GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU I. 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, hukukumuzda yeni bir kavram olan MOBBİNG İçindekiler hakkında düzenlemeye yer vermiş ve bu kavramı Türkçeleştirerek “Psikolojik Taciz” olarak adlandırmıştır. I. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Çerçevesinde Mobbing 1-4 “İşçinin Kişiliğinin Korunması” başlıklı 417.madde mobbingi yani II. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olma Nitelikleri 5-8 sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize diğer bir deyişle psikolojik tacizi şu şekilde düzenlemiştir; “ İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni uğramaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda III. Haberler 9-12 alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür. İşverenin yukarıdaki hükümler dahil, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir.” Görüleceği üzere 417. Maddenin 1. fıkrası mobbing kavramına işaret ederek, işverene işçinin kişiliğini koruma, kişiliğine saygı gösterme, sağlığını gözetme, işyerinde ahlaka uygun bir düzenin gerçekleşmesini sağlama yükümlülüğü getirmiştir. 1 GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU Maddenin gerekçesinde; işverenin, işçinin işverenler sağlığını amacıyla, kalmamaları için gerekli bütün önlemleri çalışmaya alacaktır. korumak hastalandığında onu çalışanların tacize maruz zorlamama, tedavisi için gerekli izinleri verme, gerektiğinde işyerinde acil tedavi 2. Bütün çalışanlar psikolojik taciz olarak imkânlarını değerlendirilebilecek her türlü eylem ve sağlama yükümlülüğü olduğunu belirterek işçilerin rahat ve huzur içinde çalışabilecekleri bir ortam yaratılması amaçlandığı ifade edilmiştir. Bunun bir işyerinde ölçüsü “ahlaka olarak uygun işverenin bir düzeni gerçekleştirmekle” yükümlü olduğu kabul davranışlardan uzak duracaklardır. 3. Toplu iş sözleşmelerine işyerinde psikolojik taciz vakalarının yaşanmaması için önleyici nitelikte hükümler konulmasına özen gösterilecektir. edilmiştir. Bu yükümlülüğün bir diğer 4. görünümü ise, işverenin, işçilerin cinsel güçlendirmek üzere Çalışma ve Sosyal tacize uğramamaları için gerekli önlemleri Güvenlik alması oluşturmaktadır. üzerinden Yine maddenin gerekçesinde, işverenin bu amaçla, işçilerin isteyebilecekleri bir derhal yardım güvenlik sistemi kurma, güvenlik personeli bulundurma gibi cinsel taciz ile karşılaşma tehlikesini ortadan kaldırmaya önlemleri alması yönelik uygun yükümlülüğünde oldukları ifade edilmiştir. 27879 sayılı Resmi Gazete’de Başbakanlık yayınlanan “İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi Genelgesi” kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör işyerlerinde karşılaşılan mobbing sorununa değinerek, işyerlerinde alınması gereken tedbirleri şu şekilde sıralamıştır; tacizle İletişim mücadeleyi Merkezi, psikologlar ALO 170 vasıtasıyla çalışanlara yardım ve destek sağlanacaktır. 5. Çalışanların uğradığı psikolojik taciz olaylarını izlemek, değerlendirmek ve önleyici politikalar üretmek üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde Devlet Personel Başkanlığı, sivil toplum kuruluşları ve ilgili tarafların katılımıyla "Psikolojik Bununla birlikte, 19 Mart 2011 tarihli, tarafından Psikolojik Tacizle Mücadele Kurulu" kurulacaktır. 6. Denetim elemanları, psikolojik taciz şikâyetlerini titizlikle inceleyip en kısa sürede sonuçlandıracaktır. 7. Psikolojik taciz iddialarıyla ilgili yürütülen iş ve işlemlerde kişilerin özel yaşamlarının korunmasına azami özen gösterilecektir. 1. İşyerinde psikolojik tacizle mücadele öncelikle işverenin sorumluluğunda olup 2 GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU 8. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Devlet Personel Başkanlığı ve sosyal taraflar, işyerlerinde psikolojik tacize yönelik farkındalık yaratmak amacıyla eğitim ve bilgilendirme toplantıları ile seminerler düzenleyeceklerdir. Şu an için, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmemiş olmasına karşın, işçi mobbing eylemleri ile karşılaşması halinde mevcut Borçlar Kanunu ve Medeni Kanun kapsamında kişilik haklarını koruyan hükümlere ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II maddesindeki ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık hükümlerine her hâlükârda başvurabilir. Bununla birlikte, mobbing mağduru işçi, işverenin