AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI TEŞKİLAT İÇİ HAFTALIK BÜLTENİ YIL: 2014 SAYI : 263 19-26-EKİM 2014 "Nerede bir olay varsa Türk oradadır" Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Afganistan'da Doğan Kışlası'ndaki Türk askerlerine hitap etti. Erdoğan, Fahrettin Paşa'nın, Mustafa Kemal Atatürk'ün atamasıyla Afganistan'a Büyükelçi olarak atandığını hatırlattı ve Fahrettin Paşa'nın "Nerede bir olay varsa Türk oradadır" sözünü anlattı. 5’TE PKK eşittir PYD' Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı uçağında gazetecilerin sorularını yanıtladı. 5’TE O maskeler inecek 39 İLÇEDE DELEGE SEÇİMLERİ 6’DA Büyük Türkiye yürüyüşünde SON DURAK İSTANBUL Gelibolu Yarımadası’ndaki 57. Alay Şehitliği’nden aldıkları toprağı 8 gün boyunca yürüyerek Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a sunan Çanakkaleli engellilerin Büyük Türkiye Yürüyüşü İstanbul’da sona erdi. 8’DE Davutoğlu, Amasya'da toplu açılış töreninde konuştu. Kobani olaylarına değinen Başbakan Davutoğlu, "HDP Kobani'yi bahane ederek sokağa çıkın çağrısında bulundu. CHP de bunu destekledi. HDP ve CHP fetret devri istiyor. Ama milletimiz buna izin vermedi. Hüseyin Hatipoğlu'nu şehit ettiler. Diyarbakır'da kurban eti dağıtmak için yola çıkan 16 yaşındaki Yasin Börü'yü katlettiler. Biri Türki biri Kürt, ikisi şehadet şerbetini içti" diye konuştu. Ne yaparlarsa yapsınlar, çözüm süreciyle hedeflediğimiz milli birlik ve kardeşliği tahrip edemeyecekler. Kamu düzenini sağlayacağız, ancak demokrasi ve özgürlüklerden de bir nebze dahi fedakarlık etmeyeceğiz. Bu ülkenin hiçbir şehrini, ilçesini, köyünü vandalizme teslim etmeyiz. Eyleme katılacaksan bu maskeler inecek. Kobani konusundaki maskeler de indi. Aslında biz CHP'nin HDP'nin maskelerini indiriyoruz. 4’TE KÜRTLER’İN DEVLETİ TÜRKİYE Yerel yönetimlerde KÜLTÜR SANAT politikalarını konuştuk 2’DE Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, Akil İnsanlar heyetinin toplantısında konuştu. 5’TE AK PARTİ BU ÜLKEDEKİ DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜĞÜN YÜZ AKIDIR AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANIMIZ AZİZ BABUŞCU’nun yazısı 03’te HABER 02 Yerel yönetimlerde KÜLTÜR SANAT politikalarını konuştuk AK Parti Belediyeciliğinin ayırt edici bir özelliği olan kültür sanat çalışmalarını daha da güçlendirmek hedefindeki Genel Merkez Yerel Yönetimler Başkanlığımız, “Yerel Yönetimlerde KültürSanat Politikaları” konulu bir çalıştay düzenledi. Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen çalıştaya, Genel Başkan Yardımcımız Abdulhamit Gül, Kültür Bakanımız Ömer Çelik, İl Başkanımız Aziz Babuşcu, İBB Başkanımız Kadir Topbaş, Erzurum Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen, Sakarya Belediye Başkanımız Zeki Toçoğlu, İl Yerel Yönetimler Başkanımız Selim Temurci, İl Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve İlçe Belediye Başkanlarımız katıldı. Moderatörlüğünü yazar Nihal Bengisu Karaca’nın yaptığı çalıştayda, “Kültür ve Sanat” konusuyla ilgili olan; yazar, yayıncı, sanatçı, bürokrat, akademisyen, siyasetçi ve STK temsilcileri, 2023 AK Parti vizyonunu merkeze alarak; bugüne kadar yapılmış çalışmaları daha da güçlendirecek ve “Medeniyet Tasavvurumuza” dayalı kültürel belediyecilik faaliyetlerine ışık tutacak görüş ve önerilerini dillendirdiler. Çalıştay öncesinde düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan İl Başkanımız Aziz Babuşcu, www.akpartiistanbul.com “AK Parti belediyeciliğinin, özellikle kültür-sanat alanında yaptıklarının konuşulduğu bir çalıştay çok anlamlı ve çok kıymetlidir. Genel Merkezimize, Genel Başkan Yardımcımıza böyle bir çalıştayı