LUK tu43mjd

advertisement
LUKA 24 Bölüm
LUKA
1Bölüm
Sayın Teofilos,
Birçok kişi aramızda olup bitenlerin tarihçesini yazmaya girişti. Nitekim
başlangıçtan beri bu olayların görgü tanığı ve Tanrı sözünün hizmetkârı olanlar
bunları bize ilettiler. Ben de bütün bu olayları ta başından özenle araştırmış biri olarak
bunları sana sırasıyla yazmayı uygun gördüm. 4 Öyle ki, sana verilen bilgilerin
doğruluğunu bilesin.
Yahya'nın Doğumu Önceden Bildiriliyor
5
Yahudiye Kralı Hirodes* zamanında, Aviya bölüğünden Zekeriya adında bir
kâhin* vardı. Harun soyundan gelen karısının adı ise Elizabet'ti. 6 Her ikisi de
Tanrı'nın gözünde doğru kişilerdi, Rab'bin bütün buyruk ve kurallarına eksiksizce
uyarlardı. 7 Elizabet kısır olduğu için çocukları olmuyordu. İkisinin de yaşı ilerlemişti.
8
Zekeriya, hizmet sırasının kendi bölüğünde olduğu bir gün, Tanrı'nın önünde
kâhinlik görevini yerine getiriyordu. 9 Kâhinlik geleneği uyarınca Rab'bin Tapınağı'na
girip buhur yakma görevi kurayla ona verilmişti. 10 Buhur yakma saatinde bütün halk
topluluğu dışarıda dua ediyordu.
11
Bu sırada, Rab'bin bir meleği buhur sunağının sağında durup Zekeriya'ya
göründü. 12 Zekeriya onu görünce şaşırdı, korkuya kapıldı. 13 Melek, <<Korkma,
Zekeriya>> dedi, <<Duan kabul edildi. Karın Elizabet sana bir oğul doğuracak, adını
Yahya koyacaksın. 14 Sevinip coşacaksın. Birçokları da onun doğumuna sevinecek.
15
O, Rab'bin gözünde büyük olacak. Hiç şarap ve içki içmeyecek; daha annesinin
rahmindeyken Kutsal Ruh'la dolacak. 16 İsrailoğulları'ndan birçoğunu, Tanrıları
Rab'be döndürecek. 17 Babaların yüreklerini çocuklarına döndürmek, söz
dinlemeyenleri doğru kişilerin anlayışına yöneltmek ve Rab için hazırlanmış bir halk
yetiştirmek üzere, İlyas'ın ruhu ve gücüyle Rab'bin önünden gidecektir.>>
18
Zekeriya meleğe, <<Bundan nasıl emin olabilirim?>> dedi. <<Çünkü ben
yaşlandım, karımın da yaşı ilerledi.>>
19
Melek ona şöyle karşılık verdi: <<Ben Tanrı'nın huzurunda duran Cebrail'im.
Seninle konuşmak ve bu müjdeyi sana bildirmek için gönderildim. 20 İşte, belirlenen
zamanda yerine gelecek olan sözlerime inanmadığın için dilin tutulacak, bunların
gerçekleşeceği güne dek konuşamayacaksın.>>
21
Zekeriya'yı bekleyen halk, onun tapınakta bu kadar uzun süre kalmasına şaştı.
22
Zekeriya ise dışarı çıktığında onlarla konuşamadı. O zaman tapınakta bir görüm
gördüğünü anladılar. Kendisi onlara işaretler yapıyor, ama konuşamıyordu.
23
Görev süresi bitince Zekeriya evine döndü. 24 Bir süre sonra karısı Elizabet gebe
kaldı ve beş ay evine kapandı. 25 <<Bunu benim için yapan Rab'dir>> dedi. <<Bu
günlerde benimle ilgilenerek insanlar arasında utancımı giderdi.>>
İsa'nın Doğumu Önceden Bildiriliyor
26-27
Elizabet'in hamileliğinin altıncı ayında Tanrı, Melek Cebrail'i Celile'de
bulunan Nasıra adlı kente, Davut'un soyundan Yusuf adındaki adamla nişanlı kıza
gönderdi. Kızın adı Meryem'di. 28 Onun yanına giren melek, <<Selam, ey Tanrı'nın
lütfuna erişen kız! Rab seninledir>> dedi.
29
Söylenenlere çok şaşıran Meryem, bu selamın ne anlama gelebileceğini
düşünmeye başladı. 30 Ama melek ona, <<Korkma Meryem>> dedi, <<Sen Tanrı'nın
lütfuna eriştin. 31 Bak, gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın. 32 O büyük
olacak, kendisine <Yüceler Yücesi'nin Oğlu> denecek. Rab Tanrı O'na, atası Davut'un
1-3
tahtını verecek. 33 O da sonsuza dek Yakup'un soyu üzerinde egemenlik sürecek,
egemenliğinin sonu gelmeyecektir.>>
34
Meryem meleğe, <<Bu nasıl olur? Ben erkeğe varmadım ki>> dedi.
35
Melek ona şöyle yanıt verdi: <<Kutsal Ruh senin üzerine gelecek, Yüceler
Yücesi'nin gücü sana gölge salacak. Bunun için doğacak olana kutsal, Tanrı Oğlu
denecek. 36 Bak, senin akrabalarından Elizabet de yaşlılığında bir oğula gebe kaldı.
Kısır bilinen bu kadın şimdi altıncı ayındadır. 37 Tanrı'nın yapamayacağı hiçbir şey
yoktur.>>
38
<<Ben Rab'bin kuluyum>> dedi Meryem, <<Bana dediğin gibi olsun.>>
Bundan sonra melek onun yanından ayrıldı.
Meryem, Elizabet'i Ziyaret Ediyor
39
O günlerde Meryem kalkıp aceleyle Yahuda'nın dağlık bölgesindeki bir kente
40
gitti. Zekeriya'nın evine girip Elizabet'i selamladı. 41-42 Elizabet Meryem'in selamını
duyunca rahmindeki çocuk hopladı. Kutsal Ruh'la dolan Elizabet yüksek sesle şöyle
dedi: <<Kadınlar arasında kutsanmış bulunuyorsun, rahminin ürünü de kutsanmıştır!
43
Nasıl oldu da Rabbim'in annesi yanıma geldi? 44 Bak, selamın kulaklarıma eriştiği
an, çocuk rahmimde sevinçle hopladı. 45 İman eden kadına ne mutlu! Çünkü Rab'bin
ona söylediği sözler gerçekleşecektir.>>
46-47
Meryem de şöyle dedi:
<<Canım Rab'bi yüceltir;
Ruhum, Kurtarıcım Tanrı sayesinde sevinçle coşar.
48
Çünkü O, sıradan biri olan kuluyla ilgilendi.
İşte, bundan böyle bütün kuşaklar beni mutlu sayacak.
49
Çünkü Güçlü Olan, benim için büyük işler yaptı.
O'nun adı kutsaldır.
50
Kuşaklar boyunca kendisinden korkanlara merhamet eder.
51
Bileğiyle büyük işler yaptı;
Gururluları yüreklerindeki kuruntularla darmadağın etti.
52
Hükümdarları tahtlarından indirdi,
Sıradan insanları yükseltti.
53
Aç olanları iyiliklerle doyurdu,
Zenginleri ise elleri boş çevirdi.
54-55
Atalarımıza söz verdiği gibi,
İbrahim'e ve onun soyuna sonsuza dek
Merhamet etmeyi unutmayarak
Kulu İsrail'in yardımına yetişti.>>
Meryem, üç ay kadar Elizabet'in yanında kaldı, sonra kendi evine döndü.
Yahya'nın Doğumu
57
Elizabet'in doğurma vakti geldi ve bir oğul doğurdu. 58 Komşularıyla akrabaları,
Rab'bin ona ne büyük merhamet gösterdiğini duyunca, onun sevincine katıldılar.
59
Sekizinci gün çocuğun sünnetine geldiler. Ona babası Zekeriya'nın adını
vereceklerdi. 60 Ama annesi, <<Hayır, adı Yahya olacak>> dedi.
61
Ona, <<Akrabaların arasında bu adı taşıyan kimse yok ki>> dediler.
62
Bunun üzerine babasına işaretle çocuğun adını ne koymak istediğini sordular.
63
Zekeriya bir yazı levhası istedi ve, <<Adı Yahya'dır>> diye yazdı. Herkes şaşakaldı.
64
O anda Zekeriya'nın ağzı açıldı, dili çözüldü. Tanrı'yı överek konuşmaya başladı.
65
Çevrede oturanların hepsi korkuya kapıldı. Bütün bu olaylar, Yahudiye'nin dağlık
bölgesinin her yanında konuşulur oldu. 66 Duyan herkes derin derin düşünüyor,
56
<<Acaba bu çocuk ne olacak?>> diyordu. Çünkü Rab*fx* onunla birlikteydi.
Zekeriya'nın Şükran İlahisi
67
Çocuğun babası Zekeriya, Kutsal Ruh'la dolarak şu peygamberlikte bulundu:
<<İsrail'in Tanrısı Rab'be övgüler olsun!
Çünkü halkının yardımına gelip onları fidyeyle kurtardı.
69-71
Eski çağlardan beri
Kutsal peygamberlerinin ağzından bildirdiği gibi,
Kulu Davut'un soyundan
Bizim için güçlü bir kurtarıcı*fx* çıkardı;
Düşmanlarımızdan,
Bizden nefret edenlerin hepsinin elinden
Kurtuluşumuzu sağladı.
72
Böylece atalarımıza merhamet ederek
Kutsal antlaşmasını anmış oldu.
73-75
Nitekim bizi düşmanlarımızın elinden kurtaracağına
Ve ömrümüz boyunca
Kendi önünde kutsallık ve doğruluk içinde,
Korkusuzca kendisine tapınmamızı sağlayacağına dair
Atamız İbrahim'e ant içerek söz vermişti.
76-77
Sen de, ey çocuk,
Yüceler Yücesi'nin peygamberi diye anılacaksın.
Rab'bin yollarını hazırlamak üzere önünden gidecek
Ve O'nun halkına,
Günahlarının bağışlanmasıyla kurtulacaklarını bildireceksin.
78-79
Çünkü Tanrımız'ın yüreği merhamet doludur.
O'nun merhameti sayesinde,
Yücelerden doğan Güneş*fx*,
Karanlıkta ve ölümün gölgesinde yaşayanlara ışık saçmak
Ve ayaklarımızı esenlik yoluna yöneltmek üzere
Yardımımıza gelecektir.>>
68
Çocuk büyüyor, ruhsal yönden güçleniyordu. İsrail halkına görüneceği güne dek
ıssız yerlerde yaşadı.
80
2Bölüm
İsa'nın Doğumu
(Mat.1:18-25)
1
O günlerde Sezar* Avgustus bütün Roma dünyasında bir nüfus sayımının
yapılması için buyruk çıkardı. 2 Bu ilk sayım, Kirinius'un Suriye valiliği zamanında
yapıldı. 3 Herkes yazılmak için kendi kentine gitti.
4
Böylece Yusuf da, Davut'un soyundan ve torunlarından olduğu için Celile'nin
Nasıra Kenti'nden Yahudiye bölgesine, Davut'un kenti Beytlehem'e gitti. 5 Orada,
hamile olan nişanlısı Meryem'le birlikte yazılacaktı. 6-7 Onlar oradayken, Meryem'in
doğurma vakti geldi ve ilk oğlunu doğurdu. Onu kundağa sarıp bir yemliğe yatırdı.
Çünkü handa*fx* yer yoktu.
Çobanlar ve Melekler
8
Aynı yörede, sürülerinin yanında nöbet tutarak geceyi kırlarda geçiren çobanlar
vardı. 9 Rab'bin bir meleği onlara göründü ve Rab'bin görkemi çevrelerini aydınlattı.
Büyük bir korkuya kapıldılar. 10-11 Melek onlara, <<Korkmayın!>> dedi. <<Size,
bütün halkı çok sevindirecek bir haber müjdeliyorum: Bugün size, Davut'un kentinde
bir Kurtarıcı doğdu. Bu, Rab olan Mesih'tir*. 12 İşte size bir işaret: Kundağa sarılmış
ve yemlikte yatan bir bebek bulacaksınız.>>
13-14
Birdenbire meleğin yanında, göksel ordulardan oluşan büyük bir topluluk
belirdi. Tanrı'yı överek,
<<En yücelerde Tanrı'ya yücelik olsun,
Yeryüzünde O'nun hoşnut kaldığı insanlara
Esenlik olsun!>> dediler.
Melekler yanlarından ayrılıp göğe çekildikten sonra çobanlar birbirlerine,
<<Haydi, Beytlehem'e gidelim, Rab'bin bize bildirdiği bu olayı görelim>> dediler.
16
Aceleyle gidip Meryem'le Yusuf'u ve yemlikte yatan bebeği buldular. 17 Onları
görünce, çocukla ilgili kendilerine anlatılanları bildirdiler. 18 Bunu duyanların hepsi,
çobanların söylediklerine şaşıp kaldılar. 19 Meryem ise bütün bu sözleri derin derin
düşünerek yüreğinde saklıyordu. 20 Çobanlar, işitip gördüklerinin tümü için Tanrı'yı
yüceltip överek geri döndüler. Her şeyi, kendilerine anlatıldığı gibi bulmuşlardı.
İsa'nın Tapınakta Tanrı'ya Adanması
21
Sekizinci gün, çocuğu sünnet etme zamanı gelince, O'na İsa adı verildi. Bu,
O'nun anne rahmine düşmesinden önce meleğin kendisine verdiği isimdi.
22
Musa'nın Yasası'na göre arınma günlerinin*fx* bitiminde Yusuf'la Meryem
çocuğu Rab'be adamak için Yeruşalim'e* götürdüler. 23 Nitekim Rab'bin Yasası'nda,
<<İlk doğan her erkek çocuk Rab'be adanmış sayılacak>> diye yazılmıştır. 24 Ayrıca
Rab'bin Yasası'nda buyrulduğu gibi, kurban olarak <<bir çift kumru ya da iki
güvercin yavrusu>> sunacaklardı.
25
O sırada Yeruşalim'de Şimon adında bir adam vardı. Doğru ve dindar biriydi.
İsrail'in avutulmasını özlemle bekliyordu. Kutsal Ruh onun üzerindeydi. 26 Rab'bin
Mesihi'ni görmeden ölmeyeceği Kutsal Ruh aracılığıyla kendisine bildirilmişti. 2728
Böylece Şimon, Ruh'un yönlendirmesiyle tapınağa geldi. Küçük İsa'nın annesi
babası, Kutsal Yasa'nın ilgili kuralını yerine getirmek üzere O'nu içeri getirdiklerinde,
Şimon O'nu kucağına aldı, Tanrı'yı överek şöyle dedi:
15
<<Ey Rabbim, verdiğin sözü tuttun;
Artık ben, kulun huzur içinde ölebilirim*fx*.
30-32
Çünkü senin sağladığın,
Bütün halkların gözü önünde hazırladığın kurtuluşu,
Ulusları aydınlatıp
Halkın İsrail'e yücelik kazandıracak ışığı
Gözlerimle gördüm.>>
29
İsa'nın annesiyle babası, O'nun hakkında söylenenlere şaştılar. 34 Şimon onları
kutsayıp çocuğun annesi Meryem'e şöyle dedi: <<Bu çocuk, İsrail'de birçok kişinin
düşmesine ya da yükselmesine yol açmak ve aleyhinde konuşulacak bir belirti olmak
üzere belirlenmiştir. 35 Senin kalbine de adeta bir kılıç saplanacak. Bütün bunlar,
birçoklarının yüreğindeki düşüncelerin açığa çıkması için olacak.>>
36-37
Anna adında çok yaşlı bir kadın peygamber vardı. Aşer oymağından Fanuel'in
kızıydı. Genç kız olarak evlenip kocasıyla yedi yıl yaşadıktan sonra dul kalmıştı.
Şimdi seksen dört yaşındaydı. Tapınaktan ayrılmaz, oruç tutup dua ederek gece
gündüz Tanrı'ya tapınırdı. 38 Tam o sırada ortaya çıkan Anna, Tanrı'ya şükrederek
Yeruşalim'in kurtuluşunu bekleyen herkese İsa'dan söz etmeye başladı.
39
Yusuf'la Meryem, Rab'bin Yasası'nda öngörülen her şeyi yerine getirdikten
33
sonra Celile'ye, kendi kentleri Nasıra'ya döndüler. 40 Çocuk büyüyor, güçleniyor ve
bilgelikte yetkinleşiyordu. Tanrı'nın lütfu O'nun üzerindeydi.
İsa Tapınakta
41
İsa'nın annesi babası her yıl Fısıh Bayramı'nda* Yeruşalim'e giderlerdi. 42 İsa on
iki yaşına gelince, bayram geleneğine uyarak yine gittiler. 43-44 Bayramdan sonra eve
dönerlerken küçük İsa Yeruşalim'de kaldı. Bunu farketmeyen annesiyle babası,
çocuğun yol arkadaşlarıyla birlikte olduğunu sanarak bir günlük yol gittiler. Sonra
O'nu akrabalar ve dostlar arasında aramaya başladılar. 45 Bulamayınca O'nu araya
araya Yeruşalim'e döndüler. 46 Üç gün sonra O'nu tapınakta buldular. Din
öğretmenleri arasında oturmuş, onları dinliyor, sorular soruyordu. 47 O'nu dinleyen
herkes, zekâsına ve verdiği yanıtlara hayran kalıyordu. 48 Annesiyle babası O'nu
görünce şaşırdılar. Annesi, <<Çocuğum, bize bunu niçin yaptın? Bak, babanla ben
büyük kaygı içinde seni arayıp durduk>> dedi.
49
O da onlara, <<Beni niçin arayıp durdunuz?>> dedi. <<Babam'ın evinde
bulunmam gerektiğini bilmiyor muydunuz?>> 50 Ne var ki onlar ne demek istediğini
anlamadılar.
51
İsa onlarla birlikte yola çıkıp Nasıra'ya döndü. Onların sözünü dinlerdi. Annesi
bütün bu olup bitenleri yüreğinde sakladı. 52 İsa bilgelikte ve boyda gelişiyor,
Tanrı'nın ve insanların beğenisini kazanıyordu.
3Bölüm
Yahya Rab'bin Yolunu Hazırlıyor
(Mat.3:1-12; Mar.1:1-8; Yu.1:19-28)
1
Sezar* Tiberius'un egemenliğinin on beşinci yılıydı. Yahudiye'de Pontius Pilatus
valilik yapıyordu. Celile'yi Hirodes*, İtureya ve Trahonitis bölgesini Hirodes'in
kardeşi Filipus, Avilini'yi Lisanias yönetiyordu. 2 Hanan ile Kayafa başkâhinlik
ediyorlardı. Bu sırada Tanrı çölde bulunan Zekeriya oğlu Yahya'ya seslendi. 3 O da
Şeria Irmağı'nın çevresindeki bütün bölgeyi dolaşarak insanları, günahlarının
bağışlanması için tövbe edip vaftiz* olmaya çağırdı. 4 Nitekim Peygamber Yeşaya'nın
sözlerini içeren kitapta şöyle yazılmıştır:
<<Çölde haykıran,
<Rab'bin yolunu hazırlayın,
Geçeceği patikaları düzleyin> diye sesleniyor.
5
<Her vadi doldurulacak,
Her dağ ve her tepe alçaltılacak.
Dolambaçlı yollar doğrultulacak,
Engebeli yollar düzleştirilecek.
6
Ve bütün insanlar
Tanrı'nın sağladığı kurtuluşu görecektir.> >>
Yahya, vaftiz olmak için kendisine gelen kalabalıklara şöyle seslendi: <<Ey
engerekler soyu! Gelecek gazaptan kaçmak için sizi kim uyardı? 8 Bundan böyle
tövbeye yaraşır meyveler verin! Kendi kendinize, <Biz İbrahim'in soyundanız>
demeye kalkmayın. Ben size şunu söyleyeyim: Tanrı, İbrahim'e şu taşlardan da çocuk
yaratabilir. 9 Balta ağaçların köküne dayanmış bile. İyi meyve vermeyen her ağaç
kesilip ateşe atılır.>>
10
Halk ona, <<Öyleyse biz ne yapalım?>> diye sordu.
11
Yahya onlara, <<İki mintanı olan birini mintanı olmayana versin; yiyeceği olan
yiyeceği olmayanla paylaşsın>> yanıtını verdi.
7
Bazı vergi görevlileri* de vaftiz olmaya gelerek, <<Öğretmenimiz, biz ne
yapalım?>> dediler.
13
Yahya, <<Size buyrulandan çok vergi almayın>> dedi.
14
Bazı askerler de, <<Ya biz ne yapalım?>> diye sordular.
O da, <<Kaba kuvvetle ya da yalan suçlamalarla kimseden para koparmayın>>
dedi, <<Ücretinizle yetinin.>>
15
Halk umut içinde bekliyordu. Yahya'yla ilgili olarak herkesin aklında, <<Acaba
Mesih* bu mu?>> sorusu vardı.
16
Yahya ise hepsine şöyle yanıt verdi: <<Ben sizi suyla vaftiz ediyorum, ama
benden daha güçlü Olan geliyor. Ben O'nun çarıklarının bağını çözmeye bile layık
değilim. O sizi Kutsal Ruh'la ve ateşle vaftiz edecek. 17 Harman yerini temizlemek ve
buğdayı toplayıp ambarına yığmak için yabası elinde hazır duruyor. Samanı ise
sönmeyen ateşte yakacak.>>
18
Yahya başka birçok konuda halka çağrıda bulunuyor, Müjde'yi duyuruyordu. 1920
Ne var ki bölgenin kralı* Hirodes, kardeşinin karısı Hirodiya'yla ilgili olayı ve
kendi yapmış olduğu bütün kötülükleri yüzüne vuran Yahya'yı hapse attırarak
kötülüklerine bir yenisini ekledi.
İsa'nın Vaftiz Olması
(Mat.3:13-17; Mar.1:9-11)
21-22
Bütün halk vaftiz olduktan sonra İsa da vaftiz oldu. Dua ederken gök açıldı ve
Kutsal Ruh, bedensel görünümde, güvercin gibi O'nun üzerine indi. Gökten, <<Sen
benim sevgili Oğlum'sun, senden hoşnudum>> diyen bir ses duyuldu.
İsa'nın Soyu
(Mat.1:1-17)
23
İsa görevine başladığı zaman otuz yaşlarındaydı. Yusuf'un oğlu olduğu
sanılıyordu.
