dokusudur ve her bireyin sahip oldu-
nature has created. Culture is the texture of
ğu bir kültürü vardır. Her bireyi kendi kültü-
life and every individual has a culture. We
rel özellikleri ile tanımak, farklılıklarla ve
need to learn about every individual with
benzerliklerle birlikte yaşamayı öğrenmemiz
their own cultural characteristics and to live
gerekmektedir. Kültürel çeşitlilikleri zengin-
with their differences and similarities. We
lik olarak kabul ederek kültüre duyarlı bakım
also need nephrology nurses who recognize
verecek yeterliliği olan nefroloji hemşireleri-
cultural diversity as a source of richness and
ne gereksinimiz vardır. Bu derlemede, diyaliz
are able to provide culturally sensitive care.
tedavisi alan hasta ve ailesine kültüre özgü
This study reviews the literature on the
hemşirelik bakımı vermenin önemine ilişkin
importance of providing patients receiving
literatür gözden geçirilmekte ve konuyla ilgili
dialysis treatment and their families with
güncel bilgiler sunulmaktadır.
culturally specific care, and it presents up-to
Anahtar
Kelimeler:
-date information about this subject.
Transkültürel
Key Words: Transcultural nursing,
nephrology nurses, hemodialysis, patient
and family
hemşirelik, nefroloji hemşiresi, hemodiyaliz,
hasta ve aile
Kültür geçmişten günümüze kadar aktarılan
gıladığını bilmek gerekir (3). Kültür, kişinin na-
ve toplumdaki bireyler arasında köprü oluşturan ya-
sıl düşüneceği, hangi dili konuşacağı, nasıl giyi-
zılı olmayan bir bağdır ve toplumların yaşama biçi-
neceği, nasıl inanacağı, hastalarını nasıl tedavi
midir (1,2). Kültürlerin kuşaktan kuşağa aktarılma-
edeceği, ölülerine ne yapacağı, nasıl besleneceği
sında gelenek, inanç ve değerlerin etkisi vardır ve
gelenek, inanç ve değerler tüm kültürlerin temel yapılarıdır. Eğer bir hasta bileğine mavi boncuklardan
oluşan bir bilezik takıyorsa, bir erkek ameliyattan
konularında etkilidir. Yeni tanı yöntemlerinden
hastalıkların seyrine, semptom örüntülerinden
neyin hastalık olup neyin olmadığının belirlen-
önce vücudundaki kılların tıraş edilmemesi için tep-
mesine dek pek çok düzeyde etkilidir (1,4).
kide bulunuyorsa ya da bir kadın doğumdan sonra
Toplumun sağlık yapısı kültürel açıdan iyi bilin-
banyo yapmayı reddediyorsa, kültürel özelliklerin-
melidir. Bireylerin değer ve tutumları yaşadıkla-
den dolayı bu davranışları yapıyor olabilir (1). Her
rı sosyal çevreden yani kültürden etkilenmekte-
bireyin, dünyayı kendi kültür penceresinden al-
dir (5).
32
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Her birey, kendisini başkalarından ayıran
mediklerini belirtebilmektedirler. Hatta dini açıdan
düşünce ve uygulamaları geliştirir, zaman içinde
aşırı muhafazakâr olan kadın, sonucu ne olursa ol-
kültürünü oluşturur. Kültür varlığını tutum, eylem
sun erkek sağlık çalışanından hizmet almayacağını
ve örneklerin öğrenilmesi ve öğretilmesi yolu ile
ifade edebilmektedir. 21. Yüzyılın ilk yarısında hala
korur. Kültür, kişiliğin şekillenmesinden ana-baba
sağlık hizmeti alımında bu tür tutumların olması
tutumlarına, çocuk yetiştirme biçimlerinden kullanı-
sağlığın korunması ve geliştirilmesi açısından
lan dile kadar, insan yaşamının pek çok yönünü et-
önemli bir risk teşkil etmektedir (9). Bireylerin kül-
kiler. Bireyler yıllardır belli kültürel özelliklerini
türel inançları meme kanseri erken tanı uygulamala-
sürdürebilmek için çaba göstermişlerdir. Bu inanış
rına yönelik yarar ve engel algısını, dolayısı ile er-
sağlık davranışlarına da yansımış ve sağlık sorunları
ken tanı davranışlarını sürdürmelerini etkilemekte-
ile karşılaşan bireyler çareyi kültürel yaşamlarında
dir. Benzer şekilde bireylerin kültürel inançları kro-
aramışlardır (6). Kültürel faktörler bireylerin davra-
nik böbrek yetmezliği olan hastaların erken tanı
nış değişiminde hem engel hem de kolaylaştırıcı
davranışlarını etkileyebilir (7).
olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk toplumunda gö-
Sürekli bir toplumsal hareketlilik içinde
rülen “Kadercilik” kaderci yaklaşım davranış deği-
olan ve gerek geçmişte, gerekse bugün çok çeşitli
şimini etkileyen önemli bir faktördür (7). Periton
kültürlerin sürekli etkileri altında bulunan Türkiye
diyalizi tedavisi alan hastaların hastalığı kader ola-
gibi bir ülkede kültürel duyarlılık konusu çok önem-
rak algıladığı ve her şeyin Allah’tan geldiğine ina-
lidir (10). İletişim çağında dünyanın beş kıtasında
narak şükrettikleri belirtilmektedir (8). Kadere ve
olup bitenlerden, çevremizden anında haberdar ol-
hastalığın Allah’tan geldiğine inanmak hastalıkla
duğumuz bu süreçte dünyadaki farklılıklarla ve ben-
baş etmeyi kolaylaştırırken, bazı kişilerde bu kader-
zerliklerle birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekmek-
ciliğin aşırı olması hastalığın tedavisine yönelme-
tedir. Kültürlerin varlığındaki çeşitlilik bireylere
mesine neden olabilmektedir (1). Bu durum kültürel
zenginlikler sunmaktadır. Amaç o çeşitliliği ortadan
faktörlerin davranış değişiminde ne kadar önemli
kaldırmak değil, koruyarak birliği, sürekliliği sağla-
olduğunun bir göstergesidir. Böyle bir durumda
maktır. Dünya’da çeşitli kültürler vardır, ama bu
nefroloji hemşirelerinin hastalara kaderci yaklaşı-
küreselleşme süreci içerisinde onun nasıl korunabi-
mın sağlığı geliştirmedeki olumsuz yönlerini açık-
leceğini ve korumak için yapılması gerekenleri bil-
larken kültürel duyarlılık konusunu çok iyi bilmesi
mek durumundayız. Burada önemli olan, dünyayı
ve uygulaması gerekir .
kendimize benzetmek değil, bize benzemeyen dün-
Hastalık nedenlerinin nazara bağlanması
yada yerimizi almak, birlik içinde çeşitlilik, çeşitli-
erken teşhis ve tedaviyi geciktirmesi açısından is-
lik içinde birliği sağlayabilmektir. Çeşitliliği orta-
tenmedik bir sonuçtur. Büyü İslam dininde kabul
dan kaldırmamak gerekir. Her kültür ürününde yüz-
edilmeyen bir durum olmasına rağmen kültürün bir
yıllarca, binlerce yıllık emek vardır. Yalnız toplum-
parçası olmaya devam etmektedir. Kadınlar dini
lar değil, dinler, mezhepler, tarikatlar, dünyayı bir-
inançları, toplumun yapısı ve karar verici durumda
birinden farklı bir şekilde tanımlamaktadır ve
olmadıkları için karşı cins sağlık çalışanından, er-
nefroloji hemşireleri de bu farklı olayları, bu farklı
kekler ise dini inançları ve toplumun yapısından
uygulamaları önce bilmeli, sonra hoşgörülü olmalı,
dolayı kadın sağlık çalışanından hizmet almak iste-
ondan sonra karar vermelidir (11).
33
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Küreselleşmenin kaçınılmaz olduğu günü-
etkilediğini anlamalı ve biomedikal sistem ile farklı
müzde, transkültürel bakım uygulamalarına ilişkin
kültürdeki bireylere yönelik verilen bakım arasında
çalışmalar, hem ülkemiz hem de dünya hemşireleri
bir köprü görevi oluşturabilmelidirler. Nefroloji
için ufuk açıcı olacaktır. İnsanların inanç ve uygula-
hemşireleri farklı kültürlerle çalışırken o kültürleri
maları, içinde yaşadığı toplumun kültürünün bir
tanımalı ve hastaya ya da kendisine kültür şoku ya-
parçasıdır. Kültürel özellikler sağlık ve hastalığın
şatmamalı, hizmet verdikleri grubun kültürüne karşı
dinamik bir etkeni olarak görülmelidir. Daha iyi
duyarlı olmalıdırlar (6). Kültüre özgü bakım, bireye
sağlık hizmeti verebilmek için bakım verilen grubun
hastanede kaldığı süre içinde uymak ya da yapmak
hastalık ve sağlığı nasıl algıladıklarını ve buna nasıl
durumunda olduğu dini uygulamaları olup olmadı-
tepki verdiklerini, davranışlarının arkasında hangi
ğını sormaktan başlayıp, hastanedeki levhaları iki
kültürel etmenlerin yer aldığını bilmek, en azından
dilde yazmaya kadar geniş bir yelpazede düşünül-
anlamaya çalışmak gerekmektedir. Transkültürel
melidir (1,4). Kültüre özgü bakım vermek, hastanın
yaklaşım, her düzeyde sağlık hizmeti veren kurum-
tedaviye uyum sürecini olumlu olarak etkileyebilir.
larda uygulanabilir; fakat hemşireler bu yaklaşımda
Yapılan bir çalışmada Avrupa, Japonya ve Ameri-
ayrıcalıklı bir konumdadır. Leininger’in modeline
ka'da kültürel ve uygulamayla ilgili özelliklerin te-
göre, transkültürel sağlık hizmetlerini ancak hemşi-
daviye uyumu etkilediği belirtilmektedir (12).
reler sağlayabilir. Çünkü hemşireliğin amacı, insan-
Amerikan Hemşireler Birliği, hasta hemşire
ların kültürel değerlerine ve yaşam tarzına saygılı,
ilişkisinde bireyin (hastanın) kültürü, hemşirenin
insana yakışır bir bakım hizmeti sağlamaktır. Hem-
kültürü ve ortamın kültürü olmak üzere karşılıklı üç
şireler, bireylere kültürel yönden günün koşullarına
etkileşimden söz etmektedir: Bireyin (hastanın) kül-
uygun, kabul edilebilir bir bakım sunmalıdır.
türü sağlığa ilişkin inançları, geçmişteki hastalık/
Leininger’e göre hemşireler, hareketli ve değişen
sağlık deneyimleri ile bir bütündür ve bireylerin
koşullarda dünyanın her tarafından insanlarla etkile-
sağlıklarını geliştirmede yaşamsal bir rol oynar
şim halinde bulunabilir, göçmenlere, savaşta yaralı-
(1,4). Türk halkı, sağlık sorunlarına “geçici davranış
lara yardıma çağrılabilirler (4). Bu nedenle nefroloji
kalıpları” geliştirerek yaklaşmaktadır. Örneğin; cid-
hemşireleri hastaların,
hastalıkla baş edebilmesi,
di sağlık sorunları olan birisi, hastanede olduğu sü-
sağlığı yükseltebilmesi ve korumaya yönelik davra-
rece kendisine azami özenin gösterilmesi için bek-
nışları anlayabilmesi için kültürel veri toplamaları
lenti içerisinde olabilmektedir (13).
gerekmektedir. Zararlı bulunan kültürel bir davranış
Geleneksel toplumlarda kadının her koşulda
değiştirilmeye çalışılırken o davranışın yerini doldu-
sağlık hizmeti almasına engel olarak gösterilen dini
racak, kültürlere ters gelmeyecek bir davranış seçi-
inançlar ve toplumun kültürel yapısı kadınları daha
lebilmelidir. Bakım verenler için, hastaların en zor
çok geleneksel uygulamalara yönlendirmektedir.
karşılanan gereksinimleri kültür farklılıklarından
Kadınlar ya geleneksel uygulamalar yoluyla ya da
kaynaklanan gereksinimlerdir. Nefroloji hemşireleri
kendi kendilerine iyileşme yoluyla erken tanıdan
2014’lü yıllarda bakım verirken toplumun kültürel
uzaklaşmakta ve erken tedavi şansını kaybetmekte-
yapısını göz ardı etmemeli, çok kültürlü toplumlar-
dirler (9).
da kültürel içerikli bakımı sağlayan yeni yollar araştırmalı, kültürün hastalık-sağlık tanımlarını nasıl
34
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Hemşirenin kültürü kavramı ise, hasta-
ya da sağlık kurumunun normlarına hastasının uy-
hemşire ilişkisini etkileyen tek unsurun, hasta olma-
masını beklediği zamanlarda ortaya çıkar. Hemşire
yıp, hemşirelerin kendi gelenek, inanç ve değerleri-
“burada benim hastanemdesin ve bizim yöntemleri-
nin de transkültürel ilişki içinde oldukça fazla önem
mize uymak zorundasın” diye bir ifade kullanıyorsa
taşıdığını ifade etmektedir. Hemşirenin kendini an-
hemşire kültürel empoze yapıyor demektir.
laması, kültürel olarak hastayı anlamak için başlan-
Kültürel çatışma: Hemşire, hasta ve ailesi farklı de-
gıç noktası olabilir. Kültürel çatışma yaşayan hem-
ğerlere sahip olduklarında, farklı davranışlar sergi-
şire, kültürel çatışmanın nedenini anlayabilmesi
lediklerinde, inanç ve geleneklerinin farklılığı duru-
için, öncelikle kendi bilinçaltındaki kültürel davra-
munda çatışma yaşayabilir.
nışının farkına varmalıdır. Transkültürel üçlünün
Hemşireden beklenen profesyonel tavır,
sonuncu öğesi “ortamın kültürü”dür. Çevre, kültü-
kültürel relativizmdir. Kültürel relativizm, bireyi
rün ayrılmaz bir parçasıdır. İnsan, fiziksel, ekolojik,
kültürü, kendi yapısı içinde, başka değer yargıları
sosyopolitik ve kültürel varlık olarak çevresiyle kar-
kullanmadan tanımak ve anlamaktır. Hastasına kül-
şılıklı etkileşim halindedir. (1,4).
türel relativizm ile yaklaşan hemşire kültürün özel-
Nefroloji Hemşiresinin Kültürel Çatışma
liklerine, inanç çeşitliliğine ve değişik çevrelerde,
Yaşadığında Gösterdiği Olumsuz Tepkiler
değişik sosyal ihtiyaçlar sonucu oluşan uygulamala-
Etnosantrizm: Kişinin kendi kültürünü temel alarak,
ra açık bir bakış açısına sahiptir (1,4).
diğer kültürleri kendi kültürü açısından değerlendir-
Başka bir kültürden gelen bir bireyin ya da
mesidir. Etnosantrizm, genelde bir şeyin başka top-
ailenin etkili bir hemşirelik bakımı alması ve kültü-
lumlardaki yapılma şeklinin, aynı şeyin kendi toplu-
rel açıdan güvenlikli uygulamaların kişi ya da aile
munda yapılma şeklinden daha geri olduğunu varsa-
tarafından belirlenmesi kültürel güvenlik olarak
yan bir yaklaşımdır. Hemşirenin ait olduğu kendi
açıklanabilir. Sağlık bakım hizmeti alan birey, hem-
kültür grubunun inanç ve değerlerini en iyi, en ka-
şire ile olan etkileşimde kendini güvende hissetmek
bul edilir görmesi, bakım alanların inançlarını ve
ister. Bu güven sadece fiziksel ve ruhsal anlamda
değerlerini engeller. Bu etnik merkezli olma
değil, aynı zamanda kültürel anlamda bir güveni de
etnosantrizm biçiminde ifade edilir (3,4).
içinde barındırmaktadır. Bireyin kültürel tutum ve
Stereotip: Bireysel farklılıklar göz önüne alınmadan
inançlarını herhangi bir tehdit hissetmeden ifade
bireylerin ya da grup üyelerinin özelliklerinin aynı
edebilmesi ve uygulayabilmesi ve bulunduğu ortam-
olduğunun kabul edilmesidir. Stereotip davranış,
dan terapotik anlamda yararlanabilmesi için hemşi-
hemşirenin hastasının farklılıklarını ve bireysel
relik uygulamalarının kültürel olarak güvenli olması
özelliklerini tanımasına engel olabilecek bir yakla-
önemlidir (14).
Kültürel model ve rehberlerin kullanılması
şımdır.
Kültürel körlük: Kültürel farklılığın ifade edilmesi-
son derece önemli bir konudur. Çünkü bu model ve
ne önem vermemenin bir belirtisidir. Hemşire, has-
rehberler, hemşirelerin bakım verdikleri toplumun
tanın farklı yönlerini önemsemez, bunları yok sayıp,
kültürel özelliklerini değerlendirmesinde, kültürel
tedaviye devam ederse kültürel körlük denilen du-
verilere daha sistematik ve standardize yollarla ulaş-
rum ortaya çıkar.
masında ve kültürlerarası hemşirelik alanında bilgi
Kültürel empoze: Hemşire kendi kültür normlarına
birikiminin artmasında yararlı olmaktadır.
35
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Böylece hemşireler bakım verdikleri birey-
ve Biyolojik Değişkenler gibi alt kültürel boyutları
lerin sağlık ve hastalık davranışlarının arkasındaki
vardır. Kültüre uygun bakım modellerinden teorik
kültürel faktörleri bilir ve bakım verdikleri kişilerle
ve kavramsal olarak elde edilmiş bilgiyi kullanmak
aralarında gelişebilecek ve bakıma olumsuz yansı-
hemşireler
yacak bir algılama ya da davranış yaşanması engel-
transkültürel modeli bireylerin kültürel miraslarını
lenir. Bunların sonucunda hemşirelerin bireylere
inançlarını, tutum ve davranışlarını anlamamızı
sunduğu bakımın kalitesi yükselir. Türkiye’de yapı-
mümkün kılmaktadır. Bu model kültürel olarak
lan bir çalışmada hemşirelik öğrencilerinin özellikle
farklı bireylere uzman bir hemşirelik bakımı verilir-
iletişim, dini inanç ve yaşam biçimi kendisininkin-
ken bireylerin değerlendirilmelerine yardımcı ol-
den farklı olan bireylere bakım verirken güçlük ya-
maktadır (16).
için
gereklidir.
Giger-Davidhizar
şadığı belirlenmiştir. Yeterli kültürel veri toplaya-
Çok kültürlü toplumlarda, sağlık bakım pro-
mayan hemşire, bakım verdiği bireyin davranışları-
fesyonellerinin kültürel yeterliğe sahip olmaları ge-
nın altında yatan kültürel nedenleri analiz edeme-
rekmektedir ve bu gereklilik toplum tarafından bek-
mekte ve bireylerin sağlık hizmetini kabul etmeme,
lenmektedir. Kültürel yeterlik; farklı değerleri, kül-
hizmetten etkili yararlanmama nedenlerini değerlen-
türel adetleri bilmeyi, toplumların geleneklerine
dirilememektedir. Hemşirelerin, bireyleri kendi kül-
uygun olmayı ve bireylerin bakımında duyarlı olma-
türel kalıplarında incelemeleri ve hemşirelik yakla-
yı içermektedir (17). Sağlık personelinin bireyin
şımında da bunu göz önünde bulundurmaları gerek-
kültürünü iyi anlayamaması, tanımaması, iletişim
mektedir. Hemşireler, bireylerle ilk iletişim kurduk-
bozukluklarına, çatışmalara, sağlık bakımında eşit-
ları zaman kültürel değerlendirme yapmalıdırlar. Bu
sizliklere, ayrımcılığa, ırkçılığa, kalıplaşmış yargıla-
değerlendirme derinlemesine olacağı gibi daha son-
malara neden olur. Bu durum bakımın niteliğini ve
ra yapılabilecek derinlemesine bir değerlendirmeye
bireyin sağlığını olumsuz etkiler (2,3). Bakım, bi-
zemin de oluşturabilir. Böylece hemşire topladığı
reylerin
bilgilerle etkili bir iletişime geçme olanağı bulur.
uyumlandırılmalıdır (7). Yeni Zelanda’da yapılan
Yurt dışında başta Leininger olmak üzere Spector,
bir çalışmada hemşirelerin farklı kültürden gelen
Giger, Davidhizar, Purnell gibi birçok uzman hem-
bireye bakım verirken, farklılıkla yüz yüze gelme
şire kültürel model ve rehber geliştirmişlerdir. Tür-
durumunda gerginlik yaşadıkları belirtilmektedir.
kiye’de son yıllarda kültürel bakımın ve kültürel
Farklı kültürden gelen hastaların bakımında kültürel
veri toplamanın önemine yönelik farkındalık artmış-
yeterliliğin eksikliği olabilmektedir. Kültürel yeter-
tır. Nefroloji hemşirelerinin de daha kısa zamanda,
liliğin eksikliği, hatalı anlama, güven eksikliği, ileti-
daha fazla kültürel veri toplayarak bakımda ortak
şim ve olumlu ilişkinin kurulmasında engellerle so-
bir dil oluşturup kültürel değerlendirme yapmalarına
nuçlanan, etnik merkezli odaklanmanın bir sonucu
katkı sağlayacak bir rehbere gereksinimleri vardır
olarak kültürel çatışmaya neden olabilir (17). Gerek
(15). Giger ve Davidhizar’s Transkültürel değerlen-
bakım alanlar gerekse bakım veren sağlık personeli
dirme modeline göre yapılan bir çalışmada; çocuk
arasında giderek artan kültürel çeşitlilik, bakımda
nefroloji kliniğinde yatan bir çocuk hastada bu mo-
niteliği etkilemektedir. Tüm bu nedenlerle hemşire-
del uygulanmıştır. Giger ve Davidhizars' modelinde,
ler farklı kültürden bireylere geleneksel değil, bü-
her birey benzersiz olarak kabul edilir ve İletişim,
tüncül ve kültürlerarası yaklaşımla bakım vermek
Alan, Sosyal Organizasyon, Zaman, Çevre Kontrol
durumundadır (18).
