ikinci bölüm - Gazi Üniversitesi Açık Arşiv

advertisement
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
FİNANSMAN BİLİM DALI
KÜÇÜK VE ORTA BÜYÜKLÜKTEKİ İŞLETMELERİN (KOBİ) HALKA
ARZ YOLUYLA FİNANSMANI: GELİŞEN İŞLETMELER PİYASASI (GİP)
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Hazırlayan
Ayhan YATBAZ
Tez Danışmanı
Prof. Dr. Nevzat AYPEK
Ankara-2013
ONAY
Ayhan YATBAZ tarafından hazırlanan
“Küçük ve Orta Büyüklükteki
İşletmelerin (KOBİ) Halka Arz Yoluyla Finansmanı: Gelişen İşletmeler
Piyasası (GİP)” başlıklı bu çalışma, 14/01/2013 tarihinde yapılan savunma
sınavı
sonucunda
(oybirliği/oyçokluğu)
ile
başarılı
bulunarak
jürimiz
tarafından işletme anabilim dalı finansman bilim dalında yüksek lisans tezi
olarak kabul edilmiştir.
Prof. Dr. Ahmet AKSOY (Başkan)
Prof. Dr. Nevzat AYPEK (Danışman)
Doç. Dr. Kürşat YALÇINER (Üye)
ÖNSÖZ
Bu tez çalışmasında Türkiye ve dünya ekonomisinde büyük öneme
sahip olan küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) finansman
sorunları ve bu kapsamda etkili olabilecek finansman yöntemleri üzerinde
durulmuştur. Söz konusu finansman yöntemlerinden KOBİ borsası uzun
vadeli finansman sorunun çözümünde etkili bir yöntem olarak görülebilir.
Türkiye’de başlatılan halka arz seferberliği kapsamında özellikle KOBİ’lerin
sermaye piyasasına hızla dahil edilmesi son günlerde daha çok önem
kazanmaya başlamıştır. Bu kapsamda oluşturulan İMKB Gelişen İşletmeler
Piyasası (GİP) bu amaca hizmet eden bir KOBİ borsası uygulamasıdır.
Söz konusu tez çalışmasının yürütülmesinde başından sonuna kadar
büyük emeği bulunan değerli ve saygı değer Danışman Hocam Sayın Prof.
Dr. Nevzat Aypek’e sonsuz şükranlarımı ve saygılarımı sunarım. Ayrıca bu
süreç boyunca sabır ve desteğini hiç eksik etmeyen sevgili eşim Gülşah
Yatbaz’a da teşekkürü bir borç bilirim.
ii
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ
İÇİNDEKİLER
KISALTMALAR
TABLOLAR
ŞEKİLLER
GİRİŞ
i
ii
v
vii
viii
1
BİRİNCİ BÖLÜM
KOBİ’LERİN TANIMI, ÖZELLİKLERİ, EKONOMİDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
1. KOBİ TANIMI
1.1. Türkiye’de KOBİ Tanımı
1.2. Çeşitli Ülkelere Ait KOBİ Tanımları
1.3. Bazı Uluslararası Kuruluşlara Ait KOBİ Tanımları
2. KOBİ’LERİN ÖZELLİKLERİ, AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI
2.1. KOBİ’lerin Genel Özellikleri
2.2. KOBİ’lerin Avantaj ve Dezavantajları
3. KOBİ’LERİN EKONOMİDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
3.1. KOBİ’lerin Türkiye Ekonomisindeki Yeri ve Önemi
3.2. KOBİ’lerin Dünya Ekonomisindeki Yeri ve Önemi
3
4
7
11
15
15
18
22
23
24
İKİNCİ BÖLÜM
KOBİ FİNANSMANI VE KOBİ BORSASI
1. KOBİ’LERİN FİNANSAL ÖZELLİKLERİ
2. KOBİ’LERİN FİNANSMAN SORUNU
2.1. Yatırım ve Faaliyet Dönemleri Açısından
2.2. Finansal Piyasalar Açısından
2.2.1. Para Piyasasına İlişkin Sorunlar
2.2.2. Sermaye Piyasasına İlişkin Sorunlar
3. KOBİ’LERİN FİNANSMAN YÖNTEMLERİ
3.1. Geleneksel Finansman Yöntemleri
3.1.1. Özkaynak Yoluyla Finansman
3.1.2. Otofinansman (İç Kaynaklar)
3.1.3. Satıcı Kredileri (Ticari Krediler)
3.1.4. Banka Kredileri
3.1.5. Tahakkuk Etmiş Kısa Vadeli Giderler
3.2. Alternatif Finansman Yöntemleri
3.2.1. Girişim sermayesi (Venture Capital)
3.2.1.1. Ortaya Çıkışı ve Gelişimi
3.2.1.2. Temel Özellikleri ve Türleri
26
29
31
31
32
34
35
37
37
38
39
40
41
42
42
43
44
iii
3.2.1.3. İşleyiş Süreci
3.2.1.4. Avantaj ve Dezavantajları
3.2.2. Faktoring
3.2.2.1. Ortaya Çıkışı ve Gelişimi
3.2.2.2. Temel Özellikleri ve Türleri
3.2.2.3. İşleyiş Süreci
3.2.2.4. Avantaj ve Dezavantajları
3.2.3. Finansal Kiralama (Leasing)
3.2.3.1. Ortaya Çıkışı ve Gelişimi
3.2.3.2. Temel Özellikleri ve Türleri
3.2.3.3. İşleyiş Süreci
3.2.3.4. Avantaj ve Dezavantajları
3.2.4. Forfaiting
3.2.4.1. Ortaya Çıkışı ve Gelişimi
3.2.4.2. Temel Özellikleri ve Türleri
3.2.4.3. İşleyiş Süreci
3.2.4.4. Avantaj ve Dezavantajları
3.2.5. Diğer Alternatif Finansman Yöntemleri
3.2.5.1. Franchising
3.2.5.2. Barter
3.2.5.3. Kredi Garanti Fonu
3.2.5.4. Melek Yatırımcı (Angel Investor)
4. HALKA ARZ VE KOBİ BORSASI
4.1. Halka Arzın Tanımı, Önemi ve Temel Özellikleri
4.2. Halka Arzın Avantaj ve Dezavantajları
47
48
49
50
51
53
54
55
56
56
57
58
59
59
60
61
62
63
63
67
69
71
72
76
78
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
KOBİ BORSASI VE İMKB GİP
1. TÜRKİYE VE DÜNYADA KOBİ BORSALARI
1.1. Türkiye’de KOBİ Borsaları – GİP/İMKB
1.2. Bazı AB Ülkelerinde KOBİ Borsaları
1.2.1. İngiltere – AIM/Londra Borsası
1.2.2. Yunanistan – EN.A/Atina Borsası
1.2.3. İspanya – Nuevo Mercado/İspanya Borsası
1.2.4. Almanya – Neuer Markt/Almanya Borsası
1.2.5. Romanya – RASDAQ/Bükreş Borsası
1.2.6. Polonya – New Connect/Varşova Borsası
1.3. ABD’de KOBİ Borsaları – NASDAQ
1.4. Çin’de KOBİ Borsaları
1.4.1. Şangay Menkul Kıymetler Borsası
1.4.2. Şenzhen Menkul Kıymetler Borsası/ChiNext
1.5. Japonya – JASDAQ/Osaka Borsası
1.6. Güney Kore – KOSDAQ/Kore Borsası
1.7. Kanada – TMX Grup/TSX Girişim Borsası
80
81
85
85
88
89
90
92
94
96
98
99
100
102
103
105
iv
1.8. EuroNext – AlterNext
2. TÜRKİYE’DE KOBİ BORSASI UYGULAMASI: İMKB GİP
2.1. Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP)
2.1.1. GİP’in Kuruluş Amacı
2.1.2. GİP ile Pay Piyasası (PP) Arasındaki Farklar
2.1.3. GİP’e Başvurabilecek Şirketler
2.1.4. GİP’te İşlem Gören Payların Özellikleri
2.1.5. Başvuru ve İşlem Maliyetleri
2.2. GİP Listesi
2.2.1. GİP Listesi’ne Kabul Başvurusu ve Kriterleri
2.2.2. GİP Listesi’ne Kabul Süreci
2.2.3. GİP Listesi’nden Çıkarılma Halleri
2.3. Piyasa Danışmanı (PD)
2.3.1. PD’nin Görev ve Sorumlulukları
2.3.2. Piyasa Danışmanlığı Anlaşması (PDA)
2.3.3. PD Listesi
3. GİP’İN KOBİ’LER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
3.1. Avantajları
3.2. Fayda ve Sakıncaları
3.3. Getirdiği Yükümlülükler
3.4. Sunulan Teşvikler
4. GİP’TE İŞLEM GÖREN İLK ŞİRKET: BERKOSAN A.Ş.
5. GİP’TE MEVCUT DURUM
108
110
110
110
111
112
113
115
116
116
117
120
121
122
123
123
124
124
126
128
129
131
133
SONUÇ VE ÖNERİLER
KAYNAKÇA
EKLER
ÖZET
ABSTRACT
136
141
145
149
150
v
KISALTMALAR
Avrupa Birliği – Europen Union (EU)
Amerika Birleşik Devletleri – United States of America (USA)
Ankara Sanayi Odası
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
Birleşmiş Milletler – United Nations (UN)
Devlet istatistik Kurumu
Devlet Planlama Teşkilatı
Dış Ticaret Müsteşarlığı
Ege Bölgesi Sanayi Odası
Gelişen İşletmeler Piyasası
Hisse Senetleri Piyasası
International Monetary Fund
İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Vakfı
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
İstanbul Sanayi Odası
İstanbul Ticaret Odası
İzmir Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası
Kamuyu Aydınlatma Platformu
Kredi Garanti Fonu
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme
İdaresi Başkanlığı
KÜSGET
Küçük Sanayi Geliştirme Teşkilatı
MKK
Merkezi Kayıt Kuruluşu
NASDAQ
National Association of Securities Dealers Automated Quotations
OECD
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü
PD
Piyasa Danışmanı
PDA
Piyasa Danışmanlığı Anlaşması
PDL
Piyasa Danışmanı Listesi
PP
Pay Piyasası
RG
Resmî Gazete
SBA
Small Business Administration
SMEs
Small and Medium Sized Enterprises
SİP
Serbest İşlemler Platformu
SPK
Sermaye Piyasası Kurulu
SSCB
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği
TAKASBANK Takas ve Saklama Bankası
TBB
Türkiye Bankalar Birliği
TFRS
Türkiye Finansal Raporlama Standartları
TMS
Türkiye Muhasebe Standartları
TOSYÖV
Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Serbest Meslek
Mensupları ve Yöneticileri Vakfı
TOBB
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
TSPAKB
Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği
TÜİK
Türkiye İstatistik Kurumu
VÖK
Vergi Öncesi Kâr
WB
World Bank – Dünya Bankası
AB
ABD
ASO
BDDK
BM
DİE
DPT
DTM
EBSO
GİP
HSP
IMF
İİKV
İMKB
İSO
İTO
İZVOB
KAP
KGF
KOBİ
KOSGEB
vi
TABLOLAR
Tablo 1
Türkiye’de Kullanılan KOBİ Tanımları
6
Tablo 2
KOBİ Tanımı Yönetmeliğine Göre KOBİ Tanımı
7
Tablo 3
ABD KOBİ Tanımı
8
Tablo 4
Japon KOBİ Tanımı
9
Tablo 5
Çeşitli Ülkelere Ait KOBİ Tanımı
10
Tablo 6
1996 Yılı AB KOBİ Tanımı
12
Tablo 7
2005 Yılı AB KOBİ Tanımı
13
Tablo 8
OECD KOBİ Tanımı
14
Tablo 9
Dünya Bankası’nın Türk KOBİ Tanımı
14
Tablo 10
BM KOBİ Tanımı
15
Tablo 11
Türkiye’deki KOBİ’lerin Sektörlere Göre Dağılımı
24
Tablo 12
KOBİ’lerin Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri
24
Tablo 13
KOBİ’lerin Ülke Ekonomileri İçindeki Yeri
25
Tablo 14
İşletmelerin Finansman Kaynaklarından Yararlanma Oranı
36
Tablo 15
İMKB Pay Piyasası Kotasyon Koşulları
74
Tablo 16
Londra Borsası ve AIM Pazarı Kotasyon Koşulları
88
Tablo 17
Resmi ve Organize Piyasada Kotasyon Şartları
91
Tablo 18
NASDAQ Piyasası Kotasyon (İlk Listeleme) Şartları
97
Tablo 19
NASDAQ Piyasası Kotta Kalma (Listede Kalma) Şartları
97
Tablo 20
Yıllar İtibarıyla Çin Sermaye Piyasasındaki Gelişmeler
99
Tablo 21
Şenzhen Borsası ve ChiNext Pazarı Kotasyon Koşulları
101
Tablo 22
Osaka Borsası ve Jasdaq Pazarı Kotasyon Koşulları
103
Tablo 23
Kore Borsası ve KOSDAQ Pazarı Kotasyon Koşulları
104
Tablo 24
TSX Girişim Borsası Birinci Katman Kotasyon Koşulları
106
Tablo 25
TSX Girişim Borsası İkinci Katman Kotasyon Koşulları
107
Tablo 26
Euronext, Alternext ve Serbest Piyasa Kotasyon Koşulları
109
Tablo 27
GİP ile PP Arasındaki Temel Farklılıklar
111
Tablo 28
2.7.2012 Tarihli İMKB PD Listesi
124
Tablo 29
KOSGEB KOBİ Destek Programı
130
Tablo 30
Berkosan A.Ş.’nin Halka Arz Verileri
132
Tablo 31
13.8.2012 Tarihli İMKB PDA Listesi
134
Tablo 32
13.8.2012 Tarihli İMKB GİP Listesi
135
vii
ŞEKİLLER
Şekil 1
Girişim sermayesi İşleyiş Süreci
48
Şekil 2
Yurtiçi Faktoring İşleminin İşleyiş Süreci
53
Şekil 3
Yurtdışı Faktoring İşleminin İşleyiş Süreci
54
Şekil 4
Finansal Kiralama İşleminin İşleyiş Süreci
57
Şekil 5
Forfaiting İşleminin İşleyiş Süreci
61
Şekil 6
Franchisor ile Franchisee Arasındaki İlişki
65
Şekil 7
Kredi Garanti Sisteminde Taraflar ve İşleyiş Süreci
70
Şekil 8
GİP Listesi’ne Başvuru ve İşlem Görme Süreci
118
GİRİŞ
KOBİ kavramı her ne kadar küçük ve orta büyüklükteki işletmeler
olarak belirtilse de dünyada üzerinde anlaşılmış ortak bir tanımı yoktur.
Hemen hemen her ülkenin kendine ait bir KOBİ tanımı vardır. Hatta bazen
aynı ülke içinde bile birden fazla KOBİ tanımına rastlanmak mümkündür.
Örneğin, Türkiye’de 2005 yılına kadar çeşitli kurum ve kuruluşların yaptığı
çok sayıda KOBİ tanımına rastlamak mümkünken; bu yıldan itibaren tüm
Türkiye’de geçerli tek bir KOBİ tanımı yapılmıştır. Bu tanım, AB tarafından
kabul edilen KOBİ tanımıyla çok benzerdir.
Türkiye’de tüm işletmelerin % 99,9’unu, toplam istihdamın % 78’ini,
toplam katma değerin % 55,2’sini, toplam ihracatın ise % 60’ını oluşturması
bakımından büyük öneme sahip olan KOBİ’ler, bununla birlikte bazı finansal
sorunlar yaşayabilmektedir. Bu sorunların en başında ise sermaye
piyasasında yaşanan sorunların geldiği söylenebilir. Bu sorunlar KOBİ’lerin
sermaye piyasasından yeterince yararlanmasını engelleyebilmekte ve uzun
süreli fon sıkıntısı yaşamasına neden olabilmektedir. Bu durumu göz önünde
bulunduran İMKB 2011 yılında, tamamen KOBİ’lere hitap eden, borsa
kotasyon şartlarını taşımayan gelişme ve büyüme potansiyeline sahip
işletmelere ait menkul kıymetlerin işlem gördüğü ana borsaya bağlı bir KOBİ
borsası olan İMKB GİP uygulamasını hayata geçirmiştir.
Toplam üç bölümden oluşan bu çalışmada KOBİ’lerin uzun süreli
finansman ihtiyacı doğrultusunda dünya KOBİ borsası uygulamaları ve
Türkiye’deki İMKB GİP uygulaması ele alınıp incelenmiştir.
KOBİ’lere ilişkin teorik alt yapının incelendiği birinci bölümde Türkiye
ve dünyada geçerli olan KOBİ tanımları, KOBİ’lerin özellikleri, avantaj ve
dezavantajları, KOBİ’lerin Türkiye ve dünya ekonomisindeki yeri ve önemi
üzerinde durulmuştur.
2
KOBİ finansmanı ve borsası konularıyla ilgili olan ikinci bölümde
öncelikle KOBİ’lerin finansal özellikleri ve finansman sorunları üzerinde
durulmuştur. Ardından finansman sorunlarında çözüm olarak kullanılan çeşitli
finansman
yöntemlerinden
söz
edilmiştir.
Bu
finansman
yöntemleri;
geleneksel ve alternatif finansman yöntemleri olmak üzere iki temel başlığa
ayrılmıştır. Geleneksel finansman yöntemleri başlığı altında; özkaynak, satıcı
kredileri, banka kredileri ve tahakkuk etmiş kısa vadeli giderler; alternatif
finansman yöntemleri başlığı altında ise; girişim sermayesi, faktoring, leasing,
forfaiting, franchising, barter, kredi garanti fonu ve melek yatırımcı
incelenmiştir. Bu bölümün son kısmında ayrıca halka arz ve KOBİ borsası
konuları üzerinde durulmuştur.
Üçüncü ve son bölüm ise Türkiye ve dünyada KOBİ borsaları ve İMKB
GİP uygulamasına ayrılmıştır. Bu kapsamda Türkiye ve dünya KOBİ
borsaları ile Türkiye’deki İMKB GİP uygulaması ayrıntılı bir şekilde ele
alınmıştır. Ayrıca GİP’te işlem görecek KOBİ’lere sunulan teşvikler, GİP’teki
mevcut durum ve GİP’te ilk işlem gören Berkosan A.Ş. örneği üzerinde
durulmuştur.
BİRİNCİ BÖLÜM
KOBİ’LERİN TANIMI, ÖZELLİKLERİ, EKONOMİDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
1
KOBİ TANIMI
Aytek (1980), Cemalcılar vd. (1991) ve Karalar (2002)’a göre işletme
kısaca, iktisadi mal veya hizmet üretmek ve/veya pazarlamak için faaliyette
bulunan kuruluş veya iktisadi bir birim olarak tanımlanmıştır. Şimşek vd.
(2008)’e göre işletme, üretim için gerekli faktörlerin belirli bir yerde bir araya
getirilip insan ve teknoloji yardımıyla dönüşüme tabi tutularak insanların
ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve hizmetlerin ortaya konduğu yer olarak da
tanımlanmaktadır. Onal (2000), Tosun (1990), Ferman (1982), Doğan (1995),
Sabuncuoğlu ve Tokol (1997) ve Mucuk (2003)’a göre işletme, emek,
sermaye ve diğer üretim faktörlerini planlı, bilinçli ve sistemli bir biçimde bir
araya getirip mal veya hizmet üretimine yönelen ve amaçlarına ulaşmak için
üretim kaynaklarının kullanımında ekonomik ve akılcı kararlar alan toplumsal,
ekonomik ve teknik bir birim olarak da tanımlanmaktadır1.
KOBİ’ler için yapılan tanımlar ülkeler, kurumlar, kuruluşlar ve uzmanlar
tarafından ülkelerin içinde bulundukları ekonomik duruma ve sektörel hacme
bağlı olarak değişiklikler göstermektedir. Bu nedenle her kesim tarafından
kabul edilen ortak bir KOBİ tanımı mevcut değildir. Bununla birlikte literatürde
yer alan bazı KOBİ tanımları şöyledir: Baykal (1996) KOBİ, işletmenin aynı
anda hem sahibi hem de yöneticisi konumunda olan, çevresinin dışına
çıkmamış lokal faaliyetlerde bulunan, yalnızca öz kaynakları ile finanse olan
işletmelerdir. Başka bir tanımda ise KOBİ, bağımsız bir kişi tarafından sahip
1
M. Şerif Şimşek ve Adnan Çelik, İşletme Bilimlerine Giriş, Eğitim Kitabevi, 18. Baskı, Konya
2011, s.26
4
olunan, işletilen ve üretim yaptığı alanda baskın (lider) konumda bulunmayan
işletmelerdir2.
KOBİ tanımının ülkeden ülkeye, kurumdan kuruma değişmesinin temel
nedeni, bu tür işletmeleri belirlemek amacıyla kullanılan ölçütlerde, hem bilim
adamlarının ve araştırmacıların arasında hem de aynı ülkedeki çeşitli kişi,
kurum ve kanunların tanımları hususunda, işletmelerin faaliyet kollarına ve
kullandıkları üretim tekniklerine bağlı olarak ülkeden ülkeye, bölgeden
bölgeye ve işletmelerin türüne göre farklılıkların olmasıdır3. Bunun doğal bir
sonucu olarak da küresel bir KOBİ tanımı yapmak oldukça zordur.
1.1
Türkiye’de KOBİ Tanımı
KOBİ tanımının yapılması ülke ekonomileri açısından büyük önem arz
etmektedir. Ortak bir KOBİ tanımının bulunmaması hâlinde ülkelerin
ekonomik görünümünü sağlıklı bir şekilde ortaya koymak çok zordur. Örneğin
Türkiye’de 2005 yılına kadar KOBİ’ler hakkında ekonominin genelini tam
olarak yansıtan bilgiler üretilememekteydi. Çünkü KOBİ politikalarının
belirlenmesine katkıda bulunan farklı sektörlerdeki farklı kurumların ayrı bir
KOBİ tanımı vardı. Bu tanımlar arasında KOSGEB, Eximbank ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı tarafından sadece imalat sektörünü kapsayan KOBİ tanımları ile
daha kapsamlı olan Hazine Müsteşarlığı tanımı bulunmaktaydı.
Türkiye’de sanayi sektörü ile ilgili ilk resmi tanımlar 1927 yılında
yürürlüğe giren Teşvik-i Sanayi Kanunu ile yapılmıştır. Bu kanun 10 beygir
gücü ile yıllık 750 işçi gündeliği ölçüsünü büyük ve küçük sanayi arasında
sınır saymıştır. DİE’nin 1950 yılı “Sanayi ve İşyerleri Sayımı”nda işyeri
büyüklük ölçüsü olarak işletmede kullanılan motor gücü esas alınmıştır. Bu
ölçüye göre çalışan kişi sayısı ne olursa olsun 9 ve daha az beygir gücü
2
Orhan Küçük, Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, Seçkin Yayıncılık, 2. Baskı, Ankara 2005,
s.99
3
Zeyyat Sabuncuoğlu ve Tuncer Tokol, İşletme, Furkan Ofset, Bursa, 2003, s.58.
5
çevirici güç kullanan işyerleri, küçük sanayi işletmesi sayılmıştır. 1963
yılındaki sanayi ve işyerleri sayımında ve daha sonraki yıllık anketlerde motor
gücü dikkate alınmaksızın personel sayısı 10’dan az olan imalat işletmeleri,
küçük sanayi olarak belirlenmiştir4.
Türkiye’de 2005 yılına kadar çok sayıda kurum ve kuruluş kendi yaptığı
KOBİ tanımını kullanmaktaydı. Bu tanımlar ekseriyetle işletmenin içinde
bulunduğu sektör, yıllık satış cirosu, bilanço büyüklüğü ve çalıştırılan
personel sayısı gibi ölçütlere göre yapılmıştır.
KOSGEB; imalat sektöründeki işletmeleri sadece çalışan sayısı
bakımından ele almıştır. Buna göre çalışan sayısı 1 – 50 olan işletmeler
küçük, 51 – 150 olan işletmeler ise orta ölçekli işletmeler olarak
tanımlanmıştır.
Halk Bankası; imalat sektöründeki işletmeleri çalışan sayısı ve sabit
yatırım tutarı bakımından ele almıştır. Buna göre sabit yatırımı 550.000 €
olan işletmeler çalışan sayısına bakmaksızın mikro, sabit yatırımı 550.000 €
ve 1 – 50 çalışanı bulunan işletmeler küçük, sabit yatırımı 550.000 € ve 1 –
250 çalışanı olan işletmeler ise orta ölçekli işletmeler olarak tanımlamıştır.
Dış Ticaret Müsteşarlığı; imalat sektöründeki işletmeleri çalışan sayısı
ve sabit yatırım tutarı bakımından ele almıştır. Buna göre 1 – 200 arasında
çalışanı bulunan ve sabit yatırım tutarı 1.830.000 € olan işletmeler orta ölçekli
işletmeler olarak tanımlamıştır.
Hazine Müsteşarlığı; imalat, turizm, tarım, madencilik, eğitim, sağlık ve
yazılım geliştirme sektörlerindeki işletmeleri çalışan sayısı ve yatırım tutarı
bakımından ele almıştır. Buna göre çalışan sayısı ve yatırım tutarı sırasıyla; 1
– 9 ve 550.000 € olan işletmeler mikro, 10 – 49 ve 550.000 € olan işletmeler
4
Nevzat Aypek vd., Ekonomik Terimler Sözlüğü, Gazi Kitabevi, Ankara, 2009, s.408-9.
6
küçük, 50 – 250 ve 550.000 € olan işletmeler ise orta ölçekli olarak
tanımlanmıştır.
Bir başka tanım da Eximbank tarafından imalat sektöründeki işletmeler
için yapılmıştır. Buna göre çalışan sayısı 1 – 200 arasında olan işletmeler
orta ölçekli işletme olarak sayılmıştır.
Türkiye’de 2005 yılına kadar kullanılmakta olan tanımlardan bazıları
aşağıda tablo halinde sunulmuştur:
Tablo 1: Türkiye’de Kullanılan KOBİ Tanımları
Kurum
Kriterler
Çalışan Sayısı
Küçük
Orta
İmalat sektöründe olan ve yasal defter kayıtlarında
1 – 49
arsa ve bina hariç sermayesi 400 milyar TL’yi
aşmayan işletmeler
100 milyar TL’yi aşmayan sabit yatırım tutarı teşvik
belgeli KOBİ, 400 milyar TL’yi aşmayan sabit
1 – 150
Halkbank
yatırım tutarı ise normal KOBİ’dir.
İmalat sektöründe olan, gerçek usulde defter tutan,
arsa ve bina hariç sabit sermaye tutarı bilanço net
1 – 200
DTM
değeri itibarıyla 2 milyon $’ı aşmayan işletmeler
İmalat
1 – 50
KOSGEB
10 – 49
DİE
10 – 49
DPT
1 – 49
TOBB
10 – 49
Vakıfbank
5 – 100
TOSYÖV
1 – 150
Eximbank
1–9
KÜSGET
1 – 19
İSO
10 – 29
ASO
1 – 25
İTO
20 – 99
İİKV
50 – 49
EBSO
Kaynak: B. Zafer Erdoğan (Ed.) Girişimcilik ve KOBİ’ler: Teori ve Uygulama, Ekin
Dağıtım, İkinci Baskı, Bursa 2009, s.123
Hazine
Müsteşarlığı
50 – 250
151 – 250
51 – 150
50 – 250
50 – 99
50 – 150
50 – 99
100 – 200
40 – 49
20 – 99
30 – 299
100 – 499
50 – 199
Basım Yayın
2005 yılına gelindiğinde, KOBİ tanımında yaşanan karmaşayı ortadan
kaldırmak ve AB ile uyumlu bir KOBİ tanımı oluşturmak için Türkiye’de ortak
bir KOBİ tanımı yapma gereği duyulmuştur. Bu doğrultuda 18.11.2005’te
KOBİ’lerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkındaki Yönetmelik
yayınlanmış ve 18.5.2006’da yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmeliğe göre
7
KOBİ’ler, bilanço büyüklüğü ya da yıllık satış cirosu 25 milyon TL’den ve
çalışan sayısı 250’den az olan işletmeler olarak tanımlanmıştır. Aşağıda bu
tanımı özetleyen bir tablo sunulmuştur:
Tablo 2: KOBİ Tanımı Yönetmeliğine Göre KOBİ Tanımı
Ölçek
Çalışan Sayısı
Mikro
0 – 9 (10’dan az)
Küçük
10 – 49 (50’den az)
Orta
50 – 249 (250’den az)
Büyük
250’den büyük
Kaynak: KOBİ Tanımı Yönetmeliği5
Yıllık Net Satış
Bilanço Büyüklüğü
1 milyon TL’ye kadar
5 milyon TL’ye kadar
25 milyon TL’ye kadar
25 milyon TL’den az
1 milyon TL’ye kadar
5 milyon TL’ye kadar
25 milyon TL’ye kadar
25 milyon TL’den az
Bu sınıflandırmaya göre yıllık çalışan sayısı, yıllık mali bilançosu ya da
yıllık net satış hasılatı sırasıyla 0 – 9 ve ≤ 1 milyon TL olan işletmeler mikro
(çok küçük); 10 – 49 ve ≤ 5 milyon TL olan işletmeler küçük; 50 – 249 ve ≤ 25
milyon TL olan işletmeler orta; 250’den çok ve 25 milyon TL’den büyük olan
işletmeler ise büyük ölçekte işletmeler olarak tanımlanmıştır. Bu yönetmelikle
hem KOBİ tanımında yaşanan karmaşa sona ermiş hem de AB ile uyumlu bir
tanıma kavuşulmuştur.
1.2
Çeşitli Ülkelere Ait KOBİ Tanımları
KOBİ tanımı ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Çünkü her
ülkenin yasal zemini, ekonomik gelişmişliği, sosyal yapısı, sermaye yoğun
veya emek yoğun bir yapıda olması birbirinden farklıdır. Hatta bazı
durumlarda aynı ülke içinde bile birden fazla KOBİ tanımına rastlamak
mümkündür.
Dünyada ölçümünün kolaylığı ve karşılaştırmaya imkân vermesi
bakımından en yaygın olarak kullanılan ölçütlerden çalışan kişi sayısına ek
5
18.11.2005 Tarih ve 25997 Sayılı RG’de Yayımlanan “KOBİ’lerin Tanımı, Nitelikleri ve
Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik” m.5
8
olarak6; günlük ciro, satış hâsılatı, üretim kapasitesi, toplam sermaye, gayri
safi gelir, sektör içindeki pazar payı, İhracat – satış oranı ve sabit varlıkların
toplamı gibi ölçütler kullanılmaktadır.
ABD
ABD’de KOBİ’lerin resmi bir tanımı yoktur. Kuruluşların tanımlarında
kullanılan nicel ölçü, çalışan sayısı ve satış tutarıdır. ABD'de küçük
işletmelere yönelik her türlü bilgi ve finansman desteğinde bulunan SBA
(Small Business Administration – Küçük İşletme İdaresi), bu kriterleri
kullanarak işletmeleri bulundukları sektöre göre küçük işletme olarak
sınıflandırmaktadır. Aşağıda bu durumu özetleyen bir tablo sunulmuştur.
Tablo 3: ABD KOBİ Tanımı7
Sektör
İmalat
Toptan Ticaret
Perakende Ticaret ve
Hizmet
Tarım
Ölçek
Küçük
Orta
Küçük
Orta
Küçük
Orta
Küçük
Orta
Çalışan Sayısı (Kişi)
1 – 499
500 – 1.499
1 – 49
49 – 499
-
Yıllık Satış Cirosu (Bin $)
2.500’den az
2.500 – 21.500
7.000’den az
7.000 – 25.000
3.000’den az
3.000 – 13.000
500’den az
500 – 9.000
ABD KOBİ tanımına göre imalat sektöründe faaliyet gösteren, 1 – 499
personel çalıştıran ve yıllık satış hasılatı 2,5 milyon $’dan az olan işletmeler
küçük; 500 – 1.499 personel çalıştıran ve yıllık satış hasılatı 2,5 – 21,5
milyon $ olan işletmeler ise orta ölçekte işletmeler olarak tanımlanmıştır.
Toptan ticaret sektöründe faaliyet gösteren 1 – 49 personel çalıştıran ve yıllık
satış hasılatı 7 milyon $’dan az olan işletmeler küçük; 49 – 499 personel
çalıştıran ve yıllık satış hasılatı 7 – 25 milyon $ olan işletmeler ise orta
ölçekte işletmeler olarak tanımlanmıştır. Personel sayısına bakılmaksızın
6
Özlem Yonar, “KOBİ’lerin Dünya Ekonomisindeki Yeri”, Uşak Stratejik Gündem, Makale,
http://www.usakgundem.com/yorum/2/kobilerin-d%C3%BCnya-ekonomisindeki-yeri.html (Erişim:
23.03.2012)
7
Aykan Coşkun, Leasingin KOBİ’lere Getirdiği Kolaylıklar ve Sincan-Etimesgut-Yenikent
Sanayici ve İşadamları Derneği’ne (SİSİAD) Üye KOBİ’lerin İncelenmesi, Yayınlanmamış Y.
Lisans Tezi, Atılım Üniversitesi, SBE, Finans Anabilim Dalı, Ankara 2008, s.61.
9
perakende ticaret ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren, yıllık satış hasılatı
3 milyon $’dan az olan işletmeler küçük; yıllık satış hasılatı 3 – 13 milyon $
olan işletmeler ise orta ölçekte işletmeler olarak tanımlanmıştır. Personel
sayısına bakılmaksızın tarım sektöründe faaliyet gösteren, yıllık satış hasılatı
500 bin $’dan az olan işletmeler küçük; yıllık satış hasılatı 0,5 – 9 milyon $
olan işletmeler ise orta ölçekte işletmeler olarak tanımlanmıştır.
Japonya
Gelişmiş ekonomilerden Japonya’da KOBİ’ler tanımlanırken, çalışan
sayısı ve sermaye tutarı dikkate alınmıştır. Japonya’da imalat, inşaat ve
ulaşım sektöründe faaliyet gösteren 300’den az kişi çalıştıran ve sermayesi
300 milyon ¥’i aşmayan işletmeler; toptan ticaret sektöründe faaliyet gösteren
100’den az kişi çalıştıran ve sermayesi 100 milyon ¥’i aşmayan işletmeler;
hizmet sektöründe faaliyet gösteren 100’den az kişi çalıştıran ve sermayesi
50 milyon ¥’i aşmayan işletmeler ile perakendecilik sektöründe faaliyet
gösteren 50’den az kişi çalıştıran ve sermayesi 50 milyon ¥’i aşmayan
işletmeler KOBİ sayılmaktadır. Bununla birlikte çalışan sayısı 20 kişiden az
olan imalat sektöründeki işletmeler ile çalışan sayısı 5 kişiden az olan tarım
sektöründeki işletmeler küçük işletme olarak kabul edilmiştir. Aşağıda bu
durumu özetleyen bir tablo sunulmuştur.
Tablo 4: Japon KOBİ Tanımı8
Sektör
İmalat, İnşaat ve Ulaşım
Toptan Ticaret
Hizmet Sektörü
Perakendecilik
8
Çalışan Kişi Sayısı
300’den az
100’den az
100’den az
50’den az
Sermaye Tutarı
300 Milyon ¥’e kadar
100 Milyon ¥’e kadar
50 Milyon ¥’e kadar
50 Milyon ¥’e kadar
TOBB Ekonomik Forum, “Özel Sektörlerin Geliştirilmesi, Bölgesel Bazdaki KOBİ’lerin
İyileştirilmesi” Eğitim Programı: Osaka, Kinki (Kansai) Bölgesi, Japonya, Nisan 2010, s.52;
Ramon C. Sevilla and Kusol Soonthornthada, SME Policy in Thailand: Vision and Challenges,
Institute for Population and Social Research Mahidol University, Salaya Campus Nakhon Pathom,
Thailand, July 2000, s.5
10
Meksika
Meksika’da yıllık satış hasılatı 290.000 $ olmak üzere 16 – 100
çalışanı bulunan işletmeler küçük; 101 – 250 çalışanı bulunan işletmeler ise
orta ölçekli işletme olarak kabul edilmiştir.
Güney Kore
Güney Kore’deki sermaye ve yıllık satış hasılatına bakılmaksızın 5 –
19 çalışanı bulunan işletmeler küçük; 20 – 300 çalışanı bulunan işletmeler ise
orta ölçekli işletme olarak kabul edilmiştir.
Malezya
Malezya’da sermaye ve yıllık satış hasılatına bakılmaksızın 5 – 49
çalışanı bulunan işletmeler küçük; 50 – 199 çalışanı bulunan işletmeler ise
orta ölçekli işletme olarak kabul edilmiştir.
Brezilya
Brezilya’da sermaye ve yıllık satış hasılatına bakılmaksızın 11 – 49
çalışanı bulunan işletmeler küçük; 50 – 99 çalışanı bulunan işletmeler ise
orta ölçekli işletme olarak kabul edilmiştir.
Kolombiya
Kolombiya’da sermaye ve yıllık satış hasılatına bakılmaksızın 50
çalışanı bulunan işletmeler küçük; 100 çalışanı bulunan işletmeler ise orta
ölçekli işletme olarak kabul edilmiştir.
Tablo 5: Çeşitli Ülkelere Ait KOBİ Tanımları
Ülkeler
Açıklama
Meksika
Yıllık satış hasılatı 290.000 $
Güney Kore
Malezya
Brezilya
Kolombiya
Kaynak: B. Zafer Erdoğan (Ed.) a.g.e, s.128
Çalışan Sayısı
Küçük
Orta
16 – 100
101 – 250
5 – 19
20 – 300
5 – 49
50 – 199
11 – 49
50 – 99
< 50
< 100
11
Kanada
Kuzey Amerika ülkelerinden Kanada’da imalat sektöründeki 500’den
az çalışanı bulunan işletmeler ile hizmet sektöründeki 50’den az çalışanı
bulunan işletmeler KOBİ olarak tanımlanmıştır.
Avustralya
Benzer durum Avustralya’da da söz konusudur. Avustralya’da,
100’den daha az çalışanı bulunan imalat sektöründeki işletmeler ile 20’den
daha az çalışanı bulunan hizmet sektöründeki işletmeler KOBİ olarak
tanımlanmıştır.
Çin
Dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip Çin’de KOBİ’ler faaliyette
bulundukları endüstri koluna göre değişiklik göstermekle birlikte genellikle
100’den daha az işçi çalıştırma sınırı söz konusudur.
1.3
Bazı Uluslararası Kuruluşlara Ait KOBİ Tanımları
Dünya genelinde KOBİ’lerde haksız rekabetin önlenmesi, tüketicilerin
mağdur edilmemesi, ortak sorunlara, ortak çözümler bulunabilmesi için, bu
sınıfa giren işletmelerin belirlenmesinin gerekliliğinin önem kazanmasıyla
gündemdeki yerini almıştır. Böylece belirli yaptırımlar belirli işletmelere
uygulanabilecek, aynı şekilde bazı ayrıcalıklar da ilgili gruba giren işletmelere
tanınabilecektir. Bu amaçla dünya ticaretini belirleyen bazı uluslararası
kuruluşlar tarafından KOBİ tanımları yapılmış ve sınırları belirlenmiştir9.
AB KOBİ Tanımı
AB’de ilk kez 3.4.1996’da gerek ulusal gerekse birlik bazında karışıklığa
meydan vermemek amacıyla tüm AB’de geçerli olmak üzere ortak bir KOBİ
tanımı yapılmıştır. Söz konusu KOBİ tanımında KOBİ’ler, mikro (çok küçük)
9
Orhan Küçük, a.g.e., s.104
12
işletmeler, küçük işletmeler ve orta ölçekte işletmeler olmak üzere başlıca üç
gruba ayrılmıştır. Söz konusu sınıflandırmanın oluşturulmasında çalışan
sayısı, yıllık bilanço toplamı ve yıllık satış hasılatı dikkate alınmıştır. Ayrıca,
sermayenin % 25’ten fazlası büyük işletmelere ait olmayacağı hükmü yer
almıştır. Aşağıda AB’de 2005 yılına kadar geçerli olan KOBİ tanımı
verilmiştir:
Tablo 6: 1996 Yılı AB KOBİ Tanımı10
Ölçek
Çalışan Sayısı
Yıllık Satış Hasılatı
Yıllık Bilanço Toplamı
Mikro
10’dan az
-
-
Küçük
50’den az
7 milyon €’dan az
10 milyon €’dan az
Orta
250’den az
40 milyon €’dan az
27 milyon €’dan az
AB’nin 1996 yılı KOBİ tanımına göre KOBİ’ler üç ölçeğe ayrılarak
çalışan işçi sayısına ek olarak yıllık bilanço toplamı ve yıllık satış hasılatı
kriterlerine göre tanımlanmıştır. Buna göre yıllık bilanço ve yıllık satış hasılatı
rakamlarına bakılmaksızın çalışan işçi sayısı 10’dan az olan işletmeler mikro;
çalışan sayısı 50’den, yıllık bilanço toplamı 10 milyon €’dan, yıllık satış
hasılatı ise 7 milyon €’dan az olan işletmeler küçük işletme sayılmıştır. Aynı
şekilde çalışan sayısı 250’den, yıllık bilanço toplamı 27 milyon €’dan, ve yıllık
satış hasılatı ise 40 milyon €’dan az olan işletmeler ise orta ölçekte işletmeler
olarak tanımlanmıştır.
2003 yılına gelindiğinde tüm AB ülkelerini kapsayacak şekilde mevcut
KOBİ tanımını yenileme gereği duyulmuş ve 1.1.2005’te yeni bir KOBİ tanımı
yapılmıştır. Yeni tanımda personel sayısı, bilanço büyüklüğü ve yıllık satış
hasılatı ölçütleri ile ölçek sayısı aynen korunmuştur. Farklı olarak, bağımsızlık
ölçütü daha spesifik hâle getirilmiş ve mikro işletmeler için bilanço büyüklüğü
ve yıllık satış hasılatı eşikleri belirlenmiştir. Bağımsızlık ölçütü kapsamında
10
The New SME Defination, User Guide and Model Declaretion, Enterprise and Industry
Puplications, European Commission 1.1.2005, p.14, http://www.euresearch.ch/fileadmin/
documents/PdfDocuments/SME_Definition_en.pdf (30.05.2012 Erişim)
13
KOBİ vasfına sahip işletmenin tam bağımsız (özerk), ortak girişim veya bağlı
kuruluş olup olmadığı önem kazanmıştır. Bu sayede büyük bir gruba bağlı
dolayısıyla önemli bir finansal desteğe sahip olan KOBİ görünümündeki
şirketlerin, sunulan destek mekanizmalarından haksız faydalar sağlamaları
engellenmeye çalışılmıştır. 2005 yılında yürürlüğe giren yeni düzenlemeye
göre KOBİ tanımı aşağıdaki gibi olmuştur:
Tablo 7: 2005 Yılı AB KOBİ Tanımı11
Ölçek
Çalışan Sayısı
Yıllık Satış Hasılatı
Yıllık Bilanço Toplamı
Mikro
10’dan az
2 milyon €’a kadar
2 milyon €’a kadar
Küçük
50’den az
10 milyon €’a kadar
10 milyon €’a kadar
Orta
250’den az
50 milyon €’a kadar
43 milyon €’a kadar
AB’nin 2005 yılı KOBİ tanımına göre KOBİ’ler 1996 yılındaki tanımda
olduğu gibi yine üç ölçeğe ayrılmış ve ölçeğin belirlenmesinde kullanılan
çalışan işçi sayısı, yıllık bilanço toplamı ve yıllık satış hasılatı
kriterleri
değişmemiştir. Buna göre çalışan işçi sayısı 10’dan az olan, yıllık bilanço
toplamı 2 milyon € ve yıllık satış hasılatı 2 milyon € olan işletmeler mikro;
çalışan sayısı 50’den az olan, yıllık bilanço toplamı 10 milyon € ve yıllık satış
hasılatı 10 milyon € olan işletmeler küçük; çalışan sayısı 250’den az olan,
yıllık bilanço toplamı 43 milyon € ve yıllık satış hasılatı 50 milyon € olan
işletmeler ise orta ölçekte işletmeler olarak tanımlanmıştır.
OECD KOBİ Tanımı
OECD (Organisation for Economic Co-Operation and Development –
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) bünyesinde bulunan üye ülkelerde
kavram birliğini sağlamak üzere işçi sayısını esas alarak daha çok tavsiye
niteliğinde olan KOBİ tanımı yapmıştır. Bu tanım aşağıda tablo hâlinde
özetlenmiştir.
11
The New SME Defination, a.g.e, p.14; Marianna Caccavaio et al, “SMEs and the Challenge to Go
Public: Evidence from a Recent Survey”, Italy, Arcelli Centre for Monetary and Financial Studies,
Working Paper No: 2, January 2012, p12.
14
Tablo 8: OECD KOBİ Tanımı
Ölçeklerine Göre İşletmeler
Çalışan Sayısı
Mikro İşletme
1–4
Çok Küçük İşletme
5 – 19
Küçük İşletme
20 – 99
Orta İşletme
100 – 499
Büyük İşletme
500 >
Kaynak: Aykan Coşkun, a.g.e., s.55; V. Pierre Vinde, General Introduction to Environment for
SMEs, OECD, 1999, s.2
OECD KOBİ tanımında işletmeler çalışan sayısı ölçüt alınarak dört
gruba ayrılmıştır. Buna göre 1 – 4 çalışanı bulunan işletmeler mikro, 5 – 19
çalışanı bulunan işletmeler çok küçük, 20 – 99 çalışanı bulunan işletmeler
küçük, 100 – 499 çalışanı bulunan işletmeler de orta ölçekte işletmeler olarak
tanımlanmıştır.
Dünya Bankası KOBİ Tanımı
Dünya Bankası ve Türk hükümeti arasında imzalanan 3067 TU Sayılı
İkinci Küçük ve Orta Boy Sanayi Projesi uyarınca sektör için KOBİ’lerin
tespitinde bazı ölçütler belirlenmiştir. Buna göre; yeni yatırımlarda bina ve
arsa hariç sabit yatırım tutarının, küçük ölçekli işletmelerde 800.000 $’a eş
değer TL ya da daha az olması; orta ölçekli işletmelerde ise 4 milyon $’ı
aşmaması gerekmektedir. Aynı şekilde sabit yatırım tutarı 4 milyon $’ın
üzerindeki işletmeler ise büyük işletme olarak belirlenmiştir12. Bu tanımda
ayrıca çalışan sayısı da dikkate alınmıştır. Buna göre küçük ölçekli
işletmelerin çalışan sayısı 1 – 50, orta ölçekli işletmelerin 51 – 200, büyük
ölçekli işletmelerin ise 200’den daha çok olmalıdır13.
Tablo 9: Dünya Bankası’nın Türk KOBİ Tanımı
Ölçek
Küçük
Orta
Büyük
12
13
Yeni yatırımlarda bina ve arsa hariç sabit yatırım tutarı
800.000 $’a eş değer TL ya da daha az olmalı
4 milyon $’a eş değer TL ya da daha az olmalı
4 milyon $’a eş değer TL’nin üzerinde olmalı
B. Zafer Erdoğan (Ed.) a.g.e., s.127; The World Bank, Report No:7546TU
Orhan Küçük, a.g.e, s.104
Çalışan Sayısı
1 – 50
51 – 200
+ 200
15
BM KOBİ Tanımı
BM’nin 1958 yılında Mısır, İsrail ve Türkiye’yi kapsayan bir raporunda,
sanayi sektöründe çalışan sayısı 10’un altında olan işyerleri küçük ölçekli
sanayi işletmesi 10 ve üzerinde olan işyerleri ise orta ölçekli sanayi işletmesi
olarak tanımlanmıştır14.
Tablo 10: BM KOBİ Tanımı
Ölçek
Küçük Ölçekli Sanayi İşletmesi
Orta Ölçekli Sanayi İşletmesi
2
Çalışan Sayısı
10’dan az
10 ve üzeri
KOBİ’LERİN ÖZELLİKLERİ, AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI
Bu bölümde KOBİ’lerin genel özellikleri, finansal anlamda sahip
oldukları avantajlar ile maruz kaldıkları dezavantajlar alt başlıklar halinde
incelenecektir.
2.1
KOBİ’lerin Genel Özellikleri
KOBİ’lerin ülke ekonomileri için stratejik önemi yadsınamaz bir
gerçektir. Bu stratejik önem üretim, rekabet, istihdam ve yeni iş yaratma vb.
alanlarda daha çok ön plana çıkmaktadır. KOBİ’lerin önemi sahip oldukları
özellikler veya ekonomiye sağladıkları yararlarda saklıdır. Bu özellikler genel
olarak şunlardır15:
14

