Kıdem Tazminatı ve Özelleştirme Sempozyumu

advertisement
İletişim adresi:
Cumhuriyet Mh.
Tennuri Cad.
Çetin Apt. No:7
Tel: 0 535 496 72 50
İşçi Bülteni Özel Sayý: 885
Fiyatý 25 Kr. Eylül 2012
Kıdem Tazminatı ve
Özelleştirme Sempozyumu
gerçekleştirildi
...
n
e
d
n
’
i
n
e
t
l
ü
B
i
ç
Kayseri İş
Merhaba…
iği ve
liği işçilerin birl
Kayseri İşçi Bir
çalışmalarını
mücadelesi için
2 Eylül Pazar
seri İşçi Birliği,
ay
K
.
or
üy
ür
rd
sü
endisleri Kayseri
günü İnşaat Müh
ve kıdem
“Özelleştirmeye
Temsilciliği’nde
k!” adıyla bir
gaspına geçit yo
n
nı
rı
la
at
in
zm
ta
umda
leştirdi. Sempozy
ek
rç
ge
um
zy
po
rında
sem
spı ve karayolla
ga
ın
ın
at
in
zm
kıdem ta
rtışıldı.
irme saldırısı ta
yaşanan özelleşt
vas
elleştirmeye
men ardından Si
he
un
um
ın gaspına ve öz
zy
ın
po
at
m
in
Se
zm
ta
m
de
rüyüşün
yen işçiler kı
ydular. İşçiler yü
ko
ya
ta
or
Caddesi’ne yürü
a
rl
la
nimizin bu
, attıkları slogan
leştirdiler. Bülte
karşı tepkilerini
ek
rç
ge
ı
as
m
la
umla ilgili işçi
sın açık
Ayrıca sempozy
k.
dı
ardından bir ba
ır
ay
r
ye
ş
zyuma geni
sayısında sempo
Birliği
yer verdik.
ak Kayseri İşçi
ar
ol
in
şk
mektuplarına da
ili
a
ın
de yer
nan işçi kıyım
ri İşçi Bülteni’n
se
ay
K
da
Akapen’de yaşa
ı
as
m
ıkla
ı yaptı. Basın aç
basın açıklamas
alıyor.
Kayseri İşçi Birliği’nin “Özelleştirmeye ve kıdem tazminatlarının gaspına
geçit yok!” adıyla organize sanayi ve karayollarında oluşturulan Kurultay
Hazırlık Komitesi aracılığıyla örgütlediği sempozyum 2 Eylül Pazar günü
başarıyla gerçekleştirildi.
Kayseri İşçi Birliği’nin çağrısı ile İnşaat Mühendisleri Odası (İMO)
Kayseri Şubesi'nde gerçekleştirilen sempozyuma metal, karayolları, tekstil,
petro kimya, sağlık, genel hizmet sektörlerinde çalışan, 14 ayrı işyerinden
işçiler katıldı. Sempozyumun hemen başında emeğin korunması
mücadelesinde şehit düşenler selamlandı.
BDSP temsilcisi söz alarak sempozyumu selamladı. BDSP temsilcisi
dünyada ve Türkiye'de yaşanan gelişmeleri anlattı. Emperyalist savaşa
karşı mücadelenin ve Ortadoğu halklarıyla dayanışma içinde olmanın
önemine ve hükümetin saldırganlığına değindi. İşçi ve emekçileri haksız
savaşlara, kapitalizme karşı mücadeleye çağırdı.
Kayseri İşçi Birliği sözcüsü ise, kıdem tazminatının fona devri ile
ilgili gelişmeleri aktardı. Kıdem tazminatının fona devrinin,
gündemlerinde olmadığını söyleyen hükümetin gerçekleri karartmaya
çalıştığını ifade etti.
Kayseri İşçi Birliği sözcüsünün ardından bir metal işçisi kıdem
tazminatları ile ilgili olarak Sempozyum Hazırlık Komitesinin hazırladığı
tebliğin sunumunu gerçekleştirdi. Kıdem tazminatlarının gaspı durumunda
yaşanacak hak kayıplarının ayrıntılı olarak aktarıldığı sunumda, kıdem
tazminatının hangi hallerde kazanıldığı ortaya kondu. Kıdem tazminatının
fona devrinin işçiler açısından hangi sonuçları doğuracağı ifade edildi. Bu
bağlamda daha önceki zorunlu tasarruf, konut edindirme fonları ile ilgili
olarak ortaya çıkan tablo ve işçi sınıfı ve emekçilerin kayıpları ayrıntılı
olarak anlatıldı. Kıdem tazminatının fona devredilmesi durumunda, tıpkı
diğer fonlar gibi patronlara peşkeş çekileceğini ifade edildi.