36
yaşam
şekline
ve
değerlerine
göre
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Hemşireler kültürel yeterlilik içindeki ge-
anksiyete, ağrı, ümitsizlik, uykusuzluk gibi birçok
rekli bilgi ve becerileri kazanmalıdırlar. Böylece
sorunun tanılanmasında hemşirenin, hastanın yüz
kültürel yeterli hemşirelik bakımı hasta memnuniye-
ifadelerini anlaması gerekir. Ayrıca hasta ve hemşi-
tine ve olumlu sonuçlar sağlamaya yardımcı olacak-
renin aynı dili konuşmadığı durumlarda da yüz ifa-
tır (16).
delerini tanıma kişilerin birbirlerini anlamasında
Böbrek nakli yapılan hastaların birçoğu yeni
önemli role sahiptir. Hemşireler iletişim sırasında
organın beyinlerini, duygularını, kişiliklerini nasıl
yalnızca bakım verdikleri bireylerin bedenlerinden
etkileyeceğini merak edebilir. Örneğin, bir kadının
gelen mesajlara değil, aynı zamanda kendi beden
böbreğini alan bir erkek hasta “kadınlaşır mıyım”
mesajlarının iletişim kurdukları bireyler tarafından
endişesi taşıyabilir. Bireylerde beden imajına, kimli-
nasıl algılandığına ve nasıl değerlendirildiğine de
ğe ve özlük duygusuna ilişkin sorunlar da gündeme
dikkat etmek zorundadır. Hemşirenin duygusal tep-
gelebilmektedir (19). Yukarıda organ bağışı ile ilgili
kilerinin, yüz ifadelerinin bakım verdiği bireyler
verilen örnekte bu hastanın içinde yaşadığı kültürün
tarafından doğru değerlendirilememesi de iletişimde
cinsiyete ve özellikle, o kültürde erkeklerin kadınla-
güçlükler yaşamasına yol açabilir. Japon’ların duy-
ra göre daha güçlü olarak görüldüğü anlaşılmakta-
gularını maskelemeye çalıştıkları, Amerika’lıların
dır.
duyguları anlamaya çalışırken daha çok ağız hareFarklı kültürel özelliklere sahip bireylerin
ketlerine, Japon’ların ise göz ve bakışlara odaklan-
duygusal yüz ifadelerini anlama düzeylerinin karşı-
dığı belirtilmektedir. Mutluluk, üzüntü, öfke ve kor-
laştırıldığı bir çalışmada, bireylerin kendi kültürle-
ku gibi duyguların yansıtılmasının ve anlaşılmasının
rinden olanların duygularını daha iyi anladığı ve
bebeklik dönemlerinde gelişmeye başladığı, kültürel
kültürler arasında duygusal yüz ifadelerini anlama
ve diğer bireysel ve çevresel faktörlerden daha az
bakımından farklılıklar olduğu belirtilmektedir. Kü-
etkilendiği, tiksinme, küçük görme ve hayret etme
reselleşme ile birlikte hemşireler çok kültürlü or-
gibi duyguların ve bunları açığa çıkaran ifadelerin
tamlarda ve farklı kültürlere sahip bireylerle daha
kültürden ve diğer etmenlerden daha fazla etkilendi-
fazla karşılaşmaktadırlar. Farklı kültürel geçmişe
ği belirtilmektedir. Nefroloji hemşireleri bakım ve-
sahip bireylerle çalışmak önemli güçlüklere neden
rirken ve bireylerle iletişim içindeyken, kültürün
olabilmektedir. Bu güçlükler arasında ilk sırayı ileti-
yüz ifadelerinin anlaşılmasında etkili olabileceğini
şim sırasında yaşanan güçlükler almaktadır. Hemşi-
ve bakım verdikleri bireylerin ve toplumun kültürel
re sözel ve sözel olmayan iletişim yoluyla bireyin
özelliklerini göz önünde bulundurmaları gerekmek-
yaşadıklarını anlamaya çalışırken kendini doğru
tedir (20). Toplumun kültürel özelliklerini tanıma-
ifade edebilmeli, bir bakım verici olarak bakımı
nın yanı sıra hemşireler geleneksel ilaçları, ibadet
alan kişi ile etkili bir iletişim kurabilmelidir. Bu
yerlerini, kutsal sayılan yerleri ve bunun gibi orga-
nedenle hemşireler, bireylere bakım verirken kültü-
nizasyonları tanımalı, eğer olanak varsa hizmet gru-
rel farklılıklar ve benzerlikler hakkında daha fazla
bunu tanımak amacıyla bu gibi yerleri ziyaret etmeli
bilgiye gereksinim duymaktadırlar. Kültürel yapı
ve gözlem yapmalıdır (6).
içinde özellikle iletişimi etkileyebilen özelliklerin
Hemodiyaliz hasta ve ailesi için kayıp ve
bilinmesi önemlidir. Kültürel farklılıkları olan bi-
yaşam şekli değişiklikleri önemlidir ve bu değişik-
reyler arasında beden dilinin ortaya koyduğu anlam-
likler ailenin stres ve anksiyete yaşamasına neden
lar iletişimin aksamasına neden olabilir. Korku,
olabilir. ilintilidir.
37
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Bu hasta ve ailelerin yaşadıkları sorunlarla
emosyonel dışavurumların erkekler tarafından zayıf-
başa çıkma kapasiteleri kültürel özellikleriyle doğ-
lık olarak görülmesi kültürel etmenlerle ilgilidir
rudan kültürel farklılıkları ve benzerlikleri ortaya
(22).
çıkaran çalışmaların yapılması diyaliz hasta ve aile-
Nefroloji Hemşireleri Hasta ve Ailesine
lerinin tepkilerinin anlaşılmasına ışık tutabilir. Mek- Bakım Verirken;
sikalı Amerika’lıların kültüründe günahların karşılığında ceza yada kader olarak hastalığın ortaya çıktığı düşüncesi vardır. Hastalığın Tanrı’dan ya da bir
davranışın sonucunda doğa ya da doğaüstü güçlerden gelen bir ceza olduğuna inanılmaktadır. Meksikalı Amerika’lılarda aile kavramının anlamı birey
için son derece önemlidir. Aile ilişkileri, Kore kültüründe de çok önemlidir. Kore toplumunun geleneksel yapısında duyguların baskılanması söz konusudur. Koreli Amerika’lılar arasında diğer etnik gruplara kıyasla daha yüksek bir depresyon olduğu bildirilmiştir. Kore’liler nadiren depresyon ya da diğer
psikolojik problemleri vardır, çünkü ruhsal hastalık
damgalayıcı ve tehdit edici bir deneyim olarak görülmektedir. Güney Koreli hastalarda son dönem
böbrek yetmezliği ve hemodiyalize bağlı olarak ortaya çıkan rol değişikliği nedeniyle bu hastaların
diğer etnik gruplardaki hastalara oranla daha fazla
stres yaşamaları sonucu çeşitli ruhsal sorunlarının
olduğu belirtilmektedir. Kore kültüründe, psikolojik
belirtilerin ifadesine karşı bir tabu olduğundan belki
de kronik hastalık ile ilişkili duygusal sıkıntıyı ifade
etmede güçlük yaşanabilmektedir. Diğer bir deyişle,
kronik hastalıkların ciddi psikolojik etkileri vardır.
Kronik hastalığı olan bireyler daha fazla stres oluşturacağı için tartışmaktan kaçınabilmektedir. Asya
kültürünün çoğunda ciddi kronik hastalıklar ‘utanma
nedeni, hayatta önceden yapılmış hatta atalarının
yaptığı kötü şeylerin sonucu olarak görülebilmektedir. Bireylerin stres yönetimine yardımcı olmak için
aile ve arkadaşlarından yardım aramak için tereddüt
etmesi kaygı vericidir. Bu bulgu özellikle kronik
hastalığı olan bireyler için zaman içinde sosyal destekte azalma olması açısından önemlidir. Bu çalışmanın bulguları hasta ve ailesinin diyaliz deneyimine tepkisinde kültürel farklılıklar olduğunu açıkça
göstermektedir (21). Porto Riko’luların ruhsal hastalıkları
stigmatize
etmeye
meyilli
olmaları,
38
1-Hizmet verdiği topluma ilişkin bilgi sahibi olmalı,
2-Hizmet verdiği toplumun okul, hastane, ibadethane gibi sosyal birliktelik ortamlarını tanımalı,
3-Kültürel değerlendirme öncesinde odaklanmak
istediği özel alanları tanımalı,
4-Kültürel verileri toplamada kendisine yardımcı
olabilecek stratejileri belirlemeli,
5-Kültürler arasında köprü olabilecek öğeleri tanımlamalı,
6-Bireyleri incitmeksizin uygun soru sormayı bilmeli,
7-Meslektaşları ve diğer sağlık çalışanları ile işbirliğine girmeli,
8-Toplumda kabul gören toplum liderleriyle görüşmeli,
9-Bireylere ve kendisine karşı dürüst, açık ve samimi olmalı,
10-Bakım öncesinde gerek objektif, gerekse
subjektif veri toplamalı ve bu verilerin doğruluğundan emin olmalı,
11-Kültürel bakımda da belirtildiği gibi sağlığı koruma ve geliştirmede öncelikle toplum tanılanmalı
ve bireylerle görüşmeler yapılmalı,
12-Bakım verdiği birey ve ailesine ilişkin kültürel
farklılıklar ve benzerlikler hakkında bilgi sahibi olmalı ve duyarlı davranılmalı,
13-Nefroloji hemşireleri farklı kültürlere ait bilgisini
arttırarak, bireylerle kendi kültürlerine uygun ve
önyargıdan uzak görüşmeler yapmalı, böylece kültürel şoku engellemelidir. 13-Nefroloji hemşireleri
farklı kültürlere ait bilgisini arttırarak, bireylerle
kendi kültürlerine uygun ve önyargıdan uzak görüşmeler yapmalı, böylece kültürel şoku engellemelidir. Belirli bir kültürde bireyin yaşamı ve deneyimlerinin (bütünün bir parçası olarak), o toplumun kültürünü yansıttığı bilinmelidir. Bütün bunların yanı
sıra hemşireler az da olsa toplumda çok yaygın olarak kullanılan ve bakım verirken iletişimi kolaylaştıracak kelime ve cümleleri de öğrenmelidirler (2,7).
Sonuç olarak; kültürel özellikleri dışlayan
bir hemşirelik bakımının, hasta, aile ve toplum tara-
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Bu gerçekle, nefroloji hemşiresi bakım verdiği birey, 12.White RB. Adherence to the dialysis prescription:
aile ve topluma yönelik kaliteli bir bakım vermeyi
partnering with patients for improved outcomes.
hedefliyorsa o toplumun kültürünü çok iyi tanımak
Nephrol Nurs J 2004; (31):432-435.
zorundadır.
13.Taşcı S. Sağlık ve Hastalığı Etkileyen Kültürel
Faktörler. Seviğ Ü, Tanrıverdi G, ed. Kültürlerara-
Kaynaklar
1. Bolsoy N, Sevil N. Sağlık-hastalık ve kültür etkile-
sı Hemşirelik Kitabı. 2012. s.19-44
şimi. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekoku- 14.Yılmaz EB. Bakımda Kültürel Güvenlik. Seviğ
lu Dergisi 2006; 9(3):78-87.
Ü, Tanrıverdi G, ed. Kültürlerarası Hemşirelik Ki-
2. Öztürk E, Öztaş D. Transkültürel hemşirelik. Yaşam Bilimleri Dergisi 2012; 1(1):293-300.
tabı. 2012.s.445-481.
15.Tanrıverdi G, Seviğ Ü, Bayat M, Birkök M.C.
3. Temel A.B. Kültürlerarası (çok kültürlü) hemşire-
Hemşirelik bakımında kültürel özellikleri tanılama
lik eğitimi. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yük-
rehberi. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi
sekokulu Dergisi 2008;11(2):92-101.
2009;6(1):793-806.
4. Şahin NH, Bayram GO, Avcı D. Kültürlere duyarlı 16.Karabudak SS, Tas F, Başbakkal Z. Giger and
yaklaşım: transkültürel hemşirelik. Hemşirelikte
Davidhizar’s transcultural assessment model: a
Eğitim ve Araştırma Dergisi 2009; 6(1):2-7.
case study in Turkey. Health Science Journal
5. Kılıç M, Apay SE, Beji NK. İnfertilite ve kültür.
İ.U.F.N. Hemşirelik Dergisi 2011;19(2): 109-115.
2013;7(3):342-345.
17.İz FB, Temel AB. Hemşirelikte kültürel yeterlik.
6. Tortumluoğlu G, Okanlı A. Özer N. Hemşirelik
Aile ve Toplum Eğitim Kültür ve Araştırma Dergi-
bakımında kültürel yaklaşım ve önemi. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi 2004; 1-12.
si 2009;5(17):51-57.
18.Temel AB. Hemşirelik araştırmalarına kültürel
7. Ersin F, Bahar Z. Odak grup görüşmeleri ve kültü-
yeterli yaklaşım. Seviğ Ü, Tanrıverdi G, ed. Kül-
rel bakım farklılık-evrensellik teorisi ilişkisi. Do-
türlerarası Hemşirelik Kitabı. 2012.s.409-442.
kuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 19.Özdemir Ü, Taşçı S. Kronik hastalıklarda
Elektronik Dergisi 2013; 6(3):165-168.
psikososyal sorunlar ve bakım. Erciyes Üniversite-
8. Yılmaz M, Özaltın G. The sexual behaviors of
si Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi 2013;1(1):57-
patients receiving peritoneal dialysis treatment.
Sexuality and Disability 2011; 29(1): 21–32.
72.
20.Akpınar RB. Moğol ve Türk katılımcıların duy-
9. Tanrıverdi, G, Bedir E, Seviğ Ü. Cinsiyetin sağlık-
gusal yüz ifadelerini tanıma becerileri. Anadolu
la ilgili bazı davranış ve görüşler üzerindeki etkisi.
Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi 2010;13
TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni 2007;6(6):435-
(3):1-6.
440.
21.White N, Richter J, Koeckeritz J, Lee Y AE,
10.Babaoğlu AN. Transkültürel psikiyatri. Düşünen
Munch KL. A cross-cultural comparison of family
Adam. Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi
resiliency in hemodialysis patients. Journal of
2012; (2):33-36.
Transcultural Nursing 2002;13(3): 218-227.
11.Güvenç B. Sağlık ve Hastalık Kültürleri. Kültür 22.Şahin M.Ö, Türkçan A.S, Belene A, Yeşilbursa
ve Hemşirelik Sempozyum Kitabı, 2003.
4-5
Temmuz, Kapadokya; 1-15.
D, Yurt E. Somatizasyonda kültürel ve sosyolojik
faktörler. Yeni Sempozyum Psikiyatri, Nöroloji ve
39
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Böbrek Yetmezliğinde Tamamlayıcı Tedaviler
Prof. Dr. Nimet OVAYOLU , Doç. Dr. Özlem OVAYOLU , Yrd. Doç. Dr. Zeynep GÜNGÖRMÜŞ ,
Yrd. Doç. Dr. Gülendam KARADAĞ
Gaziantep Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü, Gaziantep
Özet
Abstract
Kronik böbrek yetmezliği olan hastalar, zarar ver-
Although potential for harm exists, patients with
me potansiyeli bulunmasına rağmen birçok ne-
chronic renal failure apply to complementary
denle tamamlayıcı tedavilere başvurmaktadır. En
therapies for many reasons. The most commonly
sık başvurulan tamamlayıcı yöntemler arasında;
used complementary methods, herbal products,
bitkisel
akupunktur,
relaxation, acupuncture, acupressure, yoga, mas-
akupressüre, yoga, masaj, müzik, refleksoloji ve
sage, reflexology, music and aromatherapy.
aromaterapi yer almaktadır. Hastalar bu yöntem-
When patients using this method, they are un-
leri kullanırken, olası zararlı etkilerin neler ola-
able to predict what might happening possible
bileceğini tahmin edememekte ve çoğunlukla kul-
harmful effects and commonly they do not share
landıkları yöntemi sağlık ekibi ile paylaşmamak-
the methods they use to with healthcare team.
tadır. Bu nedenle bu tedavilerin farkında olun-
Thus, it behooves us to become conversant in
malı, hastalarla sürekli iletişim kurulmalı, yararlı
these therapies so that we may hold open dia-
ve zaralı etkileri açısından hastalar izlenmelidir.
logues with our patients, and monitoring them
Anahtar kelimeler: Böbrek yetmezliği; tamamla-
for effects, both beneficial and harmful.
yıcı tedaviler.
Key words: Complementary therapies, renal
ürünler,
relaksasyon,
failure.
Son yıllarda tıp ve teknolojideki gelişmeler
yaşamı tehdit eden durumlarda hastalığın kontrolü-
böbrek yetmezliği olan hastaların yaşam süresini
nü sağlamak, standart tedavilerine destek olmak,
uzatmıştır. Yaşam süresinin uzaması ile beraber
immün sistemlerini güçlendirmek, fiziksel, bilişsel,
hastalığın seyri sırasında ortaya çıkan ve yaşamı
duygusal, sosyal ve ruhsal yönden kendini iyi his-
tehdit eden akut durumlar, komorbid hastalıklar,
setmek (4), diyalize girmeyi geciktirmek, böbreği
kronik diyaliz tedavisine bağlı ortaya çıkan fiziksel
korumak, diyalizdeki yaşam kalitesini arttırmak ve
ve psikososyal semptomlar, genel iyilik hali ile ya-
ölüm korkusunu yenmek için tamamlayıcı yöntem-
şam kalitesini olumsuz etkilemektedir (1). Bu ne-
lere başvurmaktadır. Özellikle diyaliz tedavisine
denle kronik böbrek hastalarının hastalığın veya
henüz başlamamış olan hastalar kullandıkları ta-
tedavinin yol açtığı sorunlar ile baş etme yöntemi
mamlayıcı tıp uygulamasının kendisini diyalizden
olarak tamamlayıcı tıp uygulamalarını tercih etme
kurtarabileceğini düşünürken, diyaliz tedavisi altın-
oranları her geçen gün artmaktadır (2). Hastalar,
da olan hastalar hastalık veya tedaviden kaynakla-
hastalık semptomlarını gidermek (özellikle yorgun-
nan komorbidite semptomlarını hafifletebilecekleri-
luk, kaşıntı, anksiyete, depresyon, kardiyovasküler
ni düşünerek tamamlayıcı tıp uygulamalarını kullan-
risk faktörleri) (3),
mayı tercih etmektedir (2).
40
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Günümüzde tamamlayıcı tıp, kronik hastalıkla-
hipersensitivite reaksiyonlarına neden olabilmekte-
rın getirdiği umutsuzluğa karşı bir çıkış yolu olarak
dir (10, 14,15). Özellikle bitkisel ürünlerin kullanı-
düşünülmektedir. Kronik böbrek yetmezliği hastala-
mı tübüler nekroz, akut/kronik intestisiyel nefrit,
rı da tanı konmasından itibaren birçok çıkış noktası
hipokalemi,
aramakta (2) ve tamamlayıcı yöntemlere başvur-
nefrolithiazis, üriner retansiyon gibi renal sendrom-
maktadır. Ancak son dönem böbrek yetmezliği olan
lara yol açmaktadır (16). Bitkisel ürünler böbrek
hastaların tamamlayıcı yöntem kullanma durumları
dışında deri, karaciğer, gastrointestinal, pulmoner,
ile ilgili veriler yeterli değildir (5-8). Uçan ve arka-
kardiyovasküler, endokrinal, hematolojik, nörolojik
daşları (4) hemodiyaliz hastalarının %49,6’sının,
sorunlara yol açabilir ve tüm organ ve sistemleri
Nowack ve arkadaşları (5) %49,6’sının, Hess ve
tutabilir (17). Tamamlayıcı yöntem kullanan hasta-
arkadaşları (6) renal transplantasyon yapılan hasta-
larda ortaya çıkan sorunları değerlendiren bir çalış-
ların %11,8’inin tamamlayıcı yöntemlere başvurdu-
mada, hastalarda en sık dehidratasyon, kusma,
ğunu belirtmiştir. Böbrek yetmezliği olan hastaların
diyare, bilinç değişikliği, oligüri gözlenmiştir. Ayrı-
sıklıkla başvurduğu tamamlayıcı yöntemler arasın-
ca hastaların %76’ında renal disfonksiyon, %
da, bitkisel ürünler, relaksasyon, hipnoz, akupunk-
48’inde karaciğer disfonksiyonu gözlenmiştir (18).
tur, akupres, yoga, masaj, müzik, refleksoloji ve
hiperkalemi,
hipertansiyon,
Bütün bu yan etkilere rağmen böbrek yet-
aromaterapi yer almaktadır
mezliği olan hastalar farklı amaçlarla bitkisel ürün-
Bitkisel ürünler
leri tercih edebilmektedir. Örneğin; kan basıncını
düşürebilmek için kullanılan sarımsak günümüzde,
Bitkisel ürünler, tarih boyunca hastalıkları önle-
antihipertansif,
mek ve tedavi etmek amacıyla kullanılmıştır (9).
antilipidemik,
antikanser,
antibakteriyel, antiplatelet etkileri nedeniyle dünya-
Böbrek yetmezliği gibi kronik veya tamamen tedavi
da en yaygın kullanılan 12 bitki arasında yer almak-
edilemeyen sağlık sorunu olan hastalar hipertansi-
tadır. Ancak, sarımsağın bu özelliklerini kanıtlayan,
yon, uykusuzluk, kas krampları gibi bazı semptom-
etkinlik ve güvenliğini gösteren bilimsel verilerin
ları gidermek için “doğal” çareler olarak düşündük-
yetersiz olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle Dünya
leri bitkisel ürünlere başvurabilmektedir. Kronik
Sağlık Örgütü tarafından, sarımsağın rutin bir
böbrek yetmezliği hastaları çoğunlukla prediyaliz
antihipertansif tedavi seçeneği olarak önerilemeye-
dönemdeyken, “doğal” ve “güvenilir” olduğuna
ceği açıklanmıştır. Ayrıca sarımsağın hipoglisemi,
inandıkları bitkisel ürünlerle, hastalığın ilerlemesini
midede yanma, bulantı, kusma, diyare, alerjik reak-
azaltmaya ve semptomları gidermeye çalışmaktadır
siyonlar, nefes ve vücutta hoş olmayan bir koku
(4,10,11). Bitkisel ürünlerin böbrek yetmezliği olan
yaratması gibi birçok yan etkisi vardır. Sarımsak,
hastalarda farmakokinetiği (emilimi, dağılımı, me-
antikoagülan (aspirin, varfarin, heparin gibi),
antiplatelet ve nonsteroidal anti-inflamatuvar ilaç-
tabolizması, atılımı) tam olarak bilinemediği ve
larla etkileşime girerek, kanama riskini artırabil-
toksik yan etkileri nedeniyle kullanımı önerilme-
mektedir. Bunun için böbrek hastalarının sarımsak
mektedir (11-13). Bu ürünler özellikle diyaliz hasta-
kullanmaları uygun görülmemektedir (10). Ginkgo
larında, rezidüel böbrek fonksiyonları, kan basıncı,
biloba preparatları vazodilatasyon yapabildiğinden
kan glikozu ve koagülasyonda tahmin edilemeyen
ve pıhtılaşmayı azalttığından iç kanamaya yol açma
etkiler, elektrolit dengesizlikleri, ilaç etkileşimleri,
olasılığı bulunmaktadır.
