M. Meclisi B : 52 15 . 2 . 1969 O : 4 İslâm dini bu muharref

advertisement
M. Meclisi
B : 52
İslâm dini bu muharref semavi dinler gibi
hurafe ve efsanelere yer ve değer vermiyen,
ilmî ilerlemeyi, teknik ve ekonomik bilgiyi
öven, vicdan ve fikir hürriyetini ebedileştiren tek ilâhî dindir. Bizde uzun yıllar lâiklik
prensibi din düşmanlığı anlamında bir uygula­
ma gördü. Okul ve üniversitelerde en basit
mânada bir din kültürü verilmedi. Din bilgisi
dersi okutulmadığı için mukaddes dinini, İslâmın iman umdelerini bilmiyen nesiller yetiş­
miştir. Her bilinmiyen meçhule karşı şüphe,
korku ve düşmanlık hislerinin uyanması psi­
kolojik bir olaydır. Bizim ilerici, devrimci ay­
dınlarımızın İslama karşı duydukları allerji ve
fobi İslâm dininin mahiyetini, özünü, akide­
lerini bilmemekten ve İslâm düşmanlarının yap­
tıkları menfi propagandaların etkisi altında
kalmaktan doğmaktadır. Bu durum karşısın­
da genç aydınlarımıza İslâm dininin iman ve
ahlâk prensiplerini öğretmek gibi sosyal bir
ihtiyaç doğmaktadır. Bu işi bugünkü imkânla­
rı ile Diyanet işleri Başkanlığı başaramıyacağına göre, Millî Eğitim Bakanlığına büyük ta­
rihî sorumluluklar düşmektedir. Geçmişteki
yanlış yorumlama ve uygulama ile Türk Milleti
maneviyatından, mukaddesatından ve ahlâkın­
dan çok şeyler kaybetmiştir. Bugün cemiyeti­
mizi kasıp kavuran ahlâk buhranının, sosyal
çalkantıların, mânevi çöküşün sebebi ve ne­
deni buradadır.
Son zamanlarda alay ve tariz vesilesi yapıl­
mak istenen «ümmet» kelimesinin ilmî ve dinî
mânasını açıklıyarak bu konuyu vuzuha ka­
vuşturmakta fayda mülâhaza etmekteyim. Bir
Hak Peygambere biat eden, onun ilâhî vahiyile Allah katından getirdiklerine iman eden ve
uyan topluluğa ümmet denir. Biz Müslüman­
lar Hazreti Muhammed Sallallahü Aleyhi ve
Sellem'in ümmetiyiz ve bununla iftihar ederiz.
Bu bir iman konusudur. Cenabı Hak Kuranı
Keriminde, «Her Peygamberin bir ümmeti var­
dır.» buyuruyor. Her kim ümmet tâbiri ile
alay ederse, onu benimsemezse o kişinin Müs­
lümanlıkla bir ilgisi ve ilişkisi yoktur.
Sözlerimi her sene tekrarladığım bir soru
ile bitiriyorum : Hükümet vaitlerle oyalama
politikasını terk ederek imam - hatip okulu me­
zunlarının önümüzdeki ders yılında fakültele­
re devam hakkını gerçekleştirecek midir?
15 . 2 . 1969
O : 4
Diyanet Bütçesinin yüce milletimize hayır­
lı ve uğurlu olmasını Cenabı Haktan niyaz eder,
hepinizi Millet Partisi adına saygıyla selâmla­
rım. (M. P. sıralarından alkışlar)
BAŞKAN — Cumhuriyet Halk Partisi Grupu adına Sayın Nuri Kodamanoğlu, buyurunuz.
C. H. P. GUUPU ADINA NUBİ KODA­
MANOĞLU (Yozgat) — Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri;
Diyanet işleri Başkanlığı Bütçesi üzerinde
C. H. P. nin görüşlerini arza çalışacağım.
Hiç şüphesiz bu görüşler bir siyasi murakebe vazifesinin sınırları içinde olacaktır. Bu iti­
barla islâm Dininin iman ve amel esasları üze­
rinde fikir beyan etmeyi değerli din âlimle­
rimize bırakarak, siyasi parti ve müesseselerin
din müessesesi ile alâka ve münasebetleri üze­
rinde duracağız.
Sayın milletvekilleri;
İnsanlıkla beraber ve onun kadar eski olan
. dinler, tarih boyunca, fertlerin ve cemiyetlerin
hayatı üzerinde derin tesirler icra etmiştir.
Hemen söylemek mümkündür İd, insanlığın
bilinebilen 60 asırlık tarihin ilk 55 asrında bü­
tün medeni faaliyetler ve ferdî hayat, tamamiyle
dinlerin hâkimiyet ve nüfuzu altında cereyan
etmiştir, ilk çağ Yunan ve B-oma medeniyet­
leri bile, bir ölçüde bu hükmün dışında tutula­
bilir.
Bu kadar uzun ve derin bir rolün, mutlaka
dikkate değer fakat her halde hürmete de laik
bir mahiyeti olduğu muhakkaktır.
Bütün beşerî iktidar ve memleketlerimizin,
kendi huzur ve itminanımıza kifayet etmediği
zaman, dinler; her çeşit ve seviyedeki insan için
bir huzur vasatı, bir ümit kaynağı olmuştur.
Dikkatinize sunmak isterim ki, asırlarca ve
milyonlarca insan düşünce tarihinin en parlak
simalarından, bir Eflâtunun değil, bir Hazreti
Muhammed'in ardından yürümüştür, yürümek­
tedir.
Dinlerin getirdiği inanç sistemleri içinde,
insanlığın saadet ve tekâmülüne gerçekten hiz­
met etmiş nice değerler vardır.
Eğitim kısır çevreler şöyle dursun, ilim ve
felsefenin dahi, kültürleri yüksek çevreleri hu­
zursuzluktan kurtaramadığı, hattâ vahşetten
bile alıkoyamadığı devirleri tarih görmüştür.
Roma İmparatoru Hadriyonus'un, zafer şenli­
ğinde beş bin çift gladiyatör güreşmiştir. Bu
— 238 —
Download