erdoğan toprak

advertisement
ERDOĞAN TOPRAK
HAFTALIK DEĞERLENDİRME
RAPOR ÖZETİ
22 KASIM 2016
TÜRKİYE VE DÜNYA GÜNDEMİ
İÇİNDEKİLER
GÜNCEL
AKP ‘tecavüz et, evlen, kurtul’ teklifini geri çekmek
zorunda kaldı!
Batman'da intihar eden kadınların oranı, erkeklerin
2.
oranının üç katı!
DIŞ POLİTİKA
1.
Donald Trump sonrası, “YENİ MİLLİYETÇİLİK” ön plana
çıkmaya başladı.
Yeni
siyasi
akımın
ekonomi
politikalarında
4.
“korumacılık” öne çıkıyor.
Almanya'da nüfusun yüzde 28'i “yeni sağ” akımının
5.
etkisinde!
TSK destekli ÖSO güçleri, El Bab operasyonunu
6.
başlattı!
El Bab ÖSO’ya geçerse, Suriye ordusu Halep’te sıkıntı
7.
yaşayacak!
8. ŞİÖ içinde NATO üyesi tek ülke Türkiye.
9. ŞİÖ, AB’den farklı ve AB’nin yerine geçemez!
EKONOMİ
3.
10. Doların artışı sürerken, TL değer kaybediyor!
Doların 3,40 TL’ye yükselmesi, milli gelir hesabını aşağı
11.
çekti!
Hükümet, Milli Gelir Hesaplama Yöntemini tekrar
12.
değiştiriyor.
Üçüncü ve son çeyrekte negatif büyüme olasılığı
13.
artıyor.
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 22 KASIM 2016
1
1. Hükümetin TCK değişikliği ile ilgili olarak gece yarısı getirdiği bir
düzenleme teklifi ile tecavüzcülere “evlen kurtul” olanağı getirme
girişimi tüm ülkede büyük infial yarattı!
Oluşan toplumsal tepki karşısında panikleyen hükümet, önce partimizi
konuyu istismar etmekle itham ederek, niyetini örtbas etmeye çalıştı.
2011 yılında tacizcilere yaptırımların ağırlaştırılması teklifimizin neden
dikkate alınmadığı da atılan bu son adım ile ortaya çıktı. Başbakan,
Adalet Bakanı, AKP sözcüleri değişiklik teklifini savunurken, çocuk
tecavüzcülerinin affına karşı demokratik direnişin zaferi “ses” getirdi.
AKP ‘tecavüz et, evlen, kurtul’ teklifini geri çekmek zorunda kaldı!
Adalet Bakanlığı’nın kendi resmi verileriyle AKP iktidarında, 2005-2015
arasındaki 10 yıllık dönemde, çocuk tacizi-tecavüzü davalarında yüzde
300’ün üzerinde artış söz konusu!
2. Taciz ve zoraki evliliklerle intiharların yaygın olduğu ve hiçbir
çözümün üretilmediği Batman’da, çocuklar, küçük-büyük kadınlar
seslerini ölümleriyle duyuruyor!
Ülke genelinde sadece gazetelere yansıyınca haberdar olduğumuz pek
çok olayda, tecavüze uğrayan, zorla evlendirilen kız çocuğu; babası,
abileri, aile bireyleri tarafından dışlanıyor, sokağa atılıyor, öldürülüyor ya
da intihar ediyor. Bir dönem bunun en çarpıcı örneklerini “Batman
intiharları” ile yaşadık. Kız çocukları, genç kızlar taciz ve zoraki evliliklerle
intihar ederken, AKP intihar vakalarının sebebini Televole’ye bağlamıştı.
