IRCICA iSLAM TARIH, SANAT VE KÜLTÜR ARAŞTIRMA MERKEZi Yüzüncü.Yılında İkinci Meşrutiyet Milletlerarası Kongre Tebliğleri İstanbul, 7-10 Mayıs 2008 Proceedings of the International Congress on The Second Constitutional Period of the Ottoman State on its Centenary Istanbul, 7-10 May 2008 İstanbul2012 ll. Meşrutiyet Sonrasında, Avrupalı Arapları Osmanlı Devleti'ne Devletlerin Karşı Kışkırtma Girişimleri Sinan Marufoğlu* Giriş 1908'de II. Meşrutiyet'in ilan edilmesi ve ertesi yıl Sultan II. Abdülhamid'in tahtan indirilmesi ile birlikte, Osmanlı Devleti'nde büyük ölçüde iktidarı ele geçiren İttilıad ve Terakki Cemiyeti ile Osmanlı Arapları arasında, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi emperyalist Avrupalı devletlerin de katkısı ve kışkırtmalan ile yoğun ve karmaşık bir siyasi süreç yaşanınaya başlamıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısında, emperyalist politikalar izlemeye başlayan bazı Avrupalı devletlerin, Osmanlı toprakları üzerinde yoğun ekonomik, siyasi ve askeri rekabet süreci içerisine girdiği bir süreçte, Osmanlı Milletleri arasında da etnik milliyetçilik akımları hızla zemin bulınaya başlamıştır. Sultan II. Abdüllıamid döneminde, Arapçılık fikı-iyatı, batılı misyoner okullarının da etkisiyle, ilk olarak Suriye, Lübnan, Mısır ve Filistinli gayrinıüslinı Araplar arasında yayılmıştır. Ancak Araplar arasında milliyetçilik akımı, II. Meşrutiyet sorırasında daha da güçlenmiştir. Bu akımın güçlenmesinde, Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu dönemin siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel koşullarının etkisi olmakla beraber, bu cereyanın yayılmasında ve güç kazanmasında, Avrupalı devletlerin desteği ve katkısı da irıkar edilemez. Bu çalışmada, II. Meşrutiyet sonrasında, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi emperyalist Avrupalı devletlerin, Osmanlı tebası Arapları, Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtma girişimlerini ve bu yöndeki çalışmalarını, Osmanlı Arşiv kayıtları arasından tespit edebildiğimiz belgeler ışığında ortaya koyınaya çalışacağız. ll. Meşrutiyet'e kadar Osmanlı Arapları ve Avrupa devletleri ı6. yüzyılın ilk yarısında, içinde Mekke ve Medine'nin de bulunduğu Arap bölgelerinin büyük bir kısmını topraklarına dahil eden Osmanlı Devleti, ıs. * Celal Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü 221 222 1 YÜZÜNCÜ YILINDA İKİNCİ MEŞRUTİYET: MiLLETLERARASI KONGRE TEBLİGLERİ yüzyıl sonlarından itibaren Hint Okyanusu, Kızıldeniz ve Basra Körfezine akın etmeye başlamış ve büyük bir güç haline gelmeye başlayan Portekizlilere karşı, beldelerin koruyucusu konumuna gelmiştir. 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren sanayileşme sürecine giren İngiltere ve Fransa gibi Avrupalı Devletler, Kuzey Amerika, Hindistan ve Uzakdoğu'da bulunan sömürgelerini korumak ve ürünlerini satabilecekleri pazarlar ve sanayilerine gerekli ham madde kaynaklarının bulunduğu bölgelerde yeni sömürgeler edinmek için ekonomik, siyasi ve askeri mücadele süreci içerisine girmiştir. 18. yüzyıl sonlarında İngiltere ve Fransa arasında yaşanan bu mücadelenin Osmarılı coğrafyasında ilk yansıması, Napolyon komutasındaki Fransız kuvvetlerinin Osmarılı eyaleti olan Mısır'ı1798 senesinde işgal etmesi olmuştur. Arap coğrafyasının kalbi konumunda bulunan ve aynı zamanda verimli topraklara sahip olan Mısır'ın işgal edilmesini önleyemeyen Osmanlı Devleti'nin, Hicaz bölgesinde bulunan kutsal beldeler Mekke ve Medine'yi de koruyup koruyamayacağı, Araplar arasında sorgulanmaya başlanmıştır. 1 Osmarılı Devleti'nin İslam Hilafet Devleti hüviyetinin Araplar arasında büyük ölçüde sorgulanmasma yol açan gelişmelerin büyük bir kısmı 19. yüzyıl­ da meydana gelmiş ve bu gelişmeler Arapçılık fikriyatının gelişmesine zemin hazırlamıştır. Tarihi gelişim süreci itibariyle, Osmarılı Devletinde yaşanan ve Araplar arasında milliyetçi şuurun oluşmasına katkı sağlayan gelişmelerin baArapların ve kutsal şında: '·1830 senesinde Cezayir'in Fransa tarafından işgal edilmesi, '·1831 senesinde Osmanlı askerinin Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa karşısın­ da yenilgiye uğraması, 3 • Osmanlı'nın Mehmed Ali Paşa'ya karşı, yabancı devletlerden yardım talebinde bulunması, 4 • II. Mahmud döneminde, devlet bürokrasisinin Batı tarzı yeni bir yapılan­ maya tabi tutulınası, 5·1839 senesinde Tanzimat Dönemi'nin başlatılması, 6 ·1854 senesinde ilk defa Avrupa'dan faizle borç alınması, 7 ·1856 senesinde ilan edilen Isiahat Fermanı ile birlikte gayrirnüslimlere yeni hakların tanınması ve gayrimüslimlerden alınan cizye vergisinin isminin de 'bedel-i askeri' olarak değiştirilmesi, 8 · Isiahat Fermanı'nın· açıklanması akabinde 1858 senesinde Suriye ve Lübnan'da müslümanlar ile gayrimüslimler arasında meydana gelen karılı 1 Mısır'ı sömürge edinmek için değil, Türklerden kurtarmak için geldiğini iddia eden Napolyon, 'Mısır Mısırlılarındır' sloganı ile de, Mısırlı Araplar arasında milliyetçi şuurun oluşmasında ve gelişmesinde de büyük bir etki yapmıştır. AVRUPALI DEVLETLERİN, ARAPLAIU OSMANLI DEVLETi'NE KARŞI KIŞKIRTMA GİRİŞİMLERİ 1 olaylar ve yine Avrupa devletlerinin müdahale tehdidi karşısında Lübnan'da gayrimüslimler lehine yeni düzenlemelere gidilmesi gibi gelişmeler olmuştur. Tanzimat sonrasında, Avrupa ve Amerikan kiliselerinin Arap vilayetlerinde misyoner okulların katkısıyla, özellikle Suriye, Lübnan ve Filistin bölgelerinde gayrimüslim Araplar arasında, birlikte yaşamakta oldukları Müslüman Araplar ile ancak Arapçılık ortak temelinde buluşabilecekleri fikri kabul görmeye başlamış ve bu uğurda Müslüman Araplar ile ortak bir zemini oluştu­ rabilmek üzere, Arap kültürünü, ilim ve edebiyatını araştırmak ve geliştirmek amacıyla bazı cemiyetler kurulmaya başlanmıştır. 