MUHAMMED ZAHİR RAUF ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI ULUSLARARASI İLİŞKİLER BİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ 2001 SONRASI ABD'NİNNİN AFGANİSTAN'DA SOSYAL VE SİYASİ HAYATA ETKİLERİ MUHAMMED ZAHİR RAUF OCAK 2016 ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI ULUSLARARASI İLİŞKİLER BİLİM DALI OCAK 2016 2001 SONRASI ABD’NĠN AFGANĠSTAN’DA SOSYAL VE SĠYASĠ HAYATA ETKĠLERĠ Muhammed Zahir RAUF YÜKSEK LĠSANS TEZĠ ULUSLARARASI ĠLĠġKĠLER ANABĠLĠM DALI ULUSLARARASI ĠLĠġKĠLER BĠLĠM DALI GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ OCAK 2016 iv 2001 SONRASI ABD‟NĠN AFGANĠSTAN‟DA SOSYAL VE SĠYASĠ HAYATA ETKĠLERĠ (Yüksek Lisans Tezi) Muhammed Zahir RAUF GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ Ocak 2016 ÖZET Afganistan‟ın tarihine baktığımızda savaĢlarla anılan ve bir türlü istikrara kavuĢmayan ülke konumunda olmuĢtur. Ülkenin en önemli özelliklerinden olan tampon bölge olma özelliği ve bu konumun ülkeye getirmiĢ olduğu dezavantajlar her zaman ülkenin kaderine hâkim olmuĢtur. Afganistan 1919‟da bağımsızlığını Ġngilizlerden kazansa da bu istikrarın ömrü uzun sürmemiĢtir. SSCB‟nin Afganistan‟ı iĢgalinden sonra yaĢanan gerginlikler ve insan ölümleri yaklaĢık 10 yıl sürmüĢ ve bu süreçte de birçok insan ya ölmüĢ ya da ülkeyi terk etmek zorunda kalmıĢtır. Ülkedeki istikrar Sovyetler Birliği‟nin Afganistan‟ı terk etmesiyle de ülkede bir siyasi istikrardan bahsetmek mümkün değildir. Çünkü bu süreçte de ülke içindeki silahlı güçler iktidar paylaĢımı için yine savaĢmıĢ ve ülkede benzeri bulunmayan kanlı sahnelere Ģahit olmuĢtur. Ülke genelinde savaĢ sürerken Taliban denen bir grup ülkenin %95 hâkim olmuĢlardır. 2001 yılına gelindiğinde, Taliban güçlü konumda olmuĢtur. 2001 yılında Amerika BirleĢik Devletleri Ticaret Merkezi ikiz kulelere yapılan terör saldırısı sonucunda Amerika BaĢkanı, George W. Bush‟un açıklamasıyla Afganistan‟da kalıcı özgürlük ile düğmeye basılmıĢ ve Afganistan‟a müdahale etme gerekçesi meĢruiyet kazanmıĢtır. Böylelikle ABD, Ekim 2001 yılında Afganistan‟a müdahale etmiĢ ve Taliban ülkenin siyasi arenasından kısa sürede temizlenmiĢtir. Amerika ve Batılı devletlerin yapmıĢ olduğu bu giriĢimler neticesinde her ne kadar Afganistan‟da yeni bir süreç baĢlamıĢ olsa da bu sürecin gidiĢatı tahmin edildiği kadar kolay olmamıĢtır. Ülkenin her tarafında Amerikan karĢıtı grupların tekrar Taliban saflarında yer alması ve bu gruplar gelirinin büyük kısmının uyuĢturucudan elde etmesi, ABD ve NATO güçlerinin ülkedeki faaliyetlerinin önünde büyük engel teĢkil etmiĢ ve hızlı gitmesi gereken sürecin gidiĢatını sekteye uğratmıĢtır. Bilim Kodu Anahtar Kelimeler Sayfa Adedi Tez DanıĢmanı : 1141 : Amerika BirleĢik Devletleri, Taliban, ĠĢgal, NATO, Sosyal ve Siyasal Hayat, : 123 : Prof. Dr. Cemalettin TAġKIRAN v THE EFFECTS OF THE USA ON SOCIAL AND POLITICAL LIFE IN AFGHANISTAN AFTER 2001 (M. Sc. Thesis) Muhammed Zahir RAUF GAZI UNIVERSITY INSITUTE OF SOCIAL SCIENCES January 2016 ABSTRACT History of Afghanistan is marked by continuous wars and insecurity. The country has always been affected for being a buffer zone and has suffered from its consequences. Although Afghanistan declared its independence from Great Britain in 1919, peace and security did not last long. Following the Soviet Union‟s invasion of the country, wars have continued for approximately ten years. During this period of time, countless people have been killed and millions were forced to flee. However, one cannot talk about security after withdrawal of the Soviet Union‟s military forces as well, because different fractions armed under command of warlords and engaged in conflicts against each other. This again, led the country to the bloody wars which were followed by the emergence of the Taliban movement. In 2001 the Taliban turned into a strong group and conquered almost 95% of Afghanistan. The 9/11 terroristic attacks legalized invasion of Afghanistan by USA. As a result of these anti-Terroristic attacks the Taliban‟s government was defeated and they were removed from the political scene of the country in shortterm. A new era was commenced for Afghanistan after Western powers entered the country. However, in the different parts of the country opposition group allied with Taliban against US military forces. The Taliban are being supported financially by drug trade, which provides obstacle for activities of USA and NATO and delay the process of stabilization in the country. Science code Key Words Page Number Supervisor : 1141 : United States of America, Taliban, Occupation, NATO, Political and Social life. :123 : Prof. Dr. Cemalettin TAġKIRAN vi TEġEKKÜR ÇalıĢmalarım boyunca, yardım ve katkılarıyla beni yönlendiren, kıymetli tecrübelerinden faydalandığım tez danıĢmanım, sayın Prof. Dr. Cemalettin TAġKIRAN‟a teĢekkür ederim. Ayrıca manevi desteğini hiçbir zaman esirgemeyen değerli aileme de teĢekkür etmeyi bir borç bilirim. vii ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa ÖZET ...................................................................................................................... iv ABSTRACT .............................................................................................................v TEġEKKÜR ............................................................................................................ vi ĠÇĠNDEKĠLER ........................................................................................................ vii Sayfa ..................................................................................................................... vii KISALTMALAR ........................................................................................................x GĠRĠġ...................................................................................................................... 1 1. BÖLÜM KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE AFGANĠSTAN HAKKINDA GENEL BĠLGĠ 1.1. Kavramsal Çerçeve ...................................................................................... 5 1.2. Afganistan‟ın Coğrafi Konumu .................................................................... 12 1.3. Jeopolitik ve Jeostratejik Konumu .............................................................. 13 1.4. Sosyal Yapısı .............................................................................................. 14 1.5. Nüfusu ........................................................................................................ 14 1.6. Eğitim.......................................................................................................... 15 2. BÖLÜM AFGANĠSTAN’IN ETNĠK GRUPLARI VE YÖNETĠM TARĠHĠ 2.1. Etnik Gruplar ............................................................................................17 2.1.1 PeĢtunlar........................................................................................... 17 2.1.2 Tacikler ............................................................................................. 18 2.1.3 Hazaralar .......................................................................................... 18 2.1.4 Türkler............................................................................................... 19 2.2. Farklı Etnik Yapıların Siyasete Etkisi ........................................................24 viii Sayfa 2.3. Davut Han‟ın Etnik Politikası ....................................................................26 2.4. Sovyetler Birliği Yanlısı Hükümetler .........................................................28 2.5. Etnik ÇatıĢmalar ve Afganistan‟a Etkisi ....................................................32 2.6. ġiddete Sebep Olan Faktörler ..................................................................38 2.7. Afganistan‟da Din Faktörü ve Dinin Siyasetteki Rolü ...............................43 2.8. Bağımsızlık Sonrası Din Faktörü ..............................................................45 2.9. Afganistan‟da Din Faktörünün Siyasete Etkisi ..........................................47 3. BÖLÜM AFGANĠSTAN, SOVYETLER BĠRLĠĞĠ VE ABD 3.1. Afganistan‟ın Amerika BirleĢik Devletleriyle ĠliĢkileri .................................53 3.2. ABD- Afganistan Arasındaki Ġlk Diplomatik ĠliĢkiler ...................................56 3.3. Darbe Sonrası ABD ile ĠliĢkiler .................................................................60 3.4. Sovyetler Birliği ĠĢgali Öncesi Afganistan-ABD ĠliĢkileri ............................62 3.5. Sovyetler Birliğinin Afganistan Politikası ..................................................63 3.6. Sovyetlerin Afganistan ĠĢgali ....................................................................65 3.7. Sovyetlerin Afganistan‟dan Çekilmesi ......................................................67 3.8. Sovyetler Sonrası Yönetimin Mücahitlerin Eline Geçmesi ........................70 3.9. Taliban‟ın Karanlık Dönemi ......................................................................72 4. BÖLÜM 11 EYLÜL HADĠSESĠ VE ABD’NĠN AFGANĠSTAN’A MÜDAHALESĠ 4.1. ABD‟nin Afganistan‟a Müdahalesi ve Taliban‟ın Sonu ..............................73 4.2. Bonn Konferansı Sonrası Ġlk CumhurbaĢkanlık Seçimi ............................74 4.3. Pakistan‟ın Afganistan‟a Dolaylı Müdahaleleri..........................................77 4.4. Yeni Dönemde Afganistan‟ın Devlet ĠnĢası Süreci ...................................78 ix Sayfa 4.5. Taliban Sonrası Geçici Hükümet ..............................................................81 4.6. Karzai Hükümetinin sonu, Dr. AĢraf Gani ve Mutabakat Hükümeti ..........92 4.7. Dr. AĢraf Gani Hükümeti dönemi..............................................................95 4.8. Afganistan‟ın Bugünkü Durumu................................................................99 4.9. Devlet ĠnĢası Sürecinin BaĢarısızlığı ......................................................105 SONUÇ .............................................................................................................. 107 KAYNAKLAR ...................................................................................................... 113 ÖZGEÇMĠġ ........................................................................................................ 123 x KISALTMALAR Bu çalıĢmada kullanılmıĢ kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aĢağıda sunulmuĢtur. Kısaltmalar Açıklamalar AB Avrupa Birliği ABD Amerika BirleĢik Devletleri ARM Afghan Rights Monitor BDT Bağımsız Devletler Topluluğu BM BirleĢmiĢ Milletler CENTO Central Treaty Organization CIA Central Intelligence Agency ISAF International Security Assistance Forces ISI Inter-Services Intelligence KGB Komitet Gosudarstvennoy Bezopasnosti NATO The North Atlantic Treaty Organization SSCB Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği KGAÖ Kolektif Güvenlik AnlaĢması Örgütü 1 GĠRĠġ Afganistan, tarihinin birçok evresinde dıĢ kaynaklı saldırı ve iĢgallere maruz kalmıĢ bir ülkedir. Önce Ġngilizlerin ve ondan sonra Sovyetler Birliğinin iĢgaline uğrayan Afganistan, 11 Eylül 2001 Saldırıları sonrasında ABD‟nin Afganistan‟a müdahale etmesinin yolu açılmıĢtır. El Kaide terör örgütünün kurucusu ve finansmanı, Usame Bin Ladin‟i barındırdığı gerekçesiyle yapılan bu müdahale sonucunda, Taliban rejimine son verilerek Afganistan için yeni bir fırsat yaratılırken, söz konusu müdahalenin siyasal, sosyal ve kültürel hayattaki etkileri ülkenin bugün ve yarını için büyük bir soru iĢareti teĢkil etmektedir. ABD müdahalesi sonrasında ülkenin siyasal, sosyal ve kültürel hayatında meydana gelen bu değiĢimlerin doğru okunup iyi analiz edilmesi hayati öneme sahiptir. Ne yazık ki, bu konuda yapılan Batı kaynaklı çalıĢmaların büyük bir çoğunluğu gerek ulusal, gerekse bölgesel gerçeklerden kopuk olmalarından ötürü birçok farklı temelsiz görüĢ ve iddianın ortaya atılmasına zemin oluĢturmaktadır. Bu çalıĢmanın amacı az da olsa bu alandaki eksikliğin giderilmesine katkı sağlayarak, bu konuda bilgi sahibi olmak isteyenlerin tarafsız ve doğru bilgiye ulaĢmalarının önünü açmaktır. Bir konuyu analiz edebilmek için öncellikle teorik çerçeveye ihtiyacımız vardır. Çünkü teori üzerinde çalıĢma yapacağımız konunun temellerini oluĢturarak onu daha iyi anlamamız ve aydınlatmamıza yardımcı olur. Bu kapsamda yüksek lisans tezi olarak ele alınan „‟2001 Sonrası ABD‟nin Afganistan‟da Sosyal ve Siyasi Hayata Etkileri‟‟ tartıĢılmıĢtır. Öyleyse gelecekte tanık olacağımız olaylar açısından Afganistan‟a yapılan müdahale, ABD‟nin dünya üzerinde egemenlik kurma açısından baĢlatmıĢ olduğu politikaları önem arz ettiği düĢünülmelidir. ABD‟nin müdahalesi ile birlikte devlet meĢruiyetinin kazandırılması ve yönetim yapısının düzenlenmesi, demokratik ve güçlü bir devlet olarak uluslararası arenaya dâhil olup olamayacağı açısından bir fikir oluĢturacaktır. Ülkede baĢat konumda olan ve bir etnik gruba dayanan gücün, diğer etnikler üzerine yaptığı asimilasyon çalıĢmaları ve etnik çatıĢmaların kaynağı olan merkezi yönetimin zayıflığı sırasıyla anlatılmıĢtır. Afganistan‟ın günümüzdeki durumuna yönelik fikir yürütebilmek için ülkenin büyük devletlerle olan iliĢkilerinin geçmiĢi hakkında bilgi sahibi olmamız gerekir. Bu sebeple yapmıĢ olduğumuz çalıĢma Afganistan‟daki kargaĢanın kaynağını anlamamız açısından önem arz etmektedir. 2 ÇalıĢmamız kapsamında 1979‟daki SSCB ve 2001‟deki ABD müdahaleleri arasındaki süre zarfında meydana gelen geliĢmeler ve bu geliĢmelerin bölge halkının sosyal ve siyasal hayatına etkileri incelenmiĢ ve bu süreç içerisinde Afganistan‟ın siyasal anlamda üstünlük ve egemenliğini koruyamadığı da bir kez daha görülmüĢtür. SSCB‟nin Afganistan‟a nüfuz etme çabası sonucunda baĢta batı, Pakistan ve Suudi Arabistan‟ın yardımı ile mücahitler denen Ġslamcı gruplar ortaya çıkmıĢ ve Ruslara karĢı direniĢleri baĢlamıĢtır. Afganistan‟da iç savaĢın baĢlama sebepleri, bu süreçte ISI‟nın amacı ne olduğu ABD‟nin hangi gerekçelerle Afganistan‟a müdahalede bulunduğu ve Afganistan‟a karĢı yürütülen savaĢın hangi amaçla yapıldığı ve barıĢı tesis etmesinin önündeki engeller de bu çalıĢmada tartıĢılmıĢtır. ÇalıĢmada sırasıyla Afganistan‟ın jeopolitik ve jeostratejik konumu, SSCB‟nin Afganistan‟ı iĢgalinden iç savaĢa kadar olan süreç, SSCB‟nin Afganistan‟dan çekilmesi sonrasında yaĢanan iç savaĢ süreci ve Taliban dönemi üzerinde durulmuĢtur. Ayrıca Afganistan Devleti‟nin çöküĢ aĢamaları ve bölgeye hâkim olan gelenekçi toplumun siyasal hayatındaki geliĢmeler ve ortaya çıkan sonuçlara yer verilmiĢtir. Farklı etnik grupları bünyesinde barındıran Afganistan‟da istikrarın getirilmesi, devletin sürdürülebilmesinin zorlukları araĢtırılarak ortaya konmuĢtur. ABD‟nin Afganistan‟a müdahale etmesindeki asıl amaç, küreselleĢmenin Soğuk SavaĢ‟ın sona ermesinden sonra hızlandığı ve müdahalenin bu duruma bağlı olarak ortaya çıktığı düĢünülmektedir. Müdahalenin gerekçesi, Taliban ve El Kaide saldırısının yalnızca ABD‟ye yönelik olmayıp, aynı zamanda küreselleĢen dünyaya karĢı yapılmıĢ bir terör saldırısı olduğu görülmüĢ ve ABD‟nin Afganistan‟a yapmıĢ olduğu müdahaleye meĢruiyet kazandırdığı görülmektedir. Bu bağlamda, dört ana bölümden oluĢan çalıĢmanın birinci bölümünde; konunun dağılmasını önlemek adına, konunun kavramsal çerçevesi ana hatlarıyla çizilirken, ülke hakkında genel bilgilere de yer verilmiĢtir. Afganistan‟ın temel sorunlarından biri çok sayıda etnik grubun bulunmasıdır. Afganistan yüzyıllar boyunca farklı devletler ve imparatorluklar tarafından iĢgale uğradığı için Afgan ulusunun oluĢumunda yoğun bir etnik, dinsel ve kültürel karıĢım vardır. Dolayısıyla, çalıĢmanın ikinci bölümünde, Afganistan‟daki etnik grupların tarihi, sosyal yapısı ve bu kozmopolit yapının ülke siyasetinin Ģekillenmesindeki rolü 3 incelenmiĢtir. Bu dağınık etnik yapı ülkenin iç ve dıĢ dinamiklerinde etkin rol oynamaktadır. Ayrıca bu bölümde, Afganistan‟ın gündelik hayatında çok önemli bir yere sahip olan din faktörünün ülkenin siyasi gündemine olan etkisi araĢtırılmıĢtır. Her ne kadar Sovyetler Birliği iĢgali 1989‟da fiilen sona ermiĢ olsa da, Afganistan hala o sürecin devamını yaĢamaktadır. Sovyet iĢgali sonrası tahrip olan alt yapı, devlet yapısı ve siyasi, ekonomik kurumlar devlet yönetme deneyimine sahip olmayan mücahit grupların iktidar mücadeleleri ülkeyi bitmek bilmeyen bir çatıĢma ve istikrarsızlık ortamına sürüklemiĢtir. Bu çerçevede çalıĢmamızın üçüncü bölümünde, Afganistan‟ın ABD ile ilk temasları, diplomatik iliĢkilerin kurulması incelenerek aktarılmıĢtır. Ayrıca bu bölümde, Sovyetler Birliğinin Afganistan‟a müdahalesi ve bunun sonucunda ülkenin ABD ile Sovyetler Birliği arasında bir güç mücadelesi alanına dönüĢmesindeki süreç incelenmiĢtir. Son olarak çalıĢmamızın dördüncü bölümünde 11 Eylül 2001 müdahalesi sonucunda meydana gelen geliĢmeler; Bonn Konferansı, siyasi değiĢimler, ulus devlet inĢa süreci ve bu sürecin baĢarı ve baĢarısızlıklarına ayrıntısıyla yer verilmiĢtir. Tezimizin omurgasını oluĢturan bu bölümde müdahale sonrası iktidara gelen Hamid Karzai Hükümeti ile Dr. AĢraf Gani Hükümet‟inin karĢılaĢtıkları sorunların çözümü konusundaki baĢarısızlıkları, ABD müdahalesinin değerlendirilmesi bağlamında incelenmiĢtir. Ayrıca son bölümün son kısmında yapılan araĢtırmalar doğrultusunda ülkenin içinde bulunduğu duruma yönelik tespitler, çözüm stratejileri ve önerilerine yer verilmiĢtir. 4 5 1. BÖLÜM KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE AFGANĠSTAN HAKKINDA GENEL BĠLGĠ 1.1. Kavramsal Çerçeve Bir konuyu analiz edebilmemiz için öncelikle teorik çerçeveye ihtiyacımız vardır. Çünkü teori, üzerinde çalıĢma yapacağımız konunun temellerini oluĢturur ve onu daha iyi anlamamız ve analiz etmemize yardımcı olur. Dolayısıyla, üzerinde çalıĢacağımız konuya geçmeden önce teorik altyapıyı anlamamız gerekecektir. Teoriler bize olayların gerçekleĢmesinin nedeni ve bu olayların birbiriyle olan bağı ve ilgi hakkında bilgi vermeye çalıĢan bir düĢünce veya düĢüncelerin toplamıdır.1 Ayrıca teori, bir bilim dalında inceleme yapılırken, incelenen alanla ilgili olgu ve olaylar arasında iliĢkileri anlamada ve analiz etmek açısından yararlı bir çerçeve olarak tanımlanmaktadır. Teoriler, araĢtırma yaptığımız alan ile ilgili olgular arasında mevcut olan iliĢkiyi açıklama ve analiz etme fonksiyonu olmasının yanı sıra, bu iliĢkilerin geleceğini öngörmemizde de yardımcı olacaktır.2 Göründüğü gibi, teoriler bir konuya ıĢık tutma gibi görev yapmaktadır. Ayrıca teoriler bilimsel açıdan mevcut konuyu net bir Ģekilde açıklamamıza katkı sağlamaktadır. Devlet inĢası diye nitelendirdiğimiz olay, yeni idari kurumların oluĢturulması ve var olan idari yapının güçlendirilmesi anlamında kullanılmaktadır. Afganistan‟daki siyasal ve sosyal geliĢmeleri incelememiz açısından, ülkede yapılan altyapı çalıĢmalarını incelememiz önem arz etmektedir. Bu çalıĢmada devlet inĢasının uluslararası toplumun en önemli meselesi olduğunu bilmemizde fayda vardır. Bir devletin yeniden yapılacak inĢasında ilk ve en önemli Ģart, faal ve aktif olarak çalıĢan devlet kurumlarının oluĢması gerekecektir.3 Devlet inĢasının amacı, yeni ve iĢleyen idari kurumların tesis edilmesi ve mevcut kurumların güçlendirilmesi anlamına gelir. Son yıllarda bu mesele devletin yapılandırılması, güçlendirilmesi ve ayakta kalması, uluslararası toplumun da en 1 T. Rourke j, Politics on The World Stage, (McGraw-Hill Publiction, 2008),18. Arı T, Uluslararası ĠliĢkiler Teorileri: ÇatıĢma, Hegemonya, ĠĢbirliği(2002)Ġstanbul: Alfa Yayınları, (Ġkinci Baskı) 15-21. 3 Fukuyama, F. (2005). Devlet ĠnĢası: Yirmi Birinci Yüzyılda YönetiĢim ve Dünya Düzeni, Ankara: (ikinci Baskı) Profil Yaynları, 335-337. 2 6 önemli meselesi olarak ortaya çıkmaktadır. Afganistan‟daki durum ele alınacak olursa, uzun yıllardan bu yana yoksulluktan uyuĢturucu ticaretine ve terörizme kadar pek çok önemli küresel sorunun kaynağı olarak zayıf ve baĢarısız devletlerde görüldüğü gibi burada da baĢ göstermiĢtir. Weber; devleti belirli bir toprak parçası üzerinde, meĢru fiziksel güç kullanma tekeline sahip çıkan bir insan topluluğu ve devletin esası güç kullanmaktır diye tanımlamıĢtır. Bunu esas alacak olursak, günümüzde ABD, en güçlü devletlerden birisi olarak karĢımıza çıkmakta ve Afganistan‟a yapmıĢ olduğu müdahale de 11 Eylül 2001 meselesi ile birlikte meĢruiyet kazandığı görülmektedir.4 Devletin eksik boyutlarına bakıldığında teorinin yanında uygulama alanının da önemli olduğunu söylemek gerekecektir. Çünkü bir devlette ĠletiĢim, mali ve üretim süreçleri gibi, uyum ve bütünlük içinde yönetilmesi gerekmektedir. Bunun için de, baĢlangıç kısmında kurumsal özgüvenin yattığını bilmemiz gerekecektir. Zayıf devletlerde insan hakları ihlalleri, kitlesel göç hareketlerinin ve komĢularla çatıĢmaların çıktığı kaçınılmazdır. Bu bağlamda günümüzde baĢat güç konumunda olan ABD, demokrasi getirmek adına, terörizmi sebep olarak gösterdiği pek çok ülkeye doğrudan veya dolaylı olarak müdahalelerde bulunduğunu görmek mümkündür. Örnek verecek olursak ABD‟nin Afganistan‟la baĢlatmıĢ olduğu müdahale sonucunda, pek çok ülke dolaylı olarak bu müdahalelere maruz kalmıĢtır. Bir Amerikan projesi olan ve Afganistan‟da gerçekleĢen ulus-devlet inĢası projesinin baĢarılı olduğunu günümüzde söylemek mümkün değildir. Burada devlet inĢası kadar önemli bir konu da ulus inĢası olduğunu unutmamamız gerek. Ulus inĢasının amacı, çatıĢma sonrası yeniden yapılandırılmaya çalıĢılan ülkelerin temelden yeniden inĢa edilmesi gerekliliği olarak tanımlanmaktadır. Ulus inĢasının amacı, güvenlik, altyapı, sosyal kurumlar gibi acil önem arz eden konularda teknik yardımlarla yeniden yapılandırılması ve uluslararası yardımlarla belli seviyede istikrar sağlandığında ikinci safhaya gelindiği bu safhada asıl amacın dıĢ müdahalenin sona ermesinden sonra da ayakta kalabilecek, kendi kendini idare edebilen devlet kurumlarının yapılandırılmasıdır.5 4 Fukuyama, F. (2012). Ulus ĠnĢası (Ġkinci Baskı), Ġstanbul: Profil Yayınları. 22 Attar. R.M. (2013) Faraz wa frod-e Dowlathay-e Milli ( Milli Devletlerin YükseliĢi ve ÇöküĢü) (Birinci Baskı) Tahran: Ġran DıĢ ĠĢler Bakanlığı Yayınları, 17-18 5 7 Ancak Afganistan‟ın bugünkü durumuna bakıldığında, bunu söylemek pek mümkün değildir. ABD‟nin yapmıĢ olduğu müdahale sonrası, Afganistan‟da iĢ baĢına gelen hükümetler dıĢ yardımlara bağımlılığı azalmamıĢ, aksine daha çok bağımlı hale geldiğini görebiliriz. Fukuyama yazmıĢ olduğu eserinde, savaĢ sonrası toplumların yeniden yapılandırılmasında ve terör üreten merkezlerin ortadan kaldırılmasında ulus inĢasının kaçınılmaz olduğunu savunuyor. Ayrıca ulus inĢasının ilk aĢamasını, çatıĢma sonrası yeniden yapılandırma olarak adlandırıyor. Afganistan‟ı örnek gösteren Fukuyama, buralarda „‟devlet tamamen çöktüğü için temelden baĢlayarak yeniden inĢa edilmesi gerekir‟‟ demektedir. Ama uygulamaya bakıldığında Afganistan‟da yapılmıĢ olan ulus devlet inĢası bu projenin bir baĢarısızlık tablosunu sergilemektedir. Çünkü 14 yıldan bu yana terör üreten merkezlerin ortadan kaldırılması yerine bu örgütlerin etkinlik alanı daha da geniĢlemiĢ, Ģehirlerin içine sızmıĢ ve merkezi hükümeti ciddi bir biçimde tehdit edecek hale gelmiĢtir.6 Ayrıca terör örgütlerinin etkinlik alanı geniĢleyerek ülkenin güneyinden kuzeye geçtiği bir gerçektir. Fukuyama çökmüĢ olan devlet uluslararası yardımla ayakta durabilecek ise, ikinci aĢamanın gündeme gelmesini savunmaktadır. Ġkinci aĢamayı hayata geçirmek ve güçlendirmek birinci aĢamadan daha zor olduğunu kabul etmeliyiz. Nitekim devletin inĢasına yönelik yapılmaya çalıĢılan Afganistan gibi ülkelerin, uluslararası camianın yardımın almadan ayakta kalması pek mümkün görünmemektedir.7 Fukuyama zayıf devletlerin güçlendirilmesini savunmaktadır. ABD‟nin yeni savunma stratejisini düĢündüğümüzde bir değerlendirme yapmak gerekmektedir. ABD, küresel gücü ve etki alanını geniĢletmek için kontrol edebileceği yapılanmalar istediği görüĢü uluslararası arena da bilinen bir gerçektir. Ama bilinen Ģu ki ABD, ulus devlet yapılanması çerçevesinde, kendi hegemonyasını güçlendirip ve yeni bir kontrol mekanizmasının devreye sokması için uygun bir ortam sağlamaktadır. Örneğin; Ukrayna, Gürcistan ve Kırgızistan‟da yaĢanan operasyonlara bakıldığında, ABD‟nin devletleri neden yeni baĢtan inĢa etmek için 6 Arny, G. (1997)Afghanistan Gozargah-e Keshwar Goshayan, (Ġmparatorlukların Geçidi Afganistan), Çev, Sayed Yusuf Ġlmi ve Habib Rahman Hala, PeĢaver: Sabah Yayınevi, 25-27. 7 11 Eylül sonrası dönem için küresel politikadaki temel mesele, devletin nasıl küçültüleceği değil, nasıl yapılandırılacağıdır. Devletin güçten düĢmesi küresel topluluk için bir felaketin baĢlangıcıdır. Devletler, dünyanın her köĢesinde zayıftır. Bu zayıf devletler, uluslararası düzen için tehdit oluĢturmaktadır çünkü ciddi çatıĢmaların kaynağıdırlar. Ayrıca geliĢmiĢ dünyaya etki edebilen yeni tür bir terörizmin potansiyel yaĢama alanı haline gelmiĢlerdir. Bu devletleri, çeĢitli ulus inĢa Ģekilleri vasıtasıyla güçlendirmek, uluslararası güvenlik açısından hayati bir görev haline gelmiĢtir. Dolayısıyla devlet inĢasını gerçekleĢtirmenin daha iyi öğrenilmesi, geleceğin dünya düzeni açısından büyük önem taĢımaktadır. 8 çabaladığı daha iyi anlaĢılacaktır. ĠĢin aslına bakacak olursak ABD, devlet inĢası adı altında yapmıĢ olduğu bu operasyonlarla Ortadoğu devletlerini yeni baĢtan inĢa ederek, çok uluslu Ģirketlerine uygun pazarlar oluĢturmak istediğini açık bir Ģekilde görmek mümkündür. Bu tür giriĢimlerle birlikte kendi politikalarına uygun ve olası karĢıt hareketleri ortadan kaldırmayı hedefleyen ABD, inĢa ettiği devletlerde kendi politikasına uygun yönetimleri ön plana çıkarıp, iĢbaĢına getirdiği de bu savı, güçlendirmektedir. Ayrıca kadife devrimi diye nitelendirdiğimiz Kafkasya‟da oluĢan devrimler, bunun açık göstergesidir. Bu bağlamda Büyük Ortadoğu projesini de bu oyunun bir parçası olduğunu söylemek yerindedir. ABD yapmıĢ olduğu bu operasyonlarla, kendine tehdit olarak gördüğü devletleri, inĢa süreciyle birlikte tüm idari yapıları yeniden yapılandırmayı hedeflemektedir. GeçmiĢte bir devlete müdahale veya iĢgal bir ülkeye müdahale ederek ve idari olarak imparatorluklara dâhil edilerek yapılırdı. Nitekim günümüzde bu tür giriĢimler, demokrasi getirmek ve insan haklarının tesisi gerekçeleriyle müdahalelerin gerçekleĢtirildiği görmekteyiz. Fukuyama yazmıĢ olduğu eserinde mevcut dünya düzeninin devam etmesi için siyasi anlamda istikrarsızlaĢan devletlerin inĢa sürecinin gerekli olduğunu savunmaktadır. ABD‟nin yeni küresel stratejilerine bakıldığında ise, gelecekte dünyanın stratejik açıdan önemli olan devletlerde, ulus devlet inĢa etme operasyonlarının süreceğini söylersek, yanlıĢ olmayacaktır. Batının geliĢtirdiği devlet inĢasına baktığımızda ise, bu sürecin zorlukları da kaçınılmazdır. Devlet inĢasının dört temelden oluĢan sadece biri, yönetim hakkındaki söylemleri baĢka devletlere uygulamak kolaydır. Ancak kurumsal planlama, meĢrulaĢtırma temelleri ve sosyo kültürel unsurların uygulamasının zor olduğu da herkes tarafından kabul görmüĢ bir gerçektir. Devletler yönetim hakkındaki deneyimlerini diğer ülkelere kolayca aktarabilir ve yeni yönetimin sağlam zemine oturtulması hakkında baĢka bir devlete öneriler sunabilir. Ancak baĢarılı devletlerin temelini kültürel ve sosyal unsurlar olduğu ve bunlar olmadan devletin iĢlemesini mümkün olmadığına bakarsak, bu iĢin hem düzeni değiĢtirmek isteyen devletler, hem de geliĢmek ve değiĢmek isteyen devletler açısından zor ve kısa vadede uygulamaya geçmesi mümkün olmadığını görmekteyiz.8 8 AndiĢmand, A. (2007) Amrika der Afganistan (Amerika Afganistan‟da) (Birinci Baskı). Kabil: Maywand Yayınevi, 211-212 9 Az geliĢmiĢ veya geliĢmekte olan ülkelerdeki kurumların, geleneksel davranıĢ biçimler, örf adetler, geliĢme ve demokratikleĢmenin önünde önemli engel oluĢturduğu herkes tarafından kabul edilmektedir. Az geliĢmiĢ ülkelerdeki konuları kendi sosyo-kültürel alt yapısı bağlamında çözülürse, ulus-devlet inĢasının kolaylaĢtıracaktır. Bir ülkede modern kurumlara talep oluĢmadığı sürece, kurulan modern kurumların iĢlemesi kısa vadede pek mümkün değildir. Ayrıca müdahale ile birlikte yönetimde iĢ baĢına gelen yeni ve tecrübesiz elemanların baĢarısız oldukları ülkedeki duruma eklenirse, uluslararası yardım kuruluĢlarının uzun vadede baĢarılı sonuçlar elde etmesi, oldukça zordur. Zayıf devletlere yapılan uluslararası yardımların arka planına baktığımızda, genelde müdahalelerin gerçekleĢtiğini görülmektedir. Yakın tarihe baktığımızda, birçok uluslararası müdahalede az geliĢmiĢ ülkelerin egemenlik haklarına da müdahale edildiğini görmekteyiz. Amaç, bir takım devletleri yeniden yapılandırmak, demokratik devletler inĢa etmek olsa da meĢru bir müdahalenin gerçekleĢmediğini görmekteyiz. Buna örnek olarak, ABD‟nin Irak‟a yaptığı müdahaleyi göstermek mümkündür. ABD‟nin geliĢtirdiği önleyici savaĢ kavramı bu meseleyi detaylı olarak anlatmıĢtır. BarıĢ için savaĢ veya „‟yılanın baĢını yılan küçükken ezmek‟‟ gibi yaklaĢımlar her ne kadar günümüzün gerçeği olsa da, mantıktan uzak ve gerçek dıĢı bir argüman olduğunu gözler önüne sermektedir. Fukuyama, müdahalelerin meĢruiyet konusunu anlattığında, Amerika ve Avrupa arasındaki yaklaĢım farkını özetleyip bize anlatmaktadır. Avrupalı devletler uluslararası kurumlara inanmaktadır. Bunun tersine ABD, kendi gücü ve hegemonyasına inanmaktadır. Hal böyle iken dünyanın kaderini, müdahaleyi meĢru göstererek, uluslararası meĢruiyeti dikkate almayan, müdahaleci ve dünyayı istediği gibi tasarlamaya çalıĢan ABD‟ye bırakılmasına eleĢtirel yorum yapmak doğru olacaktır. Afganistan‟a baktığımızda ise, Ġngiliz ve Rus iĢgallerinde görüldüğü gibi, aradan geçen 14 yılın ardından Amerikan müdahalesinin geldiği noktanın büyük ölçüde baĢarısız olduğu söylenebilir. 9 Afganistan, günümüzde de ABD müdahalesinden öncesine göre daha güvenli bir yer olduğu söylenemez.10 Dolayısıyla ülkede modern bir ulus-devleti inĢası yolunda çok fazla mesafe 9 Mamun, R. (2010). Bazy-i Bakhta Shuda,(Yenilgiye UğramıĢ Oyun).(Birinci Baskı). Kabil: Sayyed Yayınevi, 40-41. 10 The CIA‟s Interview in Afghanistan, Interview with Zbigniew Braezinski, Center for Research on Globalization, 2001. 10 katledilmemiĢ ve demokrasi, etkili hükümet ve hukuk devleti gibi ilkeler Afganistan‟a tamamen yabancı kavramlar olarak kalmıĢtır. 11 Eylül‟ün ardından yapılan Bonn Konferansı sonrası, Afganistan‟da modern bir anayasa ve devlet oluĢturmanın ne kadar zor olduğu anlaĢılmıĢtır. Ülkenin karmaĢık etnik yapısı, kabilecilik kültürünün etkisi, merkezi idarenin zayıflığı, dikkate alındığında Amerika‟nın yeni bir ulus inĢa etme projesinin gerçekleĢmesinin ne kadar zor olduğu daha iyi anlaĢılacaktır.11 Gerek Afganistan gerek bölge devletlerde ulus ve devlet inĢasını gerçekleĢtirmenin zor olmasının yanı sıra sosyal ve siyasal hayata değiĢiklik getirmenin de zor olduğunun kanısına varılmıĢtır. Bir toplumun siyasal ve sosyal hayatında değiĢikliği gerçekleĢtirmek için öncelikle o toplumun değiĢime açık olması gerekmektedir. Afganistan gibi ülkelerde bu tür giriĢimlerde baĢarılı olmak için aydın, elit, okumuĢ ve teknolojik geliĢmelere açık olan bir neslin söz sahibi olması gerekmektedir. Nitekim Afganistan bu tür geliĢmeye kapalı olup, son sözü aĢiret ağalarının söylediği bir ülke konumundadır. Yıllar boyunca Ģeriat ve despot hükümetlerce yönetilen bir ülke konumunda olan Afganistan‟da kısa vadede bir değiĢimden söz etmek mümkün değildir. Burada dikkat edilmesi gereken konu, toplumu değiĢtirmek için öncelikle siyasal yapının değiĢmesi ön koĢul olarak karĢımıza çıkmaktadır. Ayrıca batı tarzı bir modeli geri kalmıĢ bir ülkeye uyguladığımızda, önümüze çıkacak her türlü olumsuz sonuçlar kaçınılmaz olacaktır. Geçen 14 yıl süre zarfında Afganistan halkının sosyal hayatında az bir değiĢiklik gelse de, siyasal anlamda bir ilerleme veya değiĢiklikten söz etmek mümkün değildir. Ülkedeki siyasi partilerin baĢkanlığının soydan geçmesi, yöneticilerin entelektüel sınıfı iktidardan uzak tutmaları, toplumu yönetenlerin eleĢtiriye açık olmamaları ve buna benzer konularda siyaset alanında bir ilerlemeden bahsetmek de mümkün değildir. Seçmenler sandık baĢına gittiğinde, aday olan milletvekillerine etnik bakımından yakın gördüğü veya kendi etnik grubuna mensup olan bir adayın lehine oy kullanmasına bakıldığında, siyasi Ģuurun henüz geliĢmediği, etnik ve aĢiret bağlılığının ön planda olduğunu görmekteyiz. Nitekim bu durum cumhurbaĢkanlığı seçimlerinde de aynıdır. 12 Zaten 11 Mamun, R. (2010) Negah-i makhfi( Gizli BakıĢ) (Birinci Baskı). Kabil: Sayeed Yayınevi, 255-227 Ġnternet: (Ocak 2013). azadi radyo web sayfası, Afganistan‟ın muğlâk geleceği makalesi. Web: http://da.azadiradio.org/archive/local_news/20130328/1090/2118.html?id=24940941. 1 Haziran 2013‟de alınmıĢtır. 12 11 30 yılı aĢkın süredir aralarında gerginlik yaĢayan ve iktidar paylaĢımında bir türlü uzlaĢıya varamayan bir toplumdan farklı bir davranıĢ da beklenemez. Günümüzde siyasal anlamda Afganistan‟ın belli bir istikrara kavuĢtuğu söylenemez. Taliban terör örgütünün yeniden canlanması ve ülkedeki istikrarın sağlanmasında yönetimin güçsüz kalması kaygı verici bir durum dur. Hükümetin baĢına geçen iktidar sahipleri her ne kadar geçen 14 yıl süre zarfında elde ettiği baĢarıdan söz etse de, bu baĢarılar ülkede yetersiz kalmaktadır. Örneğin Taliban 2000‟lı yıllarda sadece ülkenin güneyinde etkin iken, günümüzde Afganistan‟ın kuzey ve kuzeydoğu illerinde de etkinlik alanını geniĢletmiĢ durumdadır. GeliĢen bu olaylar karĢısında hükümet, halk nezdinde itibarını yitirmiĢ, pek çok genç ekonomik ve ideolojik sebeplerden dolayı Taliban saflarında güvenlik güçlerine karĢı savaĢmayı tercih etmektedir. Siyasal anlamda ülkedeki huzur, AĢraf Gani hükümeti ile birlikte tamamen yok olmuĢ ve pek çok kiĢi ülkeyi terk etmeye mecbur kalmıĢtır. Bunun yanında ülkenin doğusunda IġĠD‟in baĢ göstermesi ve Afganistan halkına karĢı katliamları gerçekleĢtirmesi de eklenirse, Karzai döneminde var olan istikrarın da rafa kalktığından söz etmek mümkündür. Afganistan güvenlik güçleri her ne kadar istikrarın sağlanmasında çaba sarf etse de artan terör olayları karĢısında yetersiz kalmaktadır. Bundan bir yıl öncesine kadar Taliban ve IġĠD canlı bombalarla devleti tehdit ediyor iken, günümüzde bu örgütler etkinlik alanını geniĢleterek il ve ilçeleri kontrolüne almakta ve halktan aldığı güçle, devlete karĢı açık bir Ģekilde meydan okumaktadır. CumhurbaĢkanı Hamid Karazai döneminde yönetime az da olsa güvenen halk, Dr. AĢraf Gani hükümetinin baĢa geçmesiyle güvenini yitirmiĢtir. Bunun nedeni, yeni yönetimin mutabakat hükümeti olarak kurulması ve iktidarı paylaĢan taraflar arasındaki bitmeyen gerginlik ve iktidar paylaĢımındaki kavgalar olmuĢtur. Bu kavgalardan nasibini alan halk her geçen gün ülkedeki belirsizlik ve güvensizliğin artmasından dolayı, hükümete karĢı var olan ümidini yitirmektedir. Bir yılı aĢkın süredir iktidarda olan Dr. AĢraf Gani ve Abdullah‟ın mutabakat hükümeti seçimler süresince halka vaat ettikleri ekonomik refah, iĢsizliğin giderilmesi, güvenliğin tesisi, eĢitliğin sağlanması gibi konular ise, bir söylemden öteye gitmemiĢtir. Bu durum karĢısında hükümete olan inancını kaybeden halk, iktidara taĢıdığı hükümeti sadece eleĢtirmekle yetinmektedir.13 13 RaĢid, A. (2001) Ġslamiyet, Petrol ve Orta Asya‟da Yeni Büyük Oyun, (Ġkinci Baskı) Ġstanbul: Mozaik Yayınları, 212. 12 1.2. Afganistan’ın Coğrafi Konumu Afganistan Orta Asya, Hindistan yarım adası ve Orta Asya ülkeleri arasında yer almıĢtır. Kara ulaĢımı açısından son derece elveriĢli olan bu ülkenin denize kıyısı bulunmamaktadır. Bu yüzdendir ki eski çağlarda Dünyanın kuĢak noktası olarak adlandırılmıĢtır.141747‟den beri bu ülkeye Afganistan adı verilmiĢtir. 15 Batıda Ġran, Doğu ve Güneydoğu‟da Pakistan, Kuzeydoğu ucunda Çin‟in Doğu Türkistan bölgesi, Kuzey‟de Türkmenistan ve Özbekistan, Kuzeydoğu ‟da Tacikistan ile sınırlandırılmıĢtır. Yüzölçümü 652100 kilometredir en batısı ile en doğusu arasındaki uzaklık 1350 kilometredir. Kuzey ile Güney arasındaki mesafe 900 kilometredir. Afganistan‟ın ortasında baĢlayan dağların Ģeridi Vahan bölgesinde Çin‟i bu ülkeden ayırmaktadır. Deprem noktasında bulunduğu için bazen depremlerden etkilenmektedir16. Kuzey bölgesinde bozkırlarda yer alan iller, Hazar Denizi‟ne doğru uzanır ve Amu Nehri ile sınırlanırlar. Orta bölgede Pamir‟den doğan ve büyük bir bölümünü Hindu kuĢ Dağları‟nın oluĢturduğu sıra, batıya ve güneydoğuya doğru uzanır. Bu dağlar ülkeyi kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayırmıĢtır.17 Afganistan‟ın deniz seviyesinden yüksekliği ortalama 1200 metredir. Hindu kuĢ dağlarından kaynaklanan akarsular genellikle dört ana yöne doğru akarlar ve bunlardan sadece Kabil ırmağı, Pakistan‟da Ġndus ile birleĢerek denize ulaĢabiliyor. Ülkenin en büyük nehri Helmand nehridir. Ülkede en düĢük nokta Amu derya havzası olup en yüksek nokta ise 7699 metre ile Tinç Mir‟dir.18 Ülke üzerinden önemli ticaret yollarının geçmesi, bu yollarda bulunan geçidin askeri açıdan değer taĢıması, ülkeyi tarihin farklı evrelerinde farklı büyük güçlerin çıkar çatıĢması meydanına dönüĢtürmüĢtür. Afganistan‟ın coğrafi konumu önemli bir ulaĢım merkezini oluĢturmaktadır. Ülkenin coğrafi konumunu dört yolun kesiĢtiği bölge olarak tanımlamak gerekir. Afganistan Orta Asya ile Hindistan, Çin ile Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Orta Doğu ve Hindistan arasında bir güzergâh 14 Bostanoğlu,Ö,(1999) 21 yıl önceki Afganistan gözlemleri, Avrasya Dosyası Uluslararası ĠliĢkiler ve Stratejik AraĢtırmalar Dergisi, Afganistan ve Pakistan Özel Sayısı, Cilt 4,(Sayı, 3-4) Ankara: Avrasya Bir Vakfı, Avrasya Stratejik AraĢtırmalar Merkezi Yayınevi, 59. 