T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI FİNANSMAN BİLİM DALI KÜÇÜK VE ORTA BÜYÜKLÜKTEKİ İŞLETMELERİN (KOBİ) HALKA ARZ YOLUYLA FİNANSMANI: GELİŞEN İŞLETMELER PİYASASI (GİP) YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Ayhan YATBAZ Tez Danışmanı Prof. Dr. Nevzat AYPEK Ankara-2013 ONAY Ayhan YATBAZ tarafından hazırlanan “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) Halka Arz Yoluyla Finansmanı: Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP)” başlıklı bu çalışma, 14/01/2013 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda (oybirliği/oyçokluğu) ile başarılı bulunarak jürimiz tarafından işletme anabilim dalı finansman bilim dalında yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir. Prof. Dr. Ahmet AKSOY (Başkan) Prof. Dr. Nevzat AYPEK (Danışman) Doç. Dr. Kürşat YALÇINER (Üye) ÖNSÖZ Bu tez çalışmasında Türkiye ve dünya ekonomisinde büyük öneme sahip olan küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) finansman sorunları ve bu kapsamda etkili olabilecek finansman yöntemleri üzerinde durulmuştur. Söz konusu finansman yöntemlerinden KOBİ borsası uzun vadeli finansman sorunun çözümünde etkili bir yöntem olarak görülebilir. Türkiye’de başlatılan halka arz seferberliği kapsamında özellikle KOBİ’lerin sermaye piyasasına hızla dahil edilmesi son günlerde daha çok önem kazanmaya başlamıştır. Bu kapsamda oluşturulan İMKB Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP) bu amaca hizmet eden bir KOBİ borsası uygulamasıdır. Söz konusu tez çalışmasının yürütülmesinde başından sonuna kadar büyük emeği bulunan değerli ve saygı değer Danışman Hocam Sayın Prof. Dr. Nevzat Aypek’e sonsuz şükranlarımı ve saygılarımı sunarım. Ayrıca bu süreç boyunca sabır ve desteğini hiç eksik etmeyen sevgili eşim Gülşah Yatbaz’a da teşekkürü bir borç bilirim. ii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER KISALTMALAR TABLOLAR ŞEKİLLER GİRİŞ i ii v vii viii 1 BİRİNCİ BÖLÜM KOBİ’LERİN TANIMI, ÖZELLİKLERİ, EKONOMİDEKİ YERİ VE ÖNEMİ 1. KOBİ TANIMI 1.1. Türkiye’de KOBİ Tanımı 1.2. Çeşitli Ülkelere Ait KOBİ Tanımları 1.3. Bazı Uluslararası Kuruluşlara Ait KOBİ Tanımları 2. KOBİ’LERİN ÖZELLİKLERİ, AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI 2.1. KOBİ’lerin Genel Özellikleri 2.2. KOBİ’lerin Avantaj ve Dezavantajları 3. KOBİ’LERİN EKONOMİDEKİ YERİ VE ÖNEMİ 3.1. KOBİ’lerin Türkiye Ekonomisindeki Yeri ve Önemi 3.2. KOBİ’lerin Dünya Ekonomisindeki Yeri ve Önemi 3 4 7 11 15 15 18 22 23 24 İKİNCİ BÖLÜM KOBİ FİNANSMANI VE KOBİ BORSASI 1. KOBİ’LERİN FİNANSAL ÖZELLİKLERİ 2. KOBİ’LERİN FİNANSMAN SORUNU 2.1. Yatırım ve Faaliyet Dönemleri Açısından 2.2. Finansal Piyasalar Açısından 2.2.1. Para Piyasasına İlişkin Sorunlar 2.2.2. Sermaye Piyasasına İlişkin Sorunlar 3. KOBİ’LERİN FİNANSMAN YÖNTEMLERİ 3.1. Geleneksel Finansman Yöntemleri 3.1.1. Özkaynak Yoluyla Finansman 3.1.2. Otofinansman (İç Kaynaklar) 3.1.3. Satıcı Kredileri (Ticari Krediler) 3.1.4. Banka Kredileri 3.1.5. Tahakkuk Etmiş Kısa Vadeli Giderler 3.2. Alternatif Finansman Yöntemleri 3.2.1. Girişim sermayesi (Venture Capital) 3.2.1.1. Ortaya Çıkışı ve Gelişimi 3.2.1.2. Temel Özellikleri ve Türleri 26 29 31 31 32 34 35 37 37 38 39 40 41 42 42 43 44 iii 3.2.1.3. İşleyiş Süreci 3.2.1.4. Avantaj ve Dezavantajları 3.2.2. Faktoring 3.2.2.1. Ortaya Çıkışı ve Gelişimi 3.2.2.2. Temel Özellikleri ve Türleri 3.2.2.3. İşleyiş Süreci 3.2.2.4. Avantaj ve Dezavantajları 3.2.3. Finansal Kiralama (Leasing) 3.2.3.1. Ortaya Çıkışı ve Gelişimi 3.2.3.2. Temel Özellikleri ve Türleri 3.2.3.3. İşleyiş Süreci 3.2.3.4. Avantaj ve Dezavantajları 3.2.4. Forfaiting 3.2.4.1. Ortaya Çıkışı ve Gelişimi 3.2.4.2. Temel Özellikleri ve Türleri 3.2.4.3. İşleyiş Süreci 3.2.4.4. Avantaj ve Dezavantajları 3.2.5. Diğer Alternatif Finansman Yöntemleri 3.2.5.1. Franchising 3.2.5.2. Barter 3.2.5.3. Kredi Garanti Fonu 3.2.5.4. Melek Yatırımcı (Angel Investor) 4. HALKA ARZ VE KOBİ BORSASI 4.1. Halka Arzın Tanımı, Önemi ve Temel Özellikleri 4.2. Halka Arzın Avantaj ve Dezavantajları 47 48 49 50 51 53 54 55 56 56 57 58 59 59 60 61 62 63 63 67 69 71 72 76 78 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KOBİ BORSASI VE İMKB GİP 1. TÜRKİYE VE DÜNYADA KOBİ BORSALARI 1.1. Türkiye’de KOBİ Borsaları – GİP/İMKB 1.2. Bazı AB Ülkelerinde KOBİ Borsaları 1.2.1. İngiltere – AIM/Londra Borsası 1.2.2. Yunanistan – EN.A/Atina Borsası 1.2.3. İspanya – Nuevo Mercado/İspanya Borsası 1.2.4. Almanya – Neuer Markt/Almanya Borsası 1.2.5. Romanya – RASDAQ/Bükreş Borsası 1.2.6. Polonya – New Connect/Varşova Borsası 1.3. ABD’de KOBİ Borsaları – NASDAQ 1.4. Çin’de KOBİ Borsaları 1.4.1. Şangay Menkul Kıymetler Borsası 1.4.2. Şenzhen Menkul Kıymetler Borsası/ChiNext 1.5. Japonya – JASDAQ/Osaka Borsası 1.6. Güney Kore – KOSDAQ/Kore Borsası 1.7. Kanada – TMX Grup/TSX Girişim Borsası 80 81 85 85 88 89 90 92 94 96 98 99 100 102 103 105 iv 1.8. EuroNext – AlterNext 2. TÜRKİYE’DE KOBİ BORSASI UYGULAMASI: İMKB GİP 2.1. Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP) 2.1.1. GİP’in Kuruluş Amacı 2.1.2. GİP ile Pay Piyasası (PP) Arasındaki Farklar 2.1.3. GİP’e Başvurabilecek Şirketler 2.1.4. GİP’te İşlem Gören Payların Özellikleri 2.1.5. Başvuru ve İşlem Maliyetleri 2.2. GİP Listesi 2.2.1. GİP Listesi’ne Kabul Başvurusu ve Kriterleri 2.2.2. GİP Listesi’ne Kabul Süreci 2.2.3. GİP Listesi’nden Çıkarılma Halleri 2.3. Piyasa Danışmanı (PD) 2.3.1. PD’nin Görev ve Sorumlulukları 2.3.2. Piyasa Danışmanlığı Anlaşması (PDA) 2.3.3. PD Listesi 3. GİP’İN KOBİ’LER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ 3.1. Avantajları 3.2. Fayda ve Sakıncaları 3.3. Getirdiği Yükümlülükler 3.4. Sunulan Teşvikler 4. GİP’TE İŞLEM GÖREN İLK ŞİRKET: BERKOSAN A.Ş. 5. GİP’TE MEVCUT DURUM 108 110 110 110 111 112 113 115 116 116 117 120 121 122 123 123 124 124 126 128 129 131 133 SONUÇ VE ÖNERİLER KAYNAKÇA EKLER ÖZET ABSTRACT 136 141 145 149 150 v KISALTMALAR Avrupa Birliği – Europen Union (EU) Amerika Birleşik Devletleri – United States of America (USA) Ankara Sanayi Odası Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Birleşmiş Milletler – United Nations (UN) Devlet istatistik Kurumu Devlet Planlama Teşkilatı Dış Ticaret Müsteşarlığı Ege Bölgesi Sanayi Odası Gelişen İşletmeler Piyasası Hisse Senetleri Piyasası International Monetary Fund İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Vakfı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası İstanbul Sanayi Odası İstanbul Ticaret Odası İzmir Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası Kamuyu Aydınlatma Platformu Kredi Garanti Fonu Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı KÜSGET Küçük Sanayi Geliştirme Teşkilatı MKK Merkezi Kayıt Kuruluşu NASDAQ National Association of Securities Dealers Automated Quotations OECD Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü PD Piyasa Danışmanı PDA Piyasa Danışmanlığı Anlaşması PDL Piyasa Danışmanı Listesi PP Pay Piyasası RG Resmî Gazete SBA Small Business Administration SMEs Small and Medium Sized Enterprises SİP Serbest İşlemler Platformu SPK Sermaye Piyasası Kurulu SSCB Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği TAKASBANK Takas ve Saklama Bankası TBB Türkiye Bankalar Birliği TFRS Türkiye Finansal Raporlama Standartları TMS Türkiye Muhasebe Standartları TOSYÖV Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticileri Vakfı TOBB Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TSPAKB Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu VÖK Vergi Öncesi Kâr WB World Bank – Dünya Bankası AB ABD ASO BDDK BM DİE DPT DTM EBSO GİP HSP IMF İİKV İMKB İSO İTO İZVOB KAP KGF KOBİ KOSGEB vi TABLOLAR Tablo 1 Türkiye’de Kullanılan KOBİ Tanımları 6 Tablo 2 KOBİ Tanımı Yönetmeliğine Göre KOBİ Tanımı 7 Tablo 3 ABD KOBİ Tanımı 8 Tablo 4 Japon KOBİ Tanımı 9 Tablo 5 Çeşitli Ülkelere Ait KOBİ Tanımı 10 Tablo 6 1996 Yılı AB KOBİ Tanımı 12 Tablo 7 2005 Yılı AB KOBİ Tanımı 13 Tablo 8 OECD KOBİ Tanımı 14 Tablo 9 Dünya Bankası’nın Türk KOBİ Tanımı 14 Tablo 10 BM KOBİ Tanımı 15 Tablo 11 Türkiye’deki KOBİ’lerin Sektörlere Göre Dağılımı 24 Tablo 12 KOBİ’lerin Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri 24 Tablo 13 KOBİ’lerin Ülke Ekonomileri İçindeki Yeri 25 Tablo 14 İşletmelerin Finansman Kaynaklarından Yararlanma Oranı 36 Tablo 15 İMKB Pay Piyasası Kotasyon Koşulları 74 Tablo 16 Londra Borsası ve AIM Pazarı Kotasyon Koşulları 88 Tablo 17 Resmi ve Organize Piyasada Kotasyon Şartları 91 Tablo 18 NASDAQ Piyasası Kotasyon (İlk Listeleme) Şartları 97 Tablo 19 NASDAQ Piyasası Kotta Kalma (Listede Kalma) Şartları 97 Tablo 20 Yıllar İtibarıyla Çin Sermaye Piyasasındaki Gelişmeler 99 Tablo 21 Şenzhen Borsası ve ChiNext Pazarı Kotasyon Koşulları 101 Tablo 22 Osaka Borsası ve Jasdaq Pazarı Kotasyon Koşulları 103 Tablo 23 Kore Borsası ve KOSDAQ Pazarı Kotasyon Koşulları 104 Tablo 24 TSX Girişim Borsası Birinci Katman Kotasyon Koşulları 106 Tablo 25 TSX Girişim Borsası İkinci Katman Kotasyon Koşulları 107 Tablo 26 Euronext, Alternext ve Serbest Piyasa Kotasyon Koşulları 109 Tablo 27 GİP ile PP Arasındaki Temel Farklılıklar 111 Tablo 28 2.7.2012 Tarihli İMKB PD Listesi 124 Tablo 29 KOSGEB KOBİ Destek Programı 130 Tablo 30 Berkosan A.Ş.’nin Halka Arz Verileri 132 Tablo 31 13.8.2012 Tarihli İMKB PDA Listesi 134 Tablo 32 13.8.2012 Tarihli İMKB GİP Listesi 135 vii ŞEKİLLER Şekil 1 Girişim sermayesi İşleyiş Süreci 48 Şekil 2 Yurtiçi Faktoring İşleminin İşleyiş Süreci 53 Şekil 3 Yurtdışı Faktoring İşleminin İşleyiş Süreci 54 Şekil 4 Finansal Kiralama İşleminin İşleyiş Süreci 57 Şekil 5 Forfaiting İşleminin İşleyiş Süreci 61 Şekil 6 Franchisor ile Franchisee Arasındaki İlişki 65 Şekil 7 Kredi Garanti Sisteminde Taraflar ve İşleyiş Süreci 70 Şekil 8 GİP Listesi’ne Başvuru ve İşlem Görme Süreci 118 GİRİŞ KOBİ kavramı her ne kadar küçük ve orta büyüklükteki işletmeler olarak belirtilse de dünyada üzerinde anlaşılmış ortak bir tanımı yoktur. Hemen hemen her ülkenin kendine ait bir KOBİ tanımı vardır. Hatta bazen aynı ülke içinde bile birden fazla KOBİ tanımına rastlanmak mümkündür. Örneğin, Türkiye’de 2005 yılına kadar çeşitli kurum ve kuruluşların yaptığı çok sayıda KOBİ tanımına rastlamak mümkünken; bu yıldan itibaren tüm Türkiye’de geçerli tek bir KOBİ tanımı yapılmıştır. Bu tanım, AB tarafından kabul edilen KOBİ tanımıyla çok benzerdir. Türkiye’de tüm işletmelerin % 99,9’unu, toplam istihdamın % 78’ini, toplam katma değerin % 55,2’sini, toplam ihracatın ise % 60’ını oluşturması bakımından büyük öneme sahip olan KOBİ’ler, bununla birlikte bazı finansal sorunlar yaşayabilmektedir. Bu sorunların en başında ise sermaye piyasasında yaşanan sorunların geldiği söylenebilir. Bu sorunlar KOBİ’lerin sermaye piyasasından yeterince yararlanmasını engelleyebilmekte ve uzun süreli fon sıkıntısı yaşamasına neden olabilmektedir. Bu durumu göz önünde bulunduran İMKB 2011 yılında, tamamen KOBİ’lere hitap eden, borsa kotasyon şartlarını taşımayan gelişme ve büyüme potansiyeline sahip işletmelere ait menkul kıymetlerin işlem gördüğü ana borsaya bağlı bir KOBİ borsası olan İMKB GİP uygulamasını hayata geçirmiştir. Toplam üç bölümden oluşan bu çalışmada KOBİ’lerin uzun süreli finansman ihtiyacı doğrultusunda dünya KOBİ borsası uygulamaları ve Türkiye’deki İMKB GİP uygulaması ele alınıp incelenmiştir. KOBİ’lere ilişkin teorik alt yapının incelendiği birinci bölümde Türkiye ve dünyada geçerli olan KOBİ tanımları, KOBİ’lerin özellikleri, avantaj ve dezavantajları, KOBİ’lerin Türkiye ve dünya ekonomisindeki yeri ve önemi üzerinde durulmuştur. 2 KOBİ finansmanı ve borsası konularıyla ilgili olan ikinci bölümde öncelikle KOBİ’lerin finansal özellikleri ve finansman sorunları üzerinde durulmuştur. Ardından finansman sorunlarında çözüm olarak kullanılan çeşitli finansman yöntemlerinden söz edilmiştir. Bu finansman yöntemleri; geleneksel ve alternatif finansman yöntemleri olmak üzere iki temel başlığa ayrılmıştır. Geleneksel finansman yöntemleri başlığı altında; özkaynak, satıcı kredileri, banka kredileri ve tahakkuk etmiş kısa vadeli giderler; alternatif finansman yöntemleri başlığı altında ise; girişim sermayesi, faktoring, leasing, forfaiting, franchising, barter, kredi garanti fonu ve melek yatırımcı incelenmiştir. Bu bölümün son kısmında ayrıca halka arz ve KOBİ borsası konuları üzerinde durulmuştur. Üçüncü ve son bölüm ise Türkiye ve dünyada KOBİ borsaları ve İMKB GİP uygulamasına ayrılmıştır. Bu kapsamda Türkiye ve dünya KOBİ borsaları ile Türkiye’deki İMKB GİP uygulaması ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Ayrıca GİP’te işlem görecek KOBİ’lere sunulan teşvikler, GİP’teki mevcut durum ve GİP’te ilk işlem gören Berkosan A.Ş. örneği üzerinde durulmuştur. BİRİNCİ BÖLÜM KOBİ’LERİN TANIMI, ÖZELLİKLERİ, EKONOMİDEKİ YERİ VE ÖNEMİ 1 KOBİ TANIMI Aytek (1980), Cemalcılar vd. (1991) ve Karalar (2002)’a göre işletme kısaca, iktisadi mal veya hizmet üretmek ve/veya pazarlamak için faaliyette bulunan kuruluş veya iktisadi bir birim olarak tanımlanmıştır. Şimşek vd. (2008)’e göre işletme, üretim için gerekli faktörlerin belirli bir yerde bir araya getirilip insan ve teknoloji yardımıyla dönüşüme tabi tutularak insanların ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve hizmetlerin ortaya konduğu yer olarak da tanımlanmaktadır. Onal (2000), Tosun (1990), Ferman (1982), Doğan (1995), Sabuncuoğlu ve Tokol (1997) ve Mucuk (2003)’a göre işletme, emek, sermaye ve diğer üretim faktörlerini planlı, bilinçli ve sistemli bir biçimde bir araya getirip mal veya hizmet üretimine yönelen ve amaçlarına ulaşmak için üretim kaynaklarının kullanımında ekonomik ve akılcı kararlar alan toplumsal, ekonomik ve teknik bir birim olarak da tanımlanmaktadır1. KOBİ’ler için yapılan tanımlar ülkeler, kurumlar, kuruluşlar ve uzmanlar tarafından ülkelerin içinde bulundukları ekonomik duruma ve sektörel hacme bağlı olarak değişiklikler göstermektedir. Bu nedenle her kesim tarafından kabul edilen ortak bir KOBİ tanımı mevcut değildir. Bununla birlikte literatürde yer alan bazı KOBİ tanımları şöyledir: Baykal (1996) KOBİ, işletmenin aynı anda hem sahibi hem de yöneticisi konumunda olan, çevresinin dışına çıkmamış lokal faaliyetlerde bulunan, yalnızca öz kaynakları ile finanse olan işletmelerdir. Başka bir tanımda ise KOBİ, bağımsız bir kişi tarafından sahip 1 M. Şerif Şimşek ve Adnan Çelik, İşletme Bilimlerine Giriş, Eğitim Kitabevi, 18. Baskı, Konya 2011, s.26 4 olunan, işletilen ve üretim yaptığı alanda baskın (lider) konumda bulunmayan işletmelerdir2. KOBİ tanımının ülkeden ülkeye, kurumdan kuruma değişmesinin temel nedeni, bu tür işletmeleri belirlemek amacıyla kullanılan ölçütlerde, hem bilim adamlarının ve araştırmacıların arasında hem de aynı ülkedeki çeşitli kişi, kurum ve kanunların tanımları hususunda, işletmelerin faaliyet kollarına ve kullandıkları üretim tekniklerine bağlı olarak ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye ve işletmelerin türüne göre farklılıkların olmasıdır3. Bunun doğal bir sonucu olarak da küresel bir KOBİ tanımı yapmak oldukça zordur. 1.1 Türkiye’de KOBİ Tanımı KOBİ tanımının yapılması ülke ekonomileri açısından büyük önem arz etmektedir. Ortak bir KOBİ tanımının bulunmaması hâlinde ülkelerin ekonomik görünümünü sağlıklı bir şekilde ortaya koymak çok zordur. Örneğin Türkiye’de 2005 yılına kadar KOBİ’ler hakkında ekonominin genelini tam olarak yansıtan bilgiler üretilememekteydi. Çünkü KOBİ politikalarının belirlenmesine katkıda bulunan farklı sektörlerdeki farklı kurumların ayrı bir KOBİ tanımı vardı. Bu tanımlar arasında KOSGEB, Eximbank ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından sadece imalat sektörünü kapsayan KOBİ tanımları ile daha kapsamlı olan Hazine Müsteşarlığı tanımı bulunmaktaydı. Türkiye’de sanayi sektörü ile ilgili ilk resmi tanımlar 1927 yılında yürürlüğe giren Teşvik-i Sanayi Kanunu ile yapılmıştır. Bu kanun 10 beygir gücü ile yıllık 750 işçi gündeliği ölçüsünü büyük ve küçük sanayi arasında sınır saymıştır. DİE’nin 1950 yılı “Sanayi ve İşyerleri Sayımı”nda işyeri büyüklük ölçüsü olarak işletmede kullanılan motor gücü esas alınmıştır. Bu ölçüye göre çalışan kişi sayısı ne olursa olsun 9 ve daha az beygir gücü 2 Orhan Küçük, Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, Seçkin Yayıncılık, 2. Baskı, Ankara 2005, s.99 3 Zeyyat Sabuncuoğlu ve Tuncer Tokol, İşletme, Furkan Ofset, Bursa, 2003, s.58. 5 çevirici güç kullanan işyerleri, küçük sanayi işletmesi sayılmıştır. 1963 yılındaki sanayi ve işyerleri sayımında ve daha sonraki yıllık anketlerde motor gücü dikkate alınmaksızın personel sayısı 10’dan az olan imalat işletmeleri, küçük sanayi olarak belirlenmiştir4. Türkiye’de 2005 yılına kadar çok sayıda kurum ve kuruluş kendi yaptığı KOBİ tanımını kullanmaktaydı. Bu tanımlar ekseriyetle işletmenin içinde bulunduğu sektör, yıllık satış cirosu, bilanço büyüklüğü ve çalıştırılan personel sayısı gibi ölçütlere göre yapılmıştır. KOSGEB; imalat sektöründeki işletmeleri sadece çalışan sayısı bakımından ele almıştır. Buna göre çalışan sayısı 1 – 50 olan işletmeler küçük, 51 – 150 olan işletmeler ise orta ölçekli işletmeler olarak tanımlanmıştır. Halk Bankası; imalat sektöründeki işletmeleri çalışan sayısı ve sabit yatırım tutarı bakımından ele almıştır. Buna göre sabit yatırımı 550.000 € olan işletmeler çalışan sayısına bakmaksızın mikro, sabit yatırımı 550.000 € ve 1 – 50 çalışanı bulunan işletmeler küçük, sabit yatırımı 550.000 € ve 1 – 250 çalışanı olan işletmeler ise orta ölçekli işletmeler olarak tanımlamıştır. Dış Ticaret Müsteşarlığı; imalat sektöründeki işletmeleri çalışan sayısı ve sabit yatırım tutarı bakımından ele almıştır. Buna göre 1 – 200 arasında çalışanı bulunan ve sabit yatırım tutarı 1.830.000 € olan işletmeler orta ölçekli işletmeler olarak tanımlamıştır. Hazine Müsteşarlığı; imalat, turizm, tarım, madencilik, eğitim, sağlık ve yazılım geliştirme sektörlerindeki işletmeleri çalışan sayısı ve yatırım tutarı bakımından ele almıştır. Buna göre çalışan sayısı ve yatırım tutarı sırasıyla; 1 – 9 ve 550.000 € olan işletmeler mikro, 10 – 49 ve 550.000 € olan işletmeler 4 Nevzat Aypek vd., Ekonomik Terimler Sözlüğü, Gazi Kitabevi, Ankara, 2009, s.408-9. 6 küçük, 50 – 250 ve 550.000 € olan işletmeler ise orta ölçekli olarak tanımlanmıştır. Bir başka tanım da Eximbank tarafından imalat sektöründeki işletmeler için yapılmıştır. Buna göre çalışan sayısı 1 – 200 arasında olan işletmeler orta ölçekli işletme olarak sayılmıştır. Türkiye’de 2005 yılına kadar kullanılmakta olan tanımlardan bazıları aşağıda tablo halinde sunulmuştur: Tablo 1: Türkiye’de Kullanılan KOBİ Tanımları Kurum Kriterler Çalışan Sayısı Küçük Orta İmalat sektöründe olan ve yasal defter kayıtlarında 1 – 49 arsa ve bina hariç sermayesi 400 milyar TL’yi aşmayan işletmeler 100 milyar TL’yi aşmayan sabit yatırım tutarı teşvik belgeli KOBİ, 400 milyar TL’yi aşmayan sabit 1 – 150 Halkbank yatırım tutarı ise normal KOBİ’dir. İmalat sektöründe olan, gerçek usulde defter tutan, arsa ve bina hariç sabit sermaye tutarı bilanço net 1 – 200 DTM değeri itibarıyla 2 milyon $’ı aşmayan işletmeler İmalat 1 – 50 KOSGEB 10 – 49 DİE 10 – 49 DPT 1 – 49 TOBB 10 – 49 Vakıfbank 5 – 100 TOSYÖV 1 – 150 Eximbank 1–9 KÜSGET 1 – 19 İSO 10 – 29 ASO 1 – 25 İTO 20 – 99 İİKV 50 – 49 EBSO Kaynak: B. Zafer Erdoğan (Ed.) Girişimcilik ve KOBİ’ler: Teori ve Uygulama, Ekin Dağıtım, İkinci Baskı, Bursa 2009, s.123 Hazine Müsteşarlığı 50 – 250 151 – 250 51 – 150 50 – 250 50 – 99 50 – 150 50 – 99 100 – 200 40 – 49 20 – 99 30 – 299 100 – 499 50 – 199 Basım Yayın 2005 yılına gelindiğinde, KOBİ tanımında yaşanan karmaşayı ortadan kaldırmak ve AB ile uyumlu bir KOBİ tanımı oluşturmak için Türkiye’de ortak bir KOBİ tanımı yapma gereği duyulmuştur. Bu doğrultuda 18.11.2005’te KOBİ’lerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkındaki Yönetmelik yayınlanmış ve 18.5.2006’da yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmeliğe göre 7 KOBİ’ler, bilanço büyüklüğü ya da yıllık satış cirosu 25 milyon TL’den ve çalışan sayısı 250’den az olan işletmeler olarak tanımlanmıştır. Aşağıda bu tanımı özetleyen bir tablo sunulmuştur: Tablo 2: KOBİ Tanımı Yönetmeliğine Göre KOBİ Tanımı Ölçek Çalışan Sayısı Mikro 0 – 9 (10’dan az) Küçük 10 – 49 (50’den az) Orta 50 – 249 (250’den az) Büyük 250’den büyük Kaynak: KOBİ Tanımı Yönetmeliği5 Yıllık Net Satış Bilanço Büyüklüğü 1 milyon TL’ye kadar 5 milyon TL’ye kadar 25 milyon TL’ye kadar 25 milyon TL’den az 1 milyon TL’ye kadar 5 milyon TL’ye kadar 25 milyon TL’ye kadar 25 milyon TL’den az Bu sınıflandırmaya göre yıllık çalışan sayısı, yıllık mali bilançosu ya da yıllık net satış hasılatı sırasıyla 0 – 9 ve ≤ 1 milyon TL olan işletmeler mikro (çok küçük); 10 – 49 ve ≤ 5 milyon TL olan işletmeler küçük; 50 – 249 ve ≤ 25 milyon TL olan işletmeler orta; 250’den çok ve 25 milyon TL’den büyük olan işletmeler ise büyük ölçekte işletmeler olarak tanımlanmıştır. Bu yönetmelikle hem KOBİ tanımında yaşanan karmaşa sona ermiş hem de AB ile uyumlu bir tanıma kavuşulmuştur. 1.2 Çeşitli Ülkelere Ait KOBİ Tanımları KOBİ tanımı ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Çünkü her ülkenin yasal zemini, ekonomik gelişmişliği, sosyal yapısı, sermaye yoğun veya emek yoğun bir yapıda olması birbirinden farklıdır. Hatta bazı durumlarda aynı ülke içinde bile birden fazla KOBİ tanımına rastlamak mümkündür. Dünyada ölçümünün kolaylığı ve karşılaştırmaya imkân vermesi bakımından en yaygın olarak kullanılan ölçütlerden çalışan kişi sayısına ek 5 18.11.2005 Tarih ve 25997 Sayılı RG’de Yayımlanan “KOBİ’lerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik” m.5 8 olarak6; günlük ciro, satış hâsılatı, üretim kapasitesi, toplam sermaye, gayri safi gelir, sektör içindeki pazar payı, İhracat – satış oranı ve sabit varlıkların toplamı gibi ölçütler kullanılmaktadır. ABD ABD’de KOBİ’lerin resmi bir tanımı yoktur. Kuruluşların tanımlarında kullanılan nicel ölçü, çalışan sayısı ve satış tutarıdır. ABD'de küçük işletmelere yönelik her türlü bilgi ve finansman desteğinde bulunan SBA (Small Business Administration – Küçük İşletme İdaresi), bu kriterleri kullanarak işletmeleri bulundukları sektöre göre küçük işletme olarak sınıflandırmaktadır. Aşağıda bu durumu özetleyen bir tablo sunulmuştur. Tablo 3: ABD KOBİ Tanımı7 Sektör İmalat Toptan Ticaret Perakende Ticaret ve Hizmet Tarım Ölçek Küçük Orta Küçük Orta Küçük Orta Küçük Orta Çalışan Sayısı (Kişi) 1 – 499 500 – 1.499 1 – 49 49 – 499 - Yıllık Satış Cirosu (Bin $) 2.500’den az 2.500 – 21.500 7.000’den az 7.000 – 25.000 3.000’den az 3.000 – 13.000 500’den az 500 – 9.000 ABD KOBİ tanımına göre imalat sektöründe faaliyet gösteren, 1 – 499 personel çalıştıran ve yıllık satış hasılatı 2,5 milyon $’dan az olan işletmeler küçük; 500 – 1.499 personel çalıştıran ve yıllık satış hasılatı 2,5 – 21,5 milyon $ olan işletmeler ise orta ölçekte işletmeler olarak tanımlanmıştır. Toptan ticaret sektöründe faaliyet gösteren 1 – 49 personel çalıştıran ve yıllık satış hasılatı 7 milyon $’dan az olan işletmeler küçük; 49 – 499 personel çalıştıran ve yıllık satış hasılatı 7 – 25 milyon $ olan işletmeler ise orta ölçekte işletmeler olarak tanımlanmıştır. Personel sayısına bakılmaksızın 6 Özlem Yonar, “KOBİ’lerin Dünya Ekonomisindeki Yeri”, Uşak Stratejik Gündem, Makale, http://www.usakgundem.com/yorum/2/kobilerin-d%C3%BCnya-ekonomisindeki-yeri.html (Erişim: 23.03.2012) 7 Aykan Coşkun, Leasingin KOBİ’lere Getirdiği Kolaylıklar ve Sincan-Etimesgut-Yenikent Sanayici ve İşadamları Derneği’ne (SİSİAD) Üye KOBİ’lerin İncelenmesi, Yayınlanmamış Y. Lisans Tezi, Atılım Üniversitesi, SBE, Finans Anabilim Dalı, Ankara 2008, s.61. 9 perakende ticaret ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren, yıllık satış hasılatı 3 milyon $’dan az olan işletmeler küçük; yıllık satış hasılatı 3 – 13 milyon $ olan işletmeler ise orta ölçekte işletmeler olarak tanımlanmıştır. Personel sayısına bakılmaksızın tarım sektöründe faaliyet gösteren, yıllık satış hasılatı 500 bin $’dan az olan işletmeler küçük; yıllık satış hasılatı 0,5 – 9 milyon $ olan işletmeler ise orta ölçekte işletmeler olarak tanımlanmıştır. Japonya Gelişmiş ekonomilerden Japonya’da KOBİ’ler tanımlanırken, çalışan sayısı ve sermaye tutarı dikkate alınmıştır. Japonya’da imalat, inşaat ve ulaşım sektöründe faaliyet gösteren 300’den az kişi çalıştıran ve sermayesi 300 milyon ¥’i aşmayan işletmeler; toptan ticaret sektöründe faaliyet gösteren 100’den az kişi çalıştıran ve sermayesi 100 milyon ¥’i aşmayan işletmeler; hizmet sektöründe faaliyet gösteren 100’den az kişi çalıştıran ve sermayesi 50 milyon ¥’i aşmayan işletmeler ile perakendecilik sektöründe faaliyet gösteren 50’den az kişi çalıştıran ve sermayesi 50 milyon ¥’i aşmayan işletmeler KOBİ sayılmaktadır. Bununla birlikte çalışan sayısı 20 kişiden az olan imalat sektöründeki işletmeler ile çalışan sayısı 5 kişiden az olan tarım sektöründeki işletmeler küçük işletme olarak kabul edilmiştir. Aşağıda bu durumu özetleyen bir tablo sunulmuştur. Tablo 4: Japon KOBİ Tanımı8 Sektör İmalat, İnşaat ve Ulaşım Toptan Ticaret Hizmet Sektörü Perakendecilik 8 Çalışan Kişi Sayısı 300’den az 100’den az 100’den az 50’den az Sermaye Tutarı 300 Milyon ¥’e kadar 100 Milyon ¥’e kadar 50 Milyon ¥’e kadar 50 Milyon ¥’e kadar TOBB Ekonomik Forum, “Özel Sektörlerin Geliştirilmesi, Bölgesel Bazdaki KOBİ’lerin İyileştirilmesi” Eğitim Programı: Osaka, Kinki (Kansai) Bölgesi, Japonya, Nisan 2010, s.52; Ramon C. Sevilla and Kusol Soonthornthada, SME Policy in Thailand: Vision and Challenges, Institute for Population and Social Research Mahidol University, Salaya Campus Nakhon Pathom, Thailand, July 2000, s.5 10 Meksika Meksika’da yıllık satış hasılatı 290.000 $ olmak üzere 16 – 100 çalışanı bulunan işletmeler küçük; 101 – 250 çalışanı bulunan işletmeler ise orta ölçekli işletme olarak kabul edilmiştir. Güney Kore Güney Kore’deki sermaye ve yıllık satış hasılatına bakılmaksızın 5 – 19 çalışanı bulunan işletmeler küçük; 20 – 300 çalışanı bulunan işletmeler ise orta ölçekli işletme olarak kabul edilmiştir. Malezya Malezya’da sermaye ve yıllık satış hasılatına bakılmaksızın 5 – 49 çalışanı bulunan işletmeler küçük; 50 – 199 çalışanı bulunan işletmeler ise orta ölçekli işletme olarak kabul edilmiştir. Brezilya Brezilya’da sermaye ve yıllık satış hasılatına bakılmaksızın 11 – 49 çalışanı bulunan işletmeler küçük; 50 – 99 çalışanı bulunan işletmeler ise orta ölçekli işletme olarak kabul edilmiştir. Kolombiya Kolombiya’da sermaye ve yıllık satış hasılatına bakılmaksızın 50 çalışanı bulunan işletmeler küçük; 100 çalışanı bulunan işletmeler ise orta ölçekli işletme olarak kabul edilmiştir. Tablo 5: Çeşitli Ülkelere Ait KOBİ Tanımları Ülkeler Açıklama Meksika Yıllık satış hasılatı 290.000 $ Güney Kore Malezya Brezilya Kolombiya Kaynak: B. Zafer Erdoğan (Ed.) a.g.e, s.128 Çalışan Sayısı Küçük Orta 16 – 100 101 – 250 5 – 19 20 – 300 5 – 49 50 – 199 11 – 49 50 – 99 < 50 < 100 11 Kanada Kuzey Amerika ülkelerinden Kanada’da imalat sektöründeki 500’den az çalışanı bulunan işletmeler ile hizmet sektöründeki 50’den az çalışanı bulunan işletmeler KOBİ olarak tanımlanmıştır. Avustralya Benzer durum Avustralya’da da söz konusudur. Avustralya’da, 100’den daha az çalışanı bulunan imalat sektöründeki işletmeler ile 20’den daha az çalışanı bulunan hizmet sektöründeki işletmeler KOBİ olarak tanımlanmıştır. Çin Dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip Çin’de KOBİ’ler faaliyette bulundukları endüstri koluna göre değişiklik göstermekle birlikte genellikle 100’den daha az işçi çalıştırma sınırı söz konusudur. 1.3 Bazı Uluslararası Kuruluşlara Ait KOBİ Tanımları Dünya genelinde KOBİ’lerde haksız rekabetin önlenmesi, tüketicilerin mağdur edilmemesi, ortak sorunlara, ortak çözümler bulunabilmesi için, bu sınıfa giren işletmelerin belirlenmesinin gerekliliğinin önem kazanmasıyla gündemdeki yerini almıştır. Böylece belirli yaptırımlar belirli işletmelere uygulanabilecek, aynı şekilde bazı ayrıcalıklar da ilgili gruba giren işletmelere tanınabilecektir. Bu amaçla dünya ticaretini belirleyen bazı uluslararası kuruluşlar tarafından KOBİ tanımları yapılmış ve sınırları belirlenmiştir9. AB KOBİ Tanımı AB’de ilk kez 3.4.1996’da gerek ulusal gerekse birlik bazında karışıklığa meydan vermemek amacıyla tüm AB’de geçerli olmak üzere ortak bir KOBİ tanımı yapılmıştır. Söz konusu KOBİ tanımında KOBİ’ler, mikro (çok küçük) 9 Orhan Küçük, a.g.e., s.104 12 işletmeler, küçük işletmeler ve orta ölçekte işletmeler olmak üzere başlıca üç gruba ayrılmıştır. Söz konusu sınıflandırmanın oluşturulmasında çalışan sayısı, yıllık bilanço toplamı ve yıllık satış hasılatı dikkate alınmıştır. Ayrıca, sermayenin % 25’ten fazlası büyük işletmelere ait olmayacağı hükmü yer almıştır. Aşağıda AB’de 2005 yılına kadar geçerli olan KOBİ tanımı verilmiştir: Tablo 6: 1996 Yılı AB KOBİ Tanımı10 Ölçek Çalışan Sayısı Yıllık Satış Hasılatı Yıllık Bilanço Toplamı Mikro 10’dan az - - Küçük 50’den az 7 milyon €’dan az 10 milyon €’dan az Orta 250’den az 40 milyon €’dan az 27 milyon €’dan az AB’nin 1996 yılı KOBİ tanımına göre KOBİ’ler üç ölçeğe ayrılarak çalışan işçi sayısına ek olarak yıllık bilanço toplamı ve yıllık satış hasılatı kriterlerine göre tanımlanmıştır. Buna göre yıllık bilanço ve yıllık satış hasılatı rakamlarına bakılmaksızın çalışan işçi sayısı 10’dan az olan işletmeler mikro; çalışan sayısı 50’den, yıllık bilanço toplamı 10 milyon €’dan, yıllık satış hasılatı ise 7 milyon €’dan az olan işletmeler küçük işletme sayılmıştır. Aynı şekilde çalışan sayısı 250’den, yıllık bilanço toplamı 27 milyon €’dan, ve yıllık satış hasılatı ise 40 milyon €’dan az olan işletmeler ise orta ölçekte işletmeler olarak tanımlanmıştır. 2003 yılına gelindiğinde tüm AB ülkelerini kapsayacak şekilde mevcut KOBİ tanımını yenileme gereği duyulmuş ve 1.1.2005’te yeni bir KOBİ tanımı yapılmıştır. Yeni tanımda personel sayısı, bilanço büyüklüğü ve yıllık satış hasılatı ölçütleri ile ölçek sayısı aynen korunmuştur. Farklı olarak, bağımsızlık ölçütü daha spesifik hâle getirilmiş ve mikro işletmeler için bilanço büyüklüğü ve yıllık satış hasılatı eşikleri belirlenmiştir. Bağımsızlık ölçütü kapsamında 10 The New SME Defination, User Guide and Model Declaretion, Enterprise and Industry Puplications, European Commission 1.1.2005, p.14, http://www.euresearch.ch/fileadmin/ documents/PdfDocuments/SME_Definition_en.pdf (30.05.2012 Erişim) 13 KOBİ vasfına sahip işletmenin tam bağımsız (özerk), ortak girişim veya bağlı kuruluş olup olmadığı önem kazanmıştır. Bu sayede büyük bir gruba bağlı dolayısıyla önemli bir finansal desteğe sahip olan KOBİ görünümündeki şirketlerin, sunulan destek mekanizmalarından haksız faydalar sağlamaları engellenmeye çalışılmıştır. 2005 yılında yürürlüğe giren yeni düzenlemeye göre KOBİ tanımı aşağıdaki gibi olmuştur: Tablo 7: 2005 Yılı AB KOBİ Tanımı11 Ölçek Çalışan Sayısı Yıllık Satış Hasılatı Yıllık Bilanço Toplamı Mikro 10’dan az 2 milyon €’a kadar 2 milyon €’a kadar Küçük 50’den az 10 milyon €’a kadar 10 milyon €’a kadar Orta 250’den az 50 milyon €’a kadar 43 milyon €’a kadar AB’nin 2005 yılı KOBİ tanımına göre KOBİ’ler 1996 yılındaki tanımda olduğu gibi yine üç ölçeğe ayrılmış ve ölçeğin belirlenmesinde kullanılan çalışan işçi sayısı, yıllık bilanço toplamı ve yıllık satış hasılatı kriterleri değişmemiştir. Buna göre çalışan işçi sayısı 10’dan az olan, yıllık bilanço toplamı 2 milyon € ve yıllık satış hasılatı 2 milyon € olan işletmeler mikro; çalışan sayısı 50’den az olan, yıllık bilanço toplamı 10 milyon € ve yıllık satış hasılatı 10 milyon € olan işletmeler küçük; çalışan sayısı 250’den az olan, yıllık bilanço toplamı 43 milyon € ve yıllık satış hasılatı 50 milyon € olan işletmeler ise orta ölçekte işletmeler olarak tanımlanmıştır. OECD KOBİ Tanımı OECD (Organisation for Economic Co-Operation and Development – Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) bünyesinde bulunan üye ülkelerde kavram birliğini sağlamak üzere işçi sayısını esas alarak daha çok tavsiye niteliğinde olan KOBİ tanımı yapmıştır. Bu tanım aşağıda tablo hâlinde özetlenmiştir. 11 The New SME Defination, a.g.e, p.14; Marianna Caccavaio et al, “SMEs and the Challenge to Go Public: Evidence from a Recent Survey”, Italy, Arcelli Centre for Monetary and Financial Studies, Working Paper No: 2, January 2012, p12. 14 Tablo 8: OECD KOBİ Tanımı Ölçeklerine Göre İşletmeler Çalışan Sayısı Mikro İşletme 1–4 Çok Küçük İşletme 5 – 19 Küçük İşletme 20 – 99 Orta İşletme 100 – 499 Büyük İşletme 500 > Kaynak: Aykan Coşkun, a.g.e., s.55; V. Pierre Vinde, General Introduction to Environment for SMEs, OECD, 1999, s.2 OECD KOBİ tanımında işletmeler çalışan sayısı ölçüt alınarak dört gruba ayrılmıştır. Buna göre 1 – 4 çalışanı bulunan işletmeler mikro, 5 – 19 çalışanı bulunan işletmeler çok küçük, 20 – 99 çalışanı bulunan işletmeler küçük, 100 – 499 çalışanı bulunan işletmeler de orta ölçekte işletmeler olarak tanımlanmıştır. Dünya Bankası KOBİ Tanımı Dünya Bankası ve Türk hükümeti arasında imzalanan 3067 TU Sayılı İkinci Küçük ve Orta Boy Sanayi Projesi uyarınca sektör için KOBİ’lerin tespitinde bazı ölçütler belirlenmiştir. Buna göre; yeni yatırımlarda bina ve arsa hariç sabit yatırım tutarının, küçük ölçekli işletmelerde 800.000 $’a eş değer TL ya da daha az olması; orta ölçekli işletmelerde ise 4 milyon $’ı aşmaması gerekmektedir. Aynı şekilde sabit yatırım tutarı 4 milyon $’ın üzerindeki işletmeler ise büyük işletme olarak belirlenmiştir12. Bu tanımda ayrıca çalışan sayısı da dikkate alınmıştır. Buna göre küçük ölçekli işletmelerin çalışan sayısı 1 – 50, orta ölçekli işletmelerin 51 – 200, büyük ölçekli işletmelerin ise 200’den daha çok olmalıdır13. Tablo 9: Dünya Bankası’nın Türk KOBİ Tanımı Ölçek Küçük Orta Büyük 12 13 Yeni yatırımlarda bina ve arsa hariç sabit yatırım tutarı 800.000 $’a eş değer TL ya da daha az olmalı 4 milyon $’a eş değer TL ya da daha az olmalı 4 milyon $’a eş değer TL’nin üzerinde olmalı B. Zafer Erdoğan (Ed.) a.g.e., s.127; The World Bank, Report No:7546TU Orhan Küçük, a.g.e, s.104 Çalışan Sayısı 1 – 50 51 – 200 + 200 15 BM KOBİ Tanımı BM’nin 1958 yılında Mısır, İsrail ve Türkiye’yi kapsayan bir raporunda, sanayi sektöründe çalışan sayısı 10’un altında olan işyerleri küçük ölçekli sanayi işletmesi 10 ve üzerinde olan işyerleri ise orta ölçekli sanayi işletmesi olarak tanımlanmıştır14. Tablo 10: BM KOBİ Tanımı Ölçek Küçük Ölçekli Sanayi İşletmesi Orta Ölçekli Sanayi İşletmesi 2 Çalışan Sayısı 10’dan az 10 ve üzeri KOBİ’LERİN ÖZELLİKLERİ, AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI Bu bölümde KOBİ’lerin genel özellikleri, finansal anlamda sahip oldukları avantajlar ile maruz kaldıkları dezavantajlar alt başlıklar halinde incelenecektir. 2.1 KOBİ’lerin Genel Özellikleri KOBİ’lerin ülke ekonomileri için stratejik önemi yadsınamaz bir gerçektir. Bu stratejik önem üretim, rekabet, istihdam ve yeni iş yaratma vb. alanlarda daha çok ön plana çıkmaktadır. KOBİ’lerin önemi sahip oldukları özellikler veya ekonomiye sağladıkları yararlarda saklıdır. Bu özellikler genel olarak şunlardır15: 14 Daha az yatırımla daha çok üretim ve ürün çeşitliliği sağlarlar Daha düşük yatırım maliyetleriyle istihdam imkânı oluştururlar Yapıları itibarıyla ekonomik dalgalanmalardan daha az etkilenirler Talep değişikliği ve çeşitliliğine daha kolay uyum gösterebilirler Teknolojik yeniliklere daha yatkındırlar Orhan Küçük, a.g.e, s.104 Çetin Düzce, “Türkiye’de KOBİ’lerin Finansal Sorunları ve Alternatif Finansman İmkânları”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul, 2007, s.30. 