وَافْعَلُوا الْخَيْرَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

advertisement
Aralık 1989
İSLAM'DA VAKIF
Hüsamettin Çalışkan
‫ُون‬
َ ‫َوا ْف َعلُوا ْال َخي َْر لَ َعلَّ ُك ْم تُ ْفلِح‬
Muhterem Müslümanlar!
Bilindiği gibi yüce dinimizin hedefi
insandır. İslam Dini insanın dünya ve
ahiret mutluluğu için bütün güzel yolları
göstermiş, insanların birbirleriyle olan
ilişkilerini düzenleyecek prensipleri ortaya
koymuştur. Bunun içindir ki müslüman, bu
dünyada Allah (c.c.)'ın rızasını kazanmak
ve O'nun sevdiği kulları arasına girebilme
yolunda yarış halinde olmalıdır. Bu yarış,
Allah (c.c.)'ın hoşnutluğunu kazanabilme
ve hayır işlerinde en önde olabilme
yarışıdır. Müslüman sevap olarak bildiği
her hayırlı işin peşinde koşmalı, mizanını
iyiliklerle doldurmaya çalışmalıdır. Her
insanın arzusu unutulmamak, her zaman
hayırla
anılmakdır.
İslam
Dini
mensuplarını hayırlı işler yapmaya teşvik
etmiştir. Nitekim Yüce Rabbimiz "Hayır
işleyiniz ki kurtuluşa eresiniz" (1)
buyurarak Müminleri hayır işleri yapmaya
davet etmiştir. Bu sebeple İslamın
doğuşundan günümüze kadar sevaplı ve
güzel işler yapmayı müslümanlar şiar
edinmişlerdir. Bunların başında vakıflar
gelmektedir. Vakıflar; Allah rızası, hayır
duygusu ve insanlık sevgisi gibi ulvi inanç
duygularının mahsulüdür. İnsanlara dini,
ilmi, içtimai, sihhi, ekonomik ve kültürel
hizmetleri sunarak gelecek nesillere kalıcı
eserler bırakırlar. Vakıf müesseseleri;
Allah ve Rasulullah'a itaatin işareti,
merhamet, feragat, cömertlik, yardım ve
dayanışma duygularının en belirgin
tezahürüdür. Bu bakımdan vakıflar, insanı
unutulanlar olmaktan, kuru bir ağaç misali
faydasız halden kurtararak varlığını
cömertçe etrafına sunan bol meyveli bir
ağaç gibi insanlığa faydalı yapar.
Atalarımız ne güzel söylemişler:
"Adem oldur ki koya her yerde bir
eser, Eseri olmayanın yerinde yeller eser"
Aziz Cemaat!
Ömrü boyunca insanlığın kurtuluşu
için çalışan Yüce Peygamberimiz şefkat,
merhamet,
sevgi,
yardımlaşma
ve
dayanışmanın kökleşmesini sağlamıştır.
Bir hadisi şeriflerinde; "İnsanların en
hayırlısı, insanlara yararlı olanıdır" (1)
buyurarak
yaşadığı
müddetçe
yardımlaşmada en güzel örnek olmuştur. O
büyük terbiyecinin mektebinde yetişen
Ashabı Kiram da böyle idi. Allah için
mallarını,
ihtiyaç
sahibi
olanların
faydalanması için vakfedenlerin sayısı pek
çoktur. İslamın bu güzel geleneğine uyan
ecdadımız da binlerce cami, mescid,
kütüphane, köprü, kervansaray, aşevleri,
hastane gibi sayısız hayır kurumları tesis
etmişler ve bizlere miras bırakmışlardır.
Muhterem Müslümanlar!
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de
ecdadımıza layık olabilmek için vakıf
müesseseleri kurulmuş bunlar sayesinde
milli
kalkınmanın,
devletmillet
bütünlüğünün sağlanması yolunda sosyal,
kültürel ve ekonomik bir çok hizmetler
başlatılmıştır.
Okuma
imkanları
olmayanlar
okutulmakta,
yoksullar
korunmakta, yetimler, kimsesizler himaye
görmekte ve hastalar tedavi edilmektedir.
Bu hayır işlerini yapan güzide insanlar her
gün beş vakit namazdan sonra binlerce
müslümanın hayır duasını alarak rahmetle
anılmaktadırlar. Öldükten sonra amel
defterlerinin kapanmamasını ve kendilerine
sevap yazılmasını isteyenler hayır yapanlar
yani Sadakai Cariye bırakanlardır. Bakınız
Sevgili Peygamberimiz ne buyuruyor:
"İnsanlar öldükten sonra amel defterleri
kapanır. Ancak üç şeyden dolayı
kapanmayıp sevap yazılmasına devam
olunur. Sadakai Cariye, kendisiyle istifade
edilen ilim ve annebabasına dua eden salih
bir evlat"ç (2) Hadisi Şerifte ifadesini
bulan
Sadakai
Cariyeden
maksat
kendisinden sonra insanların faydalanacağı
kalıcı ve devam eden vakıf hayırlardır. O
halde Sadakaı Cariyede bulunalım ki
öldükten
sonra
amel
defterimiz
kapanmasın.
***
1) Hac Suresi Ayet: 77
2) 250 Hadis. S. 121 No.152.
3) Tecmid-i Sarih Ter. 4.592.
Download