cengiz ozakinci.fh11

advertisement
OTOPS‹
BD MART 2011
Cengiz Özak›nc›
HANG‹
OSMANLI
1.
BÖLÜM
B
irinci Dünya Savafl›’nda Osmanl›’y› yenen devletler, flöyle bir bildiri yay›mlam›fllard›:
Bafll›ca Müttefik Devletler
Konseyi’nce 23 Haziran 1919’da
uygun bulunan metin:
Atatürk, Sofya’da ataşeliği
sırasında, katıldığı bir baloda,
Yeniçeri giysileriyle
82
“(…) Tarih boyunca hangi ülke
Türklerin eline geçtiyse o ülke maddi
ve kültürel gerili¤e gömülmüfl, hangi
ülke Türklerin elinden kurtulduysa
maddi ve kültürel bak›mdan yükselmifltir. Tarih boyunca Türkler ellerine
geçirdikleri ülkeleri gelifltirmemifl,
y›km›flt›r; çünkü Türklerde gelifltirme
yetisi yoktur, yaln›zca y›kmay› savaflmay› bilirler. (Bu nedenle ülkelerini
parçalayacak ve Türkleri biz yönetece¤iz) (…) ”
‹mzalar: ‹ngiltere, Fransa, ‹talya,
Amerika, Yunanistan, Japonya,
S›rbistan
k›l›ç gücüyle gerçeklefltirilemez.
Tüm dünya bilir
ki, Osmanl› Devleti, ordusunu çok
genifl olan topraklar›n›n bir ucundan di¤er ucuna
ola¤anüstü bir
h›zla, tepeden t›rna¤a donat›lm›fl
Paris’te 23 Haziran 1919 günü Türk-Karfl›t›
olarak ulaflt›r›r ve
bildiri imzalan›rken
bu orduyu aylarca, belki de y›llarBu bildirinin alt›nda di¤er devletlerin ca besler, yedirir, içirir, giydirir ve
yan›s›ra Amerika’n›n da imzas› bulun- yönetirdi. Böylesi bir etkinlik, yaln›zca
maktayd›. Müslüman Türklerde yal- ordu örgütünün de¤il, (cephe gerisinn›zca yak›p y›karak savaflma yetene¤i de) yönetim birimlerinin de ola¤anüstü
bulundu¤u, bunun d›fl›nda bilim, dü- kusursuz ve yetenekli oldu¤una kan›tflünce, ekonomi, mimarl›k, üretimbi- t›r.”
limi ve sanat gibi uygarl›k alanlar›nda
hiçbir yetene¤i bulunmad›¤› sav›na
Mustafa Kemal’in 28 Aral›k 1919’da
verdi¤i yan›t flu olmufltur:
ATATÜRK’ÜN YANITI
“Sözde, ulusumuz, yetenekten
yoksun bulundu¤u için, bay›nd›r bulunan yerlere girmifl ve oralar›n› y›k›nt›ya çevirmifl! Bu savlar kesinlikle
gerçek de¤ildir. Karaçalmad›r. Düflününüz efendiler! Ulusumuz küçük bir
afliretten, anavatanda ba¤›ms›z bir
devlet kurduktan baflka, Bat› dünyas›na, düflman içine girdi ve orada büyük
çabalarla bir ‹mparatorluk kurdu. Ve
bunu, bu ‹mparatorlu¤u, 600 y›l büyük bir yetkinlikle sürdürdü. Bunu
baflaran bir ulus, yüksek bir yöneticilik
yetene¤ine ve yönetim örgütlenmesine
sahiptir. Böyle bir durum yaln›zca
Atatürk 27 Aral›k 1919 günü Ankara’ya ilk geliflinde... Ertesi gün Türk
karfl›t› bildiriye yan›t veren konuflmas›n› yapm›flt›r
ATATÜRK’ÜN ‹KT‹SAT
KONGRES‹’NDEK‹ KONUfiMASINDA OSMANLI TAR‹H‹
Mustafa Kemal, Birinci Dünya
Savafl›’nda Osmanl›’y› yenen devletle83
BD MART 2011
BD MART 2011
rin ‘Osmanl›’da yaln›zca savaflma
yetene¤i bulundu¤u, uygar yeteneklerin bulunmad›¤›’ sav›n› 1919’da verdi¤i bu yan›tla çürütmekle yetinme-
ran baflar›lar›n ya da çöküfllerin tümü
ekonomik durumumuzla ilgilidir..
Efendiler! K›l›ç kullanan kol yorulur;
fakat saban kullanan kol her gün daha
çok güçlenir ve her gün
daha çok güce sahip
Mustafa Kemal 1923’te İzmir’de yapılan
olur. E¤er vatan kupkuTürkiye İktisat Kongresi’nde Açış
ru da¤ ve tafllardan, vikonuşmasını yaparken..
ran köy, kasaba ve flehirlerden ibaret olsayd›,
onun zindandan fark›
olamazd›.”
ATÜTÜRK’ÜN
YAZDIRDI⁄I OSMANLI TAR‹H‹
mifl, düflman ülke ordular› topraklar›m›zdan kovulduktan hemen sonra
1923’te ‹zmir’de toplad›¤› Türkiye
‹ktisat Kongresi’nde ilk ‘Osmanl› Tarihi Dersi’ni verirken flöyle demifltir:
“Efendiler!. Uzun gafletlerle ve
derin umursamazl›kla geçen yüzy›llar›n
ekonomik yap›m›zda açt›¤› yaralar› iyilefltirmek ve çarelerini aramak, ülkeyi
bay›nd›rlaflt›rmak, ulusu bolluk ve mutlulu¤a ulaflt›racak yollar› bulmak için yapaca¤›n›z çal›flmalar›n baflar›yla sonuçlanmas›n› dilerim… Tarih, ulusumuzun
yükselifl ve çöküfl nedenlerini ararken
bir çok siyasi, askeri, toplumsal nedenler
bulmakta ve saymaktad›r. Kuflku yok
ki bu nedenler toplumsal olaylarda etkilidir. Bir ulusun do¤rudan do¤ruya yaflam›yla ilgili olan, o ulusun ekonomisidir....
