M. Meclisi B : 52 Deniyor ki, İş Kanununda bir işçi çalıştıran işyerleri İş Kanununa iahd oluyor da Deniş İş Kanununda beş gemi adamından az işçi çalış­ tıran işyerleri İş Kanununa tabi olmuyor. Bu, t'amamen açık bir istismardır. İşte bu istisma­ rın madde vesikası da bu maddenin içinde mün­ demiçtir. Okuyorum: «Bakanlar Kurulu ekonomik ve sosyal ge­ rekler bakımından bu 'kanun hükümlcr!ini yukardaM bendlerin kapsamı dışında kalan ge­ milerle, gemi adamlarına ve bunların işveren­ lerine kısmen veya tamamen teşmiline yetkili­ dir..»1 Yani, maddenin içinde Bakanlar Kurulu­ na, Büyük Meclis öyle bir yetki veriyor ki, memleketin sosyal ve ekonomik şaritlları dikka­ te alınarak, bir gemi adamı çalıştıran işyerine dahi bu kanunu ilerde teşmil eıtmek imkânı vardır. Bu böyle olunca, gemi adamlariyle di­ ğer iş sahasında çalışan işçiler anasında cşitısizli'k mevcut kalmıyor. Bu, .tamamen ist'isımardan ibarettir. Maddenin böylece kabulünde memleketin sosyal ve ekonomik gerçekleri ba­ kımından fayda vandır. ALİ KARCI (Adana) — Meclis Hükümete bıraksın, yapsın. ABDURRAHMAN GÜLER (Devamla) — İkinci husus, Sayın Millet Partili arkadaşıma cevaptır. Bu arkadaşımız, 19 ncu asrın İngi­ liz liiberalisıt] erinin görüşüne paralel olarak, sa­ dece Türkiye'nin iş meselesini işveren zaviye­ sinden değerlendirmekte, işçiden evvel işvere­ nin geldiği gerekçesine, görüşüne istin ad ettir­ mektedir. Bu kanunun metninde olmadığı hal­ de, bir maddesi ile da/hi iddiasını ıspa<t edemiyecek durumda iken, bu kanun kabul edilirse, işverenlerin 'kökü kazmaöaktır gibi, tamamen kavlimücerret'te kalan, bu kanunun ruhu ile. •meltni ile kabili telif olmıyan bir görüşü huzu­ runuza getirmektedir. Kanuna esas olan ruh şudur; işçilerle işve­ renlerin menfaatlerini dengede tutmalkitır. Bu kanun, bu ruhla hazırlanmıştır. Bu kanunim bu­ günüm görüşü ne işveren ne işçi; işverenlerle işçi­ nin menfaatini dengede tutmak ve bunun netice­ sinde de topyekûn Türk Milletinin menfaatini gözönünde bulundurmaktır. AHMET CEBİ (Trabzon) — Onu tatbikat gösterecektir. 13 . 2 . 1967 O : 1 BAŞKAN —Sayın Cebi.. ABDURRAHMAN GÜLER (Devamla) — Bugün Türkiye'nin meselesini sadece işveren veya sadece işçi zaviyesinden çözmeye imkân yoktur. Esias olan, işveren ile işçi menfaatle­ rini dengede tutan görüştür. Bu görüş bu ka­ nuna bu tasarıya hâkimdir. Üçüncü bir sayın arkadaşım, hizmet akdiyle iş akdinin aynı mahiyette olmadığı görüşünü sa­ vundular. Bu husus, doktrinde de ihtilaflıdır. Fakat Danıştay - tarih ve numarasını hatırla­ yamıyorum - son verdiği bir kararında, iş akitlerini de hizmet akdi mahiyetinde görmüştür. Da­ nıştay'ımızın vermiş olduğu bu kararın gerekçesi okunduğunda gayet tatmin edicidir, doğrudur, şu formülle bu, gayet güze izah edilmektedir : Her iş akdi bir hizmet akdidir, fakat her hizmet akdi bir iş akdi değildir. BAŞKAN —• Savın Güler lütfen bağlayınız. ABDURRAHMAN GÜLER (Devamla) — Bu bakımdan, iş akdi ile hizmet akdi arasında ayrılık vardır. Burada iş bağıtı tâbirinin kulla­ nılması hatalı değildir. Saygılar sunarım. BAŞKAN — Başka söz istiyen?.. Yok. 1 nci madde üzerinde verilmiş bulunan değişiklik öner­ gesini okutuyorum. Millet Meclisi Başkanlığına 1 nci maddenin aşağıdaki şekilde değiştiril­ mesini arz ve teklif ederim. «Madde 1. — Bu kanun denizlerde, göllerde ve akar sularda, Türk Bayrağını taşıyan gemi­ lerde bir hizmet akdiyle çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında uygulanır. Bu kanunun uygulanmasında; sandal, mav­ na, şat, salapurya gibi olanlar da gemi sayılır.» Ankara Rıza Kuas Hatay Yahya Kanbolat BAŞKAN — Değişiklik önergesini Yüce He­ yetin oyuna sunuyorum : Kabul edenler... Kabul etmiyenler... Değişik­ lik önergesi kabul edilmemiştir. Birinci maddeyi, metinde yazılı şeklivle oyu­ nuza sunuvorum : Kabul edenler... Etmiyenler... Birine madde aynen kabul edilmiştir. işveren, gemi adamı, kaptan ve işveren vekilinin tarifi Madde 2. — Bu kanunun uygulanmasında, — 519 —