Farklı Sosyo-Ekonomik Koşullardaki Üreticilerin Çevresel

advertisement
Doğal Kaynaklar, Çevre, Enerji Ekonomisi ve Politikaları
Farklı Sosyo-Ekonomik Koşullardaki Üreticilerin Çevresel Tutumunun Belirlenmesi: Ege
Bölgesi Örneği
H. Ece Salalı1 , E. Atış, Y. Akyüz
Dr., Ege Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü, 35100, İzmir,
E-posta: ece.salali@ege.edu.tr
1
ÖZET
Günümüzde, iklim değişikliği, hava ve su kirliliği gibi çevre sorunlarının artışı nedeniyle, çevresel tutumların belirlenmesi ne
yönelik birçok çalışma yapılmaktadır. Tarım sektörünün de bir yandan çevre sorunlarından etkilenmesi diğer yandan bu
sorunlara yol açması nedeniyle bu sektörde faaliyet gösteren üreticilerin tutumu son derece önem taşımaktadır. Çevresel tutum
araştırmalarında kullanılan farklı ölçekler bulunurken, bu çalışmada “Yeni Çevresel Paradigma Ölçeği” kullanılmıştır. Çevre
merkezci yaklaşımlar ile insan merkezci yaklaşımları ayırt etmeye olanak sağlayan Yeni Çevresel Paradigma Ölçeği’nin esas
aldığı temel dayanak, insanların doğayı oluşturan bütün diğer bileşenlerden farkı olmadığı ve insanoğlunun da doğanın
kanunlarına tabi olduğudur. Çalışmada, Ege Bölgesi’nde buğday üretimi yapan bir grup üreticinin çevresel tutumları
incelenmiştir. Ayrıca, çalışmada, üreticilerin çevresel tutumlarını belirleyen temel faktörleri ortaya koymak amacıyla yeni
çevresel paradigma değişkenleri için faktör analizi yapılmıştır. Faktör analizi sonuçlarına göre üreticilerin çevre tutumlarını
belirleyen faktörler dikkate alınarak kümeleme analizi yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Çevresel tutum, Yeni Çevresel Paradigma, Üreticilerin çevre duyarlılıkları, Ege Bölgesi
Determination of Environmental Attitudes of Different Socio-Economical Producers: The Case
of Aegean Region
ABS TRACT
Currently, due to the increase of environmental problems such as climate change, air and water pollution, many studies have
been done on the determination of environmental attitudes. The attitude of the producers from agricultural sector is of utmost
importance because agricultural sector on the one hand affected by environmental problems, on the other hand lead to these
problems. Different scales used in the studies of environmental attitude while in this study New Environmental Paradigm Scale
is used. New Environmental Paradigm Scale allows to distinguish between eco-centric approaches and anthropocentric
approaches, based on the fundamental basis, people are not different from the other components that make up the nature and
human is also depend on nature law. In this study, the environmental attitudes of wheat producers in Aegean Region were
examined. In addition, with a view to reveal the main factors which determining the environmental attitudes of producers,
factor analysis was conducted for the variables of new environmental paradigm. According to the results of factor analysis,
considering the factors that determine the environmental attitudes of producers, cluster analysis was performed.
Key Words: Environmental attitude, New Environmental Paradigm, Environmental Sensitivity of producers, Aegean Region
1.GİRİŞ
Tarım ve çevre arasında, yakın bir ilişki bulunmaktadır. Tarımın etkinliği, çevresel hizmetlerin sağlıklı
işleyişine bağlı olmaktadır. Birbirleriyle sürekli bir etkileşim içinde olan tarım ve çevre, birbirlerini her zaman
olumlu etkilememekte, gelişmiş tarımsal uygulamaların ekosistem üzerinde olumsuz etkileri de görülmektedir.
Bunun yanında, su kirliliği, hava kirliliği gibi çevre sorunları da tarımsal üretimi olumsuz etkilemektedir.
Giderek artan çevre sorunları sadece sanayi ve teknolojinin gelişiminden değil, insan davranışlarının
değişiminden kaynaklanmaktadır. Davranışların değişimi, beraberinde tutum, bilgi ve değer yargılarının da
değişimini getirmektedir. Çünkü tutum öğrenilmekte ve dav ranışı etkilemektedir (Günden ve Miran, 2008).
Stratejik öneme sahip olan tarım sektörünün en önemli aktörlerinden olan üreticilerin tutumları da özellikle
çevresel anlamda büyük önem kazanmaktadır. Çevresel tutum araştırmalarında kullanılan farklı ölçekle r olmasına
rağmen, 1978 yılında Dunlap ve Van Liere tarafından yayınlanan Yeni Çevresel Paradigma (NEP) ölçeği, çevresel
tutumun belirlenmesinde kullanılan yaygın bir ölçü haline gelmiştir. Bu çalışmada da, çevre merkezci yaklaşımlar
ile insan merkezci yaklaşımlar arasında ayrım yapmaya olanak sağlayan “Yeni Çevresel Paradigma Ölçeği”
kullanılmıştır. Yeni Çevresel Paradigma ölçeği, insan istisnalığı paradigması olarak da adlandırılan insan merkezci
yaklaşım ve yeni ekolojik paradigma olarak da adlandırılan çevre merkezci yaklaşım olarak iki alt boyuta sahiptir.