Gerçekte Türk tarihi araflt›r›lacak olunursa yükselme, çöküfl nedenlerinin ekonomik sorunlardan baflka bir fley olmad›¤› an›nda anlafl›l›r.... Tarihimizi doldu84
Mustafa Kemal,
Cumhuriyet döneminde kendi kurdu¤u Türk Tarihi Tetkik
Cemiyeti’nce yaz›lan ve 1931-1941
aras› okullarda okutulan tarih kitab›nda, Osmanl›’n›n Bat›’ya askeri olarak
üstün oldu¤u yüzy›llar boyunca, ayn›
zamanda ekonomik ve bilimsel olarak
da üstün oldu¤u gerçe¤ini özellikle
vurgulam›fl; çöküflün askeri alandan
önce ekonomik, bilimsel ve teknolojik
alanlarda bafllad›¤› aç›k ve kesin biçimde ortaya konularak, özetle flunlar
ö¤retilmifltir:
(1299’da kuruluflundan 16 ve 17.
yüzy›llara dek Osmanl›’da) “Halk›n,
hükümetin ve ordunun gereksindi¤i
her fley ülke içinde haz›rlanmakta ve
üretilmekteydi. Bu yüzden d›fl ticaret
dengesinde aç›k yoktu. Dahas›, 19.
yüzy›l›n ortalar›na dek Osmanl› ülkesinin d›flsat›m› (ihracat›), d›flal›m›ndan (ithalat›ndan) çoktu. D›fl ticaret
dengesindeki aç›k, bu tarihten sonrad›r.” (…) “Devletin gerileme devrine
kadar halk› iyi idare etmifl olduklar› vak›ft›. ‹htiyaçlar (yabanc› ülkelerden
görülüyor.” (…) “Türkler arazi iflinde al›nmaz) memleket içinden -yerli ürehalk› koruyan bir usul takip ediyor. timle- sa¤lan›rd›.. 16. yüzy›lda Do¤u’Balkanlardaki H›ristiyan köylüler, Türk nun sanayi ve ziraati Bat›’dan üstünidaresi alt›nda, vasileus ve krallar dü. ‹hracat ithalattan fazlayd›. Süleyzaman›ndan çok daha mutlu ve man’›n son günlerine kadar genel olamüreffeh bir hayata kavufltular. Asla rak bütçe a盤› yoktu. Süleyman’dan
ba¤naz olmayan ve çok iyi Kanunî döneminde Alman
idare etmeyi bilen Türkler, rahibi Luther bile “Türkler gelip
köylülerin ara- de Almanya’da adilane idarelezisine dokunmad›lar.” (…) rini acaba kurmazlar m›?” ümi“‹stanbul’un dini besliyordu.
fethi üzerine,
Türklerin ünü Avrupa’n›n her taraf›na sonra genel olarak mali durumun boyay›ld›. Türklerin ellerine geçirdikleri zuldu¤u anlafl›l›yor.” (…) “Süleyman
memleketleri çok adalet ve merhamet- döneminde Alman rahibi Luther bile
le idare ettikleri, fukaray› zenginlerin “Türkler gelip de Almanya’da adilane
zulüm ve bask›s›ndan kurtard›klar› idarelerini acaba kurmazlar m›?” ümiyay›lm›flt›; Türk tebaas› olan kavim- dini besliyordu. O zamanlar›n Almanlerin rahat ve mutlulu¤a erdikleri söy- lar›, ‹stanbul’un fethi arifesindeki
leniyordu. Baz› Almanlar, Türklerin Rumlar gibi, Alman imparatorunun ve
Almanya’ya gelip memleketlerinde Alman feodal beylerinin zalimce
süregelen haks›zl›k ve adaletsizli¤e idareleri alt›nda bulunmaktansa, Türkengel olacaklar› ümidine bile düflmüfl- lerin yönetimi alt›na geçmek daha iyilerdi. Nürenbergli Hans Rosenblut adl› dir, diye düflünüyorlard›.” (…) “Kabir yazar, “Türkler Hakk›nda” nuni Sultan Süleyman devrinden itibafll›¤›yla yazd›¤› bir tiyatro kitab›nda baren bozulma bafllam›flt›.” (…)
Türklerin adaletini, aristokratlar› ceza- “1683’ten sonra gerileme devri
land›rarak halka refah verdiklerini bafllar.” (…) “Osmanl› toplumunun
gösteriyordu. Hatta Fatih’in hemen iktisadi alanda ilerleyememifl oldu¤u,
ça¤dafl› olan meflhur siyaset kuramc›s› 16. ve 17. yüzy›l bafllar›nda görülen
Makyavelli bile, Türk idaresinin o sanayi alan›ndaki geliflme derecesinin
dönemde varolan idarelerin hepsinden yükselmeyip aksine düflmesiyle anladaha iyi oldu¤unu yaz›yordu.” (…) fl›labilir.” (…) “Son devirlerde genel
“Sultan Süleyman zaman›nda Osmanl› olarak memleket idaresindeki olumdevleti servet ve refahça da yüksek bir suzluklar›n, Osmanl›larca bilim, sanaseviyeye gelmiflti. ‹mparatorlu¤un yi ve iktisat alanlar›nda keflif ve yarat›
tebaas›, o dönemin her tür sanayisine gücü gösterilmeyerek, Osmanl›lar›n
85
BD MART 2011
BD MART 2011
Avrupa kavimlerinden her aç›dan geri
kalm›fl olmalar›n›n, Osmanl› kara ve
deniz kuvvetlerinin zay›flamas›na büyük etkisi oldu¤u belirtilmifltir. Uygarl›kça 16. yüzy›lda Bat›’ya üstün olduklar›ndan, 17. yüzy›ldan itibaren uygarl›kta üstünlü¤ün Bat›’ya geçti¤ini kabul ve itiraf etmiyorlard›.” (…)
“Bunun içindir ki III. Selim tahta
ç›k›nca, tebaas›ndan devletin iyilefltirilmesi hakk›nda fikir ve görüfl sordu.
