Eğitimle Diriliş

advertisement
Meden yet m z n Yen den İhyası İç n
Eğitimle Diriliş
Eğitim ve Kültür Dergisi Haziran-2014 Yıl:1 Sayı:1 3
www.egitimledirilis.com
MedeniyetimizinYeniden
Yeniden Dirilmesinde
Dirilmesinde
Medeniyetimizin
EğitiminRolü
Rolü
Eğitimin
İslam Dünyasının
Modern zmle İmt hanı
B lal AKGÜL
Nasıl B r D n
Eğ t m ?
Ömer DEMİR
Eylem İnsanı Olarak
Musa Carullah B g yef
Mustafa IŞIK
İslam Eğ t m Üzer ne
Düşünceler
Muhammed AKÇAL
Meden yet m z n Yen den
İnşasında Üstün Ahlak
Bülent KAŞKANN
Öz Yurdunda Gar p
Eğ t m S stem
Ömer MAÇİN
Edep Merkezl Eğ t m
Mehmet DOĞAN
İslamın İnsanlık
Man festosu
Enver YILANLI
Tüket m B l nc n
Oluşturmak
İsmet TANRIVERDİ
Güvenin
Tecrübeyle
Buluştuğu
Adres
Farklı yaşamlar için FURKAN İNŞAAT tecrübesiyle
Yeni Kent Sitesi üyelikleri devam ediyor
0 537 223 05 36
Buderus
Bozan Mühendislik
Makina Mühendisi Emrah Bozan
Ana
Bay
Akmercan Yetk No:49
Isıtma veve
Isıtma
Soğutma
Soğutma
B
B zz mm İşİşmmzz
Tel: 0 416 726 02 94
GSM: 0 507 563 94 02 E-mail: emrah_bozan02@hotmail.com
Adres: Karşıyaka Mah. M.Kemal Cad. No:46/B Kahta - ADIYAMAN
BAŞLARKEN
BAŞLARKEN
Meden yet m z n Yen den İhyası İç n
Meden yet m z n Yen den D r lmes nde Eğ t m n Rolü
Her yen başlangıç yen b r heyecan
doğurur şüphes z. Hele hele çorak b r alan olan
eğ t m alanında düşünce ve fik rler n ürüne
dönüşmes bambaşka b r haz, b r mutluluk
sebeb d r.
Soylu köklerden da ma soylu ürünler çıkar. Bu kök,
k m zaman kasırgalara, t p lere maruz kalsa da
zaman ve şartlar karşısında yen dallar, yen ürünler
ortaya çıkarmada zayıf davranmaz. İst kamet üzere
sabreden kökler ancak meyveye durab l r.
Eğ t mle D r l ş Derg s yen d k len b r
ağaç değ ld r. Sab t b r kökün yen b r meyves d r,
yen lenen b r dalıdır.
Derg , entelektüel kaygıyı hmal etmeden
temel sorunlarımızdan olan karakterl nsan
yet şt rmen n yolları üzer ne çalışmayı, proje
üretmey hedef ed n r. Yen nes ller n fıtrat üzere
nasıl yet şt r leb leceğ kaygısını öncel kl
sorumluluk addeder.
Eğ t mle D r l ş Derg s , Batı eksenl b r
eğ t m s stem n n ya da modern eğ t m s stemler n n
toplumları yozlaştırdığı, fıtr olanı bozduğu,
b reyc l ğ n güçlenmes ne neden olduğu ön
kabulünden hareketle, değerler merkeze alan b r
eğ t m s stem n n gerekl l ğ n d kkate alır, bu
konuda ortaya alternat f b r eğ t m model
çıkarmayı hedef ed n r.
Formel eğ t m n yanında nformel eğ t m
önemser, meden yetler n nşasında s stem n
kurab lm ş nformel eğ t m çalışmalarını olmazsa
olmaz görür. İslam meden yet n n yen den
d r lmes nde, entelektüel atalet n ortadan
kalkmasında yapılacak nformel eğ t m
çalışmalarının hayat öneme sah p olduğunu
savunur.
Sömürgeleşt rme çalışmaları net ces nde
ülke yönet mler n kaybeden İslam dünyası başta
Hasan el Benna ve Ebu'l Ala Mevdud olmak üzere
çeş tl çıkış yolları üzer nde çalışmış, nformel
eğ t m g r ş mler nde bulunulmuştur.
Özell kle Seyy d Kutub'un eserler , İslam
dünyasının s lk nmes nde öneml b r katkıda
bulunmuştur. Y ne meden yet m z n yen den
d r lmes nde Cemalett n Afgan 'n n 'öze dönüş'
projes , Sa d Nurs 'n n 'Medresetü'z-Zehra' hayal ,
Musa Carullah'ın eğ t m alanında yen b r reformu
merkeze alan gayretler mevcut durumla lg l
çözüm arayışlarının öneml katkılarda bulunduğu
aş kârdır.
Eğ t mle D r l ş, 2 yıllık b r geçm şe sah p
olan grupla eğ t m okumalarının b r ürünüdür.
Derg m z n bu sayısında yaptığımız okumaların
l stes n ve k taplarla lg l kısa tanıtımları,
“Eğ t mle İlg l Alternat f K tap Okuma L stes ”
başlığı le st faden ze sunacağız. Sonrak
sayılarımızda da benzer l steler yayınlayacağız
nşallah.
Eğ t m çalışmamız, b r eğ t m s stem n n
özell kler neler olmalıdır? Modern eğ t m n toplum
üzer nde ne tür tahr batları vardır? İslam
meden yet n n yen den d r lmes nde eğ t m n,
b lg n n yer ned r sorularına cevap bulmayı
önceler.
Derg dek makaleler ağırlıklı olarak yapılan
eğ t m okumalarının makaleleşt r lmes nden
oluşuyor.
Ayrıca yapılan bu çalışmadak konu
başlıklarından b r de; şlenen konuyla lg l
çıkarılab lecek eğ t m lkeler gündemleşt r lmekte,
çıkarılan lkeler derg yayın kurulu tarafından
s stemleşt r lmekted r. Çıkarılan lkeler bu
sayımızda “Eğ t mde Temel İlkeler” başlığı le
st faden ze sunuyoruz.
Katkılarından dolayı Eğ t m B r Sen'e teşekkürü
borç b l yoruz.
İnternet n günümüzde oynadığı role b naen
www.egi mledirilis.com uzantılı nternet
s tem zden çalışmalarımızı tak p edeb l rs n z.
Son olarak derg le lg l her tür görüş ve
öner ler n z egi mledirilis@gmail.com ma l
adres ne göndereb l rs n z.
3
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Meden yet m z n Yen den İhyası İç n
Eğitimle Diriliş
Eğitim ve Kültür Dergisi
Haziran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Medeniyetimizin
Yeniden Dirilmesinde
Medeniyetimizin Yeniden Dirilmesinde
Eğitimin Rolü
Eğitimin Rolü
İÇİNDEKİLER
Altı Aylık Derg
Yıl:1 Sayı:1
Mayıs - 2014
3
Başlarken..........................................................................................................
Sah b
Mustafa İŞERİ
IslamınInsanlıkManifestosu
5
EnverYILANLI...............................................................................................
Genel Yayın Yönetmen ve
Sorumlu Yazı İşler Mürdürü
Mehmet DOĞAN
IslamiEğ itimUzerineDü şü nceler
8
MuhammedAKÇAL....................................................................................
Yayın Kurulu
İsmet TANRIVERDİ
Bülent KAŞKAN
B lal AKGÜL
Mehmet DOĞAN
NasılBirDinEğ itimi?
11
ÖmerDEMİR.................................................................................................
Hukuk DANIŞMANI
Sam ÖZBEK
İdare Merkez
Karşıyaka Mah.
M. Kemal Cad.
No: 96 Da re:2
Kahta D yalog Gazetes
Kahta / ADIYAMAN
Tel: 0 416 725 90 91
kahtad yalog@hotma l.com
Tasarım
Hüsey n TÜRKOĞLU
IslamDü nyasınınModernizmleImtihanı
14
BilalAKGÜL....................................................................................................
EdepMerkezliEğ itim
17
MehmetDOĞAN...........................................................................................
OzYurdundaGaripEğ itimSistemi
19
ÖmerMAÇİN..................................................................................................
MedeniyetimizinYenidenInşasındaUstü nAhlak
23
BülentKAŞKAN............................................................................................
Tü ketimBilinciniOluşturmak
25
İsmetTANRIVERDİ.....................................................................................
Logo Tasarım
Kasım SARI
EylemInsanıOlarakMusaCarullahBigiyef
27
MustafaIŞIK...................................................................................................
Baskı
Bü yü kBirEğ itimProjesi:Medresetü 'z-zehra
29
MehmetDOĞAN...........................................................................................
Türü
Altı Aylık Sürel Derg
Yazılardan yazarları sorumludur.
32
IslmamiBirEğ itiminTemelIlkeleri.....................................................
37
Eğ itimleIlgiliAlternatifKitapListesi..................................................
let ş m
web:
www.eg t mled r l s.com
E-ma l:
eg t mled r l s@gma l.com
4
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
BAŞYAZI
İslam’ın İnsanlık Man festosu
“İslamın hak kat dd ası hak m yet dd asından önce gel r “
enver_yilanli@hotmail.com
Enver YILANLI
Düşüncenin okullaşmasından
kastedilen, düşüncenin bir okul
sistematiğinde ifade edilmesidir. Yani süreç
içerisinde gelişen düşüncenin, sistematik bir
karakter taşımasıdır. Dolayısıyla
düşüncenin okullaşması bir anlamda
toplumsal yönelimin sonucudur.
Düşüncen n okullaşması ne demekt r?
Önce İslam dünyasında, ardından da
küresel ölçekte toplumsal ve s yasal dönüşümü
sağlamayı amaçlayan b r projed r. Bu noktada
bütün beşer s stemler tek tek denenm ş, nsanın
huzuru, refahı, mutluluğu ve kurtuluşuna çare
olamamışlardır. Bu ht yacı karşılayab lecek tek
alternat f İslam'dır.
Bu bağlamda bakıldığında İslam dünyası
çeş tl yapılar kurmakta fakat başarıları kısm
olmaktan öteye geçememekted r. Bunun temel
neden düşüncen n okullaşamamasıdır.
Düşüncen n okullaşmasından kasted len,
düşüncen n b r okul s stemat ğ nde fade
ed lmes d r. Yan süreç çer s nde gel şen
düşüncen n, s stemat k b r karakter taşımasıdır.
Dolayısıyla düşüncen n okullaşması b r anlamda
toplumsal yönel m n sonucudur.
Düşünce okullaşırken temel
argümanlardan b r kullanılacak d ld r. D lden
kasıt Kur'an ve peygamber n d l d r. Bu noktada
s stemat k sözcüğünü de açmak gerekl d r.
Düşüncen n s stemat ğ den l nce; düşüncen n
yapılandırılmış ve kend ç nde tutarlı b r şek lde
fade ed lmes anlaşılmalıdır. Düşünce bel rl b r
yönteme bağlı kalınarak fade ed l yorsa, düşünsel
düzenl l k gerçekleşm ş demekt r k bunun adı
s stemat k düşünmed r.
Düşünce okullaşırken temel
argümanlardan b r kullanılacak d ld r. D lden
kasıt Kur'an ve peygamber n d l d r. Bu noktada
s stemat k sözcüğünü de açmak gerekl d r.
Düşüncen n s stemat ğ den l nce; düşüncen n
yapılandırılmış ve kend ç nde tutarlı b r şek lde
fade ed lmes anlaşılmalıdır. Düşünce bel rl b r
yönteme bağlı kalınarak fade ed l yorsa, düşünsel
düzenl l k gerçekleşm ş demekt r k bunun adı
s stemat k düşünmed r.
5
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
yönler orta yere dökülmel ve böylece İslam'ın
“Bu s stemat k d l gel ş rken kavramsal
yegane kurtuluş olduğu nsanlara anlatılmalıdır.
h yerarş nasıl kurulacak?” sorusu akla
Çünkü şurası b r gerçekt r k Batı dünyası
gelmekted r. İlm b r tasn f çabasıyla kurulacak
üreteb ld ğ bütün deoloj ler üretm ş, 20. yy'da bu
olan kavramsal h yerarş , kavramlar arasından
b r k m tüketm şt r. Bütün bu deoloj ler n
merkez olandan tal olana doğru şekl nde
sonunda gel nen nokta nsanlığın hüsranı olmuştur.
gerçekleşecekt r. Böylece tesp t ed len kavramlar
Dolayısıyla Batı artık yen b r şey üretememekte,
Kur'anî b r kıstastan geç r l r.
ürett ğ n tüketmekted r. Ger ye İslam kalmaktadır.
Dolayısıyla ortaya konulan kavramlar
Ancak burada b r önşart vardır: İslam'ın başarısı
detaylı b r şek lde yetk nl kle ncelemeye tab
da y ne Müslümanların gayret ne bağlıdır.
tutulup kavram d l ortaya çıkarılmış olur. Bütün
Müslümanlar nsanlığın sorun ve ht yaçlarına
bu çalışmalar yapılırken kaçınılmaz olan şey
cevap verecek yetk nl kte b r deoloj
İslam'ın, rak pler yle karşılaşmasıdır. Burada
üretemezlerse ortam ve olayların akışı ne denl
yetk nl kten bahsedeb lmem z ç n önce İslam'ı
uygun olursa olsun, arzulanan net ce elde
çok y kavrayıp uygulamak sonrada karşı
ed lemez. Bahsed len çalışma düşüncen n usulen
cephedek bütün s stemler artısıyla eks s yle en
b r karakter taşıması ve ç tutarlılık yan lm
nce detayına kadar b lmek gerekl d r. Tam da
b r k m yoluyla okullaşması
burada b r pasaj açıp olayı
şekl nde olacaktır.
somutlaştırmak gerek r.
Modern tey nceled ğ m zde üç
Kavramlar
Bu bağlamda muhal f
kavram üzer ne kurulu olduğunu
düşüncen
n mağlup ed lmes
oluşturulurken
görürüz: Hüman zm, rasyonal zm,
İslam'ın zafer ç n en temel
d kkat ed lecek
ve sekülar zm. B rey, vatandaş,
koşuldur. Bunun yolu se
b l m lerleme, özgürlük,ve nsan
modern te ve postmodern ten n
husus, bütün
hakları g b kavramlar bu üç
çok y b l nmes nden
kavramların İslam
unsurdan türem şt r.
geçmekted r. Bunun
yapılab lmes ç n de sağlam b r
Modern te le İslam
süzgec nden
İslam b lg şarttır. Aks halde bu
arasındak zıtlıklar nsanın tanımı
geç r lmes d r.
dd ayla yola çıkan Müslüman'ın
ve b lg n n mah yet konusunda
karşıt düşünceden etk lenmes
ortaya çıkmaktadır. İslam'ın model
dah gündeme geleb l r.
nsanı olan Müslüman her şeyden
önce Allah'ın kuludur. Allah'tan başka üst otor te
Bu konuda en öneml örneklerden b r
tanımaz ve onun sözler n em r olarak kabul eder.
Gazal 'd r. Gazal Yunan felsefes n en nce
Modern ten n b rey nden öz olarak farklıdır. B rey
detayına kadar tahl l ed p, hak m olduktan sonra
y -kötü, doğru-yanlış normlarını kend s bel rler.
der n İslam b lg s yle eleşt r ler get rm şt r. Tam
da bu noktada şu hususa değ nmek gerek r k ;
İk nc zıtlık b lg n n mah yet konusudur.
Gazal 'y ortaya çıkaran Gazal 'den öncek
İslam'da vah y mutlak l md r. Modern tede se
b lg n n kaynağı akıl ve b l md r. Gözlem ve deney çalışmalardır. Dolayısıyla Gazal örneğ nde olduğu
g b , düşüncen n okullaşması b reysel olmaktan
yoluyla elde ed l r.
z yade toplumsal b r vakadır. Toplumun bu yöne
S yasal ve toplumsal alan üçüncü zıtlık
kanal ze olması elzemd r.
alanıdır. Batı'da b reylerden oluşan topluluğa
Yazımızın başından ber zah etmeye
toplum den r. İslam'da se müm nlerden oluşan
çalıştığımız düşüncen n okullaşmasının b r
topluluğa ümmet den r. Ümmet nanç bağıyla
formatının olması gerek r. Bu format şöyle
b rb r ne kenetlenm ş yapıdır. Dolayısıyla haklar
olacaktır. Öncel kle temel kavramlarda netl k
ve özgürlükler temel nde şek llenm ş olan modern
sağlanır. Yen parad gma temel kavramlarını özgün
toplumdan özde farklıdır. Müslüman özgür b rey
b r şek lde oluşturur. Ardından muhal f düşüncen n
değ ld r. Allah'ın kuludur. Dolayısıyla özgürlük
kavramları yetk n b r şek lde eleşt r l r ve mağlup
anlayışı da farklıdır. Bu b lg ye sah p olduktan
ed l r. Kavramlar oluşturulurken d kkat ed lecek
sonra yan düşünce s stemat ğ n kurduktan sonra
husus, bütün kavramların İslam süzgec nden
modern dünyanın bütün s stemler İslam
geç r lmes d r.
süzgec nden geç r lmel olumlu ve olumsuz
6
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Düşüncen n okullaşması; tebl ğ ve c hadla
amaçlanan hedefe ulaşmanın da en kest rme
yoludur. Z ra modern te adeta bütün nsanlığın
soluduğu k rl b r atmosfer g b dünyadak bütün
nsanların z h nler n etk lemekted r. Bu etk
kırıldığında nsanlar, tab r ca zse, tem z hava
soluyacak ve terc hler n de sağlıklı b r şek lde
yapab leceklerd r. Bu durum ferd n İslam
anlamda kend s n yet şt rmes n sağlayacak,
beraber nde İslam b r toplum ortaya çıkaracaktır.
Bu anlamda İslam b r toplumun oluşması
deoloj k zem n güçlend recek, bunun ardından
somut b r s yasal program gelecekt r. Bütün
bunlar yapılması gerekenlerd r. B razda mevcut
İslam dünyasının çer s nde bulunduğu duruma
bakalım:
Bugün İslam dünyasına baktığımızda
deal olandan çok uzak b r görüntü le
karşılaşıyoruz. B rl k ve beraberl kten yoksun,
dealler farklı ,ortak paydaları azalmış, s yas ve
kültürel b r bölünmüşlük görülmekted r. Bu
manzaranın sonucu olarak da Müslümanlar kan
ağlamaktadır. B zler adeta kusurlu plan taslağıyla
kusursuz b r b na yapmaya çalışmaktayız. Bunun
da temel neden düşüncen n okullaşamamasıdır.
Düşünce s stemat k, kend ç nde tutarlı,
yetk n b r şek lde fade ed l rse; uygulandığı bütün
coğrafyalarda benzer sonuçlar verecekt r.
Uygulanan düşünce s stemat ğ n n nsan fıtratına
en uygun s stem olan İslam olduğu
düşünüldüğünde başarı kaçınılmazdır. Kur'an'ın
fades yle nsana az b r l m ver lm şt r. Kur'an-ı
Ker m' n bu lah fermanı doğrultusunda
bakıldığında, beşer s stemler n tamamında
eks kl kler n olması kaçınılmazdır. Bu da b z lah
mesaj olan İslam'ın tek alternat f olduğu sonucuna
götürür. Dolaysıyla Müslüman, akt f b r şek lde
aklını kullanacak, Kur'an ve sünnet doğrultusunda
düşüncey gel şt r p okullaştıracak ve bu yolla
Batı meden yet n n İslam b r eleşt r ye tab tutup,
bütün eks kl kler n ortaya çıkaracak, modern te
ve postmodern tey mağlup ed p, tüm dünyaya
yegane kurtuluş reçetes olarak İslam'ı sunacaktır.
Bütün bunlar gerçekleşt ğ nde nsanlığın
yaratılışının gereğ olarak İslam b r öze ger
dönüş yaptığı görülecekt r. Böylece yeryüzündek
haksızlık, zulüm, güçlünün haklı olması, mutlu b r
azınlık ç n mutsuz genel n feda ed lmes , nsan
haklarına r ayet ed lmemes , her türlü ç fte
standart g b unsurların son bulduğu görülecekt r.
Düşüncen n okullaşması le beraber dünyada
esecek İslam rüzgarları le nsanlık feraha
ulaşacak bütün nsanlığın huzur ve güven
çer s nde Allah'a kul olma yolunda lerlemes
mümkün olacak bu durum da beraber nde her k
dünyada kurtuluşa ves le olacaktır.
7
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
BAŞLARKEN
Meden yet m z n Yen den İhyası İç n
İslam Eğ t m Üzer ne Düşünceler
makcal02@gmail.com
Muhammed AKÇAL
İslami eğitim de insanı
doğumdan ölümüne kadar sırat-ı
müstakim üzere tutmak için ona
gelecek ve onu saptıracak dış
etkilerden, zararlardan onu
koruyacak bir zihni ve ruhi olgunluğa
ulaştırmaktır.
İslam eğ t m, nsanın hayatında tak p edeceğ
yolu, nazar olarak ç z p hayata uygulamak, nasıl
hareket edeceğ n göstermekt r.
