T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TURİZM – DIŞ POLİTİKA İLİŞKİSİ; TÜRKİYE ÖRNEĞİ YÜKSEK LİSANS TEZİ HAZIRLAYAN Kayhan Taner ÖZEN TEZ DANIŞMANI Doç. Dr. Mehmet ŞAHİN Ankara 2013 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TURİZM – DIŞ POLİTİKA İLİŞKİSİ; TÜRKİYE ÖRNEĞİ YÜKSEK LİSANS TEZİ HAZIRLAYAN Kayhan Taner ÖZEN TEZ DANIŞMANI Doç. Dr. Mehmet ŞAHİN Ankara 2013 ÖNSÖZ Uluslararası politika disiplininin, akademik çalışmalarda, turizm olgusunu yeterince ele alınmadığı görülmektedir. Turizm faaliyetlerine genelde ekonomik yönünden bakılmış, devletlerin ise daha çok turizm yatırım politikaları ele alınmıştır. Devletlerin dış politikalarına etkisi açısından uluslar arası turizm realitesi yeterince ele alınıp değerlendirilmemiştir. Daha çok uluslar arası turizm faaliyetleri sonucu artan insani ilişkiler nedeniyle Dünya barışına yapacağı katkılar dillendirilmiştir. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Genel Sekreteri Sn. Taleb Rıfai de BM DTÖ Kent Turizmi Küresel Zirvesinde 15 Kasım 2012 tarihinde yaptığı konuşmada uluslar arası turizmin Dünya barışına yaptığı katkıya önemle değinmiştir. Uluslar arası turizm - dış politika ilişkileri bağlamında ele alınan araştırmalarda ise daha çok bir diplomasi aracı olarak uluslar arası turizm ele alınmıştır. Fakat turizm sektörünün ya da faaliyetlerinin ülkelerin dış politikalarına etkisi yeterince ele alınmamıştır. Halbuki, Dünya’da her yıl bir milyar insanın şu ya da bu sebeple farklı ülkelere seyahatler yapması uluslar arası ilişkiler ve uluslar arası politika tarafından göz ardı edilemeyecek bir olaydır. Nitekim uluslar arası ilişkiler bireylerin uluslar arası alanda ortaya çıkan faaliyetleri sonucunda vücut bulmuş bir disiplindir. Uluslararası turizme uluslararası politika tarafından bakış ise “turizm bir ülkenin uluslararası arenada tanıtımı için etkili bir yoldur“,”her turist gönüllü bir elçidir”, “turizm ulusları birbirine iyi tanıtarak yakınlaştırır ve Dünya’ya barışına katkı sağlar”, “turizm farklı kültürleri kaynaştırarak ayrımcı politikaları ortadan kaldırır”, gibi sloganlardan öteye pek fazla gitmemiştir. Uluslararası turizmin ve onun aktörlerinin gücü uluslararası politika tarafından ele alınıp yeterince değerlendirilmemiştir. Bu tezde öncelikle uluslararası bir aktivite olarak turizm ele alınmıştır. Dünya’nın en geniş istihdam sağlayan sektörünün uluslararası boyutları ortaya konularak tezin uluslararası politika ile bağlantısı belirtilmiştir. Daha sonra uluslar arası turizmin ülkelerin dış politikalarına etkileri ele alınmıştır. ii Ülkelerin dış politikalarına etki eden uluslararası turizmin aktörleri tanımlanmaya çalışılarak son bölümde Türkiye’nin dış politikasına uluslar arası turizmin etkileri irdelenerek sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Tezin konusunun belirlenmesinde, çerçevesinin çizilmesinde ve kuramının ortaya çıkarılarak hazırlanmasında yaptığı çalışmalarından dolayı tez danışmanım Doç. Dr. Mehmet ŞAHİN’e teşekkür etmek isterim. Türkiye’de turizm eğitimi konusunda yaklaşık yirmi yıldır faaliyette olan Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi tezin hazırlanmasında gereken kaynakların önemli bir kısmını sağlamıştır. Fakat benim fakülte yıllarında tanıştığım, 1988 yılında da çalışmaya başladığım, 1956 yılında kurulan ve halen 1989 yılında birleştiği Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. olarak faaliyetini sürdüren ve turizm sektörüne finansman desteği veren T.C. Turizm Bankası A.Ş. (TURBAN)’nin bana verdiği turizm kültürü ile bu tezin hazırlanması fikrini ortaya çıkarmıştır. Ülkemizde turizm adına ne varsa içinde emeği olan ve ülkemize tarif edilemeyecek katkılar sağlayan, ama artık meslek hayatımı sürdürdüğüm Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. olarak yaşayan TURBAN’a teşekkür ederim. Ankara,2012 Kayhan Taner ÖZEN iii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ............................................................................................................i İÇİNDEKİLER ................................................................................................iii GRAFİKLER LİSTESİ ....................................................................................v GİRİŞ ..............................................................................................................1 BİRİNCİ BÖLÜM ULUSLARARASI BİR AKTİVİTE OLARAK TURİZM 1.1. ULUSLARARASI BİR AKTİVİTE OLARAK TURİZM ............................. 8 1.1.1. Tarihçe ............................................................................................. 8 1.2. ULUSLARARASI TURİZMİN BUGÜNÜ ................................................ 11 1.3. ULUSLARARASI TURİZMİN GELECEĞİ ............................................. 22 1.3.1. Ücretli Tatil Hakkının Yaygınlaşması ............................................. 26 1.3.2. Kişi Başına Turizme Ayrılan Harcamaların Artması ....................... 29 1.3.3. Ulaştırma Alanındaki Gelişmeler .................................................... 32 1.3.4. İletişim Alanındaki Gelişmeler ........................................................ 33 1.3.5. Yeni Destinasyonlar ....................................................................... 35 1.3.6. Mevzuatta Sağlanan Birlik ............................................................. 35 1.3.7. Kentleşme ...................................................................................... 36 1.3.8. Terörizm......................................................................................... 37 İKİNCİ BÖLÜM ULUSLARARASI TURİZMİN ÜLKELERİN DIŞ POLİTİKALARINA ETKİLERİ 2.1. ULUSLAR ARASI İLİŞKİLER KONUSU OLARAK TURİZM ................ 39 2.2. DIŞ POLİTİKA FAKTÖRÜ OLARAK ULUSLARARASI TURİZM ......... 40 2.3. ULUSLARARASI SİSTEMİ YAPILANDIRAN BİR OLGU OLARAK ULUSLARARASI TURİZM .................................................................... 45 2.4. ULUSLAR ARASI TURİZM MEVZUATINDA STANDARTLAŞMA ....... 46 iv 2.5. DEVLETLERİN DIŞ İŞLERİNİ YÖNETEN KURUMLARIN ULUSLARARASI TURİZMİN İHTİYAÇLARINA GÖRE YAPILANMASI ...................................................................................... 48 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ÜLKELERİN DIŞ POLİTİKALARINI YÖNLENDİREN TURİZM AKTÖRLERİ 3.1. YEREL AKTÖRLER; OTEL SAHİPLERİ, ACENTALAR, SENDİKALAR ....................................................................................... 51 3.2. ULUSLAR ARASI AKTÖRLER; TOPTANCI ACENTALAR, ZİNCİR OTEL YATIRIMCILARI, UÇAK ŞİRKETLERİ .......................... 55 3.3. HÜKÜMETLER ...................................................................................... 57 3.4.DÜNYA TURİZM ÖRGÜTÜ .................................................................... 58 3.4.1.Dünya Turizm Örgütünün Hedefleri ................................................ 59 3.4.2. Örgütün Tarihçesi .......................................................................... 60 3.4.3. Dünya Turizm Örgütü’nün Yapısı ................................................... 61 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM TÜRKİYE CUMHURİYETİ DIŞ POLİTİKASINA TURİZMİN ETKİLERİ 4.1. RUSYA FEDERASYONU-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ .................................. 70 4.2. İRAN – TÜRKİYE İLİŞKİLERİ ............................................................... 80 4.3. TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ ................................................................... 84 4.4. TÜRKİYE – İSRAİL İLİŞKİLERİ ............................................................ 97 SONUÇ .......................................................................................................102 KAYNAKÇA ...............................................................................................113 ÖZET ..........................................................................................................122 ABSTRACT ................................................................................................123 v GRAFİKLER LİSTESİ Grafik 1: Dünya’da Uluslararası Turist Sayıları ............................................ 12 Grafik 2: Dünya’da Uluslararası Turizm Gelirleri .......................................... 13 Grafik 3: Dünya’da Turizm Geliri İlk On Ülke ............................................... 15 Grafik 4: Dünya’da Gelen Yabancı Turist Sayısında İlk 10 Ülke .................. 18 Grafik 5: Ziyaretin Amacına Göre Uluslararası Turizm ................................. 20 Grafik 6: Uluslararası Turizmde Ulaştırma Vasıtaları ................................... 21 Grafik 7:Yıllara Göre Dünya’da Uluslararası Turist Sayısı ........................... 24 Grafik 8: Uluslararası Turizmin Gelişim Tahmini .......................................... 25 Grafik 9: Dünya’da Turist Sayısı ve Turizm Gelirleri 2023 Öngörüsü. .......... 26 Grafik 10 : Almanya’da Çalışanların Yıllık Tatil Hakkı Gelişimi. ................... 27 Grafik 11: Almanya’da Çalışanların Yıllık Tatil Hakkı Gelişimi. .................... 28 Grafik 12: Almanya’da Hane Geliri ve Harcamalarının Gelişimi. .................. 30 Grafik 13 : Almanya’da Yurtiçi, Yurtdışı Tatil Tercihleri. ............................... 31 Grafik 14: Türkiye’de Turist Sayısı ve Turizm Gelirleri 2023 Yılı Öngörüsü. .................................................................................. 66 Grafik 15: Türkiye’nin 2023 Yılına Kadar Gelen Turist Sayısında Beklenen Gelişme Öngörüsü. .................................................... 67 Grafik 16: Türkiye’nin 2023 Yılına Kadar Turizm Gelirleri Öngörüsü............ 69 Grafik 17 : Rusya’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayıları ................................ 75 Grafik 18 : 2011 Yılı Türkiye’ye Gelen Turistlerin Dağılımı .......................... 76 Grafik 19 : İran’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı ...................................... 82 Grafik 20 : Avrupa Birliğinden Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı ...................... 89 Grafik 21 : Almanya’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı .............................. 91 Grafik 22 : İngiltere’den Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı ............................... 93 Grafik 23 : Fransa’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı ................................. 95 Grafik 24 : İsrail’den Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı .................................. 100 Grafik 25: Uluslar Arası Turizm Harcaması Sıralamasında İlk On Ülke ..... 108 Grafik 26: Uluslar Arası Turizm Harcaması Yüksek Olan On Ülkenin Nüfus – Kişi Başı Uluslar Arası Turizm Harcaması Karşılaştırması. ........................................................................ 109 Grafik 27: Kişi Başı Ortalama Turizm Geliri ............................................... 112 GİRİŞ Ekonomilere uluslararası turizm kadar ucuza katma değer katan, istihdam sağlayan, döviz getiren çok az sektör vardır. Turizm Dünya’nın en büyük endüstrisi olarak görülmektedir.1 Bütün turizm hizmetleri ve ürünleri bir ihracattır ve ülke içinde tüketildiği için bu ürünlerin nakliyeye ve dağıtım ağına ihtiyacı yoktur. Ayrıca uluslararası turizm döviz sağlar ve satın alma gücünü bütün ülkeye, bireylerine yayar. Sağladığı sosyal fayda bakımından turizm Dünyanın en önemli ekonomik aktivitesi olmuştur.2 Turizm ve uluslar arası turizm nedir? Turizm aktivitesi, bir bireyin, bir amaç uğruna yaşadığı, ikamet ettiği bölgeden konaklamayı da içerecek şekilde uzun bir süreliğine ayrılarak seyahat edip ikamet ettiği yere dönmesidir. Eğer bu seyahat ülkeler arasında yapılıyor ise bu bir uluslararası turizm aktivitesidir. Kelime anlamı olarak turlamak, gezmekten gelen turizm aktivitesi üç öğeden oluşmaktadır. Bunlar amaç, yolculuk ve konaklamadır. Uluslararası turizm ülke içine ve ülke dışına kendi vatandaşlarının yaptığı faaliyeti de kapsar.3 İnsanlar bir amaç uğruna bulundukları bölgeden uzaklara seyahat ederler. Bu amaç kimi zaman bir iş yapmak, kimi zaman dini bir ziyaret yapmak ya da istediği bir yeri görmektir. Günümüz dünyasında, televizyon, internet gibi etkin iletişim araçları sayesinde, bilginin paylaşımının artması ile geniş kitleler turizm aktivitesine katılır olmuşlardır. Ayrıca insanların seyahat amaçlarında da çeşitlilikler olmuştur. Bir Rus vatandaşı ailenin Alanya’da bir otelde konaklayarak tatil yapmak için Sibirya’daki evinden ayrılıp önce sekiz saat Moskova’ya uçması, oradan da Antalya’ya uçması bir uluslararası turizm faaliyeti olarak normal bir durumdur. Bu aileye Alanya’da tatil yapma kararını aldıran karmaşık bir süreçtir ve iki ya da daha fazla ülkeye bağlı aktörler bu süreçte etkin olmaktadır. Burada Türkiye’nin coğrafyasının farklılığı ve 1 Colin M. Hall,Tourism and Politics: policy, power, and place,Wiley, Canberra, 1994, s. 1. François Vellas and Lionel Becherel, International Tourism: An Economic Perspective, Mac Millan Business, 1995, London, s. xxıı. 3 Vellas ve Becherel, a.g.e., s. 1-5. 2 2 cazibesi çekim yaratmakta, Rusya’nın vatandaşı bu cazip yerde bir süre yaşamak istemekte, belki üçüncü bir ülkenin seyahat acentesi ve havayolu şirketi bu faaliyeti organize edip taşımaktadır. Turizm ve uluslararası turizm için bir yolculuk gereklidir. Mesafeler uzun olduğu için bu yolculuk çoğu zaman hava yoluyla olmaktadır. Hava yoluyla ya da deniz, demir, kara yoluyla milyonları taşımak pahalı yatırımları gerektiren ve yine çok aktörlü karmaşık bir süreçtir. İki farklı ülke arasında insanlar taşınacak ve belki bu işi de üçüncü bir ülkenin hava, kara, deniz ya da demiryolu taşıma şirketleri yapacaktır. Bir seyahatin turizm aktivitesi olmasının temel taşı bir gecelemeyi içermesidir Konaklama; seyahat eden insanın vazgeçilmez ihtiyacıdır. Tarih boyunca çadır kamplarından, hanlara, kervansaraylara, otellere değin çeşitli değişimler geçirse de turizm aktivitesinin en önemli aşamasıdır. Turizm hizmetinden gelir sağlayan ülkeler bu uğurda milyarlarca dolar yatırım yapmaktadırlar. Amaç; kendi ülkesinden, özellikle de başka ülkelerden gelen turistlerin konaklamasını sağlayıp gelir elde etmektir. Örneğin Türkiye son 20 yılda uluslararası turizmin hizmetine sokmak için yaklaşık 1.000.000 yatak inşa etmiş ve altyapı hariç 30 milyar dolar yatırım yapmıştır.4 2011 yılında Dünyada 980 milyondan fazla kişi uluslararası turizm aktivitesine katılmıştır. Bu aktivitenin yarattığı turizm geliri 2010 yılında 919 Milyar US dolar olmuştur.5 Yani 980 milyon insan herhangi bir turizm aktivitesi amacıyla ülkesinden ayrılmıştır. Dünyanın herhangi bir bölgesinde herhangi bir ülkeye turistik amaçlarla gitmek mümkündür ve çok kolaydır. Devletler turizmin gelişmesine paralel olarak bu aktiviteyi kolaylaştıracak düzenlemeler yapmakta ve yasalarını uluslararası kabul görmüş normlara uygun hale getirmeye çalışmaktadırlar. 4 Turizm Raporu (Erişim) http://www.kulturturizm.gov.tr/TR/Genel/dg.ashx?DIL=1&BELGEANAH= 242656& DOSYAISIM= sonturizmraporu.DOC 21.02.2010 s., 2. 5 UNWTO World Tourism Barometer, Cilt 8, Sayı 1, Ocak 2010, (Erişim) http://www.unwto.org/facts/eng/pdf/barometer/UNWTO_Barom10_1_en.pdf, 25 Eylül 2010 s., 1. 3 Uluslararası turizm yarın nasıl olacaktır. Bunu anlamanın en kolay yolu ulaşımda yaşanan bir gelişmeye göz atmaktan geçecektir. Airbus firması yeni bir uçağını hizmete sokmuştur. A380. Bu uçak tamamı ekonomi sınıfı olarak düzenlendiğinde (A380-900 modeli) 960 kişi taşıyabilmektedir ve kişi başı uçuş maliyetlerini %20 oranında belki de daha fazla düşürmesi beklenmektedir.6 Böylece uluslararası turizmin en önemli ayağı olan ulaştırma daha da kolaylaşacak, ucuzlayacak ve uluslararası turizm daha fazla kişiye hitap edecektir. Büyüyen sektörle birlikte bu sektörün aktörleri olan otel yatırımcılarının, seyahat acentesi işletmecilerinin ve ulaşım şirketlerinin ülke ekonomilerindeki yeri güçlenecek ve ulusal/uluslararası politikalara etkileri daha da artacaktır. Türkiye’de de istihdama çok büyük katkı sağlayan turizm sektörü (özellikle uluslararası turizm), 20 yıldır istikrarlı bir şekilde büyümektedir. Üstelik Türkiye turizm sektöründe potansiyellerini tam olarak değerlendirememektedir. Kültür turizmi konusunda Türkiye, coğrafyası ve tarihiyle, henüz açılmamış bir hazine sandığı gibidir. Avrupa ve Asya kıtalarını birbirine bağlayan muazzam bir köprü olan Anadolu kültürü ile Avrupa ülkelerini binlerce yıldır etkilemiştir.7 İki büyük Dünya İmparatorluğuna ev sahipliği yapmış İstanbul uluslar arası turizm için sonsuz bir kültürel değerler kaynağıdır. Sadece tarihi yapıları ya da eserleri ile değil değişik kültürlerden, halklardan, dinlerden, sosyal yapılardan gelen nüfusu ile İstanbul onlarca yıl uluslararası turizmin odağı olacak bir şehirdir. İstanbul yılda 50 milyon turisti çekebileceğini düşünmek abartılı bir öngörü değildir. Nitekim şehre bugün iki havaalanı hizmet vermektedir ve üçüncüsü de planlanmaktadır. Diğer Anadolu şehirleri, Mardin, Urfa, Ankara, Konya, Trabzon ve Kapadokya Bölgesi iyi bir pazarlama ile milyonlarca turisti Türkiye’ye çekecek potansiyeldedirler. 6 Airbus A380, (Erişim) http://en.wikipedia.org/wiki/Airbus_A380#Improved_A380-800, 25 Eylül 2010, s., 3. 7 Yüce, Nilgün, Tourismus und Kulturelle Spurensuche, Ergon Verlag,Würzburg, 1995, s.17. 4 Türkiye bu açıdan bakıldığında uluslar arası turizmde gitmesi gereken yolun ancak üçte birini gitmiştir. Ülkemizin her bölgesinin yerel yöneticileri ve halkı kendi turizm potansiyellerini keşfetme ve bu potansiyelden ekonomik yarar sağlama çabalarına girmişlerdir. Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, Şanlıurfa’da yeni kazılan Göbeklitepe ören yerinde Dünya’nın en eski tapınağı olduğu tahmin edilen bir yapının ortaya çıkarıldığının anlaşılması üzerine, bu antik kent buluntuları bölge idarecileri tarafından turistik önemleri ile değerlendirilmektedir.8 Yeni ortaya çıkarılan bu antik yerleşim birimi Gaziantep’te yer alan Zeugma kenti ile kıyaslanmakta ve arkeolojik olarak daha önemli olduğu için Zeugma’dan fazla turistin bölgeye gelmesi beklenmektedir. İl idarecileri de bu gelişmeden uluslararası turizm yoluyla bölgesel kalkınma için bir fırsat beklenmektedirler. Bu örnekten de görüleceği üzere turizm ve turizmin getirileri toplumun ve kamu yönetiminin bütün seviyelerinde anlaşılmış ve kabul görmüş durumdadır. Türkiye’deki mevcut turizm faaliyetlerinin kapasitesinin en az üç katı gelişme potansiyeli taşıyan turizm sektörü hükümetlerin politikalarına da yön vermektedir. Yatırım politikaları, teşvik politikaları, güvenlik politikaları, ulaşım politikaları turizm sektörünün ihtiyaçlarını ön planda tutmaktadır. Örneğin turistik tesislere düzenlenebilecek bir terörist saldırı büyük bir korku kaynağıdır. Kimse sektörün zarar görmesini istememektedir. Dolayısıyla güvenlik politikaları ve yatırımlarında turistik bölgelere özel önem verilmektedir. Ulaşım politikaları turizm sektöründeki gelişmeleri öngörerek planlanmaktadır. Örneğin Antalya bölgesine ulaşan yol ağlarının iyileştirilmesi öncelikle ele alınmaktadır. Antalya’nın enerji ihtiyacı öncelikle karşılanmaya çalışılmaktadır. Yeni yatırımlara verilen teşvikler içinde turizm yatırımları öncelikli yerini korumaktadır.9 Turizm yatırım alanlarının planlanması, altyapı yatırımlarının gerçekleştirilmesi, özel sektörün turizm yatırımlarına arazi tahsisi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından planlanmakta ve hayata geçirilmektedir. Geçmişte uygulanan teşvik tedbirlerine göre azalsa da 8 Göbeklitepe, (Erişim), http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%B6beklitepe 10 Nisan 2012. T.C. Ekonomi Bakanlığı, Yeni Teşvik Sistemi, Yatırımlarda Devlet Yardımları, (Erişim): http://www.ekonomi.gov.tr/upload/459D1E1B-AD17-FF9AA40AC03569331A85/6_Nisan_Sunum_son.pdf s. 38-39. 10 Nisan 2012 9 5 mevcut teşvik uygulamaları hala turizm yatırımlarını özel sektör için cazip kılmaktadır. Mevcut teşvikler yatırımın yeri ve bölgesine göre değişmekle birlikte, vergi istisnaları, yatırım yeri tahsisleri, sigorta pirimi destekleri gibi destekleri kapsamaktadır. Ülkelerin ekonomileri ve sosyal yaşamları için bu kadar önemli olan bir sektörün hükümetlerin dış politikalarını etkilememeleri beklenemez. Uluslar arası turizm, özellikle ekonomik olarak uluslararası turizme bağlı ülkeler için, dış politikada belirleyici bir faktördür. Savaşların, çatışmaların ya da gerginliğin olduğu bölgelerde uluslararası turizm yapmak mümkün değildir. Hükümetler potansiyel uluslararası ihtilaflardan turizm sektörünü korumak için kaçınmalıdırlar. Hükümetler kendilerine turist gönderen ülkelerle ikili ilişkilerini iyi tutmak durumundadırlar. Turizm sektörüne katkı sağlayacak uluslararası organizasyonlara, örgütlere, anlaşmalara, yasal düzenlemelere ya da diğer yapılanmalara katılmak ve desteklemek turizm yatırımcısı ülkeler için hayati önem taşımaktadır. Nitekim Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nde Birleşmiş Milletlere üye hemen her ülke temsil edilmektedir. Turizm sektörünün beklentileri de Türkiye’nin dış politikasının şekillendirilmesinde önem arz etmektedir. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği mücadelesi turizm sektörü için de önem taşımaktadır. Avrupa Birliği içerisindeki uluslararası turizm faaliyetlerinin daha kolay ve yoğun olduğu ortadadır. Türkiye’nin uluslararası turizmdeki rakibi ülkeler olan İspanya, Fransa, Yunanistan ve İtalya’nın birlik üyesi olmakla sağladığı avantajlar Türk turizm yatırımcısı tarafından da takip edilmektedir ve turizm sektörü Avrupa Birliğine üyeliği hararetle desteklemektedir. Öte yandan Rusya ile Türkiye’nin dış politika ilişkilerinde turizm temel taşlardan biridir. Yılda 3,5 milyon Rus turisti ağırlayan Türkiye için Rusya vazgeçilmez bir pazardır. Ekonomik getirisine bakıldığında turizm sektörünün beklentileri Rusya ile Türkiye arasındaki diğer dış politika öğelerinden daha önemlidir. Rusya’nın Çeçenistan sorunu ve politikaları Türkiye tarafından daha soğukkanlılıkla algılanmaktadır. Türkiye bu konudaki gelişmelere müdahil olmamaya özen göstermektedir. 6 İran Türkiye ilişkileri son yıllarda yakınlaşmaktadır. Bu gelişmede turizmin payını göz ardı etmek mümkün değildir. 1,9 milyon İranlı turist sektör için vazgeçilmezdir. Üstelik İran’dan Türkiye’ye yönelik turizm talebi son yıldır sürekli artmaktadır. İran’ın turizm pazarı Türk turizm sektörüne çeşitlilik ve rekabet gücü getirmesi bakımından özellikle önemlidir. İran’dan gelen turist sektörün pazarlama gücünü artırmakla birlikte, yüksek sezon dışında düşük sezonlara da yayıldığı için marjinal getirisi daha da yüksek olmaktadır. Üstelik İranlı turistlerin kişi başı harcama potansiyellerinin de yüksek seyrettiği sektör tarafından iyi izlenilmektedir. Son yıllarda Orta Doğu’da yaşanan gelişmeler (İsrail’in Gazze politikaları) ülkelerin dış politikalarında da etkilerini göstermiş, İsrail ile Türkiye ilişkilerine de olumsuz yansımalarda bulunmuştur. İsrail ile ilişkilerin gerilmesinin sonuçlarını ilk önce turizm sektörü test etmiş ve İsrail’den ülkemize yönelik olan turizm aktivitesindeki düşüş ile test edilmiştir. Nitekim yaşanan gerilim sonucu İsrail’den Türkiye’ye gelen turist sayısı 2009 yılında birden bire önemli ölçüde düşmüştür. Doğal olarak turizm sektörünün temsilcisi olan aktörler (turizm birlikleri, dernekleri) gerilimin giderilmesi için bir çalışma yapılmasını hükümetten istemişlerdir ve bu talepleri de basında geniş yer almıştır. Türk-Suriye İlişkilerinde yaşanan iniş çıkışlar da turizm sektörü uluslar arası politika ilişkileri için iyi bir örnektir. Türkiye’nin Suriye ile olan yakınlaşma süreci ve Türkiye’nin Suriye ile karşılıklı olarak vizeleri kaldırma politikası sonucu Suriye’den Türkiye’ye gelen Turist sayısında bir patlama olmuş ve 900 bin turist / yıl rakamına ulaşılmıştır. 10 Bu aktiviteden Türkiye’nin Suriye’ye komşu olan bölgeleri önemli ekonomik kazanımlar sağlamışlardır. Antakya ve Gaziantep’teki oteller yüksek doluluklara ulaşmışlar ve yeni otel yatırımları gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Hatta Mersin İli bile bu gelişmeden kazanç elde etmiş, Suriye’den yapılan alışveriş turları kent ekonomisine önemli katkılar sağlamıştır. Fakat Suriye’de yaşanan iç 10 Oktan, Özden Zeynep, Türkiye Suriye İlişkilerinde Ekim Krizinden Ortak Kader Anlayışına Geçiş Sürecinin Bir Analizi, Türkiye’nin Değişen Dış Politikası, Der. Cüneyt Yenigün, Ertan Efegil, Nobel Yayınları, 2010, s. 431-451. 