Birkaç yıl öncesine kadar genç kız, kız çocuğu intiharlarının en yaygın
olduğu Batman’da; Namus davası, toplu tecavüzler vb. olaylar
intiharların temel nedeniydi. Yapılan araştırmalara göre; Batman'da
intihar eden kadınların oranı, erkeklerin oranının üç katı! İntihar
edenlerin yüzde 52'si genç ve bekar kadınlar. Yüzde 10'u dini nikâhlı,
yüzde 12'si ise resmi nikâhlı… İntihar yaşı ağırlıklı olarak 11-25 arasında
değişiyor.
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 22 KASIM 2016
2
3. ABD Başkanlık Seçimleri sonrasında, yabancı ve göçmen karşıtı,
ırkçılık ağırlıklı, islam karşıtlığı, “YENİ MİLLİYETÇİLİK” ön plana çıkmaya
başladı.
Ocak 2017’de Beyaz Saray’a yerleşecek Yeni ABD Başkanı Donald Trump,
medyaya verdiği röportajlarda, ilk icraat olarak “2-3 milyon kaçak
göçmeni sınır dışı edeceğini, yasa dışı yollardan gelen bu göçmenler
kendi iradeleriyle gitmek istemezlerse de hapsedeceğini” açıkladı.
Trump’ın ilan ettiği politikalar, Avrupa’daki aşırı sağcı, yabancı ve İslam
karşıtı siyasi hareketleri güçlendiren bir etki yarattı! Almanya’da AfD
(Almanya için Alternatif), Fransa’da Irkçı-Milliyetçi Ulusal Parti,
İngiltere’de önemli bir çıkış yakalayan UKIP, bir anlamda “Trump
Rüzgarını” arkalarına almış görünüyor. “Yeni Sağ - Yeni Milliyetçilik” adı
altında yeni bir siyasi oluşum tartışmaları da dünya siyasetinin
gündemine taşınıyor. Dünyadaki bu yeni akımın öncüleri: Rusya Devlet
Başkanı Putin, ABD’nin yeni Başkanı Trump, İngiliz UKIP Lideri Farage…
4. Yeni Milliyetçilik akımı, kendisine ekonomik açıdan da bir takım
teorik ve pragmatik uygulamalar, yeni politikalar geliştirmiş durumda.
Bu politikalardan Türkiye’nin olumsuz etkilenmesi söz konusu!
1980’ler Öncesine Dönüş ya da Trumponomics olarak adlandırılan “yeni
milliyetçiliğe, yeni ekonomi” yaklaşımı, dışa açılma, küreselleşme dışında,
“korumacı, devletçi, gümrük duvarlarıyla takviye edilmiş” bir yeni
ekonomik anlayışı içeriyor.
Bir anlamda “milliyetçi-korumacı ekonomi politikaları” olarak da
adlandırabileceğimiz bu yeni yaklaşım 1980’ler sonrasında ortaya çıkan
“devletin ekonomideki ağırlığını azaltma, özelleştirme, gümrük
duvarlarının düşürülerek küresel ticaret önündeki engellerin kaldırılması
ve buna bağlı olarak, dışa açılan ekonomi, ihracata dayalı büyüme vb.
modelinin tersine döndürülmesini” öngörüyor.
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 22 KASIM 2016
3
5. Almanya'da yaşayanların yüzde 28'i, yeni sağ olarak adlandırılan
bir düşünce modelini benimsiyor. Yüzde 40'ı, İslam'ın Alman
toplumuna gizlice sızdığını düşünüyor.
Friedrich-Ebert Vakfı ve Bielefeld Üniversitesi Çatışma ve Şiddet
Araştırmaları Enstitüsü’nün (IKG) yaptığı araştırmaya göre, "yeni sağ"
olarak adlandırılan düşünce modelini benimseyenlerin oranı, Almanya
genelinde yüzde 28'e ulaşıyor. Aşırı sağcı, Almanya için Alternatif (AfD)
Partisi destekçilerinde bu oran yüzde 84'e varıyor. İslam'ın topluma
gizlice sızdığı gibi komplo teorileri, fikirlerin ve inançların zorla dayatıldığı
kaydediliyor. “Almanya'nın AB’den ayrılması ve hali hazırdaki politikaya
karşı direniş çağrısı” Yeni Sağ’ın temel unsurlarını oluşturuyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 50’si de hem Müslümanlara hem de tüm
sığınmacılara karşı önyargılara sahip. Almanya'nın doğusunda yabancı ve
İslam karşıtlığı çok daha yaygın olarak görülüyor.
