ISSN 1300-3410 E Cilt: 5 Sayı : 5 EYLÜL-EKİM 1995 ıııifHiHfi m tmmob makina mühendisleri odası yayınıdır •v K'mhm* n-imıı . m ı ı J -i 1 •* -J* ^F-, .* -..**•••• ıı • ***** UF V" ». w* ıi^....R>.,ı> -. -• •—i*»«ll- r"jt* LsEi 3^ -Bîr- ' * +.• w,^-« * % - ı ^ . ı ; . . ı . - . . . . - . — . -I, *+• f J— ...,...-.. -, ••. . ^ % -j» 1 ™ * Sn - -A. - i • ••*- • .-il • •, i i t-j, t -i »; t-'-ı'* İ! KONG BİLDİRİLER 1 -2 rant ekonomisinden üretim ekonomisine" HAZIRLAYAN TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI THE CHAMBERS|;||İ||I|ıGAL ENGıNEERS Cilt : 6 Sayı : 5 EYLÜL / EKİM 1995 tmmob makina mühendisleri odası yayınıdır 23 ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ MESLEK ÖRGÜTLENMESİ: BİR PERSPEKTİF Sinan KAYALIGİL Nihat ANGI YANSIMA PAZARLAMA VE ÜRETİM BİRİMLERİNİN KARŞILIKLI UYUMU Mehmet PAŞA Selçuk KARABATI Bilgi toplumunda, uzmanlaşmanın öne çıkacağı ve bireylerin toplumsal kesimler olarak örgütlülüklerinde meslek örgütlenmesinin etkinliğinin artması beklenmektedir. Ülkemizde Endüstri Mühendisi diploması veren üniversiteler dikkate alındığında bugün 3850 civarında olan Endüstri Mühendisi sayısının 23 yıl içinde 6-7.000'e ulaşacağı söylenebilir. Bu çalışmada Amerika ve Avustralya'daki meslek örgütlerinin özellikleri verilerek mesleki örgütlenmeye bir bakış açısı oluşturulmaya çalışılmış, bu bakış açısının sonuçlarının da bir perspektif olarak ifade edilebileceği vurgulanmıştır. Bu çalışmanın amacı pazarlama ve üretim birimleri arasındaki uyumun boyutlarını belirlemek ve bu boyutların kullanılması ile ölçülmesini sağlamaktır. Pazarlama-üretim uyumunun ölçülmesi ve uyum üzerinde etkili olan faktörlerin belirlenmesi, işletmelerin rekabetçi üstünlüğünde büyük ölçüde etkisi olan pazarlama-üretim uyumunu arttırmak yolunda yapılacak çalışmaların başlangıç noktasını oluşturmaktadır. 15 DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİ UYGULAMALAR TÜRKİYE Hakan SUNGUR Artık değişmeyen tek kavram kalmıştır; o da herşeyin değişken olduğudur. Günümüzde değişimler o kadar hızlı yaşanmaktadır ki, daha önceden öngörmek veya tahminde bulunmak pek mümkün olamamaktadır. Değişim rüzgarları geleneksel prensipleri temelinden değiştirmeye yönelik yeni yaklaşımları benimsemeyi gerektirmektedir. EYLÜL/EKİM September / October Cilt 6 Volume Sayı 5 No Makina Mühendisleri Odası Adına Sahibi • Publisher Yusuf KARAHAN Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Managing Editör M. Sait ATINÇ Yayın Sekreteri • Technical aSecretary Şehnaz KAPLAN Sayfa 15 29 SÜRELİ YAYINLAR 30 KİM KİMDİR? 31 YAYIN POLİTİKASI 32 Sayfa 23 Yayın Kurulu • Publishing Board Mehmet Selim AKTÜRK M. Sait ATINÇ H. Kürşat SERTPOYRAZ N. Evin ÖZDEMİREL CONTENTS Baskı • Printed by Yeni Doğuş Matbaası (312)417 87 52 Grafik Dizgi • Graphist Type Setting Gülsen FALCIOĞLU MMO (312) 231 31 59 ANKARA Baskı Sayısı • Circulation 3000 Yönetim Yeri • Head Office TMMOB Makina Mühendisleri Odası Sümer Sok. 36/1 -A 06440 Kızılay - ANKARA Tel : (312)231 31 64-231 31 59 Fax : (312)231 31 65 YANSIMA akina Mühendisleri Odası şube seçimleri Ocak 1996'da yapıldı. Merkez genel kurul seçimleri ise yaklaşmakta. Bu seçimler bize Makina Mühendisleri Odasmın ve Oda içinde Endüstri Mühendislerinin sorumluluk ve işlevleri konusunda yeniden düşünme fırsatı verdi. Dünyada mesleki örgütlerin etkisinin giderek arttığını gözlemliyoruz. Bu örgütler temsil ettikleri meslek gruplarının ve içinde yaşadıkları toplumların sorunlarını ve taleplerini yönetici kadrolara duyurmak ve çözüm önerileri getirmekte giderek daha etkin bir hale geliyorlar. Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede meslek Örgütlerin rolü belki gelişmiş ülkelerdeki benzerlerinden daha da önemli. Teknik elemanlar ülkemizdeki eğitlmiş kadroların önemli bir bölümünü oluşturuyor. Buna paralel olarak Makina Mühendisleri Odası üye sayısı bakımından en büyük mesleki örgütlerden biridir. Ülkemizdeki teknik elemanlara, teknik konularda eğitim görmemiş geniş bir toplum kesiminin, bu konulardaki sorun ve mümkün olabilecek çözümler konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesinde daha büyük bir görev düşüyor. Örneğin, halkın yeni bir teknolojinin yaşantımıza getireceği kolaylıklara karşılık çevremize verebileceği zararlar konusunda uyarılması, ya da tüketicinin gümrük birliğine girildikten sonra ilaç fiyatlarının neden artması gerektiği konusunda aydınlatılması gibi. Bir meslek örgütünün projelere onay verme benzeri yetkilerinin daha etkin bir biçimde kullanılması da bu görevler arasında sayılabilir. M Türkiye'de Endüstri Mühendislerinin mesleki örgüt faaliyetlerine katılımına baktığımızda, bu katılımın arttırılmasının gerektiği ortaya çıkar. Bu öncelikle sayısı 18'e yükselen Endüstri Mühendisliği bölümlerinin vereceği mezunlara "sahip çıkmak" bakımından gereklidir. Hem akademik hem iş aşamında önemi hızla artan bu mesleğin potansiyelini iyi değerlendirmemiz gerekir. Diğer yandan, Endüstri Mühendislerinin, teknik bir meslek örgütünün yukarıda sözü edilen görevlerini yerine getirebilmesine önemli katkıları olacaktır, özellikle de sosyal, teknolojik ve ekonomik konularda. Günümüzde bir mesleki örgütten beklenen, konulara daha profesyonelce yaklaşmaktır. Bu tür bir örgüt sosyo-politik içerikli bir konuda taraf olmaktan çok, toplumun değişik kesimlerini meslekle ilgili gelişim ve olgulardan ve bunların toplum hayatı üzerindeki olası etkilerinden haberdar etme görevini üstlenmelidir. Toplum içinde yaşayan bireylerin kendi seçimlerini bilinçli olarak yapabilmeleri ve demokratik toplum ideali ancak bu yolla mümkün olacaktır. Bu sayımızın iletişim köşesinde Endüstri Mühendisliği meslek örgütlenmesi konusuna ilginç ve yararlı bir bakış açısı getirilmektedir. İkinci yazımızda değişim mühendisliği ve uygulamaları ele alınmıştır. Bu sayımızdaki bir başka çalışma ise bir üretim sisteminde pazarlama ve üretim birimlerinin uyumu konusuna eğilmektedir. EM Yayın Kurulu PAZARLAMA VE ÜRETİM BİRİMLERİNİN KARŞILIKLI UYUMU Bu çalışmanın amacı pazarlama ve üretim birimleri arasındaki uyumun boyutlarını belirlemek ve bu boyutların kullanılması ile ölçülmesini sağlamaktır. Pazarlama-üretim uyumunun ölçülmesi ve uyum üzerinde etkili olan faktörlerin belirlenmesi, işletmelerin rekabetçi üstünlüğünde büyük ölçüde etkisi olan pazarlama-üretim uyumunu arttırmak yolunda yapılacak çalışmaların başlangıç noktasını oluşturmaktadır. Bugüne kadar yapılan çalışmalar pazarlama ve üretim birimleri arasında var olması gereken uyuma değişik yönleriyle değinmışlerse de. işletmeler tarafından pazarlama-üretim uyumunun ölçülmesinde kullanılacak ve de eğer uyumsuzluk varsa bunun nedenlerini doğrudan ortaya çıkarıp, uyumsuzluğun giderilmesini sağlayacak bir araç sunmamışlirdır. Çalışmamızın geliştirdiği çerçeve içerismde, işletmeler pazarlama ve üretim birimleri arasındaki uyumu çeşitli boyutlarıyla ölçebileceklerdir Çalışmamız, işletmelerin belirledikleri uyumsuzluktan ortadan kaldırmaya yönelik çabalarına da, bu uyumsuzluklara kaynak olabilecek bazı faktörieri belıryerek ışık tutmaya çalışacaktır. GİRİŞ Teşekkür Bu çalışmanın hazırlanmasındaki değerli katkıları nedeniyle Burcu AKINCI, Doç. Dr. Güliz -GER ve Doç. Dr. Oğuz BABÜROĞLU'na teşekkür ederiz. Bu çalışmada Dr. Mehmet PAŞA Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde Öğretim Üyesiyken yapılmıştır. Belirtilen görüşler çalıştığı şirketle hiçbir şekilde bağlantılı değildir. Mehmet PAŞA McKinsey-Company İSTANBUL Selçuk KARABATI Koç Üniv. iktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tstinye, fctanbul 80860 Cilt: 6 Sayı: 5 1995 Genelde pazarlama ve üretim farklı sorumluluklara sahip "özerk" birimlerdir (Pearce ve Robinson, 1986). Pazarlama birimi hedef ki3 B)in, ürün çeşitlerinin ve konumlarının, fiyatların, dağıtım yöntemlerinin ve tanıtım faaliyetlerinin belirlenmesi gibi konulardan sorumludur (Kotler, 1991). Üretim birimi kapasite yönetimi, fabrika düzeni ve kullanılacak teknolojinin seçimi, kalite kontrolü, stok yönetimi ve üretim planlaması gibi konularda kararlar verir (Hayes ve Wheelwright, 1984). Ktsa vadede, pazarlama birimi ürünlerin sağlanması için üretim biriminin desteğine ihtiyaç duyar; üretim birimi de kararlarını pazarlamanın sağladığı neyin, ne zaman ve ne kadar üretileceğini belirten bilgilerin ışığı altında verir (St. John ve Rue, 1991). Uzun vadede, yapılacak kapasite artışı, yeni teknoloji yatırımları, yeni ürünler geliştirme ve müşteri hizmet politikası belirleme gibi 171VTT»¥TO'T'T>İ stratejik önem taşıyan konularda, pazarlama ve üretim birimleri birbirlerinin verecekleri kararlara ve sahip oldukları bilgilere karşılıklı olarak ihtiy34 euyarlar (Pendlebury, 1987; Crittenden, 1992; Griffın ve Hauser, 1992; Freeland, 1980). Drucker (1974) bir işletmenin en önde gelen amacının, müşteri ihtiyaçlarını kar ederek karşılamak olduğunu belirtmiştir. Bir işletmenin karını, tüketicliere sağladığı faydalar karşılığında elde ettiği gelir ile, bu faydaları sağlamak için yaptığı harcamalar arasındaki fark olarak tanımlayabiliriz. Pazarlama ve üretim birimlerinin hem elde edilen kazanç hem de yapılan harcamalarda büyük payları vardır. Örneğin, pazarlama biriminin seçtiği hedef kitledeki tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını doğru belirlemesi, ve üretimin bu ihtiyaçları başarıyla karşılayacak ürünler geliştirmesi işletmenin gelirlerini arttırmaktadır. Pazarlama biriminin yapacağı doğru ve zamanında satış tahminleri, A JTTTJTT^TTYfOT İ r ^ T üretim planlamasını kolaylaştırmakta ve maliyetleri düşürmektedir. Aynı zamanda, üretimin söz verdiği zamanda ürünleri teslim etmesi de pazarlama biriminin müşteri hoşnutsuzluğundan doğan maliyetlerini düşürmektedir. Bu örneklerden de anlaşılabileceği gibi, pazarlama ve üretimin karşılıklı girişimlerini anlamak ve yönetebilmek bir işletmenin başarısı için çok önemlidir. Ülkemizde gıda sektörünün önde gelen bir şirketinin genel müdürünün de belirttiği gibi, "başarılı olabilmek için pazarlama ve üretim birimleri aynı vizyona ve stratejilere sahip olmalıdırlar. Pazarın yönlendiği üretim başarı için şarttır." Pazarlama ve üretim birimleri işletmenin stratejilerinin uygulanmasında önemli yer tutarlar. Bu iki bölüm arasındaki sürtüşmeler işletme stratejisinin başarıyla uygulanmasını engeller. Artan rekabet işletmeleri tüm çabalarını uyumlu duruma getirmeye zorlamaktadır. Özellikle günümüz Türkiye'sinde rekabet koşulları gittikçe ağırlaşmaktadır. Yakında gireceğimiz Avrupa Gümrük Birliği'nin bu koşulları daha da ağırlaştırması beklenilmektedir. Büyük bir mobilya şirketinin genel müdürünün de belirttiği gibi, "Türkiye'deki bir çok sektör için pazarlama-üretim uyumu, özellikle Avrupa Gümrük Birliğine girmeye hazırlandığımız bu günlerde hayati bir önem taşımaktadır." İşletmeler, böyle bir rekabet ortamındaki değişiklikleri tüm stratejik güçlerini kullanarak değerlendirmek zorundadırlar ve bunun bir parçası olarak, pazarlama ve üretim birimleri arasındaki ilişkiyi rekabet güçlerini engelleyici olmaktan kurtarıp, kendilerine değişik stratejiler geliştirmek için bir araç olarak kullanmak durumundadırlar. Günümüzün ekonomik koşulları içerisinde, işletmeler pazarlama-finans uyumunu daha ön planda tutmaktadırlar. Örneğin, yüksek enflasyon nedeniyle, taksitle ödeme ve leasing gibi pazarlama-finans stratejileri ağırlık kazanmaktadır. Pazarlama-üretim uyumu pek göz önüne alınmamakta, bu da geliştirilebilecek stratejilerin hem sayısını kısıtlamakta, hem de basit ve yetersiz kalmalarına neden olmaktadır. Bir işletmenin dış pazarlarda ve Avrupa Gümrük Birliği'nde rekabetçi üstünlük sağlayabilmesi, işletmenin tüm birimleri arasında tam bir uyum olmasına büyük bir ölçüde bağlıdır.' Bu çalışmanın amacı pazarlama ve üretim birimleri arasındaki uyumun boyutlarını belirlemek ve uyumun ölçülebilmesi amacına yönelik bir yaklaşım geliştirmektir. Bu çalışma işletmelerdeki pazarlama-üretim uyumunu ölçebilecek ve olası uyumsuzluğun kaynakarını belirleyebilecek bir araç sunmaktadır. Bu makale şöyle düzenlenmiştir: 2. Bölüm'de pazarlama-üretim r^iitıaııvı 1V1UI uyumu konusunda daha önce yapılan çalışmaların bir özeti sunulmaktadır. Daha sonra 3. Bölüm'de pazarlama-üretim uyumunun boyutları üzerinde durulmakta ve bu uyumun değişik yönlerini ele alınmaktadır. 4. Bölüm'de pazarlamaüretim uyumunun ölçülebilmesi -»için bu çalışmada geliştirilen yaklaşımın üzerinde durulmaktadır. 