Daha az yatırımla daha çok üretim ve ürün çeşitliliği sağlarlar

Daha düşük yatırım maliyetleriyle istihdam imkânı oluştururlar

Yapıları itibarıyla ekonomik dalgalanmalardan daha az etkilenirler

Talep değişikliği ve çeşitliliğine daha kolay uyum gösterebilirler

Teknolojik yeniliklere daha yatkındırlar
Orhan Küçük, a.g.e, s.104
Çetin Düzce, “Türkiye’de KOBİ’lerin Finansal Sorunları ve Alternatif Finansman İmkânları”,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul, 2007, s.30.
15
16

Bölgelerarası dengeli kalkınmayı sağlarlar

Gelir dağılımındaki çarpıklıkları asgari düzeye indirirler

Ferdi tasarrufları teşvik eder, yönlendirir ve hareketlendirirler

Büyük işletmelerin vazgeçilmez destekleyicisi ve tamamlayıcısıdırlar

Politik ve sosyal sistemlerin denge ve istikrar unsurudurlar

Demokratik toplumun ve liberal ekonominin ana sigortalarındandırlar
Keza, ABD’de yapılan bir araştırma ile küçük işletmelerin aşağıdaki
özelliklere sahip oldukları tespit edilmiştir16:

Kişisel ve ailevi etkenlerle motive edilmişlerdir

Planlı olduğu kadar şans eseri olarak işe başlamışlardır

Kuvvetli bir girişim duygusuna sahiptirler

Kendilerini işlerine adamışlardır

Bağımsız çalışmayı istemektedirler

Çabuk ve somut sonuçlar beklemektedirler

Çok çabuk karşılık verme yeteneğine sahiptirler
KOBİ’ler büyük işletmelerin bir minyatürü değildir. Dolaysıyla farklı
özelliklere sahip bu işletmeleri büyük işletmelerden ayıran özelliklerin ortaya
konması gerekmektedir. Bu özellikler, KOBİ’leri büyük işletmelerden ayıran
belirgin farklılıkları yansıtabilmeli ve tanımlanmasına yardımcı olmalıdır 17.
Emek yoğun üretim teknikleri ile çalışmaları, çoğunlukla sipariş sistemi ile
atölye tipi üretim yapmaları ve büyük işletmelere göre düşük seviyede iş
bölümüne sahip olmaları KOBİ’leri üretim işlevinde büyük işletmelerden
ayıran başlıca özellikler olarak sıralanabilir. Büyük ölçekli işletmelerin rekabet
üstünlükleri daha çok fiyat ve kalite alanlarında, KOBİ’lerin rekabet gücü ise
çoğunlukla tüketicinin özel koşullarına ve isteklerine uyum sağlanabilmesi
gibi nitel konularda ortaya çıkmaktadır.
16
Çetin Düzce, a.g.e, s.30.
M. Tamer Müftüoğlu, Türkiye‘de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler: Sorunlar – Öneriler,
Ankara, 4. Baskı, Turhan Kitabevi, 1998, s 45.
17
17
Genel olarak KOBİ’lerin, büyük ölçekli işletmelere göre farklılıkları
sınırlı sermaye kullanımı ile birlikte emek yoğun çalışmaları, hızlı karar verme
yeteneğine sahip olmaları ve yönetim giderleri ile birlikte üretim maliyetlerinin
düşük olması şeklinde sıralanabilir. Bununla birlikte KOBİ’lerde işletme
sahibinin girişimci ve yönetici niteliklerini kişiliğinde bütünleştirmiş olması bu
işletmelerin ekonomik faaliyetleri için büyük önem taşımaktadır 18.
KOBİ’lerin çoğunda gözlenen bu türdeki yönetim yapısı karar alma
sürecinde dinamik ve esnek bir yapı oluşmasını sağlamaktadır. KOBİ’lerde
faaliyet amacını işletme sahibinin kendisi belirlediği için amaç çatışmasından
kaynaklanan bir koordinasyon sorunu da ortaya çıkmamaktadır 19. Bu
bağlamda KOBİ’ler, sahip oldukları esnek ve hızlı yönetim yapıları sayesinde
ekonomiye hareketlilik ve rekabetçi bir boyut kazandırarak ekonominin temel
dinamiğini oluşturmaktadır. Sermaye sahipliliğinin ve riskin tek elde
toplanması KOBİ’lerin finansman yapısı ve kaynaklarını etkilemekte bu da
finansman kısıtlarına sebep olmaktadır20.
KOBİ'lerin küçük olması bu işletmelerin iflas riskini ve sonuçta,
KOBİ'lerin sermaye maliyetini yükseltmektedir. Diğer taraftan sermaye
maliyetinin, sabit maliyetlerden dolayı talep edilen tutarın azalan fonksiyonu
olduğundan, düşük tutarda fon talep eden KOBİ'lerin talep ettiği düşük tutarlı
fonların maliyeti yükselmektedir.
KOBİ’ler çoğunlukla, yakın çevreden sağlanan bireysel borçlar ve
kısıtlı öz kaynakla kurulmaktadır. İşletme döneminde KOBİ’ler faaliyetlerini
öncelikli olarak öz kaynaklarıyla finanse etmekte, ticari kredi kullanımı ise bir
finansman yöntemi olarak değil, öz kaynakların yetersiz olduğu aşamada
başvurulan çare olarak algılamaktadırlar. Diğer finansman araçlarının
kullanımı ise göreceli olarak daha az gerçekleşmektedir.
18
M. Tamer Müftüoğlu, a.g.e., s 45.
M. Tamer Müftüoğlu, a.g.e., s 54.
20
Halil Sarıaslan, Orta ve Küçük Ölçekli İşletmelerin Finansal Sorunları: Çözüm İçin Bir
Finansal Paket Önerisi, İstanbul, TOBB Yayınları, 1994, s. 20-1.
19
18
Dengeli gelir dağılımına olan olumlu katkılarından dolayı KOBİ’ler,
sosyal kalkınmada da önemli bir işlev görmektedir. KOBİ’ler, faaliyet
gösterdikleri bölgelerde istihdam ve gelirin artmasını sağlayarak, büyük
şehirlere doğru göçü önlemekte ve bölgede yaşama ve büyüme potansiyeli
yüksek olan yeni işletmelerin doğmasına ortam hazırlamaktadırlar. Diğer
taraftan, KOBİ’ler, bölgesel kalkınma süreci içerisinde ülkenin tüm yaratıcı
girişimci potansiyelini ortaya çıkarmakta ve kalifiye eleman yetiştirilmesinde
de önemli katkılar sağlamaktadır21.
2.2
KOBİ’lerin Avantaj ve Dezavantajları
KOBİ’ler
birçok
bakımdan
büyük
işletmelere
göre
dezavantajlı
durumdadır. Bunlar arasında sermaye yetersizliği, finansal planlama
yetersizliği, ayrı bir finansal birimin bulunmaması, banka ve diğer finansal
kuruluşlardan yeterli desteği görememe, sermaye piyasasından yeterince
yararlanamama, genel yönetim yetersizliği gibi konular KOBİ’lerde çok
yaygındır. Bununla birlikte KOBİ’ler, vergi ve sübvansiyonlar gibi devlet
destekleri anlamında da bazı avantajlara sahiptir. Son yıllarda gerek ilgili
bakanlıkların
gerekse
ilgili
diğer
kurum
ve
kuruluşların
destek
ve
çalışmalarıyla söz konusu KOBİ’lerin maruz kaldığı dezavantajların birçoğu
giderilmiş
durumdadır.
KOBİ’ler
artık
önceki
yıllara
nazaran
banka
kredilerinden ve sermaye piyasasından daha fazla yararlanmaktadır.
Sağlanan destek ve eğitimler sayesinde KOBİ’ler daha bilinçli hâle gelmekte
ve kurumsal kimlik kazanma yolunda ilerlemektedirler. Kuşkusuz bu gibi
çalışmaların devam etmesi hâlinde KOBİ’lerin dezavantajları minimuma inmiş
olacaktır.
KOBİ’lerin Avantajları
KOBİ girişimcileri faaliyette bulundukları yerel pazarı daha iyi tanıyan,
pazarın özelliklerini ve gereksinimlerini daha iyi görebilen, pazardaki alıcı ve
21
KOSGEB, 2011-2013 KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı, Ankara, Nisan 2011, s.30
19
satıcılarla daha yakın ilişkiler kurabilen iktisadi teşebbüslerdir. Pazarı daha
yakından takip edebilen, müşterilerin ihtiyaçlarını daha iyi bilen ve
personeliyle daha yakın ilişkiler kurabilen KOBİ’ler; bunlarla birlikte üretim,
pazarlama ve hizmet konularında büyük işletmelerden daha fazla esnektir.
Bu esneklik, dış çevrede meydana gelen değişikliklere yerinde ve zamanında
uyum sağlayabilme olanağı tanıdığından KOBİ’ler birçok olumsuzluğu daha
az bir zararla gerçekleştirebilmektedir. Tüm bunların yanı sıra KOBİ’ler
aşağıda verilen durumlarda birtakım avantajlar sağlayabilir22:

Büyük yatırımlara girmeden yeni fikir veya buluşa pazarın tepkisi

Yönetimde çok yakın denetime ihtiyaç hissedilmesi

Üretilen mal ve hizmetin pazarının sınırlı olması

Emeğin mal ve hizmet üretiminde önemli bir faktör olması

Üretilen mal ve hizmete olan talebin sınırlı olması

Kolay bozulabilen malların üretilip pazarlanması

Personelle yakın ilişki kurma

Teknolojik gelişmelere kısa sürede ayak uydurabilme

Yatırım yapılırken öz sermayeye ağırlık verme
KOBİ’ler, ülke ekonomileri içinde önemli bir yere sahip olduğu için
devletten ve diğer kuruluşlardan önemli ölçüde destek ve teşvik görür. Bu
destek ve teşvikler KOBİ’leri büyük işletmelere göre bazı konularda daha
avantajlı kılar. Örneğin; KOSGEB, KOBİ’lerin halka arz yoluyla finansmanı
konusunda 100.000 TL’ye kadar karşılıksız destek sağlarken Halk Bankası
da kredi konusunda önemli kolaylıklar sağlamaktadır.
KOBİ'lerin finansal anlamda öne çıkan iki temel avantajı; bağımsızlık
ve sübvansiyonlardır23. KOBİ’lerde ayrı bir finansman biriminin bulunmaması
bir eksiklik olarak görülürken işletme sahibinin yeterli bilgiye sahip olması
halinde bu olumsuz durum olumlu yöne çevirebilir. Çünkü büyük işletmelerde
çok sayıda ortak ve ayrı ayrı birimler bulunduğu için çoğu konuda karar
22
Mikail Erol, “Ekonomik Kriz ve KOBİ’ler”, Girişim ve Kalkınma Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 1, ss.165
– 181, Haziran 2010., s.174
23
Tamer Müftüoğlu, a.g.e., s.62
20
almak hem zor hem de her zaman işletme lehine olmayabilir. Bununla birlikte
KOBİ’lerde genellikle tek kişi söz sahibi olduğu için kârlı yatırım kararları, en
uygun finansman kaynağı, dönem kârını işletmede bırakıp bırakmama gibi
konularda kısa sürede ve işletme lehine kararlar alınabilir. Ancak bunun için
işletme sahibinin finansman konusunda yeterli bilgi ve birikime sahip olması
ve bazı finansal işlemlerin yerine getirilmesi gerekmektedir.
KOBİ’lerin Dezavantajları
KOBİ’ler,
bu
avantajlara
ek
olarak
aşağıda
sunulan
bazı
dezavantajlara da sahiptir24:

Olumsuz rekabet ortamı

Modern pazarlama etkinliklerini sergileyememe

Yeni ya da mevcut ürünler geliştirme eksikliği

Genel yönetim ve finansal planlama yetersizliği

Özellikle stratejik kararlarda alt düzey görevlilerin yer almaması

İşletme
bünyesinde
mali
danışman
veya
uzman
istihdam
edilmemesi

Üretim ve satış arasındaki koordinasyonsuzluk

İhale, fuar, mesleki eğitim vb. etkinlikleri izleyememe

İşyerinin veya yerleşim alanının küçüklüğü

Bağımsızlığını kaybetme ya da iflas etme riski

Yetenekli eleman sağlayamama

Mevcut bürokrasi
Genel anlamdaki bu dezavantajların yanında ayrıca finansal anlamda
sahip olunan bazı dezavantajlar da söz konusudur25:
24
25

Yetersiz finansman bilgisi

Modern finansman tekniklerini yeterince izleyememe

Yeni ortak alımında her iki tarafta yaşanan tereddütler

Otofinansman olanaklarının kısıtlı olması
Mikail Erol, a.g.m, s.175
Tamer Müftüoğlu, a.g.e., s.62
21

Çoğunlukla kredi almada teminat sorunu yaşanması

İşletme sahibinin kişisel varlıklarıyla sorumlu tutulması

Kredi hacminin düşük, kredi maliyetinin ise yüksek olması

Uzman bir finansman ekibi veya departmandan yoksun olmaları

Banka ve diğer finansal kurumlardan yeterli desteği görememe

Sermaye
yetersizliği
ve
sermaye
piyasasından
yeterince
yararlanamama
Bununla birlikte finansal planlamanın yetersiz olması ya da hiç
olmaması, uzman bir finansman ekibin ya da birimin bulunmaması, sermaye
yetersizliği, mali danışman veya uzman istihdam edilmemesi, banka ve diğer
finans kurumlarından gerekli ilginin görülmemesi ve yöneticilerin genellikle
finansal konularda bilgi eksikliğinin bulunması ise KOBİ’lerde öne çıkan
finansal anlamdaki diğer dezavantajlardır.
3
KOBİ’LERİN EKONOMİDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
KOBİ’ler değişen piyasa koşullarına karşı hızlı uyum yetenekleri, esnek
üretim yapıları, bölgesel kalkınmadaki rolleri, işsizliğin azaltılması ve yeni iş
alanlarının açılmasındaki katkıları gibi bir dizi olumlu özelliklerinden dolayı
ülkelerin ekonomik ve sosyal kalkınmasında önemli bir işlev görmektedirler.
KOBİ’ler sağladıkları bu katkılardan dolayı kamu politikalarının önemli
uygulama alanlarından biri haline dönüşmüştür. Bu çerçevede, başta
gelişmiş ülkeler olmak üzere tüm ülkeler KOBİ’lerin doğması, büyümesi,
gelişmesi ve korunabilmesi için elverişli ekonomik ortamı sağlayacak
politikaları geliştirmeye çalışmaktadır26.
Özel sektörde faaliyet gösteren KOBİ’ler ülke ekonomileri açısından
büyük öneme sahiptir. Gerek üretim gerekse de istihdam açısından
26
Mehmet Cansız, “Türkiye’de KOBİ’ler ve KOSGEB”, DPT Uzmanlık Tezleri, Sosyal Sektörler ve
Koordinasyon Genel Müdürlüğü, Yayın No: 2782, Ankara, 2008, s.4
22
ekonomiye canlılık katarlar. Bu sebeple ülkeler sürekli KOBİ’lere yönelik
çeşitli teşvikler sunma gayreti içindedir. Bu teşvikler KOBİ’lerin, hem ülke
içinde hem de ülke dışında rekabet edebilmelerini sağlamak, hayatta kalma
şansını artırmak veya kapasitelerini artırmak amaçlı olabilir. Bu doğrultuda
teknolojiye ayak uydurabilme, yeni ürünler ortaya koyma, mevcut ürünleri
geliştirme ve verimliliği artırma gibi konular araştırma ve geliştirme
çalışmaları kapsamında teşvik edilen belli başlı konulardır. Bununla birlikte
finansman temininde kolaylık sağlanması, vergi yükünün hafifletilmesi, yasal
ve bürokratik kolaylıkların sağlanması gibi konular belli başlı teşvikler
arasındadır.
KOBİ’lerin ekonomik açıdan önemi aşağıdaki gibi özetlenebilir27:

İstihdam oluşturma gücü büyük işletmelere göre daha fazladır.

KOBİ’ler çoğunlukla ikinci el ya da atıl durumdaki sermaye mallarını
kullanarak çalışmaktadır. Böylece atıl durumda olan sermaye
teçhizatı, üretim sürecinde devreye girmekte ve daha çok üretim
yapılmaktadır.

KOBİ’ler kaynakların, düşük kârlı endüstrilerden yüksek kârlı
endüstrilere akışını sağlayarak piyasanın daha etkin çalışmasını
sağlamaktadır.

KOBİ’lerde çoğu zaman düşük vasıflı işçiler çalıştırılmaktadır. Bu
sayede hem geçici işsizliğin azalmasına katkı sağlanırken hem de
bu kişilere iş eğitimi ve çalışma tecrübesi kazandırılmaktadır.

KOBİ’ler esnek üretim teknolojileri sayesinde geçici talep artışlarını
karşılayarak ani fiyat yükselişlerini engelleyebilmektedir.

KOBİ’ler ekonomik büyüme ve yeniliklerin temel kaynağıdır.

KOBİ’lerin varlığı piyasada rekabeti artırmanın yanı sıra ekonomiye
dinamizm katar.

KOBİ’ler özellikle düşük gelir grubundaki kişilere istihdam olanağı
sağlayarak ve büyük işletmelere kıyasla daha geniş bir coğrafyaya
27
Çetin Düzce, a.g.t., s.37-9
23
yayılmış olmaları nedeniyle gelişimi, girişimci ruh ve yeteneği
destekleyerek kırsal kesim ile şehirdeki ekonomik dengesizliğin
azaltmasına yardım eder.
3.1
KOBİ’lerin Türkiye Ekonomisindeki Yeri ve Önemi
KOBİ’ler, Türkiye’de çok çeşitli sektörlerde faaliyet göstermektedir.
Madencilik ve taş ocakçılığı, imalat, elektrik, gaz, buhar ve sıcak su üretim ve
dağıtımı, inşaat, eğitim ve otelcilik bu sektörlerden bazılarıdır. KOBİ’ler
hizmet sektörü de dâhil olmak üzere Türkiye’deki toplam işletmelerin sayıca
% 99,9’unu, toplam istihdamın % 78,5’ini, toplam katma değerin ise % 56’sını
oluşturmaktadır. TÜİK Yıllık İş İstatistikleri 2009 yılı verilerine göre
Türkiye’deki işletmelerin % 95,62’si mikro, % 3,78’i küçük, % 0,50’si orta, %
0,10’u da büyük ölçekte işletmelerdir. Aynı istatistiki verilere göre KOBİ’lerde
ortalama çalışan sayısı 3 iken büyük ölçekli işletmelerde 735’tir. Bununla
birlikte 2009 yılı itibarıyla Türkiye’deki toplam KOBİ sayısı 3.222.133 olarak
tespit edilmiştir. Türkiye’deki KOBİ’lerin çalışan işçi sayıları da dikkate
alınarak sektörlere dağılımı aşağıdaki tabloda özet hâlinde sunulmuştur.
Tablo 11’de Türkiye’de hizmet sektörü de dahil olmak üzere toplam
3.222.133 adet KOBİ vasfına sahip işletme bulunmaktadır. Bunlardan
3.084.183’ü mikro, 121.746’sı küçük, 16.204’ü de orta ölçekte işletmelerdir.
Türkiye’de KOBİ dışında, ayrıca 3.329 adet büyük işletme bulunmaktadır.
Hizmet sektöründe faaliyet gösteren KOBİ vasfına sahip toplam işletme
sayısı 1.364.836’dır. Bunlardan 1.324.133’ü mikro, 34.903’ü küçük, 4.557’si
de orta ölçekte işletmelerdir. Bu sektörde faaliyet gösteren büyük işletme
sayısı ise 1.243 şeklindedir. Hizmet dışı sektörlerde faaliyet gösteren
KOBİ’lere bakıldığında toplam işletme sayısı 1.860.626’dır. Bunlardan
1.760.050’si mikro, 86.843’ü küçük, 11.647’si de orta ölçekte işletmelerdir.
Bununla birlikte 2.086 adet büyük işletme bulunmaktadır.
24
Tablo 11: Türkiye’deki KOBİ’lerin Sektörlere Göre Dağılımı28
SEKTÖRLER
Hizmet
Üretim-Ticaret
Madencilik ve taş ocakçılığı
İmalat
Elektrik, gaz, buhar ve sıcak su
üretimi ve dağıtımı
İnşaat
Toptan ve perakende ticaret;
motorlu taşıt, motosiklet, kişisel
ve ev eşyalarının onarımı
Oteller ve lokantalar
Ulaştırma, depolama ve
haberleşme
Mali aracı kuruluşların faaliyetleri
Gayrimenkul, kiralama ve iş
faaliyetleri
Eğitim
Sağlık işleri ve sosyal hizmetler
Diğer sosyal, toplumsal ve kişisel
hizmet faaliyetleri
Toplam
Türkiye’deki İşletmelerin Ölçeğe Göre
Dağılımı
AB’deki İşletmelerin Ölçeğe Göre
Dağılımı (2008 yılı verileri)
Mikro
İşletme
(1 – 9)
4.326
364.513
Küçük
İşletme
(10 – 49)
994
33.152
Küçük
İşletme
(50 – 249)
301
6.827
Büyük
İşletme
(250+)
63
1.381
1.545
204
71
47
147.041
16.596
2.000
250
1.242.625
35.897
2.448
345
253.861
6.939
876
191
550.884
7.398
714
161
49.642
1.315
123
62
209.366
7.854
1.578
529
8.179
42.536
4.185
2.817
502
381
91
85
209.665
4.395
383
124
3.084.183
121.746
16.204
3.329
% 95,62
% 3,78
% 0,50
% 0,10
% 92
% 6,7
% 1,1
% 0,2
Aşağıda, KOBİ’lerin ekonomideki yerini daha iyi ortaya koyacak bir
tablo sunulmuştur:
Tablo 12: KOBİ’lerin Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri29
İşletme
İstihdam
Yatırımlar
Satışlar
İhracat
K. Değer
Krediler
% 99,91
% 78
% 50
% 37,7
% 60,12
% 55,2
% 243
3.2
KOBİ’lerin Dünya Ekonomisindeki Yeri ve Önemi
KOBİ’lerin diğer ülkelerdeki durumu Türkiye’dekinden farklı değildir.
KOBİ’lerin özellikle toplam işletme sayısı ve toplam istihdam içindeki payı söz
28
TÜİK Yıllık İş İstatistikleri 2009 Yılı Verileri; Eurostat Pocketbooks, Key figures on European
business with a special feature on SMEs, Belgium, 2011 Edition.
29
TÜİK, 2003 – 2008 Sanayi ve Hizmet İstatistikleri – 1TÜİK, 2009 – 2TÜİK Girişim Özelliklerine
Göre 2010 Yılı Dış Ticaret İstatistikleri – 3BDDK, Ocak 2011
25
konusu ülkelerle büyük benzerlik göstermektedir. Aşağıda KOBİ’lerin ülke
ekonomileri içindeki yeri ve önemini belirten bir tablo sunulmuştur:
Tablo 13: KOBİ’lerin Ülke Ekonomileri İçindeki Yeri
Toplam İşletmeler
Toplam İstihdam
İçindeki Payı (%)
İçindeki Payı (%)
ABD
98,9
57,9
Hindistan
97,3
66,9
Japonya
98,2
66
Güney Kore
99,9
87,7
Brezilya
99,9
67
Malezya
99,9
65,2
AB27
99,8
67,4
İngiltere
99,6
54,1
Almanya
99,5
60,4
İtalya
99,9
81,1
Türkiye
99,9
78
Yunanistan
99,9
86
Portekiz
99,9
79
İspanya
99,9
76
İsveç
99,8
65
Fransa
99,8
61
Belçika
99,8
67
Hollanda
99,7
66
İrlanda
99,7
73
Finlandiya
99,7
61
Avusturya
99,6
67
Danimarka
99,6
66
Kaynak: KOSGEB, a.g.e, s.29; Marianna Caccavaio, a.g.m., s.4-5
Ülke
Toplam Katma Değer
İçindeki Payı (%)
50
49,3
49,2
31,2
57,7
51
53,6
71,3
55
72
68
67
59
56
60
66
58
53
60
62
Tablo 13’te hemen hemen bütün ülkelerde KOBİ’lerin, bulundukları
ülkedeki tüm işletmelerin yaklaşık % 99’unu oluşturdukları görülmektedir.
KOBİ’lerin toplam istihdam içindeki payı ülkeden ülkeye değişmekle birlikte
ortalama % 70, toplam katma değer içindeki payları ise ortalama % 50
civarındadır.
İKİNCİ BÖLÜM
KOBİ FİNANSMANI VE KOBİ BORSASI
1
KOBİ’LERİN FİNANSAL ÖZELLİKLERİ
KOBİ’ler, büyük işletmelerle aynı statüde olsalar bile yine de birçok
yönden birbirinden ayrılırlar. Örneğin, anonim şirket şeklinde kurulmuş bir
KOBİ’de ortaklar genellikle aynı aile bireylerinden ya da yakın çevreden
oluşurken; büyük işletmelerde çok ortaklı bir yapı söz konusudur. Bir başka
fark ise yönetim ve organizasyondan kaynaklanmaktadır. KOBİ’lerin çoğunda
pazarlama ve satın alma ile muhasebe ve finansman birimleri genellikle tek
çatı altında toplanmışken; büyük işletmelerde bu birimler, ayrı ayrı ve
birbirinden bağımsız olacak şekilde örgütlenmiştir.
KOBİ’lerde her ne kadar bu birimlerin her birinin bir sorumlusu varsa da
gerçekte işletme sahibi burada tek yetkili kişidir. Dolayısıyla tüm birimlerin
sorumluluğu tek kişide toplanmıştır. Ancak, bir kişinin aynı anda; pazarlama,
satın
alma,
fonksiyonlarının
muhasebe
ve
tamamında
finansman
birden
alanlarında
ihtisaslaşması
veya
işletme
düşünülemez.
İhtisaslaşılsa bile bu birimlerin her biriyle ayrı ayrı ilgilenilmesi icap ettiği için
gerekli özenin gösterilmesi oldukça zordur. Bu durum göz ardı edildiğinde,
öncelikle isabetsiz kararların alınmasının yolu açılmakta ve buna bağlı olarak
da işletmenin gelişememesine hatta iflasa sürüklenmesine kadar birçok
soruna sebebiyet verilmiş olur.
Etkili bir finansal yönetim sayesinde işletmeler alternatif finansman
kaynakları arasından gerekli analizleri yaparak en uygun olanını seçebilir.
Nitekim, finansal yönetimin genellikle göz ardı edildiği KOBİ’lerde finansal
kaynaklar tam olarak araştırılmadan seçilmekte ve neticede işletmenin
27
ihtiyacını tam karşılamayan kaynaklarla çalışılmak zorunda kalınmaktadır.
KOBİ’lerde öne çıkan bir diğer özellikse faaliyet gelirinin düşük, işletme ve
yönetim riskininse yüksek olmasıdır. Bu durum bankaların kredi verirken,
işletmenin performansı yerine; taşınmaz varlıklarını ve işletme sahibinin
kişisel servetini dikkate almasına yol açmaktadır.
Otofinansman kârın dağıtılmayıp işlemede bırakılması, başka bir
ifadeyle işletmenin kendi kendini finanse etmesi demektir. Normal şartlarda
bir işletmede, fon ihtiyacının karşılanması için öncelikle otofinansman yoluna
gidilir. Ancak faaliyet kârının düşük olması ve işletme sahiplerinin geçimlerini
işletmeden sağlaması gibi nedenlerden dolayı otofinansman, KOBİ’lerde
kaynak ihtiyacını karşılamada genellikle yetersiz kalmaktadır.
KOBİ’lerde sıkça görülen bir diğer durumsa, işletme sahibinin (bazen
diğer aile bireyleri de buna dahil olmakta) işletme kaynaklarını dilediği gibi
kullanmakta serbest olmasıdır. Böyle olduğunda, elde edilen kârlar henüz
yatırıma dönüşmeden hemen tükenmekte ve zaman zaman da işletme nakit
sıkıntısına düşmektedir. Bu nedenle gerek faaliyetlerin gerekse de
yatırımların finansmanı için dış kaynak kullanımı kaçınılmaz olmaktadır.
KOBİ’ler arasında dış kaynak olarak en yaygın kullanıma sahip olan
banka kredisi, Türkiye’de daha çok kısa vadeli olarak kullandırılmaktadır. Bu
bakımdan uzun vadeli yatırımların finansmanında genellikle başka yöntemler
tercih edilir. KOBİ’ler arasında bilinirliği oldukça yüksek olan leasing (finansal
kiralama) bu yöntemlerden biridir. Duran varlıkların finansmanında kullanılan
leasing, yatırım mallarının uzun vadeli kredi kullanmak yerine, kiralama
yoluyla edinilmesine imkan veren alternatif bir finansman yöntemidir.
Uzun vadeli finansman kaynağı olarak girişim sermayesi (risk
sermayesi) de KOBİ’lerin finansman sorununun çözümünde etkili bir yere
sahiptir.
Girişim
sermayesi;
girişim
sermayesi
yatırım
ortaklığının,
28
desteklenme ihtiyacı olan girişim şirketini, sermaye koymak yoluyla finanse
etme sürecidir. Bu yolla sağlanan fon süresiz fon özelliğine sahiptir.
KOBİ’lerin sıkça yararlandığı faktoring işlemi; yurtiçi kredili satışlardan
doğan kısa vadeli ticari alacakların, bir faktoring şirketine iskonto ettirilerek
nakde dönüştürülmesi işlemidir. İşletmelerin özellikle çalışma sermayesi
finansmanında yararlandığı etkili bir yöntemdir. Bu yönteme benzer olarak,
yurtdışı kredili satışlardan doğan uzun vadeli ticari alacakların finansmanında
kullanılan forfaiting işlemi de, KOBİ’lerin sıkça yararlandığı başka bir
finansman yöntemidir. Bunlardan başka işletmelerin finansmanında çözüm
olabilecek diğer finansman yöntemleri; franchising, barter, kredi garanti fonu
ve melek yatırımcı (angel investor) şeklindedir.
Bu yöntemlerden ayrı olarak, Türkiye’deki KOBİ’ler tarafından pek tercih
edilmeyen ancak uzun vadeli finansman sorununun çözümünde çok etkili
olabilecek bir diğer finansman yöntemi de halka arz yöntemidir. Halka arz
işlemi, organize olmuş piyasalarda bazı şekil ve şartlar altında gerçekleştirilir.
Türkiye’de SPK ve İMKB tarafından belirlenen bu şartlardan biri de halka arz
olacak işletmenin öncelikle anonim şirket olmasıdır.
2009 TÜİK Yıllık İş İstatistikleri verilerine göre 31.12.2011 tarihi itibarıyla
Türkiye’de 250’den az çalışanı olan 3.222.000 girişim bulunmaktadır.
Bunlardan sadece 65.409 adedi faal durumda olan anonim şirket
statüsündedir. Bu durum Türkiye’deki KOBİ’lerin sermaye piyasasından
yararlanma konusunda neden azınlıkta kaldıklarını kısmen açıklamaktadır.
KOBİ’lerin sermaye piyasasından uzak kalmasındaki bir diğer nedense
ortaklık yapısında yatmaktadır. KOBİ’lerin çoğunun aile şirketi olması, bunun
tipik bir sonucu olarak da yönetimi başkalarıyla paylaşmama prensibi,
KOBİ’leri halka açılmaktan dolayısıyla sermaye piyasası aracılığıyla fon
sağlamaktan alıkoymaktadır.
29
Bu açıklamalar ışığında KOBİ’lerin finansal özellikleri aşağıdaki gibi
özetlenebilir:

KOBİ'lerin çoğunda ayrı bir finansman bölümü yoktur. Finansman
bölümü daha çok muhasebe birimiyle birliktedir.

İşletme sahibinin işletmesiyle özdeşleşmiş ve bir kader birliğine
girmiş olması kredilendirilme üzerinde etkilidir. Nitekim, kredi
başvurularında KOBİ'lerin performansı ve ödeme gücünden ziyade
işletme sahibinin kişisel serveti ve bununla ilgili gösterebileceği
teminatlar öne çıkmaktadır.

İflas durumunda işletme sahibinin, işletme varlıklarıyla beraber tüm
kişisel servetini de kaybetme riski vardır. Bu riske bağlı olarak
işletme sahipleri çoğu zaman kredi kullanmaktan kaçınır.

KOBİ’lerin otofinansmandan yararlanma imkânı, büyük işletmelere
göre daha düşük düzeydedir.

KOBİ'lerin daha çok emek yoğun çalışıyor olması gizli ihtiyatlardan
yararlanmayı olumsuz yönde etkilemektedir.

KOBİ’lerin çoğunun aile şirketi olmasına bağlı olarak yönetimi
yabancılarla paylaşmama prensibi sermaye piyasasından yeterince
faydalanmayı engellemektedir.