6. 2 Kasım’dan itibaren TSK destekli Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)
güçleri, Suriye’deki iç savaşın stratejik açıdan “kilit” konumdaki
kentlerinden El Bab’a yöneldi.
TSK, Fırat Kalkanı operasyonu kapsamında ÖSO güçlerini El Bab’a
yönlendirdi. Ancak El Bab’dan sonraki hedef konusunda ABD ve Rusya ile
karşı karşıya gelinmesi ihtimali gündemde.
ABD, El Bab operasyonuna destek vermediklerini, Türkiye’nin bu
operasyonu kendisinin yürüttüğünü açıkladı. El Bab harekâtı öncesinde
kritik gelişmelerden birisi Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile MİT
Müsteşarı Fidan’ın Moskova ziyaretleri! Bu ziyaretin hemen akabinde
başlatılan El Bab operasyonu, bu operasyonun Rusya’nın onayı ile
gerçekleştirildiğini ortaya koyuyor. Rusya, Halep’e karışılmaması kaydıyla
El Bab için Türkiye’ye “zımni şekilde” onay verdi ve bu onayını
“resmileştirme” yoluna gitmedi.
Türkiye’nin El Bab’a operasyon başlatması, İran’da rahatsızlık yarattı.
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 22 KASIM 2016
4
7. Suriye ordusu, isyancıların elinde bulunan Doğu Halep'i kuşatmış
durumda. El Bab'ın alınması halinde, Suriye ordusu “doğu” ile “batı”
yönlerinden sıkıştırılmış olacak!
Suriye ordusu da El Bab’a operasyon başlattı. TSK destekli ÖSO ile Esad’a
bağlı güçlerin El Bab’ta karşı karşıya gelmeleri durumunda Türkiye, Suriye
savaşına doğrudan dahil olma olasılığıyla karşılaşabilir. El Bab’tan sonrası
için gündemdeki seçenekler ise Türkiye açısından, ABD, Rusya ve Suriye
ile bağlantılı olarak, her birisi apayrı ciddiyette riskleri içinde barındırıyor.
El Bab, Akdeniz kıyısındaki Lazkiye’den Halep’i de kapsayarak ülkenin
doğusuna ve güneyde Rakka’ya giden tüm yolların kavşak noktası. Suriye
ordusunun, isyancı gruplarla ciddi bir askeri mücadele içinde olduğu
Halep'e çok yakın ve Halep’e ulaşılması açısından da stratejik önemde…
Bu nedenle, El Bab, Suriye yönetimi açısından hayati önem taşıyor.
8. ŞİÖ içinde farklı statüdeki ülkeler arasında NATO üyesi tek ülke
Türkiye. Ülkemiz, 2013 yılında ŞİÖ'ye "diyalog ortağı" olarak katıldı
ancak tam üye olma olasılığı zaman alacak gibi görünüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurt dışı ziyaretlerinden dönüşte gündeme
getirdiği “Şanghay Beşlisi’ne üyelik” konusunda, Çin ve Rusya’dan gelen
ilk açıklamalar, olumlu yaklaşım sergiliyor. Daha önce de sıklıkla AB-ŞİÖ
alternatiflerini gündeme getirerek nabız yoklayan Cumhurbaşkanının,
Türkiye’nin AB-NATO üyeliklerini sonlandırma yönünde bir adım
atmasının söz konusu olabileceğini düşünmüyorum.
