Hayvanlar Aleminin Sınıflandırılması

advertisement
Hayvanlar Aleminin Sınıflandırılması
Çok Hücreli, ökaryot canlılardır. Gerekli besin maddelerini ortamdan Hazır olarak alırlar. Bu nedenle
heterotrofturlar. Çoğunluğu epitel, bağ, sinir, kas gibi dokulara sahiptir.
Hayvanlar Aleminin Sınıflandırılması
Hayvanlar; omurgasızlar, ilkel kordalılar ve omurgalılar olmak üzere üç grupta incelenir.
A. Omurgasız Hayvanlar
Yapılarında çoğunlukla bir iç iskelet bulunmaz. Bazılarında vücudun dış kısmını örten ve destekleyen
dış iskelete rastlanır. Embriyonik dönemde solungaç yarığı ve yaşamlarının hiçbir evresinde, vücuda
desteklik sağlayan sırt ipliği (notokord) bulunmaz. Genellikle açık dolaşım görülür.
Omurgasız Hayvanlar; süngerler, sölenterler solucanlar, yumuşakçalar, eklembacaklılar ve
derisidikenliler şeklinde gruplandırılır.
Süngerler: Çoğu denizlerde, az bir kısmı da tatlı sularda yaşar. Vücutlarında “por” adı verilen delikler
vardır. Dokular tam olarak gelişmemiştir. Sinir ve kas dokusu yoktur. Genellikle simetrisi olmayan
canlılardır. Eşeysiz ve eşeyli olarak üreyebilirler. Kendilerine özgü bir iç iskelete sahiptirler. Banyo
süngeri, neptün kadehi, kabuki süngeri gibi örnekleri bulunur.
Sölenterler: Çoğu denizlerde, az bir kısmı da tatlı sularda yaşar. Işınsal (radial) simetriye sahip olan
canlılardır. Embriyonun gelişim döneminde organlar ektoderm (dış deri) ve endoderm (iç deri) olmak
üzere iki doku tabakasından farklılaşır. Vücutlarının ortasında sindirimin gerçekleştiği bir boşluk
bulunur. Bu boşluğa açılan bir delik hem ağız hem de anüs görevi yapar. Ağzın etrafında bulunan
tentaküller avlarını yakalamaya ve sindirim boşluğu içerisine itmeye yarar. Solunum ve boşaltım için
özel organlar gelişmemiştir. Merkezi sinir sistemleri yoktur. Eşeysiz veya eşeyli olarak ürerler. Hidra,
denizanası, mercan ve denizşakayığı bu grubun örneklerinden bazılarıdır
Solucanlar: İki taraflı (bilateral) simetriye sahip olan canlılardır. Embriyonun gelişim döneminde
organlar ektoderm (diş deri), mezoderm (orta deri) ve endoderm (iç deri) olmak üzere üç doku
tabakasından farklılaşır.
Yassı solucanlar, yuvarlak solucanlar ve halkalı solucanlar olmak üzere gruplara ayrılırlar.
Yassı solucanlar, vücutları yassı, oval ve uzundur. Çoğu insan ve diğer hayvanlarda parazit yaşar.
Sindirim boşluğu, sölenterlerdeki gibi hem ağız hem de anüs görevi yapan tek bir açıklığa sahiptir.
Solunum ve dolaşım sistemleri gelişmemiştir. Planarya, tenya (şerit solucan) ve karaciğer kelebeği
yassı solucanların en tanınmış örnekleridir.
Yuvarlak solucanlar, vücutları yuvarlak ve uzundur. Bazıları insan, hayvan ve bitkilerde parazittir.
Sindirim sisteminin ağız ve anüs olmak üzere iki açıklıktan oluşması ilk kez bu grupta ortaya çıkmıştır.
Solunum ve boşaltım sistemleri gelişmemiştir. Askaris, kancalı kurt, trişin ve fil hastalığı solucanı
insanlarda parazit olan yuvarlak solucan örnekleridir.
Halkalı solucanlar, vücutları birbirine benzeyen bölmelerden (segment) meydana gelmiştir. Tatlı
sularda, I denizlerde ve karada serbest olarak yaşarlar. Parazit olanları da vardır. İki açıklıktan oluşan
sindirim kanalı özel bölümlere ayrılmıştır. Kapalı dolaşım görülür. Karada yaşayan türlerinde solunum
nemli derilerinden difüzyon yoluyla gerçekleşir. Suda yaşayan türlerinde solungaç solunumu görülür.