Sunumun son bölümünde kıdem tazminatı hakkının gaspı karşısında
sendikal bürokrasinin teslimiyetçi yaklaşımı örneklerle anlatıldı. Kıdem
tazminatı saldırısına karşı mücadelede taban örgütlerinin yaşamsal önemde
olduğu ifade edildi. İşçiler kıdem tazminatına, haklarına ve geleceklerine
sahip çıkmaya çağrıldı.
Özelleştirme kıskacındaki karayolu işçilerinin katkısıyla hazırlanan
tebliğin sunumu karayollarında çalışan bir öncü işçi tarafından
gerçekleştirildi. Karayollarında yaşanan özelleştirme sürecinin ayrıntılı bir
dökümü ortaya kondu. Karayollarının özelleştirilmesi doğrultusunda alt
yapının oluşması için Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 59 yıllık teşkilat
yasasının değiştirildiği, değişiklikleri içeren tasarının mecliste kabul
edilerek yasalaşmasıyla Karayolları Genel Müdürlüğü’nün özel bütçeli bir
kurum haline getirildiği ifade edildi.
2
Karayollarının özelleştirilmesi durumunda neler olacağı sorusu
çerçevesinde, yaşanan özelleştirmeler ve sonuçları ayrıntılı olarak
ortaya kondu. Özelleştirme sonrasında işçilerin yüzde 80’inin işinden
ekmeğinden olduğu, sendikasızlaşma, taşeronlaşmanın genelleştiği,
ücretlerin budandığı, işçilerin sosyal haklarının yok sayıldığı ifade
edildi.
Tebliğde, karayolu işçilerini bekleyen tehlikeler şöyle ifade edildi:
“Özelleştirme durumunda Karayolları'nda daimi ve sözleşmeli statüde
çalışan binlerce sendikalı işçi sendikal hak ve özgürlüklerinin tümünü
kaybedeceklerdir. Karayolları'nda çalışan ve sendikaya üye olan
yaklaşık 9 bin taşeron işçisi işinden ekmeğinden olacaktır.”
Özelleştirme saldırısında AKP iktidarının cüretkar tutumunun en
büyük destekçilerinin sendika ağaları olduğu tebliğde ifade edildi.
Sunumda, “Bu cüretin kaynağında elbette ki yıllardır süren özelleştirme
saldırısının püskürtülememiş olması gerçeği var. Buna bağlı olarak Yolİş yöneticilerinin işçi sınıfı üzerindeki denetimine duydukları güven var.
Bu güven sayesinde Karayolları'nda üç ayrı ücret skalası uygulamasını
sürdürüyorlar. Bu güven sayesinde eşit iş yapan işçilerin eşit ücret
almasını engelliyorlar. Bu güven sayesinde 9 bin karayolu işçisini
yıllardır asgari ücret karşılığında, sendikal haklardan mahrum bırakarak
çalıştırdılar. Bu güven sayesinde ihaleye giren firmalar yıllardır taşeron
işçileri asgari ücret karşılığında çalıştırdılar” denildi.
Ortaya çıkan tablonun fazla umut vermeyebileceği, ama her şeyin
bitmiş olmadığı tebliğde vurgulandı. Karayolu işçilerinin geçmişin
derslerinden gereği gibi yararlanması, bu dersler ışığında mücadeleyi
yükseltmesi durumunda özelleştirme saldırısının boşa
çıkartılabileceğinin de altı çizildi.
Tebliğin sonuç bölümünde özelleştirmenin boşa çıkarılması
doğrultusunda taban çalışması ve tabana dayalı örgütlenmenin önemine
değinildi. Karayolu işçilerinin örgütlü birliğinin özelleştirme saldırısının
panzehiri olduğu ifade edildi.
