DENTAL TRIBUNE Yenilikler & Uygulamalar Türkiye Baskısı 5 Radyoterapi uygulanmış mandibulaya immediyat implant yüklemesi Thomas Weischer&Christopher Mohr, Almanya İmmediyat implant yüklemesi, tüm dünyada sağlıklı bireylerin mandibulasında yıllardır uygulanan bir yöntemdir2,10,11. İmmediyat implant yüklemesi ile hastaların tedavileri tek bir cerrahi implant operasyonunu takiben, implantın yerleştirilmesinden kısa süre sonra gerçekleştirilebilmektedir. Yapılan çalışmalarda, bu yöntemle yüklenen implantların uzun retansiyon periyoduna sahip olma ihtimalinin yüksek olduğu gösterilmiştir2,10,11. İki aşamadan oluşan konvansiyonel prosedür ile karşılaştırıldığında; uzun vadeli tecrübe, başarılı sonuçlar ve avantajları nedeniyle sağlıklı bireylerde mandibulada immediyat implant yüklemesi aynı zamanda eğitim müfredatına da dahil edilmiştir13. Bununla birlikte, her geçen gün daha fazla sayıda çalışmacı sağlıklı olmayan bireylerde zayıf kemik yapısına sahip maksillada immediyat implant yüklemesi konusundaki çalışmalarını sunmaktadır1,6,19,20,21. Bu çalışmaların tümünün ortak özelliği, zorlu lokal ve/veya medikal durumlarda implantların daha uzun vadeli retansiyon periyodu olasılığının yüksek olduğunun bildirilmesidir. Dolayısıyla, immediyat implant yüklemesi yönteminin radyoterapi uygulanmış oral kanserli hastalarda zorlu pre-protetik durumlarda kullanılıp kullanılamayacağı sorusu ortaya çıkmaktadır. İmmediyat implant yüklemesi yöntemi Essen Üniversitesi kliniğinde yaşları ya da kanser nedeniyle hayatta kalma şansı düşük olduğundan kısa süreli protetik uygulamaya ihtiyaç du- yan radyoterapi görmüş oral kanserli hastalarda kullanılmıştır. Bu çalışmanın amacı, bu tedavi yönteminin sonuçlarının değerlendirilmesidir. Materyal ve Metot Şubat 2002’den beri, radyoterapi uygulanmış iki kanser hastasında immediyat implant yüklemesi gerçekleştirilmiştir (Tablo 1). Oral karsinom nedeniyle hastaların her ikisinde de ilk olarak cerrahi müdahale gerçekleştirilmiş, daha sonra radyoterapi yapılmıştır (54 ve 70 Gy) (Resim 1-8). Kanser tedavisi ve konvansiyonel rekonstrüktif cerrahi işlemler sonrasında mandibulaya fibula transplantı yerleştirilmiş (Hasta A) ve Nervus alveolaris inferiorun distalizasyonu ile birlikte serbest iliak kemik implantı yerleştirilmesi için osteoplastik cerrahi gerçekleştirilmiştir (Hasta B). Hastalardan birinde maksilla ve mandibulaya, diğerinde ise mandibulaya transplant yerleştirilmiştir. İlerlemiş yaşları ve/veya palyatif onkolojik tedavi yöntemi nedeniyle ömürleri kısa olduğundan, hastaların ikisine de fonksiyonel ve fasiyal rehabili- tasyon için hemen implantlar yerleştirilmiştir. Radyoterapinin sonlandırılmasından yaklaşık 13 ve 18 ay sonra toplam 20 adet Xive implant (DENTSPLY Friadent, Mannheim, Almanya) yerleştirilmiştir. Tüm implantların yerleştirilmesi esnasında torkun negatif periotest değerlerinde (16) ve 60’tan yüksek olmayan ISQ değerlerinde (4), 35Ncm’ye eşit ya da daha fazla olmasına dikkat edilmiştir. Her bir çeneye minimum altı adet implant yerleştirilmiştir. Daha sonra, dokunun yumuşaklığı göz önünde bulundurularak çok amaçlı yer tutucu manşonlar (DENTSPLY Friadent, Mannheim, Almanya) adapte