Boşaltım için gelişmiş özel yapıları vardır.
Merkezi sinir sistemi bulunur. Toprak solucanı, poliket ve sülük Halkalı solucanların bazı örnekleridir.
Yumuşakçalar: Vücutları yumuşak ve segmentsindir. Çoğunda kabuk bulunur. Çoğunluğu denizlerde
yaşar. Tatlı sularda ve karada yaşayanları da vardır. İç organları örten ince bir deri tabakası (manto) ve
karın bölgesinde kaslı bir ayak bulunur. Genellikle açık dolaşım görülür. Üyelerinin büyük bölümü
solungaç solunumu yapar. Üremeleri eşeylidir. Ahtapot, mürekkep balığı, midye, sümüklü böcek,
salyangoz ve kiton bazı yumuşakça örnekleridir.
Eklembacaklılar: Hayvanlar aleminin en geniş şubesidir ve bilinen türlerin yaklaşık ¾ ünü içerir.
Omurgasız hayvanların kara hayatına en iyi uyum yapmış grubudur. Vücutları baş, göğüs ve karın
olmak üzere üç kısımdan oluşur. Kitin kapsayan dış iskeletleri vardır. Eklembacaklılar içinde etçil, otçul
ve hem etçil, hem otçul beslenen türler vardır. Sindirim sistemleri tamdır ve ağız yapıları beslenme
tarzına göre farklılıklar gösterir. Eklem bacaklılarda sinir sistemi ile gözler ve diğer duyu organları çok
iyi gelişmiştir. Kasları çoğunlukla çizgili olduğundan çabuk hareket ederler. Eklembacaklılar açık
dolaşım sistemine sahiptirler ve kılcal damar içermezler. Eşeyli ürerler ve iç döllenme görülür.
Yumurtadan çıkan organizmalar genellikle başkalaşım geçirirler. Eklembacaklılar; kabuklular,
araknidler, çok ayaklılar ve böcekler şeklinde gruplara ayrılır.
Kabukluların, çoğunluğu tatlı sularda ve denizlerde yaşar. Başta iki çift anten bulunur. Büyük bir kısmı
solungaç solunumu yapar. Kabuklulara örnek olarak ıstakoz, karides, yengeç, su piresi ve kerevit
verilebilir.
Araknidler, genellikle karasal hayvanlardır. Suda yaşayanları ve parazit olanları da vardır. Eklemli dört
çift bacağı sahiptirler. Antenleri yoktur. Trake veya kitapsı akciğer solunumu görülür. Örümcekler,
akrepler, keneler ve akarlar bu grubun örneklerinden bazılarıdır.
Çok ayaklılar, karada ve özellikle nemli coğrafyalarda yaşarlar. Başta bir çift anten yer alır. Her
segmentten çıkan bacak sayısına göre çıyanlar ve kırkayaklar olmak üzere iki gruba ayrılır. Çıyanlarda
her segmentten bir çift kırkayakta ise her segmentten iki çift bacak çıkar.
Böcekler, genellikle karada yaşarlar ve hayvanların en kalabalık grubunu oluştururlar. Vücutları; baş,
göğüs ve karın olmak üzere üç kısımdan oluşur. Baş bölgesinde bir çift anten vardır. Genellikle iki çift
kanada ve üç çift bacağa sahiptirler. Trake solunumu yaparlar. Gelişmelerinde çoğunlukla başkalaşım
görülür. Karınca, arı, çekirge, peygamberdevesi, sinek, bit, pire, kelebek, termit, tahtakurusu gibi
böcek örnekleri vardır.
Derisidikenliler: Denizlerde, çoğunlukla zeminde sürünerek yaşarlar. Hemen hemen hepsinde, bir iç
iskelet bulunur. Bu iskelet genellikle dikenler taşır. Gövdelerinin içini bir ağ gibi saran içi sıvıyla dolu
su-damar sistemi gruba ait bir özelliktir. Vücutlarının alt kısmındaki tüp ayak denilen çıkıntılar, sudamar sistemiyle bağlantılıdır.
Bazılarının kendini yenileme (rejenerasyon) yeteneğini çok fazladır. Eşeyli ürerler ve dış döllenme
görülür. Bu grup içerisinde denizyıldızı, denizkestanesi, yılan yıldızı, denizhıyarı ve deniz zambakları
bulunur.