İnsan istisnalığı paradigması, insanı doğadan ayrı tutarak insanı daha üstün olarak ele almaktadır. Yeni ekolojik
paradigma ise; toplumların ekolojik temele bağımlı olduklarını ve doğal kaynakların aş ırı şekilde kullanılmasınd an
ve kirlilik yaratmasından ekolojiye ciddi zararlar verme gerçeğini ortaya koymaktadır (Aytaç ve Öngen, 2012).
Bu ölçek, 1 ile 5 arasındaki değerlerle puanlanan, Likert tipi bir ölçektir. Ölçek soruları çevre merkezci
yaklaşımları ölçen sorular ve insan merkezci yaklaşımları ölçen sorular olmak üzere iki alt soru grubundan
oluşmaktadır. 1, 3, 5, 7, 9, 11 ve 13’üncü sorular çevre merkezci yaklaşımları ölçen sorular olmakta, 2, 4, 6, 8, 10,
12’inci sorular ise insan merkezci yaklaş ımları ölçen sorulardır.
Bu yöntemin birçok çalışmada uygulandığı görülmektedir. Günden ve Miran (2008) çalışmalarında, yöredeki
çiftçilerin çevre tutumu ortalamasını 3,62 belirlemiştir. Kotchen and Reiling (2000) çalışmalarında çevresel
32
XI. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi 3-5 Eylül 2014, Samsun
tutumları YÇP ölçeğine göre belirlemiştir. Bektaş vd. (2004) Menemen’de yapmış oldukları çalışmada yeni
çevresel paradigma ölçeği uygulamıştır.
2.MATERYAL VE YÖNTEM
Bu çalışmanın ana materyalini, Afyon, Kütahya, Manisa ve Uşak illerine bağlı ilçelerden seçilmiş köylerdeki
üreticilerle yapılan anketler sonucu elde edilen veriler oluşturmaktadır (Salalı, 2013).
Araştırma, alan olarak Ege Bölgesi’ni kapsamaktadır. Buğdayın gen merkezlerinden birisi olan Ege
Bölgesi’nin dört ilinde, farklı amaçlarla farklı buğday çeşidi yetiştiren üreticiler çalışmanın hedef kitlesin i
oluşturmaktadır. Bu amaçla, Ege Bölgesi’nde en yüksek buğday ekiliş alanına sahip Afyon, Kütahya, Manisa ve
Uşak illerinden ikişer ilçe, bu ilçelerden de birer köy seçilmiştir. Bu seçilen illere bağlı ilçe ve köylerin coğrafi
oluşum şekillerine göre konumu Çizelge 2.1’de verilmiştir.
Çizelge 2.1. Köylerin coğrafi oluşum şekillerine göre konumu
Afyon
Kütahya
Manisa
İlçeler
Köyler
Ova
Yamaç
Dağ
Bolvadin
Çobanlar
Simav
Kocaöz
Kuşu
Dişli
Altıntaş
Akhisar
Beşkarış
Kula
Gökçeören
Uşak
M erkez
Banaz
Susuzören
Büyükoturak
Hanpaşa
Araştırma alanı için belirlenen ilçelerden seçilen sekiz köyde buğday üreten işletme sayısı anakitle olarak ele
alınmış ve oransal örnek hacmi formülüne göre , %95 güven aralığı ve 0.085 hata payı ile örnek hacmi 124 olarak
belirlenmiştir (Newbold, 1995; Miran, 2002). Seçilen sekiz köyde, örneği oluşturacak üretici sayıları köylerin
toplam üretici sayısına göre oransal olarak dağıtılmıştır.
Yeni Çevresel Paradigma Ölçeği’nin esas aldığı temel dayanak, insanların doğayı oluşturan bütün diğer
bileşenlerden farkı olmadığı ve insanoğlunun da doğanın kanunlarına tabi olduğudur (Günden ve Miran, 2008;
Sam ve ark., 2010).
Yeni Çevresel Paradigma Ölçeği, 2000 yılında Dunlap tarafından yeniden revize edilmiştir. Ölçek soruları
çevre merkezci yaklaşımları ölçen sorular ve insan merkezci yaklaşımları ölçen sorular olmak üzere iki gruptan
oluşmaktadır. Çevre merkezci yaklaşımı ölçen soru grubunda, katılma derecesinin yüksek olması beklenirken ,
insan merkezci yaklaşımı ölçen soru grubunda ise katılma derecesinin düşük o lması beklenmektedir (Dunlap et
al., 2000; Işıldar, 2008).
Çalışmada, faktör analizinden yararlanarak, üreticilerin gruplandırılması amaçlanmıştır. Faktör analizi,
birbirleriyle ilişkili çok sayıdaki değişkeni az sayıda, anlamlı ve birbirinden bağımsız faktörler haline getiren ve
yaygın olarak kullanılan çok değiş kenli istatistik tekniklerinden biridir. Faktör analizinde aralarında yüksek
korelasyon olan değişkenler setinin bir araya getirilmesi suretiyle faktör adı verilen genel değişkenlerin (faktörler)
oluşturulması söz konusudur. Burada amaç, değişken sayısını azaltmak, değişkenler arası ilişkilerdeki yapıyı
ortaya çıkarmak, başka bir ifade ile değişkenleri sınıflandırmaktadır. Faktör analizinde dört temel aşama söz
konusudur. Bunlar; veri setinin faktör analizi için uygunluğunun değerlendirilmesi, faktörlerin e lde edilmesi,
faktörlerin rotasyonu ve faktörlerin isimlendirilmesidir (Kalaycı, 2010).
