genç yorum

advertisement
GENÇ YORUM
- TÜRK TELEKOM ŞEHİT MURAT NAİBOĞLU ANADOLU LİSESİ GAZETESİDİR
SAYI: 3
ARALIK 2016 -
“Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim. Olur ya kalp durur akıl unutur. Ben dostlarımı ruhumla severim o ne durur ne de unutur.” MEVLANA
HERHANGİ BİR ‘ARALIK’TA DEĞİL HER ZAMAN YANINIZDAYIZ.
3 Aralık Uluslararası Engelliler Günü 1992 yılından bu yana 3 Aralık günü Birleşmiş Milletler tarafından uluslararası
bir gün olarak kabul edilmiştir. Ülke genelinde bu konuya dikkat çekmek amacıyla çeşitli etkinlikler
düzenlenmektedir.
Okulumuzda bu güne dikkat çekmek ve bu konuda farkındalık yaratmak için yapılan etkinlikten kareler.
Okulumuzda 3 Aralık Uluslararası Engelliler Günü kapsamında düzenlenen bu törende duyarlı öğrencilerimiz,
hocalarına kendi taleplerini ileterek bu programın gerçekleşmesinde öncü oldular. İnsani bir sorumluluk alarak
programda yer alan öğrenciler, engelli haklarının nasıl ihlal edildiğini ve onların hayatını kolaylaştırmak için neler
yapabileceğimizi anlatıp, bir şarkıyı işaret diliyle sundular.
Hepimiz birer engelli adayıyız. Unutmayalım ki engelli olmak, engel değildir!
BATTLE
I want to describe battle to you. Battle is
a big problem in our World. There are battles for
years. People got tired from battles. Because it
causes death. It causes hunger and collapse, too.
Or right. What is the solution? Is there
any way? I think there is. For example, a
president or all presidents should be interested
in their own people. He shouldn’t mix other
country. So, there isn’t any confusion, too. Other
example; ıf the people of country or president
have the irownland, everybody will live in peace,
as well.
We can also think more carefully about
justice. We should be tolarant for everybody. We
shouldn’t separate people for language, religious,
nation, poor, old, young, child, baby, blonde,
brunette, tall, short. So, nobody killsanyone. We
are all human. We shouldn’t hurt each other. So,
no battle!
Eda ÇOBAN (10/D)
THEMİS’İN GÖZLERİ NEDEN KAPALI?
Okulumuz öğretmenlerinden Özge KURU ve Funda EKİCİ GÜLER’in öncülüğünde, gönüllü öğrenciler okulumuzda
stantlar kurup İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ndeki maddeleri tanıtıp, diğer öğrenci arkadaşlarını ve stantları
gezen hocalarını bilinçlendirdiler. “Haklarımız Konusunda Ne Kadar Bilinçliyiz?” sorusuna cevap arayan öğrenciler bu
stantlar sayesinde kendi yeteneklerini ortaya koydular. Her stantta çeşitli afişler hazırladılar, bilgilendirme broşürü
dağıttılar, stantlarına gelen misafirleriyle bizzat ilgilendiler hatta Themis’i (Yunan mitolojisinde Uranüs ve Gaia'nın
kızı olan adalet ve düzen tanrıçası) canlandırdılar. Stantta görev alan tüm öğrenci arkadaşlarımızı kutluyor, ...
TİYATRO
Gördüğün şey hoşuna gitmiyorsa, oynayanı suçlamanın manası ne? Tiyatro dün de
bugün de yaşama ayna tutan, hoşumuza gideni de gitmeyeni de bize sunan sanattır.
Sanatı sanat yapan, imgesel bir öyküyü güzel, sanatsal bir gerçeğe dönüştürebilme
niteliğidir. Bu öyküyü yaşatan onu izleyen seyircilerdir. Tiyatro, aktörü ve izleyeni
olmadan yaşayamaz.
DUYURULAR!
Okulumuzda düzenlenen “En Temiz Sınıf” projesi
kapsamında aralık ayının en temiz sınıfı Kızılay,
Sağlık ve Çevre Kulübü tarafından 9/C olarak
belirlenmiştir.
Sınıf içinde ve okulda gösterdiği örnek
davranışlarından
dolayı Okulumuz
Onur
Kurulunca aralık ayının öğrencisi 9/D sınıfından
Nedim BAV seçilmiştir.
Özgürlük neye yarar, yaşıyorsa bir arada özgür ve tutsak olanlar… Özgürlük nedir? Özgürlük beyaz bir büyüdür
tadı damağımızda kalan, ancak tiyatro sahnesinde yaşadığımız o an…
Biz tiyatroculara her zaman sorulan bir soru vardır: “Nasıl ezberliyorsunuz?” devamı da şöyle gelir sorunun
“Tiyatroda oyun esnasında ezberlediklerinizi nasıl unutmuyorsunuz? ” Biz de deriz ki onlara “Önemli olan ezberi
unutmak, lafı hatırlamamak değil; önemli olan ruhunla hissederek, hayatını koyarak oynamaktır. Bizim için kötü
oyun hissedemediğimiz oyundur.”
