Kadının Sesi - Bilkent University

advertisement
Beliz Güner
Kadının Sesi
Yüzyıllardan beri kadınlar erkeklerden daha az gelişmiş, daha az iş
becerebilen bir cins olarak nitelendirilmişler. Bugün de kadın olmak birçok
alanda erkeklerin yanında ikinci planda kalmak demek. Kadınlar erkeklerden
daha üstün olmalıdır diyenleri de desteklemiyorum asla, bence bir cins bir
öbüründen hiçbir nedenle daha üstün olamaz. İkisi de kendisine göre artıları
ve eksileri olan durumlardır. Ancak yine de tarih boyunca kadınların daha
aşağıda görülmesi sebebiyle birçok alanda ezildiğini ve hatta kontrol altında
tutulmaları gerektiğinin düşünüldüğünü söylesem yanılmış olmam diye
düşünüyorum.
Bu konu her kadın gibi benim de ilgimi çektiği için Sesin Cinsiyeti
kitabını gördüğümde bunu okumam gerektiğini düşündüm. Ne de olsa benim
cinsimi ilgilendiren bir konudan bahsediyordu. Bu kitabın beni etkilemesinin
asıl sebebi ise konuyu belki de de daha önce benim bile düşünmediğim bir
perspektiften ele almasıydı. Kadınların tarih boyunca daha aşağı görüldüğü
birçok alan var: siyaset, ekonomi, iş hayatı… Bunları her zaman söylüyoruz
ve haklarında konuşuyoruz zaten. Ama daha önce ben hiç kadının sesinin bile
kontrol altına alınmaya çalışıldığını düşünmemiştim. Genelde kadınların
kontrol altına alınmasından bahsederken onların çalıştırılmamasından, yeteri
kadar değer görmemelerinden, eğitim hayatında onlara yeterince fırsat
verilmemesinden bahsederiz. Ama aslında kadınlara olan davranışları
anlatırken sadece bunları söylememiz belki de biraz eksik kalıyor ve bu
davranışlara asıl neden olan psikolojik durumu göz ardı etmiş oluyoruz.
Daha çok küçük yaşlarında kız çocuklarının aklına yerleştirilir bazı
şeyler. Sesli gülme, yüksek sesle konuşma, cilveli bir ses tonuyla konuşma…
Bunun çok acı bir şey olduğunu düşünüyorum. Çünkü bunu erkek
çocuklarına yapmayan bir aile veya toplum kız çocuklarına yapıyorsa eğer
kendisinin bunu kontrol edemeyeceğini düşünüyorlardır. Bu da demek oluyor
ki kadının, kendi yetilerinde üzerinde yeterince hak sahibi olamadığını
düşünüyorlar. Aslında aynı yaştaki bir erkek çocuğu hangi ses tonuyla
konuşması gerektiğini ne kadar biliyorsa, bunu bir kız çocuğu da o kadar
bilebilir. Daha o yaştan çocuklarımızı bu şekilde ayırarak belki de ileriki
yaşamlarında birbirlerinden ne kadar farklı yerlerde tutulacaklarını onlara
sezdirmiş oluyoruzdur.
Kadının ses tonuna karışmak gibi birçok şey aslında kadının kadın
olmaktan gelen özelliklerinin bir nevi kısıtlanması ve hatta elinden alınması
demek bence. Çünkü insanların ses tonu, konuşma tarzı ve nasıl güldüğü
sosyal ilişkilerde oldukça önemlidir. İnsanların düşüncelerini, duygularını
anlayabiliriz bunlar sayesinde. Kadının sesini kontrol almaya çalışmak, o
kadının iletişim kurmada gittikçe daha da başarısız olmasına sebep olur
bence. Çünkü bir kadına biriyle konuşurken nasıl davranması gerektiğini
söyler ve bunu ona dayatırsanız kadının kendisi gibi olmasını engellersiniz. O
zaman da ağzından çıkan söz her ne olursa olsun eğreti duracaktır, samimi
Beliz Güner
gelmeyecektir ve hatta basit gelecektir kulağınıza. Sonra da o kadının
başarısızlığından bahsedeceksiniz, iş yapmak için yeterli hünerleri olmadığını
söyleyeceksiniz ve hatta onu kendinizden aşağıda görmeye başlayacaksınız.
Çünkü ne olursa olsun her işin başı iletişimdir ve siz kadının sesini kontrol
altına alınca, o kadının hiçbir alanda başarılı olmamasını sağlayacaksınız.
İşte ben de Sesin Cinsiyeti kitabını okuduktan sonra kadına karşı olan
tavrın nedeninin aslında toplumun zihnine kazınmış bu tarz küçük detaylarda
saklı olduğunu düşünmeye başladım. Kadınla ilgili ayrımcı düşüncelerini
kuşaktan kuşağa aktaran toplumlar aslında hiç de iyi bir şey yapmıyorlar.
Çocuklarımıza bunları aşıladıkça ve onları da böyle yetiştirdikçe, nesiller
boyunca kadınların ezildiğini, baskı altına alındığını ve aşağılandığını izlemek
zorunda kalacağız diye düşünüyorum. Bırakın kız çocuklarınız da erkek
çocuklarınız gibi özgürce yüksek sesle gülebilsin, konuşabilsin, bağırabilsin.
Sadece konuşmada da değil, bırakın kızlarınız da erkeklerinizin çalışabildiği
yerlerde onlarla eşit şartlarda çalışabilsin. Bu bizden bir şey götürmez ama
eminim ki medeniyet ve eşitlik yolunda bize birçok şey kazandırabilir.
Download