2 Bu anlayış, II. Abdülhamid döneminde modern okulların çoğalması, matbuatın yaygınlaşması, ulaşım ve iletişim imkanlarının gelişmesiyle de kentli bazı bürokratları ile, okuma yazma bilen orta ve üst sınıf Müslüman Araplar arasın­ da da zamanla benimsenmeye ve yayılmaya başlamıştır. 1875 senesinde Osmanlı Devleti'nin dış borçlarını ödeyemez duruma düş­ mesi, 1877-1878 senesinde Rusya karşında 93 Harbi'nin ağır bir yenilgi ile sonuçlanması ve İngiltere, Fransa ve Almanya'nın, Rusya'nın tek başına Boğazlara hakim olmasını önlemek üzere sürece müdahil olmaları sonucunda, 1878 senesinde Berlin Anlaşması'nın imzalanması ile birlikte, Avrupa-Osmanlı Devleti ilişkilerinde yeni bir sürece girmiştir. Bu süreçle birlikte İngiltere ve Fransa, artık 'Hasta Adam' olarak nitelenen Osmanlı Devleti'nin gelirleri ve toprakları üzerinde açık ve gizli bir şekilde paylaşım hesapları yapmaya ve birbirleri ile bazen rekabet, bazen işbirliği içinde gelişen şartları azami ölçüde kendi ekonomik, siyasi ve askeri çıkarları doğrul­ tusunda değerlendirmeye ve uygulamaya başlamıştır. İngiltere, Rus tehlikesini gerekçe göstererek 4 Haziran 1878'de imzalanan bir anlaşmayla, Kıbrıs'ın idaresini Osmanlı Devleti'nden almayı başarmıştır. Ardın­ dan 1882 senesinde Mısır'ı işgal etıniştir. 1830 senesinde Cezayir'i işgal eden Fransa ise, 188ı senesinde Tunus'u işgal etıniştir. Bu iki ülke aynı zamanda diğer Avrupalı alacaklılara da öncülük ederek, 12 Aralık 1881 Muharrem Kararnamesiyle, DuyCın-ı Umumiye İdaresini kurdurtmuş ve Osmanlı maliyesini büyük ölçüde denetim altına almıştır. II. Abdülhamid, bütün bu gelişmeler sonucunda, geride kalan Osmanlı topraklarını koruyabilmek için yeni bir politika takip etıneye başlamıştır. Kısaca açmış olduğu 2 1845 senesinde Cemiyetü't-Tezhib, 1847 senesinde Cemiyetü'I-Uium ve'I-Adab ve 1850 senesinde de ei-Cemiyetü'ş-Şarkıye cemiyetleri, hıristiyan Arap öncülerinden Butrus ei-Bustani ve Nasif el-Yazıcı gibi kişiler tarafından kurulmuştur. Ahmet Zekeriye eş-Şalk, ei-Arab ve'd-Oevletü'I-Osmniye mine'l-hudü' ife'f-muvacehe 1516-1916, (Kahire, 2002), s. 265-266. 223 224 1 YÜZÜNCÜ YILINDA İKİNCİ MEŞRUTİYET: MiLLETLERARASI KONGRE TEBLİGLERİ İslamcılık 'Panislamizm' olarak tanımlanan bu politika ile, içte müslüman teba arasında bütünlüğü sağlamak, dışta da müslümanların halifesi sıfatıyla Rusya'ya karşı Kafkaslar'da, Fransa'ya karşı Kuzey Afrika'da ve İngiltere'ye karşı Mısır ve Hindistan'da gerektiğinde müslümanları harekete geçirmek ve onlara karşı bir baskı unsuru olarak kullanmak istemiştir. Osmanlı Devleti, ayrıca bu süreçle birlikte, Avrupa'da giderek güçlenen, İslam coğrafyasında henüz sömürgesi bulunmayan ve Avrupa'da İngiltere ve Fransa ile rekabet sürecine girmeye başlayan Almanya ile çok yönlü bir işbir­ liğine girmeye başlamış ve 1899 senesinde Berlin-Bağdat Demiryolu projesi imtiyazını Almanlara vererek, Avrupa'da kendisine yeni bir müttefik edinnıiştir. II. Abdülhamid'in bu yeni dış politikası ve Almanya ile işbirliğine gitmesi, İngiltere ve Fransa'yı ciddi bir şekilde tedirgin etmeye başlamıştır. Bu iki ülke bir taraftan Osmanlı devletindeki ekonomik çıkarlarını korumak için, görünürde Osmanlı Devleti ile iyi ilişkilerini sürdürmeye çalışırken, diğer taraftan, başta ittihad ve Terakki Cemiyeti liderleri olmak üzere, II. Abdülharnid'e muhalif tüm siyasi ve ayrılıkçı akımlara destek vermeye başlamıştır. ll. Meşrutiyet'in ilanı ve Arapların tutumu Osmanlı Devleti'nde II. Meşrutiyet dönemi, Rusya'ya karşı verilen 93 bahane edilerek, 1878 senesinde II. Abdülharnid tarafından askıya alınan Kanun-ı Esasi'nin, 24 Temmuz 1908 tarihinde yeniden ilan edilmesi ve yürürlüğe konulmasıyla başlamıştır. 3 Osmanlı gayrirnüslimleri ve tüm etnik milliyetçi oluşumlar gibi, Arap milliyetçileri de, II. Abdülhamid'e karşı siyasi mücadele veren ve meşruti yönetime yeniden geçmek isteyen ittihad ve Terakki Cemiyeti'ni ve gerçekleşen inkılabı desteklenıişler ve büyiik bir sevinçle karşılarnışlardır. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra, ittihad ve Terakki Cemiyeti Arap vilayetlerinde şubeler açmış ve yapılan ilk seçimle birlikte Arap mebusları, 17 Aralık 1908 tarihinde Meclis-i Mebusan'ın açılışında bulunmuş ve çalışmalara katıl­ Harbi'nin ağır sonuçları mışlardır. 4 ll. Meşrutiyet süreci, 3 Temmuz 1908 tarihinde Makedonya'da ittihad ve Terakki Cemiyeri'nin askeri kanadına mensup Niyazi Bey ile Enver Bey'in Meşrutiyet'in ilanı için Osmanlı padişahına karşı isyan 3 başlatmala rı, bu isyanı bastırmak için Saray tarafından bölgeye sevk edilen kuwetlerin komutanı Birinci Ferik Şemsi Paşa'nın Manastır'da yine ittihatçılar tarafından öldürülmesi, isyanı bastırma girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması ve krizin büyüme sinyali vermesi gibi bir takım siyasi ve askeri olayların meydana gelmesiyle, 24 Temmuz 1908 tarihinde başlatılmıştır. Stanford J. Shaw-Ezel Kural Shaw, Osmanli imparatorluğu ve Modern Türkiye, çev.Mehmet Harmancı, c. 2, (istanbul, 1983), s. 322-324. 