Para, Seks ve moral serbestliği

advertisement
K I
U S
C A
O Y
Ç N
Ü
D
Yusuf Engin’in
Kumar
bağımlılığından
kurtuluşu
Sayfa 6
İsa:
Ölümü yendi
Sayfa 12
Hıristiyanlığın
başlangıcı: Kilise
tarihi Anadolu
toprağında başladı
Sayfa 15
Para, Seks ve
moral serbestliği –
İsviçre’nin
Hıristiyanlığı
bu mudur?
Sayfa 4
Reklâmlar
Diniçin
15 Dakika
Yayın kurulu İsviçre’deki
Hıristiyanların gazetesi
“Din için 15 Dakika”
2009’da ilk kez Türkçe
olarak 30’000 tirajla çıkıyor.
Ceviri:
Sayfa düzeni:
Baskı:
Dağıtım adresi:
Nina Kohler
Gülperi Erkilic
Denis Simon, Création AG, Illnau
Solprint AG, Solothurn
SEA-Sekretariat
Josefstrasse 32, 8005 Zürich
Tel. 043 344 72 00, Fax 043 344 72 09
www.each.ch, info@each.ch
Romandie:
Alliance Presse
CP 192, 1170 Aubonne
Tél. 021 821 15 15
Bildagentur Baumann
Dergimizde yayınlanan bazı resimlerin
içeriği ile hiç bir bağlantısı yoktur,
acentamız tarafından temin edilmiştir.
Tanrı da
O’nunla konuşabilirsınız
O’nun müjdesi için taraftar oluyoruz – yersel, ulusal, evrensel.
Schweizerische Evangelische Allianz (SEA), Josefstrasse 32, 8005 Zürich
Tel. 043 344 72 00, PC-60-6304-06, info@each.ch, www.each.ch
editorial
Kapak tasarımı:
F. Giger
Yusuf Engin
Laurent Schlatter
Samuel Schwarz
Jakob Stalder
Irmela Vergili
Bünjamin Yasmin
Zekai Tanyar
Kutsal Kitap:
Hıristiyanların
kutsal kitabı
Sayfa 8
İnançlarımızı bir dürüm veya fondüye benzetmek
saçmalık belki. Ama inanç da bir gıdadır: canımız ve
ruhumuz için. Ne yazık ki başka kültürlere sahip
insanlar Hristiyan inancını ve Kutsal Kitap’ın içeriğini
çok az biliyor veya hristiyan olmak ile ilgili sahip
oldukları düşünceler parça parça. Bunu biz Türkiye’
den gelen insanlarda da fark ettik. Aynı zamanda
gözümüze çarpan birşey de, İslam ülkelerinden gelen
insanların genelde benim eşim Katrin gibi, dünyaya
açık ve öğrenmeye çok hevesli oldukları. İsviçrelileri
tanımak ve onları anlamak istiyorlar. İman, onlar için
tabu olan, yani konuşulması yasak bir konu değil,
tam tersine: Bu konularda konuşmak ve tartışmak
için çok açıklar ve ilgililer.
Bu gazete
hıristiyan ve
müslümanlara
birbirleriyle
inançları ile
ilgili konuşmak ve birbirlerini daha iyi
anlamak konusunda bir
yardım olsun. Okuyucularımıza İsviçre kültürünün
kökenleri ve hristiyan inancı hakkında bilgi kazandırsın. Pek günlük gazetelere benzemeyen bu gazete için
bir kaç dakikanızı ayırın. Buna değecektir.
Değerli
okuyucular,
elinizde tuttuğunuz bu dergi, İviçre’
de yaşayan biz müslümanların,
müslüman olmayan ve büyük bir
olasılıkla hıristiyan olan komşularımızla ve iş arkadaşlarımızla
en güzel şekilde beraber yaşama
imkanı olan karşılıklı tanışma
fırsatını sunmaktadır. Bir insanla
iyi geçinmenin ve arada muhabbetin hasıl olması için onu tanımak
ve niyetini bilmek gerekir. Tabiki
başta dinimiz İslam’ı öğrenip
yaşadıktan sonra içinde bulunduğumuz ortamın din ve kültürünü,
adet ve geleneğini tanımak ve bunlara saygı duymamız gerekir. Zira
Peygamber Efendimiz komşu hakkının ister müslüman isterse gayri
müslim korumasını ve bu münasebetlerin güzel tutulmasını bizlere
önermiştir.
Brunnen yayınevi
Düzeltme:
Fritz Herrli
Thomas Hanimann
Hansjörg Leutwyler
Françoise Buchenel
Eşinin katillerini
affediyor:
Susanne Geske
Sayfa 19
F. Buchenel/SEA
Yazı ve araştırma:
’Dürüm’ veya ’Kebap’ kelimelerini duyunca ağzım
sulanıyor. Hayatımın ilk döner kebabını ısırmam
konusunda beni eşim Katrin ikna etti. Aarau’daki Türk
restoranı, dünya tatlarına açık eşim, Türk mutfağının
lezzetini tatmaya gittiğinde daha yeni açılmıştı.
Çok heyecan dolu bir şekilde eve gelip bana bu keşfi
anlatmıştı. Bu yeni lezzeti denemeye hazır olana
kadar yine de bir süre gerekmişti benim için. Bugün
ise soslu bir dürüm, İsviçre mutfağının sunduğu çok
kültürlü, lezzetli yemekleri arasında Bern’in Röstisi ve
Wallis’in Fondüsü yanında, en sevdiklerimin arasında.
Schweizerische
Evangelische Allianz (SEA)
özel
Yayınlayan:
arşiv
Siz buradasınız
Neden bu gazete?
“Oh, böyle olduğunu
bilmiyordum!”
Türk ve İsviçreli
birbirini ziyaret
ediyorlar
Sayfa 20
Huzur ve barış içersinde yaşamak
ümidiyle Selamlar
Hansjörg Leutwyler
Baş sekreter SEA
Din için 15 Dakika 20 09
Faruk Güler
Wetzikon İslam Kültür Merkezi
Görevlisi
3
özel
Türkiye’de dinin büyük bir
baskısı var. İsviçre’de insanlar özgürdürler. Türkiye’de
İslami yasalar çok serttir,
ama İsviçre’deki Hıristyanlarda bir baskı görmüyorum.
Kendi dinini
oluşturmak
Para, seks ve gevşek ahlak kuralları – Bu mu Batı’nın
Hıristiyanlığı? Müslüman ülkelerden gelen bir çok kişi,
İsviçre’de etraflarını Hıristiyan inancına sahip insanların
sardığını düşünüyor. Ancak görüntü aldatıcıdır.
Sadece her on İsviçre’liden biri inancına gerçekten bağlı.
Bence İsviçre’de aşağı yukarı nüfusun %70’i Hıristiyandırlar, ama onlardan en
çok %15 gerçek Hıristiyan.
Bir insanın kalbinde
Tanrı varsa, onun yüzünde
belli olur. Böyle insanlarda
sevgi ve sevinç var; başkasına da yardımcı olurlar.
Hıristiyanlardan bir beklentim yok, Tanrı’dan beklentilerim var.
F. Giger
Sizin Hristiyan olan
birisinden beklentiniz
nelerdir?
Karadenizin altında kalan
o büyük ülkeden gelen yeni
göçmenler için İsviçre
şehirlerindeki sokaklardan
geçmek bir şaşkınlık etkisi
yaratmış olabilir. Kadınlar
kendinden emin görünüyor, işyerleri işletiyor,
açık saçik giyiniyor ve özellikle yazları vücutlarını
daha çok açıkta bırakan
giysiler seçiyorlar. Erkekler
4
Lüks, seks ve para: Tanrı
korkusu yavaş yavaş kayboluyor.
ise mesafeli, birbirleriyle
çok nadir ilişki kuran ve
alkol tüketen bir tablo
oluşturuyor. Çocuklu ailelere nadir rastlanıyor. Bir
çok İsviçre vatandaşı tek
başına yaşıyor ve çoğu zaman evlerine çekiliyorlar.
Bağımsızlık çok önemli bir
konu gibi gözüküyor. O
anda canları ne istiyorsa
onu yapıyorlar. Reklamlar
erotik resimlerde cimri
davranmıyor. Seks çok açık
bir konu ve cinsel ilişkiler konusundaki rahatlık
derecesi şaşırtıyor. Bir çok
şey serbest ve çok doğal
gibi gözüküyor, ama bütün
bunların ardındakilere baktığımızda, çok büyük sıkıntılar içinde olan aileler ve
evlilikler görülüyor. Özgürlükten bağımlılıklar, tutsaklıklar ve derin yaralar
oluşuyor. Peki bu mu şimdi
Hıristiyan inancını kabul
eden “Akşam ülkesi”?
Tanrı varmı ki?
İsviçre’de oturan insanların
neredeyse yüzde sekseni
kiliselere üye olmalarına
rağmen, bu insanların çoğu
Sadece çok para yaşantımızı
tatmin edemez.
Bir nevi güvence
olarak Kilise
Cemaati
Kilise cemaatlarına bağları
zayıf olmasına rağmen bir
çok üye kiliseden ayrılmıyor. Bunun sebebi büyük
olasılıkla kilise cemaatini
bir nevi güvence olarak
görmeleri. Ona sahiptirler
ama ona çok sık ihtiyaç
duymadıklarında mutludurlar. Acil durumlarda ‘ne
olur ne olmaz’ derler ve
ruhsal birilerinin desteği
onları mutlu eder. Kiliseler
aynı zamanda sosyal kon-
Françoise Buchenel/SEA
Tüm İsviçre’lilerin
Hıristiyan olduğuna
inanıyor musunuz?
Başka bir grup kilise üyeleri
farklı dinlerden çeşitli
unsurları alıp birleştiriyor.
Örneğin Budizm, Hıristiyanlık, İslamiyet ve felsefeyi
kullanarak, kendi Tanrı’
larını kendileri oluşturuyor.
İstatistiklere göre sadık kilise üyeleri ve etkin Hıristiyanlar toplumun yüzde onunu oluşturuyor.
Tabii ki aktif olmasalarda
kendilerini hala kilise ve
içeriğine bağlı hisseden
bazı kilise üyeleri bu sayıyı
arttırıyor. Ama gerçek şu ki,
İsviçrelilerin sadece küçük
bir kesimi inancını Kutsal
Kitab’a sadık ve gerçek bir
şekilde yaşıyor.
Din için 15 Dakika 20 09
Din için 15 Dakika 20 09
İsmail Özveren,
Basel
İsviçre’deki insanların
davranışlarının Türkiye’dekilerden farkları
nelerdir?
umları sebebiyle de değerli
görülür; yoksullara, yaşlılara
ve varoşlara verdikleri yardımlar. Böylece kilise, devlet aracılığıyla üyelerinden
aldığı kilise vergilerinin
karşılığını verir.
“Kültür çok farklı; din,
eğitim, gelenekler ve yaşam
tarzı çok farklı.”
Tüm İsviçrelilerin
Hıristiyan olduğuna
inanıyor musunuz?
“Hayır.”
Yasalardaki Hıristiyanlık değerleri
Topluma şekil verme konusunda Hıristiyanlığın etkisi
hızla azaldı. Bu durum asırlar boyunca çok farklıydı.
Kutsal Kitap’ta, Tevrat’ta
bulunan ’On Emir’ ve İncil’
de İsa Mesih’in bahsettiği ve
yaşattığı komşu sevgisi, toplumun kendisine yön vermek için kullandığı etik
temelleri oluşturuyordu.
Bunun sonucunda okullar,
hastaneler ve sosyal kurumlar oluştu. Şimdi yaklaşık
200 senedir Hıristiyanlığın
etkisi devamlı azalmakta.
Yine de bugüne kadar bazı
Kutsal Kitap temel değerlerinin izleri görülüyor. Örneğin zamanında Türkiye’nin
de kabul ettiği İsviçre Medeni Kanunu.
Neden inanmıyorsunuz?
“Çok farklı dinler mevcut,
Ateistler de var.”
Aşağı yukarı nüfusun % 80’i
bir kilisenin üyesidir.
Ama az kişi sürekli bir kiliseye
gider.
İsviçrelileri bu
şekilde tanıyorum
İsviçreliler genelde daha soğuk insanlar ve mesafeli davranıyorlar. Bir İsviçreliyi kişisel ve yakından tanımak, eğer bir
yabancı düşmanlığı yoksa, seneler sürebiliyor. Türkiye’den
farklı olarak kendi mahallen veya çevrende yaşayanları tanımıyorsun. İsviçrelilerin kendi aralarındaki ilişkileri de çok sıcak
olmuyor. Sanırım İsviçrelilerin yüzde otuzu Hıristiyan.
Tanışdıklarım hıristiyan olanlar inandıklarını yaşantılarında
uyguluyorlar. Onların yanında kendimi çok iyi hissediyorum.
Cana yakın, dürüst ve yardımseverler.