15 ġimĢir, B,(2002) Atatürk ve Afganistan. (Brinci Baskı) Ankara: Avrasya Bir Vakfı, Asam yayınları, 5. 16 Larousse, M (1998) Afganistan (Cilt,1) Ġstanbul: Sabah Yayınları,102. 17 Henry M, ( October 2001) Afghanistan Coutnry Handbook, A Field-Ready Referance Publication, (Birinci Baskı) Newyork: Masocrita, 5. 18 Avrasya-Merkez Orta Doğu ve Ġslam AraĢtırmaları Grubu „‟Afganistan‟‟ Afganistan Dosyası Uluslararası iliĢkiler ve Stratejik AraĢtırmalar Dergisi, Afganistan ve Pakistan Özel Sayısı, (1999), Cilt, 4, (Sayı, 3-4,) Ankara: Avrasya Bir Vakfı, Avrasya Stratejik AraĢtırmalar Merkezi Yayınevi, 29. 13 görevini yapmaktadır. Coğrafi açıdan böyle bir bölgede olan bir devletin varlığı, doğal olarak pek çok savaĢlara sahne olması da kaçınılmazdır. 19Tarih sayfaları iç savaĢ ve dıĢ müdahaleler ile dolu olan Afganistan‟ın her zaman büyük güçlerin müdahalesine maruz kalmıĢtır. 19. yüzyılda Rusya ve Ġngiltere‟nin üstünlük mücadelesinde, Ġngiltere Afganistan‟a nüfuz etmiĢtir. 20. yüzyılda ise SSCB Ġngiltere‟nin yerini doldurarak yaklaĢık 10 yıl ülkeyi iĢgali altında tutarak, bizzat kendi isteği doğrultuda ülke yönetimini elinde tutmuĢtur. 21. yüzyıla gelindiğinde ise güç ve üstünlük mücadelesi ve karĢılıklı tehdit oluĢturmanın sadece egemen devletlerarasında değil, belki devletler ve uluslararası örgütler arasında da yaĢandığını görülmektedir.20 1.3. Jeopolitik ve Jeostratejik Konumu Afganistan Ġslam Cumhuriyeti21, Yeni dönemlere kadar değiĢik adları alarak farklı zaman diliminde farklı isimleri almıĢtır. Bu isimler, eski Horasan havzasının bir kısmını oluĢturan, Aryana, Kuzey Afganistan ise, Güney Türkistan diye adlandırılmıĢtır. Afganistan Orta Asya, Güney Asya ve Ortadoğu arasında bir dört yol konumundadır. Ülke 1747 tarihinden bu yana Afganistan (Afgan halkının vatanı) adını almıĢtır.22 Afgan halkı ülkede yaĢayan tüm etnik gruplara hitap edilmektedir. Bugünkü Afganistan toprakları, M.Ö. 500 tarihinden sonra birçok devletin iĢgaline maruz kalmıĢtır. Bu devletler arasında KuĢaniler, Sakalar, Ak-Hunlar, Araplar, Gazneliler, HarzemĢahlılar, Timuriler, Babüriler ve AvĢarlar yer almaktadır. 19. yüz yıla gelindiğinde, Afganistan Ġngiltere ve Rusya‟nın egemenlik mücadelesinin alanı olmuĢtur.23 Ġran-Arap Denizi-Hindistan ile Orta Asya-Güney Asya arasında bir dört yol oluĢturan konumu, bu ülkeye tarih boyunca büyük önem kazandırmıĢtır.24 Afganistan‟a stratejik olarak baktığımızda, orta kısmında Hindu kuĢ dağları bulunmaktadır. Kuzey Afganistan bölgesi düz araziden oluĢmaktadır. Afganistan topraklarının yaklaĢık %75‟i dağlık arazidir.25 19 Çakmak, H, (2004) Uluslararası Krizler ve Türk Silahlı Kuvvetleri, (Birinci Baskı) Ankara, Platin, 20. Bakhtiyari, DıĢ Siyasetin KarĢılaĢtırılması: Afganistan‟a KarĢı Pakistan ve Ġran,. 160. 21 3 Ocak 2004 tarihinde kabul edilen son anayasada ülkenin adı bu Ģekilde kabul edilmiĢtir. 22 Dursun, G Afganistan‟ın Etnik Kimliği , Avrasya Dosyası, (Sonbahar-KıĢ 98-99). Cilt 4, (Sayı, 3-4). 49. 23 A Chronology of Afgan history,(01.06.2012) http://www.afghan web.com/history/achron.html,04.06.2013. 24 RaĢid, A (2001)Taliban Ġslamiyet, Petrol ve Orta Asya‟da Yeni Büyük Oyun,(Birinci Baskı) Ġstanbul: Everest, Mozaik Yayınları ,11. 25 Bilgü Ġ ,Saray M,(1999) Afganistan, (Birinci Baskı) Ġstanbul: DĠA, T.D.V Yayınları, 404-407. 20 14 1.4. Sosyal Yapısı Afganistan toplumu, diller, dinler ve bölgesel topluluklar, mozaiğini oluĢturmakta ve bu mozaiğin temeli, çekirdek aile, köy ve kabile birimlerine dayanmaktadır. Etnik yapısı büyük çeĢitlilik gösteren Afganistan‟ı çoğunlukla PeĢtunlar Tacikler, Nurustaniler Özbekler, oluĢturmakta ve Türkmenler, ülkede Hazaralar otuzdan fazla Beluçlar, farklı dil PeĢeyiler, ve lehçe konuĢulmaktadır. Afganistan halkının %98‟i Müslüman‟dır ve az sayıda Hindu yaĢamaktadır. Kutlanan önemli günler ve olaylar ise dini tatiller, ay takvimine göre bağımsızlık günü, yeni yıl (Nevruz) gibi diğer tatiller kutlanmaktadır. Tatillerde genellikle halk dost ve akrabalarının ziyaretine giderler, yemekler hazırlarlar ve özel dini aktivitelerini yerine getirirler. Afganistan‟ın ulusal sporları Oğlak oyunu, uçuĢturma yarıĢması, güreĢ, okçuluk, atçılık ve atletizmdir. Afganistan‟da 1923, 1963, 1976, 1987, 1990 yıllarında beĢ anayasa hazırlamıĢtır 26 anayasa mahkemesi ise, 1964 yılında kurulmuĢtur. 1.5. Nüfusu Afganistan‟ın nüfusu, iç ve dıĢ savaĢlardan ötürü tam sayıma ulaĢamamıĢtır. ÇeĢitli kaynaklarda farklı rakamlar verilmektedir. Ülkenin % 35 „i PeĢtunlar ,% 35‟i Tacikler ve Hazaralar, % 30‟u Özbekler, Türkmenler ve diğer azınlıklar oluĢturmaktadır.27 Ama Afganistan‟ın bilgi broĢürünün 2002 yılında yayınlanan basımında 27 milyon nüfus kaydetmiĢtir28. Ülke içinde yaĢanan savaĢlar neticesinde yaklaĢık bir milyon insan hayatını kaybetmiĢtir.29 Yedi milyondan fazla insan da komĢu ülkelere ve dünyanın diğer ülkelerine sığınmacı olarak yaĢamaktadır. Erkeklerin sayısı kadınlara göre oranda daha fazla gösterilmektedir.30 Afganistan‟daki doğum oranı %4, ölüm %1,8 bebek ve % 15‟i yetiĢkindir.31 Ülkede kilometreye 27 kiĢi düĢmektedir. Nüfusun % 18„i kentlerde % 27 Lacoste, Y,(2007) Büyük Oyunu Anlamak, Jeopolitik: Bugünün Uzun Tarihi,(Birinci Baskı) Ġstanbul: NTV Yayınları, 270. 28 Afganistan Bilgi BroĢürü, (2002) Kara Kuvvetler Komutanlığı TSK Lojistik ve Ġnsani Yardım Tugay Komutanlığı Yayınları, Ankara 21. 29 Esposito J.L,(2003) Kutsal Olmayan SavaĢ, Çev, Nuray Yılmaz ve Ertan Yılmaz, Ġstanbul: Oğlak Bilimsel Kitaplar, 31-32. 30 Esposito, a.g.e. 34. 31 Larousse, a.g.e, 105. 15 82‟si kırsal alanda yaĢamaktadırlar. 1997 yılında nüfus artıĢ hızı % 5,2 oranında tahmin edilmiĢtir. Ortalama insan ömrü yaklaĢık 47 yaĢ olarak kaydedilmiĢtir.32 1.6. Eğitim Afganistan‟da iki tür eğitim sistemi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi; devlet bünyesinde eğitim veren Ġslami Medreseler, diğeri ise devlet okullarıdır. Eğitim alanında etkili bir ilerleme 1929 yılından sonra baĢlamıĢtır. 1933 yılında Kabil‟de kızlar için bir okul açılmıĢ ve aynı yılda Kabil Üniversitesi kurulmuĢtur. Ġlköğretim kurumları ülkenin çeĢitli yerlerde bulunmasına karĢın ortaöğretim kurumları yalnızca Kabil‟de ve eyalet merkezlerindedir.1990‟lı yıllardan bu yana okulların sayısının artmasıyla birlikte okuma yazma oranında bir artıĢtan söz etmek mümkündür. Genel nüfusun içinde okuma yazma oranı 90‟lı yıllarda % 31 iken, 2007 yılında % 45‟i bulmuĢtur. Kadınların okuma yazma oranı % 47,2 den % 55‟e ulaĢmıĢtır. 1990‟lı yıllarda ilkokul sayısı ülke çapında 588 iken 2007‟de 700‟e kadar artmıĢtır, ortaokul 20‟den 300‟e üniversite sayısının beĢten 15‟e yükseldiğini görmekteyiz. Ayrıca bunun yanı sıra özel üniversitelerin de faaliyete geçtiği ve ülkedeki yüksek eğitimin geliĢiminde katkı sağladığını görmek mümkündür. Bölge halkının yıllarca savaĢ halinde yaĢamalarına rağmen bilim ve sanata önem vererek hiçbir zaman hatta en ağır savaĢların yaĢandığı zamanlarda bile öğrenciler okullarına devam etmiĢlerdir. Günümüzde de Afganistan‟da okul sisteminin iyi olmamasına rağmen, halk savaĢlarda harabeye dönüĢen eğitim merkezlerinde okumaya devam etmektedir. Anayasanın 16. Maddesinde Farsça ve PeĢtucanın yanında, Türk dilleri ve diğer dillerinin de üçüncü resmi dil olarak kabul edilmesine rağmen, bu dillerin geliĢmesi için olumlu adımlar atılmamıĢtır.33 Çoğunlukla kuzey ve kuzey doğu illerinde yaĢayan Türklerin konuĢmakta olduğu dillerin geliĢmesi ve eğitim verilmesinin yanı sıra devlet bu dilleri korumakla mükellef olduğu iĢbu maddede belirtilmiĢ olsa da, bu dillerin geliĢmesi ve yaygınlaĢması konusunda kayda değer bir geliĢmeden söz etmek mümkün değildir.34 32 Afganistan Bilgi BroĢürü,(2002) Kara Kuvvetleri Komutanlığı,Ankara: TSK Lojistik ve Ġnsani yardım Tugay Komutanlığı Yayınları. 17. 33 Afganistan Anayasası, 16. Maddesinde bu konu hakkında detaylı bilgi verilmiĢtir. 34 Michel Chossudovsky, “Who Is Osama Bin Laden?”, University of Ottawa, Centre for Research on Globalisation (CRG), Montréal, 2001. 7. 16 17 2. BÖLÜM AFGANĠSTAN’IN ETNĠK GRUPLARI VE YÖNETĠM TARĠHĠ 2.1. Etnik Gruplar Coğrafi konumu gereği Afganistan, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıĢ ve bu medeniyetlerin kültürlerinden etkilenmiĢ bir ülkedir. Afganistan‟da bugün birçok etnik grubun yaĢadığı farklı bölgelerde, farklı sosyo-kültürel yapılara rastlanmaktadır. Bugün Afganistan‟ın nüfusunu meydana getiren toplumun etnik yapısı oldukça karıĢıktır. Bu karıĢık etnik yapı neticesinde Afganistan‟da yaĢayan halk kendi kimliklerinden vazgeçmemiĢ, üst kimlik ve belli bir etnik gruba mensup olma sorunu günümüze kadar süregelmiĢtir.35 Afganistan halkını meydana getiren etnik grupları baĢlıca Ģunlardır: PeĢtunlar, Tacikler, Özbekler, Türkmenler, Hazaralar, Kazaklar, Kırgızlar, Beluçlar, Nuristaniler, PeĢĢeyiler, Aymaklar, Karakalpaklar, AvĢarlar, Barahuiler, ġığniler ve Pamiriler dir. 2.1.1 PeĢtunlar Afganistan da PeĢtun azınlığı, Hint-Avrupa dil ailesine giren PeĢtunca, PeĢtun dilini konuĢmaktadırlar.36PeĢtunların bugünkü Afganistan coğrafyasına güneyden gelip Süleyman Dağları etrafında yerleĢtikleri bilinmektedir. 37 Güneyde yaĢayan kabilelere Patan veya PeĢtun PeĢtuncadır. Afganistan‟daki kanıtlara göre denilmektedir. PeĢtunların KonuĢtukları bölgeye dil, bugünkü Pakistan‟ın kuzeyinden geldikleri ve Süleyman Dağları etrafına yerleĢtikleri 38 ve bugünkü Afganistan‟da bir etnik grubu teĢkil ettikleri bilinmektedir. Günümüzde PeĢtunlar Durraniler ve Gılzayiler olarak iki farklı boya ayırmaktadır. Çoğunlukla Afganistan‟ın güney kesimine yerleĢen PeĢtunlar‟ın bir kısmı 1893 yılında Afganistan Kralı Abdurrahman Han ve Ġngilizler arasında imzalanan Durand sınır anlaĢması neticesinde Pakistan‟ın kuzeyinde kalmıĢlardır.39 Afganistan‟da yoğun olarak PeĢtunların yaĢadığı iller Ģunlardır: Kandahar. Paktiya, Nengerhar, Helmand Paktika, Host ve Vardak illeridir. Ülkenin diğer bölgelerinde, özellikle 35 Ġnternet: (ġubat 2010). Kaderine terk edilmiĢ ülke, Afganistan. Web: http://sefat6afghanistan.mihanblog.com/post/500. 25 Mayıs 2013‟de alınmıĢtır. 36 Habibi A. (1970) Afganistan‟ın Tarihi, (Üçüncü Baskı) Kabul: Mayvand Kültür Merkezi Yayınları, 11-12 37 Saray, M . (2002) Afganistan ve Türkler.(Birinci Baskı) Ġstanbul: ASAM Yayınları, 13 38 Saray , a.g.e, 13. 39 Sullivan D.P, (2007)Tinder, Spark, Oxygen, and Fuel, The Mysterious Rise of the Taliban, Journal of Peace Research, Cilt 44, No. 1, 97. 18 Özbeklerle Türkmenlerin yoğun olarak yaĢadıkları Kuzey Afganistan‟da küçük bir PeĢtun azınlığı yaĢamaktadır. Bunların çoğu mevsimlik tarım iĢçisi olarak gelip daha sonra bu bölgeye temelli yerleĢmiĢ veya zamanın hükümetleri yönetimi eline alan PeĢtunlar kendi etnik gruplarına mensup olan kiĢileri (nâkilin) nakledilenler olarak Türk topraklarına zorunlu olarak göndermiĢtir. 40 2.1.2 Tacikler Afganistan‟ın diğer büyük etnik grubu, Taciklerdir. Afganistan‟da sağlıklı nüfus sayımı yapılmadığı için etnik grupların sayısı hakkında bilgi vermek yanlıĢ olacaktır. Taciklerin hemen hepsi kabilecilik hayatını terk etmiĢ yerleĢik hayatını benimseyen topluluktur. Tacikler de Afganistan‟ın eski yerleĢik haklarından sayılmaktadır. Tacikler çiftçilikle uğraĢan halk olmalarından ötürü Afganistan‟ın önemli bölgelerinde verimli toprakları sahiplenmeyi baĢarmıĢlarıdır. Taciklerin çoğu buğday, arpa Pirinç ve benzeri tahıl ürünleri yetiĢtirmektedir. ġehirler ve kırsal kesimlerde yaĢayan Tacikler ülke nüfusunun önemli bir bölümünü oluĢturuyorlar.41 Günümüz Afganistan‟ında da Tacikler gerek ekonomide gerekse siyasette önemli rol oynamaktadırlar. Kabil‟den Herat‟a kadar ülkenin dört bir yanına dağılmıĢ olan Tacikler yoğun olarak yaĢadığı iller baĢta Kabil olmak üzere, Parvan, BadahĢan Kapisa, PencĢir, Kabil, Herat ve Farrah‟dır. Afganistan‟ın genelinde dil bakımından Tacik kültürünün etkisi büyüktür.42 Ülkenin büyük bir bölümünde, eğitim öğretim Farsçanın bir Ģivesi olan Dari dilinde yapılmaktadır. Çünkü derice Afganistan‟ın bütün etnik gurupları tarafından anlaĢılabilen dildir. Ülkede Tacik kökenli olmayan ama ana dili olarak Farsçanın değiĢik Ģivelerini konuĢan baĢka etnik gruplar Aymaklar Araplar ve Hazaralardır. 43 2.1.3 Hazaralar Afganistan‟ın diğer bir kalabalık etnik grubunu oluĢturan halk, Hazaralardır. Hazaraların ismi konusunda birçok rivayet vardır. Hazar, Farsça ‟da bin anlamında olduğu için Hazaraların, Ġslamiyet‟ten önce bölgeleri Hazaracat‟a Cengiz Han askerleri tarafından biner kiĢilik yerleĢmesi sonucu orada yaĢayan yerel halkla 40 Ghobar G, (1999) Afghanistan Dar Masir-i Tarikh (Tarih Sürecinde Afganistan) (ikinci Baskı),PeĢaver: Meyvend Yayınevi, 122. 41 Harris, J. (2009) Carl Davidson, “Obama, The New Contours Of Power”, Race and Class, (Ellinci sayı)17. 42 Newton Welber, D.(1978) Afganistan‟da Etnik Gruplar ve Kökenleri, Çev. Oğuz Aktan, Ġstanbul: EtnolojiAraĢtırmaları Yayınları, 840. 43 Ghobar, a.g.e 128. 19 kurduğu akrabalık sonucu Hazar Farsçadan gelen (bin) anlamında olduğu söylenir. Hazaralar hakkında yaygın rivayet de, Hazaraların bin kiĢilik tabur Moğol ordusundan kalan askerlerinin kalıntıları olduğu doğru bir kanıdır. TürkiyeAfganistan arası iliĢkilerin yakınlaĢması sonucu Hazaralar siyasi anlamda Ġran‟dan ġii olma kozunu kullanarak yardım alabildikleri gibi, Türkiye ile yakın iliĢki kurmak, bu vesile ile mensup oldukları etnik gruba çıkar sağlayabilmek için kendilerini TürkMoğol karıĢımı olduklarını dile getirmeye baĢlamıĢlardır. Kimi yerlerde de Hazaraların asil Türk olduğunu iddia ediyorlar. Tarih boyunca yaĢayan ve günümüze kadar gelen Türk boylarını incelediğimizde ise, Hazara denen bir Türk kabilesine rastlanmamaktadır. Hazaralar Afganistan‟ın Kabil, Gazne, Bamyan, Behsud, Daykundi, Cağuri, Parvan ve Urzgan Ģehirlerinde yaĢamaktadırlar. Hazaralar Afganistan‟ın merkezi kısmında konuĢlanan dağlık Hazaracat bölgesinde yaĢam sürdürmektedir.44 Hazaraların yaklaĢık yüzde sekseni, ġii mezhebine mensuptur ve Farsça konuĢmaktadır; yalnız konuĢmakta oldukları lehçede bazı Türkçe kökenli az sayıda kelime de mevcuttur. Hazaracat bölgesinin dıĢındaki Hazaralar da vardır. Parvan ve Herat çevresindeki Batı Hazaraları Sünni mezhebine mensuptur. Afganistan‟daki Hazaraların yaĢadığı alanları genel olarak Kabil, HindukuĢ‟un kuzeyi ve Bamyan dır. Hazaralar da tıpkı diğer etnik gruplar gibi tarım iĢleriyle uğraĢmaktadırlar.45 2.1.4 Türkler Afganistan‟da PeĢtunlar ve Taciklerle eĢit oranda tahmin edilen en kalabalık etnik grup Afganistan‟ın Türkleridir. Özbek ve Türkmenlerin çoğunlukla yaĢadığı Afganistan‟ın Kuzeyine Türkistan veya Afganistan Türkistan‟ı da denilir. Afganistan‟ın en doğusundaki Vahandan baĢlayarak ülkenin en Batısındaki tarihi Herat kentine kadar uzanan Afganistan‟ın Türkistan bölgesi Katağan ve Güney Türkistan olarak iki bölgeye ayrılıyor. Afganistan‟ın Türkistan bölümünde yaĢamakta olan Türkler dil, gelenek, görenek, örf ve adetlerine sahip çıkabilmiĢler ama bu bölgenin dıĢında kalan Türklerin birçoğu asimile olmuĢtur. Aymaklar AvĢarlar, Halaçlar ve KızılbaĢların büyük bir bölümü asimile veya yaĢamakta oldukları bölgede entegre olan gurupların baĢındadır. 44 Afganistan‟da yaĢayan Musavi, S.A. (2001) Hazara Hayi Afghanistan( Afganistan‟ın Hazaraları) Tahran: Naqshe Simurgh Yayınevi, 24- 25. 45 Dariz, A (2001) Afghanistan Dar Qarn-e-Bistum (20. Yüzyılda Afganistan), (Birinci Baskı) Peshawer: Danish Yayınları, 83. 20 Türklerin arasında en kalabalık grup, Özbeklerdir. Türk gruplarının arasında Özbeklerden sonra ikinci kalabalık etnik grubu teĢkil eden grup ise, Türkmenlerdir. Bu iki grup Afganistan‟ın Kuzey ve Kuzeydoğusunda yaĢam sürdürmektedirler. 46 Afganistan devleti kuruluĢundan günümüze kadar hâkim ve sözü geçen kesimi oluĢturan PeĢtunlar tarafından yönetilmiĢ, PeĢtu dilinin resmi olmasından dolayı bu dilin yayılması için büyük yatırımlar yapılmıĢ ve Afganistan‟ın dört bir yanında yaĢayan etnik gruplara da birinci dil olarak okutulması için çaba sarf edilmiĢtir. Hâkim olan kesim bu amaçlarına ulaĢmak için bölgede ve Afganistan‟da köklü bir dil ve kültür geleneğine sahip olan Türkleri görmezlikten gelerek yok etme giriĢimleri de olmuĢtur. Tarihi ve kültürel bakımından ayakta kalmak için mücadele veren Afganistan Türklerinin günümüzdeki durumu geçmiĢine nazaran az çok değiĢim göstermiĢ olsa bile siyasi anlamda kayda değer bir geliĢmeden bahsetmek mümkün değildir. GeçmiĢten günümüze kadar Afganistan‟da hükümet yandaĢları bölgenin yerli ve kadim zamandan bu yana o topraklarda yaĢamakta olan Özbekler, Türkmenler, Uygurlar, Kazaklar, Tatarlar ve Kırgızlara karĢı bir asimilasyon politikası izlemiĢ ve bu halkları hiç sayıp bölgedeki Türklere adil davranmamıĢtır.47 Ġktidar sahipler Özbekçe ve Türkmenceyi bölgesel lehçe olarak bazen de bunu yok sayarak tüm insani haklarını çiğnemekten bile çekinmemiĢlerdir. Afganistan devleti tesis edildiği günden buyana, dil politikasında iktidar sahipleri olan PeĢtun dili üzerine yoğunlaĢmıĢ ve mecburi dersler ve kamu görevlerinde PeĢtun dil kursları icat edilmiĢ ve bu dil milli bir dil olarak PeĢtun olmayan yerli halklara dayatılmaya çalıĢılmıĢtır. 1920 yılına gelindiğinde, PeĢtun dilini bilmeyen kiĢiler resmi dairelerden iĢten atılmıĢ, yerine alınacak olan kiĢilerde de bu dili bilmesi ön koĢul olarak diretilmiĢtir. Yeni çıkan yasalarla iĢe alınacak olan kamu görevlilerine PeĢtunce eğitimi veren kurslardan dili bildiğine dair mezuniyet belgesi alma Ģartı mecburi olarak getirilmiĢtir.48 Kamu görevlerinde çalıĢmakta olan Ģahıslar PeĢtunce dil kurslarından mezuniyet belgesini baĢarıyla elde edemeyen iĢten atılmıĢ veya terfi etmeleri askıya alınmıĢtır. Tüm bu çabalara rağmen Afganistan‟da PeĢtun dili milli bir dil haline gelmemiĢ, bu uygulamanın tam tersine 46 Dariz, a.g.e., s.90. Sajadi, S. (2001) Jamea Shenasi Afghanistan (Afganistan Sosyolojisi) (Birinci Baskı) Kum: Bostan Kitabe-Kum Yayınları, 41. 47 21 ülkenin genelinde Farsçanın bir Ģivesi olan derice bölgede yaĢayan etnik grupların aralarında konuĢacakları ortak dili olarak kullanılmıĢtır. 1965 yılında hükümetin 49 çıkardığı anayasanın üçüncü maddesince, Afganistan, da konuĢulan diller konusunda PeĢtuca ve Farsçayı resmi dil olarak kabul eder‟‟ Yalnız Farsça tüm kamu kurumlarında devletin ortak dili olmayı baĢarabilmiĢtir. Devletin uygulamaya koyduğu dil politikaları çerçevesinde PeĢtuca birinci ve Farsça ikinci resmi dil olarak kabul edilmiĢti. Ancak uygulamaya gelindiğinde, PeĢtunce resmiyetteki yerini alamamıĢ aksine baĢarısız olmuĢtur. Afganistan‟ın asıl yerli halkı olan Türklerin farklı siyasi, sosyal ve kültürel baskılar altında kendi ana dilleri olan Özbekçe ve Türkmenceyi günlük hayatlarında kullanabildikleri, bu dili eğitim, sanat ve kültür hayatlarında kullanmalarına her hangi bir hak tanınmadığı gerçeğidir. 1963 yılına gelindiğinde, Afganistan‟ın siyasi hayatında yeni demokrasi adı altında hareketler baĢlamıĢtır. 50Bu hareketlerle birlikte, tanınan bu hakların temeline baktığımızda, yeni anayasa kabul edilmiĢ ve ülkede bazı reformlar neticesinde siyasi faaliyetlere izin verilmiĢtir. Halka verilen haklar çerçevesinde siyasi suçlarından dolayı hapiste bulunan suçlular serbest bırakılmıĢtır. Yürürlüğe konulan bu demokratik giriĢimden en çok yararlanan komünistler olmuĢtur. Afganistan Türkleri de bu açılımdan faydalanarak bir saatlik Türkçe radyo programı yapmaya baĢlamıĢlardı.51 Ancak Türkçe dergi, gazete ve benzeri yazılı iĢitsel ve görsel eserler çıkarmaya hükümet tarafından her hangi bir hak tanınmamıĢtı. 1973 yılına gelindiğinde, cumhuriyet döneminde yayınlanan Türkçe programı da radyodan kaldırılmıĢtır.52 1978 yılı Afganistan tarihinin karanlık dönemi diye nitelendirdiğimiz yıl Afganistan‟da yaĢayan PeĢtun olmayan halkların kullanmakta olan kültürel haklar da ellerinden alınmıĢtır. Aslında Afganistan devleti kurulduğu yıllardan kısa bir süre sonra yaklaĢık 200 yıldan beri huzursuzluk bu topraklarda süregelmektedir. BaĢta Ġngiltere olmak üzere Batının sömürge politikası neticesinde kültür, medeniyet ve bilim beĢiği olan Turan, Türkistan, Horasan ve Mavera ün nehir siyasi otoritelerin yanlıĢ uygulamaları neticesinde acılar çekmeye maruz 49 Sajadi, a.g.e., 53 Pohanyar, S.M. (2001) Zuhur-i Meshrutiyat ve Qurbaniyani Estibdad (MeĢrtiyet Ortaya ÇıkıĢı ve Ġstibdat Kurbanları), ( BeĢinci Basıkı) Peshawer: Maiwand Yayınları, 169. 51 Pohanyar, a.g.e., 122. 52 Pohanyar, a.g.e., 173. 50 22 bırakılmıĢtır. Kimi zaman Batı sömürgeci politikaları nedeniyle halk ezilmiĢ kimi zaman da Rus komünist sömürgesine maruz kalan Afganistan‟da yaĢayan ve PeĢtun olmayan halklar yaĢatılan yanlıĢ siyasi hareketler sonucu birçok acı günlerin çekmelerine maruz bırakılmıĢtır. Günümüz Ģartlarında yaĢananlar da eskisinden pek farklı değildir. Afganistan devleti nezdinde PeĢtunce ve Fars dilleri dıĢında tüm diller üçüncü ve bölgesel resmi dil olarak aynı statüde yer almaktadır.53 A. Özbekler Afganistan Türkleri arasında nüfus bakımından en kalabalık Türk etnik grubu arasında, Özbeklerdir. Herat, Badgis, Andhoy, kunduz, Bala, Murgap, BadahĢan, Tahar, Faryab, Cozcan, Bağlan, Ser-i Pul, Akça, Belh, Mazar-i ġerif ve Samangan gibi Ģehirlerde yaĢarlar. Özbekler en kalabalık olarak Maymana, Ser-i Pul Tahar, Andhoy ve ġibirgan „da yaĢarlar. Afganistan‟da sağlıklı nüfus sayımı yapılamadığı için Özbeklerin nüfusu hakkında da kesin bilgi bulunmamaktadır. Özbekler, diğer Türk boylarına nazaran ticaret ve halıcılıkta daha maharetlidirler. Ticaret dıĢında hayvancık, tarım ve el sanatları da Özbeklerin arasında yaygındır.54 Özbekler Afganistan‟ın üçüncü büyük etnik grubunu teĢkil etmektedirler. Türklerin yoğun olarak bulunduğu Afganistan‟ın kuzey ve kuzeybatısında yaĢayan birçok boy asimile olmuĢtur. AvĢarlar, Halaçlar, Aymaklar, Tatarlar ve Uygurlar asimile olan Türk topluluklardır. Afganistan‟da iç savaĢın yaĢanmasından ötürü sağlıklı nüfus sayımı yapılamamıĢtır.55 Özbeklerin nüfusu sekiz ile dokuz milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. B. Türkmenler Afganistan‟da yaĢamakta olan Türkmenler kendi örf ve adetlerini iyi koruyabilmiĢlerdir. Afganistan Türkmenler Türkmenistan‟daki „‟Basmacı‟‟ BolĢevik Ġhtilali diye bilinen, BolĢeviklerle mücadele zamanında (1920-1930) Türkmenistan‟dan kaçıp Afganistan‟ın Kuzey ve kuzeydoğu bölgelerine yerleĢen Türkmenlerdir. Genelde Türkmenler geçimlerini hayvancılık ve tarımla sağlarlar. Afganistan‟da meĢhur olan karaköl koyununu Özbeklerin yanı sıra, Türkmenler de 53 Pohanyar, a.g.e., 179. Bablu, Sh (2012)Tarikh-e-Mukhtasar-e-Turkistan-e-Janubi (Güney Türkistan Kısa Tarihi)(Birinci Baskı) Tehran: Andisha-e-Naw, 55-59. 55 Babalu, a.g.e. 62. 54 23 yetiĢtirmektedir. Aynı zamanda Türkmenlerin bir diğer geçim kaynakları da halıcılık ve halı ticaretidir.56 Türkmenler Türk boyları arasında Özbeklerden sonra en kalabalık nüfusa sahip olup, nüfusları iki milyon civarında tahmin edilmektedir. C. Kırgızlar Afganistan‟ın BadahĢan ilinin Pamir ve Vahan denilen bölgesinde yaĢayan Kırgızların nüfusu 40 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Kırgızlar da Türkmenler gibi göçebe bir hayat tarzını benimsedikleri gibi çoğunlukla hayvancılıkla uğraĢmaktadır. Kırgızların çoğu Afganistan Rusların iĢgaline maruz kaldığı sıralarda Pakistan‟a mülteci olarak gitmiĢ, daha sonra da Türkiye‟ye getirilmiĢtir. Van ilinin Ulu Pamir Ġlçesine (eski adı, Yılanlı Dere) yerleĢen Afganistan Kırgızları günümüze kadar burada yaĢamaktadır. 1983 yılında Türkiye‟ getirilen Kırgızlar Van ve diğer büyük Ģehirlerde hayvancılık, dericilik ve çiftçilikle uğraĢmaktalar. 57 Kırgızların nüfusu hakkında kesin bilgi olmamakla beraber, 40 binin üzerinde bir nüfusa sahip oldukları tahmin edilmektedir. D. Kazaklar Zamanın Sovyetler Birliğinin mezaliminden Afganistan‟a kaçarak gelen Kazaklar, yoğun olarak “Khanabad” bölgesinde yaĢamaktadırlar. Kazaklar, diğer Türk boylarına benzer Ģekilde yerleĢik hayata geçme konusunda daha kısa sürede baĢarılı olmuĢlar. Afganistan‟daki Kazakların nüfusları da güvenilir bir nüfus sayımı olmadığından dolayı net bir Ģekilde bilinmemektedir. Kazakistan bağımsızlığını aldıktan sonra, nüfusunun az olması sebebiyle dünyadaki tüm kazakları Kazakistan‟a davet edip vatandaĢlık verdiği sıralarda Afganistan‟da yaĢayan Kazak Türkleri de Kazakistan‟a taĢınmayı ve orada hayat sürdürmeye devam etmiĢlerdir58 Kazakistan‟a yapan toplu göç sonrası, Afganistan‟da kalan Kazak nüfusu beĢ bin kiĢi civarında tahmin edilmektedir. E. Karakalpaklar Afganistan‟ın farklı ve değiĢik bölgelerinde yaĢayan Karakalpak Türklerinin nüfuslarının 3-4 bin olduğu tahmin edilmektedir. Özbekler, Türkmenler, Kazaklar, 56 Küçükyıldız, A. (2012) Çapandaz,(Birinci Baskı) Ankara: Bengü Yayınları, 119. Küçükyıldız, a.g.e, 121 58 Küçükyıldız, a.g.e, 145 57 24 Kırgızlar dıĢında Nadir ġah‟ın 18. yüzyılda Afganistan bölgesine getirip yerleĢtirdiği KızılbaĢlar ve Aymaklar da Afganistan‟da yaĢamaktadır. Ancak bu Türk boyları konuĢmakta oldukları dillerini unutmuĢ ve gönüllü olarak bölgedeki konuĢulan dile uyum sağlamaya ve bölgede çoğunluğun konuĢmakta olduğu farsların dilini konuĢarak entegre olmuĢlardır. Bunların yaĢamakta oldukları bölgelerde sayıca diğer etniklere göre az olduklarından dolayı Afganistan‟daki fars halkların içinde asimile olmuĢtur.59 Diğer Türk boyları gibi Karakalpakların toplam nüfusu hakkında kesin bir rakam bulunmamaktadır. 2.2. Farklı Etnik Yapıların Siyasete Etkisi Ġngilizlerin himayesinde Habibullah Kalakani emirliği ortadan kaldırılınca Emir‟in tüm yandaĢları mevcut kral ve taraftarları tarafından yok edilmiĢtir. 1929 yıllarında Tacik kökenliler yeni hükümete karĢı her ne kadar dirense de bu ayaklanmalar Ģiddetle bastırılmıĢ, bu Ģekilde Taciklerin bir daha hükümete karĢı ses çıkarmamalarına sebep olmuĢtur. Ayrıca ayaklanmaya kalkıĢan Tacik kökenli Ģahısların tamamı, tahta yeni oturan kral tarafından baĢkent Kabil‟e intikal ettirilerek Ġdam edilmiĢtir. Ġdam edilenlerin tüm mal varlığına el konulmuĢ, Kral‟ın bu giriĢimini destekleyen sınırın öbür tarafında olan PeĢtun kökenliler düzenli bir tabur Ģeklinde yardıma koĢmuĢlardır.60 1930 yaz aylarına gelindiğinde ise Afganistan‟ın Kalakan ve Kohdaman bölgelerinde yaĢayan emir taraftarları krala karĢı tekrar bir ayaklanmaya kalkıĢsalar da bu ayaklanma yine Ģiddetle bastırılmıĢtır. Hükümet bu tür ayaklanmaların önüne geçmek için Afganistan tarihinde PeĢtun faĢizminin babası olarak tanınan ve krala yakınlığı ile bilinen, Muhammad Gül Mohmand, Tacik kökenlilerin çoğunlukta yaĢadığı ve hükümete karĢı sık sık ayaklanmaya çalıĢan bu bölgeye kontrol baĢkanı görevi ile atanıyor. 61 Mohmand Afganistan‟da yaĢayan ve PeĢtun olmayan etniklere karĢı derin bir kin beslediğinden ötürü bu bölgeye hâkim olarak atandığı günden itibaren her türlü iĢkenceyi reva görmüĢtür. Bu direniĢleri Gül Muhammad‟ın giriĢimleri ile susturabilseler de Afganistan‟ın diğer kuzey bölgeleri kralın PeĢtunlaĢtırma ve Afganistan Türklerine karĢı olan zulümlere göz yummayan halk bu sefer ayaklanmaya baĢlamıĢtır. Ġbrahim Bek Lakai adında meĢhur bir Türk liderin 59 Küçükyıldız, a.g.e, 155. Ghobar, a.g.e., s. 302-303. 61 Ghobar, a.g.e., s. 308- 309 60 25 önderliğinde Kuzey Afganistan‟ın dört bir yanında ayaklanma ve ses çıkarmalar baĢlamıĢtır. Ġbrahim Bek Lakai Afganistan Türklerinin yoğunlukta yaĢadığı kuzey ve kuzeydoğu bölgelerde zulme karĢı isyan edenlerin yanında olup önderliğini sürdürmüĢtür. Bu bölgeler Maymana‟dan baĢlayarak BadahĢan‟a kadar uzamaktaydı. Lakai‟nin bu giriĢimlerine rahatsızlık duyan, Kral ve hükümetin yandaĢları Ġbrahim Bek Lakai‟inin derhal yakalanması ve cezalandırılması için giriĢimde bulunsa da bu giriĢimler sonuç vermemiĢtir. Türk önderi Lakai‟yi yakalamak için baĢkent Kabil‟den kral Nadir ġah‟ın kardeĢi ve aynı zamanda Genelkurmay baĢkanlığını yürüten ġah Mahmut bizzat görevlendirilmiĢti. Ġbrahim Bek Lakai‟yı yakalama giriĢiminde baĢarısız olan ġah Mahmut Kuzey Afganistan Türklerinin Lakai‟yı desteklediği için her türlü zulme tabi tutulmuĢ ve bu Ģekilde birçok Afganistanlı elit Türkün canına mal olmuĢtur. Bu zulümlere dayanamayan insanlar, yurt dıĢına kaçmıĢ veya sürgüne gönderilmiĢtir. Afganistan‟ın yakın tarihinde gerçekleĢtirilen kral Amanullah Han‟ın dedesi olan kral Abdulrahman Han zamanında Afganistan Türklerine yapılan iĢkencelerin devamı niteliğinde bir kez daha bu iki etnik arası soğukluk ve güvensizlik ortamı yaratılmıĢtır. Kral Abdülrahman Han‟ın Türklere yaptığı iĢkenceler bir nebze unutulmuĢ olsa da, bu sefer geçmiĢteki etnikler arası kin ortamı alevlenmiĢ oluyordu. Afganistan‟a yapılan Türk soykırımı senaryoları bununla bitmeyecektir. Kral bu sefer Afganistan faĢizminin babası lakabını alan Gül Muhammad Han Muhmand‟ı Kuzey Afganistan kontrol BaĢkanı görevi ile gönderiliyor. Muhmand da önceden tasarladığı PeĢtun olmayanları ezme politikalarını yürürlüğe koyuyor. Muhmand göreve baĢladığı günden itibaren Türkleri kültürel açıdan yok etme ve Türklere ait mekânları yıkmadan çekinmemiĢtir. On binlerce Türk tarihi mekânları, eserleri ve edebi kitaplarını yakmıĢ, Türklere ait tarihi kitabeleri yok etmiĢtir. Türklerin elinde bulunan kitapların yok edilmesine de gerekçe olarak, „‟burası Afganistan herkes de Afgan dili, yani PeĢtunceyi konuĢacak büyük ve güçlü bir Afganistan için adım atacaktır‟‟ diyordu. Türk isimlerinde olan Ģehir, bölge, kasaba isimlerini PeĢtunce isimlerinde değiĢtirmiĢtir. Türklerin verimli arazileri zorla ellerinden alınmıĢ ve Güneyden getirdiği PeĢtunlara hiçbir ücret alınmadan verilmiĢtir. Aynı zamanda Türklerden alınan bu topraklara yerleĢtirilen PeĢtunlar her hangi vergi ödemekten muaflardı. Nadir Ģah zamanında da gerek Türkler gerekse Taciklere BaĢat güç konumunda olan PeĢtunlar tarafından her türlü iĢkenceler yapılmıĢ ve birçok 26 insanı sorgusuz sualsiz diri diri yakılmasına kadar varan zulümler bu halka reva görülmüĢtür. Bu insanların tek suçu Özbek, Tacik, Türkmen veya Hazara olmalarıydı. 62 Gül Muhammad han Muhmand, Nadir ġah‟ın oğlu kral Muhammed Zahir Ģah tahta oturunca da aynı göreve devam etmiĢ ve PeĢtun olmayan halklara rahat nefes aldırmamıĢtır. Afganistan‟ın yakın tarihinde ayrımcılık ve kin ortamının yaratılmasının tohumları Muhmand zamanında ekilmiĢ olup, günümüze kadar gelen süreçte bu olumsuz senaryoların etkileri görünmektedir. Ġstikrarsız devlet konumunda olan Afganistan, tarihin her safhasında etnik tabanlı çatıĢmalara sahne olmuĢ ve bu durumdan faydalanan her zaman olduğu gibi dıĢ devletler olmuĢtur. Pakistan‟da yaĢayan PeĢtunlarla aynı etnik kökene mensup olan PeĢtunlar her zaman sınırın karĢı tarafında çatıĢmakta olan kardeĢlerinin yardımına koĢmuĢ, farklı bahanelerle Afganistan‟ın istikrarsızlaĢtırılmasında payı olmuĢtur.63 2.3. Davut Han’ın Etnik Politikası Afganistan‟da uzun dönem süren krallığın sona ermesiyle halk yeni kurulan ve siyasi tarihinde ilk kez cumhuriyeti yaĢayınca yönetime karĢı her anlamda olumlu bakmakta ve ülkenin kaderi değiĢeceği yönündeydi. Davut Han iktidara gelmeden ve geldiği günlerde etnik kıyımların sona ereceği, yurttaĢların eĢit haklara sahip olacağını müjdeliyordu. Yeni sistemden halkın beklentisi de cumhurbaĢkanı kadar fazla idi. PeĢtun olmayan halk cumhuriyetin tesisi ile beraber demokratik değerlerle donatılan bir sistem beklemiĢken kısa sürede bu sözler lafta kalmıĢ ve etnik ayrımcılığının karĢısına geçmeden ziyade, yeni yönetim etnikler arası ayrımcılığı her anlamda ülkenin diğer yurttaĢlarına hissettirmeye baĢlamıĢtır.64 Sovyetler Birliği‟nin himayesi ile iktidara gelen Davut Han Afganistan‟da mevcut siyasi partilerden olan „‟Halk‟‟ ve „‟Perçem‟‟ partilerinin yardımı ile iktidara 62 Yardımcı, Ö. Avrupa Birliği ve Küresel Terörizm Ġle Mücadele, Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadele: Ulusal ve Bölgesel Deneyimler. 207. 63 Nazari, L. Guna Shinasi Islam-e-Siyasi Dar Afghanistan (Afganistan'da siyasal Ġslam‟ın Tipolojisi). http://urozgan.org/fa-af/article/4201/. 17.05.2014. 64 Asım, A. (2001) Negahi ba Shakhsiat Nazariat va Siyasathaye Muhammad Davut Khan (Davut Han‟ın Siyasi DüĢünceleri ve KiĢiliğine Bir BakıĢ), (Birinci Baskı) Tahran: Mizan Yayınevi, 223. 27 gelmiĢ olsa da, iktidara geldiği günden itibaren bu partilere karĢı tutumunu değiĢtirmiĢ ve her anlamda bu partileri izole emiĢti. Aynı zamanda kendi „‟ Milli Gurzang‟‟ PeĢtuncada Milli Hareket dediğimiz yeni bir siyasi parti kurma giriĢiminde bulunmuĢtur.65 Davut Han‟ın derin düĢmanlığı bulunan ve ilk aĢamada onları yok etmekten de çekinmeyecek gibi gördüğü etnik grup Hazaralar olmuĢtur. Davut Han iktidarda olduğu yıllar, Hazaraların tamamını en küçük rütbeli devlet memuru olmasına bakmadan iĢten attırma ve buna benzer giriĢimlerde bulunmuĢtur. Davut Han‟ın Hazaralara karĢı sert tutumunun altında yatan nedenlerin en önemlisi ise, ġiilerden nefret etmesi olarak gösterilmektedir. Afganistan‟da yaĢayan Hazaraların çoğunluğu ġii mezhebine mensup olduklarından ötürü, Davut Han‟ın bu tür faĢistçe giriĢimlerinin kurbanı olmuĢ, yıllar boyunca da eğitim görmekten bile mahrum bırakılmıĢtır. 66 Davut Han ülke içindeki yükselen komünist solcu partilerle boğuĢmaktaydı. Her geçen gün sol partilerin yükseldiğini ve halkın büyük bir kitlesini arkasına aldığını hisseden Davut Han bu durumdan endiĢe duymaktaydı. BaĢlangıçta Sovyetler Birliğinin Afganistan‟a doğrudan müdahale etmese de dolaylı olarak iktidarı sıkıĢtırmaktaydı. Davut Han Sol gruplara mensup olan elit kiĢileri hapse atması ve solcuları etkisiz hale getirme çabaları karĢısında Sovyetler Birliği doğrudan müdahale etmeye baĢlamıĢtır. Davut Han‟ın Moskova seferindeki Sovyetlere karĢı sert tutumu iktidarının sonunu getirmiĢ ve komünistlerin iktidara geçme iĢini hızlandırmıĢtır.67 Davut Hanın iktidardan düĢmesine sebep olan faktörler ise çöküĢünü hızlandıran sebeplerin baĢına gelen ülkedeki reformlar olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü Davut Han‟ın ülkeye getirmiĢ olduğu reform esas olarak komünist partilerin iĢine gelmekteydi, gerek ekonomik, gerekse de siyasi olarak tanınan haklar bu düzenlemede radikal Ġslamcıların iĢini zora sokmaktaydı. Bunun neticesinde ise; Ġslamcıların birçoğu komĢu ülke olan Pakistan‟a sığınmıĢ ve ABD 65 Halk ve Parçam Partilerinin baĢkanları PeĢtun kökenli elit kiĢiler olsa da, bu partilerin yönetim kadrosu ve üyelerinin önemli bir bölümünü Özbekler, Türkmenler, Tacikler, kısmen de Hazaralar oluĢturmaktaydı. Davut Han yeni Parti kurmakla bu iki Partiyi siyasi arenadan tamamen silmeyi hedeflemiĢti. Nitekim Halk ve Parçam partileri Sovyetler Birliğinin himayesini arkalarına alarak, Davut Han‟a karĢı direnmeyi baĢarabilmiĢlerdi. Davut han her geçen gün bu partilere karĢı tutumu sertleĢmiĢ olsa da, Afganistan‟da yaĢaya n PeĢtun olmayan halkın önemli bir kısmı bu partilerin taraftarıydı. Nitekim Davut Han‟ın sonunu getiren ve iktidardan düĢüren de bu partiler olmuĢtur. 66 Asım, a,g.e. 225. 67 Ghobar, a.g.e., 309. 28 den aldığı direktifler doğrultusunda Afganistan‟da hâkim olan hükümete karĢı çıkmaktaydılar. Aynı zamanda ülke içinde Davut Han‟a karĢı çıkan insanların sayısı her geçen gün artmaktaydı. Sovyetler Birliği ile arası açılan Davut Han iktidarının son döneminde ise Batı‟ya yanaĢmaktaydı. Ancak komünistler Davut Han‟ın bu giriĢimlerinin önüne geçerek Komünist yanlısı olan Partilerin yandaĢı olan ordu ve bizzat Sovyet müdahalesi sonucu bir darbe gerçekleĢmiĢ ve Davut Han aile bireyleri olan 17 kiĢi ile birlikte öldürülmüĢ ve bu darbe sonucunda Komünist Partilerden Halk partisinden Nur Muhammed Taraki CumhurbaĢkanlığı‟na getirilmiĢtir.68 2.4. Sovyetler Birliği Yanlısı Hükümetler Komünist partileri içinde halkın çoğunluğunun desteğini alan halk partisi baĢkanı Sovyetlerin desteğini arkasında alarak cumhurbaĢkanlığına Nur Muhammed Taraki getirilmiĢtir. Taraki iktidara geldiği günün ertesinde zaman kaybetmeden Davut han yanlıları, Amerikan yanlıları ve Radikal Ġslami düĢünceye sahip olan ve önemli ölçüde halkın önderi olan kiĢileri hapse atmaktan geçinmemiĢtir. Aynı azmanda birçoğunu da toplu bir Ģekilde katletmiĢtir. Bu durum karĢısında Afganistan halkının tepkisi her ne kadar büyük olsa da diktatör rejim karĢısında kimse ses çıkaramamıĢtır.69 Ayaklanmaya kalkıĢanlar olsa da Ģiddetli bir biçimde bu ayaklanmalar bastırılmıĢtır. Geleneksel bir toplumu barındıran Afganistan‟da dini değerlere hiçbir hak tanınmayınca ülke halkı Pakistan ve Ġran‟a olarak sığınmacı olarak gitmeye maruz kalmıĢtır. Daha sonra Hafizullah Âmin üstadım diye hitap ettiği Taraki‟yi öldürmüĢ ve yerine kendi cumhurbaĢkanlığına geçmiĢtir. Âmin döneminde Taraki‟den daha da kanlı geçmiĢtir. Âmin toplumun her kesiminden dindar olan kiĢileri her fırsatta öldürmekten çekinmemiĢtir. Halk Partisi ve uygulamalarından rahatsızlık duyan Sovyetler Hafizullah Âmin‟in baĢkanlık döneminin uzun sürmeyeceğinin sinyallerini vermekteydi. Hafizullah Âmin‟in yürüttüğü yanlıĢ uygulamalar ve katliamlardan rahatsız olan Sovyetler Birliği bizzat müdahale etmiĢ ve Âmin‟in kanlı bir darbe ile öldürmüĢ ve yerine Afganistan‟da Halk Partisine göre 68 Nazari, “Guna Shinasi Islam-e-Siyasi Dar Afghanistan” (Afganistan‟da siyasal Ġslam‟ın Tipolojisi). Asım, a.g.e 228. 69 Mansur, H. (2003) Karzai Nakhwanda imza mekunad( Karzai okumadan imzalıyor).(Birinci Baskı). Kabil: Maywand Yayınevi, 106-107. 