4 Hasan Kaya lı, Jön Türkler ve Araplar, 1908-1918, çev. Türkan Yöney, (istanbul, 1998), s. 75-82. AVRUPALI DEVLETLERiN, ARAPLARI OSMANLI DEVLETi'NE KARŞI KIŞKIRTMA GİRİŞİMLERİ 1 225 Lübnan ve Suriye'nin büyük şehirlerinde sevinçle ve olumlu bir şekilde karşılanır­ ken, Osmanlı Devleti'nin geniş Müslüman Arap halkları arasında pek çok yerde tepki ve kuşkuyla karşılanmıştır, hatta bazı bölgelerde ayaklanma boyutuna varan tepkilerin meydana geldiği bildirilmiştir. 5 13 Ekim 1913 tariliinde Bağdat Konsolosu G. Lowther tarafından İngiltere Dışişleri Bakanı Edward Grey'e gönderilen bir yazıda, Bağdat'ta Türkler ile Araplar arasında bir takım sürtüşmelerin meydana geldiği, ancak durumun yavaş yavaş düzelıneye başladığı bildirilmiştir. 22 Şubat 1909 tariliinde İngiltere'nin Şam Konsolosu tarafından Londra'ya gönderilen bir yazıda ise, Arapların yeni meşruti rejimi henüz tam olarale benimsemedikleri ve yeni idareye şüpheyle Ancak IL Meşrutiyet'in ilanı Mısır, yaşayan Arapların büyük bir kısmında baktılcları bildirilmiştir. 6 II. Meşrutiyet sonrasında, İstanbul'da meydan gelen 3 ı Mart olayları ve sonrasında yaşanan gelişmeler sonucunda, II. Abdülhamid 1909 senesinde hal' edilmiş, Osmanlı Devletinin içine girdiği siyasi kaos ortamını fırsat gören İtal­ ya, 1911 senesinde Kuzey Afrilca'da son Osmanlı toprağı olan Trablusgarb'ı işgal etmiş ve akabinde 1912-1913 senesinde Osmanlı Devleti, Balkan savaşları sonucunda, Balkan topraklarının neredeyse tamamını kaybetmiştir. Bu gelişmeler üzerine, 23 Ocak 1913 tarihinde meydana gelen Bab-ı Ali baskını ile Osmanlı Devletinde iletidan ele geçiren İttiliatçılar ile Arap milliyetçileri arasında, I. Dünya Savaşı'na kadar yoğun bir siyasi mücadele süreci başlamıştır. İttihatçılar, bir taraftan Trablusgarb ve Balkan Savaşları sırasında Osmanlı Devleti'ne bağlılılclarını gösteren ve her türlü desteği ve katkıyı sağlayan Osmanlı Araplarının 7 siyasi taleplerini müzakere etmeye ve bir kısmını uygulamaya çalışırken, 8 diğer taraftan geride Doğu Trakya, Anadolu ve Asya Arap vilayetlerinden ibaret olarak kalan Osmanlı topraklarını, emperyalist Avrupa devletlerinden korumak için daha merkeziyetçi bir politilca izlemeye başlamışlardır. 5 A. L. Macfie. Osmanimm Son Yıllan 7908-7923, çev. Damla Acar, Funda Soysal, (istanbul, 2003). s. 48-49. 6 Zekeriya Kurşun, Yol Aynmmda Türk-Arap ilişkileri. (istanbul. 1992). s. 41-42. Trablusgarp ve Balkan Savaşları'nın yaşandığı dönemde Arapların tutumu hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız; Sinan Marufoğlu, "Balkan Savaşları Sırasında Arapların Tutumu, 1912-1913~ XV. Türk Tarih Kongresi, Ankara: 77-75 Ey/ü/2006. 7 8 Balkan Savaşları sonrasında Osmanlı Devleti, Nisan 1913 senesinde çıkarmış olduğu bir kararname ile Arapçanın mahkemelerde, oku llarda, dilekçe ve resmi yazışmalarda kullanılmasını kabul etmiştir. Bu süreçle birlikte Türkler ile Araplar arasında, Avusturya-Macaristan benzeri bir yeni devlet yapılanmasının gündeme alınması. Dahiliye Nezareti'nin dönemin Osmanlı Viyana Büyükelçisi'nden oradaki seçim sistemini araştırmasını istemesi, Osmanlı Başkenti'ni n, Balkan Savaşları sonrasında tehdit altında olduğu düşüncesiyle, Halep'e taşınmasının tartışılmaya başlanması, Haziran 1913 tarihinde öldürülen Mahmud Şevket Paşa'nın yerine. Mehmet Ali Paşa'nın torunlarından olan ve bir bakıma Türk-Arap ortak kimliklerini taşıyan Said Halim Paşa'nın Sadrazamlık makamına getirilmesi gibi büyük ölçüde Arapların siyasi isteklerini dikkate alan gelişmeler de yaşanmaya başlanmıştır. Kaya lı, age, s. 150-159. 226 1 YÜZÜNCÜ YILINDA İKİNCİ MEŞRUTİYET: MiLLETLERARASI KONGRE TEBLİGLERİ Avrupa'nın her türlü desteğini görmeye, hatta bağımsız bir Arap devleti kurma vaatlerine muhatap olmaya başlayan Osmanlı Arapları ise oluşturmuş oldukları ve giderek güç kazanan siyasi cemiyetleri vasıtasıyla, devletin değişen demografik yapısı ve yeni koşullar doğrultusunda adem-i merkeziyetçi bir yeniden yapılanma taleplerini sık sık dile getirmeye başlamışlardır. 11. Meşrutiyet sonrasında emperyalist Avrupa devletleri ve Osmanlı · Arapları İngiltere, Fransa ve İtalya gibi devletler, Suriye, Lübnan, Filitsin, Irak, Yemen, Necid ve Hicazöa Arapları, Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtma ve kendi yanlarına çekme yolunda, her bölgenin sosyal ve siyasi yapısına ve beklentilerine göre farklı yöntemler kullanmış ve bu uğurda çok sayıda yerli ve yabancı casuslar istihdam etmiştir. Bu amaç doğrultusunda 'İngiltere 1903 senesinden itibaren Arap vilayetlerindeki istihbarat teşkilatını yeniden yapılandırmaya' başlamıştır. 9 Osmanlı arşiv kayıtlarına göre, II. Meşrutiyet'ten I. Dünya Savaşı'na kadarki süreçte, Osmanlı Araplarına yönelik uygulanan tahrik ve kazanma yöntemlerini dört ana başlıkta toplamamız mümkün olmuştur: ı. Arap matbuatında Türkleri ve Osmanlıları karalamak ,. Suriye, Lübnan ve Filistin'de siyasi ve ekonomik propaganda faaliyetleri yürütmek 3 • Irak'ta dini hizmetler sunarak, Şiileri kazanmaya çalışmak 4 • Arabistan'da para ve silah yardımı yaparak ayaklanmaları teşvik etmek. Arap matbuatında Türkleri ve Osmanllları karalama II. Abdülharnid döneminde uygulanan sansür dolayısıyla gerileyen Arap milliyetçi neşriyatı, II. Meşrutiyet soruasında büyük bir ivme kazanmıştır. Arap milliyetçileri, aydınları ve siyasi elitillin önemli bir kısmı, gelişen siyasi süreçle birilikte ve yapılan seçimlerde İttihatçıların baskıcı uygulamalarını gerekçe ederek, eski müttefikleri İttihatçılar ile siyasi bir mücadele sürecine girmişler ve Osmanlı Devleti ile olan bağlarını sorgular hale gelmişlerdir. 