KADINA YÖNELİK “İSLAM ADINA” İŞLENEN ZULME

advertisement
KADINA YÖNELİK “İSLAM ADINA” İŞLENEN ZULME KARŞI
TÜM ETKİN KİŞİ, KURUM ve KURULUŞLARI SES ÇIKARMAYA ÇAĞIRIYORUZ!
Bir süredir çeşitli haber kaynaklarından IŞİD’in rehin aldığı Ezidi kadınların yaşadığı
vahşete dair haberler görüyoruz. IŞİD’in elinden kurtulmayı başaran Ezidi kadınların
anlattıklarına dayanan bu haberlere göre, bu kadınlar IŞİD tarafından aylarca rehin
tutuluyorlar, “cariye” olarak alınıp satılıyorlar, fiziksel ve cinsel tacizin her türlüsünü
yaşıyorlar. Annesinden koparılan çocukların, intihar eden ya da intihar ederse ailesinin
cesedini bulamamasından endişe ettiği için hayatta kalmayı tercih eden kadınların, 9-10
yaşındaki kız çocuklarından bebekli kadınlara kadar işkence ve tacize maruz kalan
kadınların öyküleri hepimizi insanlığımızdan utandırıyor ve dehşete düşürüyor.
Bu konudaki haberlerle ilgili dezenformasyon iddiaları olmakla birlikte, IŞİD’in
dayandığı tarihsel, dönemsel ve güncellenmemiş fıkhî altyapı gerçekliği ve kadınların
beyanı, bu iddiaları boşa düşürecek kadar güçlü ve vahimdir.
Hayat içinde toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığın sonucu olarak baskı altında olan ve
şiddetin her türlüsünü yaşayan kadınların, savaş ortamında bu şiddeti en can yakıcı
haliyle yaşadıkları bir gerçektir. Savaşlarda cinsiyete dayalı şiddetin, taciz ve tecavüzün
gözaltında ya da askerî operasyonlar esnasında düşman topluluğu baskı altına almak,
gözdağı vermek ve küçük düşürmek için bir savaş silahı olarak kullanıldığını biliyoruz.
Bu minvâlde IŞİD’in de bir savaş silahı olarak cinsel saldırı ve istismarı kullandığı,
kadınların bedenlerini bir “savaş ganimeti” olarak gördüğü açıktır. Maalesef bu ve
benzeri şiddet uygulamalarının hareketin kanaat önderleri tarafından bazı ayet ve
hadislerin oldukça tartışmalı geleneksel yorumlarına dayandırılarak meşrulaştırılmaya
çalışıldığını biliyoruz. Müslüman toplumlarda kadına yönelik şiddetin hemen her
türünde çarpıtılmış dinî yorumlar meşrulaştırıcı bir aygıt olarak iş görürken, ne acıdır ki
İslam alemi bu istismarın önüne geçmek için etkili bir çaba içine girmemiştir. Bunun bir
örneğini ülkemize sığınan Suriyeli kadınların cinsel istismarının bazı dinî kılıflar
üretilerek yapılmasında alenen görüyoruz.
MAZLUMDER Kadın Çalışmaları Grubu olarak kadınların ve kız çocuklarının başlangıç ve
bitişine karar vermedikleri acımasız savaşlar nedeniyle, savaş ortamında ve sığınılan
ülkelerde, ömür boyu psikolojik ve fiziksel sağlıklarını yitirmelerine neden olan,
uluslararası savaş hukukunda artık bir “savaş suçu” olarak kabul edilen cinsiyete dayalı
şiddetin ve her türlü cinsel istismarın dinî kılıflar üretilerek meşrulaştırılmasına ve
görmezden gelinmesine razı olmadığımızı bildiriyoruz. Bu konuda sorumluluk alması
gereken başta uluslararası İslami kuruluşlar olmak üzere toplum üzerinde etkisi olan
tüm dinî otoriteleri; kişi, kurum ve kuruluşları “İslam adına” işlenen bu zulümlere en
yüksek perdeden ses çıkarmaya çağırıyoruz.
MAZLUMDER Kadın Çalışmaları Grubu
Download