Aleviler ne istiyor Hasan Kaya Korkma, sönmez, memleketimi seviyorum… Kime sorarsanýz korkma sönmez, memleketini seviyor, devleti için çalýþýyor. Döven, dövülen, vuran vurulan, hýrlý hýrsýz, katil… Siyasiler, cami hocasý, futbolcu, dopingli halterci, þarkýcý, söz yazarý, kemancýsý zurnacý hepsi memleketini seviyor devleti için çalýþýyor. >2’DE Lisede mescit >7’DE PSAKD Bursa Þubesi Kültür Merkezi ve Cemevi açýlýdý Recai Aksu recaiaksu@aol.com Asgari ücret yüzde 6 artacak AlevilikBektaþilik bir “ateizm” deðildir Sizin ifadenizle “Ýlahi ezber”e uyan Alevi-Bektaþi sayýsý az deðil bugün. Alevilerin büyük bir bölümü cemevinde ibadet ediyor, ama camiye giden, oruç tutan, namaz kýlan Aleviler de var. Bir kýsmýnýn ise bunlarla hiçbir iliþkisi yok. Nedir bu durum? Alevilik geçmiþte tek bir bütün idi: Ortaçað’da temel üretim zemininde, yani toprak-otlak ve topraða-otlaða girdi üreten kentsel yapý üzerinde belirleyici üretici güçleri kucaklayan, onlarý esenliðe çýkartacak olan bâtýni kurtarýcý bilinç-inançtý. Bir topluluk bilinci-inancý olmasýna karþýn sýnýf yoðun karakteri nedeniyle çalýþan-üreten olmak koþuluyla tüm Anadolu insanýnýn çýkarlarýný-özlemlerini kucaklayabildi. Ne var ki artýk Ortaçað’da yaþamýyoruz: O günden bugüne Alevi-Bektaþi zeminde ciddi sýnýfsal ayrýþmalar oldu. Diþe dokunur bir Alevi-Bektaþi burjuvazisinin varlýðýndan söz edebiliyoruz artýk. >4’DE 2008 yýlý programýný yayýmlayan hükümet sosyal güvenlikte hedeflerini belirledi. Programda ücret artýþlarýna yer verildi. Memur maaþlarýnda yapýlan enflasyon oranýndaki artýþýn ardýndan gözler asgari ücrete çevrildi. Ancak hükümet bu kez enflasyon hedefinin üzerinde yüzde 6’lýk bir artýþ yapmayý planlýyor. >6’DA Kardelen Ayþe Kardelen Ayþe güvencen nerede kadron nerede Doðalgaz Þubat'ta Nevþehir'de Nevþehir'de çalýþmalarý sürdürülen Doðalgaz daðýtým hattýnýn yapýmýna iliþkin olarak bilgilendirme toplantýsý yapýldý. PSAKD Bursa Þubesi Kültür Merkezi ve Cemevi açýlýþ töreni, 28.10.2007 Pazar günü saat 13:00 te kurdelenin kesilmesi ve 12 Güvercinin Barýþ adýna uçurulup Semah dönülmesiyle baþladý. Açýlýþ þölenine Siyasi Parti temsilcileri, Demokratik Kitle Örgüt yöneticileri, Sivil Toplum Kurumlarý, Meslek Örgüt temsilci ve Yöneticileri , PSAKD Kültür Sanat Sekreteri Erdal YILDIRIM, Bursa’daki Müsahip Dernek Yöneticileri ve 1.500 kiþiyi aþkýn Pir Sultan Abdal dostunun katýlýmýyla gerçekleþti. >2’DE Savaþlarýn, acýlarýn ve felaketlerin olmadýðý bir dünya özlemi ile Cumhuriyet’in 84. yýlý kutlu olsun. Nevþehir Belediye Baþkan Yardýmcýsý Cafer Okur ve NevþehirNiðde Doðal Gaz Daðýtým A.Þ. Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Uluçay ve Nevþehir-Niðde Doðalgaz A.Þ.Bölge Müdürü Bülent Güvenç'in katýldýðý toplantýda, 2008 Þubat ayý içerisinde Nevþehir'de daðýtýmýna baþlanýlacak Doðalgaz konusunda 2006-2007 yýlýnda yapýlan temel alt yapý çalýþmalarý ile 2008 yýlýnda öngörülen çalýþmalarla ilgili bilgiler verildi. >7’DE Sobadan sýzan gazdan zehirlendi Kýzýlderili Þef Seattle’ýn Beyaz Saray’a mektubu Eðitim-Sen Hacýbektaþ temsilciliði “Kardelen Ayþe Kardelen Ayþe Güvencen Nerede Kadron Nerede” baþlýklý basýn açýklamsý ile Türkiye’nin hýzla sosyal devlet olmaktan uzaklaþtýðýný belirtti. Konu ile ilgili olarak yapýlan basýn açýklamasýnda þu görüþlere yer verildi: “Anayasamýz hala öyle olduðunu söyleye dursun ama memleketimiz hýzla sosyal devlet olmaktan uzaklaþýyor. Artýk sosyal sorunlara karþý kamunun yerine getirmesi gereken sosyal yükümlüklerden söz eden yok. >3’DE Grip ve soðuk algýnlýðý uyarýsý! Bu konuþma 1854' de Kýzýlderili Þef Seattle tarafýndan halkýnýn topraklarýný satmasý istenmesi üzerine bir cevap olarak yazýlmýþtýr. Bu konuþma Washington'da muhafaza edilmiþ ve Amerikan Expo 74'de sunulmuþtur. Son zamanlarda UNEP (Birleþmiþ Milletler Çevre Programý) tarafýndan yayýnlanýp, çevre üzerine þimdiye dek yapýlmýþ en güzel ve en içten anlatým olarak tanýmlanmýþtýr. Kýrþehir'de akþam saatlerinde meydana gelen olayda, sobadan sýzan karbon monoksit gaz sonucu bir kiþi hayatýný kaybetti. Edinilen bilgiye göre, Yenice Mahallesi 154. sokak üzerinde müstakil bir evde ikamet eden Fikret Eraslan (43), sobadan sýzan karbon monoksit gazý nedeniyle zehirlenerek hayatýný kaybetti. >6’DA Kýzýlderili Þef Seattleýn Washington'daki büyük þef topraklarýmýzý almak istediði konusunda sözünü göndermiþ. Büyük þef ayný zamanda dostluk ve iyi niyet sözlerini göndermiþ. Bu çok nazik bir hareket. Çünkü karþýlýk olarak bizim dostluðumuza çok az ihtiyacý var. >5’DE Yetkililer halk arasýnda çoðunlukla birbiriyle karýþtýrýlan grip ve soðuk algýnlýðý hastalýklarýnýn aslýnda birbirinden çok farklý hastalýklar oldu- ðunu söyledi. 6’DA HACIBEKTAÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 35 62 Ev Tel: 441 31 75 2 31 Ekim 2007 Çarþamba PSAKD Bursa Þubesi Kültür Merkezi ve Cemevi açýlýdý ettiðini; Bursa’da bulunan canlarýmýzýn da derhal çocuklarýnýn ‘Zorunlu Din Derslerine’ girmemeleri için dava açmalarý, bu davalarýn PSAKD yönetimince takip edileceðini ve gerekli hukuksal desteðin verileceðini belirtti. Hasan Kaya Korkma, sönmez, memleketimi seviyorum… Kime sorarsanýz korkma sönmez, memleketini seviyor, devleti için çalýþýyor. Döven, dövülen, vuran vurulan, hýrlý hýrsýz, katil… Siyasiler, cami hocasý, futbolcu, dopingli halterci, þarkýcý, söz yazarý, kemancýsý zurnacý hepsi memleketini seviyor devleti için çalýþýyor. Donsuz çocuklar, doðru çalýþkan biraz sýska ama memleketini seviyor, devleti için mendil satýyor. Banka hortumlayanlar, malý götürenler onlar da memleketi seviyor, devlet için çalýþýyorlar. Sokaða tüküren de, denizi kirleten de memleketi seviyor, devleti için çalýþýyor. Yerin altýný üstünü zehir edenleri de unutmayýn. En çok siyasiler, bürokratlar, polisler, askerler seviyor memleketi, en çok onlar çalýþýyor devleti için canla baþla… Polisler boþuna mý cop sallýyor sanýyorsunuz. Memleket sevgisinden, devlete hizmet olsun da ne olursa olsun. Memleket sevgisi bayrak sallamak, maçlarda küfür etmek midir, sokakta adam dövmek, linç etmeye çalýþmak mýdýr ve sorulduðunda “Ben insanlarýmýzý seviyorum, yediden yetmiþe daðdaki, bayýrdaki, þehirdeki kardeþimdir” demek midir? Allah Allah, takke tarak, sarýk saçak, tesettür turban, korkma sönmez memleketi seviyorlar. Dualarla, tekbirlerle yürümek midir memleket sevgisi? Gün yetmez aylar gerek saymaya, ben býraktým, iþiniz yoksa birazda siz sayýn. Ama ne tuhaf deðil mi? Saymakla bitmiyor. Bu kadar memleketini seven, devleti için çalýþan olmasýna raðmen memleketin hali de içler acýsý. Bir de bu kadar memleketini seven, devleti için çalýþan olmasaydý ne yapardýk bilmiyorum. Geçen merak ettim, önüme gelene sordum. Memleketini sevip kendi için çalýþan var mýdýr diye? Bir Allahýn kullu çýkýp da demedi “Ben memleketimi seviyorum kendime çalýþýyorum” diye. Ama kaþlarýný çatýp dövecek gibi bakanlar “Bu ne biçim soru?” diyen çok oldu. Neyse ki aklýmdan zorum var sandýlar da karýþan eden olmadý. Ayýp mýdýr, günah mýdýr memleketi sevip kendine çalýþmak. Hem devlet dediðiniz nedir, kimdir ki? Kaç kez oturup yemek yediniz karþýlýklý, kahve içip keyif yaptýnýz. Halinizi hatýrýnýzý mý sordu. Onca bayram gördünüz, sevinçli günleriniz