10 9 Riyad N. er-Reyyis, Osmanlı'nm Çöküş Döneminde Arap Casuslan. çev. D. Ahsen Batur, (istanbul: Selenge Yayınları, 2006), s. 28. 10 Hasan Kayalı, age; M. Derviş Kılınçkaya, Osmanlt Yönetimindeki Tapraklarda Arap Milliyetçiliğinin ve Suriye, (Ankara, 2004). Zeine N. Zeine, Türk-Arap ilişkileri ve Arap Milliyetçiliğinin Doğuşu, çev. Doğuşu AVRUPALI DEVLETLERiN, ARAPLARI OSMANLI DEVLETi'NE KARŞI KIŞKIRTMA GİRİŞİMLERİ J Araplar, bu süreçle birlikte siyasi hedeflerine ulaşmak için açık ve gizli cemiyetler oluşturmuşlar ve bu cemiyederin yayınladığı makale, broşür ve kitapçık­ lar ile adem-i merkeziyetçi bir yapıda Arap Vilayetlerine özerklik talep etmeye başlamışlardır. II. Meşrutiyet sonrasında İngiltere ve Fransa tarafından da desteklenen ve büyük bir kısmı Fransa, Amerika ve Mısır'da yayınlanan bazı Arap matbuatın­ da, açık bir şekilde Türk, Osmanlı ve Hilafet karşıtlığını içeren yayınlar görülmeye başlanmıştır. 26 Haziran 1912 tarilıinde, Suriye vilayeti talırirat kalemi tarafından, Dahiliye Nezareti'ne gönderilen bir yazıda, Suriye'de yayınlanan bazı gazetelerin, Arap vilayetlerinde özellikle Kahire, Şam, Beyrut ve Hicaz'da kurulan cemiyetlerin siyasi hedefleri doğrultusunda yayın yaptıkları bildirilmiştir. Yazıda bu cemiyederin Mısır'da, Beyrut'ta, Paris'te yayınlanan çok sayıda gazetelerinin olduğu, bunların 'be-perva ve kemal-i cüretle son iki sene zarfında neşrolunan' yazılarında, Arapları Türklerden ve Osmanlı Hilafet makamından soğutmaya ve nefret ettirmeye çalıştıkları bildirilmiştir. 11 İngilizlerin işgali altında Mısır'da üç defa basılıp Arap vilayetlerinde dağıtı­ lan ve Arapları, Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtan Ümmü'l-Kura adlı kitapta yer alan, Osmanlı ve Türk karşıtı ifadelerin bir kısmı şunlardır: 12 '·Sultan Selim, Al-i Abbasi'ye zulmetti. Sultan Selim Şark'ta Arapları katlederken İspanyollar da Endülüs'te onları ihrak ediyordu. (s. 169) ,_ Osmanlılar, Yemen' i tahkir ettiler, şimdiye kadar on milyon müslimin birbirini katletti, hatta bir defa Sana'da ve Zübeyde'de müslümanlar Bayram namazı kılarken, Osmanlı askeri onlara bağyetti. (s. qo) Sultan II. Malımud, giydirdi. (s. qo) 3• Fransa'nın kisvesini aldı ve devlet ricaline o kisveyi Sultan Mecid, faiz ve şarabın mubah olmasını ve hudud-ı şeri'ye'nin iptalini idare-imülkü teyit eden ahvalden addetti. (s.170) 4• Osmanlı padişahlarının hayat-ı siyasiyyelerini temdid için bir Halife-i Kureyşi üzerine ictima etmekten başka vesile yoktur. (s. 175-176) 5· · Arapları halifesiz, dirıi mercisiz, müslümanları kör, sağır ve mürşitsiz bıra­ kan Türkler değil midir? Endülüs'ü mübadele, Hindi müsahele ile terk eden, Asya mem:llik.-i cesimesini Rusya'ya teslim, Afrika-i İslamiye'yi terk eden 6 Em ra h Akbaş, (istanbul, 2003). 11 BOA, DH-SYS, NO:SS/6, Tarih: 11.07.1330 (26.06.1912). 12 BOA, DH-SYS, NO:SS/6, Tarih: 11.07.1330 (26.06.1912). 227 228 1 YÜZÜNCÜ YILINDA İKİNCİ MEŞRUTiYET: MiLLETLERARASI KONGRE TEBLİGLERİ Türkler değil midir? Türklerin Şark'ta yağmakarlıkları cihat ve muharebe-i diniye nevinden olmayıp, şimal barbarların garatı kabilindendir. (s. 175176) II. Meşrutiyet sonrasında, el-Muktebes ve el-Miifid Osmanhlar, Türkler ve Hilafet tabloda sunulmuşturY Gazete e/-Mııktebes Tarih karşıtı yayınların Sayı yer adlı aldığı Arap gazetelerinde, bölümler aşağıdaki içerik Türkler, hükümetlerini Arap hükumetlerinin enkazına bina ve tahkim ettikleri için, her Arap'ın fikrine Hilafet-i Aralıiye'nin sirayetiyle mehalik-i atiyeden korkarlar. Bu hainterin desiselerine mebnidir. Araplar, haklarını hazm -ekl- edenlere karşı kemal-i şiddet ve metanetle mukavemet etmek isterlerse, evvela Arap sonra Osmanlı olduklarını bilsinler. 43 Emr-i Hilafet Devlet-i Abbasiye evail-i hükUmetinden beri, Millet-i İslamiye'nin başına azim belalar celb ettirdiği gibi, ş urutunu kaybetmiştir. Nas için en hayırlı rabıta, rabıta-i vataniyedir. Bu günlerde aslıab-ı türılhattan başka bir kimsenin Hilafet itikadında bulunamayacağı, ukala-i Müslimin indinde el-lviuktebes muhakkaktır. 1 1 el-Muktebes el-Miifid 71 Hükumet-i Osmaniye zaten Tatar kavminden müteşekkil bir hükılmettir. Selatin-i Osmaniye'nin asılları Cengiz ve Hülagu muharribin-i medeniyet-i Arabiyye misilli Tatar nesiine mensuptur. İşleri güçleri sefk-i dima olan bir takım barbar ümeradır. Ne ümrfının resmini ve ne maarifin veznini bilmezler. Fransa, Suriye'de bu tür yayın yapan gazetelere para yardımında bulunmakta dır. Hatta bölgede Fransız çıkarları doğrultusunda yayın yapacak yeni gazeteler 13 BOA, DH-SYS, NO:SB/6, Tarih: 11.07.1330 (26.06.1912). AVRUPALI DEVLETLERiN, ARAPLAR! OSMANLI DEVLETi'NE KARŞI KIŞKIRTMA GiRiŞiMLERİ 1 229 çıkarmak için arayışa başlamıştır. Ekim 1914 tarihinde, Fransa'nın İstanbul Büyükelçisi Bompar, Şam Konsolosu'na gönderdiği bir yazıda, Şam'da bir Arap yazı işleri müdürü idaresinde Arapça bir gazete çıkarmanın maliyetini sormuştur. Şam'ın Fransız Konsolosu tarafından gönderilen cevapta ise gazete çıkarmanın kapatılma riski taşıdığını, bunun yerine aylık ı 50-200 Frank ile Fransız çıkarları doğrultusunda dergiler çıkartıp, gizlice bölgede dağıtmanın daha iyi bir uygulama olacağını 24 bildirmiştir. 