Gürcistan’dan Türk Göçleri Prof. Dr. Şureddin MEMMEDLİ* Doç. Dr. Gülnara GOCA-MEMMEDOVA** Giriş Kars’a ilk geldiğimizde iki olgu bizi çok sevindirdi ve gururlandırdı. Bunlardan birincisi, şehrin mer­ kezinde ünlü Âşık Şenlik Baba’nın heykeli, ikincisi, Kafkas Üniversitesi yolunda Mihrali Bey İlköğre­tim Okulunu görmemiz oldu. Bunlardan birincisi Gürcis­ tan Türkleri­nin halk edebiyatının âşıklık geleneğinin kudretli temsilcisi, ikin­cisi ise Gürcistan Türklerinin kahramanlık timsalidir. “Can sağ iken yurt vermerik düşmana” deyimi Borçalı’da da diller ezberi olan Âşık Şenlik’in babası Kadir kişi (Kadir Efendi) 1840’lı yıllarda bizim ata yurdu­muz olan Borçalı’dan Çıldır’a göç etmişti. Kendisi âşıklık geleneğini Borçalı’da ol­ gunlaştırıp devam ettirenlerdendir. Mihrali Bey ise bizim ata yurdumuz olan Gürcistan’a bağlı Darvaz köyündendir. 93 Harbi’nde (1877-1878 OsmanlıRus Harbi) “Türk Türk’e silâh kaldırmaz” diyerek, Rus Or­dusu’nun kendilerine katılması doğrultusun­ daki önerisini reddederek, Osmanlı Ordusunun hiz­ metine girmiştir. Bu savaşta Borçalılardan oluştur­ duğu altı bölüklü bir alayla Hamidiye Sü­vari Alayları safında savaşa katılmıştır. Mihrali Bey bu alayıyla Kars ve çevresinde cereyan eden savaşta Ruslara karşı büyük kahramanlıklar göstermiştir. 1. Kadim bir Türk kolu Günümüzde dahi Gürcistan’a bağlı Borçalı ve Aşağı-Kartli yörelerinde meskûn 500 binden fazla olan Azeri Türk top­lumu – “atılgan, hırslı, olaylar karşısında son derece duygusal ve saf bir karaktere sahip” [26; 6] bu Türkler, Oğuz boylarına mensupturlar ve yöresel olarak Türk, Tere­keme veya Karapapak Türkleri olarak adlandırılmaktadırlar [4]. Önemli bir kısmı bugün Orta-Kür nehrinin sağında eski Goga­ ren ülkesinin doğu kısmında, kendi adlarıyla Bor­ çalı tesmiye olunan (Tiflis-Revan arasın­daki) yörede Borçalılar adıyla yaşamlarını sürdürmektedirler [10]. Bu Türkler “en saf, en temiz, en katkısız Türklüğü” yaşatan, “di­liyle, diniyle, yüreğiyle Türkoğlu Türk olan Karapapaklar” [27], Türk dünyasının ayrılmaz ve önemli bir parçasıdırlar. Borçalı diyarı Türk yurtları olan Azerbaycan ve Türkiye arasında birleştirici bir köprü görevi görmekte­dir. Borçalı’nın Başgeçit ka­ sabası Borçalı’dan gelip Türkiye’ye giden yolun baş geçididir [24]. 12 Bizim Ahıska Güney Kafkas’ın güneybatısına doğru uzanan yol gibi, sırf Türk arazisi boyunca uzanan “dehliz” gibi özel strate­jik, ticarî ve ekonomik öneme sahip eski Borçalı diyarında Ağcagala, Goçulugala, Muhranga­ la civarla­rında ve Borçalı-Debed, Kür (Kura), Hıram, Yor nehirleri akarınca Türk boyları çek eski dönem­ lerden beri yaşamaktadırlar. Milattan önce 330 yıl­ larında Makedonyalı İskender Gürcistan tarafların­ da yaptığı askerî hareketlerinde ilk önce Kür nehri boyunca ve onun kolları üzerinde sıralı bir şekilde bulunan dört kale ve etrafında bulunan Buntürkler’e rastlamış­tır. Bura­daki Bun kelimesinin asıl yerli an­ lamında olduğunu ünlü bilim adamı Nikolay Marr belirtmektedir. Bu açıklamayı bölgeye ilişkin bilim­ sel çalışmalarıyla tanınan M. Fahrettin Kırzıoğlu da desteklemekte­dir[11]. Bu hususta Gürcüce “Mokt­ sevai Kartlisa” (Kartli Dönüşü) salname­sinde de bilgi­ler vardır. Başka bir Gürcü kaynağı olan, Leon­ ti Mroveli Kro­niği’ndeki: “İskender Kür kıyıla­rında Buntürkleri ve Kıpçak­ları gördü, Serkin’de oturan Buntürkler, hükümdara hakaret ettiler...”[12] kaydını düşmek suretiyle Türk unsurun bu bölgedeki tarihini 2340 yıl geriye götürmektedir. 