Hala gerçek
Hıristiyanlar var
21. yüzyılda ortalama İsviçreli’nin günlük hayatında
Hıristiyan inancı ve değerleri güçlü bir şekilde arka
plana geçti. Hıristiyan inancı
kendisini gitgide kilise duvarlarının arkasına geri
çekti. Bu nedenle, bugün
başka bir kültürden, başka
bir dinden gelen insanlar
İsviçre’de etraflarına baktıklarında, gerçek bir şekilde
yaşanan Hıristiyanlık ile çok
nadir karşılaşıyorlar. Yine de
yaşamlarında ve yaptıklarında efendilerini, İsa Mesih’i
örnek almaya çok önem veren ve günlük hayatlarında
inançlarını yaşayan Hıristiyanlar var. Umut edilen,
Müslüman dostların bu insanlar ile karşılaşmasıdır. Birisinin Hıristiyan
olduğu nereden
anlaşılıyor?
photocase/peterling
İsviçreliler Hıristiyanlığını
nasıl uyguluyorlar?
İsviçre’deki insanların
davranışlarının
Türkiye’dekilerden
farkları nelerdir?
İsviçre’de dinsel geleneklerine
bağlı olanlar vardır.
“O kişinin yaşam şeklinden.
Bir kişi Hristiyan olarak
yaşarsa, yani İsa Mesih
takipçisi ise, bu o kişinin
günlük hayatında bir
değişiklik yaratır. Böyle bir
kişi dürüstlüğü ciddiye alır
ve aldatmaz.”
Sizin Hıristiyan birisinden beklentiniz nelerdir?
“Benim için inanç çok
önemli değil, ben kendim
aleviyim. Hristiyan birisinden beklentim, inançlarını
hayatlarında da yaşatmalarıdır.”
Bununla ne demek
istiyorsunuz?
“Örneğin; düşmanlarını
sevmeliler.”
özel
F. Gıger
G.A., Bern
pazarları kilise’ye ibadete
gitmiyor, sadece önemli
dini bayramlarında, Noel
veya Paskalya’da bu ziyaretleri yapıyorlar. Kendi kutsal
kitaplarının, yani Kutsal
Kitab’ın (Tevrat, Zebur,
İncil) içeriğini pek bilmiyorlar. Daha da dramatik
olan şey: çoğu, bir Tanrı olduğuna bile inanmıyor.
Başkalarının ise çok belirsiz fikirleri var, “Bir şekilde
daha büyük bir Varlık varmış” diyorlar. Ama Kutsal
Kitap’ta anlatılan Tanrı’ya
inanmıyorlar. Kutsal Kitap’
ta yazılanların gerçekliğinden kuşku duyuyorlar.
Emanuel Ammon / Aura
N
E
özel
G
Ü
C
Soldaki resim: İsviçreli’nin
günlük hayatında Hıristiyan
inancı ve değerleri güçlü bir
şekilde arka plana geçti.
Hıristiyanlığına bağlı olanlar
nerededir?
L
Nuri Bey, Bern
5
Reklâm
L
B
A
Ğ
IL
IK
Yusuf’un kumar bağımlılığını
IM
Kumar bağımlılığı Yusuf’un
yaşamını mahvediyor.
“Oyunlardan başka bir şey
düşünemez oluyorsunuz”,
diyor bugün 55 yaşında
olan Yusuf. “Bugün belki
şansım iyi gider, kaybettiğim parayı bugün geri
kazana bilirim diye düşünüyorsunuz ve sonra tüm
gece oynayıp, cebinizdekini
de kaybediyorsunuz.” Çok
mahsumca başlamıştı her
şey. Gençliğinde, Bodensee
yakınındaki bir restoranda
arkadaşlarıyla oyun oynamayı seviyordu. İçeceğine
ya da küçük miktarlarda
parasına oynarlardı. 28
yaşında, İsviçreli bir bayanla
evlendi. Ailede maddi
problemler boy gösterince,
cebinde bir, iki yüz İsviçre
Frangıyla tek kollu canavarların başına geçip daha
fazla kazanabilmeyi umut
etti. Ama ne yazık ki parası
bu ’tek kollu canavar’ tarafından yutuldu. Aynı şekilde
arkadaşlarıyla oynarken de
oyunda bir kaç yüz daha
kaybetti. “O Kahvede sürekli oynayan, 15-20 kişiydik.”
Burada genelde üç veya
dört kişi ile oynadığımız
oyunlar taşlı Okey ve
Pokerdi.
Yıllarca kumar bağımlılığında
yaşadıktan sonra yeni bir
başlangıc: Yusuf Engin eşi
Christine ile beraber Belek’te,
Güney Türkiye.
Sürekli bahane ve
yalanlar...
İntihar tek çıkış
yolu mu?
Kumara olan bu bağımlılığı,
ki o zamanlar bir bağımlı
olduğunu kendisi asla kabul
etmezdi, eşinden saklayabildi. Ustaca bahanelerle
uzun süreli yokluğunu açıklıyordu. Bir arkadaşa tamir
konusunda yardıma veya
zor dönemden geçen bir
arkadaşına desteğe gittiğini
söylüyordu. “Sürekli yalan
atıyordum” diyor Yusuf bu
gün. Çaresiz bir şekilde, eve
neden bu kadar az uğradığının sebebini öğrenmek
isteyen eşine, onun suçlu olduğunu ve evliliklerinin onu
tatmin etmediğini söylüyordu. İlk kızının doğumu
bile sadece kısa bir süreliğine onu eve bağladı.
1982’de eşi Christine’ye
sonunda büyük borçları olduğunu açıkladı. Eşi sıkıntı
çekti ama yine de anlayış
gösterdi, çünkü kısa bir süre
önce Hıristiyanlığı kabul etmişti ve inancı ona bu zor
dönemde destekti. Yusuf ile
de İsa Mesih’le yaşadıklarını
paylaşmak istiyordu, ama
Yusuf’un yanıtı ’Beni rahat
bırak!” oldu.
Dört sene sonra Yusuf’un
borcu üç banka kredisinden
oluştuğundan, çok büyük
bir çaresizlik baskısı vardı
üzerinde. Yusuf gitgide çıkmaz bir sokağa girdiğini
daha çok farkına vardı.
“Bütün bunlar beni nereye
sürüklüyor? Buradan nasıl
çıkacağım?” diye sordu kendisine. Bir an için kaçmayı
düşündü. Ama eninde
sonunda bulunacağını biliyordu. Bu yolun sonundaki
utanç onun bu kararı almasını engelledi. Sonunda ailesini kayınpederinin evine
gönderip kendisi için temelli kaçış yoluna başvurmaya
karar verdi: bir kaza gibi
gözükecek olan intihar!
Böylece kredi borcu sigorta
tarafından iptal edilecek ve
ailesine de geçinebilecekleri
azda olsa ufak bir maaş
ödenecekti. Ama en derinlerde Yusuf çok çaresizdi.
Bir müslüman olarak intihar etmenin günah olduğunu biliyordu. Bu yüzden son gece dua etti:
“Allahım, biliyorum, bu
yapacağım günah senin gö-
zünde, ama başka çarem
yok. Beni affet lütfen!” Göz
yaşlarıyla bitkin bir şekilde
uyuyakaldı.
İmanda ilk adım
Ertesi gün eşinin telefonuyla uyanan Yusuf Engin’e
garip birşey oluyor. Yüreğindeki ağırlığın kaybolduğunu
fark ediyor, yeni bir umut
hissi kaplıyor içini. Eşi ile
konuşmak için buluştuklarında, Yusuf’u gören
Christine “Yusuf, ne oldu
sana, bu gün sen çok farklısın.” diye soruyor “Son
zamanların gerginliği ve
yorgunluğu yüzünden silinmiş gibi bir halin var senin”.
Christine için bu İsa Mesih’in
ona dokunduğunun göstergesiydi. “Seninle dua edebilir miyim?” diye soruyor
Christine, biraz karşı çıksa
da izin veriyor Yusuf. 3 hafta
sonra Tessin bölgesinde
gerçekleşen bir kaç gün
süren, Paskalya bayram
kampına katılıyorlar. Yusuf
kendini buradaki şimdiye
kadar hiç yaşamamış olduğu kardeşçe beraberlikte,
çok iyi hissediyor. İlk defa
İncil’den Ayetler dinliyor ve
üçüncü günü hayatını İsa
Mesihe teslim etmeye karar
veriyor. Evlerine döndüğünde kendilerine uygun
bir kiliseye katılmaya başlıyorlar ve Yusuf bir sene sonrada vaftiz oluyor.
Geri düşüş ve
Kurtaran adım
Maaşın yarısı
oyunlara...
Yusuf bazen kazanıyordu,
kazandığı zaman poker
oynamaya devam ediyordu.
Bu döngü, kahvenin kapanış saatlerinden sonra bir
arkadaşın evinde tüm gece
bu şekilde devam ediyordu.
Aylar ve yıllar boyunca
devam etti. Kaybettiği parayı her an geri kazanacağı
Din için 15 Dakika 20 09
Din için 15 Dakika 20 09
bir süre sürüyor bu oyun
bağımlılık
tekrarlaması.
Sadece yanından geçerken
bile Kahve bir mıknatıs gibi
onu çekiyordu. Artık borçları beş haneli sayılardan
oluşmaya başlamıştı. Eşi ve
onu tanıyan farklı kiliselerdeki insanlar onun için dua
ediyordu. Yine bir kampa
katılıyor, bu sefer tekbaşına.
Bir oruç haftası şeklinde
olan bu kampta onu, Tanrı
ile herşeyi açıklığa kavuşturması konusunda teşvik
eden insanlarla karşılaşıyor.
Aslında sadece bir kahve
içmek için gelmişti eski
arkadaşlarının yanına, ama
arkadaşları onu ’küçük bir
oyun’ oynamaya ikna ediyorlar. Yusuf kendisi için
oynamadığından red etmiyor ve böyle bir kaç kere
tekrardan sonra, kendisini
yeniden eski döngüde
buluyor. “Öncekinden çok
daha kötüydü” diyor bugün
Yusuf. İki yıldan daha uzun
Photocase
Yusuf Engin kumar oynayarak
maddi durumunu düzeltmeye
çalışıyor. Ama bağımlılığa
yakalanınca, kumar oynamaktan
başka bir şey düşünemiyor.
Sekiz yıl boyunca bir çok gecesini bu oyunlarda harcıyor ve
gittikçe daha fazla para kaybediyor. Durumu o kadar kötüleşiyor ki intihar etmeyi bile
düşünüyor. Müslüman olan
Yusuf birden beklenmedik bir
yardım alıyor, Mesih İsa’dan.
düşüncesiyle devam ederken, sadece bir gün içerisinde maaşının yarısını
oyunlarda kaybetti. 1981de
ilk defa bankadan kredi
almak zorunda kaldı. Ama
bu para da çok çabuk gitti.
Faizini ödeyebilmek için
arkadaşlarından farklı bahanelerle sürekli para istemek zorunda kaldı. Yeni
mobilyalar alma bahanesiyle bir başka bankadan da
küçük bir miktar kredi aldı.
Artık çok kurnazca bir yöntem geliştirerek borçlarını
son gününde ödemeyi ve
yeni bir yerden para bulmayı bir şekilde başarıyordu. Çok az uyuyordu.
Bugün, bir şekilde o dönemi bu kadar az uykuyla
geçirebilmiş olması onu
hala şaşırtıyor. Ne de olsa
bütün gününü zorlu bir
işte, pencere imalatı ve
montajında geçiriyordu.
özel
fotolia
yenme hikayesi
Yusuf, Tanrı’nın önünde
çocukluğundan oluşan tüm
suçlarını görüyor bir düşünde. Hatasını kabulleniyor
ve geçmişinde yaptığı hatalar için de tövbe ediyor. İşte
bu onu kurtuluşa götüren
adım oluyor. Kumar, nikotine olan bağımlılığı, yalana
olan serbestliği burada kırılıyor. Tamamen farklı bir
Yusuf olarak dönüyor evine,
eşi gözlerine inanamıyor.
Gözlerle görünülebilecek şekilde, tamamen farklı bir
insan karşısındaki Yusuf
şimdi. Artık oyun ortamları
onu çekmiyor. Kiliseden arkadaşları ona fikir yardımında bulunuyorlar ve
borçlarını kapatabilmesi
için uygun yöntemler gösteriyorlar. Kumar yüzünden
yapmış olduğu borçları daha
senelerce geri ödeme yapması gerekecek, ama asıl
temel sorun çözüldü. Yeni
bir hayat başladı! 7
L
S
T AP
U T
K Kİ
gamberler, halkı Tanrı’ya
bağlılığa çağırıyor, uyarıyorlar ancak önderler ve
halkın duyarsızlığı sonucunda doğunun büyük
gücü Babil tarafından tutsak edilip yetmiş yıl sürecek bir sürgüne gidiyorlar.
Hezekiyel ve Daniel peygamberler bu sürgün döneminin peygamberlerindendir.
Kutsal Kitap –
Kutsal Kitap’ın sizin
için anlamı nedir?
“Kutsal Kitap Tanrı’nın
sözüdür. Yeni Antlaşma
yani İncil’i okurken İsa
Mesih ile karşılaşıyorum.”
Tanrı’nın sözü hayatınıza ve günlük yaşantınıza neler katıyor?
“ Tanrı’nın sözü beni cesaretlendiriyor, beni güçlendiriyor ve günlük yaşantım
için bir yol gösterici.”
Kutsal Kitap’ı neden
okuyorsunuz?
