1. BÖLÜM GİRİŞ Yirmi birinci yüzyılda, toplumlar ve kültürler çok

advertisement
1. BÖLÜM
GİRİŞ
Yirmi birinci yüzyılda, toplumlar ve kültürler çok hızlı bir değişim ve dönüşüm
temelinde yeni bir yapılanma sürecine girmiştir. Yeni gelen çağ “enformatik çağı” ve
yeni yapılanan toplum da “enformasyon toplumu” olarak nitelendirilmektedir.
“Enformasyon toplumu” kavramı, Türkçe’de “Bilgi Toplumu” ya da “Bilişim
Toplumu” olarak da adlandırılmaktadır. “Bilgi Çağı” ve “Bilgi Toplumu” terimlerindeki
“bilgi” kelimesiyle vurgulanmak istenen, bilginin günümüzde hızlı bir biçimde
çoğalması ve yayılmasıdır. Bilgi toplumu, bugünkü sanayi toplumundan bütünüyle
farklı yeni bir toplum biçimidir.
Bilgi toplumunun gelişme dinamiğini bilgisayar teknolojisi yönlendirecektir.
Bilgisayarlar, enformatik üretim gücünü olağanüstü arttırarak; enformasyonun kitle
halinde üretilmesine, işlenmesine, dağıtılmasına, saklanmasına ve tüketilmesine imkan
veren, enformasyon devrimine yol açmaktadır. 1
Günümüzde sınırların yavaş yavaş kalkmaya başlaması, teknolojik gelişmelerin
hızla artması, tüketicilerin alışverişlerinin nereden ve ne şekilde yapacaklarına ilişkin
alternatiflerini arttırmıştır.2
Bu kapsamda, işletmelerin müşterilerine sundukları
alternatiflerden biri de doğrudan pazarlamadır. Doğrudan pazarlama, ürün/hizmetlerin,
bir veritabanı ile herhangi bir ara dağıtım kanalı olmadan, bir ya da birden fazla medya
aracını kullanarak müşterilere doğrudan satışıdır.3 Teknolojinin yaygınlaşmasıyla
birlikte günümüzde İnternet, bir doğrudan pazarlama aracı olarak kullanılmaktadır.
1
Vehbi Bayhan, “Globalleşme ve İnternet Örneği”, Türkiye’de İnternet Konferansı, Ankara, Kasım
1995,s.5 (www.inet-tr.org.tr/inetconf/bayhan.txt’den alınmıştır.)
2
Michelle A. Morgonosky, “Retail Involvement in Direct Marketing”, Journal of Retailing and Consumer
Services , vol.4, 1997, p. 145-151
3
Ramesh T. Iyer, John S., Hill; Internet Direct Marketing Strategies: A US-European Comparision,
Journal of Marketing, vol.30, 1996, p.65
1
1.1 Çalışmanın Konusu ile İlgili Ön Bilgiler
Pazarlamanın tarihinde, pazarlamanın iş dünyasında ve toplumdaki rolü ile ilgili
olarak birçok tartışma bulunmaktadır. Bu tartışmalar arasında pazarlama kavramının
genişletilmesi gereği ve pazarlamanın yöntem ve felsefesiyle ilgili konular da yer
almaktadır. Bu tartışmalar, sosyal faktörlerin de etkisiyle akılcı düşünme gereğini ortaya
koymuştur. Pazarlama kavramının genişletilmesi sürecinde en önemli zorlayıcı güç
postmodernizmdir. Bu yeni bakış açısı, pazarlamacıları bu konuyu araştırmaya
yöneltmiştir.4
Tüketicinin değişen özellikleri, pazarları daha küçük parçalara ayırmanın yeni
yollarını bulma gereğini ortaya çıkarmıştır. İnteraktif pazarlama, ilişkisel pazarlama ve
kişiye özel kitlesel üretim(mass customization), bunlara örnek olarak gösterilebilir. Bu
kavramlar birbirinden farklı anlamlar taşısalar da, özlerinde tüketicilere kişisel ihtiyaç
ve isteklerinin en iyi şekilde karşılanması için ulaşılması yatmaktadır
Tüketicilerin kişisel ihtiyaç ve beklentilerini en iyi karşılayan pazarlama
araçlarından biri de İnternettir. Tüketiciler ile satıcıları bilgisayar sistemleri aracılığıyla
elektronik ortamda bir araya getiren İnternet, bilgi sağlamanın yanı sıra, araştırma,
alışveriş, haber grupları, elektronik posta gönderme gibi işlevleri de bulunmaktadır.
Elektronik alışveriş, pazarlamadaki “fiziksel ortam” kavramını kaldırarak,
tüketicilerin her türlü ürünü istedikleri zaman, istedikleri yerden satın alma fırsatı
sağlamaktadır. İnternet uygulamaları, işletmelerin yenilikleri izlemelerini giderek
kolaylaştırmaktadır. Bunlara ek olarak İnternet üzerinde pazarlamanın bilgi sunma,
yoğun iletişim ve karşılıklı etkileşim gibi özellikleri, işletmeye hem zaman hem de
maliyet tasarrufu sağlarken, pazarlama çabalarının etkinliğini de arttırmaktadır.
