Araştırma Yazısı Konjenital Kalp Hastalığına Eşlik Eden Renal Anomaliler Ekokardiyografik Çalışma Sırasında Saptanabilir mi? Can the Renal Anomalies Associated with the Congenital Heart Diseases be Detected During Echocardiographic Study? Naci Ceviz1, Suat Eren2, Mehmet Karacan1, Haşim Olgun1, Cahit Karakelleoğlu3 Atatürk Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Kardiyolojisi Bilim Dalı, Erzurum Atatürk Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, Erzurum 3 Atatürk Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Erzurum 1 2 Yazışma Adresi: Naci Ceviz, Atatürk Üniversitesi Lojmanları, 59. Blok, Kat: 5, No 20, Erzurum, Türkiye. E-posta: ceviznaci@yahoo.com Özet Abstract Amaç: Konjenital kalp hastalığı (KKH) olan hastaların önemli bir kısmına renal anomaliler eşlik etmektedir. Bu hastalarda eşlik eden renal anomalileri (RA) saptamada en değerli yöntem ultrasonografidir. Bununla birlikte bölgemizde rutin olarak uygulanamamaktadır. Bu çalışmada KKH olan çocuklarda RA’lerin ekokardiyografi sırasında sektör prop ile saptanabilirliği araştırıldı. Objective: Renal anomalies (RA) can be associated with congenital heart diseases (CHD). The most valuable test for detecting the renal anomalies is ultrasonography. However, it can not be applied practically in our region. In this study we investigated whether the RAs can be detected by the sector probe during echocardiographic study or not. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya alınan KKH’lı 100 hastada kardiyolog böbrekleri görüntüleyip kanaatini kaydetti. Aynı hastalar radyolog tarafından da değerlendirildi ve sonuçlar karşılaştırıldı. Materials and Methods: In 100 children with CHDs the pediatric cardiologist tried to evaluate the kidneys. Then all patients were evaluated by a radiologist by ultrasonography. The results were compared. Bulgular: Radyolog tarafından saptanan 8 hastanın 7’si kardiyolog tarafından yakalanırken, radyoloğun normal olarak değerlendirdiği 92 hastanın 3’ünde kardiyolog bir renal anomali tanımladı. Böylece metodun sensitivitesi %87,5 (7/8) ve spesifitesi %96,7 (89/92) olarak hesaplandı. Results: The cardiologist diagnosed the 7 of 8 patients with RA. In 3 of 92 patients with normal kidneys the cardiologist defined a RA. Thus the sensitivity and specificity of the test were detected as 87.5% (7/8) and 96.7% (89/92), respectively. Sonuç: Ultrasonografik incelemenin rutin olarak yapılamadığı durumlarda kısa bir deneyim kazanma döneminden sonra KKH’larına eşlik eden önemli RA’lerin ekokardiyografik inceleme sırasında saptanabileceği, ultrasonografik incelemenin böbreklerin anormal olarak değerlendirildiği durumlarda yapılmasının daha uygun olacağı sonucuna varıldı. Conclusion: In conclusion; in regions that ultrasonography can not be applied practically, the RAs associating to the CHDs can be detected during echocardiographic study by sector probe. Anahtar Kelimeler: Doğuştan kalp hastalığı, Ekokardiyografi, Renal anomali Keywords: Congenital heart disease, Echocardiography, Renal anomaly The Eurasian Journal of Medicine 100 Ceviz ve ark. Giriş Ü riner sistem malformasyonu olan hastaların yaklaşık %10’unde konjenital kalp hastalığı (KKH) da bulunmaktadır [1]. Buna karşın ultrasonografik taramalar KKH olan çocukların yaklaşık %11.9’unda eşlik eden renal anomali (RA) bulunduğuna işaret etmekte ve KKH olan çocuklarda rutin uygulanması önerilmektedir [2]. Bununla birlikte sonografik tarama pahalı bir işlem olup bölgemizde randevu tarihlerinin uzun olması nedeniyle hasta sahipleri tarafından sıklıkla ihmal edilmektedir. Sektör prob ile normal yerindeki böbreklerin görüntülenmesi kolay bir uygulamadır. Bu çalışma KKH olan çocuklarda klinik olarak sessiz RA’lerin ekokardiyografik inceleme sırasında saptanıp saptanamayacağını belirlemek amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem Çocuk Kardiyoloji polikliniğinde değişik nedenlerle değerlendirilen ve ekokardiyografik inceleme sonucunda KKH saptanan ardışık 100 çocuk hastada, kalbe yönelik