5. Bölüm'de ise pazarlama-üretim uyumunu etkileyen bazı etkenler sıralanıp, bu etkenler ile 3. Bölüm'de sunulan boyutlar arasındaki etkileşim ele alınmaktadır. Son olarak 6. Bölüm'de işletmelerin genel çerçeveyi pazarlama-üretim uyumlarını ölçmek ve olası uyumsuzlukları ortadan kaldırmak için nasıl kullanabilecekleri tartışılacaktır. PAZARLAMA-ÜRETİM UYUMU Pazarlama ve üretim birimlerinin birbirlerine olan bağımlılıkları gözönüne alındığı zaman, bu birimler arasındaki ilişkinin pürüzsüz olması ve itinayla yürütülmesi beklenir. Ne yazık ki, beklenenin aksine, bu iki birim arasındaki ilişki genelde dayanışmadan daha çok bir gerilimli ilişki niteliği taşımaktadır. Hayes ve Wheelwright'ın (1984, 5. sayfa) belirttiği gibi ... çoğu yönetici çalıştıkları kuruluştaki pazarlama ve üretim birimleri arasındaki ilişkiyi problemli, kopma noktasında, veya en olumlu şekliyle, çelişkili olarak tarif etmektedir. Bizim tecrübelerimiz gösteriyor ki, pazarlama-üretim ilişkisi, diğer tüm birimler arasındaki ilişkilerden daha fazla, en sık ve şiddetli anlaşmazlıkların çıktığı noktadır. Pazarlama ve üretim birimleri arasında yaşanan uyumsuzluğun nedenlerinden biri, üretim biriminin genellikle işletmenin stratejik kararlarında söz sahibi olmaması ve daha edilgen bir rol oynamasıdır (Skinner, 1985; Hayes ve Wheelvvright, 1984). Skinner (1985) ve Hill (1991) üretim biriminin daha etkisiz kalmasının nedeni olarak üç temel noktaya işaret etmektedirler. Bu noktaların başında üretim birimi yöneticilerinin görevlerinin kendilerinden istenenleri en iyi şekilde, soru sormadan yapmak olduğuna inanmaları gelmektedir. Diğer önemli bir nokta üst yönetimin üretim biriminin rolüne olan bakışıdır. Her ne kadar üretim birimi işletmenin yatırımlarının, çalışmalarının ve harcamalarının büyük bir bölümünden sorumlu ise de, üst yönetim üretim biriminin rolünü edilgen ve yalnızca kısa vadeli kararlar almak olarak görmektedir. Bunların yanı sıra üretim birimlerinin yöneticileri, yaptıkları işin niteliğinden kaynaklanan teknik deyimlerin çokluğundan dolayı, kendi düşünce ve hareketlerini yeterince açık ve etkili olarak diğer birimlere anlatamamaktadırlar. Cilt: 6 Sayı: 5 1995 Tablo 1. Pazarlama ve Üretim Arasında Anlaşmazlıkların Yaşandığı Alanlar. Anlaşmazlık Alanı Pazarlama Biriminin Yaklaşımı Üretim Biriminin Yaklaşımı Üretim Kapasitesi Planlaması ve Uzun Vadeli Satış Tahminleri "Neden yeterli üretim kapasitesine sahip değiliz" "Neden doğru satış tahminleri yapılmıyor" Üretim Planlaması ve Kısa Vadeli Satış Tahminleri "Müşterilerin isteklerine daha süratli sevap vermeliyiz. Üretimin tamamlanması çok zaman alıyor" "Güvenilir müşteri bağlantıları ve her gün değişmeyen satış tahminleri gerekli" Teslim Etme ve Dağıtım "Neden hiçbir zaman istenilen ürünler stokta olmaz?" "Tüm ürünleri stoklamamız mümkün değil." Kalite Yönetimi "Neden hiçbir zaman uygun fiyata yeterli kaliteye sahip olamıyoruz?" "Neden devamlı olarak müşteriler için hiçbir değeri olmayan ve zor üretilen seçenekler sunmamız gerekiyor?" Ürün Yelpazesinin Genişliği "Müşterilerimiz çeşit istiyorlar." "Ürün yelpazesi çok geniş. Kısa süreli ve verimsiz üretime zorlanıyoruz." Maliyet Kontrolü "Maliyetlerin yüksekliği rekabet gücümüzü düşürmekte." "Çok çeşit, değişikliklere süratli uyum, ve yüksek kaliteyi düşük maliytele sağlamak olanaksız." Yeni Ürün Sunma "Bizi ayakta tutan yeni ürünlerdir." "Gereksiz ürün yeniliklerinin maliyeti çok yüksek oluyor." Destek Hizmetler "Müşteri hizmetleri maliyetleri yüksek." "Ürünler işlevlerinin dışında işlerde kullanılmakta." Kaynak: B.J. ShapiroCan marketing and manufacturing coexist? Harvard Business Review, September-October 1977. Başarı için kaçınılmaz olan pazarlamaüretim uyumunu geliştirmek için, üretim biriminin işletmenin stratejik kararlarının alınmasında daha etkili bir rol oynamasının sağlanması gerekmektedir. Shapirno (1979), pazarlama ve üretim birimleri arasındaki uyumun çok önemli olduğunu öne sürmüş ve genellikle anlaşmazlıkarın yaşandığı sekiz konu belirlemiştir. Pazarlama ve üretim birimleri arasındaki anlaşmazlıkların yaşandığı sekiz konu ve birimlerin bu konulardaki değişik yaklaşımları Tablo 1 'de verilmiştir. Bu anlaşmazlık konuları özetle şunlardır: 1. Üretim Kapasitesi Planlaması ve Uzun Vadeli Satış Tahminleri Gerektiği zaman yeterli kapasiteye sahip olmak ortaya çıkabilecek sorunları engeller. Bunu yapabilmek için satış tahminlerinin doğru olması gerekir. Fakat doğru satış tahmini yapmak her zaman mümkün olmamaktadır. Bu da pazarlama ve üretim birimleri arasında bir sürtüşme yaratmaktadır. Üretim kapasitesi yetersiz kalınca, pazarlama birimi kaybettiği satışlardan olumsuz olarak etkilenmektedir. Kapasite satışların çok üzerinde olunca ise, artan maliyetlerden dolayı üretim Cilt: 6 Sayı: 5 1995 birimi verimsizlği azaltıcı etkiler yaşamaktadır. 2. Üretim Planlaması ve Kısa Vadeli Satış Tahminleri Yukarıda olduğu gibi, bu anlaşmazlığın bir nedeni satış tahminlerinin yeterince doğru olmamasıdır. Diğer bir nedeni ise, üretim kapasitesinin yeterince esnek olmamasıdır. 3. Teslim Etme ve Dağıtım Diğer iki konuda olduğu gibi, buradaki problem de pazarlama biriminin üretime verdiği satış tahminlerinin yetersizliğinden ve üretim biriminin elindeki kapasiteyi kullanma şeklinden kaynaklanmaktadır. Üretim biriminin üretimi rahatlatacak ham madde stoğuna, pazarlama biriminin de satışı rahatlatacak hazır ürün stoğuna ihtiyacı vardır. 4. Kalite Yönetimi Pazarlama ve üretim birimleri kaliteyi farklı olarak tanımlamaktadırlar. Pazarlama birimi, tüketicilerin isteklerini en iyi bir biçimde karşılayan ürünleri en kaliteli olarak kabul etmekte ve müşterilerin genellikle ürünlerde l\/fTTTX17lXT¥VreT IfXV;iAJLlliyXUA Tablo 2. işletme Kararlarının Aşamaları. Üretim Stratejisi 1. Aşama 2. Aşama 3. Aşama 4. Aşama 5. Aşama İşletme Hedefleri Pazarlama Stratejisi Rekabetçi Üstünlük Kazanma Koşulları Üretim Donanımının Seçimi Alt Yapı Büyüme Yaşayabilme Kar Finansal hedefler Hedef kitle Ürün yelpazesi Satış miktarı Pazarlama karması Yeni ürünler Fiyat Kalite Teslim hızı Zamanında teslim Satış sonrası hizmetler Ürün tasarımı Ürün yelpazesi Spesifikasyona göre üretim Değişen üretim miktarı Teknoloji Atölye tipi üretimden montaj hattına kadar uzanan yelpazedeki üretim biçimlerinden birinin seçilmesi Destek Hizmetler Üretim yönetimi Kalite yönetimi Yönetim yapısı Ücret politikası Kaynak: T. H\\\.production /Operations Management: Text and Cases. Prentice Hail. 1991. gelişmiş özellikler ve seçenekler istediklerine inanmaktadır (kalitenin tüketiciye yönelik tanımı). Üretim birimi ise, kaliteyi hatasız üretilen mallar olarak değerlendirmektedir (kalitenin üretime yönelik tanımı). Kaliteye olan bu farklı yaklaşımlar zaman zaman anlaşmazlıklara yol açabilmektedir. 5. Ürün Yelpazesinin Genişliği Üretim biriminin aksine, pazarlama birimi, rekabet gücünü arttırması açısından, geniş bir ürün yelpazesine sahip olmak ister. Üretim birimi ise, geniş ürün yelpazesinin getireceği üretim zorluklarından ve artan maliyetlerden dolayı ürün çeşitlerinin sınırlanmasından yanadır. 6. Maliyet Kontrolü Pazarlama birimi, yüksek maliyetleri üretim biriminin yetersiz kalmasına yormakta; üretim birimi ise yüksek maliyetleri pazarlamanın kendilerine göre makul olmayan isteklerine bağlamaktadır. 7. Veni Ürün Sunma Yeni ürünler pazarlama birimi açısından iyi bir rekabetçi üstünlük kaynağıdır. Üretim birimi için ise yeni ürünlerin sunulması yeni makina ve eğitim gerektiren ve değişik problemler doğuran bir* gelişmedir. 8. Destek Hizmetler Montaj, müşteri hizmetleri ve bakım-onarım gibi destek hizmetler de pazarlama ve üretim birimleri arasında anlaşmazlık kaynağıdır. Örneğin, üretim birimi montajı üretimin son aşaması olarak görürken, pazarlama bunu bir müşteri hizmeti olarak kabul etmektedir. Türkiye'nin önde gelen bir gıda ürünleri şirketinin yöneticileri ile yaptığımız mülakatlarda, özellikle üretim planlaması ve satış tahminleri, yeni ürünler sunma ve ürün çeşitliliği konularında pazarlama ile üretim birimleri arasında ciddi tartışmaların yaşan ildiği belirtilmiştir. Pazarlama ve üretim birimleri arasında yaşanan bu uyumsuzlukların nedenlerini belirleyebilmek için, pazarlama ve üretim birimlerinin, işletme kararlarının alındığı süreç içerisinde, bir araya geldikleri konuları belirlememiz gerekir. Hill (1991) şirket kararlarının alınmasında geçilmesi gereken aşamaları Tablo 2'de verildiği gibi tanımlanmıştır.1 Bu aşamalara bakıldığı zaman, pazarlama ve üretim birimlerinin üçüncü aşamada bir araya geldikleri görülür. Dolayısıyla, pazarlama ve üretimbirimlerinin uyumlarının ya da uyumsuzluklarının, en belirgin olarak bu aşamada ortaya çıktığını söyleyebiliriz. 'Çalışmamız, Shapiro'nun (1977) belirlediği anlaşmazlık alanları ile Hill'in (1991) belirlediği karar alma aşamalarını birleştirerek, pazarlama-üretim uyumunun boyutlarını belirleyecek, bu uyumu ölçebilecek bir araç geliştirecek ve bu uyum üzerinde etkili olabilecek faktörlerin bazılarını inceleyecektir. PAZARLAMA-ÜRETİM UYUMUNUN BOYUTLARI Pazarlama ve üretim birimleri arasındaki uyum konusunda sunulan kavramlar her ne kadar bu konuda genel bir çerçeve çizmekteyse- ( 1 ) Bazı işletmeler kararlarını alırken bu aşamalardan bâzılarını ihmal ediyor olabilirler. Örneğin, işletme hedefleri açıkça belirlenmemiş olabilir. Bu gibi durumlarda pazarlama-üretim uyumu iyi olmayacak ve ölçümlerimizde bu durum ortaya çıkacaktır. Cilt: 6 Sayı: 5 1995 ler de, bu kavramsal çerçevenin işletmeler tarar \ fından uyumun ölçülmesine ve de eğer uyumsuzluk söz konusu ise bunun nedenlerinin bulunmasına katkısı doğru değildir. Bu bölümde ilk olarak Pazar pazarlama ve üretim uyumunun çeşitli boyutları ele alınıp, bu uyumun ölçülebilir bir biçime getirilmesi için Shapiro (1977) ve Hill'in (1991) geliştirdikleri çerçeve genişletilmeye çalışılacaktır. Pazarlama ve üretim uyumunun boyutlarını inceÜretim Pazarlama lerken başlangıç noktamız bu birimlerin uygulamaları ile ilgili verdikleri kararları dayandırdıkları amaçlar ve hedeflerdir. Sözü edilen uyumun işlet- Şekil 1. Ürün Özelliklerinin Algılanışı. menin uzun dönemli başarısı üzerinde olumlu bir etki yaratması pazarlama ve üretim birimlerinin özellikleri ancak pazarlama biriminin kendilerinbirbirlerinin kararlarını ve dolayısıyla amaçlarını den olan isteklerini yorumlayarak algılayabilir. iyi algılamalarına bağlıdır. İkinci olarak incelemek istediğimiz boyut ise St. John (1991) Amerika Birleşik Devlet- pazarlama biriminin işletmenin sunmakta olduğu leri'nde yaptığı bir çalışmada pazarlama ve üre- ürünün rekabetçi üstünlük kazanma özellikleri tim birimlerinin işletmelerin rekabet gücünü art- ile var olan pazarın özellikleri gözönüne alındıtırıcı hareketlerin önceliklerini değişik olarak ğında pazarlama biriminin sunulması gerektiği algıladıklarını saptamıştır. Shapiro (1977) ve düşündüğü ürünün rekabetçi üstünlük kazanma Hill'in (1991) çizdiği çerçeve içerisinde bulunan özellikleri arasındaki farklılıkları içermektedir (2. genel olarak uyumu azaltacağını söylemek Boyut: Pazarlama Boyutu). Pazarlama biriminin mümkündür. St. John'un (1991) çalışması yuka- istediği özellikleri içeren ürünü sunmaması iki rıda sözü edilen algılama-karar verme düzeni- nedenden kaynaklanıyor olabilir. Birincisi, ürenin uyum üzerindeki etkisini ortaya koymakta- tim biriminin donanımının bu tür özellikleri taşıdır. yan ürünleri üretmeye yeterli olmamasıdır. Yukarıda açıklanan yaklaşımdan yola çıka- İkinci neden ise, üretim biriminin donanımının rak, pazarlama-üretim uyumunun boyutları bu yeterli olmasına rağmen, pazarlama ile üretim birimlerin çevrelerini algılayışlarındaki farklılıklar birimleri arasındaki iletişim eksikliği nedeniyle ve bu farklılıkların gözlendiği konular olarak bu özelliklerin üretim birimi tarafından tam olarak anlaşılamamasıdır. tanımlanabilir. Bu konuların en başında pazarlama ve üreÜçüncü boyutumuz ise bu kez işletmenin tim birimlerinin işletmenin sunduğu ürünlerin sunduğu ürünün rekabetçi üstünlük kazanma özelliklerini algılayışları gelmektedir (Şekil 1). Bir özellikleri ile, var olan üretim donanımının en işletmenin sunduğu ürünlerin pazarda hangi verimli bir biçimde üretebileceği ürünün özelliközellikleri ile başarılı oldukları, nasıl rekabetçi leri arasındaki farklılıklardır (3. Boyut: Üretim üstünlük sağladıkları (Tablo 2, 3. Aşama) hem Boyutu). Buradaki farklılıklar pazarlamabiriminin pazarlama hem de üretim birimi tarafından ürün seçiminde üretim biriminin donanımını göz doğru algılanmalıdır. Hill'in de (1991) belirttiği önüne almıyor olmasından kaynaklanabilir. gibi, bu konu pazarlama ile üretim arasındaki Günümüzde bir çok işlelfne bu sorunu açıkça ilişkinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. yaşamaktadır. Örneğin, çeşitli rekabet baskıları Her iki birim de bu özelliklerden yola çıkarak sonucunda işletmeler sundukları ürünleri çeşitçeşitli planlar geliştirmektedir, ya da ellerinde lendirmeye çalışmakta, buna karşın üretim bulunan olanaklardan yola çıkarak bunlarla en birimleri bu ürün çeşitliliği karşısında donanımiyi bir biçimde destekleyebilecekleri rekabetçi larının yetersizliği (örneğin, ürün çeşitlendirme üstünlük sağlayan özelliklere sahip ürünleri ön çabaları sonucunda makina hazırlama zamanlaplana çıkarmaya çalışmaktadırlar. Sonuç olarak, rının artması) nedeniyle büyük sorunlar yaşauyumun ilk boyutu şöyle tanımlanabilir: işletme- maktadırlar. nin sunduğu ürünlerin rekabetçi üstünlük Pazarlama ve üretim uyumunu ölçmek için kazanma özelliklerinin pazarlama ve üretim gözönüne alacağımız diğer bir boyut ise doğrubirimleri tarafından algılanışları arasındaki farklı- dan var olan pazar koşulları içerisinde sunullıklar 51. Boyut: İletişim boyutu). 1. Boyut'un ması gereken ürünün özellikleri ile, var olan varlığını oldukça doğal karşılamak gerekir, üretim donanımının en verimli bir biçimde üreçünkü pazarlama birimi doğrudan pazar içerisin- tebileceği ürünün özellikleri arasındaki farklılıkdedir, oysa üretim birimi yukarıda sözü edilen lardır (4. Boyut: ürün boyutu). ürQ C V Cilt: 6 Sayı: 5 1995 1 T X %J J.AJJJ11 4. Boyut her ne kadar 2. ve 3. Boyutları'ın bir toplamı gibi görünmekteyPazarlama birimine göre Üretim Birimine göre se de, aralarında önemli Sunulan Ürünlerin ReSunulan Ürünlerin Re1.BOYUT kabetçi üstünlük Kazankabetçi Üstünlük Kazanbir fark vardır. Bu farklıİLETİŞİM BOYUTU ma Özellikleri ma Özellikleri lık, işletmenin pazara sunmayı seçtiği ürünlerin özellikleridir. Dolayısıyla 4. Boyut'da tam bir uyu2. BOYUT 3. BOYUT mun varolması, 2. ve 3. PAZARLAMA BOYUTU ÜRETİM BOYUTU Boyutlar'da da uyumlu bir ilişki gözleneceği anlamına gelmez. 4. BOYUT Pazarlama Birimine GöÜretim Birimine Göre Yukarıda sıralanan boÜRÜN BOYUTU re Pazar Koşullarına En üretim donanımına En yutların işletme üzerinde Uygun Olan ürünün ReUygun olan Ürünün Reönemli etkileri bulunmakkabetçi Üstünlük Kazankabetçi üstünlük Kazanma Özellikleri ma Özellikleri tadır. Örneğin 4. Boyut işletmenin üretim biriminin donanımı ile ilgili yatırımları önemli ölçüde yönlendirmektedir. Aynı sektörde 1. Boyut işletmenin pazarlama konuÜretim Donanımı Pazarlama Koşullar sundaki başarısı, 3. Boyut ise üretim biriminin verimli olarak çalışabilmesi bakımından çok Şekil 2. Pazarlama ve Üretim Uyumunun Boyutları. önemlidir. Yukarıda sıralahızı, teslim tarihlerine uyulması, talepteki dalganan boyutların bir özeti ve aralarındaki etkilelanmalara cevap verebilme, ürün yelpazesinin şim Şekil 2'de sunulmuştur. genişliği, yeni ürünlerin tasarlanmasındaki liderlik ve satış sonrası hizmetler olarak sıralamıştır. PAZARLAMA-ÜRETİM UYUMUNUN Ürünlerin rekabetçi üstünlük özelliklerini yukarıda ÖLÇÜMÜ sıralanandan daha geniş olarak düşünülmesi mümkün ise de, bu makalede üretim biriminin Pazarlama ve üretim birimlerinin uyumunun doğrudan, ya da dolaylı olarak etkileyebileceği işletmelerde doğrudan ölçülebilmesi için bu özellikler üzerinde durulacaktır. Örneğin, ürünün bölümde sunulan yöntem, 3. Bölüm'de üzerinde hangi dağıtım yolları kullanılarak dağıtılacağı, durulan algılama farklılıklarının ölçülmesini yada yapılacak olan tanıtım etkinlikleri ürünün öngörmektedir. rekabetçi üstünlük kazanmasında etkililerse de 3. Bölümde geliştirilen çerçeve içerisinde üzebunlar üretim biriminin hareket alanı dışındadırrinde durulan dört boyutun ortak noktaları ürünlelar. Bu çalışmada pazarlama ve üretim birimlerirjn rekabetçi üstünlük kazanma özellikleridir. nin uyumu ele alındığı için, ölçümde kullanılan Örneğin 1. Boyut (iletişim boyutu) pazarlama ve pazar payı kazanma özelliklerinin bu iki birim üretim birimlerinin işletmenin sunduğu ürünlerin tarafından doğrudan ya da dolaylı olarak etkilerekabetçi üstünlük kazanma özelliklerini algılayışlarındaki farklılıklar olarak tanımlanmıştı. Dolayı- nebilir olması gerekmektedir. Bu noktadan yola sıyla, uyumun bu boyutu ölçülürken her iki birime çıkarak belirlenen rekabetçi üstünlük kazanma de sunulan ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanma özellikleri şunlardır: 1. Düşük fiyat özellikleri ile ilgili soruların sorulması ve daha sonra bu sorulara alınan yanıtları karşılaştırılarak 2. Ürünün güvenilir/dayanıklı olması uyumun sayısal olarak ifade edilmesi gerekmek3. Hızlı üretim tedir. 