Uluslararası Tarım ve Gıda Ürünleri Ticaretinde Yaşanılan

advertisement
XI. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi 3-5 Eylül 2014, Samsun
Uluslararası Tarım ve Gıda Ürünleri Ticaretinde Yaşanılan Gelişmeler ve Gelişmekte Olan
Ülkelere Etkileri
O. İnanç Güney1
1
Öğr. Gör. Dr, Çukurova Üniversitesi Adana Meslek Yüksekokulu,01330
E-posta: iguney@cu.edu.tr
ÖZET
Dünya genelinde üretim faktörlerinin dengesiz dağılımı ve iklimsellik olgusuna karşın tüketici sayılarındaki artış ve
tercihlerinin çeşitlenmesi kıta içi ve kıtalar arasın tarım ve gıda ticaretini zorunlu kılmaktadır. Ayrıca, gerek y urt içi üretimi
desteklemek, gerekse iç talep fazlasını ülke dışına pazarlayarak dış ödemeler dengesini sağlamak amacıyla da tarım ve gıda
ürünleri ticareti geçmişten günümüze önemini korumaktadır.
1900’lerin başında taşıma ve depolama faaliyetlerinde meydana gelen gelişmeler sonucu işlem maliyetlerinin düşmesi ve
tarımsal ürünlerin ticaretindeki teknik sınırlamaların ortadan kalmaya başlaması gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde tarıms al
ticaret hacmi, pazar payları ve gelir üzerinde önemli etkiler yaratmıştır. Tarım sektörünün dünya ekonomisindeki büyüklüğü
ve ekonomik gelişmedeki rolü yadsınamaz gerçeklerdir ve dışa dönük serbest ticaret bu değişik rollerin görece önemini
arttırmaktadır.
Gelişmekte olan ülkelerde Gayrı Safi Yurt İçi Hâsıla’ya katkısı %60’lara kadar varan tarım sektörü gıda güvenliği ile ekonomik
büyüme ve refah artışının sağlanması açısından kilit rol oynamaktadır. Günümüzde gelişmekte olan çoğu ülkede ödemeler
dengesindeki tarım ticareti fazlalıkları azalmış ve net bütçe açıklarına dönüşmeye başlamıştır. Bu durum tarım piyasalarındaki
temel oyuncuların arz ve talebi etkileyen tarım ve ticaret politikalarına bağlıdır. Bu politikaların gelişmekte olan ülkeleri n
ticaret performansları ve refahları üzerindeki etkisi büyük farklılıklar göstermektedir.
Bu çalışma kapsamında, küreselleşme ve serbest ticaret alanında yaşanılan gelişmelerin dünya tarım sektörüne ve gelişmekt e
olan ülkelerin tarım piyasalarına etkileri ve gelişmekte olan ülkelerin bu gelişmelere verdikleri tepkiler incelenmeye çalışmıştır.
Anahtar Kelimeler: tarım, serbest ticaret, gelişmekte olan ülkeler, politika
Evaluation of International Ago-Food Trade and Effects on Developing Countries
ABS TRACT
Despite the unequal distribution of production factors and climatic requirements, the numbers of the customers are increasing
and their preferences are diversifying thus inland and intercontinental trade on food and agriculture become more compulsory.
Besides, t rade of food and agricultural products continue its importance with maintaining the balance of p ayments by exporting
product surplus and supporting the domestic production.
At the beginning of 1900’s, as a result of the developments on transport and storage facilities, reduction on transaction costs
and removal of technical restrictions on agricultural trade created significant impacts on volume of agricultural trade, market
shares and gains in both developed and developing countries. The size of t he agricultural sector in the world economy and its
role in economic development are undeniable and extrovert free trade increases the relative importance of these different roles.
In some of the developing countries the contribution of the agriculture sector t o Gross Domestic Product reaches to 60% t hus
agriculture effects food security, economic development and welfare provision intensively. Nowadays, for many developing
countries agricultural trade surplus in balance of payments is reduced, and the budget deficit began to transform. T his situation
depends on the agriculture and trade policy decisions of the main players in agriculture markets which effects supply and
demand mechanism highly. The effects of these policies on trade performance and welfare shows large differences.