İnternetin bir pazarlama aracı olarak kullanılmaya başlanması, beraberinde
tüketicilere alışverişlerini bu kanal aracılığı ile yapabilme olanağı sağlamıştır.5
4
A. Fuat Fırat, Clifford J. Shultz II, “From Segmentation To Fragmentation Markets and Marketing
Stratedy in the Postmodern Era”, European Journal of Marketing, vol. 31, 1997, p. 183
5
İbrahim Kı rçova, İnternette Pazarlama, İstanbul, Ekim 1999, s.26-28
2
Ancak günümüzde İnternetin alışveriş amaçlı olarak kullanımı çok düşük
düzeylerdedir. Bunu nedenlerinden biri belki de en önemlisi İnternetin güvenlik alt
yapısı sorunudur. Ulusal Güvenliği ilgilendiren bilginin örgütlenmesi açısından,
“gizlilik dereceli” bilginin ne olduğunu nasıl üretileceği, korunacağı, nakledileceği,
kullanılacağı ve imha edileceği konusunda ülkemizin yasal hazırlığı ve düzenlemesi
bulunmamaktadır. Bu yasal düzenlemeler ise geçici olarak kurulup sonra dağıtılan
birtakım platformların üstesinden gelebileceği gibi basit bir yasa ya da mevzuat değil
çok karmaşık yasalar zinciridir ve gelişen teknoloji nedeni ile sürekli güncellenmek ve
teknolojiye uygun hale getirilmek zorundadır.
Bilgi güvenliğinin sivil uygulamaları dünyada henüz çok yenidir. Ülkemizde de
bilgi teknolojilerinin gelişmişlik düzeyi; üretim, tüketim ve içerik açısından gelişmiş
ülkelerin çok altındadır. Bu iki gerçek, bilgi güvenliğinin sivil uygulamalarında bir
düzenlemeye gitmek için henüz çok erken olduğunu göstermektedir. Diğer yandan, bu
düzenlemeleri yukarıda da ifade edilmeye çalışıldığı gibi kapsamı ve işlevleri belirsiz
bir kurum marifetiyle yapmaya çalışmak, ekonomik ve toplumsal yaşamımızı önemli
ölçüde kısıtlar altına sokacaktır. Bugünden öngörülemeyecek ölçüde zararlar verebilir.
Ülkemizde bilgi teknolojilerinin üretimini, tüketimini ve içeriğini zenginleştirmek üzere
yapılanmalara gitmek, elektronik belge ve sayısal imzalar gibi gerekli öncül yasaların
çıkarılmasını sağlamak çok daha acil sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu
bağlamda, bilgi güvenliğinin sivil uygulamaları kapsam dışında tutulmalıdır.6
1.2 Çalışmanın Amacı ve Kapsamı
Yirmi birinci yüzyılın son on yılına damgasını vuran en önemli iki gelişme,
ekonomide küreselleşme ve bilgi teknolojisinin gelişmesi ve yaygınlaşması olmuştur.
Günümüzde sınırların yavaş yavaş kalktığı, rekabetin kıyasıya arttığı
küreselleşen dünyada, işletmeler müşterilerine “diğerlerinden farklı” imajı verecek ve
rekabet avantajı sağlayacak yeni yollar aramaktadır. Türkiye’de son altı yılda gündemde
olan İnternet de bu yollardan biridir. İnternetin sağladığı avantajlardan yararlanmak
amacıyla işletmeler İnternet üzerinden satış yapmaya başlamışlardır. Bu da, firmaların
6
TUBİTAK-ODTÜ BİLTEN, Ulusal Bilgi Güvenliği Raporu, 2000,s.2
3
sadece kendi ülkelerindeki tüketicilere değil, dünyanın her yerinde bulunan tüketicilere
ulaşma olanağı yaratmıştır. Haftanın her günü, günün 24 saati satış imkanı tanıyan sanal
mağazalar, zaman sınırı olmadan müşterilerine hizmet verebilmektedir.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, İnternet kullanımı hızla yayılmakta ve
şirketler müşteri veri tabanı oluşturarak, alıcının ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda
ürün/hizmet sunma imkanı bulmaktadır. Böylece müşteri ile olan ilişkiler daha da
sıkılaşmakta ve kişiye özel hizmet/ürün sunulabilmektedir.
Bu çalışmada cevaplanması gereken temel soru, “Tüketicilerin İnternet
üzerinden alışveriş yapma eğilimleri nedir?” olarak ifade edilebilir. Çalışmada
cevaplanması gereken diğer sorular 6. bölümde, alan çalışması kapsamında ele
alınacaktır.
Bu sorular doğrultusunda, çalışmada tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş
yapma eğilimleri ölçülmeye çalışılmıştır. Bu çalışmanın , gelecekte bu alanda faaliyet
gösterecek olan işletmelere bir altyapı oluşturabileceği düşünülmektedir.
