2. ÜNİTE BİLİMSEL YAZILAR 1.Bilimsel makaleler için neden kurallar koyulmuştur? Araştırınız. 2.Bilimsel yazılar hepimizde bir merak uyandırır. Bu merak sayesinde yararlı bilgiler edinir ve bunları gündelik hayatımızda, işimizde, mesleğimizde hep kullanırız.Siz de yukarıda fotografı verilen “Bilim Teknik Dergisi “nin Eylül 2012 538.sayısındaki bilimsel yazıları bulup inceleyiniz. DİL VE ANLATIM 8 NELER ÖĞRENECEĞİZ Bu ünitenin sonunda; 1. İnceleme ve araştırma yazılarının ortak özelliklerini bulabilecek, 2. Popüler öğretici yazılarla bilimsel yazıların farklılıklarını kavrayabilecek, 3. Öğretici yazıların ortak ve farklı yönlerini fark edebilecek, 4. Bilimsel yazıların ön hazırlığının nasıl yapıldığını, gruplandırılmasını ve amaçlarını belirleyebilecek, 5. Bilimsel makalelerde girişin nasıl yazılması gerektiğini ve bölümlere ayrılmasını ayırt edebilecek, 6. Bilimsel makalede yazar adlarının nasıl sıralandığını özet için yapılması gereken hazırlığı, tartışma, sonuç kısımlarının gerçekleştirilmesini öğrenebileceksiniz. ANAHTAR KAVRAMLAR Makale Değerlendirme Bilimsel yazı Tarama Kaynakça Dipnot 66 DİL VE ANLATIM 8 2.1. BİLİMSEL YAZILAR HAZIRLIK ÇALIŞMALARI 1.Bilimsel yazılarda ön hazırlık için nasıl çalışmalar yapılmalıdır? 2.Bilimsel yazı grubuna giren bilimsel makalenin hangi kurallara göre yazıldığını öğreniniz. 3.Aşağıdaki “Eğitim Değerleri Açısından Çocuk Kitapları” adlı bilimsel yazı “Akademik Bakış, Sayı 17 Temmuz-Ağustos- Eylül, 2009 Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi”nden kısaltılarak alınmıştır. Bu parçayla bilimsel yazıların özelliklerini anlamaya çalışınız. UYGULAMA VE ALIŞTIRMA ÇALIŞMALARI 1. Metin EĞİTİM DEĞERLERİ AÇISINDAN ÇOCUK KİTAPLARI Özet Çocuklar, toplumların geleceği açısından son derece önemli bireylerdir. Toplumların geleceklerinin sağlam olması, çocukların zihinsel, fiziksel ve sosyal açıdan kendileriyle ve çevreleriyle uyum içinde bulunmaları, dolayısıyla sağlıklı bir kişiliğe sahip olmaları ile mümkündür. Her açıdan gelişme döneminde olan çocuğa verilen eğitim, içinde yaşayacağı ve bireyi olacağı toplumun şekillenmesi açısından son derece önemlidir. Çocuk, yaşadığı çağı, içinde bulunduğu toplumu ve o toplumda nasıl bir yere sahip olacağını eğitim ile öğrenecektir. Kişilik gelişiminde edindiği ilk birikimler etkili olacaktır. Bu noktada çocuk edebiyatı ayrı bir önem taşımaktadır. Algı ve görsellik açısından son derece etkili ve kalıcı olan edebiyat eserleri; oyalayıcı, eğlendirici ve öğretici özellikleri bir arada bulundurur, çocukların yakın ve uzak çevrelerini tanımalarına olanak sağlar. Daha da önemlisi çocuk, okuduğu kitaplar aracılığıyla kendini tanır. İnsan hayatında büyük öneme sahip olan kitaplar, çocukluk döneminden itibaren etkili olmaya, bireyin hayatına girmeye başlamaktadır. Çocuğun duyarlı bir düşünce yapısına sahip olmasının nitelikli kitaplarla gerçekleştirilebileceği bugün artık tartışmasız kabul edilmektedir. Bir milletin çocuk edebiyatına ait ürünleri, o milletin nasıl bir gelecek istediği ile yakından ilgilidir. Çocuğa verilmesi gereken pek çok olumlu duygu, davranış şekli ve toplumsal değer, edebî eserler aracılığıyla daha kalıcı olarak verilebilir. 67 DİL VE ANLATIM 8 Araştırmada, çocuk kitapları içerdikleri eğitim değerleri açısından incelenecek, edebiyat eserlerinin eğitimdeki yeri ile ilgili sonuçlara ulaşılmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Çocuk, eğitim, çocuk edebiyatı, çocuk kitapları Giriş Öğrenme, insanın doğumundan ölümüne kadar devem eden bir süreçtir. Ancak çocukluk ve gençlik süreci, eğitimin yoğun ve etkin olduğu dönemlerdir. Bu dönemlerde verilen eğitim, çocuğa ve gence toplum içinde insanlarla uyum içinde yaşama becerisi kazandırmaya, başka bir deyişle yaşama sanatını kazandırmaya yöneliktir. Ayrıca, toplumlar arasında sosyal sürekliliği sağlayan en etkin güç, eğitimdir. Çocuğa toplumsal değerler, insan, aile, birey ve yurttaş olma bilinci, kısacası, kültür birikimi, eğitim yoluyla kazandırılabilir. Kitaplar, çocuğun askıda kalan eğitsel donanımını etkili biçimde sağlayabilme gücüne sahiptir. Gelişme ve yetişme çağındaki çocukların dil düzeyine, duygu ve düşünce dünyasına, anlama ve kavrama becerilerine seslenen edebiyata “Çocuk Edebiyatı” diyoruz. Edebiyat, çocuğun zevk ve güzellik duygusu bakımından gelişmesine zemin hazırlar. Çocuk edebiyatı, eğitici yönüyle de öne çıkan bir edebiyattır. Doğrudan doğruya çocuğu eğitmek amacıyla vücuda getirilmese de çocukta olumlu etki ve izlenimler bırakmayı hedefler (Şişek, 2002: 32). Özellikle okul öncesi