Kadınların Çalışmasına Müsâade Edilmiş midir? Soru: Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu. Kadının eğitim öğretim görmesine, ilmi çalışmalar yapıp kariyer elde etmesine, mastır ve doktora çalışmaları yapmasına müsaade edilmiş midir? Çalışan genç bir bayanın bana söylediğine göre Rasulullah (s) zamanında pek çok kadın çarşıda-pazarda çalışmış ve alışveriş yapmış, Rasulullah (s) de onlara engel olmamıştır. Acaba bu doğru mudur? Böyle bir hadis var mıdır? Kadının evinin içindeki ihtiyaçları kocası veya ailesi tarafından karşılanıyorsa kadının evinden dışarı çıkmasına müsaade edilmiş midir? Bu konu hakkında İslam’ın hükmü nedir? Sorularıma cevap verirseniz gerçekten müteşekkir olacağım. Cevap: Aleykum selam ve rahmetullahi ve berekatuhu. İlk olarak söylediğiniz gibi asıl olan kadının evinde durmasıdır. Kadın evinden ancak ihtiyaç için çıkar. Zira Allah (sb) “Evlerinizde oturun! Eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın!” (33 Ahzab/33) buyurmuştur. Burada hitap her ne kadar Peygamber hanımlarına olsa da emir, tüm mümin kadınlar için geçerlidir. Çünkü Rasulullah (s)’in hanımları tüm mümin kadınlar için örnek teşkil etmektedirler. Rasulullah (s) buyurdu ki: “Kadın avrettir. O dışarı çıktığında şeytan bakışlarını ona çevirir. Hiç şüphesiz kadın, evinin en mahrem yerinde durmakla Allah’a yakınlaştığı kadar başka hiçbir zaman yakınlaşamaz.” Yine Rasulullah (s) kadınların mescidde namaz kılmaları konusunda “Evleri onlar için daha hayırlıdır” buyurmuştur. İkincisi; belirli şartlara uyulduğu takdirde kadının çalışmak için evden çıkması caizdir. Velev ki kadının evindeki her türlü ihtiyacı karşılanmış olsa ve senin görüşüne ters düşse de… Kadının dışarıda çalışması için gerekli olan şartlar: * Kadının yaptığı iş kadın tabiatına, ahlakına ve fıtratına uygun olacak. Doktorluk, hemşirelik, hasta bakıcılık, dikiş-nakış veya öğretmenlik gibi… * Çalışma alanı sadece kadınlara yönelik olacak, asla karışık olmayacak. Yabancı erkekler ondan kesinlikle uzak duracak. * Kadın dışarıya çıktığında İslam’ın kendisine emrettiği şekilde giyinecek. * Kadının işi, mahremi olmaksızın yolculuk gerektiren bir iş olmayacak. * Çalıştığı iş, günaha sebep olan bir iş olmayacak. Mesela erkeklerle baş başa kalmak gibi. * Kadının dışarıda çalışması evinde yapması gerekli olan işlerini engellemeyecek. Kocasının ve çocuklarının işlerini yerine getirmek gibi. Rasulullah (s) zamanında kadınlar ihtiyaçlarını karşılamak için dışarıya çıktılar. Namaz kılmak için mescidlere, bayramlarda da bayram yerlerine gittiler. İlim meclislerinde bulundular. Sokakta alışveriş yaptılar. Su isteyenlere su verdiler. İhtiyaç duydukları bazı işleri yaptılar. Fakat bunların hepsi yukarıda saydığımız şartlara uygun olarak yapıldı. Kadınların çalışması için söylediklerimiz, okuması ve ilim tahsil etmesi için de geçerlidir. Bahsedilen şartlar yerine getirildiğinde caiz, getirilmediğinde ise caiz değildir. Çalışan genç bayanın delil olarak söylediği hadislere gelince… O hadislerin zikri ve sıhhat derecesinin tespiti çok vakit alır. Ancak ilim ehli tarafından zayıf görülen iki hadisi zikredeceğim. Birincisi; İbn Hazm, Ömer b. Hattab (r)’ın Şifa binti Abdullah (rha)’yı Medine’nin sokak işlerinde görevlendirdiğini zikrettiği hadis zayıftır, sahih değildir. İbn Hazm bu rivayetin ne senedini ne de derecesini zikretmiştir. Bundan dolayı İbn Arabî (rh) Ahkâmı Kuran’da “Bu rivayet sahih değildir, asla iltifat etmeyin! Çünkü bu bidatçilerin hadisler üzerindeki desiselerindendir” demiştir. İkincisi; İbn Abdulberr’in El-İstîâb’da Semra binti Nuheyk ile ilgili (senetsiz olarak) zikrettiği şu haberdir: “Semra sokaklarda gezer, dolaşır, iyiliği emreder, kötülüğü nehyederdi. Elindeki kırbaçla da insanlara vuruyordu.” Öncelikle bu haber isnatsız bir haberdir. Şayet bu haber doğru ise de emri bil-maruf nehyi anil-münkere delalet eder ki bu, kadın erkek her müslümanın yerine getirmesi gereken bir görevdir. Bazı kimseler de bu hadisin sahih olması durumunda kadınlar topluluğu için geçerli olduğunu söylemiştir. Allah en iyi bilendir. Tevhid ve Cihad Minberi Şer'i Fetva Kurulu Üyesi Şeyh Ebu Usame eş-Şâmî