organize ettikleri için teşekkür ediyorum.” dedi. Kültür-Sanat Alanında Bir Öngörümüz Olmalı İl Başkanımız sözlerine şöyle devam etti: “İstanbul’da yerel yönetimlerde AK Parti belediyeciliği başta büyükşehir olmak üzere kültür-sanat politikaları itibariyle pek çok faaliyet yapıyor. Biz İstanbul il teşkilatı olarak, üç aydır AK Parti belediyelerindeki kültür-sanat politikaları üzerine bir komisyon faaliyeti sürdürüyoruz. İlk yaptığımız çalışma belediyelerimizin saha çalışması anlamında neler yaptığına dair bir alan tespitidir ve bunu tamamladık. Akabinde komisyonumuz sahasında uzman ve yetkin olan insanlarla, daha lokal, ‘mutfak çalışması’ diyebileceğimiz cinsten çalışmaları şu anda yapıyor. İstanbul olarak kültür-sanat alanında böyle bir öngörümüzün olması gerektiğine inanıyoruz. Bu anlamda; bugünkü çalışmayı bizim yapageldiğimiz mutfak çalışmalarına da çok önemli katkı sağlayacağı ve anlamlı bir örtüşme olacağı için çok değerli ve kıymetli buluyorum. Eminim; burada düşüncelerini ifade edecek katılımcıların bize sağlayacağı katkı ufkumuzu genişletecek ve bir çerçeve ortaya çıkmasında önemli bir katkı olacak.” Kültür Tabiatı İtibariyle Özgürdür Kültür Bakanımız Ömer Çelik de çalıştay öncesi yapılan basın toplantısında görüşlerini dile getirdi. “Devlet eliyle kültür politikası oluşturmak çok otoriter bir yaklaşımdır.” diyen Çelik, “Kültür tabiatı itibariyle özgürdür, çoğulcudur ve dinamiktir. Bizim yapabileceğimiz en fazla şey şudur; var olan kültür politikasının özgürlüklerini temin etmek ve o imkansızlıkların giderilmesini sağlamak. Eğer biz devlet eliyle ‘Kültür Politikası şudur’, ‘Milli Kültür Politikamız budur’ diyerek devlet olarak devreye girersek, o zaman biz kültürel hayata bir nefes üflemek yerine, kültürel hayatı felç etmiş oluruz. Kültürel hayat, adı üstünde entelektüele aittir. Tamamen sivildir. Devletin buradaki görevi sadece onu selamlamak ve onun özgürleşmesine katkıda bulunmaktır. Bugünkü çalıştayın da bu anlamda oldukça ciddi ve faydalı bir çalışma olacağına inanıyorum.” ifadelerini kullandı. Bin Yıllık Köklerimizle Buluşacağız Çalıştaya katılan İBB Başkanımız Kadir Topbaş ise “Öncelikle şunu biliyoruz, kadim bir medeniyete mensubuz. Binlerce yıl bir tarihimiz var. Milletleri millet yapan değerler vardır. İnanç dünyaları kültürel derinlikleri ve zenginlikleri onların önemli ögeleridir. Küçülen bir dünya da yaşamaktayız. Tüm insanların kaderleri birbirine bağlı, böyle bir süreçte sizler, bizler kendi toplumumuzun, değerlerimizin etkili değerlerini tekrar kendi özgüvenimizle gündeme getirdiğimiz zaman inanıyorum ki millet olarak bin yıllık köklerimizle buluşmuş olacağız.” şeklinde konuştu. AKTÜEL 03 A K P a r t i İ S TA N B U L İ L B A Ş K A N I AZİZ BABUŞCU Gösteri yapıyoruz diye maskeli yüzleriyle şehirleri savaş alanına çeviren... Molotof kokteyliyle yangın ve yağmalar çıkarıp araçlardaki insanları diri diri yakan... Karşı görüşten gördüklerini linç ederek öldüren vandallara karşı emniyet güçlerimizin daha etkili mücadele etmesini öngören düzenleme karşısında malum koro bildik teranelere sarıldı: “Özgürlük ve demokrasiye darbe indiriliyormuş, demokratik haklar elden gidiyormuş, AK Parti zaten hiç bir zaman özgürlükçü değilmiş vs.” Yandaş medya destekli bu koroyu bu millet iyi tanıyor. Nereden mi? Darbecilikten... Muhtıra alkışçılığından... Yasakçılıktan... Üniversite önlerine kurulan ikna odalarından... “Ordu göreve” pankartlarından... İnsanların manşetlerle infaz, kameralarla linç edildiği yakın dönemlerden... Özgürlük ve demokrasi kim, bu malum koro kim? AK Parti’nin bu ülkede özgürlük ve demokrasi çıtasını nerelere taşıdığını da dünya