15 16 Bölgelerarası dengeli kalkınmayı sağlarlar Gelir dağılımındaki çarpıklıkları asgari düzeye indirirler Ferdi tasarrufları teşvik eder, yönlendirir ve hareketlendirirler Büyük işletmelerin vazgeçilmez destekleyicisi ve tamamlayıcısıdırlar Politik ve sosyal sistemlerin denge ve istikrar unsurudurlar Demokratik toplumun ve liberal ekonominin ana sigortalarındandırlar Keza, ABD’de yapılan bir araştırma ile küçük işletmelerin aşağıdaki özelliklere sahip oldukları tespit edilmiştir16: Kişisel ve ailevi etkenlerle motive edilmişlerdir Planlı olduğu kadar şans eseri olarak işe başlamışlardır Kuvvetli bir girişim duygusuna sahiptirler Kendilerini işlerine adamışlardır Bağımsız çalışmayı istemektedirler Çabuk ve somut sonuçlar beklemektedirler Çok çabuk karşılık verme yeteneğine sahiptirler KOBİ’ler büyük işletmelerin bir minyatürü değildir. Dolaysıyla farklı özelliklere sahip bu işletmeleri büyük işletmelerden ayıran özelliklerin ortaya konması gerekmektedir. Bu özellikler, KOBİ’leri büyük işletmelerden ayıran belirgin farklılıkları yansıtabilmeli ve tanımlanmasına yardımcı olmalıdır 17. Emek yoğun üretim teknikleri ile çalışmaları, çoğunlukla sipariş sistemi ile atölye tipi üretim yapmaları ve büyük işletmelere göre düşük seviyede iş bölümüne sahip olmaları KOBİ’leri üretim işlevinde büyük işletmelerden ayıran başlıca özellikler olarak sıralanabilir. Büyük ölçekli işletmelerin rekabet üstünlükleri daha çok fiyat ve kalite alanlarında, KOBİ’lerin rekabet gücü ise çoğunlukla tüketicinin özel koşullarına ve isteklerine uyum sağlanabilmesi gibi nitel konularda ortaya çıkmaktadır. 16 Çetin Düzce, a.g.e, s.30. M. Tamer Müftüoğlu, Türkiye‘de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler: Sorunlar – Öneriler, Ankara, 4. Baskı, Turhan Kitabevi, 1998, s 45. 17 17 Genel olarak KOBİ’lerin, büyük ölçekli işletmelere göre farklılıkları sınırlı sermaye kullanımı ile birlikte emek yoğun çalışmaları, hızlı karar verme yeteneğine sahip olmaları ve yönetim giderleri ile birlikte üretim maliyetlerinin düşük olması şeklinde sıralanabilir. Bununla birlikte KOBİ’lerde işletme sahibinin girişimci ve yönetici niteliklerini kişiliğinde bütünleştirmiş olması bu işletmelerin ekonomik faaliyetleri için büyük önem taşımaktadır 18. KOBİ’lerin çoğunda gözlenen bu türdeki yönetim yapısı karar alma sürecinde dinamik ve esnek bir yapı oluşmasını sağlamaktadır. KOBİ’lerde faaliyet amacını işletme sahibinin kendisi belirlediği için amaç çatışmasından kaynaklanan bir koordinasyon sorunu da ortaya çıkmamaktadır 19. Bu bağlamda KOBİ’ler, sahip oldukları esnek ve hızlı yönetim yapıları sayesinde ekonomiye hareketlilik ve rekabetçi bir boyut kazandırarak ekonominin temel dinamiğini oluşturmaktadır. Sermaye sahipliliğinin ve riskin tek elde toplanması KOBİ’lerin finansman yapısı ve kaynaklarını etkilemekte bu da finansman kısıtlarına sebep olmaktadır20. KOBİ'lerin küçük olması bu işletmelerin iflas riskini ve sonuçta, KOBİ'lerin sermaye maliyetini yükseltmektedir. Diğer taraftan sermaye maliyetinin, sabit maliyetlerden dolayı talep edilen tutarın azalan fonksiyonu olduğundan, düşük tutarda fon talep eden KOBİ'lerin talep ettiği düşük tutarlı fonların maliyeti yükselmektedir. KOBİ’ler çoğunlukla, yakın çevreden sağlanan bireysel borçlar ve kısıtlı öz kaynakla kurulmaktadır. İşletme döneminde KOBİ’ler faaliyetlerini öncelikli olarak öz kaynaklarıyla finanse etmekte, ticari kredi kullanımı ise bir finansman yöntemi olarak değil, öz kaynakların yetersiz olduğu aşamada başvurulan çare olarak algılamaktadırlar. Diğer finansman araçlarının kullanımı ise göreceli olarak daha az gerçekleşmektedir. 18 M. Tamer Müftüoğlu, a.g.e., s 45. M. Tamer Müftüoğlu, a.g.e., s 54. 20 Halil Sarıaslan, Orta ve Küçük Ölçekli İşletmelerin Finansal Sorunları: Çözüm İçin Bir Finansal Paket Önerisi, İstanbul, TOBB Yayınları, 1994, s. 20-1. 19 18 Dengeli gelir dağılımına olan olumlu katkılarından dolayı KOBİ’ler, sosyal kalkınmada da önemli bir işlev görmektedir. KOBİ’ler, faaliyet gösterdikleri bölgelerde istihdam ve gelirin artmasını sağlayarak, büyük şehirlere doğru göçü önlemekte ve bölgede yaşama ve büyüme potansiyeli yüksek olan yeni işletmelerin doğmasına ortam hazırlamaktadırlar. Diğer taraftan, KOBİ’ler, bölgesel kalkınma süreci içerisinde ülkenin tüm yaratıcı girişimci potansiyelini ortaya çıkarmakta ve kalifiye eleman yetiştirilmesinde de önemli katkılar sağlamaktadır21. 2.2 KOBİ’lerin Avantaj ve Dezavantajları KOBİ’ler birçok bakımdan büyük işletmelere göre dezavantajlı durumdadır. Bunlar arasında sermaye yetersizliği, finansal planlama yetersizliği, ayrı bir finansal birimin bulunmaması, banka ve diğer finansal kuruluşlardan yeterli desteği görememe, sermaye piyasasından yeterince yararlanamama, genel yönetim yetersizliği gibi konular KOBİ’lerde çok yaygındır. Bununla birlikte KOBİ’ler, vergi ve sübvansiyonlar gibi devlet destekleri anlamında da bazı avantajlara sahiptir. Son yıllarda gerek ilgili bakanlıkların gerekse ilgili diğer kurum ve kuruluşların destek ve çalışmalarıyla söz konusu KOBİ’lerin maruz kaldığı dezavantajların birçoğu giderilmiş durumdadır. KOBİ’ler artık önceki yıllara nazaran banka kredilerinden ve sermaye piyasasından daha fazla yararlanmaktadır. Sağlanan destek ve eğitimler sayesinde KOBİ’ler daha bilinçli hâle gelmekte ve kurumsal kimlik kazanma yolunda ilerlemektedirler. Kuşkusuz bu gibi çalışmaların devam etmesi hâlinde KOBİ’lerin dezavantajları minimuma inmiş olacaktır. KOBİ’lerin Avantajları KOBİ girişimcileri faaliyette bulundukları yerel pazarı daha iyi tanıyan, pazarın özelliklerini ve gereksinimlerini daha iyi görebilen, pazardaki alıcı ve 21 KOSGEB, 2011-2013 KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı, Ankara, Nisan 2011, s.30 19 satıcılarla daha yakın ilişkiler kurabilen iktisadi teşebbüslerdir. Pazarı daha yakından takip edebilen, müşterilerin ihtiyaçlarını daha iyi bilen ve personeliyle daha yakın ilişkiler kurabilen KOBİ’ler; bunlarla birlikte üretim, pazarlama ve hizmet konularında büyük işletmelerden daha fazla esnektir. Bu esneklik, dış çevrede meydana gelen değişikliklere yerinde ve zamanında uyum sağlayabilme olanağı tanıdığından KOBİ’ler birçok olumsuzluğu daha az bir zararla gerçekleştirebilmektedir. Tüm bunların yanı sıra KOBİ’ler aşağıda verilen durumlarda birtakım avantajlar sağlayabilir22: Büyük yatırımlara girmeden yeni fikir veya buluşa pazarın tepkisi Yönetimde çok yakın denetime ihtiyaç hissedilmesi Üretilen mal ve hizmetin pazarının sınırlı olması Emeğin mal ve hizmet üretiminde önemli bir faktör olması Üretilen mal ve hizmete olan talebin sınırlı olması Kolay bozulabilen malların üretilip pazarlanması Personelle yakın ilişki kurma Teknolojik gelişmelere kısa sürede ayak uydurabilme Yatırım yapılırken öz sermayeye ağırlık verme KOBİ’ler, ülke ekonomileri içinde önemli bir yere sahip olduğu için devletten ve diğer kuruluşlardan önemli ölçüde destek ve teşvik görür. Bu destek ve teşvikler KOBİ’leri büyük işletmelere göre bazı konularda daha avantajlı kılar. Örneğin; KOSGEB, KOBİ’lerin halka arz yoluyla finansmanı konusunda 100.000 TL’ye kadar karşılıksız destek sağlarken Halk Bankası da kredi konusunda önemli kolaylıklar sağlamaktadır. KOBİ'lerin finansal anlamda öne çıkan iki temel avantajı; bağımsızlık ve sübvansiyonlardır23. KOBİ’lerde ayrı bir finansman biriminin bulunmaması bir eksiklik olarak görülürken işletme sahibinin yeterli bilgiye sahip olması halinde bu olumsuz durum olumlu yöne çevirebilir. Çünkü büyük işletmelerde çok sayıda ortak ve ayrı ayrı birimler bulunduğu için çoğu konuda karar 22 Mikail Erol, “Ekonomik Kriz ve KOBİ’ler”, Girişim ve Kalkınma Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 1, ss.165 – 181, Haziran 2010., s.174 23 Tamer Müftüoğlu, a.g.e., s.62 20 almak hem zor hem de her zaman işletme lehine olmayabilir. Bununla birlikte KOBİ’lerde genellikle tek kişi söz sahibi olduğu için kârlı yatırım kararları, en uygun finansman kaynağı, dönem kârını işletmede bırakıp bırakmama gibi konularda kısa sürede ve işletme lehine kararlar alınabilir. Ancak bunun için işletme sahibinin finansman konusunda yeterli bilgi ve birikime sahip olması ve bazı finansal işlemlerin yerine getirilmesi gerekmektedir. KOBİ’lerin Dezavantajları KOBİ’ler, bu avantajlara ek olarak aşağıda sunulan bazı dezavantajlara da sahiptir24: Olumsuz rekabet ortamı Modern pazarlama etkinliklerini sergileyememe Yeni ya da mevcut ürünler geliştirme eksikliği Genel yönetim ve finansal planlama yetersizliği Özellikle stratejik kararlarda alt düzey görevlilerin yer almaması İşletme bünyesinde mali danışman veya uzman istihdam edilmemesi Üretim ve satış arasındaki koordinasyonsuzluk İhale, fuar, mesleki eğitim vb. etkinlikleri izleyememe İşyerinin veya yerleşim alanının küçüklüğü Bağımsızlığını kaybetme ya da iflas etme riski Yetenekli eleman sağlayamama Mevcut bürokrasi Genel anlamdaki bu dezavantajların yanında ayrıca finansal anlamda sahip olunan bazı dezavantajlar da söz konusudur25: 24 25 Yetersiz finansman bilgisi Modern finansman tekniklerini yeterince izleyememe Yeni ortak alımında her iki tarafta yaşanan tereddütler Otofinansman olanaklarının kısıtlı olması Mikail Erol, a.g.m, s.175 Tamer Müftüoğlu, a.g.e., s.62 21 Çoğunlukla kredi almada teminat sorunu yaşanması İşletme sahibinin kişisel varlıklarıyla sorumlu tutulması Kredi hacminin düşük, kredi maliyetinin ise yüksek olması Uzman bir finansman ekibi veya departmandan yoksun olmaları Banka ve diğer finansal kurumlardan yeterli desteği görememe Sermaye yetersizliği ve sermaye piyasasından yeterince yararlanamama Bununla birlikte finansal planlamanın yetersiz olması ya da hiç olmaması, uzman bir finansman ekibin ya da birimin bulunmaması, sermaye yetersizliği, mali danışman veya uzman istihdam edilmemesi, banka ve diğer finans kurumlarından gerekli ilginin görülmemesi ve yöneticilerin genellikle finansal konularda bilgi eksikliğinin bulunması ise KOBİ’lerde öne çıkan finansal anlamdaki diğer dezavantajlardır. 3 KOBİ’LERİN EKONOMİDEKİ YERİ VE ÖNEMİ KOBİ’ler değişen piyasa koşullarına karşı hızlı uyum yetenekleri, esnek üretim yapıları, bölgesel kalkınmadaki rolleri, işsizliğin azaltılması ve yeni iş alanlarının açılmasındaki katkıları gibi bir dizi olumlu özelliklerinden dolayı ülkelerin ekonomik ve sosyal kalkınmasında önemli bir işlev görmektedirler. KOBİ’ler sağladıkları bu katkılardan dolayı kamu politikalarının önemli uygulama alanlarından biri haline dönüşmüştür. Bu çerçevede, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere tüm ülkeler KOBİ’lerin doğması, büyümesi, gelişmesi ve korunabilmesi için elverişli ekonomik ortamı sağlayacak politikaları geliştirmeye çalışmaktadır26. Özel sektörde faaliyet gösteren KOBİ’ler ülke ekonomileri açısından büyük öneme sahiptir. Gerek üretim gerekse de istihdam açısından 26 Mehmet Cansız, “Türkiye’de KOBİ’ler ve KOSGEB”, DPT Uzmanlık Tezleri, Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü, Yayın No: 2782, Ankara, 2008, s.4 22 ekonomiye canlılık katarlar. Bu sebeple ülkeler sürekli KOBİ’lere yönelik çeşitli teşvikler sunma gayreti içindedir. Bu teşvikler KOBİ’lerin, hem ülke içinde hem de ülke dışında rekabet edebilmelerini sağlamak, hayatta kalma şansını artırmak veya kapasitelerini artırmak amaçlı olabilir. Bu doğrultuda teknolojiye ayak uydurabilme, yeni ürünler ortaya koyma, mevcut ürünleri geliştirme ve verimliliği artırma gibi konular araştırma ve geliştirme çalışmaları kapsamında teşvik edilen belli başlı konulardır. Bununla birlikte finansman temininde kolaylık sağlanması, vergi yükünün hafifletilmesi, yasal ve bürokratik kolaylıkların sağlanması gibi konular belli başlı teşvikler arasındadır. KOBİ’lerin ekonomik açıdan önemi aşağıdaki gibi özetlenebilir27: İstihdam oluşturma gücü büyük işletmelere göre daha fazladır. KOBİ’ler çoğunlukla ikinci el ya da atıl durumdaki sermaye mallarını kullanarak çalışmaktadır. Böylece atıl durumda olan sermaye teçhizatı, üretim sürecinde devreye girmekte ve daha çok üretim yapılmaktadır. KOBİ’ler kaynakların, düşük kârlı endüstrilerden yüksek kârlı endüstrilere akışını sağlayarak piyasanın daha etkin çalışmasını sağlamaktadır. KOBİ’lerde çoğu zaman düşük vasıflı işçiler çalıştırılmaktadır. Bu sayede hem geçici işsizliğin azalmasına katkı sağlanırken hem de bu kişilere iş eğitimi ve çalışma tecrübesi kazandırılmaktadır. KOBİ’ler esnek üretim teknolojileri sayesinde geçici talep artışlarını karşılayarak ani fiyat yükselişlerini engelleyebilmektedir. KOBİ’ler ekonomik büyüme ve yeniliklerin temel kaynağıdır. KOBİ’lerin varlığı piyasada rekabeti artırmanın yanı sıra ekonomiye dinamizm katar. KOBİ’ler özellikle düşük gelir grubundaki kişilere istihdam olanağı sağlayarak ve büyük işletmelere kıyasla daha geniş bir coğrafyaya 27 Çetin Düzce, a.g.t., s.37-9 23 yayılmış olmaları nedeniyle gelişimi, girişimci ruh ve yeteneği destekleyerek kırsal kesim ile şehirdeki ekonomik dengesizliğin azaltmasına yardım eder. 3.1 KOBİ’lerin Türkiye Ekonomisindeki Yeri ve Önemi KOBİ’ler, Türkiye’de çok çeşitli sektörlerde faaliyet göstermektedir. Madencilik ve taş ocakçılığı, imalat, elektrik, gaz, buhar ve sıcak su üretim ve dağıtımı, inşaat, eğitim ve otelcilik bu sektörlerden bazılarıdır. KOBİ’ler hizmet sektörü de dâhil olmak üzere Türkiye’deki toplam işletmelerin sayıca % 99,9’unu, toplam istihdamın % 78,5’ini, toplam katma değerin ise % 56’sını oluşturmaktadır. TÜİK Yıllık İş İstatistikleri 2009 yılı verilerine göre Türkiye’deki işletmelerin % 95,62’si mikro, % 3,78’i küçük, % 0,50’si orta, % 0,10’u da büyük ölçekte işletmelerdir. Aynı istatistiki verilere göre KOBİ’lerde ortalama çalışan sayısı 3 iken büyük ölçekli işletmelerde 735’tir. Bununla birlikte 2009 yılı itibarıyla Türkiye’deki toplam KOBİ sayısı 3.222.133 olarak tespit edilmiştir. Türkiye’deki KOBİ’lerin çalışan işçi sayıları da dikkate alınarak sektörlere dağılımı aşağıdaki tabloda özet hâlinde sunulmuştur. Tablo 11’de Türkiye’de hizmet sektörü de dahil olmak üzere toplam 3.222.133 adet KOBİ vasfına sahip işletme bulunmaktadır. Bunlardan 3.084.183’ü mikro, 121.746’sı küçük, 16.204’ü de orta ölçekte işletmelerdir. Türkiye’de KOBİ dışında, ayrıca 3.329 adet büyük işletme bulunmaktadır. Hizmet sektöründe faaliyet gösteren KOBİ vasfına sahip toplam işletme sayısı 1.364.836’dır. Bunlardan 1.324.133’ü mikro, 34.903’ü küçük, 4.557’si de orta ölçekte işletmelerdir. Bu sektörde faaliyet gösteren büyük işletme sayısı ise 1.243 şeklindedir. Hizmet dışı sektörlerde faaliyet gösteren KOBİ’lere bakıldığında toplam işletme sayısı 1.860.626’dır. Bunlardan 1.760.050’si mikro, 86.843’ü küçük, 11.647’si de orta ölçekte işletmelerdir. Bununla birlikte 2.086 adet büyük işletme bulunmaktadır. 24 Tablo 11: Türkiye’deki KOBİ’lerin Sektörlere Göre Dağılımı28 SEKTÖRLER Hizmet Üretim-Ticaret Madencilik ve taş ocakçılığı İmalat Elektrik, gaz, buhar ve sıcak su üretimi ve dağıtımı İnşaat Toptan ve perakende ticaret; motorlu taşıt, motosiklet, kişisel ve ev eşyalarının onarımı Oteller ve lokantalar Ulaştırma, depolama ve haberleşme Mali aracı kuruluşların faaliyetleri Gayrimenkul, kiralama ve iş faaliyetleri Eğitim Sağlık işleri ve sosyal hizmetler Diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri Toplam Türkiye’deki İşletmelerin Ölçeğe Göre Dağılımı AB’deki İşletmelerin Ölçeğe Göre Dağılımı (2008 yılı verileri) Mikro İşletme (1 – 9) 4.326 364.513 Küçük İşletme (10 – 49) 994 33.152 Küçük İşletme (50 – 249) 301 6.827 Büyük İşletme (250+) 63 1.381 1.545 204 71 47 147.041 16.596 2.000 250 1.242.625 35.897 2.448 345 253.861 6.939 876 191 550.884 7.398 714 161 49.642 1.315 123 62 209.366 7.854 1.578 529 8.179 42.536 4.185 2.817 502 381 91 85 209.665 4.395 383 124 3.084.183 121.746 16.204 3.329 % 95,62 % 3,78 % 0,50 % 0,10 % 92 % 6,7 % 1,1 % 0,2 Aşağıda, KOBİ’lerin ekonomideki yerini daha iyi ortaya koyacak bir tablo sunulmuştur: Tablo 12: KOBİ’lerin Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri29 İşletme İstihdam Yatırımlar Satışlar İhracat K. Değer Krediler % 99,91 % 78 % 50 % 37,7 % 60,12 % 55,2 % 243 3.2 KOBİ’lerin Dünya Ekonomisindeki Yeri ve Önemi KOBİ’lerin diğer ülkelerdeki durumu Türkiye’dekinden farklı değildir. KOBİ’lerin özellikle toplam işletme sayısı ve toplam istihdam içindeki payı söz 28 TÜİK Yıllık İş İstatistikleri 2009 Yılı Verileri; Eurostat Pocketbooks, Key figures on European business with a special feature on SMEs, Belgium, 2011 Edition. 29 TÜİK, 2003 – 2008 Sanayi ve Hizmet İstatistikleri – 1TÜİK, 2009 – 2TÜİK Girişim Özelliklerine Göre 2010 Yılı Dış Ticaret İstatistikleri – 3BDDK, Ocak 2011 25 konusu ülkelerle büyük benzerlik göstermektedir. Aşağıda KOBİ’lerin ülke ekonomileri içindeki yeri ve önemini belirten bir tablo sunulmuştur: Tablo 13: KOBİ’lerin Ülke Ekonomileri İçindeki Yeri Toplam İşletmeler Toplam İstihdam İçindeki Payı (%) İçindeki Payı (%) ABD 98,9 57,9 Hindistan 97,3 66,9 Japonya 98,2 66 Güney Kore 99,9 87,7 Brezilya 99,9 67 Malezya 99,9 65,2 AB27 99,8 67,4 İngiltere 99,6 54,1 Almanya 99,5 60,4 İtalya 99,9 81,1 Türkiye 99,9 78 Yunanistan 99,9 86 Portekiz 99,9 79 İspanya 99,9 76 İsveç 99,8 65 Fransa 99,8 61 Belçika 99,8 67 Hollanda 99,7 66 İrlanda 99,7 73 Finlandiya 99,7 61 Avusturya 99,6 67 Danimarka 99,6 66 Kaynak: KOSGEB, a.g.e, s.29; Marianna Caccavaio, a.g.m., s.4-5 Ülke Toplam Katma Değer İçindeki Payı (%) 50 49,3 49,2 31,2 57,7 51 53,6 71,3 55 72 68 67 59 56 60 66 58 53 60 62 Tablo 13’te hemen hemen bütün ülkelerde KOBİ’lerin, bulundukları ülkedeki tüm işletmelerin yaklaşık % 99’unu oluşturdukları görülmektedir. KOBİ’lerin toplam istihdam içindeki payı ülkeden ülkeye değişmekle birlikte ortalama % 70, toplam katma değer içindeki payları ise ortalama % 50 civarındadır. İKİNCİ BÖLÜM KOBİ FİNANSMANI VE KOBİ BORSASI 1 KOBİ’LERİN FİNANSAL ÖZELLİKLERİ KOBİ’ler, büyük işletmelerle aynı statüde olsalar bile yine de birçok yönden birbirinden ayrılırlar. Örneğin, anonim şirket şeklinde kurulmuş bir KOBİ’de ortaklar genellikle aynı aile bireylerinden ya da yakın çevreden oluşurken; büyük işletmelerde çok ortaklı bir yapı söz konusudur. Bir başka fark ise yönetim ve organizasyondan kaynaklanmaktadır. KOBİ’lerin çoğunda pazarlama ve satın alma ile muhasebe ve finansman birimleri genellikle tek çatı altında toplanmışken; büyük işletmelerde bu birimler, ayrı ayrı ve birbirinden bağımsız olacak şekilde örgütlenmiştir. KOBİ’lerde her ne kadar bu birimlerin her birinin bir sorumlusu varsa da gerçekte işletme sahibi burada tek yetkili kişidir. Dolayısıyla tüm birimlerin sorumluluğu tek kişide toplanmıştır. Ancak, bir kişinin aynı anda; pazarlama, satın alma, fonksiyonlarının muhasebe ve tamamında finansman birden alanlarında ihtisaslaşması veya işletme düşünülemez. İhtisaslaşılsa bile bu birimlerin her biriyle ayrı ayrı ilgilenilmesi icap ettiği için gerekli özenin gösterilmesi oldukça zordur. Bu durum göz ardı edildiğinde, öncelikle isabetsiz kararların alınmasının yolu açılmakta ve buna bağlı olarak da işletmenin gelişememesine hatta iflasa sürüklenmesine kadar birçok soruna sebebiyet verilmiş olur. Etkili bir finansal yönetim sayesinde işletmeler alternatif finansman kaynakları arasından gerekli analizleri yaparak en uygun olanını seçebilir. Nitekim, finansal yönetimin genellikle göz ardı edildiği KOBİ’lerde finansal kaynaklar tam olarak araştırılmadan seçilmekte ve neticede işletmenin 27 ihtiyacını tam karşılamayan kaynaklarla çalışılmak zorunda kalınmaktadır. KOBİ’lerde öne çıkan bir diğer özellikse faaliyet gelirinin düşük, işletme ve yönetim riskininse yüksek olmasıdır. Bu durum bankaların kredi verirken, işletmenin performansı yerine; taşınmaz varlıklarını ve işletme sahibinin kişisel servetini dikkate almasına yol açmaktadır. Otofinansman kârın dağıtılmayıp işlemede bırakılması, başka bir ifadeyle işletmenin kendi kendini finanse etmesi demektir. Normal şartlarda bir işletmede, fon ihtiyacının karşılanması için öncelikle otofinansman yoluna gidilir. Ancak faaliyet kârının düşük olması ve işletme sahiplerinin geçimlerini işletmeden sağlaması gibi nedenlerden dolayı otofinansman, KOBİ’lerde kaynak ihtiyacını karşılamada genellikle yetersiz kalmaktadır. KOBİ’lerde sıkça görülen bir diğer durumsa, işletme sahibinin (bazen diğer aile bireyleri de buna dahil olmakta) işletme kaynaklarını dilediği gibi kullanmakta serbest olmasıdır. Böyle olduğunda, elde edilen kârlar henüz yatırıma dönüşmeden hemen tükenmekte ve zaman zaman da işletme nakit sıkıntısına düşmektedir. Bu nedenle gerek faaliyetlerin gerekse de yatırımların finansmanı için dış kaynak kullanımı kaçınılmaz olmaktadır. KOBİ’ler arasında dış kaynak olarak en yaygın kullanıma sahip olan banka kredisi, Türkiye’de daha çok kısa vadeli olarak kullandırılmaktadır. Bu bakımdan uzun vadeli yatırımların finansmanında genellikle başka yöntemler tercih edilir. KOBİ’ler arasında bilinirliği oldukça yüksek olan leasing (finansal kiralama) bu yöntemlerden biridir. Duran varlıkların finansmanında kullanılan leasing, yatırım mallarının uzun vadeli kredi kullanmak yerine, kiralama yoluyla edinilmesine imkan veren alternatif bir finansman yöntemidir. Uzun vadeli finansman kaynağı olarak girişim sermayesi (risk sermayesi) de KOBİ’lerin finansman sorununun çözümünde etkili bir yere sahiptir. Girişim sermayesi; girişim sermayesi yatırım ortaklığının, 28 desteklenme ihtiyacı olan girişim şirketini, sermaye koymak yoluyla finanse etme sürecidir. Bu yolla sağlanan fon süresiz fon özelliğine sahiptir. KOBİ’lerin sıkça yararlandığı faktoring işlemi; yurtiçi kredili satışlardan doğan kısa vadeli ticari alacakların, bir faktoring şirketine iskonto ettirilerek nakde dönüştürülmesi işlemidir. İşletmelerin özellikle çalışma sermayesi finansmanında yararlandığı etkili bir yöntemdir. Bu yönteme benzer olarak, yurtdışı kredili satışlardan doğan uzun vadeli ticari alacakların finansmanında kullanılan forfaiting işlemi de, KOBİ’lerin sıkça yararlandığı başka bir finansman yöntemidir. Bunlardan başka işletmelerin finansmanında çözüm olabilecek diğer finansman yöntemleri; franchising, barter, kredi garanti fonu ve melek yatırımcı (angel investor) şeklindedir. Bu yöntemlerden ayrı olarak, Türkiye’deki KOBİ’ler tarafından pek tercih edilmeyen ancak uzun vadeli finansman sorununun çözümünde çok etkili olabilecek bir diğer finansman yöntemi de halka arz yöntemidir. Halka arz işlemi, organize olmuş piyasalarda bazı şekil ve şartlar altında gerçekleştirilir. Türkiye’de SPK ve İMKB tarafından belirlenen bu şartlardan biri de halka arz olacak işletmenin öncelikle anonim şirket olmasıdır. 2009 TÜİK Yıllık İş İstatistikleri verilerine göre 31.12.2011 tarihi itibarıyla Türkiye’de 250’den az çalışanı olan 3.222.000 girişim bulunmaktadır. Bunlardan sadece 65.409 adedi faal durumda olan anonim şirket statüsündedir. Bu durum Türkiye’deki KOBİ’lerin sermaye piyasasından yararlanma konusunda neden azınlıkta kaldıklarını kısmen açıklamaktadır. KOBİ’lerin sermaye piyasasından uzak kalmasındaki bir diğer nedense ortaklık yapısında yatmaktadır. KOBİ’lerin çoğunun aile şirketi olması, bunun tipik bir sonucu olarak da yönetimi başkalarıyla paylaşmama prensibi, KOBİ’leri halka açılmaktan dolayısıyla sermaye piyasası aracılığıyla fon sağlamaktan alıkoymaktadır. 29 Bu açıklamalar ışığında KOBİ’lerin finansal özellikleri aşağıdaki gibi özetlenebilir: KOBİ'lerin çoğunda ayrı bir finansman bölümü yoktur. Finansman bölümü daha çok muhasebe birimiyle birliktedir. İşletme sahibinin işletmesiyle özdeşleşmiş ve bir kader birliğine girmiş olması kredilendirilme üzerinde etkilidir. Nitekim, kredi başvurularında KOBİ'lerin performansı ve ödeme gücünden ziyade işletme sahibinin kişisel serveti ve bununla ilgili gösterebileceği teminatlar öne çıkmaktadır. İflas durumunda işletme sahibinin, işletme varlıklarıyla beraber tüm kişisel servetini de kaybetme riski vardır. Bu riske bağlı olarak işletme sahipleri çoğu zaman kredi kullanmaktan kaçınır. KOBİ’lerin otofinansmandan yararlanma imkânı, büyük işletmelere göre daha düşük düzeydedir. KOBİ'lerin daha çok emek yoğun çalışıyor olması gizli ihtiyatlardan yararlanmayı olumsuz yönde etkilemektedir. KOBİ’lerin çoğunun aile şirketi olmasına bağlı olarak yönetimi yabancılarla paylaşmama prensibi sermaye piyasasından yeterince faydalanmayı engellemektedir. KOBİ’lerin büyük çoğunluğu hukuki yapıları bakımından sermaye piyasasından yararlanmaya elverişli değildir. Dolayısıyla anonim şirket şeklindeki KOBİ’ler sermaye piyasasından fon sağlama imkanına sahip potansiyel şirketlerdir. 2 KOBİ’LERİN FİNANSMAN SORUNU Kuruluş aşamasında yabancı kaynak bulmada yaşanan sorunlar KOBİ’lerde sıkça görülen bir durumdur. Bundan dolayı daha çok kişisel ve eş-dosttan sağlanan birikimler kuruluş sermayesi olarak kullanılabilmektedir. 30 Kuruluş sermayesinin yetersiz olması çalışma sermayesi yetersizliğini doğrudan etkileyebilir. Çalışma sermayesi, işletmenin faaliyet döneminde işlerin yürütülebilmesi için gerekli olan fon demektir. Çalışma sermayesi yetersizliği işleri durma noktasına getirebilir. Bu yüzden çalışma sermayesinin kuruluş aşamasında doğru bir şekilde hesaplanması çok önemlidir. Ancak başta da belirtildiği üzere KOBİ’lerde çalışma sermayesi çeşitli nedenlerden dolayı genellikle ihmal edilmektedir. KOBİ’lerde özkaynak yetersizliği sıkça rastlanan bir durumdur. Özkaynak yetersizliği dış kaynak bulmada zorluk yaşanmasına yol açabilir. Çünkü dış kaynak temininde güvence olarak özkaynakların teminat olarak gösterilmesi oldukça yaygındır. Bu bakımdan özkaynak yetersizliği yaşayan KOBİ’ler yeterli güvence sağlayamadıklarından dış kaynak bulmada büyük güçlükler yaşamaktadırlar. KOBİ’lerde genellikle finansman fonksiyonu muhasebe ile bütünleşmiş ya da tamamen ihmal edilmiş durumdadır. Bu nedenle nakit, alacak ve stok yönetimi gerektiği gibi yapılmamakta ve bunun bir sonucu olarak kıt olan kaynaklarda israf ortaya çıkmaktadır. Kaynakların gelişigüzel kullanımı, haliyle sermayenin hızla erimesine yol açmakta ve ek kaynak ihtiyacı doğurmaktadır. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere KOBİ’ler farklı dönemlerde ve farklı konularda birçok finansman sorunu yaşamaktadır. Bu nedenle KOBİ’lerin finansman sorunları incelenirken bu sorunların belli gruplara ayrılması daha yararlı olacaktır. Örneğin, söz konusu finansman sorunları; yatırım ve faaliyet dönemlerinde yaşanması bakımında, “kısa vadeli finansman sorunları” ve “uzun vadeli finansman sorunları” şeklinde iki gruba ayrılabilir. Şayet vade paralelinde ve vadeler itibarıyla gerekçelerini de ortaya koyacak şekilde gruplandırmak gerekirse bu durumda; “para piyasasına ilişkin sorunlar” ve “sermaye piyasasına ilişkin sorunlar” şeklinde yine iki gruba ayrılabilir. 31 2.1 Yatırım ve Faaliyet Dönemleri Açısından Hem yatırım hem faaliyet döneminde yaşanmasından hareketle KOBİ’lerin finansman sorunları; kısa vadeli finansman sorunları ve uzun vadeli finansman sorunları olmak üzere iki gruba ayrılabilir. KOBİ’lerin kısa vadeli finansman sorunları; yetersiz çalışma sermayesi, çalışma sermayesi temininde karşılaşılan güçlükler, yüksek kredi maliyetleri, sınırlı teşvikler, tahsilat güçlüğü, piyasalardaki hızlı değişimler ve finansman imkanlarının yeterince değerlendirilememesi olarak, uzun vadeli finansman sorunları ise; yetersiz özkaynak, yatırım kredisi teminindeki güçlükler, yatırım kredilerinin pahalı olması, genel ekonomik durum ve sermaye piyasasının gelişmişlik düzeyi olarak belirtilebilir. Bütün bu finansal sorunların temel nedeni olarak KOBİ’ler aleyhine işleyen mevcut finansal sistem gösterilebilir. Çünkü, finansal yönetim alanında meydana gelen gelişmeler sonucunda ortaya çıkan yeni yöntemler daha çok büyük işletmeler tarafından kullanılmakta, KOBİ’ler ise geliştirilen teori ve yöntemlerden yeterince faydalanamamaktadır. KOBİ’lerin finansal sorunları vadeleri paralelinde ve vadeler itibarıyla sorunların gerekçelerini de ortaya koyacak şekilde, para piyasasına ilişkin sorunlar ve sermaye piyasasına ilişkin sorunlar olarak ikiye ayrılarak incelenebilir30. 2.2 Finansal Piyasalar Açısından Finansal piyasalar; birikim açığı olan ekonomik birimlerle birikim fazlalığı olan ekonomik birimlerin karşılaştığı ve finansal varlıkların alınıp 30 Nevzat Aypek, “KOBİ Finansmanı: Venture Capital ve Angel Investor”, İktisat, İşletme ve Finans Dergisi, 17. Yıl, Eylül 2002, s.7 32 satıldığı piyasalar olarak tanımlanabilir31. Finansal piyasalar fonların arz ve talep süresine göre; para piyasası ve sermaye piyasası olmak üzere ikiye ayrılır. Finansal piyasalar ile burada işlem yapan çeşitli tarafların tümü finansal sistemi oluşturmaktadır. Birikim açığı olan yani fon ihtiyacı olan KOBİ’ler fon talep eden kesim olarak finansal sistemdeki yerini alır. Bu sistemde çeşitli finansman araçları kullanılarak tasarruf sahiplerinden aracı kuruluşlar vasıtasıyla fon temin etmek mümkündür. Ancak söz konusu KOBİ’ler olunca finansal piyasalarda da bazı sorunlar yaşanabilmektedir. Bu bakımdan KOBİ’lerin finansal sorunları vadeleri paralelinde ve vadeler itibarıyla sorunların gerekçelerini de ortaya koyacak şekilde; para piyasasına ilişkin sorunlar ve sermaye piyasasına ilişkin sorunlar şeklinde iki gruba ayrılıp incelenebilir. 2.2.1 Para Piyasasına İlişkin Sorunlar Kısa vadeli fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasaya para piyasası denir. İşletmeler genellikle ham madde, yardımcı madde, malzeme ve işçilik gibi kısa süreli varlıklarının finansmanında para piyasasından yararlanır 32. Para piyasasının en belirgin kurumu ticari bankalardır. Ticari bankalar, özellikle ticari senetleri iskontoya kabul ederek veya işletmelere başka yollarla kısa süreli krediler sunarak önemli rol üstlenirler. Ticari bankalarla birlikte para piyasasında ayrıca finansal kiralama, faktoring, forfaiting ve sigorta şirketleri de faaliyet gösterir. Ancak para piyasasının esas aracı kurumu ticari bankalardır. Bu bakımdan KOBİ’lerde para piyasasında karşılaşılan finansal sorunlar denince daha çok ticari bankalar akla gelmelidir. Ticari bankalar başta olmak üzere para piyasasında faaliyette bulunan tüm finansal kurumlar, KOBİ’leri; teminat gösterememe, küçük miktarda kredi kullanma gibi faktörlerden dolayı teminat, miktar, vade ve faiz oranı açısından 31 Nurhan Aydın (Ed.) Sermaye Piyasaları ve Finansal Kurumları, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2. Baskı, Ekim 2009, s.3 32 Nurhan Aydın (Ed.) a.g.e., s.4 33 uygun olmayan kredi şartlarına tabi tutabilmektedir. Bankalar kredi kullandırmada genellikle büyük işletmeleri tercih etmekte ve KOBİ’lerin para piyasasındaki bu sorunları genellikle tüm hayatları boyunca devam etmektedir. KOBİ’lerin kısa süreli finansman sorunu yani para piyasasında yaşanan sorunlar yatırım kararı verme aşamasından itibaren başlamaktadır. Kuruluş aşamasında yatırım kararı, uygun bir proje ya da fizibilite etüdüne dayandırılmadan verildiği için ilk yatırım tutarı genellikle yanlış 33 hesaplanmaktadır . İlk yatırım tutarı; duran varlıklar ile dönen varlıklardan oluşur. Sabit kıymetler olarak da bilinen duran varlıklar; fabrika binası, binek araçlar, demirbaşlar, araç-gereçler gibi bir yıldan uzun ömürlü varlıklar ile uzun vadeli alacaklardan oluşur. Çalışma sermayesi anlamında kullanılan dönen varlıklar ise; nakit ve nakit benzerleri, alacaklar, stoklar gibi bir yılda nakde dönüşmesi beklenen varlıklardır. Hem duran varlıkların hem de dönen varlıkların işletme için ayrı ayrı önemleri vardır. Ancak ilk yatırım tutarının belirlenmesi sırasında duran varlıklara daha çok önem verilir ve çoğu zaman dönen varlıklar göz ardı edilir ya da çok düşük tutarda belirlenir. Sonuçta göz ardı edilen çalışma sermayesinin tamamlanması için para piyasasından yararlanılır. İç ve dış piyasadaki değişmelerin, belirsizliklerin ve ekonomide meydana gelebilecek dalgalanmaların KOBİ’leri anında olumsuz yönde etkiyecek olması ve tahsili gecikmiş ticari alacakların çalışma sermayesiyle yakından ilgili olması da para piyasasına ilişkin diğer finansman sorunları arasında gösterilebilir34. 33 34 Nevzat Aypek, a.g.m., s.7 Nevzat Aypek, a.g.m., s.8 34 2.2.2 Sermaye Piyasasına İlişkin Sorunlar Sermaye piyasası; uzun vadeli fon arz ve talebinin karşılaştığı ortamın genel adıdır. Sermaye piyasasında fonun, tasarruf sahiplerinden fon temin edenlere geçişi menkul kıymetler35 vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Sermaye piyasasında yaygın bir şekilde kullanılan başlıca iki menkul kıymet vardır: hisse senedi ve tahvil. Bunların her ikisi de ihraççı işletmenin anonim şirket olmasını gerektirir. Bu açıdan sermaye piyasası, daha çok anonim şirket statüsünde olan KOBİ’lere hitap etmektedir. Dolayısıyla limitet, komandit ve kolektif şirket statüsünde olan işletmeler, bu piyasadan faydalanmak için anonim şirket statüsüne geçmek zorundadır. KOBİ’lerin sermaye piyasasından fon sağlamaları, sermaye piyasasının işleyişini düzenleyen mevzuat ve sermaye piyasasında faaliyette olan finansal aracı kurumlar ile bağlantılıdır. Sermaye piyasasının gelişmemiş olduğu veya mevzuatın KOBİ’lerin sermaye piyasasından faydalanmasına imkan tanımadığı ve finansal aracı kurumların geliştirilmediği ekonomilerde KOBİ’lerin uzun vadeli finansman sorunları kendisini hissettirecektir. Ancak sermaye piyasasının yeterli derinliğe ve genişliğe ulaştığı yani sermaye piyasasının gelişmiş olduğu ekonomilerde bile KOBİ’lerin piyasanın uzun vadeli finans kaynaklarından yeterince faydalanamadıkları görülmektedir36. KOBİ’ler, sermaye piyasasından fon temin edebilmek için bazı teminatlar göstermek durumundadır. Ancak özkaynakları buna pek müsaade etmez. Bu yüzden KOBİ’lerin bu piyasadan faydalanmaları güçleşmektedir37. Söz konusu teminatların talep edilmesinin sebebi tasarruf sahiplerinin garanti altına alınmak istenmesidir. Çünkü tasarruf sahipleri KOBİ’leri, büyük 35 Menkul kıymet; ortaklık veya alacaklılık hakkı sağlayan, belli bir tutarı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan, dönemsel gelir getiren, misli nitelikte, seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları SPK tarafından belirlenen kıymetli evraklardır. Menkul kıymet haricinde yine şartları kurulca belirlenen diğer evraklar da diğer sermaye piyasası araçlarını oluşturmaktadır. 36 Nevzat Aypek, a.g.e., s.8 37 Çetin Düzce, a.g.t., s.63 35 işletmelere göre daha riskli görmekte ve sermaye piyasasında büyük işletmeleri daha çok tercih etmektedirler. KOBİ’ler her ne kadar yüksek kârlılık performansına sahip olsalar da büyük işletmelerin ülke çapındaki şöhreti, onların tercih edilmesine sebep olmaktadır38. KOBİ’lerin sermaye piyasasında kolay bir şekilde ilişkiye geçememesi genellikle; KOBİ’lere yönelik kurumların azlığı ve niteliği, KOBİ’lerin ekonomik ve idari güçlükleri ve bunun sonucunda var olan kurumların sağladığı kredilerden faydalanamamaları ve KOBİ’lerin yöneticilerinin var olan kredi imkanlarını yeterince değerlendirememeleri nedeniyledir. Bu nedenler göstermektedir ki sermaye piyasasının yeterli derinlik ve genişliğe ulaşmadığı ve bu nedenle finansal aracı kurumların ve tasarruf sahiplerinin, KOBİ’lerin sermaye piyasasından kaynak sağlama aracı olan menkul kıymetlere itibar etmemeleri nedeniyle, tahvil ihraç ederek kaynak temini bir başka ifadeyle; sermaye piyasasından uzun vadede fon temini çok zordur39. 