68 29 daha ılımlı olan Parçam Partisinin genel baĢkanı Babrak Karmal‟ı iktidara getirilmiĢtir. Babrak Karmal‟ın iktidarı eline almasıyla Sovyetlerin Afganistan iĢgali bizzat gerçekleĢmiĢ oluyordu. Soğuk savaĢ döneminde Babrak Karmal‟ın iktidara geçmesiyle Afganistan‟ın iĢgali Amerika‟nın gündeminden düĢmemiĢtir. Amerika her fırsatta Afganistan‟ın iĢgalini kınamıĢ ve Pakistan‟a kaçan dini önderleri bir araya getirerek ülkedeki yabancıların tecavüzüne karĢı cihat anlayıĢını maddi ve manevi olarak desteklemekteydi. Pakistan‟da bulunan Afganistanlı gençlere savaĢ eğitimi vererek ülkeye sevk etmekteydi.70 Afganistan‟ın kırsal kesiminde konuĢlanan bu gençler Afganistan‟daki gençleri de cihada teĢvik etmekteydiler. Amerika BirleĢik Devletleri, Suudi Arabistan ve Pakistan cihat kapsamında Afganistan‟a maddi yardımda bulunan ülkelerin baĢında gelmekteydi. Afganistan‟ın Ġslami cihadı teĢvik eden bu ülkelerin amacı, ülkedeki cihadı destekleyerek bu Ģekilde Sovyetlerin geniĢlemesini önlemek olduğunu söylersek yerindedir. Silahsızlanmaya uymayan Sovyetler Birliği‟nden rahatsızlık duyan ABD, Afganistan‟daki mücahitleri desteklemekle Vietnam‟dan aldığı yenilginin öcünü alacağına inanmaktaydı. YaklaĢık 10 yıl süren bu savaĢ Babrak Karmal‟dan sonra iktidara geçen Necibullah döneminde de devam etmiĢtir. Necibullah iktidarı zamanında her ne kadar bu savaĢın bitmesinden yana olsa da, baĢta ABD olmak üzere Pakistan ve Suudi Arabistan‟dan talimat ve yardım alan bu mücahit grupları ikna edememiĢtir. Necibullah halkın içinde Komünist yanlısı tanındığı için Sovyet askeri gücü Afganistan‟dan çekilince de hak tarafından sevilmemekteydi. Necibullah konuĢmalarında dini değerler Ġslam ve insan hakları gibi konuların savunucusu olarak konuĢmalar yapsa da, komünist damgası yediği için halkın güvenini alamamıĢtır.71 Din faktörünü iyi kullanan ABD ve yandaĢ devletleri her fırsatta ülkedeki iktidarı savaĢ veren Mücahit grupların eline geçmesini istemekteydiler. Sovyetler Birliğinin askeri birlikleri Afganistan‟ı terk etse de Necibullah Hükümetinin düĢmesi sanıldığı kadar kolay olmamıĢtır. Bunun altında yatan neden ise; Ġran‟da eğitim almıĢ ġii gruplar ve Pakistan‟da eğitim almıĢ Sünni grupların menfaatlerinin çatıĢması ve bunun sonucunda bir uzlaĢıya varamamaları ülkedeki iktidarın düĢürülmesi iĢini yavaĢlatmıĢtır. Bir diğer neden ise, olası kurulacak olan hükümette iktidar paylaĢımının etnikler arası 70 Usman, A. (2005) Nahzat-i MeĢruta-hahi, Matla ve Mebna-ye Devran-i Cedid, (Ġkinci Baskı). Kabil, Matbbayi Dawlati, 22. 71 Asım, a.g.e., 229. 30 paylaĢımı idi. Uzun yıllar süren iç savaĢ ve istikrarsızlık sonucunda Necibullah hükümeti düĢürülmüĢ ve Afganistan Ġslam Cumhuriyeti kurulmuĢtur. BaĢlangıç yıllarında Ġslami değerleri katı kurallarla iktidara gelmiĢ olsa da iktidar paylaĢımı için iç savaĢın baĢlamasıyla cihat dönemindeki uygulamaları sadece sözde kalmıĢ ve insani dramların yaĢanması ve büyük savaĢların Kabil halkına yaĢatılmasına sebep olmuĢlardır.72 Sovyetler Birliği‟nin Afganistan‟ı iĢgal etmesinden önce ve sonrası Afganistan‟da yaĢanan etnik ayrımcılıklar geçmiĢinde yaĢadığı kadar olmasa da küçük çapta devam etmiĢtir. Bunların önemli bir kısmı Afganistan‟ın merkeziyetçi sisteminden kaynaklanan siyasi otoritenin yakın kiĢilerinin hemen hepsinin Tacik ve PeĢtunlardan oluĢması idi. Afganistan tarihi boyunca hep ikinci sınıf vatandaĢ muamelesi gören Türkler, bu seferinden toplu kıyamlardan kurtulduğundan dolayı haklarındaki katliamın kaldırılmasını bir nevi milat olarak görmekteydi. Komünist hükümetler döneminde Afganistan Türklerine her ne kadar siyasi haklar verilmemiĢ olsa da, kültürel anlamda bazı haklar tanınmaya baĢlamıĢtı. Afganistan‟da yayın yapan tek televizyon kanalı olan Milli Televizyon yaptığı yayında haftada bir sefere mahsus Özbek ve Türkmen dillerinde Ģarkı yayınlıyordu. Siyasi anlamda Afganistan‟ın Özbek ve Türkmenlerinin hemen hepsi Perçem Partisinin etrafında toplanmalarına binaen hükümetin uygulamaya koyduğu ve yürüttüğü siyasetten olumsuz Ģekilde etkilenmemekteydiler. 73 Zamanın Ģartlarında Afganistan Türklerinin siyasi parti kurmasından ziyade ülkedeki mevcut yönetimin içinde yer almaları daha ön planda olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz. Kuzey Afganistan‟da yaĢayan vatandaĢların çoğunluğunu Türkler oluĢturmasına rağmen hiçbir kamu kurumunda Özbek veya Türkmen üst kıdemlere gelemezlerdi. Sadece sembolik olarak adalet bakanlığına partiye çok yakınlığı ve siyasi arenada herhangi bir sorun yaratamayacağından dolayı birkaç kiĢi bakan sıfatıyla atanmıĢtı.74 Afganistan‟ın kurulduğu tarihinden yakın geçmiĢe kadar Kuzey Afganistan‟ın adı Güney Türkistan (Türkistan-ı Afgani) olarak resmi yazıĢmalarda 72 Fars News, Saraghaz-e-Tajavuz Ba Afghanistan (Afganistan iĢgalinin baĢlangıcı).2. Farsnews,Saraghaz-e-Tajavuz Ba Afghanistan (Afganistan iĢgalinin baĢlangıcı) (19.05.2013) http://www.farsnews.com/newstext.php?nn=13911126000154, 74 Azimi, M.N. (1998) Ordu ve Siyaset Dar Se Dahayi Akhire Afghanistan (Afganistan‟ın Son Otuz Yılında Ordu ve Siyaset). (Birinci Baskı) PeĢaver: Maiwand Yayınevi, 103-104. 73 31 yazılmıĢ olsa da, bu terim yavaĢ yavaĢ anlamını yitirmiĢ ve Afgan sözcüğü aĢılanmaya çalıĢılmıĢtır. Ülkede yaĢayan tüm etnik grupların üst kimliği Afgan olarak döneminde çıkan Anayasa‟da kabul edilmiĢ, Türklükten bahsetmek bile ya hor görülmüĢ, ya da suçlu muamelesi görmüĢtür. Bu durum karĢısında tepkisini gösteren kiĢiler de faĢistliğe mahkûm edilmiĢtir. Komünist partilerin iktidara gelmesinde etkili rol oynayan Afganistan Türkleri olan Özbekler ve Türkmenler olsalar da siyasi etkinin paylaĢımında ve karar mekanizmasına gelindiğinde bu gruplara hiçbir hak tanınmamaktaydı. Komünist hükümetlerin kurulmasından sonra iki parti olan Halk ve Parçam siyasi arenada söz sahibi olmak ve iktidarı elinde bulundurmak için çekiĢmelere girdiği yıllarda, Afganistan Türkleri, Parçam Partisinin yanında yer almıĢtır. Bunun sebebi de Halk partisine nazaran faĢist olmayan veya Türklere yakınlık gösteren Parçam Partisinin önderlerinin sergilediği bir takım ılımlı davranıĢları da gösterilebilir. Afganistan‟ın yakın tarihinde her zaman ikinci sınıf insan muamelesi gören Afganistan Türklerinin parçam partisinin yanında yer almalarından baĢka seçenek de bulunmaması olarak gösterilebilir. 75 Etnik sorunları gözle görünür bir Ģeklide olmasa da 1990‟lı yıllara gelindiğinde Dr. Necibullah hükümetinin son döneminde mücahit grupların Afganistan‟da etkinliğinin artmasıyla beraber, Dr. Necibullah bu gruplara karĢı ülkeyi korumak için Kuzey Afganistan‟da dönemin aĢiret reisi aynı zamanda 53. Tabur komutanı olan Özbek asıllı Lider Abdul RaĢit Dostum‟a ihtiyaç duymaktaydı. Ülkenin güneyinde bulunan önemli Ģehirlerden Kandahar ve Gardez, Khost, Logar, Nengarhar ve ülkenin birçok Ģehrinde bölgeyi istikrarsızlaĢtıran ve kendi hâkimiyetine almaya çalıĢan mücahit gruplara karĢı hükümet zayıf kalınca, bu sefer grile savaĢlarıyla ün kazanan Dostum‟a iĢ düĢecekti. Dostum her fırsatta devletin verdiği görevi yerine getirmek için çalıĢmıĢ, kısa sürede de büyük baĢarılara imza atan bir isim olarak tanınmıĢtı.76 Necibullah, Dostum‟u kahraman ilan ederek ülke genelinde yaptığı beyanatta överdi. Ama bu dönemin ömrü uzun olmamıĢtır. Bu soğuk davranıĢların nedeni de Necibullah hükümetindeki aĢırı milliyetçi PeĢtun elitler aynı zamanda dönemin milli savunma bakanı ve iç iĢleri bakanı görevlerinde bulunan Manuki Mangal, Aslam Vatancar ve Paktin olmak üzere önemli Ģahsiyetler Dostum‟a gıpta ile bakmaktaydı. Askeri bakımdan 75 Azimi. a.g.e, 19 Stikul, Tarikhchayi Mudakhilat ISI, CAI, KGB wa Ġstikhbarat Suudi dar Afghanistan: Az Tahajim Shurawi- ta 10 September 2001, (ISI, CAI, KGB ve Suudi Arabistan Afganistan Müdahalesinin Tarihçesi: SSCB ĠĢgalinden 10 Eylül 2001‟e Kadar), Çev, Muhammad Eshaq, Miwand Yayınları, 2007,. 343. 76 32 teçhizat verilmesinin, Özbeklerin yükselmesinin iktidarın geleceği açısından tehlike arz edeceği fikrini Necibullah‟a vermekteydiler. Necibullah bu durum karĢısında alacağı tedbirlerle Dostum‟u zayıflatmak için baĢkent Kabil‟de görev yapmasını önermekteydi. Ama Dostum‟a yakın olan hükümet yetkilileri Necibullah‟ın Dostum‟u bir tehlike olarak gördüğü için amacı tehlikeyi ortadan kaldırmak olduğunu duyurmuĢlardı. Dostum bu giriĢimin farkına vararak Kabil‟e gitmeyi reddetmiĢ ve Dr. Necibullah hükümetine karĢı tutumunu değiĢtirmiĢtir.77 Dostum tehlikenin farkına varınca, Afganistan‟da hükümete karĢı savaĢan mücahit milislerin liderleriyle temasa geçerek hükümetin Necibullah hükümetinin çöküĢüne kadar çoğunlukla Tacik ve Özbek mücahit gruplarla iĢbirliğini sürdürmüĢtür. Necibullah kendi kazdığı kuyuya kendi düĢmüĢ ve neticesinde Dostum, Necibullah hükümetinin çöküĢünde en önemli faktör olarak damgasını vurmuĢtur. Ancak mücahit grupların iktidara gelmesiyle iktidar paylaĢımında bir uzlaĢıya varamayan etnikler arası çatıĢmalar daha da alevlenmiĢtir.78 2.5. Etnik ÇatıĢmalar ve Afganistan’a Etkisi 1992 yılında Necibullah Hükümeti düĢünce Afganistan‟da uzun yıllar komünistler himayesinde olan hükümetlere karĢı savaĢan grupların hemen hepsi Kabil‟e akın etmiĢti. Afganistan‟ın yeni yönetimi ülkeyi Afganistan Ġslam Devleti olarak değiĢtirmiĢ, iki aylığına kurulan geçici cumhurbaĢkanına ise Cihat dönemindeki liderlerden Subgatullah Muceddedi‟yi getirmiĢlerdi. Muceddedi iktidara geldiği ve hükümeti kurduğunda ise Özbek lider AbdulraĢid Dostum‟u överdi. Muceddedi konuĢmalarında; Dostum olmasaydı mücahitlerin iktidarı düĢürmesi bir hayalden öte değildi diye hitap ederdi. Ġki aylık kısa süreliğine seçilen geçici cumhurbaĢkanı ülkenin uzun vadeli planları için hiçbir adım atamazken, bu süreç sona ermiĢtir. Muceddedi‟nin cumhurbaĢkanlığı dönemi sona ermesiyle bu sefer Burhaneddin Rabbani iktidara gelecekti. Rabbani‟nin cumhurbaĢkanlık dönemi beĢ yıl sürmüĢ ve baĢkent Kabil etnik köken tabanlı siyasi partilerin çatıĢma alanına sahne olmuĢtur.79 Rabbani‟nin iktidara gelmesiyle beraber, Afganistan tarihinde etnikler arası görünmemiĢ silahlı ve kanlı 77 Azimi, Ordu ve Siyaset Dar Se Dahayi Akhire Afghanistan (Afganistan‟ın Son Otuz Yılında Ordu ve Siyaset), 287 78 Azimi, a.g.e. 302. 79 Akbar. M.i (2001) Fasl-e Akhir (Son Dönem). (Birinci Baskı) PeĢaver: Em-Sen Sekin Yayınevi, 143-144 33 çatıĢmalara neden olacaktır. Rabbani iktidara geldiği günün ertesi devlet kabinesini açıkladığında ise, kendi etnik grubuna mensup olan Tacikler ve birlikte Necibullah hükümetine karĢı aynı saflarda savaĢtığı PeĢtun kökenli silah arkadaĢlarına yer vermemesi sebebiyle kanlı çatıĢmalar yüz verecekti. Rabbani hükümetinde pastadan pay almak isteyen ve umduğunu bulamayan Afganistan Türkleri ile inanç olarak ġii grubuna mensup olan Hazaraların yanında dönemin PeĢtun mücahit lideri Gülbuddin Hikmetyar da saf dıĢı bırakılmıĢtı. Hükümetin kurduğu bu kabine Afganistan‟ın geleceği için büyük vaatler verse de yürürlüğe sokması sanıldığı kadar kolay olmamıĢtır. Kabil‟in dört bir tarafında konuĢlanan Abdul Ali Mezari liderliğindeki Hazara militanları, RaĢit Dostum‟un etrafında olup Necibullah hükümetini düĢüren Özbek militanlar, döneminde Türkiye‟nin dahi ilgi odağı olan PeĢtun aynı zamanda dini lider konumunda olan Gülbuddin Hikmetyar, kabinenin bu Ģekilde dağılımından rahatsızlık duyduklarını dile getirmiĢlerdir. Aynı zamanda kurulmuĢ olan hükümeti tanımadıklarını bizzat beyan etmiĢlerdir. Bunun neticesinde Kabil‟de kuzey koalisyonu adını alan bu üçlü aĢiret liderleri hükümete karĢı silahlı çatıĢmalardan da çekinmemiĢlerdir.80 Hükümeti kuran Rabbani‟nin güçlü komutanı Ahmet ġah Mesut‟la Abdulrab Rasul Sayyaf üçlüsü hükümetin meĢruiyetini dıĢ ülkelere tanıtmaya çalıĢsalar da, ülkedeki savaĢ durumu bunu baĢarmalarına müsaade etmemiĢtir. BaĢkent Kabil‟de 3 yıl süren etnik tabanlı iktidar savaĢlarına ise en çok mağdur olan taraf sivil halk olmuĢtur. Rabbani‟nin beĢ yıllık hükümetinin dıĢında kalan ve kuzey ittifakı diye nitelendirilen Dostum, Mezari, Hikmetyar, Rabbani hükümet‟e rahat nefes aldırmamıĢtır. Ancak Taliban‟ın Güney Afganistan‟dan boy göstermesi ve giderek artan gücünün karĢısında ĢaĢıran taraflar, ara sıra da kendi aralarında barıĢı tesis etmek için görüĢmeleri de ihmal etmiyorlardı. 1995 yılında Kabil Taliban‟ın eline geçince, Rabbani Afganistan‟ın kuzeyinde bulunan ve aynı zamanda, Dostum‟un hâkimiyet merkezi olan Mezar-ı ġerif‟i BaĢkent olarak ilan etmiĢtir. BaĢkent Kabil Taliban‟ın eline geçince, halka en büyük iĢkenceyi çektirmekten de çekinmemiĢtir. Rabbani hükümetini kurarken bir gerçeği unutmuĢtu. Afganistan‟da etnik sorunlarını akabinde besleyen grupların isteklerini yerine getirmeyi ve bu etnikleri kuracağı kabinenin dıĢında bıraktığı takdirde 80 Daqiq, Z. Hukumat-e-Mujahidin va Barkenari Neqabhay Taqadus Anha (Mücahitler Hükümeti ve kutsal Maskelerin Çıkarılması( (22.05.2014) http://www.esalat.org/images/hokomate_mojahedden_va_barkenaari.htm. 34 baĢına gelecek olanları unutmuĢtu ve Taliban‟a Kabil‟i kaptırınca faturasını ağır ödemiĢtir.81 Ama gerçek Ģu ki, Afganistan gibi aĢiret ve etnik bağlarının hassas olduğu bir ülkede kurulacak olan herhangi bir oluĢumda toplumun geri kalan kesimini göz ardı edilirse, iĢin içinden çıkılmayacağı bölgenin bir gerçeğidir. BaĢat konumunda olmayan ve yüzde elliyi geçmeyen topluluklar veya azınlıklar ülkesi olan Afganistan‟da yaĢanan iç savaĢların hemen hepsinin altında yatan neden etnik sorunu olduğu inkâr edilmeyen bir gerçektir. Toplumun hassas ve her an patlayacak olan bomba misali beslenen etnik sorunları Afganistan‟da her an patlak vereceği olası bir durumdur. 82 Taliban örgütünün kuruluĢ yıllarında Ģeriat kurallarına uyumlu bir prensibi benimsemiĢ ve Allah yolunda cihat adıyla yola çıkan Taliban‟ın Kabil‟i ele geçirdiklerinde, amaçladığı bu hedeften uzaklaĢtığını görmekteyiz. Taliban‟ın etnik ayrımı yapmaksızın din kardeĢliği sloganı altında ortaya çıkması ile Kabil‟i eline geçiren Taliban, Afganistan Emirliğini ilan etmiĢ ve asıl hedefi olan ümmeti Muhammed‟in kardeĢliği söylemleri geri plana itilmiĢtir. Bu dönemde de etnik köken ayrımı, Ġslam ve Ģeriat adı altında PeĢtun olmayanlara zulüm edildiği baĢ göstermiĢtir. Kabil‟de yaĢanan iç savaĢlar kadar olmasa da, Taliban nezdinde farklı mezhebe mensup olan ġii grup, farklı etniğe mensup olan Afganistan Türkleri (Özbekler ve Türkmenler) en çok iĢkenceye maruz kalan taraf olmuĢtur. BaĢlangıçta Taliban‟ın hedefi Ġslam ve Ģeriat olduğunu duyan, iç savaĢlardan rahatsız olan Afganistan‟da yaĢayan tüm etnik gruplar Taliban‟ın iktidara geçmesini sıcak karĢılasalar da halkın bu hayali suya düĢmüĢtür. Taliban Pakistan‟ın maddi desteğini arkasına alarak güçlendiğinde ise; Ġslami kurallara kılıf uydurarak PeĢtun olmayan etnik gruplara yapılan iĢkenceler halkı bezdirmiĢ ve Afganistan‟ın dağlarında Taliban karĢıtı savaĢ veren eski mücahit grupların saflarına katılmayı bir kurtuluĢ yolu olarak kabul etmiĢlerdi. Taliban‟ın PeĢtun olmayan gruplara yaptıkları kıyımların yanı sıra, maddi anlamda her türlü haraç taraflarına kesilmeye mecbur bırakılmasıydı. Her türlü iĢkenceyi bu halklara reva gören Taliban, Ġslam yolunda cihat adı altında, Taliban saflarında savaĢanlara maddi yardım, üĢür, zekât, maliye ve buna benzer yol ve yöntemlerle halktan para tahsil ederlerdi. Zamanın Ģartlarında dar gelirli olan kimseler, her türlü iĢkenceye 81 Jabeen, M.(2001) (Far, çev) Muhammad Saleem Mazhar, Naheed S. Goraya, US Afghan Relations: A Historical Perspective of Events of 9/11, South Asian Studies, Sayı 25, No. 1, January-June, 259-261. 82 Mazhar, G., a.g.e, 277. 35 maruz kaldıklarından ötürü, ülkeyi terk ederek Afganistan‟ın komĢusu, Pakistan ve Ġran‟a mültecilerin kervanına katılırdı. 83 Günümüz Ģartlarında her ne kadar mantıksız görünse de Taliban‟ın liderlerinin söylemlerinde yaptıkları açıklamalarda aynen Ģu Ģeklide gelmiĢtir: Tacikler Tacikistan‟a Özbekler Özbekistan‟a Türkmenler Türkmenistan‟a, Hazaralar da Ġran‟a gitmelidir, Afganistan Afganlarındır. Yani PeĢtunların toprağıdır diye PeĢtun olmayan etnik gruplara her türlü iĢkenceden çekinmemiĢtir. Afganistan‟da karanlık dönem olarak adlandırılan Taliban Hükümetinin sonunu hazırlayan dıĢ faktör, 11 Eylül 2011 hadisesi olsa da, içeride Taliban‟ın çöküĢüne zemin hazırlayan iç faktör de PeĢtun olmayan etnik grupların birleĢerek Amerikan askeri güçlerine yardım ve öncülük etmesi söylenebilir.84 Afganistan‟ın, batı sınırında Ġran, doğu ve güney sınırlarında Pakistan ve kuzey sınırlarında Orta Asya devletleri olan Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan bulunmaktadır. Afganistan Çin ile 76 kilometrelik sınırı paylaĢmaktadır. 1973‟te Muhammed Zahir ġah zamanında monarĢisinin çökmesinden buyana ülkede sivil mücadeleler sıklıkla görülmektedir. Nitekim O zamandan beri uzun süre iktidarda kalamayan ve Afganistan‟a tamamıyla hâkim olmayan hükümetler ülkede barıĢı getirmeyi ve güvenliği sağlamayı bir türlü baĢaramamıĢtır. Genelde darbe neticesinde kurulan hükümetler ne yazık ki bir etnik grubun tarafını tuttukları için uygulamaya koydukları kurallar bölgede etnik sorunları beraberinde getirmiĢtir. Geçen 30 yıl boyunca yaklaĢık sekiz milyonun insan Afganistan‟ın komĢu ülkeleri olan Ġran ve Pakistan‟a kaçmıĢ ve iki milyondan fazla insan ülke içerisinde yer değiĢtirmeye mecbur bırakılmıĢtır.85 Afganistan‟ın merkezinde bulunan Hindu KuĢ dağları ülkeyi doğudan batıya bölmektedir. Bu dağların iki tarafında konuĢlanan etnikler, her anlamda birbirinden farklı kültürlere sahip olduğu, bunu neticesinde de etnikler arası farklılıklar da hiçbir zaman ortadan kalkmamıĢ, aksine merkezi otoritenin yanlıĢ politikaları neticesinde bir hoĢnutsuzluk ve ayrıĢmaya gidilmiĢtir. Etnik bakımından çeĢitli olup kendi aralarında farklılık gösteren Afganistan‟da birçok etnik, dil, din ve radikal 83 85 Ansari, H. Zuhur va Suqut-eTaliban (Taliban'ın Ortaya ÇıkıĢı ve ÇöküĢü Popali, M.H. (1993) Afganistan, Akvam-i Kuçi. (Afganistan‟da göçmen kavimler. (Üçüncü Baskı).Tahran: Mashhad Yayınevi 199-201 36 grup bulunmaktadır. Orta Asya Türk dillerinin konuĢulduğu bölge Afganistan‟ın kuzey bölgesidir. Etnik rekabetler, kabile hayatı, mezhepsel farklılıklar ve rekabetleri ve bazen Ģiddet, Afganistan‟ın iç politikasına ve sosyal hayatına ülkenin tesisinden buyana egemen olmuĢ ve günümüze kadar da devam etmektedir. Tacikler çoğunlukla baĢkent Kabil‟de ve Hindu KuĢ dağlarının kuzey yamaçlarında yaĢamaktadır. Tacikler, PeĢtun gruplarla değiĢik tarihlerde iĢbirliği yaparak Kabil merkezli PeĢtun egemenliğindeki hükümeti kabul etmiĢtir. Ancak Tacikler ve PeĢtunlar arasında, gerek cihat zamanında gerekse günümüzde büyük sorunlar her zaman baĢ gösterdiği gibi yaĢanmaktadır. Özbek ve Tacik kültürü az çok birbirine benzese de, fakat iki grup farklı dilleri konuĢmaktadır. Coğrafi olarak ülkenin farklı bölgelerinde yaĢamaktadırlar.86 Hazaralar Afganistan‟ın merkez bölgelerinde yaĢamaktadırlar. Farsçanın bir Ģivesi olan Hazara dilini konuĢan ve ġii mezhebine mensup olan Hazaralar Pers ve Moğol Ġmparatorluğu‟nun Afganistan‟daki kalıntısı olduğu söylenmektedir. Hazaralar mensup olduğu ġii mezhebi dolayısıyla Afganistan‟da zaman zaman baskı ve zulümlere maruz kalan azınlıkların bir parçasıdır. Afganistan tarihine baktığımızda kutuplar arası çekiĢmeler, savaĢlar ve iç çatıĢmalar damgasını vurmuĢ olmasına rağmen Afganistan 1973 yılına Cumhuriyetin tesisine kadar huzur içinde bir ülke konumundaydı. 1973‟te Muhammed Davut Han‟ın (ġah Muhammed Zahir‟in kuzeni) krallığı ortadan kaldırması neticesinde ulusal cumhuriyeti kurmasıyla beraber bu dönem son bulmuĢtur.87 Cumhuriyetin kurulması ve hükümetin ortaya koyduğu emelleri, savaĢ sonrası döneminde huzurun bitiĢi ve 30 yıllık Ģiddet ve baskı döneminin baĢlangıcı olmuĢtur. Nitekim darbe neticesinde kurulan Cumhuriyet ancak beĢ yıl sürmüĢtür. 1978‟de Afganistan‟da özellikle baĢkent Kabilde Müslüman din adamları tarafından ideolojisi hoĢ karĢılanmayan küçük Marksist bir grup gücü yakalanmıĢtır. Pek çok silahlı direniĢ yerel liderlerin Marksist anlayıĢın toprak reformu ve kadınlara tanınan haklar ve özgürlükler ve bu tür isteklerini reddetmesi sonucunda, krizlerin patlak vermesine sebep olmuĢtur. 1979‟da Afganistan halkına verilen haklar neticesinde çoğu isyanlara açık ve Marksist hükümet yakın bir zamanda çökecek 86 Mansur, H. (2003) Karzai Nakhwanda Ġmza Mekunad, (Karzai Okumadan Ġmzalıyor) (Birinci Baskı) PeĢawer: Meyvend Yayınevi, 81-82 87 Habibi, A.(1993) CünbeĢ-i MeĢrutiyet Der Afganistan, (Afganistan‟da meĢrute ayaklanması) (Birinci Baskı), Kum: mashhad Yayınevi, 17. 37 gibi görünmekteydi. 1979 yılında Kasım Ayının ortalarında Sovyet Ordusu Marksist hükümeti desteklemek için Afganistan‟a müdahale etmiĢ bulunuyordu. Böylece Afganistan‟da bir yabancı devlet tarafından gerçekleĢen iĢgale karĢı isyan baĢlamıĢ oluyordu. 1980 yılından 1989 yılına kadar, dokuz yıl boyunca Afganistan halkı Sovyetler tarafından gerçekleĢen iĢgal ordularına karĢı ülke genelinde direnme devam etmiĢtir.88 Mücahitler tarafından gerçekleĢtirilen direniĢler, Pakistan temelli radikal Ġslami örgütler tarafından Ġslami ulusların, batı devletler ve Amerika‟nın mali ve teknolojik desteğiyle Sovyetlere karĢı yürütülmekteydi. 1992‟de Sovyet yanlısı olan hükümet ortadan kaldırıldığında Ġslami direniĢ grupları Kabil ve diğer büyük kentlere yayılmıĢtır. Kabil‟de hükümet kurmaya çalıĢan mücahit gruplar arasında anlaĢmazlığa yol açan iĢlemez bir antlaĢma kabul edilmiĢtir. Bunun neticesinde ise baĢkent Kabil‟de uzun yıllar sürecek olan bir iç çatıĢma ve savaĢ ortamı hâkim olmuĢtur. Böylece Sovyetler Birliğine karĢı birbiriyle omuz omuza savaĢ veren milisler birbirlerine karĢı savaĢmaya baĢlamıĢtır. PeĢtunlar Kabil‟i güneyden tehdit etmeye baĢlamıĢ; Hazaralar Kabil‟in üniversite bölgesini de içeren bölgesini hâkimiyetine almıĢ Kabil, Gülbeddin Hikmetyar liderliğindeki Hizbi Ġslami Partisi adını taĢıyan Ġslami parti tarafından defalarca bombalanmıĢtır. Ülke böylece yeniden etnik ve mezhep çatıĢmalarına saplanmıĢtır.89 Bu kargaĢa Afganistan‟da yaĢanırken yeni ve tam muhafazakâr ve kökten dincilik esaslarına dayanan Ġslami hareket ülke kontrolünü ele geçirmek için iddia sahibi olmaya baĢlamıĢtır. Taliban olarak bilinen bir grup medrese öğrencileri olarak bilinen Afganistan‟ın güney kenti olan Kandahar ve çevre illerini1994 itibariyle ele geçirmeye baĢlamıĢtır.90 Afganistan‟daki Taliban kelime anlamı itibariyle Talebe, din öğrencileri anlamı taĢımaktadır. Taliban, Afganistan‟a ġeriat kurallarına dayanan yeni bir Ġslami hareket öneriyor olsa da o dönem Ġslami bir ülke için mücadele etmiyor gibi görünmekteydi. Yalnız üzerinde durmadıkları amaçlar Afganistan‟ı PeĢtunlaĢtırma ve kendi mensup oldukları grup kuralların lehine döndürmekti. Liderlerinin hemen hepsi PeĢtun olan Taliban milisleri, 88 Mansur, a.g.e. 83,84 Mudaqiq A. (2008), Afganistan ez Amir-i Kebir ta Rahber-i Kebir,(Birinci Baskı) Kabil: Beyhaqi Yayınevi. 13 90 Erdal, Y.(2002) Evrensel BarıĢ ġimdilik Uzak, Sahibini Arayan BarıĢ, Derleyen Masis Kürkçügil, (Ġkinci Baskı) Ġstanbul: Everest Yayınları, 266-277. 89 38 Pakistan hükümetindeki PeĢtun liderler tarafından maddi anlamda tam destek görmekteydi. BaĢlarda Taliban‟a karĢı PeĢtun olmayan pek çok bölge ve Ģehir Taliban hareketine karĢı dirense de Pakistan‟ın sel asa teknolojik ve askeri yarımına karĢı direnememiĢtir. Taliban bunca yardım almasına rağmen ancak 1998 yılında Afganistan‟ın büyük kısmının Kabil‟in ve hükümetin kontrolünü ele geçirebilmiĢtir. Taliban‟ın Afganistan halına karĢı kullandığı Ģiddet neticesinde binlerce sivil insan öldürülmüĢtür. Bunun amacı ve altında yatan neden de etnik olarak Taliban‟a karĢı farklılık gösteren insanların baĢına geren dramlardan baĢka bir Ģey olamazdı. 2000 yılının sonlarına gelindiğinde, Afganistan‟ın doğru sadece kuzey ve güneydoğu dağlarında engebeli arazi olduğundan dolayı, küçük bölgeler Taliban kontrolünün dıĢında kalmıĢtır. Afganistan‟da yönetimi eline alan PeĢtun gruplar tıpkı her zamanki gibi kendi etnik gruplarına mensup olan Ģahısları hükümette ve kamu görevlerinde yerleĢtirmesi sonucunda buna tahammül edemeyen diğer etnik gruplar her zaman itiraz bildirmiĢ, öfkelenen bir halkın sesi her zaman toplumun ger kalan kesimine yansımıĢtır. Bu hoĢnutsuzluğun sonucunda da olaylar silahlı çatıĢmalara kadar varmıĢtır.91 2.6. ġiddete Sebep Olan Faktörler Afganistan kurulduğu gününden buyana ülkede tam anlamı ile istikrardan bahsetmek mümkün görünmemekle beraber, bu istikrarsızlığın altında yatan nedenlerden bir tanesi de etniklerin kendi aralarında oluĢan anlaĢmazlık ve ya etnik tabanlı iktidara gelen partilerin ülkedeki diğer etniklerin istek ve önerilerini göz ardı etmeleri de gösterilebilir. Bunun yanı sıra ülkede salt çoğunluğu oluĢturan etnik grubun olmaması da ülkenin istikrara kavuĢamamasının bir nedeni olabilmektedir. Çünkü Afganistan‟da baĢat konumunda olmayan etniklerin kurmuĢ oldukları etnik tabanlı partiler, ülkenin gerçeğini unutmuĢtur. AĢiret bağları güçlü olan Afganistan gibi ülkede iktidar partileri dıĢ ülkelerin dolaylı ve doğrudan yardımlarıyla iktidara geldiklerinde ülkenin diğer etnik gruplarını ezmeye teĢebbüs etmeleri sonucunda kanlı çatıĢmalara kadar varan senaryolar ülkede yaĢanmıĢtır.92 91 Valvalici, A. (1999) Mror-i ber MuĢahasat-i Ġctimayi-i Camiye-yi Afganistan,(Afgsnistan‟ın toplumsal Hayatına BakıĢ) (Birinci Baskı) PeĢaver: Meywend Yayınevi, 19-21. 92 Zafer, H. (2002) Terörizmin Nedenleri, Stratejik AraĢtırma ve Etüt Merkezi Küresel Terör ve Türkiye Sempozyumu, Yıl 1, Sayı 6, Ankara, 6-7. 39 Afganistan‟ın yakın tarihine bakıldığında, genellikle PeĢtun asıllı hükümetlerin baĢa gelmesi ve bu grubun diğer etnik grupları zorunlu bir Ģekilde asimile etme giriĢimleri ülkedeki istikrarın bozulmasına sebep olmuĢtur. Afganistan‟ın gerek krallık döneminde gerek cumhuriyet döneminde gerekse de Ġslami hükümetin kurulması sırasında hükümeti ellerine geçiren iktidar partiler toplumun geri kalan etniklerin isteklerini görmezlikten gelmiĢlerdir. Krallık zamanında Muhammad Gül Mohmand‟ın Türkler baĢta olmak üzere Tacikler ve Hazaralara yaptığı kıyımlar tarihin her safhasında karĢımıza çıkmaktadır. Bölgenin yerleĢik halkı olan Türkleri farklı yöntemlerle cezalandırarak canlarından bezdirmeleri ve buna benzer soykırımlar bölge halkının ülkeyi terk etmelerine sebep olmuĢtur. Tüm bu iĢkencelere rağmen bu halkın yurt dıĢına kaçma gibi bir alternatifi olmayan halkın çoğu, bunu canlarının pahasına bedel ödemiĢlerdir.93 Afganistan‟da sözde Cumhuriyet dönemi hâkim olmuĢsa da, yine Afganistan Türkleri yapılan iĢkenceler ve kıyımlardan nasibini almıĢtır. Ne yazık ki bu kıyımlar günümüze kadar gelen süreçte tekrarlanmaktadır. Milli birlik, milli adalet sloganlarıyla ortaya çıkan bu hükümetlerin aslına bakıldığında ise, adaleti mensup oldukları kendi etnik gruba uyguladığı görünmektedir. Bu Ģekilde Afganistan‟da uygulanan adalet kavramında bir çifte standarttan bahsetsek yerindedir.94 Sovyetler Birliğinin Afganistan‟a müdahalesi sonucu komünizminin bölgeye hâkim olmasıyla ülke genelinde Türklere yapılan bir katliam olmasa da, bu sefer etnik ayrımcılığı akabinde bulunduran PeĢtun milliyetçiliği insanların yaĢantısının her alanında yüzünü göstermiĢtir. Soykırım gözle görünür ve ciddi bir Ģekilde yapılmasa da kültürel açıdan ülkedeki yaĢayan gayr-ı PeĢtun olan etnik gruplara baskı yapılmıĢtır. Ülkenin Güney bölgesinde yaĢayan bir avuç PeĢtun azınlık dönemin Sovyet himayesini arkasına alarak Afganistan coğrafyasının tamamına kendi dillerini birinci resmi dil olarak diretmiĢtir. Coğrafi açıdan PeĢtunlarla uzak bölgelerde yaĢayan, aynı anda kültürel anlamda hiçbir benzerlik taĢımayan Afganistan Türklerine, özellikle de kırsal kesime bu dili dayatmak ve öğretmek sanıldığı kadar da kolay olmamıĢtır. PeĢtuncenin ülkenin birinci resmi dil olarak okutulmasının yanında ülkedeki Türklerin kendi dillerinde eğitim alamaması 93 Kamgar, Dr. J. (2008) Kronoloji-i Hawadesi Tarikhi-i Afghanistan, (Afganistan‟ın Tarihsel Kronolojisi) (Birinci Baskı) Kabil: Maywand Yayınevi, 396-397. 94 Said, E. (2001), ġüpheciliğin Zorunluluğu Geri Tepki ve Geri DönüĢ, (Birinci Baskı) ABD, Terör Ġslam 11 Eylül Üzerine, Derleyen Ahmet Demirhan, Ankara: Vadi Yayınları, 29-35. 40 kültürel anlamda kendi geçmiĢlerini araĢtırmak eser yazmak gibi konularda bu halk mahrum bırakılmıĢtır. Azınlıklar topluluğunun bir arada yaĢamaya mahkûm olduğu Afganistan‟da komünist hükümetlerin ortadan kalkması ve mücahit gruplarının iktidara gelmesi sonucunda, kendi aralarında yılların kin ve nefretini besleyen etniklerin iktidar paylaĢımındaki çatıĢmaları bir ülkedeki var olan nispi istikrarın da ortadan kalkmasına sebep olmuĢtur.95 Kendi aralarında iktidar mücadelesi veren bu etnik azınlıkların çatıĢmasının altında yatan temel faktör yıllar boyunca aralarında çatıĢan etnikler arası güvenin sarsılması olduğu inkâr edilemeyen bir gerçektir. Ġktidar paylaĢımında bir uzlaĢıya varamayan bu etnikler bir çıkmaza girince, yine eski geleneğin devamı olan dıĢ ülkelerin müdahale etmesi ve yaĢanan bu dramlardan faydalanmak ve ülkenin iç iĢlerine karıĢarak pastadan pay almak istemiĢtir. ABD, Pakistan ve Suudi Arabistan‟ın maddi yardımıyla Taliban grubu adı altında Ġslami duyguları güçlü olan ağırlıklı olarak Pakistan‟da yetiĢmiĢ medrese hocaları ve öğrencilerinden oluĢan bir grup Afganistan‟daki haksızlıklara çözüm üreteceği ve ülkeyi Ģeriatla yöneteceği yönünde iddialı olan kiĢiler ülkeye sevk edilmiĢtir. Ġç savaĢlardan bıkan Afganistan halkı Taliban‟ı baĢlangıç yıllarda bir kurtarıcı olarak görse de, Taliban Kabil baĢta olmak üzere büyük Ģehirleri eline geçirdiğinde hedeflediği asıl amacından sapmıĢ ve etnik ayrımcılığını belirgin bir Ģekilde uygulamaya koymuĢtur. Din ve Ģeriata kılıf uydurarak PeĢtun olmayanlara yapılan zulümler ve baskılar bölge haklının hafızasına kazılmıĢ ve dünya kamuoyunda da büyük yankıları olmuĢtur. Taliban‟ın uygulamaya koyduğu bu yanlıĢ politikalar, her geçen gün Afganistan halkının Taliban‟a karĢı güveninin ve sempatisinin azalmasına yol açmıĢtır. Güven ortamı etnikler arası sarsılınca da tepkiler her geçen gün artmıĢ ve Taliban da acımasız bir Ģeklide baĢta Afganistan Türkleri dâhil olmak üzere katliamları gerçekleĢtirmiĢ ve en küçük itirazı bile sert bir Ģekilde bastırma yoluna gitmiĢtir. BaĢta ABD‟nin giriĢimi ile kurulan Taliban örgütü yarından çıktığı sıralarda ise 11 Eylül olayı patlak vermiĢ ve ABD, El Kaide ile birleĢen ve dünya kamuoyunda ĢaĢkınlık yaratan Taliban‟ın ortadan kalkmasına yönelik operasyonu 95 Mansur, a.g.e.,112 41 baĢlatmıĢ ve bu grubu Afganistan‟dan temizlemiĢtir.96Afganistan‟da yeni iktidara gelen Karzai döneminin baĢlangıcından günümüze kadar her anlamda bir etnik ayrımcılığın yaĢandığını görmek mümkündür.97 13 yıl devam eden Karzai‟nin yakın danıĢmanlarının hemen hepsi, Afganistan‟da faĢist emelleriyle bilinen ve PeĢtun üstünlüğünü savunan parti „‟Afgan Millet‟‟ Partisinin önde gelen isimlerin olmasından ötürü her seferinde Karzai‟yi PeĢtun etnik grubun hak ettiğinden fazla haklara sahip olduğunu savunur fikrini aĢılamıĢtır. FaĢist düĢüncelerin etkisi olan bir ayrımcılık ise; gerek kamu kuruluĢlarında, gerek orduda, gerekse de ülkenin en önemli ve hassas konularından biri olan eğitim kurumlarının baĢına PeĢtunların getirilmesidir. Tarihinde bir kez daha tekrarlanan PeĢtunce‟nin ülkenin birinci resmi dili olarak dayatılması, milli marĢın PeĢtunce‟ye çevrilmesi, kilit bakanlıklar, valiler, belediye BaĢkanları ve buna benzer pek çok konuda ağırlıklı olarak PeĢtunlara verilmesi bunun birkaç örneğidir. Ülkede PeĢtunce ve Farsçanın yanı sıra Türkçe (Özbekçe ve Türkmence) de üçüncü bölgesel resmi dil olarak anayasada kabul edilmiĢ olsa da, bu dillerin geliĢmesi ve bu dilleri konuĢan halkın eğitilmesi yönünde hiçbir olumlu adım atılmamıĢtır.98 Sözde milli televizyon olan Afganistan‟dan yayın yapan devlet kanalının yayınlarının az bir kısmı Farsça olmak üzere, programlarının nerdeyse tamamı PeĢtunce yayın yapmaktadır. CumhurbaĢkanının milli iradeden bahsettiği de devlet kanalının yaptığı uygulama ile örtüĢmemektedir. Bu tür çeliĢkili uygulamaların neticesinde, Özbek ve Türkmen Türkleri, kendi kültürlerini yaĢatmak ve tanıtmak için özel kanallarda yayın yapmayı tercih etmektedirler. 99 Karzai hükümetinin yanlıĢ uygulamalarının sonucu olarak ülkede istikrarın sağlanamamasındaki baĢarısızlığının en önemli nedenlerinden biri de PeĢtun olmayan etnik grupların yanında itibarını kaybetmesi de gösterilebilir. Karzai hükümetin baĢına geldiğinden bu yana, sembolik olarak Tacik, Özbek, Türkmen ve Hazaraları kabinesinde bakanlık görevine atamıĢ olsa da bu bakanların çoğu, 96 Pakistani Agents, Funding and Training Afghan Taliban. 13, Haziran 2013 http://www.bbc.co.uk/news/10302946, (EriĢim Tarihi: 22 Mayıs 2013) 97 Ülger, Ġ.K. (1999)Taliban Afganistan‟da Pax American‟nın Ġslamcı Militanı, Avrasya Dosyası, c.4 Sonbahar-KıĢ Ankara: 98-99. 98 Mamun, R. (2010) Negah-i Makhfi (Gizli Gözetim) (Birinci Baskı) Kabil: Sayid Yayınevi, 152-253 99 Mamun, a.g.e. 133 42 kendi halkının yanında sevilmediğinden ötürü Parlamento‟dan güvenoyu alamamaktadır. Parlamento‟dan güvenoyu alamayan sözde bir etnik grubu temsil eden bakanlar, Karzai bu sefer Bakan Vekili sıfatıyla atamaktadır. Yıllardır bu uygulamayı yürüten Karzai Parlamento‟dan ve halktan gelen itirazlarla karĢı karĢıya kalmaktadır. Karzai 2002 yılında iktidara geldiği sıralarda Taliban‟a karĢı tutumu sert olsa da, bu tutum bir söylemden öteye gitmemekteydi.100 Çünkü o sıralarda Afganistan‟da Taliban terör örgütünün etkili olduğu alan kalmamıĢtı. 11 Eylül 2001 yılında ABD‟de gerçekleĢen terör sonucu Amerika‟nın Afganistan‟a müdahale etmesiyle, Taliban militanlarının çoğu komĢu ülke olan Pakistan‟a kaçmayı baĢarabilmiĢti. Afganistan‟da Taliban‟ın yeni baĢ gösterdiği yıllarda Karzai Taliban‟ın yanında aynı saflarda savaĢmaktaydı. Ancak Amerikan müdahalesi ile birlikte Karzai Amerika‟nın verdiği vaat neticesinde Taliban‟la saflarını değiĢtirmiĢtir. Taliban örgütünün Afganistan‟da uyguladığı ve halen uygulamakta olduğu insanlık dıĢı olaylar her zaman Karzai tarafından ciddi bir Ģekilde kınanmamıĢ aksine yine Taliban‟ın hükümete bağlanmalarını tavsiye etmiĢ ve terör örgütü ile pazarlık yapmaya kalkıĢmıĢtır. Taliban Karazi‟nin kardeĢi Veli Karzai‟yi öldürmüĢ olsa da, aĢiret duyguları ağır basan baĢkan Taliban‟a yine dostluk elini uzatmıĢtır. 2011 yılında kurulan ve günümüze kadar hiçbir baĢarıya ulaĢamayan Taliban‟la barıĢ ve müzakere komisyonu baĢkanı Rabbani‟yi Taliban bir suikast sonucunda öldürmüĢtür. Karzai hala Taliban‟ın dost olabileceğini düĢünmektedir. Bunu yanı sıra Karzai hükümetine yakınlığı ile bilinen milletvekilleri ve bakan seviyesindeki Ģahıslar Taliban‟ın intihar ve canlı bomba giriĢimleri neticesinde öldürülmüĢ, yine de Karzai Taliban‟la kardeĢlik yapmakta kararlı görünmektedir. Karzai‟nin yeni eğitim ve öğretim yılında okulların açılması nedeniyle yaptığı konuĢmada, okulları yakan Taliban‟a seslenerek; „‟Siz okulları yakmaya devam ettiğiniz sürece biz de yeniden yapmaya devam edeceğiz‟‟ dediği ve özünde komik olan konu gündeme sıcak damgasını vurmuĢtur.101 Siyasi yorumculara göre, Afganistan anayasasında cumhurbaĢkanlığı aday olabilen ve baĢkanlık döneminin son yılını dolduran Karzai‟yi korkutan olayın 100 Azmi, Ö. (2002) Nadir ġah ve Afganistan, Afganistan Üzerine AraĢtırmalar, Der. Ali Ahmetbeyoğlu, Ġstanbul: Tarih ve Tabiat Vakfı. 101 Angelo, R. (2005) A Modern History, Monarchy, Despotism or Democracy? The Problems of Govarnance in The Muslim Tradition (ĠKinci Baskı), I.B.Tauris Ltd Yayınlar: London-New York, 12-13 43 arkasında yatan temel faktör, halkın nezdinde saygınlığını yitirmesidir. Karzai 2014 yılı seçimlerinde iktidarı PeĢtun olmayanların eline geçeceği endiĢesiyleTaliban‟ı hükümete ortak etme giriĢiminde bulunmuĢ olsa da, bu giriĢiminde baĢarılı olamadığı görülmüĢtür. Mikro milliyetçiliği yaĢayan ve yaĢamakta olan Afganistan‟ın kaderi çok acılı ve kanlı çatıĢmalara sahne olmuĢtur. Günümüz Ģartlarında da ne yazık ki, iktidarda olan cumhurbaĢkanı Dr. Gani bu acı tarihten ders almamıĢ, geçmiĢ hükümetlerin yapmıĢ olduğu hataları tekrarlamaktadır. Günümüzde etnikler arası gerginliğin hat safhasında olduğu Afganistan‟ın istikrara kavuĢması kolay görünmemektedir. 2017 yılı sonrası, ABD ve NATO‟nun komutasında olan askeri güçlerinin ülkeyi tamamen terk edeceği endiĢesi ile beraber, olası bir etnik çatıĢmasını beraberinde getireceği tahmin etmek mümkündür.102 2.7. Afganistan’da Din Faktörü ve Dinin Siyasetteki Rolü Afganistan gerek jeostratejik gerekse de jeopolitik bakımdan bulunduğu mevki, aynı anda Orta Asya‟da tampon bölge konumu itibarıyla her zaman süper güçlerin ilgi odağı olmuĢtur. Afganistan gibi geleneksel toplumların arasında dinin farklı biçimlerde mutlaka siyasetle iliĢkisi olmuĢ veya devam etmiĢtir. Bu tür ülkelerde ya doğrudan din adamları yönetim mekanizmasını ellerinde bulundurup siyasi otoriteyi iĢletmiĢ veya yöneticiler din adamları kesiminin desteğini arkalarında alarak uygulamakta olduğu yönetim biçimlerine bir meĢruiyet vermeye çalıĢmıĢlardır.103 Afganistan kurulduğu günden bu yana, bazen iç çekiĢmeler bazen de dıĢ müdahalelere maruz kalmasının sebebi de ülkenin temel taĢlarını oluĢturan etnikler arası çıkan çatıĢmaların yanı sıra, bazen de radikal dini gruplar ve ılımlı Ġslam anlayıĢına sahip kesimler arası da siyaset arenasında çatıĢmalara da sebep olmuĢtur. Bu olaylar Afganistan‟ın tarihinde görünen ve inkâr edilemeyen bir gerçektir. Ülke nüfusunun % 99‟unu oluĢturan ve Ġslam dinine mensup olan vatandaĢların arasında kimi zaman da ġii ve Sünni mezhebine mensup olan kesimler arası da çekiĢme ve savaĢlara sahne olmuĢtur. Afganistan devleti içinde 102 103 Saray M. (1995) Atatürk ve Türk Dünyası, (Birinci Bskı) Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 22-23. Roy O. (1990) Afganistan‟da DireniĢ ve Ġslam, (Çev. M.Kadri ORAĞLI), (Ġkinci Baskı) Ġstanbul: Yönelik Yayınları, 18-19. 