B. İlkel Kordalılar
Kordalı olarak isimlendirilen hayvanlar Hem ilkel kordalıları hem de omurgalıları kapsayan bir
sınıflandırma basamağıdır. Bu gruba giren hayvanlar yaşamın belirli bir evresinde, genellikle de
embriyonik gelişim sürecinde dört ortak özellik içerirler. Bu dört kordalı özelliği şunlardır:
1) Notokord: Sindirim borusu ile sinir kordonu arasında uzunlamasına yer alan ve iskelet görevi yapan
esnek bir çubuktur.
2) Sırt bölümünde içi boş sinir kordonu: Notokordun üzerinde bulunur. Embriyodaki bu yapıdan
gelişmiş kordalılarda (omurgalılar) beyin ve omurilik oluşur.
3) Solungaç yarıkları: Ağzın gerisinde bulunur. Gaz alışverişi ve beslenmede rol oynar.
4) Vücudun arka bölümünde kuyruk: Kaslı yapıdadır. Suda yaşayan türlerin çoğunda itici kuvvete
yardımcı olur.
İlkel kordalılar denizlerde yaşar. Tulumlular adı verilen grubun erginlerinde sinir kordonu, notokord
ve kuyruğa rastlanmaz. İlkel kordalıların bir grubu kafatassızlar adını alır. Bu grubun en önemli örneği
olan amfiyoksüs; birkaç cm boyunca, balığa benzeyen şeffaf vücutlu bir hayvandır. Bu canlılar kordalı
karakterlerinin hepsini ergin evrede de taşırlar.
C. Omurgalılar
Embriyonik gelişim sırasında kısa bir sure görülen notokordun yerini omurlardan oluşmuş bir omurga
almıştır. Kemik veya kıkırdaktan oluşan bir iç iskelete sahiptirler. Embriyonik gelişimlerinin ilk
evrelerinde solungaç yarığı görülür. Akciğer veya solungaç solunumu yaparlar. Bazılarının erginlerinde
kuyruk kısmı körelerek kaybolmuştur. Dolaşım sistemi kapalıdır. Alyuvarlarındaki hemoglobinden
dolayı kanları kırmızı renktedir. Boşaltım bir çift böbrekle yapılır. Kafatası içinde korunan gelişmiş bir
beyinleri vardır.
Omurgalılar; balıklar, iki yaşamlılar, sürüngenler, kuşlar ve memeliler olmak üzere beş sınıfta
incelenir.
Balıklar: Solungaçlarıyla solunum yaparlar. Balıklar; çenesiz balıklar, kıkırdaklı balıklar ve kemikli
balıklar şeklinde gruplara ayrılır.
Çenesiz balıklar; erginlerinde notokord bulunur. Bu grubun çeneleri ve dişleri yoktur. Vücutlarında
pullar bulunmaz. Bazı türler parazittir. Bunlar diğer balıklara tutunurlar ve onların kanlarını emerek
beslenirler. Petromizon ve myxini çenesiz balıklara örnek olarak verilebilir.
Kıkırdaklı balıklar; kıkırdaktan yapılmış bir iç iskelete sahiptirler. Yüzme kesesi yoktur. Bu nedenle
batmamak için sürekli hareket etmek zorundadırlar. İç döllenme görülür. Bazıları döllenmiş
yumurtalarını suya bırakır. Bazıları ise yavrularını doğurur. Kıkırdaklı balıklara örnek olarak köpek
balığı, vatoz ve tırpana verilebilir.
Kemikli balıklar; kemikten oluşan bir iç iskelete sahiptirler. Derileri pullarla kaplıdır. Yüzme keseleri
bulunur. . Solungaçlarıyla solunum yaparlar. Kalpleri iki odacıktan oluşur. Kalpte daima kirli kan
bulunur. Soğukkanlı hayvanlardır. Çoğu türde dış döllenme görülür. Bazı türlerde ise iç döllenme ve
doğum gerçekleşir. Kemikli balıklara deniz ve tatlı su levrekleri, ringa, ton baliği, lüfer, alabalık ve
akciğerli balıklar örnek olarak verilebilir.