Kuran'da, eğ t m, Rab kel mes le fade
ed lmekted r. Elmalılı M.Hamd Yazır, “Rab”
kel mes n n “terb ye” manasına geld ğ n ve bunun
da b r şey kemale ulaştırıncaya kadar tavırdan
tavra geç rmek anlamını taşıdığını söyler.
Bu manada “Rab” yaratanın yarattığına
doğru yolu göstermes d r, ( rşad - hda)
denmekted r.
“F ravun şöyle ded : O halde s z n
Rabb n z k md r ey Musa! Musa: B z m rabb m z
her şeye suret ve şekl n veren sonra da yolu
gösterend r, ded ”. (Taha 49 )
Eğ t m n peygamberler düzey “ tebl ğ” d r.
Böylece öğret m de eğ t m de ç çe g rmekted r.
Aslında d n n kend s de b r eğ t m s stem d r.
Çünkü d n n amacı nsanı, Allah'a y b r kul
olarak yet şt rmekted r. İslam eğ t m de nsanı
doğumdan ölümüne kadar sırat-ı müstak m üzere
tutmak ç n ona gelecek ve onu saptıracak dış
etk lerden, zararlardan onu koruyacak b r z hn ve
ruh olgunluğa ulaştırmaktır. Daha açık b r fade
le nsanın fıtratını korumaya (İy l ğ ç nde
barındırma ve ona mey ll olma hal ) matuf dış
dünyada karşılaşacağı tüm düşmanlarına karşı
koruyacak olan b lg , h kmet ve takva le
donatmaktır. Pek , bugün Müslüman ülkeler n
eğ t m s stem , İslam'ın temel kaynağı Kuran-ı
Ker m' n ve nsanlığın son öğretmen Hz.
Muhammed (S.AV.)' n sünnet n n, teor s ve
prat ğ yle, dayanakları ve lkeler le yöntemler ve
hedefler yle nsanlığa tek kurtuluş reçetes olarak
sunduğu eğ t mle ne kadar örtüşüyor? Bu sorunun
cevabını aradığımızda maalesef Müslüman
ülkelerde böyle b r çerçeve le taban tabana zıt
eğ t m s stemler n n car olduğu gerçeğ le
karşılaşıyoruz. Acaba bu durumun sebeb ned r?
Bu can alıcı sorunun cevabını vereb lmek ç n
İslam ülkeler n n yakın tar h ne bakmak gerek yor.
8
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
prens p ve düşünce esaslarına göre yapılmasıdır.
B l nd ğ g b 20. yüzyılın başından t baren
Başka b r yolu olduğuna nanmıyorum.
Prof Dr. Al Medar'ın fades yle müstekb rler İslam
İşte İslam coğrafyasında nsanı eğ tmek üzere
topraklarını parçalamış ve b rb rler ne manev
gönder lm ş b r lah k taba nanan Müslümanların
bağları bulunmayan küçük devletlere ayırmıştır.
Batı'dan tercüme ed lm ş thal eğ t m
Y ne Al Medar'ın fades yle Osmanlı Devlet 'n n
programlarıyla çocuklarını eğ tmes ne kadar haz n
yıkılışı ve h lafet n kaldırılışından sonra İslam
b r durumdur. Bu çocuklar artık b r batılı g b
dünyasına tağut düzenler hâk m olmuştur. Asker
düşünmeye, nanmaya ve yaşamaya başladılar.
ve s yas olarak mücadeley kaybeden İslam
H nd stanlı İslam şa rler nden Ekber
dünyası her yönüyle Batı meden yet n n etk s altına
İlahabad : Doğulu, düşmanının başını ezerek yok
g rm şt r. Bu durum, hem üstün olandan doğal
eder. Batılı se onun tab atını, kalb n değ şt r r,
olarak etk lenmen n, hem de üstünlüğü elde eden
derken sanırım bunu anlatıyordu. Batı meden yet
Batı Dünyasının uzun vadel ve s stemat k
emperyal hedefler ç n İslam ülkeler şgal et kten
stratej ler n n sonucu dönüştürerek etk s zleşt rme,
sonra onları sömürmeye devam etmek ç n yerl
dejenere etme ve hatta yozlaştırma çabalarının b r
şb rl kç ler ed nm şt r. Onların eğ t m s stemler n
sonucudur.
kontrol etm şt r. Batıya okumaya g den zek
Gayeler Müslümanları yok etmek,
Müslüman gençler b r batılı g b
onlardan İslam şahs yet n
yet şt rm ş ve adeta kültür elç ler
g dermek, kend ler ne uygun
sömüreb lecekler b r şahs yet
Batının hedefi Müslümanları, olarak ülkeler ne gönderm şt r.
meydana get rmekt . Bunu
sadece adı ve sanıyla Müslüman İşte bugün Müslümanların hal
başarmak ç n de Müslümanların
bırakmak; görüşü, zevk , yaşam pürmelâl n n sebeb b zce manlı,
sal h, nsan yet şt rmek yer ne
temel kaynaklarıyla ve kültürler yle
tarzıyla “Batılı” hale
bağını koparmak gerek yordu.
get rmekt r. Kültürünü kabul materyal st takl tç , tar h yle,
kültürüyle barışık olmayan hatta
Bunun da tek yolu cah l eğ t m
ett rmekt r. Hatta olmadı
meden yet ne yabancı nsan
s stemler n İslam dünyasına
“çıkarlarına dokunmayan
yet şt rmey amaç ed nen thal
yerleşt rmekt r.
“kend hal nde d ndar
eğ t m programlarıdır.
Batı, kend meden yet ne
Müslümanlar” hal ne
Prof. Dr.Al Medar “İnsan
karşı tek rak p olarak İslam
get rmekt r.
Eğ t m n n Kur'an Metodu”
meden yet n görmekted r. İslam
k tabında İslam eğ t m n ana
meden yet n n bu gün zayıflamış
hedefler n sınırlamadan şöyle
olması onların korkularını
sıralamıştır:
g dermekted r. Örneğ n, Arnold Toynbee: “ İslam
1-Sakındırmak (Takva)
b rl ğ uykudadır. B ze düşen Müslümanların b r
2-Bağımsızlık
gün uyanab leceğ n hesaba katarak gerekl
3-H kmet ve l m öğretmek
tedb rler almaktır, derken Serazar: Bu gün en
4-Adalet ben msetmek
büyük tehl ke Müslümanlar arasında duyulan dünya
5-İnsanı olgunlaştırmak
düzen n değ şt rme düşünces d r, derken
6-İbadet duygusunu gel şt rmek
korktukları ve kend ler nce tedb r aldıkları şey;
7-Kardeşl k ve şb rl ğ h sler n gel şt rmek
Müslümanları özüne döndürecek İslam dünyasında
8-D ğer m llet ve nsanlarla şb rl ğ
vahdet ve uhuvvet tes s edecek olan, Allahın Rab
kab l yetler n gel şt rmek
sm nden mülhem Kur'an b r eğ t m metoduyla
9-Düşünmey güçlend rmek
yet şecek b r nes ld r.
10-Sosyalleşt rmek
Batının hedefi Müslümanları, sadece adı ve
11-Ahlak şahs yet gel şt rmek
sanıyla Müslüman bırakmak; görüşü, zevk , yaşam
Burada İslam eğ t m n lk olarak
tarzıyla “Batılı” hale get rmekt r. Yan kend
hedefled ğ “takva” (sakındırma)'nın İslam b r
kültürünü kabul ett rmekt r. Hatta olmadı
eğ t mde neden mutlaka olması gerekt ğ ve takva
“çıkarlarına dokunmayan “kend hal nde d ndar
eksenl b r eğ t m n neler kazandıracağı konusuna
Müslümanlar” hal ne get rmekt r.
kısaca değ nmek st yorum.
Bu konuda ünlü oryantal st Prof. G bb,
Batılı devlet l derler ne sunduğu şu tekl f çarpıcıdır:
Batılılaşmanın b r nc yolu eğ t m n Batılı metot,
9
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Takva; korunmak, sakınmak anlamına
gelmekted r. Kuran'da takva, herhang b r tehl keden
değ l Allah'ın azabından ve nsanı bu azaba
sürükleyecek günahlardan korunma anlamına
gelmekted r. (S.Ateş)
İslam, nsanın nelerden korunması gerekt ğ n
anlatır ve nsanın sakınması gerekt ğ bu şeylere karşı
güçlenmes n n yollarını öğret r.
“Ey nananlar! Kend n z ve ehl n z yakıtı
nsanlar ve taşlar olan cehennemden koruyunuz”.
(Tahr m /6)
Bu ayettek koruyun emr “takva” kel mes n n
em r hal d r. Ve muhatabın hem kend n hem de ehl n
koruması emred lm şt r. “Ehl” kel mes a le olarak
anlaşılab leceğ g b hep n z çobansınız ve sürünüzden
mes'ulsunuz ” had s- şer fi d kkate alınarak muhatap
yönetenler olduğunda yönet lenler (halk) olmaktadır.
Dolayısıyla Allah b ze önce kend m z sonra da
ehl m z (a le-toplum) ateşten (cehennem )
korumamızı emred yor. Bu da eğ t mle mümkündür.
Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı; takvanın kal te
yönünden z rves “Furkan”dır, der. Hak le batılı y le
kötüyü güzel le ç rk n ayırma özell ğ olan “Furkan”
sıfatına er şen nsanlar şler nde hata payını en aza
nd ren nsanlardır. Hata payı sıfır olan Kur'an'ın adı
da Furkan'dır. Demek k Kur'an, hata payı az olan
nsanı ve toplumu yet şt rmey hedeflemekted r.
“Ey İman edenler! Allah'tan korkarsanız; O
s ze y le kötüyü ayırt edecek b r anlayış ver r.
Kötülükler n z örter ve s z bağışlar. Allah büyük
lütuf sah b d r. “ (Enfal / 29)
“Ey nananlar Allah ç n adaletle şah tl k
edenler olun. B r topluma duyduğunuz k n s z
adaletten saptırmasın. Ad l davranın. Adalete yakışan
budur. Allah'tan korkun. Şüphes z Allah yaptıklarınızı
haber almaktadır. “ (Ma de / 8 )
Veda Hutbes nde Rasulullah (s.a.v.) ; ”Arabın
Aceme, Acem n Araba üstünlüğü yoktur. Üstünlük
ancak takvadadır.” d yerek takvayı üstün olmanın tek
ölçütü olarak vurgulamıştır.
“Ey man edenler! Allah'tan nasıl sakınmanız
gerek yorsa öyle sakınınız”. (Al İmran / 102 )
Bu ayette takvanın b l nç manasında da
kullanıldığını, Allah'tan nasıl sakınılacağının da
b l nmes gerekt ğ n anlıyoruz.
Fahredd n Raz , b l nc n (takvanın temel n
oluşturan) b lg den geld ğ n ve böylece b lg n n
takvayı doğurduğunu savunur. Yan b lg s z “muttak ”
nsan yet şemez.
“İşte böyle; k m Allah'ın hükümler ne saygı
göster rse bu kalpler n takvasındandır”. (Hac / 32)
Bu ayet, takvanın korkudan değ l saygıdan
meydana geld ğ n göstermekted r.
Rabb m z takva hedefine ulaşmış mü'm n
kulları ç n şöyle buyuruyor: “Rabb n zden b r bağışa
ve gen şl ğ yer le gök arası olan takva sah pler ç n
hazırlanmış bulunan cennete koşun! O takva sah b
olanlar bollukta ve darlıkta Allah ç n harcarlar.
Öfkeler n yutarlar. İnsanları affederler Allah da güzel
davrananları sever.” (Al- İmran Sures 133)
“Ve onlar b r kötülük yaptıklarında ya da
nefisler ne zulmett kler zaman Allah'ı hatırlayarak
hemen günahlarının bağışlanmasını d lerler. Günahları
da Allah'tan başka k m bağışlayab l r?” (Al- İmran
Sures 134)
“Ve onlar b le b le yaptıklarında ısrar
etmezler. Rab'ler tarafından b r bağışlanma ve
altından ırmaklar akan ç nde ebed kalacakları
cennetlerd r. Çalışanların ecr ne güzeld r”. (Alİmran Sures 135 )
Tüm yukarıda z krett ğ m z ve daha
z kredemed ğ m z takva le lg l ayet ve had slerden
İslam eğ t m ç n çıkarab leceğ m z sonuçları şöyle
sıralayab l r z:
Takvayı hedefleyen İslam eğ t mle nsanda
kerhen olmayan, bağımsız b r b rey olarak güçlü b r
oto kontrol s stem oluşur. Böylece kameraların dah
caydırıcı olmadığı bugünün okullarının en büyük
sorunlarından b r olan d s pl n problemler çözülür.
Müslüman toplumların gençler n n en öneml
sorunlarından b r olan ahlak yozlaşmaya da çözüm
olacaktır. Çünkü takvadan gaye k ş n n kend s ne
hak m olması, ç dünyasını ve toplum hayatını kontrol
edecek b r varlık olmasıdır.
Öğrenc , kend kend n dare eden bağımsız
b r şahs yet olarak yet şecekt r.
Öğrenc , Allah'ın lütfu yardımıyla doğruyu
yanlıştan, y y kötüden, güzel ç rk nden
ayırab lecekt r.
Öğrenc , r yadan uzak, özü sözü b r olarak
yet şecek ve Müslüman toplumların dürüstlük
meseles ne çare olacaktır.
Öğrenc , sah p olduklarını her koşulda
paylaşab len veren el olarak üstün olanlardan
olacaktır.
Öğrenc , yanlıştan vazgeçmey erdem
b lecekt r.
Öğrenc , öfkes n kontrol edeb lecek ya da
Hak ç n haksız olana yöneltecekt r; ancak asla b r
canlıya zarar vermeyecekt r.
Öğrenc , affedeb len ve k n gütmeyen b r
nsan olarak yet şecekt r.
Sonuç olarak takva eksenl b r eğ t mle
Müslüman, hayatının her alanını Rabb n n
müdahales ne açtığı ç n b zzat Rabb n n gözet m nde
kemale doğru b r yolculuğa çıkmış olur.
10
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
BAŞLARKEN
Meden yet m z n Yen den İhyası İç n
Nasıl B r D n Eğ t m ?
demirogret@gmail.com
Ömer DEMİR
Yüce Allah'ın ilk insandan itibaren
peygamber ve ilahi kitaplar
göndermesinin bir sebebi de insanın bu
ihtiyacını doğru bir şekilde karşılaması,
bu konuda sadece kendi aklıyla
bulamayacağı hakikatleri ona
bildirmektir.
İnsan Yüce Allah'ın yeryüzünde yarattığı
en değerl varlıktır. Bu nedenled r k tüm kâ nat
nsana boyun eğd r lm ş ve nsan yeryüzünde
Allah'ın hal fes olarak tasarruflarda
bulunmaktadır. İnsanı bu makama yükselten b rçok
öneml özell ğ vardır. İrade sah b olması, akıllı
b r varlık olması, eğ t leb lmes , konuşab lmes …
vb. Allah'ın kend s ne bahşett ğ bu b rb r nden
kıymetl vasıfların yanında onun b rtakım
ht yaçları da vardır. İnsanın su, yemek, elb se g b
madd ht yaçların yanında sevg , dostluk, güven
g b manev ht yaçları da vardır. Bu manev
ht yaçların en başında nanma ht yacı gel r. İnsan
her şeyden önce Yüce b r varlığa bağlanma ve O'na
sığınma ht yacı h sseder. Bu nedenled r k , tar h n
h çb r dönem nde nançsız b r toplum olmamıştır.
Yüce Allah'ın lk nsandan t baren
peygamber ve lah k taplar göndermes n n b r
sebeb de nsanın bu ht yacını doğru b r şek lde
karşılaması, bu konuda sadece kend aklıyla
bulamayacağı hak katler ona b ld rmekt r.
İnanan b r varlık olan nsan nandığı
değerler kend s nden sonra gelen kuşaklara
aktarmak ster. Bu aktarım se eğ t m yolu le
gerçekleş r ve nsan lk eğ t m n a les nden alır.
Esasen nsanın a les nden aldığı bu lk eğ t m n
k ş l ğ üzer nde çok öneml b r etk ye sah p
olduğu artık tartışma götürmez b r gerçekt r.
Peygamber efend m z n “Tüm nsanlar fıtrat üzere
doğar, fakat a les sonradan onu Hır st yan, Yahud
veya Mecus yapar” had s de bu gerçeğ
desteklemekted r. Buradak a leden kastın bu
günkü manada sadece anne, baba ve çocuktan
oluşan “çek rdek a le” olduğu düşünülmemel d r.
Burada d ğer akrabalarında ç nde olduğu sosyal
çevre veya k ş n n ç nde doğduğu toplum da
anlaşılab l r.
Dolayısıyla k ş n n çocukluk dönem nde
gerek a les nden gerekse de çevres nden almış
olduğu d n eğ t m, onun ler k yaşlarda d ne bakış
açısı veya d n tutum ve davranışlarında kr t k b r
öneme sah p olmaktadır.
11
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Bazen y n yetl fakat amaca uygun
olmayan bazı davranışlar çocuğun ler k yaşlarda
d ne karşı olumsuz tavır takınmasına, badetler
yer ne get rmede hmallere veya d n değerlere karşı
sevg n n kaybed lmes ne hatta bazen k ş n n d n
tamamen reddetme noktasına gelmes ne sebep
olmaktadır. Bu durum d n eğ t m n n bell b r plan
çerçeves nde, çocuğun yapısının d kkate alınarak
şe yarar metotlarla yapılmasını zorunlu
kılmaktadır.
B z burada çocuklarımıza d n tutum ve
davranışları kazandırırken mükâfat mı, yoksa ceza
mı ağırlıklı b r yöntem n şe yarar olduğunu
“Namaz İbadet ” örneğ nde ele
almaya çalışacağız.
D n Eğ t m alanında
uzman akadem syenlerden Prof. Dr.
M. Em n Ay “D n Eğ t m nde
Mükâfat ve Ceza” adlı eser nde
lg l kavramları şu şek lde tar f
etmekted r:
Mükâfat: Çocukta ya da
öğrenc de, y hareketler n tekrarını
sağlamak amacıyla uyandırılan b r
sev nç duygusudur.
Mükâfatlandırmadak temel amaç
çocuğu güzel davranışından dolayı
övmek, davranışın tekrarını
sağlamaktır. Mükâfat k ye ayrılır;
1-Manev Mükâfat: Bu mükâfat türünde
çocuk madd varlıklar yer ne ona mutluluk ve haz
veren, onurunu okşayan sözlü fadelerle sev nd r l r.
Manev mükâfat kend çer s nde k ye ayrılır;
Sevg ve İlg Göstermek
Övmek, Tebr k ve Takd r Etmek
2- Madd Mükâfat: Bu mükâfat türünde
çocuk madd b r takım varlıklarla ödüllend r l r. Bu
mükâfat şekl de k ye ayrılır.
Arzu ve İstekler n Yer ne Get rmek
Çeş tl Armağanlarla Ödüllend rmek
Ceza: K ş y stenmeyen davranıştan
alıkoymak ç n uygulanan önley c ler ve stenmeyen
davranış yapıldıktan sonra bu davranışın
tekrarlanmaması ç n konulan yasaklayıcılar.
Cezalandırmadak amaç hatalı davranışa
yönelmekten alıkoymak, hatalı davranışa
müeyy deler uygulayarak tekrarını önlemek ve
caydırıcılık kazandırmaktır. Mükâfatta olduğu g b
Ceza da k ye ayrılır;
1- Manev Ceza: K ş n n şled ğ suçun
karşılığı olarak onu utandırmak, soğuk
karşılamaktır. Manev ceza kend çer s nde hafiften
ağıra doğru şu şek lde sıralanır;
a) Sevg ve İlg y Azaltmak
b) Tenk t, Uyarı ve Kınama
c) Azarlama ve Hakaret
2-Madd Ceza: Cezanın çocuk üzer nde
beden ve ruh olarak etk s n n h ssed ld ğ ceza
türüdür. İk ye ayrılır.
a- Arzu ve İstekler Yer ne Get rmemek
b- Dayak
Prof. Dr. M. Em n Ay, çocuk üzer nde en
olumlu etk y yapan mükâfatın madd mükâfatlar
değ l “onu güzel sözlerle övmek, takd r ve tebr k
etmek ve ona karşı sevg ve lg y arttırmak”
olduğunu, Ceza konusunda se;
İlg ve Sevg y azaltmanın çocuk
üzer nde büyük oranda olumlu
etk bıraktığını bel rt r.
Bu açıklamalardan sonra
tekrar konumuza dönecek
olursak, acaba çocuklarımızı
namaza alıştırırken
kullanacağımız yöntem nasıl
olmalı, ceza mı yoksa mükâfat mı
ağırlıklı olmalı?
D n n özünde sevg ,
merhamet ve şefkat vardır.