4. Zamanında teslim 5. Satış sonrası hizmetler İlk olarak uyumun ölçülmesinde önemli bir 6. Yeni ürünlerin sunulması işlevi olan pazar payı kazanma özellikleri üzerinde durmak istiyoruz. Tablo 2'de sunulduğu 7. Ürün çeşitlerinin fazlalığı gibi, Hill (1991) rekabetçi üstünlük kazanma özel8. Müşteri isteklerine (spesifikasyonlarına) göre liklerini fiyat, kalite, ürünün güvenilirliği, teslim üretim 8 »iiTiiuıımn mı 1V1U m i ı i l 1S13.L/1 Vrl Cilt: 6 Sayı: 5 1995 9. Değişik miktarlardaki talepleri karşılayabilme 10. Ürünün çağdaş teknolojiye sahip olması Belirlenen bu 10 özelliği, ölçümün yapılacağı sektöre veya işletmeye göre yeniden tanımlamak mümkündür. Örneğin, yayıncılık sektöründe, iyi yazarlarla olan bağlantılar ve editörlerin becerileri rekabetçi üstünlük sağlayan özellikler arasındadır (Day ve VVensley, 1988). Anket öncesi, sektörde çalışan kişilerle yapılacak mülakatlarla bu özellikler söz konusu sektöre daha uygun bir hale getirilebilir. Ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanma özellikleri belirledikten sonra, uyum ölçümü şu şekilde yapılabilir: Örnek olarak "hızlı üretim" rekabetçi üstünlük kazanma özelliğini ele alalım. İletişim boyutunda (var olan ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanma özellikleri; 1. Boyut) ve "hızlı üretim" özelliği üzerinde pazarlama ve üretim birimleri arasındaki algılayış farkını ölçmek için her iki birimin yöneticisinden "hızlı üretim" özelliğinin şu anda var olan ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanmalarında ne kadar önemli olduğunu belli bir ölçek üzerinde belirtmeler istenir. Bu çalışmanın ekinde sunulan ankette'1 kullanılan ölçek 1 ile 7 arasındadır (bakınız Ek 1). Ölçekte "7" sözü edilen rekabetçi üstünlük kazanma özelliğinin çok çok önemli olduğunu, " 1 " ise bu özelliğin bir önem taşımadığını göstermektedir. Soru bu ölçek kullanılarak yanıtlandıktan sonra, yanıtlar arasındaki fark uyumun ölçülmesinde kullanılır. Sp'yi pazarlama biriminin verdiği yanıtını değeri ve S u 'yü üretim biriminin verdiği yanıtın değeri olarak alırsak, uyumun bu boyutunda ve soruya konu edilen özellik üzerinden algılama farkını f = (S p - S ü ) 2 olarak ifade etmek mümkündür. Örneğin, soruyu pazarlama birimi önemli olarak (S p = 5) ve üretim birimi az önemli olarak (S ü = 3) yanıtlamış ise aradaki farkın değeri f = (S p Sü)2 = (5-3)2 = 4 olarak ifade edilebilir. Ekte sunulan anket dört bölümden oluşmaktadır ve 10 değişik rekabetçi üstünlük kazanma özelliğinin önemi her iki birime değişik iki açıdan sorulmaktadır. Birinci bölümde pazarlama birimi yöneticisine var olan ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanma özelliklerini sorulmaktadır. Bu bölümde yanıtların değerleri Sfv, / = 1, 2 10, olarak ifade edilmektedir. İkinci bölümde ise üretim birimi yöneticisine var olan ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanma özellikleri sorulmaktadır. Bu bölümde yanıtların değerleri sfiv, / = 1, 2, ..., 10, olarak ifade edilmektedir. Üçüncü bölüm pazarlama birimine pazar koşullarına en uygun ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanma özellikleri w sorulmaktadır ( S / , , = 1, 2 10), Son bölümde ise üretim birimine var olan üretim donanımına en uygun olan ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanma özellikleri sorulmaktadır, Sp*, i= 1, 2 10). Bu anket tamamlandıktan sonra uyumun sayısal değeri boyutlar düzeyinde şu şekilde ifade edilebilir: 10 /O PV 2 i?' i=1 f2 = 10 I i =1 f3 = f. _ 10 360 PV C i (/ S 360 /O I - (Si PK ii T l1 • O ' ' K Si 360 10 Burada f i , h, h ve U sırasıyla 1. Boyut, 2. Boyut, 3. Boyut ve 4. Boyut düzeyinde uyumun sayısal değerlerini göstermektedir, ft, f2, f3 ve fVün alabileceği en küçük değer 0 (tam uyum) ve en büyük değer 1'dir (tam uyumsuzluk). Genel değeri f ise şu şekilde tanımlanmaktadır: f = P=1 fi fin alabileceği değerler 0 ile 1 arasında olup, yine tam uyum ile tam uyumsuzluğa işaret etmektedirler. Anket verilen yanıtların tutarlılığını kontrol etmek için yukarıdaki sorulardan bağımsız olarak rekabetçi üstünlük kazanma özelliklerinin önem sırasına göre dizilmesini istemektedir. Bu önem sırası ile diğer sorulara verilen yanıtlar arasında tutarsızlık gözlenmesi durumunda verilen yanıtların değerlendirme dışı tutulması söz konusu olacaktır. Bu bölümde uyumun ölçülebilmesi için geliştirilen anket sunulduktan sonra, Bölüm 5'de, eğer ölçümler sonucu uyumsuzluk gözlenmiş ise, uyumsuzluğun ortadan kaldırılmasına yardımcı olacak bazı konular üzerinde durulacaktır. PAZARLAMA VE ÜRETİM ARASINDAKİ UYUMU ETKİLEYEN FAKTÖRLER Birinci bölümün sonunda da sıralandığı gibi bu çalışmanın amaçları pazarlama ve üretim uyumunun ölçülebilmesi için bir yaklaşım geliş- Anketimizin anlaşılırlığı Türkiye'nin gıda ve mobilya sektörlerinin önemli birer işletmesinin üst düzey yöneticileri ve 15 lisans üstü işletme programı öğrencisi ile test edilmiştir. Cilt: 6 Sayı: 5 1995 tirmek ve bu uyum üzerinde çeşitli nedenlerle etkili olabilecek etkenleri belirlemektedir. Bu bölümde uyum üzerinde etkili olabilecek etkenler sıralanacak ve bu etkenler ile 3. Bölüm'de sunulan uyumun boyutları arasındaki ilişki incelenecektir. Shapiro (1977) pazarlama ve üretim birimleri arasındaki uyumsuzluğu etkileyen dört ana neden sıralamıştır. Bu nedenler işletmede kullanılan değerlendirme ve ödüllendirme ölçütleri, pazarlama ve üretim birimlerinin kullandıkları bilgilerin niteliğindeki farklılıklar, pazarlama ve üretim birimlerinde sorumlu olan kişilerin genellikle birim içinden yetişmiş olmaları ve dolayısıyla diğer birim yapısı ve işleyişi konusunda bilgili olmamaları ve son olarak pazarlama ve üretim birimlerinde çalışanların farklı kültürel ve sosyal yapılara sahip olmalarıdır. Genel olarak etkenler iki ana başlık altında toplanabilir: İşletmenin içinde bulunduğu endüstrinin yapısından ve özelliklerinden kaynaklanan nedenlerin başında endüstrinin genel olarak hizmet verdiği pazarlardaki dalgalanmalar gelmektedir. Eğer işletmenin içinde bulunduğu pazardaki rekabet koşulları sürekli olarak değişiyor ise, bu uyumsuzluğu önemli ölçüde arttıracaktır, çünkü her ne kadar pazarlama birimi bu değişikliklere kısa sürede ayak uydurabilirse de, üretim biriminin yeni ürünlerin gerektirdiği donanımı kısa süre içerisinde oluşturması çok zordur. Bu da özellikle 3. Boyut ve 4. Boyut düzeyinde uyumsuzluğun artmasına neden olabilir. Günümüzde bir çok işletme esnek Üretim Sistemleri (EÜS) ile bu sorunu aşmaya çalışmaktadırlar. Öte yandan endüstriye çeşitli teşviklerin verilmesi, girdilerin değişik kaynaklardan sağlanabiliyor olması ve benzeri koşullar daha dengeli bir pazar yaratacağı için bunların pazarlama ve üretim uyumunu 2. Boyut, 3. Boyut ve 4. Boyut düzeyinde iyileştireceğini düşünmek doğaldır. Daha önce de üzerinde durulduğu gibi, pazarlama ve üretim uyumunun iyi bir düzeyde olması, bu iki birimin işletmenin amaçlarını doğru olarak algılamalarına ve bu doğrultuda uygulamalar yapmalarına bağlıdır. Amaçların doğru olarak algılanmasını ve uygulamaların bu amaçlara ulaşmak üzere yönlendirilmesini etkileyen etkenler üç ana başlık altında toplanabilir: İşletmenin yönetim yapısı, işletmede uygulanan ödüllendirme yöntemleri ve hedeflerin / stratejilerin var olması. Yönetim yapısının çalışmamızı ilgilendiren yönlerinden birisi işletmenin kendi içerisinde sorumlulukları, yetkileri ve görev -tanımlarını 10 İT» T açıkça belirtip, belirtmediğidir. Eğer bu konular açıkça tanımlanmış ise pazarlama ve üretim birimleri işletmenin amacına ulaşabilmesindeki görevleri rahatlıkla görebileceklerdir (Shapiro, 1977; Ruehert ve rWalker, 1987). Öte yandan Griffin ve Hauser (1992) bu tür bir yapının bilgi akışını yavaşlatacağını ve böylelikle birimler arasında değişen koşulların karşılıklı olarak aktarılmasında bir iletişim noksanlığı yaratacağını öne sürmektedirler. Dolayısıyla bu tür bir yapının pazarlama ve üretim uyumunu 1. Boyut düzeyinde olumlu olarak, 2. ve 3. Boyutlar düzeyinde ise olumsuz olarak etkileyeceğini söyleyebiliriz. İşletme yapısının diğer bir boyutu ise karar alma düzenin merkeziyetçi olup olmadığı ve çalışanların alınan kararlara katılıp katılmadığıdır. Eğer işletmenin yapısı çok merkeziyetçi ise bunun iki sonucu olacaktır: ilk olarak çalışanlar işletmenin amaçlarına ulaşmak için yapmak istediklerinden dolaylı olarak haberdar olacaktır. İkinci olarak ise, değişen pazar koşullarını doğrudan yaşayanlar işletme çalışanları olduğu için ve bu kişiler karar alıcılarla uzak bir ilişki içerisinde bulunduğu için, karar alıcılar değişen koşulları aldıkları kararlara kolaylıkla yansıtamayacaklardır. Dolayısıyla karar alma yetkilerinin bir merkezde toplmanması, pazarlama ve üretim uyumunu 1. Boyut, 2. Boyut ve 3. Boyut düzeyinde olumsuz olarak etkileyecektir. Buna karşın çalışanların kararların alınmasına doğrudan katılmaları uyumu tüm boyutlar düzeyinde olumlu olarak etkileyecektir. İşletmelerde kullanılan ödüllendirme ölçütleri de pazarlama ve üretim uyumu açısından çok önemlidir. Pazarlama ve üretim birimlerinin var olan ödüllendirme yöntemi içerisinde kendi getirilerini en fazlalaştırıcı bir şekilde davranmaları çok doğaldır. Eğer bu iki birim değişik ölçütler kullanılarak, değerlendirilirse uyumun azalması beklenilmelidir (Shapiro, 1977; Porteus ve VVhang 1991; Crittenden, 1992). Genel olarak pazarlama biriminin uygulamaları üretim birimi üzerinde yeni yükler yaratmakta, aynı şekilde üretim biriminin verimliliği arttırıcı çabaları pazarlama birimine yeni kısıtlar getirmektedir (Freeland, 1980). Dolayısıyla bu iki birimin değerlendirme ve ödüllendirme ölçütleri bu noktayı göz önüne alacak bir biçimde geliştirilmelidir. Bu şekilde geliştirilen ölçütler 1. Boyut düzeyinde olu,mlu olarak etkiliyecektir. İşletmenin hedeflerini ve stratejilerini açıkça belirleyip çalışanlarına duyurması, tüm birimlerin bu hedeflere ulaşmak için yapacakları MÜHENDİSLİĞİ »«Tl Cilt: 6 Sayı: 5 1995 Tablo 3. Boyut-Faktör Etkileşimi. Boyutlar Pazarlama Üretim Ürün Değişken pazar koşulları — _. ._ Endüstri desteği + + + — — + + + İletişim Amaçların doğru algılanması ve bu doğrultuda uygulamalar yapılması Yönetim yapısı Açık kurallar + Merkeziyetçi karar alma yapısı ... Çalışanların kararlara katılımı + Ortak değerlendirme ve ödüllendirme + Hedeflerin / Stratejilerin var olması + + + + + + + + Birimler arası iletişim ve ortak çalışmayı teşvik eden yönetim yapısı + (—) Uyum arttırıcı (azaltıcı) etki. çalışmalara ortak bir yön verecektir. Böyle bir ortam da uyumun tüm boyutları üzerinde olumlu bir etki yaratacaktır. Son olarak, birimler arası iletişim ve ortak çalışmayı teşvik eden bir yönetim tarzı tüm boyutlar üzerinde olumlu etki yapacaktır, birimler arası iletişimin artması doğal olarak 1. Boyut'u (İletişim boyutu) olumlu olarak etkileyecektir. Ortak çalışmalar ise diğer boyutlardaki olası uyumsuzlukların giderilmesinde önemli rol oynayacaktır. Bu etkileşimler Tablo 3'de özetlenmiştir. İşletmeler bu tablo aracılığıyla gidermek istedikleri uyumsuzlukları nasıl etkileyebileceklerini kolaylıkla belirleyebileceklerdir. Tablo 3'de verilen ilk iki faktörün işletmelerin kontrolü dışında olmasına rağmen, tüm diğer faktörler doğrudan işletmeler tarafından belirlenen özeli 11 On" erdir. Örneğin, İletişim Boyutunda (1. Boyut) var olan uyumsuzluğu ortadan kaldırmak isteyen bir işletmeye önerilerimiz şunlar olacaktır: 1. Amaçların doğru algılanmasını ve bu doğrultuda uygulamalar yapılmasını sağlamak için: a) Açık olarak ifade edilmiş kurallara dayalı, çalışanların katılımını sağlayan ve merkezi olmayan karar alma sistemine sahip bir yönetim yapısı geliştirmek. 2. Birimler arası iletişim ve ortak çalışmayı teşvik eden bir yönetim tarzı uygulamak. Cilt: 6 Sayı: 5 1995 Tüm bu öneriler İletişim Boyutundaki uyumsuzluğu ortadan kaldırmaya yönelik değişikliklerdir. İsteğe göre, işletme bu önerilerden bir veya birkaçını vurgulayarak İletişim Boyutundaki uyumsuzluğu azaltabilecektir. Tablo 3 diğer boyutlardaki uyumsuzlukların giderilmesinde benzer bir biçimde kullanabilir. SONUÇ Bu çalışmada işletmelerin rekabet güçlerini doğrudan etkileyen pazarlama-üretim uyumunun daha önce belirlenen kavramsal çerçevelerden yola çıkılarak, işletmelerin doğrudan kullanabileceği bir yaklaşım içerisinde ele alınması amaçlanmıştır. Üzerinde durulan pazarlama-üretim uyumu günümüzün rekabetçi ortamında geçerliliğini hergeçen gün daha da arttırmaktadır. Öte yandan pazarlama-üretim uyumu daha önceki çalışmalarda kavramsal bir düzeyde ele alınmış ve işletmelerin uygulamalarına doğrudan katkısı bu nedenle oldukça sınırlı kalmıştır. Bu çalışmada sunduğumuz genel çerçeve bu yönde atılmış bir ilk adımdır, dolayısıyla pazarlama-üretim uyumunun ölçülmesine ve arttırılmasına katkısı sunulan yaklaşımın ülkemizin değişik işletmelerinde kullanılması ile mümkün olacaktır. Bu yönde başlattığımız girişimlerin sonuçlarını da müteakip bir çalışma ile sunmayı amaçlıyoruz. 11 KAYNAKÇA 1. V. L. Crfttenden. Clo se the marketing / manhufacturing gap. Sloan Management Review, Spring 1992. 2. G. S. Day and R. Wensley. Assessing advantage: A framevvork for diagnosing competitive superiorlty. Journal of Marketing, 52:1-20, April 1988. 3. P. F. Drucker. Management: Tasks, Responsibilities , Practices. Harper & Row, New York, 1974. 