incelemenin ardından sektör prob ile sağ ve sol böbrekler görüntülenmeye çalışıldı. Sonuçlar her iki böbrek için ayrı ayrı olmak üzere; a) normal, b) böbrekler arasında boyut farkı var, c) böbrek görüntülenemedi, d) pelvis geniş ve e) diğer anormallikler olarak kaydedildi. Daha sonra bu hastaların hepsi ön incelemenin sonuçlarından habersiz olan aynı radyolog tarafından ultrasonografik olarak değerlendirildi. Radyolog tarafından anormal olarak değerlendirilen hastalar gerekli görülen ileri tekniklerle (intravenöz piyelografi, sintigrafi) incelendi ve son tanıya ulaşıldı. Çocuk kardiyoloğu ve radyoloğun raporları karşılaştırıldı ve incelenen 100 hasta için KKH’na eşlik eden RA sıklığı saptandı ve radyolog tarafından saptanan anomaliler ile kardiyoloğun saptadığı bozukluklar karşılaştırıldı. yografide böbrekleri anormal olarak değerlendirilen 10 hastanın 3’ünde böbrekler ultrasonografide normal olarak rapor edilirken, 7’sinde değişik renal anomaliler saptandı (tablo 2). Ekokardiyografi sırasında yapılan renal incelemenin konjenital renal anomalileri saptamadaki sensitivitesi %87,5 (7/8) ve spesifitesi %96,7 (89/92) olarak hesaplandı. Komplet endokardiyal yastık defekti saptanan 6 hasta aynı zamanda Down sendromu tanısı almış idi. Bu hastaların birinde sol renal agenezi saptandı. Kalan 94 hasta normal fenotipik özellikte idiler. Down sendromlu hastalar dışlandığında izole KKH Bulgular Çalışmaya alınan 100 hastanın ortalama yaşı 35.9±42.9 ay (aralık 2 gün-14 yaş) olup olguların 64’ü (%64) erkek idi. Bu hastalarda saptanmış olan KKH’ları tablo 1’de gösterildi. Ekokardiyografik inceleme sonrası yapılan renal görüntülemede 10 (%10) hastada en az bir böbrek anormal olarak değerlendirildi. Bu anormallikler; tek taraflı görüntülenemeyen böbrek (n=5), böbrekler arası boyut farkı (n=3) ve geniş pelvis (n=2) şeklinde idi. Radyolog ise 8 (%8) hastada renal anomali saptadı. Bu anomaliler; ekstrarenal pelvis (n=2), tek taraflı renal hipoplazi (n=2) ve tek taraflı renal agenezi (n=4) şeklinde idi. Kardiyolog ve radyoloğun belirlediği anormallikler ve bu hastalarda ileri incelemeler sonucunda varılan son tanılar karşılaştırmalı olarak tablo 2’de verildi. Böylece ekokardiyografi sırasında normal olarak değerlendirilen 90 hastanın yalnızca birinde ultrasonografik incelemede renal anomali saptanmış oldu. Buna karşın ekokardi- EAJM: 38, Aralık 2006 101 Ekokardiyografi ve renal anomaliler (n=94) bulunan çocuklarda eşlik eden RA (n=7) sıklığı %7,4 olarak saptanmış oldu. Tartışma Böbrek ve üriner sisteme ait anomaliler toplumda %3-11 oranında görülmektedir ve diğer sistemlere ait konjenital bozukluklarla ile birlikte görülebilmektedir [3]. Konjenital üriner sistem anomalili çocuklarda eşlik eden KKH sıklığı %8 civarında bildirilmektedir [1]. Konjenital kalp hastalıkları toplumda en sık görülen doğumsal anomalilerdendir ve yaklaşık sıklığı %0,5-0,8 arasındadır [4,5]. Bu hastaların önemli bir kısmında KKH’na nonkardiyak malformasyonlar eşlik eder [4]. Renal anomaliler KKH’larına eşlik eden anomaliler içerisinde sık görülenlerdendir [6]. İki sisteme ait konjenital anomalilerinin birlikte olduğu hastaların oranları değişik olarak bildirilmektedir. Tarama metodları bu farklılıklar üzerine etki eden önemli faktörlerdendir. Ayrıca KKH’ları ile birlikteliği iyi bilinen kromozomal anomalili hastaların ve bilinen sendromlu hastaların değerlendirmeye alınması veya bu hastaların dışlanması da oranları etkilemektedir. Eğer kardiyak veya ekstrakardiyak anomali hastanın ölümüne yol açacak kadar ciddi ise yapılacak otopsi klinik olarak belirgin olmayan anomalilerin ortaya çıkarılmasını sağlayacak en önemli çalışmadır. Geniş bir otopsi serisinde KKH’lı çocukların %25’inde eşlik eden böbrek ve üriner sistem anomalisi saptandığı bildirilmektedir [3]. Ülkemizden bildirilen bir otopsi serisinde ise KKH’lı çocuklarda eşlik eden genitoüriner sistem anomali sıklığı %15,1 olarak belirlenmiştir [7]. Günümüzde gelişen teknoloji ve biriken deneyim birçok önemli KKH’lı çocuğun yaşamını sürdürmesine