14 Fransızların bu tür mali destekleri sonucunda, el-İhvcm, en-Nasr, Zahletü'lGünah, es-Sebat, Rua ve el-Merakib gibi gazeteler, Arap milliyetçiliği ile birlikte, yayınlarında Fransız çıkarlarına açıkça hizmet etmekte idiler. 15 Benzer beklentilerle İngiltere Dışişleri Bakanlığı da Arapça yayınlanan Kevakib, Hakikat ve Mukaddem adlı gazetelere para desteğinde bulunmuştur. 16 da Suriye, Lübnan ve Filistin'de siyasi ve ekonomik propaganda faaliyetleri yürütmek II. Meşrutiyet sonrasırıda emperyalist Avrupalı Devletler, Arap vilayetlerin- de gerek Arap casusları ve gerekse kendi elemanları vasıtasıyla, Osmanlı Devleti aleyhine siyasi ve ekonomik propaganda faaliyetleri yürütmüş ve Arapları Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtmaya ve yanlarına çekmeye çalışmıştır. İngiliz, Fransız ve İtalyan istihbarat elemanları, bazen müslüman din adaını kıyafeti ile, bazen yabancı bilim adamı, araştırmacı, arkeolog, tüccar, turist ve ziyaretçi olarak Araplar arasırıda dolaşarak bir taraftan bölgede bulunan Osmanlı askeri kuvvetleri ve halkın sosyal, siyasi, dini ve ekonomik yapısı hakkında bilgiler toplaınakta, diğer taraftan da Osmanlı Devleti aleyhine olumsuz, İngiltere, Fransa ve İtalya lehine de olumlu siyasi ve ekonomik propaganda yapmakta ve halkın bu tür girişimlerine tepkilerini ve Osmanlı Devleti'ne bağlılıklarını tespit etmeye çalışmakta idiler. 14 Nisan 1912 tarihinde Sadaret Dairesi'nden Dahiliye Nezareti'ne gönderilen bir yazıda, Gazze Araplarını Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırtmak üzere, Mısır'dan bölgeye bir şeybin gittiği, Gazze Belediye Başkanı Said Efendi'nin Suriye ve Filistin'in Mısır'a ilhak edilmesi yönünde beyanatta bulunduğuna dair bilgilerin geldiği bildirilıniştir. Yazıda, alınan bilgilerin araştırılması Mısır'dan 14 Ömer Osman Umar, Osman!t Yönetiminde ve FranSIZ Mandasi Döneminde Suriye'de Arap Bağ1ms1z!tk Hareketleri, 1908-1938, Doktora Tezi, Fırat Üniversitesi, Elazığ, 1999, s. 55-56. 1S age, s. 56. 16 age, s. 63 230 1 YÜZÜNCÜ YILINDA İKİNCİ MEŞRUTiYET: MiLLETLERARASI KONGRE TEBLİGLERİ gelen kişinin tespit edilmesi ve gereken tedbirlerin alınması istenrniştir. 17 28 Haziran 1912 tarihinde, Suriye Valisi tarafından Dahiliye Nezareti'ne gönderilen şifreli telgrafta, Gor Vadisi, Beysan ve Benat Yakub Köprüsü etrafın­ da Arap kıyafetleri ile dolaşan İtalyan veya Mısırlı altı şahsın, bölgedeki halkı ve aşiretleri 'Devlet aleyhine isyana ve İngiliz himayesini kabule teşvik ve iğva etmekte olduklarını' bildirmiş, söz konusu kişilerin Ariş yolu ile Akabe'ye, oradan da Kerek ve Kudüs taraflarına gidecekleri yönünde haber aldıklarını, bunların tutuklanması için gerekli girişimlerde bulunduklarını ve Beyrut ile Kudüs mutasarrıflıklarına malurnat verdiklerini beyan etrniştir. 18 2 Temmuz 1912 tarihinde, Suriye Jandarma Alay Komutanlığından İstanbul'a gönderilen şifreli telgrafta ise bölgede İtalya ve Fransa'nın adamları olarak tutuklamış oldukları bazı kişilerin, Müslüman Ulema kıyafeti ile Suriye'de köyleri dolaştıkları ve 'Fransa HükUmeti her bir feddan başına bir lira ve koyun başına bir kuruş aldığı halde, Devlet-i Osmaniye'nirı sizden almakta olduğu meblağ, bir nevi zulüm olduğu yolunda bir takım telkinat-ı fesadiyede' bulundukları ve Arap köylülerini Osmanlı Devleti aleyhine kışkırtrnaya çalıştıkları bildirilrniş­ tir.ı9 İşin ilginç tarafı, Fransa lehine propaganda yapan bu şahıslar hakkında yapı­ lan tahkikat sonucunda, bunların Muhammed b. Ruvvab ve Ahmed İbrahim isminde Cezayirli Araplar oldukları ve Mısır'ın Port Said şehrinde bulunan İtalya Konsolosluğu tarafından görevlendirildikleri, İtalya Konsolosu ile bağlantİlarını da Port Said'de ikamet eden Mizhan el- Mağribi ile İskenderiye'de ikamet eden Hacı Muhammed b. Ahmed el-Iydan adlı kişiler vasıtasıyla sağladıkları bildirilmiştir.20 1913 senesinin Mayıs ayında, Havran köylerini dolaşan Pulsi isminde bir Fransız Cizvit rahip ile Hori İbrahim isminde Rum Katolik bir papaz, ahaliye Osmanlı Devleti'nin zor dururnda olduğunu, on gün sonra Osmanlı hükUmetinin yıkılacağını ve Fransa'nın Osmanlı Devleti'nden alacağı olan üç buçuk milyar frank karşılığında, Suriye'yi Osmanlı Devleti'nden satın aldığını bildirmişler ve 17 BOA, DH-SYS,N0:86/ı, Tarih: ı Nisan 1328(ı4.04.ı9ı2). 18 BOA, DH-SYS, Dosya No; 27,2/2, ıs Haziran 1328 (28 .06.ı9ı2) 19 Aynı hususla ilgili 2Temmuz ı9ı2 tarihinde, Suriye Valisi tarafından Dahiliye Nezareti'ne gönderilen bir başka şifreli telgrafta ise yaklaşık iki .hafta önce Havra n ve Kerek Firas ahalisini ve bölgedeki Arap aşiretlerini Osmanlı Devleti aleyhine kışkırtmaya çalışan turist ve yabancı kıyafetinde bazı şahısların tutuklanmasından sonra, bugün de Cebel-i Dürüz'de Necran köyünde tutuklanan iki kişinin ulema kıyafetinde ahaliye hitap ettikleri ve Fransa Hükümeti her feddan başından ı Lira ve bir koyundan ı Kuruş vergi ve resim aldığını, Osmanlı Devleti'nin bu kadar vergi ve saire tahsil etmesinin bir nevi zulüm olduğunu belirterek, halkı Osmanlı Devleti aleyhine tahrik ettiklerini bildirmiştir. BOA, DH-SYS, NO: 27, 2/5, Tarih: ı9 Haziran 1328 (02.07.