4. J. R. Freeland. Coordination strategies for production and marketing in a functionally decentralized firm. AIEE Transactions, 12(2), 1980. 5. A. Griffin and J. R. Hauser. Patterns of communication among marketing, engineering and manufacturing: A comparison betvveen two new product teams. Management Science, 38(3), March 1992. 6. R. H. Hayes and S. C. Wheelwright. Restoring our Competitive Edge Competing Through Manufacturing. John VViley & Sons Inc., 1984. 7. T. Hill. Production / Operations Management: Text and Cases. Prentice Hail, 1991. 8. R. Miles, C. Snow and A. Meyer. Organizational Strategy, Structure and Process. McGravvhill, 1978. 9. A. J. Pendlebury. Creating a manufacturing strategy to süit your business. Long Range Planning, 20(6), 1987. 10. E. L. Porteus and W. Seungjin. On manufacturing / marketing incentives. Management Science, 37(9), September 1991. 11. R. W. Ruekert and O. C. VValker. Marketing's interaction with other functional units: A conceptual framevvork and empirical evidence. Journal of Marketing, 51, 1987. *• 12. B. J. Shapiro. Can marketing and manufacturing coexist? Harvard Business Revievv, September-October 1977. 13. W. Skinner. Manufacturing : The Formidable Competitive VVeapon. John VViley & Sons Inc., 1985. 14. C. H. St. John. Marketing and manufacturing agreement of goals and planned actions. Human Relations, 44(3), 1991. Ek 1: Anket Pazarlama Birimi Anketi: Bölüm 1 1 1 Sayın Katılımcı, Bu anket, sizin, şu anda mevcut ürünlerinizin rekabetçi üstünlük kazanma ve başarılı olma özelliklerini nasıl gördüğünüzü belirlemeye yöneliktir. Sırasıyla iki işlem yapmanızı rica ediyoruz: 1. Lütfen aşağıda verilen özellikleri şu anda mevcut ürünlerimizin rekabetçi üstünlük kazanmasındaki ve başarılı olmasındaki önemlerine göre sıraya dizin (yanlarına- " 1 " , "2", "3" "10" yazarak). " 1 " numara en önemli gördüğünüz özellik, "2" numara ikinci en önemli özellik, "3" numara üçüncü en önemli özellik, vs. olacaktır. 2. Birinci bölümde yaptığınız önem sıralamasını göz önünde tutarak, şu anda mevcut ürünlerinizin rekabetçi üstünlük kazanmalarında ve başarılı olmalarında hangi özelliklerinin ne kadar önemli olduğunuz belirtmenizi istiyoruz. Lütfen görüşünüzü aşağıdaki birden yediye kadar verilen çizelgeyi kullanarak belirtiniz. Örneğin, verilen özellik sizin ürünlerinizin rekabetçi üstünlük kazanmalarında ve başarılı olmalarında çok çok önemli bir yer tutuyorsa (7) numarayı, önemsiz ise (1) numarayı işaretleyiniz. 12 1» /rFTTTT71kTT>T İVHJJUDıllJLMı Cilt: 6 Sayı: 5 1995 Pazarlama Birimi Anketi: Bölüm 2 1 1 Sayın Katılımcı, Bu anket, sizin, pazar koşullarına en uygun olan ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanma ve başarılı olma özelliklerini nasıl gördüğünüzü belirlemeye yöneliktir. Sırasıyla iki işlem yapmanızı rica ediyoruz: 1. Lütfen aşağıda verilen özellikleri pazar koşullarına en uygun olan ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanmasındaki ve başarılı olmasındaki önemlerine göre sıraya dizin (yanlarına " 1 " , "2", "3" "10" yazarak). " 1 " numara en önemli gördüğünüz özellik, "2" numara ikinci en önemli özellik, "3" numara üçüncü en önemli özellik, vs. olacaktır. 2. Birinci bölümde yaptığınız önem sıralamasını göz önünde tutarak, pazar koşullarına en uygun olan ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanmalarında ve başarılı olmalarında hangi özelliklerinin ne kadar önemli olduğunu belirtmenizi istiyoruz. Lütfen görüşünüzü aşağıdaki birden yediye kadar verilen çizelgeyi kullanarak belirtiniz. Örneğin, verilen özellik ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanmalarında ve başarılı olmalarında çok çok önemli bir yer tutuyorsa (7) numarayı, önemsiz ise (1) numarayı işaretleyiniz. Üretim Birimi Anketi: Bölüm 1 1 1 Sayın Katılımcı, Bu anket, sizin, şu anda mevcut ürünlerinizin rekabetçi üstünlük kazanma ve başarılı olma özelliklerini nasıl gördüğünüzü belirlemeye yöneliktir. Sırasıyla iki işlem yapmanızı rica ediyoruz: 1. Lütfen aşağıda verilen özellikleri şu anda mevcut ürünlerinizin rekabetçi üstünlük kazanmasındaki ve başarılı olmasındaki önemlerine göre sıraya dizin (yanlarına " 1 " , "2", "3", ..., "10" yazarak). " 1 " numara en önemli gördüğünüz özellik, "2" numara ikinci en önemli özellik, "3" numara üçüncü en önemli özellik, vs. olacaktır. 2. Birinci bölümde yaptığınız önem sıralamasını göz önünde tutarak, şu anda mevcut ürünlerinizin rekabetçi üstünlük kazanmalarında ve başarılı olmalarında hangi özelliklerinin ne kadar önemli olduğunu belirtmenizi istiyoruz. Lütfen görüşünüzü aşağıdaki birden yediye kadar verilen çizelgeyi kullanarak belirtiniz. Örneğin, verilen özellik ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanmalarında ve başarılı olmalarında çok çok önemli bir yer tutuyorsa (7) numarayı, önemsiz ise (1) numarayı işaretleyiniz. Ci\t • d Çavı • Ç 1QQÇ UMTUTTCrrat A/TTTTJl?Mr»fOT t / ^ f l-ı Pazarlama Birimi Anketi: Bölüm 2 I 1 Sayın Katılımcı, Bu anket, sizin, şu anda mevcut üretim donanımınıza en uygun olan ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanma ve başarılı olma özelliklerini nasıl gördüğünüzü belirlemeye yöneliktir. Sırasıyla iki işlem yapmanızı rica ediyoruz: 1. Lütfen aşağıda verilen özellikleri mevcut üretim donanımınıza en uygun olan ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanmasmdaki ve başarılı olmasındaki önemlerine göre sıraya dizin (yanlarına " 1 " , "2", "3", ..., "10" yazarak). " 1 " numara en önemli gördüğünüz özellik, "2" numara ikinci en önemli özellik, "3" numara üçüncü en önemli özellik, vs. olacaktır. 2. Birinci bölümde yaptığı nız önem sıralamasını göz önünde tutarak, mevcut üretim donanımınıza en uygun olan ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanmalarında ve başarılı olmalarında hangi özelliklerinin ne kadar önemli olduğunu belirtmenizi istiyoruz. Lütfen görüşünüzü aşağıdaki birden yediye kadar verilen çizelgeyi kullanarak belirtiniz. Örneğin, verilen özellik ürünlerin rekabetçi üstünlük kazanmalarında ve başarılı olmalarında çok çok önemli bir yer tutuyorsa (7) numarayı, önemsiz ise (1) numarayı işaretleyiniz. Anket Önemsiz I 1 Çok Az Önemli i 2 Az Önem i I 3 I Kısmen Önemli Çok Önemli I Çok Önemli 4 5 6 I Çok Önemli I 7 Rekabetçi üstünlük Önem kazanma ve başarılı Sırası olma özelliği Müşteri İsteklerine (spesifikasyonlarına) göre indirim Ürün çeşitlerinin çokluğu Yeni ürünlerin sunulması Hızlı üretim Ürünün güvenilir ve dayanıklı olması Zamanında teslim Düşük fiyat Satış sonrası hizmetler Ürünün çağdaş teknolojiye sahip olması Değişik miktarlardaki talepleri karşılayabilme 14 T? TVTTVT TOT<T» T Önemsi2 1 1 I I 2 3 I I 4 2 3 4 I I I 1 I 2 3 I 4 1 2 3 I 4 I 2 I 3 I 4 2 I 3 1 I 2 3 ! 1 1 2 I 2 3 I 3 I I 1 2 1 I 1 I 5 I 5 I 6 Çok Çok Önemli 7 6 7 5 6 7 5 6 I 6 7 I I 5 I I 4 I 4 I 5 6 I 5 6 5 6 I 4 I 4 I 3 4 7 I 7 I I I 5 I 6 | 7 I 7 I 7 I 5 6 7 I Cilt: 6 Sayı: 5 1995 İLETİCİM DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİ - UYGULAMALAR TÜRKİYE GİRİŞ Hakan SUNGUR Makina Yüksek Mühendisi P.K. 167 81412 Kartal İSTANBUL Cilt: 6 Sayı: 5 1995 Günlük hayatımıza baktığımızda birçok şeyin sürekli değişmekte olduğunu gözlemekteyiz. Daha doğrusu artık değişmeyen tek kavram kalmıştır; o da herşeyin değişken olduğudur. Ve yaşadığımız bu değişimler o kadar hızlı olmaktadır ki daha önceden öngörmek veya tahminde bulunmak pek mümkün olamamaktadır. Bu kapsamda 21. yüzyıla girmeye hazırlanan günümüzün dünyasında, çağdaş organizasyonlar olarak varlıklarıı devam ettirmek isteyen firmalar, 18. yüzyılda Adam Smith ile başlayıp, bu güne kada süregelen fonksiyonel departmanlaşmaya dayalı, eskinin bütün kavram ve tekniklerini bir kenara bırakmak durumundadırlar. Çünkü değişim rüzgarlarının yarattığı türbülans, bildiğimiz operasyonel ve organizasyonel prensipleri temelinden değiştirmeye yönelik yepyeni yaklaşımları benimsemeyi gerektirmektedir. 1776 yılında VVatt'ın buhar makinesini kusursuzlaştırarak endüstriyel kullanıma sunması ve Adam Smith'in "Ulusların Zenginliği" kitabını yazarak işbölümü ilkesinin sanayide uygulanması ile iş gücü verimliliğinin büyük oranda arttırılabileceğini belirtmesi, Sanayi Devriminin başlangıcı oldu. Bu dönemde üretimde büyük bir artış sağlanmış, elde edilen yüksek gelir de geniş taleplere dönüşerek toplum refahını olumlu ancak kısır bir döngü içersinde arttırmıştır. Üretilen her malın satıldığı bir çağda ihtiyaç duyulan organizasyon şekilleri Adam Smith'in iş bölümü ve uzmanlaşma prensibinin Taylor ve Ford tarafından üretim sürecine, ardından Alfred Sloan tarafından yönetim sürecine uygulanmasıyla geliştirilerek, otokratik yönetim anlayışını yarattı. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından firmaların eksponansiyel olarak gelişmesi otokratik yönetim şeklinin fonksiyonel departmanlaşmayla birlikte bürokratik yönetim tarzına dönüşmesine yol açtı. Bunu takip eden 1960-70'li yıllarda ise pazarlama olgusu önem kazandı. Zira dünyadaki arz-talep dengesinin oluşumu olipogol veya monopol pazarlarda birçok üreticiyi rekabete itti. Ancak, geliştirilen stratejiler yine üretim filozofisi veya operasyonel verim artışı ile ilgili olurken, yönetim yapısı bürokratik kaldı. Batıda bu olaylar süregelirken, İkinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Japonya ise Amerikalıların "Marshall Planı" gereğince Deming, Juran ve Crosby gibi bilim adamları vasıtasıyla kalite geliştirme ve maliyet azaltma çalışmaları ile proseslerin yerimin arttırmaya başladılar. Özellikle 1973 yılında yaşanan petrol krizi ile birlikte proses odaklı üretim kavramı tam anlamıyla benimsenerek ulusal düzeyde uygulanmaya başlandı. Böylece sistem yaklaşımı kavramı ortaya kondu. 1980'li yıllarda dünyadaki dengenin arz yönünde bozulmaya başlaması ile birlikte yaşanan rekabet yıkıcı bir boyut kazandı. Şirketlerin düşmanca ve yok edici rekabet hedefleri onları yönetim anlayışlarını değiştirmeye zorladı. Bir yandan yıkıcı rekabetin beraberinde getirdiği krizler diğer yandan teknolojideki gelişmelerin sağla- A/fTTXJxrxTrvrcT rrT 15 İLETİŞİM DIŞ ETKİ Glabolizasyon Rekabet PROSES ODAKLI YAKLAŞIMLAR Şek/7 1. Yeniden Yapılanma Süreci dığı verimlilik artışı dünya pazarlarının küreselleşmesi ve bilgi toplumuna geçiş aşamalarının yaşanması, şirketleri yeniden yapılanmaya zorlayan faktörler olarak belirdi (Şekil 1). Bu etki ve tepkiler kalite! maliyet, hız ve hizmet (servis) dörtlüsünün oluşturduğu çağımızın yeni değer kavramını yarattı. : Sonuçta, değişimin getirdiği yeniden yapılanma ihtiyacı içersinde olan firmalar ayakta kalabilmek ve gelişimlerini devam ettirebilmek için, müşteri ihtiyaçlarından başlayarak iş süreçlerini yeniden analiz eden, proses odaklı yönetim yaklaşımlarını benimsemeye başlamışlardır. Bu yeni anlayış; müşteri, rekabet, maliyet, teknolojik gelişme, şirket ortakları gibi faktörlerden direkt, politika, ekonomi yasalar ve toplum kurallarından dolaylı olarak etkilenerek TamZamanında-Üretim, Kalite Çemberleri, Toplam Kalite -Yönetimi, Yalın Yönetim, Etkin Organizasyon, Öğrenen Organizasyon gibi çeşitli teknikleri yaratmıştır. Ancak değişimin hızına ayak uyduramama ve gerekli yeniden yapılanma çalışmalarını zamanında gerçekleştirememe özellikle başta ABD olmak üzere batılı ülkelerde yine bir süreç odaklı yaklaşım tekniği olan Değişim Mühendisliğini (Business Proces Reengineering) ortaya çıkarmıştır. Değişim Mühendisliği; maliyet, kalite, hizmet ve hız gibi çağımızın en önemli performans ölçülerinde çarpıcı geliştirmeler yapmak amacıyla iş süreçlerinin temelden yeniden düşünülmesi ve radikal bir biçimde yeniden tasarlanmasıdır. Bu tanım içersinde' dört anahtar kelime mevcuttur: a) Temel: Değişim Mühendisliği en temel soru olan "neden?" sorusunu sormaktadır. Yani "Yapılan işler neden yapılmaktadır? Ve neden bu şekilde yapılmaktadır?" sorularına cevap aramaktadır. b) Radikal : Değişim Mühendisliğinde bu sözcük işlerin köküne inilmesini ve işlerin yapılması "için tamamen yeni yolların yaratılmasını ifade etmektedir. c) Çarpıcı: Değişim Mühendisliğinde amaç marjinal geliştirme ve ilerlemeler elde etmek değil tersine önemli sıçramalar gerçekleştirmektedir. Yüzde on yerine on kat gibi. d) Süreç: Süreç bir veya birkaç girdiye çeşitli operasyonların uygulanmasıyla müşteriler için değer oluşturarak bir çıktının yaratıldığı faaliyetler toplamı olarak belirtilmektedir. Burada önemli olan nokta, sürecin dar anlamda organizasyon içersindeki görevlere bağlı kalmadan ve departman sınırları içersine sıkışmadan gerektiğinde organizasyon sınırlarının ötesine geçen bir kavram olduğudur. Örneğin; siparişin yerine getirilmesi, tedarik, kredi verme, yeni ürün geliştirme vs. DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİNİN TANIMI DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİNİN DİĞER YÖNETİM YAKLAŞIMLARI İLE KARŞILAŞTIRILMASI Micheal Hammer ve James Champy, girmekte olduğumuz endüstri sonrası çağda artık organizasyonların, işlerin birbirleriyle uyumlu iş süreçleri şeklinde yeniden birleştirilmesi prensibine göre kurulup geliştirilebileceğini belirtmektedirler. Bu amaçla kullanılacak tekniklere de Değişim Mühendisliği adını vermişlerdir. (Ham.mer ve Champy, 1993). Günümüzün dünyasında şirketleri başarılı yapan faktörler üretim ve yönetim süreçlerinin üstünlüğüdür. Çünkü organizasyonların ana hedefi müşterileri için değer yaratmak olmaktadır. Bu çerçevede mevcut süreçleri yepyeni yaklaşımlarla baştan yaratmayı amaçlayan Değişim Mühendisliği, diğer yönetim yaklaşımlarından farklı bir anlayışı belirtmektedir. 