Çalışmada, faktör analizinden elde edilen grupları sınıflandırmada kümeleme analizinden yararlanılmışt ır.
Kümeleme analizi kapsamında, çevresel tutumlarına göre üretici segmentleri oluşturularak algı tipleri
belirlenmiştir. Kümeleme analizi, gruplanmış verileri benzerliklerine göre sınıflandırmada sıklıkla kullanılan çok
değişkenli istatistiksel yöntemlerden biridir. Kümeleme analizinin amacı, birey ya da nesnelerin te mel özelliklerin i
dikkate alarak onları gruplandırmaktır. Başka bir deyişle, gruplanmamış verileri benzerliklerine göre
gruplandırarak özet bilgiler sunmaktır (Sharma, 1996; Malhotra, 1996) .
3.ARAŞTIRMA BULGULARI
Araştırma alanında anket yapılan üreticilerin ortalama yaşının yaklaşık 52, eğitim sürelerinin 6 yıl olduğu
görülmektedir. Görüşülen üreticiler için hane halkı birey sayısı ortalama 5 kişi olarak belirlenmiştir. Ayrıca,
üreticilerin yaklaşık 32 yıldır tarımsal faaliyette bulunduğu ve yine 32 yıldır da, buğday yetiştirmekte oldukları
sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma kapsamındaki üreticiler için ortalama işletme genişliği ise 110 dekar olarak tespit
edilmiştir (Çizelge 3.1).
33
Doğal Kaynaklar, Çevre, Enerji Ekonomisi ve Politikaları
Çizelge 3.1. Üreticilerin Demografik Özellikleri
Demografik Özellikler
Çiftçinin Yaşı
Ortalama
Minimum
Maksimum
St. Sapma
51,92
26,00
90,00
12,90
Eğitim süresi (yıl)
6,32
0,00
15,00
2,53
Ailedeki birey sayısı
5,49
1,00
30,00
4,28
Tarımdaki deneyim (yıl)
32,84
3,00
80,00
15,64
Buğday yetiştirme deneyimi (yıl)
32,26
3,00
80,00
15,92
110,03
2,00
700,00
116,28
Toplam işlenen arazi(da)
3.1.Üreticilerin Çevresel Tutumları
Araştırma alanındaki üreticilerin çevre tutumunu belirleyen faktörler açısından değerlendirilmesi aşamasında,
üreticilere çevre hakkında ifadeler sunulmuş, bu ifadelere katılıp katılmadıkları sorulmuştur. Buna göre, çevresel
tutum, 13 ifadeye verdikleri cevaplara bağlı olarak belirlenmiştir. Burada likert ölçeğinden yararlanılmışt ır.
Üreticilerin çevreye duyarlılığı açısından, katılma derecelerinin yüksek olması beklenen 7 ifadenin ortalamasının
5’e yakın olması beklenmektedir. Değerin beşe yakın olması, üreticinin çevre konusunu önemsediğini, bire yakın
olması ise çevreyi önemsemediğini göstermektedir.
Üreticilerin katılma derecesinin yüksek olması beklenen çevresel tutum ile ilgili ifadeler içinde, birinci sırayı
“bitkiler ve hayvanlar insanlar kadar var olma hakkına sahiptir” ifadesi, ikinci sırayı “her şey günümüzdeki gibi
devam ederse, insanoğlu çok kısa zamanda büyük bir ekolojik felaketle karşı karşıya kalacaktır” ifadesi ve üçüncü
sırayı da “insanlar genellikle doğal çevreyi kötü kullanmaktadır” ifadesi almaktadır (Çizelge 3.2). Bektaş vd.’nin
(2004) Menemen’de, yapmış oldukları bir çalışmada da, yeni çevresel paradigma ölçeği uygulanmış ve katılma
derecelerinin yüksek olması beklenen ifadeler içinde, birinci sırayı “bitkiler ve hayvanların insanlar kadar var olma
hakkına sahip” olduğu ifadesi almıştır.
Çizelge 3.2. Üreticilerin katılma derecesinin yüksek olması beklenen çevresel tutum ile ilgili ifadelerin
ortalaması
Çevresel Tutum İle İlgili İfadeler
Ortalama
Bitki ve hayvanlar da var olma hakkına sahip
Kısa zamanda ekolojik felaket
İnsan doğal çevreyi kötü kullanmakta
İnsan doğa kanunlarına tabi
Doğaya müdahale felaket getirir
Dünya sınırlı olanak ve kaynaklara sahip
Dünyanın dengesi narin
(1) Kesinlikle Katılmıyorum (2) Düşük Ölçüde Katılıyorum (3) Orta Derecede Katılıyorum
(4) Büyük Ölçüde Katılıyorum (5) Kesinlikle Katılıyorum
4.35
4.10
4.04
3.94
3.78
3.26
3.07
Üreticilerin, katılma derecesinin düşük olması beklenen çevre tutumu ile ilgili ifadelere bakıldığında, “insa nlar
ihtiyaçlarını karşılamak için doğal çevrede değişiklik yapma hakkına sahiptir”, “çevre sorunları gereğinden fazla
abartılmaktadır” ve “insan zekâsı dünyayı yaşanmaz hale sokmaz” ifadelerine düşük ölçüde katıldıkları
görülmüştür (Çizelge 3.3).