7 karışıklıklar ve iki ülkenin dış politikalarındaki çatışmalar sonucunda Türk turizmi olumsuz etkilenmiştir. Daha önce kazanç sağlayan illerin yöneticileri şimdi mağdur olduklarını beyan etmeye başlamışlardır. Yeni yatırımlar risk altına girmiştir. Savaş, çatışma gibi ortamlar turizm sektörünün en istemeyeceği gelişmelerdir. Sosyal bir harcama olan turizm harcaması hemen hane halklarının gündeminden kalkacaktır. Sonuç olarak bu tezde incelenecek olan uluslararası turizmin dış politikadaki etkileri ve özellikle Türkiye’nin dış politikalarına etkileri olacaktır. İç turizm de elbette kendi dinamikleri içinde hükümetlerin politikasına önemli ölçüde etki eder, ama bu alan konumuz dışı olacaktır. BİRİNCİ BÖLÜM ULUSLARARASI BİR AKTİVİTE OLARAK TURİZM 1.1. ULUSLARARASI BİR AKTİVİTE OLARAK TURİZM 1.1.1. Tarihçe Günümüzde Dünyamız asıl olarak ulus devletlerin oluşturduğu bir sistem üzerine yapılanmıştır. Bireyler bir ulus devletin kendi içinde oluşturduğu kurallara dayalı bir düzen içinde yaşamlarını sürdürmektedirler. Bireyin vatandaşı olduğu ülkenin devletinin belirlediği sınırlar dışına çıkması ya da başka bir ülkenin sınırları içine girmesi birtakım izinlere ve düzenlemelere tabidir. Devletlerin kendi vatandaşlarına verdikleri pasaport belgesi ve yine devletlerin ülkelerine giriş için diğer devlet vatandaşlarına verdiği ülkeye giriş vizesi uluslar arasında seyahatin, turizmin temel düzenlemeleridir. Uluslararası seyahat eden bireyin güvencesi olan pasaport belgesi 19. yüzyılın insanlığa sunduğu bir gelişmedir.11 Bir devletlerarası seyahat izin belgesi olan pasaport belgesinin çok eskilere uzanan bir tarihi olmasına rağmen esas olarak 19. yüzyıldan önce insanlar (genellikle gemiciler ve ticaret erbabı) devletlerarası seyahatlerini serbestçe yapabiliyorlardı. Yeter ki seyahate engel olacak savaş, doğal afetler ve salgın hastalıklar gibi bir durum olmasın. 12 İnsanlık tarihindeki ilk turizm aktiviteleri ticaret amacıyla yapılan seyahatlerdi. Geçmişi insanlık tarihi ile paralel olan tüccarların bu aktivitesi beraberinde kurumsal yapıları da getirmiştir. Limanlar, depolar, hanlar, restoranlar, 11 agoralar ticaret amaçlı seyahatlerin olduğu Pasaport, (Erişim), http://en.wikipedia.org/wiki/Passport#History, 25 Eylül 2010. s.,1. Pasaport, Britannica Ansiklopedisi (Erişim) http://www.britannica.com/EBchecked/topic/445907/passport 14 Şubat 2010 12 bölgelerde 9 yapılanmışlardır. Elbette yerel otoriteler uluslararası tüccarlar için birtakım ayrıcalıklar oluşturmuşlar ve ticaret faaliyetini korumak ve geliştirmek için özel güvenlik önlemleri almışlardır. Örneğin Roma devleti inşa ettiği taş döşeli yolların yanı sıra güvenlik için belli bölgelere karakollar inşa etmiştir. Ülkemiz tarihinden bir örnek vermek gerekirse, ulaşım yollarındaki kervansaraylarda bir kervanın iki gün konaklaması ücretsiz idi ve kervansaray işletmecisi kervanın su, hayvanların yemi gibi temel ihtiyaçları karşılaması beklenir idi.13 İnsanlık tarihi kadar eski olan bir diğer uluslar arası turizm faaliyeti de din turizmidir. İnsanlığın gelişimine paralel olarak inançlar ve dinler de kurumsallaşmıştır. Kurumsallaşmayla birlikte büyük tapınaklar inşa edilmiş ve bu tapınakların bulundukları yerler inananları için bir çekim alanlarına dönmüştür. İnananlar yılın belli dönemlerinde ya da yıl boyunca sürekli olarak tapınaklara gelmiş, konaklamış ve ibadetlerini yerine getirmişlerdir. Bu aktivite günümüzde de sürekli artan turist (hacı) sayısı ile devam etmektedir. Milyonlarca Müslüman Dünya’nın her yerinden yola çıkarak Mekke ve Medine’yi ziyaret etmektedir.14 Yine milyonlarca Hıristiyan Vatikan, Kudüs, Efes ve İstanbul gibi dinen kutsal kabul edilen yerlere kitlesel seyahatler gerçekleştirmektedirler. Budistler Ganj nehrine, Japonlar Şinto tapınaklarına kitleler halinde seyahat etmekte, konaklamaktadırlar. Doğal olarak bu kutsal bölgelerde gelen turistlerin konaklayacağı yapılar, ihtiyaçlarını giderecekleri çarşı, hastane gibi kurumlar ortaya çıkmıştır. Diğer ülkelerden gelen bu hacılar faaliyetlerini düzenlemek için mevcut otoritelerce bir takım kurallar koyulmuştur. Örneğin Suudi Arabistan yönetimi hacı sayısını kısıtlamış ve her Müslüman ülkeye nüfusuyla orantılı bir kontenjan tanımıştır. Ve bu uygulama taraf ülkelerce de kabul görmüştür. Bugün uluslararası turizm dediğimiz aktivitenin ortaya çıkışı ise Avrupa’da demiryolu ağının gelişmesi ile olmuştur. Ülkeler arası demiryolu 13 Kervansaray (Erişim) http://nedir.antoloji.com/kervansaray/ 15 Nisan 2010, s., 1. Seeboth, Andrea, Sanfter Tourismus in der Türkei,Peter Lang Europeaischer Verlag der Wissenschaften, Frankfurt am Main, 1995, s.20. 14 10 bağlantılarının kurulması ve daha sonra bağlantılı hat sayısının artması ile ülkeler arasında seyahatler kolaylaşmıştır. Kitleler bir ülkeden diğerine zahmetsiz, güvenilir bir yolculuk olanağına kavuşmuşlardır. Nitekim bu gelişme 19. yüzyılda pasaport belgesi gibi uluslararası geçerliliği olan ve bir hukuk doğuran belgeyi ortaya çıkarmıştır. Paris-İstanbul arası düzenlenen bir tren seferi olan Orient Ekspres bu dönemin uluslararası turizm faaliyetine güzel bir örnektir.15 Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ile duraksayan uluslararası turizm faaliyetleri, İkinci Dünya Savaşından sonra oluşan yeni düzende gerçek anlamda patlama yapmıştır. Sanayileşmenin getirdiği refah artışı turizm talebinin artışında belirleyici etken olmuştur. 16 Savaş sonrası zenginleşen Amerikan orta sınıfı ve hava taşımacılığında devrim denenebilecek gelişmelerden sonra ülkeler ve kıtalar arası turizm faaliyetleri patlama yapmıştır. Efsanevi dört jet motorlu Boeing 707 yolcu uçağının hizmete girmesi Atlantik uçuşlarını güvenli ve geniş kitleler için ulaşılabilir hale getirmiştir.17 Bu gelişmeyle birlikte Amerikan halkı büyük savaşta kurtardığı eski kıtayı görmeye akın etmiştir. Büyük başkentler (Paris, Roma, Londra) Amerikan turist akınına uğramış ve bağlı olarak da otel yatırımları artmıştır. Uluslararası turizm faaliyetleri sadece Amerikalı turistlerle sınırlı kalmamış, savaş sonrası istikrarın sağlanması ve toplumsal refahın yükselmesi ile Kuzey Avrupalı turistlerin de Akdeniz havzasına yönelik talepleri patlama yapmıştır. Akdeniz sahillerinin küçük kasabaları, adaları önemli birer turizm merkezi olmuşlardır. Petrol üreten ülkelerdeki refahın artması da turizm merkezlerine yeni pazarlar yaratmış ve turizm yatırımları çığ gibi büyümüşlerdir. Bazı ülkelerin (İspanya, İtalya, Yunanistan, İngiltere, Fransa) ekonomilerinin temel gelir kaynağı turizm olmuştur. 15 Şark Ekspresi, (Erişim) http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eark_Ekspresi, 16 Nisan 2010, s., 1. Seeboth, age, s.16. 17 Ticari Uçaklar Boeing 707, (Erişim) http://www.boeing.com/commercial/707family/index.html 26 Eylül 2010 s., 1. 16 11 Havacılık sektöründeki gelişmeler uluslararası turizm sektörüne birçok yeni destinasyon kazandırmıştır. Daha önceleri ulaşılması bile macera kabul edilen bazı ülkeler (Tayland, Madagaskar, Bahama, Mısır, Endonezya vs.) kendilerini uluslararası turizmin bir aktörü olarak bulmuşlardır. Günümüzde uluslararası turizm her ülkeyi ve hemen her bölgeyi kapsamına almıştır. Hatta uzay yolculuğu bile sektörün faaliyet alanı içindedir. Turistlerin ilgisini çekebilecek, onları turizm aktivitesine yönlendirebilecek hemen her konuda turizm faaliyetleri düzenlenmektedir. Sporun her dalı, sanat, doğa, sosyal olaylar, hatta insanlığın en büyük düşmanı savaşın bizzat kendisi bile uluslararası turizm için faaliyet konusudur. Savaşın içinde olan Irak’a turlar düzenlenebilmektedir. 1.2. ULUSLARARASI TURİZMİN BUGÜNÜ Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün verilerine göre, bugün Dünya’da yaklaşık bir milyar kişinin uluslararası turizm aktivitesine katıldığı ve Dünya’daki uluslararası turizm gelirinin de yaklaşık 950 milyar USD civarında olduğu hesaplanmaktadır. Dünya gelirinin %5.5’i sektöründen üretilmektedir.18 18 Kirstges, Torsten, Sanfter Tourismus, R. Oldenbourg Verlag, München, 1995, s.5. turizm 12 Grafik 1: Dünya’da Uluslararası Turist Sayıları19 YILLAR 1990 1995 2000 2005 2008 2009 2010 2011 19 Turizm Raporu, a.g.m., s., 2. ULUSLAR ARASI TURİST SAYISI 436.000.000 536.000.000 684.000.000 803.000.000 922.000.000 880.000.000 939.000.000 990.000.000 13 Grafik 2: Dünya’da Uluslararası Turizm Gelirleri2021 YILLAR 1990 1995 2000 2005 2008 2009 2010 2011 ULUSLAR ARASI TURİZM GELİRLERİ MİLYAR $ 270 410 482 803 944 951 927 1.030 Turizm Dünya’da hayati öneme sahip anahtar bir sektördür. BM Dünya Turizm Örgütü’nün aşağıdaki verilerden de ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır.22 2008 yılında dünyada uluslar arası turist gelişleri, 2007 yılına göre %2 artarak 922 milyona ulaşmıştır. Bu rakam Dünya’da yaşanan global 20 Turizm Raporu, a.g.m., s.,2. World Tourism Organization, Tourism Highlights 2012 Edition (erişim) http://dtxtq4w60xqpw.cloudfront.net/sites/all/files/docpdf/unwtohighlights12enhr_1.pdf 23.11.2012 s.6. 22 Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm Raporu (Erişim) http://www.kulturturizm.gov.tr/TR/Genel/dg.ashx?DIL=1&BELGEANAH= 242656& DOSYAISIM= sonturizmraporu.DOC 21.02.2010 s., 1. 21 14 finansal kriz nedeniyle 2009 yılında %4,5 azalarak 880 milyon yıllık turist sayısına düşmüştür. 2010 yılında ise 939 milyon turiste ve nihayet 2011 yılında ise bir önceki yıla göre %5,4 artarak 990 milyon turiste ulaşmıştır. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü 2012 yılı Dünya uluslar arası turizminde %4 büyüme öngörmektedir. Nitekim Ağustos 2012 rakamları bu öngörüyü destekler düzeyde çıkmıştır. 13 Aralık 2012 tarihinde 1milyarıncı uluslar arası turist herhangi bir destinasyona varacaktır.23 2008 yılında tüm dünyadaki uluslar arası turizm gelirleri 2007 yılına göre %1,7 büyüme göstermiş ve 944 milyar dolar olmuştur. Fakat küresel finansal kriz Dünya 2009 uluslar arası turizm gelirlerini %9,75 azaltarak 851 milyar dolara geriletmiştir. 2010 yılında Dünya turizmi yaralarını sarmış ve 927 Milyar dolarlık bir gelire ulaşmıştır. 2011 yılında turizm gelirleri artan turist sayısına bağlı olarak artış göstererek 1.030 Milyar $’a ulaşmıştır. Bir trilyon Amerikan Doları sınırını aşan uluslararası turizm gelirleri Dünya ekonomisi için ve sektörden pay alan devletler için çok önemlidir. Üstelik 2012 yılı Dünya uluslar arası turizm gelirlerinin de gelen turist sayısındaki artışa paralel olarak %4 civarında artarak 1.070 milyar dolara ulaşması beklenmektedir.24 23 UNWTO, World Tourism Baramoter, Volume 10, November 2012, (Erişim) http://dtxtq4w60xqpw.cloudfront.net/sites/all/files/pdf/unwto_barom12_06_nov_excerpt.pdf 23.11.2012 , s. 4. 24 UNWTO, a.g.m. , s.1. 15 Grafik 3: Dünya’da Turizm Geliri İlk On Ülke2526 ÜLKELER ABD İSPANYA FRANSA İTALYA ÇİN ALMANYA İNGİLTERE AVUSTRALYA MAKAU HONG KONG TÜRKİYE 2010 103.5 52.5 46.6 45.8 38.8 34.7 32.4 29.8 27.8 22.2 20.8 2011 116.3 59.9 53.8 48.5 43 38.8 35.9 31.4 27.7 23 Uluslar arası turizm sektörü 2008 sonunda ortaya çıkan küresel finans krizinden etkilenmiştir. Fakat 2009 yılında düşen uluslar arası turizm talebinin yarattığı yaralar hemen takip eden yıllarda sarılmaya başlanmıştır. 2010 yılında rekor yılı olan 2008 yılı rakamlarının üzerinde bir uluslar arası turist sayısına ulaşılmıştır (939 milyon turist). Artış 2011 yılında da sürerek 990 25 26 Turizm Raporu, a.g.m. , s.,2. World Tourism Organization, a.g.m. , s.6,7. 16 milyon uluslar arası turiste ulaşılmış ve 2012 yılının Aralık ayında uluslar arası turist sayısının bir milyar kişiyi geçeceği ortaya çıkmıştır. Bugünkü uluslar arası turizm faaliyetleri içinde Türkiye’nin yeri grafik 3 ve 4 de görüldüğü gibi 31,4 milyon turist ile Türkiye Dünya’da en çok turist çeken 7. ülke ve 23 milyar US dolar gelirle en çok turizm geliri elde eden 11. ülke konumundadır. Gerçi T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay yaptığı bir açıklamada Türkiye’nin gerçek turizm gelirlerinin açıklanan resmi rakamların 5 milyar dolar üstünde olduğunu belirtmiştir. 27 (Turizm sektöründe 25 yıldır çalışan bu tezin yazarına göre ise; Türkiye’nin uluslararası turizm faaliyetlerinden elde ettiği gerçek gelir rakamı 35-37 milyar dolar arasındadır. Bu öngörü diğer ülkelerin elde ettiği turist sayısı-turizm geliri rakamlarıyla da örtüşmektedir.) 2011 yılında hedeflerini tutturan Türk turizm sektörü 2010 yılına göre yüzde 10 büyüyerek, 31,5 milyon turist ve 23 milyar dolarlık geliri yakaladı. Turizm sektörünün temsilcileri, Avrupa’daki kriz nedeniyle zor geçmesi beklenen 2012’de ise, 32 milyon turisti ve 27 milyar doları yakalamayı, turist sayısında dünya 5’incisi olmayı hedeflerine koydular. 2012 yılında turizm sektörü Avrupa ülkeleri, İran ve Suriyeli turistlerin açığının Uzakdoğu, Çin ve Hindistan gibi ülkelerden kapatılması planlanıyor. Türkiye, turizmde dünyada örnek alınan bir konuma gelirken, turist sayısında Dünya 6’ncısı, gelirde de 11’inci sıraya çıkmıştır. Yatak kapasitesi ve otel sayısında da ciddi artışlar yaşanmıştır. Türkiye’de turizm işletme belgeli yatak sayısı 680.323‘e yükselmiş, oda sayısı 299 bin olmuştur. 4 ve 5 yıldızlı otellerin sayısı ise 969’a ulaşmıştır.28 Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği (TÖSHİD) Genel Sekreteri Musa Alioğlu Türk turizminin önemli bir ayağı olan hava 27 Bakan Günay Açıkladı: İşte Türkiye’nin Gerçek Turizm Gelirleri. (Erişim) http://www.getob.org/?p=3387 23.11.2012 28 Milliyet, 27 Aralık 2012, 30 Milyon Turist ve 25 Milyar Dolara Ulaştık Dünya’da ilk Beş Göründü, (Erişim), http://ekonomi.milliyet.com.tr/30-milyon-turist-ve-25-milyar-dolara-ulastik-dunyada-ilk-5gorundu/ekonomi/ekonomidetay/27.12.2011/1480918/default.htm 17 taşımacılığında Türkiye’nin durumunu şöyle özetlemiştir. “Türk sivil havacılığının büyümesinde en büyük etken turist sayısının artmasıdır. Gelinen nokta sevindiricidir. 10 yılda sektörde bölgenin lideri olduk. Markalar yarattık. Bugün 100’e yakın ülkenin 150’ye yakın noktasına direk uçuşlarla ulaşan havayolu şirketlerimiz var. Sektörün ciro büyüklüğü 18 milyar dolar. Bunun yarısından fazlası THY’ye, gerisi özel sektör şirketlerimize ait. 2011’i 100 milyon yolcuyla kapatıyoruz. THY, 32 bin koltuğa sahip. Bizim 31 bin koltuğumuz var” .29 29 Milliyet, 27 aralık 2012., agm., s., 2. 18 Grafik 4: Dünya’da Gelen Yabancı Turist Sayısında İlk 10 Ülke3031 ÜLKELER FRANSA ABD ÇİN İSPANYA İTALYA TÜRKİYE İNGİLTERE ALMANYA MALEZYA MEKSİKA 2010 76,8 59,7 55,7 52,7 43,6 28,6 28,1 26,9 24,6 22,4 2011 79,5 62,3 57,6 56,7 46,1 31,4 29,2 28,4 24,7 23,4 Dünya’da ve Türkiye’de turizm verilerine Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün verileri ile bakarsak: Grafik 1 ve 2’de 1990-2011 yılları arasındaki uluslararası turist gelişlerini ve uluslararası turizm gelirini göstermektedir. Uluslararası turist 30 31 Turizm Raporu, a.g.m. , s.,2. World Tourism Organization, a.g.m. , s.7. 19 gelişlerinde ve uluslararası turizm gelirinde yıllara göre ciddi artışlar ve yukarı yönlü bir trend gözlenmektedir. Her ne kadar 2009 yılında global finansal kriz nedeniyle uluslararası turist sayısı ve uluslararası turizm gelirleri düştü ise de 2010 yılında ve takip eden 2011 yılında uluslar arası turist sayısı artmıştır. . Birleşmiş Milletler Uluslararası Turizm Örgütü 2012 yılı için turist uluslararası sayısında %3-4 artış beklemektedir.32 Uluslararası turizm gelirleri Dünya’daki ihracatın %6’sına tekabül etmektedir.33 Görüldüğü gibi uluslararası turist gelişleri yıllara göre artmaktadır. Fakat uluslararası turizm faaliyeti sezonsal değişimler gösteren bir ekonomi yaratmaktadır. Altıncı ve dokuzuncu aylar arası uluslararası turizm faaliyetlerinin yoğun olduğu, yüksek sezon olarak adlandırılan dönemdir. Uluslararası turizmin bu aylarda yoğunlaşmasının nedeni en çok turist gönderen ülkeler olan Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’nın kuzey yarı kürede olmasıdır. Turistler kısa mesafedeki turistik destinasyonları tercih ettikleri için bu bölgelerde yaşayan insanların tatile olan talepleri yaz aylarında yoğunlaşmaktadır. Turizm sektörü bu yapıyı kırıp uluslararası turizmi on iki aya yaymaya çalışmaktadır. Böylece sektörün verimi artacak, istihdam da 12 aya yayılacaktır. Güney yarı kürede yer alan destinasyonlardaki uluslararası turizm talebi artışı Dünya genelinden yüksektir. Bu gelişmede turizm sektörünün çabaları sonucu olmaktadır. Fakat yine de turizm destinasyonlarının turizm pazarlarına coğrafi uzaklıkları önemli bir engel oluşturmaktadır. 32 UNWTO, International Tourism: Recovery Confirmed, but Growth Remains Uneven 29 Haziran 2010 (Erişim), http://www.unwto.org/media/news/en/press_det.php?id=6561&idioma=E, 25 Eylül 2010 s., 1. 33 UNWTO Tourism and the World Economy, (Erişim) http://www.unwto.org/facts/eng/economy.htm 25 Eylül 2010 s., 1. 20 Grafik 5: Ziyaretin Amacına Göre Uluslararası Turizm34 ZİYARET AMACINA GÖRE GELEN TURİST ORANI % 7% 27% 51% 15% TATİL TURİZMİ İŞ TURİZMİ SAĞLIK, DİNİ VE DİĞER BELİRLENEMEYEN TATİL, SAĞLIK, DİNİ İŞ, NİTELİĞİ EĞLENCE VE DİĞER PROFESYONEL TESBİT TURİZMİ TURİZM AMAÇLI EDİLEMEYEN TURİZM %51 %27 %15 %7 Grafik 5’de 2009 yılında uluslararası turizmde ziyaretlerin/gelişlerin amacı gösterilmiştir. Ziyaret amaçları içerisindeki en büyük pay %51 ile tatil, eğlencedir. Bu oranı %27 ile arkadaşları ziyaret, sağlık, dini ve diğer amaçlar izlemekte, %15 ile iş amaçlı ziyaretler yer almaktadır. Bu rakamlar içerisinde ziyaret amacı bilinmeyen %7’lik bir kesim bulunmaktadır. Uluslararası turizmin ana motorunun eğlence tatil olduğu görülmektedir. Dünya’da yaşanan son finansal krizden turizm sektöründe en 34 UNWTO Tourism Highlights 2010 Baskısı, (Erişim) http://www.unwto.org/facts/eng/pdf/highlights/UNWTO_Highlights10_en_HR.pdf, 25 Eylül 2010, s., 3. 21 çok etkilenen alan iş turizmi alanı olmuştur. Öte yandan tatil turizmi krizden fazla etkilenmemiştir. Aileler bütçelerinden tatil için pay ayırmaya devam etmektedirler. Belki ailelerin yönelimi daha ucuz destinasyonlara olmaktadır ama tatil talebi devam etmektedir. Masraflarını şirketlerin karşıladığı iş turizmi ise son finansal krizden olumsuz etkilenmiştir. Şirketler finansal krizle birlikte masraflarını kısma yoluna gitmişler, böylece iş turizmi de yavaşlamıştır. Grafik 6: Uluslararası Turizmde Ulaştırma Vasıtaları35 ULAŞIM ARAÇLARINA GÖRE GELEN TURİST ORANI % 3% 39% 53% 5% HAVA YOLU HAVA YOLU %53 DENİZ YOLU DENİZ YOLU %5 KARA YOLU DEMİR YOLU KARA YOLU %39 DEMİR YOLU %3 Grafik 6’da 2009 yılında uluslararası turizmde ziyaretlerin/gelişlerin kullanılan araca göre oranları gösterilmiştir. Ziyaretlerde kullanılan araçlar içerisinde en büyük pay %47 ile havayolu araçlarıdır. Bu oranı %42 ile karayolu araçları izlemekte, %7 deniz yolu araçları ve %4 tren yolu araçları tercih edilmektedir. 35 UNWTO, a.g.m., s.,3. 22 T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan turizm raporunda da net bir şekilde anlatıldığı gibi ulaştırma teknolojisi ve altyapısındaki gelişmelere bağlı olarak uluslar arası turist sayısı gün geçtikçe artmaktadır. 36 Ekonomik ve sosyal yönden sadece turizm sektörüne bağımlı ülkeler olduğu gibi, turizmin etkilediği yan sektörler bakımından yine bu sektöre bağımlı birçok ülke vardır. Yine birçok ülke turizm sektöründe yer edinerek vatandaşları için ekonomik fayda sağlamak arayışındadır. Turizm sektörüne yönelik ülkeler ulusal politikalar belirlemekte ve bu uğurda önemli yatırımlar yapmakta, yönetimlerinde, hukuklarında turizm sektörünün beklentilerine yönelik düzenlemeler yapmaktadırlar. 1.3. ULUSLARARASI TURİZMİN GELECEĞİ Uluslararası turizm karmaşık bir sistem olup doğrudan ya da dolaylı yoldan ekonominin birçok alanıyla etkileşim halindedir.37 Uluslararası turizm son altmış yıldır Dünya ekonomisinin en hızlı büyüyen iş kolu olmuştur. Özellikle haberleşme teknolojilerindeki hızlı ve güvenilir gelişme ile ulaştırma sektöründeki baş döndürücü teknolojik gelişmelerin sağladığı hız, konfor ve göreceli olarak ucuzlayan fiyatlar uluslar arası turizm sektörünü Dünya ekonomisinden hızlı büyütmüştür. Ayrıca uluslararası seyahatlerin kurumsallaşarak belli bir sistematiğe kavuşması her geçen gün daha geniş kitlelerin uluslararası turizm faaliyetlerine katılmalarına olanak vermiştir. Uluslararası turizmdeki gelişmeyi sağlayan belli başlı etmenler sadece ulaştırma ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ile sınırlı değildir. Sosyal alanda sağlanan gelişmeler de uluslararası turizmin büyümesine katkı sağlamaktadır. Özellikle ekonomi alanındaki gelişmeler, globalleşme ve uluslar arası etkilemektedir. 36 37 aktivitelerin İktisadi artması trendler turizmdeki turizme talebine gelişmeyi olan doğrudan trendleri Turizm Raporu, a.g.m., s.,3. Mund, Jörn W., Einführung in den Tourismus, R. Oldenbourg Verlag, München, Wien, 1998, s419. de 23 etkilemektedir.38 Gelişen teknolojiler, kent yaşamı, ulusal ve dini tatiller insanların turizme ayırabilecekleri boş zamanlarını artırmaktadır. Ücretli tatil hakkının yaygınlaşması ve kişi başına düşen gelirin Dünya genelinde yükselmesi insanları tatil yapmaya olanaklı kılmaktadır. Ülkelerin ekonomik gelişmeleriyle birlikte tatil lüks olmaktan çıkıp, temel ihtiyaç halini almaktadır. 38 Schmied, Martin, Buchert, Matthias, Hochfeld, Christian, Schmitt, Beate, Umwelt und Tourismus, Daten, Fakten, Perspektiven, Erich Schmidt Verlag, Berlin, 2002, s.57. 24 Grafik 7:Yıllara Göre Dünya’da Uluslararası Turist Sayısı39 YILLAR ULUSLARARASI TURİST SAYISI 1990 436.000.000 1995 536.000.000 2000 684.000.000 2005 803.000.000 2008 922.000.000 2009 880.000.000 2010 939.000.000 2011 980.000.000 Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere 1990 yılından buyana uluslararası turizm sektörü sürekli büyümüştür. 2009 yılında yaşanan gerileme büyüme yönündeki genel trendi etkilemeyecektir. Nitekim 2010 yılında ve 2011 yılında büyüyen sektör tarihi zirvesinde yer almaktadır. UNWTO’nun 2012 yılı beklentisi %4-5 arasında büyümedir. 39 UNWTO, Tourism Highlights, a.g.m., s.,4. 25 Grafik 8’de görülen 2010 yılı rakamına sektör beklenmeyen bir küresel mali kriz nedeniyle iki yıl geç ulaşacaktır. Fakat 2020 yılı öngörüsünde yer alan 1.561 milyon uluslar arası turist rakamına Dünya daha erken ulaşabilecektir. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Grafik 9’da yer alan öngörüleri daha iyimserdir. Grafik 8: Uluslararası Turizmin Gelişim Tahmini40 1800 10 1600 1400 7.5 1200 1000 5 800 600 2.5 400 200 0 0 1995 2010 ULUSLARARASI TURİST SAYISI YILLIK BÜYÜME (%) 2020 YILLIK BÜYÜME ORANI (%) YILLAR ULUSLARARASI TURİST SAYISI 40 4,1 1995 565.400.000 4,1 2010 1.006.400.000 4,1 2020 1.561.100.000 UNWTO Tourism Highlights, Edition 2008, (http://www.unwto.org/facts/eng/vision.htm ,09/04/2010 s., 2. Madrid, 2008, (Erişim) 26 Bugün yaklaşık bir milyar kişinin katıldığı bir sektör iken on yıllık bir gelecekte artan bir ivme ile 1.5 Milyar kişiye ulaşması beklenmektedir. Yukarıdaki tabloya göre 21. yüzyılın en büyük endüstrisi turizm olacaktır. Hali hazırda en çok istihdam sağlayan sektör olan turizm ekonomik ölçek olarak da en büyük sektör olabilecektir. Bu gelişmeyi sağlayacak faktörler ise ana başlıklar olarak şunlardır. Grafik 9: Dünya’da Turist Sayısı ve Turizm Gelirleri 2023 Öngörüsü.41 YILLAR 1980 1990 2000 2010 2023 TURİST SAYISI (Milyon Kişi) 286 436 687 1000 1750 TURİZM GELİRİ (Milyar Amerikan Doları) 105 264 473 1000 2200 1.3.1. Ücretli Tatil Hakkının Yaygınlaşması Toplumların sosyal alanda sağladıkları gelişmelerin sonucu olarak günümüzde hemen her ülkede ücretli yıllık izin kavramı kabul görmüş 41 Çetinel, Esin, Turizmci Yaşadı, Bankalar Kredi Musluklarını Açtı, Para Dergisi, 23 Mart 2012, http://www.patronlardunyasi.com/haber/Turizmci-yasadi-Bankalar-kredi-musluklarini-acti/123631 27 durumdadır.42 Sanayi toplumlarındaki bireylerin endüstrileşmenin sonucu olarak kazandıkları bu sosyal hak beraberinde seyahat etme talebini de getirmiştir. Grafik 10 : Almanya’da Çalışanların Yıllık Tatil Hakkı Gelişimi.43 YILLAR 1900 1910 1918 1940 1950 1960 1970 1980 1990 YILLIK TATİL HAKKI 0 5 7 10 12 16 21 27 31 Grafik 9’da da görüleceği üzere Dünya’nın en fazla uluslararası turist gönderen ülkesi olan Almanya’da çalışanlar 1900 yılında sıfır gün olan tatil haklarını 90 yılda 31 güne çıkarmışlardır. 42 43 Mundt, age, s.40. Mundt, age, s.41. 28 Grafik 11: Almanya’da Çalışanların Yıllık Tatil Hakkı Gelişimi.44 YILLAR 1900 1910 1918 1940 1950 1960 1970 1980 1990 HAFTALIK İŞ SAATİ DEĞİŞİMİ 60 56 52 50 47 43 41 40 38 Grafik 10 ise aynı dönemde çalışanların çalışma saatlerindeki değişimi göstermektedir. Almanya’da çalışanlar çalışma saatlerini geri çekerken yıllık tatil haklarını artırmaktadırlar. Bu gelişme de artan turizm talebi olarak uluslar arası turizme etki etmektedir. Bunun yanında sosyal güvenlik kavramı ile birlikte gelen gelişmelerle çalışanların emeklilik yılları güvence altına alınmıştır. Dünya’nın gayrı safi hasılasının artışı ile emeklilik ve ücretli tatil kavramları birleşince uluslararası turizm büyüme yolunda bir ivme yakalamıştır. Ayrıca dini, milli bayramların getirdiği çalışma tatilleri de uluslararası turizme olan talebi artırmaktadır. 