dönemde çocuğa kazandırılması gereken pek çok değerin kitaplara yansıdığı görülmektedir. Çocuk kitaplarında eğitsellik kaçınılmazdır. Özellikle gelişmekte olan toplumlarda, eğitsel öğeler sadece kitaplarda değil, yaşamın her konumunda yer almak durumundadır. Çünkü eğitimle çocuğa, dünyanın en zor uğraşı olan yaşama sanatıyla ilgili ipuçları sunulmaktadır. Eğitim, yaşamla çocuk arasında bir tür göbek bağı işlevi görmektedir. Eğitim kaygısı güdülmeden çocuk kitabı yazmak, ülkemiz açısından lüks bir eylemdir (Dayıoğlu, 2000: 523). Her edebiyat eseri hitap ettiği kişilere bir mesaj verir. Sanatçı, duygu ve düşüncelerini paylaşmak üzere onu kendine özgü ifade biçimiyle ve çeşitli biçimlerde ortaya koyar (Yalçın ve Aytaş, 2003: 45). Ailenin ve okulun verdiği eğitimi destekleyen ve tamamlayan çocuk kitaplarıdır. Eğitim değerlerine yer veren çocuk kitaplarının kullandığı üslup çok önemlidir. Kitaplarda, yoğun bir öğretme ve bilgi verme hedeflenirse çocuk, kitaptan sıkılabilir. Eğer çocuk kitapları okul kitaplarının yerini almaya kalkar, kendini yardımcı ders kitabı gibi duyumsatırsa daha o yaşlarda çocuk yitirilmiş olur. Özellikle okuma alışkanlığı olmayan bir toplum için bu büyük bir hatadır. Okuyor gibi görünüp okumayan çocuklar ileride de okumazlar. Okuyan bir toplum isteniyorsa, her yapıtta sanki okuma alışkanlığı kazandırmaya çalışılıyormuş gibi kahramanlar ve konular özenle seçilmelidir. Çocuk, öğretilenin ayırımına varmadan öğrenmelidir. Çocuğu yaşamın içinde yakalayıp yaşamla sıkı 68 DİL VE ANLATIM 8 bağlılığından yararlanarak konuların içine çekmeli, kahramanlarımızı sevdirmeliyiz. Çocuk, sever ve ilgi duyarsa okur. En önemlisi, çocuk okuru olamayan bir toplumun büyük okuru da olmaz (İzgü,2000: 523). Yoğun olarak bilgi veren ders kitaplarından sıkılan çocuğun okuyacağı edebiyat kitabı da açık açık öğüt verme ve eğitmeyi hedeflerse kitap, cazibesini kaybedecektir. Çocuk kitaplarında çocuklara verilmek istenen olumlu duygular ve kazandırılmak istenen davranış biçimleri kitabın doğal akışı içinde verilmeli, çocuk sıkılmamalıdır. Duygular, değer yargıları, anlayış tarzı, kişiliğin parçalarıdır. Çocuk kitapları, tüm bunların şekillenmesinde önemli rol oynamaktadır. Kitaplar, içerik ve tema aracılığıyla çocuğun öz kavram ve öz saygı gelişimini de destekler (Çakmak-Güleç ve Geçgel, 2005: 35). Çocuk kitaplarındaki temler değerlendirildiği zaman üzerinde durulması gereken iki önemli husus, yazarın hayat ve toplum hakkında ne iletmek istediği ve bu iletinin çocuklara uygun olup olmadığıdır. Çocuğa uygun olan her his, çocuğun anlayabileceği her olay çocuk eserlerine konu olabildiğine göre çocuğun anlayabileceği, ona uygun her mesaj da rahatlıkla verilebilir (Sınar-Çılgın, 2007: 79). Çocuk kitaplarında sıklıkla işlenen değerler, aynı zamanda iyi bir insan olmanın gerektirdiği olumlu niteliklerdir. Böylece, çocuk kitaplarının çocukları iyi bir birey olarak hayata hazırlamayı hedeflediği de söylenebilir. … Sonuç Eğitim, insanın doğumundan ölümüne kadar devem eden bir süreçtir ve insan yaşadıkça yeni şeyler öğrenmeye devam eder. Özellikle çocukluk, eğitimin en yoğun ve etkin olduğu dönemdir. Bu dönemlerde verilen eğitim, çocuğa toplum içinde insanlarla uyum içinde yaşama becerisi kazandırmaya, başka bir deyişle yaşama sanatını öğretmeye yöneliktir. Çocuklar, toplumların geleceği açısından son derece önemli bireylerdir. Bu yüzden çocuklar için yazılan kitapların özenle ve dikkatle hazırlanmış olması gerekir. Kitaplarda yer alan eğitim değerlerinin çocuğa olumlu katkılar sağlaması hedeflenmelidir. Çocuk edebiyatı kapsamı içinde ele alınabilecek kitaplara işlediği değerler açısından bakıldığında, özellikle okul öncesi dönem ve ilköğretim birinci kademe düzeyindeki kitapların, genellikle çocukları eğitmeyi hedeflediği söylenebilir. Çalışkanlık, iyilik yapma, yardımlaşma, başkasına özenmeme, elindekilerin kıymetini bilme, söz dinleme, kibirli olmama, temiz olma ve hayvan sevgisi incelenen çocuk kitaplarında en çok işlenen konulardır. Bunların hepsi tek tek ele alındığında, insanın sahip olması gereken temel değerler olarak karşımıza çıkmaktadır. 