In this study experiences and developments in globalization and free trade which effects world agriculture sector and
agricultural markets of the developing countries and their reactions were examined.
Key words: agriculture, free trade, developing countries, policy
1. GİRİŞ
Dünya genelinde kabul gören kamu ekonomisinin görev ve fonksiyonlarının yeniden tanımlanarak devletin
ekonomi içindeki etkinliğinin sınırlandırılıp piyasa ekonomisinin işlerlik kazandırılması faaliyetleri, ekonomik
entegrasyon ve liberalleşme olgularını da beraberinde getirmiş ve bu olgular zaman içinde geniş bir politika
yelpazesi tarafından yönlendirilmiştir.
Ekonomik entegrasyonun küresel boyutta gerçekleştiği ilk somut dönemin 1800-1900 yılları arası olduğu kabul
edilmektedir. 1815 yılında İngiltere’nin Waterloo Savaşını Fransızlara karşı kazanması, emperyalizmin etkisinin
deniz aşırı ülkelere doğru sömürgecilik hareketleri şeklinde yayılmasının önünü açmış, bu akıma sonraları diğer
büyük Avrupa ülkeleri de dahil olmuştur. Avrupa merkezli bu sömürgecilik hareketleri deniz yolu taşımacılığın ın
gelişmesine ve daha düşük maliyetlerle ticaretin yapılmasına olanak sağlamıştır. Bu gelişmelerin sonucu olarak,
genellikle tarım ürünleri temelli mal piyasalarında işlem maliyetleri düşerek entegrasyon hareketleri o rtaya
çıkmaya başlamıştır (Zengingönül 2004).
Birinci ve İkinci Dünya savaşları sonrasında, içe dönük büyüme politikaları ve ekonomik krizler nedeniyle
durgunluk dönemine giren entegrasyon süreci ve liberalleşme hareketleri soğuk savaşın bitmesiyle daha fa rklı bir
algılamayla ortaya çıkmıştır. Bu yeni dönemdeki hareketlilik uluslar arası sermaye akımları ve dolaysız yatırımlar
ekseninde gerçekleşmiştir. Ancak bu hareketlilik de düşük büyüme hızı, işsizlik, fiyatlar genel seviyesindeki
1731
Uluslararası Tarım ve Ticaret
değişimler gibi makro ekonomik istikrarsızların etkisinde kalarak kimi zaman çeşitli korumacılık politikaların a
maruz kalmaktadır. Özellikle hükümetlerin tarife ve ihracat kotaları gibi dış ticareti kısıtlayıcı politika araçların ı
devreye sokmaları uluslararası serbest ticaret alanına sınırlamalar getirilmesine neden olmaktadır. Bu etkilerin en
çok hissedildiği alan tarım ürünleri piyasalarıdır. (Aktan, 1998).
Dışa açılma ve liberalleşme politikalarının uygulamaları ve etkileri gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler
açısından farklılık göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde etkin kaynak dağılımını gerçekleştirecek piyasaların ve mali
kurumların varlığı bu hareketlerin uygulanmasını kolaylaştırırken, gelişmekte olan ekonomilerde öncelikle düzgün
bir piyasa mekanizmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda mali sektör reformları, mali enstrümanların
sayısının arttırılması ve özel tasarrufların bu piyasalara yönlendirilmesi etkili sonuçlar verecektir.
2. TİCARETİN SERBESTLEŞ MESİ VE ULUSLAR ARASI TARIM TİCARETİ
Dünya genelinde üretim faktörlerinin dengesiz dağılımı ve iklimsellik olgusuna karşın tüketici sayılarındaki
artış ve tercihlerinin çeşitlenmesi kıta içi ve kıtalar arasın tarım ticaretini zorunlu kılmaktadır. Ayrıca gerek yurt
içi üretimi desteklemek, gerekse iç talep fazlasını ülke dışına pazarlayarak dış ödemeler dengesini sağlamak
amacıyla da tarım ve gıda ürünleri ticareti geçmişten günümüze önemini korumaktadır (FAO, 2003).