44 farklı etniklerin dine olan bakıĢlarından ötürü, ülkenin dört bir yanında Ġslam kurallarını uygulama açısından farklılık gösteren, aynı zamanda ülkenin güney bölgesinde Pakistan‟ın medreselerinde Vahabi düĢüncesi ile eğitim alan din adamlarının Afganistan‟a girmeleriyle din bir inanıĢtan öte siyasi otoriteyi elinde bulundurma çabalarına dönüĢmüĢtür.104 Dini duyguları kabaran ve kendilerini Allah‟ın doğru kulu olarak nitelendiren kiĢiler Afganistan‟da gerek iktidarı eline geçirme, gerekse de ana muhalefeti oluĢturmada her zaman baĢarılı olmuĢlardır. Din Afganistan‟ın siyasi kaderinin değiĢtirilmesinde de önemli rol oynamıĢtır. Din ve siyaset iliĢkisi pek çok ülkede farklı biçimlerde uygulansa da, kapalı bir toplumu barındıran Afganistan‟da, din devletin kaderini belirleyen ve istikrarın oluĢmasında da önemli roller oynayan faktör olmuĢtur. Afganistan‟ın siyasi arenasında din her zaman bir amaç olmaktan ziyade, hedefe ulaĢmak için araç olduğunu görmekteyiz. Dinle uzaktan veya yakından hiçbir iliĢkisi olmayan geleneksel uygulamalar din adına halka enjekte edilmiĢ ve maalesef bu durum günümüze kadar gelen süreçte devam etmektedir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, ülke nüfusunu oluĢturanların yüzde 80 Sünni ve çoğunlukla Hanefi mezhebine mensup olanlardır.105 Ülke nüfusunun yüzde 18‟i ġii Caferi ve Ġsmail‟i mezhebine mensup olanlardır. Bu grup genellikle Afganistan‟ın orta kısmı olan Bamyan Behsud ve Daikundi Ģehirlerinde yaĢamaktalar. ġiilerin çoğunluğunu Hazaralar olmakla beraber bunların yanı sıra KızılbaĢ, Tacik ve PeĢtunların da bir kısmı ġii‟dir. Afganistan Nüfusunu oluĢturan ve %2‟yi geçmeyen grup ise, Hindular ve Sihlerdir. Sayıları bin kiĢiyi geçmeyen bir Yahudi toplumunu da Afganistan‟da yaĢamaktaydı. Ġsrail‟in kurulmasıyla beraber bu Yahudiler Ġsrail‟e göç etmiĢler ve günümüzde Yahudi dinine mensup olan kiĢilerden sadece bir kiĢi kalmıĢ ve hala Afganistan‟da hayat sürdürmektedir. Geleneksel bir yapıya sahip olan Afganistan‟ın siyasi hayatında din adamlarının etkisi ve yeri oldukça önemlidir.106 Burada din adamlarının fetvalarıyla ülkenin kaderi değiĢen planlar alındığını da söylemeden geçemeyiz. Dini önderlere Mollalar veya Mevleviler denilmekle 104 Roy, a.g.e., 27. Radyo Azadi, Pakistan Ġstihbaratı veya ISI‟a göre Afganistan Pakistanlı Taliban‟ı güçlü bir Ģekilde destekliyor, 28 Mart 2013. 106 Ghobar, 125. 105 45 beraber, halkın arasında güçlü bir saygınlığa sahiptirler. Afganistan‟da devlet okulları yaygınlaĢmadan önce ülkenin genelinde halkın çoğunluğu medreselerde din dersleriyle eğitilmekteydi. Bu durum günümüze kadar az bir miktarda bile olsa devam etmektedir. Genelde halkın tutucu kesimi gerek cihat zamanında, gerekse de günümüzde kâfirlerin oluĢturduğu okul diye nitelendirdiği devlet okullarında çocuklarının okutulmasını sert bir dille eleĢtirerek karĢı çıkmaktalar.107 Halk genellikle Cuma günlerinde cami ve medreselerde vaaz eden mollaları dikkatle dinlemekte ve onların her dediğini hafızaya yerleĢtirip kendi yaĢamlarının vazgeçilmez bir parçası olarak uygulamaktalar. Mollalar diye nitelendirilen din adamlarının vaazları insanların özel hayatındaki ve toplum arasındaki yaĢam biçimini Ģekillendirmektedir. Bu tür uygulamalar yöre halkının vazgeçilmez bir parçası olmakla beraber, günümüze kadar nesilden nesle gelmektedir. Bu duruma karĢı çıkmak isteyen veya camilere katılmaya isteksiz olan Ģahıslar da, toplum baskısı ile her türlü uygulamayı mecburi olarak kabul etmektedir. Kabul etmeyenler veya buna tepki gösteren kiĢiler kâfirlik damgasını yemekte ve toplum arasından soyutlanmaya mecbur bırakılmaktadır. Bu durum Afganistan‟daki Sünni ve ġii mezhebine mensup olan insanlar arasında bir hayli yaygındır. 108 2.8. Bağımsızlık Sonrası Din Faktörü Afganistan‟ın siyasi tarihinde baktığımızda, Kral Amanullah Han‟ın doğumunda ve eğitim aldığı sıralarda dünya siyasetinin sallantılı bir dönemde olduğunu söylersek yerindedir. Bu dönemde, Müslüman halkların nezdinde yeni bir uyanıĢ ve yeni bir ruh anlayıĢı hâkim olmuĢtu. Müslüman halklarına mücadele ruhunu aĢılayan, her geçen gün artan ve bitmek bilmeyen faktör, ġeyh Muhammed Abduh, Cemalettin Afgani ve Sar Seyit Ahmed‟in düĢüncelerinden esinlenmekteydi. Dünya Müslümanları Batıdan gelen sömürgeci, aynı anda Hıristiyan güçlere karĢı can-ü gönülden savaĢmayı ve bu kutsal savaĢtan çekilmemeyi göze almıĢlardı. Hıristiyan güçlere karĢı oluĢan kin bu Müslüman topluluklar arasında uzun zamandan bu yana aĢılanmıĢtı. Ġki farklı inanıĢa sahip olan topluluklar arasında adeta iki ayrı medeniyet ve kutsal savaĢ ruhu hazır konumdaydı. Ġngilizlerin bölgeye girmesiyle halkın inanıĢını görmemezlikten gelmesi ve saygı göstermemesi de bu savaĢın daha da alevlenmesi, sonucunda 107 108 Ghobar, a.g.e., 126. Dariz, a.g.e. 86. 46 da savaĢın geniĢ araziye sıçramasına neden olmuĢtu.109 Ġngilizlerin 3 Mayıs 1919 yılında, Afganistan‟a müdahale etmesiyle halk nezdinde kutsal olan ve dini değerlerine saygısızlığa karĢı direniĢ göstermelerinin nedeni, kabaran dini duyguların neticesinde Amanullah Han Ġngilizlere karĢı savaĢmasının zaferine giden yol haritasını baĢarıya ulaĢtığının altında yatan nedendir desek yerindedir. 110 Amanullah Han‟ın Ġngilizlere karĢı verdiği mücadelenin baĢlangıcından itibaren liderlik ve yönetme kabiliyetinden yoksun olduğu belli idi. Ġngilizlerin Afganistan‟dan çekilmesiyle beraber Amanullah Han‟ın Ġngilizlerle yaptığı antlaĢma, Afgan savaĢında Afganistan kralına verdiği her türlü desteği esirgemeyen Hindistan Müslümanlarını incitmiĢti. Döneminde Osmanlı‟yı zayıflatan aynı zamanda kendi ülkelerinin Ġngilizlerin sömürgesinde olduğuna rahatsızlık duyan Müslümanlar, Afganistan‟da Ġngilizlere verilen darbeyi, adeta bir milat olarak kutlamaktaydı. Böylece Ġngilizlere karĢı verilen savaĢın Afganistan halkı tarafından gerçekleĢtirilmesini, dolaylı bir öç olarak nitelendirmekteydiler. Ancak Kral Amanullah dönemin konjonktüründe kendince hesaplamasını yapmıĢ ve iyi değerlendirmiĢti. Afganistan‟ın Ġngilizlerden aldığı bağımsızlığı için savaĢ verdiği yıllarda Hindistan Müslümanları, Afganistan‟ın BaĢkenti olan Kabil‟i Dar-ül Ġslam ve Amanullah Han‟ı Ġslam Halifesi olarak görmekteydiler.111 Amanullah Han‟ın Ġngilizlerle yaptığı antlaĢma sonucunda Hindistan Müslümanlarının hayalini suya düĢürmekle kalmayıp, o dönemlerde Sovyetler Birliği esaretinde olan ve mücadele ruhları Amanullah Han‟ın verdiği savaĢlarla kabaran Orta Asya Müslüman devletleri insanlarını da incitmiĢtir. Amanullah Han‟ın Ġngilizlere verdiği mücadelenin altında yatan temel faktör kapalı toplum ve dindar olan halklar neticesinde baĢarılı olmuĢ olsa da Ġngilizlerle dostane iliĢki kurması ve Atatürk‟ü kendine örnek alarak kapalı topluma dini değerlere uygun olmayan kuralları diretmeye çalıĢması da iktidarının çökmesinin en önemli sebebidir.112 109 Dariz, a.g.e., 98. Pohanyar, a.ge.42 111 Babalu, B.S (2012) Tarikh-e-Mukhtasar-e-Turkistan-e-Janubi (Tukistan-eAfghanistan) (Güney Türkistan Kısa Tarihi “Afganistan Türksitan‟ı‟‟), (Birinci Baskı) Tehran, Andisha-e-Naw, 56-57. 112 Pohanyar, a.g.e., 63. 110 47 Amanullah Han, Gazi Mustafa Kemal Atatürk‟ün kurmuĢ olduğu Türkiye ile Afganistan‟da yaĢayan ve kabile geleneğinin hâkim olduğu ülkedeki farklılıkları görememiĢti. Çünkü Afganistan halkının geleneksel yaĢantıları döneminde en küçük değiĢikliğe elveriĢli değildi. Bu durumun günümüze kadar süre geldiği bunun canlı bir örneği olabilmektedir. Bu suretle Ġngilizler Amanullah Han‟dan aldığı yenilgiyi hazmedemeyip yeniden Müslüman halkları dolaylı yollarla kıĢkırtmıĢ ve kralı devirmeyi baĢarabilmiĢti. Böylece Müslüman halklar iktidara taĢıdığı Amanullah Han‟ı yeniden iktidardan almıĢ ve Ģeriat kurallarını eksiksiz yürürlüğe sokacağını halka vaat eden Habibullah Han‟ı iktidara getirmiĢtir. Bunun neticesinde, Ġngilizlerin himayesinde Habibullah Han, Amanullah Hanı devirmiĢ ve ülkede Ģeriat kurallarını uygulayan yeni bir yönetimle iĢ baĢına gelmiĢtir.113 2.9. Afganistan’da Din Faktörünün Siyasete Etkisi Amanullah Han‟ın Ġngilizlerle yaptığı antlaĢmadan rahatsızlık duyan halk Ġslam yolunda her ne olursa olsun canı gönülden tüm Afganistan‟ı kapsayan bir hareket baĢlatılmıĢ olsa da, Ġngilizlerin Amanullah Han‟a karĢı sinsice rolünün olduğunu inkâr edemeyiz. Ġngilizlerin Amanullah Han‟a karĢı aĢırı nefretinden dolayı, dönemin Ġngiliz casuslarının Afganistan‟da yaptığı faaliyetlerinde payı bir hayli yüksekti. Bu casuslardan Carnel Larens Afganistan‟ın Pakistan sınırındaki ilçelerden ġinvar ilçesine gelerek kendini din adamı, Pir KaramĢah olarak tanıtarak halkın içine sızmıĢ ve ayaklanmaların baĢlatılmasında önemli rol oynamıĢtır. 114 Afganistan‟ın Ġngilizlerden Bağımsızlığını almasıyla Larens ve görev arkadaĢları Kral Amanullah‟ın Ruslara yakınlaĢmaması için tavsiyelerde bulunsa da Amanullah bağımsız bir ülke konumunda olan Afganistan‟ın hiçbir kimseden buyruk almayacağını duyurmuĢ ve Ruslarla dostane iliĢki kurma yolunu tercih etmiĢtir. Kral bu öneriyi dikkate almamasının üzerine Larens‟in krala karĢı faaliyetleri baĢlatılmıĢ oluyordu. Bir Ġngiliz ajanı olan Larens‟in Afganistan‟da yürüttüğü faaliyetleri dönemin Rusların köklü ve en çok tirajlı gazetelerinden olan 113 Özcan, M., Yardımcı, S.(2006) “Avrupa Birliği ve Küresel Terörizm Ġle Mücadele,” Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadele. Ulusal ve Bölgesel Deneyimler, Ed., Ġhsan Bal, USAK Yayınları, Ankara, 202. 114 Carnel Larens Ġngiliz asıllı Wales Ģehrinde dünyaya gelmiĢ olup, Oxford‟dan mezun olmuĢ, sonra da istihbarat dünyasına girmiĢtir. 1909 yılında ise Suriye, Mısır ve Filistin‟e gitmiĢ ve orada Ajanlık görevini yürütmüĢtür. Larens Farsça, Ġngilizce ve Arapçayı iyi bildiğinden ötürü, dönemin Büyük Britanya‟sının bölgedeki istihbarat iĢlerinde önemli roller oynamıĢtır. Afganistan‟ın PeĢtun halkının çoğunlukta yaĢam sürdürdüğünden dolayı, PeĢtuceyi de iyi öğrendiği bilinmektedir. 48 Prawda Gazetesi de 29 Ocak 1929 sayısında bunu teyit etmiĢtir.115 Bunun yanı sıra Macar asıllı Ġngiliz ajanı olan Wambri Arminus Afganistan‟ın büyük Ģehirlerinden olan Herat‟ta halkı devlete karĢı kıĢkırtmayı baĢarabilmiĢtir. Afganistan‟ın Ġngilizlerinden bağımsızlığını almasıyla kendisine yediremeyen Ġngilizler Afganistan halkını kralın Ġslam dininden uzaklaĢtığını ve dini değerleri hiçe saydığını aĢılamaktaydılar. Afganistan‟ın hassas döneminde halk da Amanullah Han‟ın reformlarına karĢı çıkmakta ve her geçen gün Ģiddetlenen ayaklananlar kafilesine yeni insanlar girmekteydi. Her geçen gün Ģiddetlenen halk ayaklanmaları sonucu Amanullah Han‟ın iktidardan düĢürülmesi ile Ġngilizlerin yardımı ile Habibullah iktidara geçer geçmez yeni dönemi bir Ġslami değerlerle bütünleĢen Afganistan‟ın temsil etmek için yola çıkmıĢtır. 116 Tacik asıllı ve Amanullah‟ın iktidardan çekilmesine zorlayan kiĢi olan Habibullah Kalakani, Afganistan‟ın Kalakan denen bölgede dünyaya gelmiĢ ve döneminde Amanullah Han hükümetinin devrilmesinde önderlik etmiĢtir. Habubullah Han Afganistan halkına din elden gitti veya din ayaklar altına alındı propagandalarıyla halkı kıĢkırtmayı baĢarabilmiĢ ve böylece amacına ulaĢmıĢtır. 1929 Ocak ayının sonlarında iktidara geçen Habibullah Han her ne kadar güzel vaatler vererek iktidara kapak atmıĢ olsa da hükümeti kurduğu günden çöküĢüne kadar baĢkent Kabil olmak üzere tüm ülkede bir anarĢik ortamı hâkim olmuĢtur. Amanullah Han‟ın reformlarına aĢırı tepki gösteren ve has Ġslami değerlerle bütünleĢen bir ülke konumuna getireceği Afganistan‟da uygulamaya koyduğu yeni ferman aynen Ģu Ģekildedir:117 Hz. Muhammed zamanında yaygın olan ve Amanullah Reformlarında ortadan kaldırılan sarık yeniden yaygınlaĢtırılmıĢtır. Kâfir elbisesi olan pantolon, kravat, Ģapka ve benzeri elbiseler yasaklamıĢtır. Kadınların mahremi olamadan evden dıĢarı çıkmaları yasaklamıĢtır. Kız okulları kapatılmıĢtır. Sünnet değeri taĢıyan ve erkeklik göstergesi olan sakal ve bıyığın tıraĢ edilmesi yasaklanmıĢtır. 115 Babalu, a.g.e. 64 Babalu, a.g.e., 65 117 Sajadi, Jamea Shenasi Afghanistan (Afganistan Sosyolojisi). 43. 116 49 Ġngilizce, Fransızca ve Almanca dillerinde eğitim veren okulları (Gavur okulu diyerek) kapatılmıĢtır. Tüm okullardan matematik, geometri ve trigonometri dersleri kaldırılmıĢtır. Afganistan‟da Arap takvimi olan, Hicri Kameri takvimine geçilmiĢtir. Emri bil maruf nehyi anıl münkiri(Dini kurallara zorlayan Kurum) ülkede kurulmuĢ ve ülkenin her yanında yetkili kılınmıĢtır.118 Habibullah Han Ġktidara gelmesinden çöküĢüne kadar her ne kadar Ġslami değerler taĢıyan ve dini kuralları yürürlüğe sokmuĢ olsa da, dinden ziyade etnik faktörü fazla önem arz eden Afganistan‟da Habibullah Han‟ın hükümetini PeĢtunlar hazmedememiĢ ve ülkede istikrar sağlanamamıĢtır. Etnik ve aĢiret bağları güçlü olan Afganistan gibi ülkede her ne kadar Ġngiliz bu yönetim değiĢikliğini gerçekleĢtirmiĢ olsa da, bölgedeki etnik ağırlıklı siyaset yapılacağı gerçeğini unutmuĢtu.119 Habibullah iktidara geçince ülkede Sünni Hanefi ağırlıklı bir düzen oturtmuĢ olsa da Afganistan‟ın siyasetinde önemli rolü olan ġiiler bu tür dini uygulamalara sert bir Ģekilde karĢı çıkmaktaydı. Aynı zamanda Afganistan‟ın dört bir tarafından artan iktidar karĢıtı PeĢtunların önderlik ettiği isyancı gruplar da ülkede Habibullah Han‟a rahat nefes aldırmamıĢtır.120 Habibullah Han‟ın iktidara gelmesinden sonra Ruslar da Afganistan‟da yeni kurulan ve Ģeriat kurallarını uygulayan yönetim biçimine sıcak bakmamaktaydı. Aynı zamanda Ruslardan kaçarak Afganistan‟a sığınan Ġbrahim Lakai ve Buhara Hanlığının son Emir‟i olan Sait Âlim Han‟ın Afganistan‟a sığınmasından rahatsızlık duymaktaydı. Bu iki Ģahısın Afganistan‟da halkı organize ederek Ruslara karĢı cephe açacağı endiĢesini taĢıdığından ötürü Afganistan‟daki yeni Ġslami yönetimin iktidara geçmesinden rahatsızlık duymaktaydı. Afganistan‟ın tarikat güçlerinin önderi olan ve Amanullah Han‟ı kâfir ilan eden “Hazret-i ġurbazar‟‟ lakabıyla tanınan Kabil‟in yerlisi, ġir Aqa, bu sefer Habibullah‟ın karĢısına dikilmiĢ ve suçsuz halkı idam etmesinden ötürü yeni iktidara da tepkisini koyarak halkı iktidara karĢı isyana teĢvik etmiĢtir. Habibullah Han ülkenin dört bir tarafında iktidara karĢı konuĢlanan isyancıları bastırmak için asker sevk edince, BaĢkent Kabil tüm askeri 118 ġeyhanlıoğlu, H (2008) 18. Yüzyıldan Günümüze Kadar Afganistan‟ın Jeostratejik Önemi Ankara, Avrasya Etütleri, TĠKA,. 78. 119 Sajadi, Jamea Shenasi Afghanistan (Afganistan Sosyolojisi), 55. 120 Pohanyar, Zuhur-i Meshrutiyat ve Qurbaniyani Estibdad (MeĢrutiyet Ortaya ÇıkıĢı ve Ġstibdat Kurbanları). 162. 50 güçlerden mahrum kalmıĢtı. Bu durumu iyi değerlendirebilen ve Kabil civarında hükümet karĢıtı isyancı gruplar Kabil‟i ele geçirmiĢ ve böylece Habibullah Han dönemi Afganistan siyasi tarihinde son bulmuĢtur. Habibullah yine doğduğu bölge olan Kalakan‟da her ne kadar yeni gelen Nadir ġah hükümetine karĢı küçük çaplı savaĢ açmıĢ olsa da, bu savaĢlar iktidarı düĢürmesine yeterli olmamıĢtır. Nadir ġah ülke yönetimini ele geçirince Habibullah ile bir barıĢ yapacağı sözü vermiĢ, Kuran‟a mühür basarak silah bıraktığı takdirde dokunulmazlık sözü vermiĢ olsa da, Habibullah Kabil‟e ayak bastığı gün yakalanmıĢ ve taraftarlarıyla birlikte Ġdam edilmiĢtir.121 Afganistan‟da Ġngiliz himayesinde iktidara gelen Nadir ġah ağırlıklı olarak PeĢtun grupların desteğini almıĢtı. Ġngilizlerin bu himayesindeki amaç, dönemin Büyük Britanya Ġmparatorluğunun sınırlarını Ruslara karĢı garanti altına almaktaydı. Ġngilizler de yeni iktidara gelen Nadir ġah‟ın ülkedeki istikrarın sağlanması ve Ruslara karĢı ülkede her türlü geliĢmeyi engelleyeceğine inanmaktaydı. Kral Nadir ġah asker kökenli olduğundan ötürü, kral olmasının yanında iyi bir asker ve idareciydi. Nadir ġah hükümeti mutlak feodal biçimde yönetmesinin yanında, kendisini Tanrının yeryüzündeki temsilcisi olarak tanımlamaktaydı. Ġktidarı boyunca kurmuĢ olduğu yönetim biçimine mezhep maskesini vurarak krallığın yanında bir din adamı olarak mutlak istibdadına ve kendi otoritesine meĢruiyet vermekteydi. Bu otoriteyi ülkenin her yerinde yayan din adamları ve mollalar tebliğ etmekteydi. Nadir Han genellikle para karĢılığı satın aldığı din adamları ve yazarları kendi menfaatine kullanmayı baĢarabilmiĢti.122 Bu âlimler ve yazarlar kralın dini sembolünü halka enjekte etmeyi mahirane bir biçimde baĢarabilmekteydi. Genellikle Kuzey Afganistan‟da yaĢayan insanların hükümet karĢıtı davranıĢlarını yine mollalar vasıtasıyla tebliğ ettirerek bastırabilmekteydi. Mollaların halk ayaklanmalarına karĢı tebliğleri dini kitaplara dayanarak yapılmaktaydı.123Kral Nadir ġah‟ın iktidarı süresince halkı cahil saklamak ve bu Ģekilde iktidarının uzun ömürlü olacağına inanmaktaydı. 124 Aynı zamanda ülkedeki halkı aç ve yoksul bırakmak ve yönetim karĢıtı her türlü ayaklanmayı kolay bir Ģekilde bastırabileceği inancındaydı. Genellikle ülkedeki 121 Pohanyar, a.g.e. 178. Pohanyar, a.g.e. 177. 123 Bu mollalar „‟Amaluküm Ümmalüküm‟‟ hadisini öne çıkararak, „‟amelleriniz nasıl ise, Hükümdarlarınızın tepkisi de o Ģekilde olacaktır‟‟ diye halkın gözünü korkutmaktaydı. 124 Asım, Negahi ba Shakhsiat Nazariat va Siyasathaye Muhammad Davut Khan(Davut Han‟ın Siyasi DüĢünceleri ve KiĢiliğine Bir BakıĢ), 225. 122 51 gençler bu durumdan rahatsızlık duymaktaydı. Sınırlı sayıda okulun açık olması ve ülkedeki gençlerin çoğunun eğitimden yoksun bırakılması da halk tarafından tepki ile karĢılansa da güçlü konumda olan iktidara halk hiçbir Ģekilde itiraz edemezdi. Nadir ġahın devlet yapılandırmasındaki yönetim sadece kralın aile azalarıyla yönetilmekteydi. Kral Nadir ġah Necat Lisesinde öğrencilerin karne törenine gittiği sırada Abdul Halik denen Hazara kökenli bir genç tarafından tabanca ile öldürülmüĢtür. Kralın ölmesiyle o dönemde henüz 19 yaĢında olan ve Afganistan‟da 40 yıl krallık sürdürecek olan oğlu Muhammed Zahir babasının yerine tahta geçmiĢtir.125 125 Tanin, Afghanistan Dar Qarne Best (20. Asırda Afganistan), 112-113. 52 53 3. BÖLÜM AFGANĠSTAN, SOVYETLER BĠRLĠĞĠ VE ABD 3.1. Afganistan’ın Amerika BirleĢik Devletleriyle ĠliĢkileri 1919 yılında Afganistan Ġngilizlerin iĢgalinden bağımsızlığını aldığı yıllarda, Dönemin kralı Amanullah Han resmi bir heyeti Avrupa ve Amerika BirleĢik Devletleri‟ne göndermiĢ ve iki devlet arsında diplomatik iliĢkilerin kurulmasını istemiĢtir. Bunu yapmakla siyasi ve diplomatik anlamda devletlerarası ilk adımın atılması ve siyasi diplomatik anlamda yakınlaĢmak istemiĢtir. Afganistan Heyetinin baĢkanlığını yürüttüğü Muhammed Veli Han‟ın beraberindeki heyet Darvazi, Mirza Muhammed Han Yaftali, Abdülrahman Ludi, Serdar Feyz Muhammed Zekeriya ve birkaç kıdemli kiĢinin gönderilmesiyle görüĢmelerin ilk etabının gerçekleĢtirilmesini istemiĢtir. Ayrıca heyet Afganistan‟ın bağımsızlığını tanınması için Kral Amanullah Han‟ın isteklerini dile getirmiĢtir. Afganistan‟dan yola çıkan heyet öncelikle eski Sovyet ülkesi olan Özbekistan‟ın baĢkenti TaĢkent‟e gidip eski Rus temsilcisi olan Bravin ile resmi bir görüĢme gerçekleĢtirmiĢler. Rus yetkilileri de Afganistan heyetini kabul ettikten sonra heyetin beraberinde getirdiği ve Kralın isteklerini içeren bir yazıyı ABD baĢkanı Warren Harding‟e göndermiĢtir. Bu yazının içeriği aynen Ģu Ģekildedir. “Ruslar Uluslararası BarıĢ Konferansında Afganistan‟ı temsil edeceğini ABD‟ye duyurmuĢ aynı anda ABD‟den Afganistan‟ın bağımsızlığını resmi olarak tanınmasını istemiĢtir”.126 Afganistan heyeti Batı Avrupa‟ya gitmek için yola çıktığında, ABD‟ye ulaĢmaları için Ġngilizlerin etkisi altında olan Balkan ülkelerinde bir takım sorunlarla karĢılaĢmıĢlardır. Çünkü daha yeni bağımsızlığını Ġngilizlerden alan Afganistan‟ın Batı Avrupa devletleri ve oradan da Amerika BirleĢik devletleri ile herhangi bir diplomatik iliĢki kurmasını ve bağımsızlığını tanınmasını istemiyordu. Batı Avrupa devletlerine resmi temaslar için gidecek olan Afganistan heyeti, Ġngilizlerin çıkardığı zorlu Ģartlara maruz kalmıĢtır. Afganistan heyeti ABD‟ye gitmek için ısrar etse de bir türlü amacına ulaĢmak için baĢarılı olamamıĢtır. Heyet TaĢkent‟te iken Washington‟a telgraf gönderip ABD yetkililerinden resmi bir açıklama beklese de bu telgraf‟ın yanıtını alamamıĢtır. YaĢanan bu durumdan açık bir Ģekilde anlaĢılmaktadır ki, ABD Afganistan‟ın bağımsızlığını tanınması yönünde atacağı ilk 126 Adamak, L. (1998) Rawabeti Khareji Afghanistan Dar Nima‟ye Awal-e Qarn-e Bist (Yirminci Yüzyılın ilk Yarısında Afganistan DıĢ ĠliĢkileri) Çev, Muhammed Fazıl Sahibzadeh, (Birinci Baskı) PeĢaver, Miwand Yayınları, 73. 54 adımlardan pek hoĢnut değildi. Çünkü Afganistan gibi bir devleti tanımak resmi ve diplomatik iliĢki kurmak yüzünden zamanında Avrupa‟nın güçlü devleti olan Büyük Britanya ile iliĢkilerinin bozulmasını istemiyordu. Eski Sovyetler Birliği BaĢkanı Lenin de Afganistan heyetinin ABD‟ye ulaĢması için ciddi bir çaba göstermemiĢtir. Ancak Sovyetler Birliği Afganistan heyetini dostça karĢılamıĢ ve Afganistan‟ın bağımsızlığını resmi olarak tanıyan birinci ülke olmuĢtur. BolĢeviklerin Afganistan heyetinin ABD‟ye ulaĢması için çaba göstermemesinin en büyük nedeni de, eski Sovyetler Birliği etkisi altındaki Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan‟la sınırdaĢ bir devlet konumunda olan Afganistan‟ı kendine müttefik olmasından yanayıydı. Afganistan heyetinin ABD‟ye ulaĢması ciddi sıkıntılardan dolayı, Avrupa ve Amerika yolculuğu yarıda bırakılmıĢtır. 1921 yılında yeni bir heyet Afganistan‟dan ABD ile resmi ve diplomatik iliĢkiler kurmak için gönderilecekti, Bu kez Afganistan heyeti Moskova‟ya gidip Dostluk ve iyi komĢuluk AntlaĢmasını Sovyetler Birliği ile imzalamayı baĢarabilmiĢtir. Heyet Polonya‟ya oradan da Almanya‟nın baĢkenti olan Berlin‟e ulaĢmıĢtır. Almanya‟dan Afganistan‟ın resmi temsilciliğinin açılmasını istemiĢ ve bu konuda baĢarılı olmuĢtur. Almanya‟daki görüĢmelerin baĢarılı bir Ģekilde geçmesinden sonra, heyet Ġtalya‟ya gitmiĢ, Roma da Afganistan Büyükelçiliğinin açılması yönünde kralın isteklerini dile getirmiĢ ve baĢarılı olmuĢtur. Heyetin bir sonraki güzergâhı Fransa, oradan da ABD‟ye gitmek için gerekli hazırlıkları yapmıĢtır. Heyet Paris‟te görev yapan ABD Büyükelçisi “Wallace, Hugh Campbell” ile temaslarda bulunulmuĢtur. GörüĢmede Afganistan Kral‟ı Amanullah Han ve dönemin DıĢ ĠĢleri Bakanından getirdikleri mektubu da Büyükelçiye sunmuĢtur. Bunun üzerine ABD Paris Büyükelçisi Fransa‟da bulunan Ġngiliz Büyükelçisi Lord Hardinge ile irtibata geçerek ülkesinin Afganistan politikası ve düĢüncelerini sormuĢtur. Ġngiliz Büyükelçisi ABD‟nin Paris Büyükelçisine yazılı olarak yanıtladığı mektupta Fransa BaĢbakanı Em. Briand ve CumhurbaĢkanı heyeti „‟Afganları sıcak karĢılamıĢsa diplomatik açıdan biz buna saygı duyarız. Ama ülkesinin bu heyetin yapacağı herhangi bir görüĢmeye sıcak bakmamakla beraber, diplomatik iliĢkilerin de baĢlaması taraftarı değildir‟‟ diye yanıtlamıĢtır.127 127 Poullada Leila D.J & Leon B. Poullada, (1999) Keshwar-e Shahi Afghanistan ve Eyalate Motaheda, Çev., Ghulam Safar Panjsheri, (Birinci Baskı) Kabul, Matbua-i Milli: 11-36. 55 Nihayet Afganistan‟dan giden heyet, 12 Temmuz 1921 da ABD‟ye ulaĢmıĢ ve 20 Temmuz 1921 yılında ABD DıĢ ĠĢleri Bakan‟ı Charles Evans Hughes‟le bir görüĢme gerçekleĢtirebilmeye muvaffak olmuĢtur. Afganistan heyeti bu görüĢmenin gerçekleĢmesinde ABD DıĢ ĠĢleri Bakan‟ına Afganistan kralı Amanullah Han‟ın yazılı mektubunu sunmuĢ, iki ülke arasında diplomatik iliĢkilerin baĢlatılmasını talep etmiĢtir. Ancak ABD DıĢ ĠĢleri Bakanı heyetin bu isteğini sıcak karĢılamamıĢ, gerekçe olarak da, bir devletle kurulacak olan diplomatik iliĢkilerin DıĢ ĠĢleri Bakanlığının etkisinde olmadığını ibraz etmiĢtir. Ayrıca, bu tür konularda ABD Kongresinin karar alıcı mekanizma olduğunu söylemiĢtir. Bu görüĢmeden iyi sonuç elde edemeyen Afganistan heyeti, ABD devlet BaĢkanı Warren Harding‟in ziyaretine gitmiĢ, iki ülke arasındaki diplomatik iliĢkilerin baĢlatılması yönündeki Amanullah Han‟ın mektubunu sunmuĢtur. Ancak ABD BaĢkanı da DıĢ ĠĢleri Bakanına benzer gerekçeyi dile getirmiĢ ve iki devlet arsında kurulacak olan diplomatik iliĢkilerin yetkisini Amerikan Kongresine ait olduğunu söylemiĢtir.128 Sonuç olarak Afganistan 20. yüzyılda Pakistan Devleti kuruluncaya kadar ikili iliĢkiler çerçevesinde birçok devletle diplomatik iliĢkiler kurmak için çaba sarf etse de, bu isteği birçok devlet tarafından sıcak karĢılanmamıĢ veya isteği reddeden yanıtlarla karĢılaĢmıĢtır. Kısacası Afganistan Batılı devletlerle diplomatik iliĢkiler kurma konusunda ısrarcı olsa da bir türlü bu istek yerine getirilmemiĢtir. Ancak dönemin BolĢevik devrimi lideri Wilademir Eliç Lenin Afganistan‟ın Bağımsızlığını ilk olarak tanımıĢ ve diplomatik iliĢkilerin kurulmasını da orta derecede devam ettirmiĢtir. Nitekim ABD, 20.yüzyılın ikinci yarısında Afganistan‟a Pakistan öncelikli bir siyaset yürüttüğü gözden kaçmamıĢtır. Afganistan ABD ve Batı dünyası ile diplomatik iliĢki kurmaya teĢebbüs ettiği sıralarda uluslararası camiada Pakistan‟ın daha inĢa edilmediği de unutulmamalıdır. ABD kongresinde Afganistan‟la diplomatik iliĢkilerin kurulmasına yönelik konu gündeme geldiği sırada da, kongresin Afganistan konusundaki sert tutumu değiĢmemiĢtir. Afganistan hakkında kongresin doğu masası sorumlusunun sarf ettiği sözler aynen Ģu Ģekilde yer almıĢtır. “Afganistan yeryüzünde en tutucu ve yabancı düĢmanlığı 128 Afganistan Heyetinin baĢkanlığını yürüttüğü Muhammed Veli Han ve beraberindeki heyet her ne kadar diplomatik iliĢki ve Afganistan‟ın bağımsızlığını tanıtma konusunda baĢarıya ulaĢamamıĢ olsalar da bağımsız olan Afganistan kralının mesajını ABD ve Avrupalı devletlere duyurduklarının gururunu yaĢamıĢ ve kendilerini baĢarılı olarak görürlerdi. En azından Afganistan‟ın bağımsızlığını bizzat ilan etmiĢ olduklarını büyük bir baĢarı olarak biliyorlardı. 56 besleyen tek ülkedir, insan haklarının çiğnendiği, dinsel özgürlüklere hiçbir hak tanımayan bir devlettir” demiĢtir.129 Afganistan‟ın ABD ile diplomatik iliĢkiler kurmaya yönelik çabaları Amanullah Han sonrası Muhammed Nadir ġah dönemi de sürmüĢ, Ancak ABD‟nin geçmiĢteki soğuk ve mesafeli tutumu değiĢmemiĢtir. ABD‟nin Afganistan‟la yakın iliĢkiler kurmamasındaki sebebi de, Pakistan faktörü olduğu bir gerçektir. ABD‟nin Afganistan‟la olan iliĢkileri geçmiĢte olduğu gibi bugün de aynen Pakistan odaklı yürütülmektedir. Bir dönem Afganistan Sovyetler Birliği egemenliği altına girdiğinde ABD‟nin Sovyetlere karĢı yürüttüğü tüm faaliyetler, gerek askeri gerekse de lojistik bakımdan yoğun bir Ģekilde Pakistan üzerinden olmuĢtur. Afganistan-ABD arası diplomatik iliĢkilerin kurulması ancak 1936 yılında Muhammed Zahir ġah döneminde gerçekleĢebilmiĢ ve iki devlet arasındaki ilk diplomatik temaslar ve görüĢmeler baĢlamıĢtır. ABD 1942‟ye dek, Afganistan‟la kurduğu ilk diplomatik temaslarda ancak maslahatgüzar seviyesinde iliĢki kurmayı tercih etmiĢtir. ABD ancak 1942 yılından sonra ikinci dünya savaĢı eĢiğine gelindiğinde, Afganistan‟a elçi seviyesinde diplomat atamıĢtır. ABD tarafından atanan bu adımın nedeni de, olası yaĢanacak bir savaĢ durumunda Afganistan‟ın tampon bölge olmasından ötürü, Sovyetlere karĢı uygulayacağı askeri, lojistik ve ikmal bakımından bölgeyi kendi menfaatine gördüğü içindir.130 3.2. ABD- Afganistan Arasındaki Ġlk Diplomatik ĠliĢkiler 1933 yılında Muhammed Zahir Ģah babası Nadir ġah‟ın ölümünden sonra Tahta oturmuĢ, bu sırada ABD ile bir takım siyasi ve diplomatik iliĢkilerin kurulmasına yönelik Franklin Roosevelt‟e bir mektup göndermiĢ ve iki devlet arası diplomatik ve siyasi iliĢkilerin pekiĢtirilmesini istediğini dile getirmiĢtir. Washington yönetimi üç yıl aradan sonra kralın bu mektubunu yanıtlamıĢ, ancak sekiz yıl sonra Afganistan‟da siyasi ve diplomatik temsilciliğinin kurulmasına yönelik ilk adımı atmıĢtır. Van H. Engert 1942 yılı Temmuz ayının sonlarına doğru elçi olarak atanmıĢ, Engert‟de ABD baĢkanlığından getirdiği itimatnameyi Kral‟a sunmuĢ ve iki ülke arasındaki siyasi ve diplomatik iliĢkiler resmen baĢlatılmıĢtır. Engert elçilik 129 AndeĢmand, M.A.(2007) Amrika Dar Afghanistan (Amerika Afganistan‟da), (Birinci Baskı) Maywand Yayınları, Kabil, Afganistan, 24-25. 130 Ludik, A. Afghanistan Dar Nima‟ye Awal-e Qarn-e Bist (Yirminci Yüzyılın Ġlk Yarısında Afganistan DıĢ ĠliĢkileri), 26. 57 yaptığı sırada Afganistan‟daki farklı fraksiyonlarla hep iliĢkilerini sıcak tutmuĢtur. Görevi boyunca Afganistan‟ın Almanya ile olan yakınlığını istememekle beraber bu devletlerarası iliĢkilerin kurulmaması için ciddi bir Ģekilde çalıĢmıĢtır. Bunun nedeni de, ABD‟nin menfaatine yönelik iliĢkilerin kurulmasından baĢka bir Ģey değildi. Almanya ve mihver devletlerin Afganistan‟la olan iliĢkilerinin tamamen zayıflatılması ve ikili iliĢkilerin kurulmaması, Almanların menfaatine olan herhangi bir sürecin durdurulması ve önlenmesi, Afganistan‟ın müttefik devletlerle iyi iliĢkiler kurması, gerektiğinde ülkenin Tampon bölge konumunda olmasından ötürü ABD tarafından Afganistan topraklarını bir üs veya geçit olarak kullanması. Buna karĢılık olarak ülkesinin Afganistan‟a her türlü yardım sağlayacağını istemiĢtir.131 ġah Mahmud,132 BaĢbakanlık yaptığı dönemde ABD ile temaslarda bulunmuĢ ve yardım istese de, bunun karĢılığı olarak ABD, Afganistan BaĢbakanı‟nın isteğini yerine getirme hususunda ilgilenmemiĢ ve sıcak karĢılanmamıĢtır. Özellikle, yeni kurulmuĢ olan Pakistan devletinin ortaya çıkması ve Afganistan-Pakistan arasında tartıĢmalara yol açan Durand sınır çizgisi konusunda ABD, Afganistan‟ın her türlü isteğine sıcak bakmamıĢtır. ABD bu sefer yeni kurulmuĢ olan Pakistan‟la ilgilenme ve bu devletle diplomatik iliĢkilerin geliĢtirilmesine ağırlık vermiĢtir. Pakistan devleti uluslararası camiada müstakil bir devlet olarak tanınınca ABD‟nin de ilgi odağı olmuĢtur. ABD Hindistan‟ın bir parçası olan ve ayrı bir bağımsız devlet olarak ortaya çıkan Pakistan‟la iliĢki kurmayı daha avantajlı bulmuĢ ve Afganistan-Pakistan arası sınır sorununun gündeme gelmesi konusunda da sessizliğini korumuĢtur. Aynı zamanda sorunlu iki devlet olan Afganistan-Pakistan arası çıkacak olan sorunlara taraf olmak veya bu iki devlet arasında hakemlik görevini üstlenmek istememiĢtir. Afganistan bu soruna çözüm aramak için BirleĢmiĢ Milletlere taĢımak istese de, ABD Durand sorununa karĢı çıkmıĢ ve Afganistan‟a sınır sorunundan vazgeçmesini talep etmiĢtir. Ayrıca ABD, bu iki sorunlu devletin kendi bloğunda yer almalarını 131 AndeĢmand, a.ge, 30-32. Muhammed Zahir ġah‟ın amcası ve ülkenin 40 yıllık yönetiminin ikinci BaĢbakanı olarak uzun yıllar görev yapmıĢtır, ġah Mahmut dönemi Afganistan-Pakistan arası her ne kadar çalkantılı geçse de, adı geçen BaĢbakan‟ın iki devlet arsındaki sorunlara bir türlü çözüm bulamamıĢtır. 132 58 istemiĢtir.133 1951 yılında Afganistan kralı Muhammed Zahir ġah ABD ile yaptığı resmi görüĢmelerde BaĢkan Harry S. Truman ve DıĢ ĠĢleri Bakanı Dean Acheson ile temaslarda bulunmuĢtur. Pakistan-Afganistan arasında devam eden Durand sorununun çözülmesi konusunda ABD‟nin yardımını talep etsede, Truman‟ın tutumu değiĢmemiĢ ve her zamanki gibi bu sefer de olumsuz yanıt vermiĢtir. 1948 yılında dönemin Afganistan BaĢbakanı ġah Mahmud‟un da ABD DıĢ ĠĢleri Bakanı George Marshall ile yaptığı ilk resmi temaslarda ülkesinin koruması için silah talep etmiĢ, Marshall‟ın sorduğu soru aynen Ģu Ģekildedir: sizin düĢmanınız kimdir? Afganistan BaĢbakanı Sovyetler Birliği yanıtını verdiğinde Marshall gülerek istizah bir üslup ile BaĢbakanın isteklerine olumsuz yanıt vermiĢtir. Afganistan‟ın ABD‟den silah istemesindeki niyetini Marshall anladığı için olası bir savaĢ AfganistanPakistan arası çıkmasını istememiĢtir. Çünkü ABD iki sorunlu devlet olarak yaĢamasını istemekteydi, sorunlu tarafları arsında çözüm getirme arayıĢına girdiğinde, Pakistan gibi bir devletin ABD blok ‟undan karĢı Blok‟a geçeceği endiĢesini yaĢıyordu. Pakistan‟a nazaran güçsüz bir devlet konumunda olan Afganistan‟ın sorununu askıya almak veya Afganistan‟ın isteğine ret yanıtını vermek ABD açısından avantajlı olacağını iyi biliyordu.134 1953 yılında Zahir ġahın amcaoğlu Muhammed Davut Han Afganistan‟ın baĢbakanı olarak tayin ediliyor. Bu sırada ABD ile Afganistan‟ın iliĢkileri daha da kötüye gidiyor. Davut Han‟ın dıĢ politikasıyla ilgili Afganistan‟daki Amerikan Büyükelçisi gizli bir raporu Washington‟a yazmıĢ ve bu raporunun bir kısmında kaygılarını aynen Ģu Ģekilde bildirmiĢtir: “Davut Hanın Almanlarla yakınlığı ve bu yakınlıktan ötürü Almanlardan övgüyle bahsediyor, Hatta Almanlarla ticari iliĢkiler kurmayı hedeflemektedir. Ġngilizleri sevmiyor, Amerikanlılarla iliĢkilerini soğuk tutmaktadır. Davut Hanın bu tutumu ABD ile değiĢmeyecektir. Fransa ile iliĢkileri aynen devem ettirmektedir. Sovyetler Birliği ile herhangi bir yakınlık görünmemektedir, yalnız olası bir durumda bu iliĢkilerin boyutu farklılık gösterebilir” diye nakletmiĢtir.135 ABD‟nin Afganistan‟a yardım etmeme hususunda, zaman içerisinde Sovyetlerin 133 Afganistan‟a nüfuz etmesi ve yakınlık göstermesi olarak Ghobar, Afghanistan dar Masir-i Tarikh (Tarih sürecinde Afganistan), 236. Nehru, J.L. (2010) Negah-i Ba Tarih-i Cehan, Mahmut Tafazzoli,( Ġkinci Baskı) Tahran: Golistan Yayınevi., 44-46 135 Asım, Negahi ba Shakhsiat Nazariat va Siyasathaye Muhammad Davut (Davut Han‟ın Siyasi DüĢünceleri ve KiĢiliğine Bir BakıĢ), 83. (Amerika DıĢ iĢleri Bakanlığı ArĢivlerinden alınmıĢtır. Belge no 7890 13/9- 145) 134 59 değerlendirilmektedir.136Aralık 1953‟te, ABD‟nin Pakistan‟a askeri yardımı olmuĢtur. Bu tarihten bir yıl sonra da Richard Nixon Afganistan‟ın baĢkenti Kabil ziyaretinde, Davut Han ABD‟den askeri ve ekonomik yardım talep ediyor. Ancak Nixon‟un yanıtı yine olumsuz olmuĢ ve Davut Han‟a bu konularda hiçbir yardım sözü vermemiĢtir. Bunun üzerine Davut Han 1955 yılına Sovyetlerden askeri yardım istemiĢtir. Sovyetler Davut Han‟ın bu isteğini yerine getirmiĢ, kısa sürede Afganistan‟ın eski Sovyetlerle sınır köprüsü olan Hayratan sınırından Rus yardımı gelmeye baĢlamıĢtır. Afganistan‟ın yeni BaĢbakanı olan Davut Han‟ın bu tutumu karĢısında ABD‟nin iliĢkisi Afganistan‟la iyice mesafeli olmaya baĢlamıĢtır. 137 ABD BaĢkanı Dwight Eisenhower 1953 yılında Hindistan müzakeresi dönüĢü Afganistan‟da altı saatlik bir süre için iniĢ yapmıĢ ve Davut Han‟la görüĢmüĢtür. GörüĢmeleri kapsamında Afganistan‟ın Pakistan‟la iliĢkilerini sıcak tutmasını tavsiye etmiĢtir. Bu tavsiyeye binaen Davut Han kardeĢi Muhammed Naim„i138 Pakistan‟ın askeri üst kıdemli General Muhammed Eyüp‟le görüĢme yapması için görevlendiriyor, ancak bu görüĢme baĢarılı geçmemiĢtir. 1961 yılında Amerikan BaĢkan‟ı John F. Kennedy Afganistan‟la Pakistan arasında dostluğun pekiĢtirilmesi için Livingston Merchent‟i görevlendiriyor, ancak ABD‟nin bu giriĢimi sonuçsuz olmuĢ ve taraflar iliĢkilerin pekiĢmesi için herhangi bir adım atılmasına yanaĢmamıĢtır. BM‟nin yıllık toplantıları kapsamında iki devlet arasındaki dostane iliĢkilerin pekiĢtirilmesi için taraflar çağırılmıĢ ve Ġran ġahı‟nı iki devlet arsında hakem tayin etmiĢtir. Taraflar da BM‟nin bu önerisini kabul ediyor. ABD bu müzakere kapsamında Davut Han‟ın görevden alınmasını istemiĢtir. 139 ABD‟nin bu önerisi sonucunda Davut Han görevinden alınmıĢtır. Bu giriĢimler sonucunda Muhammed Zahir ġah‟ın ailesi dıĢından BaĢbakan iĢ baĢına geliyor. Afganistan‟da „‟Demokrasinin 10 Yılı‟‟ adı altında demokrasinin egemen olduğu kamuoyuna duyurulmuĢtur. 136 Çünkü Aile iliĢkisi dıĢında birinin BaĢbakan olarak ABD‟nin Afganistan‟a ekonomik olarak olsa da askeri bakımdan yardım etmiĢtir. Ama hiçbir zaman Afganistan‟a askeri yardım etmek konusunda sıcak bakmamıĢtır. ABD ancak eğitim, sağlık ve ekonominin canlanması konularında yardım etmiĢtir. 137 Ghaws, A. (1999) Suqut‟e Afghanistan (Afganistan‟ın ÇöküĢü), (Birinci Baskı). Kabil, Maiwand Yayınları, 124. 138 Muhammed Naim, Muhammed Zahir ġah‟ın Amcaoğlu Davut Han‟ın da kardeĢidir. Dönemin Afganistan DıĢ ĠĢleri Bakanlığı görevini yürütmüĢtür. Pakistan‟la yaptığı görüĢmede Afganistan‟ı temsilen beraberindeki heyetle gitmiĢ, Ancak bu görüĢmenin sonucu olumsuz yönde iki devlet arası iliĢkilerin daha da kötüye gitmesine neden olmuĢtur. 139 ABD‟ye göre Davut Han iki devletin dostluğunun pekiĢmesinin en büyük engeli olduğunu açık bir Ģekilde ifade etmiĢtir. 60 görevlendirilmesi o zaman Ģartlarında büyük bir baĢarı olarak algılanmaktaydı. ABD‟nin Afganistan‟a Askeri ve ekonomik yardım etmemesinin gerekçesi de, ABD, Pakistan‟ı Asya‟da en büyük müttefiki olarak görmesindendir. ABD‟nin Afganistan‟a yardımı ancak Pakistan‟ın uygun gördüğü biçimde yapılabilirdi. Bu durumdan Afganistan hükümetinin hiç de hoĢuna gitmemekteydi. 3.3. Darbe Sonrası ABD ile ĠliĢkiler Davut Han Afganistan‟da Cumhuriyeti tesis etmesi tahmin ettiğinden daha kolay bir Ģekilde amcaoğlu olan Kral Muhammed Zahir ġahı sessiz bir darbe ile devirmiĢ ve yönetimi eline geçirmiĢtir. Davut Hanın baĢarısının altında yatan faktör ise orduda görev yapan Sovyet yanlısı Halk ve Parçam Partilerinin yandaĢları ile daha da kolay gerçekleĢtiği unutulmamalıdır. BaĢlangıçta Davut Han bu iki parti sempatizanlarıyla yakınlaĢmıĢ olsa da, yönetimi eline aldığında yollarını ayırmaya teĢebbüs etmiĢtir. Nitekim bu partiler halktan aldığı güçle Davut Han‟a ağırlığını her geçen gün daha da artmıĢtır. Davut Han yönetimi devirmeden önce bu partilere verdiği sözü tutmamıĢ, Halk ve Parçam Partilerinin önde gelenlerini hapse atmıĢ ve ülkeyi kendi istediği Ģekilde yönetmiĢtir. Davut Han‟ın bu ikinci saltanatı, önemli ölçüde Afganistan‟daki acı olayların da baĢlangıcı olmuĢtur. 140 Sovyetler Birliği Davut Han‟ın bu giriĢiminden pek hoĢnut olmadığını dile getirmiĢtir. Sovyetler Birliği, 1960-61 yıllarında Pakistan-Afganistan sorununu gündeme getirerek iki devletin siyasi ve diplomatik iliĢkilerini kesilmesine sebep olmuĢtur. Pakistan ile iliĢkileri kötü yönde giden Afganistan‟ın Batı ile bağlantı kurmak için Sovyetler Birliğinden baĢka bir seçeneği kalmamıĢtı. Sovyetler Birliği bu giriĢimiyle Afganistan‟ı istediği gibi kendine bağlı bir ülke haline getirmeyi baĢarmıĢtır. 