katkıda bulunmuştur. Bu hastalarda eşlik eden diğer sistem anomalileri hastaların izleminde önemli hale gelmektedir. Böbrekler ve üriner trakt anomalileri bu açıdan oldukça önem arz etmektedir. Sineanjiyokardiyogramlar sırasında kaydedilen sineürografilerden elde edilen veriler KKH bulunan çocukların %10,2’sinde eşlik eden renal anomali olduğuna işaret etmektedir [8]. Bu sonuç kardiyak kateterizasyon gerektirecek kadar önemli hemo- dinamik problemi olan hastalardaki birlikteliği yansıtmaktadır. Ayrıca sineürogramlarda önemli sayıda hastada elde edilen görüntülerin suboptimal olduğu ve bu nedenle renal bozuklukların gözden kaçabildiği bildirilmektedir [8,9]. Nusbaum ve arkadaşları [9] sineürografi ve ultrasonografi sonuçlarını karşılaştırdıklarında, tarama gereken yüksek riskli hastalarda ultrasonografi yapılmasının daha anlamlı olduğu sonucuna varmışlardır. Murugasu ve arkadaşları [2] ultrasonografik incelemede KKH bulunan çocukların %11,9’unda eşlik eden ürolojik anomali saptadıklarını bildirmektedir. Bu oran izole KKH olanlarda %4,7 ve kalp dışındaki sistemlerde de anomalisi olanlarda %39,1 olarak saptanmıştır. Yazarlar bu sonuçlara dayanarak tüm KKH’lı hastalara rutin renal ultrasonografi yapılmasını önermektedir. Tarama amacıyla renal ultrasonografi yapılması akılcı bir yaklaşımdır. Bununla birlikte bölgemizde hastaların önemli bir kısmı uzak yerleşim bölgelerinden merkezimize başvurmaktadır. Bu nedenle de USG randevularını çoğunlukla ihmal edilmektedir. Dolayısı ile önemli RA’leri hastanın ilk başvurusunda saptamayı sağlayacak pratik bir yönteme ihtiyaç vardır. Bu çalışma ekokardiyografik ineceleme sırasında pratik olarak önemli RA’lerin saptanabileceğini gösteren ilk çalışmadır. Çalışmamızda radyoloğun değerlendirmesi esas alındığında izole KKH olan çocuklarda renal anomali sıklığı %7,4 olarak saptandı ve bu oran literatürde bildirilen değerler ile uyumlu idi [2]. Ayrıca ekokardiyografik inceleme sırasında böbreklerin değerlendirilmesi sonucunda bir renal anormalliğin saptanmasında yanlış negatiflik oranı %12,5 ve yanlış pozitiflik oranı %3,3 olarak bulundu. Şüphesiz deneyimlerin artması bu oranlar üzerine pozitif yönde etki edecektir. Sonuç olarak; ultrasonografik incelemenin rutin olarak yapılamadığı durumlarda kısa bir deneyim kazanma döneminden sonra KKH’larına eşlik eden önemli RA’lerin ekokardiyografik inceleme sırasında saptanabileceği, ultrasonografik incelemenin böbreklerin anormal olarak değerlendirildiği durumlarda yapılmasının daha uygun olacağı sonucuna varıldı. Kaynaklar 1. Greenwood RD, Rosenthal A, Nadas AS. Cardiovascular malformations associated with congenital anomalies of the urinary system. Observations in a series of 453 infants and children with urinary system malformations. Clin Pediatr 1976; 15: 1101-14. 2. Murugasu B, Yip WC, Tay JS, Chan KY, Yap HK, Wong HB. Sonographic screening for renal tract anomalies associated with congenital heart disease. J Clin Ultrasound 1990; 18: 7983. 3. Barakat AJ, Drougas JG. Occurrence of congenital abnormalities of kidney and urinary EAJM: 38, Aralık 2006 4. 5. 6. 7. tract in 13,775 autopsies. Urology 1991; 38: 347-50. Pradat P. Noncardiac malformations at major congenital heart defects. Pediatr Cardiol 1997; 18: 11-8. Calzolari E, Garani G, Cocchi G, et al. Congenital heart defects: 15 years of experience of the Emilia-Romagna Registry (Italy) . Eur J Epidemiol 2003; 18: 773 –80. Copel JA, Pilu G, Kleinman CS. Extracardiac anomalies and congenital heart disease. Semin Perinatol 1993; 17: 89-105. Güçer S, Ince T, Kale G, et al. Noncardiac mal- formations in congenital heart disease: a retrospective analysis of 305 pediatric autopsies. Turk J Pediatr 2005; 47: 159-66. 8. Tuson JR, McHugh K, Archer LN, OstmanSmith I, Lindsell DR. The post-angiocardiography urogram in children: should it be abandoned? Clin Radiol 1995; 50: 479-82. 9. Nussbaum AR, Newman B, Freed MD, et al. Nonutility of cineurograms in children with congenital heart disease. Am J Cardiol 1987; 60: 684-7. 102