Kahve Molası li adını internette taradığınızda çoğunlukla bu tanım lamalarla karşılaşıyorsunuz. Bu durumdan rahatsız olduğunuz oluyor mu? İnsan ların tepkisi sizi nasıl et kiliyor? Deniz TÜRKALİ: Aslına bakarsanız internette genelde babamdan söz ederken bu daha çok oluyor. Benim tanınmam onlarla kaim değil. Onlarla var olmuyorum. Zeynep’ten önce de ben vardım sonuçta (Gülüyor). Çünkü yaklaşık olarak 1981 yılından beri ben oyuncuyum. Hem sinemada, hem tiyatroda , zaman zamanda televizyonda oyunculuk yaptım. Kimsenin bir şeyi değilim. Zaten feministim kimsenin bir şeyi olarak değil, kendim olarak tanınıyorum. Ve bunu tercih ediyorum. Ama denk düştüğü zaman bunlardan da söz ediliyor. Ama genel anlamda bu tanımlayan bir şey değil. ACME: Feministim dediniz, size göre feminizm ne dir? Deniz TÜRKALİ Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu. Aynı zamanda başarılı bir ses sa natçı sı. İbo ile Güllüşah’ın ‘Oya Teyze’ si, sahnelerin feminen ismi Deniz Türkali ile ‘Pazar Günkü Ci na yet’ oyunu kulisinde keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.. ACME: Oyunculuğa nasıl başladınız? Biraz kendinizden bahseder misiniz? Deniz TÜRKALİ: Oyunculuğa İstanbul konservatuarında başladım. Ondan sonra İngiltere’de tiyatro eğitimi gördüm. Ama bunlar o kadar eskidi ki. Sonra tek kişilik oyunlarla devam ettim Evita, Müzikaldeki hayalet gibi. Son beş yıldır da ‘Tiyatro Kedi’de çalışıyorum. Kuklacı, Kamelyalı Kadın, Çalıkuşu gibi oyunlarımız var. ACME: Atıf Yılmaz’la nasıl tanıştınız? Deniz TÜRKALİ: Yılmaz babamın arkadaşıydı. Çocukluğumdan beri tanırım bu yüzden. ACME: “Yazar Vedat Türkali'nin kızı, yö net men ve senarist Barış Pirhasan'ın ab lası, yönetmen Atıf Yılmaz'ın eşi, şarkıcı Zeynep Casalini'nin annesi” Deniz Tür ka 78 Deniz TÜRKALİ: Kadınlık hali üzerine düşünmek, verilen kadın modelini sorgulamak, erkek egemen dünyaya itiraz etmek. İktidar dilini reddedip farklı bir muhalif dil oluşturmak. ACME: Ailenizde sanatla uğraşan bu kadar insan var ken, siz bundan olumlu ya da olumsuz nasıl etkileni yor sunuz? Bu durum işinize yansıyor mu? Aile fertleri arasında birbirinin işine karışma durumu oluyor mu? Deniz TÜRKALİ: Bir etkilenmeden söz etmek zor. Birbirimizi eleştiririz zaman zaman. Aile fertlerinin birbirinin ne işine, ne hayatına müdahale etmesi söz konusu değil… ACME: Genel olarak hep mütevazi şöhreti çok önem semeyen bir aileye sahiptiniz. Hemen hemen aile fertlerinizin hepsi, kendi alanlarında başarılı insan lardan oluşuyor. Nasıl oldu da bu mütevaziliğinizi ko ruyabildiniz? Ailecek nasıl oldu da şöhret sizi şımart madı? Deniz TÜRKALİ: Bu tür şeylerden şımarmak pek o bahsettiğiniz isimlere göre bir şey değil. Babam 90 yaşında hiçbir zaman da öyle şımarıklığını görmedim (Gülüyor). Yılmaz’ı da hiçbir zaman görmedim. Ben de şımarırım tabi anneme, babama, arkadaşlarıma.. Ama kastettiğiniz anlamda şımarıklığı