Çizelge 3.3. Üreticilerin katılma derecesinin düşük olması beklenen çevresel tutum ile ilgili ifadelerin
ortalaması
Ortalama
Çevresel Tutum İle İlgili İfadeler
Doğal çevrede değişiklik
Çevre sorunları abartılmakta
İnsan doğaya zarar vermez
Doğanın dengesi güçlü
İnsanlar doğayı kontrol edebilecek
Dünyada bol miktarda kaynak
(1) Kesinlikle Katılmıyorum (2) Düşük Ölçüde Katılıyorum (3)Orta Derecede Katılıyorum
(4) Büyük Ölçüde Katılıyorum
(5) Kesinlikle Katılıyorum
1.94
1.98
2.43
2.44
2.51
2.87
Üreticiler, “dünyada bol miktarda kaynak var, yeter ki insanlar bunları nasıl kullanacağını öğrensin” ve
“insanlar eninde sonunda doğayı nasıl kontrol edebileceklerini öğreneceklerdir” ifadelerine orta derecede
34
XI. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi 3-5 Eylül 2014, Samsun
katılırken, “doğanın dengesi sanayileşmenin olumsuz etkileriyle başa çıkabilecek kadar güçlüdür” ifadesine düşük
ölçüde katılmaktadır.
Çizelge 3.4 Özdeğer İstatistiğine Bağlı Faktör Sayısı ve Açıklanan Varyans Yüzdesi
Bileşen
İlk Özdeğer
Toplam
Karesi Alınmış Yüklerin Toplamının
Çıkarımı
%
Varyans
%
Kümülatif
Toplam
%
Varyans
%
Kümülatif
Karesi Alınan Yüklerin Toplamının
Döndürülmesi
Toplam
%
Varyans
%
Kümülatif
1
2,455
30,693
30,693
2,455
30,693
30,693
1,966
24,576
24,576
2
1,415
17,694
48,387
1,415
17,694
48,387
1,573
19,659
44,235
3
1,061
13,268
61,655
1,061
13,268
61,655
1,394
17,420
61,655
4
,783
9,789
71,444
5
,762
9,520
80,964
6
,646
8,077
89,041
7
,475
5,932
94,973
8
,402
5,027
100,000
Extraction Method: Principal Component Analysis .
Üreticilerin çevresel tutumu, 13 ifadeye verdiği cevapların ortalaması alınarak hesaplanmıştır. Buna göre bir
değerlendirme yapıldığında, çevresel tutum değişkenleri ortalaması 3.13 olarak belirlenmiştir. Bu sonuca göre,
üreticilerin çevre konusunu orta derecede önemsediği ortaya çıkmıştır. Yüksek katılım beklenen çevresel tutum
değişkenleri için ortalama 3.79 değeri bulunmuş olup, üreticilerin bu ifadelere büyük ölçüde katıldıkların ı
göstermektedir. Düşük katılım beklenen değişkenler için çevresel tutum değişkeni ise ortalama 2.36 bulunmuştur.
Bu da, üreticilerin bu ifadelere düşük ölçüde katıldıklarını göstermektedir.
Üreticilerin, Beşli Likert Ölçeği kullanılarak değerlendirilen çevresel tutumlarını belirleyen temel faktörleri
ortaya koymak için faktör analizi yapılmıştır. Ölçeğin güvenilir olup olmadığını test etmek amacıyla güvenilirlik
analizi uygulanmış ve Cronbach’s Alpha değeri 0,632 olarak bulunmuştur. Bu sonuç, ölçeğe ilişkin içsel
tutarlılığın olduğunu göstermektedir.
Üreticilere, çevre hakkında 13 ifade sunularak, bu ifadelere katılıp katılmadıkları sorulmuştur. Buna göre,
verilen cevaplar, likert ölçeğinden yararlanılarak değerlendirilmiş ve üreticilerin çevresel tutumları belirlenmişt ir.
Üreticilere yöntemin gerektirdiği ifadeler sunulmuş ve her bir ifadeye katılıp katılmadıkları sorulmuştur. Yed i
ifade için 5'ten 1'e doğru bir kodlama söz konusudur (5: Kesinlikle katılıyorum, 4: Büyük ölçüde katılıyorum, 3:
Orta derecede katılıyorum, 2: Düşük ölçüde katılıyorum, 1: Kesinlikle katılmıyorum). Diğer altı ifade 1'den 5'e
doğru kodlanmıştır (1: Kesinlikle katılıyorum, 2: Büyük ölçüde katılıyorum, 3: Orta derecede katılıyorum, 4:
Düşük ölçüde katılıyorum, 5: Kesinlikle katılmıyorum).
Veri setinin faktör analizi için uygunluğunu değerlendirmek amacıyla, korelasyon matrisinin oluşturulması,
Bartlett’s∗ testi ve Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) testleri gerekmektedir (Mertler and Vanatta, 2010). Bu araştırmada
da, ele alınan değişkenlere ait korelasyon matrisi oluşturulmuştur. Faktör analizinin uygunluğu için değişkenler
arasında korelasyon olmalıdır. Hatta değişkenler arasındaki korelasyonlar ne kadar yüksek ise, değişkenlerin ortak
faktörler oluşturma olasılıkları o kadar yüksektir. Buna göre, modelin uygunluğunun test edilmesi gerekmektedir.