44 Mundt, age, s.41. 29 Sosyal alandaki bu olumlu gelişmeler uluslararası turizmin gelecekte büyümesinin en önemli dayanağı olmaktadır. 1.3.2. Kişi Başına Turizme Ayrılan Harcamaların Artması Turist gönderen ülkelerdeki refahın yükselmesi uluslararası turizmin büyümesindeki en önemli etmendir. Gelişmiş ekonomilerde tatil vazgeçilmez bir ihtiyaç olarak algılanmaktadır.45 Her geçen yıl hane halkları gelirlerinden daha büyük bir bölümü turistik faaliyetleri için harcamaktadırlar. Ayrıca sosyal kurumlar da (emeklilik kurumları, özel emeklilik fonları) üyelerine gelirlerinin yanı sıra sağlık, rehabilitasyon gibi yan haklar sağlayarak turizme destek olmaktadırlar. Gelişmekte olan ülkelerin de GSYH büyümektedir ve bu ülkelerden de uluslar arası turizme katılım artmaktadır. Turizme olan talep ülkelerin gayrı safi milli hasılalarına paralel olarak değil, daha hızlı artmaktadır. 45 Mundt, age, s.42. 30 Grafik 12: Almanya’da Hane Geliri ve Harcamalarının Gelişimi.46 YILLAR 1963 1969 1973 1978 1983 1988 1993 BÜRÜT GELİR (DM) 1023 1614 2506 3416 4174 4591 6034 HARCANABİLİR GELİR (DM) 907 1476 2182 2868 3474 3797 5014 SOSYAL HARCAMALARA AYRILAN PAY 45,50% 50,90% 55,90% 57% 57,30% 57,80% 60,20% Grafik 12’de gördüğümüz gibi Almanya’da hane halkının geliri düzenli olarak artmıştır. Fakat tatil harcaması dahil insanların serbestçe harcadıkları sosyal harcamalara ayrılan pay oransal olarak daha fazla artmıştır. Bu rakamlar Almanların artan uluslararası tatil taleplerini açıklamaktadır. 46 Mundt, age, s.42. 31 Grafik 13 : Almanya’da Yurtiçi, Yurtdışı Tatil Tercihleri.47 YILLAR 1954 1960 1964 1970 1975 1980 1985 1990 1994 1995 1996 YURTDIŞI % 15 30 42 54 58 62 66 60 65 66 72 YURTİÇİ % 85 70 58 46 42 38 34 40 35 34 28 Grafik 13’de görüldüğü üzere Alman halkının refahının yükselmesi ve artan tatil haklarına paralel olarak tatil talebi yurtiçi tatillerden yurtdışı tatillere doğru değişmiştir. 47 Mundt, age, s.51. 32 1.3.3. Ulaştırma Alanındaki Gelişmeler Turizmin temel üç unsuru olan; turizm etkinliğinin amacı (kültür, eğlence, iş vs.), konaklama, ulaştırma içinde turizmin gelişimini etkileyen en önemli unsur ulaştırmadır. Nitekim uluslararası turizm de ulaştırma teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak büyümüştür. Uçak teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte kitlesel hava taşımacılığının devreye girmesi turizm sektörüne en büyük sıçramayı yaptırmıştır. Gemilerle ve trenlerle günler süren uzun mesafeli yolculuklar saatler içinde yapılabilir hale gelmiştir. Uçaklar seyahat süresini kısalttığı gibi seyahat maliyetlerini de azaltmıştır. Günümüzde uluslararası turizmde ulaştırma alanında yaşanan en önemli gelişme ise ucuz uçuş imkanlarıdır. Son on yıldır yaygınlaşan ucuz havayolu şirketleri bireysel turizme önemli katkı sağlamışlardır. Örneğin bu tür şirketlerin sağladığı fiyatlarla İstanbul – Londra arası bir uçuşu 28 Euro gibi hemen herkes için ulaşılabilir bir fiyattan satın almak mümkündür. 48 Ayrıca yeni uçakların hava yolu şirketleri için daha düşük maliyetli olmaları, havaalanları arasındaki rekabet gibi faktörlerde uçuşları ucuzlatarak uluslararası turizme katkı sağlamaktadır. Havacılık sektöründe beklenen devrim gibi bir gelişme de ekonomi sınıfında 800 yolcu taşıyabilen Airbus A380 uçaklarının sayısının artması olacaktır. Bugün hava yolu şirketlerinde daha çok prestij uçağı olarak uçan A380’ler, üretim sayısının artması(Boeing üretimi geniş gövdeli uçakları da bu gelişmeye katabiliriz) ile ekonomik turizm rotalarına da uçmaya başlayacak ve uluslararası turizmde bir patlamaya yol açacaktır. Yeni nesil bu ekonomik uçakların iki haftalık bir tatil paketini %1015 ucuzlatması beklenmektedir. Böylece daha alt gelir grubundaki, geniş kitlelerin de uluslararası turizm faaliyetlerine katılabilmeleri olanaklı olacaktır. Uzay turizmi alanında da bir çok firma ciddi arayış ve yatırım içindedirler. 48 Ulaştırma teknolojilerindeki Easy Jet Plc. (Erişim) www.easyjet.com, 25/02/2010. gelişmeler daha fazla yolcu 33 taşıyabilen, güvenilir uzay araçlarını olanaklı kılarsa bugün sınırlı sayıda kişinin katıldığı uzay turizminin önümüzdeki yıllarda kitle turizmine dönüştüğünü görmek turizm sektörünü yakından tanıyanlar için sürpriz olmayacaktır. 1.3.4. İletişim Alanındaki Gelişmeler Turizmin üç ayağından biri olan, insanları seyahat etmeye iten, gezinin amacıdır. İnsanların düşüncelerinde turistik bir faaliyet fikrinin oluşmasını bilgi sağlar. Gereken bu bilgi de çoğu zaman kitle iletişim araçları ile sağlanır. Günümüzün kitle iletişim araçları olan radyo, televizyon, yazılı basın, sinema ve internetin toplumlar üzerindeki etkisi her geçen gün daha da artmaktadır. Kitle iletişim araçları teknolojik bakımdan sürekli gelişerek etkilerini artırmaktadırlar ve Dünya’nın her tarafında üretilen bilgiyi insanlara üstelik de görsel olarak taşımaktadırlar. Üretilen bilginin yanı sıra tarihi yapıları, doğal güzellikleri, sosyal ve kültürel etkinlikleri, spor etkinliklerini Dünya’nın her köşesinden bireylere ulaşmaktadırlar. Bu gelişme uluslararası turizme olan mevcut talebi daha da artırmaktadır. Örneğin geniş izleyici kitlesine ulaşan Dünya Futbol Şampiyonası uluslararası turizmi etkilemektedir. Turnuvanın olduğu ülkeye seyahatler artmaktadır. Fakat evinde maç izlemek isteyen insanlar da turizm faaliyetlerini erteleyebilmektedirler. Çok beğeni toplayan bir Hollywood filmine konu olan egzotik plajlar, bir anda uluslararası turizmin gözbebeği olabilmektedirler. Örneğin Karayip Korsanları filmi Bahama Adaları turizmine olan talebi artırmıştır. Burada yeni gelişen ve insanların hayatında bir anda önemli bir yer tutan internete ayrıca değinmek gerekir. Kullanıcısının her geçen gün arttığı internet pratik bir bilgi depolama aracı olması ve inter aktif bir mekanizma olması yönüyle de diğer kitle iletişim araçlarından ayrılmaktadır. İnternet sistemi ile her birey bilgi tüketicisi olmanın yanı sıra bilgi üreticisi de olmuştur. Bugün her internet kullanıcısı kendi kişisel ağıyla 34 yüzlerce, binlerce kişiye ulaşabilmekte ve ürettiği bilgiyi ağında yer alan kişilerle paylaşabilmektedir. Yaptığı bir seyahati canlı olarak ya da görüntülerle diğer insanlarla paylaşabilmektedir. İnternet kullanıcıları kendi saklama alanlarında depoladıkları bilgiye istedikleri zaman ulaşabildikleri gibi, arama motorları sayesinde hemen her bilgi saniyeler içinde alternatifleri ile önlerine gelmektedir. Yapılan turizm reklamları hedeflerine internet sayesinde daha etkin ulaşmaktadır. İnternet özellikle turizm alanında çok daha etkili olmuştur. Uluslararası bir seyahatin bütün aşamalarını internet aracılığıyla satın almak mümkün olmuştur. Üstelik bu seyahati gideceğiniz yeri görerek, diğer alternatiflerle karşılaştırarak satın alabilirsiniz. Örneğin Berlin’den Antalya’ya tatile gelmek isteyen bir turist seyahat acentesi vasıtasıyla planladığı tatili bir paket olarak satın alabileceği gibi, aynı tatili isterse internet yoluyla kendisi oturduğu yerden satın alabilir. Uçak biletini, havaalanına bağlantı biletlerini, otelini, katılacağı turların ya da konserlerin biletlerini, hamamda masaj seansını, satın alabilir. Üstelik konaklayacağı oteli, otelin odalarını, restoranları ve menülerini görerek, istediği hizmetleri seçerek bu alışverişi bir turist kendisi bilgisayarının başında yapabilir. Kredi kartlarını ve cep telefonunu da burada iletişim teknolojilerinin uluslararası turizme bir desteği olarak ele almak gerekecektir. Uluslararası kullanımları neredeyse sorunsuz olan bu iki bireysel araç uluslararası turistlerin harcama ve iletişim ihtiyaçlarını mükemmel biçimde çözerek onların bulundukları ülkeden başka ülkelere seyahatlerini teşvik etmektedir. Özellikle cep telefonu seyahatte olan kişinin ev ortamından kopmadan tatil yapabilmesini sağlamaktadır ve bireyin seyahatinin önündeki kısıtlayıcı birçok engeli de ortadan kaldırmaktadır. Turizmin önündeki bütün engeller teknoloji sayesinde bertaraf edilmektedir. Bu önemli gelişme önümüzdeki yıllarda bireysel seyahatlerde patlamaya yol açabilecektir. 35 1.3.5. Yeni Destinasyonlar Devletlerin turizm sektörünü ülkelerinin ekonomileri için hayati önemde görmeleri sonucunda birçok ülke turizm altyapısına yatırım yapmaya başlamış ve yeni destinasyonlar ortaya çıkmıştır. Dubai bu gelişmeye güzel bir örnektir. Küçük bir balıkçı kasabası, yapılan milyarlarca dolarlık yatırım ve turizme yönelik düzenlemeler ile milyonlarca turisti çeken bir turizm merkezine dönüşmüştür. Dünün savaş yorgunu Kamboçya ve Vietnam birer turizm ülkesi olma yönünde ilerlemektedirler. Turizm pazarına yeni giren bu ülkeler ve yeni destinasyonlar uluslar arası turizmin gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Her arz yeni bir talep doğurur. Örneğin Mısır Kızıldeniz kıyısındaki Sharm El-Sheikh kasabasını yaptığı yatırımlarla dalış turizmini konu alarak bir destinasyona dönüştürmüş, böylece mevcut klasik kültür turizmi arzı olan Piramitlerin yanına uluslararası turizm için yeni bir alan eklemiştir. İran’da uluslararası turizmden pay almayı planlamış, Basra Körfezi’ndeki Kish Adalarını turizme açmayı planlamıştır. Fakat kendi iç dinamikleri bu gelişmeye olanak tanımamıştır. 1.3.6. Mevzuatta Sağlanan Birlik Uluslararası turizmin önündeki en önemli kısıtlayıcı engellerden biri olan her ülkenin uyguladığı seyahat kısıtlamalarının farklılığı ve formalitelerin çokluğu sorunu gün geçtikçe asgariye indirilmektedir. Bu konuda turizm dünyasından gelen baskılar hükümetleri sorunları çözme konusunda adım atmaya itmektedir. Sonuç olarak uluslararası seyahatin bürokrasisi bütün dünya ülkeleri için gün geçtikçe daha standart ve anlaşılır olmaktadır. Örneğin birçok Avrupa Birliği üyesi ülkenin ortak uyguladığı Shengen Vizesi için bir standart getirilmiştir. Böylece daha anlaşılır bir vize politikası uygulanabilecektir. Türkiye Rusya ile karşılıklı vize uygulamasını kaldırmıştır. 36 Uluslararası seyahat belgesi olan pasaportlarda ortak bir standart getirme çabası uluslararası alanda sürmektedir. 1999 yılında 180 ülkenin imzalaması ile alınan kararla, biometrik pasaport olarak adlandırılan, sahteciliği önlemeye yönelik pasaport uygulamasına 2010 yılına kadar bütün üye devletlerin geçmesi planlanmıştır. Dünya Turizm Örgütü de bu alanda çalışmalarını sürdürerek uluslararası turizmin gelişmesinin önündeki engelleri kaldırma yolunda çalışmalarını sürdürmektedir. 1.3.7. Kentleşme Günümüzde Dünya nüfusunun %50’si kentlerde yaşamaktadır. Kentleşme ya da kentlerde yaşayan nüfusun genel nüfusa oranı sürekli artmaktadır. Teknolojideki gelişmeler ve gelişmekte olan ülkelerdeki sanayileşme, Dünya gayrı safi milli hasılasının artışı, beraberinde küresel kentleşmeyi getirmektedir. Dünya genelinde nüfusu 10 milyonu aşan şehirleri saymak artık neredeyse mümkün değildir. Türkiye’de de benzer gelişme son 30 yılda yoğun bir şekilde yaşanmıştır. Kentlerin nüfusunun genel nüfusa oranı %30’dan %70’e gelmiştir. Türkiye’ye turist gönderen ülkeler içinde %60 paya sahip olan Avrupa Birliği içinde bu oran %90’lara ulaşmaktadır. Kentleşmiş nüfus, tarımla uğraşmayan, tarım ürünleri bakımından tüketici ve genel olarak da doğal yaşamdan uzaklaşmış nüfustur. Nüfusun bu bölümü turizm sektörünün asıl pazarıdır. Kentin yoğun, insan doğasına aykırı yaşamı kentli nüfusu doğal ya da farklı ortamlarda tatil yapmaya yönlendirmektedir. Kentler, kent insanı için tatil yapmayı önemli bir ihtiyaç haline getirmektedir. Kentli nüfusun artışı uluslararası turizminde büyümesi demektir. Türkiye turizminin de içinde yer aldığı Akdeniz Havzasına olan uluslar arası turizm talebi genellikle 50. paralelin üzerinde yer alan soğuk iklimli ülkelerin vatandaşlarının sıcak Akdeniz kıyılarına tatile gelmesi şeklinde cereyan etmektedir. Fakat turist talebindeki genel yönelim doğayla iç içe 37 olmak şeklindedir ve alternatif turizm türlerine olan talep artmaktadır. Örneğin bir köyde, kasabada kalarak yerel insanlarla kaynaşmayı olanaklı kılan tatil türleri gibi organizasyonlar ya da organik gıdaların üretildiği bir çiftlikte tatil yapmak gibi alternatifler talep görmektedir. Uluslararası turistlerin doğayı arzulamaları ve aramaları turizmden para kazanan ülkelerin turizm sektörlerinin geleceği için doğalarını koruma bilincini geliştirmiştir. Kentleşmenin (turizm yatırımları dolayısıyla yaşanan kentleşme buna dahil) tahrip ettiği doğal çevreyi, turizm ekonomik nedenlerle korumaktadır. 1.3.8. Terörizm Uluslararası turizmin bütün Dünya’da teşvik edilmesine ve turizme uygun altyapılar inşa edilmesine rağmen terörizm uluslar arası turizmi hedef almaktan çekinmemektedir. Özellikle hava taşımacılığının terörizm tarafından hedef alınması terörün uluslararası arenada yaygınlaşması ile birlikte başlamıştır. Uluslararası ve ulusal kamuoyunda yarattığı etkinin büyüklüğü dolayısıyla uçaklar terörizme sıkça konu olmuşlardır. Bu durum da uluslar arası turizmi olumsuz yönde etkilemektedir.49 Terörizmin artması doğal olarak anti terör uygulamalarını gündeme getirmiş ve uluslararası turizmin ana taşıyıcısı olan havacılık sektöründe birçok düzenleme ve kısıtlamaya gidilmiştir. Havaalanı yönetimleri uçuş güvenliğini artırmak için gelişmiş arama, tarama yöntemleri uygulamaktadırlar. Bu uygulamalar yolcuların uçuştan önce hava alanına daha erken gelmelerini gerektirmekte, uçuşlarda yolcunun yanına alabileceği materyalleri kısıtlamakta, sonuç olarak yolculuğu olması gerekenden daha külfetli ve uzun hale getirmektedir. Bütün bu gelişmeler bir takım zorluklar ortaya çıkarsa da uluslararası uçuşları engellememektedir. Turistler için 49 Audrey Kurth Cronin, Globalization and International Terrorism, International Security, Winter 2002/03, Vol. 27, No. 3, s. 30-58 38 yolculuk daha sıkıntılı olmakta, turizm organizatörleri için de maliyet ya da külfet artırıcı olmaktadır. İçi yolcu dolu uçakları kaçırarak Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrindeki iki gökdelene çarpmak şeklinde gerçekleştirilen 11 Eylül 2001 terörizm saldırıları teröre karşı alınan önlemlerin sıkılaştırılması sonucunu doğurmuştur. Yolcu uçaklarına karşı yapılan saldırılar sonucunda yolcuların hava ulaşım güvenliğine olan şüphelerinden dolayı ABD’nde ve Avrupa’da uçuşlar azalmış ve havayolu şirketleri mali sıkıntıya girmiştir. Uluslararası turizm faaliyetinin gerçekleşmesindeki en önemli unsur istenilen destinasyona en hızlı şekilde ulaşımı sağlayan havayolu taşımacılığıdır. Uluslararası turizm de hava ulaşımında yaşanan bu olumsuz gelişmeden etkilenmiştir. ABD ve diğer terörizme hedef olan ülkeler vize uygulamalarını sıkılaştırmışlar ve turistleri seyahatten vazgeçirebilecek uygulamaları yürürlüğe koymuşlardır. Uluslararası terörizm turizmin önündeki en önemli engellerden birisidir. Yukarıda belirtildiği gibi uluslararası turizm önümüzdeki yıllarda büyüme yönünde birçok fırsatının bulunduğunu göstermektedir. Nitekim Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün istatistik çalışmaları da önümüzdeki yüzyılın uluslararası turizm sektörünün yüzyılı olacağını göstermektedir. İKİNCİ BÖLÜM ULUSLARARASI TURİZMİN ÜLKELERİN DIŞ POLİTİKALARINA ETKİLERİ 20. Yüzyılın ikinci yarısında gelişen ulaştırma teknolojileri ve uçakların kitle taşımacılığına başlaması ile hızla büyüyen uluslararası turizm aktivitesi uluslararası bir toplum yaratmıştır.50 Böylece uluslar arası ilişkiler için yeni bir alan oluşmuştur. Ortaya çıkan uluslar arası toplum da uluslararası ilişkilerin oluşmasında etkin rol oynamaktadır. Bu alan üç yönü ile incelenebilir; uluslararası turizmin uluslararası yapısı, devletler arasında karşılıklı ekonomik ve sosyal bağımlılığı artırdığı için dış politika yönü ve turizm sektörünün beklentileri nedeniyle uluslararası sistemin ortak bir yapıya doğru gitmesi. Ayrıca uluslar arası turizmin ihtiyaçları doğrusunda mevzuat oluşmakta ve uluslararası standartlaşma olmaktadır. Devletlerin dışişleri örgütleri de uluslararası turizmin getirdiği yeni koşullara göre yapılanmaktadır. 2.1. ULUSLAR ARASI İLİŞKİLER KONUSU OLARAK TURİZM Artan uluslararası yapısı nedeniyle turizm uluslararası ilişkiler alanından ayrılamaz.51 Turizm ticari bir aktivite olmaktan çok dış politikanın bir alanıdır ve global turizm altyapısı uluslararası ilişkilerin önemli bir parçasını oluşturur. Yabancı bir ziyaretçiyi ülkeye kabul etmek ve ülkenin sınırları içinde seyahatine yardımcı olmak politik bir eylemdir. Uluslararası turizm esas itibariyle bir devletin uyruğundaki vatandaşın ülkesinin sınırlarını terk ederek başka bir ülkenin sınırları içinde geçici olarak yaşaması, ticari ya da kültürel aktivitede bulunmasıdır. Belli bir süreyi (birçok devlet turistik amaçlı kalış süresinin genellikle 3 aydan fazla olmaması 50 51 Goldstein, S., Joshua, Pevehouse, C., Jon, International Relations, Longman, Boston, 2007, s.378. Hall, a.g.e., s. 59. 40 gerektiğinde karar kılmıştır. Bazı ülkeler bu süreyi 6 ay olarak uygular ama genel eğilim 3 aydır ve fazlası için oturma belgesi, tezkeresi düzenlenir.) kapsayan bu seyahat basit anlamda iki devleti (turisti kabul eden devlet ve turistin vatandaşlık bağıyla bağlı olduğu devlet) ilgilendirmektedir. Ancak uluslararası turizm sektörünün karmaşık yapısı uluslararası ilişkilerin bir konusu olma yönünü daha belirgin olarak ortaya çıkarmaktadır. Basit modelde uluslararası turist kendi devletinin uyruğundadır ve başka bir ülkeyi ziyaret etmektedir. Fakat yolculuk yaptığı havayolu şirketi hukuken üçüncü bir devletin uhdesinde olabilmektedir. Bir diğer realite ise uluslararası turist bu seyahati dördüncü bir devletin seyahat acentesinden satın almış olabileceğidir. Seyahat gemileri ile yapılan uluslar arası turizm faaliyetinde ise deniz hukuku devreye girmekte, birden çok ülke ziyaret edilmekte, onlarca farklı ülkeden gelen turist birlikte tatil yapmakta ve yine onlarca değişik ülkenin vatandaşı bu gemilerde çalışmaktadır. Uluslararası turizm faaliyeti esnasında ortaya çıkabilecek sorunlar ise uluslararası hukukun ve bağlı disiplinlerin konusu olacaktır. Her yıl yaklaşık bir milyar insanın uluslararası turizm faaliyetine katıldığını düşünecek olursak uluslararası ilişkiler alanı için turizm faaliyetinin önemini daha iyi anlayabiliriz. 2.2. DIŞ POLİTİKA FAKTÖRÜ OLARAK ULUSLARARASI TURİZM Devletlerarasında turist akımı karşılıklı ekonomik bağımlılığı güçlendirebilir. Aynı zamanda uluslararası turizm, uluslararası uyumu artıracak ve barış için bir güç olacak mekanizma olarak da görülebilir. Uluslararası turizmden pay almak için ülkenin uluslararası ilişkilerinde barış hakim olmalıdır. Değişik ülkelerden kaynaklanan, düşmanlık, tehlike, savaş tehdidi gibi olguların bulunmaması gereklidir. 52 İstikrarlı bir uluslararası 52 Ning Wang, Tourism and Modernity, Zhongshan University China, Amsterdam, 2000, s. 144. 41 politika turizm sektörü gibi uzun vadeli planlama ve yatırımı gerektiren sektörler için gereklidir. Turist gönderen ülkelerle iyi ilişkiler kurmak, karşılıklı anlaşmalarla birtakım imtiyazlar sağlamak gereklidir. Örneğin İngiltere Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ülkeye girişlerinde vize uygulamaya başlamış ve Türkiye de bu uygulamaya İngiliz vatandaşlarına vize uygulayarak karşılık vermiştir. Fakat İngiltere’nin vize politikasına benzer bir vize uygulamasının Türk turizmine zarar vereceğinin anlaşılması üzerine Türkiye tarafından uygulanan politikada değişikliğe gidilmiştir. Turizm sektörünü korumak için vize uygulaması İngiltere lehine değiştirilmiş ve sınırda tahsil edilen 10 İngiliz Sterlini karşılığında ülkeye girişe izin vermek şeklinde uygulanmaya başlanmıştır. Türkiye’nin uyguladığı vize İngiliz vatandaşları için bir kısıtlama içermemektedir. Halbuki İngiltere’nin Türk vatandaşlarına uyguladığı vize ülkeye girecek vatandaşları seçmeye yöneliktir. Avrupa Birliği Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamasını sürdürmektedir. Fakat Türkiye Avrupa Birliği üyesi ülkelerden vize istememektedir (Yunanistan gibi birkaç istisna devlet hariç. Türkiye Başbakanı Recep Tayyib Erdoğan’ın Temmuz 2010’da Yunanistan’a yaptığı gezide varılan anlaşma ile Türk vatandaşlarının sahip olduğu yeşil pasaportlara vize kaldırılmış ayrıca Türk vatandaşlarının Yunanistan’a yapacağı iki günü aşmayacak gezilerde vize istenmemesi karara bağlanmıştır). Öte yandan uluslararası turizmin politik avantajları da çok büyüktür.53 1980 Olimpiyat Oyunları için Sovyetler Birliği’nin yapmış olduğu yatırımlar ve hazırlıklar bu organizasyonun getireceği ekonomik katkıdan kat be kat fazla idi. Üstelik bu gerçek daha önce olimpiyat düzenleyen şehirlerin yatırımlarının karşılığını almak konusunda başa baş noktasına bile gelemedikleri bilindiği halde bu harcamalar yapılmıştır. Olimpiyatları düzenlemenin ev sahibi ülkeye getireceği uluslararası prestij, uluslararası politika için daha önemli olmuştur. Bir ülkenin uluslararası arenaya teknolojisini ve gücünü göstermek için 53 Linda K. Richter, Politics and Political Science,Annals of Tourism Research, 1983 vol. 10. s. 325. 42 olimpiyatlardan daha iyi bir fırsat olamazdı. Geçmiş olimpiyat oyunlarında da 2008 olimpiyat oyunlarında da Çin Halk Cumhuriyeti bu kozunu iyi bir fırsat olarak kullanmıştır. Aynı sebeple Amerika Birleşik Devletleri de uluslararası turizmi Sovyetler Birliğine karşı pir politik silah olarak kullanmanın yollarını aramıştır. Moskova Olimpiyatlarını boykot kararını Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgaline tepki olarak aldırarak, Sovyetler Birliği’nin uluslararası arenada saygınlığını ve prestijini yıkmaya çalışmıştır. Amerika Birleşik Devletleri yine birçok fırsatta turizmi bir silah olarak kullanmıştır. Çin ve Küba’ya karşı olan politik muhalefeti nedeniyle bu ülkelere yönelik turizm talebini seyahati yasaklayarak yıllarca engellemiştir.54 Kapitalist ülkeler rejimlerinin gücünü göstermek için lüks turizmi teşvik etmişlerdir. Turizm pazarının önemli bir kısmı kapitalist Batı devletlerinden oluşmaktadır. Bu ülkeler kendi ülkelerindeki uluslararası organizasyonları sadece ekonomik değerleri için değil ülkelerine gelen yabancı heyetleri sistemleriyle etkilemek için de kullanmışlardır.55 Sosyalist ya da komünist rejimler ise ülkelerine yönelik turizm hareketini gelen turistlere özgür basınlarını ve sivil hareketleri göstermek için değil sağladıkları ekonomik gelişme ve düzeni anlatmak için kullanmışlardır. İsrail ise ülkesine yönelik turizmi, göçmen kazanmak için bir politik araç olarak görmüştür. 1970’li yıllarda ülkeye gelen turistlerin %10’unun göçmen olarak kalmasını sağlamıştır. Özellikle alt gelir grubundaki gençlere yönelik organizasyonlarla bu hedefe ulaşmıştır. Ayrıca savaşlarla bunalan halkına da gelen turistlerin ilgisi ile bir moral kaynağı yaratmaya çalışmıştır. Ayrıca Arapların İsrail’e karşı boykotunu göz ardı eden ilk sektör de turizm sektörü olmuştur.56 54 Richter, a.g.m., s. 326. Richter, a.g.m., s. 326. 56 Richter, a.g.m., s. 326. 