16 •\nrrwrrM^Tr\wciT T/~IT 1VHJ IXEdl LJULıl VJİ . Cilt: 6 Sayı: 5 1995 İLETİŞİM Değişim Mühendisliği, mevcut süreçleri teknolojinin yardımıyla otomatikleştirme anlamını içermemektedir. Otomasyon sadece var olan süreçleri etkin bir şekilde yapmayı hedeflerken Değişim Mühendisliği yeni süreçleri yaratarak sıçrama yapmayı amaçlamaktadır. Değişim Mühendisliği daha sade bir organizasyon yaratmaktadır. Ancak bu organizasyonun yeniden yapılanması sonucunda kendiliğinden ortaya çıkan bir durumdur. Bürokrasinin azaltılması için ya da katmanların sadeleştirilmesi için yapılmamaktadır. Dolayısı ile reorganizasyon ve sıfır hiyerarşi tekniklerinden de ayrılmaktadır. Bu noktada Değişim Mühendisliği son iki yüzyıl boyunca süreçlerin parçalara bölünmüş olmaları sebebiyle yeniden bir araya getirilmeleri sorununa çare olmaktadır. Toplam Kalite Yönetimi ve Tam-ZamanındaÜretim gibi süreç odaklı olan yönetim yaklaşımları Değişim Mühendisliği ile bazı ortak özellikleri paylaşmakla beraber temelde farklılıklar içermektedir. Ortak olan taraf, hepsinin sürecin önemini kavramış, müşterinin gereksinimlerinden başlayarak geriye doğru işlerin yapılış tarzını analiz etmeleridir. Ancak TKY gibi kalite geliştirme programları Japonların "Kaizen" olarak ifade ettikleri aşamalı ve sürekli geliştirme yöntemleriyle ilerleme yapmayı hedeflerken mevcut süreçler içinde çalışmaktadır. Amaç ilk defada doğru yapmak ve kaliteyi sonradan eklenen bir değer olarak değil, yaratılan bir değer olarak sürecin içersinde teşkil ettirmektir. Değişim Mühendisliği ise mevcut süreçleri geliştirerek değil, tamamen kaldırıp, yerine yenilerini koyarak sıçrama yapmayı amaçlaması bakımından farklılık arz etmektedir. TZÜ veya sıfır stok yaklaşımı da, değer yaratmayan operasyon aktivitelerinin elimine edilememesini, bunun sonucunda süreçlerin talebe göre ayarlanarak dengelenmesini, bu sadece hazırlık zamanlarının kısaltılarak, gerekli olanın, gerektiği yer ve zamanda, gerektiği miktarda olmasını ifade etmektedir. Odak noktası üretim süreçleri olup aşamalı ve sürekli geliştirme anahtar sözcüklerdir. Değişim Mühendisliği ise daha radikal ilerlemeler hedeflemektedir. TKY ve TZÜ'nün etkileri kendilerini maliyetlerin azaltılması ve sürekli geliştirme mantalitesinin organizasyon kültürü olarak oluşturulmasında göstermektedir. Değişim Mühendisliği bu gibi ortak amaçları içermesinin yanısıra, bu şekilde taktik olarak ortaya konan unsurları stratejik silahlara çevirmeyi öngörmektedir. Değişim Mühendisliği, TKY ve TZÜ'nün yararlandığı teknikleri de kullanırken organizasyonu uluslararası rekabetin en çekişmeli noktalarına taşıyacak şekilde süreç vizyonunu daha geniş bir perspektife yaymaktadır. Cilt: 6 Sayı: 5 1995 Bugün, birçok kuruluş kayıplarını asgari düzeye indirmek ve değer yaratmayan aktiviteleri azaltmak için hem TZÜ prensiplerini geliştirmekte, hem de TKY prensiplerini uygulayarak Toplam Kalite bilincine ulaşmak istemektedir. Ancak aynı yapı içerisindeki farklı bölümlerin dizayn, enformasyon, ürün ve problemleri birbirlerine pas etmeleri sonucu, organizasyon yapıları hala bürokratik kalmaktadır. Bunun sonucunda da farklı amaçlar doğrultusunda, başarı da farklı araçlarla ölçülmektedir. Sonuçta firmaların iş etkinliklerinin arttırılması olumsuz yönde etkilenmektedir. İşte bu çeşit organizasyonel bağlantılar analiz edilerek parçalara ayrılıp, süreç odaklı işler şeklinde yeniden sentezlenmeye gereksinim göstermektedir. Çünkü ancak bu şekilde organizasyon içersindeki her bir bireyin, gerçek amaçlara nasıl ulaşabileceğini anlaması mümkün olabilecektir. Başarının aynı araçlarla ölçüldüğü bu son halde, çalışma ekipleri, fonksiyonel departmanları çapraz geçen takımlar halinde teşkil edilecek ve her bir bireyin, ortak hedefler doğrultusunda üretilen hizmet veya ürünlere eklemiş olduğu değer, diğerleri tarafından anlaşılıp kabul görecektir. Bu da pazarda en iyi olma çabasının anahtarı olacaktır. DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİNİN PRENSİPLERİ Değişim Mühendisliğinde cevap aranan bazı yönetim sorularına bakmak, süreçlerin dizayn edilmesinde kullanılacak ilkelerin kavranmasında faydalı olacaktır: Başkaları başarırken biz neden sorunların üstesinden gelemiyoruz? • Neden iş süreçlerimiz içersindeki aktivitelerin çoğu müşterilerimiz için bir değer yaratmıyor? Değişim karşısında, organizasyon, insan, teknoloji, sistem ve süreç kavramları hakkındaki yeni yaklaşım ve bakış açımız ne olmalıdır? • Teknolojiyi işlerin yeniden şekillendirilmesinde nasıl kullanabiliriz? • Sonuca nasıl varabiliriz? Değişim Mühendisliğinden bu sorulara cevap oluşturulurken, süreçlerin yeniden yaratılmasında aşağıdaki bir dizi prensipten faydalanılır: 1. Organizasyon, temel fonksiyonları üzerinde yoğunlaşmalı, ana iş süreçleri dışında kalan ve işin bütünlüğünü bozmadan daha hızlı ve ekonomik bir biçimde dışarıdan sağlanabilecek hizmetlerle uğraşmamalıdır. 2. Süreçler basit, güvenceli ve hızlı bir biçimde V r C T / T 17 İLETİŞİM gerçekleştirilebilecek şekilde dizayn edilmelidir. 3. İşlerin tamamlanması için gerekli aşamalar minimum seviyede olmalıdır. 4. Süreçlerin içerisindeki adımlar doğal bir sıra içerisinde gerçekleştirilebilmen, paralel aktiviteler bir arada koordine edilerek, birbirinin sonuçlarını beklememelidir. 5. Süreçlere bir bütün olarak bakılmalı, fonksiyonel ayrımlar gözetilmeksizin tek bir birim yetki ve sorumluluğunda olmalıdır. 6. İç/Dış Müşteri Kavramı oluşturularak, işler müşteriye yönelik hizmetler şeklinde tasarlanmalıdır. 7. İşler en mantıklı yerde gerçekleştirilmelidir. 8. Modüler bir organizasyon yapısı inşa edilmelidir. Gerektiğinde bileşenlerin yer değiştirilmesi ile yeni yapılara ulaşılabilmelidir. 9. Müşteri ile temas noktasını tek bir vaka yöneticisi veya müşteri temsilcisi oluşturmalı ve mümkünse temas her defasında aynı yönetici veya temsilci ile sağlanmalıdır. 10. Müşteri ile temas noktasını oluşturan kişi, işin olabildiği kadar çok kısmını gerçekleştirmeli ve diğer kısımların yerine getirilmesinde de söz sahibi olmalıdır. 11. İşlerin tamamlanmasında kişiler, çok yönlü olarak birçok aşamayı yerine getirebilmelidir. 12. Kararlar işleri yapanlar tarafından verilmelidir. Ancak kompleks durumlar için az sayıda baş vurulacak uzman olmalıdır. 13. Değer yaratmayan faaliyetler olan kontroller sadece kritik noktalarda uygulanarak en az sayıda tutulmalıdır. 14. Bilgi bir kerede ve kaynağında elde edilmelidir. 15. Merkeziyetçilik / Ademi Merkeziyetçilik kavramlarının avantajlarından aynı anda faydalanılmalıdır. 16. Yaşayan kavramlar olarak süreçlerin pek çok yeni versiyonları yaratılmalıdır. Kuşkusuz yukarıda söz konusu edilen bu ilkelerin tamamının Değişik Mühendisliğinden geçirilecek süreçlere uygulanacağından bahsedilemez. Zira ne tüm süreçler birbirine benzemektedir ne de Değişim Mühendisliği düz bir çizgidir. Hatta bu prensiplerin batılarının birbiriyle çelişkili olduğu gözönüne alınırsa, yeni bir tasarım yapmak için bu faktörlerin kısmi kombinasyonlarının 18 yaratıcılık, yargı gücü ve anlayış için kullanılabileceği sonucuna varılmaktadır. DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİNDE ÇEŞİTLİ FİRMA DENEYİMLERİ ÖRNEK: IBMCREDIT Ele alacağımız örnek, IBM'in bir yan kuruluş olan IBM Credit'tir. Bu firma bağımsız olarak düşünülse rahatlıkla Fortune 100 listesine girebilecek bir büyüklüktedir. IBM Credit, IBM'in sattığı bilgisayar, program ve hizmetlerinin finansmanını yapmaktadır. Bu açıdan da IBM'in en çok önem verdiği işletmelerden biridir. IBM Credit'in iş süreçleri önceleri 5 adımdan-oluşmaktaydı : 1. Adım : Bölge satış temsilci bir finans talebi aldığında bunu bir kağıda kaydederek merkeze iletirdi. 2. Adım : Gelen talep kredi bölümüne aktarılır ve burada bilgisayara girilirdi. Verilerden hareketle bir uzman tarafından kredi güvenirliliği kontrol edilir ve sonuçlar kaydedilerek iş uygulamaları bölümüne gönderilirdi. 3. Adım : Standart kredi sözleşmesi müşterinin ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanarak, özel şartlar, ilave koşullar vs. talep formuna eklenirdi. 4. Adım : Fiyat belirleme işlemi gerçekleştirilirdi. 5. Adım : Tüm veriler bir yönetici tarafından derlenerek bir teklif mektubuna dönüştürülür ve satış temsilcisine iletilirdi. Bu süreç ortalama 7 gün sürmekte hatta bazen iki haftaya uzamaktaydı. Bu sonuçta da müşteri ya başka bir finansman kaynağına gitmekte ya da satış anlaşmasından tamamen vazgeçme noktasına gelmekteydi. En sonunda iki yöneticinin aklına bir fikir geldi. Bir finansman talebini alıp 5 adım boyunca kendileri dolaştırdılar. Her departmandaki personelden de o anda yapmakta oldukları işi bir tarafa bırakıp talebi her zamanki gibi işlemelerini istiyorlardı. Sonuçta toplam sürecin 90 dakika aldığı ortaya çıktı. Yani ortalama 7 gün talebin bir bölümden ötekine gidip gelme sırasında tüketiliyordu. Sonuçta yönetim, sürecin adımlarına değil kendine bakmak gerektiğini anladı. Bunun üzerine uzmanlar (kredi kontrolörleri, fiyat veren görevliler vs.) yerine genel sorumlular getirildi, anlaşma temsilcisi adı verilen tek bir kişi formla ilgili tüm işleri yürütüyordu. Eski süreç, muhtemel en karışık ve zor talepler için abartılarak tasarlanmıştı. Oysa taleplerin çoğu açık ve basitti. YapılaCilt: 6 S 1995 İLETİCİM cak işler de genelde memur seviyesindeydi. IBM Credit, anlaşma temsilcilerinin kullanması için yeni ve kapsamlı bir bilgisayar sistemi geliştirdi. Çoğu durumda standart bir modele sayıların yerleştirilmesi ve bir dosyadan standart modellerin seçilmesi temsilciye işi için gerekli tüm desteği sağlıyordu. Zor taleplerde ise temsilci az sayıdaki uzmanlardan direkt yardım alabiliyordu. Şekil 2. Dünyada Yönetim Yeni tasarım getirdiği performans artışı gerçekten de çarpıcıydı. Sürecin tamamlanması 7 günden 4 saate indirilmişti, üstelik personel sayısında küçük te olsa bir azalma yaparak. Ayrıca firmanın üstlendiği anlaşma sayısı yüz kat artmıştı. İşte Değişim Mühendisliği tanımı ile IBM Credit olayı tam manasıyla çakışmaktadır. Çevrim zamanında %90 oranında azalma ve verimlilikte yüz kat artış, performansta yakalanan çarpıcı sıçramayı, komple sürecin ele alınıp tamamen yeni bir tasarımın oluşturulması da radikal değişikliği ifade etmektedir. Bu detaylı incelemeden sonra Değişim Mühendisliğinde çeşitli firmaların elde ettikleri başarılı sonuçlara ilişkin aşağıdaki örnekleri verebiliriz: —-. r SÜREÇ ODAKLAMA YAKLAŞIM FONKSİYONEL DEPARTMAN Yaklaşımlarının Gelişimi Üretim • Milcom Communications : Montaj zamanında %75 azalma sağlanmıştır. • Nucor Steel: Verimlilikte %90 artış kaydedilmiştir. • Cummins Engine : Şarj yükleme zamanında 1.83 günden 40 dakikaya azalma, zamanında teslim etmede %30 ila 100'lük artış elde edilmiştir. • Coca Cola & Schweppes : Kutulama zamanında %85'lik artış sağlanmıştır. Mühendislik • Milcom Communications %64 azalma sağlanmıştır. Parça sayısında Dizayn Süresi • Kodak : Kavramdan üretime geçme için gereken süre 70 haftadan 38 haftaya indirilirken, uyum mühendisliği, CAD/CAM teknolojisinden faydalanılmıştır. Satmalına • Motorola : Tedarik zamanı 55 günden 15 güne indirilmiştir. • Ford Motor Company : Borçlar bölümündeki personel sayısı 500'den 125'e azaltılmıştır. • DEC : Dizayn yapan kişilerin verimliliğinde %500 artış sağlanmıştır. • Hughes : Hatalı parça sayısı %80 azaltılmıştır. • Schlumberger : Dizayn provaları için harcanan zaman %80 azaltılmıştır. Pazar Payı/Karlılık • Taco Bell: Satışlarda yıllık %22 artış kaydedilirken karlılıkta %31 yükselme gözlenmiştir. İşlem hacmi 500 milyon $'dan 3 milyar $'a yükselmiştir. • Bell Atlantic : Maliyetlerde %93 azalma sağlanmıştır. Pazara Ulaşma Süresi • Northern Telecom Terminal Division : Pazara ulaşma süresinde %70 azalma sağlanmıştır. • GE Aircraft : Prototip geliştirme süresi %90 azaltılmıştır. • Dun & Bradstreet : Kredilendirme süreci 2742 dakikadan 220 dakikaya indirilmiştir. • AT & T Power Systems : Prototip geliştirme süresi 53 günden 5 güne indirilmiştir. Cilt: 6 Sayı: 5 1995 TÜRKİYE AÇISINDAN DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİNİN ÖNEMİ Değişim Mühendisliğinin Türkiye için taşıdığı önemi açıklamak için öncelikle ülkemizin mevcut durumuna kısaca bir göz atmakta fayda vardır. Dünyadaki yönetim yaklaşımlarının gelişim süreci Şekil 2'deki gibidir: 20. yüzyılın başlarında 19 İLETİŞİM Taylor ve Ford tarafından geliştirilip Sloan tarafından pekiştirilen Otokratik Anlayış, II. Dünya Savaşını takip eden dönemde yerini Bürokratik Yönetim tarzına bırakmıştır. 1970'li yıllarda dünyadaki arz-talep dengesinin oluşumu Sistem Yaklaşımı kavramını ortaya çıkarmış ve pazar payını arttırmaya yönelik stratejiler geliştirilmiştir. 1980'lerde dengenin arz yönünde bozulması, yaşanan rekabeti iyice kızıştırarak yıkıcı bir boyuta taşımıştır. Sonuçta, çağımızın değer kavramları olan kalite, hizmet, maliyet ve hız dörtlüsü doğrultusunda, yönetim anlayışı süreç odaklı kavramlara yönelmiştir. Bu açıdan Türkiye'deki mevcut duruma bakacak olursak, firmaların henüz %95'nin birinci safhada olduğunu görmekteyiz. Yeni organizasyon ve yönetim tekniklerinin uygulaması çok düşük düzeydedir. Türkiye'nin sanayisi 1980'li yıllardan itibaren ihracata dayandırılmak istenmektedir. Ancak diğer gelişmekte olan birçok ülkeye göre 10-15 yıl geç kalınarak konjonktürün sonu yakalanabilmiştir. Buna rağmen, tekstil, beyaz eşya, gıda gibi muhtelif sektörlerde belli bir rekabet gücü sağlanmıştır. Türkiye dünyadaki mevcut teknolojilerin %86'sına sahiptir. Ancak bu teknolojilerin komple bir üretim sistemini oluşturacak şekilde kullanımı yoktur veya çok azdır. Genelde birbirinden kopuk ve ancak kritik noktalara yerleştirilmiş bir durum görülmektedir. Bu ise değişim karşısında başarılı olabilmek için kullanılabilecek en önemli silahlardan birisi olan fleksibiliteyi engellemektedir. Yeni teknolojileri getiren firmalar yeterli teknik kadro ve teknolojik yetkinliğe sahip değildir. Bakım-onarım, yedek parça ikmali tam olarak sağlanamamaktadır. Yeni teknolojiler çoğunlukla kalite ve güvenliği arttırmak, enerji tasarrufu sağlamak, kapasiteyi arttırmak gibi amaçlar doğrultusunda kullanılmakta, yeni ürün geliştirilmesi hedeflenmemektedir. Ürünler klasik biçimde önce üretilmekte sonra çeşitli pazarlama teknikleri kullanılarak satılmaya çalışılmaktadır. Sonuçta da talebe karşılık duyarlılık oldukça az olmaktadır. İstikrarsız makro ekonomik ortam kapsamlı yatırımlar yapmayı engellerken, mevcut teşvik sistemlerinin yetersizliği göze çarpmaktadır. Ana sanayilere uyum gösterecek ve gerekli yapısal esnekliğe sahip yan sanayi oluşmamıştır. Tedarikçi-müşteri kavramları üzerinde yeni ilişkiler yaratmak düşünülmemekte dolayısı ile bu zinciri geliştirecek çabalar ortaya konmamaktadır. Takım çalışması, ürün ve üretime ilişkin kararların tabana yayılarak, yönetime katılım anlayışı çok düşük düzeydedir. 