“Tanrı’yı ve Kutsal Kitap’ı
daha yakından tanımak,
imanda büyümek ve hayatın sorularına cevap bulmak için.”
Yaratılış
Başlangıçta Tanrı göğü ve
yeri yarattı. Yaratılışın tacı
olarak insanı, erkek ve
kadın olarak yarattı. Onlar
çoğalmalı, dünyaya hükmetmeli ama aynı zamanda
onu korumalıydılar. Aden
bahçesinde Tanrı, insanla
birlikte günlük bir ilişki
içerisinde yaşıyordu.
Adem ile Havva –
Mahvedilmiş Tanrı
ilişkisi
bir gökkuşağı ile yeni bir
umudun çağı başlıyor ve
Tanrı’nın merhameti kendisini gösteriyor.
İbrahim – yeni bir
başlangıç
İbrahim, Tanrı’nın çağrısını
çok açık bir şekilde duyuyor.
Büyük bir halkın atası olacak: baba ve “bir çok ulusun
bereketi”. İşte bunun için
kendi memleketinden, Ur
şehrinden (bugünkü Irak’ta
bulunuyor veya bugünkü
Urfa) ayrılıp Urfa yakınındaki Haran’a ve oradan da
İsrail ve Filistin’in bulunduğu bölgeye yerleşiyor.
İbrahimle, daha sonra İsa
Mesih’in doğacağı halkın
çağı başlıyor.
Firavun – Kölelik
İbrahim’in soyundan gelen
halkın bir başka atası
Yakup’un en sevdiği oğlu
Yusuf kardeşlerinin ihaneti
sonucu kendini köle olarak Mısır’da buluyor. Yıllar
sonra Yakup ve geri kalan
ailesi bir kıtlık sebebiyle
Kodeks Sinaiticus gibi, neredeyse bütün Kutsal Kitabı içeren, meşhur eski elyazmaları Manastır kütüphanelerinde ya
da çölde bulunmuştur. Eski Antlaşma’nın elyazmalarından en
eski ve en meşhur buluntuları 1947’de Lut gölü civarında
bulunan Kumran mağaralarında keşfedilmiştir. Bu yazılar burada, yaklaşık iki bin yıl boyunca kilden yapılmış testilerde saklanmış. Hayret verici: Burada bulunan yazılar neredeyse
1000 yıl sonraya ait olanların aynısı. Sadece çok küçük ve
önemsiz bir kaç farklılığı vardı. Çok yazmalarına rağmen yazanlar, işlerini çok dikkatli ve özenli yapmışlar.
İsrail’in peygamberleri sadece yaşadıkları dönemle
ilgili konuşmuyor. Daniel,
Zekeriya ve Malaki peygamberler gelecekte gerçekleşecek olan olayları çok
önceden görüyorlar. Mesihin gelişini haber veriyorlar.
Yeşaya peygamber betimsel
olarak, Tanrı’nın Ruhu’nun
gücü altında içinden, yeni
bir şifa çağı başlatacak olan
bir filizin çıkacağı bir ağaç
kütüğünden bahsediyor.
Tanrı insanları yeni bir beraberliğe katmak istiyor.
Kurtarıcıyı bekleme dönemi başlıyor.
Kutsal Kitap (Tevrat, Zebur ve
İncil) insanlık tarihinin en önemli
bir kaynağıdır. İnsanların en
önemli sorularına cevap verir:
Nereye gidiyoruz, nereden
geliyoruz ve neden yaşıyoruz?
Bu nedenle dünyadaki en yaygın
kitap olduğuna şaşılmamalı.
Peki bu kitapta neler yazıyor?
Bu çift, yasak olan ağacın
meyvesinden yiyiyor. Onlar,
Tanrı’nın düşmanı Şeytan’
ın, bu meyveyi yediklerinde
Tanrı gibi olacakları sözlerine inanıp, kandırılıyorlar.
İşte bu günah, yani Tanrı’ya
güvenmemek, insanların nesiller boyunca bugüne kadar
süren Tanrı’yla ayrılıklarının
sebebi. Adem ile Havva cennetten kovuluyor. Daha
sonra Nuh peygamber döneminde Tanrı’nın emirlerine baş kaldırış tüm
dünyayı mahveden büyük
tufan ile sonuçlanıyor. Ama
8
PeygamberlerGelecek olayların
habercileri
Günümüzde Kutsal Kitap el yazmalarının en küçük buluntusu
bile hala çok anlamlı ve Kutsal yazıların asıl metnine daha
çok yakınlaşmak için bir yardım. Bu dalda çalışanlar bunun
sayesinde temel bir metni büyük bir kesinlik içinde açıklığa kavuşturabildiler. Bir kaç bin elyazması ile Kutsal Kitap metinleri yeterince korunmuş durumdadır.
Mısır’dan yiyecek bulmaya
gidince bu arada kölelikten Firavun’un en güvendiği adama ve ülkesinin
yöneticiliğine yükselmişti
ve tüm Mısır’ın besin ve
gıda stoklarının yöneticisi
olmuş Yusuf’la karşılaşıyor.
Sonuçta Yakup ve soyu
Mısır’a göç ediyor. Böylece
gelecekte İsrail halkına
dönüşecek halk bir kaç
yüz yıl Mısır’da yaşamaya
ve büyümeye başlıyor. Ama
sonraki Firavunlar onları
tehdit olarak görüp onları
köleleştirerek İsrail halkının varlığını tehdit ediyor.
Musa – Geri dönüş
Tanrı müdahale ediyor.
Bunu, emzirmekte olduğu
oğlu Musa’yı bir sepet
içinde Nil nehrine bırakan
bir anne aracılığıyla yapıyor. Bu bebek Firavun’un
kızı tarafından bulunuyor,
evlat ediniliyor, öz annesi
süt annesi oluyor ve Mısır
kültüründe yetiştiriliyor.
Ancak Tanrı’nın Musa için
belirlediği çok farklı bir
amacı var: O kendi halkını
Firavun’un egemenliğinden
kurtaracak ve onlar için
vaat edilen topraklara götürecektir. Firavun Musa
aracılığı ile bir çok alametler sonunda İsrail halkını
özgür bırakıp Mısır’dan ayrılmalarına izin veriyor. Ardından vaat edilen ülkeye
girmekten korkan İsrailliler için zorluklar, yokluklar
ve savaşlarla dolu kırk yıllık
bir çöl yolculuğu başlıyor.
Çölde Tanrı, halkına on
emiri içeren “yasasını” açıklıyor. Bu emirler sosyal
yaşamlarının ve Tanrı’yla
ilişkilerinin temelini oluşturuyor.
Kinneret Gölü: İsa buralarda
yaşayıp müjdesi va’zediyordu.
Din için 15 Dakika 20 09
Din için 15 Dakika 20 09
Kral Davut ve Kral
Süleyman – Krallık
döneminin zirvesi
Kırk yılın sonunda yeni
nesli ile İsrail halkı, Celile,
Ürdün ve Lut göllerinin
batı ve doğusuna yerleşiyor.
“Hakimler” denen, dış tehditlerde harekete geçip dış
düşmanlara karşı Tanrı’nın
gücü ile savaşan ve de halk
için hakim ve danışman
olmak üzere Tanrı tarafından özel yetenekler verilmiş erkek ve kadınların
zamanı başlıyor. Sonra Saul
ile İsrail halkı ilk krallarına
kavuşmuş oluyor. Onu takip eden Kral Davut ve Kral
Süleyman ile bu krallık en
zirve dönemlerini yaşıyor.
Yeruşalim (Kudüs) ’deki tapınak, halkın kurban sunuları ile Tanrı’nın huzuruna
yaklaştığı bir yer oluyor.
Mezmurlar, özdeyişler ve
buna benzer o dönemden
gelen şiirsel kitaplar, Tanrının halkının sevinç ve
kederlerini yansıtıyor.
Sadakatsizlik
ve Çöküş
Süleyman’ın oğlu Rehavam’ın kral olduğu dönemde İsrail, başkenti Yeruşalim
(Kudüs) olan Yahuda ve
başkenti Samiriye olan
(Kuzey-)İsrail Krallıklarına
bölündü (M.Ö. 722). Kuzey
krallığı manevi olarak gitgide daha da çöküyor, sonunda istilalar ve sürgünler
ile yok oluyor. Yahuda’daki
İsrail kavimlerinde ise
Yeşaya ve Yeremya gibi pey-
Arşiv
Yüksel Yildiz,
Binningen
Eski Antlaşma, yani Tevrat’ın (ve Zebur’un) asıl yazıldığı dil
İbranicedir (ve bir kısmı aramice). Yeni Antlaşma’nın, yani
İncil’in dili yunancadır. Asıl el yazmalarından korunmuş olan
birşey yoktur. Yine de asıllarından bakılarak yazılmış bir çok
farklı sayıda ve farklı tarihlere ait belge bulunmaktadır. Çünkü
matbaanın icadına kadar kitapları çoğaltmanın sadece bir
yolu vardı: onları el ile yazmak.
www.gallery.tourism.gov.il
özel
Hıristiyanların Kutsal Kitab’ı
Kutsal kitap çok dikkatli bir
şekilde geçmişten günümüze
iletildi
Doğuş Bayramı
(Noel) – Tanrı
insan oluyor
Kral Davut’un soyundan
gelen Mesih mucizevi
şekilde bakire Meryem’den
Beytlehem’de bir ahırda,
bir yemlikte doğuyor. Kutsal Ruh’tan olan bu gebelik,
Meryem’in nişanlısı Yusuf’un neredeyse hamile
olan nişanlısından ayrılmasına
sebep
oluyordu.
Rab’bin bir meleği ona
rüyasında görünerek Meryem’den ayrılmamasını söylüyor. Dünya’nın kurtarıcısı
bu bebeğin doğumunda
önce çobanlar geliyor yemliğin başına. Zira onlara da
bir melek görünerek “Korkmayın! Size, bütün halkı
Arşiv
A
çok sevindirecek bir haber
müjdeliyorum: Bugün size,
Davut’un kentinde bir Kurtarıcı doğdu. Bu Rab olan
Mesih’tir” demişti. Yahudilerin yeni doğan kralları İsa
hakkında bilgi edinmek ve
ona tapınmak için doğudan
yıldız bilimciler de geliyor.
Kumran mağralarında 60 yıl
önce Kutsal Kitab’ın parçaları
bulundu.
9
Diriliş Bayramı
(Paskalya) –
İsa dirildi
Şabat (Yahudilerin haftalık
ibadet günü- Cuma günbatımından Cumartesi günbatımına) gününden sonra,
bir kaç kadın İsa’nın cesedine sürmek üzere baharat
satın alıyor. Pazar sabahının
çok erken saatlerinde, güneşin doğuşuyla birlikte
mezara varıyorlar. Başlarını
kaldırıp bakınca, daha önce
mezarı kapatmak için kullanılan kocaman taşın yana
yuvarlanmış olduğunu görüyorlar. Korku içinde çekinerek mezara giriyorlar.
Mezar bomboş. Bir melek
onlara belirerek onlara
korkmamalarını, çarmıha
gerilen İsa Mesih’in daha
önceden kendisinin de
bildirdiği gibi dirildiğini
söylüyor. Bayanlar korku
dolu ama aynı zamanda sevinçle mezardan uzaklaşıyorlar. Bu olayı takiben İsa
bir çok kez öğrencilerine ve
aynı anda 500 kişiden fazlasına görünüyor. İsa öğrencilerine şu buyruğu veriyor:
“Gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin;
onları Baba, Oğul ve Kutsal
Ruh’un adıyla vaftiz edin;
size buyurduğum her şeye
Kutsal Kitap Müjdesinin Merkezi
Müjde en kısa şekilde şu şekilde anlatılabilir:
Hayata günah girdiği andan beri insanlar,
bu suçları nedeniyle Tanrı’dan ayrı yaşadı.
Ama Tanrı insanlara merhamet etti ve oğlu
(Kurtarıcı) İsa’yı dünyaya gönderdi. O ise biz
insanların günahları için çarmıha gerilerek
öldü ve bir uçurum üzerinden geçen köprü
misali Tanrı ile aramızdaki ayrılığa son verdi.
İsa Mesih’in kendisiyle verdiği kurbanı kim
kabul ederse, Tanrı’nın bağışlayıcılığına tanık
olur ve sonsuz yaşama kavuşur.
uymayı onlara öğretin!”
Öğrencileri, İsa’nın ölümü
yendiği ve Tanrı ile insan
arasındaki ayrılığın artık
son bulduğu ’’Müjde”sini
tüm dünyaya bildirmek ile
görevlendiriliyorlar (Müjde
sözcüğünün eski Grekçe’de
karşılığı ’İncil’ kelimesidir,
dolayısı ile İncil kitabı adını
bu anlamdan yani bir
‘Müjde’ olmaktan alır).
ve göğe alınıyor. Daha
öğrenciler şaşkınlıkla bakışlarını gökyüzüne dikmişken yanlarında beyaza
bürünmüş iki adam beliriyor. “Aranızdan göğe alınan
İsa, göğe çıktığını nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri
gelecektir.” diyorlar.