Esasen Allah'ın nsana d n
göndermes n n sebeb de y ne
nsana olan merhamet d r. Dolayısıyla çocuklara
namaz eğ t m ver l rken mükâfat eksenl b r eğ t m
ver lmes n n d n n özüne daha uygun olacağı ve
çocuğun d n sevmes açısından daha doğru olduğu
kanaat ndey z. Y ne akıl bal ğ olmadan b r nsanın
d nen sorumlu olmayacağı göz önüne alındığında
namaza alıştırılmaya çalışılan b r çocuğa ceza
eksenl b r metotla eğ t m ver lmes uygun
olmayacaktır. Özell kle yer nde kullanılmayan ceza
yöntemler n n çocuğun tümden d nden soğuma,
ler k yaşlarda d ne karşı olumsuz tavırlar
takınab lme veyahut k ş kaynaklı yanlışları d ne
mal etme g b r skler barındırdığı da
unutulmamalıdır. Bu bağlamda mükâfat eksenl b r
namaz eğ t m ç n şu öner lerde bulunulab l r;
Model Olma: Çocuğunun namaz kılmasını
steyen b r anne babanın en başta çocuğuna y b r
model olması gerek r. Çocuğun küçük yaşlarda
tesb h, seccade, takke g b namazla lg l nesnelerle
tanışması öneml d r. Ayrıca çocuklar y b r
gözlemc d r. A le b reyler n n namaz kıldığını gören
çocuk onları takl t etmeye başlayacaktır.
12
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Güzel Söz Söyleme: Takl t etmeye başlayan
çocuk güzel sözlerle takd r ed lmel d r. Anne, baba
çocuğun bu davranışından memnun olduğunu
davranışlarıyla bell etmel d r. Bunu fark eden
çocuk, a le b reyler her namaz kıldığında gel p
yanlarına duracaktır.
Hed ye Alma: Bu süreçte çocuğa çeş tl
hed yeler de alınab l r. Çocuğun namazı
sah plenmes açısından ona uygun küçük b r
seccade alınab l r.
Sevg ve İlg y Arttırma: Sevg ve lg y
arttırmanın pahalı hed yeler almaktan daha etk l
olduğu unutulmamalıdır. Çocuk namaz kıldıkça ona
h ssett recek şek lde lg arttırılmalıdır.
B lg lend rme: Çocuğun yaşı lerled kçe
namazla lg l b lg ler peyderpey ver lmel d r.
Burada özell kle anne babanın verd ğ b lg ler
kend s de uyguluyor olması öneml d r.
Sabırlı Olma: Karşıdak k ş n n çocuk
olduğu unutulmamalıdır. Namazı yarıda bırakma,
namaz kılanın sırtına atlama, zaman zaman namaza
karşı steks zl k g b durumların yaşanması doğal
karşılanmalıdır.
Namazın Önem n Davranışlarla Öğretme:
Anne, baba namazın önem n sadece b lg yle değ l
davranışlarla öğretmel d r. Örneğ n ebeveynler b r
telev zyon d z s ç n namazı gec kt r yorsa namazın
önem yle lg l verd kler b lg ler n havada
kalacağını unutmamalıdır.
Cam ye Alıştırma: Çocuk küçük yaşlardan
t baren cam ye alıştırılmalıdır. Fakat burada
çocuğun cemaat rahatsız etmes problem
olab lmekted r. İdeal olan cemaat n bu konuda
anlayışlı olmasıdır. Çocuğun namaz vak tler
dışında önceden cam ye götürülüp, cam n n
tanıtılması g b önlemler faydalı olab l r.
H kâye ve Masallardan Faydalanma:
Çocuklar h kâye ve masal d nlemekten hoşlanırlar.
Çoğu zaman da olayın kahramanlarıyla kend ler n
özdeşleşt r rler. Namaz temalı h kâyeler
anlatılab leceğ g b h kâye veya masalda geçen
kahramanlar namaz kılan k mseler olarak tasv r
ed leb l r. Örneğ n tarladan eve dönen keloğlan
ezanı duyar ve cam ye g der…
Arzu ve İstekler n Yer ne Get rme:
Çocukların bazı arzu ve stekler zaman zaman
namaz kılma şartına bağlanab l r.
Cemaatle Namaz Kılma: A le b reyler n n
namazı toplu kılması öneml d r. Başlangıçta bunu
b r oyun olarak algılayan çocuk yaşı büyüdükçe
namazı sevecek ve önem n daha y kavrayacaktır.
13
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
BAŞLARKEN
Meden yet m z n Yen den İhyası İç n
İslam Dünyasının Modern zmle İmt hanı
bilalakgul02@hotmail.com
B lal AKGÜL
“ Müslüman olsun başka bir
dinden olsun herhangi bir gencin
modern dünyanın çok güçlü
cazibesine direnebilmesi oldukça
zordur; çünkü bu yaşam tarzı nefsin
ih ras ve isyankâr unsurlarına hitab
etmektedir. “ Seyy d Hüsey n Nasr
Modern zm, Batı menşe'l b r hayat
tarzıdır. Kutsalı, manev yatı kısaca Allah'ı
yaşamın dışına ten, b reysel hazzı hayatın
amacı hal ne get ren b r anlayıştır. A le
kurumunu ortadan kaldıran, günüb rl k yaşamı
kutsallaştıran, tab atı yok etme üzer ne b na olan
b r anlayışın dünyayı sürükled ğ nokta; ancak
Allah'ı kıyamete zorlama olarak görüleb l r.
Modern zm n, eğ t m s stem m z
üzer ndek etk s , mevcut anlayışın
kurumsallaşması, b r hayat düsturu olarak pak
d mağlara ver lmes n n yarattığı sonuçlar,
eğ t mc ler n konu üzer ndek çalışmalarını
hayat kılmaktadır.
Buradan hareketle Nasr'ın dey m yle,
Müslümanlara İslam'ın hak kat le modern
dünyanın mah yet n esas alarak ç z lecek b r
'har ta'nın, özell kle modern sahney
dolduran zıt ve rak p güçler n ve d n
aleyhtarı unsurların sersemlet c dünyasında
yaşayan Müslümanlara rehberl kte faydalı
olacaktır.
Nasr'ın önem n vurguladığı har tanın
Batı nezd nde probleml olan yönler nden b r de
Müslüman fertler kuşatan bölgesel örf ve
adetlerd r. Konuyla lg l Nasr şunları söylüyor:
“Hayatın sosyal, kt sad ve s yas alanlarına
baktığımızda; burada şaret ed lmes gereken en
öneml nokta çoğu genç Müslüman'ın ç nde
büyüdükler İslam âlem parçasının sosyal
yapısıyla büyük oranda bütünleşm ş sah h
İslam öğret lerle y ne onları çevreleyen
bölgesel örf ve adetler arasındak farkın farkında
olmalarıdır… . Batı'da modern stler tarafından
İslam'ın toplumsal kurumlarına tevc h ed len
hücumların çoğu, genelde İslam toplumlarında
ve başka yerlerde yaşayan gayr Müsl mler n de
paylaştığı ve fakat özel olarak İslam'la
özdeşleşt r len modern olmayan kurumlara
yönel kt r. “( *)
14
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Tar hte İslam meden yet n n en güçlü
Günümüz İslam dünyası, d n n b reysel düzeyde
olduğu dönemlerde Kur'an' referansla ortaya
yaşanması dışında b r bütün olarak Batı
çıkan ve adeta İslam meden yet n n köküne k br t
meden yet n n (modern zm n) etk s altındadır.
suyu döken Har c lerden, günümüzün uç marj nal
Son üç yüzyıldır eğ t mden sanata, b l mden
hareketler ne (çağdaş Har c ler ne) kadar
teknoloj ye, s yasetten felsefeye kadar b rçok
alanda Batı'nın gölges nde varlığını devam ett rme beslend kler ana kaynak Kur'an olmasına rağmen,
n ce kıyımlara, katl amlara mza atmalarının
arayışındadır. Y ne tüm alanlarda oluşan bu thal
atmosfer n , arka planını, anlayışlarını b lmek hem
etme anlayışının her tür yozlaşmayı, tahr batı,
darbey nereden aldığımız le lg l hem de modern
dünyev leşmey beraber nde get rd ğ se zahtan
zamanın ruhuna uygun b r anlayışın
varested r.
oluşturulmasına katkıda bulunacaktır.
Batı'nın İslam dünyasına vurduğu en
büyük darbe kanaat mce ne teknoloj s n n ne de
Müslüman aydınlar, manın sosyal
b l m n n yarattığı tahr batlardır. Batı'nın vurduğu
yaşamdan çek lmes n İslam dünyasının ger
en büyük darbe Müslüman z h nlerde yarattığı
kalmasının temel nedenler arasında
travma, kalplerde oluşturduğu takl t hastalığı
saymışlardır. Alpaslan Açıkgenç' n referansı
ve kend meden yet ne karşı ç ne g rd ğ
le söylemek gerek rse
aşağılık ps koloj s d r.
“ahlak
c hadı merkeze alan
Modern dünyanın kâ natı
Batı'nın İslam dünyasına
fikr b r c had “ günümüz
yozlaştırma çalışmalarına, kuşatıcı vurduğu en büyük darbe
Müslümanlarının yen den ler
b r anlayışla, meden yet
kanaat mce ne teknoloj s n n ne
b r meden yet kurmalarına
b r k m m z merkeze alan b r
de b l m n n yarattığı
katkıda bulunacaktır.
perspekt fle; ancak Kuran'ın
tahr batlardır. Batı'nın vurduğu en
“(Ey Muhammed,
gölges nde karşı konulab l r.
büyük darbe Müslüman z h nlerde nananlara) De k : Eğer
Müslümanların 14 asırlık
babalarınız, oğullarınız,
b r k m n d kkate almadan, adeta yarattığı travma, kalplerde
oluşturduğu
takl
t
hastalığı
ve
kardeşler n z, eşler n z, hısım ve
Amer ka'yı yen den keşfe çıkmayı
kend
meden
yet
ne
karşı
ç
ne
akrabanız, kazandığınız mallar,
çağrıştıran yaklaşımlar, zaman
kötüye g tmes nden korktuğunuz
g rd ğ aşağılık ps koloj s d r.
kaybının yanında kend ç nde
t caret n z ve hoşlandığınız
tutarsızlıklar barındırmaktadır.
meskenler, s ze Allah ve
Oluş(turul)an atmosfer
Resulünden ve O'nun yolunda c had etmekten
veya s stem, Kuran'ın –özell kle modern
daha sev ml se, o zaman Allahın emr gel nceye
zamanlarda- anlaşılmasının önündek ps koloj k
kadar bekley n z. Allah yoldan çıkmış topluluğu
engeller kaldırılmadan yapılacak çalışmalar
doğru yola letmez. (Tevbe-24) Açıkgenç'e göre
b reysel –şek lsel b r anlayışı, dünya görüşünü
çoğaltma dışında b r katkı oluşturmayacaktır. Y ne burada geçen Allah yolunda c had, bugün temel
eks kl kler m zden b r olan b l msel açıdan ger
ümmet anlayışını, vahdet düşünces n
kalmışlığımız olduğuna göre, bu yolda mücadele
güçlend rmeyecek b r s stem n net cede Batı'ya
etmek, Allah yolunda yapılacak en büyük c haddır.
h zmetten başka b r fonks yonu olmayacaktır.
Peygamber(a.s)'n n hayatında konuyla
N tek m modern zm n en çok tahr p ett ğ
lg l b rçok örnek ver leb l r. Suffe ehl bu
alanlardan b r ümmet anlayışıdır,
konudak en b l nen örnekt r. Zamanının çoğunu
Müslümanların b rl ğ n n önüne koyduğu
l m öğrenmeye, b l m s stem oluşturmaya adayan
yapay engellerd r (m ll yetç l k, mezhepç l k
bu
grubun Peygamber (a.s) tarafından kollanması
vb.)
d
kkate
değerd r. İslam'ın hem s stem olarak hem
Nasr'a göre hâl hazırdak durumda İslam,
de n cel k olarak sınırlı olduğu, her taraftan
Müslümanlar arasındak güçlü konumunu
kuşatma altına alındığı bu dönemde dah
sürdürmekted r; fakat bu d n n meydana
öğrenmeye, öğretmeye ver len bu önem İslam'ın
get rd ğ meden yet ve toplumsal düzen
meden yet tasavvurunu anlamada öneml b r
zayıflamış ve İslam'ın doğuşundan bu yana
gösterged r.
tar h nde görmed ğ nanılmaz boyutlardak
tehl kelerle karşı karşıya kalmıştır.
15
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Sah p olduğu tar hsel tecrübe ve temel
kaynakları d kkate alarak günümüzün modern
problemler ne alternat f üreteb lecek çalışmalar,
süre g den yozlaşmanın ortadan kalkmasında
hayat önem taşımaktadır. Buradan hareketle
toplumu ahlak yönden eğ tecek b r eğ t m
müfredatının varlığını “kâm l nsan“
yet şt rmen n olmazsa olmaz şartı olarak
görüyoruz. Eğ t m s stem eks kl ğ n - ht yacını
gerek yerel koşullarımızda gerekse ülke
koşullarında öncel kl b r ht yaç olarak görüyoruz.
Bunun ç n öncel kl olarak kend
meden yet b r k m m z , tar h m z öğrenmem z
gerek r. Buna paralel olarak özelde se eğ t mc
olarak Müslümanların eğ t mle lg l tar htek
uygulamalarından, tecrübeler nden st fade
etmem z gerek r. Daha sonra Batı'nın bu alandak
b r k m nden st fade ed lmes n n gerekt rd ğ
söyleneb l r.
Sıçrama yapan her meden yet n beslend ğ
b r ana damarın, tar hsel b r arka planın mevcut
olduğu zahtan varested r. Meden yet m z n kâş fi
Fuat Sezg n' n tesp t le ; “b l mler tar h
nsanlığın müşterek malıdır… B l mler sıçramalar
yapmıyor, esasında yavaş yavaş tekâmül ed yor.
Yan nsanlar keşfetm yor, gel şt r yor. “ B l mler
tar h nde Müslümanların sek z yüz yıllık
yaratıcılık merhales n n görmezden gel nmes se
anlaşılacak g b değ ld r.
Batı eğ t m s stem n n yarattığı
tahr batları-travmaları zale etme, İslam anlayışı
merkeze alan b r eğ t m müfredatı le mümkündür.
Görünen, bu alanda c dd kal fiye nsan problem
olduğudur. Toplumumuzda bak r olan İslam
eğ t m alanında faydalı olmaya çalışan b r anlayış
oluşturmak, bu anlayışı güçlend rmek eğ t m
alanında h zmet eden her Müslüman'ın hedefler
arasında bulunmalıdır.
* Genç Müslüman'a Modern Dünya
Rehber , Seyy d Hüsey n Nasr, İz Yayınları
16
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
BAŞLARKEN
Meden yet m z n Yen den İhyası İç n
EDEP MERKEZLİ EĞİTİM
“Edeb n kaybı adalet n kaybını ma eder k ; bu da sonuçta b lg de karışıklığı ortaya çıkarır. ”
Nakıb el-Attas
me.dogan02@gmail.com
Mehmet DOĞAN
Modernleşme sürec m z n
kend meden yet m z n kökler nden
tamamen koparak gerçekleşt rmeye
çalışmamızın net ces olarak,
yet şen nsanlarımızın kalb ve aklı
k ayrı köke a t olarak serp l p
gel şmekted r.
Eğ t m müfredatı hazırlanmaya
başlanılmadan cevap ver lmes gereken en hayat
sorulardan b r de 'eğ t m n ana merkez 'n n
bel rt lmes ne yönel k olan sorudur. Bu sorunun
cevabı eğ t m müfredatını hazırlayanların, eğ t me
tab tutulacaklara vermek sted kler dünya
görüşüne paralell k arz eder, ver lmek stenen
dünya görüşü merkez nde eğ t m planlanır. Sonda
söylemem gereken başa alarak söylemem
gerekecekt r k ; b r eğ t m müfredatının başarıya
ulaşması ç n b lg yığınında önce öğrenc ye
vermes gereken bazı değerler olması gerek r. Bu
değerler n se her şeyden önce “edeb ” merkeze
alması gerek r. Dolayısıyla eğ t m n merkez nde
öğretmen m olmalı, öğrenc m yoksa vel m d ye
tartışmak bence sonuç vermeyecek alternat fler
konuşmaktır. Eğ t m n merkez nde ne öğrenc , ne
öğretmen ne de vel olmalıdır. Eğ t m n
merkez nde her şeyden önce “edep” bulunmalıdır.
Eğ t mdek sorunların tar h köken n n
z n sürersek, çok daha erken dönemlere
götüreb lmes ne rağmen, günümüz açısından
değerlend rd ğ m zde medrese eğ t m s stem ndek
donukluk ve buna karşılık Tanz mat'la gelen Batı
etk s , temel sorunların kaynaklarını
oluşturmaktadır. Çünkü Batı b lg s , tab atı
t bar yle probleml d r; bu nedenle de probleml
b reyler üret r.* Modernleşme sürec m z n kend
meden yet m z n kökler nden tamamen koparak
gerçekleşt rmeye çalışmamızın net ces olarak,
yet şen nsanlarımızın kalb ve aklı k ayrı köke a t
olarak serp l p gel şmekted r. Tam da bu sebepten,
faydalanmaya çalıştığımız Avrupa meden yet n n
n metler nden yararlanamadığımız g b , o
meden yet n sadece sancılarını çek yoruz…
Necmett n Tozlu'ya göre; “Çağımızda, ne
olduysa önce nsana oldu ve nsan kend n
kend nden kaybett . İş n en acı tarafı da; bu
olgunun nsanın fark edemed ğ b r der nl kte
cereyan etm ş olmasıdır.” Yazısının devamında asıl
olanın nsanın kend nde der nleşmes olduğu,
Batı'nın bunalımının köken nde de; nsanın
kend nde der nleşmes n aksattığını fade eder.
17
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Batı'nın b ze en kusursuz hraç metaı olan
“bunalım” ve “yabancılaşma” sorunlarına çözüm
olab lecek b r s stem n eğ t mde uygulamaya
konulması kaçınılmaz b r mecbur yett r. B reyler
öğüten bu hastalıkların panzeh r se; doğu
h kmet nden yan İslam kaynaklarından gücünü ve
reng n alan “edep”t r. Nakıb el-Attas da;
“İslam'da eğ t m kavramının tab atında var
olan temel öğe edeb n aşılanmasıdır.” der.
Edep, nsanın yaşamını kuşatan tüm
davranışları y ye doğru d s pl n etmes n
sağlaması bakımından öneml d r. Örnek vermek
gerek rse edep sadece öğrenc n n kopya
çekmemes değ ld r. B z edeb
olumsuzluklara
endeksled ğ m z ç n sadece
pas fl k boyutuyla
değerlend r yoruz. Edep, aynı
zamanda akt f b r faal yet
gerekt ren, durmayı, boşa
zaman geç rmey engelleyecek
olan “b l nçl b r elektro şok “
şekl nde algılanmalı ve
öğret lmel d r.
Güneş
durdurab leceksen konuşalım
d yen âl m, zamana karşı olan
edeb n fade etm şt r. İk
gününün eş t olmaması ç n
çalışmak da edeb n fit lled ğ
b r davranış net ces nde ortaya çıkar. Edep,
nsanın kend s ne, çevres ne, nsanlığa ve
yaratılışına karşı sorumluluğunun b l nc nde
olması ve bu sorumluluğun yer ne get rmes ç n
çalışmasıdır. Buna paralel b r açıklamayı, “edep
merkezl eğ t m n” babası sayab leceğ m z Nakıb
el-Attas da yapar. Attas; edepten kastının
“d s pl n” olduğunu fade ett kten sonra d s pl n
sözünden kastını se şu şek lde yapar: “Beden,
z h n ve ruhun d s pl n , nsanın kend nefs ,
toplum ve cemaatle l şk s ne göre doğru
konumunun tanınması ve anlaşılmasını
sağlayan b r s stemd r.”
Edep merkezl eğ t mle lg l bu kısa
b lg ler dah burada edeb n, kend ç ne kapanan
b r utangaçlık veya haklarından vazgeçen zah d
b r t p yet şt r lmes ç n düşünülen b r egzers z
değ l, tam aks ne burada edep; nefs n n ve
toplumunun hakkını b l p, bu hakların tak pç s ve
haksızlıklara karşı tüm benl ğ yle mücadele
b l nc n şaret etmekted r. Bu bakımdan da edep
“hataların değ l, yetenekler n drak n ” çer r.
SONUÇ:
B lg adaletten önce gel r; çünkü adalet n
tes s b lg le mümkündür. Adalet; “b r şey n
gerçek ve doğru konumunun b lg s d r.”
Adalets zl k se; b r şey kend s n n olmayan b r
yere koymaktır, b r şey yanlış yerleşt rmekt r.” Bu
bağlamda şu sonuç çıkar k ; adalet tem n edecek
b lg , düzenl ve d s pl nl b r b lg olmalı, ney
nereye yerleşt receğ n yan h kmet
öğreteb lmel d r. Bu şlev olmayan, faydasız
b lg se nsanın kend ne zulmetmes nden başka
b r anlam fade
etmemekted r. B lg yle
donanmamış amel le amel
olmayan b lg tek kanatlı
kuşa benzer. Uçmasını
beklemek boşunadır.
Edep merkezl eğ t m
projes nde adalet n
öğret lmes lk amaç, bu
adalet prens pler n
uygulayacak k ş ler n
yet şmes se b r sonrak
adım olarak bel rlen r.