55 43 Birleşik Arap Emirlikleri’nin yedi emirliğinden biri olan Dubai Emirliği ülkesinin geleceğini turizm ve ticarette görmüş bir emirliktir. Petrol zenginliğinden yoksun olduğu için turizm sektöründe ve uluslararası ticarette büyümek isteyen Dubai Emirliği bütün kaynaklarını altyapı yatırımlarına ayırmış ve Dubai kasabasını uluslararası bir turizm destinasyonu ile ticaret merkezine dönüştürmüştür. Dubai sadece alt yapı yatırımları yapmamış, ülkenin hukukunu da hedeflerine göre revize etmeyi bilmiştir. Liberal bir ekonomi ve hukuk sistemi kuran Dubai (Bahreyn ile birlikte) tutucu Arap coğrafyasının Batı’ya açılan yüzü olmuştur. Radikal yönetimlerle yönetilen komşu Arap devletlerinden Dubai Emirliği’ni ayıran en önemli unsur uluslararası kabul görmüş, komşularına göre yüksek standartlarda olan hukuk sistemidir. Kurdukları liberal ekonomik ve sosyal yapı ile Dubai Emirliği bütün Dünya’dan özellikle de sermaye zengini Batı ülkelerinden yatırım alabilmektedir. Her yıl milyonlarca uluslar arası turist Dubai’yi ziyaret etmekte, yabancılar gayrı menkul yatırımı yapabilmekte ve uluslararası şirketler bölge ofisleri için bu liberal ülkeyi tercih etmektedirler. Dubai Emirliği’nin bu başarısı dini referans alan tutucu yönetimlere sahip bölge devletlerinin de ilgisini çekmiştir. Suudi Arabistan Krallığı Dubai benzeri bir şehir kurarak, burada daha liberal bir yönetim uygulamayı ve halkının üzerindeki baskıyı biraz olsun hafifletmeyi planlayabilmektedir. Öte yandan tutucu İran Hürmüz Boğazı yakınlarındaki Kish Adasını liberal bir turizm bölgesi yapmayı planlamış fakat hayata geçirememiştir. Dubai örneği bölgenin halklarının ilgisini çekmiş ve yaşattığı örnek ile bölgeye model olarak daha da radikal yönetimlerin iktidarlara gelmesini engellemiştir. Komşu devletlerden, özellikle Suudi Arabistan’dan, milyonlarca insan Dubai’yi ziyaret etmekte, kendi ülkesinde yaşayamadığı bazı özgürlükleri burada yaşamaktadırlar. Fakat mümkün olduğunca liberal olan hukuk sistemine rağmen 2009 yılı sonunda yaşanan bir olay uluslararası turizm standartları için nelerin 44 yapılması gerektiğine dair bir örnek olmuştur. Dubai’de tatil yapan bir İngiliz çift bir restoranda öpüştükleri için şikayet edilirler ve mevcut kanuna göre bir ay hapis cezası ile karşı karşıya kalırlar. İngiliz çift için son derece doğal olan bir davranış şekli, Dubai Emirliği yasalarına göre suç teşkil etmektedir. Bu olay Dubai turizmini ve yönetimini sıkıntıya sokmuştur. Dubai’de yaşanan 2010 yılı başlarındaki mali kriz ile bu olay birleşince Dubai Emirlik yönetiminin ve turizm yönetiminin hiç istemedikleri bir durum ortaya çıkmıştır. Hükümetler zaman zaman turizmi uluslar arasında bir köprü olarak da görmüşlerdir. Örneğin İsrail ve Mısır Camp David anlaşmasına olan toplumsal tepkilerin politik olarak kabulünü sağlamak için turizm anlaşmalarını kullanmışlardır. Sina bölgesindeki turistik tesislerin İsrail vatandaşlarınca kullanılması sağlanarak, İsrail’in Sina Yarımadası’ndan çekilmesine karşı toplumsal muhalefet ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. 57 Turizm, Güney Doğu Asya Uluslar Birliği(ASEAN), UNESCO, Kalkınma İçin Bölgesel İşbirliği (RCD) gibi uluslararası işbirliği ittifaklarının da başarıya ulaşması için en önemli araçlardan biri olarak görülmüştür. ASEAN turizm için bir sürekli komite oluşturmuş ve üye ülkeler arasında ASEAN pasaportu oluşturmaya, bölgesel turizm gelişimi planları oluşturmaya ve bölge içinde para değişimini kolaylaştırmaya yönelik çabalara girişmiştir. Hala uluslararası organizasyonlar turizm ile ilgili yapılar oluşturmaya çalışmaktadırlar. Bunlardan üçü; Birleşmiş Milletler Turizm Örgütü (UNWTO), Asya Pasifik Seyahat Birliği (Pasific Asia Travel Association, www.pata.org PATA)58 ve Karayipler Turizm Örgütü’dür (Caribbean Tourism Organization, CTO)59. Merkezi Tayland Bangkok’ta bulunan PATA üyeleri arasında ilişkileri kurmaya ve güçlendirmeye çalışmaktadır. Bölge turizmi ile ilgili araştırmalar 57 Richter, a.g.m., s. 327. PATA (Erişim) www.pata.org, 24 Nisan 2010 59 CTO (Erişim) http://www.onecaribbean.org/ 24 Nisan 2010 58 45 yapmakta ve yayınlamaktadır. Sürdürülebilir turizm yatırımlarını ortaya çıkarmakta ve yatırımları teşvik etmektedir. Merkezi Barbados Bridgetown’da bulunan CTO, bölgesindeki turizm potansiyellerini turizm pazarı olan ABD ve Avrupa ülkelerine tanıtmayı hedef edinmiş bir örgüttür. CTO’nun 32 üyesi bulunmaktadır. 2.3. ULUSLARARASI SİSTEMİ YAPILANDIRAN BİR OLGU OLARAK ULUSLARARASI TURİZM Eğer bir devlet uluslararası turizmden pay alarak ekonomisine, dolayısıyla vatandaşlarının yaşam standardına katkı yapmak istiyorsa, turistlerin ülkesine gelmesi için gereken düzenlemeleri yapmak ve ortamı sağlamak durumundadır. Ülkeye girişleri kolaylaştırmalı (vize gibi uygulamalarda esnek olmalı) Ülkesindeki güvenliği uluslararası standartlara taşımalı, Hukuk sistemini, uluslararası kabul görmüş normlara göre yapılandırmalı, Turist gönderen ülkelerle (pazar ülkeler) iyi ilişkiler kurmalı, Uluslararası ve ülke içi çatışmalardan uzak durmalı, Uluslararası politikada istikrarlı olmalı, Uluslararası sisteme entegre olmuş istikrarlı bir ekonomik yapı kurmalıdır. Uluslar arası turistlere yönelik her ülkenin farklı bir politikası vardır. Genelde turistlerin kalış sürelerini düzenleyen bu uygulamalar turistin geldiği ülke ile ev sahibi ülke arasındaki ilişkilere göre de değişmektedir. Örnek vermek gerekirse, Kanada 54 üye ülkeden oluşan İngiliz Uluslar Topluluğu (Commonwealth)60 60 ülkelerinden ve ABD’den pasaport İngiliz Uluslar Topluluğu (Erişim) http://www.thecommonwealth.org/ 15 Eylül 2010 ve vize 46 istememektedir, fakat diğer ülkelerden istemektedir.61 62 Endonezya, Doğu Timor sorunu olmasına rağmen turizmi ve ticareti geliştirmek için birçok ülke ile vize uygulamalarını hafifletmiştir.63 Güney Kore Çin’den gelen turist sayısını artırmak için 1997 yılında vize uygulamasını basitleştirmiştir. Turist pazarını oluşturan (turist gönderen) ülkeler gelişmiş hukuk sistemine sahip ülkelerdir. Bu ülkelerin hukuk normları aşağı yukarı benzer kuralları içermektedir. Uluslararası turisti kabul etmeyi bekleyen ülkelerin hukuk normları da turist gönderen ülkelerin kurallarına yakın olmalıdır. Alkol tüketiminin yasak olduğu bir ülkede uluslararası turizm zor olacaktır. 2.4. ULUSLAR ARASI TURİZM MEVZUATINDA STANDARTLAŞMA Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) yayınladığı Uluslararası Turizm Ahlak Bildirgesi (Global Code of Ethics for Tourism)64 ile uluslararası turizm için uyulması gereken kuralları ortaya koymuştur. Birleşmiş Milletler Örgütü’nün bu organının kararları bütün üye ülkeler tarafından kabul görmektedir. Ayrıca Uluslararası Hava Taşımacılık Birliğinin (International Air Transport Association, IATA) hava yolu taşımacılığı ile ilgili ürettiği mevzuat, Avrupa Birliği’nin ürettiği mevzuat, Dünya ülkeleri tarafından kabul görmekte ve uygulamaya koyulmaktadır. Böylece uluslararası turizmin ihtiyaçlarına göre oluşan mevzuat uluslararası bir uyumu gerektirmektedir. Sektörün ihtiyaçlarının gerektirdiği standartlaşma Dünya’da mevzuatlarda bir uyumu beraberinde getirmektedir. Böylece turizm operasyonları kolaylaşmakta, beraberinde de sektörde verimlilik artışı yaratmaktadır. Turizm sektöründe faaliyet gösteren bir ülke değişik milletlerden uluslararası turistleri ağırladığı gibi, değişik milletlerden turizm çalışanlarına 61 Richter, a.g.m., s.324. D. J. Timothy, Tourism and Political Boundaries, Routledge, London, NY, 2001, s. 116. 63 Timothy, a.g.e., s.116. 64 Uluslararası Turizm Ahlak Bildirgesi, (Erişim) http://www.unep.org/bpsp/Tourism/WTO%20Code%20of%20Conduct.pdf 15 Eylül 2010 62 47 da çalışma izni vermek durumunda kalmaktadır. Örneğin İngiliz şirketi Sunsail Limited (firma daha çok yelkenli tekne kiralama ve yelken sporu ağırlıklı tatil hizmeti vermektedir.) yabancı çalışanlarına Türkiye’de çalışma izni almakta zorlandığı için bir takım faaliyetlerini Avrupa Birliği üyesi Yunanistan’ın adalarına kaydırma kararı almıştır. Ülkenin ekonomik yapısının da turizm sektörünün dinamiklerine cevap verir olması gereklidir. Para politikalarının liberal olması, enflasyonun kabul edilebilir düzeyde olması, kur politikalarının yabancı yatırımcılar açısından tehdit oluşturmaması gereklidir. Uluslararası turizmden pay almak isteyen bir ülke yabancı yatırımcıya da kapılarını açmalıdır. Sabit yatırım tutarının çok yüksek olduğu turizm projelerinde yabancı yatırımcıları çekmek birçok ülkenin önceliğidir. Turizm sektöründe faaliyet gösteren çok uluslu şirketler de uluslar arası organizasyonlardır. Örneğin bir Türk seyahat acentası olan Pegas A.Ş. daha çok Rusya’dan Türkiye’ye turist getirme işinde faaliyet göstermektedir. Fakat bu şirketin Rusya’dan Avrupa’ya, Avrupa Birliği ülkelerinden Türkiye’ye, Rusya’dan Mısır’a, Avrupa’dan Mısır’a operasyonları vardır. Faaliyette bulunduğu ülkelerden çalışanları vardır ve bu çalışanları her faaliyette bulunduğu ülkede istihdam etmek istemektedir. Türk muhasebe elemanlarını Rusya ve Mısır’da çalıştırmakta, Rus rehberleri Türkiye ve Mısır’da görevlendirmekte, Londra ofisinde yine Türk yönetici istihdam etmek istemektedir. Uluslararası turizm sektörünün yapısını anlatan bu örnekteki firma için uluslararası mevzuat birliğinin sağlanması hayati önem arz etmektedir. Otel, havayolu şirketleri, seyahat acenteleri, ve kredi sağlayan kurumlardan oluşan bu şirketler milyarlarca dolarlık sektörde trendleri ve fiyatları belirlemektedirler.65 Çok uluslu şirketlerin turizm hizmeti veren ülkelerle ilişkileri bu ülkeler açısından önem arz etmektedir. Çok uluslu şirketlerin finansal varlıkları faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki varlıklarından 65 Richter, a.g.m., s.327. 48 daha önemlidir. Bazı durumlarda çok uluslu turizm şirketlerinin sermayeleri ve borç alma güçleri ilişkide bulundukları ülkelerden daha fazladır. Turizm pazarından pay alan devletler turizm sektörünün dev şirketleri ile uyuşmazlıklardan kaçınmak durumundadırlar. Uluslararası turizmin özel sektör tarafında olan ve birbirinden farklı kurumsal yapılarda olup geniş bir yelpazeye yayılan bu aktörlerinin yasaları ve yönetmelikleri hazırlama yetkisi olan organlardan sektörün verimli çalışması için beklentileri olmaktadır. Turizm sektörünün beklentileri de ülkelerin ekonomi yönetimlerince ve hükümetlerce dikkate alınmaktadır. Ayrıca turizm sektörünün yatırımcılarının oluşturdukları birlikler turizm ile ilgili uluslararası platformlarda da temsil edilmektedir. Örneğin Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Genel Kurulu’nda turizm sektörü yatırımcıları temsil edilmektedirler. Böylece uluslar arası turizm mevzuatının oluşmasında etkin rol oynamaktadırlar. 2.5. DEVLETLERİN DIŞ İŞLERİNİ YÖNETEN KURUMLARIN ULUSLARARASI TURİZMİN İHTİYAÇLARINA GÖRE YAPILANMASI Günümüzde uluslararası turizmden pay alan devletler turizm sektörlerinin ihtiyaçlarının tespiti, yatırımlarının planlanması, denetimi, tanıtımının yapılması gibi konularda daha etkin olabilmek için turizm sektörü ile doğrudan ilgilenen bakanlıklar kurmuşlardır. Turizm bakanlıklarının yerel örgütlerinin yanında (genellikle dış misyonların içinde) yurtdışı örgütlenmeleri de vardır. Bu örgütlenme ülkelerinin turizm potansiyellerini tanıtmanın yanı sıra sektörü büyütecek yatırımlara aracılık etme fonksiyonları da vardır. Türkiye de bu durumdan istisna değildir. İlk kez 1963 yılında ülkemizde bir turizm bakanlığı oluşturulmuştur. Bugün kültür bakanlığı ile birleşen T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı yurtiçinde planlama, denetim gibi fonksiyonlarının yanı sıra yurt dışında da turizm müşavirlikleri vasıtasıyla ülke turizmini geliştirmek için çabalarını sürdürmektedir. Yurtdışında düzenlenen turizm fuarlarına Türkiye’den özel sektörün katılımı Kültür ve Turizm Bakanlığı 49 vasıtasıyla organize edilmekte, çeşitli yayınlarla ve reklam kampanyaları ile Türk turizmi mevcut ve potansiyel pazarlara tanıtılmaya çalışılmaktadır. Esas itibarıyla devletlerin dış politikalarını yöneten kurumların başında dışişleri bakanlıkları gelir. Türkiye’nin Dışİşleri Bakanlığı da bünyesinde oluşturduğu Yurt Dışı Tanıtım ve Kültür İşleri Genel Müdürlüğü vasıtası ile Türk turizm sektörünün ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışmaktadır. Fakat Türkiye’de çok hızlı gelişen turizm sektörüne paralel olarak kamu bürokrasisinde turizm sektörünün ülkenin dış politikalarından beklentilerini işleyerek somut politikalara dönüştürüp sorunlarını çözeceği bir yapı henüz oluşturulamamıştır. Bu konuda fikir altyapısı oluşan ve ortaya çıkması muhtemel olan en somut öneri Başbakanlık bünyesinde bir Kamu Diplomasisi Kurumu oluşturulmasıdır. Bu kurum kamunun dış politika taleplerini formüle ederek dış politika uygulayıcı kurumlara gerçekleştirilmeleri için ulaştıracak bir kurum olacaktır. Örneğin Rusya’dan gelen turist sayılarında bir düşüş ya da yeterli artış olmaması durumu ortaya çıkarsa Kamu Diplomasisi Kurumu sorunun tarafları ile çalışıp bir formül üretecek ve ortaya çıkarılan yol haritasının görevli kurumlardan icrasını isteyebilecektir. Kamu Diplomasisi Kurumunda Dışişleri Bakanlığının yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığı, Basın Yayın Genel Müdürlüğü, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, Türk Havayolları A.Ş., Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı gibi konuyla ilgili kurumlar temsil edilmelidir. Ayrıca özel sektör ve sivil toplum örgütleri de eşit ağırlıkla kurumda temsil edilmelidirler. Örneğin Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB), Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB), Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) gibi turizm sektörünün etkin kuruluşları oluşturulacak yapı içerisinde yer almalıdırlar. Özel sektörün temsilcilerinin de içinde yer alacağı yeni kurum sektörün ihtiyaçlarına uygun kısa ve uzun vadeli hedefleri belirleyerek gerekli stratejileri oluşturacaktır. Böylece turizm sektörüne yararlı olacak adımların atılmasını sağlayacak politikalar oluşturulacak ve bu politikaların etkin bir şekilde uygulanması sağlanacaktır. Yeni kurum vasıtasıyla turizm 50 sektöründe ortaya çıkabilecek sorunlar daha erken tespit edilebilecek, sektörü ilgilendiren yeni yatırım ya da pazarlama fırsatları daha çabuk değerlendirilebilecektir. Kamu ve özel sektör temsilcileri ile oluşacak modern bir kurum Türk sağlayabilecektir. dış politikasına ve ekonomisine değerli katkılar ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ÜLKELERİN DIŞ POLİTİKALARINI YÖNLENDİREN TURİZM AKTÖRLERİ 3.1. YEREL AKTÖRLER; OTEL SAHİPLERİ, ACENTALAR, SENDİKALAR Bir ülkenin turizm politikasının oluşması karışık olgudur. Toplumun sosyal yapısı, ülke ekonomisinin yapısı turizm politikasının oluşturulmasın da göz önünde bulundurulması gereken ana konulardır.66 Genç ve eğitim düzeyi düşük bir nüfusa sahip ülkede yüksek istihdam sağlayan ve yüksek eğitimli iş gücü gerektirmeyen turizm sektörü sosyal yapı için ideal bir yatırım alanıdır. Öte yandan toplumun, korunması planlanan, geleneksel değerleri varsa uluslararası turizm mevcut değerleri erozyona uğratacaktır. Ülke ekonomisinin gelişmişlik düzeyi katma değeri yüksek teknolojik malları üretemeyecek yapıdaysa, kısa vadede hizmet sektörüne yönelmek (turizm) ekonominin rekabetçi yönü için daha uygun olacaktır. Ülke ekonomisinin dış ticaret açığı varsa uluslararası turizme yatırım yapmak ithalattan kaynaklanan açığı ikame edecektir. Bölgesel kalkınma için turizm potansiyelini kullanmak keza etkin bir yöntem olarak kendini kanıtlamıştır. Örnek vermek gerekirse, tarım dışında üretimi olmayan Antalya turizm sektörüne yapılan yatırımlar sayesinde kısa sürede Dünya turizminden tek başına %2 pay alan bir ekonomik kaynağa dönüşmüştür. Turizm politikaları makro ekonomik verilere ve sosyal yapıya uygun kararlarla belirlenmektedir. Fakat sektörün ana dinamiklerine bakarsak turizm sektöründe kimlerin ülkelerin iç ve dış politikalarına etki edebileceğini görebiliriz. 66 Hall, a.g.e. s.58. 52 Turizm olgusunun üç önemli ayağı vardır. Birincisi turizmin konusu, amacıdır. İnsanların bir gezi amacıyla ülkelerini bir süreliğine terk etmeleri için bir amaçlarının olması gerekir. Bu amaçlar, tatil, iş, ticaret, spor aktivitesi, sanat organizasyonu, haç, eğitim v.s. olabilir. Turizm sektörü amaca göre turizm aktivitesini sınıflandırır. Tatil turizmi, iş turizmi, inanç turizmi, kültür turizmi, sağlık turizmi, yat turizmi, spor turizmi (örneğin golf sporu), kış sporları turizmi, gençlik turizmi, üçüncü yaş turizmi vs. İkincisi ulaşımdır. Seyahat etmenin birinci koşulu ulaşımdır. Özellikle uluslar arası turizmde mesafeler uzayacağı için ululaştırma daha da önemlidir. Hava yolu şirketleri en önemli konumdadırlar. Günümüz hava taşıma şirketleri yüzlerce uçaklık filolarla ve binlerle sayılan personelle çalışmaktadırlar. Türkiye’nin en önemli hava taşıma şirketi olan THY yılda yaklaşık 20 milyon yolcu taşımaktadır. Kara taşımacıları sektörün diğer önemli kısmını oluşturur. Üçüncüsü ise konaklama ayağıdır. Oteller en büyük yatırım kalemidir. Beş yıldızlı bir otelde bir yatağı inşa etmenin maliyeti 75.000 TL civarındadır.67 Bin yataklı beş yıldızlı bir otelin inşaat maliyeti (arsa değeri hariç) yaklaşık 95.000.000 TL civarındadır. Uluslararası bir zincir olan Intercontinental Group Plc’nin 1.280.000 yatağı vardır ve 100 milyar USD tutarında (otel arsaları ile birlikte) bir yatırımı temsil etmektedir.68 Bu yatırımların korunması sadece otel sahiplerini değil ülkelerin politikalarını da ilgilendirmektedir. Otel sahiplerinin kurdukları birlikler hem yerel, hem uluslar arası alanda güçlü birer baskı grubudurlar. Örneğin Intercontinental Group sekiz adet zincir otel markası ile 100’ün üzerinde ülkede faaliyet göstermektedir. Bu firmanın yatırım yapması ev sahibi ülke için bir prestij kaynağıdır ve ülkeye güveni gösterir. Turizme yatırım yapan ülkeler uluslar arası zincir markaları ülkelerine çekebilmek için mümkün olan bütün kolaylıkları göstermektedirler. 67 68 Yatak Başı Maliyetler (Erişim) www.kalkinma.com.tr 15 Eylül 2010 Intercontinental Group Plc (Erişim) http://www.ihgplc.com/ 10 Nisan 2010 53 Türkiye’de turizm sektörüne hizmet veren 1 milyon yatak vardır. Arsa değeri ile bu yatırım 100 milyar TL’yi bulmaktadır. Ayrıca sektöre yapılan marina, hava alanı, yat, uçak, alışveriş merkezi gibi diğer yatırımlar da önemli rakamlar tutmaktadır. Alt yapı yatırımları da turizm yatırımları ile birlikte artmaktadır. Öte yandan İlgili bakanlığın 2023 yılı hedefi ise 1,500.000 yatağa ulaşmaktır.69 Tatil gemileri, yat filoları da önemli yatırımlarla inşa edilmektedir. Seyahat acenteleri da sektörün olmazsa olmazıdır. Ama yatırım tutarları düşüktür, lobi güçleri yüksektir. Reklamlar genellikle acenteler tarafından organize edilir ve acentelerin bu yetenekleri onlara istedikleri gibi kampanyalar düzenleme ve halkla ilişkiler organizasyonu yeteneği verir. 1991 Körfez Savaşı sonrası Türkiye’deki seyahat acenteleri hükümete yaptıkları etki sonucu devlet bütçesinden destek amaçlı çok düşük faizli krediler almışlardır.70 Havaalanı işletmeciliği de kayda değer ekonomik ölçeği ifade eder duruma gelmiştir. Antalya Uluslararası Havaalanının işletmesi 15 yıllık bir süre için 3 milyar dolar karşılığında özelleştirilmiştir. Kamu maliyesi için bu rakam önemli bir kaynaktır. Bu yatırımları temsil eden sektörün temsilcilerinin oluşturduğu birlikler önemli birer lobi grubudurlar. Akdeniz Otelciler Birliği (AKTOB), Turistik Seyahat Acenteleri Birliği (TURSAB), Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) bu kuruluşların belli başlılarıdır. Sektörün önde gelen sivil toplum kuruluşları Türkiye’nin dış politikalarında sektörün ihtiyaçlarını gözeten uygulamalar yapması için hükümetlere etki etmektedirler. Örneğin ülkeye daha fazla turist çekmek için vize uygulamalarının kaldırılması ya da basitleştirilmesi istenmektedir. Nitekim Türkiye özellikle son bir yıldır komşu devletlerle başta olmak üzere karşılıklı vizeleri kaldırmak için protokoller imzalamaktadır. Bu kapsamda Suriye, Ürdün Rusya Federasyonu ile vizeler karşılıklı olarak 69 Çetinel, agm, s.2. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş., www.kalkinma.com.tr, 25 Eylül 2010 70 2001, 2002, 2003 Faaliyet Raporları, (Erişim) 54 kaldırılmıştır. Azerbaycan ile ise görüşmeler sürdürülmektedir. 71 Avrupa Birliği üyesi devletlerin de Türkiye’ye uyguladığı vizelerin kaldırılması için de bir çaba vardır.72 Türkiye Rusya vatandaşlarına Avrupa Birliği üyesi İspanya, Fransa, İtalya ve Yunanistan’dan daha kolay vize verdiği için en fazla turisti ağırlayan ülkedir.73 Vizelerin karşılıklı kaldırılması ile Rusya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısının artması beklenmektedir. İran yönetimi Türkiye’ye yönelik turizm talebindeki artışı, 2007 yılında Türk basınında çıkan İranlı turistler hakkındaki olumsuz magazin haberleri üzerine, Antalya’ya uçuşları yasaklayarak engellemek istemiştir. Özellikle TÜRSAB’ın Türk hükümeti nezdindeki girişimleri sonucu Dışişleri Bakanlığı devreye girmiş ve uçuşlar Antalya’ya yakın havaalanı olan Isparta’ya yönlendirilmiştir. Daha sonra Türk basını uyarılmış ve İran ile ikili ilişkilerin daha iyi seviyelere gelmesi sonucu İran’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı ikiye katlanmıştır. Turizm aktivitesinde kilit kurum olan seyahat acenteleri da sektörün önemli aktörüdürler. Binlerce kişiyi istihdam etmektedirler. Otel yatırımları ile uluslararası turisti acenteler bir araya getirmektedirler. Rusya’nın bir şehrinden bir turisti alıp önce Moskova’ya, oradan Antalya’ya, Antalya’dan gideceği otele kadar götürmek ve tatil süresince çıkabilecek sorunlarla ilgilenmek seyahat acentelerinin işi ve organizasyonudur. Tatil ürününü satan kurum acenteler olduğu için müşteriye doğrudan temas halindedirler. Tatil eğilimlerini belirledikleri için sektörde etkileri çok fazladır. Öte yandan ortaya çıkabilecek bir olumsuzluktan da en çok acenteler etkilenirler. Bir uluslar arası sorun, çatışma, terörizm acentelerin hiç iş yapamamaları demektir ve yüklendikleri riskler çok yüksek olduğu için ekonomik olarak büyük yaralar 71 Türkiye ile vizesi kalkan 56 ülke (Erişim) http://www.moralhaber.net/ekonomi/turkiye-ile-vizesikalkan-56-ulke/ 25 Eylül 2010 72 Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı (Erişim) http://www.mfa.gov.tr/turk-vatandaslarinin-tabioldugu-vize-uygulamalari.tr.mfa 25 Eylül 2010 73 Olga Shoyunchap, Rusya Türkiye Turizm Ekonomisi İlişkileri, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2008, s. 90. 55 alabilmektedirler. Dolayısıyla dış politika uygulayıcılarını çok dikkatle izlemektedirler. Sendikalar da devletlerin politikalarını belirlemede önemli birer aktördürler. Turizm Dünya’nın en büyük istihdam sağlayan sektörüdür. Beş yıldızlı otellerde 2 yatağa bir çalışan düşmektedir. Türkiye’de yaklaşık 350 bin kişinin doğrudan otellerde istihdam edildiği hesaplanmaktadır. Alt sektörlerle beraber bu rakam 1 milyon çalışanın üzerine çıkmaktadır. Özellikle genç nüfusun işsizliği Türkiye’de önemli bir sorundur ve turizm gençleri istihdam etmektedir. Gençlerimizin eğitim düzeyi de düşüktür ve yine turizm sektörü burada kilit rol üstelenmektedir. Turizm sektörü için gereken iş gücünü eğitmek göreceli olarak kolay ve ucuzdur. Bu noktalarda sendikalar da turizm sektörünün desteklenmesini, hükümetlerden beklemektedirler. önündeki engellerin Turizm sektöründe kaldırılmasını yabancı işçi çalıştırılmaması için baskı yapmaktadırlar ve bu durum turizm yatırımcıları ile sendikaları karşı karşıya getirmektedir. Hükümet baskı karşısında kaçak yabancı işçilere karşı önlem almak zorunda kalmaktadır. Özellikle animasyon ve acentelerde yabancıları çalıştırmak isteyen turizm firmaları da serbesti için baskı yapmaktadırlar. 3.2. ULUSLAR ARASI AKTÖRLER; TOPTANCI ACENTALAR, ZİNCİR OTEL YATIRIMCILARI, UÇAK ŞİRKETLERİ Toptancı acenteler dediğimiz firmalar turizm pazarı olan ülkelerde organize ettikleri tur paketlerini satan firmalardır. Örneğin Alman seyahat acentesi ve otel işletmecisi firması TUI AG her yıl hizmet verdiği 30 milyon için turist gönderdiği ülkelerde otel+uçak+transferleri kapsayan bir tatil paketi hazırlamaktadır ve hazırladığı ürünü faaliyet gösterdiği ülkelerde pazarlamaktadır.74 Pazar ülkedeki bir müşteriye tatil ülkesinde bir tatil, spor aktivitesi ya da iş gezisi satılmaktadır. Bu şirketler tatil trendlerini belirledikleri 74 TUI AG (Erişim) http://www.tui-group.com/en 25 Eylül 2010 56 gibi pazarlanacak bir destinasyonu da ön plana çıkarmaktadırlar. Dolayısıyla turist kabul eden ülkeler bu acentelerle sıkı işbirliği içinde olmalıdırlar ve olmaktadırlar da. Unutulmamalı ki, bir destinasyonda sorun çıkması durumunda toptancı acenteler müşterilerini başka bir ülkeye, destinasyona yönlendirebilmektedirler. Uluslararası zincir oteller, yatırım yaptıkları ülkelere kazandırdıkları ekonomik değerin dışında bir de prestij kazandırmaktadırlar.(Hilton, Intercontinental, Holiday Inn, Merit, Four Season vs.) Bu otelleri yatırım yaptıkları destinasyonlar turist tarafından olumlu algılanmaktadırlar. Kalıcı talebi olan bu firmalar bulundukları destinasyonun kazancını da artırmaktadırlar. Dolayısı ile bu otellerin, ülkelerine çekilmesi turizm ülkeleri için çok önemlidir. Uluslararası prestij sahibi hava yolu şirketlerinin bir destinasyona tarifeli seferler düzenlemesi (Örneğin British Airways’in Antalya’ya tarifeli seferler ile uçması), o destinasyonda konaklama fiyatlarının istikrarlı olmasını sağlamaktadır. Tarifeli uçuşların çok olması havaalanlarına sağladığı ekonomik katkının yanında destinasyonun güvenirlik algısını da artırmaktadır. Örneğin Antalya Uluslararası Havaalanı Dış Hatlar Terminali işletmecisi ICF Airports (Fraport AG ve IC İçtaş Holding Konsorsiyumu) firması işlettikleri havaalanına uluslararası uçan havayolu şirketlerinin tarifeli seferlerini çekebilmek için uluslararası kampanya yürütmektedir.75 Artan uluslararası uçuşlar ve turizm talebi ile ikincil konut satışları, ticaret faaliyetleri gibi turizmin yan sektörlerinde de önemli kazanımlar sağlanmaktadır. Öte yandan hava yolu şirketlerinin yatırımları da önemli meblağları bulmaktadır. Dolayısıyla hava yolu şirketleri ile istikrarlı ilişki turizm ülkelerinin politikaları için önem arz etmektedir. 