Allah’ın Ayetleri 1. Bölüm HZ.İBRAHİM’DEN ZAMANIN SONUNA KADAR GERÇEKLER ZİNCİRİ Günümüzde dünyada bu kadar çok sayıda din var iken,insan doğru ve ğerçek dini nasıl bulabilir? İslam’ın 72 farklı meshebinden hangisi Yüce Kuran’ın öğretilerini ve usullerini esas alarak Gerçek İslam’ın gereklerini tam olarak yerine getirmektedir? Yahudiler,Hıristiyanlar ve Müslümanlar kendi dinlerinin Allah tarafından Hz.İbrahim aracılığıla gönderildiğini iddia ederler. Onların tümü de İbrahim’i kutsal babaları olarak görürler. Bu grupların her biri Yüce Allah’ın gönderdiği peygamberlerin bazılarına daha büyük önem ve değer verirler. Yahudiler Hz. Musa’nın tüm zamanların en yüce peygamberi olduğunu iddia ederler. Hıristiyanlar Hz. İsa’yı kendilerinin Rabbi ve Kurtarıcısı olarak görürler.Tabii ki Müslümanlar da Hz. Muhammed’i tüm peygamberlerin (en sonuncusu ve en yücesi) anlamına gelen “mühür” olarak kabul ederler. Her grup kendi peygamberlerinin( Sünnet ) usullerine uymayı tercih eder ve bunu kendilerinin yaşam biçimi haline getirir. Peygamberin sözleri ve davranışlarını kendilerine örnek alır. Böylece biz Müslümanlar da sürekli hadislerden bahsederis. Bazı camilerde kimi zaman Kuran’dan daha fazla hadislerden söz edilir. Fatiha suresinde duamızın bir bölümünde şöyle deriz: “Bize doğru yolu göster,kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kişilerin yolunu ; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!” Doğru yolu bulmak için Aııah’ın kutsal kitaplarındaki dersleri,belirtileri, kanıtları, gerçekleri ve vahiyleri bizlere bildiren kutsal ayetlere ihtiyacımız vardır .Bu amaçla sizin çalışmanız için dersler hazırlanmıştır. Yapmanız gereken tek şey Yüce Allah’ın, gerçeklerini size bizzat bildirmesini sağlamak için düşüncelerinizle Ona yönelmektir. Her bir ayeti dikkatli bir şekilde okuyunuz ve üzerinde derin bir şekilde düşününüz. Er yada geç Allah sizin duanıza cevap verecek, size doğru yolu gösterecek, size sonsuz lütfunu bağışlayacak ve öfkesinden sizi esirgeyecektir. Allah’ın Ayetleri sayesinde yolunuzu asla kaybetmeyeceksiniz. Allah’ın Ayetleri tamamen Allah’ın kutsal kitapları (Kuran-ı Kerim, Tevrat, Zebur ve İncil ) ile ilgili bilimsel araştırmalara dayanan toplam 20 dersten oluşmaktadır. Bu dersler sizin kişisel çalışmanızın yanı sıra küçük gruplar halinde gerçekleştirilecek çalışmalarda “rehber” kaynak olarak sizlere oldukça faydalı olacaktır. Allah sizi Gerçek İslam’ın Doğru Yolunda yürümeye çağırmaktadır. Böylece diğer ülkelerdeki Hanif Müslümanlar ile birlikte Hz. İbrahim’in yolundan giderek güçlendirebilirsiniz. Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla: 1. Allah evrensel İslam dinini ne zaman ve kimin aracılığıyla kurdu? Bu din ve gerçekler zinciri sonraki nesillere nasıl geçti? Yüce Kuran-ı Kerim der ki: “İbrahim’in diniden kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada (elçi) seçtik, şüphesiz O ahirette de iyilerdendir. Çünkü Rabbi ona Müslüman ol demiş, O da: alemlerin Rabbine boyunа eğdim demişti. Bunu Hz. İbrahim de kendi oğullarına vasiyet ettı.Yakup da:” Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslam’ı) seçti. O halde sadece Müslümanlar olarak ölünüz” (dedi).Yoksa Yakup’a ölüm geldiği zaman siz orda mı idiniz? O zaman ( Yakup ) oğullarına:Benden sonra kime kulluk edeceksiniz? Demişti, Onlar senin ve ataların İbrahim, ve İshak’ın ilahi olan tek Allah’a kulluk edeceğiz. Biz ancak Ona teslim olmuşuzdur, dediler. Bakara Suresi: Ayet 130 – 131. Not: Gerçek İslam Allah’a tamamen teslim olmak demektir. Böylece imanlı kişi Hz. İbrahim’in dininde Allah’a bu teslimiyetini ve Ona bağlılığını ölünceye dek sürdürür. Hz.İshak ve Hz.İsmail’in yüreğinde de böylesine güçlü bir iman onların torunlarına da geçti. 2. Kutsal Yazı’nın kayıtlarına göre Hz. İbrahim’in ölümünden sonra Hz. İshak, Hz. İsmail ve sonraki nesillerinin biri birileri ile sosyal, ruhsal ve ticari ilişkileri nasıldı? Hz. İshak ve Hz. İsmail arasındaki ilişki: “Kocamış yaşına boymuş, iyice yaşlanmış olarak son soluğunu verdi. Ölüp atalarına kavuştu. Oğulları İshak ile İsmail onu Hintli Sohar oğlu Efton’un tarlasında Mamre’ye yakın Mapela mağarasına gömdüler.” Yaratılış 25:8, 9. İshak’ın oğlu ve İsmail’in kızı arasındaki ilişki: “ Böylece babasının Kenanlı kızlardan hoşlanmadığını anladı. İsmail’in yanına gitti. İbrahim oğlu İsmail’in kızı, Nevayot’un kızkardeşi Mahalat’la evlenerek onu karılarının üzerine getirdi.” Yaratılış 28: 8-9 Hz.İshak ve Hz. İsmail’in torunlarının arasındaki ilişki: “ Yahuda kardeşlerine, “kardeşimizi öldürür, suçumuzu gizlersek ne kazanırız?” dedi. Gelen onu İsmaillilere satılım. Böylece canına dokunmamış oluruz. Çünkü o kardeşimizdir, aynı kanı taşıyoruz. Kardeşleri kabul etti. Midyanlı tüccarlar oradan geçerlerken kardeşleri Yusuf’u kuyudan çekip çıkardılar,yirmi gümüşe İsmaillilere sattılar. İsmailliler Yusuf’u Mısır’a götürdüler.” Yaratılış 37: 26-28 Hz. Musa ve (Hz. İbrahim’in Ketura’dan doğan oğlu) Midyan arasındaki ilişki:Yaratılış 25: 1, 2): “Firavun olayı duyunca Musa’yı öldürmek istedi. Ancak Musa ondan kaçıp Midyan yöresine gitti. Bir kuyunun başında otururken Midyanlı bir kahinin yedi kızı su çekmeye geldi. Babalarının sürüsünü suvarmak için yalakları dolduruyorlardı..... Musa Reuel’in yanında kalmayı kabul etti. Reuel de kızı Sippora’yı onunla evlendirdi.” Mısırdan Çıkış 2: 15-16,21 Not: İsmailliler ve Midyanlılar Arabistan yarımadasında yaşıyorlardı. Böylece Arap nesli onlardan türedi.. Araplara Doğunun Halkı deniyordu. İsrail halki ileKutsal Kitap’ın halki ile serbestçe ticaret yapıyorlardı. İsrail halki onların vasıtasıyla tapınak ibadetlerinden tütsü ve baharat kullanmaya başladı. İsrail Kralı ve Doğunun Kraliyet Aileleri Arasında: Saba kraliçesi ve Arabistan Kralları arasında “Saba kraliçesi Rab’bin adından ötürü Süleyman’ın duyunca onu sorularla sınamaya geldi. Çeşetli baharat çok miktarda altın ve değerli taşlarla yüklü dir kervan eşliğinde Yaruşalim’e gelen kraliçe aklından geçen her şeyi Süleyman’la konuştu. Süleyman onun bütün sorularına karşılık verdi. Kralı ona yanıt bulmakta güçlük çektiği hiçbir konu olmadı.” “Süleyman’a bir yılda gelen altının miktarı 666 talantlı buluyordu. Altın satımla uğraşanlarla tüccarların kazançlarından ve Arabistan’ın bütün krallarıyla İsrail valilerinden gelenler bunun dışındaydı.” 1. Krallar 10: 1-3, 14-15. 3. Meriyem’den doğan Bebek İsa’yı ilk ziyaret edenlerin arasında kikler vardı? Kral Hirodes onu öldürmeye çalıştığında annesi ve babası onu gizlemek için nereye götürdü? “İsa kral Hirodes devrinde Yahudiye’nin Beytlehem kentinde doğmasından sonra bazı yıldızbilimciler doğudan Yaruşalim’egelip şöyle dediler: ‘ Yahudilerin kralı olarak doğan çocuk nerede? Doğuda onun yıldızını gördük ve ona tapınmaya geldik.’” “Yıldızbilimciler gittikten sonra RAB’bin bir meleği Yusuf’a rüyada görünerek ‘kalk’ dedi. ‘Mısıra’a kaç. Ben sana haber verinceye dek orada kal. Çünkü Hirodes öldürmek için çocuğu arayacak.’ Böylece Yusuf kalktı, aynı gece çocukla annesini alıp Mısır’a doğru yola çıktı.” Matta 2: 1-2, 13-14. 4. Müslümanlar İsa Mesih’in gösterdiği yoldan gitmeli midirler? Yoksa kendileki ile ortak inançları paylaştıkları gerçek Hiristiyanlar arasında ayırım yapmalı mıdırlar? Gerçek Hiristiyanlar da kendilerine “Müslümen” diyebilir mi? Yce Kuran-ı Kerim der ki: (İsa Mesih’in sözlerinden alınmıştır): “Benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri de helal kılmam için gönderildim. Size Rabbinizden bir mucize getirdim. O halde Allah’tan korkun, bana da itaat edin. Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O’na kulluk edin. İşte bu doğru yoldur.” “İsa,onlardaki inkarcılığı sezince: Allah yolunda bana yardımcı olacaklar kimlerdir? Dedi. Havarıler: Biz, Allah yolunun yardımcılarıyız; Allah’a inandık, şahit ol ki bizler Müslümanlarız,cevabını verdiler.” Ali İmran Suresi: Ayet 50, 52 “Biz, Allah’a ve bize indirilene; İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve Esbata indirilene, Musa ve İsa’ya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere, onlardan hiçbiri arasında fark gözetmeksizin inandık ve biz sadece Allah’a teslim olduk deyin.” “ Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar: dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir. “ Bakara Suresi: Ayet 136, 137. 5. Hz. Muhammet Müslüman ve Hıristiyan imanlılara örnek olmak için kimin dinine ve yöntemlerine uydu? Her iki gruba ait gerçek imanlılar tek bir dinin çatısı altında nasıl birleşebilirler? Yüce Kuran-ı Kerim derki: “ İşlerinde doğru olarak kendini Allah’a veren ve İbrahim’in, Allah’ı bir tanıyan dinine tabi olan kimseden dince daha güzel kim vardır? Allah İbrahim’i dost edinmiştir.” Nisa Suresi: Ayet 125. “(Resulüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah’tan başkasına tapmayalım. O’na hiçbir şeyi eş tutmayılım ve Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz Müslümanlarız! deyiniz.” Ali İmran Suresi: Ayet 64 120 talant: yaklaşık 4,1 ton. Özet Yüce Allan, Hz. İbrahim aracılığıyla kendisine tamamen teslim olma anlamına gelen evrensel İslam dinini kurdu. Bu üzden kendisini Allah’a ve onun isteğine tamamen teslim etmeyen hiç kendisinin İslam’a inandığını söyleyemez. Hz. İshak’a ve onların devam eden nesillerine geçti. Doğunun halkı olan Araplar İsmail’in soyundan geldi. İsrailliler (Yahudiler) kutsal kitabın halkı ise Hz. İshek’ın soyundan geldi. Bu iki neslin çağlar boyunca biri birileri ile çokiyi sosyal, ruhsal ve ticari ilişkileri oldu. Hz. İsmal ve Hz. İshak babalarının toprağa verilmesinde biri birilerine yardımcı oldular. Hz. İsmail’in kızı (Mehalat) İshak’ın oğlu (Esav) ile evlendi. İsmailliler Ysuf’u kendi kardeşlerinin elinde ölümden kurtarıp Mısır’a götürdüler. Firavun bir Mısırlıyı öldürenHz. Musa’yı ararken, Hz. Musa Midyan (İbrahim’in Ketura’dan olan oğlu) diyarına kaçtı. Midyan kadısı Hz. Musa’nın kayın pederi oldu. İsrailliler ve İsmailliler özellikle kral Süleyman’ın döneminde biri birileri ile ticaret ortakları oldular. Kral, Saba kraliçesini ile karşı karşıya geldi ve onun tüm sorularına cevap verdi. Hz. İsa Hz. Yusuf ve HZ. Meriyem’e doğduğunda doğudan gelen yıldızbilimciler onu ziyaret ettiler. Kral Hirodes İsa’yı öldürmeye çalıştığında HZ. Meryem ve Hz. Ysuf onu Mısır’a götürdüler. Hz. İbrahim’in dini çağlar boyunca devam etti. Allah vahyini onun elçilerine verirken Hz. İbrahim’in Allah’a olan inancı daha da güçlendi. Bu üzden sadece peygamberler arasında değil, aynı zamanda her iki gruba dahil olan imanlılar arasında da asla ayrım yapılmamalıdır. Müslüman imanlıların Gerçek Hıristiyanlığı kuran Hz. İsa’ya inanması gerekir. Hz. İsa’nın havarileri de kendilerine Müslüman derlerdi. Allah Hz. İshak ve Hz. İsmail’in tarafındaki gerçek imanlıları tek gerçek İslam olan Hz. İbrahim’in dinine çağırıyor. Hz. İbrahim’in torunları arasındaki gerçek imanlılar ortak noktalarda buluşarak onun Arapça’da Millata “İbrahima Hanifa” (gerçek imanlı İbrahim’in Dini) anlamına gelen dinini hep birlikte güçlendirmelidirler. Allan’ın Ayetlari 2. Bölüm Allah’ın Hanif İmanlılara Çağrısı İslam’a inanan bir kişi nasıl gerçek ve dürüst bir Müslüman olabilir? Dinine bağlı bir şekilde İslam’ın 5 şartını yerine getirerekmi? Yoksa kendisini tamamen Allah’a teslim ederek ve yaşamına Allah’ın yön vermesini sağlayarak mı? Yada her ikisi de mi? İslam’ın her mezhedinde bazı ibadet şekllerinde bile biri birinden farklı usuller uygulanır. Liberal görüşlü Müslümanlar Allah’ın, kullarının yaptıkları işlerden çok onların kalplerindeki düşünceye ve onları bu işi yapmaya yönelten nedenlere önem verdiğine inanırlar ve bu düşüncelerini ısrarla savunurlar. Kuralcı Müslümanlar ise aynı temel ilkeleri göz önüne alırlar ve yasaya daha fazla önem verirler. Dini inancınız ne durumda olursa olsun- Gerek orta düzeyde gerekse başka bir düzeyde olsun. Allah’a inanarak gerçek imanlı olmak ne demektir? Allah’ın Kutsal Kitabında sorunun yanıtını bulalım- gerçek ımanlı olmak: bir kişi ne kadar bilgili olursak olsun, kendisinin yaptığı kurallar ve geleneklerin yolunda değil elbet ki Yüce Kuran-ı Kerim’in gösterdiği yolda yürümesidir. Allah ona bu yolda rehberlik edecek ve gerçeği ona bildirecektir. Bizlere gerçek imanlılar denmektedir. Arapça’da “Hanif” terimi bu durumu belirtmektedir. Kuran’da Hz. İbrahim’den başka kendisine Hanif denilen bir kimse yoktur. 1. Bölümde Allan’ın Hz. İbrahim aracılığıyla evrensel İslam dinini kurduğundan söz etmiştik. İslam kişinin kendisini tüm varlığıyla Allah’a teslim etmesi demektir. Bu güçlü iman Hz. İbrahim’den onun oğulları Hz. İsmail ve Hz. İshak’a ve zaman içerisinde de Hz. İsmail’in torunları olan Araplara ve Müslümanlara da geçmiştir. Aynı şekilde Hz. İshak ‘ın torunları İsraillilere (yada Yahudilere) ve Hıristiyanlara da geçmiştir. Hz. İbranim’in soyundan gelen bu iki grup biri birileri ile sosyal, ticare ve ruhsal bakımdan çağlar boyunca iyi ilişkiler içerisindeydiler. Onların tümü de Hz. İbrahim’in kendilerinin ruhsal babaları olduğunu iddia etseler de, Kutsal Kitabın halkı (Yahudiler ve Hıristiynlar) kendi dinlerini yani Yahudiliği ve Hıristiyanlığı kurdular. İslam, Araplar sayesinde dünyaya yayıldı. Tıpkı Yahudilik ve Hıristiyanlıkta olduğu gibi İslam günümüzde 72 ayrı meshebe ayrıldı. Günümüzde İslam’da olduğu gibi Kutsal Kitabın halkı arasında da gerçek imanlılar olduğundan dolayı Müslümanlarla ortak noktalarda buluşmaları için Allah bu imanlıları Hz. İbrahim’in dinine geri çağırmaktadır. Allah diğer imanlılar ile birlikte sizin (gerçek imanlı) bir Hanif gurubu kurmanızı istemektedir. Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla: 1. Hz. İbrahim’in ailevi yapısı nasıldı? Hz. İbrahim Allah’a tüm kalbiyle iman etmek için putperest olmalarından dolayı kendi babası ve halkı ile nasıl mücadele etti? Yüce Kuran’da der ki: “Ben hanıf olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim. Kavmi onunla tartışmaya girişti. Onlara dedi ki: Beni doğru yola ilitmişken, Allah hakkında benimle tartışıyor musunuz? Ben sizin O’na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Ancak, Rabbimin bir şey dilemesi hariç. Rabbimin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Hala ibret almıyor musunuz?” Enam Suresi: Ayet 79-80. “Çünkü Rabbine kalb-i selım ile geldi. Hani o, babsına ve kavmine: ’Siz kime kulluk ediyorsunuz?’ demişti. ‘Allah’tan başka bir takım uydurma ilahlar mı istiyorsunuz? O halde alemlerin Rabbi hakkındaki görüşünüz nedir?’. Bunun üzerine İbrahim yıldızlara şöyle bir baktı. ‘Ben hastaym dedi. Ona arkalarını dönüp gittiler. Yavaşça putlarının yanına vardı. (Oraya konmuş yemekleki gökünce:) ‘Yemiyor musunuz? Neden konuşmuyorsunuz?’ dedi. Bunun üzerine, yanlarına gelip sağ eliyle vurdu (kırıp geçirdi.) (Putperestler) koşarak İbrahim’e geldiler. İbrahim: ‘Yonttuğunus şeylere mi ibadet edersiniz! Oysa ki sizi ve yapmakta olduklarınızı Allah yarattı’ dedi. ‘Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşa atın!’dediler. Böylece ona bir tuzak kurmayı istediler. Fakat biz onları alçaklardan kıldık. (Oradan krtulan İbrahim:) ‘Ben Rabbime gidiyorum. O daha doğru yolu gösterecek.’” Saffat Suresi: Ayet 84-99 2. Allah, putperest kökenli ailesi ve ülkesini terk etmek üzere Hz. İbrahim’i çağırdığında onun için planıneydi? Hz. İbrahim Allah’ı çağrısına nasıl karşılık verdi? Kutsal Yazı der ki: “İman sayesinde İbrahim miras alacğı yere gitmesi için cağrılınca, Tanrı’nın sözünü dinledi ve nereye gideceğini bilmeden yola çıktı. İman sayesinde bir yabancı olarak vaat edilen ülkeye yerleşti. Aynı vaadin ortak mirasçıları olan İshak ve Yakup’la birlikte çadırlarda yaşadı. Çünkü minarı ve kurucusu Tanrı olan temelli kenti bekliyordu.” İbranilere Mektup 11:8-10. Yüce Kuran-ı Kerim der ki: “Bir zamanlar Rabbi İbrahim’i bir takım kelimelerle sınamış, onları tam olarak yerine getirince: Ben seni insanlara önder yapacağım, demişti. “Soyumdan da (önderler yap,Ya Rabbi!)” dedi. Allah: Ahdim zalimlere ermez (onlar için söz vermem) buyurdu.” Bakara suresi: Ayet 124. 3. Allah Hz. İbrahim’i Hanıf İslam’ın kurucusu olarak nasıl belirledi? Hanif hareketinde kimin öğretileri uyulması gereken bir örnek oldu? Yüce Kuran der ki: “Çünkü Rabbi ona: Müslüman ol, demiş, o da: Alemlerin Rabbine boyun eğdim, demişti.” Bakara Suresi: Ayet 131. “İbrahim gerçekten Hakka yönelen, Allah’a itaat eden bir önder idi; Allah’a ortak koşanlardan değildi” Nahlı Suresi: Ayet 121. “İşlerinde doğru olarak kendini Allah’a veren ve İbrahim’in, Allah’ı bir tanıyan dinine tabi olan kimseden dince daha güzel kim vardır? Allah İbrahim’i dost edinmiştir.” Nisa Suresi: Ayet 125. Not: Hanif İslam Tevhide Allah’ın “Birliğine” ve Onun iradesine tamamen teslim olmaya dayalıdır. Hz. İbrahim bu konuda peygamber bize örnek olmuştur. 4. Hz. Muhammed Hz. İbrahim’in dinini ve usullerini uygulayan Hanif bir Müslüman olmuş mudur? Yoksa Müslümanlar İçin alternatif olarak kendi usullerinive kendi İslam dinini mi kurmuştur? “(Yahudiler ve Hıristiyanlar Müslümanlara:) Yhudi yada Hıristiyan olun ki, doğuru yolu bulasınız, dediler. De ki: Hayır! Biz, hanif olan İbrahim’ın dinine uyarız. O, müşriklerden değildi.” Bakara Suresi: Ayet 135. “Sonra da sana: ’Doğru yola yönlerek İbrahim’ın dinine uy! O müşriklerden değildi’ diye vahyettik.” Nahl Suresi: Ayet 123. Not: Hanif İslam’ı geleneklere değil, bilakis Kutsal Kuran-ı Kerim’in öğretilerine göre Hz. İbrahim’in usullerine sımsıkı bağlıdır. Onun din gerçek İslam’ın kendisidir. 5. İslam alemini bölen72 ayrı meshep göz önöme alındığında hagi din gerçek İslam’ı oluşturdu? Allah bize iletilmek üzere Hz. Muhammed’e hangi buyruğunu vermiştir? Hanif imanlılar biri birileri ile nasıl hep bir araya gelebilir? “De ki: Allah doğuruyu söylemiştir. Öyle ise,hakka yönelmiş olarak İbrahim’in dinine uyunuz. O, müşriklerden değildi.” Ali İmran Suresi: Ayet 95. “ Hep birlikte Allahın ipine (İslam’a) sınsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişilerdiniz de O, günüllerihizi birleştirmişti ve Onun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yeni siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğuru yolu bulasınız. Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır.” Ali İmran Suresi: Ayet 103-105. 6. Siz ve diğer Müslümanlar İslam’daki Hahif hareketine katılırsanız yada katıldığınızda sizden nasıl bir birlik ve doğruluk beklenir? Hz. İbrahim’in Hahif İslam dininden daha iyi bir din olabilir mi? “Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en heyırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder; kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız: Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendilerin için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır.” Ali İmran Suresi: Ayet 110. “İyilik, yüzlerinizi doğuve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik,o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rızasına gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekat verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Muttakıler ancak onlar dır!” Bakara Suresi: Ayet 177. “İşlerinde doğru olarak kendini Allah’a veren ve İbrahim’in, Allah’ı bir tanıyan dinine tabi olan kimseden dince daha güzel kim vardır? Allah İbrahim’i dost ednmiştir.” Nisa Suresi: Ayet 125. Özet Hz. İbrahim putperest kökenli bir ayleden geliyordu. Babası ve akrabaları putlara tapıyorlardı. Fakat o yereğinde hep gerçek Tanrı’ya, Allah’a tapınmayı amaçladı. Putlara tpmanın ne kadar yanlış olduğunu onlara gösterdi ve onların putlarını yok etti. Akrabaları onu kızgın fırına atarak intikam almaya çalıştı; fakat Allah onu kurtardı. Allah Hz. İbrahm’e ailesi ve yaşadığı diyarı terk ederek kendisinin göstereceği bir ülkeye gitmesini buyurdu. Gittiği yerde onu bir önder olacak; kendisinden büyük bir millet doğacak ve Allah’ın bereketi onun üzerinde olacaktı. Böylece onda “yeryüzünün tüm aileleri kutsanacaktır.”. Hz. İbrahim yüreğinde büyük bir imanla nereye gittiğini bilmeden oğulları ile birlikte çabırlarda kalarak ve yaşadığı diyarı terk ediyordu. Kutsal Kuran’ın söz ettiği sadece tek bir gerçek İslam vardır ve o Hz. İbrahim’in dinidir.Hz. İbrahim, Allah’ın isteğine kendisine tamamen teslim ederek Gerçek İslam dinini kurdu. Oullarına ve torunlarına onu bir miras olarak bıraktı. Allah insanlığın Hz. İbrahim’in dinine geri dönmesi için Hz. Muhammed’i görevlendirdi ve onun şu sözleri söylemesini istedi: “Onlara denildi ki: Şu şehirde (Kudüs’te) yerleşin, ondan (nimetlerinden) dilediğiniz gibi yeyin, ‘bağışlanmak istiyoruz’ deyin ve kapıdan eğilerek girin ki hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanlara ileride ihsanımızı daha da artıracağız.” Araf Suresi 7: 161. Aynı şekilde Allah buyurdu ki: “Doğuru yola yönelerek İbrahim’in dinine uy! O müşriklerden değildi.” İsra Suresi: Ayet 123. Allah’ın Ayetleri 3. Bölüm İbrahim’in Çocuklarının Kutsal Kitabı (Doğru Yola Götüren Bir Rehber) Cennet bahçesine giden doğru yolda Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler nasıl birlikte yürüyebilirler? Hangi ortak noktalarda birleşirler? Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin ortak bir ruhsal babaları vardır. Onların hepsi de Hz. İbrahim’in soyundandır. Araplar ve Müslümanlar İsmail’in soyundan, Yahudiler ve Hıristiyanlar ise İshak’ın soyundan olan İbrahim’in torunlarıdır. 1. Derste İsmail ve İshak’ın ve onların torunlarının biri birileri ile iyi ilişkiler içinde oldukları belirtilmiştir. Sözde İbrahim’in torunları olanların, çağlar boyunca savaşlar ve çeşitli çatışmalar ile kardeş düşmanlığına devam etmeleri son derece üzücüdür. Allah’ın Hz. İbrahim’in torunları olan iki gruba Kutsal Kitap’ta bir mesajı vardır. Her iki grupta da Hanif imanlılar vardır. Gerek Müslüman,gerek Yahudi, gerekse Hıristiyan olsun; Allah bu imanlıları ortak bir noktada birleşmeye çağırır. Gerçek İslam’da birleşmekten başka onlar için ortak bir nokta yoktur.Allah onları Hanif imanlılardan oluşan ortak bir topluluk kurmaya çağırır. Onların görevi kendilerinden sonra gelecek nesilleri de İbrahim’in yürüdüğü yola- Gennet Bahçesine açılan kapıya götüren doğru yola yöneltmektir. Allah’ın mesajını alabilmeleri, Onu dana iyi tanıyabilmeleri ve Onun isteğini daha iyi anlayabilmeleri için her iki grubun da Kutsal Kitaplara- Yüce Kuran ve Kutsal Yazı’ya ihtiyacı vardır. Her iki grubun imanlıları da Kutsal kitaplarda olduğu ileri sürülen hataları bulmaya çalışmak yerine, Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e dek tüm peygamberler aracılığıyla Allah’ın biz kullarına bildirmiş olduğu vahiyler üzerinde konsantre olmalı ve onları daha iyi anlamaya çalışmalıdır. Allah’ı tanımak her insanın yaşamındaki başlıca amaç olmalıdır. Hz. İsa’nın duasında belirttigi gibi: “Sonsuz yaşam, tek gerçek Tanrı olan seni ve gönderdiğin İsa Mesih’i tanımalarıdır. “ Yuhanna 17:3. Allah Kutsal Kitap sayesinde sonsuz yaşam arıyan imanliları Doğru Yol’a yöneltir. İmanlı kişi Onun sözünü ne kadar çok okursa , gerçeğin ışığını o kadar iyi görebilir. “Sözün adımlarım için çıra, Yolum için ışıktır.” Mezmurlar (Zebur) 119:105. Allah’ın sözlerini- onun vaatlerini, uyarılarını, buyuruklarını, önerilerini ve Onun kulları ve halklarıyla nasıl iletişim kurduğunu anlamak için her gün bir saatınızı ayırırsınız, aynı deneyimi siz de yaşabilirsiniz. Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla 1. Allah’ın elçileri ve onlara verilen vahiyler arasında ayırım yapmalı mıyız? Yüce Kuran der ki: “Biz, Allaha ve bize indirilene; İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve esbata indirilene, Musa ve İsa’ya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere , onlardan hiçbiri arasında fak gözetmeksizin inandık Allah’a teslim olduk ‘deyin”. Bakara Suresi: 136. Not: Allah’ın nazarında Onun tüm elçileri eşittir. Bu üzden Kuran’da birinin en üstün olduğunu belirten hiçbir açıklama yoktur. 2. Allah kendisini ve isteğini elçilerine nasıl bildirdi? Onun kutsal ruhu gerçeklerin elçilere ve diğer insanlara eksiksiz bir şekilde iletilmesini nasıl sağladı? Yüce Kuran der ki: “...... Ve Allah Musa ile gerçekten konuştu.” Nisa Surusi: Ayet 164. “De ki: Onu , Mukaddes Ruh (Cebrail), iman edenlere sebat vermek, Müslümanları doğru yola iletmek ve onlara müjde vermek için, Rabbin katından hak olarak indirdi.” Nahlı Suresi: Ayet 102 Kutsal Yazı der ki:”RAB onlara seslendi: ‘Sözlerime kulak verin:Eğer aranızda bir peygamber varsa, Ben RAB görümde kendimi ona tanıtır, Onunla düşte konuşurum. Ama kulum Musa öyle dğildir. O bütün evimde sadıktır. 8 Onunla bilmecelerle değil, Açıkça yüz yüze konuşurum. O RAB’bin suretini görüyor. Öyleyse kulum Musa’yı yermekten korkmadınız mı?” Çölde Suresi 12:6-8.. “Çünkü hiçbir peygamberlik sözü insan isteğinden kaynaklanmadı. Kutsal Ruh tarafından yöneltilen insanlar Tanrı’nın sözlerini ilettiler.” Petrusun İkinci Mektubu 1:20-21. 3. Allanam vahiylerini elçilerine nasıl bildirdi? Kutsal yazıların biri birileri ile ilgili aç ve işlevleri nelerdir? Yüce Kuran der ki: “İncil’e inananlar, Allah’ın onda indirdiği (hükümler) ile hükmetsinler. Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar fasıklardır.” “.....Davut’a da Zeburu vermek.” Maide Suresi: Ayet 47, İşra Suresi: Ayet 55. “(Sana şu talımatı verdik.): Aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet ve arzularına uyma. Allah’ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmamalarına dikkat et. Eğer (hükümden) yüz çevirilerse bil ki (bununla) Allah, ancak günahlarının bir kısmının onların başına bela etmek ister. İnsanların birçoğu da zaten yoldan çıkmışlardır.” Maide Suresi: Ayet 49. “Andolsun biz Musa’ya Kitabı verdik. Ondan sonra art arda peygamberler gnderdik..... İnsanlar bir tek ümmt idi. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarıcı olarak pygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında, anlaşmızlığa düştükleri hususlarda hüküm vermeleri için, onlarla baraber hak yolu gösteren kitapları da gönderdi. Ancak kendilerine kitap verilenler, arapça delliler geldikten sonra, aralarındaki kıskınçlıktan ötürü dinde anmaşlızlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenlere, üzerinde ihtilafa düştükleri gerçeği izniyle gösterdi. Allah dilediğini doğru yola iletir” Ayet 87, 213. 4. Allah’ın elçilerinden hangisi Eski Antmaşlada en çok sözü edilen kişidir? Niçin? Kutsal yazı der ki:” İsa Yahudi yetkililerişöyle karşılık verdi: ‘Size doğrusunu söyleyeyim, Oğul, Baba’nın yaptıklarını görmedikçe kendiliğinden bir şey yapamaz. Baba ne yaparsa Oğul da aynı şey yapar. Kutsal Yazıları araştırıyorsunuz. Çünkü bunlar aracılığıyla sonsuz yaşama sahip olduğunuzu sanıyorsunuz. Bana tanıklık edin de bu yazılardır!’” Yuhanna 5:19, 39. Sonra onlara şöyle dedi: ‘Daha sizlerle birlikteyken, ‘Musu’nın Yasas’ında, peygamberlerin yazılarında ve Mezburlar’da benimle ilgili yazılmış olanların tümünün gerçekmleşmesi gerektir’ demiştim.” Luka 24: 44. “Kutsal Yasa’yı yada peygamberlerin sözlerini geçersiz kalmak için geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim. Size doğrusunu söyleyeyim, yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa’dan ufacık bir harf yada bir nokta yok olmayacak.” Matta 5:17-18. Yüce kuran der ki: “(Sana şu talımatı verdik.): Aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet ve onların arzularına uyma. Allah’ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmamalarına dikkat et. Eğer (hükümden) çevirirlerse bi ki (bununla) Allah ancak, günahlarının bir kısmını onların başına bela etmek ister. İnsanların birçoğu da zaten yoldan çıkmışlardır.” “Benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri de helal kılmam için gönderildim. Size Rabbinizden bir mucize getirdim. O halde Allah’tan korkun, bana da itaat edin “. Maide Suresi: Ayet 49, Ali İmran Suresi: Ayet 50. 5. Allah Hz. Muhammed’i kimler için ve ne zaman gönderi? Onun görevi neydi? “Ey kavmim! Allah’ın size (vatan olarak) yazdiği mukaddes toprağa girin ve arkanıza dönmeyin, yoksa kaybederek dönmüş olursunuz.” Maide Suresi: Ayet 21 Not:15 Ayette “Muhammed, en sonuncu peygamber” denmektedir. Vahiyin 9. Bölümünde Hz. Peygamberden görevi yeryüzündeki tüm insenları uyarmak ve aynı zamanda Karanlık Çağların başlangıcında insanlara iyi haberler vermek olan gökyüzünden gelen bir “yıldız” yada haberci diye söz edilmektedir. 