akut proteiüniri, zehirlenmeler, kanserojen etki ve
41
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Ginkgo biloba preparatları vazodilatasyon Ekinezyanın bulantı-kusmaya yol açabildiği, pıhtıyapabildiğinden ve pıhtılaşmayı azalttığından iç ka- laşmayı etkileyebileceği belirtilmektedir. endorfin
namaya
yol
açma
olasılığı
bulunmaktadır. salınımını artırır. Vücudun doğal ağrı kesici ve ruh-
Tablo 1. Bazı bitkilerin etkileşimde bulunabileceği ilaçlar
Bitkiler
İlaçlar
Ginkgo biloba (Japon eriği)
Aspirin, antikoagülanlar, varfarin (kumadin),
heparin, tiklopidin (tiklid), klopidogrel (plavix),
dipiridamol (persantin), NSAIİ, antikonvülsanlar
Hypericum perforatum (Binbir delik otu)
Ephedra (Efedra)
Ginseng
Antidepresanlar, demir ilaçları
Kafein, dekonjestanlar, stimulanlar
Antikoagülanlar, varfarin, heparin, aspirin,
NSAID’lar, kortikosteroidler, östrojen, digoksin,
antidiyabetikler
Antikoagülanlar, demir ilaçları
Anabolik steroidler, amiodaron, metotreksat,
ketokonazol,
immünodepresanlar,
kortikosteroidler, siklosporin
NSAİİ, antikoagülanlar, demir ilaçları
Antikoagülanlar
Sedatifler, uyku hapları, antipsikotikler
Uyku hapları
Matricaria chamomilla (Sarı papatya)
Echinacea purpurea (Ekinezya)
Tanacetum parthenium (Koyun gözü)
Sarımsak, zencefil
Piper methysticum (Kava)
Valeriana officinalis (Kedi otu)
Aromaterapi
olan endorfinin salınımı sonucunda ağrı, anksiyete
Günümüzde, birçok ülkede hasta bakımının
azalır ve algılama üzerine olumlu etki yapar (9).
bir parçası olarak kabul edilen, noninvaziv, ucuz ve
Müzik terapinin bağımsız bir hemşirelik girişimi
rahatlatıcı bir yöntemdir (9, 19, 20). Fiziksel ve
olarak hastaların, emosyonel, fiziksel ve psikolojik
psikolojik iyilik sağlamak için bitkilerden elde edi-
ihtiyaçları için kullanılabileceği belirtilmektedir.
len esansiyel yağların tedavi amacıyla kullanılması-
Cantekin ve arkadaşları (26)’nın çalışmasında müzi-
dır. Bitkisel öz yağlar, solunum ve deri ve yolu ile
ğin hemodiyaliz hastalarının anksiyete ve stresi,
uygulanmaktadır. Esansiyel yağlar düşük dozlarda,
Pothoulaki ve arkadaşları (27)’nın çalışmasında da
masaj için ya da çevreye güzel koku sağlamak ama-
müziğin hastaların anksiyete ve ağrılarını azalttığı
cıyla kullanılabilmektedir (9). Böbrek yetmezliği
saptanmıştır. Lin ve arkadaşları (28)’nın hemodiya-
olan hastalarla yapılan çalışmalarda aromaterapinin
lize giren yaşlı bireylerle yaptığı çalışmada ise mü-
kaşıntıyı, depresyon ve anksiyeteyi azalttığı belir-
ziğin hastaların stresini, diyaliz sırasında yaşanabi-
lenmiştir (21-25).
lecek problemlerin sıklığını ve şiddetini azalttığı,
hastaların iyilik halini olumlu etkilediği belirlenmiş-
Müzik Terapi
tir. Ayrıca hastaların diyalize uyumunu ve diyaliz
Müzikle tedavinin tarihi tıp tarihi kadar es-
yeterliliğini de etkileyebileceği ifade edilmiştir.
kiye dayanmaktadır. Çünkü insanlar tedavi araçları
ile müziği çoğu kez bir arada kullanmışlardır. Müzik terapi uygulaması, hipofiz bezini uyararak
42
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
A
k
u
p
u
n
k
t
u
tesini iyileştirdiği (37), yaşam kalitesini olumlu et-
r
kilediği tespit edilmiştir (39).
Klasik Çin Tıbbı’nın önemli dallarından biri
olan akupunktur, vücuttaki belli noktalara iğne batı-
Relaksasyon (gevşeme)
rarak veya ona eş değer başka yöntemler kullanarak
Hastalara eğitim verilerek kademeli olarak
gerçekleştirilen ve iki- üç bin yıldır uygulanan bir
kasları germe ve gevşetmeleri sağlanır, bunun sonu-
tedavi yöntemidir (9, 20). Hem hastalığın hem de
cunda bazı semptomlar kontrol altına alınmaya çalı-
tedavilerin yol açtığı sorunların kontrolünde kulla-
şılır (20). Diyalize giren hastalarla yapılan çalışma-
nılmaktadır (20, 29). Hemodiyalize giren hastaların
larda, progresif gevşeme egzersizlerinin hastaların
semptom yönetiminde güvenle kullanılabilecek bir
anksiyete düzeyini (40), ağrı ve yorgunluğu (41)
yöntem olduğu belirtilmektedir (30). Kim ve arka-
azalttığı, yaşam kalitesini olumlu yönde etkilediği
daşları (31)’nın hemodiyaliz hastaları ile yaptıkları
saptanmıştır (40, 41). Ayrıca böbrek yetmezliği olan
çalışmada, akupunkturun postmenapozal dönemdeki
hastalarda egzersizin etkisin araştıran çalışmalarda
sıcak basmalarını azalttığı, başka bir çalışmada ise
da hafif düzeyde yapılan egzersizin diyalizin etkin-
erektil disfonksiyona yararlı etkilerinin olduğu be-
liğini (42), iyilik hali ve genel sağlığını arttırdığı
lirlenmiştir (32). Che-Yi ve arkadaşları (33)’nın
(43), güvenli ve etkili bir tamamlayıcı yöntem oldu-
çalışmasında ise akupunkturun üremik kaşıntıda
ğu tespit edilmiştir (42).
güvenli ve etkili bir şekilde kullanılabileceği ifade
Hipnoz
edilmiştir (33).
Tıpta farklı alanlarda kullanılan (44), dikka-
A
k
u
p
r
e
s
tin belirli bir noktaya odaklaşmasını ve fiziksel ra-
Bu uygulamanın aslı akupunktura dayanır.
hatlamayı sağlayan bir yöntemdir (20). Untas ve
Akupres, iğnesiz akupunktur da denilmektedir. İğne
arkadaşları (44)’nın hemodiyaliz hastalarında hip-
kullanmayı gerektirmediğinden acısız, ağrısız, zah-
nozun etkinliğini değerlendirdikleri çalışmada, hip-
metsiz, güvenli, etkili, ekonomik, yan etkisi olma-
nozun hastaların anksiyete, depresyon, yorgunluk ve
yan, öğrenilmesi ve uygulaması kolay olan, iyi bir
uykusuzluğunu olumlu etkilediği ve bu yöntemin
eğitimle kişinin kendisinin bile uygulayabileceği bir
kolaylıkla nefroloji hastalarının bakımına dahil edi-
tedavi yöntemidir (34). Bedenin belli bölgelerindeki
lebileceği belirtilmiştir (44).
noktalara basınç uygulanarak semptomlar yok edil-
Yoga
meye çalışılır (20). Vücutta enerji taşıyan meridyen-
Solunum teknikleri, fiziksel duruş ve medi-
ler üzerinde akupunktur noktalarına parmaklar, avuç
tasyondan oluşan (20), kan basıncı, nabız gibi fizyo-
içi, tenis topları, küçük tanecikler veya özel
lojik parametreleri kontrol altına alabilen ve klinikte
stimülasyon cihazlarıyla basınç uygulayarak yapıl-
terapotik bir girişim olarak kullanılabilen bir yön-
maktadır. Böbrek hastalarında da depresyon, uyku-
temdir (45). Yurtkuran ve arkadaşları (46)’nın he-
suzluk, yorgunluk, bulantı-kusma, kas krampları ve
modiyaliz hastaları ile yaptıkları çalışmada, yoga
kaşıntı
kontrolünde
temelli yapılan egzersizin hastaların ağrı, yorgun-
akupres’in kullanılabileceği belirtilmektedir (34).
luk, uykusuzluk, kreatinin ve kolesterol düzeyini
Hemodiyaliz hastaları ile yapılan çalışmalarda
azalttığı saptanmıştır (46).
gibi
birçok
semptomun
akupres’in kaşıntıyı (35), susuzluk şiddetini (36),
yorgunluğu, depresyonu azalttığı (37, 38) uyku kali43
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Refleksoloji
Sağlık Bilimleri Enstitüsü Halk Sağlığı Anabilim
Bakımda sıklıkla kullanılan (47), vücudun
Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2009; 1-9.
spesifik noktalarına, genellikle el ve ayaklara basınç
3. Markell
uygulayarak yapılan tamamlayıcı bir yöntemdir. Bu
of complementary medicine modalities in patients
spesifik noktaların iç organlara karşılık geldiği dü-
with chronic kidney disease. Adv Chronic Kidney
şünülmektedir (20). Hemodiyaliz hastalarında yor-
Dis 2005; 12(3): 292-299.
gunluk, ağrı ve kramp şiddetini azaltmak ve bu
4. Uçan Ö, Ovayolu N, Pehlivan S. Hemodiyaliz
semptomları azaltarak, yaşam kalitesinin yükseltil-
hastalarının alternatif tedavi yöntemlerine ilişkin
mesini sağlamak için refleksolojinin, eğitimli kişiler
uygulamaları. Sağlık ve Toplum Dergisi 2007; 17
tarafından farmakolojik yöntemlerle beraber kulla-
(3): 56-60.
nılması önerilmektedir (47).
5. Nowack
MS.Potential
R, Balle
benefits
C, Birnkammer
F, Koch
Bilindiği üzere nefroloji hemşirelerinden
W, Sessler R. et al. Complementary and alternative
son dönem böbrek yetmezliği olan bireylerde semp-
medications consumed by renal patients in southern
tomları tanılama ve yönetme, bakımı planlama, aile/
Germany. J Ren Nutr 2009; 19(3): 211-219.
bakım verenlerin gereksinimlerini kapsamlı bir şe-
6. Hess S, De Geest S, Halter K, Dickenmann
kilde değerlendirmesi beklenmektedir (1). Bu ne-
M, Denhaerynck K. Prevalence and correlates of
denle özellikle nefroloji hemşireleri, hastaların ta-
selected alternative and complementary medicine in
mamlayıcı yöntem kullanıp kullanmadığını araştır-
adult renaltransplant patients. Clin Transplant 2009;
malı ve bu yöntemler hakkında yeterli bilgiye sahip
23(1): 56-62.
olmalıdır.
7. Duncan HJ, Pittman S, Govil A, Sorn L, Bissler
Bu yöntemlerin olası riskleri, yararları ve
G. et al. Alternative medicine use in dialysis
kısıtlamaları gibi konularda hastalarını tam olarak
patients: potential for good and bad. Nephron Clin
bilgilendirmeli, onların sorularını yanıtlayabilmeli,
Pract 2007; 105(3): 108-113.
açık bir iletişim kurmalı, hastaları bu yöntemlerin
8. Akyol AD, Yildirim Y, Toker E, Yavuz B. The
etkileri açısından izlemelidir (3, 4). Özellikle bitki-
use
sel ürünleri kullanma ve bu ürünlerin tüketimi sıra-
medicine among chronic renal failure patients. J
sında gelişen etkileri de sorgulanarak, hastalara da-
Clin Nurs 2011; 20(7-8): 1035-1043.
nışmanlık hizmeti ve bitkisel ürünlerin böbrek has-
9. Akça NK, Taşçı S. Kaşıntı kontrolünde kullanı-
talığına etkisi ile ilgili eğitim verilmelidir. Ancak
lan nonfarmakolojik yöntemler. TAF Prev Med Bull
yanlış geleneksel ve yaygın uygulamaların tam ola-
2013; 12(3): 359-364.
rak önlenmesinin, yasal, ekonomik ve toplumsal
10. Kara B. Kronik böbrek yetmezliğine bitkisel
olarak gerçekleştirilebileceği unutulmamalıdır (4).
of complementary
and
alternative
ürünlerin etkisi. Gülhane Tıp Dergisi 2006; 48: 189-
Kaynaklar
193
1. Akyol AD. Son dönem böbrek yetmezliği
11. DahlNV
(SDBY) olan hastada palyatif bakım. Cumhuriyet
Herbs and supplements in dialysis patients :
Hemşirelik Dergisi 2013; 2(1): 31-41.
panacea or poison? Semin Dial 2001; 14(3): 186-
2. Özdemir AA. Kronik böbrek hastalarında ta-
192.
mamlayıcı tıp uygulamaları. Başkent Üniversitesi
44
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
12. Biçen C, Erdem E, Kaya C, Karataş A, Elver Ö.
22. Ro YJ, Ha HC, Kim CG, Yeom HA.The effects
et al. Kronik böbrek hastalarında bitkisel ürün
of
aromatherapy
on
pruritus
in
patients
kullanımı. Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplan-
undergoing hemodialysis. Dermatol Nurs 2002;
tasyon Dergisi 2012; 21(2): 136-140.
14(4): 231-4.
13. Chan TY, Tam HP, Lai CK, Chan AY. A
23. Itai T, Amayasu H, Kuribayashi M, Kawamura
multidisciplinary approach to the toxicologic
N, Okada M. et al. Psychological effects
problems associated with the use of herbal
of aromatherapy on
medicines. Ther Drug Monit 2005; 27(1): 53-57.
hemodialysis patients.
14. Luyckx VA. Nephrotoxicity of alternative
medicine
practice.
Adv
Chronic
chronic
Psychiatry
Clin
Neurosci 2000; 54(4): 393-7.
Kidney
24. Karadağ E, Kılıç SP, Karatay G, Metin O.
Dis 2012; 19(3): 129-141.
Effect of baby oil on pruritus, sleep quality, and
15. Dugo M, Gatto R, Zagatti R, Gatti P, Cascone
quality of life in hemodialysis patients: Pretest–
C. Herbal remedies: nephrotoxicity and drug
post-test model with control groups. Japan
interactions. G Ital Nefrol 2010; 27(52): 5-9.
Journal of Nursing Science 2013; 1-10
16. Isnard Bagnis C, Deray G, Baumelou A, Le
25. Jeong
SK, Park
HJ, Park
BD, Kim
IH.
Quintrec M, Vanherweghem JL. Herbs and the
Effectiveness of topical chia seed oil on pruritus
kidney. Am J Kidney Dis 2004; 44(1): 1-11.
of end-stage renal disease (ESRD) patients and
17. Erdem S, Eren PA. Tedavi amacıyla kullanılan
healthy volunteers. Ann Dermatol 2010; 22(2):
bitkiler ve bitkisel ürünlerin yan etkileri. Türk
143-8.
Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi 2009; 66
26. Cantekin I, Tan M. The influence of music
(3): 133-141.
therapy on perceived stressors and anxiety
18. Luyckx VA, Steenkamp V, Rubel JR, Stewart
levels of hemodialysis patients. Ren Fail 2013;
MJ. Adverse effects associated with the use of
35(1): 105-9.
South African traditional folk remedies. Cent
27. Pothoulaki
Afr J Med 2004; 50(5-6): 46-51.
P, Stamataki
M, Macdonald
RA, Flowers
E, Filiopoulos
V, Stamatiadis
19. Gül A, Aslan FE. Ağrı kontrolüne kanıt temelli
D, Stathakis ChP. An investigation of the effects
yaklaşım; masaj ve aromaterapi. Türkiye Klinik-
of music on anxiety and pain perception in
leri Dergisi 2012; 4(1): 30-6.
patients undergoinghaemodialysis treatment. J
20. Ovayolu Ö, Ovayolu N. Semptom yönetiminde
Health Psychol 2008; 13(7): 912-20.
kanıt temelli tamamlayıcı yöntemler. Erciyes
28. Lin YJ, Lu KC, Chen CM, Chang CC. The
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi
effects of music as therapy on the overall well-
2013; 1(1): 83-98.
being
21. Shahgholian
M, Gholami
N, Dehghan
F, Valiani
of aromatherapy on
pruritus
M, Mortazavi
M.
relief
of
elderly
patients
on
maintenancehemodialysis. Biol Res Nurs 2012;
Effect
14(3): 277-85.
in
29. Paley CA, Johnson MI, Tashani OA, Bagnall
hemodialysis patients. Iran J Nurs Midwifery
AM. Acupuncture for cancer pain in adults.
Res 2010; 15(4): 240-4.
Cochrane Database Syst Rev 2011; 19(1): 1-28.
45
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
30. Kim KH, Kim TH, Kang JW, Sul JU, Lee MS.
life in patients with end-stagerenal disease. J
et al. Acupuncture for symptom management in
hemodialysis
patients:
a
Adv Nurs 2003; 42(2): 134-142.
prospective,
40. Yildirim YK, Fadiloglu
C.The
effect
observational pilot study. J Altern Complement
progressive
Med 2011; 17(8): 741-748.
anxiety levels and quality of life in dialysis
31. Kim KH, Na SY, Lee MS, Kim SH, Jung SY. et
al.
Acupuncture
for
flashes
on
patients. EDTNA ERCA J 2006; 32(2): 86-88.
in
41. Kaplan E, Ovayolu N, Ovayolu Ö. Diyaliz has-
hemodialysis-dependent
talarına uygulanan progresif gevşeme egzersiz-
women: two case reports. J Altern Complement
lerinin ağrı, yorgunluk ve yaşam kalitesine etki-
Med 2010; 16(8): 915-918.
si. 22. Ulusal Böbrek Hastalıkları, Diyaliz ve
postmenopausal
hot
muscle relaxation training
of
32. Kim KH, Kim TH, Kang JW, Lee MS, Kim JI.
Transplantasyon Hemşireliği Kongresi, Poster
et al. Acupuncture for erectile dysfunction in a
Bildiri, Antalya, 2012.
non-diabetic haemodialysis patient: a case
42. Mohseni R, Emami Zeydi A, Ilali E, Adib-
report. Acupunct Med 2011; 29(1): 58-60.
Hajbaghery M, Makhlough A. The effect of
33. Che-Yi C, Wen CY, Min-Tsung K, Chiu-Ching
intradialytic
aerobic
exercise
H. Acupuncture in haemodialysis patients at the
on dialysis efficacy in hemodialysis patients: a
Quchi (LI11) acupoint for refractory uraemic
randomized controlled trial. Oman Med J 2013;
pruritus. Nephrol Dial Transplant 2005; 20(9):
28(5): 345-349.
1912-1915.
43. Ling KW, Wong FS, Chan WK, Chan SY, Chan
34. Akça NK, Taşçı S. Kaşıntı kontrolünde kullanı-
EP. et al. Effect of a home exercise program
lan nonfarmakolojik yöntemler. Maltepe Üni-
based on tai chi in patients with end-
versitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi
stage renal disease. Perit Dial Int 2003; 23(2):
2011; 4(1): 190-196.
99-103.
35. Kiliç Akça N, Taşçi S, Karataş N. Effect
of acupressure on
patients
A,
Chauveau
P, Dupré-Goudable
Turkey
C, Kolko A, Lakdja F. et al. The effects
uremic
of hypnosis on anxiety, depression, fatigue, and
pruritus. Altern Ther Health Med 2013; 19(5):
sleepiness in people undergoinghemodialysis: a
12-18.
clinical report. Int J Clin Exp Hypn 2013; 61(4):
receiving hemodialysis treatment
in
44. Untas
for
36. Yang LY, Yates P, Chin CC, Kao TK. Effect of
475-483.
acupressure on thirst in hemodialysis patients.
45. Gordon L, McGrowder DA, Pena YT, Cabrera
Kidney Blood Press Res 2010; 33(4): 260-265.
E, Lawrence-Wright
37. Tsay SL, Cho YC, Chen ML. Acupressure and
MB.
Effect
of yoga exercise therapy on oxidative stress
Transcutaneous Electrical Acupoint Stimulation
indicators
in
onhemodialysis. Int J Yoga 2013; 6(1): 31-38.
improving
fatigue,
sleep
quality
and
depression in hemodialysis patients. Am J Chin
with
end-stage renal disease
46. Yurtkuran M, Alp A, Yurtkuran M, Dilek KA.
Med 2004; 32(3): 407-416.
Modified yoga-based exercise program in
38. Cho YC, Tsay SL. The effect of acupressure
hemodialysis patients: a randomized controlled
with massage on fatigue and depression in
study. Complement Ther Med 2007; 15(3): 164-
patients with end-stagerenal disease. J Nurs
171.
Res 2004; 12(1): 51-59.