KOBİ’lerin büyük çoğunluğu hukuki yapıları bakımından sermaye
piyasasından yararlanmaya elverişli değildir. Dolayısıyla anonim
şirket şeklindeki KOBİ’ler sermaye piyasasından fon sağlama
imkanına sahip potansiyel şirketlerdir.
2
KOBİ’LERİN FİNANSMAN SORUNU
Kuruluş aşamasında yabancı kaynak bulmada yaşanan sorunlar
KOBİ’lerde sıkça görülen bir durumdur. Bundan dolayı daha çok kişisel ve
eş-dosttan sağlanan birikimler kuruluş sermayesi olarak kullanılabilmektedir.
30
Kuruluş sermayesinin yetersiz olması çalışma sermayesi yetersizliğini
doğrudan etkileyebilir. Çalışma sermayesi, işletmenin faaliyet döneminde
işlerin yürütülebilmesi için gerekli olan fon demektir.
Çalışma sermayesi
yetersizliği işleri durma noktasına getirebilir. Bu yüzden çalışma sermayesinin
kuruluş aşamasında doğru bir şekilde hesaplanması çok önemlidir. Ancak
başta da belirtildiği üzere KOBİ’lerde çalışma sermayesi çeşitli nedenlerden
dolayı genellikle ihmal edilmektedir.
KOBİ’lerde özkaynak yetersizliği
sıkça
rastlanan
bir durumdur.
Özkaynak yetersizliği dış kaynak bulmada zorluk yaşanmasına yol açabilir.
Çünkü dış kaynak temininde güvence olarak özkaynakların teminat olarak
gösterilmesi oldukça yaygındır. Bu bakımdan özkaynak yetersizliği yaşayan
KOBİ’ler yeterli güvence sağlayamadıklarından dış kaynak bulmada büyük
güçlükler yaşamaktadırlar.
KOBİ’lerde genellikle finansman fonksiyonu muhasebe ile bütünleşmiş
ya da tamamen ihmal edilmiş durumdadır. Bu nedenle nakit, alacak ve stok
yönetimi gerektiği gibi yapılmamakta ve bunun bir sonucu olarak kıt olan
kaynaklarda israf ortaya çıkmaktadır. Kaynakların gelişigüzel kullanımı,
haliyle sermayenin hızla erimesine yol açmakta ve ek kaynak ihtiyacı
doğurmaktadır.
Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere KOBİ’ler farklı dönemlerde ve
farklı konularda birçok finansman sorunu yaşamaktadır. Bu nedenle
KOBİ’lerin finansman sorunları incelenirken bu sorunların belli gruplara
ayrılması daha yararlı olacaktır. Örneğin, söz konusu finansman sorunları;
yatırım ve faaliyet dönemlerinde yaşanması bakımında, “kısa vadeli
finansman sorunları” ve “uzun vadeli finansman sorunları” şeklinde iki gruba
ayrılabilir. Şayet vade paralelinde ve vadeler itibarıyla gerekçelerini de ortaya
koyacak şekilde gruplandırmak gerekirse bu durumda; “para piyasasına
ilişkin sorunlar” ve “sermaye piyasasına ilişkin sorunlar” şeklinde yine iki
gruba ayrılabilir.
31
2.1
Yatırım ve Faaliyet Dönemleri Açısından
Hem yatırım hem faaliyet döneminde yaşanmasından hareketle
KOBİ’lerin finansman sorunları; kısa vadeli finansman sorunları ve uzun
vadeli finansman sorunları olmak üzere iki gruba ayrılabilir.
KOBİ’lerin kısa vadeli finansman sorunları; yetersiz çalışma sermayesi,
çalışma sermayesi temininde karşılaşılan güçlükler, yüksek kredi maliyetleri,
sınırlı teşvikler, tahsilat güçlüğü, piyasalardaki hızlı değişimler ve finansman
imkanlarının yeterince değerlendirilememesi olarak, uzun vadeli finansman
sorunları ise; yetersiz özkaynak, yatırım kredisi teminindeki güçlükler, yatırım
kredilerinin pahalı olması, genel ekonomik durum ve sermaye piyasasının
gelişmişlik düzeyi olarak belirtilebilir.
Bütün bu finansal sorunların temel nedeni olarak KOBİ’ler aleyhine
işleyen mevcut finansal sistem gösterilebilir. Çünkü, finansal yönetim
alanında meydana gelen gelişmeler sonucunda ortaya çıkan yeni yöntemler
daha çok büyük işletmeler tarafından kullanılmakta, KOBİ’ler ise geliştirilen
teori ve yöntemlerden yeterince faydalanamamaktadır. KOBİ’lerin finansal
sorunları vadeleri paralelinde ve vadeler itibarıyla sorunların gerekçelerini de
ortaya koyacak şekilde, para piyasasına ilişkin sorunlar ve sermaye
piyasasına ilişkin sorunlar olarak ikiye ayrılarak incelenebilir30.
2.2
Finansal Piyasalar Açısından
Finansal piyasalar; birikim açığı olan ekonomik birimlerle birikim
fazlalığı olan ekonomik birimlerin karşılaştığı ve finansal varlıkların alınıp
30
Nevzat Aypek, “KOBİ Finansmanı: Venture Capital ve Angel Investor”, İktisat, İşletme ve Finans
Dergisi, 17. Yıl, Eylül 2002, s.7
32
satıldığı piyasalar olarak tanımlanabilir31. Finansal piyasalar fonların arz ve
talep süresine göre; para piyasası ve sermaye piyasası olmak üzere ikiye
ayrılır. Finansal piyasalar ile burada işlem yapan çeşitli tarafların tümü
finansal sistemi oluşturmaktadır. Birikim açığı olan yani fon ihtiyacı olan
KOBİ’ler fon talep eden kesim olarak finansal sistemdeki yerini alır. Bu
sistemde çeşitli finansman araçları kullanılarak tasarruf sahiplerinden aracı
kuruluşlar vasıtasıyla fon temin etmek mümkündür. Ancak söz konusu
KOBİ’ler olunca finansal piyasalarda da bazı sorunlar yaşanabilmektedir. Bu
bakımdan KOBİ’lerin finansal sorunları vadeleri paralelinde ve vadeler
itibarıyla sorunların gerekçelerini de ortaya koyacak şekilde; para piyasasına
ilişkin sorunlar ve sermaye piyasasına ilişkin sorunlar şeklinde iki gruba
ayrılıp incelenebilir.
2.2.1 Para Piyasasına İlişkin Sorunlar
Kısa vadeli fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasaya para piyasası
denir. İşletmeler genellikle ham madde, yardımcı madde, malzeme ve işçilik
gibi kısa süreli varlıklarının finansmanında para piyasasından yararlanır 32.
Para piyasasının en belirgin kurumu ticari bankalardır. Ticari bankalar,
özellikle ticari senetleri iskontoya kabul ederek veya işletmelere başka
yollarla kısa süreli krediler sunarak önemli rol üstlenirler. Ticari bankalarla
birlikte para piyasasında ayrıca finansal kiralama, faktoring, forfaiting ve
sigorta şirketleri de faaliyet gösterir. Ancak para piyasasının esas aracı
kurumu ticari bankalardır. Bu bakımdan KOBİ’lerde para piyasasında
karşılaşılan finansal sorunlar denince daha çok ticari bankalar akla gelmelidir.
Ticari bankalar başta olmak üzere para piyasasında faaliyette bulunan
tüm finansal kurumlar, KOBİ’leri; teminat gösterememe, küçük miktarda kredi
kullanma gibi faktörlerden dolayı teminat, miktar, vade ve faiz oranı açısından
31
Nurhan Aydın (Ed.) Sermaye Piyasaları ve Finansal Kurumları, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi
Yayınları, 2. Baskı, Ekim 2009, s.3
32
Nurhan Aydın (Ed.) a.g.e., s.4
33
uygun olmayan kredi şartlarına tabi tutabilmektedir. Bankalar kredi
kullandırmada genellikle büyük işletmeleri tercih etmekte ve KOBİ’lerin para
piyasasındaki bu sorunları genellikle tüm hayatları boyunca devam
etmektedir. KOBİ’lerin kısa süreli finansman sorunu yani para piyasasında
yaşanan sorunlar yatırım kararı verme aşamasından itibaren başlamaktadır.
Kuruluş aşamasında yatırım kararı, uygun bir proje ya da fizibilite etüdüne
dayandırılmadan
verildiği
için
ilk
yatırım
tutarı
genellikle
yanlış
33
hesaplanmaktadır .
İlk yatırım tutarı; duran varlıklar ile dönen varlıklardan oluşur. Sabit
kıymetler olarak da bilinen duran varlıklar; fabrika binası, binek araçlar,
demirbaşlar, araç-gereçler gibi bir yıldan uzun ömürlü varlıklar ile uzun vadeli
alacaklardan oluşur. Çalışma sermayesi anlamında kullanılan dönen varlıklar
ise; nakit ve nakit benzerleri, alacaklar, stoklar gibi bir yılda nakde dönüşmesi
beklenen varlıklardır. Hem duran varlıkların hem de dönen varlıkların işletme
için ayrı ayrı önemleri vardır. Ancak ilk yatırım tutarının belirlenmesi sırasında
duran varlıklara daha çok önem verilir ve çoğu zaman dönen varlıklar göz
ardı edilir ya da çok düşük tutarda belirlenir. Sonuçta göz ardı edilen çalışma
sermayesinin tamamlanması için para piyasasından yararlanılır.
İç ve dış piyasadaki değişmelerin, belirsizliklerin ve ekonomide
meydana gelebilecek dalgalanmaların KOBİ’leri anında olumsuz yönde
etkiyecek olması ve tahsili gecikmiş ticari alacakların çalışma sermayesiyle
yakından ilgili olması da para piyasasına ilişkin diğer finansman sorunları
arasında gösterilebilir34.
33
34
Nevzat Aypek, a.g.m., s.7
Nevzat Aypek, a.g.m., s.8
34
2.2.2 Sermaye Piyasasına İlişkin Sorunlar
Sermaye piyasası; uzun vadeli fon arz ve talebinin karşılaştığı ortamın
genel adıdır. Sermaye piyasasında fonun, tasarruf sahiplerinden fon temin
edenlere geçişi menkul kıymetler35 vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Sermaye
piyasasında yaygın bir şekilde kullanılan başlıca iki menkul kıymet vardır:
hisse senedi ve tahvil. Bunların her ikisi de ihraççı işletmenin anonim şirket
olmasını gerektirir. Bu açıdan sermaye piyasası, daha çok anonim şirket
statüsünde olan KOBİ’lere hitap etmektedir. Dolayısıyla limitet, komandit ve
kolektif şirket statüsünde olan işletmeler, bu piyasadan faydalanmak için
anonim şirket statüsüne geçmek zorundadır.
KOBİ’lerin
sermaye
piyasasından
fon
sağlamaları,
sermaye
piyasasının işleyişini düzenleyen mevzuat ve sermaye piyasasında faaliyette
olan finansal aracı kurumlar ile bağlantılıdır. Sermaye piyasasının gelişmemiş
olduğu veya mevzuatın KOBİ’lerin sermaye piyasasından faydalanmasına
imkan tanımadığı ve finansal aracı kurumların geliştirilmediği ekonomilerde
KOBİ’lerin uzun vadeli finansman sorunları kendisini hissettirecektir. Ancak
sermaye piyasasının yeterli derinliğe ve genişliğe ulaştığı yani sermaye
piyasasının gelişmiş olduğu ekonomilerde bile KOBİ’lerin piyasanın uzun
vadeli finans kaynaklarından yeterince faydalanamadıkları görülmektedir36.
KOBİ’ler, sermaye piyasasından fon temin edebilmek için bazı
teminatlar göstermek durumundadır. Ancak özkaynakları buna pek müsaade
etmez. Bu yüzden KOBİ’lerin bu piyasadan faydalanmaları güçleşmektedir37.
Söz konusu teminatların talep edilmesinin sebebi tasarruf sahiplerinin garanti
altına alınmak istenmesidir. Çünkü tasarruf sahipleri KOBİ’leri, büyük
35
Menkul kıymet; ortaklık veya alacaklılık hakkı sağlayan, belli bir tutarı temsil eden, yatırım aracı
olarak kullanılan, dönemsel gelir getiren, misli nitelikte, seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve
şartları SPK tarafından belirlenen kıymetli evraklardır. Menkul kıymet haricinde yine şartları kurulca
belirlenen diğer evraklar da diğer sermaye piyasası araçlarını oluşturmaktadır.
36
Nevzat Aypek, a.g.e., s.8
37
Çetin Düzce, a.g.t., s.63
35
işletmelere göre daha riskli görmekte ve sermaye piyasasında büyük
işletmeleri daha çok tercih etmektedirler. KOBİ’ler her ne kadar yüksek
kârlılık performansına sahip olsalar da büyük işletmelerin ülke çapındaki
şöhreti, onların tercih edilmesine sebep olmaktadır38.
KOBİ’lerin sermaye piyasasında kolay bir şekilde ilişkiye geçememesi
genellikle; KOBİ’lere yönelik kurumların azlığı ve niteliği, KOBİ’lerin ekonomik
ve idari güçlükleri ve bunun sonucunda var olan kurumların sağladığı
kredilerden faydalanamamaları ve KOBİ’lerin yöneticilerinin var olan kredi
imkanlarını yeterince değerlendirememeleri nedeniyledir. Bu nedenler
göstermektedir ki sermaye piyasasının yeterli derinlik ve genişliğe ulaşmadığı
ve bu nedenle finansal aracı kurumların ve tasarruf sahiplerinin, KOBİ’lerin
sermaye piyasasından kaynak sağlama aracı olan menkul kıymetlere itibar
etmemeleri nedeniyle, tahvil ihraç ederek kaynak temini bir başka ifadeyle;
sermaye piyasasından uzun vadede fon temini çok zordur39.
3
KOBİ’LERİN FİNANSMAN YÖNTEMLERİ
Çalışmanın bu bölümü KOBİ’lerce kullanımı yaygın olan finansman
yöntemleri ile bunlara ilave olarak alternatif finansman yöntemlerini
kapsamaktadır. Bu noktada Türkiye’deki KOBİ’lerde kullanılan finans
kaynaklarının mevcut durumunu ve kaynak çeşitliliğini ortaya koymak adına
İSO’nun 2011 yılına ilişkin 298’i küçük, 183’ü orta, 100’ü de büyük olmak
üzere toplam 581 KOBİ’yi kapsayan “Ekonomik Durum Tespit Anketi”nin
aşağıda tablo halinde sunulan bazı sonuçlarına yer vermekte fayda vardır:
38
39
Tamer Müftüoğlu, a.g.e., s.57
Nevzat Aypek, a.g.m., s.8
36
Tablo 14: İşletmelerin Finansman Kaynaklarından Yararlanma Oranı
Küçük
İşletme
(%)
Ticari Banka
71,5
Özkaynak
62,4
Leasing
15,4
Eximbank
10,7
Faktoring
9,7
Yatırım ve Kalkınma Bankası
5,4
Yurtdışı Finansal Kuruluşlar
2
Diğer
7,4
Kaynak: İSO 2011 Yılına İlişkin Ekonomik Durum Tespit Anketi
Finansman Kaynakları
Orta
İşletme
(%)
77
69,9
19,1
19,1
12,6
7,1
2,7
2,7
Büyük
İşletme
(%)
86
68
24
37
19
7
17
2
Tablo 14’te işletmelerin ölçeklerine göre kullandıkları finansman
kaynaklarında önemli farklılıklar göze çarpmaktadır. Tabloya bakılarak, küçük
ölçekli işletmelerin az bir bölümünün dış kaynak kullandığı ve bu işletmelerde
en çok kullanılan dış kaynakların ticari kredi, leasing, faktoring ve Eximbank
kredileri olduğu söylenebilir. Küçük ölçekli işletmelerin %71,5'i ticari banka
kredisine,
%15,4'ü
leasinge
başvurmuştur.
Eximbank
kredilerinden
yararlananların oranı %10,7, faktoringden yararlananların oranı ise %9,7
düzeyindedir. Özellikle küçük ölçekli işletmelerin orta ve büyük ölçekli
firmalara göre Eximbank kredilerinden yeterince faydalanmadığı söylenebilir.
Orta ölçekli işletmelerin %77'si ticari banka kredilerini kullanırken,
%19,1'i leasing ve Eximbank kredilerinden yararlanmaktadır. İşletme ölçeği
büyüdükçe, özellikle Eximbank ve orta vadeli yatırım kredilerinden yararlanan
kuruluşların oranının yükseldiği görülmektedir. Büyük ölçekli işletmelerin ise
%86'sı ticari banka kredisi, %37'si Eximbank, %24'ü leasing, %19'u faktoring,
%17'si yurtdışı finans kurumları, %7'si ise yatırım ve kalkınma bankası
kaynaklarını kullanmaktadır.
İki kısma ayrılan bu bölümün birinci kısımda geleneksel finansman
yöntemleri, ikinci kısımda ise yine KOBİ’lere hitap etmekle birlikte kullanımı
diğeri kadar yaygın olmayan alternatif finansman yöntemleri konu edilmiştir.
37
3.1
Geleneksel Finansman Yöntemleri
KOBİ’lerce en çok bilinen ve kullanımı en yaygın olan geleneksel
finansman yöntemleri; özkaynak, otofinansman, ticari banka kredisi, satıcı
kredisi (ticari kredi) ve tahakkuk etmiş kısa vadeli giderler şeklinde ifade
edilebilir. Aşağıda bunlarla ilgili açıklamalara yer verilmiştir.
3.1.1 Özkaynak Yoluyla Finansman
Özkaynaklar, işletme sahiplerinin kuruluş aşamasında işletmeye tahsis
ettiği nominal sermaye ile daha sonra faaliyetlerden elde edilip işletmede
bırakılan geçmiş yıl kârları, sermaye yedekleri ve dönem net kârından oluşan
bilanço kalemidir. Özkaynaklar aynı zamanda işletmenin net defter değerini
ve işletme sahiplerinin işletme üzerindeki maddi haklarını temsil etmektedir.
Kuruluş aşamasında ortaklar tarafından işletmeye tahsis edilen
sermaye; normal şartlarda dönen varlıklar ve duran varlıkların her ikisinin
finansmanında kullanılır.
Ancak planlama ve fizibilitenin yapılmadığı
işletmelerde genellikle dönen varlıklar başka bir ifadeyle çalışma sermayesi
ihmal edilebilmekte ve daha sonra kısa vadeli banka kredileriyle karşılanması
söz konusu olabilmektedir. Bu durumun KOBİ’lerde daha yaygın olduğu
söylenebilir.
Türkiye’de
işletmelerin
kuruluşları
genellikle
bu
şekilde
gerçekleşmektedir.
Özkaynak temini işletmenin kuruluş aşamasından sonraki evresinde
hisse senedi ihraç etmek yoluyla da mümkündür. Sermaye piyasası
araçlarından biri olan hisse senedi, sahibine ortaklık hakkı ve kâr – zarara
eşit oranda katılma hakkı veren ihraç eden açısından ise fon girişi sağlayan
bir kıymetli evraktır.
38
İşletmenin özkaynağı satıcılar ve işletmeye kredi açacak kişi veya
kurumlar için bir güvenlik ölçüsü özelliği taşır. Özkaynak yoluyla finansmanın
firma için sabit bir yük getirmemesi, belirli bir vadesinin bulunmaması, kredi
değerliliğini artırması ve satış kolaylığı sağlaması gibi avantajlarının yanı sıra
yeni ortakların şirkete girmesinin bir sonucu olarak yönetim devrinin ya da
paylaşımının söz konusu olması, şirket gelirinin yeni ortaklara da
dağıtılmasını gerektirmesi, hisse senedi ihraç giderlerinin yükselmesi ve en
önemlisi, şirket ortaklarına ödenen kâr paylarının gider olarak yazılamaması
gibi dezavantajları vardır40.
3.1.2 Otofinansman (İç Kaynaklar)
Normal şartlarda bir işletmede faaliyetlerin ve ek yatırımların finansmanı
işletmede bırakılan dönem kârlarıyla sağlanır. Dönem kârının bu amaçla
işletmede bırakılması otofinansman olarak adlandırılır. İşletmenin kendi
kendini finanse etmesi anlamına da gelen otofinansmanda, banka kredisinde
olduğu gibi anapara ve faiz ödemesi yoktur. Otofinansman oranının yüksek
olması işetmeye fon sunanların gözünde iyi bir izlenim oluşturur. Yani
işletmenin kredibilitesini artırır. Bu özellikleri itibarıyla zihinde olumlu çağrışım
uyandıran otofinansman, söz konusu KOBİ’ler olduğunda neredeyse tüm
cazibesini
yitirir.
seviyelerdedir
ve
Çünkü
işletme
KOBİ’lerde
sahiplerinin
genellikle
ekonomik
faaliyet
kârı
anlamda
düşük
geçimleri,
işletmeden sağladıkları gelire bağlıdır. Böyle olunca da dönem sonunda elde
edilen kâr henüz yatırıma dönüşmeden baştan tükenmektedir.
Bu durumun farkında olan yetkili merciler işletme ortaklarının; işletmede
personel olarak çalışmaları ya da müdür, yönetim kurulu üyeliği gibi idari
görevleri yürütmeleri karşılığında “maaş” ya da “huzur hakkı” olarak belli bir
ücret almalarına izin vermiştir. Bu sayede maaş ve huzur hakkı adı altında
40
M. Şerif Şimşek ve Adnan Çelik, a.g.e., s.267
39
ortaklara yapılan çeşitli ödemeler, makul seviyede olmak şartıyla kurum
kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabilmektedir.
3.1.3 Satıcı Kredileri (Ticari Krediler)
İşletmeler çeşitli mal ve hizmetleri peşin alabilecekleri gibi kredili
(vadeli) de alabilirler. Kredili mal satın alınması, satıcıların işletmeye kredi
kullandırması anlamına gelmektedir. Satıcı tarafından tanınan vade; alıcı
işletmeyi finansal açıdan desteklemekte, böylece işletmenin ihtiyaç duyacağı
sermaye miktarını azaltmaktadır. Satıcı kredilerinde vadenin uzaması alıcı
işletme açısından arzu edilen bir durumdur. Fakat vade üzerinde etkili olan
çeşitli
faktörler,
vadelerin
uzamasına
veya
kısalmasına
neden
olabilmektedir41.
Satıcı kredileri, firmanın rutin faaliyetleri sonucu çoğu zaman
kendiliğinden oluşur. Çünkü firmanın mal aldığı satıcılar, satış şartları, her
siparişin ne kadarının peşin ne kadarının vadeli olacağı ve vade farkı olup
olmayacağı önceden bellidir42. Bu bakımdan ticari krediler bazen kaçınılmaz
olur. Kimi sektörlerde ise ticari kredilerin vadesi ya çok kısadır ya da hiç
yoktur. Örneğin; lokanta işletmeciliğinde vade genellikle bir ayı geçmez.
Çoğu zaman haftalık periyotlar halinde ödemeler yapılır. Bu yüzden satıcı
kredilerinin oluşumu daha çok işletmenin içinde bulunduğu sektöre bağlıdır.
Ayrıca çok sayıda satıcının bulunduğu dolayısıyla rekabet ortamının yoğun
olduğu ortamlarda da vadeler alıcı lehine şekillenebilir.
Satıcı kredileri, KOBİ’ler tarafından sıkça başvurulan bir finansman
yöntemidir. Ancak yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı her zaman istenilen
düzeyde
olmayabilir.
Buna
karşın
işletmeler,
satıcı
kredisinden
yararlanamadığı durumlarda bile kimi zaman piyasada barınabilmek için
41
Ahmet Aksoy ve Kürşat Yalçıner, İşletme Sermayesi Yönetimi, Ankara, Gazi Kitabevi, 4. Baskı,
2008, s.407
42
Osman Okka, Finansal Yönetime Giriş, Ankara, Nobel Kitabevi, 2. Basım, 2006, s.436
40
vadeli satış yapmak zorunda kalabilir. Bu bakımdan çalışma sermayesinin
finansmanında başka kaynaklardan yararlanma ihtiyacı ortaya çıkabilir.
3.1.4 Banka Kredileri
Firmalar cari ve sabit aktifleri finanse etmek için ticari kredilerden sonra
en çok banka kredilerine ağırlık verir43. Firmaların cari aktiflerinin genellikle
bir yıl içinde birden fazla defa nakde dönüşmesi beklenir. Böylece kısa vadeli
borçların ödenmesi için fon oluşmuş olur. Ancak faaliyetlerin beklendiği gibi
gitmemesi ve istenilen fonun oluşmaması halinde, kredilerin geri ödemesi
sarkabilir. Bu bakımdan banka kredisinin risk seviyesi, satıcı kredisine göre
daha yüksektir44.
KOBİ’lerin en çok yararlandığı dış kaynak olan banka kredisi, Türkiye’de
daha çok kısa vadeli nitelikte olduğu için çoğunlukla çalışma sermayesi
ihtiyacının karşılanmasında yani dönen varlıkların finansmanında tercih edilir.
Bu bakımdan sabit varlıkların finansmanında ihtiyaç duyulan uzun vadeli
kredilerin temini genellikle başka finansman yöntemleriyle (leasing, girişim
sermayesi gibi) sağlanmaya çalışılır.
Bankaların KOBİ finansmanındaki yerinin sadece kısa vadeli nakdi
kredi sunmaktan ibaret olduğu kesinlikle düşünülmemelidir. Bankalar nakdi
krediye ek olarak KOBİ’lere akreditif, poliçe kabulü, ticari senet avali, teminat
mektubu, ödeme garantisi gibi daha birçok konuda finansman hizmetinde
bulunurlar.
Ayrıca
çek
ve
senetlerin
bankaya
ciro
edilerek
nakde
dönüştürülmesi de bankaların verdiği hizmetler arasında yer almaktadır.
43
Türkiye’deki KOBİ’lerin dış kaynak olarak en fazla banka kredilerinden yararlandığı kanısını
doğrular nitelikte olan İSO’nun 2011 yılına ilişkin “Ekonomik Durum Tespiti Anketi” sonuçlarına
göre; küçük işletmelerin % 71,5’inin, orta ölçekteki işletmelerin de % 77’sinin ticari banka kredilerini
kullandığı anlaşılmaktadır.
44
Osman Okka, a.g.e., s.436.
41
Bir dış kaynak olarak banka kredisi, diğer dış kaynaklara kıyasla daha
az formalite içeren ve ulaşılması daha kolay olan bir finansman yöntemi
olmasına
rağmen
Türkiye’deki
KOBİ’lerin
bir
kısmı
kredi
bulmakta
zorlanmakta, büyük bir çoğunluğu da kredi maliyetlerinin yüksek olduğundan
yakınmaktadır. Bununla birlikte 2012 yılı faiz oranlarının geçmiş 10 yıla göre
daha düşük seviyelerde olduğu dolayısıyla kredi maliyetlerinin düştüğü
söylenebilir. Nitekim iki haneli faiz oranları günümüzde artık yerini tek haneli
sayılara bırakmıştır. Bununla birlikte Türkiye’deki faiz oranları gelişmiş
ülkelerle kıyaslandığında hala yüksek seviyelerdedir. KOBİ’lerin kredi
bulmakta zorlanma durumu genellikle ağır teminat şartlarından ileri
gelmektedir. Basel kriterleriyle birlikte Türkiye’de daha önceden kabul gören
bazı teminatların geçerliliğini yitirmesi ve gayri menkul gibi ekonomik değeri
yüksek olan varlıkların önem kazanması teminat konusunda KOBİ’lerin
yaşadıkları sorunu daha da artırmıştır45.
3.1.5 Tahakkuk Etmiş Kısa Vadeli Giderler
Bu grubun içerisinde o dönemde tahakkuk eden ve ödenmesi gereken;
hammadde, yarı mamul, malzeme, mamul giderleri, ödenecek diğer giderler,
vergi, resim, harç ve sigorta primleri, müşterilerden alınan avanslar, depozito
ve teminatları, şubelerden veya ana kurumdan alınan kısa süreli krediler,
özel finans kurumlarından alınan krediler, uzun süreli kredilerin vadesi gelen
kısımları ile faizleri, repo (geri satın alma anlaşmaları) ödemeleri gibi giderler
tahakkuk etmiş kısa vadeli giderler grubuna girer. Bu tür giderlerin tahakkuku
ile ödenmesine kadar geçen sürede, firma bunları maliyetsiz olarak
kullanabilir. Ödeme süresinin aşılması halinde ise vade farkı veya ceza
45
İSO’nun 2011 yılına ilişkin “Ekonomik Durum Tespiti Anketi”nin bazı sonuçlarına göre küçük
işletmelerin % 17,1’i, orta ölçekteki işletmelerin de % 12,6’sı kredi bulamamaktan yakınmaktadır.
Yine aynı anket sonucunda küçük işletmelerin % 53’ü, orta ölçekteki işletmelerin de % 55,7’si kredi
maliyetini yüksek bulduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte vadeli kredilerin yenilenmesi ile finans
kuruluşlarınca ticari kredilerin kapatılmasının talep edilmesi de krediler konusunda yaşanan diğer
problemleri oluşturmaktadır.
42
tahakkuk
etmektedir46.
Böyle
olması
durumunda
karşılıksız
olarak
yararlanılmakta olan fonlar maliyetli olmaya başlar.
3.2
Alternatif Finansman Yöntemleri
Çalışmanın bu kısmında; geleneksel finansman yöntemleri kadar
bilinirliği yüksek ve kullanımı yaygın olmasa da KOBİ’lerin finansman
sorununun çözümünde etkili olabilecek alternatif finansman yöntemlerinden
bazıları konu edilecektir. Bunlar; girişim (risk) sermayesi, faktoring, leasing,
forfaiting, barter, franchising, kredi garanti fonu ve melek yatırımcı
şeklindedir.
3.2.1 Girişim sermayesi (Venture Capital)
Venture capital kavramı çeşitli dillere farklı sözcüklerle çevrilmiştir.
İngilizce “venture” kelimesinin Türkçe karşılığı baht, talih, cüret ve cesaret
anlamındadır. “Venture capital” terimi ise özellikle yeni veya spekülatif
girişimlerin sermayelerine yatırılan veya bu yatırımlar için kullanılabilen para
anlamına gelmektedir. Dolayısıyla venture capital; girişim sermayesi, risk
sermayesi ve cesaret sermayesi gibi Türkçe karşılıklar bulsa da yaygın
kullanımı girişim sermayesidir47.
Girişim bir veya birden çok işletme kurup yöneten bir varlık olarak
tanımlanabilir. Örnek olarak Koç Holding bir girişim olup ona bağlı olarak
çalışan otomotiv, beyaz eşya, cam ve benzeri alanlarda faaliyet gösteren
diğer işletmeler ise onun yan işletmelerini oluşturmaktadır. Gerçekte, girişim
de ekonomik mal ve hizmet üretip pazarlamak, başkalarının ihtiyaçlarını
46
47
Osman Okka, a.g.e., s.443
Nevzat Aypek, a.g.m., s.9
43
giderici sürekli faaliyette bulunmak ve genellikle kâr sağlamak amacıyla
kurulduğu için işletme olarak düşünülebilir48.
3.2.1.1 Ortaya Çıkışı ve Gelişimi
Girişim sermayesi kavramı bugünkü anlamıyla 1950’li yıllarda ABD’de
ortaya atılmıştır. ABD’de gelişip olgunlaşması sonucu model; İngiltere,
Japonya ve Batı Avrupa ülkelerinde de benimsenmiştir. Ancak modelin
tarihsel gelişimi söz konusu olduğunda ilk fikir olarak ortaya çıkış konusunda
farklı görüşler vardır. Şöyle ki; İspanya kraliçesi Isabella ile Kristof Colomb
arasında
yapılan
sözleşmenin
tam
bir
girişim
sermayesi
olduğu
söylenmektedir. Bir taraf geziyi finanse etmiş, diğer taraf ise geziyi
gerçekleştirmiştir49.
Girişim sermayesi, İslam toplumlarında uygulanan bir model olan
“Mudaraba”ya da benzemektedir. Mudaraba ortaklığında sermaye sahibi,
sermayesini güvendiği birisine işletmek ve kâr sağlamak amacıyla verir ve
elde edilen kâr aralarında paylaşılır. Bu yöntemin günümüze ulaşan
yansımalarına örnek olarak Ege Bölgesi’ndeki tütün yetiştiren çiftçiler
tarafından kullanılan ortakçılık sistemi gösterilebilir. Bu ortaklık biçiminde
kreditör sene başında ortakçıya sermaye ve toprak verir, sene sonunda ise
önceden yapılan anlaşmaya göre oluşan kâr bölüşülür50.
Türkiye’de 1992 yılı başında alınan ekonomik istikrar tedbirlerinin
finans reformuna ilişkin bölümünde girişimciliği destekleme özelliğiyle girişim
sermayesi bir yatırım modeli olarak yer almıştır. Modelin kurumsal yapısını
oluşturan “Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği”
6.7.1993
48
tarihli
Resmi
Gazete’de
yayınlanmıştır.
Daha
sonra
SPK
M. Şerif Şimşek ve Adnan Çelik, a.g.e., s.23
Nevzat Aypek, a.g.m., s.9
50
Nevzat Aypek, Sermaye Piyasası Aracı Olarak Girişim Sermayesi ve Türk Sermaye
Piyasasında Uygulanabilirliği, Ankara, KOSGEB Yayınları, 1998, s.7
49
44
6.11.1998’de “Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar
Tebliği”nin ikincisini, 20.3.2003’te ise üçüncüsünü yayınlamıştır51. Türkiye’de
girişim sermayesine ilişkin hukuki alt yapı 1993 yılında oluşturulmasına
rağmen kurumsallaşması Nisan 1996’da Vakıf Girişim Sermayesi Yatırım
Ortaklığı A.Ş.52 ile gerçekleşmiştir. Daha sonraki yıllarda Vakıf A.Ş.’nin
ardından bu alanda birçok şirket faaliyete geçmiştir. 2012 yılı itibarıyla
Türkiye’de 7 adet girişim sermayesi yatırım ortaklığı şirketi53 bulunmaktadır54.
3.2.1.2 Temel Özellikleri ve Türleri
Girişim sermayesinin temel özellikleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir55:
a. Girişim sermayedarının, destek verme aşamasında şirketlerde
aradığı koşullar; teknolojik açıdan yeterli düzeyde olma, projenin
rantabl olması, üretilecek mal veya hizmetin pazarlanabilmesi,
üretimle ilgili yeterli teknik bilgi ve teşebbüs gücünün bulunması ve
yapılacak yatırımın ekonomik, mali ve teknik olarak uygulanabilirliği
şeklindedir.
b. Bu sistemde çoğunlukla tercih edilen yatırım alanları katma değeri
yüksek olan iş fikri ve projelerdir. Bu fikir ve projeler; bilgisayar,
51
Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Tebliğ’lerin seri no ile tarihleri sırasıyla şöyledir: 1) Tarih: 7.1.2004, Seri: VI, No: 16; 2) Tarih:
21.1.2009, Seri: VI, No: 23; 3) Tarih: 4.7.2010, Seri: VI, No: 28
52
Başlangıç sermayesi 250.000 TL olan şirketin sermayesi Mayıs 2000’de hisselerinin bir kısmının
halka arz edilmesi suretiyle 500.000 TL’ye, Ocak 2001’de ise 900.000 TL’ye yükseltilmiştir. 5.7
2004’te Sermaye Piyasası Mevzuatında yapılan değişikliğe uygun olarak unvanını Vakıf Girişim
Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş. olarak değiştirmiştir. Vakıfbank iştiraki olarak faaliyeti süresince
yaklaşık 600 civarında proje başvurusu alan ve bunlardan üçüne yatırım yapan Vakıf Girişim, bu
yatırımlarını 2007 ve 2008 yıllarında tasfiye etmiştir. 2009 yılında Vakıfbank’ın stratejik vizyonu
doğrultusunda satışa çıkartılan imtiyazlı hisseler Rhea Grubu tarafından 18.8.2009’da imzalanan hisse
satış anlaşmasına konu olan hisse devrine SPK’nin de gerekli onayları da vermesiyle 11.12.2009’da
devredilmiştir. Vakıf Girişim’in unvanı Ocak 2010’da RHEA Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı
olarak değiştirilmiştir.
53
Anadolu Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş., Egeli-Co Tarım Girişim Sermayesi Yatırım
Ortaklığı A.Ş., Gedik Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş., Gözde Girişim Sermayesi Yatırım
Ortaklığı A.Ş., İş Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş., KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım
Ortaklığı A.Ş. ve Rhea Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş.
54
http://www.spk.gov.tr/apps/kyd/iletisim.aspx?ctype=rsyo&show=all&submenuheader=1
55
Halil Beşkardeşler, “Türkiye ve Dünyada Girişim sermayesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Kadir Has Üniversitesi, Finans ve Bankacılık ABD, İstanbul, 2010, s.8-10
45
yazılım, biyoteknoloji, tıp, enerji, telekomünikasyon ve hizmet
sektörü şeklindedir.
c. Girişim sermayedarları, girişimcilere; fon aktarma, iş planı oluşturma,
teknoloji sağlama, stratejik yönetim ve karar alma gibi konularda
destek ve danışmanlık sağlar. Ayrıca fiziksel destek de (ofis, internet
erişimi, altyapı donanımı gibi) sağlanabilir.
d. Girişim sermayesinde fon aktarımı; hisse senedi ve benzeri araçlarla
olur.
e. Fon, ortaklıktan ayrılmaya karar verdiğinde ilk hisse satış teklifini
genellikle firmada çoğunluk hisse sahibi ortaklara yapar.
f. Girişim sermayesiyle sağlanan finansman desteği uzun sürelidir.
g. Girişim sermayedarı sürece dâhil olup, gerekli ölçüde işletmeye
yönetsel ve teknik danışmanlık yapar.
h. Girişim sermayesi toplumsal kalkınmaya da katkıda bulunur.
Girişim
sermayesi
finansman
modeli
kullanılarak
gerçekleştirilen
56
finansman türleri aşağıda sunulmuştur :
a. Fikir aşamasında finanslama: Bu aşamadaki finanslama türüne
araştırma
ve
geliştirme
aşaması,
çekirdek
sermayesi,
proje
finansmanı, tohum ekme aşaması gibi isimler de verilmektedir. Bu
aşamada müteşebbis bir fikir geliştirmiştir. Ancak bu fikir henüz ne
teknik ne de ticari olarak bir biçim almamıştır. İşletme henüz
kurulmamıştır. Bu aşamada yeni ürünün, hizmetin ya da işletme
planının kesin özellikleri geliştirilirken, girişim sermayesinin rolü fikir
sahibi birey veya işletmeyi finanse etmektir.
b. Başlangıç finansmanı: Başlangıç sermayesi; filizlenme aşaması,
işletmeye alma aşamasında finanslama da denilmektedir. Başlangıç
finansmanı, yaygın olarak girişim sermayesi faaliyetlerinin esası
sayılmaktadır. Bundan dolayı da başlangıç sermayesi ve girişim
sermayesi terimleri çoğunlukla aynı anlamda kullanılmaktadır.
Girişim sermayesinin belki en heyecanlı ve riskli tarafı, yeni bir
56
Nevzat Aypek, a.g.m., s.10
46
teşebbüsün genellikle araştırma ve geliştirme döneminin ardından
faaliyete geçirilmesidir. Başlangıç aşamasında, hem girişimci hem
de sunacağı ürün veya hizmet denenme durumundadır. İşte bu
aşamada da girişim sahibi kendi imkanları ile işletmeyi kurmuş ya da
kurmakta,
teknolojik
yenilik
projelendirilmiş,
gerekli
yatırımlar
yapılmış, iş planları ve deneme üretimleri yapılmış ve üretime hazır
duruma getirilmiştir. Ancak işletme sermayesi ihtiyacı dolayısıyla
girişim sermayesi finansmanı istenmektedir. Girişimci işletmeye
ortak da bu aşamada alınmaktadır.
c. Büyüme finansmanı: Serpilme finansmanı, genişleme finansmanı,
erken aşama ve geçit finansmanı, üretim ve piyasaya ilk giriş
aşamasında finanslama diye isimlendirilen finansman türleri de
büyüme finansmanı anlamındadır. Büyüme finansmanı, kuruluş
sıkıntılarını atlatmış başarılı bir işletmenin üretim kapasitesini ve
satışlarını artırma çabasının ve büyüme – gelişme için yeni ürünler
ve
yeni
pazarlar
arayışının
olduğu
dönemlerinde
yapılan
finanslamadır. Çünkü, işletmelerin büyüme – gelişme ve yeni ürünler
geliştirmek için üretim sistemini geliştirmeye, dağıtım kanallarına ve
rekabet gücünü artırmaya ihtiyacı vardır. Bütün bu ihtiyaçların
karşılanması büyük miktarlarda finansman gerektirir. Bu finansman
ihtiyacını kendi ekonomik güçleriyle ya da klasik finansman
araçlarıyla karşılayamayan işletmeler için büyüme finansmanı en
etkili ve en işlevsel finansman aracı olarak başvurulan bir yöntemdir.
d. Köprü finansmanı ya da destek finansmanı: İşletmeler yeni
pazarlara açılmaya, ürünü yeni pazarlara satmaya başlamıştır. Hisse
senetlerinin fiyatları yükselmekte ve işletme piyasa da tutunmaktadır.
İşletmenin
üretim
ve
dağıtım
kapasitesi
genişlemiş,
ölçek
ekonomileri de etkili olmaya başlamıştır. Ancak, bu aşamaya gelmiş
işletmelerin de çeşitli sorunları bulunabilir. İşte köprü finansmanı ya
da destek finansmanı, kurulu ve işlemekte olan ancak çeşitli
sorunları bulunan bu aşamadaki işletmelerin kurtarılması için
kullanılır. Köprü finansmanı ya da destek finansmanı aşaması,
47
genellikle geniş ölçekli yatırım yapıldığı girişim sermayesiyle
sağlanacak fonlarla işletmelerin son kez ihtiyaç duyduğu bir
aşamadır.
e. Satın alma destek finansmanı: Herhangi bir nedenle satılacak
işletmeleri satın almak isteyen ve işi bilen ancak yeterli finansal gücü
olmayan girişimcilerin desteklenmesi amacıyla yapılan yatırımlara
satın alma destek finansmanı denir. Bu aşamada satılacak
işletmeleri satın almak isteyen ve işi bilen girişimci ve girişimci
gruplarının desteklenmesi söz konusudur.
f. Diğer finansman türleri: Belirtilenler dışında kalan finansman
türleridir. Bunlar yüksek faizle borç verme ya da tahvil alma ve/veya
ileride hisse senedine dönüştürülebilir tahvil (HDT) ya da varant
(warrant) alma biçiminde yapılan ve doğrudan hisse karşılığı ya da
ortaklık bazında yapılmayan finansman yöntemleridir. Bu nedenle bir
sabit sermaye yatırımından ziyade bir finansman biçimidir.
3.2.1.3 İşleyiş Süreci
Girişim sermayesi sürecinin daha iyi anlaşılması için öncelikle girişim
sermayesinde yer alan taraflar açıklığa kavuşturulacaktır. Bu taraflar;
girişimci, mucit, girişim sermayedarı ve girişim şirketi olmak üzere toplam dört
kişidir.
Girişimci, en geniş anlamıyla girişim eyleminde bulunan kişi veya
örgüttür. Mucit; icat eden, türeten kişi anlamında olup teknoloji alanında belirli
bir sorunun fiilen çözümünü gerçekleştiren düşüncenin sahibidir. Girişim
sermayedarı, girişim sermayesi ortaklığı veya yatırımı için ihtiyaç duyulan
sermayeyi temin eden gerçek veya tüzel kişilerdir. Girişim şirketi, kurulmuş
ya da kurulacak olan, gelişme potansiyeline sahip ve kaynak ihtiyacı olan
şirketlerdir57.
57
Nevzat Aypek v.d., a.g.e., s.265
48
Girişim
sermayesi
modelinin
işleyiş
süreci;
fon
kaynaklarının
sağlanması, iş birliğine bağlı olarak yatırımın gerçekleştirilmesi ve yatırımdan
çıkılması olmak üzere üç aşamadan oluşmaktadır. Girişim sermayesi
şirketlerinin yatırımlarda kullandığı fonlar ekonomide fon fazlası bulunan çok
çeşitli
kaynaklardan
gelmektedir.
Aşağıda
bu
kaynakları
ve
girişim
sermayesinin işleyiş sürecini özetleyen bir şekil sunulmuştur.
FONLAR
Risk
Sermayesi
Şirketi
Girişimci
İşletme
BORSA
Bireysel Tasarruflar
Sosyal Güvenlik Kurumları
Finansal Kurumlar
Devlet
İşletmeler
Kâr Amacı Gütmeyen Kurumlar
YATIRIMLAR
KÂR
Kaynak: Kürşat Yalçıner v.d., Finansal Teknikler ve Türev Araçlar, Ankara, Gazi Kitabevi, 2008, s.109
Şekil 1: Girişim sermayesi İşleyiş Süreci
Şekil 1’de görüldüğü üzere, çeşitli kaynaklardan sağlanan fonlar
girişim sermayesi şirketlerinde birikmekte ve gerek işletmelere gerekse de
girişimcilere yatırım amaçlı aktarılmaktadır. Daha sonra başarıya ulaşmış
işletmeler borsalar aracılığı ile halka açılmakta ve elde edilen kâr, bu kârın
oluşumuna finansal destek sağlayan kişi ve kuruluşlar ile girişim sermayesi
şirketi tarafından belirli oranlarda anlaşmaya bağlı olarak paylaşılmaktadır.
3.2.1.4 Avantaj ve Dezavantajları
Fon ihtiyacı olan girişim şirketi açısından, girişim sermayesinin öne
çıkan bazı avantajları şöyledir58:
58
UNCTAD, Improving the Competitiveness of SMSs in Developing Countries: The Role of
Finance to Enhance Enterprise Development, UNCTAD/ITE/TEB/Misc.3, UN New York and
Geneva, 2001, Çev.: Ahmet Kandemir, TKB, Araştırma Müdürlüğü, Ankara 2003, s.43
49

Riskli işlere yatırım yapan sermayedarlar, şirketteki hisselerin
satışından potansiyel olarak büyük kazançlar karşılığında daha
yüksek riskleri kabul etmeye geleneksel bankalardan daha isteklidir.

Riskli işlere yatırım yapan sermayedarlar borçlulardan teminat
istemezler.

Bankalardan alınan kısa vadeli kredilerin aksine, girişim sermayesi
(yapısı gereği) uzun vadeli veya en azından orta vadeli sermayedir.

Riskli işlere yatırım yapan sermayedarlardan sağlanan teknik ustalık
(beceri), bazı durumlarda yeni başlayan işletmeler veya KOBİ’ler için
alınan fiilî finansmandan daha değerli olabilir.
Bununla birlikte girişim sermayesinin yatırım yapılacak işletmeler
açısından birtakım sakıncaları da vardır59:

Genellikle ayrıntılı iş planları, finansal projeksiyonlar ve benzer diğer
uygulamaları gerektirdiği için uzun ve karmaşık bir süreç olarak
nitelendirilebilir.

Anlaşma müzakereleri sürecinde yasalar ve muhasebe işlemleri
kapsamında bazı ücretler ortaya çıkar.

Yatırımcılar işletmenin kısmen de olsa ortakları haline geleceği için
özerklik ve kontrol kaybı söz konusu olabilir.
3.2.2 Faktoring
İşletmeler ticari alacaklarını mümkün olduğunca çabuk tahsil etmek
isterler. Çünkü çoğu zaman satışların peşin mi yoksa vadeli mi yapılacağı ya
da vadenin ne kadar tutulacağı işletmenin elinde değildir. Bu, daha çok içinde
bulunulan sektöre ve yapılan faaliyetin içeriğine bağlıdır. Bununla birlikte
rekabet ortamının yoğun olduğu bazı ortamlarda, diğer firmalarla rekabet
edebilmek için bazen vade uygulamak kaçınılmazdır.
59
http://wiki.answers.com/Q/Advantages _and_disadvantages_of_venture_capital
50
Faktoring, işletmelerin genellikle yurtiçi ticari faaliyetlerinden doğan
kısa vadeli alacaklarının nakde dönüşmesi konusunda çözüm getirmektedir.
Faktoring
işlemi,
fonksiyonlarına
bağlı
olarak
farklı
şekillerde
uygulanabilmektedir. Çalışmanın bu kısmında faktoring işleminin öne çıkan
bazı detaylarından bahsedilecektir.
3.2.2.1 Ortaya Çıkışı ve Gelişimi
Bir başkası hesabına hareket eden ya da faaliyette bulunan kişi
anlamına gelen Latince kökenli factor kelimesinden türeyen faktoring, bir
kuruluşun alacak hakkını başka bir kuruluşa likit fon karşılığında devretmesi
suretiyle gerçekleşen ve bu devir çerçevesinde işletmelere finansman, alacak
garantisi ve tahsilat hizmeti sunan bir finansman tekniğidir. Ayrıca işletmelere
vadeli satış bedellerini, vadesinden önce tahsil etme imkânı sağlayan
finansal kuruluşlara da faktoring kuruluşları denmektedir. Bu kuruluşlar,
vadeli satış yapmış işletmelerin fatura edilmiş alacaklarını belli bir iskontoya
tabi tutarak peşin olarak satın alırlar ve vadesi geldiğinde alacağı kendileri
tahsil ederler60.
Türkiye’de faktoring işleminin uygulanmasına bankalar öncülük
etmiştir. Faktoring işleminin ilk uygulamasının 1988’de İktisat Bankası
Faktoring Grubu tarafından yapıldığı bilinmektedir. Bu dönemde faktoring
daha çok ihracatın finansmanında kullanılmıştır. Ancak ilerleyen dönemlerde
yurtiçi satışlar için de kullanılmaya başlanmıştır. Faktoringin gelişmesiyle
birlikte Türkiye’de yasal düzenleme yapma ihtiyacı doğmuştur61:

Ödünç Para Verme İşleri Hk. KHK'nin Değiştirilmesine İlişkin
KHK62

Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş
ve Faaliyet Esasları Hk. Yönetmelik63
60
Nevzat Aypek v.d., a.g.e., s.216
Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.23
62
27.6.1994 Tarih ve 26315 Sayılı Resmi Gazete
61
51
Türkiye’deki faktoring uygulamasında, 1991 yılı sonlarına değin
ihracata yönelik faktoring işlemlerinin ağırlık taşıdığı, anılan yıldan itibaren
yurtiçi veya yerel faktoringin toplam işlem hacmi içinde daha büyük paya
sahip olduğu görülmektedir. Türkiye’de 2012 yılı itibarıyla BDDK’nin resmi
sitesinde kayıtlı bulunan 75 adet faktoring şirketi64 ve bunlara bağlı toplam
236 adet şube65 bulunmaktadır.
3.2.2.2 Temel Özellikleri ve Türleri
Faktoring işleminin temel özellikleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir66:

Genellikle 30 – 180 günlük kısa vadeli ticari alacaklar konu edilir.

Faktoring sözleşmesi sürekli olup mevcut ve gelecekteki alacakları
kapsar.

Açık hesap şeklindeki alacaklar da faktoring işlemine konu
edilebilir.

Faktoringe genellikle tüketim mallarından doğan alacaklar konu
edilir.

Alacağın senetli olması esastır. Ancak senede bağlı olmayan
alacaklar da faktoring işlemine konu edilebilir.
Faktoring işleminin temel fonksiyonu, satıcının vadeli satışları
gerçekleştirmesi için uygun ortam oluşturmaktır. Bu amaçla finansman,
hizmet ve teminat fonksiyonları faktor tarafından yerine getirilmektedir.
Hizmet fonksiyonu tüm faktoring işlemlerinde ortakken; diğer fonksiyonlardaki
uygulanış faklılıkları faktoring türlerinin doğmasına neden olmaktadır.
Faktoring işleminin bu üç fonksiyonuna aşağıda kısaca değinilmiştir67:
63
1.10.2006 Tarih ve 26315 Sayılı Resmi Gazete
http://www.bddk.org.tr/WebSitesi/turkce/Kuruluslar/Faktoring/Faktoring.aspx
65
BDDK Mart 2012 Finansal Piyasalar Raporu, s.25
66
Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.3
67
Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.4-6
64
52

Hizmet fonksiyonu: Tüm faktoring türlerinde ortak olan hizmet
fonksiyonu kapsamda; alacak takibi ve tahsili, muhasebe kaydı,
piyasa araştırması, alıcılar hakkında istihbarat toplanması ile
pazarlama ve vergi gibi konularda danışmanlık hizmeti gibi
hizmetler sunulur.

Finansman foksiyonu: İşletmenin dış kaynaklara başvurmadan
kendi satışlarından doğan alacaklarını tahsil etme durumudur. Ön
ödeme ve iskonto yöntemi olmak üzere iki şekilde uygulanır.

Teminat fonksiyonu: Faktoring sözleşmesinde alacakların tahsil
edilememe riskinin faktore yüklenmesi durumudur.
Tam faktoring yönteminde teminat, hizmet ve finansman fonksiyonu
birlikte sunulur. Bunun dışında, müşteri istekleri doğrultusunda bu hizmetlerin
bir veya ikisinin sunulduğu diğer faktoring türleri ise şöyledir68:

Rücu edilebilir faktoring: Faktorün ticari veya kredi riskini
üstlenmesi “rücu edilebilir”, aksi “rücu edilemez” faktoring işlemidir.

Fatura iskontosu: Kredi gereksinimi duyan firmaların faktor
kuruluştan alacaklarını finanse etmelerini talep etmeleri halinde
uygulanır. Alacak yönetimi ve teminat fonksiyonu sunulan hizmetin
dışında tutulmaktadır.

Kapalı
faktoring:
Bu
faktoring
yönteminde
satıcı
kredili
alacaklarını faktore temlik etmekte ancak malların alıcıya teslimi ve
bedellerinin tahsili işlemlerini kendi yürütmektedir.

Toptan faktoring: Faktor, finansman hizmeti sunmaktadır.

Acente faktoringi: Bu yöntemde iki faklı uygulama söz konusudur.
İlki, teminat ve finansman fonksiyonlarının birlikte uygulandığı,
hizmet fonksiyonunun ise satıcı firmanın isteğine bağlı olduğu
uygulama; diğeri, yine teminat ve finansman fonksiyonlarının
birlikte
uygulandığı,
hizmet
fonksiyonunun
ise
satıcı
tarafından yerine getirildiği uygulamadır.
68
Öztin Akgüç, Finansal Yönetim, İstanbul, Avcıol Basım Yayın, 8. Baskı, 2010, s.557-64
firma
53

Vade faktoringi: Sadece hizmet ve teminat fonksiyonlarından
oluşur.

Uluslararası faktoring: Faktoring işlemi, oluştuğu yer veya siyasi
coğrafya açısından yurtiçi faktoring ve uluslararası faktoring olarak
ikiye ayrılmaktadır. Doğrudan ihracat faktoringi, doğrudan ithalat
faktoringi, ikili faktoring ve karşılıklı faktoring şeklinde farklı
uygulamaları vardır.
3.2.2.3 İşleyiş Süreci
Aşağıda yurtiçi faktoringin işleyişini özetleyen bir şekil verilmiştir.
-3
SATICI
ALICI
-2
5
4
3
2
1
-5
FAKTOR
Kaynak: Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.9
Şekil 2: Yurtiçi Faktoring İşleminin İşleyiş Süreci
Yurtiçi faktoring işleminde genel işleyiş şekil 2’de de görüldüğü üzere
beş
aşamadan
oluşmaktadır.
Bu
aşamalar
sırasıyla;
1)
faktoring
sözleşmesinin imzalanması 2) satış için faktorden onay alınması 3) malların
alıcıya, birer nüsha faturanın alıcı ve faktore gönderilmesi 4) satıcıya ödeme
yapılması 5) vade sonunda alıcının faktore, faktorün de gerekli kesintileri
54
yaptıktan sonra satıcıya ödeme yapması şeklindedir. Faktoring işleminin
yurtdışına yönelik olması hâlinde işleyiş süreci aşağıdaki gibi olacaktır:
3
SATICI
ALICI
2
5
4
3
2
1
5
2
FAKTOR
MUHABİR
FAKTOR
5
Kaynak: Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.10
Şekil 3: Yurtdışı Faktoring İşleminin İşleyiş Süreci
Muhabir faktorün de dahil olduğu yurtdışı faktoring işlemi, şekil 3’te de
görüldüğü üzere yurtiçi faktoring işlemi gibi beş aşamadan oluşmaktadır. Bu
aşamalar sırasıyla; 1) faktorün satıcıyla sözleşme imzalaması 2) satış için
faktorden onay alınması 3) mallar ve faturaların gönderilmesi 4) satıcıya
ödeme 5) vadede tahsilat şeklindedir.
3.2.2.4 Avantaj ve Dezavantajları
Satıcı firma, faktoring işlemi sayesinde işletme (çalışma) sermayesi
yönetimi, kârlılık ve risk yönetimi konularında birçok avantaj sağlar. Satıcı
çalışma sermayesi yönetimi kapsamında; nakde hızlı kavuşma, peşin
alışlarda iskontodan yararlanma, olağanüstü durumlara karşı işletmeyi
koruma, stokların hızla tüketilmesi gibi olanaklar elde eder. Aynı şekilde
şüpheli ve tahsil edilemeyen alacakların ortadan kalkması buna karşılık
satışların artması satıcı işletmenin kârlılığını artırır. Satıcı, tahsil riskinden
55
kurtulup hızla nakde kavuştuğu için risk yönetimi açısından da çeşitli
avantajlar sağlar.
Faktoring işleminin satıcı işletmeye sunduğu avantajların yanında bazı
dezavantajları da vardır69:

Müşteri ile iletişim azalır ya da tamamen ortadan kalkabilir.

Alacakların faktore devri, alıcıları tedirgin ederek kaçırabilir. Sonuç
olarak satışlar düşebilir.

Faktoring
hizmetinin
maliyeti
satıcının
kendi
personelini
çalıştırmasından daha maliyetli duruma gelebilir.

Faktor, satıcının faaliyetlerine bazı kısıtlamalar getirebilir.

Küçük tutarlardaki alacaklar için finansman hizmeti alınması
durumunda
satıcı
tahsilat
hizmeti
için
ödeme
yapıyorum
duygusuna kapılarak faktoring işlemini gereksiz görebilir.

Faktoring sözleşmesini sonlandırmak zor olabilir. Tek çıkış yolu
satışın iptal edilmesi ya da satış koşullarının değiştirilmesidir.