Yusuf da Eli oğlu,
24
Mattat oğlu, Levi oğlu, Malki oğlu, Yannay oğlu, Yusuf oğlu,
25
Mattitya oğlu, Amos oğlu, Nahum oğlu, Hesli oğlu, Nagay oğlu,
26
Mahat oğlu, Mattitya oğlu, Şimi oğlu, Yosek oğlu, Yoda oğlu,
27
Yohanan oğlu, Reşa oğlu, Zerubbabil oğlu, Şealtiel oğlu, Neri oğlu,
28
Malki oğlu, Addi oğlu, Kosam oğlu, Elmadam oğlu, Er oğlu,
29
Yeşu oğlu, Eliezer oğlu, Yorim oğlu, Mattat oğlu, Levi oğlu,
30
Şimon oğlu, Yahuda oğlu, Yusuf oğlu, Yonam oğlu, Elyakim oğlu,
31
Mala oğlu, Menna oğlu, Mattata oğlu, Natan oğlu, Davut oğlu,
32
İşay oğlu, Ovet oğlu, Boaz oğlu, Salmon*fx* oğlu, Nahşon oğlu,
33
Amminadav oğlu, Ram oğlu*fx*, Hesron oğlu, Peres oğlu, Yahuda oğlu,
34
Yakup oğlu, İshak oğlu, İbrahim oğlu, Terah oğlu, Nahor oğlu,
35
Seruk oğlu, Reu oğlu, Pelek oğlu, Ever oğlu, Şelah oğlu,
36
Kenan oğlu, Arpakşat oğlu, Sam oğlu, Nuh oğlu, Lemek oğlu,
37
Metuşelah oğlu, Hanok oğlu, Yeret oğlu, Mahalalel oğlu, Kenan oğlu,
38
Enoş oğlu, Şit oğlu, Adem oğlu, Tanrı Oğlu'ydu.
12
4Bölüm
İsa'nın Çölde Denenmesi
(Mat.4:1-11; Mar.1:12-13)
1-2
Kutsal Ruh'la dolu olarak Şeria Irmağı'ndan dönen İsa, Ruh'un
yönlendirmesiyle çölde dolaştırılarak kırk gün İblis tarafından denendi. O günlerde
hiçbir şey yemedi. Dolayısıyla bu süre sonunda acıktı. 3 Bunun üzerine İblis O'na,
<<Tanrı'nın Oğlu'ysan, şu taşa söyle ekmek olsun>> dedi.
İsa, << <İnsan yalnız ekmekle yaşamaz> diye yazılmıştır>> karşılığını verdi.
Sonra İblis İsa'yı yükseklere çıkararak bir anda O'na dünyanın bütün ülkelerini
gösterdi. 6 O'na, <<Bütün bunların yönetimini ve zenginliğini sana vereceğim>> dedi.
<<Bunlar bana teslim edildi, ben de dilediğim kişiye veririm. 7 Bana taparsan, hepsi
senin olacak.>>
8
İsa ona şu karşılığı verdi: << <Tanrın Rab'be tapacak, yalnız O'na kulluk
edeceksin> diye yazılmıştır.>>
9
İblis O'nu Yeruşalim'e götürüp tapınağın tepesine çıkardı. <<Tanrı'nın
Oğlu'ysan, kendini buradan aşağı at>> dedi. 10 <<Çünkü şöyle yazılmıştır:
4
5
<Tanrı, seni korumaları için
Meleklerine buyruk verecek.>
<Ayağın bir taşa çarpmasın diye
Seni elleri üzerinde taşıyacaklar.> >>
11
İsa ona şöyle karşılık verdi: << <Tanrın Rab'bi denemeyeceksin!> diye
buyrulmuştur.>>
13
İblis, İsa'yı her bakımdan denedikten sonra bir süre için O'nun yanından ayrıldı.
İsa Celile'de
(Mat.4:12-17; Mar.1:14-15)
14
İsa, Ruh'un gücüyle donanmış olarak Celile'ye döndü. Haber bütün bölgeye
yayıldı. 15 Oranın havralarında öğretiyor, herkes tarafından övülüyordu.
16-17
İsa, büyüdüğü Nasıra Kenti'ne geldiğinde her zamanki gibi Şabat Günü*
havraya gitti. Kutsal Yazılar'ı okumak üzere ayağa kalkınca O'na Peygamber
Yeşaya'nın Kitabı verildi. Kitabı açarak şu sözlerin yazılı olduğu yeri buldu:
12
<<Rab'bin Ruhu üzerimdedir.
Çünkü O beni yoksullara Müjde'yi iletmek için meshetti*.
Tutsaklara serbest bırakılacaklarını,
Körlere gözlerinin açılacağını duyurmak için,
Ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak
Ve Rab'bin lütuf yılını ilan etmek için
Beni gönderdi.>>
18-19
Sonra kitabı kapattı, görevliye geri verip oturdu. Havradakilerin hepsi dikkatle
O'na bakıyordu. 21 İsa, <<Dinlediğiniz bu Yazı bugün yerine gelmiştir>> diye
konuşmaya başladı.
22
Herkes İsa'yı övüyor, ağzından çıkan lütufkâr sözlere hayran kalıyordu.
<<Yusuf'un oğlu değil mi bu?>> diyorlardı.
23
İsa onlara şöyle dedi: <<Kuşkusuz bana şu deyimi hatırlatacaksınız: <Ey hekim,
önce kendini iyileştir! Kefarnahum'da yaptıklarını duyduk. Aynısını burada, kendi
memleketinde de yap.> >>
24
<<Size doğrusunu söyleyeyim>> diye devam etti İsa, <<Hiçbir peygamber
kendi memleketinde kabul görmez. 25 Yine size gerçeği söyleyeyim, gökyüzünün üç
yıl altı ay kapalı kaldığı, bütün ülkede korkunç bir kıtlığın baş gösterdiği İlyas
zamanında İsrail'de çok sayıda dul kadın vardı. 26 İlyas bunlardan hiçbirine
gönderilmedi; yalnız Sayda bölgesinin Sarefat Kenti'nde bulunan dul bir kadına
gönderildi. 27 Peygamber Elişa'nın zamanında İsrail'de çok sayıda cüzamlı* vardı.
Bunlardan hiçbiri iyileştirilmedi; yalnız Suriyeli Naaman iyileştirildi.>>
28
Havradakiler bu sözleri duyunca öfkeden kudurdular. 29 Ayağa kalkıp İsa'yı
20
kentin dışına kovdular. O'nu uçurumdan aşağı atmak için kentin kurulduğu tepenin
yamacına götürdüler. 30 Ama İsa onların arasından geçerek oradan uzaklaştı.
İsa Kötü Bir Ruhu Kovuyor
(Mar.1:21-28)
31
Sonra İsa Celile'nin Kefarnahum Kenti'ne gitti. Şabat Günü* halka öğretiyordu.
32
Yetkiyle konuştuğu için O'nun öğretişine şaşıp kaldılar.
33-34
Havrada cinli, içinde kötü ruh olan bir adam vardı. Adam yüksek sesle, <<Ey
Nasıralı İsa, bırak bizi! Bizden ne istiyorsun?>> diye bağırdı. <<Bizi mahvetmeye mi
geldin? Senin kim olduğunu biliyorum, Tanrı'nın Kutsalı'sın sen!>>
35
İsa, <<Sus, çık adamdan!>> diyerek cini azarladı. Cin adamı herkesin önünde
yere vurduktan sonra, ona hiç zarar vermeden içinden çıktı.
36
Herkes şaşkına dönmüştü. Birbirlerine, <<Bu nasıl söz? Güç ve yetkiyle kötü
ruhlara çıkmalarını buyuruyor, onlar da çıkıyor!>> diyorlardı. 37 İsa'yla ilgili haber o
bölgenin her yanında yankılandı.
İsa Birçok Hastayı İyileştiriyor
(Mat.8:14-17; Mar.1:29-34)
38
İsa havradan ayrılarak Simun'un evine gitti. Simun'un kaynanası hastaydı,
ateşler içindeydi. Onun için İsa'dan yardım istediler. 39 İsa kadının başucunda durup
ateşi azarladı, kadının ateşi düştü. Kadın hemen ayağa kalkıp onlara hizmet etmeye
başladı.
40
Güneş batarken herkes çeşitli hastalıklara yakalanmış akrabalarını İsa'ya getirdi.
İsa her birinin üzerine ellerini koyarak onları iyileştirdi. 41 Birçoğunun içinden cinler
de, <<Sen Tanrı'nın Oğlu'sun!>> diye bağırarak çıkıyordu. Ne var ki, İsa onları
azarladı, konuşmalarına izin vermedi. Çünkü kendisinin Mesih* olduğunu
biliyorlardı.
42
Sabah olunca İsa dışarı çıkıp ıssız bir yere gitti. Halk ise O'nu arıyordu.
Bulunduğu yere geldiklerinde O'nu yanlarında alıkoymaya çalıştılar. 43 Ama İsa,
<<Öbür kentlerde de Tanrı'nın Egemenliği'yle ilgili Müjde'yi yaymam gerek>> dedi.
<<Çünkü bunun için gönderildim.>> 44 Böylece Yahudiye'deki*fx* havralarda Tanrı
sözünü duyurmaya devam etti.
5Bölüm
İsa'nın İlk Öğrencileri
(Mat.4:18-22; Mar.1:16-20)
1
Halk, Ginnesar Gölü'nün kıyısında duran İsa'nın çevresini sarmış, Tanrı'nın
sözünü dinliyordu. 2 İsa, gölün kıyısında iki tekne gördü. Balıkçılar teknelerinden
inmiş ağlarını yıkıyorlardı. 3 İki tekneden Simun'a ait olanına binen İsa, ona kıyıdan
biraz açılmasını rica etti. Sonra oturdu, teknenin içinden halka öğretmeye devam etti.
4
Konuşmasını bitirince Simun'a, <<Derin sulara açılın, balık tutmak için ağlarınızı
atın>> dedi.
5
Simun şu karşılığı verdi: <<Efendimiz, bütün gece çabaladık, hiçbir şey
tutamadık. Yine de senin sözün üzerine ağları atacağım.>>
6
Bunu yapınca öyle çok balık yakaladılar ki, ağları yırtılmaya başladı. 7 Öbür
teknedeki ortaklarına işaret ederek gelip yardım etmelerini istediler. Onlar da geldiler
ve her iki tekneyi balıkla doldurdular; tekneler neredeyse batıyordu.
8
Simun Petrus bunu görünce, <<Ya Rab, benden uzak dur, ben günahlı bir
adamım>> diyerek İsa'nın dizlerine kapandı. 9 Kendisi ve yanındakiler, tutmuş
oldukları balıkların çokluğuna şaşıp kalmışlardı. 10 Simun'un ortakları olan Zebedi
oğulları Yakup'la Yuhanna'yı da aynı şaşkınlık almıştı.
İsa Simun'a, <<Korkma>> dedi, <<Bundan böyle balık yerine insan tutacaksın.>>
Sonra onlar tekneleri karaya çektiler ve her şeyi bırakıp İsa'nın ardından gittiler.
İsa Bir Cüzamlıyı İyileştiriyor
(Mat.8:1-4; Mar.1:40-45)
12
İsa kentlerden birindeyken, her yanını cüzam* kaplamış bir adamla karşılaştı.
Adam İsa'yı görünce yüzüstü yere kapanıp yalvardı: <<Ya Rab, istersen beni temiz
kılabilirsin>> dedi.
13
İsa elini uzatıp adama dokundu, <<İsterim, temiz ol!>> dedi. Adam anında
cüzamdan kurtuldu.
14
İsa ona, bundan kimseye söz etmemesini buyurdu. <<Git, kâhine* görün ve
cüzamdan temizlendiğini herkese kanıtlamak için Musa'nın buyurduğu sunuları sun>>
dedi. 15 Ne var ki, İsa'yla ilgili haber daha da çok yayıldı. Kalabalık halk toplulukları
İsa'yı dinlemek ve hastalıklarından kurtulmak amacıyla akın akın geliyordu. 16 Kendisi
ise ıssız yerlere çekilip dua ediyordu.
Bir Felçlinin İyileştirilmesi
(Mat.9:1-8; Mar.2:1-12)
17
Bir gün İsa öğretiyordu. Celile'nin ve Yahudiye'nin bütün köylerinden ve
Yeruşalim'den gelen Ferisiler'le* Kutsal Yasa öğretmenleri O'nun çevresinde
oturuyorlardı. İsa, Rab'bin gücü sayesinde hastaları iyileştiriyordu. 18 O sırada birkaç
kişi, yatak üzerinde taşıdıkları felçli bir adamı evden içeri sokup İsa'nın önüne
koymaya çalışıyordu. 19 Kalabalıktan ötürü onu içeri sokacak yol bulamayınca dama
çıktılar, kiremitleri kaldırıp adamı yatakla birlikte orta yere, İsa'nın önüne indirdiler.
20
İsa onların imanını görünce, <<Dostum, günahların bağışlandı>> dedi.
21
Din bilginleriyle* Ferisiler, <<Tanrı'ya küfreden bu adam kim? Tanrı'dan başka
kim günahları bağışlayabilir?>> diye düşünmeye başladılar.
22
Akıllarından geçenleri bilen İsa onlara şöyle seslendi: <<Aklınızdan neden
böyle şeyler geçiriyorsunuz? 23 Hangisi daha kolay, <Günahların bağışlandı> demek
mi, yoksa <Kalk, yürü> demek mi? 24 Ne var ki, İnsanoğlu'nun* yeryüzünde günahları
bağışlama yetkisine sahip olduğunu bilesiniz diye...>> Sonra felçli adama, <<Sana
söylüyorum, kalk, yatağını toplayıp evine git!>> dedi.
25
Adam onların gözü önünde hemen ayağa kalktı, üzerinde yattığı yatağı topladı
ve Tanrı'yı yücelterek evine gitti. 26 Herkesi bir şaşkınlık almıştı. Tanrı'yı yüceltiyor,
büyük korku içinde, <<Bugün şaşılacak işler gördük!>> diyorlardı.
Levi'nin Öğrencilere Katılması
(Mat.9:9-13; Mar.2:13-17)
27
Bu olaydan sonra İsa dışarı çıktı, vergi toplama yerinde oturan Levi adında bir
vergi görevlisini* gördü. Adama, <<Ardımdan gel>> dedi. 28 O da kalktı, her şeyi
bırakıp İsa'nın ardından gitti.
29
Sonra Levi, evinde İsa'nın onuruna büyük bir şölen verdi. Vergi görevlileriyle
başka kişilerden oluşan büyük bir kalabalık onlarla birlikte yemeğe oturmuştu.
30
Ferisiler'le onların din bilginleri söylenmeye başladılar. İsa'nın öğrencilerine, <<Siz
neden vergi görevlileri ve günahkârlarla birlikte yiyip içiyorsunuz?>> dediler.
31
İsa onlara şu karşılığı verdi: <<Sağlıklı olanların değil, hastaların hekime
ihtiyacı var. 32 Ben doğru kişileri değil, günahkârları tövbeye çağırmaya geldim.>>
Oruçla İlgili Soru
(Mat.9:14-17; Mar.2:18-22)
33
Onlar İsa'ya, <<Yahya'nın öğrencileri sık sık oruç tutup dua ediyorlar,
Ferisiler'in öğrencileri de öyle. Seninkiler ise yiyip içiyor>> dediler.
34
İsa şöyle karşılık verdi: <<Güvey aralarında olduğu sürece davetlilere oruç
tutturabilir misiniz? 35 Ama güveyin aralarından alınacağı günler gelecek, onlar işte o
11
zaman, o günler oruç tutacaklar.>>
36
İsa onlara şu benzetmeyi de anlattı: <<Hiç kimse yeni giysiden bir parça yırtıp
eski giysiyi yamamaz. Yoksa hem yeni giysi yırtılır, hem de o giysiden koparılan
yama eskisine uymaz. 37 Hiç kimse yeni şarabı eski tulumlara doldurmaz. Yoksa yeni
şarap tulumları patlatır; hem şarap dökülür, hem de tulumlar mahvolur. 38 Yeni şarabı
yeni tulumlara doldurmak gerek. 39 Üstelik hiç kimse eski şarabı içtikten sonra
yenisini istemez. <Eskisi güzel> der.>>
6Bölüm
Şabat Günü Sorunu
(Mat.12:1-14; Mar.2:23-3:6)
1
Bir Şabat Günü* İsa ekinler arasından geçiyordu. Öğrencileri başakları
koparıyor, avuçlarında ufalayıp yiyorlardı. 2 Ferisiler'den bazıları, <<Şabat Günü
yasak olanı neden yapıyorsunuz?>> dediler.
3
İsa onlara şöyle karşılık verdi: <<Davut'la yanındakiler acıkınca Davut'un ne
yaptığını okumadınız mı? 4 Tanrı'nın evine girdi, kâhinlerden başkasının yemesi yasak
olan adak ekmeklerini* alıp yedi ve yanındakilere de verdi.>> 5 Sonra İsa onlara,
<<İnsanoğlu* Şabat Günü'nün de Rabbi'dir>> dedi.
6
Bir başka Şabat Günü İsa havraya girmiş öğretiyordu. Orada sağ eli sakat bir
adam vardı. 7 İsa'yı suçlamak için fırsat kollayan din bilginleriyle Ferisiler, Şabat
Günü hastaları iyileştirecek mi diye O'nu gözlüyorlardı. 8 İsa, onların ne
düşündüklerini biliyordu. Eli sakat olan adama, <<Ayağa kalk, öne çık>> dedi. O da
kalktı, orta yerde durdu.
9
İsa onlara, <<Size sorayım>> dedi, <<Kutsal Yasa'ya göre Şabat Günü iyilik
yapmak mı doğru, kötülük yapmak mı? Can kurtarmak mı doğru, öldürmek mi?>>
10
Gözlerini hepsinin üzerinde gezdirdikten sonra adama, <<Elini uzat>> dedi. Adam
elini uzattı, eli yine sapasağlam oluverdi. 11 Onlar ise öfkeden deliye döndüler ve
aralarında İsa'ya ne yapabileceklerini tartışmaya başladılar.
İsa On İki Elçisini Seçiyor
(Mat.10:1-4; Mar.3:13-19)
12
O günlerde İsa, dua etmek için dağa çıktı ve bütün geceyi Tanrı'ya dua ederek
geçirdi. 13-16 Gün doğunca öğrencilerini yanına çağırdı ve onların arasından, elçi diye
adlandırdığı şu on iki kişiyi seçti: Petrus adını verdiği Simun, onun kardeşi Andreas,
Yakup, Yuhanna, Filipus, Bartalmay, Matta, Tomas, Alfay oğlu Yakup, Yurtsever*
diye tanınan Simun, Yakup oğlu Yahuda ve İsa'ya ihanet eden Yahuda İskariot.
17
İsa bunlarla birlikte aşağı inip düzlük bir yerde durdu. Öğrencilerinden büyük
bir kalabalık ve bütün Yahudiye'den, Yeruşalim'den, Sur'la Sayda yakınlarındaki kıyı
bölgesinden gelen büyük bir halk topluluğu da oradaydı. 18 İsa'yı dinlemek ve
hastalıklarına şifa bulmak için gelmişlerdi. Kötü ruhlar yüzünden sıkıntı çekenler de
iyileştiriliyordu. 19 Kalabalıkta herkes İsa'ya dokunmak için çabalıyordu. Çünkü O'nun
içinden akan bir güç herkese şifa veriyordu.
Mutlular ve Mutsuzlar
(Mat.5:1-12)
20
İsa, gözlerini öğrencilerine çevirerek şöyle dedi:
<<Ne mutlu size, ey yoksullar!
Çünkü Tanrı'nın Egemenliği sizindir.
21
Ne mutlu size, şimdi açlık çekenler!
Çünkü doyurulacaksınız.
Ne mutlu size, şimdi ağlayanlar!
Çünkü güleceksiniz.
22
İnsanoğlu'na* bağlılığınız yüzünden
İnsanlar sizden nefret ettikleri,
Sizi toplum dışı edip aşağıladıkları
Ve adınızı kötüleyip sizi reddettikleri zaman
Ne mutlu size!
23
O gün sevinin, coşkuyla zıplayın!
Çünkü gökteki ödülünüz büyüktür.
Nitekim onların ataları da
Peygamberlere böyle davrandılar.
24
Ama vay halinize, ey zenginler,
Çünkü tesellinizi almış bulunuyorsunuz!
25
Vay halinize, şimdi karnı tok olan sizler,
Çünkü açlık çekeceksiniz!
Vay halinize, ey şimdi gülenler,
Çünkü yas tutup ağlayacaksınız!
26
Bütün insanlar sizin için iyi sözler söyledikleri zaman,
Vay halinize!
Çünkü onların ataları da
Sahte peygamberlere böyle davrandılar.>>
Düşmanlarınızı Sevin
(Mat.5:38-48; 7:12)
27-28
<<Ama beni dinleyen sizlere şunu söylüyorum: Düşmanlarınızı sevin, sizden
nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik dileyin, size hakaret edenler
için dua edin. 29 Bir yanağınıza vurana öbür yanağınızı da çevirin. Abanızı alandan
mintanınızı da esirgemeyin. 30 Sizden bir şey dileyen herkese verin, malınızı alandan
onu geri istemeyin. 31 İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara
öyle davranın.
32
<<Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, bu size ne övgü kazandırır?
Günahkârlar bile kendilerini sevenleri sever. 33 Size iyilik yapanlara iyilik yaparsanız,
bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile böyle yapar. 34 Geri alacağınızı
umduğunuz kişilere ödünç verirseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile
verdiklerini geri almak koşuluyla günahkârlara ödünç verirler. 35 Ama siz
düşmanlarınızı sevin, iyilik yapın, hiçbir karşılık beklemeden ödünç verin. Alacağınız
ödül büyük olacak, Yüceler Yücesi'nin oğulları olacaksınız. Çünkü O, nankör ve kötü
kişilere karşı iyi yüreklidir. 36 Babanız merhametli olduğu gibi, siz de merhametli
olun.>>
Başkasını Yargılamayın
(Mat.7:1-5)
37
<<Başkasını yargılamayın, siz de yargılanmazsınız. Suçlu çıkarmayın, siz de
suçlu çıkarılmazsınız. Başkasını bağışlayın, siz de bağışlanırsınız. 38 Verin, size
verilecektir. İyice bastırılmış, silkelenmiş ve taşmış, dolu bir ölçekle kucağınıza
boşaltılacak. Hangi ölçekle verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız.>>
39
İsa onlara şu benzetmeyi de anlattı: <<Kör köre kılavuzluk edebilir mi? İkisi de
çukura düşmez mi? 40 Öğrenci öğretmeninden üstün değildir, ama eğitimini
tamamlayan her öğrenci öğretmeni gibi olacaktır.
41
<<Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği
farketmezsin? 42 Kendi gözündeki merteği görmezken, kardeşine nasıl, <Kardeş, izin
ver, gözündeki çöpü çıkarayım> dersin? Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki merteği
çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.>>
Ağaç ve Meyvesi
(Mat.7:16-20; 12:33-35)
43
<<İyi ağaç kötü meyve, kötü ağaç da iyi meyve vermez. 44 Her ağaç
meyvesinden tanınır. Dikenli bitkilerden incir toplanmaz, çalılardan üzüm
devşirilmez. 45 İyi insan yüreğindeki iyilik hazinesinden iyilik, kötü insan içindeki
kötülük hazinesinden kötülük çıkarır. İnsanın ağzı, yüreğinden taşanı söyler.
46
<<Niçin beni <Ya Rab, ya Rab> diye çağırıyorsunuz da söylediklerimi
yapmıyorsunuz? 47 Bana gelen ve sözlerimi duyup uygulayan kişinin kime benzediğini
size anlatayım. 48 Böyle bir kişi, evini yaparken toprağı kazan, derinlere inip temeli
kaya üzerine atan adama benzer. Sel sularıyla kabaran ırmak o eve saldırsa da, onu
sarsamaz. Çünkü ev sağlam yapılmıştır. 49 Ama sözlerimi duyup da uygulamayan kişi,
evini temel koymaksızın toprağın üzerine kuran adama benzer. Kabaran ırmak
saldırınca ev hemen çöker. Evin yıkılışı da korkunç olur.>>
7Bölüm
Yüzbaşının İmanı
(Mat.8:5-13)
1
İsa, kendisini dinleyen halka bütün bu sözleri söyledikten sonra Kefarnahum'a
gitti. 2 Orada bir yüzbaşının çok değer verdiği kölesi ölüm döşeğinde hasta yatıyordu.