Bu amaçla kullanılan Bartlett’s testi, değişkenler arasında korelasyon olmadığı hipotezini incelemektedir. Buna
göre, bu çalışmada, H₀ hipotezi reddedilmiştir (Bartlett’s Test of Sphericity: 155,869). Çünkü, popülasyondaki
değişkenler arasında korelasyon vardır. Sig.0,000olduğundan, Bartlett’s testi anlamlıdır (Sig.≤0,05). Bu da,
değişkenler arasında korelasyon olduğunu göstermektedir. Ayrıca, Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) istatistiğinin
değeri (>0,5) olması gerekmektedir (Sharma, 1996). Burada da, KMO değeri 0,661’dir. Bu son uçlara göre, veri
setinin faktör analizi için uygun olduğunu söylemek mümkündür.
Çalışmada kullanılan faktör analizini belirleme aşamasında temel bileşenler faktör analizi (principal
component factor analysis) ve ortak faktör (common factor) analizi olmak üzere iki temel yaklaşım vardır. Bu
araştırmada, temel bileşenler faktör analizi kullanılmıştır.
Faktör sayısının belirlenmesinde farklı yöntemler önerilmektedir. Bu çalışmada özdeğer (eigenvalues)
istatistiği kullanılmış, özdeğeri 1’den büyük olan 3 faktör dikkate alınmıştır. Çizelge 3.4’de görüldüğü üzere,
birinci faktör toplam varyansın %24.576’sını açıklamaktadır. Üç faktör ise toplam varyansın %61.655’in i
açıklamaktadır.
35
Doğal Kaynaklar, Çevre, Enerji Ekonomisi ve Politikaları
Faktör rotasyonu ise isimlendirilebilir ve yorumlanabilir faktörler elde etmek amacıyla yapılmaktadır. Bu
çalışmada, rotasyonda en çok kullanılan teknik olan varimax rotasyonu metodundan yararlanılmıştır. Bu metot,
değişkenler arasındaki toplam varyansa bakmaktadır (Hair et al., 1998). Döndürülmüş faktör matrisi (rotated
component matrix), faktör analizinin nihai sonucudur. Buna göre, üç faktör ve her bir değişkenin faktör yükleri
tabloda verilmiştir. Üreticilerin, çevresel tutumlarını etkileyen, doğaya müdahale felaket getirir, dünya sınırlı
olanak ve kaynaklara sahip, dünyanın dengesi narin ve insanlar doğal çevreyi kötü kullanmakta, ifadelerinin yer
aldığı birinci faktör grubu “doğal kaynak farkındalığı”, ikinci faktör grubu “doğaya hükmetme” olarak
isimlendirilmiştir. İnsanların doğayı kontrol edebilecek güçte olması ve insanların doğaya zarar vermemesi ikinci
faktör grubunda yer almaktadır. Üçüncü faktör grubunda, doğanın dengesi sanayileşmenin olumsuz etkileriy le
başa çıkabilecek kadar güçlüdür ve bitkiler ve hayvanlar insanlar kadar var olma hakkına sahiptir, bileşenlerinin
bulunması nedeniyle ise bu grup “doğaya uyum” olarak isimlendirilmiştir. Alfa katsayısına göre ölçeğin
güvenilirliğine bakıldığında ise; 0,60 ≤ α< 0,80 oldukça güvenilir ve 0,80 ≤ α< 1,00 ise ölçek yüksek derecede
güvenilir bir ölçektir. Buna göre, ölçeğin oldukça güvenilir olduğu söylenebilir (Çizelge 3.5).
Çizelge 3.5. Faktör Yüklerine Göre Değişkenlerin Gruplandırılması
Bileşenler
Ortalama
Standart Sapma
Doğal kaynak farkındalığı
Doğaya müdahale felaket getirir
Dünya sınırlı olanak ve kaynaklara sahip
Dünyanın dengesi narin
İnsanlar doğal çevreyi kötü kullanmakta
Doğaya hükmetme
İnsanlar doğayı kontrol edebilecek
İnsan doğaya zarar vermez
Doğaya uyum
Doğanın dengesi güçlü
Bitki ve hayvanlar var olma hakkına
sahip
Faktör Yükleri
3,78
3,26
3,07
4,04
1,02
1,29
1,28
0,99
0,754
0,725
0,658
0,578
3,49
3,57
1,35
1,03
0,846
0,825
3,55
4,34
1,18
0,98
0,850
0,630
Faktör analizi sonuçlarından yararlanarak üreticilerin gruplandırılması amaçlanmıştır. Bunun için öncelikle
üreticiler arasında heterojenite belirlenmiştir. Faktör analizi ile elde edilen bileşenlerden, faktör yükleri en fazla
olanlar kullanılarak, üreticileri sınıflandırmak için ise kümeleme analizi yapılmıştır. Kümeleme analizinin amacı,
gözlemleri veya nesneleri önceden belirlenmiş bir ölçüt veya ölçütlere göre birbirine en yakın gruplarda
toplamaktır.
Faktör analizi tarafından oluşan bileşen, değişkenlerin faktör yükleri açısından yorumlanabilmekted ir
(Malhotra, 2010). Buna göre, her bileşende en yüksek faktör yüküne sahip olan değişkenler, kümeleme analizinde,
üreticileri çevresel tutumlarına göre segmentlere ayırmak için kullanılmıştır. Üreticinin çevresel tutumunun daha
kolay anlaşılmasını sağlamak amacıyla, üreticilerin çevresel tutumlarını etkileyen 13 değişken yerine, anali z
sonucunda elde edilen, faktör yükleri en yüksek olan 3 faktör dikkate alınmıştır. Böylelikle, üreticilerin çevresel
tutumlarında en etkili faktör bileşeninin doğal kaynak farkındalığı, en az etkili olanın ise doğaya hükmetme, olduğu
söylenebilir.