Din adamlar›ndan, devlet adamlar›ndan ve kumandanlar›ndan baz›lar› birer layiha sundular... O dönemin bilginlerinin ticaret dengesine, d›flar›ya
sat›landan daha ço¤unu yurt d›fl›ndan
sat›n alman›n, ithalat›n ihracattan çok
olmas›n›n zararl› oldu¤una, ülkedeki
madenlerin iflletilmesine, lüks tüketim
maddelerinin yurt d›fl›ndan getirtilmesinin yasaklanmas›na,.. iliflkin görüflleri dikkate de¤erdir. Bir memlekette
ticaret dengesinin memleket zarar›na
bozulmas› durumunda, maliyenin düzeltilmesinin imkans›z oldu¤unu ve
maliye düzelmedikçe de ordu ve idarenin düzenlenmesinin mümkün olamayaca¤›n› layiha sahiplerinin ço¤u
tamam›yla kavram›fl görünüyorlar. Bu
layihalar›n iktisadi ve mali meseleler
hakk›ndaki görüfllerinden hiç birisi
hayata geçmemifl olsa gerekir.” (…)
“Buhar gücünün sanayiye uygulanmas›, buharla iflleyen makinelerin
ço¤almas›, az sürede çok mal üreten
fabrikalar›n kurulmas›,.. fabrikalar
eski el tezgahlar›na benzemiyordu,..
1848’den önce küçük sanayi daha çok
olmakla birlikte, yavafl yavafl yerini
büyük sanayiye b›rak›yordu…” (…)
“Sanayileflen Fransa, ‹ngiltere, Avus86
turya, Prusya, buhardan yararlanmay›
bilmeyen ve sanayice geri kalan genifl
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun kendilerine ifllenmemifl ham madde sa¤layan
ve kendilerinden ifllenmifl ürün sat›n
alan bir ticaret alan›, bir sömürü bölgesi halinde yaflamas›n› ç›karlar›na
uygun buluyorlard›.” (…) “Buhar›n
Do¤u’da de¤il Bat›’da icad edilip üretim ve ulafl›ma uygulanmas›, Do¤u’nun el sanayisiyle yelkenli ulafl›m
araçlar›na tehlikeli bir darbe oldu.
Çabuk, kolay ve ucuz üretilen buharl›
fabrikalar›n ürünleri, Osmanl› memleketinin insan eliyle a¤›r a¤›r, az miktarda ve daha güç ve pahal›ya ç›kan
ürünleri karfl›s›nda baflar›yla rekabet
ederek, Osmanl› çarfl› ve pazar›nda
yerli eflyan›n yerini almaya bafllad›.
Osmanl› devletinin gümrükleri istedi¤i
gibi düzenleyerek yerli sanayiyi korumas›na kapitülasyonlar engel oluyordu… K›sacas›, Avrupa zanaat ve
sermayesi, yerli zanaat ve sermayeyi
yutmaya bafllad›… 19. yüzy›l›n
ortalar›ndan sonra ticaret dengesinde
gittikçe büyüyen aç›k, halk› ve devleti
günden güne fakirlefltirdi.” (…)
“1854’te ilk kez d›flar›dan borç al›nd›…
Bu borçlanmalar›n Osmanl›
‹mparatorlu¤u’nun bafl›na ne büyük
bir bela oldu¤u ileride görülecektir.”
Mustafa Kemal döneminde, 1930’larda çocuklara okullarda verilen bu
Osmanl› tarihi bilgisi, onlar›n beyinlerine: “e¤er bilim, sanayi ve teknoloji
alan›nda üstünlük kuramazsak, askeri
üstünlük de kuramay›z” yarg›s›n› kaz›maktayd›.
Mustafa Kemal’in Tarih Kurumu’-
Osmanl›’n›n ilk yüzy›llar›nda III. Murad’a (d:1546-ö:1594) sunulan “Kitab Nur”da yer alan minyatürlerden
birinde, gökbilimciler gözlem s›ras›nda görülüyor. Sa¤ alt köflede,
dünyan›n küre biçiminde resmedildi¤i görülmekte.
nun okullarda ders olarak okuttu¤u
bu Osmanl› Tarihi, bilimseldi. Öyle
ki, günümüz araflt›rmac›lar›, bu saptamalar›n tümünü do¤rulamaktad›r.
Sennur Sezer’in 28-29 Haziran 2003’de sundu¤u “Kad›n›m›z›n Emek Tarihine K›sa Bir Bak›fl” bafll›kl› bildiride bu gerçekler flöyle dile getirilmifltir:
Osmanl› ‹mparatorlu¤u 14. yüzy›l'da
maden ç›karmada, madeni eflya ve deri
endüstrisinde ileri, dokuma endüstrisinde de h›zla geliflen bir ülkeydi.
15. yüzy›lda Ege ve Marmara Denizi'nin k›y›lar›, dokumac›l›¤›n geliflti¤i
merkezlerin yo¤unlaflt›¤› yerlerdi.