Tiyatronun amacı, bir insanın kalbine, kaybolduğu zaman yolunu gösterecek bir pusula yerleştirmektir. Büyük
Üstad der ki “ Var olmak mı, yok olmak mı? İşte bütün mesele bu… Düşüncemizin katlanması mı güzel zalim
kaderin yumruklarına, oklarına yoksa bela denizlere karşı dur yeter demesi mi?” Nitekim insan buna yanıyor işte,
kalbi kin ve nefret olmuş robot insanların tiyatroya ettikleri işkencelere…
Tembellikle karışmış o ruhlar, gönüllerinde zerre sanat anlayışı bulunmayan o insanlar kahreder beni. Vicdan
azabı insanın en büyük ahlaki şansıdır. Dön de bak şu sahneye kim çıkmış, kim oynuyor? Emin ol kendinden
başkasını görmeyeceksin orada.
Tiyatro hayattır, hayatsa kocaman bir tiyatro…
GEZİ ANKET SONUÇLARI
ÇEKİRDEK TEPKİMELERİ
Fisyon (Çekirdek Parçalanması)
Fisyon bir çekirdek tepkimesi olayıdır. Bu nedenle fisyon
nükleer parçalanma olarak da adlandırılır. Bir nötron, ağır bir
elementin atomunun daha küçük iki veya daha fazla farklı
çekirdeğe bölünmesine neden olur. Parçalanma sonucunda
ortaya çıkan atomlara fisyon ürünleri denir.
Kararsız bir halde bulunan büyük bir çekirdek nötron
bombardımanına tutulması sonucunda kararlı atom
çekirdeklerine dönüşmesine fisyon denir. Bu şekilde
parçalanmaya uğrayan maddelerden bazıları radyoaktif
maddedir. Üzerine nötron gönderilen radyoaktif maddeler
uranyum ve plütonyumun izotoplarıdır. Kararsız bir çekirdeğin
nötronu yutması ile başlayan fisyon tepkimesi sonucunda, büyük
miktarda enerji açığa çıkar. Açığa çıkan bu enerjiyle birlikte
parçalanan çekirdekten ortama birden fazla nötron yayılır.
Fisyon sonucunda ortaya yayılan nötronlarda yine kararsız
halde bulunan büyük çekirdekler tarafından yutularak yeni bir
fisyon parçalanmasına neden olur. Bu olay ardışık olarak devam
eder. Oluşan zincirleme reaksiyon sonucunda anlık bir süre
içinde çok büyük bir enerji ortaya çıkar. Fisyon tepkimesi
kontrollü bir şekilde belli bir ortam içinde meydana getirilirse
açığa çıkan nükleer enerji santrallerde enerji kaynağı olarak ve
elektrik üretiminde kullanılır. Fisyon tepkimesinin kontrolsüz bir
şekilde zincirleme reaksiyonlar halinde meydana gelmesi
durumunda ortaya çıkan müthiş enerji ortama yayılır. Atom
bombasının patlaması bu şekildedir.
Füzyon(Çekirdek Birleşmesi)
Nükleer kaynaşma olarak da bilinen füzyon, hafif iki çekirdeğin
kaynaşarak daha ağır bir çekirdek oluşturması ve açığa çıkan bağ
enerjisini kullanmaktır. Füzyonun gerçekleşmesi çekirdeklerin
pozitif yüklerinin birbirlerini itmesi sebebiyle bu itme kuvvetini
ortadan kaldıracak çok büyük kuvvetlere ihtiyaç duyulmasına
sebep olmaktadır. Bu kuvvet 20-30 milyon derecelik bir sıcaklıkla
aynı değerdedir
bu sebeple de dünya üzerinde henüz böyle bir düzenek
yapılamamıştır. Füzyon her zaman ekzotermik bir olay değildir.
Yani her zaman dışarıya enerji çıkışı olmaz. Demir füzyonunda
dışarıdan büyük miktarlarda enerji alınımı gerçekleşir. Bu enerji
alınımı yıldızların patlaması ve süpernova gibi olaylara bile sebep
olabilmektedir. Güneş’te doğal yollarla füzyon tepkimeleri
oluşmaktadır. Bu tepkimler devamlıdır ve düzenlidir. Doğal
olarak gerçekleşmektedir.