1.3 Çalışmanın Sunum Planı
Çalışmanın ikinci bölümünde, bilgi toplumu ve işletmelerde bilgi sistemlerinin
kapsamı ile “Pazarlama Bilgi Sistemi”nin yapısı ayrıntılı olarak incelenmiştir. Ayrıca
bir bilgi sistemi olarak kullanılan elektronik ticarete kısaca değinilmiştir.
Çalışmanın üçüncü bölümünde perakendeciliğin kapsamı ve önemine
değinildikten sonra perakendeciliğin gelişim süreci, mağazalı ve mağazasız
perakendecilik üzerinde durulmuştur. Bu kapsam içerisinde, doğrudan pazarlama ve
doğrudan pazarlamanın en önemli araçlarından biri olan İnternetin doğuşu, İnternette
pazarlamaya geçiş ve geleneksel perakendecilik ile İnternette pazarlama arasındaki
farklılıklara değinilmiştir.
4
Çalışmanın ilk üç bölümünde İnternetin pazarlama kapsamındaki önemi ve yeri
tartışılmaktadır.
Dördüncü bölümde ise alan çalışması için teorik bir alt yapı oluşturulmuş ve
araştırmanın hipotezleri belirlenmiştir. Bunu takip eden beşinci bölümde, alan
çalışmasının sonuçları kuramsal çerçevede yer alan bilgiler ışığında analiz edilmiş ve
yorumlanmıştır.
Son bölümde de araştırma bulgularının ne amaçlarla kullanılabileceğine ilişkin
yorumlamalarda ve önerilerde bulunulmuştur.
5
2. BÖLÜM
İŞLETMELERDE BİLGİ SİSTEMLERİ VE ELEKTRONİK TİCARET
Bilgi sistemi, teknik olarak işletmelerde karar verme ve kontrol
mekanizmasını desteklemek amacıyla bilgileri toplayan, işleyen, depolayan ve
dağıtan birbirleriyle bağlantılı unsurlar kümesidir. Bu tip sistemler işletmelerde
karar verme mekanizmasını desteklemenin yanı sıra, koordinasyon ve kontrol
mekanizmalarını da desteklemektedir.
Bilgi sistemleri insanlar ile organizasyon içi ve çevresiyle ilgili bilgileri
içermektedir. “Bilgi” ile vurgulanmak istenen verilerin, ilgili kişilerin kullanımına
uygun olarak şekillendirilmesidir. Veri ise, işletme içinde ya da işletmenin fiziksel
çevresinde oluşan, insanların kullanımı için yapılandırılmamış konulardır.
İşletmelerde karar verme, kontrol, problemlerin analizi ve yeni ürün tasarımı
için gerekli bilgiyi üreten bilgi sistemi temelde üç alt sistemden oluşur. Bu alt
sistemler girdi(input), işleme(processing) ve çıktıdır(output). Bu süreçte, girdi
organizasyonda ya da işletmelerin dış çevresinden topladığı işlenmemiş verilerdir.
İşlem sürecinde ise, bu ham veriler yapılandırılarak anlamlı hale getirilir. Çıktı da
işlenmiş bilginin, ilgili olan kişi ya da faaliyete iletilmesidir. Bilgi sistemlerinde,
çıktıların organizasyonda ilgili kişilerce değerlendirildiği ya da doğrulandığı geri
bildirimin(feedback) de yer alması gerekir.(Şekil 2.1)
6
ÇEVRE
Müşteriler
Üreticiler
ORGANİZASYON
BİLGİ SİSTEMİ
BİLGİ
İŞLEM
GİRDİ
Rakipler
Sınıflandırma
Düzenleme
Hesaplama
Ortaklar
ÇIKTI
Devlet
Şekil 2.1: Bilgi Sisteminin Fonksiyonları
Kaynak: Kenneth C. Laudon, and Jane P.Lauden,. Management Information Systems. 6th ed.
Prentice Hall, 1999, s.7
Bilgi sistemleri formal ya da formal olmayan bilgi sistemleri olabilir. Formal
bilgi sistemleri yapılandırılmış, önceden belirlenmiş kurallarla uyumlu ve kolaylıkla
değişmeyen sistemlerdir. Formal olmayan bilgi sistemleri kurallara bağlı olmayan
sistemlerdir. Bu sistemlerde bilginin ne şekilde depolanacağı ve işleneceği önceden
belirlenmemiştir. Bu bilgi sistemine, ofis dedikodu ağları örnek olarak gösterilebilir.
Formal bilgi sistemleri bilgisayar tabanlı olabileceği gibi manuel de olabilir. Manuel
bilgi sistemleri, kalem ve kağıt teknolojisi ile birçok ihtiyaca cevap verebilir. Ancak,
çalışmanın amacı doğrultusunda, bu araştırmada bilgisayara dayalı bilgi sistemlerine
değinilecektir. Bilgisayara dayalı bilgi sisteminde ise, bilginin işlenmesi ve depolanması
için bilgisayar yazılım ve donanımı kullanılır.