3
İsa'yla ilgili haberleri duyan yüzbaşı, gelip kölesini iyileştirmesini rica etmek üzere
O'na Yahudiler'in bazı ileri gelenlerini gönderdi. 4 Bunlar İsa'nın yanına gelince içten
bir yalvarışla O'na şöyle dediler: <<Bu adam senin yardımına layıktır. 5 Çünkü
ulusumuzu seviyor. Havramızı yaptıran da kendisidir.>>
6
İsa onlarla birlikte yola çıktı. Eve yaklaştığı sırada, yüzbaşı bazı dostlarını
yollayıp O'na şu haberi gönderdi: <<Ya Rab, zahmet etme; evime girmene layık
değilim. 7 Bu yüzden yanına gelmeye de kendimi layık görmedim. Sen yeter ki bir söz
söyle, uşağım iyileşir. 8 Ben de buyruk altında bir görevliyim, benim de buyruğumda
askerlerim var. Birine, <Git> derim, gider; ötekine, <Gel> derim, gelir; köleme,
<Şunu yap> derim, yapar.>>
9
Bu sözleri duyan İsa yüzbaşıya hayran kaldı. Ardından gelen kalabalığa dönerek,
<<Size şunu söyleyeyim>> dedi, <<İsrail'de bile böyle iman görmedim.>>
10
Gönderilenler eve döndüklerinde köleyi iyileşmiş buldular.
İsa Bir Dulun Oğlunu Diriltiyor
11
Bundan kısa bir süre sonra İsa, Nain denilen bir kente gitti. Öğrencileriyle
büyük bir kalabalık O'na eşlik ediyordu. 12 İsa kentin kapısına tam yaklaştığı sırada,
dul annesinin tek oğlu olan bir adamın cenazesi kaldırılıyordu. Kent halkından büyük
bir kalabalık da kadınla birlikteydi. 13 Rab kadını görünce ona acıdı. Kadına,
<<Ağlama>> dedi.
14
Yaklaşıp cenaze sedyesine dokununca sedyeyi taşıyanlar durdu. İsa,
<<Delikanlı>> dedi, <<Sana söylüyorum, kalk!>> 15 Ölü doğrulup oturdu ve
konuşmaya başladı. İsa onu annesine geri verdi.
16
Herkesi bir korku almıştı. <<Aramızda büyük bir peygamber ortaya çıktı!>> ve
<<Tanrı, halkının yardımına geldi!>> diyerek Tanrı'yı yüceltmeye başladılar. 17 İsa'yla
ilgili bu haber bütün Yahudiye'ye ve çevre bölgelere yayıldı.
İsa ve Vaftizci Yahya
(Mat.11:2-19)
18-19
Yahya'nın öğrencileri bütün bu olup bitenleri kendisine bildirdiler.
Öğrencilerinden ikisini yanına çağıran Yahya, <<Gelecek Olan sen misin, yoksa
başkasını mı bekleyelim?>> diye sormaları için onları Rab'be gönderdi.
Adamlar İsa'nın yanına gelince şöyle dediler: <<Bizi sana Vaftizci Yahya
gönderdi. <Gelecek Olan sen misin, yoksa başkasını mı bekleyelim?> diye soruyor.>>
21
Tam o sırada İsa, çeşitli hastalıklara, illetlere ve kötü ruhlara tutulmuş birçok
kişiyi iyileştirdi, birçok körün gözünü açtı. 22 Sonra Yahya'nın öğrencilerine şöyle
karşılık verdi: <<Gidin, görüp işittiklerinizi Yahya'ya bildirin. Körlerin gözleri
açılıyor, kötürümler yürüyor, cüzamlılar temiz kılınıyor, sağırlar işitiyor, ölüler
diriliyor ve Müjde yoksullara duyuruluyor. 23 Benden ötürü sendeleyip düşmeyene ne
mutlu!>>
24
Yahya'nın gönderdiği haberciler gittikten sonra İsa, halka Yahya'dan söz etmeye
başladı. <<Çöle ne görmeye gittiniz?>> dedi. <<Rüzgarda sallanan bir kamış mı?
25
Söyleyin, ne görmeye gittiniz? Pahalı giysiler giymiş bir adam mı? Oysa şahane
giysiler giyip bolluk içinde yaşayanlar kral saraylarında bulunur. 26 Öyleyse ne
görmeye gittiniz? Bir peygamber mi? Evet! Size şunu söyleyeyim, gördüğünüz kişi
peygamberden de üstündür.
20
'İşte, habercimi senin önünden gönderiyorum;
O önden gidip senin yolunu hazırlayacak'
27
diye yazılmış olan sözler onunla ilgilidir. 28 Size şunu söyleyeyim, kadından doğanlar
arasında Yahya'dan daha üstün olanı yoktur. Bununla birlikte, Tanrı'nın
Egemenliği'nde en küçük olan ondan üstündür.>>
29
Yahya tarafından vaftiz edilen halk, hatta vergi görevlileri* bile bunu duyunca
Tanrı'nın adil olduğunu doğruladılar. 30 Oysa Yahya tarafından vaftiz edilmeye
yanaşmayan Ferisiler'le Kutsal Yasa uzmanları, Tanrı'nın kendileriyle ilgili tasarısını
reddettiler.
31
İsa, <<Bu kuşağın insanlarını neye benzeteyim? Bunlar neye benziyorlar?>>
32
dedi. <<Çarşı meydanında oturup birbirlerine,
<Size kaval çaldık, oynamadınız;
Ağıt yaktık, ağlamadınız>
diye seslenen çocuklara benziyorlar. 33 Vaftizci Yahya geldiği zaman oruç tutup
şaraptan kaçındı, ona <cinli> diyorsunuz. 34 İnsanoğlu* geldiği zaman yiyip içti. Bu
kez de diyorsunuz ki, <Şu obur ve ayyaş adama bakın! Vergi görevlileri* ve
günahkârlarla dost oldu!> 35 Ne var ki bilgelik, onu benimseyen herkes tarafından
doğrulanır.>>
İsa ve Günahkâr Kadın
36
Ferisiler'den biri İsa'yı yemeğe çağırdı. O da Ferisi'nin evine gidip sofraya
oturdu. 37-38 O sırada, kentte günahkâr olarak tanınan bir kadın, İsa'nın, Ferisi'nin
evinde yemek yediğini öğrenince kaymaktaşından bir kap içinde güzel kokulu yağ
getirdi. İsa'nın arkasında, ayaklarının dibinde durup ağlayarak, gözyaşlarıyla O'nun
ayaklarını ıslatmaya başladı. Saçlarıyla ayaklarını sildi, öptü ve yağı üzerlerine sürdü.
39
İsa'yı evine çağırmış olan Ferisi bunu görünce kendi kendine, <<Bu adam
peygamber olsaydı, kendisine dokunan bu kadının kim ve ne tür bir kadın olduğunu,
günahkâr biri olduğunu anlardı>> dedi.
40
Bunun üzerine İsa Ferisi'ye, <<Simun>> dedi, <<Sana bir söyleyeceğim var.>>
O da, <<Buyur, öğretmenim>> dedi.
41
<<Tefeciye borçlu iki kişi vardı. Biri beş yüz, öbürü de elli dinar borçluydu.
42
Borçlarını ödeyecek güçte olmadıklarından, tefeci her ikisinin de borcunu bağışladı.
Buna göre, hangisi onu çok sever?>>
43
Simun, <<Sanırım, kendisine daha çok bağışlanan>> diye yanıtladı.
İsa ona, <<Doğru söyledin>> dedi. 44 Sonra kadına bakarak Simun'a şunları
söyledi: <<Bu kadını görüyor musun? Ben senin evine geldim, ayaklarım için bana su
vermedin. Bu kadın ise ayaklarımı gözyaşlarıyla ıslatıp saçlarıyla sildi. 45 Sen beni
öpmedin, ama bu kadın eve girdiğimden beri ayaklarımı öpüp duruyor. 46 Sen başıma
zeytinyağı sürmedin, ama bu kadın ayaklarıma güzel kokulu yağ sürdü. 47 Bu nedenle
sana şunu söyleyeyim, kendisinin çok olan günahları bağışlanmıştır. Çok sevgi
göstermesinin nedeni budur. Oysa kendisine az bağışlanan, az sever.>>
48
Sonra kadına, <<Günahların bağışlandı>> dedi.
49
İsa'yla birlikte sofrada oturanlar kendi aralarında, <<Kim bu adam? Günahları
bile bağışlıyor!>> şeklinde konuşmaya başladılar.
50
İsa ise kadına, <<İmanın seni kurtardı, esenlikle git>> dedi.
8Bölüm
İsa'yı İzleyen Kadınlar
1
Bundan kısa bir süre sonra İsa on iki öğrencisiyle birlikte köy kent dolaşmaya
başladı. Tanrı'nın Egemenliği'ni duyurup müjdeliyordu. 2-3 Kötü ruhlardan ve
hastalıklardan kurtulan bazı kadınlar, içinden yedi cin çıkmış olan Mecdelli denilen
Meryem, Hirodes'in* kâhyası Kuza'nın karısı Yohanna, Suzanna ve daha birçokları
İsa'yla birlikte dolaşıyordu. Bunlar, kendi olanaklarıyla İsa'ya ve öğrencilerine yardım
ediyorlardı.
Tohum Benzetmesi
(Mat.13:1-23; Mar.4:1-20)
4-5
Büyük bir kalabalığın toplandığı, insanların her kentten kendisine akın akın
geldiği bir sırada İsa şu benzetmeyi anlattı: <<Ekincinin biri tohum ekmeye çıktı.
Ektiği tohumlardan kimi yol kenarına düştü, ayak altında çiğnenip gökteki kuşlara
yem oldu. 6 Kimi kayalık yere düştü, filizlenince susuzluktan kuruyup gitti. 7 Kimi,
dikenler arasına düştü. Filizlerle birlikte büyüyen dikenler filizleri boğdu. 8 Kimi ise
iyi toprağa düştü, büyüyünce yüz kat ürün verdi.>> Bunları söyledikten sonra,
<<İşitecek kulağı olan işitsin!>> diye seslendi.
9-10
İsa, bu benzetmenin anlamını kendisinden soran öğrencilerine, <<Tanrı
Egemenliği'nin sırlarını bilme ayrıcalığı size verildi>> dedi. <<Ama başkalarına
benzetmelerle sesleniyorum. Öyle ki,
<Gördükleri halde görmesinler,
Duydukları halde anlamasınlar.>
<<Benzetmenin anlamı şudur: Tohum Tanrı'nın sözüdür. 12 Yol kenarındakiler
sözü işiten kişilerdir. Ama sonra İblis gelir, inanıp kurtulmasınlar diye sözü
yüreklerinden alır götürür. 13 Kayalık yere düşenler, işittikleri sözü sevinçle kabul
eden, ama kök salamadıkları için ancak bir süre inanan kişilerdir. Böyleleri
denendikleri zaman imandan dönerler. 14 Dikenler arasına düşenler, sözü işiten ama
zamanla yaşamın kaygıları, zenginlikleri ve zevkleri içinde boğulan, dolayısıyla olgun
ürün vermeyenlerdir. 15 İyi toprağa düşenler ise, sözü işitince onu iyi ve sağlam bir
yürekte saklayanlardır. Bunlar sabırla dayanarak ürün verirler.>>
Her Şey Işığa Çıkacak
(Mar.4:21-25)
16
<<Hiç kimse kandil yakıp bunu bir kapla örtmez, ya da yatağın altına koymaz.
Tersine, içeri girenler ışığı görsünler diye onu kandilliğe koyar. 17 Çünkü açığa
çıkarılmayacak gizli hiçbir şey yok; bilinmeyecek, aydınlığa çıkmayacak saklı hiçbir
şey yoktur. 18 Bunun için, nasıl dinlediğinize dikkat edin. Kimde varsa, ona daha çok
11
verilecek. Ama kimde yoksa, kendisinde var sandığı bile elinden alınacak.>>
İsa'nın Yakınları
(Mat.12:46-50; Mar.3:31-35)
19
İsa'nın annesiyle kardeşleri O'na geldiler, ama kalabalıktan ötürü kendisine
yaklaşamadılar. 20 İsa'ya, <<Annenle kardeşlerin dışarıda duruyor, seni görmek
istiyorlar>> diye haber verildi.
21
İsa haberi getirenlere şöyle karşılık verdi: <<Annemle kardeşlerim, Tanrı'nın
sözünü duyup yerine getirenlerdir.>>
İsa Fırtınayı Dindiriyor
(Mat.8:23-27; Mar.4:35-41)
22
Bir gün İsa öğrencileriyle birlikte bir tekneye binerek onlara, <<Gölün karşı
yakasına geçelim>> dedi. Böylece kıyıdan açıldılar. 23 Teknede giderlerken İsa
uykuya daldı. O sırada gölde fırtına koptu. Tekne su almaya başlayınca tehlikeli bir
duruma düştüler. 24 Gidip İsa'yı uyandırarak, <<Efendimiz, Efendimiz, öleceğiz!>>
dediler. İsa kalkıp rüzgarı ve kabaran dalgaları azarladı. Fırtına dindi ve ortalık
sütliman oldu.
25
İsa öğrencilerine, <<Nerede imanınız?>> dedi.
Onlar korku ve şaşkınlık içindeydiler. Birbirlerine, <<Bu adam kim ki, rüzgara,
suya bile buyruk veriyor, onlar da sözünü dinliyor!>> dediler.
Cinli Bir Adamın İyileştirilmesi
(Mat.8:28-34; Mar.5:1-20)
26
Celile'nin karşısında bulunan Gerasalılar'ın memleketine vardılar. 27 İsa karaya
çıkınca kentten bir adam O'nu karşıladı. Cinli ve uzun zamandan beri giysi giymeyen
bu adam evde değil, mezarlık mağaralarda yaşıyordu. 28 Adam İsa'yı görünce çığlık
atıp önünde yere kapandı. Yüksek sesle, <<Ey İsa, yüce Tanrı'nın Oğlu, benden ne
istiyorsun?>> dedi. <<Sana yalvarırım, bana işkence etme!>> 29 Çünkü İsa, kötü ruha
adamın içinden çıkmasını buyurmuştu. Kötü ruh adamı sık sık etkisi altına alıyordu.
Adam zincir ve kösteklerle bağlanıp başına nöbetçi konulduğu halde bağlarını
paralıyor ve cin tarafından ıssız yerlere sürülüyordu.
30
İsa ona, <<Adın ne?>> diye sordu.
O da, <<Tümen*>> diye yanıtladı. Çünkü onun içine bir sürü cin girmişti.
31
Cinler, dipsiz derinliklere gitmelerini buyurmasın diye İsa'ya yalvarıp durdular.
32
Orada, dağın yamacında otlayan büyük bir domuz sürüsü vardı. Cinler,
domuzların içine girmelerine izin vermesi için İsa'ya yalvardılar. O da onlara izin
verdi. 33 Adamdan çıkan cinler domuzların içine girdiler. Sürü dik yamaçtan aşağı
koşuşarak göle atlayıp boğuldu.
34
Domuzları güdenler olup biteni görünce kaçtılar, kentte ve köylerde olayın
haberini yaydılar. 35 Bunun üzerine halk olup biteni görmeye çıktı. İsa'nın yanına
geldikleri zaman, cinlerden kurtulan adamı giyinmiş ve aklı başına gelmiş olarak
İsa'nın ayakları dibinde oturmuş buldular ve korktular. 36 Olayı görenler, cinli adamın
nasıl kurtulduğunu halka anlattılar. 37 O zaman Gerasa yöresinden gelen bütün
kalabalık büyük bir korkuya kapılarak İsa'nın yanlarından ayrılmasını rica ettiler. O da
geri dönmek üzere tekneye bindi.
38-39
Cinlerden kurtulan adam İsa'nın yanında kalmak için O'na yalvardı. Ama İsa,
<<Evine dön, Tanrı'nın senin için neler yaptığını anlat>> diyerek onu salıverdi. Adam
da gitti, İsa'nın kendisi için neler yaptığını bütün kentte duyurdu.
Dirilen Kız, İyileşen Kadın
(Mat.9:18-26; Mar.5:21-43)
40
Karşı yakaya dönen İsa'yı halk karşıladı. Çünkü herkes O'nu bekliyordu. 41 O
sırada, havra yöneticisi olan Yair adında bir adam gelip İsa'nın ayaklarına kapandı,
evine gelmesi için yalvardı. 42 Çünkü on iki yaşlarındaki biricik kızı ölmek üzereydi.
İsa oraya giderken kalabalık O'nu her yandan sıkıştırıyordu. 43 On iki yıldır
kanaması olan bir kadın da oradaydı. Varını yoğunu hekimlere harcamıştı; ama hiçbiri
onu iyileştirememişti. 44 İsa'nın arkasından yetişip giysisinin eteğine dokundu ve o
anda kanaması kesildi.
45
İsa, <<Bana kim dokundu?>> dedi.
Herkes inkâr ederken Petrus*fx*, <<Efendimiz, kalabalık seni çepeçevre sarmış
sıkıştırıyor>> dedi.
46
Ama İsa, <<Birisi bana dokundu>> dedi. <<İçimden bir gücün akıp gittiğini
hissettim.>>
47
Yaptığını gizleyemeyeceğini anlayan kadın titreyerek geldi, İsa'nın ayaklarına
kapandı. Bütün halkın önünde, O'na neden dokunduğunu ve o anda nasıl iyileştiğini
anlattı. 48 İsa ona, <<Kızım>> dedi, <<İmanın seni kurtardı. Esenlikle git.>>
49
İsa daha konuşurken havra yöneticisinin evinden biri geldi. Yöneticiye, <<Kızın
öldü>> dedi, <<Artık öğretmeni rahatsız etme.>>
50
İsa bunu duyunca havra yöneticisine şöyle dedi: <<Korkma, yalnız iman et,
kızın kurtulacak.>>
51
İsa adamın evine gelince Petrus, Yuhanna, Yakup ve kızın annesi babası dışında
hiç kimsenin kendisiyle birlikte içeri girmesine izin vermedi. 52 Herkes kız için
ağlıyor, dövünüyordu. İsa, <<Ağlamayın>> dedi, <<Kız ölmedi, uyuyor.>>
53
Kızın öldüğünü bildikleri için İsa'yla alay ettiler. 54 O ise kızın elini tutarak,
<<Kızım, kalk!>> diye seslendi. 55 Ruhu yeniden bedenine dönen kız hemen ayağa
kalktı. İsa, kıza yemek verilmesini buyurdu. 56 Kızın annesiyle babası şaşkınlık
içindeydi. İsa, olanları hiç kimseye anlatmamaları için onları uyardı.
9Bölüm
İsa On İki Elçisini Görevlendiriyor
(Mat.10:5-15; Mar.6:7-13)
1
İsa, Onikiler'i* yanına çağırıp onlara bütün cinler üzerinde ve hastalıkları
iyileştirmek için güç ve yetki verdi. 2 Sonra onları Tanrı'nın Egemenliği'ni duyurmaya
ve hastalara şifa vermeye gönderdi. 3 Onlara şöyle dedi: <<Yolculuk için yanınıza
hiçbir şey almayın: Ne değnek, ne torba, ne ekmek, ne para, ne de yedek mintan.
4
Hangi eve girerseniz, kentten ayrılıncaya dek orada kalın. 5 Sizi kabul etmeyenlere
gelince, kentten ayrılırken onlara uyarı olsun diye ayaklarınızın tozunu silkin.>>
6
Onlar da yola çıktılar, her yerde Müjde'yi yayarak ve hastaları iyileştirerek köy köy
dolaştılar.
7-8
Bölgenin kralı* Hirodes bütün bu olanları duyunca şaşkına döndü. Çünkü
bazıları Yahya'nın ölümden dirildiğini, bazıları İlyas'ın göründüğünü, başkaları ise
eski peygamberlerden birinin dirildiğini söylüyordu. 9 Hirodes, <<Yahya'nın başını
ben kestirdim. Şimdi hakkında böyle haberler duyduğum bu adam kim?>> diyor ve
İsa'yı görmenin bir yolunu arıyordu.
İsa Beş Bin Kişiyi Doyuruyor
(Mat.14:13-21; Mar.6:30-44; Yu.6:1-44)
10
Elçiler geri dönünce, yaptıkları her şeyi İsa'ya anlattılar. Sonra İsa yalnızca
onları yanına alıp Beytsayda denilen bir kente çekildi. 11 Bunu öğrenen halk O'nun
ardından gitti. İsa onları ilgiyle karşıladı, kendilerine Tanrı'nın Egemenliği'nden söz
etti ve şifaya ihtiyacı olanları iyileştirdi.
12
Günbatımına doğru Onikiler gelip O'na, <<Halkı salıver de çevredeki köylere ve
çiftliklere gidip kendilerine barınak ve yiyecek bulsunlar. Çünkü ıssız bir yerdeyiz>>
dediler.
13
İsa, <<Onlara siz yiyecek verin>> dedi.
<<Beş ekmekle iki balıktan başka bir şeyimiz yok>> dediler. <<Yoksa bunca halk
için yiyecek almaya biz mi gidelim?>> 14 Orada yaklaşık beş bin erkek vardı.
İsa öğrencilerine, <<Halkı yaklaşık ellişer kişilik kümeler halinde yere oturtun>>
dedi. 15 Öğrenciler öyle yapıp herkesi yere oturttular. 16 İsa, beş ekmekle iki balığı aldı,
gözlerini göğe kaldırarak şükretti; sonra bunları böldü ve halka dağıtmaları için
öğrencilerine verdi. 17 Herkes yiyip doydu. Artakalan parçalardan on iki sepet dolusu
toplandı.
Petrus'un Mesih'i Tanıması
(Mat.16:13-28; Mar.8:27-9:1)
18
Bir gün İsa tek başına dua ediyordu, öğrencileri de yanındaydı. İsa onlara,
<<Halk benim kim olduğumu söylüyor?>> diye sordu.
19
Şöyle yanıtladılar: <<Vaftizci Yahya diyorlar. Ama kimi İlyas, kimi de eski
peygamberlerden biri dirilmiş, diyor.>>
20
İsa onlara, <<Siz ne dersiniz>> dedi, <<Sizce ben kimim?>>
Petrus, <<Sen Tanrı'nın Mesihi'sin*>> yanıtını verdi.
21
İsa, onları uyararak bunu hiç kimseye söylememelerini buyurdu.