mobbinge neden olan eylemleri dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri hareketlere dayalı ayrımcılık olarak addedilmesi halinde Anayasa’nın 10.maddesi ve İş Kanunu’nun 5. Maddesine istinaden ‘ayrımcılık tazminatı’ talebinde de bulunabilir. Mobbing Türkiye’de yeni bir kavram olmakla birlikte, Türk Hukuk Sistemi’ne ilk olarak 2006’da girmiş ve Yargıtay Kararları’ na konu olmaya başlayarak, mobbing mağdurlarının tazminat talebinde bulunmasının önünü açmıştır. Aşağıdaki Yargıtay Kararları, henüz sınırlı sayıda görülmekte olan mobbing davaları için emsal teşkil etmekte ve mobbing kavramının daha iyi irdelememize yardımcı olmaktadır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 30.05.2008 Tarih, 2007/9154 Esas, 2008/13307 sayılı onama kararı; “… Dava, disiplin cezalarının kaldırılması ve işyerinde duygusal taciz (mobbing) nedeniyle istenen manevi tazminat talebine ilişkindir. İşveren, kişisel nedenlerle davacı işçinin yanında çalışmasını istememekte olup, kendisinden bir yıl içinde 5 kez yazılı savunma talep etmiştir. İşveren işçisini gözetme yükümlülüğüne uymayarak davacıyı iş arkadaşları önünde sürekli olarak küçük düşürmüş, bağırmış, ve işleri beceremediğini ifade etmiştir. Davacı mesai sonrası ağlama krizleri geçirmiş, psikolojik tedavi görmüştür. Mobbing kavramı, işyerinde bireylere üstleri, eşit düzeyde çalışanlar ya da astları tarafından sistematik bir biçimde uygulanan her türlü kötü muamele, tehdit, şiddet, aşağılama vb. davranışları içermektedir. Açıklanan olaylar ışığında davacının davasının kabulü gerekir…” Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 4.11.2010 Tarih, 2008/37500 Esas, 2010/31544 Karar numaralı kararı; “… Taciz olayının etki ve sonuçları temadi etmekte olup davacının olayların vahameti neticesinde psikolojik bunalıma girmesi, daha evvel performansına ilişkin olumsuz bir 3 GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU değerlendirme bulunmamasına rağmen, bu olaylardan sonra performans notunun düşürülmesi, 21.07.2006 tarihinde işyerine ihtarname çekerek işverenden amiri hakkında soruşturma başlatılarak gerekli tedbirlerin alınmasını istemesi ve akabinde 1.8.2006 tarihinde de iş akdini bu olaylar Yargıtay Kararları ve doktrin ışığında bir eylemi mobbing olarak değerlendirebilmek için işçinin, işveren yahut diğer çalışma arkadaşları süreklilik arz edecek şekilde yıldırılmaya nedeniyle feshetmesi tarafından çalışması, işveren yahut diğer nedeniyle temadi eden ve sonuçları Mobbing kavramı çalışma arkadaşlarının kasten itibariyle nevi işyerinde bireylere işçiye güçlük çıkarması, işçiyi dönüşen üstleri, eşit düzeyde küçük düşürücü hareketlerde 6 çalışanlar ya da astları bulunması ve bunun sistemli düşürücü tarafından sistematik ve süreklilik arz eden bir bir mobbinge eylemler karşısında günlük hak sürenin geçtiğinden bahsedilemez. biçimde uygulanan her de türlü kötü muamele, Akdin tehdit, şiddet, aşağılama davacı kadın işçi tarafından feshi haklı olup vb. davranışlar kıdem içermektedir tazminatının hüküm altına davranış olması aranmıştır. Her ne kadar kanunlarda mevcut birebir mobbing bir kavramından bahsedilmemiş olsa da, alınması gerekirken hatalı yukarıda izah ettiğimiz gibi, değerlendirme ve gerekçe Medeni Kanun, İş Kanunu ve ile Borçlar Kanunu çerçevesinde, reddi bozmayı mobbing gerektirmiştir...” mağdurları haklarını tazmin edebilmektedirler. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 10.05.2009 2008/10408 Tarih, Esas, 2009/26968 Karar numaralı kararında; “… Davacının işyerinin (bölümünün) çok sık değiştirildiği ve yıldırma politikası uygulandığı iddia edilmiştir. Davacının işyerinin hangi tarihlerde ve hangi sıklıkta değiştirildiği belirlenerek unsurlarını taşıyıp mobbing taşımadığının Bununla birlikte, tarafından gerek yayınlanan Başbakanlık “İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi Genelgesi” , gerekse Mücadele ve Eşitlik Tasarısı”, mobbing “Ayrımcılıkla Kurulu kavramına Kanun yer vermektedir. 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan Borçlar Kanunu ile birlikte ise mobbing kavramı hukukumuza tamamen yerleşmiş olacak ve buna ilişkin davalar büyük bir hızla yaygınlaşacaktır. araştırılması gerekmektedir…” 4 GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU II. 1. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 82. maddesinde yer alan, ticari defterlerin delil olma şartları ve ispat kuvvetine ilişkin hükümler, 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan Ticaret Kanunu’nda yer almamış ve bu konu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde hüküm altına alınmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şartını aramıştır. Bununla birlikte, belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği özellikle belirtilmiştir. 222. madde mucibince, ticari defterlerin delil olması kural olarak tacirler arasında söz konusu olmakla birlikte, davanın taraflarından biri tacir olmasa dahi, diğer tarafın ticari defterlerine dayanmak istediğini açıkladığında, hasmının defterleri yine delil olarak kabul edilecektir. Yürürlüğe girecek olan Ticaret Kanununun 83. Maddesi ise ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanacağını hüküm altına alarak, 6100 sayılı HMK’ya atıfta bulunmuştur. Tacirlerin ticari işletmesi ile ilgili olarak yasalarda belirtilen zorunlu defterleri kanunların öngördüğü şekilde tutmak zorunda olduğu ise önümüzdeki aylarda yürürlüğe girecek olan Ticaret Kanunu’nun 64. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; (1) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle malvarlığı durumunu, Türkiye Muhasebe Standartlarına ve 88 inci 5 GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU madde hükümleri başta olmak üzere Ticaret bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir belirlenir. şekilde ortaya koymak zorundadır. (4) Pay defteri, yönetim kurulu karar Defterler, defteri ve genel kurul toplantı ve üçüncü kişi uzmanlara, Bakanlığınca müzakere incelemede işletmenin faaliyetleri ve muhasebesiyle ilgili olmayan defterler finansal de ticari defterlerdir. hakkında fikir gibi tebliğle makul bir süre içinde yapacakları durumu defteri bir işletmenin verebilecek şekilde tutulur. İşletme (5) Yevmiye, defteri kebir ve envanter faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defteri dışında tutulacak defterler defterlerden izlenebilmelidir. Türkiye (2) Tacir, işletmesiyle ilgili olarak Kurulu gönderilmiş belirlenir. bulunan her türlü Muhasebe tarafından Standartları bir tebliğ ile belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikro fiş, bilgisayar kaydı veya benzer Görüleceği şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel TTK’daki zorunlu tutulan defterlerden veya elektronik ortamda saklamakla genel bir ifade kullanarak “İşletmenin yükümlüdür. Mahiyet ve Öneminin Gerektirdiği (3) Ticari defterler, kapanışlarında noter açılış ve Defterler üzere, olarak yürürlükteki nitelendirilmiş tarafından olmasına rağmen, Yeni TTK tutulması onaylanır. Kapanış onayları, izleyen gereken ticari defterlerin bir kısmını; faaliyet döneminin Yevmiye, sonuna kadar altıncı yapılır. ayının Defteri Kebir, Envanter Şirketlerin Defteri, Pay Defteri, Yönetim Kurulu kuruluşunda defterlerin açılışı ticaret Karar Defteri, Genel Kurul Müzakere sicili ve Toplantı Defteri olarak belirtmiştir. müdürlükleri tarafından da onaylanabilir. Açılış onayının noter Tutulası gereken tarafından yapıldığı hâllerde noter, defterler ise ticaret sicili tasdiknamesini aramak Standartları Kurulu tarafından bir zorundadır. tebliğ ile belirlenecektir. Standartlarına Türkiye Muhasebe göre elektronik diğer Türkiye zorunlu Muhasebe 2. ortamda veya dosyalama suretiyle tutulan defterlerin açılış ve kapanış Önümüzdeki aylarda yürürlüğe girecek onaylarının şekli ve esasları ile bu olan Ticaret Kanunu’nun defterlerin defterlerin nasıl tutulacağı Sanayi ve tutulmasına ilişkin 65. maddesi ise şu şekildedir; 6 GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU (1) Defterler ve gerekli diğer kayıtlar defterlerin geri kalan içerikleri, onların Türkçe tutulur. Kısaltmalar, rakamlar, Türkiye harfler uygunluklarının ve takdirde semboller bunların kullanıldığı anlamları açıkça belirtilmelidir. Muhasebe Standartlarına denetimi için gerekliyse mahkemeye açıklanacağını detaylı olarak açıklamıştır. (2) Defterlere yazımlar ve diğer gerekli kayıtlar, eksiksiz, doğru, zamanında ve Malvarlığı hukukuna ilişkin düzenli olarak yapılır. özellikle de mirasa, mal ortaklığına ve (3) Bir yazım veya kayıt, önceki içeriği şirket belirlenemeyecek şekilde çizilemez ve uyuşmazlıklarda, madde 85; mahkeme, değiştirilemez. Kayıt sırasında mı yoksa ticari defterlerin teslimine ve bütün daha sonra