Bilgi sisteminin işletmelerde çok önemli bir rolü vardır.Bunun nedenlerinden
biri, bilgisayar teknolojisinin, maliyetlerde yarattığı azalmadır. Bilgisayarın kolay
kullanımı, verileri depolama, analiz yeteneği ile yarattığı sesli ve görsel animasyonlar
bilgisayar teknolojisinin işletmedeki önemini arttırmaktadır. Bunun yanı sıra,
7
bilgisayarlar, dünya çapındaki tüm bilgilere güçlü haberleşme ağları aracılığıyla
ulaşılabilmesine olanak tanır.7
21. yüzyıl, bilgi akışını global ölçekte hızlandıracak en önemli etmenlerden
biridir. Bilgi, verilerin bir amaç doğrultusunda yapılandırılmasıdır. Geleceğin
ekonomisi, müşterilerin ortak isteklerine değer katmak için verileri değerlendiren,
yapılandıran ve süzgeçten geçiren bir ekonomi olacaktır. 8
Bilgi toplumu, bugünkü sanayi toplumundan bütünüyle farklı yeni bir toplum
biçimidir. Zira, sanayi toplumunda temel itici güç, maddi değerlerin üretilmesi olduğu
halde, enformasyon toplumunda temel itici güç, enformatik değerlerin üretilmesidir.
Bundan önceki teknik yenilikler, öncelikle maddi üretim gücünü arttırmaya yönelikti.
Geleceğin bilgi toplumu ise, yepyeni bir çerçevede inşa edilecektir. Bu çerçeve,
bilgisayar-iletişim teknolojisi tarafından çizilmektedir. Enformasyon toplumunun
gelişme dinamiğini bilgisayar teknolojisi yönlendirecektir. Enformasyon toplumunda
bilgisayarlar, enformatik üretim gücünü olağanüstü arttırarak; enformasyonun kitle
halinde üretilmesine, işlenmesine, dağıtılmasına, saklanmasına ve tüketilmesine imkan
veren enformasyon devrimine yol açmaktadır. 9
2.1. Bilgi Toplumu ve Rekabet Avantajı
21. yüzyıla doğru günümüzde ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel alanda
birçok değişim ve dönüşümlerin yaşandığı görülmektedir. Bu değişimlerin en önemlisi
ise, bilgi teknolojilerinde hızla ortaya çıkan gelişmelerdir. Geçmişte sanayi devriminin
etkisiyle ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel alanda yaşanan değişim ve dönüşümler,
bugün bilgi devrimi olarak da ifade edilen bilgi teknolojilerindeki gelişmeler ile
yaşanmaktadır. Bilgi teknolojilerinin değişimi, ekonomik alanda tarım, sanayi ve
hizmetler sektörleri ve alt sektörlerin tümünü, sosyal alanda insan faktörünün eğitimi,
sağlık düzeyi, iletişim ve ulaşım altyapısı olmak üzere insanın verimliliğini ve refah
düzeyini etkileyen tüm sosyal yatırımları, toplumların kültür düzeyini ve hatta siyasal
gücünü etkisi altına almaktadır.
7
Kenneth C.Laudon, Jane P.Lauden, Management Information Systems, Prentice Hall, 6th ed., s.8
John C. Henderson, “Competing in the knowledge economy”, ACNielsen Consumer Insight Magazine
(www.acnielsen.com’dan alınmıştır.)
9
Bayhan ,op.cit., s.7
8
8
Bilgi teknolojilerinin üretimi ve bilgi teknolojilerinden yararlanma düzeyi
ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Bilgi teknolojileri daha çok gelişmiş ülkelerde
üretilmekte olup, gelişmekte olan ülkelerde bu teknolojilerin transferi söz konusudur.
Bilgi teknolojilerindeki gelişmelerin daha çok gelişmiş ülkelerde görülmesi, bu
ülkelerin fiziki sermaye ve insan sermayesi yönünden daha ileri düzeyde olmalarına
bağlıdır. Özellikle, bilgi teknolojilerinin gelişimini sağlayan temel faktör, nitelikli insan
faktörüdür. Gelişmiş ülkeler kalkınmalarının başlangıcında ve daha sonra insan
faktörüne verdikleri önem ve insana yatırım politikalarının sürekliliği sayesinde
bugünkü ileri teknolojik gelişme düzeyine ulaşmışlardır. Bilgi teknolojilerinin üretimi
ve kullanımına yönelik olarak sosyo-ekonomik gelişme sürecinde sanayi toplumu
sonrası yeni şekillenmekte olan ve tüm dünya ekonomilerini etkisi altına alan gelişme
aşaması ise, bilgi toplumudur. 10
Bilişim teknolojisine dayalı olarak şekillenmekte olan bilgi toplumunun temel
özelliklerinden birisi, sanayi toplumunda ön planda olan “maddi” ürünler yerine, bilgi
toplumunda, bilişim teknolojisi sayesinde bilgi üretimi önem kazanacaktır. Böylece
bilgi toplumunun sürükleyici gücü, bilişim teknolojisinin ürünü olan bilgidir. Buna
kısaca “bilişimsel bilgi” diyebiliriz. Bilişimsel bilgi; bilgisayar sistemleri içinde bilimsel
yöntem ve süreçler içinde işlenip elde edildiği için, bireysel keyfililik ve saptırmalardan
daha uzak olması nedeniyle daha objektif bir içeriğe sahip olacaktır. Bilgi toplumunda,
bilişimsel ve sistematik bilgi ve teknolojinin kitlesel üretimi gerçekleşecektir.
