T.B.M.M. B : 120 27 . 6 . 2000 O:1 baren, bizim Batılılaşma maceramız başlamıştır. Bu Batılılaşma serüvenimizde, çok önemli dönüm noktaları vardır; bunlardan bir tanesi de, 31 Temmuz* 1959'da başvurusunu yaptığımız Avrupa Top­ luluğu üyeliğidir; o zamanki adıyla, Avrupa Ekonomik Topluluğu üyeliği. Değerli milletvekilleri, Avrupa Topluluğuna girmemiz gerektiğini, biz, parti olarak, yıllardır söylüyoruz. Bu konuda, birçok partinin muhalefeti ve çekincesi olmasına rağmen, bizim, parti ola­ rak politikamızda, bu konuda, en ufak bir şaşma olmamıştır. Bugün de, Türkiye'nin medenî dün­ yayla entegre olabilmesi için, ekonomisini düzeltmesi için ve insanca yaşam standartlarının, bu ül­ kede, insanımıza sunulabilmesi için, Avrupa Topluluğuna üye olmamız gerektiğini, bugün, yine iddida ediyoruz, savunuyoruz; ancak, değerli milletvekilleri, bu tür reformlar, bu tür yenilikler söz konusu olduğu zaman, bizim aklımıza, hemen, ya bir genel müdürlük kurmak ya bir genel sekre­ terlik kurmak, bir bakanlık tesis etmek geliyor; bunun doğru olmadığını düşünüyorum. Türkiye ka­ dar, bürokrasisi merkezî ve hantal olan, Türkiye kadar, genel müdürü, bakanı, müsteşarı, daire baş­ kanı bol olan, dünyada çok fazla ülke bulamazsınız. Bakınız, biz, 63 000 000 nüfusu olan bir ülkeyiz; bizim 34 bakanımız var ve Türkiye'de de 82 000 makam arabası var. Biz, 204 milyar dolar gayri safî millî hâsılası olan bir ülkeyiz; 34 bakanı­ mız var ve 82 000 tane de makam arabamız var. Bu 82 000 tane makam arabasının varlığı, Türki­ ye'deki bürokrasinin hacmini göstermektedir değerli milletvekilleri. Japonya'ya bakıyorsunuz; Ja­ ponya'nın nüfusu 126 000 000,3,5 trilyon gayri safî millî hâsılası var, makam arabası sayısı 10 000 küsur ve 12 de bakanı var. Bakan sayısını artırmakla, genel müdürlükler kurmakla, daire başkanlıkları tesis etmekle me­ selelerin çözüldüğü görülmemiştir. Bakınız, biz, çevre meselelerini düzeltmek için, çevre kirliliği­ ni önlemek için, Türkiye'de, bir Çevre Bakanlığı kurduk. Allahaşkına, değerli milletvekilleri, şu Çevre Bakanlığı kapanırsa, Türkiye, çevre açısından hangi konuda zarar eder?! Çevre Bakanlığı­ nın varlığı ile yokluğu arasında sizce bir fark var mıdır?! Müesseseleri büyütmek, bürokrasiyi ge­ nişletmek, yeni yeni makamlar ihdas etmekle problemlerin çözüleceğini düşünüyorsak, yanılıyoruz. Bakınız, dün gece, sabahlara kadar, Devlet Planlama Teşkilatının hazırladığı Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planını görüştük. Bu. kürsüye gelen bütün değerli sözcüler, bu programın, ne ka­ dar eksikliklerle, aksaklıklarla ve yanlışlarla dolu bir program olduğunu söylediler. Bunu kim ha­ zırladı; Devlet Planlama Teşkilatındaki uzmanlar ve bürokratlar hazırladılar. Devlet Planlama Teş­ kilatı da, başlangıçta 80-90 kişiden oluşan, hacmi bu olmayan küçük bir kuruluştu; ama, bugün, 600 küsur insan çalışan dev bir müessesedir. Gelin, Türkiye'ye bir iyilik daha yapalım, şu Devlet Planlama Teşkilatını ortadan kaldıralım, daha rahat ederiz, buna emin olun, daha rahat ederiz. Değerli milletvekilleri, bu merkeziyetçi ve hantal yapıyı terk etmek zorundayız. Bakınız, Prens Sabahaddin Bey, 1899 yılında, Avrupa'da bir proje geliştirdi; projenin adı "teşebbüsü şahsî ve ade­ mi merkeziyet" idi; yani, kişisel girişimcilik ve merkeze bağımlı olmama meselesiydi. Aradan ge­ çen 101 yıla rağmen, elbette, üniter devlet yapısını koruyarak, üniter devlet yapısına zarar verme­ den, yetkileri mahallî idarelere, yetkileri özel idarelere devrederek şu Ankara'daki bürokratik kilit­ lenmeyi çözmek zorundayız değerli milletvekilleri. Prens Sabahaddin'in 101 yıl önce tartıştığı, program halinde, proje halinde kamuoyunun gündemine getirdiği meseleyi, biz, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak hâlâ çözemedik. Onun için, 76 personeli olan bir Avrupa Birliği genel sekre­ terliğinin kurulmasına, elbette, prensipte karşı değiliz. Avrupa Birliğine giden yolun çok zahmetli, meşakkatli ve uzun ince bir yol olduğunu hepimiz biliyoruz ve bunun için çok çaba sarf edilmesi gerektiğini de biliyoruz. Devletteki, hükümetteki, ülkedeki kurumlar arasında koordinasyonu sağ­ layacak bir müessesenin kurulması, elbette gereklidir; ama, göreceksiniz ki değerli milletvekilleri, - 2 7 -