2. Göç hikâyesi Tarihî bilgilere göre, Gürcistan Türklerinin ana nüfus unsuru olan Karapapak taifeleri, tarihî süreç içerisinde Türkiye topraklarına göç etmişlerdir. Daha XI. yüzyıldaki ünlü düşünür­, şair ve bilginlerden olan Hubeyş Tiflisî, Fahrettin Tiflisî ve Şemsettin Tiflisî’nin Tiflis’­ten Selçukluların bilim ve edebiyat merkezleri olan Konya ve Sivas’a göç edip yerleşmeleri Orta­ çağda Gürcistan’dan Anado­lu’ya yapılan göçlere bir örnek oluşturmaktadır. Bölgede Osmanlı Türklerinin hâkimiyeti, XVI. yüz­ yıldan başlayarak XIX. yüzyıla kadar belirli aralıklarla devam etmiştir. 1549’da Ah­met Paşa komutanlı­ ğındaki Osmanlı ordusu bölgede ilk olarak Borçalı Ağcakale’sini ele geçirmişti. 1578’de Serdar Lala Mustafa Paşa komutanlığın­da Osmanlı ordusu, Ahıska, Tif­lis, Şemşölde ve Dumanıs bölgelerini yö­ netimi altına almıştı. 1584’te Ferhat Paşa, Loru Ka­ lesini ele geçirmiş, Borçalı, 1590’da İstanbul Ant­ laşmasıyla Osmanlı hâkimiyetinde kalmıştı. 1723’te Borçalı yöresini de kapsayan Tiflis vilâyeti­nin merke­ zi olan Tiflis Kalesinin anahtarı Erzurum paşa­ sına teslim edilmişti. 1734’de Osmanlı serdarı Abdullah Paşa’nın ordusu Gürcistan’daki Loru kalesi önlerine gelmiştir. Osmanlı-Safili çatışmasında Borçalılar bü­ yük felâketlere uğramışlardı. İki devlet arasın­ daki savaşlarda yıkım ve felâketten kurtul­mak isteyen Borçalı Türkleri can havliyle “kaçha­ kaç” göçleri yapmışlar­dı. Meselâ XVI. yüzyıl­ da Gürcistan Mepeliği (Prensliği-Valiliği), İran şahı Tahmasp’la Terekeme akınla­rını önlemek için anlaşmıştı. Bu antlaş­maya göre, Gürcis­ tan, İran’a her yıl 18 bin tümen vergi verecek, buna karşılık İran şahı, sa­vaşçılıklarıyla ünlü olan Kazah Terekemelerini bulundukları bölge­ den uzaklaştıracaktı. 1555’de Amasya Antlaşması’yla Borça­ lı yöresi Safililere bırakılınca, İslâm’ın Sünnî mez­he­binde bulunan ve mezheplerini değiş­ tirmemekte ısrar eden Gürcistan’daki Sünnî Türkmen taifeleri ilerde Osmanlı’yla işbir­liği yapma ihtimaline karşı sürgüne tâbi tutulmuş­ tu [12]. 1603-1607 yılları arasında Safililerin yap­ tığı askerî hareketler sonucunda, Derbent’ten Hamedan’a, Borçalı da dâhil Hazar deni­zin­ den Kars’a kadar olan topraklar Osmanlıların elinden alınınca[25], Borçalı’daki ahali yeni felâketlerle karşı karşıya kalmıştı. Osmanlı Tarihi’nin önemli kaynak­larından olan Mus­ tafa Naima Efendi’nin Ta­rihi’nde: Şah Abbas Kızılbaş ordusuyla Revan Hanı Amirgüne Hanı (Emir Güne Han veya Sarı Aslan) Borçalı Ağca­ ka­le’sine gönderdi, Ağcakale’yi aldıktan sonra yerli sakinlerin birçoğunu İs­fahan’a sürgün etti[17]. Bu konuda Safili şahı, Borçalı ahalisi­ nin, Osman­lı’ya gitmek isteyen halktan, aile­ si ve hayvanlarıyla göçmesine izin verdi. Şah Abbas, bu dö­nemde gitmek istemeyen Sünnî ahaliden binlercesini Osmanlı­Devleti taraftar­ lığıyla suçlamış, Gence, Karabağ, Şirvan ve Şi­ raz bölgelerine zorunlu göçe tâbi tutmuştu. Osmanlı-İran arasındaki olaylara tanık olan Gürcü tarih yazarı Papuna Orbeliani, 17231735 yılları arasında Gür­ci­stan’ın Os­manlı ülkesine dâhil olduğunu kaydetmektedir[18]. Gürcistan’da 1735’te Osmanlı hâkimiyeti sona erdikten sonra tekrar İran (Kızılbaş) hâkimiyeti başladığında İran şahı Nadir Şah, Borçalı yöresinden Osmanlı meyillisi olduğun­ dan kuşkulandığı binlerce kişiyi zorunlu göçe tabi tutmuştu[12]. İran şahının 1749 yılında Borçalı’nın Kartli-Kahet valiliğine bağlandığı doğrultusunda fermanından sonra Borçalı’da huzursuzluklar ortaya çıkmış­tır. O yıllara ait kaynak­ larda: “Borçalı’da çıkan huzursuzluklar neticesinde, Bozçalı, Teke, Kösalar, Gamerli, Ulaşlı, Gacar, Ga­ rahacılı, Erebli yörelerinden bir hayli insan Osman­ lı hâkimiyetindeki topraklara göç etmiştir. Bu göç edenler Türkiye’nin güney bölgesine yerleşmiştir. Bunun dışında, Püsyan, Garagarlı, Cinli, Demir­ çihasanlı, Saatlı, Ken­gerli gibi başka taifeler de Karabağ’a ve Revan Hanlığı’na ait bölgeye