47. Ozdemir G, Ovayolu N, Ovayolu O. The effect
39. Tsay SL, Rong JR, Lin PF.Acupoints massage
of reflexology applied on haemodialysis patients
in improving the quality of sleep and quality of
with fatigue, pain and cramps. Int J Nurs
46
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Nefroloji Hemşireliğinde Kanıta Dayalı Uygulamalar
Doç. Dr. Nesrin NURAL
Karadeniz Teknik Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Trabzon
Özet
Summary
Bir problem çözme yaklaşımı olan kanıta da-
Evidence-based practice which is a problem-
yalı uygulama, hastanın tercihleri ve değerle-
solving approach, is a delivery of health care
ri, kinik uzman deneyimleri, hasta bakımı ve-
that integrates the best evidence from studies
rileri ve çalışmalardan elde edilen en iyi ka-
and patient care data with clinician expertise
nıtların entegrasyonu ile sunulan sağlık hiz-
and patient preferences and values. The
metidir. Destekleyici örgüt kültürü ve kanıt
supportive organizational culture and the
temelli yaklaşım hasta sonuçlarını iyileştirir,
evidence-based
bakımın kalitesini ve hemşire memnuniyetini
highest quality of care and best patient
artırır.
outcomes and nurse satisfaction
Anahtar Kelimeler: Nefroloji hemşireliği, ka-
Key Words: Nephrology nursing, evidence
nıta dayalı uygulama
based practice
approach
is
improved
Hemşirelikle ilgili araştırmalar Kırım Savaşı (1856)
sırasında, Florence Nightingale’in askerlerin aldığı
yaradan çok sıtma ve bulaşıcı hastalıklardan öldüğüne tanık olmasıyla başladı. Nightingale yaralı
askerlere verilen bakım sürecinde aldığı önlemlerle,
hastanede ölüm oranlarını azaltarak dünyada kanıtı
kullanan ilk hemşire oldu (1).
1980’li yıllarda kanıta dayalı uygulamalar artmaya
Hemşirelik eğitimi 1900-1940 yılları arasında araştırma
çalışmalarına
odaklanmaya
başlamış, hemşireler yaşam kalitesi, ağrı, dekibütüs
başlamıştır.
ülseri, üriner inkontinans gibi spesifik konularla
1970’li yıllarda kanıta dayalı uygulama (KDU) ha-
ilgilenmeye başlamışlardır. 1990’lı yıllarda, sağlık
reketi ilk olarak İngiliz Hekim Epidomiyolog
bakım maliyetleri, örneğin; kalite, sağlık olanakları-
Archie Cochrane tarafından başlatıldı. Aynı yıllarda
na erişim gibi sağlık reformlarına öncelik verildi
Amerika Birleşik Devletleri’nde doktoralı hemşire-
(2). Türkiye’de ilk defa 2000 yılında kanıta dayalı
lerle birlikte bakımın kalitesini arttırmak için araş-
hemşirelik (KDH) Platin tarafından, “Ülkemizde
tırma projeleri başlatılmış, ancak kalitatif çalışma-
kanıta dayalı hemşireliğin uygulama engelleri” ko-
lardan çok tanımlayıcı özellikteki çalışmalara yer
nusu ele alınarak gündeme getirilmiştir (3).
verilmiştir.
47
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Bu hareketin hızlanmasında sağlık sistemleri ve
da iletişim kurarak karar verilmesini sağlar. Klinik
profesyonel örgütlerin taleplerinin yanı sıra tıbbi
deneyimin yanında, araştırma bulgularının
uygulama hatalarında (malpractice) artış belirleyici
bireylere uygulanması, hastaların değerlerine
olmuştur. KDU temelinde klinik uygulamalarda ve
ilişkin bilgiyi gerektirmektedir. Hastaların değerleri,
hasta sonuçlarında fark yaratmak, bakım kalitesini
hastaların beraberlerinde getirdikleri beklentilerini,
ve bakım sonuçlarını iyileştirmek, bakımı standardi-
endişelerini, tercihlerini, hastalık ile ilgili deneyim-
ze etmek ve tüm bu sonuçlara bağlı olarak da hem-
lerini kapsar (11,12).
şire memnuniyetini arttırmak yatmaktadır (4,5).
Kanıta dayalı uygulama yeni gelişmeleri güncel tut-
Kanıta dayalı uygulama özenli ve dürüstçe yayın-
ma ve hemşireliğe uzmanlık kimliğini kazandırma
lanmış, açık, net doğru kararların ortaya çıkardığı
yoludur. Problem odaklıdır ve sağlık hizmetinin
araştırma sonuçlarının hasta bakımında kullanılma-
verildiği alanlarda yer alır. Sağlık hizmetlerinin
sıdır (6). Sackett’e (1996) göre hasta bakımında alı-
amacı var olan kaynakları en etkin biçimde kullana-
nan kararların en akıllıca ve makul bir şekilde kulla-
rak yeni kaynak oluşturmaktır. Diğer taraftan toplu-
nımıdır (7). Tranmer ve arkadaşları (1998) sağlık
mun/bireyin en üst düzeyde sağlık hizmeti almasını
bakım sistemindeki karar vericilerin ulaşabildiği,
sağlamaktır. Sağlık hizmetinde elde edilen kanıtlar
uygulamanın bilimsel değerlendirilmesine dayanan
klinik etkinliğini arttırmaya, sağlık hizmetinde bulu-
bilgi olarak tanımlamaktadır (8). Epstein (1999)
nanlar için protokol/klavuz oluşturmaya, daha kali-
“uygulamacının karar verme sürecinde kullandığı
teli hizmet/bakım sağlamaya ve elde edilen sonuçla-
bilgi, beceri, değerler, deneyim de bir çeşit kanıttır”
rı değerlendirmeye yarayacaktır (13). Protokol/
şeklinde ifade etmektedir (9).
kılavuz geliştirme ve araştırma sorusu oluşturma,
Kanıta dayalı uygulama farklı hasta gruplarından
tasarım ve çalışma seçim kriterleri belirlemede reh-
elde edilen kanıtların, klinik uzman görüşü ve bilgi-
berlik eder. Bu çalışmalar, etkili klinik uygulama ya
lerinin bir arada değerlendirilerek hastalara en iyi
da karar almada ve bu alandaki gelişmeleri takip
bakım vermek için bir araya getirme olarak tanımla-
etmede çok önemlidir (13,14). Klinik kılavuzlar
nabilir. Bu doğrultuda hastalara en iyi bakımı vere-
klinik uygulamalar sırasında yenilenen kanıta dayalı
bilmek için uygun kaynakları, hasta tercihlerini,
bilgilerin bileşimidir. Klinik kılavuzların ana amacı
klinik uzman görüşü ve hasta değerlerini ve en iyi
en iyi kanıtlardan elde edilen bilgi ve uygulamalar-
araştırma kanıtlarını bir araya getirmek gerekir
la, tıbbi davranışı tanımlamak ve hasta sonuçlarını
(5,10,11).
iyileştirmektir. Yüksek kaliteli KDU kılavuzları iyi
En iyi araştırma kanıtı; iyi randomize edilmiş
düzenlenmiş sistematik incelemeler ve meta analiz-
kontrollü çalışmalardan oluşur, çoğunlukla ni-
ler temel alınarak yapılır (15). Kanıt kalitesinin ve
cel göstergelere dayanır ancak, nicel verilerin
önerilerin derecelendirilmesi tablo 1’de gösteril-
yanında vaka çalışmaları da kullanılır. Klinik uz-
mektedir (16).
man kavramı; profesyonel ve klinik eğitim sonucunda elde elden yeterlilik ve profesyonel karar verme yetisidir. Hastaların sağlık durumlarını, teşhisini, kişisel risk faktörlerini ve girişimlerden alacakları potansiyel yararları, hasta ve uygulayıcılar arasın48
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Tablo1: Kanıtların ve önerilerin derecelendirilmesi
Derece
Kanıt
Anlamı
Kalitesi
A
B
Yüksek
Orta
Gerçek etkinin, ön görülen etkiye yakın olduğuna inanma
Gerçek etkinin ön görülen etkiye yakın olması çok olası,
fakat ondan önemli ölçüde farklı olma olasılığının olma
C
D
Düşük
Gerçek etki ön görülen etkiden önemli ölçüde farklı olabi-
Çok düşük
lir.
Etki ön görülenden oldukça belirsizdir ve sıklıkla gerçek
etkiden oldukça uzaktır.
Önerinin Gücü
Düzey I
Önerilir
Düzey II
Önerilir
Teknolojideki hızlı değişim ve dünyadaki
Bu açıdan sistematik derlemeler, uygulayıcıla-
bilgiye hızlı erişim sağlık çalışanlarının çözüm ara-
ra, konu ile ilgili araştırma bulgularını sun-
ma, karar verme ve gelişmeleri izleme sürecini ko-
makla kalmamakta, aynı zamanda yöntem-
laylaştırmıştır. Sistematik analiz/meta analiz çalış-
sel açıdan güçlü olan araştırmaları ortaya
malarına kapsamlı bir şekilde ulaşabilmek için siste-
koymakta, uygulayıcıların daha geçerli ve güveni-
matik eğilimli kütüphaneleri kullanmak gerekir. En
lir olan kanıta ulaşmalarına da yardımcı olmaktadır
sıklıkla kullanılan MEDLİNE ve EMBASE veri
(14).
tabanlarıdır. Diğer önemli kaynak yıllık olarak ya-
Kronik böbrek yetmezliği ve renal hastalıklarla ile
yınlanan “Nursing Research” dergisidir. Bu dergi
ilgili randomize kontrollü çalışmalar (RKÇ), iç has-
tez çalışmalarını ve önemli klinik çalışmaları içerir
talıkları ve diğer alanlarda yapılan çalışmalarla kar-
(14).
şılaştırıldığında kalite ve sayı olarak hasta yararına
Sistematik analiz birden fazla bağımsız çalış-
elde edilen kanıtların en az düzeyde olduğu görül-
manın klinik ve araştırma problemlerini organize ve
mektedir (17,18,19). Murray ve arkadaşlarının
yapılandırılmış bir şekilde değerlendirilmesidir. Var
(2009) kronik böbrek yetmezliği ile ilgili yaptığı
olan delilleri raporlama işlemidir.
sistematik analiz sonuçları tablo 2’de verilmiştir
(20).
49
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Tablo 2: Kronik böbrek yetmezliği ilgili çalışma bulgularının özetleri ve kanıt düzeyleri
Çalışma
Yöntem Kanıt düVeri kaynakları Tanımlanan faktörler
zeyi
Orsino et al. TanımZayıf
197 Renal
Tedavi ile ilgili durumlar (diyaliz türü
2003; Kanalayıcı
replasman tedave programı, fiziki görünüme etkisi,
da
visi alan SDBY
cinsel aktivite, çalışma ve sosyal yahastası
şam, diyalizden çekilme kararı), transplantasyona ilişkin sorunlar
(transplantasyonun psikolojik etkileri,
riskleri/yararları/canlı donörin iyileşme
süreci/bağış nedenleri/deneyimler/
riskler/yararlar)
Wuerth et al. TanımGüçlü
40 hasta (20 PD, Doktor ve aile görüşleri,
2002;USA
layıcı
20 HD) diyaliz
başladıktan 6 ay
Tedaviye ilişkin zorluklar/kolaylıklar
sonra
Ashby et al.
Kalitatif Zayıf
16 hasta ya da
Yaşam kalitesi; sağlık algısı, kendilik
2005;
bakım verenler
algısı….
Astrailia
Hasta/doktor etkileşimi
Calvin.
Kalitatif Güçlü
20 HD hastası
Kontrolün sürdürülmesi; diğerleriyle
2004;USA
(11 erkek, 19
iletişim; iletişim becerileri
kadın, yaş
ort:56)
Davison,
Kalitatif Orta
24 SDBY hastası Kontrol, diğerleriyle sağlanan etkili ile2006; Kanatişimin yaşam kalitesi üzerine etkisi
da
Son dönem böbrek yetmezliği (SDBY), hemodiyaliz maları takip etmek için kullanılır ve alternatif teda(HD), periton diyalizi (PD)
vilerin etkinliğini değerlendirmede altın standartlar
“Hemşirelikte elde edilebilir en iyi kanıt nedir”
olarak kabul edilir. Ön yargıların minimize edilmesorusu henüz yeterince yanıt bulamamıştır. Mc
sini sağlar. Tedaviler arasında gözlenen farklılıklaPheeters (1999), 21. yüzyılın hemşireliğin kanıta
rın açıklanmasına olanak verir. Hastalar açısından
dayalı uygulamaları şekillendireceğini ön görmektekabul kriterlerinin oluşmasına, sınırlılıkların belirdir (21).
1993 yılında Oxford’ta nefrolojiyle
lenmesine rehberlik eder (23,24). Örneğin SDBY
ilgili sistematik analiz grupları, 1997 yılında da
hastalarının tedavisinde periton diyalizi ya da hemoCochrane merkezinde renal inceleme grubu oluştudiyaliz tedavisini seçmeye ilişkin farklılık ya da bir
ruldu. Bu grup daha çok renal tıp ve sağlık bakımı
tedavi seçeneğinin yararları ya da riskleri konusunda
ile ilgili konular ve küçük hasta gruplarını içermekbelirsizlikler olabilir. Ya da SDBY hastaların tedaviteydi. Cochrane kütüphanesinde son dönem böbrek
sinde kullanılan bir yöntemin daha etkili ancak daha
yetmezliği (SDBY) yönetimi ile ilgili yapılan ulusyüksek maliyetli olması sonucunu getirebilir (22).
lar arası çalışmalar arasında yer alan sistematik analizleri içeren 12000 özet değerlendirildi. Bu çalışma- Böbrek hastalığı ile ilgili en iyi bilgi, metodolojisi
ların 2085’i (%18) randomize ya da yarı randomize iyi tanımlanmış ve kanıtların sentezlenmesiyle hakontrollü çalışmalar idi.
Ancak bu çalışmaların zırlanmış klinik klavuzlarda (The Joint National
içinden 39 çalışma değerlendirilmeye uygun görüldü Committee ve Kidney Disease Outcomes Quality
(22).
Initiative/ KDOQI ) yer almaktadır. Örneğin;
Randomize kontrollü çalışmalar iyi klinik uygula- KDOQI’e göre kronik böbrek yetmezliği
50
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
(KBY) için önerilen kan basıncı hedefi < 130/80
Böbrekler fonksiyonları nedeniyle, vücudun tüm
mmHg’dir. Ancak klinik çalışmalardan elde edilen
hücrelerini ve tüm organlarını etkilemektedir. Dola-
kanıtlara göre bu önerinin desteklenip desteklenme-
yısıyla nefroloji, kardiyoloji, göğüs hastalıkları,
diği tartışmalıdır. Son sistematik analizler diyabeti
transplantasyon, psikiyatri, psikoloji, epidemiyoloji
ve proteinürisi olmayan, sadece KBY tanısı olan
ve enfeksiyon kontrolü, yoğun bakım, onkoloji, nö-
hastalar için bu hedefi önermektedir (19).
roloji ve gerontoloji vb. diğer spesifik alanları ve
Nefroloji ile ilgili hasta bakımı uygulamaları geniş
hemşireliğini
değişkenlik gösterebilmektedir. KBY kronik bir
nefrolojiyi anlaması için hemşirelik ve klinik gerek-
hastalık olduğu kadar komorbit komplikasyonları
sinimlerin yanısıra diğer disiplinleri de araştırma
nedeniyle de yaşam boyu devam eden bir hastalık-
kapsamına alması gerekir (26).
tır.
KBY diyabet, dislipidemi,
kardiyovasküler
Hemşirelerin
Nefroloji ile ilgili alanlarda çalışan hemşirelerin
hastalıklar için de bir risk faktörüdür. Dolayısıyla
bakmakla yükümlü oldukları hastaların özellikleri
KBY’nin yönetimi böbrek hastalığı, vasküler biyo-
nedeniyle, hemşirelik girişimlerinin kanıta dayandı-
loji, kardiyoloji, diyabet, temel ve klinik araştırma-
rılma gereği vardır. Hemşirelik uygulamalarının
cılar tarafından ele alınmalıdır (25).
kanıta dayandırılması, bakım kalitesinin yükseltil-
Nefroloji ile ilgili, sistematik analiz /meta analiz
mesine ve dolayısıyla da hastaların yaşam kalitesi-
çalışma sonuçları “güvenli ve etkili ilaç tedavisi,
nin yükselmesinde önemli bir etken olacaktır. KDU
Human Immunodeficieny Virus (HIV) infeksiyonlu
tüm sağlık ekibi tarafından daha fazla hasta gereksi-
hastalar, KBY eritropoezisini stimule eden ajanlar,
nimlerinin giderilmesi, aynı zamanda örgüt desteği-
hemodiyaliz hastalarında aneminin yönetiminde
askorbik asit,
kapsamaktadır.
nin de alınmasına katkı sağlar. Ortak dili geliştirir,
katetere bağlı enfeksiyonlarda
mesleki gelişimi arttırır, hemşirelik uygulamalarının
profilaksiye yönelik antibiyotikler, eser elementler,
tanımlanmasında yardımcı olur. İlgili sağlık alanın-
renal sonuçları iyileştirmede statinler, yeni popüler
da öncelikli sorulara cevap verir ve bilimsel çerçe-
tedavi uygulamaları, böbrek yetmezliği ve post
veye katkı sağlar (23).
operatif mortalite ya da mortaliteyi arttıran tüm risk
Hemşireliğe ilişkin uygulamaların bilimsel olabil-
faktörleri, klinikte bazı prosedurler ile ilgilidir (14).
mesi için, önce uygulamaların tanımlanabilmesi,
Amerikan Nefroloji Hemşireleri Derneği (ANNA),
ölçülebilmesi ve de sınıflandırılabilmesi gerekir. Bu
araştırma önceliklerini;
şekilde elde edilen bilgilerin hemşireliğe ilişkin
1-Vasküler erişim yolları enfeksiyonlarını önlemek
alanlarda uygulama düzeyi yüksektir. Hemşirelik
için hemşirelik girişimleri,
teorisini ve uygulamalarını geliştirmekle sorumlu
2-Vasküler erişim açıklığını korumak için hemşire-
olan hemşireler, uygun araştırma yöntemleri ve bu
lik girişimleri,
yöntemlerde kullanacağı teknikleri, veri toplama
3-Hasta ve ailenin gereksinimlerine yönelik eğitim,
araç ve gereçlerini belirleyebilmeli, yoksa yeni araç
4-Hemşirelerin yeterlilik düzeyleri ve hasta sonuçla-
ve gereçler geliştirmelidir. Hemşireler sağlık sonuç-
rı üzerindeki etkisi ve hemşirelik girişimleri,
larını etkilemede, bilimsel kanıtları yorumlayabil-
5- Başarılı hasta sonuçları üzerindeki hemşirelik
me, kanıta dayalı politika geliştirme ve analiz için,
girişimlerini doğrulama olarak beş alanda toplamış-
hemşirelik eğitimi politika ve programlarını oluştur-
tır (25).
mada ve sistematik analizde daha aktif bir rol üstlenmelidir (27).
51
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Kaynaklar
1.Donald L. Florence Nightingale and the early
origins of evidence-based nursing. Evid Based
Nurs 2001; 4: 68-69.
2.Webb J.J. Nursing research and evidence-based
practice. http: // evolve. elsevier . com /
Cherry.Erişim tarihi:10.12.2012.
3.Babadağ K., Kara M. Kanıta dayalı hemşirelik ve
meslekleşme. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik
Yüksek Okulu Dergisi 2004; 7(2):112-11.
4.Thurston N.E., King K.M. Implementing evidence
-based practice: walking the talk. Applied Nursing
Research 2004;17( 4): 239-247
5.Bennet C. Nursing interventions and patient
outcomes: A meta-analysis of studies. Nursing
Research 2006; 37(5): 303-307
6.Liberati A., Telaro E., Perna A. Evidence-Based
medicine and its horizons; a useful tool for
nephrologists? Nephrol Dial Transplant 1999;14
(3): 46-52.
7.Sackett D.L., Rosenberg W. M. C., Gray J.A.M.,
Haynes R.B., Richardson W.S. Evidence based
medicine: what it is and what it isn't. BMJ
1996;312.
8.Tranmer J.E., Squires S., Brazil K. Factors That
Influence
Evidence-Based
Decision-Making,
National Forum on Health Canadian Health
Action: Building on the Legacy, 1998, 5:3-92’den
aktaran French, 2002
9.Epstein R.M. Mindful Practice. JAMA,1999,282
(9),833-839’den aktaran Polat,2005
10.Scott K., McSherry R. Evidence-based nursing:
clarifying the concepts for nurses in practice.
Journal of Clinical Nursing 2008; 18: 1085–1095.
11.French P., What is the evidence on evidence
based nursing? An eppistemological concern.
Journal of Advanced Nursing 2002; 37(3): 250257
12.Polat G., Kanıta dayalı sosyal hizmet uygulaması.
Sağlık ve Toplum Dergisi 2010; 15-18.
13.Levin A. Practice guidelines do ımprove patient
outcomes: association or causation? Blood Purif
2008; 26: 67–72.
14.Bello A.K., Wiebe N, Garg A.X., Tonelli M.
Basics of systematic reviews and meta-analyses
for the nephrologist. Nephron Clin Pract. 2011;
119(1): 50-60.
15.Colyer H., Kamath P. Evidence-based practice.
A philosophical and political analysis: some
materials for consideration by professional
practitioners. J Adv Nurse 1999; 29(1): 188-193.
16.Kidney Disease: Improving Global Outcomes
(KDIGO) Transplant Work Group. KDIGO
clinical practice guideline for the care of kidney
transplant recipients. Am J Transplant 2009; 9 (3):
1-155
17.Strippoli G.F., Craig J.C., Schena F.P. The
number quality and coverage of randomized
controlled trials in nephrology. J Am Soc Nephrol
2004;15: 411–419.
18.Samuels J. A., Molony D. A. Randomized
Controlled Trials in Nephrology: State of the
Evidence and Critiquing the Evidence. Advances
in Chronic Kidney Disease 2012; 19 (1): 40-46.
19.Vassalotti J.A. Navigating the challenges of
evidence-based chronic kidney disease care.
European Nephrology 2012; 6(1): 10–4.
20.Murray M. A., Brunier G., Chung J. O., Craig
L.A., Mills C. et al., A Systematic review of
factors influencing decision-making in adults
living with chronic kidney disease. Patient
Education and Counseling 2009; 76: 149–158.
21.McPheeters M., Lohr K. Evidence-based
practice and nursing: commentary outcomes.
Management For Nursing Practice 1999; 3(3): 99101.
22.Campbell M.K., Daly C., Wallace S.A., Cody
D.J., Donaldson C. et al.