Kaldı ki “daha rahat hareket etme” yaklaşımını sergileyerek, ŞİÖ’yü
tartışmaya açan Cumhurbaşkanının değerlendirmeleri, gerçek niyetin
farklı olduğunu da ortaya çıkartıyor. AB’nin Kopenhag Siyasi Kriterleri,
Maastrich Ekonomi Kriterleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi pek
çok bağlayıcı kriteri, Cumhurbaşkanı ve AKP hükümeti açısından bir tür
“ayak bağı” durumunda!
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 22 KASIM 2016
5
9. ŞİÖ, AB’den farklı ve AB’nin yerine geçemez! ŞİÖ’ye üyelik
durumunda, Türkiye’nin NATO üyeliğini, bağlarını ve ilişkilerini gözden
geçirmesi gerekecektir.
ŞİÖ’nün Türkiye açısından AB ve NATO’ya alternatif olamayacağı açık.
Ekonomik, siyasi, diplomatik açıdan çok radikal değişim, dönüşüm ve
kurumsal altüst olmayı beraberinde getirecek böyle bir talebi
dillendirmeden önce, bununla ilgili bir devlet politikası, strateji
oluşturulduğunu sanmıyorum. Ülkeler açısından bu ve benzeri keskin yön
değişikliklerinin tartışılacağı yer öncelikle TBMM’dir. Ayaküstü
konuşulamayacak düzeyde hayati ve kritik önemdeki konuların, bu
şekilde tartışmaya açılması, doğru bir yaklaşım değildir.
NATO’nun rakibi konumundaki Rusya, aynı zamanda NATO’nun en büyük
gücü ABD’nin, Asya Pasifik bölgesinde ciddi mücadele içinde olduğu Çin,
ŞİÖ’nün kurucuları ve lokomotif ülkeleri. Böyle bir yapıda NATO üyesi
Türkiye’nin varlığı çok düşük bir olasılık. Kaldı ki, bu durumda NATO’nun
da çekinceleri ve Türkiye’den bazı talepleri olacaktır.
10. Doların artışı sürerken, TL değer kaybediyor! Dolar/TL
paritesindeki gelişmeler sonrasında Türkiye’nin G20 sıralamasının
dışında kalma olasılığı yüksektir!
Son bir aydan bu yana hızlanan kurlardaki artış, TL’nin değer kaybını
olağanüstü boyutlara taşıdı. Her zaman olduğu gibi hükümet ekonomide
her şeyin yolunda gittiği yolunda açıklamalarla gerçekleri örtmeye
çalışırken, EKK’nın olağanüstü toplanması bile hükümetteki paniğin
işaretidir. Yılsonu dolar kuru beklentisinin 3,34 TL’ye yükselmesi, kişi başı
milli gelirde düşüş, yoksullaşma ve G20 dışına itilme anlamına
gelmektedir.
Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) faiz arttırımına gidebileceği mesajını
vermesi de içerideki siyasi risk algısının üzerine, küresel etkilerin olası
yansımalarını eklemiş durumdadır.
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 22 KASIM 2016
6
11. Doların 3,40 TL’ye yükselmesi, milli gelir hesabını aşağı çekti! 2015
sonundaki Milli Gelir (GSYİH), 719 milyar dolardan 602-607 milyar dolar
düzeyine indi!
TÜİK’in 2016 başında 79 milyon olarak açıkladığı ülke nüfusuna göre kişi
başına düşen milli gelir tutarı ise 2015 yılındaki 9.257 dolardan, 7.676
dolar düzeyine iniyor. Dolar kurundaki hafif dalgalanmaları gözeterek 8
bin dolar desek bile, her birimiz 1.257 dolar yoksullaştık.
Diğer deyişle, Milli Gelir son üç yıldır dolar bazında sürekli düşüşte.
2013’te 823 milyar dolar, 2014’te 799 milyar dolar, 2015’te 719 milyar
dolar, şimdi de 3,40 TL dolar kuru üzerinden Kasım 2016’da 602-607
milyar dolar.