69 DİL VE ANLATIM 8 Her birey, iyilik olgusunu oluşturan sevgiyi, hoşgörüyü, saygıyı, doğruluğu, yardımseverliği kişiliğinin bir parçası olarak görmelidir. İnsanın, sahip olduğu yetenek ve güzelliklerin farkında olması, özgüveni açısından çok önemlidir. Kendini beğenmeyen, hep başkası gibi olmayı düşleyen kişinin mutlu olması çok zordur. Halinden memnun olmama, yapılan işlerde başarısızlığı beraberinde getirebilir. Çocuk kitaplarında özgüveni sağlam kahramanlar başarılı ve mutlu gösterilerek çocuklara model alacakları kişilikler sunulabilir. Çocuk kitaplarında çocuklarına öğüt veren ya da onları tehlikelere karşı uyaranlar genellikle annelerdir. Çocuklar, kendileri ile ilgili kararlarda her zaman söz sahibi olmadıkları için kimi zaman büyüklerinin sözünü dinlemek durumunda kalabilirler. Fakat öğüt veren kim olursa olsun çocuk ilk etapta itirazla karşılık vermektedir. Ancak çocuk kahraman sonunda büyüklerine hak vermekte, yanlışını kabullenmektedir. Yardımseverlik, çocuk kitaplarında işlenen önemli bir davranış biçimidir. Zor durumda olana yardım etme, iyi insanların sahip olduğu bir erdemdir. Kitaplarda, genellikle “iyilik yapan iyilik bulur.” mesajı verilerek çocuklar iyilik yapmaya yöneltilmektedir. Çocuk kitaplarında kibirli kahramanlar genellikle üstün olduklarını iddia ettikleri konuda başarısız olurlar. Böylece alçakgönüllü olan kişi yüceltilir. Kendini beğenmenin kötülüğünü vurgulayan kitaplar, kendini beğenen kahramanın zor duruma düşmesiyle son bulur. Çocuk kitaplarında olumsuz sonlar çok fazla yer almamalıdır. Ancak olumsuz sonlar çocuklara iletilmek istenen mesajı daha etkili hale getirebilir. Temizlik, çocuk kitaplarında çeşitli boyutlarıyla ele alınmaktadır. Kişisel temizlik, yaşanılan evin, okulun, çevrenin temizliği... Diş fırçalama, banyo yapma, el yıkama ve genel olarak temizlik kuralları kitaplarda en sık vurgulanan konulardır. Çocuk kitaplarında, insanların yaşadıkları çevreyi sorumsuzca kirletmelerine de dikkat çekilmektedir. Hayvan sevgisi, çocukların çoğunda küçük yaşlardan itibaren var olan bir duygudur. Çocuklar, genellikle evlerinde besleyecekleri bir hayvanları olsun isterler. Çocuk kitabının kahramanı olan çocuklar, gerçek hayatta olduğu gibi hayvanlara isim bulurlar. Kitaplarda, hemen hemen her hayvanın özel bir adı vardır. Bu hayvanlarla çocuklar arasında sıkı bir sevgi bağı vardır. İyi hazırlanmış çocuk kitapları içerdikleri eğitsel değerlerle çocukları yetiştirecek, iyi eğitilmiş çocuklar geleceğimizin teminatı olacaktır. Öğr. Gör. Dr. Kelime ERDAL (“Eğitim Değerleri Açısından Çocuk Kitapları” adlı bilimsel yazıdan kısaltılarak alınmıştır.) 70 DİL VE ANLATIM 8 AÇIKLAMALAR “Eğitim Değerleri Açısından Çocuk Kitapları” adlı parçada görüldüğü gibi bilimsel yazı; öğretme, doğruluk ve yenilik için yazılan yazı türüdür. Kendine özgü bir anlatım tarzı vardır. Bilimsel yazı deneme veya edebiyat değildir ancak dile dayandığı için sıkıcı veya anlaşılamaz olmamalıdır. Görüşler sağlam kaynaklara dayandırılmalı ve gösterilmelidir. Bilimsel yazı birkaç sayfalık bir makale olabileceği gibi birkaç yüz sayfalık kitap da olabilir. Bir yazar, düşüncelerini edebi metin şeklinde ortaya koyarken bir düşünür felsefi metin yazmayı tercih eder. Bir ilim adamı ise bilimsel yazılar yazar. Felsefi ve bilimsel metinler öğretici metinler grubuna girer. Bunların amaçları bilgi vermektir. Edebî metinler ise yoruma açıktır. Bir şeyler öğretme amacını gütmez. Bilimsel Yazılarla İlgili Terimler Bibliyografya: Kaynakça Kaynakça: Belli bir konu, yer veya dönemle ilgili yayınları kapsayan veya en iyilerini seçen eser. Dokümantasyon: Belge bilimi. Bir konu hakkındaki bilgilerin toplanması, analiz edilmesi, saklanması ve duyurulması. Dipnot: Sayfa içinde geçen herhangi bir düşünce veya bilgi ile ilgili olarak sayfa altına konulan açıklama. İndeks: Bir kitabın veya derginin kişi, konu, yer adı vb. bakımından içindekileri yer numarasıyla belirten ve eserin arkasında yer alan alfabetik liste, dizin, fihrist. ETKİNLİK Bilimsel yazılarda ön hazırlık için nasıl çalışmalar yapılmalıdır? Bilimsel bir konuda araştırma yapmak ve o konuda yazı yazmak bilinen hazırlık çalışmalarını gerektirir. Bu çalışmaları şöyle sıralayabiliriz: 1. Bibliyografya/kaynak bilgisi ve düzenlenmesi: Konu ile ilgili kaynaklar tespit edilir. Bunlar 7,5x12,5 ölçülerindeki fişlere yazılır. Bu fişler yazar, eser veya 71 DİL VE ANLATIM 8 konu adına düzenlenebilir. Sırasıyla yazarın soyadı ve adı, eserin adı, yayınlayanın / hazırlayanın/ çevirenin adı soyadı varsa cilt sayısı ve kaçıncı basım olduğu, basıldığı yer ve basım tarihi, basıldığı matbaa, toplam kaç sayfadan oluştuğu fişin sol üst köşesine yazılır. Kaynak gazete ve dergi ise yine sırasıyla yazarın, yazının, derginin/gazetenin adı, cildi, numara ve sayısı, tarihi ve yerine göre sayfa sayısı yazılır. Makalelerde ise yazar adı, makale adı, dergi adı, cilt, numara ya da ay, yıl, sayfa, bilgileri verilir. Sözlüklerin, genel ansiklopedilerin ve atlasların kaçıncı baskı olduğu ve baskı tarihi verilir. 