ĠYĠ DĠFERANSĠYE TĠROĠD KANSERLERĠNDE NÖTROFĠL

advertisement
T.C.
GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ
TIP FAKÜLTESĠ
ĠYĠ DĠFERANSĠYE TĠROĠD KANSERLERĠNDE
NÖTROFĠL LENFOSĠT ORANININ ĠLĠġKĠSĠ
UZMANLIK TEZĠ
Dr. Osman Hakan Demir
ĠÇ HASTALIKLARI ANABĠLĠM DALI
TEZ DANIġMANI
Doç. Dr. Mesut Özkaya
Temmuz-2015
T.C.
GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ
TIP FAKÜLTESĠ
ĠYĠ DĠFERANSĠYE TĠROĠD KANSERLERĠNDE
NÖTROFĠL LENFOSĠT ORANININ ĠLĠġKĠSĠ
UZMANLIK TEZĠ
Dr. Osman Hakan DEMĠR
ĠÇ HASTALIKLARI ANABĠLĠM DALI
TEZ DANIġMANI
Doç. Dr. Mesut ÖZKAYA
Temmuz -2015
I
I. ÖNSÖZ
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Ġç Hastalıkları Anabilim Dalı BaĢkanı
Sayın Prof. Dr. Ahmet Mesut Onat baĢta olmak üzere asistanlık eğitimim süresince
desteklerini eksik etmeyen, eğitimim ve yetiĢmemde büyük katkıları olan bütün bilim
dallarındaki değerli öğretim üyelerine ve yan dal uzmanlarına; tez çalıĢmamı yöneten,
bilgisi, tecrübesi, sınırsız sevgi, hoĢgörü ve sabrıyla eğitimimde büyük emeği olan,
değerli hocam Sayın Doç. Dr. Mesut ÖZKAYA‟ya sonsuz saygı ve teĢekkürlerimi
sunarım.
Ayrıca tezimin hazırlanmasında değerli katkılarından dolayı Sayın Yrd. Doç. Dr.
Umut ELBOĞA‟ya teĢekkür ederim.
Ġhtisasım boyunca güzel bir uyum içinde birlikte yoğun bir tempoda çalıĢtığım
baĢta Dr. Mehmet TÜRKER olmak üzere tüm hekim arkadaĢlarıma, Ġç Hastalıkları
Anabilim Dalı bünyesinde büyük özveriyle çalıĢan hemĢire ve personellere teĢekkür
ederim.
Üniversiteden beri ev arkadaĢım, kader ortağım, her zaman desteğini gördüğüm,
iyi bir arkadaĢ ve iyi bir doktor olan Ahmet AKYOL‟a teĢekkür ederim.
ÇalıĢmalarım sırasında manevi desteğini her an yanımda hissetiğim, varlığıyla
huzur veren, niĢamlım AyĢenur KOLSUZ‟a sevgilerimi sunarım.
Bütün hayatım boyunca her Ģartta yanımda olan, beni yetiĢtiren ve sonsuz sabır
gösteren bugünlere gelmemde büyük emeği olan annem Huriye DEMĠR, babam Fevzi
DEMĠR‟e sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.
Dr Osman Hakan Demir
Gaziantep 2015
II
II. ĠÇĠNDEKĠLER
I. ÖNSÖZ………………………………………………………………………… I
II. ĠÇĠNDEKĠLER……………………………………………………………… II
III. ÖZET………………………………………………………………………
IV
IV. ABSTRACT……………………………..…………………………………
V
V. KISALTMALAR……………………………………………………………… VI
VI. TABLO LĠSTESĠ…………………….……………………………………… VII
VII. GRAFĠK LĠSTESĠ………………………………………………………
VIII
1. GĠRĠġ VEAMAÇ……………………………………………………………… 1
2. GENEL BĠLGĠLER…………………………………………………………
3
2.1. Tiroid anatomisi, embriyolojisi, fizyolojisi ………………………
3
2.1.1. Tiroid anatomisi…………………………………………
3
2.1.2. Tiroid embriyolojisi……………………………………… 3
2.1.3. Tiroid fizyolojisi………………………………………… 4
2.2. Tiroid kanserleri…………………………………………………… 5
2.2.1. Tiroid kanserlerinin insidans ve epidemiyolojisi………… 5
2.2.2. Tiroid kanserinde etyoloji ve risk faktörleri……………
5
2.2.3. Tiroid kanseri onkogenez………………………………… 6
2.2.4. Tiroid kanseri sınıflandırılması…………………………
6
2.2.4.1. Ġyi diferansiye tiroid kanserleri………………… 7
2.2.4.1.1. Papiller kanser ………………………… 7
2.2.4.1.2. Folliküler tiroid kanseri ……………… 11
2.2.5. Tiroid kanser evrelemesi………………………………
12
2.3. Kanserde immun yanıt……………………………………………… 14
3. GEREÇ VEYÖNTEM………………………………………………………
17
3.1. Hastalar ……….…………………………………………………… 17
3.2. ÇalıĢmaya alınma kriterleri ………………………………………… 17
3.3. Ġstatistiksel yöntem: ………………………………………………… 18
4. BULGULAR………………………………………………………………
19
4.1. Demografik ve tümörle iliĢkili faktörler…………………………… 19
III
4.2. YaĢ –cinsiyet – lokalizyon-tümör boyutuna göre nötrofil
lenfosit oranın karĢılaĢtırılması ……………………………………
20
4.3. T sınıflamasına göre NLO‟ların karĢılaĢtırılması …………………
21
4.4. Lenf nodu tutulumuna göre nötrofil lenfosit oranın
karĢılaĢtırılması …………………………………………………
22
4.5. Uzak metastaz durumuna göre nötrofil lenfosit oranın
karĢılaĢtırılması……………………………………………………… 22
4.6. Evrelerine göre nötrofil lenfosit oranın karĢılaĢtırılması…………
23
4.7. Nötrofil lenfosit oranının 1cm‟den büyük lezyonları
öngörebilirliği……………………………………………………… 24
4.8. Nötrofil lenfosit oranının lenf nodu metastazını öngörebilirliği…
25
4.9. Nötrofil lenfosit oranının uzak metastazını öngörebilirliği………
26
5. TARTIġMA…………………………………………………………………
27
6. SONUÇ VE ÖNERĠLER……………………………………………………… 32
7. KAYNAKLAR………………………………………………………………
33
IV
III. ÖZET
ĠYĠ DĠFERANSĠYE TĠROĠD KANSERLERĠNDE NÖTROFĠL LENFOSĠT
ORANININ ĠLĠġKĠSĠ
Dr. Osman Hakan DEMĠR
Uzmanlık Tezi, Ġç Hastalıkları Anabilim Dalı
Tez DanıĢmanı: Doç. Dr. Mesut ÖZKAYA
Temmuz 2015, 41 Sayfa
GiriĢ: Tiroid kanseri en sık görülen endokrin malignitedir. Tiroid kanserlerini
çoğunlukla epitel hücrelerinden oluĢan iyi diferansiye alt tipleri olan papiller veya
folliküler kanserler oluĢturur. Tiroid kanseri inflamasyon ile yakın iliĢki gösterir.
Amaç: Ġnflamasyon; tümör geliĢimi, ilerleyiĢi, kliniğin oluĢması ve prognozu
gibi birçok kanser özeliklerinde kritik rol oynar. Son zamanlarda nötrofil lenfosit oranı
(NLO) basit ve geçerli bir sistematik inflamatuar cevap markerı olarak
değerlendirilmiĢtir. Nötrofil lenfosit oranındaki artıĢ malignitelerde prognostik
faktördür. Bu çalıĢmanın amacı, ameliyat öncesi nötrofil / lenfosit oranının prognostik
değeri olup olmadığını tespit etmektir.
Gereç ve Yöntem: Bu çalıĢmada, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalında 2008-2014 tarihleri arasında
iyi diferansiye p api l l er tiroid kanserleri tanısı ile izlenen 259 eriĢkin hastanın arĢiv
dosyaları retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların nötrofil ve lenfosit değerleri
dosyalarından elde edildi. Nötrofil/lenfosit oranı preoperatif nötrofil miktarının lenfosit
miktarına bölünmesi ile elde edildi. Nötrofil/lenfosit oranı ile papiller tiroid kanseri
arasındaki iliĢkiyi ortaya koymak için istatistiksel analiz değerlendirmesinde SPSS 22.0,
Kolmogorov Smirnov testi, Mann Whitney U Testi, Kruskal Wallis ve Dunn çoklu
karĢılaĢtırma testleri kullanılmıĢtır.
Bulgular: ArtmıĢ nötrofil/lenfosit oranı ile T evrelemesi arasında istatistiksel
olarak anlamlı iliĢki saptandı (p<0.001). Tümörün lenf nodu tutulumu ile
nötrofil/lenfosit oranı arasında istatiksiksel olarak anlamlı bir iliĢki saptandı (p=0.001).
Tümörün uzak metastazıyla nötrofil/lenfosit oranı arasında istatiksiksel olarak anlamlı
bir iliĢki saptandı (p=0.021). TNM evrelerine göre evre ilerdikçe nötrofil/lenfosit oranı
arasında istatiksiksel olarak anlamlı bir iliĢki saptandı (p=0.001). Papiller
mikrokarsinomlar ile 1 cm‟den büyük kanser nötrofil/lenfosit oranı arasında istatiksiksel
olarak anlamlı bir iliĢki saptandı (p=<0.001). Kesme değerleri sırasıyla >1,644 >2,0906
>1,644 alındığında 1 cm‟den büyük papiller tiroid kanserlerini, lenf nodu m e t a s t a z ı
ve uzak metastazı öngörme duyarlılıkları sırasıyla %85.4, %73.8, %96 özgüllüğü
sırasıyla %46.9, %56.6, %26.9 bulundu.
Sonuç: Nötrofil/lenfosit oranı tümörün boyutu, lenf nodu metastazı, uzak
metastazı, evresi arttıkça yükselmektedir. Nötfofil/lenfosit oranının tümorün boyutunu,
lenf nodu tutulumunu, uzak metastazını ön görebilmemizde yardımcı olabileceği
düĢünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Nötrofil/lenfosit oranı, prognostik faktör, iyi diferansiye tiroid
kanseri
V
IV. ABSTRACT
IMPORTANCE OF NEUTROPHĠL / LYMPHCOYTE RATIO IN WELL
DIFFERENTIATED THYROID CANCER
Dr. Osman Hakan DEMĠR
Residency Thesis, Departmant of Internal Medicine
Supervisor:
July 2015, 41 Pages
Background: Thyroid cancer is the most common endocrine malignancy. The
majority of papillary or follicular cancers well-differentiated subtype derived from
follicular epithelial cells. Thyroid cancer also exhibits a close association with
inflammation.
Aim: Inflammation plays a critical role in many aspects of cancer, including
tumor development, progression, clinical presentation, and prognosis. Recently,
neutrophil-lymphocyte ratio (NLR) has emerged as a simple and valid composite
marker of systemic inflammatory response the increasing neutrophil/lymphocyte rate is
a prognostic factor for malignancy. The aim of this study is to determine whether there
is a prognostic value of the pre-operative neutrophil/ lymphocyte ratio.
Materials and methods: In this study, archive files of 259 adult cases
diagnosed as well differentiated papillary thyroid carcinoma have been evaluated
retrospectively in department of endocrinology and metabolic diseases at School of
Medicine at Gaziantep University between the years 2008-2014. The neutrophil and
lymphocyte values of patients were obtained from their files. The
neutrophil/lymphocyte ratio was estimated by the division preoperative neutrophil
amounts into the lymphocyte amounts. SPSS 22.0, Kolmogorov Smirnov Test, Mann
Whitney U Test, Kruskal Wallis and Dunn multiple comparisons tests are used in the
statistical analyses to exhibit the relationship between the neutrophile/lymphocyte ratio
and papillary thyroid carcinoma.
Findings: A significant relationship was found between neutrophil/lymphocyte
ratio and T staging (p<0.001). A significant relationship was found between
neutrophil/lymphocyte ratio and the lymph node involvement of tumor (p=0.001). A
significant relationship was found between neutrophil/lymphocyte ratio and the distant
metastasis of tumor (p=0.021). According to TNM staging, a significant relationship
was found between neutrophil/lymphocyte ratio and advanced stages (p=0.001). A
significant relationship was found between neutrophil/lymphocyte ratio and papillary
microcarcinomas and carcinomas grater than 1 cm (p=<0.001). The sensitivity of the
neutrophil/lymphocyte ratio in predicting papillary carcinomas greater than 1 cm, lymph
node involvement and distant metastasis was found 85.4% 73.8,% 96% respectively and
the specificities were 46.9%, 56.6% 26.9% respectively as the cut-off values are >1.644
>2.0906 >1.644 respectively.
Results: Neutrophil/lymphocyte ratio was increased with tumor size, lymph
node involvement, distant metastasis and TNM stage. Neutrophil/lymphocyte ratio can
be useful to predict tumor size, lymph node involvement and distant metastasis.
Keywords: The neutrophil lymphocyte ratio, prognostic factor, well differentiated
thyroid cancer
VI
V. KISALTMALAR
ADCC
: Antikor Bağımlı Hücre Aracılı Sitotoksisitie
Ark.
