MEHMET UHRİ

advertisement
GÖZLE GÖNÜL ARASI
Dr. Mehmet Uhri
Yo¤un geçen hastane gününün üzerine eklenen
gece nöbetini olays›z atlatmay› ummufltum.
Küçük aksiliklerle bafllayan ve ana
bilgisayardaki ar›zayla büyüyen sorun hastane
genelinde s›k›nt› yaratm›flt›.
Say›lar›n Dili
‹zmir Maarif Koleji (BAL) Matematik Ö¤retmenlerinden
Merhum ‹hsan Uhri ‹çin
na bilgisayar›n durmas› her türlü hasta ifllemi
ve hasta kabulünün
durmas› anlam›na geliyordu. Nöbetçi teknisyenin çabas›yla eskidi¤i için yede¤e al›nan öteki bir bilgisayar
devreye al›narak sistemin a¤›r
da olsa çal›flt›r›lmas› sa¤lanm›flt›. Ancak özellikle acil servis
önünde uzun ve sab›rs›z hasta
kuyruklar›n›n oluflmas›na engel
olamam›flt›k. Eski yöntem elle
kay›t girilmesine de onay vermeyen hastanemizin “geliflmifl”
otomasyon sistemi yüzünden
sorun büyüyordu.
Telefonla sorunun giderilemeyece¤i anlafl›l›nca bilgisayar
firmas›n›n genel müdür yard›m-
A
114
c›s› teknik ekipten birini de yan›na alarak ç›kt› geldi. Acil servisin önünden d›flar› taflan hasta
kuyru¤unu görünce oyalanmadan ifle koyuldu. Teknik eleman donan›m› denetleyip sorunun yaz›l›mla ilgili oldu¤unu
söyleyerek geri çekildi. Kullan›lan yaz›l›m›n›n haz›rlanmas›nda
büyük eme¤i oldu¤unu ö¤rendi¤im genel müdür yard›mc›s›
“Tahmin etmifltim” diyerek ifle
koyuldu. K›sa sürede sorunun
veritaban›ndan kaynakland›¤›n›
yaz›l›m› güncellerken bu konunun öncelikle ele al›nmas› gerekti¤ini söyleyip yapt›¤› düzenlemelerle ana bilgisayar›n
devreye girmesini sa¤lad›. “Hastal›¤› flimdilik tedavi ettik; ama
115
BD TEMMUZ 2008
BD TEMMUZ 2008
yaz›l›m› de¤ifltirmezsek bu olay
tekrar yaflanacakt›r” diyerek cep
bilgisayar›na notlar ald›. Otomasyon sistemi k›sa sürede eski
h›z›na kavuflmufltu. Yar›m saat
içinde acil servis önündeki kuyruk erimifl, yatan hastalarla yaflanan sorunlar giderilmiflti.
irma yetkilisine kahve
önerdim. Ana bilgisayar
odas›ndan ayr›lmak istemedi¤ini, sistemin sorunsuz
çal›flt›¤›ndan
emin olmak istedi¤ini belirtip
kahvenin bulundu¤umuz odaya
getirilmesini rica etti.
Kahve gelene de¤in gözü
sürekli monitörlerdeydi. Ara s›ra cep bilgisayar›na notlar almasa adam›n odadaki bilgisayarlardan fark›n› anlamayacakt›k.
‹flinin ehli oldu¤u belliydi; ancak pek sosyal biri de¤ildi. Yaln›zca sorulan sorulara yan›t veriyor, kimseyle konuflmuyor,
konuflurken de karfl›s›ndakinin
yüzüne bakm›yordu.