3 KOBİ’LERİN FİNANSMAN YÖNTEMLERİ Çalışmanın bu bölümü KOBİ’lerce kullanımı yaygın olan finansman yöntemleri ile bunlara ilave olarak alternatif finansman yöntemlerini kapsamaktadır. Bu noktada Türkiye’deki KOBİ’lerde kullanılan finans kaynaklarının mevcut durumunu ve kaynak çeşitliliğini ortaya koymak adına İSO’nun 2011 yılına ilişkin 298’i küçük, 183’ü orta, 100’ü de büyük olmak üzere toplam 581 KOBİ’yi kapsayan “Ekonomik Durum Tespit Anketi”nin aşağıda tablo halinde sunulan bazı sonuçlarına yer vermekte fayda vardır: 38 39 Tamer Müftüoğlu, a.g.e., s.57 Nevzat Aypek, a.g.m., s.8 36 Tablo 14: İşletmelerin Finansman Kaynaklarından Yararlanma Oranı Küçük İşletme (%) Ticari Banka 71,5 Özkaynak 62,4 Leasing 15,4 Eximbank 10,7 Faktoring 9,7 Yatırım ve Kalkınma Bankası 5,4 Yurtdışı Finansal Kuruluşlar 2 Diğer 7,4 Kaynak: İSO 2011 Yılına İlişkin Ekonomik Durum Tespit Anketi Finansman Kaynakları Orta İşletme (%) 77 69,9 19,1 19,1 12,6 7,1 2,7 2,7 Büyük İşletme (%) 86 68 24 37 19 7 17 2 Tablo 14’te işletmelerin ölçeklerine göre kullandıkları finansman kaynaklarında önemli farklılıklar göze çarpmaktadır. Tabloya bakılarak, küçük ölçekli işletmelerin az bir bölümünün dış kaynak kullandığı ve bu işletmelerde en çok kullanılan dış kaynakların ticari kredi, leasing, faktoring ve Eximbank kredileri olduğu söylenebilir. Küçük ölçekli işletmelerin %71,5'i ticari banka kredisine, %15,4'ü leasinge başvurmuştur. Eximbank kredilerinden yararlananların oranı %10,7, faktoringden yararlananların oranı ise %9,7 düzeyindedir. Özellikle küçük ölçekli işletmelerin orta ve büyük ölçekli firmalara göre Eximbank kredilerinden yeterince faydalanmadığı söylenebilir. Orta ölçekli işletmelerin %77'si ticari banka kredilerini kullanırken, %19,1'i leasing ve Eximbank kredilerinden yararlanmaktadır. İşletme ölçeği büyüdükçe, özellikle Eximbank ve orta vadeli yatırım kredilerinden yararlanan kuruluşların oranının yükseldiği görülmektedir. Büyük ölçekli işletmelerin ise %86'sı ticari banka kredisi, %37'si Eximbank, %24'ü leasing, %19'u faktoring, %17'si yurtdışı finans kurumları, %7'si ise yatırım ve kalkınma bankası kaynaklarını kullanmaktadır. İki kısma ayrılan bu bölümün birinci kısımda geleneksel finansman yöntemleri, ikinci kısımda ise yine KOBİ’lere hitap etmekle birlikte kullanımı diğeri kadar yaygın olmayan alternatif finansman yöntemleri konu edilmiştir. 37 3.1 Geleneksel Finansman Yöntemleri KOBİ’lerce en çok bilinen ve kullanımı en yaygın olan geleneksel finansman yöntemleri; özkaynak, otofinansman, ticari banka kredisi, satıcı kredisi (ticari kredi) ve tahakkuk etmiş kısa vadeli giderler şeklinde ifade edilebilir. Aşağıda bunlarla ilgili açıklamalara yer verilmiştir. 3.1.1 Özkaynak Yoluyla Finansman Özkaynaklar, işletme sahiplerinin kuruluş aşamasında işletmeye tahsis ettiği nominal sermaye ile daha sonra faaliyetlerden elde edilip işletmede bırakılan geçmiş yıl kârları, sermaye yedekleri ve dönem net kârından oluşan bilanço kalemidir. Özkaynaklar aynı zamanda işletmenin net defter değerini ve işletme sahiplerinin işletme üzerindeki maddi haklarını temsil etmektedir. Kuruluş aşamasında ortaklar tarafından işletmeye tahsis edilen sermaye; normal şartlarda dönen varlıklar ve duran varlıkların her ikisinin finansmanında kullanılır. Ancak planlama ve fizibilitenin yapılmadığı işletmelerde genellikle dönen varlıklar başka bir ifadeyle çalışma sermayesi ihmal edilebilmekte ve daha sonra kısa vadeli banka kredileriyle karşılanması söz konusu olabilmektedir. Bu durumun KOBİ’lerde daha yaygın olduğu söylenebilir. Türkiye’de işletmelerin kuruluşları genellikle bu şekilde gerçekleşmektedir. Özkaynak temini işletmenin kuruluş aşamasından sonraki evresinde hisse senedi ihraç etmek yoluyla da mümkündür. Sermaye piyasası araçlarından biri olan hisse senedi, sahibine ortaklık hakkı ve kâr – zarara eşit oranda katılma hakkı veren ihraç eden açısından ise fon girişi sağlayan bir kıymetli evraktır. 38 İşletmenin özkaynağı satıcılar ve işletmeye kredi açacak kişi veya kurumlar için bir güvenlik ölçüsü özelliği taşır. Özkaynak yoluyla finansmanın firma için sabit bir yük getirmemesi, belirli bir vadesinin bulunmaması, kredi değerliliğini artırması ve satış kolaylığı sağlaması gibi avantajlarının yanı sıra yeni ortakların şirkete girmesinin bir sonucu olarak yönetim devrinin ya da paylaşımının söz konusu olması, şirket gelirinin yeni ortaklara da dağıtılmasını gerektirmesi, hisse senedi ihraç giderlerinin yükselmesi ve en önemlisi, şirket ortaklarına ödenen kâr paylarının gider olarak yazılamaması gibi dezavantajları vardır40. 3.1.2 Otofinansman (İç Kaynaklar) Normal şartlarda bir işletmede faaliyetlerin ve ek yatırımların finansmanı işletmede bırakılan dönem kârlarıyla sağlanır. Dönem kârının bu amaçla işletmede bırakılması otofinansman olarak adlandırılır. İşletmenin kendi kendini finanse etmesi anlamına da gelen otofinansmanda, banka kredisinde olduğu gibi anapara ve faiz ödemesi yoktur. Otofinansman oranının yüksek olması işetmeye fon sunanların gözünde iyi bir izlenim oluşturur. Yani işletmenin kredibilitesini artırır. Bu özellikleri itibarıyla zihinde olumlu çağrışım uyandıran otofinansman, söz konusu KOBİ’ler olduğunda neredeyse tüm cazibesini yitirir. seviyelerdedir ve Çünkü işletme KOBİ’lerde sahiplerinin genellikle ekonomik faaliyet kârı anlamda düşük geçimleri, işletmeden sağladıkları gelire bağlıdır. Böyle olunca da dönem sonunda elde edilen kâr henüz yatırıma dönüşmeden baştan tükenmektedir. Bu durumun farkında olan yetkili merciler işletme ortaklarının; işletmede personel olarak çalışmaları ya da müdür, yönetim kurulu üyeliği gibi idari görevleri yürütmeleri karşılığında “maaş” ya da “huzur hakkı” olarak belli bir ücret almalarına izin vermiştir. Bu sayede maaş ve huzur hakkı adı altında 40 M. Şerif Şimşek ve Adnan Çelik, a.g.e., s.267 39 ortaklara yapılan çeşitli ödemeler, makul seviyede olmak şartıyla kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabilmektedir. 3.1.3 Satıcı Kredileri (Ticari Krediler) İşletmeler çeşitli mal ve hizmetleri peşin alabilecekleri gibi kredili (vadeli) de alabilirler. Kredili mal satın alınması, satıcıların işletmeye kredi kullandırması anlamına gelmektedir. Satıcı tarafından tanınan vade; alıcı işletmeyi finansal açıdan desteklemekte, böylece işletmenin ihtiyaç duyacağı sermaye miktarını azaltmaktadır. Satıcı kredilerinde vadenin uzaması alıcı işletme açısından arzu edilen bir durumdur. Fakat vade üzerinde etkili olan çeşitli faktörler, vadelerin uzamasına veya kısalmasına neden olabilmektedir41. Satıcı kredileri, firmanın rutin faaliyetleri sonucu çoğu zaman kendiliğinden oluşur. Çünkü firmanın mal aldığı satıcılar, satış şartları, her siparişin ne kadarının peşin ne kadarının vadeli olacağı ve vade farkı olup olmayacağı önceden bellidir42. Bu bakımdan ticari krediler bazen kaçınılmaz olur. Kimi sektörlerde ise ticari kredilerin vadesi ya çok kısadır ya da hiç yoktur. Örneğin; lokanta işletmeciliğinde vade genellikle bir ayı geçmez. Çoğu zaman haftalık periyotlar halinde ödemeler yapılır. Bu yüzden satıcı kredilerinin oluşumu daha çok işletmenin içinde bulunduğu sektöre bağlıdır. Ayrıca çok sayıda satıcının bulunduğu dolayısıyla rekabet ortamının yoğun olduğu ortamlarda da vadeler alıcı lehine şekillenebilir. Satıcı kredileri, KOBİ’ler tarafından sıkça başvurulan bir finansman yöntemidir. Ancak yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı her zaman istenilen düzeyde olmayabilir. Buna karşın işletmeler, satıcı kredisinden yararlanamadığı durumlarda bile kimi zaman piyasada barınabilmek için 41 Ahmet Aksoy ve Kürşat Yalçıner, İşletme Sermayesi Yönetimi, Ankara, Gazi Kitabevi, 4. Baskı, 2008, s.407 42 Osman Okka, Finansal Yönetime Giriş, Ankara, Nobel Kitabevi, 2. Basım, 2006, s.436 40 vadeli satış yapmak zorunda kalabilir. Bu bakımdan çalışma sermayesinin finansmanında başka kaynaklardan yararlanma ihtiyacı ortaya çıkabilir. 3.1.4 Banka Kredileri Firmalar cari ve sabit aktifleri finanse etmek için ticari kredilerden sonra en çok banka kredilerine ağırlık verir43. Firmaların cari aktiflerinin genellikle bir yıl içinde birden fazla defa nakde dönüşmesi beklenir. Böylece kısa vadeli borçların ödenmesi için fon oluşmuş olur. Ancak faaliyetlerin beklendiği gibi gitmemesi ve istenilen fonun oluşmaması halinde, kredilerin geri ödemesi sarkabilir. Bu bakımdan banka kredisinin risk seviyesi, satıcı kredisine göre daha yüksektir44. KOBİ’lerin en çok yararlandığı dış kaynak olan banka kredisi, Türkiye’de daha çok kısa vadeli nitelikte olduğu için çoğunlukla çalışma sermayesi ihtiyacının karşılanmasında yani dönen varlıkların finansmanında tercih edilir. Bu bakımdan sabit varlıkların finansmanında ihtiyaç duyulan uzun vadeli kredilerin temini genellikle başka finansman yöntemleriyle (leasing, girişim sermayesi gibi) sağlanmaya çalışılır. Bankaların KOBİ finansmanındaki yerinin sadece kısa vadeli nakdi kredi sunmaktan ibaret olduğu kesinlikle düşünülmemelidir. Bankalar nakdi krediye ek olarak KOBİ’lere akreditif, poliçe kabulü, ticari senet avali, teminat mektubu, ödeme garantisi gibi daha birçok konuda finansman hizmetinde bulunurlar. Ayrıca çek ve senetlerin bankaya ciro edilerek nakde dönüştürülmesi de bankaların verdiği hizmetler arasında yer almaktadır. 43 Türkiye’deki KOBİ’lerin dış kaynak olarak en fazla banka kredilerinden yararlandığı kanısını doğrular nitelikte olan İSO’nun 2011 yılına ilişkin “Ekonomik Durum Tespiti Anketi” sonuçlarına göre; küçük işletmelerin % 71,5’inin, orta ölçekteki işletmelerin de % 77’sinin ticari banka kredilerini kullandığı anlaşılmaktadır. 44 Osman Okka, a.g.e., s.436. 41 Bir dış kaynak olarak banka kredisi, diğer dış kaynaklara kıyasla daha az formalite içeren ve ulaşılması daha kolay olan bir finansman yöntemi olmasına rağmen Türkiye’deki KOBİ’lerin bir kısmı kredi bulmakta zorlanmakta, büyük bir çoğunluğu da kredi maliyetlerinin yüksek olduğundan yakınmaktadır. Bununla birlikte 2012 yılı faiz oranlarının geçmiş 10 yıla göre daha düşük seviyelerde olduğu dolayısıyla kredi maliyetlerinin düştüğü söylenebilir. Nitekim iki haneli faiz oranları günümüzde artık yerini tek haneli sayılara bırakmıştır. Bununla birlikte Türkiye’deki faiz oranları gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında hala yüksek seviyelerdedir. KOBİ’lerin kredi bulmakta zorlanma durumu genellikle ağır teminat şartlarından ileri gelmektedir. Basel kriterleriyle birlikte Türkiye’de daha önceden kabul gören bazı teminatların geçerliliğini yitirmesi ve gayri menkul gibi ekonomik değeri yüksek olan varlıkların önem kazanması teminat konusunda KOBİ’lerin yaşadıkları sorunu daha da artırmıştır45. 3.1.5 Tahakkuk Etmiş Kısa Vadeli Giderler Bu grubun içerisinde o dönemde tahakkuk eden ve ödenmesi gereken; hammadde, yarı mamul, malzeme, mamul giderleri, ödenecek diğer giderler, vergi, resim, harç ve sigorta primleri, müşterilerden alınan avanslar, depozito ve teminatları, şubelerden veya ana kurumdan alınan kısa süreli krediler, özel finans kurumlarından alınan krediler, uzun süreli kredilerin vadesi gelen kısımları ile faizleri, repo (geri satın alma anlaşmaları) ödemeleri gibi giderler tahakkuk etmiş kısa vadeli giderler grubuna girer. Bu tür giderlerin tahakkuku ile ödenmesine kadar geçen sürede, firma bunları maliyetsiz olarak kullanabilir. Ödeme süresinin aşılması halinde ise vade farkı veya ceza 45 İSO’nun 2011 yılına ilişkin “Ekonomik Durum Tespiti Anketi”nin bazı sonuçlarına göre küçük işletmelerin % 17,1’i, orta ölçekteki işletmelerin de % 12,6’sı kredi bulamamaktan yakınmaktadır. Yine aynı anket sonucunda küçük işletmelerin % 53’ü, orta ölçekteki işletmelerin de % 55,7’si kredi maliyetini yüksek bulduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte vadeli kredilerin yenilenmesi ile finans kuruluşlarınca ticari kredilerin kapatılmasının talep edilmesi de krediler konusunda yaşanan diğer problemleri oluşturmaktadır. 42 tahakkuk etmektedir46. Böyle olması durumunda karşılıksız olarak yararlanılmakta olan fonlar maliyetli olmaya başlar. 3.2 Alternatif Finansman Yöntemleri Çalışmanın bu kısmında; geleneksel finansman yöntemleri kadar bilinirliği yüksek ve kullanımı yaygın olmasa da KOBİ’lerin finansman sorununun çözümünde etkili olabilecek alternatif finansman yöntemlerinden bazıları konu edilecektir. Bunlar; girişim (risk) sermayesi, faktoring, leasing, forfaiting, barter, franchising, kredi garanti fonu ve melek yatırımcı şeklindedir. 3.2.1 Girişim sermayesi (Venture Capital) Venture capital kavramı çeşitli dillere farklı sözcüklerle çevrilmiştir. İngilizce “venture” kelimesinin Türkçe karşılığı baht, talih, cüret ve cesaret anlamındadır. “Venture capital” terimi ise özellikle yeni veya spekülatif girişimlerin sermayelerine yatırılan veya bu yatırımlar için kullanılabilen para anlamına gelmektedir. Dolayısıyla venture capital; girişim sermayesi, risk sermayesi ve cesaret sermayesi gibi Türkçe karşılıklar bulsa da yaygın kullanımı girişim sermayesidir47. Girişim bir veya birden çok işletme kurup yöneten bir varlık olarak tanımlanabilir. Örnek olarak Koç Holding bir girişim olup ona bağlı olarak çalışan otomotiv, beyaz eşya, cam ve benzeri alanlarda faaliyet gösteren diğer işletmeler ise onun yan işletmelerini oluşturmaktadır. Gerçekte, girişim de ekonomik mal ve hizmet üretip pazarlamak, başkalarının ihtiyaçlarını 46 47 Osman Okka, a.g.e., s.443 Nevzat Aypek, a.g.m., s.9 43 giderici sürekli faaliyette bulunmak ve genellikle kâr sağlamak amacıyla kurulduğu için işletme olarak düşünülebilir48. 3.2.1.1 Ortaya Çıkışı ve Gelişimi Girişim sermayesi kavramı bugünkü anlamıyla 1950’li yıllarda ABD’de ortaya atılmıştır. ABD’de gelişip olgunlaşması sonucu model; İngiltere, Japonya ve Batı Avrupa ülkelerinde de benimsenmiştir. Ancak modelin tarihsel gelişimi söz konusu olduğunda ilk fikir olarak ortaya çıkış konusunda farklı görüşler vardır. Şöyle ki; İspanya kraliçesi Isabella ile Kristof Colomb arasında yapılan sözleşmenin tam bir girişim sermayesi olduğu söylenmektedir. Bir taraf geziyi finanse etmiş, diğer taraf ise geziyi gerçekleştirmiştir49. Girişim sermayesi, İslam toplumlarında uygulanan bir model olan “Mudaraba”ya da benzemektedir. Mudaraba ortaklığında sermaye sahibi, sermayesini güvendiği birisine işletmek ve kâr sağlamak amacıyla verir ve elde edilen kâr aralarında paylaşılır. Bu yöntemin günümüze ulaşan yansımalarına örnek olarak Ege Bölgesi’ndeki tütün yetiştiren çiftçiler tarafından kullanılan ortakçılık sistemi gösterilebilir. Bu ortaklık biçiminde kreditör sene başında ortakçıya sermaye ve toprak verir, sene sonunda ise önceden yapılan anlaşmaya göre oluşan kâr bölüşülür50. Türkiye’de 1992 yılı başında alınan ekonomik istikrar tedbirlerinin finans reformuna ilişkin bölümünde girişimciliği destekleme özelliğiyle girişim sermayesi bir yatırım modeli olarak yer almıştır. Modelin kurumsal yapısını oluşturan “Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği” 6.7.1993 48 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Daha sonra SPK M. Şerif Şimşek ve Adnan Çelik, a.g.e., s.23 Nevzat Aypek, a.g.m., s.9 50 Nevzat Aypek, Sermaye Piyasası Aracı Olarak Girişim Sermayesi ve Türk Sermaye Piyasasında Uygulanabilirliği, Ankara, KOSGEB Yayınları, 1998, s.7 49 44 6.11.1998’de “Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği”nin ikincisini, 20.3.2003’te ise üçüncüsünü yayınlamıştır51. Türkiye’de girişim sermayesine ilişkin hukuki alt yapı 1993 yılında oluşturulmasına rağmen kurumsallaşması Nisan 1996’da Vakıf Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş.52 ile gerçekleşmiştir. Daha sonraki yıllarda Vakıf A.Ş.’nin ardından bu alanda birçok şirket faaliyete geçmiştir. 2012 yılı itibarıyla Türkiye’de 7 adet girişim sermayesi yatırım ortaklığı şirketi53 bulunmaktadır54. 3.2.1.2 Temel Özellikleri ve Türleri Girişim sermayesinin temel özellikleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir55: a. Girişim sermayedarının, destek verme aşamasında şirketlerde aradığı koşullar; teknolojik açıdan yeterli düzeyde olma, projenin rantabl olması, üretilecek mal veya hizmetin pazarlanabilmesi, üretimle ilgili yeterli teknik bilgi ve teşebbüs gücünün bulunması ve yapılacak yatırımın ekonomik, mali ve teknik olarak uygulanabilirliği şeklindedir. b. Bu sistemde çoğunlukla tercih edilen yatırım alanları katma değeri yüksek olan iş fikri ve projelerdir. Bu fikir ve projeler; bilgisayar, 51 Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’lerin seri no ile tarihleri sırasıyla şöyledir: 1) Tarih: 7.1.2004, Seri: VI, No: 16; 2) Tarih: 21.1.2009, Seri: VI, No: 23; 3) Tarih: 4.7.2010, Seri: VI, No: 28 52 Başlangıç sermayesi 250.000 TL olan şirketin sermayesi Mayıs 2000’de hisselerinin bir kısmının halka arz edilmesi suretiyle 500.000 TL’ye, Ocak 2001’de ise 900.000 TL’ye yükseltilmiştir. 5.7 2004’te Sermaye Piyasası Mevzuatında yapılan değişikliğe uygun olarak unvanını Vakıf Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş. olarak değiştirmiştir. Vakıfbank iştiraki olarak faaliyeti süresince yaklaşık 600 civarında proje başvurusu alan ve bunlardan üçüne yatırım yapan Vakıf Girişim, bu yatırımlarını 2007 ve 2008 yıllarında tasfiye etmiştir. 2009 yılında Vakıfbank’ın stratejik vizyonu doğrultusunda satışa çıkartılan imtiyazlı hisseler Rhea Grubu tarafından 18.8.2009’da imzalanan hisse satış anlaşmasına konu olan hisse devrine SPK’nin de gerekli onayları da vermesiyle 11.12.2009’da devredilmiştir. Vakıf Girişim’in unvanı Ocak 2010’da RHEA Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı olarak değiştirilmiştir. 53 Anadolu Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş., Egeli-Co Tarım Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş., Gedik Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş., Gözde Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş., İş Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş., KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş. ve Rhea Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş. 54 http://www.spk.gov.tr/apps/kyd/iletisim.aspx?ctype=rsyo&show=all&submenuheader=1 55 Halil Beşkardeşler, “Türkiye ve Dünyada Girişim sermayesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kadir Has Üniversitesi, Finans ve Bankacılık ABD, İstanbul, 2010, s.8-10 45 yazılım, biyoteknoloji, tıp, enerji, telekomünikasyon ve hizmet sektörü şeklindedir. c. Girişim sermayedarları, girişimcilere; fon aktarma, iş planı oluşturma, teknoloji sağlama, stratejik yönetim ve karar alma gibi konularda destek ve danışmanlık sağlar. Ayrıca fiziksel destek de (ofis, internet erişimi, altyapı donanımı gibi) sağlanabilir. d. Girişim sermayesinde fon aktarımı; hisse senedi ve benzeri araçlarla olur. e. Fon, ortaklıktan ayrılmaya karar verdiğinde ilk hisse satış teklifini genellikle firmada çoğunluk hisse sahibi ortaklara yapar. f. Girişim sermayesiyle sağlanan finansman desteği uzun sürelidir. g. Girişim sermayedarı sürece dâhil olup, gerekli ölçüde işletmeye yönetsel ve teknik danışmanlık yapar. h. Girişim sermayesi toplumsal kalkınmaya da katkıda bulunur. Girişim sermayesi finansman modeli kullanılarak gerçekleştirilen 56 finansman türleri aşağıda sunulmuştur : a. Fikir aşamasında finanslama: Bu aşamadaki finanslama türüne araştırma ve geliştirme aşaması, çekirdek sermayesi, proje finansmanı, tohum ekme aşaması gibi isimler de verilmektedir. Bu aşamada müteşebbis bir fikir geliştirmiştir. Ancak bu fikir henüz ne teknik ne de ticari olarak bir biçim almamıştır. İşletme henüz kurulmamıştır. Bu aşamada yeni ürünün, hizmetin ya da işletme planının kesin özellikleri geliştirilirken, girişim sermayesinin rolü fikir sahibi birey veya işletmeyi finanse etmektir. b. Başlangıç finansmanı: Başlangıç sermayesi; filizlenme aşaması, işletmeye alma aşamasında finanslama da denilmektedir. Başlangıç finansmanı, yaygın olarak girişim sermayesi faaliyetlerinin esası sayılmaktadır. Bundan dolayı da başlangıç sermayesi ve girişim sermayesi terimleri çoğunlukla aynı anlamda kullanılmaktadır. Girişim sermayesinin belki en heyecanlı ve riskli tarafı, yeni bir 56 Nevzat Aypek, a.g.m., s.10 46 teşebbüsün genellikle araştırma ve geliştirme döneminin ardından faaliyete geçirilmesidir. Başlangıç aşamasında, hem girişimci hem de sunacağı ürün veya hizmet denenme durumundadır. İşte bu aşamada da girişim sahibi kendi imkanları ile işletmeyi kurmuş ya da kurmakta, teknolojik yenilik projelendirilmiş, gerekli yatırımlar yapılmış, iş planları ve deneme üretimleri yapılmış ve üretime hazır duruma getirilmiştir. Ancak işletme sermayesi ihtiyacı dolayısıyla girişim sermayesi finansmanı istenmektedir. Girişimci işletmeye ortak da bu aşamada alınmaktadır. c. Büyüme finansmanı: Serpilme finansmanı, genişleme finansmanı, erken aşama ve geçit finansmanı, üretim ve piyasaya ilk giriş aşamasında finanslama diye isimlendirilen finansman türleri de büyüme finansmanı anlamındadır. Büyüme finansmanı, kuruluş sıkıntılarını atlatmış başarılı bir işletmenin üretim kapasitesini ve satışlarını artırma çabasının ve büyüme – gelişme için yeni ürünler ve yeni pazarlar arayışının olduğu dönemlerinde yapılan finanslamadır. Çünkü, işletmelerin büyüme – gelişme ve yeni ürünler geliştirmek için üretim sistemini geliştirmeye, dağıtım kanallarına ve rekabet gücünü artırmaya ihtiyacı vardır. Bütün bu ihtiyaçların karşılanması büyük miktarlarda finansman gerektirir. Bu finansman ihtiyacını kendi ekonomik güçleriyle ya da klasik finansman araçlarıyla karşılayamayan işletmeler için büyüme finansmanı en etkili ve en işlevsel finansman aracı olarak başvurulan bir yöntemdir. d. Köprü finansmanı ya da destek finansmanı: İşletmeler yeni pazarlara açılmaya, ürünü yeni pazarlara satmaya başlamıştır. Hisse senetlerinin fiyatları yükselmekte ve işletme piyasa da tutunmaktadır. İşletmenin üretim ve dağıtım kapasitesi genişlemiş, ölçek ekonomileri de etkili olmaya başlamıştır. Ancak, bu aşamaya gelmiş işletmelerin de çeşitli sorunları bulunabilir. İşte köprü finansmanı ya da destek finansmanı, kurulu ve işlemekte olan ancak çeşitli sorunları bulunan bu aşamadaki işletmelerin kurtarılması için kullanılır. Köprü finansmanı ya da destek finansmanı aşaması, 47 genellikle geniş ölçekli yatırım yapıldığı girişim sermayesiyle sağlanacak fonlarla işletmelerin son kez ihtiyaç duyduğu bir aşamadır. e. Satın alma destek finansmanı: Herhangi bir nedenle satılacak işletmeleri satın almak isteyen ve işi bilen ancak yeterli finansal gücü olmayan girişimcilerin desteklenmesi amacıyla yapılan yatırımlara satın alma destek finansmanı denir. Bu aşamada satılacak işletmeleri satın almak isteyen ve işi bilen girişimci ve girişimci gruplarının desteklenmesi söz konusudur. f. Diğer finansman türleri: Belirtilenler dışında kalan finansman türleridir. Bunlar yüksek faizle borç verme ya da tahvil alma ve/veya ileride hisse senedine dönüştürülebilir tahvil (HDT) ya da varant (warrant) alma biçiminde yapılan ve doğrudan hisse karşılığı ya da ortaklık bazında yapılmayan finansman yöntemleridir. Bu nedenle bir sabit sermaye yatırımından ziyade bir finansman biçimidir. 3.2.1.3 İşleyiş Süreci Girişim sermayesi sürecinin daha iyi anlaşılması için öncelikle girişim sermayesinde yer alan taraflar açıklığa kavuşturulacaktır. Bu taraflar; girişimci, mucit, girişim sermayedarı ve girişim şirketi olmak üzere toplam dört kişidir. Girişimci, en geniş anlamıyla girişim eyleminde bulunan kişi veya örgüttür. Mucit; icat eden, türeten kişi anlamında olup teknoloji alanında belirli bir sorunun fiilen çözümünü gerçekleştiren düşüncenin sahibidir. Girişim sermayedarı, girişim sermayesi ortaklığı veya yatırımı için ihtiyaç duyulan sermayeyi temin eden gerçek veya tüzel kişilerdir. Girişim şirketi, kurulmuş ya da kurulacak olan, gelişme potansiyeline sahip ve kaynak ihtiyacı olan şirketlerdir57. 57 Nevzat Aypek v.d., a.g.e., s.265 48 Girişim sermayesi modelinin işleyiş süreci; fon kaynaklarının sağlanması, iş birliğine bağlı olarak yatırımın gerçekleştirilmesi ve yatırımdan çıkılması olmak üzere üç aşamadan oluşmaktadır. Girişim sermayesi şirketlerinin yatırımlarda kullandığı fonlar ekonomide fon fazlası bulunan çok çeşitli kaynaklardan gelmektedir. Aşağıda bu kaynakları ve girişim sermayesinin işleyiş sürecini özetleyen bir şekil sunulmuştur. FONLAR Risk Sermayesi Şirketi Girişimci İşletme BORSA Bireysel Tasarruflar Sosyal Güvenlik Kurumları Finansal Kurumlar Devlet İşletmeler Kâr Amacı Gütmeyen Kurumlar YATIRIMLAR KÂR Kaynak: Kürşat Yalçıner v.d., Finansal Teknikler ve Türev Araçlar, Ankara, Gazi Kitabevi, 2008, s.109 Şekil 1: Girişim sermayesi İşleyiş Süreci Şekil 1’de görüldüğü üzere, çeşitli kaynaklardan sağlanan fonlar girişim sermayesi şirketlerinde birikmekte ve gerek işletmelere gerekse de girişimcilere yatırım amaçlı aktarılmaktadır. Daha sonra başarıya ulaşmış işletmeler borsalar aracılığı ile halka açılmakta ve elde edilen kâr, bu kârın oluşumuna finansal destek sağlayan kişi ve kuruluşlar ile girişim sermayesi şirketi tarafından belirli oranlarda anlaşmaya bağlı olarak paylaşılmaktadır. 3.2.1.4 Avantaj ve Dezavantajları Fon ihtiyacı olan girişim şirketi açısından, girişim sermayesinin öne çıkan bazı avantajları şöyledir58: 58 UNCTAD, Improving the Competitiveness of SMSs in Developing Countries: The Role of Finance to Enhance Enterprise Development, UNCTAD/ITE/TEB/Misc.3, UN New York and Geneva, 2001, Çev.: Ahmet Kandemir, TKB, Araştırma Müdürlüğü, Ankara 2003, s.43 49 Riskli işlere yatırım yapan sermayedarlar, şirketteki hisselerin satışından potansiyel olarak büyük kazançlar karşılığında daha yüksek riskleri kabul etmeye geleneksel bankalardan daha isteklidir. Riskli işlere yatırım yapan sermayedarlar borçlulardan teminat istemezler. Bankalardan alınan kısa vadeli kredilerin aksine, girişim sermayesi (yapısı gereği) uzun vadeli veya en azından orta vadeli sermayedir. Riskli işlere yatırım yapan sermayedarlardan sağlanan teknik ustalık (beceri), bazı durumlarda yeni başlayan işletmeler veya KOBİ’ler için alınan fiilî finansmandan daha değerli olabilir. Bununla birlikte girişim sermayesinin yatırım yapılacak işletmeler açısından birtakım sakıncaları da vardır59: Genellikle ayrıntılı iş planları, finansal projeksiyonlar ve benzer diğer uygulamaları gerektirdiği için uzun ve karmaşık bir süreç olarak nitelendirilebilir. Anlaşma müzakereleri sürecinde yasalar ve muhasebe işlemleri kapsamında bazı ücretler ortaya çıkar. Yatırımcılar işletmenin kısmen de olsa ortakları haline geleceği için özerklik ve kontrol kaybı söz konusu olabilir. 3.2.2 Faktoring İşletmeler ticari alacaklarını mümkün olduğunca çabuk tahsil etmek isterler. Çünkü çoğu zaman satışların peşin mi yoksa vadeli mi yapılacağı ya da vadenin ne kadar tutulacağı işletmenin elinde değildir. Bu, daha çok içinde bulunulan sektöre ve yapılan faaliyetin içeriğine bağlıdır. Bununla birlikte rekabet ortamının yoğun olduğu bazı ortamlarda, diğer firmalarla rekabet edebilmek için bazen vade uygulamak kaçınılmazdır. 59 http://wiki.answers.com/Q/Advantages _and_disadvantages_of_venture_capital 50 Faktoring, işletmelerin genellikle yurtiçi ticari faaliyetlerinden doğan kısa vadeli alacaklarının nakde dönüşmesi konusunda çözüm getirmektedir. Faktoring işlemi, fonksiyonlarına bağlı olarak farklı şekillerde uygulanabilmektedir. Çalışmanın bu kısmında faktoring işleminin öne çıkan bazı detaylarından bahsedilecektir. 3.2.2.1 Ortaya Çıkışı ve Gelişimi Bir başkası hesabına hareket eden ya da faaliyette bulunan kişi anlamına gelen Latince kökenli factor kelimesinden türeyen faktoring, bir kuruluşun alacak hakkını başka bir kuruluşa likit fon karşılığında devretmesi suretiyle gerçekleşen ve bu devir çerçevesinde işletmelere finansman, alacak garantisi ve tahsilat hizmeti sunan bir finansman tekniğidir. Ayrıca işletmelere vadeli satış bedellerini, vadesinden önce tahsil etme imkânı sağlayan finansal kuruluşlara da faktoring kuruluşları denmektedir. Bu kuruluşlar, vadeli satış yapmış işletmelerin fatura edilmiş alacaklarını belli bir iskontoya tabi tutarak peşin olarak satın alırlar ve vadesi geldiğinde alacağı kendileri tahsil ederler60. Türkiye’de faktoring işleminin uygulanmasına bankalar öncülük etmiştir. Faktoring işleminin ilk uygulamasının 1988’de İktisat Bankası Faktoring Grubu tarafından yapıldığı bilinmektedir. Bu dönemde faktoring daha çok ihracatın finansmanında kullanılmıştır. Ancak ilerleyen dönemlerde yurtiçi satışlar için de kullanılmaya başlanmıştır. Faktoringin gelişmesiyle birlikte Türkiye’de yasal düzenleme yapma ihtiyacı doğmuştur61: Ödünç Para Verme İşleri Hk. KHK'nin Değiştirilmesine İlişkin KHK62 Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hk. Yönetmelik63 60 Nevzat Aypek v.d., a.g.e., s.216 Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.23 62 27.6.1994 Tarih ve 26315 Sayılı Resmi Gazete 61 51 Türkiye’deki faktoring uygulamasında, 1991 yılı sonlarına değin ihracata yönelik faktoring işlemlerinin ağırlık taşıdığı, anılan yıldan itibaren yurtiçi veya yerel faktoringin toplam işlem hacmi içinde daha büyük paya sahip olduğu görülmektedir. Türkiye’de 2012 yılı itibarıyla BDDK’nin resmi sitesinde kayıtlı bulunan 75 adet faktoring şirketi64 ve bunlara bağlı toplam 236 adet şube65 bulunmaktadır. 3.2.2.2 Temel Özellikleri ve Türleri Faktoring işleminin temel özellikleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir66: Genellikle 30 – 180 günlük kısa vadeli ticari alacaklar konu edilir. Faktoring sözleşmesi sürekli olup mevcut ve gelecekteki alacakları kapsar. Açık hesap şeklindeki alacaklar da faktoring işlemine konu edilebilir. Faktoringe genellikle tüketim mallarından doğan alacaklar konu edilir. Alacağın senetli olması esastır. Ancak senede bağlı olmayan alacaklar da faktoring işlemine konu edilebilir. Faktoring işleminin temel fonksiyonu, satıcının vadeli satışları gerçekleştirmesi için uygun ortam oluşturmaktır. Bu amaçla finansman, hizmet ve teminat fonksiyonları faktor tarafından yerine getirilmektedir. Hizmet fonksiyonu tüm faktoring işlemlerinde ortakken; diğer fonksiyonlardaki uygulanış faklılıkları faktoring türlerinin doğmasına neden olmaktadır. Faktoring işleminin bu üç fonksiyonuna aşağıda kısaca değinilmiştir67: 63 1.10.2006 Tarih ve 26315 Sayılı Resmi Gazete http://www.bddk.org.tr/WebSitesi/turkce/Kuruluslar/Faktoring/Faktoring.aspx 65 BDDK Mart 2012 Finansal Piyasalar Raporu, s.25 66 Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.3 67 Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.4-6 64 52 Hizmet fonksiyonu: Tüm faktoring türlerinde ortak olan hizmet fonksiyonu kapsamda; alacak takibi ve tahsili, muhasebe kaydı, piyasa araştırması, alıcılar hakkında istihbarat toplanması ile pazarlama ve vergi gibi konularda danışmanlık hizmeti gibi hizmetler sunulur. Finansman foksiyonu: İşletmenin dış kaynaklara başvurmadan kendi satışlarından doğan alacaklarını tahsil etme durumudur. Ön ödeme ve iskonto yöntemi olmak üzere iki şekilde uygulanır. Teminat fonksiyonu: Faktoring sözleşmesinde alacakların tahsil edilememe riskinin faktore yüklenmesi durumudur. Tam faktoring yönteminde teminat, hizmet ve finansman fonksiyonu birlikte sunulur. Bunun dışında, müşteri istekleri doğrultusunda bu hizmetlerin bir veya ikisinin sunulduğu diğer faktoring türleri ise şöyledir68: Rücu edilebilir faktoring: Faktorün ticari veya kredi riskini üstlenmesi “rücu edilebilir”, aksi “rücu edilemez” faktoring işlemidir. Fatura iskontosu: Kredi gereksinimi duyan firmaların faktor kuruluştan alacaklarını finanse etmelerini talep etmeleri halinde uygulanır. Alacak yönetimi ve teminat fonksiyonu sunulan hizmetin dışında tutulmaktadır. Kapalı faktoring: Bu faktoring yönteminde satıcı kredili alacaklarını faktore temlik etmekte ancak malların alıcıya teslimi ve bedellerinin tahsili işlemlerini kendi yürütmektedir. Toptan faktoring: Faktor, finansman hizmeti sunmaktadır. Acente faktoringi: Bu yöntemde iki faklı uygulama söz konusudur. İlki, teminat ve finansman fonksiyonlarının birlikte uygulandığı, hizmet fonksiyonunun ise satıcı firmanın isteğine bağlı olduğu uygulama; diğeri, yine teminat ve finansman fonksiyonlarının birlikte uygulandığı, hizmet fonksiyonunun ise satıcı tarafından yerine getirildiği uygulamadır. 68 Öztin Akgüç, Finansal Yönetim, İstanbul, Avcıol Basım Yayın, 8. Baskı, 2010, s.557-64 firma 53 Vade faktoringi: Sadece hizmet ve teminat fonksiyonlarından oluşur. Uluslararası faktoring: Faktoring işlemi, oluştuğu yer veya siyasi coğrafya açısından yurtiçi faktoring ve uluslararası faktoring olarak ikiye ayrılmaktadır. Doğrudan ihracat faktoringi, doğrudan ithalat faktoringi, ikili faktoring ve karşılıklı faktoring şeklinde farklı uygulamaları vardır. 3.2.2.3 İşleyiş Süreci Aşağıda yurtiçi faktoringin işleyişini özetleyen bir şekil verilmiştir. -3 SATICI ALICI -2 5 4 3 2 1 -5 FAKTOR Kaynak: Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.9 Şekil 2: Yurtiçi Faktoring İşleminin İşleyiş Süreci Yurtiçi faktoring işleminde genel işleyiş şekil 2’de de görüldüğü üzere beş aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamalar sırasıyla; 1) faktoring sözleşmesinin imzalanması 2) satış için faktorden onay alınması 3) malların alıcıya, birer nüsha faturanın alıcı ve faktore gönderilmesi 4) satıcıya ödeme yapılması 5) vade sonunda alıcının faktore, faktorün de gerekli kesintileri 54 yaptıktan sonra satıcıya ödeme yapması şeklindedir. Faktoring işleminin yurtdışına yönelik olması hâlinde işleyiş süreci aşağıdaki gibi olacaktır: 3 SATICI ALICI 2 5 4 3 2 1 5 2 FAKTOR MUHABİR FAKTOR 5 Kaynak: Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.10 Şekil 3: Yurtdışı Faktoring İşleminin İşleyiş Süreci Muhabir faktorün de dahil olduğu yurtdışı faktoring işlemi, şekil 3’te de görüldüğü üzere yurtiçi faktoring işlemi gibi beş aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamalar sırasıyla; 1) faktorün satıcıyla sözleşme imzalaması 2) satış için faktorden onay alınması 3) mallar ve faturaların gönderilmesi 4) satıcıya ödeme 5) vadede tahsilat şeklindedir. 3.2.2.4 Avantaj ve Dezavantajları Satıcı firma, faktoring işlemi sayesinde işletme (çalışma) sermayesi yönetimi, kârlılık ve risk yönetimi konularında birçok avantaj sağlar. Satıcı çalışma sermayesi yönetimi kapsamında; nakde hızlı kavuşma, peşin alışlarda iskontodan yararlanma, olağanüstü durumlara karşı işletmeyi koruma, stokların hızla tüketilmesi gibi olanaklar elde eder. Aynı şekilde şüpheli ve tahsil edilemeyen alacakların ortadan kalkması buna karşılık satışların artması satıcı işletmenin kârlılığını artırır. Satıcı, tahsil riskinden 55 kurtulup hızla nakde kavuştuğu için risk yönetimi açısından da çeşitli avantajlar sağlar. Faktoring işleminin satıcı işletmeye sunduğu avantajların yanında bazı dezavantajları da vardır69: Müşteri ile iletişim azalır ya da tamamen ortadan kalkabilir. Alacakların faktore devri, alıcıları tedirgin ederek kaçırabilir. Sonuç olarak satışlar düşebilir. Faktoring hizmetinin maliyeti satıcının kendi personelini çalıştırmasından daha maliyetli duruma gelebilir. Faktor, satıcının faaliyetlerine bazı kısıtlamalar getirebilir. Küçük tutarlardaki alacaklar için finansman hizmeti alınması durumunda satıcı tahsilat hizmeti için ödeme yapıyorum duygusuna kapılarak faktoring işlemini gereksiz görebilir. Faktoring sözleşmesini sonlandırmak zor olabilir. Tek çıkış yolu satışın iptal edilmesi ya da satış koşullarının değiştirilmesidir. Çok sayıda küçük alıcısı bulunan işletmelerde faktoring işlemlerinin maliyeti yüksek olabilir. Satıcının bu maliyetleri fiyatlara yansıtması alıcılar için maliyetleri artıcı etki yaratabilir. 3.2.3 Finansal Kiralama (Leasing) Leasing işlemi; yatırımcı işletme ile leasing şirketi arasında yapılan sözleşme gereğince, yatırımcının seçtiği herhangi bir yatırım malını, leasing şirketinin satın alması yoluyla, belirli bir kira tutarı karşılığında yatırımcının hizmetine sunan uzun vadeli bir finansman yöntemidir70. Kiralanan malın mülkiyeti, sözleşme süresince leasing şirketinde; kullanım hakkı ise yatırımcı işletmededir. 69 70 Kürşat Yaçıner v.d., a.g.e., s.19 Nevzat Aypek v.d., a.g.e., s.226 56 3.2.3.1 Ortaya Çıkışı ve Gelişimi Yatırım mallarının kiralama yoluyla finansmanı, ABD’de 1929 ekonomik buhranı sonrasında yaşanan finansman güçlüklerine bir çözüm olarak ortaya çıkmış, II. Dünya Savaşı sonrasında yenilenme ve modernleşme hareketleri sonucunda da hızla yaygınlaşmaya başlamıştır. ABD’deki hızlı gelişmeden sonra 1960’lı yıllarda başta İngiltere olmak üzere diğer Avrupa ülkelerine yayılmıştır71. Türkiye’de finansal kiralama konusunda ilk yasal düzenleme olarak 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu72 gösterilebilir. Başka bir düzenleme ise “Finansal Kiralama Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik73”tir. Bu yönetmelikte finansal kiralama şirketlerinin kurulmaları, faaliyete başlamaları, hesap ve kayıt düzenleri denetimleri ele alınmıştır74. 