edilmiştir. Dişeti konturlarının düzeltilmesini takiben sutur atılmıştır. Aynı seansta, açık kaşıkla iyileşme başlığının ölçüsü alınmıştır. Operasyondan iki gün sonra bar ve mum testi yapılmıştır. Operasyondan sonraki beşinci günde barlar ve sadece barlarla desteklenen ve mukozayla temas halinde olmayan defektif protez yerleştirilmiştir. Protezin yapımından sonraki üç ay içerisinde implantlar her Hasta ve İmplant Bilgileri Hasta A Yaş (yıl) 64 Cinsiyet m Radyasyon 54 Gy Radyoterapinin sonlandırılması ile implantın yerleştirilmesi arasında geçen süre 13 ay İmplantlar – Sayı 12 – Çap 3,4/3,8/4,5 – Uzunluk 11/13/15/18 – İmplant sayısı - Maksilla 6 - Mandibula 6 - Dokunulmamış mandibula 3 - Fibula transplantı 3 - Dokunulmamış mandibula/ augmente edilmiş iliak kemik 0 B 83 m 70 Gy 18 ay 8 2/9/1 8/0/0 2/2/3/5 2/3/3/0 0 8 0 0 8 Tablo 1 Sonuçlar Hasta İmplant başarısızlığı İmplantla destekli protez Periotest değerleri ISQ değerleri Cep derinlikleri (mm) Plak indeksi Protez basınç noktaları Kemikte kırılma Takip A B 0 12 –7 to +1 60 to 72 3 to 6 0 to 2 Yok Minör 40 hafta 0 8 –7 to –2 65 to 72 3 to 5 0 to 2 Yok Minör 34 hafta Tablo 2 2b 1a 1b 2a Resim 1a&b: Radyoterapi, mandibula, dil, ağız tabanı kısmi rezeksiyonu, mikrovasküler anastomozlu fibula transplantı (sol). Maksilla ve mandibula bir implanta destek olamayacak durumda (sağ). —Resim 2a&b: Orijinal mandibula (sağ), iyileşme gerçekleşmiş ve mikrovasküler anastomoz meydana gelmiş fibula transplantı (sol). hafta kontrol edilmiştir. İkinci üç aylık süreden sonra, bu kontroller her dört haftada bir gerçekleştirilmiştir. Her üç ayda bir barlardaki vidalar çıkartılmış ve implantın dayanıklılığı kontrol edilmiştir (periotest [16] ve rezonans frekans analizi [4]). Aynı zamanda, peri-implant cep derinlikleri (Mühlemann’ın plasto-testi [12]), ağız hijyeni (Quigley-Hein’in plak indeksi [14]), radyografik sonuçlar ve komplikasyonlar da kontrol edilerek kaydedilmiştir. Bulgular 3 4 5a Resim 3: Mandibulaya altı adet implantın yerleştirilmesi, dişetlerine gingivoplastik kontur verilmesi ve yer tutucu manşonların (çok amaçlı) ajustesi. —Resim 4: Maksillaya altı adet implantın yerleştirilmesi, dişetlerine gingivoplastik kontur verilmesi ve yer tutucu manşonların (çok amaçlı) ajustesi, iyileşme başlıkları. —Resim 5a&b: Maksilla ve mandibula barı. İntermaksiller ilişkinin belirlenmesi güçtür çünkü rezeksiyon dolayısıyla antagonistlerin rehberliği kaybolmuştur. 5b 6a Resim b —Resim 5b-6a&b: Üst ve alt çenenin defektif protezleri. 6b 34-40 haftalık kontrol periyodu süresince implantların hiçbirinde başarısızlık görülmemiştir. Protezler implant desteklidir (Tablo 2). Kontrol randevularında gerçekleştirilen Periotest değerlerinin _7 ile +1 arasında olduğu görülmüştür. ISQ değerleri 60-72 arasındadır. Dişetinin sabit olmadığı bölgelerde cep derinlikleri belirgin şekilde daha fazla olup 6 mm’ye kadardır. Radyografik olarak şiddetli kemik yıkımı ya da osteolitik proses izlenmemiştir. Plak indeksleri 0-3 arasında olup implant destekli protezlerin yapımından sonra başlangıçta daha yüksek değerler elde edilmiştir. Yumuşak dokularda implantların neden olduğu travma bulgularına rastlanmamıştır. Cerrahi, prote- tik ya da enflamatuar komplikasyonlarla karşılaşılmamıştır. Hastaların ikisi de tedaviden ve implant destekli protezlerle elde edilen sonuçtan fonksiyonel ve estetik bakımdan hoşnuttur. Tartışma 1989 yılında Schweiger17, radyoterapi uygulanmış mandibulaya dental implantların yerleştirilebileceğini göstermiştir. 