Çok sayıda küçük alıcısı bulunan işletmelerde faktoring işlemlerinin
maliyeti yüksek olabilir. Satıcının bu maliyetleri fiyatlara yansıtması
alıcılar için maliyetleri artıcı etki yaratabilir.
3.2.3 Finansal Kiralama (Leasing)
Leasing işlemi; yatırımcı işletme ile leasing şirketi arasında yapılan
sözleşme gereğince, yatırımcının seçtiği herhangi bir yatırım malını, leasing
şirketinin satın alması yoluyla, belirli bir kira tutarı karşılığında yatırımcının
hizmetine sunan uzun vadeli bir finansman yöntemidir70. Kiralanan malın
mülkiyeti, sözleşme süresince leasing şirketinde; kullanım hakkı ise yatırımcı
işletmededir.
69
70
Kürşat Yaçıner v.d., a.g.e., s.19
Nevzat Aypek v.d., a.g.e., s.226
56
3.2.3.1 Ortaya Çıkışı ve Gelişimi
Yatırım mallarının kiralama yoluyla finansmanı, ABD’de 1929 ekonomik
buhranı sonrasında yaşanan finansman güçlüklerine bir çözüm olarak ortaya
çıkmış, II. Dünya Savaşı sonrasında yenilenme ve modernleşme hareketleri
sonucunda da hızla yaygınlaşmaya başlamıştır. ABD’deki hızlı gelişmeden
sonra 1960’lı yıllarda başta İngiltere olmak üzere diğer Avrupa ülkelerine
yayılmıştır71.
Türkiye’de finansal kiralama konusunda ilk yasal düzenleme olarak
3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu72 gösterilebilir. Başka bir düzenleme
ise “Finansal Kiralama Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyetlerine İlişkin
Yönetmelik73”tir. Bu yönetmelikte finansal kiralama şirketlerinin kurulmaları,
faaliyete başlamaları, hesap ve kayıt düzenleri denetimleri ele alınmıştır74.
3.2.3.2 Temel Özellikleri ve Türleri
Leasing işleminde, sürece göre değişmekle birlikte temel olarak üç
taraf vardır. Bunlar; kiracı (yatırımcı – lessee), kiralayan (leasing şirketi –
lessor) ve satıcı (imalatçı – seller) şeklindedir. Kiracı, leasinge konu olan malı
seçen ve sözleşmeye uygun olarak söz konusu maldan her türlü yararlanma
hakkı bulunan, hukuki işlem yapmaya yetkili gerçek veya tüzel kişidir.
Leasing işleminde her türlü taşınır ya da taşınmaz mal finansal kiralamaya
konu olabilirken; patent gibi fikri ve sınai haklar istisna tutulmuştur.
Kiralama işlemleri birçok kritere göre sınıflandırılabilir. Burada esas
olan kiracının veya kiralayanın ihtiyaçlarına ve kiralanan varlığın özelliklerine
göre farklı sözleşmelerle alternatiflerin oluşturulmasıdır. Bu bakımdan
71
Öztin Akgüç, a.g.e., s.618
26.6.1985 Tarih ve 18795 Sayılı Resmi Gazete
73
28.4.1992 Tarih ve 21212 Sayılı Resmi Gazete
74
Nevzat Aypek v.d., a.g.e., s.226
72
57
finansal kiralama türleri; süreç, taraflar, kiralamanın konusu ve bulunulan yer
dikkate alınarak aşağıdaki gibi gruplandırılabilir75.
a. Süreç bakımından: Finansal kiralama ve faaliyet kiralaması
b. Taraflar bakımından: Doğrudan/dolaylı finansal kiralama
c. Konu
bakımından:
Taşınır/taşınmaz
mallarda
kiralama,
yatırım/tüketim mallarında kiralama, birinci/ikinci el kiralama,
ferdileştirilmiş/geniş kapsamlı kiralama ve özellikli ürün kiralama
d. Kiracı
veya
İthalatlı/ithalatsız
kiralayanın
yurtiçi
bulunduğu
leasing,
gümrük
yer
bakımından:
muafiyetli/gümrük
muafiyetsiz yurtdışı leasing
e. Diğer leasing türleri: Satış ve geri kiralama, kaldıraçlı kiralama,
satışa yardımcı leasing, tam ödemeli/tam ödemesiz leasing, vergi
kiralama, brüt/net leasing ve alt kiralama
3.2.3.3 İşleyiş Süreci
Finansal kiralama, birbirini izleyen iki aşamayı gerektirir. İlk aşamada
kiracı, kiralamak istediği varlığı seçerek satıcıyla fiyat ve diğer teslim şartları
üzerinde anlaşır. İkinci aşamada ise lessora başvurarak, söz konusu varlığın
kendisine kiralanması talebinde bulunur76. Aşağıda bu süreci özetleyen bir
şekil sunulmuştur.
SÖZLEŞME
LEASİNG
BAŞVURU
ŞİRKETİ
ÜRETİCİ/SATICI
VARLIK
KİRACI
TEMİNAT
Kaynak: Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.71
Şekil 4: Finansal Kiralama İşleminin İşleyiş Süreci
75
76
Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.64
Öztin Akgüç, a.g.e., s.622
58
3.2.3.4 Avantaj ve Dezavantajları
Leasing işleminde öne çıkan bazı avantajlar aşağıdaki gibidir77:

Kiracı, başka yolla elde edemeyeceği varlıkları kullanma imkanı
bulur.

Bazen, sadece geçici ihtiyaçlar için kısa süreli olarak ihtiyaç
duyulan varlıkların kullanımına imkan tanır.

Çalışma sermayesinin daha verimli olarak kullanılmasına imkan
verir.

Hızlandırılmış amortisman yönteminin kullanılmasına imkan verir.

Kiralama yönteminin seçilmesiyle, kiracıyı uzun süreli borç
anlaşmalarına sıkça konulan kısıtlamalardan kurtarmış olur.

Firmanın ek fon sağlama imkanını artırır.

Varlığın erken eskime riskine karşı koruma ve değişimde esneklik
sağlar.

Diğer yöntemlerde yaklaşık % 80 finansmanla araç – gereç elde
edilebilirken, finansal kiralamayla kira ödemeleri dışında başka bir
peşin ödeme bulunulmadığı için % 100 finansman imkanı
sağlanmış olur.

Teknolojinin hızlı değişimine ayak uydurabilmeye imkan sağlanmış
olur.

Onarım, bakım ve servis gibi görevleri üstlenerek bu gibi
giderlerden işletmeyi uzak tutar.

Paranın hızlı devinimi sayesinde enflasyona karşı koruma sağlar.
Leasing işlemi, bu avantajlara ek olarak bazı dezavantajlara da
sahiptir78:
77
78

Faiz tutarı kiralama maliyetini yükseltir.

İşletmenin borç yükünü artırmış olur.

Kiralayan açısından hurda değer kaybı ortaya çıkabilir.
Muharrem Özdemir, Finansal Yönetim, İstanbul, Türkmen Kitabevi, 2. Baskı, 1999, s.288
Muharrem Özdemir, a.g.e., s.289
59

Kiralanan varlık eskidiğinde, kiralama süresinin bitiminden önce
elden çıkarılma esnekliği azalmış olur.

Kiralama, sahip olmanın verdiği itibar ve prestiji veremez.
3.2.4 Forfaiting
Forfaiting, genellikle yatırım mallarının ithalatı ve ihracatı sonucunda
ortaya çıkan orta ve uzun vadeli alacakların konu edildiği dış ticarete yönelik
bir finanslama tekniğidir. Forfaiting işleminde söz konusu alacaklar, forfaiter
tarafından belli bir bedel karşılığında satıcı firmadan rücu edilemeyecek
şekilde devralınır. Böylece borç alacak ilişkisinde satıcı firma devreden
çıkmış, forfaiting işlemini sunan forfaiter devreye girmiş olur.
3.2.4.1 Ortaya Çıkışı ve Gelişimi
Orta ve uzun vadeli finansman talebinin karşılanmasında uluslararası
ilk forfaiting işlemi, 1962 yılında ABD’den, daha sonra eski Sovyetler Birliği’ne
satılmak üzere Almanya’ya yapılan hububat ihracatıyla gerçekleşmiştir.
ABD’li firmaların mal bedelini peşin istemesi, buna karşılık Sovyetler
Birliği’nin mal ithalatında ısrarlı olması, o yıllarda İsviçre bankalarını,
SSCB’nin borç senetleri karşılığı ABD’li ihracatçıların alacaklarını satın
almaya yöneltmiştir. Böylece 1962 yılında İsviçre bankaları forfaiting işlemi ile
senet bedellerini iskonto ederek ABD’li ihracatçılara ödemede bulunmuştur79.
Forfaiting işleminde, Türkiye 1980 öncesinde daha çok ithalatçı taraf
olarak yer almıştır. Bunun temel nedeni Türkiye’nin 1980 öncesinde yatırım
malı ihraç etmekten ziyade ithalatçı konumda olmasıdır.
24.1.1980
kararlarıyla başlayan ihracata dayalı ekonomik büyüme modelinin devreye
girmesiyle Türkiye’de yeni bir dönem başlamıştır. Bu dönemde ihracat hızla
artmaya başlamış ve bunun sonucunda da alıcıların vade konusundaki
79
Öcal Usta, İşletme Finansı ve Finansal Yönetim, Ankara, Detay Yayıncılık, 2005, s.199
60
taleplerini karşılama ihtiyacı doğmuştur. Bununla birlikte ihracat işlemlerinin
vadeli olarak yapılması beraberinde bazı riskleri getirdiği için bu risklerin
elimine edilmesi ihtiyacı da doğmuştur. Bu ihtiyaçlar neticesinde Türkiye,
1980’den sonra forfaitingi, ihracat işlemlerinde de kullanmaya başlamıştır.
Türkiye’de forfaiting işlemiyle ilgili ilk yasal düzenleme olarak,
TCMB’nin 5.7.1991’de yürürlüğe giren 1–M sayılı genelgesi gösterilmektedir.
Bu genelgede, ihracat bedellerinin tahsili için hangi tür işlemlerin, senetlerin
ve akreditiflerin forfaiting işlemine konu edileceği açıklığa kavuşturulmuştur80.
Bu durum 2005 yılana kadar böylece devam etmiş ve bu yıldan itibaren,
yürürlüğe giren 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu ile forfaiting işlemi Türkiye’de
yasal bir zemine kavuşmuştur81.
3.2.4.2 Temel Özellikleri ve Unsurları
Forfaiting işlemi, vadeli mal ve hizmet ihracından doğan ve belirli bir
ödeme planı doğrultusunda tahsil edilen alacakların, bir banka veya bu
alanda uzmanlaşmış bir kurum tarafından rücu hakkı olmaksızın satın
alınarak iskonto edilmesidir. Forfaiting bu tanımıyla orta vadeli ve basit faizli
bir finansman şeklidir. Bir forfaiting işleminde temel olarak satıcı, alıcı ve
forfaiter olmak üzere üç taraf vardır82. Risk düzeyi yüksek olan forfaiting
işlemlerinde dördüncü taraf olarak ayrıca garantör banka devreye girebilir.
80
Ali Ceylan, İşletmelerde Finansal Yönetim, Bursa, Ekin Kitabevi, 8. Baskı, 2003, s.75
Türkiye’de forfaiting işlemlerini yapacak kurumların belirlenmesinde BDDK tek yetkili makamdır.
Nitekim forfaiting işlemi için BDDK’ye başvuruda bulunan HSBC Bank A.Ş., 5411 Sayılı Bankacılık
Kanunu’nun 4. maddesinin “r” bendince BDDK tarafından 12.10.2006’de alınan bir kararla faktoring
ve forfaiting işlemi yapmaya yetkili kılınmıştır. Söz konusu karar 17.10.2006 tarih ve 26322 sayılı
Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu duruma BDDK’nin, ABN AMRO Bank N.V.
Îstanbul Şubesinin faktoring ve forfaiting işlemleri yapmasına izin veren 23.11.2006 tarihli başka bir
kararı da örnek gösterilebilir.
82
TSPAKB, Finansal Yönetim, İstanbul, Sermaye Piyasası Faaliyetleri İleri Düzey Lisansı Eğitim
Kılavuzu, 2011, s.66
81
61
işleminin
Forfaiting
öne
çıkan
bazı
özellikleri
aşağıdaki
gibi
83
özetlenebilir :

Forfaing işlemi, ihraca yönelik yatırım mallarını kapsamaktadır.

Forfaiting işleminde vadeler 6 ay – 10 yıl arasında değişebilir.

Forfaiter, devraldığı alacakları sabit bir oran üzerinden iskonto
eder.

Forfaiting işleminde alacakların güvence altına alınması garantör
banka tarafından verilen aval veya teminat mektubu ile sağlanır.

Alacakların senetli olması şart değildir. Kayıtlı alacaklar da olabilir.

Forfaiterın, satıcıya rücu hakkı yoktur. Bu bakımdan, riskin yüksek
görüldüğü
durumlarda
alıcıdan,
garantör
banka
göstermesi
istenebilir.

Forfaitingde satıcının, alacağına bir an önce kavuşması esastır.

Dış ticaret işleminden doğan ticari risk, kur riski, faiz oranı riski ve
ülke riski (politik risk ve transfer riski) forfaiter tarafından üstlenilir.

Üç temel fonksiyonu vardır: Finansman, hizmet ve teminat
3.2.4.3 İşleyiş Süreci
Aşağıda forfaiting sürecini gösteren bir şekil sunulmuştur.
SATICI
5
4
3
ALICI
3
2
1
FORFAITER
Kaynak: Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.36
3
5
GARANTÖR
Şekil 5: Forfaiting İşleminin İşleyiş Süreci
83
Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.28
5
62
Forfaiting sürecinin gösterildiği şekil 5’te, kutucuk içindeki numaralar
sırasıyla; (1) Forfaiterdan onay alınması, (2) Forfaiting sözleşmesinin
imzalanması, (3) Malları ve faturayı gönderme, (4) Ödemenin yapılması ve
(5) Vadede tahsilat anlamlarında kullanılmıştır.
3.2.4.4 Avantaj ve Dezavantajları
Forfaiting işleminin satıcı açısından avantajları aşağıdaki gibidir
84
:

Forfating işlemi sonucunda satıcı işletme % 100 finansman sağlar.

Satıcının kredi değerliliği artar.

Peşin satışın mümkün olmadığı büyük tutarlı yatırım mallarının
vadeli satılmasını sağlayarak peşin satışları ve satış hacmini artırır.

Satıcı işletme; ticari, kur, faiz ve ülke riskleri ile bunlarla ilgili sigorta
masraflarından kurtulmuş olur.

Forfaiterın rücu hakkı olmadığı için tahsil riski ortadan kalkmış olur.

Satıcı işletme, alacakların takip ve tahsili ile şüpheli veya değersiz
hale gelmesinden doğan maliyetlerden kurtulmuş olur.

Nakit girişine paralel olarak peşin alışlar yapılarak
nakit
iskontosundan yararlanma imkanı doğar.

Bilançoda alacaklar kısmının aşırı derecede şişmesi önlenir.

Satıcı işletme, forfaiting işleminden doğan maliyetlerden satış
işleminden önce haberdar olduğu için satış fiyatını buna göre
ayarlayabilir.

Forfaiterın uyguladığı iskonto oranı sabit olduğu için faiz riski
forfaitera yüklenmektedir.

Forfaiter kısa bir süre içinde karar vereceği için satıcı işletmenin
olumsuz bir cevap karşısında alternatif yöntemlere başvurma
imkanı vardır.

Forfaiting işlemi gizli tutulduğu için satıcı işletme gizliliğin
avantajlarından yararlanma imkanı bulur.
84
Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.36
63

Alacaklardan doğan muhasebe kayıtları ortadan kalkmış olur.

Bürokratik işlemlerle uğraşmak zorunda kalınmaz.

Forfaiting işlemi tek seferliktir.
Forfaiting
işlemi;
sahip
olduğu
avantajlara
ek
olarak
bazı
dezavantajlara da sahiptir. Bunlar aşağıdaki gibidir85:

Forfaiting işlemi ile devredilen risklerin yüksek olması durumunda
forfaiting işleminin maliyeti, ihtiyaç duyulan fonlar için bulunan
kaynakların maliyetinden yüksek olabilir.

Garantör banka bulunamaması durumunda forfaiterın riski artacağı
için forfaiting işleminin maliyeti artar.

Forfaiting işlemine konu olan satışlar yüksek tutarlı ve uzun vadeli
olduğu için faktoring işlemine göre daha maliyetlidir.

Taahhüt, opsiyon ve bekleme süresi komisyonu, piyasa faiz oranı,
risk primi ve forfaiterın beklediği getiri satıcı işletmenin katlanmak
durumunda olduğu maliyetlerdir.

Garantörün
güvenilirliği
konusunda
ihracatçının
forfaiterı
bilgilendirmesi ve ikna etmesi belli bir süreyi gerektirir.
3.2.5 Diğer Alternatif Finansman Yöntemleri
Bu kısımda, KOBİ’lerin yararlanabileceği diğer alternatif finansman
yöntemleri olan; franchising, barter, kredi garanti fonu ve melek yatırımcı ele
alınmıştır.
3.2.5.1 Franchising
İngilizceden köken alan franchise kelimesi, Türkçeye imtiyaz, hak,
ayrıcalık, muafiyet, dokunulmazlık, satış tekeli hakkı veya üyelik anlamlarına
85
Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.40
64
gelecek şekilde çevrilebilir. Franchising en yalın bir ifadeyle, başarılı bir
markanın, iş yapma yönteminin ya da kendini kanıtlamış bir pazarlama
sisteminin belli bir ücret karşılığında başkalarıyla paylaşılmasıdır. Bu
paylaşımda çok sayıda şube, tek amaç doğrultusunda hareket ederek ticari
bir ağ meydana getirirler.
Bir dağıtım ve pazarlama sistemi olan franchising, iki taraf arasında
süreklilik gösteren ticari bir anlaşmadır. Franchising veren tarafa “franchisor”,
alan tarafa “franchisee”, marka ya da ismi kullanma hakkı ise “franchise”
olarak adlandırılmaktadır86.
Franchising sistemi 1970’li yıllarda Avrupa’da hızla yayılmış, 1980’li
yıllarda
ise
şimdiki
anlamıyla
kullanılmaya
başlanmıştır.
Türkiye’de
franchising alanında atılmış ilk ciddi adım 1990’lı yıllarda olmuştur. Nitekim
Türkiye’de franchising sisteminin doğru anlaşılması, yürütülmesi ve sağlıklı
bir şekilde geliştirilmesi için 1991 yılında Uluslararası Franchising Derneği
(UFRAD) kurulmuştur.
Franchising işleminin öne çıkan bazı özellikleri aşağıdaki gibidir87:

Franchising, hukuki olarak iki bağımsız taraf arasındaki sözleşme
ya da lisans anlaşması olarak tanımlanabilir.

Franchising bir kişiye ya da gruba (franchisee), başka bir
işletmenin (franchisor) ticari markasını ya da ticari adını kullanarak
bir ürünü veya hizmeti pazarlama hakkı verir.

Franchising, franchisor’ın çalışma yöntemlerini kullanma hakkını da
kapsar.

Franchising işleminde, franchisee elde ettiği haklar karşılığında
franchisor’a,
royalti
adı
altında
frnachising
ücreti
ödemek
zorundadır.
86
Nevzat Aypek v.d., a.g.e., s.239
Barbara Beshel, An Introduction to Franchsing, Washington, The IFA Educational Foundation,
The Money Institute, 2001, p.1
87
65

Franchising işleminde franchisor, franchisee’ye belirli hakları ve
desteği sağlamak zorundadır.
Aşağıda, franchisor ile franchisee arasındaki ilişkiyi gösteren bir şekil
sunulmuştur:
FRANCHISE ANLAŞMASI
FRANCHISEE
FRANCHISOR
 Ticari marka veya ticari ad sahibi
 Destek sağlama
 Finansman
 Reklam ve pazarlama
 Eğitim
 Ücret alma (Royalti)
 Ticari marka veya ticari ad
kullanıcısı
 Franchisor’ın verdiği destekle iş
genişletme
 Ücret ödeme (Royalti)
Kaynak: Barbara Beshel, a.g.e., p.1
Şekil 6: Franchisor ile Franchisee Arasındaki ilişki
Franchising sisteminin franchisee açısından yararları şöyledir88:

Daha önce denenmiş, başarısı kanıtlanmış ve tanınmış bir marka
ile birlikte, işletme sistemine ait teknikleri ve prosedürleri kullanmak
mümkün olmaktadır.

Markanın yanı sıra ulusal veya uluslararası standarda ve kaliteye
sahip olunmaktadır.

Tanınmış markaların sağladığı sürekli müşteri kitlesi ve iş yapma
imkanı doğmaktadır.

Franchise veren işletme Franchisee'ye eğitim hizmetleri ve uzman
personel desteği sağlamaktadır.

Kaliteli personel bulma, işe alma ve yetiştirme konularında
franchise veren işletmenin teknik bilgilerinden yararlanılmaktadır.

Mali, ticari ve personel bakımından sağlanan destekle, teknik
işlevlere ağırlık verilip başarı şansı arttırılmaktadır.
88
UFRAD, 10 Soruda Franchise, s.2-3 (Erişim: 5.6.2012)
http://www.franchisedunyasi.com/index.php?option=com_content&view=section&layout=blog&id=5
&Itemid=50
66

Franchisorla
ortak
hareket
edilerek
küçük
işletmelerin
karşılaşacakları risk ve işletmecilik sorunları minimize edilmektedir.

Franchise veren işletmeden mali ve hukuki anlamda danışmanlık
sağlanır.

Franchisor'ın sürekli olarak yaptığı araştırma ve geliştirme
çabalarından yararlanılmaktadır.

İşletmenin kuruluş aşamasında ve kuruluş yerinin seçiminde
bilimsel tekniklerin kullanılması mümkün olmaktadır.

Kuruluş aşamasında leasing yoluyla finansal destek sağlanması
mümkün olmaktadır.

Reklam ve tanıtım giderlerinden tasarruf sağlanmaktadır.

Franchising sistemi, girişimcinin yalnızlığını ortadan kaldırarak, tek
başına olmanın getirdiği riskleri azaltır.

Franchisor'a yapılan ödemeler, başlangıçta, yeni bir işin ön
yatırımından daha fazla olmasına rağmen, denenmemiş bir iş için
yapılacak hata bedellerinin toplamından azdır.

İşletmeler için standart yönetim, muhasebe, satış ve stoklama
fonksiyonları mümkün olmaktadır.
Bununla birlikte franchsing işleminin bazı dezavantajları da vardır 89:

Franchisee tamamen bağımsız değildir. Franchisee, faaliyetlerini
franchising sözleşmesinde yer alan franchisora ait prosedürlere ve
kısıtlamalara göre yürütmek zorundadır. Bu kısıtlamalar genellikle
mal veya hizmeti, fiyatlamayı ve coğrafi bölgeyi kapsar.

Franchisee başlangıç franchise ücretine ek olarak, düzenli bir
şekilde royalti ve reklam ücreti ödemek durumundadır.

Franchiseeler, kendi yetenekleriyle ilgili işleri yürütebilmek için
franchisor tarafından sunulan kısıtlamalar ve destekler arasında bir
denge kurmak durumundadır.
89
Barbara Beshel, a.g.e., p.7
67

Diğer franchiseeler düşük performans sergiler veya franchisor
beklenmedik bir sorun üretirse sistem genelinde hasarlı bir görüntü
ortaya çıkabilir.

Franchising
sözleşmesinin
süresi
genellikle
sınırlıdır
ve
franchiseenin, fesih koşulları hakkında söz hakkı yoktur ya da çok
azdır.
3.2.5.2 Barter
İngilizce kökenli olan “barter” Türkçede; takas, trampa, mübadele ve
değiş tokuş anlamlarına gelmektedir. Barter mal veya hizmet alışverişinin
para kullanılmadan yapılmasına imkan veren bir finansman yöntemidir.
Barter işlemi, işletmenin sermayesinin korunmasına yardımcı olduğu gibi fiili
nakit akışını da bozmaz. Barter işlemi işletmeye, mal ve hizmetlerin
edinilmesinin yeni bir yolunu sunmakla birlikte, istikrarsız bir ekonomide bile
müşteri tabanını genişletme ve satışları artırma imkanı sağlar. Şayet
işletmede satılamamış aşırı miktarda stok varsa barter, bu malın hızlı bir
şekilde elden çıkarılmasına ve ihtiyaç duyulan başka mal veya hizmetlerin
hızla edinilmesine yardımcı olur90.
Barter ile takas işlemi birbiriyle karıştırılmamalıdır. Barter sisteminin
çok daha basit ve ilkel bir şekli olan takas, aynı değere sahip iki farklı mal
veya hizmetin, iki taraf arasında karşılıklı değiş tokuş edilmesine dayalı bir
sistemdir. Barter sisteminde ise birden fazla firma, birbirleriyle eşdeğerde
olmayan çok sayıda mal ve hizmetin bulunduğu bir ortamda, birebir karşılıklı
ilişkilerden ziyade sistem içinde çok taraflı bir ilişkinin parçası olurlar91.
90
H. Matthew Hulbert. The Powerful and Sometimes Secret World of Barter: How Barter Can
Help You Grow Your Business, Copyright 2011, p.4
91
Hüseyin A. Kutlu ve Mehmet Güner. Barter İşlemleri ve Muhasebeleştirilmesi, Mali Çözüm
İSMMMO Yayın Organı, Nisan – Mayıs, Yıl: 2006, Sayı: 75, s.118
68
Barter sisteminin; perakende barter, toptan barter ve uluslar arası
barter olmak üzere üç türü vardır. Sistemin tarafları ise temelde barter
organizatörü ile barter sistemi üyesinden oluşur. Barter sistemi üyesi mal ve
hizmet talebinde bulunan üye ile mal ve hizmet arzında bulunan üye olmak
üzere iki tarafı kapsar. Böylece barter sisteminde barterin kendisiyle birlikte
toplamda üç taraftan söz edilmiş olur.
Barter kanalıyla faaliyette bulunabilmek için birtakım aşamalardan
geçmek gerekmektedir. Bu aşamalar; barter sistemine üye olunması, üye
firmadan teminat alınması, arz ve taleplerin sisteme bildirilmesi, üye cari
hesabının açılması, barter çeki düzenlenmesi ve sistemde işlem yapılması
şeklindedir92.
Barter sisteminin üye firmalara sağladığı avantajlar şu şekilde
özetlenebilir93:

Üyelerin satışlarını ve kârlarını artırır.

Üyeler, atıl kapasitelerini değerlendirme imkanı bulmuş olur.

Sistem, üye işletmelerin pazarlama sorunlarını ortadan kaldırarak
pazarlama stratejilerini daha etkin hale getirir.

Sistem
üye
işletmelere
faizsiz
mal
veya
hizmet
kredisi
sağlamaktadır.

Yeni pazarlara açılma imkanı sunar.

İşletmelerin güvenli ihracat yapmalarını sağlar.

Ücretsiz ve etkin reklam sağlar.
Barter sisteminin üye firmalara sağladığı avantajların yanı sıra bazı
dezavantajları da vardır94:

92
Gerçeğe uygun fiyat ve kalite değerlemesi yapılamayabilir.
Ömer Tekşen, a.g.e., s.18
Hüseyin A. Kutlu ve Mehmet Güner, a.g.e., s.118
94
Ömer Tekşen, “Barter işlemlerinin Muhasebeleştirilmesi ve Vergilendirilmesinin Yeni Finansal
Tekniklerle Karşılaştırılarak İncelenmesi: Bir Araştırma”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Süleyman
Demirel Üniversitesi İşletme Bölümü, Isparta, 2006, s.38-9
93
69

Mallar piyasa fiyatının üzerinde satılmayabilir.

Nakit akışındaki denge bozulabilir.

Arz ve talep dengesini bozabilir.

Belgelerin yasal olmaması durumu söz konusu olabilir.

İşletmelerin birbirlerine bağlılığını arttırabilir.

Komisyon ödenmeleri giderleri arttırabilir.
3.2.5.3 Kredi Garanti Fonu
Bilindiği üzere bankalara yapılan kredi başvurularında güvence olarak
teminat göstermek esastır. Teminat; kredilerin veya diğer borçların anapara
ve faiziyle birlikte tahsilinin güvence altına alınması işlemidir. Teminat olarak
gösterilebilecek güvenceler maddi olabileceği gibi şahsi de olabilir.
Maddi teminatlar; altın, ticari senetler, menkul kıymetler, emtia,
mevduat, nakit veya nakit benzeri değerler, gayri menkuller gibi ekonomik
değeri yüksek olan varlıkları kapsar. Bu tür teminatlarda güvence rehin veya
ipotek ile sağlanır.
Diğer bir güvence türü olan şahsi teminat ise kefalettir. Kefalet, gerçek
veya tüzel bir kişinin, borçlunun alacaklıya karşı üstlenmiş olduğu
yükümlülüğü, borçlu ile birlikte yerine getirmeyi taahhüt etmesi işlemidir.
Kefalet borcu fer’i bir borçtur. Yani aslı borca bağlı olan bir borç türüdür.
Borcun faizi bu duruma örnek gösterilebilir. Kefalette asıl borcun bulunması
esastır. Aksi takdirde kefalet geçerli olmaz. Asıl borç sona erdiğinde kefalet
de sona erer.
KOBİ’ler kredi başvurularında gerek maddi teminat gerekse de şahsi
teminat konusunda birtakım sorunlar yaşamaktadır. Bu gerçekten yola
çıkılarak KOBİ’lerin kredi almalarını kolaylaştırmak amacıyla “kredi garanti
fonu” olarak bilinen şahsi bir teminat sistemi geliştirilmiştir. Söz konusu
70
teminat sistemi kapsamında, teminat gösterme sorunu yaşayan KOBİ’lerin
kredi kullanmaları kefalet vermek suretiyle sağlanmaya çalışılmaktadır.
Teminat gösterme konusunda sorun yaşayan Türk KOBİ’lerinin kredi
kullanmalarını mümkün kılacak bir fonun oluşturulması Temmuz 1991’de
Kredi Garanti Fonu A.Ş.’nin kurulmasıyla başlamaktadır. Teminat verme
işlemini kefalet vermek suretiyle gerçekleştiren KGF A.Ş.95, ilk kefalet
desteğini 1994 yılında vermiştir.
Aşağıda KGF’nin işleyiş sürecinin özetlendiği bir şekil sunulmuştur:
KREDİ
8
GARANTİ
4
FİNANSAL
3
KURULUŞ
FONU
2
1
YATIRIM PROJESİ / SERMAYE İHTİYACI
7
6
7
KOBİ
Kaynak: Gamze Değirmenci, “Türkiye ve Dünyadaki Kredi Garanti Sistemleri, Türkiye’deki KGF
A.Ş.’nin Kefalet Hacminin ve İşlerliğinin Artırılabilmesi için Yapılabilecekler”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Başkent Üniversitesi SBE, İşletme ABD, Ankara, 2011, s.13
Şekil 7: Kredi Garanti Sisteminde Taraflar ve İşleyiş Süreci
Şekil 7’de kutucuklar içine yerleştirilen rakamlar sırasıyla; (1) Kredi
talebi, (2) Garanti talebi, (3) Garanti uygunluk bildirimi, (4) Garanti
95
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 3. maddesinde tanımlanan bankalar ile 3226 sayılı Finansal
Kiralama Kanunu kapsamında yetkilendirilen finansal kiralama şirketlerinin ortak olduğu kredi
garanti fonunun KOBİ’lere sağlayacağı kefaletlere, 13.7.2009 tarih ve 29851 sayılı Bakanlar Kurulu
kararıyla Hazine garantisi verilmesi kararı alınmıştır. Bununla birlikte KGF’nin verimli çalışmasını
sağlamak ve kurumsallaşmasını hızlandırmak için finansal kurumlara ortaklık çağrısında bulunulmuş
ve bunun bir sonucu olarak KGF A.Ş. 2012 yılı itibarıyla 24 ortaklı bir yapıya kavuşmuştur.
71
sözleşmesi, (5) Kredi sözleşmesi, (6) Kredi Kullandırımı, (7) Geri ödeme ve
(8) Garantinin iadesi veya sona ermesi anlamlarında kullanılmıştır.
Kredi garanti sisteminin kullanıcılara ve ülke ekonomisine sağlayacağı
faydalar aşağıdaki şekilde özetlenebilir96:

Teminat sorununu ortadan kaldırır

Kredi değerliliğini yükseltir

Kredi Kurumu ile girişimci arasında köprü oluşturur

Krediye ulaşma imkânını kolaylaştırır

KOBİ’lerin uzun vadeli kredi kullanma imkanını arttırır

KOBİ’lerin rekabet gücünü artırır

Kredinin yapılandırılmasına yardımcı olur

İhracatın artırılmasını sağlar

Teknolojik yatırımların artırılmasını sağlar

KOBİ’lerin yenilikçi proje yaratmalarını sağlar

Genç girişimcilerin önünü açar

Anadolu Yaklaşımı gereği kredilerin yeniden yapılandırılmasını
sağlar

KOBİ’lerin kullandığı kredi hacmini büyütür

KOBİ’leri BASEL II Sürecine hazırlar

KOBİ’lerin varlığını sürdürmelerini sağlar

KOBİ’leri kayıt içine çeker, dolayısıyla kayıt dışı ekonomiyi önler
3.2.5.4 Melek Yatırımcı (Angel Investor)
Angel investor, girişim sermayesiyle birlikte anılan bir finansman
yöntemidir. Birbirlerine çok yakın kavramlardır. Ancak bazı konularda
birbirinden ayrılırlar. Angel investorın Türkçe karşılığı “melek yatırımcı”dır. AB
literatüründe de aynı amaçla business angel kavramı kullanılmaktadır ki
bunun da Türkçe karşılığı “iş melekleri”dir. Melek yatırımcı, kuruluş
96
Kredi Garanti Fonu (KGF) Tanıtım Sunusu, http://www.turkonfed.org/prog/kgf.pdf (19.6.2012)
72
aşamasında olan startup’lara ya da şirketlere yani küçük ama geleceği parlak
şirketlere; borsada yatırım yapmak yerine ortak olma yoluyla yatırım yapan
ve o şirket büyüdüğünde çok büyük kazançlar sağlayan bireysel yatırımcıdır.
Melek yatırımcı, öz itibariyle girişim sermayesi ile benzeşse de bazı farkları
da vardır. Bu aşağıda belirtildiği gibidir97:

Girişim sermayesinde, bireysel ve kurumsal yatırımcıların oluşturduğu
fonlar şirketlere yatırılmaktayken; melek yatırımcı parasını kendisi
yönetir ve bizzat kendisi yatırım yapar.

Melek yatırımcının yatırım hacmi girişim sermayesine göre daha
küçüktür. Girişim sermayesinde milyonlarca dolarlık yatırımlar söz
konusuyken; melek yatırımcı 10.000$ - 100.000$ arasında bile
yatırım yapabilir.

Melek yatırımcı, girişim sermayesine göre daha küçük yatırımcılara
yatırım yapar.

Melek yatırımcı, faaliyetleriyle birebir meşgul olabileceği startup’lara
ya da şirketlere yatırım yapıp, karar alma sürecinde de bizzat rol alır.
Girişim sermayesi yatırımlarında izlenen süreç ile yatırımını aktif ortak
olarak gerçekleştiren melek yatırımcı, hissesini finanse ettiği ortağa, başka
bir şirkete veya risk sermayedarına ya da halka açılmayı bekleyip borsada
satarak yatırımından çıkar.
4
HALKA ARZ VE KOBİ BORSASI
Çalışmanın buraya kadarki kısmında Türkiye’deki KOBİ’lerin özellikle
finansman konusunda yaşadıkları sorunlar ve bunun çözümünde etkili
olabilecek finansal yöntemler açıklanmıştır. Söz konusu yöntemlerden her biri
işletmelerin ayrı bir finansal ihtiyacına cevap vermektedir. Örneğin, vadeli
alacakların vadesinden önce tahsil edilmesini mümkün kılan faktoring işlemi,
97
Nevzat Aypek, a.g.m., s.11; Nigün Balcı, “Angel Investor”, Power, Şubat 2001, ss.46-50
73
KOBİ’lerin çalışma sermayesi konusunda yaşadığı finansal sorunlara çözüm
getirmektedir. Aynı şekilde yatırım mallarını kiralama yoluyla edinmeyi
mümkün kılan leasing işlemi ise KOBİ’lerin bu varlıkları edinmek için ihtiyaç
duyduğu ancak bulmakta güçlük çektiği uzun vadeli kaynaklara alternatif bir
yöntem olmaktadır. Bu bakımdan franchising, barter, forfaiting ve kredi
garanti fonu gibi diğer finansal yöntemler de faktoring ve leasingde olduğu
gibi KOBİ’lerin başka bir finansal sorununa çözüm olmaktadır. Dolayısıyla bu
yöntemlerin her biri birbirinden önemli ve bir diğerini tamamlar niteliktedir.
Denebilir ki bu yöntemlerin hepsi bir araya gelerek bir bütünü oluşturmakta ya
da başka bir ifadeyle her biri bir bütünün birer parçasını oluşturmaktadırlar.
Bu bakımdan halka arz da, bu bütünün bir parçası olarak diğer
finansman yöntemleri arasındaki yerini almak durumundadır. Nitekim, halka
arz gelişme ve büyüme potansiyeli olan küçük ve orta büyüklükteki
işletmelere özellikle uzun vadeli finansman konusunda süresiz fon imkanı ya
da
doğrudan
yabancı
kaynak
bulma
imkanı
sunarak
büyük
katkı
sağlamaktadır. Ayrıca ortak sayısının artmasına bağlı olarak işletmelerin
kurumsallaşmış, şeffaf ve itibarlı bir işletme olma yolunda ilerlemesinde
büyük rol oynamaktadır.
Halka
arz
işlemi,
organize
olmuş
sermaye
piyasalarında
yürütülmektedir. Türkiye’de bu alanda organize piyasa olarak
İstanbul
Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) faaliyet göstermektedir. İMKB’de özel
sektöre ve kamuya ilişkin her türlü menkul kıymet ilk defa satışa
sunulabilmekte ve ikincil piyasa işlemleri dahilinde alınıp satılabilmektedir.
İMKB’de şirketlere ait ortaklık paylarının işlem gördüğü piyasa Pay
Piyasası (PP)’dır. PP’nin bir alt pazarı olan Ulusal Pazar’da şirket hisselerinin
işlem görebilmesi için o şirketin kota alınması, bunun için de kotasyon
kriterlerini
taşıması
gerekmektedir.
Bu
şartlar
KOBİ’ler
açısından
değerlendirildiğinde son derece ağır ve bir o kadar da sağlanması zor olan
kriterlerdir.
74
Aşağıda Pay Piyasası’nda işlem görecek şirketler için kotasyon kriterleri
sunulmuştur98:
a. Denetim kriteri: İzahnamede yer alacak mali tablolar ile bağımsız
denetim raporlarının borsaya sunulmuş olmalıdır.
b. Faaliyet süresi kriteri. Kuruluşundan itibaren en az üç takvim yılı
geçmiş olması ve son üç yıllık mali tablolarının yayınlanmış
olmalıdır.
c. Sayısal ve finansal kriterler: Ortaklığın şekil 15’teki koşullardan aynı
grup
içerisinde
yer
alan
koşulların
tamamını
sağlaması
gerekmektedir.
Tablo 15: Pay Piyasası Kotasyon Koşulları
Ölçüt
Halka arz payların piyasa değeri
(Asgari – TL)
Vergi öncesi kâr elde edilmiş olması
Bağımsız denetimden geçmiş en son mali
tablolardaki özsermaye (Asgari – TL)
Halka arz edilen payların ödenmiş veya çıkarılmış
sermayeye oranı (Asgari)
Grup 1
Grup 2
Grup 3
122.000.000
61.000.000
30.500.000
Son 2 yıldan
en az birinde
Son 2 yıldan
en az birinde
Son 2 yıl
30.500.000
19.500.000
12.200.000
-
%5
% 25
Tablo 15‘te görüldüğü üzere, sağlanması istenilen koşullar KOBİ’lere
uygun koşullar değildir. Özsermaye ile ilgili kritere bakıldığında en düşük
istenen değerin 12.200.000 TL olduğu görülmektedir. Oysa bir işletmenin
KOBİ sayılması için bilanço büyüklüğünün 25.000.000 TL’ye eşit veya
bundan küçük olması gerekmektedir.
Kaldı ki diğer şartların sağlanması
zaten KOBİ’lere çok uzak bir durumdur.
Bu yüzden, Pay Piyasası’nda daha çok KOBİ’lere hitap eden bir pazar
olarak İkinci Ulusal Pazar faaliyete sokulmuştur. İkinci Ulusal Pazar’da,
98
http://www.imkb.gov.tr/initialpublicoffering/Listing/ListingStocks/Listing_StockMarket/ListingatN
ationalMarket/ListingCriteria/ListingCriteriaCompanies.aspx
75
Ulusal Pazar’da olduğu gibi kotasyon kriterleri yoktur. Bunun yerine pazara
kabul kriterleri vardır. Bu kriterler aşağıdaki gibidir99:

Başvurunun, başvuru tarihine kadar ihraç edilmiş menkul kıymetlerin
tamamını kapsayacak şekilde yapılmış olması,

Ortaklığın halka arz edilen hisse senetlerinin piyasa değeri ile bu
hisse senetlerinin ödenmiş veya çıkarılmış sermayeye oranının
sırasıyla en az, 6.100.000 TL ve %15 olması ya da 12.200.000 TL ve
%5 olması,

Hisse senetlerinin tedavülünü engelleyici bir husus bulunmamak
kaydıyla; şirketin mali ve hukuki durumu, faaliyetleri ve hisse
senetlerinin tedavül hacmi göz önüne alınarak yapılacak inceleme ve
değerlendirme sonucunda Borsa Yönetim Kurulu’nun olumlu karar
vermesi,

Borsa yönetimince geçerli kabul edilebilecek durumlar dışındaki
nedenlerle son 1 yıl içinde ortaklığın faaliyetlerine 3 aydan fazla ara
vermemiş olması, tasfiye veya konkordato istenmemiş olması ve
Borsaca belirlenen diğer benzeri durumların yaşanmamış olması
gerekmektedir.
Ancak bu pazar da istenilen başarıyı sağlayamamıştır. Nitekim,
31.12.2011 itibarıyla İkinci Ulusal Pazar’da 61 şirket işlem görmektedir. Bu
sayının, 31.12.2011 itibarıyla Türkiye’de 65.409 faal anonim şirket100
bulunduğu göz önüne alındığında, ne kadar az olduğu görülecektir 101. Bu
bakımdan, dünya uygulamalarına ve KOBİ’lerin durumuna daha uygun bir
pazar veya piyasa oluşturulması büyük önem arz etmektedir.
99
http://www.imkb.gov.tr/initialpublicoffering/Listing/ListingStocks/Listing_StockMarket/ListingatSe
condNationalMarket/SecondNationalMarketApproval.aspx
100
31.12.2011 tarihi itibarıyla, Türkiye'deki anonim ve limitet şirket sayıları şöyledir:
 Anonim şirket sayısı 98.191’dir. Bunlardan; faal olan sayısı 65.409, gayri faal olan ise 32.782’dir.
 Limitet şirket sayısı 744.001’dir. Bunlardan; faal olan sayısı 568.567, gayri faal ise 175.434’dir.
101
T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Yeni TTK’de Şirketleri Sevindirecek Değişiklik, Haberler,
21.5.2012: http://www.gumrukticaret.gov.tr/icerik/30/1638/yeni-ttk-da-sirketleri-sevindirecekdegisiklik.html
76
Bu gereksinimi göz önünde bulunduran yetkili otoriteler; 2005 yılında
bağımsız bir borsa olarak sadece KOBİ vasfına sahip işletmelere ait menkul
kıymetlerin işlem göreceği Gelişen İşletmeler Piyasası A.Ş.’yi hayata
geçirmişlerdir. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı henüz bir şirket bile işlem
göremeden kapatılmıştır. Bunun yerine 18.8.2009’da Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe giren İMKB Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP)
Yönetmeliği ile borsa kotasyon şartlarını taşımayan, gelişme ve büyüme
potansiyeline sahip şirketlerinin yani KOBİ’lerin menkul kıymetlerinin işlem
görebileceği bir piyasa oluşturulmuştur. Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP)
adındaki bu piyasa, tamamen KOBİ’lere hitap bir piyasa niteliğindedir. GİP,
İMKB bünyesinde faaliyet gösteren dört ana piyasadan biridir. Diğer ana
piyasalar ise şöyledir: Pay Piyasası, Tahvil ve Bono Piyasası ve Yabancı
Menkul Kıymetler Piyasasıdır.
Çalışmanın bu kısmında, işletmenin uzun vadeli kaynak ihtiyacı
karşısında büyük rol oynayan halka arz yöntemi tanım, temel özellikler,
avantajlar ve dezavantajlar bakımından ele alınıp incelenecektir.
4.1
Halka Arzın Tanımı, Önemi ve Temel Özellikleri
Halka açılma, bir işletmenin, hisselerini ilk defa menkul kıymet
borsasında işlem görmek üzere satışa çıkarması işlemidir ve bu tür
işletmelere halka açık şirketler denir. Halka arz ise;

sermaye piyasası araçlarının satın alınması için her türlü yoldan
halka çağrıda bulunulması,

halkın bir anonim ortaklığa katılmaya veya kurucu olmaya davet
edilmesi,

hisse senetlerinin borsalar veya diğer teşkilatlanmış piyasalarda
devamlı olarak işlem görmesi ya da
77

halka açık anonim ortaklılıkların sermaye artırımları dolayısıyla hisse
senetlerini satışa çıkarması demektir102.
İşletme finansmanı için temelde iki yola başvurulur: Yabancı kaynak ve
özkaynak. Özkaynak yoluyla finansman, genelde halka arz yoluyla
gerçekleşir. Halka arz, şirketler hukukunda önemli bir yere sahiptir. Hukuken
hisselerin halka arzı bir “icaba davet” iken; katılma taahhüdü ise “icap” sayılır.
Ancak bu icabın ortaklık kurucuları tarafından kabul edilmesi zorunlu değildir.
Hisselerin bu şekilde halka arz edilmesi, sermayesi paylara bölünmüş
komandit şirketlerde daha hafif şartlar altında geçekleşir103.
Halka arz denince sadece hisse senedi ihracı düşünülmemelidir. Kamu
ve özel sektörce düzenlenmiş tahvil ve finansman bonoları da halka arz
edilebilir. Birer borç bulma aracı olan tahvil ve finansman bonosu kıymetli
evrak niteliğinde olup nama veya hamiline olacak şekilde düzenlenebilirler.
Tahvil uzun vadeli kaynak ihtiyacı doğrultusunda kullanılırken, finansman
bonosu kısa vadeli yabancı kaynak ihtiyacı doğrultusunda kullanılır. Tahvil ve
finansman bonosunda olduğu gibi daha birçok menkul kıymet halka arz
yoluyla ihraç edilebilmektedir.
Halka arz kural olarak organize olmuş sermaye piyasalarında
gerçekleşir. Organize piyasalar, belirli bir mekanda ve belirli kurallar dahilinde
finansal varlıkların (menkul kıymetler) alınıp satıldığı piyasalardır. İMKB,
NASDAQ (ABD), KOSDAQ (G. Kore), AIM (İngiltere) ve İZVOB organize
sermaye piyasalara birer örnektir. Bu piyasalarda, kişi ve kurumlar doğrudan
doğruya menkul kıymet alım satımı yapmaya yetkili değildir. Bu işlerin
yürütülmesinde aracı kuruluşlar rol alır. Aracı kuruluşlar belirli kurallar
dahilinde ve borsa yönetiminin kontrolünde hareket eden piyasa yapıcılardır.
102
103
İMKB GİP Yönetmeliği, m.3/f, (18.8.2009 Tarih ve 27323 Sayılı RG)
Nevzat Aypek v.d., a.g.e., s.279
78
Halka arz genel olarak uzun vadeli fon temini için kullanılan bir
finansman yöntemidir. Bununla birlikte küçük tasarruf sahiplerinin ellerindeki
fonu değerlendirmesine başka bir ifadeyle yatırıma dönüştürmesine imkan
veren ideal bir yöntemdir. Nitekim halka arz yoluyla bilhassa şirketler
sermaye piyasası yoluyla küçük ya da büyük yatırımcılardan (fon
sahiplerinden) topladıkları fonları genellikle uzun vadeli yatırım ihtiyaçları
doğrultusunda kullanmaktadırlar. Bu bakımdan halka arz istihdamın ve
üretimin artmasında ve ekonominin gelişmesinde büyük öneme sahiptir.
4.2
Halka Arzın Avantaj ve Dezavantajları
Halka açılmanın ya da başka bir ifadeyle hisse senetlerinin halka
arzının başlıca avantajları aşağıdaki gibi özetlenebilir104:

Şirketin sürdürülebilirliği için fırsatlar sunar.

Tanınırlığı artırarak kredibilite sağlar.

Şirket değeri için referans fiyat oluşturur.

Yatırımcılara çıkış alternatifi sunar.

Halka açılma şirketin prestijini, saygınlığını ve itibarını artırarak ek
fon gereksinimini karşılamada kolaylık sağlar.

Halka açılma ortaklığa kamuyu doğru ve zamanında bilgilendirme,
bağımsız dış denetime tabi olma gibi mali ve sosyal sorumluluklar
yükler. Bu suretle, ortaklığı yatırımcıların ve finansal kuruluşların
nezdinde güvenilir bir kurum haline getirir.

Güven ve saygınlığın artmasına bağlı olarak sermaye artışı
kolaylaşır ve sermaye piyasası uzun vadeli fon sağlama kaynağı
haline gelir.

Halka açılma ortaklığın hisse senetlerini likit hale getirmekte ve
fonlama seçeneklerini artırmaktadır. Halka kapalı anonim ortaklığın
piyasa değerini belirlemek kolay olmadığından bu tür ortaklıkların
hisse senetleri genellikle likit değildir. Dolayısıyla el değiştirmesi
104
Öztin Akgüç, a.g.e., s.766
79
zordur. Hisse senetleri borsaya kote edilip işlem görmeye
başladıktan sonra söz konusu ortaklıklar likit hale gelmekte ve bu
durum ortaklılığın yeni hisse senedi çıkarma olanağını artırmaktadır.