6. Yüce Kuran ile Kutsal Yazı arasında nasıl bir ilgi bulunmaktadır? Hz. Muhammed kendisine Yüce Allah tarafından bildirilen Kutsal Yazı’dan şuphe edildiği takdirde onun yanlış ya da tahrif edilmiş olduğunu söylemiş midir? Yüce Kuran der ki: Bu (Kuran), Ümmü’l-kura (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitap tır. Ahirete inananlar buna da inanıllar ve onlar namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler.” Enan Suresi: Ayet 92. “Sana da, daha önceki kitabı doğurulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitibı (Kurun’ı) gönderdik.” Maide Suresi: Ayet 48 “(İşte o apaçık delil,) Allah tarafından gönderilen ve tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir. En doğuru hükümler vardır şu sahifelerde.” “ (Resulüm!) Eğer sana indirdiğimizden (du anlattığımız olaylardan) kuşkuda isen, senden önce Kitabı (Tevrat ve İncil’i) okuyanlara sor. Andolsun ki, Rabbinden sana hak gelmiştir. Sakın şüphecilerden olma!” Beyyne Suresi: Ayet 2-3, Yunus Suresi: Ayet 94. “Rabbin’in sözü, dogruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. Onun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. O işitendir, bilendir.” Enan Suresi: Ayet 115. Not: Ölü deniz’in keşfine ait kayıtlak Kutsal Yazı’nın doğruluğunu kanıtlamaktadır. En eski döneme ait Yunan ve İbrani el yazmaları ile karşılaştırıldığında içerik ve anlatım biçimi olarak çok fazla bir farkyoktur. Arkeolojik bulgular, gerçekleşen pygamberlikler ve daha önceleri suç işleyen kişilerin sonradan dürüst bir yaşama dönmesi Kutsal Yazıların gerçekliğini doğrulamaktadır. 7. Kuran’ın daha açık bir şekilde anlaşılabilmesi için hedislere ihtiyaç var mıdır? Yüce Kuran der ki: “Elif. Lam. Ra. Bunlar Kitabın ve apaçık bir Kuran’ın ayetleridir. “ “(De ki): Allahtan başka bir hakem mi arayacağım? Halbuki size Kitabı açık olarak indiren O’dur. Kendilerine kitap verdiğinizkimseler, Kuran’ın gerçekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. Sakın şüpheye düşenlerden olma!” “Hakikaten biz bu Kurun’da insanlar için her türlü misali seyıp dökmüşüzdür. Fakat tartışmaya en çok düşkün varlık insandır.” Hıcır suresi: Ayet 1, Enan Suresi: Ayet 114, Kehf Suresi: Ayet 54. Not: Yüce Kuran ve Kutlal Yazı’daki İlahi Gerçekler Gerçek İslam’da öğretilmesi ve uyğulanması gereken tek şeydir. Hz. Muhemmed’in ölümünden yaklaşık 100 yıl sonra derlenen hadisler kesinlikle Allah’ın Ona bildirdigi vahiyin bir bölümü değildi. Özet Kutsal Yazıların Bölümleri MUSA’NIN YASASI (Tevrat) Yaratılış PEYGAMBERLER (Resuller) Mısırdan çıkış Levililer Önceki Peygambarler Yeşu Hakimler Sonraki Peygamberler Yeşaya Yeremya Çölde Sayım Yasanın Tekrarı 1 & 2 Samuel 1 & 2 Krallar Ağıtlar Hezekiel Diğer Peygamberler Hoşea Yoel Nahum Habakku k Amos Sefanya Obadya Hagay Daniel İNCİL & MEKTUPLAR (Zebur) İncl’in Bölömleri Matta Markos Luka Yuhanna Elçilerin İşleri 1 & 2Timoteos Titus Filimon Yakup 1 & 2 Petrus 1, 2 & 3 Yuhanna Yahuda Yunus Mika Zekeriya Malaki MEZMURLAR & YAZITLAR İnananlar Topluluklarına Mektuplar Romalılar 1 & 2 Korintliler Galatyalılar Efesliler Filipeliler Koloseliler 1 & 2Selaniklilere Rut İbranilere Vahiy Vaiz Ezgiler Ezgisi 1 & 2 Tarihler Ezra Nehemya Ester Eyüp Mezmurlar Süleyman’ın Özdeyişleri Yüce Kuran-ı Kerim Bize Nasıl Gönderildi? 1. Hz. Munammed İ. S Yaklaşık 610 yıyında Gebrail aracılığıyla Allah’tan vahiy almaya başladı. 2. Peygambarin yaşanı boyunca bildirdiği ayatler palmiye yapraklarına, taşlara ve mevcit diğer maddelerin uzerine yazıldı. 3. Bu yazıtlar ikinci halife olan Ömer’in halifeliği esnasında toplanarak bir araya getirildi. 4. Hz. Osman’ın halifelik dönemihde resmi bir cildi oluşturuldu (İ. S 644-656). Alla’ın Ayetleri 4.Bölüm Allan’ın Atfedilen Doğruluğu İnsanın cennete gideceğine diar nasıl bir teminatı vardır? Allah’şu an ölmemizi istese, onun dürüst kulları ile birlikte tekrar dirileceğimizden nasıl emin ola biliriz? Bir çok insan için bu soruların sadece tek bir cevabı vardır. Onlar kurtuluşlarının sadece kendilerinin iyi bir kişi olmalarına ve iyi işler yapmalarına bağlı olduğunu söylerler. Bir çoğumuz yaptığımız iyi işlerin kötü işlerimizi dengeleyecek kadar değer taşıdığına inanırız.Eğer yaptığımız iyi işler, kötü işlerimizden daha fazla ise, Allah cennete gitmemize izin vererek bizi ödüllendirecektir. Bu üzden kurtuluşa ereceğimizin güvencesinin Allah’a karşı dindar olmakla ve iyi işler yapmakla mümkün olduğu sonucuna varırız. Cennet bahçesine girmemin bir tek yolu vardır. Fatiha (acılış suresi) onu Doğru Yol olarak tanımlar. “Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!” Fatiha Suresi: ayet 7. “Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.” Enam Suresi: Ayet 153. Bu yolu nasıl bulabiliriz ve nasıl kaybolmamak için ne yapabiliriz? Biz önceki dersimizde (3. derste) bize ışık ve rehber olması için Allah’ın bize iki kutsal kitap (Kutsal Yazı ve Yüce Kuran) verdiğini öğrendik. Her iki kitapta da biri birini tamamlamaktadır.” Sana da, daha önce kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitabı (Kuran’ı) gönderdik.” Maide Suresi: Ayet 48. Doğru yolda yürümeden önce Allah’ın kutsal kapısından içeri girmek gerekir. Hz. İsa şöyle dedi: “ Dar kapıdan girin. Çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. Oysa yaşama götüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır.”Matta 7:13-14 Çok az insan doğru yola çıkan kapıyı bulmuştur. Hz. İbrahim ve Hanif imanlılar da onlardandır. Hz. Muhammed tanıklık etti: “De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, Allah’ı birleyen İbrahim’in dinine iletti. O, ortak koşanlardan değildi.” Enam Suresi: Ayet 161. Allah’ın takvasından başka Doğru Yola çıkan kapı yoktur! Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla: 1. Doğru Yola ulaşabilmemiz için Allah’ın Egemenliğinden başka ilk önce ne aramamız gerekiyor? İsrail bu kapıdan niçin giremedi? Kutsal Yazı der ki: “ Siz öncelikle Onun egemenliğinin ve doğruluğunun ardından gidin, o zaman size bütün bunlar da verilecektir.” Matta 6:33 “Kardeşler! İsraillilerin kurtulmasını yürekten özlüyor, bunun için Tanrı’ya yalvarıyorum. Onlara ilişkin tanıklık ederim ki, Tanrı için gayretlidirler; ama bu bilinçli bir gayret değildir.” Pavlustan Romalılara Mektup 10:1-2 Not: (Takva) Allah’ın doğruluğu Onun Egemenliğine giden Doğru Yol’dur. İnsan ruhsal yolculuğun beşlangıcında bu deneyimi yasamak zorundadır. Hz. Adem ve Hz. Havva’dan günümüze dek insanlığın Doğru yola girmek için ne yaptığını inceleyelim. 2. Şeytan Hz. Adem ve Hz. Hvva’yıcennete giden doğru yoldan çıkardıktan sonra Allah’ın nazarıda kendilerini dürüst göstermek ve utançlarını gizlemek için onlar ne yaptılar? İnsanoğlu yaratılışında böyle bir eğilimi var mıdır? “Böylece onları hile ile aldattı. Ağacın meyvesini tattıklarından ayıp yerleri kendilerine göründü. Ve cennet yapraklarından üzerlerini örtmeye başladılar. Rableri onlara: Ben size o ağacı yasaklamadım mı ve şeytan size araçık bir düşmandır, demedim mi? diye nida etti.” Araf Suresi: Ayet 22. Kutsal Yazı der ki: “Öyle yol var ki, insana düz gibi görünür, ama sonu ölümdür.” Özdeyişler 14:12. “Dar kapıdan girin. Çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. Oysa yaşamagötüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır.” Matta 7:13-14. 3. Kendi doğruluğumuza (iyiliğimize ve merhametimize) güvenmek yerine utancımızı örtmek için onu nereden bulabiliriz? Yüce Kuran der ki: “ Ey Adem oğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takva elbisesi... İşte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın ayetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar (diye onları indirdi).” Araf Suresi: Ayet 26. “RAB Tanrı Adem’le karısı için deriden giyşiler yaptı, onları giydirdi.” Yaratılış 3:21 “Rab’de büyük sevinç bulcağım, Tanrı’mla yüreğim coşacak. Çünkü çelenkle süslenmiş güvey gibi, takılarını kuşanmış gelin gibi, bana kurtuluş giysisini giydirdi, beni doğruluk kaftanıyla örttü” Yeşaya 61:10. 4. Yaptığımız iyi işler hatalarımızı niçin telafi edemez ve cennete gitmemizi sağlayamaz?Kurtuluş yaptığımız iyi işlerin bir karşılığı ve ödülü değil midir? Yüce Kuran der ki: “(Adem ile eşi ) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” Araf Suresi: Ayet 23. Kutsal Yazı der ki: “İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı’nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir.” Efeslilere Mektup 2:8,9. Not: Kurtuluş % 100 olarak Allah’ın lütfu ve merhametine bağlıdır. Böylece Allah bize şöyle demiştir: “Zengin olmak için benden ateşte arıtılmış altın, giyinip çıplaklığının ayıbını örtmek için beyaz giysiler, görmek için gözlerine sürmek üzere melhem satın almanı salık veriyorum.” Vahiy 3:18. Kurtuluşumuzu yaptığımız iyi işlere bağlayamayız; çünkü ‘hepiniz murdar’ olanlara benzedik, bütün doğru işlerimiz kirli adet bezi gibi. Yaprak gibi soluyoruz, suçlarımız rüzgar gibi sürükleyip götürüyor bizi.” Yeşaya 64:6. Övünecek hiçbir şeyimiz yoktur. Kurtuluş Yüce Allah’ın bir lütfudur ve ona ulaşmak için Allah’ın rızası şarttır. Bunun başka bir yolu yoktur! 5. Allah bizi doğru yola yöneltmek ve Onun dogruluğunu ve rehberliğini kabul etmemiz için yüreğimizdeki düşünceleri nasıl etkiler? Kimin deneyimleri bizim için iyi bir örnek olabilir? Yüce Kuran der ki: “.....İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Onlerı içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedı kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlarda Allah’tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecekler de sadece Allah’ın tarafında olanlardır.” Mücadele Suresi: Ayet 22. Kutsal Yazı der ki: “İman olmadan Tanrı’ya hoşnut etmek olanaksızdır. Tanrı’ya yaklaşan, O nun var olduğuna ve kendsini arayanları ödüllendireceğine iman etmelidir.” İbranilere Mektup 11:6 “Kutsal yazı ne diyor? İbrahim Tanrı’ya iman etti, böylece aklanmış sayıldı. Çalışana verilen ücret lütuf değil, hak sayılır. Ancak çalışmayan, ama tanrısızı aklayana iman eden kişi imanı sayesinde aklanmış sayılır.” Pavlus’tan Romalılara Mektup 4:3-5. Not: Yüce Allah bizlere duyduğu derin sevgi ve merhametten dolayı kendi dürüstlüğünü bize verdi. İman dolu yüreğimizle bu hediyeyi kabul ettiğimizde Allah bu doğruluk lütfunu bizlere bağışlar. O zaman günahlarımızdan arınmış olarak Allah’ın nazarında Onun huzurunda masum kulları olarak bulunuruz. 6. Allah’ın bizlere bağışladığı bu doğruluk hediyesi ne anlama gelir? Allah’ın imanlılara verdiği diğer vaatler nelerdir? Kutsal yazı der ki: “Ne mutlu isyanı bağışlanan, günahı örtülen insana! Suçu RAB tarafından sayılmayan, Ruhunda hile bulunmayan insana ne mutlu! “ Mezmurlar (Zebur) 32:1-2. Yüce Kuran der ki: “Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hidayetlerini arttırır ve sakınmalarını sağlar.” Muhammed Suresi: Ayet 17. “Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik. Böylece Allah, senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru bir yola iletir ve sana şanlı bir zaferle yardım eder. İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O dur.....”Fetih Suresi: Ayet 1-5. 7. Yeşu’nun yaşamında da ğörüldüğü gibi Yüce Allah’ın nazarında doğru bir kişi olmak nasıl bir deneyimdir? Kutsal Yazı der ki: “RAB, meleğinin önünde duran Başkahin Yeşu’yu ve onu suçlamak için sağında duran Şeytan’ı bana gösterdi. RAB’bin meleği Şeytan’a, ‘RAB seni azarlasın, ey Şeytan’ dedi, ‘Yeruşalim’i seçen RAB seni azarlasın! Bu adam ateşten çıkarılan yarı yanmış odun parçası değilmi?’ Yeşu meleğin önünde çok kirli giysiler içinde duruyodu. Melek önündeki meleklere, ‘Üzerinden kirli giysileri çıkarın’ dedi. Sonra Yeşu’ya, ‘Bak suçunu kaldırdım. Sana bayramlık giysileri giydireceğim’ dedi. Ben de Yeşu’nun başına temiz bir sarık sarmalarını söyledim. Başına temiz bir sarık sarmalarını söyledim. Başına temiz bir sarık sarıp onu giydirdiler. RAB’bin meleği de onun yanında duruyordu.” Zekeriya 3:15 Özet Önümüzde iki yol bulunmaktadır. Bu yollardan biri dar ve engebelidir. Çok az kişi bu yoldan geçer. Fakat bu Allah katına giden Doğru Yol’dur. Diger yol ise düz ve geniş. Fakat bu, yol oluşa giden yoldur. Allah’ın (takva) doğruluğu Onun Doğru Yoluna açılan giriş kapısıdır. Allah bu kapıdan girmek isteyen herkese kendi doğruluğunu bağışlamaya ve ona rehberlik etmeyi önerir. Onun bizden tek dileği yüreğimize yazdığı imanımıza sımsıkı tutunmamız ve Onun yolunda ilerlememizdir. Yaptığı iyi işler ile hatalarını örtüp Allah’ın takdirini kazanmak insanoğlunun doğasında var olan bir duygudur. Tıpkı Hz. Adem ve Hz. Havva gibi biz de kendi iyilik kaftanımızı dikeriz. İsrail halkı da genellikle böyle yapmıştır. Yüce Allah’ın doğruluğundan habersiz olduklarından dolayı kendi doğruluk sistemlerini kurmuşlardır. Aynı şey bizim de başımıza gelebilir.Bu üzden Allah’ı tanımamız, onon doğruluğunu aramamız ve kendemizi Ona teslim etmemiz gerekir. Yüce Allah en iyi giysiyi (Onun doğruluğunu) giymemizi ister... Onu bize bir armağan olarak bağışlar. Eğer Allah’ın doğruluğunu kabul edersek, Allah onu bize bağışlar, tüm günahlarımızdan arınırız ve Onun huzurunda masum bir kul oluruz. Günahkar haliniz sona erer ve (müttakin) dürüst bir kişi oluruz. Bu, Dogru Yol’daki yolculuğumuzun başında yaşamamız gereken ilk deneyimdir. Allah ile birlikte yürümeye başladığımızda kurtuluş ermenin ve Onun cennet bahçesine girmenin güvencisini almış oluruz. Yüce Allah’ın bizlere bağışladığı (takva) doğruruk, Onun sonsuz varlığının bir lütfu olan huzurlu, doğru yolda ilerlememizin, dindarlığımızın, kötülüklerden uzak durmamızın ve aynı zamanda kötülüklere karşı zafer kazanmamızın, geçmişteki ve gelecekteki tüm günahlarımızın affedilmesini teminatını verir. Kral Hz. Süleyman Allah’tan böyle bir lütuf aldığında kendisini tamamen kutsanmış olarak görüyordu. Bundan dolayı Allah’ı yüceltti. Yeşu, Başkahinde bu tür bir deneyim yaşadı. Çok dindar bir önder olmasına rağmen, dindarlığına bağımlı olarak yaşamıyordu. Oldukça basit giysiler giyiordu. Yüge allah’ın o basit giysilerin yerine kendisinin doğruluk giysisi ile onu donattı. Onun lutfunu kabul ettiğinizde ayni deneyimi siz de yaşayabilirsiniz. Allah’ın Ayetleri 5.Bölüm Allah’tan Hadiye Verilen Doğruluk (Günah Problemimizin Cevabı) İyi bir kişi olmaya çalıştığınız halde çoğu zaman insanı zaaflarınıza yenik düştüğünüz olur mu? Günaha kapıldığınızda vicdanınızın sesi size ne söylüyor? Yüce Allah’a ve kendinize verdiğiniz sözü tutmadığınızı bildiğinizde kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Bir daha günah işlememeye çalışıyor, fakat başarılı olamıyor musunus? Şahsen böyle bir deneyim yeşıyor musunuz? Evet, tek Tarı olan Yce Allah’a kendimizi teslim ederek iyi Müslümanlar olmaya çalışırız. Tanıklığımızı sözlerimizle ve yüreğimizdeki imanla dile getiririz; “La ilahe İllallah” (Allah’tan Başka Tanrı yoktur.)” Yüce Allah’ın diğer peygamberleri ile birlikte Hz. Muhammed’i onun elçisi olarak kabul ederiz Allah’ınHz. Muhammed’e indirdiği Yüce Kurun ve Kutsal Yazı gibi Onun kutlal kitaplarını kebul ederiz. (Farz olan) günde beş vakit namaz kılmak, Ramazan ayında oruç utmak ve maddi imkanlar yetirli olduğu takbirde hacca gitmek gibi İslam’ın gerektirdiği ibadetleri bir bölümü olarak gerçekleştiririz. Tam bunlar dürüst bir yaşam sağlamamıza yardımcı olan hareketlerdir. Fakat yeptığımız tüm bu iyi işlere rağmen insani tabiatınız yine de günahkar kalır. Defalarca kez abdest alsak da bizler aslında ruhen temiz değilizdir. Her ne kadar inançlı kimseler olarak görünsek de günah işlemeye devam ederiz. “Ama şimdi Yasa’dan bağımsız olarak Tanrı’nın insanı nasıl aklayacağı açıklandı. Yasa ve peygamberler bunua tanıklık ediyor.” Pavlus’tan Romalılara Mektup 3:21 İçimizde var olan günah dürtüsü yenmemiz gerekmektedir. “Vay halimize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyzlüler! Bardağın ve çanağın dışını temizlersiniz, oysa bunların içi açgözlülük ve taşkınlıkla doludur. Ey kör Ferisi! Sen önce bardağın ve çanağın içini temizle ki, dıştan da temiz olsunlar. Vay halimize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz dıştan güzel görünen, ama içi ölü kemikleri ve her türlü pislikle dolu badanalı mezerlara benzersiniz. Dıştan insanlara doğru görünürsünüz, ama içte ikiyüzlülük ve kötülükle dolusunuz.” Matta 23:25-28 Allah’ın bize bildirdiği diğer bir ayet de bizim günah problemimize verdiği cevaptır. Sadece Onun dürüstlük giysisi ile donatılmamız yeterli değildir. Bu denemeyimi şahsen yaşamalı ve kişiliğimizde onu geliştirmeliyiz. Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla: 1. Allah’ın dürüstlük (takva) giyisisini giymemize ve (müttakin) dürüst kişiler olarak tanınmanıza rağmen içimizde var olan hangi problemle sürekli mücadele ederiz? Yüce Kuran der kı: “(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir.” Ysuf Suresi: Ayet 53. “Allah sizden (yükümüzü) hafifletmek ister; cünkü insan zayıf yaratılmıştır.”Nisa Suresi: Ayet 28. Kutsal Yazı der ki: “İçimde, yanı benliğimde yi bir şey bulunmadığını biliyorum. İçimde iyiyi yapmaya istek var, ama güç yok. İsteriğim iyi şey yapmıyorum, istemediğim kötü şey yapıyorum. İstemediğimi yapıyorsan, bunu yapan artık ben değil, içimde yaşayan günahtır.” Pavlus’tan Romalılara Mektup 7:18-20 2. Yüce Allah nefsimizin isteklerine ne kütülüğe karşı eğilimli olmamıza karşı nasıl karşılık verir? Yüce Kuran der ki: “Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hıdayetlerini arttırır ve sakınmalarını sağlar.” Muhammet Suresi :Ayet 17. Yce Kuran der ki: “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun –babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa- Allah’a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruhile onları desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokaca, orada ebedi kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecekler de sadece allah’ın tarafında olanlardır.” Mücadele Suresi: Ayet 22. Kutsal Yazı der ki: “Ne var ki, Tanrı’nın Ruhu içinizde yaşıyorsa, benliğim değil, Ruh’un denetimindesiniz. Ama içinde Mesih’in Ruhu olmayan kişi Mesih’i n değildir.” “Çünkü benliğe göre yaşarsanız öleceksiniz; ama bedenin kötü işlerini Ruh’la öldürürseniz yaşayacaksınız.” “Bunun gibi, ruh da güçsüzlüğümüzde bize yardım eder. Ne için dua etmemiz gerektiğini bilmeyiz, ama Ruh’un kendisi, sözle anlatılamaz iniltilerle bizim için aracılık eder.” Pavlus’tan Romalılara Mektup 8:9, 13, 26. “Şunu demek istiyorum: Kutsal Ruh’un yönetiminde yaşayan. O zaman benliğin tutkularını asla yerine getirmezsiniz.” Pavlus’tan Galatyalılar’a Mektup 5:16. 3. Hz. Davut Allah’ın bir peygamberi olduğuna günahsız mıydı? Yoksa nefsinin isteklerinden dolayı onun arınması gerek günahları var mıydı? Yüge Kuran der ki: “(Resulüm!) Onların söylediklerine sabret, kulumuz Davut’u, o kuvvet sahibi zatı, hatırla. O, hep Allah’a yönelirdi. “ “Sonra bu tutumundan dolayı onu bağışladık. Kuşkusuz yenımızda onu yüksek bir makamı ve güzel bir geleceği vardır.” Sad Suresi: Ayet 17, 25. Kutsal Yazı der ki: ”Ey Tanrı, lütfet bana, sevgin ugruna;sil isyanlarımı, sımırsız merhametin uğruna. Tümüyle yıka beni suçumdan,arıt beni günahımdan.” Mezmurlar (Zebur) 51:1-2. “Ey Tanrı, temiz bir yürek yarat, yeniden kararlı bir run var et içimde. Beni huzurundan atma, Kutsal Ruhun’u benden alma.” Mezmurlar (Zebur) 51:10-11. 4. Muhammad hatasız mydı ve onun hiç insani zaafları yok muydu?Mekke yakınlarındaki Hudabiye’de Allah Ona neyi vaat etti? Yüce Kuran der ki: “(Resulüm) Şimdi sen sabret. Çünkü Allah’ın vadi gerçektir. Günahının bağışlanmasının iste.” Mümin Suresi: Ayet 55. “Bil ki, Allah’tan başka ilah yoktur. (Habibim!) Hem kendinin hem de mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahlarının dağışlanmasını dile! Allah, gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir.” Muhammet Suresi :Ayet 19. “Biz sana doğrusunu apaçık bir fetih ihsan ettik. Böylece Allah, senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru bir yola iletir. Va sana şanlı bir zaferle yardım eder.” Fetih Suresi: Ayet 1-3. 5. Hz. İbrahim , Hz. Muhammed ve diğer peygamberler nasıl tertemiz ve kutsal bir yaşam sürebildiler? Bizler de kendi çabamızla böyle bir yaşam süre bilir miyiz? Yce Kuran der ki: “İbrahim’in dininden kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada (elçi) seçtik, şüphesiz o ahirette de iyilerdendir.” Bakara Suresi: Ayat 130. “(İşte o apaçık delil,) Allah tarafından gönderilen ve tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir.” Beyyne Suresi: Ayet 2. “Ama Kurtarıcımız Tanrı iyiliğini ve insana olan sevgisini açıkça göstererek bizi kurtardı. Bunu doğrulukla yartığımız işlerden dolayı değil, kendi merhametiyle, yeniden doğuş yıkamasıyla ve Kurtarıcımız İsa Mesih aracılığıyla üzerimize bol bol döktüğüKutsal Ruh’un yenilemesiyle yaptı.” Pavlus’tan Titos’a Mektup 3:4-5 “Öyleyse sevgili kardeşlerim, her zaman söz dinlediğiniz gibi, yalnız ben aranızdayken değil, ama özellikle aranızda olmadığım şu anda da kurtuluşunuzu saygı ve korkuyla etkin kılın. Çünkü kendisini hoşnut edeni hem istemeniz hem de yapmanız için sizde etki olan Tanrı’dır. Her şey söylenmeden ve çekişmeden yapn ki, yaşam sözüne sımsıkı sarılarak aralarında evrendeki yıldızlar gibi parladığınız bu eğri ve sapık kuşağın ortasında kusursuz ve saf, Tanrı’nın lekesiz çocukları olasınız.” Pavlus’tan Filipeliler’e Mektup 2:12-15 6. Allah insanliğin günahkar tabiatını değiştirmek için ne yapar? Havari Pavlus’a göre yaşamımızda bu değişikliğin gerçekleşmesi için neye ihtiyacımız vardır? Yce Kuran der ki: “İman eden iyi işler yapanları (geçmiş) kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha gözöli ile kerşılık veririz.” Ankebut Suresi: Ayet 7. Kutsal Yazı der ki: “Öyleyse kerdeşlerim, Tanrı’nın merhameti adına size yalvarırım: Bedenlerinizi diri, kutsal, Tanrı’ya hoşnut eden birer kurbar olarak sunun. Ruhsal tarınmanız bu dur. Bu çağın gidişine uymayın; bunun yerine, Tanrı’nın iyi, beğenili ve yetki isteğinin ne olduğunu ayırt ebedilmek için düşüncenizin yenilenmesiyle değişin.” Pavlus’tan Romalıla’ra Mektup 12:1-2. 7. Yüce Allah kendisinin ödnek halkı olarak dünyaya nasıl bir halk gitirmek ister? İman dolu yaşamTanrı’nın doğuruluğu bize nasıl bir fayda sağlar? Yüce Kuran der ki: “İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafınaçevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenlere ve kölülere sevdiği maldan harçar, namaz kılar, zeket verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakıler ancak onlardır!” Bakara Suresi: Ayet 177. “İman edip Salih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.” Beyyne Suresi: Ayet 7. Kutsal Yazı der ki: “Kardeşlerim, bir kimse iyi eylemleri yokken imanı oldugunu söylerse, bu neye yarar? Böylesi bir iman onu kurtara bilirmi? Bir erkek yada kız kerdeş çıplak ve günlük yiycekten yoksunken, içinizden biri ona, ‘Esenlikle git , ısınmanı, doymanı dilerim’ der, tek başına eylemsiz iman da ölüdür.” Yakup’un Mektupu 2:14-17. Özet Gerçek bir Müsülman olmak, tek Tanrı olan Yüca Allah’a kendimizi tamamen teslim etmek demektir. Hz. Muhammet ve diğer peygamberleri Allah’ın elçileri olarak kabul ederiz. Allah’ın iki kutsal kitabını, Yüce Kuran-ı Kerimi ve Kutsal Yazı’yı kabul ederiz. Namaz (farz olan ibadet), fitre, zekat, oruç ve maddi imkanlar yeterli olduğu takdirde hacca gitmek gibi İslam’ın diğer ibadetlerini iman dolu yüreğimizle yerine getiririz. Tüm bunları Allah’a ibadetimizin bir bölümü olarak gercekleştiririz. Doğruluk dolu tüm bu işleri yerine getirirken, içemizdeki günah problemikötülüğe karşı zaafımızla ile Yüce Allah iki aşamada yaşamımızı “ güçlendirmek” için bize yardımcı olur. İlk aşamada (aklanmada) Yüce Allah bize doğruluk (takva) giysisini bir armağan olarak bağışlar ve bizi “doğru” kulları olarak görür. Günahlarımızdan tamamen arınırız. Doğru Yol’a çıkan kapıdan içeri girmek için böyle bir deneyimi yaşamamız gerekir. İkinci aşamada (kutsanmada) Doğru Yol’da yürürken Yüce Allah bizi kutsar ve bize lekesiz tertemiz bir yaşam bağışlar. Onun amacı kötülüklerden uzak durmamızı ve bağlığımızı göstermemizi sağlayıp bizim dürüstlüğümüzü geliştirmek ve onu mükemmelleştirmektir. Allah’ın nazarında doğru bir kişi olan Hz. Davut zina ve cinayet işlediği zaman çok büyük bir hata yapmıştı. Yüreğinin günahından aranmış tertemiz bir duruma gelmesi için Allah’a yakardı. Yuce Allah onların imanını güçlendirmek için dürüst kullarına kendi Kutsal Ruhunu vaat etmiştir. Karakterlerini düzeltmeleri ve daha dürüst bir yaşam sürmeleri için Allah onları sınamıştır. İmanımız ve Allah’a duyduğumuz sevgiden bolayı tevhide inanır ve Allah’ın doğruluğunu yansıtan tüm işleri yaparıs. Hiç kimse kendisisin günaha karşı kesin bir zafer kazandıgını iddia edemez. Çünkü onu bu günahkar dünyada seçerek kötülüklerden arındıran Yce Allan’tır. Allah’ın Ayetleri 6. Bölüm Dua Yolu 1. İnsanlar niçin dua ederler? Dua ederek ne kazanabiliriz? Allah’ın yanıt verdiği bir doa düşünebilir misiniz? Fatiha suresinin giriş bölümü ile ilgili olarak Albdulah Yusuf Ali şu yorumu yapmıştır: “Fatiha (Yüce Kuranın açılış suresi) bize mükemmel duayı öğretir.Çünkü eğer doğru bir şekilde dua edebilirsek:; bu, Allah ve Onun özellikleri, bizimle ve bizle dahil yarattığı tüm varlıklarda olan ilişkileri hakkında belirli bilgi düzeyine sahip olduğumuz, bizi yaratan üce gücün farkında olduğumuz ve son amacımızın Allah’ın gerçek yargısına bağlı ilahi kaderimiz olduğu böylece kendimizi Allah’a tamamen teslim ettiğimiz ve Onun ısığını aradıgımız anlamına gelir.” 42. Bölüm Abdullan Yusuf Ali’ye göre “Dinin ve imanın kalbidir.” 43. Bölüm. Ayrıca şu soruları göndeme getirmiştir: “Nasıl dua etmeliyiz? Her şeyi bilen Yüce Yaratıcıya yüreklerimizde düşüncelerimizi ve isteklerimizi hangi sözlerle iletebiliriz? Günlük rızkımız gibi temel ihtiyaçlarımız için Ona dua etmeyi hak ediyor muyuz?”. Dua etmek ruhumuzun soluk almasıdır. Allah’ın merhameti, sevgisi ve gücünün desteğiyle nefes alırız. Yüreğimizdeki düşünceleri dua yoluyla Allah’a bildiririz. Bu düşünceler asağıda belirtildiği şekilde ifade edilir. - Allah’ı yücelterek, Diğer İmanlılar için aracılık ederek, Şükran sunurak, Allah’ın usulca seslenisi duyarak, Günahları itiraf ederek, Kanıtlarla, Allah’a yakarma ile. Yukarıda belirtilen hususlar bazı peygamberlerin de usulleri arasında yer alır. Onlar da dualarında Allah’ı yüceltmiş, diğer imanlıların için aracılık etmiş ve dualarına cevap verdiği icin Allah’a şükranlarını sunmuşlardır. İçten dualarla Allah’a ibadet ettiklerine Allah’ın kendilerine usulca seslenişini duyabilmişler ve bunun üzerine onlar da ibadetlerini yerine getirerek Ona karşılık vermişlerdir. Dua ettiklerinde kendilerinin günahlarını açıkça itiraf etmişler Allah’ın verdiği güvencenin kanıtı olan kutsal vaatleri almışlardır. Allah’a iman dolu yürekleri ile yakarmışlardır. İse Mesih şöyle demiştir: “Dua ettiğiniz zaman ikiyüzlüler gibi olmayın. Onlar, herkes kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua etmekten zevk alırlar. Sıze doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar söz kalabalığıylıa seslerini duyuradileceklerini sanırlar.” Matta 6:5-7. Siz nasıl dua edersiniz? Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla: 1. Duamıza niçin Allah’ı yücelterek başlamalıyız? Onu nasıl yüceltmeliyiz? Yüce Kuran der ki: “Hamd (övme ve övülme), alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. O, rahmandır ve rahimdir. Ceza gününün malikidir.” Fatiha Suresi: Ayet 2-4. “Eğer (herhangi bir şeyden) korkarsanız (namazlarınızı) yürüyerek yahut binmiş olarak (kılın). Güvene kavuştuğunuzzaman, siz bilmezken Allah’ın size öğrettiği şekilde Onu anın (namaz kılın). “ Bakara Suresi: Ayet 239 Kutsal Yazı der ki: “Sana, şükrederim, çünkü bana yanıt verdin. Kurtarıcım oldun.” Mezmurlar (Zebur) 118:21. “RAB’be övgüler sunun, Çünkü RAB iyidir. Adını ilahilerle övön, Çünkü hoştur bu.” Mezmurlar (Zebur) 135:3. Not: Zebur Tanrı’ya övgü ve şükranla sunan bir ilahi ve dua kitabıdır. Hz. Davut çeşitli müzik aletleri çalan müzisyenleri görevlendirdi. Müzik Allah’a ibadet ederken kullanılması gereken Allah vergisi bir yetenektir ve yalnızcca bir eğlence aracı değildir. Müzik ile birlikte Allah’ı yücelten ilahiler söylenebilir. 