2. Tespit edilen kaynaklar önem sırasına göre dizilir ve incelenir. Konu için gerekli bilgiler özetlemek ya da alıntı yapmak suretiyle bilgi fişlerine kaydedilir. Bilgi fişlerine yazarken kaynağa ait kimlik bilgileri yukarıdaki gibi aynen yazılır, onlardan farklı olarak alınan bilginin sayfası/sayfaları eklenir. 3. Kaynaklar incelenip fişlendikten sonra fişler mantık ve önem sırasına göre sıralanır. Bu aşamada fişlerin başlıklarının kâğıda yazılması, malzemenin görülmesinde ve sıralanmasında kolaylık sağlar. Bibliyografya hazırlanırken kitap adlarının koyu, makale adlarının ise tırnak içinde eğik yazı ile gösterilerek diğer bilgilerden ayrılması kolay fark edilmesi için uygun olur. Kaynak fişlerine kaynağın nereden hangi yöntemle tespit edileceği konusunda not yazılması kaynağa ulaşmada araştırıcıya yardımcı olacaktır. Bilimsel Yazıların Bölümleri A. Başlık B. Özet C. Giriş D. Asıl metin E. Sonuç ve tartışma Bilimsel yazılarda başlık çok önemlidir. Metnin başlığı, içeriği verebilecek en az sözcükten oluşmalıdır. Uygun başlık konulamamış bir bilimsel metin okuyucunun dikkatini çekemez. Çünkü başlık; metnin etiketi durumundadır. Bilimsel yazıların özet bölümlerinde, metnin tamamında anlatılanların küçültülerek bir paragraf haline getirilmiş biçimi yer alır. Bu özet metnin içeriğini tam anlamıyla ifade edebilecek özellikte olmalıdır. Ayrıca özet kısmında, araştırmanın amaçları, araştırma yöntemleri, araştırma bulguları, sonuçları ve bu sonuçların önemi üzerinde durulur. 72 DİL VE ANLATIM 8 Bilimsel yazıların giriş bölümünde şunlara dikkat edilmelidir: • Makalede ifade edilenlerin kolay ve doğru anlaşılmasına yarayacak temel bilgiler verilmelidir. • Çalışmanın gerekliliği ortaya konmalıdır. • Makalede işlenen konunun daha önceki yayınlarda nasıl ele alındığı anlatılmalıdır. • Makaleye konu olan araştırmada nasıl bir yöntem izlendiği ve bu yöntemin seçiliş sebebi ortaya konulmalıdır. • Araştırmada ana bulgular dile getirilmeli ve sonuçları belirtilmelidir. • Bu bölümde makalede geçen her türlü terim ve kısaltmanın ne anlama geldiği açıklanmalıdır. Bilimsel yazıların malzeme ve yöntemler kısmında yazarın neyi, niçin ve nasıl kullandığını okuyucuya açıklaması gerekir. Yazar böylece kendisinden sonra başka bir uzman kişinin aynı çalışmayı tekrar etmemesini sağlar. Bilimsel makalelerin tartışma ve sonuç bölümlerinde araştırma sonucu elde edilen bulgular açık ve anlaşılır bir şekilde ortaya konur, tartışılıp genelleştirilir, başka çalışmalarla ilişkilendirilir. Ayrıca yapılan çalışmanın günlük hayattaki yeri ve önemi üzerinde durulur. ETKİNLİK Birden çok yazar tarafından hazırlanan bilimsel makalede yazar adları nasıl sıralanır? Araştırınız. Dipnotlarının Yazılması Yazıda geçen herhangi bir söz ya da sözcükle ilgili olarak sayfa altına konan aydınlatıcı veya kaynak belirten açıklamaya dipnot denir. Bilimsel yazılarda verilen bilgilerin kaynağı dipnotlarla gösterilir. Bilgi olduğu gibi alınmışsa tırnak içinde verilir. Kaynak bilgisi, cümlenin yahut ibarenin bitiminde sıra numarası verilerek ya sayfanın altına ya da yazının sonuna yazılır. Herkesçe bilinen genel bilgiler için, yazara özgü ifade ve yorumlar dışında, kaynak göstermeye gerek yoktur. Dipnotlardaki kaynak bilgisi fişlerde verildiği şekilde düzenlenir. 73 DİL VE ANLATIM 8 Dipnot koyarken şu noktalara dikkat edilir: A.Yazıda dipnot gereken cümlenin sonuna, parantez içinde kaçıncı dipnot olduğunu gösteren numara konur. Sonra aynı sayfanın sonuna çekilen dipnot çizgisinin altına dipnot numarası yazılarak kaynağın adı belirtilir veya açıklama yapılır. Dipnot, bazı yazılarda, parantez içinde yıldız işaretiyle de gösterilir. B. Dipnot, bir kaynak eserse, yazarın adı, kitabın ya da yazının başlığı, varsa cilt numarası, basımevinin adı, kitabın basıldığı yer, basım tarihi ve sayfa numarası yazılır. Örnek: (1)Mehmet Kaplan, Hikâye Tahlilleri, Dergâh Yayınları, 10. Baskı, İstanbul 2004, s.96. C.Aynı kaynağın ikinci kez kullanılması hâlinde araya başka kaynak bilgisi girmemişse a,e (aynı eser), a.y. (aynı yayın), a.g.e (adı geçen eser), a.g.y (adı geçen yayın) a.k (aynı kaynak) gibi kısaltmalarla ve sadece sayfa numarası yazılarak önceki kaynağa gönderme yapılır. D.Kaynak bir dergi ise, yazarın adı ve soyadı yazıldıktan sonra, yararlanılan yazının başlığı tırnak içine alınır, daha sonra derginin adı, cilt, sayı, basım tarihi ve sayfa numarası gösterilir. Örnek: (1)Kemal Eraslan, “Çağatay Edebiyatı”, Türkoloji Dergisi, c. XI., sy. 4 (1967) s. 487-493 E.Dipnota konu