Denizli, Bergama, Akhisar ve Tarhala
yöreleri pamuklu bez, Gelibolu'da yelkenbezi, Biga K›z›lcatuzla'da yeniçeri
üniforma astar› olan nimte bezi dokunurdu.Selanik'te ve kuzeyinde çuha,
aba, kebe, kilim gibi yün dokumac›l¤›
yayg›nd›. Bursa, ‹stanbul, Amasya,
Tokat ve Sak›z adas› ipek dokuman›n
uzmanlafl›ld›¤› ünlü merkezlerdi: kemha, kadife tafta, vala dokunuyordu. Bu
kumafllar için gereken ipe¤in bü-yük
bölümü, özellikle Bursa'ya ‹ran ve
Uzak Do¤u'dan getiriliyordu. (…)
D›flar›dan hammadde alan Osman-l›
endüstrisi d›flar›ya ifllenmifl mal sat›yordu. Lonca örgütlerinin denetiminde olan bu geliflkin endüstriler Bat›'daki benzerlerince makineflelemedi¤inden, endüstriye para yat›rmay› düflünecek toprak sahibi de olmad›¤›ndan bir süre sonra duralayacakt›r.
Bat›'daki kapitalist geliflim sonucu 17.
Yüzy›l ortalar›ndan bafllayarak daha
ucuz mallar›n iç ve d›fl piyasay›
kaplamas› ile gerileyecek, daha önce
iflledi¤i hammaddeleri, örne¤in Ankara keçisi yününü ihraç etmeyen ülke
yavafl yavafl bir hammadde ülkesi
kimli¤i kazanacakt›r. (…) 19. Yüzy›l'dan bafllayarak Osmanl› ‹mparatorlu¤u'nun d›fl sat›m›nda ön s›rada olan
(ifllenmifl) dokuma ürünlerinin yerini
dokuma hammaddesi al›r. Bunun karfl›l›¤›nda d›flardan al›nan (ifllenmifl)
dokuma ürünlerinin miktar› artar. Bu
durum ülkedeki dokumac›l›¤› sarsa87
BD MART 2011
Bursa dokuma tezgahlar› (üstte)
Osmanl› kad›n giysi örne¤i (altta)
BD MART 2011
Osmanl›Türk’ün
Bat› karfl›s›nda
toplumsal ekonomik bilimsel siyasi üstünlü¤ünden
kaynaklanm›flt›r,”
biçimindeki yan›t›, usa ve gerçe¤e
uygun olarak, Türk
Tarihi Tetkik Cemiyeti’nce yaz›lan
ilk Atatürkçü Osmanl› Tarihi kitaplar›nda yer alm›flt›
ve bu, Cumhuriyet’i kuranlar›n Osmanl›’n›n yükselifl dönemindeki gücünün ve gerileme dönemindeki güç yitiminin nereden kaynakland›¤›n› çok
do¤ru çözümlemifl; böylelikle Osmanl›’y› y›k›ma sürükleyen yanl›fllar› yinelemekten kaç›nacak bilimsel öngörü
ve tarih bilinciyle donanm›fl olduklar›n› gösteriyordu.
LUTHER VE OSMANLI
cakt›r. Rumeli'de 1812'de ‹flkodra'daki
600 tezgah 1821'de 40'a, T›rnova'daki
2000 tezgah 1830'da 200'e inecektir.
Anadolu'daki merkezlerde de durum
farkl› de¤ildir.”
OSMANLI 1700’LERE DEK BATI’DAN ÜSTÜNDÜ
Mustafa Kemal’in 1919’da Osmanl›’y› yaln›zca savaflç› y›k›c› güç, Türk’ü savaflmaktan baflka bir yetene¤i
bulunmayan ›rk olarak suçlayan emperyalist devletlere; “savafl baflar›s›,
88
Peki Cumhuriyet döneminin bu
ilk Atatürkçü Osmanl› Tarihi yalan
m›yd›, yanl›fl m›yd›? Hay›r. Ne yaland›, ne yanl›fl. Osmanl› Türkü, Osmanl›’n›n yükselifl döneminde gerçekten
de Bat›’dan görece üstün bir bilim ve
teknolojiye sahipti. Bugün nas›l insanlar kurtulufllar›n› Bat›’ya göç etmekte
görüyorlarsa, o dönemde de Bat›l›lar
kendi kurtulufllar›n› Osmanl›’ya göç
etmekte buluyor ve Luther bu durumdan flöyle yak›n›yordu:
“Bizim halk›m›z, Almanlar, yabani, vahfli, yar›-fleytan yar›-insan bir
halk oldu¤u için, pek çok kimse Türklere s›¤›n›yor ve onlara kat›l›yor.”
(…) “Ayr›ca duydu¤uma göre Alman
ülkelerinden Alman hükümdar› ve
Alman prenslerine ba¤l› olmaktansa,
Türklere kat›l›p onlara s›¤›nmak isteyen çok kifli var. Bu insanlarla Türklere karfl› savafl verilmeli.”