3.2.3.2 Temel Özellikleri ve Türleri Leasing işleminde, sürece göre değişmekle birlikte temel olarak üç taraf vardır. Bunlar; kiracı (yatırımcı – lessee), kiralayan (leasing şirketi – lessor) ve satıcı (imalatçı – seller) şeklindedir. Kiracı, leasinge konu olan malı seçen ve sözleşmeye uygun olarak söz konusu maldan her türlü yararlanma hakkı bulunan, hukuki işlem yapmaya yetkili gerçek veya tüzel kişidir. Leasing işleminde her türlü taşınır ya da taşınmaz mal finansal kiralamaya konu olabilirken; patent gibi fikri ve sınai haklar istisna tutulmuştur. Kiralama işlemleri birçok kritere göre sınıflandırılabilir. Burada esas olan kiracının veya kiralayanın ihtiyaçlarına ve kiralanan varlığın özelliklerine göre farklı sözleşmelerle alternatiflerin oluşturulmasıdır. Bu bakımdan 71 Öztin Akgüç, a.g.e., s.618 26.6.1985 Tarih ve 18795 Sayılı Resmi Gazete 73 28.4.1992 Tarih ve 21212 Sayılı Resmi Gazete 74 Nevzat Aypek v.d., a.g.e., s.226 72 57 finansal kiralama türleri; süreç, taraflar, kiralamanın konusu ve bulunulan yer dikkate alınarak aşağıdaki gibi gruplandırılabilir75. a. Süreç bakımından: Finansal kiralama ve faaliyet kiralaması b. Taraflar bakımından: Doğrudan/dolaylı finansal kiralama c. Konu bakımından: Taşınır/taşınmaz mallarda kiralama, yatırım/tüketim mallarında kiralama, birinci/ikinci el kiralama, ferdileştirilmiş/geniş kapsamlı kiralama ve özellikli ürün kiralama d. Kiracı veya İthalatlı/ithalatsız kiralayanın yurtiçi bulunduğu leasing, gümrük yer bakımından: muafiyetli/gümrük muafiyetsiz yurtdışı leasing e. Diğer leasing türleri: Satış ve geri kiralama, kaldıraçlı kiralama, satışa yardımcı leasing, tam ödemeli/tam ödemesiz leasing, vergi kiralama, brüt/net leasing ve alt kiralama 3.2.3.3 İşleyiş Süreci Finansal kiralama, birbirini izleyen iki aşamayı gerektirir. İlk aşamada kiracı, kiralamak istediği varlığı seçerek satıcıyla fiyat ve diğer teslim şartları üzerinde anlaşır. İkinci aşamada ise lessora başvurarak, söz konusu varlığın kendisine kiralanması talebinde bulunur76. Aşağıda bu süreci özetleyen bir şekil sunulmuştur. SÖZLEŞME LEASİNG BAŞVURU ŞİRKETİ ÜRETİCİ/SATICI VARLIK KİRACI TEMİNAT Kaynak: Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.71 Şekil 4: Finansal Kiralama İşleminin İşleyiş Süreci 75 76 Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.64 Öztin Akgüç, a.g.e., s.622 58 3.2.3.4 Avantaj ve Dezavantajları Leasing işleminde öne çıkan bazı avantajlar aşağıdaki gibidir77: Kiracı, başka yolla elde edemeyeceği varlıkları kullanma imkanı bulur. Bazen, sadece geçici ihtiyaçlar için kısa süreli olarak ihtiyaç duyulan varlıkların kullanımına imkan tanır. Çalışma sermayesinin daha verimli olarak kullanılmasına imkan verir. Hızlandırılmış amortisman yönteminin kullanılmasına imkan verir. Kiralama yönteminin seçilmesiyle, kiracıyı uzun süreli borç anlaşmalarına sıkça konulan kısıtlamalardan kurtarmış olur. Firmanın ek fon sağlama imkanını artırır. Varlığın erken eskime riskine karşı koruma ve değişimde esneklik sağlar. Diğer yöntemlerde yaklaşık % 80 finansmanla araç – gereç elde edilebilirken, finansal kiralamayla kira ödemeleri dışında başka bir peşin ödeme bulunulmadığı için % 100 finansman imkanı sağlanmış olur. Teknolojinin hızlı değişimine ayak uydurabilmeye imkan sağlanmış olur. Onarım, bakım ve servis gibi görevleri üstlenerek bu gibi giderlerden işletmeyi uzak tutar. Paranın hızlı devinimi sayesinde enflasyona karşı koruma sağlar. Leasing işlemi, bu avantajlara ek olarak bazı dezavantajlara da sahiptir78: 77 78 Faiz tutarı kiralama maliyetini yükseltir. İşletmenin borç yükünü artırmış olur. Kiralayan açısından hurda değer kaybı ortaya çıkabilir. Muharrem Özdemir, Finansal Yönetim, İstanbul, Türkmen Kitabevi, 2. Baskı, 1999, s.288 Muharrem Özdemir, a.g.e., s.289 59 Kiralanan varlık eskidiğinde, kiralama süresinin bitiminden önce elden çıkarılma esnekliği azalmış olur. Kiralama, sahip olmanın verdiği itibar ve prestiji veremez. 3.2.4 Forfaiting Forfaiting, genellikle yatırım mallarının ithalatı ve ihracatı sonucunda ortaya çıkan orta ve uzun vadeli alacakların konu edildiği dış ticarete yönelik bir finanslama tekniğidir. Forfaiting işleminde söz konusu alacaklar, forfaiter tarafından belli bir bedel karşılığında satıcı firmadan rücu edilemeyecek şekilde devralınır. Böylece borç alacak ilişkisinde satıcı firma devreden çıkmış, forfaiting işlemini sunan forfaiter devreye girmiş olur. 3.2.4.1 Ortaya Çıkışı ve Gelişimi Orta ve uzun vadeli finansman talebinin karşılanmasında uluslararası ilk forfaiting işlemi, 1962 yılında ABD’den, daha sonra eski Sovyetler Birliği’ne satılmak üzere Almanya’ya yapılan hububat ihracatıyla gerçekleşmiştir. ABD’li firmaların mal bedelini peşin istemesi, buna karşılık Sovyetler Birliği’nin mal ithalatında ısrarlı olması, o yıllarda İsviçre bankalarını, SSCB’nin borç senetleri karşılığı ABD’li ihracatçıların alacaklarını satın almaya yöneltmiştir. Böylece 1962 yılında İsviçre bankaları forfaiting işlemi ile senet bedellerini iskonto ederek ABD’li ihracatçılara ödemede bulunmuştur79. Forfaiting işleminde, Türkiye 1980 öncesinde daha çok ithalatçı taraf olarak yer almıştır. Bunun temel nedeni Türkiye’nin 1980 öncesinde yatırım malı ihraç etmekten ziyade ithalatçı konumda olmasıdır. 24.1.1980 kararlarıyla başlayan ihracata dayalı ekonomik büyüme modelinin devreye girmesiyle Türkiye’de yeni bir dönem başlamıştır. Bu dönemde ihracat hızla artmaya başlamış ve bunun sonucunda da alıcıların vade konusundaki 79 Öcal Usta, İşletme Finansı ve Finansal Yönetim, Ankara, Detay Yayıncılık, 2005, s.199 60 taleplerini karşılama ihtiyacı doğmuştur. Bununla birlikte ihracat işlemlerinin vadeli olarak yapılması beraberinde bazı riskleri getirdiği için bu risklerin elimine edilmesi ihtiyacı da doğmuştur. Bu ihtiyaçlar neticesinde Türkiye, 1980’den sonra forfaitingi, ihracat işlemlerinde de kullanmaya başlamıştır. Türkiye’de forfaiting işlemiyle ilgili ilk yasal düzenleme olarak, TCMB’nin 5.7.1991’de yürürlüğe giren 1–M sayılı genelgesi gösterilmektedir. Bu genelgede, ihracat bedellerinin tahsili için hangi tür işlemlerin, senetlerin ve akreditiflerin forfaiting işlemine konu edileceği açıklığa kavuşturulmuştur80. Bu durum 2005 yılana kadar böylece devam etmiş ve bu yıldan itibaren, yürürlüğe giren 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu ile forfaiting işlemi Türkiye’de yasal bir zemine kavuşmuştur81. 3.2.4.2 Temel Özellikleri ve Unsurları Forfaiting işlemi, vadeli mal ve hizmet ihracından doğan ve belirli bir ödeme planı doğrultusunda tahsil edilen alacakların, bir banka veya bu alanda uzmanlaşmış bir kurum tarafından rücu hakkı olmaksızın satın alınarak iskonto edilmesidir. Forfaiting bu tanımıyla orta vadeli ve basit faizli bir finansman şeklidir. Bir forfaiting işleminde temel olarak satıcı, alıcı ve forfaiter olmak üzere üç taraf vardır82. Risk düzeyi yüksek olan forfaiting işlemlerinde dördüncü taraf olarak ayrıca garantör banka devreye girebilir. 80 Ali Ceylan, İşletmelerde Finansal Yönetim, Bursa, Ekin Kitabevi, 8. Baskı, 2003, s.75 Türkiye’de forfaiting işlemlerini yapacak kurumların belirlenmesinde BDDK tek yetkili makamdır. Nitekim forfaiting işlemi için BDDK’ye başvuruda bulunan HSBC Bank A.Ş., 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 4. maddesinin “r” bendince BDDK tarafından 12.10.2006’de alınan bir kararla faktoring ve forfaiting işlemi yapmaya yetkili kılınmıştır. Söz konusu karar 17.10.2006 tarih ve 26322 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu duruma BDDK’nin, ABN AMRO Bank N.V. Îstanbul Şubesinin faktoring ve forfaiting işlemleri yapmasına izin veren 23.11.2006 tarihli başka bir kararı da örnek gösterilebilir. 82 TSPAKB, Finansal Yönetim, İstanbul, Sermaye Piyasası Faaliyetleri İleri Düzey Lisansı Eğitim Kılavuzu, 2011, s.66 81 61 işleminin Forfaiting öne çıkan bazı özellikleri aşağıdaki gibi 83 özetlenebilir : Forfaing işlemi, ihraca yönelik yatırım mallarını kapsamaktadır. Forfaiting işleminde vadeler 6 ay – 10 yıl arasında değişebilir. Forfaiter, devraldığı alacakları sabit bir oran üzerinden iskonto eder. Forfaiting işleminde alacakların güvence altına alınması garantör banka tarafından verilen aval veya teminat mektubu ile sağlanır. Alacakların senetli olması şart değildir. Kayıtlı alacaklar da olabilir. Forfaiterın, satıcıya rücu hakkı yoktur. Bu bakımdan, riskin yüksek görüldüğü durumlarda alıcıdan, garantör banka göstermesi istenebilir. Forfaitingde satıcının, alacağına bir an önce kavuşması esastır. Dış ticaret işleminden doğan ticari risk, kur riski, faiz oranı riski ve ülke riski (politik risk ve transfer riski) forfaiter tarafından üstlenilir. Üç temel fonksiyonu vardır: Finansman, hizmet ve teminat 3.2.4.3 İşleyiş Süreci Aşağıda forfaiting sürecini gösteren bir şekil sunulmuştur. SATICI 5 4 3 ALICI 3 2 1 FORFAITER Kaynak: Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.36 3 5 GARANTÖR Şekil 5: Forfaiting İşleminin İşleyiş Süreci 83 Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.28 5 62 Forfaiting sürecinin gösterildiği şekil 5’te, kutucuk içindeki numaralar sırasıyla; (1) Forfaiterdan onay alınması, (2) Forfaiting sözleşmesinin imzalanması, (3) Malları ve faturayı gönderme, (4) Ödemenin yapılması ve (5) Vadede tahsilat anlamlarında kullanılmıştır. 3.2.4.4 Avantaj ve Dezavantajları Forfaiting işleminin satıcı açısından avantajları aşağıdaki gibidir 84 : Forfating işlemi sonucunda satıcı işletme % 100 finansman sağlar. Satıcının kredi değerliliği artar. Peşin satışın mümkün olmadığı büyük tutarlı yatırım mallarının vadeli satılmasını sağlayarak peşin satışları ve satış hacmini artırır. Satıcı işletme; ticari, kur, faiz ve ülke riskleri ile bunlarla ilgili sigorta masraflarından kurtulmuş olur. Forfaiterın rücu hakkı olmadığı için tahsil riski ortadan kalkmış olur. Satıcı işletme, alacakların takip ve tahsili ile şüpheli veya değersiz hale gelmesinden doğan maliyetlerden kurtulmuş olur. Nakit girişine paralel olarak peşin alışlar yapılarak nakit iskontosundan yararlanma imkanı doğar. Bilançoda alacaklar kısmının aşırı derecede şişmesi önlenir. Satıcı işletme, forfaiting işleminden doğan maliyetlerden satış işleminden önce haberdar olduğu için satış fiyatını buna göre ayarlayabilir. Forfaiterın uyguladığı iskonto oranı sabit olduğu için faiz riski forfaitera yüklenmektedir. Forfaiter kısa bir süre içinde karar vereceği için satıcı işletmenin olumsuz bir cevap karşısında alternatif yöntemlere başvurma imkanı vardır. Forfaiting işlemi gizli tutulduğu için satıcı işletme gizliliğin avantajlarından yararlanma imkanı bulur. 84 Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.36 63 Alacaklardan doğan muhasebe kayıtları ortadan kalkmış olur. Bürokratik işlemlerle uğraşmak zorunda kalınmaz. Forfaiting işlemi tek seferliktir. Forfaiting işlemi; sahip olduğu avantajlara ek olarak bazı dezavantajlara da sahiptir. Bunlar aşağıdaki gibidir85: Forfaiting işlemi ile devredilen risklerin yüksek olması durumunda forfaiting işleminin maliyeti, ihtiyaç duyulan fonlar için bulunan kaynakların maliyetinden yüksek olabilir. Garantör banka bulunamaması durumunda forfaiterın riski artacağı için forfaiting işleminin maliyeti artar. Forfaiting işlemine konu olan satışlar yüksek tutarlı ve uzun vadeli olduğu için faktoring işlemine göre daha maliyetlidir. Taahhüt, opsiyon ve bekleme süresi komisyonu, piyasa faiz oranı, risk primi ve forfaiterın beklediği getiri satıcı işletmenin katlanmak durumunda olduğu maliyetlerdir. Garantörün güvenilirliği konusunda ihracatçının forfaiterı bilgilendirmesi ve ikna etmesi belli bir süreyi gerektirir. 3.2.5 Diğer Alternatif Finansman Yöntemleri Bu kısımda, KOBİ’lerin yararlanabileceği diğer alternatif finansman yöntemleri olan; franchising, barter, kredi garanti fonu ve melek yatırımcı ele alınmıştır. 3.2.5.1 Franchising İngilizceden köken alan franchise kelimesi, Türkçeye imtiyaz, hak, ayrıcalık, muafiyet, dokunulmazlık, satış tekeli hakkı veya üyelik anlamlarına 85 Kürşat Yalçıner v.d., a.g.e., s.40 64 gelecek şekilde çevrilebilir. Franchising en yalın bir ifadeyle, başarılı bir markanın, iş yapma yönteminin ya da kendini kanıtlamış bir pazarlama sisteminin belli bir ücret karşılığında başkalarıyla paylaşılmasıdır. Bu paylaşımda çok sayıda şube, tek amaç doğrultusunda hareket ederek ticari bir ağ meydana getirirler. Bir dağıtım ve pazarlama sistemi olan franchising, iki taraf arasında süreklilik gösteren ticari bir anlaşmadır. Franchising veren tarafa “franchisor”, alan tarafa “franchisee”, marka ya da ismi kullanma hakkı ise “franchise” olarak adlandırılmaktadır86. Franchising sistemi 1970’li yıllarda Avrupa’da hızla yayılmış, 1980’li yıllarda ise şimdiki anlamıyla kullanılmaya başlanmıştır. Türkiye’de franchising alanında atılmış ilk ciddi adım 1990’lı yıllarda olmuştur. Nitekim Türkiye’de franchising sisteminin doğru anlaşılması, yürütülmesi ve sağlıklı bir şekilde geliştirilmesi için 1991 yılında Uluslararası Franchising Derneği (UFRAD) kurulmuştur. Franchising işleminin öne çıkan bazı özellikleri aşağıdaki gibidir87: Franchising, hukuki olarak iki bağımsız taraf arasındaki sözleşme ya da lisans anlaşması olarak tanımlanabilir. Franchising bir kişiye ya da gruba (franchisee), başka bir işletmenin (franchisor) ticari markasını ya da ticari adını kullanarak bir ürünü veya hizmeti pazarlama hakkı verir. Franchising, franchisor’ın çalışma yöntemlerini kullanma hakkını da kapsar. Franchising işleminde, franchisee elde ettiği haklar karşılığında franchisor’a, royalti adı altında frnachising ücreti ödemek zorundadır. 86 Nevzat Aypek v.d., a.g.e., s.239 Barbara Beshel, An Introduction to Franchsing, Washington, The IFA Educational Foundation, The Money Institute, 2001, p.1 87 65 Franchising işleminde franchisor, franchisee’ye belirli hakları ve desteği sağlamak zorundadır. Aşağıda, franchisor ile franchisee arasındaki ilişkiyi gösteren bir şekil sunulmuştur: FRANCHISE ANLAŞMASI FRANCHISEE FRANCHISOR Ticari marka veya ticari ad sahibi Destek sağlama Finansman Reklam ve pazarlama Eğitim Ücret alma (Royalti) Ticari marka veya ticari ad kullanıcısı Franchisor’ın verdiği destekle iş genişletme Ücret ödeme (Royalti) Kaynak: Barbara Beshel, a.g.e., p.1 Şekil 6: Franchisor ile Franchisee Arasındaki ilişki Franchising sisteminin franchisee açısından yararları şöyledir88: Daha önce denenmiş, başarısı kanıtlanmış ve tanınmış bir marka ile birlikte, işletme sistemine ait teknikleri ve prosedürleri kullanmak mümkün olmaktadır. Markanın yanı sıra ulusal veya uluslararası standarda ve kaliteye sahip olunmaktadır. Tanınmış markaların sağladığı sürekli müşteri kitlesi ve iş yapma imkanı doğmaktadır. Franchise veren işletme Franchisee'ye eğitim hizmetleri ve uzman personel desteği sağlamaktadır. Kaliteli personel bulma, işe alma ve yetiştirme konularında franchise veren işletmenin teknik bilgilerinden yararlanılmaktadır. Mali, ticari ve personel bakımından sağlanan destekle, teknik işlevlere ağırlık verilip başarı şansı arttırılmaktadır. 88 UFRAD, 10 Soruda Franchise, s.2-3 (Erişim: 5.6.2012) http://www.franchisedunyasi.com/index.php?option=com_content&view=section&layout=blog&id=5 &Itemid=50 66 Franchisorla ortak hareket edilerek küçük işletmelerin karşılaşacakları risk ve işletmecilik sorunları minimize edilmektedir. Franchise veren işletmeden mali ve hukuki anlamda danışmanlık sağlanır. Franchisor'ın sürekli olarak yaptığı araştırma ve geliştirme çabalarından yararlanılmaktadır. İşletmenin kuruluş aşamasında ve kuruluş yerinin seçiminde bilimsel tekniklerin kullanılması mümkün olmaktadır. Kuruluş aşamasında leasing yoluyla finansal destek sağlanması mümkün olmaktadır. Reklam ve tanıtım giderlerinden tasarruf sağlanmaktadır. Franchising sistemi, girişimcinin yalnızlığını ortadan kaldırarak, tek başına olmanın getirdiği riskleri azaltır. Franchisor'a yapılan ödemeler, başlangıçta, yeni bir işin ön yatırımından daha fazla olmasına rağmen, denenmemiş bir iş için yapılacak hata bedellerinin toplamından azdır. İşletmeler için standart yönetim, muhasebe, satış ve stoklama fonksiyonları mümkün olmaktadır. Bununla birlikte franchsing işleminin bazı dezavantajları da vardır 89: Franchisee tamamen bağımsız değildir. Franchisee, faaliyetlerini franchising sözleşmesinde yer alan franchisora ait prosedürlere ve kısıtlamalara göre yürütmek zorundadır. Bu kısıtlamalar genellikle mal veya hizmeti, fiyatlamayı ve coğrafi bölgeyi kapsar. Franchisee başlangıç franchise ücretine ek olarak, düzenli bir şekilde royalti ve reklam ücreti ödemek durumundadır. Franchiseeler, kendi yetenekleriyle ilgili işleri yürütebilmek için franchisor tarafından sunulan kısıtlamalar ve destekler arasında bir denge kurmak durumundadır. 89 Barbara Beshel, a.g.e., p.7 67 Diğer franchiseeler düşük performans sergiler veya franchisor beklenmedik bir sorun üretirse sistem genelinde hasarlı bir görüntü ortaya çıkabilir. Franchising sözleşmesinin süresi genellikle sınırlıdır ve franchiseenin, fesih koşulları hakkında söz hakkı yoktur ya da çok azdır. 3.2.5.2 Barter İngilizce kökenli olan “barter” Türkçede; takas, trampa, mübadele ve değiş tokuş anlamlarına gelmektedir. Barter mal veya hizmet alışverişinin para kullanılmadan yapılmasına imkan veren bir finansman yöntemidir. Barter işlemi, işletmenin sermayesinin korunmasına yardımcı olduğu gibi fiili nakit akışını da bozmaz. Barter işlemi işletmeye, mal ve hizmetlerin edinilmesinin yeni bir yolunu sunmakla birlikte, istikrarsız bir ekonomide bile müşteri tabanını genişletme ve satışları artırma imkanı sağlar. Şayet işletmede satılamamış aşırı miktarda stok varsa barter, bu malın hızlı bir şekilde elden çıkarılmasına ve ihtiyaç duyulan başka mal veya hizmetlerin hızla edinilmesine yardımcı olur90. Barter ile takas işlemi birbiriyle karıştırılmamalıdır. Barter sisteminin çok daha basit ve ilkel bir şekli olan takas, aynı değere sahip iki farklı mal veya hizmetin, iki taraf arasında karşılıklı değiş tokuş edilmesine dayalı bir sistemdir. Barter sisteminde ise birden fazla firma, birbirleriyle eşdeğerde olmayan çok sayıda mal ve hizmetin bulunduğu bir ortamda, birebir karşılıklı ilişkilerden ziyade sistem içinde çok taraflı bir ilişkinin parçası olurlar91. 90 H. Matthew Hulbert. The Powerful and Sometimes Secret World of Barter: How Barter Can Help You Grow Your Business, Copyright 2011, p.4 91 Hüseyin A. Kutlu ve Mehmet Güner. Barter İşlemleri ve Muhasebeleştirilmesi, Mali Çözüm İSMMMO Yayın Organı, Nisan – Mayıs, Yıl: 2006, Sayı: 75, s.118 68 Barter sisteminin; perakende barter, toptan barter ve uluslar arası barter olmak üzere üç türü vardır. Sistemin tarafları ise temelde barter organizatörü ile barter sistemi üyesinden oluşur. Barter sistemi üyesi mal ve hizmet talebinde bulunan üye ile mal ve hizmet arzında bulunan üye olmak üzere iki tarafı kapsar. Böylece barter sisteminde barterin kendisiyle birlikte toplamda üç taraftan söz edilmiş olur. Barter kanalıyla faaliyette bulunabilmek için birtakım aşamalardan geçmek gerekmektedir. Bu aşamalar; barter sistemine üye olunması, üye firmadan teminat alınması, arz ve taleplerin sisteme bildirilmesi, üye cari hesabının açılması, barter çeki düzenlenmesi ve sistemde işlem yapılması şeklindedir92. Barter sisteminin üye firmalara sağladığı avantajlar şu şekilde özetlenebilir93: Üyelerin satışlarını ve kârlarını artırır. Üyeler, atıl kapasitelerini değerlendirme imkanı bulmuş olur. Sistem, üye işletmelerin pazarlama sorunlarını ortadan kaldırarak pazarlama stratejilerini daha etkin hale getirir. Sistem üye işletmelere faizsiz mal veya hizmet kredisi sağlamaktadır. Yeni pazarlara açılma imkanı sunar. İşletmelerin güvenli ihracat yapmalarını sağlar. Ücretsiz ve etkin reklam sağlar. Barter sisteminin üye firmalara sağladığı avantajların yanı sıra bazı dezavantajları da vardır94: 92 Gerçeğe uygun fiyat ve kalite değerlemesi yapılamayabilir. Ömer Tekşen, a.g.e., s.18 Hüseyin A. Kutlu ve Mehmet Güner, a.g.e., s.118 94 Ömer Tekşen, “Barter işlemlerinin Muhasebeleştirilmesi ve Vergilendirilmesinin Yeni Finansal Tekniklerle Karşılaştırılarak İncelenmesi: Bir Araştırma”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi İşletme Bölümü, Isparta, 2006, s.38-9 93 69 Mallar piyasa fiyatının üzerinde satılmayabilir. Nakit akışındaki denge bozulabilir. Arz ve talep dengesini bozabilir. Belgelerin yasal olmaması durumu söz konusu olabilir. İşletmelerin birbirlerine bağlılığını arttırabilir. Komisyon ödenmeleri giderleri arttırabilir. 3.2.5.3 Kredi Garanti Fonu Bilindiği üzere bankalara yapılan kredi başvurularında güvence olarak teminat göstermek esastır. Teminat; kredilerin veya diğer borçların anapara ve faiziyle birlikte tahsilinin güvence altına alınması işlemidir. Teminat olarak gösterilebilecek güvenceler maddi olabileceği gibi şahsi de olabilir. Maddi teminatlar; altın, ticari senetler, menkul kıymetler, emtia, mevduat, nakit veya nakit benzeri değerler, gayri menkuller gibi ekonomik değeri yüksek olan varlıkları kapsar. Bu tür teminatlarda güvence rehin veya ipotek ile sağlanır. Diğer bir güvence türü olan şahsi teminat ise kefalettir. Kefalet, gerçek veya tüzel bir kişinin, borçlunun alacaklıya karşı üstlenmiş olduğu yükümlülüğü, borçlu ile birlikte yerine getirmeyi taahhüt etmesi işlemidir. Kefalet borcu fer’i bir borçtur. Yani aslı borca bağlı olan bir borç türüdür. Borcun faizi bu duruma örnek gösterilebilir. Kefalette asıl borcun bulunması esastır. Aksi takdirde kefalet geçerli olmaz. Asıl borç sona erdiğinde kefalet de sona erer. KOBİ’ler kredi başvurularında gerek maddi teminat gerekse de şahsi teminat konusunda birtakım sorunlar yaşamaktadır. Bu gerçekten yola çıkılarak KOBİ’lerin kredi almalarını kolaylaştırmak amacıyla “kredi garanti fonu” olarak bilinen şahsi bir teminat sistemi geliştirilmiştir. Söz konusu 70 teminat sistemi kapsamında, teminat gösterme sorunu yaşayan KOBİ’lerin kredi kullanmaları kefalet vermek suretiyle sağlanmaya çalışılmaktadır. Teminat gösterme konusunda sorun yaşayan Türk KOBİ’lerinin kredi kullanmalarını mümkün kılacak bir fonun oluşturulması Temmuz 1991’de Kredi Garanti Fonu A.Ş.’nin kurulmasıyla başlamaktadır. Teminat verme işlemini kefalet vermek suretiyle gerçekleştiren KGF A.Ş.95, ilk kefalet desteğini 1994 yılında vermiştir. Aşağıda KGF’nin işleyiş sürecinin özetlendiği bir şekil sunulmuştur: KREDİ 8 GARANTİ 4 FİNANSAL 3 KURULUŞ FONU 2 1 YATIRIM PROJESİ / SERMAYE İHTİYACI 7 6 7 KOBİ Kaynak: Gamze Değirmenci, “Türkiye ve Dünyadaki Kredi Garanti Sistemleri, Türkiye’deki KGF A.Ş.’nin Kefalet Hacminin ve İşlerliğinin Artırılabilmesi için Yapılabilecekler”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Başkent Üniversitesi SBE, İşletme ABD, Ankara, 2011, s.13 Şekil 7: Kredi Garanti Sisteminde Taraflar ve İşleyiş Süreci Şekil 7’de kutucuklar içine yerleştirilen rakamlar sırasıyla; (1) Kredi talebi, (2) Garanti talebi, (3) Garanti uygunluk bildirimi, (4) Garanti 95 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 3. maddesinde tanımlanan bankalar ile 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu kapsamında yetkilendirilen finansal kiralama şirketlerinin ortak olduğu kredi garanti fonunun KOBİ’lere sağlayacağı kefaletlere, 13.7.2009 tarih ve 29851 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Hazine garantisi verilmesi kararı alınmıştır. Bununla birlikte KGF’nin verimli çalışmasını sağlamak ve kurumsallaşmasını hızlandırmak için finansal kurumlara ortaklık çağrısında bulunulmuş ve bunun bir sonucu olarak KGF A.Ş. 2012 yılı itibarıyla 24 ortaklı bir yapıya kavuşmuştur. 71 sözleşmesi, (5) Kredi sözleşmesi, (6) Kredi Kullandırımı, (7) Geri ödeme ve (8) Garantinin iadesi veya sona ermesi anlamlarında kullanılmıştır. Kredi garanti sisteminin kullanıcılara ve ülke ekonomisine sağlayacağı faydalar aşağıdaki şekilde özetlenebilir96: Teminat sorununu ortadan kaldırır Kredi değerliliğini yükseltir Kredi Kurumu ile girişimci arasında köprü oluşturur Krediye ulaşma imkânını kolaylaştırır KOBİ’lerin uzun vadeli kredi kullanma imkanını arttırır KOBİ’lerin rekabet gücünü artırır Kredinin yapılandırılmasına yardımcı olur İhracatın artırılmasını sağlar Teknolojik yatırımların artırılmasını sağlar KOBİ’lerin yenilikçi proje yaratmalarını sağlar Genç girişimcilerin önünü açar Anadolu Yaklaşımı gereği kredilerin yeniden yapılandırılmasını sağlar KOBİ’lerin kullandığı kredi hacmini büyütür KOBİ’leri BASEL II Sürecine hazırlar KOBİ’lerin varlığını sürdürmelerini sağlar KOBİ’leri kayıt içine çeker, dolayısıyla kayıt dışı ekonomiyi önler 3.2.5.4 Melek Yatırımcı (Angel Investor) Angel investor, girişim sermayesiyle birlikte anılan bir finansman yöntemidir. Birbirlerine çok yakın kavramlardır. Ancak bazı konularda birbirinden ayrılırlar. Angel investorın Türkçe karşılığı “melek yatırımcı”dır. AB literatüründe de aynı amaçla business angel kavramı kullanılmaktadır ki bunun da Türkçe karşılığı “iş melekleri”dir. Melek yatırımcı, kuruluş 96 Kredi Garanti Fonu (KGF) Tanıtım Sunusu, http://www.turkonfed.org/prog/kgf.pdf (19.6.2012) 72 aşamasında olan startup’lara ya da şirketlere yani küçük ama geleceği parlak şirketlere; borsada yatırım yapmak yerine ortak olma yoluyla yatırım yapan ve o şirket büyüdüğünde çok büyük kazançlar sağlayan bireysel yatırımcıdır. Melek yatırımcı, öz itibariyle girişim sermayesi ile benzeşse de bazı farkları da vardır. Bu aşağıda belirtildiği gibidir97: Girişim sermayesinde, bireysel ve kurumsal yatırımcıların oluşturduğu fonlar şirketlere yatırılmaktayken; melek yatırımcı parasını kendisi yönetir ve bizzat kendisi yatırım yapar. Melek yatırımcının yatırım hacmi girişim sermayesine göre daha küçüktür. Girişim sermayesinde milyonlarca dolarlık yatırımlar söz konusuyken; melek yatırımcı 10.000$ - 100.000$ arasında bile yatırım yapabilir. Melek yatırımcı, girişim sermayesine göre daha küçük yatırımcılara yatırım yapar. Melek yatırımcı, faaliyetleriyle birebir meşgul olabileceği startup’lara ya da şirketlere yatırım yapıp, karar alma sürecinde de bizzat rol alır. Girişim sermayesi yatırımlarında izlenen süreç ile yatırımını aktif ortak olarak gerçekleştiren melek yatırımcı, hissesini finanse ettiği ortağa, başka bir şirkete veya risk sermayedarına ya da halka açılmayı bekleyip borsada satarak yatırımından çıkar. 4 HALKA ARZ VE KOBİ BORSASI Çalışmanın buraya kadarki kısmında Türkiye’deki KOBİ’lerin özellikle finansman konusunda yaşadıkları sorunlar ve bunun çözümünde etkili olabilecek finansal yöntemler açıklanmıştır. Söz konusu yöntemlerden her biri işletmelerin ayrı bir finansal ihtiyacına cevap vermektedir. Örneğin, vadeli alacakların vadesinden önce tahsil edilmesini mümkün kılan faktoring işlemi, 97 Nevzat Aypek, a.g.m., s.11; Nigün Balcı, “Angel Investor”, Power, Şubat 2001, ss.46-50 73 KOBİ’lerin çalışma sermayesi konusunda yaşadığı finansal sorunlara çözüm getirmektedir. Aynı şekilde yatırım mallarını kiralama yoluyla edinmeyi mümkün kılan leasing işlemi ise KOBİ’lerin bu varlıkları edinmek için ihtiyaç duyduğu ancak bulmakta güçlük çektiği uzun vadeli kaynaklara alternatif bir yöntem olmaktadır. Bu bakımdan franchising, barter, forfaiting ve kredi garanti fonu gibi diğer finansal yöntemler de faktoring ve leasingde olduğu gibi KOBİ’lerin başka bir finansal sorununa çözüm olmaktadır. Dolayısıyla bu yöntemlerin her biri birbirinden önemli ve bir diğerini tamamlar niteliktedir. Denebilir ki bu yöntemlerin hepsi bir araya gelerek bir bütünü oluşturmakta ya da başka bir ifadeyle her biri bir bütünün birer parçasını oluşturmaktadırlar. Bu bakımdan halka arz da, bu bütünün bir parçası olarak diğer finansman yöntemleri arasındaki yerini almak durumundadır. Nitekim, halka arz gelişme ve büyüme potansiyeli olan küçük ve orta büyüklükteki işletmelere özellikle uzun vadeli finansman konusunda süresiz fon imkanı ya da doğrudan yabancı kaynak bulma imkanı sunarak büyük katkı sağlamaktadır. Ayrıca ortak sayısının artmasına bağlı olarak işletmelerin kurumsallaşmış, şeffaf ve itibarlı bir işletme olma yolunda ilerlemesinde büyük rol oynamaktadır. Halka arz işlemi, organize olmuş sermaye piyasalarında yürütülmektedir. Türkiye’de bu alanda organize piyasa olarak İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) faaliyet göstermektedir. İMKB’de özel sektöre ve kamuya ilişkin her türlü menkul kıymet ilk defa satışa sunulabilmekte ve ikincil piyasa işlemleri dahilinde alınıp satılabilmektedir. İMKB’de şirketlere ait ortaklık paylarının işlem gördüğü piyasa Pay Piyasası (PP)’dır. PP’nin bir alt pazarı olan Ulusal Pazar’da şirket hisselerinin işlem görebilmesi için o şirketin kota alınması, bunun için de kotasyon kriterlerini taşıması gerekmektedir. Bu şartlar KOBİ’ler açısından değerlendirildiğinde son derece ağır ve bir o kadar da sağlanması zor olan kriterlerdir. 74 Aşağıda Pay Piyasası’nda işlem görecek şirketler için kotasyon kriterleri sunulmuştur98: a. Denetim kriteri: İzahnamede yer alacak mali tablolar ile bağımsız denetim raporlarının borsaya sunulmuş olmalıdır. b. Faaliyet süresi kriteri. Kuruluşundan itibaren en az üç takvim yılı geçmiş olması ve son üç yıllık mali tablolarının yayınlanmış olmalıdır. c. Sayısal ve finansal kriterler: Ortaklığın şekil 15’teki koşullardan aynı grup içerisinde yer alan koşulların tamamını sağlaması gerekmektedir. Tablo 15: Pay Piyasası Kotasyon Koşulları Ölçüt Halka arz payların piyasa değeri (Asgari – TL) Vergi öncesi kâr elde edilmiş olması Bağımsız denetimden geçmiş en son mali tablolardaki özsermaye (Asgari – TL) Halka arz edilen payların ödenmiş veya çıkarılmış sermayeye oranı (Asgari) Grup 1 Grup 2 Grup 3 122.000.000 61.000.000 30.500.000 Son 2 yıldan en az birinde Son 2 yıldan en az birinde Son 2 yıl 30.500.000 19.500.000 12.200.000 - %5 % 25 Tablo 15‘te görüldüğü üzere, sağlanması istenilen koşullar KOBİ’lere uygun koşullar değildir. Özsermaye ile ilgili kritere bakıldığında en düşük istenen değerin 12.200.000 TL olduğu görülmektedir. Oysa bir işletmenin KOBİ sayılması için bilanço büyüklüğünün 25.000.000 TL’ye eşit veya bundan küçük olması gerekmektedir. Kaldı ki diğer şartların sağlanması zaten KOBİ’lere çok uzak bir durumdur. Bu yüzden, Pay Piyasası’nda daha çok KOBİ’lere hitap eden bir pazar olarak İkinci Ulusal Pazar faaliyete sokulmuştur. İkinci Ulusal Pazar’da, 98 http://www.imkb.gov.tr/initialpublicoffering/Listing/ListingStocks/Listing_StockMarket/ListingatN ationalMarket/ListingCriteria/ListingCriteriaCompanies.aspx 75 Ulusal Pazar’da olduğu gibi kotasyon kriterleri yoktur. Bunun yerine pazara kabul kriterleri vardır. Bu kriterler aşağıdaki gibidir99: Başvurunun, başvuru tarihine kadar ihraç edilmiş menkul kıymetlerin tamamını kapsayacak şekilde yapılmış olması, Ortaklığın halka arz edilen hisse senetlerinin piyasa değeri ile bu hisse senetlerinin ödenmiş veya çıkarılmış sermayeye oranının sırasıyla en az, 6.100.000 TL ve %15 olması ya da 12.200.000 TL ve %5 olması, Hisse senetlerinin tedavülünü engelleyici bir husus bulunmamak kaydıyla; şirketin mali ve hukuki durumu, faaliyetleri ve hisse senetlerinin tedavül hacmi göz önüne alınarak yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucunda Borsa Yönetim Kurulu’nun olumlu karar vermesi, Borsa yönetimince geçerli kabul edilebilecek durumlar dışındaki nedenlerle son 1 yıl içinde ortaklığın faaliyetlerine 3 aydan fazla ara vermemiş olması, tasfiye veya konkordato istenmemiş olması ve Borsaca belirlenen diğer benzeri durumların yaşanmamış olması gerekmektedir. Ancak bu pazar da istenilen başarıyı sağlayamamıştır. Nitekim, 31.12.2011 itibarıyla İkinci Ulusal Pazar’da 61 şirket işlem görmektedir. Bu sayının, 31.12.2011 itibarıyla Türkiye’de 65.409 faal anonim şirket100 bulunduğu göz önüne alındığında, ne kadar az olduğu görülecektir 101. Bu bakımdan, dünya uygulamalarına ve KOBİ’lerin durumuna daha uygun bir pazar veya piyasa oluşturulması büyük önem arz etmektedir. 99 http://www.imkb.gov.tr/initialpublicoffering/Listing/ListingStocks/Listing_StockMarket/ListingatSe condNationalMarket/SecondNationalMarketApproval.aspx 100 31.12.2011 tarihi itibarıyla, Türkiye'deki anonim ve limitet şirket sayıları şöyledir: Anonim şirket sayısı 98.191’dir. Bunlardan; faal olan sayısı 65.409, gayri faal olan ise 32.782’dir. Limitet şirket sayısı 744.001’dir. Bunlardan; faal olan sayısı 568.567, gayri faal ise 175.434’dir. 101 T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Yeni TTK’de Şirketleri Sevindirecek Değişiklik, Haberler, 21.5.2012: http://www.gumrukticaret.gov.tr/icerik/30/1638/yeni-ttk-da-sirketleri-sevindirecekdegisiklik.html 76 Bu gereksinimi göz önünde bulunduran yetkili otoriteler; 2005 yılında bağımsız bir borsa olarak sadece KOBİ vasfına sahip işletmelere ait menkul kıymetlerin işlem göreceği Gelişen İşletmeler Piyasası A.Ş.’yi hayata geçirmişlerdir. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı henüz bir şirket bile işlem göremeden kapatılmıştır. Bunun yerine 18.8.2009’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İMKB Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP) Yönetmeliği ile borsa kotasyon şartlarını taşımayan, gelişme ve büyüme potansiyeline sahip şirketlerinin yani KOBİ’lerin menkul kıymetlerinin işlem görebileceği bir piyasa oluşturulmuştur. Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP) adındaki bu piyasa, tamamen KOBİ’lere hitap bir piyasa niteliğindedir. GİP, İMKB bünyesinde faaliyet gösteren dört ana piyasadan biridir. Diğer ana piyasalar ise şöyledir: Pay Piyasası, Tahvil ve Bono Piyasası ve Yabancı Menkul Kıymetler Piyasasıdır. Çalışmanın bu kısmında, işletmenin uzun vadeli kaynak ihtiyacı karşısında büyük rol oynayan halka arz yöntemi tanım, temel özellikler, avantajlar ve dezavantajlar bakımından ele alınıp incelenecektir. 4.1 Halka Arzın Tanımı, Önemi ve Temel Özellikleri Halka açılma, bir işletmenin, hisselerini ilk defa menkul kıymet borsasında işlem görmek üzere satışa çıkarması işlemidir ve bu tür işletmelere halka açık şirketler denir. Halka arz ise; sermaye piyasası araçlarının satın alınması için her türlü yoldan halka çağrıda bulunulması, halkın bir anonim ortaklığa katılmaya veya kurucu olmaya davet edilmesi, hisse senetlerinin borsalar veya diğer teşkilatlanmış piyasalarda devamlı olarak işlem görmesi ya da 77 halka açık anonim ortaklılıkların sermaye artırımları dolayısıyla hisse senetlerini satışa çıkarması demektir102. İşletme finansmanı için temelde iki yola başvurulur: Yabancı kaynak ve özkaynak. Özkaynak yoluyla finansman, genelde halka arz yoluyla gerçekleşir. Halka arz, şirketler hukukunda önemli bir yere sahiptir. Hukuken hisselerin halka arzı bir “icaba davet” iken; katılma taahhüdü ise “icap” sayılır. Ancak bu icabın ortaklık kurucuları tarafından kabul edilmesi zorunlu değildir. Hisselerin bu şekilde halka arz edilmesi, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde daha hafif şartlar altında geçekleşir103. Halka arz denince sadece hisse senedi ihracı düşünülmemelidir. Kamu ve özel sektörce düzenlenmiş tahvil ve finansman bonoları da halka arz edilebilir. Birer borç bulma aracı olan tahvil ve finansman bonosu kıymetli evrak niteliğinde olup nama veya hamiline olacak şekilde düzenlenebilirler. Tahvil uzun vadeli kaynak ihtiyacı doğrultusunda kullanılırken, finansman bonosu kısa vadeli yabancı kaynak ihtiyacı doğrultusunda kullanılır. Tahvil ve finansman bonosunda olduğu gibi daha birçok menkul kıymet halka arz yoluyla ihraç edilebilmektedir. Halka arz kural olarak organize olmuş sermaye piyasalarında gerçekleşir. Organize piyasalar, belirli bir mekanda ve belirli kurallar dahilinde finansal varlıkların (menkul kıymetler) alınıp satıldığı piyasalardır. İMKB, NASDAQ (ABD), KOSDAQ (G. Kore), AIM (İngiltere) ve İZVOB organize sermaye piyasalara birer örnektir. Bu piyasalarda, kişi ve kurumlar doğrudan doğruya menkul kıymet alım satımı yapmaya yetkili değildir. Bu işlerin yürütülmesinde aracı kuruluşlar rol alır. Aracı kuruluşlar belirli kurallar dahilinde ve borsa yönetiminin kontrolünde hareket eden piyasa yapıcılardır. 