göç et­ mek zorunda kalmıştır”[12]. Gürcistan, 1773’de Rusya hâkimiyetine geçince ve Rus kuvvetleri buraya gelince Borçalı bölgesin­ den yeni bir göç dalgası başlamıştı. Böylece bu bölgede meydana gelen Osmanlıİran savaşları ve Rusların sebep olduğu olaylar sonucunda en çok felâkete uğrayan Borçalı ahali­ si oluyordu. Çünkü Safililer bölgeye hâkim olunca Sünnîler, Osmanlılar hâkim olunca Şiiler zor durum­ da kalıyorlardı. Buna rağmen, baskılar azalınca kendi yurtlarına bağlı olan ve sadakat gös­teren Gürcistan Türklerinin birçoğu tekrar memleketlerine dönerlerdi. Borçalı­ ların atayurda bağlılığı fıkralara bile konu olmuştur. Şu fıkra ibret vericidir: “1750’li yıllarda Gürcistan valisi olan İrakli Han’a haber verirler ki, Borçalı’nın Yağlıca yöre­sindeki bütün Müslü­man­lar altın, gü­ müş ve hayvan gibi neleri varsa hepsini alıp Türki­ ye’ye göç etmişlerdir. İrakli Han tepkisiz bir şekilde sorar: Yağlıca’yı da kendileriyle beraber götürmüşler mi? Hayır cevabını alınca der ki: Me­rak etmeyin, onlar geri dönecekler, bu Yağlıca dağı onları geri çekecektir!”[12]. Bizim Ahıska 13 Borçalı bölgesinden yapılan Osmanlı ülkesine göçler (sürgün ve kovma şeklinde olanlar) daha çok 19. yüzyıl boyunca ve 20. yüzyı­lın ilk çeyre­ğinde ol­ muştur. Başlıca göç dönemleri şunlardır: • 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı dönemi, • 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı dönemi, • 1853-1856 Kırım Harbi dönemi, • 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi dönemi, • 1904-1906 Borçalı’da Ermeni-Müslüman (Türk) çatışması dönemi, • 1918-1920 Güney Kafkas’ta bağımsız cum­ huriyetler dönemi, • 1921-1924 Gürcistan’ın Sovyetlerce istilâsı dönemi, • 1930-1931 Sovyetlerde kolektifleşme (kol­ hoz) dönemi. Görüldüğü gibi, Gürcistan’dan Türk göçlerinin temel sebebi Kafkaslarda meydana gelen RusyaKaçar/İran, Osmanlı-Rus savaşları dönemlerinde olmuştur. Savaşların cereyan ettiği yerlerin ya için­ de veya yakınında yer alan Borçalılılar, bu savaş­ lardaki yiğitlikleriyle yenilmez Türk gruplarından biri olduk­larını bu savaşlarda göstermişler­dir. Borçalı’da kaçaklık hareketinin ortaya çıkması ve yayıl­ması da kendilerine baskı kurmak isteyen ve hayat hakkını çiğneyenlere karşı ortaya çıkmış bir harekettir. Bu mücadeleler esnasında bir kısım Gürcistan Türkü, ata yurtlarını terk etmek zo­runda kalmış ve Başgeçit üzerinden Ercivan dağlarını aşarak, “o yüz” dedikleri Osmanlı topraklarına geçmek zorunda kalmış­lardır. Gürcistan Türklerinin Türkiye’ye göçleri konusu­ na biraz daha yakından bakalım. 3. XIX. Yüzyılda göçler 19. yüzyıl başlarında Rusların Güney Kafkas’ı iş­ gal harekâtı başladı­ğında Borçalılar bu istilâya bo­yun eğmedi­ler. Rus yönetimini kabul etmek istemediler. Rus esaretinde yaşamaktansa, gurbette aç kal­mak da olsa, hür olmayı tercih ettiler. O dönemde bir Rus generali­, rapo­runda diyor ki: “Gazahlılar, Borçalılılar ve genellikle Türkler bize inanmıyorlar, açıkça bize karşı çıkıyorlar; Gence Hanı da on­lara katılı­yor.”[20]. Yine o yıl­ları anlatan kaynaklarda bölge ahalisinin Rus hâkimiye­tinde yaşamak istemediği açıkça anla­ şılmaktadır. Bununla ilgili şöyle kayıtlar var: “Evvelce Gazah ve Borçalı yöreleri Rusya devletin­den yüz çe­ virdiler ve o devle­tin boyunduruğuna girmek isteme­ diler. Bu zaman Gazah ve Borçalı yö­releri Rusların itaatin­den çıkıp, onlardan yüz çevirmişlerdi…” [12] 1810’da Hıristiyanları Türkiye’den ve Güney Azerbaycan’dan Kafkas bölgesine göç ettirmek üze­ re Ruslar tarafından bir komisyon kurulmuştu. Bu komisyonun çalışmaları neticesinde, Borçalı böl­ 14 Bizim Ahıska gesine Hıristiyan unsurlar olan Ermeniler ve Rum­ lar göç ettirilmiş, karşılığında Borçalı bölgesinden Osmanlı’ya Müslümanlar zorunlu göçe tâbi tutul­ muştu. 