C. Senatosu B : 39 9 . 2 . 1979 O : 1 Başlamış ve temeli atılmış birçok yatırımları uy­ \ mektedir, ithal edilmektedir. Bilhassa biz bu 3 mil­ yar doları bir an evvel yerli üretimle karşılamak üze­ gun bir öncelik içerisinde rayına oturtmak, bunların re, tasarruf için üzerinde durmaktayız ve sanayimi­ bir an - önce tamamlanmasını ve üretime geçmelerini zi bu istikamete götürmekteyiz. Yine hepinizce ma­ sağlamak da, üzerinde durduğumuz üçüncü bir ko­ lum olduğu üzere, her sene ham pertol için 2 milyar nudur. dolar sarf etmekteyiz. Bu da, üzerinde durulacak Bakanlığımızca yeni fabrikalar yapmak ve Bakan­ diğer bir konudur. lığımız öncülüğüyle kurulacak fabrikaları bir an ön­ ce başlatmak ve gerçekleştirmek de, dördüncü bir Arkadaşlarım yatırımlara temas etti. Bizden konu olarak önümüzde durmaktadır ve takip ettiği­ evvel birçok yatırımlara başlanmıştır. Bunların adet­ miz en önemdi konulardan birisidir. leri bir hayli kabarıktır. Makine Kimya Endüstrisi Ayrıca bunlara ilaveten, Sanayi ve Teknoloji Ba­ Kurumuna taşıyamayacağı kadar bir yük verilmiş­ kanlığı olarak ele aldığımız atılımlar vardır; (Yani tir. 32 proje birden ilâve edilmiştir. Çimento, güb­ sanayi ve teknoloji sahalarındaki hamleler.) bunları re ve SEKA'da birçok yatırımlara başlanmıştır; ama da gerçekleştirmek için çalışmaktayız. bunları biraz evvel arz ^ettiğim gibi, bir an evvel Bakanlığımıza bağlı Kamu İktisadi Teşekkülle­ rayına oturtmak, 1978 senesi içerisinde Sanayi ve rinin üretimlerinin başlıcalarını teşkil eden ve kısmen Teknoloji Bakanlığımızın üzerinde durduğu bir ko­ de özel sektör tarafından üretilen demir - çelik, güb­ nu olmuştur. Çünkü, bu kadar yatırımın sürdürül­ mesi ve ikmal edilmesi, mevcut imkânlara göre çok re, kâğıt, çimento, silah ve mühimmat gibi hammad­ zordur, imkânsızdır. delerin üretimini, gelişmiş ülkelerde fert başına dü­ şen üretim miktarlanyla kıyaslamak suretiyle, tespit Yine burada sözcülerin belirttiği gibi, projesi edilen hedeflere ulaştırmak amacıyla çok yönlü ça­ olmadan, hammadde araştırmaları yapılmadan, lışmalar yapmaktayız. hammaddesi bulunmadan atılmış olan bazı temelle­ rin sıkıntısını da çekmiş bulunuyoruz. 1978 senesi, Gayri safi yurt içi hasıladaki sanayi sektörü pa­ Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ;çin. Başlamış olan yını artırmak, sanayi sektörünün kendi içindeki tüke­ yatırımların rayına oturtulması senesi olmuştur; ama tim malı, ara malı ve yatırım mallarının payını ge­ 1979 senesi bizim için de yeni yatırımlara başlama lişmiş ekonomiye sahip ülkelerdeki yapıya uygun yılı olacaktır. olarak, yatırım malları ve ara malları lehine artır­ mak da, bize düşen en önemli görevlerden birisi ol­ maktadır. Yatırım yapacak müteşebbislere, hangi yörelerde, hangi konularda imalat yapabilecekleri hakkında ya­ tırım öncesi yardımda bulunmak üzere, yöresel po­ tansiyel araştırmaları, fizibilite raporları, plan ve projelerle ilgili çalışmaları sürdürmek, yine bize dü­ şen ve bu sene takip ettiğimiz ve üzerinde durduğu­ muz en önemli konulardan birisi olmaktadır. Sanayimiz için en öncelikli yatırımların tespit edilmesi ve ayrıca yurt sathında fiziksel planlama çalışmalarını sürdürmek de, üzerinde durduğu­ muz bir konudur. Kritik sektörlerle ilgili çalışma­ ları sürdürmek de aynı şekilde üzerinde durduğumuz bir konudur; bilhassa demir - çelik, gübre, bitkisel yağ. Hepnizce malum olduğu üzere, Türkiye bugün 3 milyar dolara yakın bir dövizi, memleketimizde üretimi mümkün olan maddelere sarf etmektedir. Bugün 500 milyon dolardan fazla demir - çelik it­ hal edilmektedir. Yine 500 milyon dolara yakın gübre ithal edilmektedir. 200 milyon dolara ya­ kın bitkisel yağ ithal edilmektedir. Yani, ithal edil- Sayın Başkan, sayın üyeler; Yabancı sermayeye önem vermekteyiz. Şunu hu­ zurunuzda belirtmek isterim; Sayın Yırcalı da yap­ mış olduğu konuşmada hakikaten birçok konulara temas etti, ama yabancı sermaye konusuna değin­ medi zannederim. Türkiye'nin ekonomik darboğaz­ dan çıkması, uygun yabancı sermayenin tayinine de bağlıdır. Bunun üzerinde durmak lazım. Dünya şartları değişmiştir, yabancı sermaye de şeklini de­ ğiştirmiştir. Bugün hemen hemen bütün ülkeler ya­ bancı sermayeden faydalanmaktadır. Uygun yaban­ cı sermayeden ne kadar çok faydalanırsak, ekono­ mimizi o kadar çok geliştirme imkânına sahip ola­ cağımız inancındayız. Vaktin darlığı sebebiyle şunu da araya sıkıştır­ mak isterim: Türkiye'de halen, 1879 senesinde Pa­ dişah fermanıyla çıkartılmış olan Patent Kanunu tatbik edilmektedir. Demek ki, gelmiş geçmiş bü­ tün devirler esnasında yeni bir Patent Kanunu bir türlü çıkarılmamıştır. Biz bu Patent Kanunu tasa­ rısını en iyi bir şekilde hazırladık ve Hükümet ka­ nalıyla bunu Yüce Meclislere sevk etmek duru- — 199 —