Ters nden b r okumayla
edeb n kaybı adalet n
kaybına sebept r, adalet n
kaybı se b lg n n kaynağının
yanlışlığına şaret eder. Kend meden yet
dünyamızın değerler ne sırtını dönmüş ve Batı
meden yet n n bunalımları üzer ne b na ed lm ş b r
eğ t m s stem n n uygulanmasının felaketten başka
get r s olmayacaktır. Bu bağlamda “Edep
Merkezl Eğ t m” s stem yle b rl kte “B lg n n
İslam leşt r lmes ” tez n n eğ t m dünyasında
yoğun şek lde konuşulması ve tartışılması
gerekmekted r. Bu eğ t m s stem bas t b r
müfredat sorunu değ ld r. Der nl kler olan b r
felsefi sorundur. Sözü “Edep Merkezl Eğ t m” n
fik r babası el-Attas'tan b r alıntıyla noktalıyorum:
“Eğ t m nsana edeb n aşılanması ve
telk n d r yan te'd pt r. Böylece edep bu
hayatta ve öbür dünyada başarılı ve y olma
zorunda bulunan k mseye a t olan şeyd r.”
* Bu fadelerde önyargıya dayalı b r aşırı yorumun olduğu
sanılmasın. Bu konuda bu sözler çok muted ld r. Çünkü b l nen b r
gerçekt r k “tar hte lk defa tab atın üç krallığına, hayvan, b tk ve
madene bunalım get ren” y ne Batı'nın b lg s stem n n bozukluğudur.
18
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
BAŞLARKEN
Meden yet m z n Yen den İhyası İç n
ÖZ YURDUNDA GARİP EĞİTİM SİSTEMİ
“Okullar her şey b ld ğ n sanan ama aslında h çb r şey b lmeyen fertler yet şt rmekted r.”
omacinx@gmail.com
Ömer MAÇİN
İnsan ve toplum hayatını kökten
etk leyen eğ t m n önem her geçen gün
artmaktadır. B rçok filozof ve düşünür
nsanın terb ye ed lmes yle (eğ t m) lg l
görüşler ortaya koymuş, devletler n ve
kurumların bu fik rler ışığında eğ t m
tutumlarını ve pol t kalarını
gel şt rmeler n sağlamaya çalışmışlardır.
Yet ş(t r l)en nsanların sten len şek lde
olması ç n b l nçl b r eğ t m
pol t kasının/felsefes n n olması gerekt ğ
kanaat ne varan devletler ve kurumlar da eğ t me
her geçen gün daha çok mesa ve para
ayırmaktadır. G rd s nsan olan eğ t m sürec nde
sten len özell kte nsan çıktısı alınması hedeflen r.
Hayatını Allah ve Resulü referansıyla
yaşayan Müslümanlar, eğ t m le lg l konularda
büyük duyarlılık gösterm şlerd r. Buna ver lecek
b nlerce örnek ç nden b r k s n sıralamak
gerek rse; Hz. Peygamber henüz sayıları kırka
varmayan Müslümanların eğ t m ç n Dar'ül
Erkam'ı kullanmış Bed r Savaş'ında es r ed len
müşr kler n serbest bırakılması ç n on
Müslüman'a okuma yazma öğretmey şart
koşmuştur. Bu örneklerden hareket eden İslam
ordularının savaş tazm natı olarak çoğu zaman
karşı güçlerden k tap stemes se; şüphes z tar hte
emsal göster lemeyecek b r durumdur.
Müslümanların ger ley ş yle b rl kte her
alanda olduğu g b eğ t me göster len bu lg de
azalmış, dönem n yüksek öğren m kurumları olan
medreseler şlevler n kaybetmeye, takl t
bataklığına saplanmaya başlamışlardır. Özell kle
Batı'nın sanay devr m n gerçekleşt rmes ,
Müslümanlardan aldıkları b l m lerletmeler ,
Müslümanları eğ t mde çeş tl arayışlara sevk
etm şt r. Bu arayışlar temel nde k farklı anlayış
ortaya çıkmıştır: İlk görüşün savunucuları
Avrupa'ya kayıtsız şartsız tesl m olan ve kurtuluşu
her anlamıyla onları takl tte arayan Batı mukall d
züppe aydınların düşünces d r k ; tüm alanlarda
olduğu g b eğ t mde de felsefes nden çer ğ ne
kadar her şey yle Batı model b r eğ t m n
olmasını çer r. İk nc görüşün tems lc ler se bu
ger kalmışlıktan İslam Dünyasını kurtarmak ç n
çare arayanlardan daha muted l olanlara a tt r.
Bunlara göre Batı'nın b l m alınmalı; ama
İslam'ın dünya görüşü eğ t m s stem n n
merkez ne yerleşt r lmel d r.
19
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Hır st yanlık öğret ler yle, bu öğret lere
20. yüzyılda Osmanlı'nın küresel
key fler nce serp şt rd kler m ll yetç l k, la kl k,
ölçektek hâk m yet n n zayıflaması net ces nde
demokras , komün zm, sosyal zm, hüman zm g b
İslam ümmet n n b rl ğ n n parçalanmasını fırsat
putlar cat ederek, beşer n tanrı olduğu b r hayat
b len Batı dünyası, b rçok Müslüman ülkey
anlayışı vardır. İslam'da; Allah'a kulluğa
sömürgeleşt rm şt r. Osmanlı'nın çökmes yle de
yönlend ren ve O'ndan başkasına kulluğu kaldıran
İslam dünyasında b rçok devletç k kurulmuş,
öğret , Batı düşünces nde Tanrı'nın yeryüzünden
Müslümanlardak ümmet anlayışı yer n ulus
kovularak, nsanın yaratıcıdan başka her şeye
fikr ne bırakmıştır. S yas ve sosyal dünya
kulluğa yönlend r lmes yer almıştır. Ve bu kula
görüşler referansını İslam dışı kaynaklardan
kulluğun adı da çoğu zaman özgürlüktür.
almaya başlayınca, nsan yet şt rme parametreler
Batı düşünces nde hayatın temel gayes daha
de değ ş me uğramıştır. Bu değ ş m n kaçınılmaz
konforlu b r yaşam elde etmekt r. Günlük yaşam
sonucu olarak da Allah'ı rab, dünyayı ah ret n
çer s nde anlık hazzı ön plana alan modern nsan,
tarlası olarak gören, hakka h zmet önemseyen
eğ t m anlayışı yer n ; Batı hayranı ve değerler ne b rçok kutsal ve uhrev değer ayakaltı etm şt r.
Bu konforun önünde engel olab lecek her ne
yabancı yönet m kadrolarıyla; batı referanslı,
varsa el n ters yle t lm şt r. Bu
sadece aklı ve zekayı ön plana
bağlamda nsana tanrısal güçler
alan, modern dünya görüşüne
göre nsan yet şt rme s stem n
Müslümanlarda hayatın atfederek acz yet n unutturmuş,
takl t eden k ş lere bırakmıştır.
esas gayes Allah'a kulluk, yan tükett kçe acıkan, kazandıkça
kaybeden, öğrend kçe unutan,
Batı devletler n n fi l sömürge ve Allah'ın stekler ve em rler n
lerled kçe ger leyen b r nsan
emperyal çalışmalarına karşı
önceleyerek, lah yol
t p ortaya çıkarmıştır.
koyarak bağımsızlıklarını kısmen
şaretler ne göre yaşamaktır.
EĞİTİM AMAÇ DEĞİL
elde eden bazı İslam ülkeler
Esas Allah'a kulluk olunca,
BİR
ARAÇTIR
sosyal, s yas , ekonom k ve eğ t m
hayatın d ğer hedefler de bu
İnsanın yaratılış amacı
konularında tam anlamıyla
esasla örtüştüğü sürece anlamlı olan kulluk olgusu, k ş y Allah
bağımsızlıklarını maalesef elde
ve geçerl olmuştur.
ç n kılmaktadır. İnsan dışındak
edemem şlerd r. Bahsed len
yaratılanlar doğrudan veya
alanlarda Batı'nın modern
dolaylı olarak nsanın kulluk
değerler n referans alarak
görev ne yardımcı olması
yen l kler yapılmıştır. Yan savaş
maksadıyla yaratılmıştır. Eğ t m de esası t barıyla
alanlarında büyük b r kahramanlık örneğ
k ş y kulluğa ve hayata hazırlamalıdır. Yoksa
serg leyen Müslümanlar, fikr planda yen lg ye
eğ t m, başlı başına b r amaç veya meslek
uğramışlardır. Bu yen lg ps koloj s , sonrak
kazanmak, makam-mevk sah b olmak ç n
kuşaklara eğ t m yoluyla adeta genet k transfer
geç lmes gereken b r süreç değ ld r.
g b yansımıştır.
İslam ümmet n n gerek yapısı gerekse
BATI MEDENİYETİ İLE İSLAM
mevcut durumu t bar yle kend ne has b r özell k
MEDENİYETİNİN KÖKLERİ UYUŞMAZ
gösterd ğ n fade eden Ebul Hasen Al En Nedv
Batı düşünces n n İslam dünyasına
bu ümmet n b r prens b , nanç ve r salet , b r de
enjekte ed lmes aslında mkansızdı. Çünkü bu k
davası olduğunu d le get r r. Devamında der k :
meden yet taban tabana zıt k ayrı kök üzer ne
“Bu yüzden öğretme; bu prens p, ak de, r salet ve
b na ed lm şt r. İslam düşünces tevh d ve adalet
davaya boyun eğmes gerek r. Öğret m, bu
hayatın merkez ne alırken, Batı düşünces nefs
prens be nanan ve bu nancı ben mseyen, bu
firavunlaştıran Ant k Yunan ve Roma z hn yet n
r salet yükleneb len ve bu davaya h zmet ed p
esas almaktadır. Müslümanlarda hayatın esas
yer ne get reb len nes ller n meydana get r lmes
gayes Allah'a kulluk, yan Allah'ın stekler ve
ç n b r vasıtadır. Bu görev yapmayan yahut
em rler n önceleyerek, lah yol şaretler ne göre
ahde vefasızlık ed p emanete hıyanette bulunan
yaşamaktır. Esas Allah'a kulluk olunca, hayatın
her öğret m h çb r şek lde İslam değ ld r, yabancı
d ğer hedefler de bu esasla örtüştüğü sürece
b r öğret md r.”
anlamlı ve geçerl olmuştur. Batılıların hayatının
merkez nde se; nefisler ne göre tahr f ett kler
20
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
öğretmene saygıda gerekt ğ g b kusur eden
B l m ve teknoloj de ler olan devletler n
öğrenc profil ortaya çıktı. İnsanda ham yet ve
öğret m b r gaye değ l b r araç olarak telakk
gayret kalmamış, hayata ve zevklere düşkünlük
ett kler görüleb l r. Eğ t m ve öğret m n kıymet ,
artmış, edebe ve nançlara karşı şüphec l k
sah pler n n ahlak ve faz letler , cem yet n teşk l
yayılmış, b lg sadece entelektüel b r kazanım
ve korunmasındak roller ne göre değerlend r len
olarak raflarda ve kafalarda bekleyen b r k tap g b
b rer ves le olmaktan öte g tmemekted rler. Doğu
ülkeler m zde ayaklanan ve okuma yazma sanatını durmaktadır. Eğ t m kurumlarından yet şen
nes ller kend ne has özel fik rlere sah p
ve öğret m adeta yücelten büyük çapta
olamamakta, kend n fade etmekten yoksun hale
propagandalar mevcuttur. Ortada yüksek tahs l ve
gelmekte, öğren m sonrası sadece kazanacağı
kültürün kıymet hakkında hayal ş r ve
ün vers te veya mesleğ hayat etmekte, nsan ve
mübalağalar, cah ll ğ her hal yle ç rk n gösteren
ahlak olan davranış ve k ş l k özell kler
tasv rler dolaşmaktadır.
Nedv 'ye a t yukarıdak cümleler günümüz kalmayan benc l b reyler hal ne gelmekted r.
Türk ye's nde de geçerl l ğ n korumaktadır. İlk,
N hayet nde hem toplum hem de fertler bu eğ t m
orta ve yükseköğret m n olmaması
s stem n n kam l nsan yet şt rmed ğ n tecrübe
düşünülemeyecek önemde b r
ed yorlar.
Modern öğret m s stem n
husus olarak kabul ed lmekte;
Kültürlü, münevver
gözden geç ren Dr. Muhammed
ancak eğ t m-öğret m yıllarının
gençler n kafaları bomboş,
İkbal, onda pek çok zayıf
ferde ne verd ğ ve ne aldığı
noktalar ve eks kl kler bulmuş
konusu pek d kkate
dudakları hak kate susamış
ve tenk tlerde bulunmuştur.
alınmamaktadır. D plomasız
olmakla kurumuş, yüzler
Modern eğ t m s stem n
h çb r b lg ve ahlak -fikr
parlak, ruhları karanlık,
kastederek b r bey t nde şöyle
donanımın önemsenmed ğ ;
akılları aydınlığa muhtaç,
demekted r: “Okulda ve
d ploması olanların b r uzman g b görüşler fers z ve yak nler
zav yeden kederl olarak,
değerlend r lerek eğ t m sev yes
de zayıftır. Sank bu alemde
oralarda hayat, sevg , bas ret ve
yüksek olanlar, düşük olanlardan
h çb r şeye şah t
h kmet bulmadan çıktım” b r
mutlak b r şek lde üstün
başka bey t nde şöyle d yor:
tutulmaktadır. Eğ t m ve öğret m n
“Okul, k ş ler bas rets z ve
b r amaç hal ne get r lmes sonucu
zevks z nsanlar. Tekke ve zav ye şeyhler se
b rçok zararlı yan etk ler de nsanımıza s rayet
h mmetler ve sermayeler az, zayıf stekl
etm şt r. Düşünme becer s n n kaybolması,
k ş lerd r.”
problem çözme becer ler n n oluşmaması, sabır,
“İkbal'e göre modern öğret m yen nes l
az m g b duygusal becer ler n zayıflaması,
üzer nde kötü tes rler bırakmıştır. Çünkü aklını
toplumun değerler ne yabancılaşma, çeş tl
bağımlılıkların gel şmes (s gara, alkol, madde vb) terb ye ed p d l n gel şt r rken; kalb n n
beslenmes ne, güzel h sler n uyanmasına, ahlakını
g b olumsuz ed n mler de olmaktadır.
düzeltmeye ve nefs n terb yeye h ç t na
MODERN EĞİTİM-ÖĞRETİMİN
göstermem şt r.
ZARARLARI
Kültürlü, münevver gençler n kafaları
Modern eğ t m-öğret m nsan nesl ne zarar
bomboş, dudakları hak kate susamış olmakla
ver r m şaşkınlığına günümüz öğrenc ler ve
kurumuş, yüzler parlak, ruhları karanlık, akılları
yet şk nler göster lerek evet den leb l r. Sadece
aydınlığa muhtaç, görüşler fers z ve yak nler de
eğ t m kurumlarına devam ed l p, d ploma
zayıftır. Sank bu alemde h çb r şeye şah t
almanın önemsenmes yle beraber nes ller m z de
olmamışlardır. Bu anlamda bu gençler erkek değ l,
eğ t m n asıl maksadını unutmakla yüz yüze
erkekler n gölges d rler. Kend ler n nkar ed p
kalmışlardır. Sonuç t bar yle öğrenc ler, boş
başkalarına nanıyorlar. Yabancılar onların İslam
dersler n olmasını gözetleyen, tat ller dört gözle
yapısındak toprağından k l seler ve manastırlar
bekleyen, sabah stemeye stemeye okula g den,
nşa etmekted rler.
sınavlarda emek vermeden geçer not alma adına
her türlü hırsızlığa (kopya) yelteneb len,
21
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
İpek g b nce
ve yumuşak b r
gençl k. Üm t, onların
kalb ndek beş ğ nde
ölüp yok olmakta ve
bunlar artık hürr yet
düşünememekted rler.
Okul, bunlardan d n
h sler n çek p almıştır.
Onlara nefs n
unutturmuş, onları
şahs yetler nden
uzaklaştırmış ve batı
meden yet n onlara
süsley p sevd rm şt r.
Onlar da bu yüzden b r
arpa ekmeğ ç n yabancılara avuç açıyor ve bu
hususta ruhlarını b le satıyorlar. Öğretmen onların
kıymet n ne yazık k b lm yor. Onlara şerefler n
haber vermem ş, şahs yetler n de tanıtmamıştır.
Bunlar müm nd rler fakat ölümün sırrını
b lm yorlar. Allah'tan başka b r güçlü ve gal b n
olmadığına nanmıyorlar. Avrupa'dan Lat ve
Menat g b putlar satın alıyorlar. Müslümandırlar,
fakat kalpler putların etrafında tavaf etmekted r.
Avrupa onları savaşsız öldürmüştür. Edeps z akıl
ve düşünürler, katı kalpler, haramdan sakınmayan
gözler, afet ve felaketler karşısında er meyen
kalpler… onların elde ett kler bütün l m ve fen,
d n ve s yaset, akıl ve kalp, heps b rden madd yat
etrafında dönmekted r. Düşünceler h çb r değer
taşımamakta, kalpler yen fik rler kabul
etmemekte, hayatları se donuk, h ss z ve b r şe
yaramamaktadır.”
M. İkbal, bu nesl n korkaklığının ve ahlak
zayıflığının sebeb n n bugünkü öğret m s stem
olduğunu söylemekted r. Çünkü bu s stem ahlak
yönü hmal ederek geç ms z b r gençl k
yet şt rmekted r. Modern öğret m s stem n n b rey
maddec yaptığını ve b r maaş ç n elde ed len
lm n, öldürücü b r zeh r olduğunu şu beyt nde
d le get r r: “bu l m, bütün gayeler k avuç arpa
olan fertler ç n öldürücü b r zeh rd r”
İkbal' n modern öğret m s stem
hakkındak en büyük suçlaması, onun rahata,
sukünet ve tembell ğe sevk ed c olmasıdır.
Öğrenc ler n manev yattan uzak yet şt kler n ,
kend ler ne has bağımsız b r düşünce ve yaşam
tarzı olmadığını, akılda düzenl rt bat olmayan
fik rlere sah p
olduklarını fade
eder.
ALTERNATİF
SİSTEM
İfade ed len
eğ tsel zaaflar b r
türlü stenen nsan
t p n yet şt rmey p
daha da onulmaz
yaralar açmıştır.
Kend çocuğunu
düşmana tesl m
eden b r g b veya
türk filmler nde
karşılaştığımız
müslümanın çocuğunu alıp Hr st yan yet şt r p
anne-babasına düşman olarak büyütme m sal
mevcut eğ t m s stem ve kurumları, çocuklarımızı
İslam değerlere, ahlaka, edebe aykırı yet şt rerek
adeta b ze karşı cepheye sürülen veya ev m z
d nam tleyen askerlere dönüştürüyor.
Bu hal n çares , eğ t m öğret m yen den
yapılandırmaktır. Çözümü eğ t m s stem n
yen den yapılandırmakla gerçekleşeb leceğ n
fade eden Nedv , yapılan bu yen s stem
Müslümanların nançlarına, hayat şartlarına, hedef
ve gayeler ne uygun ve mülay m olması
gerekt ğ n d le get rmekted r. “Her maddes nden
maddec l k ruhunu, Allah'a karşı gelmey , ahlak
ve ruh değerlere karşı ayaklanmayı çıkarıp
atmalıdır. Buna mukab l bu yen öğret me, takva
ruhunu, Allah'a dönüş fikr n , ah rete nanç ve
nsanlığa merhamet h ss n aşılamalı ve
yerleşt rmel d r. Lügat ve edeb yattan, ta felsefe ve
ps koloj ye, m mar l mlerden kt sat ve s yasete
kadar tek b r ruh hak m olmalıdır. Batının fik r
hak m yet n uzaklaştırmalı, onun l derl ğ n
tanımamalıdır.”
Ders müfredatları, öğret m yöntem ve
tekn kler gözden geç r lerek İslam b r düşünce
ve ruhla nşa ed lmel d r. Aks halde ders
programlarına b rkaç d n ders n n konulması ve bu
şek lde kalınarak çözüm üret leceğ n düşünmek,
eğ t m yamalı bohça durumuna düşüreb l r. Bütün
akl l mler, detaylı b r süzgeçten geç r lerek
tevh de ve İslam'a aykırı çer k tem zlenmel , ders
k tapları İslam dünya görüşüne göre hazırlanarak
öğrenc lere sunulmalıdır.
22
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
BAŞLARKEN
Meden yet m z n Yen den İhyası İç n
MEDENİYETİMİZİN YENİDEN İNŞASINDA ÜSTÜN AHLAK
“İslam güzel ahlaktır”
bilalkaskan@gmail.com
Bülent KAŞKAN
İbn- Arabî'ye göre
nsanın bütün yapıp ett kler n n
kaynaklandığı bu üç güç
şunlardır: Kuvve- natıka (akıl
gücü), kuvve- gazab ye (öfke
gücü) ve kuvve- şehev ye
(şehvet gücü).
Değer n ; rades n n serbest
bırakılmasından alan nsan, hevasına yen k düşüp
arzularına tab olmadığı sürece şler n en
faz letl s n yapma kab l yet nde olduğu g b ;
nefs n n es r olduğu anda hayvanlık
mertebes nden b le aşağılara düşeb lmekted r.