22
İnsanoğlu'nun* çok acı çekmesi, ileri gelenler, başkâhinler ve din bilginlerince
reddedilmesi, öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini söyledi. 23 Sonra
hepsine, <<Ardımdan gelmek isteyen kendini inkâr etsin, her gün çarmıhını yüklenip
beni izlesin>> dedi, 24 <<Canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim
uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır. 25 İnsan bütün dünyayı kazanıp da canını
yitirirse, canından olursa, bunun kendisine ne yararı olur? 26 Kim benden ve benim
sözlerimden utanırsa, İnsanoğlu da kendisinin, Babası'nın ve kutsal meleklerin
görkemi içinde geldiğinde o kişiden utanacaktır. 27 Size gerçeği söyleyeyim, burada
bulunanlar arasında, Tanrı'nın Egemenliği'ni görmeden ölümü tatmayacak olanlar
var.>>
İsa'nın Görünümü Değişiyor
(Mat.17:1-8; Mar.9:2-8)
28
Bu sözleri söyledikten yaklaşık sekiz gün sonra İsa, yanına Petrus, Yuhanna ve
Yakup'u alarak dua etmek üzere dağa çıktı. 29 İsa dua ederken yüzünün görünümü
değişti, giysileri şimşek gibi parıldayan bir beyazlığa büründü. 30-31 O anda görkem
içinde beliren iki kişi İsa'yla konuşmaya başladılar. Bunlar Musa ile İlyas'tı. İsa'nın
yakında Yeruşalim'de gerçekleşecek olan ayrılışını*fx* konuşuyorlardı.
32
Petrus ile yanındakilerin üzerine uyku çökmüştü. Ama uykuları iyice dağılınca
İsa'nın görkemini ve yanında duran iki kişiyi gördüler. 33 Bunlar İsa'nın yanından
ayrılırken Petrus İsa'ya, <<Efendimiz>> dedi, <<Burada bulunmamız ne iyi oldu! Üç
çardak kuralım: Biri sana, biri Musa'ya, biri de İlyas'a.>> Aslında ne söylediğinin
farkında değildi.
34
Petrus daha bunları söylerken bir bulut gelip onlara gölge saldı. Bulut onları
sarınca korktular. 35 Buluttan gelen bir ses, <<Bu benim Oğlum'dur, seçilmiş Olan'dır.
O'nu dinleyin!>> dedi. 36 Ses kesilince İsa'nın tek başına olduğu görüldü. Öğrenciler
bunu gizli tuttular ve o günlerde hiç kimseye gördüklerinden söz etmediler.
Cinli Bir Çocuğun İyileştirilmesi
(Mat.17:14-23; Mar.9:14-32)
37
Ertesi gün dağdan indikleri zaman, İsa'yı büyük bir kalabalık karşıladı.
38
Kalabalığın içinden bir adam, <<Öğretmenim>> diye seslendi, <<Yalvarırım,
oğlumu bir gör, o tek çocuğumdur. 39 Bir ruh onu yakalıyor, o da birdenbire çığlık
atıyor. Ruh onu, ağzından köpükler gelene dek şiddetle sarsıyor. Bedenini yara bere
içinde bırakarak güçbela ayrılıyor. 40 Ruhu kovmaları için öğrencilerine yalvardım,
ama başaramadılar.>>
41
İsa şöyle karşılık verdi: <<Ey imansız ve sapmış kuşak! Sizinle daha ne kadar
kalıp size katlanacağım? Oğlunu buraya getir.>>
42
Çocuk daha İsa'ya yaklaşırken cin onu yere vurup şiddetle sarstı. Ama İsa kötü
ruhu azarladı, çocuğu iyileştirerek babasına geri verdi. 43-44 Herkes Tanrı'nın büyük
gücüne şaşıp kaldı.
İsa Ölüp Dirileceğini Tekrar Bildiriyor
(Mat.17:22-23; Mar.9:30-32)
Herkes İsa'nın bütün yaptıkları karşısında hayret içindeyken, İsa öğrencilerine,
<<Şu sözlerime iyice kulak verin>> dedi. <<İnsanoğlu*, insanların eline teslim
edilecek.>> 45 Onlar bu sözü anlamadılar. Sözü kavramasınlar diye anlamı
kendilerinden gizlenmişti. Üstelik İsa'ya bu sözle ilgili soru sormaktan korkuyorlardı.
En Büyük Kim?
(Mat.18:1-5; Mar.9:33-40)
46
Öğrenciler, aralarında kimin en büyük olduğunu tartışmaya başladılar. 4748
Akıllarından geçeni bilen İsa, küçük bir çocuğu tutup yanına çekti ve onlara şöyle
dedi: <<Bu çocuğu benim adım uğruna kabul eden, beni kabul etmiş olur. Beni kabul
eden de beni göndereni kabul etmiş olur. Aranızda en küçük kim ise, işte en büyük
odur.>>
49
Yuhanna buna karşılık, <<Efendimiz>> dedi, <<Senin adınla cin kovan birini
gördük, ama bizimle birlikte seni izlemediği için ona engel olmaya çalıştık.>>
50
İsa, <<Ona engel olmayın!>> dedi. <<Size karşı olmayan, sizden yanadır.>>
Samiriyeliler İsa'yı İstemiyor
51
Göğe alınacağı gün yaklaşınca İsa, kararlı adımlarla Yeruşalim'e doğru yola
çıktı. 52 Kendi önünden haberciler gönderdi. Bunlar, kendisi için hazırlık yapmak
üzere gidip Samiriyeliler'e* ait bir köye girdiler. 53 Ama Samiriyeliler İsa'yı kabul
etmediler. Çünkü Yeruşalim'e doğru gidiyordu. 54 Öğrencilerden Yakup'la Yuhanna
bunu görünce, <<Rab, bunları yok etmek için bir buyrukla gökten ateş yağdırmamızı
ister misin?>> dediler. 55 Ama İsa dönüp onları azarladı. 56 Sonra*fx* başka bir köye
gittiler.
İsa'yı İzlemenin Bedeli
(Mat.8:19-22)
57
Yolda giderlerken bir adam İsa'ya, <<Nereye gidersen, senin ardından
geleceğim>> dedi.
58
İsa ona, <<Tilkilerin ini, kuşların yuvası var, ama İnsanoğlu'nun başını
yaslayacak bir yeri yok>> dedi.
59
Bir başkasına, <<Ardımdan gel>> dedi.
Adam ise, <<İzin ver, önce gidip babamı gömeyim>> dedi.
60
İsa ona şöyle dedi: <<Bırak ölüleri, kendi ölülerini kendileri gömsün. Sen gidip
Tanrı'nın Egemenliği'ni duyur.>>
61
Bir başkası, <<Ya Rab>> dedi, <<Senin ardından geleceğim ama, izin ver, önce
evimdekilerle vedalaşayım.>>
62
İsa ona, <<Sabanı tutup da geriye bakan, Tanrı'nın Egemenliği'ne layık
değildir>> dedi.
10Bölüm
Yetmişler'in Görevlendirilmesi
1
Bu olaylardan sonra Rab yetmiş kişi daha görevlendirdi. Bunları ikişer ikişer,
kendisinin gideceği her kente, her yere kendi önünden gönderdi. 2 Onlara, <<Ürün
bol, ama işçi az>> dedi, <<Bu nedenle ürünün sahibi Rab'be yalvarın, ürününü
kaldıracak işçiler göndersin. 3 Haydi gidin! İşte, sizi kuzular gibi kurtların arasına
gönderiyorum. 4 Yanınıza ne kese, ne torba, ne de çarık alın. Yolda hiç kimseyle
selamlaşmayın. 5 Hangi eve girerseniz, önce, <Bu eve esenlik olsun!> deyin. 6 Orada
esenliksever biri varsa, dilediğiniz esenlik onun üzerinde kalacak; yoksa, size
dönecektir. 7 Girdiğiniz evde kalın, size ne verirlerse onu yiyip için. Çünkü işçi
ücretini hak eder. Evden eve taşınmayın.
8
<<Bir kente girdiğinizde sizi kabul ederlerse, önünüze konulanı yiyin. 9 Orada
bulunan hastaları iyileştirin ve kendilerine, <Tanrı'nın Egemenliği size yaklaştı>
deyin. 10-11 Ama bir kente girdiğinizde sizi kabul etmezlerse, o kentin caddelerine çıkıp
şöyle deyin: <Kentinizden ayaklarımızda kalan tozu bile size karşı silkiyoruz. Yine de
şunu bilin ki, Tanrı'nın Egemenliği yaklaştı.> 12 Size şunu söyleyeyim, yargı günü o
kentin hali Sodom Kenti'nin halinden beter olacaktır.
13
<<Vay haline, ey Horazin! Vay haline, ey Beytsayda! Sizlerde yapılan
mucizeler Sur ve Sayda'da yapılmış olsaydı, çoktan çul* kuşanıp kül içinde oturarak
tövbe etmiş olurlardı. 14 Ama yargı günü sizin haliniz Sur ve Sayda'nın halinden beter
olacaktır. 15 Ya sen, ey Kefarnahum, göğe mi çıkarılacaksın? Hayır, ölüler diyarına
indirileceksin!
16
<<Sizi dinleyen beni dinlemiş olur, sizi reddeden beni reddetmiş olur. Beni
reddeden de beni göndereni reddetmiş olur.>>
17
Yetmişler sevinç içinde döndüler. <<Ya Rab>> dediler, <<Senin adını
andığımızda cinler bile bize boyun eğiyor.>>
18
İsa onlara şöyle dedi: <<Şeytan'ın gökten yıldırım gibi düştüğünü gördüm.
19
Ben size, yılanları ve akrepleri ayak altında ezmek ve düşmanın bütün gücünü alt
etmek için yetki verdim. Hiçbir şey size zarar vermeyecektir. 20 Bununla birlikte,
ruhların size boyun eğmesine sevinmeyin, adlarınızın gökte yazılmış olmasına
sevinin.>>
21
O anda İsa Kutsal Ruh'un etkisiyle coşarak şöyle dedi: <<Baba, yerin ve göğün
Rabbi! Bu gerçekleri bilge ve akıllı kişilerden gizleyip küçük çocuklara açtığın için
sana şükrederim. Evet Baba, senin isteğin buydu.
22
<<Babam her şeyi bana teslim etti. Oğul'un kim olduğunu Baba'dan başka kimse
bilmez. Baba'nın kim olduğunu da Oğul'dan ve Oğul'un O'nu tanıtmak istediği
kişilerden başkası bilmez.>>
23
Sonra öğrencilerine dönüp özel olarak şöyle dedi: <<Sizin gördüklerinizi gören
gözlere ne mutlu! 24 Size şunu söyleyeyim, nice peygamberler, nice krallar sizin
gördüklerinizi görmek istediler, ama göremediler. Sizin işittiklerinizi işitmek istediler,
ama işitemediler.>>
İyi Samiriyeli
25
Bir Kutsal Yasa uzmanı İsa'yı denemek amacıyla gelip şöyle dedi:
<<Öğretmenim, sonsuz yaşamı miras almak için ne yapmalıyım?>>
26
İsa ona, <<Kutsal Yasa'da ne yazılmıştır?>> diye sordu. <<Orada ne
okuyorsun?>>
27
Adam şöyle karşılık verdi: <<Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla,
bütün gücünle ve bütün aklınla seveceksin. Komşunu da kendin gibi seveceksin.>>
28
İsa ona, <<Doğru yanıt verdin>> dedi. <<Bunu yap ve yaşayacaksın.>>
29
Oysa adam kendini haklı çıkarmak isteyerek İsa'ya, <<Peki, komşum kim?>>
dedi.
30
İsa şöyle yanıt verdi: <<Adamın biri Yeruşalim'den Eriha'ya inerken haydutların
eline düştü. Onu soyup dövdüler, yarı ölü bırakıp gittiler. 31 Bir rastlantı olarak o
yoldan bir kâhin geçiyordu. Adamı görünce yolun öbür yanından geçip gitti. 32 Bir
Levili* de oraya varıp adamı görünce aynı şekilde geçip gitti. 33 O yoldan geçen bir
Samiriyeli* ise adamın bulunduğu yere gelip onu görünce, yüreği sızladı. 34 Adamın
yanına gitti, yaralarının üzerine yağla şarap dökerek sardı. Sonra adamı kendi
hayvanına bindirip hana götürdü, onunla ilgilendi. 35 Ertesi gün iki dinar çıkararak
hancıya verdi. <Ona iyi bak> dedi, <Bundan fazla ne harcarsan, dönüşümde sana
öderim.>
36
<<Sence bu üç kişiden hangisi haydutlar arasına düşen adama komşu gibi
davrandı?>>
37
Yasa uzmanı, <<Ona acıyıp yardım eden>> dedi.
İsa, <<Git, sen de öyle yap>> dedi.
İsa, Marta ve Meryem'in Evinde
38
İsa, öğrencileriyle birlikte yola devam edip bir köye girdi. Marta adında bir
kadın İsa'yı evinde konuk etti. 39 Marta'nın Meryem adındaki kızkardeşi, Rab'bin
ayakları dibine oturmuş O'nun konuşmasını dinliyordu. 40 Marta ise işlerinin
çokluğundan ötürü telaş içindeydi. İsa'nın yanına gelerek, <<Ya Rab>> dedi,
<<Kardeşimin beni hizmet işlerinde yalnız bırakmasına aldırmıyor musun? Ona söyle
de bana yardım etsin.>>
41
Rab ona şu karşılığı verdi: <<Marta, Marta, sen çok şey için kaygılanıp
telaşlanıyorsun. 42 Oysa gerekli olan tek bir şey vardır. Meryem iyi olanı seçti ve bu
kendisinden alınmayacak.>>
11Bölüm
Nasıl Dua Etmeli
(Mat.6:9-13; 7:7-11)
1
İsa bir yerde dua ediyordu. Duasını bitirince öğrencilerinden biri, <<Ya Rab>>
dedi, <<Yahya'nın kendi öğrencilerine öğrettiği gibi sen de bize dua etmesini öğret.>>
2
İsa onlara, <<Dua ederken şöyle söyleyin>> dedi:
<<Baba, adın kutsal kılınsın.
Egemenliğin gelsin.
3
Her gün bize gündelik ekmeğimizi ver.
4
Günahlarımızı bağışla.
Çünkü biz de bize karşı suç işleyen herkesi bağışlıyoruz.
Ayartılmamıza izin verme.>>
Sonra şöyle dedi: <<Sizlerden birinin bir arkadaşı olur da gece yarısı ona gidip,
<Arkadaş, bana üç ekmek ödünç ver. Bir arkadaşım yoldan geldi, önüne koyacak bir
şeyim yok> derse, öbürü içerden, <Beni rahatsız etme! Kapı kilitli, çocuklarım da
yanımda yatıyor. Kalkıp sana bir şey veremem> der mi hiç? 8 Size şunu söyleyeyim,
arkadaşlık gereği kalkıp ona istediğini vermese bile, adamın yüzsüzlüğünden ötürü
kalkar, ihtiyacı neyse ona verir.
9
<<Ben size şunu söyleyeyim: Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı
çalın, size açılacaktır. 10 Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.
11
<<Aranızda hangi baba, ekmek isteyen oğluna taş verir? Ya da balık isterse
balık yerine yılan verir? 12 Ya da yumurta isterse ona akrep verir? 13 Sizler kötü yürekli
olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar vermeyi biliyorsanız, gökteki
Baba'nın, kendisinden dileyenlere Kutsal Ruh'u vereceği çok daha kesin değil mi?>>
İsa ve Baalzevul
(Mat.12:22-30; Mar.3:20-27)
14
İsa adamın birinden dilsiz bir cini kovuyordu. Cin çıkınca adamın dili çözüldü.
5-7
Halk hayret içinde kaldı. 15 Ama içlerinden bazıları, <<Cinleri, cinlerin önderi
Baalzevul'un* gücüyle kovuyor>> dediler. 16 Bazıları ise O'nu denemek amacıyla
gökten bir belirti göstermesini istediler.
17
Onların ne düşündüğünü bilen İsa şöyle dedi: <<Kendi içinde bölünen ülke
yıkılır, kendi içinde bölünen ev çöker. 18 Şeytan da kendi içinde bölünmüşse, onun
egemenliği nasıl ayakta kalabilir? Siz, benim Baalzevul'un gücüyle cinleri
kovduğumu söylüyorsunuz. 19 Eğer ben cinleri Baalzevul'un gücüyle kovuyorsam,
sizin adamlarınız kimin gücüyle kovuyor? Sizi bu durumda kendi adamlarınız
yargılayacak. 20 Ama ben cinleri Tanrı'nın eliyle kovuyorsam, Tanrı'nın Egemenliği
üzerinize gelmiş demektir.
21
<<Tepeden tırnağa silahlanmış güçlü bir adam kendi evini koruduğu sürece,
malları güvenlik içinde olur. 22 Ne var ki, ondan daha güçlü biri saldırıp onu alt
ettiğinde güvendiği bütün silahları elinden alır ve mallarını yağmalayarak bölüştürür.
23
Benden yana olmayan bana karşıdır, benimle birlikte toplamayan dağıtıyor
demektir.
24
<<Kötü ruh insandan çıkınca kurak yerlerde dolanıp huzur arar. Bulamayınca
da, <Çıktığım eve, kendi evime döneyim> der. 25 Eve gelince orayı süpürülmüş,
düzeltilmiş bulur. 26 Bunun üzerine gider, kendisinden kötü yedi ruh daha alır ve eve
girip yerleşirler. Böylece o kişinin son durumu ilkinden beter olur.>>
27
İsa bu sözleri söylerken kalabalığın içinden bir kadın O'na, <<Ne mutlu seni
taşımış olan rahme, emzirmiş olan memelere!>> diye seslendi.
28
İsa, <<Daha doğrusu, ne mutlu Tanrı'nın sözünü dinleyip uygulayanlara!>>
dedi.
Yunus'un Belirtisi
(Mat.12:38-42)
29
Çevredeki kalabalık büyürken İsa konuşmaya başladı. <<Şimdiki kuşak kötü bir
kuşaktır>> dedi. <<Doğaüstü bir belirti istiyor, ama ona Yunus'un belirtisinden başka
bir belirti gösterilmeyecek. 30 Yunus nasıl Ninova halkına bir belirti olduysa,
İnsanoğlu* da bu kuşak için öyle olacaktır. 31 Güney Kraliçesi, yargı günü bu kuşağın
adamlarıyla birlikte kalkıp onları yargılayacak. Çünkü kraliçe, Süleyman'ın bilgece
sözlerini dinlemek için dünyanın ta öbür ucundan gelmişti. Bakın, Süleyman'dan daha
üstün olan buradadır. 32 Ninova halkı, yargı günü bu kuşakla birlikte kalkıp bu kuşağı
yargılayacak. Çünkü Ninovalılar, Yunus'un çağrısı üzerine tövbe ettiler. Bakın,
Yunus'tan daha üstün olan buradadır.>>
Bedenin Işığı
(Mat.5:15; 6:22-23)
33
<<Hiç kimse kandil yakıp onu gizli yere ya da tahıl ölçeğinin altına koymaz.
Tersine, içeri girenler ışığı görsünler diye onu kandilliğe koyar. 34 Bedenin ışığı
gözdür. Gözün sağlamsa, bütün bedenin de aydınlık olur. Gözün bozuksa, bedenin de
karanlık olur. 35 Öyleyse dikkat et, sendeki <ışık> karanlık olmasın. 36 Eğer bütün
bedenin aydınlık olur ve hiçbir yanı karanlık kalmazsa, kandilin seni ışınlarıyla
aydınlattığı zamanki gibi, bedenin tümden aydınlık olur.>>
Vay Halinize, Ferisiler!
(Mat.23:1-36; 12:38-40)
37
İsa konuşmasını bitirince bir Ferisi* O'nu evine yemeğe çağırdı. O da içeri
girerek sofraya oturdu. 38 İsa'nın yemekten önce yıkanmadığını gören Ferisi şaştı.
39
Rab ona şöyle dedi: <<Siz Ferisiler, bardağın ve tabağın dışını temizlersiniz,
ama içiniz açgözlülük ve kötülükle doludur. 40 Ey akılsızlar! Dışı yapanla içi yapan
aynı değil mi? 41 Siz kaplarınızın içindekini*fx* sadaka olarak verin, o zaman sizin
için her şey temiz olur.
<<Ama vay halinize, ey Ferisiler! Siz nanenin, sedefotunun ve her tür sebzenin
ondalığını verirsiniz de, adaleti ve Tanrı sevgisini ihmal edersiniz. Ondalık vermeyi
ihmal etmeden esas bunları yerine getirmeniz gerekirdi. 43 Vay halinize, ey Ferisiler!
Havralarda en seçkin yerlere kurulmaya, meydanlarda selamlanmaya bayılırsınız.
44
Vay halinize! İnsanların, farkında olmadan üzerlerinde gezindiği belirsiz mezarlara
benziyorsunuz.>>
45
Kutsal Yasa uzmanlarından biri söz alıp İsa'ya, <<Öğretmenim, bunları
söylemekle bize de hakaret etmiş oluyorsun>> dedi.
46
İsa, <<Sizin de vay halinize, ey Yasa uzmanları!>> dedi. <<İnsanlara taşınması
güç yükler yüklersiniz, kendiniz ise bu yükleri kaldırmak için parmağınızı bile
kıpırdatmazsınız. 47 Vay halinize! Peygamberlerin anıtlarını yaparsınız, oysa onları
sizin atalarınız öldürmüştür. 48 Böylelikle atalarınızın yaptıklarına tanıklık ederek
bunları onaylamış oluyorsunuz. Çünkü onlar peygamberleri öldürdüler, siz de
anıtlarını yapıyorsunuz. 49 İşte bunun için Tanrı'nın Bilgeliği şöyle demiştir: <Ben
onlara peygamberler ve elçiler göndereceğim, bunlardan kimini öldürecek, kimine
zulmedecekler.> 50-51 Böylece bu kuşak, Habil'in kanından tutun da, sunakla tapınak
arasında öldürülen Zekeriya'nın kanına değin, dünyanın kuruluşundan beri akıtılan
bütün peygamberlerin kanından sorumlu tutulacaktır. Evet, size söylüyorum, bu kuşak
sorumlu tutulacaktır. 52 Vay halinize, ey Yasa uzmanları! Bilgi kapısının anahtarını
alıp götürdünüz. Kendiniz bu kapıdan girmediniz, girmek isteyenlere de engel
oldunuz.>>
53
İsa oradan ayrılınca, din bilginleriyle Ferisiler O'nu şiddetle sıkıştırarak birçok
konuda ağzını aramaya başladılar. 54 Ağzından çıkacak bir sözle O'nu tuzağa
düşürmek için fırsat kolluyorlardı.
42
12Bölüm
Uyarılar ve Teşvikler
(Mat.10:26-31)
1
O sırada halktan binlerce kişi birbirlerini ezercesine toplanmıştı. İsa önce kendi
öğrencilerine şunları söylemeye başladı: <<Ferisiler'in mayasından -yani,
ikiyüzlülükten- kaçının. 2 Örtülü olup da açığa çıkarılmayacak, gizli olup da
bilinmeyecek hiçbir şey yoktur. 3 Bunun için karanlıkta söylediğiniz her söz gün
ışığında duyulacak, kapalı kapılar ardında kulağa fısıldadıklarınız damlardan
duyurulacaktır.
4
<<Siz dostlarıma söylüyorum, bedeni öldüren, ama ondan sonra başka bir şey
yapamayanlardan korkmayın. 5 Kimden korkmanız gerektiğini size açıklayayım:
Kişiyi öldürdükten sonra cehenneme atma yetkisine sahip olan Tanrı'dan korkun.