Ortaklığın piyasa değeri daha nesnel olarak belirlenmiş olur.

Ortaklık, SPK’ye ve sürekli denetime tabi olacağından yönetimde
daha özenli ve şeffaf davranma gereği duyulur. Böylece ortaklarla
yöneticiler arasındaki çıkar çatışmaları büyük ölçüde önlenmiş olur.

Pay senetleri itibari değerlerinin üstünde ihraç edildiğinde; ortaklığın
özkaynağı, sağlanan hisse senedi emisyon primi tutarı kadar artar.
Bu sayede yeni pay senetleri çıkarılmasının kârı sulandırma etkisi
azalmakta ve özkaynak maliyeti düşmektedir.

Vergi kanunlarıyla halka arz özendirildiğinde vergi yükü hafifler.
İşletmelerin halka açılma sürecinde ve halka açıldıktan sonraki süreçte
karşılaştığı bazı dezavantajlar ise şöyledir105:

Hissedarlar ve yatırımcı çevrenin yoğun gözetim yöneticileri daha
çok büyüme ve kazanç sağlama konusunda baskı altında bırakır.

İşletme, kamuyu aydınlatma adına, önceye göre daha çok açıklama
yapmak durumunda kalır. Bu açıklamalar işletmenin olağan
açıklamalarına ek olarak hukuki davalarını, finansal kayıplarını ve
her türlü cezai eylemlerini kapsayacak şekilde yapılır.

Kontrol kaybı söz konusu olabilir. Daha da kötüsü şirket düşmanca
bir satın almanın kurbanı da olabilir.

Halka arz olunan şirketler başlangıçtaki maliyetlere ek olarak her yıl
tekrarlanan maliyetlere de katlanmak durumundadır. Bu maliyetler;
kayıtta kalma ücreti, denetim ücreti, finansman ve halkla ilişkiler
birimlerinde çalışan personele ilişkin ücretler, yönetici sorumluluk
sigortası ve halka açık şirketlere özgü diğer maliyetleri kapsar.

Halka açılma süreci aşağı yukarı 6 ay ile 1 yıl arası bir süre
gerektirebilir.
105
Matt H. Evans. “Excellence in Financial Management: Going Public”, p.3 http://www.exinfm.com/
training/pdfiles/course13.pdf (Erişim: 27.06.2012)
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE VE DÜNYADA KOBİ BORSALARI VE İMKB GİP
1
TÜRKİYE VE DÜNYADA KOBİ BORSALARI
KOBİ borsaları, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin menkul
kıymetlerinin halka arz edildiği, başka bir ifadeyle sermaye piyasalarından fon
temin etmeye imkan veren organize piyasalardır. KOBİ borsaları ana
borsadan bağımsız olabileceği gibi ana borsaya bağlı da olabilir. Örneğin,
Türkiye’de İMKB ana borsayken Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP) İMKB’ye
bağlı ana piyasalardan biridir. İngiltere’deki Alternative Investment Market
(AIM) de Londra Borsası’nın bir alt piyasasıdır. Bağımsız KOBİ borsasına
örnek olarak da NASDAQ gösterilebilir. 3.000 civarında şirketin menkul
kıymetinin işlem gördüğü ABD kökenli NASDAQ hiçbir ana borsaya bağlı
olmayan bağımsız bir KOBİ borsasıdır. Benzer olarak Japonya’daki JASDAQ
da bağımsız KOBİ borsaları arasında gösterilebilir. Ancak 2010 yılında
Osaka Borsası ile birleşmiş ve dolayısıyla ana borsanın bir piyasası haline
gelmiştir.
Bu bölümde KOBİ borsalarının ülkeler bazında örnekleri ele alınarak
incelenmiştir. Bunlar arasında Türkiye’deki İMKB GİP de yer almaktadır.
İMKB GİP çalışmanın ilerleyen kısımlarında detaylı bir şekilde ele alındığı için
burada sadece önemli noktaları üzerinde durulmuştur.
KOBİ borsaları kapsamında ele alınacak ülkeler; Türkiye, bazı AB
ülkeleri (İngiltere, Yunanistan, İspanya, Almanya, Romanya ve Polonya),
ABD, Çin, Japonya, Güney Kore ve Kanada’dır. Bunlara ek olarak Belçika,
Hollanda, Fransa ve Portekiz borsalarının birleşmesiyle oluşan EuroNext de
KOBİ borsaları arasında incelenecektir.
81
KOBİ borsalarının ana borsaya bağlı ve bağımsız olma durumuna göre
söz konusu ülkeleri ikiye ayırmak mümkündür. Bu açıdan bakıldığında
NASDAQ’tan ötürü ABD ana borsadan bağımsız KOBİ borsası sınıfında yer
alırken diğer ülkeler ana borsaya bağlı KOBİ borsası sınıfında yer alacaktır.
Ancak Japonya, Romanya ve Güney Kore önceleri ilk grupta yer alırken söz
konusu borsaların ana borsayla birleşmesi sonucu ikinci gruba geçmişlerdir.
Anılan ülkeler, KOBİ borsalarının bağımsız veya bağlı olma ve
dünyadaki durumlarını ortaya koyması bakımından iyi birer örnek olacağı
düşünülmektedir.
1.1
Türkiye’de KOBİ Borsaları – GİP/İMKB
Türkiye’de sermaye piyasalarının düzenlenmesinden sorumlu olan
Sermaye Piyasası Kurulu, tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak halkın
iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını sağlamak ve
sermaye piyasasının güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını, tasarruf
sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını düzenlemek ve denetlemek
amacıyla 1981 yılında çıkarılan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile
kurulmuştur106.
Sermaye piyasası kurumlarından biri olan İMKB, menkul kıymetlerin
güven ve istikrar içinde işlem görmesini sağlamak amacıyla 26.12.1985’te
kurulmuş, 3.1.1986’da faaliyete geçmiştir. 91 sayılı KHK’ye dayanılarak
kurulan İMKB kamu tüzel kişiliği bulunan, özerk ve mesleki bir kurumdur.
106
SPK Tanıtım Kitapçığı, s.4
http://www.spk.gov.tr/displayfile.aspx?action=displayfile&pageid=846&ext=pdf&submenuheader=-1
82
İMKB Piyasaları dört ana grupta teşkilatlanmıştır:

Pay Piyasası (PP): Hisse Senetleri Piyasası olarak da bilinen bu
piyasa, çok farklı endüstriyel sektörlerden halka açık şirketlerin
işlem gördüğü, yerli ve yabancı yatırımcılar için likit, şeffaf ve
güvenli yatırım ortamı sağlamaktadır. Bu ana piyasada başlıca dört
pazar bulunmaktadır. Bunlar; Ulusal Pazar, Kurumsal Ürünler
Pazarı, İkinci Ulusal Pazar ve Gözaltı Pazarı şeklindedir. PP’de
Serbest İşlem Platformu107 (SİP) da dahil olmak üzere Temmuz
2012 itibarıyla toplam 407 şirket108 işlem görmektedir.

Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP): Borsa kotasyon şartlarını
sağlayamayan, gelişme ve büyüme potansiyeline sahip şirketlerin
menkul kıymetlerinin işlem görebileceği piyasadır. Temmuz 2012
itibarıyla toplam 8 şirketin109 işlem gördüğü bu piyasa sadece
KOBİ’lere yönelik oluşturulmuş bir piyasadır.

Borçlanma Araçları Piyasası: Bu piyasa hem kesin alım-satım
işlemleri hem de repo-ters repo işlemleri için tek organize
piyasadır.

Yurt
Dışı
Sermaye
Piyasası
Araçları
Piyasası:
Bu
piyasada Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi tarafından ihraç edilen ve
borsa kotunda bulunan dış borçlanma araçları (eurotahvil –
eurobond) işlem görmektedir.
Türkiye’de İMKB’nin dışında menkul kıymet borsası olarak kurulan bir
diğer borsa ise Gelişen İşletmeler Piyasası A.Ş.’dir. 2005 yılında NASDAQ
örnek alınarak GİP A.Ş. adı altında bağımsız bir KOBİ borsası olarak kurulan
GİP A.Ş., faaliyete başlayamamış ve 5.5.2010’da Gelişen Bilgi Teknolojileri
107
Sermaye Piyasası Kanunu’nun 11. maddesinin 3. fıkrasındaki hüküm çerçevesinde, payları Kurul
kaydında bulunmakla birlikte İMKB’de işlem görmeyen ve Kurul tarafından belirlenen halka açık
anonim ortaklıkların paylarının İMKB’de işlem görebilmesi için İMKB tarafından oluşturulan ve
işleyiş usul ve esasları İMKB tarafından belirlenen platformdur. Bu konuyla ilgili yayınlanmış tebliğ:
Payları Serbest İşlem Platformunda İşlem Görecek Halka Açık Anonim Ortaklıklara İlişkin Esaslar
Tebliği, SPK, Seri: IV, No: 58. (11.2.2012 Tarih ve 28201 Sayılı Resmi Gazete):
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/02/20120211-9.htm
108
http://www.imkb.gov.tr/sirketler/sirketler.aspx (Erişim: 21.07.2012)
109
http://www.imkb.gov.tr/Companies/CompaniesDetailsEcm.aspx (Erişim: 21.07.2012)
83
A.Ş.’ye dönüşmüştür. Bağımsız bir KOBİ borsası olarak istenilen başarıyı
sağlayamayan GİP, KOBİ’lerin sermaye piyasasından yararlanma ihtiyacını
karşılamak üzere 2011 yılında İMKB’de bir alt piyasa olarak yeniden faaliyet
geçmiştir.
GİP
A.Ş.,
ilgili
yönetmelik110
doğrultusunda,
piyasaya
ilişkin
organizasyonu oluşturmak, geliştirmek, piyasanın güven ve istikrar içerisinde,
serbest rekabet koşulları altında, dürüstlük ve açıklık ilkeleri çerçevesinde
faaliyette bulunmasını sağlamak amacıyla bir anonim şirket olarak kurulması
öngörülmüş ve kuruluş çalışmaları 2005 yılı başından itibaren TSPAKB
koordinasyonunda yürütülmüştür. GİP A.Ş.’nin kuruluşuna yönelik, SPK’dan
ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan gerekli izinler alınmış ve şirket ticaret
siciline tescil ettirilerek 30.12.2005 itibarıyla tüzel kişilik kazanmıştır 111.
Bağımsız bir borsa olarak kurulan GİP A.Ş. 52 aracı kuruluşun yanı sıra
TSPAKB, TOBB ve KOSGEB’in de dahil olduğu toplam 55 ortaktan ve
10.000.000 TL nominal sermayeden112 oluşmaktaydı. GİP A.Ş. bünyesinde
KOBİ’lerin, büyük şirketlerin ve özel sektör borçlanma araçlarının işlem
göreceği üç ayrı pazarın oluşturulması ve piyasa yapıcılık yöntemi ile sürekli
müzayede sisteminin uygulanması planlanmıştır. Bununla birlikte işlemlerin
gerçekleştirilmesinde, ABD’deki NASDAQ model alınmıştır.
GİP A.Ş.’nin resmen faaliyete başlayabilmesi için en geç 1 yıl içinde
SPK’den faaliyet izni alması gerekmekteydi. Çeşitli nedenlerden dolayı
30.12.2006’da sona eren faaliyet izni alma süresi 9.12.2007’ye kadar
uzatılmıştır. Ancak bu süre zarfında da faaliyete geçme şartını sağlayamayan
110
18.3.2003 tarih ve 25052 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Borsa Dışı
Teşkilatlanmış Menkul Kıymetler Piyasalarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik”
111
GİP A.Ş. 1.1.2006 – 31.12.2006 Faaliyet Raporu
112
GİP A.Ş. sermayesi “A, B, C ve D” olmak üzere dört grup paya ayrılmıştır. Sermayenin 8.500.000
TL’lik bölümü (A), 500.000.-YTL.lik bölümü (B), 500.000 TL’lik bölümü (C), 500.000 TL’lik
bölümü (D) grubu pay sahipleri tarafından taahhüt edilmiştir. Taahhüt edilen sermayenin ¼’lük
bölümü, ana sözleşme gereği kurucular tarafından 1.3.2006’da yatırılmıştır. Ana Sözleşmeye göre, A
grubu paylar banka ve aracı kurumlara, B grubu paylar TOBB’a, C grubu paylar TSPAKB’ye, D
grubu paylar ise KOSGEB’e, aittir.
84
GİP A.Ş. tekrar süre uzatımı için SPK’ye başvurmuş ve Haziran 2008’e kadar
süre hakkı kazanmıştır113.
GİP A.Ş.’nin 2010 yılında alınan bir kararla şirket unvanı, faaliyet alanı
ve sermaye tutarı değiştirilmiş ve son durumda şirket unvanı Gelişen Bilgi
Teknolojileri A.Ş. (GEBİT) olarak belirlenmiştir. GEBİT’in 10.000.000 TL
tutarındaki sermayesi azaltılarak 50.000 TL’ye indirilmiştir. Faaliyet amacı
bilgi teknolojisi kullanımı ile ilgili stratejiler oluşturmak, planlamak, uygulamak
ve takip etmek olan GEBİT’in 08.02.2011 tarihli Olağan Genel Kurul
toplantısında tasfiye edilmesi kararı alınmış olup ilgili karar 10.2.2011’de
İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu tarafından tescil edilmiştir114.
Bağımsız KOBİ borsası oluşturma girişiminin sonuçsuz kalması,
bununla birlikte halen KOBİ’lere özgü bir borsaya ihtiyaç duyulması üzerine
İMKB bünyesinde KOBİ borsası olarak ana piyasa oluşturulmasına karar
verilmiştir. Bu doğrultuda 18.8.2009’da 27323 sayılı Resmi Gazete ile
yayımlanarak
yürürlüğe
giren
İMKB
Gelişen
İşletmeler
Piyasası
Yönetmeliği115 doğrultusunda İMKB GİP oluşturulmuştur. Bu piyasanın
oluşturulmasındaki temel amaç borsa kotasyon şartlarını sağlamayan
gelişme ve büyüme potansiyeline sahip şirketlerin menkul kıymetlerinin işlem
görmesini mümkün kılmaktır. Bu sayede Türkiye’deki KOBİ’ler de sermaye
piyasasından uygun şartlarda fon sağlama şansı bulmuştur.
Türkiye’de KOBİ’lere yönelik borsa oluşumu sadece GİP’ten ibaret
değildir. İMKB bünyesinde halen bir alt pazar olarak faaliyet gösteren “İkinci
Ulusal Pazar” ile faaliyetten kaldırılan “Yeni Ekonomi Pazarı” KOBİ’lere
yönelik oluşturulmuş pazarlardır. İkinci Ulusal Pazar, Ulusal Pazar kotasyon
113
GİP A.Ş. 1.1.2007 – 31.12.2007 Faaliyet Raporu
TSPAKB 1.1.2011 – 31.12.2011 Faaliyet Raporu, s.37
http://www.tspakb.org.tr/tr/Portals/0/Faaliyet_Raporu/AIM_yayin_ve_raporlar_faaliyet_raporlari_201
1_tr.pdf (Erişim: 15.7.2012)
115
İMKB GİP ile ilgili genelgeler: İMKB GİP İşlem Esasları Genelgesi, İMKB GİP’te Piyasa
Danışmanlığı Görevine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi ve Toptan Satışlar Pazarında Yapılacak GİP
İşlemleri Genelgesi
114
85
kriterlerini sağlayamayan şirketler ile gelişme ve büyüme potansiyeli taşıyan
KOBİ hisse senetlerinin borsada işlem görmesine olanak tanıyan bir pazar
olarak oluşturulmuştur. Bu pazarda işlem görmek için ortaklığın halka arz
edilen hisse senetlerinin piyasa değeri ile bu hisse senetlerinin ödenmiş veya
çıkarılmış sermayeye oranının sırasıyla en az, 6.100.000 TL ve %15 olması
ya da 12.200.000 TL ve %5 olması gerekmektedir. İkinci Ulusal Pazar’da
Aralık 2012 yılı itibarıyla 78 şirket işlem görmektedir.
1.2
Bazı AB Ülkelerinde KOBİ Borsaları
Çalışmaya konu edilen AB ülkeleri: İngiltere, Yunanistan, İspanya,
Almanya, Romanya ve Polonya. Bu ülkelerden İngiltere (Alternative
Investment Market – AIM), (Yunanistan Alternative Market – EN.A), İspanya
(Neuvo Mercado – NM), Almanya (Neuer Markt – NM) ve Polonya’da (New
Connect – NC) faaliyette bulunan KOBİ borsaları ana borsaya bağlı alt
piyasalar şeklindedir. Romanya’daki RASDAQ ise bunlardan farklı olarak
1996 yılında ana borsadan bağımsız olarak kurulmuş ancak daha sonra
Bükreş Borsası bünyesine dahil olarak burada faaliyetlerini devam ettirmeye
başlamıştır.
1.2.1 İngiltere – AIM/Londra Borsası
AIM (Alternative Investment Market), 1995 yılında Londra Borsası
içinde küçük ve orta ölçekli şirketlerin işlem görmesi için oluşturulmuş bir
pazardır. Kurulduğu gün 130 milyon $ piyasa değerinde 10 şirketin kote
olduğu pazara, Nisan 2011’e kadar 2.674 şirket kabul edilmiştir. Zaman
içinde bu şirketlerden bazıları ana borsaya geçmiş, bazıları da kotasyon
koşullarını kaybederek kot dışı kalmıştır. Nisan 2011 itibarıyla işlem gören,
223’ü yabancı, 1.164 şirket vardır. Şirket sayısı ana pazardaki şirket
sayısının neredeyse yarısına ulaşmıştır. Toplam piyasa değeri 134 milyar
86
$’dır. 2010 yılında 43 milyar $ civarında olan işlem hacmi 2011 yılının ilk 4
ayında 21 milyar $ olarak gerçekleşmiştir. Kuruluşundan itibaren borsadaki
şirketler 112 milyar $’lık sermaye artırımı yaparak kendilerine kaynak
yaratmışlardır116.
AIM’de en önemli kavram “görevlendirilmiş danışman” kavramıdır.
Görevlendirilmiş danışman şirketler, aracı kurumlar, bankalar, bağımsız
denetim
şirketleri
veya
kurumsal
finansman
danışmanlığı
şirketleri
olabilmektedir. Görevlendirilmiş danışman olmak isteyen şirketler en az 2
yıldır kurumsal finansman faaliyetlerinde bulunmalıdır. Bu iki yıl içinde en az
3 kurumsal finansman danışmanlığı işlemi yapmış olmalıdır. En az 4 yetkili
yöneticisi olmalıdır. Yetkili yöneticiler, vasıfları Londra Borsası tarafından
incelenmiş ve kabul edilmiş kişilerdir. AIM, şirketlerin halka arzı ve halka arz
sonrası kamuya açıklama yükümlülükleri ile ilgili sorumlulukların önemli bir
kısmını,
şirketle
beraber
Görevlendirilmiş danışman,
görevlendirilmiş
danışmana
şirketin
açılması için
halka
yüklemektedir.
gerekli tüm
hazırlıkların yapılmasında şirkete yardımcı olur, şirketi halka arza hazır hale
getirir ve hazırlayacağı bir raporla AIM’e başvuruda bulunur. AIM şirkette
ayrıca
bir
inceleme
görevlendirilmiş
yapmaz.
danışmandadır.
Raporun
sorumluluğu
Görevlendirilmiş
şirkette
danışmanlar
ve
Londra
Borsası’nın denetimlerine tabidir. AIM’de işlem gören şirket, görevlendirilmiş
danışmanla anlaşması bittiğinde veya feshedildiğinde, bir ay içinde yeni bir
danışman atamak zorundadır. Aksi takdirde borsadan çıkarılır 117.
Halka açık ve görevlendirilmiş şirketlerden yıllık sabit ücretler alan
AIM, katı kotasyon koşulları yerine kamuyu aydınlatma yükümlülüklerini ön
planda
tutmaktadır.
Kamuyu
aydınlatma
kurallarında
yumuşama
yapılmamaktadır. AIM’de işlem gören şirketler yasal olarak “kote şirket”
statüsünde değildir. Bunun iki sebebi vardır; birincisi, İngiltere Kotasyon
116
Gökben Altaş, “Yurtdışında KOBİ Piyasaları”, Sermaye Piyasasında Gündem, İstanbul,
TSPAKB Yayınları, Sayı 109, Eylül 2011, s.6
117
TSPAKB, KOBİ Finansmanı ve Borsa Dışı Teşkilatlanmış Piyasa Hakkında Rapor,
KOBİ’lerin Finansmanı Çalışma Platformu, İstanbul, 2.7.2003, s.8
87
Otoritesi’nin bazı düzenlemelerine tabi olmamak, ikincisiyse kote olmayan
şirketlere yatırım yapılmasını özendirmek için getirilen bazı vergisel
teşviklerden yararlanmaktır. Örneğin, AIM şirketlerinin hisse senetlerine
yapılan yatırımlardan elde edilen değer artış kazancının, ilk yıl için % 50’si,
ikinci yıl ve sonrası için sadece % 25’i vergiye tabi matrah olarak kabul
edilmektedir. AIM’deki işlem sistemi, elektronik sürekli müzayede ve piyasa
yapıcılığını bir arada bulundurmaktadır. Şirketler için piyasa yapıcısı
bulundurma zorunluluğu yoktur. Ancak aracı kuruluşla şirket anlaşırsa sistem
piyasa yapıcılığına da olanak tanımaktadır118.
AIM, herhangi bir minimum piyasa değeri ya da ödenmiş sermaye
kriteri gözetmeksizin her büyüklükteki şirkete açık olan bir piyasadır. AIM’de,
klasik kotasyon kurallarının aksine, mali büyüklüklerle ilgili hiçbir koşul
bulunmamaktadır. Her boyutta, her ülkeden ve her sektördeki şirkete açıktır.
AIM’de işlem görmek için başvuran şirketlerin yerine getirmesi gereken
koşullar şunlardır119.

AIM’de olduğu sürece bir Görevlendirilmiş Danışman bulundurmalı

Halka arz için bir aracı kurumla anlaşmalı

Hisselerin transferi serbest olmalı

Kurulduğu ülkenin kanunlarına uygun anonim şirket statüsünde
olmalı

Başvuru dokümanlarını doldurup borsaya teslim etmeli

Borsa ücretlerini ödemeli
Aşağıda AIM pazarında ve Londra borsasında geçerli olan kotasyon
koşullarının karşılaştırıldığı bir tablo sunulmuştur:
118
Alparslan Budak (Ed.), Dünya Uygulamaları Çerçevesinde KOBİ Borsaları, İstanbul, TSPAKB
Yayınları, No: 27, Ocak 2006, s.17
119
Gökben Altaş, a.g.m., s.8
88
Tablo 16: Londra Borsası ve AIM Pazarı Kotasyon Koşulları
Londra Borsası-Ana Piyasa
Minimum piyasa değeri
Minimum üç yıllık ticari faaliyet
Minimum halka açıklık oranı
Kotasyon sırasında aracı kurum
UKLA tarafından izahnamenin gözden
geçirilmesi
Önemli devralmalar ve satışlarda ilgili taraf
işlemlerinin hissedarlar tarafından onaylanması
Kaynak: Gökben Altaş, a.g.m., s.9
AIM
Kotta kalınan süre boyunca atanmış bir piyasa
danışmanı
-
1.2.2 Yunanistan – EN.A/Atina Borsası
Yunanistan’ın sermaye piyasalarının denetlenip düzenlenmesinde tek
yetkili makam olan Yunanistan Sermaye Piyasası Komisyonu (Hellenic
Capital Market Commission – HCMC), operasyonel ve yönetimsel açıdan
bağımsız bir kamu kurumudur. Aracı kuruluşlar, yatırım fonları, portföy
yönetimi şirketleri, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, halka açık şirketler
HCMC’nin denetimi altındadır. HCMC’nin denetiminde ayrıca Atina Borsası,
takas merkezi, borsanın mutabakat işlemleri ile ilgili Yardımcı Fon ve Genel
Garanti Fonu da bulunmaktadır.
Alternatif Piyasa (Alternative Market – EN.A), 6.9.2007’de HCMC’nin
onayıyla kurulan tezgâhüstü bir KOBİ piyasasıdır. İşlem sistemi ATHEX’in
organize piyasasında olduğu gibidir. Alternatif Piyasa, Londra Borsası
bünyesindeki AIM (Alternative Investments Market) pazarını model olarak
almıştır. Bu piyasada, borsaya kote olmayan şirketler ikincil piyasada fon
sağlayabilmektedir. Piyasaya girmek, şirketler için organize piyasaya geçişte
ön hazırlık aşaması olabilmekte, ayrıca şirketlerin değerinin belirlenmesine
imkan tanımaktadır. Temmuz 2012 itibarıyla 14 şirketin işlem gördüğü120
120
http://www.athex.gr/ENA/co/default.aspx?lid=en
89
Alternatif Piyasa’ya girebilmek için bazı koşulların sağlanması gereklidir. Bu
koşullar aşağıdaki gibidir121:

Şirketin, konsolide özsermayesinin en az 1 milyon € olmalı

IFRS bazında son iki yılın mali tablosu bağımsız denetimden geçmiş
olmalı

Tüm mali yıllar için vergi denetiminden geçmiş olmalı

Zarar varsa, toplam zarar özsermayenin yarısını geçmemeli

Şirketin % 5’inden fazlasını elinde bulunduran ortakların, şirketin
işlem görmeye başlamasının ardından bir yıl boyunca hisselerini
satmamalı

İşlem görecek hisselerin % 10’dan az olmaması, en az 50 kişiye
satılmış olması ve her alıcının % 2’den fazla hisseye sahip olmamalı

Kotasyon işlemlerinin yürütülmesi ve kotta kalma koşullarının
sağlanması için piyasaya giriş öncesi ve sonrası bir danışman
şirketle çalışılmalı

ATHEX ve diğer sermaye piyasası katılımcılarından oluşan ATHEX
Değerlendirme Komitesinin onayı alınmış olmalı
1.2.3 İspanya – Nuevo Mercado/İspanya Borsası
İspanya Borsası içinde “yeni piyasa” anlamına gelen Nuevo Mercado
(NM), NASDAQ benzeri bir borsa olup, Aralık 1999 yılında 10 hisse senedi ile
faaliyete başlamıştır. Kuruluş amacı; teknoloji, nihai ürün veya yarı mamül
üretimi yapan, gelişme potansiyeli yüksek şirketlerin borsada işlem görmesini
sağlamaktır. Kotasyon şartları, ana borsa olan İspanyol Borsası’na göre çok
daha kolaydır. Nuevo Mercado’nun düzenlemeleri, projeleri kapsamında son
dönemde kar elde edebilecek şirketler için zamanlamalarla ilgili bazı
esneklikler tanımaktadır. Bu esneklik ve ayrıcalıklar, özellikle henüz
başlangıç döneminde ya da proje bazında geleceği şekillenecek ancak güçlü
121
Özcan Çikot, “Yunanistan Sermaye Piyasası”, Sermaye Piyasasında Gündem, İstanbul, TSPAKB
Yayınları, Sayı: 73, Eylül 2008, ss.24-37, s.32
90
bir bilanço yapısına sahip olmayan şirketler için çok önemlidir. İşlem
sisteminde de İspanya Borsası tarafından Nuevo Mercado için yeni kurallar
benimsenmiştir. Pazarda işlem gören şirketler için fiyat değişimlerinde en
yüksek oran yüzde 15’ten (ulusal hisseler için) yüzde 25’e yükselmiştir. Bu
oranın piyasa ya da fiyat şartlarının tavsiyesi üzerine yükselmesi de
mümkündür. Piyasa yapıcıların olası iştiraki de Nuevo Mercado için
öngörülmüştür122.
1.2.4 Almanya – Neuer Markt/Almanya Borsası
Almanya’da 16. yüzyıldan itibaren yerel borsalar bulunmasına rağmen,
sermaye piyasası düzenlemeleri ancak 1990’lı yıllarda gelişmiştir. Bundan
öncesinde sermaye piyasası ile ilgili hükümler Ticaret Kanunu veya Borçlar
Kanunu çerçevesinde yürütülmekteydi. Örneğin, Almanya’da mali piyasaların
denetimi ile ilgili ilk düzenleme 1994 yılında yapılmıştır. Bu alandaki diğer
temel düzenlemeler, AB müktesebatı çerçevesinde 1997, 1998 ve 2002
yıllarında yapılmıştır. 16 eyaletten oluşan ve federal bir cumhuriyet yapısına
sahip olan Almanya’da, federatif düzeyde bankacılık, mali piyasalar ve
sigortacılık alanında faaliyet gösteren üç ayrı düzenleyici kurum, 1.3.2002’de
Federal
Mali
Denetleme
Komitesi
(BaFin-Bundesanstalt
für
Finanzdienstleistung-saufsicht) çatısı altında birleştirilmiştir. BaFin federal
hükümete
bağlı olup, federal Maliye
Bakanlığı denetiminde
hizmet
vermektedir. Bafin’in eski başkent Bonn ve borsanın faaliyet gösterdiği
Frankfurt’ta merkezleri bulunmaktadır. BaFin’in mali piyasaların denetimi
alanında temel olarak takip ettiği konular şöyledir123:
122

İçeriden öğrenenlerin ticaretiyle (insider trading) mücadele,

İhraççıların kamuya açıklama yükümlülüklerine uyması,
Asuman Sönmez, “KOBİ Borsalarının KOBİ Finansmanındaki Yeri: Dünya Uygulamaları ve
Türkiye Üzerine Bir İnceleme”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Kadir Has Üniversitesi, Finans ve
Bankacılık, İstanbul, 2008, s.137-8.
123
Ekin Fıkırkoca, “Almanya Sermaye Piyasası”, Sermaye Piyasasında Gündem, TSPAKB
Yayınları, Sayı 38, Ekim 2005, ss.9-21. s.9-10
91

İhraççı şirket yöneticilerinin kendi hisse senetlerinde alım-satım
işlemleri,

Fiyat manipülasyonu,

Önemli sermaye yapısı / oy hakkı değişikliklerinin takibi,

Borsalara kote olmayan menkul kıymet ihraçlarının takibi,

Meslek kuralları ve organizasyonel yükümlülüklerin belirlenmesi,

Organize bir piyasada işlem gören Alman kökenli şirketlerin devir
alma işlemlerinin takibi,

Sektörde yapılan mali analizlerin bağımsız ve titiz bir şekilde
yapılmasının temini,

Fon yönetim şirketlerinin denetimi,

Sermaye yeterliliği.
Alman borsalarının denetimi ise, borsalar kanunu çerçevesinde
eyaletlerin
borsa
denetim
otoriteleri
(Börsenaufsicht)
tarafından
sürdürülmektedir. Banka ve aracı kurumların kullandığı elektronik işlem
platformlarının kaydı ve denetimi, yerel otoriteler tarafından yapılmaktadır.
Örneğin, Frankfurt Borsasının bu anlamda denetimi Hessen eyaleti borsa
denetim otoritesi tarafından yapılmaktadır.
Tablo 17: Resmi ve Organize Piyasada Kotasyon Şartları
Resmi Piyasa
 Şirketin en az 3 yıldır faaliyette olması,
 Halka açılan hisse senetlerinin öngörülen
piyasa değerinin veya tahmin yapılamıyorsa
şirket sermayesinin en az 1,25 milyon avro
olması,
 İtibari değeri olmayan hisseler için en az ihraç
tutarının 10.000 adet hisse olması,
Organize Piyasa
 Şirketin en az 3 yıldır faaliyette bulunması,
 İtibari değeri olmayan hisseler için en az ihraç
tutarının 10.000 adet hisse olması,
 Son üç yılın mali tablolarını ve son yılın
yönetim raporunu içeren prospektüsün
yayınlanması gerekmektedir.
 Halka açıklığın en az % 25 olması,
Kaynak: Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., .s17-8
Resmi olmayan organize piyasa Freiverkehr’de, (organize tezgahüstü
piyasa) Alman hisse senetlerinin yanı sıra, yabancı hisse senetleri, Alman ve
yabancı ihraççıların bonoları ve warrantlar işlem görmektedir. Bu piyasada
92
işlem görebilmek için, işlem görecek menkul kıymet hakkında bilgi sunmak
gerekmektedir. Başka borsalarda kote olan
şirketler için istenen bilgiler
sınırlıdır. Borsaya başvuru, Frankfurt Borsasına üye bir aracı kuruluş
tarafından
yapılmalıdır.
Açıklanan
bilgiler
Almanca
veya
İngilizce
olabilmektedir. İhraççı şirketin bu piyasaya kabul olunduktan sonra başka bir
yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu piyasanın bir alt bölümü olarak açılan
Newex’de
Orta
ve
Doğu
Avrupa
ülkelerinin
hisse
senetleri
işlem
124
görebilmektedir
Organize
.
piyasa
öncelikle,
resmi
piyasanın
koşullarını
yerine
getiremeyen küçük ve orta ölçekli şirketler için, resmi piyasaya kote olmadan
önceki adım olarak öngörülmüştür. Ancak, halihazırda böyle bir sınırlama
bulunmamaktadır. Resmi veya organize piyasada işlem gören hisse senetleri
iki bölüm (segment) arasında seçim yapabilmektedir; Genel (general)
Standart ve Ana (prime) Standart. Genel Standart bölümünde işlem gören
senetler, Alman yatırımcıları hedefleyen şirketlere hizmet sunmaktadır.
Burada kote olan şirketler, yıllık ve ara dönem mali raporlarını ve sermaye
piyasası kanununda öngörülen diğer açıklamaları yapmakla yükümlüdür. Ana
Standart bölümünde işlem gören senetlerin yükümlülüğü daha fazladır.
Burada kote olan şirketler, Genel Standartta yer alan yükümlülüklerin yanı
sıra, üç ayda bir rapor yayınlamak, UFRS’ye uygun mali tablo düzenlemek,
yılda en az bir kez analist konferansı düzenlemek ve sermaye piyasası
kanununda öngörülen açıklamaları Almanca ve İngilizce olarak yapmakla
yükümlüdür125.
1.2.5 Romanya – RASDAQ/Bükreş Borsası
RASDAQ, 1996 yılında ABD’nin yardımıyla Romanya’da sermaye
piyasası oluşturmak ve özelleştirme programına destek olmak amacıyla
124
125
Ekin Fıkırkoca, a.g.e., s.12
Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.18
93
kurulmuştur. ABD ve Romanya arasında imzalanan anlaşma kapsamında
Amerika Ulusal Kalkınma Kuruluşu, Romanya Sermaye Piyasası Geliştirme
Projesini oluşturmuştur. 21 milyon $ tutarındaki fonu bulunan bu program,
Kitlesel Özelleştirme Programı kapsamında 7.000 şirket ve 16 milyon
hissedara hizmet vermeyi amaçlamıştır. Örnek aldığı model, Amerikan
NASDAQ sistemidir. Tercih edilmesinin nedenleri ise, yüksek sayıda şirketin
kote olabilmesi, piyasa yapıcılığı sistemi ve uzaktan erişim imkânları
olmuştur126.
Başlangıçta, özelleştirme kapsamındaki şirketler için kotasyon şartı
aranmamıştır. Ancak, piyasanın büyümemesi ve likiditenin sığ kalması
yüzünden, 2002 yılında piyasanın yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç
duyulmuştur. Buna göre piyasa, performans ve kamuyu aydınlatma
kriterlerine göre 3 ayrı segmente ayrılmıştır. Birinci segment, kârlılık, ciro,
toplam aktifler, halka açıklık oranı, piyasa değeri ve likidite açısından en ağır
kotasyon şartlarının olduğu segmenttir. Bunun dışında, 2003 yılı sonundan
itibaren RASDAQ’taki tüm şirketlere finansal raporlarını Uluslararası
Muhasebe Standartlarına göre hazırlama zorunluluğu getirilmiştir. Küçük
yatırımcı haklarının korunmaması, yetersiz mevzuat, kamuyu aydınlatma
kurallarının yetersizliği, Romanya Muhasebe Standartları gibi konularda
sorunlar yaşayan RASDAQ, Ağustos 2005’te Bükreş Borsası ile birleşme
kararı almıştır. 30.11.2005’te gerçekleşen genel kurul toplantısında birleşme
kesinleşmiştir. Buna göre RASDAQ, Bükreş Borsasına katılmış olup Bükreş
Borsası, RASDAQ hissedarları için ilave sermaye artırımı yapacaktır.
8.12.2005’ten itibaren de Bükreş Borsası bünyesinde ayrı bir pazar olarak
faaliyet göstermeye başlamıştır127.
126
127
Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.32
Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.34-6
94
1.2.6 Polonya – New Connect/Varşova Borsası
Polonya’daki “Ticaret Borsası” olarak ilk borsa 12.5.1817’de açılmış,
16.5.1817’de işlemlere başlamıştır. II. Dünya Savaşı’ndan önce, başta
Varşova olmak üzere, Katowice, Kraków, Lviv, Łódź, Poznań ve Vilnius’ta
toplam yedi borsa bulunmaktaydı. Bununla birlite Varşova Borsası tüm işlem
hacminin %90’ından fazlasını gerçekleştirmekte ve 130 adet hisse senedi ile
devlet, belediye ve özel kurumların ihraç ettikleri tahvillere ev sahipliği
yapmaktaydı128.
2007 yılında Varşova Borsası bünyesinde, büyüme potansiyeli olan
şirketlerin işlem görmesi için NewConnect pazarı açılmıştır. Her ne kadar
Varşova Borsası tarafından organize edilse de, NewConnect pazarı borsa
bünyesinde şeffaf bir ortamda faaliyet gösteren tezgahüstü bir piyasa olarak
nitelendirilebilir129.
NewConnect’in daha çok yerli, genç, gelişmekte olan, özellikle ileri
teknoloji üreten ve özsermaye ihtiyacı olan şirketler için uygun bir yapısı
vardır. Bu profilde olan ihraççı şirketler, Varşova Borsası’nda işlem gören
şirketlere göre daha düşük kamuyu aydınlatma yükümlülükleri ile sermaye
piyasasından fon sağlama olanağına sahiptir. Buna ilaveten burada işlem
görmek isteyen şirketlerin üstlenmesi gereken kotasyon ve işlem maliyetleri
ana pazardaki şirketlere göre daha düşüktür. NewConnect’te işlem görecek
işletmelerden beklentiler genel olarak şöyledir130:
128

Büyüme potansiyeline sahip olmalı

3 – 4 yıldan fazla bir geçmişi olmamalı veya yeni kurulmakta olmalı

Yaklaşık 8 milyon $’lık piyasa değeri hedefi bulunmalı
Özcan Çikot, “Polonya Sermaye Piyasası”, Sermaye Piyasasında Gündem, TSPAKB Yayınları,
Sayı: 65, İstanbul, Ocak 2008, s.23
129
Gökben Altaş, a.g.m., s.19
130
Özcan Çikot, Polonya Sermaye Piyasası, a.g.m., s.29
95

Faaliyet
alanı
bilgi
teknolojileri,
elektronik
medya,
telekomünikasyon, biyoteknoloji, çevre güvenliği, alternatif enerji
gibi gelişmekte olan sektörler olmalı

Gelecekte borsada ana pazarda işlem görmeyi hedeflemeli
Bu pazara kote olmak isteyen şirketler için iki seçenek vardır 131:

Tahsisli Satış: Tahsisli satışta şirket hisseleri en fazla 99
yatırımcıya satılmaktadır. Şirketlerin kote olması için öncelikle
Borsadan onay almış danışman kurumla anlaşması gerekir.
Danışman kurumla birlikte, şirketten faaliyet alanlarını gösteren
genel bilgilerini ve mali verilerini içeren bir doküman hazırlaması istenir. Bu raporun Varşova Borsası kurallarına uygunluğu danışman
kurumun sorumluluğu altındadır.

Halka Arz: Halka arzda, ana pazarda kote olacak şirketlere benzer
bir prosedür izlenir. Şirket, halka arz edilmeden önce ilgili aracı
kurum
ve
danışmanlarını
belirleyip,
izahnamesini
hazırlar.
İzahnamenin düzenleyici otoriteden onay alması gerekir. Halka arz
tutarı 2,5 milyon €’nun altında ise izahnameden daha kısa olan
şirket bilgilerini otoritenin onayına sunması yeterlidir. Bu belgelerin
onaylanmasının ardından şirket, Borsada işlem görmeye başlar.
NewConnect’te işlem görmek isteyen şirketlerin bazı yardımcı
aktörlere ihtiyaçları vardır132.

