İÇ HUZUR

advertisement
İÇ HUZUR
Şeyh Bahauddin Efendi’nin 12 Aralık 2015 Sohbeti
Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu
Allah. Allahu Allahu Allahu Allah. Allahu Allahu Allahu Allah.
Allahumme salli ve sellim ala Nebina Muhammed aleyhi selam salaten tedumu ve tuhda ileyh memarr
al-leyali ve tul ed-devam. Allahumme salli ve sellim ala Nebina Muhammed aleyhi selam salaten tedumu
ve tuhda ileyh memarr al-leyali ve tul ed-devam. Allahumme salli ve sellim ala Nebina Muhammed aleyhi
selam salaten tadumu ve tuhda ileyh memarr al-leyali ve tul ed-devam. Ya Selam.
Elhamdulillah, sağ salim Rebiülevvel'e ulaştık. Resulullah (sas)'in ayına. Safer ul-hayr çok ağır geçti bu
sene. Pek çok işaret, fitne, bir sürü şey çıktı. Ardı arkası kesilmedi bu Safer ayı bitmek bilmedi. Çok zordu,
bu ay çok uzundu. Bu ay hiç bitmeyecek gibi geldi. Herşey alt üst oldu. Herşey karıştı. Şiddetli bir
kasırganın içinde kalmış gibi. Dünyada olup, bitenler kasırga geldi, geldi, geldi.
Elhamdulillah şehr-u resul Seyyidina Muhammed (sas) mevlid er-resul şehru Rebi ül-Evvel'e ulaştık. Rebi
ül-Evvel'in 1. günü Elhamdulillah. Öncelikle tüm Müslüman dünyasını, bütün inananları, Resulullah (sas)
aşıklarını, Resulullah (sas)'ı seven herkesi tebrik ederim. Şunu bilmeliyiz ki aşk olmadan hayatımızın hiçbir
değeri yok. Hiçbir değeri yok ve kupkuru bir çöl gibidir.
Şeyh Efendi, Medine-i Münevvere'ye gitmiş halvet için. Anlatırdı. "Çölden geçiyordum Medine'ye
varmak için, sapsarı bir çöl, kum vardı. Başka bir şey yoktu. Kupkuru. Gidip, halvetimi tamamladıktan
sonra, dönüş yolunda çöle yağmur yağmıştı. Aynı çölden geçerken rengarenk çiçekler, çeşit çeşit güller,
pek çok bitki gördüm. Kuruyken ortada yoktu hiçbiri". Aşk da böyle yağmur gibidir; çiçekler açar ve
hayatınıza anlam katar.
Elhamdulillah, biz Resulullah (sas) aşıkları olmaktan gurur duyarız. Resulullah (sas) aşıklarıymış gibi
yapıyoruz ve hayatımızı ortaya koyuyoruz Resulullah (sas) aşkı için. Bunu korkmadan açıkça söylemeliyiz.
Bir sürü insan "Resulullah (sas)'i sevmek şirktir" diyor. Yahu, nasıl olabilir? Cenab-ı Hakk seviyor
Resulullah (sas)' i. Siz nasıl sevmezsiniz? Nasıl olur?
Matematik hesabı yapsanız bile doğru sonuç çıkmaz. 1+ 1 = 2 gibidir, herkes bilir. Ama siz hayır
diyorsunuz. 14,5 ve 6. Nereden çıktı bu buçuk, 6 ve 14? Nasıl? Anlayışları bu kadar. Profesörlükleri bu
kadar. Hayır, Allah aşkı çok basit yapmıştır. 1 + 1 = 2 gibi. Yani 3 yaşında çocuğa bile söyleseniz anlar 1 + 1
= 2 olduğunu. Çok önemli.
www.saltanat.org
Page 1
Cenab-ı Hak aşkı her kalp için erişilebilir kılmıştır. Kendine saklamamıştır. Şöyle diyebilirdi; "Aşk Bana
ait, kuluma vermiyorum". Cenab-ı Hakk yapabilirdi. Hayır, dedi ki; "Her kulumun kalbine koydum aşkı".
Her kulun kalbinde aşk vardır. Hayvanlar dünyasına bakın anne yavrularını nasıl sever. Bütün
hayvanlarda anneler önce yavruları besler, geri kalanları da kendisi yer. Sevgi olmasa, o vahşi hayvan
kendi yerdi önce yavrularına vermezdi.
Allah ne kadar büyük! Sevginin nelere kadir olduğunu gösteriyor. Yahu, bizim durumumuzda biz
inançlıyız, Elhamdulillah. İnandığınız şeye aşık değilseniz, inançlı değilsiniz demektir. Çok basit, çok basit.
İnanmıyorsanız, inancınıza aşkla bağlı değilseniz asla o noktaya gelemezsiniz. İmkansız. Sahabe-i Kiram'a
bakın. Seyyidina Muhammed (sas) "Bu veda hutbesidir. Son hutbeden sonra ayrılacağım. Ben giderken
size bir emanet bırakıyorum" dedi.