İşçiler tebliğlerin sunumunun ardından söz alarak kıdem tazminatı ve
özelleştirme saldırılarına yönelik düşüncelerini dile getirdiler. Söz alan
tüm işçiler kıdem tazminatının gaspına ve özelleştirmeye karşı
mücadelenin önemine değindiler. İşçilerin ancak birleşerek
kazanacaklarını dile getirdiler.
“Suriye'ye müdahaleye hayır”
Suriye'ye yönelik emperyalist müdahale ve saldırganlık da
sempozyumda ele alındı. Sempozyum katılımcısı işçiler Suriye ile savaş
politikasına karşı olduklarını ortaya koydular, emperyalist savaş
politikalarına karşı mücadelenin önemi konusunda ortaklaştılar.
Sempozyumun ardından
yapılan
işçi yürüyüşü ve
basın açıklaması…
Saat 14.00’te başlayan sempozyum saat 16.00'da sona erdi.
Sempozyum sonuç bildirgesini ilan etmek için sokağa çıkan işçiler Sivas
Caddesi'nde basın açıklaması gerçekleştirdiler. Öncü bir karayolu işçisinin
okuduğu basın açıklamasında, sempozyumun para babalarının krizin işçi
ve emekçilere ağır bedeller ödettiği bir dönemde gerçekleştirildiği
hatırlatıldı.
Sempozyum hazırlıklarının hatırlatıldığı açıklamada, binlerce bülten ve
tek tek fabrikalara seslenen el ilanlarının işçilere ulaştırıldığı söylendi.
Açıklamada, sempozyumun sonuç bildirgesi de okunarak şu ifadelere
yer verildi:
“Sempozyumda Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasarısı’nın kabul
edilmemesi noktasında işçiler ortaklaşmışlardır.
Birçok hak kaybına uğramıza yol açacak Kıdem Tazminatı Fonu Yasa
Tasarısı’nı kabul etmiyoruz.
Kıdem Tazminatı Fonu saldırısına karşı mücadele etmek
kararlılığındayız. Tüm bu saldırıların kaynağı olan sermaye
egemenliğidir. Bu egemenliğe karşı mücadele ile birleştirilmeyen kıdem
tazminatının korunması mücadelesi ile kazanımların kalıcılaştırılması
mümkün değildir.
Sempozyumda karayollarının özelleştirilmesi de tartışıldı. Tüm
özelleştirme saldırılarında olduğu gibi, Karayolları’nın
özelleştirilmesinden de sermaye kârlı çıkacaktır. Daha şimdiden büyük
inşaat tekelleri büyük lokmaları yutmaya hazırlanıyorlar.
Sempozyumda özelleştirme saldırısına karşı mücadele işçi sınıfının
birliği koşullarında başarıya ulaşabileceği gerçeğinin altı çizilmiş,
özelleştirmeye karşı karayolu işçilerinin mücadele birliği esas alınması
gerekliliği konusunda anlayış birliği sağlanmıştır.
Karayolları’nda özelleştirme saldırısı sadece karayolu işçilerinin değil
tüm emekçileri ekonomik, sosyal ve yaşamsal olarak etkileyebilecek
sonuçlar yaratacaktır. Tüm emekçiler Karayolları’nın özelleştirilmesine
karşı karayolu işçilerinin yanında yer almalıdır.
Özelde Karayolları’nda genelde tüm sektörlerde taşeronlaşma
yasaklanmalıdır.
Karayolları’nda eşit işe eşit ücret ödenmeli, üç ayrı skala
uygulamasına son verilmelidir.
Karayolları’nda çalışan 9 bin taşeron
yok!
t
geçi
ye
rme
leşti
özel
da
arı’n
Karayoll
işçisinin sendika hakkı tanınmalı,
en daha
şey öğrendik. Çağrılarımız ve çabamıza rağm
çok
n
mda
ozyu
semp
ak
olar
ri
taşeron işçilerine kadro verilmelidir.
işçile
u
ayol
Kar
işçi hareketinde hala aşılamayan durgunluğun
ında
mas
ama
katıl
ma
ozyu
semp
inin
Karayolları’nda çalışan sözleşmeli ve
işçis
fazla karayolu
a fazla emek ve çaba göstermeliydik.