Bilgi toplumunda bilginin temel özellikleri, sürekli üretilebilmesi ve artış
göstermesi; iletişim ağları içinde taşınabilir, bölünebilir ve paylaşılabilir olması ile
emek, sermaye ve toprağı ikame edebilmesi şeklinde özetlenebilir. Bilgi toplumunun ilk
döneminde, nitelikli işgücü ön plana çıkmakta, insan emeğinin bilişim teknolojisi ile
artan ölçüde ikamesi ve tamamlayıcılık alanlarının daralması sonucunda, üretilmiş
bilimsel bilginin ağırlığı daha da artacaktır.
Bilgi toplumunda, bilgi ve iletişim teknolojisinin yarattığı ortam içinde
ekonomik faaliyetler küreselleşme eğilimine girmiştir. İletişim sistemlerinin ülke
10
Coşkun Can Aktan, Türkiye Dünyanın Neresinde?, Ege Genç İşadamları Derneği Yayını, Aralık 1998,
s. 269
9
sınırlarını
küçültmesi,
bölgesel
gruplaşmalara
dayalı
bütünleşme
eğilimlerini
beraberinde getirmiştir. Küreselleşme sürecinde, girdilerin temini ve çıktıların
pazarlanması için gündeme gelen piyasalar artık dünya çapında düşünülmektedir.
Sanayi toplumunda fabrika üretimi, öncelikle ulusal sınırlar içinde pazarlara yönelik
faaliyet gösterirken; bilgi toplumunda dünya standartları belirleyici konuma
yükselmiştir.
Sanayi toplumunda imalat sanayi ön plana çıkarken; tarım, sanayi ve hizmetler,
üçlü bir endüstriyel yapı oluşturmuştur. Bilgi toplumunda bilgi endüstrileri dolmuş ve
dördüncü sektör olarak devreye girmiştir. Sanayi toplumunda özel mülkiyet, rekabet ve
kar maksimizasyonu ön plana çıkarken, bilgi toplumunda müşterek katılım ve sosyal
yarar belirleyici olmaktadır. 11
1960’lı yıllardan itibaren bazı sosyal bilimciler, ABD ve Japonya gibi ileri
düzeyde sanayileşmiş ülkelerde toplumun temel niteliklerinde köklü değişim eğilimi
gözlemlemişlerdir. Birçok yönden sanayi toplumundan farklılık gösteren bu yeni
toplumu tanımlayabilmek için İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaygın olarak kullanılan
Sanayi Toplumu yerine çok sayıda kavram ortaya atılmıştır. Söz konusu dönem, farklı
sosyal bilimciler tarafından “Postmodern Dönem”, “Sanayi Sonrası Toplum”, “Bilgi
Toplumu”, “Kapitalist Ötesi Toplum”, “Teknokratik Çağ” veya “Bilişim Toplumu” gibi
oldukça fazla isimle anılmıştır.
İşgücünün önemli bölümünün bilişimle ilgili işlerde çalıştığı ve ekonomide en
etkili faktörün bilginin kullanıldığı ve uygulandığı toplum olan bilgi toplumu,
sosyoekonomik gelişme için birçok değişikliğe neden olmaktadır:12
1. Mal üretiminden hizmet üretimine değişim(profesyonel,teknik, eğitim, sağlık
sektörlerinde hızlı artış)
2. İş niteliklerinin ve karakterlerinin değişimi.
3. İşgücünde teknik eleman ve profesyonellerin, yani bilgi sınıfının artması
4. Yüksek teknolojilere doğru teknolojik değişim.
11
Hüsnü Erkan, Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme,Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 4. Baskı,
Eylül 1998, s. 96
12
H. Bahadır Akın, “2000 Yılına Doğru Bilgi Toplumu Üzerine Genel Bir Değerlendirme ve Bilgi
Ekonomisinin Özellikleri” (www.stratejiyönetim.com/yeniekonomi.htm’den alınmıştır.)
10
5. Yeni bilişim teknolojilerinin yayılması ve bilgisayarların gelişmesine paralel
olarak uzak noktalarla koordinasyon amacıyla telekomünikasyonun ileri
ölçülerde kullanılması.
1950’li yıllardan itibaren kullanılmaya başlanan bilgisayarlarla birlikte bilimteknoloji ilişkisindeki döngü giderek daha kısa sürelerde tamamlanır olmuştur.
Bilgisayarlar her gün biraz daha güçlenirken, güçlü bilgisayarlar sadece mevcut
araştırmaları hızlandırmakla kalmamakta, önceden imkansız olanı mümkün kılarak yeni
bilgi alanları ortaya çıkarmaktadır.13
Küreselleşme eğilimleri ile bilgi ve iletişim teknolojileri gibi jenerik teknolojiler,
verimlilik artışına yönelik ciddi olanaklar yaratırken, gelişmekte olan ülke
ekonomilerinin dünya ekonomisi ile tümleşmesini de büyük ölçüde etkilemektedirler.