Pavlus, Petrus –
İlk Topluluklar
Bu yeni öğretişin en tutkulu
aleyhtarlarından biri olan
Yahudi din adamı Tarsus’lu
Vahiy – Geleceğe
bakış
İsa’nın bir diğer öğrencisi
Yuhanna, çok güçlü, ruhsal
bir gösteriye tanık oluyor.
Dirilen’den bir vahiy alıyor.
Gelecekte, İsa’nın ölüleri
ve dirileri yargılamak için
dönüşüne kadar gerçekleşecek olan olayları, felaketleri görüyor. En son
olarak Yuhanna yepyeni bir
dünya görüyor. Tanrı insanların arasında, artık gözyaşı, acı, kötülük ve ölüm
yok; İsa Mesih’e iman edip
izleyenler cennette, iman
edip güvendikleri Rab’
leriyle birlikte bir şölendeler. Gülperi Erkılıç
Basel
Kutsal Kitap’ın sizin
için anlamı nedir?
Kutsal Kitap bana göre
benim hayatım için bir yol
gösterici. Önceden iki ayağının üstünde duran, tuttuğunu koparan bir insandım. Şimdi bu özelliğim
hala devam ediyor, ama
tüm planlarımı ve yapmak
istediklerimi dua ile Tanrı’nın ellerine bırakıyorum
artık. Bu bana çok büyük
bir güven duygusu ve bir iç
huzur veriyor.
Tanrı’nın sözü sizin
hayatınıza ve günlük
yaşantınıza ne getiriyor?
Kutsal Kitap bugünde de insanların ilgisini çekiyor: Ankara’daki
Kutsal Kitap fuarı.
Tanrı’nın sözü benim günlük hayatımda bana sevinç
ve teselli ve hayatım için bir
temel. Tanrı’nın sözü yaşamım ve aktüel durumum
için her zaman bir çözüm
hediye ediyor ve inanmam
için güç veriyor. Bir duama
hemen cevap almadığımda
daha çok seviniyorum.
Çünkü deneyimlerimden
biliyorum ki, çok daha
güzel ve iyi bir şey olacak.
Kutsal Kitap’ı neden
okuyorsunuz?
Göğe alınma –
İsa vedalaşıyor
İsa öğrencilerine Tanrı’nın
Kutsal Ruh’unu alacaklarını
ve o zamana dek Yeruşalimde kalmaları talimatını
veriyor. Sonra vedalaşıyor
Kutsal Kitap’ta anlatılanları
kendiniz okuyun.
Kutsal Kitab’ın İncil kısmında
ilk dört bölümde, yani Matta,
Markos, Luka ve Yuhanna
bölümlerinde İsa’nın izleyicileri
ve yoldaşları O’nun yaşamı
hakkında anlatıyorlar. Resimde
Yuhanna kısmından iki bölüm
görünüyor.
özel
Kutsal Kitap çok dilde tercüme
edildi: Kutsal Kitap Türkçe’de
tercüme edilenler.
Schweiz. Bibelgesellschaft
30 yaşında İsa, etrafına
öğrenciler toplayıp onlarla
İsrail’i gezdi. (bkz. sayfa 12)
Üç yıl boyunca bir çok hastayı iyileştirdi. “İnsanoğlu”
olarak da kendini beyan
eden İsa aynı zamanda
açıkta yaptığı konuşmalarıyla da tanınıyordu. İnsanların Tanrı’yla barışması
ve O’na dönmeleri ile ilgili
konuşuyor ve kendisinden
“Yol, gerçek ve yaşam” olarak bahsediyordu. Onun
aracılığı olmadan kimsenin
Tanrı’ya gidemeyeceğini belirtiyordu. İsa’nın günahkarlarla, Tanrı’dan uzak
olarak görülenlerle birlikte
oturması ise din bilginlerini
kızdırıyordu. Yavaş yavaş
onu ortadan kaldırma planları yapmaya başladılar.
Saul, Şam’daki İsevi (İsa’ya
iman edip izleyenler, Hıristiyan) topluluğundakileri
tutuklamak için Şam’a giderken yolda gökten gelen
güçlü bir ışık ile karşılaşıyor
ve bu ışığın içinde yeni
efendisi İsa Mesih ile tanışıyor. Pavlus, diğer adıyla
Saul (Saul İbranice, Pavlus
Latincesidir), yeni oluşan
Hıristiyan topluluklarına
mektuplar yazarak onları
İsa Mesih’in müjdesini pratik olarak günlük yaşamlarına yerleştirip uygulama
konusunda öğüt verip
teşvik ediyor. Onunla birlikte çalışan Timoteus ve
Titus gibi kilise önderlerine
önderlik ve dürüst ilişkiler
konularında Tanrısal ölçütler veriyor. Petrus ve diğer
öğrenciler Pavlus’u bu konularda destekliyorlar.
Schweiz. Bibelgesellschaft
İsa – Ne istiyordu?
Yahudi cemaatinin önemli
bir bayramı olan Pentikost
günü ( Grekçe’de ’50. gün’
anlamına gelip Fısıh bayramından 50 gün sonra Musa’ya On Emir’in verilişi ve
ilk ürünün kutlamasıdır),
Yeruşalimdekiler Tanrı’nın
mucizevi bir işleyişine tanık
olunuyor. Bayram havasının
tam ortasında, İsa’nın öğrenci ve izleyicilerinin bulunduğu bir odada gürültülü ve ateşten dillerin belirdiği bir olay meydana geliyor. Bayramı kutlamak için
dünyanın her bir ülkesinden gelmiş dindar Yahudiler, İsa’nın öğrencilerinin
ağzından, öğrenciler bu dilleri bilmedikleri halde mucizevi biçimde Tanrı’nın
işlerini bir çok farklı dilde
birden duyuyorlar. İsa’nın
öğrencilerinden Petrus, bu
fırsatı kullanarak Tanrı’nın
İsa’nın dirilişiyle yepyeni bir
lütuf çağı başlattığı konuşmasını yapıyor. O gün
bir kaç bin insan onun söylediklerini kabul ederek
İsa’ya iman eden cemaatin,
yani kilisenin (kilise ’ayrılmış topluluk/cemaat’ demektir) temeli oluyor. Bu
topluluk tüm engellere
rağmen hızla gelişmeye ve
yayılmaya başlıyor.
Kutsal Kitab’ı okuyarak, kitapların kitabı ile
ilgili bir fikir edinin ve kendi görüşünüzü
oluşturun. Kutsal Kitabınız yok mu?
O zaman size kendi dilinizde bir tane hediye etmek isteriz. Bize ulaşın:
SEA, Josefstrasse 32, 8005 Zürich
info@4telstunde.ch, Tel. 044 320 00 40
Yusuf Engin
Fısıh bayramından (İsrail
halkının Mısır’daki esaretten kurtuluş gecesinin
anısı) bir kaç gün önce İsa
bu dini bayrama katılmak
için arkadaşlarıyla birlikte
yola koyuluyor. Yeruşalim’e
giderken heyecanla dolu
insanlar giysilerini ve çevredeki ağaçlardan kestikleri
dalları İsa’nın geçtiği yolda
yere seriyorlar. Önden gidenler ve arkadan gelenler
şöylebağırıyorlardı:“Hozana
(İbranice ’kurtar’ veya ’şimdi kurtar’ demektir)! Rab’bin adıyla gelene övgüler
olsun!” Artık din adamları
İsa’yı tutuklayıp öldürtmek
için ellerinden gelen her
şeyi yapmaya başlıyorlar.
İsa’nın öğrencilerinden biri,
Yahuda, efendisine ihanet
ediyor. Tutuklama, işkence
ve sorgulamalar gerçekleşiyor. İsa’nın çarmıhtaki
ölümü herşeyden önce bütün umutları yıkıyor. İsa’yı
izleyenler saklanıyor ve
nasıl devam edeceklerini
bilmiyorlar.
Pentikost –
Kilisenin doğuş
saati
Emanuel Ammon / Aura
Dr. med. Bünyamin
I. Yasmin, Psikiyatri ve
Psikoterapi Uzman Doktor,
Langenthal
Yeruşalim’e gidiş –
Bir kral olarak İsa
Reklâm
“Benim için Kutsal
Kitap, göklerdeki Babamın bana özel yazdığı
bir aşk mektubudur.
Kutsal yazılar benim
hayat rehberim ve
hayatın yaratıcısından
gelen günlük teşviktir.
Kutsal Kitap’ı okumayı
seviyorum, çünkü
Tanrı’nın sözü, beni
günlük hayatımda yönlendiren pusulamdır.”
Ama gelmeyen biri var: Yahudiye kralı Hirodes. O yerini alacak dünyasal bir kral
doğdu anlayışı ile İsa’yı öldürmek istiyor ve iki yaşından küçük, tüm oğlan çocuklarını öldürtüyor. Bir kez
daha bir melek Yusuf’a görünerek oradan ayrılmalarını söylüyor ve Meryem ile
İsa ile birlikte kurtuluyorlar.
Din için 15 Dakika 20 09
Din için 15 Dakika 20 09
Kutsal Kitap, hayat için
bana gereken enerjiyi veren, benim gündelik ekmeğim gibidir. Kutsal kitap
Tanrı’nın sözü olduğu için
ve burada İsviçre’de de çok
serbest bir şekilde okuyabildiğim için bu fırsatı kaçırmıyorum. Çünkü Kutsal
Kitap’ta hiç bitmeyen bir
hazine var benim için.
Tanrı’ya şükrediyorum bu
hazineye bu kadar rahat
ulaşabildiğimiz için.
11
“İsa” filimi
İsa Mesih
ölümü yeniyor
’Şimdi herşey bitti’ diye düşünüyordu öğrencileri. Önderleri
başarısızlığa uğramıştı - çarmıha gerilerek idam edilmişti. Oysa
hesapta herşey daha iyi olacaktı. Romalılara karşı zafer,
özgürlük, bağımsızlık, yeni bir hayat... Ve şimdi bütün bunlar yok
oldu. SON! Yoksa öyle değil miydi? Bu hikaye, İnsanların var
oluşundan beri yaşanan en büyük zaferin hikayesidir.
KULTOUR Ferienreisen
İsa’nın dolaşdığı yeri, yani
Kinneret Gölünün bölgesini
turistler ziyaret ediyorlar.
İsa vaız veriyordu, hastaları iyileştiriyordu ve ölüleri
diriltiyordu.
Kutsal Kitap yazılarına göre
daha doğumunda garip şeyler olmuştu: Melekler belirmişti. Bu erkek bebeğin,
başka yer olmadığı için
doğduğu ahırın yakınlarında nöbet tutan çobanlar
gökyüzünün açıldığına tanık olmuştu. ’Kurtarıcı doğdu’ haberini almışlardı.
Özel bir yıldız, Mezopota-
12
myalı yıldız bilimcilerin
dikkatini çekmiş ve onları
Beytlehem’e kadar getirmişti. Yeruşalim’deki tapınakta, küçük İsa’nın kutsanması sırasında orada bulunan kendini Tanrı’ya adamış bazı insanlar, bu çocukta uzun süredir beklenen, insanları kurtaracak
olan Mesih’i görmüşlerdi.
Göklerden gelen
Mesih İsa
İsa iyileştirilemezlere şifa veriyor
Ama sonra, İsa’nın etrafını
bir süre sessizlik kapladı.
Annesi Meryem ve bir marangoz olan Yusuf’un oğlu
olarak ebeveynlerinin yanında, kuzey İsrail’deki Nasıra kentinde büyüdü. Bir
keresinde, on iki yaşındayken Yeruşalim’de ailece katıldıkları bir dini törenden
sonra kısa süreliğine kayboluyor. Anne ve babası onu
üç gün boyunca çaresiz bir
şekilde arıyorlar. En sonunda onu tapınakta buluyorlar. Orada kendi yaşından beklenmeyecek olgunlukta din adamlarıyla tartışıyordu. Ebeveynleri sorunca, onlara verdiği cevabında asıl geldiği yeri bir
şekilde hatırlatıyordu onlara: “Babamın evindeydim”
diyordu.
İsa halka açılmadan önce
kendisini vaftiz ettiriyor. Tanıklar vaftizinden sonra
Tanrı’nın Ruhu’nun onun
üzerine bir güvercin görünümünde konduğunu görüyorlar. Gökyüzünden gelen bir sesin: “Sen benim
sevgili oğlumsun. Hoşnutluğum üzerinde”, dediğini
duyuyorlar.
İsa on iki adam seçiyor ve
onları kendisini takip etmekle görevlendiriyor.
Basit balıkçılar, kaba karaktere sahip, tahsili düşük,
şüpheli geçmişlere sahip
olan kişiler. Aralarında da
bir zavallı ve de bir sadakatsız vardı. Kısaca, dünyada
yeni bir haberin, bir müjdenin kapsamlı bir şekilde
yayılamasını sağlayabilecek
bir insan grubuna benzemiyordu. Onlarla neredeyse üç
yıl boyunca İsrail’i dolaşıyor.
Amacını onlarla omuz omuza vererek paylaşıp devrimci
mesajını gözlerinin önünde
bizzat yaşamıyla yaşıyor.
