A. IS – LM ANALİZİ A.1. IS Analizi (Mal Piyasası) IS (Investment – Saving) (Yatırım – Tasarruf) Eğrisi, faiz oranları ile gelir düzeyi arasındaki ilişkiyi gösterir. Analizin bu kısmında yatırımları I = I0 – bi olarak ifade edeceğiz. I0:Otonom yatırımları, bi: faize bağımlı yatırımları ifade edecektir. Bunun dışında yatırım harcamaları, beklentilerin bir fonksiyonudur. Böylece toplam harcama fonksiyonu: AE = A0 + c(1 – t)Y – bi şeklini alacaktır. A0 = C + I + G (+ cTR – cT) IS eğrisi negatif eğimlidir. Bunun anlamı, faiz oranları arttıkça denge gelir düzeyi ve toplam harcamalar azalacaktır. AE AE = Y AE2= A + cY – bi2 E2 A -bi1 A -bi2 AE1= A + cY – bi1 E1 Y İ İ1 E1 İ2 E2 IS Y Y1 Y2 Şekil A.1: IS Eğrisinin Elde Edilmesi Denge noktasında AE =Y olduğuna göre AE = Y = A + c(1-t)Y – bi yazılır. Buradan Mal piyasasında denge noktası: Y= 1 ( A − bi ) 1 − c(1 − t ) Çarpan: α = 1 1 − c(1 − t ) A.1.1. IS Eğrisinin Eğimi: Eğrinin eğimi negatiftir. Zira faiz oranlarının artması sonucunda yatırımlar azalacak, toplam harcama azalacak ve gelir düzeyi azalacaktır. IS eğrisinin eğimi, c, t ve b katsayılarınca belirlenir. c ve t katsayıları çarpan içerisinde olduğundan çarpan değişimi göz önüne alınmalıdır. Çoğaltan katsayısı büyüdükçe (vergi oranının azalması, MPC’nin artması) AE eğrisi dikleşecek ve IS eğrisi yatıklaşacaktır. Yatırımların faize olan duyarlılığı arttıkça (b katsayısı büyüdükçe) IS eğrisi yatıklaşacaktır. Faiz oranlarında çok az bir değişme, gelir düzeyini önemli ölçüde etkileyecektir. Şayet yatırımların faize duyarlılığı yoksa (b=0) IS eğrisi dikey eksene paralel olacaktır (eğimi sonsuz). b=∞ ise, IS eğrisi yatay eksene paralel olacaktır. 1 AE’2= A +cY-b’i2 AE AE’1= A +cY-b’i1 AE2= A +cY-bi2 AE1= A +cY-bi1 b’ > b 0 İ İ1 Y1 Y’1 Y2 E1 Y’2 E’1 E’2 İ2 E2 IS1 0 IS2 Y Şekil A.2: IS Eğrisinin Eğimi A.1.2. IS Eğrisinin Kayması: Faiz oranlarındaki değişim IS eğrisi üzerinde hareket ettirirken, otonom harcamalardaki değişim, veri faiz oranında IS eğrisini kaydıracaktır. Kayma çarpan kadar olacaktır. Zira ΔY= 1 ΔA − bi 1 − c(1 − t ) A.2. LM Analizi (Para Piyasası) Para piyasasından hareketle gelir düzeyi ile faiz oranı arasındaki ilişkiyi gösteren eğridir. LM analizine geçmeden önce para arzı –para talebi kavramlarına açıklık getirelim. A.2.1. Para Piyasasında Denge: A.2.1.1. Para Arzı: Keynesyen modelde para arzı dışsaldır. Yani MB tarafından kontrol edilmektedir. Ekonomideki fiyatlar genel düzeyini de veri kabul edersek para arzını şu şekilde ifade − edebiliriz: MS= M − P A.2.1.2. Para Talebi: Keynes’e göre bireylerin portföyü iki aktiften oluşmaktadır. Bireyler para ve tahvilden oluşan portföylerini bu iki aktifin getirisine göre ayarlamaktadır. Klasiklerden farklı olarak Keynesyen para talebi teorisine Likidite Tercihleri Teorisi denmesinin temel nedeni budur. Zira Keynes, sadece para talebi ile ilgilenmemiş, aynı zamanda para benzeri (likit) nakite çabuk dönebilme kabiliyeti olan aktiflerle de ilgilenmiştir. Daha sonra başta Tobin olmak üzere birçok Keynesyen iktisatçı tarafından portföy teorisi geliştirilmiştir. Likidite