20 Teknolojinin her geçen gün beden işçiliğine olan gereksinimi azaltması, nüfus fazlası olan Türkiye için ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Bunların başında işsizlik, verimlilik ve eğitim gelmektedir. Eğitime yeterince önem verilip gerekli yatırımlar yapılamamaktadır veya çok yetersiz seviyede olmaktadır. Bu ise nitelikli eleman eksikliğini beraberinde getirmektedir. Ne yapmalıyız? Kuşkusuz küreselleşen dünya pazarlarında yeralabilmek ve çağdaş rekabetçi bir seviyeye ulaşabilmek için yukarıda bahsedilen konulardaki eksiklikler öncelikle ve aciliyetle giderilmelidir. Zira 6 Mart 1995'te imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması ve yaşanan değişimlerin hızı, koşulların daha da ağırlaşacağını haber vermektedir. Türkiye'nin şartları gözönüne alındığında, kat edilecek gelişim mesafesinin çokluğu ve bu iş için kalan zamanın azlığı, bizi bir sıçrama, bir hamle yapmak zorunda olduğumuz sonucuna götürmektedir (Şekil 3). Gelişme 1990 2000 2010 2020 Zaman Şekil 3. Gelişme Süreci Açısından Sıçrama İhtiyacı Sıçramayı ise ancak süreç odaklı yönetim, tekniklerini uygulamaya geçirerek, en son yenilikleri bilgi teknolojileri ile birleştirip, etkin bir şekilde kullanarak gerçekleştirebiliriz. Bu açıdan 2000'li yıllara kadar olan zamanı çok iyi değerlendirmek durumundayız. Aksi taktirde çok az sayıda Türk firmasının globalleşen dünya ekonomisinin getirdiği güçlü rekabet rüzgarına dayanabileceğini söyleyebiliriz. Bu perspektifte fam-Zamanında-Üretim, Öğrenen Organizasyon, Sıfır Hiyerarşi, Toplam Kalite Yönetimi gibi süreç odaklı yönetim teknikleri arasında Değişim Mühendisliğinin Türkiye için önemi açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Değişim Mühendisliği dışındaki tüm teknik- ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ Cilt: 6 Sayı: 5 1995 İLETİŞİM ler, bir sıçrama ihtiyacı içersinde olan ve bu tekniklerin başarılı olduğu toplumların sosyal yapılarından farklı bir yapıda olan Türk Sanayisi için bir kurtuluş kapısı olmaktan uzak kalmaktadır. Zira, sürekli ancak küçük geliştirmeler vaad eden bu yönetim araçlarını seçen Türkiye'deki birçok firma, çoğunlukla kalite ve maliyet gibi unsurlar üzerinde durarak ve rekabetin diğer faktörleri olan hız ve hizmeti (servis) ikinci planda bırakarak marjinal geliştirmeler sağlamış ancak gerçekte ihtiyaç duyulan sıçramayı yapmada büyük oranda başarılı olamamıştır. İşte Değişim Mühendisliği, Türk Ekonomisinin silkinerek, beklenen hamleyi yapması ve itici güç kazanarak dünyada çağdaş rekabetçi konumuna gelebilmesi için gerekli atılım imkanını sunmaktadır. Çünkü sıçrama şansı ancak radikal ve çarpıcı geliştirmeler vaad eden Değişim Mühendisliği yaklaşımı ile sağlanabilmektedir. TÜRKİYE'DE DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİ UYGULAMALARINDA KARŞILAŞILABİLECEK GÜÇLÜKLER Değişim Mühendisliği akşamdan sabaha uygulanacak bir kavram değildir. Diğer tüm yönetim yaklaşımları gibi belli bir disiplin, kararlılık, eğitim, liderlik, yetenek ve yaratıcılık gerektirmektedir. Diğer yandan bilinmeyene doğru çıkılan yolda vizyonun kaybedilmemesi ve başarının sağlanması birçok faktörün uyum içersinde olmasına bağlıdır. Bu bakımdan uygulamada karşılaşılan güçlük ve problemlemleri görüp onlardan kaçınma, Değişim Mühendisliği çalışmalarını başarıya götüren ilk adımı oluşturmaktadır. Türkiye açısından güçlükler şöyle özetlenebilmektedir: • Tepe yönetiminin kararlılık ve desteğindeki eksiklikler • Organizasyon Kültürü kavramının yeterince anlaşılamaması nedeniyle sadece teoride kalması, uygulamaya geçirilemeyerek, gözetilmemesi • Uygulamaların zor ve zaman alıcı olması sebebiyle amaçlardan ödün verme • Liderlik ve motivasyon eksikliği • Tam katılımın sağlanamaması • Teknolojik ve sosyal tekniklerin uygulama- Cilt: 6 Sayı: 5 1995 ya geçirilmesinde toplumsal kültürün göz ardı edilerek, birebir kopalama yöntemiyle adaptasyona kalkışılması • Vizyon eksikliği, konuya geçici birim oda olarak bakılması • Takım çalışması yerine bireysel çekişmelere girilmesi İş süreçlerinin fonksiyonel kurtarılamaması bağımlılıktan İç/Dış Müşteri kavramının yerleştirilememesi • Toplumsal kültürün geliştirilememesi Eğitim eksikliği • • Yan Sanayi yetersizliği Teşvik ve ödül sistemlerinin yetersizliği Devlet ve sosyal kurumların (Sendikal, Dernekler, Meslek Odaları vs.) tutucu yapıları SONUÇ Değişim rüzgarlarının hayatımızdaki tüm kavramları savurup yıktığı bir dönemde iş dünyasının dinamik ortamına uyum sağlayarak, 21. yüzyıla umutla girebilmek için, her alanda yaşanan yıkıcı rekabete karşı koymak durumundayız. Bunu başarabilmenin anahtarı ise değişime karşı hazırlık ve istekli olmada saklıdır. Günümüzde organizasyonlar hangi alanda faaliyet gösterdiklerine bakmaksızın globalleşen dünya pazarlarındaki yerlerini koruyup, ayakta kalabilmek ve gelişimlerini devam ettirebilmek için işlerin yapılış şekillerini yeniden gözden geçirerek, Kalite Çemberleri, Tam-ZamanındaÜretim, Esnek İmalat Sistemleri, Üretim Kaynakları Planlaması, Toplam Kalite Yönetimi, ISO-9000, Sürekli Geliştirme, Öğrenen Organizasyon, Yalın Yönetim ve Değişim Mühendisliği gibi süreç odaklı kavram ve teknikleri benimsemek durumunda kalmışlardır. Konuya Türkiye açısından bakıldığında, Değişim Mühendisliği yaklaşımının ihtiyaç duyulan radikal değişimlerin gerçekleştirilerek çarpıcı gelişmelerin sağlanmasında büyük fırsatlar taşıdığı görülmektedir. Kuşkusuz Değişim Mühendisliği uygulamalarında bir çok güçlük ve engel de vardır. Ancak içerisinde bulunulan yeniden yapılanma aşamasında, Türk . 1?1VTT\TTC'T'1>T 21 İLETİŞİN ekonomisi ve sosyal hayatının tüm bu zorlukları, kararlı ve cesaretli tutumunu yaratıcı gücünün katalizörlüğü ile birleştirerek aşabileceğine inanıyoruz. Bu açıdan işçi, işveren, devlet, üniversite yani ilgili tüm kesimlerin karşılıklı anlayış ve işbirliği içerisinde olmaları büyük önem taşımaktadır. 14. MARCUM James W., HATCHER Jerome M., GREEN Rachel, HODGES Bonnie A., "Automating Business Process Reengineering: Breaking the TQM Barrier", National Productivitv Review. Vol: 14, ıss: 1, VVİnter S: 123-124, 1995. 15. MEKECHUK Bryan, TOOMEY John., "The Challenge of Change", Plant Engineering & Maintenance. Iss: Sourcebook, VVİnter/Spring, S: 14-16, 1994. 16. RUPP Roger O., RUSSEL James R., "The Golden KAYNAKÇA Rules of Process Redesign", Oualitv Prooress. Vol: 27, Iss: 12, S: 85-90, 1994. 1. 2. 3. Anonymous, "Why He Hates Reengineering?" ne, Vol: 130, Iss: 9, S: 164. (1994) Fortu- Geçiş", İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans BRANDT John R., "Reengineering Must Be Radical", Industrv Week. Vol: 243, ıss: 21, S: 72. (1994) DRUCKER Peter F., "Kapitalist Ötesi Toplum", lap Kitabevi, İstanbul 1993. inkı- 4. EHLEN Da ve., "Making Reengineering Happen", Canadian Manager, Vol: 19, Iss: 4, S: 23-24, 1994. 5. 6. 7. 17. TAMAKAN Belkıs., "Fordizm'den Esnek Uzmanlığa GARVIN David A., "Building a Learning Organfzation", Hanvard Business Revievv, July/August, S: 79-91, 1993. Tezi, İstanbul, 1993. 18. TENNER Arthur R., DeTORO Irving J., "Total Ouality Management, Three Steps to Continuous Improvement", Addison-VVeslev Publishing Co., Reading, 1992. 19. TERLAGE Ray., "Minimizing The Risks in Reengineering: A Socio-Technical Approach", Information Strategy : The Executive's Journal. Vol: 11, ıss: 1, S: 6-11, 1994. HAMMER Michael., "Reengineering Work: Don't Automate, Obliterate", Harvvard Business Review. July-August, S: 104-112, 1990. 20. Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası, "2000'li Yıllarda HAMMER Michael, CHAMPY James., "Reengineering the Corporation: A Manifesto for Business Revolution", Harver Business, New York, 1993. 21. VVHITING John T., "Reengineering The Coporation : 8. HAMMONDS Keith H., "The New World of Work" Business Week, Iss: 3394, Oct. 17, S: 76-87, 1994. 9. HARRISON D. Brian., "How To Fail at Reengineering", Directors S Boards. Vol: 19, Iss: 1, S: 39-42, 1994. 10. HARRISON D. Brian., "What Reengineering is not" Directors & Boards. Vol: 19, Iss: 1, S: 41, 1994. Endüstri ilişkilerine Bakış", MESS Yavın No: 204. Etam A.S.. İstanbul, 1994. A Historical Perspective And Critique", Industrial Management. Vol: 36, Iss: 6, Nov./Dec. S: 14-16, 1994. TMMOB Makina Mühendisleri Odası 11. İ.T.Ü. İşletme Mühendisleri Toplam Kalite Yönetimi araştırma Komitesi, "Toplam Kalite Yönetiminde Türkiye Perspektifi", Üniform Matbaacılık A.S.. istanbul, 1994. Daha iyi bir n 12. JOHANSSON Henry J., McHUGH Patrick, PENDLEBURY A. John, VVHEELER III VVilliam A., "Business Process Reengineering, Breakpoint Strategies for Market Dominance", John Wilev & Sons Ltd.. Chichester, 1993. 13. KELADA Joseph N., "Is Reengineering Replacing Total Ouality?", Oualitv Progress. Vol: 27, Iss: 12, S: 79-83, 1994. 22 TMMOB Makina Mühendisleri odası Rî MÜHENDİSLİĞİ Cilt: 6 Sayı: 5 1995 ILETIŞIM ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ MESLEK ÖRGÜTLENMESİ: BİR PERSPEKTİF Bilgi toplumunda, uzmanlaşmanın öne çıkacağı ve bireylerin toplumsal kesimler olarak örgütlülüklerinde meslek örgütlenmesinin etkinliğinin artacağı söylenmektedir [1]. Meslek adamlarının toplumsal sorumlulukları ve toplumun meslek adamlarına yönelik algılaması bu örgütler sayesinde düzenlenir. Haziran 1995'te yapılan ÖYS ile Endüstri/İşletme Mühendisliği bölümlerine öğrenci alacak 18 üniversitenin (Balıkesir, Bilkent, Boğaziçi, Çukurova, Dokuz Bylül, Erciyes, Galatasaray, Gazi, İstanbul, İstanbul Teknik, Kocaeli, Marmara, Orta Doğu Teknik, Osman Gazi, Sakarya, Selçuk, Uludağ ve Yıldız) toplam kontenjanı 1147'dir. KKTC'deki iki üniversitenin (Doğu Akdeniz ve Girne Amerikan) kontenjanlarının da ilavesi ile bu sayı 1550'ye varmaktadır. Mevcut 18 bölümden en eski 1O'u düşünüldüğünde ortalama 15 yıldır faal oldukları kabul edilebilir. Bir endüstri mühendisliği bölümünün ilk dört yılında hiçbir mezunu olmadığı ve sonraki yıllarda da ortalama 35'er gencimize endüstri mühendisliği lisans diploması verdiğini varsayarsak; ülkemizdeki en eski 10 bölümden bugüne kadar 3850 endüstri mühendisinin mezun edildiği öngörülebilir. Yukarıdaki kontenjanlar gözönüne alınacak olursa, çok değil, 2-3 yıl içinde 6-7.000 kişilik bir EM diplomalılar grubu oluşacağı da söylenebilir. Bu grubun en az yarısının endüstri mühendisliği alanlarının birinde çalışacağını beklemek abartmalı bir varsayım olmayacaktır. Kaldı ki, bu sayıda yurtdışında öğrenimlerini tamamlamış olanlar, sonradan EM alanına girenler dahil değildir. Yaklaşık 4000 mühendisin profesyonelce uğraştığı onlarca bölümün mezun vereceği bir disiplinin mesleki örgütlülüğü, üzerinde düşünülmeye değer bir konudur kanısındayız. Bu yazı ile, böyle bir mesleki örgütlenmeye bir bakış açısı kazandırılmaya çalışıldı. Bu bakış açısının sonuçlannın da, "perspektif" ile ifade edilebileceği düşünüldü. Bu metni hiçbir bilimsel iddiası olmayan bir deneme olarak sunuyoruz GİRİŞ Sinan KAYALIGİL Endüstri Mühendisliği Bölümü, ODTÜ, Ankara Nihat ANGI Posta Çekleri Merkezi Müdürlüğü, Ankara Cilt: 6 Sayı: 5 1995 Perspektif, sözlük tanımına [2] göre, bir konunun değişik yönlerinin birbiri ve bütün ile ilişkileri olarak alındı. Mesleki örgütlenmenin değişik yönleri ayırd edilip, bunlar incelendi. Geçmişi 60-70 yıl öncesine dayanan, oturmuş iki mühendis örgütlenmesi örneği bu değişik yönlerde değerlendirildi. Mesleki örgütlenmenin her yöndeki vasıfları ve ilişkiler ile bunların bugünkü Oda örgütlülüğünde nasıl görülebilecekleri irdelendi. Son olarak, perspektifden yola koyularak, "ilk elde ne olmalı?" sorusu yanıtlanmaya çalışıldı. PERSPEKTİFİN ANA EKSENLERİ (YÖNLER) Bizce, mesleki örgütlenmeye, üç ana eksen ile bunların ilişkilerinin oluşturacağı bir perspektif uygulanabilir. Bu ana eksenler şunlardır: a) İşlev b) Tanıtım c) Organizasyon Biçimi İşlev, meslekdaşlarca kabul görülüp onaylanan (meşru) sürdürülebilir örgütlülük misyonlarıdır. Meslekdaşın "örgütlülüğüm olmasaydı neler yapılamazdı?" sorusuna güvenerek verdiği yanıtlarıdır. Tanıtım, mesleki örgütlülüğün, meslekdaş ve kamuoyu gözünde edinilip korunacak değerleridir. Mesleki örgütlülüğün belirli bir konumu kazanıp geliştirerek sürdürmesi bir sonuç değil, başlı başına düşünülüp kotarılmaya layık bir özelliği (bir kimlik konusu) olmalıdır. Tanıtım, meslekdaşın, "örgütlülüğümle hangi değerler korunuyor?" sorusuna verdiği yanıtlardır. 23 İLETİŞİM Organizasyon biçimi, işlev ve tanıtım eksenlerinde bulunulan yere uygun yapının (kurum, kural, yetki, temsil hakkı, ödül-ceza gibi) formelleşmesi, bir düzen alışıdır. Böyle bir düzenleme, işlevlerin devamlılığı ve tanıtım değerlerinin geliştirilmesi ile dinamizmini korur. politik taraf olma nitelikleri görülmemektedir. Bizce doğru olan da budur. İşlev ekseninin vasıflarını sayacak olursak; a) Meslek dalımızın profesyonelliği için kural koyucu, kollayıcı ve dayanışmacı: b) Meslek dalımızın ilgili alanlarında, toplumu gelişmeye yönelik cesaretlendirici: c) Profesyonelin (bireyin) özeli ile meslek alanının geneli arasında denge kurucu olmak maddelerini görüyoruz. Altı çizili anahtar sözcükler eksenin ilişkileri için aşağıda kullanılacaktır. Bu vasıfları örneklemek için aşağıdaki tablo yardımcı olacaktır. İŞLEV EKSENİ Ülkemizde, endüstri mühendislerinin mesleki örgütlenmeyi yürütmekte oldukları Makina Mühendisleri Odası (MMO) içinde faaliyet gösteren Meslek Dalı Ana Komisyonu Kuruluş ve Çalışma Yönetmeliğince amaç olarak: İŞLEV VASFI ASME'de lAE'de Kural Koyucu Eğitim programlarını akreditasyon, belgelendirme Eğitim programlarını akreditasyon, belgelendirme Kollayıcı Üye ve öğrencilere burslar Burslar ve ödüller Dayanışmacı Grup sigortası, sağlık hizmetleri mal ve hizmetlerde indirim, üyelerine iş olanağı arama Veri bankası, ucuz seyahat, mal ve hizmetlerde indirim, üyelerine iş olanağı arama Cesaretlendirici Benzerlerinin en büyüğü bir kütüphaneden posta ile yararlanma olanağı, makina mühendisliğine ilgi duyan başka meslek sahibi üyeler Mühendis olmayıp mühendislik mesleğine ilgi duyan üyeler, bilgi bankaları ve ağları Denge Kurucu Üyelik çeşitleri, üye standartları Üyelik çeşitleri, mühendislik unvanları verme a) Dayanışma, örgütlenme b) Bilgi-deney birikimi oluşturmak c) Meslek dalını geliştirmek, düzeyini yükseltmek d) Meslek dalının çıkarlarını korumak sayılmaktadır. Bunlara ek olarak, örneğin 140.000 üyeli Amerikan Makina Mühendisleri Topluluğu (ASME) [3], [4] e) Meslek ahlakını geliştirmek f) Mesleğe ilgiyi artırmak Yine, kuruluşu 80 yıl öncelerine dayanan 60.000 üyeli Avustralya Mühendisler Kurumu (IAE) [5] g) Avustralya'nın teknolojik kapasitesinin gelişimini cesaretlendirmek amacını da taşımaktadır. Görülebileceği