2. Başkaları için Allah’a dua eden kişilere örnek olarak Hz.Lut, Hz. İbrahim, Hz. İsa’nin yanı sıra ilk Hıristiyanlar kimler için dua etmişlerdir.. Düşmanlarımız için de dua edebilir miyiz? Kutsal Yezı der ki: “Eyüp dostların için dua ettikten sonra Rab onu eski gönencine kavuşturup ona önceki varlıgınıniki katını verdi.” Eyüp 42:10 “İbrahim Tanrı’ya dua etti ve Tanrı Avimelek’le karısına, cariyelerine şifa verdi. Çocuk sahibi oldular.” Yaratılış 20:17. “İsa bunları söyledikten sonra, gözlerini gökyüzüne kaldırıp şöyle dedi: ‘Baba, saat geldi. Oğlu’nu yücelt ki, Oğul da seni yüceltsin’” “Yalnız onlar için değil, onların sözüyle bana iman edenler için de istekte bulunuyorum, hepsi bir olsunlar.” Yuhanna 17:1,20. “Bu nedenle Petrus hapiste tutuldu. Ama inanlılar topluğu onun için Tanrı’ya hararetle dua ediyordu.” Elçilerin İşleri 12:5. “Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin.” Matta 5:44. 3. Bizlere bağışladığı tüm nimetler ve heyatımız boyunca başımıza gelen kötü deneyimler de dahil olmak üzere yaşadığımız bütün olaylar için Allah’a şükran duymalı mıyız? Yüca kuran der ki: “De ki: Karanın ve denizin karanıklarından (tehlikelerinden) sizi kim kurtarır ki? (O zaman) O’na gizli gizli yalvararak “Eğer bizi bundan kurtarırsan andolsun şükredenlerden olacağız”diye dua edersiniz.” Eman Suresu: Ayet 63. Kutsal yazı der ki: “Durmadan, her şey için Rabbimiz İsa Mesih’ın adıyla Baba Tanrı’ya şükreden;” Efesiler 5:20 “Şükretsinler RAB’be sevgisi için, insanlar yararına yaptığı harikalar için!” Mezmurlar (Zebur)107:21. 4. Pişmanlık ve itiraf duası nasıl yapılmalıdır? Yüce Kuran der ki: “(Adem ile eşi) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” Araf Suresi: 23. Kutsal Yazı der ki: “Günahımı açıkladım sana, suçumu gizlemedim. ‘RAB’be isyanımı itiraf edeceğim’ deyince, günahımı, suçumu bağışladın.” Mezmurlar (Zebur) 32:5. “Buyruklarından, ilkelerinden eyrılıp günah, suç işledik, kütülür yaptık, başkaldırdık. Senin adına krallarımıza, öderlermize, atalarımıza, ülkedeki bütün halka seslenen kulların peygamberleri dinlemedik.” “Tarının RAB’in sözüne kulak vermedik, kulları peygamberle raracılığıyla bize verdiği yasalara uymadık” Daniel 9:5-6, 10. 5. Bizim duyabilmemiz ve dualarımızla yanıt verebilmemiz için Yüce Allah tıpkı Hz. İliyas ile konuştuğu gibi bizimle de nasıl konuşur? Kutsal Yazı der ki: K “RAB, Dağa çık ve önümde dur, yanından geçeceği’ dedi. RAB’bin önünde çok güçlü bir rüzgar dağları yarıp kayaları parçaladı. Ancak Rab ın içinde değildi. Rüzgarın ardından bir deprem oldu, RAB depremin içinde de değildi. Depremden sonra bir ateş çıktı, ancak RAB ateşin içinde de değildi. Ateş sonra ince , yumuşak bir ses duyuldu. İlyas bu sesi duyunca, cüppesiyle yüzünü örttü, çıkıp mağaranın girişine durdu. Osırada bir ses, ‘Burada ne yapıyorsun İlyas? Dedi.” 1. Krallar 19:11-13 “Sağa yada sola sapacağınız zaman,Arkanızdan, ‘Yol budur, bu yoldan gidin diyen sesini duyacaksınız.” Yeşaya 30:21 6. Bizlere bağışlacağı bir lütfu için Yüce Allah’tan dilekte bulunduğunuzda Onun bize duyduğu sonsuz sevginin büyüklüğünü nasıl anlarız? Yüce Kuran der ki: “Ey iman edenler! Alah için hekkı ayakta tutan, adeletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allan korkusuna daha çok yakışan (bid davranış) tır. Allah’a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir.” 5 Maide Suresi: Ayet 8. “Zira kullarımdan bir zümra: Rabbimiz! Biz iman ettik; oyle ise bizi affet; bize acı! Sen, merhametlilerin en iyisisin, demişlerdi.” Mümünün Suresi: Ayet 109. Kutsal Yazı der ki: “Süleyman RAB’bin sunağının önünde, İsrail topluluğunun karşısında durup ellerini göklere açtı.” 2.Tarihler 6:12. “Size doğrusunu söyleyeim, kim şu dağa, ‘Kalk denize atıl!’ der ve yüreğinde kuşku duymadan dediğinin olacağına inanırsa, dileği yerine gelecektir.” Markos 11:23. 7. İhtiyaçlarımızı ve problemlerimizi Allah’a nasız? Hz. İbrahim ve Hz. İsa Allah’a nasıl yakarışta bulundular? Yüce Kuran der ki: “Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. Bana, sonra geleckler içinde, iyilikle anılmak nasip eyle! Beni, Naım cennetinin verislerinden kıl. Baba mı da bağışla (ona tövbe ve iman nasip et). Çünkü o sapıklardandır. (İnsanların) direlecekleri gün, beni mahcup etme. O gün ne mal fayda verir ne de evlat. Ancak Allah’a kalb-i selım (temiz bir kalb) ile gelenler (o günde fayda bulur). (O gün) cennnet, takva sehiplerine yaklaştılırıl. Cehennem da azgınlara apaçık gösterilir.” Suara Suresi: Ayet 83-91. Kutsal Yazı der ki: “Hiç kaygılanmayın; Her konudaki dileklerinizi, Tanrı’ya dua edip yalvararak şükranla bildirin” Pavlus’tan Filipeliler’e Mektup 4:6. “Ya RAB, sana sesleniyorum, Rabbe yalvarıyorum: Mezmurlar (Zebur) 30:8. “...ve diz çökerek şöyle dua etti: ‘Baba senin isteğine uygunsa, bu kaseyi’ benden uzaklaştır. Yine de benim değil, senin istediğin olsun.” Luka 22:42. Özet Dua ruhun alığı nefestir. Dua etığimizde Allah’ın gücü, merhameti, sevgisi ve şefkati ile nefes alırız. Yüreğimizde ve düşüncelerimizle Allah’a yöneliriz.Tanrı’ya yücelttiğimizde, Ona şükranlarımızı sunduğumuzda, günahlarımızı itiraf ettiğimizde, bu duygu ve düşüncelerimizi ifade etmiş olurus. Bizim için bağışladığı nimetlerden dolayı Allah’ı yücelterek duamıza başlamak daha uygundur. İlahiler ve övgü dolu sözlerimizle Onu yüceltelim. Hz. Lut, Hz. İbrahim, Hz. İsa ve ilk Hıristiyan imanlılar topluluğunun yaptığı gibi bizlere sevdiklerimiz, dostlarımız, arkadaşlarımız ve hatta düşmanlarımız için Allaha yakarışta bulunalım. Alah’ın kutsallığını onlar için aradığımızda bizler iki kat daha fazla kutsanırız. Yüce Allah’a şükran dolu dualarımızı sadece Onun bize bağışladığı nimetler için değil, aynı zamanda yaşadiğimiz kötü olaylarda gizli olan nimetler içinde etmeliyiz. Bizler her şey için Allah’a şükran duymalıyız. Allah’ın huzurunda yapılan gerçek bir itiraf, hatalarımızı başkalarının üzerine atmadan günahlarımızı olduğugibi kabullenmek demektir. Günahlarımızı açıkça bildirdiğimizde ve derin bir şekilde vicdanazabı ve pişmanlık duyduğumuzda Allah doğruluğu ve sonsuz merhameti bizleri saracaktır. Allah bizimle usulca konuşur. Onun sesini duyduğumuzda Onun ilahi etkisinden ne anladığımızı Ona açıkça bildirmeliyiz. Bu aşamada dualarımız iki yönlu bir iletişime girer. Yüce Allah’tan ihtiyaçlarımızı giderecek bir dilekte bulunduğumuzda onun bize vaat ettiklerini hatırlayalım. Onun sözünü kabul edelim ve dilekte bulunduğumuz şeyi bizlere bağışladığına inanalım. Allah’ın takdir ettiği şekilde ve zamanda dileğimiz yerine gelecektir. Hz. İbrahim ve diğer peygamberler bizlere dualarıyla örnek olmuşlardır. Allah’ı yüceltmişler ve başkaların için de dua etmişlerdir. Ona şükranlarını sunmuşlan, kendi günahlarını açıkça itiraf etmişler, dua ederek Ona yakardıklarında Allah’ın sesini duymuşlar ve Allah’ın onlara verdiği vaatleri Onun dualarına yanıt olarak kabul etmişlerdir. İman dolu yüreklerinde tüm sıkıntılarını ve ihtiyaçlarını Ona bildirmişlerdir. Onlar Allah’a dua ederek onunla iletişim kuruyorlardı. Allah’ın Ayetleri 7.Bölüm Sağlık Yolu 1’den 7’ye bir derecelendirme yapsanız ve 1 hasta olmayı, 7 ise gerek fiziksel gerekse fiziksel bakımından sağlıklı olmayı ifade etse; kendi sağlığınıza hangi dereceyi verirdiniz? Bir kişi nasıl sağlıklı olur? Onun sağlıklı olmasındaki etken nedir? Yüce Allah’ın doğru yolu bir sağlık yoludur. Dürüst insanların (“kutsal halk”) sağlıklı insanlar olması gerekir. Kutsallık aynı zamanda bütülükanlımına gelir. Havari Pavlus’un belirttiği gibi: “Esenlik kaynağı olan Tanrı’nın kendisi sizi tümüyle kutsal kılsın . Ruhunuz, canınız ve bedeniz Rabbimiz İsa Mesih’in gelişinde eksiksiz ve kusursuz olmak üzere korunsun.” Pavlus’tan Selaniklere 1. Mektub 5:23. Allah’ın (takva) doğruluk giyisisini yüreğimizdeki güçlü imanla kabul ettiğimizde , O bizleri kutsar ve Onun nazarında tamamen (müttakin) dürüs kulları arasında yerimizi alırıs. Onun amacı bizim de tıpkı kendisi gibi kutsal ve dürüst bir karaktere sahip olmamız ve onu geliştirmemizdir. Karakterimizin gelişmesinin sonucunda. Hz. İsa’nın gelişindeki Yargılama Günü’ne zihinsel ve fiziksel bakımdan mükemmel bir şekilde hazırlanırız. Fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklı olmak aşağıda belirtilen faktörlere bağlıdır. Aşağıda listelenen bu faktörlerin İngilizce deki karşılıklarının baş harfleri bir araya getirildiğinde (yeni başlangıç) anlamına gelen “NEWSTART” sözcüğü oluşmaktadır. -Beslenme, -Fiziksel egzersiz, -Su, - Güneş ışığı, - İradeye hakim olmak (öz denetim), - Temiz hava, -Dinlenmek, - İlahi güce güvenmek. Allah’ın Ayetleri 7. Bölümünde hem beden hem de zihin için beslenmenin önemi belirtilmektedir. Yüce Allah’ın kutsal kitaplarında ne yememiz. “Sonuç olarak, ne yer ne içerseniz, ne yaparsanız, her şey Tanrı’nın yüceliği için yapın.” Pavlustan Korintlilere 1.Mektup 10:31. Yaşam tarzımız bir tür ibadettir. Arapça’daki karşılığı “ibadah” tır. Allah’ın bizi yaratmasında tek neden budur – onu yüceltmek. Yüce Allah var oluşumuzun sebebi, hayatımızın anlamıdır. “Hiçbirimiz kendimiz için yaşamayız, hiçbirimiz de kendimiz için de ölmeyiz. Yaşarsak Rab için yaşarız; ölürsek Rab için ölürüs. Öyleyse, yaşasak da ölsek de Rabbe aitiz.” Pavlustan Romalılara Mektup 14:7-8. Öyleyse onun için nasıl yaşamalıyız? Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla: 1. Yüce Allah biz insanlar için hala en iyisi ve en sağlıklısı olan ideal besinlerle ne tüm bir diyeti buyurmuştur? Yüce Kuran der ki: “gökten suyu indiren O’ dur. Ondan hem size içecek vardır, hem de hayvanlarınızı otlatacağınız bitkiler. (Allah) su sayesinde sizin için ekinler, zeytinler, hurmalar, üzümler ve diğermeyvelerin hepsinden bitirir. İşte bunlarda düşünen bir toplum için büyük bir ibret vardır.” Nahıl Suresi: Ayet 10 -11. Kutsal Yazı der ki: “Toprak sana diken ve çalı verecak, Yaban otu yiyeceksin.” Yaratılış 3:18. 2. Yce Allah Nuh tufanından sonra insanın et yemesine izin vermesine rağmen, hangi nayvanların ve deniz ürünlerinin yenmesini helal kılmıştır? Doğayı temizleme etkisine sahip olmalarına hangimeri haram yada mundar kılınmıştır? Yüce Kuran der ki: “Kendileri için nelerin helal kılındığını sana soruyorlar; de ki: bütün iyi ve temiz şeyler sizehelal kılınmıştır. Allah’ın ne size öğrettiğinden öğretip amaç hale getirdiğiniz hayvanların sizin için yakaladıklarındanda yeyin ve üzerine Allah’ın adını anın (besmele çekin). Allah’tan korkun. Allah’ın hesabı pek çabuktur.” Maide Suresi: Ayet 4. “Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sırtlarında yahut bağırsaklarında taşıdıkları ya da kemiğe karışan yağlar hariç olmak üzere sığır ve koyunun iç yağlarını da onlara haram kıldık.....” Enam Suresi: Ayet 146. Kutsal Yazı der ki: “İsrail halkına deyin ki, ‘Karada yaşayan hayvanlardan şunları etini yiyebilirsiniz. Suda yaşayan bütün pulsuz ve yüzgeçsiz canlılar sizin için ığrenç sayılacak.” L12. 3. Allah diğer kötülüklerle birlikte niçin şarap ve diğer alkollü içecekleri içmeyi haram kılmıştır? Yce Kuran der ki: “Doğrusu biz seni Hak (Kur’an) ile müjdeheyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin” Bakara Suresi 119. “Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin vemızraklarınızın erişeceği bir avlanma ile (onu yasak ederek) dener ki gizlide (kimsenin görmediği yerde, gerçekten) kendisinden kimin korktuğu ortaya çıksın. Kim bundan sonra sınırı aşarsa onun için acı bir azap vardır.” Maide Suresi 94. Kutsal Yazı der ki: “Şarap insanı alaycı, içki gürültücü yapar, Onun etkisiyle yoldan sapan bilge değildir.” Özdeyişler 20:1. “Ah çeken kim? Vah çeken kim? Kimdir çekişip duran?Yakınan kim? Boş yere yaralanan kim?Gözleri kanlı olan kim? İçmeye oturup kalkamayanlar, Karışık şarapları denemeye gidenlerdir. Şarabın kızıl rengine, Kadehteışımasına, Boğazdan aşağı süzülüvermesine bakma. Sonunda yılan gibi ısırır, Engerek gibi sokar. Gözlerin garip şeyler görör, Aklından ahlaksızlıklar geçer.”Özdeyişler 23:29-33. 4. Yüce Allah (kahve, kola gibi)kafein içeren içecekler yerine hangi içecekleri serbestçe içmemizi tavsiye eder? Yüce Kuran der ki: “Gökten suyu indiren O’dur. Ondan hem size içecek vardır, hem de hayvanlarınızı otlacağınız bitkiler. ”Nahıl Suresi 10. Kutsal Yazı der ki: “Sonra kaseği alarak şükretti ve, ‘Bunu alın, aranızda paylaşın’ dedi. ‘Size şunu söyleyeyim, Tanrının Egemenliği gelene dek, asmanın ürününden bir daha içmeyeceğim” Luka 22:17-18 5. Sigara ve uyuşturucu kullamının bedensel sağlığa verdiği zaarlı etkiler göz önüne alındığndan Yüce Allahbu maddeleri kullanlara nasıl bir uyarıda bulunur? Kutsal Yazı der ki: “Tanrı’nın tapınağı oldugunuzu, Tanrı’nın Ruhu’nun sizde yaşadığını bilmiyor musunuz? Kim Tanrı’nın tapınağını yıkarsa, Tanrı da onu yıkacak. Çünkü Tanrı’nın tapınağı kutsal dır ve o tapınak sizsiniz.”Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup 3:16-17. 6. Zihinsel sağlığımızı korumak ve geliştirmek için düşüncelerimizi hangi maddelerden uzak tutmalıyız? Ne tür alışkanlıklar edinmeli ve düşüncelere sahp olmalıyız? Yüce Kuran der ki: “Hem size hem de yolculara fayda olmak üzere (faydalanmız için)deniz avı yapmak ve onu yemek size helal kılındı. İhramla olduğunuz müddetçe karar avı size haram kılındı. Huzuruna toplanacağınız Allah’tan korkun.” Mayide Suresi: Ayet 96Kutsal yazı der ki: “Sonuç olarak, kardeşlerim, gerçek, saygıdeğer, doğru, pak, sevimli, hayranlık, uyandıran, erdemli ve övüyleye değer ne varsa, onu düşünün.” Pavlustan Filipeliler’e Mektup 4:8. 7.Daniel ve üç arkadaşı bize örnek olarak sağlıklarını korumak için doğru yolda nasıl yürüdüler? Allah onların bağlılıklarını nasıl ödüllendirdi? Kutsal Yazı der ki: “Kral İsrailliler arasından kral soyundan gelme ya da soylu bazı gençlerin siçilip saraya getirilmesi için saray gölevlilerinin yöneticisi Aşpenaz’a buyruk verdi. Bu gençler kusursuz, yakışıklı, her konuda bilge, bilgili, öğrenmeye yetenekli, sarayda görev almaya uygun nitelikte kişiler olmalıydı. Aşpenaz onlara Kildaniler’in dilini ve yazısını öğretecekti. Krel bu gençleriçin kendi sofrasından gündelik iyiecek ve şarap ayırdı. Üç yıl eğitildikten sonra gençler kralın önüne çıkarılacaklardı. Seçilen gençler arasında Yahudalar’dan Daniel, Hananya, Misael, ve Azarya da vardı. Saray görevlilerinin yöneticisi onlara yeni adlar koydu. Daniel’e Belteşassar, Hananiya’ya Şadrak, Mişael’e Meşak, Azarya’ya Abed-Nego adını verdi. Daniel dinsel açıdan kendini kirletmemek için kralın onlara ayırdığı yemeklerden yemeyi de şaraptan içmeyi da istemedi. Bu yolda kendini kirletmemek için saray görevlilerininyöneticisine ricada bulundu.” “Gözetici bu isteği kabul etti ve onlara deneme fırsatı verdi. On gün sonra dört genç kralın yemeklerini yiyen öbür gençlerin hepsinden daha sağlıklı, daha iyi beslenmiş görünüyordu. Böylece gözetici o günden sonra kralın gençler için ayıdığı yemekle şarabı kaldırdı ve onlara sebze vermeyi sürdürdü. Tanrı bu dört gence hep konuda bilgi, beceri, bilgelik verdi. Daniel hep ceşit görümü ve düşü yorumlayabiliyordu. Kralın belirlediği süre tamamlanınca, saray görevlileri yöneticisi gençleri Nebukadnessar’a götürdü. Kral onlarla görüştü; içlerinde Daniel, Hananya, Mişael, Azarya gibisi yoktu. Bu yüzden kralın hizmetine onlar atandı. Kral bilgelik ve anlayışla ilgili konularda onları sınadı ve dört genci ülkesindeki bütün sihirbazlardan, falcılardan on kat üstün buldu.” Daniel 1:3-8, 14-20. Özet Doğru yol sağlık yoludur. Bu yolda yürüyen insanlar tam bir kutsallık içinde olurlar. Yaşam tarzlarında dikkat ederler: beslenme, fiziksel egzersiz, su, güneş ışığı, iradeye hakim olma (öz denetim), temiz hava, dinlenme ve ilahi güce güvenmek. Allah’ın Ayetleri 7.bölümde beslenme ve diyet konusuna yer verilmiştir. Yüce Allah’ın yaratılıştan itibaren insanlık için uygun gürdüğü beslenme şekli meyve, tahıl ve kuruyemiş içerin bir diyettir. Daha sonradan sebzeler de bu diyite dahil olmuştur. Bu özellikle İsa Mesih’in yaklaşan geliş zamanı ve kıyamet günü için hazırlanmamız için Allah’ın bizlere için uygun gördüğü gerçek diyete dönmemiz için bir çağrıdır. Yüce Allah Nuh tufanından sonra insanlığın et yemesine izin vermesine rağmen hangi hayvanın etinin temiz ve helal, hangisinin etinin mundar ve haram olduğunu belirtmiştir. Balıkların özgeç ve pullmalı olmalıdır, aksi takdirde diğer deniz ürünleri haram yiyceklerin sınıfına girer. Burada sözü edilen deniz ürünleri amaçları yerüzünü, denizi aynı zamanda nahirleri ve gölleri temizlemek olan canlılardır. Mayalanmış şarap ve diğer alkollü içeçekler de tıpkı komar oynamak, sigera içmek ve diğer kötü alışkanlıklar gibi haram sayılırlar. Çünkü onlar insanın bedensel ve zihinsel sağlığına zarar verirler. Kafeinli içecekler ve uyuşturucu kullanımı da aynı derecede insan sağlığı için zararlı bir etki yapar. Yüce Allah iradelerine yenik düşerek bu tür zararlı alışkanlılara kapılanların sonuç olarak kendi bedenlerini yok edecekleri konusunda uyarmıştır. Zihinsel seğlığımızı korumak ve geliştirmek için öncelikle kötü alışkanlıklardan uzak durmalıyız. Okumalı, çevremizdeki gelişmelere duyarlı olmalı, fikirlerimizi başkalarıyla paylaşmalı, onları dinlemeli ve düşüncelerimizde doğru, yüce,adil, dürüst, güzel, iyimser, ve övgüye değer şiylere yer vermeliyiz. Yüce Allah sağlık dolu bu yolda bize çokgüzel bir örnek olmak üzere Danıel’i göndermiştir . Daniel Allah’ın huzurunda sağlıklı bir yaşam sürmeyi kendine amaç edinmiştir. Daniel peygamber ve arkadaşları Hanif Müslümanlar olarak iyi bir örnek olmuşlardır. Kendilerine haram iyicekler sunulmuş fakat onlar vejetarien olmayı seçmişlerdir. Eğitimlerininsonunda kral onların diğer öğrencilerinden on kat daha iyi olduğunu ğörmüştür. Allah’ın Ayetleri 8.Bölüm Bağış Yolu Niçin bağış yapmamız gerekir? Allah rızası için bağışta bulunduğunuzda, bu onu daha zenginleştirir, bizi de daha yoksullaştırır mı? Yoksullara sadaka verdiğimizde onları tembel ve bizlere bağımlı hale getirmiş olmuyor muüz? Vermek ve almak Allah’ın sisteminin temel bir ilkesidir. Bu bir doğal kuralı ve bulutları oluşturur. Daha sonra bulutlardan yağmur olarak tekrar yerüzüne iner. Yağmur daha çok yağdıkça nehirler ve ırmaklardan denizlere daha çok su dökülür ve bu döngü böyle devam edip gider. Bıtkiler ve ağaçların karbondioksite ; biz insanların ise oksijene ihtiyacı vardır. Yüca Allah insanlar ve bitkiler arasında karşılıklı bir ilişki dengesi kurmuştur. Bitkiler ve ağaçlar oksijen verirler. Bizler bitkilerin ve ağaçların soluduğu kerbondioksiti dışarı veririz. Bu prensip bozulduğunda yaşam fonksiyonları aksamaya başlar ve nihayetinde ölüm oluşur. Bizim insani vücudumuzda yaşamamız va hayatımızı sürdülebilmemiz için aynı sistem çalışır . Kalbimiz akciğerlerden oksijenlenmiş kanı alır ve bu taze kanı vicutta dolaşması için pompalar. Oksijenlenmiş kan kılcal damarlara ulaşır. Kılcal damarlarda kan değişimi işlemi meydana gelir. Karbondioksitle ile dolu olan kirli kan serbest kalırken, temiz ken kılcal damarların yarı-geçirgen duvarindan içeri sızar. Daha sonra oksijenlenmiş temiz kan bazı organların dokularına bağıtılır. Kirli kan kalbe ğeri döner ve buradan akciğerlere pompalanır. Oksijen ve karbondioksit akciğerlerde yer değiştirir. Bizim verdiğimiz karbondioksiti bitkiler solurlar; bitkilerin verdiği oksijenise biz soluruz. Eğer kalp kan pompalamayı durdulursa ne olur? Koroner kaslarının taze oksijene ihtiyacı olduğundan dolayı kalbin çalışması duracaktır. Fakat onun kılcal damarlarının karbondioksit vermesi gerekir. Bu üzden yaşamak, vermek ve almak demektir. Vermek yaşamaktır. Almak da öyle. Vermeyi bırakınca yaşamı da bırakırsınız. Aynı şekilde almayı bırakınca da ölürsünüz. Vermek ve almak yaşamın bir kuralıdır. Yüce Allah her bir kulunu kendi yaşamını devam ettirme sorumluluuğunu taşıyan bir halife (vekil) olarak yaratmıştır. Allah bizi kutsadıkça, yaşayacak ve başkalarıyla paylaşacak şeylere sahip oluruz. Fakat her şeyden önce Hanif hareketenin desteklenmesinde kullanmak ve ihtiyacı olanlara yardım etmek üzere zekatımızı veririz. Vermek almaktan daha kutsaldır! Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla: 1. Allah rızası için para bağışında bulunduğumuzda bu onu destekle digimiz anlamına mı gelir? Hz. Davud ve halkı niçin bağiş yapmaları gerektiği konuşunda hangi prensibi kabul ediyorlardı? Yüce Kuran der ki: “Ben ohlardan bir rısk istemiyorum.” Zariyat Suresi: Ayet 5758. Kutsal Yazı der ki: “Davut bütün toplulugun gözü önünde RAB’bi övgü. Şöyle dedi: ‘Ey atamız İsrail’in Tanrısı RAB, Sonsuzluk boyunca sana övgüler olsun! Ya RAB! Sen her şeyden yüce sin. Zenginlik ve onur senden gelir. Her şeye egemen sin. Güç ve yetki senin elindedir. Birini yükseltmek ve güçlendirmek Senin elindedir. Şimdi, ey Tanrımız, sana şükrederiz, Görkemli adını överiz. Ama ben kimim, halkım kim ki, böyle gönülden armağanlar verebilelim? Her şey sendendir. Biz ancak senin elinden aldıklarımızı sana verdik.” 1. Tarihler 29:1014. 2. Yeryüzündeke ve gökyüzündeki, paramız ve her şeyimiz Allah’a ait olduğundan bolayı bu durumda bize düşen görev nedir? Bize verilen bu görevde nasıl sınamadan geçeriz? Yüce Kuran der ki: “Hatırla ki Rabbin meleklere : Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdınla seni tespih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünda fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? Dediler. Allah da onlara: Sizin bilemeyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi. Allah Adem’e bütün isimleri, öğretti. Sonra onları önce meleklere arz edip: Eğer siz sözünüzde sadık iseniz, şunralın isimlerini bana bildirin, dedi.2 Bakara Suresi 30-31. “Doğrusu biz size yeryüzüne yerleştirdik ve orada size geçim vasıtaları verdik. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!” Araf Suresi: Ayet 10. “Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır: Büyük mükafat ıse Allan’ın yanındadır.” Tegabun Suresi: Ayet 15. Kutsal Yazı der ki: “Ellerinin yapıtların üzerine onu egemen kıldın, Her şayi ayaklarının altına serdin; Duvarları, sığırları, Yabanıl hayvanları, Gökteki kuşları, denizdeki balıkladı, Denizde kıpırdaşan bütün canlıları.” Mezmurlar (Zebur) 8:68. 3. Bizlere daha fazla servet emanet ettiğinde ve bizler daha varlklıolduğumuzda Allah nasıl bir rısk alır? Allah’ın bizden beklentisi nedir? Yüce Kuran der ki: “Tek olan yarattığım, kimseyi bana bırak, Kendisine geniş servet verdim, Göz önünde duran oğullar (verdim), kendisine bir döşeyiş döşedim. Üstelik o (nimetlerimi) daha da arttırmamı umuyor.” Muddessir Suresi 11-15. Kutsal Yazi der ki: “Levililer’i RAB’bin huzuruna getireceksin, İsrailliler ellerini üzerlerine koyacaklar. Harun, RAB’bin hizmetini yapabilmeleri için, İsraillilerin arasından adak olarak Levililer’i RAB’be adayacak. ‘Levililer ellerini boğaların başına koyacaklar; günahlarını bağışlatmak için boğalardan birini günah sunusu, öbürünü yakmalık sunu olarak RAB’be sunacaksın. Levililer Harun’la oğullarının önünde duracaklar. Onları adak olarak RAB’be adayacaksın. Levililer’i öbür İsraillilerin arasında bu şekilde ayıracaksın. Levililer benim olacak.’” “İsrailliler arasında ilk doğan insan yada hayvan benimdir. Mısır’da ilk doğanları yok ettiğim gün, onları kendime ayırdım. İsrail’de ilk doğan erkek çocukların yerine Levililer’i seçtim.” Çolde Sayım 8:10-14, 17-18. 4. Yüce Allah için çalışan kullar olarak gelirimizin ve kazancımızın ne kadarının onun asıl Sahibi’ne dönmesi gerekiyor? Allah adına başka ne verebiliriz? Kutsal Yazı der ki: “İster toprağın ürünü, ister ağacın meyvesi olsun, toprakta yetişen her şeyin ondalığı RAB’ba aittir. RAB için kutsaldır. Kim ondalığının bir bölümünü geri almak isterse,değerinin üzerinebeşte bir fazlasını katarak ödemelidir. Bütün sığırlarla davarların ondalığı, sayımda çoban değneğinin altından geçer her onuncu hayvan RAB için kutsal sayılacaktır.” Levililer 27:3032. Yüce Kuran der ki: “İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asık iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenlere ve kölelere sevdiği maldan harçar, namaz kılar, zekat verir. Antlaşma yaptığı zamansözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Muttakıler ancak onlardır! Bakara Suresi: Ayet 177. 5. Bizi bağış vermeye yönelten sebep ne olmalıdır? Yüce Kuran der ki: “.... Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki,Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rizasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcer, namaz kılar, zakat verir. Atlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir.......” Bakara Suresi: Ayet 177. Kutsal Yazı der ki: “Herkes yüreğinde niyet ettiği gibi versin; isteksizce yada zorlanmış gibi değil. Çünkü Tanrı sevinçle vereni sever.” Pavlus’tan Korintlilere 2. Mektup 9:7. 6. Aslında Yüce Allah’a ait olan ondalık ve sunuları vermezsek, Allah’a ait olanı çalmış olur muyuz? “İnsan Tanrı’dan çalır mı? Oysa siz benden çalıyorsunuz. ‘Senden nasıl çalıyoruz?’ diye soruyorsunuz. ‘Ondalıkları, sunuları çalıyorsunuz.’ Siz lanete uğradınız. Çünkü bütün ulus benden çalıyorsunuz. Tapınağımda yiyçek bulunması için bütün ondalıklarınızı ambara getirin. Beni bununla sınayın” diyor Her Şeye Egemen RAB.’ Göreceksiniz ki, göklerin kapaklarını size açacağım, üzerinize dolup taşan bereket yağdıracağım’” Malaki 3:8-10. 7. Bağış yapmamızın bize başka ne gibi faydaları olur? Eğer sürekli bağış yaparsak, yoksullaşmaz mıyız? Yüce Kuran der ki: “O halde gücünüz yattiğince Allah’a isyandan kaçının. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Eğer Allah’a (rizası uğruna) ödünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah çok mükafat verendir, ceza vermekte acele etmeyendir.” Tegabun Suresi: Ayet 16-17. Kutsal Yazı der ki: “Verin, size verilecektir. İyice bastırılmış, silkelenmiş ve taşmış, dolu bir ölçekle kucağınıza boşaltılacak . Hangi ölçekle verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız.” Luka 6:38. “Şunu unutmayın : Az eken az biçer, çok eken çok biçer. “Ekinciye tohum ve yiyecek ekmek seğlayan Tanrı, sizin de ekeceğinizi sağlayıp çoğaltacak, doğruluğunuzun ürünlerini artıracaktır. Her durumda cömert olmanız için her bakımdan zenginleştiriliyorsunuz. Cömertliğiniz bizim aracılığımızla Tanrı’ya şükran nedeni oluyor.” Pavlus’tan Korintlilere 2. Mektup 9:6, 10-11. “O zaman ambarların takı basa dolar, Teknelerin yeni şarapla dolup taşar.” Özdeyişler 3:10. Özet Bağış vermek ve almak Yüce Allah’ın sisteminin en önemli bir bölümüdür. Bu bir doğal kuralı ve doğal bir döngüdür. Bu yüzden yaşamak, vermek ve almak demektir. Vermek yaşamaktır , almak da öyle. Yaratıcımız olarak Yüce Allah her şeyin sahibidir. Bütün her şey Ondan geldiği için bizim verdiklerimiz de aslında onundur. Bağış verdiğimizde biz onu değil; bilakis verdiğimiz şeylere sahipolmamızı sağladığı için O bizi desteklemektedir. Yüce Allah bizi halifeleri ve elçileri olarak tayin etmiştir..Onun yarattığı şeylerden doğru ve düzgün bir şekilde yararlanmakla yükümlüyüz. Bizler daha rahat ve varlıklı hale geldikçe Allah bize duyduğu güven duyduğu için bazı risklere girer. Kimi zaman nefsimizin açgözlülüğe ve kibire yenik düşmesi sonucunda Yaratıcımız olan Rabbimizi unutabiliriz. Yüce Allah, zenginleşmemiz için güç verenin kendisi olduğunu bize daima hatırlatır. Onun başlangıçtaki planına göre Allah tüm ürettiğimizin yada kazandığımızın onda birini dağış olarak vermemizi ister. Allah’a duyduğumuz sevgiden dolayı Ona sunalarımızı büyük bağlılık ile seve seve veririz. Yakınlarımızın, yetimlerin, yoksulların, yolda kalmışların ve dilenlerin ihtiyaçlarını karşılamak ve köleleri özgürlüklerine kavuşturmak için sahip olduğumuz malımızdan bağışta bulunuruz. Kutsal yasaya göre Yüce Allah’a ait olan ondalık ve sunularımızı vermezsek, Allah’ın nazarında hırsız sayılırız. Allah gökyüzünün kapılarını bizim için açacağını ve sınırsız nimetlerini bizlere bağışlacağını kanıtlamamız için bizleri sınımaktadır. Yüce Allah verdiğimiz bağışlarla aşırı hırs ve açğüzlülükten kurtulmamızı ve böylece yardımseverlik duygularımızın daha da gelişmesine yönelik bir planı bizler için hazırlamıştır. Allah rızası için bağışta bulunduğumuzda Allah bizlere bağışladıklarımızın çok daha fazlasını vermeyi vaat etmiştir. Bu yüzden bağış verdiğimiz sürece yoksullaşmayız; bilakis daha verimli oluruz.Allah’ın bizlere lütuflarını sonsuz ölçüde vermesi bizler için en iyi örmeği teştil eder. Ne kadar çok tohum ekersek, okadar bol ve bereketli ürün alırız. Yüce Allah’ın halifeleri olarak düzenli bir şekilde bağış vermemiz gerekir. Ondalık ve zeketımızı ayırdıktan sonra kalanı ailemiz ve kendi şahsi giderlerimiz için, artanı da gerekli hallerde dost ve akrabalarımız ile yardıma muhtaç diğer imanlı kardeşlerimize yardım etmek için ayırmalıyız. Allah’ın Ayetleri 9. Bölüm İtaat Yolu Neyin doğru yada yanlış olduğunu nasıl bilebiliriz? Bunun bir ölçüsü var mıdır? Her insan kendisine göre doğru olanı yaparsa ne olur? Yüçe Allah’ın, neyin doğru yada yanlış olduğunu ölçen, tartan ve belirleyen bir dürüstlük ölçüsü vardır. Onun ölçüsü adil, dürüst ve sonsuzdur. Yeryüzünde herkes Onun dürüstlüğünün esaslarına göre yargılanacaktır. Kişinin doğumundan ölümüne kadar süren tüm yaşamı incelenecek ve onun hereketleri, düşünceleri, konuşmaları değerlendirilecektir. Yüce Allah’ın yargısına göre herkes bir not alacak ve sonuç olarak geçecek yada kalacaktır. Allah’ın yargısından geçer not almanın tek yolu Onun bizlere bağışladığı ve bizim imanımız yoluyla sahip olduğumuz dürüstlüğü almamızdan geçmektedir. Bizler her geçen gün kendimizi Ona daha fazla teslim ettikçe O karakterimizde bu dürüstlüğün daha da gelişmesini sağlayacaktır. Allah’ın amacı iman dolu yüreğimizle Ona ibadet etmemiz, Onu yüceltmemiz, yaratalışımızdaki maksadı gerçekleştirmemiz ve Onun dürüst karakterini almamızdır. Allah’ın dürüstlüğü seyesinde bizler de Onun kulları oluruz. Allah’ın doğru yolunda Onun Kutsal kitapları olan Kuran ve Kutsal Yazı’nın rehberliğinde yürürüz. Tıpkı Hz. İ.rahim gibi Allah’ın sözüne itaat ederek iman içinde yaşarıs. Daut gibi hatalar yapar; fakat tövbe eder Allah’ın doğru yolunda yürümeye Onunla birlikte devam ederiz. Sadece Allah’ın gücü sayesinde Şeytan’ını tuzaklarından kurtulabiliriz. Kendi iyiligimizden çok sadece Allah’ın dürüstlüğüne bağımlıyız. Şeytan’ın sahte kurtuluş planına kolayca kanabiliriz. Şeytan’ın, kibir ve bencilliğe dayalı bu sistemi ilk başta doğru gibi görünebilir. Fakat bu, dikkatimizi ve ilgimizi Yüce Allah ve Onun dürüstlüğü yerine sadece kendimizin üzerindeki yoğunlaştırmamızı sağlamaya çalışan Şeytan’ın tuzaklarından biribir. Allaıh’ın dürüst kullarına bağışlayacağı kurtuluşun güvencesi iye Doru Yolda Onunla birlikte yürürüz. Bu bir sağlık yoludur;bu yüzden helal (dinimize göre uygun ve temiz) olan yiycekleri yeriz. Bu bir bağış yoludur; bu yüzden Yüce Allah’ın her şeyin sehibi olduğu gerçeğini kabul ederiz. Bu, Allah’ın kutsal yasası olan On Emir’in bize rehberlik ettiği bir itaat yoludur. Allah’ın yasası ırkı, cinsiyeti ve dini ne olursa olsun, tüm insanlar içindir. Allah kutsal yasayı gerek Hz. İsmail gerekse Hz. İshak’tan doğan Hz. İbrahimin tüm torunlarına- Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar için göndermiştir. Rahmen ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla: 1. Yüce Allah bizi hangi esaslara göre yargılayacaktır? Yüce Kuran der ki: “Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye, hiç bir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş,) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz (herkeze) yeteriz. Andolsun biz, Musa ve Harun’a, takva sahipleri için bir ışık, bir öğüt ve Furkan’ı verdik.”Endiya Suresi: Ayet 47-48. “Biz, içinde doğruya rehberlik ve nur olduğu halde Tevrat’ı indirdik. Kendilerini (Allah’a) vermiş peygamberler onunla Yahudilere hükmederlerdi” Maide Suresi: Ayet 44. Kutsal Yazı der ki: “Komşunu kendin gibi seveceksin” diyen Kutsal Yazı’ya uyarak Kralımız Tanrı’nın Yasası’nı gerçekten yerine getiriyorsanız, iyi ediyorsunuz. Ama insanlar arasında ayrım yaparsanız, günah işlemiş olursunuz; Yasa tarafından, Yasa’yı çiğnemekten suçlu bulunursunuz. Çünkü Yasa’nın her dediğini yerine getirirse de tek konuda ondan sapan kişi bütün Yasa’ya karşı suçlu olur. Nitekim “Zina etmeyeceksin” diyen, aynı zamanda “Adam öldürmeyeceksin” demiştir. Zina etmez, ama adam öldürürsen , Yasa’yı yine de çiğnemiş olursun. Özgürlük Yasası’yla yargılanacak olanlar gibi konuşup davranın.” Yakup’un Mektubu 2:8-12. 2. Allah On Emir’i insanlığa nasıl bildirdi? Bu yasayı kim yazdı? Yüce Kuran der ki: “Nasihat ve her şeyin açıklamasına dair ne varsa hepsini Musa için levhalarda yazdık. (Ve dedik ki) : Bunları kuvvetle tut, kavmine de onun en güzelini almalarını emret. Yakında size, yoldan çıkmışların yurdunu göstereceğim. “ Araf Suresi: Ayet 147. Kutsel Yazı der ki: Tanrı Sina Dağı’nda Musa’yla konuşmasını bitirince, üzerine eliyle antlaşma koşullarını yazdığı iki taş levhayıona verdi.” Mısırdan Çıkış 31:18. 3. Allah kendisini kutsal yasada nasıl tanıttı? On Emir’e uyması gerekenler kimlerdir? Kutsal Yazı der ki: “Seni Mısır’dan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın RAB benim.” Mısırdan Çıkış 20:2. 4. Yüce Allah taş levhalara hangi buyrukları yazdı? Kutsal Yazı ve Yüce Kuran der ki: 1.Emir: “Benden başka tanrın olmayacak” Mısırdan Çıkış 20:3. “Allah ile birlikte bir ilahi daha tanıma! Sonra kınanmış ve kendi başına terkedilmişolarak kalırsın.” Isra Suresi: Ayet 22. 2.Emir: “Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde yada yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın. Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım. Ama beni seven, buyruklarıma uyan binlerce kuşağa sevgi gösteririm.” Mısırdan Çıkış 20:4-6. “Allah’a birtakım benzerler icat etmeyin. Çünkü Allah (her şeyi) bilir, siz ise bilemezsiniz.”Nahıl Suresi: Ayet 74. 3.Emir: “Tanrı RAB’bin adını boş yere ağzına almayacaksın. Çünkü RAB, adını boş yere ağzına alanları cezasız bırakmayacaktır.” Mısırdan Çıkış 20:7. “En gözel isimler (El-Esmaü’l-Hüsna) Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır.” Araf Suresi: Ayet 180. 4.Emir: ”Şabat Günü’nü kutsal sayarak anımsa Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın. Ama yedinci gün bana, Tanrın RAB’be Şabat Günü olarak adanmıştır. Ogün sen, öğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiçbir iş yapmayacaksınız. Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü’nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim” Mısırdan Çıkış 20:8-11. “Gumartesi günü sınırı aşmayın” dedik. Kendilerinden sağlam söz aldık.” Nisa Suresi: 154. “İçinizden cumartesi günü azgınlık edip de, bu üzden kendilerine: Aşağılık maymunlar olun! Dediklerimizi elbette bilmektesiniz.” Bakara Suresi: Ayet 65. 5. Emir: “Annene babana saygı göster. Öyle ki, Tanrı RAB’bin sana vereceği ülkede ömrün uzun olsun.” Mısırdan Çıkış 20:12 “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine “of!” bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.” Isra Suresi: Ayet 23. 6.Emir: “Adam öldürmeyeceksin.”Mısırdan Çıkış 20:13 “Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, batıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir.” Nisa Suresi: Ayet 29. 7.Emir: “Zina etmeyeceksin.” Mısırdan Çıkış 20:17. “Zinaya yaklaşmayın. Zira o , bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur.” Isra Suresi: Ayet 32. 8.Emir: “Çalmayacaksın.”Mısırdan Çıkış 20:15. “Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı gelmemek hususunda sana diat etmeye geldikleri zaman, biatlerini kabul et ve onlar için Allah’tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” Mümtahine Suresi: Ayet 12. 9.Emir: “Komşuna karşı yalan yere tanıklık etmeyeceksin.” Mısırdan Çıkış 20:16. “Kahrolsun o koyu yalancılar!” Zariyat Suresi: Ayet 10. 10.Emir: “Komşumun evine,karısına, erkek ve kadın kölesine, öküzine, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin.” Mısırdan Çıkış 20:17. “Allah’ın sizi, birbirinizden üstün kıldığı şeyleri (başkasında olup da sizde olmayanı) hasretle arzu etmeyin....” Nisa Suresi: Ayet 32. 4. Allah’ın Buyruklarını Temel İlkesi Nedir? Kutsal Yazı der ki: “ ‘Zina etmeyeceksin, adam öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, başkasının malına göz dikmeyeceksin’ buyrukları ve bundan başka ne buyruk varsa, şu sözde özetlenmiştir: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’ Seven kişi komşusuna kötülük etmez. Bu nedenle sevmek Kutsal Yasa’yı yerine getirmektir.” Romalılar 13:9-10. 5. Böyle bir sevgiye nasıl sahip olabiliriz ve Yüce Allah’ın kutsal yasısına nasıl itaatedebiliriz? Allah’ın Yasası nerede yazılıdır? Kutsal Yazı der kı: “Ruhumu içinize koyacağım;kurallarımı izlemenizi, buyrukma uyup onları uygulamanızı sağlayacağım.” Hezekiel 36:27. “Ama o günlerden sonra İsrail halkıyla Yapacağım antlaşma şudur” diyor RAB, “Yasamı içlerine yerleştirecek, yüreklerine yazacağım. Ben onların Tanrısı olacağım, onlarda benim halkım olacak.” Yeremiya 31:33. Özet Yüce Allah bizleri kölelik diyarından kurtarmış ve özgürlüğümüzü bağışlamıştır. Onun doğruluğu sayesinde bizler Hanif Müslümanlar oluruz ve O bize Doğru Yolda rehberlik eder. Bu yol, Allah’a itaat yoludur. Allah’a itaat etmek ve onun kutsal yasasındaki On Emiri yerine getirmek için kurtarılırız. On Emir aşağıda belirtilen gerçek prensiraşağıda belirtilen gerçek prensirleriyle açıklanabilir; On Emir’in ilk bölümleri Allah ile Hanif imanlı arasındaki ilişkiyi bilirtmektedir. Hanif imanlı için; kendisini ruhen, bedenen ve zihnen yürekten bir bağlılıkla teslim ettiği Allah’tan başka bir Tanrı yoktur. Hanif, Allah’ın yerine tapınmak için Oyma putlar yada buna benzer cisimler yapmaz. Onlar Yüce Allah’ın yaratılışta belirlediği ve kutsadığı Şabat gününün- haftanın yedinci gününü kutsal gün olarak kabul eder, o gün bütün işlerini bir kenara bırakıp dinlenir ve tüm gününü diğer imanlılar ile birlikte Yaratıcısı olan Yüce Allah’a ibadet ederek geçirir. İkinci bölümü ise onun diğer imanlılar ile olan ilişkilerini belirtir. Hanif özellikle yaşlılıklarında anne ve babasına saygı gösterir ve onlara derin bir sevgi duyar. Gerek kendi yaşamı, gerekse bir başkasının yaşamı söz konusu olsun, insan yaşamının kutsallığına saygı duyar. Evlilik ilişkilerinde yuvasına sadık bir aile reisi olur ve kötülüklerden uzak durarak karakterindeki dürüstlüğü ve saflığı her zaman korur. İş yaşamında, sosyal yaşamda ve duygusal yaşamda her zaman dürüst bir kişi olur. Kendisinin ve yakınlarının adını lekeleyecek davranışlardan daima uzak durur. Yüce Allah’ın kendisinde yaşamı boyunca vermiş olduğu nimetler için şükreder ve daima sahip oldukları ile yetinmeyi bilir,.. başkalarının malına göz dikmez ve onlara ait olan özel mülke izinsiz girmez. On Emir sadece tek bir kelime ile özetlenebilir; SEVGİ. On Emir’in prensiplerinin ilk bölümü Allah’a duyduğumuzu sevgiyi belirtir; ikinci bölümü komşumuzu da tıpkı kendimiz gibi sevmemiz gerektiğini belirtir. Sevgi itaat etmenin temel faktörünü oluşturur. Allah’a itaat ederiz; çünkü onu severiz. Bunun asıl sebebebi Onun bize Cennet Bahzesinde vermeyi vaat ettiği nimetlerden dolayı değildir. Onun bize duyduğu sevgiye karşılık bize de Ona itaat ederiz. Yüce Allah bizi günahın tutsaklığından kurtardığı onun nazarında dürüst kişiler olduğumuz zaman ona olan sevgimiz ve bağlılığımız daha da artar. Onun doğruluğu sayesinde bizler de Hanif imanlılar oluruz. Yüce Alah’ın yasası Onun doğruluğunun yansımasıdır. Böylece bizler bu yasaya seve seve itaat ederiz. Yaşamımızda ve karakterimizde Onun doğruluğunu yansıtırız. Allah’ın Ayetleri 10. Bölüm Dinlence Huzur Yolu Günlük yaşamınızda bir gün yada hafta boyunca ne yaparsınız? Eve geldiğinizde kendinizi nasıl hissedersiniz? Hafta sonu da sizin için sıradan bir gün gibi midir? Çogumuz yaşamın tıpkı bir yarıştan farksız olduğunu düşünürüz.Hızlı bir hayat yaşıyoruz- hızlı alaba kullanıyoruz, hızlı çalışıyoruz, hızlı yemek yiyoruz. Yapmamız gereken görevler ve sorumluluklarınız arttıkça işimiz daha da güçleşiyor. Onları mümkün olduğunca çabuk bitirmeye çalışıyoruz. Fakat kendilerini iş yaşamının yoğunluğuna çok fazla kaptıranlar planlı bir şekilde çalışıp işlerini zamanında bitireceklerde yerde, çoğu zaman bu yoğun tempo o kişileri bitiriyor! Bunun sonuncunda sağlıklarını kaybetmeye başlıyorlar. Hafta içi her gün yoğun birşekilde çalıştığımızda yorgunluğumuzu atmayı ve dinlenmeyi isteriz. Zamanımızı aylemizle, dostlarımız ve yakınlarımızla geçirmek isteriz. Yada tek başına relaks olmak ve dinlenmek isteriz. Bazı insanlar için yaşam bir yarış gibi olmayabilir. Bu onlar için büyük bir sıkıntıdır. Türlü sorunların ve düşüncelerin içinde hayatı günlük yaşamaya çalışırlar. Gelecekle ilgili karamsar düşüncelere sahiptirler. Geçmişe dönüp baktıklarında yaşamları acı deneyimlerle doludur. Yaşamın her anı onlara acı verir. Bu yüzden sürekli pişmanlık ve suçluluk duyarlar. Yaşam onlar için anlamsızdır! Bu tür kişiler uyuşturucu, fuhuş, alkol ve diğer kötülüklerde huzur bulmaya çalışırlar. Yaşamlarında sevinç, mutluluk ve huzur dolu anlara hasrettirler. Yaşamı bir yarış ve aynı zamanda ağır bir yük olarak görenler, Yüce Allah’ın Doğru Yolunda huzuruz, dinlenmeyi ve mutluluğu bulacaklardır. Hepimiz barış ve huzur anlamına gelen Gercek İslam’ı yaşayabiliriz. Yüce Allah’ın iki kutsal kitabı Kuran-ı Kerim ve Kutsal Yazı huzur dolu bu yolda bize rehberlik edecektir. Bu 10. derste Huzur Yolu’na nasıl girebileceğinizi öğreneceksiniz. Yüce Allah bizleri bu yolda yürümeye çağırmaktadır. Allah İsrail halkında huzur vaat etmiştir. “Demek ki, bazılarının huzur diyarına gireceği kesindir. Daha önce iyi haberi almış olanlar söz dinlemedikleri için o diyara giremediler.” İbranilere Mektup 4:6. “Bu yüzden Tanrı, uzun zaman sonra Davut’un aracılığıyla, ‘bugün’ diyerek yine bir gün belirliyor. Daha önce denildiği gibi, ‘Bugün O’nun sesini duyarsanız, Yüreklerinizi nasırlaştırmayın.’ ...Böylece Tanrı halkı için bir Şabat Günü* rahatı kalıyor.” 7. Ve 9. Ayetler. Bu huzur yoluna siz de girecek misiniz? Yüce Allah bizlere dinlenmemiz için belirlediği gün, camide hep birlikte ibadet ettiğimiz günün yerini almamaktarır. Allah Cuma gününü Şabat gününüolarak tayin etmemiştir. Hanif kulları için Şabat adı verilen başka bir gün belirlemiştir Eğer bir Hanif imanlı olduğunuzu düşüniyorsanız, Yüce Allah’ın Şabat günü sizin içindir. Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla: 1. Allah’ın Kutsal Yasasındaki On Emir’den hangisini ihlal etmemeniz, aksi takbirde aksi halde lanetleneceğimiz belirtilir? Hangi günden Şabat günü olarak söz edilir? Yüce Kuran der ki: “Söz vermelerini (takviye) için Tur’u başlarına diktik de onlara, ‘Baş eğerek kapıdan girin’ dedik, ‘Cumartesi günü sınırı aşmayın’ dedik.” Nisa Surezi: Ayet 154. “İçinizden cumartesi günü azgınlık edip de, bu yüzden kendilerine: Aşağılık maymunlar olun! Dediklerimizi elbette bilmektesiniz.” Bakara Suresi:Ayet 65. Kutsal Yazı der ki:”Şabat Günü’nü* kutsal sayarak anımsa. Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın. Ama yedinci gün daha, Tanrın Rab’be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğulun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiçbir iş yapmayacaksınız. Çüntü ben RAB, yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü’nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.” Mısırdan Çıkış 20:8-11. 2. Allah başlangıçta Şabat gününü nasıl belirledi? Ve Şabat gününü kimler için belirlidi? Yüce Kuran der ki: “O, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş’ın üzerine istiva edendir. Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür.” Hadid Suresi: Ayet 4. Kutsal yazı der ki: “Gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı. Yedinci gün geliğinde Tanrı yapmakta olduğu iş bitirdi. Yaptığı işten o gün dinlendi. Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı gün yaptığı, Yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.” Yaratılış 2:1-3. “Çünkü ben RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü’nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.” Mısırdan Çıkış 20:11. (hz. İsa’nın şöyle dedi): “Sonra onlara, ‘İnsan Şabat Günü için değil, Şabat Günü insan için yaratıldı’ dedi.” Markos “ 2:27. Not: Yukardaki açıklama ile ilgili şu önemli nokta dikkatı çekmektedir; Yüce Allah yaratılışa ara vererek yedinci günü Şabat günü olarak belirlemiş ve onu kutsamıştır. Onun dinlenmesi yaratılış haftasının sunu anlamına gelmektedir. “Gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı” Yaratılış 2:1. Allah asla yorulmaz ve çalışmaya ara vermez. Tüm yarattığı varlıkların üzerinde ilahi egemenliğini sağlam bir şekilde kurduğu gün yedinci gündür. Şabat Cuma günü yapılan birlikte yapılan ibadetin yerini alan bir gün değildir. Ayrıca Cuma günü de “Müslümanların Şabatı” değildir. 3. Yüce Allah Şabat gününün kutsallığını İsrail halkına nasıl belirtmiştir? Ne gibi mucizeler gerçekleştirmiştir? Yüce Kuran der ki: “Onlara , deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu sor. Hani onlar cumertesi gününe saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı. Çünkü cumartesi tatili yaptıkları gün, balıklar meydana çıkarak akın akın onlara gelirdi, Cumartesi tatili yapmadıkları gün de gelmezlerdi. İşte böylece biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk.” Araf Suresi 163. Kutsal Yazı der ki: “RAB Musa’ya, “Size gökten ekmek yağdıracağım” dedi, “Halk her gön gidip günlük ekmeğini toplayacak. Böylece onları sınayacağım: Benim yasama göre yaşıyorlar mı, yaşamıyorlarmı, göreceğim. Altıncı gün her gün topladıklarının iki katını toplayıp hazırlayacaklar.” Mısırdan Çıkış 16:4-5. “Altıncı gün kişi başına iki Ömer, yani iki kat topladılar. Toplulugun önderleri gelip durumu Musa’ya bildirdiler. Musa, ‘RAB’bin buyruğu şudur’ dedi, ‘Yarın dinlenme günü, RAB icin kutsal Şabat Günü’dür*. Pişireceğinizi pişirin, haşlayacağınızı haşlayın. Artakalanı bir kenara koyun, sabaha kalsın.’ Musa’nın buyurduğu gibi artakalanı sabaha bıraktılar. Ne koktu, ne kurtlandı.” Mısırdan Çıkış 16: 22-24. 4. Allah halkının Şabat günü uymasına niçin bu kadar önem vermektedir? Şabat günü ne için belirlenmiştir? Kutsal Yazı der ki: “Ama yedinci gün bana, Tanrın RAB’be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiç bir iş yapmayacaksınız.” Mısırdan Çıkış 20:10. (Ayle için dinlenme günü) “Kendilerini kutsal kılanın ben RAB olduğumu anlasınlar diye aramızda bir belirti olarak Şabat* günlerimi de onlara verdim.” Hezekiel 20:12. (Allah ve kutsadığı halkı arasındaki ilişkinin işareti). 5. Allah Şabat gününe uymayanlara karşı duyduğu hoşnutsuzluğu nasıl belirtmiştir? Yüce Kuran der ki: “İçinizden Cumartesi günü azgınlık edip de, bu yüzden kendilerinie: Asağılık maymunlar olun! Dediklerimizi elbette bilmektesiniz. Biz bunu (maymunlaşmış insanları), hadiseyi bizzat görenlere ve sonradan gelenlere bir ibret dersi, muttakıler için de bir öğüt vesilesi kıldık” Bakara Suresi: Ayet 65-66. Kutsal Yazı der ki: “Çünkü bir yerde yedinci günle ilgili şunu demiştir: ‘Tanrı bütün işlerinden yedinci gün dinlendi.’ Bu konuda yine diyor ki, ‘Onlar huzur diyarıma asla girmeyecekler.’ Demek ki, bazılarının huzur diyarına gireceği kesindir. Daha önce iyi haberi almış olanlar söz dinlemedikleri için o diyara girimediler.” İbranilere Mektup 4:4-6. 6. Şabat gününe nasıl uyulmalıdır? Kutsal Yazı der ki: “Altı ğün çalışacaksın. Ama yedinci gün olan Şabat* dinlenme ve kutsal toplantı günüdür. Hiçbir iş yapmayacaksınız. Yaşadığınız her yerde Şaba’tı RAB’be ayıracaksınız.’” Levililer 23:3. “Kutsal günümde dilediğinizi yapmaz, Şabat Günü’nü çiğnemezseniz, Şabat Günü’ne ‘Zevkli, RAB’ bin kutsal gününe ‘Onurlu derseniz, Kendi yolunuzdan gitmez, Keyfinize bakmayıp boş konulara dalmaz, O günü yüceltirseniz, Rai’den zevk alırsınız. O zaman sizi yeryüzünün yüksek yerlerine çıkarır, Atanız Yakup’un mirasıyla doyururum.’ Bunu söyleyen Rab’dir.” Yeşaya 58:1314. 7. Şabat gününe uyma konusunda Hz. İsa’nın verdiği örnek neydi? Hanif atamız Hz. İbrahim de Şabat gününe uyuyor muydu? Kutsal Yazı der ki: “İsa, büyüdüğü Nasıra Kenti’ne geldiğinde her zamanki gibi Şabat Günü* havraya gitti” Luka 4:16. “İsa oradan ayrılıp onların havrasine gitti. Orada eli sakat bir adm vardı. İsa’yı suçlamak amacıyla kendisine, ‘Şabat Günü bir hastayı iyileştirmek Kutsal Yasa’ya uygun mudur?’ diye sordular. İsa onlara su karşılığı verdi: ‘Hanginizin bir koyunu olur da Şabat Günü cukura düşerse onu tutup çıkarmaz?’ İnsan koyundan çok daha değerlidir! Demek ki Şabat Günü iyilik yapak Yasa’ya uygundur. Sonra adama, “Elini uzat” dedi. Adam elini uzattı. Eli oteki gibi yine sapağsalam oluverdi.” Matta 12: 9-13. “çünkü İbrahim sözünü dinledi. Uyarılarıma, buyruklarıma, kurallarıma, yasalarıma bağlı kaldı.” Yaratılış 26:5. Özet Coğumuz hızlı yemek yediğimiz, hızlı araba sürdüğümüz ve hızlı çalaştığımıs günlük yaşamamız adeta bir yarış haline geldiğini düşünürüz. Bazı insanlar için yaşam ağır bir yük gibidir. Bu yüzden onlar alkol, uyuşturucu ve diğer zararlı alışkanlıklarla mutlulugu bulmaya çalışırlar. Yüce Kuran ve Kutsal Yazı vasıtasıyla Allah bize dinlenmeyi vaat etmiştir. Şabat olarak bilenen Huzur Diyarına giden Doğru Yolda Allah bize rehberlik edecektir. Dünyayı ve onun üzerindekileri altı gün içinde yarattıktan sonra Allah yedinci günde dinlenerek, Şabat gününü belirledi ve onu kutsadı..İnsanların ihtiyaçlarını karşılamaları için Şabat gününü belirledi. Şabat gününe uyma konusunda örnek olmaları ve bu gerçeği dünya ile paylaşmaları için Yüce Allah Şabat günü ile ilgili buyruğunu İsrail halkına bildirdi. Allah Şabat gününün kutsalliğini İsrail halkına bildirmek içiniki farklı durumda mucizeler gerçekleştirdi. Birinci mucize kıyı kasabasında oldu. Allah onları denemek için balığın sadece Şabat günü gelmesini diğer günlerde ise gelmemesini sağladı. Diğer mucize ise Sina dağında gerçekleşti. Allah İsrail halkına her gün manna ekmeği indirdi ve onlar bundan her gün bir miktar topladı. Altıncı gün her gün topladıklarının iki katına topluyordu; çünkü yedinci gün manna temin edilmeyecekti. Diğer günlerdekinin aksine onların Cuma günü topladıkları Manna Şabat günü sabahına kadar saklanıyordu. Manna’da bozulma yada çürüme olmuyordu. Yüce Allah halkının Şabat gününe uymasına çok önem verir; çünkü ailenin her bir ferdi için onu bir dinlenme, yaratışını anma günü ve halkı ile arasındaki ilişkinin bir işareti olarak belirlemiştir. Şabat’a uymayanlara karşı hoşnutsuzluğunu bildirmek için onları ‘maymunlar’ ile kıyaslamıştır.. İtaatsizliklerinden dolayı onlar Allah’ın huzur diyarına giremezler ve bu sevinçi yaşayamazlar. Kutsal kitaplar peygamberlerin usullerinden söz ederler. Özellikle Hz. İsa Şabat’a tekrar önem verilmesini ve bu kutsal güne doğru ve düzgün bir şekilde uyulmasına sağlamış, böylece kendisi ile birlikte diğer inananların da kutsanmasını sağlamıştır. Hz. İsa Şabat günü havraya gidiyor ve Allah’a ibadet ediyordu. Daha son halkın arasına karışıyor, hastaları iyileştiriyor ve onlara Allah’ın Sözünü öğretiyordu. Hanif atamız Hz. İbrahim Şabat dahil Allah’ın On Emri’ne uydu ve onları eksiksiz bir şekilde yerine getirdi. Cuma günü hep birlikte yerine getirdiğimiz ibadetimizin yanı sıra Şabat gününe de uymalıyız. Alah’ın Ayatleri 11.Bölüm Hanif’in Düşmanı Yeryüsünde bu kadar çok insanın niçin acı çektiğine ve üzüldüğüne bugüne dek şaşırdığınız oldu mu? Kendinizin yada bir başkasının yaşamında, tüm bunlar niçin oluyor diye düşündüren acı bir olayı hatırlıyor musunuz? Yüce Allah her şeyi bilmesine ve gelecekte meydana gelecek olayları planlamasına rağmen, yeryüzünde oluşuna tanık olduğumuz kötülüklerin, iyilik yapanlar için Onun iyi niyetinin bir parçası olup olmadığını kutsal kitaplardan öğrenmemiz gerekmektedir . Kaderimize razı olmak ve geçmişte, günümüzde ve gelecekte meydana gelen fer olayın her şeye gücüyaten ve merhametli sonsuz olan Allah’ımızın takdiri olduğunu pozitif bir düşünce ile kabul etmemiz yeterli değildir. Allah’ın bu dünyayı yaratmaktaki maksadını ve planını inceleyelim. Kendimizin ve bizim için önemli olan kişilerin yaşamında meydana gelen olaylarla ilgili soruların cevaplarını Onun ilham dolu vahyininışığında bulabiliriz. Bu dünyada Yüce Allah’a olan imanınızı yok etmek için sürekli olarak çaba harcayan güçlü bir düşmanımız olabilir mi? Bizi Allah’ın doğuru yolundan ayırmak isteyen görünmez güçler olabilir mi? Allah’ın kutsal kitapların bu düşmanın kim olduğunu, onnun ve yaptıgını, ilk yaratıldığı dönemdeki konumunu ve Kıyamet Gününde ona ne olacağını çok iyi açıklamaktadır. Allah’ın kutsal kitapları Onun bizi kandırmak için kullandığı yöntemleri ve hileleri açıkça belirtmektedir. Onun kötülük dolu planlarından nasıl korunacağımızı, aldatmacalarına kanmamak için ne yapmamız gerektiğini öğrenmeliyiz. Her ne zaman bir suç işlendiğinie tanık olsak, duysak yada bununla ilgili bir yazı okusak, bir an sadece suçu işleyen kimseleri göz önüne getiririz. Eğer suçu işleyenle polis tarafından yakalanırsa yargılanmak üzere mahkemeye çıkarılırlar ve eğer suçlu bulunurlarsa cezalarını çekerler. Fakat aslında suçun işlenmesine yol açan sebep nedir? Her şeyden önce, “Savaşımız insanlara karşı değil, yönetimlere, hükümranlıklara, bu karanlık dünyanın güçlerine, kötülüğün göksel yerlerdeki ruhsal ordularına karşıdır.” Efesiler 6:12. İkincisi, kötülüklere karşı verdiğimiz savaş sadece bizim dışımızda değil; bizzat bizim içimizde gerçekleşmektedir. Aramızdaki kavgaların, çekişmelerinkaynağı nedir? Bedeninizin üyelerinde savaşan tutkularınız değil mi? “Bir şey arzu ediyor, elde edemeyince adam öldürüyorsunuz. Kıskanıyorsunuz, isteğinize erişemeyince çekişip kavga ediyorsunuz. Elde edemiyorsunuz, çünkü Tanrı’dan dilemiyorsunuz.” Yakup’un Mektubu 4:1-2. Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla: 1.Yüce Allah Şeytan adında bir kötü varlık mı yarattı? Allah’ın mükemmel olarak yarattığı varlıkların arasında kötülük nasıl başladı? Kutsal Yazı der ki: (Şeytan’dan söz ederek), “İnsanoğlu, Sur Kralı için bir ağıt yak. Ona diyeceksin ki, ‘Egemen RAB şöyle diyor: ‘Kusursuzlukta örnek biriydin,Bilgeliğin ve güzelliğin eksiksizdi. Sen Tanrı’nın bahçesi Aden’deydin. Yakut, topaz, aytaşı, Sarı yakut, oniks, yeşim, Laciverttaşı, firuze,zümrütle, çeşit ceşit değerli taşla bezenmiştin Kakma ve oyma işlerin hep altındandı. Bunlar yaratıldığın gün hazırlanmışlardı. Meshedilmiş, koruyucu bir Keruf olarak Seni oraya yerleştirdim. Tanrı’nın kutsal dağındaydın, Yanan taşla arasında dolaştın.” Hezekiel 28:12-15. “Ey parlak yıldız, seherin oğlu, Göklerden nasıl da düştün! Ey ulusları ezip geçen, Nasıl da yere yıkıldın! İçinden, ‘Göklere çıkacağım’ dedin, ‘Tahtımı Tanrı’nın yıldızlardan daha yükseğe koyacağım; İlahyarın toplantığı dağada, Safon’un doruğunda oturacağım. Bulutların üstüne çıkacak, Kendimi Yüceler Yücesi’yle eşit kılacağım. Yaratıldığın günden Sende kötülük bulunan dek Yollarında kusursuzdun.” Yeşaya 14:12-14. Not: Yüce Allah (İblis’i) Şeytan’ı mükemmel bir varlık olarak yarattı ve ona tarcih hakkı tanıdı. Bunu karşı Şeytan Allah’a karşı gerelek kötü bir varlık olmayı tercih etti. 2. Yüce Allah Şeytan’ın bu kibirli tavrına nasıl karşılık verdi? Allan’a karşı gelmesinin sonucunda Şeytanın başına neler geldi? Yüce Kuran der ki: “Onlar orada tartışırken benim mile-i ala hakkında hiçbir bilgim yoktu. Rabbın meleklere demişti ki: ‘Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım. Onu tamamlayıp, içine de ruhumdan üfürdüğüm zaman, derhal onasecdeye kapanın!’ Bütün melekler toptan secde attiler. Yalnız İblis secde etmedi. O büyüklük taşladı ve kafirlerden oldu. Allah! ‘Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde etmekten seni meneden nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden misin?’ dedi. İblis: ‘Ben ondan hayırlıyım! Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın’ dedi. Allah: ‘Çık oradan(cennetten)! Sen artık kovulmuş birisin ve ceza gününe kadar lanetim senin üzerindedir!’ buyurdu. İblis: Ey Rabbim! O halde tekrar diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver’ dedi. Allah: ‘Haydi, sen mühlet verilenlerdensin. O bilinen güne kedar’ buyurdu.” Sad Suresi 69, 71-81. Kutsal Yazı der ki: “Büyük ejderha –İblis yada Şeytan denen, bütün dünyayı saptıran o eski yılan – melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı.” Vahiy 12:9. 3. Allah, Şeytan’ın intikam almak isteyeceğini bildiği için Hz. Adem ve Hz. Havva’yı nasıl uyardı? Şeytan onları nasıl kandırdı ve onlara başka bir kurtuluş planını gösterdi? Yüce Kuran der ki: “Bunun üzerine: Ey Adem! dedik, bu, hem senin için hem de senin eşin için büyük bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra yorulur, sıkıntı çekersin! Şimdi burada senin için ne acıkmak vardır, ne de çıplak kalmak. Yine burada sen, susuzluk çekmeyecek, sıcaktan da bunalmayacaksın. Derken Şeytan onun aklını karıştırıp “Ey Adem! dedi, sana ebedılik ağacınıve sonu gelmez bir saltanatı göstereyim mi?” Nihayet ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayıp yerleri göründü. Üstlerini cennet yaprağı ile örtmeye çalıştılar. (Bu suretle) Adem Rabbine asi olup yolunu şaşırdı.” Taha Suresi: Ayet 117-121. Kutsal Yazı der ki: “Kardeşler! İsraillilarin kurtulmasınıyürekten özlüyor, bunun için Tanrı’ya yalvarıyorum. Onlara ilişkin tanıklık ederim ki, Tanrı için gayretlidirler; ama bu bilinçli bir gayret değildir. Tanrı’nın öngördüğü doğruluğu anlamadıkları ve kendi doğruluklarını yerleştirmeye çalıştıkları için Tanrı’nın öngürdüğü doğruluğa boyun eğmediler.” Romalılar 10: 1-3. 