Faktör analizi kullanılarak elde edilen faktör grupları, kümeleme analizinde değişken olarak kullanılmış t ır.
Kümelemenin amacı, benzer gözlemleri birlikte gruplandırmak olduğundan, gözlemlerin ne kadar benzer veya
farklı olduklarını ortaya koymaya yönelik bir takım ölçüleri kullanmak gerekmektedir (Günden, 2005). Bu
çalışmada yararlanılan benzerlik ölçüsü, öklit (euclidean) uzaklığıdır.
Hiyerarşik olmayan ve hiyerarşik olan, şeklinde ikiye ayrılan kümeleme analizinde en çok kullanılan
yöntemlerden olan hiyerarşik yöntemler aynı zamanda bu çalışmada da kullanılmıştır. Yığmacı hiyerarşik
(agglomerative hierarchical clustring) ve bölücü hiyerarşik (divisive hierarchical clustring) olmak üzere ikiy e
ayrılmaktadır. Bu çalışmada, yığmacı hiyerarşik yöntemi içindeki vary ans yönteminden (Ward’s Yöntemi)
yararlanılmıştır. Bu yöntemde küme içi varyans minimize edilmektedir. En yaygın kullanılan varyans yöntemi,
Ward's yöntemidir. Ward's yönteminde, grup veya küme içi homojenliği en çoklayarak kümeler oluşturulur.
Çalışmada, çevre tutumunu belirleyen faktörleri dikkate alarak yapılan kümeleme analizi sonucunda üreticiler, üç
segmente ayrılmıştır.
Kümeleme analizi kapsamında, çevresel tutumlarına göre üretici segmentleri, %44,4, %37,9 ve %17,7’lik payları
oluşturmuştur. En geniş gruba sahip olan 1. Segmentteki “çevreyi önemseyen üreticiler”, araştırmada %44,4’lü k
bir paya sahiptir. Bu segmentteki üreticiler çevreyi önemsemesine rağmen, insanların doğaya zarar vermeyeceği
düşüncesi etkili görülmektedir. “Yüzeysel çevreciler” olarak isimlendirilen 2. segmentteki üreticiler; %37,9’lu k
payla, ikinci sırada gelmektedir. Çevresel tutumlarında etkili olan, doğanın dengesi güçlü ve bitkiler ve hayvanlar
36
XI. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi 3-5 Eylül 2014, Samsun
var olma hakkına sahip, bileşeni en yüksek bu segmentte çıkmıştır. 3.segmentteki “ insan odaklı düşünenler ”
olarak isimlendirilen üreticilerin, çevresel tutumlarında insanı ön plana koydukları görülmektedir (Çizelge 3.6;
Çizelge 3.7). Çevre merkezli bileşenler düşük ölçüde etkili olmaktadır. Ayrıca, bu segmenttekilerin çevresel
tutumları için doğanın dengesinin güçlü olması ve bitkiler ve hayvanların var olma hakkına sahip olması, etkili
olarak görülmektedir.
Çizelge 3.6. Üretici segmentlerine göre bileşenlerin ortalaması
Çevresel Tutumlarına Göre Üretici Segmentleri
Bileşenler
1.Segment
Doğal kaynak farkındalığı
Doğaya uyum
Doğaya hükmetme
Üretici Sayısı
%
4,42
3,51
3,64
55
44,4
2.Segment
3.Segment
2,14
3,09
1,50
47
37,9
Ki-Kare
2,43
3,83
4,26
22
17,7
p
5,073
51,753
81,427
Çizelge 3.7. Üretici segmentlerinin algı tipleri
Çevresel
Tutumlarına
Algı Tipi
Göre Üretici
Segmentleri
Bu segmentteki üreticilerin çevresel algılarında, dünyanın sınırlı olanak ve
Çevreyi
kaynaklara sahip olduğu yer almakta, bu nedenle dünyanın dengesinin narin
Önemseyen
olduğu ve insanların doğal çevreyi kötü kullanarak bir felakete neden
Üreticiler
olabileceği etkili olmaktadır.
Bu segmentteki üreticiler, hem doğanın dengesinin güçlü olduğu hem de
bitkilerin ve hayvanların var olma hakkına sahip olduğunu düşünmektedir.
Yüzeysel
Doğanın dengesinin sanayileşmenin olumsuz etkileriyle başa çıkabilecek
çevreciler
kadar güçlü olması, doğadaki canlıların uyumlu bir yaşam sürdürmeleri ile
mümkün olabileceği görüşü etkindir.
Bu segmentteki üreticilerin çevresel tutumlarında insan odaklı kavramlar
İnsan odaklı
etkili olmaktadır. Her şey insanlar için düşüncesiyle, insanların doğaya
düşünenler
zarar vermeden doğayı kontrol edebileceği düşünülmektedir.
0,079
0,000
0,000
Üretici
% ’si
44,4
37,9
17,7
Ayrıca, kümeleme analizi sonucu elde edilen üretici segmentleri arasında, demografik değişkenler açısından
anlamlı bir farklılık olup olmadığı incelenmiştir. Çalışmada, değişkenlerin üretici segmentleri itibariyle
karşılaştırılması ve gruplar arasında farklılık olup olmadığı istatistiksel olarak test edilmiştir. Değişkenlerin normal
dağılışa uygunluğu Kolmogorov-Smirnov testi ile belirlenmiştir. Normal dağılış göstermeyen sürekli değişkenler
için, Kruskall-Wallis testi uygulanmıştır. Kruskal-Wallis Testi, parametrik olmayan tek yönlü Varyans Analizid ir
(Çizelge 3.8).