Gelişmekte olan ülkeler, yabancı pazarların yerli pazarlara göre artan önemleri
karşısında zenginlik ve refah için, hem kendi pazarlarında hem de yabancı pazarlarda
rekabet gücüne sahip olmak, bu amaçla öğrenmek, bilgi üretmek ve teknolojik
yeteneklerini arttırmak durumundadırlar.14
Küreselleşmenin ve bilgi teknolojilerinin sürekli arttığı şu günlerde, işletmeler
açısından rekabetin de önemi gitgide artmaktadır. Bu global rekabet içinde, Türkiye de
bilgi toplumu olma yolunda hızla ilerlemelidir.
Türkiye’nin bilgi toplumun neresinde olduğunu belirlemek için, temel bilim ve
teknoloji göstergeleri yönünden yabancı ülkelerle karşılaştırılması gerekir. Bilgi
toplumu
olmanın
belirleyicisi
olan
birçok
bilim
ve
teknoloji
göstergesi
bulunmaktadır.Bunların en önemlileri arasında bilgisayar ve İnternet kullanımı
bulunmaktadır.15
“1997 yılı itibarıyla Türkiye’de kurulu ana bilgisayar adedi 16.000, kişisel
bilgisayar adedi ise 1.142.000 olarak tahmin edilmektedir. Bu toplama göre 1000 kişiye
18 adet kişisel bilgisayar düşmektedir. Ancak 1998 ve 1999 yıllarında kişisel bilgisayar
13
Ramazan Acun, “Bilim, Bilgi Teknolojisi ve Türkiye”
(www.history.hacettepe.edu.tr/archive/bilim.html’den alınmıştır.)
14
TUSİAD,“Avrupa Birliği Yolunda Bilgi Toplumu ve Türkiye Raporu”
(www.tusiad.org./turkish/rapor/eturk/bolum1-2.pdf’den alınmıştır.)
15
Aktan, op.cit., s. 275
11
satışlarının yaklaşık 950.000 olduğu dikkate alındığında, kişisel bilgisayarların sayısının
süratle arttığı gözlenmektedir.16 1999 yılında, dünyada bin kişi başına 68,35 adet
bilgisayar düşerken, bu oran Amerika’da 510,5; Avrupa ve Orta Asya’da 39,28;
Türkiye’de ise 33,9” dur.17
“2000 yılı itibariyle İnternet kullanıcı sayısı Amerika’da 134,6 milyon kişi
civarındayken, bu oran Avrupa’da 81 milyon civarında, Türkiye’de ise 1-1,5 milyon
arasındadır.” 18
Türkiye’nin bilgi toplumunun neresinde olduğunu belirlemek birçok temel bilim
ve teknoloji göstergelerine dayandığı önceden belirtilmişti. Araştırmanın amacı
doğrultusunda ele alınan bilgisayar ve İnternet kullanım istatistiklerinden de
anlaşılabileceği gibi, Türkiye dünya ortalamasının ve gelişmiş birçok ülkenin
ortalamalarından çok daha düşük düzeydedir. Ancak gelecek yıllarda bunun artması ve
bilgi toplumu olma yolunda ilerlemek için önemli adımlar atılması gerekir.
2.2. İşletmelerde Bilgi Sistemleri
“Genel Sistem Teorisi” oldukça eski ve ütopik kavram ve amaçlardan oluşan bir
yaklaşıma sahip olmakla birlikte, bu teorinin dayandığı “Sistem” kavramı günlük
hayatımıza girmiş en yaygın kelimedir. Kavram, değişik içeriklerle farklı anlamlarda
kullanılmakla birlikte, herkesin kabul ettiği; “sistem, birbiriyle ilişkili parçaların
oluşturduğu bir bütündür” şeklinde tanımlanabilir. Sistem işletmelerde örgütün temel
bir faaliyetini yerine getirmek üzere geliştirilir. Sistemi meydana getirecek elemanların
birbiriyle karşılıklı ilişkisi herhangi bir elemanın davranışında meydana gelecek bir
değişiklik zincirleme olarak bütün diğer elemanlara geçecektir. Bu nedenle ortak
amaçlar bulunması sistemin genel başarısı açısından gereklidir.19
İşletmelerde en çok kullanılan temel girdi bilgidir. Hemen her şey bir bilgi akışı
ve bilgi iletişimi ile gerçekleşmektedir. Sistemin yapısında yer alan değişikliklerin
özelliklerini gösteren ve gözlemler sonucunda elde edilen bulguların rakam, yazı ve
16
DPT, Uzun Vadeli Stratejiler ve VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2001-2005, Ankara, 2000
World Development Indicators Database, Temmuz 2000
(http://devdata.world.../dgchart.asp?icode=IT.CMP.PCMP.P3&rcode=LMY&ccode)
18
www.turk-info.com/İnternetnedir.htm’den alınmıştır.)