olan eserde birden fazla yazar adı varsa, hepsi arka arkaya yazılır. Eğer yazar adı üçten fazlaysa, ilk sıradaki yazarın adı belirtilir ve arkasından “ve diğerleri” sözü eklenir. Örnek: (1) İzzettin Önder ve Diğerleri, Türkiye’de Kamu Maliyesi, Türk Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1933, s.12 Not: Birden fazla yazarı olan makalelerde yazar adları alfabetik sıralanır bazen de kürsü sorumlusu veya laboratuvar yetkilisi sıralamayı belirler. F. Dipnotta konu olan eser çeviriyse sırasıyla yazar adı, eser adı, çevirmen adı, yayınlayan yayın evinin adı, numarası, basıldığı yer ve yıl ile sayfa belirtilir. Örnek: (1)Gifford Cleve, Her Yönüyle Otomobiller, Çeviri: Ergin Tönük, Tübitak Yayınları, 2000. Not: Bu alıntılarda faydalanılan eser ve yazar isimleri sonda “kaynakça” bölümünde yazarların soyadlarına göre alfabetik sıralanarak verilir. 74 DİL VE ANLATIM 8 BİLGİ KÖŞESİ Bilimsel Yazılarda Etik Bilimsel yazılarda bir yazar daha önce başkalarının söylediklerini belirtmek zorundadır. Bu bilimsel namustur. Eğer başkasının görüşlerini alır ve gönderme yapmazsa bilimsel hırsız durumuna düşer. Buna intihal denir. ETKİNLİK Bilimsel yazılarda dil hangi işlevinde kullanılır ve hangi anlatım türlerinden yararlanılır? Bilimsel yazılarda dil “göndergesel işlev”de kullanılır. Bilimsel yazıların amacı bilimsel buluşları topluma iletmek olduğu için genellikle kanıtlayıcı, açıklayıcı, tartışmacı ve öğretici anlatım türlerinden yararlanılır. ETKİNLİK Bilimsel yazıların amaçlarını nelerdir? Bilimsel yazılar bilimsel buluşları iletmek için yazılır. Bu tür yazılar için açıklık ve kesinlik vazgeçilmez özelliklerin başında gelir. Bu metinler, alanlarında gerekli donanımlara sahip kişiler tarafından kısa, öz ve hemen anlaşılır bir nitelikte yazılır. Bilimsel yazıların asıl amacı bilimsel iletişimi gerçekleştirmektir. ETKİNLİK Bilimsel yazılar nasıl gruplandırılabilir? Bilimsel Yazıların Türleri 1. Bilimsel Makaleler 2. Tarama ve Değerlendirme Makaleleri 3. Konferans Raporları 4. Toplantı Özetleri 75 DİL VE ANLATIM 8 ETKİNLİK Tarama-değerlendirme makaleleri hakkında araştırma yapınız? Tarama ve değerlendirme makaleleri daha önce yayımlanmış yazıları veya eserleri değerlendirmek, eleştirmek amacıyla yazılırlar. Bu tarz makaleler sınırlandırılmış bir konu üzerine yazılırlar. Bu tür makaleler, birçok eserin tarama ve değerlendirmesi olduğu için araştırma yapmak isteyenler için faydalı olur. Tarama-değerlendirme makalelerinde hangi eserlerin hangi bakımlardan ele alınacağı belirtilmelidir. Aşağıya “Şiirini Halk Şiirinin Gür Kaynağından Besleyen Cahit Külebi ve Şiir Dünyası” adlı tarama ve değerlendirme makalesi örneği verilmiştir. Bu makaleyi bilimsel yazıların özelliklerine göre inceleyiniz. ŞİİRİNİ HALK ŞİİRİNİN GÜR KAYNAĞINDAN BESLEYEN CAHİT KÜLEBİ VE ŞİİR DÜNYASI 20 Haziran 1997’de yitirdiğimiz Cahit Külebi’nin Külebi’nin annesi Erzurum’un Pasinler ilçesinin Aşağı Tayhoca köyünden Karabeyoğullarından Feride, babası da Erzurumlu Gullebilerden Necâti’dir. Zile’nin Çeltek köyünde 2 Ocak 1917’de dünyaya gelen Külebi’nin asıl adı Mahmut Cahit’tir. Anne tarafından geniş topraklara sahip, zengin bir ailenin üçüncü çocuğu olan Külebi’nin aile soyadı Erencan’dır. Külebi takma adını sonradan soyadı olarak tescil ettirmiştir. Üç yaşında Zile’nin Dutlupınar Mahallesindeki anaokuluna başlayan Mahmut Cahit, bir süre Dutlupınar (İstiklâl) okuluna giderse de normal olarak okula Artova ilçesinin merkezinde başlar. Üçüncü sınıfta iken babasının Niksar nüfus memurluğuna atanmasıyla ilkokulun dört ve beşinci sınıflarını Niksar’da okur. Sonra Sivas’ta ortaokulu, Bursa ve Sivas’ta da liseyi bitirir. 1936’da birincilikle kazandığı Yüksek Öğretmen Okuluna gider. Bu okulda iken, Reşit Rahmeti Arat’ın aracılığı ile Berlin’e gönderilen Külebi, Reşit Rahmeti Arat, Fuad Köprülü, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Ali Nihat Tarlan’ın derslerinden de yararlanmıştır. 1939-1940 ders yılı eylül döneminde okulu bitiren Külebi Trakya’da 46. Süvari Alayı’nda iki buçuk yıl yedek subaylık yapar. Askerlikten sonra, Antalya Lisesi edebiyat öğretmenliğine atanır ve 1941’de de evlenir. Vefatından kısa bir süre önce Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Senatosu tarafından fahri doktor unvanı verilen Külebi 20 Haziran 1997’de vefat etmiştir. 