Sanayi devriminden bu yana diğer sektörlerle karşılaştırıldığında tarım sektörünün uluslar arası tica retteki payı
azalma gösterse de halen çoğu gelişmekte olan ve hatta gelişmiş ülkenin uluslar arası ticaretleri içinde tarımın payı
önemli bir yer tutmaktadır. Örneğin Yeni Zelanda’nın toplam ihracat hacminin yaklaşık %50’si, Brezilya’n ın
%26’sı, İspanya’nın % 12’si ve Avustralya ihracat hacminin de yaklaşık %20’si tarım ürünlerinden oluşmaktadır
(Karp ve Perloff, 2002).
Çizelge 2.1. Dünya mal üretim ve ihracat hacmindeki gelişme, 2005-2012
Üretim ve İhracat
Dünya Mal Üretimi
Tarım Ürünleri
Yakıt ve Madenler
İmalat
Dünya Mal İhracatı
Tarım Ürünleri
Yakıt ve Madenler
İmalat
Kaynak: wto, 2013
2,0
2,0
1,0
2,0
3,5
4,0
2,0
4,0
2005-2012 (%)
Tarımsal ürünlerin ticareti genellikle büyük miktarlarda (hububat) veya dayanıksız ürünlere (sebze -meyve, etsüt ürünleri) yönelik olmakta bu nedenle de bazı özel pazarlama yöntemlerini gerektirmektedir. 19. yüzyıl
sonlarında taşımacılıkta yaşanılan önemli gelişmelerin sonucunda özellikle hububat ve yağlı tohumlarda - ki bu
ürünlerin ticareti daha önceleri yüks ek işlem maliyetleri nedeniyle oldukça sınırlıydı- çok hızlı bir şekilde artmıştır.
Ticarette yaşanılan bu gelişmeler, yeni tarımsal arazilerde üretime geçilmesini cesaretlendirmiş, özellikle Amerika
Birleşik Devletleri (ABD) ve Avustralya’nın bazı bölgelerinde bu gelişmelere bağlı olarak yeni araziler tarıma
açılmış ve büyük üretim artışları yaşanmıştır.
İlerleyen yıllarda tarım ürünleri ticareti, taşıma maliyetlerinde büyük tasarruf sağlayan demiryolu
ulaştırmacılığındaki gelişmelerle büyük bir ivme kazanmıştır. Daha düşük işlem maliyetleri rekabeti yükselterek
fiyatları düşürücü bir etki yaratmanın yanında kıta içlerinde ürün fiyatlarının uyumunu da beraberinde getirmiştir.
1870 yılında Chicago’da bir ölçek (bushel) buğday 60 sente satılırken Londra’da b unun iki katı fiyata
satılmaktaydı. Aradaki bu fark büyük ölçüde Chicago ve Londra arasındaki ulaşım maliyetinin bir sonucuydu.
1865-1890 yılları arasında demiryolları ve buharlı gemi taşımacılığında yaşanılan gelişmelerle Chicago -Londra
arasında bir ölçek buğdayın taşıma maliyeti 10 sent kadar düşmüştür (Norton ve ark, 2006).
İşlem maliyetlerindeki düşüş kıtalar arası ticaret hacmi, pazar payları ve gelir üzerinde önemli etkiler
yaratmıştır. ABD’nin Avrupa’ya yaptığı tahıl ve et ihracatı 1870’lerde 68 milyar dolar iken 1880’lerde bu rakam
226 milyar dolara çıkmıştır. Bu gelişme ABD’deki çiftçilerin gelirlerini arttırıcı bir etki yaparken, Avrupa’daki
tüketicilerin de refah seviyesini yükseltmiştir. Taşımacılıkta yaşanılan yenilikler ayrıca iç sevkiyat maliyetlerin i
de azaltmış ve dışarıdan daha ucuz gıda tedarikiyle birlikte yerel ve bölgesel düzeyde gıda güvenliğini arttırmışt ır
(Norton ve ark, 2006).
İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan teknolojik devrim ve özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki (GOÜ)
demografik dönüşümler, tarım politikalarına evrensel bir boyut kazandırırken zaman içinde korumacı politikaların
geri gelmesine de yol açmıştır. İkinci Dünya Savaşından sonra dünya sağlık koşullarında yaşanılan gelişmeler
sonucu nüfus artışında hızlı bir yükseliş meydana gelmiş ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşanılan bu artış
tarım üretimini arttırmaya yönelik politikaların tüm dünyada devreye sokulmasını gerekli kılmıştır. Bu gelişmenin
yanı sıra, özellikle ABD’de yaşanılan tarım alanındaki teknoloji devrimiyle kimyasal gübre kullanımı,
1732
XI. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi 3-5 Eylül 2014, Samsun
mekanizasyon, sulama, yüksek verim özelliklerine sahip tohum kullanımı artmış ve bu durum üretim artışlarının
yaşanmasını sağlamıştır (Kazgan, 2003).
Çizelge 2.2. Tarım ürünleri ihracatının değeri ve gelişimi, 2012
Bölgeler
Dünya
Avrupa
K. Amerika
Asya
G. ve M erkez Amerika
Afrika
Kaynak: wto, 2013
Değer (milyar $)
1657
657
258
384
205
57
İhracat payı (%)
100
39,7
15,5
23,2
12,4
3,5
10
7
9
14
12
11
Değişim (2005-2012) (%)
Günümüzde bilişim, otomotiv, kimya, elektronik gibi katma değeri göreceli olarak yüksek sektörlerin gelişmiş
ülkelerde büyümesi nedeniyle bu ülkelerin çoğu zamanla tarımsal ürünlerde net ithalatçı konuma girmişlerd ir.
Gelişmiş ülkelerden sadece ABD, Fransa ve Kanada tarım ürünlerinde net ihracatçı konumundadır. GOÜ’lerin
çoğu ise tarımda net ihracatçı konumlarını sürdürmektedirler.
Çizelge 2.3. Tarım ürünleri ticaretinin toplam emtia ve hammadde ticareti içindeki payı, 2012
İhracat (%)
Top lam Emtia İçindeki Payı
Dünya
K. Amerika
G. ve M erkez Amerika
Avrupa
Afrika
Asya
Hammadde İçindeki Payı
Dünya
K. Amerika
G. ve M erkez Amerika
Avrupa
Afrika
Asya
Kaynak: wto, 2013
İthalat (%)
9,2
10,9
27,4
10,3
9,1
6,8
9,2
6,6
8,6
10,1
16,2
8,7
28,6
39,0
39,1
43,9
11,6
35,6
28,6
25,9
27,7
32,2
46,5
22,3
Uluslararası tarım ticareti son 50 yıl içinde sürekli olarak büyüme göstermekle birlikte esasen bu durum küresel
anlamda ekonomik çıktının artmasıyla ilgilidir. Oransal olarak bakıldığında tarım ticaretinin diğer sektörler
karşısında yavaş büyümesindeki en önemli faktör Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) çok
taraflı müzakerelerine tarım sektörünün tam anlamıyla dahil edilmemiş olmasıdır (FAO, 2003).
Çizelge 2.4. Tarım ürünleri ihracatı ilk beş bölge, 2012
Bölgeler
AB (27)
AB dışı
ABD
Brezilya
Çin
Kanada
Kaynak: wto, 2013
Değer (milyar$)
613
163
172
86
66
63
-
1980
17,0
3,4
1,5
5,0
Çizelge 2.5. Tarım ürünleri ithalatı ilk beş bölge, 2012
Bölgeler
AB (27)
AB dışı
Çin
ABD
Japonya
Rusya
Kaynak: wto, 2013
Değer (milyar$)
632
173
157
142
94
42
2,1
8,7
9,6
-
1980
Dünya İhracatı İçindeki Pay (%)
1990
2000
41,8
10,2
14,3
13,0
2,4
2,8
2,4
3,0
5,4
6,3
37,0
9,8
10,4
5,2
4,0
3,8
Dünya İthalatı İçindeki Pay (%)
1990
2000
42,6
13,3
1,8
3,3
9,0
11,6
11,5
10,4
1,3
35,7
9,9
9,0
8,1
5,4
2,4
1733
2012
2012
Uluslararası Tarım ve Ticaret
Uruguay turu görüşmeleri tarımsal ticaret kısıtlamalarını hedef alan ilk önemli girişimi sağlamıştır. Bütçe
maliyetleri, talep dalgalanmaları ve üretim fazlaları 1980’lerde tarım konusunun GATT gündeminde ilk sıraya
yerleşmesine neden olmuştur. Uruguay turu müzakereleri uluslar arası ticaret politikaları kapsamında gelişmiş
ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasında kaynak dağılımlarının önemini vurgulamıştır. Bu kapsamda öze llikle
tarım ve tekstil sektörlerine ilişkin sorunların çok taraflı olarak ele alınarak liberal uygulamalara geçiş sağlanması
ve ülkeler arasında makul ticaret dengesinin tesis edilmesi amaçlanmıştır (Summer ve Tangermann, 2002).