: ArkadaĢları
AJCC
: American Joint Commitee on Cancer
BT
: Bilgisayarlı tomografi
EAA
: Eğri Altı Alan
MEN
: Multipl endokrin neoplazi
MR
: Manyetik rezonans
NK
: Natural killer: Doğal öldürücü
NLO
: Nötrofil lenfosit oranı
ROC
: Receiver operating caracteristic
TNM
: “T” tümör, “N” nodal yayılımı ve “M” uzak yayılım
TSH
: Tiroid Stimülan Hormonu
TRH
: Tirotropin salgılatıcı hormon
T4
: Tiroksin
T3
: Triiyodotironin
USG
: Ultrasonografi
VII
VI. TABLO LĠSTESĠ
Sayfa No
Tablo 1. Tiroid kanseri sınıflandırılması………………………………………
7
Tablo 2. Tiroid karsinomları TNM sınıflamasında evre grupları……………
14
Tablo 3. Papiller tiroid karsinomlu hastaların dermatolojik ve tümörle
iliĢkili faktörler…….…………………………………………………
Tablo 4. TNM sınıflamasına göre dağılımı………………………………………
Tablo 5. T 1a-1b-2-3-4 tiroid papiller karsinomlu hastaların medyan
(persentil 25-75) NLO değerleri……………………………………
Tablo 6. T Sınıflamasına göre NLO‟ların karĢılaĢtırılması………………………
19
20
21
22
Tablo 7. N0, N1a, N1b papiller karsinomlu hastaların medyan (persentil 25-75)
NLO değerleri………………………………………………………… 22
Tablo 8. Evre 1-2-3-4 papiller karsinomlu hastaların medyan (persentil 25-75)
NLO değerleri………………………………………………………… 23
Tablo 9. Evrelerine göre NLO‟ların karĢılaĢtırılması…………………………… 23
Tablo 10. 1cm den büyük papiller tiroid karsinomu, lenf nodu metastazı, uzak
metastazı NLO‟nı öngörme kabiliyeti………………………………… 26
Tablo 11. ÇeĢitli kanser türlerinde NLO‟ların prognoz üzerindeki yayınlar… 28
VIII
VII. ġEKĠL LĠSTESĠ
ġekil 1. T Sınıflamasına göre NLO‟ların karĢılaĢtırılması……………………… 21
ġekil 2. 1 cm‟den büyük karsinomların öngörebilirliğinde NLO‟nın ROC
eğrisi………..…………………………………………………………… 24
ġekil 3. Nötrofil lenfosit oranının lenf nodu metastazını öngörebilirliğinde
NLO‟nın ROC eğrisi…………………………………………………… 25
ġekil 4. Nötrofil lenfosit oranının uzak metastazını öngörebilirliğinde
NLO‟nın ROC eğrisi…….……………………………………………
26
1. GĠRĠġ VE AMAÇ
Tiroid bezinden köken alan tiroid kanserleri en sık görülen endokrin tümörler
olup ömür boyu tiroid kanserine yakalanma riski %1 oranındadır. Bu risk kadınlarda
erkeklere oranla 2-3 kat fazladır. Tiroid kanserinin en sık görülme yaĢı 46‟dır. Tiroid
kanserleri tüm kanserlerin %1‟ ini oluĢturur. Tiroid kanserlerinin %90-95‟ini folliküler
hücrelerden kaynaklanan iyi diferansiye tümörler, iyi diferansiye tiroid kanserlerinin ise
%85‟ini papiller tiroid kanserleri oluĢturur.
Papiller tiroid kanserlerin prognozunda birçok faktör etkilidir. Bunlar histoloji,
tümör çapı, lenf nodu metastazı, ekstratiroidal yayılım, uzak metastaz, yaĢ ve cinsiyettir.
Tümör çapının artmasıyla, lenf nodu metastazları uzak metastazlar ve mortalite
oranında artıĢ saptanır. Bir cm‟den küçük papiller tiroid kanserlerinin prognozu iyidir.
Nadiren mortaliteye neden olup 10 yıllık sağ kalım %99.9‟dur. Papiller tiroid karsinomu
olan hastaların % 20 ile % 90‟ı arasında değiĢen oranlarda bölgesel lenf nodu metastazı
saptanabilir. Papiller tiroid karsinomlarında lenf nodu metastazı 45 yaĢından büyük
hastalarda mortaliteyi ve tüm yaĢ grubunda bölgesel nüks oranını artırır. Ekstratiroidal
yayılım lokal nüks oranını %9-48 ve mortaliteyi ise %13-71 arttırır. Tanı anında sadece
akciğer metastazı olanlarda 10 yıllık sağ kalım %51-67, sadece kemik metastazı
olanlarda %21-27 iken hem kemik hem akciğer metastazı olanlarda sağ kalım % 13-14
civarındadır. 45 yaĢ üzeri özellikle ileri yaĢ (60 yaĢ üstü) hastalarda prognoz daha
kötüdür. Erkeklerde kötü prognozdur.
Kanser evreleme sistemlerinin amacı hastaları risk gruplarına göre sınıflayarak
prognozu belirlemektir. Tiroid karsinomlarında birçok evreleme sistemi bulunmaktadır.
Kanserler için Amerikan BirleĢmiĢ Komitesi (American Joint Committee on Cancer
(AJCC)) tarafından TNM sistemi düzenlenmiĢtir. “T” tümörü, “N” nodal yayılımı ve
“M” uzak yayılımı tanımlayan bu TNM sınıflaması mortaliteyi belirlemede diğer
sistemlere göre daha kullanıĢlıdır.
Lökositler inflamatur süreçte rol alırlar. Bu inflamatuar durum tümörün
büyümesi, invazyonu, anjiogenezi, metastazı oluĢur. Nötrofil lenfosit oranı sistemik
2
inflamatuar cevabın basit bir göstergesidir ve bazı kanser türlerinde prognostik faktör
olarak rol alırlar. Tiroid kanseri de inflasmasyon ile yakın iliĢki gösterir. Nötrofil
sayısınında artıĢ tümörün geliĢimi ve tümöre bağlı inflamasyonu gösterdiği için
kötü prognoz göstergesidir. Nötrofil lenfosit oranı nötrofil sayısının artıĢına ve/veya
lenfosit sayısının azalmasına bağlı olarak nötrofil lenfosit oranı artıĢı tümörogenik
bir durum oluĢturup kötü prognozu göstermekte iken, nötrofil lenfosit oranı
azalması antitümöral bir durumu oluĢturup iyi prognozu göstermektedir.
Bu çalıĢmamızda tiroid prognozunda etki eden yaĢ, cinsiyet, tümör boyutu, lenf
nodu metastazı, uzak metastaz, TNM evreleri ile nötrofil/lenfosit oranı arasındaki
iliĢkinin değerlendirilmesi amaçlanmıĢtır.
2. GENEL BĠLGĠLER
2.1. Tiroid Anatomisi, Embriyolojisi, Fizyolojisi
2.1.1. Tiroid Anatomisi
Tiroid bezi sağ lob, sol lob ve isthmus kısımlarından meydana gelir. Lobların
boyutları: eni 2-3 cm, kalınlığı 2-4 cm, boyu 4-5 cm aralığındadır. Tiroid bezi yaklaĢık
12-20 gram ağırlığında, sert kıvamlı, kırmızı- kahverengi renkte olup endokrin bezlerin
en büyüğüdür. Üstte tiroid kıkırdağına, altta 6. trakeal kartilaja uzanım gösterir. Tiroid,
posterior süspansatuar ligaman (Berry ligamanı) ile krikoid ve trakeal halkalara
yapıĢarak, yutkunma sırasında aĢağı yukarı hareket eder. Tiroid bezinde iki kapsül
bulunmaktadır. DıĢ kapsül içteki esas kapsüle gevĢek bağlandığından dolayı bezden
kolayca sıyrılabilir. Ġç kapsül tiroid bezini saran fibröz yapıdadır ve beze sıkıca
yapıĢıktır. Tiroid bezini içerisine bölmeler oluĢturarak küçük lobüllere ayırır (1, 2).
Lobüller 20-40 tane foliküllerden oluĢur. Foliküller ise merkezde epitelyal
hücrelerden salınan kolloid içerirken foliküllerin etrafını küboidal epitel oluĢturur.
Tiroid Stimülan Hormon (TSH)‟nın etkisiyle epitelyal hücrelerden tiroksin salgılanır.
Ġnterfolikuler stromada veya folliküler hücrelerin arasında bulunan C hücreleri veya
parafolliküler hücreler ise kalsitonin salgılar (2).
Tiroid bezi arteria thyroidea superior ve inferior ile kanlanır. Boyutları dikkate
alındığından kanlanması en zengin organlarımızdan bir tanesidir. Tiroid dokusunda
tiroid arterleri anastomoz yaparlar. Tiroid bezinin üst kısmını süperior tiroid veni, bezin
lateral kısmını medial tiroid veni drene ederek sonuçta internal juguler venlere drene
olur. Bezin alt kısmını ise inferior tiroid ven brakiosefalik vene drene eder (2).
2.1.2. Tiroid Embriyolojisi
Tiroid bezi oluĢmaya embriyonel dönemin dördüncü haftasında farinksin ventral
duvarının ortasında, tuberculum impar ile copula arasında endodermal kalınlaĢma
göstererek baĢlar. Trakeanın önüne yedinci haftasında ulaĢır. Tiroid bezinde tiroglobulin
sentezi 8. haftasında, iyot tutulumu 10. haftasında, tiroid folikül hücreleri ve kolloid
4
oluĢumu 10-12 haftalarında gerçekleĢir. 12. gestasyonel haftada ise tiroksin (T4),
triiyodotironin (T3) sekresyonu ve sentezi baĢlar (3, 4).
Tiroid bezinin hormon üretimini düzenleyen TSH üreten hipofiz bezi ve TSH
serumda 10. haftadan itibaren oluĢur. 30-35. haftalarda hipotalamus, hipofiz, tiroid
döngüsü olgun hale gelir (4).
2.1.3. Tiroid Fizyolojisi
Tiroid bezinin folliküler hücrelerinden tiroksin (T4), triiyodotironin (T3)
hormonları sentezlenir. T3 metabolik aktif form iken, T4 tiroid depo ve taĢınması için
gereken formudur. Tiroid bezi 90 nanogram T4 sentezler. T3 üretiminin az bir kısmı
direkt tiroid bezinden olmak üzere iskelet kasları, karaciğer, beyin ve diğer organlarda
gerçekleĢen T4‟ün T3‟e çevirimi olacak Ģekilde günlük 30 nanogramdır (5). T3, T4 „ün
hücre içinde deiyonizasyon yoluyla üretilir. T3 hücre çekirdeği içerisindeki reseptörlere
bağlanır. Bu reseptörler T3‟e T4‟e göre kırk kat daha fazla afinite göstermektedir (6).
Tiroid hormonlarının proteine bağlı ve serbest form olmak üzere iki formu vardır.
Tiroksin bağlayıcı globülin baĢta olmak üzere tiroksin bağlayan pre-albumin ve albümin
taĢıyıcı proteinlerdir. Az miktarda T4 ve T3 serbest halde bulunur (7).
Tiroid hormonları kardiyovaskuler sistem, sinir sistemi, immun sistem
geliĢiminde ve fonksiyonlarında görev yapar (8). Tiroid hormonları metabolizma
hızının artırılmasında ve mitokondrilerin büyümesinde görev alır. Tiroid hormonlarının
artıĢıyla birlikte karbonhidrat metabolizması da artar. Plazmada serbest yağ asitlerinin
artmasına neden olurken kolestrerol, trigliserit ve fosfolipid seviyesinde azalma sağlar.
Kalp debisi ve hızı tiroid hormonlarının artıĢ göstermesiyle birlikte artıĢ gösterir (9).
TSH; tiroid bezinin iyotu tutmasında, hormon üretiminde, üretilen hormonların
kana salınımında doğrudan etki göstermektedir. Hipofizden TSH salınımına tirotiropin
salgılatıcı hormon (TRH), dopamin, somatostatin etki eder. TRH, TSH sekresyonunu
artırarak tiroksin (T4), triiyodotironin (T3) salınımını arttırır. T3 ise TRH‟nın TSH
üzerine cevabını inhibe ederek negatif feed back etki gösterir (10, 11).
5
2.2. Tiroid Kanserleri
2.2.1. Tiroid Kanserlerinin Ġnsidans ve Epidemiyolojisi
Tiroid bezinden köken alan tiroid kanserleri en sık görülen endokrin tümörler
olup ömür boyu tiroid kanserine yakalanma riski %1 oranındadır. Bu risk kadınlarda
erkeklere oranla 2-3 kat fazladır. Tiroid kanserleri görülme insidansı kadınlarda
özellikle 40 yaĢında, erkeklerde ise 60 yaĢında pik yapar (12). Tiroid kanserleri tüm
kanserlerin %1‟ ini oluĢturur (13). Tiroid kanserleri erkeklerde daha az olmasına
rağmen mortalite hızı kadınlara göre daha yüksektir. Bunun nedeni erkeklerin daha
ileri yaĢta kansere yakalanmaları ve kadınların daha sık sağlık kontrollerine gelmesi
nedeniyle daha erken dönemde tanı konulması olabilir (12, 14). Tiroid nodülü saptanan
hastaların %0.5-10‟u tiroid kanseridir. Otopside tiroid kanseri prevelansı % 0.1-2.7
aralığında tespit edilmiĢtir (15). Tiroid kanserlerinin %90-95„ini folliküler hücrelerden
kaynaklanan iyi diferansiye tümörler meydana getirir. Diferansiye tiroid kanserlerinin
ise %85‟ini papiller, %10‟unu folliküler, %3‟ünü ise Hurthle hücreli kanserler
oluĢturur. Medüller tiroid kanseri tüm tiroid kanserlerinin %6„sını oluĢturur. Multipl
endokrin neoplazi (MEN) sendromuna eĢlik eden kısmı yaklaĢık %20-30‟u kadardır.
Anaplastik kanser, iyot eksikliği olan bölgelerde daha sık görülmekle birlikte tiroid
kanserlerinin %1‟ini oluĢturur. Tiroid kanserlerinin en agresif seyirli olanıdır (16).
2.2.2. Tiroid kanserinde etyoloji ve risk faktörleri
Besinler ile iyot alımının yetersiz olduğu durumlarda T3/T4 üretimindeki
azalmaya bağlı olarak TSH‟da artıĢ saptanır. TSH artıĢına bağlı olarak tiroid
hücrelerinde artma meydana gelir. TSH salgısının anormal artıĢına bağlı olarak tiroid
hücrelerinde sayıca kontrolsüz çoğalmalar ve genetik değiĢikler meydana gelir. Ġyot
eksikliği nedenli anaplastik ve folliküler karsinomlar daha sık gözükür (17, 18). Ġyot
alımı fazla olan bölgelerde ise papiller karsinom daha sık gözükmektedir. Ġyot eksikliği
olan bölgelerde iyot eksikliği giderildiği takdirde total tiroid kanseri sayısında azalma
olmasına karĢın papiller karsinomda göreceli artma saptanmıĢtır (17).