Dah
var.
da
nlar
soru
aklı
kayn
en
Bizd
ruz.
işçilerin ücretlerin ücretleri
etkisi olduğunu düşünüyo
me adımlarının atıldığı taşeron
eştir
özell
a
rınd
yolla
kara
ğı,
arttı
rın
ırıla
sald
kadrolu işçilerin ücretlerine göre
Tüm bu eksikliklerimize rağmen
Karayolları 6. Bölge de çalışan işçiler olarak,
seri
Kay
,
rken
yata
gelip
yan
arı
ağal
belirlenmelidir.
ika
send
bir süreçte
in özelleştirme saldırısını tüm yönleriyle
ilişk
rına
yolla
kara
a
umd
pozy
Sem
ik.
ştird
Kayseri İşçi Birliği tüm işçileri
ülkede bir ilki gerçekle
ık.
taşıd
ğa
soka
izi
sesim
sıyla
hakları ve geleceklerine sahip çıkmaya,
tartıştık. Hem de basın açıklama
eye
karayolu işçisini özelleştirme karşıtı mücadel
fazla
daha
rek,
vere
k
eme
ve
arak
kıdem tazminatı hakkını savunmaya,
çalış
fazla
Daha
un için gerekli olan karayolu işçilerinin
Bun
ız.
nday
rlığı
kara
ve
i
azm
tmek
büyü
eyi
özelleştirmelere karşı mücadeleye omuz
kazanarak, mücadel
örgütlü birliğidir.
Karayolu işçileri vermeye çağırıyor.”
3
Sorunlarımızı çözmek için
Kayseri`nin çeşitli bölgelerinde, çeşitli semtlerindeki işyerlerinde
çalışıyoruz. Belki farklı görüşlere inanıyor, farklı siyasi partileri
destekliyoruz. Ancak hepimizin ortak bir noktası var: Yaşamak için
çalışmak ve emek-gücümüzü satmak zorundayız. İster fabrikalarda ya da
bürolarda, ister devlet işletmelerinde, ister özel şirketlerde, isterse
belediyelerde, kooperatiflerde olsun, hayatımızı yalnızca ücretle
kazanıyoruz. Dertlerimiz aynı, sorunlarımız ortak. İş garantisi istiyoruz!
Bizim için işsizlik açlık demektir. Ücret zammı istiyoruz! Çünkü patronlar,
hergün her şeye zam yaparak, zaten düşük olan ücretlerimizi sürekli
eritiyorlar. Çalışma koşullarının iyileştirilmesini istiyoruz! Çünkü her yıl
binlercemiz iş kazalarında ölüyor. Gürültü, zehirli gazlar, sakatlanmak ve
ölmek tehlikesi olmadan çalışmak bizim en doğal hakkımızdır.
Çalışma sürelerinin kısaltılmasını istiyoruz! Çünkü kendimize ve
ailemize daha fazla zaman ayırmak, okumak, gezmek, eğlenmek bizim de
hakkımız. Biz, sürekli üretim içinde olan bir makine değil, insanız. Sosyal
haklar istiyoruz! Çünkü yıllarca ödediğimiz primlerin ve vergilerin
karşılığını almak, bizim en doğal hakkımızdır. Vergi ve primlerimizin
patronlara ucuz kredi olmasını değil; ucuz konut, hastane, bakımevi ve okul
olarak bize dönmesini istiyoruz.
Kısacası biz, bütün zenginlikleri ve değerleri üretenler olarak, bu
değerlerden, refah ve gelişmeden hakkımız olan payı istiyoruz. Peki
alabiliyor muyuz? Hayır! Anayasa ve yasalardaki haklarımızı, toplu
sözleşme haklarımızı kullanabiliyor muyuz? Hayır! Peki Ama Neden?
Çünkü önemli yanlışlar yapıyoruz Peki yanlışlarımız neler? Yasaların bizi
koruyacağını sanıyoruz. Yasalar yeterli değil. Ayrıca, patronlar tarafından
kolayca çiğneniyor. Sorunlarımızın çözümünü `bizi düşündüğünü` söyleyen
!
m
i
l
e
n
e
l
örgüt
patronlardan, sendika da olsa daha fazla veremem` diyen asalak
patronlardan bekliyoruz. Ya da tek başımıza hak aramaya kalkıyoruz. Aynı
koşullarda yaşıyor, birlikte üretiyoruz. Ama haklarımızı tek başımıza elde
etmeye çalışıyoruz. Başaramıyoruz.