19
Erhan Ada, İşletmelerde Sistem Analizi ve Tasarımı Yeni Teknolojiler ve Araçlar, Gazi Üniversitesi
İ.İ.B.F. İşletme Bölümü Yayını, Ankara, 1996, s. 3
17
12
sembollerle ifadesi olan veriler, işlenmemiş bilgi olarak toplanmaktadır. Bu verilerin
belirli sonuçlara ulaşmak üzere işlenmesi sonucunda elde edilen bilgiler yönetim
süreçlerinin ve karar mekanizmasının temel girdisi olmaktadır.
Yeni bir sistemin tasarımında, başlangıç noktası en üst düzeyde işletme
ihtiyaçlarının tanımlanmasıdır. Bu amaçla işletme politikalarının ve stratejilerinin
incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekir. Bu inceleme ve değerlendirmeler sonucunda
bir “Bilgi Stratejisi” geliştirilmelidir. Bu strateji işletmenin gerek duyduğu bütün
sistemlerin geliştirilmesi ve tasarımında bir çerçeve oluşturacaktır.20
Küreselleşme sürecinin hız kazanması ve işletmelerde birim zamanda işlenmesi
gereken bilgi miktarının artmasıyla; ölçeği ne olursa olsun, bütün işletmeleri aynı
derecede ilgilendiren köklü bir dönüşüm ve değişim süreci yaşanmakta ve işletmeler
klasik yönetim yaklaşımlarının ötesinde yeni oluşumlar içerisinde sürekli yenileme ve
uyum çabalarını gündeme getirmektedirler.
Bilgi teknolojilerinin sunduğu yeni avantajlar klasik işletme fonksiyonlarını da
etkileyerek üretimden pazarlamaya kadar her alanda örgütlere üstünlükler ve fırsatlar
yaratmıştır. Bu değişim sürecinin bir ürünü olan Bilgisayara Dayalı Bilgi Sistemleri,
para, malzeme, insangücü, makine ve teçhizat gibi işletme kaynaklarının etkin
dağıtımını ve işletmenin dengeli ve sağlıklı bir şekilde büyümesini sağlamak amacıyla
bilginin yönetimini sağlar. Bilgi Sistemlerinin temel fonksiyonu, ihtiyacı olan
yöneticilere istenilen yer ve zamanda bilginin hazır edilmesidir.
Bu bağlamda, Bilgi Sistemi birbiri ile ilişkili unsurların meydana getirdiği bir
sistem olup, yönetim için gerekli bilgileri işletmenin iç ve dış çevresinden toplayan,
organize eden, özetleyen ve yöneticilere bilgi olarak raporlayan bir sistemdir.21
Yönetim Bilgi Sistemi(Management Information System-MIS) mantıksal bir
süreç içinde çeşitli yollarla veriyi bilgiye dönüştüren, geniş ve düzenlenmiş bilgi alt
sistemlerinin bileşiminden oluşur. Bu alt sistemler başlıca iki başlık altında toplanabilir:
20
ibid., s.10
Haluk Soyuer, “ İşletmelerde Bilgi Sistemlerinin Yönetimi Problemi: Görev ve Sorumlulukların
Dağıtımında Bir Yaklaşım”, Akdeniz Üniversitesi, 6. Ulusal İşletmecilik Kongresi Bildiri Kitabı,
Antalya, Kasım 1998,s. 440
21
13
1. Yönetimsel Fonksiyon Alt Sistemleri(sipariş, sevkiyat, faturalama,
performans ölçümü, bütçeleme, stratejik planlama v.b.)
2. Örgütsel Fonksiyon Alt Sistemleri( Pazarlama Bilgi Sistemi,İmalat Bilgi
Sistemi, Lojistik Bilgi Sistemi, Personel Bilgi Sistemi, Finansman Bilgi
Sistemi)
Yönetimsel Fonksiyon Alt Sistemleri, firmanın rutin, operasyonel işlemlerinin
gerçekleştirildiği süreçtir. Örgütsel Fonksiyon Alt Sistemleri ise örgütün organizasyonel
yapısına bağlı olarak bölümlenen ve örgütün temel işlevlerinin yerine getirilmesi
sürecinde yöneticiye bilgi sağlayan sistemlerdir. Yönetimsel Fonksiyon Alt Sistemleri,
örgütsel fonksiyon alt sistemleri bünyesinde yer alabilir. Örneğin, sevkiyat işlemi
pazarlama fonksiyonunun bir işlevidir. Bu nedenle sevkiyat işlemine ilişkin süreç
Pazarlama Bilgi Sisteminin bir yönetimsel fonksiyonudur.22
Yönetim Bilgi Sistemlerinin, fonksiyonel alt sistemleri orta ve alt kademe
yöneticileri için uygun olduğu halde, üst kademe yöneticileri iki ya da daha fazla
fonksiyona dayalı bilgi talebinde bulunabilirler. Bu bilgi ihtiyacının karşılanması için
Yönetim Bilgi Sistemi(MIS), işletmelerdeki fonksiyonel alt sistemleri arasında bilgi
alışverişini ve stratejik planlama için fonksiyonel bilgilerin entegrasyonunu