Tercihleri Teorisinde para talebini belirleyen etmenler üç tanedir. İlk ikisi yani işlem ve ihtiyat güdüsü ile para talebi Klasiklerde olduğu gibi gelir ile doğru orantılıdır. Keynes’in katkısı spekülasyon güdüsü ile para talebi olmuştur. Bireyler, ellerinde her zaman belirli bir miktar nakit parayı tutarak para piyasasındaki faiz gelişmelerinden faydalanmak isterler. Paranın elde tutulmasının bir getirisi yoktur. Onun için şayet piyasa faiz oranı, insanların geleceğe dönük beklentilerinden oluşan normal faiz oranından düşükse, bireyler ileride faiz oranlarının artacağını ve tahvillerin fiyatlarının düşeceğini beklerler. Dolayısıyla bugün tahvil satıp nakitte beklerler. Ancak piyasa faiz 2 oranı, normal faiz oranından yüksekse, ileride faizlerin düşüp tahvil fiyatlarının değer kazanacağını düşündüklerinden bugün tahvil alıp ileride fiyatı yükselince kâr etmeyi beklerler. Tahvilin (Konsolun) ikinci el fiyatı şu şekilde hesaplanır: PB= CP r PB: Tahvilin fiyatı CP: Kupon Bedeli (Tahvilin faiz getirisi) r: faiz oranıdır. Örneğin 100$ nominal değerli bir tahvil aldık ve yıllık getirisi % 4’ken piyasa faiz oranı % 5’e çıksın. 4 = 80$ Tahvilin fiyatı olur. 0,05 Böylece para talebini MD= M = L(Y,i) = kY – hi P şeklinde yazabiliriz. Faiz oranları yükseldiği (düştüğü) zaman paranın dolaşım hızı artar (azalır). Para talebi gelirin pozitif, faiz oranlarının negatif bir fonksiyonudur. M.V = P. Y ise Keynesyen yaklaşımda para talebi gelir ve faiz oranının bir fonksiyonudur. Dolayısıyla para talebi yerine likidite tercihi yazılabilir Md = L(Y,i). Paranın dolaşım hızı ise, V= P.Y olur. L(Y , i ) İ İ* İ M P İ1 E İ E1 E2 İ2 L(Y,i) MS M/P E2 İ1 E1 İ2 L(Y,i) M 1S M S2 M/P L(Y2,i) L(Y1,i) 0 MS Şekil A.3: Para Piyasasında Denge A.2.2. LM Eğrisinin Türetilmesi: Gelir düzeyi Y1 iken, para talebi L1 ve faiz oranı da i1 kadardır (E1 denge noktası). Gelir düzeyi artınca (Y2) para arzı sabitken para talebinin artması (L2) sonucunda piyasada bir para talebi fazlası oluşur. Para talebi fazlalıkların anlamı tahvil piyasasına tahvil bırakılıp para çekilmiştir. Tahvilin arz fazlası olunca fiyatı düşer, faiz oranlarını da arttıracaktır (i2). Çeşitli gelir düzeyi – faiz oranı arasındaki ilişkileri gösteren eğriye LM eğrisi denilmektedir. 3 M/P İ İ LM E2 İ2 İ1 >>> E1 İ2 İ1 L(Y2,i) L(Y1,i) MS Y1 M/P Y2 Y Şekil A.4: LM Eğrisinin Elde Edilmesi A.2.3. LM Eğrisinin Eğimi: LM Eğrisi pozitif eğimlidir. Para talebinin gelire duyarlılığı (k) büyüdükçe ve faize duyarlılığı (h) düştükçe LM eğrisi dikleşecektir. A.2.4. LM Eğrisinin Kayması: LM eğrisi, para arzındaki ve para talebindeki otonom değişimlere bağlı olarak kayacaktır. Örneğin para arzındaki bir artış sonucunda para talebi sabitken para arzı fazlası oluşur. Bu fazlalık tahvil piyasasına yönlenirse, tahvilin fiyatı artar ancak faizler düşer. Böylece veri para talebinde LM eğrisi sağa kayacaktır. Bunun yanında para talebinde de otonom kaymalar LM eğrisini etkileyecektir. Örneğin kredi kartı kullanımının yaygınlaşması ile para talebi azalacak (L2) ve LM eğrisi de sağa kayacaktır. NOT: Reel Faiz Oranı = Nominal Faiz Oranı – Beklenen Enflasyon (I. Fisher) B. PARA POLİTİKASI B.1. Genişletici Para Politikası: MB para arzını genişletsin (MS↑). IS – LM dengesi E1 noktasında sağlanmışken şimdi denge E2 noktasındadır. Burada para arz fazlası oluşmuş (LM eğrisinin sağında) ve bu fazla para ile ekonomideki aktörler tahvil talep etmiş, tahvil talebinin artması sonucunda fiyatları yükselirken, faiz oranı da düşmüştür (i1’den i3’e) (Para Politikasının Likidite Etkisi). Burada ortaya çıkan etkiye denilmektedir. Faiz oranlarının düşmesi sonucu yatırım harcama talebi artmış ve IS eğrisinin sol tarafında talep fazlası oluşmuştur. Bireylerin gelirleri artınca para talepleri de artmaya başlamış, bu da faizlerin artmasına neden olup (para politikasının gelir etkisi) ekonomi E3 noktasında Y2 kadar gelir ve i2 faiz seviyesinde dengeye gelmiştir. − Ms↑ ⇒ LM↓ ⇒ Y1 , M S > M D ⇒ DB ↑, PB ↑ ,i3↓ ⇒ I↑ ⇒ Y2↑ ⇒ Md↑ ⇒ i2↑ B.2. Daraltıcı Para Politikası: MB para arzını kısınca LM eğrisi sola kaymış ve Y1 gelir seviyesinde para talep fazlası ortaya çıkmıştır. Tahvil arz fazlası oluşmuş, tahvilin fiyatı düşerken faiz oranları yükselmiştir (i3 seviyesine). Buraya kadar olan kısım, para politikasının likidite etkisidir. Bu durumda IS eğrisinin sağında yer alındığından toplam üretim toplam harcamadan fazladır yani arz fazlası söz konusudur. Faiz oranları da i3 seviyesinde olduğundan yatırım talebi azalacak ve ekonomide milli gelir Y2 seviyesine faizler de i2 seviyesine gerileyecektir (para politikasının hasıla etkisi). − Ms↓ ⇒ LM↑ ⇒ Y1 , M s < M d ⇒ DB ↓, PB ↓, i3↑ ⇒ I↓ ⇒ Y2↓ ⇒ Md↓ ⇒ i2↓ 4 LM1 İ E1 İ1 İ3 0 E2 İ3 LM2 ∨ ∨ ∨ ∨ ∨ E2 İ2 LM2 İ2 E3 E3 İ1 ∧ ∧ ∧ ∧ LM1 E1 IS IS Y Y2 Y1 0 Y2 Y Y1 Şekil B.1: Genişletici ve Daraltıcı Para Politikasının Denge Faiz ve Gelir Düzeyine Etkisi B.3. Para Politikasında Özel Durumlar: B.3.1. Şayet Yatırımlar faize duyarlı değilse (b=0); para politikası ile likidite etkisi ortaya çıkmaz ve milli gelir ve hasıla düzeyinde bir değişme gözlenmez. B.3.2. Likidite Tuzağı (para talebinin faize sonsuz duyarlı olması – h=∞); Piyasadaki (reel) faiz oranları sıfıra yakın bir noktada ise, para arzındaki bir artış, tahvil piyasalarına yönlendirilmez. Zira insanlar faizin yükseleceğini ve tahvil fiyatlarının düşeceğini beklediklerinden parayı ellerinde tutarlar. Keynesyenlere göre para politikasının işlememe nedeni likidite tuzağıdır. İ IS İ LM1 LM2 İ1 LM1 LM 2 E1 İ2 E2 0 İ1 Y Y 0 Şekil B.2: Yatırımlar Faize Duyarsız (b=0) Y1 Y Şekil B.3: Likidite Tuzağı (h=∞) B.3.3. Para talebi faize duyarsız ise (h=0); L=kY şeklinde olması durumunda LM eğrisi diktir ve para politikasının genişlemesi sonucunda hasıla düzeyi LM eğrisindeki kayma kadar artacaktır . Para talebinin faizlerden bağımsız sadece hasıla düzeyi ile belirlendiğini vurgulayan Klasik iktisatçıların görüşüne yakın olduğundan Klasik Durum adı verilmiştir. İ LM1 LM2 E1 İ1 E2 İ2 IS Y Y1 Y2 Şekil B.4: Klasik Durum (h=0) 5 C. MALİYE POLİTİKASI: C.1. Genişletici Maliye Politikası: IS eğrisi içerisinde kamu (maliye) politikası G, TR ve T ile uygulanabilir. Hatırlanacağı