Evidence-based
medicine in nephrology: identifying and critically
appraising the literature. Nephrol Dial Transplant
2000; 15(12): 1950-1955.
23.Sackett D.L., Rosenberg W. M. C. The need for
evidence-based medicine. J R Soc Med 1995; 88:
620-624.
24.Vedelo T. W., Lomborg K. Reported challenges
in nurse-led randomised controlled trials: an
integrative review of the literature. Scand J Caring
Sci 2011; 25; 194–200.
25.Lewis S.L., Cooper C.L., Cooper K.G., Bonner
P.N., Parker K. et al. Research priorities for
nephrology nursing: American Nephrology Nurses'
Association's Delphi Study ANNA J. 1999; 26(2):
215-25.
26.Allison, M. M. Mapping the literature of
nephrology nursing. J Med Libr Assoc 2006; 94(2)
74-79
52
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Kronik Böbrek Hastalığının Önemi, Evreleri Ve Evrelere Özgü Bakımı
Yrd. Doç. Dr. Eylem TOPBAŞ
Özet
Türkiye’de her altı kişiden birinde kronik
Summary
It is stated that one in every six people
böbrek hastalığı (KBH)’nın olduğu belirtilmekte-
in Turkey has chronic kidney disease (CKD).
dir. Bu nedenle KBH’nda evrelerinin bilinmesi,
Therefore, it is important to have knowledge
risk grubundaki kişilerin tespit edilmesi son dö-
about the phases of CKD and to detect those
nem böbrek yetmezliğinin gelişmesini önlemek ve
people in the risk group in order to prevent the
occurrence of end stage renal failure and delay
diyaliz endikasyonunu geciktirmek açısından
önemlidir. Bu derlemede KBH’nın evreleri ve her
the indication of dialysis. This review discusses
evreye özgü bakım tartışılmıştır.
the phases of CKD and the necessary care
specific to each phase.
Anahtar kelimeler: Kronik böbrek hastalığı, ba-
Key words: Chronic Kidney Diseases,
kım, hemşirelik
care, nursing
Böbrek Vakıfları Federasyonu (IFKF) öncülüğünde
Kronik Böbrek Hastalığı ve Önemi
90 aşkın ülkede “Dünya Böbrek Günü” kutlanmakKronik böbrek hastalığı (KBH); Ulusal Böb-
tadır. Bu konunun önemini Serdengeçti (4) KBY
rek Vakfı-Böbrek Hastalığı Sonuçları Kalite Girişi-
görülme sıklığında yıllık %12 orandaki artış nedeni
mi (NFK-DOQI) tanımlama sisteminde böbreğe ait
ile diyalizdeki hasta sayısının önümüzdeki 6 yıl
bozukluk olmaksızın glomerül filtrasyon hızı
içinde 110,000’e yaklaşacağını ve bütçe yükünün de
(GFH)’nın 3 aydan uzun bir sürede 60 ml/
2,5-3 milyar doları bulacağını, bu artışın kontrolsüz
dk/1,73m2’den düşük olması veya GFH’nda azalma
kalmış diyabet ve hipertansiyon (HT) ile ilgili oldu-
olsun olmasın böbrekte 3 aydan uzun süren yapısal
ğunu ve bu hastalıkların erken yakalanıp tedavi edi-
ve işlevsel bozukluk olarak tanımlanmaktadır
lirse böbrekleri bozmasının mümkün olmayacağını,
(1,2,3).
bunun sonucunda da diyaliz ihtiyacı olan KBY’li
hasta sayısının kendiliğinden %50’ye varan oranda
Son zamanlarda nefroloji otoriterleri KBH’na
neden olan faktörlerin erken tanımlanmasının öne-
azalacağını belirtmektedir.
mine ve özel girişimlerle hastalık sürecinin yavaşla-
Diğer taraftan KBY’ye neden olan birçok böbrek
tıp durdurulabileceğine dikkat çekmektedirler. Çün-
hastalığının da erken yakalandığında tamamen iyi-
kü KBH tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu ola-
leştirilebileceği ya da ilerlemesinin yavaşlatılıp dur-
rak kabul edilmektedir. 2006 yılından beri KBH ve
durulabileceği üzerinde durulmaktadır (4).
özellikle bunların sonucunda ortaya çıkan kronik
böbrek yetmezliği (KBY) hakkında dünya kamuoyunu aydınlatmak ve bilinçlendirmek amacıyla
Uluslararası Nefroloji Derneği (ISN) ve Uluslararası
53
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Utaş (5) ise Serdengeçti’nin (4) yaptığı KBY ait
alan hasta sayısı 48,900 olup yıllık artış devam et-
vurgulara ek olarak renal replasman tedavilerinin
mektedir. PD tedavisi alan hasta sayısı 4,777 olup
ülke ekonomisine getirdiği yüke dikkat çekmekte-
hasta sayısında geçen yıla göre (5,105) azalma dik-
dir. Utaş’ın belirtiğine göre ülkemizde periton diya-
kati çekmektedir (8). Transplantasyon yapılan hasta
lizi (PD)’nin maliyeti hemodiyaliz (HD)’ye kıyasla
sayısı 2014 yılı Sağlık Bakanlığı verilerine göre
hasta başına yıllık 500 Amerikan doları daha azdır.
2,662 (9) Türk Nefroloji Derneği kayıt sistemi veri-
Bu durumu hastaların ilaç kullanımları da göz önün-
lerine göre ise 8000’dır (8). HD tedavisi alan hasta-
de bulundurulduğunda PD hastalarında eritropoetin,
larda en önde gelen etiyolojik neden: Diabetus
demir ve fosfor bağlayıcı ilaç kullanımının HD’ye
Mellitus (DM) (%36,5), bunu sırasıyla HT (%
göre daha az olduğu ile açıklanmaktadır. Ayrıca
27,45), glomerülonefrit (%7,32), polikistik böbrek
Nefroloji Derneği kayıtlarındaki ilaç kullanım oran-
hastalığı (%4,24), tübülointertisyel nefrit (%2,69),
ları baz alınarak yapılan hesaplamada, PD’deki bir
amiloidoz (%1,85) ve diğer nedenler izlemektedir.
hastanın yıllık maliyeti 17,779 dolar iken HD hasta-
PD hastalarında en önde gelen etiyolojik neden: HT
sı için 23,342 dolardır. Her iki diyaliz modalitesi
(%34,94),
arasındaki fark 5,563 dolardır (5).
glomerülonefrit (%8,13), polikistik böbrek hastalığı
bunu
sırasıyla
DM
(%28,57),
(%3,30), tübülointertisyel nefrit (%2,42), amiloidoz
Kronik Böbrek Hastalığı Epidemiyoloji ve
(%1,32) ve diğer nedenler izlemektedir (8).
Etyolojisi Türkiye’de genel yetişkin popülasyonundaki KBH oranı %15,7’dir. Diğer bir deyişle yetiş-
Dünyadaki bazı ülkelerdeki durum ise: 2013
kin 6 kişiden birisinde KBH’lığı vardır. Düşük GFH
Amerikan böbrek kayıt sistemi (USDRS) atlasında
<60 ml/dk olan hasta oranı ise %5,1 olup her 20
SDBY insidans oranları pmp; Tayvan 527 pmp,
yetişkinin birisinde kritik düzeyde KBH olduğu sap-
Jalisco-Meksika 362 pmp ve ABD 295 pmp’dir.
tanmıştır.
Hastalığı
Aynı yıldaki milyon nüfus başına prevelansları ise;
Prevelansı Araştırması (CREDIT) çalışmasında
Japonya 2,309 pmp, ABD 1,924 pmp, Portekiz
KBH’nın bayanlarda (%18,4) erkeklere (%12,8)
1,662 ve Singapur 1,661 gibi yüksek oranlardadır
oranla daha fazla görüldüğü, yaşla birlikte riskin
(10). USDRS 2013 raporunda Amerika’da 2011
belirgin bir şekilde arttığı, kırsal kesimde yaşayan-
yılında diyaliz ve transplantasyon yapılan hasta sa-
larda riskin daha fazla olduğu, ayrıca Marmara ve
yısı 615,899, SDBY’li yeni vaka sayısının ise
Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayanlarda KBH
155,643 olduğu, SDBY nedenlerinin ise; diyabet
riskinin daha fazla olduğu bildirilmiştir (6). Tablo
718 pmp; hipertansiyon 477 pmp; glomerulonefrit
1’de 18 yaşın üstündeki popülasyonda KBH/KBY
274 pmp ve kistik böbrek hastalığının olduğu belir-
prevelansı verilmiştir. Bu tabloda 18 yaş ve üzeri
tilmektedir (11). İngiltere’de 2008 yıl sonu itibariyle
popülasyon 46,54,409 olarak hesaplanmış ve Böb-
47,525 hasta renal replasman tedavisi (RRT) almak-
rek Hastalığı Sonuçları Kalite Girişimi (K/DOQI)
ta ve prevelansı ise milyon nüfus başına 774’dür.
2002 ile CREDIT çalışmasının karşılaştırması buna
Bu durum yaklaşık olarak %4,4 bir artışı temsil et-
göre yapılmıştır (7).
mektedir (12,13). İngiltere’de 2008 yılında yapılan
Türkiye
Kronik
Böbrek
böbrek nakli sayısı 2486, 2007 yılında 2,218 ve
2012 yıl sonu itibariyle 61,667 hastanın renal
2006 yılında ise 2,067’dir (13).
replasman tedavisi aldığı tespit edilmiştir. Son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) prevelansı milyon
nüfus başına (per million population -pmp) 816,
insidansı ise 139 olarak hesaplanmıştır. HD tedavisi
54
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
2007 yılı sonunda seçilmiş 19 ülkenin nokta
hastalarda daha erken başlanabilir (17).
prevalansında en düşük Bangledeş 99 pmp iken
Kronik Böbrek Hastalığının Evrelere
en yüksek Amerika, Tayvan ve Japonya oluş-
Göre Belirtileri, Tedavi ve Bakımı
turmaktadır. RRT prevelansı yıllık ortalama
NFK-DOQI klavuzları KBH olan hasta-
artışı %3,9’dur. Malezya’da yıllık ortalama
ların, tanısı (böbrek hastalığı tipi), eşlik eden
prevelans %9,7, Yeni Zellenda’da ise yılda %
başka bir hastalığı var mı, böbrek işlev düzeyi-
2,5’dir, 19 ülkenin ortalama insidansları ise 136
yle ilgili değerlendirilen hastalığın ağırlığı ve
pmp ‘dir (14).
komplikasyonların varlığı (ör:anemi), böbrek
işlev kaybı, kardiyovasküler risk açısından de-
Kronik Böbrek Hastalığı Evreleri
Geçmişte
KBH’nı
ğerlendirilmesini önermektedir. Tedavisinde
derecelendirilirken
ise; tanıya dayalı özgül tedavi, eşlik eden
hafif, orta yada ağır biçiminde tanımlanırken
hastalık durumlarının değerlendirilmesi ve kon-
günümüzde artık NFK-DOQI tarafından öneri-
trol altına alınmasını (ör:DM), böbrek işlev
len ve klinisyenler arasında ortak dili oluşturan
kaybını önlemeye yönelik; kan basıncı kon-
sınıflama
(15).
trolü, sigara bıraktırılması, egzersiz, lipit kon-
KBY’nin varlığı, tanı ne olursa olsun, böbrek
trolü ve nefrotoksik ajanlardan kaçınılması gibi
hasarının varlığına ve böbrek işlev düzeyine
sağlıklı yaşam stilinin geliştirilmesi, böbrek
dayanarak belirlenmelidir. KBH olanlarda evre
yetmezliği gelişmiş üremi belirtileri var ise de;
tanı dikkate alınmaksızın NFK-DOQI sınıflama
renal replasman tedavileri olan PD, HD ve renal
sistemine göre Tablo 2’deki gibi belirlenmelidir
transplantasyona
(16).
içeren bir tedavi planının geliştirilmesini öner-
sistemi
kullanılmaktadır
Avrupa En İyi Uygulama Klavuzunda GFH de-
mektedir
2
hastanın
(16).
Renal
yönlendirilmesini
replasman
tedavi
ğerinin 15 ml/dk/1,73m ’nin altına gerile-
(RRT)’lerinin yaşamı uzattığı kanıtlanmasına
diğinde hasta muayeneleri sıkılaştırılarak ayda
rağmen yinede önemli derecede morbidite ve
bir civarına çıkarıltılması ve HT kontrolüne,
mortalite söz konusudur. Seçilecek diyaliz şekli
sıvı yüklenmesine, biyokimyasal anormalliklere
ideal olarak maliyet yararlılığı yüksek olmalı,
(üremi vb.) ve malnütrisyon tedavisine özellikle
en düşük morbidite ve mortalite ilişkili olmalı
dikkat edilmesi gerektiği ve damar yolu cerra-
ve
hisi planlanması üzerinde durulmaktadır. Ay-
sağlamalıdır (18). Tablo 3’de KBH tedavisi
rıca bu klavuza göre mutlaka GFH 6 ml/
görülmektedir (19).
2
dk/1,73m ’nin altına düşmeden diyalize başlanmalıdır. GFH 6 ml/dk/1.73m2’nin altına düşmeden önce diyalize başlamış olmayı garantiye
almak için, diyalizin GFH 8-10 ml/dk arasında
iken başlatılması düşünülmelidir. Diyabetik
55
en
yüksek
düzeyde
yaşam
kalitesi
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Sonuç
olarak;
hemşireler
KBH
insidansının giderek artığını göz önüne alarak verilmesinin yanı sıra hastalar psikososyal açıhastalığın gelişimini ve ilerlemesini önlemek dan değerlendirilmeli ve kendi bakımlarında soiçin evrelere göre bakımı bilmeli ve klinik uygu- rumluluk almaları için desteklenmelidirler. Aylamalarında bu bilgileri yansıtabilmelidirler. rıca KBH’nin tüm evrelerinde hastalara aile
KBH’nin semptom yönetiminde bire özgü tıbbi örüntülerini içeren bütüncü bir hemşirelik bakıbakımın
mı da verilmelidir.
Tablo 1: KBH/KBY Prevelansı
GFH
<15 ml/dak/1,73m2
15-29 ml/dak/1,73m2
30-59 ml/dak/1,73m2
ABD 2002, n
300,000
400,000
7,600,000
Türkiye 2009, n (%)
68,815 (%0.15)
125,667 (%0.27)
2,173,577 (%4.67)
60-89 ml/dak/1,73m2
5,300,000
2,396,985 (%4.67)
>90 ml/dak/1,73m2
5,900,000
2,527,307 (%4.67)
Tablo 2: NKF-DOQI Sınıflama Sistemine Göre Kronik Böbrek Hastalığı Evreleri
Evre
0
1
2
3
4
5
Tanım
Risk faktörü var
Böbrek hasarı var,GFH normal
Böbrek hasarı ve GFH hafif derecede azalma
GFH’ında orta derecede azalma
GFH’ında ciddi derecede azalma
Böbrek Yetmezliği (Diyaliz/Transplantasyon)
56
GFH (ml/dak/1,73m2)
≥ 90
≥ 90
60-89
30-59
15-29
< 15
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Tablo 3: Kronik Böbrek Hastalığının Evrelere Göre Belirtileri, Tedavi ve Bakımı
Evre
Belirtiler
Tedavi-Bakımı
Evre 1
KBH’nın bu evresi belirti vermez.
GFH’da düşme dışında klinik ve laboratuvar bulgusu yoktur (1).
*KBH tanımlanır ve uygun tedavi seçeneği
sunulur.
*Kardiyovasküler risk faktörleri belirlenir,
çünkü GFR hızında hızlı bir bozulma olur.
*Kan basıncı ölçümlerinde dikkatli olunmalı.
*Glikoz kontrolü sağlanır, kilo takibi ve uygun kilo planlaması yapılır ve kolesterol seviyesi ölçülür.
*Yıllık GFR ölçülmeli.
*Eğer stikle ölçümde protein varsa yıllık
idrarda PKÖ (protein-kreatin ölçüm), AKÖ
(albumin-kreatin ölçüm) bakılır.
*Sağlığı koruyucu davranışların gelişmesi
sağlanmalı (sigara, alkol, nefrotoksik ajanlardan (ilaç ve bitkiler vb.) uzak durması,
Evre 2
NFK-DOQI’ye göre (GFH 60-89 ml/
dk/1.73m2) hastanın ısrarlı mikroalbüminüri (albümin/kreatin oranı ile
ölçülür), ısrarlı proteinüri (diğer nedenler
dışlandıktan sonra ör:ürolojik), ısrarlı hematüri, böbreğin yapısal anormallikleri,
biyopsi ile kanıtlanmış glomerülonefriti
yoksa KBH’lı olarak kabul edilmemeli
veya daha fazla araştırma konusu yapılmamalı. GFH’nın değişiklik oranı,
hastalığın ilerlemesi dikkate alındığında
önemlidir ve sevke gerek vardır. Altı ay
yada üstündeki bir süre boyunca GFH’de
< 2 ml/dk/1.73m2’lik bir düşme varsa
GFH stabil kabul edilir. NFK-DOQI’nın
Evre 2’deki hastaları KBH’na dahil etme
nedeni önemli ölçüde böbrek hasarına karşın GFH’nin normal yada artmış düzeylerde sürdürülebileceği ve böbrek hasarı
olan kişilerin, böbrek yetmezliği ve kardiyovasküler hastalık gelişimi açısından
yüksek risk altında olmasındandır (16).
*Glikoz kontrolünün iyi ayarlanması, kan
basıncı tedavisi ve izlenmesi.
*Kendi öz bakım gücü ve yaşam stili değişiklikleri konusunda hastalar cesaretlendirilmeli (düzenli egzersiz yapma, sigara ve
alkolu bırakma vb).
*Kolesterol seviyesi izlenmeli.
*Yıllık GFR ölçülmeli.
*İlaç tedavisine uyumları sağlanmalı.
57
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Evre 3
GFH ≥3 ay boyunca 60 ml/dk/1.73m2
veya daha altına inmesi bu hastaların
böbrek işlev düzeyinin yarısının yada
daha fazlasının kaybolduğunu gösterir
(16). Çınar (1) bu evrede fonksiyonel
kayıpların biyokimyasal olarak belirginleştiğini (noktirü, poliüri, anemi,
BUN ve kreatinde artış, idrar konsantrasyonunda azalma vb.) belirtmektedir.
Evre 4
GFH’ındaki düşmeyle birlikte üremik
semptomlar belirginleşir.
Hiperfosfatemi, hipokalsemi, renal osteodistrofi, metabolik asidoz, anemi,
gastrointestinal (bulantı, kusma, iştahsızlık, kanama) ve nörolojik bulgular
(üremik nöropati, üremik ensefalopati)
görülür.
Evre 5
Üremik semptomlar şiddetlenir, idrar
miktarı azalır, tüm organ ve sistemlerle
ilgili bulgular ortaya çıkar ve renal
replesman tedavilerine ihtiyaç duyulur
(2).
58
*Kan basıncı iyi kontrol edilmeli.
*6 ayda bir GFR, Hb, Ca, P ve K kontrolü
yapılmalı.
*Eğer GFR’de hızlı bir düşme,
mikroskopide hematüri varsa, TA kontrol
edilemiyorsa, idrarda PKÖ 45 mg/mmol ve
AKÖ >30 mg/mmol ise rutin olarak
nefroloji servisine gidilmeli.
*Tekrarlayan grip ve pnömoni önlenmeli.
*Bütün ilaçları gözden geçirilmeli uygun
doz ayarlanmalı.
*Nefrotoksik ilaçlara karşı uyarılmalı. Ör:
Nonsterid ve antienflamatuar ilaçlar.
*Malnütrosyonu önleyen diyet önerilmeli.
*Psikolojik destek sağlanmalı.
*Hastalar renal replasman tedavi seçenekleri konusunda bilgilendirilmeli.
*Kilo ve ödem takibi yapılmalı.
*Diyabetik hastalarda proteinüriyi önlemek
için hastaların kan basıncı ve kan glikoz
seviyesi kontrol altına alınmalı, ilaçlarını
düzenli alması, diyetine dikkat etmesi sağlanmalı.
*3 ayda bir hem GFR ölçülmeli hem de
evre 3’deki kan ölçümlerine ek olarak bikarbonat ve PTH seviyesi ölçülmeli.
*Hepatit B aşısı tekrarlanmalı (Anti-HBs
titresi <10 mlU/ml).
*Hastalar renal replasman tedavisine hazırlanmalı ve dikkatli yönetilmeli.
*Primer ve sekonder bakım arasında etkili
bağlantı sağlanmalı.
*Devamlı diyaliz tedavisi sağlanmalı.
*Kardiyovasküler komplikasyonların ve
kemik hastalıklarının yönetilmesi çok
önemlidir.
*Diyetisyen, sosyal hizmet uzmanı ve eczacı ekibe alınmalı.
*Renal anemi ve renal kemik hastalığı tedavi edilmeli.
*Evre 4’tekiler aynen yapılır.
*Renal replasman tedavisine başlanmalı ve
dikkatli tedavi yaklaşımı sağlanmalı.
*Malnitrüsyon önlenmeli.
*Genel sağlık ve iyilik hali sağlanıp, korunmalı.
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
10. h t t p : / / w w w . u s r d s . o r g / 2 0 1 3 / p d f /
Kaynaklar
1.
Çınar
S.
Kronik
böbrek
v2_ch12_13.pdf, Erişim Tarihi:29.11.2014.
hastalıklarından
11. h t t p : / / w w w . u s r d s . o r g / 2 0 1 3 / p d f /
korunma: Erken tanı, önlemler ve hemşirelik
v2_00_intro_13.pdf, Erişim Tarihi:29.11.2014.
bakımı. Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2007;1
12. Byrne C, Steenkamp R, Casteline C, Ansell D,
(1):1-8.
2.
3.
Levey AS, Coresh J, Balk E, Kausz AT, Levin
Feehally J.
A, et al. National kidney foundation practice
report (December 2009): Chapter 4 UK ESDR
guidelines for chronic kidney disease: evalu-
prevelant rates in 2008:national and centre-
tion, classification, and stratification. Annals of
specific analyses. Nephron Clinical Practice
İnternal Medicine 2003;139(2):137-147.
2010:115(1), c41-c67.