1990 yılında gerçekleştirilen bir çalışmada, Hum ve Larsen7 radyoterapi uygulanmış mandibulaya yerleştirilen implantların çevresindeki kemiğin böyle bir tedavi uygulanmamış hastalarla karşılaştırıldığında yaklaşık %20 oranında daha az olduğunu göstermişlerdir. Literatürde, radyoterapi uygulanmış mandibulada dental implantların osseointegrasyonuna dayanan adjuvan hiperbarik oksijen tedavisi farklı biçimlerde değerlendirilmiştir9. Son zamanlarda Esser ve ark., Grötz ve ark., Keller ve ark. ve Weischer, Mohr ve ark. radyoterapi uygulanmış mandibulaya yerleştirilen implantların uzun vadeli retansiyon olasılıklarının yüksek olduğunu ortaya koymuşlardır 3,5,8,9,15,22,23 . Benzer yüksek başarı oranları çok sayıda çalışmacı tarafından sağlıklı DT Sayfa 6 6 Yenilikler & Uygulamalar DENTAL TRIBUNE Türkiye Baskısı Posterior maksillada tek taraflı serbest sonlu boşlukların fonksiyonel rekonstrüksiyonu Liviu Steier, Almanya “Kısaltılmış dental arkın implant destekli ya da implant-diş destekli tedavisi hiç kuşkusuz hem fonksiyonel, hem de estetik olarak en iyi tedavi seçeneğidir.” www.dgzmk.de adresli web sitesinde “diş boşluklarının protetik tedavisi”nden alınmıştır. Serbest sonlu boşlukların tedavisi her geçen gün daha önemli hale gelmektedir. Rutin olarak uygulanan ve bilimsel olarak doğruluğu ortaya konan augmentasyon yöntemleri implantların yerleştirilmesine ve çiğneme fonksiyonunun daimi rehabilitasyonuna imkan tanımaktadır. Komşu anatomik oluşumlarla ilişki, protetik yapılara destek olmak için mevcut dişlerin yüklenmesi ve ağzın ilave protetik yapılarla doldurulmasına artık gerek kalmamıştır. Kısaltılmış dental arkın implant destekli rehabilitasyonu (prote- tik tedavi), DGZM (Deutsche Gesellschaft für Zahn-, Mund- und Kieferheilkunde, Alman Ağız, Diş ve Çene Hastalıkları Derneği) tarafından da tanımlandığı gibi aslında uzun vadeli profilaktik bir tedavi yaklaşımıdır ve aynı zamanda fonksiyonel ve estetik olarak en iyi tedavi şeklidir. Vaka Sunumu 33 yaşındaki erkek hastanın üst sağ çenesinde, 13 no’lu dişten başlayan serbest sonlu boşluk mevcuttur ve hasta sabit bir restorasyon yapılmasını istemektedir. Alınan OPTG’de çene kemiğinin yüksekliğinin 5 mm’den daha az olduğu görülmektedir (Resim 2). Kemik yüksekliği 5 mm’den daha az olduğundan çift taraflı bir proses seçilmiştir (SA4). Augmentasyon prosedürü ile mevcut kemiğin kalitesi D3 seviyesine geliştirilememiştir. Maestro sistemi (Bio Horizons), bu gibi durumlar için 9, 12, 15 mm’nin yanı sıra 4 ve 5 mm’lik özel D4 İmplantlar sunmaktadır. Kullanılan implantın temel özellikleri: • Yiv dizaynı dikdörtgen biçimindedir. Güç iletimindeki özel endikasyonundan dolayı dikdörtgen şekilli yiv “güç yivi” olarak tanımlanmaktadır. Bu yiv “V” şeklindeki yiv dizaynı ile karşılaştırıldığında kemik üzerine 10 kat daha fazla kompresyon kuvveti