102 103 İMKB GİP Yönetmeliği, m.3/f, (18.8.2009 Tarih ve 27323 Sayılı RG) Nevzat Aypek v.d., a.g.e., s.279 78 Halka arz genel olarak uzun vadeli fon temini için kullanılan bir finansman yöntemidir. Bununla birlikte küçük tasarruf sahiplerinin ellerindeki fonu değerlendirmesine başka bir ifadeyle yatırıma dönüştürmesine imkan veren ideal bir yöntemdir. Nitekim halka arz yoluyla bilhassa şirketler sermaye piyasası yoluyla küçük ya da büyük yatırımcılardan (fon sahiplerinden) topladıkları fonları genellikle uzun vadeli yatırım ihtiyaçları doğrultusunda kullanmaktadırlar. Bu bakımdan halka arz istihdamın ve üretimin artmasında ve ekonominin gelişmesinde büyük öneme sahiptir. 4.2 Halka Arzın Avantaj ve Dezavantajları Halka açılmanın ya da başka bir ifadeyle hisse senetlerinin halka arzının başlıca avantajları aşağıdaki gibi özetlenebilir104: Şirketin sürdürülebilirliği için fırsatlar sunar. Tanınırlığı artırarak kredibilite sağlar. Şirket değeri için referans fiyat oluşturur. Yatırımcılara çıkış alternatifi sunar. Halka açılma şirketin prestijini, saygınlığını ve itibarını artırarak ek fon gereksinimini karşılamada kolaylık sağlar. Halka açılma ortaklığa kamuyu doğru ve zamanında bilgilendirme, bağımsız dış denetime tabi olma gibi mali ve sosyal sorumluluklar yükler. Bu suretle, ortaklığı yatırımcıların ve finansal kuruluşların nezdinde güvenilir bir kurum haline getirir. Güven ve saygınlığın artmasına bağlı olarak sermaye artışı kolaylaşır ve sermaye piyasası uzun vadeli fon sağlama kaynağı haline gelir. Halka açılma ortaklığın hisse senetlerini likit hale getirmekte ve fonlama seçeneklerini artırmaktadır. Halka kapalı anonim ortaklığın piyasa değerini belirlemek kolay olmadığından bu tür ortaklıkların hisse senetleri genellikle likit değildir. Dolayısıyla el değiştirmesi 104 Öztin Akgüç, a.g.e., s.766 79 zordur. Hisse senetleri borsaya kote edilip işlem görmeye başladıktan sonra söz konusu ortaklıklar likit hale gelmekte ve bu durum ortaklılığın yeni hisse senedi çıkarma olanağını artırmaktadır. Ortaklığın piyasa değeri daha nesnel olarak belirlenmiş olur. Ortaklık, SPK’ye ve sürekli denetime tabi olacağından yönetimde daha özenli ve şeffaf davranma gereği duyulur. Böylece ortaklarla yöneticiler arasındaki çıkar çatışmaları büyük ölçüde önlenmiş olur. Pay senetleri itibari değerlerinin üstünde ihraç edildiğinde; ortaklığın özkaynağı, sağlanan hisse senedi emisyon primi tutarı kadar artar. Bu sayede yeni pay senetleri çıkarılmasının kârı sulandırma etkisi azalmakta ve özkaynak maliyeti düşmektedir. Vergi kanunlarıyla halka arz özendirildiğinde vergi yükü hafifler. İşletmelerin halka açılma sürecinde ve halka açıldıktan sonraki süreçte karşılaştığı bazı dezavantajlar ise şöyledir105: Hissedarlar ve yatırımcı çevrenin yoğun gözetim yöneticileri daha çok büyüme ve kazanç sağlama konusunda baskı altında bırakır. İşletme, kamuyu aydınlatma adına, önceye göre daha çok açıklama yapmak durumunda kalır. Bu açıklamalar işletmenin olağan açıklamalarına ek olarak hukuki davalarını, finansal kayıplarını ve her türlü cezai eylemlerini kapsayacak şekilde yapılır. Kontrol kaybı söz konusu olabilir. Daha da kötüsü şirket düşmanca bir satın almanın kurbanı da olabilir. Halka arz olunan şirketler başlangıçtaki maliyetlere ek olarak her yıl tekrarlanan maliyetlere de katlanmak durumundadır. Bu maliyetler; kayıtta kalma ücreti, denetim ücreti, finansman ve halkla ilişkiler birimlerinde çalışan personele ilişkin ücretler, yönetici sorumluluk sigortası ve halka açık şirketlere özgü diğer maliyetleri kapsar. Halka açılma süreci aşağı yukarı 6 ay ile 1 yıl arası bir süre gerektirebilir. 105 Matt H. Evans. “Excellence in Financial Management: Going Public”, p.3 http://www.exinfm.com/ training/pdfiles/course13.pdf (Erişim: 27.06.2012) ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TÜRKİYE VE DÜNYADA KOBİ BORSALARI VE İMKB GİP 1 TÜRKİYE VE DÜNYADA KOBİ BORSALARI KOBİ borsaları, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin menkul kıymetlerinin halka arz edildiği, başka bir ifadeyle sermaye piyasalarından fon temin etmeye imkan veren organize piyasalardır. KOBİ borsaları ana borsadan bağımsız olabileceği gibi ana borsaya bağlı da olabilir. Örneğin, Türkiye’de İMKB ana borsayken Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP) İMKB’ye bağlı ana piyasalardan biridir. İngiltere’deki Alternative Investment Market (AIM) de Londra Borsası’nın bir alt piyasasıdır. Bağımsız KOBİ borsasına örnek olarak da NASDAQ gösterilebilir. 3.000 civarında şirketin menkul kıymetinin işlem gördüğü ABD kökenli NASDAQ hiçbir ana borsaya bağlı olmayan bağımsız bir KOBİ borsasıdır. Benzer olarak Japonya’daki JASDAQ da bağımsız KOBİ borsaları arasında gösterilebilir. Ancak 2010 yılında Osaka Borsası ile birleşmiş ve dolayısıyla ana borsanın bir piyasası haline gelmiştir. Bu bölümde KOBİ borsalarının ülkeler bazında örnekleri ele alınarak incelenmiştir. Bunlar arasında Türkiye’deki İMKB GİP de yer almaktadır. İMKB GİP çalışmanın ilerleyen kısımlarında detaylı bir şekilde ele alındığı için burada sadece önemli noktaları üzerinde durulmuştur. KOBİ borsaları kapsamında ele alınacak ülkeler; Türkiye, bazı AB ülkeleri (İngiltere, Yunanistan, İspanya, Almanya, Romanya ve Polonya), ABD, Çin, Japonya, Güney Kore ve Kanada’dır. Bunlara ek olarak Belçika, Hollanda, Fransa ve Portekiz borsalarının birleşmesiyle oluşan EuroNext de KOBİ borsaları arasında incelenecektir. 81 KOBİ borsalarının ana borsaya bağlı ve bağımsız olma durumuna göre söz konusu ülkeleri ikiye ayırmak mümkündür. Bu açıdan bakıldığında NASDAQ’tan ötürü ABD ana borsadan bağımsız KOBİ borsası sınıfında yer alırken diğer ülkeler ana borsaya bağlı KOBİ borsası sınıfında yer alacaktır. Ancak Japonya, Romanya ve Güney Kore önceleri ilk grupta yer alırken söz konusu borsaların ana borsayla birleşmesi sonucu ikinci gruba geçmişlerdir. Anılan ülkeler, KOBİ borsalarının bağımsız veya bağlı olma ve dünyadaki durumlarını ortaya koyması bakımından iyi birer örnek olacağı düşünülmektedir. 1.1 Türkiye’de KOBİ Borsaları – GİP/İMKB Türkiye’de sermaye piyasalarının düzenlenmesinden sorumlu olan Sermaye Piyasası Kurulu, tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını sağlamak ve sermaye piyasasının güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını, tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını düzenlemek ve denetlemek amacıyla 1981 yılında çıkarılan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile kurulmuştur106. Sermaye piyasası kurumlarından biri olan İMKB, menkul kıymetlerin güven ve istikrar içinde işlem görmesini sağlamak amacıyla 26.12.1985’te kurulmuş, 3.1.1986’da faaliyete geçmiştir. 91 sayılı KHK’ye dayanılarak kurulan İMKB kamu tüzel kişiliği bulunan, özerk ve mesleki bir kurumdur. 106 SPK Tanıtım Kitapçığı, s.4 http://www.spk.gov.tr/displayfile.aspx?action=displayfile&pageid=846&ext=pdf&submenuheader=-1 82 İMKB Piyasaları dört ana grupta teşkilatlanmıştır: Pay Piyasası (PP): Hisse Senetleri Piyasası olarak da bilinen bu piyasa, çok farklı endüstriyel sektörlerden halka açık şirketlerin işlem gördüğü, yerli ve yabancı yatırımcılar için likit, şeffaf ve güvenli yatırım ortamı sağlamaktadır. Bu ana piyasada başlıca dört pazar bulunmaktadır. Bunlar; Ulusal Pazar, Kurumsal Ürünler Pazarı, İkinci Ulusal Pazar ve Gözaltı Pazarı şeklindedir. PP’de Serbest İşlem Platformu107 (SİP) da dahil olmak üzere Temmuz 2012 itibarıyla toplam 407 şirket108 işlem görmektedir. Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP): Borsa kotasyon şartlarını sağlayamayan, gelişme ve büyüme potansiyeline sahip şirketlerin menkul kıymetlerinin işlem görebileceği piyasadır. Temmuz 2012 itibarıyla toplam 8 şirketin109 işlem gördüğü bu piyasa sadece KOBİ’lere yönelik oluşturulmuş bir piyasadır. Borçlanma Araçları Piyasası: Bu piyasa hem kesin alım-satım işlemleri hem de repo-ters repo işlemleri için tek organize piyasadır. Yurt Dışı Sermaye Piyasası Araçları Piyasası: Bu piyasada Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi tarafından ihraç edilen ve borsa kotunda bulunan dış borçlanma araçları (eurotahvil – eurobond) işlem görmektedir. Türkiye’de İMKB’nin dışında menkul kıymet borsası olarak kurulan bir diğer borsa ise Gelişen İşletmeler Piyasası A.Ş.’dir. 2005 yılında NASDAQ örnek alınarak GİP A.Ş. adı altında bağımsız bir KOBİ borsası olarak kurulan GİP A.Ş., faaliyete başlayamamış ve 5.5.2010’da Gelişen Bilgi Teknolojileri 107 Sermaye Piyasası Kanunu’nun 11. maddesinin 3. fıkrasındaki hüküm çerçevesinde, payları Kurul kaydında bulunmakla birlikte İMKB’de işlem görmeyen ve Kurul tarafından belirlenen halka açık anonim ortaklıkların paylarının İMKB’de işlem görebilmesi için İMKB tarafından oluşturulan ve işleyiş usul ve esasları İMKB tarafından belirlenen platformdur. Bu konuyla ilgili yayınlanmış tebliğ: Payları Serbest İşlem Platformunda İşlem Görecek Halka Açık Anonim Ortaklıklara İlişkin Esaslar Tebliği, SPK, Seri: IV, No: 58. (11.2.2012 Tarih ve 28201 Sayılı Resmi Gazete): http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/02/20120211-9.htm 108 http://www.imkb.gov.tr/sirketler/sirketler.aspx (Erişim: 21.07.2012) 109 http://www.imkb.gov.tr/Companies/CompaniesDetailsEcm.aspx (Erişim: 21.07.2012) 83 A.Ş.’ye dönüşmüştür. Bağımsız bir KOBİ borsası olarak istenilen başarıyı sağlayamayan GİP, KOBİ’lerin sermaye piyasasından yararlanma ihtiyacını karşılamak üzere 2011 yılında İMKB’de bir alt piyasa olarak yeniden faaliyet geçmiştir. GİP A.Ş., ilgili yönetmelik110 doğrultusunda, piyasaya ilişkin organizasyonu oluşturmak, geliştirmek, piyasanın güven ve istikrar içerisinde, serbest rekabet koşulları altında, dürüstlük ve açıklık ilkeleri çerçevesinde faaliyette bulunmasını sağlamak amacıyla bir anonim şirket olarak kurulması öngörülmüş ve kuruluş çalışmaları 2005 yılı başından itibaren TSPAKB koordinasyonunda yürütülmüştür. GİP A.Ş.’nin kuruluşuna yönelik, SPK’dan ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan gerekli izinler alınmış ve şirket ticaret siciline tescil ettirilerek 30.12.2005 itibarıyla tüzel kişilik kazanmıştır 111. Bağımsız bir borsa olarak kurulan GİP A.Ş. 52 aracı kuruluşun yanı sıra TSPAKB, TOBB ve KOSGEB’in de dahil olduğu toplam 55 ortaktan ve 10.000.000 TL nominal sermayeden112 oluşmaktaydı. GİP A.Ş. bünyesinde KOBİ’lerin, büyük şirketlerin ve özel sektör borçlanma araçlarının işlem göreceği üç ayrı pazarın oluşturulması ve piyasa yapıcılık yöntemi ile sürekli müzayede sisteminin uygulanması planlanmıştır. Bununla birlikte işlemlerin gerçekleştirilmesinde, ABD’deki NASDAQ model alınmıştır. GİP A.Ş.’nin resmen faaliyete başlayabilmesi için en geç 1 yıl içinde SPK’den faaliyet izni alması gerekmekteydi. Çeşitli nedenlerden dolayı 30.12.2006’da sona eren faaliyet izni alma süresi 9.12.2007’ye kadar uzatılmıştır. Ancak bu süre zarfında da faaliyete geçme şartını sağlayamayan 110 18.3.2003 tarih ve 25052 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Borsa Dışı Teşkilatlanmış Menkul Kıymetler Piyasalarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik” 111 GİP A.Ş. 1.1.2006 – 31.12.2006 Faaliyet Raporu 112 GİP A.Ş. sermayesi “A, B, C ve D” olmak üzere dört grup paya ayrılmıştır. Sermayenin 8.500.000 TL’lik bölümü (A), 500.000.-YTL.lik bölümü (B), 500.000 TL’lik bölümü (C), 500.000 TL’lik bölümü (D) grubu pay sahipleri tarafından taahhüt edilmiştir. Taahhüt edilen sermayenin ¼’lük bölümü, ana sözleşme gereği kurucular tarafından 1.3.2006’da yatırılmıştır. Ana Sözleşmeye göre, A grubu paylar banka ve aracı kurumlara, B grubu paylar TOBB’a, C grubu paylar TSPAKB’ye, D grubu paylar ise KOSGEB’e, aittir. 84 GİP A.Ş. tekrar süre uzatımı için SPK’ye başvurmuş ve Haziran 2008’e kadar süre hakkı kazanmıştır113. GİP A.Ş.’nin 2010 yılında alınan bir kararla şirket unvanı, faaliyet alanı ve sermaye tutarı değiştirilmiş ve son durumda şirket unvanı Gelişen Bilgi Teknolojileri A.Ş. (GEBİT) olarak belirlenmiştir. GEBİT’in 10.000.000 TL tutarındaki sermayesi azaltılarak 50.000 TL’ye indirilmiştir. Faaliyet amacı bilgi teknolojisi kullanımı ile ilgili stratejiler oluşturmak, planlamak, uygulamak ve takip etmek olan GEBİT’in 08.02.2011 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında tasfiye edilmesi kararı alınmış olup ilgili karar 10.2.2011’de İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu tarafından tescil edilmiştir114. Bağımsız KOBİ borsası oluşturma girişiminin sonuçsuz kalması, bununla birlikte halen KOBİ’lere özgü bir borsaya ihtiyaç duyulması üzerine İMKB bünyesinde KOBİ borsası olarak ana piyasa oluşturulmasına karar verilmiştir. Bu doğrultuda 18.8.2009’da 27323 sayılı Resmi Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe giren İMKB Gelişen İşletmeler Piyasası Yönetmeliği115 doğrultusunda İMKB GİP oluşturulmuştur. Bu piyasanın oluşturulmasındaki temel amaç borsa kotasyon şartlarını sağlamayan gelişme ve büyüme potansiyeline sahip şirketlerin menkul kıymetlerinin işlem görmesini mümkün kılmaktır. Bu sayede Türkiye’deki KOBİ’ler de sermaye piyasasından uygun şartlarda fon sağlama şansı bulmuştur. Türkiye’de KOBİ’lere yönelik borsa oluşumu sadece GİP’ten ibaret değildir. İMKB bünyesinde halen bir alt pazar olarak faaliyet gösteren “İkinci Ulusal Pazar” ile faaliyetten kaldırılan “Yeni Ekonomi Pazarı” KOBİ’lere yönelik oluşturulmuş pazarlardır. İkinci Ulusal Pazar, Ulusal Pazar kotasyon 113 GİP A.Ş. 1.1.2007 – 31.12.2007 Faaliyet Raporu TSPAKB 1.1.2011 – 31.12.2011 Faaliyet Raporu, s.37 http://www.tspakb.org.tr/tr/Portals/0/Faaliyet_Raporu/AIM_yayin_ve_raporlar_faaliyet_raporlari_201 1_tr.pdf (Erişim: 15.7.2012) 115 İMKB GİP ile ilgili genelgeler: İMKB GİP İşlem Esasları Genelgesi, İMKB GİP’te Piyasa Danışmanlığı Görevine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi ve Toptan Satışlar Pazarında Yapılacak GİP İşlemleri Genelgesi 114 85 kriterlerini sağlayamayan şirketler ile gelişme ve büyüme potansiyeli taşıyan KOBİ hisse senetlerinin borsada işlem görmesine olanak tanıyan bir pazar olarak oluşturulmuştur. Bu pazarda işlem görmek için ortaklığın halka arz edilen hisse senetlerinin piyasa değeri ile bu hisse senetlerinin ödenmiş veya çıkarılmış sermayeye oranının sırasıyla en az, 6.100.000 TL ve %15 olması ya da 12.200.000 TL ve %5 olması gerekmektedir. İkinci Ulusal Pazar’da Aralık 2012 yılı itibarıyla 78 şirket işlem görmektedir. 1.2 Bazı AB Ülkelerinde KOBİ Borsaları Çalışmaya konu edilen AB ülkeleri: İngiltere, Yunanistan, İspanya, Almanya, Romanya ve Polonya. Bu ülkelerden İngiltere (Alternative Investment Market – AIM), (Yunanistan Alternative Market – EN.A), İspanya (Neuvo Mercado – NM), Almanya (Neuer Markt – NM) ve Polonya’da (New Connect – NC) faaliyette bulunan KOBİ borsaları ana borsaya bağlı alt piyasalar şeklindedir. Romanya’daki RASDAQ ise bunlardan farklı olarak 1996 yılında ana borsadan bağımsız olarak kurulmuş ancak daha sonra Bükreş Borsası bünyesine dahil olarak burada faaliyetlerini devam ettirmeye başlamıştır. 1.2.1 İngiltere – AIM/Londra Borsası AIM (Alternative Investment Market), 1995 yılında Londra Borsası içinde küçük ve orta ölçekli şirketlerin işlem görmesi için oluşturulmuş bir pazardır. Kurulduğu gün 130 milyon $ piyasa değerinde 10 şirketin kote olduğu pazara, Nisan 2011’e kadar 2.674 şirket kabul edilmiştir. Zaman içinde bu şirketlerden bazıları ana borsaya geçmiş, bazıları da kotasyon koşullarını kaybederek kot dışı kalmıştır. Nisan 2011 itibarıyla işlem gören, 223’ü yabancı, 1.164 şirket vardır. Şirket sayısı ana pazardaki şirket sayısının neredeyse yarısına ulaşmıştır. Toplam piyasa değeri 134 milyar 86 $’dır. 2010 yılında 43 milyar $ civarında olan işlem hacmi 2011 yılının ilk 4 ayında 21 milyar $ olarak gerçekleşmiştir. Kuruluşundan itibaren borsadaki şirketler 112 milyar $’lık sermaye artırımı yaparak kendilerine kaynak yaratmışlardır116. AIM’de en önemli kavram “görevlendirilmiş danışman” kavramıdır. Görevlendirilmiş danışman şirketler, aracı kurumlar, bankalar, bağımsız denetim şirketleri veya kurumsal finansman danışmanlığı şirketleri olabilmektedir. Görevlendirilmiş danışman olmak isteyen şirketler en az 2 yıldır kurumsal finansman faaliyetlerinde bulunmalıdır. Bu iki yıl içinde en az 3 kurumsal finansman danışmanlığı işlemi yapmış olmalıdır. En az 4 yetkili yöneticisi olmalıdır. Yetkili yöneticiler, vasıfları Londra Borsası tarafından incelenmiş ve kabul edilmiş kişilerdir. AIM, şirketlerin halka arzı ve halka arz sonrası kamuya açıklama yükümlülükleri ile ilgili sorumlulukların önemli bir kısmını, şirketle beraber Görevlendirilmiş danışman, görevlendirilmiş danışmana şirketin açılması için halka yüklemektedir. gerekli tüm hazırlıkların yapılmasında şirkete yardımcı olur, şirketi halka arza hazır hale getirir ve hazırlayacağı bir raporla AIM’e başvuruda bulunur. AIM şirkette ayrıca bir inceleme görevlendirilmiş yapmaz. danışmandadır. Raporun sorumluluğu Görevlendirilmiş şirkette danışmanlar ve Londra Borsası’nın denetimlerine tabidir. AIM’de işlem gören şirket, görevlendirilmiş danışmanla anlaşması bittiğinde veya feshedildiğinde, bir ay içinde yeni bir danışman atamak zorundadır. Aksi takdirde borsadan çıkarılır 117. Halka açık ve görevlendirilmiş şirketlerden yıllık sabit ücretler alan AIM, katı kotasyon koşulları yerine kamuyu aydınlatma yükümlülüklerini ön planda tutmaktadır. Kamuyu aydınlatma kurallarında yumuşama yapılmamaktadır. AIM’de işlem gören şirketler yasal olarak “kote şirket” statüsünde değildir. Bunun iki sebebi vardır; birincisi, İngiltere Kotasyon 116 Gökben Altaş, “Yurtdışında KOBİ Piyasaları”, Sermaye Piyasasında Gündem, İstanbul, TSPAKB Yayınları, Sayı 109, Eylül 2011, s.6 117 TSPAKB, KOBİ Finansmanı ve Borsa Dışı Teşkilatlanmış Piyasa Hakkında Rapor, KOBİ’lerin Finansmanı Çalışma Platformu, İstanbul, 2.7.2003, s.8 87 Otoritesi’nin bazı düzenlemelerine tabi olmamak, ikincisiyse kote olmayan şirketlere yatırım yapılmasını özendirmek için getirilen bazı vergisel teşviklerden yararlanmaktır. Örneğin, AIM şirketlerinin hisse senetlerine yapılan yatırımlardan elde edilen değer artış kazancının, ilk yıl için % 50’si, ikinci yıl ve sonrası için sadece % 25’i vergiye tabi matrah olarak kabul edilmektedir. AIM’deki işlem sistemi, elektronik sürekli müzayede ve piyasa yapıcılığını bir arada bulundurmaktadır. Şirketler için piyasa yapıcısı bulundurma zorunluluğu yoktur. Ancak aracı kuruluşla şirket anlaşırsa sistem piyasa yapıcılığına da olanak tanımaktadır118. AIM, herhangi bir minimum piyasa değeri ya da ödenmiş sermaye kriteri gözetmeksizin her büyüklükteki şirkete açık olan bir piyasadır. AIM’de, klasik kotasyon kurallarının aksine, mali büyüklüklerle ilgili hiçbir koşul bulunmamaktadır. Her boyutta, her ülkeden ve her sektördeki şirkete açıktır. AIM’de işlem görmek için başvuran şirketlerin yerine getirmesi gereken koşullar şunlardır119. AIM’de olduğu sürece bir Görevlendirilmiş Danışman bulundurmalı Halka arz için bir aracı kurumla anlaşmalı Hisselerin transferi serbest olmalı Kurulduğu ülkenin kanunlarına uygun anonim şirket statüsünde olmalı Başvuru dokümanlarını doldurup borsaya teslim etmeli Borsa ücretlerini ödemeli Aşağıda AIM pazarında ve Londra borsasında geçerli olan kotasyon koşullarının karşılaştırıldığı bir tablo sunulmuştur: 118 Alparslan Budak (Ed.), Dünya Uygulamaları Çerçevesinde KOBİ Borsaları, İstanbul, TSPAKB Yayınları, No: 27, Ocak 2006, s.17 119 Gökben Altaş, a.g.m., s.8 88 Tablo 16: Londra Borsası ve AIM Pazarı Kotasyon Koşulları Londra Borsası-Ana Piyasa Minimum piyasa değeri Minimum üç yıllık ticari faaliyet Minimum halka açıklık oranı Kotasyon sırasında aracı kurum UKLA tarafından izahnamenin gözden geçirilmesi Önemli devralmalar ve satışlarda ilgili taraf işlemlerinin hissedarlar tarafından onaylanması Kaynak: Gökben Altaş, a.g.m., s.9 AIM Kotta kalınan süre boyunca atanmış bir piyasa danışmanı - 1.2.2 Yunanistan – EN.A/Atina Borsası Yunanistan’ın sermaye piyasalarının denetlenip düzenlenmesinde tek yetkili makam olan Yunanistan Sermaye Piyasası Komisyonu (Hellenic Capital Market Commission – HCMC), operasyonel ve yönetimsel açıdan bağımsız bir kamu kurumudur. Aracı kuruluşlar, yatırım fonları, portföy yönetimi şirketleri, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, halka açık şirketler HCMC’nin denetimi altındadır. HCMC’nin denetiminde ayrıca Atina Borsası, takas merkezi, borsanın mutabakat işlemleri ile ilgili Yardımcı Fon ve Genel Garanti Fonu da bulunmaktadır. Alternatif Piyasa (Alternative Market – EN.A), 6.9.2007’de HCMC’nin onayıyla kurulan tezgâhüstü bir KOBİ piyasasıdır. İşlem sistemi ATHEX’in organize piyasasında olduğu gibidir. Alternatif Piyasa, Londra Borsası bünyesindeki AIM (Alternative Investments Market) pazarını model olarak almıştır. Bu piyasada, borsaya kote olmayan şirketler ikincil piyasada fon sağlayabilmektedir. Piyasaya girmek, şirketler için organize piyasaya geçişte ön hazırlık aşaması olabilmekte, ayrıca şirketlerin değerinin belirlenmesine imkan tanımaktadır. Temmuz 2012 itibarıyla 14 şirketin işlem gördüğü120 120 http://www.athex.gr/ENA/co/default.aspx?lid=en 89 Alternatif Piyasa’ya girebilmek için bazı koşulların sağlanması gereklidir. Bu koşullar aşağıdaki gibidir121: Şirketin, konsolide özsermayesinin en az 1 milyon € olmalı IFRS bazında son iki yılın mali tablosu bağımsız denetimden geçmiş olmalı Tüm mali yıllar için vergi denetiminden geçmiş olmalı Zarar varsa, toplam zarar özsermayenin yarısını geçmemeli Şirketin % 5’inden fazlasını elinde bulunduran ortakların, şirketin işlem görmeye başlamasının ardından bir yıl boyunca hisselerini satmamalı İşlem görecek hisselerin % 10’dan az olmaması, en az 50 kişiye satılmış olması ve her alıcının % 2’den fazla hisseye sahip olmamalı Kotasyon işlemlerinin yürütülmesi ve kotta kalma koşullarının sağlanması için piyasaya giriş öncesi ve sonrası bir danışman şirketle çalışılmalı ATHEX ve diğer sermaye piyasası katılımcılarından oluşan ATHEX Değerlendirme Komitesinin onayı alınmış olmalı 1.2.3 İspanya – Nuevo Mercado/İspanya Borsası İspanya Borsası içinde “yeni piyasa” anlamına gelen Nuevo Mercado (NM), NASDAQ benzeri bir borsa olup, Aralık 1999 yılında 10 hisse senedi ile faaliyete başlamıştır. Kuruluş amacı; teknoloji, nihai ürün veya yarı mamül üretimi yapan, gelişme potansiyeli yüksek şirketlerin borsada işlem görmesini sağlamaktır. Kotasyon şartları, ana borsa olan İspanyol Borsası’na göre çok daha kolaydır. Nuevo Mercado’nun düzenlemeleri, projeleri kapsamında son dönemde kar elde edebilecek şirketler için zamanlamalarla ilgili bazı esneklikler tanımaktadır. Bu esneklik ve ayrıcalıklar, özellikle henüz başlangıç döneminde ya da proje bazında geleceği şekillenecek ancak güçlü 121 Özcan Çikot, “Yunanistan Sermaye Piyasası”, Sermaye Piyasasında Gündem, İstanbul, TSPAKB Yayınları, Sayı: 73, Eylül 2008, ss.24-37, s.32 90 bir bilanço yapısına sahip olmayan şirketler için çok önemlidir. İşlem sisteminde de İspanya Borsası tarafından Nuevo Mercado için yeni kurallar benimsenmiştir. Pazarda işlem gören şirketler için fiyat değişimlerinde en yüksek oran yüzde 15’ten (ulusal hisseler için) yüzde 25’e yükselmiştir. Bu oranın piyasa ya da fiyat şartlarının tavsiyesi üzerine yükselmesi de mümkündür. Piyasa yapıcıların olası iştiraki de Nuevo Mercado için öngörülmüştür122. 1.2.4 Almanya – Neuer Markt/Almanya Borsası Almanya’da 16. yüzyıldan itibaren yerel borsalar bulunmasına rağmen, sermaye piyasası düzenlemeleri ancak 1990’lı yıllarda gelişmiştir. Bundan öncesinde sermaye piyasası ile ilgili hükümler Ticaret Kanunu veya Borçlar Kanunu çerçevesinde yürütülmekteydi. Örneğin, Almanya’da mali piyasaların denetimi ile ilgili ilk düzenleme 1994 yılında yapılmıştır. Bu alandaki diğer temel düzenlemeler, AB müktesebatı çerçevesinde 1997, 1998 ve 2002 yıllarında yapılmıştır. 16 eyaletten oluşan ve federal bir cumhuriyet yapısına sahip olan Almanya’da, federatif düzeyde bankacılık, mali piyasalar ve sigortacılık alanında faaliyet gösteren üç ayrı düzenleyici kurum, 1.3.2002’de Federal Mali Denetleme Komitesi (BaFin-Bundesanstalt für Finanzdienstleistung-saufsicht) çatısı altında birleştirilmiştir. BaFin federal hükümete bağlı olup, federal Maliye Bakanlığı denetiminde hizmet vermektedir. Bafin’in eski başkent Bonn ve borsanın faaliyet gösterdiği Frankfurt’ta merkezleri bulunmaktadır. BaFin’in mali piyasaların denetimi alanında temel olarak takip ettiği konular şöyledir123: 122 İçeriden öğrenenlerin ticaretiyle (insider trading) mücadele, İhraççıların kamuya açıklama yükümlülüklerine uyması, Asuman Sönmez, “KOBİ Borsalarının KOBİ Finansmanındaki Yeri: Dünya Uygulamaları ve Türkiye Üzerine Bir İnceleme”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Kadir Has Üniversitesi, Finans ve Bankacılık, İstanbul, 2008, s.137-8. 123 Ekin Fıkırkoca, “Almanya Sermaye Piyasası”, Sermaye Piyasasında Gündem, TSPAKB Yayınları, Sayı 38, Ekim 2005, ss.9-21. s.9-10 91 İhraççı şirket yöneticilerinin kendi hisse senetlerinde alım-satım işlemleri, Fiyat manipülasyonu, Önemli sermaye yapısı / oy hakkı değişikliklerinin takibi, Borsalara kote olmayan menkul kıymet ihraçlarının takibi, Meslek kuralları ve organizasyonel yükümlülüklerin belirlenmesi, Organize bir piyasada işlem gören Alman kökenli şirketlerin devir alma işlemlerinin takibi, Sektörde yapılan mali analizlerin bağımsız ve titiz bir şekilde yapılmasının temini, Fon yönetim şirketlerinin denetimi, Sermaye yeterliliği. Alman borsalarının denetimi ise, borsalar kanunu çerçevesinde eyaletlerin borsa denetim otoriteleri (Börsenaufsicht) tarafından sürdürülmektedir. Banka ve aracı kurumların kullandığı elektronik işlem platformlarının kaydı ve denetimi, yerel otoriteler tarafından yapılmaktadır. Örneğin, Frankfurt Borsasının bu anlamda denetimi Hessen eyaleti borsa denetim otoritesi tarafından yapılmaktadır. Tablo 17: Resmi ve Organize Piyasada Kotasyon Şartları Resmi Piyasa Şirketin en az 3 yıldır faaliyette olması, Halka açılan hisse senetlerinin öngörülen piyasa değerinin veya tahmin yapılamıyorsa şirket sermayesinin en az 1,25 milyon avro olması, İtibari değeri olmayan hisseler için en az ihraç tutarının 10.000 adet hisse olması, Organize Piyasa Şirketin en az 3 yıldır faaliyette bulunması, İtibari değeri olmayan hisseler için en az ihraç tutarının 10.000 adet hisse olması, Son üç yılın mali tablolarını ve son yılın yönetim raporunu içeren prospektüsün yayınlanması gerekmektedir. Halka açıklığın en az % 25 olması, Kaynak: Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., .s17-8 Resmi olmayan organize piyasa Freiverkehr’de, (organize tezgahüstü piyasa) Alman hisse senetlerinin yanı sıra, yabancı hisse senetleri, Alman ve yabancı ihraççıların bonoları ve warrantlar işlem görmektedir. Bu piyasada 92 işlem görebilmek için, işlem görecek menkul kıymet hakkında bilgi sunmak gerekmektedir. Başka borsalarda kote olan şirketler için istenen bilgiler sınırlıdır. Borsaya başvuru, Frankfurt Borsasına üye bir aracı kuruluş tarafından yapılmalıdır. Açıklanan bilgiler Almanca veya İngilizce olabilmektedir. İhraççı şirketin bu piyasaya kabul olunduktan sonra başka bir yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu piyasanın bir alt bölümü olarak açılan Newex’de Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin hisse senetleri işlem 124 görebilmektedir Organize . piyasa öncelikle, resmi piyasanın koşullarını yerine getiremeyen küçük ve orta ölçekli şirketler için, resmi piyasaya kote olmadan önceki adım olarak öngörülmüştür. Ancak, halihazırda böyle bir sınırlama bulunmamaktadır. Resmi veya organize piyasada işlem gören hisse senetleri iki bölüm (segment) arasında seçim yapabilmektedir; Genel (general) Standart ve Ana (prime) Standart. Genel Standart bölümünde işlem gören senetler, Alman yatırımcıları hedefleyen şirketlere hizmet sunmaktadır. Burada kote olan şirketler, yıllık ve ara dönem mali raporlarını ve sermaye piyasası kanununda öngörülen diğer açıklamaları yapmakla yükümlüdür. Ana Standart bölümünde işlem gören senetlerin yükümlülüğü daha fazladır. Burada kote olan şirketler, Genel Standartta yer alan yükümlülüklerin yanı sıra, üç ayda bir rapor yayınlamak, UFRS’ye uygun mali tablo düzenlemek, yılda en az bir kez analist konferansı düzenlemek ve sermaye piyasası kanununda öngörülen açıklamaları Almanca ve İngilizce olarak yapmakla yükümlüdür125. 1.2.5 Romanya – RASDAQ/Bükreş Borsası RASDAQ, 1996 yılında ABD’nin yardımıyla Romanya’da sermaye piyasası oluşturmak ve özelleştirme programına destek olmak amacıyla 124 125 Ekin Fıkırkoca, a.g.e., s.12 Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.18 93 kurulmuştur. ABD ve Romanya arasında imzalanan anlaşma kapsamında Amerika Ulusal Kalkınma Kuruluşu, Romanya Sermaye Piyasası Geliştirme Projesini oluşturmuştur. 21 milyon $ tutarındaki fonu bulunan bu program, Kitlesel Özelleştirme Programı kapsamında 7.000 şirket ve 16 milyon hissedara hizmet vermeyi amaçlamıştır. Örnek aldığı model, Amerikan NASDAQ sistemidir. Tercih edilmesinin nedenleri ise, yüksek sayıda şirketin kote olabilmesi, piyasa yapıcılığı sistemi ve uzaktan erişim imkânları olmuştur126. Başlangıçta, özelleştirme kapsamındaki şirketler için kotasyon şartı aranmamıştır. Ancak, piyasanın büyümemesi ve likiditenin sığ kalması yüzünden, 2002 yılında piyasanın yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Buna göre piyasa, performans ve kamuyu aydınlatma kriterlerine göre 3 ayrı segmente ayrılmıştır. Birinci segment, kârlılık, ciro, toplam aktifler, halka açıklık oranı, piyasa değeri ve likidite açısından en ağır kotasyon şartlarının olduğu segmenttir. Bunun dışında, 2003 yılı sonundan itibaren RASDAQ’taki tüm şirketlere finansal raporlarını Uluslararası Muhasebe Standartlarına göre hazırlama zorunluluğu getirilmiştir. Küçük yatırımcı haklarının korunmaması, yetersiz mevzuat, kamuyu aydınlatma kurallarının yetersizliği, Romanya Muhasebe Standartları gibi konularda sorunlar yaşayan RASDAQ, Ağustos 2005’te Bükreş Borsası ile birleşme kararı almıştır. 30.11.2005’te gerçekleşen genel kurul toplantısında birleşme kesinleşmiştir. Buna göre RASDAQ, Bükreş Borsasına katılmış olup Bükreş Borsası, RASDAQ hissedarları için ilave sermaye artırımı yapacaktır. 8.12.2005’ten itibaren de Bükreş Borsası bünyesinde ayrı bir pazar olarak faaliyet göstermeye başlamıştır127. 126 127 Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.32 Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.34-6 94 1.2.6 Polonya – New Connect/Varşova Borsası Polonya’daki “Ticaret Borsası” olarak ilk borsa 12.5.1817’de açılmış, 16.5.1817’de işlemlere başlamıştır. II. Dünya Savaşı’ndan önce, başta Varşova olmak üzere, Katowice, Kraków, Lviv, Łódź, Poznań ve Vilnius’ta toplam yedi borsa bulunmaktaydı. Bununla birlite Varşova Borsası tüm işlem hacminin %90’ından fazlasını gerçekleştirmekte ve 130 adet hisse senedi ile devlet, belediye ve özel kurumların ihraç ettikleri tahvillere ev sahipliği yapmaktaydı128. 2007 yılında Varşova Borsası bünyesinde, büyüme potansiyeli olan şirketlerin işlem görmesi için NewConnect pazarı açılmıştır. Her ne kadar Varşova Borsası tarafından organize edilse de, NewConnect pazarı borsa bünyesinde şeffaf bir ortamda faaliyet gösteren tezgahüstü bir piyasa olarak nitelendirilebilir129. NewConnect’in daha çok yerli, genç, gelişmekte olan, özellikle ileri teknoloji üreten ve özsermaye ihtiyacı olan şirketler için uygun bir yapısı vardır. Bu profilde olan ihraççı şirketler, Varşova Borsası’nda işlem gören şirketlere göre daha düşük kamuyu aydınlatma yükümlülükleri ile sermaye piyasasından fon sağlama olanağına sahiptir. Buna ilaveten burada işlem görmek isteyen şirketlerin üstlenmesi gereken kotasyon ve işlem maliyetleri ana pazardaki şirketlere göre daha düşüktür. NewConnect’te işlem görecek işletmelerden beklentiler genel olarak şöyledir130: 128 Büyüme potansiyeline sahip olmalı 3 – 4 yıldan fazla bir geçmişi olmamalı veya yeni kurulmakta olmalı Yaklaşık 8 milyon $’lık piyasa değeri hedefi bulunmalı Özcan Çikot, “Polonya Sermaye Piyasası”, Sermaye Piyasasında Gündem, TSPAKB Yayınları, Sayı: 65, İstanbul, Ocak 2008, s.23 129 Gökben Altaş, a.g.m., s.19 130 Özcan Çikot, Polonya Sermaye Piyasası, a.g.m., s.29 95 Faaliyet alanı bilgi teknolojileri, elektronik medya, telekomünikasyon, biyoteknoloji, çevre güvenliği, alternatif enerji gibi gelişmekte olan sektörler olmalı Gelecekte borsada ana pazarda işlem görmeyi hedeflemeli Bu pazara kote olmak isteyen şirketler için iki seçenek vardır 131: Tahsisli Satış: Tahsisli satışta şirket hisseleri en fazla 99 yatırımcıya satılmaktadır. Şirketlerin kote olması için öncelikle Borsadan onay almış danışman kurumla anlaşması gerekir. Danışman kurumla birlikte, şirketten faaliyet alanlarını gösteren genel bilgilerini ve mali verilerini içeren bir doküman hazırlaması istenir. Bu raporun Varşova Borsası kurallarına uygunluğu danışman kurumun sorumluluğu altındadır. Halka Arz: Halka arzda, ana pazarda kote olacak şirketlere benzer bir prosedür izlenir. Şirket, halka arz edilmeden önce ilgili aracı kurum ve danışmanlarını belirleyip, izahnamesini hazırlar. İzahnamenin düzenleyici otoriteden onay alması gerekir. Halka arz tutarı 2,5 milyon €’nun altında ise izahnameden daha kısa olan şirket bilgilerini otoritenin onayına sunması yeterlidir. Bu belgelerin onaylanmasının ardından şirket, Borsada işlem görmeye başlar. NewConnect’te işlem görmek isteyen şirketlerin bazı yardımcı aktörlere ihtiyaçları vardır132. Yetkili Danışman: Şirketler, NewConnect’e kote olurken, hem ön hazırlık aşamasında, hem de ihraç sonrasındaki gerekli bildirimlerin hazırlanmasında bağımsız bir Yetkili Danışman ile anlaşma yapmalıdır. Yatırım şirketleri, denetim firmaları ve finansal danışmanlar yetkili danışmanlık yapabilirler. Yetkili Danışmanlar, ihraçtan sonra en az bir yıl şirketle çalışmaya devam etmek zorundadır. 131 132 Gökben Altaş, a.g.m., s.20 Özcan Çikot, Polonya Sermaye Piyasası, a.g.m., s.29 96 Piyasa Yapıcısı: İhraççı şirket en azından iki yıllık bir süre için bir yatırım şirketini piyasa yapıcısı olarak atamalıdır. Piyasa yapıcısı istenildiği takdirde ihraççı şirketin Yetkili Danışmanı da olabilir. 1.3 ABD’de KOBİ Borsaları – NASDAQ 1939’da ABD Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SEC) izniyle özdüzenleyici bir kurum olarak ABD Ulusal Aracı Kuruluşlar Birliği (National Association of Securities Dealers-NASD) kurulmuştur133. 1961 yılında Merkezi Düzenleyici Otorite (SEC), fiilen var olan tezgahüstü piyasaları organize etmek için Aracı Kuruluşlar Birliği’ni (NASD) görevlendirmiştir134. Yapılan çalışmalar sonucunda, 8.2.1971’de NASD, 2.500’ün üzerindeki tezgahüstü menkul kıymet için yeni bir bilgisayar tabanlı işlem sistemi olan NASDAQ’ı (National Association of Securities Dealers Automated Quotations) devreye sokmuştur. 4.1.2000’de kabul edilen bir plana göre üye sahipliğinde olan NASDAQ, kâr amacı güden bir şirkete dönüşmüştür135. 2002’ye kadar süren yeniden yapılanma çalışmaları sonucunda, NASDAQ’ın kendi hisseleri tezgahüstünde işlem görür hale gelmiş ve ortaklık yapısı genişlemiştir. Fakat yönetim çoğunluğu, imtiyazlı hisseler yoluyla NASD’ın elindedir. Piyasa koşulları uygun olduğunda, kendisi de kote olmak üzere halka arzı planlanmaktadır136. Kotasyon koşulları New York Borsası (NYSE) ve Amerikan Borsası’na (AMEX) göre daha hafif olduğundan, zaman içinde hızlı bir gelişme gösteren NASDAQ, sadece teknoloji ya da KOBİ borsası olmayıp, her sektörden, her boyuttan şirketin kote olduğu bir borsadır. İşlem sistemi, elektronik uzaktan erişimli, rekabetçi piyasa yapıcılığı modelidir. Sürekli çift taraflı kotasyon verilmesi zorunludur. 