Neden? Çünkü örgütlü değiliz, patronların dernekleri, sendikaları,
birlikleri ve siyasi partileri var. Patronların, bizim kafamızı karıştıran,
gerçekleri bizden gizleyen gazeteleri, radyoları ve televizyonları var.
Patronlar, hem ekonomiye hem de siyasete egemen. Patronlar güçlü, Çünkü
onlar örgütlü… Bütün zenginlikleri biz üretiyor, Biz yaratıyoruz. Ama
payımızı alamıyoruz. Haklarımızı almak ve geliştirmek için güçlü olmamız
gerek.
Patronlar karşısında güçlü olmanın yolu, en az onlar kadar örgütlü
olmaktan geçer. Örgütlenmek, ortak çıkarlar temelinde, ortak hedefler için
birleşmek demektir. Tüm çabamız bunun içindir. Daha önce düzenlediğimiz
işçi kurultayları, sempozyumlar bunun içindir. 2 Eylül’de Kayseri’de
düzenlediğimiz sempozyum bunun içindir. Evet hem kıdem tazminatlarımızı
gasp ettirmemek hem de özelleştirmeye dur demek için daha fazla
örgütleneceğiz. Sempozyumun esas çağrısı da budur.
Sempozyuma katılan bir sağlık işçisi
Yüzlerce, binlerce işçi yenilmez bir güçtür!
Kayseri İşçi Birliği’nin metal işçileri, karayolu işçileri hizmet
sektöründe çalışan işçilerle ortak yaptığı Kıdem Tazminatı Fonu
Sempozyumu üzerine bizde iki kelam edelim dedik.Sempozyumda iki
tebliğin sunumu gerçekleştirildi. İlki yeni
çıkacak kıdem tazminatı fonu hakkında ikincisi
ise özelleştirme saldırısı ve işçilerin bu
saldırılardan nasıl etkileneceği üzerineydi.
Sempozyumun son bölümünde söz alan
arkadaşlar da görüşlerini ifade ettiler.
Sempozyumun amacına ulaştı. Gerek Kıdem
Tazminatı Fonu Yasa Tasarısı ve gerekse
özelleştirme ve sonuçları konusunda bilgi sahibi
olduk. Dahası sokağa çıkarak kıdem tazminatı
ve özelleştirmeye karşı tepkimizi ortaya koyduk.
Toplantıda gözüme çarpan iki konuşmacının
cümleleri oldu ki “tek başına hiçbir şey
yapamayız birleşip örgütlenip güçleneceğiz”
patronlar örgütlü peki işçiler neden örgütlü
değil?
Toplantılarda her zaman örgütlenmekten
bahsediyoruz. Ne güzel değil mi? Lakin bugüne
kadar çalıştığımız fabrikada kaç kişiyi
örgütleyebildiğimizi kendimize hiç sorduk mu?
Patronlar işyerlerinde türlü türlü baskı
uyguluyorlar bize. Kaçımız bu yapılanlara dur
dedik. Belki bu sorulara çoğunuz hiçbirimiz
diyecektir. O zaman hiçbirimiz diyorsak
kendinizi yormayın.
Sempozyumun ertesi günü işe geldiğimde
işyerinde bir arkadaş başına gelen olayı anlattı.
Koordinatör arkadaşa “beğeniyorsan böyle
beğenmiyorsan defol git demiş”, o ne yapmış
dersiniz kuyruğunu kısmış köşesine oturmuş
sesini bile çıkarmamış. İşçi arkadaşlarım davamız emeğimizin davasıdır.
Bu davada gün gelir patronlar uşakları hangi dilden anlıyorsa konuşmasını
öğrenmek, haklarımızı öğrenmek zorundayız. Evdeki eşimizden,
çocuğumuzdan, anne-babamızdan daha çok
zamanı işyerinde geçiriyorsunuz. Hiç mi
kendimize saygımız yok?
Sempozyum için çalışma yürütüyorum. Mesai
arkadaşlarımın biri “nöbetten çıkıyorum,
uykusuzum” öbürü “o gün Pazar dinleneceğim”.
Bir diğeri “köye gideceğim”, biri “inşallah
gelirim” bu söylenecek söz mü? Arkadaşlar işçi
arkadaşlar kafalar patron eller işçi olmaya devam
ettikçe hiçbir şey başaramayız.