oldu, yaslar yaþadýnýz geldi mi ziyarete. Çocuðunuz oldu da göz aydýnlýðý mý diledi. Çalýþýp verdiðinizin karþýlýðýný mý aldýnýz bir gün. Þimdi aklýma geldi, sormasam çatlarým: Memleketi sevmek nasýl olur, nasýl bir þeydir. Elinizi sýrtýna götürüp babacan bir eda ile hafif incitmekten korkar gibi vurmak mýdýr topraða, yoksa dizinize oturtup çocuðunuzu okþar gibi parmaklarýnýzla saçlarýný tarayarak þekil vermek midir daðýna taþýna? Korkma sönmez, vatan millet Sakarya, pencerede bayraklar, ben memleketimi seviyorum dediniz de, nasýl seviyorsunuz onu anlamadým ben… Bir aðaç diktiniz mi yeþil, bir deniz yüzdünüz mü mavi, bir çocuk sevdiniz mi gülen, bir yaþlý eli tutup yürüdünüz mü yorgun adýmlarýyla. Güvercinleri sevdiniz mi zeytin dalý taþýyan. Çalýþýp ürettiniz, taþ üstüne taþ koydunuz mu hiç? Sulucakarahöyük HACIBEKTAÞ Suavi Cesur PSAKD Bursa Þubesi Kültür Merkezi ve Cemevi açýlýþ töreni, 28.10.2007 Pazar günü saat 13:00 te kurdelenin kesilmesi ve 12 Güvercinin Barýþ adýna uçurulup Semah dönülmesiyle baþladý. Açýlýþ þölenine Siyasi Parti temsilcileri, Demokratik Kitle Örgüt yöneticileri, Sivil Toplum Kurumlarý, Meslek Örgüt temsilci ve Yöneticileri , PSAKD Kültür Sanat Sekreteri Erdal YILDIRIM, Bursa’daki Müsahip Dernek Yöneticileri ve 1.500 kiþiyi aþkýn Pir Sultan Abdal dostunun katýlýmýyla gerçekleþti. Þube Baþkaný Davut Türkoðlu sözlerine, Kültür Merkezi ve Cemevinin yapýmýna her türlü desteði sunan kiþi ve kurumlara teþekkür ederek baþladý. Türkoðlu, Kültür Merkezi içinde Cenaze Yýkama Yeri ve Morg bölümü, Toplantý Salonu, Cem Salonu, Kütüphane ve çeþitli kültürel faaliyetlerin sürdürüleceði bölümler ve idari kýsýmlar bulunduðunu anlatarak sözlerini sürdürdü. Türkoðlu, ülkemizde son süreçte yaþanan çatýþmalar bahane edilerek Irak’a sýnýr operasyon için hazýrlýklar yapýldýðýný; ve ülkede Kürt-Türk çatýþma ortamý yaratýlmaya çalýþýldýðýný; haklarýn kardeþlik duygularýnýn zayýflatýlmaya çalýþýldýðýný, þovenist, ýrkçý saldýrýlarýn estirildiðine iþaret ederek ülkemizin her zamankinden daha çok barýþa ihtiyacý olduðunu belirtti. Türkoðlu, çeþitli kiþi ve kurumlarýn, özellikle de PSAKD üyelerinin destekleri sonucu Kültür Merkezi ve Cemevinin Alevi inancýna ve kültürümüze hizmet etmek üzere inþa edildiðini, daha çok eksiði olduðunu, bugüne kadar verilen desteðin bundan sonra da devam edeceðine olan inancýný ifade etti. Alevilerin ibadet yerleri olan Cemevlerinin yasal statüye kavuþturulmasýný, Diyanetin laðvedilmesini, Zorunlu din Derslerinin kaldýrýlmasý için, demokrasi güçleriyle birlikte mücadeleye devam edeceklerini vurguladý. Açýlýþa katýlan PSAKD MYK Üyesi / Kültür Sanat Sekreteri Erdal YILDIRIM’da, PSAKD Bursa þubesi tarafýndan inþa edilen Kültür Merkezinin “sadece Alevi inancýnýn yaþatýlmasýna yönelik deðil, ayný zamanda ülkede sürdürülen demokrasi, insan haklarý ve gerçek anlamada laiklik mücadelesi için de birer mevzi olduðunu” bu nedenle özellikle Bursa Þubesi yöneticilerine, üyelerine ve emeði geçen herkese teþekkür ettiðini belirtti. AKP hükümetinin adýna ‘Sivil Anayasa’ dediði, ama hiçbir sivil toplum örgütünün fikrinin alýnmadýðý; birkaç hukukçuya sipariþ verilen ve 12 Eylül anayasasýndan pek farký olmayan; kiþi hak ve özgürlükleri konusunda baskýcý, yasakçý, farklýlýklarý tanýmayan bir anayasa çalýþmasýnýn sürdüðünü, bu anayasanýn bir aldatmaca olduðunu sözlerine ekleyen Yýldýrým, Cemevlerinin yasal statüye kavuþturulmasý; Diyanetin Laðvedilmesi, Zorunlu Din Dersi Uygulamasýnýn Kaldýrýlmasý, Alevi Köylerine zorla cami yapýlmasýnýn durdurulmasý; Nüfus Cüzdanlarýndan din hanesinin kaldýrýlmasý taleplerini bundan sonra da ülkedeki demokrasi güçleriyle birlikte haykýracaklarýný vurgulayarak konuþmasýný bitirdi. Açýlýþ etkinliði daha sonra sanatçýlar Yusuf Gül, Grup Özlem, Cihan Çelik, Grup Kucaklaþma ve Koma Rozerin’in türküleriyle devam etti ve geç saatlere kadar sürdü. ALEVÝ HABER AJANSI Yýldýrým, “ülkemizde son BURSA süreçte yaþanan olumsuzluklarýn, toplumsal barýþý saðlamak yerine GEREKLÝ TELEFONLAR giderek ayrýþtýrmaya, Kaymakam 441 30 09 çatýþmaya ve linç Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10 kültürüne hizmet etmeye Sos. Yar. ve Day. 441 39 77 Özel Ýdare 441 31 01 yönelik olduðunu; bu Nüfus 441 31 02 ülkedeki tüm katmanlarýn Belediye Baþkanlýðý 441 37 44 441 30 16 bu oyunu hep birlikte boþa Milli Eðitim Müd. Halk Eðitim Müd. 441 30 48 çýkarmasý gerektiðini, Askerlik Þubesi 441 30 10 441 35 20 ülkemizin sorunlarýnýn yine Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi 441 30 15 ülke içinde Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 çözümleneceðini; daha C.Savcýlýðý 441 30 18 önce yapýlan Adliye 441 35 38 operasyonlarýn çözümsüz Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 kaldýðýnýn meydanda H.B.V Kültür Merkezi 441 33 94 olduðunu, bu nedenle Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 öncelikle silahlarýn Emniyet Amirliði 441 26 97 susmasý gerektiðini; Pir Karakol Amirliði 441 36 66 441 30 52 Sultan Abdal örgütlülüðü Jandarma Ýlçe Tarým 441 30 20 olarak demokratik bir Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 ülkede bir arada yaþama Mal Müdürlüðü 441 30 56 için duyarlýlýk ve Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 çabalarýnýn süreceðini" Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 ifade etti. PTT. 441 35 55 Yýldýrým, konuþmasýna PSAKD‘nin AÝHM’de sürdürdüðü Zorunlu Din Dersleri ile ilgili davayý kazandýðýný; Ýstanbul, Ýzmir, Mersin vb bir çok yerde açýlan davalarýn hukuksal sürecinin devam T.M.O. 441 30 11 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 Çiftci M.K.Baþkanlýðý 441 36 80 Sulucakarahöyük Gzts 441 39 47 Taþýyýcýlar koop 441 20 06 Nevþehir Seyahat 441 30 43 Þanal Seyahat 441 33 59 Mermerler Seyehat 441 21 73 31 Ekim 2007 Çarþamba Kardelen Ayþe Kardelen Ayþe güvencen nerede kadron nerede okuyan genç öðretmen (ve tabii ki proje ve destekçisi durumundaki GSM þirketi) hedefine ulaþmýþtýr ve yeni kardelenler yetiþtirmektedirler. Reklam filminde “Kardelen Ayþe” olarak sunulan Elif öðretmenin gerçek öyküsü ise madalyonun öbür yüzünü bütün çýplaklýðý ile gözler önüne seriyor. Bütünlüklü politikalar olmadan lokal projelerle nereye kadar gidilebileceðini gösteriyor. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Yaþar Doðan Özçelik Eðitim-Sen Hacýbektaþ temsilciliði “Kardelen Ayþe Kardelen Ayþe Güvencen Nerede Kadron Nerede” baþlýklý basýn açýklamsý ile Türkiye’nin hýzla sosyal devlet olmaktan uzaklaþtýðýný belirtti. Konu ile ilgili olarak yapýlan basýn açýklamasýnda þu görüþlere yer verildi: “Anayasamýz hala öyle olduðunu söyleye dursun ama memleketimiz hýzla sosyal devlet olmaktan uzaklaþýyor. Artýk sosyal sorunlara karþý kamunun yerine getirmesi gereken sosyal yükümlüklerden söz eden yok. Bunun yerine projeler ve piyasacý paydaþlar dönemine girmiþ bulunuyoruz. Hükümetimiz her sosyal soruna bir proje üretiyor; her projeye de onu destekleyen bir þirket bulunuyor. Böylece sosyal yükümlülüklerin yerine getirildiðine, sorunlarýn çözülebileceðine inanýlmasý bekleniyor. “Kýz çocuklarýn ve kadýnlarýn eðitime ulaþýmý sorunu” mu dediniz, hemen bir proje üretiliyor. “Kadýn yoksulluðu” mu dediniz, ona da bir proje. Piyasa mekanizmalarý içinde kadýn giriþimciliði ve mikro kredi uygulamasý ile yoksulluðun ortadan kaldýrýlabileceði öne sürülüyor. Ülkemizin en büyük kartellerini oluþturmaya baþlayan medya da bu düzeneðin içinde ve tam yol destekçisi. Böylece gazete sayfalarýndan, televizyon ekranlarýndan ve reklam karelerinden, projelerle kurtarýlmýþ hayatlar, mutlu sonla biten sýmsýcak masallar servis ediliyor bizlere. Oysa madalyonun öbür yüzü çok farklý. Bize sunulanlar birer masaldan ibaret. Kadýn yoksulluðu ya da eðitime ulaþým sorunu piyasa mekanizmalarý içinde çözülebilecek türden deðil. Piyasanýn hangi sosyal sorunu çözebileceði ise ayrýca üzerinde durmaya deðer bir konu. Kadýn yoksulluðuna karþý yürütülen projelere ya da kadýnlarýn giriþimci olmalarýna karþý deðiliz ancak sorunun çözümünün tümüyle bu uygulamalara havale edilmesini kabul edilemez buluyoruz. Medya, lokal projelerle sorunlarýn çözülebileceði masalýný servis ededursun çýplak gerçek þu ki, ülkemizde son yýllarda devlet, hýzla sosyal devletin yükümlülüðü olan alanlardan çekilmekte ve ortaya çýkan boþluðun piyasa mekanizmalarý içinde küçük teþviklerle ya da bir iki yýllýk lokal projelerle doldurulacaðý öne sürülmekte iken, sorunlar artarak devam ediyor. Yaþadýðýmýz güncel bir örnek; cinsiyet eþitsizliði, kadýnlarýn ve kýz çocuklarýnýn eðitime ulaþýmý ya da kadýn yoksulluðu gibi kaynaðý derinlerde olan ve çok geniþ kesimleri etkileyen sorunlarýn ancak saðlam devlet politikalarýyla aþýlabileceði gerçeði göz ardý edilerek “haydi kýzlar okula” ya da “kardelenler” gibi lokal projelerle çözülebileceði yaklaþýmýnýn ne denli yanýltýcý olduðunu gözler önüne sermeye yetti. Son günlerde bütün televizyon kanallarýnda izleyenlerin içini ýsýtan, gözlerini yaþartan bir reklam filmi oynatýlýyor. Reklamlarda “Kardelenler” kampanyasý ile okuyan genç bir öðretmenin öyküsü anlatýlýyor. Kampanya sayesinde “Kardelen Ayþe” reklamýnýn kahramaný Elif öðretmen reklamda olduðu gibi bursla okumuþ ve þu anda Mardin Yeþilli’de öðretmenlik yapýyor. Ancak tatlý masal esintileri burada sona eriyor. Çünkü o, aslýnda kadrosuz bir öðretmen. Büyük güçlüklerle ve bursla okuyup Eðitim Fakültesini bitirebilmiþ olmasýna raðmen Milli Eðitim Bakanlýðýnca kadrolu atamasý yapýlmayan binlerce iþsiz öðretmenden birisi o. Bu nedenle ayda 300 YTL maaþla vekil öðretmenlik yapýyor. Baþka bir ifade ile asgari ücretin altýnda bir ücretle çalýþýyor ve iþgüvencesi yok. Bitmedi: O, mesleðini eðitimini aldýðý branþta yapamýyor. Aslýnda sosyal bilgiler öðretmeni ama atama sorunundan ötürü Ýngilizce öðretmeni olarak çalýþýyor. Üstelik Kardelen Ayþe’nin SSK primleri çalýþtýðý süre üzerinden deðil ayda 15 gün üzerinden yatýrýlýyor. Ýþte sosyal devlet uygulamalarýnýn yerini alan piyasa mekanizmalarýnýn ve projeye dayalý çözümlerin geldiði/gelebileceði nokta bu. Takvim gazetesinin haberi ile gerçek hayatýný öðrendiðimiz Kardelen Ayþe, Eðitim Fakültelerinden mezun olmuþ ama atamalarý yapýlmadýðý için iþsizlikle güvenceden yoksun olarak ve açlýk sýnýrýnýn altýnda çalýþma arasýnda tercih yapmak zorunda býrakýlan binlerce Eðitim Fakültesi mezununun sorunlarýna ýþýk tutarken, kadýn yoksulluðu ve eðitim sorunlarýna sosyal devlet uygulamalarý yerine lokal projelerle üretilen çözümlerin sýnýrlarýný da gösteriyor.” SATILIK TARLA 250 dekar ÝLAN Karayalcýn Parký Ýçinde bulunan “Bektaþ Sofrasý” satýlýktýr. Tel: 441 25 26 8 parça tarla satýlýktýr. Müracat: Hasan Danacý Tel: 0384 441 31 62 HACIBEKTAÞ 31 Ekim 2007 Çarþamba Alevi Dosyasý -5Gazeteci Recai Aksu’nun Sulucakarahöyük Gazetesi için Recai Aksu hazýrladýðý ‘Alevi recaiaksu@aol.com Dosyasý’ yazý dizisinde yer alan araþtýrmacý yazar Esat Kokmaz ile yapýlan röportajýn geniþ özetinin birinci bölümünü yayýnlýyoruz. Alevilik-Bektaþilik bir “ateizm” deðildir --Sizin ifadenizle “Ýlahi ezber”e uyan Alevi-Bektaþi sayýsý az deðil bugün. Alevilerin büyük bir bölümü cemevinde ibadet ediyor, ama camiye giden, oruç tutan, namaz kýlan Aleviler de var. Bir kýsmýnýn ise bunlarla hiçbir iliþkisi yok. Nedir bu durum? Alevilik geçmiþte tek bir bütün idi: Ortaçað’da temel üretim zemininde, yani toprak-otlak ve topraða-otlaða girdi üreten kentsel yapý üzerinde belirleyici üretici güçleri kucaklayan, onlarý esenliðe çýkartacak olan bâtýni kurtarýcý bilinçinançtý. Bir topluluk bilinci-inancý olmasýna karþýn sýnýf yoðun karakteri nedeniyle çalýþan-üreten olmak koþuluyla tüm Anadolu insanýnýn çýkarlarýný-özlemlerini kucaklayabildi. Ne var ki artýk Ortaçað’da yaþamýyoruz: O günden bugüne AleviBektaþi zeminde ciddi sýnýfsal ayrýþmalar oldu. Diþe dokunur bir Alevi-Bektaþi burjuvazisinin varlýðýndan söz edebiliyoruz artýk. Sistemin Alevilere-Bektaþilere yönelik “oyunlarýný” da iþin içine kattýðýmýzda, kimileri kalkýp kendini yaratan toplumsal kaynaða “ihanet ederek” resmi dünyaya taþýnmak ya da sað siyaset zemininde kimlik edinmek gibi çabalara girebiliyor. Yaþanan yabancýlaþmaya koþut sayýlarý tedirginlik yaratacak boyutta olmasa da kimi Aleviler-Bektaþiler hem camilere gidiyor, oruç tutuyor hem de cemevine gidiyor, ceme katýlýyor. Kimi Alevilerin-Bektaþilerin ne cami ile ne de cemevi ile ilgili gözükmemeleri, devrimciliðin, sosyalistliðin bir dýþa vurumu olarak algýlanmalýdýr. AlevilikBektaþilik bir “ateizm” deðildir: Kendisini bilimsel olarak ifade edebilme þansýna sahip felsefe-inançtýr; bu baðlamda bir bilgelik öðretisidir. Tanrýsýz bir doðaya ve tanrýsýz bir insana ulaþmayý amaç edindiði için dýþarýdan bakýldýðýnda daha az inanç kaynaðý arama çabasý gibi görünebilir. Sosyalist sol baðnazlýk bu derinliðin farkýna varamadýðý için kendi birey algýsýný nesnelliðin yerine koyuyor; tarihseltoplumsal bir olgu olan AleviliðiBektaþiliði özlemlerine göre biçimlendirmeye çalýþýyor. —Alevilik-Bektaþilikte tek bir bütünden söz edilebilir mi? Biraz önce söylediðim koþulda AlevilikBektaþilik adýna “tek bir bütün”den söz edilemez. Güncellenecek ve geleceðe taþýnacak Aleviliðin-Bektaþiliðin içini kim dolduracaktýr? sorusunun yanýtý bizim Alevilik-Bektaþilik adýna nerede ve kime karþý duracaðýmýzý, nasýl bir Alevi-Bektaþi tanýmýný sahipleneceðimizi gösterir. Güncellenecek ve geleceðe taþýnacak Aleviliðin-Bektaþiliðin içini Alevi burjuvazisi deðil, sað siyaset zemininde kimlik arayýþýna çýkanlar deðil, bunlarýn dýþýnda kalan ve Alevilerin-Bektaþilerin çalýþan-üreten durumundaki ezici çoðunluðu dolduracaktýr. Aleviler-Bektaþiler inanmayana da Aleviler ne istiyor saygý duyarlar —Alevi zeminde kendisini ateist olarak ifade edenlerde var… Alevilik-Bektaþilik ateizm deðildir. Ateist olup da Alevi olduðunu söyleyenler bir “ürpertiye” yol açsa da sorun, “sorun” durumuna gelmiyor. Bunun nedeni bir Alevinin-Bektaþinin amacý ile bir ateistin amacýnýn yer yer örtüþmesidir. Bir ateist inancý tümüyle yadsýyarak insaný ve doðayý özgürleþtirmeye çalýþýr. Bir Alevi-Bektaþi ise tanrýsýz bir insana ve tanrýsýz bir doðaya ulaþmaya; doðrudan insanýn kendisini ve doðrudan doðanýn kendisini Tanrý kabul ederek insaný ve doðayý özgürleþtirmeye çalýþýr. “Örtüþme” nedeniyle AlevilerBektaþiler inanmayana da saygý duyarlar, onaylamasalar da sorun durumuna getirmezler. Bâtýnilikte inanç, tüm tektanrýcý dinlerin tersine “düþünülerek” üretilen bir olgudur; insanýn ve doðanýn aklýnýn sonuçlarýdýr. Bu niteliðiyle aydýnýndemokratýn-sosyalistin inanmak için gerekli altyapýsýný oluþturur. Aydýn olmayan mürekkep yalamýþlarýn ve sosyalistlerin kafasýndaki baðnazlýk, bu derinliðin anlaþýlmasýný engelliyor. Alevi inancýný, hesaplaþtýklarý metafizik idealist inançlarla ayný kaba koyuyor ve ondan sakýnýyor, uzak duruyor. Kendi ilericiliðinin kanýtý anlamýnda, “Ben Aleviliðin devrimci yanýný seviyorum, inanç yaný beni ilgilendirmiyor”, diyenler bana göre düþünemeyen gülünç figürlerdir. --Bu yýl Mevlana yýlý. Cem Vakfý Mevlevilik ile Aleviliði neredeyse özdeþleþtirdi. Mevlevilikle Aleviliðin bir baðý var mý? Aleviliðin-Bektaþiliðin Mevlevilik ile belirleyici anlamda bir akrabalýðý yoktur. Geçmiþte Mevlana sað iken Mevlana’nýn etkin olduðu kent koþullarýnda Þems’in temsil ettiði felsefe-öðreti-inanç Bâtýni kol olarak algýlanýyordu. Þems aracýlýðýyla Mevlana ve Mevlana hareketiyle bir akrabalýk kuruluyordu. Mevlana’nýn ölümünü izleyen süreçte Þems ve Þems düþüncesi boðuldu. Dýþarýdan bakýldýðýnda Alevilik-Bektaþilik ile Mevleviliðin yan yana duruyor gözükmesi, en entelektüel Sünni tasavvufu kullandýðý için doðal olarak Bâtýni tasavvufu kullanan AleviliðeBektaþiliðe yakýn konumlanmasýndan kaynaklanýr. Mevlevilik kentlerde Selçuklu egemeninin beþinci kolu olarak örgütlenmiþ Sünni bir tarikattýr. Alevilik-Bektaþilik kýrda, temel üretim zemininde belirleyici üretici güçleri örgütleyen ve egemene karþý duruþ alan Bâtýni bir tarikattýr/yoldur. Meþru sultanlarýna isyan eden Türkmenlerin büyük bir günah iþlediðini, öldürülmeye müstehak asiler olduklarýný, merhamet edilmeyerek tümünün kýlýçtan geçirilmelerinin gerektiðini savunan Mevlevilik ve þeriatçý Ýslamlýðý ideoloji edinen Selçuklu egemeniyle tam bir hesaplaþmaya girdi Bektaþilik. Toplumsal haksýzlýða duyarlý kýrsal kesimde hýzla yaygýnlaþtý. Bu kapýþmadan, tüm Sünni baský ve kuþatýlmýþlýða karþýn Anadolu insanýnýn sesi Bektaþilik yengiyle çýktý ve bugünlere taþýndý. Alevilik-Bektaþilikte tasavvuf edebiyat demektir --Alevi televizyonlarý, radyolarý ve dergilerinde nasýl bir çizgi izleniyor? Sanat ve edebiyata ne kadar ilgi gösteriyorlar? -Alevi-Bektaþi zemine yönelik yayýn yapan televizyonlar ve dergiler, çaðdaþ, laik ve demokrat bir çizgiyi kendine rehber edinmiþ yayýn organlarýdýr. Bu topraðýn tanýdýðý en gerçekçi siyaset-politika AleviBektaþi tarihi olduðuna göre, bu tarihi güncelleme eylemine geçen her radyo, televizyon ya da dergi doðrudan demokrasi temelli Alevi-Bektaþi gerçekçiliðinin taþýyýcýsý olmak zorundadýr. Efendim, Alevilik-Bektaþilikte tasavvuf edebiyat demektir. Bâtýnilikte, insan içindekileri dýþarýya taþýrken, bu bir yükümlülük de olabilir, bir özlem, bir söylence de olabilir tasavvufu araç olarak kullanmak, yani edebiyat ya da sanat yapmak zorundadýr. Örneðin semah ya da müzik bir güzel sanatlar-sanat ürünüdür. Bir Alevi-Bektaþi yükümlülüklerini, özlemlerini, söylencelerini güzel sanat ya da sanat ürünü durumuna getirince, yani dans etmeye, türkü söylemeye baþlayýnca, ibadet etmeyi de öðrenmiþ olur; bu gerçeklik, yaþamda metafiziðin kökünü kazýr. Ýbadet folklör olamaz --Cemevlerine ayný zamanda kültürevi diyenler ve Alevi inanç uygulamasýný folklör olarak görenler var.Bu yaklaþýma ne diyorsunuz? Aleviler cemevlerine, “Cem ve Kültür Evi” derler. Böyle demekle ibadet ettikleri yerle ilintili bir gerçeði dile getirmek isterler. Ancak, ibadet folklör olamaz; özellikle semah hizmetinin cemevi dýþýnda özel giysilerle dönülmesi böylesi bir yargý uyandýrmaktadýr. Kültürün özgün geçmiþinde, semah hizmeti cemde “içeri semahlarý”, cem dýþýnda “dýþarý semahlarý” adýyla dönülerek yerine getiriliyordu. Bugün bu ayrým kalktýðý için ya da AleviBektaþi zemindeki bilgi donanýmý bu ayrýmý algýlayacak düzeyde olmadýðý için, özel giysilerle her yerde dönülen semah, folklör algýsý uyandýrmaktadýr. Cemdeki kimi törenlerin folklör algýsý uyandýrmasýnýn bir ikinci nedeni daha vardýr: Sýralý erkânlardan oluþan cemde her erkân yerine getirilirken “halk bilgeliðinin dili” ve “felsefi bilgeliðin dili” olmak üzere iki dil kullanýlýr. Halk bilgeliðinin dili ile folk dil ortaktýr. Bu ortaklýk nedeniyle erkânýn kendisi de folklör algýsýnýn içine taþýnmaktadýr. Diyanet kökten dinci kesimlerden gelecek tehlikeye karþý kurulmuþtu —Aleviler ne istiyor? Aleviler çaðdaþ olmayý ya da çaðdaþ olaný yaratmayý; aklý inançtan, bilimi dinden baðýmsýzlaþtýrmayý; gerçek AleviSünni kardeþliðini kurmayý, çaðdaþ insanlýk ve demokrasi deðerlerine sahip çýkarak toplumu ve bireyi kilitleyen zincirleri kýrmayý; özgürlükleri, eþitliði, halk egemenliðini, ideolojik ve siyasal çoðulculuðu yaþama geçirmeyi, “temel ve vazgeçilmez yükümlülükler” olarak görüyor. Aleviler, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn çatýsý altýnda yer almak istemiyorlar. Çünkü, devlet yapýsýnda böylesi bir örgütün bulunmasýný laiklikle baðdaþtýramýyorlar. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn Atatürk döneminde, devrimlere karþý köktendinci Sünni kesimden gelmesi olasý tehlikelere karþý kurulmuþtu. Varlýk nedeni olan bu tehlikelerin ortadan kalkmasýyla örgüt varlýðýnýn da sonlandýrýlmasý amaçlanýyordu. Ne var ki geliþmeler amaçlandýðý gibi olmadý. Diyanet gittikçe güçlendi. Laik bir toplumda devlet, ne “dinlidir ne de dinsiz”. Devletin “inanç özgürlüðünü saðlamakla” yükümlü olmasý, bireyin “inançlý ya da inançsýz” olabileceðinin; buna karþýn, devletin bir inancýnýn “olamayacaðýnýn” önkoþul olarak kabul edilmesi demektir. Aleviler zorla din eðitimi verme, Alevi yerleþim birimlerine cami yaptýrma ve imam atama, iþ ve bürokrasi alanlarýndan Alevileri dýþlama” uygulamalarýnýn, Osmanlý’nýn þiddete dayalý “asimile” yönteminin Cumhuriyet dönemindeki devamý olduðuna inanýyorlar ve bu uygulamalarýn sona erdirilmesini istiyorlar. Camileri “ortak ibadet yeri” olarak görmüyorlar; kendi inançlarýnýn gereklerini, kendi ibadet yerlerinde, yani “cemevleri” nde özgürce yerine getirmek istiyorlar. Çocuklarýna, “devlet zoruyla din dersi verilmesini” bir “zulüm” olarak algýlýyorlar ve bu uygulamanýn en azýndan Türkiye’nin de imzaladýðý “Çocuk Haklarý Sözleþmesi” ne aykýrý olduðunu býkmadan usanmadan yineliyorlar. Bu topraðýn yurttaþlarý, aydýnlanma yaratýcýlarý olarak “kýyýma” uðramak istemiyorlar artýk. Bu isteðin bir kanýtý anlamýnda onlarca insanýn diri diri yakýldýðý Sivas/Madýmak Oteli’nin, “Sivas Utanç Müzesi” olarak düzenlenmesini talep ediyorlar. Devam edecek Yarýn: Türkiye “kapitalist enternasyonalle” karþý karþýya mý? Ýbadet folklör olur mu? Kýzýlderili Þef Seattle’ýn Beyaz Saray’a mektubu Bu konuþma 1854'de Kýzýlderili Þef Seattle tarafýndan halkýnýn topraklarýný satmasý istenmesi üzerine bir cevap olarak yazýlmýþtýr. Bu konuþma Washington'da muhafaza edilmiþ ve Amerikan Expo 74'de sunulmuþtur. teklifinizi düþüneceðiz. Sizden ayrý ve barýþ içinde yaþayacaðýz. Geri kalan günlerimizi nerede geçirdiðimiz çok az önemli. Çocuklarýmýz babalarýnýn yenilgiyle aþaðýlan dýðýný gördüler. Savaþçýlarýmýz utanç duydu ve yenilgiden sonra günlerini aylaklýk etmek ve vücütlarýný tatlý yiyecekler ve sert içkilerle kirletmekle harcýyorlar. Kalan