Halk diliyle; Türkiye ekonomisi son üç yılda küçülmüş, gerilemiş. Türk
halkı fakirleşmiş, yoksullaşmış!
12. Hükümet, G20 dışında kalma olasılığına karşı Milli Gelir
Hesaplama yöntemini tekrar değiştiriyor. AB ile restleşen, AB’yi
umursamaz tavır sergileyen AKP’nin gerekçesi: AB’ye uyum!
Ağır ekonomik ve siyasi kriz dönemlerinde bile 20. sıranın altına inmeyen
Türkiye, 15 yıllık AKP iktidarında 21-22’inciliğe inmeye aday konumda.
Aralık’ta geçilecek yeni yöntemle, muhtemeldir ki hükümet, milli geliri
dolar bazında katlayıp, G20’de Türkiye’nin sırasını birkaç basamak yukarı
atlatacaktır. Yine kağıt üzerinde, sanal alemde “zengin” olacağız!
Hatırlarsanız 2008’deki Küresel Finansal Kriz sonrasında eksi büyümeye
geçen Türkiye ekonomisinde, yine Milli Gelir Hesaplama Yöntemini
değiştiren hükümet, kağıt üzerinde bir gecede kişi başına düşen milli
geliri 2 bin dolar arttırmıştı! Şimdi de “AB’ye uyum” gerekçesiyle Milli
Gelir Hesaplama Yöntemini bir kez daha değiştirme hazırlığındalar! Yeni
Milli Gelir Hesaplama Yönteminde silahlanma, savunma ve AR-GE
harcamaları artık “cari gider” değil “yatırım” olarak sayılacak!
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 22 KASIM 2016
7
13. Üçüncü ve son çeyrekte negatif büyüme olasılığı artıyor.
Açıklanan tüm ekonomik göstergeler bu yönde tehlike sinyali veriyor.
Yatırım yok, piyasalarda yaprak kıpırdamıyor!
TÜİK’in yakında açıklayacağı üçüncü çeyrek büyümesinin oldukça düşük
gerçekleşeceği, negatif büyüme hızı olasılığının 2009 yılından bu yana ilk
kez ciddi biçimde gündemde olduğunu söyleyebiliriz. 2016’nın Temmuz Ağustos - Eylül dönemini kapsayan üçüncü çeyrekte, işsizlik, enflasyon,
dolar kuru, sanayi üretimi, ihracat, vb… aylık açıklanan veriler, bu olasılığı
teyit eder durumda.
Üretim ve yatırım olmadığı için, ara malı, hammadde talebi de söz
konusu değil, ithalattaki gerileme yüzde 6,5!
TÜFE
Cari Açık
İşsizlik Oranı
: % 7,16
: 32,4 Milyar Dolar
: % 11,3
(Ekim 2016)
(Eylül 2016)
( Ağustos 2016)
Gerçekçi olalım, “Dolar fiyatı artıyor, artarsa artsın. Nasıl olsa duracak.
Bizi etkilemez…” demenin kimseye bir faydası yok. Önce üretici, sonra
tüm tüketiciler ve nihayetinde zarar gören Türkiye Ekonomisi. Bu
koşullarda en güçlü şirketlerin bile dayanabilmesi çok zor.
Başbakan Binali Yıldırım’ın “2017 yılı daha güzel olacak” sözleri ise bu
aşamada gerçeklerden “kopuk” ve sadece bir “temenniden” ibaret
kalıyor.

22 KASIM 2016 HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPORUNUN
TAMAMINI OKUMAK İÇİN LİNKİ TIKLAYINIZ!
http://www.erdogantoprak.com.tr/dokuman/etoprakrapor22112016.pdf
ERDOĞAN TOPRAK, CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
HAFTALIK DEĞERLENDİRME RAPOR ÖZETİ | 22 KASIM 2016
8
Download