Meşhur olan dağdaki vaazlarında kayıtsız şartsız bir sevgi
talep ediyor, yoksulları zengin ve zulüm görenleri güçlü
olarak ilan ediyor. Bir çok
benzetmelerde Tanrı’nın
Egemenliğini şimdiden başladığını sezdiriyor. Yalnız, bu
egemenlik sadece kısmen
Tanrı’ya güvenen insanlarda
belirleniyor.
Tanrı’nın Oğlu
yaşıyor
nın farkına varıp, tövbe
eden ve Tanrı’dan af dileyenleri bağışlayıp, günahından kurtarır. O’na inanan
ve O’nu izleyenler sonsuz
yaşamı elde eder. Kutsal
Yazılarda yazan budur.
Kalplerin Kralı
Bu halkta beklentilere yol
açıyor. Ancak o, tüm bunların siyasi umutlarla ilgili olmayıp kendisinin, “Yahudilerin Kralı” nın, aslında
Kalplerin Kralı olarak geldiğini ve kendisine ve Göksel
Babasına koşulsuz güvenenleri aradığını göstermeye çalışıyor. Arada bir gelecekte
yaşayacaklarıyla ilgili şeyler
söylüyor, çarmıhtaki ölümü
ve üç gün sonraki dirilişinden bahsedip son günlerinde
tekrar bu dünyaya geleceğini
anlatıyor. Tanrı’ya dönüşünden söz ediyor. Kendisinden
“Yol, gerçek ve yaşam” olarak söz ediyor ve kendisi
aracılık etmeden kimsenin
Tanrı’ya ulaşamayacağını
söylüyor. İsa Mesih, günahı-
İsa ölümü yeniyor
Mesih İsa konuşmalarında
özellikle politik ve dini liderlerin tepkilerini alıyor.
Tartışmalarda dini yöneticilere etkili bir şekilde meydan okuyor.
Liderlerin, insanlara sevgiden çok güç ve paraya önem
verdiklerini ortaya çıkararak
maskelerini düşürüyor. Gücünün temelinde güçsüzlüğünün yattığını söylese de,
İsa’nın etrafındakilere etkisi
dinin seçkin tabakasını rahatsız ediyor. Politik çözüm
getirmediğinin hayal kırıklığına uğrayan halkı ayaklandırarak İsa’yı uydurulmuş
vatana ihanet suçuyla yargılatıyorlar. Roma iktidarının
temsilcisi vali Pilatus da
uysal bir şekilde onu çarmıhta ölüm ile mahkum
ediyor. İşkencenin verdiği
eziyet dolu saatlerden sonra
İsa sona yaklaşıyor. “Tamamlandı” diyor, son nefesini
verirken.
Kısa bir süre sonra, tuhaf bir
mucize ile, bir düğünde
suyu şaraba çevirerek, dikkatleri üzerine topluyor. Üç
yıl boyunca daha bir çok
farklı şey oluyor: Tedavi edilemez hastalara şifa veriyor,
yani körlere, dilsizlere ve
çolaklara şifa verip cinler
tarafından tutsak edilmişleri özgür kılıyor. Dul bir kadının biricik oğlunu ölümDin için 15 Dakika 20 09
Başlarken
Önemli Bir
Not:
1- Tanrı/Allah: Yüce Yaradanı tanımlamak için dilimizde iki sözcük vardır:
Tanrı ve Allah. Birincisi
Türkçe kökenli, ikincisi ise
Arapça kökenlidir. Bazı
kişiler Allah teriminin İslam’a ait olduğunu iddia
ederler ancak bu doğru
değildir, zira Orta-Doğudaki
Hıristiyan Araplar İslam’dan
önce ve halen Allah sözcüğünü
kullanmaktadır,
başka alternatifleri yoktur.
Hıristiyan Türkler ne denli
ikisini de kullansa, biz burada ağırlıklı olarak Türkçe
olan Tanrı sözcüğünü kullanacağız.
Öğrencileri için tüm umutları, hayalleri yok olmuştu.
Sonra birden dirilişinin haberi geliyor. İnanılmaz! İsa
mezarından çıkmıştı. O yaşıyordu, ölümü yenmişti.
Yenilgi gibi gözüken olay,
insan tarihinin en büyük
zaferi olmuştu.
İsa, öğrencilerine görünerek onları Tanrı’nın bu iyi
haberini, ’Müjde’yi, her
yere yaymakla görevlendiriyor. Ona sadık olanların
gözleri önünde göğe alınmadan önce onlara bir
buyruk veriyor: “Gidin, bütün ulusları öğrencilerim
olarak yetiştirin; onları Baba,
Oğul ve Kutsal Ruh’un
adıyla vaftiz edin; size buy-
2- Tanrı Oğlu deyimini Hıristiyanlar, bazılarının iddia
ettiği gibi, fiziksel bir oğulluk olarak kullanmaz. İsa’nın
Tanrı’nın özünden, Ruh’undan gelmesi nedeniyle kullanır. Tanrı’nın Meryem ile
fiziksel bir ilişkisi gibi saçma
bir öğretiş yoktur, bu uydurma sadece Hıristiyanlığı
karalama için bir girişimdir.
F. Giger
İnsanlar tarafından
sevilmiş: İsa yoksullara ilgi
gösterdiği için kibirsiz halk
tarafından sevilmiş.
Usta takımını
kuruyor
“İsa” filimi
N
İsa carmıhta öldükten sonra
bir mezara koyuldu. Üc gün
sonra İzleyiciler mezarın bomboş olduğunu buluyorlar.
“Tutku” filimi
K
O
U
den diriltiyor. Sadece diriltmek ve şifa vermekle kalmıyor, insanların günahlarını affediyor.
Din için 15 Dakika 20 09
Esrarengiz: İsa parmağıyla
kuma yazı yazdı. Çok insanlar
O’nun mesajını anlamamışlardı.
İsa’nın müjdesi insanlara
Tanrı’ya giden yolu gösteriyor.
urduğum her şeye uymayı
onlara öğretin!” Ve sonra
bulutların arasında kayboluyor. Şimdi ekip, önderlerini anladı. Vizyonunun
elçileri olarak öğrenciler,
yola koyuluyor. İsa aracılığıyla gerçekleşen bağışlanmanın müjdesi birdenbire
etrafı saran ateş gibi yayılıyor ve dünyayı değiştiriyor. Nasıralı İsa’nın
tüm hikayesini
okuyun
Yeni Antlaşma’da (İncil’
de) bulabilirsiniz. Kutsal
Kitab’ın İncil kısmındaki
ilk dört bölümü İsa’nın
hayatı ile ilgilidir. İsterseniz Luka bölümü ile başlayabilirsiniz.
Kutsal Kitab’ınız yok mu?
O zaman size, kendi dilinizde olan bir Kutsal Kitap hediye etmek isteriz.
Bize ulaşın:
SEA, Josefstrasse 32
8005 Zürich
info@4telstunde.ch
Tel. 044 320 00 40
13
F. Giger
A
T
Kilise sadece bir bina değil,
daha çok ruhsal bir topluluk,
diri bir cemaat. Kilisede ya da
her hangi bir binada insanlar
ibadet ederler.
Françoise Buchenel/SEA
Küçük kiliseler
İsviçre’de kiliselerde büyük
bir çeşitlilik görülmektetir.
Zürich’deki katedral oduğu
gibi bazı kiliselerin uzun bir
geleneği vardır.
14
İsviçre’de bir kilisenin kulesi genelde cok uzak bir
mesafeden bile görülür ve
bakan her kişi: “Bu bir kilise“ der. Orta büyüklükteki
bir köyde yabancılar genelde iki farklı kilise ile
karşılaşır: Biri Latin(Roma)
Katolik kilisesidir diğeride
Protestan kilisesidir. Onlar
kulelerinden ayırt edilebili-
Eğer bir kişi bu köyleri
daha ayrıntılı bir şekilde incelerse, başka küçük kiliseler ve toplantı yerleri ile de
karşılaşacaktır. Bunlar bağımsız olan İncili kiliselerdir. İsviçrede bu türden en
az 30 değişik mezhep ve
binden fazla cemaat vardır.
Bu kiliseler ne kadarda da
küçük kilise olarak anılsalar da, onlar ziyaretçi sayıları yüzünden küçük değildir. Tam tersine bu kiliseler
yüzlerce inanan, inançların
çok bağlı kişiler tarafından
ziyaret edilirler. Orgun yerine modern müzik enstrumanların, gitar, elektronik klavye ve baterinin sesleri duyulur. Bu kiliseler
bazen spor salonlarında,
eski fabrikalarda veya restoranlar hatta eski sinema
Bir bina tek başına, ne
denli büyük, eski ve etkileyici olsa da bir kiliseyi
oluşturmak için yeterli
değildir. Kilisenin, (eski
Grekçe’de ’ekklesia’ =
çağrılmışlar), gerçek anlamı inananlar topluluğu,
İsa Mesih’in müjdesinin
aracılığı ile kalabalıklar
arasından cağrılmış olanların biraraya gelmesi demektir. Onlar Tanrı’ya tapınmak, Tanrının İncil’de
yazılı sözünü dinlemek ve
bu şekilde Tanrı tarafından
güçlendirilerek, İsa’ya olan
imanın tanıkları olarak
toplum içinde yer almak
için bir araya gelirler. İsa
İncil’de “Nerede iki ya da
üç kişi benim adımla toplanırsa, ben de orada, aralarındayım” diyor. Gerçek
kilise, inananların yöresel
ve küresel olan toplanmalarından oluşmaktadır, çünkü
bütün inananlar İsa’ya olan
inançları aracılığı ile evrensel bir şekilde birbirleri ile
bir bütündürler. Kutsal
Kitap bu konudan bahsederken “Mesihin Bedeni” örneğini vermektedir. İsa bu
bedenin başıdır, O’na iman
edenler de O’nun
bedeninin bir
parçasıdır. Kilise ölümden
dirilen İsa Me-
Farklı İnançlar
Niçin bu kadar farklı kiliseler bulunmaktadır? Uzun
Hıristiyanlık tarihi (2000
yıl), farklı kültürel gelişimler, aynı zamanda da İncil’in
teolojik olarak değişik açılardan yorumlanması, yeni
yönlenmelere ve kiliselerin
(İslam’da da olan farklı
mezhepler gibi) farklı bir
şekilde yapılanmasına neden olmuştur. Uzun yıllarca
kiliseler birbirlerine ve
başka dinlere inananlara
sevgisiz bir şekilde ve hatta
kaba güç kullanarak yanlış
davranışlar içinde bulundular. Bu İsa Mesih’in yaşadığı
örneğe ve O’nun söylediklerine hiç uymuyordu. Yaşadığımız bu yıllarda Avrupa’daki çoğu kilise birbiriyle
uyum sağlamış, birbirlerine
barış elleri uzatmışlardır. Yeni cemaatler da oluşturup
çağdaş binalarda toplanıyorlar.
İH
Bundan
2000 yil önce
Hıristiyan´ların
büyük çoğunluğu bügünkü
Türkiye sınırları içinde
yaşamaktaydı.
Hıristiyanlık ve
Hıristiyanlar
yine bu topraklardan tüm
dünya’ya yayılmışlardır.
Antakya´da ise ilk defa kendilerine
“Hıristiyan” kelimesi ile hitap edilmiştir
Asi Nehri (Orontes) kıyısında ise son derece nezih
ve çok geniş bir alana yayılmış Antiochia – bügünkü
Antakya şehri – bulunuyordu. Hz. İsa Filistin topraklarında yaşadığı dönemde
Antakya çok büyük ticari
öneme sahipti.
Tarsus´lu Pavlus
Hz. Isa´nin ölümü ve bu
olayın ardından bir kaç yıl
geçmesinden sonra, Tarsus
da büyük bir Hıristiyan
topluluğu, düzenli olarak
dua için bir araya gelmekteydi. Kutsal Kitab’a göre,
Hz. İsa´nin izinde giden bu
insanlar kendilerine ilk
defa “Hıristiyan” kelimesi
ile hitap edilmesini benimsemiştir. Tarsus´lu Pavlus ise
Antakya´dan seyahatlerine
başlamıştır. Onun esas görevi Hıristiyanlığın mesajını Anadolu da bulunan bir
çok şehire ve Akdeniz havzasına yaymaktı. Seyahatleri takriben Hz. İsa´nın
doğumundan 46 yıl sonra
ceryan etmekteydi.
Tarihi Şehirler
Aslında bu cümle ile bir
çok şey ifade edilmiştir:
Hıristiyanlık özellikle ve
öncelikle bugünkü Türkiye
topraklarında gelişmiştir.
Kutsal Kitap Türkiye toprakDin için 15 Dakika 20 09
Isa´nın Türkiye topraklarinda bir çok havarisi yaşamıştır.
Din için 15 Dakika 20 09
Mağara Kiliseleri
baslangıç döneminde, Hıristiyanlara acımasızca zulüm etmekteydiler. Kilise
yöneticisi olan ve aynı zamanda piskopos olarak da
nitelendirilen bir çok insan, yargı önüne çıkartılıp
ölüme mahkum olmuştur.
Bunlardan en meşhurleri
Ignatius ve Polykarp’tır.