üzere A=C + I + G + cTR – cT şeklinde ifade edilmiştir. IS dengesinde Y=α(A – bi) olduğuna göre A’daki değişimlerin hem mal piyasasını hem de para piyasasını nasıl etkilediğini görelim. Hükümet harcamalarının artması ile (ΔG↑) normal Keynesyen modelde çarpan kadar milli gelirde artış yaşanır (α ΔG) ve şekilde görüldüğü gibi milli gelirin Y1 seviyesinden Y3 seviyesine çıkmasına neden olur. Ancak dikkat edilirse LM analize katılınca milli gelir artışı Y2 kadar olmuştur. Zira hükümet harcamalarının artması ile mal talebi fazlası oluşmuş, bunun sonucunda milli gelir artmış, milli gelir artışı sonucunda para talebi de artmıştır. Artan para talebi sonucunda ellerindeki tahvilleri çıkarıp paraya çevirmeye başlamışlar, tahvilin fiyatı düşerken faiz oranları da yükselmeye başlamıştır. Faiz oranlarındaki artış ise, belirli bir oranda yatırımların azalmasına ve milli gelirin düşmesine yol açmıştır. Hükümet harcamalarının artarak faizleri arttırması ve özel yatırımların azalmasına Engelleme/Dışlama Etkisi denilmektedir. − − G ↑⇒ i , AE ↑, Y3 ↑⇒ M D ↑, M S ⇒ DB ↓, PB ↓, i ↑⇒ I ↓⇒ Y2 ↓ C.2. Daraltıcı Maliye Politikası: Aynı şekilde maliye araçlarının birindeki değişimin Keynesyen analizde olduğu gibi denge gelir düzeyini fazla etkilemesi beklenmez. Örneğin devlet gelir vergisi oranlarını arttırsın. Böylece çarpanın değeri azalacak aynı zamanda toplam harcama eğrisi yatıklaşacaktır. Basit Keynesyen modelde çarpan etkisi kadar harcama düzeyi ve milli gelir düşecektir [ 1 ]. IS eğrisi hem içe kayacak hem de eğimi değiştiği için daha dikleşecektir. Ancak denge 1 − c(1 − t ) gelir düzeyi Y3 seviyesine düşmez. Vergi artışı sonucu üretim azalmış (gelir düzeyi azalmış) buna bağlı olarak toplam harcamalar azalmış ve para talebi düşmüştür. Tahvile yönelen para sonucunda tahvil fiyatları artmış ve faiz oranları düşmüştür. Faizlerin düşmesi ile yatırım harcamaları artışı milli gelir düzeyini belirli bir miktarda arttırmıştır (Y2’ye kadar). − G ↓⇒ i , AE ↓, Y3 ↓⇒ M D ↓, M D < M S ⇒ DB ↑, PB ↑, i ↓⇒ I ↑⇒ Y2 ↑ İ LM İ LM E2 İ2 İ1 E1 >>>> İ1 İ2 <<< E1 E2 E3 IS1 IS2 IS1 Y1 E3 Y2 Y3 IS2 Y Y Y3 Y2 Y1 Şekil C.1: Genişletici ve Daraltıcı Maliye Politikasının Denge Faiz ve Gelir Düzeyine Etkisi C.3. Maliye Politikasında Özel Durumlar: C.3.1. Yatırımlar faize duyarsız ise (b=0); kamu harcamaları özel kesim harcamaları üzerinde daraltıcı bir etki meydana getirmez ve böylece milli gelir ve hasıla düzeyi IS eğrisindeki kayma kadar artacaktır. C.3.2. Para talebi faize tam duyarlı ise (Likidite tuzağı varsa h=∞); maliye politikası tam etkin olacaktır ve gelir düzeyi IS eğrisindeki kayma kadar artacaktır. 6 IS1 İ IS2 LM E2 İ2 IS1 İ1 0 Y1 b=0 IS2 İ2 E1 İ1 E1 LM İ İ E2 LM İ1 IS1 Y2 Y 0 Y1 Y2 Y 0 h=∞ Y* IS2 Y h=0 Şekil C.2: Maliye Politikasında Özel Durumlar C.3.3. Klasik Durum (LM eğrisi dik – para talebi faiz haddine hiç duyarlı değil h=0); Bu durumda maliye politikası hiç etkin olamayacaktır. Yani sadece faizler genel düzeyi artacak, milli gelir denge düzeyinde bir değişiklik olmayacaktır. Bu durumda tam dışlama söz konusu olacaktır. 7