76 DİL VE ANLATIM 8 Haziran’da vefat eden Külebi ne ilginçtir ki ilk şiirlerini yayımladığı 1938 yılında Haziran adlı bir şiir yazıp yayımlamıştır. Bu şiirde: Her akşam bulutlar Bilmez telaşımı Her akşam bulutlar Belki de haziran Bulacak naaşımı Belki de haziran dizeleri ile sanki ölümünün haziran ayında olacağını bilmiş gibidir. … Şiirlerini Yayımladığı Dergiler İlk şiirlerini Toplantı’da yayımlayan Külebi İstanbul’a geldikten sonra değişik şiirler yazmaya başlar. İlk üç şiiri Haziran-Temmuz l983’te Nazmi Cahit imzası ile Gençlik dergisinde çıkar. Sonra aynı adla Varlık’ta görülür (Ekim l938). Daha sonra da Sokak (l940), İnsan (1941), Varlık (l940’tan bu yana) Türk Dili (1951-l980), Türk Dünyası (l954) ve kurucuları arasında olduğu, sonraları dil ve düşünce ayrılıkları nedeniyle aralarından ayrıldığı Hisar’ın ilk sayılarında, son yazılarını da yalnız Varlık ve Türk Dil Kurumundan ayrılıp kurum dışında yayımladıkları Türk Dili dergilerinde yayımlamıştır. Kitapları Yalnızca şiirle uğraşan Külebi eserlerini de sadece bu türde vermiştir. 1985’te Şiir Her Zaman adlı deneme, 1986’da da İçi Sevda Dolu Yolculuk adlı anı kitaplarını yayımlamıştır. Şiir kitapları ise: a. Adamın Biri (1946) b. Rüzgâr (1946) c. Atatürk Kurtuluş Savaşında (1952) ç. Yeşeren Otlar (1954) 77 DİL VE ANLATIM 8 d. Süt (1965) e. Türk Mavisi (1973) f. Yangın (1980) g. Güz Türküleri (1995) Cahit Külebi’nin Yeşeren Otlar adlı kitabı 1955 yılında Türk Dil Kurumu Edebiyat Ödülünü kazanmış, Nüvit Kodallı da Atatürk Kurtuluş Savaşında adlı eserinden bir Atatürk Oratoryosu meydana getirip bestelemiştir. Sanat Gücü Mehmet Kaplan Külebi için “Ben ona inanıyorum ki, Anadolu’yu çocuklukları bu topraklarla karışmış, şehre geldikten sonra yüksek kültür edinmekle beraber ilk yaşantılarını kaybetmemiş sanatkârlar anlatabilirler. Cahit Külebi, bunu başaran nadir şairlerden biridir.” demektedir. Dil devriminden, çağdaş eğitimden ve şiir sanatından ödün vermeyen, Türkçe’nin duru şiirlerini yazan, içimizi ışıtan, bize umut veren, güç veren, yaşanmış bir duyarlığı hep hissettiren Külebi’nin 1946’da yayımladığı ilk kitabı Adamın Biri’nde umutlu özlemler, küçük kırılışların ardından iyimser direnişler, insanlara sevgi ve acımalarıyla yaklaşımlar, gerçekçi bir yurt sevgisi, Anadolu insanının güçlü bir tasviri ve tertemiz aşklar görülmektedir. Bu kitapta, insan-doğa ilişkisi üzerine güçlü şiirler yer almakta ve Anadolu gerçekleri tablo gibi yansıtılmaktadır. Cemal Süreya (Seber)’in, Külebi’nin şiiri için “Humor-mizah ağır basmakla beraber humorla lirizm yan yana, iç içe hatta bir birine dönüşecek biçimde.” deyişini: Nasıl sevmezsin bu sabahları Her gün kuvvet getirir içimize Nasıl sevmezsin gökyüzünü Çalışanlar da muhtaçtır maviye Şu denizi nasıl sevmezsin Ta uzaklara götürür bizi Karımızdan daha iyi şu rüzgâr Kurutur derimizi 78 DİL VE ANLATIM 8 Ya ırmaklar ki yalnız yurdumuzda Sahipsizdirler Canları istediği gibi Alıp başlarını giderler Nasıl sevmezsin arkadaşları Türkü söylerken Nasıl sevmezsin tarlaları Yeşerirken biçimindeki söyleyişi kanıtlamakta olup, Külebi kendine özgü bir yol tutmağa çalışarak doğa ve insan sevgisinin içten anlatımına ermektedir. Adamın Biri’ndeki şiirler ile önemli bir çıkış yapan Külebi bu dönemde yenilik eyleminin en umutlu ozanlarından biri olarak belirmektedir. Benim doğduğum köylerde derken tüm Anadolu köylerinin gereksinimlerini, akşamları eşkıyaların basmasını, gülmesini unutmuş insanları, bıçak gibi esen rüzgârlarda Sivas yollarındaki kağnı gıcırtısını ve sürücüleri, buğday tarlaları bile olmayan köylüleri yumuşak bir dil ve anlatı ile ama tüm yalınlığıyla önümüze koymaktadır. … (“Şiirini Halk Şiirinin Gür Kaynağından Besleyen Cahit Külebi ve Şiir Dünyası” adlı bilimsel yazıdan kısaltılarak alınmıştır.) Dr. Mehmet YARDIMCI ETKİNLİK Bilimsel yazıları; dergi ve gazetelerdeki popüler, öğretici yazılarla karşılaştırınız. Dergi ve gazetelerdeki popüler, öğretici yazılarla bilimsel yazıların farklılıkları şunlardır: Bilimsel metinlerin deneme, fıkra, makale gibi öğretici yazılara göre daha ciddi bir üslubu vardır. Dergi ve gazetede yer alan bu türlerde ise okuyucuyla sohbet edermişçesine bir üslup kullanılır. 