Bütün Ahirzaman Alametleri Vuku Bulmuştur Örnek olarak derlediğimiz bu alametlerden de anlaşılacağına göre, Hz. Resulüllah (sav)’in önceden haber verdiği bu alametler bilfiil vuku bulmuştur. Ehl-i Sünnet ile Ehli Teşeyyu ulemaları bu alametlerin tamamlandığını belirtiyorlar. Mesela ehli sünnet din bilginlerinden Ebul Hayr Nur-ul Hasan Han Bey, İktirab-üs Saat adlı eserinde, geçmiş din bilginlerimizden şu kelimeleri nakleder: “Bu alametlerin hepsi mevcuttur ve her geçen gün (bu alametlerin) gerçekleşmesi daha da artmaktadır. Bunlar hemen hemen sona ermek üzeredir. Yahut (belki de) sona ermiştir. [1] Nur-ül Hasan Han Bey, daha sonra şöyle bir yorum yaparak kendi düşüncesini dile getirir:“Bu kelimeler H. 1076 senesinde söylenmişti. Şimdi biz H.1301 yılındayız. Bu arada kalmış olan alametler bile tamamen gerçekleşmiş ve vuku bulmuştur.” Ehli teşeyyü bile, İmam-ı Mehdi-yi Ahir-uz Zaman’ın bütün alametlerinin tamamlandığını kabul ediyorlar. Mesela Nur-ül Envar adlı Şiî eserinde:“Şu anda H. 1274 senesidir. Bütün alametler kemaliyle tamamlanmıştır. Hatta (bildiğimizden) çok daha fazla gerçekleşmiştir.” [2] Demek ki Hz. Mehdi’nin zuhur edeceğine dair, Kuran-ı Kerim ve Hz. Resulüllah (sav)’in önceden verdiği bütün haberler tamamlanmıştır. O zaman Hz. Mehdi’nin (as) de mutlaka çıkmış olması gerekir. Bu durumda her insanın, özellikle her Müslüman’ın mutlaka Hz. Mehdi’yi (as) araması ve ona bağlanması gerekir. Daha önce de belirtildiği gibi, zikrolunan alametler genellikle kıyamet alametleri olarak bilinir. Ancak bütün bu alametlerin Hz. Mehdinin zuhuru ile yakın bir ilişkisi vardır. Hz. Mehdinin kıyamet kopmadan önce mutlaka çıkması gerekir. Ümmet-i Muhammed’in (sav) Temennisi: İslam tarihi boyunca, Ümmet-i Muhammed’in (sav) ulemaları Hz. Mehdi’yi (as) temenni etmişlerdir. Bu ıstırap Hicri 14’üncü yüzyılda daha da artmış ve bütün Müslümanlar Hz. Mehdi’yi (as) temenni etmişler ve çıkmasını arzulamışlardır. Ehli Hadis gazetesi 26 Aralık 1912 sayısında 1/2 Bütün Ahirzaman Alametleri Vuku Bulmuştur Hoca Hasan Nizami adlı Hintli bir din bilgininin bütün İslam âlemini gezerek elde ettiği intibaı şöyle dile getirmiştir:“Hoca (Hasan Nizami) Bey şöyle yazmıştır: İslam ülkelerini gezerken, ne kadar meşayih ve ulema ile karşı karşıya geldiysem, hepsini çok şiddetli olarak Hz. Mehdi’yi bekler gördüm. Bu arada Şeyh Sinnusi Bey’in bir halifesiyle de görüştüm. Bu zat, “İmam-ı Mehdi (as) içinde bulunduğumuz bu H. 1330 senesinde çıkacaktır” demekten de asla çekinmedi.” [3] Yalnız Ehli Sünnet ileri gelenleri değil, Şiî ulemalar bile Hz. Mehdi’nin zuhurunu çok arzu etmişlerdir. Bu temenni tarih boyunca devam etmişse de H. 14’üncü yüzyılda daha da çoğalmıştır. Örnek olarak son zamanlardaki Şii alimlerden Seyyid Muhammed Sibteyn adlı bir zatın şu şiirini gösterebiliriz:Ey doğru yolda bulunan İmam! Şimdi gel artık. Çünkü bizim bekleme üzüntümüz artık son haddine varmıştır.Kendi mübarek yüzünden perdeyi kaldır ve kendi yanaklarını güneş gibi belli et.Artık gizlilik evinden çık. Kendi sevgi ve şefkat belirtilerini dünyaya göster artık. [4] [1] İktirab-üs Saat; Sayfa 54 [2] Nur-ül Envar; s.139; Urducadan tercüme [3] A.G.E. S.1; Urducadan tercüme [4] Gaye-tül Maksûd; C.2; S.84 2/2