İnsanı, Kur'an'ın fades yle 'esfal- safil n'den
(aşağıların aşağısından) 'ala-yı ll y ne' (en yüce
mertebeye) çıkaracak olan yolu seçmek ona
bırakılmıştır. İbn Arabî'ye göre nsanı bu k yola
götüren temel çgüdüler üç taned r. İnsan bu üç
çgüdünün kullanımına göre ahlak sah b olur,
ruhen yüksel r veya düşer.
İbn- Arabî'ye göre nsanın bütün yapıp
ett kler n n kaynaklandığı bu üç güç şunlardır:
Kuvve- natıka (akıl gücü), kuvve- gazab ye (öfke
gücü) ve kuvve- şehev ye (şehvet gücü). İnsanın
nsanlığının bel rlenmes nde bu güçler n etk l
olması haseb yle de İbn- Arab ontoloj s nde bu
tasn f öneml b r yere sah pt r.
İbn- Arab “Mekar mu'l Ahlak”
r sales nde nsanın yapıp ett kler n n dayandığı
varoluşsal zem ne şaret ederek, önce nsanın y
ve kötü davranışlarının kaynağını oluşturan bu üç
temel gücü ele alır, sonra bu güçler n y ve kötü
yansımalarını, nesnel âlemde tekabül ett kler
hareket ve duruşları nceler. Ahlak olgusu
çerçeves nde, bu güçler n kaynaklık ett ğ y ve
kötü davranışları
* kavramsal olarak açıklayarak
bunların fıtrat yasası çerçeves nde yararlı b rer
unsura dönüşmeler ç n nasıl b r eğ t m ve terb ye
metodu zlenmes gerekt ğ n zah eder.
Bu üç kuvvet n de nsana ver l ş gayes
vardır; bu gayeye uygun kullanıldığında fayda
sağlayan bu güçler gayes ne uygun
kullanılmadığında se büyük tahr batlara neden
olur. Bed üzzaman da İşarat'ül İ'caz adlı tefs r nde
bu üç güce d kkatler çekerek, bu üç gücün frat,
tefr t ve vasat haller n n bulunduğuna değ n r. Sa d
Nurs 'ye göre kuvve- şehev ye, c nsell k ve yemeçme, uyuma ve konuşma g b hasletler
kapsamaktadır.
23
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
GEZDİM HALEP İLE ŞAM'I.
EYLEDİM İLMİ TALEP;
MEĞER İLİM BİR HİÇ İMİŞ,
İLLA EDEP İLLA EDEP
Bunların h ç olmaması tefr t, hadd n aşması
frat, ortası se İslam'ın emrett ğ vasat hal d r.
Somutlaştıracak olursak; nsanın kend n hadım
etmes tefr t, başkasının namusuna bakmak frattır.
Helal olan eş ne lg duyup, d ğer k ş lere nazar
etmemek se vasat hal d r k edeb n gereğ de budur.
İnsanların kend ler n güven ç nde h ssetmeler n
sağlamak ç n bu kuvvet n vasat mertebes ne
uymaları şarttır.
Kuvve- gazab ye se nsana zararlı şeyler n
def ed lmes ç n ver len cesarett r. Bunun tefr t ;
korkulmayan şeylerden b le korkmak, fratı se;
h çb r şeyden korkmamaktır k bütün zulümler bu
merteben n ürünüdür. Allah'tan korkusu olmayanın,
ah ret nancı olmayanın çek neceğ b r şey de yoktur.
Mustafa İslamoğlu'nun ded ğ g b “ b r sınır yoksa
h ç sınır yoktur. “ Kuvve- gazab yen n vasatı se
şecaatt r k ; hakkı ve hukuku ç n canını feda eder,
meşru olmayan şeylere karışmaz. Toplumsal huzurun
tem natı da bu kuvvet n vasat hal nde g zl d r.
Kuvve- akl yede de bu üç mertebe bulunur.
Tefr t ; h çb r şeyden haber n n ve b lg s n n
olmamasıdır k bu aptallıktır. İfratı esk ler n
dey m yle cerbezed r k , hakkı batıl, batılı hak
suret nde gösterecek aldatıcı b r zekâya sah p
olmaktır. Vasat mertebes se; h kmett r. Hakkı hakk
b l p hakka uyar, batılı batıl b l p ona yanaşmaz.
Toplumda var olan haksızlıkların, kayırmaların ve
aldatmaların kökünü kurutacak olan da bu kuvvet n
vasat mertebes n n terc h ed lmes d r.
Ahlak arınmanın, nefis tezk yes n n hmal
ed ld ğ b r çağda yaşıyoruz. B l m n ve teknoloj n n
lerled ğ , küresel çapta let ş m araçlarının gel şt ğ ,
b reyselleşmen n had safhaya vardığı bu çağ b ze
modern hayat “ahlakı olmayan ve ahlakı yok sayan
“ b r hayat tasavvuru sundu. Salt tüketen, kanaat
etmeyen, şükretmeyen ac z nsanlar olduk. Nerdeyse
bütün erdemler m z b rer b rer y t rd k. Öfke
gücünün k tlesel ş ddet, şehvet gücünün tefessüh
etm ş b r zevk düşkünlüğü ve akıl gücünün nsanlığı
felakete sürükleyecek b r s laha dönüştürüldüğü b r
süreçten geç yor nsanlık. Savaşlar, yıkımlar,
katl amlarla anılan b r dünya var artık. Böyle b r
dünyada bu üç temel gücün kontrol altına
alınmasının önem ortadadır.
“Ben üstün ahlakı tamamlamak ç n
gönder ld m” d yen Hz. Peygamber' n ümmet ne
mensup olan b z Müslümanların, öncel kle
yaşadığımız yerde özeleşt r m z yaparak,
hatalarımızı ve zaaflarımızı tesp t ederek, sam m ve
dürüst b r şek lde yen den kend özümüze dönmem z
gerek yor. İman etmek yetm yor, aynı zamanda man
etmen n gereğ n de yer ne get rmem z gerek yor.
B zler büyük b r meden yet n mensuplarıyız.
Sorumluluklarımızın farkına varıp bu meden yet n
yen den tar h sahnes nde yer n alab lmes ç n bütün
gücümüzle çalışmamız gerek yor.
Üstün ahlak, b r meden yet n üzer ne b na
ed ld ğ temel düstur değ l m yd ? Bütün meden yet
bu üstün ahlak zem n üstüne nşa ed lmed m ? Aynı
zamanda ahlakın çöküşü, meden yet n çöküşü
olmadı mı? Eğer bu meden yet yen den ayağa
kalkacaksa, düştüğü yerden ayağa kalkması
gerekmez m ? Bu meden yet Allah'ın zn yle üstün
ahlak sah b olan müm nler n çaba ve gayret yle
yen den ayağa kalkacaktır. Bu üstün ahlakın
sağlanmasında da yukarıda açıklanmaya çalıştığımız
üç kuvvet n vasat hal n n k ş l klere yerleşt r lmes
kaçınılmaz b r zorunluluk olarak karşımızda duruyor.
Eğ t m müfredatı hazırlanırken, süreç çer s nde bu
üç kuvvet n frat ve tefr t haller nden sıyrılarak vasat
hal n yaşama geç recek b reyler yet şt rme ht yacı
göz önüne alınmalıdır. Kend n güvende h sseden,
huzurlu ve adaletl b r ülken n nşasında bu üç
kuvvet n terb ye ed lmes gerekmekted r.
24
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
BAŞLARKEN
Meden yet m z n Yen den İhyası İç n
Tüket m B l nc n Oluşturmak
“Eğ t m n ana sorunu, k tleler n tüket m susuzluğunun öğrenme susuzluğuna dönüştürülmes d r.”
Ers n Naz f GÜRDOĞAN
itanriverdi74@hotmail.com
İsmet TANRIVERDİ
İstekler n ht yaçların önüne
geçmes , nsanın ç dünyasını
yoksullaştırırken, dış dünyasını da
savaş alanına çev r r ve stekler n
ht yaçları aştığı b r toplumda,
tüket m çılgınlığı her alanı sarar.
Çağımızın en öneml hastalıklarından b r ,
salgın hal nde yayılan tüket m alışkanlığıdır.
Toplum ş fa kabul etmez b r 'tüket m çılgınlığına'
yakalanmış halde. Türk ye g b gel şmekte olan
ülkelerde görülen tüket m kültürü, kend halkını da
tüket r b r durum arz etmeye başladı. İnsanların
bedensel ve z h nsel güçler n n b r sınırı olmasına
rağmen, arzu ve stekler n n sınırı elbette yoktur.
Ama bununla b rl kte; nefs n tüm arzularını
gerçekleşt rme ht yacı da yoktur. Zb gn ew
Brzez nsk 'n n yer nde tesp t yle; “Bütün
stekler n karşılandığı b r toplum, h çb r ahlak
değerlend rme ölçüsünün olmadığı b r
toplumdur.” Bu bakımdan gerçek ht yaçlarını
bel rleyeb lecek şuuru ed nme k ş y , a leler ve
toplumu mutluluğa götürecek yoldur. Arzularına
sınır ç zemeyen toplumların asalak hal ne gelmes
kaçınılmaz b r sondur. Naz f Gürdoğan'ın
fades yle; “İstekler n ht yaçların önüne geçmes ,
nsanın ç dünyasını yoksullaştırırken, dış
dünyasını da savaş alanına çev r r ve stekler n
ht yaçları aştığı b r toplumda, tüket m çılgınlığı
her alanı sarar.”
Ne üret ld ğ değ l ne kadar tüket ld ğ
önem kazanmış durumda. “Ekonom de üret len mal
ve h zmetler temel ht yaçları çoktan aştığından,
artık temel ht yaçlar değ l, sun ht yaçlar önem
kazanmaya başlamış.” durumda. Tüket mde
yarışmaya endekslenm ş nsanlığın, b lhassa da
nsanımızın asıl olarak tüket mde değ l, üret mde
yarışması gerekt ğ se hatırlanılması sten lmeyen
b r hatıraya dönmüş.
Elbette tüket m n, ekonom n n can damarı
olduğu nkâr ed lemez; ama üret m olmadan
tüketmek veya üret len n üzer nde tüket m
aşırılığına kaçmak toplumu önlenemez b r uçuruma
doğru götürür. Yan tüket m n kaynağı üret m
olmakla b rl kte tüket m n parametres üret m değ l
ht yaçlar olmalıdır. Tüket m toplumu olmak belk
kısa vadede ekonom ye can ver r g b görüleb l r;
fakat yarışırcasına, hesapsızca, gereks zce yapılan
tüket m uzun vadede canımızı çok acıtır.
25
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Yeryüzünde meydana gelen ekonom k, sosyal ve
s yasal sorunların üstes nden gelmek ç n
öncel kle k tleler n tüket m sarhoşluğundan
kurtarılması gerek r. “Üreten tüket r” felsefes n n
“üreten ht yacı kadar tüket r” şekl nde
düzelt lmes gerekmekted r. Yan üret m olmadan
tüket m sınırlandırılmalıdır; bunun yanı sıra
üreten keyfince veya ürett ğ kadar
tüketmemel d r. İht yacı oranında tüketmel ,
ht yaç duymadığı b r tüket mden kaçınmalıdır.
Bu da nsanın gerçek ht yaçlarını b lmes ,
sermayen n enjekte ett ğ tüket m hastalığına
b l nçle karşı durmasıyla mümkündür. Yan c dd
b r rade ve sorumluluk h ss ne sah p b r b l nçle
ancak bu hastalıktan
kurtulab l n r.
Gürdoğan da bu
duruma benzer b r
çözüm sunar:
“Tüket m
tutsaklığından
kurtulmanın lk adımı
göster ş n büyüsüne
kapılmamaktır.
Göster ş yarışının
büyüsünü, bas t ve
yalın yaşamasını
b lenler bozab l r.”
Şüphes z tüket m toplumunun önüne
geçmek ç n atılacak lk adım arzu ve stekler m z
sınırlandırmaktır. Bunu yanı sıra sermayen n, daha
çok büyümek ç n toplumu tüket m tutsağı hal ne
get rme steğ ne k ş lerde gel şt r lecek “boykot
kültürü”yle karşı konulab l r. Evet, “Tüket m
ekonom s n n yumuşak karnı, ürett ğ ürünlere
yapılacak boykottur.” Çok yönlü b r kavram olan
boykot, pas f d ren ş n en büyük s lahıdır. Büyük
güçler n önünde d z çökeceğ b r s lah. Bu
anlamda boykot şüphes z k k ş lerde hak arama
b l nc n n üst perdes n fade etmekted r.
H nd stan'ı şgal eden İng ltere'ye d z çökerten de
bu boykot b l nc d r. Çünkü “Ekonom dev n
etk s z hale get recek olanlar; günlük hayatı
sürdürmek ç n, pek çoğu gereks z ve şlevs z olan
endüstr yel ürünler el n n ters yle tmes n b len,
sevg yle s lahlanmış nsanlardır.”
Eğ t m s stem m zde tüket m b l nc n
çocuklara küçük yaşlardan t baren aşılayan
dersler konulmalı, hatta bu b l nç tüm dersler n
müfredatına serp şt r lmel d r. Ders k tapları
hazırlanırken buna uygun met nler ve egzers zler
göz ardı ed lmemel d r.
Günümüzde tüket m ekonom s n n ürett ğ
yapay ht yaçları g derme yarışında, toplumun
yaşam standardı göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu kadar şs zl k, yoksulluk ve sefill k varken,
sınırlı kaynaklarla sınırsız stekler m ze d renç
oluşturma b l nc gel şt r lmel d r.
Tüket m ekonom s n n nsana kurduğu
tuzağın önüne geçmen n b r yoldu da
peygamber n ahlakıyla ahlaklanmaktır. Eşyaya
hâk m yet eşyanın peş nden koşarak değ l, onu
peş nden koşturarak gerçekleşt r l r. Esas olan
üret m arttırmak değ l, sınırsız ht yaç ve
ht raslarımızı
sınırlamak
olmalıdır.
Tüket m
tutsaklığından
kurtulmanın
k nc adımı
göster ş
büyüsünden
vazgeçmekt r.
Evler her türlü
eşyayla adeta
müze hal ne
get r lmekte.
Serg lenenler kırılmasın d ye çocukların hareket
alanını oldukça daraltılmakta. Oysa çocuklar, ev
kuşatan eşyalardan daha değerl d r. Onların evde
oynamasına, koşmasına engel olan her şey
kaldırılması gereken fazlalıklardır. Eşyalar yer ne
zeng n b r kütüphane oluşturmak se yen b r
toplum nşa etmek ç n en deal yoldur.
Sonuç olarak tüket m toplumu olarak geleceğ n
tüket lmemes b l nc n aşılamak öneml d r.
Bunun ç n atılacak adımları özetleyecek olursak:
“Eğ t m n ana sorunu, k tleler n tüket m
susuzluğunun öğrenme susuzluğuna
dönüştürülmes d r.” Üret m-tüket m l şk s ,
üret m n hayat önem , tüket m kültürünün ahlak
boyutu ve gerekt ğ nde boykot etme rades
eğ t mde ver lmes gereken öneml lkeler
olmalıdır. İht yaç dışı, göster ş amaçlı tüket m n
caz bes ne kapılmayacak b r ahlak le
donanılmalıdır.
Makaledek alıntılar: Ers n Naz f
Gürdoğan, Görünmeyen Ün vers te, İz Yayınları
26
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
BAŞLARKEN
Meden yet m z n Yen den İhyası İç n
EYLEM İNSANI OLARAK MUSA CARULLAH BİGİYEF
“Bak hak katler fan şahs yetler üzer ne b na ed lmemel d r”
Musa Carullah BİGİYEF
mustafaimkb@gmail.com
Mustafa IŞIK
Abdünnâsır Kursav , Kayyum
Nasırî, Şahebett n Mercan ,
R zaedd n B.Fahredd n, Musa
Carullah B g ve Abdürreş t İbrah m
g b yazar, ed p, b l m ve devlet
adamları, Kazan kent n n ünlü
s malarıdır
Orta Asya'nın batısından başlayıp Tuna
Nehr kıyılarına, kuzeyde Orta İd l bölges ne,
güneyde Kırım'a kadar uzanan bölge Kazan Yurdu
ve burada yaşayan Türklere de Kazan Türkler
den l r. Bu bölgen n İslam yet le tanışması ve
sonrasında bölgede meydana gelen kültürel, sosyal
ve s yasal faal yetler n b l nmes Musa Carullah'ın
tanınması ve b l nmes noktasında öneml
parametreler olacaktır.
Asya le Avrupa arasında doğal b r köprü
görev gören hareketl ve zeng n b r tar he sah p
olan Kazan, k meden yet n b rleşme yer d r.
Kazan, İslâm meden yet n n madd ve manev
m rasına sah p b r merkez görünümünded r.
Kenttek cam ler n b r kısmı m mar bakımdan
oldukça öneml b r değere sah pt r. Cam ler n
çoğunda kend ne a t medreseler vardır. Bu
medreselerde yet şen âl mler Türk stan halkları
arasında eğ t m n yayılmasını sağlamıştır. Kazan
matbaalarında basılan k taplar en ücra köylere
kadar ulaşmıştır.
Abdünnâsır Kursav , Kayyum Nasırî,
Şahebett n Mercan , R zaedd n B.Fahredd n,
Musa Carullah B g ve Abdürreş t İbrah m g b
yazar, ed p, b l m ve devlet adamları, Kazan
kent n n ünlü s malarıdır. Usul- ced t
fikr yatçılarının sesler Kazan'da yükselm şt r.
Bölge, m lad 7. asırda Sasan
İmparatorluğunun yıkılmasıyla İslam'la tanışır.
Kazan Hanlığı'nın 1552 yılında ortadan kalkması
le Ruslar, İd l boyunca güneye nerek 1556'da
Astarhan'ı ele geç rd ler ve Hazar'a ulaştılar.
Kazan Türkler , 365 yıl süren Rus esaret ne
rağmen m llet olma şuurunu kaybetmem şlerd r.
Bu b l nç çerçeves nde Osmanlı Devlet 'ndek fik r
hareketler n yakından tak p etm ş ve gerek
Osmanlı gerekse Türk ye Cumhur yet n n lk
dönem nde Türk kültür ve s yas hayatına öneml
katkılarda bulunmuşlardır
27
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
İslâm dünyasının son yüzyılda yet şt rd ğ ender
şahs yetlerden b r olan Musa Carullah B g yef
Çarlık Rusya'sının Rostov Na-Don şehr nde 1875
yılında dünyaya geld . Babası Yarullah Efend annes
Fatıma Hanım'dır. Musa Carullah 6 yaşında ken
babasının vefatı le kend s n n ve kardeşler n n
bakım ve eğ t m n anneler Fatıma Hanım üzer ne
alır. Fatıma Hanımın çocuklarının eğ t m le
lg lenmes ve bu süreçte çocukları üzer nde etk
bırakmasından olsa gerek, kend s n n B g oğulları
a les nden olması sebeb yle çocuklarına da
B g oğulları den lm şt r.
Musa Carullah, 11 yaşında Rostov Rus
Tekn k Devlet L ses 'ne g rer. L sey b t rd kten
sonra d n l mler öğrenmek ç n Buhara'da
Yükseköğren m n yapar. Buhara'da Farsça, Arapça
ve İslâm l mler n öğren r. Dönem n meşhur
hocalarının rahle- tedr s nden geçer. B r dönem
İstanbul'a mühend sl k eğ t m almak ç n gel p
mühend sl k okuluna kaydolmuşsa da tahs l n
tamamlayamamıştır. Mısır'a l m tahs l ç n g tm ş,
Kah re'de El-Ezher Ün vers tes 'ne kaydını
yaptırmıştır. Fakat burada da umduğunu bulamamış
hayal kırıklığı yaşamıştır. Akab nde ferd olarak özel
araştırma ve çalışmalar yürütmüş, ferd çalışmalar
esnasında Muhammed Abduh'un ders halkalarına
katılmıştır. Ayrıca Mekke, Med ne, H nd stan ve
Beyrut l m tahs l ç n Musa Carullah'ın dolaştığı
d ğer yerler olmuştur.
Petersburg'da Hukuk Eğ t m gören Musa
Carullah 1905'ten sonra gazetec l ğe başlar.
El-Asr'ul Ced d ve Vak t gazeteler nde makaleler
yayımlanır. Daha sonra se arkadaşı Abdurreş d
İbrah m le b rl kte Ülfet gazetes n çıkarır. 1913
yılında Petersburg'da Emanet Matbaasını kurarak “
İl “ adında b r gazete çıkarır. 1918 yılında El-M nber
adında b r derg çıkarır.
Hayatı z ndanlarda ve sürgünlerde geçen,
dünyanın b rçok yer ne davet ed l p fik r ve
düşünceler nden st fade ed len Musa Carullah, 1917
Bolşev k ht lalı le b rl kte akt f s yasete katılmak
zorunda kalır. Ancak Bolşev k ht lalı le b rl kte
b rçok aydın-düşünür Rusya dışına kaçmasına
rağmen Musa Carullah, Rusya'da kalarak halkla ç
çe kalmayı terc h eder. Bolşev k ht lal nden sonra
üzüntüye kapılmadan ve kaygılanmadan, her
gel şmen n Rusya Müslümanları ç n hayırlı şek lde
sonuçlanacağına nanmıştır. Ancak uzun b r uğraşı
ve tecrübeden sonra Komün st rej mden
Müslümanlar leh ne, olumlu h çb r gel şmen n
olmayacağını anladığı 1930'dan sonra Sovyet
Rusya'yı terk etmeye karar verm şt r.