79 DİL VE ANLATIM 8 Bilimsel metinler, bilimin ciddiyetini taşır. Deneme, fıkra ve makale gibi türlerin yazılış amacı bilgi vermektir. Ancak okuyucuyu düşündürmek bir adım öne çıkar. Bilimsel metinlerde ise amaç, açık ve kesin bir şekilde bilgi vermektir. Bu kesinlik bakımından bilimsel yazılar makaleye yaklaşır. Çünkü makalelerde de kanıt ve kesinlik vardır. Bilimsel Yazılarla Makalenin Benzerlik ve Farkları BENZERLİKLERİ FARKLILIKLAR • Her iki türde de anlatılanların kanıt- • Bilimsel yazılar makaleye göre daha geniş bir araştırmaya dayanırlar. lanması gerekir. • Her iki tür de kurallı cümlelerle kuru- • Bilimsel yazıların okuyucusunun belli bir birikime sahip olması gerekir. Anlurlar. cak makale her kesime hitap edebilir. • İki türde de amaç okuyucuyu bilgilendirmektir. BİLGİ KÖŞESİ Öğretici Metinler ve Makale Okuyucuya bilgi vermek, onun düşüncelerini değiştirmek veya güçlendirmek amacıyla kaleme alınan metinlere öğretici metinler adı verildiğini biliyorsunuz. Öğretici metinlerin açık ve anlaşılır olması gerekir. Makale, fıkra, deneme, eleştiri, sohbet, röportaj, mülakat, biyografi adlı türler öğretici nitelikler taşımaları nedeniyle bu grup içinde değerlendirilebilirler. Gezi, anı (hatıra) ve günce amaçları yönünden bu grubun içine alınabilirler. Çünkü bu tür metinler sanat eseri özelliklerine sahip olduklarından edebiyat metinleri içinde değerlendirilebilirler. Makale Bir konuyu, bir olayı, bir eseri ele alıp çeşitli özelliklerini ayrıntılarıyla inceleyen ve onunla ilgili bir takım sonuçlara ulaşan; yahut bir görüşü bir iddiayı belge ve kanıtlarla destekleyerek savunan yazılara makale denir. Makaleler, herhangi bir konudaki görüş düşünce ve öneriler ileri sürmek, savunmak ya da desteklemek için yazılan bilimsel nitelik taşıyan yazılardır. Bu özellikleri taşıdıkları için makalelerde senli benli konuşmalara günlük dilde kullanılan söyleyişlere ve süslü anlatımlara yer verilmez. 80 DİL VE ANLATIM 8 Makalede bilimsel bir anlatım ağır basar. Terimlere, teknik deyimlere yer verilir. Gözleme dayalı anlatımdan uzak durulur. Açıklama, tartışmalı anlatım ağırlık kazanır. Makale yazarı öne sürdüklerini mümkün olduğunca öznellikten uzak tutmaya özen göstererek araştırmaya ağırlık verir. Konusuyla ilgili her türlü kaynağa başvurur, kendinden önce yapılmış çalışmaları inceler. Makalede ele alınan düşünce, yahut ileri sürülen iddia, görüş yazının girişinde ortaya konur. Girişi ustalıkla yazılırsa okur makalenin bütününü okuyabilir. Makalede düşüncenin, fikrin belgelerle yahut kanıtlarla desteklenmesi yazının gelişme bölümünü oluşturur. Bu bölümde makale yazarı, düşünceyi geliştirme yollarından açıklama, kanıtlama, örneklendirme, karşılaştırma, nesnel verilerden yararlanma yollarına sık sık başvurur. Söylenenlerin bir yargıya bağlanması ise sonuç bölümünde yer alır. Üslup yönünden makalede üçüncü tekil anlatım tercih edilir. ETKİNLİK Makalelerde hangi konular işlenir? Makale için konu yönünden bir sınır çizmek mümkün değildir. Ancak yazar; güzel sanatlar, politika, toplumsal ve bilimsel konular, günlük olaylar yahut ülke sorunları gibi dilediği konularda yazabilir. Makaleler bilim alanına yaptıkları katkıların yanı sıra toplumsal sorunları gündeme taşımaları ve bu sorunlara çözüm yolları önermeleri yönünden büyük bir önem taşırlar. Makalede temel öge düşüncedir. Gazetelerin ilk sayfasının birinci sütununda yayınlanan ve günlük olaylar ülke sorunları ile ilgili temel görüşünü yansıtan yazılara başmakale, yazarına de başyazar adı verilir. ETKİNLİK Makale yazı türü nasıl gelişmiştir? Makale türü gazete ve dergilerin ortaya çıkışıyla başlamıştır. İlk gazetenin M.Ö. 1750’li yıllarda Mısır’da çıktığı ileri sürülmektedir. 18. yüzyılda gazetecilik büyük ilerlemeler gösterir. 19.yüzyılın ortalarına doğru Batı’da birçok ülkede gazete 81 DİL VE ANLATIM 8 bugünkü özelliklerini kazanmıştır. Makale türünün uzun bir geçmişi olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizde ilk özel gazeteyi kuran İbrahim Şinası (1826-1871) ve Agâh Efendi (1832-1885)’nin 1860’ta çıkardıkları Tercüman-ı Ahval’de makale türünde yazılara yer verilmiştir. İlk makale de 1860’ta bu gazetede Şinasi tarafından yazılmıştır. Namık Kemal ise makalelerinde sürekli biçimde vatan, millet ve hürriyet temalarını işlemiştir. Cumhuriyet Döneminin ilk yıllarında yazdıkları makalelerle dikkati çeken gazeteciler arasında Falih Rıfkı Atay, Hüseyin Cahit Yalçın, Ali Naci Karacan, Ahmet Emin Yalman’ı sayabiliriz. Aşağıda, Kopernik ve Galileo ile birlikte Rönesans’ın en büyük gökbilimcileri arasında yer alan Johannes Kepler üzerine kaleme alınmış aşağıdaki makale örneğini yukarıdaki bilgiler ışığında inceleyiniz. JOHANNES KEPLER “ Kepler, Leonberg’in dışındaki tepenin üzerinde annesinin elini tutarken, uzaklarda, kuzeydeki Hven adasında, Danimarkalı asilzade Tycho Brahe kuyrukluyıldızı detaylı olarak gözlemlemiş hassas ölçümler yapmıştı. Gözlemleri, bu yıldızın da kuyrukluyıldızların bulunduğu düşünülen Ayın altındaki ateş diyarında değil, Aydan daha yüksekte bulunduğunu göstermişti. Ptolemaios’un yer merkezli sistemine göre, Dünya evrenin merkezinde duruyordu ve gökyüzünde gördüğümüz her hareket