75 Hürriyet Gazetesi Ekonomi Haberleri (Erişim) http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/15862259.asp?gid=254 25 Eylül 2010 57 3.3. HÜKÜMETLER Turizm sektörünün ülkelerin ekonomilerine sağladığı sayısız katkıların görülmesi üzerine, turizm potansiyeli olan ya da bu sektörden pay almak isteyen devletlerin hükümetleri turizm politikalarını yönetecek devlet içinde münhasır yapılanmalara gitmişlerdir. Bugün birçok ülkenin kabinesinde turizm politikalarını yönlendirmek ve yönetmek için turizm bakanlıkları vardır. Bu bakanlıkların örgütlenmesi de ülkelerin turizm sektörlerinin büyüklüklerine paralel olarak geniş ya da dar olabilmektedir. Türkiye da 1963 yılında ilk kez münhasır olarak bir Turizm Bakanlığı oluşturmuştur. Turizm bakanlıklarının yetkileri ve faaliyetleri planlama ile sınırlı olabileceği gibi, doğrudan yatırım politikalarına etki eden icracı bakanlıklar da vardır. Örneğin Türkiye’de Turizm Bakanlığı icracı bir bakanlık olmuştur. Türkiye’de turizm sektörünün gelişmesi için gerekli altyapıyı oluşturmak ve yatırımları yapmak için 1956 yılında T.C. Turizm Bankası (TURBAN) kurulmuştur. 1957 yılında faaliyete geçen Banka Türk turizm sektörünün oluşmasında ve gelişmesinde önemli görevler üstlenmiştir. Sektörün yatırımlarını finanse etmenin yanında, Banka, bizzat kendisi, sektöre örnek olması amacıyla, turizm yatırımları yapmış ve işletmiştir. Bugün, Türkiye’deki modern turizm altyapısının planlanması ve inşası, turizm sektörünün gelişme dönemi olan 1980’li yıllarda, Turizm Bakanlığı ve bağlı kuruluşu olan T.C. Turizm Bankası tarafından gerçekleştirilmiştir. T.C. Turizm Bankası 1989 yılında Türkiye Kalkınma Bankası ile birleşmiş ve Bakanlıktan ayrılarak Başbakanlığa bağlanmıştır. Fakat Bankanın turizm yatırımlarına desteği devam etmiştir. Sektöre devlet tarafından sağlanan teşviklerin dağıtılması yine Banka aracılığıyla sürdürülmüştür. Bugün de T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı turizm sektörüne doğrudan katkısını: Yeni turizm bölgelerini planlamak ve mevcut turizm gelişme planlarını uygulamak, 58 Özel sektörün turizm yatırımlarına yatırım ve işletme belgeleri düzenleyerek lisans vermek, Bakanlıktan belgeli mevcut tesisleri denetlemek, Turizm bölgelerinin altyapı inşaatlarına kaynak aktarmak, Ülkenin turizm sektörü için uluslar arası alanda tanıtım yapmak, Turizm fuarlarına ülkeden katılımları teşvik ederek sektörün pazarlamasına yardımcı olmak, Rehberlik kurumunu düzenlemek ve devamını sağlamak, Özel sektörün turizm sektörüne yatırımları için arazi tahsisleri yapmak, gibi ana başlıklarda toplayabiliriz. Devletlerin turizm sektörüne verdikleri önem ile birlikte hükümetlerin politikalarına turizm bakanlıklarının etkisi artmaktadır. Turizm sektörünün beklentileri öncelik kazanmakta, bu alanda yapılacak yatırımlara ya da uygulamalara özel önem verilmektedir. 3.4. DÜNYA TURİZM ÖRGÜTÜ Birleşmiş Milletlerin bir organı olan Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) İspanya’nın Başkenti Madrid’de yer almaktadır ve turizm ile ilgili sorunlarla ilgilenmektedir. Dünya Turizm Örgütü, Dünya turizminin önündeki engelleri kaldırarak, uluslararası turizmin gelişmesine katkıda bulunmak için uluslararası faaliyetlerini sürdürmektedir.76 Uluslararası turizmin istatistiklerini hazırlamak kurumun başlıca görevlerinden biridir. UNWTO, Dünya’daki birçok ülkenin özel sektörünün turizm kurumlarının temsilciliğini yapmaktadır ve topladığı verilerle yaptığı yayınlar global turizmin trendleri ile büyüme kapasiteleri ile ilgili karşılaştırmalar 76 Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (Erişim) http://en.wikipedia.org/wiki/World_Tourism_Organization 25 Eylül 2010 s. 1-4. 59 yapma olanağını sağlamaktadır. Örgütün resmi dilleri Arapça, Fransızca, İngilizce, İspanyolca ve Rusçadır. 77 3.4.1. Dünya Turizm Örgütünün Hedefleri Dünya Turizm Örgütü uluslararası erişilebilir, sürdürülebilir, topluma ve çevreye duyarlı turizm faaliyetlerinin geliştirilmesini teşvik etmek için önemli bir rol oynar. Bu faaliyetlerini sürdürürken gelişmekte olan ülkelerin turizm sektöründeki gelişmelerden faydalanmasına özel önem göstermektedir. Örgüt, turizm için uluslararası kabul görmüş mesleki kuralların uygulanmasını teşvik etmektedir. Bu faaliyetleri sürdürürken; Turizm faaliyetlerinden kaynaklanan çevreye ve topluma karşı olumsuz etkileri en aza indirmeye çalışmaktadır. Turizm destinasyonlarına ve turizm sektörüne pozitif katkı sağlayacak olan ekonomik ve kültürel etkileri en üst düzeye çıkartmayı hedeflemektedir. Sektörün yüksek hasılat sağlamasına olanak veren düzenlemeleri yapmayı üye ülkelere garanti etmektedir. Dünya Turizm Örgütü, fakirliği azaltmak ve sürdürülebilir kalkınmayı genişletmek amacıyla ortaya çıkan Birleşmiş Milletler Milenyum Kalkınma Hedefleri taahhütnamesine katılmıştır. Örgüt daha çok uluslar arası turizme standart getirme çabaları içindedir. Böylece turizmi geliştirip Dünya’yı insanlık için daha yaşanır bir yer haline getirme ve Dünya barışını güçlendirme çabaları içindedir.78 77 78 UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/how/en/how.php?op=4 25 Eylül 2010 s.1. UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/why/en/why.php?op=1 25 Eylül 2010, s.,1. 60 3.4.2. Örgütün Tarihçesi Dünya Turizm örgütü’nün orijini 1925 yılında Lahey’de toplanan Uluslararası Resmi Turist Seyahat Birlikleri Kongresi’ne (International Congress of Official Tourist Traffic Associations, ICOTT) kadar gitmektedir. Turizm Araştırmaları Yıllıklarında (Annals of Tourism Research) ise Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün oluşumunun Resmi Turist Tanıtım Örgütleri Uluslararası Birliği (International Union of Official Tourist Publicity Organizations, IUOTPO) kaynaklı olduğu belirtilmektedir. İkinci Dünya Savaşından sonra uluslar arası turizmin büyümeye başlaması ile IUOTPO kendini yeniden yapılandırmış ve Resmi Seyahat Örgütleri Uluslar Arası Birliği (International Union of Official Travel Organizations, IUOTO) adını almıştır. Teknik ve hükümetler dışı bir örgüt olan IUOTO yerel turizm örgütlerinin, endüstri ve tüketici gruplarının bir kombinasyonundan yaratılmıştır. Bu örgütün tek hedefi genel olarak turizmi teşvik etmekle sınırlı kalmamış, turizmi uluslar arası ticaretin bir kolu olarak ele almış ve kalkınmakta olan ülkeler için ekonomik kalkınmanın bir stratejisi olarak değerlendirmiştir.79 1960’ların sonlarına doğru IUOTO uluslararası seviyede rolünü artırmak için bir değişime gitmesi gerektiğini anlamıştır. 1967 senesinde Tokyo’da düzenlenen 20. kongresinde diğer uluslararası örgütlerle birlikte çalışacak hükümetler arası bir yapının oluşturulması gerektiğini belirten bir deklarasyon yayınlamıştır. Burada özellikle Birleşmiş Milletler Örgütü bünyesinde bir yapılanma olmasının yararlı olacağı belirtilerek bir adres gösterilmiştir. Daha sonra IUOTO ile Birleşmiş Milletler arasında yakın bağlar oluşturulmuştur. 24. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 2529 sayılı önerge ilen bu durum Genel Kurula getirilmiştir. 1970 yılında, IUOTO Genel Kurulu Dünya Turizm Örgütünün kurulması için (IUOTO’nun statüsünde) bir oylama yapmış ve kabul edilen 79 UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/his/en/his.php?op=5 25 Eylül 2010 s.,1. 61 öneriyi Birleşmiş Milletlerin 51 kurucu üyesinin onaylaması ile 1 Kasım 1974 tarihinde Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü faaliyete geçmiştir. 2003 yılındaki 15. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda ise Dünya Turizm Örgütü (WTO) Genel Konseyi ve Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün Birleşmiş Milletler Örgütünün uzmanlaşmış bir kolu olmasına karar verdiler. Bu işbirliğinin en önemli sonucu ise WTO’nun pozisyonunun güçlenmesinin yanı sıra; turizm, insan toplumunun diğer ana faaliyetleri ile birlikte eşit seviyede kabul edilmesidir. 2010 yılı itibariyle WTO’nun üye sayısı 154 ülkeye ulaşmıştır. Özel sektörü, eğitim kurumlarını, turizm birliklerini(derneklerini) ve yerel turizm otoritelerini temsil eden, 7 kıtada 390 iştirakçi üyesi olmuştur. Örgüt turizm ile ilgili yayınları ve araştırmaları desteklemektedir.80 3.4.3. Dünya Turizm Örgütü’nün Yapısı Genel Kurul, örgütün en üstte yer alan organıdır. Mutat olarak iki yılda bir toplanır. Delegeleri tam ve ortak üyeler ve İş Konseyinin temsilcilerinden oluşmaktadır. Kıdemli turizm yetkilileri ile özel sektörün en üst seviyedeki yöneticilerinin bir araya geldiği Dünya’daki en önemli buluşmadır. Bölgesel Komisyonlar, 1975 yılında Genel Kurula bağlı organ olarak kurulmuşlardır. Sayısı 6 olan bölgesel komisyonlar yılda bir kez toplanır. Üye ülkelerin diğer üye ülkelerle ilişkilerini sürdürmelerini sağlar ve Genel Kurulun toplantıları arasında kalan zamanda üyelerin sekretarya ile olan ilişkilerini sürdürmelerine olanak verdiği gibi, üyelerin tekliflerini alır, sorunlarına ya da şikayetlerine aracılık ederek çözüm yollarını açar. Her komisyon üyeleri arasından iki yıllığına bir başkan ve başkan yardımcısı seçer. Başkan ve başkan yardımcısının görev süresi Genel Kurul Toplantısının bitişiyle başlar ve diğer Genel Kurul toplantısının sonuna kadardır. 80 UNWTO, (erişim) http://www.unwto.org/afiliados/index.php?op=2&subop=2 25 Eylül 2010 s.,1. 62 İcra Kurulu, İcra Kurulu’nun görevi Genel Sekreter’e danışarak Genel Kurulun tavsiyelerinin ve kendi kararlarının uygulanması için gerekli bütün önlemleri almaktır. Faaliyetlerini akabinde Genel Kurula rapor eder. İcra Kurulu yılda en az iki defa toplanır. İcra Kurulu genel Kurul Tarafından seçilen tam üyelerden oluşur. Genel Kurul her beş tam üyeye bir üye düşecek şekilde oranlayarak seçim yapar ve adil ve eşit coğrafik dağılım olacak şekilde, genel Kurulun yayınladığı Yöntem Kurallarına göre seçim yapar. Seçilmiş İcra Kurulu üyelerin görev süresi dört yıldır ve kurul üyelerinin yarısı iki yıl ara ile yapılan seçimlerle yenilenir. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütünün ev sahibi olan İspanya İcra Kurulunun sürekli üyesidir. Komisyonlar, Dünya Turizm Etiği Komisyonu, Program Komisyonu, Bütçe ve Finansman Komisyonu, Pazar ve Rekabetçilik Komisyonu, Turizm İzleme ve İstatistik Komisyonu, Turizmin Sürdürülebilir Gelişmesini Hesaplama Komisyonu, Yoksulluğu Azaltma Komisyonu, Bağlı Kuruluş Üyelerinin Başvurularını Değerlendirme Komisyonu’ndan oluşmaktadır. Sekretarya, Sekretarya Genel sekreter liderliğinde (şu anda Ürdün kökenli Taleb Rifai tarafından) yönetilmektedir ve Dünya Turizm örgütü’nün Madrid Genel Merkezindeki 110 tam zamanlı personeli kontrol etmektedir. Genel Sekterin yardımcılığını ise Genel sekreter Yardımcısı yürütmektedir. Bürokratların görevi Dünya Turizm Örgütü’nün iş programını uygulamak ve üyelerin talepleri doğrultusunda hizmet üretmektir. Ortak üyeler Madrid genel merkezindeki tam zamanlı direktörler tarafından desteklenmektedir. Sekretaryanın Japonya, Osaka’da giderleri Japonya Hükümeti tarafından karşılanan bir Asya Pasifik bölge destek ofisi bulunmaktadır.81 81 UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/how/en/how.php?op=4 25 Eylül 2010 s.,1. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM TÜRKİYE CUMHURİYETİ DIŞ POLİTİKASINA TURİZMİN ETKİLERİ Türk turizminin tarihi 20. Yüzyılın başlarına kadar gider.82 Anadolu özellikle İstanbul Batı’nın seçkin insanları için her zaman ilgi çekici, seyahat etmeye değer bir yer olmuştur. Günümüz Avrupalı turisti hala Türkiye’ye yaptığı seyahatlerde 20. Yüzyıl başı Anadolu’sunun kültürel varlıklarını görmeyi ummaktadır. Bir ülke hakkında ilk oluşan imaj kamuoyunda yıllar geçse bile kalıcı olmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti uluslararası turizmin ülke ekonomisi ve kalkınması için önemini ise uluslararası turizmin hızla büyümeye başladığı 1950’li yıllarda keşfetmiştir. 1950’li yıllar, kitlesel havayolu taşımacılığının henüz başladığı yıllardır. Yolcu taşımacılığında Atlantik Okyanusunu sorunsuz geçebilecek menzile, ekonomik değere ve güvenilirliğe sahip uçaklar yeni geliştirilmektedir.83 (Hava yolu taşımacılığında çığır açan dört motorlu, uzun menzilli, değişik sınıflarda 141 yolcu taşıyabilen Boeing 707 uçağı 1959 yılında hava yolu şirketlerinin hizmetine girmiştir). 84 Bu yıllarda uluslararası turizmin rotası Amerika Birleşik Devletleri’nden Avrupa’ya doğrudur. Belli başlı turistik destinasyonlar Londra, Paris ve Roma’dır. İkinci Dünya Savaşı sonrası henüz toparlanıp refaha kavuşamayan Kuzey Avrupa’dan Akdeniz sahillerine olan bugünkü klasik tatil turizmi henüz kitlesel anlamda başlamamıştır. İspanya turizm sahnesinde yoktur ve bugünün Dünya turizm lideri Fransa ancak Paris’e gelen turistlerle temsil edilmektedir.85 Bu ortamda Türkiye’de hükümette olan Demokrat Partinin Adnan Menderes Başkanlığındaki kabinesi 1956 yılında turizm sektörünün 82 Seeboth, A., age, s.19. Ticari Uçaklar Boeing 707, (Erişim) http://www.boeing.com/commercial/707family/index.html 26 Eylül 2010 s., 1. 84 Boeing 707 (Erişim) http://tr.wikipedia.org/wiki/Boeing_707 26 Eylül 2010 s., 1. 85 Tourism as an agent of change: A Spanish basque case, Annals of Tourism Research Cilt 3, Sayı 3, Ocak-Şubat1976, s., 128-142 83 64 kurulup kalkındırılması için T.C. Turizm Bankası’nı kurmuştur. O yıllarda Türkiye’de uluslararası turizm yaptırmak bir yana turizm bölgelerine ulaşan yeterli yol ağı bile yoktur. Bugünün Bodrum’u sürgün cezalarının infaz edildiği yerdir ve Dünya tatil turizminin %2’sini gerçekleştiren Antalya için o yıllarda Toros Dağlarını aşıp ulaşmak pek de mümkün değildir. “Yol ver Bana Çubuk Beli Geçeyim” türküsünde yer alan Çubuk Beli geçidi ulaşımda yarattığı zorluğu ile hala anlamını yitirmemiştir. Günümüzde yılda 16 milyon turist ağırlayan Antalya İl’inin hala ulusal ağa demiryolu bağlantısı, otoyol bağlantısı yoktur. Uluslararası turizmin ihtiyaçlarına uygun bir limanı, liman terminali de yoktur. Antalya’nın dolmuştan başka şehir içi taşıma ağı (yeni yapılan tramvay hattı verimsiz olmuştur), yeterli kanalizasyonu, pis su arıtması, enerjisi altyapısı vs yoktur. Fakat bütün bu olumsuz koşullara rağmen 1950’li yıllarda uluslararası turizm sektörünün geliştirilmesi devlet politikası olarak benimsenmiştir. Ne yazık ki 1960 yılında yapılan askeri darbeden sonra turizm sektörü devlet bütçesinden yatırımlar için gerekli olan desteği yeterince görememiştir. 1963 yılında kabinede ilk Turizm Bakanlığı oluşturulsa da mali anlamda sektör ciddi bir yatırım almamıştır. Burada ekonomi yönetiminin dışa kapalı tavrı da önemli olmuştur. 1980’li yılların ortalarına kadar ciddi yatırımların yapılmadığı sektör, 1982 yılında çıkartılan Turizmi Teşvik Kanunu (2634 sayılı Kanun, TCRG 16/03/1982 tarih-17635 sayı)86 sayesinde yatırım almaya başlamıştır. Bu kanunun zamanda çıkartılmasında siyasi rakibi) özellikle Türkiye’nin olan Yunanistan’ın coğrafi komşusu seksenlerin (aynı başında gerçekleştirdiği turizm hamlesinin de etkisi olmuştur. Seksenlerin başında Türkiye’ye yıllık 4 milyon uluslararası turist gelmektedir ve bu rakam iç 86 Turizmi Teşvik Kanunu, (Erişim) http://www.kultur.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFB76CB4844D2199DB807 5770BBA7873E8, 25 Eylül 2010 s.,1. 65 turizmin %60 ‘ına karşılık gelmektedir.87 Yapılan yatırımlarla Türkiye son 25 yılda Dünya turizm liginde ilk on içine yerleştirmiştir. Ekonomi alanında yakalanan bu başarı, geçen zaman içinde, uluslararası turizm sektörünün ülke ekonomisinin gündeminde sürekli yer almasını sağlamıştır. Örneğin 2001 yılında GSMH’nın %6.9’u turizmden sağlanmış, 2002 yılında ihracat içinde turizm gelirlerinin oranı %33.9 olmuştur.88 Sektörün ülke ekonomisindeki öneminin beraberinde dış politikaya da etkileri artmaya başlamıştır. Özellikle son on yılda Türkiye’nin komşularıyla ve ülkeye turist gönderen ülkelerle olan ilişkilerinde turizm sektörünün önemine vurgu yapılır olmuştur. Turizm sektörünü etkileyecek dış politik kararlar ya da gelişmeler kamuoyu ve basın tarafından dikkatli ve önemle ele alınır olmuştur. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sivil turizm örgütlerinin yaptığı değerlendirmeler sonucu ortaya çıkan öngörüler, Cumhuriyetin 100. Kuruluş yıldönümü olan 2023 yılında Türkiye’ye 71,5 milyon uluslar arası turistin geleceği yönündedir. Grafik 14 1980 yılından 2023 yılına kadar turizmin ve turizm gelirlerinin gelişimini göstermektedir. 2023 yılında beklenen turizm geliri 85 milyar Amerikan Doları olarak öngörülmektedir. 87 Seeboth, A., age, s.19. Turizm Gelirlerinin İhracat Gelirleri ve Turizm Giderlerinin İthalat Giderleri Oranı (1964-2008) Kültür ve Turizm Bakanlığı İstatistikler (Erişim) www.kultur.gov.tr 15 Nisan 2010 88 66 Grafik 14: Türkiye’de Turist Sayısı ve Turizm Gelirleri 2023 Yılı Öngörüsü.89 YILLAR 1980 1990 2000 2010 2023 89 Çetinel, agm., s.2. TURİST SAYISI (Milyon Kişi) 1,3 5,4 10,4 28,6 71,5 TURİZM GELİRİ Milyar Amerikan Doları) 0,3 3,2 7,6 21 85 67 Grafik 15: Türkiye’nin 2023 Yılına Kadar Gelen Turist Sayısında Beklenen Gelişme Öngörüsü.90 YILLAR 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2021 2022 2023 DIŞ TURİST SAYISI (Bin Kişi) 31.456 31.811 34.674 37.448 40.444 43.680 47.174 50.948 54.514 58.330 62.414 66.783 71.457 Grafik 15’de yer alan Türkiye’ye önümüzdeki 12 yıl boyunca gelmesi beklenen turist sayısı ortalama yıllık %7’lik bir artış beklentisi üzerinden hesaplanmıştır. Bu artış hızı iddialı bir rakam gibi görünse de gerçekleşebilecek olan büyüme belki de daha fazla olacaktır. Artan turizm talebini karşılamak için gerekli olan turizm yatırımları için finansman kaynağı bulmak artık eskisi kadar zor değildir. Yatırımların zamanında yapılabilmesi 90 Çetinel, agm., s.2. 68 sektörün arz tarafını güçlendirecek ve talebin büyümesinin önünde engel kalmayacaktır. Çetinel’in makalesinden de görüleceği üzere artık birçok banka turizm sektörü yatırımlarına finansman sağlamak için yarışır durumdadırlar. 91 Halbuki 1980’li ve 1990’lı yıllarda turizm sektörüne sadece iki kamu bankası finansman sağlıyordu. Bunlardan biri ve en önemlisi misyonu turizm sektörünü geliştirmek olan ve bu amaçla kurulan T.C. Turizm Bankası A.Ş.’dir. (1989 Yılında Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. ile birleşmiştir).92 T.C. Turizm Bankası A.Ş. doğrudan T.C. Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet göstermiştir. T. Vakıflar Bankası A.O.’da kısmen turizm yatırımlarına finansman sağlamıştır. Türkiye’de faaliyet gösteren diğer bankalar ise belirtilen dönemde prensip olarak turizm sektörünü karsız bulup finansman desteği sağlamamışlardır. 91 92 Çetinel, agm., s.1. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş., (Erişim) www.kalkinma.com.tr 69 Grafik 16: Türkiye’nin 2023 Yılına Kadar Turizm Gelirleri Öngörüsü.93 YILLAR 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2021 2022 2023 DIŞ TURİZM GELİRİ (Milyon Amerikan Doları) 23.020 26.015 28.617 31.764 35.258 39.137 43.442 48.220 54.007 60.488 67.746 75.876 84.981 İÇ TURİZM GELİRİ (Milyon Amerikan Doları) 5.913 6.504 7.154 7.941 8.815 9.784 10.860 12.055 13.502 15.122 16.937 18.969 21.245 TOPLAM 28.933 32.519 35.771 39.705 44.073 48.921 54.302 60.276 67.509 75.610 84.683 94.845 106.226 Grafik 16 Türkiye Ekonomisinin 2023 yılına kadar turizm sektöründen elde edeceği gelir beklentisini göstermektedir. Cumhuriyetin ilan edilişinin 100. Yılında turizm sektörünün yöneticileri 85 milyar Amerikan Doları uluslar arası turizm geliri ve 21 milyar Amerikan Doları iç turizm geliri hedeflemektedirler. Toplam turizm geliri beklentisi ise 106 milyar Amerikan 93 Çetinel, agm., s.2. 70 Doları olarak açıklanmıştır. Bu rakam turizm sektörünün Türk halkı için ne kadar önemli olduğunun bir göstergesidir. Ülkeyi ve turizm sektörünü yönetenler için de 106 milyar Amerikan Doları kaynağın (Büyük kısmı ihracattır ve net döviz girişi sağlamaktadır) önemi büyüktür. 4.1. RUSYA FEDERASYONU-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ Tarihsel olarak iki komşu olan Türkiye ile Rusya Federasyonu arasında yüzyıllardır süren ilişkiler döneminde (diplomatik ilişkilerin başlangıcı Rus Çarlığı’nın Osmanlı Devleti Başkenti İstanbul’a ilk olarak büyükelçi atadığı 1497 yılı olarak kabul edilir) çeşitli inişler ve çıkışlar yaşanmıştır. Dönemlerinin iki güçlü devleti olan Osmanlı imparatorluğu ve Rus Çarlığı arasında süre gelen doğal mücadele Birinci Dünya Savaşı ile her iki devlet için de sona ermiş yerlerini genç devletlere bırakmışlardır. Tarihten miras kalan iki devletin mücadele refleksi yeni devletlerin kurulması ile hemen ortadan kalkmamıştır. Tarihi olarak yeni kurulan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) Türkiye tarafından bir tehdit unsursu olarak algılanmıştır.94 SSCB ve Türkiye Kafkaslara etki etme konularında da her zaman rakip olmuşlardır. Soğuk savaş dönemi bu karşıt duruşu güçlendirmiştir. Stalin’in 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Boğazlarda kontrolü ele geçirme çabaları ve Kars ile Ardahan üzerinde hak iddia etmesi Türkiye’yi Atatürk’ün oluşturduğu tarafsızlık politikalarını değiştirmeye itmiş ve NATO üyeliğini istemesine yol açmıştır. Rus Çarlığı - Osmanlı savaşları ve XX. yüzyılın Soğuk Savaş dönemi, iki ülke arasındaki ilişkileri sınırlayan en önemli faktörlerdendir. Türkiye’nin Ulusal Kurtuluş savaşı döneminde yaşanan Türkiye-SSCB dostluğu ancak Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra yeniden inşa edilebilmiştir. Dağılan SSCB’nin tarihsel mirasını devralan Rusya Federasyonu ile özellikle son 15 yıl içinde artan ekonomik ve ticari konulardaki işbirliği ile iyi ilişkiler başlamıştır. 94 F.Stephen Larrabee ve Ian Q. Lesser, Turkish Foreign Policy in an Age of Uncertainity, RAND, National Security research Division, Santa Monica, 2003., s., 112. 71 Her ne kadar bu yeni dönem iki ülke dış politikaları için özellikle Kafkasya ve Orta Asya bölgelerinde çıkar çatışmalarına yol açsa da (bu bölgelerde Rusya’nın güçlü, tarihi ilgisi vardır), iki ülkenin ekonomik ilişkileri ve karşılıklı birbirine bağımlılıkları ilişkilerinde öncelik olmuştur. Son 10 yılda Türkiye’nin Rusya Federasyonu ile ekonomik ilişkileri önemli oranda artmıştır.95 Rusya Türkiye’nin ikinci büyük ekonomik ortağıdır ve en büyük doğal gaz sağlayıcı ülkesidir. Ekonomik alandaki bu gelişmeler dış politika arenasında da değişikliklere yol açmıştır. Türkiye Çeçenistan politikalarında, Rusya da Türkiye’nin Kürt sorunlarında büyüyen ekonomik ilişkilere helal getirmeyecek politikalar izlemişlerdir.96 Türkiye Rusya ilişkilerine tarihsel olarak baktığımızda ise; Atatürk dönemi diye tanımlayabileceğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı, TBMM’nin açılmasından üç gün sonra, 26 Nisan 1920’de Mustafa Kemal, SSCB hükümetine bir mektup göndererek yardım istemiştir. Emperyalistlere karşı işbirliği öneren ve Türk halkının Ulusal Kurtuluş mücadelesi için savaş malzemesi ve maddi yardım talebinde bulunan bu mektuba, SSCB dış işlerinden sorumlu Halk Komiseri Çiçerin’den 2 Haziran 1920’de olumlu yanıt gelmiştir. Bu yanıtın akabinde gerçekleşen karşılıklı ziyaretlerin sonucunda, 16 Mart 1921’de taraflar arasında Moskova Dostluk ve Kardeşlik Anlaşması imzalanmıştır. Ulusal Kurtuluş savaşının kazanılmasının önemli etkenlerinden biri olarak kabul edilen bu anlaşma aynı zamanda Sovyet Rusya ile yeni Türkiye arasındaki ilk diplomatik anlaşmadır. Kurtuluş savaşının ilk mali yardımını gönderen Sovyetler, 11 milyon altın ruble, 100 bin lira değerinde altın külçe ve önemli miktarda silah yardımını Ankara Hükümetine yapmışlardır.97 95 Bozkurt, Giray Soynur, Türkiye Rusya İlişkileri;Tarihi Rekabetten Çok Boyutlu İşbirliğine, Türkiye’nin Değişen Dış Politikası, Der. Cüneyt Yenigün, Ertan Efegil, Nobel Yayınları, 2010, s.699-725. 96 Larrabee ve Lesser, a.g.e., s., 113. 97 Türkiye-Rusya İlişkileri, (Erişim) http://www.rusya.ru/tur/index/turkiye_rusya_iliskileri, 17 Şubat 2010, s.1-4. 