günlerimizi nerede geçirdiðimiz önemli deðil. Çok deðiller. Son zamanlarda UNEP (Birleþmiþ Milletler Çevre Programý) tarafýndan yayýnlanýp, çevre üzerine þimdiye dek yapýlmýþ en güzel ve en içten anlatým olarak tanýmlanmýþtýr. Birkaç saat, birkaç kýþ ve bu dünyada bir zamanlar yaþamýþ büyük kavimlerin veya þimdi ufak topluluklar halinde ormanda dolaþanlarýn çocuklarý da kalmayacak. Bir zamanlar sizinkiler gibi güçlü ve umutlu olanlarýn mezarlarýnda yas tutmak için. Ama niçin halkým geçip gidiyor diye yas tutayým ? Kavimleri insan yapar. O kadar. Ýnsanlar gelir ve gider. Denizin dalgalarý gibi. Washington'daki büyük þef topraklarýmýzý almak istediði konusunda sözünü göndermiþ. Büyük þef ayný zamanda dostluk ve iyi niyet sözlerini göndermiþ. Bu çok nazik bir hareket. Çünkü karþýlýk olarak bizim dostluðumuza çok az ihtiyacý var. Ama biz teklifini düþüneceðiz. Çünkü biliyoruz ki, eðer satmazsak beyaz adam silahlarla gelip topraðýmýzý alabilir. Gökyüzünü, topraðýn ýsýsýný nasýl alýp satabilirsiniz? Bu fikir bize garip gelir. Eðer biz havanýn tazeliðine ve sularýn parýltýsýna sahip deðilsek, onlarý nasýl satýn alabilirsiniz? Bu dünyanýn her parçasý benim insanlarým için kutsaldýr. Her parlayan çam iðnesi, bütün kumlu sahiller, karanlýk ormanlardaki sis, her açýk alan, výzýldayan böcek, halkýmýn deneyim ve anýlarýnda kutsaldýr. Aðaçlarýn gövdelerinden akan sular kýzýlderililerin anýlarýný taþýr. KIZ KARDEÞLERÝMÝZ Beyaz adamýn ölüleri yýldýzlar arasýnda yürümeye gittiklerinde, doðduklarý ülkeyi unuturlar. Bizim ölülerimiz bu güzel dünyayý asla unutmazlar. Çünkü o kýzýlderili'nin anasýdýr. Biz dünyanýn parçasýyýz ve o da bizim parçamýz. Güzel kokan çiçekler bizim kýzkardeþlerimizdir; geyik, at, büyük kartal, bunlarsa bizim erkek kardeþlerimiz, kayalýk tepeler, çayýrlardaki ýslaklýk, tayýn vücut ýsýsý ve adam, hepsi ayný aileye aittir. Öyleyse, Washington'daki büyük þef topraðýmýzý almak isteyince bizden çok þey istiyor. Büyük þef bize rahatça yaþayabileceðimiz bir yer ayýracaðýný söylüyor. O bizim babamýz ve biz de onun çocuklarý olacaðýz. Öyleyse, topraðýmýzý alma teklifini düþüneceðiz, ama bu kolay olmayacak. Çünkü bu toprak bizim için kutsaldýr. Dereler ve nehirlerden akan, parýldayan sular, sadece su deðil ama atalarýmýzýn kanlarýdýr. Eðer size toprak satarsak, onun kutsal olduðunu hatýrlamalýsýnýz, ve çocuklarýnýza da onun kutsal olduðunu öðretmelisiniz. Göllerin berrak suyundaki her hayali yansýma, halkýmýn yaþamýndan anýlar ve olaylar anlatýr. Suyun mýrýltýsý babamýn babasýnýn sesidir. Nehirler erkek kardeþlerimizdir, susuzluðumuzu giderdiler, nehirler kanolarýmýzý taþýrlar ve çocuklarýmý-zý beslerler. Eðer size topraðýmýzý satarsak, hatýrlamalýsýnýz ve çocuklarýnýza öðretmelisi niz ki nehirler bizim kardeþlerimizdir ve sizin de; bundan dolayý nehirlere herhangi bir kardeþe göstereceðiniz kibarlýðý göstermelisiniz. Kýzýlderili her zaman ilerleyen beyaz adam önünde geri çekilmiþtir. Daðlardaki sisin sabah güneþi önünde kaçýþý gibi. Ama babalarýmýzýn külleri kutsaldýr. Mezarlarý kutsal topraklardýr ve bu tepeler, aðaçlar, dünyanýn bu parçasý bize sunulmuþtur. Beyaz adamýn bizim adetlerimizi anlama- dýðýný biliyoruz. Topraðýn bir parçasý diðeri ile ayný onun için, çünkü geze gelip topraktan ihtiyacý olaný alýp giden bir yabancýdýr o. Dünya onun kardeþi deðil ama düþmanýdýr ve onu fethetti mi ilerlemeye Tanrýsý kendisiyle arkadaþ gibi konuþan ve yürüyen beyaz adam bile bu ortak kaderden ayrý tutulamaz. Hepimiz kardeþ de olabiliriz. Göreceðiz. Bildiðim bir þey var ki, beyaz adam belki birgün keþfeder. Tanrýmýz ayný tanrý. Þimdi sizin bizim topraðýmýza sahip olmak istediðiniz gibi ona da sahip olduðunuzu düþünebilirsiniz. Ama olamazsýnýz. O insanýn Tanrý'sý, ve þefkati kýzýlderililer için de beyaz adam için de ayný. Bu dünya onun için deðerli, ve dünyaya zarar vermek onun yaratýcýsýný küçümsemektir. Beyazlar da geçip gidecek. Belki bütün diðer kavimler den önce. Yataðýna pislik yýðmaya devam et, bir gece kendi pisliðinde boðulacaksýn. Kýzýlderili Þef Seattleýn devam eder. Babalarýnýn mezarlarýný geride býrakýr ve aldýrmaz. Çoculardan dünyayý kaçýrýr. Aldýrmaz. Babalarýnýn mezerlarý ve çocuklarýnýn haklarý unutulmuþtur. Annesi dünyaya ve kardeþi göðe, satýn alýnan, yaðma edilen, koyunlara ya da parlak boncuklar gibi deðiþilen birer malmýþ gibi davranýr, iþtahý dünyayý yiyip bitirecek ve geride sadece bir çöl býrakacaktýr. Bilmiyorum bizim yollarýmýz sizinkiler den farklý. Sizin þehirlerinizin görünümü Kýzýlderili'nin gözlerine acý verir. Ama bu belkide Kýzýlderili vahþi olduðundan ve anlamadýðýndandýr. Beyaz adamlarýn þehir lerinde sakin yer yoktur. Baharda yapraklarýn açýlýþýný ya da böceklerin kanat vuruþlarýný duyacak yer yoktur. Ama bu belkide benim vahþi olmamdan ve anlamadýðýmdandýr. Ýnsan bir kuþun yanlýz aðlayýþýný veya su birikintisi etrafýnda tartýþan kurbaðalarýn seslerini duymazsa hayatýn anlamý nedir? Bir Kýzýlderiliyim ve anlamam. Kýzýlderili su birikintisi üzerine vuran rüzgarýn yumaþak sesini ve yaðmurun temizlediði ya da çamý koku verdiði rüzgarýn kokusunu yeðler. DEÐERLÝ HAVA Hava Kýzýlderili için deðerlidir. Çünkü her þey ayný nefesi paylaþýr. Hayvanlar, aðaç, adam, hepsi ayný nefesi paylaþýr. Nefes aldýðý hava, beyaz adamýn dikkatini çekmi yor gibi. Pek çok günden sonra ölen adam gibi kötü kokuyla uyumuþ. Ama eðer size topraðýmýzý satarsak, havanýn bizim için deðerli olduðunu hatýrlamalýsýnýz, çünkü hava, saðladýðý tüm yaþamla ayný ruhu taþýr. Büyükbabamýza ilk nefes veren rüzgar, onun soluðunu da kabul edendir ve rüzgar çocuklarýmýza yaþam ruhun da vermelidir ve eðer size topraðýmýzý satarsak, onu, beyaz adamýn bile gidip çayýrýn çiçeklerinin tat verdiði rüzgarý tadabileceði bir yer olarak, ayrý ve kutsal tutmalýsýnýz. Ve topraðýmýzý alma teklifini düþüneceðiz. Eðer kabul etmeye karar verirsek bir þart koyacaðým. Beyaz adam bu topraðýn hayvanlarýna kardeþleri gibi davranacak. Ben vahþiyim ve baþka bir yoldan anlamam. Çayýrlarda çürüyen binlerce bufalo gördüm, beyaz adamýn geçen trenden vurup, býraktýðý. Ben vahþiyim ve dumanlý demir atýn, bizim sadece canlý kalmak için öldürdüðümüz bufalodan nasýl daha önemli olabildiðini anlamýyorum. Hayvanlar olmadan insan nedir? Eðer bütün hayvanlar bitse, insan, ruhun büyük yanlýzlýðýndan ölürdü. Çünkü hayvanlara ne olursa, insana da aynýsý olur, kýsa süre içinde. Her þey birbirine baðlýdýr. Ayaklarý altýndaki topraðýn büyükbabalarýmýzýn külleri olduðunu çocuklarýnýza öðretmelisiniz. Böylece topraða saygý duyarlar. Çocuklarýnýza, topraðýn akrabalarý mýzýn yaþamlarýyla dolu olduðunu söyleyin. Çocuklarýnýza bizim çocuklarýmýza öðrettiðimizi öðretin. Dünya annenizdir. Dünyaya ne olursa, dünyanýn oðullarýna da aynýsý olur. Eðer insanlar yere tükürürse kendi üzerlerine tükürürler. Bunu biliyoruz biz. Dünya insana ait deðildir. Ýnsan dünyanýndýr. Bunu biliyoruz biz. Bütün herþey bir aileyi baðlayan kan gibi birbirine baðlýdýr. Dünyaya ne olursa dünyanýn oðullarýna da o olur. Hayat aðýný insan örmedi, o sadece bir lif onun içinde. Aða ne yaparsa kendine yapar. Dalgalar gibi. Ama halkým için ayrýlan bölgeye gitme Ama yok oluþunda, seni bu topraklara getiren ve