alem biliyor. Sadece birkaçını hatırlayalım: Bu ülkede utanç verici parti kapatma Gösteri yapıyorum diye şiddet ve vandallık sergileyenleri engellemeye dönük düzenlemeye sözde özgürlük adına karşı çıkan yandaş medya destekli malum koroyu bu millet iyi tanıyor. Nereden mi? Darbecilikten... Yasakçılıktan... İkna odalarından... “Ordu göreve” pankartlarından... İnsanların manşetlerle infaz, kameralarla linç edildiği yakın dönemlerden... www.akpartiistanbul.com Malum koro, her meseleye “Acaba buradan AK Parti’ye vurabilir miyiz?” noktasından bakıyor. Yeri geliyor, “AK Parti çözüm süreci diyerek ülkeyi bölmeye çalışıyor” diyorlar, yeri geliyor, “AK Parti çözüm süreciyle Kürtleri kandırıyor, PKK bu oyuna gelip silahları bırakmasın” diyecek kadar şuursuzlaşıyorlar. Gençlerimizin ölümlerine bile “Malzeme çıkar mı, çıkmaz mı” türünden “kategorik” yaklaşıyorlar. dönemini kim kapattı? Bu ülkede utanç verici başörtüsü yasağını kim kaldırdı? Bu ülkede birçok şehrimizin rutini haline gelen olağanüstü hali kim kaldırdı? Bu ülkede Kürtçe konuşma yasağını kim kaldırdı, devlet televizyonunda Kürtçe yayını kim başlattı? Bu ülkede 1 Mayıs üzerindeki yasaklamaları kaldırıp o günü legal işçi bayramı haline kim getirdi? Bu ülkede azınlıkların uğradığı birçok siyasi ve ekonomik mağduriyeti kim giderdi? Bu ülkede millet ve demokrasi üzerinde kurulmuş vesayetleri kim kaldırdı? Aslında bu soruların cevabını bu malum koronun mensupları çok iyi biliyor. Ama onların derdi başka. Bu malum koronun tek derdi, AK Parti’nin iktidardan uzaklaştırılması. Bunun için de başta şiddet ve iç çatışmalar çıkarmak dahil, her yol ve yöntemi mubah sayıyorlar. Her yalanı, her kumpası, her komployu meşru görüyorlar. Ne bu ülkenin geleceği, ne milletin mutluluğu umurlarında. Her meseleye “Acaba buradan AK Parti’ye vurabilir miyiz?” noktasından bakıyorlar. Yeri geliyor, “AK Parti çözüm süreci diyerek ülkeyi bölmeye çalışıyor” diyorlar, yeri geliyor, “AK Parti çözüm süreciyle Kürtleri kandırıyor, PKK bu oyuna gelip silahları bırakmasın” diyecek kadar şuursuzlaşıyorlar. Gençlerimizin ölümlerine bile “Buradan AK parti’ye vurmak için malzeme çıkar mı, çıkmaz mı” diye “kategorik” yaklaşıyorlar. Bu yüzden de kimi ölümleri alabildiğine siyasi istismar ve kışkırtma konusu yaparken, sözde demokratik gösteri hakkını kullanıp etrafa ölüm saçan vandalların taşlarla ezerek katlettiği gencecik Yasin’e göz ucuyla bile dönüp bakmıyorlar. Ne derlerse desinler; Bu ülkede her konuda gösteri ve protesto hakkı sonuna kadar vardır ve kullanılmaktadır. Ancak... Gösteri hakkımı kullanıyorum diyerek şiddet uygulayanlara, cinayet işleyenlere, ortalığı yakıp yıkanlara asla müsamaha gösterilemez ve gösterilmeyecektir. Geçmişte bu milletin aşına, ekmeğine, özgürlüğüne ve kardeşliğine musallat olup yalanla, iftirayla, medyayla, vesayetle, darbelerle, faili meçhullerle, terörle ve yasaklarla kendilerine güç ve iktidar devşirenlerin hiç bir oyunu, Türkiye’yi yeniden eskinin o karanlığına çekemeyecektir. Çünkü bu ülkede özgürlük ve demokrasinin yüz akı olan AK Parti var. Ve AK Partinin arkasında da, kayıtsız şartsız egemenliğine sahip çıkan bir millet! Geçmişte bu milletin aşına, ekmeğine, özgürlüğüne ve kardeşliğine musallat olup yalanla, iftirayla, medyayla, vesayetle, darbelerle, faili meçhullerle, terörle ve yasaklarla kendilerine güç ve iktidar devşirenlerin hiç bir oyunu, Türkiye’yi yeniden eskinin o karanlığına çekemeyecektir. Çünkü bu ülkede özgürlük ve demokrasinin yüz akı olan AK Parti var. GÜNDEM 04 O maskeler İNECEK Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, Amasya'da toplu açılış töreninde konuştu. Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, Amasya'da toplu açılış töreninde konuştu. Kobani olaylarına değinen Başbakan Davutoğlu, "HDP Kobani'yi bahane ederek sokağa çıkın çağrısında bulundu. CHP de bunu destekledi. HDP ve CHP fetret devri istiyor. Ama milletimiz buna izin vermedi. Hüseyin Hatipoğlu'nu şehit ettiler. Diyarbakır'da kurban eti dağıtmak için yola çıkan 16 yaşındaki Yasin Börü'yü katlettiler. Biri Türki biri Kürt, ikisi şehadet şerbetini içti" diye konuştu. İşte Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları: "HDP VE CHP FETRET İSTİYOR" Vandallar şehirlerimizde fetret yaşatmak istediler. HDP Kobani'yi bahane ederek sokağa çıkın çağrısında bulundu. CHP de bunu destekledi. HDP'nin de CHP'nin de beklentisi Türkiye'de olaylar çıkararak yeni bir fetret başlatmaktı. Ama milletimiz buna izin vermedi. "YASİN BÖRÜ VE HÜSEYİN HATİPOĞLU ŞEHADET ŞERBETİ İÇTİLER" Hüseyin Hatipoğlu'nu şehit ettiler. Diyarbakır'da kurban eti dağıtmak için yola çıkan 16 yaşındaki Yasin Börü'yü katlettiler. Biri Türki biri Kürt, ikisi şehadet şerbetini içti. Böyle bir vandalizm geldiğinde, Türk-Kürt ayrımı yapmadan herkesi katlediyor. Demirtaş'ın da Kılıçdaroğlu'nun da hesap verme vaktidir. Kürt'ü Türk'e kırdırmak isteyenlerin hesap verme vaktidir. Bu kardeşlerimiz, fetret çıkarmak için uğraşanların elinde şehit olmuşlardır. Türk'ü Kürt'e düşman etmek isteyen HDP'ye ve Demirtaş'a rağmen buna izin vermeyeceğiz. Bu topraklarda herkes kardeştir. Aşkı ve muhabbeti bu topraklarda egemen kıldığımız gibi, birliği de dirliği de bu topraklarda egemen kılacağız. "EYLEME KATILACAKSAN O MASKELER İNECEK" Biz bazı tedbirler almak isteyince hemen birtakım çevrelerden sesler yükselmeye başladı. Yasin Börü'nün, Hüseyin Hatipoğlu'nun hunharca katledilmesine neden sessiz kaldınız? Türkiye'nin dirliği, birliği, düzeni söz konusu olduğunda her türlü tedbiri hiç çekinmeden alacağız. Ne yaparlarsa yapsınlar, çözüm süreciyle hedeflediğimiz milli birlik ve kardeşliği tahrip edemeyecekler. Kamu düzenini sağlayacağız, ancak demokrasi ve özgürlüklerden de bir nebze dahi fedakarlık etmeyeceğiz. Bu ülkenin hiçbir şehrini, ilçesini, köyünü vandalizme teslim etmeyiz. Eyleme katılacaksan bu maskeler inecek. Kobani konusundaki maskeler de indi. Aslında biz CHP'nin HDP'nin maskelerini indiriyoruz. İnsanları şiddete, nefrete çağıranların maskesi düşmüştür. "KILIÇDAROĞLU'NUN AHLAKI DA İNSANLIĞI DA BU KADARDIR" Esad bombalarken Kılıçdaroğlu'ndan bir çağrı, bir merhamet çağrısı gördünüz mü? Amasya, size sığınmaya geldim. Selçuklu'nun, Osmanlı'nın geldiği gibi size sığınmaya geldim. Amasya, sığınılacak ana kucağıdır. Kudretli ve merhametli Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Anadolu toprakları kapısına gelen herkes için ana kucağıdır. Kılıçdaroğlu, "1.5 milyon Suriyeli'yi Türkiye'ye kabul etmek ihanettir" diyor. O yetimleri, kadınları, Esad'ın şebbihalarına bıraksaydınız diyor. Kılıçdaroğlu'nun ahlakı da insanlığı da bu kadardır. Kılıçdaroğlu'nun bildiği tek şey, CHP'nin geleneklerinden gelen diktacı zihniyettir. KÜRTLER’İN DEVLETİ TÜRKİYE Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, Akil İnsanlar heyetinin toplantısında konuştu. Davutoğlu Kobani Eylemleri için ilginç bir benzetmede bulundu. Dolmabahçe Başbakanlık ofisinde Akil İnsanlar Heyeti üyeleriyle bir araya gelen Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, Çözüm Sürecinde gelinen noktayı değerlendirdi. Davutoğlu yaptığı konuşmada Kobani Eylemlerini, İstanbul'da başta Rumlara olmak üzere azınlıklara yönelik tahrip ve yağma olaylarının yaşandığı 6-7 Eylül olaylarına benzetti. Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları: AKİLLERİN TOPLANTILARI KARŞILIKSIZ KALMADI Akil İnsanların toplantıları karşılıksız kalmadı, raporlar rafa kalkmadı. Akil insanların raporları demokratikleşme paketinde yer aldı. Artık Çözüm Süreci Türk yasama sürecini de bağlayan bir süreçtir. KÜRTLERİN DEVLETİ TÜRKİYE Bizim yapmamız gereken Sosyo-kültürel zemini güçlendirmek. Kürtlerin devleti Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Ya bu sınırlar barışçıl yollarlar kaynaşacak, bütün akrabalar birarada olacak yada insanlar çatışacak. Bizim yapmak istediğimiz şey buydu. Biz bunun için vizeleri kaldırdık. 12 YILDIR KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN HER YOLU DENEDİK Ya birleştirici yol çizeceğiz. yada modern görünümlü baskıcı grupların tesiri altında kalacağız. Çözüm süreci www.akpartiistanbul.com millidir, yerlidir. 12 yıldır bu meseleyi çözmek için her yolu denedik. Ne olacaksa bu insanların arasında olacak. Oturup konuşacağız dedik. KİMSE TOPU KARŞI TARAFA ATMAYA KALKMASIN Bütün siyasi riskleri göze alarak biz bu süreci başlattık. Hükümetten devletten bir şeyler bekleyenler tabularımızı nasıl yıktığımızı görsünler. Kimse topu karşın tarafa atmaya çalışmasın. Bu yol çocuklarımızın elele yürüyeceği bir yol. Çözüm Sürecinin muhatabı milletin kendisidir. Çözüm Süreci bir tarafı ikna süreci değildir. Toplumun her kesimini kuşatan bir süreç. Bu süreci korumalıyız. BİZE VERİLEN SÖZLER TUTULMADI Süreç sağlıklı şekilde ilerlemedi, birileri sözünü tutmadı ve silahlı güçler içeride tutuldu. Bütün uyarılarımıza rağmen IŞİD'le yanyana durdular. IŞİD zulmü mazur görüldü. Birileri sözünü tutsaydı, Kobani ve PYD'ye bakışımız farklı olurdu. Biz hiç bir zaman ikili bir dil kullanmadık. Bize verilen sözler tutulmadığı halde Çözüm Sürecine bakışımız hükümet programlarında açık bir şekilde yer aldı. ÇÖZÜM SÜRECİ İÇİN HERŞEYİ YAPACAĞIZ Çözüm süreci bizim için tarihi bir süreçtir, bu bölgenin tek başarı hikayesidir. Bunun başarıya ulaşması için her şeyi yapacağız. Süreci Başbakan başkanlığında yürüyen bir mekanizmaya oturttuk. TIPKI 6-7 EYLÜL GİBİ OLAYLARI GİBİ "Yepyeni ve olumlu bir ortama giriyoruz, artık çözüm süreci yasal zeminiyle, Bakanlar Kurulu esasıyla, varılan mutabakatlarla büyük bir ivme kazanacak beklentisi içerisindeyken Kurban Bayramı'nın 3'üncü günü 6-7 Ekim'de tıpkı 6-7 Eylül olayları gibi talanın, baskını, vandalizmin, şiddetin, gaspın, cinayetin her türlüsü işlendi" ŞUAN DA FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER VAR Biz özeleştiriden kaçmıyoruz. Şuanda faili meçhuller var. Gelin şu puslu havayı dağıtalım. İşte burada Akil İnsanlar devreye girecek. Herkes şunu bilsin ki Çözüm Süreci devam edecek. Çözüm süreci tarihi bir süreçtir, başardığımızda prangalar boşalacak. Kanaatlerinizi almak, tecrübelerinizden faydalanmak istiyoruz. Sosyal vicdanı harekete geçirmek için sizlere ihtiyacımız var. GÜNDEM 05 PKK eşittir PYD' Cuhmurbaşkanı Erdoğan Afganistan'ı ziyareti sonrası Afganistan Cumhurbaşkanı Gani'yle ortak bir basın toplantısı düzenledi. Erdoğan'a Afganistan'ın en büyük nişanı verildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afganistan'da gerçekleştirdiği resmi ziyaretler sonrasında Cumhurbaşkanlığı uçağında gazetecilerin sorularını yanıtladı. 