Yetkili Danışman: Şirketler, NewConnect’e kote olurken, hem ön
hazırlık aşamasında, hem de
ihraç
sonrasındaki gerekli
bildirimlerin hazırlanmasında bağımsız bir Yetkili Danışman ile
anlaşma yapmalıdır. Yatırım şirketleri, denetim firmaları ve finansal
danışmanlar yetkili danışmanlık yapabilirler. Yetkili Danışmanlar,
ihraçtan sonra en az bir yıl şirketle çalışmaya devam etmek
zorundadır.
131
132
Gökben Altaş, a.g.m., s.20
Özcan Çikot, Polonya Sermaye Piyasası, a.g.m., s.29
96

Piyasa Yapıcısı: İhraççı şirket en azından iki yıllık bir süre için bir
yatırım şirketini piyasa yapıcısı olarak atamalıdır. Piyasa yapıcısı
istenildiği takdirde ihraççı şirketin Yetkili Danışmanı da olabilir.
1.3
ABD’de KOBİ Borsaları – NASDAQ
1939’da ABD Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SEC) izniyle özdüzenleyici
bir kurum olarak ABD Ulusal Aracı Kuruluşlar Birliği (National Association of
Securities Dealers-NASD) kurulmuştur133. 1961 yılında Merkezi Düzenleyici
Otorite (SEC), fiilen var olan tezgahüstü piyasaları organize etmek için Aracı
Kuruluşlar
Birliği’ni
(NASD)
görevlendirmiştir134.
Yapılan
çalışmalar
sonucunda, 8.2.1971’de NASD, 2.500’ün üzerindeki tezgahüstü menkul
kıymet için yeni bir bilgisayar tabanlı işlem sistemi olan NASDAQ’ı (National
Association of Securities Dealers Automated Quotations) devreye sokmuştur.
4.1.2000’de kabul edilen bir plana göre üye sahipliğinde olan NASDAQ, kâr
amacı güden bir şirkete dönüşmüştür135. 2002’ye kadar süren yeniden
yapılanma çalışmaları sonucunda, NASDAQ’ın kendi hisseleri tezgahüstünde
işlem görür hale gelmiş ve ortaklık yapısı genişlemiştir. Fakat yönetim
çoğunluğu, imtiyazlı hisseler yoluyla NASD’ın elindedir. Piyasa koşulları
uygun olduğunda, kendisi de kote olmak üzere halka arzı planlanmaktadır136.
Kotasyon koşulları New York Borsası (NYSE) ve Amerikan Borsası’na
(AMEX) göre daha hafif olduğundan, zaman içinde hızlı bir gelişme gösteren
NASDAQ, sadece teknoloji ya da KOBİ borsası olmayıp, her sektörden, her
boyuttan şirketin kote olduğu bir borsadır. İşlem sistemi, elektronik uzaktan
erişimli, rekabetçi piyasa yapıcılığı modelidir. Sürekli çift taraflı kotasyon
verilmesi zorunludur.
133
Ekin Fıkırkoca (Ed.) Dünyada Borsa Şirketleşmeleri, Satın Alma ve Birleşmeleri, TSPAKB
Yayınları, Kupon Matbaa, İstanbul, Temmuz 2011, s.49
134
Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.20
135
Ekin Fıkırkoca (Ed.), a.g.e., s.49
136
Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.20
97
Aşağıda NASDAQ ile ilgili kotasyon (ilk listeleme) şartlarını özetleyen
bir tablo sunulmuştur:
Tablo 18: NASDAQ Piyasası Kotasyon (İlk Listeleme) Şartları137
Ölçüt
Özkaynak
Halka açık hisselerin piyasa değeri
Halka açık hisseler
Listelenmiş menkul kıymetlerin piyasa değeri138
Piyasa yapıcılar
Hissedarlar (yuvarlak pay sahipleri)139
Kurumsal yönetim
Referans fiyat
Standart 1
5 Milyon $
15 Milyn $
1 Milyon $
3
300
Evet
4$
Standart 2
4 Milyon $
15 Milyn $
1 Milyon $
50 Milyn $
3
300
Evet
4$
Standart 3
4 Milyon $
5 Milyon $
1 Milyon $
3
300
Evet
4$
2 yıl
2 yıl
2 yıl
Faaliyet Süresi
Devam eden faaliyetlerden sağlanan net gelir (en son
750.000 $
mali yılda veya son üç yılın ikisinde)
Kaynak: NASDAQ Listeleme Standartları ve Fiyatları, Temmuz 2010, p.12: http://www.nasdaq.com/
about/nasdaq_listing_req_fees.pdf
Bu tabloya ek olarak, aşağıda NASDAQ ile ilgili kotta kalma (listede
kalma) şartlarını özetleyen bir tablo sunulmuştur:
Tablo 19: NASDAQ Piyasası Kotta Kalma (Listede Kalma) Şartları140
Ölçüt
Standart 1
Standart 2
Standart 3
Özkaynak
2,5 Milyn $
Halka açık hisselerin piyasa değeri
35 Milyn $
Halka açık hisseler (adet)
500.000
500.000
500.000
Halka açık hisseler piyasa değeri
1 Milyon $
1 Milyon $
1 Milyon $
Referans fiyatı
1$
1$
1$
Piyasa yapıcılar
2
2
2
Kurumsal yönetim
Evet
Evet
Evet
Devam eden faaliyetlerden sağlanan net gelir (en son
500.000 $
mali yılda veya son üç yılın ikisinde)
Kaynak: NASDAQ Listeleme Standartları ve Fiyatları, Temmuz 2010, p.13: http://www.nasdaq.com/
about/nasdaq_listing_req_fees.pdf
18.7.2012 itibarıyla NASDAQ’ta 2’si mega ölçekte141, 68’i büyük
ölçekte, 223’ü orta ölçekte, 796’sı küçük ölçekte, 969’u mikro ölçekte, 690’ı
137
Standart 1: Özkaynak standardı; Standart 2: Listelenmiş menkul kıymetlerin piyasa değeri
standardı; Standart 3: Net gelir standardı
138
NASDAQ’ta ya da diğer ulusal borsalarda listelenmiş menkul kıymetler
139
100 veya daha fazla hisse senedi sahibi
140
Standart 1: Özkaynak standardı; Standart 2: Listelenmiş menkul kıymetlerin piyasa değeri
standardı; Standart 3: Net gelir standardı
98
da nano ölçekte142 olmak üzere toplam 2.752 şirket işlem görmektedir. Aynı
tarih itibarıyla NYSE’de 3.248, AMEX’te 495 şirket kayıtlı bulunmaktadır 143.
Sonuç olarak NASDAQ, ABD piyasalarında var olan aktif tezgahüstü
piyasanın yaklaşık 10 yıllık süreçte organize bir piyasa haline getirilmesiyle
oluşmuştur. Piyasanın önemli bir ihtiyacına cevap vermek üzere kurulmuştur.
Piyasa büyüklükleri itibarı ile de çok önemli bir boyuta ulaşmıştır. Bununla
beraber, kendi koşulları içinde çok başarılı bir gelişim gösteren NASDAQ
modeli, başka ülkelerde aynı başarıya ulaşamamıştır 144.
1.4
Çin’de KOBİ Borsaları
Çin, gerek ekonomik büyümesiyle gerekse sahip olduğu sermaye
piyasası büyüklüğü ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yakından takip
ettiği bir piyasa konumundadır. Özellikle 2004’ten itibaren yapılan reformlar
ile son yıllarda sermaye piyasasında büyük atılımlar gerçekleştirmiştir. Çin’in
iki önemli borsası olan Şanghay ve Şenzhen Borsaları 90’lı yılların başında
açılmış,
bugün
piyasa
değeri
ve
işlem
hacmi
bakımından
dünya
sıralamasında ön sıralara yükselmiştir145.
Çin Halk Cumhuriyeti sermaye piyasasında yıllar itibarıyla meydana
gelen gelişmeler aşağıdaki gibi özetlenebilir:
141
Mega ölçekli işletmeler (mega-cap) piyasa değeri bakımından dünyadaki en büyük şirketlerdir. Bu
terimin kesin bir tanımı olmamakla birlikte, genellikle piyasa değeri 100 milyar $’ı aşan şirketler
anlamına gelmektedir. Mega şirketler gerek piyasa payı ve değeri gerekse de marka bilinirliği olsun
diğer büyük şirketlerden ayrılır. Burada sözü edilen mega şirketler Apple ve Microsoft’tur. Mega
şirketlere ayrıca Samsung, Nestle, IBM, Google ve Facebook gibi çok sayıda örnek verilebilir.
142
Piyasa değeri 50 milyon $’ın altında olan küçük ölçekteki işletmelerdir. Bu işletmelerdeki
başarısızlık risk seviyesi oldukça yüksektir. Bununla birlikte risk almayı seven yatırımcılar için son
derece iştah kabartıcı şirketlerdir. Bu şirketler “penny hisse senedi” olarak da bilinmektedir.
143
http://www.nasdaq.com/screening/companies-by-industry.aspx?exchange=NASDAQ
144
Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.21
145
Gökben Altaş, a.g.m., s.13
99
Tablo 20: Yıllar İtibarıyla Çin Sermaye Piyasasındaki Gelişmeler
Yıllar Gelişmeler
1990
Şanghay borsası açıldı.
1991
Şenzhen borsası açıldı.
146
1992
Yabancı paralı hisse senetleri işlem görmeye başladı ve SPDK
kuruldu.
1993
İlk defa bir Çin şirketi Hong Kong borsasında işlem görmeye başladı.
1998
İlk menkul kıymet yatırım fonu işlem görmeye başladı.
1999
Sermaye Piyasası Kanunu yürürlüğe girdi.
2001
Yerli yatırımcıların B-tipi hisse senetleriyle işlem yapmasına izin verildi.
2002
Nitelikli Yabancı Kurumsal Yatırımcı düzenlemesi yapıldı.
2003
Menkul Kıymet Yatırım Fonları Kanunu yürürlüğe girdi.
2004
CSRC, aracı kurumların yeniden yapılandırılması için bir program oluşturdu.
2004
Halka arzlarda sponsorluk sistemi getirildi ve Şenzhen borsasında KOBİ pazarı kuruldu.
2005
Halka arzlar yasaklandı ve halka kapalı olan hisse senetlerindeki kısıtlamalar kaldırıldı.
2005
Menkul Kıymet Kanunu ve Şirketler Kanunu değiştirildi.
2006
Nitelikli Yerli Kurumsal Yatırımcı düzenlemesi yapıldı.
Kaynak: Efsun Ayça Değertekin, “Çin Halk Cumhuriyeti Sermaye Piyasası”, Sermaye Piyasasında
Gündem, İstanbul, TSPAKB Yayınları, Sayı: 78, Şubat 2009, s.20
1.4.1 Çin – Şangay Menkul Kıymetler Borsası
Birinci Afyon Savaşı’nın ardından 1842 yılında İngiltere ve Çin arasında
imzalanan Nanking Anlaşması ile Çin, Şanghay’ın da dahil olduğu bazı
gümrüklerini düşük tarifeyle İngiltere’ye açmıştır. Bu anlaşmayla birlikte
Çin’deki yabancı tüccar sayısı artış göstermiştir. 1891 yılında maden
fiyatlarında yaşanan yükselişin ardından, yabancı iş adamları Şanghay Borsa
Aracıları Birliği çatısı altında bir borsa kurmuştur. 1904 yılında da Birlik adını
Şanghay Menkul Kıymetler Borsası olarak değiştirmiştir. 1929 yılında Borsa,
Şanghay Çin Ticaret Borsası ve Şanghay Menkul Kıymet ve Emtia Borsası
ile birleşmiştir. 1949 yılında Çin Komünist Partisinin Çin Halk Cumhuriyetini
ilan etmesiyle birlikte bütün borsalar kapatılmıştır. Ancak, daha önce
belirtildiği gibi, hükümetin piyasa ekonomisi yönündeki çabalarına paralel
olarak borsalar 1990 yılında tekrar açılmıştır. Çin’de yer alan bütün borsalar
özdüzenleyici kamu kuruluşudur. Şanghay Menkul Kıymetler Borsası,
Uluslararası Sermaye Piyasası Düzenleyicileri Örgütü (IOSCO), Asya ve
Okyanusya Menkul Kıymet Borsaları Federasyonu (AOSEF) ve Dünya
Borsalar Federasyonuna (WFE) üyedir. Borsa, 1994 yılından bu yana,
146
Sermaye Piyasası Düzenleme Komisyonu
100
aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok borsayla mutabakat zaptı
imzalamıştır. Şanghay Borsasının, Şanghay Menkul Kıymetler Uydu İletişimi
Şirketi, SSE Veri Dağıtım Şirketi, Çin Finansal Türev Borsası, Çin Menkul
Kıymetler Endeksi Şirketi ile Merkezi Takas ve Saklama Şirketi olmak üzere
beş iştiraki bulunmaktadır. Şanghay Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem
gören ürünler dört kategoriye ayrılmaktadır: hisse senetleri, tahviller, yatırım
ortaklıkları ve varantlar147.
1.4.2 Çin – Şenzhen Menkul Kıymetler Borsası/ChiNext
Şenzhen Menkul Kıymetler Borsası 1991 yılında kurulmuştur. Diğer
borsalar gibi Şenzhen Borsası da özdüzenleyici bir kamu kurumudur. Borsa,
IOSCO, WFE ve AOSEF’e üyedir. Şenzhen Borsasının Araştırma Enstitüsü,
Şenzhen Menkul Kıymetler Borsası Lojistik Hizmetleri, Şenzhen Menkul
Kıymetler Uydu İletişim Şirketi, Menkul Kıymetler Veri Dağıtım Servisi ve
Eğitim Merkezi, Çin Finansal Türev Borsası, Çin Menkul Kıymetler Endeksi
Şirketi ile Merkezi Takas ve Saklama Şirketi olmak üzere sekiz iştiraki
bulunmaktadır.
Şenzhen
Borsasında
ağırlıkla
kamu
şirketleri
işlem
görmektedir. Daha önce de değinildiği üzere özellikle kamu şirketlerinde
görülen devredilemeyen hisse senetleri halka arzların kısıtlı kalmasına neden
olmuştur. 2005 yılında yapılan düzenlemelerin ardından Şenzhen Borsasının
piyasa büyüklüklerinde önemli artışlar görülmüştür. Şenzhen Borsasında,
hisse
senetleri,
yatırım
ortaklıkları,
warrantlar
ve
tahviller
işlem
görmektedir148.
Son yıllarda hızla büyüyen Çin ekonomisinde de KOBİ’lerin önemli bir
yeri vardır. Çin Halk Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı’na göre ülkede 10
milyonun üstünde KOBİ kayıtlıdır. Milli gelirin yaklaşık %60’nı, ihracatın
%70’ini, işgücünün de %80’ini bu işletmeler oluşturmaktadır. KOBİ’ler için
147
148
Efsun Ayça Değertekin, a.g.m., s.21
Efsun Ayça Değertekin, a.g.m., s.24
101
2004 yılında Şenzhen Borsasında KOBİ pazarı açılmıştır. Söz konusu
pazarda şirketler aynı kotasyon koşulları ve düzenlemeler altında işlem
görmektedir. Kamuyu aydınlatma, halka arz sponsoru149, sermaye yeterlilik
koşulları, halka açıklık oranları gibi gereklilikler ana piyasanın aynısıdır. Bu
pazarda farklı hisse kodları, farklı işletim sistemleri ve farklı gözetim
mekanizmaları geçerlidir. Bununla birlikte pazarın ana pazarla arasında; fiyat
limitleri, kapanış fiyatları ve açılış seansları gibi daha çok piyasa işleyişiyle
ilgili konularda bazı farklılıkları da vardır150.
Ekim 2009’da KOBİ’lere yönelik Çin Sermaye Piyasası Düzenleme
Komisyonu öncülüğünde Şenzhen Borsası için Büyüyen Şirket Pazarı
(Growth Enterprise Board-ChiNext) adlı yeni bir piyasa oluşturulmuştur. Bu
piyasada KOBİ pazarından farklı olarak işlem görmek isteyen şirketler için
kotasyon koşulları kolaylaştırılmıştır.
Aşağıda Şenzhen borsası ve ChiNext pazarı kotasyon koşullarını
gösteren bir tablo sunulmuştur:
Tablo 21: Şenzhen Borsası ve ChiNext Pazarı Kotasyon Koşulları
Ölçüt
Şirket faaliyet süresi
Halka Açıklık (%)
Ödenmiş Sermaye
Ortak Sayısı
Kârlılık
(iki şarttan biri)
Ana Pazar ve SME Pazarı
> 3 yıl
> 25
>50 milyon RMB (7,8 mn.$)
> 1.000
ChiNext (GME)
> 3 yıl
> 25
>20 milyon RMB (3,1 mn. $)
> 200
Son 3 yıl kar>30 mn. RMB
(4,6 mn.$)
Son 2 yıl kârı>10 mn.RMB
(1,6 mn.$)
Son 3 yıl toplam gelir> 300 mn.
RMB (46 mn. $)
Son yıl kâr> 5 mn. RMB+son yıl
toplam gelir> 50 mn. RMB (7,8 mn.
$)+ son yıl gelir büyüme
oranı>30%
Kaynak: Gökben Altaş, a.g.m., s.13
Diğer halka açılan şirketlerde olduğu gibi, sponsorluk sistemi bu
pazarda da geçerlidir. ChiNext’te işlem görmek isteyen şirketin izahnamesi
149
150
Çin’de, halka arz olacak şirketlerin sponsor bir aracı kurumla anlaşması gerekir.
Gökben Altaş, a.g.m., s.13
102
ve diğer belgeleri sponsor aracı kurumun sorumluluğundadır. Sponsor aracı
kurum, şirketlerin halka arzını izleyen bir yıl boyunca şirket faaliyetlerinin
sermaye piyasası mevzuatına uygunluğunu sağlamak zorundadır. Piyasa
yapıcılığı sistemi ChiNext’te yoktur. Zira, Çin sermaye piyasası yasasına göre
aracı kurumlar hisse senedinde portföy işlemi yapamamaktadır. Söz konusu
yasağın kaldırılması halinde Borsa, bu pazara ilişkin piyasa yapıcılığı
sistemini getirebileceğini bildirmiştir151.
2010 yılı itibarıyla 153 şirketin işlem gördüğü ChiNext’te ana pazardaki
şirketlerde olduğu gibi finansal tablo bildiriminin yanı sıra ortaklık yapısının
değişmesi, yönetici kadrosundaki değişiklikler vb. özel durum açıklamaları
gibi kamuyu aydınlatma yükümlülükleri vardır.
1.5
Japonya – JASDAQ/Osaka Borsası
Nisan 2011 itibarıyla toplam piyasa değeri 114 milyar $ ve 986 şirketin
işlem gördüğü JASDAQ, 1976 yılında küçük ölçekli şirketlerin işlem gördüğü
tezgahüstü piyasa olarak kurulmuştur. Japon Aracı Kuruluşlar Birliği’nin
denetimindeki bir departman tarafından yönetilmiştir. 13.12.2004’te ise
tezgahüstü piyasa statüsünden çıkarak bir borsa olarak yapılanmış ve
tanınmıştır. Tezgahüstü piyasadaki şirketlerin tamamına yakını yeni kurulan
borsaya kote olmuştur152. 2008 sonunda JASDAQ’ın % 76 hissesini alan
Osaka Borsası, 2010 yılında JASDAQ ile birleşmiştir. Birleşme sonucu daha
önce Osaka Borsasının küçük ve orta ölçekli şirketlere yönelik pazarı olan
Hercules kapanmış, buradaki şirketler ve JASDAQ Borsasındaki şirketler
yeni oluşturulan JASDAQ pazarına kote olmuştur153.
Osaka Borsasında ana piyasada şirketler birinci ve ikinci pazarda işlem
görmektedir. Genellikle şirketler önce ikinci pazarda kote olmakta, belirli
151
Gökben Altaş, a.g.m., s.13
Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.36
153
Gökben Altaş, a.g.m., s.12
152
103
kriterleri yerine getirince birinci pazarda işlem görmeye başlamaktadır.
JASDAQ’da da şirketler “standart” ve “gelişen” olmak üzere iki alt pazarda
işlem görmektedir. “Gelişen” bölümde teknolojileri ve iş modelleri ile büyüme
potansiyeli gösteren şirketler yer alırken, “standart” bölümde yakaladığı
büyümeyi devam ettirecek orta ölçekteki şirketler yer almaktadır.
Tablo 22: Osaka Borsası ve Jasdaq Pazarı Kotasyon Koşulları
Ana Pazar
1. Pazar
2. Pazar
> 1 myr. ¥
> 300mn ¥
Son 2 yıl >400mn ¥
>100 mn ¥
>20.000 lot
>2.000 lot
>2.200
>300
>100 milyar ¥
>100 myr. ¥
Ölçüt
Özsermaye
Net kâr (Son yıl)
Kote edilecek HS sayısı
Ortak sayısı
Piyasa değeri
Halka açık kısmın
>2 milyar ¥
piyasa değeri
>35%
Halka açıklık oranı
> 3 yıl
Şirketin faaliyet süresi
Kaynak: Gökben Altaş, a.g.m., s.12
JASDAQ
Standart
Gelişen
>200 mn ¥
>0
>100 mn ¥
>1.000 lot
>1.000 lot
>300
>300
>5 myr. ¥
-
>500 mn. ¥
>500 mn. ¥
>500mn. ¥
>25%
> 3 yıl
> 1 yıl
> 1 yıl
Tablo 22’de görüldüğü üzere kotasyon koşulları en düşük olan,
özsermaye veya kârlılık şartı aranmayan gelişen pazardır. JASDAQ
pazarında halka açılmak için şirketlerin sponsor bir aracı kurum ile
anlaşmaları gerekmektedir. JASDAQ pazarında işlem sistemi olarak sürekli
müzayede ve piyasa yapıcılığı bir arada kullanılmaktadır. Beş mali yıl
boyunca zarar edilmesi, kotasyonun ardından bir yıl içinde ortak sayısının
150’nin altına inmesi, halka açık piyasa değerinin 250 milyon ¥’in altına
inmesi, iflas sürecine girilmesi, piyasa fiyatının 10 ¥’in altına inmesi gibi
nedenler şirketlerin kottan çıkarılmasına neden olmaktadır154.
1.6
Güney Kore – KOSDAQ/Kore Borsası
Kore’de ilk teşkilatlanmış menkul kıymet borsası 1953 yılında Kore
Borsası
adıyla
kurulmuştur.
1987
yılına
kadar
Kore
Borsası
ve
teşkilatlanmamış tezgahüstü piyasa, faaliyetlerine devam etmiştir. 1987
154
Gökben Altaş, a.g.m., s.12
104
yılında devlet, durgun olan tezgahüstü piyasayı canlandırmak amacıyla bu
piyasayı organize hale getirme kararı almış ve Kore Aracı Kuruluşlar Birliği’ni
(KSDA) de bu piyasayı düzenlemekle görevlendirmiştir155.
G. Kore’de KSDA öncülüğünde 1996’da KOSDAQ kurulmuştur. Şirket
1991‘de hayata geçirilen ve tezgahüstü menkul kıymet ticaretinin yapıldığı
KOSDAQ sisteminin devamı niteliğindedir. NASDAQ’ı model alan KOSDAQ,
Güney Kore ve diğer Asya ülkelerinde KOBİ’lerin finansman sağlamasını
kolaylaştırmak amacıyla kurulmuştur. 1999’da adı KOSDAQ Borsası olarak
değiştirilmiş ve kâr amacı güden bir şirket haline dönüşmüştür. 2005 yılında
Kore Borsası, Kore Vadeli İşlemler Borsası ve KOSDAQ, uluslararası
piyasada rekabet gücünü artırmak amacıyla birleşme kararı almıştır. Böylece
KOSDAQ, Kore Aracı Kuruluşlar Birliği’nden ayrılarak Kore Borsası’nın bir
parçası olmuştur. KOSDAQ’ta işlem görebilmek için şirketlerin, “risk
sermayesi şirketleri”, “büyüyen risk sermayesi şirketleri” ile “diğer şirketler”
(yatırım fonları ve yabancı firmalar dahil) kategorilerinden en az birinin
şartlarına uygun finansal kriterlere sahip olmaları gerekmektedir. Aşağıda bu
pazarlara ilişkin kotasyon koşullarının özetlendiği bir tablo sunulmuştur:
Tablo 23: Kore Borsası ve KOSDAQ Pazarı Kotasyon Koşulları
Kore Borsası
Ölçüt
Ana Pazar
Diğer Şirketler
3 yıl
≥10 myr.
≥20 myr
≥ %5 (son yıl)
1. Özsermaye
≥%10 (son 3 yıl)
Kâr (iki
kârlılık oranı
≥ 2,5myr KRW
şarttan
≥ 5 myr.
biri)
2. Geçmiş yıl net
(son 3 yıl)
kâr (KRW)
1.000 ≤ azınlık
Küçük Yatırmcı
Sermaye
hisseleri
Sayısı
Dağılımı
44
≥%10
/≥%2045
Halka açıklık
Kaynak: Gökben Altaş, a.g.m., s.10
3 yıl
≥3 myr.
-
Faaliyet Süresi
Özsermye (KRW)
Piyasa Değeri (KRW)
155
Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.23
Azınlık hisselerinin oranı %30'dan fazla ise
157
Azınlık hisselerinin oranı %30'dan küçük ise
156
KOSDAQ
Risk Büyüyen Risk
Sermyesi
Sermayesi
≥1,5myr.
≥1,5myr.
-
≥%10
≥%10
-
≥ 2 myr.
≥ 2 myr.
-
500 ≤ azınlık
hisseleri
≥%10156/≥%20157
-
-
-
-
105
Tablo 23’te görüldüğü üzere risk sermayesi şirketlerinin KOSDAQ’ta
kotasyon şartları daha düşük tutulmuştur. Büyüyen risk sermaye şirketlerinin
kotasyon koşulları çok düşük olup, bu şirketleri borsa tanımlamaktadır. Yanlış
bilgilendirme yapılması, şirketin iflas etmesi, ana faaliyetlerin altı aydan fazla
durması, sermaye kadar zarar edilmesi, üç aydan daha fazla süre işlem
görmemesi gibi nedenlerle şirketler borsa kotundan
çıkarılmaktadır. Kore
Borsasının ana piyasasındaki (KOSPI) şirket sayısı 1.800 iken, KOSDAQ
piyasasındaki şirket sayısı 1.000’in üzerindedir. 2007 yılında 107 milyar $’a
ulaşan piyasa değeri krizle birlikte 2008’de 35 milyar $’a kadar inerken,
devam eden dönemlerde tekrar yükselmiştir. Aynı dönemde ana piyasadaki
iniş ve çıkışlar görece daha az olmuştur. Nisan 2011 itibarıyla KOSDAQ 95
milyar $’lık piyasa değerine ulaşarak kriz öncesi seviyeye yaklaşmıştır. 2010
yılı itibarıyla 1.029 şirketin işlem gördüğü KOSDAQ’ta işlem hacmi ana
pazardakinin dörtte biri kadar (417 milyar $) olmuştur. KOSDAQ, işlemlerin
ağırlıklı bir kısmının bireysel yatırımcılar tarafından yapıldığı bir piyasadır.
Bunun yanı sıra bu piyasada gerek ilk halka arz sırasında, gerekse sermaye
artırımı yoluyla şirketlere aktarılan kaynak son beş yılda 1 – 3 milyar $
arasında değişmiştir158.
1.7
Kanada – TMX Grup/TSX Girişim Borsası
Kanadalı TMX Grup bünyesinde, Toronto Borsası (TSX) ile KOBİ’lerin
işlem gördüğü TSX Girişim Borsası (TSX Venture – TSXV) faaliyet
göstermektedir. Bu piyasaların dışında elektrik ve doğalgaz sektöründeki
şirketlerin işlem gördüğü Kanada Doğal Gaz Borsası ile türev ürünlerin işlem
gördüğü Montreal Borsası da TMX Grubu altındaki diğer borsalardır. Türev
ürünlerin işlem gördüğü Montreal Borsasını 1999 yılında bünyesine katmasıyla TMX Grup, Kanada’nın en önemli borsası konumuna geçmiştir.
TSX Girişim Borsasının kuruluşunu 1999 yılında türev araçların işlem
gördüğü Vancouver Borsası ile Alberta Borsasının birleşimi ile oluşan
158
Gökben Atlaş, a.g.m., s.11
106
Kanada Girişim Borsasına (CDNX) dayandırmak mümkündür. KOBİ’lere
yönelik oluşturulan bu oluşuma daha sonra, Winnipeg Borsası, Kanada İşlem
Ağı ve Montreal Borsasının küçük ve ortak ölçekli hisse senetleri pazarı dahil
olmuştur. 2001 yılında bu borsa TSX Girişim Borsası adı altında TMX
bünyesine katılmıştır.
TSX Girişim Borsasında kotasyon koşulları, şirketlerin faaliyette
oldukları sektöre göre değişmektedir. Ayrıca, şirketler ilgili sektördeki
konumlarına göre iki katmana ayrılmıştır. Birinci katmanda genellikle
sektörün önde gelen şirketleri, ikinci katmanda görece daha küçük şirketler
işlem görmektedir. Aşağıda TSX Girişim Borsasında birinci katman kotasyon
koşullarını özetleyen bir tablo sunulmuştur.
Tablo 24: TSX Girişim Borsası Birinci Katman Kotasyon Koşulları159
Ölçüt
Kote olacak
hisse sayısı
Maden
Enerji&Gaz
Tekn., San.,
Canlı Bilimi
G.Menkul,
Yatırım
1 milyon
1 milyon
1 milyon
1 milyon
Ortak sayısı
250
250
250
250
%20
%20
%20
%20
200.000
200.000
200.000
200.000
2 milyon
-
5 milyon
(Glr/M.D.Var.)
Ön araştırmaların ve
ilk maden çıkarma
işlemlerinin
başlatıldığı, ekonomik
fayda sağlama
potansiyeline sahip
nitelikli bölgelerde
işletim hakkına sahip
olunması
Arama: 1 mlyn C$'ı
ispatlanmış sahalarda
olmak üzere 3 mlyn
C$'lık rezervin
çıkarılabileceği
kuyulara sahip
olunması
Üretim: 2 mlyn C$'lık
geliştirilmiş rezerve
sahip olunması
Arama 500.000 C$’lık
bir iş program.
başlatılmış olması
G.Men.: 5 mlyn
Yatrmc: 1 mlyn
Gayrimenkul:
Bir
gayrimenkul
üzerinde min.
%50 hakka
sahip olunması
Yatırım: -
Halka
açıklık oranı
Özsermaye
yedek (CAD)
Madd Duran
Varl. (CAD)
Mülkiyet
İş programı/
Yatırım
Planları
Min. 500.000 C$’lık
bir iş programının
başlatılmış olması
Kaynak: Gökben Altaş, a.g.m., s.16
159
19.7.2012 itibarıyla 1 CAD = 0,9550 USD
-
Şirketin
geçmiş
faaliyetlerine
ilişkin özet
bilgiler
Gayrimenkul:
Yatırım:
Yatırım
stratejilerinin
açıklanması
107
Aşağıda TSX Girişim Borsasında ikinci katman kotasyon koşullarını
özetleyen bir tablo sunulmuştur.
Tablo 25: TSX Girişim Borsası İkinci Katman Kotasyon Koşulları160
Ölçüt
Kote olacak
hisse sayısı
Maden
Enerji&Gaz
Tekn., San.,
Canlı Bilimi
G.Menkul,
Yatırım
500.000
500.000
500.000
500.000
Ortak sayısı
200
200
200
200
Halka açıklık
%20
%20
%20
%20
100.000
100.000
100.000
100.000
-
-
-
750.000
Glirlr (CAD)
-
-
-
500.000
Mülkiyet
Maden yasalarına
göre "Nitelikli
Bölge"
sayılabilecek
sahalarda min.
%50 işletim
hakkına sahip
olunması
Arama:
İspatlanmamış
sahalarda en az 3 farklı
bölgede arama
kuyularının bulunması
Gayrimenkul: Bir
gayrimenkul üzerinde
min. %50 hakka sahip
olunması
Üretim: 500.000 C$
tutarında geliştirilmiş
rezervin ya da 750.000
C$ tutarında
potansiyel rezervin
bulunması
Arama: Min.
1.500.000 C$ tutarında
iş programının
bulunması
Üretim: Geliştirilmiş
rezervlerin 500.000 C$
altında olması
durumunda min.
500.000 C$'lık iş
programının
açıklanması
Özsermaye
yedek (CAD)
Mad. Duran
Varl. (CAD)
*Son 3 yıl
içerisinde
nitelikli bölgeye
yönelik 100.000
C$ harcama
İş programı/
yapılmış olması
Yatırım
*Min. 200.000
Planları
C$ tutarında bir
iş programının
başlatılmış
olması
Kaynak: Gökben Altaş, a.g.m., s.16
Gayrimenkul: Bir
gayrimenkul
üzerinde min. %50
hakka sahip
olunması
Yatırım: -
Şirketin geçmiş
faaliyetlerine
ilişkin özet
bilgiler
Gayrimenkul: Yatırım: Yatırım
stratejilerinin
açıklanması. En az
2 farklı yatırım
yapılmış olması
Borsaya kote olacak şirketlerin yükümlülükleri bulundukları sektöre
göre değişmektedir. Örneğin ikinci katmandaki teknoloji – sanayi şirketlerinin
160
19.7.2012 itibarıyla 1 CAD = 0,9550 USD
108
minimum maddi duran varlıkları 750.000 C$ olmalıyken, gayrimenkul –
yatırım şirketlerininki 2 milyon C$ olmalıdır. Birinci katmandaki şirketlerde bu
tutarlar daha da yükselmektedir. Madencilik ile enerji ve gaz sektöründeki
şirketler için maddi duran varlık şartı yoktur. Bunun yerine, şirket faaliyetleri
hakkında kamuyu aydınlatmak amacıyla sektörel şartlar getirilmiştir.
1.8
EuroNext – AlterNext
KOBİ’lere yönelik Alternext, Mayıs 2005’te faaliyetlerine başlamıştır.
Euronext’te bu piyasanın yanı sıra KOBİ’lerin işlem gördüğü Serbest Piyasa
(Free Market) da bulunmaktadır. Tezgahüstü piyasa gibi işleyen bu
piyasadaki düzenlemeler AB düzenlemelerine tabi değildir161.
Euronext, Eylül 2000’de Amsterdam, Brüksel ve Paris Borsalarının
birleşmesiyle kurulmuştur. 2002 yılında LIFFE’nin (Londra Uluslararası
Finansal Vadeli
İşlemler ve Opsiyon Borsası) devralınması ve BVLP’nin
(Portekiz Borsası) de katılımıyla beş ülkede faaliyet gösteren bir yapıya
ulaşmıştır162. Avrupalı farklı ülkelerin borsalarının birleşmesi ile kurulan
Euronext’te olduğu gibi Alternext’te de dört bölüm (Belçika, Hollanda, Fransa
ve Portekiz) bulunmaktadır. Genel uygulamada şirketler yerleşik olduğu
bölgedeki bölümde işlem görmektedir. Alternext’te üç farklı işlem vardır163:

Halka arz: Şirketler yeni veya mevcut hisselerin satışı yoluyla kote
olabilir.

Tahsisli satış: Şirket kote olmadan önceki bir yıl içinde bir defada en
az 2,5 milyon € sermaye artırarak en az üç yatırımcıya satış yapmış
olmalıdır.
161
Gökben Altaş, a.g.m., s.14
Zeynep Emre, “Euronext”, Sermaye Piyasasında Gündem, İstanbul, TSPAKB Yayınları, Sayı:
34, Haziran 2005, s.6
163
Gökben Altaş, a.g.m., s.14
162
109

Çapraz kotasyon: NYSE Euronext (ana pazarda) ya da başka
borsalarda işlem gören şirketler bu pazara da kote olabilir.
Diğer KOBİ pazarlarında olduğu gibi Alternext’te de kotasyon koşulları
ana pazara göre düşürülmüştür. Aşağıda Euronext ve Alternext ile Serbest
Piyasa’da gerekli olan kotasyon koşullarını özetleyen bir tablo sunulmuştur:
Tablo 26: Euronext, Alternext ve Serbest Piyasa Kotasyon Koşulları
Ölçüt
Minimum Halka
Arz Tutarı
Finansal
Tablolar
EuroNext
AlterNext
Sermayenin %25'i ya da
%5'i (Sermaye 100 milyon
€'dan fazla ise)
Son 3 yıllık finansal tablo
sunumu (Bağımsız
denetimden geçmiş)
2,5 milyon € (Tahsisli
satış/halka arz)
Serbest Piyasa
-
Son 2 yıllık finansal tablo
sunumu (Son yıl bağımsız
denetimden geçmiş)
Son yıl finansal
tablo sunumu
Muhasebe
Standardı
UFRS
UFRS ya da yerel
muhasebe standardı
UFRS ya da yerel
muh. Standardı
Düzenleyici
Otorite
Onaylanmış izahnameler
Onaylanmış izahnameler
(halka arz) Onaylanmış
sirküler (tahsisli satış)
Onaylanmış
sirküler
Sponsor kurum
Sponsor kurum
Finansal Aracılık
-
Kaynak: Gökben Altaş, a.g.m., s.14
Genellikle KOBİ’lerin işlem gördüğü Serbest Piyasa’da, Paris ve
Brüksel olmak üzere iki farklı bölüm vardır. Bu piyasadaki şirketlere yönelik
düzenlemeler ve kotasyon maliyetleri Alternext’e göre daha düşüktür.
Tezgahüstü piyasa gibi işleyen bu piyasadaki şirketler AB düzenlemelerine
tabi değildir. Şirketlerin bu piyasada işlem görebilmesi için ödenmiş
sermayelerinin 225.000 €’nun üzerinde olması gerekir. Bu şirketler minimum
halka açılma tutarı gibi bir sınırlama yoktur. Şirketler kote olmadan önce
şirket faaliyetlerini içeren sirküleri ilgili düzenleyiciye bildirmek zorundadır.
Alternext’te olduğu gibi bu piyasada da sponsor sistemi zorunludur. Diğer
piyasalarda kottan çıkarılan şirketler bu piyasada işlem görebilmektedir164.
164
Gökben Altaş, a.g.m., s.15
110
2
TÜRKİYE’DE KOBİ BORSASI UYGULAMASI: İMKB GİP
Çalışmanın bu kısmında İMKB bünyesinde faaliyet gösteren Gelişen
İşletmeler Piyasası (GİP) ele alınacaktır.
2.1
İMKB Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP)
İMKB GİP, borsa kotasyon şartlarını taşımayan, bununla birlikte gelişme
ve büyüme potansiyeli olan şirketlerin menkul kıymetlerinin işlem gördüğü
İMKB bünyesinde kurulmuş bir alt piyasadır165. GİP’te, SPK’ce kayda alınmış,
ancak borsa kotasyon şartlarını sağlamayan ve GİP Listesi’ne kabul edilen
şirketlerin menkul kıymetleri işlem görmektedir. PP’de işlem yapma yetkisi
bulunan tüm üyeler ve üye temsilcileri GİP’te de işlem yapmaya yetkilidir.
Alım satım işlemleri, PP ile aynı teknik altyapı ve imkanlar kullanılarak, aynı
elektronik alım satım sistemi üzerinde yapılmaktadır. GİP’teki işlemler büyük
ölçüde
PP’de
uygulanan
kurallar
ve
düzenlemeler
çerçevesinde
gerçekleşmektedir.
2.1.1 GİP’in Kuruluş Amacı
İMKB bünyesinde KOBİ’lere yönelik bir piyasanın oluşturulması
tamamen bu alanda duyulan ihtiyaca binaendir. Bilindiği üzere Türkiye’deki
KOBİ’ler, özellikle uzun vadeli finansman konusunda birtakım sorunlar
yaşayabilmektedir. Bunun en temel nedeni KOBİ’lerin bu ihtiyacına cevap
veren Türkiye’de gelişmiş bir sermaye piyasasının bulunmamasıdır. İMKB
GİP uygulamasından önce KOBİ’ler sermaye piyasası yoluyla fon temin
etmede isteseler bile yeterince aktif olamıyorlardı. Çünkü hali hazırda İMKB
bünyesindeki Pay Piyasası166 (PP) ve İkinci Ulusal Pazar KOBİ’ler açısından
165
18.8.2009 tarih ve 27323 sayılı RG’de yayımlanarak yürürlüğe giren “İMKB GİP Yönetmeliği” ile
İMKB bünyesinde faaliyete başlamıştır.
166
Değişmeden önceki adı: Hisse Senetleri Piyasası (HSP)
111
ağır kotasyon şartları taşımaktadır. Bu nedenle tamamen KOBİ’lere hitap
eden bir menkul kıymet borsasının oluşturulması büyük önem arz etmiş ve
İMKB GİP oluşturularak KOBİ’lerin sermaye piyasasından fon sağlamasının
önü açılmıştır.
Kısaca özetlemek gerekirse İMKB GİP’in kuruluş amacı; KOBİ’lerin
paylarının işlem göreceği şeffaf ve düzenli bir piyasa oluşturmak, sermaye
piyasası imkânlarına ve İMKB’ye erişimi kolaylaştırmak, yatırımcıların
bilgilendirilmesi ve risklerin doğru tanınmasının temini için ayrı bir piyasa
oluşturmak şeklinde ifade edilebilir. İMKB GİP, Türkiye’deki tek KOBİ borsası
girişimi değildir. 2005’te GİP A.Ş. adıyla NASDAQ örnek alınarak bir
girişimde daha bulunulmuş ancak istenilen başarı sağlanamamıştır.
2.1.2 GİP ile Pay Piyasası (PP) Arasındaki Farklar
GİP ile PP arasında aşağıdaki tabloda belirtildiği üzere birçok fark
bulunmaktadır:
Tablo 27: GİP ile PP Arasındaki Temel Farklar167
İşlem
Başvuru
İşlem Görme
Pay Piyasası
Kotasyon Yönetmeliği’ne tabi olarak
İMKB’ye başvuruda bulunur.
Mevcut ortakların sahip oldukları paylar
işlem görebilir. Sermayenin tamamı kota
alınır.
İnceleme
Gerekli incelemeler İMKB tarafından
yapılır. Şirket kot içi veya kot dışı
pazarlardan uygun olanında Yönetim
Kurulu kararı ile işlem görebilir.
Başvuru
Kabulü
Kotasyon Yönetmeliği’nde kota alınarak
kot içi pazarda işlem görebilmek için
kârlılık, faaliyet süresi, sermaye
büyüklüğü, piyasa değeri gibi kriterler
tanımlıdır. Kot dışı pazarlarda işlem
görmek için değerlendirme ilgili pazarı
düzenleyen genelge çerçevesinde yapılır.
167
Gelişen İşletmeler Piyasası
GİP Yönetmeliği’ne tabi olarak
İMKB’ye başvuruda bulunur.
GİP Listesi’nde bulunan paylar işlem
görebilir. Sermayenin sadece işlem
görecek kısmı GİP Listesi’ne alınır.
Gerekli incelemeler PD tarafından
yapılır ve inceleme sonuçları rapor
ve ekli belgelerle İMKB’ye sunulur.
PD, şirket hakkında raporda olumlu
görüş belirtirse Borsa kararıyla şirket
payları GİP Listesi’ne alınabilir
Herhangi bir nitelik veya niceliğe
ilişkin bir kriter tanımlanmamıştır.
İMKB GİP Kılavuzu, s.1; Fuat Korhan Eryılmaz (GİP Müdürü) 23.03.2012 Tarihli İMKB GİP EİB
Sunumu http://www.slideshare.net/eibsunum/20120323-gip-sunum-ege-ihracat-birlikleri-izmir
112
İMKB, SPK ve
MKK
Ücretleri168
Piyasada İşlem
Görme
Finansal
Raporların
Kamuya
Açıklanması
Sürekli
Müzayede
Yöntemi
SPK: %0,2
İMKB: %0,1 + Her yıl ¼’ü
MKK: %0,1 ve 2.000<X<50.000tl
İşlem: %0,05
 Halka arz yöntemi
 Halka arz sermaye artırımı ve/veya
ortak satışı şeklinde yapılabilir
 İMKB tarafından, kot içi pazarda
halka arzın en az 250 gerçek ve tüzel
kişiye yapılmış olma şartı aranır.
SPK: %0,02
İMKB: %0,01 + Her yıl ¼’ü169
MKK: %0,01 ve 200<X<5.000tl
İşlem: %0,005

Yıl sonu finansal tablolar ile
bunlara ilişkin bağımsız denetim
raporu
 Bağımsız denetimden geçmemiş
6 aylık finansal tablolar
 Yıl sonu faaliyet raporu
 İkincil piyasa işlemlerinde
sürekli müzayede yöntemi
uygulanmayacak, sadece piyasa
yapıcılı sürekli müzayede ve tek
fiyat yöntemi
Çerçeve sözleşmesinin yanı sıra Risk
Bildirim Formu imzalamalıdırlar.
Tahsisli satış yöntemiyle yapılması
durumunda izahname düzenleme
şartı aranmaz.




Bağımsız denetimden geçmiş 6 aylık
ve yıllık finansal tablolar
Bağımsız denetimden geçmemiş 3 ve
9 aylık finansal tablolar
Yıl sonu faaliyet raporu
Sürekli müzayede yöntemi
A,B,C grupları bazında tek fiyat ve
piyasa yapıcılı sürekli müzayede
Yatırımcı
Yatırımcı ile aracı kurum arasında çerçeve
sözleşmesi imzalanması gerekmektedir.
İzahname
Düzenleme
Zorunluluğu
Halka arzlarda izahname düzenlemek
zorunludur.



Halka arz veya tahsisli satış
Sadece sermaye artırımı
şeklinde yapılabilir
Kişi sayısında herhangi bir
sınırlama yoktur