Hıristiyanlığın doğumunun
ilk yüzyıllarında, özellikle
Küçük Asya olarak bilinen
bölgenin topraklarında, bir
Efes: İsa öldükten hemen sonra
Hıristiyanlık Türkiye’nin kıyı
bölgesinde yayıldı.
larında bulunan Antiochia´nın yanısıra bir çok
şehirden söz eder: Ephesus
(Efes), Smyrna (Izmir), Pergamon (Bergama), Thyatira (Akhisar), Sardes (Salihli), Philadelphia (Alaşehir), Laodicea (Denizli).
hemfikir değillerdi. Kutsal
Kitap´ta ifade edilen hangi
inancın doğru olduğu konusunu ilahiyatcilar ve
inançli insanlar sürekli tartışmaktaydı. Öyle ki , sokaktaki halk da hararetle
bu tartışmaya dahil olmuştu. O dönemden bize
ulaşan bir bilgiye göre bir
fırıncı, cok uzun süre ve
zahmetle, müşterisine Baba
olan Allah´ı, Oğul olan Hz.
İsa´dan çok daha büyük
olduğunu ispat etmeye çalışmıştır. Öyle ki tartışma
esnasında, esas amacı olan
ekmeği satmayı dahi unutmuştur.
Hıristiyanlığın
Merkezi
gemeinde-reisen.de
nirler. Katolik kilisesinin
çatısında bir haç, Protestan kiliselerinin çatısında
da bir horoz simgesi vardır.
Bunlar İsviçre’deki Hıristiyanlık mezheplerinin maabetleridir. Protestan kiliselerinin iç mimarisi sade bir
şekilde bir mimber, tahta
sıralar ve bir orgdan ibaret
iken: Katolik kiliselerinin iç
mimarisi resimler, ikonalar,
altın yaldızlı süslemeler ve
bir sunak ile zenginleştirilmiştir.
İsa her kilisenin
merkezidir.
sih’e olan derin bir bağlılık
aracılığıyla yaşamaktadır.
Bir çok kiliseye giden İsa
Mesih inanlıları evlerde toplanarak bir birliktelik yaşamaktadırlar. Pazar ibadetleri dışında evlerde İncilden
okumak ve iman hakkında
sohbet etmek için de bir
araya gelinir.
Françoise Buchenel/SEA
Kilisenin anlamı
nedir?
salonlarında tapınmak için
toplanırlar ve onları genelde telefon rehberi veya
internet aracılığıyla bulabilirsiniz.
R
gemeinde-reisen.de
E
İS İR?
İL
K ED
N
çok Hıristiyan topluluklari
yaşamaktaydı. Yine Türkiye
topraklarında
bulunan
Kappadokya bölgesi mağara kiliselerinde, Hıristiyanlığın ilk izleri görülmektedir.
Zulüme maruz
kalan Piskoposlar
Roma´lılar, Hıristiyanlığın
Dotrin üzerine
kavgalar
Hıristiyanlar, Hıristiyanlığın temel taşının İncil olduğu, Eski Ahit (Hz. İsa´nın
doğumundan önce) ve Yeni
Ahit´ten (Hz. İsa´nın doğumundan sonra) oluştuğu
konusunda hemfikirdi.
Ancak Kutsal Kitab´ın tefsiri konsunda ise kısmen
380 yılında Imparator
Theodosius Hıristiyanlığı
devletin dini olarak ilan etmiştir. İsimlerden yola çıkacak olursak, artık bir çok
insan Hıristiyandı. Bizans
(İstanbul) Doğu Kilisesinin
merkezi konumuna çıkmıştır. Ancak bundan bir
kaç yüzyıl sonra Arap ve
Müslümanlar, 12. yüz yıldan
itibaren ise Türk boyları ve
özellikle de Selçuklular, düzenli olarak Anadolu topraklarına saldırmaya başlamışlardır. Anadolu´da yaşayan Hıristiyanların sayısı
gittikçe azalmaktaydı. 1453
Önemli Hıristiyanlık: Ayasofya
6. yüzyılında inşa edilmiş ve
Bizans imparatorluğunun
merkeziydi. Osmanlı tarafından
fethettikten sonra kilise
camiye dönüştürüldü.
yılında ise ,Osmanlı´lar Bizans´ı feth edişlerinin ardından, Müslüman şehri yapmışlardır.
Kücük bir azınlık
Bugün, yani 21. yüz yılında
Türkiye´de ancak 50000100000 Hıristiyan (Genel
nüfusun % 1´e denk gelmektedir) yaşamaktadır: Bunlar
Ermeni, Süryani, Yunan Ortodoks ve Katolik cemaatlerinden oluşmaktadır. Takriben 5000 civari Hıristiyan, Evangelik kilise cemaatine bağlıdır. Türkiye
Hıristiyan´larından olup
Avrupa ya göç eden büyük
insan topluluğu mevcuttur.
Örneğin bunlardan bir
kısmı da Almanya da yaşamaktadır.
Internet de, www.viertelstunde.ch sayfası altında
bahsi geçen konu hakkında,
Almanca olarak çok daha
geniş bilgiye sahip olabilirsiniz. 15
Bilmişlikle değil
alçakgönüllülükle
yaklaşın.
Zebur – Mezmur 138:6
“RAB yüksekse de, Alçakgönüllüleri gözetir, Küstahları
uzaktan tanır.”
Zebur – Mezmur 51:17
“Senin kabul ettiğin kurban
alçakgönüllü bir ruhtur, Alçakgönüllü ve pişman bir
yüreği hor görmezsin, ey
Tanrı.”
Bütün yüreğinizle Tanrı’yı
arayın, bunu O’na beyan
edin. Yüreğinizi O’na açın.
“Ben şu dine aittim, şu halktanım, çok kötü şeyler yaptım, Tanrı’nın önüne böyle
kirli gelemem utanıyorum”
gibi ön yargılarınızı bir kenara atın. Bu çok dindarlıkla
değil sade bir yürek, öz ve
dürüst söz ve tutumlarla
olur. Tanrı yüreğinizi biliyor
O’nu ikna etmeye gerek yok.
Kötülük Tanrı’dan
değildir, Tanrı sizi
seviyor ve iyiliğinizi
arzuluyor.
Yeremya Peygamber
29:11-14
“Çünkü sizin için düşündüğüm tasarıları biliyorum”
diyor RAB. “Kötü tasarılar
değil, size umutlu bir gelecek
sağlayan esenlik tasarıları
bunlar. O zaman beni çağıracak, gelip bana yakaracaksınız. Ben de sizi işiteceğim.
Beni arayacaksınız, bütün
yüreğinizle arayınca beni
bulacaksınız. Kendimi size
buldurtacağım” diyor RAB.”
Ama unutmayın
Tanrı ikiyüzlülüğü
de kolayca görüyor.
Kimse ’ben iyi
insanım’ diyemez!
Tanrı’nın kutsallığı
yanında hepimiz
günahkarız.
O günahlarımızın
Tanrı ile barışıp O’nu daha derinden tanımak
için hangi tutum içinde olmalıyım? Neleri kavramalıyım?
Hangi adımları atabilirim?
için ve tüm insanlar için
nasıl bu kurban olabilirdi.
Herkes günahlıydı, kendini
bile kurtaramıyordu. Kusursuz, kötülük ve günah hastalığına kapılmamış sunu neredeydi. İşte bu nedenle nasıl
ki İbrahim oğlu İshak’ı kurban etmek üzereyken Tanrı
bir kurban sağladıysa bu kez
de tüm sonsuzluk için çözüm
olan kurbanı Kendi sağladı.
Tanrı Sözü (“Kelimetullah”)
beden alıp dünyaya kurban
ve kurtarıcı olarak gelir:
gerçeği ile yüzleşmemizi, bizden
dürüst olup itiraf
ve tövbe adımları
atmamızı bekliyor.
İnsanoğlu en başta Tanrı’ya
güvenmediğini göstererek
günahlı duruma düştüğü
andan itibaren Tanrı ile
olan ilişkimiz koptu (bkz.
Kutsal Kitap, Tevrat ’Yaratılış’ kısmı ilk 3 bölüm Adem ve Havva’nın öyküsü).
Hepimiz ilişkilerimizin güven üzerine kurulduğunu
biliriz, özellikle evlilik gibi
yakın ilişkilerin, ve güven
kalkınca ilişki de kopar. İnsanoğlu Tanrı’ya inanmaktansa İblis’in aldatması ve
kendi gururuna kapılması
ile Tanrı’dan uzaklaştı.
Bunu ve dünyada adaletsizlik ve kötülüğün hakim olmasını belki şöyle bir
benzetme ile anlatabiliriz:
Tanrı, Göksel Babamız
dünyayı biz insanlara teslim
ediyor, tapuyu bize veriyor
ve bize verilen yer, yetki ve
ilişkilerimiz için bir iki kritik talimat veriyor. Ama biz
İblis’in kafamıza soktuğı
“Tanrı’ya kulak vermeyin,
güvenmeyin” şüphesine yer
verip kendi bildiğimizi
okuyoruz ve güven (iman)
üzerine dayalı tapuyu İblis’e
kaptırıyoruz. Yerimizi, yurdumuzu, hakkımızı ve ilişkilerimizi yitiriyoruz. Sonuçta
yaşam kaynağı Tanrı’dan
ayrılma ve günahın bedeli
olan ölüme teslim oluyoruz.
Tanrı ile yitirdiğimiz
ilişkinin tekrar
sağlanması, dünyada kötülüğün
kalkması ve günah
engelinin kaldırılmasını Tanrı nasıl
sağlıyor?
Tanrı belki insanlar için
“madem bu seçimi yaptılar
bana ne mahvolup gitsin-
İnsanlar yaşam ışığı arayıp
bir yaratıcı olup olmadığını
keşfetmek isterler.
ler” diyebilirdi. Ama Tanrı
sevgidir, merhametlidir ve
yukarıda okuduğumuz gibi
şefkatli bir baba gibi bizler
için ’esenlik tasarıları’ taşır.
İncil – İbraniler 2:11-15
“Çünkü hepsi -kutsal kılan
da kutsal kılınanlar da- aynı
Baba’dandır. Bunun içindir
ki, İsa onlara “kardeşlerim”
demekten utanmıyor. “Adını kardeşlerime duyuracağım, Topluluğun ortasında Seni ilahilerle öveceğim”
diyor. Yine, “Ben O’na güveneceğim” ve yine, “İşte ben
ve Tanrı’nın bana verdiği
çocuklar” diyor. Bu çocuk-
anların hepsini özgür kılmak için yaptı.”
Tanrı Sözü yani Nasıralı İsa
taa Kutsal Kitabın başından
beri vaat edilen kurtarıcı
Mesih’tir. Tanrı Oğlu İsa
kendini alçatarak insan olarak kendini günahkarlarla
özdeşleştirdi ama günah
işlemedi, yukarıda dediği
gibi “Ben O’na güveneceğim” diyerek Tanrı ile insanı barıştırmak için kendini bizler için feda etti.
Çarmıhta günahın bedeli
olan ölümü üstlendi. Sizin,
hepimizin kötülüklerini,
utancını, korkularını üstlendi. “Bu nasıl olur” diyebilirsiniz ve şaşırmakta haklısınız, zaten iman da burada başlamıyor mu? Aklımızın aldığı noktadan öteye
Tanrı’ya güvenerek adım atmada, o yitirilen güvene tekrar dönmede.
Ama kurban bedel olarak
yeterli olsa da esas zafer ölümün yenildiği ve kaldırıl-
ebediyen kurtulması diriliş
gerçeği ile tamamlanıyor.
Bu o denli kritik ki onun
için asırlardır aleyhte “evet
İsa çarmıhta öldü ama dirilmedi” ya da “İsa çarmıhta
ölmeden göğe alındı” söylentileri dolaşmıştır. Tanrı
insanların ne denli kurtulmasını arzuluyorsa İblis de
aksini arzuluyor ve İsa’nın
ölüm ve dirilişini inkar çabaları ile aldatmacılığına
devam ediyor.
aniden o konuda bazı gerçekleri öğrenmemiz o duruma bakış açımızı, dünya
görüşümüzü anında değiştirir. İsa İncil’de şöyle bir iddia’da bulunuyor:
İncil – Yuhanna 14:26
Ama Baba’nın benim adımla göndereceği Yardımcı,
Kutsal Ruh, size her şeyi
öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak.
İncil – Yuhanna 14:6-7
İsa “Yol, gerçek ve yaşam
Ben’im” dedi. “Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez. Beni tanısaydınız, Babam’ı da tanırdınız.”
Tanrı O’nunla doğrulukta
yaşamamız için yüreklerimize Kutsal Ruh’unu bize
yardımcı olarak verip bizleri içten dışa değiştirme
yolunu seçiyor! Ne esenlik,
dindarlık yükü ile değil iç
varlığımızdan gelen istek ile
yaşamak!!
“Yol, gerçek ve yaşam
Ben’im”! Ne büyük bir iddia.
Bir peygamber bunu demez,
bir peygamber “yol şu, gerçek şu, yaşam şu” der; kendini herşeyin yolu, özü ilan
etmez, edemez. O zaman
İsa’ya bir gerçeği iddia
ediyor, ya da bir yalancı, bir
sahtekar!! ’İsa sadece bir
peygamberdi’ deyip geçemeyiz zira kendi iddiası,
Kutsal Kitab’ın iddiası bundan çok öte.