1813’te Rusya ile İran’ın Türk kökenli Kaçar devleti arasındaki savaş sonucunda Borçalı bölgesi Rusya’ya bırakılınca, buradaki Türk ahalinin önemli bir kısmı, Osmanlı yönetimindeki Ahıska Paşalığına ait toprakla­ra, Hır­tız sancağında Kür nehrinin sol tarafındaki ovalık bölgeye, Niyal düzlüğünün Lebis, Van, Karzamet, Kondra, Taşlıkışla, Elence köylerine kaçmak zorunda kalmıştı. Borçalı göçmenleri, sa­vaş dönemlerinde paşanın çağrısına uyarak silâhlarıyla birlikte paşanın ordusuna katılmaya hazır olmalıydı­ lar. Bunlar­dan bazıları Ahıska’dan Kars ve civarına göç etmiştir. Yine Borçalı ve çevresinden bugünkü İran’ın sınırları dâhilinde kalan Urmiye ve Sulduz’a göç eden­ler de olmuştur [6;19]. 1829 yılı eylülünde imzalanan Edirne Antlaşma­ sı’yla, Borçalı, Ahıska ve Ahılkelek yöreleri, kesin olarak Rus hâki­miye­tine ge­çince, yine göç hareketi olmuştur. Göçe katı­lanların bir kısmı Çıldır, Kars ta­ raflarına gelip yerleşmişlerdir. Bu göçmenlerden bir kısmı Çıldır yörelerinde boş olan, Yıldırımtepe, Köç­ güden, Göldalı, Meredis, Köğas köyle­rini yerleşerek şenlendirmişler­dir. Bu dönemde Gürcistan’daki Türk ahaliye Osmanlı ülkesine serbestçe göç edebilme imkânı verilmiştir. Ruslar, bu suretle Türk unsurunu Borçalı’nın verimli topraklarından kaçırtarak, yerlerine Ermeni, Rus, Al­ man gibi Hıristiyan unsurları getirip yerleştirmiştir. Yurtlarının Ruslara bırakıldığını öğrenen Gürcistan Türklerinin bir kısmı, belirlenen yeni sınırın Osmanlı tarafında kalan mıntıka­larına, Borçalı tabiriyle, “o yüz/o taraf” dedikleri Çıldır’a, Çıldır’dan da Kars’a, Kağızman’a ve başka yörelere giderek yerleşmişler­ dir. 1828 yılı ağustosunda Ahıska’nın da Ruslar ta­ rafından ele ge­çi­rilmesi üzerine oralarda yurt tutmuş olan Borçalılılar, yeniden göç ederek Çıldır, Arda­han, Kars yörele­rine gelip yerleşmişlerdir. 1830’da Kars ve çevresi Rus istilâsından kur­ tulunca, Suşehri ile Ada­na’ya göç eden Borçalı kö­ kenli Kars göçmenlerinin büyük bir kısmı yerlerine dönmüştür. Çıldır sancağı arazisine daha önce yer­ leşen ç0k sa­yıda Ahıska-Ahılkelek göçmenleri de Kars ve Erzurum yörelerine göç etmişlerdir [4]. 1853-56 yılları arasında devam eden Türk-Rus savaşının etkisiyle Gürcistan’­dan Kars bölgesine yeni bir göç dalgası başlamıştır. Kırım Harbi de deni­ len bu savaş sonrası Gürcistan Türklerinin bir kısmı da Ağrı (Karaköse), Sivas, To­kat, Amasya, Çorum gibi Anadolu vilâ­yetlerine göç etmişlerdir [20]. 1863 yılına ait bir Rus kaynağında: “Karapapak­ lar Türkiye’nin serhat bölgesinde oturan koçak (yi­ ğit), mert, hürriyet sever halktır, hepsi iyi binicidir.” [21] denilmektedir. 1877-1878 yılları Osmanlı-Rus savaşında Borçalı yöresinin Demircihasanlı, Gazah mıntıka­ larındaki Türklerden 3 binden fazla aile (yaklaşık 15 bin kişi) kaçarak, Rusya’nın hâki­miyetine geçen Kars ve Çıldır yöresine ön­ceki dönemlerde gelerek yerleşen akrabalarının yanlarındaki boş olan köylere yerleşmişlerdir. Bu yeni yerleşenler Kars’ta 63 köy, 2301 ev; Ardahan’da 29 köy, 690 ev; Kağızman’da 7 köy, 95 ev kurmuşlardır. Kars yöresine Borçalı’dan göç eden 21.652 kişi kayde­dilmiştir. Tahminî ola­ rak, göç edenler nüfus açısından Kars ve ona bağlı yerlerin genel nüfusunun %15’ini teşkil etmekteydi. Gazeteci Konstantin Sadovski, Kars’taki göçmen­ ler hakkında: “Bu Karapapaklar dostluk kurma ve sürdürme ko­nusunda çok samimi olup, konuksever ve neşeli bir yapıya sahiptirler.” [23] demektedir. Rus yazarı­n bu övgüleriyle Mehmet Arif Bey’in: “Kara­ papaklar, gayet yiğit ve cesur bir kavimdir, pek iyi süvaridirler.” sözüyle uyuşmaktadır [4]. Tarih boyunca