Levey AS, Eckardt KU, Tsukamoto Y, Levin
13. Thomson CR. UK renal registry 12th annual
A, Coresh J, et al. Defination and classification
report (December 2009): Chapter 1 summary of
of chronic kidney disease: A position statement
findings in the 2009 UK renal registry report.
from Kidney Disease: Improving Global Out-
Nephron Clinical Practice 2010;115(1):c1-c2.
14. Donovan K, Ford D, van Schalkwyk D, Ansell
comes (KDIGO). Kidney İnternational 2005;67
4.
5.
(6):2089-2100.
D. UK renal registry 12th annual report
Serdengeçti K. Türk nefroloji derneği ve dünya
(December 2009): Chapter 16 international
böbrek günü. Türk Nefroloji Diyaliz ve
comparisons with the UK RRT programme.
Trasplantasyon Dergisi 2010;19(1):1-2.
Nephron Clinical Practice 2010;115(1):c309-
Utaş C. Diyaliz uygulamalarında maliyet anali-
c320.
15. Nurol A, Dilek M. Nefropratik Kronik Böbrek
zi. Türk Nefroloji Diyaliz ve Trasplantasyon
6.
Dergisi 2007;16(2):73-76.
Yetmezliği: Önlenebilir mi?, Roshe Yayınları,
Süleymanlar G, Utaş C, Arınsoy T, Ateş K,
2006;2-20.
Altun B, et al. A Population-based survey of
16. Mohan A, Jenkins K. (Ed.). Kronik Böbrek
Chronic Renal Disease In Turkey-the CREDIT
Hastalığı (Evre 1-3) Klinik Uygulama Klavuzu.
study. Nephrology Dialysis Transplantation
İstanbul: Golden Medya:2007.p.36-38.
17. ERA/EDTA
2010:26(6);1862-1871.
7.
8.
(Aralık).
Periton
Diyalizinde
Süleymanlar G.Türkiye kronik böbrek hastalığı
“Avrupa En İyi Uygulama” Klavuzu. 2005;20,
prevelansı araştırması, Chronic REnal Disease
ix1-ix7.
İn Turkey CREDIT, Erişim 29.11.2014, http://
18. Cunnıngham R. Henrich WL. Diyaliz Prensip-
www.tur khipertansi yon.or g/ konge2010/
leri ve Uygulaması. Kronik Böbrek Yetmezliği
gultekin_suleymanlar.pdf
Olan Hastada En İyi Diyaliz Tercihlerinin
Süleymanlar G, Altıparmak M.R., Seyahi N,
Seçilmesi. 3th ed. İstanbul: Düzey Matbacılık:
Trabulus S. Türkiyede diyaliz ve transplantas-
2006.p.103-110.
19. Redmond, A. ve McClelland, H. Chronic
yon registry 2012, Türk Nefroloji Derneği Ya9.
UK renal registry 12th annual
yınları 2012, İstanbul.
kidney disease: risk factors, assesment and
https://organ.saglik.gov.tr/web/Content.aspx?
nursing care. Nursing Standart 2006;21(10):48
menu=(3)nakil_performansi,
-55
Erişim
Tari-
hi:29.11.2014.
59
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Yaşlı Diyaliz Hastalarında Düşmeler
Yrd. Doç. Dr. Özden DEDELİ, Doç. Dr. Sezgi ÇINAR PAKYÜZ
Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu, Manisa
Özet
Summary
Düşmeler ve kırılganlıkla ilgili kırıklar kronik
Falls and fragility associated with fractures
böbrek yetersizliği nedeni ile diyaliz tedavisi alan
are major cause of morbidity and mortality in
yaşlı bireylerde mortalite ve morbiditenin önemli
older persons receiving dialysis treatment related
bir nedenidir. Diğer yaşlı bireylere göre, yaşlı diya-
to chronic renal failure. The older dialysis
liz hastalarında düşmelere bağlı kırık riski daha faz-
patients have higher risk of fracture causing falls
ladır. Aynı zamanda düşmeler, yaşlı diyaliz hastala-
than other older persons. At the same time, falls
rında ciddi yaralanmalara, başkasına bağımlı olma-
lead
ya, hastane ve bakım evlerine yatırılmalarına neden
hospitalization and institutionalization in older
olmaktadır. Yaşlı diyaliz hastalarında düşmenin
dialysis patients. The preventing of falls in older
önlenmesi hemşireler için önemli bir sağlık bakım
dialysis patients is a important health care target
hedefidir. Bu makalenin amacı, yaşlı diyaliz hasta-
for nurses. The aim of this article was to
larında düşme etyolojisi, tanılanması ve önlenmesi
investigate recent literatures on the etyology,
üzerine güncel literatürlerin incelenmesidir.
assessment and preventing of falls in older
Anahtar kelimeler: Diyaliz, düşmeler, yaşlı
to
serious
injury,
dependence,
dialysis patients.
Giriş
yaşayan yaşlılardaki düşmeler, toplum içinde yaşa-
Yaşlı bireylerde bilişsel, davranışsal ve fonksi-
yanlara göre daha sık görülmekte ve daha olumsuz
yonel bozukluklar nedeniyle “düşme” sık görülen
sonuçlara neden olmaktadır. 75 yaş üzerindeki bi-
bir durumdur. Düşme, bireyin dikkatsizliği nedeniy-
reylerde de yıllık düşme oranı, %50’ye çıkmaktadır.
le, bulunduğu seviyeden daha aşağıda hareketsiz
Düşme öyküsü olan yaşlı bireylerde tekrar eden
hale gelmesi şeklinde tanımlanmaktadır. Düşme
düşme oranı ise %60’tır (1). Yaşlı bireylerin düşme
sonrası ise yaşlılarda ciddi olarak tanımlanabilecek
eğilimlerinin yüksek olmasıyla birlikte osteoporoz,
travma ve yaralanmalar meydana gelmekte ve ölüm
kardiyovasküler hastalıklar, nörolojik hastalıklar
oranlarında da artışa neden olmaktadır. Yaşlı birey-
gibi komorbid durumlar, koruyucu reflekslerin azal-
lerde düşmeler, tıbbi ve ekonomik sonuçlar açısın-
ması gibi fizyolojik değişiklikler basit bir düşmeyi
dan büyük bir sağlık sorunu olarak karşımıza çık-
tehlikeli noktalara getirebilmektedir. Özellikle kro-
maktadır (1). Düşmeye bağlı en yüksek mortalite ve
nik böbrek yetersizliği (KBY) gibi tüm organ ve
yeti kaybı yaşlı grupta bildirilmekte; yaşın ilerleme-
sistemleri etkileyen kronik hastalıklarda fonksiyonel
siyle de düşme olasılığı artmaktadır (2). 65 yaş ve
kayıplar ve aktivite kapasitesindeki azalma kronik
üzeri, sağlıklı ve toplum içinde yaşayanlarda kişi
böbrek yetmezliğinin başladığı ilk andan itibaren
başı yıllık düşme oranı %30–40 iken, uzun dönem
görülmektedir.
bakım merkezlerinde yaşayanlarda bu oran %
50’lere yükselmektedir. Hastane ve bakımevinde
60
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Son yıllarda, diyalize giren hastaların demogra-
mortalite ve morbiditeye neden olmaktadır (8). Yaş-
fik özelliklerindeki dramatik değişiklikler tüm dün-
lı diyaliz hastalarında düşmeleri inceleyen sınırlı
yada oldukça dikkat çekicidir. Bu durum, diyalize
sayıda çalışma bulunmaktadır. Bir çalışmada, 308
giren hastalara verilen sağlık hizmetinin ve kalitesi-
diyaliz hastası 8 hafta boyunca prospektif olarak
nin artışı ile ilgilidir. Diyaliz hastalarını birçok ye-
takip edilmiş %13’ünün en az bir kere düştüğü ve
tersizliği ve karmaşık komorbid durumu olan daha
düşmelerin %80’inin evde meydana geldiği bildiril-
yaşlı hastalar oluşturmaktadır. Kanada’da 75 yaş
miştir. Gözlem periyodu sonlandırıldıktan sonra 12
üstü diyaliz hastalarının insidansı tüm diyaliz hasta-
ay içinde hastaların %4’ünde düşme ile ilgili kırık
larının dörtte birini oluşturduğu belirtilmektedir (3).
şikayetinin olduğu gözlenmiştir. Düşme nedenleri
Ülkemizde 2013 yılı verilerine göre; 53.677 diyaliz
incelendiğinde; ileri yaş, diyabet varlığı, çoklu ilaç
hastası bulunmakta olup bu hastaların %46.05’i 65
kullanımı ve özellikle antidepresan ilaç kullanımı ve
yaş ve üzerindedir (4).
fonksiyonel kapasitenin azalması olarak bildirilmiş-
Diyaliz tedavisi alan KBY’li yaşlı hastalar fi-
tir (9). Başka bir çalışmada 78 diyaliz hastası genç
ziksel, emosyonel ve sosyal faktörler nedeniyle
(65 yaş altı) ve yaşlı (65 yaş ve üzeri) olarak iki gru-
fonksiyonel olarak kısıtlanmaktadır. Yaşlı diyaliz
ba ayrılarak, 6 ay boyunca izlenmiştir. Her iki grup-
hastalarında birçok komorbid durumun böbrek yet-
ta da %80’inde baş dönmesi, %50’sinde pre-senkop,
mezliğine eşlik etmesi ve ilerleyen yaşla birlikte
% 20-30’unda senkop olduğu ve düşme oranının
fonksiyonel kapasitede azalma gözlenmektedir. 65
(yaşlı diyaliz hastalarında %38, genç grupta %4)
yaş ve üzeri diyalize giren hastalarda fiziksel kısıtlı-
yaşlı grupta daha yüksek olduğu gözlenmiştir.
lık oldukça yaygın olup, genel bir kuvvetsizlik ve
Yaşlı hastalarda düşme hızı (hasta/yıl) 1.76
ardından günlük yaşam aktivitelerinde başkalarına
olarak belirlenmiş olup, bu hız yaşlı bakım evlerin-
bağımlılığa neden olmaktadır (5). Evans et al (1985)
de bildirilen hızdan daha yüksek olduğu görülmüş-
65 yaş ve üzeri hemodiyaliz hastalarının genç hasta-
tür. Yaşlı diyaliz hastalarında düşmeler olmadan da
lara göre daha belirgin fonksiyonel bozukluklara
ciddi sonuçlar meydana gelebilmektedir. Kalça kı-
sahip olduğunu bildirmişlerdir. Ayrıca bu hastalarda
rıkları genel nüfusa göre diyaliz hastalarında 3-4 kat
fonksiyonel kısıtlılıkların emosyonel sıkıntı ve dep-
daha fazla görülmektedir. Diyaliz hastalarında ke-
resyonu arttırarak yaşlıların yaşam kalitesini de
mik mineral yoğunluğunun azalması, düşme riskini
azalttığını belirtmişlerdir (6). Hemodiyalize giren
arttırmakla birlikte düşmeye bağlı olmayan kırıklara
yaşlı bireylerin hareket kapasitesi, kognitif fonksi-
da neden olabilmektedir. Kalça kırığı olan diyaliz
yonları ve duygu durumlarının iyi olmasının, fonk-
hastalarında bir yıllık mortalite oranı %40-60 olarak
siyonel sağlıkları ile ilişkili olduğu bildirilmiştir (7).
bildirilmektedir (10). Düşmenin en önemli etkileri
Bu veriler doğrultusunda, sağlık profesyonellerinin
ve sonuçları; baş yaralanmaları, laserasyon, kırıklar
fonksiyonel yetersizliği ve komorbid durumu olan
(kalça, vertebra ve diğer), yumuşak doku yaralan-
yaşlı diyaliz hastalarına daha dikkatli sağlık bakım
maları, düşme korkusu, aktivitelerde azalma ve
hizmeti vermesi gerektiği söylenebilir.
fonksiyonel gerilemedir (8).
Düşmeler ve düşmelere bağlı önemli yaralanma olarak nitelendirilen kırık ve yumuşak doku yaralanmaları KBY olan yaşlı bireylerde ciddi
61
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
düşme
Yaşlı diyabet hastalarında yapılan çalışmalar,
nedenleriYaşlılarda düşme nedenleri; ekstrinsik
HA1c düzeyinin %7’nin altına düşmediği sürece
(çevresel) ve intrinsik (diğer özel nedenler) faktörler
yaşlı bireylerde de düşmelerin önlenemeyeceği bil-
olarak iki grupta toplanabilir. Ekstrinsik faktörlere
dirilmektedir (8).
Yaşlı
diyaliz
hastalarında
ıslak ve kaygan zeminler, yetersiz aydınlatma, pü-
İlaç kullanımı
rüzlü ve dengesiz yüzey ve merdivenler dahil edile-
Yaşlı popülasyonda kronik hastalık prevalansı
bilmektedir. Intrinsik faktörlere ise ilaç kullanımı,
ve çoklu ilaç kullanımı fazladır. Bu grupta reçetesiz
hipotansiyon, düşük 25(OH) vitamin D düzeyi, gör-
ilaç kullanımı da oldukça sıktır. Çoklu ilaç kullanı-
mede bozulma, duruş ve denge sorunları, kas güç-
mı yaşlılarda daha çok yan etki ve ilaç etkileşimleri-
süzlüğü, demans, depresyon, senkop, nöbetler dahil
ne neden olmaktadır (11). İlaçların en sık görülen
edilebilmektedir. Diyaliz tedavisine özgü düşme
yan etkilerinden biri de düşmelerdir ve çok sayıda
nedenleri; üremik ensefalopati, diyaliz demansı,
ilaç kullanımı ve düşme arasındaki ilişki kesin ola-
üremik ensefalopati, diyaliz dengesizlik sendromu
rak bilinmektedir. Düşmelerle en çok ilişkisi olduğu
olarak sayılabilmektedir. Yaşlılarda böbrek hastalık-
gösterilen ilaçlar; kardiyovasküler ilaçlar (nitratlar,
ları ile ilgili düşme nedenleri Tablo 1’de belirtilmiş-
antihipertansifler,
antikonvülzanlar,
Tablo 1. Yaşlılarda böbrek hastalıkları ile ilgili
düşme nedenleri
antiartitmikler),
antidepresanlar,
sedatif/
hipnotikler, nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar,
Kas güçsüzlüğü
Yaş
Besin kısıtlamaları ile ilgili hipotansiyon
Çevresel faktörler
Aterosklerotik hastalıklar (senkop)
Çoklu ilaç kullanımı
Diyabet
Sistolik kan basıncı (diyaliz öncesinde düşük olması)
Ortostatik hipotansiyon
Denge sorunları
D vitamini eksikliği (< 30 ng/ml)
Deliryum veya diyaliz dengesizlik sendromu
tir
diüretikler,
antipsikotikler,
dopamin
agonistleri
ve
propoksifendir (8,12,13).
Kan basıncı anormallikleri
Postüral hipotansiyon, düşmeler için önemli bir
nedendir. Her hangi bir baş dönmesi olmadan da
hipotansiyon meydana gelebilmektedir. Bu nedenle
yaşlı diyaliz hastalarında kan basıncı diyaliz öncesi,
diyaliz sonrası ve ayakta durur pozisyonda düzenli
(8).
olarak ölçülmelidir (8). Sistemik kan basıncının dü-
Deliryum
zenlenmesi, dik duruşun sürdürülmesinde önemli
Deliryum, diyaliz tedavisine başlayan her han-
katkı sağlamaktadır. Özellikle yaşlılar hipotansiyo-
gi bir hastada aniden gelişebilen ve düşmeye neden
na eğilimi olduklarından, dik duruşu sağlamada zor-
olabilen
ilaçlar,
luklarla karşılaşabilmektedirler. Yaşlıda kan basıncı
infeksiyon, beynin oksijenlenmesini azaltan durum-
düştüğünde, kalp hızını artıran barorefleks duyarlılı-
lar (pulmoner emboli, miyokart infarktüsü, anemi,
ğında (ortostatik ve postprandial hipotansiyon) ve
strok, dehidratasyon, subdural hematom vb), B 12
vücut toplam sıvısında azalma nedeniyle hipotansi-
vitamin eksikliği, hipotirodizm, tiamin eksikliği gibi
yon meydana gelebilir. Vücut sıvısı, susama hissi-
metabolik anormallikler, diyaliz dengesizlik sendro-
nin azalması, diyaliz tedavisi, diüretik kullanımı ve
mu, emosyonel durum ve üremik ensefalopati gibi
sıcak hava gibi nedenlerle azalabilmektedir. Bazal
birçok nedeni vardır (8).
ve uyarılmış renin düzeylerinde ilerleyen azalma da
bir
durumdur.
Deliryumun
Diyabet
aldesteron salınımını düşürerek sıvı kaybına katkıda
62
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Postüral hipotansiyon, beyin kan akımında azalma-
nılanmalıdır (8).
ya yol açarak düşme riskini artırabilmektedir. Yaşlı-
Düşme korkusu
ların yaklaşık %30’unda postüral hipotansiyon gö-
Düşme korkusu, düşme sonrasında potansiyel
rüldüğü bildirilmiştir. Özellikle ortostatik hipotansi-
zayıflama olarak tanımlanan bir anksiyete sendro-
yonun da sabah saatlerinde sık görüldüğü bilinmek-
mudur. Düşme korkusu “temel günlük yaşam aktivi-
tedir. Antikolinerjik ilaç kullanımı, anemi, uzamış
telerini yerine getirirken düşmekten korunmada
yatak istirahati, dehidratasyon, yetersiz tuz alımı,
kendini yetersiz hissetme” olarak tanımlanmıştır
protein enerji malnütrisyonu, adrenal yetersizlik,
(15). Bu durumda yaşlı, düşme korkusu ile hareket-
diyabetle ilişkili otonom nöropati, Parkinson Hasta-
lerini kısıtlayarak kaslarında zayıflamaya neden
lığı ve çoklu sistem atrofileri de ortostatik hipotansi-
olmakta, bunun sonucunda postür ve yürüyüşte bo-
yona neden olmaktadır. Birçok yaşlının özgeçmişin-
zukluk ve düşme riski artmaktadır. Düşme korkusu-
de, istirahat beyin kan akımını etkileyen bir damar
nun yaşlı popülasyonun %30’unda görüldüğü bildi-
hastalığı vardır. Kan basıncında hafif azalma, düş-
rilmiştir (15,16).
me ve senkopu da içeren belirtilere yol açabilmekte-
D Vitamini
dir (1). Diyaliz öncesinde 8’inde ortostatik hipotan-
Aktif D vitamini [25 (OH) D vitamini] eksikli-
siyon olduğu bilinen 23 yaşlı diyaliz hastası ile yü-
ği böbrek yetersizliği olan hastalarda oldukça sık
rütülen bir çalışmada, diyaliz sonrasında 16 yaşlı
görülür. Yapılan bazı çalışmalarda 25 (OH) D vita-
diyaliz hastasında ortostatik hipotansiyonun düşme-
mini düzeyinin < 75 nmol/L (30 ng/ml) olması düş-
lerin yanı sıra strok (inme), miyokard infarktüsü,
me nedeni olarak gösterilmiş ve düşmelerin önlen-
senkop ve ölüme neden olduğu bulunmuştur (14).
mesinde kalsidiol ile tedavi önerilmiştir (8).
Postprandial hipotansiyon genellikle yemekten bir
Düşen veya düşme riski olan yaşlı diyaliz
iki saat sonra ortaya çıkabilmekte, diyabetik ve di-
hastalarının değerlendirilmesi
yabetik olmayan yaşlıların %25’inde görülmektedir.
Postprandial
hipotansiyona
bağlı
Düşme etiyolojisi çok çeşitli olduğu için düş-
düşmelerin
meye neden olan ve riski artıran faktörler belirlen-
senkop, strok, miyokard infarktüsü ve ölümle ilişkili
meli ve gerekli durumlarda uygun müdahaleler ya-
olduğu bildirilmiştir. Postprandial hipotansiyonun
pılmalıdır. Yaşlı diyaliz hastalarının değerlendiril-
önlenmesi için karbonhidrat içeriği kısıtlı yiyecekler
mesinde geriatrist, nefrolog ve nefroloji hemşireleri
ile sık ve az miktarda beslenme önerilmektedir (8).
rol almalıdır. Yaşlı hastalar genellikle düşme konu-
Bilinç kaybı
sunda kendiliğinden bilgi vermedikleri için diyaliz
Senkop ya da nöbet geçiren yaşlılarda bilinç
seansları sırasında düşme öyküsü sorulmalı, hasta
kaybına bağlı düşmeler gelişebilmektedir. Yaşlı bi-
denge ve yürüme problemleri açısından değerlendi-
reylerin yarısından fazlasında parsiyel kompleks
rilmelidir. Düşen veya düşme riski olan yaşlı hasta-
nöbet geçirmektedir. Bu nöbetlerin tanılanması yaşlı
ların değerlendirilmesi aşağıdaki şekilde yapılmalı-
bireylerde neredeyse iki yılı bulmaktadır. Senkop
dır (17,18,19).
geçiren yaşlı bireylere bradikardiyi uyardığı için
karotis sinüs masajı gerekebilir. Yaşlı birey bir kere
senkop geçirdiğinde nadiren tanılanabilir ve birden
çok senkop gelişme öyküsü varsa kayıt edilerek ta63
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
depresyon açısından değerlendirilmelidir.
1. Daha önceki düşmenin değerlendirilmesi:
Düştüğü çevre (kaygan veya düz olmayan yürüme
7. Kas-iskelet sistemi değerlendirilmesi: Has-
yüzeyleri, zayıf aydınlatma), düştüğü dönemde has-
tanın eklemleri değerlendirilmeli ve ayak muayenesi
tanın yardımcı cihaz kullanıp kullanmadığı, düşme
yapılmalıdır.