Gerçeği bilmekle
özgür kılınırız.
İncil – Yuhanna 8:31
İsa... “Eğer benim sözüme
bağlı kalırsanız, gerçekten
öğrencilerim olursunuz.
Ruhsal gözlerimiz açılana dek
ve yaşamımızda bir değişiklik
olana dek arayış icinde bulunuyoruz.
Bu dünyada Tanrı
ile yaşayabilmek
için Kutsal Ruh’un
yarattığı fark.
İncil – 1. Yuhanna 4:16
“Tanrı’nın bize olan sevgisini tanıdık ve buna inandık. Tanrı sevgidir. Sevgide
yaşayan Tanrı’da yaşar, Tanrı
da onda yaşar.”
Çoğu kez dinler bize bir
sürü yap yapma listesi verir
ve bunları yapabilmek için
bizim de canımız çıkar.
Hayal kırıklığı, utanç, dini
sahtekarlıklarla idare etmeye çalışır, yaşamamız
’hayırlısı’ demeye kalır.
Tanrı’nın İsa’daki vaatlerinden biri tüm inançlardakinden farklıdır: Tanrı’nın
Kutsal Ruh’u.
İnsanoğlunun günaha düşmesi anından itibaren Tanrı
kurtuluş planını devreye
soktu.
Tanrı insanları
neden İsa
aracılığıyla kurtarıyor?
Tanrı’nın insanları İblis’e ve
kötülüğe ebediyen teslim
etmek diye bir amacı yoktu.
Adalet ve doğruluk, merhamet ve sevgi zaferli olacaktı.
Ancak yitirilen tapunun bir
bedeli vardı bunu da yitiren
insan ödemeliydi, o yitirmiş
kurbanı da o vermeliydi.
Ama günaha köle olan ölümlü bir insan sonsuzluk
lar etten ve kandan oldukları için İsa, ölüm gücüne
sahip olanı, yani İblis’i,
ölüm aracılığıyla etkisiz kılmak üzere onlarla aynı
insan yapısını aldı. Bunu,
ölüm korkusu yüzünden
yaşamları boyunca köle ol-
Din için 15 Dakika 20 09
Din için 15 Dakika 20 09
F. Giger
R
L
Ş
photocase
Reklâmlar
K
U
T
U
U
dığını görmektedir. İsa’nın
çarmıhta ölmesinden üç
gün sonra dirilmesi ve günlerce çok sayıda insana görünmesi ve ölümsüz olarak
göğe alınması bu nedenle
çok önemlidir. İblis’in ve ölümün yenilgisi, insanların
Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak” dedi.
Halk arasında ’hah jeton
düştü’ deriz ya, bu da onun
gibi birşey, gözlerimizin
ruhsal gerçeklere açılması.
Bazı şeylere yıllarca belli bir
şekilde bakarız ve sonra
İncil – Yuhanna 14:16
Ben de Baba’dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size
başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhu’nu verecek.
Dünya O’nu kabul edemez.
Çünkü O’nu ne görür, ne de
tanır. Siz O’nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda
yaşıyor ve içinizde olacaktır.
Johannes 14:6
İsa yoluyla gelen
bu bağışlanmaya
yüreğinizi açın.
Büyük olasılıkla ön yargılarımız ve korkularımızla
bu adımı atmak çok zor
gelecektir. Belki sizin öncelikle durup dürüstce basit
bir dua ile Tanrı’ya sormanız gerek “Rab gerçek ne,
İsa’ya güvenebilir miyim?
Bana ne olur kendini ve
Senden gelen gerçeği göster. Zayıflığımı, korkularımı
anlıyorsun, bana yardım et.”
Ya da belki daha hazırsınız
ve sadece “Rab Tanrım sana
gelmem için yol olan İsa’nın
benim adıma sunusu için
şükrediyorum, yüreğimi sana teslim ediyorum. Korkularım, utancım ve günahlarımı aldığın için teşekkür
ederim, günahlarımdan dönmem için bana yardım et.
İsa’nın size
yalvarışı:
İncil – 2. Korintliler 5:20
“Böylece, Tanrı aracılığımızla çağrıda bulunuyormuş
gibi Mesih’in adına elçilik
ediyor, O’nun adına yalvarıyoruz: Tanrı’yla barışın.”
Tanrı ile sevgi içinde yürüyüşünüz şimdi, şu an bile
başlayabilir! 17
Reklâm
Ş
A
H
S
Î
Türk medyası 2007 ilkbaharında çok farklı ve zor
bir dönemden geçen bir bayan ile ilgilendi.
20 Nisan’da bu bayan, Hürriyet gazetesindeki
röportajında şu cümleleri paylaşıyor: “Çok üzülüyorum bu olanlara, ama biliyorum ki eşim şimdi
Tanrı’nın yanında ve bu nedenle içim huzur dolu.”
Eşinin katillerini affediyor
Brunnen
yayınevi
Alman Susanne Geske,
Alman Tilmann Geske ile
1992’de evlendi. 1997’den
beri eşi Tilmann ve üç çocuğu ile birlikte Türkiye’de
yaşıyordu ve Tilmann dil bilimi ve çeviri konusunda çalışıyordu. 18 Nisan 2007’de
Tilman Geske ve onunla
aynı inancı paylaşan Necati
Aydın ve Uğur Yüksel, Malatya’da paylaştıkları bir büroda acımasız bir şekilde
işkence edilerek öldürüldü.
Bu korkunç olaydan bir kaç
gün sonra Susanne Geske
Alman uyruklu Tilman Geske
2007 yılında aşırı dinciler
tarafından öldürüldü.
Din için 15 Dakika 20 09
katilleri affetmeye hazır olduğunu belirtti. Türkiye televizyon kanalı ATV’ye
“İntikam duygularım yok ve
Malatya’da kalmayı düşünüyorum.” dedi.
İsa Mesih’in
öğrettiği gibi
Affetmek Susanne için sadece bir olanak veya seçenek değil. Bağışlamak,
Tanrı’nın Kutsal Kitap’ta
açıkladığı bir buyruğuydu.
Katiller bile affedilmeliydi.
Bu anlaşılamaz cinayetin
daha şokunu yaşarken,
aklına İsa’nın çarmıha gerilirken söylediği sözler geldi:
“Baba, onları affet. Çünkü
onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.” Böylece Susanne de
affetmeyi seçti. Bunun için
gereken gücü de İsa Mesih’e
olan imanında buldu.
Affetmek yaşama
devam etmeyi
sağlıyor
Kalbindeki büyük ve derin
acı her zaman orada olacak,
bu yüzden bununla yaşamanın bir yolunu bulabilmesi
gerekiyor. “Acıyı, üzüntüyü
dünyadan uzaklaştıramazsınız, bununla yaşamanın bir
yolunu bulabilmelisiniz. Tüm
bu kederin üstüne bir de kalbinizde acı ve nefret taşır, affetmezseniz bunun size bir
yardımı olmaz, tam tersine
herşeyi daha da zorlaştırmış
olursunuz. İsa Mesih’e olan
imanımız sayesinde bu acıyı
ve affetmezliği ortadan kaldırıp yaşama olanağımız var”
diyor bu güçlü bayan. Susanne, bu yaşanan ağır olaydan sonra hayatını mümkün
Brunnen yayınevi
Eşinin katillerini affettiğini
söylüyor. Türkiye’deki bazı
tanıdıklarının yorumu: “Bu
nasıl olur? Susanne Geske
yoksa eşine sadık değil
miydi? Gerçekten sevmedi
mi?” şeklinde. Hayır, o gerçekten çok seviyordu, ama
İsa Mesih’e olan inancı onu
affetmesi için yükümlü kılıyordu. Şimdi dul olan Susanne Geske üç çocuğu ile
Türkiye’de yaşıyor ve geleceğe bakıyor.
olduğunca aynı şekilde yaşamaya devam etmeye çalışıyor. İnsanlarla ilişkilerini
koruyor, şakalaşıyor, gülüyor.
Peki bunu nasıl yapabiliyor?
Bu sorunun cevabı imanında
saklı. Kendisi için hazırladığı
reçete: “Kutsal Kitap oku,
İsa’ya inan, dua et, arkadaşlarla zaman geçir veya bir
kitap oku.”
meliyim. O hata yapmaz.”
Susanne Geske ve çocukları bugün hala Türkiye’de
ve her gün Tanrı’ya güvenerek yaşıyorlar. Polis koruması istemiyorlar. Susanne
eşinin katillerini sadece affetmek değil, onlarla inancını paylaşmak ve İsa Mesih’
ten bahsetmek de istiyor.
Tanrı herşeyi doğru
yapar ve yapacak
Çocuklar Kutsal
Kitap götürmek
istiyor
Tabii ki bu cesaretli bayan
bazen kaygılara kapılıyor.
Özellikle bu travmaya benzer olayı sindirmeye çalışan çocukları için endişeleniyor zaman zaman. “Ama
o zaman yine fark ettim ki,
tüm bu sorunlarımı, kaygılarımı, İsa’ya yani kurtarıcıma verip ona güven-
Üç çocuğu da annelerinin
örneğini kalplerinin derinlerinde taşıyor. Miriam (9),
en küçük kızı ilk başlarda
çok kızgındı, ama şimdi o ve
kardeşleri katillere Kutsal
Kitap götürmek istiyor.
O katillerin de kalplerinin
değişebileceğine inanıyorlar. Susanne Geske çocuklarıyla
Kutsal Kitab’da buyurulmuş
gibi eşini öldürenleri bağışlıyorlar.
19
D
A
IY
L
O
G
Biri İsviçreli ve biri Türk olan iki
komşu, Winterthur’da bir öğlen
yemeği için buluşuyorlar.
Karşılıklı arkadaşlıkları hakkında
ve onları bu farklı iki anavatana
rağmen birbirlerine bağlayan
bağdan konuşuyorlar.
İki bayan farklı iki kültür
hakkında konuşuyor
Bir İsviçreli-Türk
arkadaşlığı
Arkadaşlıklarının ve paylaştıklarının değerinin farkındalar:
Türk Fatma Jäggli ve İsviçreli
Beatrice Wild.
Almanca alıştırmalarının kontrolü
Fatma Jäggli’nin İsviçre’ye
Fatma Jäggli İsviçre kökenli
Avusturyalı eşi ile Winterthur’da yaşıyor. Türk olan
yabancı işçi çocuğu olarak
38 sene önce İsviçre’ye gelmiş. Ailesi önce Walensee
yakınlarında Murg’de, dağ
manzarasına karşı bir evde
yaşamış. “Bu bizim İstanbul’daki evimize göre çok
büyük bir değişiklikti. Ben
denizi görmeye alışkındım.”
Yine de İsviçre’deki ilk yıllarından
hatırladıkları
güzel şeyler. “Kendimi iyi
hissediyordum ve yaptığım
şey sadece etrafımdaki
insanları, davranışlarını, konuşmalarını gözlemlemekti.
O zamanlar en sevdiğim
20
Françoise Buchenel/SEA
İstanbul’dan
dağlara
Kosovalı olan büyük babasından bahsediyor: “Büyükbabam Türkiye’ye göç
ettiğinde kendisinin o
kadar güzel bir şekilde
karşılandığını hissetti ki,
hemen tüm kalbi ve canıyla
bu ülke ve politikası ile ilgilendi ve bunun için uğraş
verdi.” Beatrice Wild için
de göçmen çocuklarının
okulda iyi karşılanması ve
onlara açık olunduğunun
hissettirilmesi önemli. “Çünkü çocuklar bizim geleceğimiz, nereden gelirse
gelsinler.”
İsviçre’de sıcak
karşılama
gelince öncelikle bir dil engelini aşması gerekiyordu.
“Tabi ki neredeyse hiçbirşey
anlamıyordum.” Ama babası ona bu konuda destek
oluyormuş ve okuldan sonra
almanca ödevlerini yapıp
yapmadığını kontrol ediyormuş. “Burada yaşayan
bazı Türklerin almancalarının kötü olması bir sorun”
diyor iki bayan da aynı fikirde birleşerek. Bu düşüncelerine hemen, yaşça ilerlemiş göçmenlerin kötü bir
eğitim sistemiyle buna ulaşmalarının da zor olduğunun çok doğal olduğunu
ekliyorlar. Göç edilen ülkenin de bu konuda önemli
görevleri olduğunu belirtiyorlar. Fatma Jäggli aslen
Şimdi bir kahve için Fatma
Jäggli’nin evine geçiyoruz.
Peki bizi burada nasıl bir
ortam karşılayacak? Sadece
çok küçük detaylar bize bu
bayanın asıl kökenini gösteriyor. En başta bize sunduğu Türk kahvesi ve çayı.
Bize ailesinin İsviçre’ye geldiklerinde karşılaştıkları
sıcak karşılamadan bahsediyor. “Yabancı işçiler olarak bizi çok iyi karşılamışlardı. Murg’dan Buchs’a ta-
şındığımızda arabamız olmadığı için, bizi babamın
çalıştığı firmada çalışan bir
bayan tren istasyonunda
karşıladı.” Sadece İsviçreliler değilmiş onlara yardım eden. Zor bir dönemlerinde Yunanlı komşularından aldığı yardımdan
bahsediyor bize. “Bu çok
özel bir arkadaşlıktı. Özellikle de Yunan ve Türklerin
politika konusunda hep
aynı fikirde olmadıkları bilinirken.”