En önemli risk faktörlerinden biri de iyonize radyasyondur. Ġyonize radyasyonun
dozu ve maruz kalma yaĢı tiroid kanseri geliĢme riskini belirlemektedir. 15 yaĢından
küçük ve 2 Gy‟den yüksek doz radyasyon mazuriyeti tiroid kanseri geliĢme riskini
6
arttırır. Tiroid kanserinden papiller karsinomun solid varyantı radyasyon ile en çok iliĢki
gösteren tiptir.
Kadınlarda baĢta olmak üzere endojen hormonal faktörler tüm tiroid kanser
tiplerinde risk faktörü kabul edilmektedir. Kadınlarda tiroid kanseri 4. ve 5. dekadda
daha sık gözükür. Ekzojen östrojen alımı, indüklenmiĢ menapoz, gebelik sayısı ve
obezite bazı çalıĢmalarda tiroid kanseri için risk faktörü olarak gösterilmiĢtir (19).
Epidemiyolojik çalıĢmalarda birinci derece akrabalarda tiroid kanseri olması
durumunda tiroid kanseri riski 4-10 kat artıĢ göstermektedir. Tiroid kanserlerinin
papiller renal neoplazi ile birlikte gözlenen papiller tiroid karsinomu, familial
adenomatöz polipozis, Cowden sendromu gibi genetik geçiĢli bazı ailevi sendromlar ile
birliktelikleri olabilir (20, 21).
2.2.3 Tiroid Kanseri Onkogenez
Ġyot eksikliğine bağlı olarak artan TSH‟a cevap olarak büyümeyi artıran uyarıcı
immunglobulinler ile folikül hücrelerinde hipertrofi ve hiperplazi gerçekleĢir. Büyüyen
tiroid dokusuyla birlikte nodül geliĢimi iliĢkisi saptanmıĢtır. TSH‟nın normal olduğu
durumlarda ise tiroid hücrelerinin TSH etkisine artmıĢ duyarlılık kazanmasına bağlı
olarak nodül geliĢebileceği düĢünülmüĢtür. Tiroid hücreleri büyümesinde rol alan
faktörlerin hücredeki özgül reseptörlere bağlanarak hücre içi sinyal aktarımda rol alan 1
adenilat siklaz –siklik adenozin monofosfat protein kinaz 2 fosfolipaz c-protin kinaz c
büyüme faktörü tirozin kinaz sistemlerinin aktivasyonuna etkileyerek olur (22-24).
TSH, hücre zarındaki TSH reseptörüne bağlanarak adenilat siklaz ve fosfolipaz c
sistemlerini aktive eder. TSH reseptölerinde meydana gelecek nokta mutasyonu sonucu
ailesel hipertiroidizm ve hiperfonksiyone tiroid adenomları oluĢabilir (22, 25). Tiroid
tümörlerinin oluĢumunda ras, ret, gsp, TRK, PTC, p53 tümör supresif genlerinin rol
oynadığı çalıĢmalarda gösterilmiĢtir (22).
2.2.4. Tiroid Kanseri Sınıflandırılması
Epitelyal tümörler ve alt sınıfları, mezenkimal tümörler, malign lenfomalar ve
diğerleri olmak üzere üç ana baĢlık altında toplanabilir (Tablo 1).
7
Tablo 1. Tiroid kanseri sınıflandırılması
EPĠTELYAL TÜMÖRLER
A) Follikül
hücrelerinden çıkanlar
Benign olanlar:
Adenomlar ve çeĢitleri
Malign olanlar:
1. Ġyi
diferansiye olan kanserler
a. Papiller kanserler
b. Folliküler
2. Az
diferansiye olan kanserler
3. Anaplastik
B) Medüller
kanserler//Onkositik kanserler
kanserler (Hiç diferansiye olmayanlar)
kanserler (C-hücre tümörleri)
C) Folliküler,
Papiller ve Medüller kanserlerin karıĢımı (çok ender)
MALiGN LENFOMALAR
MEZENKĠMAL TÜMÖRLER
DĠĞERLERĠ (Teratomalar, paragangliomalar ve diğerleri, çok ender)
2.2.4.1. Ġyi Diferansiye Tiroid Kanserleri
2.2.4.1.1. Papiller Kanser
Papiller karsinom, tiroidin folliküler hücrelerinden köken alıp karakteristik
nükleer özellikleri olan iyi diferansiye malign tümördür. Tiroid kanserleri içinde en sık
görülen kanser papiller kanserdir. Kadınlarda sıklığı erkeklere göre 3 kat daha fazladır.
Görülme sıklığı son dönemlerde artıĢ göstermektedir. Kırkaltı yaĢ civarı en sık
görüldüğü dönemdir (19, 26).
Etyoloji: Ġyonize radyasyon, iyottan zengin diyet, altta yatan benign tiroid
lezyonları, hormonal ve herediter faktörler etyolojisinde rol oynar. Onkogenezinde ise
V-Raf fare sarkomu viral konkogen homoloğu B1 (BRAF) gen mutasyonu, RAS geni
nokta mutasyonları rol oynar (19).
Klinik: Hastalarda genelde ağrılı tiroid nodulü saptanabileceği gibi hastalar
disfaji, stridor gibi lokal bulgularla da gelebilirler. Bazı olgular ise asemptomatik olup
baĢka sebepler nedeniyle yapılan taramalar sonucu rastlantısal olarak tiroid nodulü
saptanmasıyla tanı konulabilmektedir (19, 26).
8
Görüntüleme Yöntemleri: Tanı konulmasında USG‟de genellikle iyi sınırlı
hipoekoik veya izoekoik nodül, renkli dopplerde punktat mikrokalsifikasyon ile nodül
merkezinde kan akımında yükselme gibi uyarıcı bulgular olsa da bulguların hiçbiri
malignite için spesifik değildir. MR veya BT gibi diğer radyolojik görüntülemeler
lenfadenopati için kullanılabilir (19).
Papiller karsinomlar çoğunlukla infiltratif sınırlı olmakla birlikte çevre adipoz
dokulara, kaslara, rekürren laringeal sinire invazyon gösterebilir. Ekstratiroidal yayılım
%20-25 olmakla birlikte BRAF+ olan olgularda daha sık, folliküler varyant papiller
karsinomda ise daha az görülür. Papiller karsinom metastazı genellikle lenf nodlarına
olmakla birlikte %2-5 arasında uzak metastaz da yapabilirler. Uzak metastazları yüksek
oranda akciğerde (%70) olmakla birlikte kemik (%20) ve yumuĢak doku metastazı da
yapabilir (19).
Mikroskopik: Papiller karsinom hücrelerinde nükleus / sitoplazma artıĢı
sonucunda üst üste gelmeler ve nükleusta polarizasyon kaybı oluĢur. Nükleer
membranlar irregular Ģekildedir. Nükleer membranlar kendi içine kıvrım göstererek
yarıklanmalara neden olur veya intranükleer psödoinklüzyon formasyonlarını meydana
getirir. Nükleuslar ise hipokromatik olup periferal kromatin marjinasyonları olması
sebebiyle Ģeffaf veziküle görünüme sahiptir. Nükleuslarda çok sayıda küçük eksantrik
yerleĢimli mikronükleoller vardır (27).
Papiller karsinomlarında yuvarlak Ģekilli sferik kenarlı konsantrik tabakalar
oluĢturan kalsiyum depozitleri olan Psammon cisimcikleri %40-50 oranında bulunur.
Psammom cisimcikleri tümör hücrelerinin arasında veya lenfatik kanalda izlenir.
Folikül lümeni içerisindeki kalsifikasyonlar ön planda folliküler adenoma ve
karsinomlarında izlenirken tümör dıĢı parenkim içinde de Psammom cisimcikleri
izlenebilir (19, 26).
Papiller Karsinom Varyantları

Papiller mikrokarsinom: Papiller karsinomun en sık formudur. Ġnsidental olarak
boyutları bir cm ve/veya bir cm altında olan karsinomlardır. Genellikle tiroid
kapsülüne yakın kapsülsüz ve sklerozan özelikte olup servikal lenf nodu
metastazı yapabilir. Tümör boyutunun 5 mm olması durumunda papiller
konfigürasyon olarak değerlendirilebilir (28, 29).
9
● Enkapsüle varyant: Kapsül ile çevrili olup nodal metastaz yapmasına karĢı uzak
metastaz yapmaz. Mortalite sıfıra yakındır.
● Folliküler varyant: Tümörün tamamını folliküler yapılar oluĢturur. Tümör
hücrelerinde sekresyon proliferasyon farklılıklarıyla varyasyon gösterebilir
(solid varyant, makrofolliküler varyant, diffüz varyant, enkapsüle varyant) (29,
30).
● Diffüz sklerozan varyant: Diffuz yayılım gösteren unilateral veya bilateral tiroid
lobu kitle oluĢturmaz. Genelde genç hastalarda görülür. Skleroz, çok sayıda
Psammon cisimcikleri yaygın solid patern, yoğun lenfositik infitrasyon ve
yaygın lenfatik invazyon içerir. Metastazları genelde akciğere olmakla birlikte
beyin metastazı da yapabilir (28-30).
● Onkositik varyant: Küçük veya poligonal onkositik hücre değiĢimi gösteren,
sitoplazması geniĢ, asidofilik yapıdadır. Nükleusları çentik ve psödoinklüzyonlar
içerip Ģeffaftır (28, 29).
● ġeffaf hücreli varyant: Tümor hücreleri çoğunlukla ya da tümüyle berrak
sitoplazmaya sahip olup intrasitoplazmik ve ekstrasitoplazmik müsin görülebilir
(28).
● Uzun ve kolumnar hücreli varyant: Uzunluğu eninden üç kat fazla geniĢ
sitoplazmalı tek sıralı hücreli olup bu özelikler tümörün %50‟ sinden fazlasında
varsa “tall cell” variant olarak değerlendirilir. YaĢlılarda sık görülmekle birlikte
agresif seyirli olup ekstratiroidal yayılımı daha sıktır (29).
● Kribriform morular varyant: Kolonik adenomöz polipozis gibi genetik
hastalıklarla birlikte olabileceği gibi sporadik de olabilirler.
Prognozu Etkileyen Faktörler

Histoloji: Yüksek silendirik kolumnar hücreli insüler solid trabeküler kötü
prognozla iliĢkilidir.

Tümör Çapı: Tümör çapı papiller tiroid karsinomunda prognozu belirlemede
etkili faktörlerden biridir. Tümör çapının artmasıyla lenf nodu metastazları uzak
metastazlar ve mortalite oranında artıĢ saptanır. Bir cm‟den küçük papiller tiroid
prognozu iyidir, nadiren mortaliteye neden olup on yıllık sağkalım %99.9‟dur.
Ġki cm‟den büyük kanserlerin daha küçük boyuttaki kanserlere göre lateral
10
servikal lenf nodu metastaz yapma oranı 2 kat fazladır. Profilaktik lateral
diseksiyonu yapılan hastalarda 2 cm‟den küçük tümörlerde metastaz oranı %40
saptanırken 2 cm‟den büyük lezyonlarda % 80 oranında saptanmıĢtır. Aynı
çalıĢmada 2 cm‟den küçük lezyonlarda 20 yıllık sağkalım % 97 iken 3 cm‟den
büyük lezyonlarda % 87 saptanmıĢtır (31, 32).

Lenf nodu metastazı: Papiller tiroid karsinomu olan hastaların % 20 ile % 90‟ı
arasında değiĢen oranlarda bölgesel lenf nodu metastazı saptanabilir (33-36).
Papiller kanserlerde metastazın yeri santral ve lateral bölge olarak iki ana gruba
ayrılır. Santral bölge üstte hyoid kemik, altta jugulum, yanlarda ise karotis
arterler arasında kalan bölgedir. Santral bölgede ipsilateral santral bölgede T
evresine göre arttıkça %14-45 arasında, kontralateral santral bölgede ise %7-18
arasında lenf nodu metastazı saptanabilir (37). Profilaktik santral bölge
diseksiyonu yapılan hastaların %45‟inde, terapötik diseksiyon yapılan hastaların
ise %79„unda santral lenf nodu metastazı saptanır (38). Santral bölgede en sık
metastaz paratrakeal ve pretrakeal lenf nodularında saptanır (39, 40). Lateral
bölgede ise en sık üst juguler bölgelerdeki lenf nodlarıdır. Lateral lenfatik
metastaz saptanan hastaların yaklaĢık %80„inde tümörün üst polde yerleĢimli
olmasından dolayı tümor yerleĢimi lateral bölge lenf nodu metastazı geliĢiminde
rol oynar (41). Lateral bölgede lenf metastazı olan hastaların çoğunda santral
lenf nodu tutulumu olurken, metastazlı hastaların %7‟sinde santral bölgede lenf
metastazı olmadan atlama Ģeklinde lateral lenf nodu metastazı olabilir (39, 42,
43). Papiller tiroid karsinomlarında lenf nodu metastazı 45 yaĢından büyük
hastalarda mortaliteyi ve tüm yaĢ grubunda bölgesel nüks oranını artırır (44).

Ekstratiroidal yayılım: Tiroid dıĢındaki çevre dokulara makroskopik invazyon
olması prognozu etkileyen en önemli faktörlerden biridir. ÇeĢitli çalıĢmalarda
ekstratiroidal invazyon olması lokal nüks oranını %9-48 ve mortaliteyi ise %1371 arttırır (45).