Borçalı’dan göçenler olduğu gibi, Osmanlı ülkesinden de Borçalı’ya göçenler olmuş­ tur. Luka İsarlov (İsarlişvili), Borçalı’da o döneme ait tanık olduğu bu durumu hatıralarında şöyle yan­ sıtmaktadır: “Yakub­lu, Ağbaba, İmirhasan, Gullar, Fahralı, Örmeşen vs. gibi köyler Osmanlı kökenli­ dirler.” [12]. Osmanlı ve Rusya sınır hattında yerleşmiş olan Borçalılılar, savaş dönem­lerinde düşmanı ilk kar­ şılayanlar ve ona ilk darbeyi indirenler olmuşlardı. Darvazlı Mihrali Bey, Arıklı Ali ağa, Memmedeli (Ga­ raçoban), Gasımlı Semed Bey, Aslan Bey, Abdallı Kör İsmail, Gödekdağlı Hüseyin ve diğer önder ko­ numundaki yiğitler ve emrindekiler, Osmanlı-Rus savaşında Osmanlı’nın yanında eşsiz mertlik örnek­ leri göstermişlerdir. Özellikle, o dönemde bölgede­ ki Türklerin gönlünde ve ağzında “İkinci Köroğlu”, “İkinci Battal Gazi” olarak vasıflandırı­lan Mihrali Bey, Kars, Arda­han ve Anadolu’nun birçok şehrinde kahramanlık timsali olmuştur. 1877 yılı kışında Kars’ın Ruslar tarafından işgali sonrasında bu yöre­deki bir kısım Kafkas kökenliler, Kars’ta kala­ma­yıp, Anadolu içlerine doğru çekilmiş­ lerdir. Onlardan bir kısmı, Ağrı ilinin Taşlıçay, Hamur, Eleşkirt, Tutak ve Muş ilinin Bulanık ve Malaz­girt il­ çelerine göç etmişler­dir. Kars’ta geriye kalan Borçalı asıllıların diğer bir kısmı ise Sivas, Tokat ve Zile’ye göç ederek buralarda köyler kurmuşlardır. Mihrali Bey’e bağlı olanlar ise Sivas’ın Acıyurt mıntıkasını kendilerine yurt edinmişlerdir. 1879’da İstanbul’da yapılan antlaşmayla, Os­ manlı sınırları dâhiline göç etmek isteyen Kars, Ar­ dahan, Batum yöresindeki Türk ve Müslümanlar, üç yıl içinde emlaklerini satarak ayrı­labile­ceklerdi. Ayrılmayanlar, yani yerinde kalanlar, Rus tebaası sa­ yılacaktı. Yöre halkının önemli bir kısmı, Anadolu iç­ lerine göç etmeyi tercih etmiştir. Doğudan Anadolu içlerine yapılan bu göç dalgasına halk arasında ‘93 Muhacereti’ denilmekte­dir [4]. 1882 yılına ait nüfus sayımı sonuçlarına göre, o dönemde Rusya yöneti­minde bulunan Kars Gu­ bernyasında (eyaletinde) toplam 160 bin kişi ya­ şamaktaydı. Bu nüfusun tahminen 21.653’ü, yani yaklaşık yüzde 15’i, ayrıca, Kars Gubernyasına bağlı Şüregel Okrugunda (ilçesinde) 10.684, Zaru­ şad (Arpaçay)’da 6.489, Çıl­dır’da 5.220, Taht’da 302, Ardahan’da 248 nüfus Gürcistan kökenliler­ den oluşmaktaydı [23]. Kars vilâyetinde, Gürcistan kökenlilerin nüfusu 1893’de 28.366, 1897’de ise 29.897’e yükselmiştir. O dönemde Kars ve yöresinde yaşayan Karapa­ pak Türklerinin sosyal-ekonomik durumu hakkında Rusça “Tif­lis-Kars-Revan Demiryolu Böl­gesi Eko­ nomik ve Ticari Açıdan” adlı kitapta önemli bilgiler vardır [22]. 4. XX. Yüzyılın ilk çeyreğinde göçler 1904’te Borçalı yöresinden 90-100 hanelik bir grup yerleşmek için Os­manlı Devleti’ne müracaat etmiştir. Bu müracaatlar kabul edilerek, bir kısmı Ağrı, Tutak ve Eleşkirt’e, diğerleri Adana’ya göç etmiştiler[25; 28]. 1910 yılına ait Rus istatistiğinde, Gürcistan kö­ kenli Türklerin Kars ve yöresindeki mevcudu 39 bin kişi olarak tespit edilmiştir. 1914 yılında Malazgirt­’te yerleşmiş olan Kafkas kökenlilerin bir kısmı Sivas’a göç ederek, Tutmaç, Büyükköy ve Kurdoğlu köyle­ rine yerleşmiştir. Ayrıca, Sivas’ın Yıl­dızeli ilçesinde 20, Ulaş ve Kangal ilçelerinde de 20’den fazla Gür­ cistan Türkleriyle meskûn köyler kurulmuştur. Karapapak Türkleri, Birinci Dünya Savaşı zamanı ve müteakip yıllarda yurtlarını Ermeni katliamların­ dan büyük oranda korumuş­lardır. Ermenile­rin, Er­ zincan, Erzurum ve yol üzerindeki köylerde yaptıkları katliam ve zulümleri Kars’ın Karapapaklarla meskûn köylerinin bulunduğu, Arpaçay, Çıldır ve Ardahan’da, diğer yerlerdeki kadar yapamamışlardır. (Gazi Ah­ met Muhtar Paşa’nın “Sergüzeşt-i Hayatımın Cild-i Sanisi” kitabın­dan)[4]. 