özel bir nedenle sana bu toprak ve kýzýlderili üzerinde hakimiyet veren Tanrý'nýn gücüyle yakýlmýþ olarak parlayacaksýn. Bu son, bize bir sýr, çünkü biz bufalolar katledildiðinde, vahþi atlar ehlileþtirildiðinde, ormanýn gizli köþeleri pek çok insanýn kokusuyla dolduðunda, ve diri tepelerin görünümü konuþan tellerle lekelendiðinde anlamýyoruz. Çalýlýk nerede ? Gitmiþ! Ve kývrak taylarla av hayvanlarýna elveda demek nedir ? Yaþamýn sonu ve yaþamaya çalýþmanýn baþlangýcý. Öyleyse, topraðýmýzý alma teklifinizi düþüneceðiz. Kabul edersek, bu vadettiðimiz ayrýlan bölge için olacak. Orada belki, kalan kýsa günlerimizi dilediðimizce yaþayabiliriz. Bu dünyadan en son kýzýlderili de yok olduðunda ve anasý sadece çayýrlar üzerinde hareket eden bir bulutken, bu kýyýlar ve ormanlar hala halkýmýn ruhunu muhafaza edecekler. Çünkü halkým bu dünyayý, yeni doðanýn annesinin yürek atýþýný sevdiði gibi sever. Öyleyse, eðer topraðýmýzý satarsak, onu bizim sevdiðimiz gibi sevin. Onunla bizim ilgilendiðimiz gibi ilgilenin. Diyarýn anýsýný onu aldýðýnýzdaki gibi saklayýn. Ve bütün gücünüzle, bütün aklýnýzla, bütün kalbinizle onu çocuklarýnýz için koruyun ve sevin. Tanrýnýn hepimizi sevdiði gibi. Bildiðimiz bir þey var. Tanrýmýz ayný Tanrý. Bu dünya onun için deðerli. Beyaz adam bile bu ortak kaderden ayrý tutulamaz. Bütün bunlardan sonra, kardeþ de olabiliriz. GÖRECEÐÝZ. Duwarmish Kýzýlderileri'nin Reisi Seattle / 1853 Günümüzde yeryüzünün her köþesinde, hergün artarak devam eden aðaç ve doðal ekosistem katliamlarý, doðanýn yýkýmý; suyun, topraðýn, havanýn çýlgýnca kirletilmesi ve bunlarýn doðal sonucu olarak biyolojik çeþitliliðin giderek azalmasý, erozyon, iklim deðiþiklikleri, çölleþme gibi olumsuzluklar karþýsýnda bu evrensel mesajdan alýnacak dersler yok mu?.. Asgari ücret yüzde 6 artacak Güle oynaya Cumhuriyet Bayramý NÝÐDE Cumhuriyetin kuruluþunun 84. yýldönümü Niðde'de düzenlenen törenlerle kutlandý. 2008 yýlý programýný yayýmlayan hükümet sosyal güvenlikte hedeflerini belirledi. Programda ücret artýþlarýna yer verildi. Memur maaþlarýnda yapýlan enflasyon oranýndaki artýþýn ardýndan gözler asgari ücrete çevrildi. Ancak hükümet bu kez enflasyon hedefinin üzerinde yüzde 6’lýk bir artýþ yapmayý planlýyor. Brüt 585 YTL olan asgari ücrete yüzde 6’lýk zam Ocak ayýndan itibaren uygulanacak. artýþ yapýlacak. Hükümet asgari ücrete geçen yýl ilk 6 ay için yüzde 5.9, ikinci altý ay için ise yüzde 4 oranýnda artýþ yapmýþtý. Programa emekli aylýklarýna yapýlacak zam oranlarý da konuldu. Buna göre, aylýklara Ocak ve Temmuz aylarýnda yüzde 2 oranýnda 2008 programýnda sosyal güvenlik kuruluþlarýnýn gelirlerinin 60.1 milyar YTL, gelirlerinin ise 88.9 milyar YTL olmasý öngörüldü. Bu durumda sosyal güvenlik açýðý yüzde 4,02 olarak hedeflendi. Öte yandan 2008 yýlýnýn son çeyreðinde iþsizlik sigortasýndan faydalanma þartlarýnýn kolaylaþtýrýlmasý ve iþsizlik ödeneði tutarlarýnýn artýrýlmasý planlanýyor. 2007’de 403 milyon YTL olan fon giderlerinin önümüzdeki yýl 649 milyon YTL olarak gerçekleþmesi hedefleniyor. TURKEY MARKET AKP, ne varsa satmaya hazýrlanýyor. Elektrik daðýtým ve üretim þirketleri, köprüler, otoyollar, þeker fabrikalarý, limanlar, hatta üniversiteler bile sýrada..... ÖZELLEÞTÝRME RÜZGÂRI ESTÝRECEKLER Maliye Bakanlýðý özelleþtirme programýný geniþletti. Buna göre, 2 yýlda elektrik daðýtým ve üretim þirketleri özelleþtirilecek. TEKEL sigara fabrikalarý, Milli Piyango þans oyunlarýnýn iþletim lisansý, limanlar, otoyollar, köprüler, üzerindeki tesisler, çevre otoyolu baðlantýlarý, Boðaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinin baðlantý yollarýnýn bakým, iþletme ve ücret toplama merkezleri özelleþtirilecek. HEDEF TÝCARÝ ÜNÝVERSÝTE Hükümet, Milli Eðitim ve üniversiteler kanununda köklü deðiþikliðe gidecek. Üniversitelere giriþ sýnavýnýn uygulanma biçimiyle ilgili yeni yöntemler geliþtirileceði, ÖSS'de tekrarlanan baþvurularýn azaltýlmasý amacýyla üniversiteler ve programlar arasýndaki geçiþlerin esnek hale getirileceði, Milli Eðitim Bakanlýðý, YÖK ve üniversitelerin yeniden yapýlandýrýlacaðý bildirildi. Enflasyon hesabý þaþtý 2006da yýllýk enflasyonda hedefi tutturamayan AKP'nin hesabý bu yýl da þaþtý. Hükümet 2007 enflasyon hedefini Niðde'de etkinlikler, Vali Gündüz Beder'in makamýnda tebriklerini kabul etmesiyle baþladý. Ardýndan Cumhuriyet Meydaný'ndaki Atatürk Anýtý'na geçen Vali Beder, Garnizon Komutaný Jandarma Kýdemli Albay Naci Aydýn ve Belediye Baþkaný Murat Zeren ile halkýn, öðrencilerin ve askerlerin bayramýný kutladý. Törende konuþan Vali Beder, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaþlarý öncülüðünde baþlatýlan kurtuluþ savaþýnýn milletimizin sarsýlmaz iradesiyle birleþmesi sonucu bundan 84 yýl önce kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin dimdik ayakta olduðunu söyledi. Türk halkýnýn esaret altýnda yaþamasýnýn mümkün olmadýðýnýn bu zaferle tüm dünyaya haykýrýldýðýna deðinen Beder; “Bizlere parlak bir gelecek, tam baðýmsýz ve çaðdaþ bir devlet armaðan edenlere sonsuz minnet duyuyoruz. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaþlarýný, kahraman þehitlerimizi ve gazilerimizi gönül borcu ve saygýyla anýyoruz” dedi. Konuþmalarýn ardýndan halk oyunlarý gösterisi ve resmi tören geçiþi alaný dolduran vatandaþlar tarafýndan alkýþlar arasýnda ilgiyle izlendi. Daha sonra Vali Beder ve protokol üyeleri, Niðde E Tipi Kapalý Cezaevindeki mahkumlar tarafýndan hazýrlanan eliþi sergisini gezdi. Grip ve soðuk algýnlýðý uyarýsý! den hafif kýrgýnlýk, burun akýntýsý ve hapþýrma gibi belirtilerle kendini gösterdiðini, grip hastalýðýnda en önemli belirtisinin ise 38-39 dereceye kadar yükselebilen ateþ olduðuna dikkat çekti. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Suavi Cesur Yetkililer halk arasýnda çoðunlukla birbiriyle karýþtýrýlan grip ve soðuk algýnlýðý hastalýklarýnýn aslýnda birbirinden çok farklý hastalýklar olduðunu söyledi. Kýþ aylarýnýn gelmesiyle birlikte mevsim hastalýklarýnda önemli oranda artýþlar yaþanacaðýný belirten Ýlçe Saðlýk yetkilileri soðuk algýnlýðý hastalýðýnýn ateþ yükselme Yorgunluk hissinin gripli hastalarda aðýr ve 2-3 hafta, soðuk algýnlýðý olanlarda ise çok hafif ve kýsa süreli olduðunu belirten yetkililer; “Soðuk algýnlýðý olan hastalarda týkalý burun, hapþýrma, boðaz aðrýsý genellikle görülür, griplilerde ise bazen görülür. Griplilerde genellikle öksürük, soðuk algýnlýðýnda ise çok nadir görülür. Soðuk algýnlýðý sonucu sinüzit ve kulak aðrýsý, gribin sonrasýnda ise bronþit, zatürree oluþabilir. Grip, aþý ve antiviral ilaçlarla tedavi yapýlabilir. Soðuk algýnlýðýnda ise hiçbir þey yapýlmaz. Grip belirtileri görülmeye baþlandýktan sonraki ilk 48 saatte antiviral tedaviye baþlanmasý ve belirtileri gidermeye yönelik tedavi yapýlmasý gerekir” þeklinde vatandaþlarý uyardýlar. Sobadan sýzan gazdan zehirlendi yüzde 5 olarak açýklamýþtý. Ancak Merkez Bankasý'nýn yýl sonu tahmini 7,9. Merkez Bankasý Baþkaný Durmuþ Yýlmaz, vergi ayarlamalarý, enerji, gýda ve kamu maaþ artýþlarýný da içeren fiyat ayarlamalarý nedeniyle yýl sonu enflasyon hedefinin tutmayacaðýný açýkladý. Cari açýk 39.2 milyar dolar YIL sonunda 36,4 milyar dolara ulaþmasý beklenen cari açýðýn 2008'de 39,2 milyar dolara yükselmesi ve GSMH'ye oranýnýn yüzde 7,5'e çýkmasý öngörüldü. 