Sahabelerin çoğu Resulullah (sas)'ın camisinden çıktıktan sonra, evlerine dönmediler. "Vazifeliyiz tüm
dünyaya bu aşkı yaymalıyız" dediler. Hicaz, Mekke, Medine değil. Bu din tüm dünya için. Sahabeler'de
Resulullah (sas) aşkı olmasaydı İslam'ı dünyanın dört bir yanına yayabilirler miydi sanıyorsunuz? Çok
basit. Bugünkü Müslümanlara bakalım bir de.
Büyük, çok büyük bir soru işaretidir bugünkü Müslümanlar. La havle ve la kuvvete illa billahi l-alliyyi lazim. Vahşet, vahşet, vahşet yapılıyor İslam adına. Olanları gördükçe daha da kötü hissediyoruz. Bütün
bunları gördükçe berbat hissediyoruz. Çünkü hakikatten çok acı, İslam asla vahşi olmamıştır. Asla, asla!
İslam adalettir. Herşeyi adaletle düzene koyar. Bakın, dürüstlük İslam'da, adalet İslam'da, sevgi İslam'da,
saygı İslam'da, her güzel edeb İslam'dadır.
Herşey var İslam'da, Elhamdulillah, Müslüman olmaktan gurur duyarız. Müslüman olduğumuz için çok
gururluyuz, Elhamdulillah. Çünkü doğru yolda olduğumuzu biliyoruz. Çünkü "sevgi" var bizde. Evimizi
açarız, kalbimizi açarız. Hiç sorun değil. Her şeyimizi açarız, sorun yok. Çünkü bizde iç huzur var.
İnsanların çoğu iç huzuru arar. Sağa, sola, aşağı, yukarı giderler. Ne yapsalar iç huzuru bulamazlar.
Ama Elhamdulillah, Allah bunu içimize koymuştur. Allah iç huzuru içimize koymuş. Çünkü: "Eşhedü en la
la ilahe illallah ve eşhedu enne muhammeden abduhu ve resulühü" dediğinizde iç huzurun anahtarı
sizdedir. İlk adım budur. Anahtar budur. Bazı insanlar sorar "Anahtar nerede?" "Eşhedu en la ilahe illallah
ve eşhedu enne muhammeden abduhu ve resulühü", dediğinizde anahtar sizdedir. Yahu, görmedim
anahtarı: "eşhedu en la ilaha illallah ve eşhedu enne muhammeden abduhu ve resulühü", anahtar
sizdedir. Bitti. İç huzurunuz olur. Bu 1 numaradır. Allah böyle yapmıştır. Bu sizin hazinenizdir.
www.saltanat.org
Page 2
Annemi hatırladım şimdi, bize çocukken bir hikaye anlatırdı. Adamın biri seyahat ediyormuş çok soğuk
bir bölgedeymiş. O gece çok yoğun kar yağışı ve çok kuvvetli rüzgar varmış. Küçük bir köy görmüş.
"Kurtuldum" demiş. Güneş batmak üzereymiş. Bir kapıyı çalmış. Kapıyı açan adama; "Beni eve alır
mısınız? Donarak öleceğim" demiş. "Kusura bakma, alamam". Bam... Kapı kapanmış. Başka bir kapıyı
çalmış. "Gelemezsin, kusura bakma". Başka kapıya gitmiş "Hayır, hayır.."
En son bir kapıya gelmiş. "İzin verin gireyim, yoksa karda donacağım" demiş. "Misafir kabul etmek
geleneklerimizde yok. Kusura bakma. Ama şurada terk edilmiş bir ev var. Orada kalabilirsin" demiş. "Ama
bu evde kimse sizi kabul etmez. Ben bile". "O ev kime ait?" "Bilmiyoruz ama o boş evde hayaletler var".
"Oraya kim girse, sabah cesedini buluruz". "İster karda kalın, ister hayaletli evde. Seçim sizin".
Adam düşünmüş, 'Peki hayaletli evde kalayım. Karda ölmek istemem. Bari evin içinde öleyim' demiş.
Eve gitmiş, kapıyı açmış korkunç bir yermiş. Çok korkunçmuş hakikatten. Ama başka şansı yok. Ne
yapsın? İçeri girmiş bir köşeye kıvrılmış, biraz ısınmaya çalışmış. Büyük bir sopa almış eline de, 'Biri
gelirse kafasına vururum' demiş. Uyuklamaya başlamış, çok yorgunmuş birden ev sallanmaya başlamış.
"Vuuuuu..." Hayaletli ev.