mı yapıldığı anlaşılmayan içeriklerinin değiştirmeler yasaktır. verebileceğini düzenlemiştir. tasfiyesine olan, ilişkin incelenmesine karar (4) Defterler ve gerekli diğer kayıtlar, olgu ve işlemleri saptayan belgelerin Madde 86, işbu kanun ile getirilen dosyalanması veri yeniliklerden biri olup, görüntü ve veri taşıyıcıları aracılığıyla tutulabilir; şu taşıyıcılara aktarılmış belgeler için ; (1) şartla ki, muhasebenin bu tutuluş Saklanması biçimleri ve bu konuda uygulanan sadece görüntü veya başkaca bir veri yöntemler Muhasebe taşıyıcısı olmalıdır. kimse, giderleri kendisine ait olmak Defterlerin ve gerekli diğer kayıtların üzere, o belgelerin okunabilmesi için elektronik tutulması gerekli olan yardımcı araçları kullanıma saklanma hazır bulundurmakla yükümlüdür; icap şeklinde veya Türkiye Standartlarına uygun ortamda durumunda, bilgilerin zorunlu aracılığıyla ibraz edebilen ettiği süre zaman kendisine ait olmak üzere bastırmalı ve kolaylıkla okunmasının temin edilmiş yardımcı araçlara ihtiyaç duyulmadan olması okunabilen kopyalarını sunabilmelidir. bunların şarttır. her Elektronik ortamda belgeleri, belgeleri, süresince bunlara ulaşılmasının ve bu içinde takdirde olan giderleri tutulma hâlinde birinci ilâ üçüncü fıkra hükümleri kıyas yoluyla uygulanır. 64 ilâ 88 inci madde hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişiler gerek ticari Madde 84 ise bir hukuki uyuşmazlıkta defterlerini tutarken, gerek münferit ve ticari konsolide defterler ibraz edilmişse, finansal tablolarını defterlerin uyuşmazlıkla ilgili kısımları düzenlerken, TTK tarafların katılımı ile inceleneceğini, kapsamında Türkiye Muhasebe gerekli ilgili Standartları Kurulu tarafından yapraklarından suret alınacağını ve yayımlanan, görülürse, defterlerin madde 84 Türkiye 7 GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU Muhasebe Standartlarına, kavramsal düzenlendiği, çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine tablolarının hazırlandığı ve konsolide ve bunların ayrılmaz parçası olan finansal tabloların hazırlandığı, ticari yorumlara aynen uymak ve bunları yazışmaların yapıldığı veya muhasebe uygulamak zorundadırlar. belgelerinin oluştuğu takvim yılının İşletmesini ettirmekle ticaret siciline yükümlü olan tescil işletme yılsonu finansal bitişiyle başlar. Bir tacirin saklamakla yükümlü sahipleri için bu Kısım hükümleri, olduğu defterler ve belgeler; yangın, ticaret siciline yükümlülüğünün tescil ettirme su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir doğduğu andan afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni itibaren geçerli olacaktır. saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden Madde 82 uyarınca ticari defterlerini, kendisine envanterleri, açılış bilançolarını, ara isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. bilançolarını, tablolarını, Mahkeme gerekli gördüğü delillerin yıllık faaliyet raporlarını, topluluk toplanmasını da emredebilir. Gerçek finansal tablolarını ve yıllık faaliyet kişi raporlarını belgelerin mirasçıları ve ticareti terk etmesi kolaylaştıracak hâlinde kendisi defter ve kâğıtları finansal ve bu anlaşılabilirliğini çalışma tacirin verilmesini ölümü hâlinde birinci fıkra gereğince saklamakla organizasyon belgeler 10 yıl süre ile yükümlüdür. Mirasın resmî tasfiyesi saklanmalıdır. hâlinde veya tüzel kişi sona ermişse Saklama süresi, ticari defterlere son defter kaydın envanterin gereğince bilançonun mahkemesi tarafından saklanır. yapıldığı, ara ile belge diğer çıkarıldığı, talimatları olan bir ve kâğıtlar on yıl birinci fıkra süreyle sulh 8 GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU 1. Elektronik Ticaret Kanunu Tasarısı alt komisyonundan oybirliği ile geçmiş olup, 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girecektir. Elektronik Ticaret Kanunu Tasarısı, TBMM Sanayi, Ticaret Alt Komisyonu tarafından kabul edilmiş olup, söz konusu tasarı 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girecektir. Tasarı, elektronik araçlarla yapılan sözleşmeler ile elektronik ticarete ilişkin bilgi verme hizmeti sunanlara yönelik bazı yükümlülükleri içermektedir. 