öncesi baş dönmesi olup olmadığı, yaralanmanın
8. Kardiyovasküler değerlendirme: Yaşlı
tipi sorgulanmalıdır
hastanın senkop, aritmi ve koroner arter hastalığı
2. İlaç öyküsünün değerlendirilmesi: Hastaya
öyküsünü sorgulanmalıdır. Prekordiyal ve boyun
reçeteli veya reçetesiz kullanılan tüm ilaçlar detaylı
oskültasyonuyla üfürüm-yayılımı ve ritim değerlen-
sorulmalı, ilaç sayısı saptanmalı, dört ve üzerinde
dirilmelidir. Karotis sinüs hipersensitivitesi değer-
ilaç kullanımının düşme riskini artırdığı unutulma-
lendirilirken
malı, yüksek risk grubunda olan ilaçlara özellikle
monitorizasyona dikkat edilmesi önerilmektedir.
dikkat edilmelidir.
damar
yolunun
açık
ve
9. Ev içi tehlikelerin değerlendirilmesi: Az
3. Görmenin değerlendirilmesi: Hekim tara-
aydınlatılmış ortam, kaygan zemin, banyoda güvenli
fından görme keskinliği, derinliği ve kontrast duyar-
olmayan eşyaların kullanımı gibi düşmeye neden
lılığını kapsayan görme muayenesi yapılmalı, kata-
olabilecek faktörler değerlendirilmelidir (17,18).
rakt açısından mutlaka değerlendirilmelidir.
Evde yaşayan yaşlılarda düşme riskinin değerlendi-
4. Postural kan basıncı ölçümü: Hasta en az 5
rilmesi için toplumumuz için geçerlik ve güvenilirli-
dakika düz yatar pozisyonda dinlendikten sonra ilk,
ği sınanmış bir ölçüm aracı geliştirilmiştir. Bu öl-
hemen ayağa kalktıktan sonra ikinci ve 3 dakika
çüm aracı “Ev Güvenliği Kontrol Listesi” olarak
ayakta bekledikten sonra üçüncü kan basıncı ölçüm-
tanımlanmaktadır. Yaşlıların düşme risklerinin, gü-
leri yapılmalıdır. Ayağa kalktıktan hemen veya 3
venli ev koşulları, güvenli davranışlarının belirlen-
dakika sonra sistolik kan basıncında ³20 mm Hg
mesi ve gerekli önlemlerin alınması için yaşlı sağlı-
(veya
ğının korunmasında kullanılabilecek önemli bir araç
³%20)
düşme
semptomatik
veya
asemptomatik olsun postural hipotansiyon olarak
olarak sağlık personellerine önerilmektedir (19).
kabul edilmelidir. Hekim baş dönmesini değerlendi-
Düşmeyi Önleme Yaklaşımları
rirken Dix-Hallpike manevrasını uygulaması öneril-
Düşmelerin önlenmesine yönelik önlemler an-
mektedir.
cak kazalar ve fonksiyonel bozukluklar oluştuktan
5. Denge ve yürümenin değerlendirilmesi:
sonra alınabilmektedir. Düşmeleri önlemeye yönelik
Denge ve yürümenin değerlendirilmesinde pratik bir
yaklaşımda ilk yapılması gereken hastaya düşme
test olan kalk ve yürü testi kullanılabilir. Bu test
öyküsünün, yürüme ve denge problemlerinin sorul-
yapılırken hastaya ellerini ve kollarını kullanmadan
ması ve düşmeye yol açabilecek risk faktörlerinin
oturduğu sandalyeden kalkması, birkaç metre yürü-
belirlenmesidir (17,18).
mesi ve geriye dönmesi söylenir. Kalk ve yürü testi-
Düşmeyi önleme ve sıklığını azaltmada, tıbbi
nin 14 saniyeden daha uzun sürede yapılması düşme
girişimler, çevresel düzenlemeler, eğitim ve egzer-
riskinde belirgin artışa neden olmaktadır.
siz programları ile yardımcı aletler kullanılmaktadır.
6. Nörolojik değerlendirme: Yaşlı hastanın
Bu girişimlerdeki amaç tekrarlayan düşme sayısını
kas kuvveti ve tonusu, serebeller koordinasyon,
azaltıp, hastalık ve ölüm oranlarını düşürmektir.
kognitif fonksiyonlar, derin tendon refleksleri ve
64
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Yaşlıda düşmeye yol açan risk faktörlerinin
azalttığı bildirilmektedir (21). Yapılan çalışmalarda,
çoğunluğunun düzeltilebilmesi hemşirenin rolünü
D vitamini kullanımının kas gücünü arttırarak yaşlı-
daha önemli hale getirmektedir. Diyaliz hemşireleri,
larda düşme sayısını azalttığı, özellikle kadın hasta-
yaşlı diyaliz hastalarını yakından takip ederek risk
larda daha yararlı olduğu gösterilmiştir (22).
faktörlerinin belirlenmesi ve ortadan kaldırılmasını
Adinamik
sağlayarak, düşme oranını azaltabilmektedir (17,18).
biofosfonat ve testosteron, kadınlarda da raloksifen
Yaşlı diyaliz hastasının ilaçları hekim tarafından
kullanımı önerilmektedir (8).
kemik
hastalıklarında
erkeklerde
değerlendirilerek düşmelerle ilgili olduğu bilinen
Çevresel düzenlemeler, yalnızca yaşlı diyaliz
ilaçların mümkünse kesilmesi önerilmektedir. Yaşlı
hastalarında değil tüm yaşlılarda düşmeyi önlemek
bireylerde ilaç sayısının azaltılması, özellikle sayı-
için önemlidir. Bu çerçevede, ev içindeki emniyetin
nın dördün altına indirilmesinin düşme riskini belir-
sağlanması için yerlerde az tüylü halılar kullanılma-
gin olarak azalttığı bildirilmektedir (8,12,13,20).
lı, özellikle banyolarda kaymayan karolar, küvet,
Postüral hipotansiyon tanısı alan yaşlılarda etiyoloji-
lavabo ve tuvalet yakınında bulunan yer zemininde
nin araştırılması, yaşlının kullandığı ilaçların göz-
kaymayan örtüler ve yapışkan şeritler kullanılmalı-
den geçirilmesi, aşırı tuz ve sıvı kısıtlaması yapılan
dır.
yaşlının
düzenlenmesi,
konulması tavsiye edilebilir. Kaymayan yapışkan
dehidratasyonun ve aneminin önlenmesi varsa teda-
lastik bantları olan altlıkların küvet zeminine yerleş-
vi edilmesi önerilmektedir. Postüral hipotansiyonu
tirilmesi, küvet ve duş içine tutunma barları konul-
olan hastalara yatak başının yükseltilmesi, yataktan
ması, bir duş sandalyesi ve denge bozukluğu olanlar
yavaş kalkması ve dorsifleksiyon egzersizler yap-
için elle tutulan fleksibl duş başlığı kullanılması
ması, diyaliz hemşiresinin kan basıncı takibini
önerilebilir. Merdiven, banyo ve yatak odasında iyi
prediyaliz, postdiyaliz ve hasta ayakta iken yapması
aydınlatılmalıdır. Gündüz aşırı ışığı ve parlaklığı
önerilir. Yaşlı diyaliz hastası antihipertansif bir ilaç
önemek için pencerelere koyulaştırıcı boyalı mater-
kullanıyorsa gerektiğinde kullandığı hipertansiyon
yal kullanılmalıdır. Gece ve/veya karanlıkta görüş
ilacı başka grup bir ilaçla değiştirilmesi ve bu müda-
sıkıntısı olabileceğinden, merdivenlerin üst ve alt
haleler yetersiz kalırsa, fludrokortizon ve mitodrine
kısmına elektrik düğmeleri yerleştirilmeli, gece lam-
ile farmakolojik tedavi uygulanması önerilmektedir
baları ile ışıklandırmalı, basamak kenarlarına kay-
(8).
mayan renkli yapışkan şeritler yerleştirilmeli ve ba-
diyetinin
yeniden
Tuvaletin yanındaki duvara tutunma barları
Kronik böbrek yetersizliği olan hastalarda ke-
samak yüksekliği en fazla 15 cm olmalıdır. Basa-
mik mineral yoğunluğunun azalmasına bağlı olarak
makların her iki yanına silindirik, uç kısımları içe
renal osteodistrofi gelişebilmektedir. Düşük kemik
dönük, kolayca kavramayı sağlayabilen ve basamak
mineral yoğunluğu diyaliz hastalarında kırılganlığı
bitiminde bir miktar devam eden tırabzanlar konul-
(fragility) arttırarak, kalça, vertebra ve diğer bölge
malıdır. Yatak yüksekliği için patelladan yere olan
kırıkları için riski arttırmaktadır. Bu nedenle yaşlı
mesafe ölçü alınmalıdır. Yatağın kenarları, oturma
diyaliz hastaları kemik mineral yoğunluğu ölçülme-
pozisyonundaki bir kişi için çökme oluşmadan ye-
li, gerekli farmakolojik ve farmakolojik olmayan
terli desteği verecek kadar sert olmalıdır. Alçak san-
tedaviler önerilmelidir. Yüksek riskli hastalarda kal-
dalyeler daha uygun olanlarıyla değiştirilmelidir.
ça koruyucuların kullanımının kalça kırığı riskini
Sık olarak kullanılan mutfak ve klozet eşyalarının
65
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Düşme riski olan hastada, eğitim programları
Kaynaklar
(riskler hakkında hasta ve yakınlarına bilgi verme, 1. Naharcı İM, Doruk H. Yaşlı populasyonda düşmedenge-yürüme eğitimi, işitme yardımcısı eğitimi giye yaklaşım. TAF Prev Med Bull 2009; 8(5): 437bi), egzersizler (alışkanlık, denge, kas kuvvetlendir-
44.
me ve direnç egzersizleri, gözlem altında egzersiz) 2. Tinetti ME. Performance oriented assessment of
ve yardım edici aletlerden (sert tabanlı uygun ölçüde
mobility problems in the elderly patient. J Am
ayakkabı, yürüteç, kalça koruyucuları) klinik pratikte
Geriatr Sos 1989; 34: 119-26.
sıklıkla faydalanılmaktadır (1). Egzersizin hemodi- 3. Cook WL, Tomlinson G, Donaldson M, et al.
yaliz hastalarında fiziksel kapasiteyi arttırdığı bunun
Falls and fall-related injuries in older dialysis
yanında anksiyete ve depresyonu azalttığı, sosyal
patient. Clin J Am Soc Nephrol 2006; 1: 1197iletişimi arttırdığı, emosyonel durumu ve yaşam kali-
1204.
tesi ile ilgili diğer göstergeleri geliştirdiği bilinmek- 4. Süleymanlar G, Altıparmak MA, Seyahi N,
tedir (23,24,25). Bu hastalarda rehabilitasyonun
Trabulus S. Türkiye’de Nefroloji, Diyaliz ve
amacı fiziksel fonksiyonunu arttırıp, psikolojik ve
Transplantasyon Registry 2012. Ankara: Türk
sosyal destek sağlanarak yaşam kalitesini arttırmak
olmalıdır.
Özellikle
yaşlı
Nefroloji Derneği Yayınları. 2013.
diyaliz
hastalarının 5. Levendoğlu F, Altıntepe L, Uğurlu H. Yaşlı hekardiyovasküler ve kas iskelet sisteminin dayanıklılımodiyaliz hastalarında disabilite, depresyon ve
ğı geliştirecek egzersiz programları uygulanmalıdır.
yaşam kalitesi. Türk Geriatri Dergisi 2004; 7(4):
Böylelikle düşmelerin önlenmesinin yanı sıra günlük
195-8.
yaşamda bağımlı hale gelmeleri engellenmiş ve ya- 6. Evans RW, Manninnen DL, Garrison LP, et al.
şam kalitelerinin de yükselmesi sağlanacaktır
The quality of life patients with end stage renal
(23,24,25,26).
disase. N J Med 1985; 312:553-59.
Sonuç ve Öneriler
7. Kutner NG, Brogan D, Hall WD, Haber M,
Yaşlı diyaliz hastalarında düşmeler oldukça sık
Daniels. Functional impairment, depression, and
görülen bir sağlık sorundur. Düşmeyi önleme prog-
life satisfaction among older hemodialysis patients
ramları kardiyovasküler ve kas-iskelet sistemini güç-
and age-matched controls: A prospective study.
lendirici, ortostazı önleyici egzersizler, ilaçların göz-
Arch Phys Med Rehabil 2000; 81: 453-459.
den geçirilmesi, dehidratasyon, hipotansiyon, anemi- 8. Morley JE. Falls in elderly patients with kidney
nin tedavi edilmesi ve önlenmesi, kemik mineral
disease. J Am Soc Nephrol (2009). http://
yoğunluğunun
www.asn-online.org/education_and_meetings/
izlenerek,
osteoporoz
ve
osteodistrofinin tedavi edilmesi, çevresel önlemleri
geriatrics/Chapter33.pdf
içermektedir. Tüm bu sağlık bakım hizmetinin yaşlı 9. Desmet C, Beguin C, Swine C, Jadoul M. Falls in
diyaliz hastalarına sunulması, düzenlenmesi ve izlen-
hemodialysis
patients:
prospective
study of
mesi için multidisipliner bir sağlık bakım ekibi ge-
incidence, risk factors, and complications. Am J
rekmektedir (26).
Kidney Dis 2005; 45: 148–53.
10.Roberts R, Jeffrey C, Carlisle G, Brierly E.
Prospective investigation of the incidence of falls,
dizziness and syncop in haemodialysis patients.
66
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
11. Dökmeci D. Yaşlıda polifarmasi ve toksisite.
dose of vitamin D reduces the risk of falls in
Turkiye Klinikleri J Surg Med Sci 2006; 2(46):
nursing home residents: a randomized, multiple-
53-8
dose study. J Am Geriatr Soc 2007; 55: 234-39.
12. Field TS, Gurwitz JH, Avorn J, et al. Risk
22. Bischoff-Ferrari HA, Orav EJ, Dawson-Hughes
factors for adverse drug events among nursing
B. Effect of cholecalciferol plus calcium on
home residents. Arch Intern Med 2001; 161:
falling in ambulatory older men and women: a 3
1629-34.
-year randomized controlled trial. Arch Intern
13. Leipzig RM, Cumming RG, Tinetti ME. Drugs
Med 2006; 166: 424-30.
and Falls in Older People: A Systematic Review
23. Heiwe S, Tollback A, Clyne N. Twelve weeks
and Meta-analysis. I. Psychotropic Drugs. J Am
of exercise training ıncreases muscle function
Geriatr Soc 1999; 47: 30-9.
and walking capacity in elderly predialysis
14. Roberts RG, Kenny RA, Brierley EJ. Are
patients and healthy subjects. Nephron 2001; 88:
elderly hemodialysis patients at risk of falls and
48-56.
postural hypotension? Int Urol Nephrol 2003;
24. Carney RM, McKevitt PM, Goldberg AP,
35: 415-21.
Hagberg
J,
Delmez
JA,
Harten
HR.
15. Tinetti ME, Richman D, Powell. Falls efficacy
Psychological effects of exercise training in
as a measure of fear of falling. J Gerontol 1990;
hemodialysis patients. Nephron 1983; 33: 179-
45(6): 239-43.
81.
16. Bruce DG, Devine A, Prince RL. Recreational
25. Goldberg AP, Hagberg J, Delmez JA, Carney
physical activity levels in healthy older women:
RM, McKevitt PM, Ehsani AA, et al. The
the importance of fear of falling. J Am Geriatr
metabolic and psychological effects of exercise
Soc. 2002; 50: 84-9.
training in hemodialysis patients. Am J Clin
17. Uyanık M, Karaduman AA, Can F. Yaşlılarda
Nutr 1980; 33(7): 1620-28.
Düşmeler, Kırıklar ve Önlenmesi, Osteoporoz
26. Cook WL, Sarbjit JV. Prevalance of falls among
Rehabilitasyonu. In: Arıoğlu S (ed). Geriatri ve
seniors maintained on hemodialysis. Int Urol
Gerontoloji 1. Baskı İstanbul: MN Medi-
Nephrol 2005; 37: 649-52.
kal&Nobel Ltd Şti. 2006; p. 339-52.
18. Sarıdoğan M. Düşmeler. In: Gökçe-Kutsal Y
(ed). Temel Geriatri Ankara: Güneş Tıp
Kitabevi. 2007; p.253-59.
19. Uysal A, Ardahan M, Ergül Ş. Evde yaşayan
yaşlılarda düşme risklerinin belirlenmesi. Türk
Geriatri Dergisi 2006; 9(2): 75-80.
20. Kannus P, Parkkari J, Neimi S, et al. Prevention
of hip fracture in elderly people with use of a
hip protector. N Engl J Med 2000; 343: 1506–
13.
21. Broe KE, Chen TC, Weinberg J, et al. A higher
67
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Son Dönem Böbrek Yetmezliği Olan Hastalarda
Cinsel Fonksiyon Bozukluğu ve Hemşirelik Bakımı
Yrd. Doç. Dr. Songül GÖRİŞ, Arş. Gör. Nevin Bilgi
Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Kayseri
Özet
Summary
Son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) olan
Sexual dysfunction is one of the most common
hastalarda en sık karşılaşılan sorunlardan biri cinsel
problems in patients with end-stage renal failure
fonksiyon bozukluklarıdır. Yapılan çalışmalarda,
(ESRD). In the studies, the incidence of sexual
SDYB’li hastalarda cinsel fonksiyon bozukluğu
dysfunction have been reported in 60%-87% in
görülme sıklığı % 60- % 87 arasında bildirilmiştir.
patients with ESRD. Sexual dysfunction, in
Cinsel fonksiyon bozuklukları, kadınlarda; cinsel
women; consists of problems such as the reduction
istekte azalma, cinsel tiksinti bozukluğu, uyarılma
of sexual arousal and sexual aversion disorder, lack
ve orgazm bozukluğu, disparanoya ve vajinismus,
of sexual desire, orgasmic disorder, dyspareunia
erkeklerde ise; cinsel istek azlığı, cinsel tiksinti bo-
and vaginismus, in males; lack of sexual desire,
zukluğu, erektil disfonksiyon (ED), erken boşalma
sexual aversion disorder, erectile dysfunction (ED),
ve diğer boşalma bozuklukları gibi sorunlardan
premature ejaculation and ejaculation disorders. A
oluşmaktadır. Cinsel fonksiyon bozukluğunun de-
multidisciplinary team approach is required in the
ğerlendirilmesinde multidisipliner bir ekip yaklaşı-
evaluation of sexual dysfunction. Nurses have an
mı gerekmektedir. Bu ekip içerisinde hemşireler
important role to promotion and protection of
cinsel sağlığın korunması ve geliştirilmesinde
sexual health in this team. Nursing approaches for
önemli bir role sahiptir. Hastaların cinsel sorunları-
patients with sexual problems, comprises the steps
na yönelik hemşirelik yaklaşımları; cinsel sağlığın
which
değerlendirilmesi, sorunun belirlenmesi, uygun
identification of problem, analysis problem with
hemşirelik girişimleri ile sorunun çözümlenmesi ve
appropriate nursing interventions and maintenance
cinsel sağlığın sürdürülmesi aşamalarını içermekte-
of sexual health. All these stages of the nursing
dir. Tüm bu aşamalardaki hemşirelik girişimlerinin
interventions aim to strengthen the sexual health of
amacı, hastaların cinsel sağlığını güçlendirmek,
patients, to determine the causes of sexual
cinsel sorunların nedenlerini ve özelliklerini belirle-
problems and characteristics, to take appropriate
mek, belirlenen sorunların çözümü için uygun giri-
measures for the solution of determined problems
şimlerde bulunmak ve yaşam kalitesini yükseltmek-
and to improve the quality of life.
tir.
Key words: End-stage renal failure; sexual
Anahtar kelimeler: Son dönem böbrek yetmezliği;
dysfunction; nursing care
are
assessment
of
sexual
health,
cinsel fonksiyon bozukluğu; hemşirelik bakımı
Giriş
metabolik-endokrin fonksiyonlarını gerçekleştirmede
Dünya’da ve ülkemizde önemli bir sağlık so- yetersiz kalması sonucu hastalığın etkilerinin tüm
runu olan son dönem böbrek yetmezliği (SDBY), organ sistemlerinde görüldüğü karmaşık bir durumdur (1).
böbreğin sıvı-elektrolit dengesini sağlama ve
68
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Son dönem böbrek yetmezliği olan bireyler,
antogonistleri ve diüretiklerin cinsel fonksiyonlar
hastalığın yarattığı olumsuz etkilerin yanı sıra uygu-
üzerinde olumsuz etkilerinin olduğu yapılan çalış-
lanan tedaviler nedeniyle birçok fiziksel ve psiko-
malarla da kanıtlanmıştır (11,12). Ayrıca hastalarda
sosyal sorun yaşamaktadır (2). Hastalarda sık karşı-
meydana gelen üremi tablosunun hem kadın hem de
laşılan fiziksel sorunlar arasında; sıvı elektrolit den-
erkek hastalarda cinsel işlevler üzerinde olumsuz
gesizlikleri, iştahsızlık, bulantı, kusma, yorgunluk
etkileri bulunmaktadır (13).
ve anemi vb. gibi durumlar gelirken, psiko-sosyal
Psikolojik Faktörler
sorunlar arasında; depresyon, tedaviye uyumsuzluk,
Cinsel işlev bozukluklarının organik nedenle-
rehabilitasyonda zorluklar ve cinsel fonksiyon bo-
rinin yanında psikolojik nedenleri de bulunmakta-
zuklukları yer almaktadır (3).
dır. Özellikle depresyon ve anksiyete cinsel fonksi-
Cinsel fonksiyon bozuklukları, kadınlarda;
yon bozukluğuna yol açabilmektedir (4). Hemodi-
cinsel istekte azalma, cinsel tiksinti bozukluğu, uya-
yalize giren hastalarda normal popülasyona göre
rılma ve orgazm bozukluğu, disparanoya ve
psikiyatrik ve depresif hastalıklar önemli derecede
vajinismus, erkeklerde ise; cinsel istek azlığı, cinsel
daha sık görülmektedir (3).
tiksinti bozukluğu, erektil disfonksiyon (ED), erken
Çelik ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada hemo-
boşalma ve diğer boşalma bozuklukları gibi sorun-
diyalize giren hastaların %15.3’ünün şiddetli düzey-
lardan oluşmaktadır (4). Yapılan çalışmalarda,
de depresyonu olduğu belirtilmiştir (14). Ünal ve
SDYB’li hastalarda cinsel fonksiyon bozukluğu
arkadaşları ise hemodiyaliz hastalarının yüksek dü-
görülme sıklığının % 60-% 87 arasında olduğu bil-
zeyde psikolojik distres yaşadıklarını saptamışlardır
dirilmiştir
(15). Depresyon, libidoda ve koitus sıklığında azal-
(5-7).
