I. Ulusal Halk Sağlığı Hemşireliği Kongresi Sonuç Bildirgesi

advertisement
I. Ulusal Halk Sağlığı Hemşireliği Kongresi
17 - 20 Haziran 2015
Ege Üniversitesi 20 Mayıs Amfisi
www.halksagligihemsireligi.com
I. ULUSAL HALK SAĞLIĞI HEMŞİRELİĞİ KONGRESİ
SONUÇ BİLDİRGESİ
Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi (17-19 Haziran 2015)-İzmir
“Değişen Toplumsal Yapı, Sağlık Sistemi ve Halk Sağlığı Hemşireliği” temasıyla 17-19
Haziran 2015 tarihleri arasında Halk Sağlığı Hemşireliği Derneğinin katkılarıyla Ege
Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Halk Sağlığı Hemşireliği Anabilim dalının düzenlediği
I. Ulusal Halk Sağlığı Hemşireliği Kongresi İzmir’de gerçekleştirilmiştir. Kongremiz, 52
farklı üniversiteden, 8 hastane, Birinci Basamak Sağlık Kuruluşları, Sağlık Bakanlığı
Halk Sağlığı Kurumu ve İl Halk Sağlığı Müdürlüğü olmak üzere 60 kurumdan 325
katılımcı ile gerçekleşmiştir. Kongre öncesi 17 Haziran 2015 tarihinde Hemşirelikte
Nitel Araştırmalar, Omaha Temel Eğitimi ve Bilgisayar Uygulamalı Temel Biyoistatistik
konularında düzenlediğimiz üç kursa 70 meslektaşımız katılmıştır. Kongre boyunca 4
ayrı oturumda 30 sözel bildiri, 170 poster bildiri sunulmuş, 11 oturumda 25 konuşmacı
kongre temasıyla ilgili konularda sunumlar yapmışlardır. Kongreye katılan üyeler
ülkemizde
Halk
Sağlığı
Hemşireliğinin
güçlendirilmesi
yönünde
rolleri
ve
sorumluluklarının, özlük sorunlarının, mezuniyet öncesi ve mezuniyet sonrası
eğitiminin gözden geçirilerek yeniden yapılandırılması yönünde üniversiteler, Halk
Sağlığı Hemşireleri Derneği, Sağlık Bakanlığının işbirliği ve güç birliği yapmaları
konusunda inançlarını ifade eder, aşağıdaki bildirgeyi sunarlar.
“Değişen Toplumsal Yapı, Sağlık ilişkisi” ülkemizdeki sağlık ve sosyal sorunlarla ilgili
göstergelerle açıklanmıştır. Bu göstergeler ışığında düzenlenecek sağlık hizmetlerinde
halk sağlığı hemşireliğinin yeri ve önemini belirterek, daha otonom ve profesyonel
sorumluluklar almaları gerektiğine inanırlar. Sağlık başta olmak üzere her alanda
eşitsizliklerin derinleştiği, eşitsizliğin daha çok kadınları ve çocukları etkilediği,
eşitsizlikler ile mücadelede Halk Sağlığı Hemşiresinin geniş boyutlu bir toplum
savunucusu olarak hizmet vermesi gerektiğini önemle belirtirler.
“Sosyal Hareketlilik, Yerel Yönetimler ve Sağlık Hizmetleri” bağlamında Türkiye’nin
coğrafi konumu nedeni ile yoğun göçlere maruz kaldığı ve Türkiye’nin en çok
sığınmacının olduğu ülkelerden birisi olduğunu belirtmişlerdir. Sığınmacılar ile ilgili
kayıtların yetersiz olduğu, uluslararası yardımların reddedilmesine karşın yeterli
hizmet planlaması olmadığı için sıkıntılar yaşandığını vurgulamışlardır. Bu durumun
sonucu
olarak
istenmeyen
sağlık
sorunlarının
yaşandığını
ve
bu
sorunların
hemşirelerin de ortak kaygısı olduğunu belirterek, bu özel grupların sağlığının
korunması ve geliştirilmesinde birinci basamak sağlık hizmetlerinde hemşirelerin
kültüre uygun bakım ve hizmet vermesi gerektiğini önemle belirtirler.
Yerel
yönetimlerin
sığınmacılara
ilişkin
hizmetlerle
ilgili
yasal dayanaklarının
olmadığını, bu sorumluluğu devletin üstlendiğini ve yerel yönetimlerle işbirliği
yapılmasının gerekliliğini belirterek, hizmet verirken en fazla yaşanan sorunların ise
iletişim, dil engelleri, ulaşım ve ekonomik sorunlar olduğunu ifade ederler.