Buna göre, üretici segmentleri arasında, demografik açıdan hiçbir farklılık olmadığı sonucu çıkmıştır. Yani,
demografik değişkenlerin, üretici segmentleri arasında, çevresel tutumunda, ayırt edici bir özelliğ i
bulunmamaktadır. Üreticilerin, tarımsal üretimi gerçekleştirirken, çevre ve doğal kaynakların taşıdığı önemin,
bunda etkili olduğu düşünülmektedir. Üreticilerin eğitim düzeyi ya da ge liri ne olursa olsun, bunlar çevresel
tutumlarında etkili olmamaktadır.
Çizelge 3.8. Üretici segmentlerine göre değişken ortalaması
Üretici Segmentleri
Çevreyi Önemseyen
Üreticiler
Değişkenler
Eğitim Düzeyi*
Gelir Durumu*
Yaş_grup**
Yüzeysel çevreciler
Ortalama
Ortalama
63,42
62,74
3,65
İnsan odaklı düşünenler
Ortalama
59,64
59,48
3,54
(*) Kruskal-Wallis testine göre p<0,05 için, gruplar arasında istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık bulunamamıştır.
(* *) Normal dağılım gösterdiğinden dolayı, yaş_grup değişkeni için Anova testi yapılmış, ancak anlamlı bir farklılık
bulunamamıştır.
37
62,77
63,64
4,06
Doğal Kaynaklar, Çevre, Enerji Ekonomisi ve Politikaları
4.SONUÇ VE ÖNERİLER
Çalışmada, Ege Bölgesi’nde buğday üreten çiftçilerin çevresel tutumları Yeni Çevresel Paradigma ölçeğ ine
göre incelenmiştir. Üreticilerin çevresel tutumlarını belirleyen temel faktörlerin belirlenmesinde yeni çevresel
paradigma değişkenleri için faktör analizinden yararlanılmış ve bu faktör analizinden elde edilen çevresel tutumu
belirleyen faktör grupları kümeleme analizinde değişken olarak kullanılmıştır.
Üreticiler için, YÇP’den yararlanılarak belirlenen çevresel tutum değişkenleri ortalaması 3.13 olarak
saptanmıştır. Bu konuda, yine Ege Bölgesi üreticilerini kapsayan başka çalışmalarda da benzer sonuç lara
ulaşılmıştır. Günden ve Miran (2008) çalışmalarında, İzmir ili Torbalı ilçesindeki çiftçilerin çevreye karşı
tutumlarını ve çevre duyarlılıklarını yeni çevresel paradigma ölçeği kullanarak belirlemiştir. Yörede çevre tutumu
ortalama 3,62 olarak belirlenmiştir. Yüksek katılım beklenen çevresel tutum değişkenleri için bulunan, ortalama
3,79 değeri, üreticilerin bu ifadelere büyük ölçüde katıldıklarını göstermektedir. Düşük katılım beklenen
değişkenler için çevresel tutum değişkeni ise ortalama 2.36 bulun muştur. Alnıaçık ve Koç (2009); üniversite
öğrencilerinin çevreye yönelik tutumlarını yeni çevresel paradigma ölçeği kullanarak ölçmüştür. Buna göre, bu
çalışmada olduğu gibi, bitkiler ve hayvanlar insanlar kadar var olma hakkına sahiptir” ifadesi, 4.88 o rtalama ile
yüksek katılım beklenen ifadeler içinde ilk sırada yer almıştır.
Çalışmada yararlanılan faktör analizi ve kümeleme analizi sonucunda, araştırma kapsamındaki üreticiler,
çevresel tutum açısından üç grupta toplanmıştır. Bunlar, çevreyi önemseyen üreticiler, yüzeysel çevreciler ve insan
odaklı düşünenler, olarak isimlendirilmiştir. Özellikle üreticilerin %44.4’ünü kapsayan doğal kaynak farkındalığ ı
yüksek olan, çevreyi önemseyen üreticiler grubu gelecek için ümit vadederken, bu tutumdaki üreticilerin alternatif
tarımsal üretim yöntemleri, su, toprak, biyoçeşitlilik kaynaklarının tarım işletmesi bazında korunması konularında
öncülük yapabileceği düşünülmektedir. Ancak, eğitim ve yayım çalışmalarıyla, üreticiler öncülük yapacak konuma
getirilebilir ve bu doğrultuda yönlendirilebilir.
Yüzeysel çevreciler olarak isimlendirilen ikinci grup %37,7’lik paya sahiptir. Bu gruptaki üreticiler, doğanın
dengesinin sanayileşmenin olumsuz etkileriyle başa çıkabilecek kadar güçlü olduğunu düşünürken, doğadaki
canlıların yaşamlarını sürdürmelerinin önemli olduğu görüşündedir. Bu üreticiler, ayrıca, doğanın, sanayi kaynaklı
olumsuzluklarla başa çıkabileceğini öngörmektedir.
Üreticilerin %17.7’sini oluşturan ve insanı doğanın sahibi olarak algılayan, insan odaklı düşünenler isimli üretici
grubunun çevre ve doğal kaynakların önemi konusunda bilgilendirilmeleri, tarımsal üretimin sürekliliği için bu
kaynakların korunması, korunurken de üretkenliğinin devam ettirilmesinin gerekliliği anlatılmalıdır.