Luther’in bu sözlerini aktaran Margred Spohn, o dönemde Bat›’l›lar›n
öbek öbek Osmanl›’ya kat›ld›¤›n› özgün kaynaklardan aktar›rken flöyle diyor:
Martin Luther
hepsinden önemlisi sosyal s›n›f atlama
olana¤› vard›. (Bkz: Pfeffermann
46:12) Bir Pafla flöyle anlatsa: “Babam
(Avrupa’da) bir domuz çoban›, günlük
ücretle çal›flan bir iflçi, bir s›¤›r çoban›yd›. Benim erdemim, cesaretim,
dürüstlü¤üm, çal›flkanl›¤›m, akl›m beni (Osmanl›’da) böyle flerefli makamlara (Paflal›¤a) getirdi.” Bu sözler o
zaman›n bir Alman çiftçisinin kula¤›na ne kadar hofl gelirdi. 1453 ile 1623
aras›nda Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda
esir düflerek veya kendi ordular›ndan
kaçarak kendi dini inançlar›n› terkedip
Müslüman olanlar›n say›s› binlerceydi. Sürekli asker kaça¤› salg›nlar› (Avrupal› askerlerin kendi birliklerinden
kaç›p Osmanl›’ya s›¤›nmalar›) subaylar› endiflelendiriyordu… Osmanl›
‹mparatorlu¤u’nun sosyal bak›mdan
çekicili¤i yaln›zca Avrupa topraklar›n›n al›nmas› tehlikesini getirmiyor,
ayn› zamanda sosyal feodal düzeni de
tehdit ediyordu.”
‹flte Türklerin vahfli, barbar, kan
“Osmanl› ‹mparatorlu¤u, (Avruiçici,
yamyam oldu¤u gibi yalanlar,
pa’daki) çiftçilere, zanaatkarlara ve
askerlere çok çekici geliyordu. (Avrupa’daki) çiftçilerin
ümitsiz durumlar›, feodal toplumlarda onlardan ac›mas›zca
vergi al›nmas›, 1520 y›llar›nda, 15. yüzy›lda ve 16. yüzy›l›n bafl›nda pek çok çiftçinin
Osmanl› ülkesine göç etmesine neden oldu. (Bkz: Delumeau, sf. 399) Orada zorunlu çaMargred Spohn Almanya’da
l›flma (angarya) yoktu, vergi”Her fiey Türk ‹fli” konulu
ler aç›kça belirlenmiflti, ekinkonferans›n› verirken.
ler gelip geçen ordular taraf›ndan harap edilmiyordu ve
89
BD MART 2011
BD MART 2011
o dönemde Avrupal› feodal beyler ve
din adamlar›nca, halk› Türklerden korkutup Osmanl›’ya s›¤›nmalar›n önüne
geçmek amac›yla uydurulmufltu.
ÇIKRIKLAR DURUNCA
Cumhuriyet Dönemi’nin ilk Atatürkçü Osmanl› Tarihi, çocuklara
Osmanl›’n›n bafllang›çta Bat›’ya her
bak›mdan üstün oldu¤u gerçe¤ini ö¤retiyordu. Öyle ki, Osmanl›’n›n kuruluflunun üzerinden neredeyse 300 y›l
geçmiflken ‹ngiltere 1583’te Türk dokumac›l›¤›n›n s›rlar›n› çalmakla görevlendirdi¤i ajanlar gönderiyordu Osmanl›’ya.. Bu ilginç olay› Sadri Ertem’in Ç›kr›klar Durunca adl› kitab›n›n
yeni bas›m›na 2001’de yazd›¤›m önsözde flöyle anlatm›flt›m:
Metin Erksan
ve Kitab› (altta)
Osmanl›-Türk Dokumac›l›¤›n›n
S›rlar›n› Çalmakla Görevli
‹NG‹L‹Z AJANLARI
(…) Bir gün, evinde Metin Erksan’la
konuflurken raflarda s›rt›nda “Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin Avrupa Toplulu¤u Üye Olmak Hakk› ve ‹ste¤inin
Tarihsel Kaynaklar› Metin Erksan”
yaz›l› ince bir kitap tak›ld› gözüme.
fiafl›rd›m. Kitab› raftan çekip ald›m.
Evet, bu Erksan’›n yazd›¤› bir kitapt›;
kitapç›larda görmemifltim; bask›s› tükenmifl olmal›yd›. Okumak üzere
ödünç ald›m. Okurken bir belge çok
dikkatimi çekmiflti. Erksan, kitab›n
bir yerinde: “26 fiubat 1583 tarihinde
Sir William Harborne tekrar ‹stanbul’a
geldi. Bu kez Kraliçenin korumas›nda
bir ticaret kuruluflunun temsilcisi olarak de¤il, tam yetkili bir ‹ngiliz Elçisi
olarak gelmiflti. Kraliçe Elizabeth, politik faaliyetlerinin yan›s›ra Elçi’nin
90
Türkiye’de baz› ticari ve teknik olgular› ö¤renmesini ve ‹ngiltere’ye getirmesini istiyordu. Bu konular ve ifllevler flunlard›...” diye bafll›yor ve Kraliçe’nin bu ‹ngiliz Elçisi’ni Osmanl›
topraklar›na bir kumafl, iplik, boyama
ve dokuma sanayii casusu olarak gönderdi¤ini gösteren buyruklar›n› s›ra-
l›yordu:
1- Türkiye’de kumafllar› maviye boyamakta kullan›lan çivit otunun tohumu (anile) ve fidan› ‹ngiltere’ye getirilecek.
2- Bunun nas›l haz›rland›¤› ve kar›flt›r›ld›¤› ö¤renilecek.
3- Türkiye’de (kumafl) boyamakta
kullan›lan bütün otlar bulunup ‹ngiltere’ye getirilecek.
4- Yapraklar›, tohumlar› veya kabuklar›, yahut odunu boyac›l›kta kullan›lan bütün a¤açlar›n tohumu veya fidan› ‹ngiltere’ye getirilecek.
5- Bu iflte kullan›lan bütün bitkiler
ve çal›lar ‹ngiltere’ye getirilecek.
6- Boyac›l›kta kullan›lan bütün topraklar, madenler, bunlar›n bulundu¤u
yerde iyice incelenecek. ‹ngiltere’de
bu gibi yerlerin çabucak nas›l tan›naca¤› ö¤renilecek.
7- Boyac›l›kta kullan›lan maddelerden
baflka, boyama sanat› da ö¤renilecek.