2007'nin 8 ayýnda 23,3 milyar dolar olan cari açýðýn, yýl sonunda 36,4 milyar dolara ulaþmasý bekleniyor. 2008'de de cari iþlemler açýðýnýn yüzde 7,9 artarak, 39,2 milyar dolara yükselmesi bekleniyor. KIRÞEHÝR Kýrþehir'de akþam saatlerinde meydana gelen olayda, sobadan sýzan karbon monoksit gaz sonucu bir kiþi hayatýný kaybetti. Edinilen bilgiye göre, Yenice Mahallesi 154. sokak üzerinde müstakil bir evde ikamet eden Fikret Eraslan (43), sobadan sýzan karbon monoksit gazý nedeniyle zehirlenerek hayatýný kaybetti. Fikret Eraslan'ýn yalnýz baþýna yaþadýðý ve kanepe üzerinde oturur vaziyette ölü bulunduðu bildirildi. Hayatýný kaybeden þahýs otopsi yapýlmak üzere Kýrþehir Devlet Hastanesi'ne kaldýrýlýrken, olayla ilgili soruþturma sürüyor. 7 31 Ekim 2007 Çarþamba Doðalgaz Þubat'ta Nevþehir'de Nevþehir-Niðde Doðal Gaz Daðýtým A.Þ. kanalýyla Nevþehir'de Enerji Düzenleme Yüksek Kurulu'nun belirttiði normlara uygun bir tarzda , 15 bin 950 metrelik çelik boru döþeme çalýþmalarýnýn tamamlandýðýný dile getirdi. 'ÇEVRE DOSTU ENERJÝ ÞUBAT'DA NEVÞEHÝR'DE ' BOTAÞ'ýn yapýlan anlaþma gereði TOKÝ Bölgesine yüksek basýnç sistem hattýný getirdiði takdirde Kapadokya Doðalgaz olarak kentte TOKÝ bölgesi baþta olmak üzere Ragýp Üner, Güzelyurt, Esentepe-350 Evler Mahallesi ile Adnan Menderes Terminali bölgesinde belirlenen 15 bin aboneye Doðalgaz verir hale geleceklerini söyleyen Güvenç, halen Nevþehir'in farklý merkezlerdeki regülatör yapýmýnýn devam ettiðini kaydetti. NEVÞEHÝR Nevþehir'de çalýþmalarý sürdürülen Doðalgaz daðýtým hattýnýn yapýmýna iliþkin olarak bilgilendirme toplantýsý yapýldý. Nevþehir Belediye Baþkan Yardýmcýsý Cafer Okur ve Nevþehir-Niðde Doðal Gaz Daðýtým A.Þ. Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Uluçay ve Nevþehir-Niðde Doðalgaz A.Þ.Bölge Müdürü Bülent Güvenç'in katýldýðý toplantýda, 2008 Þubat ayý içerisinde Nevþehir'de daðýtýmýna Tepebað Lisesi'nin bodrum katýndaki beden eðitimi öðretmeni odasýnýn yanýndaki boþ oda, iddiaya göre bu öðretim dönemi baþýnda mescit olarak düzenlendi. Küçük bir halý ve tespihlerin konulduðu odada, isteyen öðretmen ve öðrencilerin namaz kýlabileceði öðrenciler arasýnda duyruldu. Mescidin yan tarafýnda bulunan, beden eðitimi dersine katýlan öðrenciler için hazýrlanan duþ odasýnda abdest alan öðrenciler bazý öðrenciler iddiaya göre vakit namazlarýný teneffüs aralarýnda kýlmaya baþladý. Mescit haline getirilen odada cuma günleri de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öðretmeni Haydar Keleþ'in, öðrencilere imamlýk yaptýðý ve namaz kýldýrdýðý ileri sürüldü. Adana kent merkezindeki Tepebað Lisesi'nin bodrum katýndaki bir odanýn mescit haline getirildiði ve bazý öðrencilerin teneffüste burada namaz kýldýðý ileri sürüldü. Namaz kýlan öðrenciler cep telefonuyla görüntülenirken, burada bazý öðretmenlerin cuma namazý kýldýrdýðý iddia edildi. Adana'daki Tepebað Lisesi'nin bodrum katýndaki bir odanýn mescit haline getirildiði ve bazý öðrencilerin teneffüste burada namaz kýldýðý ileri sürüldü. Lisedeki trafoda mescit iddiasý baþlanýlacak Doðalgaz konusunda 20062007 yýlýnda yapýlan temel alt yapý çalýþmalarý ile 2008 yýlýnda öngörülen çalýþmalarla ilgili bilgiler verildi. NevþehirNiðde Doðalgaz A.Þ.Bölge Müdürü Bülent Güvenç, Nevþehir Konaðý'nda düzenlenen bilgilendirme toplantýsýnda doðalgaz'ýn dünyadaki kullanýmý ve Türkiye'deki kullanýmlarý ile ilgili bilgiler aktardýktan sonra Kapadokya Doðalgaz tarafýndan sürdürülen çalýþmalarý aktardý. Güvenç, 2006-2007 döneminde BOTAÞ'ýn getireceði yüksek basýnçlý doðal gaz çalýþmalarý ile de ilgili bilgiler aktaran Nevþehir-Niðde Doðalgaz A.Þ.Bölge Müdürü Güvenç, 58 kilometrelik çelik boru döþeme çalýþmalarýnýn büyük bir hýzla sürdüðünü söyledi. BOTAÞ'ýn 23 kilometrelik alanda boru kaynak çalýþmalarýný tamamladýðýný anlatan Güvenç, BOTAÞ'ýn 21 kilometrelik alanda da boru döþeme hazýrlýk çalýþmalarýný devam ettirdiðini, anlaþma gereði 2008 yýlýnýn Þubat ayý içerisinde BOTAÞ'ýn Nevþehir'e yüksek basýnçlý doðalgazý getireceðini vurguladý. Lisede mescit 'DOÐALGAZ MEDENÝYETÝN ARTIK BÝR GEREÐÝ ' Nevþehir Belediye Baþkan Yardýmcýsý Cafer Okur' da Nevþehir-Niðde Doðal Gaz A.Þ.'nin ortaðý konumundaki 5 belediyeden biri olan Nevþehir'de sürdürülen alt yapý çalýþmalarýnda, firmanýn belediye ile sýký bir iþbirliði ile önemli çalýþmalar yürüttüðünü söyledi. Medeniyetin bir gereði olarak ele aldýklarý Doðalgaz'ýn çevre dostu bir enerji türü olmasýnýn çevre kirliliðinin ortadan kaldýrýlmasýnda önemli bir geliþme saðlayacaðýný ifade eden Okur, gelecekte oldukça önem kazanacak Nevþehir'in bu enerjiden ciddi manada yararlanacaðýný belirtti. görevlilerinin koyup bazen namaz kýldýklarýný, halýyý hemen kaldýrtacaklarýný belirtmiþlerdi. Yine geçen yýl Çukurova Üniversitesi'nin Adana Kampusu'nda büyük amfi önünde cuma namazý kýlmak isteyen öðrenci grubu, ibadetlerini üniversite camiinde yapmalarý konusunda uyarýlmýþtý. ÖÐRETMEN: GÖZLERÝMLE GÖRDÜM Ayný lisede öðretmenlik yapan EðitimSen Adana Þube Baþkaný Güven Boða ise okul yönetimi ve Milli Eðitim yetkililerine konuyu intitkal ettirdiklerini belirterek, okulda mescit açýlmasýný, mevcut yasalar ve eðitim sistemi bakýmýndan skandal olarak deðerlendirdi. Geçen yýl da Adana'daki Seyhan Çukurova Lisesi'nin bodrum katýnda bulunan trafo odasýnýn mescit olarak kullanýldýðý iddia edilmiþti. Bir öðrenci velisi, trafo odasýnýn tabanýna halý serilip, öðrencilerin ve öðretmenlerin ölüm tehlikesini de gözardý ederek namaz kýldýðý yönünde Milli Eðitim Müdürlüðü'ne þikayette bulununca, okul yöneticileri trafo odasýnýn mescit olarak kullanýlmadýðýný, buna izin vermeyeceklerini açýkladý. Hiç bir öðrenci ve öðretmenin orada namaz kýlmadýðýný, bunun yasalara aykýrý olduðunu, odadaki halýyý temizlik Güven Boða, "Yetkililere bu konuda uyarýda bulunduk ve gereðinin yapýlmasýný istedik. Ancak uyarýlarýmýz dikkate alýnmadý. Öðrenciler vakit namazlarýný ders aralarýnda kýlmaya devam ediyor. Ben kendi gözlerimle gördüm" dedi. Adana Ýl Milli Eðitim Müdürü Atilla Gülsar, bu konuda kendilerine herhangi bir bilgi ve þikayetin gelmediðini belirterek yorum yapamayacaðýný söyledi. Aleviyol Parçalý Bulutlu En Yüksek 0C En Düþük 0C Barýþ Gazetecisi Ne Yapar, Savaþ Gazetecisi Ne Yapar? Prof. Galtung barýþ gazeteciliðinin spor gazeteciliði gibi deðil, saðlýk gazeteciliði gibi olmasýný istiyor. Galtung ’’Çünkü Ýyi bir saðlýk muhabiri ’’hastanýn vücudu yiyip bitiren kanserli hücrelerle mücadelesini anlatýrken ayný zamanda genetik nedenler, çevre, beslenme gibi kansere neden olan koþullar üzerinde duracak, hastalýðý yenmedeki olasý çarelerin tamamýný ve koruyucu önlemleri de anlatacaktýr’’ diyor… Türkiye’de savaþ, terör, þiddet dalgasý bütün toplumsal kesimleri kucaklarken, barýþ sözcüðü pek gündeme gelmiyor. "Barýþ Gazeteciliði" terimini ilk kez 1970'lerde Profesör Johan Galtung kullanmiþ. Sri Lanka, Afganistan, Kafkasya ve Ekvador gibi bölgelerde 40’tan fazla çatýþmada arabulucu olarak görev alan Prof. Galtung’a göre "Savaþ Gazeteciliði"nin Spor Gazeteciliði'yle ayný varsayýmlara dayanýyor. Ýki tarafta bütün kurgusunu "kazanmanýn yegane þey olmasý" üzerine kuruyor. Prof. Galtung barýþ gazeteciliðinin spor gazeteciliði gibi deðil, saðlýk gazeteciliði gibi olmasýný istiyor. Galtung ’’Çünkü Ýyi bir saðlýk muhabiri ’’hastanýn vücudu yiyip bitiren kanserli hücrelerle mücadelesini anlatýrken ayný zamanda genetik nedenler, çevre, beslenme gibi kansere neden olan koþullar üzerinde duracak, hastalýðý yenmedeki olasý çarelerin tamamýný ve koruyucu önlemleri de anlatacaktýr’’ diyor… Prof. Galtung, "gazeteciliðin içine barýþ katmanýn" yollarýný ararken dört odaktan söz ediyor: "Barýþ odaklý, gerçek odaklý, halk odaklý, çözüm odaklý bir gazetecilik yapmak." Prof. Galtung’a göre SAVAÞ ve ÞÝDDET odaklý gazetecisi þunlarý yapar: 1) Uzlaþmazlýk alanýna odaklanýr: Yalnýca 2 taraf vardýr. 