Büyük bir gürültü kopmuş. Çok, çok güçlü bir ses gelmiş. Ses şöyle diyormuş; annem Türkçe şöyle
diyordu; "Geleyim mi?" Biz de korkardık. Ne oluyor acaba? diye. "Geleyim mi? Ses çok kuvvetli
geliyormuş. Adam korku içinde uyanmış. Ne yapacağını şaşırmış. Ses yine 'Geleyim mi?' demiş. Ne
yapacağını bilememiş çok korkmuş. Neredeyse kalbi duracakmış. Sonunda cesaretini toplamış, sopasını
kaldırmış o ses 'geleyim mi?' deyince, sopasını kaldırmış ve 'Geleceksen gel' demiş. 'Geleceksen gel'.
Vurmak için sopasını hazırlamış. Duvar yıkılmış ve hazine ortaya çıkmaya başlamış zuzuzuzu.... Altınlar,
mücevherler çıkıyor, çıkıyor, çıkıyormuş. Bütün oda mücevherlerle dolmuş. O mücevherlerin ortaya
çıkması için sihirli kelime "Gel" imiş. Daha öncekiler o sesi duyunca, kalpten gitmişler. Ama bu adam
"gel" diyecek cesarete sahipmiş. "Gel". Allah adama mücevherleri vermiş. Hazineyi vermiş.
Biz öyle bir yoldayız ki Allah bize iç huzurun hazinesini verdi. Bunu söylediğiniz zaman sahip olursunuz.
Korkmayın, korkan çok insan var. Korkmayın. Allah anahtarın bu olduğunu söylüyor size. O hazine için
"Gel" kelimesi anahtardı. İç huzur için anahtar ise: "Eşhedu an la ilahe illallah ve eş-hedu enne
muhammeden abduhu ve resuluhu". Çünkü dünyada herkes iç huzuru arıyor.
İstediğiniz herşeyi elde edebilirsiniz ama elde edemeyeceğiniz bir şey var. İç huzur. Bu, Allah'tan bir
hediyedir. Biz o hediyeyi istiyoruz, Elhamdulillah, bu sebeple Resulullah'ın (sas) yolunda olduğumuz,
Resulullah'a (sas) aşık olduğumuz, insanlara bunu dağıttığımız için şanslıyız. Asıl vazifemiz budur. Herkese
dağıtmak, herkese vermek istiyoruz. Vermek istemediğiniz şeyler vardır. Paylaşmak istemezsiniz.
İnsanların çoğu yemeğini, zenginliğini paylaşmak istemez. Ama onlar yalnız insanlardır.
www.saltanat.org
Page 3
Belki milyarlarınız vardır ama yalnızsınızdır. Çünkü kendinizi insanlardan soyutlarsınız. Kendinizi bir yere
koyarsınız ve "insanlar benden aşağıda onlarla konuşmak zorunda değilim" dersiniz. Ama bu hiç iyi bir
şey değildir, yalnız kalırsınız. İnsanlarla iletişim kuramazsınız. Allah lezzeti, tadı insanlarla iletişim
kurmaya vermiştir. "ve halaknakum shu'uban vakaba'ila lita'arafu" (49:13)
Allah Kur'an'da söylüyor. "Birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere, kabilelere ayırdık." (49:13) Hayattan
daha çok keyif almanız için. Allah bunu çok basit ve güzel yapmıştır. Statünüz yüksekse, insanlarla daha
iyi anlaşırsınız dememiştir. Hayır tam tersi çünkü kendinizi soyutlarsınız. Bu hiç hoş değildir, hiç hoş
değildir. Allah bizi birlikte olalım diye yarattı. Doğru yolda birlikte olursak bu daha da iyidir. Bunu
yapmak, bunu yaymak, bunu vermek istiyoruz.
Çünkü Ş. Efendi'dir bize öğreten nasıl vermemiz gerektiğini. Çünkü vermek için de mürşid gerekir. Kendi
kendinize veremezsiniz. Mürşidiniz size söyler "bu tarafı verebilirsiniz veya şu tarafı veremezsiniz" diye.
Çok önemli. Allah bizi affetsin ve Resulullah (sas)'ı seven, Resulullah (sas)'e sımsıkı bağlanan insanlardan
eylesin. Allah bize bahşettiği iç huzur ile bizi dünyada ve ahirette mutlu etsin. Ve min Allahi tevfik bi
hurmeti l-habib bi hurmeti l-fatiha.
Subhanım Allah Sultanım Allah Nebim Muhammed aleyhi selam. Subhanım Allah Sultanım Allah Nebim
Muhammed aleyhi selam. Subhanım Allah Sultanım Allah Nebim Muhammed aleyhi selam. Ve salli ya
rabbi ve sellim ala cemi el enbiya ve l-murselin ve ali kulli ecma'in ve l-hamdu lillahi rabbi l-alemin elfatiha.
Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=14827&name=2015-12-12_en_TheInnerPeace_SB.mp4
www.saltanat.org
Page 4
Download