2. Anayasa Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun iftiraya ilişkin 267. Maddesinin 7. fıkrasını iptal ederek, hapis cezasını ortadan kaldırdı. TCK'nın 267. maddesinin 7. fıkrasında yer alan, "iftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası dışında adli veya idari bir yaptırım uygulanmışsa iftira eden kişinin, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağına" ilişkin hükmün iptal gerekçesi şu şekildedir; İtiraz konusu fıkranın, suçun niteliği, mağdurun uğradığı zararın ağırlığı, mağdur hakkında uygulanan yaptırımın çeşidi ve suçla korunan hukuki fayda bakımından değerlendirilmesi yapıldığında, iftira neticesinde mağdur hakkında hapis cezası uygulanması halinde öngörülen ceza ile mağdur hakkında hapis cezası dışında adli yaptırım veya idari yaptırım uygulanması halinde öngörülen cezalar arasında kabul edilebilir bir orantı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu yönüyle de itiraz konusu fıkranın hukuk devletinde olması gereken adalet ilkesiyle bağdaştırılması mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir. İptal hükmü, 17.03.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, yayım tarihinden itibaren 1 yıl sonra yürürlüğe girecektir. 3. Anayasa Mahkemesi, Türk Medeni Kanunu’nun, 303. maddesinde babalık davası açılması için öngörülen 1 yıllık süre geçtikten sonra, gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabileceği hükmünü iptal etti. Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun babalık davasında hak düşürücü sürelere ilişkin 303. maddesinin iptaline karar verilmesi talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu ve mahkeme yaptığı inceleme sonucunda 4. fıkradaki, "Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir" ibaresini 9 GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU "çocuk" yönünden Anayasa'ya aykırı buldu. İptal hükmü, kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girecektir. 4. Milletlerarası Tahkim Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğ 16.03.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Milletlerarası Tahkim Kanunu uyarınca, taraflarla hakem veya hakem kurulu arasında ücretin belirlenmesi konusunda anlaşmaya varılamaz veya tahkim anlaşmasında ücretin belirlenmesine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmazsa ya da taraflarca bu konuda yerleşmiş milletlerarası kurallara veya kurumsal tahkim kurallarına yollama yapılmamışsa, hakem veya hakem kurulunun alacağı ücret hususunda bundan sonra işbu Tebliğ hükümleri uygulanacaktır. 5. Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair kanun 20.03.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 25 maddeden oluşan 28239 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair kanun 20.03.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. 6. TBMM Adalet Komisyonu, koşullu salıverilmesine 1 yıl ve daha az kalan hükümlülerin, cezalarının bir kısmını dışarıda geçirebilmesine imkan tanıyan tasarıyı kabul etti. TBMM Adalet Komisyonu'nda, yaklaşık 15 bin hükümlünün tahliyesini öngören Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı kabul edildi. TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edilen tasarı ile açık ceza infaz kurumunda geçirilen sürenin son bir yılın, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle dışarıda infaz edileceği yeni bir infaz rejimi öngörülüyor. 7. TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu, orman özelliğini yitirmiş ve kamuoyunda 2-B arazisi olarak bilinen Hazine arazilerinin satışını öngören kanun tasarısı kabul edildi. TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu, orman özelliğini yitirmiş ve kamuoyunda 2-B arazisi olarak bilinen Hazine arazilerinin satışını öngören kanun 10 GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU tasarısı 15.03.2012 tarihinde kabul edildi. 2-B alanlarında bulunan taşınmazlar için, taşınmazların 31 Aralık 2011'den önce kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişiler, bu taşınmazları satın almak için 3 ay içinde idareye başvurabilecek, taşınmazların bedeli karşılığında kendilerine doğrudan satılmasını isteyebilecek. Tasarı yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listeleri veya kadastro tutanaklarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre, 31 Aralık 2011'den önce kullanıcısı veya üzerindeki muhdesatın sahibi kişiler ise başvurularını 6 ay içinde yapabilecektir. Mecidiyeköy Naci Kasım Sok. No: 3/ 2 Şişli, İstanbul Tel: 0212 3569356-0212 3569456 Faks: 0212 3569500-0212 3569501 www.gultekinhukuk.com gultekin@gultekinhukuk.com 11