1918 yılı Mayıs ayında Borçalı yöresi, yeni ba­ ğımsızlıklarını ilân eden Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan’ın iddiasında bulunduğu tartışmalı ara­zi konumuna gelirken Gürcistan’ın Borçalı ka­ zasına bağlı Gümrü, Celaloğlu ve Kölagiren yöre­ leri bu tartışmaların devam ettiği dönemde Türk ordusunun kontrolünde bulunuyordu[12]. 1918’de Gürcistan’daki bütün Müslü­manlar adına Borçalı ka­ dıları olan Allahyarzade Yusuf Efendi, Şeyh Muham­ Bizim Ahıska 15 med Ali, Borçalı Hayriye Cemiyeti Başkanı Halilzade Kur­ban Ali Efendi şöyle bir müracaatta bulunmuş­ lardı: “Bu topra­ğın sahip­leri biziz. Sayıca çoğunluğu biz oluştururuz. Burada hâkim halk olmak için her türlü hakka sahibiz. Bunun için de Osmanlı Padi­ şahına ve Sadraza­mına (Büyük Vezire-Başbakana) müracaat ederek, Osmanlı Devleti­nin himayesinde yönetim merkezi Tiflis şehri olmak üzere ‘Karapa­ pak Hanlığı’ adıyla yarı müs­takil bir hanlık olarak tanınma­mız hakkında her girişimin yapılmasını arz ederiz.” [16]. 1918 yılı Kasım ayında Kars İslâm Şûrası kurul­ duğunda bu şûranın başkanlı­ğına Borçalı’nın Bolus yöresinden gelme Kepe­nekçi Emin Ağa seçilmiştir. 1919 yılı Ocak ayı baş­larında Türk İslâm Şurası tarafın­dan düzenlenen Ardahan Kongresi’nde ve aynı ayın orta­la­rında Kars’ta düzenlenen kongrede Borçalı’nın geleceğiyle ilgili konuya da değinilmiş­tir. Merkezi Kars olan Gü­ney-Batı Kafkas Cumhuri­ yeti (Cenubî Garbî Kafkas Hükümet-i Muvakkata-i Milliyesi) bünyesinde Borçalı yöresini içine alan Karapapak Cumhuriyeti de ilân edilmiştir (16]. 1918-1919 yılları arasında Borçalı kazasının par­ çalanmasıyla sonuçlanan Ermeni-Gürcü harbi sü­ resi boyunca Ermeniler, Borçalı köylerinde katliam ve yağmacılık hareketlerinde sınır tanımamışlar­ dır. 1920 yılının eylül ayında Türk ordusu Gümrü ve Kara­kilise’yi ele geçirerek ilerlemiş, Borçalı ve Loru yörelerine dayan­mış­tır [16]. Bu gerili ve hu­ zursuz yıllarda Gürcistan’dan birkaç Türk köyünün ahalisi yerlerini bırakarak, Kars yörelerine sığın­ mıştır. 1920-1924 ve 1929-1930 yılları arasında Gürcistan’dan yine bir dizi Türk göçü ger­çekleşmiştir. Özel­likle, 1921 Gümrü ve Kars antlaşmala­rıyla ka­ rar verilen nüfus değişikliği dolayısıyla, Aran-Arıklı, Kepe­nekçi, Ağalık, Fahralı, Darvaz, Oruzman, Yır­ ğançak, Bezekli, Gamerli, Keşeli, İlmezli, Gara­ yazı, Loru, Garaçöp ve Ahıska’nın Lebis, Hosbiye, Göyye köylerinden 45 bin Gürcistan Türkü Türkiye Cumhuriyeti’ne geldi. Bu suretle, Gazah, Borçalı ve Ahıska’dan göç ederek gelenler ‘Gürcistan Tereke­ meleri’ olarak adlandırıldılar. 1929’da Borçalı yöresi idarî olarak ilçelere (ra­ yonlara) bölünerek, köy­lüle­rin ellerindeki toprakla­ ra el konulup ‘kolhoz’lara (kolek­tif tarım çiftlikleri) dönüştürülünce, Sovyet hükümetine karşı, Sar­ van, Görarhı, Gızılhacılı, Gaçağan, Sadaklı, Arıklı, Fahralı köylerinin ahalisi isyan etmiştir. Bu durum üzerine Sovyet ordusu ‘Temiz­lik Operasyonu’ adıyla isyanı bastırmak için harekât düzenlemiş, yakala­ nan çok sayıda Türk kurşuna dizilmiştir. Kurtulmayı başaranlar ise çareyi Türkiye’ye kaç­makta bulmuş­ lardır. 