72 İki genç devlet arasındaki ilişkilerin iyi olduğu bu dönem Atatürk’ün sağlığının bozulması ve 1938 yılında ölümü sonrasında, İkinci Dünya Savaşı öncesinde Türkiye’nin dış politikasında değişimler yaşanması ile fazla sürmeden sona erdi. Türkiye’nin savaşın başlamasından üç gün sonra, 25 Haziran 1941’de tarafsızlığını ilan etmesine rağmen SSCB Ankara’yı savaşta düşmanı olan Almanya’ya yardım etmekle suçladı. Sovyetler Birliği 1945 yılında SSCB ile Türkiye arasında 1925’de imzalanmış olan Dostluk Anlaşması’nı geçersiz ilan ederek Montreux Antlaşması’nın değiştirilmesini isteyerek Boğazlarda hak iddia etti. Bunun yanı sıra SSCB yönetiminin, Kars ve Ardahan üzerindeki Türkiye’den toprak talepleri oldu. Boğazlar’da üs kurma hakkı ve toprak talepleri iki ülke arasındaki ilişkileri sona erdirmiştir.98 Sovyetlerin Türkiye’ye yönelik bu baskıları sonraki yıllarda Türkiye’nin dış politikasına etki etmiş ve Batı Bloku’na yönelmesine yol açmıştır. Türkiye’nin ABD ile ilişkilerini geliştirmesi, 1948’de Marshall yardımını alması ve 1952’de NATO’ya üye olması bu gelişmenin sonucudur ve iki komşu ülke arasındaki ilişkilerdeki mesafe büyümüştür.99 Bu yeni dönemde SSCB’nin Türk ekonomisine teknoloji yatırımları yaparak Türkiye’yi geri kazanma çabalarının olduğunu görmekteyiz. Nitekim 1964 yılından sonra siyasi ilişkilerde izlenen iyileşme ekonomik alana da yansımış ve 25 Mart 1967 yılında iki ülke arasında Ekonomik, Teknik İşbirliği Anlaşması imzalanmıştır Anlaşma ile şu tesislerin kurulması sağlanmıştır: İskenderun Demir Çelik Tesisleri, Seydişehir Alüminyum Fabrikası, Aliağa Petrol Rafinerisi, Bandırma Asit Sülfürik Fabrikası, Artvin Levha Fabrikası. Söz konusu tesisler ülkemizin önemli ağır sanayi tesisleri içerisinde yer almaktadır.100 Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin dağılması ile Rusya Federasyonu kurulmuş ve SSCB mirasını devralmıştır. İki ülke arasındaki ekonomi alanındaki gelenekselleşmiş işbirliği yapısını artık serbest piyasa 98 Türkiye-Rusya İlişkileri, a.g.m., s.1-4. Türkiye-Rusya İlişkileri, a.g.m., s.1-4. 100 Türkiye-Rusya İlişkileri, a.g.m., s.1-4. 99 73 ekonomisi belirlemeye başlamıştır.101 Bu dönemde ilişkilerde belirleyici faktörler ticaret, doğal gaz ve turizm olmuştur. 15 Aralık 1997’de Başbakan Çernomirdin’in Türkiye’yi ziyareti imzalanmış, 1999 Kasımında sırasında Başbakan Mavi Ecevit’in Akım Anlaşması yaptığı Moskova ziyaretine mukabil, Rusya Başbakanı Kasyanov 2000 Ekiminde Türkiye’yi ziyaret ederek “stratejik ortaklık” taleplerini dile getirmişlerdir. 2001 Kasımında iki ülke dışişleri bakanları “Avrasya işbirliği Eylem Planı” adlı anlaşmayı imzalamışlardır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 1991'de 1.5 milyar dolar civarında olan karşılıklı ticaret hacminin 2005'te 15 milyar dolara çıktığını, önümüzdeki yıllarda ise 25 milyar dolara çıkacağına inandığını belirtmiştir.102 Rusya Federasyonu’nun son yıllarda en fazla önem verdiği dış projelerden biri Mavi Akım’dır. Deniz altındaki uzunluğu 360 km olan dünyanın en derin (2,1 km derinde) gaz boru hattı, Karadeniz’in altına başarıyla döşenmiştir. İki ülkeyi arada sorun yaratabilecek başka ülkeler olmaksızın birbirine bağlayan Mavi Akım, Rusya’nın başka pazarlara açılması bakımından da önem taşımaktadır. Son yıllarda Türkiye doğalgaz ihtiyacının aşağı yukarı üçte ikisini Rusya’dan karşılamaktadır. Rusya’nın toplam gaz ihracatının yüzde 7’sini gerçekleştirdiği Türkiye, Almanya ve İtalya’dan sonra Gazprom’un en büyük üçüncü müşterisidir.103 Rusya Federasyonu ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler genellikle aşağıdaki alanlarda tezahür etmektedir. Müteahhitlik hizmetleri daha çok Türk firmalarının Rusya Federasyonu’ndaki müteahhitlik hizmetlerini kapsamaktadır. İnşaat kalitesi, süresi ve maliyetiyle pazarda söz sahibi olan Türk müteahhitleri, Rusya’da Türk imajının güçlenmesine önemli katkılarda bulunmuşlardır. 101 Tellal, Erel, Rusya İlişkileri, Türk Dış Politikası, Kurtuluş Savaşından Bugüne, Olgular, Belgeler, Yorumlar, Cilt II 1980-2000, İletişim yayınları, 2010, s.540-551. 102 Türkiye-Rusya İlişkileri, a.g.m., s.1-4. 103 Gazprom, (Erişim) http://www.gazprom.com/about/today/ 25 Eylül 2010 74 Rusya Federasyonu’nun içinde bulunduğu ekonomik şartların etkisi ile dış ticarette ortaya çıkan bir ekonomik ilişki şekli de “bavul ticareti”dir. Bavul ticareti, basit şekliyle, Rus vatandaşlarınca tüketim mallarının yurtdışından satın alınmasını, yolcu beraberinde ülkeye getirilmesini ve satılmasını içermektedir. 1998 Ağustos ayındaki ekonomik kriz ve Rus makamlarının gümrük vergisi kayıplarını önleme amacıyla bu ticareti kontrol altına alma yönündeki uygulamaları sonucunda son yıllarda bavul ticaretinin hacmi önemli ölçüde azalmıştır. Rusya pazarını daha ciddi olarak değerlendiren ve pazarda uzun vadede kalıcı olmaya kararlı Türk firmalarının yapmış olduğu yatırımlar giderek artmaktadır. Bu yatırımlar inşaat, turizm, tekstil, bankacılık ve ticaret alanlarında yoğunlaşmaktadır.104 104 İmanov, Vügar, Türk Rus İlişkilerinde Yakınlaşma Dönemleri, Türkiye’nin Değişen Dış Politikası, Der. Cüneyt Yenigün, Ertan Efegil, Nobel Yayınları, 2010, s. 725-741. 75 105 Grafik 17 : Rusya’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayıları 105 YILLAR TURİST SAYILARI (KİŞİ) 2002 947.000 2003 1.281.000 2004 1.605.000 2005 1.864.000 2006 1.853.000 2007 2.465.000 2008 2.879.000 2009 2.695.000 2010 3.107.000 2011 3.468.000 Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, (Erişim) http://www.kulturturizm.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF2B81939FD5B60A FAFFDE13C621852F44, 25 Eylül 2010 s., 1. 76 Grafik 18 : 2011 Yılı Türkiye’ye Gelen Turistlerin Dağılımı ÜLKELER 106 106 TURİST SAYILARI % ORANI ALMANYA 4.826.315 15,34 RUSYA FED. 3.468.214 11,03 İNGİLTERE 2.582.054 8,21 İRAN 1.879.304 5,97 BULGARİSTAN 1.491.561 4,74 HOLLANDA 1.222.823 3,89 GÜRCİSTAN 1.152.661 3,66 FRANSA 1.140.459 3,63 SURİYE 974.054 3,10 İTALYA 757.143 2,41 DİĞER 11.961.488 38,03 TOPLAM 31.456.076 100,00 Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1. 77 Turizm faaliyetleri Türkiye Rusya ilişkilerinde son yıllardaki en etkili konulardan biri olmuştur. Rusya yurttaşlarının yurtdışı tatil destinasyonları arasında birinci sırada Türkiye gelmektedir. 2009’da Rusya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı 2.695.000, 2010’da 3.107.000, 2011’de ise 3.468.000 kişi olmuştur. 2011’de Türkiye’ye gelen toplam 31.456.076 yabancı turist arasında Almanlar geleneksel olarak ilk sıradayken (4,8 milyon kişi) Rusya Federasyonu vatandaşları 3.5 milyon kişi ile ikinci sıradadırlar. Fakat Grafik 17’e baktığımızda 2010 yılında Rusya Federasyonu’ndan gelen turist sayısının bir önceki yıla göre %15 arttığını görmekteyiz. Bu artış 2011 yılında %12 olarak gerçekleşmiştir. Grafik 18’de göreceğimiz gibi 2011 yılında Türkiye’ye gelen turistin %11’i Rusya Federasyonu vatandaşıdır. Bu yüksek artışın bir sebebi de iki ülke arasında karşılıklı olarak kaldırılan vize uygulamalarıdır. Rus Banko Ajansı’na göre107, Rusların tüm dünya çapındaki tatil tercihlerine bakıldığında, 2003 yazında Türkiye’nin pazar payı yüzde 27,2 ile rekor bir orana ulaşmıştır. Türkiye’den sonra gelen Mısır’ın payı yüzde 8,2, İspanya’nınki yüzde 7,7 olmuştur. Türkiye’nin Rusya’dan sağladığı turizm geliri yaklaşık olarak 2 milyar dolar seviyesinde tahmin edilmektedir. Rusya Federal İstatistik Merkezi Rosstat’ın 2005 yılına ilişkin turizm verilerine göre, yurt dışına turizm amaçlı olarak 6 milyon 784 bin Rusya Federasyonu vatandaşının 1 milyon 562 bin 600’ü Türkiye’yi ziyaret etmiş, Türkiye Rus turistlerin en çok tercih ettikleri ülke sıralamasında birinci olmuştur. Halihazırda Türkiye, Mısır ve İspanya Rusya Federasyonu vatandaşlarının tatil amacıyla en çok tercih ettikleri destinasyonlardır. Son 15-20 yılda gelişen ticari ilişkiler, “bavul turizmi”, Antalya’ya Rus turist akını (Antalya, Rusların geleneksel tatil beldesi olan Soçi’nin yerine “Rus 107 tatil beldesi” olarak adlandırılmaya başlanmıştır) ve benzeri Banko Tur Seyahat Acentası, (Erişim) http://www.bankotur.com.tr/ 25 Eylül 2010 78 gelişmeler, yüzyıllardır komşu olan iki ülke halklarının yakınlaşması bakımından siyasi-diplomatik ilişkilerin beceremediğini gerçekleştirmiştir. Artık Ruslar için Türkiye, Türkler için Rusya “Kaf Dağı’nın ardında” karanlık ve bilinemez yerler değildir. Elbette iki ülke insanlarının geçmişin önyargılarından arınarak her zaman birbirlerini kolayca anladığını söylemek zordur. Ama artık halklar birbirini 80’lerin, hatta 90’ların ortalarına göre daha iyi tanımaktadır. 2004’ten başlayarak yalnızca yüksek öğrenimde değil, ilköğretim okulları ve liselerde de Rusça resmi yabancı dil olarak okutulmaktadır. Ayrıca sosyalist devrim sonrasında ülkesinden kaçan yaklaşık 200 bin Beyaz Rus’un Türkiye’ye geldiği, bir bölümün Türkiye’ye yerleşerek başta İstanbul olmak üzere bulundukları yerlerin kültürel hayatını zenginleştirdikleri, bunların bazılarının ve eserlerinin bugün de varlıklarını sürdürdüğü de unutulmamalıdır. Türkiye’nin yeni iş kapısı Rusya olmuştur. Son yıllarda Rusya, Almanya ve Suudi Arabistan ile birlikte en çok Türk işçisinin gittiği ülkelerdendir. Rusya’ya yılda 10 bin civarında Türk işçisi gitmektedir. İki ülke arasındaki ilişkilere kalıcı şekli veren ekonomik ilişkiler ise turizm ve Türkiye’nin enerji ihtiyacıdır. Bavul turizmi, müteahhitlik gibi iş kolları ekonomik konjonktürdeki değişimden etkilenmiş ve hacmi 2009 yılı itibarı ile düşmüştür. Fakat uluslar arası turizmdeki faaliyet uluslar arası 2008-2009 ekonomik krizine rağmen beklentilerin üzerinde gerçekleştirmiştir. 2008 yılında Rusya Federasyonu’ndan Türkiye’ye gelen turist sayısı bir önceki yıla göre %18 artmıştır. 2009 yılında krizin etkisi ile Rusya Federasyonu’ndan gelen turist sayısı %6 azalmıştır. Fakat yine de Türkiye’ye turist gönderen ülkeler arasında Almanya’dan sonra Rusya Federasyonu 2. sıradadır. Birçok Rus firması Türk turizmine yatırım yapmıştır ve yapmaktadır. Türk turizm sektöründe istihdam edilen Rusya Federasyonu vatandaşının 79 sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Antalya Rus vatandaşlarına hizmet veren bir turizm koleji açılmış ve eğitim vermektedir. Türk firmalarının da Rusya Federasyonu’nda turizm yatırımları vardır. Rusya ve Türkiye halklarının son dönemde birbirini tanıma yolunda önemli yol kat etmesine karşın, geçmişin şablonlarıyla mücadele etmek gerektiği açıktır. Bunun yolu daha fazla ticaret, turizm, kültürel ve insani ilişkidir. Siyasi bağların geliştirilmesidir. Karşılıklı çıkarların gözetilmesi ve uzun vadeli yaklaşım ilkelerine, ilişkilerin her aşamasında özen gösterilebilmesidir. Türkiye için yıllık iki milyar dolarlık ihracat anlamına gelen turizm geliri de iki devlet arasındaki ilişkilerde gözetilmesi gereken bir realitedir. 108 Nitekim Türkiye dış politikası da bu realitenin farkındadır. Rusya ile olan ikili ilişkilerinde ekonomik boyutu göz önüne almaktadır ve Rusya’nın Çeçenistan politikalarına, Gürcistan politikalarına turizmin bu boyuta gelmediği 1990’lı yıllardaki kadar eleştirel yaklaşmamaktadır. 109 İki ülke arasında vizelerin karşılıklı kaldırılması ilişkilerin diğer boyutudur. Özellikle Türkiye’nin NATO müttefiklerinin uyguladığı vize politikalarının Türk halkı için işkenceye dönüştüğü düşünülürse Rusya Türkiye yakınlaşmasının anlamı daha iyi anlaşılır. 110 Turist başına düşen gelirin ortalama 700 $ olduğu Türkiye’de Rusya Federasyonu’ndan gelen yaklaşık 3.5 milyon turistin getireceği 2.5 milyar $ gelir önemlidir. 108 Türkiye-Rusya İlişkileri, a.g.m., s.1-4. Oktay, Hasan, Gürcistan Krizi (2008), Türk Dış Politikasında 41 Kriz 1924-2012, Der. Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012, s.308. 110 Nazım Cafersoy, Türkiye –Rusya İlişkileri ve Separatizm Faktörü, Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezi, 13 Şubat 2006, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/a787.html 25 Eylül 2010 109 80 4.2. İRAN – TÜRKİYE İLİŞKİLERİ Osmanlı İmparatorluğu’nun Ortadoğu’daki en büyük rakibi İran Şahlığı olmuştur. İran Şahının unvanı Şehinşah (Şahların Şahı), Osmanlı Sultanının ise Padişah (Büyük Şah)’dır. Her iki hükümdara da Zil-ullah (Allahın gölgesi) denmektedir. İki hanedanın çekişmesindeki temel nedenlerden biri Şii, Sünni zıtlaşması diğeri ise hanedanların çıkarlarının çatışmasıydı. 111 İran’da 1779’dan buyana ülkenin kuzey doğusunda yaşayan Türk kökenli bir aşiret olan Kaçar Şahları hüküm sürüyordu. Kaçarlar dahil İran’ın nüfusunun büyük çoğunluğu Türkçe konuşuyordu. 1800’lü yılların başından itibaren İran güç kaybetmeye başladı. (1828 Türkmençay Anlaşması ile Ruslar Türkmenistan’ı aldılar). Yeni dönem, çağın güçlü devletleri Rus Çarlığı ile İngiltere’nin İran toprakları üzerinde hakim olma mücadelesi ile geçti. Bu hakim güçler ve müttefikleri arasında cereyan eden 1. Dünya Savaşı sonucunda Rus Çarlığı yıkıldı. Ruslar İran’dan geri çekildi. İngiltere’nin de aynı savaştan galip fakat güçsüz çıkması ile yeni savaşları sürdürmeye kamuoyunun isteksiz olması İran için kendi kaderini eline alması sonucunu doğurdu. Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu yıllarda İran da yeniden yapılanma sürecine girmişti. Kendi kaderini kısmen eline alan İran’da (her ne kadar Rusya ve İngiltere’nin etkileri sürüyorsa da) 1920 yılında Rıza Han darbe yapıp iktidarı ele aldı ve 23 Aralık 1925 yılında da meclis tarafından Şah ilan edilerek Kaçar Hanedanı dönemine son verdi. Atatürk’ün kurtuluş savaşı mücadelesine destek veren İran 1921 yılında Ankara’ya elçi göndermiştir. Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında izlenen Atatürk’ün dostluk ve barışı ön plana alan politikaları sonucunda İran ile de iyi ilişkiler kurulmaya özen gösterilmiştir. 22 Nisan 1926’da iki ülke arasında güvenlik ve dostluk anlaşması imzalanmıştır. Bu çabaların karşılığı İran tarafından alınmış ve Rıza Şah 10 Haziran – 6 Temmuz 1934 arasında 111 Aydin Can, Atatürk Dönemi Türk İran İlişkileri, (Erişim) /http://turkoloji.cukurova.edu.tr/ATATURK/arastirmalar/aydin_can_ataturk_donemi_turk_iran_iliskil eri.pdf 20 Şubat 2010 81 Türkiye’yi ziyaret etmiştir. Bu ziyaretten çok etkilenen Şah Türkiye’dekine benzer devrimleri ülkesinde de gerçekleştirme arzusuna girmiştir. Nitekim düzelen ilişkilerin sonucunda bölge ülkeleri olan İran, Irak, Türkiye ve Afganistan arasında bir güvenlik örgütü olan Sadabat Paktı 8 Temmuz 1937 tarihinde İran’ın başkenti Tahran’da imzalanan bir anlaşma ile yürürlüğe girmiştir. İkici Dünya Savaşının başlaması ile 1941 yılında Rusya ve İngiltere İran’ı işgal etmiş, Rıza Şah tahttan çekilince yerine Muhammet Rıza Şah geçmiştir. Türkiye İran ilişkileri de bozulma sürecine girmiştir. Ardından İran’da yapılan darbeler ve Şah Rıza Pehlevi’nin iktidarı gelmiştir. Bu dönemde ilişkiler bir normalleşme göstermiştir. 1955 yılında Bağdat Paktı doğmuştur. Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, İran, Pakistan ve Türkiye’nin taraf olduğu bu anlaşma (CENTO, Central Treaty Organization) dönemin ürünüdür. 1979 yılında Şahın devrilerek Humeyni’nin iktidarı ele alması dönemi gelmiştir ki iki ülke arasındaki ilişkiler yine durma noktasına gelmiştir.112 İran’da yaşanan devrimden sonra başlayan İran-Irak savaşı on yıl sürmüş ve İran ve Irak için yıkım olmuştur. Bu dönemde İran’dan yaklaşık olarak 5 milyon İran vatandaşının Türkiye üzerinden Batı’ya göç ettiği belirtilmiştir. İran ile Türkiye arasında devrimden sonra ilişkiler donuk olsa da ciddi bir itilaf görülmemiştir. 112 Akdevelioğlu, Atay, Kürkçüoğlu, Ömer, Ortadoğu İlişkileri, Türk Dış Politikası, Kurtuluş Savaşından Bugüne, Olgular, Belgeler, Yorumlar, Cilt II 1980-2000, İletişim yayınları, 2010, s.551586. 82 Grafik 19 : İran’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı113 YILLAR TURİST SAYILARI (KİŞİ) 2002 432.000 2003 497.000 2004 629.000 2005 957.000 2006 866.000 2007 1.058.000 2008 1.135.000 2009 1.383.000 2010 1.885.000 2011 1.879.000 Irak ile süren savaşın sona ermesiyle İran’da refah yükselmeye başlamış, bunun sonucunda da İran’dan Türkiye’ye giren turist sayısı daha 113 Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1. 83 önce yıllık ortalama 200-250 bin iken bu dönemde yıllık ortalama 350 bin kişiye ulaşmıştır. İran’dan gelen turist sayısı 2002 yılında 432 bine yükselmiş ve petrol fiyatlarındaki yükselişin İran’a getirdiği refaha paralel olarak hızlı bir artış ile 2011 yılında 1.879 bin kişiye ulaşmıştır. 2007 yılında Antalya’ya 800 binin üzerinde İranlı turist gelmiş ve bu durum Türk basınında (özellikle magazin basınında İranlıların ülkelerinde yaşayamayacakları serbestlikte eğlendiklerine dair haberler çıkmıştır) geniş yer alınca İran Devlet Başkanı Mahmud Ahmadinejad İran’dan Antalya’ya doğrudan uçuşları durdurmuştur. Bu durum Türk turizm yatırımcılarının ve seyahat acentelerinin tepkisini çekmiştir. Nitekim Türk Dışişleri Bakanlığı’nın İran ile yaptığı görüşmeler sonucunda ara bir formül bulunmuş, iptal edilen uçuşlar Antalya’ya yakın fakat mazbut bir bölgenin havalimanı olan Isparta Süleyman Demirel Havalimanına otobüslerle Antalya’ya taşınmıştır. yönlendirilmiştir. Turistler Türk basınının da bu buradan konularda düşüncesizce haberler yapmaması için kampanyalar yürütülmüş ve İran’dan gelen turist sayısı artmaya devam etmiştir. 2009 yılında İran’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı %22 artarak 1.383 bin kişiye ulaşmıştır. Bu rakam Türk ekonomisine yaklaşık bir milyar US dolarlık bir gelir sağlamıştır. Grafik 10’da baktığımızda 2010 yılında Türkiye’ye gelen İranlı turist sayısının rekor bir artış göstererek (%36) 1.885.000 Turiste ulaştığını görürüz. Bu rakam Türk turizminin İranlı turistlerden sağlayacağı gelirin de yaklaşık olarak %40 artacağı anlamına gelmektedir. Türkiye – İran ilişkileri de turizmdeki artışa paralel olarak iyileşmiştir. Türkiye’nin komşuları ile sorunsuz bir ortam yaratma çabaları ve ticareti artırarak ekonomisini geliştirme çabaları bu gelişmeye neden olmuştur. Öte yandan İran’ın Batı ülkeleri ile yaşadığı sorunlar ve nükleer faaliyetleri Türkiye ile karşılıklı ilişkilerde potansiyel tehdit unsuru olarak yer almaktadır. Fakat Türkiye İran ile ilişkilerini sıcak tutmak için elinden gelen çabayı göstermektedir. Dışişleri Bakanlarının karşılıklı, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın ziyaretleri Türk tarafının İran ile ilişkilere verdiği önemi 84 göstermektedir. Türkiye’nin İran’dan doğalgaz ve petrol ithalatı, İran’ın Türkiye’ye turist gönderen ülkeler arasında 5. sırada olması bu ilişkilerde belirleyici öğelerdir. Türkiye’de İran için batı ile arasında bir köprü vazifesini görmesi açısından önem arz etmektedir. Nitekim Türkiye İran için birçok kez arabulucu rolünü üstlenmiştir. 4.3. TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin neredeyse 40 yıllık bir geçmişi vardır. Türkiye ile Avrupa Birliği'nin ilişkileri 31 Temmuz 1959'da Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu'na yaptığı ortaklık başvurusu ile başlar. AET Bakanlar Konseyi'nin başvuruyu kabul etmesi sonrasında 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara Anlaşması imzalanmıştır. Ankara Anlaşması ortaklık yaratan bir anlaşmadır. 114 Ankara Anlaşmasını 1970 yılında imzalanan Katma Protokol izlemiştir. Türkiye'nin, sonradan Topluluk üyesi olan birçok ülkeden daha önce Topluluk ile ilişkilerini başlatmış olan bu iki önemli belge, o tarihlerden sonra ve 17 Aralık 2004 tarihli Avrupa Konseyi Sonuç Bildirgesi sonrasında halen devam etmekte olan süreçte Türkiye-AB ilişkilerinin hukuki dayanaklarındandır. Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasından bu yana, hatta daha öncesinden beri, batılılaşma ile modernleşmenin eş tutulması, özellikle ikinci Dünya Savaşından sonra Avrupa kıtasında veya onu merkez alarak kurulan siyasi ve güvenlik oluşumlarının tümüne katılmaya ülkemizi yöneltmiştir. Bu suretle Türkiye, Avrupa Konseyi, OECD ve NATO'ya girmiştir. Tam üyelik başvurumuza o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu tarafından verilen cevapta, Türkiye'nin kalkınma düzeyinin tam 114 Ankara Anlaşması, (Erişim) http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=4&l=1, 22 Şubat 2010 85 üyeliğin gereklerini yerine getirmeye yeterli olmadığı bildirilmiş ve tam üyelik koşulları gerçekleşinceye kadar geçerli olacak bir ortaklık anlaşması imzalanması önerilmişti. Söz konusu anlaşma 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara'da imzalanmıştır. Ankara Anlaşması uyarınca kurulan Türkiye-AB ortaklık ilişkisinin nihai hedefi Türkiye'nin Topluluğa tam üyeliğidir. Anlaşma, hazırlık dönemi, geçiş dönemi ve nihai dönem olarak üç devre öngörmüştür. Geçiş döneminin sonunda ise gümrük birliğinin tamamlanması planlanmıştır. Anlaşmada öngörülen Hazırlık döneminin sona ermesiyle birlikte, 13 Kasım 1970 tarihinde imzalanan ve 1973 yılında yürürlüğe giren Katma Protokolde geçiş döneminin hükümleri ve tarafların üstleneceği yükümlülükler belirlenmiştir. Ancak gerek Ankara Anlaşması gerek Katma Protokol öngörüldüğü şekilde uygulanamamıştır. Bunun sorumluluğunu Türkiye ile Topluluk arasında paylaştırmak gerekir. Ülkemiz 1970'li yıllarda içinde bulunduğu ekonomik krizler ve bazı siyasi tercihlerle Katma Protokol'den kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınmıştır. O tarihlerde yaygın olan kanaat, AET ile ilişkinin bir çeşit sömürü düzeni kurmakta olduğu, pazarımızı Topluluk ürünlerine açmanın sanayileşmemizi ve kalkınmamızı baltalayacağı, dolayısıyla koruma duvarlarının muhafaza edilmesi gerektiği yolundaydı. Türkiye kendi yükümlülüklerini yerine getirmemeye ve Toplulukla ilişkilere soğuk bakmaya başlayınca, Topluluk da kendi yükümlülüklerini aksatmaya ve ortaklık ilişkisinin geliştirilmesi istikametinde çaba harcamaktan kaçınmaya başlamıştır. Başlangıçta sadece ekonomik olan sorunlar, 12 Eylül döneminde ve Yunanistan'ın 1980'de Topluluğa tam üye olmasıyla siyasi boyutlar da kazanmaya başlamıştır. Topluluk-Türkiye ilişkileri dondurulmuş ve mali işbirliğine son verilmiştir. Katma Protokolün ise sadece ticari hükümleri işlemeye devam etmiş, diğer bütün hükümleri atıl kalmıştır. 1983 yılında Türkiye'de sivil idarenin yeniden kurulması ve 1984 yılından itibaren ülkemizin ithal ikamesi politikalarını hızla terk ederek dışa 86 açılma sürecini başlatması ilişkilerimizi yeniden canlandırmıştır. Türkiye bir taraftan 14 Nisan 1987'de AB'ne tam üyelik müracaatında bulunmuş, diğer taraftan ertelenmiş bulunan gümrük vergileri uyum ve indirim takvimini 1988 yılından itibaren hızlandırılmış bir şekilde yeniden yürürlüğe koymuştur. 5 Mart 1995 tarihinde yapılan Ortaklık Konseyi toplantısında alınan karar uyarınca Türkiye ile AB arasındaki gümrük birliği 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 115 Fakat 12-13 Aralık 1997 tarihindeki Lüksemburg Zirvesi’nde Türkiye’ye beklediği adaylık statüsünün verilmemesi krize sebep olmuştur. Türkiye bu duruma sert tavır göstermiş ve Avrupa Birliği ile ilişkilerin geleceğini masaya yatırmıştır.116 Avrupa Birliği 1993 Kopenhag Zirve Toplantısında aldığı kararlar uyarınca eski Varşova Paktı ülkeleri olan Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerini kapsayan bir genişleme süreci başlatmıştır. İlk dalgada Kopenhag kriterleri dediğimiz kriterlere - demokrasi, insan hakları, ekonomik gelişme, Topluluk müktesebatını benimseme- en fazla uyum gösterebilme yeteneğine sahip olduğu değerlendirilen, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovenya ve Estonya, söz konusu kriterlere göre daha geri bir durumda bulunan ikinci dalgada ise Slovak Cumhuriyeti, Litvanya, Letonya, Bulgaristan ve Romanya yer almıştır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de daha önce alınan bir kararla söz konusu genişlemenin içine dahil edilmiştir. Türkiye ise genişlemenin kapsamına alınmamıştır. 12-13 Aralık 1997 tarihlerinde Lüksemburg'da yapılan Avrupa Birliği Zirvesinde kabul edilen Sonuç Bildirisinin en önemli bölümü genişleme konusuna ayrılmıştır. Lüksemburg Zirvesi sonrasında varılmış bulunan 115 European Commission, EU-Turkey Relation (Erişim) http://ec.europa.eu/enlargement/candidatecountries/turkey/eu_turkey_relations_en.htm 25 Eylül 2010 116 Alkan, M. Nail, Lüksemburg Zirvesi Krizi, Türk Dış Politikasında 41 Kriz 1924-2012, Der. Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012, s.251. 87 noktaya bakıldığında Türkiye açısından önemi Türkiye'nin tam üyeliğe ehliyeti bir kez daha teyit edilmiştir. Türkiye’de 1999 yılında yaşanan İzmit depreminin ardından AB ülkelerinden gelen münferit ve Komisyon aracılığıyla yapılan yardımlar, ayrıca Yunanistan'ın davranışı, Türkiye-AB ilişkilerinin de yumuşamasına yol açmıştır. Türkiye, 10-11 Aralık 1999 tarihlerinde Helsinki'de yapılan AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde oybirliği ile Avrupa Birliği'ne aday ülke olarak kabul ve ilan edilmiş, diğer aday ülkelerle eşit konumda olacağı açık ve kesin bir dille ifade edilmiştir. Helsinki Zirvesi kararlarına göre, Türkiye, diğer aday ülkeler gibi bir Katılım Öncesi Stratejisinden yararlanacaktır. Zirve Sonuç Bildirisi ayrıca, önceki AB Konseyi kararları çerçevesinde bir katılım ortaklığı hazırlanmasını öngörmektedir. 