Sorunun diğer bir yönü de haklarımızı tek
başına aramak. Tamam, güzel kuzularım belki tek
başına orda hakkını aldın diyelim sen çalışmaktan
başka geçim kaynağı olmayan işçi başka yerde
çalışmayacak mısın? Orda da aynı sorunları
yaşamayacak mısın? Yani güzel kardeşlerim,
kısaca patronlar örgütlü, onların gazeteleri var,
dernekleri var, siyası partileri de var. Biz işçiler
ise yeterince örgütlü değiliz. İşçiler kendileri gibi
olan emeğin davasında olanlara yan yana
gelmedikçe kendi örgütlerini kurmadıkça söz
yetki kararı kendileri belirledikleri yapıları
kurmadıkça başarıya ulaşamazlar. Düzenlediğimiz
kurultaylar, yaptığımız sempozyumlar, bu hedefe
ulaşmanın önemli araçlarıdır.
Kayaları parçalayan suyun şiddeti değil
sürekliliğidir. Bu bilinçle sempozyumun
kazanımlarına yaslanarak mücadeleye devam
edeceğiz.
Sempozyum Hazırlık Komitesi’nden bir işçi
Birleşen işçiler yenilmezdir!
Merhaba...
Kayseri İşçi Birliği'nin düzenlediği kıdem tazminatı ve karayollarının
özelleştirilmesi konulu sempozyum İnşaat Mühendisleri Odası toplantı
salonunda gerçekleştirildi. Her ne kadar hükümet yetkilileri tasarıyı geri
çektiklerini, Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasarısı’nın gündemde olmadığını
ifade ediyorlar.
Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasarısı işçi sınıfını zayıf olduğu dönemlerde
gündeme getiriliyor. Daha önce de Demirel hükümeti ve 12 Eylül döneminde
de benzer girişimlerde bulunuldu Sınıfın tepkisi nedeniyle tasarı geri çekildi.
Bu sefer de sıkı durursak durum aynı olacaktır.
Sempoyum başlamadan önce mesaiden gelen işçileri bekledik. Bekleme
sırasında bağlama eşliğinde türküler söyledik. Türküler gurbet ve yoksulluk
üzerineydi.
BDSP temsilcisi sempozyumu selamladı. Ardından Kayseri İşçi Birliği
adına yapılan konuşma ile işçiler selamlandı. Önce bir metal işçisi kıdem
tazminatı fona devrini işleyen tebliği sundu. Daha sonra bir karayolu işçisi
arkadaşımız karayollarında özelleştirme girişimi ile ilgili tebliği sundu.
Tebliğde Yol-İş eleştirildi. Taşeron, kadrolu, sözleşmeli tüm işçilerin
sendikalaşmasının gerektiği belirtildi.
Toplantı boyunca salon sıcak olmasına rağmen işyerlerinde sempozyuma
katılan işçiler, yaşadıkları sorunlar konusunda örnekler vererek ve sorular
sorarak, hem sempozyumu sahiplendiler, hem de toplantının canlı geçmesini
sağladılar.
Toplantıdan sonra yürüyüş kolu oluşturup Eğitim-Sen binasının
bulunduğu Sivas Caddesi’ne geçtik. Dövizlerimiz ve pankartlarımızı açtık
sloganlar eşliğinde basın açıklamasının yapılacağı Sivas Caddesi’ne yürüdük.
Basın açıklamasını Karayolu işçisi bir arkadaşımız okudu. Basın
açıklamasında kıdem tazminatı, özelleştirme ve Suriye savaşına karşı işçi ve
emekçiler mücadeleye çağrıldı.
Basın açıklamasının ardından İşçi Kültür Evi binasına geçtik. Avukat
arkadaşımız sorularımızı yanıtladı. İşten atılan ve diğer işçi arkadaşlar avukat
arkadaşımızı soru yağmuruna tuttular. Tüm sorular cevaplandı. Birlikte
yemek yendi.
Bir gün boyunca birlikteliğin ve dayanışmanın en iyi örneklerini verdik.
İlk defa tanışan işçiler dahi 40 yıllık dost gibiydiler. Sempozyuma 50'nin
üzerinde işçi katıldı. Öncü bir işçi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim, hem
çok disiplini, hem de kolektif hareket etme bilinci görülmeye değerdi. Bu
çalışmayla bir defa daha kendimize olan güvenimiz arttı. Önümüzdeki
süreçte daha da iyi olacağız.