16 Bizim Ahıska 5. Özlem coşkusu Bahsettiğimiz bu göçler, halkın belleğinde yer etmiş ve halk edebiyatına da yansımıştır. Bu yan­ sıma gerek Borçalı’da kalanlar ve gerekse yeni yur­ da (Türkiye’­ye) yerleşen soydaşların dilinde mani/ bayatı gibi sözlü halk edebî ürün­lerinin oluşması­ na, nağme nağme süslenmesine sebep olmuştur. Gürcistan’ın çe­şitli köylerinde söz söyleyicilerinden derlene­rek yazıya akta­rılmış mani/bayatı örneklerin­ de [1;13] Osmanlı, Türki­ye, Borçalılıların hayallerinde yaşayan, kimi­nin yârini, kiminin kardeşini, kiminin babasını, dede­sini koynunda barındıran ata yurt gibi yansıtılmaktadır. Borçalı folklorunun etnik kökene, tarihi ve coğra­ fi olgulara ışık tutan bu ilginç ürünlerinden birkaçına örnek verelim: Yola çıktı yüz atlı, Ne durursun süz atlı, Babam, dedem odurna, Garapapag, boz atlı. (Odurna: Odur ha!) Türkiye’ye duyulan özlemi yansıtan maniler de yaygındır: ….. gars, ayaz, Ayaza yaz, garsa yaz, Tanrım, menim bahtımı Osmanlı’ya, Kars’a yaz. (Gars: Ilık soğuk, Menim: Benim). ….. her arzuma, Yol geder Erzurum’a, Arkamda Türk dayansa, Dözerem her zuluma. (Dözerem: Dayanırım). Geçti beyaz, ayaz da, Yetişti tut, gilas da, Can kuşum Borçalı’da, Hayal kuşum Sivas’ta. (Gilas: Kiraz). Bu manilerdeki “Tanrım, menim bahtımı Osmanlı’ya, Kars’a yaz”,“Arkamda Türk dayansa, Dözerem her zuluma”,“Can kuşum Borçalı’da, Ha­ yal kuşum Sivas’ta” mısraları özellikle duygu yüklü­ dür. Borçalılılar için Türk’ün ve Türkiye’nin gü­venç ve övünç yeri olduğu­nun şiirsel ispatıdır. XIX. yüzyılda Borçalı’nın Fahralı köyünde yaşamış kadın şair Güller Peri’nin şiir mirası, özellikle de onun tarafından dile getirilen “İsmail ve Kızyeter” hikâyesi (destanı), Borçalı yöresiyle Osmanlı ülkesi arasın­ daki hasretin, intizarın, özle­min şiirsel sahnesi ola­ rak etkilidir. Bu şiirli-hikâ­yeli anlatımda, Borçalı’da bulunan bir kız Kars’taki erkek kardeşine duy­duğu özlemi ve yürek acısını şöyle dile getirmektedir: Kars’a sarı bakıp-bakıp ağlaram, Vurulup köksüme yaralar, gardaş. Sinem üstün çalın-çapraz dağlaram, Dolanır kalbimde haralar, gardaş. (Sarı: Taraf, yön, Köksüme: Göğsüme, Haralar: Nereler). Borçalı sözlü edebî ürünlerinde, bayatı/manile­ rinde, halk hikâyelerinde Türkiye’­nin bu şekilde anıl­ masını, yansıtıl­masını, Borçalı’yla Türkiye’­nin gönü bağının ifadesi olarak değerlendiri­yoruz. 6. Genetik akrabalık Türkiye’ye göç eden Borçalılılar, günümüzde de kendilerine has tarihî söz da­ğarcığını korumakta, ya­ şatmaktadırlar. Kars Ka­rapapak ağzıyla [5] Bor­çalı leh­ çesinin [8] karşılaştırılması, Borçalı-Ahıska-Kars âşıklık ortamı­nın var oluşu [14], özellikle de, Borçalı kökenli ünlü Türk ozanı Çıldırlı Âşık Şenlik’in şiir mirasının [3] incelenmesi, önemli olgular ortaya koyar. Bugün Türkiye’de bulunan Kafkas kökenli Türk­ ler, esasen Kuzey-Doğu Anadolu’da, çoğun­lukla da Kars, Ardahan illerinde yaklaşık 150 köyde yaşa­ maktadırlar.[2]. Türki­ye’de Karapapak coğrafyası [4; 5; 20] Kars ilinin Merkez, Arpaçay, Akyaka, Selim, Su­ suz, Sarıkamış ilçe­lerini, Ardahan ilinin Çıldır, Göle, Iğdır ilinin Merkez, Aralık, Ağrı ilinin Merkez, Taşlı­çay ilçelerini, Sivas ilinin Ulaş, Kangal ilçelerini, Amasya ilinin Suluova ilçesini, Tokat ilinin merkez ve Zile il­ çeleri vb. bölgeleri kapsamakta­dır. Karapapakların ata yurdu Borçalı için, “Sazın beşiği, Âşıklar yurdu, gayret oylağı” gibi tanımlar yakıştırılır. Günümüz Gürcistan’ında Türklerin ge­ nel toplamı 500 bin civarındadır. Gürcistan Türkleri nüfus sayısı bakımından Gürcistan’da Gürcülerden sonra ikinci kalabalık nüfus oranına sahiptir. Bura­ da Tüklerin yoğunlukla yerleştikleri yöre Borçalı’dır. Gürcistan resmî belgelerinde Aşağı-Kartli bölgesi de denir. Türkler çoğunlukla Marneuli-Sarvan (100 bin kişi), Gar­daban-Garayazı (50 bin), Bolnis-Bolus (50 bin), Dmanis-Başgeçit (20 bin), Sagareco-Garaçöp (20 bin) ilçelerinde yaşamaktadırlar. Tiflis, Rustav şehilerinde ve Zalga-Parmaksız, Tetrisharo-Ağbulak, Lagodeh, Telav, Meshet ve Kas­ pi ilçelerinde de belirli sayıda Türk yaşamaktadır. Burada Sadaklı (10 bin nüfus), Telav-Garacalar (9 bin), Gızılhacılı (8 bin), Fahralı (7 bin), Bolus-Ke­ pe­nekçi (7 bin), Lembeli (7 bin) vb. gibi