8- M›s›r’daki Muhaisira flehrinden
‹stanbul’a ve oradan da ‹ngiltere’ye
susam tohumu getirilecek. (Susam ticareti genellikle ‹skenderiye ile ‹stanbul aras›nda yap›l›r. Bunun için elde
edilmesi kolayd›r. Bu tohumdan ya¤
ç›kar›l›r ve Muhaisire’da birçok fabrikalar bununla ifller. Bu tohum ‹ngiltere’de yetifltirilecek olursa kumafl
ticaretimize s›n›rs›z yararlar sa¤lar.
Bu kasaba Nil nehri üzerindedir. Venedik’e ve daha bir çok ‹talyan flehirlerine, Anvers’e susam oradan gelir.)
9- Türkiye’deki her çeflit kumafl ve
bu kumafllar›n bütün üretim aflamalar›
incelenecek.
10- ‹ngiltere’nin ç›kar› için, baflka
kumafllardan çok, Türkiye’ye ‹ngiliz
mal› çuha sat›fl›n›n artt›r›lmas›na çal›fl›lacak.
11- Yabanc› boyalar› ile boyanan
kumafllar›m›zdan çok, ‹ngiliz boyalar›yla boyanan kumafllar›m›z›n sat›fl›na
önem verilecek.
12- Cezayir ve Tunus için yap›lan
flapkalar›m›z için pazar aranacak. Çünkü halk›m›za büyük kazanç sa¤layabilir.
13- Norwich ipli¤inden veya di¤er
ipliklerden dokunan çoraplar›n sat›lmas›na çal›fl›lacak. Bu büyük bir ticaret halini al›rsa yoksul halk›m›za büyük kazanç sa¤lar. Bu yolla hem ürün,
hem boya sat›fl›m›z artar. Birçok kimse ifl bulur.
14- Yoksul halk›m›z›n yarar› için,
safran sat›fl› artt›r›lacak, genifl ölçüde
sat›fl bulunursa bir çok kimselere ifl
ç›kar.
Metin Erksan’›n, ad› geçen kitab›nda aktard›¤› 1583 tarihli bu belge,
beni derinden etkilemiflti. Bat›’n›n bin
y›l öncesine dek Do¤u’nun çok gerisinde oldu¤unu; Do¤u’dan ald›klar›,
apartt›klar›, gelifltirdikleriyle ilerlediklerini, kendi araflt›rmalar›mdan biliyordum. Erksan’›n aktard›¤› bu belge
ise, bu gerçe¤i tart›fl›lmaz biçimde bir
kez daha kan›tl›yordu. Bu belgenin
gerçekli¤ini araflt›rd›m. Erksan, kitab›nda bu belgeyi Hamit Dereli’nin
1951’de yay›mlanan “Kraliçe Elizabeth Devrinde Türkler Ve ‹ngilizler”
adl› kitab›ndan aktar›yor ve bu bölümü
tümüyle yay›ml›yordu.
Hamit Dereli bu belgeyi do¤rudan
o y›llarda yay›mlanm›fl bir ‹ngiliz
kayna¤›ndan –1552 Londra do¤umlu
‹ngiliz co¤rafyac› Richard Hakluyd’un
91
BD MART 2011
Hamit Dereli’nin “Kraliçe
Elizabeth Devrinde Türkler ve
‹ngilizler” kitab›
1589’da yay›mlamaya bafllad›¤› “The
Principall Navigations, Voiages and
Discoveries of the English Nation”
(‹ngiliz Ulusunun Belli Bafll› Deniz
Seferleri, Gezileri ve Keflifleri) adl›
8 ciltlik çal›flmas›ndan- aktar›yor ve
flöyle diyordu:
“Buna benzer di¤er birçok belgelerden anl›yoruz ki, o dönemde Türkiye’de dokumac›l›k ve boyac›l›k sanatlar› pek ilerlemiflti. Onalt›nc› yüzy›lda
‹ngilizlerin bütün çabas› kumafllar›n›
ve boyalar›n› ›slah etmek, sat›fllar›n›
artt›rmak, kendi sanayi ürünleri için
genifl pazarlar bulmak üzerine yo¤unlaflt›r›lm›flt›. Bunun için Türkiye’nin
ünlü yünlü kumafllar›ndan mostralar
al›p ‹ngiltere’ye götürülecek, Diers
Hall (Boyac›lar Çarfl›s›)’nda teflhir
92
BD MART 2011
edilecek, ‹ngiliz boyac›lar›n›n kendi
becerilerine iliflkin besledikleri yanl›fl
kan›lar kafalar›ndan silinecekti. Yine
Türkiye’de bulunan ‹ngiliz ticaret
temsilcisinden “ipekli ve yünlü kumafllar› boyamakta usta iki delikanl›” isteniyordu. Bu ustalar do¤al yollardan
sa¤lanamazsa, herhangi bir paflan›n
yard›m› ile, o da olmazsa ‹stanbul’da
oturan Frans›z elçisi yard›m›yla sa¤lanacakt›. Bunun için temsilciye ‹stanbul’a var›r varmaz Frans›z elçisi ile
tan›flmas› ve dost olmas› ö¤ütleniyor,
bu amaca ulaflmak için her fleye baflvurmaktan çekinmemesi söyleniyordu. Yine bu belgelerden birinde ‹ngiliz
ticaret temsilcisine Cezayir ve Tunus’da “Bonettos Colorados Rugios” (k›rm›z› renkli bafll›k) ad› verilen kenars›z
bir tür k›rm›z› iskoç bafll›¤› için Türkiye’de pazar bulmas› buyru¤u veriliyordu. Bundan flu soru akla geliyor:
Acaba fes ‹ngilizler taraf›ndan m› Türk
ülkelerine getirilmifltir? Fes kelimesinin sözcük kökeni bak›m›ndan
Kuzey Afrika’daki Fez flehriyle ilgili
olmas›, bunun böyle oldu¤u olas›l›¤›n›
güçlendirmektedir.”