'Bizim için PKK ve PYD eşittir' diyen Erdoğan, PYD ile istihbarat paylaştığını açıklayan ABD'ye de mesaj vermiş oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "PYD şu anda bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür. Amerika'nın böyle bir desteği, açıktan açığa söyleyerek bizden 'evet' yaklaşımını beklemesi çok çok yanlış olur, böyle bir şeye de biz 'Evet' diyemeyiz" dedi. "PYD ŞU ANDA BİZİM İÇİN PKK İLE EŞTİR" IŞİD ile çatışan PYD'ye ABD'nin 'silah desteği' vereceği yönündeki iddialara da sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasında şunları kaydetti: "Son günlerde bir şeyler dolaşmaya başladı. Nedir o? PYD'ye silah desteği vermek ve PYD'ye verilecek silah desteğiyle IŞİD'e karşı burada bir cephe oluşturmak. Tamam da PYD şu anda bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür. Bir terör örgütüne kalkıp da bize dost olan NATO'da beraber olduğumuz Amerika'nın böyle bir desteği, açıktan açığa söyleyerek bizden 'evet' ifadesini, yaklaşımını beklemesi çok çok yanlış olur, böyle bir şeyi bizden beklemesi mümkün değil, böyle bir şeye de biz 'evet' diyemeyiz." Cumhurbaşkanı Erdoğan, İncirlik meselesinin ayrı bir mesele olduğunu İncirlik konusunda istenin henüz belli olmadığını ifade etti. Bunu gördükleri anda değerlendireceklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz güvenlik birimleriyle otururuz bunları konuşuruz, uygun gördüğümüz bir şey varsa buna 'evet' deriz, ama uygun değilse buna 'evet' dememiz de mümkün değil" dedi. "DAHA NE YAPACAK BU İKTİDAR?" "Biz niçin güvenli bölge istiyoruz? Güvenli bölge bir işgal hareketi değil ki güvenli bölge sadece kendi topraklarından kaçıp Türkiye'ye sığınan vatandaşa, Suriyeli vatandaşa kendi topraklarına dönme imkanını verme" diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasında şunları kaydetti: "Ama onlara bir güvenlik temin etmemiz lazım, bir güvence sağlamamız lazım ki onlar topraklarına döndükleri zaman nasıl ki şu anda bizde kamplarda kalıyorlar, kamplar sınır boylarında değil mi? Sınır boylarında. Orada belli kilometre mesafede, bu tabi dağ arazi var, düz ovalar var, bunların hepsi ayrı ayrı. Bazı yerde 5 kilometre olur, bazı yerde 15 kilometre olur, 25 kilometre olur, bunları ilgili birimlerimiz çalışacaklar. Bunlar zaten Amerikalı ilgililerle bizim Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yetkilileri, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri bunları zaten görüşüyorlar. Bu konuda da bunun adımları atılır. Şu anda bakıyorsunuz, Dışişleri Bakanları sözcüleri gerek Amerika'da gerek Avrupa'da bir şeyler söylüyorlar, bunların bir kısmından haberimiz var, bir kısmından haberimiz yok, ama haberimiz olan konularla ilgili biz o 4 başlığı önemsiyoruz. Buralardan taviz vermek mümkün değil. Hele hele biz PYD'ye silah verelim... Sen şu anda arazide rejime karşı, IŞİD'e karşı mücadele verenlere niye bu güne kadar vermedin bu desteği. Madem böyle bir destek vereceksin arazide şu anda rejime karşı da IŞİD'e karşı da savaş verenler var, onlara ver. "VARSA YOKSA KOBANİ, NEDEN?" Kobani'den IŞİD'in çekilmeye başladığı bilgisinin gelip gelmediği yönündeki bir soruya ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilgilerin geldiğini ve bu bilgileri aldıklarını söyledi. IŞİD'in bir taraftan çekilirken öbür taraftan belli bir yeri işgal edebildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bütün bunların dışında 'şu anda niye Suriye, illa da niye Kobani diye sormak lazım. Irak'ın üçte biri gitti, acaba bu üçte birde niye hiç rahatsız değil bunlar. Varsa yoksa Kobani, neden? Bunlar manidar. İngiltere sadece Irak diyor. Niye sadece İngiltere sadece Irak diyor da Suriye de demiyor. Biz hep söylüyoruz şu anda bizim bin 290 kilometre sınırımız var. Bütün dert bizde, kalkıp bu dostlar hiçbirisi 'senin derdin nedir, senin ihtiyacın nedir' böyle bir şey sormuyor. 4.5 milyar dolar harcama yapmışız, bunların hiçbirinden böyle bir şey duyulmuyor. Bize gelen nedir? 