4. Şeytan’ın kurtuluş vaat eden sahte dürüstlüğünün aksine Yüce Allah bizlere neler sunmaktadır? Yüce Kuran der ki: “Ey Adem oğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takva elbisesi.... İşte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın ayetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar (diye onları indirdi).” Araf Suresi: Ayet 26. Kutsal Yazı der ki: “RAB, meleğinin önünde duran Başkahin Yeşu’yuve onu suçlamak için sağında duran Şeytan’ı bana güsterdi. RAB’bin meleği Şeytan’a , ‘RAB seni azarlasın , ey Şeytan!’ dedi, ‘Yerusalum’i seçen RAB seni azarlasın! Bu adam ateşten çıkarılan yarı yanmış odun parçası değil mi? Yeşu maleğin önünde çok kirli giysiler içinde duruyordu. Melek önündeki meleklere , ‘Üzerinden kirli giysileri çıkarın’ dedi. Sonra Yeşu’ya, ‘Bak, suçunu kaldırdım. Sana bayramlık giysiler giydireceğim’ dedi.” Zekeriya 3:1-4. 5. Şeytan insanlığı kandırmak için daha başka ne tür hileler yapar? Kutsal Yazı der ki: “Bu tür adamlar sahte elçiler, düzenbaz işçiler,kendilerine Mesih’in elçisi süsü verenlerdir. Buna şaşmamalı. Şeytan da kndisine ışık meleği süsü verir. Ona hizmet edenlerin de kendilerine doğruluğun hizmetkarları süsü vermesi şaşırtıcı değildir. Onların sonu yaptıklarına göre olacaktır.” Pavlustan Korintlilere 2. Mektup 11:13-15. “Çünkü sahte Mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük belirtiler ve harikalar yapacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar.” Matta24:24. “Öyle yol var ki,insana düz gibi görünür, Ama sonu ölümdür.” Özdeyişler 14:12. 6. Bu dünyada tanık olduğumuz yada bizzat yaşadığımız acı, keder ve felaketlerin sorumlusu kimdir? Allah mı? Şeytan mı? Oksa biz mi? Yüce Kuran der ki: “Sana gelen iyilik Allah’tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter.”Nisa Suresi Ayet 79. Kutsal Yazı der ki: “İsa onlara başka bir benzetme anlattı: ‘Göklerin Egemenliği, tarlasına iyi tohum eken adama benzer’ dedi. Herkes uyurken, adamın düşmanı geldi, buğdayın arasınadelice ekip gitti.” “İsa, ‘İyi tohumu eken, İnsanoğlu’dur’ diye karşılık verdi. ‘Tarla ise dünyadır. İyi tohum, göksel egemenliğin oğulları, deliceler de kötü olan oğullarıdır. Deleceleri eken düşman,İblis’tir. Biçim vakti,çağın sonu; orakçılar ise meleklerdir.” Matta 13: 24-25, 37-39. 7. Şeytanın tuzaklarının ve kandırmacılarınınnasıl üstesinden gelebiliriz? Onu kimin gücü ile yeneceğiz? Yüce Kuran der ki: “Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik. Böylece Allah, senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru bir yola iletir. Ve sana şanlı bir zaferle yardım eder. İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır.” Fetih Suresi: Ayet 1-4. Kutsal yazı der ki: “Bunun için Tanrı’ya bağımlı olun. İblis’e karşı direnin, sizden kacacaktır.” Yakup’un Mektubu 4:7. “Ayık ve uyanık olun. Düşmanınız İblis kükreyen aslan gibi yutacak birini arayarak dolaşıyor. Dünyanın her yerindeki kardeşlerinizin de aynı acıları çektiğini bilerek imanda sarsılmadan İblis’e karşı direnin.” Petrusun 1. Mektubu 5:8-9. Not: Hanif Müslüman kendisine Allah’a ve Onin doğruluğuna tamamen teslim eden kişidir. Hanif imanlı Allah’ın sözünü yürekten bir bağlılık icinde öğrendikçe Şeytan’ın tuzaklarından, aldatmacalarından korunmak için daha güçlü olur. O kendisine Allah’a teslim ettiği sürece Şeytan onu yenecek gücü asla bulamaz. Özet Yüce Allah Şeytah’ı mükemmel bir varlık olarak yaratmış, onu güzellik ve akıl ile donatmıştı. Fakat Onon yüreği kibirle doldu. Kendisini Hz. Adem’den üstün görüyordu. Çünkü ateşten yaratılan Şeytan’ın aksine Hz. Adem çamurdan yaratılmıştı. Şeytan Allah’a eşit olmaya çalıştı. Allah’a karşı isyan etmesinin sonucunda O ve yandaşları cennetten kovuldular ve yaryüzüne atıldılar. Allah Hz. Adem ve Hz. Havva’yı Şeytana karşı uyardı. Sonuç olarak çiplaklıklarından dolayı utandılar. Şeytan’ın tarafından kışkırtılarakcennet bahçesinin yaprakları ile çıplaklıklarını gizlemeye calıştılar. Kendi dürüstlüklerini uygulamaya ve yaptıkları iyi işlerle kendilerini kurtarmaya çalışan sözde dindar kişiler de aynı eğilimi göstermektedirler. Yüce Allah kendi dürüstlüğünü bir lütüf olarak bizlere bağışlar. Sadece Allan bizler kurtarabiler ve kendisinin nazarında dürüst kişiler olmamızı sağlayabilir. Şeytan kendisini bir ışık meleği gibi gösterir. Sahte peygamberler, havariler ve Mesihler ile dinler almnde hilelerini gösterir. Onun bu, hileleri ve aldatmacaları uygulayarak gerçekleştirdiği belirtiler ve mucizelerle Hanifleri bile aldatmayı amaçlamaktadır. Şeytan’ın kullandığı diğer bir hile ise doğru gibi görünen; fakat sonu ölüm ve yıkım olan bir aldatmacadan ibarettir. Tıpkı İnsanoğlu’nun- Hz. İsa’nın bu dünyaya gerçeğin ve dürüstlüğün iyi tohumlarını ektiği gibi, Şeytan da kendi tohumlarını- yanlışlar kötülükler, felaketler, acı, keder, üzüntü ve yıkımla dolu tohumlarını dünyaya ekmiştir. Allah ona Yargılama Günü’ne kadar dinlenmesi için süre vermesinden dolayı Şeytan, bu süre içerisinde çeşitli hileleri, tuzakları, belirtileri, yalanları, yanlışları ve mücizeleri ile mümkün olduğunca daha çok insanı kandırmak için fırsatları değerlendirmektedir. Şeytan’ı yenmek için kendimizi Allah’a tamamen teslim etmeli ve iman dolu yüreğimizle Onun dürüstlüğünü almalıyız. O takdirde Allah’ın Hanif halkına mensip bir kulu olabiliriz. Doğru Yolda ilerlerken Allah bizlere güçlü bir ilahi yardım alacağımızı, bizlere yol gösterileceğini ve zafer kazanacağımızı vaat etmiştir. Fakat bunun için Allah’ın Sözü’nü büyük bir ilgi ve dikkatle çalışmamız gerekmektedir. Bunun sonucunda Allah Şeytan’ın tuzaklarından ve hilelerinden korunmak ve onları yenmek için bizlere gerekli bilgiği ve gücü verecektir. Allah’ın Hanif kullarınınüzerinde Şeytan’ın gücünün hiç bir etkisi yoktur. Allah’ın Ayetleri 12. Bölüm ŞEYTAN İSA MESEH’IN DİNİNİ NASIL TEKLİF ETTİ? Hiç sahte bir para gördünüz mü? Sahte bir parayı gerçek bir paradan nasıl ayırt edeblir misiniz? İlk bakışta her iki banknotu da biri birinden ayırt etmekte zorlanırsınız. Fakat her iki de parlak bir ışığa doğru tutarsanız, sahte olanın üzerinde su işareti olmadığını ve üzerindeki resmin gerçek banknottaki kadar iyi kalitede basılı olmadığını görürsünüz. Ayrıca sahte paraya dokunduğunuz’ da kağıdının gerçek paranın kağıdı kadar sert olmadığını fark edersiniz. Genel anlamda tüm dinler Allah’ı, onun iyiliğini, kişinin onu nasıl bulabileceğini ve kurtuluşa nasıl ulaşabileceğini öğretir. “Öyle yol var ki, insana düz gibi görünür, Ama sonu ölümdür.” Özdeyişler 14:12. Bizlere doğru gisi görünen yol, gerçekte doğru yol mudur?Elbtte ki hayır! “Dar kapıdan girin. Çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur.” Matta 7:13. Kendi yolunu bizlere doğru yol gibi göstermesi Şeytan’ın sahteceliğini açıkça göstermektedir. Onun sahtecelik oyununun başlıca amacı ise bizleri kandırıp kendi yolundan sürükleyerek tuzağa düşürmertir. “Bu tür adamlar sahte elçiler, düzenbaz işçiler, kendilerine Mesih’in elçisi süsü verenlerdir. Buna şaşmamalı. Şeytan da kendisine ışık meleği süsü verir.” Pavlus’tan Korintlilere 2.Mektup 11:13-14. Şeytan’ın amacı bizleredoğru gibi göstererek Allah’ı ve Ona ait olan her şeyi taklit etmektedir. “Bulutların üstüne çıkacak, Kendimi Yüceler Yücesi’yle eşit kalacağım.” Yeşaya 14:14. Yüce Allah Hz. Adem ile Hz. Havva’nın cennet bahçesindeki iyi ve kötü bilginin ağacının meyvesinden yemelerini yasakladı. “Ama Tanrı, ‘Bahçenin ortasındaki ağacın myvesinin yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz’ dedi.” Yaratılış3:3. Şeytan Allah’ın sözünü taklitederek Hz. Havva’ya “Kesinlikle ölmezsiniz’ dedi,”Ayet 4. “Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağcın meyvesini yadiğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötülük bilerek Tanrı gibi olacaksınız.” Ayet 5. Yüce Kuran’da belirtildiğ gibi: “Derken Şeytan, birbirine kapalıayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve: Rabbimiz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedı kalarlardan olursunuz diye yasakladı.” Araf Suresi: Ayet 20. Hz. İsa gelip, inananlar topluluğunu bir araya getirdiğinde Şeytan bunu taklit etmek için elinden gelen çabayı gösterir. O sadece tek bir dini değil bir çok dini sunmuştur. Bu dinlerin hepsi de Allah’ın aynı kutsal kitaplarını esas alır ve bazı gerçeklikleri öğretir. Öyleyse doğru ile yanlışı, gerçek ile sahtey nasıl ayırt edebiliriz? Rahmen ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla: 1. Gercek Hıristiyanlık dini nasıl kuruldu? İsa Mesih’in öğrencileri kendilerini ne olarak görüyorlardı? Kutsal Yazı der ki: “İsa bunlardan on iki kişi yanında bulundurmak, Tanrı sözünü duyurmaya göndermek ve cinleri kovmaya yetkili kılmak üzere seçti.” Markos 3:14-15. “Bu olaylardan sonra Rab yetmiş kişi daha görevlendi. Bunları ikişer ikişer, kendisinin gideceği her kente, her yere kendi önünde gönderdi.” Luka 10:1. “Boylece artık yabancı ve garip değil, kutsallarla birlikte yurttaş ve Tanrı’nın ev halkısınız. Elçilerle peygamberlerden oluşan temel üzerine ınşa edildiniz. Köşe taşı Mesih İsa’nın kendisidir.” Efesliler 2:19-20. Yüce Kuran der ki: “İsa onlardaki, inkarcılığı sezince: Allah yolunda bana yardımcı olacaklar kimlerdir? dedi. Havarıler: Biz, Allah yolunun yardımcılarıyız; Allah’a inandık, şahit ol ki bizler Müslümanlarız, cevabını verdiler.” Ali İmran Suresi: Ayet 52. Not: Hz. İsa’ya inanan gerçek imamlılar kendilerini Müslüman olarak görüyorlardı; çünkü onun yardımcıları olarak yaşamlarını tamamen Allah’a adamışlardı. Bu yzden yaşamınıAllah’a adayan herhangi bir Hıristiyan aynı zamanda bir Müslüman’dır. 2. Hz. İsa Allah’ın katına çıktıktan sonra ilk inananlar topluluğuna ne oldu? İlk Hıristiyan imanlılar olarak nasıl çalıştılar? Kutsal Yazı der ki: “Pentikost Günü geldiğinde bütün imanlılar bir arada bulunuyordu. Ansızın gökten, güçlü bir rüzgarın esişini andıran bir ses geldi ve bulundukları evi tümüyle doldurdu. Ateşten dillere benzer bir şeylerin bağılıp her birinin üzerine indiğini gördüler.” Elcilerin İşleri 2:1-3. “Onun sözünü benimseyenler vaftız oldu. O gün yaklaşık üç bin kişi topluluga katıldı. Bunlar kendilerini elçilerin öğretisine, paydaşlığa, ekmek bölmeye ve duaya adadılar. Herkesi bir korku sarmıştı. Elçilerin aracılığıyla bir çok belirtiler ve harikalar yapılıyordu. İmanlıların tümü bir arada bulunuyor , her şeyi ortaklaşa kullanıyorlardı. Mallarını mülklerini satıyor ve bunun parasını herkese ihtiyacına göre dağıtıyorlardı. Her gün tapınakta toplanmaya devam eden imanlılar, kendi evlerinde de ekmek bölüp içten bir sevinç ve sadelikle yemek yiyor ve Tanrı’yı övüyorlardı. Bütün halkın beğenisini kazanmışlardı. Rab de her gün yeni kurtulanları topluluğa katıyordu.” Elçilerin İşleri 2:41-47. 3. (Tıpkı İslam’ın 72 mezhebe ayrıldığı gibi) günümüzde Hıristiyanlık da niçin birçok mezhebe ayırılmıştır? İsa Mesih ve Onun gerçek havarileri bunu önceden görmüşler midir? Kutsal Yazı der ki: “Çünkü sahte Mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük belirtiler ve harikalar yapacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar.” Matta 24:24. “Pavlus, Milet’ten Efes’e haber yollayarak kilisenin ihtiyarlarını yanına çağırttı. Ben gittikten sonra sürüyü esirgemeyen yırtıcı kurtların aranıza gireceğini biliyorum. Hatta öğrencileri kendi peşlerinden sürüklemek için sizin aranızdan da sapık sözler söyleyen kişiler çıkacak.” Elçilerin İşleri 20:17, 29-30. 4. Hıristiyanlığı taklit sisteminin arkasında kim vardır? Kutsal Yazı der ki: “Bu tüm adamlar sahte elçiler, kendilerine Mesihin elçisi süsü verenlerdir. Buna şaşmamalı. Şeytan da kendisine ışık meleği süsü verir. Ona hizmet edenlerin de kendilerine doğruluğun hizmetkarları süsü vermesi şaşırtıcı değildir. Onların sonu yaptıklarına göre olacaktır.” Pavlus’tan Korintilere 2. Mektup 11:13-15. 5. Havari Pavls Poma Katolik Kilisesinin başı olarak Papalığın ve sahte bir din sisteminin gelişeceğini nasıl önceden gördü? Şeytan sahte bir Hıristiyanlığı yaymak için bu sistemden nasıl yararlandı? Kutsal Yazı der ki: “Hiç kimse hiçbir şekilde sizi aldatmasın. Çünkü imandan dönüş başlamadıkça, mahvolacak olan o yasa tanımaz adam ortaya çıkmadıkça o gün gelmeyecektir. Bu adam, tanrı tiye anılan ya da tapılan her şeye karşı gelerek kendini hepsinden yüce gösterecek, Hatta kendisini Tanrı ilan ederek Tanrı’nın Tapınağı’nda oturacaktır.” Pavlus’tan Selanikliler’e 2 Mektup 2:3-4. “Yasa tanımaz adam, her türlü mücizede, yanıltıcı belirtilerle harikalarda ve mahvolanları aldatan her türlü kütülükte sergilenen Şeytan’ın etkinliğiyle gelecek. Mahvolanlar, gerçeği sevmeye ve böylece kurtulmaya yanaşmadıklarından mahvoluyorlar. İşte bu nedenle Tanrı yalana kanmaları için onların üzerine yanıltıcı bir güç gönderiyor. Öyle ki, gerçeğe inanmayan ve kötülükten hoşlananların hepsi yargılansın.” Pavlus’tan Selaniklilar’e 2. Mektup 2:9-12. 6.Hıristiyanlığın Katolik ve Protestan mezheplerinde de Hanif imanlılar var mıdıd? Kutsal Yazı der ki: “Bu ağıldan olmeyan başka koyunlarım var. Onları da getirmeliyim. Benim sesimi işiteçekler ve tek sürü, tek çoban olacak.” Yuhanna 10:16. Yüce Kuran der ki: “Onlar, Allah’ ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder, kötülükten menederler; hayırlı işlere koşuşurlar. İşte bunlar iyi insanlardandır. Onların yaptıkları hiçbir hayır karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takva sahiplerini çok iyi bilir.” Ali İmran Suresi: Ayet 114-115. “Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder; kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız: Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri içinçok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinden iman edenler var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır.” Ali İmran Suresi: Ayet 110. “Ey Kitap ehli! Siz, Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbimizden size indirileni hakkiyle uygulamadıkça, (doğru) bir şey (yol) üzedinde değilsinizdir’de. Rabbinden size indirileni, onlardan çoğunun küfür ve azgınlığını elbette artıracaktır. Kafirler topluluğuna üzülme. İman edenler ile Yahudiler, sabiıler ve Hıristiyanlardan Allah’a ve ahiret gününe (gerçekten) inanıp iyi amel işleyenler üzerine asla korku yoktur; onlar üzülecek de değllerdir.” Maide Suresi: Ayet 68-69. 7. Bu son dönümde İsa Mesih’e inanan Haniflerden geri kalanlar ne gibi özellikler taşırlar? Kutsal Yazı der ki: “Bunun üzerine ejderha kadına öfkelendi. Kadının soyundan geriye kalanlarla, Tanrı’nın buyuruklarını yerine getirip İsa’ya tanıklıklarını sürdürenlerle savaşmaya gitti” “’Ona tapınmak üzere ayaklarınakapandım’. Ama o, ‘Sakın yapma!’ dedi. ‘Ben de senin ve İsa’ya tanıklığını sürdüren kardeşlerin gibi bir Tanrı kuluyum. Tanrı’ya tap! Çünkü İsa’ya tanıklık, peygamberlik ruhunun özüdür.”’ Bu da, Tanrı’nın buyruklarını yerine getiren, İsa’ya imanlarını sürdüren kutsalların sabrını gerektiri.” Vehiy 12:17; 19:10; 14:12. Yüce Kuran der ki: “Halbuki onlara ancak, dini yalnız O’na has kılarak ve hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeledi emrolunmuştu. Sağlam din de budur. Ehl-i kitap ve müşriklerden olan inkarcılar, içinde ebedı olarak kalacakları cehennem ateşindidirler. İşte halkın en şerlileri onlardır. İman edip Salih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.” Beyyne Suresi 5-7. Özet İsa Mesih12 kişiden oluşan küçük bir grupla kendisinin imanlılar topluğunu kurmaya başladı. Onlara daha sonra 70 kişi daha eklendi. Onları eğitti ve İncil’i vaaz etmeleri için halkın arasına gönderdi. Bu öğrenciler kendilerini Hanif olarak görüyorlardı. Çünkü yaşamlarını tamamen Allah’ın yardımcılarını olarak çalışmaya adamışlardı. İse Mesih Allah katına çıktıktan sonra Allah ilk Hıristiyan kilisesindeki imanlılara kutsal ruhunu verdi. Öğrençilerin vaazlarının sonucunda imanlılar topluluğuna binlerce kişi daha katıldı. İlk Hıristiyanlar havarilerin öğretilerine bağlı ve her şeyi biri birileri ile paylaşan ve biri birilerine sadık kişilerden oluşan bir grup olarak tanınıyordu. 72 farklı mezhebi bulunan İslam dini gibi Hıristiyanlık da diğer mezheplerin yanı sıra günümüzde Katolik, Ortodoks ve Protestan gibi gruplara ayrılmıştır. İsa Mesih ve havari Pavlus’un önceden gördüğü gibi daha sonradan sahte Mesihler ve havariler ortaya çıkacak ve insanları kandırmak için türlü işaretler ve mücizeler yapacaklardı. Sahte havariler yanlış öğretilerle halkı saptırdılar. Öğrencileri de kendilerinden yana çekmeye çalışıyorlardı. Onların arkasında kendilerini destekleyen ve asıl amacı sahte bir Hıristiyanlık dini kukmaya çalışan Şeytan vardır. Hristiyanlığı en geniş kolu papalığının liderliğindeki Roma Katolik Kilisesidir. Papalık yeryüzünde kendisini Allah ile bir görmüştür. Dier tarafta ise Allah’ın havarileri, peygamberler, gerçeğe sadık olan diğer elçileri vardır. Her çağda İsa Mesih’e inanan Hanif imanlılar vardır. “Onlar Allah’a ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder, kötülükten menederler; hayırlı işlere koşuşurlar. İşte bunlar iyi insanlardandır. Onların yaptıkları hiçbir hayır karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takva sahiplerini çok iyi bilir.” Ali İmran: 114115. Günümüzde bu imanlılardan geriye kalanlar Allah’ın buyuruklarını yerine getirenler ve Hz. İsa’ya iman ve tanıklık edenlerdir. “Halbuki onlara ancak, dini yalnız O’na has kılarak ve hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.” Beyyine Suresi: Ayet 5. Allah’ın Ayetleri 13.Bölüm DÜNYANIN KÖTÜLÜKLERDEN TEMİZLENMESİ VE YENİLENMESİ Allah yeryüzünü günahın ve günahkarların kirliliğinden nasıl temizleyecek? Şeytan’ı ve diğer kötüleri gece gündüz hiç durmadan sonsuza dek yakacak mı? Yoksa onları sadace kül oluncaya dek mi yakacak? Cehennem evrensel olarak içerisinden sürekli ateş çıkan bir işkence yeri olarak bilinir. Aslında Roma Katolik Kilisesi Hıristiyanları ve diğer insanlar da tıpkı cennet gibi cehennemin gibi şu an var olduğuna inanırlar. Yukardaki yer alan soruların cevaplarını hadis ve diğer kaynaklar yerine Allah’ın kutsal kitapları- Yüce Kuran ve Kutsal Yazı’da arayalım. Allah’ın sözünü dinleyelim. Onun sözü doktrinal her konuda son noktayı koyar. Allahhiç kimsenin cehennemde ateşte yanmasından mutluluk duymaz. “Çünkü Ben kimsenin ölümünden sevinç duymam. Egemen RAB: böyle diyor. Öylese günahınızdan dönün de yaşayın!” Hezekiel 18:32. “Bu yüzden, ey İsrail halkı, sizleri, her birinizi yolunuza göre yargılayacağım. Egemen RAB böyle diyor. Dönün! İsyanlarınızdan dönün! Günahın sizi yıkıma sürüklemesine izin vermeyin. İsyanlarınızın kendinizden uzaklaştırın. Yeni bir yürek, yeni bir ruhedinin. Neden ölaceksin, ey İsrail halkı?” Ayet 30-31. Fakat Şeytan hiç kimseden öyle kolay vazgeçmez. Kendisine Allah tarafından verilen sürede Şeytan’ın amacı “yeryüzünde insanlara (günahları) süslemek ve onları hepsini mutlaka kandırmaktır . Ancak onlardan ihlaslı olan kullak müstesnadır.” Hicr Suresi 39-40. “Ayık ve uyanık olun.Düşmanınız İblis kükreyen aslan gibi yutacak birini arayarak dolaşıyor.” 1. Petros 5:8. Mümkün olduğunca çok insanı kandırarak kendisi ile birlikte cehenneme götürmek için yaşamı boyunca her anı değerlendirlenmeye çalışır. “Bunun için, ey gökler ve orada yaşanlar, Sevinin! Vay halinize, yer ve deniz! Çünkü İblis zamanının vaz olduğunu bilerek Büğük bir ofkeyle üzerinize indi.” Vahiy 12:12. Fakat Allah Şeyten’ın işine son vermek ve dünyayı kötülüklerden temizlenmekte kararlıdır! Daha sonra dünyayı yeni baştan yaratacak ve onu Hanif imanlılar için bir cennet bahçesi haline getirecektir. Bu yeni dünyada yaşamın nasıl olacağını gerek Kuran gerek se Kutsal Yazı açıkça belirtmettedir. Ranman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla 1. Şeltan insanları kandırmak için yoğun bir şekilde sürdürdüğü mücadelerden vazgeçecek midir? Eğer vazgeçecek ise, bu nasıl olacaktır? Kutsal Yazı der ki: “Sonra bir meleğin gökten indiğini gördüm. Elinde dipsiz direnliklerin anahtarı ve büyük bir zincir vardı. Melek ejderhayı –İblis yada Şeytan denen o eski yılan – yakalayıp bir yıl icin bağladı. Bin yıl tamamlanıncaya dek ulusları dir deha saptırmasın diye onu dipsiz direnliklere attı, oraya kapayıp girişi mühürledi. Bin yıl geçtikten sonra kısa bir süre için serbest bırakılması gerekiyor.” Vahiy 20:1-3. Not: Peygamber Yuhanna rüyetinde Şeytan’ın ulusları bir daha saptırmaması için büyük bir zincir ile tanımlanan şartlarla 1 ,000 yıllık bir süre için bağladığını gördü. 2. Şeytan ne zaman bağalanacak? Hangi şartlar onun kötülük yapmasını engelleyeçek? Yüce Kuran der ki: “Şüphesiz ki o (İsa), kıyametin (ne zaman kopacağını) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğdu yoldur.” Zuhruf Suresi: Ayet 61. “Yerküre kendine has sarsıntısıyla sallandığı, Toprak ağrlıklarını dışarı çıkardığı, Ve insan “Ne oluyor bunu!” dediği vakit, İşte o gün (yer) habirlerini anlatır, Rabbinin ona bildirmesiyle. O gün insanlar amellerini görmeleri (karşılıgını almaları) için darmadağınık geri dünüp gelirler.” Zilzal Suresi: Ayet 1-6. Kutsal Yazı der ki: “O zaman İnsanğolu’nun bilirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğulu’nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler. Kendisi güçlü bir borazan sesiyle meleklerini gönderecek. Melekler O’nun seçtiklerini göğün bir ucundan öbür ucuna dek, dünynın dört bucağından toplayacaklar.” 24:30-31. “Gökyüzü dürülen bir tomar gibi ortadan kalktı. Her dağ, her ada yerinden sökülür alındı. Dünya kralları, büğükleri, komutanları, zenginleri, güçlüleri, özgürü kölesi herkes mağaralara, dağlardaki kayaların arasına gizlendiler. Dağlara, kayalara, “Üzerimize düşün!” dediler, “Tahta oturanın yüzünden ve Kuzu’nun gazabından saklayın bizi! 17 Çünkü onların gazabının büyük günü geldi. Buna kim dayanabilir?” Vahiy 6:14-17. Not: İsa Mesih geldiğinde doğudan, batıdan, kuzeyden ve güneyden Allah’a gerçek iman edenleri bir araya getirecek ve öğrencilerine verdiği sözün yerine getirlmesi için onlara her birlikte Allah katına alacaktır. (Yuhanna 14:1-3’e bakınız). Fakat dönyada kalacak olan kötüler dünya yerle bir olurken yüvarlanan dağların ve kıyaların alında kalıp öleceklardir. 1 000 yıl boyunca Şeytan’ındışında yeryüzünde tek bir canlı varlık kalmayacaktır. 3. 1 000 yıl geçtikten sonra Şeytan ne yapacaktır? Allah en sonunda ona ve diger kötülere ne yapacaktır? Kutsal Yazı der ki: “ilk diriliş budur. Ölülerin geri kalanı bın yıl tamamlanmadan dirilmedi. İlk dirilişe dahil olanlar mutlu ve kutsal dır. İkinci ölümün bunların üzerinde yetkisi yoktur. Onlar Tanrı’nın ve Mesih’in kahinleri olacak, Onunla birlirte bin yıl egemenlik sürecekler. Bin yıl tamamlanınca Şeytan atıldıgı zindandan serbest bırakılacak. Yeryüzünün dört bucağındaki uluslara –Gog’la Magog’u – sapsırmak, savaş için bir araya toplamak üzere zindandan çıkacak. Toplananların sayısı deniz kumu kadar çoktur. Yeryüzünün dört bir yanından gelerek kutsalların ordugahını ve sevilen kenti kuşattılar. Ama gökten ateş yağdı, onları yakıp yok etti.” Vahiy 20:5-9. Not: 1 000 yıllık bu süre iki diriliş arasında olacaktır. Bu ilk dirilişte ölü olan dürüstler dirilecek ve yaşayan dürüstler ile birlikte Allah katına alınacaklardı. İkinci dirilişte kötüler dirilecekve son olarak yargılanmaları için Allah’ın huzuruna çıkacaklardır. Şeytan Allah’ın kutsal şehri Yeni Yaruşalim’i kuşatmak için onları bir araya getirecek ve şehre Hücüm ettiği sırada üzerlerine ateş yağacaktır. 4. Şitan’ın ve diğer kotölerine ateşile alacağı ceza sonsuza dek sürecek olan bir işkence mi olacaktır? Kutsal Yazı der ki: “Onları saptıran İblis ise canavarla sahte peygamberin de içinde bulunduğu ateş ve kükürt gölüne atıldı. Gece gündüz, sonsuzlara dek işkence çekeceklerdir. Ölüm ve ölüler diyarı ateş gölüne atıldı. İşte bu ateş gölü ikinci ölümdür.” Vahiy 20:10, 14. “Her ŞeyEgemen RAB diyor ki, ‘İşte o gün geliyor, fırın gibi yanıyor. Kendini beğenmişlerle kötülük yapanlar samandan farksız olacak; o gün hepsini yakacak. Onlarda ne kök, ne dal bırakalacak. Ama siz, adıma saygı gösterenleriçin ışınlarıyla şifa getiren doğruluk güneşi doğacak. Ve cıkıp ahırdan salınmış buzağılar gibi sıçrayacaksınız. Kötüleri ezeceksiniz. Çünkü bünları yaptığım gün, ayağınızın altında kül olacaklar.’ Böyle diyor Her Seye Egemen RAB.” Malaki 4:13. Not: Onların cezalandırılma süreleri ile ilgili olarak geçen “sonsuza dek” deyimi, sonsuza dek sürecek olan bir işkence anlamına galmemektedir. Bu sözle Allah’ın onları ne kadar ağır bir şekilde cezalandıracağını belirtmektedir. Yanacak malzeme olduğu sürece” .....asla sönmeyecek olan ateş....” Markos 9:43. Cehennem ateşinide bir sonu olacaktır. Çünkü kötülük kendilerine ne bir dal ne de kök bırakan bir ekin anızı gibi yanacaklar ve kül olacaklardır. İkinci ölüm budur. Günah ve gühahkarlar sonunda yeryüzünden silinecektir. 5. Dünyanın ateşle temizlenmesi ne kadar yoğun olacaktır? Kutsal Yazı der ki: “Ama Rabbın günü hırsız gibi gelecek. O gün gökler büyük bir gürültüyle ortadan kalkacak, maddesel öğeler yanarak yok olacak, yer ve yeryüzünde yapılmış olan her şay yanıp tükenecek.” 2. Petros 3:10. 6. Dünya yandıktan sonra Allah onu tekrar nasıl yaratacak? Yüce Kuran der ki: “Yer başka bir yer, gökler de (başka gükler) haline getirildiği, (insanlar) bir ve güçüne karşıdurulamazolan Allah’ın huzuruna çıktıkları gün (Allah bütün zalimlerin cezasını verecektir).” İbrahim Suresi: Ayet 48. Kutsal Yazı der ki: “Bundan sonra yeni bir gökler yeni bir yeryüzü gürdüm. Çünkü önceki gökle yeryüzü ortadan kalkmıştı. Deniz de yoktu artık.” Vahiy 21:1. 7. Yüce Allah dünyayı nasıl yaratacak? Yeni Dünyada dürüstler sonsuza dek nasıl yaşayacak? Yüce Kuran der ki: “(Resulüm!) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takva sahipleri için Rableri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyen kalacakları cennetler, terteniz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah’ın hoşnutlugu vardır. Allah kullarını çok iyi görür.’ Ali İmran Suresi: Ayet 15. Kutsal Yazı der ki: “Kutsal kentin, yeni Yeruşalim’in gökten, Tanrı’nın yanından indiğini gördüm. Güveyi için hazırlanmış süslübir gelin gibiydi. Tahttan yükselen gür bir sesin şöyle dediğini işittim: “İşte Tanrı’nın konutu insanların arasındadır. Tanrı onların arasında yaşayacak. Onlar O’nun halkı olacak, Tanrı’nın kendisi de onların arasında bulunacak.” Vahiy 21:2-3. Özet İçerisinde her türlü şiddet ve kötülüğün bulunduğu dir dünyada yaşıyoruz. Şeytan farklı yerlerde hatta dini alemde bile ektiği kötülük tohumlarını şu an biçmektedir. İnsanlar dinlerinin uğruna biri birileriyle savaşmaktadır. Başkalarına karşı duydukları nefreti asıl kaynağının Allah’ın düşmanı – Şeytan’ın kendilerini kışkırtması sonucunda oluştuğunu bilmeden biri birilerine karşı savaşmaktadırlar. Şeytan bir süre sonra çözülmez zinciri andıran şartlarla bağlanacak ve inzivaya çekilmek zorunda kalacaktır. İsa Mesih Yargı Günü’nde geldiğinde kötüler Allah’ın görkemli parıltısının etkisiyle öleceklerdir. Diğerleri saklanmak için değlara ve mağmalarala kaçacaklardır. Fakat yeryüzündeki büyük sarsıntının etkisi ile dağların ev yuvarlanan kayaların altında kalacaklardır. Bununla birlikte dürüst ölmüş olanlar ise mezarlarından kalkacaklardır. Yaşayan dürüstlerle bir araya gelecekler ve İsa Mesih ile göküzünde buluşacaklardır. İsa Mesih onlara Allah katına çıkaracak ve 1000 yıl boyunca onlarla orada hüküm sürecektir. Şeytan ve onun kötülük melekleri kandıracak hiç kimsenin olmadıgı bu karanlık dünyada 1 000 boyunca kalacaklardır. Ne kadar uzun bir süredeğil mi? Bi yılın sonunda İsa Mesih ve Allah’ın yeni Yaruşalim şehrindeki dürüstler bu dünyaya geleceklerdir. Kötülerin hepsi dirilecek ve Şeytan Allah’a karşı son kes savaşmak üzere onları bir araya getirecektir. Şeytan’ın önderliğindeki kötüler Allah’ın Yeni Yaruşalim kentini kuşatıp zorla ele geçirmeye çalıştıklarında Allah, onların üzerine ateş salacaktır. Bu bir ateş gölü olacaktır. Ateş sıcaklığından dünyayı oluşturan elementler bile eriyecektir. “Kötülerin sonsuz işkencesi” sonsuz dek sürecek bir işkence anlamına gelmemektedir. Bu sözlerle Allah’ın onları ne kadar ağır bir şekilde cezalandıracağını belirtilmektedir. Yanacak malzeme olduğu sürece “.....asla sönmeyecek olan ateş.....” Markos 9:43. Cehennem ateşini de bir sonu olacaktır. Çünkü kötüler kendilerine ne bir dal ne de kök bırakan bir ekin anızı gibi yanacaklar ve kül olacaklardır. İkinci ölüm budur. Günah ve günahkarlar sonunda yeryüzünden silenecektir. Allah kötülerden temizledikten sonra dünyayı yeniden yaratacak ve Hanif kulları için bir cennet bahçesi haline getirecektir ve onlar Allah’ın huzurunda sonsuza dek burada yaşayacaklardır. Allah’ın Ayetleri 14.Bölüm GERÇEK BİR İSLAM DİNİN İŞARETLERİ 72 Mezhepten hangisi gerçek İslam’ı temsil eder? İnsan, kendisini Cennet’e giden doğru yola götüren gercek dini bulduğundan nasıl emin olabilir? Allah’ın iki kutsal kitabı Kuranı Kerim ve Kutsal Yazı’ya göre gerçek İslam gurubunu tanımlayabilecek bazı somut işaretler bulabilir mıyız? Şeytanın kilisesi dahil olmak üzere her din, insanın kurtuluşu için gerekli olan gerçeklere sahip olduğunu iddia eder. Tıpkı Hıristiyanlık gibi İslam da çeşitli gruplara ayrılmıştır. Bunlardan bazıları; sünnilik, Şiilik, Sufilik, İsmaillik, İslam Ulusu (kara Müslümanlar) ve Teslimiyetçiler. Bu 72 farklı meshebin birçok ortak yönü bulunmasına rağmen her birini kendine has yöntemleri vardır. Ayrıca her birinin kendine özgü dini inanç şekilleri ve usulleri vardır. Kendi mezheplerinden olmayan Müslümanları sürekli eleştirme eğilimindedirler. Aynı Allah’a ibadet etmelerine, aynı kutsal yerde haç vazifelerini yerine getirmelerine, haç esnasında aynı giysileri giymelerine ve Allah’ın son eyçisi olarak aynı peygambere inanmalarına rağmen kimi zaman biri birileri ile yan yana gelmekten bile kaçınırlar. Ne yazık ki bu mezheplerden bazılarının biri birilerine karşı savaştıkları bile bilinmektedir. Bu savaş İslam adına yapılır. Savaşta aynı şekilde haykırırlar “Allahu Ekber” (Allah Yücedir). Yüce Kuran Allah’ın Hz. İbrahim’in çocukları için seçtiği bir imandan söz eder. Hz. İshak ve Hz. İsmail’ın soyundan gelen torunlara olarak Hıristiyanlar ve Müslümanların tek ve aynı imana sahip olmaları gerekmektedir. İki nesilden gelen imanlıların bir araya gelerek Hanif topluluğunu oluşturması Allah’ın isteğidir. Fakat Şeytan sürekli olarak onları ayırmaya ve biri birlerinekarşı kin ve nefret duymalarını sağlamaya çalışmaktadır. Müslümanların Hıristiyanlara karşı “Cihat” (Kutsal Savaş) adı altında savaş ilan etmeleri Şeytan’sebep olduğubir iştir. Hıristiyanların Müslümanlara karşı Haçlı Seferleri düzenlemelerinin sebebi de iyne Şeytan’ın işidir. Şeytan Yahudileri İsrail’i savunmak için çoğunluğu Müslüman olan Araplara karşı kışkırtmaktadır. Fakat ilginçtir ki; bu üç grubun her biri de Hz. İbrahim ‘in kendilerinin ruhsal babaları olduğunu iddia ederler. Onlar biri birlerini sevmeleri ve saymaları gereken kardeşlerdir. Fakat her birinin de kendini has özellikleri olan bir dini vardır. Hz. İbrahim’ın tüm çoçukları için sadece tek bir dini vardır. Allah Hz. Muhammed’e şoyle demiştir: “De ki: ‘Allah doğruyu söylemiştir’. Öyle ise, hakka yönelmiş olarak İbrahim’in dinine uyunuz. O, müşriklerden değildi.” Ali İmran Suresi: Ayet 95. Rahmen ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla 1. Gerçek İslam dinini kim kurmuştur? Gerçek İslam’ın ilk işareti ve temel Felsefesi nedir? Yüce Kuran der ki: “İbrahim’in dininden kendini bilmezlerden başka mim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada (elçi) seçtik, şüphesiz o ahirette de iyilerdendir. Çünkü Rabbi ona: Müslüman ol, demiş, o da: Alemlerin Rabbine boyun eğdim, demişti. Bunu İbrahim de kandi oğullarına vasiyet etti, Yakup da: Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslam’ı) seçti. Ohalde sadece Müslümanlar olarak ölünüz (dedi).” Bakara Suresi: Ayet 130-132. “İşlerinde doğru olarak kendini Allah’a veren ve İbrahim’in, Allah’ı bir tanıyan dinine tabi olan kimseden dince daha güzel kim vardır? Allah İbrahim’i dost edinmişti.” Nisa Suresi: Ayet 125. 2. Gerçek İslam’ın ikinci işareti olarak doktrinal gerçekleri, öğretilerin ve uygulanan kuralların temel olarak hangi kutsal kitaplarından yararlanır? Onu daha iyi anlaya bilmek ve daha detaylı bir şekilde açıklayabilmek için hadislere ihtiyaç var mıdır? Kutsal Yazi der ki: “Kutsal Yazılar’ın tümü Tanrı esinlemesidir ve öğretmek, azırlamak, yola ğetirmek, doğruluk konusuda eğitmek için yararlıdır.” Pavlus’tan Timoteos’a 2. Mektup 3:16. Yüce Kuran der ki: “Elif. Lam. Ra. Bunlar kitabın ve apaçık bir Kuran’ın ayetleridir.” “(De ki): Allah’tan başka bir hakem mi arayacağım? Halbuki size Kitabı açık olarak indiren O’dur. Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, Kuranın gerçekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. Sakın şüpheye düşenlerden olma!” Enam Suresi: Ayet114. 3. Yüce Allah, belirtileri ve sonuçları Gerçek İslam’a inananların yaşamlarında açıkça görülecek olan hangi minitleri bağışlayacaktır? Gerçek İslam’a inananrar neye inandıklarınıve neyi uyguladıklarını iddia ederler? Yüce Kuran der ki: “Ey Adem oğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giyisi, süslenecek elbisi yarattık. Takva elbisesi... İşte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın ayetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar (diye onları indirdi). “ Araf Suresi: Ayet 26. “Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hidayetlerini arttırır ve sakınmalarını sağlar.” Muhammed Suresi: Ayet 17. “İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a , ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah’ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara , yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekat verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Muttakıler ancak onlardır!”Bakara Suresi: Ayet 177. Not: Gerçek İslam “... müşterek olan...” noktalarda hemfikir olan Hanif imanlılardan oluşur (Ali İmran Suresi: Ayet 64.). “Halbuki onlara ancak, dini yalnız O’na has kılarak ve hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.” Beyyine Suresi: Ayet 5. Kutsal Yazı der ki: “Ruh’un ürünüyse sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetimdir.Bu tür nitelikleri yasaklayan yasa yoktur.” Pavlus’tan Galatyalılar’a Mektup 5:22-23. 4. Yüce Allah kendisi ile kutsal halkı arasında bir işaret olması için zamanı bağlı olan hengi belirtiyi vermiştir? Yedinci Gün Şabat’ın maksadı Cuma gününden farkı mıdır? Yüce Kura der ki: “Söz vermelerini (takviye) için Tur’u başladına diktik de onlare, ‘Baş eğerek kapıdan girin’ dedik, ‘Cumartebi günü sınırı aşmayin’ dedik. Kendilerinden sağlam söz aldık.” Nisa Suresi: Ayet 154. “Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, heman Allah’ı anmaya koşun ve alış veriş bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır.” Cuma Suresi: Ayet 9. Kutsal Yazı der ki: “Kendilerini kutsal kılanın ben RAB olduğumu anlasınlar diye aramızda bir belirti olarak Şabat günlerimi de onlara verdim.” Hezekiel 20:12. Şabat Günü’nü kutsal sayarak anımsa. Altı gün çalışaçak, bütün işlerini yapacaksın. Ama yedinci gün bana , Tanrı Rab’be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiç bir iş yapmayacaksınız.” Mısırdan Çıkış 20:8-10. Not:Cuma günü hep birlikte ibadet etmek için bir araya gelinir, ibadet yaklaşık bir saat sürer ve imanlılar tekrar işlerine geri dönerler. Şabat günü 24 saat boyunca iş yaşamından tamamen uzaklaşarak dinlenmek ve Allah’a ibadet etmek için belirlenmiş bir gündür. Hanif imanlılar her iki güne de uyarlar. 5. Sağlık açısından hangi diyat Hanif halkı için uygun görülmüştür? Yüce Kuran der ki: “Kendileri için nelerin helal kılındığını sana soruyorlar; de ki: Bütün iyi ve temiz şeyler size helal kılınmıştır. Allah’ın size öğretiğinden öğretip avcı hale getirdiğiniz hayvanların sizin için yakaladıklarından da yein ve üzerine Allah’ın adını anın (besmele çekin). Allah’tan korkun. Allah’ın hesabı pek çabuktur.” Mayde Suresi: Ayet 4. Kutsal Yazı der ki: “İsrail halkına deyin ki, ‘Karada yaşayan hayvanlardan şunların etini yiyebilirsiniz: Çatal ve yarıktırnaklı, geviş getiren hayvanların tümü.” “ ‘Suda yaşayan hyvanlardanşunların etini yiyebilirsiniz: Denizde, akarsularda yaşayan pullu ve yüzgeçli canlıların etini yiyebilirsiniz.”’ Levililer 11:2-3, 9. “Tanrınız RAB benim. Kendinizi kutsayın ve kutsal olun. Çünkü ben kutsalım. Küçük kara hayvanlarının hiçbiriyle kendinizi kirletmeyin.” Ayet 44. Not: Sigara, alkol, uyuşturucu ve kumar da (yasak) haramdır. Çünkü bu alışkanlıklar insan sağlığına zararlıdır. 6. Gerçek İslam Allan’ın elçileri arasında ayırım yaparken içlerinden birisini en yüce diye adlandırır mı? Yüce Kuran der ki: “Alla’a ve peygamberlerine iman eden ve onlardan hiç birini diğerlerinden ayırmayanlara (gelince) işte Allah onlara bir gün mükafatlarını verecektir. Allah çok bağışlayacı ve esirgeyicidir.” Nisa Suresi:Ayet 152. 7. Son iş olarak Hanif imanlılar neyi bekler ve ne için hazırlanır? Yüce Kuran der ki: “Şüphesiz ki o (İsa), kıyametli (ne zaman kopacağının) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur.” Zuhruf Suresi: Ayet 61. Kutsal Yazı der ki: “Çünkü bedende yaşarken gerek iyi gerek kötü, yaptıklarımızın karşılığını almak için hepimiz Mesih’in yargı kürsüsü önüne çıkmak zorundayız.” Pavlus’tan Korintlilere 2. Mektup 5:10. Özet Yüce Allah gercek İslam’ı bulabilmemiz için bize on farklı işaret vermiştir. Bu işaretler şunlardır; 1. Gercek İslam kendisini Allah’a ve rızasına tamamen teslim eden Hz. İbrahim tarafından kurulmuştur. 2. Hanif imanlıların hiçbiri daha öncekilerin doğruladığı Kuran ve Kutsal Yazı’dan başka bir kitabı kutsal kitap olarak kabul etmezler; çünkü onun doktrinel öğretisi ve uygulama usulleri hadisleri kapsamamaktadır. 3. Hanif imanlıların tümü İslam’ın 5 şartı ile imanın 6 şartını Allah’ın kutsal kitaplarında gösterildiği gibi kutsal gerçekleri kabul ederek yerine getirirler. 4. Hanif imanların tümü sadece iman yoluyla Allah’ın lütuf oladak bağışladığı “dürüstlüğe” (takva) bağlıdır ve bu dürüstlüğü alanlara “ Hanif” denir. 5. Kutsal Ruh’un meyvesi olan (sevgi, sevinç, huzur, uzun süreli acı ve keder, iyilik, nazaket, sadakat ve öz-denetim) Hanif İslam’ını tanımlar. Bu netilikler imanlıların yaşamlarında Allah’ın dürüstlüğünün yansımasıdır ve onların yaptıkları iyi işlerle açıkça farkedilir. 6. Gerçek İslam farklı bir dini yapıya sahiptir; Çünkü Hz. İsmail’in torunları ile ortak noktalarda hemfikir olan kutsal kitabın Hanif halkını kabul eder. 7. İnananların ibadet günü olan Cuma günü ile birlikte Hanif imanlıların tümü Allah’ın kutsal halkı ile arasında bir işar olan Şabat gününe sadakatle uyarlar. 8. Sağlık açısından tüm Hanif imanlılar sadece helal yiyecekleri yer ve deniz ürünleri de dahil olmak üzere haram yiyeceklerden uzak dururlar. 9. Gerçek İslam Hz. Muhammed de dahil olmak üzere Allah’ın resulleri arasında hiçbir ayrım yapmaz. 10.Hanif imanlıların tümü Yargı Günü’nde gelecek olan İsa Masih ile bir araya gelmek için bekler ve bunun için hazırlanırlar. Hz. İbrahim’in çocuklarının tümü için sadece tek bir din vardır. “De ki: Allah doğruyu söylemiştir. Öyle ise, hakka yönelmiş olarak İbrahim’in dinine uyunuz. O, müşriklerden değildi.” Ali İmran Suresi: Ayet 95. Allah’ın Ayatleri 15.Bolüm HZ. MUHAMMED’ İN SONUNCU PEYGAMBER Hz. Muhammed peygamber sizi yaşamınızda nasıl güçlü bir etki yarattı. İnanç ve uygulama açısında İslam’ın en beğendiniz yanı nedir? İslam hangi bakımlardan sizin için anlamlıdır? Hz. Muhammed İ.S 571 yılında Arabistan Mekke’de Kureyş kabilesinde dünyaya geldi. Hz. Abdullah O doğmadan önce öldü . Hz. Muhammed henüz 6 yaşındayken de annesi Hz. Amine vefat etti. Onu dedesi Abdulmattalid büyüttü. Abdulmuttalib de Hz. Muhammed henüz 8 yaşındayken vefat etti. Bunun üzerine Kureyş lideri Ebu Talib onu kendi himayesi altına aldı. Hz. Muhammed daha çoçukluk döneminden itibaren amcası ile birlikte ticaret hayatına atıldı, aynı zamanda koyun sürülere güttü ve dürüst bir kişi olması ile ünlenen Hz. Muhammed’e kendisinin işlerinde yardımcı olmasını önerdi. Daha sonra aralarında 15 yaş fark olmasına rağmen Hz. Hatice ve Hz. Muhammed evlendiler. Sık sık Hira Nur dağındaki Hira mağarasına Allah’a gönülden bağlı bir şekilde dua ediyordu. 40 yaşında iken İ.S. 610 yılanda Cebrail Ona Allah’ın vahiylerini bildirmeye başladı. Bunun üzerine Peygamber Allah’ın vahiylerini karısı, arkadaşları, akrabaları ve diğer insanlar ile paylaştı. İslam’ı ilk kabul eden kişi eşi Hz. Hatice oldu. Onun ardından Hz. Ali (kuzeni) Seyit (uşağının oğlu) ve Ebu Bekir de İslam’ı kabul ettiler. Böylece İslami Hareket yavaş yavaş insenlığa yayılmaya başladı. Hz. Muhammed Mekkelilere açıkça vaaz ediyordu; fakat Mekkeliler ona zulmettiler. Kendilerine düşmanca davranılmasından bolayı ilk Müslümanların bazıları Habeşistan’a (Etiopya) göç (hicret) ettiler. Habeşistan’daki Hahif Hıristiyanlar ile Hz. Muhammed ve grubunun iyi ilişkiler içerisinde olmasından dolayı Habeşistan’a sığınmayı tercih ettiler. Diğer imanlılar ise İ.S. 622 yılında Medine’ye hicret ettiğinde Medineli Müslümanlar ile ikinci bir anlaşma imzaladıktan sonra Hz. Muhammed’i izlediler. Medine ilk İslam şehri ve İslami topluluğun merkezi oldu. İslam buradan diğer bölgelere yayıldı. Hz.Muhammed 8 Haziran 632 yılında 63 yaşında vefat etti. Rahman ev Rahim Olan Allah’ın Adıyla: 1. Orta Doğu ve Avrupa’da dini alandaki gelişmelerle ilgili kehanetlerin tarih boyunca gercekleşmesi göz önüne alındığında Hz.Muhammed neyi sembolize eder? Kutsal Yazı der ki: “Beşinci melek borazanını çaldı. Gükten yere düşmüş bir yıldız gördüm. Dipsiz derinliklere açılan kuyunun anahtarı ona verdi. “ Vahiy 9:1. Not: Yıldız Allah’ın elçisinin kutsal bir sembolüdür (örn: melek). Vahiy 1:20. Hz.Muhammed’e “dipsiz derinliklerin” –geniş ve kıraç Arabistan çölünün – kapılarını “açan ve kapatan” anahtar, bir güç (Vahiy 3:7) verilmiştir. Pers kralı 2. Hüsrev’in tahtan inmesi Pers imparatorluğunun çökmesine sebep oldu ve Arap güçlerinin gelişmesine imkan sağladı. 2. Hz.Muhammed’in ve kandisinden sonraki halifelerinin önderliğinde İslam’ın yükselişi Avrupa’daki sapkın Hıristiyanlığı nasıl etkiledi? Hz. Muhammed ve onun güçlerinin zaptettiği kutsal kitabın halkına (Yahudiler ve Hıristiyanlara) Allah’ın bildirdiği mesaj nedir? Kutsal Yazı der ki: “Dipsiz derinliklerin kuyusunu açınca, kuyudan büyük bir ocağın dumanı gibi birduman çıktı. Kuyunun dumanından güneş ve hava karardı.” Vahiy 9:2. Not: Hz.Muhammed ve halifelerinin önderliğinde İslam, Arabistan çölünde büyük bir gelişme sağladı. İ.S. 634 yılında 2. Halife Hz.Ömer hızla yayılan İslam dinini Arabistan sınırlarına dışına taşıdı. Mısır, Suriye, Irak ve Mezopotamya’nın kuzeyinde İslam yaygın hale geldi. Ayrıca Filistin ve İspanya’yı da fethettiler. Böyle İslam’ın dumanı bu yerlerdeki sapkın Hıristiyanlığın günesini kararttı. Yüce Kuran der ki: “Ey kavmim! Allah’ın size (vatan olarak) yazdığı mukaddes toprağa girin ve arkanıza dönmeyin, yoksa kaybederek dönmüş olursunuz.” Maide Suresi: Ayet21. 3. Hz.Muhammed’in ilahi misyonu niydi? Kuran bu misyonda ne gibi bir rol oynadı? Yüce Kuran der ki: “Sana gelen iyilik Allah’tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter.” Nisa Suresi: Ayet 79. “Kendilerine azabın geleceği, bu yüzden zalimlerin: “Ey Rabbimiz! Yakın bir müddete kadar bize süre ver de senin davetine uyalım ve peygamberlere tabi olalım” diyecekleri gün hakkında insanların uyar. (Onlara denilir ki:) “Daha önce, sizin için bir seval olmadığına, yeni etmemiş miydiniz?” İbrahim Suresi: Ayet 44. “ ‘Ona Rabbinden (başkaca) mucizeler indirmeli değil miydi? Derler. De ki: ‘Mucizeler ancak Allah’ın katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım. Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yatmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır.”’ Ankebut Suresi: Ayet 50-51. 4. Hz.Muhammed kendisini Allah’ın diğer peygamberleri ile nasıl kıyasladı? Onun peygamberle olan ilişkilerinde Kuran nasıl bir rol oynadı? “Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah’ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.” Ahzar Suresi: Ayet 40. “Sana da, daha önceki kutabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitabı (Kuran’ı) günderdik.” “Bu (Kur’an), Ümmü’l-kura (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri doğrulayacı müberek bir kitaptır. Ahireti inananlar buna da inanırlar ve onlar namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler.” Enem Suresi: Ayet 92. Not: Mühür belgenin geçerliliğini doğrulamak için kullanılır. Hz.Muhammed’in peygamberliği ve Kuran daha önceki peygamberlere verilen vahiylerin gerçekliğini kanıtlamıştır. Peygamberlerin bir mührü olarak Hz. Muhammed, onların Allah’ın elçileri olduğunu ve kendilerine bildirilren gerçeklerindoğruluğunu teyit etmiştir. Hz. Muhammed ve onun halifeleri tarih boyunca karanlık cağlarda allah’ın Sözünü yok etmeye çalışan papalığın güçlerinden Kutsal Yazı’yı korumak için yardımcı olmuştur. 5. Hz.Munammed’in yaşamı boyunca Kutsal Yazı’ya ulaşma imkanı oldu mu? Allah’ın Sözü’nün değiştirildiğini yada carpıtıldığını görüp, bu yüzden bunu önemsemedigi oldu mu? Yüce Kuran der ki: “İşte o apaçık delil, Allah tarafından gönderilen ve tertemiz sahifelere okuyan bir elçidir. En doğru hükümler vardır şu sahifelerde.” Beyyne Suresi: Ayet 2-3. “(Resulüm!) Eğer sana indirdiğimizden (bu anlattığımız olaylardan) kuşkuda isen, senden önce Kitabı (Tevrat ve İncil’i) okuyanlara sor. Andolsun ki, Rabbinden sana hak gelmiştir. Sakın şüphecilerden olma!” Yunus Suresi: Ayet 94. “Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. O işitendir, bilendir.” Eman Suresi: Ayet 115. 6. Kuran’nın daha iyi anlaşılabilmesi için Hz.Muhammed’in söylediği iddia edilen sözlerinive onun usullerini kapsayan hadislere ihtiyacı var mıdır? Yüce Kuran der ki: “Elif, Lam, Ra. Bunlar kitabın ve apaçık bir Kuranın ayetleridir.” Hicr Suresi: Ayet 1. “(De ki): Allah’tan başka bir hakem mi arayacaım? Halbuki size Kitabı açık olarak indiren O’dur. Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, Kuran’ı gerçekten Rabbin tarafından inidrilmiş olduğunu bilirler. Sakın şüpheye düşenlerden olma!” Enam Suresi: Ayet 114. Hakikaten biz bu Kuran’da insanlar için her türlü misali sayıp dükmüşüzdür. Fakat tartışmaya en çok düşkün varlık insandır.” Kehf Suresi: Ayet 54. 7. Tıpkı diğer peygamberler gibi Hz.Muhammed’in dürüstlüğü ve kutsallığı da Allah tarafından korunmasına rağmen; Allah onun hatasız oldugunu ve bu yüzden affedilmeye ihtiyacı olmadığını bildirdi mi? Hz.Muhammed’in iyi bir kişiliğe sahip olmasına rağmen (Ahzar Suresi 21), Allah onun, kimi kendisine örnek almasını önerdi. Yüce Kuran der ki: “Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Bana ilahınızın bir tek ilah olduğunu vahiy olunuyor. Artık ona yönelin, O’ndan af dileyin. Ortak koşanların vay haline!” (Fusslet Suresi: 6 cı Ayet) “Bil ki Allh’tan başka ilah yoktur (Habibim!) Hem kendinin hem de mümin erkeklerin ve mimin kadınların günahlarının bağışlanmasını dile.” Muhammed Suresi: Ayet 19. “Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik. Böylece Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru bir yola iletir.” Fetih Suresi: Ayet 1 ve 2 “İşlerinde doğru olarak kendini Allah’a veren ve İbrahım’in Allah’ı bir tanıyan dinine tabi olan kimseden dince daha güzel kim vardır?Allah İbrahim’i dost edinmiştir.” Nisa Suresi: Ayet 125. “Sonra da sana doğru: Doğru yola yönelerek İbrahim’in dinine uy! O müşriklerden değildir, diye vahyettik” Nahl Suresi: Ayet 123. Not: Allah Hz.Muhammed’in yaşamındaki güzelliği gördü ama yine de gerçek iman (Hanif) olan Hz.İbrahim’i tavsiye olarak gösterdi. Özet Hz.Muhammed İslam’ı Arap halkına ve tüm insanlığa yayması için kendisine Allah tarafından verilen misyonu yerine getirirken , Vahiy 9:1-2’de kendisine Arabistan çölünün “dipsiz derinleklerin” anahtarılın verildiği ve onun “gökyüzünden düşen yıldız” olduğu belirtilmiştir. Onun liderliği ve halifeleri sayesinde “İslamın dumanı” karanlık çağlar boyunca sapkın Hıristiyanlığın “güneşini ve ğükyüzünü” karatmıştır. Allah, onları tek ve gerçek Tanrı’ya ibadet etmeye çağırması ve yaklaşan Yargı gününe karşı uyarması için Hz.Mühümmad’i göndermiştir. “En sonuncu Peygamber” deyimi onun, Allah’ın en yüce ve en son peygamberi olduğu anlamına gelmemektedir. Kuran’da açıkça belirtildiği gibi Hz.Muhammed, Allah’ın kendisinden önceki elçilerini doğruluğunu kanılamıştır. Yüce Allah’ın onun aracılığıyla göndermiş olduğu vahiyler Kutsal Yazı aracılığıyla gönderilen vahiyleri doğralamıştır. Aslında Hz.Muhammed Kutsal Yazı’nın Eski ve Yeni Atlaşması’na direkt olak ulaşabiliyordu ve onun çarpıtılmış olduğunu asla söylemedi. Ayrıca onu reddetmedi. Peygamberin örnek davranışlarının, usul ve yöntemlerinin toplumun genel kuralları ve davranmışları olarak görüldüğüne dair her hangi bir kayıt bulunmadığı gibi; Allah Yüce Kuran’da her şeyi tüm açıklığıyla değildir için, onun daha iyi anlışabilmesi için hadisler gerekli değildir. Hz.Muhammed Allah’ın Kutsal Kitapları olarak hem Kuran’ı hem de Kutsal Yazı’yı kabul etmiştir. Yüce Allah tarafından temiz ve dürüst bir kişi olarak kalabilmesine rağmen Hz. Muhammed kendisini bizler tıpkı gibi Allah’ın diğer kullarından biri olarak görmüştür. Fakat Hz.Muhammed de Allah’ın nazarında hata yapan bir kuldu ve affedilmesi gerekiyordu. Buna karşın Allah başarlı ola bilmesi ve zafere ulaşa bilmesi için ondan ilahi gücünü ve yardımını esirgemedi. Allah Hz.Muhammed’e nasıl bir İslam dini göndekdi? Kimin usul ve yöntemlerini tavsiye etti? “İşlerinde doğru olarak kendini Allah’a veren ve İbrahim’in, Allah’ı bir tanıyan dinine tabi olan kimseden rince daha güzel kim vardır? Allah İbrahim’i dost edinmiştir.” Nisa Suresi: Ayet125. Sonra da sana: “Doğru yola yönelerek İbrahim’in dinine uy! O müşriklerden değildi’ diye vahyettik.” Nahl Suresi 123. Allah’ın Ayetleri 16.Bölüm ALLAH’IN BİLDİRİSİ İLE YARATILDI VE OĞUL OLDU Allah’ın sizin yaşamınıziçin kişisel bir planı olduguna inanıyormusunuz? Eğer inanıyorsanız,bunun yaşamınızla, işiniz ve kariyerinizle nasıl bir ilgili vardır? Kutsal yazı der ki: “Allah kendi önünde sevgide kutsal ve kusursuz olmamız için dünyanın kuruluşundan önce bizi Mesih’te seçti. Kendi isteği ve yiy amacı uyarınca İsa Mesih aracılığıyla kendisine oğullar olalım diye bizi önceden belirledi.” Romalılar 1:4-5. Vahiy yoluyla “Tanrı sır olan isteğini , Mesih’te edindiği iyi amaç uyarınca bize açıkladı.” Ayet 9. Allah “her şeyi kendi isteği doğrultusunda düzenler.” Ayet 11. Böylece “Tanrı’nın, kendisini severlerle, amacı uyarınca çağrılmış olanlarla birlikte her durumda iyilik için etkin olduğunu biliriz.” Romalılar 8:28. “..... bütün planlar Allah’a aittir.” Rad Suresi: Ayet 42. Allah İsa Mesih’in babasız doğmasını planladı. Allah, Sözü ve Kutsal Ruhu sayesinde İsa Mesih’in Hz. Meryem’den doğmasını sağladı. Onun yaratılışı “Allah’ın topraktan yarattığı ve ‘ol’ dediği” Hz. Adem gibi oldu. Ali İmran Suresi: Ayet 59. Aynı büyük planda Allah kulu İsa Mesih’i biricik oğlu olarak evlat edindiğini bildirisini ilan edecekti: “RAB’bin bildirisini ilan edeceğim: Bana, ‘Sen benim oğlumsun’ dedi, ‘Bugün ben sana baba oldum.”’ Zebur 2:7. Bildiri Allah’ın İsa Mesih’e önerisini belirtir: “Dile benden, midas olarak sana ulusları, Mülk olarak yeryüsünün dört bucağını vereyim. Demir çomakla kıracaksın onları, çömlek gibi parçalayacaksın.” Ayet 8-9. Yine de böyle bir önerigerçekleşmeden önce İsa Mesih, Allah adına hizmet edecek ve mütevazı bir yaşam sürecektir. İsrail ve tüm dünya için çok önemli bir misyonu yerine getirecekti. Başka hiç kimse İsa Mesih gibi yaşamadı. Şeytan’ın her türlü tuzak ve aldatmacalarıyla karşılaşmasına rağmen günahsız kaldı. Bır kez bile gönah işlemedi. Hz. İsa’nın en önemli misyonu Allah’ı- Onun adını, yüceligini, sözünü ve karakterini insanlara bildirmekti. Onun hakkında ne kadar dataylı bir bilgiye sahip olduğunu ve Onun sevgisini insanlığa belirtmek için Ona “Baba” diye hitap etti. İsa Mesih sayesinde dünya Allah’ı şahsen tanıdı! “Beni tanısaydınız, Babamı da tanırdınız. Artın Onu tanıyorsunuz, Onu gördünüz. Filipus, ‘Ya Rab, bize Baba’yı göster, bu bize yeter’ dedi. İsa, “Filipus” dedi, “Bunca zamandır sizinle birlikteyim. Beni daha tanımadın mı? Beni görmiş olan, Baba’yı görmüştür. Sen nasıl, ‘Bize Baba’yı göster’ diyorsun? Benim Baba’da, Baba’nın da bende olduğuna inanmıyor musun? Size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemiyorum, ama bende yaşayan Baba kendi işlerini yapıyor.” Yuhanna 14:710. O “Allah’ın Sözü” oldu. Ali İmran Suresi: Ayet 45., Nisa Suresi: Ayet171, Vahiy 19:11-16.” ..... O halde Allah’tan korkun, bana da itaat edin.” Ali İmran Suresi: Ayet 50. Rahmen ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla: 1. İsa Mesih Meriyem adındaki bakire bir kadının rahminda nasıl yaratıldı? O nasıl bir çoçuktu? Yüce Kuran dek ki: “(Resulüm!) Kitap’ta Meriyem’i da an. Hani o, aylesinden ayrılarak doğru tarafına bir yere çekilmişti. Meriyem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona urhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü. Meriyem dedi ki: Senden çok esirgeyici olan Allah’a sığınırım! Eğer Allah’tan sakınanbir kimsi isen (bana dokunma). Melek: Ben, yalnızca, sana tertemiz bir erkek çoçuk bağışlamam için Rabbinin bir elçisiim, dedi. Meriyem: Bana bir insan eli degmediği, iffetsin de olmadığım halde benim nasıl çocugum olabilir? Dedi. Melek: Öyledir, dedi; (zira) Rabbin buyurdu ki: Bu bana kolaydır. Çünkü biz onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kalacağız. Bu, hüküm ve karara bağlanmış (ezelde olup bitmiş) bir iş idi.” Meryem Suresi 19:16-21. Kutsal Yazı der ki: “İsa Mesih’in doğumu şöyle oldu: Annesi Meryem, Yusuf’a nişenliydı. Ama birlikte olmalarından önce Meryem’in Kutsal Ruh’tan gebe olduğu anlaşıldı. Nişanlısı Yusuf, doğru bir adam oldugu ve onu herkesin önünde utandırmak istemediği için ondan sessizce ayrılmak niyetindeydi. Ama böyle düşünmesi özerine Rabbin bir meleği rüyada ona görünerek şöyle dedi: ‘Davut oğlu Yusuf, Merym’i kendine eş olarak almaktan korkma. Çünkü onun rahminde oluşan, Kutsal Ruh’tandır. Meryem bir oğul doğuracak. Adını İsa koyacaksın. Çünkü halkını günahlarından O kurtaracak.” Matta 1:18-21. Not: İsa Mesih’in doğumu bir sırdır: çünkü Onun insan bir babası yoktu. Bu Allah’ın Kutsal Ruhu’nun yaratıcı gücünün bir eseriydi. 2. Hz. Meryem’i ahlaksızlıkla suçlayanlarlabebek yaşta iken hayret verici bir şekilde konuşan İsa Mesih yaşamındaki maksadını ve kendi kaderini onlara nasıl belirtiyordu? Yüce Kuran der ki: “Çoçuk şoyle dedi: ‘Ben, Allah’ın kuluyum. O, bana Kitabı verdi ve beni peygamber yaptı”’ Meryem Suresi: Ayet 30. 3.Çoçukluğundan itibaren kim İsa Mesih’in öğretmeni ve onun güç kaynağı oldu? Yüce Kuran der ki: “(Melekler, Meryem’e hitaben İsa hakkında sözlerine devam ettiler:) Allah ona yazmayı, hikmeti, Tevrat’ı , İncil’i öğretecek.” Ali İmran Suresi: Ayet 48. “....... Meryem oğlu İsa’ya acık mucizeler verdik ve onu Ruhu’l-Küdüs ile güçlendirdik.......” Bakara Suresi: Ayet 253. Kutsel Yazı der ki: “Kutsal Ruh’la dolu olarak Şeria Irmağı’ndan dönen İza, Ruh’un yönelendirmesiyle çölde dolaştırılarak kırk gün İblis tarafından denendi. O günlerde hiçbir hey yemedi. Dolayışıyla bu sürü sonunda acıktı.” Luta 4:1-2. 4.İsa Mesih’in misyonu ve insanlığa hizmeti nasıl tanımlandı? Yüce Kutan der ki: “Onlar ‘Ondan yiylim, kalplerimiz mutmain olsun, bize doğru söylediğini (kesin olarak) bilelim ve ona gözleriyle görmüş şahitler olalım istiyoruz’ demişlerdi.” Maide Suresi: Ayet 113. Kutsal Yazı der ki: “İsa, büyüdüğü Nasıra Kenti’ne geldiğinde her zaman ki gibi Şabat Günü havraya gitti. Kutsal Yazıları okumak üzere ayağa Kalkınca O’na Peygamber Yeşaya’nın Kitabı verildi. Kitabı açarak şu sözlerin yazılı olduğu yeri buldu: Rabbim Ruhu üzerimdedir. Çünkü O beni yoksullara Müjde’yi iletmek için meshetti. Tutsaklara serbest bırakalacaklarını, Körinin açılacağını duyurmak için, Ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak Ve Rabbin lütuf yılını ilan etmek için Beni gönderdi.” Luka 4:17-19. “Tanrı’nın, Nasıralı İsa’yı nasıl Kutsal Ruhla ve kudretle meshettiğini biliyorsunuz. İsa her yanı dolaşarak iyilik yapıyor, İblis’in başkası altında loanların hepsini iyileştiriyordu. Çünkü Tanrı Onunla birlikteydi.” Elçilerin İşleri 10:39. 