Evet, size söylüyorum, O'ndan korkun. 6 Beş serçe iki meteliğe satılmıyor mu? Ama
bunlardan bir teki bile Tanrı katında unutulmuş değildir. 7 Nitekim başınızdaki bütün
saçlar bile sayılıdır. Korkmayın, siz birçok serçeden daha değerlisiniz.
8
<<Size şunu söyleyeyim, insanların önünde beni açıkça kabul eden herkesi,
İnsanoğlu* da Tanrı'nın melekleri önünde açıkça kabul edecek. 9 Ama kim beni
insanlar önünde inkâr ederse, kendisi de Tanrı'nın melekleri önünde inkâr edilecek.
10
İnsanoğlu'na karşı bir söz söyleyen herkes bağışlanacak. Oysa Kutsal Ruh'a
küfreden bağışlanmayacaktır.
11
<<Sizi havra topluluklarının, yöneticilerin ve yetkililerin önüne çıkardıklarında,
<Kendimizi neyle, nasıl savunacağız?> ya da, <Ne söyleyeceğiz?> diye
kaygılanmayın. 12 Kutsal Ruh o anda size ne söylemeniz gerektiğini öğretecektir.>>
Zengin Budala
13
Kalabalığın içinden biri İsa'ya, <<Öğretmenim, kardeşime söyle de mirası
benimle paylaşsın>> dedi.
14
İsa ona şöyle dedi: <<Ey adam! Kim beni üzerinizde yargıç ya da hakem
yaptı?>> 15 Sonra onlara, <<Dikkatli olun!>> dedi. <<Her türlü açgözlülükten sakının.
Çünkü insanın yaşamı, malının çokluğuna bağlı değildir.>>
16
İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: <<Zengin bir adamın toprakları bol ürün verdi.
17
Adam kendi kendine, <Ne yapacağım? Ürünlerimi koyacak yerim yok> diye
düşündü. 18 Sonra, <Şöyle yapacağım> dedi. <Ambarlarımı yıkıp daha büyüklerini
yapacağım, bütün tahıllarımı ve mallarımı oraya yığacağım. 19 Kendime, ey canım,
yıllarca yetecek kadar bol malın var. Rahatına bak, ye, iç, yaşamın tadını çıkar
diyeceğim.>
20
<<Ama Tanrı ona, <Ey akılsız!> dedi. <Bu gece canın senden istenecek.
Biriktirdiğin bu şeyler kime kalacak?>
21
<<Kendisi için servet biriktiren, ama Tanrı katında zengin olmayan kişinin sonu
böyle olur.>>
Kaygılanmayın
(Mat.6:25-34)
22
İsa öğrencilerine şöyle dedi: <<Bu nedenle size şunu söylüyorum: <Ne
yiyeceğiz?> diye canınız için, <Ne giyeceğiz?> diye bedeniniz için kaygılanmayın.
23
Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemlidir. 24 Kargalara bakın! Ne eker,
ne biçerler; ne kilerleri, ne ambarları vardır. Tanrı yine de onları doyurur. Siz
kuşlardan çok daha değerlisiniz! 25 Hangi biriniz kaygılanmakla ömrünü bir anlık*fx*
uzatabilir? 26 Bu küçücük işe bile gücünüz yetmediğine göre, öbür konularda neden
kaygılanıyorsunuz?
27
<<Zambakların nasıl büyüdüğüne bakın! Ne çalışırlar, ne de iplik eğirirler. Ama
size şunu söyleyeyim, bütün görkemine karşın Süleyman bile bunlardan biri gibi
giyinmiş değildi. 28 Ey kıt imanlılar, bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır
otunu böyle giydiren Tanrı'nın sizi de giydireceği çok daha kesindir. 29 <Ne yiyeceğiz,
ne içeceğiz?> diye düşünüp tasalanmayın. 30 Dünya ulusları hep bu şeylerin peşinden
giderler. Oysa Babanız, bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir. 31 Siz O'nun
egemenliğinin ardından gidin, o zaman size bunlar da verilecektir.
32
<<Korkma, ey küçük sürü! Çünkü Babanız, egemenliği size vermeyi uygun
gördü. 33 Mallarınızı satın, sadaka olarak verin. Kendinize eskimeyen keseler,
göklerde tükenmeyen bir hazine edinin. Orada ne hırsız ona yaklaşır, ne de güve onu
yer. 34 Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.>>
Uyanık ve Hazırlıklı Olun
(Mat.10:34-36; 24:42-51; Mar.10:38; 13:34-36)
35
<<Kuşaklarınız belinizde bağlı ve kandilleriniz yanar durumda hazır olun.
36
Düğün şenliğinden dönecek olan efendilerinin gelip kapıyı çaldığı an kapıyı açmak
için hazır bekleyen köleler gibi olun. 37 Efendileri geldiğinde uyanık bulunan kölelere
ne mutlu! Size doğrusunu söyleyeyim, efendileri beline kuşağını bağlayacak,
kölelerini sofraya oturtacak ve gelip onlara hizmet edecek. 38 Efendi gecenin ister
ikinci, ister üçüncü nöbetinde*fx* gelsin, uyanık bulacağı kölelere ne mutlu! 39 Ama
şunu bilin ki, ev sahibi, hırsızın hangi saatte geleceğini bilse, evinin soyulmasına
fırsat vermez. 40 Siz de hazır olun. Çünkü İnsanoğlu* beklemediğiniz saatte
gelecektir.>>
41
Petrus, <<Ya Rab>> dedi, <<Bu benzetmeyi bizim için mi anlatıyorsun, yoksa
herkes için mi?>>
42
Rab de şöyle dedi: <<Efendinin, uşaklarına vaktinde azık vermek için başlarına
atadığı güvenilir ve akıllı kâhya kimdir? 43 Efendisi eve döndüğünde işinin başında
bulacağı o köleye ne mutlu! 44 Size gerçeği söyleyeyim, efendisi onu bütün malının
üzerinde yetkili kılacak. 45-46 Ama o köle içinden, <Efendim gecikiyor> der, kadın ve
erkek hizmetkârları dövmeye, yiyip içip sarhoş olmaya başlarsa, efendisi, onun
beklemediği günde, ummadığı saatte gelecek, onu şiddetle cezalandırıp imansızlarla
bir tutacaktır.
47
<<Efendisinin isteğini bilip de hazırlık yapmayan, onun isteğini yerine
getirmeyen köle çok dayak yiyecek. 48 Oysa bilmeden dayağı hak eden davranışlarda
bulunan, az dayak yiyecek. Kime çok verilmişse, ondan çok istenecek. Kime çok şey
emanet edilmişse, kendisinden daha fazlası istenecektir.
49
<<Ben dünyaya ateş yağdırmaya geldim. Keşke bu ateş daha şimdiden
alevlenmiş olsaydı! 50 Katlanmam gereken bir vaftiz var. Bu vaftiz gerçekleşinceye
dek nasıl da sıkıntı çekiyorum!*fx* 51 Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi
sanıyorsunuz? Size hayır diyorum, ayrılık getirmeye geldim. 52 Bundan böyle bir evde
beş kişi, ikiye karşı üç, üçe karşı iki bölünmüş olacak. 53 Baba oğluna karşı, oğul
babasına karşı, anne kızına karşı, kız annesine karşı, kaynana gelinine karşı, gelin
kaynanasına karşı olacaktır.>>
Belirtileri Anlamak
(Mat.5:25-26; 16:2-3)
54
İsa halka şunları da söyledi: <<Batıda bir bulutun yükseldiğini görünce siz
hemen, <Sağanak geliyor> diyorsunuz, ve öyle oluyor. 55 Rüzgarın güneyden estiğini
görünce, <Çok sıcak olacak> diyorsunuz, ve öyle oluyor. 56 Sizi ikiyüzlüler!
Yeryüzünün ve gökyüzünün görünümünden bir anlam çıkarabiliyorsunuz da, şimdiki
zamanın anlamını nasıl oluyor da çıkaramıyorsunuz?
57
<<Doğru olana neden kendiniz karar vermiyorsunuz? 58 Sizden davacı olanla
birlikte yargıca giderken, yolda onunla anlaşmak için elinizden geleni yapın. Yoksa o
sizi yargıcın önüne sürükler, yargıç gardiyanın eline verir, gardiyan da sizi hapse atar.
59
Size şunu söyleyeyim, borcunuzun son kuruşunu*fx* ödemedikçe oradan asla
çıkamazsınız.>>
13Bölüm
Tövbe Ediniz
1
O sırada bazı kişiler gelip İsa'ya bir haber getirdiler. Pilatus'un nasıl bazı
Celileliler'i öldürüp kanlarını kendi kestikleri kurbanların kanına kattığını anlattılar.
2
İsa onlara şöyle karşılık verdi: <<Böyle acı çeken bu Celileliler'in, bütün öbür
Celileliler'den daha günahlı olduğunu mu sanıyorsunuz? 3 Size hayır diyorum. Ama
tövbe etmezseniz, hepiniz böyle mahvolacaksınız. 4 Ya da, Şiloah'taki kule üzerlerine
yıkılınca ölen o on sekiz kişinin, Yeruşalim'de yaşayan öbür insanların hepsinden
daha suçlu olduğunu mu sanıyorsunuz? 5 Size hayır diyorum. Ama tövbe etmezseniz,
hepiniz böyle mahvolacaksınız.>>
Meyve Vermeyen Ağaç
6
İsa şu benzetmeyi anlattı: <<Adamın birinin bağında dikili bir incir ağacı vardı.
Adam gelip ağaçta meyve aradı, ama bulamadı. 7 Bağcıya, <Bak> dedi, <Ben üç yıldır
gelip bu incir ağacında meyve arıyorum, bulamıyorum. Onu kes. Toprağın besinini
neden boş yere tüketsin?>
8
<<Bağcı, <Efendim> diye karşılık verdi, <Ağacı bir yıl daha bırak, bu arada ben
çevresini kazıp gübreleyeyim. 9 Gelecek yıl meyve verirse, ne iyi; vermezse, onu
kesersin.> >>
Beli Bükük Bir Kadının İyileştirilmesi
10
Bir Şabat Günü* İsa, havralardan birinde öğretiyordu. 11 On sekiz yıldır içinde
hastalık ruhu bulunan bir kadın da oradaydı. İki büklüm olmuş, belini hiç
doğrultamıyordu. 12 İsa onu görünce yanına çağırdı. <<Kadın>> dedi,
<<Hastalığından kurtuldun.>> 13 Ellerini kadının üzerine koydu. Kadın hemen
doğruldu ve Tanrı'yı yüceltmeye başladı.
14
İsa'nın hastayı Şabat Günü iyileştirmesine kızan havra yöneticisi kalabalığa
seslenerek, <<Çalışmak için altı gün vardır>> dedi. <<O günler gelip iyileşin, Şabat
Günü değil.>>
15
Rab ona şu karşılığı verdi: <<Sizi ikiyüzlüler! Her biriniz Şabat Günü kendi
öküzünü ya da eşeğini yemlikten çözüp suya götürmez mi? 16 Buna göre, Şeytan'ın on
sekiz yıldır bağlı tuttuğu, İbrahim'in bir kızı olan bu kadının da Şabat Günü bu bağdan
çözülmesi gerekmez miydi?>>
17
İsa'nın bu sözleri, kendisine karşı gelenlerin hepsini utandırdı. Bütün kalabalık
ise O'nun yaptığı görkemli işlerin tümünü sevinçle karşıladı.
Hardal Tanesi ve Maya
(Mat.13:31-33; Mar.4:30-32)
18
Sonra İsa şunları söyledi: <<Tanrı'nın Egemenliği neye benzer, onu neye
benzeteyim? 19 Tanrı'nın Egemenliği, bir adamın bahçesine ektiği hardal tanesine
benzer. Tane gelişip ağaç olur, kuşlar dallarında barınır.>>
20
İsa yine, <<Tanrı'nın Egemenliği'ni neye benzeteyim?>> dedi. 21 <<O, bir
kadının üç ölçek*fx* una karıştırdığı mayaya benzer. Sonunda bütün hamur
kabarır.>>
Dar Kapı
(Mat.7:13-14,21-23)
22
İsa köy kent dolaşarak öğretiyor, Yeruşalim'e doğru ilerliyordu. 23-24 Biri O'na,
<<Ya Rab>> dedi, <<Kurtulanların sayısı az mı olacak?>>
İsa oradakilere şöyle dedi: <<Dar kapıdan girmeye gayret edin. Size şunu
söyleyeyim, çok kişi içeri girmek isteyecek, ama giremeyecek. 25 Ev sahibi kalkıp
kapıyı kapattıktan sonra dışarıda durup, <Ya Rab, kapıyı aç bize!> diyerek kapıyı
vurmaya başlayacaksınız.
<<O da size, <Kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi bilmiyorum> diye karşılık
verecek.
26
<<O zaman, <Biz senin önünde yiyip içtik, sen de bizim sokaklarımızda
öğrettin> demeye başlayacaksınız.
27
<<O da size şöyle diyecek: <Kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi bilmiyorum.
Çekilin önümden, ey kötülük yapanlar!>
28
<<İbrahim'i, İshak'ı, Yakup'u ve bütün peygamberleri Tanrı'nın Egemenliği'nde,
kendinizi ise dışarı atılmış gördüğünüz zaman, aranızda ağlayış ve diş gıcırtısı
olacaktır. 29 İnsanlar doğudan batıdan, kuzeyden güneyden gelecek ve Tanrı'nın
Egemenliği'nde sofraya oturacaklar. 30 Ve işte, sonuncu olan bazıları birinci, birinci
olan bazıları da sonuncu olacak.>>
Ey Yeruşalim!
(Mat.23:37-39)
31
Tam o sırada bazı Ferisiler gelip İsa'ya, <<Buradan ayrılıp başka yere git.
Hirodes* seni öldürmek istiyor>> dediler.
32
İsa onlara şöyle dedi: <<Gidin, o tilkiye söyleyin, <Bugün ve yarın cinleri
kovup hastaları iyileştireceğim ve üçüncü gün hedefime ulaşacağım.> 33 Yine de
bugün, yarın ve öbür gün yoluma devam etmeliyim. Çünkü bir peygamberin
Yeruşalim'in dışında ölmesi düşünülemez!
34
<<Ey Yeruşalim! Peygamberleri öldüren, kendisine gönderilenleri taşlayan
Yeruşalim! Tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi ben de kaç kez senin
çocuklarını toplamak istedim, ama siz istemediniz. 35 Bakın, eviniz ıssız bırakılacak!
Size şunu söyleyeyim: <Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun!> diyeceğiniz zamana
dek beni bir daha görmeyeceksiniz.>>
14Bölüm
İsa Bir Ferisi'nin Evinde
1
Bir Şabat Günü* İsa Ferisiler'in ileri gelenlerinden birinin evine yemek yemeye
gitti. Herkes O'nu dikkatle gözlüyordu. 2 Önünde, vücudu su toplamış bir adam vardı.
3
İsa, Kutsal Yasa uzmanlarına ve Ferisiler'e, <<Şabat Günü bir hastayı iyileştirmek
Kutsal Yasa'ya uygun mudur, değil midir?>> diye sordu. 4 Onlar ses çıkarmadılar. İsa
adamı tutup iyileştirdi, sonra eve gönderdi.
5
İsa onlara şöyle dedi: <<Hanginiz oğlu ya da öküzü Şabat Günü kuyuya düşer de
hemen çıkarmaz?>> 6 Onlar buna hiçbir karşılık veremediler.
7-9
Yemeğe çağrılanların başköşeleri seçtiğini farkeden İsa, onlara şu benzetmeyi
anlattı: <<Biri seni düğüne çağırdığı zaman başköşeye kurulma. Belki senden daha
saygın birini de çağırmıştır. İkinizi de çağıran gelip, <Yerini bu adama ver> diyebilir.
O zaman utançla kalkıp en arkaya geçersin. 10 Bir yere çağrıldığın zaman git, en
arkada otur. Öyle ki, seni çağıran gelince, <Arkadaşım, daha öne buyurmaz mısın?>
desin. O zaman seninle birlikte sofrada oturan herkesin önünde onurlandırılmış
olursun. 11 Kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan yüceltilecektir.>>
Şölen Benzetmesi
(Mat.22:1-10)
12
İsa kendisini yemeğe çağırmış olana da şöyle dedi: <<Bir öğlen ya da akşam
yemeği verdiğin zaman dostlarını, kardeşlerini, akrabalarını ve zengin komşularını
çağırma. Yoksa onlar da seni çağırarak karşılık verirler. 13 Ama ziyafet verdiğin
zaman yoksulları, kötürümleri, sakatları, körleri çağır. 14 Böylece mutlu olursun.
Çünkü bunlar sana karşılık verecek durumda değildirler. Karşılığı sana, doğru kişiler
dirildiği zaman verilecektir.>>
15
Sofrada oturanlardan biri bunu duyunca İsa'ya, <<Tanrı'nın Egemenliği'nde
yemek yiyecek olana ne mutlu!>> dedi.
16
İsa ona şöyle dedi: <<Adamın biri büyük bir şölen hazırlayıp birçok konuk
çağırdı. 17 Şölen saati gelince davetlilere, <Buyurun, her şey hazır> diye haber vermek
üzere kölesini gönderdi.
18
<<Ne var ki, hepsi anlaşmışçasına özür dilemeye başladılar. Birincisi, <Bir tarla
satın aldım, gidip görmek zorundayım. Rica ederim, beni hoş gör> dedi.
19
<<Bir başkası, <Beş çift öküz aldım, onları denemeye gidiyorum. Rica ederim,
beni hoş gör> dedi.
20
<<Yine bir başkası, <Yeni evlendim, bu nedenle gelemiyorum> dedi.
21
<<Köle geri dönüp durumu efendisine bildirdi. Bunun üzerine ev sahibi
öfkelenerek kölesine, <Koş> dedi, <Kentin caddelerine, sokaklarına çık; yoksulları,
kötürümleri, körleri, sakatları buraya getir.>
22
<<Köle, <Efendim, buyruğun yerine getirilmiştir, ama daha yer var> dedi.
23
<<Efendisi köleye, <Çıkıp yolları ve çit boylarını dolaş, bulduklarını gelmeye
zorla da evim dolsun> dedi. 24 <Size şunu söyleyeyim, ilk çağrılan o adamlardan
hiçbiri benim yemeğimden tatmayacaktır.> >>
İsa'nın Öğrencileri
(Mat.10:37-38)
25-26
Kalabalık halk toplulukları İsa'yla birlikte yol alıyordu. İsa dönüp onlara şöyle
dedi: <<Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini, hatta
kendi canını bile gözden çıkarmazsa*fx*, öğrencim olamaz. 27 Çarmıhını yüklenip
ardımdan gelmeyen, öğrencim olamaz.
28
<<Aranızdan biri bir kule yapmak isterse, bunu tamamlayacak kadar parası var
mı yok mu diye önce oturup yapacağı masrafı hesap etmez mi? 29-30 Çünkü temel atıp
da işi bitiremezse, durumu gören herkes, <Bu adam inşaata başladı, ama bitiremedi>
diyerek onunla eğlenmeye başlar.
31
<<Ya da hangi kral başka bir kralla savaşa gittiğinde, üzerine yirmi bin askerle
yürüyen düşmana on bin askerle karşı koyabilir miyim diye önce oturup bir
değerlendirme yapmaz? 32 Eğer karşı koyamayacaksa, öbürü henüz uzaktayken elçiler
gönderip barış koşullarını ister. 33 Aynı şekilde sizden kim varını yoğunu gözden
çıkarmazsa, öğrencim olamaz.
34
<<Tuz yararlıdır. Ama tuz tadını yitirirse, bir daha nasıl o tadı kazanabilir? 35 Ne
toprağa, ne de gübreye yarar; onu çöpe atarlar. İşitecek kulağı olan işitsin.>>
15Bölüm
Kaybolan Koyun Benzetmesi
(Mat.18:12-14)
1
Bütün vergi görevlileriyle* günahkârlar İsa'yı dinlemek için O'na akın ediyordu.
2
Ferisiler'le din bilginleri ise, <<Bu adam günahkârları kabul ediyor, onlarla birlikte
yemek yiyor>> diye söyleniyorlardı.
3-4
Bunun üzerine İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: <<Sizlerden birinin yüz koyunu
olsa ve bunlardan bir tanesini kaybetse, doksan dokuzu bozkırda bırakarak kaybolanı
bulana dek onun ardına düşmez mi? 5-6 Onu bulunca da sevinç içinde omuzlarına alır,
evine döner; arkadaşlarını, komşularını çağırıp onlara, <Benimle birlikte sevinin,
kaybolan koyunumu buldum!> der. 7 Size şunu söyleyeyim, aynı şekilde gökte, tövbe
eden tek bir günahkâr için, tövbeyi gereksinmeyen doksan dokuz doğru kişi için
duyulandan daha büyük sevinç duyulacaktır.>>
Kaybolan Para Benzetmesi
8
<<Ya da on gümüş parası olan bir kadın bunlardan bir tanesini kaybetse, kandil
yakıp evi süpürerek parayı bulana dek her tarafı dikkatle aramaz mı? 9 Parayı bulunca
da arkadaşlarını, komşularını çağırıp, <Benimle birlikte sevinin, kaybettiğim parayı
buldum!> der. 10 Size şunu söyleyeyim, aynı şekilde Tanrı'nın melekleri de tövbe eden
bir tek günahkâr için sevinç duyacaklar.>>
Kaybolan Oğul Benzetmesi
11
İsa, <<Bir adamın iki oğlu vardı>> dedi. 12 <<Bunlardan küçüğü babasına,
<Baba> dedi, <Malından payıma düşeni ver bana.> Baba da servetini iki oğlu
arasında paylaştırdı.
13
<<Bundan birkaç gün sonra küçük oğul her şeyini toplayıp uzak bir ülkeye gitti.
Orada sefahat içinde bir yaşam sürerek varını yoğunu çarçur etti. 14 Delikanlı her
şeyini harcadıktan sonra, o ülkede şiddetli bir kıtlık baş gösterdi, o da yokluk
çekmeye başladı. 15 Bunun üzerine gidip o ülkenin vatandaşlarından birinin hizmetine
girdi. Adam onu, domuz gütmek üzere otlaklarına yolladı. 16 Delikanlı, domuzların
yediği keçiboynuzlarıyla karnını doyurmaya can atıyordu. Ama hiç kimse ona bir şey
vermedi.
17
<<Aklı başına gelince şöyle dedi: <Babamın nice işçisinin fazlasıyla yiyeceği
var, bense burada açlıktan ölüyorum. 18 Kalkıp babamın yanına döneceğim, ona, Baba
diyeceğim, Tanrı'ya*fx* ve sana karşı günah işledim. 19 Ben artık senin oğlun olarak
anılmaya layık değilim. Beni işçilerinden biri gibi kabul et.>
20
<<Böylece kalkıp babasının yanına döndü. Kendisi daha uzaktayken babası onu
gördü, ona acıdı, koşup boynuna sarıldı ve onu öptü. 21 Oğlu ona, <Baba> dedi,
<Tanrı'ya*fx* ve sana karşı günah işledim. Ben artık senin oğlun olarak anılmaya
layık değilim.>
22
<<Babası ise kölelerine, <Çabuk, en iyi kaftanı getirip ona giydirin!> dedi.
<Parmağına yüzük takın, ayaklarına çarık giydirin! 23 Besili danayı getirip kesin,
yiyelim, eğlenelim. 24 Çünkü benim bu oğlum ölmüştü, yaşama döndü; kaybolmuştu,
bulundu.> Böylece eğlenmeye başladılar.