yıldızlara ve gezegenlere bağlanıyordu. Kopernik’in günmerkezli sisteminde ise hareketlerin birçoğu gözlem noktamız olan Dünya’nın hareketine bağlıydı. Tıpkı istasyonda duran bir trendeymişsiniz gibi. Pencereden gördüğünüz diğer tren hareket ettiğinde, hareket edenin sizin içinde olduğunuz tren mi yoksa diğer tren mi olduğunu hemen ayırt edemezsiniz. Örneğin Kopernik’e göre, tüm gök cisimlerinin paylaştığı günlük harekete gerçekte Dünya’nın kendi etrafında doğuya doğru dönüşü neden olmaktadır. Gök bizim üzerimizde hareket etmiyor, biz onun altında hareket ediyoruz. Başka bir gezegeni gördüğümüzde durum biraz daha karışıktır, çünkü hem Dünya’nın hem de o gezegenin Güneş çevresinde kendine özgü bir hareketi vardır ve gezegenin konumunu algılayışımız hem Dünya’nın hem de gezegenin nerede olduğuna bağlıdır. Mars buna iyi bir örnektir. Çoğu zaman Mars’ın hareketini arka planındaki yıldızlara göre yavaşça doğuya doğru hareket ederken algılarız. 82 DİL VE ANLATIM 8 Fakat hem Dünya hem de Mars Güneş’in aynı tarafında olduğunda Dünya Mars’ı geçer, çünkü Dünya daha hızlı hareket eder ve yörüngesi daha küçüktür. Dünya hareket ederken, Mars geride kalıyor gibi görünür. Bu süre boyunca, Dünya’dan bakıldığında Mars hareket etmiyor gibi hatta bir süre geriye hareket ediyor gibi görünür. JAMES R. VOELKEL / Johannes Kepler ETKİNLİK “Johannes Kepler” adlı makaleyi aşağıdaki tabloya göre değerlendiriniz. Açık Bir Anlatımın Özellikleri Değerlendirme Evet Hayır İfadenin hiçbir engele uğramadan akıp gitmesi Akıcılık Gereksiz söz tekrarlarından kaçınılması Ses akışını bozan, söylenmesi güç cümle kullanılmaması Duruluk-Açıklık Yalınlık Gereksiz ifadelere yer verilmemesi Anlaşılması güç cümle kullanılmaması Metnin dil ve ifadesinin sade ve süssüz olması Duygu ve düşüncenin kısa ve kesin ifadelerle dile getirilmesi UYGULAMA VE ALIŞTIRMA SORULARI 1. Bilimsel yazıların ortak özellikleri nelerdir? 2. Bilimsel yazılar ne amaçlarla yazılır? 3. Bilimsel yazıları gruplandırıp bölümlerini belirtiniz. 4. Bilimsel yazılarda hangi anlatım türlerinden yararlanılır? 83 DİL VE ANLATIM 8 NELER ÖĞRENDİK Bilimsel yazılar bilimsel buluşları iletmek için yazılır. Bu tür yazıların açık, kesin, kısa, öz ve anlaşılabilir bir tarzda yazılması gerekir. Bilimsel yazılar; makaleler, tarama değerlendirme yazıları, konferans raporları, toplantı özetleri başlıkları altında gruplandırılabilirler. Bilimsel yazıların ana omurgası olan makalede terimlere, teknik deyimlere yer verilir. Açıklama ve tartışmalı bir anlatım ağırlık kazanır. Makale yazarı araştırmaya önem verir, konusuyla ilgili her türlü kaynağa başvurur ve düşüncelerini öznellikten uzak tutmaya özen gösterir. Bilimsel yazılar; başlık, özet, giriş, malzeme ve yöntemler, sonuç ve tartışma bölümlerinden oluşurlar. Bilimsel yazılarda başlık, okuyucu kitlesine ulaşması, bakımından oldukça önemli bir ögedir. Bilimsel yazıların başında yer alan özet, makalenin paragraf boyutunda küçültülmüş bir biçimidir. Bilimsel metinlerin deneme, fıkra, makale gibi öğretici yazılara göre daha ciddi bir üslubu vardır. Bilimsel yazılar makalelere göre daha geniş bir araştırmaya dayanır. Makaleler herkese hitap eder fakat bilimsel yazıların okuyucuları belli bir bilgi birikimine sahip olmalıdır. 84 DİL VE ANLATIM 8 2. ÜNİTE DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdaki yargıların hangisi makale türü için söylenemez? A) Açıklayıcı anlatım biçimi ağır basar. B) Orta uzunlukta bir yazıdır. C) Yazar, anlatımına kendi benini katar. D) Düşünceyi geliştirmenin değişik yolları kullanılır. 2. Aşağıdakilerden hangisi bilimsel yazılar için söylenemez? A) Bilimsel buluşları iletmek için yazılır. B) Anlatımda açıklık ve kesinlik en önde gelen özelliklerdendir. C) Bu tür yazıları kaleme alanlar alanlarında gerekli donanıma sahip insanlardır. D) Yazılarda öznel bir yaklaşım vardır. 3. Türk edebiyatında ilk makale yazarımız aşağıdakilerden hangisidir? A) Ahmet Emin Yalman B) Şinasi C) Recaizade Mahmut Ekrem D) Asım Us 4. “Çocuklar, toplumların geleceği açısından son derece önemli bireylerdir. Bu yüzden çocuklar için yazılan kitapların özenle ve dikkatle hazırlanmış olması gerekir. Kitaplarda yer alan eğitim değerlerinin çocuğa olumlu katkılar sağlaması hedeflenmelidir.” Bu parçada hangi anlatım türünden yararlanılmıştır? A) Öyküleyici anlatımdan B) Açıklayıcı anlatımdan C) Betimleyici anlatımdan D) Destansı anlatımdan 5. Aşağıdakilerden hangisi bilimsel yazı olarak değerlendirilemez? A) Toplantı özetleri B) Bilimsel makale C) Gezi yazısı D) Konferans raporları 85