C. Senatosu B : 32 keli olan dâvayı süratle 'karara vardırmada so­ rumluluğunu yakında anlayacağını beklemekte­ yiz. Avrupa siyasî ve iktisadî birliğinin tahak­ kukuna çalışılan bir devirde parçalayıcı, ayırı• cı revizyonist siyaset, menfaatleri çok sıkı bir işbirliğini gerektiren Türk - Yunan müzakere­ lerinden ümidin kuvvetli olmadığını ifade et­ mekten müteessiriz. Yalnız şunu açıkça söylemek yerinde olur : \ Türkiye Cumhuriyeti 36 milyonluk, tarihi kan ve .şerefle yoğurulmuş millet olarak millî her davada hükümetiyle beraberdir. Milletlerarası taahhütlerini de tam egemenlik ve sınırsız ba­ ğımsızlık prensipleri şartı ile Ata'nm temelini kurduğu sağlam, haysiyetli siyasetinde birlik ve beraberdir. Değerli arkadaşlarım, son mesut ve şerefli ziyaretlere işaret ederek, 50 yıldır savaşsız. sulh içinde yaşayan milletimizin, Uzak Doğu'da yıllarca devam eden kanlı savaşların, Hindis­ t a n - Pakistan'ın milyonlarca insanlara felâ­ ket kaynağı olan ihtilâflarının, başının altında silâhı ile uyumak zorunda kalan Arap - israil âleminin, istikrara hâlâ kavuşamamış Afrika Kı­ tasının, Orta Doğu'nun, dengesi tehlikeli şekilde bozulmaya başlamış olan Akdeniz ve diğer de' nizlerin, yeni silâh yarışlarının dünyayı nereye götüreceği belli olmayan gelişmelerin, ideolo­ jik gizli savaşların anavatandaki huzuru bozan gayretlerin öz yurdumuz üzerindeki etkilerinj den kaygu duyduğumuz ve bunlardan masum kalmamız için teşkilâtımızın takviyesi için tec. rübe devirlerini de açıklıyarak ileri sürdüğü­ müz fikir ve dilekler üzerinde çok değerli Ba­ kanımızın hepimizi aydınlatacağını beklediğimizi arz eder; Dışişlerimize çok zor görevlerinde ba­ şarılar dileyerek hepinizi Kontenjan Grubu adına saygılarla selâmlarım. (Alkışlar). BAŞKAN — Teşekkür ederiz Sayın Ürgüplü. Söz sırası Millî Birlik Grupu adına, Sayın Ahmet Yıldız'm. M. B. G. ADINA AHMET YILDIZ (Tabiî Üye) — Sayın Başkan, sayın senatörler; Devletimizin uluslararası ilişkileriyle bu ev­ rensel ortamdaki yaşantısını düzenleyen dış po­ litikamız, Anayasamızın «Türk Ulusu dünya uluslar ailesinin eşit haklara sahip bir üyesi­ dir.» Hükmünün nitelendirdiği biçimde, güven­ li bir yaşamı sağlamayı amaç güder. 8 . 2 . 1972 0:1 Değer yargılarından, geleneklerden ve hatta inançlardan uluslararası ilişkilere değin, her alanda sarsıcı etkileri olan teknolojik gelişme­ ler, dış politikada da, teknikte, bilimde ve eko­ nomideki yetenekleri, etkinliğin temel unsur­ ları haline getirmiştir. Klâsik kurallar ve moral değerler yerine maddî değerlerin etıküı olduğu çağımızda, ulus­ lararası ilişkiler hızla yön ve nitetlik değiştir­ mede ve dünya politik basınç odaklarıda çok kaygan bir yüzeyde, süreli yer değiştirmekte­ dir. Çok üstün beceriği, uluslararası evrendeki değişiklikleri her an izleyen bir dikkati ve her olgudan, gecikmeden ve hiç bir fırsatı kaçır­ madan yararlanmayı sağlayacak bir istihbaratı gerektiren bugünkü diplomaside, hiç bir olay­ da, hesap dışı tutulmaması gereken yeni bir et­ ken en üşün değerdedir. Bu etken, devletlerin eylem serbestilerini büyük ölçüde sınırlayan ve bir bakıma da ev­ rensel güvenliğin sigortası haline gelen «deh­ şet dengesi» dir. Büyükler arasında kurulan bu dehşet den­ gesinin dış politik ilişkilerdeki etkileri, genel olarak, şöyle Özetlenebilir : 1. Bir ABD - RUS savaşı, ancak hesap ve kontrol dışı bir çılgınlık sonucu olabilir. Dev­ ler de, böyle bir duruma meydan vermemeye çok dikkat ediyorlar. 2. Bu dengeyi bozacak biçimde, bir büyük­ le başka bir devletin 'baş başa savaşı akıl dışı bir olasallık (sayılmaktadır. 3. Küçük devletlerin savaşı da, büyüklerin denge (hesapları île sınırlanan bir süre ile an­ cak sürebilir. Bu tür savaşlarda, büyükler, hakem gibi ânını bekliyor ve «dur» diyor. 4. ideolojik yakınlığın ya da sistem (ben­ zerliğinin, devletleri patron devletin emirlerine tutsak kıldığı dönem geride kalmıştır. Çağımız ulusallık çağıdır. En küçük devlet bile onuruna, bağımsızlığına »titizlikle sahip çıkıyor. Gerçekten, «Gerici» diye tanımladığı kimi devletleri Rusya desteklerken, komünist Yu­ goslavya ve Romanya'yı da Rusya'ya karşı ABD desteklemekte, Çin'in ABD ile ilişkileri Rusya'nmkinden daha düşmanca değildir. Gü,,ney Avrupa'nın «faşist» diye tanımlanan ikti138 —