Uluslararası serbest tarım ticareti konusunda yaşanılan tüm gelişmelere karşın kendine yeterliliği sağlamak,
dışa bağımlılığı azaltmak, yurt içi fiyat istikrarını yakalamak, çevresel nedenler ve kırsal yaşam ve çiftçiliğ i
korumak gibi amaçlarla ülkeler tarım ürünleri ticaretine karşı koruyucu önlemler almaktadırlar. Bu önlemlerin
arasında, üretici sübvansiyonları gibi yurt içi politikalar, tarife, kota ve ihracat sübvansiyonları gibi açık ticari
müdahaleler, tarife dışı engeller ve iç ticaret uygulamaları yer almaktadır (Karp ve Perloff, 2002; Norton ve ark,
2006).
3. TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNDEKİ GELİŞ MELERİN GELİŞ MEKTE OLAN ÜLKELERE
ETKİLERİ
Dünya Bankası GOÜ tanımını, yüksek düzeyde sanayileşmiş ülkelerin nüfuslarıyla karşılaştırıldığın d a
toplumun büyük çoğunluğunun daha az gelire ve daha düşük seviyede kamu hizmetlerine sahip olduğu ülkeler
şeklinde yapmaktadır. Bu ülkelerde yaşayanların günlük geliri genellikle 2 doların altındadır ve nüfusun büyük
çoğunluğu kırsal kesimde yaşamaktadırlar (World Bank, 2014).
Dünya ticaret örgütü ise resmi bir tanım yapmamakla birlikte düşük düzeyde maddi refahın olduğu ülke
kategorisine giren ülkeler şeklinde açıklamıştır. GOÜ’lerde ortalama gelir sanayileşmiş ülkelerin çok gerisindedir
ve ekonomi genelde birkaç üretim faaliyetine bağlı bulunmaktadır. (WTO, 2014)
GOÜ’lerin çoğunda tarımsal faaliyetler ana üretim alanını oluşturmaktadır ve nüfusun temel gelir kaynağı
genellikle tarımsal üretimdir. Ayrıca bu ülkelerde tarımın GSYIH’ya ve ihracat gelirlerine çok önemli katkıları
bulunmakta ve tarım ekonomik gelişim sürecinin temel belirleyicisi olmaktadır (Kebschull., 1987).
GOÜ’lerin büyük çoğunluğunda tarım sektörünün GSYIH’ya katkısı %30-60 oranlarıda gerçekleşmektedir.
Ayrıca tarım bu ülkelerde toplam istihdam düzeyinin %40’tan %90’a kadarını karşılar. Özetle, GÖÜ’lerde gıda
güvenliğinin sağlanması, yoksulluğun azaltılması ve ekonomik büyüme ve refah artışının sağlanması hususunda
tarım anahtar rol oynamaktadır. Ayrıca tarım GOÜ’lerde bu ülkelerin gelişimine önemli katkılar sağlayan tarıma
dayalı sanayilerin de gelişmesi açısından oldukça önemlidir (Sharif, 2011).