117 Türkiye'nin AB'ne adaylığının hukuki zeminini oluşturan Katılım Ortaklığı Belgesi ve Çerçeve Yönetmeliğin 2001 yılı başlarında AB Konseyince onaylanmasının ardından ülkemiz AB Müktesebatının Üstlenilmesine ilişkin Ulusal Programı 26 Mart 2001 tarihinde Komisyona göndermiştir. AB ile ilişkilerimiz bu tarihten itibaren söz konusu belgelerde kayıtlı önceliklerimiz kapsamında şekillenmeye başlamıştır. 3 Ekim 2005’de Lüksemburg'da alınan kararla AB, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini başlatmıştır. 20 Ekim 2005 Üyelik müzakerelerinin ilk aşamasını oluşturan "Tarama Süreci", bilim ve araştırma alanında düzenlenen "Tanıtıcı Tarama" toplantısı ile başlamış ve tüm fasıllardaki tarama toplantıları 13 Ekim 2006 tarihinde tamamlanmıştır. 9 Kasım 2005 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan ve AB'ye üyelik için belirlenmiş kriterler ışığı altında kaydedilen Türkiye'nin Katılım Yönünde İlerlemesine İlişkin, Komisyon görüşlerini içeren "İlerleme Raporu" yayımlanmıştır. 117 EU-Turkey Relations, (Erişim) relations/article-129678 25 Eylül 2010 http://www.euractiv.com/en/enlargement/eu-turkey- 88 Avrupa Birliği ile Türkiye’nin katılım müzakereleri halen devam etmektedir. Fakat Türk tarafının katılım sürecinin işlemesinde yeterince istekli olmadığı kanaati hakimdir. Türkiye’nin politik olarak yönü hep Batıya dönük olmuştur. Bu eğilim sadece devletin ve devleti yöneten siyasi bürokratik elitin tercihi değildir. Türk halkı da geleceğini Batı demokrasileri ile özdeşleştirmiştir. Bugün başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği üyesi devletlerin sınırları içerisinde 5 milyondan fazla vatandaşımız yaşamaktadır. Ekonomik nedenlerle Avrupa Birliği içerisinde yaşayan beş milyon vatandaşımız Avrupa kültürünü ve değerlerini 40 yıldır ülkemize taşımaktadırlar. Onlar sayesinde Avrupa’nın demokrasi, hukuk, yönetim anlayışı toplumun çok çeşitli kademeleri tarafından öğrenilip beğenilmektedir. Hatta Avrupa yaşam tarzı toplumumuz tarafından kabul görmektedir. Vatandaşlarımızın yabancılarla yaptıkları yüz binlerce evlilik de kültürel kaynaşmaya katkı sağlamaktadır. Avrupa Birliğinin değerleri orada yaşayan vatandaşlarımız tarafından Karadeniz’in ücra köylerinden, İç Anadolu’nun bozkırlarına, Doğu Anadolu’nun kapalı toplumlarına kadar bu şekilde ulaşmaktadır. Konya çölünde yer alan Kulu ilçemizde İsviçre mimarisiyle yapılmış evler görmek bu şekilde mümkün olabilmiştir. Avrupa Birliği sınırları içerisinde yaşayan vatandaşlarımız Türkiye’nin kültürel değerlerini de Avrupa’ya taşımışlardır. Bugün Avrupa Birliği’nin en büyük üyeleri olan Almanya’da, Fransa’da ve İngiltere’de Türkiye hakkında öyle ya da böyle fikir sahibi olmayan vatandaşları yok gibidir. Yılda 4.5 milyon alman vatandaşı, 2,5 milyon da İngiliz vatandaşı ülkemizi turistik nedenlerle ziyaret etmektedir. 2011 yılında 17 milyon Avrupa Birliği vatandaşı ülkemizi ziyaret etmiştir. Bu ziyaretçilerin ülkemiz hakkında bir fikri oluşmuştur. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne entegrasyonu sürecinde Avrupa kamuoyunun önemli etkisi olacaktır. 89 Grafik 20 : Avrupa Birliğinden Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı118 YILLAR TURİST SAYILARI (BİN KİŞİ) 2002 8.213 2003 8.216 2004 10.248 2005 11.889 2006 11.745 2007 14.819 2008 15.126 2009 15.826 2010 15.625 2011 16.992 Avrupa Birliği’nden ülkemize gelen 17 milyon ziyaretçi Türk ekonomisine yıllık 12 Milyar US doların üzerinde bir katkı sağlamaktadır. Görüldüğü üzere Türk turizmi Avrupa Birliği ülkelerinden gelen turiste 118 Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1. 90 bağımlıdır. 2011 yılında ülkemize gelen 31,5 milyon uluslar arası turistin %54’ü Avrupa Birliği üyelerinden gelmektedir. Avrupa’dan gelen uluslar arası turistin bir diğer özelliği ise istikrarlı olmasıdır. Türkiye’nin Güney Batı sahilleri Akdeniz çanağında; doğal güzellikleri, tarihi değerleri ve eşsiz iklimi ile rakipsizdir.(Güneşli gün sayısı bakımından Ancak Tunus ve İspanyol adaları Antalya bölgesine rakip olabilir, onlarında kapasiteleri sınırlıdır). Ayrıca yeni yapılan turizm tesisleri modern ve geniş servis olanaklarına sahiptir. Türkiye turizm sektöründen beklediğini alabilmek için pazar ülkeler olan Almanya, İngiltere, Fransa ve Hollanda ile ilişkilerini iyi tutmak durumundadır. Türkiye turizm sektörüne yapacağı ek yatırımlarla 2023 yılında 71,4 milyon turist ve 85 milyar US dolar yıllık gelir hedeflemektedir.119 Ortaya konulan bu hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan turizm pazarları yine Türk turizminin klasik pazarı olan Almanya, İngiltere, Rusya, Hollanda ve Fransa olacaktır. 119 Turizm Yatırımcıları Derneği, 2023 Yılına Doğru Türkiye Turizminde Yatırım Hamlesi Raporu, Sabah Gazetesi, 12.08.2009. 91 Grafik 21 : Almanya’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı120 120 YILLAR TURİST SAYILARI (KİŞİ) 2002 3.482.000 2003 3.332.000 2004 3.984.000 2005 4.244.000 2006 3.762.000 2007 4.150.000 2008 4.416.000 2009 4.488.000 2010 4.385.000 2011 4.826.000 Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1. 92 Tablodan da görüleceği üzere son 10 yıldır Almanya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı sürekli artış göstermektedir. Gelecek beklenen uluslar arası turizm alanındaki Türkiye’nin büyüme planları için Almanya en büyük potansiyeldir. Türkiye’ye yerleşen, özellikle emeklilik çağındaki, Alman vatandaşlarının sayısı da turizmdeki gelişmeye paralel olarak artmaktadır. 93 Grafik 22 : İngiltere’den Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı121 121 YILLAR TURİST SAYILARI (KİŞİ) 2002 1.038.000 2003 1.091.000 2004 1.388.000 2005 1.758.000 2006 1.679.000 2007 1.916.000 2008 2.170.000 2009 2.426.000 2010 2.674.000 2011 2.582.000 Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1. 94 Almanya için geçerli olan benzer durum İngiltere için de geçerlidir. Son on yılda İngiltere’den gelen turist sayısı üçe katlanmıştır. Almanya’dan farklı olarak İngiltere daha hızlı büyüyen ve büyüyecek olan bir pazardır. İngiliz para birimi Sterlin’in, Euro’ya karşı son krizde yüzde otuzdan fazla değer kaybetmesi, İngiliz uluslar arası turistin ana destinasyonu olan İspanya ve Portekiz’i İngilizler için pahalı hale getirmiştir. Yeni destinasyon arayışındaki İngiliz turist için Akdeniz Çanağında en cazip turizm merkezleri Türkiye’nin turizm merkezleri olacaktır. Türkiye’nin İngiliz vatandaşlarına uyguladığı vizenin kaldırılması bu gelişmeyi teşvik edici bir unsur olabilir. (Vize sınırda ücret tahsilatı şeklinde yapılmaktadır). 95 Grafik 23 : Fransa’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı122 122 YILLAR TURİST SAYILARI (KİŞİ) 2002 523.000 2003 471.000 2004 549.000 2005 701.000 2006 658.000 2007 768.000 2008 885.000 2009 933.000 2010 928.000 2011 1.140.000 Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1. 96 Fransa’dan Türkiye’ye gelen uluslar arası turist sayısının son beş yılda artması kayda değerdir. Fransa’nın 82 milyon yıllık uluslar arası turist çekimi ile Dünya birincisi olması gerçeğinin yanı sıra Türk – Fransız ilişkilerinin iyi olmadığı bir dönemde olduğumuz gerçeği de vardır. Fransız Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı olduğunu sürekli ifade etmektedir. Fransa’nın Akdeniz Çanağında Türkiye’nin rakibi bir turizm destinasyonu olmasına rağmen Fransız vatandaşlarının Türkiye’ye artan turizm ilgisi ise uluslar arası turizmin devletlerin dış politikalarını takip etmediğini, dış politikaları yönlendirir bir etken olduğunu gösterir niteliktedir. Benzer bir değerlendirmeyi Almanya’nın dış politikası için de yapabiliriz. Dört milyon Türk vatandaşı Almanya’da yaşamaktadır ve her yıl 4.5 milyon Alman vatandaşı uluslar arası turist olarak Türkiye’yi seçmektedir. Üstelik bu sayı giderek de artmaktadır. Birbirine bu kadar kaynaşan iki toplumun politikacılarından toplumların beklentilerine göre siyaset yapmaları beklenirken Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı çıkması anlaşılmazdır. Üstelik Avrupa Birliğine üye olmuş ve birliğin normlarına entegrasyon sağlamış bir Türkiye Alman vatandaşları için daha da yaşanır ve tercih edilebilir bir yer olacaktır. Türkiye’nin Avrupa Birliğine üyeliği ile 50. paralelin üzerinde kalan Avrupa Birliği üyesi devletlerden Türkiye’ye yerleşecek olan insanların önemli ölçüde artması beklenmektedir. İspanya’dakine benzer bir gelişmenin Türkiye’de de yaşanması ve orta yaş ve üstü İngiliz, Hollanda, Almanya vatandaşlarının konut satın alarak Türkiye’ye yerleşmesi mümkün gözükmektedir. Türk ekonomisi için önemli bir kaynak olabilecek bu gelişmenin Türk dış politikası tarafından da ele alınacağı kuşkusuzdur. Türk turizminin Türkiye’nin Avrupa Birliğine üyeliği ile büyümesi beklenmektedir. 97 4.4. TÜRKİYE – İSRAİL İLİŞKİLERİ İsrail 60 yıl önce kurulduğunda Orta Doğu bölgesinin birçok yeni çatışmalara sahne olacağı ortada idi.123 Filistin topraklarında oluşturulan bu suni devlet kendisine hayat alanı bulabilmek ve kurumsallaşabilmek için elbette çevresini taciz edecekti. Nitekim 1949’dan buyana Ortadoğu bölgesi huzur bulmamış ve İsrail’den kaynaklanan sayısız trajedilere sahne olmuştur. Üstelik bu devletin kurulması sadece bulunduğu coğrafyayı değil, bütün insanlığı etkilemiştir. Çatışmalar, terörizm, katliamlar, ırkçılık, devlet terörizmi gibi olgular hep İsrail ve komşuları için anılır olmuştur.124 İsrail devleti kuruluşundan 9 ay sonra 1949 yılında Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınmıştır. 1945 yılında savaşın bitimi ile Türkiye’den büyük bir kitlesel Yahudi göçü Filistin bölgesine -dolayısı ile İsrail’e- olmuştur. Türkiye’nin İsrail devletini tanıması sonraki yıllarda Türkiye’nin Arap milliyetçilerinin tepkisi çekmesine neden olmuştur. İsrail ile Türkiye ilişkileri başta Mısır olmak üzere, Arap milliyetçilerinin baskısına maruz kalmış ve 1956 Süveyş krizi sonrasında ikili ilişkileri müsteşar düzeyine indirmek zorunda kalmış ve bu durum 1990’lı yılların başlarına kadar sürmüştür.1990 başından itibaren de ilişkiler tekrar büyükelçilik düzeyine çıkarılmıştır. Türkiye 1960 ve 1970’li yıllarda Arap milliyetçiğinin hedefi olurken, diğer taraftan İslam dünyasına İsrail’in bir siyasal gerçeklik olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Dolayısıyla, İsrail ile iyi ilişkiler Türk Devletinin dış politikasının temel taşlarından biri olmuştur. Bugün Türkiye’den göç eden Yahudiler İsrail de hala Türkiye kültürünü korumaya çalışmaktadırlar. 1990’larda Başbakan Tansu Çiller’in İsrail ziyareti bu açıdan çok büyük bir olaya dönüşmüş ve Türk-İsrail ilişkileri çok önemli bir ivme yakalamıştır.125 1980’li yıllardan itibaren Türkiye–İsrail ilişkileri daha çok askeri alanda önemli bir gelişme gösterdi. PKK terörünün başlaması ile birlikte, Türkiye 123 Hüseyin Bağcı, İsrail’in 60. yılında Türk İsrail İlişkileri, 2008, (Erişim) http://www.stratejikboyut.com/yazi/israilin-60.-yilinda-turk-israil-iliskileri-384.html 20 Şubat 2010 124 Bağcı, a.g.m., s.1-5 125 Bağcı, a.g.m., s.1-5 98 İsrail'den “sınır ötesi terör hareketleri ile mücadele konusunda” fikir alış-verişi ve teknoloji alımında bulunmaya başlamıştır.1992 yılında Yahudilerin İspanya’dan göçe zorlanmalarının 500. yılında İstanbul’da bir Vakıf kurulmuş, Türkiye’de ve tüm dünyada bu konunun önemine değinilmiş ve Yahudileri kabul eden Osmanlı İmparatorluğu ve Türk milleti çeşitli vesilelerle Yahudiler tarafından övgü ile anılmıştır. Öte yandan Türkiye’nin dış politikasında İsrail ve İsrail lobisi önemli bir unsurdur olagelmiştir. Özellikle Türkiye’nin önüne çıkartılan Ermeni iddiaları karşısında İsrail Türkiye’yi desteklemiştir. İsrail’in ABD yönetimi ve dış politikası üzerinde çok büyük bir etkisinin olduğu bir çok olay ile kanıtlanmıştır. Tabii Türkiye’nin Rum/Ermeni lobisine karşı en büyük desteği de İsrail lobisinden gördüğü açıktır. Eğer bugüne kadar Sözde Ermeni Soykırımı kararı Amerikan Senatosundan geçmedi ise bunda İsrail lobisinin büyük payı vardır. Türkiye’de genel olarak devlet politikaları anlamında bir İsrail karşıtlığı söz konusu değildir. Fakat son 25 yıldır tüm dünyada hızla gelişen İslami hareketlerin bir ürünü olarak Türkiye’de de bir İsrail karşıtı bir hareket ve kesim oluşmaya başlamıştır. 126 2000 ‘li yılların başına kadar Türk-İsrail ittifakı Ortadoğu’da en önemli unsur olmuştur.127 Bölgedeki ilişkiler de bu ittifak çerçevesinde şekillenmiştir. Hatta Türkiye İsrail ile Suriye arasında arabuluculuğa soyunmuştur. Fakat Gazze Şeridindeki Filistin yerleşkesine yönelik İsrail operasyonunun sivil halk üzerinde yarattığı baskı ve kayıplar Türkiye ile İsrail ilişkilerinin gerilmesine yol açmıştır. 29 Ocak 2009 Davos ekonomik forumundaki bir konferansta Türkiye Başbakanı Recep Tayip Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez arasında yaşanan gerilim ve akabinde konunun basın tarafından yoğun olarak gündeme getirilmesi iki ülke ilişkilerinin soğumasına yol açmıştır.128 126 Bağcı, a.g.m., s.1-5 Inbar, Efraim, Türk İsrail İlişkilerinde Stratejik Unsur, Der. Barry Rubin, Kemal Kirişci, Günümüzde Türkiye’nin Dış Politikası, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, 2002, s.181-199. 128 Çakmak, Haydar, One Minute Krizi, Türk Dış Politikasında 41 Kriz 1924-2012, Der. Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012, s.318. 127 99 Akabinde ortaya çıkan (12 Ocak 2010) “Alçak Koltuk Krizi” iki ülke arasındaki ilişkilerin bozulmasında kalıcı etki bırakmıştır. Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi ve İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon arasında gerçekleşen bir görüşmede diplomatik nezaket ve kuralların dışına çıkılması sonucu gerçekleşen diplomatik kriz basının ve iki ülke hükümetlerinin de tavrıyla iki ülke ilişkilerine Davos Krizi sonrası olumsuz ortamı pekiştirici bir etki bırakmıştır.129 “Mavi Marmara Krizi” ise Türkiye İsrail ilişkilerinin büyük ve unutulmayacak bir yara almasına yol açmıştır. 31 Mayıs 2010 tarihinde Türkiye’den Gazze’ye yardım malzemeleri götüren Türk bayraklı Mavi Marmara gemisine İsrail Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılan operasyonda 9 Türk vatandaşı hayatını kaybetmiştir. Yaşanan olayın etkisi, ölümlere yol açması nedeniyle, ikili ilişkilerde diğer krizlerden daha büyük ve derin olmuştur.130 Nitekim bu gelişme hemen etkisini göstermiş ve 2009 yılında İsrail’den Türkiye’ye gelen turist sayısı %44 oranında düşerek 558 bin turistten, 312 bin turist rakamına gelmiştir. Halbuki İsrail’den gelen turist sayısı 2004 yılından buyana sürekli artarak 299 bin turistten, 558 bin turiste ulaşmıştı. Azalan 246 bin turist Türk ekonomisinin yaklaşık 170 Milyon US dolar kaybı demektir. 129 Karabulu,t Bilal, Alçak Koltuk Krizi, Türk Dış Politikasında 41 Kriz 1924-2012, Der. Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012, s.376. 130 Aktaş, Hayati, Güntay, Vahit, Mavi Marmara Krizi, Türk Dış Politikasında 41 Kriz 1924-2012, Der. Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012, s.384. 100 Grafik 24 : İsrail’den Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı131 131 YILLAR TURİST SAYILARI (KİŞİ) 2002 270.000 2003 321.000 2004 299.000 2005 394.000 2006 363.000 2007 511.000 2008 558.000 2009 312.000 2010 110.000 2011 312.000 Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1 101 İsrail’den gelen turist sayısının bir siyasi olay nedeniyle düşmesi, uluslar arası turizmin bir dış politika aracı olarak kullanılmasına örnektir. İsrail Türkiye siyasi ilişkilerinin bozulması İsrail halkının tatil talebini, tercihini ne kadar etkilemiştir? Burada düşen talebin nedeni İsrail Hükümetinin ya da kamuoyuna etki eden aktörlerin Türkiye’ye giden turist sayısını azaltalım kampanyasının etkili olmasıdır. Kitle turizminde tatilcilerin tercihlerini büyük oranda belirleyen tatil paketini satan seyahat acentelerinin kampanyaları ve yönlendirmeleridir. Tatil turizmini talep eden turistler için fiyat, olanaklar, tanıtım, ek avantajlar tercihte büyük önem arz etmektedir. Bu durumda acenteler düzenleyecekleri kampanyalar ile turistleri yönlendirebilmektedirler. İsrail’den Türkiye’ye olan tatil talebinin arkasında yatan gelişme budur. İş, eğitim, kültür turizmi amacıyla seyahat eden turizm talebi fazla esnek değildir ve günlük siyasetten fazla etkilenmez. İsrail’den Türkiye’ye yönelik 200-300 bin kişilik bir turist talebi sürekli olacaktır. Fakat iki ülke arasındaki turizmi büyütmek ikili ilişkileri iyileştirmekle mümkün olacak görülmektedir. SONUÇ Dünya turizmi büyümektedir. Uluslararası turizm faaliyetleri de benzer bir şekilde büyümektedir. 2009 yılında 880 milyon kişinin uluslararası turizm faaliyetinde bulunmak amacıyla ülkesini terk ettiği UNWTO tarafından tespit edilmiştir. Önümüzdeki yıllarda uluslararası turizmdeki büyümenin artarak (ortalama yıllık %4-5 büyüme öngörülmektedir) devam etmesi beklenmektedir. Her ne kadar uluslar arası turisti sağlayan ana pazarlar olan Avrupa ve Kuzey Amerika’da (özellikle Amerika Birleşik Devletleri) bir ekonomik kriz yaşansa da uluslararası turizmin orta ve uzun vadede büyümeye devam edeceği öngörülmektedir. Bu beklentinin arkasındaki en önemli faktörler ise: Ulaşım teknolojilerindeki gelişme ve artan yatırımlar. Uluslar arası turistin en çok kullandığı ulaşım aracı uçaktır. Uçaklar hızları ile uzak mesafeleri yakın kılmışlardır. Yeni üretilen uçaklar daha ekonomik olmalarının yanında kapasiteleri de artmıştır. Airbus firmasının üretimi A380 uçağı ekonomi sınıfı versiyonunda 960 yolcu taşıma kapasitesine sahiptir. (1000 yolcu büyük bir oteli dolduracak turist demektir.) Bu uçağın turist taşımada sağlayacağı ekonomi ortadadır. Nitekim 10 yıl öncesine göre karşılaştırılamayacak sayıda ucuz uçuş sağlayan havayolu şirketi faaliyet göstermektedir. Geleneksel olarak kitle turizmi carter uçak seferleri ile taşınmaktadır. Bu yöntem tarifeli seferlere göre ekonomi sağlamaktadır. Şimdi ucuz havayolu şirketleri neredeyse carter fiyatına uluslararası ve ulusal tarifeli seferler düzenlemektedirler. Bu gelişme bireysel tatil arayan uluslar arası turistlerin sayısını artırmaktadır. Bugün 28 Euro ödeyerek İstanbul’dan Londra’ya tarifeli seferde bir bilet almak mümkündür. Ki bu rakam geniş kitlelerin rahatça ödeyebileceği bir değere karşılık gelmektedir. Uçuşların ucuzlaması daha önce tarifeli seferlerin olmadığı destinasyonlara seferler düzenlenmesini sağlamaktadır. Ucuzlayan uçuşlar daha önce uluslararası turizme katılmayan kitleleri de bu 103 faaliyet içine almaktadır. Bu gelişme krizin etkisini azalttığı gibi turizm sektörüne yeni fırsatlar sunmaktadır. 630.000 odası ile Dünyanın en büyük otel zinciri olan Intercontinental Hotels Group PLC’nin132 2009 yılı zararlarını minimize eden gelişme tatil turizmine katılanların otellerdeki karlılıkları artırarak iş turizmine yönelik otellerdeki yaklaşık %35’lik düşüşü minimize etmesidir. Ulaşım alanındaki tek gelişme havayolunda değildir. Özellikle demiryollarına yapılan yatırımlar İspanya, Fransa, İtalya gibi destinasyonlara çok büyük katkılar sağlamıştır. 700 km’ye kadar olan mesafelerde trenler uçaklardan daha avantajlıdır. Budapeşte 30 milyon kişi/yıl üzerinde uluslararası turisti çekebilmektedir. Bu aktiviteyi sağlayan da mevcut demiryolu altyapısıdır. Seyahat gemileri de konforları, teknolojileri, sağladıkları lüks ile son yılların gözde uluslar arası turizm aktivitelerini sağlamaktadırlar ve sürekli büyümektedirler. Yeni yapılan oto yollar ve eskisine oranla daha güvenilir kara ulaşım araçları da uluslararası turizmin önündeki ulaşım engellerini asgariye indirmektedir. İletişim alanındaki gelişmeler de uluslararası turizmin gelişmesine katkı sağlamaktadır. İletişim günümüzün çok yönlü insanı için vazgeçilmezdir. İletişim teknolojilerindeki hızlı ve kaliteli, güvenilir gelişmeler insanların uluslar arası seyahat planlarının önündeki engelleri kaldırmaktadır. Bugün cep telefonları ve internet Dünya’nın hemen her yerinden ulaşılabilir birer iletişim araçlarıdır ve turistlerin seyahatte iken sosyal ve iş çevreleri ile iletişimlerini koparmamalarını sağlamaktadır. Standartlaşmış uluslar arası turizm bürokrasisi de uluslar arası turizm aktivitesini kolaylaştırmaktadır. Her ne kadar vize gibi uluslar arası seyahati engelleyici uygulamalar varsa da vize dahil bir çok uygulama seyahatleri uluslar arası anlaşılır normlara kavuşturmaktadır. Bugün her devletin vatandaşı pasaport, vize, seyahat ve sağlık sigortası, 132 Intercontinental Hotels Group Plc. (Erişim) http://www.ihgplc.com/index.asp?pageid=7 25 Eylül 2010 104 kanuni hakları, havaalanı yönetimi gibi uygulamalar hakkında bilgi sahibidir ve ne yapacağını az çok bilir. Hukuk normlarının evrenselleşerek hemen her ülkenin hukuki anlayışının benzeşme yolunda olması da uluslararası turistin karşılaşacağı kaosu azalttığı için seyahatler daha güvenli olmaktadır. Uluslar arası turisti yabancı ülkelerde koruyacak birçok uygulama getirilmiştir. Turist alan ülkeler de uluslararası kabul görmeyecek hukuki sistemlerini ve normlarını değiştirme yoluna gitmektedirler. Elçilikler ve konsolosluklar da uluslararası turiste gereken desteği verecek şekilde örgütlenmektedirler. Örneğin Rusya Federasyonu uluslar arası turizmdeki hızlı gelişmeye paralel olarak vatandaşlarına daha iyi hizmet vermek için Antalya’ya bir konsolosluk açma ihtiyacını hissetmiştir. Turizm sektörü Dünya’da en geniş istihdam sağlayan ve işsizlik sorununa en iyi çözüm getiren sektördür. Hizmetler ana sektörünün altında bir faaliyet olan turizm sektörü, geniş istihdam sağlamasının yanında eğitim düzeyi düşük insan gücünü istihdam edebildiği için istihdam başına yatırım oranı en düşük olan sektörlerdendir. Özellikle genç işsiz oranı yüksek olan ekonomiler için çok önemlidir. Ayrıca uluslararası turizm ülkeye ihracat gibi döviz girişi sağlamaktadır. Üstelik bir ürünü ihraç ederken gereken pazarlama, dağıtım, depolama, garanti ve nakliye gibi karmaşık, riskli süreçleri gerektirmeden kendi ülkenizde ihracatı yapma olanağını vermektedir. Türkiye’de işsizlik oranı yüksek, eğitim düzeyi düşük ve genç işsizlerin oranı yüksektir. Ekonominin de gelişmek için sürekli yatırıma ve dış girdileri sağlamak için dövize ihtiyacı vardır. Dolayısıyla uluslar arası turizm sektörü Türkiye’nin ekonomik sorunlarına mükemmel bir ilaç olarak gözükmektedir. Nitekim 1980’li yıllarda başlayan ekonominin liberalleşmesi sürecinde hükümetler bu realiteyi görmüşler ve 1984 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinden Turizmi Teşvik Kanunu çıkartarak turizm sektörünü teşvik etmişlerdir. Hazineye ve Ormana ait olan turizm yatırımlarına uygun araziler 105 T.C. Turizm Bakanlığı tarafından planlanarak özel sektöre turizm yatırımları yapmak üzere tahsis edilmiştir. Ayrıca yatırımlara Kaynak Kullanımını Teşvik Kanunu kapsamında karşılıksız nakit teşvikler verilmiştir. Turizm yatırımları gümrük vergisinden ve kurumlar vergisinden istisna tutulmuşlardır. Ayrıca ithal yerine yerli makine teçhizat kullanan yatırımcılara teşvik primi ödenmiştir. Bütün bu yatırımları cazip hale getiren teşviklerin yanı sıra finansman sıkıntısında olan yatırımcıları desteklemek için T.C. Turizm Bankası Hazine garantisi altında Japon piyasasına EUROBOND ihraç ederek sağladığı 10 Milyar Japon Yeni tutarındaki fonu kredi olarak özel sektöre kullandırmıştır. Türkiye bütün bu desteklerin yanında turizm sektörüne eleman yetiştirmek için eğitim yatırımları yapmış, hava alanlarını inşa etmiş, turizm bölgelerindeki ulaşım altyapısına ve diğer altyapı projelerine finansman sağlamıştır. Böylece 1984 yılında 2.117.094 olan yabancı turist sayısı 2009 yılında 27.077.144 rakamına ulaşmıştır. Turizmi Teşvik Kanununun çıkartıldığı 1984 yılından buyana Türkiye’nin ekonomik ve sosyal yapısı büyük değişime uğramıştır. Özellikle turizm bölgeleri olan Antalya, İstanbul, Muğla, Aydın illeri büyük değişim ve gelişme göstermişlerdir. turizm sektöründeki Bu illerin nüfusları artmış, ekonomiye katkıları gelişme öncesiyle kıyaslanamayacak seviyelere gelmiştir. Türkiye’de turizm sektörünün yarattığı istihdamın (doğrudan ve dolaylı istihdam) bir milyonun üzerinde olduğu bilinmektedir. 2002 yılında turizm sektörünün GSMH içindeki payı 11.900.900.000 USD gelirle %5.2 iken, 2009 yılında 21.950.800.000 USD gelirle %3 olduğu hesaplanmaktadır. Yalnız bu rakamlar turizm sektörüne doğrudan ya da dolaylı hizmet veren, imalat yapan bazı sektörleri kapsamamaktadır. Ayrıca döviz kurlarındaki düşüş içerde üretilen GSMH’yı döviz bazında yüksek göstermektedir. 