uygulamaktadır. İki farklı yüzeyin veya nesnenin birbirine bağlanması ya da “fikse edilmesi” amacıyla geliştirilmiştir. D4 İmplantlar şu üstünlüklere sahiptirler: Resim 1: Maestro Sistemi ve orijinal yiv dizaynının karşılaştırması. Fotoğraflar Bio Horizons Company’nin izniyle yayınlanmaktadır. Resim 7: OPTG - Altı adet Xive implantın maksilla ve mandibulaya yerleştirilmesi, manşonların ajustesi, bar rehabilitasyonu; implantasyondan beş gün sonra. —Resim 8: İmplant destekli maksilla ve mandibula - mukoza ile temas etmeyecek şekilde rehabilite edilmiştir ve bar desteklidir. Zorlu pre-protetik koşullar ortaya çıkması yerine sadece beş gün sonra oral rehabilitasyon sağlanmıştır. DT Sayfa 5 bireylerde mandibulada, zorlu lokal ve medikal durumlarda maksillada immediyat implant yüklemesi olgularında da bildirilmiştir1,2,6,10,11,19,20,21. Bununla birlikte, literatürde bugüne kadar oral kanserli hastalarda zorlu pre-protetik durumlarda immediyat implant yüklemesi konusunda herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu pilot çalışmanın sonuçları immediyat implant yüklemesinin radyoterapi uygulanmış oral kanserli hastalarda, literatürde bu hastalar için tavsiye edilen pre-protetik ön koşulların tamamen yerine getirilmemesi durumunda bile, mümkün olabileceğini göstermektedir. Bu yöntem kanser tedavisi veya ileri yaş nedeniyle hayatta kalma şansı düşük olan hastalarda, özellikle bu kategorideki bazı hastalarda, farklı bir seçenek sunmaktadır. Bu prosedürle, Sloan ve ark.’ın 18 da iddia ettiği gibi, kanserli hastada oral tedavi kısa süre zarfında gerçekleştirilmekte ve fasiyal estetik iyileştirilebilmektedir. Bu da, hastanın hızlı bir şekilde genel rehabilitasyonunu müm- DT Sayfa 7 Resim 2: Vakanın tedavinin başlangıcında alınan OPTG’si. kün kılabilmektedir. Üzerinde uzun süredir çalışılmaması, henüz kanserli hastalarda kullanılmaması ve bu kategorideki hastalarda spesifik riskler yaratması nedeniyle bu yöntemin kullanımı hayatta kalma şansı düşük olan, bununla birlikte hızlı bir oral ve fasiyal rehabilitasyon isteyen ve tedavinin riskleri konusunda bilgi sahibi olan kanser hastaları ile sınırlandırılmıştır. Sonuçlar Sonuçlar, immediyat implant yüklemesinin radyoterapi uygu- lanmış kanserli hastalarda bile mümkün olabileceğini göstermektedir. Bununla birlikte, bu yöntemin klinikte rutin kullanımı kabul edilmemektedir. Bunun için, çok sayıda hastada uzun süreli çalışmaların yapılması gerekmektedir, aslında ilk ümit verici olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Radyoterapi uygulanmış oral kanserli hastalarda immediyat implant yüklemesi yapılacaksa, endikasyonların esaslı bir şekilde gözden geçirilmesi ve hasta seçiminin iyi yapılması gerekmektedir. Bu yöntemin riskleri açık bir şekilde ortaya konmalıdır. Şu anda bu yöntem yalnızca tecrübeli klinisyenler tarafından uygulanmalıdır. linde olmayan implant destekli protezler yapılmıştır. 