İnsanlık tar h n n en büyük ezber
bozucuları, yerleş k z hn yet olan müesses
n zamların en büyük karşıtları tar h boyunca hep
Peygamberler olmuşlardır. Nübüvvet Hz
Muhammed (sav) de son bulduğu halde, m rası
nübüvvet, "El ulemau verasetul enb ya" (âl mler,
neb ler n vâr sler d r) had s şer finden hareketle
d yeb l r z k âl mler vasıtasıyla la n haye devam
edecekt r. Bu düsturdan olsa gerek Musa Carullah da
ne kadar aykırı olursa olsun nandığı düşünceler n
fade etmekten h çb r zaman mt na etmem şt r. İlah
Rahmet n, müm n olsun kâfir olsun herkes kuşattığı
anlayışı olan Rahmet İlah yen n umum l ğ
(katılmamakla beraber) meseles nde, y ne sadece
İslam toplumlarının sorunu olmayıp bütün nsanlığın
ortak sorununu olan -Hatun adlı eser nde değ nd ğ kadın meseles nde, bozulmuş olan eğ t m s stem
le lg b rçok yen l kç görüş ve craatları olup
mevcut medreseler n ıslahı noktasında bu durumu
rahatlıkla müşahede edeb l r z.
Daha önces nden başlamakla beraber,
özell kle Sanay Devr m nden sonra İslam
dünyasının Batı dünyası karşısında her alanda
sürekl ve hızlı b r şek lde mevz kaybetmes n n b r
sonucu olarak, İslam dünyasında yen arayışlar hız
kazanmıştır. Net cede bu duruma engel olab lmek
ç n Batının takl t ed lmes gerekt ğ n savunanlar
olmuştur. Ancak Musa Carullah İslam'ın, bütün
zamanlara ve mekanlara –k evrensel özell ğ n n
gereğ olarak- h tap eden b r d n olması haseb yle,
d nam k ve yen l kç yönüne vurgu yaparak,
geleneğ redded p çt hat kapısının açık olduğunu
fade ederek, çözümsüzmüş g b görünen ve
dondurularak rafa kaldırılan bütün o problemler n
çözüleceğ ne, kaybed len mevz ler n tekrar
kazanılacağına ve İslam kültür ve meden yet n n
esk ht şamlı günler ne döneceğ ne yürekten
nanmıştır. Bu yen l kç vasfından dolayı Müslüman
Luther olarak Batıda anılmıştır.
Acı olan se, ömrünü İslam Dünyasının
kurtuluşuna adamış ve bu uğurda z ndana atılmış,
sürgün yem ş, hayatı hep yollarda geçm ş, yıllarını
evlatlarından ve eş nden uzakta geç rm ş, son
nefes n se, Mehmet Ak f g b , Mısır'da k mses zler
yurdunda verm ş olan bu büyük ve mümtaz
şahs yet n maalesef İslam dünyasında yeter nce
tanınmıyor olmasıdır. İnşallah gün gel r kend s ,
fik rler ve eserler hak ett ğ lg y görür.
Allah kendisinden razı, mekânı cennet
olsun.
28
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
BAŞLARKEN
Sa d Nurs 'n n Eğ t m Felsefes ” sempozyumu b ld r s d r
BÜYÜK BİR EĞİTİM PROJESİ:
MEDRESETÜ'Z-ZEHRA
İşlevsell k, d nam kl k, s stemat kl k ve devamlılık bu medresen n öneml özell kler d r.
me.dogan02@gmail.com
Mehmet DOĞAN
Bu dönemde medreseler n
klas k eğ t m anlayışını
savunan ulema le Batı
mukall d aydınlar b rb rler n n
zıddını tems l eden k ayrı
bağnazlığın tems lc s olmaktan
kurtulamamışlardır.
19. yüzyılın sonlarında İslâm dünyasında
özell kle eğ t mde başlayan arayış çabalarının hız
kazandığı görülür. Tab bu arayışı geleneğ n
katılaşmış tabularında aramalarla, İslâm'ın özünü
ortaya çıkarmaya yönel k faal yetler aynı
dönemde devam ett ğ de b r gerçekt r. Bu
dönemde medreseler n klas k eğ t m anlayışını
savunan ulema le Batı mukall d aydınlar
b rb rler n n zıddını tems l eden k ayrı
bağnazlığın tems lc s olmaktan
kurtulamamışlardır. B rb r n n zıddının
tems lc ler olanların önerd ğ eğ t m pol t kaları
eğ t m ve dolayısıyla da toplumu bölmüştür.
Eğ t mde b rl ğ n olmaması, toplumu b rb r ne
yabancılaştırmış; bu ç çe geçm ş yabancılaşma
da kend s yle b rl kte toplumda kaosa yol açacak
b r 'ötek leşt rmey ' get rm şt r…
İslam düşünceye sah p ıslahatçı
d yeb leceğ m z bazı ulema, medreseler asl
hüv yet ne kavuşturmak ve çağın
gereks n mler n karşılayacak şek lde yen den
nşa etmek ç n b r takım ıslahat projeler
sunmuşlarsa da bu projeler teor den prat ğe
geçme olanağı bulmak b r yana dönem n baş
döndürücü gel şmeler arasında teor de b le
gel şme mkanı bulamamışlardır. Oysa l m ve
rfan nuruyla aydınlanmaya ve aydınlatmaya
namzet olmayanlar, cehalet narıyla yanmaya
ve yakmaya mahkûm ed lm ş olurlar. Al Suav
ve Cemaledd n Efgan yanı sıra b rçok k ş bu
gerçekten hareketle İslâm dünyasını ayağa
kaldıracak eğ t m öner ler d le get rm şlerd r. Bu
dönemde eğ t mde yen ve or j nal b r proje de
Sa d Nurs 'ye a tt r. D kkatle ncelend ğ nde
çarpıcı bazı husus yetler olan bu ün vers te
fikr n n d ğer projelerden ayrılan belk de en
öneml özell ğ , koca b r ömrün bu gaye le
geçmes ve hala gündeme get recek tak pç ler n n
ve gündem meşgul edecek tesp tler n n
olmasıdır.
29
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
çözümley c olamamalarınadır. Sa d Nurs 'n n
B r Büyük Düşüncen n Uyanması:
kurmak sted ğ medresen n zannımca en ayırt
Şark v layetler ndek azınlıkların yoğun
ed c özell ğ ant -as m lasyoncu fonks yonudur.
eğ t m, t car ve s yas faal yetler n yakından
B ld ğ m kadarıyla Osmanlı'nın resm olarak
zleme olanağı bulan ve İng l z Müstemleke
Kürtler n yoğun oldukları bölgede eğ t mde bu
Nazırı'nın b r beyanatıyla ham yet galeyana gelen
çapta lk büyük yatırımları bu ün vers te
Bed ûzzaman, Müslüman toplumunun uyanışı ve
dolayısıyladır. 'D n ve fenn l mler n mecz
yen den d r l ş n sağlayacak or j nal b r eğ t m
ed ld ğ ', 'anad lde eğ t m zorunluluğunun
metoduyla ortaya çıkar. Bed ûzzaman, henüz çok
bulunduğu' bu medrese ant -emparyal st b r ruha da
genç b r yaşta, el-Ezher Ün vers tes 'n n -daha
ver ml olması kaydıyla- kız kardeş hükmünde tüm sah pt r. Bu medrese fikr n n Sa d Nurs 'n n
kafasında oluşmasında, İng l z müstemleke
İslam âlem yle lg lenen ve tüm İslam âlem n
lg lend ren Medresetüzzehra namıyla b r ün vers te bakanının İslâm dünyasını sömürgeleşt rmek
steğ n bel rten fadeler n n olması da bu gerçeğe
kurma fikr ortaya çıkarmış ve tüm hayatını da bu
del
ld r. Şu da b r gerçekt r k Sa d Nurs 'n n
medresen n tes s yoluna vakfetm şt r. B z bu
z
hn
n n ufuklarını Kürd coğrafyasından tüm İslâm
çalışmada; İslam'ı saf ve aslî n tel kler yle topluma
dünyasına
yönelten olay Avrupa sömürgec l ğ ne en
yen den kazandırmaya çalışırken d ğer yandan da
büyük muhalefet yapmakta
z h nler Batı'nın enjekte ett ğ
olan C. Afgan 'n n b r
düşünsel, kültürel ve s yasal
öğrenc s yle tanışmasıdır. Bu
sapkınlıklardan arındırmaya
Medresetüzzehra’nın
bağlamda
çalışan, safi z h nler
Medresetüzzehra'nın şlev
bulandırmadan, d nî ve felsefî
en d kkat çek c
sadece çe dönük b r resm
sorunlara çözümler get ren
boyutu
kurum olmanın ötes nde tüm
Bed ûzzaman'ın eğ t m metodunu
İslâm dünyasıyla lg lenmes
ant or j nal kılan bazı hususlar üzer nde
ve tüm slâm dünyasını
durulacaktır. Bu hususlar;
as m lasyoncu
lg lend rmes d r.
şlevsell k, d nam kl k,
Medresettüzzehra'nın
duruşudur.
s stemat kl k ve mt dad yan
ant -as m lasyoncu m syonu
devamlılık olmak üzere dört ana
halklara aksü'l-amel ett recek
başlıkta ele alınacaktır.
b r s yas gaye taşımamakla
Bed ûzzaman'ın eğ t m
beraber, özell kle bölge
metodunu or j nal kılan şüphes z k sadece bu dört
halkının
k
ml
ğ
n
reddetmeden, k ml kler n
husus yet değ ld r. Aşağıda açıklanacak dört
kaybett
rmeden
ve
onlar üzer nden oyunlar
husus yet n yanında, bu eğ t m felsefes nde;
tert
pleyecek
menfaatler
beklemeden bölgey
eğ t mde b rl ğ n olmaması sebeb yle toplumun
kalkındıracak
ve
İslam
âlem
ne faydalı hale
b rb r ne yabancılaşması ve bu ç çe geçm ş
get
recek
b
r
eğ
t
m
model
önermekted
r. Yan
yabancılaşmanın kend s yle b rl kte get rd ğ
çıkarcı
ve
çten
pazarlamacı
amaçlar
gütmem
şt r.
toplumda kaosa yol açacak 'ötek leşt rme'n n önüne
Bugün
Sa
d
Nurs
'n
n
sunduğu
eğ
t
m
model
n
geçecek tedb rler de mevcuttur. Medresetü'ztekrar gündeme get ren şey de onun bu sam m
Zehra'nın daha kapsamlı b r m syonu daha vardır:
tavrıdır. Bu hüsn-ü n yet olmaksızın yapılacak
İslâm dünyası b lhassa Osmanlı ç nde uyanmaya
bütün atılımlar se akîm kalmaya mahkûmdur.
başlayan ama İslâm dünyası ç n fitne çıkarmak,
Medresetüzzehra'nın ant -as m lasyoncu duruşu
yıkıcılığa sebep olmak ve düşmanlık üretmekten
hakkında söylenecek çok şeyler olmasına rağmen
başka b r sonucu olmayan ırkçılık fikr n n önüne
burada sadece bu kadarını söylem ş olmakla
geçeb lmek ç n bu akımın karşısına fennî ve d nî
yet neceğ z.
l mlerle mücehhez b r Müslümanlık anlayışı
Irkçılık fikr yle zeh rlenen İslâm unsurlarını
çıkarmak.
b
r
araya
get rme şlev yanı sıra;
İşlevsell k
Medresetüzzehra'nın tekke-medrese-mektep
Medresetüzzehra'nın durağanlaşan
uyuşmazlığını kaldıracak b r çözüm sunması da
medreselere en büyük t razı belk de
günümüzde parçalanarak güçsüz düşen
şlevsels zleşmeler , ayrıntılarda boğulduklarından
Müslümanları ayağa kaldıracak öneml b r şlev d r.
hak kate ulaşamamaları ve çağın sorunlarına
30
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Bu medresen n sm de şlevsell k dd asıyla ortaya
çıkmıştır. Ezher' n müennes (d ş ) fades olan Zehra,
doğurganlığı fade etmekted r. Kend fadeler nden
çıkardığımız kadarıyla bu medrese 'şark
terakk yatının anahtarı, şark ulemasının saadet n
sağlama' g b m syonlarla yüklü b r eczaned r.
S stemat kl k
Bed ûzzaman'ın eğ t m metodundak
şlevsell kle paralel olarak d kkat çeken ve
değ n lmes kaçınılmaz b r özell k de
s stemat kl ğ d r. Nurs 'n n; zamanı en y
kullanarak, gereks z ayrıntılardan eğ t m
arındırmayı amaçlaması ve en y ye, en doğruya, en
kest rme yoldan ulaşmayı
hedeflemes de bu medresen n
s stemat kl ğ yle lg l d r.
Lüzumsuz b lg ve ayrıntılarda
boğulma, Sa d Nurs 'n n
medreses nde ve eğ t m
metodunda kend ne yer bulamaz.
“Hayırsız l mden Allah'a
sığınırım” had s n n b r tecell s
de bu olmalıdır. On k yıllık b r
eğ t m sürec nden vasıfsız
eleman olarak mezun olunan
eğ t m s stem m z n de bu
noktada Sa d Nurs 'den
öğrenmes gereken çok şey
vardır.
D nam kl k
Nurs 'n n eğ t m
metodunda d kkatler çeken
üçüncü husus d nam kl ğ d r.
İslâm dünyasının ezberc l k ve
nak lc l ğe saplanmasıyla b rl kte ger led ğ
düşünüldüğünde, b ze en elzem şey n d nam zm
olduğu ortaya çıkar. Yen gel şmelere hazırlıksız
yakalanan Müslümanların stat k durumdan d nam k
duruma geçmemeler hal nde, bu z llet
durumlarından kurtulmaları mümkün
görünmemekted r.
Sa d Nurs 'n n kend hayatını üç evreye
ayırması da onun değ şen durum ve şartlar
karşısında hale muvafık yen çözümlemeler
gel şt rmes yle lg l d r. Nurs asıl düşünceler nden
ödün vermeden, nançlarının gerekler nde değ ş m,
dönüşüm göstermeden ve tav z vermeden yen
koşula uygun metot gel şt rmes yönüyle d kkatler
çeker. Osmanlı dönem nde kurmak sted ğ
medreseye yükled ğ m syonla Cumhur yet
dönem nde yen m syonlar yüklemes de bunu
göster r. Osmanlı dönem nde medreses yle
gerçekleşt rmek sted ğ şeylere, Cumhur yet' n
kurulmasıyla b rl kte İslâm hattının unutulmaması
ve selefle rt batımızı sağlayacak d l n muhafazası
g b yen m syonlar yüklemes n b lm şt r. Nurs 'n n
hayatı b r bütün olarak ncelend ğ nde bu değ şen
durumlar karşısında kend nden, düşünceler nden
ve davasından ödün vermeden yen ufuklar
bel rleyeb lmes çok man dardır.
Devamlılık
Nurs 'n n eğ t m metodunda d kkatler çeken
dördüncü husus se devamlılıktır. Devamlılıktan
kastımız k şeyd r. B r nc s ; “Beş kten mezara l m
öğrenme” esasıdır k İslâm'ın ana öğret ler ndend r.
Her mekanı ve her anı l mle,
öğrenmeyle değerlend rme, “ k
günü eş t olan Müslümanın zararda
olduğu”nun kabul ed ld ğ b r
d nde kaçınılmaz tavırlardır.
Devamlılıktan k nc
kastımız se “kökü maz de olan b r
at ” kurma end şes d r. Toplumun
k ml ğ n oluşturan unsurların ve
mensubu olduğu meden yet n
değ şmemes elzem unsurları
vardır ve Medresetüzzehra'nın b r
m syonu da stat kleşmeden bu
esaslarımızı muhafaza etmes d r.
Hâlâ oturtamadığımız eğ t m
s stem de, kökler m zden
kopmamızın sürec olarak
değerlend r lmel d r. Bugün
Avrupa meden yet n n
n metler n değ l de, sadece o
meden yet n sancılarını
çekmem z n neden de modernleşme sürec m z n
kökler m zden tamamen koparak
gerçekleşt r lmeye çalışılmasının b r net ces
olarak görülmes gerekmekted r. Kökler üstünde
yeşermeyen kurumlar cehalet üret r ve yap-boza
dönüşür…
Elbette bu dört husus har c nde Sa d
Nurs 'n n eğ t mc boyutu ve kurmak sted ğ
medreses hakkında söylenecek ve söylenmes lazım
pek çok öneml husus vardır. Fen l mler yle d n
l mler n n mecz g b . Temenn m z bu deal projen n
gerçekleşt r lmes d r…
NOT: Bu makalen n tam ve or j nal şekl
12-14 Ek m 2012 tar h nde Van'da düzenlenen “Sa d
Nurs 'n n Eğ t m Felsefes ” sempozyumunda b ld r
olarak sunulmuştur. Burada özetle yer almaktadır.
31
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
BAŞLARKEN
KOMİSYON
Meden yet m z n Yen den İhyası İç n
İSLAMİ BİR EĞİTİMİN TEMEL İLKELERİ
1. Tevh d İlkes : İslam eğ t mde lk
amaç; İslam'ın özü n tel ğ nde olan “Tevh d”
kavramının b r hayat tasavvuru oluşturacak
şek lde öğren lmes ve hayatın her alanına bunun
gereğ n n yansıtılmasıdır. K ş de hak k Allah
tasavvurunun ortaya çıkmasının önündek
engeller n kaldırılması, tevh d b l nc n n
uyandırılması ve böylece takl d manın tahk k
mana dönüşmes asıl amaçtır.
Bu bağlamda a leden ve çevreden gelen takl d
manın tahk k mana dönüştürülmes , man
meseleler n sağlamlaştırılması öneml b r
aşamadır. Buna bağlı olarak da lk aşamada k ş ye,
“tevh d ned r?” sorusuna aklını ve nefs n tatm n
etm ş şek lde cevap vereb lmes sağlanmalıdır. Bu
b lg ; nanç ve b l nç düzey nde k ş l klerde yer
ed nmes hedeflenmekted r k , bu da sonucunda
b rl ğ ve vahdet get rmekted r. Unutulmamalıdır
k ; Vahdet ancak muvahh d olma vasfını
kazanmış Müslümanlar oluşturab l rler.
2. Yaratıcılık İlkes : Eğ t m s stem ndek
tüm b reyler n (Hoca, öğrenc ve a le) takl d aşan,
hayatın akışına karşı yaratıcı b r duruş
serg leyecek b reyler yet şt rmek meden yet m z n
yen den hyası ç n hayat önem arz etmekted r.
“İk günü eş t olan zarardadır” fades
nsanın yet şmes nde eğ t m n sürekl l ğ kadar,
da m b r yen lenmey ve nsan fıtratına uygun
yöntem olarak tedr c l ğ fade etmekted r. İk
günün eş t olmaması ç n yen b lg ler ed nmek
kadar, öğren len b lg ye yen ler n katmak da
öneml d r. B rey n z hn ne b lg yığmak yer ne,
b rey n düşünmeye yönlend r lmes
gerekmekted r.
İslam dünyasını ger de bırakan en öneml
am llerden olan takl de düşmek, İslam b r eğ t m
programının d kkate alması gereken lk
meseleler nden olmalıdır. Ne geçm ş n
gelenekleşen ve kalıplaşarak donan d n algısını; ne
de Batı'nın yoz değerler n takl t etmek çözüm
olab l r. Çünkü;
a- Kend ler n takl de düşenler yıkılmaya
yüz tutarlar.
b- Kend ler olamayanlar, b r ötek n n
mukall d olarak yok olurlar.
Ç ft taraflı bağnazlığın karşısına, Allah'ın b zden
sted ğ b r İslam'la çıkmalıyız. Alternat f b r
eğ t m müfredatı; kökü maz n n der nl kler nde
olmakla b rl kte, dünün hatalarından ders çıkaran,
bugünün şartlarını göz önünde bulunduran ve
yarına yönel k öngörü ve planları olan b r temelde
yükselmel d r.
32
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Bu durum aynı zamanda öğretmen n de
sun sorunlar üreteb lmes melekes n gel şt recekt r.
“Tar h n akışından kopmadan, tar h n yol
göster c l ğ n n b l nc nde ama tar htek duruşlara
saplanmamış b reyler nasıl yet şt r l r?” sorusu
eğ t m programının da ma gündem nde tutması
gereken sorudur.
3. Sözle davranış/uygulama arasında
paralell ğ n (uyum) olması lkes : B r eğ t m
s stem nde öğren len/öğret len le yaşantı paralell k
ve uyum gösterm yorsa z h nlerle kalpler ayrı
st kamette yol alacaktır k ; bu da şahs yets z,
kararsız, kend ne güven olmayan b reyler net ce
verecekt r. İslam eğ t mde l m le amel aynı hedefe
yönel r.
Eğ t mde b lg ed nmek kadar öğren len n
hayata yansıması da öneml d r. Nefis üzer nde
denet m n sağlanması ç n nefis terb yes üzer nde
durulmalıdır. Söylenen her söz, hayata geç r lecek
b r prens p, hatta hayata geç r lm ş b r prens p
olmalıdır.