Uzak metastaz: Tanı anında yaklaĢık %5-10 oranında uzak metastaz
saptanabilir. En sık metastaz yeri sırasıyla akciğer, kemik, beyin ve diğer
organlardır. Tanı anında sadece akciğer metastazı olanlarda 10 yıllık sağ kalım
%51-67, sadece kemik metastazı olanlarda %21-27 iken hem kemik hem akciğer
metastazı olanlarda sağ kalım % 13-14 civarındadır (46, 47).
11

YaĢ: 45 yaĢ üzeri özellikle ileri yaĢ (60 yaĢ üstü) hastalarda prognoz daha
kötüdür. 20 yaĢından daha genç olan hastalarda bölgesel ve uzak metastaz riski
yüksek olup çocuklarda ileri evre olmasına rağmen sağkalım oranı iyidir. Bu
grup hastalarda radyoaktif iyot tedavisi en iyi prognostik faktördür (48).

Cinsiyet: Erkeklerde tiroid dıĢı dokulara invazyon, bölgesel lenf nodu metastazı
ve uzak metastaz daha sık gözüktüğü için erkek cinsiyet kötü prognozdur (49).

Tedavi: Postoperatif makroskopik lenf nodu kalması halinde nüks oranı yükselir.
Lokal ileri kanserlerde küratif cerrahi mortaliteyi azaltır. Tümör çapı 1 cm‟den
büyük olan hastalarda total veya totale yakın tiroidektomi yapılması lokal nüks
oranını ve yüksek riskli hastalarda mortaliteyi azaltır (50).
2.2.4.1.2. Folliküler Tiroid Kanseri
Papiller kanserlerden sonra en sık görülen tiroid kanser tipidir (%15). Folliküler
karsinom ortalama 50 yaĢlarındaki kadınlarda, iyottan fakir bölgelerde daha sık
gözükür. Ailesel veya Cowden sendromuyla birlikte gözükebilir. 10 yıllık mortalite
papiller tiroid kanserine göre daha yüksek olup, %60-70 civarındadır. Radyasyon ve ras
onkogen aktivasyonu zemin hazırlar (51).
Papiller tiroid karsinomlarından farklı olarak vasküler yolla yayılırlar. En sık
metastaz kemik, karaciğer, akciğer olmak üzere birçok organa metastaz yapabilir.
Bölgesel lenf nodu metastazları nadir gözlenir. Folliküler adenom ile ayırıcı tanıya
girer. Vasküler invazyon veya metastaz saptanması malignite tanısını koydurur.
Histopatolojik olarak kalın ve düzensiz kapsülü vardır ve kapsül invazyonu
görülür. Ġki grupta değerlendirilir. Minimal invaziv follikülerde sınırlı kapsüler +/vasküler invazyon olurken, yaygın invaziv folliküler kanserler kapsül ve vasküler
invazyonla birlikte çevre yumuĢak doku +/- kan damarlarına invazyon görülür.
Tümördeki vasküler invazyon arttıkça agresiflik artar (52). Ġlk tanı konulduğunda
yarısından fazlası minimal invaziv folliküler karsinom olmakla birlikte yaklaĢık %25
„inde ekstratiroidal invazyon, %10-20‟sinde de uzak metastaz saptanır (53).
Folliküler kanserlerde PAX8/PPAR gama yeniden düzenlenmesi olup 11 nolu
kromozomun uzun kolundaki (11q13) MEN-1 geninin kaybı tümör hücrelerinin
folliküler fenotipe
yönelmesine neden olur. ÇalıĢmalarda folliküler adenom
oluĢmasında RAS, Gsalfa, TSH reseptör mutasyonları ve 10q ile 19q13 heterozigot
12
kaybının (LOH) gibi birçok faktörün folliküler adenom oluĢmasına katkısı
bulunmaktadır (54).
Hurtle hücreli veya oksifilik hücreli kanser folliküler kanserin varyantı gibi
değerlendirilip tüm tiroid kanserlerinin %3-4‟ünü oluĢturur. Ortalama görülme yaĢı 61
olup kadınlarda sıklığı erkeklere göre yaklaĢık olarak iki kat daha fazladır. Tam veya
tama yakın kapsüllü olup soliter bir tümördür. Folliküler kanserler gibi davranıĢ
gösterir, vasküler veya kapsül invazyonu malignite potansiyeli hakkında bilgi verir.
Prognozu daha kötü olup ekstratiroidal uzak ve lenfatik metastaz daha sıktır.
Tiroglobulin üretmesine rağmen iyot yakalaması daha azdır (51, 52).
2.2.5. Tiroid Kanser Evrelemesi
Kanser evreleme sistemlerinin amacı hastaları risk gruplarına göre sınıflayarak
prognozu belirlemektir. TNM evrelemesine göre uygun tedavi belirlenir. Kanser için
Amerikan BirleĢmiĢ Komitesi (American Joint Committee on Cancer (AJCC)) ve
Kansere KarĢı Uluslararası BirleĢik Komitesi (International Union Against Cancer
Committee (UICC)) her malign kanser için TNM sistemi düzenler. “T” tümörü, “N”
nodal yayılımı ve “M” uzak yayılımı tanımlayan bu sistem ile hastalık evresi ve
progresyon takibini tüm dünyada standardize edip ortak, anlaĢılır evreleme sisteminin
kullanılmasını amaçlar. TNM sistemi yeni geliĢimler ıĢığında her kanser için aralıklı
olarak revize edilmektedir. En son 2010 yılında revizyon yapılmıĢtır (55, 56).
Tiroid karsinomların birçok evreleme sistemi bulunmaktadır. Bazı evreler de
bazı alt histolojik tip evrelemesinde özelleĢmiĢtir. EORTC, 1979‟da Tiroid
karsinomlarında tüm histolojik tipleri kapsayan ilk evreleme sistemini yayınlamıĢtır.
TNM sınıflaması dıĢında kullanılan en popüler dört evreleme sistemi 1979–1993 yılları
arasında yapılmıĢtır (57, 58).
TNM (tümör boyutu, lenf nodu metastazı, uzak metastaz) (Tablo 2)
AMES: yaĢ, uzak metastaz, ekstratiroid yayılım, tümör boyutu
AGES: yaĢ, grade, ekstratiroidal yayılım, tümör boyutu
MACIS: (metastaz, yaĢ, ilk operasyonun küratif olması, invasyon, tümör boyutu)
TNM sınıflaması mortaliteyi belirlemede diğer sistemlere göre daha iyidir (59).
Primer Tümör (T) Tüm kategoriler soliter (s) ve multifokal (m) olarak
ayrılabilir.
13
Tx
Primer tümör değerlendirilemiyor
TO
Primer tümöre ait kanıt yok
Tl
Tiroid ile sınırlı en büyük çapı 2 cm ve altı tümör
Tla
Tiroid ile sınırlı l cm ve altı tümör
Tlb
Tiroid ile sınırlı l cm üstü, 2 cm ve altı tümör
T2
Tiroid ile sınırlı 2 cm üstü, 4 cm ve altı tümör
T3
Tiroid ile sınırlı 4 cm üstü tümör veya minimal tiroid dıĢı yayılım
(sternotiroid kasa veya peritiroid yumuĢak dokuya yayılım gibi)
T4a
Ilımlı ĠlerlemiĢ Hastalık
Herhangi bir boyuttaki tümörün tiroid kapsül dıĢına çıkarak subkutan yumuĢak
dokuya, larinkse, trakeaya, özefagusa veya reküren laringeal sinire yayılımı
T4b
Çok ĠlerlemiĢ Hastalık
Tümörün prevertebral fasiaya yayılımı veya karotid arter/mediastinal damarları
kapaması
Tüm Anaplastik Tümörler T4 olarak kabul edilir
T4a
Ġntratiroidal anaplastik karsinom
T4b
Belirgin tiroid dıĢı yayılımla anaplastik karsinom
Bölgesel Lenf Nodları (N)
Nx
Bölgesel lenf nodları değerlendirilemiyor
NO
Bölgesel lenf nodlarında metastaz yok
Nl
Bölgesel lenf nodlarında metastaz yok
Nla
Level VI'da metastaz (pretrakeal, paratrakeal, prelaryngeal/Delfian lenf
nodları)
Nlb Unilateral, bilateral veya kontralateral servikal (Level I, II, III, IV veya V)
veya retrofarengeal veya üst mediastinal (Level VII) lenf nodlarına metastaz
Uzak Yayılım (M)
MO
Uzak metastaz yok
Ml
Uzak metastaz var
Tablo 2. Tiroid Karsinomları TNM Sınıflamasında Evre Grupları (American Joint
Comittee on Cancer-AJCC, 7.Basım;)
14
45 yaĢ altı
T/N bakılmaksızın M0
T/N bakılmaksızın M1
Evre 1
Evre 2
Evre 3
Evre 4
45 yaĢ üstü
T1- N0-M0
T2-N0- M0
T3-N0-M0
T1-2-3 –N1a-M0
T4-N0-M0
T4-N1a/b-M0
T1-2-3 -4 N1b-M0
T/N bakılmaksızın M1
Ġyi diferansiye tiroid karsinomlarında üç ana histopatolojik grubun on yıllık sağ
kalımları değerlendirildiğinde papiller karsinomda %93, folliküler karsinomda %85 ve
Hurthle hücreli karsinomda %76 olarak saptanmıĢtır (60).
10 yıllık sağkalım oranları Evre 1 de %95, Evre 2 de %50-95, Evre 3 de 15-50
ve Evre 4 de %15 saptanmıĢtır (61).
2.3. Kanserde Ġmmun Yanıt
Bir hücrenin malign hücreye geçiĢi çok basamaklı bir olaydır (62). Tümörün
oluĢumu, yıllar içerisinde transforme olan hücrede meydana gelen genetik değiĢiklikler
sonucunda kontrolsüz çoğalma ve birikim sonucunda gerçekleĢir (62). Ġmmün
sistemden gizlenmeyi baĢarabilenler haricinde büyük kısmı elimine edilir. Tümör
oluĢumunu engellemek için konakta pek çok kontrol mekanizması mevcuttur. Kaçmayı
ve mikro çevreye adapte olmayı baĢaran tümör hücreleri, immün hücrelere dirençli olur.
Tümör geliĢimi sırasında immün sistemde değiĢimler gözlenir. Premalign
odaklar gibi erken lezyonlar genellikle lenfosit, makrofaj ve granülosit gibi hücreler
tarafından infiltre edilir (63, 64). Bazı çalıĢmalarda kolon, meme ve oral karsinom gibi
tümörlerin ileri evrelerinde tümör infiltre eden lenfositlerin tümör mikro çevresinde
olmasının sağkalım süresini uzattığı saptanmıĢtır (65).
Ġmmün sistem, bakteriyel ve viral antijenler sonucu oluĢan infeksiyonu tehlike
sinyali olarak değerlendirip ona karĢı antikor meydana getirir (66). Tümörle iliĢkili
antijenler ise vücut tarafından kendi antijeni gibi kabul edilir ve bu antijenlere karĢı
geliĢen immün yanıt yetersiz kalır.
TÜMÖRLERE KARġI ĠMMÜN SĠSTEMĠN EFEKTÖR MEKANĠZMALARI
1. Makrofajlar
15
2. NK hücreler
3. Dendritik Hücreler
4. T lenfositler
5. B lenfositler
T-hücreleri
(CD3+,
TCR+);
tümörde
gözlenen
mononükleer
hücre
infiltratlarında rol alır (67). Tümör infiltre eden lenfositler açısından metastatik tümör
ile erken evre tümör karĢılaĢtırıldığı zaman metastatik hastalığı olanlarda lenfosit
fonksiyonlarının daha bozuk olduğu saptanmıĢtır (65).
Doğal öldürücü (“natural killer” = NK) hücreler (CD3-, CD56+, CD16+)
doğal immüniteyi yöneten ve perforinden zengin granülleri olan bu hücreler tümör
hücrelerinin lizisinde aktif rol oynamasına rağmen birçok tümörde NK‟ların lizisine
karĢı direnç saptanır ve tümör mikro çevresindeki NK‟lar, tümör infiltre eden
lenfositlere göre sayıca çok azdır (68).
Dendritik hücrelerin görevi tümörle iliĢkili antijenlerin doğal ya da hafıza Tlenfositlere sunulmasıdır. Dendritik hücreler, tümörle karĢılaĢtığında matürasyonu
bozulur ve apopitozise gider (69). Dendritik hücrelerin, tümörde prognozun iyileĢmesi,
rekürrens ya da metastazda azalma ve hastanın yaĢam süresinde artma ile ilgili olduğu
birçok çalıĢmada gösterilmiĢtir (70). Metastatik lezyonlarda, primer lezyonlara göre
daha az sayıda dendritik hücreler saptanmıĢtır.
Makrofajlar tümör immünitesinde önemli rol oynar. Makrofajlar, MHC sınıf II
molekülleri ile tümör antijenlerini Th1 hücrelere sunarlar. Antijen sunucu hücreler ve
tümör hücrelerinin lizisinde rol alan efektör mekanizmaları uyarırlar. Makrofajları, Th1
hücrelerinden salınan INF-γ, granülosit-makrofaj koloni uyarıcı faktör (GM-CSF), TNF,
IL-4 gibi Makrofaj Aktive Edici Faktörler (MAF) aktive ederler. Fc reseptörleri veya
kompleman reseptörleri ile antikorlar tarafından bağlanmıĢ tümör hücrelerini
yakalayarak “Antikor Bağımlı Hücre Aracılı Sitotoksisitie (“Antibody Dependent Cell
Mediated Cytotoxicity”=ADCC)” mekanizmasıyla makrofajlar tümör hücrelerini
öldürürler (71).
Tümörler, immün hücreler gibi sitokin ve diğer solubl faktörleri üreterek hem
mikro çevrede hem de dolaĢımda antitümör etkili olan efektör hücreleri inhibe ederler.
16
Ayrıca tümör hücrelerinden bazı mediatörler efektör immün hücreleri apopitozise
zorlar.
