Esin Arslan 11-A 393 08

advertisement
Esin Arslan 11-A
Ders: TC İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük
Konu: Sarıkamış Harekâtı’na Katılan Bir Askerin Anıları
BİR DRAM YA DA KAHRAMANLIK DESTANI:
SARIKAMIŞ HAREKÂTI
Osmanlı Devleti’nin İngiliz tersanelerinden sipariş ettiği Sultan Osman ve Reşadiye isimli
gemilerin teslim edilmeyeceği Winston Churchill tarafından açıklanmıştı. Osmanlı, parası
ödenen gemilerin gelmemesi üzerine Goeben ve Breslau isimli gemileri Almanya’dan satın
aldığını duyurdu ve bu gemilerin isimlerini Yavuz ve Midilli olarak değiştirdi.
İttifak-itilaf blokları arasındaki gerilim Çanakkale Boğazı’nın geçişlere kapanmasıyla arttı.
Rusya boğazlardaki ithalat-ihracat trafiğinin büyük kısmına sahip olduğundan Osmanlı’nın
kararı en çok Rusya’yı etkiledi.
Türk bayraklı, mürettebatı Alman olan iki geminin Karadeniz’de Rus limanlarını
bombalamasından sonra, Ruslar doğudan Osmanlı topraklarına saldırdı. Rus birliklerinin ileri
harekâtı, Köprüköy yakınlarında durduruldu. Rus işgali altındaki Ardahan, Kars, Sarıkamış’ı
kurtarmak ve Rus taarruzunu engellemek amacında olan Enver Paşa bu gelişmelerden
ümide kapıldı ve hazırlıksız olmasına rağmen benim de içinde bulunduğum üçüncü orduyu
harekete geçirdi.
Paşa’nın amacı Birinci Dünya Savaşı’nda parlamak ve zafer elde etmekti. Ben ve ordudaki
arkadaşlarım ise Türkleri Ermeni zulmünden kurtarmak istiyor, vicdanımızla hareket
ediyorduk. Rusların cesaretlendirdiği Ermeniler otuz binden fazla Türk’ü öldürmüş, zulümden
kaçabilen kadınlar ve çocuklar ise karlı dağlarda perişan haldeydi.
Enver Paşa harekâtın hemen olması için baskı uyguluyordu. Bu baskısının tek sebebi prestij
kazanma isteği değildi, harekattaki gecikmeler Rusları Sarıkamış’ta kuvvetlendirecekti.
Aynı zamanda Anadolu’yu saran salgın hastalıklar bizim ordumuza da bulaşmıştı.
Gün geçtikçe bir arkadaşımı daha kaybediyordum. Anlayacağınız ordu kendi kendine
hastalıktan eriyordu ve Enver Paşa bir gün taarruz gücünden yoksun hale geleceğimizi
biliyordu. Balkan Savaşları’ndan çıkmış olan Türklerin oldukça kısıtlı imkânlara sahip
olmasına karşın Rusya karadan ve denizden devamlı destek alıyordu. Enver Paşa harekâtın
gerçekleştirilmesine karar verdi ve taarruzu şu sözleriyle emretti:
"Askerler! Hepinizi ziyaret ettim. Ayağınızda çarığınızın, sırtınızda paltonuzun olmadığını
gördüm. Lakin karşınızdaki düşman sizden korkuyor. Yakın zamanda taarruz ederek
Kafkasya’ya gireceğiz. Siz orada her türlü nimete kavuşacaksınız. Alem-i İslam’ın bütün
ümidi, sizin son bir himmetinize bakıyor."
Taarruz kararından altı gün sonra eksi kırk derece havada yaptığımız yolcukla Sarıkamış’a
ulaşmayı başardık. Onca kıtlıkta bir de hava şartlarının zorlaşması dönüm noktası haline
geldi. Enver Paşa hazırlıksız olduğumuzu biliyordu ama bizi ölüme göndermek amacında
değildi, sadece günden düne gücünü kaybeden Türk ordusuna karşın güçlenen Rus
ordusunun farkındaydı ve bu eşitsizliği Rusların avantajı haline getirmek istemiyordu.
Zaman kazanmak için yardım gemisi çağırttı. Gemi biz Sarıkamış’a ilerlerken gelecek ve
eksiklerimizi giderecekti. Her şey Enver Paşa tarafından planlanmıştı ama plan bir şekilde
bozuldu. Yardım bize ulaşamayınca facia baş gösterdi.
Artık yürüyemeyecek hale gelmiştim, soğuktan ayaklarımı hissetmiyor ellerimi
oynatamıyordum. Sahip olduğumuz tek erzak olan şekeri soğuktan korunmak için
ceplerimize doldurmaya başladık ama nafile. Açlık, hastalık ve soğuğa karşı direnemiyorduk.
Ölümler hızlandı, geceleri ne tüketiyorduk bilinmez. Ordunun taarruz amacı büyüktü ve amaç
doğrultusunda Rus ordusu otuz iki bin asker kayıp vermişti. Bu şartlar altında zaferin
imkânsızlığının farkına varan Enver Paşa şu sözleriyle İstanbul’a dönmeye karar verdiğini
açıkladı:
“Askerler! Hemen bir ay oluyor ki, içinizde bulunarak günlerce devam eden muharebelerde,
düşmana nasıl saldırdığınızı gördüm. Bu uğurda sarf ettiğiniz gayretler, hiçbir vakit
kaybolmayacaktır. Bundan dolayı sizi, Padişahınız ve Halifeniz başta olduğu halde, bütün
millet tebrik ediyor. Ben yine İstanbul’a dönüyorum. İnşallah, bundan sonra da büyük
muvaffakiyetler kazanarak, düşmanı bir daha baş kaldırmayacak derecede kahreder ve
şehitlerimizin ruhunu şad edersiniz. Sizi Allah’ın birliğine havale ederim. Unutmayınız ki,
Allah her an yardımcınızdır."
Bugün ölen doksan bin yoldaşımdan ayrıyım. Mutlu muyum bilinmez ama biliyorum ki biz
bozguna uğramadık aksine Türk’ün azmini ve millet sevgisini tüm dünyaya gösterdik.
Vatanımı canım pahasına savunduğumdan içimde en ufak bir şüphe veya herhangi bir
komutana yönelik şüphe yoktur. “VATAN SAĞOLSUN.”
Download