200 milyon dolar civarında bir para. BM Mülteciler Konseyi'nden gelen para 20-25 milyon dolar, tek burada aklımda kaldığı kadarıyla Suudi Arabistan'ın bize 50 milyon doları gelmişti, diğerleri irili ufaklı şeyler" diye konuştu. "Nerede bir olay varsa Türk oradadır" Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Afganistan'da Doğan Kışlası'ndaki Türk askerlerine hitap etti. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Afganistan'daki Doğan Kışlası'ndaki konuşmasında Osmanlı'nın son döneminde Medine Müdaafasını yapan Fahrettin Paşa'nın gelen emirlere rağmen müdaafadan vazgeçmediğini anlattı. Erdoğan, Fahrettin Paşa'nın, Mustafa Kemal Atatürk'ün atamasıyla Afganistan'a Büyükelçi olarak atandığını hatırlattı ve Fahrettin Paşa'nın "Nerede bir olay varsa Türk oradadır" sözünü anlattı. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Doğan Kışlası'ndaki askeri personele hitaben, "Ay yıldızlı bayrağımız, Afganistan'da barış anlamına geliyor. Dayanışma, kardeşlik anlamına geliyor. Tıpkı Kosova'da, Bosna Hersek'te, Lübnan'da, Somali'de olduğu gibi, Afganistan'da da bu güveni tesis eden sizler oldunuz. Sizlere bir kez daha teşekkür ediyorum. www.akpartiistanbul.com GÜNCEL 06 39 İLÇEDE DELEGE SEÇİMLERİ AK Parti İstanbul İl Başkanlığımızın koordine ettiği delege seçimlerimiz 19 Ekim 2014 Pazar günü yapıldı. İlçelerimizin 3. ve 5. kongrelerinde oy kullanmak üzere yapılan delege seçimlerimiz 14.00 ve 16.00 saatleri arasında İstanbul’umuzun tüm ilçelerinde eş zamanlı olarak gerçekleştirildi. Yapılan seçimlerimize Genel Başkan Yardımcımız ve Genel Merkez Teşkilat Başkanımız Süleyman Soylu da seçim bölgelerine giderek ziyarette bulundu. www.akpartiistanbul.com GÜNCEL 07 İl Başkanımızdan Eyüp, Gaziosmanpaşa, Küçükçekmece ve Başakşehir belediyelerine ziyaret İl Başkanımız Aziz Babuşcu, Gaziosmanpaşa, Eyüp, Küçükçekmece ve Başakşehir Belediyelerini ziyaret etti. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımız Hasan Tahsin Usta ve Eyüp Belediye Başkanımız Remzi Aydın, Küçükçekmece Belediye Başkanımız Temel Karadeniz, Başakşehir Belediye Başkanımız Mevlüt Uysal ile görüşen İl Başkanımıza, İl Yerel Yönetimler Başkanımız Selim Temurci de eşlik etti. İlçelerde yapılan çalışmalar ve hazırlanan projeler hakkında bilgi alan İl Başkanımız, AK Belediyecilik anlayışının güzel örneklerini veren belediye başkanlarımız ve çalışma arkadaşlarına teşekkür etti. OSMANLI ARŞİVLERİNDE Belediye Başkanları toplantısı Belediye Başkanları Toplantısı Osmanlı Arşivlerinde Yapıldı Ekim ayı Belediye Başkanları Toplantısı, Genel Merkez Ar-Ge Başkanımız Ekrem Erdem ve İl Başkanımız Aziz Babuşcu’nun katılımıyla Başbakanlık Osmanlı Arşivleri binasında yapıldı. İl Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve İlçe Belediye Başkanlarımızın katılımıyla yapılan toplantı, arşivcilik, Türk arşivcilik tarihi ve Osmanlı arşivi binası hakkında yapılan sunumla başladı. Katılımcılara arşiv binasını gezdiren Genel Başkan Yardımcımız Ekrem Erdem, toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Ak Parti iktidarı olarak muhteşem işler yaptık. Bu işlerin en önemlilerinden biri içinde olduğumuz bu mekandır. Çünkü bir milleti millet yapan değerlerin başında ‘ortak tarih’ gelir. Biz, daha Batı’da arşiv kavramı yokken, www.akpartiistanbul.com 1700’lü yıllarda arşivini kurmuş bir medeniyetiz. Bu geçmişe yakışan, mükemmel bir arşivi binamız var artık. Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan bu heyecan verici projeyi yakından takip etti, burayı beş defa ziyaret etti. Her türlü bürokratik mevzuatın aşılmasında yardımcı oldu. Şimdi dünya standardında bir arşive, yani bir hazineye sahibiz. Belediye başkanlarımızın da bu hazineyi görmesini istedim. Bu hazinenin kıymetini bilmeli ve yeni nesillerle tanıştırmalıyız. Tarih şuuru ve aidiyet duygusunun gelişmesi için bu binanın çocuklarımızla dolup taşması lazım.” Büyük Türkiye yürüyüşünde SON DURAK İSTANBUL Gelibolu Yarımadası’ndaki 57. Alay Şehitliği’nden aldıkları toprağı 8 gün boyunca yürüyerek Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a sunan Çanakkaleli engellilerin Büyük Türkiye Yürüyüşü İstanbul’da sona erdi. Türkiye Görme Engelliler Derneği Çanakkale Şubesi tarafından Çanakkale Savaşları’nın 100’üncü yılı dolayısıyla hazırlanan "100’üncü Yıl Seferberlik Çağrısı, Büyük Yürüyüş Projesi"nin final programı İstanbul’da İl Sosyal İşler Başkanlığımızın öncülüğünde yapıldı. Çanakkale Savaşı’nın 100 yılında, 4 engel grubundan çeşitli etnik kökenlere mensup 10 engelli tarafından gerçekleştirilen yürüyüşün Haliç Kongre Merkezi’nde yapılan final programına, Çanakkale Milletvekillimiz İsmail Taşdemir, İl Sosyal İşler Başkanımız Leman Aksay, İl Ar-Ge Başkanımız Tülin Mazlumoğlu Kestane, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Recep Altepe, Akçaabat Belediye Başkanı Şefik Türkmen, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Nihat Macit, Dernek Yöneticileri ve çok sayıda vatandaşımız katıldı. Çanakkale ile ilgili bir kısa filmle başlayan programda, İSEM (İBB Engelliler Müdürlüğü) korosu www.akpartiistanbul.com okudukları Çanakkale türküleriyle katılımcılara duygusal anlar yaşattılar. Türkiye Görme Engelliler Derneği Çanakkale Şubesi ekibinin tiyatro gösterisi yaptığı programda, Çanakkale şiirleri de okundu. Türkiye Görme Engelliler Derneği Çanakkale Şube Başkanı İbrahim Battal, tek bayrak altında Kürt, Türk, Alevi, Sünni demeden birlikte savaşan şehitlerin birlik ve beraberlik ruhunu yeniden hissettirmek istediklerini belirterek, “100 Önce Türkiye’nin kalbinin attığı yerden geliyoruz. Biz bu büyük yürüyüşle bir kez daha anladık ki Çanakkale aslında Türkiye’nin tamamıdır. 1915 Ruhunu anlayamayanlar yeni Türkiye ufkunu da anlayamazlar. Bu kutlu yürüyüşü başarmamızda emeği, hakkı geçen herkese çok teşekkür ediyorum.” dedi. Toplantıda bir konuşma yapan İl Sosyal İşler Başkanımız Leman Aksay, ”Çanakkale’nin manevi değerini ve ülkemiz için taşıdığı anlamı ne kadar diri tutabilirsek ve gençliğe aktarabilirsek yeni Türkiye o kadar sağlam ayaklar üzerinde yükselecektir. Çanakkale ruhunun anlamak hep birlikte Türkiye’yiz mesajını idrak edebilmek adına teşkilatlarımız bütün kademeleriyle 3 yıldır ramazanda Çanakkale şehitlikte arpa çorbası ve buğday ekmekle iftar açmaktadır. Taş, molotof, sopa, silah tutan gençlik değil, kalem, kitap, bilgisayar tutan ülkesinin gelişmesi adına gayret gösteren bir nesil istiyoruz. Farklı kültürlerin bileşkesi olan Anadolu toprakları bunu bir zenginlik olarak görmelidir. Milletimiz ayrıştırmak için atılan tohumları da bertaraf edecek güçtedir.” Dedi. Çanakkale Ruhu Yeni Türkiye’nin Ön Sözüdür İl Sosyal İşler Başkanımız sözlerine şöyle devam etti: “Çanakkale ruhu yeni Türkiye’nin ön sözüdür. Çanakkale’yi ve Çanakkale’nin bize verdiği mesajı anlamayan yeni Türkiye’yi anlayamaz. Çanakkale bize ne mesajı vermektedir ilk olarak birlik mesajı vermektedir. Biz hep birlikte Türkiye’yiz. Laz’ı, Türkü, Kürdü, Romanı, Alevi’si, Sünni’si, Arap’ı, Çeçen’i, Tatarı engellisi, engelsizi hepsi omuz omuza bu vatan için savaşmışlar bu vatan için Şehit olmuşlardır. Çanakkale bize İnanmanın değerini; davasına inanan insanların ne kadar güçlü olabileceğini, ne kadar zor şartlarda ne büyük mucizeler yaratabileceğini gösteriyor. Vatanımızın her karış toprağının ne kadar kıymetli olduğunu ve her karışını ecdadımızın canları pahasına savaşarak kazandıklarını bizlere anlatıyor.”