Ayrıca tüm çekirdekli hücrelerde olduğu gibi tümör hücreleri de MHC (major
histokompatibilite kompleks) sınıf 1 moleküllerini hücre yüzeyinde eksprese eder. T
hücrelerin bu antijenleri tanıyıp cevap oluĢturmaları da MHC ve kostimülasyon ile
olmaktadır. Fakat tümör hücreleri yüzeylerinde bu kostimülatör molekülleri
bulundurmazlar. Tümör hücreleri, T hücre aktivasyonunda yardımcı etki oluĢmasında
aracılık edecek MHC sınıf II moleküllerini de yüzeylerinde bulundurmayarak konağın
antijen sunan hücreleri tümör hücrelerini veya antijenlerini aldıktan sonra yüzeylerinde
sunarlar ve sitotoksik T lenfositler cevabı, bunların antijen sunan hücreler üzerinde
tanınmasıyla oluĢur. Tümör antijenleri konağın kendi antijenlerinden çok az farklılık
gösterdiği için zayıf immünojenik antijenlerdir. Zayıf immunolojik antijen oldukları için
de konağın immun yanıtı zayıf ve yetersiz kalır.
Nötrofiller: Asıl görevi fagositozdur. Fagositoz olması için nötrofildeki C3b„nin
ve IgG‟nin Fc kısmının yüzey reseptörleriyle opsonize olması ile hedefin tanınmasına
ve bağlanmasına olanak sağlanır. Sonrasında hedef, nötrofil granülleriyle kaynaĢan bir
fagositik vakuol içine alınır. Nötrofillerdeki granüller nötrofil aktivasyonunda ve
öldürme sürecinde görev alırlar. Birincil granüller myeloperoksidaz, asit hidrolaz ve
nötral proteazlar; ikincil granüller ise laktoferrin, transkobalamin, matriks değiĢtirici
enzim, kollajenaz ve jelatinaz içerir. Granüllerdeki bu proteinler hedef hücrelerde,
enflamasyon bölgelerinde ve tümör mikro çevresinde görev alırlar. Nötrofillerdeki
matriks metalloproteinaz 9, vasküler endotelyal büyüme faktörü aracılığıyla güçlü
antijenik aktiviteye sahiptir.
18
3. GEREÇ VEYÖNTEM
3.1. Hastalar
ÇalıĢma Gaziantep Üniversitesi Klinik AraĢtırma Etik Kurul‟nun 15.12.2014
tarihli AraĢtırmanın protokol kodu 392, karar no:2014/391 olan etik kurulun onayın
alındıktan sonra gerçekleĢtirildi. Bu çalıĢmada, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalında 2008-2014 tarihleri arasında
iyi diferansiye tiroid kanserleri tanısı ile izlenen 303 eriĢkin vakanın arĢiv dosyaları
retrospektif değerlendirildi.
Hastaların dosyaları, yaĢ, cinsiyet, operasyon öncesi tam kan sayımı, tümörün
çapı, tümörün yerleĢimi (sağ lob, sol lob, bilateral) ve radyolojik görüntülemeler ve
patolojileri sonuçlarıyla (tümörün boyutu, lenf nodu tutulumu, metastaz, evreleri)
değerlendirildi.
3.2. ÇalıĢmaya Alınma Kriterleri:
1. Histopatolojik olarak iyi diferansiye tiroid kanserleri tanısının Gaziantep
Üniversitesi Tıp Fakültesinde Patoloji Anabilim Dalında konulması,
2. 16 ve 16 yaĢından büyük olan hastalar
3. Olguların Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalında
takipli
olması.
4. Hastaların operasyon öncesi Gaziantep Üniversite Tıp Fakültesi Biyokimya
Anabilim dalında değerlendirilen tam kan sayımının olması
5. Operasyon öncesi aktif enfeksiyonu, hematolojik hastalık, ikinci primer kanseri,
3 ay içinde steroid kullanımı, akut myokard infarktüs veya koroner arter
hastalığı sebebiyle operasyon hikayesi, sistemik lupus eritemazos gibi kronik
inflamatuar hastalıklarının olmaması
303 hastadan çalıĢma kriterlerine uygun olmayan veya eksik verileri olan 29
hasta çalıĢmaya alınmadı. 274 hastanın 15‟ inde ise folliküler karsinom (11 hasta sadece
folliküler karsinom iken, 4 hasta folliküler ve papiller karsinom birlikte idi) saptandı.
Folliküler karsinomların AJCC‟nin kriterlerine göre TNM sınıflaması yapılamasıyla
evre 1-4‟ deki hasta grupları sayısı 2-4 gibi az sayıda hasta bulunduğundan dolayı
19
çalıĢmanın analizi sadece iyi diferansiye tiroid kanserlerinin papiller karsinom olan 259
hasta alındı.
Nötrofil lenfosit oranı operasyon öncesi alınan tam kan sayımındaki nötrofil
sayısının lenfosit sayısına bölünmesiyle saptandı. Kan örneklemeleri etilendiamin tetra
asetik asit (EDTA) içeren tüplerde Gaziantep Üniversitesi Tıp fakültesi Biyokimya
Anabilim dalı tarafından ile değerlendirildi.
Papiller Karsinom TNM sınıflaması 2010 “The American Joint Committee on
Cancer” (AJCC 2010) belirttiği gibi yapıldı. Papiller mikro karsinom 1 cm ve 1cm
altındaki boyutlardaki karsinom olarak değerlendirildi.
3.3. Ġstatistiksel analiz:
Sürekli değiĢkenlerin normal dağılıma uygunluk kontrolünde Kolmogorov
Smirnov testi kullanılmıĢtır. Normal dağılıma sahip olmayan değiĢkenlerin 2 bağımsız
grup karĢılaĢtırılmasında Mann Whitney U Testi, 2‟den fazla bağımsız grup
karĢılaĢtırmasında Kruskal Wallis ve Dunn çoklu karĢılaĢtırma testleri kullanılmıĢtır.
Yöntemlerin ayrıcılığını test etmek için ROC eğrisi analizi yapılmıĢtır. Tanıtıcı istatistik
olarak Medyan (%25-%75) değerleri verilmiĢtir. Ġstatistiksel analizler için “SPSS for
Windows version 22.0” paket programı kullanılmıĢ ve P<0.05 istatistiksel olarak
anlamlı kabul edilmiĢtir.
ÇalıĢma grubunun tamamı ve oluĢturulan her alt grup için gerçek pozitif (GP),
gerçek negatif (GN), yalancı pozitif (YP) ve yalancı negatif (YN) değerler saptandıktan
sonra aĢağıda verilen formüller kullanılarak duyarlılık, özgüllük, pozitif tahmin değeri
(PTD), negatif tahmin değeri (NTD) ve doğruluk değerleri hesaplandı.
Özgüllük
: GP/(GP+YN)
Duyarlılık
: GN/(GN+YP)
4. BULGULAR
4.1. Demografik ve Tümörle ĠliĢkili Faktörler
ÇalıĢmamıza dahil edilen 259 hastanın 58‟si erkek (%22.4) 201‟i kadın (%73.6)
olup ortalama yaĢı: 45.6 (±14.2) olarak bulundu. Tümör boyutların ortalaması ortalama
2.09 ±1.64, 81 hastada papiller mikrokarsinom (tümör boyutu 1 cm ve 1 cm‟nin altında)
(%31.2) saptandı. Tümörlerin 164 unilateral (sol:70, sağ:94) (%63.3), 95‟i bilateral
(%36.7) saptandı. Preoperatif dönemdeki ortalama nötrofil sayısı 5023±1727 ortalama
lenfosit 2391±676 nötrofil lenfosit oranı ise 2.20±0.79 olarak saptandı. Hastalara iliĢkin
demografik bulgular tablo 3‟de tümör ile iliĢkili faktörlerle gösterilmiĢtir.
Tablo 3. Papiller tiroid karsinomlu hastaların dermatolojik ve tümörle iliĢkili faktörler
YaĢ
Nötrofil
Lenfosit
N/L
Boyut
1cm ve 1cm altı (mikrokarsinom)
1 cm üstü
Cinsiyet
Kadın
Erkek
YerleĢim yeri
Unilateral
Bilateral
Min-Max
16-82
900-14300
900-5100
0.64-5.42
0.05-9.2
81
178
N
201
58
N
164
95
Ort.±SD
45.6±14.2
5023±1727
2391±676
2.20±0.79
2.09±1.64
%31.2
%68.7
%
73.6
22.4
%
63.3
36.7
Hastaların TNM sınıflamasına göre dağılımı
AJCC 2010 sınıflamasına göre hastaların 65 (%25)‟i T1a, 25‟sı (%9.6) T1b
toplam 90 (%34.6)‟ı T1 ,50 (%19.3) „si T2, 70 (%27)‟i T3, 49 (%18.9)‟sı T4 kanseriydi.
Hastaların 33 (%12.7)‟ünde N1a 51, (%19.6)‟sinde N1b olacak Ģekilde 84 (%32.3)
hastada lenf nodu metaztası vardı. 25 (%9.6) hastada çoğunluğu akciğer (14 hastada)
kemik (9 hastada) olmak üzere uzak metastaz saptandı. Hastaların 159 (%61.3)‟u evre 1
28 (%10.8)‟i evre 2, 29 (%11.2)‟u evre 3, 43 (%16.6)‟ü evre 4 olarak saptandı (Tablo
4).
20
Tablo 4. TNM sınıflamasına göre dağılımı
T SINIFLAMASINA GÖRE
1a
65 (%25.0)
1b
25 (%9.6)
2
50 (%19.3)
3
70 (%27.0)
4
49 (%18.9)
METASTAZ
YOK
VAR
234 (%90.4)
25 (%9.6)
0
1A
1B
1
2
3
4
LENF NODU TUTULUMU
175 (%67.5)
33 (%12.7)
51 (%19.6)
TNM EVRELERĠ GÖRE
159(%61.3)
28(%10.8)
29(%11.2)
43(%16.6)
4.2. YaĢ –Cinsiyet – Lokalizyon-Tümör boyutuna göre nötrofil lenfosit
oranın karĢılaĢtırılması
2010 AJCC sınıflamasında 45 yaĢından küçük ve büyük olmasına göre hastanın
evrelemesi değiĢtiği için 45 yaĢından küçük olanlar ile 45 yaĢ dahil olmak üzere 45
yaĢından büyük hastalar karĢılaĢtırıldı. 45 yaĢından küçük 128 hastanın NLO 2.1
(persantil 25:1.5/persantil 75:2.47) iken 45 yaĢ ve üstü NLO 2.14 (persantil 25:1.8 /
persantil 75:2.65) saptandı. 45 yaĢtan küçük ve büyük olanlar arasında anlamlı farklılık
gözlenmedi (p=0.111).
58 erkek hastanın NLO 2.25 (persantil 25:1.83/ persantil75:2.54) saptandı. 201
kadın hastanın NLO 2.09 (persantil 25:1.62 / persantil 75 2.54) NLO‟ları bakımından
cinsiyetler arasında anlamlı farklılık gözlenmedi (p=0.356).
95 bilateral tutulum saptanan hastaların NLO 2.13 (persantil 25:1.73/ persantil
75:2.56) saptandı. 164 unilateral tutulum olan hastanın NLO 2.10 (persantil 25:1.58/
persantil 75:2.53) saptandı. Bilateral ile unilateral arasında anlamlı farklılık gözlenmedi
(p=0.414).
Papiller mikrokarsinomlar 1 cm ve altındaki papiller karsinomlardır. 81 hastada
saptanan papiller mikrokarsinomlar NLO 1.92±0.71 saptanırken 1 cm üstü 178 hastada
NLO 2.32 ±0.79 saptandı. Papiller mikrokarsinom ile 1 cm üstü papiller karsinom arasında
anlamlı farklılık gözlendi (p=<0.001).
21
4.3. T Sınıflamasına göre NLO’ların karĢılaĢtırılması
ÇalıĢmaya
alınan
hastalarda
T
sınıflanmasına
göre
NLO
değerleri
karĢılaĢtırıldığında T1a 1.62 (1.25-2.21), T1b 2 (1.7-2.44), T2 2.09 (1.87-2.4), T3 2.30
(1.98-2.73), T4 2.5 (2.06-2.95) olarak saptanmıĢtır (Tablo 5).
Tablo 5. T 1a-1b-2-3-4 tiroid papiller karsinomlu hastaların medyan (persentil 25-75)
NLO değerleri
MEDYAN 50
PERSANTĠL 25
PERSANTĠL 75
T1A (N:65)
1.62
1.25
2.21
T1B (N:25)
2.00
1.70
2.44
T2
(N:50)
2.09
1.87
2.40
T3
(N:70)
2.30
1.98
2.73
T4
(N49)
2.50
2.06
2.95
22
ġekil 1: T evrelerine göre NLO‟ların karĢılaĢtırılması
T sınıflamasına göre NLO değerleri bakımından anlamlı farklılık gözlendi
(p=0.001) (ġekil 1). Yapılan ikili araĢtırmalarda T1a-T3, T1a-T4, T1b-T4, T2-T4
arasında NLO değerlerine göre istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (Tablo 6).
Tablo 6. T evrelerine göre NLO‟ların karĢılaĢtırılması
T1a
T1b
T2
T3
T4
T1a
1
0.176
0.08
<0.001
<0.001
T1b
0.176
1
0.453
0.028
0.002
T2
0.08
0.453
1
0.077
0.003
T3
<0.001
0.028
0.077
1
0.16
T4
<0.001
0.002
0.003
0.16
1
4.4. Lenf Nodu Tutulumuna göre NLO’nun karĢılaĢtırılması
23
Lenf nodu metastazı yapmayan 175 hastanın NLO değeri 2.0 (1.5-2.4) N1a 33
hastanın NLO değeri 2.37(1.93-3.27) N1b 51 hastanın NLO değeri 2.41 (2.11-2.83)
saptandı (Tablo-7).