Türklerin meskûn olduğu büyük köyler bulunmaktadır [15]. Sonuç Türklerin Gürcistan’dan Türkiye’ye göçlerinin se­ bebi, ağır du­rumda kalan Borçalılılar için en güvenli yerin Türkiye ol­masıdır. Onlar burada sığınacak yer bulmakla öz vatan ko­kusunu hissetmiş­lerdi. Karapapaklar denilen Türk topluluğu günümüzde edebiyat, sanat, gelenek ve görenekleriyle öz vatan­ ları Borçalı ile Türkiye’deki yeni vatanları ara­sında bir köprü görevi görmektedirler. Bu köprü, dünden bugüne, bugün­den de yarına uzanan ve Türkler ara­ sında dil ve kültürel etkileşimi sağlayan, yabancılaş­ mayı önleyen sağlam bir köprüdür. Kaynaklar / Dipnotlar 1. Azerbaycan Folkloru Antolojisi, Borçalı Folkloru, Azerneşr yay., Bakı 1996. 2. Caferoğlu, A. “Karapapaklar”, Türk Ansiklopedisi, C. 21, Ankara 1971, s. 309. 3. Çıldırlı Âşık Şenlik Divanı, Hazırlayanlar: A. Berat Alptekin, M. Nizameddin Coşkun, Ankara 2006. 4. Dündar, Selahattin-Çetinkaya, Haydar: Terekemeler (Ka­ rapapak Türkleri), Araştırma–İnceleme, 3. baskı, Dündar yay., Ankara 2004, ss. 1, 27-30, 37, 84, 92, 149. 5. Ercilasun, Ahmet Bican: Kars İli Ağızları, Gazi Üniv. yay., Ankara, 1983, ss. 41-46. 6. Garapapaklar, Dergi, Sayı 2, Tiflis 2005, ss. 7, 8, 20. 7. Hacılar, Valeh: Borçalı Mehralı Bey Tarihi Hakikatlerde, Tiflis 2001. 8. Kamaloğlu, Mahmud: Garapapaglar Lehçesinin Sözlüğü, Nurlan yay., Bakı 2006. 9. Kaya, Doğan: Bir Destan Kahramanı Mihrali Bey, Halk Kültürü Dergisi, Sayı 4, 1984. 10.Kırzıoğlu M. Fahrettin: Karapapaklar-Borçalı-Kazak Uruğu­ nun Kür-Araz Boylarındaki 1800 Yılı­na Bir Bakış, Erzurum 1972. 11.Kırzıoğlu, M. Fahrettin: Yukarı-Kür ve Çoruk Boylarında Kıpçaklar (Ahıska/Çıldır Eyaleti Tari­hinden), Türk Tarih Ku­ rumu yay., Ankara 1992, s. 33. 12.Memmedli, Şureddin: Alın Yazımız - Gürcistan Türkleri: Ta­ rih, Kül­tür. Samşoblo yay., Tiflis 1996, ss. 8, 16, 27, 29, 37, 40, 48, 62, 63, 68. 13.Memmedli, Ş. Borçalı Edebi Muhiti. Ėlm yay., Bakı, 2000. 14.Memmedli, Ş. Borçalı-Ahıska-Kars Ortak Edebi Ariyalı, Kolori yay., Tiflis 2004. 15.Memmedli, Ş. Gürcistan Azerbaycanlıları. İstatistikAnsiklo­pedik Bilgiler, Tiflis 2006, ss. 88-92. 16.Memmedli, Ş. Paralanmış Borçalı veya 1918 yılı Ermenis­ tan–Gürcistan Muharebe­si­nin Acı Neticesi, Azerneşr yay., Bakı 1991, ss. 16-17, 22-36. 17.Naima, Mustafa Efendi. Naima Tarihi, Bahar Matbaası, İstanbul 1967. 18. ორბელიანი პაპუნა. ამბავნი ქართლისანი. - Orbeliani, Papu­ na. Kartli Olayları, Metsniereba yay., Tiflis 1981, s. 42 /Gür­ cüce/. 19. ﺍﻳﻞ ﻗﺎﺭﺍﭘﺎﭘﺎﻕ.ﺭﺿﻮﯼ ﻡ- RZEVİ Mehdi. Karapapak Ėli, Tahran 1370=1951, s. 151 /Farsça/. 20.Valehoğlu, Fahri. Karapapaklar ve Onların XIX. Asır Harp Tarihi, Bakı 2005, ss. 28, 60, 68-80. 21. Военный Сборник [Askerî Mecmua], C. 28, S.-Peterburg 1863, s. 182. 22. Район Тифлисско-Карсско-Эриванской железной дороги в эконо¬мическом, коммерческом отношениях.- Tiflis-KarsRevan Demir­yolu Bölgesi Ekonomi, Ticari Açısından, Тифлис 1897. 23. Сборникъ Материаловъ для Описания Местностей и Племенъ Кав¬каза. (SMOMPK). - (SMOMPK). - Kaf­kas Yer­leri ve Taife­ lerinin Tasviri için Mater­yaller Mecmuası. 3. bırakılış, 1883, ss. 341, 345, 350. 24.www.borchali.ws/borcalihakkinda/.-02.04.2008. 25.www.borchali.net/index.php?s=qarapapaklar_ve_terekemeler. - 02.04.2008. 26.www.karapapak.com/turkce/hakkımızda.aspx. - 02.04.2008. 27.www.turksoylaipekyolu.com/tr/SeyfullahTurksoy.1308.html. 02.04.2008. 28.www.terekeme-karapapak.azbuz.com/index.jsp/. - 02.04.2008. * Kafkas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kafkas Dil­ leri ve Edebiyatları Bölümü, shureddin@gmail.com. ** Kafkas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kafkas Dil­ leri ve Edebiyatları Bölümü. Bizim Ahıska 17