25
<<Babanın büyük oğlu ise tarladaydı. Gelip eve yaklaştığında çalgı ve oyun
seslerini duydu. 26 Uşaklardan birini yanına çağırıp, <Ne oluyor?> diye sordu.
27
<<O da, <Kardeşin geldi, baban da ona sağ salim kavuştuğu için besili danayı
kesti> dedi.
28-29
<<Büyük oğul öfkelendi, içeri girmek istemedi. Babası dışarı çıkıp ona
yalvardı. Ama o, babasına şöyle yanıt verdi: <Bak, bunca yıl senin için köle gibi
çalıştım, hiçbir zaman buyruğundan çıkmadım. Ne var ki sen bana, arkadaşlarımla
eğlenmem için hiçbir zaman bir oğlak bile vermedin. 30 Oysa senin malını fahişelerle
yiyen şu oğlun eve dönünce, onun için besili danayı kestin.>
31
<<Babası ona, <Oğlum, sen her zaman yanımdasın, neyim varsa senindir> dedi.
32
<Ama sevinip eğlenmek gerekiyordu. Çünkü bu kardeşin ölmüştü, yaşama döndü;
kaybolmuştu, bulundu!> >>
16Bölüm
Kurnaz Kâhya
1
İsa öğrencilerine şunları da anlattı: <<Zengin bir adamın bir kâhyası vardı.
Kâhya, efendisinin mallarını çarçur ediyor diye efendisine ihbar edildi. 2 Efendisi
kâhyayı çağırıp ona, <Nedir bu senin hakkında duyduklarım? Kâhyalığının hesabını
ver. Çünkü sen artık kâhyalık edemezsin> dedi.
3
<<Kâhya kendi kendine, <Ne yapacağım ben?> dedi. <Efendim kâhyalığı
elimden alıyor. Toprak kazmaya gücüm yetmez, dilenmekten utanırım. 4 Kâhyalıktan
kovulduğum zaman başkaları beni evlerine kabul etsinler diye ne yapacağımı
biliyorum.>
5
<<Böylelikle efendisine borcu olanların hepsini tek tek yanına çağırdı.
Birincisine, <Efendime ne kadar borcun var?> dedi.
6
<<Adam, <Yüz ölçek*fx* zeytinyağı> karşılığını verdi.
<<Kâhya ona, <Borç senedini al ve hemen otur, elli ölçek diye yaz> dedi.
7
<<Sonra bir başkasına, <Senin borcun ne kadar?> dedi.
<< <Yüz ölçek*fx* buğday> dedi öteki.
<<Ona da, <Borç senedini al, seksen ölçek diye yaz> dedi.
8
<<Efendisi, dürüst olmayan kâhyayı, akıllıca davrandığı için övdü. Gerçekten bu
çağın insanları, kendilerine benzer kişilerle ilişkilerinde, ışıkta yürüyenlerden*fx*
daha akıllı oluyorlar. 9 Size şunu söyleyeyim, dünyanın aldatıcı servetini*fx*
kendinize dost edinmek için kullanın ki, bu servet yok olunca sizi sonsuza dek
kalacak konutlara kabul etsinler.>>
Servet ve Güvenilirlik
10
<<En küçük işte güvenilir olan kişi, büyük işte de güvenilir olur. En küçük işte
dürüst olmayan kişi, büyük işte de dürüst olmaz. 11 Dünyanın aldatıcı serveti
konusunda güvenilir değilseniz, gerçek serveti size kim emanet eder? 12 Başkasının
malı konusunda güvenilir değilseniz, kendi malınız olmak üzere size kim bir şey
verir?
13
<<Hiçbir uşak iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü
sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı'ya, hem paraya*fx*
kulluk edemezsiniz.>>
14
Parayı seven Ferisiler bütün bu sözleri duyunca İsa'yla alay etmeye başladılar.
15
O da onlara şöyle dedi: <<Siz insanlar önünde kendinizi temize çıkarıyorsunuz, ama
Tanrı yüreğinizi biliyor. İnsanların gururlandıkları ne varsa, Tanrı'ya iğrenç gelir.
<<Kutsal Yasa ve peygamberlerin devri Yahya'nın zamanına dek sürdü. O
zamandan bu yana Tanrı'nın Egemenliği müjdeleniyor ve herkes oraya zorla girmeye
çalışıyor. 17 Yerin ve göğün ortadan kalkması, Kutsal Yasa'nın ufacık bir noktasının
yok olmasından daha kolaydır.
18
<<Karısını boşayıp başkasıyla evlenen zina etmiş olur. Kocasından boşanmış bir
kadınla evlenen de zina etmiş olur.>>
Dilenci ile Zengin Adam
19
<<Zengin bir adam vardı. Mor, ince keten giysiler giyer, bolluk içinde her gün
eğlenirdi. 20-21 Her tarafı yara içinde olan Lazar adında yoksul bir adam bu zenginin
kapısının önüne bırakılırdı; zenginin sofrasından düşen kırıntılarla karnını doyurmaya
can atardı. Bir yandan da köpekler gelip onun yaralarını yalardı.
22
<<Bir gün yoksul adam öldü, melekler onu alıp İbrahim'in yanına götürdüler.
Sonra zengin adam da öldü ve gömüldü. 23 Ölüler diyarında ıstırap çeken zengin adam
başını kaldırıp uzakta İbrahim'i ve onun yanında Lazar'ı gördü. 24 <Ey babamız
İbrahim, acı bana!> diye seslendi. <Lazar'ı gönder de parmağının ucunu suya batırıp
dilimi serinletsin. Bu alevlerin içinde azap çekiyorum.>
25
<<İbrahim, <Oğlum> dedi, <Yaşamın boyunca senin iyilik payını, Lazar'ın da
kötülük payını aldığını unutma. Şimdiyse o burada teselli ediliyor, sen de azap
çekiyorsun. 26 Üstelik, aramıza öyle bir uçurum kondu ki, ne buradan size gelmek
isteyenler gelebilir, ne de oradan kimse bize gelebilir.>
27
<<Zengin adam şöyle dedi: <Öyleyse baba, sana rica ederim, Lazar'ı babamın
evine gönder. 28 Çünkü beş kardeşim var. Lazar onları uyarsın ki, onlar da bu ıstırap
yerine düşmesinler.>
29
<<İbrahim, <Onlarda Musa'nın ve peygamberlerin sözleri var, onları
dinlesinler> dedi.
30
<<Zengin adam, <Hayır, İbrahim baba, dinlemezler!> dedi. <Ancak ölüler
arasından biri onlara giderse, tövbe ederler.>
31
<<İbrahim ona, <Eğer Musa ile peygamberleri dinlemezlerse, ölüler arasından
biri dirilse bile ikna olmazlar> dedi.>>
16
17Bölüm
Günah, İman ve Görev
(Mat.18:6-7; Mar.9:42)
1
İsa öğrencilerine şöyle dedi: <<İnsanı günaha düşüren tuzakların olması
kaçınılmazdır. Ama bu tuzaklara aracılık eden kişinin vay haline! 2 Böyle bir kişi bu
küçüklerden birini günaha düşüreceğine, boynuna bir değirmen taşı geçirilip denize
atılsa, kendisi için daha iyi olur. 3 Yaşantınıza dikkat edin! Kardeşiniz günah işlerse,
onu azarlayın; tövbe ederse, bağışlayın. 4 Günde yedi kez size karşı günah işler ve
yedi kez size gelip, <Tövbe ediyorum> derse, onu bağışlayın.>>
5
Elçiler Rab'be, <<İmanımızı artır!>> dediler.
6
Rab şöyle dedi: <<Bir hardal tanesi kadar imanınız olsa, şu dut ağacına,
<Kökünden sökül ve denizin içine dikil> dersiniz, o da sözünüzü dinler.
7
<<Hanginizin çift süren ya da çobanlık eden bir kölesi olur da, tarladan
dönüşünde ona, <Çabuk gel, sofraya otur> der? 8 Tersine ona, <Yemeğimi hazırla,
kuşağını bağla, ben yiyip içerken bana hizmet et. Sonra sen yiyip içersin> demez mi?
9
Verdiği buyrukları yerine getirdi diye köleye teşekkür eder mi? 10 Siz de böylece,
size verilen buyrukların hepsini yerine getirdikten sonra, <Biz değersiz kullarız;
sadece yapmamız gerekeni yaptık> deyin.>>
On Cüzamlı
11
Yeruşalim'e doğru yoluna devam eden İsa, Samiriye ile Celile arasındaki sınır
bölgesinden geçiyordu. 12-13 Köyün birine girerken O'nu cüzamlı* on adam karşıladı.
Bunlar uzakta durarak, <<İsa, Efendimiz, halimize acı!>> diye seslendiler.
14
İsa onları görünce, <<Gidin, kâhinlere* görünün>> dedi. Adamlar yolda
giderken cüzamdan temizlendiler. 15-16 Onlardan biri, iyileştiğini görünce yüksek sesle
Tanrı'yı yücelterek geri döndü, yüzüstü İsa'nın ayaklarına kapanıp O'na teşekkür etti.
Bu adam Samiriyeli'ydi*.
17
İsa, <<İyileşenler on kişi değil miydi?>> diye sordu. <<Öbür dokuzu nerede?
18
Tanrı'yı yüceltmek için bu yabancıdan başka geri dönen olmadı mı?>> 19 Sonra
adama, <<Ayağa kalk, git>> dedi. <<İmanın seni kurtardı.>>
Tanrı'nın Egemenliği Ne Zaman Gelecek?
(Mat.24:23-28,37-41)
20
Ferisiler İsa'ya, <<Tanrı'nın Egemenliği ne zaman gelecek?>> diye sordular.
İsa onlara şöyle yanıt verdi: <<Tanrı'nın Egemenliği göze görünür bir şekilde
gelmez. 21 İnsanlar da, <İşte burada> ya da, <İşte şurada> demeyecekler. Çünkü
Tanrı'nın Egemenliği içinizdedir.>>
22
İsa öğrencilerine şöyle dedi: <<Öyle günler gelecek ki, İnsanoğlu'nun*
günlerinden birini görmeyi özleyeceksiniz, ama görmeyeceksiniz. 23 İnsanlar size,
<İşte orada>, <İşte burada> diyecekler. Gitmeyin, onların arkasından koşmayın.
24
Şimşek çakıp göğü bir ucundan öbür ucuna dek nasıl aydınlatırsa, İnsanoğlu kendi
gününde öyle olacaktır. 25 Ama önce O'nun çok acı çekmesi ve bu kuşak tarafından
reddedilmesi gerekir.
26
<<Nuh'un günlerinde nasıl olduysa, İnsanoğlu'nun günlerinde de öyle olacak.
27
Nuh'un gemiye bindiği güne dek insanlar yiyip içiyor, evlenip evlendiriliyorlardı.
Sonra tufan gelip hepsini yok etti. 28 Lut'un günlerinde de durum aynıydı. İnsanlar
yiyip içiyor, alıp satıyor, tohum ekiyor, ev yapıyorlardı. 29 Ama Lut'un Sodom'dan
ayrıldığı gün gökten ateşle kükürt yağdı ve hepsini yok etti.
30
<<İnsanoğlu'nun ortaya çıkacağı gün durum aynı olacaktır. 31 O gün damda olan,
evdeki eşyalarını almak için aşağı inmesin. Tarlada olan da geri dönmesin. 32 Lut'un
karısını hatırlayın! 33 Canını esirgemek isteyen onu yitirecek. Canını yitiren ise onu
yaşatacaktır. 34 Size şunu söyleyeyim, o gece aynı yatakta olan iki kişiden biri
alınacak, öbürü bırakılacak. 35-36 Birlikte buğday öğüten iki kadından biri alınacak,
öbürü bırakılacak.>>*fx*
37
Onlar İsa'ya, <<Bu olaylar nerede olacak, Rab?>> diye sordular.
O da onlara, <<Leş neredeyse, akbabalar da oraya üşüşecek>> dedi.
18Bölüm
Sürekli Dua
1-2
İsa öğrencilerine, hiç usanmadan, her zaman dua etmeleri gerektiğini belirten şu
benzetmeyi anlattı: <<Kentin birinde Tanrı'dan korkmayan, insana saygı duymayan
bir yargıç vardı. 3 Yine o kentte bir dul kadın vardı. Yargıca sürekli gidip, <Davacı
olduğum kişiden hakkımı al> diyordu.
4-5
<<Yargıç bir süre ilgisiz kaldı. Ama sonunda kendi kendine, <Ben her ne kadar
Tanrı'dan korkmaz, insana saygı duymazsam da, bu dul kadın beni rahatsız ettiği için
hakkını alacağım. Yoksa sürekli gelip beni canımdan bezdirecek> dedi.>>
6
Rab şöyle devam etti: <<Adaletsiz yargıcın ne söylediğini duydunuz. 7 Tanrı da,
gece gündüz kendisine yakaran seçilmişlerinin hakkını almayacak mı? Onları çok
bekletecek mi? 8 Size şunu söyleyeyim, onların hakkını tez alacaktır. Ama İnsanoğlu*
geldiği zaman acaba yeryüzünde iman bulacak mı?>>
Ferisi ve Vergi Görevlisi
9-10
Kendi doğruluklarına güvenip başkalarına tepeden bakan bazı kişilere İsa şu
benzetmeyi anlattı: <<Biri Ferisi*, öbürü vergi görevlisi* iki kişi dua etmek üzere
tapınağa çıktı. 11 Ferisi ayakta kendi kendine şöyle dua etti: <Tanrım, öbür insanlara soygunculara, hak yiyenlere, zina edenlere- ya da şu vergi görevlisine benzemediğim
için sana şükrederim. 12 Haftada iki gün oruç tutuyor, bütün kazancımın ondalığını
veriyorum.>
13
<<Vergi görevlisi ise uzakta durdu, gözlerini göğe kaldırmak bile istemiyordu,
ancak göğsünü döverek, <Tanrım, ben günahkâra merhamet et> diyordu.
14
<<Size şunu söyleyeyim, Ferisi değil, bu adam aklanmış olarak evine döndü.
Çünkü kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan ise yüceltilecektir.>>
İsa Küçük Çocukları Kutsuyor
(Mat.19:13-15; Mar.10:13-16)
15
Bazıları bebekleri bile İsa'ya getiriyor, onlara dokunmasını istiyorlardı. Bunu
gören öğrenciler onları azarladılar. 16 Ama İsa çocukları yanına çağırarak, <<Bırakın,
çocuklar bana gelsin, onlara engel olmayın!>> dedi. <<Çünkü Tanrı'nın Egemenliği
böylelerinindir. 17 Size doğrusunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği'ni bir çocuk gibi
kabul etmeyen, bu egemenliğe asla giremez.>>
Zenginlik ve Sonsuz Yaşam
(Mat.19:16-30; Mar.10:17-31)
18
İleri gelenlerden biri İsa'ya, <<İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne
yapmalıyım?>> diye sordu.
19
İsa, <<Bana neden iyi diyorsun?>> dedi. <<İyi olan yalnız biri var, O da
Tanrı'dır. 20 O'nun buyruklarını biliyorsun: <Zina etmeyeceksin, adam
öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan yere tanıklık etmeyeceksin, annene babana
saygı göstereceksin.> >>
21
<<Bunların hepsini gençliğimden beri yerine getiriyorum>> dedi adam.
22
İsa bunu duyunca ona, <<Hâlâ bir eksiğin var>> dedi. <<Neyin varsa hepsini
sat, parasını yoksullara dağıt; böylece göklerde hazinen olur. Sonra gel, beni izle.>>
23
Adam bu sözleri duyunca çok üzüldü. Çünkü son derece zengindi. 24 Onun
üzüntüsünü gören İsa, <<Varlıklı kişilerin Tanrı Egemenliği'ne girmesi ne kadar
güç!>> dedi. 25 <<Nitekim devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı
Egemenliği'ne girmesinden daha kolaydır.>>
26
Bunu işitenler, <<Öyleyse kim kurtulabilir?>> dediler.
27
İsa, <<İnsanlar için imkânsız olan, Tanrı için mümkündür>> dedi.
28
Petrus, <<Bak, biz her şeyimizi bırakıp senin ardından geldik>> dedi.
29-30
İsa onlara şöyle dedi: <<Size doğrusunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği
uğruna evini, karısını, kardeşlerini, annesiyle babasını ya da çocuklarını bırakıp da bu
çağda bunların kat kat fazlasına ve gelecek çağda sonsuz yaşama kavuşmayacak hiç
kimse yoktur.>>
İsa Ölüp Dirileceğini Üçüncü Kez Bildiriyor
(Mat.20:17-19; Mar.10:32-34)
31
İsa, Onikiler'i* bir yana çekip onlara şöyle dedi: <<Şimdi Yeruşalim'e
gidiyoruz. Peygamberlerin İnsanoğlu'yla* ilgili yazdıklarının tümü yerine gelecektir.
32-33
O, öteki uluslara teslim edilecek. O'nunla alay edecek, O'na hakaret edecekler;
üzerine tükürecek ve O'nu kamçılayıp öldürecekler. Ne var ki O, üçüncü gün
dirilecek.>>
34
Öğrenciler bu sözlerden hiçbir şey anlamadılar. Bu sözlerin anlamı onlardan
gizlenmişti, anlatılanları kavrayamıyorlardı.
Bir Körün Gözleri Açılıyor
(Mat.20:29-34; Mar.10:46-52)
İsa Eriha'ya yaklaşırken kör bir adam yol kenarında oturmuş dileniyordu.
Adam oradan geçen kalabalığı duyunca, <<Ne oluyor?>> diye sordu.
37
Ona, <<Nasıralı İsa geçiyor>> dediler.
38
O da, <<Ey Davut Oğlu İsa, halime acı!>> diye bağırdı. 39 Önden gidenler onu
azarlayarak susturmak istedilerse de o, <<Ey Davut Oğlu, halime acı!>> diyerek daha
çok bağırdı.
40-41
İsa durup adamın kendisine getirilmesini buyurdu. Adam yaklaşınca İsa,
<<Senin için ne yapmamı istiyorsun?>> diye sordu.
O da, <<Ya Rab, gözlerim görsün>> dedi.
42
İsa, <<Gözlerin görsün>> dedi. <<İmanın seni kurtardı.>> 43 Adam o anda
yeniden görmeye başladı ve Tanrı'yı yücelterek İsa'nın ardından gitti. Bunu gören
bütün halk Tanrı'ya övgüler sundu.
35
36
19Bölüm
İsa ile Zakkay
1
İsa Eriha'ya girdi. Kentin içinden geçiyordu. 2 Orada vergi görevlilerinin* başı
olan, Zakkay adında zengin bir adam vardı. 3 İsa'nın kim olduğunu görmek istiyor,
ama boyu kısa olduğu için kalabalıktan ötürü göremiyordu. 4 İsa'yı görebilmek için
önden koşup bir yabanıl incir ağacına tırmandı. Çünkü İsa oradan geçecekti.
5
İsa oraya varınca yukarı bakıp, <<Zakkay, çabuk aşağı in!>> dedi. <<Bugün
senin evinde kalmam gerekiyor.>> 6 Zakkay hızla aşağı indi ve sevinç içinde İsa'yı
evine buyur etti.
7
Bunu görenlerin hepsi söylenmeye başladı: <<Gidip günahkâr birine konuk
oldu!>> dediler.
8
Zakkay ayağa kalkıp Rab'be şöyle dedi: <<Ya Rab, işte malımın yarısını
yoksullara veriyorum. Bir kimseden haksızlıkla bir şey aldımsa, dört katını geri
vereceğim.>>
9
İsa dedi ki, <<Bu ev bugün kurtuluşa kavuştu. Çünkü bu adam da İbrahim'in
oğludur. 10 Nitekim İnsanoğlu*, kaybolanı arayıp kurtarmak için geldi.>>
Güvenilirlik Sınavı
(Mat.25:14-30)
11
Oradakiler bu sözleri dinlerken İsa konuşmasını bir benzetmeyle sürdürdü.
Çünkü Yeruşalim'e yaklaşmıştı ve onlar, Tanrı'nın Egemenliği'nin hemen ortaya
çıkacağını sanıyorlardı. 12 Bu nedenle İsa şöyle dedi: <<Soylu bir adam, kral atanıp
dönmek üzere uzak bir ülkeye gitti. 13 Gitmeden önce kölelerinden onunu çağırıp
onlara birer mina verdi. <Ben dönünceye dek bu paraları işletin> dedi.
14
<<Ne var ki, ülkesinin halkı adamdan nefret ediyordu. Arkasından temsilciler
göndererek, <Bu adamın üzerimize kral olmasını istemiyoruz> diye haber ilettiler.
15
<<Adam kral atanmış olarak geri döndüğünde, parayı vermiş olduğu köleleri
çağırtıp ne kazandıklarını öğrenmek istedi. 16 Birincisi geldi, <Efendimiz> dedi,
<Senin bir minan on mina daha kazandı.>
17
<<Efendisi ona, <Aferin, iyi köle!> dedi. <En küçük işte güvenilir olduğunu
gösterdiğin için on kent üzerinde yetkili olacaksın.>
18
<<İkincisi gelip, <Efendimiz, senin bir minan beş mina daha kazandı> dedi.
19
<<Efendisi ona da, <Sen beş kent üzerinde yetkili olacaksın> dedi.
20
<<Başka biri geldi, <Efendimiz> dedi, <İşte senin minan! Onu bir mendile sarıp
sakladım. 21 Çünkü senden korktum, sert adamsın; kendinden koymadığını alır,
ekmediğini biçersin.>
22
<<Efendisi ona, <Ey kötü köle, seni kendi ağzından çıkan sözle
yargılayacağım> dedi. <Kendinden koymadığını alan, ekmediğini biçen sert bir adam
olduğumu bildiğine göre, 23 neden paramı faize vermedin? Ben de geldiğimde onu
faiziyle geri alırdım.>
24
<<Sonra çevrede duranlara, <Elindeki minayı alın, on minası olana verin> dedi.
25
<<Ona, <Efendimiz> dediler, <Onun zaten on minası var!>
26
<<O da, <Size şunu söyleyeyim, kimde varsa ona daha çok verilecek. Ama
kimde yoksa, kendisinde olan da elinden alınacak> dedi. 27 <Beni kral olarak
istemeyen o düşmanlarıma gelince, onları buraya getirin ve gözümün önünde kılıçtan
geçirin!> >>
İsa'nın Yeruşalim'e Girişi
(Mat.21:1-11; Mar.11:1-11; Yu.12:12-19)
28
İsa, bu sözleri söyledikten sonra önden yürüyerek Yeruşalim'e doğru ilerledi. 2930
Zeytin Dağı'nın yamacındaki Beytfaci ile Beytanya'ya yaklaştığında iki öğrencisini
önden gönderdi. Onlara, <<Karşıdaki köye gidin>> dedi, <<Köye girince, üzerine
daha hiç kimsenin binmediği, bağlı duran bir sıpa bulacaksınız. Onu çözüp bana
getirin. 31 Biri size, <Onu niçin çözüyorsunuz?> diye sorarsa, <Rab'bin ona ihtiyacı
var> dersiniz.>>
32
Gönderilen öğrenciler gittiler, her şeyi İsa'nın kendilerine anlattığı gibi buldular.
