M. Meclisi B : 56 Özet olarak, İngiltere misilleme ilkesine da­ yanarak Amerika görüşüne yaklaşırken, Al­ manya bölgesel savunmanın ayrıntılarında ağır­ lık vermekte ve Fransa da Nükleer silâhlarla konvamsiyeıl silâhlar .arasında fark gözetme yo­ luna gitmektedir. Stratejik doktrin konusunda­ ki bu anlaşmazlıklar tarafsızlık politikasını kamçılıyan faktörlerden biri olmuştur. Üçüncü olarak NATO sorunlarının .en önem­ lilerinden biri de Fransa'nın NATO içindeki durumudur. Fransa Atlantik Paktından ve Av­ rupa Birliğinden yanadır; ama egemenlik hak­ larının devredilmesine kesinlikle karşıdır. Ame­ rika'nın arzuladığı tarzdaki «Entegrasyon» ha­ reketleri, dünyada Amerikan hâkimiyetinden başka bir sonuç vermiyecektir. Bu sebeple Fransa Ortak Pazar ve NATO konularında egemenlik haklarını yeniden kazanmıya önem veren bir politika izlemektedir. Bu cümleden olarak, Fransa yabancı atom silâhları stoklarının tesisini reddetmiştir. Ame­ rika'nın kolektif nükleer silâhlanma projeleri­ ne her defasında hayır demiştir. Fransız bir­ liklerini NATO'ya tabi olmaktan kurtarma yo­ lunda devamlı gayret göstermiştir. Deniz kuv­ vetlerini NATO kumandasından çektiği gibi Cezayir Harbi dolayısiyle NATO'dan alman iki Fransız tümenini, yeniden Merkezî Avrupa Müttefik Kumandanlığı emrine vermemiş, Fran­ sa'da millî kumandanlık emrinde muhafaza et­ miştir. Yine Fransız baskısı altında, Amerikan ikmal yolları kuzeye kaydırılmıştır. Ortak Pazar konusunda, 1958 den itibaren, millî egemenliğinin devredilmesine karşı çık­ mış ve andlaşmalarm gözden geçirilmesini is­ temiştir. 1965 Eylülünde «Tarım Ortak Pa­ zarı» müzakereleri dolayısiyle çıkan anlaşmaz­ lıktan sonra müzakerelerin yeniden başlatılma­ sını istemiş ve Ortak Pazarın 3 ü aşmasında bâzı kararların oy birliği yerine oy çoğunlu­ ğu ile alınmasına da muhalefet etmiştir. Bunlara ilâveten Hükümet Amerikan serma­ yesinin Kayati alandaki bâzı Fransız sanayii­ ne el koymaya başlaması üzerine, yabancı ser­ mâyeye karşı tedbir alma yoluna gitmiş­ tir. Fransız yetkilileri bu hususun önem'ini şöyle belirtiyorlar.. «Bir ülkeyi sadece toprak­ larına karşı girişilen saldırılardan korumak 17 . 2 . 1967 O : 2 yetmez. Aynı zamanda yabancı sermaye sız­ malarını da tesbit etmek ve azaltmak gerek­ lidir.» Bu görüşün ışığı altında 1965 yılı Ocak ayında yabancı yatırımlar sınırlandırılmıştır. Petrol aLanında takibettiği yeni politika ile millerarası petrol şirketlerinin, Fransız Pazarı üze­ rinde kurduğu egemenliği yıkmaya çalış­ mışlardır. 1960 Ekiminde kurulan «Petrol Ge­ nel Birliği» adlı Devlet teşekkülü rafinaj ve da­ ğıtım ialanLarında yalbancı şirketlerin yerini alma çabasındadır. Fransa'nın takibettiği politikanın özellikle­ rinden biri de hem Sovyet hem de Amerikan hegomanyasma karşı çıkarak, yer yüzünde uluslarım bağımsızlığını önplânda tutan bir den­ ge kurmaya çlışmasıdır. Bu düşünce ile Fransa; Rusya, Çin ve Do­ ğu - Avrupa ülkeleriyle geniş ticari ve kültürel ilişkiler kurmuştur. Yine Fransa Amerikan İttifakına bağlı olduğunu defalarca belirt­ miştir. Ama Fransa'nın bu ittifak anlayışı Amerikanmkinden farklıdır. Şöyle ki, «ittifaklar bir ülkenin savunmasına sahi'bolmasmı engelleme­ melidir» ve yine «Frasa'nm savunması Frasız olmalıdır.» Bu sebeple Fransız brilikleri yabancı bir kumandanın emrine verilemez. Bunun için­ dir ki, Fransa bugünkü şekliyle NATO'ya karşıdır. Bir ulusun hayatı, dost da olsa, baş­ ka bir Devletin eline bırakılmaz inancındadır­ lar. G-örülüyor ki, Fransa'nın NATO içindeki durumu bu kadar farklı durumlar göstermek­ tedir. Böyle bir tutuma Fransa'nın ihtiyaç duyduğu ve böyle bir politika izlemenin müm­ kün olduğu ortaya çıkmaktadır. Kısaca Fransa, Batı ittifakına bağlı olma­ sına rağmen böyle bir serlbestî hem bu ülke­ lere kendi millî menfaatlerini kendi dostla­ rına, karşı da daha iyi koruma imkânı ver­ mekte, hem de uluslararası politikaya çok mer­ kezli bir sistem getirerek aşırı kutuplaşma­ lar, gereğinden fazla bağlılık ve bu yolda ge­ reksiz ve çok defa tek taraflı fedakârlıklar ve donmuş bloklar içinde pazarlık gücünü kaybetme gerçeğini ortadan kaldırmaktadır. Muhterem milletvekilleri. Nükleer çağın en önemli sorularından biri olan silâhsızlanmaya da değinmek isteriz. - — 337 —