133 Ekin Fıkırkoca (Ed.) Dünyada Borsa Şirketleşmeleri, Satın Alma ve Birleşmeleri, TSPAKB Yayınları, Kupon Matbaa, İstanbul, Temmuz 2011, s.49 134 Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.20 135 Ekin Fıkırkoca (Ed.), a.g.e., s.49 136 Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.20 97 Aşağıda NASDAQ ile ilgili kotasyon (ilk listeleme) şartlarını özetleyen bir tablo sunulmuştur: Tablo 18: NASDAQ Piyasası Kotasyon (İlk Listeleme) Şartları137 Ölçüt Özkaynak Halka açık hisselerin piyasa değeri Halka açık hisseler Listelenmiş menkul kıymetlerin piyasa değeri138 Piyasa yapıcılar Hissedarlar (yuvarlak pay sahipleri)139 Kurumsal yönetim Referans fiyat Standart 1 5 Milyon $ 15 Milyn $ 1 Milyon $ 3 300 Evet 4$ Standart 2 4 Milyon $ 15 Milyn $ 1 Milyon $ 50 Milyn $ 3 300 Evet 4$ Standart 3 4 Milyon $ 5 Milyon $ 1 Milyon $ 3 300 Evet 4$ 2 yıl 2 yıl 2 yıl Faaliyet Süresi Devam eden faaliyetlerden sağlanan net gelir (en son 750.000 $ mali yılda veya son üç yılın ikisinde) Kaynak: NASDAQ Listeleme Standartları ve Fiyatları, Temmuz 2010, p.12: http://www.nasdaq.com/ about/nasdaq_listing_req_fees.pdf Bu tabloya ek olarak, aşağıda NASDAQ ile ilgili kotta kalma (listede kalma) şartlarını özetleyen bir tablo sunulmuştur: Tablo 19: NASDAQ Piyasası Kotta Kalma (Listede Kalma) Şartları140 Ölçüt Standart 1 Standart 2 Standart 3 Özkaynak 2,5 Milyn $ Halka açık hisselerin piyasa değeri 35 Milyn $ Halka açık hisseler (adet) 500.000 500.000 500.000 Halka açık hisseler piyasa değeri 1 Milyon $ 1 Milyon $ 1 Milyon $ Referans fiyatı 1$ 1$ 1$ Piyasa yapıcılar 2 2 2 Kurumsal yönetim Evet Evet Evet Devam eden faaliyetlerden sağlanan net gelir (en son 500.000 $ mali yılda veya son üç yılın ikisinde) Kaynak: NASDAQ Listeleme Standartları ve Fiyatları, Temmuz 2010, p.13: http://www.nasdaq.com/ about/nasdaq_listing_req_fees.pdf 18.7.2012 itibarıyla NASDAQ’ta 2’si mega ölçekte141, 68’i büyük ölçekte, 223’ü orta ölçekte, 796’sı küçük ölçekte, 969’u mikro ölçekte, 690’ı 137 Standart 1: Özkaynak standardı; Standart 2: Listelenmiş menkul kıymetlerin piyasa değeri standardı; Standart 3: Net gelir standardı 138 NASDAQ’ta ya da diğer ulusal borsalarda listelenmiş menkul kıymetler 139 100 veya daha fazla hisse senedi sahibi 140 Standart 1: Özkaynak standardı; Standart 2: Listelenmiş menkul kıymetlerin piyasa değeri standardı; Standart 3: Net gelir standardı 98 da nano ölçekte142 olmak üzere toplam 2.752 şirket işlem görmektedir. Aynı tarih itibarıyla NYSE’de 3.248, AMEX’te 495 şirket kayıtlı bulunmaktadır 143. Sonuç olarak NASDAQ, ABD piyasalarında var olan aktif tezgahüstü piyasanın yaklaşık 10 yıllık süreçte organize bir piyasa haline getirilmesiyle oluşmuştur. Piyasanın önemli bir ihtiyacına cevap vermek üzere kurulmuştur. Piyasa büyüklükleri itibarı ile de çok önemli bir boyuta ulaşmıştır. Bununla beraber, kendi koşulları içinde çok başarılı bir gelişim gösteren NASDAQ modeli, başka ülkelerde aynı başarıya ulaşamamıştır 144. 1.4 Çin’de KOBİ Borsaları Çin, gerek ekonomik büyümesiyle gerekse sahip olduğu sermaye piyasası büyüklüğü ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yakından takip ettiği bir piyasa konumundadır. Özellikle 2004’ten itibaren yapılan reformlar ile son yıllarda sermaye piyasasında büyük atılımlar gerçekleştirmiştir. Çin’in iki önemli borsası olan Şanghay ve Şenzhen Borsaları 90’lı yılların başında açılmış, bugün piyasa değeri ve işlem hacmi bakımından dünya sıralamasında ön sıralara yükselmiştir145. Çin Halk Cumhuriyeti sermaye piyasasında yıllar itibarıyla meydana gelen gelişmeler aşağıdaki gibi özetlenebilir: 141 Mega ölçekli işletmeler (mega-cap) piyasa değeri bakımından dünyadaki en büyük şirketlerdir. Bu terimin kesin bir tanımı olmamakla birlikte, genellikle piyasa değeri 100 milyar $’ı aşan şirketler anlamına gelmektedir. Mega şirketler gerek piyasa payı ve değeri gerekse de marka bilinirliği olsun diğer büyük şirketlerden ayrılır. Burada sözü edilen mega şirketler Apple ve Microsoft’tur. Mega şirketlere ayrıca Samsung, Nestle, IBM, Google ve Facebook gibi çok sayıda örnek verilebilir. 142 Piyasa değeri 50 milyon $’ın altında olan küçük ölçekteki işletmelerdir. Bu işletmelerdeki başarısızlık risk seviyesi oldukça yüksektir. Bununla birlikte risk almayı seven yatırımcılar için son derece iştah kabartıcı şirketlerdir. Bu şirketler “penny hisse senedi” olarak da bilinmektedir. 143 http://www.nasdaq.com/screening/companies-by-industry.aspx?exchange=NASDAQ 144 Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.21 145 Gökben Altaş, a.g.m., s.13 99 Tablo 20: Yıllar İtibarıyla Çin Sermaye Piyasasındaki Gelişmeler Yıllar Gelişmeler 1990 Şanghay borsası açıldı. 1991 Şenzhen borsası açıldı. 146 1992 Yabancı paralı hisse senetleri işlem görmeye başladı ve SPDK kuruldu. 1993 İlk defa bir Çin şirketi Hong Kong borsasında işlem görmeye başladı. 1998 İlk menkul kıymet yatırım fonu işlem görmeye başladı. 1999 Sermaye Piyasası Kanunu yürürlüğe girdi. 2001 Yerli yatırımcıların B-tipi hisse senetleriyle işlem yapmasına izin verildi. 2002 Nitelikli Yabancı Kurumsal Yatırımcı düzenlemesi yapıldı. 2003 Menkul Kıymet Yatırım Fonları Kanunu yürürlüğe girdi. 2004 CSRC, aracı kurumların yeniden yapılandırılması için bir program oluşturdu. 2004 Halka arzlarda sponsorluk sistemi getirildi ve Şenzhen borsasında KOBİ pazarı kuruldu. 2005 Halka arzlar yasaklandı ve halka kapalı olan hisse senetlerindeki kısıtlamalar kaldırıldı. 2005 Menkul Kıymet Kanunu ve Şirketler Kanunu değiştirildi. 2006 Nitelikli Yerli Kurumsal Yatırımcı düzenlemesi yapıldı. Kaynak: Efsun Ayça Değertekin, “Çin Halk Cumhuriyeti Sermaye Piyasası”, Sermaye Piyasasında Gündem, İstanbul, TSPAKB Yayınları, Sayı: 78, Şubat 2009, s.20 1.4.1 Çin – Şangay Menkul Kıymetler Borsası Birinci Afyon Savaşı’nın ardından 1842 yılında İngiltere ve Çin arasında imzalanan Nanking Anlaşması ile Çin, Şanghay’ın da dahil olduğu bazı gümrüklerini düşük tarifeyle İngiltere’ye açmıştır. Bu anlaşmayla birlikte Çin’deki yabancı tüccar sayısı artış göstermiştir. 1891 yılında maden fiyatlarında yaşanan yükselişin ardından, yabancı iş adamları Şanghay Borsa Aracıları Birliği çatısı altında bir borsa kurmuştur. 1904 yılında da Birlik adını Şanghay Menkul Kıymetler Borsası olarak değiştirmiştir. 1929 yılında Borsa, Şanghay Çin Ticaret Borsası ve Şanghay Menkul Kıymet ve Emtia Borsası ile birleşmiştir. 1949 yılında Çin Komünist Partisinin Çin Halk Cumhuriyetini ilan etmesiyle birlikte bütün borsalar kapatılmıştır. Ancak, daha önce belirtildiği gibi, hükümetin piyasa ekonomisi yönündeki çabalarına paralel olarak borsalar 1990 yılında tekrar açılmıştır. Çin’de yer alan bütün borsalar özdüzenleyici kamu kuruluşudur. Şanghay Menkul Kıymetler Borsası, Uluslararası Sermaye Piyasası Düzenleyicileri Örgütü (IOSCO), Asya ve Okyanusya Menkul Kıymet Borsaları Federasyonu (AOSEF) ve Dünya Borsalar Federasyonuna (WFE) üyedir. Borsa, 1994 yılından bu yana, 146 Sermaye Piyasası Düzenleme Komisyonu 100 aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok borsayla mutabakat zaptı imzalamıştır. Şanghay Borsasının, Şanghay Menkul Kıymetler Uydu İletişimi Şirketi, SSE Veri Dağıtım Şirketi, Çin Finansal Türev Borsası, Çin Menkul Kıymetler Endeksi Şirketi ile Merkezi Takas ve Saklama Şirketi olmak üzere beş iştiraki bulunmaktadır. Şanghay Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem gören ürünler dört kategoriye ayrılmaktadır: hisse senetleri, tahviller, yatırım ortaklıkları ve varantlar147. 1.4.2 Çin – Şenzhen Menkul Kıymetler Borsası/ChiNext Şenzhen Menkul Kıymetler Borsası 1991 yılında kurulmuştur. Diğer borsalar gibi Şenzhen Borsası da özdüzenleyici bir kamu kurumudur. Borsa, IOSCO, WFE ve AOSEF’e üyedir. Şenzhen Borsasının Araştırma Enstitüsü, Şenzhen Menkul Kıymetler Borsası Lojistik Hizmetleri, Şenzhen Menkul Kıymetler Uydu İletişim Şirketi, Menkul Kıymetler Veri Dağıtım Servisi ve Eğitim Merkezi, Çin Finansal Türev Borsası, Çin Menkul Kıymetler Endeksi Şirketi ile Merkezi Takas ve Saklama Şirketi olmak üzere sekiz iştiraki bulunmaktadır. Şenzhen Borsasında ağırlıkla kamu şirketleri işlem görmektedir. Daha önce de değinildiği üzere özellikle kamu şirketlerinde görülen devredilemeyen hisse senetleri halka arzların kısıtlı kalmasına neden olmuştur. 2005 yılında yapılan düzenlemelerin ardından Şenzhen Borsasının piyasa büyüklüklerinde önemli artışlar görülmüştür. Şenzhen Borsasında, hisse senetleri, yatırım ortaklıkları, warrantlar ve tahviller işlem görmektedir148. Son yıllarda hızla büyüyen Çin ekonomisinde de KOBİ’lerin önemli bir yeri vardır. Çin Halk Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı’na göre ülkede 10 milyonun üstünde KOBİ kayıtlıdır. Milli gelirin yaklaşık %60’nı, ihracatın %70’ini, işgücünün de %80’ini bu işletmeler oluşturmaktadır. KOBİ’ler için 147 148 Efsun Ayça Değertekin, a.g.m., s.21 Efsun Ayça Değertekin, a.g.m., s.24 101 2004 yılında Şenzhen Borsasında KOBİ pazarı açılmıştır. Söz konusu pazarda şirketler aynı kotasyon koşulları ve düzenlemeler altında işlem görmektedir. Kamuyu aydınlatma, halka arz sponsoru149, sermaye yeterlilik koşulları, halka açıklık oranları gibi gereklilikler ana piyasanın aynısıdır. Bu pazarda farklı hisse kodları, farklı işletim sistemleri ve farklı gözetim mekanizmaları geçerlidir. Bununla birlikte pazarın ana pazarla arasında; fiyat limitleri, kapanış fiyatları ve açılış seansları gibi daha çok piyasa işleyişiyle ilgili konularda bazı farklılıkları da vardır150. Ekim 2009’da KOBİ’lere yönelik Çin Sermaye Piyasası Düzenleme Komisyonu öncülüğünde Şenzhen Borsası için Büyüyen Şirket Pazarı (Growth Enterprise Board-ChiNext) adlı yeni bir piyasa oluşturulmuştur. Bu piyasada KOBİ pazarından farklı olarak işlem görmek isteyen şirketler için kotasyon koşulları kolaylaştırılmıştır. Aşağıda Şenzhen borsası ve ChiNext pazarı kotasyon koşullarını gösteren bir tablo sunulmuştur: Tablo 21: Şenzhen Borsası ve ChiNext Pazarı Kotasyon Koşulları Ölçüt Şirket faaliyet süresi Halka Açıklık (%) Ödenmiş Sermaye Ortak Sayısı Kârlılık (iki şarttan biri) Ana Pazar ve SME Pazarı > 3 yıl > 25 >50 milyon RMB (7,8 mn.$) > 1.000 ChiNext (GME) > 3 yıl > 25 >20 milyon RMB (3,1 mn. $) > 200 Son 3 yıl kar>30 mn. RMB (4,6 mn.$) Son 2 yıl kârı>10 mn.RMB (1,6 mn.$) Son 3 yıl toplam gelir> 300 mn. RMB (46 mn. $) Son yıl kâr> 5 mn. RMB+son yıl toplam gelir> 50 mn. RMB (7,8 mn. $)+ son yıl gelir büyüme oranı>30% Kaynak: Gökben Altaş, a.g.m., s.13 Diğer halka açılan şirketlerde olduğu gibi, sponsorluk sistemi bu pazarda da geçerlidir. ChiNext’te işlem görmek isteyen şirketin izahnamesi 149 150 Çin’de, halka arz olacak şirketlerin sponsor bir aracı kurumla anlaşması gerekir. Gökben Altaş, a.g.m., s.13 102 ve diğer belgeleri sponsor aracı kurumun sorumluluğundadır. Sponsor aracı kurum, şirketlerin halka arzını izleyen bir yıl boyunca şirket faaliyetlerinin sermaye piyasası mevzuatına uygunluğunu sağlamak zorundadır. Piyasa yapıcılığı sistemi ChiNext’te yoktur. Zira, Çin sermaye piyasası yasasına göre aracı kurumlar hisse senedinde portföy işlemi yapamamaktadır. Söz konusu yasağın kaldırılması halinde Borsa, bu pazara ilişkin piyasa yapıcılığı sistemini getirebileceğini bildirmiştir151. 2010 yılı itibarıyla 153 şirketin işlem gördüğü ChiNext’te ana pazardaki şirketlerde olduğu gibi finansal tablo bildiriminin yanı sıra ortaklık yapısının değişmesi, yönetici kadrosundaki değişiklikler vb. özel durum açıklamaları gibi kamuyu aydınlatma yükümlülükleri vardır. 1.5 Japonya – JASDAQ/Osaka Borsası Nisan 2011 itibarıyla toplam piyasa değeri 114 milyar $ ve 986 şirketin işlem gördüğü JASDAQ, 1976 yılında küçük ölçekli şirketlerin işlem gördüğü tezgahüstü piyasa olarak kurulmuştur. Japon Aracı Kuruluşlar Birliği’nin denetimindeki bir departman tarafından yönetilmiştir. 13.12.2004’te ise tezgahüstü piyasa statüsünden çıkarak bir borsa olarak yapılanmış ve tanınmıştır. Tezgahüstü piyasadaki şirketlerin tamamına yakını yeni kurulan borsaya kote olmuştur152. 2008 sonunda JASDAQ’ın % 76 hissesini alan Osaka Borsası, 2010 yılında JASDAQ ile birleşmiştir. Birleşme sonucu daha önce Osaka Borsasının küçük ve orta ölçekli şirketlere yönelik pazarı olan Hercules kapanmış, buradaki şirketler ve JASDAQ Borsasındaki şirketler yeni oluşturulan JASDAQ pazarına kote olmuştur153. Osaka Borsasında ana piyasada şirketler birinci ve ikinci pazarda işlem görmektedir. Genellikle şirketler önce ikinci pazarda kote olmakta, belirli 151 Gökben Altaş, a.g.m., s.13 Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.36 153 Gökben Altaş, a.g.m., s.12 152 103 kriterleri yerine getirince birinci pazarda işlem görmeye başlamaktadır. JASDAQ’da da şirketler “standart” ve “gelişen” olmak üzere iki alt pazarda işlem görmektedir. “Gelişen” bölümde teknolojileri ve iş modelleri ile büyüme potansiyeli gösteren şirketler yer alırken, “standart” bölümde yakaladığı büyümeyi devam ettirecek orta ölçekteki şirketler yer almaktadır. Tablo 22: Osaka Borsası ve Jasdaq Pazarı Kotasyon Koşulları Ana Pazar 1. Pazar 2. Pazar > 1 myr. ¥ > 300mn ¥ Son 2 yıl >400mn ¥ >100 mn ¥ >20.000 lot >2.000 lot >2.200 >300 >100 milyar ¥ >100 myr. ¥ Ölçüt Özsermaye Net kâr (Son yıl) Kote edilecek HS sayısı Ortak sayısı Piyasa değeri Halka açık kısmın >2 milyar ¥ piyasa değeri >35% Halka açıklık oranı > 3 yıl Şirketin faaliyet süresi Kaynak: Gökben Altaş, a.g.m., s.12 JASDAQ Standart Gelişen >200 mn ¥ >0 >100 mn ¥ >1.000 lot >1.000 lot >300 >300 >5 myr. ¥ - >500 mn. ¥ >500 mn. ¥ >500mn. ¥ >25% > 3 yıl > 1 yıl > 1 yıl Tablo 22’de görüldüğü üzere kotasyon koşulları en düşük olan, özsermaye veya kârlılık şartı aranmayan gelişen pazardır. JASDAQ pazarında halka açılmak için şirketlerin sponsor bir aracı kurum ile anlaşmaları gerekmektedir. JASDAQ pazarında işlem sistemi olarak sürekli müzayede ve piyasa yapıcılığı bir arada kullanılmaktadır. Beş mali yıl boyunca zarar edilmesi, kotasyonun ardından bir yıl içinde ortak sayısının 150’nin altına inmesi, halka açık piyasa değerinin 250 milyon ¥’in altına inmesi, iflas sürecine girilmesi, piyasa fiyatının 10 ¥’in altına inmesi gibi nedenler şirketlerin kottan çıkarılmasına neden olmaktadır154. 1.6 Güney Kore – KOSDAQ/Kore Borsası Kore’de ilk teşkilatlanmış menkul kıymet borsası 1953 yılında Kore Borsası adıyla kurulmuştur. 1987 yılına kadar Kore Borsası ve teşkilatlanmamış tezgahüstü piyasa, faaliyetlerine devam etmiştir. 1987 154 Gökben Altaş, a.g.m., s.12 104 yılında devlet, durgun olan tezgahüstü piyasayı canlandırmak amacıyla bu piyasayı organize hale getirme kararı almış ve Kore Aracı Kuruluşlar Birliği’ni (KSDA) de bu piyasayı düzenlemekle görevlendirmiştir155. G. Kore’de KSDA öncülüğünde 1996’da KOSDAQ kurulmuştur. Şirket 1991‘de hayata geçirilen ve tezgahüstü menkul kıymet ticaretinin yapıldığı KOSDAQ sisteminin devamı niteliğindedir. NASDAQ’ı model alan KOSDAQ, Güney Kore ve diğer Asya ülkelerinde KOBİ’lerin finansman sağlamasını kolaylaştırmak amacıyla kurulmuştur. 1999’da adı KOSDAQ Borsası olarak değiştirilmiş ve kâr amacı güden bir şirket haline dönüşmüştür. 2005 yılında Kore Borsası, Kore Vadeli İşlemler Borsası ve KOSDAQ, uluslararası piyasada rekabet gücünü artırmak amacıyla birleşme kararı almıştır. Böylece KOSDAQ, Kore Aracı Kuruluşlar Birliği’nden ayrılarak Kore Borsası’nın bir parçası olmuştur. KOSDAQ’ta işlem görebilmek için şirketlerin, “risk sermayesi şirketleri”, “büyüyen risk sermayesi şirketleri” ile “diğer şirketler” (yatırım fonları ve yabancı firmalar dahil) kategorilerinden en az birinin şartlarına uygun finansal kriterlere sahip olmaları gerekmektedir. Aşağıda bu pazarlara ilişkin kotasyon koşullarının özetlendiği bir tablo sunulmuştur: Tablo 23: Kore Borsası ve KOSDAQ Pazarı Kotasyon Koşulları Kore Borsası Ölçüt Ana Pazar Diğer Şirketler 3 yıl ≥10 myr. ≥20 myr ≥ %5 (son yıl) 1. Özsermaye ≥%10 (son 3 yıl) Kâr (iki kârlılık oranı ≥ 2,5myr KRW şarttan ≥ 5 myr. biri) 2. Geçmiş yıl net (son 3 yıl) kâr (KRW) 1.000 ≤ azınlık Küçük Yatırmcı Sermaye hisseleri Sayısı Dağılımı 44 ≥%10 /≥%2045 Halka açıklık Kaynak: Gökben Altaş, a.g.m., s.10 3 yıl ≥3 myr. - Faaliyet Süresi Özsermye (KRW) Piyasa Değeri (KRW) 155 Alparslan Budak (Ed.), a.g.e., s.23 Azınlık hisselerinin oranı %30'dan fazla ise 157 Azınlık hisselerinin oranı %30'dan küçük ise 156 KOSDAQ Risk Büyüyen Risk Sermyesi Sermayesi ≥1,5myr. ≥1,5myr. - ≥%10 ≥%10 - ≥ 2 myr. ≥ 2 myr. - 500 ≤ azınlık hisseleri ≥%10156/≥%20157 - - - - 105 Tablo 23’te görüldüğü üzere risk sermayesi şirketlerinin KOSDAQ’ta kotasyon şartları daha düşük tutulmuştur. Büyüyen risk sermaye şirketlerinin kotasyon koşulları çok düşük olup, bu şirketleri borsa tanımlamaktadır. Yanlış bilgilendirme yapılması, şirketin iflas etmesi, ana faaliyetlerin altı aydan fazla durması, sermaye kadar zarar edilmesi, üç aydan daha fazla süre işlem görmemesi gibi nedenlerle şirketler borsa kotundan çıkarılmaktadır. Kore Borsasının ana piyasasındaki (KOSPI) şirket sayısı 1.800 iken, KOSDAQ piyasasındaki şirket sayısı 1.000’in üzerindedir. 2007 yılında 107 milyar $’a ulaşan piyasa değeri krizle birlikte 2008’de 35 milyar $’a kadar inerken, devam eden dönemlerde tekrar yükselmiştir. Aynı dönemde ana piyasadaki iniş ve çıkışlar görece daha az olmuştur. Nisan 2011 itibarıyla KOSDAQ 95 milyar $’lık piyasa değerine ulaşarak kriz öncesi seviyeye yaklaşmıştır. 2010 yılı itibarıyla 1.029 şirketin işlem gördüğü KOSDAQ’ta işlem hacmi ana pazardakinin dörtte biri kadar (417 milyar $) olmuştur. KOSDAQ, işlemlerin ağırlıklı bir kısmının bireysel yatırımcılar tarafından yapıldığı bir piyasadır. Bunun yanı sıra bu piyasada gerek ilk halka arz sırasında, gerekse sermaye artırımı yoluyla şirketlere aktarılan kaynak son beş yılda 1 – 3 milyar $ arasında değişmiştir158. 1.7 Kanada – TMX Grup/TSX Girişim Borsası Kanadalı TMX Grup bünyesinde, Toronto Borsası (TSX) ile KOBİ’lerin işlem gördüğü TSX Girişim Borsası (TSX Venture – TSXV) faaliyet göstermektedir. Bu piyasaların dışında elektrik ve doğalgaz sektöründeki şirketlerin işlem gördüğü Kanada Doğal Gaz Borsası ile türev ürünlerin işlem gördüğü Montreal Borsası da TMX Grubu altındaki diğer borsalardır. Türev ürünlerin işlem gördüğü Montreal Borsasını 1999 yılında bünyesine katmasıyla TMX Grup, Kanada’nın en önemli borsası konumuna geçmiştir. TSX Girişim Borsasının kuruluşunu 1999 yılında türev araçların işlem gördüğü Vancouver Borsası ile Alberta Borsasının birleşimi ile oluşan 158 Gökben Atlaş, a.g.m., s.11 106 Kanada Girişim Borsasına (CDNX) dayandırmak mümkündür. KOBİ’lere yönelik oluşturulan bu oluşuma daha sonra, Winnipeg Borsası, Kanada İşlem Ağı ve Montreal Borsasının küçük ve ortak ölçekli hisse senetleri pazarı dahil olmuştur. 2001 yılında bu borsa TSX Girişim Borsası adı altında TMX bünyesine katılmıştır. TSX Girişim Borsasında kotasyon koşulları, şirketlerin faaliyette oldukları sektöre göre değişmektedir. Ayrıca, şirketler ilgili sektördeki konumlarına göre iki katmana ayrılmıştır. Birinci katmanda genellikle sektörün önde gelen şirketleri, ikinci katmanda görece daha küçük şirketler işlem görmektedir. Aşağıda TSX Girişim Borsasında birinci katman kotasyon koşullarını özetleyen bir tablo sunulmuştur. Tablo 24: TSX Girişim Borsası Birinci Katman Kotasyon Koşulları159 Ölçüt Kote olacak hisse sayısı Maden Enerji&Gaz Tekn., San., Canlı Bilimi G.Menkul, Yatırım 1 milyon 1 milyon 1 milyon 1 milyon Ortak sayısı 250 250 250 250 %20 %20 %20 %20 200.000 200.000 200.000 200.000 2 milyon - 5 milyon (Glr/M.D.Var.) Ön araştırmaların ve ilk maden çıkarma işlemlerinin başlatıldığı, ekonomik fayda sağlama potansiyeline sahip nitelikli bölgelerde işletim hakkına sahip olunması Arama: 1 mlyn C$'ı ispatlanmış sahalarda olmak üzere 3 mlyn C$'lık rezervin çıkarılabileceği kuyulara sahip olunması Üretim: 2 mlyn C$'lık geliştirilmiş rezerve sahip olunması Arama 500.000 C$’lık bir iş program. başlatılmış olması G.Men.: 5 mlyn Yatrmc: 1 mlyn Gayrimenkul: Bir gayrimenkul üzerinde min. %50 hakka sahip olunması Yatırım: - Halka açıklık oranı Özsermaye yedek (CAD) Madd Duran Varl. (CAD) Mülkiyet İş programı/ Yatırım Planları Min. 500.000 C$’lık bir iş programının başlatılmış olması Kaynak: Gökben Altaş, a.g.m., s.16 159 19.7.2012 itibarıyla 1 CAD = 0,9550 USD - Şirketin geçmiş faaliyetlerine ilişkin özet bilgiler Gayrimenkul: Yatırım: Yatırım stratejilerinin açıklanması 107 Aşağıda TSX Girişim Borsasında ikinci katman kotasyon koşullarını özetleyen bir tablo sunulmuştur. Tablo 25: TSX Girişim Borsası İkinci Katman Kotasyon Koşulları160 Ölçüt Kote olacak hisse sayısı Maden Enerji&Gaz Tekn., San., Canlı Bilimi G.Menkul, Yatırım 500.000 500.000 500.000 500.000 Ortak sayısı 200 200 200 200 Halka açıklık %20 %20 %20 %20 100.000 100.000 100.000 100.000 - - - 750.000 Glirlr (CAD) - - - 500.000 Mülkiyet Maden yasalarına göre "Nitelikli Bölge" sayılabilecek sahalarda min. %50 işletim hakkına sahip olunması Arama: İspatlanmamış sahalarda en az 3 farklı bölgede arama kuyularının bulunması Gayrimenkul: Bir gayrimenkul üzerinde min. %50 hakka sahip olunması Üretim: 500.000 C$ tutarında geliştirilmiş rezervin ya da 750.000 C$ tutarında potansiyel rezervin bulunması Arama: Min. 1.500.000 C$ tutarında iş programının bulunması Üretim: Geliştirilmiş rezervlerin 500.000 C$ altında olması durumunda min. 500.000 C$'lık iş programının açıklanması Özsermaye yedek (CAD) Mad. Duran Varl. (CAD) *Son 3 yıl içerisinde nitelikli bölgeye yönelik 100.000 C$ harcama İş programı/ yapılmış olması Yatırım *Min. 200.000 Planları C$ tutarında bir iş programının başlatılmış olması Kaynak: Gökben Altaş, a.g.m., s.16 Gayrimenkul: Bir gayrimenkul üzerinde min. %50 hakka sahip olunması Yatırım: - Şirketin geçmiş faaliyetlerine ilişkin özet bilgiler Gayrimenkul: Yatırım: Yatırım stratejilerinin açıklanması. En az 2 farklı yatırım yapılmış olması Borsaya kote olacak şirketlerin yükümlülükleri bulundukları sektöre göre değişmektedir. Örneğin ikinci katmandaki teknoloji – sanayi şirketlerinin 160 19.7.2012 itibarıyla 1 CAD = 0,9550 USD 108 minimum maddi duran varlıkları 750.000 C$ olmalıyken, gayrimenkul – yatırım şirketlerininki 2 milyon C$ olmalıdır. Birinci katmandaki şirketlerde bu tutarlar daha da yükselmektedir. Madencilik ile enerji ve gaz sektöründeki şirketler için maddi duran varlık şartı yoktur. Bunun yerine, şirket faaliyetleri hakkında kamuyu aydınlatmak amacıyla sektörel şartlar getirilmiştir. 1.8 EuroNext – AlterNext KOBİ’lere yönelik Alternext, Mayıs 2005’te faaliyetlerine başlamıştır. Euronext’te bu piyasanın yanı sıra KOBİ’lerin işlem gördüğü Serbest Piyasa (Free Market) da bulunmaktadır. Tezgahüstü piyasa gibi işleyen bu piyasadaki düzenlemeler AB düzenlemelerine tabi değildir161. Euronext, Eylül 2000’de Amsterdam, Brüksel ve Paris Borsalarının birleşmesiyle kurulmuştur. 2002 yılında LIFFE’nin (Londra Uluslararası Finansal Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası) devralınması ve BVLP’nin (Portekiz Borsası) de katılımıyla beş ülkede faaliyet gösteren bir yapıya ulaşmıştır162. Avrupalı farklı ülkelerin borsalarının birleşmesi ile kurulan Euronext’te olduğu gibi Alternext’te de dört bölüm (Belçika, Hollanda, Fransa ve Portekiz) bulunmaktadır. Genel uygulamada şirketler yerleşik olduğu bölgedeki bölümde işlem görmektedir. Alternext’te üç farklı işlem vardır163: Halka arz: Şirketler yeni veya mevcut hisselerin satışı yoluyla kote olabilir. Tahsisli satış: Şirket kote olmadan önceki bir yıl içinde bir defada en az 2,5 milyon € sermaye artırarak en az üç yatırımcıya satış yapmış olmalıdır. 161 Gökben Altaş, a.g.m., s.14 Zeynep Emre, “Euronext”, Sermaye Piyasasında Gündem, İstanbul, TSPAKB Yayınları, Sayı: 34, Haziran 2005, s.6 163 Gökben Altaş, a.g.m., s.14 162 109 Çapraz kotasyon: NYSE Euronext (ana pazarda) ya da başka borsalarda işlem gören şirketler bu pazara da kote olabilir. Diğer KOBİ pazarlarında olduğu gibi Alternext’te de kotasyon koşulları ana pazara göre düşürülmüştür. Aşağıda Euronext ve Alternext ile Serbest Piyasa’da gerekli olan kotasyon koşullarını özetleyen bir tablo sunulmuştur: Tablo 26: Euronext, Alternext ve Serbest Piyasa Kotasyon Koşulları Ölçüt Minimum Halka Arz Tutarı Finansal Tablolar EuroNext AlterNext Sermayenin %25'i ya da %5'i (Sermaye 100 milyon €'dan fazla ise) Son 3 yıllık finansal tablo sunumu (Bağımsız denetimden geçmiş) 2,5 milyon € (Tahsisli satış/halka arz) Serbest Piyasa - Son 2 yıllık finansal tablo sunumu (Son yıl bağımsız denetimden geçmiş) Son yıl finansal tablo sunumu Muhasebe Standardı UFRS UFRS ya da yerel muhasebe standardı UFRS ya da yerel muh. Standardı Düzenleyici Otorite Onaylanmış izahnameler Onaylanmış izahnameler (halka arz) Onaylanmış sirküler (tahsisli satış) Onaylanmış sirküler Sponsor kurum Sponsor kurum Finansal Aracılık - Kaynak: Gökben Altaş, a.g.m., s.14 Genellikle KOBİ’lerin işlem gördüğü Serbest Piyasa’da, Paris ve Brüksel olmak üzere iki farklı bölüm vardır. Bu piyasadaki şirketlere yönelik düzenlemeler ve kotasyon maliyetleri Alternext’e göre daha düşüktür. Tezgahüstü piyasa gibi işleyen bu piyasadaki şirketler AB düzenlemelerine tabi değildir. Şirketlerin bu piyasada işlem görebilmesi için ödenmiş sermayelerinin 225.000 €’nun üzerinde olması gerekir. Bu şirketler minimum halka açılma tutarı gibi bir sınırlama yoktur. Şirketler kote olmadan önce şirket faaliyetlerini içeren sirküleri ilgili düzenleyiciye bildirmek zorundadır. Alternext’te olduğu gibi bu piyasada da sponsor sistemi zorunludur. Diğer piyasalarda kottan çıkarılan şirketler bu piyasada işlem görebilmektedir164. 164 Gökben Altaş, a.g.m., s.15 110 2 TÜRKİYE’DE KOBİ BORSASI UYGULAMASI: İMKB GİP Çalışmanın bu kısmında İMKB bünyesinde faaliyet gösteren Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP) ele alınacaktır. 2.1 İMKB Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP) İMKB GİP, borsa kotasyon şartlarını taşımayan, bununla birlikte gelişme ve büyüme potansiyeli olan şirketlerin menkul kıymetlerinin işlem gördüğü İMKB bünyesinde kurulmuş bir alt piyasadır165. GİP’te, SPK’ce kayda alınmış, ancak borsa kotasyon şartlarını sağlamayan ve GİP Listesi’ne kabul edilen şirketlerin menkul kıymetleri işlem görmektedir. PP’de işlem yapma yetkisi bulunan tüm üyeler ve üye temsilcileri GİP’te de işlem yapmaya yetkilidir. Alım satım işlemleri, PP ile aynı teknik altyapı ve imkanlar kullanılarak, aynı elektronik alım satım sistemi üzerinde yapılmaktadır. GİP’teki işlemler büyük ölçüde PP’de uygulanan kurallar ve düzenlemeler çerçevesinde gerçekleşmektedir. 2.1.1 GİP’in Kuruluş Amacı İMKB bünyesinde KOBİ’lere yönelik bir piyasanın oluşturulması tamamen bu alanda duyulan ihtiyaca binaendir. Bilindiği üzere Türkiye’deki KOBİ’ler, özellikle uzun vadeli finansman konusunda birtakım sorunlar yaşayabilmektedir. Bunun en temel nedeni KOBİ’lerin bu ihtiyacına cevap veren Türkiye’de gelişmiş bir sermaye piyasasının bulunmamasıdır. İMKB GİP uygulamasından önce KOBİ’ler sermaye piyasası yoluyla fon temin etmede isteseler bile yeterince aktif olamıyorlardı. Çünkü hali hazırda İMKB bünyesindeki Pay Piyasası166 (PP) ve İkinci Ulusal Pazar KOBİ’ler açısından 165 18.8.2009 tarih ve 27323 sayılı RG’de yayımlanarak yürürlüğe giren “İMKB GİP Yönetmeliği” ile İMKB bünyesinde faaliyete başlamıştır. 166 Değişmeden önceki adı: Hisse Senetleri Piyasası (HSP) 111 ağır kotasyon şartları taşımaktadır. Bu nedenle tamamen KOBİ’lere hitap eden bir menkul kıymet borsasının oluşturulması büyük önem arz etmiş ve İMKB GİP oluşturularak KOBİ’lerin sermaye piyasasından fon sağlamasının önü açılmıştır. Kısaca özetlemek gerekirse İMKB GİP’in kuruluş amacı; KOBİ’lerin paylarının işlem göreceği şeffaf ve düzenli bir piyasa oluşturmak, sermaye piyasası imkânlarına ve İMKB’ye erişimi kolaylaştırmak, yatırımcıların bilgilendirilmesi ve risklerin doğru tanınmasının temini için ayrı bir piyasa oluşturmak şeklinde ifade edilebilir. İMKB GİP, Türkiye’deki tek KOBİ borsası girişimi değildir. 2005’te GİP A.Ş. adıyla NASDAQ örnek alınarak bir girişimde daha bulunulmuş ancak istenilen başarı sağlanamamıştır. 2.1.2 GİP ile Pay Piyasası (PP) Arasındaki Farklar GİP ile PP arasında aşağıdaki tabloda belirtildiği üzere birçok fark bulunmaktadır: Tablo 27: GİP ile PP Arasındaki Temel Farklar167 İşlem Başvuru İşlem Görme Pay Piyasası Kotasyon Yönetmeliği’ne tabi olarak İMKB’ye başvuruda bulunur. Mevcut ortakların sahip oldukları paylar işlem görebilir. Sermayenin tamamı kota alınır. İnceleme Gerekli incelemeler İMKB tarafından yapılır. Şirket kot içi veya kot dışı pazarlardan uygun olanında Yönetim Kurulu kararı ile işlem görebilir. Başvuru Kabulü Kotasyon Yönetmeliği’nde kota alınarak kot içi pazarda işlem görebilmek için kârlılık, faaliyet süresi, sermaye büyüklüğü, piyasa değeri gibi kriterler tanımlıdır. Kot dışı pazarlarda işlem görmek için değerlendirme ilgili pazarı düzenleyen genelge çerçevesinde yapılır. 167 Gelişen İşletmeler Piyasası GİP Yönetmeliği’ne tabi olarak İMKB’ye başvuruda bulunur. GİP Listesi’nde bulunan paylar işlem görebilir. Sermayenin sadece işlem görecek kısmı GİP Listesi’ne alınır. Gerekli incelemeler PD tarafından yapılır ve inceleme sonuçları rapor ve ekli belgelerle İMKB’ye sunulur. PD, şirket hakkında raporda olumlu görüş belirtirse Borsa kararıyla şirket payları GİP Listesi’ne alınabilir Herhangi bir nitelik veya niceliğe ilişkin bir kriter tanımlanmamıştır. İMKB GİP Kılavuzu, s.1; Fuat Korhan Eryılmaz (GİP Müdürü) 23.03.2012 Tarihli İMKB GİP EİB Sunumu http://www.slideshare.net/eibsunum/20120323-gip-sunum-ege-ihracat-birlikleri-izmir 112 İMKB, SPK ve MKK Ücretleri168 Piyasada İşlem Görme Finansal Raporların Kamuya Açıklanması Sürekli Müzayede Yöntemi SPK: %0,2 İMKB: %0,1 + Her yıl ¼’ü MKK: %0,1 ve 2.000<X<50.000tl İşlem: %0,05 Halka arz yöntemi Halka arz sermaye artırımı ve/veya ortak satışı şeklinde yapılabilir İMKB tarafından, kot içi pazarda halka arzın en az 250 gerçek ve tüzel kişiye yapılmış olma şartı aranır. SPK: %0,02 İMKB: %0,01 + Her yıl ¼’ü169 MKK: %0,01 ve 200<X<5.000tl İşlem: %0,005 Yıl sonu finansal tablolar ile bunlara ilişkin bağımsız denetim raporu Bağımsız denetimden geçmemiş 6 aylık finansal tablolar Yıl sonu faaliyet raporu İkincil piyasa işlemlerinde sürekli müzayede yöntemi uygulanmayacak, sadece piyasa yapıcılı sürekli müzayede ve tek fiyat yöntemi Çerçeve sözleşmesinin yanı sıra Risk Bildirim Formu imzalamalıdırlar. Tahsisli satış yöntemiyle yapılması durumunda izahname düzenleme şartı aranmaz. Bağımsız denetimden geçmiş 6 aylık ve yıllık finansal tablolar Bağımsız denetimden geçmemiş 3 ve 9 aylık finansal tablolar Yıl sonu faaliyet raporu Sürekli müzayede yöntemi A,B,C grupları bazında tek fiyat ve piyasa yapıcılı sürekli müzayede Yatırımcı Yatırımcı ile aracı kurum arasında çerçeve sözleşmesi imzalanması gerekmektedir. İzahname Düzenleme Zorunluluğu Halka arzlarda izahname düzenlemek zorunludur. Halka arz veya tahsisli satış Sadece sermaye artırımı şeklinde yapılabilir Kişi sayısında herhangi bir sınırlama yoktur 2.1.3 GİP’e Başvurabilecek Şirketler GİP’te sadece anonim şirket statüsünde olan şirketler işlem görebilmekte ve bu şirketlerin paylarının GİP Listesi’ne kabulü için kârlılık, faaliyet süresi, sermaye veya piyasa değeri büyüklüğü gibi herhangi bir sayısal koşul aranmamaktadır. GİP’te işlem görecek şirketler için bir nevi tavan şart uygulaması yapılmaktadır. Daha açık bir ifadeyle GİP’e başvuracak şirketin Kotasyon Yönetmeliği’nde tanımlanmış kotasyon şartlarını sağlamaması istenmektedir. Aksi taktirde şirketin GİP başvurusu reddedilmekte ve Kotasyon Yönetmeliği uyarınca PP’de işlem görmek üzere başvuruda bulunması gerektiği belirtilmektedir. Bu koşulu sağlamak kaydıyla yetkili bir Piyasa Danışmanı (PD) ile birlikte hazırlık sürecini tamamlamış ve 168 169 2013 yılına kadar tam muafiyet GİP’teki ücretler PP’dekinin 1/10’u kadardır. İMKB 2013 yılına kadar hiçbir ücret almamaktadır. 113 PD tarafından hakkında olumlu rapor hazırlanmış şirket GİP Listesi’ne kabul için İMKB’ye başvuruda bulunabilmektedir170. 2.1.4 GİP’te İşlem Gören Payların Özellikleri Aşağıda, GİP’te işlem görecek paylarların saklanması, alınıpsatılması, takas işlemleri, nitelikleri, işlem basamakları ve ortaklara ait olma durumunda halka arzı veya tahsisli satışına ilişkin çeşitli açıklamalarda bulunulmuştur171: a. Payların saklanması, alım-satımı ve takas işlemleri: GİP’te işlem görecek paylar, Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK)172 sisteminde izlenir. GİP’te işlem gören payların saklanma ve takas işlemleri PP ile aynı şekilde yürütülür. Payların alım-satım işlemleri de yine PP ile aynı elektronik işlem platformu üzerinde yapılır. Yapılan alım – satımlar sermaye piyasası mevzuatına uygun olarak Elektronik Alım Satım Sistemi’nde GİP Yönetmeliği ve 8.10.2010 tarih ve 348 sayılı RG’de yayınlanan GİP İşlem ve Esasları Genelgesi hükümlerine göre gerçekleştirilir. Alım satım işlemlerinin yapılmasında temel olarak “Piyasa Yapıcılı Sürekli Müzayede” işlem yöntemi, piyasa yapıcısı bulunmayan işlem sıralarında ise “Tek Fiyat” işlem yöntemi uygulanır. Gerçekleşen işlemlerin nakit ve menkul kıymet takası Takasbank A.Ş. tarafından yapılır. GİP’te gerçekleşen işlemler için borsa üyelerinden PP ile aynı oranlarda borsa payı alınır. GİP’te, payların ve nakdin teslimi/alınması işlem gününden iki iş günü sonra (t+2) Takasbank ve MKK aracılığıyla yapılır. GİP’te payların alınıp satılması TL cinsinden gerçekleştirilir. b. Payların nitelikleri: GİP’te A.Ş.’lerin mevcut ortaklarının rüçhan hakları ile kısmen veya tamamen kısıtlanarak yapılan sermaye 170 İMKB GİP Kılavuzu, s.2 İMKB GİP Kılavuzu, s.2-3; İMKB GİP Yönetmeliği, m.4 172 Tüm sermaye piyasası araçları ile bunlara ait hakların kayden izlendiği elektronik ortam 171 114 artırımları sonucu ihraç edilen paylar işlem görebilirken; mevcut ortakların sahip oldukları paylar ile GİP Listesi’nde bulunmayan payların birincil veya ikincil piyasada satışına izin verilmez. Ancak mevcut ortakların birincil ve ikincil piyasadan pay alabilmelerine ve sonradan bunları satabilmeleri serbesttir. Bu düzenlemeyle GİP’teki payların ihracından elde edilen fonların şirket bünyesine girmesi ve doğrudan şirketin mali yapısına katkı sağlaması hedeflenmiştir. c. Paylara ilişkin işlem basamakları: GİP’te birincil ve ikincil piyasa işlemleri gerçekleşir. Birincil piyasa işlemlerinde paylarını, sermaye artırımı yaparak ihraç eden şirketler ile tasarruf sahipleri doğrudan doğruya karşılaşırlar. Birincil piyasada fonların tasarruf sahibinden ihraççı şirkete akışı söz konusudur ve birincil piyasada yapılan pay satışları sonucunda şirkete nakit sermaye girer. İkincil piyasada payların mevcut sahipleri bunları başka yatırımcılara nakit karşılığı satar. Diğer bir ifadeyle ikincil piyasa, şirkete nakit girişi sağlamayan sadece pay sahipliğinde değişiklik yapan bir piyasadır. GİP ikincil piyasada sadece evvelce GİP’te birincil piyasa işlemlerine konu olmuş paylar ile sonradan gerçekleşen sermaye artırımlarında bunlara ait hakların kullanımı sonucu elde edilen paylar işlem görebilir. d. Ortaklara ait payların halka arzı veya tahsisli satışı: GİP’te halka arzdan veya tahsisli satıştan elde edilecek gelirin doğrudan şirketin finansman ihtiyacını karşılaması amaçlanmıştır. Bu nedenle, mevcut ortaklara ait payların satışı yoluyla halka arz veya tahsisli satış yapılmasına izin verilmemektedir. Sadece sermaye artırımı sonucunda ihraç edilecek yeni paylar bu işlemlerde kullanılabilmektedir. 115 2.1.5 Başvuru ve İşlem Maliyetleri GİP’te işlem gören şirketler bazı maliyetlere katlanmak durumundadırlar. Bu maliyetler borsa ücreti, SPK kayıt ücreti, MKK ücreti, bağımsız denetçi ücreti, piyasa danışmanı ücreti, hukuki danışmanlık ücreti, aracılık ücreti ve başvuru hazırlıkları, tanıtım çalışmaları gibi diğer ücretler şeklindedir. Aşağıda bu maliyetler kısaca açıklanmıştır173: a. Borsa ücreti: SPK’ya kayda aldığı payların ihraç değeri üzerinden % 0,02 oranında kayda alma ücreti ödenir. b. SPK kayıt ücreti: Şirketler GİP Listesi’ne kabulde %0,01, izleyen yıllarda ise bu ücretin % 25’i kadar yıllık ücret öderler. Ancak GİP şirketlerine 2013’e kadar söz konusu borsa ücretlerinden muafiyet getirilmiştir174. c. MKK ücreti: MKK (Merkezi Kayıt Kuruluşu) tarafından şirketlerden üyelik için sermayelerinin %0,01’i oranında (200 TL – 5.000 TL) ve GİP’te işlem görmek üzere yapılan kaydi pay ihraçlarında nominal tutarın %0,005’i oranında ücretler alınmaktadır. d. Bağımsız denetçi ücreti: Denetçi şirkete ödenen yıllık bağımsız denetim raporu ücretidir. e. PD ücreti: PD’ye ödenecek ücret olup taraflarca serbestçe belirlenir. f. Hukuki danışmanlık ücreti: GİP başvurusunda şirketin hukuki durumunun uygunluğunu belgelemek üzere alınan hukuksal 173 İMKB GİP Kılavuzu, s.15 Şirketlerden alınacak GİP Listesi ücretleri; GİP Listesi’ne kabul ve GİP Listesi’nde bulunma ücretlerinden oluşur. Söz konusu ücretlerin tarifesi borsa yönetim kurulu tarafından tespit edilerek ve SPK tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girer. Şirket paylarının GİP Listesi’nden çıkarılması halinde söz konusu ücretler iade edilmez. Payları GİP Listesi’nden çıkarılmış bir şirketin, paylarının GİP Listesi’ne yeniden kabulü için başvuruda bulunulması ve başvurunun borsa yönetim kurulu tarafından kabul edilmesi halinde ayrıca GİP Listesi’ne kabul ücreti alınır (GİP Yönetmeliği, m27). 