İki Yaşamlılar (Amphibia): Yaşamlarının bir kısmını suda bir kısmını karada geçirdikleri için “iki
yaşamlılar” adını almışlardır. Gelişmelerinde genel olarak başkalaşım görülür. Larva döneminde
solungaç, ergin evrede akciğer ve deri solunumu yaparlar. Mukus salgısından dolayı derileri
kaygandır. Bu grubun en önemli örneği olan kurbağalarda kalp üç odacıktan oluşur. Vücuda karışık
kan gönderilir. Soğukkanlı hayvanlardır. Kış uykusuna yatarlar. Genellikle dış döllenme görülür ve
gelişme suda tamamlanır. Bu gruba örnek olarak kuyruksuz kurbağalar, kuyruklu iki yaşamlılar
(semenderler) ve bacaksız iki yaşamlılar verilebilir.
Sürüngenler: Akciğer solunumu yaparlar. Deri üzerinde keratin yapılı pullar bulunur. Deri solunumu
görülmez. Kalpleri üç odacıktan oluşur. Karıncık yarım bir perde ile ikiye ayrılmıştır (Timsahlarda kalp
dört odacıklıdır.). Soğukkanlı canlılardır. Kış uykusuna yatarlar. İç döllenme görülür ve gelişme ana
canlının vücudu dışında gerçekleşir. Ancak bazı türleri doğurur. Sürüngenlere; yılanlar, kertenkeleler,
kaplumbağalar, timsahlar ve soyu tükenmiş dinozorlar örnek olarak verilebilir.
Kuşlar: En tipik özellikleri vücutlarının neredeyse tamamının keratinden oluşan tüylerle kaplı olması
ve ön üyelerin kanat haline dönüşmüş olmasıdır. Akciğer solunumu yaparlar. Akciğerlere bağlı hava
keseleri vücut ağırlıklarını azaltır ve uçmayı kolaylaştırır. İskeletleri uçmaya uygun özellikler taşır.
Kemiklerin çoğunun içi boştur. Kalpleri dört odacıktan oluşur. Temiz ve kirli kan birbirine karışmaz.
Sıcakkanlı hayvanlardır. Çenelerinde diş bulunmaz. Keratin yapıdaki gaga, beslenme tipine göre farklı
şekillerde olabilir. İç döllenme görülür. Gelişme vücudun dışında olur. Bu gruba devekuşu, penguen,
flamingo, ördek, turna, guguk kuşu, güvercin, papağan, kuzgun, ağaçkakan, atmaca, baykuş, kırlangıç,
ispinoz, serçe gibi örnekler verilebilir.
Memeliler: İnsanların da dahil olduğu omurgalıların en evrimleşmiş grubudur. Vücut genellikle kıllarla
örtülmüştür. Akciğer solunumu görülür. Akciğerlerinde alveol adı verilen kesecikler bulunur. Kastan
yapılmış bir diyaframa sahiptirler. Olgun alyuvarlar solunum yüzeyinin artırılabilmesi için
çekirdeklerini kaybetmişlerdir. Kalpleri dört odacıktan oluşur. Temiz ve kirli kan birbirine karışmaz.
Dişileri süt bezlerine sahiptirler. Beslenme durumuna göre dişler farklı yapıdadırlar ve kesici dişler,
kopek dişleri, azı dişleri gibi isimler alırlar. İç döllenme görülür.
Bu grup gagalı memeliler, keseli memeliler ve plasentalı memeliler olmak üzere üç gruba ayrılır.
Gagalı memeliler; Avustralya ve Yeni Gine’de bulunur. Yumurtlayan tek memeli grubudurlar.
Yumurtadan çıkan yavrular, meme uçları olmayan annenin kürkünden süt emerler. Dikenli
karıncayiyen ve Ornitorenk gagalı memelilerdendir.
Keseli memeliler; Avustralya ve Amerika’da yaşarlar. Kısa bir gebelik süresinin sonunda gelişimini
tamamlamadan doğan yavrular, anne karnındaki keseye alınırlar ve buradaki süt bezlerinden
beslenerek gelişimlerini tamamlarlar. Koalalar, kangurular ve opussumlar bu grubun örnekleridir.
Plasentalı memeliler; memelilerin en yaygın grubudur. Bunların embriyoları gelişimlerini döl yatağı
içinde tamamlarlar. Kirpi, tavşan, fil, denizineği, lemur, ayı, zürafa, yunus, gergedan, yarasa, köstebek
plasentalı memelilerden bazılarıdır.
http://www.biyolojidersnotlari.com
Download