Tablo 7. N0, N1a, N1b papiller karsinomlu hastaların medyan (persentil 25-75) NLO
değerleri
MEDYAN 50
PERSANTĠL 25
PERSANTĠL 75
N0
(n:175)
2.00
1.50
2.40
N1a
(n:33)
2.37
1.93
3.27
N1b
(n:51)
2.41
2.11
2.83
Lenf nodu tutulumu bakımından gruplar arasında anlamlı farklılık saptandı
(p=0.001). Yapılan ikili karĢılaĢtırılmalarında N0-N1a (p=0.001) ve N0 –N1b
(p=<0.001) arasında fark istatiksel olarak anlamlı iken N1a-N1b arasında (p=0,954)
istatistiksel fark saptanmamıĢtır.
4.5. Uzak metastaz durumuna göre NLO’nun karĢılaĢtırılması
Metastaz yapmayan 234 hastanın NLO değeri 2.10 (1.62-2.50) iken metastaz
yapan 25 hastanın NLO değeri 2.39 (1.93-3.05) karĢılaĢtırıldığında bakımından anlamlı
farklılık gözlendi (p=0.021).
4.6. Evrelerine göre nötrofil lenfosit oranın karĢılaĢtırılması
ÇalıĢmaya alınan hastalarda TNM evrelemesine göre NLO değerleri
karĢılaĢtırıldığında evre 1‟deki 159 hastanın NLO değerleri 2.00 (1.45-2.45) evre 2‟deki
28 hastanın NLO değerleri 2.20 (2.06-2.41) evre 3‟deki 29 hastanın NLO değerleri 2.40
(1.98-2.94) evre 4‟deki 43 hastanın NLO değerleri 2.5 (1.93-2.96) olarak saptanmıĢtır
(Tablo 8).
Tablo 8. Evre 1-2-3-4 papiller karsinomlu hastaların medyan (persentil25-75) NLO
değerleri
24
MEDYAN 50
PERSANTĠL 25
PERSANTĠL 75
1
(n:159)
2.00
1.45
2.45
2
(n:28)
2.20
2.06
2.41
3
(n:29)
2.40
1.98
2.94
4
(n:43)
2.50
1.93
2.96
Evrelere göre NLO‟nun karĢılaĢtırılmasında anlamlı farklı bulundu (p=0.001).
Ġkili karĢılaĢtırmalarda evre 1-2 (p=0.032) evre 1-3 (p=0.001) evre 1-4 (p<0.001)
karĢılaĢtırıldığında anlamlı fark bulunmuĢtur (Tablo 9).
Tablo 9. Evrelerine göre NLO‟ların karĢılaĢtırılması
1
2
3
4
1
1
0.032
0.001
<0.001
2
0.032
1
0.447
0.373
3
0.001
0.447
1
0.95
4
<0.001
0.373
0.95
1
4.7. Nötrofil lenfosit oranının 1cm’den büyük lezyonları öngörebilirliği
Lezyonun mikrokarsinom ile 1 cm‟den büyük karsinomları nötrofil lenfosit
oranının öngörebilirliğinin belirlenmesinde optimum duyarlılık ve özgüllük için kesme
değeri Receiver operating caracteristic (ROC) ile NLO 1,644 alındığında duyarlılık
%85,4 özgüllük %46,9 bulundu (EAA: 0,654 %95GA: 0,593- 0,712) (ġekil 2) (Tablo
10).
25
N/L
100
Sensitivity: 85,4
Specificity: 46,9
Criterion : >1,644
Sensitivity
80
60
40
20
0
0
20
40
60
100-Specificity
80
100
ġekil 2. 1 cm‟den büyük karsinomların öngörebilirliğinde NLO‟nın ROC eğrisi
4.8. Nötrofil lenfosit oranının lenf nodu metastazını öngörebilirliği
Lenf nodu metastazını öngörebilirliğini NLO‟nun “Receiver operating
caracteristic” (ROC) ile kesme değeri 2.09 kabul edildiğinde duyarlılık %73.8
özgüllüğü %56.6 bulundu (EAA: 0.687 %95 GA=0.626-0.743) (ġekil 3) (Tablo 10).
26
N/L
100
80
Sensitivity: 73,8
Specificity: 56,6
Criterion : >2,0906
Sensitivity
60
40
20
0
0
20
40
60
100-Specificity
80
100
ġekil 3. Nötrofil lenfosit oranının lenf nodu metastazını öngörebilirliğinde NLO‟nın
ROC eğrisi
4.9. Nötrofil lenfosit oranının uzak metastazını öngörebilirliği
Uzak metastazı tespit etmek için NLO‟nun “Receiver operating caracteristic”
(ROC) ile kesme değeri 1.644 kabul edildiğinde duyarlılık %96 özgüllüğü %26.9
bulundu (EAA: 0.641 %95 GA=(0.579-0.699) (ġekil 4) (Tablo 10).
27
N/L
100
Sensitivity: 96,0
Specificity: 26,9
Criterion : >1,644
80
Sensitivity
60
40
20
0
0
20
40
60
100-Specificity
80
100
ġekil 4. Nötrofil lenfosit oranının uzak metastazını öngörebilirliğinde NLO‟nın ROC
eğrisi
Tablo 10. 1cm‟ den büyük papiller tiroid karsinomu, lenf nodu metastazı, uzak
metastazı NLO‟nı öngörme kabiliyeti
Duyarlılık Özgüllük Eğri Altı Alan %95 güven aralığı
1cm‟den büyük lezyon*
%85.4
%46.9
0.654
0.593- 0.712
Lenf nodu metastazı**
%73.8
%56.6
0.687
0.626 -0.743
%96
%26.9
0.641
0.579-0.699
Uzak metastaz***
Kesme değerler *:>1.644 **>2.0906 ***>1.644 olarak kabul edildiğinde
5. TARTIġMA
Papiller karsinom tiroidin folliküler hücrelerinden köken alıp, karakteristik
nükleer özellikleri olan iyi diferansiye malign tümördür. Tiroid kanserleri içinde en sık
görülen kanser papiller kanserdir. Kadınlarda sıklığı erkeklere göre 3 kat fazladır.
Görülme sıklığı son dönemlerde artıĢ göstermektedir. 46 yaĢ civarı en sık görüldüğü
dönemdir (19, 26). Bizim çalıĢmamızda literatürde bildirilenlere yakın olmak üzere
kadın erkek oranı 3.46 olup medyan yaĢ 45.6 saptanmıĢtır.
Ġnflamatuar yanıt tümörün geliĢiminde rol oynar ve tümörün prognozu
hakkında öngörülerde bulunmamızı sağlar (72). Ġnflamatuar yanıtın temelinde
nötrofil ve lenfosit hücreleri bulunur. Lenfositler sitotoksik hücre ölümüne ve
sitokinler salınımı yoluyla tümör hücrelerin proliferasyonunu ve metastik
aktivitelerini inhibe ederler. Ray-Coquard ve ark. tarafından yapılan araĢtırmalarda
lenfopeninin tümör çevresinde immuntolere bir mikroçevre oluĢturduğu ve kötü
prognoz etkili olduğunu göstermiĢtir (73). Nötrofiller enfeksiyon, inflamasyon ve
kanserlerde aktif rol oynar. Tümör çevresinde nötrofillerden salınan vasküler
endotelyal growth faktör, kemokinler proteaz gibi anjiogenik faktörler ile tümörün
büyümesinde rol oynar. IL-6 ve TNF-alfa gibi tümör iliĢkili sitokinler ve tümör
hücrelerinden salınan büyüme faktörleri nötrofil sayısını arttırırlar (74-75). Periferal
nötrofil sayısının da artıĢ nötrofilin tümörün geliĢimi ve tümörün bağlı
inflamasyonu gösterdiği için kötü prognoz göstergesidir (76). Nötrofil lenfosit oranı
nötrofil sayısının artıĢına ve/veya lenfosit sayısının azalmasına bağlı olarak NLO
artıĢı protümöral bir durum oluĢturup kötü prognozu göstermekte iken, NLO
azalması antitümöral bir durumu oluĢturup iyi prognozu göstermektedir (77).
NLO artıĢının kötü prognoz iliĢkisi birçok çalıĢmada gösterilmiĢtir (78-85).
Bu çalıĢmalar Tablo 11‟de özetlenmiĢtir.
28
Tablo 11. ÇeĢitli kanser türlerinde NLO‟ların prognoz üzerindeki yayınlar
Gondo ve arkadaĢları (78)
Dutta ve arkadaĢları (79)/ Aizawa ve
arkadaĢları (80)
Kwon ve arkadaĢları (81)
He ve arkadaĢları (82)/ Xia An ve
arkadaĢları (83)
Pinato ve arkadaĢları (84)
Ohno ve arkadaĢları (85)
Liu ve arkadaĢları (86)
Mesane kanseri
Mide kanseri
Kolorektal kanseri
Nazofarenks Kanseri
Malign plevral mezotelyoma
Renal Hücreli Karsinom
Diferansiye tiroid kanser
NLO ile tiroid kanseriyle ilgili literatürde çalıĢmalar mevcuttur. Seretis ve
arkadaĢlarının çalıĢmasında insidental papiller tiroid kanseri ve tiroid kanseri olan
hastaların NLO‟ları ile kontrol grup ve benign tiroid patolojileri olan hastaların
NLO‟ları karĢılaĢtırıldığında anlamlı farklılık saptanmıĢtır (87). NLO‟ları 2,5
üstünde olan hastalar insidental papiller tiroid kanseri ve tiroid kanseri saptandı
(87). Liu ve arkadaĢların çalıĢmasında NLO‟ları artmasıyla tümör boyutu ve ATA
sınıflamasına göre rekürens ile anlamlı iliĢki saptandı (86). ÇalıĢmalarda Seretis ve
ark. ile yapılan çalıĢmalarda 26 papiller mikrokarsinom medyan NLO:3 26 tiroid
kanserlerinde NLO:3,4 iken Liu ark. tarafından yapılan çalıĢmalarda diferansiye
tiroid kanseri olan 159 hastanın medyan NLO:1,94 saptandı (86,87). Cho arkadaĢları
tarafından yapılan papiller tiroid kanseri olan 3364 hastanın medyan NLO:1,86
saptandı (88). Lang ve ark tiroid papiller kanseri olan 191 hastanın medyan NLO:2,68
saptandı (89). ÇalıĢmalarda tiroid kanseri olan medyan NLO 1,86 ie 3,4 arasında
değiĢiklik saptandı. Bizim çalıĢmamızda NLO 2,20±0,79 olarak saptandı. Daha
önceki çalıĢmalarda da dermatolojik olarak değerlendirildiğinde Cho ve ark. tarafından
yapılan
çalıĢmada
karĢılaĢtırılmamasına
papiller
karĢı
tiroid
tüm
kanseri
tiroid
yaĢ
ve
tümörlerinin
cinsiyete
yaĢa
göre
NLO‟ları
göre
NLO‟ları
karĢılaĢtırıldığında (p=0,399) cinsiyete göre NLO‟ları karĢılaĢtırıldığında (p=0,329)
anlamlı fark saptanmadı (88). Lang ve ark. hastaları yaĢlarına göre 42 (±16)-50(±13,4)54(±15) olmak üzere NLO‟lara göre 3 gruba ayrılıp karĢılaĢtırıldığında anlamlı fark
saptandı (p=<0.001). Cinsiyete göre anlamlı fark saptanmadı (p=0,23). Bilateral
olmasına göre NLO‟ları karĢılaĢtırıldığında anlamlı fark bulunmadı (p=0,82) (89).
Bizim çalıĢmamızda önceki çalıĢmalar ile benzer Ģekilde yaĢa göre (p=0,111) cinsiyete
29
göre(p=0.356) bilateral olmasına göre (p=0.414). NLO‟ları karĢılaĢtırıldığında anlamlı
fark saptanmadı.
Charalampos Seretis ve ark de insidental papiller mikrokarsinomlu 26 hasta ile
tiroid kanserli 26 hastanın NLO‟ları arasında anlamlı fark saptanmadı (87). Bu
çalıĢmada tiroid kanserleri 1 cm den büyük ve küçük hastalarda mevcuttu. Bizim
çalıĢmamızda papiller mikrokarsinom (1cm ve 1 cm den küçük)‟lu 81 hasta ile bir cm
den büyük papiller karsinomlu 178 hastanın NLO‟ları karĢılaĢtırıldığında anlamlı fark
bulundu (p=<0.001).
Liu
ve ark.ların çalıĢmasında diferansiye tiroid kanserleri
boyutuna göre 1,2 (0,6-2) cm – 1,5(0,5-2,6) cm -2,2(1,1-3,2) cm olarak gruplandırılarak
değerlendirilerek NLO‟ları karĢılaĢtırıldığında anlamlı fark saptanmıĢtır (p=0,004) (86).
Cho ve ark. tarafından yapılan çalıĢmada tüm tiroid tümörlerinin boyutuna göre
NLO‟ları karĢılaĢtırıldığında anlamlı fark saptanmadı (p=0,141) (88). Bu çalıĢmada
papiller kanserler ayrı değerlendirilmedi. Lang ve ark. boyutuna göre 1,46 (±1,47)-1,81
(±1,1) -2,13 (±1,3) cm göre 3 gruba ayrılıp NLO‟ları karĢılaĢtırıldığında anlamlı fark bulundu
(p=0,037) (89). Bizim çalıĢmamızda papiller mikrokarsinom (1cm ve 1 cm den küçük)
ile bir cm den büyük papiller karsinom arasında NLO‟ları karĢılaĢtırıldığında anlamlı
fark bulundu (p=<0.001).