141 Afganistan‟ın iki kutuplu dünya ile kurduğu iliĢkilerde gelinen durumdan faydalanması 1970‟li yıllara kadar devam etmiĢtir. Amerika‟da değiĢen iktidarlardan Afganistan‟a karĢı ilgisiz kalmaları, buna karĢın Sovyetler Birliği‟nin de Afganistan‟da üstünlüğünün artırmaları sonucu iç kargaĢaların patlak vermesine neden olmuĢtur. Sovyetler Birliği yanlılarıyla gerçekleĢtirdiği 1973 darbesinden sonra solcu askeri birlik bireylerine orduda daha çok görev ve yetki verilmeye baĢlamıĢtır. Ordudaki solcu atamaların hızlanmasının yanı sıra bu 140 141 Tanin. A.g.e., 146-147. Akbar, M.Ġ. (2002). Fasl-i Akhir( Son Sezon) (Birinci Baskı). PeĢaver: Ġm Sen Kim Yayınevi, 73-74. 61 durum emniyet teĢkilatında da görülmeye baĢlamıĢtır. Davut Han Moskova‟da Sovyet lideri Brejnev‟le yaptığı görüĢme baĢarısız geçmiĢ ve iki ülke arası iliĢkilerin bozulmasına sebep olmuĢtur. Yapılan görüĢmede Brejnev Ģikâyet niteliğinde olan ve Davut Han‟ı aĢağılayan bir tavırla Ģu sözleri sarf etmiĢtir. „„ Batılı Devletlerin mühendisleri ve iĢçilerinin Sovyetlerle komĢu konumunda olan kuzey Afganistan‟da ne iĢi var? Davut Han‟ın yanıtı aynen Ģu Ģekildedir: „‟Biz, ne zaman nerede ne yapacağımız ve kendimizi ne Ģekilde yönetmemiz konusunda kimseden müsaade istemeyiz, bu hakkı da hiçbir dıĢ devlete vermeyiz, bağımsız ve hür Afganistan‟da son sözü söyleyen ancak Afganistan yönetimidir‟‟ diye masaya vurarak toplantıyı yarıda terk etmiĢtir.142 Bu görüĢmenin baĢarısız geçmesi sonucu Davut Han, 1975 sonrası izlemiĢ olduğu politikada değiĢiklik yapmıĢ ve Sovyetlere karĢı bir siyaseti takip etmiĢtir. Sovyetler Birliği‟nden uzaklaĢmıĢ, aynı anda Davut Han, sağcı aydınları da göreve getirmiĢtir. Aynı zamanda Batı dünyası ile de iyi iliĢkiler kurma yoluna gitmiĢtir. Davut Han 1976‟da Ġran‟a da bir ziyaret gerçekleĢtirmiĢtir. 1977 senesinde de Pakistan, Mısır ve Suudi Arabistan‟ı ziyaret etmiĢ ve bu devletlerle iyi iliĢkiler kurmak istediğini dile getirmiĢtir. Sovyetler Birliği, Davut Han‟ın bu giriĢimlerini temkinli bir Ģekilde takip ediyor ve Afganistan‟daki danıĢmanlarının sayısını her geçen gün artırıyordu. Komünist Perçem Partisi‟nden Mir Akbar Khaybar‟ın Davut Han tarafından öldürülmesinden dolayı ülke içinde komünistler birleĢerek Davut Han‟a karĢı yürüttükleri muhalefet, 17 Nisan 1978‟deki hükümet darbesinin baĢlangıcı olmuĢtur.143 Sovyet yanlısı Mir Akbar Khaybar‟ın cenaze törenine 11 bin kiĢinin katılması Davut Han‟ın ürkmesine sebep olmuĢtur. Bu durumdan endiĢelenen Davut Han, zaman kaybetmeden Babrak Karmal ve Nur Muhammed Taraki‟nın da bulunduğu Sovyet yanlısı Halk ve Perçem liderlerini 24 Nisan‟da hapse atmıĢtır. Bu arada tutuklananlar içinden Hafizullah Âmin, orduya haber göndermeyi baĢarmıĢtır. kaçmayı ve Dönemin Savunma Bakanı Aslam Watanjar 26 Nisan‟da Kabil‟e bir tank birliği gönderirken; Abdulkadir de, Davut Han‟ın ikamet ettiği sarayını bombalamak ve taraftarlarını ortadan kaldırmak için Hava Kuvvetlerini göndermiĢtir. Darbeye yardım eden askeri birliklerin çoğunluğu, bu darbenin komünist yanlısı bir darbe olduğunun farkına bile varmadan 142 143 Ghaws, a.g.e 239. Arny., a.g.e 41-42-43. 62 desteklemiĢtir. Nihayet 27 Nisan‟da Davut Han ve aile bireylerinden 22 kiĢi öldürülmüĢtür.144 3.4. Sovyetler Birliği ĠĢgali Öncesi Afganistan-ABD ĠliĢkileri Sovyetler Birliğinin 1978 yılında Afganistan‟a yaptığı darbe sonucu iktidarın değiĢmesi Amerika için bir sürpriz değildi. ABD yetkilileri Afganistan‟da devam eden süreci yakından takip ediyor ve Sovyetlerin Afganistan ordusunun içindeki nüfuzunun arttığının farkındaydılar. ABD bu darbeyi akıbeti belli olan bir sürecin gidiĢatından kaynaklandığını biliyor ve bu olayı doğal karĢılamıĢtır. ABD yetkilileri Afganistan‟daki yaĢanmakta olan sürecin sonunu öngördüğü için er geç Afganistan‟ı Sovyetler Birliğinin yönetimi altına gireceğini kabul etmiĢti.145 ABD yetkilileri Sovyetler Birliğinin Afganistan‟a müdahalesi sırasında, Dwight Eisenhower doktrinine dayalı bir strateji yürütmeyi hedeflemiĢ, bu hedef kapsamında Orta Doğu devletlerinin her türlü maddi desteklenmesini istemiĢtir. Afganistan‟a yapılan Sovyet tecavüzünü Orta Doğuya yayılacağı ve ABD bunun önlenmesi için kendini yükümlü olarak hissetmiĢtir. Sovyetlerin yayılmasını önlemek için ABD‟nin mücadele meydanı da doğal olarak Afganistan toprakları oluyordu.146 1978 yılında Afganistan Komünistleri tarafından gerçekleĢtirilen bir darbe sonucu kurulan yeni hükümeti beklenmedik bir Ģekilde ABD tarafından tanınmıĢ ve dünya kamuoyunda da ĢaĢkınlık yaratmıĢtır. GerçekleĢtirilen darbe kanlı bir Ģekilde gerçekleĢse de, ABD bu hükümeti Afganistan‟ı resmi olarak tanıma yoluna gitmiĢtir. ABD BaĢkanı James Carter‟in bu konuda açıklaması da Ģu Ģekildedir; „‟Afganistan‟da darbe her ne kadar Sovyet yanlısı kiĢiler tarafından kanlı bir Ģekilde gerçekleĢmiĢ olsa da, Afganistan‟ın Sovyetlerin buyruğu altına gireceğini tahmin etmiyorum‟‟. ABD Kabil Büyükelçisi Adolph Dobs Sovyet müdahalesi sonrası Afganistan‟ı Sovyetlere kaptırmamak için Afganistan hükümetiyle münazara yerine müzakere etmeyi en iyi seçenek olarak görmüĢtür. Büyükelçi Dobs, Afganistan‟da kimliği belirsiz kiĢilerce kaçırılarak öldürülmesinden 144 Sultanali, K. (2003) YaddaĢt-ha-yi Siyasi ve Ruydad-ha-yi Tarihi,(Birinci Baskı) Kabil: Matbbayi Dawlati, (3 cilt),.22 145 Henry. A.g.e., 16. 146 Eisenhower Doktrini: Uluslararası komünizm tarafından desteklenen herhangi bir devletten gelecek açık bir saldırıya karĢı yardım isteyen devletin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını korumak için, Amerikan askerî kuvvetlerinin kullanılması da dahil olmak üzere gerekli yardım ve iĢbirliğinin sağlanması için yetkiyi ve bu amaçla kullanacağı 200 milyon dolarlık ödeneği aldığını açıklayan doktrin. 63 sonra, ABD Kabil‟deki Büyükelçiliğini kapatmıĢ ve bu ülkeyle iliĢkilerini tamamen kesmiĢtir.147 3.5. Sovyetler Birliğinin Afganistan Politikası Afganistan‟ı bir satranç tahtasına benzeten Sovyetler Birliği, Ġngilizlere kaptırınca yine rahat nefes aldırmadığı gibi, Afganistan‟dan sağlayacağı avantajlarla bölgenin önemini hiçbir zaman dıĢ politikasından çıkarmamıĢtır. 1917 yılında Rusya‟da gerçekleĢen komünizm devriminin ertesinde, Ġngiltere‟nin Afganistan politikasından da edindiği tecrübeyle, Propaganda ve Ajitasyon Bakanlığı kurmuĢtur. Orta Asya‟yı eline geçirmesi ve hatta Güney Asya Müslüman coğrafyasında baĢta Ġngilizlere karĢı tüm emperyalist ülkelere yönelik dünya iĢçilerin kardeĢliği propagandasını yapmayı baĢarmıĢlardır. Rusların, Burjuva Emperyalizmi olarak nitelendirdikleri propaganda ve özellikle BolĢevik önderlerinin dağıttıkları meĢhur ihtilal beyannamesi ile özellikle Müslüman milletlerin arasında itibar kazanmak ve baĢarıya ulaĢmayı hedefliyordu. Ruslar tarihin her safhasında Afganistan‟ı kendi bloklarında görmeye çalıĢıyorlardı. Afganistan halkı Ġngilizlerle yaĢadıkları savaĢtan dolayı, Ġngilizlerden nefret eder Ruslardan büyük ilgi görüyorlardı. Lenin‟in, Afganistan Kralı Amanullah Han‟a gönderdiği mektubunda „‟Biz iĢçiler ve köylüler adına Afganistan halkı ile samimi olarak diplomatik iliĢkiler kurmak istiyoruz‟‟diye beyan etmiĢtir.148 Lenin Afganistan kralı konusunda daha da ileri giderek „‟Dünyadaki tek bağımsız Müslüman devlet lideri‟‟ olarak Afganistan Emir‟inden bahsedip övüyordu. Böylece BolĢevik Ġhtilalı zamanında Afganistan‟ı ilk tanıyan Sovyetler Birliği olmuĢ, Sovyetler Birliğini de ilk tanıyan devlet Afganistan olmuĢtur. Afganistan 1919 yılında Ġngilizlerden bağımsızlığını kazanmıĢtır. Bağımsızlığın kazanılması ile birlikte ülkeyi hızla modernleĢtirmeye çalıĢan kral Amanullah Han‟ın modernleĢme amacı çerçevesinde 3 Mart 1921‟de Sovyetler ile ilk defa ĠĢbirliği ve Dostluk AntlaĢmasını imzalamıĢtır. Afganistan bölgede komĢu devletlerle sorunlar yaĢayan ülke olarak, Pakistan ve Ġran‟a karĢı büyük askeri yatırımlar yapılması gerekiyordu, bu nedenle Afganistan ABD‟den silah ve askeri teçhizat istemiĢ, ancak bu isteği ABD tarafından reddedilmiĢtir. Bu isteğin ABD 147 S. Bradshar, Afghanistan, Tajavuz-e Shorawi Wa Mojahidin (Afganistan, Sovyetler Birliği Tecavüzü ve Mücahidin Mücadelesi), 16. 148 Balcı, a.g.e., 255-257. 64 tarafından reddedildikten sonra kral Afganistan‟ın, dıĢ politikasında değiĢiklik yaparak Sovyetler Birliği‟ne yönelmiĢtir. Ġkinci dünya SavaĢı‟ndan sonra Sovyetler Birliği Ġran‟dan çekilince Afganistan‟a yakınlaĢma yolunu tercih etmiĢtir. Bunun sebeplerinden biri emperyalizmin Orta Asya‟ya girmemiĢ olmasıydı. Amerika BirleĢik Devletlerinin izlediği dıĢ politikasında Pakistan‟ı desteklemesi nedeniyle Afganistan Sovyetler Birliği‟ne yakınlaĢmıĢtır.149 Sovyetler Birliğinin Afganistan‟a yardımları ekonomiden baĢlamıĢtır. Ayrıca ilerleyen zamanda Afganistan‟a askeri alanda da yardım etmiĢtir. Afganistan kralı ABD‟den yardım istemiĢ, bu istekler kabul görmeyince, her türlü askeri yardım da Sovyetler Birliğinden gelmiĢtir. Afganistanlı askeri öğrencileri Sovyet Harp okullarına ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerine gönderilmesi Afganistan için bir dönüm noktası olmuĢtur. Askeri eğitim için Sovyet Harp okullarına gönderilen öğrenciler, ülkeye sol devrimciler olarak geri dönüp kültürlerini değiĢtirmeye ve Afganistan‟ı Sosyalist sistemine ayarlayarak değiĢiklik yapmaya baĢlamıĢlardır.150Afganistan‟ı Sovyetlerin kucağına iten etmenlerin baĢında, Amerika BirleĢik Devletleri BaĢkanlığına seçilen General Eisenhower‟ın Amerika‟nın dıĢ politikasını tehdit eden John Foster Dulles‟in Ortadoğu ile Güney Asya‟da Sovyetlerin yayılmasını önlemek amacıyla, Pakistan, Ġran ve Türkiye‟ye büyük askeri yardımlar yapmasına karĢılık, Afganistan‟ı dıĢarıda bırakan politikası gelmektedir. Afganistan‟da Ġktidara gelen yeni yöneticiler, her Ģeye rağmen ABD ile münasebetlerinin bozulmasını istemiyorlardı. Ne var ki Amerikalıların teĢviki ile kurulan Bağdat Paktı ile CENTO‟nun üyeleri arasında bulunan Pakistan ile Ġran‟a yapılan ekonomik ve askeri yardımlar, Afganistan‟ın gittikçe ABD‟den soğumasına sebep olmuĢtur.151 ABD, Afganistan‟dan gelen ekonomik ve askeri talepleri hiçbir zaman ciddiye almamıĢtır. Ancak Ġran ve Pakistan‟ı modern silahlarla donatması Afganistan yönetiminin tamamıyla soğuyup ümit kesmelerine yol açmıĢtır. Sovyetler ve Çin‟le müĢterek hududu bulunan antikomünist Afganistan halkının dertleriyle ilgilenmeyen ABD, Afganistan‟ın zorunlu denebilecek bir Ģekilde Sovyet 149 Pohanyar, a.g.e.,122. Saray, a.g.e 187. 151 Ahmet K. H, “Sovyet ĠĢgali ve Sürekli Özgürlük: Afganistan‟da Süpergüç Müdahalelerinin Uluslararası Sisteme Etkileri Üzerine KarĢılaĢtırmalı Bir Jeopolitik Ġnceleme”, Orta Doğu Etütleri, ORSAM, Cilt 2, Sayı 2., 57-97. 150 65 nüfuzuna girmesine sebep olmuĢtur. 1953 yılında Stalin‟in ölümüyle iktidara geçen Nikita KruĢçev, Stalin‟den farklı olarak yani tehdit ve baskı yolu yerine, ekonomik ve sosyal yollarla komĢularına nüfuz etme politikasına baĢlayınca, yardıma muhtaç ve halkının birçok nedenlerden dolayı komünizme geçmeyeceğine inanan Afganistan liderleri Sovyetlerle temasa geçmiĢtir.152 Bu dönemde baĢlayan diplomatik temaslar (1954) KruĢçev‟in bizzat Afganistan‟ı ziyareti ile iyice pekiĢtirilmeye çalıĢılmıĢtır. Kral Zahir ġah 1957 yazında Moskova‟ya gitmiĢ, bu ziyaret neticesinde Ruslar tarafından Afganistan halkına ekonomik ve askeri yardımlar dâhil her konuda yardımlar yapılmıĢtır. 1957 yılında ilk Sovyet teknisyenleri, yeni projeleri hayata geçirmek için danıĢman sıfatıyla Afganistan‟a gelmiĢ ve Sovyet yardımlarının çok yoğun bir Ģekilde sürdüğü 1960‟lı yıllarda da KruĢçev ikinci kez Kabil‟i ziyaret ederek alt yapı çalıĢmalarına ağırlık vererek çalıĢma baĢlatmıĢtır. Sovyetler özellikle Pakistan‟a çıkıĢın kolay olabileceği karayolları ve hava alanları üzerinde (özellikle günümüzde ABD tarafından kullanılan Bagram, Hoca RavaĢ ve ġindand hava üsleri) bölgesinden yardımlarını yoğunlaĢtırmıĢlardır.153 3.6. Sovyetlerin Afganistan ĠĢgali 27 Nisan 1978 tarihinde, Afganistan Demokratik Cumhuriyeti kurulmuĢ, yalnız Halk ve Parçam (Bayrak) Partileri arasındaki birliktelik kısa bir sürede bozulmuĢtur. Orduya dayanan ve Askerle yakın olan Halk Partisi, kısa sürede güçlenmiĢtir. Yeni iktidarın reform programında kadın erkek eĢitliği, toprak reformu ve klasik Marksist-Leninist sisteminde olduğu gibi haklar ve programları kapsıyordu. Afganistan halkının kültürü ve gelenekleriyle uyuĢmayan bu yenilikler ve siyasal baskılar, nüfusun geniĢ kesimlerinin kabul edemeyecek durumuna gelmiĢ ve iktidar toplumun büyük çoğunluğunu karĢısına almıĢtır.154 Afganistan‟da baĢlayan yeni dönem 28 Aralık 1979 yılının sabahıdır. Afganistan‟ın kontrolü doğrudan doğruya Sovyetlerin eline geçmiĢ ve Sovyet ordusunun aracılığıyla Afganistan‟a geri dönen Babrak Karmal Afganistan‟ın yeni CumhurbaĢkanı olmuĢtur. Babrak Karmal iktidarı eline aldıktan sonra yeni 152 Dariz, a.g.e 204. Broxup, M. (1984). Sovyetler Afganistan‟da Bir ĠĢgal Anatomisi, Çev, Rasih Malyalı, (Birinci Baskı). Ankara: Orta Doğu ve Teknik Üniversitesi, Yayın no 5, 12. 154 Uysal, H. (1996) Adı Afganistan. (Birinci Baskı) Ankara: Öteki Yayınevi, 75. 153 66 düzenlemelere gitmiĢ ve bir program ilan etmiĢtir. Kendisinden önceki yönetimlerin yaptığı hataları tekrarlamak istemeyen yeni baĢkanın programı Ģu baĢlıklar altında özetlenebilir: Siyasi Tutukluların tamamının serbest bırakılması, Kendisinden önceki hükümetlerin anti demokratik ve insanlık dıĢı uygulamalarının ortadan kaldırılması, DüĢünce özgürlüğü, Ġslami değerlere saygı, Aile bütünlüğünün korunması, vatandaĢların mülkiyet haklarına saygı gösterilmesi, VatandaĢların kiĢisel ve toplumsal güvenliğinin temin edilmesi, toprak bütünlüğünün korunması, ülkede barıĢ ve istikrar ortamının temin edilmesi. ÇağdaĢ partiler ve derneklerin kurulması ve desteklenmesi, basın yayın ve gösteri yapma özgürlüğü, seyahat ve haberleĢme haklarının dokunulmazlığı. Öğrencilerinin ve aydın insanların geliĢmesine devlet teĢviki ve desteğinin sağlanması.155 Sovyet iĢgaline karĢı ilk eylem Kabil‟de 1980 ġubat ayında esnaf ve memurların ilan ettiği genel grev ile baĢlamıĢ, 1980 Nisan ayında Afganistan‟daki üniversite öğrencilerinin yaptığı, kanlı olay olarak hatıralarda kazınan yürüyüĢ ile iyice büyümüĢtür. 1981 Nisan‟ında Kabil ve çevresinde Ģiddetli çatıĢmalar baĢlamıĢtır, baĢkenti Kabil‟i ülkenin diğer Ģehirlerine bağlayan otoyollar ulaĢıma kapatılmıĢtır. Aynı yıl Afganistan‟ın Herat vilayeti baĢta olmak üzere, birçok Ģehirde ayaklanmalar baĢlatılmıĢken, Afganistan‟ın 29 ilinin 20sinde Ruslar ile Ġslami mücahidin grupları arasında çatıĢmalar baĢlamıĢtır. 156 Afganistan‟ın Sovyetler Birliği tarafından iĢgali sonrası tüm ülkede, Afganistan Demokratik Halk Partisi dıĢında, büyük bir uzlaĢma ortaya çıkmıĢtır. Kral taraftarları laik veya radikal dinci fark etmeksizin tüm halk Sovyetler Birliği ordularından ülkesini kurtarma mücadelesine katılmıĢlardır. Afganistan halkı ve mücahidin ile Sovyetler Birliği güçleri arasındaki bu savaĢlarda her kesim ve ideolojiden insanlar yer alsa da, Pakistan‟da yetiĢen Ġslami kökten dinci direniĢ 155 156 Ghobar, a.g.e., s. 889. Balcı, a.g.e. 258. 67 grupları her zaman ön plana çıkmıĢtır. Etnik grup ve ırk ayrımını bir tarafa bırakarak, din adına topyekûn savaĢı öngören kutsal savaĢ, yani „‟cihat‟‟ ve haklı savaĢ anlayıĢını öne çıkartmıĢtır.157 Tüm dünyada „‟Mücahit‟‟ olarak tanımlanan bu gruplar, dünyanın her yanından, özellikle ABD‟den gelen silah mühimmat ve para yardımları ile bu mücadelede daha avantajlı duruma gelmiĢ ve direniĢin sahipleri olmuĢlardır. Sovyetler çekilme yönündeki yeni stratejileri kapsamında ilk olarak, Kasım 1986‟da Babrak Karmal‟in yerine, Perçem partisinden Ġstihbarat BaĢkanı Dr. Necibullah‟ı CumhurbaĢkanlığına getirmiĢtir. Necibullah Afganistan‟ın sorununu çözmeye yönelik yeni bir barıĢ planı açıklamıĢtır. Ulusal uzlaĢma planı (Sulh-u Milli)‟da, Afganistan‟da yeni bir milli birlik koalisyon hükümetinin kurulması öngörülüyor, direniĢ örgütlerinin liderlerine bu hükümette yer almaları çağrısı yapılıyor, ateĢkes ilan ediliyor ve mülteciler ülkeye çağrılıyordu. Ülkedeki Ġslami direniĢ örgütlerince, her zamanki gibi, bu barıĢ planı da derhal reddedilmiĢtir. 158 3.7. Sovyetlerin Afganistan’dan Çekilmesi 1978 yaz aylarında Afganistan‟ın Nuristan bölgesinde Hükümete karĢı ilk ayaklanmalar patlak vermiĢ, eĢ zamanlı olmasa da tüm ülkeye yayılmıĢtır. ĠĢgal 5 Aralık 1978‟de, Sovyetler Birliği ile Afganistan arasında dostluk, Ġyi komĢuluk ve ĠĢbirliği AntlaĢması ile baĢlamıĢ oluyor. Bu antlaĢmanın imzalanmasından kısa süre sonra Afganistan‟da Sovyet yanlısı olan iktidara karĢı Afganistan‟ın her tarafında ulusal bir direniĢ hareketi baĢlamıĢ oluyor. Ġtirazlar ve ayaklanmalar karĢısında Afganistan ordusu güçsüz kalınca iktidarda bulunan yönetim Sovyetler Birliği ile imzalamıĢ oldukları dostluk ve iĢbirliği AntlaĢmasına dayanarak Sovyetlerden askeri yardım talep etmiĢlerdir. Bu talebi sıcak karĢılayan Sovyetler Birliği, zaman kaybetmeden kısa sürede Afganistan‟a çok sayıda Sovyet uzmanı ve asker göndermiĢtir. Sovyetler Birliği, 27 Aralık 1979‟da Afganistan‟ı fiilen iĢgal etmiĢ oluyor. Dönemin devlet baĢkanı Hafizullah Âmin toplu katliamlar yapınca Ruslar bunu hoĢ karĢılamamakla birlikte birkaç kez uyarmıĢtır. Uyarılara rağmen Âmin katliamlara devam edip uyarılara aldırmayınca, Sovyetler Birliği komandoları tarafından öldürülüyor ve yerine Babrak Karmal cumhurbaĢkanlığına getiriliyor.Sovyetler Birliği‟nin Afganistan‟ı iĢgal etmesi üzerine, kısa sürede çok sayıda Afganistanlı insanın, Pakistan ve Ġran‟a sığınmacı olarak gitmelerine sebep 157 Piyer, A.(2004) Kapkan-i Afgan, Hakikat-i Tecavuz-i ġurevi Ber Afganistan, (Far. Çev.) Abdurrahim Ahmed Pervani,( Ġkinci Baskı) Kabil: Bayhaqi Yayınevi, 22-23. 158 Balcı, a.g.e. 259. 68 olmuĢtur. Pakistan devleti Afganistan‟da yaĢanan Sovyetler Birliği tecavüzü üzerine, BM‟ye ve Ġslam Konferansı Örgütü‟ne baĢvuruda bulunmuĢ ve Afganistan‟daki geliĢmelerin önlenmesini ve Sovyet askerlerinin çekilmesini istemiĢtir. Ancak Pakistan bu giriĢimlerden bir sonuç alamamıĢtır. 159 Afganistan‟ın Sovyetler tarafından iĢgali ile birlikte, Amerika‟nın desteklediği mücahit grupların çetin direniĢleri baĢlamıĢtır. 1980 yılına gelindiğinde, Afganistan içindeki birçok silahlı grup Sovyet Birliğinin iĢgaline karĢı birleĢmiĢlerdir. Kendilerine Mücahit „‟Allah Yolunda Cihat edenler‟‟ olarak adlandıran güçlerin silahlı direniĢi 1984‟te yoğunlaĢmıĢtır. Afganistan‟da yaklaĢık 10 yıl boyunca Sovyetlere karĢı savaĢan mücahitler, Sovyetler Birliği‟nin büyük kayıplar vermesine sebep olmuĢtur. Sovyet iĢgali sırasında, mücahit savaĢçılara ABD‟nin kayda değer yardımları etkili olmuĢtur. Mücahitlere ABD tarafından zamanında Türkiye‟nin bile sahip olmadığı pek çok modern silahlar, özellikle helikopterlere yönelik kullanılan omuzdan atımlı Stinger füzeleri bol miktarda verilmiĢ ve Sovyetler Birliğine karĢı direniĢ geniĢ bir Ģekilde desteklenmiĢtir. Afganistan‟da Sovyetlere karĢı direniĢ gösteren mücahitlerin hareketi, çevre ülkeler ve Batı dünyasını da harekete geçmesine sebep olmuĢtur. Çünkü Afganistan‟ın Sovyet kontrolüne girmesi, oradan da Hint Okyanusu‟na ve keza Ġran üzerinden Basra Körfezi‟ne çıkmalarına imkân vermekteydi. Afganistan‟ın Sovyetler Birliği tarafından iĢgali Batı devletlerinde olduğu kadar, Ġran, Çin ve Pakistan gibi çevre devletleri de tehdit eden bir durum söz konusu olmuĢtu.160 Sovyetler Birliğinin bu giriĢimi sonrası ABD, SALT-II AntlaĢması‟nı onaylamaktan vazgeçmesine yol açmıĢ ve 5 Ocak 1980‟de Sovyetler Birliğine yaptığı tahıl ihracatını da durdurmuĢtur. Ayrıca Sovyet iĢgaline tepki niteliğinde, ABD ve 70‟e yakın ülke Moskova‟da düzenlenen 1980 yaz Olimpiyatları‟na katılmama kararı almıĢtır. Afganistan‟ın Sovyetler Birliği tarafından iĢgali, dünyanın iki süper gücünü bir kez daha karĢı karĢıya getirmiĢ oluyordu. ĠĢgal durumu bu sırada, bölgesel olmaktan çıkıp bir dünya sorunu haline dönüĢmüĢtür. Ancak tüm 159 1980‟larda baĢlarında yani Sovyetler Birliği‟nin Afganistan‟ı iĢgal etmeden önce ABD, Afganistan mücahitlerine yardım etmeye baĢlamıĢtır. ABD farkında olarak Sovyetlerin Afganistan‟ı iĢgal etmesini tetiklemiĢtir. Sovyetler Afganistan‟ı iĢgal ettiği ilk gün, dönemin ABD BaĢkanı Carter‟in güvenlik danıĢmanı olan Zbigniew Brzezinski, Carter‟e “SSCB‟ye Vietnam SavaĢı yaĢatma Ģansını yakaladık, onlar Afganistan tuzağına düĢtü” diye bilgi vermiĢtir. Bu bilgiler ıĢığında olayların görüldüğü kadar masum olmadığını anlayabiliriz. Yani Afganistan‟ın Ruslar tarafından iĢgal edilmesi sadece iç istikrarsızlıktan kaynaklanmadığı belki dıĢ güçlerin de etkisi olduğunu görürüz. 160 Uysal, a.g.e., 75. 69 bu geliĢmelere rağmen Sovyetler Birliği, 1985 yılında Afganistan‟daki askeri faaliyetlerini daha da arttırmaya karar almıĢtır. 161 Zamanla ciddi bir Ģekilde artan Sovyetler Birliğinin tehdidi ve etkinliği, Afganistanlı mücahitlerin direniĢini ortadan kaldıramaya yetmemiĢtir. 1982 yılında BM tarafından ele alınan Afganistan‟daki sorun, Afganistan, Pakistan, ABD ve Sovyetler Birliği arasında yapılan görüĢmelerle çözümlenmeye çalıĢılmıĢtır. GörüĢmeler uzun süre devam etmiĢ ve iĢgal sorunu 14 Nisan 1988‟de BM temsilcisi Perez de Cuellar‟ın siyasi iĢler yardımcılarından Diego Cordovez‟in çabaları ve altı yıl sonra ortak bir çözüme kavuĢmuĢtur. ABD dıĢ iĢleri bakanı George P. Shultz ile Sovyet DıĢiĢleri Bakanı Eduard ġvardnadze arasında 21-23 Mart 1988‟de Washington‟da yapılan toplantılarda Afganistan ile ilgili antlaĢmalar kapsamında 14 Nisan 1988‟de Cenevre de taraflar arası antlaĢma imzalanmıĢtır. Cenevre AntlaĢması imzalandıktan sonra, Sovyetler Birliği askeri gücü, 1988-1989 yılı içinde Afganistan‟dan çekilmiĢtir. Sovyetler Birliğinin çekilince, Afganistan‟daki mücahit gruplar birleĢerek bir hükümet kurmuĢlardır. Ancak kısa süre sonra gruplar içinde iktidar kavgası ile birlikte Afganistan‟da iç savaĢ baĢlamıĢtır. 162 Sovyetler Birliğinin Afganistan‟dan geri çekilmeleri konusunda ABD ile bir takvim tespit edilmiĢ ve 120. 000 kiĢilik Sovyetler Birliği iĢgal kuvvetinin 15 ġubat 1989‟a kadar çekilme iĢlemini tamamlaması kararlaĢtırılmıĢtır. Afganistan‟ın iĢgal sorunu, Sovyetler Birliği açısından da önemli sonuçlar doğurmuĢtur. ĠĢgal olayı, baĢarısızlık ve hezimetle neticelenmiĢ, Afganistan‟daki Sovyetler Birliğinin zarara uğraması SSCB‟nin dağılmasında önemli rol oynamıĢtır. Cenevre‟de yapılan bir dizi görüĢmeden sonra 15 Nisan 1988 tarihinde Afganistan, Pakistan ve ABD arasında dört antlaĢma imzalanmıĢtır. Afganistan‟ı Sovyetler Birliği iĢgal ederken, ülkedeki yeraltı ve yerüstü doğal kaynakları kullanmayı, Ortadoğu petrol bölgesi ve Hint Okyanusu‟nu denetim altına almayı hesap etmiĢtir. Ruslar yaklaĢık 10 yıl boyunca devam eden iĢgal süresince istediği emellere ulaĢamamıĢ ve bu hesaplamalarını gerçekleĢtirememiĢtir. Sovyetlerin bu baĢarısızlığı birçok sebebe dayanmakla birlikte bunlardan üçü ciddi önem arz etmektedir.163 Müslüman bir toplum olan 161 Ġnternet: (Eylül 2013). Silahın gölgesinde uyuĢturucu ve demokrasi konulu makale, web : http://www.hawzah.net/fa/magazine/magart/130/6118/64931. 22 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır. 162 Balcı, A. (2004) „‟Afganistan Ulus Devlet ve Kabilecilik Arasında”, Dünya ÇatıĢma Bölgeleri, Ed., Kemal Ġnat, Burhanettin Duran, Muhittin Ataman, Ankara: Nobel Yayınları, 256-257. 163 Tanin, Z. (2006) Afghanistan Dar Qarne Best (20. Asırda Afganistan), (Ġkinci Baskı) Tahran: M. Ġbrahim Shariheti Yayınları, 111-114. 70 Afganistan halkının olağanüstü bir direniĢe baĢvurması, Amerika‟nın dünya kamuoyunun nezdinde konuyu sıcak tutup bazı yaptırımlar uygulaması ve Sovyetler Birliğinin gerçekleĢtirdiği iĢgalin, Rus halkına getirdiği yükün ve insan kaybının, Gorbaçov‟un „‟Glasnost‟‟ açıklık ve „‟Prostrika‟‟yenilik politikaları döneminde Sovyet halkınca öğrenilmesi ve tepki toplaması, olarak belirtilebilir. Ayrıca, Sovyetlerin Afganistan‟da baĢarıya ulaĢamamasında Ģu faktörler de etkili olmuĢtur: DireniĢ örgütler kendi aralarındaki rekabeti bırakarak, Cihat inancıyla bir araya gelerek hemfikir olması. Afganistan halkının intikamcı tavrı, “kana kan” geleneği nedeniyle Sovyetlere karĢı intikam hırsından vazgeçmemesi, Afganistan halkının savaĢçı olma geleneği ve tarihsel olarak Rus düĢmanlığı, Afganistan toplum yapısı ve bölgenin coğrafi açıdan engebeli arazinin bulunması, Ruslar tarafından merkezi hükümet ele geçirilse bile tüm ülkeyi denetim altına almak için yeterli gücün olmaması,164 Sovyetler Birliğinin iĢgali, yabancı orduların Afganistanlıları boyunduruk altına almaya, dinleri ve toplumlarını yok etmeye yönelik, defalarca yapılan giriĢimlerden bir yenisi olarak değerlendirilebilir. Afganistan halkının yaklaĢık 10 yıl süren bağımsızlık savaĢı, bir buçuk milyon insanın ölümü ile sonuçlanmıĢtır. Bunun neticesinde savaĢ da baĢladığı gibi bitmiĢtir, ancak Afganistan‟daki özgürlük için savaĢan insanlar, kendi aralarında savaĢarak ülkeyi yeni bir kargaĢanın içine sürüklemiĢlerdir.165 3.8. Sovyetler Sonrası Yönetimin Mücahitlerin Eline Geçmesi 1990 yılında Sovyetler Birliğinin Afganistan‟ı iĢgalinin sona ermesinden kısa bir süre öncesi baĢkent Kabil‟de, Sovyet askerlerinin çekilmesinin ertesinde mücahit grupların gireceği ve Necibullah hükümetinin düĢeceği endiĢesi hâkimdi. Bu nedenle Kabil‟deki dıĢ temsilcilikler ve Büyükelçilikler boĢaltılmaya baĢlamıĢtı. Ancak beklenenin durum gerçeklememiĢtir. Sovyet askerlerinin Afganistan‟dan geri çekilmesinin üzerinden altı ay geçmesine rağmen, ülkenin tek bir büyük kenti 164 Uysal, a.g.e., 77. Broje Almqvist, 1983‟de Afgan SavaĢı: Sovyetlerin Kullandığı Nazi Taktiklerine KarĢı Güçlenen Mücahit DireniĢi, Çev., Hakan Özdağ, Ankara, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Yayın no 33, 1986, 5. 165 71 bile mücahit grupların eline geçmemiĢtir. Bunun nedeni de Afganistan‟ı terk etmeyen Rus danıĢmanlarının tesiri ve Dr. Necibullah‟a Sovyet yardımlarının devam etmesi gösteriliyordu.166 Yönetimin yenilgiye uğramamasının diğer bir nedeni de, Necibullah‟ın çatıĢmalardan bıkmıĢ olan Afganistan halkına halkçı duygularını mahir bir biçimde kullanması ve mücahit guruplar arasında ortak bir fikrin sağlanamaması, bu gurupların mezhep farklılıkları ve görüĢ ayrılığı nedeniyle bir uzlaĢıya varamamalarıydı. Necibullah yönetimi bu ortamda, ABD ve Pakistan baĢta olmak üzere, birçok devletin direniĢçi gruplara yapılan desteğine karĢın, mücahitleri ülkenin birçok yerinde mağlup etmiĢtir.167 Sovyetler Birliği, Afganistan‟daki son birliklerini geri çektiğinde, Mücahit gruplar Pakistan‟da yeni hükümetlerini kurmuĢtur. Batı yanlısı olan Müceddidi‟nin Devlet BaĢkanlığına seçilmesi dünya kamuoyunda olumlu karĢılanmıĢ ve Batı dünyasının Afganistan‟a yardım yapacaklarına yönelik vaatleri olmuĢ, yalnız Müceddedi‟ye verilen vaatler yerine getirilememiĢtir. Yeni kurulan hükümete ġii mezhebine mensup olan Hazaralar ve Özbek Türkleri saf dıĢı bırakılmıĢtır. Yeni hükümet ulusal bir nitelik taĢımaması nedeniyle, ömrünün kısa olacağının göstergesiydi. Sovyetler Birliği Afganistan‟dan çekilince de, mücahit guruplar arasında iktidar paylaĢımı için sorunlar yaĢanmıĢtır. Bu nedenle istikrarı geri getirmek yeni kurulacak olan hükümet açısından da zor ve hatta imkânsız olmuĢtur.168 Kabil hükümetinin sonunu getiren bir diğer faktör ise, Kuzey Afganistan‟da etkili olan General AbdulraĢid Dostum gibi bölgesel liderlerin hükümet dıĢında kalması idi. General Dostum‟un mücahitlere yakınlaĢması Necibullah‟ı CumhurbaĢkanlığından, istifa etmek zorunda bırakmıĢtır. 169 Sovyetler Birliğinin Afganistan‟ı terk etmesinden sonra iktidar için savaĢan mücahitlerin aralarında baĢlayan iç savaĢlar halkı hayal kırıklıklarına uğratmıĢtır. Sovyet askerlerine karĢı ateĢ açan silahlar bu kez kendi aralarında birbirlerine karĢı doğrultulmuĢ durumdaydı. Nitekim bitmeyen iç savaĢlar sonucu, 166 Pakistan F. , Muhammed Gsa, Revayet-i Ez Ceryan-hayi Çep Der Afganistan, Tarh-i Nav, , Ağustos 2009., 18 167 Jabeen, Muhammad Saleem Mazhar, Naheed S. Goraya, US Afghan Relations: A Historical Perspective of Events of 9/11- 12-13 168 Bradsher, a.g.e. 10. 169 Askeri Ġstihbarat Genel Müdürlüğü – Ġslamabat, No:4120A 6JĠĠ, Tarih: 22.ġubat.1989 (Pakistan Büyükelçilikleri Savunma AtaĢeleri), Konu: Pakistan‟ın Öncelikleri ve Stratejileri. 72 medresesinde savaĢ eğitim alan ve önderliğini Molla Ömer‟in yaptığı Taliban safları güçlenmiĢ ve mücahit hükümetinin sonunu getirmiĢtir170 3.9. Taliban’ın Karanlık Dönemi 1994 yılında Afganistan‟ın Güneyinde bulunan Kandahar‟ı eline geçiren Taliban, halk tarafından ciddi bir direniĢle karĢılaĢmadan PeĢtun kökenli insanların çoğunlukta yaĢadığı bölgelerinden baĢlayarak, tüm ülkeyi ele geçirmeye baĢlamıĢlardır.171 Dönemin Devlet BaĢkanı Burhaneddin Rabbani, Taliban‟ın hızlı ilerlemesini ülkede iktidar için çatıĢan guruplardan, PeĢtun lideri Gulbuddin Hikmetyar‟ın zor duruma düĢmesine yarayacak bir geliĢme olarak değerlendirirken, Gulbuddin Hikmetyar Kabil‟de çatıĢmakta olduğu rakiplerine karĢı kendi kökeninden bir yandaĢ bulduğu kanaatindeydi. Bu beklentilerin aksine Taliban öncelikle Hikmetyar liderliğindeki Hizb-i Ġslami denetimindeki bölgelerde savaĢarak Kandahar‟ı ele geçirmiĢ, Ocak 1995‟te Gazne bölgesini almıĢ, ġubat ayında Hikmetyar‟ın partisi olan Hizbi Ġslami‟nin kontrolünde bulunan bütün bölgeler Taliban‟ın eline geçmiĢtir.172 Daha sonra Ġran sınırında bulunan tarihi Herat Ģehrini de ele geçirmiĢ, 1996 Eylül‟üne kadar, diğer rakiplerinin tehlikesini azaltarak Kabil‟i kuĢatmıĢtır. Rabbani hükümeti Kabil‟den çekilince baĢkenti ele geçiren Taliban, ülkenin en büyük gücü haline gelmiĢtir. Eylül 1996‟da Kabil‟i ele geçiren Taliban 1992 yılından itibaren Kabil‟de BM korumasında yaĢayan, eski CumhurbaĢkanı Dr. Necibullah ve kardeĢi ġahpur Ahmadzay‟i Aryana kavĢağına asarak idam etmiĢtir. Taliban‟ın Kabil‟i ele geçirmesi ülkede süren iç savaĢı etkilemiĢ, mücahit gruplar arasında süren Ģiddetli çatıĢmalar sona ermiĢ, ancak Afganistan‟da yeni senaryolar hazırlanmaya baĢlamıĢtır. 173 Taliban‟ın Kabil‟i ele geçirmesiyle Gülbuddin Hikmetyar ile Burhaneddin Rabbani arasında süren çatıĢmalar bitmiĢ, Hikmetyar etkinliği de Afganistan‟da azalmıĢtır. Yönetimde etkinliği azalan Hikmetyar önce Pakistan sonra da Ġran‟a kaçmıĢtır. Böylece Kabil‟de Tacikler, Hazaralar ve PeĢtunlar arasında beĢ yıl devam eden savaĢ bitmiĢtir. Bu olaylar neticesinde mücahit grupların liderleri Taliban‟a karĢı Kuzey Ġttifakı‟nı kurmuĢ, ama aralarında bir türlü uzlaĢma sağlanamamıĢtır. 174 170 Balcı, a.g.e. 259. RaĢid, a.g.e. 212. 172 Özcan, a.g.e., 200. 173 Inter Services Intelligence of Pakistan – (ISI) official website. 174 Özcan. a.g.e., 201. 171 73 4. BÖLÜM 11 EYLÜL HADĠSESĠ VE ABD’NĠN AFGANĠSTAN’A MÜDAHALESĠ 4.1. ABD’nin Afganistan’a Müdahalesi ve Taliban’ın Sonu Taliban Kabil‟i ele geçirdikten çok hızlı bir ilerleme kaydetmiĢ ve kısa sürede Kabil dâhil birçok ili kontrolü altına almıĢtır. Yalnız baĢlangıçta Taliban‟a destek veren ABD, 2001 yılına gelindiğinde bu örgüt Usame Bin Ladinin himayesine girerek, ABD kontrolden çıkmıĢtır. 11 Eylül 2001‟e gelindiğinde ABD‟nin yapmıĢ olduğu harekâtla, Taliban tahmin edilen süreden daha hızlı bir Ģekilde dağılarak çıkıĢ merkezi olan Kandahar dâhil olmak üzere kontrolünde tuttuğu Ģehirleri terk etmeye maruz kalmıĢtır. Yani yükseliĢi gibi çöküĢü de son derece hızlı olmuĢtur. Bunun tek nedeni, ABD saldırısı olmayıp, baĢka nedenleri de göz ardı edilmemelidir. Öncelikle, Taliban‟ın ayakta kalmasına Pakistan‟ın askeri ve lojistik yardımı, Suudi Arabistan‟ın da ekonomik yardımının önemli rolü vardı. Bu yardımlar kısıtlanıp veya sona erince kendi imkânlarıyla ayakları üstünde durmakta zorlanmaya baĢlamıĢtır.175 Ayrıca Taliban‟ın askeri personelini oluĢturanların hemen hepsi disiplinden geçmiĢ, askeri eğitim almıĢ bireyler değillerdi. Pek çok savaĢçı dıĢarıdan alınan maddi destekten istifade edilerek baĢka hareketlerden transfer edilmiĢlerdi. Tabii bu kiĢilere aktarılacak maddi kaynaklar durdurulunca onlar da Taliban‟ın saflarında muhalif güçlere karĢı savaĢmak istemeyip çekildiler. Bu olayda Taliban örgütünü çok sarsılmıĢtır. Diğer bir etken de, Taliban‟ın yönetimde baskıcı politika izlemesi nedeniyle arkasında söze gelir bir halk desteği de yoktu. ĠĢte bütün bu nedenlerin yol açtığı ĢaĢkınlık karĢısında tereddüde düĢen Taliban örgütü çözümü Kabil‟i terk etmekte bulmuĢtur. Kuzey Ġttifakı güçlerinin BaĢkent Kabil‟e girmesi de bu geliĢmeden sonra kolaylaĢmıĢtır.176 Yani bu kez Kabil, ciddi bir çatıĢma sonucunda değil, Taliban hareketinin bu Ģehirden çekilmesi sonucunda, Taliban‟a karĢı savaĢ veren muhalif güçlerin eline geçmiĢtir. Bu Sebeptendir ki, Kabil‟in muhalif güçlerin eline geçmesiyle ilgili olarak öyle söze gelir çatıĢma haberleri 175 Karacasulu, N. (2011) Bölgesel Güvenlik Analizi Afganistan,(Birinci Baskı) Ġstanbul: Beta Yayınları, 4344. 176 Saray, a.g.e.,195. 74 medyaya yansımamıĢtır.177 Taliban Afganistan‟ın diğer Ģehirlerini de hemen hemen buna benzer Ģekillerde terk etmiĢ ve diğer Ģehirler etrafında da çok ciddi bir çatıĢma yaĢanmamıĢtır.178 11 Eylül 2001 tarihinde New York‟taki Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon‟a yapılan saldırılar ile sadece ABD değil, bütün dünya daha önce benzeri görülmeyen terörle karĢı karĢıya geldi.179 Bu olaydan hemen sonra ABD olayın sorumlusu olarak El-Kaide örgütünün kurucusu Usame Bin Ladin‟i sorumlu tutmuĢtur. O dönemde Taliban hükümetine sığınan Ladin, ABD‟nin taleplerine rağmen Taliban Hükümeti tarafından teslim edilmemiĢti. Bunun üzerine ABD 7 Ekim 2001‟de Afganistan‟a yönelik “Kalıcı Özgürlük” operasyonu baĢlatmıĢtır. Böylece tüm dünyanın dikkati “yıllardır Taliban‟ın baskıcı yönetimine rağmen unutulmaya bırakılan” Afganistan üzerine yoğunlaĢmıĢtır. 180 11 Eylül 2001 hadisesinin hemen ertesinde Amerika BirleĢik Devletleri BaĢkanı George W. Bush‟un Beyaz Saraydan yaptığı açıklama ile küreselleĢen ve okyanus ötesini de etkileyebilen Taliban ve El Kaide terör örgütlerinin büyük tehdit haline geldiği ve bu örgütleri yok etmek için dünya kamuoyuna seslendiği mesajla düğmeye basmıĢtır. Küresel Terör örgütü haline gelen ve Afganistan‟da konuĢlanan Taliban ve El Kaide örgütlerini yok etmek için ABD NATO müttefiklerini de bu mücadeleye sessiz kalmamaları yönünde Ģiddetle tavsiye etmiĢtir. Afganistan‟da Taliban ve El Kaide‟yi kısa sürede pasifsize etmeyi baĢaran ABD ve koalisyon güçleri Afganistan‟da kurulacak olan yeni hükümetin temelinin atılması için Almanya‟nın Bonn ġehrinde gerçekleĢtirilen bir konferansla yeni yönetimin Ģekli belirlenmiĢtir.181 4.2. Bonn Konferansı Sonrası Ġlk CumhurbaĢkanlık Seçimi Aralık 2001 tarihinde Afganistan‟da yeni yönetimi kurmak için yapılan çalıĢmalar sonucunda, Almanya‟nın Bonn kentinde ilgili tarafların katılmasıyla 177 Sahaf, G. (1988) Afganistan Örneği, (Birinci Baskı) Ankara: Forum Yayınları, 80. ġeyhanlıoğlu, 18. Yüzyıldan Günümüze Kadar Afganistan‟ın Jeostratejik Önemi, Avrasya Etütleri, 2008, 76. 179 Özcan, Serkan, Avrupa Birliği ve Küresel Terörizm Ġle Mücadele, Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadele: Ulusal ve Bölgesel Deneyimler, 200. 180 Balcı. A.g.e., 261. 181 Mohammad Poor, M. (2007)Afghanistan: Fırsahta wa Tahditha (Afganistan: Fırsatlar ve Tehditler). Tahran, Farain Yayınevi, 315. 178 75 Bonn AntlaĢması imzalanmıĢtır.182 ABD, bu konferansta Afganistan‟da iktidar paylaĢımı için kendi aralarında çatıĢan eski liderlerin mümkün olduğunca görünmesini istemiyordu. Bu çalıĢmalar neticesinde son dönemde yaĢanan iç savaĢ ortamında adı öne çıkan birçok lider geri planda bırakılmıĢtır. Yoğun çalıĢmalar sonucunda, Almanya‟nın Bonn kentinde CumhurbaĢkanlığı dıĢında önemli bakanlıklar Tacik kökenlilere, Devlet BaĢkanlığı, PeĢtun kökenli olan Karzai‟ye verilmiĢtir. Ama bu yönetim dağılımı bazı PeĢtunları ve Özbekleri memnun etmemiĢtir.183 Kabine dıĢı kalan General Dostum‟a daha sonra Savunma Bakan‟ı yardımcılığı verilerek ikna edilmiĢtir.184 Sonuç itibariyle bu mutabakat sürecinde PeĢtunlar‟a temsil görevi verilerek konumu pekiĢtirilen Hamit Karazai‟nin tanındığı ve öne çıktığı bir anlaĢma olmuĢtur. Afganistan‟da yaĢanan iç savaĢın son zamanlarında ülkede bulunarak Taliban karĢıtı bazı çatıĢmalara katıldığı ile ismini duyuran Hamit Karzai‟nin, ABD tarafından belirli bir eğitim ve hazırlık sürecinden geçirilerek, zamanı geldiğinde Taliban‟a karĢı kullanılmak üzere Afganistan‟a gönderildiği iddia edilmektedir. Bonn Konferansına katılanlar, antlaĢmanın ilk bölümünde belirtildiği gibi, Afganistan‟ın son döneminde yaĢanan trajik sorunların bitirilmesini milli beraberliğin, barıĢ ve güvenliğin sağlanması, insan haklarının korunması amaçlanmıĢtır.185 Konferansa katılan taraflar, Afganistan‟ın toprak bütünlüğünü, ulusal egemenliğini ve bağımsızlığını teyit etmiĢ, Afganistan halkının kendi politik geleceğini özgür bir Ģekilde, „‟Ġslam demokrasi, çoğulculuk ve sosyal adalet‟‟ ıĢığında kendi Kaderlerini belirleme haklarının olduğunu vurgulanmıĢtır. 186 Bon konferansı sonrası Afganistan‟da yeni kurulacak olan geçici otoriteyi devralacağına yönelik yapılmıĢ ve bu konferans sonrasında, Afganistan‟da olağanüstü büyük milli meclis toplanması faaliyetlerine baĢlayacaktır.187CumhurbaĢkanlığı seçimlerinin ikinci turunda, BaĢkanlık yarıĢında iddialı adaylardan olan Dr. Abdullah seçimden 182 ĠĢçi, S.(2010) Amerika‟nın Yeni SavaĢı: Taliban‟ın Önlenemez YükseliĢi ve Afganistan‟da Devlet ĠnĢasının Sınırları, Ortadoğu Analiz, Cilt 2, Sayı 22, 74-81. 183 ĠĢçi, a.g.e. 77. 184 Mahdizadeh, G. Jokar, K. (2010) Terörizm ve Amniyet-i Beynilmilal (Uluslararası Güvenlik ve Terörizm).( Birinci Baskı). Tahran: BiĢeh Yayınevi. 168. 185 Encyclopedia of Espionage, “Intelligence and Security”, Edit. K. Lee Lerner and Brenda Wilmoth Lerner, volume (2) F-Q, Gale,-2001,. 396. (10.06.2014 http://militero.files.wordpress.com/2010/10/espionage-intelligence-and-security-encyclopediaof-volume-2.pdf. 186 Inter Services Intelligence of Pakistan–(ISI) official website. (15.05.2014). http://www.isi.org.pk/index.htm. 187 Mohammad P. Afghanistan: Fırsahta wa Tahditha (Afganistan: Fırsatlar ve Tehditler)., 166. 