34-40 haftalık takip periyodu sonunda implantların hiçbirisinde başarısızlık görülmemiştir. Cerrahi, protetik ya da enflamatuar komplikasyonlarla karşılaşılmamıştır. Sonuçlar, immediyat implant yüklemesinin ve böylelikle hızlı bir oral ve fasiyal rehabilitasyonun radyoterapi uygulanmış oral kanserli hastalarda bile mümkün olabileceğini göstermektedir. Bu ilk olumlu sonuçlar, takdim edilen konseptin rutin klinik kullanıma girmesi için üzerinde daha fazla çalışma yapılmasına zemin hazırlamaktadır. DT (Kullanılan referansların tümü yayımcıdan temin edilebilir.) Özet Bu pilot çalışmanın amacı, radyoterapi uygulanmış oral kanserli hastalarda ilk immediyat implant yüklemesi uygulamasının sonuçlarının değerlendirilmesidir. Radyoterapi (54 ve 70 Gy), cerrahi kanser tedavisi ve rekonstrüktif işlemlerden sonra iki hastada (64 ve 83 yaşında) toplam 20 adet implant yerleştirilmiştir (8 adet maksillaya, 12 adet mandibulaya). İmplantların yerleştirilmesinden beş gün sonra mukoza ile temas ha- Yazışma Adresi Thomas Weischer ile irtibat kurmak için: University Clinic & Polyclinic for Mouth, Jaw & Facial Surgery Hufelandstraße 55 45122 Essen Germany Christopher Mohr ile irtibat kurmak için: Clinic Essen Mitte Hufelandstraße 55 45122 Essen Germany DENTAL TRIBUNE Yenilikler & Uygulamalar Türkiye Baskısı Resim 4: Vakanın implantlar açılmadan önce alınan OPTG’si. Resim 5: Radyografik kontrol. Resim 6: Model. Resim 7: Anahtar. Resim 8: Protetik restorasyon. Resim 9: Restorasyon model üzerinde görülmektedir. Resim 10: Ağız içine yerleştirilmiştir. Resim 11: Oklüzal temasların kontrolü. 7 Resim 3: Vakanın sinüs elevasyonundan sonra alınan OPTG’si. DT Sayfa 6 • • Her birim uzunluğa düşen yiv sayısı daha fazladır ve böylece kemik kalitesine göre ayarlanmaktadır. Kemik kalitesinin iyi olmaması durumunda implant yüzeyinin HA (Hidroksi Apatit) ile kaplanmasının yararlı olduğu çok sayıda çalışma ile belirlenmiştir. Yukarıda bahsedilen özelliklerinden dolayı 9 mm uzunluğa ve 5 mm çapa sahip bir D4 İmplant geniş bir kök yüzey alanına sahiptir (468 mm2). Benzer ürünler ise maksimum 200 mm2’lik yüzey alanına sahiptirler. Tedavi alışılagelmiş protokoller dahilinde gerçekleştirilmiştir: 1. PRP ve Trikalsiyum fosfat kullanılarak sinüs elevasyonu. İyileşme süreci 6 ay sürmüştür. lasman karışımı ile doldurulmuştur. Augmente edilen kısım rezorbe olabilen bir membran (Osseo Quest, Gore Company) ile kapatılmıştır. Yara, PTFE sutur materyali (Gore-Tex, Gore Company) ile kapatılmıştır. İyileşmede herhangi bir komplikasyon ortaya çıkmamıştır (Resim 3). İmplantasyon altı ay sonra gerçekleştirilmiştir. Yeni oluşan kemiğin kalitesi D3 (Starter, Bio Horizons Company) olarak belirlenmiştir. İmplant yerleştirilecek olan bölgelere şablon yardımıyla pilot driller yerleştirilmiştir. İmplant boşlukları osteotomlar yardımıyla genişletilmiştir. Bu yöntemle implant çevresindeki kemik yoğunluğu kompresyon yoluyla arttırılabilir. İmplant seçimi (Maestro, Bio Horizons Company): • • • 2. İyileşme tamamlandıktan sonra üç adet “kök formunda” implant yerleştirilmesi. 3. İkinci aşamaya 5 ay sonra geçilmiştir. 