gibi, mesleki örgütlenme profesyonel ve akademik ağırlıklı işlevler taşımaktadır. Dernekler veya kooperatifler gibi güçbirliği oluşturma; sendikalar gibi sosyal24 ORGANİZASYON BİÇİMİ EKSENİ Mesleki örgütlenme, yukarıda sayılan işlevlerini meşru ve sürdürülebilir kılmak için organizasyon biçimini dikkatle oluşturmalıdır. Belirli vasıfları taşımayan bir biçim, meslekdaşların gözünde kolayca aşınıp meşruiyetini yitirecektir. Bir örgütlenme için en yıkıcı inanış olan, "olmazsa da olur" anlayışı yerleşmeye başlar. Meslekdaşlar, örgütlerinin başvurulacak, danışılacak, destek alınacak, bilgi yayacak ve mesajlarına uyulacak bir kurum olarak değil, bir kısım arkadaşlarının toplanıp arada bir başkalarının da katılmalarını diledikleri bir gruplar kümesi olarak algılarlar, işte, meşruiyetini (varlık nedenini) yitirme dediğimiz budur. Organizasyon biçimi ekseninde yer alması gerektiğini düşündüğümüz vasıflar şunlardır: a) Değişik profesyonel uğraşlar içindeki meslekdaşları, örgüt işlevlerini yürütürken kapsayıcı: CUt: 6 Sayı: 5 1995 İLETİŞİM BİÇİM VASFI ASME'de lAE'de Kapsayıcı Çeşitli üyelik kategorilerine müsaade eder, 36 ayrı teknik bölüm, 3 enstitü çeşitli disiplinlerarası program Çeşitli üyelik kategorileri, kurum dışı ilgili örgüt temsilcilerine konseyine kabul eder, yüze yakın uzmanlık kurulu Dinamik Yenilikleri izleyen kurullar, araştırma merkezi bulunuyor. Gerektikçe yenileri kurulur. Uzmanlar kurulları yerel (bölge) özelinde istendiği kadar kurulur. Topluluk, panel, komite, çalışma grupları gibi yapılanmalar bulunur. Üretken 4 genel, 20'ye yakın teknik dergi yayınlar, şirketleri ve vakfı ile kredi kartı, sigorta, sağlık hizmetleri pazarlar 5 teknik dergi, 30'a yakın bülten yayınlar, kuruma bağlı 4 şirket yayın, basım, sürekli eğitim, teknik konferanslar ve araştırma yapar. Deneyimi Kullanma İş deneyimine bağlı üyelik sınıfları, yönetim kurulunda eski ve gelecek başkanlar bulunur, 350 tam zamanlı profesyonel çalışır. Yaş ve deneyime bağlı üyelik sınıfları, seçilmiş ve atanmış üyelerden oluşan bir konsey, geçmiş dönem başkanlarına yönetim kurulu üyeliği Bu şek4ili okumak için şöyle bir örnek verilebilir: Profesyonel çıkarlar ile (Ör. rekabet, kariyer, kurumsallaşma) meslek geneli (ör. mühendislik hizmetlerinde kalite, bilgiyi yayma, ortak dil) arasında denge kurma vasıfı aksadığında organizasyon biçiminin deneyim kullanma özelliği sarsılacaktır. Örneğin, kurumsallaşan uzman meslek adamları kendilerine uygun gördükleri Altı çizgili anahtar sözcükler eksenin ilişkiler dil ile hizmet sunup ortak bir dil oluşturamamışiçin kullanılacaktır. larsa, deney birikimini zenginleştirmek güçleşeÖrgütlenme biçimi ekseni vasıflarını örneklecektir. Çünkü deney, benzer (hatta aynı) mek için yukarıdaki tablo yardımcı olacaktır. İşlev ekseni vasıfları ile organizasyon biçimi olgular izlene izlene kazanılır. Bu da, kural koyekseni vasıfları arasında en güçlü ilişkileri ince- ma işlevini zayıflatıp örgütlenmenin kapsayıcılığını azaltabilecektir. Sonuç olarak denge lemek için yandaki şekil kullanılabilir. kurulamadığında örgüt biçimi de ORGANİZASYON EKSENİ kapsayıcı bir görüntü veremeyeİŞLEV EKSENİ cektir. Bizce, MMO-MEDAK örgütlenKURAL KORUYUCU KAPSAYICI mesi ile bugüne dek, işlev ekseninde kural koyuculuk, KOLLAYICI DEMOKRATİK cesaretlendiricilik ve denge kuruculuk vasıfları yeterince güçleneDAYINIŞMACI DİNAMİK memiştir. Bunlara karşılık örgütlenme biçiminde kapsayıcılık, CESARETLENDİRİCİ ÜRETKEN dinamik olma, üretkenlik ve deneyimi kullanma vasıflarında zaaflar DENGE KURUCU DENEYİMİ KULLANAN mevcuttur. b) Karar ve yürütmede demokratik: c) Yapısı ile yer ve koşulların değişikliklerine uyum gösteren, dinamik: d) Üyelerini birarada tutmak kadar hizmet ve projelerinde üretken olmaya özen gösteren; e) Mesleki birikimi ve oda profesyonelliğini işleyişine yansıtmak amacıyla üyelerinde ve çalışanlarında gizli deneyimi kullanan Cüt: 6 Sayı: 5 1995 Midi. 1 MJf U Ü 1 1 \ 1 İ T 25 İLETİŞİM TANITIM EKSENİ İŞLEV EKSENİ TANITIM EKSENİ ORGANİZASYON EKSENİ Mesleki örgütlülüğün, dışarıya vereKURAL KOYUCU KAPSAYICI ceği izlenimi oluşturması ve koruması / için gereken vasıfla- KOLLAYICI DİNLENİRLİK DEMOKRATİK rı tanıtım ekseninde / toplayabiliriz. Misyonu (işlevleri) ve or- DAYANIŞMACI DEVAMLILIK DİNAMİK ganizasyon biçimi nasıl olursa olsun, YAPILANMA ÜRETKEN "örgütlülüğün üye ta- CESARETLENDİRİCİ GÖRÜNTÜSÜ banı ve kamuoyuna vereceği görüntü taDENEYİMİ KULLANAN sarlanıp vücud bula- DENGE KURUCU cak bir değerler kümesidir. Bu değerler kümesi adeta inatla korunma durumundadır. Örneğin, IAE temel do- sis ederken, organizasyon biçimi ile de deneyikümanlarında, bu değerler açıkça şöyle mi kullanan ve üretken olan bir örgütlenme, kendi devamlılığını tanıtmak için gereken üyesayılmaktadır [4]: ye kavuşmuş olacaktır. Bizce, halen mevcut Oda yapılanması içinde Mühendislik Mükemmelliyeti kollayıcılık ve dayanışma işlevleri ile demokratik • Ahlaki Davranış bir organizasyon biçiminin beslediği olumlu bir • Yetki yapılanma görüntüsü kısmen beslediği olumlu bir • Çıkar Birliği yapılanma görüntüsü kısmen çizilebilmektedir. • Yenilik Getirme Ancak, deneyimi yeterince kullanmayan ve üret• Sosyal Adalet ken olmayan bir biçim ile denge kurma işlevindeEkolojik Koruma ki zaaflar devamlılık görüntüsünü bozmakta, yeni • Ekonomik Gelişme mezun üye tabanının büyük bölümü zamanla ilgisini yitirmektedir. Yine ASME'nin ve lAE'nin amaçları arasında "kamunun kuruma güvenini artırmak" ve "kamu kurumları ile iletişim kurmak ve bu ilişkileri korumak"tan da söz edilir. Ülkemizde, lise son sınıf öğrencilerine çeşitli mühendislik disiplinlerini tanıtmak için yapılan radyo programlarına, üniversitelerden konukların çağrılıp; meslek odalarından temsilcilere rağbet edilmemesi bile, medyada şimdiye dek uyandırılmış meslek örgütlülüğü görüntüsünün yerini belirleyen bir örnektir. Bizce tanıtım ekseninde: a) Kamuoyunca, mesleğin her yönüne hakim bulunduğu ve güvenilir olduğu için dinlenirliğine önem verilen, b) Bjr kimlik ve gelenek devamlılığı gösteren, c) Yeni mezun meslekdaşları, kendilerinin de pay alabilecekleri büyük bir yapılanmada bulunma hazzını tatmaya çağıran vasıfları yer almalıdır. Tanıtım ekseni ile diğer eksenlerin ilişkilerini inceleyecek olursak aşağıdaki şema kurulabilir. Örneğin, belirli kurallar koyup standartlar te26 T! XTT-»T TO riTT» T JCİ^JLUJO JLJY1 ıv MEVCUDUN GÖRÜNTÜSÜ VE İLK ELDE AKLA GELENLER Yukarıda da söz edildiği gibi, bizce, mevcut meslek örgütlenmesi işlev ekseninde a) Kural koyucu, b) Cesaretlendirici, c) Denge kurucu organizasyon biçimi ekseninde, a) Dinamik olma, b) Üretkenlik c) Deneyimi kullanma, ve tanıtım ekseninde a) Devamlılık b) Dinlenirlik vasıflarını taşımakta zaaflar sergilenmektedir. Eksenler arasındaki ilişkilerin incelenmesi bu eksik yanların bağlantılı olduklarını ortaya çıkarmaktadır. Yani ilişkili iki (veya üç) vasıfın birinde (veya Cilt: 6 Sayı: 5 1995 İLETİŞİM ikisinde) oluşan eksiklik ilişkinin diğer yanlarına bulaşmakta ve zaafı geliştirmektedir. Örneğin, gelişmeleri cesaretlendirici olmada geri kalındıkça dinlenirlik zayıflamakta ve bu da üretken bir organizasyon biçiminin korumasını zorlaştırmaktadır. Yine, örneğin, kural koyuculuk ve denge kuruculuk vasıflarında eksiklik oluşunca devamlılık aksamakta o da örgütün üretken ve deneyimi kullanmada geri kalmasına yol açmaktadır. İlişkileri, birbirini karşılıklı zayıflatıcı oldukları kadar, güçlendirici biçimde de kullanmak mümkündür. Bizce, ilk elde yapılması gerekenler de bu özellikten yararlanmaktadır. İlk elde, tüm vasıfları tam olan eksenleri kurgulamak yerine, işlev ekseninde denge kuruculuk, örgüt biçiminde dinamiklik ve deneyimi kullanıcılık, tanıtım ekseninde de bunlarla ilişki içindeki devamlılık vasıflarını kazanmak önerilebilir. Bunları, zamanla diğer eksik vasıfların tamamlaması izleyebilir. Kazanılacak vasıflar için ilk elde akla gelenler şunlardır: 1) Meslek örgütlülüğünün biçimi, dinamizm kazanmak için, merkezden yönlendirilen ağırlıklı işleyiş konularını yerelleşmeye taşımak durumundadır. Böylece finansman, üyelik ve iç kurumsallaşmasında yerel anlamda özerkliği olan bir .biçim önerilebilir. Özellikle Avustralya'da (IAE) gördüğümüz de budur. lAE'de bölgeler coğrafi ve ekonomik farklılıklara uygun yapılanma içindedir. 150 üyeli bir bölge (Canberra) ile 12500 üyesi bulunan bir bölge (Sydney) farklılıklar sergilemekte özgürdür. Buna karşılık mesleki kurallar (dil, üyelik sınıfları, yeterlik onayı gibi) ve ortak kaynaklaın (bilgi ağı, yayınlar, danışmanlar, kütüphane, uluslararası ilişkiler) kullanım ve finansmanında merkeze katılım ve merkeze uyum (biat, rıza) bulunmak zorundadır. lAE'de bu, merkezi yönetimde her bölgenin temsili ile sağlanır. 2) Örgütlenme biçiminde, deneyimin öne çıkarılması için merkezde daimi bir danışma meclisi ve kademeli üyelik kaçınılmaz görünmektedir. ASME'de 7, lAE'de 8 üyelik sınıfı ve bu sınıfların örgütte farklı ödenti ve haklarda değişik mühendislik unvanlarına ('Engineer', 'Chartered Professional Engineer', 'Professional Engineer' gibi) sahip olmaları bu nedene dayanmaktadır. Bu örgütCilt: 6 Sayı: 5 1995 lerde, genel kurullarda oy hakkı bazı sınıflara kapalıdır. Deneyimi öne çıkarmanın bir zorunlu koşulu da, organizasyon profesyonellerini artırmak, yönetimde belirli yetkilerle donatmak olacaktır. Bir karşılaştırma örneği olarak lAE'nin merkez kadrosunun 69, TMMOB'nin ise yalnızca 6 kişi olduğunu belirtmemiz mümkündür. Meslek örgütlenmesinin hizmet üreten ihracatının (yayımcılık, eğitim, üyelik) uzmanlaşmış profesyonellerce yürütülmesi gerekmektedir. 3) Meslek örgütlülüğün işlevleri arasına, üyenin profesyonel çıkarları ile mesleğin genel çıkarları arasında denge kuruculuğu katmasını öneriyoruz. Meslekdaşların kurumsallaşmaları (büro, şirket kurmaları) ile bir mesleki kalitenin korunması arasında, bireysel birikimi oluşturup 'know-how' sahibi olarak kalmaları ile mesleğin güncelliğinin sağlanması arasında belirli dengelerin kurulup korunmasının zorunluluğuna inanıyoruz. Mesleki rekabet içindeki gizlilik ile bir temas ağı aracılığıyla iletişim de böyle bir dengenin gereken bir boyutudur. Üniversite yıllarının sıra (ya da sonraki yılların işyeri) arkadaşlıkları ile kapsayıcılık da başka bir dengeleme unsuru olmak durumundadır. Bu sınırlı vasıflar (dinamizm, deneyime dayanma ve denge kurma) aracılığıyla devamlılık değeri kuvvetlendirilecek, yapılanma görüntüsü ile örgütün gelişmesi bütünleştirilebilecektir. Böylece, bir meslek örgütünün asıl finansman kaynakları olan üyelik ödentileri, üyeye yönelik hizmetlerin karşılıkları ve kurumsal bağışlar hayatiyet kazanabilir. Meslek örgütü, düzen kuracağı, kural koyacağı alanlarda bizzat faaliyet göstererek finansman sağlama yoluna girmekten uzaklaşmak için, üyelerinin "Bunu hakediyorlar" diyerek yaptığı ödenti ve hizmet karşılıklarına (yayın, bilgi temini, eğitim, belgeleme) dayanmalıdır. Meslekdaşlarımızın, mensubu olabilmek için lise yıllarında özel okullara, kurslara test kitaplarına; üniversite yıllarında da özel derslere, kitaplara, fotokopilere milyarlarca lira döktükleri mesleklerine, icracı yıllarında harcama yapmaktan kaçınıyor olmalarının nedenlerini anlamak zorundayız. Kollayıcı, dayanışmacı ve demokratik örgütlenmemize ilk elde; dinamizm, 27 İLETİŞİN Düzenli Faaliyet ve Araştırmalardan Hizmet Alır UYE Seçer Seçer (Belirli Üye Sınıflarından) Seçer (Belirli Sınıflar) Merkez Yönetim Temsilcisi Şube Yönetimi ve Delegasyon Girer Girer Danışma Meclisi Üyeleri Girer Girer Girer Katılır Merkez Genel Kurulu Kısmen Seçer Girer Merkez Yönetimi Eğilim / Kısmi Onama Danışma Meclisi Eski Merk. Yön. Başkanları Bir önceki dönem başkanı Seçer Başlatır/Gözetir Temsil Örgüt Profesyonelleri Sekreter Üye Sorumludur Araştımalar Yürütürler Düzenli Faaliyetler ÜYEYE ÜYEYE VE VE KAMUYA KAMUYA Çalışma Prensipleri Önerisi deneyimi ödüllendirme ve dinleme ile devamlılığın yanısıra denge kurma vasıflarını eklerse "Oda bana ne veriyor ki?" sorusunun bir yanıtı olabileceğini düşünüyoruz. Son olarak, örgütlenme yapısı için bir işleyiş taslağını aşağıdaki şekilde ve yorum eklemeden öneriyoruz. 28 TTl^TTfcTTCTTST MIı n u u CJ I ı \ I KAYNAKÇA 1. Erkan, H., Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, 2. Baskı, T. İş Bankası Kültür Yayınları, Genel Yayın No: 326,1994. 2. Hornby, A.S., Gatenby, E.V., VVakefield, H., The Advanced Learner's Dictionary of Current Engilsh, Oxford University Press, 1963, s. 724. 3. MMO-ASME Çalışma Protokolü, Haziran 1992. 4. MMO İzmir Şube Bülteni, Sayı: 17. 5. The Institution of Engineers, Australia, Yearbook 1995/95. Cilt: 6 Sayı: 5 1995 SÜRELİ VAVMLAR FLEXIBLE MANUFACTURING SYSTEMS: AN OVERVIEVV SIMULTANEOUS EVALUATION AND SELECTION OF STRATEGIES FOR LOADING AND CONTROLLING MACHINES AND MATERİAL HANDLING SYSTEM İN FIVIS By M. Kaighobadi and K. Venkatesh International Journal of Operatfons and Production Management ByS.K. lntema#onşlWöWrtfll of Computer Integrâted Manûfacturing Vol. 14, No. 4, pp. 26-49,1994 Vol. 8, No. 5, pp. 340-356,1995. E.\nek üretim sistemlerinin (EÜS) genel bir tanıtımı yapıldıktan sonra uygulamalarda karşılaşılan problemler tartışılmaktadır. Daha sonra bu prob-lemler yönetim ve teknik olarak iki grupta toplanıp, her grup için çeşitli önerilerde bulunulmaktadır. Esnek üretim sistemlerinde, makinaların yüklenmesi ve kontrolü ile malzeme taşıma problemlerinin beraber çözülebilmesi için bir benzetim modeli geliştirilerek, çeşitli sistem değişkenlerinin ve bu problemlerin çözümü için önerilen algoritmaların değişik koşullarda performansları karşûaştırılmıştır. A PROGRESSIVE APPROACH FOR THE INTEGRATION OF PROCESS PLANNING AND SCHEDULING By S. H. Huang, H. Zhang and W. L. Smlfh IIE Transactions. EASING THE ÎRAFFIC !N İSTANBUL AT WHATPRICE? Journal of the Operatfönal Researöh Society Vol. 27, No. 4, pp. 456-464,1995 Vol. 45, No. 7, pp. 771-785,1994 Bilgisayar destekli üretim planlaması ile parça çizelgeleme modellerinin bütünleştirilmesine yönelik aşamalı bir yöntem önerilmiştir. Önerilen yöntemin CNC torna tezgahları üzerinde kullanımına yönelik bir örnek verilmiştir. istanbul'un trafik probleminin azaltılmasına yönelik Analytic Hierarchy Process (AHP) tekniği kullanılarak, çeşitli etmenler irdelenmiştir. Sonuç olarak tüm bu etmenlerin fayda ve maliyet açısından göreceli öncelikleri belirlenmiştir. INTEGRATING ISO 9000 İN TO THE BIGPICTURE By J,Velury Industrial Engineering pp. 26-29, October 1995 Şirketler ISO 9000 belgesini almak için uğraşırken, varolan veritabınları ile, örneğin MRP 11, yazılı kuralları bir araya getirebilmeleri için nelere öncelik vermelidirler. Cilt: 6 Sayı: 5 1995 uvnr\TTC!ir»¥ Bu köşede çıkan yayınlar, YÖK Kütüphanesinden, çeşitli üniversitelerin kütüphanelerinden ve TÜRDOKtan elde edilebilir. T/~<T 29 KİM KİMDİR? Güven ÖZBAKAN hll ! ! •!