Son sözüm şudur: BİRLEŞEN İŞÇİLER YENİLMEZDİR!
YAŞASIN İŞÇİLERİN BİRLİĞİ...
Bir işçi...
Sempozyum
ve basın açıklaması ile sesimizi
yükselttik!
Bizler Başyazıcoğlu Gr
uba ait bir otel şantiye
sinde çalışan işçileriz.
Katılmış olduğumuz se
mpozyumla ilgili olarak
du
ygularımızı siz işçi
kardeşlerimizle paylaşm
ak istiyoruz.
2 Eylül’de gerçekleşen
"Kıdem tazminatının ga
sbına, özelleştirme
saldırısına geçit yok!”
sempozyumu bizler aç
ısından başarıyla
gerçekleşmiştir. Semp
ozyumla birlikte hem
deneyimler hem de
hukuksal açıdan söyle
nenler bize bilgi biriki
mi sağlamıştır. Gerek
sendikalı işçi arkadaşlar
gerek sendikasız işçi ark
adaşların bizlere
aktardıkları ile çok şey
öğrendik.
Sempozyumun ardınd
an yaptığımız basın aç
ıklaması ile
sempozyumda dillendir
ilenler sahiplenilmeye
başlanmıştır. En önem
konu işçi sınıfının kıd
li
em tazminatının gaspı
gibi birçok sorununda
ortak tavrı nasıl alabil
eceğidir. Sempozyum
bu konuda da belli bir
bilinç açıklığı sağlamı
ştır. Kuşkusuz bizler içi
n yeterli değildir.
Sempozyumda birçok
sektörden işçi arkadaş
ın olması bizler açısınd
önemli bir kazanımdır
an
. Böylece karayolu işç
ilerinin anlatmış olduğ
özelleştirme sorunu sa
u
dece onların olmadığı
bun sorunun işçilerin or
sorunu olduğu ortaya çık
tak
mıştır.
Kıdem tazminatının fo
na devri biz işçiler açısı
ndan hak gaspından
başka bir şey olmadığı
ortada… Esas sorunun
biz işçilerin bu konuda
yapacağı… Sempozyu
ne
m işçileri birlik olmay
a çağırdı. Çünkü işçini
gücü birliğinden gelir.
n
Bu en önemli mesele bu
gün açısından… Bizle
de Kayseri’de kıdem taz
r
minatını yasa tasarısın
ın
geri çekilmesi için
Kayseri'de bir işçi birliğ
inin sağlanması için eli
mizden geleni
yapacağız.
Sempozyuma katılan
inşaat işçileri...
Kıdem tazminatlarımızı
gasp ettirmeyeceğiz!
Metal ve petro-kimya işçileriyiz. Asgari ücrete talim eden, her an iş
kazası geçirme tehdidi altında olan, bugünde kıdem tazminatı hakları gasp
edilmek istenler bizleriz.
Sempozyumdan çok şey öğrendik. Kıdem tazminatının önemini,
kıdem tazminatı fonunun yaratacağı tehlikeleri öğrendik. Hepimiz kıdem
tazminatlarımızı gaspına yol açacak kıdem tazminatı fonuna karşıyız.
Ama iş bununla bitmiyor.
Sempozyumun rüzgarını fabrikalarımıza taşımalı, öğrendiğimiz
gerçekleri işçi arkadaşlarımıza ulaştırmalıyız. Bunu başarıyla yaptığımız
zaman Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasarısı’nın engellenmesi için önemli
bir adım atmış oluruz.
Sempozyumun ardından Sivas Caddesi’nde düzenlediğimiz basın
açıklamasına halkın ilgisi büyüktü. Biz sokağa çıktıkça kıdem tazminatı
fonu yasa tasarısına karşı sesimizi yükseltip birleştikçe, patronların
hayatlarımızı karartmasını engelleyebiliriz.
Sempozyuma katılan metal ve petro-kimya işçileri
İşçi Bülteni Özel Sayı Özel Sayı: 885 * Fiyatı: 25 Kr * Eylül 2012 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Tayfun Altıntaş * Yayın Türü: Yerel süreli, siyasi, ayda bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Mollaşeref Mah. Simsar Sk. 5/3 Fatih/İstanbul *
Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat Davutpaşa Cad Güven Sanayi sit C Blok No: 242 Topkapı İstanbul * 577 54 92
Download