Literatürde iyi diferansiye tiroid kanserleri T sınıflamasındaki NLO‟ları
birbiriyle karĢılaĢtırılması yapılmamıĢ. Cho ve ark.‟ın tüm tiroid tümörlerin ileri evre 3
veya evre 4 olan hastalar yüksek NLO‟lar ile düĢük NLO‟lar diye iki sınıfa ayırdığında
(sırasıyla %30,4-%26,5) anlamlı fark saptandı (p=0,027) (88). T sınıflaması ön planda
tümörün boyutun artmasıyla yükselebileceği gibi, tümörün tiroid dıĢına yayılım
göstermesiyle de T sınıfı yükselebilir. Tümör boyutunun artmasıyla NLO‟ların arttığı
belirtilmiĢti. Biz tiroid dıĢına yayılım ayrı bir baĢlıkta incelemedik. Lang ve ark. Ekstratiroidal
yayılım
(p=0,566)
ve
lenfovasküler
invazyon
(p=0,309)
NLO‟ları
karĢılaĢtırıldığında anlamlı fark saptanmadı (89). Liu ve ark.ları diferansiye
ekstratiroidal yayılım (p=0,44) ve lenfovasküler invazyon (p=0,539) NLO‟ları
karĢılaĢtırıldığında anlamlı fark saptanmadı (86). Bizim çalıĢmamızda T sınıflamasına
göre NLO değerleri bakımından anlamlı farklılık gözlendi (p=0.001). Yapılan ikili
araĢtırmalarda T1a-T3 (p=<0,001), T1a-T4 (p=<0,001), T1b-T4 (p=0,002), T2T4(p=0,03) arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulundu.
30
Lang ve arkadaĢların yaptığı çalıĢmada preoperatif dönemde ultrasonografi ile
lenf nodu saptanmayan hastalarda (n=191) santral lenf nodu diseksiyon sonrası saptanan
lenf nodu metastazı olan N1a (n=78) ile metastaz saptanmayan (n=113) N0 hastalar
arasında tümör boyutuyla sırasıyla 2,42±1,45 -1,45±1,11 saptandı ve istatiksel olarak
anlamlı saptandı (p=0,001). Aynı çalıĢmadaki 191 hastanın tümör boyutuyla NLO‟lar
arasında anlamlı iliĢki saptandı (p=0,037). N1a NLO‟ları 2,7±1,42 N0 NLO‟ları
1,41±0,96 saptandı. Tümör boyutuyla hem NLO‟ları ile anlamlı iliĢki olup hem N1a ile
N0 arasında anlamlı iliĢki olmasına rağmen N1a ile N0 NLO‟lar arasında anlamlı iliĢki
saptanmadı (p=0,275) (89). Bizim çalıĢmamızda lenf nodu metastaz yapma bakımından
gruplar arasında anlamlı farklılık bulundu (p=0.001). Yapılan ikili karĢılaĢtırılmalarında
N0-N1a (p=0,001) ve N0 –N1b (p=<0,001) arasında fark istatiksel olarak anlamlı iken
N1a-N1b arasında istatiksel fark saptanmamıĢtır (p=0,954).
Literatürde papiller tiroid kanseri hastalarda metastaza göre çalıĢma yoktu. Cho
ve ark. tüm tiroid kanseri olan çalıĢmasında uzak metastaza göre anlamlı farklılık
saptanmadı (p=0,367) (88). Bizim çalıĢmamızda uzak metastaz durumuna göre
NLO‟ları karĢılaĢtırıldığında anlamlı fark bulundu (p=0.021).
Literatürde iyi diferansiye tiroid kanserleri TNM sınıflamasına göre evrelerin
NLO‟ları birbiriyle karĢılaĢtırılması yapılmamıĢ. Liu ve ark. çalıĢmalarında TNM
evreleri göre değerlendirildiğinde evre 1 medyan NLO:1,89 evre 2: 1,76 evre 3: 1,98
evre 4:2,36 olarak saptandı. TNM evresine NLO‟ları anlamlı saptanmadı (p=0,565)
(86). Bu çalıĢmada evre 4‟nün evre 1-2-3 karĢı çalıĢması yapılmamasına rağmen
istatiksel olarak anlamlı olma olasılığı mevcuttu. Lang ve arkadaĢları tarafından yapılan
çalıĢmada NLO‟ları 3 gruba ayırdığında evre 1 düĢük NLO‟ları da orta ve yüksek
NLO‟lara göre fazla saptandı (71,4 karĢı 53,1-48,4). istatiksel olarak anlamlı fark
saptandı (p=0,01) (89). Bizim çalıĢmamızda evrelere göre NLO‟ları karĢılaĢtırılması
anlamlı bulundu (p=0,001). Ġkili karĢılaĢtırmada evre 1-2 evre 1-3 ve evre 1-4 arasında
istatiksel olarak anlamlı saptandı.
NLO ile kanserler arasında prognoz arasında iliĢkiyi gösteren birçok çalıĢma
mevcut. Xia An ve arkadaĢlarının çalıĢmasında kesme değeri 3,73 alınırken, Aizawa ve
arkadaĢlarının T4 gastrik kanserde kesme değeri olarak 3,2 saptanmıĢtır (83,80).
Literatürde NLO‟larındaki kesme değer ile tiroid papiller /karsinomlu hastalarda tümor
boyutu veya lenf nodu ve metastaz öngörebilirliği ile ilgili çalıĢma yoktu. Bizim
31
çalıĢmamızda NLO‟nun 1cm den büyük lezyonları öngörebilirliği kesme değeri 1,644
alındığında duyarlılık %85,4 özgüllük %46,9 bulundu. NLO‟nun lenf nodu metastazı
varlığını öngörebilirliği kesme değeri 2,09 kabul edildiğinde duyarlılık %73,8 özgüllüğü
%56,6 bulundu. NLO‟nun uzak metastazı varlığını öngörebilirliği kesme değeri 1,644
kabul edildiğinde duyarlılık %96 özgüllüğü %26,9 bulundu.
Özetle bizim çalıĢmamızda tiroid papiller karsinomlu ile NLO arasında iliĢkiyi
değerlendirdik. Tümör boyutunu, lenf nodu, uzak metastaz metastaz, TNM evresiyle
NLO artıĢı arasında anlamlı iliĢki saptandı. Tümör boyutu, lenf nodu ve uzak metastaz
bağlı tümör yükündeki artıĢ sonucu oluĢan inflamasyon bağlı NLO artıĢ olduğunu
düĢünmekteyiz.
ÇalıĢmamızda daha önceki çalıĢmalardan farklı sonuçların alınması kanserleri
prognozunda etkili olan histopatolojik tiplerden kaynaklı olabileceği gibi tam kan
sayımının gün içinde herhangi bir saate alındığı için sirkadiyen ritme bağlı NLO
değiĢmesine bağlı olabileceğini düĢündürmektedir.
6. SONUÇ VE ÖNERĠLER
1. Retrospektif dosya taraması olarak yapılan bu çalıĢma sonucunda 259
hastamızın 58‟si erkek (%22,4) 201‟i kadın (%73,6) hastaların ortalama yaĢ 45,6
(±14,2) idi. NLO 2,20±0,79 saptandı.
2. Papiller karsinom 45 yaĢ altı ile 45 yaĢ üstü arasında, erkek ile kadın arasında,
unilateral ile bilateral arasında NLO‟ları karĢılaĢtırıldığında anlamlı fark
bulunmadı.
3. Papiller mikrokarsinom (1cm ve 1 cm den küçük) ile bir cm den büyük papiller
karsinom
arasında
NLO‟ları
karĢılaĢtırıldığında
anlamlı
fark
bulundu
(p=<0.001).
4. T sınıflamasına göre (T1-T4) NLO‟ları karĢılaĢtırıldığında; gruplar arasında
anlamlı fark saptandı (p=0.001). Yapılan ikili araĢtırmalarda T1a-T3, T1a-T4,
T1b-T4, T2-T4 arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulundu.
5. Lenf nodu metastaz yapma bakımından gruplar arasında anlamlı farklılık
bulundu (p=0.001). Yapılan ikili karĢılaĢtırılmalarında N0-N1a (p=0,001) ve N0
–N1b (p=<0,001) arasında fark istatiksel olarak anlamlı iken N1a-N1b arasında
(p=0,954) istatiksel fark saptanmamıĢtır.
6. Uzak metastaz durumuna göre NLO‟ları karĢılaĢtırıldığında anlamlı fark
bulundu (p=0.021).
7. Evrelere göre NLO‟ları karĢılaĢtırılması anlamlı farklı bulundu (p=0.001). Ġkili
karĢılaĢtırmalarda evre 1-2 (p=0.032) evre 1-3 (p=0,001) evre 1-4 (p=<0,001)
anlamlı fark bulunmuĢtur.
8. NLO‟nun 1cm den büyük lezyonları öngörebilirliği kesme değeri 1,644
alındığında duyarlılık %85,4 özgüllük %46,9 bulundu.
9. NLO‟nun lenf nodu metastazı varlığını öngörebilirliği kesme değeri 2,09 kabul
edildiğinde duyarlılık %73,8 özgüllüğü %56,6 bulundu.
10. NLO‟nun uzak metastazı varlığını öngörebilirliği kesme değeri 1,644 kabul
edildiğinde duyarlılık %96 özgüllüğü %26,9 bulundu.
7. KAYNAKLAR
1. Keith L. Moore. Clinically Oriented Anatomy. 3rd edition. New York: Williams and
Wilkins;1992; 817-820.
2. Skandalakis JE, Skandalakis P.N, Skandalakis L.J. Anatomy of the thyroid gland.
Skandalakis JE (ed). Surgical Anatomy and Technique. 1st ed. New York: Springer
Verlag; 1995; 31-44.
3. ĠĢgör A. Fonksiyonel Embriyoloji. ĠĢgörA (ed). Tiroit Hastalıkları ve Cerrahisi.
1.baskı. Ġstanbul, Avrupa Tıp Kitapçılık, 2000; 3-12.
4. Solakoğlu S, Aytekin Y. Temel Histoloji. 1.Baskı. Ġstanbul, Nobel Tıp Kitabevi,
2009; 343-352.
5. Amdur RJ, Mazzaferri EL. Essentials of thyroid cancer management. New York:
Springer; 2005.
6. Nyström E, Berg GEB, Jansson SKG, Torring O, Valdemarsson SV. Thyroid Disease
in Adults. New York: Springer; 2011.
7. Guyton AC, Hall JE. Medical Physiology. ÇavuĢoğlu H, Yegen BÇ. Tıbbi Fizyoloji.
11. Basım. Ġstanbul, Nobel Tıp Kitabevleri, 2007: 931-942.
8. Choksi NY, Jahnke GD, St Hilaire C, Shelby M. Role of thyroid hormones in human
and laboratory animal reproductive health. Birth Defects Res B Dev Reprod Toxicol
2003;68(6):479-91.
9. Guyton AC. Tıbbi Fizyoloji 7 th ed. Saunders;1986;1243-1250.
10. Guyton AC: Tiroid bezi ve metabolik hormonlar. Textbook of Medical Physiology.
7th ed. Ġstanbul, Nobel Tıp Kitapevi; 1986; 1293-1330.
11. Ġliçin G, Ünal S, Biberoğlu K, Akalın S, Süleymanlar G. Temel Ġç Hastalıkları.
GüneĢ Kitabevi 1996; 2: 1680-1.
34
12. Kosáry, J. et al. The effect of environmental pollution on the function of enzymes of
active skeleton muscle. Part 1: An adequate method to study the effect of metal ions on
the activity of phosphofructokinase. Die Pharmazie, 1995; 50 (7): 489-490.
13. Jemal, A. et al. Cancer statistics. CA: a cancer journal for clinicians, 2004; 54 (1):
8-29.
14. Mazzaferri, E.L. and S.M. Jhiang, Long-term impact of initial surgical and medical
therapy on papillary and follicular thyroid cancer. The American journal of medicine,
1994; 97(5): 418-428.
15. Jameson JN, De Groot JL. Endocrinology. 6th ed. Jameson JN, De Groot LJ.Vol. 2.
2010, Philadelphia: Elsevier.
16. Hanks JB. Thyroid. In Townsend CM, Beauchamp RD, Evers BM, Mattox KL,
Textbook of Surgery, 17 th ed. Philadelphia, Elsevier Saunders. 2004; 34: 947-983.
17. ĠĢgör A. Tiroit fizyolojisi. Ed: Tiroit Hastalıklan ve Cerrahisi. Avrupa Tıp
Kitapçılık, Ġstanbul, 2000; 69-122.
18. Chan JKC. Tumors of the thyroid and parathyroid glands. Ed: Fletcher CDM.
Diagnostic Histopathology of Tumors. Churchill Livingstone, China, 2000; 959-1057.
19. Nikiforov YE, Biddinger PW. Papillary Carcinoma. In: Nikiforov YE, Biddinger
PW, Thompson LS. Diagnostic Pathology and Molecular Genetics of the Thyroid. 1 th
Ed. Philadelphia: JB Lippincott 2009:160-214.
20. Wells SA. Cancer of the Endocrine System. In Devita VT, Hellman S, Rosenberg
SA, eds. Cancer: Principles and Practice of Oncology. 8th Ed, Philadelphia Lippincott
Williams&Wilkins, 2008.;(44): 1655-82.
21. Galanti MR, Ekbom A, Grimelius L, Yuen J. Parental cancer and risk of papillary
and follicular thyroid carcinoma. Br J Cancer. 1997; 75(3):451-6.
22. Tezelman ST, Siperstein AE. Signal transduction in thyroid neoplasms. Clark OH,
Duh QY (ed): Textbook of Endocrine Surgery. WB Saunders. Philadelphia. 1997; 28:
214-227.
35
23. Smeds S, Heldin NE. Growth factor, thyroid hyperplasia and neoplasia. Clark OH,
Duh QY (ed): Textbook of Endocrine Surgery. WB Saunders. Philadelphia.
1997;27:205-213.
24. Goretzki P.E, Gorelev V, Simon D, Roeher HD. Oncogenes in Thyroid Tumors.
Clark OH, Duh QY (ed). Textbook of Endocrine Surgery. WB Saunders. Philadelphia.
1997; 29: 228-235.
25. Sadler G, Clark OH. Thyroid and parathyroid. Schwartz SI, Shires GT, Spencer FC:
Principles of surgery, 7th ed. McGraw- Hill New York.1999; 36: 1661-1687.
26. DeLellis RA, Lloyd, RV, Heitz PU, et al., eds. World Health Organization
Classification of Tumors. Pathology and Genetics of tumors of Endocrine Organs.
Lyon: IARC Press;2004.