76 çekildiğini beyan etse de ülkedeki demokrasinin pekiĢmesi, demokratik seçimlerin gerçekleĢtirilmemesi Afganistan halkını ikna etme açısından iyi bir adım atılacağına kesin bakılmaktaydı. Ancak yapılan birinci tur seçim sonrası, ikinci tura gidilmeden Hamid Karzai, kazanan taraf olmuĢ ve yeniden Afganistan devlet baĢkanı olarak yoluna devam etmiĢtir.188Yalnız bu durum, Amerika ve Afganistan‟daki müttefikleri açısından kötü bir sonuç olmuĢtur. Yönetimin kaybetmiĢ olduğu meĢruiyetini geri kazanması bakımından da iyi bir fırsattı. Ancak seçimin ikinci tur arifesinde adaylardan birinin çekilmesiyle Karzai lehine sonuçlanmıĢtır. Devlet baĢkanı Hamit Karzai seçimi kazandıktan sonra yeni planlarını Ģu Ģekilde açıklamıĢtır. Ülkedeki devam etmekte olan yolsuzlukla mücadele. Afganistan‟daki savaĢı bitirmek için çaba sarf etmek, huzur ev sükûneti geri getirmek için ulusal ve uluslararası bütün kaynakları kullanmak. Afganistan‟daki istikrarsızlığa neden olan özel güvenlik Ģirketlerinin iptal edilmesine karar vermiĢtir.189 Seçim sonrası konuĢmaları kapsamında Hamid Karzai, Afganistan‟ın bu seçimlerle demokratik değerlere yaklaĢtığını ifade ederek, ikinci tur seçimlerinden çekilen Dr. Abdullah Abdullah‟ı kendisi ile beraber hareket etmeye çağırmıĢtır. Karzai ayrıca uluslararası terörizme karıĢmıĢ gruplara da eve dönün çağrısında bulunmuĢ, hatta Afganistan‟ın güvenliği için gerekirse Taliban‟la masaya oturabiliriz söylemleri basında yer almıĢtı. Ekim 2004 yılında yapılan ilk demokratik seçimlerin galibi olarak yapmıĢ olduğu yemin konuĢmasında Afganistan halkına ve uluslararası camiaya söylediği sözlerle ikinci kez yapılan seçimlerdeki konuĢmasına benzer bir konuĢma yapmıĢtır. Karzai‟nin vaatlerinde Afganistan‟da güvenliğin tesisi, haĢhaĢ ekini ve uyuĢturucu trafiğinin durdurulması, kırsal alanlara devlet hizmeti sağlamak ve hukuk düzenini oturtmak gibi konular yer almıĢtır.190 Ancak Karzai‟nin vaat ettiği konuların birçoğu yerine getirilmemiĢ, ülkedeki istikrarın geri getirilmesi de sanıldığı kadar kolay olmamıĢtır. Sonuç olarak da ABD‟nin artan askeri kayıpları, yolsuzluğun artması, ameliyatlar 188 Ansari, KH. B. (2012) Afghanistan der AteĢi Neft( Afgnaistan Petrol AteĢinde). (Sekizinci Baskı). Kabil: Maywand Yayınevi, 148-149 189 Mohammaf Poor, a.g.e., 175. 190 Mohammad Poor, Afghanistan: Fursahta wa Tahditha (Afganistan: Fırsatlar ve Tehditler), 172 77 sırasında sivillerin ulaĢamamıĢtır. 4.3. ölmesi ve buna benzer pek çok konuda baĢarıya 191 Pakistan’ın Afganistan’a Dolaylı Müdahaleleri Pakistan devleti kuruluĢundan bu yana Afganistan için tabiri caizse tam bir “baĢ belası” olmuĢtur. Ġki ülke arasında Ġngilizler tarafından belirlenen sınır, iki ülke arasındaki sorunların baĢında gelmektedir. Bu sınır PeĢtunaları Afganistan ve Pakistan olmak üzere ikiye bölmüĢtür. Afganistan baĢından beri bu konuya karĢı olup, günümüze dek Pakistan sınırındaki PeĢtunların haklarını savunmuĢtur. Pakistan, her zaman Afganistan‟ın güçlenmesinden ve PeĢtunistan bölgesine hak dava etmesinden korkmuĢtur. Tüm bunlardan dolayı Pakistan, Afganistan‟ın güçlü bir devlet olmasını ve kendi ayakları üzerine durmasını istememektedir. Ülkeyi zayıf tutmak ve kendi sorunlarıyla uğraĢtırmak için, kendi istihbarat teĢkilatı ISI‟yı kullanmaktadır. ISI, Soğuk SavaĢ döneminde özellikle SSCB‟nin Afganistan‟ı iĢgal etmesiyle birlikte, ülkede aktif faaliyet yürüterek Afganistan hükümeti ve Sovyetler Birliği‟ne karĢı kökten dinci grupları desteklemiĢtir. Diğer bir ifade ile ISI, Pakistan‟ın de lehine olan CIA‟nin “Afganistan‟ı karıĢtırma” politikasının uygulamasına tam destek vermiĢtir. Böylece hem ABD nezdinde saygınlık kazanarak, onun maddi yardımlarıyla nükleer silah sahibi olmuĢtur hem de sınır konusundan dolayı Afganistan devleti tarafından algıladığı tehdidi bertaraf etmiĢtir.192 Pakistan istihbaratı Taliban‟ın yaratılmasında ve Afganistan‟a nüfuz etmesinde büyük rol oynamıĢtır.193 Pakistan, Afganistan‟ı ekonomik ve siyasal olarak geliĢmesini engellemeye devam etmektedir. Taliban, Pakistan‟ın sağladığı son model teknoloji ile Afganistan sınırının hemen diğer ucunda ülkeye tehdit oluĢturmaya devem etmektedir. Pakistan‟ın Afganistan politikasını son 30 yıldır Pakistan‟ın PeĢtun milliyetçiliği ilgilendirmektedir. Pakistan, Afganistan‟da kurulacak olan Hükümetlerin kendi kontrolünde ve PeĢtulardan oluĢmasını istemektedir. Bu bağlamda Pakistan, Kendi kontrolünde olan PeĢtu Hükümeti sayesinde Pakistan‟dan ayrılma istekleri olan diğer PeĢtun akımların önüne geçmektedir. ISI, Afganistan siyasetinde aktif rol almaktadır. Ülkenin siyasetine de sızarak kendi aleyhine gerçekleĢmesi muhtemel olayları önlemeye 191 Karacasulu. a.g.e.70. Ġbrahim, K. (2001) 11 Eylül Saldırıları Ve Sonrası Uluslararası Hukukta Askeri Müdahale, Stratejik Analiz, Sayı, 19,Kasım 102-108. 192 193 Andishmand, A. (2010) Neden ISI Afganistan‟a Müdahale ediyor ve bu Müdahale Nasıl Durdurulabilir? Khorasan Zamin, 16 Haziran (15. 06. 2014) http://www.khorasanzameen.net/php/read.php?id=285. 78 çalıĢmaktadır.194 Diğer taraftan, ülkede küçük çaplı krizler yaratarak ülkenin güvenliğini tehdit etmektedir. Taliban‟ı maddi yardımların yanı sıra barınak ihtiyaçlarını da gidermektedir. Afganistan ve Pakistan sınırlarında yerleĢen Taliban, nerede ise her gün Afganistan‟a intihar saldırıları düzenleyerek onlarca insanın ölümüne neden olmaktadır. Taliban örgütü kısa sürelik tarihinde ISI desteğiyle güçlü bir örgüte dönüĢmüĢtür. ġöyle bu örgüt zaman zaman Pakistan kontrolünden de çıkmakta ve orada da kanlı saldırılar gerçekleĢtirmektedirler. Bu ise Pakistan‟ın kendi kazdığı kuyuya kendinin düĢtüğünü göstermektedir. Afganistan‟ın güvenliği büyük ölçüde ISI‟nın müdahalelerinin kesilmesine bağlıdır. Ama bu konu yakın gelecekte mümkün görünmemektedir. Pakistan‟ın Afganistan‟ı geliĢmesini engellemesi Durand sınırı sorunu çözülmediği müddetçe devam edeceği ön görülmektedir.195 4.4. Yeni Dönemde Afganistan’ın Devlet ĠnĢası Süreci Devlet inĢası idari kurumların yeniden oluĢturulması ve güçlendirilmesi demektir. Uluslararası toplumu etkileyen, sağlıktan yoksulluğa, yolsuzluktan teröre kadar pek çok sorun baĢarısız ya da zayıf devletlerden kaynaklandığı görünmektedir. Bu sorun toplumun en önemli meselesi anlamına gelir ve devlet inĢasının gerçekleĢtirilmesini zorunlu kılır. Ayrıca geliĢmiĢ devletleri de olumsuz yönde etkileyen faktörlerin baĢında zayıf ya da baĢarısız devletlerden kaynaklanan sorunları da unutulmamalıdır. 11 Eylül 2001 yılında gerçekleĢen terör saldırıları sonucunda Amerika BirleĢik Devletlerinin öncülüğünü yaptığı Müdahale süreci baĢlatılmıĢ ve müdahaleye meĢru bir zemin hazırlamıĢ oluyor. Bu giriĢimin sonucunda Afganistan‟da bir devlet inĢasına gidilmiĢ, anayasadan seçim sistemine, yönetimden uygulamaya kadar pek çok alanda değiĢiklik yapılmaya çalıĢılmıĢ, ancak bu sürecin sonucunda atılan adımlar olumlu yönde bir ilerleme kaydettiği görünmemiĢtir. Devlet inĢası ve devleti güçlendirme politikası çok zor ve meĢakkatli bir iĢ olduğundan ötürü, ne yazık ki pek çok güçsüz devlet bu tür giriĢimlere baĢvurmamakta, ya da var olan sıkıntıları görmemezlikten gelmekte veya baĢarılı olamamaktadır. Günümüzde pek çok sıkıntı zayıf veya güçsüz 194 Bakhtiyari, M.Q.D. (2002) Barrasi Mukayisai Siyaset Khariji Ġran ve Pakistan dar Qebal Afghanistan (DıĢ Siyasetin KarĢılaĢtırılması: Afganistan‟a KarĢı Pakistan ve Ġran), Tahran: NigariĢ Ayda Yayınları, 156. 195 Harris, Jerry ve Davidson, Carl, “Obama, the new contours of power”, Race and Class, Sayı. 50, 2009,. 817. 79 devletlerden kaynaklandığı, bu sıkıntıyı da uluslararası camiaya etkilediği bir gerçektir.196 Güçsüz ya da zayıf devlet kaynaklı tehditler her geçen gün güvenliği de tehlikeye soktuğu veya olumsuz yanı baĢarılı bir devleti de etkileyeceği kaçınılmadır. Dolayısıyla büyük devletler zayıf devletlere müdahale etmeyi meĢrulaĢtırıyor ve baĢat güç tarafından yapılacak olan desek, meĢru olarak görünmektedir. ABD‟nin Afganistan‟a ettiği müdahale de, bunun en bariz örneği olarak gösterilebilir. Uluslararası düzeni etkileyen güçsüz devlet kaynaklı sorunlardan dolayı güçlü devletlerin güçsüz devlete, devlet inĢası sürecinin baĢlatılması bir zorunluluk haline dönüĢtüğünü de unutmamak gerekir. Ulusdevlet inĢası veya devlet inĢası formolü, zayıf veya baĢarısız devlete yönelik bir çözüm olduğunu düĢünürsek yerinde olacaktır. Günümüzde devlet inĢası metodunu konusunda hemen her devletin baĢ edemediği sorunlara bu metotla yeniden düĢünmesi gereken bir durumdur. ABD‟nin yürüttüğü bu uygulamada, Afganistan‟da gerçekleĢtirilen geçici hükümete ilk dönüĢ, Aralık 2001′de imzalanan Bonn AnlaĢması sonrası Hamid Karzai baĢkanlığında gerçekleĢtirildi. ABD Taliban‟ı görevden almakla her Ģeyden önce uluslararası iĢbirlikçilerini arttırmaya çalıĢtı. BM ile ortaklaĢa girdiği düzenlemede ve meĢrulaĢtırmasında önemli bir rol oynadı ve diğer NATO müttefiklerine de belirli rol ve görevler verildi.197 ABD‟nin Afganistan‟a müdahalesiyle yaptığı giriĢim sonrası askeri boyutta hiçbir ilerleme kaydedememiĢtir. ABD, baĢkent Kabil dıĢında her hangi bir çalıĢması yoktu, Afganistan halkına güzel bir gelecek vaat etmemiĢtir.198 Kısacası müdahale sonrası bir düzen sağlama arayıĢına girmediği herkesin tarafından kabul edilen bir gerçektir. Terör olaylarını bastırmak konusunda askeri gücü yetersiz kaldığından ötürü ülkede bir istikrar sağlanamamıĢtır. Bunun yanı sıra ABD‟nin Afganistan konusunda uzun vadeli siyasi hedefi gösteriĢsiz kalmıĢtır. ABD, bölgede Afganistan‟ı model bir demokrasiyle donatılan bir devlet haline getirememiĢtir. Hamit Karzai 9 Ekim 2004 seçimini çoğunluk oyu ile kazanması ve halk tarafından seçimin sıcak karĢılanması çok normaldi. Çünkü tarihinde demokratik seçimi yaĢamamıĢ bir ülke için müthiĢ bir geliĢmeydi. Karzai seçimi 196 Said Safat Musavi Tabatabai, ISI Gölgesindeki 27 Terörist Ağı 16 Aralık 2011. (25. 05.2013) http://sefat6afghanistan.mihanblog.com/post/500. 197 ġeyhanlıoğlu, H. (2004) 11 Eylül Sonrasında DeğiĢen Dünya Dengelerinde Afganistan, YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, Haziran, 43. 198 Yakın Doğu Haber, Rabbani Terörünün Arkasında Pakistan Ġstihbaratı Var, 1 Ekim 2014. (21.05.2013)http://www.ydh.com.tr/HD9352_rabbani-terorunun-arkasinda-pakistan-istihbarati-var.html. 80 kazanan taraf olunca Afganistan konusunda bir gerçeği unutmuĢtur. Toplumun esas sıkıntısı savaĢın bitmesi, barıĢ ve istikrarın sağlanması, yolsuzluk ile mücadele iken, geçici yönetimin getirdiği olumsuzluklar halkın yeni hükümetten hiç beklemediği bir durum idi. Devlet bürokrasisi eskisine nazaran daha da kötüleĢmiĢ, halk sıkıntılarının yönetime yetiĢtirmekte aciz kalmıĢ, güvenlik koĢullarının kötüye gitmiĢ ve bu sıkıntılar her geçen gün artmıĢtır. Devlet inĢasına giden sürecin ikinci ayağı olan yönetimi eline geçiren Karzai yaĢanan olumsuzlukları görmezlikten geldiği, halkın cumhurbaĢkanına karĢı güveninin azalmasına neden olmuĢtur. Çünkü cumhurbaĢkanı Karzai‟nin devlet inĢası konusunda iktidar sonrası yapılması gereken düzenlemelere gidilmesi konusunda profesyonel ekibi yoktu. Bu olumsuzlukları yaĢayan Afganistan halkının beklediğinin tersine bir durum yaĢandığının farkına varmıĢlardır. Dolayısıyla Taliban‟ın güçlenmesi, hükümet karĢıtı gruplar ve koalisyonların birleĢmesi Afganistan halkı için kaçınılmaz olmuĢtur.199 Bir diğer faktör de ABD ve koalisyon güçlerinin halka karĢı baskıcı tutumu, terör konusundaki zayıflığı veya terörü gerçekleĢtiren faillerin serbest bırakması gibi konularda halkın bu güçlere Ģüphe ile yaklaĢmalarına zemin hazırlamıĢtır. Afganistan halkı ABD‟nin bu tür amaçsız faaliyetlerini görünce güven konusunda tereddüde düĢmüĢ durumdaydı. Ama bilinen Ģu ki, ABD, bölgeye girmesiyle Ģunu unuttu, Afganistan halkının yaĢadığı 30 yıllık savaĢın bitmesi yönünde istekleri ve beklentileri vardı. Ama maalesef Amerikalılara karĢı savaĢ veren asıl düĢman Taliban iken, ABD askeri ameliyatları sırasında olumsuz davranıĢlardan sivil halk da nasibini almıĢtır.200 ABD‟nin askeri müdahalesinin ardından en önemli konu ise, ülkede yeni oluĢacak iktidar yapısındaki değiĢiklikti. Yeni oluĢan yapı ile beraber devlet inĢası süreci de baĢlamıĢ oluyor. Söylediğimiz gibi devlet inĢası süreci iki açıdan, yatay ve dikey olarak değerlendirilmesi gerekir. Yatay açıdan amacımız dört önemli faktörü iyice incelenmesi gerekecektir.201 Geçici hükümet, geçiĢ hükümeti, anayasanın kabulü, gelecek hükümet ve seçim süreci için hukuki açıdan gerekli tedbirlerin alınması. Devlet inĢası 199 Karacasulu. a.g.e., 67. Encyclopedia of Espionage, “Intelligence and Security,. 397. 201 Ġnternet: (ġubat 2014). Inter Services Intelligence of http://www.isi.org.pk/index.htm. 15 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır. 200 Pakistan–(ISI) official web: 81 sürecinde dikey açıdan, amacımız, hükümetin güçlendirilmesi için alınacak tedbirlerdir. Bu konuda atılacak altyapı çalıĢmaları Ģunlardır: Yeniden yapılandırma, milli ordunun oluĢturulması, silahsızlanma sürecinin baĢlatılması, barıĢın tesisi için çaba gösterilmesi, cumhurbaĢkanlık ve parlamento seçimleri için gerekli hazırlıkların yapılması, bu durumu anlayabilmemiz için önce yatay sonra da dikey konulara ebadına kısaca değinmemiz gerekecektir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi yatay ebatarı birkaç süreci kapsamaktadır, bu süreç Ģunlardır: a) Taliban‟ın dağılmasından geçici hükümetin kurulmasına kadar olan süreç, b) Geçici hükümetten geçiĢ hükümetine kadar olan süreç. c) GeçiĢ hükümetten anayasanın kabulüne kadar olan süreç. d) Anayasanın kabulünden cumhurbaĢkanlık seçimine kadar olan süreç,202 4.5. Taliban Sonrası Geçici Hükümet Afganistan‟da oluĢacak yeni hükümetin görevini yerine getirebilmesi için. Afganistan‟ın yeniden yapılandırması, milli ordunun tesis edilmesi milli polisin tesis edilmesi, kuvvetlerin yeniden bütünleĢmiĢtir. George W. Bush yönetimindeki ABD askeri birlikleri Afganistan‟da El Kaide ve Taliban üslerine karĢı saldırıya geçmiĢtir. Bu saldırının amacı, Taliban ve El Kaidenin ortadan kaldırılması, aynı anda teröristleri pasifsize etmek ve Taliban‟ın askeri gücünün tamamen ortadan kaldırılması planlanmıĢtı. BaĢkan Bush‟un bu bildirisini takiben ikinci dünya savaĢından sonra benzeri bulunmayan büyük bir askeri birlikle, Afganistan‟da konuĢlanan El kaide ve Taliban askeri birliklerine saldırı gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu saldırıdan hemen sonra da saldırının siyasi boyutu ile ilgilenmiĢtir. Bu bağlamda en çok göze çarpan olay, Bonn Konferansının gerçekleĢtirilmesiydi.203 5 Aralık 2001 da baĢlayan ve dokuz gün süren bu konferans Afganistan‟da siyasi gruplar arasında bir uzlaĢıya varılmıĢ, ortak bir karar sonucu imzalanmıĢtır. Bonn konferansının gerçekleĢtirilmesinde amacı, Afganistan‟daki siyasi akımlara, hükümetin siyasi kaderinin özgürce belirlenmesi, Ġslam, demokrasi, sosyal adalet ve çoğulculuk ıĢığında zemin yaratabilmekti. Ayrıca konferansın getirisi, yeni geçici hükümetin kurulması, anayasanın düzenlenmesi, seçimler kanununun düzenlenmesi ve sonuç olarak da kurulacak olan geçiĢ hükümetini bir çerçeveye 202 Shafee. a.g.m. 2 James Dabbins and others, America‟s Role in National-Building: From Germany To Iraq, Santa Monica, Rand, 2003,. 130. 203 82 oturtmaktı. Ulus inĢası kapsamında gerçekleĢtirilen konferansın içeriği bir takım meçhul maddeleri içermekteydi.204 Bu antlaĢmada insan hakları, çoğulculuk, demokrasi den bahsedilirken diğer taraftan da geleneksel Loya Jerga‟nın yapılması öngörülmekteydi. Loya Jerga Geleneksel halk meclisi olduğundan ötürü hiçbir demokratik kurallara uymadığı bilindiği halde, geçiĢ hükümetin bu uygulama, yani geleneksel halk meclisi tarafından kurulması planlanmıĢtı. Ancak söylememiz gerekir ki bu tür geleneksel halk meclisi ilkel toplumlar arasında uygulanan bir meclistir. Bu tür meclise yetki verilmesi Afganistan‟da kurulacak olan geçiĢ hükümetine yönelik yetki verilmesi bir nevi Afgan halkıyla alay edilmiĢ gibi bir görüntü sergilemekteydi. Ġlkel bir uygulamanın modern Afganistan‟ın ulus inĢasında nasıl bir katkı sağlayacağı herkesin kabul edemeyeceği bir gerçekti. 205 Loya Jerga‟ya benzer uygulama tarih süreci içerisinde farklı devletlerde diktatör hükümdarlar tarafından yapılmıĢ bir uygulama olup, kendi diktatörlüğüne verdikler bir meĢruiyet için bir nevi kılıf uydurmaktan baĢka bir Ģey değildir. Loya Jerga‟da öngörülen ve bu meclis tarafından kurulacak olan hükümetin günümüz Ģartlarında modern 206 bulunmamaktadır. bir devletin inĢasına yönelik hiçbir ortak noktası Afganistan konusunda toplanan Bonn konferansı sonrası Karzai geçici hükümeti kurulmuĢtur.207 Bonn konferansının içeriğine baktığımız da, kurulan yeni hükümet altı ay sürecek ve bu altı ay sonra ise Loya Jerga‟nın gerçekleĢmesi planlanmıĢtı. Loya Jerga‟nın yetkisi ise geçiĢ hükümetini kurmak için halk meclisi toplantısı yapılacaktı.208 GeçiĢ hükümeti süresince Hamit Karzai baĢkanlığında kurulan bu hükümet, kıs süre içerisinde Karzai mensup olduğu etnik gruba daha fazla ayrıcalık tanımıĢ ve diğer etnik grupları hükümetten dıĢlama gibi bir takım giriĢimlerde bulunmuĢtur. Hükümet kurulmasının baĢlangıcında Karzai her ne kadar etnik ayrımcılık yapmamıĢ olsa da amacına eriĢince PeĢtunları kabineye almıĢ ve diğer etnik grupları hükümetten dıĢlamıĢtır. Uzun yıllar iç savaĢı yaĢayan Afganistan‟da her alanda bu ülkenin yeniden yapılandırılmaya ihtiyacı 204 Shafee, Fraind DawlatSazi Dar Afghanistan (Afganistan‟da Devlet ĠnĢası Süreci). Poor, a.g.e.,166. 206 Abdulghafur Arezo, Chigunagi Huwiyati Mili Afghanistan (Afganistan‟da Ulusal Kimliğin Sorunu), Tahran, Ebrahim Shariyati Yayınları, 2003,76. 207 Arezo, a.g.e., 78. 208 Bonn Konferansı, Ocak 2004 yılında yeni anayasanın kabul edilmesini, Ekim 2004‟te cumhurbaĢkanı seçimlerinin gerçekleĢmesini, Eylül 2005 yılında parlamenter ve yerel seçimleri ve Aralık 2005‟te ise yeni Ulusal Meclis‟in iĢe baĢlamasını amaçlamaktaydı. Bonn Konferansı‟nda alının kararlar 2001 sonrası yıllarda hayata geçirilmiĢtir. Afganistan‟da uzun yıllar sonra yeni bir anayasa kabul edilmiĢtir ve bu anayasa ülkenin sekizinci anayasası olarak tarihe geçmiĢtir. 205 83 vardı. Afganistan‟ın yeniden yapılandırılmasına yönelik NATO ve Koalisyon güçleri Afganistan‟da güven ve istikrarın tesisine yönelik farklı bölgelere konuĢlandırılmıĢtır. Bu kapsamda NATO‟ya üye olan ve olmayan devletler Afganistan‟daki esasi konuları teĢkil eden, ordunun kurulması, milli polisin eğitilmesi, yargının organlarının yeniden yapılandırılması ve değiĢiklikler yapılması ve buna benzer birçok alanda baĢta ABD olmak üzere birçok devlet ortaklaĢa hareket etmiĢtir.209 Bon konferansının 6. fıkrasında 18 aylık geçici hükümette, Loya Jerga ile birlikte anayasanın kabulü gerçekleĢecekti. Geçici hükümetin ikinci ayından itibaren BM yardımıyla anayasanın hazırlanması bağlamında komisyon kuruluyordu, bu komisyonun görevi, anayasanın taslağını hazırlamaktı. Bu komisyonun görevi taslak hazırlamanın yanı sıra Loya Jergaya sunmaktı. 210 Bu aĢamalar katledildikten sonra 502 kiĢi halk seçimi ile ve 50 kiĢi de Karzai‟nin atamasıyla meclise girecekti. Bu aĢamalardan sonra, Afganistan anayasası 4 Ocak 2004 yılında hazırlanarak Loya Jerga da onaylandı. Yapılan çalıĢmalar sonrası anayasa hazırlanmıĢ olup, bu anayasa da Afganistan‟ın adı Afganistan Ġslam Cumhuriyeti olarak kabul edilmiĢti, yürütme organını baĢında cumhurbaĢkanı olacaktı, cumhurbaĢkanının iki yardımcısı olacaktı, cumhurbaĢkanı halkoyu ile seçilecekti, cumhurbaĢkanı halk ve parlamento karĢısında sorumlu olacak, yeni yapılan düzenleme ile Afganistan‟ın iki meclisi olacaktı. CumhurbaĢkanı beĢ yıllığına seçilecek, cumhurbaĢkanı iki kez seçimlere baĢkanlığa aday olabilecek, parlamentoda iki meclis olacak, bu meclisler, Halk meclisi ve büyükler meclisidir. Halk meclisinin 249 üyesi olacak, milletvekilleri halkoyu ile seçilecek, beĢ yıllığına seçilecektir. Büyükler meclisinin vekilleri üçte birini cumhurbaĢkanı atayacak, üçte biri de illerden seçim sonucu gelecek, üçte biri211 de ilçe Ģuralarından gelecekti.212 Ekim 2004 yılında da beĢ yıllığına cumhurbaĢkanı seçimleri gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu seçimde dokuz kiĢi cumhurbaĢkanı adayı olmuĢ, yaklaĢık sekiz milyon kiĢi sandık baĢına gitmiĢ ve oylarını kullanmıĢtı. GerçekleĢen bu 209 Karacasulu. a.g.e. 43. Arezo, Chigunagi Huwiyati Mili Afghanistan (Afganistan‟da Ulusal Kimliğin Sorunu), 80. 211 Seçimler normalde ilçe seçimleri sonucu gelecekti, ama cumhurbaĢkanı iktidara geldiği günden bugüne kadar ilçe seçimlerini gerçekleĢmesini istememiĢtir ve büyükler meclisine kendi inisiyatifini kullanarak kendi vekil atamıĢtır. 212 Andishmand. a.g.e. 272. 210 84 seçim sonuçlarına bakıldığında ise, her aday kendi etnik grubuna ait olan kiĢilere oy kullanmıĢtır. Seçimlerdeki genel duruma bakıldığında ise, etnikler arası birleĢmeden ziyade ayrılıĢa gidildiğini gözler önüne sermiĢtir. Bu verilere baktığımızda ise, ulus inĢasına gidildiği bir yolda bu amaca ulaĢılmadığının göstergesidir. Her Ģeyden önce güçlü bir baĢkanlık sisteminin baĢarılı olmadığını her kabul etmek gerekiyor. Bu seçimlerin gerçekleĢmesinden sonra ise, parlamento seçimleri yapılmıĢtır. 25 Mayısta cumhurbaĢkanı kendi gücünü kullanarak yaptığı bir açıklamasıyla CumhurbaĢkanlık için parti adından hiçbir kiĢi aday olamayacaktı, cumhurbaĢkanlık için aday olacak kiĢiler ancak bağımsız aday olabilecekti. Hamit Karzai‟nin bu giriĢiminin altında yatan nedenler ise, Afganistan‟daki mevcut siyasi partileri siyasi arenada güçsüzleĢtirmek ve bu partileri bir Ģekilde kenara çekmekti. Çünkü Hamit Karzai‟nin üyesi olduğu bir parti yoktu. Sonuç itibariyle geçici hükümeti kurulmasından sonra, geçiĢ hükümeti, anayasanın kabulü, cumhurbaĢkanlık ve parlamento seçimleri, büyük sorunlarla karĢılaĢsa da Afganistan‟da ulus inĢasına yönelik gerekli olan süreç tamamlanmıĢ oluyor.213Daha öncede belirtildiği gibi, Afganistan'da proje analizi iki açıdan ele alınabilir. Bunu biz yatay veya dikey veya enine ve boyuna olarak da değerlendirebiliriz. Afganistan‟da gerçekleĢecek olan ulus inĢası sürecini uygulanabilmesi ve koalisyon güçlerinin görevini yerine getirebilmesi için genel bir silahsızlanmaya gidilmesi lazım. Afganistan milli polisi ve milli ordusunun teröre karĢı mücadele edebilmesi için gerekli teçhizatın elinde bulundurması lazım. Afganistan‟ın ulus inĢası sürecinde birinci aĢamada gerçekleĢen yatay boyutu baĢarılı bir Ģekilde gerçekleĢmiĢ olsa da, ikinci boyutu olan dikey boyutunun gerçekleĢmesi sanıldığı kadar kolay olmamakla beraber, zorluklarla mücadele edeceği kesindi. ABD‟nin bölgeye girmesiyle Afganistan milli ordusu ve milli polisinin eğitilmesi çok yavaĢ gitmiĢ, bunu neticesinde 2003 yılına gelindiğinde, Taliban‟ın bölgede yeniden baĢ göstermesiyle ordu ciddi zorluklarla baĢ etmek zorunda kalmıĢtır. Bu arada dıĢ faktörlerin etkisini de gözden kaçırmamak lazım. Afganistan milli polisi ve ordusunun yeniden yapılandırılmasına yönelik çalıĢmalar yapılırken Pakistan‟dan sızan Taliban sempatizanları Taliban saflarında yerlerini 213 Andishmand, a.g.e., 275. 85 almıĢ olacaktı. Bu durum karĢısında sıkıntılarından olan bölgede güvenliğin tesisi zor olacağı kaçınılmaz olmuĢtur.214 ABD‟nin Afganistan‟a gerçekleĢtirdiği 11 Eylül saldırısından sonra, George W. Bush konuĢmasında, asıl amacı dünyada büyük tehlikeye dönüĢen terör örgütü El Kaide‟yi yok etmek, teröre karĢı dünyayı güvenli hale getirmeyi hedeflediğini açıklıyordu. ġimdiki duruma baktığımızda ise, ABD‟nin bu hedefine ulaĢmıĢ olduğunu söylemek pek mümkün değildir. El Kaide Afganistan‟da zayıflatılmıĢ olsa da hala yok olmamıĢ ve dünyanın farklı bölgelerinde faaliyetini her geçen gün daha da arttırdığını görmekteyiz. Özellikle Ortadoğu coğrafyasında El Kaidenin uzantısı olan IġĠD‟in sempatizanı çoğalmıĢ durumda olduğunu söylemek yerindedir. Ayrıca ABD‟nin Afganistan‟a müdahalesi sonrası ülkede istikrar gelmemekle beraber, insan haklarının ihlali, uyuĢturucudan teröre kadar pek çok konuda göze görünür bir geliĢme görünmemektedir. Terör olaylarının her geçen gün artmasından ötürü, bölgedeki iki ülke Afganistan ve Pakistan‟da yaĢanan olaylar sonucunda bir istikrarsız devlet modelini gözler önüne sermektedir.215 ABD‟nin Afganistan‟a yaptığı müdahalenin baĢarısız olması veya istenilen amaca ulaĢılamamasına bakacak olursak, Afganistan müdahalesinin hemen ardından yapılan Irak iĢgalinin gerçekleĢmesi, ABD‟nin bölgeye daha az askeri kaynak aktarması, Taliban ve diğer direniĢ gruplarının güçlenmesine sebep olmuĢtur. Çünkü Obama‟nın ABD‟de iktidara gelmesiyle birlikte, Afganistan‟da izlediği stratejiyi yavaĢlatmıĢ bunun neticesinde Taliban örgütü ülkenin birçok yerinde kontrolü eline geçirmiĢ veya etkinlik alanının daha da geniĢletmesine sebep olmuĢtur. 2008 yılında ABD‟de gerçekleĢen seçim sonrası Obama‟nın baĢkan seçilmesi, seçimi kazandıktan sonra öncelikli hedefi terörü ortadan yok edeceği ve Afganistan‟ı dıĢ politikasının en önemli unsuru haline getireceği vatlarını vermekteydi. Ancak Obama‟nın bu söylemleri gerçeğe dönüĢmemiĢ ve Afganistan‟a istikrarı tesis etmek bağlamında olumlu bir sonuç alınamamıĢtır. Obama iktidara geldiği günden bu yana, Afganistan konusunda karmaĢık bir dıĢ politika izlediğini söyleyebiliriz. DıĢ politikada yapılan karmaĢıklık aslında askeri yönden çözüme kavuĢmanın uzun vadeli ve verimli olamayacağını, Afganistan‟ın yeniden yapılandırılması, devlet ve kurum oluĢturma çabasının daha fazla önem 214 215 Shafee, Fraind DawlatSazi Dar Afghanistan (Afganistan‟da Devlet ĠnĢası Süreci). 33. Mohammad Poor, Afghanistan: Fursahta wa Tahditha (Afganistan: Fırsatlar ve Tehditler),. 170. 86 taĢıdığı anlayıĢına ulaĢıldığının göstergesidir. Ancak yukarıda bahsettiğimiz karmaĢıklık tam da devlet inĢasının nasıl gerçekleĢtirileceği konusunda ortaya çıkıyor ve Amerikalılardan dıĢ politika konusunda değiĢik sinyaller alınmaktadır. Örneğin Amerikan dıĢ politikasının usta siyasetçisi Robert Blackwill Afganistan‟da çözüme gidilmek için, dıĢ politikada değiĢikliğe gidilmesi konusunda B planın gerçekleĢmesini öneriyor. Bu plana göre Afganistan ikiye bölünecektir, PeĢtunların ağırlıklı olarak yaĢadığı güney Afganistan bölgelerinin Taliban kontrolüne verilmesinden bahsediliyor.216 Ancak bu planın Afganistan‟da çok destek göreceğini söylemek güçtür. BaĢka bir yaklaĢım ise, devlet inĢasına baĢlanabilmesi için güvenlik ve tek meĢru otorite oluĢturulması ön Ģartlarının sağlanması gerektiği fikrine dayanıyor. Bu durumda Afganistan gibi kapalı toplumun durumunu değerlendirirken yerel dinamikleri de göz önüne almamız yerinde olacaktır. Taliban‟ın Ġslam ve yabancılara karĢı cihat konusunda yaptıkları propagandalarında örgütün yeni bölgeler kazanması ve faaliyet alanlarının geniĢletmesine yardımcı olmaktadır. BaĢka bir yaklaĢım ise, Taliban‟ın tamamen ortadan kaldırılması yönündedir, yalnız görünen meĢru otoritenin olmamasından ötürü Taliban‟ın kazanımını tersine çevirmenin güç olduğu bir gerçektir.217 Taliban‟a karĢı verilen mücadelenin özüne bakacak olursak, asker sayısına ve askeri müdahalelere dayalı güvenlik inĢası çözümlerinin yetersiz olduğunu göstermektedir. Afganistan‟da güvenliği sağlamak açısından, askeri çözümlere sosyal ve siyasal reformlar eĢlik etmediği müddetçe bir sonuca ulaĢmak mümkün görünmemektedir. ABD, Afganistan‟daki durum bütün Güney Asya‟yı istikrarsızlığa sürükleyeceği riski taĢıdığından ötürü uzun vadeli politikalar açısından devlet inĢası projesine ağırlık vermeleri gerekmektedir. Ancak bu projenin ne Ģekilde gerçekleĢeceği konusunda hala bir belirsizlikle karĢı karĢıyayız. Kimileri baĢlatılması gereken konulardan en önemlisi yolsuzlukla mücadele olduğunu ileri sürmektedir. Yalnız yolsuzluk ve insan haklarının ihlaline en çok bulaĢan Afganistan‟daki güvenlik güçleri ve hükümet yetkililerinin olduğunu unutmamak gerek. ABD‟nin Afganistan‟da planladığı devlet inĢası sürecinde en büyük çeliĢkisi de 216 217 söz konusu ĠĢçi. a.g.m. 77. ĠĢçi, a.g.m., 75. güvensizlik ve seçeneksizlik arasında kalmasından 87 kaynaklanmakta ve yaĢanan bunca olumsuz geliĢmelerden sonra ABD‟nin Afganistan‟da uyguladığı Ulus-devlet inĢasına yönelik politikalarda da bir netlik olduğunu söylemek Ģimdilik mümkün görünmemektedir.218 Son zamanlarda Amerikalılar tarafından hâkim olan düĢünce ise; Afganistan‟da merkeziyetçi ve merkezi bir devlet kurmak ve desteklemektir, ancak, Afganistan tarihine ve bu ülkede hâkim olan sosyal yapıya bakacak olursak merkeziyetçi bir anlayıĢın Afganistan‟da uygulanmasının sağlam bir strateji olmadığı kolayca anlaĢılacaktır. Ülkenin içinde bulunduğu durumuna bakacak olursak bölgedeki mevcut aĢiretlerle iĢbirliği yapmadan, kontrolün sağlanması pek mümkün görünmemektedir. AĢiretlerle görüĢmeye gelince, bu strateji Taliban‟la masaya oturmayı da öngörmektedir. Bazı görüĢlere göre, Afganistan‟da aĢiretler ve yerel aktörlerle çatıĢmak yerine bunları uzun vadede sistemle bütünleĢtirme yönteminin baĢarı Ģansının daha yüksek olduğunu ileri sürmektedir. Ancak bazılarına göre, Taliban ve diğer aĢiretlerle iĢbirliğinin gerekli olduğunu, ABD‟nin Afganistan‟dan çıkıĢ stratejisinin federal bir Afganistan devleti inĢası olduğunu söylemektedir.219 Afganistan‟da verilen mücadele kaçınılmaz olarak zorlu bir süreç olacağına kesin gözle bakılmaktadır. Aynı zamanda ABD‟nin 2003 yılı ortalarında uygulamaya çalıĢtığı isteksiz ulus inĢası yaklaĢımları baĢarı adına pek bir Ģey ifade etmiyordu. Yine bunca olumsuzluklara rağmen, Afganistan halkı umutlu ve dayanıklı olduklarını kanıtlamıĢlardır. Güvenlik boyutundan bakıldığında, Pentagon‟un barıĢı koruma görevine yönelik nefretini bir kenara bırakma konusundaki istekliliği hem NATO‟nun yetki alanını geniĢletmesini hem de Amerikan ordusunun taktiklerini değiĢtirmesine olanak sağlamıĢtır. 220 Yeniden yapılandırma stratejisindeki değiĢim büyük ölçüde Washington‟da bu ülke için daha fazla Ģey yapılması gerektiğinin yavaĢ yavaĢ farkına varılıyor olmasına bağlıdır. 2003 yılında Afganistan‟da güvenliğin gittikçe azalmaya baĢladığı dönemde Bush yönetiminin 2004 mali yılı bütçesinde Afganistan‟a yeterince kaynak aktaramaması, özellikle Irak‟ta ulus inĢasına ayrılan bütçenin boyutu göz önüne alındığında anlaĢılmaz ve mantıksızdı. Bu yüzden ABD nihayet 2003 yılının 218 Balcı, a.g.e. 255-257. Arezo, Chigunagi Huwiyati Mili Afghanistan (Afganistan‟da Ulusal Kimliğin Sorunu). 82. 220 Karacasulu, a.g.e. 54. 219 88 sonlarında bu ülkeye yönelik hem mali hem idari açıdan ciddi adımlar atmaya baĢlamıĢtır. 2.4 milyar dolar tahsis edilmesi ve BaĢkan Bush‟un özel temsilcisin Dr. Zalmay Halilzad‟ın yeni Büyükelçi olarak ataması olmuĢtur. Bunu Nisan 2004‟teki Berlin Konferansı‟nda taahhüt edilen toplam 8,2 milyar doların 4,4 milyar dolarını ABD karĢılayacaktı. Özetle Amerika BirleĢik Devletleri Afganistan‟da çok yakın sivil asker teĢkilatlar arası iĢbirliğine dayalı yeni bir ulus-devlet inĢası modeli geliĢtirmekteydi.221 Afganistan‟ın baĢarısı denildiğinde ilk akla gelen baĢarı, Taliban yönetimindeki Afganistan‟a nazaran güvenlik anlamında baĢarıya ulaĢtığını söyleyebiliriz. Bu güvenlik uzun sürmese de kısa süreliğine Afganistan‟da savaĢtan bıkan halkı bir nebze olsa rahatlatmıĢtır. Örneğin Afganistan‟da yatırıma yönelik hiçbir adım atılmamıĢtır. Bunun yanı sıra eğitim, sağlık, askeri alanda kayda değer bir ilerleme göze görünmemektedir. Taliban döneminde Ģeriatın hâkim olduğu bir yönetimin hâkimiyetinde her türlü geliĢmeye karĢı sert tutum sergilenmekte ve bu tür geliĢmeler kâfirlerin icadı olarak algılanmaktaydı.222 Taliban‟a karĢı savaĢan eski mücahitler Afganistan‟ın dört bir tarafında Taliban‟a karĢı savaĢmaktaydı, Taliban bu gruplara karĢı savaĢ verirken Taliban hükümetine yardım için Pakistan ve pek çok ülkeden gelen teröristlerin yatağı olmuĢtur. 2001 yılına gelindiğinde ise bu grupların faaliyetleri sınır ötesinde olan ülkeleri tehdit edecek güce geldiği bir gerçektir.223 ABD‟nin Afganistan‟a müdahalesi sonucunda geçen 14 yıl içinde pek çok alanda değiĢikliklere gidilmiĢ ve Afganistan‟ın yeniden inĢa edilmesi konusunda kayda değer geliĢmeler de yaĢanmıĢtır. Örneğin uzun zaman sonra Afganistan halkı sandık baĢına gitmiĢ ve demokratik bir Ģekilde öz iradesiyle devlet baĢkanını seçme Ģansına eriĢmiĢtir. Okullara getirilen yeni müfredatla okulların dersleri güncellenerek daha modern bir hale getirilmiĢtir. Kadınların ev dıĢına çıkması ve çalıĢması Taliban döneminde yasak iken, bu sefer kadınlara kamu kuruluĢları ve özel kurumlarda çalıĢmalarına olanak tanınmıĢtır. Ayrıca kızların okullarda eğitim alma hakkı tekrar verilmiĢtir. Günümüz Ģartlarında ABD‟nin Afganistan‟da 221 Awaa, Dawlat Sazi Dar Afghanistan Projayi Na Tamam (Afganistan‟da TamamlanmamıĢ bir Proje olarak Devlet ĠnĢası). (20.06.2014) http://www.avapress.com/vdch-qnx.23nivdftt2.html. 222 Tindall, B. U.S. Nation-State Building Operatıons in Afghanistan A Case Studay, 17. 223 Karacasulu, a.g.e. 54. 89 konuĢlandığına bakacak olursak Afganistan halkının yararına olduğunu unutmamak gerekir. Her geçen gün üstünlüğünü arttıran Taliban terör örgütünün karĢısında savaĢan ABD ve NATO güçlerinin savaĢ vermesi ve Taliban‟ın karĢısında adeta bir siper oluĢturması Afganistan halkı için bir milat olarak görünmektedir. 2014 yılı sonrasında ABD ve NATO güçlerinin Afganistan‟dan çekildiği takdirde halkı nasıl bir senaryo beklediği düĢündürücüdür. ABD‟ nin 2017 yılında Afganistan‟dan askeri güçlerini tamamen çektiği takdirde yine iç savaĢın çıkması olası bir durumdur.224 Ayrıca bu savaĢlarda yine pek çok insanı mağdur bırakılacağı bir gerçektir. ABD ve AB Afganistan‟ın yeniden yapılandırılmasına her ne kadar yardım etmiĢ olsa da 30 yıldan buyana iç savaĢlarda harabeye dönüĢen bir ülkenin kısa vadede yeniden yapılandırılması güçtür. Dolayısıyla bu yardımların kısa dönemde gerçekleĢmesi imkânsız görünmektedir. Ayrıca yolsuzluğun hâkim olduğu bir ülke olan Afganistan‟da her ne kadar yardım edilse de bu yardımlar cüzi miktarda ülkeye ve halka yansımaktadır.225 Hal böyle iken Afganistan‟da sistemde köklü bir değiĢime gidilmek de günümüz Ģartlarında zor görünmektedir. NATO kapsamında Afganistan‟da faaliyet yürütmekte olan ve çoğunlukla AB devletlerinin katkılarıyla kurulan ĠSAF, uyuĢturucu, insan hakları gibi konularda çalıĢmalar yürütseler de bu tür faaliyetler ülkenin güneyinde pek baĢarılı olamamıĢtır. Bunun nedeni de ABD ile BirleĢik Krallık menfaatlerinin çatıĢtığı ve bu sebeptendir ki yapılan faaliyetlerde kayda değer ciddi ilerleme görünmektedir. ĠSAF kapsamsında ülkenin dört bir tarafında güvenlik için askeri faaliyet yürüten AB devletleri veya Türkiye gibi AB ye aday olan NATO güçlerince kontrolü altındadır. Bu devletler baĢlıca, Almanya, Hollanda, Ġtalya, Türkiye ve Fransa‟dır. Bu devletler BaĢkent Kabil ve çevre illerinin güvenliğini üstlenmektedir. Ülkenin diğer bölgelerinde de Batı ve Amerikan güçlerince kontrol edilmekteydi.226 Yolsuzluklarla anılan Afganistan‟a NATO‟nun yapmıĢ olduğu her ne kadar uzun süre devam etmiĢ olsa da ne yazık ki bu durum halka veya ülkedeki istikrarın tesis edilmesine pek yarar sağlamamıĢtır. Ülkede baĢ gösteren yolsuzluk devletin 224 226 Awaa a.g.e. 33. Aqayi, B. (2013) Farhang-e Ululm-e Siyasi,( Siyaset Bilimleri Sözlüğü). (Ġkinci Baskı). Tahran: Vis Yayınevi, 22-23 90 üst kesiminde çalıĢanlara kadar yansıdığı ve bu yolsuzluğa köklü çözüm getirmenin imkânsız olduğu bir gerçektir. Devlet BaĢkanı Karazi iktidara geldiği günden buyana iç ve dıĢ politikada istikrarlı bir politika sergilememesinden ötürü, terör örgütü olarak tanınan Taliban‟la olan tutumu 13 yıllık iktidarında halk tarafından Ģüphe ile karĢılanmıĢtır. Karazi Taliban‟ı bir gün baĢ düĢmanım dediği bir sonraki gün de devletten razı olmayan kardeĢlerim demekten de çekilmemektedir. Karzai‟nin bu tutumu Afganistan‟a yardım eli uzatan devletlerin yanı sıra ülke halkı ve Taliban nezdinde de pek inandırıcı gemlememiĢtir. Bir gün baĢ düĢmanımız dediği Taliban‟a bir sonraki söyleĢisinde, kardeĢlerimi yönetime davet ediyorum demesi ülkedeki tüm kesimler tarafından hoĢ karĢılanmamaktadır.227 Afganistan dünyadaki en fakir ülkelerin listesinde yer almaktadır. Bunun yanı sıra ülkedeki istikrar hiçbir zaman ekonomik anlamda da baĢarıya ulaĢamamıĢtır. Bunun asıl nedeni, ülkedeki artan yolsuzluk ve buna karĢı mücadele konusunda da bir baĢarı görünmemektedir. Ülkedeki yeniden yapılandırmaya rağmen ülkedeki yönetimin zaafı nedeniyle hep dıĢ yardımlara bağımlı kalmıĢ ve Afganistan kendi ekonomisini canlandıramamıĢtır. 228 Yolsuzluğun yanı sıra ülkedeki haĢhaĢ ekimi ve mafya baĢını almıĢ ve devletin kontrolünden çıkmıĢtır.229 Ġstikrarlı bir hükümetin baĢa gelememesinin payı yine seçimlerdeki yolsuzluk ve ülkedeki adil seçimin yapılmaması konusunda da etkili olmuĢtur. Afganistan‟ın kaderine hâkim olan bu durumun içinden çıkmak günümüz koĢullarına bakıldığında pek mümkün görünmemektedir.230 Ülkede artan sivil ölümleri halkın en büyük endiĢe kaynağı olmuĢtur. Taliban‟ın her geçen gün ağırlığını hissettirmesi ve sivilleri katletmesi ülkede yaĢayan insanların kaygı kaynağı olmuĢtur. Yetersiz maaĢlar sonucunda ülkenin tüm kamu kuruluĢlarında rüĢvet vazgeçilmez bir gelenek haline gelmiĢtir. Bu yolsuzluklara göz yuman iktidar ve hükümet yanlılarının zaafı olarak nitelendirmek mümkündür. Tepeden tırnağa batmıĢ ve baĢarısız bir devlet görünümünü veren Afganistan‟da nasıl ki ulus inĢası sekteye uğramıĢsa ekonomik anlamda da dıĢ 227 Ġnternet: (Aralık 2011). Devlet ve milletin kaderi konulu makale. Web : http://www.parl.gc.ca/content/LOP/ResearchPublications/prb0731-e.htm. 27 Ocak 2013‟de alınmıĢtır. 228 European Commission, Country Strategy Paper Ġslamic Repablic of Afghanistan: 2007–2013., 37. 229 Ġnternet: (Temmuz 2015). Orta doğu güncel sorunları ve yeni oyunlar. Web: http://www.xenoxnews.com/pdf/Middle-East/who-is-he-and-what-is-he-to-you.pdf . 