Halka sağlık hizmetleri götürmede ulusal sağlık gereksinimleri dikkate alınarak halk
sağlığı hemşireliği lisans eğitim programlarının Halk Sağlığı Hemşireliği Derneği ve
Hemşirelik Fakülte/Yüksekokulları işbirliği ile yeniden düzenlenmesi gerektiği, farklı
öğretim kurumlarında eğitim programlarındaki farklılıkların belirlenerek çekirdek
eğitim müfredatının gözden geçirilmesinin önemini vurgularlar. Farklı ülkelerdeki halk
sağlığı hemşireliği lisansüstü eğitim programlarının içerikleri ve ülkemiz sağlık
sorunları dikkate alınarak mevcut programların yeniden gözden geçirilmesini, sertifika
programlarının, yüksek lisans düzeyinde program (tezli/tezsiz) sayılarının, mezun
sayılarının ve istihdamının arttırılmasının gerektiğini belirtirler.
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Kurum Başkanlığı’nın da ortak görüşü ile sağlık
hizmetlerinde lisans düzeyinde eğitim almış hemşirelerin görev yapmalarının bir
gereklilik ve gerçeklik olduğunu belirtmişlerdir. 2023 yılına kadar ülkenin gereksindiği
hemşirelik insan gücü sayısının tamamlanmış olacağını ve hemşire insan gücü
hedeflerine ulaşıldığında sağlık meslek liselerine öğrenci alınmaması gerektiğini
vurgulayarak,
farklı
düzeyde
eğitim
almış
hemşirelerin
görev
tanımlarının
yapılmasının gereğini vurgularlar.
Halk sağlığı hemşireliği alanında lisansüstü eğitim alan hemşire sayısının azlığı
nedeniyle bu mezunların halk sağlığı hemşiresi olarak istihdamının bugün için olmasa
da, daha fazla sayıda uzman hemşire yetiştirilmesi ile gelecek yıllarda mümkün
olacağını önemle savunurlar.
Sağlık
hizmetleri
ile
ilgili
bazı
yönetmeliklerde
hemşirenin
görev
yetki
ve
sorumluluklarının bazı sağlık personelinin görevleri ile ortak biçimde ifade edilerek bu
durumun düzeltilmesi gereken bir eksiklik olduğunu savunurlar. Halk Sağlığı
Müdürlükleri ve Toplum Sağlığı Merkezlerinde yakın gelecekte lisans mezunu
hemşirelerin daha sonra yüksek lisans mezunu hemşirelerin kadro istihdamlarının
sağlanmasını önemle belirtirler.
Ülkemizde tüm hemşirelerin etkili bir yaptırım gücü taşıyacak meslek örgütlenmesine
olanak sağlamak üzere hemşirelik mesleğini temsil eden bir “Hemşirelik Birliği”nin
kurulmasını ve birlik yasasının çıkarılmasının gerekliliğini önemle vurgularlar.
Sağlık hizmetlerinde son 30 yılda sağlıkta dönüşüm programının uygulandığı ve bu
süreçten toplum sağlığının ve halk sağlığı hemşireliğinin olumsuz etkilendiğini, halk
sağlığı hemşirelik hizmetlerinin Toplum Sağlığı Merkezi ve Aile Sağlığı Merkezi şeklinde
ayrıştırıldığını belirtirler. Bu sistemde hemşirelerin sözleşmeli veya taşeron olarak
çalıştırıldığı,
esnek
çalışma
saatleri
uygulamaları
gibi
durumlardan
olumsuz
etkilendiklerini belirtirler. Hemşire istihdamının kamudan özele kaydığını, sözleşmeli
çalışmanın
iş
güvencesizliği
getirdiğini,
performans
uygulamasının
sağlık
kuruluşlarında başarı düzeyinin değerlendirilmesine hizmet etmeyerek rekabete ve
farklı ücretlendirmeye neden olduğunu vurgularlar. Halkın sağlığını korumada ve
geliştirmede büyük sorumluluğu olan birinci basamakta görev alan hemşirelerin iş
doyumlarını ve çalışma güvenliklerini etkili bir düzeye yükseltecek şekilde; çalışma
koşulları, ücret politikaları ve diğer sosyal içerikli özlük hakları ile ilgili iyileştirme ve
geliştirmeleri sağlamak üzere mevzuatta gerekli değişikliklerin en kısa zamanda
gerçekleştirilmesi gerekliliğini savunurlar.