27. Mete O, Asa SL. Pitfalls in the diagnosis of follicular epithelial proliferations of the
thyroid. Adv Anat Pathol. 2012; 19 (6):363-73.
28. Delellis RA, Williams ED. Tumours of the thyroid and parathyroid. Ed: DeLellis
RA, Lloyd RV, Heitz PU, Eng C. World Health Organization of Tumours,
Pathology&Genetics, Tumours of Endocrine Organs. Lyon, France, 2004; 49-124.
29. Rosai J, Tallini G. Thyroid Gland. Ed: Rosai J. Rosai and Acherman's Surgical
Pathology. Mosby Company, China,2011; 487-565.
30. Akpolat Ġ. Tiroit hastalıklarında patolojik değerlendirme. J Exp Clin Med. 2012; 29:
337-348.
31. Yasuhiru I, Higashiyama T, takamura Y, Miya A, Kobayashi K, Matsuzuka F,
Kuma K, Miyauchi A: Risk factors for recurrence to the lypmh node in papillary thyroid
carcinoma patients without preoperatively detectable lateral node metastasis validity of
prophylactic modified radical neck dissection. World J Surg 2007; 31(11):2085-91.
32. Ian D. Hayetal. Papillary thyroid microcarcinoma: A study of 900 cases observed in
a 60-year period. Surgery 2008;144:980-8.
36
33. Cooper DS, Doherty GM, Haugen BR, Kloos RT, Lee SL, Mandel SJ, Mazzaferi
EL, etal. American Thyroid Association (ATA) Guidelines Task force on Thyroid
Nodules and Differentiated Thyroid Cancer, Thyroid. 2009; 19 (11):1167-1214.
34. Moo TA, Mc GillJ, AllendorfJ, LeeJ, Fahey TIII, Zarnegar R. Impact of
prophylactic central neck lymph node dissection on early recurrence in papillary thyroid
carcinoma. World J Surg 2010; 34: 1187-91.
35. Grodski S, Cornford L, SywakM, SidhuS, Delbridge L. Routine level VI lymph
node dissection for papillary thyroid cancer: surgical technique. ANZ J Surg 2007; 77:
203-8.
36. Moo TA, Umunna B, Kato M, Butriago D, Kundel A, Lee JA, etal. Ipsilateral versus
bilateral central neck lymph node dissection in papillary thyroid carcinoma. Ann Surg
2009;250:403-8.
37. Machens A, Hinze R,Thomusch O, Dralle H: Pattern of gang. metastasis for primer
and reoperative thyroid cancer. World J Surg 2002; 26(1):22-8.
38. Mulla M, Schulte KM. Central lymph node metastases in papillary thyroid cancer:
systematic review of imaging-guided and prophylactic removal of central compartment.
Clin Endocrinol (Oxf). 2012; 76(1): 131-6.
39. Roh JL, Kim JM, Park C. Lateral cervical lymph node metastasis from papillary
thyroid carcinoma: Pattern of nodal metastases and optimal strategy for neck dissection.
Ann Surg Oncol 2008;15(4):1177-1182.
40. Wada N, Duh QY, Sugino K, Iwasaki H, Kameyama K, Mimura T, Ito K, takami H,
Takanashi Y. Lymph node metastasis from 259 papillary thyroid microcarcinomas.
AnnSurg 2003; 237(3): 399-407.
41. Jason P. Hunt, MD; Luke O. Buchmann, MD; Libo Wang, BS; Dev Abraham, MD.
An Analysis of Factors Predicting Lateral Cervical Nodal Metastases in Papillary
Carcinoma of the Thyroid. Arch Otolaryngol Head Neck Surg. 2011; 137(11): 1141-5.
42. Gimm O, Rath FW, Dralle H. Pattern of lymph node metastases in papillary thyroid
carcinoma. Br J Surg. 1998; 85(2): 252-254.
37
43. Machensa, HinzeR, Thomusch O, etal. Pattern of nodal metastasis for primary and
reoperative thyroid cancer. World J Surg.2002;26(1):22-28.
44. Zaydfudim V, Feurer ID, Griffin MR, Phay JE. The impact of lymph node
involvement on survival in patients with papillary and follicular thyroid carcinoma.
Surgery 2008;144:1070–1077.
45. Andersen PE, Kinsella J, Loree TR, Shaha AR, Shah JP. Differentiated carcinoma
of the thyroid with extrathyroidal extension. Am J Surg. 1995;170(5):467-70.
46. Schlumberger M, Challeton C, De Vathaire F, Travagli JP, Gardet P, Lumbroso JD,
etal. Radioactive iodine treatment and external radiotherapy for lung and bone
metastases from thyroid carcinoma. J Nucl Med 1996;37:598-605.
47. Schlumberger M, Tubiana M, De Vathaire F, Hill C, Gardet P, Travagli JP, et al.
Long-term results of treatment of 283 patients with lung and bone metastases from
differentiated thyroid carcinoma. J Clin Endocrinol Metab 1986;63:960-7.
48. Sipos JA, Mazzaferi EL. Thyroid Cancer Epidemiology and Prognostic Variables.
Clin Oncol (R Coll Radiol). 2010;22(6):395-404.
49. Mazzaferi EL, Jhiang SM. Long-term impact of initial surgical and medical therapy
on papillary and follicular thyroid cancer. Am J Med 1994;97:418.
50. Hay ID, McConahey WM, Goellner JR. Managing patients with papilary
thyroidcarcinoma: Insights gained from the Mayo Clinic‟s experience of treating 2512
consecutive patients during 1940 through 2000. Transcations of the American Clinical
and Climatological Association 2002;113:241-260.
51. Oliveira MJ, de Oliveira, JMP. Treatment of differentiated thyroid carcinoma. In:
Eary JF, Brenner W (ed). Nuclear Medicine Therapy. Informa Healthcare. NewYork,
USA, 1st ed., 2007; 45-75.
52. DeLellis RA, Williams ED. Tumours of the thyroid and parathyroid. In: DeLellis
RA, Lloyd RV, Heitz PU, Eng C (ed).World Health Organization Classification of
Tumours. IARC Press. Lyon, France, 1st ed., 2004; 49-133.
53. Jameson, JL., De Groot LJ. Endocrinology. 6th ed, ed. J.L. Jameson, De Groot L. J.
Vol. 2. 2010, Philadelphia:Elsevier.
38
54. Ozata M. Endokrinoloji Metabolizma ve Diyabet. 2 ed. Tiroiditler, Nodüler guatr,
Tiroid kanserleri, ed. M. Ozata. 2011, Istanbul: Istanbul Tıp Kitabevi.165-176.
55. Greene FL, Page DL, Fleming ID, editors. AJCC Cancer Staging Manual, 6th ed.
New York: Springer-Verlag;2002.
56. Edge SB, Byrd DR, Compton CC, Fritz AG, Greene FL, Trotti A, editors. AJCC
cancer staging manual, 7th ed. New York: Springer; 2010;1-646.
57. Byar DP, Green SB, DorP, Williams ED, Colon J, van Gilse HA, et al. A prognostic
index for thyroid carcinoma: a study of the EORTC Thyroid Cancer Cooperative Group.
Eur J Cancer1979;15:1033–1041.
58. Hay ID, Bergstra lh EJ, Goellner JR, Ebersold JR, Grant CS. Predicting outcome in
papillary thyroid carcinoma: development of a reliable prognostic scoring system in a
cohort of 1779 patients surgically treated at one institution during 1940 through 1989.
Surgery 1993;114:1050–1058.
59. Verburg FA, Mader U, Kruitwagen CL, et al. A comparison of prognostic
classification systems for differentiated thyroid carcinoma. Clin Endocrinol 2010; 72:
830 – 838.
60. Hundahl SA, Fleming ID, Fremgen AM, Menck HR. A National Cancer Data Base
report on 53,856 cases of thyroid carcinoma treated in the U.S., 1985-1995. Cancer
1998;83(12):2638-2648.
61. http://www.cancerstaging.org/mission/whatis.html
62. Zhang L, Zhou W, Velculescu VE ve ark. Gene expression profiles in normal and
cancer cells. Science 1997;276:1268-72.
63. Kornstein MJ, Brooks JS, Elder DE. Immunperoxidase localization of lymphocyte
subsets in the host responses to melanoma and nevi. Cancer Res 1983;43:2749-53.
64. Von Kleist S, Berling J, Bohle W, Wittekind C. Immuno histochemical analysis of
lymphocyte subpopulations infiltrating breast carcinomas and benign lesions. Int J
Cancer 1987;40:18-23.
39
65. Whiteside TL. Tumor infiltrating lymphocytes in human malignancies. Austin, Tex:
RG Landes Co;1993.
66. Matzinger P. An innate sense of danger. Sem Immunol 1998;10:399-415.
67. Mihm M, Clemente C, Cascinelli N. Tumor infiltrating lymphocytes in lymph node
melanoma metastases a histopathologic prognostic indicator and an expression of local
immune response. Lab Invest 1996;74:43-7.
68. Whiteside TL, Vujanovic NL, Herberman RB. Natural killer cells and tumor
therapy. Curr Topics Microbiol Immunol 1998;230:221-44.
69. Gabrilovich DI, Chen HL, Girgis KR et al. Production of vascular endothelial
growth factor by human tumors inhibits the functional maturation of dendritic cells. Nat
Med 1996;2:1096-103.
70. Reichert TE, Scheuer C, Day R et al. The number of intratumoral dendritic cells and
chain expression in T cells as prognostic and survival biomarkers in patients with oral
carcinoma. Cancer 2001;91:2136-47.
71. Greenberg PD. Mechanism of Tumor Immunology. In: Parslow TG, Stites DP, Terr
AI, Imboden JB, 1 eds. Medical Immunology. 10 th ed. New York, NY: Mc Graw-Hill,
2001; 568-57.
72. Roxburgh CSD, Mc Millan DC. Role of systemic inflammatory response
inpredicting survival in patients with primary operable cancer. Future Oncol 2010;
6:149–63.
73. Ray-Coquard I, Cropet C, Van Glabbeke M et al. Lymphopenia as a prognostic
factor for overall survival in advanced carcinomas, sarcomas, and lymphomas. Cancer
Res 2009; 69: 5383–5391.
74. An X, Ding PR, Li YH et al. Elevated neutrophil to lymphocyte ratio predicts
survival in advanced pancreatic cancer. Biomarkers 2010; 15:516–22.
75. Mc Millan DC, Canna K, Mc Ardle CS. Systemic inflammatory response predicts
survival following curative resection of colorectal cancer. Br J Surg 2003;90:215-9.
40
76. Yamanaka T, Matsumoto S, Teramukai S, Ishiwata R, Nagal Y, Fukushima M. The
baseline ratio of neutrophils to lymphocytes is associated with patient prognosis in
advanced gastric cancer. Oncology 2007;73:215–220.
77. Mallappa S, Sinha A, Gupta S and Chadwick SJD. Preoperative neutrophil to
lymphocyte ratio >5 is a prognostic factor for recurrent colorectal cancer. The
Association of Coloproctology of Great Britain and Ireland. 15,323–328.
78. Gondo T, Nakashima J, Ohno Y, et al. Prognostic value of neutrophil to lymphocyte
ratio and establishment of novel preoperative risk stratification model in bladder cancer
patients treated with radical cystectomy. Urology 2012;79:1085–91.
79. Dutta S, Crumley AB, Fullarton GM, et al. Comparison of the prognostic value of
tumour and patient related factors in patients undergoing potentially curative resection
of gastric cancer. Am J Surg 2012;204:294–9.
80. Aizawa M, Gotohda N, Takahashi S, Konishi M, Kinoshita T. Predictive value of
baseline neutrophil/lymphocyte ratio for T4 disease in Wall-penetrating gastric cancer.
World J. Surg. (2011) 35:2717-2722.
81. Kwon HC, Kim SH, Oh SY, et al. Clinical significance of preoperative neutrophillymphocyte versus platelet-lymphocyte ratio in patients with operable colorectal cancer.
Biomarkers 2012;17:216–22.
82. He JR, Shen GP, Ren ZF, et al. Pretreatment levels of peripheral neutrophils and
lymphocytes as independent prognostic factors in patients with nasopharyngeal
carcinoma. Head Neck 2012;34:1769–76.
83. An X, Ding PR, Wang FH, Jiang WQ, Li YH. Elevated neutrophil to lymphocyte
ratio predicts poor prognosis in nasopharyngeal carcinoma. Tumor Biol. (2011)32:317–
324.
84. Pinato DJ, Mauri FA, Ramakrishnan R, et al. Inflammation-based prognostic indices
in malignant pleural mesothelioma. J Thorac Oncol 2012;7:587–94.
85. Ohno Y, Nakashima J, Ohori M, et al. Follow up of neutrophil to lymphocyte ratio
and recurrence of clear cell renal cell carcinoma. J Urol 2012;187:411–7.
41
86. Liu CL, Lee JJ, Liu TP, Chang YC, Hsu YC, Cheng SP. Blood neutrophil to
lymphocyte ratio correlates with tumor size in patients with differentiated thyroid
cancer. J Surg Oncol 2013;107(5):493–497.
87. Seretis C, Gourgiotis S, Gemenetzis G, Seretis F, Lagoudianakis E,
Dimitrakopoulos G. The significance of neutrophil/lymphocyte ratio as a possible
marker of underlying papillary microcarcinomas in thyroidal goiters: a pilot study. Am J
Surg 2013;205(6):691–696.
88. Cho JS, Park MH, Ryu YJ, Yoon JH. The neutrophil to lymphocyte ratio can
discriminate anaplastic thyroid cancer against poorly or well differentiated cancer.
Annals of Surgical Treatment and Research 2015; 88(4):187-192.
89. Lang BH, Ng CP, Au KB, Wong KP, Wong KK, Wan KY. Does Preoperative
Neutrophil Lymphocyte Ratio Predict Risk of Recurrence and Occult Central Nodal
Metastasis in Papillary Thyroid Carcinoma? World J Surg 2014; 38:2605–2612.
Download