Böbrek Yetmezliğinde Cinsel Fonk-
maya neden olarak cinsel fonksiyon bozukluğuna
siyon Bozukluğuna Neden Olan Faktör-
neden olabilmektedir (13). Ayrıca, erkek hastalarda
ler
görülen iş kaybına bağlı olarak aile içindeki rolün
tersine dönmesi ve idrar yapma fonksiyonunun kay-
Cinsel sorunların kökeninde organik ve psikolojik
bı cinsel fonksiyon bozukluğuna katkıda bulunmak-
nedenler yer almaktadır (8). SDBY’li bireylerde
tadır (3,16).
meydana gelen endokrin değişiklikler, kullanılan
Erkek Hastalarda Cinsel Fonksiyon
çeşitli ilaçlar, psikososyal faktörler ve depresyon
Bozukluğu
çeşitli oranlarda cinsel işlevleri bozmaktadır (9).
Son dönem böbrek yetmezliği olan erkekler-
Organik Faktörler
SDYB’li hastalar çoğu zaman bir veya daha
de görülen cinsel fonksiyon bozuklukları; libidoda
fazla ek kronik hastalığa sahiptir. Yapılan bir çalış-
azalma, infertilite, ereksiyon ve ejekülasyon prob-
mada SDBY’li hastaların % 35.3’ünün herhangi bir
lemleridir. Hastalarda meydana gelen üremik tablo,
kronik hastalığa sahip olduğu gösterilmiştir (10). Bu
total ve serbest testosteron düzeylerinin belirgin
nedenle bu hastaların kullandıkları ilaç sayılarının
olarak düşmesine yol açarak, erkek hastalarda sık-
da fazla olması beklenmektedir. Kullanılan beta
lıkla libido azalması,
blokerler,
disfonksiyon yakınmalarına neden olmaktadır (17)
alfa
vazodilatörler,
blokerler,
antidepresanlar,
sempatolitikler,
H₂
(Tablo 1).
reseptör
69
impotans
ve
erektil
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Hastalık sürecinin bir sonucu olarak, birçok
cinsel fonksiyonlarının daha iyi düzeyde olduğu
sistemin etkilendiği üremik erkek hastaların büyük
gösterilmiştir (25).
bir kısmında, birçok faktöre bağlı olarak, cinsel iliş-
Kadın Hastalarda Cinsel Fonksiyon Bo-
ki için gerekli sertleşmeyi sağlama ve sürdürmede
zukluğu
yetersizlik olarak tanımlanan erektil disfonksiyon
(ED) ortaya çıkabilmektedir (12,13).
Son dönem böbrek yetmezliği olan kadınlarda genel
Hastalarda
olarak görülen cinsel fonksiyon bozuklukları; libido
meydana gelen arteriyel kan akımında azalma, peni-
azalması, menstrual siklus bozuklukları, vajinal
sin düz kaslarının fonksiyonundaki değişiklik,
lubrikasyonda
hormonal bozukluklar ve kullanılan ilaçların yan
orgazm
bozukluğu,
vajinusmus, disparanoya ve infertilitedir. Bu sorun-
etkileri ED’ye zemin hazırlamaktadır (17). Özellik-
ların nedeni çok yönlü olmakla birlikte, hastalığın
le SDBY’li hastalarda en yaygın kullanılan ilaç türü
neden olduğu yorgunluğun mental etkileri ile
olan antihipertansif ilaçlar da ED’ye yol açmaktadır
hipotalamus ve hipofiz bezindeki değişikliklerden
(18). Yapılan çalışmalarda SDYB’li erkek hastalar-
kaynaklanmaktadır (26) (Tablo 1). Son dönem böb-
da ED sıklığı % 58- % 87.5 arasında bulunmuştur
rek yetmezliği olan kadınlarda menstrual düzensiz-
(19-21). SDBY, testiküler hasar ve yetersiz
likler çok yaygındır (17,27). Üremik kadınlarda
spermatogenezle birlikte seyretmektedir. Semen
analizi sıklıkla; azospermi, hipospermi,
yetersizlik,
ovülasyondaki azalma, menstural düzensizliklere ve
ejakülat
amenoreye neden olan en önemli faktördür. Bu has-
volümünün ve sperm hareketlerinin azaldığını gös-
talarda amenoreye % 50-100 oranında rastlanmakta-
termektedir (22). Bu durum sıklıkla infertiliteye
dır. Menstürasyonu olan kadın hastaların çoğunda
neden olmaktadır.
ise polimenore, menoraji veya oligomenore görül-
Cinsel işlev bozukluğu olan üremik hastalar-
mektedir (17). Erken menapoza, KBY’li kadınlarda
da tedavinin ilk basamağı diyaliz dozunun arttırıl-
daha fazla rastlanmaktadır (28). Ayrıca diyalize gi-
ması, empotansa neden olabilecek ilaçların kullanı-
renlerde serumda östrodiol seviyesinin düşüklüğüne
mının kesilmesi ve KBY’nin neden olduğu anemi-
bağlı olarak cinsel ilişki sırasında rahatsızlığa yol
nin düzeltilmesidir (12). Literatürde böbrek trans-
açan vajinal atrofi, vajinal kuruluk, pubik bölgedeki
plantasyonu sonrası ED’nin önemli derecede düzel-
tüylerde azalma ve kaşıntı görülebilmektedir (17).
diğine yönelik çalışmalar yer almaktadır (20,23-25).
Östrojen tedavisi veya vajinal kayganlaştırıcılar bu
Ülkemizde yapılan bir çalışmada; böbrek nakli son-
hastalarda yarar sağlayabilmektedir (27).
rasında hastaların % 26’sında ereksiyon kalitesinde
Son dönem böbrek yetmezliği olan hastaların
iyileşme saptanmış ve nakil öncesi uzamış hemodi-
kullandıkları ilaçlar; erkeklerde olduğu gibi kadın-
yaliz süresinin ED ile ilişkili olduğu saptanmıştır
larda da cinsel fonksiyonlar üzerinde olumsuz etki-
(23).
lere
Akbari ve arkadaşlarının çalışmasında renal
neden
olabilmektedir.
Özellikle
antidepresanların, kadınlarda cinsel istekte azalma,
transplantasyon sonrası erkek hastaların böbrek
uyarılamama veya yetersiz uyarılma, vajinal kay-
fonksiyonlarındaki düzelmeye bağlı olarak, sperm
ganlığın yetersiz olması, vajinal anestezi, orgazmda
hareketliliğinde ve testesteron seviyesinde önemli
gecikme ya da orgazm olamama gibi sorunlara ne-
derecede artış olduğu (24), başka bir çalışmada da;
den olduğu belirtilmektedir (29).
böbrek nakli olan hastaların, diyaliz hastalarına göre
70
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Montejo ve arkadaşlarının depresyon te-
62’sinde cinsel istekte azalma, %52’sinde
davisi alan ve öncesinde normal cinsel fonksi-
vajinal lubrikasyonda azalma, %60’ında or-
yona sahip olan hastalarla yaptıkları çalışmada,
gazm yetersizliği ve %4’ünde disparanoya ol-
antidepresan ilaç kullanımı sonucu gelişen cin-
duğu saptanmıştır (35). Santos ve arkadaşları-
sel fonksiyon bozukluğu görülme sıklığının %
nın
59 olduğu gösterilmiştir (30). Antihipertansif
disfonksiyonlu kadın hastaların yaşam kalitele-
ilaçların da kadın hastalarda klitoral ve vajinal
rinin fiziksel boyutu, diğer hastalara göre daha
damar yapısında değişime, pelvik bölgedeki
düşük bulunmuştur (33). Ülkemizde yapılmış
kan akımında azalmaya, vajinal duvar ve
olan bir çalışmada ise periton diyalizi olan ka-
klitoral düz kaslarda incelmeye yol açtığı, (11)
dın hastaların %94.1’inde, hemodiyalize giren-
oluşan bu değişikliklerin kadınların cinsel iliş-
lerin ise tamamında cinsel fonksiyon bozukluğu
kide ağrı duyma, orgazm olamama, yetersiz
saptanmış ve yaşam kalitelerinin daha düşük
uyarılma ve cinsel isteksizlik gibi sorunlar ya-
olduğu gösterilmiştir (36).
çalışmasında hemodiyalize giren cinsel
şamalarında etkili olduğu belirtilmektedir (31).
Tablo 1. Erkek ve kadın hastalarda görülen cinsel fonksiyon bozuklukları (17, 26)
Erkek hastalarda görülen cinsel fonksiyon
Kadın hastalarda görülen cinsel fonksiyon
bozuklukları
bozuklukları
Libidoda azalma
Libidoda azalma
Ereksiyon problemleri
Vajinal lubrikasyonda yetersizlik
Ejekülasyon problemleri
Orgazm bozukluğu
İnfertilite
Vajinusmus veya disparanoya
İnfertilite
Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda
Cinsel Fonksiyon Bozuklukları ve Hemşi-
cinsel fonksiyon bozukluğuna ilişkin çalışmalar
relik Bakımı
daha çok erkek hastalar üzerinde yapıldığı için
Cinsel fonksiyon bozukluğu, fizyolojik, biyolo-
kadın hastalarla ilgili literatür yetersizdir.
jik, psikolojik, sosyal ve kültürel bileşenleri
Yapılan çalışmalarda SDBY’li kadınlarda cin-
olan çok yönlü bir sağlık sorunu olup, değerlen-
sel fonksiyon bozukluğu %65- % 84 olarak bil-
dirilmesinde multidisipliner bir ekip yaklaşımı
dirilmiştir (6, 32, 33). Laumann ve arkadaşları-
gerektirmektedir. Bu ekip içerisinde hemşireler
nın çalışmasında da cinsel fonksiyon bozuklu-
de cinsel sağlığın korunması ve geliştirilmesin-
ğunun kadınlarda (%43), erkeklerden (%31)
de önemli roller üstlenmektedir. Cinsel fonksi-
daha sık görüldüğü belirtilmiştir (34). Başka
yon bozukluklarının değerlendirilmesinde, ay-
bir çalışmada hemodiyalize giren ve cinsel
rıntılı tıbbi öykü almak ve detaylı fizik muaye-
fonksiyon bozukluğu olan kadın hastaların; %
ne yapmak gerekmektedir (29,37).
71
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
Cinsellik bütüncül sağlık bakım kavramının
bilmeleri için cesaretlendirmek, cinsel sorunların
önemli bir parçası olarak kabul edilmesine karşın,
nedenlerini ve özelliklerini belirlemek, belirlenen
hastalarla en çok vakit geçiren ve onları doğru bir
sorunların çözümü için uygun girişimlerde bulun-
biçimde gözlemleyebilen hemşirelerin çok azı bu
mak ve yaşam kalitesini yükseltmektir (29).
konuda değerlendirme yapabilmekte ve uygun giri-
Holistik hemşirelik bakımında hastaların, fiziksel,
şimlerde bulunabilmektedir. Bu duruma neden ola-
psikolojik, sosyal ve emosyonel açıdan bir bütün
rak, hemşirelerin cinsellikle ilgili danışmanlık için
olarak ele alınması beklenmektedir. Bu doğrultuda
yeterli bilgiye sahip olmadıklarına inanmaları, utan-
böbrek yetmezliği olan hastalara bakım veren hem-
maları, önemsememeleri, iş yoğunluğu, cinselliğe
şirelerin cinsel fonksiyon bozukluğu tanısını koyar-
ilişkin kişisel baskıcı tutumları ve cinsellikle ilgili
ken hastayı tüm yönleriyle ele alarak bakımı plan-
konuları tartışırken anksiyete yaşamaları gibi faktör-
lanmaları gerekmektedir.
ler gösterilmektedir (38,39).
Sonuç
Hemşirelerin, hasta-
ların cinsel sorunlarına çözüm bulabilmeleri için
Son dönem böbrek yetmezliği olan kadın ve erkek
sahip olması gereken özellikler aşağıda sıralanmış-
hastalar birçok nedene bağlı olarak cinsel fonksiyon
tır:
bozukluğu yaşamaktadır. Yaşamın bir parçası olan

Bireye özel cinselliği tanımlayabilmeli
cinselliğin hastalar açısından nasıl değerlendirildiği,

Cinsel konularda rahat olmalı
hastalıklarının cinsellik üzerine olan olumsuz etkile-

iyi bir dinleyici olmalı, yargılayıcı bir tutum
ri ile nasıl baş ettiklerinin değerlendirip bu sorunlara
içinde olmamalı
uygun hemşirelik girişimlerini planlamaları hemşi-
Danışmanlık yapabilme becerisi gelişmiş ol-
relerin önemli sorumluluklarından biridir. Bu ne-
malı
denle hemşirelerin cinsel fonksiyonları koruma ve
Hastalarla cinsel konularla ilgili tartışmalarda
geliştirme konusunda eğitimlerinin attırılarak, hasta-
iletişim yeteneklerini geliştirmeli
ların uygun koşullar altında hizmet alması sağlan-
Cinsellik konusunu kabul etmeli ve bu konu
malıdır.



ile ilgili kendini rahat hissetmeli

Cinsellik ve cinsel fonksiyonlar konusunda
bilgi sahibi olmalı

Cinsellik konusunda inanç, değer ve tutumların farkında olmalı

Yaşam döngüsü içinde cinselliğin gelişimsel
durumunu iyi bilmelidir (29,40).
Hastaların cinsel sorunlarına yönelik hemşirelik
yaklaşımı; cinsel sağlığın değerlendirilmesi, sorunun belirlenmesi, uygun hemşirelik girişimleri ile
sorunun çözümlenmesi ve cinsel sağlığın sürdürülmesi aşamalarını içermektedir. Tüm bu aşamalardaki hemşirelik girişimlerinin amacı, hastaların cinsel
sağlığını güçlendirmek, cinsel sorunlarını ifade ede72
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
treated with antihypertensive or antidepressive
Kaynaklar
medications: results from the DOPPS. Nephrol
1. Feehally J, Floege J, Johnson RJ, Editors.
Dial Transplant 2007; 22: 1163–1170.
Comprehensive clinical nephrology (3nd ed).
12.Ateş F. Kronik böbrek yetmezliği, diyaliz ve böb-
Philadelphia: Mosby; 2007.
rek naklinin cinsel ve üreme işlevleri üzerindeki
2. Tanrıverdi MH, Karadağ A, Hatipoğlu EŞ. Kro-
etkileri. Gülhane Tıp Dergisi 2010; 52: 229-236.
nik böbrek yetmezliği. Konuralp Tıp Dergisi
13.Palmer BF. Sexual dysfunction in uremia. J Am
2010; 2(2): 27-32.
3. Akpolat T, Utaş C. Hemodiyaliz hastasında sık
Soc Nephrol 1999; 10: 1381-1388.
karşılaşılan sorunlar. http://www.tsn.org.tr, Erişim 14.Çelik HC, Acar T. Kronik hemodiyaliz hastalarında depresyon ve anksiyete düzeylerinin çeşitli
Tarihi: 28.02.2014.
4. İncesu C. Cinsel işlevler ve cinsel işlev bozukluk-
değişkenlere göre incelenmesi. Fırat Tıp Dergisi
2007;12(1):23-27.
ları. Klinik Psikiyatri 2004; Ek3:3-13.
5. Messina LE, Claro JA, Nardozza A, Andrade E, 15.Ünal G, Bilge A. Hemodiyaliz tedavisindeki son
dönem böbrek yetmezlikli hastaların ruhsal duOrtiz V et al.. Erectile dysfunction in patients with
chronic renal failure. Int Braz J Urol 2007; 33:
rumlarının ve yaşam kalitelerinin değerlendirilme-
673-678.
si. Ege Tıp Dergisi 2005; 44(1): 35-38.
6. Strippoli GFM. Sexual dysfunction in women 16.Küçük, L. Diyaliz hastalarında sık karşılaşılan
ruhsal sorunlar. Turk Neph Dial Transpl 2005; 14
with ESRD requiring hemodialysis. Clin J Am
(4): 166-170.
Soc Nephrol 2012; 7: 974–981.
7. Mumtaz A, Anees M, Barki MH, Sami W, 17.Rathi M, Ramachandran R. Sexual and gonadal
dysfunction in chronic kidney disease:
Hussain S et al.
Erectile dysfunction in
hemodialysis
patients.
J
Ayub
Med
Coll
pathophsiology. Indian Journal of Endocrinology
and Metabolism 2012: 16(2): 214-219.
Abbottabad 2009;21(2): 4-7.
8. Neto AF, Rodrigues MA, Fittipaldi JA, Moreira 18.Grimm RH Jr, Grandits GA, Prineas RJ,
McDonald RH, Lewis CE et al. Long-term effects
ED. The epidemiology of dysfunction and its
correlates in men with chronic failure on
on sexual function of five antihypertensive drugs
hemodialysis in Londrina, Southern Brazil. Int J
and nutritional hygienic treatment in hypertensive
Impot Res 2002; 26(2): 19-26.
men and women. Treatment of Mild Hypertension
9. Şahin D, Ertekin E. Fiziksel hastalıklar ve cinsel
Study (TOMHS). Hypertension. 1997; 29: 8-14.
işlev bozukluğu. Klinik Gelişim. 2009; 22(4): 75- 19.Arslan D, Aslan G, Sifil, A, Cavdar, C, Celebi I
et al.
79.
Sexual dysfunction in male patients on
10.Sağduyu A, Şentürk V, Sezer S, Emiroğlu R,
hemodialysis: assessment with the International
Özel S. Hemodiyalize giren ve böbrek nakli yapı-
Index of Erectile Function (IIEF). Int J Impot Res
lan hastalarda ruhsal sorunlar, yaşam kalitesi ve
2002; 14: 539-542
tedaviye uyum. Türk Psikiyatri Dergisi 2006; 17 20.Mehrsai
A,
Mousavi
S,
Nikoobakht
M,
Khanlarpoor T, Shekarpour L et al.Improvement of
(1): 22-31.
11.Bailie GR, Elder SJ, Mason NA, Asano Y, Cruz
erectile dysfunction after kidney transplantation:
JM et al. Sexual dysfunction in dialysis patients
the role of the associated factors. Urol J 2006; 3:
73
Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015
_______________________________________________________________________________________________
21.Makarem AR, Mohammad Yasin Karami MY,
Zekavat
OR.
Erectile
dysfunction
of psychotropic- related sexual dysfunction. J
among
Clin Psychiatry 2001; 62(3): 10-21.
hemodialysis patients. Int Urol Nephrol. 2011; 43
31.Demirezen E. Hipertansif kadınlarda cinsel ya-
(1): 117-123.
şam. Androloji Bülteni, 2006; 26: 261-263.
22.Palmer BF. Sexual dysfunction in men and
32.Seethala S, Hess R,
Bossola M, Unruh ML,
women with chronic kidney disease and end-
Weısbord SD. Sexual function in women
stage kidney disease. Adv Ren Replace Ther
receiving maintenance dialysis. Hemodialysis
2003; 10: 48-60.
International 2010; 14:55-60.
23.Şahin AF, Cihan A, Akgül K, Demir Ö, Gürkan
33.Santos PR, Capote JR Jr, Cavalcanti JU, Vieira
A et al. Erkek hastalarda böbrek nakli sonrası
CB, Rocha AR et al. Quality of life among
cinsel işlevler. Türk Üroloji Dergisi 2009; 35(1):
women with sexual dysfunction undergoing
23-27
hemodialysis: a cross-sectional observational
24.Akbari F, Alavi M, Esteghamati A, Mehrsai A,
study. Health and Quality of Life Outcomes
Djaladat H et al.Effect of renal transplantation on
2012; 10:103.
sperm quality and sex hormone levels. BJU Int
34.Laumann EO, Paik A, Rosen RC. Sexual
2003; 92: 281-283.
25.Tavallaii SA,
dysfunction in the United States. prevalence and
Mirzamani M, Behzadi AH,
predictors. JAMA 1999; 281(6): 537-544.
Assari S, Vishteh HRK et al. Sexual Function. A
35.Asadifard F, Mohamadi SZ, Heidari TBB.
Comparison Between Male Renal Transplant
Sexual function of women with chronic renal
Recipients and Hemodialysis Patients,
failure undergoing hemodialysis and factors
J Sex
Med 2009; 6:142-148.
related to it. Iran J Crit Care Nurs 2013; 5(4): 204
26.Palmer BF. Management of sexual dysfunction
-213.
in uremic patients. Dialysis & Transplantation
36.Yazici R, Altintepe L, Guney I, Yeksan M, Ata-
September 2010; 39(9): 370-372.
lay H et al. Female sexual dysfunction in
27.Ghazizadeh S, Pezeshki ML. Reproduction in
peritoneal dialysis and hemodialysis patients. Ren
women with end-stage renal disease and effect of
Fail 2009; 31(5): 360-364.
kidney transplantation. Iran J Kidney Dis 2007;
37.Ohl
1:12-15.
Essentials
of
Female
Sexual
Dysfunction from a Sex Therapy Perspective.
28.Song YS, Yang HJ, Song ES, Han DC, Moon C
Urologic Nursing 2007; 27(1): 57-63.
et al. Sexual function and quality of life in korean
women
LE.
with
hemodialysis:
chronic
renal
Case-Control
failure
Study.
38.Steinke
on
E,
Counseling
Urology
Patterson-Midgley
Following
Acute
P.
Sexual
Myocardial
Infarction. Clin Nurs Res 1996; 5(4): 462-472.
2008; 71(2): 243–246.
39.Parish WL, Luo Y, Laumann EO, Kew M, Yu Z.
29.Kütmeç C. Kadınlarda cinsel fonksiyon bozuklu-
Unwanted sexual activity among married women
ğu ve hemşirelik bakımı. Fırat Sağlık Hizmetleri
in urban China. J Sex Res 2007;44(2):158-171.
Dergisi 2009; 4(12): 111-136.
40.Karakoyunlu FB, Öncel S. Cinsel fonksiyon bo-
30.Montejo AL, Llorca G, Izquierdo JA, Rico-
zukluklarında kadına ait hemşirelik bakım süreci
Villademoros F. Incidence of sexual dysfunction
örneği. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yükse-
associated
kokulu Dergisi 2009; 12(3): 82-92.
prospective
with
antidepressant
multicenter
study
agents:
of
a
1022
outpatients. Spanish working group for the study
74
Download