Çizelge 3.1. Bazı GOÜ’lerin tarımsal ürün ihracat değerleri ve toplam ihracat içindeki payları, 2012
Ülkeler
Değer (milyar $)
Toplam ihracat içindeki pay (%)
Yeni Zelanda
23.979
64,3
Arjantin
431.514
53,3
Brezilya
86.435
35,6
Şili
18.907
24,2
Türkiye
15.671
10,3
Avustralya
38.405
15,0
Hindistan
42.395
14,4
Rusya
31.597
6,0
DÜNYA
1.656.711
9,2
Kaynak: wto, 2013
Gelişmekte olan ülkelerin tarımsal ihracatlarındaki büyüme, aynı zamanda ihracat pazarlarının sınırlı satın
alma kapasitesi nedeniyle engellenmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin tarımsal ihracatlarının ana kısmını doymuş
gelişmiş ülke pazarları oluşturmaktadır ve bu pazarların talepleri çok kuvvetli değildir. Kahve, kakao, çay, kauçuk
gibi tropikal ürünler bu sınırlamalar tarafından etkilenmektedir. Gelişmekte olan ülkelerdeki yükselen çıktı,
gelişmiş ülkelerde inelastik taleple karşılaşmakta ve bu durum ise fiyatlar üzerinde devamlı aşağı çekici yönde bir
baskı oluşturmaktadır. Nitekim düşen fiyatlar ihracat gelirlerinde büyük azalmalarla sonuçlanmaktadır (FAO,
2003).
Gelişmekte olan ülkelerde tarımsal ihracatın toplam ihracatlarındaki payı 1955’de ortalama %60 dolaylarında
iken günümüzde bu oran %20’lere kadar düşmüştür. Bu düşük pay ithal ikameci politikalara işaret etmekle birlikt e
bunda gelişmekte olan ülkelerin karşılaştırılmalı üstünlüğünün tarımsal ürünlerden sanayi ürünlerine kayması,
GOÜ’lerin talep değişiklikleri ve petrol temelli yakıtların gelişmekte olan ülkeler ithalat ve ihracatlarında
öneminin artması durumları etkili olmuştur. Bununla beraber, birçok gelişmekte olan ülkede halen döviz
kazançları içinde tarımsal ihracata bağımlılık devam etmektedir.
Günümüzde gelişmekte olan ülkeler kahve, kakao, çay, kauçuk, muz, şeker, turunçgiller gibi birçok tropikal
ve sup-tropikal üründe karşılaştırmalı üstünlüğe sahiptir ve bu durumun devam edeceği söylenebilir. Gelişmiş
1734
XI. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi 3-5 Eylül 2014, Samsun
ülkelerin gelişmekte olan ülkelerden yaptıkları tarımsal ithalat, talep artışı, bu ürünler için talebin gelir
elastikiyetinin göreceli olarak düşük olması ve sentetik malzemelerin bunların yerine geçebilmesi (kauçuk, pamuk,
elyaf) nedeniyle sınırlı kalmıştır. Diğer taraftan gelişmekte olan ülkelerde gıda için yurt içi talep genellikle hızlı
bir şekilde gelişerek artış göstermektedir. Nüfustaki artışların yanı sıra, gelir artışındaki yüksek oranlar gıdaya
yapılan harcamaları arttırmaktadır. Ayrıca gelirin artmasıyla birlikte gıda talebi protein te melli ürünler gibi daha
lüks ürünlere doğru da kaymaktadır. (Norton ve ark, 2006).
Gelişmekte olan ülkeler için tarımsal ticarette engellemeler üç ana kategori altında sınıflandırılabilir.
Dış talep kısıtlamaları,
Yurt içi kısıtlayıcı ticaret politikaları,
Piyasa istikrarsızlıkları.
Dış talep kısıtlamaları, piyasa istikrarsızlığı ve dolaylı ve doğrudan iç ticaret kısıtlamalarının hepsi gelişmekt e
olan ülkelerden ihracatı ve bu ülkelere ithalatı engeller. Gelişmekte olan ülkeler için gelişmiş ülke pazarların a
girememek muhtemelen en ağır dışsal problemdir. Hükümetler geliri arttırmak ve belirli gruplar arasında geliri
dağıtmak için içsel ticaret kısıtlamaları uygularlar (Norton ve ark, 2006).