2 Mayıs 2015‟de alınmıĢtır. 230 Karacasulu, a.g.e.18. 91 ülkelere bağımlılığını halen sürdürmektedir. Zayıf yönetimin getirmiĢ olduğu bu husus iktidar yanlıları ve savaĢ ağalarını değil de, ülkedeki sivil ve siyasetten uzak insanların hayatını olumsuz yönde etkilemektedir.231 Güvenlik açısından bakılırsa, son 14 yılda dünyadaki tüm egemen devletlerin NATO kapsamında istikrarı sağlamak için Afganistan‟da konuĢlanmıĢ olsa da her geçen gün Taliban güçlenmekte ve dıĢ devletlere askeri bakımdan ağır darbeler vermektedir. 2001 senesinde ülkede siyasi istikrar günümüz Ģartlarına göre daha iyi iken, günümüzde NATO‟nun askeri kayıpları da artmıĢtır. 232 Afganistan‟a realist bir gözle bakacak olursak ülkedeki genel durum geçmiĢine nazaran çok değiĢmiĢtir. ABD‟nin Afganistan‟a müdahale ettiği 2001 yılından 2003 yılına kadar ülkede askeri, eğitim, sağlık ve pek çok alanda baĢarılı rol oynamıĢ olsa da, bu baĢarının ömrü uzun sürmeyip kısa sürede yerini tekrar yolsuzluklara vermiĢtir. Taliban karĢıtı yapılan tüm harekâtlara rağmen baĢka ABD olmak üzere NATO güçleri Taliban‟a karĢı gözle görünür bir baĢarı elde edememiĢtir. Taliban‟ı ortadan kaldıracağız söylemleriyle Afganistan‟a müdahale eden ABD, 2011 yılından buyana Taliban‟la masada oturmayı kabullenmiĢ ve Katar‟ın baĢkenti olan Doha‟da Taliban‟ın resmi ofisini açmasına da göz yummuĢtur.233 Böylece ABD nezdinde terörist konumunda olan Taliban bu sefer legal bir parti olarak Afganistan‟a tanıtılmaya çalıĢılmıĢtır. Ülkedeki devam eden yolsuzluk baĢkentten baĢlamak üzere ülkenin her tarafına yayılmıĢ ve mafyalaĢan yerel komutanlar, istedikleri emellere kolayca ulaĢabilmektedir. Hatta merkezden atanan bir vali bile hükümete karĢı kafa tutabilmekte ve devletin her türlü yaptırımını kabullenememektedir. Belli aĢiretleri arkasında alan bu ağalar Amerika‟nın Afganistan‟a müdahalesi sürecinde pasifize edilseler de, günümüzde eski gücüne tekrar kavuĢmuĢ ve hükümetin aleyhinde her türlü isteklerini dile getirip kabullendirebilmektedir.234 Bunun asıl nedeni de Afganistan‟ın genelinde hâkim olan bir karıĢıklık ortamıdır. Bu durumu iyi değerlendiren eski mücahitler halk 231 Karacasulu, a.g.e. 0-5. Ġnternet : ( Mart 2012). Amerika DıĢ iĢleri Bakanlığı ArĢivlerinden alınmıĢtır. Belge no 7890 13/9- 145)A Chronology of Afgan history,(01.06.2012) web: http://www.afghan web.com/history/achron.html, 4 Haziran 2013‟de alınmıĢtır. 233 Hamed Shafae, Post Taliban Afghanistan Views Of Afghan Elitse, 7. 234 Anthony Daniel Tindall, U.S. Nation-State Building Operatıons in Afghanistan: A Case Study, Master School of Public Service College of Liberal Arts and Sciences DePaul University, Chicago, Illinois, 2010,. 17 232 92 nezdinde kendilerini sevdirebilmiĢlerdir. Halk desteğinden yoksun olan Karzai yönetimi bu tür geliĢmeler karĢısında aciz kalmakta ve ülkedeki kargaĢalar ile baĢ edememiĢtir. NATO‟nun Afganistan‟da uyguladığı yanlıĢ politikalar ve bu politika sonucunda güçlenen Taliban da her geçen gün hükümete ağırlığını hissettirmektedir. 2017 sonrası senaryoların ne Ģekilde cereyan edeceği her kesin merakla beklediğini unutmamalıyız.235 ABD ve NATO güçlerinin ülkeden çekilmesiyle seçimle iktidara gelecek olan yeni devlet baĢkanı ve önündeki zorluklar Afganistan‟ı yeni bir trajediye sevk edecek gibi görünmektedir. NATO‟nun çekilmesiyle Taliban tüm Afganistan‟ı ele geçirdiği takdirde ülkedeki kargaĢa tekrar gündeme gelecek ve insan ölümlerinin senaryoları gerçekleĢmesi kaçınılmaz olacaktır. 30 yıldan beri dıĢ yardımlara bağımlı olan ve bu yardımlar kesildiği takdirde Afganistan‟da ekonomi nasıl bir sürece gireceği herkes tarafından kuĢku ile bakılmaktadır.236Kısacası 2017 sonrası bir Afganistan‟ı hayal etmek ve nasıl bir siyasi atmosferin hâkim olacağı siyasi yorumcularca gidiĢatın olumlu bir Ģekilde seyir takip etmeyeceği yönündedir.237 Dünya süper güçlerinin askerini bünyesinde barındıran Afganistan terör ve yolsuzlukla mücadele etmede baĢarısız olduğuna bakarsak, bu güçlerin yokluğunu tahmin ettiğimizde ise; Afganistan ordusu ile bu olayları yok etmek veya önüne geçmek zor görünmektedir.238 Afganistan‟ın kaderine hâkim olan bu tür olaylar tarihin her safhasında yüz verdiği gibi bugün de değiĢen bir durumdan bahsetmek pek mümkün görünmemektedir.239 4.6. Karzai Hükümetinin sonu, Dr. AĢraf Gani ve Mutabakat Hükümeti 2014 yılının ortasında Karazi iktidarının sona ermesiyle beraber, ülke yeni seçime gitmiĢ ve yeni hükümeti kurmak için liderler kolları sıvamıĢtır. Yapılacak seçimlerde hiçbir grubun %50 sini alamadığı takdirde, seçimin ikinci tura gidileceği söz konusuzudur. Yapılan seçimlerde partiler veya bağımsız adaylar tek baĢına iktidara ulaĢamayacağını ülkedeki heterojen yapıdan görmek mümkündür. Dolayısıyla 235 Afghanistan: European Enion Involvement,. 4-5. Kaya, A. SSCB Sonrası Coğrafyada Ulus ĠnĢa Süreci: Kazakistan Örneği, Alternatif Politika, Cilt. 4, Sayı. 3, Kasım 2012, 354-378 237 Kaya, a.g.m, 355. 238 Neil Robinson, State Building and Internatioanl Politics: The Emergence of New Problem and Aganda, State Building: Theory and Practice, Ed., Aidan Hehir, Neil Robinson, New York, Routledge, 2007, 6-7. 238 Tindall, U.S. Nation-State Building Operatıons in Afghanistan: A Case Studay. 17. 239 Kaya a.g.m. 41. 236 93 adaylar seçimi kazanmak için, güçlü olan aĢiret liderleriyle bir araya gelerek grup kurmuĢlardır. Her bir aday mensup olduğu etnik grubun dıĢından iki lider veya aĢiret temsilcisini yanına alarak seçime gidecekti. CumhurbaĢkanı adayı, yanına aldığı iki lidere birinci ve ikinci yardımcılığını vaat etmiĢlerdir. Seçimin birinci turunda ülkedeki toplam oyun %50‟sini alamayan adaylardan, en çok alan iki aday ikinci turda yarıĢacaktı.240 Nitekim bu seçimlerde de bir önceki Karzai dönemindeki gibi seçimler ikinci tura gitmiĢtir. Ülke çapında en çok oyu alan takımlar sırasıyla Dr. AĢraf Gani ve Dr. Abdullah Abdullah olmuĢtur. Ancak iki takım da çoğunluk oyunu alamamıĢ ve seçim ikinci tura gitmiĢtir. Büyük tartıĢmalara sebep olan ikinci tur seçiminde de her iki taraf galip olduğuna inanmaktaydı. Bağımsız Yüksek Seçim Kurulun tarafından yapılan yolsuzluklara Abdullah ve takım arkadaĢları itiraz etmiĢ ve ikinci tur seçimlerinin sonuçlarını kabul etmemiĢtir.241 YaklaĢık üç ay süren bu gerginlik süresince oylar üç kez sayılsa da Dr. Abdullah‟ı ikna etmek mümkün olmamıĢtır. Nihayetinde, ABD DıĢ ĠĢleri Bakanı John Kerry‟nin Kabil‟e gelip yapmıĢ olduğu müdahale ile mutabakat hükümetinin kurulacağına karar alınmıĢtır. Bu paylaĢıma göre, devlet baĢkanı Dr. Gani ve Ġcra BaĢkanı Dr. Abdullah olacaktı. Ayrıca hükümetin tüm bakanlıkları taraflar arasında ikiye bölünecek ve taraflar arasında paylaĢılacaktı. Meclisten güvenoyu alamayan bakan adaylarının yerine ise yine atamasını yapan Ģahıs tarafından yeni adaylar belirlenecekti. Bu tür uygulama Afganistan tarihinde ilk kez gündeme gelmiĢ ve halk tarafından da ĢaĢkınlıkla izlenmekteydi. Bunun yanı sıra valiler, emniyet amirleri, baĢkanlıklar ve kamu kurumların tamamı taraflar arasında paylaĢılmıĢtır. Taraflar da birinci ve ikinci yardımcılarıyla elde ettiği kürsüleri paylaĢmakla mükelleftir. Bu tür paylaĢımda hakkını arayan Türkler, 13 yıl devam eden Karzai yönetiminde mahrum kaldığı gibi, bu sefer de seçimlerde aktif rolü oynamalarına rağmen, hak ettiği kürsüleri alamadığı gerçeğidir. Ülkedeki istikrarsızlığın artması ve iktidar zaafının kaynağı da, iktidar paylaĢımı ve taraflar arasındaki gerginlikten kaynaklandığını açık bir Ģekilde görmek mümkündür. Bu senaryolar ülkede yaĢanırken ulus ve devlet inĢası Afganistan‟da rafa kalkmıĢtır.242 240 Ġnternet: (Ağustos 2015). Afganistan‟ın güvenlik endiĢeleri ve bölgedeki büyük güçlerin çekiĢmesi. Web:http://www.bakhtarnews.com.af/dari/security/item/55810- 5 Kasım 2015‟de alınmıĢtır. 241 Ġnternet: (Mart 2014). Afganistan hükümeti ve önündeki engeller. Web: http://www.farsnews.com/newstext.php?nn=13911126000154, 19 Mayıs 2015‟de alınmıĢtır. 242 Ġnternet: Nazari, L. ( Nisan 2014). Guna Shinasi Islam-e-Siyasi Dar Afghanistan (Afganistan'da siyasal Ġslam‟ın Tipolojisi). Web : http://urozgan.org/fa-af/article/4201/. 17 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır. 94 Dr. Gani‟nin 2014 yılında iktidara gelmesiyle beraber, NATO‟nun Afganistan misyonu, kuruluĢu, geliĢmesi ve kuruluĢ amaçlarının gerçekleĢtirilmesi ekseninde incelendiğinde baĢarılı olamadığı görünmekte ve bu baĢarısızlığın altında yatan sebep de iktidar paylaĢımında aralarında bir türlü uzlaĢı sağlayamayan Dr. Gani ve Dr. Abdullah arasındaki gerginlik olarak değerlendirilebilir. Afganistan‟daki durumun son derece karmaĢık ve çok boyutlu olduğunu düĢünürsek, NATO‟nun iyi bir Ģekilde sorunun üstesinden geldiğini düĢünmek mümkün değildir. 243 Ayrıca NATO üyelerinin dıĢında uluslararası toplumun da desteğini alarak Afganistan‟daki mevcut devlet yapısının yeniden oluĢturulması ve güçlendirilmesi konusunda önemli adımlar atamamıĢtır. NATO, Afganistan‟daki devlet kurumlarının yeniden oluĢturulmasını ve kendi güvenliğini kendisi sağlayacak güce ulaĢmasını hedeflemekteydi. Bu görevler yerine getiriline, NATO‟nun amacı yetkiyi yerel otoritelere devretmekti. NATO‟nun geçici süreyle üstlendiği görevi etkili bir Ģekilde yerine getirdiğini düĢünürsek, günümüzdeki artan terör olayları ve hükümetteki istikrarsızlığı görmemezlikten gelmemiz gerekecektir.244 NATO‟nun 2014‟de Afganistan‟daki yetkilerini devrederek ikincil bir konuma düĢmüĢ ve ülkedeki yönetimin caydırıcılığı da bununla beraber ortadan kalkmıĢtır. Esasen Afganistan‟ın güvendiği küresel açıdan da önemli olduğundan ötürü, 2014 sonrasında da NATO, Afganistan ile güvenlik alanındaki iĢbirliğini sürdüreceğini vaat etse de bu iĢbirliğinin hissedilebilir bir biçimde görmek mümkün değildir. Bu durum gerek bölge devletleri, gerek Afganistan açısından çok hızlı ve doğru planlanmamıĢ bir yetki devri olarak, algılanmakta ve ülkeyi güvensizlik ortamına ittiği düĢünülmektedir. Nitekim gelinen bu durum küresel açıdan istenilen bir durum değildir. Özellikle Afganistan‟daki istikrarsızlığın artması bölgedeki ülkeleri kaygılandırmaktadır. Ülkedeki güvensizliğin bir anda artması, bu ülkeleri yeni güvenlik sorunlarıyla karĢı karĢıya bırakmıĢtır.245 243 Ġnternet: ( Mart 2015). Afganistan- Pakistan arasındaki diyalog ve kriz çözümündeki Pakistan‟ın rolü. Web: http://www.tolonews.com/fa/tawde-khabare/22186-tawde-khabare-pakistans-role-in-afghan-peacedialogues, 7 Eylül 2015‟de alınmıĢtır. 244 Ġnternet: (Haziran 2013). Kaynayan kazan, kanayan yara adlı makale. Web: http://www.pajhwok.com/dr/2015/11/08, 6 Kasım 2015‟de alınmıĢtır. 245 Aqayi, B. (2015) Farhang-e Ululm-e Siyasi,( Siyaset Bilimleri Sözlüğü). (Ġkinci Baskı). Tahran: Vis Yayınevi, 22-23 95 Dolayısıyla Afganistan güvenliği baĢta NATO olmak üzere, uluslararası toplumun ilgilenmeye devam edeceği bir konu olmuĢtur. Ancak bu noktada iki konu üzerinden düĢünülmesi ve uluslararası toplumun daha çok iĢbirliği içinde olması gerekiyor. Bunlardan birincisi; Afganistan hükümetinin kapasitesinin arttırılması Ģarttır. BaĢta ABD ve diğer NATO üyesi devletler Afganistan hükümetine ekonomik ve askeri yardım etmelidir. Bir diğer husus da güvenlik dıĢı alanlarda da iyileĢmelerin gerçekleĢtirilmesinin gerekliliğidir. Güvensizliğin asıl sebebi olan ekonomik sebeplerin ortadan kaldırılmasına katkıda bulunacak alt yapının geliĢtirilmesi, yatırımın yapılması, refahın arttırılması ve Afganistan‟ın önemli sorunlarından biri olan ekonomik yapının sağlıklı bir düzeye getirilmesi de çok önemlidir.246Ülkede çalıĢan bir piyasa ekonomisi olmadığından dolayı, hükümet halktan vergi alamamaktadır.247 Dolayısıyla ülke ekonomisi uluslararası toplumun yardımına her zaman muhtaç olduğunu göz ardı edemeyiz. Bu sebeplerden dolayı, her ne kadar uluslararası toplum Afganistan‟dan çekilerek ekonomik açıdan faydalı çıksa da Afganistan‟a ve AĢraf Gani‟nin baĢkanlığında kurulan mutabakat hükümetine ciddi miktarda maddi yardım yapmaları gerektiği doğru olacaktır.248 4.7. Dr. AĢraf Gani Hükümeti dönemi Karzai hükümetinin bitimine günler kala gerçekleĢen ve ABD‟li yetkililerince toplanan heyet tarafından Haziran 2014‟te yapılan açıklamada baĢlıca konu Afganistan olmuĢtur. Bu açıklama sonrası, NATO‟nun Afganistan‟daki görevi son bulmuĢ ve stratejisini değiĢtirerek Afganistan‟ı yalnız bırakmıĢtır. NATO‟nun görevi sona ermiĢ olsa da, uzun dönemli bölgedeki istikrarın sağlanması için Afganistan‟a her türlü yardımın yapılmasına destek vermesi gerekecekti. Afganistan‟ı teröristlerin yuvası olmaması için uluslararası toplumun yardım etmesi önemlidir. Ancak Dr. Gani‟nin baĢkanlığında kurulan mutabakat hükümeti, 246 birinci yılını Ġnternet: (Aralık 2014). Sahak W. CumhurbaĢkanlığı seçim sonuçlarıyla ilgili değerlendirme. Web: http://www.khaama.com/persian/archives/category/election-2, 8 Ekim 2015‟de alınmıĢtır. 247 Ġnternet: (Temmuz 2013). Siyaset ve politika adlı makaleden faydalanmıĢtır. Web: http://www.khorasanzameen.net/php/read.php?id=285. 15 Nisan 2015‟de alınmıĢtır. 248 David, D. (2015) Mafhum-e Amniyet Pas az 11 September (11 Eylülden sonra Güvenliğin Anlamı).Çev. Masume S. A. (Birinci Baskı). Tahran: DıĢ ĠĢleri Yayınları, 26-28 96 doldurmasına rağmen zayıf bir hükümet profilini çizmiĢ ve ne yazık ki, hiçbir alanda kayda değer bir geliĢmeye imza atamamıĢtır. 249 2010 yılında da NATO‟nun Afganistan‟dan çekilmesi ve ülke güvenliğini Afganistan güçlerine devredilmesi konusunda anlaĢmaya varılmıĢtı. Bu plana göre Temmuz 2011 yılında NATO askerleri Afganistan‟dan çekilecek ve 2014 yılında bu çekilme iĢi tamamlanacaktı. Ayrıca Lizbon zirvesinde Afganistan‟la bir ortaklık anlaĢması yapılmıĢtır. NATO Afganistan milli güvenlik güçlerine yardım etmeyi taahhüt etmiĢtir. NATO günümüze uluslararası camianın yardımının kalıcı olması için üye devletlerle birlikte yaptığı ikili ortaklık anlaĢmasını desteklemeye devam ediyor ama bu yardımları yeni hükümet baĢa geldiğinden buyana sekteye uğramıĢtır. AĢraf Gani hükümetinin baĢa gelmesiyle ABD ile Afganistan arasındaki iliĢkiler her ne kadar sembolik da olsa, stratejik ortaklık anlaĢması imzalanmıĢtır. ABD ve NATO üyeleri gelecek yıllarda Afganistan güvenlik güçleri 228.500 asker ve dört milyar dolar maddi yardım edeceği sözünü vermiĢtir. Afganistan‟da istikrar ve güvenliğin arttırıldığı takdirde göç ve uyuĢturucu kaçakçılığı gibi sorunlara karĢı tedbir alınacağı beklenmektedir.250 Ayrıca Fransız askerleri planlanan tarihten daha erken tarihte 2012 yılında tüm askerlerini geri çekmiĢtir. Bu durum Batı devletleri arasındaki iĢbirliğinin zaafa uğradığı olarak değerlendirilebilir. Afganistan‟da tüm zorluklar aĢılamamıĢ aksine her geçen gün en önemli faktör olan istikrar, can ve mal güvenliğinin olmadığı devam etmekte ve bölge halkının geleceği halen karanlıktadır. Bu durumda beklentiler iki grupta değerlendirmek mümkündür. Birincisi; NATO üyelerinin uzlaĢıya varmaları. Ġkincisi; NATO Afganistan‟dan çekilse de uzun süre Afganistan‟a yardım etmesi ve bu yardımların devam emesi gerekecektir. Aksi halde, NATO ve ABD‟nin Afganistan‟a yapmıĢ olduğu harcamaların boĢa gittiğinden söz etmek mümkündür. Çünkü Afganistan gibi ekonomisi güçsüz olan bir ülke her an terörist gruplar için güvenli bir bölge olacak konumdadır. 251 AĢraf Gani hükümetinin kurulmasıyla ülkedeki kargaĢa ortamı bir türlü dinmemiĢ ve aksine ülkedeki nispi istikrar da ortadan kalkmıĢtır. CumhurbaĢkanı Gani‟nin 249 Sayfzadeh, S.H. (2015) Muamma-e Amniyet ve ÇaliĢhay-e Nawin-e Gharb (Güvenlik Sorunu ve Batının Yeni Sorunları) (Birinci Baskı) Tahran: Siyasi ve Uluslararası Konular AraĢtırması. 13. 250 Ġnternet: (Nisan 2015). Belirsiz gelecek konulu makale. Web : http://8am.af/1394/06/09/electoral-reformwith-an-uncertain-future/, 11 Ekim 2015‟de alınmıĢtır. 251 Ann, R. (2014) Terorism and global security, Memorial Ġnstitute for prevention of terorism. 97 hükümeti büyük zorluklarla kurulmuĢ ve bu zorlukların devamı olan hükümetteki istikrarsızlık halen devam etmektedir. Yeni hükümet bir yılı aĢkın süre zarfında halka vermiĢ olduğu sözleri yerine getirememiĢ ve ülke halkının hayati tehlikesi her geçen gün artmaktadır. Mutabakat hükümetinde seçimin iki büyük galibi olan Gani ve Abdullah hükümeti oluĢturmuĢ ve her biri %50 pay almıĢlardır. Bu tür koalisyon hükümeti sonuç vermese de taraflar baĢarılı bir hükümeti kurduklarına inanmaktalar. ĠĢsizlik, güvensizlik, Taliban terör örgütünün güçlenmesi, IġĠD‟in Afganistan‟da boy göstermesi, baĢta gelen sorunlar olarak sayılabilir.252 Bir buçuk yıllık bu hükümet verdiği sözleri yerine getirememiĢ ve her geçen gün halkın ekonomik sıkıntıları arttığını görmek mümkündür. Yeni hükümetten beklediğini alamayan genç nüfus, her geçen gün ülkeyi terk ederek iĢ bulmak ve güvenli bir ortamda yaĢamak için komĢu ülkelere ve ya Avrupa‟ya kaçmaya teĢebbüs etmektedir. Mutabakat hükümetinin baĢa geçmesiyle Taliban‟ın etkinlik alanı geniĢlemiĢ ve 13 yıl istikrarlı olan kuzey vilayetlerde ciddi miktarda Taliban terör örgütünün faaliyete geçtiğini görmek mümkündür.253 Son dört ay içinde Türklerin yoğunlukta yaĢadığı Afganistan‟ın kuzey ve kuzeydoğu illeri, Taliban terör örgütünün tehditleriyle karĢı karĢıya kaldığı ciddi sorunlardandır. BadahĢan, Faryab, Tahar, Kunduz, Sari pul, Cuzcan, Badğis illerinin güvenliği yok denecek derecede ortadan kalkmıĢtır. Merkezi hükümetin bu sorunlara karĢı tedbir alacağı ne yazık ki, bir söylemden öteye gitmemektedir.254 Taliban terör örgütünün Kuzey Afganistan‟a geçmesiyle birlikte CumhurbaĢkanı birinci yardımcısı olan General AbdulraĢid Dostum, sessiz kalmamıĢ ve Taliban‟ın bu bölgeye sızmasından rahatsızlandığını dile getirmiĢtir. Türkiye ziyaretinde de bu sorunları dile getiren Dostum, kuzey Afganistan‟da istikrarsızlık yaratan bu örgütlerden duyduğu endiĢeyi dile getirmiĢtir.255 Dostum nihayetinde kendisi Faryab cephesini gitmiĢ ve bir ayı aĢkın bir süre, oğulları ile birlikte Taliban örgütüne karĢı savaĢ vermiĢtir. 252 Ġnternet: (Ağustos 2015). Elektronik kimliklerin dağıtımının önündeki engeller ve devletin tedbir alamamsı faktörü. Web: http://8am.af/1394/06/10/emphasizes-civic-institutions-electronic-identificationcards/, 5 Ekim 2015‟de alınmıĢtır. 253 Ġnternet : (Temmuz 2015). Afganistan eski iç iĢleri bakanı Omar Davodzay ile Pakistan- Afganistan arasındaki gerginlik ile ilgili makale. Web: http://8am.af/pakistan-must-not-stop-peace-interviewmohammadi-omar-davodzay/ 6 Kasım 2015‟de alınmıĢtır. 254 Ġnternet: (Mart 2015). Yeni hükümetin yüzü gülmedi, adlı makale. Web: http://ariananews.af/latest-news 5 Nisan 2015‟de alınmıĢtır. 255 Ġnternet: (Eylül 2015). Rusya federasyonunun Afganistan‟daki teröre karĢı tutumu. Web: http://ir.sputniknews.com/russia/20151106/890494.html, 7 Kasım 2015‟de alınmıĢtır. 98 Eski SSCB sınırları diye nitelendirdiğimiz Afganistan‟ın kuzey illeriyle olan sınırının neredeyse tamamı Taliban terör örgütünün etkin olduğu alana dönüĢmüĢ ve bu durum Moskova‟yı da rahatsız etmektedir.256 Bu alan sadece Taliban örgütüyle sınırlı kalmayıp, Çeçen savaĢçılar, Özbekistan‟daki yönetim muhalifleri, Tacikistanlı Cündullah savaĢçıları da Taliban saflarına girerek savaĢmaya devam etmesi, Özbekistan ve Tacikistan yöneticilerini rahatsız etmektedir. Afganistan‟da artan terör olaylarından rahatsızlık duyan halk, her zamanki gibi bu durumun zarar göreni olduğunu açık bir Ģekilde görmek mümkündür.257 Afganistan‟da bu grupların güçlenmesi ve Kuzey illerini de ele geçirme çabaları Rusya‟nın ABD‟ye karĢı her geçen gün Ģüpheci yaklaĢımına neden olmaktadır. Rusya son bir yılda Afganistan‟la ilgilenmekte ve kuzey Afganistan illerinde artan terörist yuvalarından rahatsızlandığını her seferinde dile getirmektedir. CumhurbaĢkanı Gani ve birinci yardımcısı Dostum ve hükümet yetkilileri kuzey Afganistan‟da geliĢen ve her geçen gün artan teröristlerin etkinlik alanından endiĢe etmekte ve Rusya‟nın Afganistan‟a silah ve mühimmat yardım etmesi gerektiğini dile getirmektedir. Rusya bu geliĢmelere seyirci kalmamakla beraber, Afganistan‟ın isteğine sıcak bakmaktadır. Dostum‟un Rusya Federasyonu ziyareti sırasında isteklerini dile getirmiĢ ve Rus Milli Savunma Bakanı Sergi ġaygo bu ziyareti sıcak karĢılamıĢtır.258 mGünümüzde ABD ve Rusya‟yı ilgilendiren konunun bir bölümü Suriye olduğunu düĢünürsek, bir diğer bölümü de, Afganistan olduğunu söylemek mümkündür. Rusya dıĢ güçlerin Taliban‟a yardım ettiğini düĢünmekte ve bunu kendisine bir tehdit olarak algılamaktadır. Rusya, ġanghay ĠĢbirliği üyesi, Özbekistan ve Tacikistan‟da arzı endam eden yönetim muhaliflerinin elini güçlenmesinden endiĢe etmekte ve bunun bir Amerikan oyunu olduğuna inanmaktadır. Rusya Taliban‟ın kuzey Afganistan‟dan yok edilmesi konusunda ısrarlı görünse de, günümüze kadar doğrudan yaptığı bir müdahaleden bahsetmek mümkün değildir.259 256 Ġnternet: (Eylül 2015). Rusya yeni strateji mi belirliyor adlı analiz. http://ir.sputniknews.com/russia/20151106/890806.html, 9 Ekim 2015‟de alınmıĢtır. 257 Ġnternet: (Mayıs 2015). Yeni bir savaĢın eĢiğinde Afganistan. http://www.bakhtarnews.com.af/dari/political-news.html?start=63 23 Ağustos 2015‟de alınmıĢtır. 258 Ġnternet: (Mart 2010). Afganistan‟ın ekonomik politikası hakkında yazılan Web:http://www.bbc.co.uk/news/10302946, 22 Mayıs 2013‟de alınmıĢtır. 259 Ġnternet: (Kasım 2014). Taliban törör örgütü yeniden sahnede. http://www.khaama.com/persian/archives/27752, 9 Ekim 2015‟de alınmıĢtır. Web: Web: analiz. Web: 99 4.8. Afganistan’ın Bugünkü Durumu Bir yılı aĢkın bir süre önce yapılmıĢ olan cumhurbaĢkanlık seçimleriyle beraber Afganistan‟da istikrarsızlık artmıĢ ve bunun neticesinde pek çok kiĢi de ülkeyi terk etmeye mecbur kalmıĢtır. Ülkedeki gerginlik, Taliban‟ın yükseliĢi, uyuĢturucu trafiğinin artması, güvenli bölgelerin Taliban ve IġĠD‟in eline düĢmesi gibi konular halkı periĢan etmiĢ ve bunun neticesinde pek çok kiĢi güvenli bölgelere taĢınarak hayatlarını sürdürmektedir. Ülke dıĢına sığınmacı olanların yanında, iç göçlerde baĢ göstermiĢtir. Ġç göçlerin nedeni, kuraklık, sel, deprem ve bölgelerin devlet silahlı güçleri ile Taliban arasında el değiĢtirmesi olarak sıralanabilir. BaĢta güvenlik olmak üzere ülkenin kuzey ve kuzeydoğu bölgelerinde yaĢayan halklar, daha güvenli olan bölgelere taĢınmaya maruz kaldığı, görülmektedir. Ülkeyi terk eden gençler, Ġran ve Pakistan‟dan Türkiye‟ye geçerek iĢ aramakta, Türkiye‟de umudunu yitiren gençlerin çoğu da kaçak yollarla Avrupa‟ya gitme Ģansını denemektedir. Bu durum karĢısında sessizliğini koruyan Afganistan‟daki yönetim ne yazık ki, gelecek için gençlere hiçbir istikbal vaat etmemektedir. Taliban ile yapılmakta olan mücadelede devletin belli bir stratejisi olmadığı için, her zamanki gibi ABD ve dıĢ güçlerden yardım beklenmektedir. 260 BaĢta ABD ve diğer batı devletlerinin Afganistan ile ilgili yapacağı askeri yardımların gecikmesi de ülkedeki kargaĢa ortamının hızla büyümesine sebep olmuĢtur. Askeri ve teknolojik bakımdan bir hayli güçsüz olan Afganistan‟a Pakistan‟ın yaptığı baskılar da 2014 yılı sonrası artmıĢtır. 261 Pakistan her ne kadar Afganistan ile güvenlik antlaĢması imzalamıĢ olsa da bu antlaĢmaların hiçbirine sadık kalmayıp, Taliban ve diğer devlet muhalifi güçlere yardım etmektedir. Günümüzde Afganistan silahlı güçleri tarafından savaĢlarda esir alınan veya öldürülen Taliban militanları arasında Pakistan asıllı savaĢçıları görmek mümkündür. Pakistan‟da üretilen malların en büyük tüketici olan Afganistan‟ın bu mallara her ne kadar boykot etse de, bu boykotlar söylemden öteye gitmemektedir. Pakistan mallarına bağımlı olan ve üretim yapamayan bir ülke konumunda olan Afganistan‟dan aksini beklemek de zaten olamaz. Pakistan ile iyi geçinemeyen Afganistan hükümetinin ikinci alternatifi olan Hindistan mallarının da 260 Ġnternet: (Ekim 2014). Siyasi Analizler, web: http://www.pajhwok.com/dr, 1 Kasım 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: Ağustos 2011). Büyük güçlerin çatıĢma alanı Afganistan, makalesi, web : http://www.khaama.com/persian/archives/31985, 9 Ekim 2015‟de alınmıĢtır. 261 100 ülkeye yetiĢmesi, maliyet açısından pahalıya mal olacağından ötürü, yine Pakistan mallarına Afganistan tüccarlarını mahkûm etmektedir.262 Bir yılı aĢkın süredir iktidarda olan Dr. AĢraf Gani hükümeti bu tür olaylar karĢısında sessiz kalmayı tercih etmekte veya Taliban ve terörü kınamakla yetinmektedir. Yetkililerin bu sessizliğine halk tepki gösterse de, sadece bir gösteri ve tezahüratla sınırlı kalmaktadır. Hükümete güvenoyu vererek iktidara taĢıyan halk, her geçen gün umudunu yitirmektedir. Ülke içindeki siyasi, ekonomik ve sosyal dengelerin bozulmasına sebep olan faktör, birkaç baĢlık altında sıralanabilir. Yeni hükümet Dr. Gani ve Dr. Abdullah tarafından oluĢması ve ciddi bir ana muhalefet partisinin hükümet dıĢında olmaması, ülkedeki istikrarın bozulmasına sebep olan faktörlerdendir. Çünkü iki grup Ģeklinde seçim yürüten ve iki güçlü adayı destekleyen tüm siyasi partiler bir Ģekilde iktidara ortak olmuĢ ve istedikleri gibi hükümeti dizayn etmiĢlerdir. Hükümet dıĢında kalan ve ülkedeki istikrarsızlığa itiraz eden küçük partiler ve ya sivil toplum örgütleri olsa da, ülkede bu itirazları ciddiye almamakla kalmayıp, bu tür itiraz ve eleĢtirilere yabancı misyon ve ajanları damgasını vurmakla suçlamaktalar. Hal böyle iken ülkede bunca senaryoların yaĢanması da çok normaldir.263 Yeni hükümet milletvekillerinin hizmet sürelerinin bitmesine rağmen genel seçimlerinin bir yıl ertelenmesi ile hükümet, halk nezdinde saygınlığını iyice yitirmiĢtir. Hükümetin gerekçesi, maddi durumların iyi olmaması, dıĢ yardım olmadan seçim masraflarının devlet tarafından karĢılanamaması olarak gösterilmektedir. Ekonomik bakımdan dıĢ ülkelerden gelecek olan yardımlara bağımlı olan bir yönetimden zaten farklı bir Ģey beklenemezdi. Günümüzde, Afganistan‟daki polis, ordu, seçimler, kamu kurumlarının maaĢları ve altyapı harcamaları yardım eden devletler tarafından karĢılanmaktadır. CumhurbaĢkanı fermanı ile hizmet süresi bir yıl uzatılan milletvekillerinin kiĢisel olarak hükümeti eleĢtirmesi de parlamentodan dıĢarıya çıkmamaktadır. RüĢvet almak ve yolsuzlukla suçlanan milletvekilleri de halk nezdinde saygınlığını yitirdiği için, bunların itirazlarına, ne hükümet ne de halk, ciddiye almamaktadır. Bağımsız 262 Ġnternet: (Eylül 2010). 11 Eylül sonrası, Dünya gündeminde Afganistan, http://www.globalresearch.ca/articles/BRZ110A.html,12 Ocak 2014‟de alınmıĢtır. 263 Ġnternet: (Ocak 2015). Afganistan‟a yeniden bakıĢ, makalesi, http://www.pajhwok.com/ps/subscription-required?redirect_from=437037 4 Eylül 2015‟de alınmıĢtır. web: web: 101 olarak parlamentoya giren milletvekillerin itiraz etmeleri, yankı bulmamakla beraber ülkede ciddiye alınmamaktadır. Bunun altında yatan neden, ülkedeki etnik bölünmüĢlük olarak söylenebilir.264 Farklı etnikleri bünyesinde barındıran Afganistan‟da etnik bakımından azınlık konumunda olan ve bağımsız olarak milletvekillerinin ülkedeki istikrarsızlığa itiraz etmeleri ciddiye alınmamakla beraber, parlamentonun içinden sesleri dıĢarıya çıkmamaktadır. Afganistan gibi bir ülkede tüm siyasetin etnik üzerinden yapıldığı gerçeğini, halk evi denen parlamentoda da görmek mümkündür. Dolayısıyla milli menfaatleri esas alan konularda parlamentonun plan yapmasını da zora sokmaktadır. Buna örnek olarak; Afganistan halkına verilmesi planlanan vatandaĢlık kimliği (Elektronik nüfus cüzdanı) hakkında ortak fikrin oluĢmaması gösterilebilir. Çünkü milletvekillerin bir kısmı yeni kimliklere „‟Afgan‟‟ kelimesinin yazılmasını isterken, bir kısmı da bu kelimenin kimliklere yazılmasını PeĢtun olmayan halklara haksızlık olarak görmekte ve karĢı çıkmaktadır.265 Bu sebepten dolayı, Haziran 2015‟te halka verilmesi planlanan bu kimlikler, belirsiz bir süre için askıya alınmıĢtır. Afganistan gibi ülkede siyasiler küçük bir sorun için yanıt bulamaz iken, kısa vade de ekonomik ve siyasi istikrarı beklemek, bir hayalden öteye gitmemektedir. Afganistan‟ın ulus inĢası sürecinde bugüne kadar elde edilen baĢarılar son derece sevindirici olsa da, ulus inĢa edilmesinde ve inĢa edilen ulusun ayakta tutulmasında çok önemli roller oynayan uluslararası toplumum önünde önemli zorluklar bulunmaktadır.266 Hükümete ve batı karĢıtı bir isyanın varlığını sürdürmesi, Hükümete veya uluslararası güçlere karĢı faal olarak mücadele vermiyor olsalar dahi, yerel ve bölgesel özel silahlı güçlerinin varlığı, HaĢhaĢ- eroin ekonomisinin ciddi bir biçimde artıĢ göstermesi ve halen devam ediyor olması,267 264 Ġnternet: (Ekim 2014). Saberi D. Dünya gündeminde Afganistan, makale, web: http://www.pajhwok.com/ps/governance-politics 3 Kasım 2015‟de alınmıĢtır. 265 Ġnternet: (13 Eylül 2015). Afganistan‟da siyasi geliĢmeler, web: http://www.bakhtarnews.com.af/dari/political-news/item/55414 2 Kasım 2015‟de alınmıĢtır. 266 Ġnternet: (Temmuz 2015). Sessizlik çaresizliğin göstergesidir adlı yazı. Web: http://www.afghanpaper.com/nbody.php?id=104556, 8 Ekim 2015‟de alınmıĢtır. 267 Marvin G. Weinbaum, (2008) Afganistan‟ın Yeniden ĠnĢası”, Ulus ĠnĢası, Çev., Hasan Kaya, Ed., Francis Fukuyama, (Birinci Baskı,) Ġstanbul: Profil Yayınları, 196. 102 Afganistan‟da 2003 ve 2004 yıllarında artan tehlike ortamı, amansız rejim karĢıtı unsurların hala sürdürdükleri gerçeğinin altını çizmektedir. Amerikan kuvvetlerinin özellikle havadan ezici ateĢ etme kabiliyeti, bu rejim karĢıtı unsurların geniĢ çaplı saldırılar gerçekleĢtirecek zemini bulamamaları anlamına gelmektedir. Yine de ellerindeki mevcut malzemelere hazırladıkları patlayıcılar veya vur kaç taktikleri yardımıyla küçük çaplı saldırılar düzenlemektedirler. Ġslamcı söylemleri ve sosyal politikaları çok sayıda Afganistan halkının hoĢuna gidiyor olsa da, Ģiddet içerikli taktikleri için aynı Ģey söylenmez. Üstelik devlet karĢıtı unsurlar yeniden yapılanma yardımının ülkenin Güney ve Doğu bölgelerine ulaĢmasını o kadar zorlaĢtırmıĢlardır ki, bu unsurların hükümetin söz konusu bölgelere fazla ilgilenmediği yönündeki eleĢtirilerinin bölge insanları üzerinde çok az inandırıcı gücü vardır. Devlet karĢıtı direncin kaynağını yalnızca gözdağı politikasında bulmak mümkün değildir. Bu direncin kökleri PeĢtunların Tacik ağırlıklı geçici yönetim hükümetinde uzaklaĢtırılmalarına bazı insanların, Taliban yönetimi döneminde büyük ölçüde ortadan kaldırılan kanunsuzluk ve yozlaĢmanın yeniden canlanacağı yönündeki endiĢelerine; dağlık Afganistan-Pakistan sınırı boyunca uzanan PeĢtun kuĢağını her yayında varlığını sürdüren Amerikan karĢıtlığı Ġdeolojisine dayanmaktadır.268 ÇeĢitli silahsızlandırma ilkelerinde özel milislerin ortadan kaldırılmasına yardım edebilecek ilerlemelerin kaydedilmesine karĢın aĢiret güçleri varlıklarını sürdürmektedirler. Bu güçler Afganistan‟ın Sovyet iĢgaline karĢı ulusal bir direniĢ mücadelesi olarak baĢlayan ve zaman içerisinde çok sayıda etnik yapının karıĢtığı bir iç savaĢa dönüĢen uzun yıllar süren savaĢın bir mirasıdır. Yasal ekonomi, resmen silahsızlanma sürecine tabi tutulmuĢ ve Artık resmen özel bir milis gücünün bir parçası olarak görülmüyor olsalar da, çok sayıda savaĢçıyı yasal bir sivil, iĢte çalıĢma fikrinden alıkoymaya yetecek kadar güçsüzdür. Bu durumun devam etmesinde haĢhaĢ- afyon ekonomisinin son derece karlı olmasının da rolü vardır. Her ne kadar bazıları örgütlü suç eylemlerine geçiĢi mantıklı, kolay ve karlı bulmuĢ olsa da, milis liderleri ve bölgesel komutanlar iĢ ve siyaset alanlarında liderlik rolleri üstlenmeye baĢlamıĢlardır. 269 Afganistan‟da örgütlü suç olgusu çok çeĢitli eylemleri kapsamaktadır, ama örgütlü suçun temeli haĢhaĢ yetiĢtiriciliğine bunlardan eroin üretilmesine ve 268 G. Weinbaum, a.g.e., 215. Larry P. Goodson, Afganistan‟dan Alınan Ulus ĠnĢası Dersleri, Ulus ĠnĢası, Çev., Hasan Kaya, Ed., Francis Fukuyama, 1. Baskı, Ġstanbul, Profil Yayınları, 2008,. 525. 269 103 üretilen eroinin kaçak yollarla ülkeden çıkarılıp bölgesel ve küresel pazarlara sunulmasına dayanmaktadır. Taliban‟ın devrilmesinden geçen 14 yıllık süre içerisinde uyuĢturucu ile mücadele cephesinde olduğu kadar hiçbir cephede geri kalınmamıĢtır. Afyon ve haĢhaĢ üretimi, ekili alan ve iĢlenen ham afyon bakımından 1980‟ların ortalarından beri sürekli olarak artıĢ görünmektedir. 1990 yılından beri üretim yıllık tahmin edilen 2000 tonun altına asla düĢmemiĢ, bu rakam 1990 yılında 4600 tonla doruğa çıkmıĢtır. Bu artıĢ eyleminin tek istisnası, Taliban hâkimiyetinin son yılı olan 2001 yılıydı. Taliban 2001 yılında haĢhaĢ ekimine ve afyon üretimine karĢı çok sert ünlemler almıĢtı. Taliban sonrası dönemde ekonomik istikrarsızlık ve zayıf denetim, afyon üretiminin hızlı bir Ģekilde yeniden canlanmasına yol açmıĢtır. Tahmin edilen afyon üretimi hacmi 2002 yılında 3200 ton iken 2003 yılında 3600 tona ve 2004 yılında bir rekora yaklaĢarak 4200 tona tırmanmıĢtır. 4200 ton 2004 yılında dünyadaki toplam üretimin %87‟sini teĢkil ediyordu. Daha da kaygı verici olan durum ise, haĢhaĢ ekili toprak büyüklüğünde muazzam bir patlama yaĢanmıĢ olmasıdır. GörünüĢte bugün Afganistan nüfusunda iki milyondan fazla insan 131000 hektar alan üzerinde haĢhaĢ yetiĢtirmekle uğraĢmaktadır. Bu yasadıĢı ekonominin hızla büyümesi (bununla birlikte en azından kısmen uyuĢturucu ticaretinden elde edilen gelire bağlı olarak kentlerde yaĢanan inĢaat patlaması), son derece de kaygı vericidir ve diğer ulus inĢası alanlarında kaydedilen ilerlemeleri baltalayabilir. 11 Eylül 2001 tarihinde yapılan terör saldırılarından sonra Taliban ve El Kaide‟ye karĢı ABD, Afganistan‟da baĢlatan operasyonundan bu yana 14 yıl geçmesine rağmen Taliban güçlerinde bir zayıflama görülmemekte tersine daha da güçlenerek Afganistan‟ı tehdit etmektedir. Karzai Afganistan‟daki dört dönemlik yönetimi sürecinde ülkenin kalkınması için belirgin bir politika yürütememiĢtir. ABD de, Barack Obama‟nın iktidara geldiği günden beri Afganistan ile ilgili bir strateji belirlemeye çalıĢmaktadır. Ama ne yazık ki ortada net bir stratejinin olmadığını görmekteyiz. Böylece içerde ve dıĢarıda yaĢanan belirsizlik ortamında Afganistan‟ın güvenliği ve yeniden inĢası meçhul bir hedef olmaktan öteye geçmemektedir.270 Obama göreve gelmeden önce Afganistan‟ın yeniden inĢasının öncelikli dıĢ politika hedeflerinden biri olacağını ilan etmiĢti. Nitekim aradan yıllar geçmesine 270 Çiftçi, a.g.m., 80. 104 rağmen Afganistan için belirgin, sınırları çizilmiĢ bir politika yoktur. Günümüzde Taliban ülkenin güneyinde birçok bölgeyi kontrolleri altına almıĢ ve son bir yıl içinde ülkenin kuzey vilayetlerinde de varlıklarını ciddi bir biçimde hissettirmektedir. Artık Amerika bile Afganistan‟ın yeniden inĢa edilemeyeceğinin farkındadır. Yeni bir ulus, yeni bir devlet ve güvenlik sorunlarını çözmüĢ bir devlet oluĢturmak için Afganistan halkının desteklediği dürüst ve meĢru liderlerle gerçekleĢtirmek mümkündür. Ancak adı yolsuzlukla anılan liderlere destek verilmesi ülke için ön görülen süreci gerçekleĢmesine imkân vermemektedir. Hamid Karzai, Afganistan‟daki iki dönemlik hükümeti süresince uyguladığı politikalarla gerek Afganistan halkının gerekse uluslararası aktörlerin güvenini büyük ölçüde yitirmiĢtir. MeĢruluğunu yitirmiĢ, adı yolsuzluk ve uyuĢturucu ticareti ile anılan Karzai‟nin önderliğinde Afganistan‟da yeni bir ulus inĢası da mümkün olmamıĢtır.271 Afganistan‟ın tarihine bakılırsa hiçbir zaman dıĢ güçler tarafından dayatılan çözümler kabul görülmemiĢtir. Bunların örneklerini Ġngiliz ve SSCB iĢgalinde da görebilmekteyiz.272 Afganistan‟da devlet inĢası en önemli sorunlardan biri olan gelir ve giderleri uzun vadede eĢleĢtirmeye bağlıdır. Yani meĢruiyet politik katılım veya temsil değil, belki otomatik olarak hizmetlerin sunulmasıyla ilgilidir. Politikacılar devlet inĢasını „‟kanunlara dayalı‟‟ bir sistem olarak görmektedirler ama gerçekte devlet inĢası bir takım kuralları baĢka kurallar ile değiĢtirmek olarak düĢünülmesi daha yararlı olacaktır. Asırlar boyunca kabile ve dini liderler himaye ve müzakere temelli merkeze bağlı olan küçük toplumlar yaratmıĢlarıdır. Ġç savaĢlar ve özellikle Rus iĢgali Afganistan‟daki siyasetin doğasını hem yerel anlamda hem de ulusal düzeyde değiĢtirmiĢtir.273 Afganistan savaĢı ABD‟nin en uzun çatıĢmasıdır. 11 Eylül 2001 yılında ABD‟nin ülkeye müdahalesinden günümüze kadar tahmini olarak yaklaĢık 20,000 sivil Afganistan vatandaĢı çatıĢmalarda hayatlarını kaybetmiĢlerdir. Ayrıca ABD‟nin Afganistan‟a gerçekleĢtirdiği operasyon 200 milyar dolara mal olmuĢtur. ABD Afganistan müdahalesinden hemen sonra Afganistan‟ın politik, sosyal, ekonomik ve güvenlik ile ilgili geliĢtirme çabasında bulunarak istikrarlı bir devlet kurmayı hedeflemiĢtir. ABD‟nin Afganistan‟a yönelik devlet inĢası operasyonu Ģimdiye kadar istenilen hedefe ulaĢamamıĢtır ve bu inĢa süreci, sorgulanabilir ya da en 271 Çiftçi, a.g.m., 81-83. ORSAM, Büyük Güçlerin Afganistan Politikaları, Ankara, Rapor No: 81, 2011. 273 Lister, Understandıng State-Building and Local Government in Afghanistan, 3-4. 