2.1.3 GİP’e Başvurabilecek Şirketler
GİP’te
sadece anonim
şirket
statüsünde
olan
şirketler işlem
görebilmekte ve bu şirketlerin paylarının GİP Listesi’ne kabulü için kârlılık,
faaliyet süresi, sermaye veya piyasa değeri büyüklüğü gibi herhangi bir
sayısal koşul aranmamaktadır. GİP’te işlem görecek şirketler için bir nevi
tavan şart uygulaması yapılmaktadır. Daha açık bir ifadeyle GİP’e
başvuracak
şirketin
Kotasyon
Yönetmeliği’nde
tanımlanmış
kotasyon
şartlarını sağlamaması istenmektedir. Aksi taktirde şirketin GİP başvurusu
reddedilmekte ve Kotasyon Yönetmeliği uyarınca PP’de işlem görmek üzere
başvuruda bulunması gerektiği belirtilmektedir. Bu koşulu sağlamak kaydıyla
yetkili bir Piyasa Danışmanı (PD) ile birlikte hazırlık sürecini tamamlamış ve
168
169
2013 yılına kadar tam muafiyet
GİP’teki ücretler PP’dekinin 1/10’u kadardır. İMKB 2013 yılına kadar hiçbir ücret almamaktadır.
113
PD tarafından hakkında olumlu rapor hazırlanmış şirket GİP Listesi’ne kabul
için İMKB’ye başvuruda bulunabilmektedir170.
2.1.4 GİP’te İşlem Gören Payların Özellikleri
Aşağıda, GİP’te işlem görecek paylarların saklanması, alınıpsatılması, takas işlemleri, nitelikleri, işlem basamakları ve ortaklara ait olma
durumunda halka arzı veya tahsisli satışına ilişkin çeşitli açıklamalarda
bulunulmuştur171:
a. Payların saklanması, alım-satımı ve takas işlemleri: GİP’te
işlem görecek paylar, Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK)172 sisteminde
izlenir. GİP’te işlem gören payların saklanma ve takas işlemleri PP
ile aynı şekilde yürütülür. Payların alım-satım işlemleri de yine PP
ile aynı elektronik işlem platformu üzerinde yapılır. Yapılan alım –
satımlar sermaye piyasası mevzuatına uygun olarak Elektronik
Alım Satım Sistemi’nde GİP Yönetmeliği ve 8.10.2010 tarih ve 348
sayılı RG’de yayınlanan GİP İşlem ve Esasları Genelgesi
hükümlerine
göre
gerçekleştirilir.
Alım
satım
işlemlerinin
yapılmasında temel olarak “Piyasa Yapıcılı Sürekli Müzayede”
işlem yöntemi, piyasa yapıcısı bulunmayan işlem sıralarında ise
“Tek Fiyat” işlem yöntemi uygulanır. Gerçekleşen işlemlerin nakit
ve menkul kıymet takası Takasbank A.Ş. tarafından yapılır. GİP’te
gerçekleşen işlemler için borsa üyelerinden PP ile aynı oranlarda
borsa payı alınır. GİP’te, payların ve nakdin teslimi/alınması işlem
gününden iki iş günü sonra (t+2) Takasbank ve MKK aracılığıyla
yapılır. GİP’te payların alınıp satılması TL cinsinden gerçekleştirilir.
b. Payların nitelikleri: GİP’te A.Ş.’lerin mevcut ortaklarının rüçhan
hakları ile kısmen veya tamamen kısıtlanarak yapılan sermaye
170
İMKB GİP Kılavuzu, s.2
İMKB GİP Kılavuzu, s.2-3; İMKB GİP Yönetmeliği, m.4
172
Tüm sermaye piyasası araçları ile bunlara ait hakların kayden izlendiği elektronik ortam
171
114
artırımları sonucu ihraç edilen paylar işlem görebilirken; mevcut
ortakların sahip oldukları paylar ile GİP Listesi’nde bulunmayan
payların birincil veya ikincil piyasada satışına izin verilmez. Ancak
mevcut ortakların birincil ve ikincil piyasadan pay alabilmelerine ve
sonradan bunları satabilmeleri serbesttir. Bu düzenlemeyle GİP’teki
payların ihracından elde edilen fonların şirket bünyesine girmesi ve
doğrudan şirketin mali yapısına katkı sağlaması hedeflenmiştir.
c. Paylara ilişkin işlem basamakları: GİP’te birincil ve ikincil piyasa
işlemleri gerçekleşir. Birincil piyasa işlemlerinde paylarını, sermaye
artırımı yaparak ihraç eden şirketler ile tasarruf sahipleri doğrudan
doğruya karşılaşırlar. Birincil piyasada fonların tasarruf sahibinden
ihraççı şirkete akışı söz konusudur ve birincil piyasada yapılan pay
satışları sonucunda şirkete nakit sermaye girer. İkincil piyasada
payların mevcut sahipleri bunları başka yatırımcılara nakit karşılığı
satar. Diğer bir ifadeyle ikincil piyasa, şirkete nakit girişi
sağlamayan sadece pay sahipliğinde değişiklik yapan bir piyasadır.
GİP ikincil piyasada sadece evvelce GİP’te birincil piyasa
işlemlerine konu olmuş paylar ile sonradan gerçekleşen sermaye
artırımlarında bunlara ait hakların kullanımı sonucu elde edilen
paylar işlem görebilir.
d. Ortaklara ait payların halka arzı veya tahsisli satışı: GİP’te
halka arzdan veya tahsisli satıştan elde edilecek gelirin doğrudan
şirketin
finansman
ihtiyacını
karşılaması
amaçlanmıştır.
Bu
nedenle, mevcut ortaklara ait payların satışı yoluyla halka arz veya
tahsisli satış yapılmasına izin verilmemektedir. Sadece sermaye
artırımı sonucunda ihraç edilecek yeni paylar bu işlemlerde
kullanılabilmektedir.
115
2.1.5 Başvuru ve İşlem Maliyetleri
GİP’te
işlem
gören
şirketler
bazı
maliyetlere
katlanmak
durumundadırlar. Bu maliyetler borsa ücreti, SPK kayıt ücreti, MKK ücreti,
bağımsız denetçi ücreti, piyasa danışmanı ücreti, hukuki danışmanlık ücreti,
aracılık ücreti ve başvuru hazırlıkları, tanıtım çalışmaları gibi diğer ücretler
şeklindedir. Aşağıda bu maliyetler kısaca açıklanmıştır173:
a. Borsa ücreti: SPK’ya kayda aldığı payların ihraç değeri üzerinden
% 0,02 oranında kayda alma ücreti ödenir.
b. SPK kayıt ücreti: Şirketler GİP Listesi’ne kabulde %0,01, izleyen
yıllarda ise bu ücretin % 25’i kadar yıllık ücret öderler. Ancak GİP
şirketlerine 2013’e kadar söz konusu borsa ücretlerinden muafiyet
getirilmiştir174.
c. MKK ücreti: MKK (Merkezi Kayıt Kuruluşu) tarafından şirketlerden
üyelik için sermayelerinin %0,01’i oranında (200 TL – 5.000 TL) ve
GİP’te işlem görmek üzere yapılan kaydi pay ihraçlarında nominal
tutarın %0,005’i oranında ücretler alınmaktadır.
d. Bağımsız denetçi ücreti: Denetçi şirkete ödenen yıllık bağımsız
denetim raporu ücretidir.
e. PD ücreti: PD’ye ödenecek ücret olup taraflarca serbestçe
belirlenir.
f. Hukuki danışmanlık ücreti: GİP başvurusunda şirketin hukuki
durumunun uygunluğunu belgelemek üzere alınan hukuksal
173
İMKB GİP Kılavuzu, s.15
Şirketlerden alınacak GİP Listesi ücretleri; GİP Listesi’ne kabul ve GİP Listesi’nde bulunma
ücretlerinden oluşur. Söz konusu ücretlerin tarifesi borsa yönetim kurulu tarafından tespit edilerek ve
SPK tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girer. Şirket paylarının GİP Listesi’nden çıkarılması
halinde söz konusu ücretler iade edilmez. Payları GİP Listesi’nden çıkarılmış bir şirketin, paylarının
GİP Listesi’ne yeniden kabulü için başvuruda bulunulması ve başvurunun borsa yönetim kurulu
tarafından kabul edilmesi halinde ayrıca GİP Listesi’ne kabul ücreti alınır (GİP Yönetmeliği, m27).
174
 GİP Listesi’ne Kabul Ücreti: GİP Listesi’ne kabul için yapılan her başvuruda başvuruya konu payların nominal tutarı
üzerinden alınan ücrettir (m28).
 GİP Listesi’nde Bulunma Ücreti: Payları GİP Listesi’nde bulunan şirketler, payları GİP Listesi’nde kaldıkları sürece her
yıl bu ücreti öderler. Bu ücret şirketin bir önceki yıl aralık ayı sonu itibarıyla GİP Listesi’nde bulunan paylarının toplam
nominal tutarı üzerinden hesaplanır ve ait olduğu yılın ocak ayı sonuna kadar ödenir. Ancak GİP Listesi’ne kabul
ücretinin ödendiği yıl alınmaz. GİP’te işlem gören şirket paylarının PP’de işlem görmesi durumunda, ödenen ücreti PP
için ödenecek ücretlerden mahsup edilir (m28).
116
danışmanlık hizmeti ücretidir
g. Aracılık ücretleri: Halka arz veya tahsisli satış işlemlerini
gerçekleştirecek aracı kuruluşlara ödenen ücretlerdir.
h. Diğer ücretler: Yukarıda sıralanan ücretler dışında kalan; başvuru
hazırlıkları, tanıtım çalışmaları vb. işler için yapılan harcamalardır.
2.2
GİP Listesi
GİP’te işlem gören menkul kıymetlerin yer aldığı listeye GİP Listesi
denir. GİP’te sadece bu listede yer alan şirketlere ait paylar işlem görebilir175.
GİP Listesi’nde şirketlerle ilgili yer alan bilgiler; işlem kodu, şirket unvanı, web
adresi, işlem görme tarihi, ilk başvuruyu yapan PD, cari PD, PD anlaşmasının
imzalandığı tarih, PD anlaşmasının sona erdiği tarih, sermaye (TL), GİP
Listesi’nde bulunan pay tutarı (TL) ve GİP Listesi’nde bulunan payların
grubuna ilişkin bilgiler şeklindedir176. Yönetim kurulu tarafından GİP Listesi’ne
kabulüne karar verilen payların özellikleri ve bunları ihraç eden şirkete ilişkin
bilgiler GİP Listesi’ne kaydedilir ve borsanın günlük bülteninde ilan edilir.
2.2.1 GİP Listesi’ne Kabul Başvurusu ve Kriterleri
GİP Listesi’ne kabul başvurusu GİP Yönetmeliği’nin altı ve yedinci
maddesinde belirtilen bilgi ve belgelerin177 ekli bulunduğu ihraççı şirket ve PD
tarafından imzalanan bir dilekçeyle yapılır. Bu belgelerin PD ve şirket
yetkililerince hazırlanmış ve imzalanmış olması esastır ve doğruluğu
konusunda şirket yönetimi ve PD birlikte sorumludur. İhraççı şirket, gerek PD
gerekse borsa tarafından talep edilen her türlü bilgi ve belgeyi ibraz etmekle
zorunlu tutulmuştur. SPK kayıt başvurusuyla eşzamanlı olarak yapılan GİP
175
İMKB GİP Kılavuzu, s.3
GİP Listesi için bknz: http://www.imkb.gov.tr/Markets/EmergingCompaniesMarket/ECMlist.aspx
177
Başvuru esnasında gerekli bilgi ve belgeler için bakınız: EK-3
176
117
Listesi’ne kabul başvurusu, bilgi ve belge eksikliğinin bulunması halinde bu
eksiklikler giderilinceye kadar değerlendirmeye alınmaz.
Şirket paylarının GİP Listesi’ne kabul başvurusunda aşağıdaki koşullar
sağlanmalıdır:
a. Anonim şirket statüsünde olmalıdır.
b. Başvuru, mevcut ortakların yeni pay alma haklarının kısmen veya
tamamen kısıtlanması suretiyle ya da tahsisli sermaye artırımı
sonucunda ihraç edilecek paylar için yapılmış olmalıdır.
c. Şirketin son üç yıllık döneme ait mali tabloları yayınlanmış
olmalıdır. Bununla birlikte Kotasyon Yönetmeliği’nin 5. maddesinde
belirtilen grupların her biri için aynı grup içerisindeki koşulların en
az birinin sağlanamamış olması
d. Şirket ana sözleşmesinin işlem görecek payların devir ve
tedavülünü kısıtlayıcı veya pay sahibinin haklarını kullanmasına
engel olacak kayıtlar içermemesi,
e. Şirket ile PD Listesi’ndeki bir PD arasında en az 2 yıl geçerli bir
PDA’nın imzalanmış olması,
f. Son yıla ilişkin dönem sonu finansal tablolar bağımsız denetimden
geçmiş olmalıdır.
Bunların sağlanmasıyla birlikte PD raporunun olumlu görüş bildirmesi
ve borsa yönetiminin bu raporu baz alarak GİP Listesi’ne kabul etmelidir. GİP
Listesi’ne kabul edilecek paylar sadece halka arz yoluyla yapılacak sermaye
artırımı veya tahsisli sermaye artırımı yoluyla ihraç edilecek payları içerir. GİP
Listesi’nde bulunurken bu kriterlerin kapsamı dışında kalan şirket payları ile
GİP Listesi’nde bulunmayan paylar için ortakların yapacağı GİP Listesi’ne
kabul başvurusu borsa tarafından reddedilir178.
178
İMKB GİP Kılavuzu, s.5
118
2.2.2 GİP Listesi’ne Kabul ve İşlem Görme Süreci
GİP Listesi’ne SPK tarafından kayda alınan menkul kıymetler ile borsa
ve SPK onayı olan diğer menkul kıymetler kabul edilir. GİP Listesi’ne kabul
işlemi sadece mevcut ortakların yeni pay alma haklarının kısmen veya
tamamen kısıtlanması suretiyle sermaye artırımı ya da tahsisli sermaye
artırımı sonucunda ihraç edilecek paylar için yapılır. Bu şekilde ihraç edilecek
paylar GİP’te aynı işlem sırasında işlem görür. Ancak, şirketin farklı haklara
sahip payları varsa, borsanın kararıyla birden fazla işlem sırası açılabilir. GİP
bünyesinde söz konusu payların işlem görebileceği değişik pazarlar borsa
kararıyla açılabilir. İşlem süreci, aşağıdaki şekil yardımıyla da özetlenebilir:
Şirket
Bağımsız denetimden
geçmiş yıl sonu bilanço
Şirketin hukuki
durumunun belgelenmesi
İ
M
K
PDA
1
Şirket ana sözleşmesinin
uygun olması
2
SPK
kayıt
başvurusu
3
Belgeler
4
Beyan
Taahhütname
B
Yeni pay alma hakları kısıtlanıp ihraç edilen paylar
Kotasyon şartlarına
sahip olmamak
5
10
8
GİP Listesi
kabul
başvuruşu
6
9
PD
İnceleme, Değerlendirme, Hazırlık
7
PD’nin olumlu raporu
Kaynak: Fuat Korhan Eryılmaz, a.g.s., s.15
Şekil 8: GİP Listesi’ne Kabul ve İşlem Görme Süreci
Bir şirket; işlem görmek üzere ilk defa GİP’e başvurduğunda, işlem
görme aşamasına kadar belli bir süreçten geçmek durumundadır. Aşağıda bu
119
sürecin adımları sırasıyla açıklanmıştır179:
1. Şirket bünyesinde GİP’e başvuruda bulunmak için yapılması
gereken işleri yürütecek sorumlu bir ekip180 oluşturulmalıdır.
2. GİP’te işlem görmeyi planlayan şirketlerin gerekli işleri birlikte
yürüteceği bir PD ile PDA181 yapması gereklidir. Bu anlaşmanın
asgari şartları182 borsa tarafından belirlenmiştir.
3. Paylar halka arz183 veya tahsisli satış184 yöntemiyle borsada
satılmak üzere bir aracı kuruluşla185 tercihe bağlı olarak anlaşma
yapılabilir.
4. Şirketin Sermaye Piyasası Mevzuatına uygun olarak hazırlayacağı
finansal tablolarını denetleyip görüş verecek bir bağımsız denetim
şirketi186 ile anlaşma yapması gereklidir.
5. Şirket ana sözleşmesinin sermaye piyasası mevzuatı ile uyumlu
olması ve sermaye artırım kararının yetkili şirket organınca
alınması gerekmektedir187.
6. Şirket paylarının satış fiyatının borsa veya nominal değerinden
farklı ise fiyat hesaplama raporu hazırlanarak ilan edilir188.
7. PD ile şirket SPK ve İMKB başvuruları için gerekli raporları ve
179
İMKB GİP Kılavuzu, s.13
Bu ekip içinde, şirket payları GİP Listesi’ne kabul edildikten sonra şirketin sermaye piyasası
mevzuatından kaynaklanan yükümlülükleri ve PD, SPK, İMKB, MKK gibi kurumlarla ilişkilerin
yürütülmesi görevini sağlayacak personel bulunmalıdır.
181
www.imkb.gov.tr/initialpublicoffering/IPO_ EmergingCompaniesMarket/MarketAdvisorList.aspx
182
İMKB GİP’te PD Görevine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi, m.19
183
SPK’nın Sermaye Piyasası Araçlarının Halka Arzında Satış Yöntemlerine İlişkin Esaslar Tebliği
Seri: VIII No: 66, m.12
184
SPK’nın Payların Kurul Kaydına Alınmasına ve Satışına İlişkin Esaslar Tebliği Seri: I, No:40, m13
185
SPK lisanslı aracı kuruluşların listesi: www.spk.gov.tr/apps/afd/mevcutyetkiler.aspx?tur=tumak
186
SPK tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetim şirketlerinin listesi: www.spk.gov.tr/apps/msd/
iletisim.aspx?ctype=bds&show=all
187
Şirket ana sözleşmesinin sermaye piyasası mevzuatına uygun hale gelecek şekilde değiştirilmesi
için gerekli kararları almak üzere şirket genel kurulunun toplanması gerekir. Sermaye artırımı* hususu
da şirket “esas sermaye sistemine” tabi ise şirket genel kurulunca, “kayıtlı sermaye sistemine” tabi ise
şirket yönetim kurulunca karara bağlanmalıdır. Esas sermaye sistemindeki şirketler, Türk Ticaret
Kanunu’na tabi olarak ancak genel kurullarının alacakları kararıyla sermayelerini artırabilirler. Kayıtlı
sermaye sistemine geçiş SPK iznine tabidir ve bu kapsamdaki şirketler esas sözleşmelerinde hüküm
bulunmak kaydıyla yönetim kurulu kararı ile sermayelerini daha önceden belirledikleri tavana kadar
artırabilirler. SPK’nın Kayıtlı Sermaye Sistemine İlişkin Esaslar Tebliği Seri: IV, No: 38.
188
SPK’nın Payların Kurul Kaydına Alınmasına ve Satışına İlişkin Esaslar Tebliği Seri I, No 40, m.27
180
120
belgeleri189 içeren başvuru dosyalarını hazırlarlar190.
8. SPK’ye şirket paylarının kayda alınması, İMKB’ye de şirket
paylarının GİP Listesi’ne alınarak işlem görmesi için eş zamanlı
olarak başvurulur.
9. SPK’ce kayda alınan paylar, halka arz veya tahsisli satış
sonrasında İMKB Yönetim Kurulu’nca GİP Listesi’ne kabul edilmesi
kararının yayınlanmasını takip eden ikinci işlem gününden itibaren
GİP’te işlem görmeye başlar.
2.2.3 GİP Listesi’nden Çıkarılma Halleri
Şirket paylarının GİP Listesi’nden çıkarılması, şirketin kendi isteği
doğrultusunda ya da yönetim kurulu kararı doğrultusunda olmak üzere iki
şekilde gerçekleşir. GİP Listesi’nde bulunan şirket payları, aşağıdaki
durumlarda borsa yönetim kurulu kararı ile GİP Listesi’nden çıkarılabilir:
a. Şirketin PP pazarlarından birine yaptığı başvurunun kabul
edilmesi,
b. Şirketin iflasına karar verilmiş olmasının, tasfiye veya süre dolma
gibi herhangi bir nedenle sona ermesinin Borsa’ya bildirilmesi,
c. Şirketin işlem sırasının herhangi bir nedenle 4 ay süreyle kapalı
kalması,
d. KAP’a bilgi, belge ve açıklama gönderilirken usule uyulmaması ya
da hiç gönderilmemesi ve bu durumun birkaç defa tekrarlanması,
e. GİP Listesi ücretlerinin ödenmemesi ve sair yükümlüklerin
yapılmaması
f.
PD ile anlaşmanın sona ermesine bağlı olarak işlem sırasının
kapanması ve bu tarihten itibaren 4 ay içinde yeni bir PD ile
anlaşma imzalamaması
189
Gerekli bilgi ve belgeler: İMKB GİP Yönetmeliği, m.7
Hazırlanan evrakların doğruluğundan şirket ve piyasa danışmanı birlikte sorumlu olup bu
kapsamda başvuru dosyasındaki ilgili dokümanları kaşeleyerek imzalamalıdırlar. İMKB’ye yapılacak
başvuru ekinde gerekli bilgi ve belgelerin ibraz edilmesi de esastır.
190
121
g. Şirketin esas faaliyetini sürdürebilmesi için gerekli izin, lisans, yetki
belgesinin iptal edildiğinin veya ortadan kalktığının öğrenilmesi,
h. Son iki döneme ait bağımsız denetim raporlarında olumsuz görüş
veya görüş bildirmekten kaçınma olması,
i.
Borsanın diğer düzenlemelerine uyulmaması
Şirketin kendi isteği doğrultusunda GİP Listesi’nden çıkarılması
durumu, şirketin herhangi bir nedenden dolayı paylarının GİP Listesi’nden
çıkarılması talebinde bulunmasıyla gerçekleşir. Bununla birlikte borsa
yönetim kurulu şirket paylarının şirketin kendi isteği ile GİP Listesi’nden
çıkarılması kararını verirken, yatırımcıların mağduriyetini önlemek için
başvuran şirketin birtakım tedbirler almasını isteyebilir. Payların ihraççı
şirketin isteği ile GİP Listesi’nden çıkarılması için borsa yönetim kurulu son
karar makamıdır. İMKB’de işlem gören şirketlerin kendi isteği doğrultusunda
borsadan çıkmak istemeleri durumunda borsa yönetim kurulunun görüşlerine
ek olarak ayrıca SPK tarafından belirlenen ilke ve esaslara da uyulması söz
konusudur191.
2.3
Piyasa Danışmanı (PD)
Piyasa Danışmanı (PD), İMKB GİP Yönetmeliği ile tanımlanan piyasa
danışmanlığı görevini yerine getirmek üzere İMKB tarafından yetkilendirilen
kurumdur. Piyasa danışmanlığı görevinde bulunmak üzere sadece, SPK
düzenlemeleri kapsamında faaliyet gösteren; aracı kuruluşlar192, portföy
yönetim şirketleri193 ve girişim sermayesi yatırım ortaklıkları borsaya
başvurabilir194.
191
Payları İMKB’de İşlem Gören Şirketlerin Kendi İstekleri İle Borsa Kotundan Çıkma İşlemlerinde
Uyacakları İlke ve Esaslar , SPK’nin 30.07.2010 tarih ve 22/675 sayılı toplantısında kararı
http://www.spk.gov.tr/apps/haftalikbulten/displaybulten.aspx?yil=2010&sayi=31
192
Yatırım Danışmanlığı Yetki Belgesi veya Halka Arza Aracılık Yetki Belgesi olan
193
Yatırım Danışmanlığı Yetki Belgesi olan
194
Bakınız: İMKB GİP’te Piyasa Danışmanlığı Görevine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Genelge,
No: 327, Sayı: İMKB/25-GDD-010-06, İstanbul 5.3.2010: s.2
122
2.3.1 PD’nin Görev ve Sorumlulukları
PD, GİP Listesi’ne kabul başvurusu öncesinde başvuru için gerekli
hazırlıkların tamamlanmasında şirkete yardımcı olmak, başvuruda borsaya
iletilen ve kamuya açıklanan bilgi ve belgelerin doğruluğunu şirketle birlikte
onaylamak, GİP Listesi’ne kabul başvurusunda borsaya sunulacak olan şirket
raporunu hazırlamak, GİP Listesi’ne kabul sonrasında şirketin SPK ve borsa
düzenlemelerine uyumunun sağlanması için danışmanlık hizmeti vermek gibi
görevleri sermaye piyasası mevzuatı ve borsa düzenlemelerine uygun
şekilde yerine getirmekle görevlidir195.
PD bu görevlerin yanı sıra anlaşmalı olduğu şirkete veya borsaya karşı
başlıca dört yükümlülüğü sahiptir. Bu yükümlülükler aşağıda belirtildiği
gibidir196:
a. Sır Saklama Yükümlülüğü: PDA bitsin bitmesin PD, şirket
hakkında görevi gereği öğrendiği bilgileri izinsiz hiçbir şekilde
açıklayamayacağı gibi, doğrudan veya dolaylı olarak kendisine
veya üçüncü kişilere menfaat sağlamak, bir zarardan korunmak
veya başkalarını zarara uğratmak amacıyla da kullanamaz.
b. Mesleki Özen ve Titizlik197: PD görevini yerine getirirken, iş
süreçlerinin planlanmasını, yönetilmesi ve uygulanmasında şirket
raporunun hazırlanma safhalarında kendi mesleki itibarı ile borsa
ve GİP’in itibarını korumak için gerekli titizliği göstermelidir.
c. Belge ve Kayıt Saklama Yükümlülüğü: Belge ve kayıtlar
oluşturuldukları tarihten itibaren en az on yıl süreyle PD tarafından
saklanır. Bu yükümlülük, PD ile şirket arasındaki PDA’nın sona
ermesi veya PD’nin PD Listesi’nden çıkarılması hallerinde dahi
devam eder.
195
İMKB GİP Kılavuzu, s.8
İMKB GİP’te PD Görevine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Genelge, s.7-10
197
Özen ve titizlik, dikkatli ve basiretli bir PD’nin aynı koşullar altında ayrıntılara vereceği önemi,
göstereceği dikkat ve gayreti ifade eder. Gerekli özen ve titizliğin asgari kıstası SPK ve borsa
düzenlemelerine eksiksiz uyulmasıdır.
196
123
d. Diğer Yükümlülükler: PD, gerekli nitelik ve şartları kısmen veya
tamamen kaybetmesi, daha önceki bilgi ve belgelerde değişiklik
olması veya görevini yerine getirmesine engel olabilecek bir
durumun oluşması halinde, bunları derhal borsaya ve anlaşmalı
olduğu şirkete bildirmekle yükümlüdür. Anlaşmalı olduğu şirket ve
borsayla uyum içinde çalışmak durumunda olan PD’nin yetkili
kişilerine borsa çalışma saatlerinde her zaman ulaşılabilmelidir.
PD, GİP Listesi’ne kabulünün uygun olduğu yönünde kanaat
oluşturmadığı şirket hakkında borsaya bilgi verir.
2.3.2 Piyasa Danışmanlığı Anlaşması (PDA)
Piyasa Danışmanlığı Anlaşması (PDA), paylarının GİP Listesi’ne
kabulü için başvuran veya payları GİP Listesi’nde bulunan şirket ile PD
arasında, tarafları temsile yetkili kişiler tarafından imzalanan anlaşmadır. PD
görevini sadece PD Listesi’nde bulunan şirketler yapabilir.
2.3.3 PD Listesi
PD Listesi, borsa yönetim kurulu tarafından PD olarak yetkilendirilen
şirketlerin ticaret unvanları, iletişim bilgileri, internet sitesi adresleri, cari yetki
durumları ve borsa tarafından ilan edilmesi uygun görülen diğer bilgilerinin
güncel olarak duyurulduğu listedir198. PD Listesi, İMKB’nin internet sitesinde
yayımlanır. PD Listesi’nde yapılan her türlü değişiklik borsa bülteninde ve
KAP’ta ilan edilir. Aşağıda 2.7.2012 itibarıyla İMKB’nin internet sitesinde
kayıtlı bulunan PD Listesi sunulmuştur:
198
PD Listesi’nde PD’nin cari yetki durumu “Yetkili” veya “Kısıtlı” konumunda bulunabilir. Cari
yetkisi “Kısıtlı” konumunda bulunan PD mevcut anlaşmalarını sürdürebilir. Ancak yeni bir şirket ile
PDA yapamaz. Paylarının GİP Listesi’ne kabulü için başvuru yapmak isteyen veya parları GİP
Listesi’nde bulunan bir şirket PD Listesi’nde yer alan bilgiler doğrultusunda cari yetki durumu
“Yetkili” durumunda bulunan PD’ler arasından seçimini yapabilir. Yetkisi borsa yönetim kurulu
tarafından kaldırılan PD, PD Listesi’nden çıkarılır ve anlaşma yaptığı şirketlerdeki görevi sona erer.
124
Tablo 28: 2.7.2012 Tarihli İMKB PD Listesi199
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
3
Piyasa Danışmanı
Ata Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş.
ATIG Menkul Değerler A.Ş.
Bizim Menkul Değerler A.Ş.
Camiş Menkul Değerler A.Ş.
Ekinciler Yatırım Men. Değ. A.Ş.
Endeks Türev Yatırım Menkul Değ. AŞ.
Eti Yatırım A.Ş.
Finans Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
Galata Yatırım A.Ş.
Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
Global Menkul Değerler A.Ş.
İnfo Yatırım A.Ş.
Meksa Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
Metro Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
Neta Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
Strateji Menkul Değerler A.Ş.
Tacirler Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
Taksim Yatırım A.Ş.
Tekstil Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
Tera Menkul Değerler A.Ş.
Turkish Yatırım A.Ş.
Yat. Finansman Menkul Değerler A.Ş.
İnternet Sitesi
www.atayatirim.com.tr
www.atig.com.tr
www.bmd.com.tr
www.camismenkul.com.tr
www.ekinvest.com
www.endeksturev.com.tr
www.etiyatirim.com
www.finansinvest.com
www.galatayatirim.com
www.gedik.com
www.global.com.tr
www.infoyatirim.com
www.meksayatirim.com
www.metroyatirim.com.tr
www.evgin.com.tr
www.strateji.com.tr
www.tacirler.com.tr
www.taksimyatirim.com.tr
www.tekstilyatirim.com.tr
www.teramenkul.com
www.turkishyatirim.com
www.yatirimfinansman.com
Durumu
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
Yetkili
GİP’İN KOBİ’LER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Tez çalışmasının bu kısmında GİP’in KOBİ’ler açısından ortaya çıkan
avantaj, fayda, sakınca ve teşvik konuları üzerinde durulacaktır.
3.1
Avantajları
Şirketlerin
GİP
vasıtasıyla
sermaye
piyasasından
fon
teminini
kolaylaştırmak ve halka açılmayı teşvik etmek üzere birçok alanda
muafiyetler sağlanmış, ücret indirimleri yapılmış, yükümlülükler azaltılmış ve
çeşitli teşvikler sunulmuştur. Bu kapsamda GİP’te oluşan avantajlardan
199
http://www.imkb.gov.tr/initialpublicoffering/Listing/ListingStocks/IPO_EmergingCompaniesMark
et_x/MarketAdvisorList_x.aspx
125
bazıları aşağıda özetlenmiştir200.
a. GİP şirketlerine maliyet avantajı sağlamak için SPK, İMKB ve MKK
aldıkları ücretleri diğer İMKB pazarlarında işlem gören paylara göre
1/10 seviyelerine indirmişlerdir.
b. İMKB 2012 yılı sonuna kadar GİP’te işlem gören şirketlerden hiçbir
ücret almamaktadır.
c. PP pazarlarında işlem gören şirketler tüm sermaye üzerinden
ücretlendirilirken, GİP’te sadece şirketin GİP Listesi’nde bulunan pay
tutarı üzerinden ücretlendirme yapılır.
d. GİP’e başvuran şirketlerden sadece son yıl sonu ve ihraç tarihi
itibarıyla yılın dokuzuncu ayı geçmişse altı aylık ara dönem bağımsız
denetim raporları istenmektedir201. Bunun dışında ara dönem
finansal tablolar için bu şart aranmamaktadır.
e. Şirket paylarının GİP Listesi’ne kabulü için kârlılık, faaliyet süresi,
sermaye veya piyasa değeri büyüklüğü gibi herhangi bir sayısal
koşul aranmamaktadır.
f. Payları GİP’te işlem gören ortaklıklar, SPK kaydına alındıkları tarihi
izleyen üç hesap dönemi boyunca birinci temettü dağıtmayabilir202.
g. Firmalar, ihraç edilen sermaye piyasası aracının toplam satış
bedelinin 3 milyon TL’nin altında olması durumunda, SPK’nin
izahname düzenleme zorunluluğundan muaf tutulabilir203.
h. Firmalar, yönetim kurulu ile pay sahipleri arasındaki iletişimi
sağlayan
“Pay
Sahipleri
ile
İlişkiler
Birimi”nin
kurulması
zorunluluğundan muaf tutulabilirler.
i.
Firmalar, SP Mevzuatından kaynaklanan yükümlülüklerin yerine
getirilmesinde ve kurumsal yönetim uygulamalarında koordinasyonu
200
İMKB GİP Yönetmeliği, s.12; Fuat Korhan Eryılmaz, a.g.s., 24-6.
GİP dışındaki halka açılmalarda SPK ve İMKB, geçmiş 3 yıla ait yıllık finansal raporlarına ilişkin
bağımsız denetim raporları ile halka arz tarihine göre 6 veya 9 aylık ara dönem finansal raporlara ait
özel bağımsız denetim raporlarını aramaktadır. Ayrıca GİP dışında borsada işlem gören şirketlerin
yıllık finansal raporlarının yanında 6 aylık ara dönem finansal raporlarını da bağımsız denetimden
geçirmeleri zorunludur.
202
Seri: IV, No: 39
203
Seri: IV, No: 39
201
126
sağlayan bir personelin görevlendirilmesi zorunluluğundan muaf
tutulabilirler204.
j.
Firmalar, Kurumsal Yönetim İlkeleri çerçevesinde zorunlu olarak
atanması gereken “Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi” şartından muaf
tutulabilir205.
k. GİP Listesi’ne halka arz edilmiş payların yanında tahsisli satılarak
ihraç edilen paylar da kabul edilmektedir ve belirli sayıda yatırımcıya
satılma kriteri de bulunmamaktadır206. Bununla birlikte, şirketlere
sermaye piyasasından faydalanması için daha düşük maliyetli
alternatif satış yöntemleri sağlanmaktadır.
l.
Halka arzlarda izahname ve sirküler düzenlemek zorunludur, ancak
GİP’te sermaye artırımı ile ihraç edilen payların tahsisli satışı da
mümkündür ve SPK mevzuatı gereği tahsisli satışlarda izahname ve
sirkülerin düzenleme zorunluluğu yoktur.
m. İşlem görecek şirketlere KOSGEB 100.000 TL‘ye kadar karşılıksız
destek sağlamaktadır.
3.2
Fayda ve Sakıncaları
GİP’te işlem gören şirketler, sunulan avantajlara ek olarak; aşağıda
belirtilen konularda bazı faydalar sağlar207:
a. GİP, şirketlere öncelikle organize, şeffaf, düzenli çalışan, güvenilir bir
piyasa üzerinden sermaye elde etme imkânı sunar. Sermaye, geri
ödeme zorunluluğu olmayan süresiz bir kaynaktır208.
204
Seri: IV, No: 41
Seri: IV, No: 56
206
Şirket paylarının PP’de işlem görebilmesi için halka arz yoluyla satılmaları, gerek SPK mevzuatı
gerekse de İMKB kabul şartları nedeniyle zorunludur. İMKB kot içi pazarlarda işlem görmek üzere
yapılacak olan halka arzlarda payların en az 250 yatırımcıya satılmış olması şartını da aramaktadır.
207
İMKB GİP Kılavuzu, s.10-11
208
Bir şirketin borçluluk oranı arttıkça daha fazla borç kaynak bulma kapasitesi azalırken, sermaye
oranı artan şirketin borçlanabilme kapasitesi de artar. Böylece fon bulması hem kolaylaşır hem de
ucuzlar. Bu nedenlerle, borç/sermaye (kaldıraç) oranı düşen şirketlerin mali yapılarının güçlendiği,
olası finansal zorluklar veya krizlere karşı daha dayanıklı hale geldiği varsayılır. Borsada işlem gören
şirketlerin kendilerine ait mali ve diğer bilgileri düzenli olarak kamuya duyurmaları ve bağımsız
205
127
b. Kurumsal yönetim ilkesinin işletmede yerleşmesini sağlayarak büyük
ve saygın işletme yolunda ilerleme imkanı sunar.
c. GİP’te işlem gören paylar, alım – satım sonucunda fiyatlanmış ve
böylelikle likiditelik kazanmış olur. Bu sayede şirket ortakları borsada
işlem
gören
bu
payları
kredi
işlemlerinde
teminat
olarak
kullanabilirler.
d. Piyasada şirketin pay fiyatının oluşması aynı zamanda; birleşme,
satın alma veya ikincil arz işlemlerinde şirket değerinin tespitinde
referans fiyat olur.
e. İleride
satıp
çıkma hedefiyle
özellikle
kuruluş aşamasındaki
şirketlere yatırım yapan girişim sermayesi ve benzeri yatırımcılar için
GİP fiyat oluşumu sağlayarak değer tespitine referans oluşturur.
f. Her ne kadar GİP’te sadece GİP Listesi’nde bulunan paylar işlem
görebilse de ortaklar GİP Listesi’nde bulunmayan paylarını üçüncü
kişilere borsa dışında satabilirler.
g. Şirketin zaman içerisinde PP’ye transfer olmasıyla tüm paylarının
borsada işlem görebilir hale gelmesi ve bu şekilde isteyen ortakların
paylarını satarak çıkış yapabilmeleri de mümkündür.
h. GİP’te işlem görme, şirketin medyadaki haber ve analizlere konu
olmasını ve aracı kuruluşlar tarafından hakkında yatırım raporları
yazılmasını sağlamış olur.
i.
Borsanın şeffaflık ilkesi ve kamuyu aydınlatma işlevi çerçevesinde
GİP şirketleri hakkındaki birçok bilgi Borsa Bültenleri, veri yayın
kuruluşları, medya kuruluşları ve KAP vasıtasıyla yurtiçi ve yurtdışı
yatırımcılara ulaştırılır. Şirketin mali ve diğer önemli verileri
yatırımcılar yanında kreditörleri, tedarikçileri ve iş ortaklarınca da
takip edilebilir.
denetime tabi olmaları borç veren kurumların bu şirketlere daha kolay veya hızlı finansman
sağlamasına imkân verir. Halka açılma sonrası başarılı bir borsa performansı sergileyen şirketlerin,
ileride ikincil arzlar yoluyla tekrar sermaye sağlamaları göreceli olarak daha kolay olmaktadır. Bu
çerçevede GİP’te işlem gören şirketlerin, zamanla büyüyüp gelişerek PP pazarlarından birine transfer
olmaları, orada daha büyük halka arzlar gerçekleştirmeleri mümkündür.
128
GİP, sağladığı birçok fayda ve avantajın yanında aşağıda belirtilen bazı
sakıncalara da sahiptir:
a. Yönetim hakimiyetini kaybetme riski doğabilir.
b. GİP ücretleriyle birlikte maliyetler daha çok artabilir.
c. Organizasyon yapısının değişmesiyle birlikte ek maliyetler ortaya
çıkabilir.
d. Kurumsal yönetim anlayışının işletmede yerleşmeye başlamasıyla
birlikte ortakların şirket üzerindeki etkinliği sona erebilir.
e. Ortak sayısının artmasına bağlı olarak yönetimi yabancılar paylaşılır.
f. Şirket, kötü amaçlı satın almalara maruz kalabilir.
g. Kamuyu aydınlatma kapsamında şirket hakkındaki her türlü bilgi ve
belge kamuya açık kalır.
h. Muhasebe ve finansman departmanları birbirinden ayrıldığında yeni
personel, demirbaş vb ihtiyaçlar ortaya çıkar.
i.
Kayıt dışı kalmanın verdiği avantajlar (vergi, sigorta gibi konularda)
artan denetimle beraber ortadan kalkar.
j.
Anonim şirkete dönüşme beraberinde ağır sorumluluklar getirir.
k. SPK, İMKB gibi kurumların gözetim ve denetimi işletme üzerinde
yoğunlaşır.
3.3
Getirdiği Yükümlülükler
GİP’te işlem gören şirketler; kamuyu aydınlatma, bağımsız denetim,
temettü dağıtma ve ücret ödeme yükümlülüklerini de üstlenmiş olurlar. Bu
yükümlülüklerle ilgili aşağıda kısa açıklamalara yer verilmiştir209:
a. Kamuyu aydınlatma: Şirketler; payların değerini, yatırımcının karar
veya hakkını kullanmasını etkileyebilecek özel durumları210 ve
209
İMKB GİP Kılavuzu, s.14
Özel durumların kamuya açıklanmasına ilişkin esaslar SPK’nın Seri: VIII No: 54 sayılı Tebliği ile
düzenlenmiştir.
210
129
finansal raporlarını211 KAP212 vasıtasıyla kamuya açıklamakla
yükümlüdür.
b. Bağımsız denetim: Şirketler yıl sonu finansal raporlarını bağımsız
denetimden geçirerek kamuya duyurmakla yükümlüdürler. Altı aylık
finansal raporların kamuya duyurulması zorunlu olmakla birlikte
bağımsız denetimden geçirilmesi şart değildir.
c. Temettü dağıtma: SPK, 27.1.2010 tarih ve 02/51 sayılı kararı213 ile
payları borsada işlem gören şirketlerin 2009 yılı faaliyetlerinden elde
ettikleri kârlar için asgari dağıtım zorunluluğu bulunmamaktadır214.
d. Ücret ödeme: Şirketler İMKB, SPK ve MKK’den aldıkları hizmet
karşılığında kabul, kayıt, işlem ücreti gibi ödemeler yapar.
3.4
Sunulan Teşvikler
SPK, KOSGEB, İMKB ve TSPAKB arasında imzalanan işbirliği
protokolü215 kapsamında, GİP’te işlem görmek üzere, sermaye piyasası
araçlarını halka arz edecek KOBİ’lerin halka arza ilişkin belirlenecek
maliyetlerinin finansmanının sağlaması için KOSGEB tarafından “Gelişen
İşletmeler Piyasası KOBİ Destek Programı” oluşturulmuştur.
211
Finansal raporların kamuya açıklanmasına ilişkin esaslar SPK’nın Seri:XI, No:29 sayılı Tebliği,
GİP Yönetmeliği ve diğer İMKB düzenlemeleri ile düzenlenmiştir.
212
Bknz: Kamuyu Aydınlatma Platformu, http://www.kap.gov.tr/yay/ek/index.aspx
213
Karar için bknz: http://www.spk.gov.tr/apps/haftalikbulten/displaybulten.aspx?yil=2010&sayi=4
214
Halka açık şirketler SPK’nın belirleyeceği oranda asgari temettü dağıtmakla yükümlüdür. SPK’nın
Seri: IV No: 27 sayılı tebliğine göre temettü oranı dağıtılabilir kârın % 20’sinden az olamaz. Payları
borsada işlem gören anonim ortaklıklar, genel kurullarının alacağı karara bağlı olarak temettüyü;
tamamen nakden dağıtma, tamamen pay olarak dağıtma, belli oranda nakit belli oranda pay olarak
dağıtarak kalanını ortaklık bünyesinde bırakma, nakit ya da pay olarak dağıtmadan ortaklık
bünyesinde bırakma konusunda serbesttir.
215
KOSGEB’e kayıtlı KOBİ vasfına sahip işletmelerin, menkul kıymet ihraçlarını desteklemek
suretiyle ihtiyaç duydukları fonlara erişimlerinin kolaylaştırılması ve böylece KOBİ’lerin istikrarlı bir
büyüme içerisinde, ekonomik gelişim sürecinde dinamik bir rol oynamalarını sağlamak amacıyla
4.2.2011’de SPK, KOSGEB, İMKB ve TSPAKB arasında bir işbirliği protokolü imzalanmıştır.
Böylece ülke ekonomisinde büyük öneme sahip olan KOBİ’lerin azami ölçüde sermaye piyasasından
faydalanmalarının önü açılmaya çalışılmıştır. Bu tarihte aynı zamanda GİP’in açılışı
gerçekleştirilmiştir. GİP’in açılmasıyla birlikte aynı gün işlem görmeye başlayan Berkosan GİP’te
işlem gören ilk şirket olmuştur.
130
KOSGEB, “GİP KOBİ Destek Programı” ile üst limiti toplam 100.000 TL
olmak üzere aşağıdaki tabloda belirtilen şekilde geri ödemesiz destek
sağlamaktadır:
Tablo 29: KOSGEB KOBİ Destek Programı
Destek Unsurları
Destek Ödemesi
Üst Limiti (TL)
60.000
10.000
20.000
Oranı
(%)
75
75
75
10.000
100
PD danışmanlık hizmet bedeli (azami 2 yıl)
Aracı kuruluşa ödenecek komisyon
Bağımsız denetim hizmet bedeli
SPK kurul kaydına alma ücreti
İMKB GİP Listesi’ne kabul ücreti
MKK masrafı
Kaynak: http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=24
Bu programa dahil olmak isteyen KOBİ’lerde, KOSGEB’in veri
tabanında216 kayıtlı ve ticaret şirketi (kolektif, komandit, anonim, limited ve
kooperatif şirketler) olma şartı aranmaktadır.
100.000 TL’lik geri ödemesiz destek ödemesi tek seferde217 ya da üç
aşamada218 gerçekleştirilebilir. İşletme, KOSGEB’e başvurduğunda herhangi
bir ticaret şirketi statüsünde (limitet, kolektif, komandit, kooperatif veya
anonim) olabilir. Ancak destek ödeme sürecinde işletme mutlaka anonim
şirket
216
statüsünde
olmak
durumundadır.
Aksi
takdirde
desteklerden
KOSGEB Veri Tabanında yer almak isteyen işletme, KOBİ Bilgi Beyannamesi ve KOBİ Bilgi
Dokümanını doldurarak www.kosgeb.gov.tr adresinden kaydını yapmalıdır. İşletme bu belgelere,
işletme yetkilisi/yetkililerinin imza sirküleri/imza beyannamesi, bağlı bulunduğu odadan alınmış
Faaliyet Belgesi ve Ticaret/Esnaf Sicili Gazetesini ekleyerek hizmet merkezine teslim eder.
217
İşletme bütün maliyetlere ilişkin, GİP’te işlem görmeye başladıktan sonra tek seferde destek ödeme
talebinde bulunabilir.
218
Aşamalı olarak destek ödeme talebi yapıldığı takdirde ödeme süreçleri aşağıda yer almaktadır;
a) SPK Kurul Kaydı başvurusu sonrasında yapılacak destek ödemeleri: Bu kapsamda; SPK
tarafından KOSGEB'e hitaben başvuru dosyasının yeterli olduğunu belirtir resmi yazısıyla PD
danışmanlık hizmet bedeli, bağımsız denetim hizmeti bedeli giderleri desteklenir. Bu aşamada
PD danışmanlık hizmet bedelinin % 75’i işletme tarafından PD’ye ödenen fatura üzerinden
40.000 TL’yi geçmeyecek şekilde desteklenir.
b) GİP Listesine kabulü sonrasında yapılacak destek ödemeleri; Bu kapsamda; SPK kurul kaydına
alma ücreti, İMKB GİP Listesine kabul ücreti ve MKK masrafı giderleri, PD danışmanlık
hizmet bedeli ve varsa bağımsız denetim hizmet bedeli giderleri, yukarıda belirtilen ödemeler
dikkate alınarak aynı ya da farklı fatura(lar) için destek ve oran limitleri dahilinde desteklenir.
c) GİP’te işlem görmeye başlandıktan sonra yapılacak destek ödemeleri; Bu kapsamda; aracı
kuruluşa ödenecek aracılık komisyonu ve varsa bağımsız denetim hizmeti bedeli (a) ve (b)
bentlerindeki ödemeler dikkate alınarak aynı ya da farklı fatura/faturalar için destek ve oran
limitleri dahilinde desteklenir.
131
yararlanamayacağı gibi anonim şirket olma şartını sağlamadığı için GİP’te
işlem görmesi de mümkün olmayacaktır.
Hukuki statüsü ne olursa olsun tüm KOBİ’lerin, GİP’te işlem görmek ve
sunulan
desteklerden
yararlanmak
üzere
KOSGEB’e
ve
GİP’e
başvurabilmesi, GİP’in, KOBİ’lerin uzun vadeli fon temini için sermaye
piyasasında yer alması bakımından ideal bir çözüm yolu olduğu söylenebilir.
Ayrıca,
19.6.2012’de
bakanlık
kararı
ile
başlatılan
Yatırım
Teşvik
Uygulamalarında Bölgeler uygulaması çerçevesinde belirtilen şehirlere
yatırımlarda devlet yardımları adı altında bazı öncelikler tanınmıştır219.
4
GİP’TE İŞLEM GÖREN İLK ŞİRKET: BERKOSAN A.Ş.
GİP, ilk defa 4.2.2011’de işlem görmeye başlamıştır. GİP’te ilk işlem
gören şirket ise yine bu tarihte BRKSN koduyla “Berkosan Yalıtım ve Tecrit
Maddeleri Üretim ve Ticaret A.Ş.” olmuştur. Piyasa danışmanlığı Gedik
Yatırım Menkul Değerler A.Ş. tarafından yürütülen şirketin, GİP’ten önceki
nominal sermayesi 4 milyon TL220 iken, GİP’e geldiğinde % 100 artırılarak 8
milyon TL’ye çıkarılmıştır. 11.3.2011 tarihinde halka arz amacıyla yapılan bu
artırım, ortakların rüçhan hakkı kısıtlanarak % 100 bedelli sermaye artırımı
şeklinde
yapılmıştır.
Şirket,
GİP’te
işlem
görmeye
devam
ederken
19.9.2011’de tamamı bedelli % 50 oranında bir kez daha sermaye artırımı
yaparak nominal sermayesini 12 milyon TL’ye çıkarmıştır. Aşağıda, şirketin
31.1.2011 itibarıyla birincil piyasadaki, 4.2.2011 itibarıyla da ikincil piyasadaki
halka arz verileri sunulmuştur.
219
19.6.2012 Tarihli ve 28328 Sayılı Resmi Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe giren: “Yatırımlarda
Devlet Yardımları Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı”. Yatırım teşvik uygulamalarındaki bölgeler
bu çalışmanın arka tarafında EKLER kısmında yer almaktadır.
220
23.11.2010’da 1,9 milyon TL’lik kısım yeniden değerleme sonrası iç kaynaklardan, 100.000 TL’lik
kısım da nakit olarak karşılanmak üzere 2 milyon TL olan nominal sermayesi 4 milyon TL’ye
çıkarılmıştır.
132
Tablo 30: Berkosan A.Ş.’nin Halka Arz Verileri
31.1.2011 Tarihli Birincil Piyasa’daki Halka Arz Verileri
Halka arz edilen nominal pay tutarı
Baz fiyat
4 milyon TL
1,85 TL
2,04
Birincil piyasada gerçekleşen fiyat221
Toplanan fon tutarı222
Yatırımcı sayısı
4.2.2011 Tarihli İkincil Piyasa’daki Halka Arz Verileri
Halka arz öncesinde piyasa değeri223
27.8.2012 itibarıyla piyasa değeri 224
8.160.000 TL
211 kişi
14.800.000 TL
126.984.000 TL
Berkosan A.Ş.’nin gösterdiği bu başarı mali tablolarına bakıldığında
daha net görülmektedir. Nitekim, şirketin halka arz öncesinde bağımsız
denetimden geçmiş 31.12.2010 tarihli bilançosuna göre 182.086 TL zarar
mevcutken; halka arz sonrası bağımsız denetimden geçmiş 31.12.2011 tarihli
bilançosuna göre 600.052 TL kâr sağlanmıştır. Şirketin, 31.12.2010 tarihi
itibarıyla aktif büyüklüğü, net çalışma sermayesi ve Finansal Kaldıraç Oranı
sırasıyla 13,7 milyon TL, 0,5 milyon TL ve % 61 iken 31.12.2011 tarihi
itibarıyla 25,6 TL, 9,6 milyon TL ve % 30 olarak gerçekleşmiştir. Şirketin satış
kalemin de benzer bir durum vardır. Nitekim, şirketin 31.12.2010 yılına göre
31.12.2011 tarihli mali tablolarda görünen satış tutarı % 111 artış göstermiş
ve 15,7 milyon TL’ye ulaşmıştır225.
GİP’te işlem gördüğü bir yıllık süre içinde büyük başarı sağlayan şirket,
27.4.2012’den itibaren İMKB PP pazarlarından biri olan İkinci Ulusal Pazar’da
işlem
221
görmeye
başlamıştır.
13.8.2012
itibarıyla
nominal
sermayesi
Paylar tavan fiyat üzerinden satılmıştır.
4.000.000*2,04=8.160.000 TL
223
8.000.000*1,85=14.800.000 TL
224
Kapanış fiyatı= 8,14 TL ve noninal sermayesi 15.600.000 TL iken; şirketin toplam piyasa değeri
15.600.000*8,14=126.984.000 TL
225
Şirketin performansıyla ilgili diğer bilgiler ise şöyledir: Bursa’da depo olarak kullanılan eski
üretim tesisi artan talep doğrultusunda yeniden devreye alınarak, 28,4,2011’de üretime başlamıştır.
Aynı şekilde, 23.5.2011’de “çapraz bağlı polietilen köpük” üretim kapasitesi % 30 artarak, bu
doğrultuda 581.200 $’lık yatırım kararı alınmıştır. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Teşvik
Uygulama Genel Müdürlüğü’nden 8.6.2011-8.6.2014 tarih aralığı için 3.343.464 TL’lik yatırım teşvik
belgesi alınmıştır. 23.5.2011 tarihli yatırım kararı doğrultusunda artırılan kapasitenin 14.10.2011’de
üretime başlaması sağlanmıştır.
222
133
15.600.000 TL, 115.752.000 TL de piyasa değeri bulunan şirketin % 50’si
borsada işlem görmektedir226.
5
GİP’TE MEVCUT DURUM
Tablo 32’de 13.8.2012 tarihi itibarıyla PDA’sı bulunan işletmeleri
gösteren İMKB PDA Listesi, Tablo 33’te ise aynı tarih itibarıyla GİP’te işlem
gören şirketlerin kayıtlı olduğu İMKB GİP Listesi sunulmuştur. Tablolardan da
görüleceği üzere 15 şirketin Piyasa Danışmanlığı Anlaşması bulunmaktadır.
GİP Listesi’nde yer alan yani GİP’te işlem gören şirket sayısı ise 9 adettir.
226
5.9.2000’de İstanbul’da kurulan Berkosan A.Ş., 30 milyon TL’lik kayıtlı sermayesi kapsamında, 4
milyon TL’lik sermayesini 8 milyon TL’ye çıkartarak GİP’te işlem görmeye başlamıştır. Şirket,
23.11.2011’de 4 milyon TL daha artış gerçekleştirmiştir. 13.6.2012’de ise bedeli hisse senetleri ihraç
primleri kaleminden karşılanmak üzere sermayeyi % 30 oranında artırma kararı alınmış, 22.6.2012’de
de SPK kaydına alınmıştır. Böylelikle şirketin sermayesi 15.600.000 TL’ye ulaşmıştır. Sermaye
artırım kararı: http://www.kap.gov.tr/yay/Bildirim/Bildirim.aspx?id=212241 Sermaye artırım bildirim:
http://www.kap.gov.tr/yay/Bildirim/Bildirim.aspx?id=217709
134
Tablo 31: 13.8.2012 Tarihli İMKB PDA Listesi227
PDA’nın
İmzalanması
GİP
Listesi’ne Kabul
Başvurusu
PDA’nın Sona
Ermesi
GİP’te İşlem
Görmesi
Şirket
PD
1
MCT Danışmanlık A.Ş
Gedik YMD A.Ş
1.4.2011
5.12.2011
5.12.2013
30.5.2012
2
Vanet Gıda San. İç ve Dış Tic. AŞ
İnfo Yatırım
A.Ş.
6.6.2011
7.6.2011
7.6.2013
24.8.2011
3
Hitit Holding A.Ş.
Galata Yat. A.Ş.
10.6.2011
10.6.2011
10.6.2013
9.3.2012
4
Mega Polieliten Köpük San. ve Tic. A.Ş.
Eti Yatırım A.Ş.
14.10.2011
16.12.2011
16.12.2013
18.5.2012
5
Denge Yatırım Holding A.Ş.
Gedik YMD A.Ş
24.10.2011
17.2.2012
17.2.2014
2.8.2012
6
Etiler İnci Büfe Gıda San. ve Dış Tic. A.Ş.
Gedik YMD A.Ş
1.11.2011
29.2.2012
1.3.2014
16.7.2012
7
Osmanlı Menkul Değrlr A.Ş.
Strateji MD A.Ş
14.11.2011
24.11.2011
24.11.2013
27.2.2012
8
Sanifoam Sünger San.Tic. AŞ
Eti Yatırım A.Ş.
5.12.2011
15.12.2011
15.12.2013
18.4.2012
9
Beyaz Filo Oto Kiralama AŞ.
Galata Yat. A.Ş.
29.2.2012
5.3.2012
5.3.2014
28.3.2012
10
Say Rekl. Yapı Dekor. Proje Taah. San. ve Tic.
A.Ş.
Gedik YMD
A.Ş.
16.4.2012
-
16.4.2014
-
11
Taze Kuru Gıda San. ve Tic. A.Ş.
Bizim MD A.Ş.
20.6.2012
-
20.6.2012
-
12
Baysan Trafo Rady. San. ve Tic. A.Ş.
Galata Yat. A.Ş.
17.7.2012
17.7.2012
17.7.2014
-
13
Gürocak Plas San ve Tic AŞ
Galata Yat. A.Ş.
25.7.2012
26.7.2012
26.7.2014
-
14
Modern İş Sistemleri Tic AŞ
Tera MD A.Ş.
30.7.2012
2.8.2012
30.7.2014
-
15
Rodrigo Tekst. San Tic. A.Ş.
Galata Yat. A.Ş.
30.7.2012
30.7.2012
30.7.2014
-
227
http://www.imkb.gov.tr/markets/EmergingCompaniesMarket/CurrentAdvisorAgreements_x_1.aspx
135
Tablo 32: 13.8.2012 Tarihli İMKB GİP Listesi228
İşlem
Kodu
228
1
VANGD
2
OSMEN
3
HITIT
4
BEYAZ
5
SANFM
6
MEGAP
7
MCTAS
8
ETILR
9
DENGE
Şirket Unvanı
Vanet Gıda San. İç
ve Dış Tic. AŞ
Osmanlı Menkul
Değerler A.Ş.
Hitit Holding A.Ş.
Beyaz Filo Oto
Kiralama A.Ş.
Sanifoam Sünger
San. ve Tic. A.Ş.
Mega Polieliten
Köpük San. ve Tic.
A.Ş.
MCT Danışmanlık
A.Ş
Etiler İnci Büfe
Gıda San. ve Dış
Tic. A.Ş.
Denge Yatırım
Holding A.Ş.
GİP Listesi’ne
Kabul Başvuru
Tarihi
İşlem
Görme
Tarihi
7.6.2011
24.8.2011
24.11.2011
27.2.2012
10.6.2011
9.3.2012
5.3.2012
28.2012
15.12.2011
18.4.2012
16.12.2011
18.5.2012
5.12.2011
30.5.2012
29.2.2012
16.7.2012
17.12.2012
2.8.2012
İlk Başvuru
Yapan PD
İnfo Yatırım
A.Ş
Strateji Men.
Değ. A.Ş.
Galata Yatırım
A.Ş.
Galata Yatırım
A.Ş.
Eti Yatırım
A.Ş.
Cari PD
İnfo Yatırım
A.Ş
Strateji Mn.
Değ. A.Ş.
Galata Yatırım
A.Ş.
Galata Yatırım
A.Ş.
Eti Yatırım
A.Ş.
Eti Yatırım
A.Ş.
Eti Yatırım
A.Ş.
Gedik Yatım
Menkul
Değerler A.Ş
Gedik Yatım
Menkul
Değerler A.Ş.
Gedik Yatım
Men. Değ. A.Ş
Gedik Yatım
Menkul Değ.
A.Ş.
Gedik Yatım
Menkul
Değerler A.Ş.
Gedik Yatım
Men. Değ. A.Ş
PDA’nın
İmza
Tarihi
PDA’nın
Sona
Erdiği
Tarih
Sermaye
Tutarı
(TL)
GİP
Listesi’ndeki
Pay
Tutarı (TL)
6.6.2011
7.6.2013
20.000.000
8.950.000
14.11.2011
24.11.2013
6.100.000
1.315.500
10.6.2011
10.6.2013
20.000.000
5.000.000
29.02.2012
5.3.2014
36.250.000
3.528.000
5.12.2011
15.12.2013
10.550.000
4.000.000
14.10.2011
16.12.2013
13.221.450
4.000.000
1.4.2011
5.12.2013
5.141.000
771
1.11.2011
1.3.2014
7.500.000
2.500.000
24.10.2012
17.2.2014
8.000.000
3.000.000
GİP Listesi’nde bulunan bir şirket PP pazarlarından birine geçtiği takdirde listeden çıkarılır. Bu bakımdan İkinci Ulusal Pazar’da işlem gören Berkosan A.Ş. GİP
Listesi’nde yer almamıştır. GİP Listesi için bknz: http://www.imkb.gov.tr/markets/EmergingCompaniesMarket/ECMlist.aspx
SONUÇ VE ÖNERİLER
Küçük ve orta büyüklükteki (ölçekteki) işletmelerin genel adı olan KOBİ
kavramının dünyada, üzerinde anlaşılmış ortak bir tanımı yoktur. Ölçek
kavramının göreceli olması, ölçekle ilgili kriterlerin çeşitli kaynaklara göre
farklılıklar göstermesi, ölçeğin belirlenmesinde kullanılan kriterlerin ağırlığının
zaman içinde değişlik göstermesi ve sektör, bölge ve ülke faktörlerinin ölçek
üzerindeki etkisi genel kabul görmüş bir KOBİ tanımının yapılamamasının
bazı nedenleri olarak gösterilebilir.
KOBİ’lerin
belirlenmesinde
birçok
ölçüt
kullanılmaktadır.
Bu
ölçütlerden bazıları; çalışan sayısı, yıllık bilanço büyüklüğü, yıllık net satış
hasılatı, özsermaye, çalışma sermayesi, sabit sermaye, enerji kullanımı ve
ihracatın satışlardaki payı şeklindedir. Ancak günümüzde bunlardan en çok
ilk üçü kullanılmaktadır. Nitekim, Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülke ve
uluslararası kuruluş KOBİ tanımını yaparken bu kriterleri kullanmaktadır.
2005 yılında tüm AB ülkelerinde geçerli olmak üzere; çalışan sayısı,
yıllık bilanço büyüklüğü ve yıllık satış hasılatı ölçütleri kullanılarak AB KOBİ
tanımı yapılmıştır. Türkiye de bu tanımın etkisinde kalarak aynı yıl kendi ortak
KOBİ tanımını yapmış ve o yıla kadar ülkede geçerli olan tüm diğer KOBİ
tanımlarına son vermiştir. 18.11.2005 tarihli yönetmeliğe göre, bilanço
büyüklüğü ya da yıllık satış cirosu 25 milyon TL’den ve çalışan sayısı
250’den az olan işletmeler KOBİ olarak tanımlanmıştır.
Ekonominin belkemiği olan KOBİ’ler tüm dünyada olduğu gibi
Türkiye’de de önemli yere sahiptir. KOBİ’ler Türkiye ekonomisinde tüm
işletmelerin sayıca % 99,9’unu, istihdamın %78’ini, katma değerin ise %
55,2’sini oluşturmaktadır. Türkiye’deki KOBİ’ler bir taraftan ekonomi için bu
denli önemli iken, diğer taraftan birçok sorunla karşı karşıyadır. Bu sorunların
en başında ise finansman sorununun geldiği söylenebilir.
137
KOBİ’lerin finansman sorununun çözümünde etkili olabilecek birçok
finansman yöntemi mevcuttur. Bunlardan bir kısmı; banka kredisi, faktöring,
forfaiting, finansal kiralama, franchising, barter ve girişim sermayesi
şeklindedir. Bu yöntemlerden her biri finansman sorununun ayrı bir yönüne
cevap vermektedir. Ancak, girişim sermayesi dışında hiçbiri KOBİ’lerin
sermaye piyasası aracılığıyla fon sağlamasına dönük bir işlevi yoktur.
Bununla birlikte girişim sermayesinin kapsadığı şirketler, risk algısı ve sahip
olunan sınırlı miktardaki fondan dolayı çok sınırlı bir çerçeveden ibarettir.
Bundan dolayı KOBİ’lerin genelini kapsamaktan oldukça uzaktır.
Finansman sorunu, finansal piyasalarda yaşanması bakımından ele
alındığında; para piyasasında karşılaşılan finansman sorunu ve sermaye
piyasasında karşılaşılan finansman sorunu şeklinde ikiye ayrılabilir. Para
piyasasında yaşanan finansman sorunu daha çok ticari banka kredisiyle
ilgilidir ve kısmen çözülmüş durumdadır. Sermaye piyasasında yaşanan
finansman sorunu ise daha çok menkul kıymet ihracıyla ilgilidir ve halen
çözüm beklemektedir.
Sermaye
piyasasının,
KOBİ’lerin
uzun
vadeli
fon
ihtiyacının
karşılanmasında ve buna bağlı olarak ülke ekonomisinin gelişmesinde önemli
bir rolü vardır. Bilindiği üzere uzun vadeli fonlar daha çok sabit sermaye
yatırımlarının finansmanında kullanılmaktadır. Sabit sermaye yatırımlarının
artması, işin büyümesine bağlı olarak aynı zamanda ülkedeki üretimin,
istihdamın ve ihracatın artması demektir. Bundan dolayı KOBİ’lerin
desteklenmesi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de öncelikli konulardan
biri olmuş ve bu doğrultuda KOBİ’lere yönelik birçok teşvik ve destek
sağlanmıştır. Bu teşvik ve desteklerden bir bölümü de KOBİ’lerin sermaye
piyasasına katılmasıyla ilgilidir. Bu bağlamda Türkiye’de KOBİ’lerin sermaye
piyasasına katılmasıyla ilgili olarak bir KOBİ borsası oluşturulması ihtiyacı
doğmuş ve 4.2.2011’de İMKB bünyesinde İMKB Gelişen İşletmeler Piyasası
(GİP) işlem görmeye başlamıştır.
138
18.8.2009 tarih ve 27323 sayılı Resmi Gazete ile yürürlüğe giren İMKB
GİP Yönetmeliği doğrultusunda kurulan İMKB GİP, gelişme ve büyüme
potansiyeli olan KOBİ’lere yönelik oluşturulmuş ideal bir piyasadır. GİP’te,
İMKB’nin bir diğer piyasası olan Pay Piyasası (PP)’nda olduğu gibi ağır
kotasyon şartları ve İMKB tarafından belirlenmiş başka hiçbir sınırlayıcı şart
(kârlılık, faaliyet süresi, sermaye büyüklüğü, piyasa değeri gibi) yoktur. GİP’e
başvuracak şirkette sadece, anonim şirket olma, Kotasyon Yönetmeliği’ndeki
kotasyon şartlarını taşımama ve Piyasa Danışmanı Anlaşması (PDA) yapma
şartları aranmıştır.
GİP’te ilk işlem gören şirket olan Berkosan A.Ş.’nin ardından yaklaşık
15 şirket daha GİP Listesi’ne başvurmuştur. GİP’in yaklaşık bir yıldır
faaliyette bulunduğu göz önüne alındığında bu sayıların aslında hiç de
azımsanmayacak düzeyde olduğu söylenebilir. Bu şirketlerden 13.8.2012
tarihi itibarıyla 9’u GİP’te işlem görmekte, 6’sı da işlem görmek üzere
beklemektedir. Bu şirketlerin GİP’te işlem görmek istemelerinde kuşkusuz
SPK, KOSGEB, İMKB ve TSPAKB İşbirliği Protokolü çerçevesinde
gerçekleştirilen KOSGEB teşvik programının payı büyüktür. Hatırlanacağı
üzere KOSGEB, GİP’te işlem görmek isteyen şirketlere 100.000 TL’ye kadar
karşılıksız destek sunmaktadır. Ayrıca, işlem görme sürecinde SPK, İMKB ve
MKK ücretleri 1/10 oranında alınmakta ve İMKB 2012 yılı sonuna kadar hiçbir
ücret talep etmemektedir. Bu durum GİP’i daha cazip hale getirmektedir.
Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, İMKB GİP uygulaması gerek
maliyet gerekse de kotasyon şartları bakımından KOBİ’ler için ideal bir piyasa
konumundadır.
Bu tez çalışması kapsamında, GİP’in etkinliğinin ve GİP’te işlem gören
KOBİ sayısının artırılması bakımından bazı önerilerde bulunulmuştur:

Yetersiz tanıtım faaliyetlerinin, GİP’teki şirket sayının az olmasında
etkili olduğu düşünülmektedir. Tanıtım faaliyetlerinin artırılması
sayesinde KOBİ’ler GİP’i daha yakından tanıma fırsatı bulacaklar
139
ve böylece zihinlerde oluşan çoğu soru işareti de ortadan kalkmış
olacaktır.

KOBİ’lerde, halka arz sonucunda yönetim kontrolünün kaybolacağı
ya da işletmenin kötü amaçlı satın almalara konu olacağı hakkında
endişeler varsa öncelikle bunlar giderilmelidir.

KOBİ’lerdeki finansal bilgi eksikliği bilinen bir gerçektir. KOBİ’lere
bu
yönde
eğitimlerin
sunulması
sağlanmalıdır.
Bu
sayede
KOBİ’lerin sermaye piyasasına bakış açıları olumlu yönde
etkilenecektir.

Sermaye piyasasına henüz adım atmamış KOBİ’ler ile piyasa
danışmanlığı
görevini
yürüten
kurumlar
arasında
bir
bağ
oluşturulmalıdır. Bu bağın oluşturulması, tarafları aynı platformda
buluşturacak
seminerler,
paneller,
bilgilendirme
toplantıları,
konferanslar vb. etkinlikler ile sağlanabilir.

GİP’te başarı gösteren şirketlerin PP pazarlarından birine alınması
yerine GİP bünyesinde oluşturulacak ayrı bir pazara alınması ya da
en azından birkaç yıl daha GİP bünyesinde bırakılması daha uygun
olabilir. Bu sayede GİP’in yatırımcılar ve potansiyel şirketler
nezdindeki itibarı daha da artacaktır. Aksi takdirde zamanla GİP;
gelişmemiş ya da başarılı olamamış işletmelerin piyasası olarak
görülmeye başlayabilir.

KOBİ’lere
sağlanan
teşvikler;
sermayeye
piyasasına
uyum
sırasında ortaya çıkan çeşitli maliyetleri de kapsayacak şekilde
genişletilmelidir. Örneğin; anonim şirket olmayan KOBİ’lerin bu
statüye geçmesi ya da ayrı bir finans ekibi veya departmanı
sırasında ortaya çıkacak masraflar karşılanmalıdır.

Bilindiği üzere GİP’te işlem gören şirketler kayıt dışı ekonomiye
konu olan uygulamalardan genellikle daha uzaktırlar. Dolayısıyla
KOBİ’lerin bu konudaki endişeleri göz önünde bulundurulmalıdır.

GİP’te işlem gören şirketlerin Pay Piyasası’nda işlem gören
şirketlere göre şeffaflık konusunda daha az yükümlülüklerinin
140
bulunması KOBİ’ler açısından her ne kadar olumlu gibi görünse de
yatırımcıların güven sorunu yaşamalarına dolayısıyla GİP’te işlem
gören menkul kıymetlere mesafeli yaklaşmaları söz konusu olabilir.
Bu nedenle Kamuyu Aydınlatma Platformu çerçevesinde Pay
Piyasası’na yönelik uygulanan şartlar mümkün olduğunca GİP’e
yönelik de uygulanmalıdır. Çünkü, sermaye piyasasında şeffaflık,
açıklık, hesap verilebilirlik, kamuyu aydınlatma gibi kavramlar son
derece hassas konulardır.

Türkiye’de ‘Halka Arz Seferberliği’ yoluyla sermayenin tabana
yayılması, tasarrufların yatırımlara dönüşmesi, kaynak sorununa
çözüm bulunması ve sermaye piyasasının gelişimi sağlanmaya
çalışılmaktadır. Bu kapsamda çeşitli illerde toplantılar, seminerler,
personel eğitimleri, şirket ziyaretleri ve tanıtım platformları
oluşturulması gibi etkinlikler organize edilmektedir. İMKB GİP
tanınırlığını artırmak için bu tür faaliyetlerin artırılarak sürdürülmesi
gerekmektedir.

GİP’te farklı özellikte pazarlar oluşturulmalıdır. Nitekim;
o ABD – NASDAQ’ta; Global Select Market, Global Market ve
Capital Market olmak üzere üç farklı katman olup her
sektörden ve her boyuttan şirket işlem görebilmektedir. Bu
katmanlardan her birinde üç farklı standart belirlenmiş olup
sadece birine uyum sağlamak yeterli olmaktadır.
o Benzer olarak Japonya – JASDAQ’ta standart ve gelişen
olmak üzere iki katman bulunmaktadır.
o G. Kore – KOSDAQ’ta ise risk sermayesi ve büyüyen risk
sermayesi olmak üzere yine iki katman mevcuttur.
o Kanada – TSX Girişim Borsası’nda iki farklı katman olup her
bir
katmanda
belirlenmiştir.
4
farklı
sektöre
ait
farklı
standartlar
141
KAYNAKÇA
AKGÜÇ, Öztin; Finansal Yönetim, İstanbul, Avcıol Basım Yayın, 8. Baskı, 2010.
AKSOY, Ahmet, YALÇINER, Kürşat; İşletme Sermayesi Yönetimi, Ankara, Gazi
Kitabevi, 4. Baskı, 2008
ALTAŞ, Gökben; “Yurtdışında KOBİ Piyasaları”, Sermaye Piyasasında Gündem,
İstanbul, TSPAKB Yayınları, Sayı 109, 2011.
AYDIN, Nurhan (Ed.); Sermaye Piyasaları ve Finansal Kurumları, Eskişehir, Anadolu
Üniversitesi Yayınları, 2. Baskı, 2009.
AYPEK, Nevzat ve Diğerleri; Ekonomik Terimler Sözlüğü, Ankara, Gazi Kitabevi, 2009.
AYPEK, Nevzat; “KOBİ Finansmanı: Venture Capital ve Angel Investor”, İktisat, İşletme
ve Finans Dergisi, 17. Yıl, Eylül 2002.
AYPEK, Aypek; Sermaye Piyasası Aracı Olarak Girişim sermayesi ve Türk Sermaye
Piyasasında Uygulanabilirliği, Ankara, KOSGEB Yayınları, 1998.
AYTEK, Bintuğ, İşletme Yönetimi, San Matbaası, Ankara, 1980.
BDDK; Finansal Piyasalar Raporu, Ankara, Ocak 2011.
BDDK; Finansal Piyasalar Raporu, Ankara, Aralık 2011.
BDDK; Finansal Piyasalar Raporu, Ankara, Mart 2012.
BESHEL, Barbara; An Introduction to Franchsing, The Money Institute, Washington,
The IFA Educational Foundation, 2001.
BEŞKARDEŞLER, Halil; “Türkiye ve Dünyada Girişim sermayesi”, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Kadir Has Üniversitesi, 2010.
BUDAK, Alparslan (Ed.); Dünya Uygulamaları Çerçevesinde KOBİ Borsaları, İstanbul,
TSPAKB Yayınları, No: 27, Ocak 2006.
CACCAVAİO, Marianna and others, “SMEs and the Challenge to Go Public: Evidence
from a Recent Survey”, Italy, Arcelli Centre for Monetary and Financial Studies,
Working Paper No: 2, January 2012
CANSIZ, Mehmet; “Türkiye’de KOBİ’ler ve KOSGEB”, DPT Uzmanlık Tezleri, Ankara,
Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü, Yayın No: 2782, 2008.
CEMALCILAR, İlhan ve Diğerleri, İşletmecilik Bilgisi, Anadolu Üniversitesi İşitme
Özürlü Çocuklar Eğitim ve Araştırma Vakfı Yayını, No. 3, Eskişehir, 1991.
CEYLAN, Ali; İşletmelerde Finansal Yönetim, Bursa, Ekin Kitabevi, 8. Baskı, 2003.
COŞKUN, Aykan; “Leasingin KOBİ’lere Getirdiği Kolaylıklar ve Sincan-Etimesgut –
Yenikent Sanayici ve İşadamları Derneği’ne (SİSİAD) Üye KOBİ’lerin
İncelenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atılım Üniversitesi, 2008.
ÇİKOT, Özcan; “Polonya Sermaye Piyasası”, Sermaye Piyasasında Gündem, İstanbul,
TSPAKB Yayınları, Sayı: 65, Ocak 2008.
ÇİKOT, Özcan; “Yunanistan Sermaye Piyasası”, Sermaye Piyasasında Gündem, İstanbul,
TSPAKB Yayınları, Sayı: 73, ss.24-37, Eylül 2008.
DEĞERTEKİN, Efsun Ayça; “Çin Halk Cumhuriyeti Sermaye Piyasası”, İstanbul,
Sermaye Piyasasında Gündem, Sayı: 78, Şubat 2009.
DEĞİRMENCİ, Gamze; “Türkiye ve Dünyadaki Kredi Garanti Sistemleri, Türkiye’deki
Kredi Garanti Fonu A.Ş.’nin Kefalet Hacminin ve İşlerliğinin Artırılabilmesi için
Yapılabilecekler”, Yayınlanmamış YL Tezi, Başkent Üniversitesi, 2011.
DOĞAN, Muammer, İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, Anadolu Matbaacılık, İzmir, 1995.
142
DÜZCE, Çetin; “Türkiye’de KOBİ’lerin Finansal Sorunları ve Alternatif Finansman
İmkânları”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, 2007.
ERDOĞAN, B. Zafer (Ed.) Girişimcilik ve KOBİ’ler: Teori ve Uygulama, Bursa, Ekin
Basım Yayın Dağıtım, 2. Baskı, 2009.
EMRE, Zeynep; “Euronext”, Sermaye Piyasasında Gündem, İstanbul, TSPAKB
Yayınları, Sayı: 34, Haziran 2005
EROL, Mikail; “Ekonomik Kriz ve KOBİ’ler”, Girişim ve Kalkınma Dergisi, Cilt: 5,
Sayı: 1, ss.165 – 181, Haziran 2010.
ERYILMAZ, Fuat Korhan (GİP Müdürü); 23.03.2012 Tarihli İMKB GİP EİB Sunumu
http://www.slideshare.net/eibsunum/20120323-gip-sunum-ege-ihracat-birlikleri-izmir
EUROSTAT, “Key figures on European business with a special feature on SMEs”,
Pocketbooks, Belgium, 2011.
EVANS, Matt H.; “Excellence in Financial Management: Going Public”,
http://www.exinfm.com/training/pdfiles/course13.pdf (Erişim: 27.06.2012).
FERMAN, Cumhur, İşletme İktisadına Giriş, İstanbul, 1982.
FIKIRKOCA, Ekin; “Almanya Sermaye Piyasası”, Sermaye Piyasasında Gündem,
İstanbul, TSPAKB Yayınları, Sayı 38, ss.9-21, Ekim 2005.
FIKIRKOCA, Ekin (Ed.); Dünyada Borsa Şirketleşmeleri, Satın Alma ve Birleşmeleri,
İstanbul, TSPAKB Yayınları, Temmuz 2011
HULBERT, H. Matthew; “The Powerful and Sometimes Secret World of Barter: How
Barter Can Help You Grow Your Business”, 2011, CashFreeLiving.com (2012)
İMKB
GİP
Kılavuzu,
http://www.imkb.gov.tr/datum/gip/Gelişen%20İşletmeler
%20Piyasası%20Kılavuzu.pdf
İSO; “2011 Yılına İlişkin Ekonomik Durum Tespit Anketi”, İstanbul, Aralık 2011
KARALAR, Rıdvan, Genel İşletme, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını,
No. 704, Eskişehir, 2001.
KGF A.Ş., “Kredi Garanti Fonu Tanıtım Sunusu”, http://www.turkonfed.org/prog/kgf.pdf
(Erişim: 19.6.2012)
KOSGEB; “2011-2013 KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı, Ankara, Nisan 2011.
KUTLU, Hüseyin A., GÜNER, Mehmet; Barter İşlemleri ve Muhasebeleştirilmesi,
İstanbul, Mali Çözüm İSMMMO Yayın Organı, Nisan – Mayıs, Sayı: 75, 2006.
KÜÇÜK, Orhan; Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2.
Baskı 2005.
MUCUK, İsmet, Modern İşletmecilik, Yenilenmiş 14. Baskı, Türkmen Kitabevi, İstanbul,
2003.
MÜFTÜOĞLU, M. Tamer; Türkiye‘de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler: Sorunlar –
Öneriler, Ankara, Turhan Kitabevi, 4. Baskı, 1998.
OKKA, Osman; Finansal Yönetime Giriş, Ankara, Nobel Kitabevi, 2. Basım, 2006.
ONAL, Güngör, Temel İşletmecilik Bilgisi, 3. Baskı, Türkmen Kitabevi, 2000.
ÖZDEMİR, Özdemir; Finansal Yönetim, İstanbul, Türkmen Kitabevi, 2. Baskı, 1999.
ŞİMŞEK, M. Şerif ve Diğerleri, İşletme Becerileri Grup Çalışması, Gazi Kitabevi,
Ankara, 2008.
ŞİMŞEK, M. Şerif ve ÇELİK, Adnan, İşletme Bilimlerine Giriş, Konya, Eğitim Kitabevi,
18. Baskı, 2011.
SABUNCUOĞLU, Zeyyat ve TOKOL, Tuncer; İşletme I ve II, Furkan Ofset, Bursa, 1997
SABUNCUOĞLU, Zeyyat ve TOKOL, Tuncer; İşletme, Bursa, Furkan Ofset, 2003.
143
SARIASLAN, Halil; Orta ve Küçük Ölçekli İşletmelerin Finansal Sorunları: Çözüm
İçin Bir Finansal Paket Önerisi, İstanbul, Ankara: TOBB Yayınları, 1994.
SEVILLA, Ramon C., SOONTHORNTHADA, Kusol; “SME Policy in Thailand: Vision
and Challenges”, Thailand, Institute for Population and Social Research Mahidol
University, Salaya Campus Nakhon Pathom, July 2000.
SPK
Tanıtım
Kitapçığı,
http://www.spk.gov.tr/displayfile.aspx?action=display
file&pageid=846&ext=pdf&submenuheader=-1
TEKŞEN, Ömer; “Barter işlemlerinin Muhasebeleştirilmesi ve Vergilendirilmesinin Yeni
Finansal Tekniklerle Karşılaştırılarak İncelenmesi: Bir Araştırma”, Yayınlanmamış
Doktora Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, 2006.
The New SME Defination; “User Guide and Model Declaretion”, Enterprise and Industry
Puplications,
European
Commission,
2005.
(Erişim;
30.05.2012)
http://www.euresearch.ch/fileadmin/documents/PdfDocuments/SME_Definition_en.pdf
TOBB Ekonomik Forum; “Özel Sektörlerin Geliştirilmesi, Bölgesel Bazdaki KOBİ’lerin
İyileştirilmesi” Eğitim Programı: Osaka, Kinki (Kansai) Bölgesi, Japonya, Nisan 2010.
TOSUN, Kemal, İşletme Yönetimi, Genel Esaslar, Cilt 1, İstanbul Üniversitesi İşletme
İktisadı Enstitüsü Yayını, İstanbul, 1990.
TSPAKB; “Finansal Yönetim”, Sermaye Piyasası Faaliyetleri İleri Düzey Lisansı Eğitim
Kılavuzu, İstanbul, 2011.
TSPAKB; “KOBİ Finansmanı ve Borsa Dışı Teşkilatlanmış Piyasa Hakkında Rapor”,
İstanbul, KOBİ’lerin Finansmanı Çalışma Platformu, 2.7.2003.
TÜİK Yıllık İş İstatistikleri 2009 Yılı Verileri
TÜİK 2003 – 2008 Sanayi ve Hizmet İstatistikleri
TÜİK Girişim Özelliklerine Göre 2010 Yılı Dış Ticaret İstatistikleri
UFRAD; 10 Soruda Franchise, (Erişim: 05.06.2012) http://www.franchisedunyasi.com
/index.php?option=com_content&view=section&layout=blog&id=5&Itemid=50
UNCTAD; “Improving the Competitiveness of SMSs in Developing Countries: The Role
of Finance to Enhance Enterprise Development”, Çev. Ahmet Kandemir, Ankara,
Türkiye Kalkınma Bankası Yayını, Aralık 2003.
USTA, Öcal; İşletme Finansı ve Finansal Yönetim, Ankara, Detay Yayıncılık, 2005.
Vinde, V. Pierre; General Introduction to Environment for SMEs, OECD, 1999.
YALÇINER, Kürşat ve Diğerleri, Finansal Teknikler ve Türev Araçlar, Ankara, Gazi
Kitabevi, 2008.
YONAR, Özlem; “KOBİ’lerin Dünya Ekonomisindeki Yeri”, Uşak Stratejik Gündem,
Makale, http://www.usakgundem.com/yorum/2/kobilerin-d%C3%BCnya-ekonomi
ssindeki-yeri.html (Erişim: 23.03.2012).
Yasal Düzenlemeler
Bankacılık Kanunu (5411 Sayılı)
BDDK Kararı Karar Sayısı ve Tarihi: 2029 – 23.11.2006: 28.11.2006 ve 26360 Sayılı RG
BDDK Kararı, Karar Sayısı ve Tarihi: 1997 – 12.10.2006: 17.10.2006 ve 26322 Sayılı RG
Borsa Dışı Teşkilatlanmış Menkul Kıymetler Piyasalarının Kuruluş ve Çalışma Esasları
Hakkında Yönetmelik; 18.3.2003 Tarih ve 25052 Sayılı RG
Borsa Payları ve Takas ücreti Tarifesi Hakkında Genelge; Genelge No: 382, İstanbul,
13.12.2011
144
Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esaslar
Hakkında Yönetmelik; 1.10.2006 Tarih ve 26315 Sayılı RG
Finansal Kiralama Kanunu (3226 Sayılı); 26.6.1985 Tarih ve 18795 Sayılı RG
Finansal Kiralama Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik; 28.4.1992
Tarih ve 21212 Sayılı RG
İMKB Kotasyon Yönetmeliği; 24.06.2004 Tarih ve 25502 Sayılı Resmi Gazete
İMKB GİP’te Piyasa Danışmanlığı Görevine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi; Genelge
No: 327, İstanbul, 5.3.2010
İMKB GİP Yönetmeliği; 18.8.2009 Tarih ve 27323 Sayılı RG
İMKB GİP İşlem Esasları Genelgesi; Genelge No: 348, İstanbul, 8.10.2010
KOBİ’lerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik; 18.11.2005
Tarih ve 25997 Sayılı RG
Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilmesine
İlişkin KHK; 27.6.1994 Tarih ve 26315 Sayılı RG
Payları İMKB’de İşlem Gören Şirketlerin Kendi İstekleri İle Borsa Kotundan Çıkma
İşlemlerinde Uyacakları İlke ve Esaslar; SPK’nin 30.7.2010 tarih ve 22/675 sayılı
toplantısında kararı
Payları Serbest İşlem Platformunda İşlem Görecek Halka Açık Anonim Ortaklıklara İlişkin
Esaslar Tebliği; 11.2.2012 Tarih ve 28201 Sayılı RG
SPK’nın Sermaye Piyasası Araçlarının Halka Arzında Satış Yöntemlerine İlişkin Esaslar
Tebliği Seri: VIII, No: 66, m.12
SPK’nın Payların Kurul Kaydına Alınmasına ve Satışına İlş. Esaslar Tebliği; Seri I, No: 40
Toptan Satışlar Pazarında Yapılacak GİP İşlemleri Genelgesi; Genelge No: 360, İstanbul,
3.1.2011
Türk Ticaret Kanunu (6102 Sayılı)
Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı; 19.6.2012 Tarihli ve
28328 Sayılı RG
Faaliyet Raporları
GİP A.Ş. 1.1.2006 – 31.12.2006 Faaliyet Raporu
GİP A.Ş. 1.1.2007 – 31.12.2007 Faaliyet Raporu
TSPAKB 1.1.2011 – 31.12.2011 Faaliyet Raporu
İnternet Siteleri
Atina Borsası: http://www.athex.gr/
SPK: http://www.spk.gov.tr/
BDDK: http://www.bddk.org.tr/
İMKB: http://www.imkb.gov.tr/
GTB: http://www.gumrukticaret.gov.tr/
NASDAQ: http://www.nasdaq.com/
KAP: http://www.kap.gov.tr/yay/ek/index.aspx
KGF A.Ş.: http://www.kgf.com.tr/
KOSGEB: http://www.kosgeb.gov.tr/
TSPAKB: http://www.tspakb.org.tr/tr/
WIKIPEDIA: http://wiki.answers.com
145
EK-1: Yatırım Teşvik Uygulamasında Bölgeler229
1. Bölge 2. Bölge
3. Bölge
4. Bölge
Ankara
Adana
Balıkesir
Afyonkarahisar Adıyaman
Ağrı
Antalya
Aydın
Bilecik
Amasya
Aksaray
Ardahan
Bursa
Bolu
Burdur
Artvin
Bayburt
Batman
Eskişehir Çanakkale230 Gaziantep Bartın
Çankırı
Bingöl
İstanbul
Denizli
Karabük
Çorum
Erzurum
Bitlis
İzmir
Edirne
Karaman
Düzce
Giresun
Diyarbakır
Kocaeli
Isparta
Manisa
Elazığ
Gümüşhane
Hakkari
Muğla
Kayseri
Mersin
Erzincan
Kahramanmaraş Iğdır
Kırklareli
Samsun
Hatay
Kilis
Kars
Konya
Trabzon
Kastamonu
Niğde
Mardin
Sakarya
Uşak
Kırıkkale
Ordu
Muş
Tekirdağ
Zonguldak Kırşehir
Osmaniye
Siirt
Kütahya
Sinop
Şanlıurfa
Malatya
Tokat
Şırnak
Nevşehir
Tunceli
Van
Rize
Yozgat
Bozcaada ve
Yalova
Sivas
229
5. Bölge
6. Bölge
Gökçeada İlçeleri
19.6.2012 Tarihli ve 28328 Sayılı Resmi Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe giren: “Yatırımlarda
Devlet Yardımları Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı”.
http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/06/2012
0619.htm&main=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/06/20120619.htm
230
Bozcaada ve Gökçeada İlçeleri Hariç
146
EK-2/a: İMKB GİP Borsa Payı ve Takas Ücret Tarifesi231
GİP'TE YAPILAN İŞLEMLERDE
BORSA PAYI ve TAKAS ÜCRETİNE İLİŞKİN TOPLU ÇİZELGE
GİP İŞLEMLERİ
A. GİP (Piyasa Yapıcı İşlemleri Hariç)
Borsa
Takas
Payı232
Ücreti233
0,92125
0,075
0,46063
0,0375
0
0
0,92125
0,075
1
0
1) Emir İptali, Fiyat Kötüleştirme, Miktar Azaltımı235
1
0
236
0,25
0
1238
0
B. Piyasa Yapıcı İşlemleri
1) Piyasa Yapıcı İşlemleri (Kotasyonla)

GİP’te Piyasa Yapıcı Olarak Atandığı Menkul
Kıymet Sayısı: 1 veya 2 ise indirim oranı % 50

GİP’te Piyasa Yapıcı Olarak Atandığı Menkul
Kıymet Sayısı: 3 ve üzeri ise indirim oranı % 100
2) Piyasa Yapıcı İşlemleri (Kotasyon Dışı)234
C. Takası Takasbank dışında gerçekleştirilen TSP
işlemleri
D. Takası Takasbank GİP'te yapılan diğer işlemler
2) Emir İptali, Fiyat Kötüleştirme, Miktar Azaltımı
3) Hatalı Emir Düzeltme Bildirimi237
231
Geçerlilik: 1.1.2012
http://www.imkb.gov.tr/Libraries/gip_borsa_paylari/gip_borsa_paylari.sflb.ashx
Borsa Payları ve Takas ücreti Tarifesi Hakkında, Genelge No: 382, İstanbul, 13.12.2011
232
İşlem Hacmi Üzerinden Yüz Binde
233
İşlem hacmi üzerinden yüz binde: Bu tarife, İMKB Takas ve Saklama Merkezleri Yönetmeliği’nin
8. maddesi uyarınca belirlenmiştir. Borsa payı alınmayan, takas işlemine konu olmayan, takası
Takasbank dışında gerçekleştirilen işlemler üzerinden takas ücreti tahakkuk ettirilmez (üye veya üye
müşterisi bazında yapılan netleştirme takasın Takasbank dışında gerçekleştirildiği anlamında değildir).
234
Herhangi bir indirim uygulanmamaktadır.
235
Cari fiyat seviyesindeki emirlerde
236
Normal emirlerde
237
Oransal ve maktu ücret alınır.
238
Her bildirim için ek olarak 1 TL
147
EK-2/b: İMKB GİP Borsa Payı ve Takas Ücret Tarifesi
A. GİP BORSA PAYI KALEMLERİNE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR
1) Borsa payı, Müşteri/Portföy/Fon ayrımı olmaksızın işlem hacminin belirli bir
oranı kadar uygulanır. Yürürlükteki oran 0,92125/100.000’dir.
2) İLAVE BORSA PAYI (Hatalı Emir Düzeltme Bildirimi):
a. Hiç işlem görmeyen ancak hatalı olup üye tarafından düzeltilmek istenen
her emir için sadece maktu ücret tahakkuk eder (Maktu ücret).
b. Kısmen işlem görmüş emirlerde, hem emir başına maktu ücret hem de
işleme dönüşen kısım üzerinden hesaplanacak Borsa payı oranındaki
oransal ücret tahakkuk eder (Maktu ücret239 + Oransal ücret240).
c. c) Tümüyle işleme dönüşmüş emirlerde, emir başına maktu ücretle
birlikte işlem hacmi üzerinden Borsa payı oranı esas alınarak hesaplanan
oransal ücret tahakkuk eder. (Maktu ücret + Oransal ücret)
3) FARKLILAŞTIRILMIŞ BORSA PAYI ORANLARI: Piyasa yapıcı üyenin,
Sisteme gireceği kotasyon emirleri ile gerçekleşecek işlemlerine tahakkuk edecek
Borsa payı hesabında "Borsa Payı İndirim Oranı", piyasa yapıcı olarak atandığı
menkul kıymet sayısı 1 veya 2 ise %50, 3 ve üzeri ise %100 olarak uygulanır.
4) EMİR İPTALİNE İLİŞKİN ÜCRETLENDİRME: Sistemde emrin tamamen iptal
edilmesi veya emir miktarının azaltılması durumunda azaltılan her bir emrin
azaltılan kısmının ve iptal edilen emrin tamamının TL hacminden MİLYONDA
2,5241 oranında ücret alınmaktadır.
5) Finansal Faaliyet Harcı: Borsamızın 8.3.2007 tarih ve 2434 sayılı Genel
Mektubunda belirtildiği üzere 6.3.2007 tarih, 26454 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren 5582 numaralı Kanun'un 33. maddesi uyarınca
6.3.2007 tarihi dahil olmak üzere bu tarihten itibaren Finansal Faaliyet Harcı
kaldırılmıştır.
B. GİP AYRINTILI TAKAS ÜCRETİ HESAPLAMASINA İLİŞKİN
AÇIKLAMALAR
1. GİP'te gerçekleştirilen işlemlere tahakkuk ettirilecek borsa payının belirli bir
oranının İMKB Takas ve Saklama Bankası A.Ş.'ye takas ücreti olarak ödenmesi
uygulamasına 1.7.2011’den itibaren başlanmış ancak bu uygulama 1.1.2012’den
itibaren yeni Takas Ücreti Tarifesi kapsamında güncellenmiştir.
2. Takas ücreti hesaplamasına dahil edilen borsa payı kalemleri: Borsa Payı
(+Takası Takasbank'ta yapılan TSP) + Piyasa Yapıcı (Kotasyon) + Piyasa Yapıcı
(Kotasyon Dışı)
3. Takas ücreti hesaplaması dışında kalan borsa payı kalemleri: Takası Takasbank
dışındaki TSP işlemleri + Hatalı Emir Düzeltme Bildirimleri ve Emir iptal/miktar
azaltımı/kötüleştirmeleri.
239
Maktu ücret, emir başına 1 TL’dir.
Oransal ücret, işleme dönüşen kısma 1/100.000 (yüzbinde bir) oranı uygulanarak bulunan tutardır.
241
Normal emirlerde bu oran geçerli iken Cari fiyat seviyesindeki emirlerde ise “yüzbinde bir”dir.
240
148
EK-3: GİP Listesi’ne Başvuru Esnasında Gerekli Bilgi ve Belgeler (İMKB
GİP Yönetmeliği, m.6-7):
a. PD Raporu,
b. SPK’den alınan Kurul Kayıt Belgesi
c. GİP Listesi’ne ilave kabul bilgi formu
d. Şirket ve PD arasında imzalanan “PDA
e. Halka arza veya tahsisli satışa ilişkin satış sonuçları,
f. Borsa tarafından talep edilecek diğer bilgi ve belgeler,
g. Şirket ve PD tarafından imzalanan “Şirket Bilgi Formu”,
h. Varsa aracı kuruluşlar ile yapılan anlaşmaların örnekleri,
i. Şirketi ve PD’yi temsile yetkili kişilerin noter onaylı imza sirküleri,
j. PD ile şirketçe imzalanmış “GİP Listesi’ne kabul başvuru dilekçesi”,
k. Şirket ve PD tarafından imzalanan noter onaylı “Onay ve Uyumluluk
Beyanı”,
l. Kabul başvurusunda bulunulan payların MKK’ca kaydileştirildiğine ilişkin
belge,
m. Şirket tarafından imzalanan noter onaylı “Borsada İşlem Görme
Taahhütnamesi”,
n. Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) sertifika başvurusunda bulunulmuş
olmalı,
o. Son yıla ait dönem sonu finansal tabloları ile bunlara ilişkin bağımsız
denetim raporu,
p. Kuruluş ana sözleşmesi ile değişikliklere ait Sicil Gazetesi nüshaları ve en
son ana sözleşme,
q. Şirketin kamuyu aydınlatma ve yatırımcı ilişkileri amacı ile kullanacağı
internet sitesi adresi,
r. Ana sözleşmedeki pay gruplarına ve bunlara tanınan imtiyaz ve
kısıtlamalara ilişkin bilgiler,
s. Nama yazılı paylar varsa devir ve temlikinde beyaz cironun kabul
edildiğine dair şirket kararı
t. İhracın halka arz yöntemi ile yapılması durumunda SPK onaylı izahname
ve sirküler;tahsisli satış yöntemi ile yapılması durumunda “GİP İşlem
Görme Bilgi Formu”,
u. Başvuran şirketin A.Ş. olması, kuruluş ve faaliyet bakımından hukuki
durumu ile paylarının hukuki durumunun tabi olduğu mevzuata uygun
olduğuna dair hukuki görüş belgesi,
149
ÖZET
YATBAZ, Ayhan. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) Halka Arz
Yoluyla Finansmanı: Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP), Yüksek Lisans Tezi,
Ankara, 2012.
Bu tez çalışmasının amacı, KOBİ’lerin uzun vadeli fon ihtiyacının halka arz yoluyla
karşılanmasında KOBİ borsası işlevi gören İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB)
Gelişen İşletmeler Piyasası’nın (GİP) rolünü ve önemini ortaya koymaktır. KOBİ’lerin uzun
vadeli finansman sorunu kapsamında halka arz yoluyla finansman, Türkiye ve dünyada
KOBİ borsası uygulamaları ve İMKB GİP gibi konular bu tez çalışmasının belli başlı
araştırma alanlarını oluşturmaktadır. Bu tez çalışması bir durum tespiti ortaya koymayı
amaçlamadığı için bu çalışmanın oluşturulmasında herhangi bir veri toplama aracına
başvurulmamıştır. Bu tez çalışmasında kullanılan veriler; kütüphane ve ev ortamındaki
kitaplar, ulusal ve uluslararası alanda yayınlanmış akademik makaleler, yasal düzenlemeler,
kurum ve kuruluşlara ait internet siteleri ve yüksek lisans ve doktora tezleri kullanılarak
oluşturulmuştur. Bu tez çalışmasında öncelikle KOBİ’lerin tanımı, özellikleri ve ülke
ekonomileri içindeki yeri ve önemi, ardından KOBİ’lerce yaşanan finansman sorunları ve
bunların çözümünde kullanılan finansman yöntemleri ele alınıp incelenmiştir. Bu incelemeler
ışığında KOBİ’lerin uzun vadeli fon ihtiyacının karşılanmasında halka arz yoluna gidilmesinin
uygun bir tercih olacağı ve bu konuda KOBİ borsasının önemli rol oynadığı ortaya
konmuştur. Bu bağlamda öncelikle dünya KOBİ borsaları ele alınmış ardından Türkiye’deki
İMKB GİP uygulaması çeşitli boyutlarıyla ele alınıp incelenmiştir.
Anahtar Sözcükler:
1. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ)
2. KOBİ’lerin Uzun Vadeli Finansal Sorunu
3. Sermaye Piyasaları
4. Halka Arz Yoluyla Finansman
5. Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP)
150
ABSTRACT
YATBAZ, Ayhan. Financing of Small and Medium Enterprises (SMEs) through
Initial Public Offering (IPO): Growing Companies Market (GCM), Master Thesis,
Ankara, 2012.
The aim of this thesis is to put forth the role and importance of İstanbul Stock Exchange
(ISE) Growing Companies Market (GCM) in financing of SMEs through initial public offering
(IPO). Financing through IPO, SMEs exchanges applications in Turkiye and in the world,
and ISE-GCM are some of the topics of this thesis. Any data collection tool was not used for
the creation of it as this thesis is not intended to demonstrate a situation analysis. The data
used in this thesis was created using library and home books, academic articles published in
national and international arena, legal regulations, websites of institutions and organizations,
and the master's and doctoral theses. In this dissertation, firstly, the definition of SMEs,
features, role and importance in the economies of countries is mentioned, later, financial
problems experienced by SMEs and financing methods used to solve them. In the light of
these observation, it is put forth that preferrence for IPO is an appropriate decision in order
to respond the need of long-term funding for SMEs and SME exchange has been playing a
major role in this respect. In this context, first it is focused on SME exchanges in the world,
later various aspects of ISE-GCM in Turkiye is discussed.
Key Words:
1. Small and Medium Enterprises (SMEs)
2. Long Term Financial Problem of SMEs
3. Capital Markets
4. Financing through Initial Public Offering (IPO)
5. Growing Companies Market (GCM)
151
Download