Dünya tarım ve gıda sektöründeki gelişmeler gelişmekte olan ülkelerin tarımsal ticaret dengelerinin pozitiften
negatife doğru değişmesine yol açmaktadır. Bu durumun sonucu olarak da GOÜ’ler bir bütün halinde artan bir
şekilde net tarımsal ithalatçı konumuna geçmektedirler. Bu gelişmelerin nedenleri şöyle özetlenebilir.
1- Gelişmekte olan ülkelerin tüm ithal tarımsal ürünleri kendi pazarlarında göreceli olarak yüksek gelir
elastikiyetine sahiptir. Bunun yanında bazı istisnaların dışında doymuş gelişmiş ülke pazarlarına yaptıkları
neredeyse tüm ihracatları düşük getirili ürünleri kapsamaktadır ve bazılarının da fiyat elastikiyeti oldukça
düşüktür. Gelişmiş ülkelerdeki ihracat pazarlarıyla gelişmekte olan ülkelerin aralarındaki rekabetin artması
genellikle ihraç edilen miktarlarda küçük artışlara ve ürün fiyatlarında düşüş lere neden olmakta, bunun bir sonucu
olarak da ürünlerden elde edilen ihracat gelirleri artmak yerine azalma eğilimi göstermektedir.
2- Uluslararası Ürün Anlaşmasındaki (ICA’s) politika müdahaleleri, fiyat düşüşlerine engel olma amacın a
hizmet edememektedir. Bu bağlamda başka enstrümanlara (future ve option piyasaları) başvurulması fiyat
dalgalanmalarıyla baş etmede yardımcı olabilir, fakat bu enstrümanlar uzun dönemli fiyat değişmelerini belirlemek
gibi daha temel faktörleri dizayn etmede etkisiz olduklarından kullanılamazlar.
3- Gelişmekte olan ülkelerde ihracat ürünlerine yönelik tüketim eğilimlerinin artması üretimlerin büyük bir
çoğunluğunun iç pazarda tüketilmesine neden olmakta ve gelişmiş ülkelere ihracat için uygun arzın büyüklüğünü
azaltmaktadır.
4- Tarımsal hesaplarda beklenen ticaret açıkları tarımsal hammadde (pamuk) temeline dayanan imalatçıların
artan miktarları nedeniyle dengelenme eğilimindedir. Ham pamuk deri ve kıl ithalatındaki net artış istenilen bir
gelişmedir. Çünkü hızlı bir şekilde büyüyen tekstil, giyim ve deri ürünleri endüstrisi gibi ihracat temelli girdi
gereksinimlerine neden olmaktadır.
5- Özellikle bazı spesifik ürünler (şeker) ve aynı şekilde işlenmiş ve imal edilmiş tarımsal ürünler için gelişmekt e
olan ülkeler gelişmiş ülkelerin pazarlarına girme çabaları esnasında önemli bazı engellerle karşılaşmaya devam
etmektedirler (FAO, 1995).



4. SONUÇ VE ÖNERILER
Ekonomik entegrasyon ve liberalleşme hareketlerinin önümüzdeki dönemlerde özellikle GOÜ’lerde daha
rekabetçi, tüketici tercihlerini ön plana çıkartan, devlete bağımlılığı azaltan ve teknoloji ve yeniliklere daha hızlı
adaptasyon sağlayacak tarım piyasalarını beraberinde getireceği öngörülmektedir.
Tüm bu beklentilerle birlikte, ekonomik entegrasyon ve serbestleşme hareketlerinin insan ve çevre sağlığına
vereceği olası zararlar, üretim ve dağıtımın özellikle tarım ve gıda ürünlerinde çok uluslu şirketler ma rifetiy le
tekelleşmeye doğru gitmesi, gıda güvenliği problemi ve biyolojik çeşitlilik gibi konularda bir takım olumsuz
gelişmelere neden olacağı düşünülmektedir.
Tarım ürünleri için de liberal ticaret rejiminin olduğu bir ortam, gelişmekte olan ülkeler için pek çok faydalı
sonuçlar doğuracaktır. Bunlar arasında ihracat gelirlerinin artması ve artan düşük maliyetli ürün üreticileri arasında
pazar artışının sağlanması sayılabilir. Daha liberal bir ticaret uluslararası piyasalarda fiyat istikrarını da
sağlayabilir. Fiyat hareketliliğinin üretimin genişlemesi ve bekleyişler üzerinde büyük etkilerinin olduğu
bilinmektedir.