Müslümanlar sadece sözün meden yet
değ ld r. Onlar sözler yle fi ller n n b rleş m nden
oluşmuş deal meden yet n sah b d r.
4. Tefekkür b l nc n n oluşturulması
lkes : Sorgulayan ve üreten b reyler n yet şt r lmes
ç n b r eğ t m s stem n n en elzem unsurlarından
b r de tefekkür b l nc n n oluşturulmasıdır.
Eğ t mde tefekkür b l nc n n oluşturulması, sağlıklı
ve çözüm üret c b reyler n yet şmes ç n yegane
yöntemd r. Türk ye'dek İslam kes m n toplumsal
sorunlarda çözümün muhatabı olarak alınmaması
man dardır.
Tefekkür; suya atılan taşın halkaları g b
çok boyutlu b r s stemd r. Kend nefs nden
başlayarak, en yakın çevres nden en uzaktak
ümmet topluluğunun sorunlarına kadar uzaması
gereken b r sürec kapsamalıdır. Nefis
muhasebes nden başlayarak gen şleyen bu halka
Müslüman'ın her anında yanında bulunması gereken
s lahı olmalıdır. Her geces n n bell b r vakt n
almalıdır. Yılın bell mevs mler nde Peygamber
uygulamaya benzer şek lde t kaflar yaşamalıdır.
Yalnız bu tefekkür sürec b r yabancılaşma değ l,
sosyalleşmeye hazırlık olacak b r yalnızlaşma sürec
olmalıdır. Bu konudak sloganımız Hz. Ömer'e a t
şu sözdür: “Düşünce b lg n n kaynağı olduğu ç n
b lg den üstündür.”
33
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
5. İslam meşru yet çerçeves nde
düşüncen n özgürce fade ed lmes lkes :
Unutulmamalıdır k b r m llet n kalkınması
okumaktan, düşünmekten ve düşündükler n serbest
b r şek lde yazmaktan geçer. Hak kat n tüm
açıklığıyla ortaya çıkab lmes ve z h nler n net b r
aydınlığa kavuşab lmes ancak ve ancak fik rler n
çarpışmasına uygun b r zem n n varlığıyla
mümkündür. İslam ve edep da res nde fik rler n
serbestçe fade ed leb lmes , Müslümanların esk
görkem ne kavuşması yolunda öneml b r adım
olacaktır. İl m mecl sler nde düşüncen n özgürce
fade ed lmes b r tür meşveret olduğu
unutulmamalıdır. Allah Resulü'nün ashabıyla
meşveret düsturları bu bağlamda d kkate alınması
gerek r.
Yalnız bundan önce k ş lere bu meşveret
edeb n n ve st şare usulünün öğret lmes ve
k ş l klere bunun yerleşt r lmes gerekmekted r.
İnsaf düsturu elden bırakılmamalıdır. Musa
Carullah'ın “Akıl her hak kat n m zanıdır.” Sözüyle
b rl kte şunu fade ed yoruz:
“Hür akıl her hak kat n m zanıdır.
İnsan aklı ve rades hür olab l rse meçhul
olan her şey keşfedeb l r.”
6. İslam dünya görüşünün bakış açısını
yerleşt rme/kazandırma lkes : D ğer düşünce
s stemler yle yüzleşeb lmek ç n Mevlana'nın pergel
örneğ yle somutlaştırdığı g b b r ayağımızın kend
meden yet m z n değerler ne sağlam basması
gerekl d r. Kend değerler yle yüzleşmem ş ve
tahk k etmem ş b r b rey n karşılaşacağı her
rüzgarla savrulması kaçınılmazdır. İslam dünya
görüşünün kazandırılab lmes ç n İslam
kavramlarla düşünmek ve kend n İslam
kavramlarla fade edeb lmek gerek r. Bu konuda
Alparslan Açıkgenç' n “İslam ned r d ye
sorulduğunda, İslam dünya görüşüdür den lmel d r.”
Sözüne katılıyoruz.
34
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
7. Olayları, nsanları, düşünceler
değerlend rmede/anal zde ad l tenk t prens b ne
sah p olma lkes : Cenab-ı Hakk “B r kavme olan
k n n z s z adaletten alıkoymasın. Ad l olun. O
takvaya daha yakındır.” [Ma de 8] buyurmuştur.
İnsaf, b r olayın veya olgunun tek tarafından değ l;
her tarafından bakmayı ve ona göre durum
bel rlemey gerekl kılar.
8. D l n ncel kler n n ve gramer n
öğret lmes ne özel önem ver lmes lkes : D l
düşüncen n ev d r. B lhassa kend anad l ne hâk m
olmayan b reyler n okuduklarını anlayab lmes ve
kend n fade edeb lmes mkansızdır. Öğrenc ye
ruhuna h tap eden esnekl ğe/d nam kl ğe sah p
olması gerekl d r. Çağının sun gündemler nde
boğulmadan onun gerekler n drak edeb len ve
gününün ht yaçlarını önceden görüp buna göre
çözüm üreten b reyler yet şt r lmes hedeflen r.
10. İht yaç İlkes : Eğ t m programı,
fertler n günlük ht yaçlarını (düşünsel, fiz k ,
manev vs.) karşılayacak özell kte olmalıdır. Bu
ht yaçlar kend meden yet dışında üret len
bunalımların yapaylığından uzak, b rey ve topluma
kazanç sağlayacak ht yaçların olmasının gerekl l ğ
gözden uzak tutulmamalıdır. Ayrıca karşılaştığı
sorunlar karşısında çözüm üreteb len, dayanışma
anad l n ncel kler yle öğreteb lme b r eğ t m
s stem n n atab leceğ en öneml ve öncel kl
temel d r. B reyler bu temel üzer ne b nalarını
kuracaklardır. Bununla b rl kte İslam b r eğ t mde
Arapça öğrenmeye ve belagate teşv k de öneml yer
tutmaktadır. Arapça b r nc kaynağa yönelmey
sağladığı g b belagat da tebl ğ görev n n hakkıyla
yer ne get r lmes n sağlayacaktır.
Aktarma görev omuzlarına yüklenm ş olan
Müslümanların bu görevler n fa edeb lmeler ç n
muhatabına kend ler n fade edeb lmeler
zorunludur. Muhatabın durumuna göre h tap
h kmet gerekt rd ğ g b kullanılan d l n de y
b l nmes n gerekt r r. İslam klas kler n n d l ne
d kkat çek lmes de büyük b r eks kl ğ
dolduracaktır kanaat ndey z.
9. Zamanın ruhunu yansıtma lkes :
Eğ t m programının zamanın ruhunu yansıtan ve
b l nc yüksek b reyler yet şt r lmes ne uygun b r
s stem gerekl d r.
11. İl m/İlm l k İlkes : Eğ t m s stem
k ş de sürekl öğrenme b l nc (sorumluluğu)
oluşturab lmel d r. Ömür boyu öğrenmek ve
gel şmek toplumdak herkese ama b lhassa
öğrenc lere aşılanması gereken b r ht yaç olarak
kabul ed lmel d r. İslam'da öğrenme ş bell yıllar
arasına sıkıştırılan ve sonunda b r belgeyle
noktalanan b r süreç değ l, beş kten mezara kadar
durmadan devam eden b r süreçt r. Da m
öğrenmen n yolu öğrenc ye öğret m yılları ç nde
okuma, anlama ve kend n gel şt rme aşkı
aşılamayla mümkündür. Gerçek olan şudur k ;
“okuma zevk n kazanamayanın öğret m yarıda
kalmıştır.”
35
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
12. İht saslaşma İlkes : Fertler n bulundukları
hal/ ş üzere uzmanlaşmaları kolaylaştırılmalı/teşv k
ed lmel d r. Her ş b len k ş ler, h çb r şey
b lmeyenlerd r. Günümüzde b lg n n hızla
büyümes yle b rl kte, b rçok alanda uzmanlaşmak
mkansızlaşmakta, uzmanı olunmayan ş se h çb r
şeye yaramamaktadır. Ans kloped st b reyler yer ne
yeteneğ ne ve steğ ne uygun b r alanda b reyler n
uzmanlaşması gerekl d r. Hocaların da öğrenc y
yetenekler ne göre kanal ze edeb lmes gerekl d r.
Ayrıca; tüm dersler n art arda ver ld ğ sınavı
geçmeye endeksl s stem, b lg l ve b lg üreten
b reyler yet şt rmey sağlayamaz ve hatta
amaçlayamaz.
13. Eğ t m programının müfredatı
meden yet m zden neşet eden b r özgüven ve
cesaret aşılayab lmes /vereb lmes lkes : Kend
meden yet nden, tar h nden, tar h n n kend ne
yükled ğ m syondan ve tar h aldatılmışlığından
haber olmayan k ş ler ancak başkalarının
tezgahında hazırlanan oyunda p yon olmaya hakları
vardır.
Batı'nın Müslümanları
sömürgeleşt rmes nden evvel, onları z hnen buna
hazır hale get rmes n fade eden 'meden yet m zden
utanma' olgusu aşılmalıdır. Bu aşılma sürec kuru
b r böbürlenme şekl n alması tehl kel ve
tembell ğe sürükley c olacağı da göz önüne
alınmalıdır. Özgüven le k b r, mütevazılık le ez k
k ş l k b rb r ne karıştırılmamalıdır.
Unutulmamalıdır k ; “Büyükler b ze
sadece, b z d z çökmüş olduğumuz ç n büyük
görünürler. Ayağa kalkalım.”
14. Eğ t m müfredatı fan şahs yetler
üzer ne b na ed lmemel d r; bak hak katler
üzer ne b na ed lmel d r lkes : İslam b r eğ t m
şahıs merkezl olamaz. Ayrıca del ls z, burhansız
h çb r davaya t mat etmemek, mümkün olduğu
kadar hak kat olduğu ortaya çıkan şey nkar
etmemek lkes öğren m n her alanında b r değer
olarak öğrenc ye kazandırılmalıdır. Matemat k
lm n sosyal b l mlere de nd rgemek gerekl d r.
15. H kmetl Gez ler İlkes : İnsanlık
tar h n n, meden yet b r k m n n ürünler n tanıtıcı
gez ler n düzenlenmel ve böylece öğrenc de tar h
b l nc gel şt r lmel d r. Yan gezme yen den d r l ş
ç n araç olacak şek lde düzenlenmel d r.
“Gez de neler kazandırılmalı?” sorusuna
cevap aramak gerekl d r.
16. F k r b rl ğ nden öte kalp b rl ğ n
önemseme lkes : Bu lke toplumsal huzur ve
barışın tem natıdır. Ayrıntıda boğulup hak kat
ayrıntılarda arayanlar ayrıntıların dışlayıcılığında
boğulmaya mahkumdurlar. Aynı nancı
paylaşanların, aynı st kamette yol alanların
kardeşl ğ ne h çb r muğlak ayrıntı düşmanlık
oluşturmamalıdır. Bu da cemaat olmanın değ l,
ümmet olma b l nc n n gereğ d r.
Ümmet Olma İlkes : İslam b rl ğ fikr her aşamada
vurgulanmalı ve n ha hedef olarak tay n
ed lmel d r. Ümmet anlayışı, aynı nanca bağlı
olanların her zaman ve her koşulda barış ve güven
ç nde b rb rler ne yaklaşımıdır. Ümmet b l nc dışa
karşı yekvücut, çte se kültürel ve yerel
zeng nl kler yle var olan ve öylece devam eden
ülkeler n kardeşl k anlaşmasıdır.
36
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Eğ t mle İlg
BAŞLARKEN
İbn Tufeyl' n Eğ t m Felsefes
İbn Tufeyl' n
Eğ t m Felsefes
Prof. Dr. Necmett n Tozlu
MEKARİMÜL AHLAK
Yazarı:
Necmedd n
Tozlu,
İnkılab
Yayınları
Eğ t m felsefes n n yapımı şüphes z
güçlü düşünür ve filozofların
yen den ele alınması, meden yet
b r k m m z n yorumlanması,
zamanın ruhuna uygun olarak
yen den yorumlanmasını gerekl
kılmaktadır. Geçm ş n düşünce
boyutunu b r usare g b sıkıp ayırt
ed lerek günümüze get r lmed kçe
ve güçlü düşüncelerle
beslenmed kçe tam b r yet şt rme
kl m oluşturulamaz. İbn Tufeyl' n
eğ t m felsefes bu m nvalde öneml
bulguların elde ed leb leceğ b r
çer ğe sah pt r.
Yazarı:
İbn Tufeyl,
İnsan Yayınları
l Alternat f K tap L stes
Yazarı:
Muhy dd n
Arabî,
K tsan
Yayınları
Ahlak, nefs n hal d r. Nefs n
terb ye etmeyen, kusurlarını
araştırıp kontrol altına alıp
edeplend rmeyen k mse ahlakını
arındıramaz. Ahlakın özü, şehvan
ve gazap nefs n n boyun
eğd r lmes , akıl nefs- nat kasının
kuvvetlend rmes d r. Endülüslü
b lg n m z Muhy dd n Arabî'n n
eser olan eser, üstük ahlaka
ulaşmanın yollarını fade etmen n
yanında karakter eğ t m le lg l de
öneml ver ler taşımaktadır.
BİE EĞİTİMCİ OLARAK
HZ MUHAMMED (a.s)
Bu eser d n n em r ve yasaklarını
nsanlara öğret rken, Hz. Muhammed
(S.A.V)' n eğ t m ve öğret mde hang
metotları uyguladığını, toplu olarak
sunmaya çalışan b r eserd r. Klas k
Yazarı:
kaynaklardan derlenen eğ t m ve
Ebul Fettah
öğret me yönel k alıntılarla
Ebu Gudde
zeng nleşt r lm ş d pnotlar se k tabın
Yas n
kıymet n daha da arttırmaktadır.
Yayınları
Yazarı:
Sefer Turan,
T maş
Yayınları
Prof. Sezg n, tartışmasız dünyanın
en öneml b l m tar hç ler nden
b r s d r. Yakınları onun 27 d l
b ld ğ n söylemekted rler. K tap,
b l mler tar h n n nsanlığın ortak
malı olduğunu ve bugünkü batı
meden yet n n İslam meden yet ne
çok şey borçlu olduğunu gözler
önüne seren bu değerl b l m
nsanını Türk ye kamuoyuna
tanıtmayı amaçlamaktadır.
Kıvrak Zekâ
HAYY BİN YEKZAN
12. yüzyılda Endülüslü İbn
Tufeyl tarafından yazılan bu roman, 14.
yüzyıldan başlayarak bell başlı Avrupa
d ller ne çevr ld ; Defoe, Bacon,
Sp noza ve More g b pek çok düşünür
ve sanatçı üzer nde etk l oldu. İnsanın
yaratılışını, Allah'ın varlığını roman
şekl nde anlatan, tab atı nsan
varoluşunun tasv r nde etk l b r şek lde
anlatan bu eser meden yet m z n eğ t m
yöntem hakkında da öneml puçları
vermekted r.
B l m Tar h Sohbetler
Yazarı:
Tak yyüdd n En Nebhan
Ta-ha Yayıncılık
Tak yüdd n En Nebhan
Kıvrak Zekâ, nsanın
potans yel n b lmes ve bu
potans yel harekete geç rmes nde öneml b r katkı
sağlayacak b r eser. Hızlı düşünme nasıl olur? Batı
meden yet n n hızlı düşünmem z olumsuz etk leyen
faktörler nelerd r? Mekan k düşünme ned r? Yavaş
düşünme le sömürgeleşme arasında nasıl b r l şk
vardır g b soruların yanıtlanmasında b r başucu
k tabı olduğunu söyleyeb l r z.
AKLINI EN İYİ ŞEKİLDE KULLAN
"Beyn n z uyuyan b r dev
g b d r," d yor yazar. K tapta, kavramları
anlamanıza ve günlük yaşama
uygulamanıza yardımcı olacak kend
kend n lerletme alıştırmaları, kend
kend ne kontroller ve ç z mler vardır.
Aklını en y şek lde kullan, beyn ndek
uyuyan dev uyandırıp, daha etk l
Yazarı:
düşünmek, öğrenmek, okumak ve
Tony
Buzan,
ezberlemek steyenler ç n vazgeç lmez
Ar on Yayınları
b r rehberd r.
37
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Eğ t mle İlg
BAŞLARKEN
İNSAN EĞİTİMİNİN
KURANİ METODU
İNSAN EĞİTİMİNİN
KURANİ METODU
l Alternat f K tap L stes
GÖRÜNMEYEN ÜNİVERSİTE
İSLAM FİLOZOFU
İBN RÜŞD
Yazarı:
Ebul Hasan En
Nedv ,
İslam Neşr yat
Yayınları
Yazarı:
Ers n Naz f
Gürdoğan,
İz Yayınları
Yazarı:
Prof. Dr. Al
Medar, Fıtrat
Yayınları
İslam eğ t m n temel hedefler
nelerd r? Batının eğ t m le lg l
ler sürdüğü alternat fler b z m ç n
ne kadar yer nde çözümler sunar?
İdeal b r eğ t m s stem nde aklın
rolü tam olarak ne olmalıdır? İslam
eğ t m s stem nde c hadın nasıl b r
fonks yonundan bahsed leb l r? Bu
ve benzer sorulara k tabın yazarı
açık gönüllülükle cevap verm ş,
okuyucuya alternat f çözüm yolları
sunmuş.
HÜR İSLAM EĞİTİMİNE DOĞRU
B ld ğ m z akadem k
kurumlar olan ün vers teler n
yanında b r de davranışlarıyla, hal
ve tavırlarıyla, yönlend rmeler yle
k ş n n eğ t m ne büyük katkıda
bulunan nsanlar vardır. O
nsanlarla tanıştığımızda hayatımız
değ ş r, dünyaya apayrı b r
noktadan bakmaya başlarız. Bu
k tap bu kaynak k ş lerden b r ne,
M. Zah d Kotku'ya da rd r.
İslam F lozofu
İbn Rüşd
Yazarı:
Rızaedd n İbn
Fahredd n
Gündoğan
Yayınları
...Otuz başlığa bölünmüş olan
eserde, İbn Rüşd'ün yaşamı,
k ş l ğ , eserler , d n ve felsefi
nançları hakkında kısa b lg ler
ver lm ş, ayrıntıya g d lmem şt r.
Süleyman Naz f' n İbn Rüşd'ü
Türklere daha ayrıntılı b r
b ç mde tanıtacak b r
MUSA CARULLAH BİGİYEF
Musa Carullah'ın düşünces nde ffet,
ct had, sabır, h lm, af, cömertl k ve
takva g b yüce hasletler aslında
hürr yet n b rer şubeler d r. Bu manada
b reyler hür olan b r toplumun
fertler n n hür fik rler nden, bar kahak katten başka ne doğab l r? İslam da
muteber olan, fik r b rl ğ değ l, kalp
b rl ğ d r. F k rler ne kadar muhtel f
olursa olsun, kalp b rl ğ İslamın en
büyük esasıdır. İslam dünyasının
Yazarı:
yaşadığı sömürgeleşme sürec n nasıl
Mehmet
aşab leceğ le lg l yaptığı mücadelen n
Görmez,
safhalarını anlatır.İslam coğrafyasını
D
yanet
Vakfı
karış karış dolaşır.Alternat f b r medrese
Yayınları
model ,müfredatı üzer ne kafa yorar,
çalışma başlatır.Afgan 'n n öze dönüş
projes n n fikr vers yonu den leb l r.
K tap, İslam ülkeler nde eğ t m ve
öğret m n esasları; uğursuz b r fikr
mücadelen n kaynağı; İslam
öğret m ç n b r program konulması;
okutulması gereken en lüzumlu
dersler; Müslümanların üstünlüğü ve
yüklend kler görev; davanın
ruhuyla dolup taşmak ve halkla
karışıp görüşmek; öğret m n ve
eğ t m s stem n n yen den yapılması;
kültürlü yen nes lde batı
düşünces n n zler ve tes r g b
eğ t mle lg l temel meseleler m z
şlemekted r.
monografin n yazılması d leğ se
bugüne kadar gerçekleşmem şt r.
Sanıyorum k bu durum, öteden
ber hem geçm ş m ze hem de
felsefe g b gerçekten seçk n b r
düşünsel etk nl ğe yabancılaşmış
olmamızla açıklanab l r.
Genç Müslüman'a
Modern Dünya Rehber
, Yazarı:
Seyy d Hüsey n Nasr,
İZ Yayınları
Neredeyse bütün sosyal,
ekonom k, kültürel vd. faal yet
alanlarının İslâm'a ve onun temel
prens pler ne aykırı olduğu b r
çağda yaşıyoruz. Toplumsal
hayatın temel taşlarının İslâm yok
sayılarak döşend ğ bu dünyada
genç Müslüman ne yapacaktır? Elbette k modern
dünyayı yok sayıp kend zole hayatını yaşamayacak,
Batıya ve onun eser olan modern dünyaya gür,
kuvvet n manından ve geleneğ nden alan b r sesle
yanıt verecekt r. K tap, modern zamanlarda
Müslümanların nasıl yaşayab lecekler le lg l şaret
taşları mesabes nded r.