33
Sıpayı çözerlerken hayvanın sahipleri onlara, <<Sıpayı niye çözüyorsunuz?>>
dediler.
34
Onlar da, <<Rab'bin ona ihtiyacı var>> karşılığını verdiler.
35
Sıpayı İsa'ya getirdiler, üzerine kendi giysilerini atarak İsa'yı üstüne bindirdiler.
36
İsa ilerlerken halk, giysilerini yola seriyordu. 37 İsa Zeytin Dağı'ndan aşağı inen yola
yaklaştığı sırada, öğrencilerinden oluşan kalabalığın tümü, görmüş oldukları bütün
mucizelerden ötürü, sevinç içinde yüksek sesle Tanrı'yı övmeye başladılar.
<<Rab'bin adıyla gelen Kral'a övgüler olsun!
Gökte esenlik, en yücelerde yücelik olsun!>> diyorlardı.
38
Kalabalığın içinden bazı Ferisiler O'na, <<Öğretmen, öğrencilerini sustur!>>
dediler.
40
İsa, <<Size şunu söyleyeyim, bunlar susacak olsa, taşlar bağıracaktır!>> diye
karşılık verdi.
İsa Yeruşalim için Ağlıyor
41
İsa Yeruşalim'e yaklaşıp kenti görünce ağladı. 42 <<Keşke bugün sen de esenliğe
giden yolu bilseydin>> dedi. <<Ama şimdilik bu senin gözlerinden gizlendi. 43 Senin
için öyle günler gelecek ki, düşmanların seni setlerle çevirecek, kuşatıp her yandan
sıkıştıracaklar. 44 Seni de, bağrındaki çocukları da yere çalacaklar. Sende taş üstünde
taş bırakmayacaklar. Çünkü Tanrı'nın senin yardımına geldiği zamanı farketmedin.>>
İsa Satıcıları Tapınaktan Kovuyor
(Mat.21:12-17; Mar.11:15-19; Yu.2:12-22)
45
Sonra İsa tapınağın avlusuna girerek satıcıları dışarı kovmaya başladı. 46 Onlara,
<< <Evim dua evi olacak> diye yazılmıştır. Ama siz onu haydut inine çevirdiniz>>
dedi.
47-48
İsa her gün tapınakta öğretiyordu. Başkâhinler, din bilginleri ve halkın ileri
gelenleri ise O'nu yok etmek istiyor, ama bunu nasıl yapacaklarını bilemiyorlardı.
Çünkü bütün halk O'nu can kulağıyla dinliyordu.
39
20Bölüm
İsa'nın Yetkisi
(Mat.21:23-27; Mar.11:27-33)
O günlerden birinde, İsa tapınakta halka öğretip Müjde'yi duyururken,
başkâhinler ve din bilginleri*, ileri gelenlerle birlikte çıkageldiler. 2 O'na, <<Söyle
bize, bunları hangi yetkiyle yapıyorsun? Bu yetkiyi sana kim verdi?>> diye sordular.
3-4
İsa onlara şu karşılığı verdi: <<Ben de size bir soru soracağım. Söyleyin bana,
Yahya'nın vaftiz* etme yetkisi Tanrı'dan*fx* mıydı, insanlardan mı?>>
5
Bunu aralarında şöyle tartıştılar: << <Tanrı'dan> dersek, <Ona niçin
inanmadınız?> diyecek. 6 Yok eğer <İnsanlardan> dersek, bütün halk bizi taşa
tutacak. Çünkü Yahya'nın peygamber olduğuna inanmışlardır.>>
7
Sonunda, <<Nereden olduğunu bilmiyoruz>> yanıtını verdiler.
8
İsa da onlara, <<Ben de size bunları hangi yetkiyle yaptığımı söylemeyeceğim>>
dedi.
Bağ Kiracıları Benzetmesi
(Mat.21:33-46; Mar.12:1-12)
9
İsa sözüne devam ederek halka şu benzetmeyi anlattı: <<Adamın biri bağ dikti,
bunu bağcılara kiralayıp uzun süre yolculuğa çıktı. 10 Mevsimi gelince, bağın
ürününden payına düşeni vermeleri için bağcılara bir köle yolladı. Ama bağcılar
köleyi dövüp eli boş gönderdiler. 11 Bağ sahibi başka bir köle daha yolladı. Bağcılar
onu da dövdüler, aşağılayıp eli boş gönderdiler. 12 Adam bir üçüncüsünü yolladı,
bağcılar onu da yaralayıp kovdular.
13
<<Bağın sahibi, <Ne yapacağım?> dedi. <Sevgili oğlumu göndereyim. Belki
onu sayarlar.>
14
<<Ama bağcılar onu görünce aralarında şöyle konuştular: <Mirasçı budur; onu
öldürelim de miras bize kalsın.> 15 Böylece, onu bağdan dışarı atıp öldürdüler.
<<Bu durumda bağın sahibi onlara ne yapacak? 16 Gelip o bağcıları yok edecek,
bağı da başkalarına verecek.>>
Halk bunu duyunca, <<Tanrı korusun!>> dedi.
17
İsa gözlerinin içine bakarak şöyle dedi: <<Öyleyse Kutsal Yazılar'daki şu sözün
anlamı nedir?
1
<Yapıcıların reddettiği taş,
İşte köşenin baş taşı oldu.>
O taşın üzerine düşen herkes paramparça olacak, taş da kimin üzerine düşerse onu
ezip toz edecek.>>
19
İsa'nın bu benzetmeyi kendilerine karşı anlattığını farkeden din bilginleriyle
başkâhinler O'nu o anda yakalamak istediler, ama halkın tepkisinden korktular.
Sezar'ın Hakkı Sezar'a
(Mat.22:15-22; Mar.12:13-17)
20
İsa'yı dikkatle gözlüyorlardı. O'na, kendilerine dürüst süsü veren muhbirler
gönderdiler. O'nu, söyleyeceği bir sözle tuzağa düşürmek ve böylelikle valinin yetki
ve yargısına teslim etmek istiyorlardı. 21-22 Muhbirler O'na, <<Öğretmenimiz, senin
doğru olanı söyleyip öğrettiğini, insanlar arasında ayrım yapmaksızın Tanrı yolunu
dürüstçe öğrettiğini biliyoruz. Sezar'a* vergi vermemiz Kutsal Yasa'ya uygun mu,
değil mi?>> diye sordular.
23-24
Onların hilesini anlayan İsa, <<Bana bir dinar gösterin>> dedi. <<Üzerindeki
resim ve yazı kimin?>>
<<Sezar'ın>> dediler.
25
O da, <<Öyleyse Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya verin>>
dedi.
26
İsa'yı, halkın önünde söylediği sözlerle tuzağa düşüremediler. Verdiği yanıta
18
şaşarak susup kaldılar.
Dirilişle İlgili Soru
(Mat.22:23-33; Mar.12:18-27)
27-28
Ölümden sonra dirilişi yadsıyan Sadukiler'den bazıları İsa'ya gelip şunu
sordular: <<Öğretmenimiz, Musa yazılarında bize şöyle buyurmuştur: <Eğer bir
adamın evli kardeşi çocuksuz ölürse, adam ölenin karısını alıp soyunu sürdürsün.>
29
Yedi kardeş vardı. Birincisi kendine bir eş aldı, ama çocuksuz öldü. 30-31 İkincisi de,
üçüncüsü de kadını aldı; böylece kardeşlerin yedisi de çocuk bırakmadan öldü. 32 Son
olarak kadın da öldü. 33 Buna göre, diriliş günü kadın bunlardan hangisinin karısı
olacak? Çünkü yedisi de onunla evlendi.>>
34
İsa onlara şöyle dedi: <<Bu çağın insanları evlenip evlendirilirler. 35 Ama
gelecek çağa ve ölülerin dirilişine erişmeye layık görülenler ne evlenir, ne evlendirilir.
36
Bir daha ölmeleri de söz konusu değildir. Çünkü meleklere benzerler ve dirilişin
çocukları olarak Tanrı'nın çocuklarıdırlar. 37 Musa bile alevlenen çalıyla ilgili
bölümde Rab için, <İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın Tanrısı ve Yakup'un Tanrısı>
deyimini kullanarak ölülerin dirileceğine işaret etmişti. 38 Tanrı ölülerin değil, dirilerin
Tanrısı'dır. Çünkü O'na göre bütün insanlar yaşamaktadır.>>
39-40
Artık O'na başka soru sormaya cesaret edemeyen din bilginlerinden bazıları,
<<Öğretmenimiz, güzel konuştun>> dediler.
Mesih Kimin Oğlu?
(Mat.22:41-46; Mar.12:35-37)
41
İsa onlara şöyle dedi: <<Nasıl oluyor da, <Mesih* Davut'un Oğlu'dur> diyorlar?
42-43
Çünkü Davut'un kendisi Mezmurlar Kitabı'nda şöyle diyor:
<Rab Rabbim'e dedi ki,
Ben düşmanlarını
Ayaklarının altına serinceye dek*fx*
Sağımda otur.>
Davut O'ndan <Rab> diye söz ettiğine göre, O nasıl Davut'un Oğlu olur?>>
45-46
Bütün halk dinlerken İsa öğrencilerine şöyle dedi: <<Uzun kaftanlar içinde
dolaşmaktan hoşlanan, meydanlarda selamlanmaya, havralarda en seçkin yerlere,
şölenlerde başköşelere kurulmaya bayılan din bilginlerinden sakının. 47 Dul kadınların
malını mülkünü sömüren, gösteriş için uzun uzun dua eden bu kişilerin cezası daha
ağır olacaktır.>>
44
21Bölüm
Dul Kadının Bağışı
(Mar.12:41-44)
1
İsa başını kaldırdı ve bağış toplanan yerde bağışlarını bırakan zenginleri gördü. 23
Yoksul bir dul kadının oraya iki bakır para*fx* attığını görünce, <<Size gerçeği
söyleyeyim>> dedi, <<Bu yoksul dul kadın herkesten daha çok verdi. 4 Çünkü
bunların hepsi kutuya, zenginliklerinden artanı attılar. Bu kadın ise yoksulluğuna
karşın, geçinmek için elinde ne varsa hepsini verdi.>>
Sonun Belirtileri
(Mat.24:1-35; Mar.13:1-31)
5-6
Bazı kişiler tapınağın nasıl güzel taşlar ve adaklarla süslenmiş olduğundan söz
edince İsa, <<Burada gördüklerinize gelince, öyle günler gelecek ki, taş üstünde taş
kalmayacak, hepsi yıkılacak!>> dedi.
7
Onlar da, <<Peki, öğretmenimiz, bu dediklerin ne zaman olacak? Bunların
gerçekleşmek üzere olduğunu gösteren belirti ne olacak?>> diye sordular.
8
İsa, <<Sakın sizi saptırmasınlar>> dedi. <<Birçokları, <Ben O'yum> ve <Zaman
yaklaştı> diyerek benim adımla gelecekler. Onların ardından gitmeyin. 9 Savaş ve
isyan haberleri duyunca telaşlanmayın. Önce bunların olması gerek, ama son hemen
gelmeyecek.>>
10
Sonra onlara şöyle dedi: <<Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak. 11 Şiddetli
depremler, yer yer kıtlıklar ve salgın hastalıklar, korkunç olaylar ve gökte olağanüstü
belirtiler olacak.
12
<<Ama bütün bu olaylardan önce sizi yakalayıp zulmedecekler. Sizi havralara
teslim edecek, zindanlara atacaklar. Benim adımdan ötürü kralların, valilerin önüne
çıkarılacaksınız. 13 Bu size tanıklık etme fırsatı olacak. 14 Buna göre kendinizi nasıl
savunacağınızı önceden düşünmemekte kararlı olun. 15 Çünkü ben size öyle bir
konuşma yeteneği, öyle bir bilgelik vereceğim ki, size karşı çıkanların hiçbiri buna
karşı direnemeyecek, bir şey diyemeyecek. 16 Anne babanız, kardeşleriniz, akraba ve
dostlarınız bile sizi ele verecek ve bazılarınızı öldürtecekler. 17 Benim adımdan ötürü
herkes sizden nefret edecek. 18 Ne var ki, başınızdaki saçlardan bir tel bile yok
olmayacaktır. 19 Dayanmakla canlarınızı kazanacaksınız.
20
<<Yeruşalim'in ordular tarafından kuşatıldığını görünce bilin ki, kentin
yıkılacağı zaman yaklaşmıştır. 21 O zaman Yahudiye'de bulunanlar dağlara kaçsın,
kentte olanlar dışarı çıksın, kırdakiler kente dönmesin. 22 Çünkü o günler, yazılmış
olanların tümünün gerçekleşeceği ceza günleridir. 23 O günlerde gebe olan, çocuk
emziren kadınların vay haline! Çünkü ülke büyük sıkıntıya düşecek ve bu halk gazaba
uğrayacaktır. 24 Kılıçtan geçirilecek, tutsak olarak bütün uluslar arasına sürülecekler.
Yeruşalim, öteki ulusların dönemleri tamamlanıncaya dek onların ayakları altında
çiğnenecektir.
25
<<Güneşte, ayda ve yıldızlarda belirtiler görülecek. Yeryüzünde uluslar denizin
ve dalgaların uğultusundan şaşkına dönecek, dehşete düşecekler. 26 Dünyanın üzerine
gelecek felaketleri bekleyen insanlar korkudan bayılacak. Çünkü göksel güçler
sarsılacak. 27 O zaman İnsanoğlu'nun* bulut içinde büyük güç ve görkemle geldiğini
görecekler. 28 Bu olaylar gerçekleşmeye başlayınca doğrulun ve başlarınızı kaldırın.
Çünkü kurtuluşunuz yakın demektir.>>
29
İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: <<İncir ağacına ya da herhangi bir ağaca bakın.
30
Bunların yapraklandığını gördüğünüz zaman yaz mevsiminin yakın olduğunu
kendiliğinizden anlarsınız. 31 Aynı şekilde, bu olayların gerçekleştiğini gördüğünüzde
bilin ki, Tanrı'nın Egemenliği yakındır. 32 Size doğrusunu söyleyeyim, bütün bunlar
olmadan, bu kuşak*fx* ortadan kalkmayacak. 33 Yer ve gök ortadan kalkacak, ama
benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır.
34-35
<<Kendinize dikkat edin! Yürekleriniz sefahat, sarhoşluk ve bu yaşamın
kaygılarıyla ağırlaşmasın. O gün, üzerinize bir tuzak gibi aniden inmesin. Çünkü o
gün bütün yeryüzünde yaşayan herkesin üzerine gelecektir. 36 Her an uyanık kalın,
gerçekleşmek üzere olan bütün bu olaylardan kurtulabilmek ve İnsanoğlu'nun önünde
durabilmek için dua edin.>>
37
İsa gündüz tapınakta öğretiyor, geceleri ise kentten dışarı çıkıp Zeytin Dağı'nda
sabahlıyordu. 38 Sabah erkenden bütün halk O'nu tapınakta dinlemek için O'na akın
ediyordu.
22Bölüm
Yahuda'nın İhaneti
(Mat.26:1-5,14-15; Mar.14:1-2,10-11; Yu.11:45-53)
1
Fısıh* denilen Mayasız Ekmek Bayramı* yaklaşmıştı. 2 Başkâhinlerle din
bilginleri İsa'yı ortadan kaldırmak için bir yol arıyor, ama halktan korkuyorlardı.
3
Şeytan, Onikiler'den* biri olup İskariot diye adlandırılan Yahuda'nın yüreğine girdi.
4
Yahuda gitti, başkâhinler ve tapınak koruyucularının komutanlarıyla İsa'yı nasıl ele
verebileceğini görüştü. 5 Onlar buna sevindiler ve kendisine para vermeye razı
oldular. 6 Bunu kabul eden Yahuda, kalabalığın olmadığı bir zamanda İsa'yı ele
vermek için fırsat kollamaya başladı.
Fısıh Yemeği
(Mat.26:17-35; Mar.14:12-31; Yu.13:21-30,36-38; 1Ko.11:23-25)
7
Fısıh* kurbanının kesilmesi gereken Mayasız Ekmek Günü geldi. 8 İsa, Petrus'la
Yuhanna'yı, <<Gidin, Fısıh yemeğini yiyebilmemiz için hazırlık yapın>> diyerek
önden gönderdi.
9
O'na, <<Nerede hazırlık yapmamızı istersin?>> diye sordular.
10-11
İsa onlara, <<Bakın>> dedi, <<Kente girdiğinizde karşınıza su testisi taşıyan
bir adam çıkacak. Adamı, gideceği eve kadar izleyin ve evin sahibine şöyle deyin:
<Öğretmen, öğrencilerimle birlikte Fısıh yemeğini yiyeceğim konuk odası nerede?
diye soruyor.> 12 Ev sahibi size üst katta, döşenmiş büyük bir oda gösterecek. Orada
hazırlık yapın.>>
13
Onlar da gittiler, her şeyi İsa'nın kendilerine söylediği gibi buldular ve Fısıh
yemeği için hazırlık yaptılar.
14-15
Yemek saati gelince İsa, elçileriyle birlikte sofraya oturdu ve onlara şöyle
dedi: <<Ben acı çekmeden önce bu Fısıh yemeğini sizinle birlikte yemeyi çok
arzulamıştım. 16 Size şunu söyleyeyim, Fısıh yemeğini, Tanrı'nın Egemenliği'nde
yetkinliğe erişeceği*fx* zamana dek, bir daha yemeyeceğim.>>
17
Sonra kâseyi alarak şükretti ve, <<Bunu alın, aranızda paylaşın>> dedi.
18
<<Size şunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği gelene dek, asmanın ürününden bir
daha içmeyeceğim.>>
19
Sonra eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve onlara verdi. <<Bu sizin
uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın>> dedi.
20
Aynı şekilde, yemekten sonra kâseyi alıp şöyle dedi: <<Bu kâse, sizin uğrunuza
akıtılan kanımla gerçekleşen yeni antlaşmadır. 21 Ama bana ihanet edecek kişinin eli
şu anda benimkiyle birlikte sofradadır. 22 İnsanoğlu*, belirlenmiş olan yoldan gidiyor.
Ama O'na ihanet eden adamın vay haline!>> 23 Elçiler, aralarında bunu kimin
yapabileceğini tartışmaya başladılar.
24
Ayrıca aralarında hangisinin en üstün sayılacağı konusunda bir çekişme oldu.
25
İsa onlara, <<Ulusların kralları, kendi uluslarına egemen kesilirler. İleri gelenleri de
kendilerine iyiliksever unvanını yakıştırırlar>> dedi. 26 <<Ama siz böyle
olmayacaksınız. Aranızda en büyük olan, en küçük gibi olsun; yöneten, hizmet eden
gibi olsun. 27 Hangisi daha büyük, sofrada oturan mı, hizmet eden mi? Sofrada oturan
değil mi? Oysa ben aranızda hizmet eden biri gibi oldum. 28 Denendiğim zamanlar
benimle birlikte dayanmış olanlar sizlersiniz. 29 Babam bana nasıl bir egemenlik
verdiyse, ben de size bir egemenlik veriyorum. 30 Öyle ki, egemenliğimde benim
soframda yiyip içesiniz ve tahtta oturarak İsrail'in on iki oymağını yargılayasınız.
31
<<Simun, Simun, Şeytan sizleri buğday gibi kalburdan geçirmek için izin
almıştır. 32 Ama ben, imanını yitirmeyesin diye senin için dua ettim. Geri döndüğün
zaman kardeşlerini güçlendir.>>
33
Simun İsa'ya, <<Ya Rab, ben seninle birlikte zindana da, ölüme de gitmeye
hazırım>> dedi.
34
İsa, <<Sana şunu söyleyeyim, Petrus, bu gece horoz ötmeden beni tanıdığını üç
kez inkâr edeceksin>> dedi.
35
Sonra İsa onlara, <<Ben sizi kesesiz, torbasız ve çarıksız gönderdiğim zaman,
herhangi bir eksiğiniz oldu mu?>> diye sordu.
<<Hiçbir eksiğimiz olmadı>> dediler.
36
O da onlara, <<Şimdi ise kesesi olan da, torbası olan da yanına alsın>> dedi.
<<Kılıcı olmayan, abasını satıp bir kılıç alsın. 37 Size şunu söyleyeyim, yazılmış olan
şu sözün yaşamımda yerine gelmesi gerekiyor: <O, suçlularla bir sayıldı.> Gerçekten
de benimle ilgili yazılmış olanlar yerine gelmektedir.>>
38
<<Ya Rab, işte burada iki kılıç var>> dediler.
O da onlara, <<Yeter!>> dedi.
Zeytin Dağı'ndaki Dua
(Mat.26:36-46; Mar.14:32-42)
39
İsa dışarı çıktı, her zamanki gibi Zeytin Dağı'na gitti. Öğrenciler de O'nun
ardından gittiler. 40 Oraya varınca İsa onlara, <<Dua edin ki ayartılmayasınız>> dedi.
41-42
Onlardan bir taş atımı kadar uzaklaştı ve diz çökerek şöyle dua etti: <<Baba, senin
isteğine uygunsa, bu kâseyi* benden uzaklaştır. Yine de benim değil, senin istediğin
olsun.>> 43 Gökten bir melek İsa'ya görünerek O'nu güçlendirdi. 44 Derin bir acı içinde
olan İsa daha hararetle dua etti. Teri, toprağa düşen kan damlalarını andırıyordu.
45
İsa duadan kalkıp öğrencilerin yanına dönünce onları üzüntüden uyumuş buldu.
46
Onlara, <<Niçin uyuyorsunuz?>> dedi. <<Kalkıp dua edin ki ayartılmayasınız.>>
İsa Tutuklanıyor
(Mat.26:47-68; Mar.14:43-50; Yu.18:3-12)
47-48
İsa daha konuşurken bir kalabalık çıkageldi. Onikiler'den* biri, Yahuda
adındaki kişi, kalabalığa öncülük ediyordu. İsa'yı öpmek üzere yaklaşınca İsa,
<<Yahuda>> dedi, <<İnsanoğlu'na* bir öpücükle mi ihanet ediyorsun?>>
49
İsa'nın çevresindekiler olacakları anlayınca, <<Ya Rab, kılıçla vuralım mı?>>
dediler. 50 İçlerinden biri başkâhinin kölesine vurarak sağ kulağını uçurdu.
51
Ama İsa, <<Bırakın, yeter!>> dedi, sonra kölenin kulağına dokunarak onu
iyileştirdi.
52
İsa, üzerine yürüyen başkâhinlere, tapınak koruyucularının komutanlarına ve
ileri gelenlere şöyle dedi: <<Niçin bir haydutmuşum gibi kılıç ve sopalarla geldiniz?
53
Her gün tapınakta sizinle birlikteydim, bana el sürmediniz. Ama bu saat sizindir,
karanlığın egemen olduğu saattir.>>
54
İsa'yı tutukladılar, alıp başkâhinin evine götürdüler. Petrus onları uzaktan
izliyordu. 55 Avlunun ortasında ateş yakıp çevresinde oturduklarında Petrus da gelip
onlarla birlikte oturdu. 56 Bir hizmetçi kız ateşin ışığında oturan Petrus'u gördü. Onu
dikkatle süzerek, <<Bu da O'nunla birlikteydi>> dedi.
57
Ama Petrus, <<Ben O'nu tanımıyorum, kadın!>> diye inkâr etti.