Sanayileşmiş ülkelerin tarımsal ticaret ve fiyat politikalarının etkileri gelişmekte olan ülke uygulamaları ve
alternatiflerine de bağlıdır. Aksi halde gelişmekte olan ülkelerin gıda rejimlerini değiştirmeye zorlayıcı etkiler
ortaya çıkabilir. Bu bağlamda liberal bir ticari sistemin oluşması iki ana amaca yönelik bulunmaktadır. Bunlar;
gelişmekte olan ülkelerin ürünlerinin piyasalara girişlerini sağlamak ve ülkeler arasındaki işlemlerde fiyat
farklılıklarını azaltmaktır (Johnson, 1978).
Son yıllarda gelişmekte olan çoğu ülkede ödemeler dengesindeki tarım ticareti fazlalıkları azalmış ve net bütçe
açıklarına dönüşmeye başlamıştır. Bu durum tarım piyasalarındaki temel oyuncuların arz ve talebi etkileyen tarım
1735
Uluslararası Tarım ve Ticaret
ve ticaret politikalarına bağlıdır. Bu politikaların gelişmekte olan ülkelerin ticaret performansları ve refahları
üzerindeki etkisi büyük farklılıklar göstermektedir. Bugün tarım ticaretind e serbestleşmenin olası etkilerin i
açıklayan birçok çalışma refah kazançlarındaki aslan payının gelişmiş ülkelere ve rekabetçi ürünler ihraç eden
(hububat, hayvansal üretim, şeker, sebze-meyve) kimi gelişmekte olan ülkelere kalacağını belirtmektedir.
5. KAYNAKLAR
Aktan, C. C., 1998. Globalleşme, Bölgelselleşme ve Yerelleşme. Dış Ticaret Dergisi. 3(10):1-5.
FAO, 2003. World Agriculture: towards 2015/2030. An FAO Perspective. Edited by Jelle Bruinsma. Earthscan
Publications Ltd, London.
FAO, 1995. International Trade Issues and Policies. World agriculture: towards 2010. An FAO Study, Edited by
NikasAlexandratos. Chapter 8, John Wiley and Sons Ltd., England.
Johnson, G., 1978. World Food Institutions: A “Liberal” View. The Global Politica l Economy of Food. The
University of Wisconsin Press, 837-855, USA.
Karp, S. L., Perloff, M. J., 2002. A Synthesis of Agricultural Trade Economics. Handbook of Agricultural
Economics. Volume 2B Agricultural and Food Policy. Chapter 37, North -Holland, Elsevier. 1945-1998.
Kazgan, G., 2003. Tarım ve Gelişim. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları. 417s. İstanbul.
Kebschull, D., 1978, The Role of the Agriculture in LDCs, Intereconomics, Vol 22, Issue 3, pp 125-128.
World Bank, FAQs, web.worldbank.org, (Ulaşım: 04.03.2014)
Norton, W. G., Alwang, G., Routledge, Masters, A.W., 2006. World Food Systems and Resource Use. The
Economics of Agricultural Development. Routledge – Taylor and Francis Group. 313-352.
Sumner, D.A., Tangerman, S., 2002. International Trade Policy and Negotiations. Handbook of Agricultural
Economics. Volume 2B Agricultural and Food Policy. Chapter 38, North -Holland, Elsevier. 1999-2048
Sharif, H. M., 2011, International Journal of Economics and Finance, Liberalizing agriculture by OECD
countries : welfare, growth and distributional impact in developing countries, Vol 3, No 3
WTO,http://web.worldbank.org/WBSITE/EXTERNA L/TOPICS/ EXTA RD/ 0,,contentMDK:20451181~menuPK
:336688~pagePK:148956~piPK:216618~theSitePK:336682,00.ht ml (Ulaşım: 03.03.2014)
Zengingönül, O., 2004. Küreselleşme; yoksulluk, gelişmişlik ve işgücü piyasaları ekseninde. Adres Yayınları,
271s. Ankara.
1736
Download