Kraliçe’nin Osmanl›’ya (buyru¤un
‹ngilizce asl›nda yer alan ad›yla Turkie’ye) gönderdi¤i elçiye verdi¤i görevler aras›nda, Türk dokumac›l›k bilgi ve teknolojisinin çal›nmas›ndan
baflka, iki Türk kumafl boyama ustan›n
ne pahas›na olursa olsun ‹ngiltere’ye
getirilmesi vard›... Demek ki, bugün
bilgi ve teknoloji üstünlü¤üyle dünya
devleri aras›nda yer alan ‹ngiltere,
bundan 400 küsur y›l önce Turkie’den
bilgi ve teknoloji apartmaya muhtaç
bir durumda bulunuyordu.
Richard Hakluyd ve Türk-İngiliz
ilişkilerinin başlangıcını anlatan 1583
tarihli Principall Navigations kitabı.
(altta)
‹flte bu ‹ngilizler, 1583 y›l›nda
Kraliçe’nin gönderdi¤i Elçi’ye verdi¤i
‘Türklere “kenars›z k›rm›z› bir tür
‹skoç flapkas›” = Fes giydirme buyru¤u’nu 250 y›l boyunca unutmam›fllar,
sonunda 1832’de, II. Mahmut döneminde Türklere bunu giydirmeyi baflarm›fllard›. Yalç›n Küçük, bunlar›
bilmedi¤inden olsa gerek, bu konuda
flöyle yaz›yor:
“Hüsrev Pafla’n›n … Tunus’tan
edindi¤i bir miktar fesi kalyoncu neferat›na giydirerek selaml›k resmine ç›karmas› Sultan Mahmut’un hofluna
gitmifl, bunun üzerine, hükümdar eski
bafll›klar›n yerine fesin kullan›lmas›n›
uygun görerek emir buyurmufltu.”
Ortaya ç›k›yor, Türkiye’nin ilk büyük
flapka reformunun mebdei, bafllangݍ
yeri Bat› de¤il, Kuzey Afrika’d›r.
H›ristiyan de¤il, müslüman bir yöre
ve hariç de¤il, Osmanl› topraklar›d›r...
Tanzimat Avrupa’dan gelmedi, Kuzey
Afrika’dan ve M›s›r’dan geldi..”
Yalç›n Küçük, ‹ngiltere Kraliçesinin 1583’te Osmanl›’ya gönderdi¤i
elçisine verdi¤i buyruklar aras›nda
Fes’i, ‹ngiliz mal› “kenars›z k›rm›z›
iskoç bafll›¤›” olarak tan›mlad›¤›n›, o
tarihlerde Cezayir’e ve Tunus’a bu
bafll›klar› ‹ngilizlerin satmakta olduklar›n›, ‹ngiliz mal› feslerin sat›fl›n›n
tüm Osmanl› topraklar›na yay›lmas›n›n Kraliçe taraf›ndan 250 y›l önce
‹ngiliz Elçilerine verilen bir görev oldu¤unu bilseydi, fes ve Tanzimat konusundaki bütün bu yanl›fl yorumlar›n›
de¤ifltirirdi...
Metin Erksan’›n kitab›n› okuduktan sonra, onunla bu konuyu yeniden
irdelerken, bana, “‹ngilizlerin Türk
kumafl dokuma ve boyama s›rlar›n›
çalma çabalar›n›n 1583’te bafllay›p
93
BD MART 2011
kesintisizce 300 y›l sürdü¤ünü, 1800’lerde dünya tiftik yünü tekelini Türklerin elinden almak üzere, Türkiye’den
dam›zl›k tiftik keçileri kaç›r›p Afrika’da ço¤altt›klar›n› ve bu olay›n Sadri
Etem Ertem’in 1930 / 31’de yay›mlanan “Ç›kr›klar Durunca” adl› roman›nda ifllendi¤ini, kendisinin geçmiflte bu
roman› filme çekmeyi bile düflündü¤ünü” söyledi...
1994’te “Ç›kr›klar Durunca”y›
Erksan’›n kitapl›¤›nda buldum ve kendisinin izniyle bir fotokopisini çektirip
okudum...
1997’de, Marmara Üniversitesi
Tekstil Ana Bilim Dal› Baflkan› Ozanay Omur taraf›ndan, Tekstil bölümü
“Ç›kr›klar Durunca” adl› tarihi
roman›n yazar› Sadri Etem Ertem’in
yaflam› ve yap›tlar› konusunda 1940
y›l›nda yay›mlanan kitab›n kapa¤›.
94
BD MART 2011
ö¤rencilerine bir konuflma yapmak
üzere ça¤r›ld›¤›mda, onlara Osmanl›
Türk dokumac›l›¤›n›n Bat›’dan ileride
oldu¤u yüzy›llara iliflkin yukar›daki
bilgileri aktard›m. Ö¤renciler ve ö¤retmenler, bu bilgiler karfl›s›nda oldukça flafl›rd›lar. Tekstil bölümünde görevli bir Alman profesör dalga geçmeye kalk›nca, iki belge daha sundum
ve o da bu gerçe¤i onaylayarak sustu.
Türkiye üniversitelerinde tekstil bölümü ö¤rencileri, kendi atalar›n›n 600
y›l boyunca 1800’lere dek dünyada
tekstilin öncüsü ve doru¤u oldu¤u
gerçe¤ini bilmiyorlard›, çünkü bu
gerçekler onlara hiç ö¤retilmemiflti!