58
Biraz sonra onu gören başka biri, <<Sen de onlardansın>> dedi.
Petrus, <<Değilim, arkadaş!>> dedi.
59
Yaklaşık bir saat sonra yine bir başkası ısrarla, <<Gerçekten bu da O'nunla
birlikteydi>> dedi. <<Çünkü Celileli'dir.>>
60
Petrus, <<Sen ne diyorsun be adam, anlamıyorum!>> dedi. Tam o anda, Petrus
daha konuşurken horoz öttü. 61-62 Rab arkasına dönüp Petrus'a baktı. O zaman Petrus,
Rab'bin kendisine, <<Bu gece horoz ötmeden beni üç kez inkâr edeceksin>> dediğini
hatırladı ve dışarı çıkıp acı acı ağladı.
63
İsa'yı göz altında tutan adamlar O'nunla alay ediyor, O'nu dövüyorlardı.
64
Gözlerini bağlayıp, <<Peygamberliğini göster bakalım, sana vuran kim?>> diye
soruyorlardı. 65 Kendisine daha bir sürü küfür yağdırdılar.
İsa Yüksek Kurul'un Önünde
(Mat.26:59-66; Mar.14:55-64; Yu.18:19-24)
66
Gün doğunca halkın ileri gelenleri, başkâhinler ve din bilginleri toplandılar. İsa,
bunlardan oluşan Yüksek Kurul'un* önüne çıkarıldı. 67 O'na, <<Sen Mesih* isen,
söyle bize>> dediler.
İsa onlara şöyle dedi: <<Size söylesem, inanmazsınız. 68 Size soru sorsam, yanıt
vermezsiniz. 69 Ne var ki, bundan böyle İnsanoğlu*, kudretli Tanrı'nın sağında
oturacaktır.>>
70
Onların hepsi, <<Yani, sen Tanrı'nın Oğlu musun?>> diye sordular.
O da onlara, <<Söylediğiniz gibi, ben O'yum>> dedi.
71
<<Artık tanıklığa ne ihtiyacımız var?>> dediler. <<İşte kendi ağzından
duyduk!>>
23Bölüm
İsa Vali Pilatus'un Önünde
(Mat.27:1-2,11-14; Mar.15:1-5; Yu.18:28-38)
1
Sonra bütün kurul üyeleri kalkıp İsa'yı Pilatus'a götürdüler. 2 O'nu şöyle
suçlamaya başladılar: <<Bu adamın ulusumuzu yoldan saptırdığını gördük. Sezar'a*
vergi ödenmesine engel oluyor, kendisinin de Mesih*, yani bir kral olduğunu
söylüyor.>>
3
Pilatus İsa'ya, <<Sen Yahudiler'in Kralı mısın?>> diye sordu.
İsa, <<Söylediğin gibidir>> yanıtını verdi.
4
Pilatus, başkâhinlerle halka, <<Bu adamda hiçbir suç görmüyorum>> dedi.
5
Ama onlar üstelediler: <<Yahudiye'nin her tarafında öğretisini yayarak halkı
kışkırtıyor; Celile'den başlayıp ta buraya kadar geldi>> dediler.
6
Pilatus bunu duyunca, <<Bu adam Celileli mi?>> diye sordu. 7 İsa'nın,
Hirodes'in* yönetimindeki bölgeden geldiğini öğrenince, kendisini o sırada
Yeruşalim'de bulunan Hirodes'e gönderdi.
8
Hirodes İsa'yı görünce çok sevindi. O'na ilişkin haberleri duyduğu için çoktandır
O'nu görmek istiyor, gerçekleştireceği bir belirtiye tanık olmayı umuyordu. 9 O'na
birçok soru sordu, ama O hiç karşılık vermedi. 10 Orada duran başkâhinlerle din
bilginleri, İsa'yı ağır bir dille suçladılar. 11 Hirodes de askerleriyle birlikte O'nu
aşağılayıp alay etti. O'na gösterişli bir kaftan giydirip Pilatus'a geri gönderdi. 12 Bu
olaydan önce birbirine düşman olan Hirodes'le Pilatus, o gün dost oldular.
Pilatus'un Kararı
(Mat.27:15-26; Mar.15:6-15; Yu.18:39-19:16)
13-14
Pilatus, başkâhinleri, yöneticileri ve halkı toplayarak onlara, <<Siz bu adamı
bana, halkı saptırıyor diye getirdiniz>> dedi. <<Oysa ben bu adamı sizin önünüzde
sorguya çektim ve kendisinde öne sürdüğünüz suçlardan hiçbirini bulmadım.
15
Hirodes de bulmamış olmalı ki, O'nu bize geri gönderdi. Görüyorsunuz, ölüm
cezasını gerektiren hiçbir şey yapmadı. 16-17 Bu nedenle ben O'nu dövdürüp
salıvereceğim.>>*fx*
18
Ama onlar hep bir ağızdan, <<Yok et bu adamı, bize Barabba'yı salıver!>> diye
bağırdılar. 19 Barabba, kentte çıkan bir ayaklanmaya katılmaktan ve adam
öldürmekten hapse atılmıştı.
20
İsa'yı salıvermek isteyen Pilatus onlara yeniden seslendi. 21 Onlar ise, <<O'nu
çarmıha ger, çarmıha ger!>> diye bağrışıp durdular.
22
Pilatus üçüncü kez, <<Bu adam ne kötülük yaptı ki?>> dedi. <<Ölüm cezasını
gerektirecek hiçbir suç bulmadım O'nda. Bu nedenle O'nu dövdürüp salıvereceğim.>>
23-24
Ne var ki onlar, yüksek sesle bağrışarak İsa'nın çarmıha gerilmesi için
direttiler. Sonunda bağırışları baskın çıktı ve Pilatus, onların isteğinin yerine
getirilmesine karar verdi. 25 İstedikleri kişiyi, ayaklanmaya katılmak ve adam
öldürmekten hapse atılan kişiyi salıverdi. İsa'yı ise onların isteğine bıraktı.
İsa Çarmıha Geriliyor
(Mat.27:32-44; Mar.15:21-32; Yu.19:17-27)
26
Askerler İsa'yı götürürken, kırdan gelmekte olan Simun adında Kireneli bir
adamı yakaladılar, çarmıhı sırtına yükleyip İsa'nın arkasından yürüttüler. 27 Büyük bir
halk topluluğu da İsa'nın ardından gidiyordu. Aralarında İsa için dövünüp ağıt yakan
kadınlar vardı. 28 İsa bu kadınlara dönerek, <<Ey Yeruşalim kızları, benim için
ağlamayın>> dedi. <<Kendiniz ve çocuklarınız için ağlayın. 29 Çünkü öyle günler
gelecek ki, <Kısır kadınlara, hiç doğurmamış rahimlere, emzirmemiş memelere ne
mutlu!> diyecekler. 30 O zaman dağlara, <Üzerimize düşün!> ve tepelere, <Bizi
örtün!> diyecekler. 31 Çünkü yaş ağaca böyle yaparlarsa, kuruya neler olacaktır?>>
32
İsa'yla birlikte idam edilmek üzere ayrıca iki suçlu da götürülüyordu. 33 Kafatası
denilen yere vardıklarında İsa'yı, biri sağında öbürü solunda olmak üzere, iki suçluyla
birlikte çarmıha gerdiler. 34 İsa, <<Baba, onları bağışla>> dedi. <<Çünkü ne
yaptıklarını bilmiyorlar.>> O'nun giysilerini aralarında paylaşmak için kura çektiler.
35
Halk orada durmuş, olanları seyrediyordu. Yöneticiler İsa'yla alay ederek,
<<Başkalarını kurtardı; eğer Tanrı'nın Mesihi*, Tanrı'nın seçtiği O ise, kendini de
kurtarsın>> diyorlardı.
36-37
Askerler de yaklaşıp İsa'yla eğlendiler. O'na ekşi şarap sunarak, <<Sen
Yahudiler'in Kralı'ysan, kurtar kendini!>> dediler. 38 Başının üzerinde şu yafta vardı:
\ce YAHUDİLER'İN KRALI BUDUR
Çarmıha asılan suçlulardan biri, <<Sen Mesih değil misin? Haydi, kendini de
bizi de kurtar!>> diye küfür etti.
40
Ne var ki, öbür suçlu onu azarladı. <<Sende Tanrı korkusu da mı yok?>> diye
karşılık verdi. <<Sen de aynı cezayı çekiyorsun. 41 Nitekim biz haklı olarak
cezalandırılıyor, yaptıklarımızın karşılığını alıyoruz. Oysa bu adam hiçbir kötülük
yapmadı.>>
42
Sonra, <<Ey İsa, kendi egemenliğine girdiğinde beni an>> dedi.
43
İsa ona, <<Sana doğrusunu söyleyeyim, sen bugün benimle birlikte cennette
olacaksın>> dedi.
İsa'nın Ölümü
(Mat.27:45-56; Mar.15:33-41; Yu.19:28-30)
44-45
Öğleyin on iki sularında güneş karardı, üçe kadar bütün ülkenin üzerine
karanlık çöktü. Tapınaktaki perde* ortasından yırtıldı. 46 İsa yüksek sesle, <<Baba,
ruhumu ellerine bırakıyorum!>> diye seslendi. Bunu söyledikten sonra son nefesini
verdi.
47
Olanları gören yüzbaşı, <<Bu adam gerçekten doğru biriydi>> diyerek Tanrı'yı
yüceltmeye başladı. 48 Olayı seyretmek için biriken halkın tümü olup bitenleri görünce
göğüslerini döve döve geri döndüler. 49 Ama İsa'nın bütün tanıdıkları ve Celile'den
O'nun ardından gelen kadınlar uzakta durmuş, olanları seyrediyorlardı.
İsa'nın Gömülmesi
(Mat.27:57-61; Mar.15:42-47; Yu.19:38-42)
50
Yüksek Kurul* üyelerinden Yusuf adında iyi ve doğru bir adam vardı. 51 Bir
Yahudi kenti olan Aramatya'dan olup Tanrı'nın Egemenliği'ni umutla bekleyen Yusuf,
Kurul'un kararını ve eylemini onaylamamıştı. 52 Pilatus'a gidip İsa'nın cesedini istedi.
53
Cesedi çarmıhtan indirip keten beze sardı, hiç kimsenin konulmadığı, kayaya
oyulmuş bir mezara yatırdı. 54 Hazırlık Günü'ydü* ve Şabat Günü* başlamak
üzereydi.
55
İsa'yla birlikte Celile'den gelen kadınlar da Yusuf'un ardından giderek mezarı ve
39
İsa'nın cesedinin oraya nasıl konulduğunu gördüler. 56 Evlerine dönerek baharat ve
güzel kokulu yağlar hazırladılar. Ama Şabat Günü, Tanrı'nın buyruğu uyarınca
dinlendiler.
24Bölüm
İsa'nın Dirilişi
(Mat.28:1-10; Mar.16:1-8; Yu.20:1-10)
1
Kadınlar haftanın ilk günü*, sabah çok erkenden, hazırlamış oldukları baharatı
alıp mezara gittiler. 2 Taşı mezarın girişinden yuvarlanmış buldular. 3 Ama içeri
girince Rab İsa'nın cesedini bulamadılar. 4 Onlar bu durum karşısında şaşırıp
kalmışken, şimşek gibi parıldayan giysilere bürünmüş iki kişi yanlarında belirdi.
5
Korkuya kapılan kadınlar başlarını yere eğdiler. Adamlar ise onlara, <<Diri olanı
neden ölüler arasında arıyorsunuz?>> dediler. 6 <<O burada yok, dirildi. Daha
Celile'deyken size söylediğini anımsayın. 7 İnsanoğlu'nun* günahlı insanların eline
verilmesi, çarmıha gerilmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini bildirmişti.>> 8 O
zaman İsa'nın sözlerini anımsadılar.
9
Mezardan dönen kadınlar bütün bunları Onbirler'e* ve ötekilerin hepsine
bildirdiler. 10 Bunları elçilere anlatanlar, Mecdelli Meryem, Yohanna, Yakup'un
annesi Meryem ve bunlarla birlikte bulunan öbür kadınlardı. 11 Ne var ki, bu sözler
elçilere saçma geldi ve kadınlara inanmadılar. 12 Yine de, Petrus kalkıp mezara koştu.
Eğilip içeri baktığında keten bezlerden başka bir şey görmedi. Olay karşısında şaşkına
dönmüş bir halde oradan uzaklaştı.
Emmaus Yolunda İki Öğrenci
(Mar.16:12-13)
13
Aynı gün öğrencilerden ikisi, Yeruşalim'den altmış ok atımı*fx* uzaklıkta
bulunan ve Emmaus denilen bir köye gitmekteydiler. 14 Bütün bu olup bitenleri kendi
aralarında konuşuyorlardı. 15 Bunları konuşup tartışırlarken İsa yanlarına geldi ve
onlarla birlikte yürümeye başladı. 16 Ama onların gözleri O'nu tanıma gücünden
yoksun bırakılmıştı.
17
İsa, <<Yolda birbirinizle ne tartışıp duruyorsunuz?>> dedi.
Üzgün bir halde, oldukları yerde durdular. 18 Bunlardan adı Kleopas olan O'na,
<<Yeruşalim'de bulunup da bu günlerde orada olup bitenleri bilmeyen tek yabancı sen
misin?>> diye karşılık verdi.
19
İsa onlara, <<Hangi olup bitenleri?>> dedi.
O'na, <<Nasıralı İsa'yla ilgili olayları>> dediler. <<O adam, Tanrı'nın ve bütün
halkın önünde gerek söz, gerek eylemde güçlü bir peygamberdi. 20-23 Başkâhinlerle
yöneticilerimiz O'nu, ölüm cezasına çarptırmak için valiye teslim ederek çarmıha
gerdirdiler; oysa biz O'nun, İsrail'i kurtaracak kişi olduğunu ummuştuk. Dahası var,
bu olaylar olalı üç gün oldu ve aramızdan bazı kadınlar bizi şaşkına çevirdiler. Bu
sabah erkenden mezara gittiklerinde, O'nun cesedini bulamamışlar. Sonra geldiler, bir
görümde, İsa'nın yaşamakta olduğunu bildiren melekler gördüklerini söylediler.
24
Bizimle birlikte olanlardan bazıları mezara gitmiş ve durumu, tam kadınların
anlatmış olduğu gibi bulmuşlar. Ama O'nu görmemişler.>>
25
İsa onlara, <<Sizi akılsızlar! Peygamberlerin bütün söylediklerine inanmakta
ağır davranan kişiler! 26 Mesih'in* bu acıları çekmesi ve yüceliğine kavuşması gerekli
değil miydi?>> dedi. 27 Sonra Musa'nın ve bütün peygamberlerin yazılarından
başlayarak, Kutsal Yazılar'ın hepsinde kendisiyle ilgili olanları onlara açıkladı.
28-29
Gitmekte oldukları köye yaklaştıkları sırada İsa, yoluna devam edecekmiş gibi
davrandı. Ama onlar, <<Bizimle kal. Neredeyse akşam olacak, gün batmak üzere>>
diyerek O'nu zorladılar. Böylece İsa onlarla birlikte kalmak üzere içeri girdi.
Onlarla sofrada otururken İsa ekmek aldı, şükretti ve ekmeği bölüp onlara verdi.
O zaman onların gözleri açıldı ve kendisini tanıdılar. İsa ise gözlerinin önünden
kayboldu. 32 Onlar birbirine, <<Yolda kendisi bizimle konuşurken ve Kutsal Yazılar'ı
bize açıklarken yüreklerimiz nasıl da sevinçle çarpıyordu, değil mi?>> dediler.
33
Kalkıp hemen Yeruşalim'e döndüler. Onbirler'i* ve onlarla birlikte olanları
toplanmış buldular. 34 Bunlar, <<Rab gerçekten dirildi, Simun'a görünmüş!>>
diyorlardı. 35 Kendileri de yolda olup bitenleri ve ekmeği böldüğü zaman İsa'yı nasıl
tanıdıklarını anlattılar.
İsa Onbirler'e Görünüyor
(Mat.28:16-20; Mar.16:14-18; Yu.20:19-23; Elç.1:6-8)
36
Bunları anlatırlarken İsa gelip aralarında durdu. Onlara, <<Size esenlik
olsun!>> dedi.
37
Ürktüler, bir hayalet gördüklerini sanarak korkuya kapıldılar. 38 İsa onlara,
<<Neden telaşlanıyorsunuz? Neden kuşkular doğuyor içinizde?>> dedi.
39
<<Ellerime, ayaklarıma bakın; işte benim! Dokunun da görün. Hayaletin eti kemiği
olmaz, ama görüyorsunuz, benim var.>>
40
Bunu söyledikten sonra onlara ellerini ve ayaklarını gösterdi. 41 Sevinçten hâlâ
inanamayan, şaşkınlık içindeki öğrencilerine, <<Sizde yiyecek bir şey var mı?>> diye
sordu. 42 Kendisine bir parça kızarmış balık verdiler. 43 İsa onu alıp gözlerinin önünde
yedi.
44
Sonra onlara şöyle dedi: <<Daha sizlerle birlikteyken, <Musa'nın Yasası'nda,
peygamberlerin yazılarında ve Mezmurlar'da benimle ilgili yazılmış olanların
tümünün gerçekleşmesi gerektir> demiştim.>>
45
Bundan sonra Kutsal Yazılar'ı anlayabilmeleri için zihinlerini açtı. 46-47 Onlara
dedi ki, <<Şöyle yazılmıştır: Mesih acı çekecek ve üçüncü gün ölümden dirilecek;
günahların bağışlanması için tövbe çağrısı da Yeruşalim'den başlayarak bütün uluslara
O'nun adıyla duyurulacak. 48 Sizler bu olayların tanıklarısınız. 49 Ben de Babam'ın vaat
ettiğini size göndereceğim. Ama siz, yücelerden gelecek güçle kuşanıncaya dek kentte
kalın.>>
İsa'nın Göğe Yükselmesi
(Mar.16:19-20; Elç.1:9-11)
50
İsa onları kentin dışına, Beytanya'nın yakınlarına kadar götürdü. Ellerini
kaldırarak onları kutsadı. 51 Ve onları kutsarken yanlarından ayrıldı, göğe alındı.
52
Öğrencileri O'na tapındılar ve büyük sevinç içinde Yeruşalim'e döndüler. 53 Sürekli
tapınakta bulunuyor, Tanrı'yı övüyorlardı.
30
31
LUK Dipnotları: 1:66 <<Rab>>: Grekçe <<Rab'bin eli>>. 1:69-71 <<Güçlü bir kurtarıcı>>:
Grekçe <<Bir kurtuluş boynuzu>>. (Boynuz, güç simgesidir.) 1:78-79 <<Doğan Güneş>>:
Mesih* (bkz. Mal.4:2). 2:6-7 <<Han>> ya da <<Konuk odası>>. Aynı sözcük Luk.22:11'de
de böyle çevrilir. 2:22 <<Arınma günleri>>: Lev.12:1-4'e göre bir kadın, bir erkek
çocuk doğurduktan sonra kırk gün süreyle dinsel açıdan kirli sayılırdı. Bu dönemin
sonunda bir kurban sunarak tekrar temiz hale gelirdi. 2:29 <<Artık ben, kulun huzur
içinde ölebilirim>>: Grekçe <<Kulunu şimdi esenlikle salıveriyorsun>>. 3:32
<<Salmon>>: Bazı Grekçe elyazmalarında, <<Sala>> diye geçer. 3:33 <<Ram oğlu>>: Bazı
Grekçe elyazmalarında, <<Admin oğlu, Arni oğlu>> diye geçer. 4:44 <<Yahudiye'deki>>:
Birçok Grekçe elyazmasında, <<Celile'deki>> diye geçer. 8:45 <<Petrus>>: Birçok Grekçe
elyazmasında, <<Petrus ve yanındakiler>> diye geçer. 9:30-31 <<Ayrılış>>: Ölüm. 9:56
Bazı Grekçe elyazmalarında 54-56 ayetleri şöyle geçer: ...<< <Rab, İlyas'ın yaptığı
gibi, bunları yok etmek için bir buyrukla gökten ateş yağdırmamızı ister misin?>
55
dediler.
Ama İsa dönüp onları azarladı ve şöyle dedi: <Siz hangi ruha ait olduğunuzu
56
bilmiyorsunuz.
Çünkü İnsanoğlu insanları yok etmeye değil, kurtarmaya geldi.>
Sonra...>> 11:41 <<Kaplarınızın içindekini>>: Grekçe <<İçtekileri>>. 12:25 <<Ömrünü
bir anlık>> ya da <<Boyunu bir arşın>>. 12:38 <<Nöbet>>: Bkz. Sözlük, <<Saat>>. 12:50
Bu ayette İsa vaftiz diye çarmıhtaki ölümünden söz etmektedir. 12:59 <<Kuruş>>: Grekçe
<<Lepton>> (bkz. Birimler Cetveli). 13:21 <<Ölçek>>: Grekçe <<Saton>> (bkz. Birimler
Cetveli). 14:25-26 <<Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını,
kardeşlerini, hatta kendi canını bile gözden çıkarmazsa>>: Grekçe <<Biri bana gelip de
babasından, annesinden, karısından, çocuklarından, kardeşlerinden, hatta kendi
canından bile nefret etmezse>>. 15:18,21 <<Tanrı'ya>>: Grekçe <<Göğe>>. 16:6
<<Ölçek>>: Grekçe <<Batos>> (bkz. Birimler Cetveli). 16:7 <<Ölçek>>: Grekçe <<Koros>>
(bkz. Birimler Cetveli). 16:8 <<Işıkta yürüyenlerden>>: Grekçe <<Işık oğullarından>>.
16:9 <<Dünyanın aldatıcı serveti>>: Grekçe <<Haksızlık mamonu>>. Aramice'de* zenginlik
anlamına gelen mamon sözcüğü, para ya da para kazanma hırsı anlamında kullanılır. Buna
benzer bir deyim 11. ayette de kullanılmaktadır. 16:13 <<Para>>: Grekçe <<Mamon>>.
Aramice'de* zenginlik anlamına gelen mamon sözcüğü, para ya da para kazanma hırsı
anlamında kullanılır. 17:35-36 Bazı Grekçe elyazmaları, <<Tarlada bulunan iki kişiden
biri alınacak, öbürü bırakılacak>> sözlerini de içerir (bkz. Mat.24:40). 20:3-4
<<Yahya'nın vaftiz etme yetkisi Tanrı'dan>>: Grekçe <<Yahya'nın vaftizi gökten>>. 5.
ayette de <<Tanrı'dan>> diye çevrilen sözcük Grekçe <<Gökten>> diye geçer. 20:42-43
<<Ayaklarının altına serinceye dek>>: Grekçe <<Ayaklarına tabure yapıncaya dek>>.
21:2-3 <<Bakır para>>: Grekçe <<Lepton>> (bkz. Birimler Cetveli). 21:32 <<Kuşak>> ya
da <<Soy>>. 22:16 <<Yetkinliğe erişeceği>>: Grekçe <<Tamamlanacağı>>. 23:16-17 Birçok
Grekçe elyazması, <<Pilatus'un her Fısıh Bayramı'nda onlar için bir kişi salıvermesi
gerekiyordu>> sözlerini de içerir. 24:13 <<Altmış ok atımı>>: Yaklaşık 11 km.
Download