biz ayıp diye öğrenmiştik zaten. ACME: Oyunculuk sizin için ne ifade ediyor? Deniz TÜRKALİ: Yaşamın kendisi. ACME: Bir röportajınız da “bir oyuncu, bence artık akrobasi de yapmalı, jonglörlük de bilmeli, şarkı söy lemeli, en az iki, üç tane de enstrüman çalmalı, mut Actual Medicine Ekim 2009 Kahve Molası laka dans etmeli. Ben dans edebilen, şarkı söyleyebilen bir oyun cuyum. Ken dimi hiçbir zaman şarkıcı olarak görmedim” demişsiniz. Deniz TÜRKALİ: Projenin kendisine ve kimden geldiğine bakarak. ACME: Yurt dışında oyun takip edebiliyor mu sunuz? Deniz TÜRKALİ: Olması gerekeni söyledim ben enstrüman çalmayı bilmiyorum. Jonglörlük bilmiyorum. Akrobasi bilmiyorum. Ama dans edebilen, şarkı söyleyebilen bir oyuncuyum. Şarkıcılık yanım da var biliyorsunuz. Ama oyunculuk üzerine devamlı çalışmak ve düşünmek gerekiyor. Çünkü oyunculuk çok gelişen bir şey. Çeşitli akımlar oluşuyor ve bunları sürekli takip etmek gerekiyor. Ve oyuncu oldum demek çok zor. Çünkü biten bir şey değil sanat. Oyunculuk da öyle.. Devamlı çalışmanız, kendinizi tazelemeniz gereken bir şey. Onun için hayat dedim. Hayat da öyle bir şey. Aynı oyunculuk gibi… ACME: Günümüz oyuncularını nasıl değerlendi riyorsunuz? Sizce tiyatromuz emin ellerde mi? Deniz TÜRKALİ: Yeni gelen oyuncuların içinde gerçekten çok beğendiğim oyuncular var. Tiyatromuz tabii ki emin ellerde.. ACME: Tiyatro, sinema, tv hayatınızda bir sıra lama yapsak? Deniz TÜRKALİ: Oyuncunun er meydanı tiyatrodur. Ama bir yandan da “oyuncu” her yerde sevinçle oynayabilendir. ACME: Oynamak istediğiniz bir oyun, canlan dırmak istediğiniz bir karakter yada aynı sah neyi paylaşmak is tediğiniz özel bir isim var mı? Deniz TÜRKALİ: Mümkün olduğu kadar sık ACME: AYS den bahse debilir misiniz? 2010 kültür başkenti çalış maları nasıl gidiyor? Deniz TÜRKALİ: AYS, 2010 İstanbul Kültür Başkenti’nden de destek aldı. Küçükçekmece Belediyesi’de mekan vererek destek oldu. 6 Ocakta stüdyo eğitim çalışmalarına başlayacak. ACME: Kafe işletmeciliği yönünüzde var. Bun dan biraz bahsedebilir misiniz? Deniz TÜRKALİ: Aslında fazla bahsedecek bir şey yok. Başladı ve bitti. ACME: Hrant Dink için bir proje yapılmıştı geç tiğimiz yıllarda. Siz de bu projede Hrant Dink’in bir yazısını seslendirdiniz. Bu projeye nasıl da hil oldunuz? Deniz TÜRKALİ: Hrant’ın anısına yapılabilecek her şeyde varım. Ülkemizin en utanç ve acı veren olaylarından biri. Nasıl dahil olmam ki.. ACME: Yeni projeleriniz nelerdir? Deniz TÜRKALİ: O kadar çok ve değişken ki!!! ACME: Bu kadar yoğun bir tempoda çalışırken kendinize ve sağlığını za nasıl vakit ayırıyor sunuz? Deniz TÜRKALİ: Oyuncuysanız tek enstrümanınız “bedeniniz” onu ihmal etmemek zorundasınız. Vakit ayırmak diye bir şey yok. O temponuzun içinde zaten. Deniz TÜRKALİ: Sean Pen’le oynamak isterim. Rol fark etmez. ACME: Size gelen tek lifleri nasıl değerlendi riyorsunuz? Ekim 2009 Actual Medicine 79