Çevre ve doğayla uyumlu olduğunda ekonomik faaliyetlerin devamlılığının mümkün olacağı unutulmamalıd ır.
Daha iyi bir yaşam, mevcut olanı korumak ya da yaşamını devam ettirmek amaçlarıyla gerçekleştirilen tarımsal
üretimde kullanılan doğal kaynakların, sınırsız olmadığı unutulmamalıdır. İnsan odaklı değil, bütünsel bir
yaklaşımla hareket edilmelidir. Sürdürülebilir tarım için, uzun vadede çevreyi ve doğal kaynakları koruyan, insanı
olduğu kadar bitki ve hayvanları da sağlıkla muhafaza edebilen bir kırsal yaşam g erekmektedir. Tarımsal faaliyette
bulunan üreticilerin, tarımsal üretimlerine devam edebilmelerinin sağlıklı bir çevre, muhafaza edilmiş doğal
kaynaklar ve canlıların sürekli bir etkileşim içinde oldukları ekosistemlere bağlı olduğunu gözden kaçırmamalar ı
gerekmektedir.
5.KAYNAKLAR
Alnıaçık, Ü. ve Koç, F., 2009,Yeni Çevresel Paradigma Ölçeği İle Üniversite Öğrencilerinin Çevreye Yönelik
Tutumlarının Değerlendirilmesi, Balıkesir Üniversitesi Burhaniye MYO Bölgesel Kalkınma Kongresi,14-16
Kasım 2009, Balıkesir
Aytaç, M. ve Öngen, B., 2012, “Doğrulayıcı Faktör Analizi ile Yeni Çevresel Paradigma Ölçeğinin Yap ı
Geçerliliğinin İncelenmesi”, İstatistikçiler Dergisi 5, (2012), 14-22.
Bektaş, Z. K., Atış, E., Günden, C. ve Gündoğdu, H., 2004, Sulama sisteminin çevresel etkilerinin Menemen
örneğinde incelenmesi, Türkiye VI. Tarım Ekonomisi Kongresi, 16-18 Eylül 2004, Tokat, s.676-682.
Dunlap R.E, Van Liere K.D, Merting A.G and Jones R.E., 2000, Measuring endorsement of the newecological
paradigm: a revised scale. Journal of Social Issues 56, 425-442.
Günden, C., 2005, Bireysel İşletme, Grup ve Bölge Bazında Uygulamaya Elverişli Esnek Üretim Planlarının
Bulanık Çok Amaçlı Doğrusal Programlama Yöntemiyle Elde Edilmesi Üzerine Bir Araştırma: İzmir İli
Torbalı İlçesi Örneği, E.Ü.Fen Bilimleri Enst. Doktora Tezi, İzmir
Günden, C. ve Miran, B., 2008, Yeni Çevresel Paradigma Ölçeğiyle Çiftçilerin Çevre Tutumunun Belirlenmes i:
İzmir ili Torbalı İlçesi Örneği, Ekoloji 18, 69, 41-50.
Hair, J.F., Anderson, R.E., Tatham, R.L. and Black, W.C., 1998, Multivariate Data Analysis, Pren ticeHallInternational, New Jersey
Işıldar, G., 2008, Meslek Yüksek Okulları Boyutunda Çevre Eğitimi’nin Çevreci Yaklaşımlar ve Davranışlar
Üzerindeki Etkilerinin Değerlendirilmesi, 6(4), 759-778.
Kalaycı, Ş., 2010, SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, ISBN: 975-9091-14-3, Ankara
38
XI. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi 3-5 Eylül 2014, Samsun
Kotchen, M.J. and Reiling, S.D., 2000, Environmental Attitudes, Motivations and Contingent Valuation of Nonuse
Values:A Case Study Involving Endangered Species, Ecological Economics, 32:93-107
Malhotra, N.K,1996, Marketing Research. Prentice-Hall International, New Jersey.
Malhotra, N.K, 2010, Marketing Research An Applied Orientation, Pearson, New Jersey.
Mertler, C.A. and Vannatta, R.A., 2010, Advanced and Multivariate Statistical Methods, ISBN: 1-884585-8 4- 1,
USA
Miran, B., 2002, “Temel İstatistik”, Ege Üniversitesi Matbaası, ISBN: 975-93088-0-0, Bornova, İzmir, 288s.
Newbold, P., 1995, Statistics for Business and Economics. Prentice-Hall International, New Jersey.
Salalı, H.E., 2013, “Ege Bölgesi’nde Tarımsal Biyoçeşitliliğin Korunması ve Sürdürülebilir Kullanımı Açısından
Yerel Buğday Çeşitlerinde Üretici ve Tüketici Duyarlılıklarının Ölçülmesi”, E.Ü.Fen Bilimleri Enst.,Tarım
Ekonomisi Anabilim Dalı, Doktora Tezi, İzmir
Sam, N., Sam, R. veÖngen, B.K., 2010,
ÜniversiteÖğrencilerininÇevreselTutumların ın YeniÇevreselParadig maveBenlikSaygısıÖlçeğiileİncelen mesi,
AkademikBakışDergisi, Sayı:21, Temmuz-Ağustos-Eylül 2010, ISSN:1694-528X, Kırgizıstan
Sharma, S, 1996, Applied Multivariate Techniques. John Wiley & Sons, New York.
39
Download