Hidrojenler birleşerek helyuma dönüşmektedir. Güneş’te her
saniyede beş yüz altmış dört milyon ton hidrojen beş yüz altmış
milyon ton helyuma dönüşmektedir. Güneş’te meydana gelen
füzyon tepkimelerinde her bir füzyon tepkimesi dört milyon
kadar enerjinin Güneş’ten kopmasına sebep olmaktadır. Bu
durum öğrenildiğinde insanların kafasında Güneş’in enerjisinin
ne zaman biteceğine dair sorular oluşmuştur. Ama yapılan
araştırmalarla Güneş için bu değerlerin çok küçük bir miktar
olduğu ve Güneş’in milyarlarca yıl daha ayakta kalabileceği
tespit edilmiştir.1989 yılında yapılan deneyle iki kimyager;
elektrotlarla su içerisinde füzyon tepkimesi yapmaya kalkışmış
fakat başarısız olmuşlardır bu başarısızlık bir süre füzyon
araştırmalarını askıya almıştır. Her atom çekirdeği birbiriyle
füzyon tepkimesine giremez bunun sebebi ise atomların içindeki
protonların birbirini itmesinden kaynaklı olarak bu itmeyi yok
edecek çok güçlü bir kuvvete ihtiyaç duyulmasıdır. Tüm bu
zorluklara rağmen füzyon en büyük enerji kaynağı olarak
görülmektedir. Hidrojen bombası bir füzyon tepkimesi sonucu
oluşmaktadır.
Doğan Talip TAŞÇI (11/A)
İLGİNÇ COĞRAFİ BİLGİLER
ÜMİTSİZ AŞKLAR
En Kısa Bölge Adı
İskandinav dillerinde
“Nehir”
anlamına
gelen “Å“, Norveç’in
Moskenes bölgesinde
yer alan geleneksel bir
balıkçı köyüdür. En
büyük özelliği ise,
Dünyanın en kısa
bölge ismine sahip olması. Hatta 2004 senesinde,
Nebraska’da bulunan Bee adlı kasabada bitecek bir
bisiklet gezisinin başlangıç noktası olarak seçilmiştir.
Gezinin A noktasından başlayıp, B noktasında sonlanması
hedeflenmesi, güzel bir seçim olarak düşünülmüş olsa
gerek.
Şair oldum aşkından
Ümitsiz aşklar için yaratılmışım ben
Hüsrana uğrarım bir gemi gibi
Ezilmem zamana
Direnir yüreğim hazin deryalara
Aşkın yüreğime demir atan ateşten gemi
Ateşime su ol
Suyuma toprak
Dünyanın En Uzun Bölge İsmi
Gözlerimin nemi kör topraklara değil
Tayland’ın başkenti
olan
Bangkok’un,
Tayland’ın resmi dili
olan Tayca’daki ismi
“KrungThep“in tam
resmi ismi:
“KrungThepMahanakhonAmonRattanakosinMahintharaY
uthayaMahadilokPhopNoppharatRatchathaniBuriromUd
omratchaniwetMahasathanAmonPimanAwatanSathitSak
kathattiyaWitsanukamPrasit“tir. (163 harf)
Senin üzerine sinsin.
Hasan Hüseyin ALKAN (11/D)
Olağandışı Nehir Akışı
Ekvator’a yakın bir
bölgeden
başlayıp
kuzeye doğru akan ve
6,550 km’lik uzunluğu
ile Dünyanın en uzun
nehri olarak bilinen
“Nil
Nehri“,diğer
nehirlerin aksine
güneyden başlayıp kuzeye doğru akan tek nehirdir.
Dünya’nın En Derin Yapay Deliği
Sovyetler Birliği’nin,
bilimsel bir araştırma
için
1970 yılında
başlayıp, 1989 yılına
kadar kazmaya devam
ettikleri
“Kola
SuperdeepBorehole“,
Dünya’nın en derin deliği olarak bilinmektedir. Kola
bölgesinde, yeni keşifler bulmak umuduyla 12.261 metre
kazılan deliğin sıcaklığının tahmin edilenin üzerine
çıkması ve beklenen keşiflerin bulunamaması yüzünden
çalışmalara son verilmiştir.
Sadece Ünlü Harflerden Oluşan Coğrafi Bölge
Mitolojik Odysseia
destanında geçen,
İtalya’nın batı
ucundaki
“MountCirceo”de,
Büyücü Kirke’nin
evinin bulunduğu ada
olarak geçen “Aeaea
Adası”,
sadece ünlü harflerden oluşan tek coğrafi konum olarak
bilinmektedir.
Beytullah KAYA (12/E)
GENÇ YORUM AYLIK OKUL GAZETESİ
TÜRK TELEKOM ŞEHİT MURAT NAİBOĞLU
ANADOLU LİSESİ / 2016 - SAYI: 3
DANIŞMAN ÖĞRETMEN & SAYFA DÜZENİ:
FULYA BARUT
EDİTÖR: ENİS SEVEN (12-E KÜLTÜR EDEBİYAT KULÜBÜ BŞK.)
Download