Ö¤renciler, biz bunlar› hiç duymad›k
bilmiyoruz, n’olur bunlar hangi kitaplarda yaz›l›ysa söyleyin, okuyal›m,
dediler. Kitaplar›n adlar›n› verdim,
fakat kitapç›larda bulamayacaklar›n›
da ekledim. Bu kitaplar›n yeni bask›lar›n›n yap›lm›yor oluflu üzücüydü. Bu
tür unutulmufl, unutturulmufl, üstüne
ölü topra¤› ekilmeye çal›fl›lm›fl çok
önemli kitaplar›n yay›mlanabilmesi
için bir yay›nevi kurmaya karar verdim o gün.
Evet, durum buydu. Cumhuriyet
Dönemi’nde okutulan ilk Atatürkçü
Osmanl› Tarihi’nde yer alan “Osmanl›
Türk sanayisi 1299’dan 1683’lere dek
her alanda Avrupa sanayisinden üstündü, Osmanl›’n›n Avrupa’ya askeri
üstünlü¤ü bilimsel ve teknolojik üstünlü¤ünden geliyordu” saptamas›,
2000’li y›llarda üniversitelerimizde
bile unutulmufl, daha do¤rusu 1949’da
Milli E¤itim’e egemen olan Amerikal›
uzmanlar taraf›ndan unutturulmufltu.
Oysa, daha Selçuklu döneminden
Türkiye üniversitelerinde tekstil bölümü ö¤rencileri, kendi atalar›n›n 600 y›l
boyunca 1800’lere
dek dünyada tekstilin öncüsü ve doru¤u oldu¤u gerçe¤ini
bilmiyorlard›, çünkü bu gerçekler onlara hiç ö¤retilmemiflti!
bafll›yordu Türk’ün dokudu¤u kumaflla
Avrupa ekonomisini sarsmas›.
fierafettin Turan, “Türkiye-‹talya
‹liflkileri” adl› kitab›nda:
“Selçuklu topraklar›nda dokunan
kumafllar bütün Ortado¤u ülkeleriyle
kimi Avrupa memleketlerinde arand›¤›
gibi, komflu Bizans’ta da büyük ra¤bet
görmekteydi. O döneme iliflkin kaynaklar, Türk kumafllar›n›n Bizansl› aileler
aras›nda lüks ve pahal› bir mal olarak
kabul edildi¤ini nakletmektedirler.
Greogoras’›n kay›tlar›na göre, ‹z-
Sadri Ertem’in Metin Erksan kitapl›¤›nda buldu¤umu “Ç›kr›klar Durunca” roman› ve Metin Erksan Kitapl›¤›
damgal› birinci sayfas›.
nik ‹mparatoru III. Ioannes Vatatzes,
israfa engel olmak amac›yla 1243’te
Türk kumafllar›n›n giyimini s›n›rlayan
bir emirname bile yay›nlam›flt›.
Bu derece her tarafa ün salan Türk
kumafllar›, büyük ‹talyan düflünürü
Dante Alighieri’nin ölümsüz eseri La
Divina Commedia’ya (‹lahi Komedya’ya) bile yans›m›flt›,” derken, bu
gerçe¤i dile getiriyordu...•
[DEVAMI GELECEK SAYIDA]
cengizozakinci@butundunya.com.tr
Kaynakça: Bkz: Osman Olcay, “Sevr’e Andlaflmas›na Do¤ru- Çeflitli Konferans ve Toplant›lar›n Tutanaklar›
ve Bunlara ‹liflkin Belgeler-“ AÜSBF y. Ank. 1981, sf. LXXI-LXXIII Bkz: Nutuk, vesika 220. A. Gündüz Okçun,
Türkiye ‹ktisat Kongresi, ‹zmir, 1923, Ankara, 1968, s. 246-247. Bkz: Tarih III- Yak›n ve Yeni ZamanlarT.T.T. Cemiyeti Taraf›ndan Yaz›lm›flt›r. Maarif Vekaleti, 1933, Devlet Matbaas›, Sf. 243, 5, 36, 40, 53, 62,
115, 123, 154, 189, 192, 234, 235, 241, 243, 244 http://www.emep.org/kadin/oren/sennursezer.html Bkz:
Margret Spohn, “Her fiey Türk ‹fli: Almanlar›n Türkler Hakk›nda 500 Y›ll›k (Ön) Yarg›lar›”, Çev: Leyla Serdaro¤lu,
YK y. 1. bs. A¤ustos 1996, sf. 27. Bkz: Margred Spohn, age, sf. 26, 27. Bkz: Metin Erksan, “Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nin Avrupa Toplulu¤u Üyesi Olmak Hakk› ve ‹ste¤inin Tarihsel Kaynaklar›”, Hil yay›n. 1. Bs. Haziran
1991. Sf. 20. Bkz: Metin Erksan, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Avrupa Toplulu¤u Üyesi Olmak Hakk› ve
‹ste¤inin Tarihsel Kaynaklar›”, Hil yay›n. 1. Bs. Haziran 1991. Sf. 74-75. Akt: Hamit Dereli, “K›raliçe Elizabeth
Devrinde Türkler ve ‹ngilizler”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi Yay›nlar›, No: 82, 1951.
Kaynak: Richard Hakluyd, “The Principall Navigations of the English Nation”, cilt 3, sf. 93Age, sf. 98. Bkz:
Yalç›n Küçük, “Ayd›n Üzerine Tezler, 1830-1980” Tekin y. 3. Bs. Cilt 1, sf.193-194 Ç›kr›klar Durunca, Yazan:
Sadri Etem Ertem, Roman, Yeni Bas›m / Temmuz 2001
95
Download