2) Uzlaþmazlýk alanýnýn nedenleri ve çýkýþlarý ile ’’ilk taþý kimin attýðý’’ ile ilgilenmez. 3) Savaþ gazetecisinin haberinde "Onlar-biz" vardýr, haberler "bizimkilerin" propagandasýna dönüþür. "Onlar" hep sorun olarak görünür. 4) Onun haberi için sürekli daha çok þiddet gerekir. 5) Savaþýn gazetecisi yalnýzca görünür etkilere odaklanýr. Sürekli öldürülenleri, yaralanlarý verir. 6) Gerçekleri gizlemeye ve yalan haber yapmaya yönelir. 7) Zafer elde edilmedikçe barýþ giriþimlerini örtbas etmek, ancak baþka bir savaþ için ayrýlmak, eski alevler yükseldiðinde geri dönmek savaþ ve þiddet isteyen gazetecinin en temel özellikleridir. Prof. Galtung’a göre BARIÞ odaklý gazetecisi þunlarý yapar: 1) Barýþ gazetecisi uzlaþmazlýðýn oluþumunu araþtýrýr. Haberinde taraflar ve hedefin yanýsýra sorun vardýr. 2) Haberlerini ’’kazanan veya kaybeden’’ üzerine deðil "kazankazan" yönelimi ile yapar. 3) Bütün taraflarýn sesini duyurur, savaþý bir sorun olarak görüp anlamaya çalýþýr. 4) Bütün taraflarýn insanlaþtýrýlmasý için çaba sarfeder, bütün silahlarý olumsuzlaþtýrýr 5) Þiddetin görünmeyen etkilerine odaklanýr, üstü örtülmeye çalýþýlan konularýn üstünü açar. 6) Barýþ gazetecisi bütün acýlara odaklanýr; kadýnlara, yaþlýlara, çocuklara, bütün sesi duyulmayanlarýn sesini duyurmaya çalýþýr. Haksýzlýk yapanlarý iþaret eder. 7) Halkýn içindeki barýþ isteyenleri öne çýkarýr… Barýþ’ýn þiddetsiz bir ortamý ve yaratýcýlýðý getireceðini savunarak, yeniden inþaa ve uzlaþma ister… 17 4 Hiç bir beden topraða düþmesin! ucuna kamera takarak dolaþan basýn, haber deðil propaganda yapmaktadýr. Haber yapanlarý da kamuoyuna þikayet ederek, kendi haksýz kazançlarýný örtmeye çalýþmaktalar. Terörün, savaþ çýðýrtkanlýðýnýn, þiddetin, linç eðilimlerinin arttýðý bir ortamda barýþ ve kardeþlik talep edenlerin seslerinin duyurulmadýðý bir ortamda YOL tv, barýþ ve kardeþlik isteyenlere bir çaðrý yaparak barýþ ve kardeþlik mesajlarýný yayýnlamaya baþlayacaðýný duyurmuþtu. Bu duyuruya yüzlerce mesaj gelmeye baþladý. Bu çaðrýya gelen bazý mesajlar þöyle: Hiç bir beden topraða düþmesin! Ýsmail Cem Özkan Hakkari'de yine silahlar konuþtu, genç bedenler toprak ile buluþtu. Telefonlar susmadý, ana olan çocuðunu aradý, umutsuzca. Telefon santralleri beklide hep meþgule düþtü. Analar yere düþene mi ciðerini yaksýn, düþmeyen için mi? Umutsuz, umut arasýnda gelecek bir telefon sesini bekler oldular. Yüksek çýkarlar diyerek namlunun ucuna kamera yerleþtirenler, yükselen dalgayý daha da yükseltmekte, sýnýr gerisinde sokaklar insan seli ile dolmaktadýr. Ýnsanlar sokaklara dolduðunda bir de kontrol elden çýkýp, bir kitlesel kýyýma doðru yöneldiðinde kim ne yapabilir. Yaðmalanan maðazalarda nasýl önüne geleni alýyorsa insan, kitlesel kýyýmlarýn olduðu zaman diliminde hiçbir güç duramaz. Linç kültürü bir sokaða dökülmeyi görsün! Ulusal basýn ve yerel basýn daha soðukkanlý olmasý gerekirken, çatýþmayý körükleyici, savaþ çýðýrtkanlýðý içinde öç almak derdine düþmüþ durumdadýr. Cephede hangi basýn yöneticisinin veya sahibinin, hangi siyasetçinin çocuðu vardýr, çünkü onlar masa baþýnda savaþ çýðýrtkanlýðý yapmayý kolay biliyorlar, reiting uðruna daha da seslerini yükseltmekteler. Meydanlara çaðrý yapýlýyor, insanlara sokaklara çýkýn denmekte, neden? Bir çatýþma varsa, tarafta vardýr. Taraflýlarýn en önemli tarafýný oluþturan genelkurmay baþkanlýðý saðduyu çaðrýsý yapar gibi açýklamalar yaparken, basýn mensuplarýnýn bir silah üreticisinin görevini üzerine alarak çýðýrtkanlýk yapmasý etik midir? Irak iþgali sýrasýnda ABD basýn görevlilerini eleþtirmiþtik, tankýn arkasýndan gidip haber yapmalarýný. Taraflý haber olmaya baþlayýnca, haber olmaz, propaganda olduðunu ve basýn kurallarý içinde etik olmadýðýný yazmadýk, söylemedik mi? Basýnýmýzda bir önemli dönemeç daha gerçekleþti, yerel basýnlar ulusal basýndan almýþ olduðu hava ile kendi bölgesindeki insanlarý mobilize ettiklerini görmekteyiz. Yerel kanallarýn izlenme oraný gün geçtikçe göreceli olarak artmaktadýr. (Özelikle bu gibi ortamýn gerildiði koþullarda yerel kanallarýn izlenme oraný bana göre artmaktadýr) Çünkü meydana toplananlar kendiliðinden deðil, ekrandan yapýlan çaðrýlarýn etkisi olduðunu görmemezlik edemeyiz. Toplanýlan meydanlardan yapýlan canlý yayýnlar ile katýlým artýþý saðlanmakta ve terör naletlenmektedir. O meydanlar her zaman barýþçýl olmadýðýný, kitlesel linç olaylarýnda yaþadýk. (Trabzon örneði hala canlýyken, dün de Samsun'da da linç giriþimi olmuþtur!) Hiçbir beden topraða düþmesin istiyorum. Geçmiþimizden ders alarak geleceðe güven ile bakabilmemiz için henüz çözüm yollarý týkanmýþ deðildir. Bir arada ve birlikte yaþayacaksak onun koþullarýný oluþturmak zorundayýz. Basýn, silah üretici firmalar gibi savaþ çýðýrtkanlýðý yapmaktan vazgeçip, iþlerini yapmalýlar. Gazeteciler genelkurmay adýna ve politikacýlar adýna konuþmaktan ve karar vermekten vazgeçmeliler, doðal olan iþlerini yapsýnlar. *** BARIÞ ANASI Ozan Þah Turna Zulüm için zalimlere Evlat yollaman Analar Bile bile ölümlere Mendil sallaman Analar Oda Ana, buda Ana Buna nasýl can dayana Oy Ana, An'a Ana Olalým Barýþdan yana!... Kan içinde yatlarýný Yüzdürürler botlarýný Kirli savaþ atlarýný Artýk yemlemen Analar Ortamýn gerilimin artmasý ayný Oy Ana, An'a Ana zamanda basýnýn gelirinin de artmasý Olalým barýþ'dan yana... ile orantýlýdýr, diye düþünüyorum. Ortamýn gerilmesinden faydalanan kanallar bu durumu da paraya Þah Turna yol gözler ana döndermek için sms telefon hatlarý Kýyar mý bir can bir can'a vererek, Irak'a asker girsin mi? EvetEllere yakýþýr kýna... Hayýr diyerek sms beklemektedir. Kanla allaman Analar Bu sayede o kanal izleyicisinin o saf duygusundan faydalanarak iþi O da Ana, buda Ana maddiyete dökmektedir. Biz kaç Buna nasýl can dayana kiþiyiz diyerek gerilim politikasýndan Oy Ana, An'a Ana fayda görmek isteyen bir kanal, hem programý daha ucuza getiren canlý Olalým Barýþdan yana!... yayýnda çaðrýlar yapýyor, hem de izleyicisinden sms ile para Söz ve Müzik: Kadýn Halk Ozaný istemektedir. Gerilim; günümüzde Aþýk Þah Turna (Þahturna) en çok kazandýran bir durum olduðu www.sahturna.com ortaya çýktýðýna göre, KAYIP ÝLANI çatýþmadan beslenenler Mucur Saðlýk Meslek kategorizesine basýn kurumlarýnýn da girmesi Lisesinden Aldýðým yadýrgatýcý deðildir. Silah diplomamý kaybettim. sanayisi yan kuruluþu gibi çalýþmaktadýr basýn Hükümsüzdür. günümüzde! Tank Hikmet Deniz Akyürek arkasýndan ve namlunun