38
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Eğ t mle İlg
BAŞLARKEN
DÜŞÜNCENİN OKULLAŞMASI
l Alternat f K tap L stes
KİTABA VE OKUMAYA DAİR
Ed tör:
Üm t Ergül,
Kalender Yıldız,
Sızıntıdan
Damlalar, Işık
Yayınları
Yazarı:
Kürşad Atalar
Pınar
Yayınları
Müslüman dünyası, yen b r
dönem n eş ğ nde bulunuyor. Pek
çoğumuz belk gel şmeler n seyr n
algılamakta b le zorlanıyoruz ama
geleceğ n dünyasını nşa etme
noktasında tek alternat f olarak
İslam'ın kaldığı bugün artık
rahatlıkla söyleyeb l r z. Hâl hazırda
Müslümanlar, küresel b r güç
olab lecek mkânlardan
yoksundurlar; ancak bütün yerküre
üzer nde bu potans yel ha z başka
b r alternat f düşünce, nanç s stem
veya deoloj de bulunmamaktadır.
K tap, bu potans yel n nasıl harekete
geç r leb leceğ le lg l b r proje
sunuyor.
K tap; ışığın davetç s ... Okumak,
k tabın ışık çağrısına cevap vermek...
Yazı, kend n fade etmen n, kelamın
kalıcı hal ... Okumak; arınmak, k tap;
çoğalmak, yazmak, paylaşmaktır...
K m yazarlar, okur seçer, k m okurlar
yazar seçer. Seç c olan k mse ne
aradığını b len k msed r... Ne aradığını
ve nerede araması gerekt ğ n b lenler
er ya da geç aradıkları şey
bulacaklardır.
K tap, okuma ve yazı hakkında çok
şey söylemek mümkün, ama aslında
en y s bu mesele üzer ne h çb r şey
söylememekt r... İç n zde eks kl ğ n
duyduğunuz şey n ne olduğunu en y
b l rs n z. İy okumalar...
DİN EĞİTİMİNDE
MÜKAFAT VE CEZA
Yazarı:
Mehmet Em n
Ay, Gül Yurdu
Yayınları
K tapta d n eğ t m nde mükâfat ve
ceza konusu, a le, örgün ve yaygın
eğ t m kurumları perspekt finden ele
alınarak, gen ş b r bakış açısıyla ve
detaylarıyla ncelenmeye
çalışılmıştır. B n öğrenc le yüz
öğretmene uygulanan anketler n
b lg sayar ve stat st k programları
aracılığıyla değerlend r ld ğ bu eser,
mükâfat, ceza, dayak ve falaka g b ,
konuyla yakından alakalı kavramları
ele alan 300'ü aşkın kaynak gözden
geç r lerek hazırlanmış. Anne
babaları, eğ t mc ler yakından
lg lend ren bu çalışmanın, özell kle
d n eğ t m yle lg lenen her kes mden
nsanımıza da öneml b lg ler
vereceğ n düşünüyoruz.
DİNİ İLİMLERİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI
Günümüzde İslam d n özünü
muhafaza etmekle beraber, geçm ş
m lletler n d nler n n üzer ne kümelenm ş
aynı türden tozların (b dat ve hurafeler n)
sıkıntısını çekmekted r. Şu kadar var k
İslam d n n n özü (Kur'an-ı Ker m) d ğer
semav şer atların aks ne tahr flerden
korunmuştur. İslam d n n yen den
yapılandırmak ç n yapılacak lk ş
sonradan yapılan lavelerden onu ayıklayıp
tem zlemekt r. İslam d n bu beşer
kaynaklı lavelerden tem zlenmed kçe,
lah d n hya ç n atılacak h çb r adım asla
başarıya ulaşamayacaktır. Eser bu
ayıklanmanın nasıl yapılacağı le lg l
b lg ler ver yor.
Yazarı:
Vah düdd n
Han
Özgü
Yayınları
BİR ĞİTİMCİ OLARAK AKİF
EĞİTİMDE YANLIŞ YÖNTEMLER
Bu çalışma, İst klâl Marşı şa r m z
Mehmet Âk f Ersoy'un eğ t mc
yönünü, toplumu eğ tme
konusundak fik rler kend eserler
referans alınarak anlatılmaya
çalışılıyor. Kurtuluş savaşı
yıllarında ve akab nde meydana
gelen Batılılaşma serüven n n
Yazarı:
yarattığı yozlaşmayı, takl tç l ğ
Abdullah
eleşt ren Ak f, alternat f eğ t m
Özbek,
s stem n n oluşumunda yerel
Selam Yayınları d nam kler n önem ne nananlara
ş rler yle tercüman oluyor.
Eğ t mde yanlış yöntemlerden
kastımız, eğ t m n amacına ulaşmak
ç n eğ tmen tarafından uygulanan
ancak yıkımdan başka h çb r etk s
olmayan söylemler, davranışlar ve
tavırlardır. Bu yöntemler hakkında
ş md ye kadar yazılmış eserler ya
araştırma eser değ ld r ya da b r
ps kologun elde etm ş olduğu
Yazarı:
tecrübeler yazıp k taplaştırmasıdır.
M. Rıza Ka m Eser eğ t mdek yanlış yöntemler
Mukaddem, el b lg nler m z n fadeler ışığında
Mustafa Yayınları serded yor.
39
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Eğ t mle İlg
BAŞLARKEN
DÜŞÜNCELER 1
KAVRAMALAR
l Alternat f K tap L stes
DÜŞÜNCELER 2
KURUMLAR
Yazarlar:
Seza Karakoç,
Drlş
Yayınları
Yazarlar:
Seza
Karakoç,
Drlş
Yayınları
B z, nsanî olguda, marks zm n ve her türlü
materyal zm n zıddına, ruhî faktörü altyapı, temel
Yazarı: Burhanedd n Ez
Zernuc , Fey z Yayınları
olarak kabul ed yoruz. Maddî - ekonom k
faal yetler bunun b r sonucu ve yansıması, net ce
t bar yle üstyapısını teşk l ederler. Ayn kl mde,
meden yetçe yüksel ş ve alçalış dönemler n n
olması başka türlü açıklanamaz. B ze, meden yet,
b r deal olan nsanların büyük fedakârlıklarla
gerçekleşt rd kler b r harekett r. "İdeal" ve
"fedakârlık", "özver " se, maddî faktörlere aykırı
ve karşıt ter mlerd r. "Fayda" faktörü meden yette
b r amaç değ l, b r araçtır. İnsanların " y yaşama"
stekler , düşünülürse, b r amaç değ l, asıl
amaçlarını gerçekleşt rmede b r araçtır. Ama
amaca b t ş k b r araç bulduğundan, b r yanıltışla,
k m nsanlara amaç g b gözükeb l r.
Üstad Seza Karakoç, devlet
başkanlığı, ün vers te, telev zyon
ve s nema g b kavramları
geçm şle sağlıklı b r bağ
kurarak, ümmet mefhumunu
merkeze alarak
rdel yor.Eğ t mde İslam
klas kler n n şlenmes n n altını
ç z yor.demokras ,cumhur yet,se
ç m g b kavramlara İslam b r
perspekt fle anal z
ed yor.Meden yet m z n yen den
d r l ş nde eğ t m kurumlarının
üstlenmes gereken rol le lg l
yol göster yor
İSLAM DEKLARASYONU
Yazarı:
Al ya
İzzetbegov
ç, F de
Yayınları
Bugün kamuoyuna sunduğumuz b ld r ,
yabancılara ve şüphe ç nde olanlara,
İslam'ın şu veya bu s stem n, şu veya bu
düşünce grubunun üzer ndek
üstünlüğünü spatlayacak b r met n
değ ld r. B ld r , hang tarafta olduklarını
apaçık b r b ç mde kalpler nde h sseden
ve nereye a t olduklarını b len
Müslümanlara yönel kt r. Bu g b
nsanlar ç n bu b ld r , onların sevg s
ve a d yet n n ne g b görevler yükled ğ
hakkında gerekl sonuçların çıkarılması
ç n b r çağrıdır. Al ya İzzet Begov ç
"hedefim z; Müslümanların
İslamlaşması, sloganımız; İnanmak ve
mücadele etmek" d yerek "İslam
Deklarasyonu"nu yukarıdak fadelerle
lan ed yordu.
TALİMÜL MÜTEALLİM
K tap, Hz Peygamber(s.a.s)'
den nt kal eden, âl mler yolu
z nc r le günümüze kadar
gelen l m ve bu lm n
yayılmasına sebep olan fey z
ve berekete na l olmak
steyen herkese bu eser n her
b r b rer elmas değer ndek
tavs yeler n öğrenerek
onlara r ayet etmeler çok
öneml d r. Müell f,
karşılaşılan sorunları
halletmede l m ç n l m
prens b yer ne, Allah rızası
ç n l m prens b n
öğrenc n n b r nc derecede
eğ t m-öğret m maddes
olarak tavs ye etmekted r.
Anadolu'dak Amer ka
Yazarı:Uygur Kocabaşoğlu, İmge
K tabev Yayınları
Tüm 19.yüzyıl ve 20.yüzyılın lk çeyreğ m syonerl ğ n altın
çağıdır. Z ra bu çağ aynı zamanda kap tal zm n
emperyal zme dönüştüğü çağdır. Bu dönüşümde araçsal
görev üstlenen kurumlardan b r s de m syoner okullarıdır.
M syoner okulları, Amer kan m syoner faal yet n n b r tür
v tr n olmuştur. Bu okullar b r yandan Osmanlı
İmparatoluğu'ndak "Amer kan çıkarları"nın bel kem ğ n
oluşturuyor, b r yandan da "Yen Dünya"nın eğ t m
alanındak prest j n s mgel yordu. Bu k tapta Amer kan
m syonerler n n 19.yüzyıl Anadolu'sundak serüvenler n ,
yapılan çalışmaların stat st kler n bulacaksınız.
40
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Eğ t mle İlg
BAŞLARKEN
l Alternat f K tap L stes
İslam'da Eğ t m
İslam D nam zm ve Entelektüel Atalet
Yazarı:
Kad rüdd n
Ahmed,
İlke Yayınları
K tap, İslam kültürün; ne İslam
aydınlanmanın tamamıyla durduğu
uzun dönemde, ne de Müslümanların
s yas zayıflık ve her türlü kurtuluş
reçetes n n boşa çıkmasından muzdar p
oldukları 18. Ve 19. yüzyıllarda,
canlılık ve enerj s n kaybetmed ğ
üzer ne b r tezd r. Teze göre bu
d nam zm b zzat Müslümanlar
tarafından, yen l kç düşüncelere karşı,
kend ler n korumak amacıyla kontrol
altına alınmıştır. Bu kontrol
mekan zması se entelektüel yaratıcılığı
tahd t etme şekl nde tezahür etm şt r.
İslam'da Eğ t m, Prof.Dr.
Bayraktar Bayraklı,
Bayraklı Yayınları
K tap, Batı eğ t m s stem n n
bell düşünceler ve bu
akımların bell düşünürler n ,
İslam eğ t m tar h n , İslam
eğ t m n sah p olduğu özell kler temel
kaynaklarımızı referans kılarak anlatıyor.
Korku, gazap, azgınlık, k b r, hased g b
kavramların eğ t m üzer ndek olumsuz
etk ler n ; kıssaların, ç gözlem n, tab at
olaylarının eğ t m üzer ndek olumlu etk ler n
daha çok Kuran ve sünnetten del llerle d le
get r yor.
MODA CLUB
Biz Modayız
www.zg y m.com
Merkez: M. Kemal Cad. No: 140
Şube: M. Kemal Cad. No: 62 Kahta / Adıyaman
Merkez Tel: 0 416 725 64 65
Şube : 0 416 726 29 37
41
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
BAŞLARKEN
Meden yet m z n Yen den İhyası İç n
DOSTUM
Mustafa İslamoğlu
Yen b r şyer açmışsın. Hayırlı, mübarek
olsun. Heyecanını anlıyor, sev nc n paylaşıyorum.
Sen nle paylaşmak sted ğ m başka şeyler de var.
Umarım k , sen de ben anlarsın.
“Hayırlı olsun” demek kolay. Ama “hayırlı
kılmak” o kadar kolay değ l. Mübarek olsun demek
kolay. Ama berekete na l olmak o kadar kolay değ l.
Çünkü, parçada n ce hayır görünen şeyler vardır k ,
onu bütün ç ndek yer ne yerleşt r nce h ç de hayır
olmadığı görülür. Neden mübarek değ l, şte o zaman
anlaşılır.
Sen sen ol, parçaya bütünden kopuk değer
b çme. Başı gövdeden ayırırsan, ne başın ne gövden n
değer kalır. Parçayı a t olduğu bütün ç nde
değerlend r. Gerçek hayır o zaman tecell edecekt r. O
zaman mübarek olacaktır. Çünkü her parça bereket n
bütünden alır.
B r de parçayı a t olduğu yere koy da seyret.
O zaman duyduğun heyecan, daha farklı b r heyecan
olacaktır. “Allah'ın gör ded ğ yer” şte orasıdır.
Oradan bakarsan, “Ne varlığa sev n r m / Ne yokluğa
yer n r m” sırrına erers n.
Oradan bakarsan, “Ey Şamlılar! S z n
taptığınız ayağımın altındadır!” d ye haykıran adamı
yüreğ nde duyarsın. Orayı kazınca, ne çıkacağını
b l rs n.
Oradan bakarsan, “el n kârda gönlün Yârda”
olur. B l rs n k , gönlünü da kâra kaptırırsan Yâra b r
şey kalmaz.
Oradan bakarsan, el n kaldırır “Ya Rab!
El m zde çok eyle, gönlümüzde yok eyle!” d ye n yaz
eders n.
Dostum!
Unutma, dünyalık b r okyanus, sense bu
okyanusta b r gem s n. Yol hayattır. Yolunu y t ren
hayatını y t r r. Yolunu bulan hayatını bulur. Gem n n
yolu sudur. Su gem n n dışında durdukça gem yol
alır. Bu saadett r. Su gem n n ç ne g rerse, gem
batar. Bu felakett r. Sen h ç atını sırtında taşıyan
süvar gördün mü dostum? Görsen ne derd n? Sırtta
taşınan at, süvar s ne ne hayır get r r?
Etrafına bak! Ne kadar malını sırtında
taşıyan adam varsa, şte onlar atını sırtında taşıyan
süvar lerd r. Atın yağız olsun. Atın küheylan olsun.
Koşumları atlastan, üzeng s altından olsun. Fakat sen
sırtında ol. O sana b nmes n, sen ona b n.
Hayırlı mal, sah b n n sırtına b nd ğ maldır.
Onu menz l ne ulaştıran b r b nekt r. Sah b n n sırtına
b nen mal asla hayır get rmez. Çünkü artık “sah p” le
“mal” yer değ şt rm şt r. Mal onun sah b d r. Mal onu
sted ğ yere sürer. Mal ona gem vurur. Mal onun
süvar s olur ve sted ğ yere sürer götürür. Malı
süvar s olan ney n sah b d r dostum? Tut k dünyalar
onun olsun. Fakat karşılığında kend s n verm şse,
ney elde etm şt r?
Söyler m s n, böyle b r alışver şten kazançlı
çıkmak mümkün müdür? Kend n z vererek aldığınız
h çb r şeyden kârlı çıkamazsınız. Ortada “ben m”
d yecek b r kalmamıştır k , “sah p” olmaktan söz
ets n.
Kend n kaybeden, ney kazanab l r k ?
Dostum, kend ne mukayyet ol. Mukayyet ol
k ; den z gem s z, gem kaptansız, kaptan rotasız
kalmasın. Yol yolcusuz, yolcu yolsuz, at süvar s z
kalmasın.
Hz. Süleyman'la Karun'u ayıran ç zg budur şte.
Fakat Süleyman atına kend s n taşıttıran süvar yd ,
Karun atını sırtında taşıyan süvar .
Dostum, şu Kur'anî duaya yürekten am n de:
“Rabb m z! B ze dünyada da güzell k ver ah rette de;
ve b z (el m zle yaktığımız) ateş n azabından koru!”
(2.201)
42
Eğitimle Diriliş
Haz ran-2014 Yıl:1 Sayı:1
Kahta Diyalog Gazetesi Hizmet Ağını Genişletti
Katalog - Broşür Derg - K tap
Af ş - El İlanı
Antetl Kağıt
Özel Kartv z t Tasarımları
Özel Davet ye - Zarf
İnsert
Ve
D ğer tüm matbaa şler yle
H zmet n zdey z...
Tüm matbaa ve
of s şler n z ç n
D yalog Gazetes nden tekl f stey n!
DAĞ YAPI
Ev Hayali Kuranlar Için ..!
Emlak-Müteahh tl kİnşaat-San.ve T c. Ltd. Şt .
Gsm: 0505 298 02 92
ADRES: Turgutre s Mah. İst klal Cad.
Gürsoy Apt. No:10/A ADIYAMAN
www.dagyap .net
İKBAL KÜLTÜR VE YARDIM DERNEĞİ
İLİM VE İRFAN GÖNÜLLÜLERİNİN BULUŞMA ADRESİ
Sizde
Bir
İyilik
Yapın
“Sizden hayra çağıran,
iyiliği emredip kötülükten sakındıran
bir topluluk bulunsun.
İşte kurtuluşa erenler bunlardır.”
(Al-i İmran 104)
www.kahtaikbalder.com
kahtaikbalder@hotmail.com
Yen Mah. Celalett n Cam Yanı No:24 Kahta / Adıyaman
İSLAM VE BATI EĞİTİMİNİN
KARŞILAŞTIRILMASI
B
atılı tal m ve terb ye
felsefes nde asıl konu
t o p l u m ' d u r. İ s l a m
tal m ve terb yede se “ nsan“
dır.
Batılı tal m ve terb ye, “ güçotor te“ peş nded r. İslam
tal m ve terb yede, “hak kat“
talep ve arama söz konusudur.
Batı tal m ve terb yes , sonuç
t bar yle “teknoloj “ ye yönel k
ve ona dayalıdır. İslam tal m ve
terb ye se, “ deoloj “ ye
yönel kt r.
Batılı tal m ve terb ye eğ t m ,
İslam tal m ve terb ye
olgunlaşma ve yet şmey
hedefler.
Batılı tal m ve terb ye toplumsal
davranışı, İslam tal m ve
terb yes nsan ahlakın
gel şmes n hedefler.
Batılı tal m ve terb yes nde
nsan, toplumun aracı, İslam
tal m ve terb yede, nsan “hedef
“, toplumun ht yacı araçtır.
Batılı tal m ve terb yede slogan:
Yaşayış ve mutluluk. İslam
tal m ve terb yen n sloganı
güzell k ve kemald r.
Batılı tal m ve terb ye nsanda
“l yakat” n tem n n , İslam
tal m ve terb yes se nsanda
“faz let “ n tem n n hedefler.
Batılı tal m ve terb yede
pragmat zm (faydacılık)
egemen ruhtur. İslam tal m ve
terb yede rad kal zm egemen
ruhtur.
Batılı tal m ve terb yede yönel ş
serbestt r. İslam tal m ve
terb yede yönel ş mesul yetl d r.
Batılı tal m ve terb yede real zm
(gerçekç anlayış), İslam tal m
ve terb yede deal zm hâk md r.
Batılı tal m ve terb ye r salet ,
sosyal düzende nsanın yer n
bel rler, İslam tal m ve terb yes
h lkat (yaratılış) n zamında
nsanın
yer n bel rler.
Batılı tal m ve terb yede fikr n
alt yapısı l md r. İslam tal m ve
terb yede (fikr n altyapısı)
h kmet (anlayış, l m, aydınlık
görüşü, h dayet) t r.
Batılı tal m ve terb ye, evren
b l nc n n rüştünü, İslam tal m
ve terb ye öz b l nc n
olgunluğunu hedefler.
Batılı tal m ve terb ye
“mukted r nsan”yaratır. İslam
tal m ve terb ye “sal h nsan”
yaratır.
Batılı tal m ve terb ye
meden yete doğru yönel r.
İslam tal m ve terb ye kültüre
doğru yönel r.
Batılı tal m ve terb ye “meden
toplum” yaratır. İslam tal m ve
terb ye “meden nsan“ yaratır.
Batılı tal m ve terb ye “toplum“
yaratıcısı, İslam tal m ve
terb yes “ümmet “ yaratıcısıdır.
Batılı tal m ve terb ye tab at
çevres ne hâk m olmayı, İslam
tal m ve terb ye kend çevres ne
hâk m olma(nefs n kontrol
etme) yı amaçlar.
Batılı tal m ve terb ye nsanın
“olma” sına (mevcut
durumuna) dayalıdır. İslam
tal m ve terb ye nsanın “oluş”
una (gelecektek durumu)
dayalıdır.
Batılı tal m ve terb ye nsanı,
kend ne h zmet etmeye ve
“toplum“un selahını gözetmeye
sevk eder. İslam tal m ve
terb ye, nsanı topluma h zmet
etmeye ve kend selahını
gözetmeye çağırır.
Batılı tal m ve terb yede amaç
“var olan“ı koruma ve
güçlend rmed r ( lm n beyan
ett kler ). İslam tal m ve terb ye
“olması gereken“ yaratma ve
olgunlaştırmadır (d n n beyan
ett kler).
Al Şer at
Hür Düşünce Mekteb
Dr. Al Şer at
Download