272 105 azından bu strateji Ģimdiye kadar baĢarısızdır. Bunun yanı sıra Afganistan, ABD‟nin insani, ekonomik ve politik kayıplar yaĢamasına neden olmuĢtur. Özetle, ABD‟nin Afganistan‟a yapmıĢ olduğu müdahaleden bu yana, ülkenin istikrarı için politik, ekonomik, sosyal ve güvenlik kurumlarıyla ilgili kurumlarda meĢru ve istikrarlı geliĢme gerçekleĢtirememiĢtir.274 Ocak 2009‟de Obama ABD yönetimine geçtiği sıralar, uluslararası toplumun çoğu ABD‟nin dıĢ politikasına olan yaklaĢımın değiĢeceğini heyecanla beklemekteydi. Obama da, Amerikan dıĢ politikasına olan yaklaĢımların onun döneminde farkı olacağını duyurmaktaydı. ABD‟nin yeni dıĢ politika yaklaĢımının üç temel ayağı, savunma, kalkınma ve diplomasi olduğunu vurgulamaktaydı. Ġyimser ve belirli dıĢ politika farklılıklarına rağmen, Obama yönetimi de sonunda Bush yönetimin uyguladığı politikalarının aynısını uygulamaya baĢlamıĢtır. Ayrıca Obama, eski Bush dönemindeki çoğu savunma ve ulusal güvenlik kadrosunu değiĢtirmemiĢtir. Bush ve Obama yönetimlerinin ikisi de baĢarısız (failed state), baĢarısızlığa doğru giden (failing state) ve zayıf ulus devletlere (weak nationalstate) karĢı aynı politikaları takip etmiĢler ve bu politika ABD senatosunda da tepki ile karĢılanmaktadır.275 4.9. Devlet ĠnĢası Sürecinin BaĢarısızlığı Devlet politikası bilimin temel kavramlardan biridir, aynı anda devlet siyaset biliminin en önemli ve köklü bir bilim dalının ana unsuru olarak sayılmaktadır. Bazı siyaset bilimcilerine göre siyaset bilimi devleti değerlendiren bir bilim dalı olduğunu tanımlamaktadır. Çağımızda insanların bir arada yaĢamaları ve devlet olmadan yaĢam sürmek mümkün değildir. Yalnız hayal dünyasında devletsiz bir yaĢam biçimini düĢünebiliriz. Siyaset bilimi açısından düĢünürsek, devlet olmadan yaĢam biçimini Ģekillendirmek olanaksızdır.276 Günümüz Ģartlarında „‟devletsiz toplum‟‟ yalnız hayal dünyasından öteye gitmez ve pratikte devletsiz hayat tarzı olanağı yoktur. Devletin var oluĢu insanların gereksinimine göre ĢekillenmiĢtir. Güç bakımından devletleri ikiye ayırabiliriz: güçlü ve istikrarlı devletler, zayıf güçsüz ve 274 Tindall, U.S. Nation-State Building Operatıons in Afghanistan: A Case Study. 9. Soyalp Tamçelik ve Farida Labib Raof, 2014. “Afganistan‟da Taliban Sonrasında YaĢanan Ulus ĠnĢa Süreci: KarĢılaĢılan Zorluklar ve Çözüm Önerileri (Post-Taliban Nation Building Prosess in Afghanistan: Challenges and Recommended Solutions)” 2. Uluslararası Darvaz Kongresi Bildiri Kitabı (29-31 Mayıs 2014, s. 1245-1277., 2. Uluslar arası Darvaz Kongresi, Isparta 276 Fukuyama, Devlet ĠnĢası: Yirmi Birinci Yüzyılda YönetiĢim ve Dünya Düzeni,. 134. 275 106 iĢlevsiz devletler. Güçsüz devletlerde yolsuzluk, terör insan haklarının ihlali gibi durumların yaĢanması doğaldır ve devletlerin bir devlet inĢasına ihtiyacı vardır. Devlet inĢası teriminin geçmiĢine bakacak olursak (State Building) terimi 1990'larda siyasi literatüre girmiĢtir. Ülkenin pek çok yerinde Taliban faktörünün yeniden baĢ göstermesi, seçimler süresince verilen vaat ve sözlere sadık kalınmaması, iĢsizliğin artması, güvenlik endiĢeleri gibi konularda yeni hükümet yetersiz kalmıĢtır. ABD ve NATO güçlerinin ülkeden çekilmesiyle birlikte ülkedeki istikrar ortadan kalkmıĢ ve Taliban güçlerinin etkinlik alanı geniĢlemiĢtir. Afganistan ordusu ve polisi verilen imkânların yetersiz olması nedeniyle Taliban‟a karĢı savaĢmada da yetersiz kalmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda Taliban terörü sadece ülkenin güneyinde iken, günümüzde kuzey ve kuzeydoğu illerini de kapsamakta ve Taliban kuzey ve kuzeydoğu illerinde de terör estirmektedir. Can ve mal güvenliğini yitiren halk, hükümeti tüm bu geliĢmelerin sorumlusu tutmaktadır. Ġki kez seçim yapılmasına rağmen seçim sonuçlarını kabul etmeyen Gani ve Abdullah, ABD‟nin arabuluculuğu ile kurdukları mutabakat hükümeti bir yılı aĢkın süredir ülkedeki istikrarı getirmek ve halkın en önemli gereksinimi olan güvenliğin sağlanmasında yetersiz kalmaktadır.277 Bir diğer zorluk Afganistan devlet inĢası yollarının tıkalı olmasıdır, verimsiz bürokrasi ve idari yapıları zayıf olan bir devlette bunu kısa dönemde beklemek güçtür. Sonuç olarak Afganistan‟da güçlü bir hükümet kurulmadan baĢarılı devlet inĢası sürecinin gerçekleĢmesi ve amaca ulaĢması günümüz Ģartlarında olanaksız görünmektedir. Geçtiğimiz yıllarda Afganistan halkının siyasal ve sosyal alanında olumlu değiĢikliklerden bahsetmek mümkün iken, günümüz Ģartlarında bu tür geliĢmelerden bahsetmek mümkün değildir. Özellikle AĢraf Gani ve Abdullah‟ın mutabakat hükümetinin baĢa geçmesiyle ülkedeki halk hükümete karĢı güvenini yitirmiĢtir. Bunun esas nedeni de iĢsizlik ve güvensizliktir.278 277 278 Çiftçi, Afganistan‟da yeni bir ulusu inĢa etmek ve güvenliği sağlamak mümkün mü? 85-86. Fukuyama, Devlet ĠnĢası: Yirmi Birinci Yüzyılda YönetiĢim ve Dünya Düzeni. 134. 107 SONUÇ Afganistan Coğrafi açıdan tampon bölge olma özelliği taĢıdığından ötürü, tarih boyunca önemli bir ülke konumunda olmuĢtur. Bu nedenle ülke, farklı zaman dilimlerinde büyük güçlerin çatıĢma alanı olmuĢtur. Afganistan konumu itibarı ile Hindistan, Orta Asya, Çin ve Ġran arasında adeta bir köprü görevini üstlenmektedir. Pek çok ülke açısından bir avantaj sayılacak bu durum, ne yazık ki Afganistan halkı için bir dezavantaj olmuĢtur. 19. yüzyılda, dönemin hegemonyası Büyük Britanya tarafından iĢgal edilen Afganistan, halkın verdiği zorlu mücadele sonucunda özgürlüğüne kavuĢmuĢtur. 20. yüzyılın sonlarına doğru bir baĢka süper güç Sovyetler Birliği Afganistan‟ı iĢgal ederek 10 yıl boyunca bu ülkede, Amerikan destekli mücahitlerle savaĢmak zorunda kalmıĢtır. Gerek 19. gerekse 20. yüzyıllarda ülkenin büyük güçler tarafından iĢgal edilmesini sağlayan faktörler, günümüz Afganistan‟ı için de geçerliliğini korumaktadır. Söz konusu müdahalenin sonucu olarak Taliban rejimi sona erdirilirken, ülke için yeni kapılar açılmıĢtır. Halkın büyük bir çoğunluğu tarafından memnuniyetle karĢılanan bu müdahale ülkedeki istikrarsız ortama kalıcı çözümler üretmesinde yaĢanan baĢarısızlıklar büyük hayal kırıklığına neden olmuĢtur. Afganistan‟da Dr. Necibullah‟ın iktidardan uzaklaĢtırılmasıyla Mücahit gruplar arasında iktidar kavgası baĢlamıĢ ve ülke tarihinde benzeri bulunmayan kanlı sahnelerin yaĢanmasına sebep olmuĢlar. Ülkede iç savaĢ sürerken 1994 yılında, Taliban „‟Medrese Talebeleri‟‟ adında bir grup boy göstermiĢ ve Pakistan kamplarında savaĢ eğitimini aldıktan sonra Afganistan‟ın güney bölgesi olan Kandahar‟ı ilk olarak ele geçirmiĢtir. Afganistan‟da Ġslami Emirlik kurma çabasında olan Taliban, savaĢan mücahit gruplara karĢı savaĢmıĢ ve kısa sürede birçok bölgeyi ele geçirmiĢtir. 1995 yılına gelindiğinde, Taliban ülkenin nerdeyse tamamını ele geçirmiĢ ve kısa sürede ismini dünya kamuoyuna duyurmayı baĢarmıĢtır. Taliban örgütünün iktidarı, Afganistan‟da yaklaĢık yedi yıl sürmüĢ ve bölge halkına farklı senaryolar hazırlayarak her türlü iĢkenceyi reva görmüĢtür. 11 Eylül 2001 hadisesi sonucunda, ABD ve koalisyon güçleri Taliban‟a karĢı harekât uygulamıĢ ve bu olayın sebebi Usame Bin Ladin olduğu gösterilmiĢtir. Dolayısıyla ABD buna dayanarak ciddi adımlar atmaya baĢlamıĢ ve Taliban 108 yönetimini ortadan kaldırmak için askeri harekât düzenlemiĢtir. ABD, Ladin‟in kendisine teslim edilmesini istemiĢ olsa da, Taliban bu öneriyi kabul etmemiĢ ve ABD, Taliban‟a karĢı sert tutum izlemiĢtir. BM nezdinde yapılan görüĢme sonucu Afganistan‟a askeri müdahale etmeyi planlamıĢtır. ABD ve diğer uluslararası örgütlerce Afganistan‟da barıĢ ve istikrarın getirilmesi hedeflenmiĢ olsa da, istenilen hedefe günümüze kadar ulaĢtığından bahsetmek mümkün değildir. Afganistan‟daki istikrarın sağlanamamasındaki etkenlerin en önemlisi, ülkedeki otorite boĢluğu, Taliban‟ın nüfuz alanındaki halka olan etkisi, ülkenin coğrafi konumu ve Afganistan‟ın etnik yapısını da göz önüne bulundurmamız gerekecektir. Afganistan‟da süren, ABD ve koalisyon güçleri askeri operasyonlarda her ne kadar baĢarılı gibi görünse de, 2001 yılı sonrası, konuĢlandığı mevkiden itilaf lehine bir arpa boyu mesafe kat edememiĢ, aksine her geçen gün Taliban‟ın terör estirebilecekleri bölge ve etki alanı daha da geniĢlemiĢtir. Taliban, Afganistan hükümeti ve koalisyon güçlerinin kontrolünde olan bölgelere girerek istedikleri hedefi bombalamakta ve istedikleri emellere ulaĢabilmektedir. Afganistan‟ın Kuzey ve Kuzeydoğu bölgesinde iki yıl öncesine kadar sükûnet hâkim iken, bugün Güney Afganistan‟dan pek farklı durumda değildir. Bunun en önemli nedeni, Taliban‟a yardım ve yataklık edecek faktörlerin kuzey Afganistan‟a da sızdığının göstergesidir. ABD, Afganistan‟da askeri ve politik açıdan kısmen Ġlerleme kaydetse de, birçok tehdit her zamanki gibi varlığını sürdürmektedir. Taliban medyanın ilgisini çekmek için belli hedeflere saldırılar düzenlemekte, Afganistan güvenlik güçlerini hedef almakta, uyuĢturucu mafyası ve benzeri suç örgütleriyle iliĢkileri bulunmakta ve savaĢan gruplar lehine ciddi miktarda kaynak aktarmaktadır. Afganistan‟ın özellikle Pakistan‟la olan sınırı açık kapı misali, her zaman sınırın karĢı tarafından Afganistan‟a sızan teröristlere yönelik hiçbir tedbir alınamamaktadır. Bunun birinci nedeni, merkezi yönetimin güçsüzlüğü olarak bilinmektedir. Günümüz Ģartlarına bakacak olursak, Taliban tehdidini ortadan kaldırması, Afganistan‟ın güvenlik güçlerinin yetkisini aĢmaktadır. ABD Afganistan‟dan baĢarısız bir Ģekilde ayrılırsa, dünya kamuoyunda bir saygınlık kaybından ziyade NATO‟nun bütünlüğünün zedeleneceği ve NATO‟nun iĢlevselliğinin ortadan kalkacağına yol açma ihtimali kaçınılmazdır. ABD için büyük tehdit de 109 Afganistan‟dan tamamen çekilmesinden sonra bölgedeki oluĢacak boĢluktur. Tıpkı Sovyetlerin oluĢturduğu boĢluk, ABD tarafından doldurulduğu gibi, bu boĢluk ġanghay ĠĢbirliği Örgütü veya diğer uluslararası kurum ve koalisyonlar tarafından doldurulmaya çalıĢılacaktır. Bu durum ABD‟nin hoĢuna gitmeyecek bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Afganistan‟da etkin role sahip olan ABD‟nin siyasi arenada bir baĢarıya ulaĢması için diğer uluslararası aktörlerin çıkar ve düĢüncelerini dikkate alarak hareket etmesi gerekmektedir. Nitekim ABD‟nin Afganistan‟da istikrarı sağlayacağına yönelik aldığı hedefine baktığımızda, istikrarı sağlamak, tahmin ettiği süreden uzun müddete yayılmıĢ, verdiği mücadelenin küçük bir bölgede etkileyici olmadığı görünmüĢtür. Kamuoyu yoklaması ve edilen tahminlere göre, ABD‟nin Afganistan‟da terörizmle mücadele kapsamında sürdürdüğü savaĢ zor olduğundan ötürü ancak uzun vadede ilerleme kaydedeceği düĢünülebilir. Tarihin her safhasında göründüğü gibi, yaĢanan bunca savaĢın faturasının ülkedeki masum insanlara kesileceği kaçınılmazdır. Afganistan‟ın ABD açısından neden önem taĢıdığını anlayabilmek için öncelikle istikrarsız bir geçmiĢe sahip olan bir bölge için üstlendiği sorumlulukların sebeplerini bilmemiz gerekecektir. Afganistan‟da ABD açısından son 30 yılda iki önemli tarihi olay gerçekleĢmiĢtir. Bunlardan birincisi, Soğuk SavaĢ dönemi, 1979 yılında Afganistan‟ın SSCB tarafından iĢgal edilmesi ve diğeri de, 11 Eylül 2001 tarihli, ABD‟ye karĢı gerçekleĢtirilen terör saldırılarıdır. Sovyetlerin Afganistan‟ı iĢgali ettiği dönemde, dünya ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki rekabetin üst seviyede olduğu bir iki kutuplu sistem mevcut idi. Dolayısıyla Sovyetler Birliği‟nin Kabil‟deki müttefik hükümetini korumak amacıyla attığı adım, bölgesel bir geliĢmenin ötesinde daha farklı etkilere yol açmıĢtır. Günümüz Ģartlarında Rusya Federasyon‟unun izleyeceği dıĢ politikaya bakacak olursak, Afganistan‟daki uyuĢturucu trafiği, bölgesel ve uluslararası terör sorunu Rusya‟yı etkilemektedir. Rusya dıĢ politikasında Batı ile hemfikir olacağı mümkün görülmemektedir. Çünkü batının Afganistan‟da yapacağı operasyonlar Rusya‟yı her türlü etkilemektedir. 11 Eylül 2001 sonrası ABD Afganistan‟a müdahale etmesiyle Orta Asya devletleriyle de iĢbirliği yapmak istemiĢtir. ABD‟nin Orta Asya devletleriyle kurduğu iliĢkiler ve kiraladığı hava üsleri Rusya‟yı rahatsız etmiĢtir. Nitekim 2009 yılında Kırgızistan‟da yaĢanan darbenin arkasındaki gizli 110 aktörlerin ABD ile Rusya‟nın olduğunu inkâr etmemek gerekir. Orta Asya‟da ABD önderliğinde yapılan her türlü etkinlik, siyasal ve askeri tatbikat Rusya‟yı da rahatsız etmektedir. Rusya‟nın Afganistan konusundaki politikasında geç, ABD ile çıkarları yüzünden bir sıkıntı çıkacağı kaçınılmazdır. Rusya‟nın bu hedefinin arkasında Orta Asya devletlerine kaybetmiĢ olduğu gücünü yeniden ispatlamak, böylece dünyaya küresel bir güç olduğunu göstermek istemektedir. Afganistan konusunda da Rusya bölge ülkelerinden çok kendisinin yardım edebileceğini her zaman dile getirmektedir. Bu durum ABD tarafından her zaman olduğu gibi tepki ile karĢılaĢmaktadır. Afganistan‟a yapılacak yardım konusunda Rusya her türlü iĢbirliği yapmaya hazır olduğunu göstermektedir. Rusya‟nın öncülüğünü yapmıĢ olduğu Kolektif Güvenlik AnlaĢması Örgütü, KGAÖ‟ye Afganistan‟ın da iĢbirliği yapmasının 2008 yılında önermiĢtir. Böylece Moskova yönetiminin amacı, NATO güdümünde olan Afganistan‟ı Orta Asya‟nın bir güvenlik mekanizması haline getirmek ve Afganistan‟a müdahil olduğunu söylememiz doğru olacaktır. Rusya‟nın terörle mücadele kapsamında Afganistan‟ın KGAÖ‟ye üye olmasının önermesindeki amaç ise, Afganistan‟la Sosyo-Politik iĢbirliği kurmak, NATO ve ABD‟nin terörle mücadelede yetersiz kaldığını ispatlamaya çalıĢmaktadır. ABD ve NATO üyesi devletler, Rusya‟nın bu giriĢimine sıcak bakmamakla beraber her geçen gün Rusya‟ya karĢı Ģüpheci yaklaĢmaktadır. Son zamanlarda Afganistan‟ın Kuzey ve Kuzeydoğu illerine sıçrayan IġĠD ve Taliban militanlarının varlığı konusunda, Rusya rahatsızlık duyduğunu dile getirmekte ve güvenlik sınırı olarak tanıdığı Orta Asya devletlerinden sızacak herhangi bir terörist faaliyetlere karĢı sert tedbirler almaktadır. Rusya, Afganistan hükümetine terörle mücadele kapsamında Afganistan ordusunun güçlendirilmesi ve askeri yardım edeceği sözünü vermiĢ olsa da günümüze kadar açık bir Ģekilde yardım ettiğinden söz etmek mümkün değildir. Günümüz Afganistan‟ına bakacak olursak, devlet inĢası sürecinin bu ülkede daha oturmadığı görünmektedir ve bunun sonucu olarak da devlet inĢası meselesi çalkantılı ve sorunlu olarak yaĢanmaktadır. Bu sebepten Afganistan‟da bir siyasi sistemin daha oturmadığını söylersek, doğru olacaktır. 2001 yılı sonrası Bonn Konferansı kapsamında Afganistan‟da devlet inĢasına yönelik ilk adımlar atılmaya baĢlamıĢ olsa da, günümüze kadar olan süreçte devlet inĢası süreci baĢarıya ulaĢamamıĢtır. Devlet inĢası sürecinde ülkenin karĢılaĢtığı zorluklardan biri, ülkenin hala bir „‟ulus‟‟ kurma 111 açısından ciddi eksiklikleri vardır. AĢiret ve etnik kimliğini ön planda tutan Afganistan'da ulusal kimlik konusu hala çözümlenmemiĢ ve bu sorunun çözüme kavuĢması kısa vade de zor görünmektedir. ABD‟nin Afganistan‟daki varlığı 14. yılını doldurmuĢ olsa da, bölgendeki genel duruma ikna edici değildir. ABD VE Koalisyon güçleri tarafından belirlenen hedeflerin bir kısmına ulaĢmıĢ olsa da, pek çok konuda bu baĢarıyı söyleyemeyiz. Bölge halkının güvenlik, ekonomik, siyasi ve toplumsal yaĢamında pek çok değiĢiklikten bahsetmemiz mümkün değildir. Bölgede terör olayının bitmemesinin yanı sıra, merkezi devlet yapısında da otoritenin sağlam zeminde oturtulmadığı görülmektedir. Merkezi yönetimin zaafından ötürü iktidara gelen Hükümetler de Afganistan halkı nezdinde güvenini yitirmiĢtir. 14 yıl boyunca Afganistan‟ın yeniden inĢası için uluslararası toplum tarafından yapılan yardımların büyük kısmı yolsuzluklar sonucunda ülkenin geneline yansımamıĢ, bunun neticesinde Hükümetler ABD ve NATO üyesi devletler nezdinde de güvenini yitirmiĢtir. Gelinen bu noktada Afganistan‟da baĢarıya ulaĢmanın zor ve hatta imkânsız olduğu birçok kez NATO üyesi devletler tarafından da bizzat itiraf edilmiĢtir. Afganistan‟da terör ve Ģiddet geçmiĢ yıllara nazaran daha çok etkili olmuĢ, hatta ülke sınırlarını aĢarak komĢu devletleri de etkilemeye baĢlamıĢtır. Bu olumsuzlukların yanı sıra ülkede görev yapan yabancı askeri güçler Afganistan halkıyla da her bakımdan entegrasyon sorunu yaĢadığı ve yerli halk ile yabancılar arası diyalog ve güven tesis edilemediği görülmüĢtür. Bu sorun zamanla bir reaksiyona dönüĢerek büyük problemlerin yaĢanması ve Taliban saflarının güçlenmesine sebep olmuĢtur. Ülke genelinde bu sorunlar hat safhada iken, Afganistan‟da yitirilmiĢ olan güveni yeniden tesis etmek, barıĢ ve huzuru getirmek, bölgeyi terörden arındırmak ve kalkınmayı kontrollü bir Ģekilde yapmak günümüz Ģartlarında, hem hükümet hem de yabancı güçler açısından oldukça zor görünmektedir. Ulus inĢası planlanan Afganistan gibi bir ülkede ulus inĢasından önce güvenliğin sağlanması önem taĢımaktadır. Çünkü güvenliği tehdit altına olan veya güvenlikten yoksun olan bölgeye ulus ve devlet inĢa etmek mümkün değildir. Afganistan‟da güvenlik sorunu çözülse de, devlet ve ulus inĢası oldukça zor görünüyor. Afganistan gibi etnik çeĢitliliği bulunan bir ülke de güvenlik sağlansa da ülkede demokratik bir ulus yaratacağı oldukça Ģüphelidir. Çünkü Afganistan‟a güvenlik inĢası ile eĢanlı olarak, modern ve etkili siyasal 112 kurumların da oluĢturulması gerekiyor. Diğer taraftan, tek taraflı bir Amerikan veya Batı stratejisinin baĢarıya ulaĢması beklenemez. Bölgede Etkili devletler örneğin: Rusya, Çin ve Ġran Pakistan gibi, baĢka ülkeler de bulunmaktadır. Bu ülkelerin çözüm sürecine dâhil edilmediği bir ortamda Afganistan‟ın güvenliğini ve yeniden inĢasını sağlamak zor ve hatta imkânsızdır. 113 KAYNAKLAR Adamak, L. (1998). Rawabeti Khareji Afghanistan Dar Nima‟ye Awal-e Qarn-e Bist (Yirminci Yüzyılın ilk Yarısında Afganistan Dış İlişkileri) Çev, Muhammed Fazıl Sahibzadeh, (Birinci Baskı) PeĢaver: Miwand Yayınları. Afganistan Bilgi BroĢürü,(2002) .Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Ankara: TSK Lojistik ve Ġnsani yardım Tugay Komutanlığı Yayınları. 17. Ahmet K. H. Sovyet ĠĢgali ve Sürekli Özgürlük: Afganistan‟da Süpergüç Müdahalelerinin Uluslararası Sisteme Etkileri Üzerine KarĢılaĢtırmalı Bir Jeopolitik Ġnceleme, Orta Doğu Etütleri, ORSAM, 2(2), 57-97. Akbar, M.Ġ. (2002). Fasl-i Akhir ( Son Sezon) (Birinci Baskı). PeĢaver: Ġm Sen Kim Yayınevi. AndeĢmand, M.A.(2007). Amrika Dar Afghanistan (Amerika Afganistan‟da), (Birinci Baskı). Afganistan: Maywand Yayınları. Andishmand, A. (2010). Neden ISI Afganistan‟a Müdahale ediyor ve bu Müdahale Nasıl Durdurulabilir? Khorasan Zamin, 16 Haziran. AndiĢmand, A. (2007). Amrika der Afganistan (Amerika Afganistan‟da) (Birinci Baskı). Kabil: Maywand Yayınevi. Angelo, R. (2005). A Modern History, Monarchy, Despotism or Democracy? The Problems of Govarnance in The Muslim Tradition (ĠKinci Baskı), LondonNew York: I.B.Tauris Ltd Yayınlar. Ansari, K.H. B. (2012) Afghanistan der AteĢi Neft( Afgnaistan Petrol AteĢinde). (Sekizinci Baskı). Kabil: Maywand Yayınevi. Anthony Daniel Tindall, U.S. (2010). Nation-State Building Operatıons in Afghanistan: A Case Study, Master School of Public Service College of Liberal Arts and Sciences DePaul University, Chicago, Illinois, 17. Aqayi, B. (2013). Farhang-e Ululm-e Siyasi,( Siyaset Bilimleri Sözlüğü). (Ġkinci Baskı). Tahran: Vis Yayınevi. Arezo, A. (2003). Chigunagi Huwiyati Mili Afghanistan (Afganistan‟da Ulusal Kimliğin Sorunu), (BeĢinci Baskı) Tahran: Ebrahim Shariyati Yayınları. Arı, T. (2002). Uluslararası İlişkiler Teorileri: Çatışma, Hegemonya, İşbirliği (Ġkinci Baskı). Ġstanbul: Alfa Yayınları. Arny, G. (1997). Afghanistan Gozargah-e Keshwar Goshayan, (Ġmparatorlukların Geçidi Afganistan), Çev, Sayed Yusuf, İlmi ve Habib Rahman Hala, PeĢaver: Sabah Yayınevi. Asım, A. (2001). Negahi ba Shakhsiat Nazariat va Siyasathaye Muhammad Davut Khan (Davut Han‟ın Siyasi Düşünceleri ve Kişiliğine Bir Bakış), (Birinci Baskı) Tahran: Mizan Yayınevi. 114 Askeri Ġstihbarat Genel Müdürlüğü – Ġslamabat, No:4120A 6JĠĠ, Tarih: 22.ġubat.1989 (Pakistan Büyükelçilikleri Savunma AtaĢeleri), Konu: Pakistan‟ın Öncelikleri ve Stratejileri. Attar, R.M. (2013). Faraz wa frod-e Dowlathay-e Milli ( Milli Devletlerin Yükselişi ve Çöküşü) (Birinci Baskı) Tahran: Ġran DıĢ ĠĢler Bakanlığı Yayınları. Avrasya-Merkez Orta Doğu ve Ġslam AraĢtırmaları Grubu „‟Afganistan‟‟ Afganistan Dosyası Uluslararası ilişkiler ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, Afganistan ve Pakistan Özel Sayısı, (1999), 4(3-4). Azimi, M.N. (1998). Ordu ve Siyaset Dar Se Dahayi Akhire Afghanistan (Afganistan‟ın Son Otuz Yılında Ordu ve Siyaset). (Birinci Baskı) PeĢaver: Maiwand Yayınevi. Azimi, Ö. (2002). Nadir Şah ve Afganistan, Afganistan Üzerine Araştırmalar, Der. Ali Ahmetbeyoğlu, Ġstanbul: Tarih ve Tabiat Vakfı.2. Babalu, B.S. (2012). Tarikh-e-Mukhtasar-e-Turkistan-e-Janubi (TukistaneAfghanistan) (Güney Türkistan Kısa Tarihi “Afganistan Türksitanı), (Birinci Baskı) Tahran, Andisha-e-Naw Yayınevi. Bakhtiyari, M.Q.D. (2002). Barrasi Mukayisai Siyaset Khariji İran ve Pakistan dar Qebal Afghanistan (Dış Siyasetin Karşılaştırılması: Afganistan‟a Karşı Pakistan ve İran), Tahran: NigariĢ Ayda Yayınları. Balcı, A. (2004) „‟Afganistan Ulus Devlet ve Kabilecik Arasında”, Dünya Çatışma Bölgeleri, Ed., Kemal Ġnat, Burhanettin Duran, Muhittin Ataman, Ankara: Nobel Yayınları. Bilgü, Ġ. Saray, M.(1999). Afganistan, (Birinci Baskı) Ġstanbul: DĠA, T.D.V Yayınları, Bostanoğlu,Ö.(1999). 21 yıl önceki Afganistan gözlemleri, Avrasya Dosyası Uluslararası ĠliĢkiler ve Stratejik AraĢtırmalar Dergisi, Afganistan ve Pakistan Özel Sayısı, Cilt 4,(Sayı, 3-4) Ankara: Avrasya Bir Vakfı, Avrasya Stratejik AraĢtırmalar Merkezi Yayınevi, 59. Broje A. (1986). 1983‟de Afgan Savaşı: Sovyetlerin Kullandığı Nazi Taktiklerine Karşı Güçlenen Mücahit Direnişi, Çev., Hakan Özdağ, Ankara: Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Yayın no 33, 5. Broxup, M. (1984). Sovyetler Afganistan‟da Bir İşgal Anatomisi, Çev, Rasih Malyalı, (Birinci Baskı). Ankara: Orta Doğu ve Teknik Üniversitesi, Yayın no 5, 12. Çakmak, H. (2004). Uluslararası Krizler ve Türk Silahlı Kuvvetleri, (Birinci Baskı) Ankara: Platin Yayınları. Dariz, A. (2001). Afghanistan Dar Qarn-e-Bistum (20. Yüzyılda Afganistan), (Birinci Baskı) Peshawer: Danish Yayınları. 115 David, D. (2015). Mafhum-e Amniyet Pas az 11 September (11 Eylülden sonra Güvenliğin Anlamı).Çev. Masume S. A. (Birinci Baskı). Tahran: DıĢ ĠĢleri Yayınları. Dursun, G. Afganistan‟ın Etnik Kimliği, Avrasya Dosyası, (Sonbahar-KıĢ 98-99). 4, (3-4), 49. Encyclopedia of Espionage, “Intelligence and Security”, Edit. K. Lee Lerner and Brenda Wilmoth Lerner, (2) F-Q, Gale,-2001,. 396. Erdal, Y.(2002). Evrensel Barış Şimdilik Uzak, Sahibini Arayan Barış, Derleyen Masis Kürkçügil, (Ġkinci Baskı) Ġstanbul: Everest Yayınları. Esposito, J.L. (2003). Kutsal Olmayan Savaş, Çev, Nuray Yılmaz ve Ertan Yılmaz, Ġstanbul: Oğlak Bilimsel Kitaplar. Fukuyama, F. (2005). Devlet ĠnĢası: Yirmi Birinci Yüzyılda YönetiĢim ve Dünya Düzeni, (Ġkinci Baskı). Ankara: Profil Yaynları. Fukuyama, F. (2012). Ulus ĠnĢası. (Ġkinci Baskı).Ġstanbul: Profil Yayınları. Ghaws, A. (1999) Suqut‟e Afghanistan (Afganistan‟ın ÇöküĢü), (Birinci Baskı). Kabil, Maiwand Yayınları. Ghobar, G. (1999) Afghanistan Dar Masir-i Tarikh (Tarih Sürecinde Afganistan) (ikinci Baskı),PeĢaver: Meyvend Yayınevi. Habibi, A. (1970). Afganistan‟ın Tarihi, (Üçüncü Baskı) Kabul: Mayvand Kültür Merkezi Yayınları. Habibi, A.(1993). Cünbeş-i Meşrutiyet Der Afganistan, (Afganistan‟da meşrute ayaklanması) (Birinci Baskı), Kum: mashhad Yayınevi. Harris, J. Davidson, C. (2009). Obama, the new contours of power, Race and Class, (50) Henry, M. (2001, October). Afghanistan Coutnry Handbook, A Field-Ready Referance Publication, (Birinci Baskı) New York: Masocrita Yayınevi. Ġbrahim, K. (2001). 11 Eylül Saldırıları Ve Sonrası Uluslararası Hukukta Askeri Müdahale, Stratejik Analiz, (19). ĠĢçi, S. (2010) Amerika‟nın Yeni SavaĢı: Taliban‟ın Önlenemez YükseliĢi ve Afganistan‟da Devlet ĠnĢasının Sınırları, Ortadoğu Analiz, 2(22), 74-81. Jabeen, M.(2001). (Far, çev) Muhammad Saleem Mazhar, Naheed S. Goraya, US Afghan Relations: A Historical Perspective of Events of 9/11, South Asian (25), 1. James, D. (2013). America‟s Role in National-Building: From Germany To Iraq, Santa Monica, RAND, 130. 116 Kamgar, Dr. J. (2008). Kronoloji-i Hawadesi Tarikhi-i Afghanistan, (Afganistan‟ın Tarihsel Kronolojisi) (Birinci Baskı). Kabil: Maywand Yayınevi. Karacasulu, N. (2011). Bölgesel Güvenlik Analizi Afganistan, (Birinci Baskı) Ġstanbul: Beta Yayınları. Kaya, A. (2012). SSCB Sonrası Coğrafyada Ulus ĠnĢa Süreci: Kazakistan Örneği, Alternatif Politika,4(3). Küçükyıldız, A. (2012). Çapandaz, (Birinci Baskı) Ankara: Bengü Yayınları. Lacoste, Y. (2007). Büyük Oyunu Anlamak, Jeopolitik: Bugünün Uzun Tarihi, (Birinci Baskı) Ġstanbul: NTV Yayınları, 270. Mahdizadeh, G. Jokar, K. (2010). Terörizm ve Amniyet-i Beynilmilal (Uluslararası Güvenlik ve Terörizm) (Birinci Baskı). Tahran: BiĢeh Yayınevi. Mamun, R. (2010). Negah-i makhfi( Gizli Bakış) (Birinci Baskı). Kabil: Sayeed Yayınevi. Mamun, R. (2010). Bazy-i Bakhta Shuda,(Yenilgiye Uğramış Oyun).(Birinci Baskı). Kabil: Sayyed Yayınevi. Mansur, H. (2003). Karzai Nakhwanda imza mekunad (Karzai okumadan imzalıyor) (Birinci Baskı). Kabil: Maywand Yayınevi. Mansur, H. (2003). Karzai Nakhwanda İmza Mekunad, (Karzai okumadan imzalıyor) (Birinci Baskı) PeĢawer: Meyvend Yayınevi. Marvin G. Weinbaum, (2008). Afganistan‟ın Yeniden İnşas, Ulus İnşası, Çev., Hasan Kaya, Ed., Francis Fukuyama, (Birinci Baskı) Ġstanbul: Profil Yayınları, 196. Mohammad P. M. (2007). Afghanistan: Fırsahta wa Tahditha (Afganistan: Fırsatlar ve Tehditler).(üçüncü Baskı). Tahran: Farain Yayınevi. Mudaqiq, A. (2008). Afganistan ez Amir-i Kebir ta Rahber-i Kebir, (Birinci Baskı) Kabil: Beyhaqi Yayınevi. Musavi, S.A. (2001). Hazara Hayi Afghanistan (Afganistan‟ın Hazaraları) Tahran: Naqshe Simurgh Yayınevi. Nehru, J.L. (2010). Negah-i Ba Tarih-i Cehan, Mahmut Tafazzoli, (Ġkinci Baskı) Tahran: Golistan Yayınevi. Neil Robinson, (2007). State Building and Internatioanl Politics: The Emergence of New Problem and Aganda, State Building: Theory and Practice, Ed. Aidan Hehir, Neil Robinson, New York, Routledge, 6-7. Newton Welber, D. (1978). Afganistan‟da Etnik Gruplar ve Kökenleri, Çev. Oğuz Aktan, Ġstanbul: Etnoloji AraĢtırmaları Yayınları, 840. 117 ORSAM, Büyük Güçlerin Afganistan Politikaları, Ankara, Rapor No: 81, 2011. Özcan, M. Yardımcı, S.(2006). “Avrupa Birliği ve Küresel Terörizm İle Mücadele,” Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadele. Ulusal ve Bölgesel Deneyimler, Ed., Ġhsan Bal, Ankara: USAK Yayınları. Özcan, Y. Avrupa Birliği ve Küresel Terörizm Ġle Mücadele, Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadele: Ulusal ve Bölgesel Deneyimler. 207. Piyer, A.(2004). Kapkan-i Afgan, Hakikat-i Tecavuz-i Şurevi Ber Afganistan, (Far. Çev.) Abdurrahim Ahmed Pervani, (Ġkinci Baskı) Kabil: Bayhaqi Yayınevi, 22-23. Pohanyar, S.M. (2001). Zuhur-i Meshrutiyat ve Qurbaniyani Estibdad (Meşrtiyet Ortaya Çıkışı ve İstibdat Kurbanları), ( BeĢinci Basıkı) Peshawer: Maiwand Yayınları. Popali, M.H. (1993). Afganistan, Akvam-i Kuçi. (Afganistan‟da göçmen kavimler. (Üçüncü Baskı).Tahran: Mashhad Yayınevi. Poullada L. D.J., Leon B. Poullada, (1999). Keshwar-e Shahi Afghanistan ve Eyalate Motaheda, (Krallık ülkesi Afganistan ve ABD) Çev., Ghulam Safar Panjsheri, (Birinci Baskı) Kabul, Matbua-i Milli Yayınları. RaĢid, A.(2001). Taliban İslamiyet, Petrol ve Orta Asya‟da Yeni Büyük Oyun,(Birinci Baskı) Ġstanbul: Everest, Mozaik Yayınları. Roy, O. (1990). Afganistan‟da Direniş ve İslam, (Çev. M.Kadri ORAĞLI), (Ġkinci Baskı) Ġstanbul: Yönelik Yayınları. Sahaf, G. (1988). Afganistan Örneği, (Birinci Baskı) Ankara: Forum Yayınları, 80. Said, E. (2001). Şüpheciliğin Zorunluluğu Geri Tepki ve Geri Dönüş, (Birinci Baskı) ABD, Terör İslam 11 Eylül Üzerine, Derleyen Ahmet Demirhan, Ankara: Vadi Yayınları. Sajadi, S. (2001). Jamea Shenasi Afghanistan (Afganistan Sosyolojisi) (Birinci Baskı) Kum: Bostan Kitab-e-Kum Yayınları. Saray, M. (1995). Atatürk ve Türk Dünyası, (Birinci Baskı). Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. Saray, M. (2002). Afganistan ve Türkler (Birinci Baskı). Ġstanbul: ASAM Yayınları. Sayfzadeh, S.H. (2015) Muamma-e Amniyet ve ÇaliĢhay-e Nawin-e Gharb (Güvenlik Sorunu ve Batının Yeni Sorunları) (Birinci Baskı) Tahran: Siyasi ve Uluslararası Konular AraĢtırması. Soyalp Tamçelik ve Farida Labib Raof, 2014. „‟Afganistan‟da Taliban Sonrasında YaĢanan Ulus ĠnĢa Süreci: KarĢılaĢılan Zorluklar ve Çözüm Önerileri (PostTaliban Nation Building Prosess in Afghanistan: Challenges and Recommended Solutions)‟‟ 2. Uluslararası Darvaz Kongresi Bildiri Kitabı 118 (29-31 Mayıs 2014, s. 1245-1277., 2. Uluslar arası Darvaz Kongresi, Isparta. Sullivan, D.P, (2007). Tinder, Spark, Oxygen, and Fuel, The Mysterious Rise of the Taliban, Journal of Peace Research, 44(1), 97. Sultanali, K. (2003). Yaddaşt-ha-yi Siyasi ve Ruydad-ha-yi Tarihi. (Birinci Baskı) Kabil: Matbbayi Dawlati Yayınları. ġeyhanlıoğlu, H. (2008). 18. Yüzyıldan Günümüze Jeostratejik Önemi. Ankara, Avrasya Etütleri, TĠKA. Kadar Afganistan‟ın ġeyhanlıoğlu, H. (2004). 11 Eylül Sonrasında Değişen Dünya Dengelerinde Afganistan, Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, Haziran. ġimĢir, B. (2002). Atatürk ve Afganistan. (Brinci Baskı) Ankara: Avrasya Bir Vakfı, Asam Yayınları. Tanin, Z. (2006). Afghanistan Dar Qarne Best (20. Asırda Afganistan). (Ġkinci Baskı) Tahran: M. Ġbrahim Shariheti Yayınları. Tindall, U.S. Nation-State Building Operatıons in Afghanistan: A Case Studay. 17. Usman, A. (2005) Nahzat-i Meşruta-hahi, Matla ve Mebna-ye Devran-i Cedid, (Ġkinci Baskı). Kabil: Matbayi Dawlati Yayınları. Uysal, H. (1996). Adı Afganistan. (Birinci Baskı) Ankara: Öteki Yayınevi. Ülger, Ġ.K. (1999).Taliban Afganistan‟da Pax American‟nın Ġslamcı Militanı, Avrasya Dosyası, 4, 98-99. Valvalici, A. (1999). Mror-i ber Muşahasat-i İctimayi-i Camiye-yi Afganistan,(Afgsnistan‟ın toplumsal Hayatına Bakış) (Birinci Baskı) PeĢaver: Meywend Yayınevi. Zafer, H. (2002). Terörizmin Nedenleri, Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi Küresel Terör ve Türkiye Sempozyumu, 1(6), 6-7. Ġnternet: (Ocak 2013). azadi radyo web sayfası, Afganistan‟ın muğlâk geleceği makalesi. Web: http://da.azadiradio.org/archive/local_news/20130328/1090/2118.html?id=2 4940941. 1 Haziran 2013‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Haziran 2015). Afganistan ve Taliban‟ı himaye eden Pakistan konulu makalesi, web: http://8am.af/1394/05/20/president-ghani-pakistan-talibanafghanistan/ 1 Ekim 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Temmuz 2015). Orta doğu güncel sorunları ve yeni oyunlar. Web: http://www.xenoxnews.com/pdf/Middle-East/who-is-he-and-what-is-he-toyou.pdf . 2 Mayıs 2015‟de alınmıĢtır. 119 Ġnternet: (13 Eylül 2015). Afganistan‟da siyasi geliĢmeler, web: http://www.bakhtarnews.com.af/dari/political-news/item/55414 2 Kasım 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Ağustos 2015). Afganistan‟ın güvenlik endiĢeleri ve bölgedeki büyük güçlerin çekiĢmesi. Web: http://www.bakhtarnews.com.af/dari/security/item/55810- 5 Kasım 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Mart 2013). Dünya‟da artan terör olayları ve Afganistan‟ın güvelik sorunu. Web: http://militero.files.wordpress.com/2010/10/espionageintelligence-and-security-encyclopedia-of-volume-2.pdf. 10 Nisan 2014‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Temmuz 2013). Siyaset ve politika adlı makaleden faydalanmıĢtır. Web: http://www.khorasanzameen.net/php/read.php?id=285. 15 Nisan 2014‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Mart 2010). Afganistan hükümeti ve önündeki engeller. Web: http://www.farsnews.com/newstext.php?nn=13911126000154, 19 Mayıs 2013‟de alınmıĢtır. Internet: (Ocak 2014). Terör endiĢeleri ve geri kalmıĢ ülkelerin temel sorunu. Web: http://drshafiee.blogfa.com/post-82.aspx. 20 Nisan 2014‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Kasım 2013). Destek bekleyen güçsüz devlet ve Afganistan‟ın geleceği. Web: http://www.globalresearch.ca/articles/BRZ110A.html. 20 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (ġubat 2014). Afganistan-Pakistan sınırında gerilim. http://www.haberturk.com/dunya/haber/840734-afganistan-pakistansinirinda-gerilim. 20 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır. Web: Ġnternet: ( 13 Haziran 2014). Güncel konular üzerine analiz. Web :http://www.avapress.com/vdch-qnx.23nivdftt2.html. 20 Haziran 2014‟de alınmıĢtır. Ġnternet : (18 Mayıs 2013). Rabbani terörünün arkasında Pakistan istihbaratı var, makalesi web: http://www.ydh.com.tr/HD9352_rabbani-terorununarkasinda-pakistan-istihbarati-var.html. 21 Mayıs 2013‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Haziran 2014). Mücahitlerin hükümetten çekilmesi, web: http://www.esalat.org/images/hokomate_mojahedden_va_barkenaari.htm. 22 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Eylül 2013). Silahın gölgesinde uyuĢturucu ve demokrasi konulu makale, web : http://www.hawzah.net/fa/magazine/magart/130/6118/64931. 22 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (ġubat 2010). Kaderine terk edilmiĢ ülke, Afganistan. Web: http://sefat6afghanistan.mihanblog.com/post/500. 25 Mayıs 2013‟de alınmıĢtır. 120 Ġnternet: (Aralık 2011). Devlet ve milletin kaderi konulu makale. Web : http://www.parl.gc.ca/content/LOP/ResearchPublications/prb0731-e.htm. 27 Ocak 2013‟de alınmıĢtır. Ġnternet : ( Mart 2012). Amerika DıĢ iĢleri Bakanlığı ArĢivlerinden alınmıĢtır. Belge no 7890 13/9- 145) A Chronology of Afgan history,(01.06.2012) web: http://www.afghan web.com/history/achron.html, 4 Haziran 2013‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Kasım 2014). Belirsiz gelecek konulu makale. Web : http://8am.af/1394/06/09/electoral-reform-with-an-uncertain-future/, 11 Ekim 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Ağustos 2015). Elektronik kimliklerin dağıtımının önündeki engeller ve devletin tedbir alamamsı faktörü. Web: http://8am.af/1394/06/10/emphasizes-civic-institutions-electronicidentification-cards/, 5 Ekim 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet : (Temmuz 2015). Afganistan eski iç iĢleri bakanı Omar Davodzay ile Pakistan- Afganistan arasındaki gerginlik ile ilgili makale. Web: http://8am.af/pakistan-must-not-stop-peace-interview-mohammadi-omardavodzay/ 6 Kasım 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Mart 2015). Yeni hükümetin yüzü gülmedi, adlı makale. Web: http://ariananews.af/latest-news 5 Nisan 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Eylül 2015). Rusya federasyonunun Afganistan‟daki teröre karĢı tutumu. Web: http://ir.sputniknews.com/russia/20151106/890494.html, 7 Kasım 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Eylül 2015). Rusya yeni strateji mi belirliyor adlı analiz. Web: http://ir.sputniknews.com/russia/20151106/890806.html, 9 Ekim 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Temmuz 2015). Sessizlik çaresizliğin göstergesidir adlı yazı. Web: http://www.afghanpaper.com/nbody.php?id=104556, 8 Ekim 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Mayıs 2015). Yeni bir savaĢın eĢiğinde Afganistan. http://www.bakhtarnews.com.af/dari/political-news.html?start=63 Ağustos 2015‟de alınmıĢtır. Web: 23 Ġnternet: (Mart 2010). Afganistan‟ın ekonomik politikası hakkında yazılan analiz. Web:http://www.bbc.co.uk/news/10302946, 22 Mayıs 2013‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Eylül 2010). 11 Eylül sonrası, Dünya gündeminde Afganistan, web: http://www.globalresearch.ca/articles/BRZ110A.html,12 Ocak 2014‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Kasım 2014). Taliban törör örgütü yeniden http://www.khaama.com/persian/archives/27752, 9 alınmıĢtır. sahnede. Web: Ekim 2015‟de 121 Ġnternet: Ağustos 2011). Büyük güçlerin çatıĢma alanı Afganistan, makalesi, web : http://www.khaama.com/persian/archives/31985, 9 Ekim 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Aralık 2014). Sahak W. CumhurbaĢkanlığı seçim sonuçlarıyla ilgili değerlendirme. Web: http://www.khaama.com/persian/archives/category/election-2, 8 Ekim 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Ekim 2014). Siyasi Analizler, web: http://www.pajhwok.com/dr, 1 Kasım 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Haziran 2013). Kaynayan kazan, kanayan yara adlı makale. Web: http://www.pajhwok.com/dr/2015/11/08, 6 Kasım 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Ekim 2014). Saberi D. Dünya gündeminde Afganistan, makale, web: http://www.pajhwok.com/ps/governance-politics 3 Kasım 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (Ocak 2015). Afganistan‟a yeniden bakıĢ, makalesi, web: http://www.pajhwok.com/ps/subscription-required?redirect_from=437037 4 Eylül 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: ( Mart 2015). Afganistan-Pakistan arasındaki diyalog ve kriz çözümündeki Pakistan‟ın rolü. Web: http://www.tolonews.com/fa/tawdekhabare/22186-tawde-khabare-pakistans-role-in-afghan-peace-dialogues, 7 Eylül 2015‟de alınmıĢtır. Ġnternet: (ġubat 2014). Inter Services Intelligence of Pakistan–(ISI) official web: http://www.isi.org.pk/index.htm. 15 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır. Ġnternet: Nazari, L. ( Nisan 2014). Guna Shinasi Islam-e-Siyasi Dar Afghanistan (Afganistan'da siyasal Ġslam‟ın Tipolojisi). Web : http://urozgan.org/faaf/article/4201/. 17 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır. 122 123 ÖZGEÇMĠġ KiĢisel Bilgiler Soyadı, adı : RAUF Muhammed Zahir Uyruğu : Özbek Doğum tarihi ve yeri : 1983/ 02/10 Afganistan, Kabil Medeni hali : Bekâr Telefon : +90 555 718 01 20 Faks : E-posta : zahirrauf@gmail.com Eğitim Derecesi Okul/Program Mezuniyet yılı Yüksek lisans Gazi Üniversitesi/Uluslararası ĠliĢkiler Devam Ediyor Lisans Gazi Üniversitesi/Uluslararası ĠliĢkiler 2009 Lise Ġbn-i Yemin Lisesi 2001 ĠĢ Deneyimi Görev Yıl Tercümanlık, Memur, 2012-2014 Yılları ÇalıĢtığı Yer Afganistan Büyükelçiliği Yabancı Dili Ġngilizce, Farsça, Türkçe, PeĢtunce, Türkmence, Özbekçe Yayınlar Akademik makaleler ve analizler. Hobiler Balık tutma, Kitap okuma, makale yazma, Ģiir yazma, spor. GAZİ GELECEKTİR... MUHAMMED ZAHİR RAUF ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI ULUSLARARASI İLİŞKİLER BİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ 2001 SONRASI ABD'NİNNİN AFGANİSTAN'DA SOSYAL VE SİYASİ HAYATA ETKİLERİ MUHAMMED ZAHİR RAUF OCAK 2016 ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI ULUSLARARASI İLİŞKİLER BİLİM DALI OCAK 2016