ı9ı2). 20 BOA, DH-SYS:27, 2/7, ı9 Haziran 1328 (02.07.ı9ı2) AVRUPALI DEVLETLERiN, ARAPLARI OSMANLI DEVLETi'NE KARŞI KIŞKIRTMA GİRİŞİMLERİ Osmanlı rnernurlarına 1 itaat etmemeleri ve vergi vermemeleri yönünde telkin- lerde bulunrnuşlardır. Kırsal bölgelerde, politikadan uzak, sıradan Arap köylüler arasında bu tür propaganda faaliyetleri yürütenler, okuma yazma bilen ve siyasi gelişmeleri yakından takip etmeye çalışan şehirli Araplar arasında ise, Osmanlı Devleti'nin, Suriye'yi ve Arapları para karşılığında Fransa'ya sattığını yaymakta ve Araplar arasında Türklere karşı nefret tohumları ekmeye çalışmakta idiler. Irak'ta dini hizmetler sunarak Şiileri kazanmaya çalışmak XVII. yüzyıldan itibaren Irak'ta var olan İngilizlerin iktisadi rnenfaatleri, 19. yüzyılda hızla artmaya başlamıştır. Bu rnenfaatlerinin yüzyılın sonlarına doğru Bağdat-Berlin Demiryolu projesi ile Almanların tehdidi altına girmesi, İngiliz­ lerin, ileriye dönük Irak'ı ele geçirme planlarını hızlandırmıştır. Bu bağlarnda İngilizler, bir taraftan bölgede Arapçılık fikriyatını destekierken ve etkin Arap siyasi şahsiyetlerini örneğin Basra Mebusu Talib el-Nakib'i yanlarına çekmeye çalışırken, diğer taraftan yerli halkı kazanmak için, çoğunluğunu Şii Arap aşiretlerin oluşturduğu orta ve giiney Irak bölgesinde ve Klzırniyye, .0fecefve Kerbela gibi Şilierin kutsal beldelerinde yeni uygularnalar başlatmışlardır. İngilizler, Hindistan Şilleri'nin, her yıl düzenli olarak Necef ve Kerbela'da Şii rnüctehid imarnlar aracılığıyla kutsal beldelerin bakım ve onarımında kullanmak, ziyaretçilerin hizmetinde harcarnak, talebe ve yoksullara dağıtmak üzere göndermiş oldukları zekat ve vakıf paralarma el atarak bunları, II. Meşrutiyet sonrasında kendileri doğrudan konsoloslukları aracılığıyla dağıtmaya ve bu yolla Irak'ta Şiiler üzerinde dini ve siyasi etkinlik kurmaya çalışmışlardır. 27 Temmuz 1912 tarihinde Bağdat Valisi tarafından Dahiliye Nezareti'ne gönderilen bir yazıda 'Öteden beri mahalli ulerna ve rnüctehidler vasıtasıyla tevzi olunan sadaka akçesinin, İngilizler siyasetine hadirn olmak üzere, şart-ı vakıfhilafında bu sene İngiliz Konsolosu tarafından dağıtılınaya başlandığı' bildirilmiştir. 21 Bu husus yaklaşık üç ay öncesinde merkezde Osmanlı makarnları arasında giinderne gelmiş ve bu konu hakkında ı Mayıs 1912 tarihinde Dahiliye Nezareti, Muhaberat-ı Urnurniye Dairesi tarafından Harkiye Nezareti'ne gönderilen 'Irak'ta İngilizler, Vesika-i Hindiyye; Hayır için mi?, Siyaset için mi?' başlıklı bir raporda ayrıntılı bilgiler verilmiştir. Raporda: 21 BOA, HR-SYS, Dosya 91, Vesika No: 5/1, 14 Şaban 1330 (27.07.1912) 231 232 1 YÜZÜNCÜ YILINDA İKİNCİ MEŞRUTiYET: MiLLETLERARASI KONGRE TEBLİGLERİ Avrupa Devletleri, hususile İngilizler memilik-i İslamiyeöe müsta'men1t edinmek için ves3.it-i adideye müracaattan hali kalmıyorlar. Bu ilmiile muvafik olmak emrinde en ziyade itina ettikleri şey, hediye veyahut hayır hasenat namı altında bezl-i nukud ile eelb-i kulübetmek ve nihayet bu suretle takviye-i nüfuz eylemektir. İngilizler, Irak-ı Osmaniye atf-ı enzar-ı ihtirastan ve oralarda bir devlet-i müste'mere olmak üzere ternhid-i esbabdan keff-i nazar etmedikleri gibi, bu arzularına vusul için nihayet hayrat ve hasenat narnı tahtında Vesika el-Hindiyye'nin taksimine teşebbüs ettiler. İngiliz Kralı'nın hin-i vefatında Bağdat Konsoloshanesi vesatiitıyla Necef ve Kerbela ulemasına taksim edilmesi vasiyet olunan bu meblağ, Necef'te merhum Şeyh Murtaza el-Ensari ile Kerbela'da Ali en-Nakl beynlerinde taksim olunmuştu ve Irakiler arasında İngilizler adalete, hayır ve hasenata muhabbette bir devlet-i yegane olarak işa'a edilmişti. Bu suretle başlayan hulül daha ziyade tezyid edilmek istenile- rek Necef ve Kerbela fukarasına İngiliz Konsoloshaneleri vesatatıyla tevzi edilecek revatih-i şehriyenin mukassimler tarafından defterlerinin tanzimiyle Konsoloshanelere verilmesi usul ittihaz edilmiş ve artık fukara ve muhtacirıin meliiz-ı yeganesi olarak tanınmaya başlayan İngiliz Konsoloshaneleri, nüfuz-ı müdahalelerini artırdıkça artırmışlar dır. Nihayet; İngiliz Konsoloshanesi vesaitiyle Necef ve Kerbela'daki iki müctehite verilen ve müctehidin-i merkurne marifetiyle güya fukaraya taksim edilen nukudun ahali üzerindeki husule getirdiği tesiri derk ve takdir ettiğinden mukassimlerin a'dadını artırmış ve her müctehide şehri beş yüz (soo) Rupiye verilmek üzere, iki mukassimi yirmiye ibifığ etmiştir. Nihayet İngiliz memurları ile teba-i Osmaniye ve İraniye'den ve burada isimlerini zikretmek istemediğim bazı kesandan müretteb bir heyet teşekkül ederek, güya tahrir-i nüfus eder gibi mahalle mahalle gezmekte, kadın erkek herkesin halinisorup ianeler tevzi etmekte ve nıuavenetinde bulundııkları ahaliye, İngiltere hükümetine ve hükümet-imüşarün-ileyhanın teyid-i devlet ve nusretine dualar etmelerini emr eylemektedirler. Necef-i Eşref gibi bir mahalde, müteaddit defalar bu iane tevzii sırasında müctemünin resimleri alırırnıştır. Kerbela'da ise Konsolasun muvaffakiyeti artıkça ilitirası da artmıştır. Çok defa alıval-i siyasiyeye gayr-i viikıfİraniler, Konsoloshane