« ı : 1994 yılında 9 Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldu. 1.5 yıl çeşitli şirketlerde üretim planlama ve maliyet analizi konularında çalıştı. Haziran 1995 tarihinden bu yana Diper Kimya San. ve Tic. A.Ş.'de Sistem analisti olarak çalışmaktadır. Nesneye yönelik programlama, istatistik, Sermaye Piyasası Ve Protföy Yönetim Stratejileri ilgilendiği mesleki alanlardır, ingilizce biliyor. Amatör olarak sinemayla ilgilenmektedir. : : '. |j !ı ıI . Tijen ERTAY 1984 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünden mezun oldu ve 1987 yılında aynı bölümde İş Değerlendirme konusunda yüksek lisansını tamamladı. 1995 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Müheıidisliği Bölümü'nde Just-ln-Tıme Productıon (Tam Zamanında Üretim) konusunda doktorasını tamamladı. Şu anda, istanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği'nde Yardımcı Doçent olarak göreve başlamak üzeredir. Meslekleki ilgi alanları arasında, Sımulatıon ile Modelleme, Grup Teknolojisi ve Hücresel Üretim Sistemleri, Toplam Kalite Yönetimi, Koruyucu ve Önleyici Bakım Politikası konuları yeralmaktadır. MMO ve İTÜ Vakfı üyelikleri vardır, Ulusal ve uluslararası kongrelerde çalışma alanlarıyla ilgili bildirileri vardır. J Fikret EKİCİ !I I; I I 30 1990 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. 1990-1993 yılları arasında Meko Metal A.Ş. Kalite Departmanında Endüstri Mühendisi olarak görev yaptı. 1993 yılında Ege Endüstri ve Ticaret A.Ş.'de Lojistik departmanında Lojistik Asistanı olarak göreve başladı. Halen aynı işyerinin Planlama Departmanında Planlama Mühendisi olarak çalışmaktadır. İyi derecede-İngilizce bilmektedir. Mapıcs Paket programının PDM-IM-MRP Modüllerini kullanabilmektedir. Sistem 36 AS400 tecrübelerine sahiptir. Mesleki alanda yaptığı çalışmalar şunlardır: Şirket içi bilgisayar sistemini iyileştirici ve geliştirici çalışmalar; MRP çalışması; Üretim Planlama, Tezgah ve işgücü Planlaması Çalışmaları; Fizibilite Etüdü Yapmak; Yerleşim Planı oluşturmak; Maliyet/Fiyat Analizleri; ISO 9000; Proje Zaman Planlaması; İşyeri iletişim ve Evrak akışı konusunda sistem geliştirmek. Cilt: 6 Sayı: 5 1995 YAYIN POLİTİKASI EM, TMMOB-MMO tarafından Endüstri Mühendisliği ilgi alanlarına yönelik iki ayda bir çıkartılan süreli bir yayındır. Yayın Amaçları EM, meslek ile ilgili çalışmaların, Türkiye ve Dünya'daki gelişmelerin, mesleki çalışmalarda kullanılabilecek araçların tanıtımı ile ilgili yayın yapar. EM, endüstri mühendisliği alanında çalışan başta endüstri/işletme/sanayi mühendisleri olmak üzere meslek elemanları arasında iletişimi sağlar. EM, yayınlarında ortak bir meslek dili oluşturulmasına özendirir. EM, bilgi üretiminin özendirilmesinde, üretilenlerin yaygınlaştırılmasında ve değerlendirilmesinde aracı olarak mesleğe katkı sağlar. EM, meslek ile ilgili görüşlerin kamuoyuna aktarılmasını, tartışma platformlarının oluşmasını sağlar. Yayın İlkeleri EM, yayınlarında diğer ilkeleri ile ters düşmemek kaydı ile yazarlara, okurlara ve kurumlara tarafsız yaklaşır. EM, yayınlarında konu zenginliğinin korunup geliştirilmesine özen gösterir. EM, yayınlarında içerik, okunabilirlik ve biçim kalitesi ile ortak bir meslek, dili yaratmayı gözetir. • EM, Dergi Yayın Kurulu tarafından yayına hazırlanır. Yayın Kurulu dergide çıkacak yazıların seçimini hakemlerin ve/veya danışmanların görüşlerini de alarak yapar. EM, dergisinin yayın dili Türkçe ve İngilizce'dir, ingilizce yazıların uzun bir Türkçe özeti de dergide yer alır. Yazı Türleri ve Değerlendirme EM, yayın politikası doğrultusunda özgün yazılara, çevirilere, ödül almış çalışmalara yer verir. Özgün yazılar yayın ilkeleri ışığında Yayın Kurulu tarafından değerlendirmeye alınır, ya da ret edilir. Değerlendirmeye alınan özgün yazılar, adları saklı tutulan en az iki hakem tarafından yazının yazarları bilinmeksizin değerlendirilir. Hakem değerlendirmeleri sonucunda Yayın Kurulu'nda oluşan görüşler doğrultusunda yazarlardan değişiklik, düzeltme, ekleme veya çıkarma istenebilir, ya da yazılar ret edilebilir. Çeviri yazılar ancak güncel konularda olmak, EM Türkiye uygulamasına genel anlamda katkı sağlamak, mesleğe yönelik felsefi tartışma yaratabilmek veya mesleğe yeni açılımlar kazandırmak koşulları ile değerlendirmeye alınır. Çeviri yazılarda kaynak belirtilmesi ve çevrilme gerekçesinin bildirilmesi zorunludur. Çeviri yazıların değerlendirilmesi Yayın Kurulu ve gerekli durumlarda danışmanlar tarafından yapılır. Ödül almış veya belirli ölçütlere göre bir jüri tarafından değerlendirilmiş yazılar, gerekli izinlerin alınması durumunda Yayın Kurulu kararı ile dergide yayınlanabilir. Yukarıda belirtilen türler dışındaki kalan görüşler, iletişim yazıları, tanıtım yazıları, haberler, söyleşiler ve köşeler Yayın Kurulu tarafından değrelendirilir. Yayın Kuralları Makaleler Türkçe veya ingilizce dört kopya olarak Endüstri Mühendisliği Dergisi Yayın Kurulu, TMMOB Makina Münendisleri Odası Genel Merkezi Sümer Sokak, No:36/1-A, 06640 Demlrtepe-ANKARA adresine gönderilmelidir. Görüşme için telefon numaraları (312) 231 31 59 veya (312)231 80 23'dür. Makalenin yanı sıra bütün yazışmaların gönderileceği yazarın adı adresi ve telefon numarasının gösterildiği bir kapak mektubu bulunmalıdır. Her yazarın çalıştığı kurum ve kısa yaşam öyküsü ile birer fotoğrafı sunulmalıdır. Yazılar iki aralıklı olarak daktilo edilmiş olmalıdır. Yüz kelimeyi geçmeyen kısa Türkçe ve İngilizce özet gereklidir. Yazılar daktilo edilmiş yirmi sayfayı (5000 kelime) geçmemelidir. Bütün şekiller fotokopiye hazır orjinaller olmalıdır. Şekillerin fotokopileri gönderilmemelidir. Fotoğrafların negatiflerinin de gönderilmesi tercih edilir. Yazıların içeriğini temsil edebilecek en çok yüz kelimelik bir alıntının da gönderilmesi gerekir. Yazarlar makalelerin kabulü halinde içindekiler veya kapak sayfasını basılmak üzere kendi seçimleri olan fotoğraf veya şekilleri önerebilirler. Gönderilen makalelerin başka hiçbir dergide yayınlanmamış olduğu kabul edilir. Yazarlar makalelerindeki bütün görüşlerden kendileri sorumludur. Çeviri yazılardaki sorumluluk da çevirenlere aittir. Basılmış makalelerde özgün olanların her sayfası için 250.000.-TL., çeviri planların her sayfası için 150.000.TL ödeme yapılır. EDITORIAL POLICY EM is a bimonthly publication of TMMOB-MMO (Turkish Ohamber of Mechanical Engineers) and addresses the fields of interest vvithin the scope of industrial engineering. Purposes of Publication EM publishes the material promoting professional work and tools, refleding universal advances in industrial engineering. EM provides the communication among the professionals as industrial engineers, production engineers and those of related careers. EM promotes the formation of a common professional language. EM contributes to the profession via encouraging the knovvledge generation together with the spread and utilization of this knovvledge. EM helps enlightening of the public on the professional vievvpoints and thereby establishing a related discussion environment. Publication Principles EM assumes an objective attitude tovvards the authors, the readers and the institutions reserving cases contrary to the principles of the Journal. EM cares for the maintenance and improvement of diversity in topics. EM vvatches the content, the readability and the quality of its publications besides constituting a common professional language. The Editorial Board prepares the manuscripts for publication in EM. The Board selects material to be published by Consulting the advisors and the referees. Published material in EM is in Turkish or in English. An extended Turkish summary is published together with any material in English. Types of Publications and Evaluation EM, publishes original work, with the original translations, and prize-vvinning aıtlcles which are in line with its editorial policy. Submitted original vvork are either released to the evaluation process by the Editorial Board, in light of the principles of publication, or are refused. Submitted manuscripts are evaluated by at least two anonymous referees not knowing the identities of the author(s). in the light of these evaluations and the opinions of the Editorial Board, the material may either be accepted with or vvithout revisions or be refused. The Board considers translations that: - are about the current topics in industrial engineering or - contribute to industrial engineering practice in Turkey or - are able to suggest new areas of debate on the philosophy of the profession or - bring new insights to industrial engineering. The purpose in suggesting and the source of the translation should be explicitly stated. These vvork are evaluated by the Editorial Board and the advisors, should it be necessary. Prize-vvinning articles or the manuscripts previouly evaluated vvith regard to certain criteria may be published by the decision of the Editorial Board, vvith the approval of the original source. Any technical notes, professional nevvs. discussions, intervievvs may also be considered for publication by the Editorial Board. Information for Contributors Send ali manuscripts in English or Turkish (4 copies) for subrnission to the Editorial Board of Endüstri Mühendisliği Dergisi Yayın Kurulu, TMMOB Makina Münendisleri Odası Genel Merkezi Sümer Sokak, No:36/1-A, 06640 Demirtepe-ANKARA. For correspondence cali (312) 231 31 59 or (312)231 80 23. A cover letter must accompany each submission indicating the namı., address and telephone number of the author to vvhom ali correspondences are to be addressed. An affiliation a short autobiography and recent passport photograph must be supplied for each author. AH material should be typed double spaced. A short abstract in English and Turkish (100 vvords maximum) is required. The material should not exceed 20 typed pages (approximately 5000 vvords). Ali figures must be submitted in camera-ready form. No photocopies are accepted. Any photographs should preferably be accompanied by the negatives. A short excerpt (100 vvord maximum) representative of the main theme of the vvork should be included. Authors are recomended to propose any photographs or figures of their choice to get printed on the contents or the cover page should the manuscript get accepted for publication. Submission of a manuscript implies that it has not been published in another periodical. The authors are responsible for the views refiected in ali submitted manuscripts. The responsibilities based on the translations also İye vvith the authors. For the published manuscripts a payment of 250.000.-TL. per published page of the original papers and 150.000.-TL. per published page of translations will be made. Eı lifinim VOLUME : 6 NO : 5 •fi SEPTEMBER / OCTOBER 1995 industrial engineering journal of chamber of mechanicai engineers (union of chambers of turkish engineers and architects) REFLECTION clined towards radical changes is traditional principles. MUTUAL HARMONY OF PRODUCTION AND MARKETING DEPARTMENTS 23 İNDUSTRIAL ENGİNEERİNG PROFESSIONAL ORGANİZATİON A PRESPECTIVE Mehmet PAŞA Selçuk KARABATI The objective of this study is to define the dimensions of harmony between production and marketing departments, and using these dimensions enable measuring the harmony. Measurement of the harmony betvveen production and marketing, and definition of the factors effective on the harmony constitutes the starting point of the studies in increasing the production - marketing harmony which has considerable effect on competition power of an organization. 15 REENGINEERING APPLICATIONS TURKEY Hakan SUNGUR Now, there is only one concept left that is not changed; that is the fact that everything is subject to change. Today the changes occur so rapidly that it is not possible to foresee or forecast in advance. The winds of change necessitate to adopt new approaches which in- Sinan KAYALIGİL Nihat ANGI it is expected that in the information society, professionalism will achieve higher preference and professional organizations will increase activity within social institutions. in regard to the number of universities that offer BS degree in industrial Engineering discipline in Turkey, it can be predicted that the number of IE's will reach to 6-7.000 in 2-3 years which is around 3850 today. This study also reviews the structure and specifications of professional organizations in the United States and in Australia in order to provide a point of view, thus aiming to reach a perspective using the results. 29 FROM PERIODICALS 30 WHO'S WHO 31 EDITORIAL POLICY Üye - Öğrenci 750.000.Diğer 900.000.GÜNCELLEŞTİRİLMİŞ VE YENİ BÖLÜMLER EKLENMİŞ İKİNCİ BASKI - 1. CİLT 1. MATEMATİK TABLOLARI VE ÖLÇÜ BİRİMLERİ Mak Yük. Müh. A. Münir Cerit 2. MÜHENDİSLİK GEREÇLERİ •Prof. Dr. Süleyman San taş, Prof. Dr. Ahmet Çakır, Prof. Dr. Erdoğan Tekin 3. KOROZYON VE DENETLENMESİ Prof Dr. Ahmet Çakır 4. KATI CİSİMLERİN MEKANİĞİ Prof. Dr. Ruşen Geçit 5. SIZDIRMAZLIK ELEMANLARI Mak. Yk. Müh. Halil Akgül, Mak. Yk. Müh. A. Münir Cerit 6. MEKANİK TİTREŞİMLER VE GÜRÜLTÜ KONTROLÜ Prof. Dr. Erkan Dokumacı, Prof Dr. H. Nevzat Özgüven 7. MALZEME İLETİMİ Yk. Müh. A. Münir Cerit 8. YAĞLAMA VE YATAKLAR Prof Dr. Metin Akkök 9. ISITMA, HAVALANDIRMA VE İKLİMLENDİRME Mak. Yk. Müh. Kevork Çilingiroğlu 10. BASINÇLI HAVA DONANIMLARI Mak. Müh. Efdal Demirel 11. MÜHENDİSLİK EKONOMİSİ Yut Doç. Dr. Sibel Güven 12. TESİS PLANLAMASI Yrd. Doç. Dr. Canan Sepil 13. ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ Çevre Yk. Müh. Gülfeın Bakan, Çevre Müh. Ay sun Tııncer tmmob makina mühendisleri odası istanbul şubesi İNGİLİZCE VE BİLGİSAYAR KURSLARI SUAT SEZAİ GÜRÜ EĞİTİM MERKEZİ Sıraselviler Caddesi No: 93 80060 Taksim Tel: 249 11 64 - 249 07 62 - 249 12 68 Fax: 249 86 74