“Sanırım aynı zamanda bu
bir vakit sorunu. Ne de olsa
bir çok İsviçreli işleri sebebiyle neredeyse hiç boş
zaman bulamıyor ve bu nedenle de pek misafir perver
olamıyor.” Ama bu sorun
bu iki bayanın evlerini açmalarını engellemiyor. Beatrice Wild diyor ki: “Aslında
misafir perverliğı İsviçre’ye
de ait birşey. Hıristiyan
inancına göre yabancılara
karşı nezaket önemli.”
İsviçreli ve Türk
misafir perverliği
Yine de İsviçreliler bir Türk
kadar açık değil, diyor Beatrice Wild. “Biz hoşgörülü
ve saygılıyız ama yine de
eksik olan sizdeki o sıcaklık
ve duygusallık” diyor. Bu da
bazen pek nazik olmuyor ve
karşıdaki kişi belki kendisini istenilmemiş gibi hissediyor. Aynı zamanda şunu
ekliyor: “Burada arkadaşlık
kurmak daha çok zaman
Misafirler için daha
az zaman
İki bayan da İsviçrelilerin
bu son yıllarda misafir ve
yabancılara karşı olan tutumlarının değiştiği konusunda hemfikir. Eskiden
İsviçre’ye gelen işçiler ile
çoğunlukla İtalya’dan gelenler olmak üzere sahip
olunan tecrübeler iyiydi
diyor Beatrice. “Sanırım
bugün daha çok ekonomik
kaygılara kapılıyoruz ve bu
nedenle muhacirler bizi
gitgide daha çok rahatsız
etmeye başlıyor.” Bu konuda bir de tahmini var:
Din için 15 Dakika 20 09
Ağustos 1974teki doğumumdan beri Basel’de yaşıyorum. Annem ve babam
60’lıların sonunda Türkiye’den Basel şehrine göç
etti. Burada yaşayan bir de
iki kardeşim var. Ebeveynlerimiz değişimli çalıştığı için,
biz çocuklar iki vardiyalı iş
yerinde büyüdük.
özel
şeylerden birisi de İstanbul’da pek görmediğim
ineklerdi. Bir ineğin hayatı
çok basit olmalı diye düşünmüştüm” diyor Fatma, gülerek. Şimdi o bir bilgisayar
programcısı olarak çalışıyor
ve aynı zamanda Türk
Kadınları Yardımlaşma Derneğinin başkanı.
Beatrice Wild ise onun gittiği yolun tam tersini gittiğini söylüyor: Dağlardan
Zürih’e, bu da bir değişiklik.
“Şehirde dikkatimi çeken
caddeler ve sokaklarda bir
çok farklı kültürden insan
ile karşılaşabilmen. Birden
ders verirken sadece İsviçre
almancası kullanmak yeterli gelmedi.”
Françoise Buchenel/SEA
Beatrice Wild ve eşinin Winterthur’daki evine girildiğinde insan kendini hemen
evinde hissediyor. Evlerinde
sıcak renkler hakim. Girişte
almanca bir ’Hoşgeldiniz’ yazısı karşılıyor insanı, oturma grubunun bir parçasını
ise Costa Rica’dan gelen bir
sandalye oluşturuyor. “Ben
çok gezdim ve ülkeler benim ilgimi çok çekiyor”
diyor pedagog, Beatrice. Türk
komşusu Fatma Jaggli ile
Türk mutfağı ve adetleri
hakkında sohbet etmeyi de
çok seviyor. Birlikte yenilen
öğle yemeğinde – Beatrice
Wild geleneksel bir İsviçre
yemeği olan, “Gschwellti”
(haşlanmış patates) ve peynir sunuyor. Bu iki bayan arkadaşlıklarını anlatıyor bize.
Birbirleriyle dört sene önce,
Beatrice komşu daireye
taşınınca tanışmışlar. Bu
tanışmadan ise bir arkadaşlık doğmuş.
Hasan Kanber,
Basel-Şehri Büyük
Konseyi, Basel
Din için 15 Dakika 20 09
Buradaki din ile çok kısa bir
zamanda tanıştık. Örneğin;
okul öncesi ve okul döneminde Noel ile ilgili ayin ve
törenleri öğrenme fırsatımız oldu. Bazı aileler için
alıyor belki ama arkadaşın
olunca da onlara kesinlikle
güvenebilirsin.”
Fatma Jäggli, misafir perverliğin Türkiye’de farklı yaşatıldığını söylüyor. “Orada
misafir perverliği ’eğer’ ve
’ama’sız gerçekleşiyor. Yeni
tanışılan herkese karşı nezaket dolu davranılıyor” diyor.
Misafirlerin ailedekilerden
daha fazla hakları oluyor.
“Özellikle çocukken bu beni
bazen kızdırırdı. Misafir çocuklar bütün oyuncaklarımızla sanki kendilerininmiş
gibi oynayabiliyordu.”
Oruç tutmak ve
bayramlar
İsa’nın çölde 40 gün boyunca oruç tutarak, kendisini insanların arasına
karışması için hazırladığı
dönemi hatırlatmak için.
Ama bu gelenek bir çok İsviçreli tarafından artık gerçekleştirilmiyor. “Benim
için kişisel olarak bu
dönem çok anlamlı. Benim
için bu dönemin anlamı
kendimi Tanrı’ya açmak
için bazı şeylerden vazgeçmem.” Oruç tutarken beden
olarak kendisini zayıf hissediyor olabilir ama Tanrı’nın
gücünü hissediyor o zaman.
İşte bu güç onu büyülüyor.
Karşılıklı öğrenmek
İkisi dini bayramlar hakkında da sohbet ediyorlar.
Fatma Jäggli burada dininin
İslam olduğunu ve şimdi
Hıristiyan bir kültürde yaşadığını belli ediyor: Ailesinden Ramazan ve Kurban
bayramını birlikte kutlamak için ziyaretleri oluyor.
Eşi ile birlikte ise Noel’i de
kutluyorlar. Onlar için özellikle gelenekler ve birliktelik önemli. Beatrice Wild ise
biraz farklı bakıyor bayramlara: “Bana göre dini bayramlar geleneklerden çok
daha büyük bir anlam
taşıyor. Onların çok özel ve
kişisel anlamları da var.”
Hıristiyan geleneksel Paskalya öncesi 40 gün süren
oruç döneminden bahsediyor. Bu sürecin anlamı,
İki bayan da arkadaşlıklarının değerinin farkında,
çünkü bir çok şey öğreniyorlar bunun sayesinde.
Beatrice Wild’e göre : “Özellikle farklılıkları heyecanlı
buluyorum. Bunlar sayesinde birbirimizden bir çok
şey alabiliyoruz. Biz İsviçreliler kendimize Türklerden,
örneğin misafir perverliği
konusunda birşeyler ekleyebiliriz ama aynı zamanda
kendi titizliğimiz, dakikliğimiz ve doğruculuğumuz
gibi güçlü yönlerimize sahibiz.” Ve Fatma Jäggli bu sözlere şunları ekliyor: “Hangi
ülkeden olursa olsun, tanımaya başladığın her insandan bir çok şey öğreniyorsun.” Hıristiyan dininin anlamının
pek olmadığını gözlemledik. Ama genel olarak Noel
ve Paskalya’nın neredeyse
her aile için önemli bir
Hıristiyan geleneği ve kutlaması olduğunu saptadım.
Aynı zamanda bu tür kutlamalara okul arkadaşlarım
ve aileleriyle katılma fırsatım da oldu. Okul ile bir kaç
kiliseyi de ziyaret ettik.
Aziz Nikolas’ın, aslında
okulda öğrendiğimiz gibi
Karaorman’dan, Almanya’
dan değil, Demre/Antalya
Türkiye’den geldiği gibi yeni
bilgiler keşfettim.
Zaman geçtikçe ve dinlere
daha çok açıklama getirebildiğimde, örneğin bir
hıristiyan piskopos olan
İş hayatımda Avrupa’daki iş
gezilerinde farklı tatil günlerini iş arkadaşlarımla geçirebiliyordum. Burada da
bölgesel farklılıkları gözlemleme fırsatım oldu.
Kanton Basel-Şehri Baş
konseyi olarak, yaklaşık
dört sene önce, bir FDP- ve
bir CVP-baş konseyi arkadaşımla 3-RİR (3 Religionen
im Rat- Konseyde üç din)
grubunu kurduk. Bu grubumuz düzenli olarak Dünya
dinleri kurumlarını, derneklerini ziyaret ederek politikacılarımıza önemli bilgileri iletiyor.
Son olarak belirtmek istediğim şey, farklı Dinlerle
saygı ve hoşgörü içinde bir
beraberlik içinde yaşamak
beni çok sevindiriyor.
21
Ş
K
C
K I
U S
C A
O Y
Ç N
Ü
D
IK
Nasrettin Hoca İslam dünyasında bir bilge ve zeki
figurunu canlandırır. Keyifli, eğlendirici öyküleri vardır.
Tarihsel olarak 13. veya 14. yüzyılda anadoluda yaşayan
Nasrettin Hocaya gerçekten hangi öyküler mal
edilebileceğine dair bir kanıt yoktur.
Nasrettin Hocanın bir bilge komedyen olduğu söylenildiği için,
tarih boyunca mizah dolu hikayeler onun payına çıkartılmıştır.
Gelecek 3 öyküyü okuyun.
Nasrettin
resim: Mattias Leutwyler
A
A
IL
Hoca
Fıkraları
Deve tohumu
Kazan sizlere
ömür
Bana
inanmıyorsun da
Bir gün Nasrettin Hoca’dan bir komşusu eşeğini istemeye gelmiş. İkide
bir komşular böyle gelip hayvanı ister,
üstelik de zor işlere koşarlarmış.
“Eşek evde yok, suya gitti,” demiş
Hoca.
Tam bu sırada ahırdaki eşek anırmaya
başlamış.
“Hey Hoca!” demiş adam. “Eşek evde
yok diyorsun, ama bak içerden
sesleniyor.”
Hoca terslenmiş: “Komşum, sen benim
sözüme inanmiyorsun da, eşeğin sözüne mi inanıyorsun!”
Bir gün Nasrettin Hoca komşusunun
kazanını ödünç almış. İşini görüp geri
götürürken de içine bir tencere
koymuş. Komşusu sormuş: “Hoca! Bu
nedir?”
“Yavrusu!” demiş Hoca. “Kazanınız
doğurdu.”
Adam hiç sesini çıkarmadan kazanla
birlikte tencereyi de alıp koymuş içeri.
Bir süre sonra Hoca gene komsusunun
kazanını ödünç almış. Ama üstünden
epeyce zaman geçtiği halde, kazan bir
türlü geri gelmezmiş.
Bir gün komşusu:
“Hoca! Bizim kazan ne oldu? Niye geri
getirmezsin!” diye soracak olmuş.
Hoca üzgün: “Hiç sorma komşu,”
demiş. “Kazan sizlere ömür.” “Aman
Hoca! Hiç kazan ölür mü?”
Hoca adamın yüzüne hayretle bakmış:
“Doğurduğuna inanıyorsun da, öldüğüne mi inanmiyorsun!”
özel
Bir gün Nasrettin Hoca ekin ekerken
iki kişi gelip sormuş:
“Hoca! Ne ekersin?”
“Deve tohumu,” demiş Hoca. Üstünden zaman geçmiş, bir gün Hoca
bakmış tarlasında develer otluyor.
Hepsini önüne kattığı gibi evin yolunu
tutmuş. Kervan sahibi develerini
toparlamaya gelip de ortadan yok
olduklarını görünce, sora soruştura
Hoca’nın kapısına dayanmış.
“Bre! Sen ne söylüyorsun?” demiş Hoca
kervan sahibine. “O develer benim
tarlama kendi elimle ektiğim tohumların ürünü. Sana verir miyim!”
Senindi benimdi, sonunda Kadı’ya
başvurmuşlar.
Kervan sahibi: “Develer benimdir,”
diyormuş.
Hoca da: “Tarlama deve tohumu
ektiğimi herkes gördü,” diyormuş.
“Peki, öyleyse tanık getir,” demiş Kadı.
Hoca ekin ekerken kendisine ne
ektiğini soran iki kişiyi bulup getirmiş.
Adamlar: “Biz buna ne ektiğini sorduğumuzda, deve tohumu diye yanıtladı,” demişler.
Böylece develer Hoca’nın olmuş.
Çocuk sayfasi
İnsanların birlikte barış
içinde yaşamaları
için neler gerekiyor?
Balonlardaki kelimeleri
bulabilir misiniz?
22
özel
özel
özel
Çözüm kelimesini bildikten sonra aşağıdaki adresimize gönderebilirsiniz. Kendi adresininizi bize yazmayı unutmayın.
Her gönderene küçük bir hediye postalayacağız.
Din için 15 Dakika 20 09
Schweizerische Evangelische Allianz (SEA)
Josefstrasse 32, 8005 Zürich
Din için 15 Dakika 20 09
23
Reklâm
Download