Dünyada halk sağlığı hemşireliğinin formasyonu göz önüne alınarak, halk sağlığı
hemşiresi olarak çalışabilmek için yüksek lisans, doktora veya sertifika programlarına
sahip olmanın bir gereklilik olduğunu belirtirler. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık
Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sertifika Programı bilim komisyonunun da önerisi ve
beklentisi ile sertifikalı eğitim programları yönetmeliklerinde yeniden
yapılan
düzenlemeler ve değişiklikler belirtilerek hemşireliğin değişik alanlarında ve halk
sağlığı hemşireliği alanında sertifika programları için başvuruların hızlandırılmasını
önemle
vurgularlar.
gereksinimlerine
Toplumda
yanıt
verecek
gereksinimi
halk
sağlığı
olan
grupların
hemşireliğine
sağlık
yönelik
bakım
sertifika
programlarına yapılacak olan başvurulara öncelik verilmesinin dikkate alınmasını
belirtirler.
Ülkemizde halk sağlığı hemşireliği alanında üretilen bilimsel bilginin, yükseköğrenimin
başladığı 1955 yılından bu yana, yüksek lisans ve doktora programları ile ivme
kazandığını belirtmişlerdir. Tanımlayıcı çalışmalardan, deneysel araştırmalara doğru
bir
gelişim
olduğu
ve
toplumda
bazı
risk
gruplarına
ilişkin
araştırmaların
yürütülmesinin gerektiğini, kanıta dayalı çalışmaların arttırılmasını, araştırmaların ve
kanıtların hemşirelik uygulamalarında kullanımının önemini savunurlar.
Hemşirelik felsefesinin halk sağlığı hemşireliği içinde bütünleyici bir çerçeve olduğu
birey, aile toplumun uygun ulaşılabilir ve kabul edilebilir nitelikte sağlık bakımı alma
hakkına sahip olduğu inancına dayandığını belirtirler. Geleneksel mesleki tutumun
sabır, sorgusuz kabul, koşulsuz itaat ve saygı, etikete önem verme iken, çağdaş
mesleki tutumun; bağımsızlık, girişkenlik, özgüven, ileri ve açık görüşlülük ve risk
alma olduğunu belirtirler.
Aile sağlık merkezlerinde çalışan hemşirelerin meslek otonomisinin ve adının
korunarak, profesyonellik açısından “aile sağlığı hemşiresi” olarak görev yapmaları
gerektiğini, çalışma ortamından kaynaklanan risklerden korunmaları için bu risklerle
ilgili düzenlemelerin yapılmasının gereğini savunurlar.
Ülkemizde iş yeri, okul, cezaevi ve tutukevi gibi pek çok bireyi barındıran kurumlarda
okul sağlığı ve iş yeri hemşiresi olarak halk sağlığı hemşirelerinin istihdamının
sağlanması için politik düzenlemelerin ve bakım standartlarının ülke koşulları
bağlamında
modellerin
hazırlanması
yönünde
girişimlerin
yapılmasını
önemle
savunurlar.
Kongremiz, sadece niceliksel olarak katılımlı bir Kongre olmaktan öte, değişen
toplumsal yapı ve sağlık sistemi içerisinde halk sağlığı hemşirelerinin konumlarını
gözden geçirerek, beklentilerin anlatıldığı, sorunların ve somut çözüm önerilerinin
ortaya koyduğu bir kongre olarak; ileriki günlerde bu sorunların çözümü noktasında
bir yol haritası oluşturmuştur.
Bizler, yürekten inanıyoruz ki; bu yol haritasının izlenmesi; halk sağlığı hemşirelerinin
bugün aktardıkları sorunların yarın ortadan kalkması noktasında; hem meslek
örgütümüze, hem bürokrasiye, hem yasa koyucuya hem de özellikle konunun özneleri
olan halk sağlığı hemşirelerine çok şey katacaktır. Kongreyle birlikte umutlarımız da
artmıştır. Bundan sonraki dönemde halk sağlığı hemşireleri olarak bizler de; bu
umutların gerçeğe dönüşmesi sürecinin en yakın takipçisi olacağımızı ilan ediyor sevgi
ve saygılarımızı sunuyoruz.
ORGANİZASYON SEKRETERYASI
MOTTO Organizasyon ve İnternet Çözümleri
1359 Sk. No: 1 K:4 D:14 Umut Sitesi Mimar Sİnan Mh. Alsancak / İZMİR
e-mail: raci@motto.tc
web: www.motto.tc
Tel : 0 232 446 06 10
Fax: 0 232 446 07 11
Download