174 GİP Listesi’ne Kabul Ücreti: GİP Listesi’ne kabul için yapılan her başvuruda başvuruya konu payların nominal tutarı üzerinden alınan ücrettir (m28). GİP Listesi’nde Bulunma Ücreti: Payları GİP Listesi’nde bulunan şirketler, payları GİP Listesi’nde kaldıkları sürece her yıl bu ücreti öderler. Bu ücret şirketin bir önceki yıl aralık ayı sonu itibarıyla GİP Listesi’nde bulunan paylarının toplam nominal tutarı üzerinden hesaplanır ve ait olduğu yılın ocak ayı sonuna kadar ödenir. Ancak GİP Listesi’ne kabul ücretinin ödendiği yıl alınmaz. GİP’te işlem gören şirket paylarının PP’de işlem görmesi durumunda, ödenen ücreti PP için ödenecek ücretlerden mahsup edilir (m28). 116 danışmanlık hizmeti ücretidir g. Aracılık ücretleri: Halka arz veya tahsisli satış işlemlerini gerçekleştirecek aracı kuruluşlara ödenen ücretlerdir. h. Diğer ücretler: Yukarıda sıralanan ücretler dışında kalan; başvuru hazırlıkları, tanıtım çalışmaları vb. işler için yapılan harcamalardır. 2.2 GİP Listesi GİP’te işlem gören menkul kıymetlerin yer aldığı listeye GİP Listesi denir. GİP’te sadece bu listede yer alan şirketlere ait paylar işlem görebilir175. GİP Listesi’nde şirketlerle ilgili yer alan bilgiler; işlem kodu, şirket unvanı, web adresi, işlem görme tarihi, ilk başvuruyu yapan PD, cari PD, PD anlaşmasının imzalandığı tarih, PD anlaşmasının sona erdiği tarih, sermaye (TL), GİP Listesi’nde bulunan pay tutarı (TL) ve GİP Listesi’nde bulunan payların grubuna ilişkin bilgiler şeklindedir176. Yönetim kurulu tarafından GİP Listesi’ne kabulüne karar verilen payların özellikleri ve bunları ihraç eden şirkete ilişkin bilgiler GİP Listesi’ne kaydedilir ve borsanın günlük bülteninde ilan edilir. 2.2.1 GİP Listesi’ne Kabul Başvurusu ve Kriterleri GİP Listesi’ne kabul başvurusu GİP Yönetmeliği’nin altı ve yedinci maddesinde belirtilen bilgi ve belgelerin177 ekli bulunduğu ihraççı şirket ve PD tarafından imzalanan bir dilekçeyle yapılır. Bu belgelerin PD ve şirket yetkililerince hazırlanmış ve imzalanmış olması esastır ve doğruluğu konusunda şirket yönetimi ve PD birlikte sorumludur. İhraççı şirket, gerek PD gerekse borsa tarafından talep edilen her türlü bilgi ve belgeyi ibraz etmekle zorunlu tutulmuştur. SPK kayıt başvurusuyla eşzamanlı olarak yapılan GİP 175 İMKB GİP Kılavuzu, s.3 GİP Listesi için bknz: http://www.imkb.gov.tr/Markets/EmergingCompaniesMarket/ECMlist.aspx 177 Başvuru esnasında gerekli bilgi ve belgeler için bakınız: EK-3 176 117 Listesi’ne kabul başvurusu, bilgi ve belge eksikliğinin bulunması halinde bu eksiklikler giderilinceye kadar değerlendirmeye alınmaz. Şirket paylarının GİP Listesi’ne kabul başvurusunda aşağıdaki koşullar sağlanmalıdır: a. Anonim şirket statüsünde olmalıdır. b. Başvuru, mevcut ortakların yeni pay alma haklarının kısmen veya tamamen kısıtlanması suretiyle ya da tahsisli sermaye artırımı sonucunda ihraç edilecek paylar için yapılmış olmalıdır. c. Şirketin son üç yıllık döneme ait mali tabloları yayınlanmış olmalıdır. Bununla birlikte Kotasyon Yönetmeliği’nin 5. maddesinde belirtilen grupların her biri için aynı grup içerisindeki koşulların en az birinin sağlanamamış olması d. Şirket ana sözleşmesinin işlem görecek payların devir ve tedavülünü kısıtlayıcı veya pay sahibinin haklarını kullanmasına engel olacak kayıtlar içermemesi, e. Şirket ile PD Listesi’ndeki bir PD arasında en az 2 yıl geçerli bir PDA’nın imzalanmış olması, f. Son yıla ilişkin dönem sonu finansal tablolar bağımsız denetimden geçmiş olmalıdır. Bunların sağlanmasıyla birlikte PD raporunun olumlu görüş bildirmesi ve borsa yönetiminin bu raporu baz alarak GİP Listesi’ne kabul etmelidir. GİP Listesi’ne kabul edilecek paylar sadece halka arz yoluyla yapılacak sermaye artırımı veya tahsisli sermaye artırımı yoluyla ihraç edilecek payları içerir. GİP Listesi’nde bulunurken bu kriterlerin kapsamı dışında kalan şirket payları ile GİP Listesi’nde bulunmayan paylar için ortakların yapacağı GİP Listesi’ne kabul başvurusu borsa tarafından reddedilir178. 178 İMKB GİP Kılavuzu, s.5 118 2.2.2 GİP Listesi’ne Kabul ve İşlem Görme Süreci GİP Listesi’ne SPK tarafından kayda alınan menkul kıymetler ile borsa ve SPK onayı olan diğer menkul kıymetler kabul edilir. GİP Listesi’ne kabul işlemi sadece mevcut ortakların yeni pay alma haklarının kısmen veya tamamen kısıtlanması suretiyle sermaye artırımı ya da tahsisli sermaye artırımı sonucunda ihraç edilecek paylar için yapılır. Bu şekilde ihraç edilecek paylar GİP’te aynı işlem sırasında işlem görür. Ancak, şirketin farklı haklara sahip payları varsa, borsanın kararıyla birden fazla işlem sırası açılabilir. GİP bünyesinde söz konusu payların işlem görebileceği değişik pazarlar borsa kararıyla açılabilir. İşlem süreci, aşağıdaki şekil yardımıyla da özetlenebilir: Şirket Bağımsız denetimden geçmiş yıl sonu bilanço Şirketin hukuki durumunun belgelenmesi İ M K PDA 1 Şirket ana sözleşmesinin uygun olması 2 SPK kayıt başvurusu 3 Belgeler 4 Beyan Taahhütname B Yeni pay alma hakları kısıtlanıp ihraç edilen paylar Kotasyon şartlarına sahip olmamak 5 10 8 GİP Listesi kabul başvuruşu 6 9 PD İnceleme, Değerlendirme, Hazırlık 7 PD’nin olumlu raporu Kaynak: Fuat Korhan Eryılmaz, a.g.s., s.15 Şekil 8: GİP Listesi’ne Kabul ve İşlem Görme Süreci Bir şirket; işlem görmek üzere ilk defa GİP’e başvurduğunda, işlem görme aşamasına kadar belli bir süreçten geçmek durumundadır. Aşağıda bu 119 sürecin adımları sırasıyla açıklanmıştır179: 1. Şirket bünyesinde GİP’e başvuruda bulunmak için yapılması gereken işleri yürütecek sorumlu bir ekip180 oluşturulmalıdır. 2. GİP’te işlem görmeyi planlayan şirketlerin gerekli işleri birlikte yürüteceği bir PD ile PDA181 yapması gereklidir. Bu anlaşmanın asgari şartları182 borsa tarafından belirlenmiştir. 3. Paylar halka arz183 veya tahsisli satış184 yöntemiyle borsada satılmak üzere bir aracı kuruluşla185 tercihe bağlı olarak anlaşma yapılabilir. 4. Şirketin Sermaye Piyasası Mevzuatına uygun olarak hazırlayacağı finansal tablolarını denetleyip görüş verecek bir bağımsız denetim şirketi186 ile anlaşma yapması gereklidir. 5. Şirket ana sözleşmesinin sermaye piyasası mevzuatı ile uyumlu olması ve sermaye artırım kararının yetkili şirket organınca alınması gerekmektedir187. 6. Şirket paylarının satış fiyatının borsa veya nominal değerinden farklı ise fiyat hesaplama raporu hazırlanarak ilan edilir188. 7. PD ile şirket SPK ve İMKB başvuruları için gerekli raporları ve 179 İMKB GİP Kılavuzu, s.13 Bu ekip içinde, şirket payları GİP Listesi’ne kabul edildikten sonra şirketin sermaye piyasası mevzuatından kaynaklanan yükümlülükleri ve PD, SPK, İMKB, MKK gibi kurumlarla ilişkilerin yürütülmesi görevini sağlayacak personel bulunmalıdır. 181 www.imkb.gov.tr/initialpublicoffering/IPO_ EmergingCompaniesMarket/MarketAdvisorList.aspx 182 İMKB GİP’te PD Görevine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi, m.19 183 SPK’nın Sermaye Piyasası Araçlarının Halka Arzında Satış Yöntemlerine İlişkin Esaslar Tebliği Seri: VIII No: 66, m.12 184 SPK’nın Payların Kurul Kaydına Alınmasına ve Satışına İlişkin Esaslar Tebliği Seri: I, No:40, m13 185 SPK lisanslı aracı kuruluşların listesi: www.spk.gov.tr/apps/afd/mevcutyetkiler.aspx?tur=tumak 186 SPK tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetim şirketlerinin listesi: www.spk.gov.tr/apps/msd/ iletisim.aspx?ctype=bds&show=all 187 Şirket ana sözleşmesinin sermaye piyasası mevzuatına uygun hale gelecek şekilde değiştirilmesi için gerekli kararları almak üzere şirket genel kurulunun toplanması gerekir. Sermaye artırımı* hususu da şirket “esas sermaye sistemine” tabi ise şirket genel kurulunca, “kayıtlı sermaye sistemine” tabi ise şirket yönetim kurulunca karara bağlanmalıdır. Esas sermaye sistemindeki şirketler, Türk Ticaret Kanunu’na tabi olarak ancak genel kurullarının alacakları kararıyla sermayelerini artırabilirler. Kayıtlı sermaye sistemine geçiş SPK iznine tabidir ve bu kapsamdaki şirketler esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak kaydıyla yönetim kurulu kararı ile sermayelerini daha önceden belirledikleri tavana kadar artırabilirler. SPK’nın Kayıtlı Sermaye Sistemine İlişkin Esaslar Tebliği Seri: IV, No: 38. 188 SPK’nın Payların Kurul Kaydına Alınmasına ve Satışına İlişkin Esaslar Tebliği Seri I, No 40, m.27 180 120 belgeleri189 içeren başvuru dosyalarını hazırlarlar190. 8. SPK’ye şirket paylarının kayda alınması, İMKB’ye de şirket paylarının GİP Listesi’ne alınarak işlem görmesi için eş zamanlı olarak başvurulur. 9. SPK’ce kayda alınan paylar, halka arz veya tahsisli satış sonrasında İMKB Yönetim Kurulu’nca GİP Listesi’ne kabul edilmesi kararının yayınlanmasını takip eden ikinci işlem gününden itibaren GİP’te işlem görmeye başlar. 2.2.3 GİP Listesi’nden Çıkarılma Halleri Şirket paylarının GİP Listesi’nden çıkarılması, şirketin kendi isteği doğrultusunda ya da yönetim kurulu kararı doğrultusunda olmak üzere iki şekilde gerçekleşir. GİP Listesi’nde bulunan şirket payları, aşağıdaki durumlarda borsa yönetim kurulu kararı ile GİP Listesi’nden çıkarılabilir: a. Şirketin PP pazarlarından birine yaptığı başvurunun kabul edilmesi, b. Şirketin iflasına karar verilmiş olmasının, tasfiye veya süre dolma gibi herhangi bir nedenle sona ermesinin Borsa’ya bildirilmesi, c. Şirketin işlem sırasının herhangi bir nedenle 4 ay süreyle kapalı kalması, d. KAP’a bilgi, belge ve açıklama gönderilirken usule uyulmaması ya da hiç gönderilmemesi ve bu durumun birkaç defa tekrarlanması, e. GİP Listesi ücretlerinin ödenmemesi ve sair yükümlüklerin yapılmaması f. PD ile anlaşmanın sona ermesine bağlı olarak işlem sırasının kapanması ve bu tarihten itibaren 4 ay içinde yeni bir PD ile anlaşma imzalamaması 189 Gerekli bilgi ve belgeler: İMKB GİP Yönetmeliği, m.7 Hazırlanan evrakların doğruluğundan şirket ve piyasa danışmanı birlikte sorumlu olup bu kapsamda başvuru dosyasındaki ilgili dokümanları kaşeleyerek imzalamalıdırlar. İMKB’ye yapılacak başvuru ekinde gerekli bilgi ve belgelerin ibraz edilmesi de esastır. 190 121 g. Şirketin esas faaliyetini sürdürebilmesi için gerekli izin, lisans, yetki belgesinin iptal edildiğinin veya ortadan kalktığının öğrenilmesi, h. Son iki döneme ait bağımsız denetim raporlarında olumsuz görüş veya görüş bildirmekten kaçınma olması, i. Borsanın diğer düzenlemelerine uyulmaması Şirketin kendi isteği doğrultusunda GİP Listesi’nden çıkarılması durumu, şirketin herhangi bir nedenden dolayı paylarının GİP Listesi’nden çıkarılması talebinde bulunmasıyla gerçekleşir. Bununla birlikte borsa yönetim kurulu şirket paylarının şirketin kendi isteği ile GİP Listesi’nden çıkarılması kararını verirken, yatırımcıların mağduriyetini önlemek için başvuran şirketin birtakım tedbirler almasını isteyebilir. Payların ihraççı şirketin isteği ile GİP Listesi’nden çıkarılması için borsa yönetim kurulu son karar makamıdır. İMKB’de işlem gören şirketlerin kendi isteği doğrultusunda borsadan çıkmak istemeleri durumunda borsa yönetim kurulunun görüşlerine ek olarak ayrıca SPK tarafından belirlenen ilke ve esaslara da uyulması söz konusudur191. 2.3 Piyasa Danışmanı (PD) Piyasa Danışmanı (PD), İMKB GİP Yönetmeliği ile tanımlanan piyasa danışmanlığı görevini yerine getirmek üzere İMKB tarafından yetkilendirilen kurumdur. Piyasa danışmanlığı görevinde bulunmak üzere sadece, SPK düzenlemeleri kapsamında faaliyet gösteren; aracı kuruluşlar192, portföy yönetim şirketleri193 ve girişim sermayesi yatırım ortaklıkları borsaya başvurabilir194. 191 Payları İMKB’de İşlem Gören Şirketlerin Kendi İstekleri İle Borsa Kotundan Çıkma İşlemlerinde Uyacakları İlke ve Esaslar , SPK’nin 30.07.2010 tarih ve 22/675 sayılı toplantısında kararı http://www.spk.gov.tr/apps/haftalikbulten/displaybulten.aspx?yil=2010&sayi=31 192 Yatırım Danışmanlığı Yetki Belgesi veya Halka Arza Aracılık Yetki Belgesi olan 193 Yatırım Danışmanlığı Yetki Belgesi olan 194 Bakınız: İMKB GİP’te Piyasa Danışmanlığı Görevine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Genelge, No: 327, Sayı: İMKB/25-GDD-010-06, İstanbul 5.3.2010: s.2 122 2.3.1 PD’nin Görev ve Sorumlulukları PD, GİP Listesi’ne kabul başvurusu öncesinde başvuru için gerekli hazırlıkların tamamlanmasında şirkete yardımcı olmak, başvuruda borsaya iletilen ve kamuya açıklanan bilgi ve belgelerin doğruluğunu şirketle birlikte onaylamak, GİP Listesi’ne kabul başvurusunda borsaya sunulacak olan şirket raporunu hazırlamak, GİP Listesi’ne kabul sonrasında şirketin SPK ve borsa düzenlemelerine uyumunun sağlanması için danışmanlık hizmeti vermek gibi görevleri sermaye piyasası mevzuatı ve borsa düzenlemelerine uygun şekilde yerine getirmekle görevlidir195. PD bu görevlerin yanı sıra anlaşmalı olduğu şirkete veya borsaya karşı başlıca dört yükümlülüğü sahiptir. Bu yükümlülükler aşağıda belirtildiği gibidir196: a. Sır Saklama Yükümlülüğü: PDA bitsin bitmesin PD, şirket hakkında görevi gereği öğrendiği bilgileri izinsiz hiçbir şekilde açıklayamayacağı gibi, doğrudan veya dolaylı olarak kendisine veya üçüncü kişilere menfaat sağlamak, bir zarardan korunmak veya başkalarını zarara uğratmak amacıyla da kullanamaz. b. Mesleki Özen ve Titizlik197: PD görevini yerine getirirken, iş süreçlerinin planlanmasını, yönetilmesi ve uygulanmasında şirket raporunun hazırlanma safhalarında kendi mesleki itibarı ile borsa ve GİP’in itibarını korumak için gerekli titizliği göstermelidir. c. Belge ve Kayıt Saklama Yükümlülüğü: Belge ve kayıtlar oluşturuldukları tarihten itibaren en az on yıl süreyle PD tarafından saklanır. Bu yükümlülük, PD ile şirket arasındaki PDA’nın sona ermesi veya PD’nin PD Listesi’nden çıkarılması hallerinde dahi devam eder. 195 İMKB GİP Kılavuzu, s.8 İMKB GİP’te PD Görevine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Genelge, s.7-10 197 Özen ve titizlik, dikkatli ve basiretli bir PD’nin aynı koşullar altında ayrıntılara vereceği önemi, göstereceği dikkat ve gayreti ifade eder. Gerekli özen ve titizliğin asgari kıstası SPK ve borsa düzenlemelerine eksiksiz uyulmasıdır. 196 123 d. Diğer Yükümlülükler: PD, gerekli nitelik ve şartları kısmen veya tamamen kaybetmesi, daha önceki bilgi ve belgelerde değişiklik olması veya görevini yerine getirmesine engel olabilecek bir durumun oluşması halinde, bunları derhal borsaya ve anlaşmalı olduğu şirkete bildirmekle yükümlüdür. Anlaşmalı olduğu şirket ve borsayla uyum içinde çalışmak durumunda olan PD’nin yetkili kişilerine borsa çalışma saatlerinde her zaman ulaşılabilmelidir. PD, GİP Listesi’ne kabulünün uygun olduğu yönünde kanaat oluşturmadığı şirket hakkında borsaya bilgi verir. 2.3.2 Piyasa Danışmanlığı Anlaşması (PDA) Piyasa Danışmanlığı Anlaşması (PDA), paylarının GİP Listesi’ne kabulü için başvuran veya payları GİP Listesi’nde bulunan şirket ile PD arasında, tarafları temsile yetkili kişiler tarafından imzalanan anlaşmadır. PD görevini sadece PD Listesi’nde bulunan şirketler yapabilir. 2.3.3 PD Listesi PD Listesi, borsa yönetim kurulu tarafından PD olarak yetkilendirilen şirketlerin ticaret unvanları, iletişim bilgileri, internet sitesi adresleri, cari yetki durumları ve borsa tarafından ilan edilmesi uygun görülen diğer bilgilerinin güncel olarak duyurulduğu listedir198. PD Listesi, İMKB’nin internet sitesinde yayımlanır. PD Listesi’nde yapılan her türlü değişiklik borsa bülteninde ve KAP’ta ilan edilir. Aşağıda 2.7.2012 itibarıyla İMKB’nin internet sitesinde kayıtlı bulunan PD Listesi sunulmuştur: 198 PD Listesi’nde PD’nin cari yetki durumu “Yetkili” veya “Kısıtlı” konumunda bulunabilir. Cari yetkisi “Kısıtlı” konumunda bulunan PD mevcut anlaşmalarını sürdürebilir. Ancak yeni bir şirket ile PDA yapamaz. Paylarının GİP Listesi’ne kabulü için başvuru yapmak isteyen veya parları GİP Listesi’nde bulunan bir şirket PD Listesi’nde yer alan bilgiler doğrultusunda cari yetki durumu “Yetkili” durumunda bulunan PD’ler arasından seçimini yapabilir. Yetkisi borsa yönetim kurulu tarafından kaldırılan PD, PD Listesi’nden çıkarılır ve anlaşma yaptığı şirketlerdeki görevi sona erer. 124 Tablo 28: 2.7.2012 Tarihli İMKB PD Listesi199 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 3 Piyasa Danışmanı Ata Yatırım Menkul Kıymetler A.Ş. ATIG Menkul Değerler A.Ş. Bizim Menkul Değerler A.Ş. Camiş Menkul Değerler A.Ş. Ekinciler Yatırım Men. Değ. A.Ş. Endeks Türev Yatırım Menkul Değ. AŞ. Eti Yatırım A.Ş. Finans Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Galata Yatırım A.Ş. Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Global Menkul Değerler A.Ş. İnfo Yatırım A.Ş. Meksa Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Metro Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Neta Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Strateji Menkul Değerler A.Ş. Tacirler Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Taksim Yatırım A.Ş. Tekstil Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Tera Menkul Değerler A.Ş. Turkish Yatırım A.Ş. Yat. Finansman Menkul Değerler A.Ş. İnternet Sitesi www.atayatirim.com.tr www.atig.com.tr www.bmd.com.tr www.camismenkul.com.tr www.ekinvest.com www.endeksturev.com.tr www.etiyatirim.com www.finansinvest.com www.galatayatirim.com www.gedik.com www.global.com.tr www.infoyatirim.com www.meksayatirim.com www.metroyatirim.com.tr www.evgin.com.tr www.strateji.com.tr www.tacirler.com.tr www.taksimyatirim.com.tr www.tekstilyatirim.com.tr www.teramenkul.com www.turkishyatirim.com www.yatirimfinansman.com Durumu Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili Yetkili GİP’İN KOBİ’LER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Tez çalışmasının bu kısmında GİP’in KOBİ’ler açısından ortaya çıkan avantaj, fayda, sakınca ve teşvik konuları üzerinde durulacaktır. 3.1 Avantajları Şirketlerin GİP vasıtasıyla sermaye piyasasından fon teminini kolaylaştırmak ve halka açılmayı teşvik etmek üzere birçok alanda muafiyetler sağlanmış, ücret indirimleri yapılmış, yükümlülükler azaltılmış ve çeşitli teşvikler sunulmuştur. Bu kapsamda GİP’te oluşan avantajlardan 199 http://www.imkb.gov.tr/initialpublicoffering/Listing/ListingStocks/IPO_EmergingCompaniesMark et_x/MarketAdvisorList_x.aspx 125 bazıları aşağıda özetlenmiştir200. a. GİP şirketlerine maliyet avantajı sağlamak için SPK, İMKB ve MKK aldıkları ücretleri diğer İMKB pazarlarında işlem gören paylara göre 1/10 seviyelerine indirmişlerdir. b. İMKB 2012 yılı sonuna kadar GİP’te işlem gören şirketlerden hiçbir ücret almamaktadır. c. PP pazarlarında işlem gören şirketler tüm sermaye üzerinden ücretlendirilirken, GİP’te sadece şirketin GİP Listesi’nde bulunan pay tutarı üzerinden ücretlendirme yapılır. d. GİP’e başvuran şirketlerden sadece son yıl sonu ve ihraç tarihi itibarıyla yılın dokuzuncu ayı geçmişse altı aylık ara dönem bağımsız denetim raporları istenmektedir201. Bunun dışında ara dönem finansal tablolar için bu şart aranmamaktadır. e. Şirket paylarının GİP Listesi’ne kabulü için kârlılık, faaliyet süresi, sermaye veya piyasa değeri büyüklüğü gibi herhangi bir sayısal koşul aranmamaktadır. f. Payları GİP’te işlem gören ortaklıklar, SPK kaydına alındıkları tarihi izleyen üç hesap dönemi boyunca birinci temettü dağıtmayabilir202. g. Firmalar, ihraç edilen sermaye piyasası aracının toplam satış bedelinin 3 milyon TL’nin altında olması durumunda, SPK’nin izahname düzenleme zorunluluğundan muaf tutulabilir203. h. Firmalar, yönetim kurulu ile pay sahipleri arasındaki iletişimi sağlayan “Pay Sahipleri ile İlişkiler Birimi”nin kurulması zorunluluğundan muaf tutulabilirler. i. Firmalar, SP Mevzuatından kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesinde ve kurumsal yönetim uygulamalarında koordinasyonu 200 İMKB GİP Yönetmeliği, s.12; Fuat Korhan Eryılmaz, a.g.s., 24-6. GİP dışındaki halka açılmalarda SPK ve İMKB, geçmiş 3 yıla ait yıllık finansal raporlarına ilişkin bağımsız denetim raporları ile halka arz tarihine göre 6 veya 9 aylık ara dönem finansal raporlara ait özel bağımsız denetim raporlarını aramaktadır. Ayrıca GİP dışında borsada işlem gören şirketlerin yıllık finansal raporlarının yanında 6 aylık ara dönem finansal raporlarını da bağımsız denetimden geçirmeleri zorunludur. 202 Seri: IV, No: 39 203 Seri: IV, No: 39 201 126 sağlayan bir personelin görevlendirilmesi zorunluluğundan muaf tutulabilirler204. j. Firmalar, Kurumsal Yönetim İlkeleri çerçevesinde zorunlu olarak atanması gereken “Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi” şartından muaf tutulabilir205. k. GİP Listesi’ne halka arz edilmiş payların yanında tahsisli satılarak ihraç edilen paylar da kabul edilmektedir ve belirli sayıda yatırımcıya satılma kriteri de bulunmamaktadır206. Bununla birlikte, şirketlere sermaye piyasasından faydalanması için daha düşük maliyetli alternatif satış yöntemleri sağlanmaktadır. l. Halka arzlarda izahname ve sirküler düzenlemek zorunludur, ancak GİP’te sermaye artırımı ile ihraç edilen payların tahsisli satışı da mümkündür ve SPK mevzuatı gereği tahsisli satışlarda izahname ve sirkülerin düzenleme zorunluluğu yoktur. m. İşlem görecek şirketlere KOSGEB 100.000 TL‘ye kadar karşılıksız destek sağlamaktadır. 3.2 Fayda ve Sakıncaları GİP’te işlem gören şirketler, sunulan avantajlara ek olarak; aşağıda belirtilen konularda bazı faydalar sağlar207: a. GİP, şirketlere öncelikle organize, şeffaf, düzenli çalışan, güvenilir bir piyasa üzerinden sermaye elde etme imkânı sunar. Sermaye, geri ödeme zorunluluğu olmayan süresiz bir kaynaktır208. 204 Seri: IV, No: 41 Seri: IV, No: 56 206 Şirket paylarının PP’de işlem görebilmesi için halka arz yoluyla satılmaları, gerek SPK mevzuatı gerekse de İMKB kabul şartları nedeniyle zorunludur. İMKB kot içi pazarlarda işlem görmek üzere yapılacak olan halka arzlarda payların en az 250 yatırımcıya satılmış olması şartını da aramaktadır. 207 İMKB GİP Kılavuzu, s.10-11 208 Bir şirketin borçluluk oranı arttıkça daha fazla borç kaynak bulma kapasitesi azalırken, sermaye oranı artan şirketin borçlanabilme kapasitesi de artar. Böylece fon bulması hem kolaylaşır hem de ucuzlar. Bu nedenlerle, borç/sermaye (kaldıraç) oranı düşen şirketlerin mali yapılarının güçlendiği, olası finansal zorluklar veya krizlere karşı daha dayanıklı hale geldiği varsayılır. Borsada işlem gören şirketlerin kendilerine ait mali ve diğer bilgileri düzenli olarak kamuya duyurmaları ve bağımsız 205 127 b. Kurumsal yönetim ilkesinin işletmede yerleşmesini sağlayarak büyük ve saygın işletme yolunda ilerleme imkanı sunar. c. GİP’te işlem gören paylar, alım – satım sonucunda fiyatlanmış ve böylelikle likiditelik kazanmış olur. Bu sayede şirket ortakları borsada işlem gören bu payları kredi işlemlerinde teminat olarak kullanabilirler. d. Piyasada şirketin pay fiyatının oluşması aynı zamanda; birleşme, satın alma veya ikincil arz işlemlerinde şirket değerinin tespitinde referans fiyat olur. e. İleride satıp çıkma hedefiyle özellikle kuruluş aşamasındaki şirketlere yatırım yapan girişim sermayesi ve benzeri yatırımcılar için GİP fiyat oluşumu sağlayarak değer tespitine referans oluşturur. f. Her ne kadar GİP’te sadece GİP Listesi’nde bulunan paylar işlem görebilse de ortaklar GİP Listesi’nde bulunmayan paylarını üçüncü kişilere borsa dışında satabilirler. g. Şirketin zaman içerisinde PP’ye transfer olmasıyla tüm paylarının borsada işlem görebilir hale gelmesi ve bu şekilde isteyen ortakların paylarını satarak çıkış yapabilmeleri de mümkündür. h. GİP’te işlem görme, şirketin medyadaki haber ve analizlere konu olmasını ve aracı kuruluşlar tarafından hakkında yatırım raporları yazılmasını sağlamış olur. i. Borsanın şeffaflık ilkesi ve kamuyu aydınlatma işlevi çerçevesinde GİP şirketleri hakkındaki birçok bilgi Borsa Bültenleri, veri yayın kuruluşları, medya kuruluşları ve KAP vasıtasıyla yurtiçi ve yurtdışı yatırımcılara ulaştırılır. Şirketin mali ve diğer önemli verileri yatırımcılar yanında kreditörleri, tedarikçileri ve iş ortaklarınca da takip edilebilir. denetime tabi olmaları borç veren kurumların bu şirketlere daha kolay veya hızlı finansman sağlamasına imkân verir. Halka açılma sonrası başarılı bir borsa performansı sergileyen şirketlerin, ileride ikincil arzlar yoluyla tekrar sermaye sağlamaları göreceli olarak daha kolay olmaktadır. Bu çerçevede GİP’te işlem gören şirketlerin, zamanla büyüyüp gelişerek PP pazarlarından birine transfer olmaları, orada daha büyük halka arzlar gerçekleştirmeleri mümkündür. 128 GİP, sağladığı birçok fayda ve avantajın yanında aşağıda belirtilen bazı sakıncalara da sahiptir: a. Yönetim hakimiyetini kaybetme riski doğabilir. b. GİP ücretleriyle birlikte maliyetler daha çok artabilir. c. Organizasyon yapısının değişmesiyle birlikte ek maliyetler ortaya çıkabilir. d. Kurumsal yönetim anlayışının işletmede yerleşmeye başlamasıyla birlikte ortakların şirket üzerindeki etkinliği sona erebilir. e. Ortak sayısının artmasına bağlı olarak yönetimi yabancılar paylaşılır. f. Şirket, kötü amaçlı satın almalara maruz kalabilir. g. Kamuyu aydınlatma kapsamında şirket hakkındaki her türlü bilgi ve belge kamuya açık kalır. h. Muhasebe ve finansman departmanları birbirinden ayrıldığında yeni personel, demirbaş vb ihtiyaçlar ortaya çıkar. i. Kayıt dışı kalmanın verdiği avantajlar (vergi, sigorta gibi konularda) artan denetimle beraber ortadan kalkar. j. Anonim şirkete dönüşme beraberinde ağır sorumluluklar getirir. k. SPK, İMKB gibi kurumların gözetim ve denetimi işletme üzerinde yoğunlaşır. 3.3 Getirdiği Yükümlülükler GİP’te işlem gören şirketler; kamuyu aydınlatma, bağımsız denetim, temettü dağıtma ve ücret ödeme yükümlülüklerini de üstlenmiş olurlar. Bu yükümlülüklerle ilgili aşağıda kısa açıklamalara yer verilmiştir209: a. Kamuyu aydınlatma: Şirketler; payların değerini, yatırımcının karar veya hakkını kullanmasını etkileyebilecek özel durumları210 ve 209 İMKB GİP Kılavuzu, s.14 Özel durumların kamuya açıklanmasına ilişkin esaslar SPK’nın Seri: VIII No: 54 sayılı Tebliği ile düzenlenmiştir. 210 129 finansal raporlarını211 KAP212 vasıtasıyla kamuya açıklamakla yükümlüdür. b. Bağımsız denetim: Şirketler yıl sonu finansal raporlarını bağımsız denetimden geçirerek kamuya duyurmakla yükümlüdürler. Altı aylık finansal raporların kamuya duyurulması zorunlu olmakla birlikte bağımsız denetimden geçirilmesi şart değildir. c. Temettü dağıtma: SPK, 27.1.2010 tarih ve 02/51 sayılı kararı213 ile payları borsada işlem gören şirketlerin 2009 yılı faaliyetlerinden elde ettikleri kârlar için asgari dağıtım zorunluluğu bulunmamaktadır214. d. Ücret ödeme: Şirketler İMKB, SPK ve MKK’den aldıkları hizmet karşılığında kabul, kayıt, işlem ücreti gibi ödemeler yapar. 3.4 Sunulan Teşvikler SPK, KOSGEB, İMKB ve TSPAKB arasında imzalanan işbirliği protokolü215 kapsamında, GİP’te işlem görmek üzere, sermaye piyasası araçlarını halka arz edecek KOBİ’lerin halka arza ilişkin belirlenecek maliyetlerinin finansmanının sağlaması için KOSGEB tarafından “Gelişen İşletmeler Piyasası KOBİ Destek Programı” oluşturulmuştur. 211 Finansal raporların kamuya açıklanmasına ilişkin esaslar SPK’nın Seri:XI, No:29 sayılı Tebliği, GİP Yönetmeliği ve diğer İMKB düzenlemeleri ile düzenlenmiştir. 212 Bknz: Kamuyu Aydınlatma Platformu, http://www.kap.gov.tr/yay/ek/index.aspx 213 Karar için bknz: http://www.spk.gov.tr/apps/haftalikbulten/displaybulten.aspx?yil=2010&sayi=4 214 Halka açık şirketler SPK’nın belirleyeceği oranda asgari temettü dağıtmakla yükümlüdür. SPK’nın Seri: IV No: 27 sayılı tebliğine göre temettü oranı dağıtılabilir kârın % 20’sinden az olamaz. Payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar, genel kurullarının alacağı karara bağlı olarak temettüyü; tamamen nakden dağıtma, tamamen pay olarak dağıtma, belli oranda nakit belli oranda pay olarak dağıtarak kalanını ortaklık bünyesinde bırakma, nakit ya da pay olarak dağıtmadan ortaklık bünyesinde bırakma konusunda serbesttir. 215 KOSGEB’e kayıtlı KOBİ vasfına sahip işletmelerin, menkul kıymet ihraçlarını desteklemek suretiyle ihtiyaç duydukları fonlara erişimlerinin kolaylaştırılması ve böylece KOBİ’lerin istikrarlı bir büyüme içerisinde, ekonomik gelişim sürecinde dinamik bir rol oynamalarını sağlamak amacıyla 4.2.2011’de SPK, KOSGEB, İMKB ve TSPAKB arasında bir işbirliği protokolü imzalanmıştır. Böylece ülke ekonomisinde büyük öneme sahip olan KOBİ’lerin azami ölçüde sermaye piyasasından faydalanmalarının önü açılmaya çalışılmıştır. Bu tarihte aynı zamanda GİP’in açılışı gerçekleştirilmiştir. GİP’in açılmasıyla birlikte aynı gün işlem görmeye başlayan Berkosan GİP’te işlem gören ilk şirket olmuştur. 130 KOSGEB, “GİP KOBİ Destek Programı” ile üst limiti toplam 100.000 TL olmak üzere aşağıdaki tabloda belirtilen şekilde geri ödemesiz destek sağlamaktadır: Tablo 29: KOSGEB KOBİ Destek Programı Destek Unsurları Destek Ödemesi Üst Limiti (TL) 60.000 10.000 20.000 Oranı (%) 75 75 75 10.000 100 PD danışmanlık hizmet bedeli (azami 2 yıl) Aracı kuruluşa ödenecek komisyon Bağımsız denetim hizmet bedeli SPK kurul kaydına alma ücreti İMKB GİP Listesi’ne kabul ücreti MKK masrafı Kaynak: http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=24 Bu programa dahil olmak isteyen KOBİ’lerde, KOSGEB’in veri tabanında216 kayıtlı ve ticaret şirketi (kolektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketler) olma şartı aranmaktadır. 100.000 TL’lik geri ödemesiz destek ödemesi tek seferde217 ya da üç aşamada218 gerçekleştirilebilir. İşletme, KOSGEB’e başvurduğunda herhangi bir ticaret şirketi statüsünde (limitet, kolektif, komandit, kooperatif veya anonim) olabilir. Ancak destek ödeme sürecinde işletme mutlaka anonim şirket 216 statüsünde olmak durumundadır. Aksi takdirde desteklerden KOSGEB Veri Tabanında yer almak isteyen işletme, KOBİ Bilgi Beyannamesi ve KOBİ Bilgi Dokümanını doldurarak www.kosgeb.gov.tr adresinden kaydını yapmalıdır. İşletme bu belgelere, işletme yetkilisi/yetkililerinin imza sirküleri/imza beyannamesi, bağlı bulunduğu odadan alınmış Faaliyet Belgesi ve Ticaret/Esnaf Sicili Gazetesini ekleyerek hizmet merkezine teslim eder. 217 İşletme bütün maliyetlere ilişkin, GİP’te işlem görmeye başladıktan sonra tek seferde destek ödeme talebinde bulunabilir. 218 Aşamalı olarak destek ödeme talebi yapıldığı takdirde ödeme süreçleri aşağıda yer almaktadır; a) SPK Kurul Kaydı başvurusu sonrasında yapılacak destek ödemeleri: Bu kapsamda; SPK tarafından KOSGEB'e hitaben başvuru dosyasının yeterli olduğunu belirtir resmi yazısıyla PD danışmanlık hizmet bedeli, bağımsız denetim hizmeti bedeli giderleri desteklenir. Bu aşamada PD danışmanlık hizmet bedelinin % 75’i işletme tarafından PD’ye ödenen fatura üzerinden 40.000 TL’yi geçmeyecek şekilde desteklenir. b) GİP Listesine kabulü sonrasında yapılacak destek ödemeleri; Bu kapsamda; SPK kurul kaydına alma ücreti, İMKB GİP Listesine kabul ücreti ve MKK masrafı giderleri, PD danışmanlık hizmet bedeli ve varsa bağımsız denetim hizmet bedeli giderleri, yukarıda belirtilen ödemeler dikkate alınarak aynı ya da farklı fatura(lar) için destek ve oran limitleri dahilinde desteklenir. c) GİP’te işlem görmeye başlandıktan sonra yapılacak destek ödemeleri; Bu kapsamda; aracı kuruluşa ödenecek aracılık komisyonu ve varsa bağımsız denetim hizmeti bedeli (a) ve (b) bentlerindeki ödemeler dikkate alınarak aynı ya da farklı fatura/faturalar için destek ve oran limitleri dahilinde desteklenir. 131 yararlanamayacağı gibi anonim şirket olma şartını sağlamadığı için GİP’te işlem görmesi de mümkün olmayacaktır. Hukuki statüsü ne olursa olsun tüm KOBİ’lerin, GİP’te işlem görmek ve sunulan desteklerden yararlanmak üzere KOSGEB’e ve GİP’e başvurabilmesi, GİP’in, KOBİ’lerin uzun vadeli fon temini için sermaye piyasasında yer alması bakımından ideal bir çözüm yolu olduğu söylenebilir. Ayrıca, 19.6.2012’de bakanlık kararı ile başlatılan Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler uygulaması çerçevesinde belirtilen şehirlere yatırımlarda devlet yardımları adı altında bazı öncelikler tanınmıştır219. 4 GİP’TE İŞLEM GÖREN İLK ŞİRKET: BERKOSAN A.Ş. GİP, ilk defa 4.2.2011’de işlem görmeye başlamıştır. GİP’te ilk işlem gören şirket ise yine bu tarihte BRKSN koduyla “Berkosan Yalıtım ve Tecrit Maddeleri Üretim ve Ticaret A.Ş.” olmuştur. Piyasa danışmanlığı Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş. tarafından yürütülen şirketin, GİP’ten önceki nominal sermayesi 4 milyon TL220 iken, GİP’e geldiğinde % 100 artırılarak 8 milyon TL’ye çıkarılmıştır. 11.3.2011 tarihinde halka arz amacıyla yapılan bu artırım, ortakların rüçhan hakkı kısıtlanarak % 100 bedelli sermaye artırımı şeklinde yapılmıştır. Şirket, GİP’te işlem görmeye devam ederken 19.9.2011’de tamamı bedelli % 50 oranında bir kez daha sermaye artırımı yaparak nominal sermayesini 12 milyon TL’ye çıkarmıştır. Aşağıda, şirketin 31.1.2011 itibarıyla birincil piyasadaki, 4.2.2011 itibarıyla da ikincil piyasadaki halka arz verileri sunulmuştur. 219 19.6.2012 Tarihli ve 28328 Sayılı Resmi Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe giren: “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı”. Yatırım teşvik uygulamalarındaki bölgeler bu çalışmanın arka tarafında EKLER kısmında yer almaktadır. 220 23.11.2010’da 1,9 milyon TL’lik kısım yeniden değerleme sonrası iç kaynaklardan, 100.000 TL’lik kısım da nakit olarak karşılanmak üzere 2 milyon TL olan nominal sermayesi 4 milyon TL’ye çıkarılmıştır. 132 Tablo 30: Berkosan A.Ş.’nin Halka Arz Verileri 31.1.2011 Tarihli Birincil Piyasa’daki Halka Arz Verileri Halka arz edilen nominal pay tutarı Baz fiyat 4 milyon TL 1,85 TL 2,04 Birincil piyasada gerçekleşen fiyat221 Toplanan fon tutarı222 Yatırımcı sayısı 4.2.2011 Tarihli İkincil Piyasa’daki Halka Arz Verileri Halka arz öncesinde piyasa değeri223 27.8.2012 itibarıyla piyasa değeri 224 8.160.000 TL 211 kişi 14.800.000 TL 126.984.000 TL Berkosan A.Ş.’nin gösterdiği bu başarı mali tablolarına bakıldığında daha net görülmektedir. Nitekim, şirketin halka arz öncesinde bağımsız denetimden geçmiş 31.12.2010 tarihli bilançosuna göre 182.086 TL zarar mevcutken; halka arz sonrası bağımsız denetimden geçmiş 31.12.2011 tarihli bilançosuna göre 600.052 TL kâr sağlanmıştır. Şirketin, 31.12.2010 tarihi itibarıyla aktif büyüklüğü, net çalışma sermayesi ve Finansal Kaldıraç Oranı sırasıyla 13,7 milyon TL, 0,5 milyon TL ve % 61 iken 31.12.2011 tarihi itibarıyla 25,6 TL, 9,6 milyon TL ve % 30 olarak gerçekleşmiştir. Şirketin satış kalemin de benzer bir durum vardır. Nitekim, şirketin 31.12.2010 yılına göre 31.12.2011 tarihli mali tablolarda görünen satış tutarı % 111 artış göstermiş ve 15,7 milyon TL’ye ulaşmıştır225. GİP’te işlem gördüğü bir yıllık süre içinde büyük başarı sağlayan şirket, 27.4.2012’den itibaren İMKB PP pazarlarından biri olan İkinci Ulusal Pazar’da işlem 221 görmeye başlamıştır. 13.8.2012 itibarıyla nominal sermayesi Paylar tavan fiyat üzerinden satılmıştır. 4.000.000*2,04=8.160.000 TL 223 8.000.000*1,85=14.800.000 TL 224 Kapanış fiyatı= 8,14 TL ve noninal sermayesi 15.600.000 TL iken; şirketin toplam piyasa değeri 15.600.000*8,14=126.984.000 TL 225 Şirketin performansıyla ilgili diğer bilgiler ise şöyledir: Bursa’da depo olarak kullanılan eski üretim tesisi artan talep doğrultusunda yeniden devreye alınarak, 28,4,2011’de üretime başlamıştır. Aynı şekilde, 23.5.2011’de “çapraz bağlı polietilen köpük” üretim kapasitesi % 30 artarak, bu doğrultuda 581.200 $’lık yatırım kararı alınmıştır. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü’nden 8.6.2011-8.6.2014 tarih aralığı için 3.343.464 TL’lik yatırım teşvik belgesi alınmıştır. 