Sistemin sorunsuz çal›flt›¤›ndan emin olduktan sonra arkas›na yaslan›p keyifle kahvesini
yudumlad›. Bilgisayar mühendisi oldu¤unu düflünmüfltüm; ancak o matematik bölümü mezunu oldu¤unu matematikte mast›r ve doktora yapmas›na karfl›n
alan›nda bilim yapma flans› bulamamas› ve maddi s›k›nt› yüzünden bilgisayar yaz›l›m alan›na yöneldi¤inden söz etti. “Neden matematik bölümünü seç-
F
116
mifltiniz, rastlant› m›yd›?” diye
sorunca yine kafas›n› kald›rmadan gülümseyerek üniversite s›nav›nda ilk 100 ö¤renci aras›nda yer alarak matematik bölümüne birincilikle yerleflti¤ini,
baflar›yla mezun olup yüksek lisans yapt›¤›n› ancak üniversitenin bilimsel ortamdan iyice
uzaklaflt›¤› ve maddi s›k›nt›lar›n› aflamad›¤›n› görerek sektör
de¤ifltirdi¤ini söyledi.
“Benim bildi¤im matematik
ö¤rencinin karabasan›d›r. Üstelik ço¤umuza yaflam›n hayli d›fl›nda anlams›z gelirdi, matematik dersi... Siz nas›l bu denli sevebildiniz? Hayret do¤rusu...”
“En büyük deste¤i lisedeki
matematik ö¤retmeninden gördüm. Bizlere dersi sevdirirken yaflam›n her yerinde matemati¤in
oldu¤unu göstermiflti. Ö¤retmenim bana say›lar›n diliyle yaflam›
anlayabilece¤imi ve hatta yorumlayabilece¤imi ö¤retti. Matematik
tutkumu ona borçluyum.”
“Say›lar›n dili mi?”
“E
vet say›lar›n dili...
O zamanlar da içine kapan›k, insanlardan uzak duran
biriydim. ‹nsanlar›
anlamak tan›mak istiyor; ama içlerine giremiyordum. Utangaçl›¤›m›, çekingenli¤imi say›larla yendim. Say›larla tan›d›m insanlar›.
Herkes bir tamsay›ya karfl›l›k geliyordu, benim matematik dünyamda... Kimi tek say›yd› benim
gibi yaln›z yaflamaya e¤ilimli kimi
ise çok daha sosyal çift say›lardand›. Kimileri negatif tam say›yd›, yaflama hep olumsuz gözle
bakan, kimi ise çevresine nefle
veren pozitif tamsay›lardand›.
ir de asal say› olan tipler vard› ki onlar toplumun iyice d›fl›nda yafl›yorlard›. Üniversitedeki
hocam tipik asal say›yd›. Hiçbir iflleme girmez öyle tek
bafl›na asil tak›l›rd›.
Biraz da bu yüzden
uzaklaflt›m
üniversiteden...”
“Sektör de¤ifltirmekle belki daha
sosyal olma f›rsat›
yakalam›fls›n›zd›r.”
“Bir yafltan sonra
huyu de¤iflmiyor insan›n. Ama her tür
say›n›n karfl›l›¤› olan
insan bulabilece¤imi sektör de¤ifltirdi¤imde daha çok anlad›m. Sözgelimi siz pek çok hekim gibi küsurat› da olan pozitif
tam say›lardans›n›z. Küsuratl› yan›n›z tam say› olan güçlü yönlerinizi
gölgeleyebilse de pozitifsiniz.”
San›r›m iltifat alm›flt›m. Konu¤umuza kahve ac› gelmiflti. fieker
önerdim; ancak o kahveyi suland›rmay› ye¤ledi. Yine kafas›n›
kald›rmadan sanki kendiyle konuflur gibi dökülüverdi sözcükler:
“Doktor bey, huzuru olmayan,
sorunlu bir ailede büyüdüm. An-
B
nem ve babam hep kavga ederler,
h›r gür evden eksik olmazd›. Ezikli¤im, çekingenli¤im biraz da bundan kaynaklan›yor san›r›m. Bugün
anl›yorum ki, birbirine denk iki
tam say› gibiydi annem ve babam
ama biri negatif di¤eri pozitifti. Biraraya geldiklerinde toplama ifllemi gibi sonuç hep s›f›r oluyor, evimizde kocaman bir boflluk duyumsan›yordu. Garip bir yaln›zl›k duygusuydu yaflad›¤›m... Kavgalar› ise
çarpma ifllemine karfl›l›k geliyor,
her zaman negatif
sonuçlan›yordu.”