4. Protetik tedavi Sinüs augmentasyonu protokolü (Tatum’a göre): Lateral sinüs duvarının serbestleştirilmesi için Tatum protokolü izlenmiştir. Dişsiz alveol kretin palatinal tarafından kanin diş hizasına kadar geniş ve açılı bir ensizyon yapılır13. Burada zaten çok az olan dişetine oldukça büyük dikkat gösterilmelidir. Retromaksiller bölgede rahatlatıcı ensizyon yapılarak çalışma alanının görülmesi ve ulaşılması kolaylaştırılmıştır. Tam kalınlıkta flep kaldırılarak en önemli anatomik oluşumlar görülebilir hale getirilmiştir. Periost elevatörü ile flebin uzunluğu arttırılabilir. Soğutma altında lateral giriş penceresi hazırlanarak membranın daha iyi görülebilmesi amacıyla genişletilmiştir. Pencere, kaudalden kraniyale doğru basınç uygulanarak dikkatlice kapatılmıştır. Kesilmiş olan membrana herhangi bir zarar verilmeden hareket ettirilerek yeni bir kraniyal pozisyon verilir. Oluşturulan kavite geleneksel yöntemlere uygun olarak daha önceden hazırlanan kemik rep- 14 no’lu diş = D4, uzunluk 10 mm, çap 4 mm 15 no’lu diş = D4, uzunluk 10 mm, çap 4 mm 16 no’lu diş = D4, uzunluk 9 mm, çap 5 mm İmplantlar mekanik olarak şu tork değerleri ile yerleştirilmiştir: • • • 14 = 45 N/cm2 15 = 20 N/cm2 16 = 20 N/cm2 Yara PTFE sutur materyali ile (Gore-Tex, Gore Company) sıkıca kapatılmıştır. Yara iyileşmesi komplikasyonsuz gerçekleşmiştir (Resim 4). İmplantlar tam olarak beş ay sonra açılmış ve iyileşme başlıkları yerleştirilmiştir. Dişetinin iyileşmesi beklenildiği gibi 14 gün sürmüştür. İmplantın ölçü başlığının uyumu radyografik olarak kontrol edilmiştir. Modeller artikülatöre alınmıştır. Isırma kaydı alınarak karşıt arkın artikülasyonu sağlanmıştır. Protetik bir implant özel olarak hazırlanmış kemik yatağına optimal topografik yerleşim göstermesi bakımından farklıdır. Bu sistemin bir özelliği, daimi restorasyonun geçici restorasyon, implant ölçü başlığı ve final restorasyon olarak kullanılabilmesidir. Bu, hasta için daha ekonomik olduğu anlamına gelmektedir. Titanyum destekler laboratuarda hazırlanmıştır (Resim 6). Resin Pattern (GC Company) kullanılarak laboratuarda hazırlanan anahtar (Resim 7) ile restorasyonun kolay ve hassas bir şekilde yerleştirilmesi sağ- lanmıştır. Gerçekleştirilen protetik restorasyon (Resim 8, 9) şu şekilde tanımlanabilir: • Özellikle etkin hijyen sağlamaya yönelik olarak şekillendirilmiş blok tek kuronlar, • Üzerine seramik yığılmış, • Şekillendirilmiş proksimal bölgeler (oral hijyen işlemleri için optimize edilmiş) • Küçük palato-vestibüler platform • “B” ve “C” kontaktlar yardımıyla interoklüzal ilişkiler Restorasyonlar, anahtar yardımıyla yerleştirilmiş (Resim 10), radyografik olarak kontrol edilmiştir (Resim 5). Titanyum vidalar 25 N/mm2 kuvvet ile çevrilmiştir. Protetik restorasyon IM (Nobel Bio-Care Company) ile simante edilmiştir. Oklüzal kontaktlar (Resim 11) ve temizleme kapasitesi kontrol edilmiştir. Hasta bir süre rutin olarak kontrol randevularına çağrılmıştır. Özet Maksiller serbest sonlu boşlukların rekonstrüksiyonu hem hasta hem de hekim için tanı, tedavi ve materyal seçimi bakımından güçlük yaratmaktadır. Endikasyonun doğru konması tedavi protokolünün belirlenmesi; belirlenen protokola uyulması; uygun aletlerin, augmentasyon materyali ve teknolojinin seçilmesine imkan tanımaktadır. Yapıya uygun implant seçimi optimum sonuçların elde edilmesini garanti etmektedir. DT Yazışma Adresi Dr. Liviu Steier Protez Uzmanı İlgi alanı: İmplantoloji Kehriger Str. 12 56727 Mayen Germany E-posta: l.steier@perioimplantologie.de