5. İsa Mesih Allah’a hizmet etmek konusuda önderlik ile ilgili düşüncesini öğrencilerine nasıl açıklada? Kutsal Yazı der ki: “Ama İsa onları yanına çağırıp şoyle dedi: ‘Bilirsiniz ki, ulusların önderleri onlera egemen kesilir, ileri gelenleri de ağırlıklarını hissettirirler. Sizin aranızda böyle olmayacak. Aranızda büyük olmak isteyen, ötekilerin hizmetkar olsun. Aranızda birinci olmak isteyen, ötekilerin kulu olsun. Nitekim İnsanoğlu, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokların için fidye olarak vermeye geldi.” Metta 20:25-28. 6. İsa Mesih hiç günah işledi mi? Şeytan’nın her türlü hile ve tuzaklarına karşı zafer kazanmasının sırrı neydi? Kusal Yazı der ki: “Çünkü başkahinimiz zayıflıklarımızda bile yakınlık duyamayın biri değildir; tersine, her alanda bizim gibi denenmiş, ama günüh işlememiştir.” “Mesih, yeryüzünde olduğu günlerde kendisini ölümden kurtadacak göçte olan Tanrı’ya büğük feryat ve gözyaşlarıyla dua etti, yakardı ve Tanrı korkusu nedeneiyle işitildi.” İbranilere Mektup 4:15, 5:7. Nitenik bunun için çağrıldınız. Mesih, izinden gidesiniz die uğrunuza acı çekedek size örnek oldu. O günah işlemedi, ağızından hileli söz çıkmadı. Kendisine sövüldüğüne sövgüyle karşılık vermedi, acı çektiğinde kimseyi tehdit etmedi; davasını, adaletle yargılayan Tanrıya bıraktı.” Petrusun1.Mektubu 2:21-23. 7. “Allah’ın bir evlat edinmesi, olur şey değil” (Meryem Suresi: Ayet35) iken, Allah İsa Mesih’i nasıl evlat edindi? Hz. İsa Allah’a nekadar dağımlıydı? Yüce Kuran der ki: “Meryem: ‘Rabbim!’, ‘bana bir erkek eli değmediği halde hasıl çoçuğum olur?’ Allah şöyle buyurdu: ‘İşte böyledir, Allah dilediğini yaratır. Bir iş hükmedince ona sadece ‘Ol!’ der; o da oluverir. (Melekler, Meryem’e hitaben İsa hakkında söylerine devam ettiler:) ‘Allah ona yazmayı, hikmeti, Tvrat’ı, İncil’i oğretecek.” “Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O’na kuluk edin, İşte bu doğru yoldur.” “Allah buyurmuştu ki: Ey İsa! Seni vefat ettireceğim, seni nezdine yükselteceğim, seni inkar edenlerden arındıracağım ve sana uyanları kıyamete kadar kafirlerden üstün kılacaım. Sonra dönüşünüz bana olacak. İşta o zaman ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmadeceğim.” Ali İmran Suresi: Ayet 47-48, 51, 55. Kutsal yazı der ki: “RAB’ bin bildirisini ilan edeceğim: Bana, ‘sen benim oğlumsun’ dedi. ‘Bugün ben sana baba oldum.”’ Zebur 2:7. “İsa yahudi yatkililere şoyle karşılık verdi:”Size doğrusunu seyleyeyim. Oğul, Baba’nın yaptıklarını görmedikçe kendiliğinden bir şey yapmaz. Baba na yaparsa Oğul da aynı şey yapar. Çünkü Baba Oğul’u sever ve yaptıklarının hepsi O’na gösterir. Şaşasınız die O’na bunlardan daha büyük işler de gösterecektir.” Yuhanna 5:1920. Not: Hz. İsa doğal yoldan değil, fakat Allah’ın takbiri ile Allah’ın Oğlu oldu. Allah sadece “ol” dedi ve oldu. Ozet İsa Mesin Allah’ın eşsiz bir yeretaşıydı. Allah Kutsal Ruh’u ile İsa Mesih’i bakire Merym’in rahmide yarattı. Onun yaratılışı Hz. Adem’in yaratışıla benziyordu. Günahsız bir şekilde dürüstlüğü insanlığa öğretecek olan İsa Mesih ikinci Hz. Adem oldu. Henüz çok küçük yaştayken bile doğduğu gün esenliğin kendisinde olduğunu, aynı zamanda öleceği ve tekrar dirileceği günde iyne kendisinde ollacağını bildirdi. Allah İsa Mesihin bilgeliğinin ve Onun Kutsal Ruhu da, onun gücünün kaynağı oldu. Sadık bir hizmetkar ve Allah’ın elçisi olarak her şeyden önce tak ve gerçek Tanrı olarak Allah’ın elçisi olarak her şeyden önce tek gerçek Tanrı olarak Allah’ı yeryüzündeki insanlara bildirmesi içinkendisine verilen misyonu yerine getirdi. Hz. İsa Kutsal Yazı’dakiYeşaya kitabının 61. Sayfasındaka 1 ve 2 nolu ayetleri okuyarak şoyle dedi: ‘Rabbim Runu üzerimdedir. Çünkü O beni yoksullara Müjde’yi iletmek için meshetti. Tutsaklara serbest bırakalacaklarını, Körlere gözlerinin açılacağını buyurmak için, Ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak VERabbin lütuf yılını ilanetmek için Beni gönderdi.” Luka 4:17-19. İse Mesin Allah’ın gücüyle nallka vaaz verdi, onları eğitti ve her türlü hastalıklarınıiy iyileştirdi. İsa Mesih örneğin; çamurdan kuş yaparak, cine tutulanların içinden cinleri kovarak, ökrlerin gözlerini açarak, cüzzamlıları iyileştirerek ve ölüleri dirilterek bir cok mücizeleri gerçekleştirdi. İsa Mesih Allah’a hizmet etmek konusunda önderlik düşüncesini bildirdi. O hizmet edilmeye değil, etmeye geldi. Bu üzden önderler halkın hizmetkarları olurlar. Çok yoğın her şekilde çalışmasına rağmen İsa Mesih Allah’la birlikte olmak ve Ona dua etmek için her zaman vakit ayırıyordu. Şeytan onu kandırmak için her türlü yolu denedi. Fakat Oyine de günah işlemedi. Doğduğu andan göğe yükseldiği ana kadar günahsız bir yaşam sürdü. İsa Mesih Allah’a “Rab” ve “Baba” diye hitap etti. Allah onu doğal yollardan evlat edinmedi. İlahi bildrisi ile Onu Oğlu ilan etti. Allah Ona ne yapması gerektiğini gösterdi ve öğretti. Bu ne kadar güçlü bir bağdır! Allah’ın Ayetleri 17. Bölüm ALLAH’IN KANI YARATMASINDAKİ MAKSADI Müslümanların ve Yedinci Gün Adventistleri dahil Protestan Kilisesine mensup Hıristiyanların diyetlerinde kan içeren iyiceklerden niçin uzak durduklarını hiç düşündünüz mü? Allah insanları, kuşları, balıkları ve diğer hayvanların bedenlerinde kanı yaratmış ve onun vücütlarından dolaşmasını sağlamıştır. Kan, sağlıklı olmamız ve hayatta kalabilmemiz için gerekli olan besin maddelerini, oksijeni, hormonları ve diğer temel elementleri vücüdümüzdaki tüm organların dokularına ve hücrelerine taşınmaısnı sağlayan bir “yaşam nehri” gibi görev yapar. Aynı zamanda karbondioksit, üre ve diğer zararlı maddelerin vücuttan atılmasını sağlar. Kan vücudun gelişip güçlenmesi ve aynı zamanda zararlı maddelerden vücuttan atılmas için kullanılır. Kan dolaşım sisteminde bir aksama oluştuğunda vücüdün dengesi bozulur ve çeşitli hastalıklar meydana gelir. Kan dolaşımındaki dengesizlik devam ettiği takdirde ölüme neden olabilir. Allah: “her canlının yaşamı onun kanındadır” şeklinde buyurmuştur. Yaşam kutsaldır; çünkü o Yaratıcıdan Yüce Allah’tan gelmektedir. Kan da öyledir! Allah kanın herhangi bir şekilde yenmesi ve içilmesini yasaklar. Kan, yenmek amaçlı yaratılmamıştır. Bu kurala uymayan bir İsrailli yada bir yabancı toplumdan dışlanır. Bir hayvanın eti pişirilmeden va yenmeden önce kanı onun bedeninden çıkarılmalıdır. Kan soy, kültür, din ve sosyal konum ayrımı yapmaksızın her insanın sadece fiziksel yaşamını değil; aynı zamanda ruhsal yaşamını da temsil eder. Vücütta bir yara oluşması, kanın dışarı aktığı anlamına gelir. Eğer kanama durdurulmazsa ölüme yol açabilir. Yoğun kan kaybı olduğunda kişinin yaşayabilmesi için acil bir şekilde kan nakli yapılması gereklidir. Günah, Hz.Adem’den bugün dünyaya en son gelelen bebeğe kadar dünyayı ruhlal bakımından yaralamıştır. Günahın açtığı yara Allh’ın dürüstlüğünün, kutsallığının ve insanlığın sonsuz yaşamının yitirilmesine neden olur. Günahın bedeli ölümdür. Her günahkarölmeye mahkumdur. Kendi dürüstlügünün ürünü olarak yaptığı işlerin hiçbirisi onun kurtuluşunu sağlayamaz. Allah sonsuz sevgisi ile bizzat kendisi insanlığın hayatta kalabilmesi ve kurtuluşe ulaşabilmesi için gerekli olanı onlara vermiştir. Allah: “Ben size kan verdim. Sizler de günahlarınızın karşılığında kefaret verebilirsiniz” demişti. Allah bizim günahlarımızın bedelini kendi kanıyla ödeyen Kişi’nin ölömünü sembolize eden kurban sistemini oluşturmuştur. Rahmen ve Rahim olan Allah’ın Adıyla: 1. Yüce Kuran der ki: “Böylece onları hile ile aldattı. Ağacın meyvesini tattıklarında ayıp yerleri kendilerine göründü. Ve cennet yapraklarından üzerlerini örtmeye başladılar. Rableri onlara: Ben size o ağacı yasaklamadım mı ve şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi? diye nida etti. (Adem ile eşi) dediler ki: EY Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi baışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyanedenlerden oluruz. Allah: Birbirinize düşman olarak inin! Sizin için yeryüzünde bir süreye kadar yerleşme ve faydalanma vardır, buyurdu. ‘Orada yaşayacaksınız, orada ölüceksiniz ve orada (diriltilip) çıkerılacaksınız’ dedi.” Araf Suresi: Ayet 22-25. Kutsal Yazı der ki: “Çünkü günühın ücreti ölümdür.” “Günah bir insan aracılığıyla, ölüm de günah aracılıyla girdi. Böylece ölüm bütün insanlara yayıldı. Çünkü hepsi günah işledi.” Romalırar 6:23, 5:12. 2. Allah, Hz.Aden ile Hz. Hava’nın ve aynı zamanda diğer insanların günahlarının kefaretini kerşılaması ve onların utançlarını örtmesi nasıl bir imkan sağları? Allah başlangıçtan beri böyle bir imkanı sembolize etmek için neyi kullandı? Yüce Kuran der ki: “Ey Adem oğlları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takva elbisesi... İşte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın ayetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar (diye onları indirdi).” Araf Suresi: Ayet 26. Kutsal Yazı der ki: “RAB Tanrı Adam’le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.” Yaratılış 3:21. “Çünkü canlıları yaşam veren kendır. Ben onu size sunakta kendinizi günahtan bağışlatmanız için verdim. Kan yaşam karşılığı günah bağışlatır.” “Herun’na, ‘Kendin için günah sunusu olarak kusursuz bir erkek buzağı, yakmalık sunu olarak da kusursuz bir koç al, RAB’be sun dedi,” Levililer 17:11 . 9:2. 3. Hz.Ademi iki oğlundan hangisi Allah’ın bu byruğunu yerine getirebildi? O, hangi esase göre kardeşinden daha mükemmel bir sonu getirdi? Kutsal Yazı der ki: “günler geçti. Bir gün Kayin topraın ürünlerinden RAB’be sunu getirdi. Habil de süresinden ilk doğan hayvndan bazılarını, özellikle de yağlarını gitirdi. RAB Habil’i ve sunusunu kabul etti. Kayin’le sunusunu ise reddetti. Kayin çok öfkelendi, suratını astı.” Yaratılış 4:3-5. “Habil’in Tanrı’ya Kayin’den daha iyi bir kurban sunması iman sayesinde oldu. İmanı sayesinde doğru bir olarak Tanrı’nın değenisini kazandı. Çünkü Tanrı onun sunduğu adakları kabul etti. Nitekim Habil ölmüş olduğu halde, iman sayesinde hala konuşmaktadır.” İbranilere Mektup 11:4. Yüce Kuran der ki: “Nihayet nefsi onu, kardeşini öldürmeye itti ve onu öldürdü: bu yüzden de kaybedenlerden oldu.” Maide Suresi: Ayat 30. 4. Hz. İbrahim hayvanların kurban olarak sunulduğu sistemdeki maksadı ve kendisini başından geçen bu sınamayı nasıl anladı? Oğullarından hangisini sundu? Yüce Kuran der ki: “Rabbim! Bana Salihlerden olacak bir evlat ver, dedi. İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik. Babasıyla bereber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Ruyamda seni kurban ettiğimi görüyorum: bir düşün ne dersin? dedi. O’ da Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi. Her iki si de teslim olup, ona alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdim. Biz iyileri mükafatlandırırız. Bu gerçekten çok açık bir imtihandır, diye seslendik. “biz oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik.” “Salihlerden bir peygamber olarak ona (Hz. İbrahim’e) İshak’ı müjdeledik. (Saffat Suresi: 100-107, 112 ci Ayetler) 5. Hayvan adaklarının temsil ettiği kurban için Allah dünya kurulmadan önce kimi tayin etti? Bu yola bu büyük kurban aracılığı ile bizim kefaretimiz (fidye bedelimiz) mi ödeyecek di? Kutsal Yazı der ki: “Yahya ertesi gün İsa’nın kendisine doğru geldiğini görünce şöyle dedi: ‘İşte, dünyanın günahının ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!” Yuhanna 1:29. “Biliyorsunuz ki, atalarınızdan kalma boş yaşayışınızdan altın yada gümüş gibi geçici şeylerle değil,kusrsuz ve lekesiz kuzuyu andıran Mesih’in değerli fidyesiyle kurtuldunuz. Dunyanın kuruluşundan önçe bilinen Mesih, çağların sonunda sizin yararınıza ortaya cıktı.” 1. Petros 1:18-20. 6. İsa Mesih gerçekten öldü mü? Öyle ise nasıl öldü? Yüce Kuran der ki: “Ve ‘Allah elçisi Meryem oğlu İsa’yı öldürdük’ demeleri yüzünden (onları lanetledik). Halbuki onu ne öldürdüler, neda astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun kakkında ihtilafa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler. Bilakis Allah onu (İsa’yı) keni ezddine kadırmıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir. Ehl-i kitapta her biri, ölümünden önce ona muhakkak iman edecektir. Kıyamet gününde de o, onlara şahit olacaktır.” Nisa Suresi: 157-159. Doğduğum gün, öleceğim gün ve biri olarak kabirden kaldırılacağım gün esenlik banadır.” Maide Suresi: Ayet 33. Kutsal yazı der ki: “Nitekim insanoğlu, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokları için fidye olarak vermeye geldi.” Matta 20:28. “Canımı, tekrar geri almak üzere veririm. Bunun için Baba beni sever.” Yuhanna 10:17-18. Not: A.Yusuf Ali’ya göre yukardaki sözü edilen Kuran metninin yorumlanmasında İslam bilginleri arasında görüş farklılığı vardır. “Bir grup Hz. İsa’nın normal bir insan gibi ölmediğini ;fakat hala cennette yaşadığını savunurken; diğer bir grup da onun öldüğünü, fakat bunun çarmaha gerildiğinde olmadığını, onun Allah katına “yükseldiğini”; bunun da Yahudilerin göstermek istedikleri gibi yasaya karşı gelen bir olarak Allah’ın nazarında itibarını yitirmek yerine; bilakis Onun elçisi olarak onurlandırıldığı anlamına geldiğini savunmaktadır.” Yorum no 664 Nisa suresinin 158 ve 159. Ayetleri ve Meryem suresinin 33. Ayetine göre Kuranı Kerim onun gerçekten öldüğünü ve Allah katına tekrar yaşamak için drildiğini özellikle belirtmektedir. O Yahudiler tarafından çarmaha gerildiğinden yada onların tarafından öldürüldüğünden dolayı değil; günaha karşı Allah’ın öfkesinden bizlerin kurtuluşunu sağlayacak olan fidyeliği vermek için kendi rızası ile kanını dökmek ve yaşamını feda etmek için öldü. 7. Kendilerinin günahlarından dolayı İsa Mesih’in yaşamını feda ederek ölümünü kabul edenlere Allah hangi nimetlerini bağışlar? Kutsal yazı der ki: “Çünkü ölüm bir tek adamın suçu yüzünden o tek adam aracılığıyla egemenlik sürdüyese, Tanrı’nın bol lütfunu ve aklanma bağışını alanların bir tek adam, yani İsa Mesih sayesinde yaşama egemenlik sürecekleri çok daha kesindir. İşte, tek bir suçun bütün insanların mahkumiyetine yol açtığı gibi, bir doğruluk eylemi de bütün insanlara yaşam veren aklanmayı sağladı.” Romalılar 5:17-18. Özet Kan besin öğelerini, hormonları, oksijeni ve diğer elementleri dokularımazın hücrelerine taşır. Ayrıca karbondioksitin ve zararlı maddelerin de vücudumuzdan atılmasını sağlar. Aşırı miktarda kan kaybeden bir kişi kanama derhal durdurulmadığı takdirde kısa zaman içinde ölebilir. Kan günahlarından tövbe eden bir günahkara Allan’ın nazarında ruhsal bakımdan yaşam veren bir maddedir . “Çünkü canlara yaşam veren kandır. ‘Ben onu size sunakta kendnizi günahtan bağışlatmanız icin verdim. Kan yaşam karşılığı günah bağışlatır.”Leviler 17:11. Böylece Allah Hz. Adem ve onun nesli için bir sunu sistemi yaratmıştır. Hz.Adam ve Hz. Havva’nın oğulu Habil imanla Allah’a sunusunu getirdi ve Allah onu kabul etti. Sunu sistemi İsrail’in ibadet hizmetinin önemli bir bölümü haline geldi. “Nitekim Kutsal Yasa uyarınca hemen her şey kanla temiz kılınır, kan dökülmeden bağışlama olmaz.” İbraniler Mektup 9:22. Bir hayvan kurban etmek ve onun kanını dökmek sadece sembolik bir harekettir. İsa Mesin’in, “dünyanın günahını ortadan kaldırn Tanrı Kuzusunun” kendi yaşamına feda ederek ölmesini simgelemektedir (Yuhanna 1:29). Tanrı kuzunun kusursuz ve lekesiz olması gerektiği gibi İsa Mesih’in yaşamı da ter temiz ve günahsız kalmıştır. Bizler Onun ölümünü kabul ettiğimizde bizim kurtuluşumuzu sağlayalacak bedel olan Onun kanı için Allah’ın maksadanı kabul etmiş oluruz. Bizi günahın bedeli olan Allah’ın gazabından ve ölümden kurtaran İsa Mesih’in kanıdır. Oğlu İshak’kı Allah’a kurban olarak sunduğunda Hz.İbrahim sunu sisteminin anlamını ve onun neyi temsil ettiğini anlamıştır. Saffat Suresi: Ayet 100-112. “Biz, oğluna badel ona büyük bir kurban verdik.” Ayet 107. Allah İshak’ın yerine kurban edilmek üzere Hz.İbrahim’e bir koç gönderdi. İsa Mesih çarmıha gerildiğinden dolayı ölmemiş; fakat kendi kanını dökerek yaşamını çarmıhın üzerinde feda etmiştir. Allah gazabından bizleri kurtarmak için bizlere “çok önemli bir kurban” göndermiştir. Eğer bizler Allah’ın bize sağladığı bu sunuyu kabul edersek, Onun dürüstlüğünü alır ve yaşamımız boyunca Onun nazarında dürüst kişiler oluruz. Ayetleri’nin Allah’ın Ayetleri 18.Bölüm ALLAH’IN EN SEVGİLİ KULU Allah’ın Ayetleri’nin 27. ve 18. bölümlerinin okuduktan sonra İsa Mesin ile ilgili yeni düşünceler edindiniz mi? Onunle bu ilgili yeni bilginin sizin üzerinizdeki etkisi nedir? Yüce Kura/ı Kerim Allah Hz.Muhammed’e şoyle demiştir: O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrail oğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.” Zuhruf Suresi:Ayet 59. Allah’ın onu kulu olarak bildirdiği gibi Hz.İsa da şöyle cevap vermişti: “Nitekimİnsanoğlu, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını birçokların için ve fidye olarak vermeye geldi.” Matta 20:28. Allah’a ve insanlığa hizmet etmek İsa Mesih’in temel felsefesi olmuştu. Henüz çocuk yaşta olmasına rağmen kendisinin yeryüzündeki yaşamının özetleyen şu acıklamayı yaptı: Çocuk şöyle dedi: “Ben Allah’ın kuluyum. O, bana Kitabı verdi ve beni peygamber yaptı. Nerede olursam olayım, O beni mübarek kıldı; yaşadığım sürece bana namazı ve zekatı emretti. Beni anneme saygılıkıldı: beni bedbaht bir zorba yapmadı.” Meryem Suresi: 30-33. 12 yaşındayken yeryüzündeki anne ve babasına, Hz.Meryem ve Hz. Yusuf’a yaşamandaki çağrıyı açıkladı. Hz.İsa, kendisini Yaruşalim’deki havrada bulduklarında onlara: “Beni niçin arayıp durdunuz? Babam’nı evinde bulunmam gerektiğini bilmuydunuz?” Luka 2:49. Allah ile olan ilişkisi, onlarla olan ilişkisinden farklıydı. Gerçekleştireceği bir misionu vardı. “İsa Yahudi yetkililere şoyle karşılık verdi: ‘Size doğrusunu söyleyeyim, Oğul, Baba’nın yaptıklarını görmedikçe kendiliğinden bir şey yapamaz. Baba ne yaparsa Oğul da aynı şeyi yapar.’” Yuhanna 5:19. “Çünkü amacım kendi istediğimi değil, beni gönderenin istediğini yapmaktır.” Ayet 30. Alah’ı bir kulu olarak İsa Mesih “her şeyi kendi isteği doğrultusunda düzenleyen Tanrı’nın amacı uyarınca önceden belirlendi.” Efesliler 1:11. Doğ umundan ölümüne, dirilişinden göğe yükselişi ve hatta yeryüzüne tekrar gelişi ve Yargılama Gününe kadar Onun yaşamındaki olayların gerçekleşeceği zamanlar bile Allah tarafından önceden belirlenmiştir. Gerçekleştirdiği her görevde Allah onu daha da çok onurlandırır. Ranmen veRahim Olan Allah’ın Adılla: Allah İsa Mesih’i bir kutsal bir bildiri ile ilk kez onurlandırdı? Kutsal Yazı der ki: “RAB’bin bildirisini edeceğim: Bana, ‘Sen benim oğlumsun’ dedi, ‘Bugün ben sana baba oldum.” Mezmurlar (Zebur) 2:7. Not: Burada sözü edilen “baba olmak” deyimi insandaki normal bir baba – oğul ilişkisi gibi değildir. Çünkü insanlar gibi doğal yollardan “Allah’ın bir evlat edinmesi, olur şey değildir.” (Meriyem Suresi: Ayet 35) Arapça’da “oğul” anlımına gelen ve biri birinden ayırt etmemiz gereken iki sözcük vardır. Yani doğal yoldan doğal bir oğul anlamına gelen “valad” ve daha çok mecazi anlamda ve benzetme amaçla kullanılan “ibn” sözcükleri. Örneğin bir “yolcu” ya “yolun oğulu” (ibnussabil) denir. İsa Mesih’e de böyle mecazi bir anlama “Allah’ın Oğulu” denmektedir. Eşsiz mükemmeliktedir bu ilişki Allah’ın ilahi bir bildirisi ile İsa Mesih ve Allah arasında kurulmuştur. “Allah dilediğini yaratı. Bir işe hükmedince ona sadace ‘O!’ der ; o da oluverir.” Ali İmran Suresi: Ayet 47. 2. Hz. İsa Allah ile özel ve mükemmel bir ilişki içerisinde olmasından dolayı bir “süperinsan” mı oldu? Hz.İsa’nın bir insan olarak yaşadığı deneyimlerin sonucunda Allah tarafından hangi onur vereci görev onun için hazırlandı? Kutsal Yazı der ki: “Nitekim Mesih de başkahin olmak için kendi kendini yüceltmedi. O’na, ‘Sen benim Oğulumsun, Bugün Ben sana baba oldum’ diye Tanrı Onu yüceltti. Başka bir yerde de diyor ki, ‘Melkisedek düzeni uyarınca Sen sonsuza dek kahinsin. Mesin, yeryüzünde olduğu günlerde kendisini ölümden kurtaracak gücte olan Tanrı’ya büyük feryat ve gözyaşlarıyla dua etti, yakardı ve Tanrı korkusu nedeniyle işitildi. Oğul olduğu halde, çektiği acılarla söz dinlemeyi öğrendi. Yatki kılınıca, sözünü dinleyen herkes için sonsuz kurtuluş kaynağı oldu. Çünkü Tanrı tarafından Melkisedek düzeni uyarınca başkahin atanmıştı.” İbranilere Mektup 5:5-10. 3. İse Mesih hayatını feda ettiğinde ne tür acılar cekti? Allah’ın bir kulu olarak kendisinin üzerindeki hangi yükü mütevazı bir şekilde taşıdı? Kutsal Yazı der ki: “İnsanlarca hor görüldü, Yapayalnız bırakıldı. Acılar adamıydı, hastalığı yakından tanıdı. İnsanların yüz çevirdiği biri gibi hor görüldü, Ona değer vermedik. Aslında hastalıklarımızın o üstlendi, Acılarımızı o yüklendi. Bizse Tnrı tarafından cezalandırıldığı, Vurulup ezildiğini sandık. Oysa bizim isyanlarımız yüzünden onun badeni deşildi, Bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti. Esenliğimiz için gerekli olan ceza Ona verildi. Bizler onun yaralarıyla sifa bulduk. Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık, Her birimiz kendi yoluna döndü. Yine de RAB hepimizin cezasını ona yükledi. O baskı görüp eziyet çektiyse de Ağzını açmadı. Kesime götürülen kuzu gibi, Kırkıçıların önünde sessizce duran koyun gibi Açmadı ağzını.” Yeşaya 53:3-7. 4. İsa Mesih’i tüm bu acıları çekmesi ve çarmıhta ölüme katlanması için yüreklendiren şey neydi? Onun bizim kurtuluşumuz için kendi kanını döktüğünü imanla kabul ettiğimizde takbirde bunun bize nasıl bir faydası olacaktır? Kutsal Yazı der ki: “Ne var ki, RAB onun ezilmesini uygun gördü, Acı çekmesini istedi. Canını suç sunusu olarak sunarsa Soyundan gelenleri görecek ve günleri uzayacak. RAB’bin doğru kulu, kendisini kabul eden birçoklarını aklayacak. Çünkü onların suçlarını o üstlendi. Bundan dolayı ona ünlüler arasında bir pay vereceğim, Ganimeti güçlülerle paylaşacak. Çünkü canını feda etti, başkaldıranlarla bir sayıldı. Pek çoklarının günahını o üzerine aldı, Başkaldıranlar için de yalvardı.” Yeşaya 10-12. “Evet, biz daha çaresizken Mesih belirlenen zamanda tanrısızla için öldü. Bir kimse doğru insan için güç ölür, ama iyi insan için belki bir ölmeyi göze alabilir. Tanrı ise bizi sevdiğini şununla kanıtlıyor: Biz daha günahkarken, Mesih bizim için öldü. Böylece şindi O’nun kanıyla aklandığımıza göre, O’nun aracılığıyla Tanrının gazabından kurtulacağımız çok daha kesindir. Çünkü biz Tanrı’nın düşmanlarıyken Oğlu’nun ölümü sayesinde Onunla barıştıkça, barışmış olarak Oğlu’nun yaşamıyla kurtulacağımız çok daha kesindir.” Romalılar 5:6-10. 5. İsa Mesih’in İnsanlık için yaptığı bu büyük fedakarlık göz önüne alındığında Allan’ın ona verdiği en büyük onur nedir?Bizler Allah’ın onu onurlandırdığını nasıl doğrulamalıyız? Yüce Kuran der ki: “Melekler demişlerdi ki,: Ey Meryem! Allah sanea kendisinde bir Kelime’yi müjdeliyor. Adı Meryem oğlu İsa’dır. Mesih’tir; dünyada da, ahirette de itibarlı ve Allah’ın kendisine yakın kıldıklarındandır. Salihlerden olarak beşikte iken ve yetişkinlik halinde insanlara (peygamber sözleri ile) konusacak.” Ali İmran Suresi: Ayetc 45-46. Kutsal Yazı der ki: “Mesih İsa’daki düşünce sizde de olsun. Mesih, Tanrı özüne sahip olduğu halde, Tanrı’ya eşitliği sımsıkı sarılacak bir hak saymadı. Ama kul özünü alıp insan benzeyişinde doğarak ululuğunu bir ayna bıraktı. İnsan biçimine bürünmüş olarak ölüme, çarmıh üzerinde ölüme bile boyun eğip kendini alcalttı. Bunun için de Tanrı Onu pek çok yükseltti ve O’na her adın üstünde olan adı bağışladı. Öyle ki İsa’nın adı anıldığında göktaki, yerdeki ve yer altındakilerin hepsi düz çöksün ve her dil, Baba Tanrı’nın yüceltilmesi için İsa Mesih’in Rab olduğunu açıkça söylesin.” Pavlus’tan Filipeliler’e Mektup 2: 3-11. 6. Allah İsa Mesih’i hangi yüce göreve atadı ile? Böyle bir görev bizim üzerimizde nasıl bir etki bırakacaktır? Yüce kuran der ki: “Şüphesiz ki o (İsa), kıyametin (ne zaman kopacaığın) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur.” Zuhruf Suresi: Ayet 61. Kutsal Yazı der ki:”Baba kimseyi yargılamaz, bötün yargılamaz, bütün yargılama işini Oğl’a vermiştir.” “O’na yargılama yetkisini de verdi. Çünkü O İnsanoğlu’dur.” Yuhanna Ayet 5:22,27. Çünkü bedende yaşarken gerekiyi gerek kötü, yaptıklarımızın karşılığını almak için hepimiz Mesih’in yargı kürsüsü önüne çıkmak zourndayız.” Pavlus’tan Korintlilere 2. Mektup 5:10. 7. Daniel peygamerin rüyetinde gördüğüne göre Allah’ın İsa Mesih’e verdiği yüce onuru ne olabilir? Bizler onunla kendimiz arasında nasıl bir ilgi kurmalıyız? Kutsal Yazı der ki: “Gece görümlerimde insanoğluna benzer birinin göğün bulutlarıyla geldiğini gördüm. Eskiden beri var Olan’ın yanına doğru ilerledi, O’nun önüne getirildi., yücelik ve krallık.” Daniel 7:13-14. “Öyle ki, herkes Baba’yı onurlandırdığı gibi Oğul’u onurlandırsın. Oğul’uonurlandırmayan, Onu gönderen Baba’yı da onurlandırmaz.” Yuhanna 5:23. “Oğulu öpün ki öfkelenmesin, Yoksa izlediğiniz yolda mahvolursunuz. Çünkü öfkesi bir anda alevleniverir. Ne mutlu O’na sığınanlara!” Mezmurlar (Zebur) 2:12. Not: Allah, İsa Mesih’i Oğlu ilan ettiği aynı ilahi bildirirde ona şöyle dedi: “Dile benden miraz olarak sana ulusları. Mülk olarak yeryüzünündört buçağını vereyim. Demir çomakla kıracaksın onları. Çömlek gibi parçalayacaksın.” Mezmurlar (Zebur) 2:8-9. ‘Tanrı’nın Oğlunu yücelten ve ona inananlar ‘Tanrı’nın ve Mesih’in kahinleri olacak, Onunla birlikte bin yıl egemenlik süreceklerdir.’” Vahiy 20:6. Özet İsa Mesih tıpkı bizler gibi Allah’ın kuluydu. Dünyaya hizmet edilmeye değil; bilakis hizmet etmeye ve kendi yaşamını fidye olarak vererek bir insanliğa hayat vermeye geldiğini söyledi. O. Allah’ın bir kulu olarak kendiliğinden hiç bir şey yapmaz; fakat onun gürdüğünü Allah gerçekleştirir. Kendi isteğine göre değil; bilakis kendisini gönderen Allah’ın isteğine göre hareket eder. Bütün her şeyi önceden bildiği gibi gerçekleştiren Allah’ın amacına göre İsa Mesih’ın kederi önceden Allah tarafından belirlenmiştir. Allah İsa Mesih’i ilk olarak doğal bakımından değil; ilahi bakımdan kendisinin “biricik oğlu” olduğunu ilahi bir bildiri ile belirterek onurlandırmıştı. Burada sözü edilen “oğul” deyimi Arapça’daki ibn sözcüğünün karşılığıdır ve doğal yoldan dünyaya gelen bir oğul anlamına gelen “walad”sözcüğü aynı anlamı taşamaz.. “İbn” sözcüğü daha geniş bir anlam ifade ederek, mecazi ve metaforik bir anlam taşımaktadır. Örneği bir yolcuya “yolun oğulu” (ibnusabil) denmektedir. Tanrı’nın Oğulu (ibn) olalarak bildirilmesine rağmen bir süper insan değildi ve tamamen Allah’a dağımlıydı. Ona güzyaşları içerisinde yakarır ve doa ederdi. Yaşamı boyunca açı çekmesine rağmen Allah’a olan bağlılığını asla kaybetmedi; aksine ona olan bağlılığı daha da arttı. İsa Mesih Allah’a inanan ve ona iman edenlerin kurtuluş kaynağı oldu. Yeşaya peygamber bir rüyetinde İsa Mesih’in acı dolu yaşamını gördü. İsa Mesih insanlar tarafında hor görülecek, üzülecekti. Bizim kötülüklerimiz ve günahlarımız yüzünden yaralanacak ve acı çekecekti. Bizim yaptığımız kötülüklerin yükünü o taşıyacaktı. İsa Mesih çekeceği acının büyüklüğünü önemsemedi; çünkü günahkarın Allah’ın gazabından kurtulması ve Onunla tekrar barışması için tek yol buydu. Onun kanı sayesinde bizler de Allah’ın nazarında doğuru kişiler olacağız. Allah’ın bir kulu olarak O, günahlılarından dönen ve tövbe eden tüm imanlılara Tanrı ile aracılık etmek için gönderilmiştir. İsa Mesih’in bu büyük fedakarlığı göz önüne alandığında “Bunun için de Tanrı Onu pek çok yükseltti ve O’na her adın üstünde olan adı bağışladı. Öyle ki, İsa’nın adı anıldığında gökteki, yerde ki ve yer altındakilerin hepsi diz çöksün ve her dil, Baba Tanrı’nın yüceltilmesi için İsa Mesih’in Rab olduğunu açıkça söylesin.” Pavlus’tan Filipeliler’e Mektup 2:9-11. Sonunda Allah’ın kulu İsa Mesih’e yargılama ve hüküm sürme yetkisi vermiştir! Onu gönderen Allah adına İsa Mesih’i yüceltelim! Allah’ın Ayetleri 19.Bölüm Allah’ın Atadığı Elçi (Aracı) İnsan ne zaman bir aracıya ihtiyaç duyar? Hiç iki grup arasında aracılık yaptınız mı? Roma Katolik Kilisesi tarafından öğretilen yanlışlardan biri “Mediatrix” doktrinidir. Bu doktrine gore Hz. İsa’nın yeryüzündeki annesi Hz.Meryem gökyüzünde bizim için aracılık edebilmektedir. Böylece Roma Katolikleri birkaç kez tespih çekip dua ederek ve “Hail Mary” ilahisini söyleyerek Hz.Meryem’den yardım dilenemektedir. Diğer dinlerde özelliklede putperestlikte dua eden kişiler kendilerinin ölü yakındalırından yardım dilerler. Onlar ölü yakınlarınlar gerçekten ölmediğinie, başka bir dünyada yaşıyor olduğuna ve yaşamlarının zor anlarında kendilerine yardım edebileceklerine inanırlar. Çocukluktan itibaren Hz.Muhammed’in Kıyamet Gününda bizim adımıza aracılık etme gücüne sahip olduğuna inanırız. Kutsal kitapta tek bir Allah’a inanırız (New York 1979, s.62). Annamarie Schimmel Hz.Muhammed’in söylediği iddia edilen bir hadisten şöyle bir alıntı yapmıştır: “Bir aylık bir yolculuk mesafesinde korku salmak suretiyle bana zafer verildi. Allah ile insanlar arasında aracılık yapmam için allah tarafından bana izin verildi. Ben tüm insanlık için gönderildim. Peygamberlik benim gelişimle sona erdi.” Fakat Hz.Muhammed’in Yargılama Günün’de Allah ile insanlar arasında arcılık yapacağını bildiren bir ifade Kuran-ı Kerim’de yer almamaktadır. Bu tür bir inanmış İslami geleneklerden kaynaklanmaktadır. Bir aracıya gerçekten ihtiyaç var mıdır? Allah’a direkt olarak yaklaşamaz mıyız? Allah yargılama işini tek başına yapamaz mı? Bu soruların cevaplarını bulmak için geleneklere bğlı kalmadan Kutsal Yazı’yı okuyalım: Bizler de tıpkı Veriya’daki imanlılar gibi Selaniklilerden daha çok fikirli olalım. “Çünkü onlar Tanrı sözünü büyük ilgiyle karşılayarak her gün Kutsal Yazıları inceliyor, öğretilenlerin doğru olup olmadığını araştırıyorlardı.” Elçilerin İşleri 17:11. Bu soruların cevaplarını bulduğumuzda, yakınlarımızın ve dini liderlerimizin popüler inançlarına ters bile olsa, Allah tarafından verilen gerçekler olarak onları imanla kabul etmeliyiz. Çünkü riskte olan şey bizim kurtuluşumuzdur. Allah’ın bizim üzerinde yürümemiz için verdiği bir doğru yol vardır. Doğru yol geleneklerin değil; bilakis Allah’ın kutsal kitaplarının gösterdiği yoldur. Bir Hanif imanlı Allah’ın isteğine ve kutsal gerçeklere kendisini tamamen teslim ederek Allah’ın doğru yolunda yürür. Allah tarafından Kutsal Yazı aracılığıyla bildirilen ve Kuran-ı Kerim tarafından da doğrulanan kutsal gerçeklere sımsıkı tutunur. Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla: 1. Gerçekten bir aracıya ihtiyacımız var mıdır? Allah bize aracılık etmesi için kimi atamıştır? Yüce Kuran der ki: “Ogün Rahman (olan Allah)’ın nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefaate güçleri yetmeyecektir.” Meryem Suresi: Ayet 87. Kutsal Yazı der ki: “Çünkü Tanrı ve Tanrı’yla insanlar arasında tek aracı vardır. Oda insan olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş bulunan Mesih İsa’dır.” Pavlus’tan .Timoteos’a 1.Mektup 2:5. “Çünkü yargının, Tanrı’nın ve halkından başlayacağı an gelmiştir. Eğer yargılama önce bizden başlarsa, Tanrı’nın Müjdesi’ne kulak asmayanların sonu ne olacak?” 1. Petros 4:17. “Ben bakarken tahtlar kuruldu, Eskiden beri var Olan yerine oturdu. Giyisileri kar gibi beyaz, Başındaki saçlar yün gibi apaktır. Tahtı alev alev, Tekerlekleri kızgın ateş gibiydi. Önünden ateşten bir ırmak çıkıp akıyordu. Binlerce binler O’na hizmet ediyordu; On binlerce on binler Önünde duruyordu. Mahkeme kuruldu, Kitaplar açıldı.” Daniel 7:9-10. Not: İsa Mesih yeryüzüne geri dönmeden önçe Allah’ın nazarındaki iyi kullar – Hz. Adem’den itibaren dürüst olarak ölmüş diğer imanlılar için gerçekleşecektir. Gökyüzündeki İlahi yargılamada kullanılacak olan kayıt kitapları, yaşam kitabı,. Günah (ya da ölüm) kitabı ve anma kitabıdır. Vahiy 20:12 ve Malaki 3:16’ya bakınız. 2. Hz. İsa neden bize Allah ile aracılık etmek için seçildi? Allah’ın huzurnda bizleri temsil etmek için ne tür özelliklere sahiptir? Kutsal Yazı der ki: “Çünkü tek Tanrı ve Tanrı’yla insanlar arasında tek aracı vardır. Oda insen olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş bulunan Mesih İsa’dır. Uygun zamanda verilen tanıklık budur.” Pavlus’tan Timoteos’a 1.Mektup 2:5-6. “kendi kanıyla kutsal yere ilk ve son kez girdi.” İbranilere Mektup 9:12. “Çünkü başkahinimiz zayıflıklarımızda bize yakınlık duyamayan biri değildir; tersine, her alanda bizim gibi denemiş, ama günah işlememiştir.” İbranilere Mektup 4:15. “Böyle bir beşkahinimiz – kutsal, suçsuz, lekesiz, günahkarlardan ayrılmış, göklerden daha yücelere çıkarılmış bir başkahinimiz – olması uygundur.” İbranilere Mektup 7:26-27. Yüce Kuran der ki: “Melekler demişlerdi: Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir Keleme’yi müjdeliyor. Adı Meryem oğlu İsa’dır. Mesih’tir; dünyada da, ahirette de itibarlı ve Allah’ın kendisine yakın kıldıklarındandır. Salihlerden olarak beşikte iken ve yetişkinlik halinde insanlara (peygamber sözleri ile) konuşacak.” Ali İmran Suresi: Ayet 45-46. “Göklerde niçin melek var ki onların şefaatleri, dilediği ve hoşnut olduğu kimse için Allah’ın izin vermesi dışında, bir işe yaramaz.” Necm Surasi: Ayet 26. 3. Hz. İsa bir aracı olarak görevini nasıl yerine getirir? Kutsal Yazı der ki: “Bu nedenle o’nun aracılığıyla Tanrı’ya yaklaşanları tümüyle kurtaracak güçtadir. Çünkü onlara aracılık etmek için hep yaşamaktadır.” İbranilere Mektup 7:25. “Yavrularım, bunları size günah işlemeyesiniz diye yazıyoru. Ama içinizden biri günah işlerse, adil olan İsa Mesih bizi Baba’nın önünde savunur.” “Ama günahlarımızı itiraf edersek, gövenilir ve adil olan Tanrı günahlarımızı bağışlayıp bizi her kötülekten arındıracaktır.” Yuhanna’nın 1.Mektubu 2:1, 1:9. 4. Zekerya’nın Başkahın Yeşu ile ilgili rüyetinde İsa Mesih’ın bizim savunucumuz olarak görevi nasıl belirtilmiştir? Böyle bir durum şahsen bizim de başımıza nasıl gelebilir? Kutsal Yazı der ki: RAB, meleğinin önünde duran Başkahin Yeşu’yu ve onu suçlamak için sağında duran Şeytan’ı bana gösterdi. RAB’bin meleği Şeytan’a, ‘RAB seni azarlasın, ey Şeytan’ dedi, ‘Yeruşalim’i seçen RAB seni azarlasın! Bu adam ateşten çıkarılan yarı yanmış odun parçası deyl mi? Yeşu meleğin önünde cok kirligiysiler içinde duruyordu. Melek önündeki meleklere, ‘Üzerinden kirli giysileri çıkarın’ dedi. Sonra Yeşu’ya, ‘Bak, suçunu kaldırdım. Sana bayramlık giğisiler giydireceğim’ dedi. Ben de Yeşu’nun başına temiz bir sarık sarmalarını soyledim. Başına temiz bir sarık sarıp onu giydirdiler. RAB’bin meleği de onun yanında duruyordu.” Zekerya 3:1-5. 5. Allah’ın bizimle ilgili temel planı endir? Allah’ın Hz. İsa’nın aracalık görevi için amacı nedir? Kutsayl Yazı der ki: “Böyle yapmak iyidir ve Kurtarıcımız Tanrı’ya hoşnut eder. O bütün insanların kurtulup gerçeğin bilincine ister.” Pavlus’tan Timoteos’a 1.Mektup 2:3,4. “Bunların hepsi Tanrı’dandır. Tanrı, Mesih aracılığıyla bizi kendisiyle barıştırdı ve bize barıştırma görevini verdi. Şöyle ki Tanrı, insanların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih’te kendisiylie barıştırdı ve barıştırma sözünü bize emanet etti. Böylece, Tanrı aracılığımızla çağrıda bulunuyormuş gibi Mesih’in adına elçilik ediyor, O’nun adına yalvarıyoruz: Tanrı’yla barışın. Tanrı, günahı bilmeyen Mesih’i bizim için günah sunusu yaptı. Öyle ki, Mesih sayesinde Tanrı’nın doğruluğu olalım.” Pavlus’tan Korintlilere 2.Mektup 5:18-21. 6. İsa Mesih çarmıhta aracılık görevine nasıl başladı? Kutsal Yazı der ki: “Canını feda ettiği için Gördükleriyle hoşnut olacak. RAB’bin doğru kulu, kendisini kabul eden birçoklarını aklayacak. Çünkü onların suçlarını o üstlendi. Bundan dolayı ona ünlüler arasında bir ray vereceğim. Ganimeti güçlülerle paylaşacak. Çünkü canını feda etti, başkaldıranlarla bir sayıldı. Pek çoklarının günahını o üzerine aldı, Başkaldıran için de yalvardı.” Yeşaya 53:11-12. Not: Allah günaha düşen insanlığa duyduğu sevgiden dolayı şöyle dedi: “Çünkü canlılara yaşam veren kandır. Ben onu size sunakta kendinizi günahtan bağışlatmanız için verdim. Kan yaşam karşılığı günah bağışlatır.” Leviler 17:11. “Kusursuz ve lekesiz kuzuyu andıran Mesih’in değerli kanı” Allah tarafından kabul görebilen tek kandır 1. Petros 1:19. “Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık, Her birimiz kedi yoluna döndü. Yire de RAB hepimizin cazasını ona yükledi” Yeşaya 53:6. Tıpkı Hz. İbrahim gibi Allah Onu günah sunusu yaptı. 7. Hz. İsa’nın aracılık görevi Yargı Gününde de devam edecek midir? Eğer etmeyecek ise , bizler şu an ne yapmamız gerekir? Yüce Kuran der ki: “Yaklaşan gün hususunda onları uyar! Çünkü o onda dehşet içinde yutkunurken yürekli ağızlarına gelmiştir. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenir şefaatçisi onlara fayda vermez.” Müddessir Suresi: Ayet 47-48. Kutsal yazı der ki: “Tanrı Oğul İsa gökleri aşan büyük başkahinimiz olduğu için açıkça benimsediğimiz inanca sımsıkı sarılalım. Çünkü başkahinimiz zayıflarımızda bize yakınlık duyamayan biri değildir; tersine, her alanda bizim gibi denenmiş, ama gunah işlememiştir. Onun için Tanrı’nın lütuf tahtına cesaretle yaklaşalım; öyle ki, yardım gereksindiğimizde merhamet görelim ve lütuf bulalım.” İbranilere Mektup 4:14-16. Özet Niçin bir aracıya ihtiyacımız vardır? “Çünkü O’nun yargılama saati geldi.” Vahiy 14:7. “Çünkü yargınan, Tanrının ve halkından başlayacağı an gelmiştir. Eğer yargılama önce bizden başlarsa, Tanrı’nın Müjdesi’ne kulak asmayanların sonu ne olacak?” 1. Petros 4:17. Daniel rüyetinde “mahkemenin kurulduğunu, kitapların açıldığını” gördü. Gece görümlerinde “insanoğuluna benzer birinin göğün bulutlarıyla geldiğini. Eskiden beri var Olan’ın yanına doğru ilerlediğini” gördü. Ayet 13. Buna “Geliş Öncesi” yargılama denir ve amacı imanlıların kayıtlarını incelemektir. İmansızların ve kötülerin durumu İsa Mesih yeryüzüne geri geldikten sonra “geliş sonrası” yargılamasında değerlendirilecektir. Hz. İsa bizim Başkahinimiz – Aracımız olması için Allah tarafından atanmıştır. “Çünkü başkahinimiz zayıflaklarımızda bize yakınlık duyamayan biri değildir; tarsine, her alanda bizim gibi denenmiş, ama günah işlememiştir.” “Böyle bir başkahinimiz – kutsal, suçsuz, lekesiz, günahkardan ayrılmış, göklerden daha yücelere çıkarılmış bir başkahinimiz – olması uygundur.” “Tekelerle danaların kanıyla değil, sonsuz kurtuluşu sağlayarak kendi kanıyla kutsal yere ilk ve son kes girdi.” İbranilere Mektup 4:15; 7:26; 9:12. “Çünkü Mesih, asıl kutsal yerin örneği olup insan eliyle yapılan kutsal yere değil, ama şindi bizim için Tanrı’nın önünde görünmek üzere asıl göğe girdi.” “Bu neden O’nun aracılığıyla Tanrı’ya yaklaşanları tümüyle kurtaracak güçtedir. Çünkü onlara aracılık etmek için hep yaşamaktadır.” İbranilere Mektup 9:24; 7:25. O, Allah’ın huzurunda bizim savunucumuzdur. “Ama günahlarımızı itiraf edersek, gövenilir ve adıl olanTanrı günahlarımızı bağışlayıp bizi her kötülükten arındıracaktır.” Yuhanna’nın 1.Mektubu 1:9. “.....Ama içimizden biri günah işlerse, adil olan İsa Mesih bizi Baba’nın önünde savunur.” Yuhanna’nın 1. Mektubu 2:1. Rabbin meleğin başkahin Yeşu’nun üzerindeke eski giyisiyi Allah’ın dürüstlük giyisisi ile nasıl değiştirdiği Zekerya’nın (rüyet) görümünde açıkça belirtilmektedir. İsa Mesih’i Allah tarafından gönderilen aracı olarak kabul edip Allah rızası için onun kuluna güvenirsek, Yeşu’nun yaşadığı olayın aynısı bizlerin de başına gele bilir. İsa Mesih bizim adımıza Allah’a öğrencilerini ve bizim kurtuluşumuzu sağlayacak fidye olarak kendi kanını sunar ve Allah’ın dürüstlük giysisi ile bizler donatır. Allah’ın Ayetleri 20.Bölüm İSA MESİH : (ALLAH’IN SÖZÜ) KHALİMATUH’LLAH Hiçbir söz söylemeden ve işaret dili kullanmadan kendinizi ifade ettiğiniz oldu mu? Eğer olduysa, bunu nasıl yaptınız? Canlı varlıklar; kuşlar, balıklar, sığırlar ve diğer tüm hayvanların kendilerine özgü bir iletişim sistemleri vardır. Biz insanlar ise hem sözlü, hem de sözsüz iletişim yöntemlerini kullanırız. Sözlü iletişimde düşüncelerimizi, duygularımızı ve davranışlarımızı kelimelerle ifade ederiz. Sözsüz iletişimde ise ellerimiz, yüz hareketlerimiz ve vücudumuzun diğerkısımları ile düşüncelerimizi başkalarına iletiriz. Sağır ve dilsizler de bu şekilde biri birileri ile iletişim kurabilirler. Tek bir kelime bile döşenceyi ifade edebilir. Hiç kimse henüz bir söz duyadan karşısındakinin fikrini öğrenemez. Bazen de kendimizi ifade etmek için kelimeler yetersiz kalır. Kimileri de sessiz kalmayı tercih eder. Bazı insanların konuşmalarına hiç gerek yoktur. Harekeleri onların düşüncelerini daha iyi yansıtır! Allah yarattığı insanlara kendisini ifade etmeyi sever. Cennet bahçesinde Hz. Adem ve Hz. Havva’yı günün serinliğinde ziyaret edecektr. Fakat ne yazık ki onlar günaha düştüler. O zamandan biz insanlar Allah’tan bedenen ayrı düştük. Bu yüzdan Onun sesini artık dyamıyoruz. “Tanrı eski zamanlarda peygamberler aracılığıyla birçok kez çeşitli yollardan atalarımıza seslendi.” RAB onlara seslendi: “Sözlerime kulak verin: Eğer aranızda bir peygamber varsa, Ben RAB görümde kendimi ona tanıtır, Onunla düşte konuşurum.” Çölde Sayım 12:6. Allah İsa Mesih’i sadece kendisinin kulu ve elçisi değil, aynı zamanda kendisinin sözü olması için seçmişti. İsa Mesih’te başka Allah’ın Sözü “khalimatuh’llah” olması için Allah tarafından seçilen bir peygamber yoktur. Bir çok İslam din adamı “Khalimatuh’llah”’i Allah’ın kendi sözüyle yarattığı bir kişi olarak yorumlamaktadır. “Allah dilediğini yaratır. Bir işe hükmedince ona sadece “Ol!” der; o da oluverir.” Ali İmran Suresi: Ayet 47. Bunun üzerine Khalimatuh’llan’ın gerçek anlamanı ve maksadını Kuran ve Kutsal Yazı’da arayalım. Bizler yüreklerimizi ve düşüncelerimize Allah’a açtıkça Onun Ruhu bizimle konuşacak ve bize farklı bir anlayış yeteneği verecektir. Alah tek ve gerçek Tanrı olmasına rağmen kendi sözü – İsa Mesih aracılığıyla bizim Onu tanımamız ister. Hz. Muhammed Allah’ın Sözü’nü “Khalimatuh’llah” tanıyordu ve bunun üzerine onu bize açıkça bildirdi. Ranman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla: 1. Hz. Muhammed aracılığıyla kutsal kitabın halkına ve aynı zamanda bize İsa Mesih’i tanıtmak icin Nisa suresinin ilkyarısında belirtilen dört unsur nelerdir? Yüce Kuran der ki: “Ey ehl-i kitap! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında, gerçekten başkasını söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesin, ancak Allah’ın resulüdün, (O’nun tarafından gönderilmiş, yahut teyit edilmiş, yahut da Cebrail tarafından üfürülmüş bir ruhtur).” 2. Allah’ın İsa Mesih’e “Khalimatuh’llah” demesinin sebepleri neler olabilir? Yüce Kuran der ki: “Melekler demişlerdi ki: Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir Kelime’yi müjdeliyor. Adı Meryem oğlu İsa’dır. Mesih’tir; dünyada da, ahirette de itibarlı ve Allah’ın kendisine yakın kaldıklarındardır. Salihlerden olarak beşikte iken ve yetişkinlik halinde insanlara (peygamber sözleli ile ) konuşacak.” Ali İmran Suresi: Ayet 45-46. “Melek: Öylerir, dedi; (zira) Rabbin buyurdu ki: Bu bana kolaydır. Çünkü biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, hüküm ve karara bağlanmış (ezelde olup bitmiş) bir iş idi.” Meryem Suresi: Ayet 21. “İşte, hakkında şüphe ettikleri Meryem oğlu İsa –hak söz olarak – budur.” Meryem Surasi: Ayet 34. Not: İsa Mesih, Meryem Oğlu ile ilgili olarak Allah’ın bir elçisi, Ondan bir ruh, Allah’ın Sözü, Allah’a en yakın olanlardan biri, insanlığa gönderilen bir dilirti, Allah’ın lutfu ve gerçeğin hebercisi olarak söz edilmektedir. O, bu ünvanlarla anılan tek peygamberdir. 3. İsa Mesih Allah’ın sözü olmak için sahip olduğu bilgiyi nereden elde etti? Allah kendi sözünün blirgin bir şekilde fiziksel olarak görülebilmesini nasıl planladı? Yüce Kuran der ki: “.......Allah ona yazmayı, hikmeti, Tevrat’ı, İncil’i, öğretecek. İsrailoğllarına bir elçi olacak (ve onlara şöyle diyecek:) Size Rabbinizden bir mucize getirdim........” Ali İmran Suresi: Ayet 48-49. Kutsal Yazı der ki: “Söz, insan olup aramızda yaşadı. O’nun yüceliğini Baba’dan gelen, lütuf ve gercekledolu biricik Oğul’un yüceliğini gördük.” Yuhanna 1:14. “Yaşam Sözü’yle ilgili olarak başlıngıçtan beri var olan, isitiğimizi, gözlerimizle gördüğümüzü, seyredip ellerimizle dokunduğumuzu doyuruyoruz. Yaşam açıkça göründü, Onu gördük ve O’na tanıklık ediyoruz. Baba’yla Birlikte olup bize görünmüş olan sonsuz Yaşam’ı size duyuruyoruz.” Yuhanna’nın 1.Mektubu 1:12. 4. Tıpkı sözün düşünceye yada Fikire benzemesi gibi, Allah’ın sözü olarak İsa Mesih Allah’a hangi bakımlardan benzemektedir? İsa Mesih bunu öğrencilerine nasıl açıklamıştır? Kutsa Yazı der ki: “Görünmez Tanrı’nın görünümü, bütün yaratılışın ilk doğanı O’dur.” Pavlus’tan Koloseliler’e Mektup 1:15. “’Beni tanısaydınız, Babam’ı da tanırdınız. Artık Onu tanıyorsunuz, Onu gördünüz.’ Filipus, ‘Ya Rab, bize Baba’yı göster, bu bize yeter’ dedi. İsa, ‘Filipus’ dedi, ‘Bunca zamandır sizinle birlikteyim. Beni daha tanımadın mı? Beni görmüş olan, Baba’yı görmüştür. Sen nasıl, ‘Bize Baba’yı göster’ diyorsun? Benim Baba’da,Baba’nın da bende olduğuna inanmıyor musun? Size söylediğim sözlerı kendiliğimden söylemiyorum, ama bende yaşayan Baba kendi işlerini yapıyor. Bana iman eden; ben Baba’dayım, Baba da bendedir. Hiç değilse bu işlerden dolayı iman eden.” Yuhanna 14:7-11. 5. İsa Mesih, Allah’ha ile arasındaki mükemmel ilişkiği nasıl gösterdi? Allah’ın Sözü “Khalimatuh’llah” olarak bu mevkide onu nasıl ve ne tür görevler bekliyordu? Yüce Kuran der ki: “İsrailoğullarına bir elçi olacak (ve onlara şöyle diyecek:) size Rabbinizden bir mucize getirdim: Size çamurdan bir kuş sureti yapar, ona üflerim ve Allah’ın izni ile o kuş oluverir. Yine Allah’ın izni ile körü ve alacalıyı iyileştirir, ölüleri doiriltirim. Ayrıca evlerinizde ne yeyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer inanan kimseleriseniz, bunda sizin için bir ibret vardır.” Ali İmran Suresi: Ayet 49. Kutsal Yazı der ki: “İsa Yahudi yetkililere şöyle karşılık verdi: ‘Size doğrusunu söyleyeyim, Oğul, Baba’nın yaptıklarını görmedikçe kendiliğinden bir şey yapamaz. Baba ne yaparsa Oğul da aynı şeyi yapar. Çünkü Baba Oğul’u sever ve yaptıklarının hepsini O’na gösterir. Şaşasınız diye O’na bunlardan daha büyük işler de gösterecektir. Baba nasıl ölüleri diriltip onlara yaşam veriyorsa, Oğul da dilediği kimselere yaşam verir. Baba kimseyi yargılamaz, bütün yargılama işini Oğul’a vermiştir. Öyle ki, herkes Baba’yı onurlandırdığı gibi Oğul’u onurlandırmayan, Onu gönderen Baba’yı da onurlandırmaz.” Yuhanna 5:19-23. 6. İsa Mesih gökyüzünde olduğuna göre bize nasıl yardım edebilir? Onun “Khalimatuh’llah” (Allah’ın Sözü) olması imanlılara nasıl bir fayda sağlar? Kutsal Yazı der ki: “Çünkü tek Tanrı ve Tanrı’yla insanlar arasında tek aracı vardır. O da insan olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş bulunan Mesih İsa’dır. Uygun zamanda verilen tanıklık budur.” Pavlus’tan Timoteos’a 1.Mektup 2:5-6. “İsa, ‘Yol, gerçek ve yaşam Ben’im’ dedi. ‘Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez.’” “O gün bana hiçbir şey sormayacaksınız. Size doğrusunu söyleyeyim, benim adımla Baba’dan ne dilerseniz, size verecektir.” Yunanna 14:6; 16:23. “Bu nedenle O’nun aracılığıyla Tanrı’ya yaklaşanları tümüyle kurtaracak güçtedir. Çünkü onlara aracılık etmek için hep yaşamaktadır.” İbranile Mektup 7:25. 7. Havari Pavlus’un görümüne göre Yargı Gününde geldiğinde İsa Mesih hangi ünvanı alacaktır? Onunla kendimiz arasında nasıl bir ilgi kurmalıyız? Kutsal Yazı der ki: “Bundan sonra göğün açılmış olduğunu, beyaz bir atın orada durduğunu gördüm. Binicisinin adı Sadık ve Gerçek’tir. Adaletle yargılar, savaşır. Gözleri alev alev yanan ateş gibidir. Başında çok sayıda taç var. Üzerinde kendisinden başka kimseden bilmediği bir ad yazılıdır. Kana batırılmış bir kaftan giymişti. Tanrı’nın Sözü adıyla anılır. Beyaz, temiz, ince ketene bürünmüş olan gökteki ordular, beyaz atlara binmiş O’nu izliyorlardı. Ağzından ulusları vuracak keskin bir kılıç uzanıyor.Onları demir çomakla gödecek. Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’nın ateşli gazabının şarabını üreten masarayı kendisi çiğneyecek. Kaftanının ve kalçasının üzerinde şu ad yazılıydı: KRALLARIN KRALI VE RABLERİN RABBİ” Vahiy 19:11-16. Yüce Kuran der ki: “Şüphesiz ki o (İsa), kıyametin (ne zaman kopacağının) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmayın ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur. Sakın Şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. İsa, açık delillerle geldiği zaman demişti ki: Ben size hikmet getirdim ve ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını sıze açıklamak için geldim. Öyleyse Allah’tan korkun ve bana itaat edin.” Zuhruf Suresi: Ayet 61-63. Özet Kuran-ı Kerim’e göre İsa Mesih, Meryem Oğlu, Allah’ın bir elçisi, Onun Ruhu, Sözü ve Allah’a en yakın olanlardan biri diye anılır. İsa Mesih Allah’ın bu ünvanlarla anılan tek elçisi ve peygamberidir. “Khalimatuh’llah” (Allah’ın Sözü) olmaya hazırlamak için Allah onun öğretmeni oldu. Allah Ona Kutsal Kitabı, ilahi bilgiği, Kutsal Yasa’yı ve İncil’i öğretti. Bir sözün düşünce ve fikre benzemesi gibi İsa Mesih de amacı, yaptığı işleri ve karakteri ile Allah’ın bir sureti oldu. Allah’ın Sözü onun aracılığıyla yaşam buldu ve böylece duyuldu, görüldü, dokunuldu, yaşandi ve öğrencileri ile birlikte diğer insanlar da ona tanıklık etti. Allah’ı şahsen tanımak “Khalimatuh’llah” (Onun Sözü) sayesinde olur. Allah ile İsa Mesih’in arasında mükemmel bir ilişki vardır; çünkü O Allah’a yürekten bağlıdır. İsa Mesih burada yeryüzündeyken tüm varlığını Allah’a teslim ederek Ona bağımlıydı. Allah’ın rızasıyla Onunla aynı işi yapıyordu. Ölüleri diriltiyor ve mucizeler gerçeklestiriyordu . Allah onun aracılığıyla kulları ile konuşur. Allah’ın İsa Mesih’e verdiği bir tek görev vardır – yargılama görevi. “O’na yargılama yetkisini de verdi. Çünkü O İnsanoğlu’dur.” Yuhanna 5:23. İsa Mesih Allah’ın yerine herkesi yargılayacaktır. İsa Mesih herkesi yargıcı olmasına rağmen inanlıların aracısı ve savunucusudur. Kendisinin aracılıyla Allah’a gelenlere aracılık etmek ve onları kurtarmak için yaşar. Allah’ın adına her ne istersek bize verileceğinin güvencesinin bize vermiştir. İsa Mesih dünyayı yargılamaya geliyor. Allah’ın Sözü “Khalimatuh’llah” olarak sahip olduğu ünvanı koruyacaktır. Allah Onu bu dünyada “Kralların Kralı, Rablerin Rabbi” olarak hüküm sürmesi için yetki verecektir. Bizler onon gelişi için nazırlanırken İsa Mesih bize şu mesaji bildirir: “Allah’tan korkun ve bana itaat edin.” Zuhruf Suresi: Ayet 63. Test Allah’ın Ayetleri 1. Bölüm HZ. İBRAHİM’DEN ZAMANIN SONUNA KADAR GERCEKLER ZİNCİRİ Doğru yada yanlış. Eğer cevap dogru ise (D) harfini, yanlış ise (Y) harfini daire içine alarak işaretleyiniz. D Y 1. Allah Hz. İbranim aracılığıyla resmen evrensel İslam dinini kurdu. D Y 2. İslam’ı kuran Hz. Muhammed’dir. D Y 3.Hz. İsak ve Hz. İsmail’in ortak imanı ve torunları vardı. D Y 4. Allah, İsraillier aracılığıyla Hz. Yusuf’u kendi kardeşleri yüzünden ölmekten kurtardı. D Y 5. Hz. Musa İsrail halkının lideri olmadan önce Doğunun Halkından bir kadın ile evlendi. D Y 6. Saba kraliçesini kendi ülkesinde ziyaret eden kral Süleyman’dı. D Y 7.Doğudan gelen yıldızbilimçiler bebek İsa’yı ziyaret ettiler ve onu Mısır’a götürdüler. D Y 8. İsa’nın öğrencileri Müslüman’dı. D Y 9. Hıristiyanların arasında gercek İslam imanlıları yoktur. D Y 10. Allah Hz. İsmail ve Hz. İshak’ın tarafındaki gerçek imanlıları Hz. İbrahim’in dinine ve usullerine uymaya çağırıyor. Test Allah’ın Ayetleri 2.Bölüm Allah’ın Hanif İmanlılara Çağrısı Doğru yada yanlış. Eğer cevap dogru ise (D) harfini, yanlış ise (Y) harfini daire içine alarak işaretleyiniz. D Y 1.Hz. İbrahim’in ailesi putlara tapıyordu. D Y 2. Hanif sadece Allah’a ibadet eden ve kendisini Ona tamamen teslim eden kişi anlamına gelir. D Y 3. Hz. İbrahim putlara taptıklarından dolayı kendi babası ve halkı ile anlaşmazlığa düştü. D Y 4. Allah kendi ailesinde ve ülkesinde bir önder olması için İbrahim’i atadı. D Y 5. Gerçek İslam’ı Muhammed kurdu. D Y 6. Muhammed tüm Hanif imanlılar tarafından uyulması için Kuran-ı Kerim ile kendi usul ve yöntemlerini kurdu. D Y 7. Hanif imanlılar topluluğu sürekli değişen insanlığın yeryüzündeki en iyi halklarından oluşur. D Y 8. “Müslüman” sözcüğü kişinin kendisini Allah’a ve Onun rızasına tamamen teslim etmesi anlamına gelir. D Y 9. Hanif hareketi de tıpkı Sünnilik ve İsmaillik gibi İslam’ın diğer mezheplerinden biridir. D Y 10. Hanif olmak için Hz. İbrahim’in dinine uymak gereklidir. Test Allah’ın Ayetleri 3. Bölüm İbrahim’in Çocuklarının Kutsal Kitabı (Doğru Yola Götüren Bir Rehber) Doğru yada yanlış. Eğer cevap dogru ise (D) harfini, yanlış ise (Y) harfini daire içine alarak işaretleyiniz. D Y 1. Yüce Kuran-ı Kerim ve Kutsal Yazı; her ikisi de bize cennete giden doğru yolu gösterir. D Y 2. Kutsal Yazı Kuran-ı Kerim’i doğrular. D Y 3.Allah (görüm) rüyetler vasıtasıyla kendisini direkt olarak Musa’ya gösterdi. D Y 4.Allah’ın Kutsal Ruhu peygamberler vasıtasıyla diğer insanlaragerçeklerle ilgili vahiyleri eksiksiz bir şekilde belirtir. D Y 5.Kutsal Yazılar, peygamberlere Allah tarafından gürdürülen rüyetlerin kişisel yorumlarına dayalıdır. D Y 6. Hz. İsa kendisi hakkındaki peygamberliklerden Kutsal Yasa’daki, peygamberler ve (Zebur) Mezmurlar’da yazıldığı gibi söz etmiştir. D Y 7. İncili yazan Hz. İsa’nın bizzat kendisiydi. D Y 8. İncil eski antlaşma’da bulunur. D Y 9. Kutsal Halk’a verilen nimetlerin arasında günahlardan kurtulmak ve her bakımdan mutlu olmak da vardır. D Y 10. İncil’e bağlı kaldıkları takdirde Kutsal Halk’a cennete girecekleri de vaad edilir. Test Alla’ın Ayetleri 4.Bölüm Allan’ın Atfedilen Doğruluğu Doğru yada yanlış. Eğer cevap dogru ise (D) harfini, yanlış ise (Y) harfini daire içine alarak işaretleyiniz. D Y 1.Dar ve engebeli olduğu için çok azkişi Doğru Yol’da yürür. D Y 2. Cennete giden geniş yolda yürümek daha güvenlidir. D Y 3.İnsan Doğru Yol’a girmek için Allah’ın dürüstlük giysisini giymelidir. D Y 4. Allah’ın doğruluğu yaptığımız iyi işler için yüreğimizi imanla doldurur. D Y 5. Allah, kendisine inanmamız için yüreğimizi imanla doldurur. D Y 6. Atamız Hz. İbrahim sadece Allah’a inanıyordu ve dürüst bir olarak tanınıyordu. D Y 7.Dindarlığımızın ölcüsü yaptığımız iyi işler dayanır; dua etmek, oruç tutmak, sadaka vermek, hacca gitmek v.s. D Y 8. Allah’ın (takva) doğruluğu affedilmemizi ve onun nazarında iyi bir kıl olmamızı sağlayan, bize yol gösteren ve bize huzur veren bir hediyedir. D Y 9. Allah, Başkahin Yeşu’nunkendi imanından ötürü giydiği beyaz elbiseyi kabul etti. D Y 10. Eğer yaptığımız iyi işler kötü işlerimizden fazla ise cennete gideriz. Test Allah’ın Ayetleri 5.Bölüm Allah’tan Hadiye Verilen Doğruluk (Günah Problemimizin Cevabı) Aşadaki cümlelerin devamı olan sözcüklarle tamamlayınız. ..............................1. İnsanın dürüst bir kişi olabilmesi için gerekli olan şey. ..............................2. Dindarlığımızın kaynağı. ..............................3. Allah’ın biriği anlamına gelir. ..............................4. Allah’a ibadetimizin tümünü birden kapsar. ..............................5. Davut’un zina ve cinayet günahlarını işlemesinin sebebi. ..............................6. Kötülüğe olan eğilimimizi yenmek için gerekli olan gücün kaynaı. ..............................7.Allah’ın bizi doğru yola getirmek ve içimizde dürüstlüğü geliştirmek için kullandığı diğer yöntemler. .............................8. Bizi dürüstlükle dolu işleri yapmaya sevk eden nedenler. .............................9. Yüce Allah’ın içimizde mükemmelleştirdiği doğruluk. .............................10. Allah’ın nimetlerini diğer imanlılarla paylaşmak. Cevaplar: a) b) c) d) e) f) İbadet Tevhit İyi huylu olmak Zekat Oruç Zorlu Deneyimle g) Allah’ın doğruluğu h) Bizim kendi Dürüstlüğümüz i) Allah sevgisi j) Allah’ın ödülü k) Batşeba l) Kötülüğe karşı eğilim Test Allah’ın Ayetleri 6. Bölüm Dua Yolu Yandaki boşlukları asağıdaki cümlelere uygun şıkların harfleriyle işaretleyiniz. ...................1.Bizler bağışlatığı nimetler için Allah’ı yüceltmek. ...................2.Acı ve dertlerin arasında yaptığı harikulade işler için Allah’ı takdir etmek. ..................3.Gerek arkadaşımız, gerekse bir düşmanımız olsun, bizim desteğimize gerçekten ihtiyacı olan bir kişi için dua etmek. ..................4.Bizlerin iman dolu yüreğimizle dilediğimizi ve Allah’ın bizlere bağışladığı nimetler ve diğer sunduğu imkanlar ile ilgilidir. ..................5.Allah’a bir dilek şeklinde sunulur; fakat gerçekleşmesi Onun rızasına bağlıdır. ..................6.Gerçek pişmanlığın belirtisi olarak yaptığımız hatağaları kabul etmek. ..................7.Allah’ın sözünü dinlemek ve Ona cevap vermek. a) Allah’ı yüceltmek e) Allah’ın usulca söylediğini duymak b) Aracılık etmek f) Dileğinizin kanıtı c) Allah’a şükranlarını sunmak g) Allah’a yakarma d) İtiraf etmek Allah’ın Ayetleri 7.Bölüm Sağlık Yolu Doğru yada yanlış. Eğer cevap dogru ise (D) harfini, yanlış ise (Y) harfini daire içine alarak işaretleyiniz. D Y D Y D Y D D D D D D D D