23.5.2011 tarihli yatırım kararı doğrultusunda artırılan kapasitenin 14.10.2011’de üretime başlaması sağlanmıştır. 222 133 15.600.000 TL, 115.752.000 TL de piyasa değeri bulunan şirketin % 50’si borsada işlem görmektedir226. 5 GİP’TE MEVCUT DURUM Tablo 32’de 13.8.2012 tarihi itibarıyla PDA’sı bulunan işletmeleri gösteren İMKB PDA Listesi, Tablo 33’te ise aynı tarih itibarıyla GİP’te işlem gören şirketlerin kayıtlı olduğu İMKB GİP Listesi sunulmuştur. Tablolardan da görüleceği üzere 15 şirketin Piyasa Danışmanlığı Anlaşması bulunmaktadır. GİP Listesi’nde yer alan yani GİP’te işlem gören şirket sayısı ise 9 adettir. 226 5.9.2000’de İstanbul’da kurulan Berkosan A.Ş., 30 milyon TL’lik kayıtlı sermayesi kapsamında, 4 milyon TL’lik sermayesini 8 milyon TL’ye çıkartarak GİP’te işlem görmeye başlamıştır. Şirket, 23.11.2011’de 4 milyon TL daha artış gerçekleştirmiştir. 13.6.2012’de ise bedeli hisse senetleri ihraç primleri kaleminden karşılanmak üzere sermayeyi % 30 oranında artırma kararı alınmış, 22.6.2012’de de SPK kaydına alınmıştır. Böylelikle şirketin sermayesi 15.600.000 TL’ye ulaşmıştır. Sermaye artırım kararı: http://www.kap.gov.tr/yay/Bildirim/Bildirim.aspx?id=212241 Sermaye artırım bildirim: http://www.kap.gov.tr/yay/Bildirim/Bildirim.aspx?id=217709 134 Tablo 31: 13.8.2012 Tarihli İMKB PDA Listesi227 PDA’nın İmzalanması GİP Listesi’ne Kabul Başvurusu PDA’nın Sona Ermesi GİP’te İşlem Görmesi Şirket PD 1 MCT Danışmanlık A.Ş Gedik YMD A.Ş 1.4.2011 5.12.2011 5.12.2013 30.5.2012 2 Vanet Gıda San. İç ve Dış Tic. AŞ İnfo Yatırım A.Ş. 6.6.2011 7.6.2011 7.6.2013 24.8.2011 3 Hitit Holding A.Ş. Galata Yat. A.Ş. 10.6.2011 10.6.2011 10.6.2013 9.3.2012 4 Mega Polieliten Köpük San. ve Tic. A.Ş. Eti Yatırım A.Ş. 14.10.2011 16.12.2011 16.12.2013 18.5.2012 5 Denge Yatırım Holding A.Ş. Gedik YMD A.Ş 24.10.2011 17.2.2012 17.2.2014 2.8.2012 6 Etiler İnci Büfe Gıda San. ve Dış Tic. A.Ş. Gedik YMD A.Ş 1.11.2011 29.2.2012 1.3.2014 16.7.2012 7 Osmanlı Menkul Değrlr A.Ş. Strateji MD A.Ş 14.11.2011 24.11.2011 24.11.2013 27.2.2012 8 Sanifoam Sünger San.Tic. AŞ Eti Yatırım A.Ş. 5.12.2011 15.12.2011 15.12.2013 18.4.2012 9 Beyaz Filo Oto Kiralama AŞ. Galata Yat. A.Ş. 29.2.2012 5.3.2012 5.3.2014 28.3.2012 10 Say Rekl. Yapı Dekor. Proje Taah. San. ve Tic. A.Ş. Gedik YMD A.Ş. 16.4.2012 - 16.4.2014 - 11 Taze Kuru Gıda San. ve Tic. A.Ş. Bizim MD A.Ş. 20.6.2012 - 20.6.2012 - 12 Baysan Trafo Rady. San. ve Tic. A.Ş. Galata Yat. A.Ş. 17.7.2012 17.7.2012 17.7.2014 - 13 Gürocak Plas San ve Tic AŞ Galata Yat. A.Ş. 25.7.2012 26.7.2012 26.7.2014 - 14 Modern İş Sistemleri Tic AŞ Tera MD A.Ş. 30.7.2012 2.8.2012 30.7.2014 - 15 Rodrigo Tekst. San Tic. A.Ş. Galata Yat. A.Ş. 30.7.2012 30.7.2012 30.7.2014 - 227 http://www.imkb.gov.tr/markets/EmergingCompaniesMarket/CurrentAdvisorAgreements_x_1.aspx 135 Tablo 32: 13.8.2012 Tarihli İMKB GİP Listesi228 İşlem Kodu 228 1 VANGD 2 OSMEN 3 HITIT 4 BEYAZ 5 SANFM 6 MEGAP 7 MCTAS 8 ETILR 9 DENGE Şirket Unvanı Vanet Gıda San. İç ve Dış Tic. AŞ Osmanlı Menkul Değerler A.Ş. Hitit Holding A.Ş. Beyaz Filo Oto Kiralama A.Ş. Sanifoam Sünger San. ve Tic. A.Ş. Mega Polieliten Köpük San. ve Tic. A.Ş. MCT Danışmanlık A.Ş Etiler İnci Büfe Gıda San. ve Dış Tic. A.Ş. Denge Yatırım Holding A.Ş. GİP Listesi’ne Kabul Başvuru Tarihi İşlem Görme Tarihi 7.6.2011 24.8.2011 24.11.2011 27.2.2012 10.6.2011 9.3.2012 5.3.2012 28.2012 15.12.2011 18.4.2012 16.12.2011 18.5.2012 5.12.2011 30.5.2012 29.2.2012 16.7.2012 17.12.2012 2.8.2012 İlk Başvuru Yapan PD İnfo Yatırım A.Ş Strateji Men. Değ. A.Ş. Galata Yatırım A.Ş. Galata Yatırım A.Ş. Eti Yatırım A.Ş. Cari PD İnfo Yatırım A.Ş Strateji Mn. Değ. A.Ş. Galata Yatırım A.Ş. Galata Yatırım A.Ş. Eti Yatırım A.Ş. Eti Yatırım A.Ş. Eti Yatırım A.Ş. Gedik Yatım Menkul Değerler A.Ş Gedik Yatım Menkul Değerler A.Ş. Gedik Yatım Men. Değ. A.Ş Gedik Yatım Menkul Değ. A.Ş. Gedik Yatım Menkul Değerler A.Ş. Gedik Yatım Men. Değ. A.Ş PDA’nın İmza Tarihi PDA’nın Sona Erdiği Tarih Sermaye Tutarı (TL) GİP Listesi’ndeki Pay Tutarı (TL) 6.6.2011 7.6.2013 20.000.000 8.950.000 14.11.2011 24.11.2013 6.100.000 1.315.500 10.6.2011 10.6.2013 20.000.000 5.000.000 29.02.2012 5.3.2014 36.250.000 3.528.000 5.12.2011 15.12.2013 10.550.000 4.000.000 14.10.2011 16.12.2013 13.221.450 4.000.000 1.4.2011 5.12.2013 5.141.000 771 1.11.2011 1.3.2014 7.500.000 2.500.000 24.10.2012 17.2.2014 8.000.000 3.000.000 GİP Listesi’nde bulunan bir şirket PP pazarlarından birine geçtiği takdirde listeden çıkarılır. Bu bakımdan İkinci Ulusal Pazar’da işlem gören Berkosan A.Ş. GİP Listesi’nde yer almamıştır. GİP Listesi için bknz: http://www.imkb.gov.tr/markets/EmergingCompaniesMarket/ECMlist.aspx SONUÇ VE ÖNERİLER Küçük ve orta büyüklükteki (ölçekteki) işletmelerin genel adı olan KOBİ kavramının dünyada, üzerinde anlaşılmış ortak bir tanımı yoktur. Ölçek kavramının göreceli olması, ölçekle ilgili kriterlerin çeşitli kaynaklara göre farklılıklar göstermesi, ölçeğin belirlenmesinde kullanılan kriterlerin ağırlığının zaman içinde değişlik göstermesi ve sektör, bölge ve ülke faktörlerinin ölçek üzerindeki etkisi genel kabul görmüş bir KOBİ tanımının yapılamamasının bazı nedenleri olarak gösterilebilir. KOBİ’lerin belirlenmesinde birçok ölçüt kullanılmaktadır. Bu ölçütlerden bazıları; çalışan sayısı, yıllık bilanço büyüklüğü, yıllık net satış hasılatı, özsermaye, çalışma sermayesi, sabit sermaye, enerji kullanımı ve ihracatın satışlardaki payı şeklindedir. Ancak günümüzde bunlardan en çok ilk üçü kullanılmaktadır. Nitekim, Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülke ve uluslararası kuruluş KOBİ tanımını yaparken bu kriterleri kullanmaktadır. 2005 yılında tüm AB ülkelerinde geçerli olmak üzere; çalışan sayısı, yıllık bilanço büyüklüğü ve yıllık satış hasılatı ölçütleri kullanılarak AB KOBİ tanımı yapılmıştır. Türkiye de bu tanımın etkisinde kalarak aynı yıl kendi ortak KOBİ tanımını yapmış ve o yıla kadar ülkede geçerli olan tüm diğer KOBİ tanımlarına son vermiştir. 18.11.2005 tarihli yönetmeliğe göre, bilanço büyüklüğü ya da yıllık satış cirosu 25 milyon TL’den ve çalışan sayısı 250’den az olan işletmeler KOBİ olarak tanımlanmıştır. Ekonominin belkemiği olan KOBİ’ler tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli yere sahiptir. KOBİ’ler Türkiye ekonomisinde tüm işletmelerin sayıca % 99,9’unu, istihdamın %78’ini, katma değerin ise % 55,2’sini oluşturmaktadır. Türkiye’deki KOBİ’ler bir taraftan ekonomi için bu denli önemli iken, diğer taraftan birçok sorunla karşı karşıyadır. Bu sorunların en başında ise finansman sorununun geldiği söylenebilir. 137 KOBİ’lerin finansman sorununun çözümünde etkili olabilecek birçok finansman yöntemi mevcuttur. Bunlardan bir kısmı; banka kredisi, faktöring, forfaiting, finansal kiralama, franchising, barter ve girişim sermayesi şeklindedir. Bu yöntemlerden her biri finansman sorununun ayrı bir yönüne cevap vermektedir. Ancak, girişim sermayesi dışında hiçbiri KOBİ’lerin sermaye piyasası aracılığıyla fon sağlamasına dönük bir işlevi yoktur. Bununla birlikte girişim sermayesinin kapsadığı şirketler, risk algısı ve sahip olunan sınırlı miktardaki fondan dolayı çok sınırlı bir çerçeveden ibarettir. Bundan dolayı KOBİ’lerin genelini kapsamaktan oldukça uzaktır. Finansman sorunu, finansal piyasalarda yaşanması bakımından ele alındığında; para piyasasında karşılaşılan finansman sorunu ve sermaye piyasasında karşılaşılan finansman sorunu şeklinde ikiye ayrılabilir. Para piyasasında yaşanan finansman sorunu daha çok ticari banka kredisiyle ilgilidir ve kısmen çözülmüş durumdadır. Sermaye piyasasında yaşanan finansman sorunu ise daha çok menkul kıymet ihracıyla ilgilidir ve halen çözüm beklemektedir. Sermaye piyasasının, KOBİ’lerin uzun vadeli fon ihtiyacının karşılanmasında ve buna bağlı olarak ülke ekonomisinin gelişmesinde önemli bir rolü vardır. Bilindiği üzere uzun vadeli fonlar daha çok sabit sermaye yatırımlarının finansmanında kullanılmaktadır. Sabit sermaye yatırımlarının artması, işin büyümesine bağlı olarak aynı zamanda ülkedeki üretimin, istihdamın ve ihracatın artması demektir. Bundan dolayı KOBİ’lerin desteklenmesi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de öncelikli konulardan biri olmuş ve bu doğrultuda KOBİ’lere yönelik birçok teşvik ve destek sağlanmıştır. Bu teşvik ve desteklerden bir bölümü de KOBİ’lerin sermaye piyasasına katılmasıyla ilgilidir. Bu bağlamda Türkiye’de KOBİ’lerin sermaye piyasasına katılmasıyla ilgili olarak bir KOBİ borsası oluşturulması ihtiyacı doğmuş ve 4.2.2011’de İMKB bünyesinde İMKB Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP) işlem görmeye başlamıştır. 138 18.8.2009 tarih ve 27323 sayılı Resmi Gazete ile yürürlüğe giren İMKB GİP Yönetmeliği doğrultusunda kurulan İMKB GİP, gelişme ve büyüme potansiyeli olan KOBİ’lere yönelik oluşturulmuş ideal bir piyasadır. GİP’te, İMKB’nin bir diğer piyasası olan Pay Piyasası (PP)’nda olduğu gibi ağır kotasyon şartları ve İMKB tarafından belirlenmiş başka hiçbir sınırlayıcı şart (kârlılık, faaliyet süresi, sermaye büyüklüğü, piyasa değeri gibi) yoktur. GİP’e başvuracak şirkette sadece, anonim şirket olma, Kotasyon Yönetmeliği’ndeki kotasyon şartlarını taşımama ve Piyasa Danışmanı Anlaşması (PDA) yapma şartları aranmıştır. GİP’te ilk işlem gören şirket olan Berkosan A.Ş.’nin ardından yaklaşık 15 şirket daha GİP Listesi’ne başvurmuştur. GİP’in yaklaşık bir yıldır faaliyette bulunduğu göz önüne alındığında bu sayıların aslında hiç de azımsanmayacak düzeyde olduğu söylenebilir. Bu şirketlerden 13.8.2012 tarihi itibarıyla 9’u GİP’te işlem görmekte, 6’sı da işlem görmek üzere beklemektedir. Bu şirketlerin GİP’te işlem görmek istemelerinde kuşkusuz SPK, KOSGEB, İMKB ve TSPAKB İşbirliği Protokolü çerçevesinde gerçekleştirilen KOSGEB teşvik programının payı büyüktür. Hatırlanacağı üzere KOSGEB, GİP’te işlem görmek isteyen şirketlere 100.000 TL’ye kadar karşılıksız destek sunmaktadır. Ayrıca, işlem görme sürecinde SPK, İMKB ve MKK ücretleri 1/10 oranında alınmakta ve İMKB 2012 yılı sonuna kadar hiçbir ücret talep etmemektedir. Bu durum GİP’i daha cazip hale getirmektedir. Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, İMKB GİP uygulaması gerek maliyet gerekse de kotasyon şartları bakımından KOBİ’ler için ideal bir piyasa konumundadır. Bu tez çalışması kapsamında, GİP’in etkinliğinin ve GİP’te işlem gören KOBİ sayısının artırılması bakımından bazı önerilerde bulunulmuştur: Yetersiz tanıtım faaliyetlerinin, GİP’teki şirket sayının az olmasında etkili olduğu düşünülmektedir. Tanıtım faaliyetlerinin artırılması sayesinde KOBİ’ler GİP’i daha yakından tanıma fırsatı bulacaklar 139 ve böylece zihinlerde oluşan çoğu soru işareti de ortadan kalkmış olacaktır. KOBİ’lerde, halka arz sonucunda yönetim kontrolünün kaybolacağı ya da işletmenin kötü amaçlı satın almalara konu olacağı hakkında endişeler varsa öncelikle bunlar giderilmelidir. KOBİ’lerdeki finansal bilgi eksikliği bilinen bir gerçektir. KOBİ’lere bu yönde eğitimlerin sunulması sağlanmalıdır. Bu sayede KOBİ’lerin sermaye piyasasına bakış açıları olumlu yönde etkilenecektir. Sermaye piyasasına henüz adım atmamış KOBİ’ler ile piyasa danışmanlığı görevini yürüten kurumlar arasında bir bağ oluşturulmalıdır. Bu bağın oluşturulması, tarafları aynı platformda buluşturacak seminerler, paneller, bilgilendirme toplantıları, konferanslar vb. etkinlikler ile sağlanabilir. GİP’te başarı gösteren şirketlerin PP pazarlarından birine alınması yerine GİP bünyesinde oluşturulacak ayrı bir pazara alınması ya da en azından birkaç yıl daha GİP bünyesinde bırakılması daha uygun olabilir. Bu sayede GİP’in yatırımcılar ve potansiyel şirketler nezdindeki itibarı daha da artacaktır. Aksi takdirde zamanla GİP; gelişmemiş ya da başarılı olamamış işletmelerin piyasası olarak görülmeye başlayabilir. KOBİ’lere sağlanan teşvikler; sermayeye piyasasına uyum sırasında ortaya çıkan çeşitli maliyetleri de kapsayacak şekilde genişletilmelidir. Örneğin; anonim şirket olmayan KOBİ’lerin bu statüye geçmesi ya da ayrı bir finans ekibi veya departmanı sırasında ortaya çıkacak masraflar karşılanmalıdır. Bilindiği üzere GİP’te işlem gören şirketler kayıt dışı ekonomiye konu olan uygulamalardan genellikle daha uzaktırlar. Dolayısıyla KOBİ’lerin bu konudaki endişeleri göz önünde bulundurulmalıdır. GİP’te işlem gören şirketlerin Pay Piyasası’nda işlem gören şirketlere göre şeffaflık konusunda daha az yükümlülüklerinin 140 bulunması KOBİ’ler açısından her ne kadar olumlu gibi görünse de yatırımcıların güven sorunu yaşamalarına dolayısıyla GİP’te işlem gören menkul kıymetlere mesafeli yaklaşmaları söz konusu olabilir. Bu nedenle Kamuyu Aydınlatma Platformu çerçevesinde Pay Piyasası’na yönelik uygulanan şartlar mümkün olduğunca GİP’e yönelik de uygulanmalıdır. Çünkü, sermaye piyasasında şeffaflık, açıklık, hesap verilebilirlik, kamuyu aydınlatma gibi kavramlar son derece hassas konulardır. Türkiye’de ‘Halka Arz Seferberliği’ yoluyla sermayenin tabana yayılması, tasarrufların yatırımlara dönüşmesi, kaynak sorununa çözüm bulunması ve sermaye piyasasının gelişimi sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu kapsamda çeşitli illerde toplantılar, seminerler, personel eğitimleri, şirket ziyaretleri ve tanıtım platformları oluşturulması gibi etkinlikler organize edilmektedir. İMKB GİP tanınırlığını artırmak için bu tür faaliyetlerin artırılarak sürdürülmesi gerekmektedir. GİP’te farklı özellikte pazarlar oluşturulmalıdır. Nitekim; o ABD – NASDAQ’ta; Global Select Market, Global Market ve Capital Market olmak üzere üç farklı katman olup her sektörden ve her boyuttan şirket işlem görebilmektedir. Bu katmanlardan her birinde üç farklı standart belirlenmiş olup sadece birine uyum sağlamak yeterli olmaktadır. o Benzer olarak Japonya – JASDAQ’ta standart ve gelişen olmak üzere iki katman bulunmaktadır. o G. Kore – KOSDAQ’ta ise risk sermayesi ve büyüyen risk sermayesi olmak üzere yine iki katman mevcuttur. o Kanada – TSX Girişim Borsası’nda iki farklı katman olup her bir katmanda belirlenmiştir. 4 farklı sektöre ait farklı standartlar 141 KAYNAKÇA AKGÜÇ, Öztin; Finansal Yönetim, İstanbul, Avcıol Basım Yayın, 8. Baskı, 2010. AKSOY, Ahmet, YALÇINER, Kürşat; İşletme Sermayesi Yönetimi, Ankara, Gazi Kitabevi, 4. Baskı, 2008 ALTAŞ, Gökben; “Yurtdışında KOBİ Piyasaları”, Sermaye Piyasasında Gündem, İstanbul, TSPAKB Yayınları, Sayı 109, 2011. AYDIN, Nurhan (Ed.); Sermaye Piyasaları ve Finansal Kurumları, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2. Baskı, 2009. AYPEK, Nevzat ve Diğerleri; Ekonomik Terimler Sözlüğü, Ankara, Gazi Kitabevi, 2009. AYPEK, Nevzat; “KOBİ Finansmanı: Venture Capital ve Angel Investor”, İktisat, İşletme ve Finans Dergisi, 17. Yıl, Eylül 2002. AYPEK, Aypek; Sermaye Piyasası Aracı Olarak Girişim sermayesi ve Türk Sermaye Piyasasında Uygulanabilirliği, Ankara, KOSGEB Yayınları, 1998. AYTEK, Bintuğ, İşletme Yönetimi, San Matbaası, Ankara, 1980. BDDK; Finansal Piyasalar Raporu, Ankara, Ocak 2011. BDDK; Finansal Piyasalar Raporu, Ankara, Aralık 2011. BDDK; Finansal Piyasalar Raporu, Ankara, Mart 2012. BESHEL, Barbara; An Introduction to Franchsing, The Money Institute, Washington, The IFA Educational Foundation, 2001. BEŞKARDEŞLER, Halil; “Türkiye ve Dünyada Girişim sermayesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kadir Has Üniversitesi, 2010. BUDAK, Alparslan (Ed.); Dünya Uygulamaları Çerçevesinde KOBİ Borsaları, İstanbul, TSPAKB Yayınları, No: 27, Ocak 2006. CACCAVAİO, Marianna and others, “SMEs and the Challenge to Go Public: Evidence from a Recent Survey”, Italy, Arcelli Centre for Monetary and Financial Studies, Working Paper No: 2, January 2012 CANSIZ, Mehmet; “Türkiye’de KOBİ’ler ve KOSGEB”, DPT Uzmanlık Tezleri, Ankara, Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü, Yayın No: 2782, 2008. CEMALCILAR, İlhan ve Diğerleri, İşletmecilik Bilgisi, Anadolu Üniversitesi İşitme Özürlü Çocuklar Eğitim ve Araştırma Vakfı Yayını, No. 3, Eskişehir, 1991. CEYLAN, Ali; İşletmelerde Finansal Yönetim, Bursa, Ekin Kitabevi, 8. Baskı, 2003. COŞKUN, Aykan; “Leasingin KOBİ’lere Getirdiği Kolaylıklar ve Sincan-Etimesgut – Yenikent Sanayici ve İşadamları Derneği’ne (SİSİAD) Üye KOBİ’lerin İncelenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atılım Üniversitesi, 2008. ÇİKOT, Özcan; “Polonya Sermaye Piyasası”, Sermaye Piyasasında Gündem, İstanbul, TSPAKB Yayınları, Sayı: 65, Ocak 2008. ÇİKOT, Özcan; “Yunanistan Sermaye Piyasası”, Sermaye Piyasasında Gündem, İstanbul, TSPAKB Yayınları, Sayı: 73, ss.24-37, Eylül 2008. DEĞERTEKİN, Efsun Ayça; “Çin Halk Cumhuriyeti Sermaye Piyasası”, İstanbul, Sermaye Piyasasında Gündem, Sayı: 78, Şubat 2009. DEĞİRMENCİ, Gamze; “Türkiye ve Dünyadaki Kredi Garanti Sistemleri, Türkiye’deki Kredi Garanti Fonu A.Ş.’nin Kefalet Hacminin ve İşlerliğinin Artırılabilmesi için Yapılabilecekler”, Yayınlanmamış YL Tezi, Başkent Üniversitesi, 2011. DOĞAN, Muammer, İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, Anadolu Matbaacılık, İzmir, 1995. 142 DÜZCE, Çetin; “Türkiye’de KOBİ’lerin Finansal Sorunları ve Alternatif Finansman İmkânları”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, 2007. ERDOĞAN, B. Zafer (Ed.) Girişimcilik ve KOBİ’ler: Teori ve Uygulama, Bursa, Ekin Basım Yayın Dağıtım, 2. Baskı, 2009. EMRE, Zeynep; “Euronext”, Sermaye Piyasasında Gündem, İstanbul, TSPAKB Yayınları, Sayı: 34, Haziran 2005 EROL, Mikail; “Ekonomik Kriz ve KOBİ’ler”, Girişim ve Kalkınma Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 1, ss.165 – 181, Haziran 2010. ERYILMAZ, Fuat Korhan (GİP Müdürü); 23.03.2012 Tarihli İMKB GİP EİB Sunumu http://www.slideshare.net/eibsunum/20120323-gip-sunum-ege-ihracat-birlikleri-izmir EUROSTAT, “Key figures on European business with a special feature on SMEs”, Pocketbooks, Belgium, 2011. EVANS, Matt H.; “Excellence in Financial Management: Going Public”, http://www.exinfm.com/training/pdfiles/course13.pdf (Erişim: 27.06.2012). FERMAN, Cumhur, İşletme İktisadına Giriş, İstanbul, 1982. FIKIRKOCA, Ekin; “Almanya Sermaye Piyasası”, Sermaye Piyasasında Gündem, İstanbul, TSPAKB Yayınları, Sayı 38, ss.9-21, Ekim 2005. FIKIRKOCA, Ekin (Ed.); Dünyada Borsa Şirketleşmeleri, Satın Alma ve Birleşmeleri, İstanbul, TSPAKB Yayınları, Temmuz 2011 HULBERT, H. Matthew; “The Powerful and Sometimes Secret World of Barter: How Barter Can Help You Grow Your Business”, 2011, CashFreeLiving.com (2012) İMKB GİP Kılavuzu, http://www.imkb.gov.tr/datum/gip/Gelişen%20İşletmeler %20Piyasası%20Kılavuzu.pdf İSO; “2011 Yılına İlişkin Ekonomik Durum Tespit Anketi”, İstanbul, Aralık 2011 KARALAR, Rıdvan, Genel İşletme, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını, No. 704, Eskişehir, 2001. KGF A.Ş., “Kredi Garanti Fonu Tanıtım Sunusu”, http://www.turkonfed.org/prog/kgf.pdf (Erişim: 19.6.2012) KOSGEB; “2011-2013 KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı, Ankara, Nisan 2011. KUTLU, Hüseyin A., GÜNER, Mehmet; Barter İşlemleri ve Muhasebeleştirilmesi, İstanbul, Mali Çözüm İSMMMO Yayın Organı, Nisan – Mayıs, Sayı: 75, 2006. KÜÇÜK, Orhan; Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2. Baskı 2005. MUCUK, İsmet, Modern İşletmecilik, Yenilenmiş 14. Baskı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, 2003. MÜFTÜOĞLU, M. Tamer; Türkiye‘de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler: Sorunlar – Öneriler, Ankara, Turhan Kitabevi, 4. Baskı, 1998. OKKA, Osman; Finansal Yönetime Giriş, Ankara, Nobel Kitabevi, 2. Basım, 2006. ONAL, Güngör, Temel İşletmecilik Bilgisi, 3. Baskı, Türkmen Kitabevi, 2000. ÖZDEMİR, Özdemir; Finansal Yönetim, İstanbul, Türkmen Kitabevi, 2. Baskı, 1999. ŞİMŞEK, M. Şerif ve Diğerleri, İşletme Becerileri Grup Çalışması, Gazi Kitabevi, Ankara, 2008. ŞİMŞEK, M. Şerif ve ÇELİK, Adnan, İşletme Bilimlerine Giriş, Konya, Eğitim Kitabevi, 18. Baskı, 2011. SABUNCUOĞLU, Zeyyat ve TOKOL, Tuncer; İşletme I ve II, Furkan Ofset, Bursa, 1997 SABUNCUOĞLU, Zeyyat ve TOKOL, Tuncer; İşletme, Bursa, Furkan Ofset, 2003. 143 SARIASLAN, Halil; Orta ve Küçük Ölçekli İşletmelerin Finansal Sorunları: Çözüm İçin Bir Finansal Paket Önerisi, İstanbul, Ankara: TOBB Yayınları, 1994. SEVILLA, Ramon C., SOONTHORNTHADA, Kusol; “SME Policy in Thailand: Vision and Challenges”, Thailand, Institute for Population and Social Research Mahidol University, Salaya Campus Nakhon Pathom, July 2000. SPK Tanıtım Kitapçığı, http://www.spk.gov.tr/displayfile.aspx?action=display file&pageid=846&ext=pdf&submenuheader=-1 TEKŞEN, Ömer; “Barter işlemlerinin Muhasebeleştirilmesi ve Vergilendirilmesinin Yeni Finansal Tekniklerle Karşılaştırılarak İncelenmesi: Bir Araştırma”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi, 2006. The New SME Defination; “User Guide and Model Declaretion”, Enterprise and Industry Puplications, European Commission, 2005. (Erişim; 30.05.2012) http://www.euresearch.ch/fileadmin/documents/PdfDocuments/SME_Definition_en.pdf TOBB Ekonomik Forum; “Özel Sektörlerin Geliştirilmesi, Bölgesel Bazdaki KOBİ’lerin İyileştirilmesi” Eğitim Programı: Osaka, Kinki (Kansai) Bölgesi, Japonya, Nisan 2010. TOSUN, Kemal, İşletme Yönetimi, Genel Esaslar, Cilt 1, İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü Yayını, İstanbul, 1990. TSPAKB; “Finansal Yönetim”, Sermaye Piyasası Faaliyetleri İleri Düzey Lisansı Eğitim Kılavuzu, İstanbul, 2011. TSPAKB; “KOBİ Finansmanı ve Borsa Dışı Teşkilatlanmış Piyasa Hakkında Rapor”, İstanbul, KOBİ’lerin Finansmanı Çalışma Platformu, 2.7.2003. TÜİK Yıllık İş İstatistikleri 2009 Yılı Verileri TÜİK 2003 – 2008 Sanayi ve Hizmet İstatistikleri TÜİK Girişim Özelliklerine Göre 2010 Yılı Dış Ticaret İstatistikleri UFRAD; 10 Soruda Franchise, (Erişim: 05.06.2012) http://www.franchisedunyasi.com /index.php?option=com_content&view=section&layout=blog&id=5&Itemid=50 UNCTAD; “Improving the Competitiveness of SMSs in Developing Countries: The Role of Finance to Enhance Enterprise Development”, Çev. Ahmet Kandemir, Ankara, Türkiye Kalkınma Bankası Yayını, Aralık 2003. USTA, Öcal; İşletme Finansı ve Finansal Yönetim, Ankara, Detay Yayıncılık, 2005. Vinde, V. Pierre; General Introduction to Environment for SMEs, OECD, 1999. YALÇINER, Kürşat ve Diğerleri, Finansal Teknikler ve Türev Araçlar, Ankara, Gazi Kitabevi, 2008. YONAR, Özlem; “KOBİ’lerin Dünya Ekonomisindeki Yeri”, Uşak Stratejik Gündem, Makale, http://www.usakgundem.com/yorum/2/kobilerin-d%C3%BCnya-ekonomi ssindeki-yeri.html (Erişim: 23.03.2012). Yasal Düzenlemeler Bankacılık Kanunu (5411 Sayılı) BDDK Kararı Karar Sayısı ve Tarihi: 2029 – 23.11.2006: 28.11.2006 ve 26360 Sayılı RG BDDK Kararı, Karar Sayısı ve Tarihi: 1997 – 12.10.2006: 17.10.2006 ve 26322 Sayılı RG Borsa Dışı Teşkilatlanmış Menkul Kıymetler Piyasalarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik; 18.3.2003 Tarih ve 25052 Sayılı RG Borsa Payları ve Takas ücreti Tarifesi Hakkında Genelge; Genelge No: 382, İstanbul, 13.12.2011 144 Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esaslar Hakkında Yönetmelik; 1.10.2006 Tarih ve 26315 Sayılı RG Finansal Kiralama Kanunu (3226 Sayılı); 26.6.1985 Tarih ve 18795 Sayılı RG Finansal Kiralama Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik; 28.4.1992 Tarih ve 21212 Sayılı RG İMKB Kotasyon Yönetmeliği; 24.06.2004 Tarih ve 25502 Sayılı Resmi Gazete İMKB GİP’te Piyasa Danışmanlığı Görevine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi; Genelge No: 327, İstanbul, 5.3.2010 İMKB GİP Yönetmeliği; 18.8.2009 Tarih ve 27323 Sayılı RG İMKB GİP İşlem Esasları Genelgesi; Genelge No: 348, İstanbul, 8.10.2010 KOBİ’lerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik; 18.11.2005 Tarih ve 25997 Sayılı RG Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilmesine İlişkin KHK; 27.6.1994 Tarih ve 26315 Sayılı RG Payları İMKB’de İşlem Gören Şirketlerin Kendi İstekleri İle Borsa Kotundan Çıkma İşlemlerinde Uyacakları İlke ve Esaslar; SPK’nin 30.7.2010 tarih ve 22/675 sayılı toplantısında kararı Payları Serbest İşlem Platformunda İşlem Görecek Halka Açık Anonim Ortaklıklara İlişkin Esaslar Tebliği; 11.2.2012 Tarih ve 28201 Sayılı RG SPK’nın Sermaye Piyasası Araçlarının Halka Arzında Satış Yöntemlerine İlişkin Esaslar Tebliği Seri: VIII, No: 66, m.12 SPK’nın Payların Kurul Kaydına Alınmasına ve Satışına İlş. Esaslar Tebliği; Seri I, No: 40 Toptan Satışlar Pazarında Yapılacak GİP İşlemleri Genelgesi; Genelge No: 360, İstanbul, 3.1.2011 Türk Ticaret Kanunu (6102 Sayılı) Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı; 19.6.2012 Tarihli ve 28328 Sayılı RG Faaliyet Raporları GİP A.Ş. 1.1.2006 – 31.12.2006 Faaliyet Raporu GİP A.Ş. 1.1.2007 – 31.12.2007 Faaliyet Raporu TSPAKB 1.1.2011 – 31.12.2011 Faaliyet Raporu İnternet Siteleri Atina Borsası: http://www.athex.gr/ SPK: http://www.spk.gov.tr/ BDDK: http://www.bddk.org.tr/ İMKB: http://www.imkb.gov.tr/ GTB: http://www.gumrukticaret.gov.tr/ NASDAQ: http://www.nasdaq.com/ KAP: http://www.kap.gov.tr/yay/ek/index.aspx KGF A.Ş.: http://www.kgf.com.tr/ KOSGEB: http://www.kosgeb.gov.tr/ TSPAKB: http://www.tspakb.org.tr/tr/ WIKIPEDIA: http://wiki.answers.com 145 EK-1: Yatırım Teşvik Uygulamasında Bölgeler229 1. Bölge 2. Bölge 3. Bölge 4. Bölge Ankara Adana Balıkesir Afyonkarahisar Adıyaman Ağrı Antalya Aydın Bilecik Amasya Aksaray Ardahan Bursa Bolu Burdur Artvin Bayburt Batman Eskişehir Çanakkale230 Gaziantep Bartın Çankırı Bingöl İstanbul Denizli Karabük Çorum Erzurum Bitlis İzmir Edirne Karaman Düzce Giresun Diyarbakır Kocaeli Isparta Manisa Elazığ Gümüşhane Hakkari Muğla Kayseri Mersin Erzincan Kahramanmaraş Iğdır Kırklareli Samsun Hatay Kilis Kars Konya Trabzon Kastamonu Niğde Mardin Sakarya Uşak Kırıkkale Ordu Muş Tekirdağ Zonguldak Kırşehir Osmaniye Siirt Kütahya Sinop Şanlıurfa Malatya Tokat Şırnak Nevşehir Tunceli Van Rize Yozgat Bozcaada ve Yalova Sivas 229 5. Bölge 6. Bölge Gökçeada İlçeleri 19.6.2012 Tarihli ve 28328 Sayılı Resmi Gazete ile yayımlanarak yürürlüğe giren: “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı”. http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/06/2012 0619.htm&main=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/06/20120619.htm 230 Bozcaada ve Gökçeada İlçeleri Hariç 146 EK-2/a: İMKB GİP Borsa Payı ve Takas Ücret Tarifesi231 GİP'TE YAPILAN İŞLEMLERDE BORSA PAYI ve TAKAS ÜCRETİNE İLİŞKİN TOPLU ÇİZELGE GİP İŞLEMLERİ A. GİP (Piyasa Yapıcı İşlemleri Hariç) Borsa Takas Payı232 Ücreti233 0,92125 0,075 0,46063 0,0375 0 0 0,92125 0,075 1 0 1) Emir İptali, Fiyat Kötüleştirme, Miktar Azaltımı235 1 0 236 0,25 0 1238 0 B. Piyasa Yapıcı İşlemleri 1) Piyasa Yapıcı İşlemleri (Kotasyonla) GİP’te Piyasa Yapıcı Olarak Atandığı Menkul Kıymet Sayısı: 1 veya 2 ise indirim oranı % 50 GİP’te Piyasa Yapıcı Olarak Atandığı Menkul Kıymet Sayısı: 3 ve üzeri ise indirim oranı % 100 2) Piyasa Yapıcı İşlemleri (Kotasyon Dışı)234 C. Takası Takasbank dışında gerçekleştirilen TSP işlemleri D. Takası Takasbank GİP'te yapılan diğer işlemler 2) Emir İptali, Fiyat Kötüleştirme, Miktar Azaltımı 3) Hatalı Emir Düzeltme Bildirimi237 231 Geçerlilik: 1.1.2012 http://www.imkb.gov.tr/Libraries/gip_borsa_paylari/gip_borsa_paylari.sflb.ashx Borsa Payları ve Takas ücreti Tarifesi Hakkında, Genelge No: 382, İstanbul, 13.12.2011 232 İşlem Hacmi Üzerinden Yüz Binde 233 İşlem hacmi üzerinden yüz binde: Bu tarife, İMKB Takas ve Saklama Merkezleri Yönetmeliği’nin 8. maddesi uyarınca belirlenmiştir. Borsa payı alınmayan, takas işlemine konu olmayan, takası Takasbank dışında gerçekleştirilen işlemler üzerinden takas ücreti tahakkuk ettirilmez (üye veya üye müşterisi bazında yapılan netleştirme takasın Takasbank dışında gerçekleştirildiği anlamında değildir). 234 Herhangi bir indirim uygulanmamaktadır. 235 Cari fiyat seviyesindeki emirlerde 236 Normal emirlerde 237 Oransal ve maktu ücret alınır. 238 Her bildirim için ek olarak 1 TL 147 EK-2/b: İMKB GİP Borsa Payı ve Takas Ücret Tarifesi A. GİP BORSA PAYI KALEMLERİNE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR 1) Borsa payı, Müşteri/Portföy/Fon ayrımı olmaksızın işlem hacminin belirli bir oranı kadar uygulanır. Yürürlükteki oran 0,92125/100.000’dir. 2) İLAVE BORSA PAYI (Hatalı Emir Düzeltme Bildirimi): a. Hiç işlem görmeyen ancak hatalı olup üye tarafından düzeltilmek istenen her emir için sadece maktu ücret tahakkuk eder (Maktu ücret). b. Kısmen işlem görmüş emirlerde, hem emir başına maktu ücret hem de işleme dönüşen kısım üzerinden hesaplanacak Borsa payı oranındaki oransal ücret tahakkuk eder (Maktu ücret239 + Oransal ücret240). c. c) Tümüyle işleme dönüşmüş emirlerde, emir başına maktu ücretle birlikte işlem hacmi üzerinden Borsa payı oranı esas alınarak hesaplanan oransal ücret tahakkuk eder. (Maktu ücret + Oransal ücret) 3) FARKLILAŞTIRILMIŞ BORSA PAYI ORANLARI: Piyasa yapıcı üyenin, Sisteme gireceği kotasyon emirleri ile gerçekleşecek işlemlerine tahakkuk edecek Borsa payı hesabında "Borsa Payı İndirim Oranı", piyasa yapıcı olarak atandığı menkul kıymet sayısı 1 veya 2 ise %50, 3 ve üzeri ise %100 olarak uygulanır. 4) EMİR İPTALİNE İLİŞKİN ÜCRETLENDİRME: Sistemde emrin tamamen iptal edilmesi veya emir miktarının azaltılması durumunda azaltılan her bir emrin azaltılan kısmının ve iptal edilen emrin tamamının TL hacminden MİLYONDA 2,5241 oranında ücret alınmaktadır. 5) Finansal Faaliyet Harcı: Borsamızın 8.3.2007 tarih ve 2434 sayılı Genel Mektubunda belirtildiği üzere 6.3.2007 tarih, 26454 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5582 numaralı Kanun'un 33. maddesi uyarınca 6.3.2007 tarihi dahil olmak üzere bu tarihten itibaren Finansal Faaliyet Harcı kaldırılmıştır. B. GİP AYRINTILI TAKAS ÜCRETİ HESAPLAMASINA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR 1. GİP'te gerçekleştirilen işlemlere tahakkuk ettirilecek borsa payının belirli bir oranının İMKB Takas ve Saklama Bankası A.Ş.'ye takas ücreti olarak ödenmesi uygulamasına 1.7.2011’den itibaren başlanmış ancak bu uygulama 1.1.2012’den itibaren yeni Takas Ücreti Tarifesi kapsamında güncellenmiştir. 2. Takas ücreti hesaplamasına dahil edilen borsa payı kalemleri: Borsa Payı (+Takası Takasbank'ta yapılan TSP) + Piyasa Yapıcı (Kotasyon) + Piyasa Yapıcı (Kotasyon Dışı) 3. Takas ücreti hesaplaması dışında kalan borsa payı kalemleri: Takası Takasbank dışındaki TSP işlemleri + Hatalı Emir Düzeltme Bildirimleri ve Emir iptal/miktar azaltımı/kötüleştirmeleri. 239 Maktu ücret, emir başına 1 TL’dir. Oransal ücret, işleme dönüşen kısma 1/100.000 (yüzbinde bir) oranı uygulanarak bulunan tutardır. 241 Normal emirlerde bu oran geçerli iken Cari fiyat seviyesindeki emirlerde ise “yüzbinde bir”dir. 240 148 EK-3: GİP Listesi’ne Başvuru Esnasında Gerekli Bilgi ve Belgeler (İMKB GİP Yönetmeliği, m.6-7): a. PD Raporu, b. SPK’den alınan Kurul Kayıt Belgesi c. GİP Listesi’ne ilave kabul bilgi formu d. Şirket ve PD arasında imzalanan “PDA e. Halka arza veya tahsisli satışa ilişkin satış sonuçları, f. Borsa tarafından talep edilecek diğer bilgi ve belgeler, g. Şirket ve PD tarafından imzalanan “Şirket Bilgi Formu”, h. Varsa aracı kuruluşlar ile yapılan anlaşmaların örnekleri, i. Şirketi ve PD’yi temsile yetkili kişilerin noter onaylı imza sirküleri, j. PD ile şirketçe imzalanmış “GİP Listesi’ne kabul başvuru dilekçesi”, k. Şirket ve PD tarafından imzalanan noter onaylı “Onay ve Uyumluluk Beyanı”, l. Kabul başvurusunda bulunulan payların MKK’ca kaydileştirildiğine ilişkin belge, m. Şirket tarafından imzalanan noter onaylı “Borsada İşlem Görme Taahhütnamesi”, n. Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) sertifika başvurusunda bulunulmuş olmalı, o. Son yıla ait dönem sonu finansal tabloları ile bunlara ilişkin bağımsız denetim raporu, p. Kuruluş ana sözleşmesi ile değişikliklere ait Sicil Gazetesi nüshaları ve en son ana sözleşme, q. Şirketin kamuyu aydınlatma ve yatırımcı ilişkileri amacı ile kullanacağı internet sitesi adresi, r. Ana sözleşmedeki pay gruplarına ve bunlara tanınan imtiyaz ve kısıtlamalara ilişkin bilgiler, s. Nama yazılı paylar varsa devir ve temlikinde beyaz cironun kabul edildiğine dair şirket kararı t. İhracın halka arz yöntemi ile yapılması durumunda SPK onaylı izahname ve sirküler;tahsisli satış yöntemi ile yapılması durumunda “GİP İşlem Görme Bilgi Formu”, u. Başvuran şirketin A.Ş. olması, kuruluş ve faaliyet bakımından hukuki durumu ile paylarının hukuki durumunun tabi olduğu mevzuata uygun olduğuna dair hukuki görüş belgesi, 149 ÖZET YATBAZ, Ayhan. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) Halka Arz Yoluyla Finansmanı: Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP), Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2012. Bu tez çalışmasının amacı, KOBİ’lerin uzun vadeli fon ihtiyacının halka arz yoluyla karşılanmasında KOBİ borsası işlevi gören İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Gelişen İşletmeler Piyasası’nın (GİP) rolünü ve önemini ortaya koymaktır. KOBİ’lerin uzun vadeli finansman sorunu kapsamında halka arz yoluyla finansman, Türkiye ve dünyada KOBİ borsası uygulamaları ve İMKB GİP gibi konular bu tez çalışmasının belli başlı araştırma alanlarını oluşturmaktadır. Bu tez çalışması bir durum tespiti ortaya koymayı amaçlamadığı için bu çalışmanın oluşturulmasında herhangi bir veri toplama aracına başvurulmamıştır. Bu tez çalışmasında kullanılan veriler; kütüphane ve ev ortamındaki kitaplar, ulusal ve uluslararası alanda yayınlanmış akademik makaleler, yasal düzenlemeler, kurum ve kuruluşlara ait internet siteleri ve yüksek lisans ve doktora tezleri kullanılarak oluşturulmuştur. Bu tez çalışmasında öncelikle KOBİ’lerin tanımı, özellikleri ve ülke ekonomileri içindeki yeri ve önemi, ardından KOBİ’lerce yaşanan finansman sorunları ve bunların çözümünde kullanılan finansman yöntemleri ele alınıp incelenmiştir. Bu incelemeler ışığında KOBİ’lerin uzun vadeli fon ihtiyacının karşılanmasında halka arz yoluna gidilmesinin uygun bir tercih olacağı ve bu konuda KOBİ borsasının önemli rol oynadığı ortaya konmuştur. Bu bağlamda öncelikle dünya KOBİ borsaları ele alınmış ardından Türkiye’deki İMKB GİP uygulaması çeşitli boyutlarıyla ele alınıp incelenmiştir. Anahtar Sözcükler: 1. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) 2. KOBİ’lerin Uzun Vadeli Finansal Sorunu 3. Sermaye Piyasaları 4. Halka Arz Yoluyla Finansman 5. Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP) 150 ABSTRACT YATBAZ, Ayhan. Financing of Small and Medium Enterprises (SMEs) through Initial Public Offering (IPO): Growing Companies Market (GCM), Master Thesis, Ankara, 2012. The aim of this thesis is to put forth the role and importance of İstanbul Stock Exchange (ISE) Growing Companies Market (GCM) in financing of SMEs through initial public offering (IPO). Financing through IPO, SMEs exchanges applications in Turkiye and in the world, and ISE-GCM are some of the topics of this thesis. Any data collection tool was not used for the creation of it as this thesis is not intended to demonstrate a situation analysis. The data used in this thesis was created using library and home books, academic articles published in national and international arena, legal regulations, websites of institutions and organizations, and the master's and doctoral theses. In this dissertation, firstly, the definition of SMEs, features, role and importance in the economies of countries is mentioned, later, financial problems experienced by SMEs and financing methods used to solve them. In the light of these observation, it is put forth that preferrence for IPO is an appropriate decision in order to respond the need of long-term funding for SMEs and SME exchange has been playing a major role in this respect. In this context, first it is focused on SME exchanges in the world, later various aspects of ISE-GCM in Turkiye is discussed. Key Words: 1. Small and Medium Enterprises (SMEs) 2. Long Term Financial Problem of SMEs 3. Capital Markets 4. Financing through Initial Public Offering (IPO) 5. Growing Companies Market (GCM) 151