Adam ara s›ra
bilgisayara yöneliyor, program› gözden geçirip cep
bilgisayar›na yeni
notlar
al›yordu.
“Peki ya tam olmayan, kesirli say›lar...
Onlar›n
karfl›l›¤›
kimler
oluyor?” diye sordum. Do¤rusu konu ilgimi çekmiflti.
“Pek ço¤umuz o kesirli say›lardan›z. Çevrene bakarsan bir
taraf› tam bir taraf› yar›m sürüyle insan görürsün. Kimi eksikli¤inin ay›rd›na var›p kendini tama tamamlamak say›labilir duruma gelmek için u¤rafl›yor;
ama ço¤umuz durumunun ay›rd›nda bile olmadan öylesine yafl›yor, bana kal›rsa...”
“Peki ya siz kendinizi hangi
say› olarak görüyorsunuz?”
Yan›tlamadan bir süre dur117
BD fiUBAT 2008
BD TEMMUZ 2008
du. Saatine bakt›. Kahveden son
yudumunu al›p teflekkür ederek
fincan› masaya b›rakt›. Cep bilgisayar›n› kapat›p cebine yerlefltirdi. Aya¤a kalkt›.
“Önceleri karmafl›k say›lar
kümesinden filan san›yordum
kendimi... Yani var gibi görünen ancak asl›nda var olmayan
say›lar gibi duyumsuyordum.
Evlenip çocuk sahibi olunca
gerçek oldu¤umu anlad›m. fiimdilerde kendimi Pi say›s› gibi irrasyonel hiçbir zaman tam olarak sonuçlanmayan, yaln›zca bir
ifllevi anlatmaya yarayan say›lar
gibi duyumsuyorum. Dahas›
böyle düflünmek hofluma da gidiyor. Tam say›s›n, hatta küsurat›n bile var; ama bitmeyen bir
ifllemden öte de de¤ilsin. Ne bileyim benim ruh durumuma iyi
geliyor böyle bir say› olmak...”
Kahve için tekrar teflekkür
edip odadan ç›karken geri dönüp eliyle bilgisayarlar› iflaret ederek “Baksana bu akflam
bile bitmemifl bir iflin parças›
olarak görev yapt›m, sorunu
çözdüm; ama sonuçland›ramad›m. Yine irrasyonel say› gibi
davrand›m. Her neyse size iyi
nöbetler doktor bey. Hasta diye
yat›rd›¤›n›z o say›lara iyi bak›n,
küsuratlar›n› giderip tekrar say›labilir duruma getirin onlar›”
dedi. Geldi¤i gibi h›zl› ad›mlarla gözden kayboldu.•
MehmetUhri@butundunya.com.tr
Evde yeni çal›flmaya bafllam›fl olan yard›mc›, evin han›m›ndan kurallar› ö¤renmeye çal›fl›yordu:
“Affedersiniz han›mefendi” dedi. “Yeme¤in haz›r oldu¤unu belirtmenin en iyi yolu sizce nedir? ‘Yemek haz›r’ m› diyeyim, ‘Yeme¤e buyrun’ mu?”
Evin han›m› yard›mc›s›n›n sorusuna gülümseyerek yan›t verdi:
“E¤er yemek geçen akflamki gibiyse” dedi. “‘Yemek yand›’ demen bizim için yeterli...”•
Arkadafl›yla birlikte bal›k tutmaya ç›kan bir bankac›,
dengesini kaybetti ve denize düfltü.
Arkadafl› cankurtaran simidini atmaya haz›rlan›rken, sesinin
tüm gücüyle ba¤›rarak ona yard›mc› olmaya çal›flt›:
“Hiçbir giriflimde bulunmadan kendini bir süre dalgalara b›rakabilir misin?”
Denizdeki bankac› arkadafl›na can havliyle ba¤›rmaya bafllad›:
“Elbette ama” dedi. “fiimdi ifl konuflacak zaman m›?”•
118
xxx
Download