etrafında toplanıp hükümet-i malıaliyenin üzerlerinden ref'-i mezalimini ve kendilerine ianatta bulunmasını temenrıi etmişlerdir. Avrupa Devletleri, memilik-i İslamiye'de müsta'merat sahibi olmağa ancak böyle teshir-i kulüb ile nail oldular. Memleketlerde ihtilaller husule getirmeye, tevsi-i ticaret ve takviye-yi nüfuz ile muvaffak oldular. İngilizler de, Almanların Bağdat Şimendiferi imtiyazını aldıktan sonra bu hususa bütün bütün hasr-ı nefs ettikleri bildirilmiştir. AVRUPALI DEVLETLERiN, ARAPLAR! OSMANLI DEVLETi'NE KARŞI KIŞKIRTMA GİRİŞİMLERİ 1 233 Son olarak raporda, yabancıların bu girişimleri karşısında, hükCınıet acil olarak gerekli tedbirleri almadığı takdirde; 'nedametin müfid olmadığı bir zamanda, hükılmet nedamet' edeceği bildirilmiştir.22 Arabistan'da para ve silah yardımı yaparak ayaklanmaları teşvik etmek İngiltere ve İtalya gibi devletler, II. Abdülhamid döneminden itibaren Arap yanmadasının bir çok bölgesinde zaman zaman Osmanlı Devleti'ne karşı baş­ olan kabile reisierine ve dini liderlere, para ve silah yardı­ mı yaparak onları kendi yanlarına çekmeye çalışmışlar ve bir bakıma Osmanlı Devleti'ne karşı isyanlarını finanse etmişlerdir. Yemen'de İmam Yahya ve Asir'de Seyyid İdrisi, çıkarmış olduklan isyanlar ile Osmanlı Devleti'ne uzun süre büyük sıkıntılar yaşatmışlardır. II. Meşrutiyet sonrasında özellikle Tarblusgarb Savaşı sırasında, İmam Yahya'nın İstanbul'a göndermiş olduğu bir telgrafla Osmanlı Devleti yanında yer aldığını ve her türlü katkıyı sağlamaya hazır olduğunu beyan etmesi üzerine, 23 yapılan görüşmeler neticesinde bir barış anlaşması akdedilmiştir. Asir bölgesinde kendisini "mehdi" ilan eden ve müslümanlan, Osmanlı Devleti'ne karşı başlatmış olduğu isyana katılmaya davet eden idrisi ise Trablusgarb Savaşı'nda bile İtalyanlar ile işbirliği içinde olmuş ve Osmanlı birliklerine yeni saldırılar düzenlemiştir.2 4 İtalya'dan para ve silah yardımı alan idrisi'ye karşı, İmam Yahya ile yapılan anlaşmanın giriş kısmında 'idrisi'nin bir takım hafı maksatlar altında ecanible ittifak akdettiği' kesin delillerle tespit edildiği zikredilmiştir.25 idrisi'ye İtalya tarafından temin edilen silahlar, genellikle İtalyan sömürgesi olan Kızıldeniz'in güneybatı kısmında, Yemen karşısında yer alan Somali ve Eritre'den kaçakçılar vasıtasıyla sağlanmakta idi. Bu hususta, Osmanlı Devleti'nin son Yemen Valisi olan Mahmud Nedim Bey yazmış olduğu hatı­ ratta, İtalyanları kastederek; 'Trablusgarb harbinde başımıza bela ettikleri para, silah, mühimmat ve bin bir vaatle aleyhimize' ayaklandırdıklarını yazmış ve kaldırıda bulunmuş 22 BOA. HR-SYS, Dosya N0:91-6/71, 18 Nisan 1328 (1 Mayıs 1912) 23 imam Yahya göndermiş olduğu telgrafta, islam düşmanlarının Trablusgarp'a saldırıları karşısında, kendisi ile birlikte Allah uğruna, emrindeki yüz bin savaşçı ile birlikte Osmanlı Devleti emrinde savaşa katılmaya hazır olduğunu beyan etmiştir. Marufoğlu, age, s. 10; Ayız b. Hazzam er-Ruki, Hurubü'/-Balkan ve'I-Haraketü'/-Arabiyye fı'I-Meşnki'I-Arabi, 7912-1973, (Mekke, 1996), s. 97. 24 25 Kayalı, age, s. 185. Mahmud Nedim Bey, Arabistan'da Bir Omür, der. Ali Birinci, (istanbul, 2001 ), s. 136. 234 i YÜZÜNCÜ YILINDA İKİNCİ MEŞRUTiYET: MiLLETLERARASI KONGRE TEBLİGLERİ 'Yemen'de istediğimiz sükun ve huzuru tesis edebilmek için vili gayretlerimizi mütemadiyen sektedar eden, karşımızdaki müstemlekelerden Yemen sahillerine gece gündüz gelen kaçaksilah ve cephanenin' neden olduğunu bildirmiştir. 26 İngilizler, Necid bölgesinde uzun zamandan beri Arabistan'da hakimiyet kurmak isteyen ve bu uğurda Hall'de Osmanlı taraftarı İbnü'r-Reşide, Hicazöa Osmanlı Devleti'ne ve Mekke şeriflerine karşı silahlı mücadele veren Vehhabi hareketinin siyasi lideri şeyh Ab dülaziz bin es-Suud'u, II. Meşrutiyet sonrasında yanlarına çekmeye çalışmışlardır. Osmanlı Devleti, İngilizlerin bu yöndeki girişimlerini boşa çıkarmak için, Trablusgarb Savaşı'nda Osmanlı Devleti yanında yer aldığını ve sadakatini bildiren Şeyh Abdülaziz bin es-Suud27 ile 1914 senesinde bir anlaşma imzalamış­ tır. Bu anlaşma ile birlikte Osmanlı Devleti'ne bağlı kalmaları kaydı ile, Necid valiliği ve kumandanlığı Şeyh Abdülaziz'e ve kendisinden sonra erkek evlatları­ na verilmiştir. 28 1914 senesinde I. Dünya Savaşı'nın başlaması ve Osmanlı Devleti'nin Almanya yanında yer alması ile birlikte İngiltere ve Fransa, Osmanlı Arap vilayetlerine yönelik saldırılar başlatmış ve Arapları artık açıkça Osmanlı Devleti'ne karşı ayaklanmaya davet etmiş veya en azından bu savaşta Osmanlı Devleti'nin cihad-ı ekber çağrısına uymamaları ve tarafsız kalmaları hususunda uyarılarda bulunmuştur. İngilizler, Suriye bölgesinde uçakla halka dağıtmış oldukları bildirilerle Araplar'a dost olduklarını, bu savaşta Araplardan kendilerine yönelik düşman­ ca bir tavır görmedikleri müddetçe, bu dostluklarının artarak devam edeceğini bildirmişlerdir.2 9 Basra Körfezi'nde bulunan İngiliz Büyükelçisi'nin Basra Körfezi ve Irak Arap aşiret şeyhlerille yönelik yayınlamış olduğu Arapça bir duyuruda ise, İngiltere'nin şimdiye kadar devanılı olarak Osmanlı Devleti'nin yanında yer aldığını ve Rusya'ya karşı verilen Kırım savaşında bu tutumunu ortaya koyduğunu, ancak son zamanlarda Osmanlı Devleti'nin Almanlarla işbirliği yaparak bölgedeki İngiliz menfaatlerine karşı bir tavır içerisine girdiğini ve son olarak 26 Mahmud Nedim Bey, age, s. 122-123. 