133 Örneğin Antalya Uluslararası Havalimanı özel sektöre 15 yıllık kiralama bedeli olarak 3 Milyar $ karşılığında devredilmiştir. Bu rakam turizm sektörünün milli ekonomiye sağladığı görünmeyen katkılara bir örnektir. Öte 133 Kültür Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, (Erişim) www.kulturturizm.gov.tr/turizm/istatistikler 21 Şubat 2010 106 yandan Türkiye Cumhuriyeti devletinin “Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu” adı altında turizm sektörüne yapılan yatırımları desteklemek amacıyla özel sektör yatırımlarının finansmanına vermiş olduğu karşılıksız prim desteği toplam tutarı 743 Milyon dolardan ibarettir. Türk turizm sektörü yatırımcıları içeride sağladığı kaynaklarla güçlendikten sonra yurt dışına da yatırım yapar hale gelmişlerdir. Bugün ülkemizin turizm gruplarının Rusya, Hırvatistan, Türkmenistan, Kazakistan, Mısır, Bulgaristan gibi turizmin yeni geliştiği ülkelerde önemli otel yatırımları vardır. Ayrıca sektörün sağladığı gelişmeye paralel olarak Türk yatırımcılar daha önce faaliyette bulunmadıkları ya da bulunamadıkları uluslararası turizmin diğer konularında da faaliyete geçmişlerdir. Bugün Türk firmaları havayolu taşımacılığı, seyahat acentesi işletmeciliği gibi turizmin bilgi, beceri ve sermaye gerektiren alanlarında faaliyet göstermektedirler. Pegas Tur A.Ş. Rusya Federasyonu’ndan Türkiye’ye en fazla turist getiren acente olmanın yanında Rusya’dan başka turizm destinasyonlarına da turist götürmektedir. Kayı Tur A.Ş. Sky Havayolları ile ülkemize turist taşımakla kalmayıp, örneğin; talep doğrultusunda Avrupa’dan Mısır’a da yolcu taşımaktadır. Turizm sektörüne imalat sağlayan birçok firmamız bölge ülkelerine ihracat yapmaktadırlar. Özellikle otel malzemeleri ve gıda alanında Türk firmalarının başarıları ve ülke ekonomisine katkıları artarak sürmektedir. Türk sivil havacılığının geldiği nokta 20 yıl önce düşünülemeyecek bir noktadadır. Türkiye 10 yılda sektörde bölgesinin lideri olmuştur. Kendi markaları vardır. Bugün 100’e yakın ülkenin 150’ye yakın noktasına direk uçuşlarla ulaşan Türk havayolu şirketleri mevcuttur. Sektörün ciro büyüklüğü 18 milyar dolar olarak hesaplanmaktadır. Bunun yarısından fazlası THY’ye, gerisi özel sektör şirketlerine aittir. 2011’i 100 milyon yolcu taşıması ile kapatan sektör 31 bin koltuğa sahiptir. THY ile toplam koltuk sayısı 63 bin olmaktadır. 107 Sonuç olarak Türkiye 2009 yılı itibarı ile turizm sektöründe hizmete soktuğu bir milyon yatağa yaklaşık 30 Milyar US doları yatırım yapmıştır. 134 Yaklaşık 10 Milyar dolar da marinalara, Golf tesislerine, uçaklara harcanmıştır. Türkiye’nin hedefi ise 2023 yılında 25 Milyar US dolarlık yeni yatırım yaparak 71.4 Milyon uluslar arası turiste ve 85 Milyar US dolar turizm gelirine ulaşmaktır. Bütün bunlar kalkınmakta olan bir ülke için ciddi yatırımlar ve korunması gereken çıkarlardır. Türk devletinin ve halkının çıkarları turizm sektörünün desteklenmesini ve korunmasını gerektirmektedir. 134 Sabah Gazetesi, Ekonomi Haberleri 12 Ağustos 2009 108 Grafik 25: Uluslar Arası Turizm Harcaması Sıralamasında İlk On Ülke135 ÜLKELER ALMANYA ABD ÇİN İNGİLTERE FRANSA KANADA JAPONYA İTALYA RUSYA FED. AVUSTRALYA 2009 81,2 74,1 43,8 50,1 38,5 24,2 25,1 27,9 20,9 17,6 2010 77,7 75,5 54,9 48,6 39,4 29,5 27,9 27,1 26,5 22,5 Türkiye Grafik 25’de yer alan uluslar arası turizm harcaması yüksek olan ilk 10 ülke ile dış ilişkilerini iyi tutmak zorundadır. En fazla uluslar arası turizm harcaması yapan ülke olan Almanya Türkiye’ye de en fazla turist gönderen ülkedir. Bu listeden Rusya Federasyonu 2. En fazla turist gönderen ülkedir ve sonra İngiltere gelmektedir. Almanya ve İngiltere Türkiye’nin Nato müttefikidirler. Ama Rusya Federasyonu Nato’nun kuruluş sebebidir. 135 UNWTO Tourism Highlights, 2011 Edition, (Erişim) http://mkt.unwto.org/sites/all/files/docpdf/unwtohighlights11enhr_1.pdf s.10. 109 Grafik 26: Uluslar Arası Turizm Harcaması Yüksek Olan On Ülkenin Nüfus – Kişi Başı Uluslar Arası Turizm Harcaması Karşılaştırması.136 ÜLKELER ALMANYA ABD ÇİN İNGİLTERE FRANSA KANADA JAPONYA İTALYA RUSYA FED. AVUSTRALYA NÜFUS (Milyon Kişi) 82 310 1341 62 63 34 127 60 140 22 KİŞİBAŞI ULUSLAR ARASI TURİZM HARCAMASI (Amerikan Doları) 952 244 41 780 625 866 219 449 189 1.014 Yine Grafik 26’da görüleceği üzere Almanlar kişi başına en yüksek uluslar arası turizm harcamasını yapan 2. ülkedir (952 Amerikan Doları). İngiltere ise 4. sırada gelmektedir (780 Amerikan Doları). Avustralya ise birinci sıradadır (1.014 Amerikan Doları). Bu ülkeler Türkiye’nin turizm pazarının büyük kısmını karşılamaktadırlar. Dolayısı ile stratejik önemleri daha da artmaktadır. Çünkü yerlerine konabilecek yeni bir turizm pazarı bulmak mümkün görünmemektedir. Türk Dış Politikasının Grafik 26’da yer alan ülkelerle stratejik işbirliğini güçlendirmesi kendi çıkarınadır. 136 UNWTO Tourism Highlights, 2011 Edition, agm, s.10. 110 Türkiye’de turizm sektörünün desteklenmesi ve korunması bir devlet politikasıdır ve Türk halkı da bu realiteyi benimsemiştir. Turizm sektörüne sekte vuracak her türlü girişim kamuoyundan tepki çekmektedir. Örneğin çevreye zarar veren baraj, termik santral, nükleer santral gibi girişimler toplumdan şiddetli tepki almaktadır. Hasankeyf, Çoruh Irmağı havzası konularındaki toplumun duyarlılıkları iyi birer örnektir. Öte yandan turizmi geliştireceğine inanılan faaliyetler şartsız destek görmektedir. Kültür varlıklarının korunmasına ve yenilenmesine yönelik yatırımlar kamuoyundan şartsız ve geniş bir destek görmektedir. Akdamar Kilisesinin onarımı, antik şehirlerin korunması ve restorasyonu gibi işler komu oyu tarafından bırakınız desteklenmeyi, çok önemli olarak kabul edilmektedir. Belediyeler turistler için çekim alanı olabilmek için yatırımlar yapmaktadırlar. Valilikler illerini turizm sektörüne tanıtmak için kampanyalar düzenleyip etkin tanıtım faaliyetlerinde bulunmaktadırlar. Türkiye ülkeye gelen turistlere kolaylık sağlamak için vize politikaları uygulamaktadır. Avrupa Birliği üyeleri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından vize isterken, Türkiye bu ülkelerden vize istememektedir. (İngiltere’den vize istenmektedir, fakat sınırda bir ücret tahsil edilmek suretiyle bu işlem yapılmaktadır. Bu uygulamanın nedeni ise İngiltere’nin Türk diplomatlardan ve yeşil, gri pasaport taşıyan kamu görevlilerinden de vize istemesidir) Örneğin Rusya Federasyonu vatandaşları ülkemize Avrupa Birliği üyesi turizm destinasyonu olan ülkelerden daha kolay vize alabilmektedirler. 2009 yılında komşumuz olan birçok ülke ile vizeler karşılıklı kaldırılmıştır. Bu uygulamanın sonucu turist girişlerinde hemen görülmüş; örneğin 2009 yılında karşılıklı vizelerin kalkmasıyla yılın son aylarında Suriye’den gelen turistlerin sayısı artmış ve 2008 yılına göre toplam turist sayısı %25 artmıştır. 2010 yılının ilk 8 ayında Suriye’den gelen turist sayısı %107 artmıştır. Bu artışın asıl sebebi de iki ülke arasındaki vize uygulamasının karşılıklı olarak kaldırılmasıdır. Suriye’ye komşu iller olan Gaziantep ve Hatay’da otel doluluk 111 oranları yükselmiştir.137 Ekonominin liberalleşmesi ile Türjkiye’nin ekonomisinin dış dinamiklere bağımlılığı artmıştır. Türk dış politikasının ekonominin ihtiyaçlarına yönelik bir dış politika izlemesi de kaçınılmaz olmuştur. Türkiye’nin komşuları ile sıfır ihtilaf politikası da bu realitenin tezahürüdür. Enerji için bağımlı olduğunuz Rusya ve İran ile nasıl iyi ilişkiler kurmanız gerekiyor ise, turizm geliri elde ettiğiniz aynı Rusya ve İran ile iyi ilişkiler kurmanız da gerekliliktir. Nitekim Türk İsrail ilişkilerinin 2009 yılında bozulması ile bu ülkeden gelen turist sayısı 2008 yılındaki 558.183 turistten 311.582 turiste düşmüştür. %45’lik bu düşüş turizm örgütleri tarafından eleştirilmiş ve basında geniş yer bulmuştur. Burada ortaya çıkan 247.000 turist kaybı başka kaynaklardan gelen turistlerle telafi edilebilir ama Rusya’dan gelen 3 milyon turist ile İngiltere’den gelen 2.5 milyon turist Türk turizmi tarafından kolayca yerine yeni bir kaynak konulamayacak büyüklüktedir ve Türk turizmi ile ekonomisine büyük zararlar verebilecek boyuttadır. 137 Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1. 112 Grafik 27: Kişi Başı Ortalama Turizm Geliri138 YILLAR 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 TURİST BAŞINA TURİZM GELİRİ 748 782 810 784 752 728 679 709 664 575 637 Grafik 17’nin de gösterdiği gibi Türkiye’ye gelen turist başına elde edilen yaklaşık 700 $ gelir Türk Dış Politikasını yöneten otoritelerce ihmal edilemeyecek bir unsurdur. Türkiye Cumhuriyeti politika yapıcıları Türkiye’nin refahı için uluslararası turizm dinamiklerini göz önüne almalıdırlar ve almaktadırlar da. 138 Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1 113 KAYNAKÇA “Tourism as an agent of change: A Spanish basque case”, Annals of Tourism Research Cilt 3, Sayı 3, Ocak-Şubat1976, s., 128-142, 27 Aralık 2012 Airbus (Erişim) A380, http://en.wikipedia.org/wiki/Airbus_A380#Improved_A380-800, 25 Eylül 2010 AKDEVELİOĞLU, Atay, Kürkçüoğlu, Ömer, Ortadoğu İlişkileri, Türk Dış Politikası, Kurtuluş Savaşından Bugüne, Olgular, Belgeler, Yorumlar, Cilt II 1980-2000, İletişim yayınları, 2010, s.551-586. AKTAŞ, Hayati, Güntay, Vahit, Mavi Marmara Krizi, Türk Dış Politikasında 41 Kriz 1924-2012, Der. Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012 ALKAN, M. Nail, Lüksemburg Zirvesi Krizi, Türk Dış Politikasında 41 Kriz 1924-2012, Der. Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012. ANDAÇ, Faruk, Turizm Hukuku: Türk Turizm Politikası İle İlgili Uluslararası Anlaşmalar ve Turizmi Teşvik Tedbirleri, Ankara, 2000 Ankara Anlaşması, (Erişim) http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=4&l=1, 22 Şubat 2010. BAĞCI, Hüseyin, İsrail’in 60. yılında Türk İsrail İlişkileri, 2008, (Erişim) Bakan Günay Açıkladı: İşte Türkiye’nin Gerçek Turizm Gelirleri. (Erişim) http://www.getob.org/?p=3387 23.11.2012 Banko Tur Seyahat Acentesi, (Erişim) http://www.bankotur.com.tr/ 25 Eylül 2010. 114 Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü http://en.wikipedia.org/wiki/World_Tourism_Organization, (Erişim) 25 Eylül 2010 Boeing 707 (Erişim) http://tr.wikipedia.org/wiki/Boeing_707, 26 Eylül 2010. BOZKURT, Giray Soynur, Türkiye Rusya İlişkileri; Tarihi Rekabetten Çok Boyutlu İşbirliğine, Türkiyenin Değişen Dış Politikası, Der. Cüneyt Yenigün, Ertan Efegil, Nobel Yayınları, 2010, s.699-725. Britannica, http://www.britannica.com/EBchecked/topic/445907/passport BURNS, Peter M., NOVELLİ, Marina, Tourism and Politics: Global Frameworks and Local Realities, Elsevier, Amsterdam,2007, 409 s. CAFERSOY, Nazım, Türkiye –Rusya İlişkileri ve Separatizm Faktörü, Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezi, 13 Şubat 2006, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/a787.html 25 Eylül 2010 CAN, Aydın, Atatürk Dönemi Türk İran İlişkileri, http://turkoloji.cukurova.edu.tr/ATATURK/arastirmalar/aydin_can_atatu rk_donemi_turk_iran_iliskileri.pdf 20 Şubat 2010. CHİP, S.,”Tourism and the Third World” Third World Quarterly, cilt 2, sayı 2 Nisan 1980 s. 283-294. CHURCH, Andrew And Coles, Tim, Edit., Tourism, Power and Space, Routledge, London and New York, 2007 CRONİN, Audrey Kurth, Globalization and International Terrorism, International Security, Winter 2002/03, Vol. 27, No. 3, Pages 30-58 CTO (Erişim) http://www.onecaribbean.org/ 24 Nisan 2010 ÇAKMAK, Haydar, One Minute Krizi, Türk Dış Politikasında 41 Kriz 19242012, Der. Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012 115 ÇETİNEL, Esin, Turizmci Yaşadı, Bankalar Kredi Musluklarını Açtı, Para Dergisi, DE KADT, E. “Tourism: Passport to Development?” Third World Quarterly, cilt 3, sayı 2, Nisan 1981,s.340-343. DİN, Kadir H, Islam and Tourism; Patterns, İssues, and Options, Annals of Tourism Research, Volume 16, Issue 4,1989, p542-563 Easy Jet Plc. (Erişim) www.easyjet.com, 25/02/2010. ENDY, Christopher, Cold War Holidays, , The University of North Carolina Pres,Chapel Hill and London,2004,286s. European Commission, EU-Turkey Relation (Erişim) http://ec.europa.eu/enlargement/candidatecountries/turkey/eu_turkey_relations_en.htm 25 Eylül 2010 EU-Turkey Relations, (Erişim) http://www.euractiv.com/en/enlargement/eu- turkey-relations/article-129678 25 Eylül 2010 Gazprom, (Erişim) http://www.gazprom.com/about/today/ 25 Eylül 2010. Gee, Chuck Y., Edit., International Tourism: A Global Perspective, World Tourism Organization, Madrid, 1997 GOLDSTEİN, S., Joshua, PEVEHOUSE, C., Jon, International Relations, Longman, Boston, 2007. Göbeklitepe, (Erişim), http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%B6beklitepe 10 Nisan 2012. HALL, Colin M.,Tourism and Politics: policy, power, and place,Wiley, Canberra, 1994. 116 HARRİSON, D., ”Learning from the Old South by the New South? The Case of Tourism”, Third World Quarterly, Cilt 15 sayı 4 Aralık 1994, s. 707721. http://www.stratejikboyut.com/yazi/israilin-60.-yilinda-turk-israil-iliskileri384.html 20 Şubat 2010 Hürriyet Gazetesi Ekonomi Haberleri (Erişim) http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/15862259.asp?gid=254 25 Eylül 2010 INBAR, Efraim, Türk İsrail İlişkilerinde Stratejik Unsur, Der. Barry Rubin, Kemal Kirişci, Günümüzde Türkiye’nin Dış Politikası, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, 2002. Intercontinental Group Plc (Erişim) http://www.ihgplc.com/ 10 Nisan 2010 İMANOV, Vügar, Türk Rus İlişkilerinde Yakınlaşma Dönemleri, Türkiye’nin Değişen Dış Politikası, Der. Cüneyt Yenigün, Ertan Efegil, Nobel Yayınları, 2010, s. 725-741. İngiliz Uluslar Topluluğu (Erişim) http://www.thecommonwealth.org/ 15 Eylül 2010 KARABULUT, Bilal, Alçak Koltuk Krizi, Türk Dış Politikasında 41 Kriz 19242012, Der. Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012 Kervansaray (Erişim) http://nedir.antoloji.com/kervansaray/ 15 Nisan 2010, KİM, Vang-Kwan, CROMPTON, John L, “Role of Tourism in Unifying the two Korea, Annals of Tourism Research”, Volume 17, Issue 3, 1990, p. 353-366 KİRSTGES, Torsten, Sanfter Tourismus, R. Oldenbourg Verlag, München, 1995. 117 Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, (Erişim) http://www.kulturturizm.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F88 92433CFF2B81939FD5B60AFAFFDE13C621852F44, 25 Eylül 2010. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm Raporu (Erişim)http://www.kulturturizm.gov.tr/TR/Genel/dg.ashx?DIL=1&BELG EANAH= 242656& DOSYAISIM= sonturizmraporu.DOC 21.02.2010 LARRABEE, F.S. ve LESSER, I.Q., Turkish Foreign Policy in an Age of Uncertainity, RAND, National Security research Division, Santa Monica, 2003. MCINTOSH, Robert W, ve diğerleri, Tourism; Principles, Practices, Philopsophies, John Wiley &Sons, New York,1995. MCVAUGHTON, Darlene, “The “Host” as Uninvited “Guest”: Hospitality, Violence and Tourism”, Annals of Tourism Research, cilt 33, sayı 3, Temmuz 2006, s. 645-665. Milliyet, 27 Aralık 2012, 30 Milyon Turist ve 25 Milyar Dolara Ulaştık Dünya’da ilk Beş Göründü, (Erişim), http://ekonomi.milliyet.com.tr/30milyon-turist-ve-25-milyar-dolara-ulastik-dunyada-ilk-5gorundu/ekonomi/ekonomidetay/27.12.2011/1480918/default.htm MUND, Jörn W., Einführung in den Tourismus,R. Oldenbourg Verlag, München, Wien, 1998. OKTAN, Özden Zeynep, Türkiye Suriye İlişkilerinde Ekim Krizinden Ortak Kader Anlayışına Geçiş Sürecinin Bir Analizi, Türkiye’nin Değişen Dış Politikası, Der. Cüneyt Yenigün, Ertan Efegil, Nobel Yayınları, 2010, s. 431-451. OKTAY, Hasan, Gürcistan Krizi (2008), Türk Dış Politikasında 41 Kriz 19242012, Der. Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012. 118 ORFİLA-SİNTES, F., Rafel Crespí-Cladera ve Ester Martínez-Ros, Department of Business Economics, Universitat de les Illes Balears, Palma de Mallorca Universidad Carlos III, Spain (Erişim) http://www.sciencedirect.com/science?_ob=ArticleURL&_udi=B6V9R4H5MM932&_user=128860&_coverDate=12%2F31%2F2005&_rdoc=1&_fmt=ful l&_orig=search&_cdi=5905&_sort=d&_docanchor=&view=c&_searchS trId=1167839667&_rerunOrigin=google&_acct=C000010638&_version =1&_urlVersion=0&_userid=128860&md5=5b29f098eebc8c08a55254 e916a2707c#SECX3 23 Eylül 2005. Pasaport, (Erişim), http://en.wikipedia.org/wiki/Passport#History, 25 Eylül 2010. Pasaport, Britannica Ansiklopedisi (Erişim) http://www.britannica.com/EBchecked/topic/445907/passport 14 Şubat 2010 PATA (Erişim) www.pata.org, 24 Nisan 2010 RİCHTER, Linda K,”Tourism Politics and Political Science”,Annals of Tourism Research,vol. 10.pp. 313-335,1983 SCHMİED, Martin, BUCHERT, Matthias, HOCHFELD, Christian, SCHMİTT, Beate, Umwelt und Tourismus, Daten, Fakten, Perspektiven, Erich Schmidt Verlag, Berlin, 2002 SEEBOTH, Andrea, Sanfter Tourismus in der Türkei,Peter Lang Europeaischer Verlag der Wissenschaften, Frankfurt am Main, 1995. SHOYUNCHAP, Olga, Rusya Türkiye Turizm Ekonomisi İlişkileri, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2008 Şark Ekspresi, (Erişim) http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eark_Ekspresi, 16 Nisan 2010 119 TELLAL, Erel, Rusya İlişkileri, Türk Dış Politikası, Kurtuluş Savaşından Bugüne, Olgular, Belgeler, Yorumlar, Cilt II 1980-2000, İletişim yayınları, 2010, s.540-551 Ticari Uçaklar Boeing 707, (Erişim) http://www.boeing.com/commercial/707family/index.html 26 Eylül 2010 TİMOTHY, D.J., Tourism and Political Boundaries, Routledge, London,NY,2001. TUI AG (Erişim) http://www.tui-group.com/en 25 Eylül 2010 Turizm Gelirlerinin İhracat Gelirleri ve Turizm Giderlerinin İthalat Giderleri Oranı (1964-2008) Kültür ve Turizm Bakanlığı İstatistikler (Erişim) www.kultur.gov.tr 15 Nisan 2010. Turizm Raporu (Erişim) http://www.kulturturizm.gov.tr/TR/Genel/dg.ashx?DIL=1&BELGEANAH = 242656& DOSYAISIM= sonturizmraporu.DOC 21.02.2010 Turizmi Teşvik Kanunu, (Erişim) http://www.kultur.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433 CFFB76CB4844D2199DB8075770BBA7873E8, 25 Eylül 2010 Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı, Yeni Teşvik Sistemi, Yatırımlarda Devlet Yardımları, (Erişim): http://www.ekonomi.gov.tr/upload/459D1E1B-AD17-FF9AA40AC03569331A85/6_Nisan_Sunum_son.pdf s. 38-39. 10 Nisan 2012 Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı (Erişim) http://www.mfa.gov.tr/turkvatandaslarinin-tabi-oldugu-vize-uygulamalari.tr.mfa 25 Eylül 2010 120 Türkiye ile vizesi kalkan 56 ülke (Erişim) http://www.moralhaber.net/ekonomi/turkiye-ile-vizesi-kalkan-56-ulke/ 25 Eylül 2010 Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş., 2001, 2002, 2003 Faaliyet Raporları, (Erişim) www.kalkinma.com.tr, 25 Eylül 2010 Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.,(Erişim) www.kalkinma.com.tr Türkiye-Rusya İlişkileri, (Erişim) http://www.rusya.ru/tur/index/turkiye_rusya_iliskileri, 17 Şubat 2010 Uluslararası Turizm Ahlak Bildirgesi, (Erişim) http://www.unep.org/bpsp/Tourism/WTO%20Code%20of%20Conduct. pdf 15 Eylül 2010 UNWTO Tourism and the World Economy, http://www.unwto.org/facts/eng/economy.htm 25 Eylül 2010 (Erişim) UNWTO Tourism Highlights 2010 Baskısı, (Erişim) http://www.unwto.org/facts/eng/pdf/highlights/UNWTO_Highlights10_e n_HR.pdf, 25 Eylül 2010 UNWTO Tourism Highlights, 2011 Edition, (Erişim) http://mkt.unwto.org/sites/all/files/docpdf/unwtohighlights11enhr_1.pdf 04 Nisan 2012 UNWTO Tourism Highlights, Edition 2008, Madrid, 2008, (http://www.unwto.org/facts/eng/vision.htm ,09 Nisan 2010 (Erişim) UNWTO World Tourism Barometer, Cilt 8, Sayı 1, Ocak 2010, (Erişim) http://www.unwto.org/facts/eng/pdf/barometer/UNWTO_Barom10_1_e n.pdf, 25 Eylül 2010 UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/why/en/why.php?op=1 25 Eylül 2010. UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/his/en/his.php?op=5 25 Eylül 2010. 121 UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/how/en/how.php?op=4 25 Eylül 2010 UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/how/en/how.php?op=4 25 Eylül 2010. UNWTO, (erişim) http://www.unwto.org/afiliados/index.php?op=2&subop=2 25 Eylül 2010. UNWTO, (http://en.wikipedia.org/wiki/World_Tourism_Organization (30.03.2010) UNWTO, International Tourism: Recovery Confirmed, but Growth Remains Uneven 29 Haziran 2010 (Erişim), http://www.unwto.org/media/news/en/press_det.php?id=6561&idioma =E, 25 Eylül 2010 UNWTO, World Tourism Baramoter, Cilt 10, Kasım 2012, (Erişim) http://dtxtq4w60xqpw.cloudfront.net/sites/all/files/pdf/unwto_barom12_ 06_nov_excerpt.pdf 23 Kasım 2012 VELLAS, F. and BECHEREL, L., International Tourism: An Economic Perspective, Mac Millan Business, London, 1995. WAGNER, Grace, Holiday Inn at 50, Lodging Hospitality Aug2002, Vol. 58 Issue 11, 21 WANG, Ning, Tourism and Modernity, Zhongshan University China, Amsterdam, 2000. World Tourism Organization, Tourism Highlights 2012 Edition (erişim) http://dtxtq4w60xqpw.cloudfront.net/sites/all/files/docpdf/unwtohighligh ts12enhr_1.pdf 23 Kasım 2012. Yatak Başı Maliyetler (Erişim) www.kalkinma.com.tr 15 Eylül 2010 YÜCE, Nilgün, Tourismus und Kulturelle Spurensuche, Ergon Verlag, Würzburg, 1995. 122 ÖZET ÖZEN, Kayhan Taner. Turizm – Dış Politika İlişkisi; Türkiye Örneği, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2013. Turizm faaliyeti, birçok uluslar arası öğeyi içinde barındıran, uluslar arası bir aktivitedir. Herhangi bir turistik amaçla (eğlence, spor, eğitim,sağlık, ticaret) yapılan uluslar arası seyahat uluslar arası turizmin konusudur. Dünya’da her yıl yaklaşık olarak bir milyar insan uluslar arası turizm faaliyetine katılmaktadır. Uluslar arası turizm faaliyetinin yıllık geliri de 919 milyar Amerikan Doları olarak hesaplanmaktadır. Yarattığı gelirin haricinde turizm Dünya’nın en büyük istihdam sağlayıcı sektörüdür. Ayrıca uluslar arası turizmden pay alan ülkelere kendi topraklarında ihracat yaparak döviz geliri olanağı sağlamaktadır. Turizm yatırımlarının ülkelerin kendi girdileri ile yapılabilmesi ve az eğitilmiş iş gücü kullanması da başka bir yararıdır. Bütün bu ekonomik ve sosyal avantajları gören ve kendi vatanın da uluslar arası turizm potansiyeli olduğunu düşünen devletler sektöre girmek ya da daha da büyümek istemektedirler. Turizm politikalarını bir devlet politikası haline getirip yatırım yapmaktadırlar. Bu devletlerin uluslar arası ilişkileri de turizm politikalarının beklentilerine göre şekillenmektedir. Uluslar arası turizmin vatanlarında gelişmesi için devletler gerekli düzenlemeleri yapmakta, kendi turizm sektörüne turist sağlayan ülkelerle iyi ilişkiler kurma yoluna gitmektedirler. Türkiye’de bu realiteden istisna değildir. 31 milyondan fazla uluslar arası turist ağırlayan ülke sektörünün geleceği için Türk Dış Politikası ülkeye turist gönderen Avrupa Birliği, Rusya, İran gibi ülkelerle iyi ilişkiler içinde olmaya ve ülkesinde uluslar arası turisti hoşnut etmeyecek olayların olmamasını sağlamaya çalışmaktadır. Turizm sektörünün lobi grupları da kendi çıkarları doğrultusunda devletin iç ve dış politikalarını yönlendirmeye çalışmaktadırlar. Anahtar Sözcükler: 1. Uluslar arası turizm 2. 3. 4. 5. Dış politika Turist sayısı Turizm geliri İstihdam 123 ABSTRACT Özen, KayhanTaner. Tourism – Foreign Policy Relation; Example of Turkey, Masters Degree Thesis, Ankara, 2013. Tourism activity is an international event which covers many international factor inside. Any international travel with a tourism reason (sport, entertainment, education, health, business) is a topic of international tourism. Every year approximately a billion people join international tourism activity in the World. Annual revenue of the international tourism activity is 919 billion US dollars. Besides its revenue produced tourism is the largest employment creating sector in the World. It also provides the opportunity of exchange revenue by exporting the services its on land to the countries in tourism business. Another benefit of tourism investments is countries use their local input and needed only less educated workforce. The states who think that their countries have tourism potential want to enter or enlarge in the sector because of economic and social advantages of international tourism. They accept their tourism politics as a state politics and make investments. International relations of these states shaped accordingly their tourism policy’s aspect. States try to establish friendly international relations with tourist providing countries. Turkey is not an exception of those countries. Turkey hosts more than 31 million international tourist annually and Turkish foreign policy care to establish friendly relations with those countries send tourist to Turkey; European Union, Russia, and Iran. Lobby groups of tourism sector struggle to shape the states foreign and domestic policies parallel to their expectations. Key words: 1. International tourism 2. Foreign policy 3. Number of tourist 4. Tourism revenue 5. Employment