27 Şeyh Abdülaziz b. es-Suud, S Ekim 1911 tarihinde, Osmanlı sadaret makamına göndermiş olduğu telgrafta, italya'nın Trablusgarp'a saidırmasını kınamakta, emrindeki Necid bölgesindeki kabileleri ile Osmanlı Devleti'nin hizmetinde olduğunu, islam düşmaniarına karşı verilen bu savaşta her türlü katkıyı sağlamaya hazır olduğunu bildirmiştir. Marufoğlu, age, s. 10; Ayız b. Hazzam er-Ruki, age, s. 96. 28 12 Maddeden oluşan ve dönemin Basra Valisi Süleyman Şefik ile Şeyh Abdülaziz b. es-Suud arasında imzalanan bu anlaşmanın tam metni için bkz.: Sinan Marufoğlu, Necd ve'l-Hicaz fi'l-Vesôikı'/­ Osmaniye, (Beyrut, 2002), s. 127-129. 29 Umar, age, s. 82. AVRUPALI DEVLETLERiN, ARAPLARI OSMANLI DEVLETi'NE KARŞI KIŞKIRTMA GİRİŞİMLERİ i Almanlar tarafından İngiltere'ye karşı başlatılan savaşa katıldığını, İngiltere hükı1rııetinin de Osmanlı Devleti'ne savaş açmak mecburiyetinde kaldığını beyan etmiş ve Osmanlı idaresinde bulunan İttihatçıları kastederek; 'Müslümanların hafız ve hamisi iddiasında bulunan bu zaleme ile İslamların mukadderatının ne gibi vartalara uğrayacağını teemınül etmek, umum şeyhlerin vaMüslümanlar ancak Allah sübhfuıehü ve teala hazretlerinin hıfz u hinıayesine muhtaçtır. Devlet-i Osmaniye tarafından ika edilen zulüm ve teadeliyi tecrübe etmiş olan bilad-ı Arap şeyhlerine hafi olmadığı üzere, bir çok zamandan beri, Osmanlılarla Araplar arasında tehaddüs eden muhalefetten dolayı, nefislerini Türklerin tasallutundan tahlis için çalışarak bazıları istiklallerini istirdat eylemişler ve bazıları da Türk hükfunetine karşı hal-i isyan ve adavette kalmış' olduklarını bildirmiş ve Arap şeyhlerine seslenerek uruuro Halic-i Acem şüyfıhuna malum olsun ki, İngiltere Devlet-i behiyesi, din-i İslam'a ebeden mütearrız ve muhalif değildir. Ancak emelinıiz, bilad-ı Arabiye'de sulh ü emfuıın devamına ve İngiltere ile ittifak ve rabıta-i sadakatin teşdidine matu:ftur... İngiltere hükfunetinin sizden matlabı, yerlerinizde emn ü sükılnetin muhafazasıdır... Bazı cahillerin sükUnet-i mahaliyye ve İngiliz mesalihi.ne muzır harekette bulunmalarına meydan verilmemesi lazımdır... Keza bazı cahillerin, cülıha.Jin cihada davet telkinatma havale-i sem' itibar ve iltifat etmemeleri' zifesi olmalıdır. istenmiş ve son olarak 'Diyanete katiyen dokunulmayacaktır, zira İngiltere devletince bilcümle edyfuı mahfuz ve muteberdir. Yegane maksadımız rical-i mütekebbire ile zalimlerin isti'salı' olduğıı bildirilmiştir. 30 Son olarak Osmanlı Devleti ile yapmış olduğu anlaşma ile es-Suud'dan ümidini kesen İngilizler, Hicaz'da II. Meşrutiyet sonrasında İttihatçılar tarafından Mekke Şerifi olarak tayin edilen ŞerifHüseyin'e yönelmişlerdir. 2 Temmuz 1915 tarihinden itibaren İngiltere'nin Mısır Konıiseri Henry Macmahon ile ŞerifHü­ seyin arasında yapılan yazışmalar ve müzakereler sonucunda, savaş sonrasın­ da kurulacak olan Arap devletinin halifesi olarak kabul edilmesi karşılığında, İngilizlerin para ve silah yardımı ve başta Lawrence olmak üzere, özel olarak yetiştirmiş oldukları istihbarat elemanlarının da bizzat katılımıyla, Hicaz ve Suriye'de Arapları Osmanlı Devleti'ne karşı ayaklandırmayı başarnıışlardır. 30 Cavid Paşa, Irak Seferi ve ittihad Hükumetinin Hayalat-i Cehalet-i Siyasiyesi, (istanbul: Müdafaa Matbaası, 1334), s. 13-17. 235 236 1 YÜZÜNCÜ YILINDA İKİNCİ JV!EŞRUTİYET: MiLLETLERARASI KONGRE TEBLİGLERİ EKLER ,' ı:-;:'1:. ~ 1 Belge ı. İtalya'nın Port Said Konsolosluluğu tarafından görevlendirilen casusların, Müslüman ulema kıyafeti ile Süveyda kazasında ve başka bölgelerde dolaştıkları ve halkı Osmanlı Devletine karşı kışkırtmaya çalıştıklarına dair Umum Jandarma Kumandanı tarafından Dahiliye N ezaretine gizli ve acil kodu ile gönderilen 20 Haziran 1328 (3 Temmuz 1912) tarihli yazı AVRUPALI DEVLETLERİN, ARAPLAR! OSMANLI DEVLETi'NE KARŞI KIŞKIRTMA GİRİŞİMLERİ 1 237 Belge 2. İtalyan veya Mısırlı oldukları hakkında altı şüpheli kişinin Arap kıyafeti ile Suriye vilayetinde dolaştıkları ve Arap aşiretlerini Osmanlı Devleti aleyhine ayaklandırmaya ve İngiliz himayesini kabul ettirmeye çalıştıklarına dair Suriye Valisi tarafından Dahiliye Nezareti'ne gönderilen ıs Haziran 1328 (28 Haziran 1912) tarihli şifreli yazı 238 J YÜZÜNCÜ YILINDA İKİNCİ MEŞRUTiYET: MiLLETLERARASI KONGRE TEBLİGLERİ J .r.·ı:-ı ___________ :J'ı.. ıfh.J -,/~,..; ------ Belge 3· Yakalanan iki Fransız casusun, ulema layafeti ile Suriye'de köyleri köylülere, Osmanlı Devleti'nin alıınş olduğu vergilerin çok yüksek olduğu, Fransa hükfunetinin ise köylülerden daha az vergi aldığı yönünde beyanatta bulunarak, halkı Osmanlı Devleti aleyhine tahrik etmeye çalıştıklarına dair Suriye Alay Kumandanlığı'ndan gelen 19 Haziran 1329 (2 Temmuz 1913) tarihli şifreli telgraf yazısının bir sureti dolaşarak AVRUPALI DEVLETLERiN, ARAPLAR! OSMANLI DEVLETi'NE KARŞI KIŞKIRTMA GİRİŞİMLERİ Belge 4· Arap Yarımadası'nda Kureyşli bir Arap halife başa getirmek peolan bazı Arap cemiyerlerin çıkarmış oldukları yayın organlarında Türkler, Osmanlılılar ve Hilafet makamı hakkında olumsuz yayınlarından da kesitIerin yer aldığı Suriye Vilayeti Tahrirat Kalemi tarafından Dahiliye Nezareti'ne gönderilen ıı Temmuz 1330 (24 Temmuz 1914) tarihli yazının bir kısmı şinde 1 239