sağlamalıdır.(Şekil 2.2)
22
Erhan Ada, Haluk Soyuer; “Yönetim Bilgi Sisteminin Bir Alt Sistemi Olarak İmalat Bilgi Sistemi ve
Bilgisayara Dayalı Üretim Yönetimi”, Akademik Yorum Dergisi, Sayı:1, Cilt:1, Ekim 1999, s. 44
14
ÜRETİM
PERSONEL
PAZARLAMA
FİNANS
Şekil 2.2 : Fonksiyonel Departmanlar Arasında Bilgi Alışverişi
Kaynak: Donald W. Kroeber,Hugh J. Watson; Computer-Based Information Systems A
Management Approach, 2nd. ed., Macmillan, 1987, s. 273
Örgütsel fonksiyonlar Yönetim Bilgi Sistemi’nin ilk düzeyindeki alt
sistemleridir. Büyük işletmelerde bu fonksiyonel departmanlar kendi aralarında da
uzmanlaşmış bölümlere ayrılabilir. Örneğin üretim departmanı, mühendislik, kalite
kontrol, satın alma ve diğer bölümlere ayrılabilir. Bu alt birimler kendi ihtiyaçları için
bilgi ihtiyaçlarını diğer fonksiyonel departmanlar ve onların alt birimleri ile
paylaşmalıdırlar. Sözü edilen bu örgütsel fonksiyonlar:23
Üretim Alt Sistemi: Üretim, girdilerin bir dönüşüm sürecinden geçerek ürün ya
da hizmete dönüştürülmesidir. Örneğin, bir otomobil üreticisi emek, sermaye ve
hammaddeyi girdi olarak alır, bir dönüşüm sürecinden sonra otomobil haline
dönüştürür. Üretim alt sistemlerinin modülleri, üretim departmanının organizasyonel
yapısını yansıtmaktadır. Üretim alt sistemi, satın alma, yükleme ve boşaltma
(receiving), mühendislik, malzeme ihtiyaç planlaması (MRP), üretim/işlemler ve kalite
kontrol gibi modüllerden oluşur.
Pazarlama Alt Sistemi: Pazarlama fonksiyonu, ürünleri üreticiden nihai
tüketiciye ulaştırması için gerekli tüm faaliyetleri içerir. Pazarlama alt sisteminde
23
Donald W. Kroeber, Hugh J. Watson; Computer-Based Information Systems A Management
Approach, 2nd. ed., Macmillan, 1987, s. 273
15
pazarlama araştırması, ürün geliştirme, fiyat, tutundurma, satış yönetimi gibi modülleri
ardır.24
Finans Alt Sistemi: Her işletmede finansman fonksiyonu, finansal olaylardan ve
departmanlar arası finansal kaynakların akışını ve muhasebe fonksiyonunu kontrol eder.
Finans alt sistemi, bütçe, maliyet muhasebesi, fon yönetimi, finansman muhasebesi,
faturalama, ödemeler gibi modülleri kapsamaktadır.
Personel Alt Sistemi: Büyük işletmeler ölçek ekonomilerini bilgisayar tabanlı
personel kayıtlarında gerçekleştirirlerken, kalifiye elemanlarını da kendi puanlama
sistemleriyle boş kadrolara yerleştirirler. Personel alt sisteminde; insan ilişkileri, eğitim,
ücret, personel faaliyetleri ve kayıtları yer alır.
Bilgi sistemleri ve bilgi sistemlerinin türlerine kısaca değinildikten sonra,
Pazarlama Bilgi Sistemine(PBS) ayrıntılı olarak değinilecektir.
2.3. Pazarlama Bilgi Sistemi (PBS)
Pazarlamanın daha etkin ve önemli hale gelmesi diğer yandan hızla değişen
işletme çevresi; firmaları, tüketiciler, müşteriler ve çevre hakkında daha fazla bilgi
toplama yoluna sevk etmiştir. Ancak, başarıya ulaşmanın yolu sadece müşteriler veya
tüketicilere ait bilgilerin elde edilmesine bağlı değildir. Bunun yanında firma içerisinden
ve firma dışından akan bilgilerin verimli ve güncel bir şekilde elde edilmesi ve firma
yöneticilerine aktarılması gerekmektir. Bu nedenle firma içerisinde Yönetim Bilgi
Sistemi bünyesinde bir Pazarlama Bilgi Sisteminin(PBS) kurulması ve işletilmesi
zorunluluğu vardır.
Pazarlama Bilgi Sistemi, bir firmanın pazarlamaya yönelik karar verme
durumunda ihtiyaç duyulan firma içi ve dışı bilgilerin elde edilmesini, toplanmasını ve
değişimini sürekli kılmak şartıyla gerekli olan eleman ve ekipmanın organize
edilmesidir.
Pazarlama Bilgi Sisteminin, karar verme sürecinde destek sağlama, planlama
sürecini yapısal hale getirmek, mevcut bilginin etkin kullanımını gerçekleştirmek, yeni
24
ibid.,p.288
16
bilgi ihtiyacını saptamak, iletişim ortamı sağlamak ve öğrenen bir çevre yaratmak gibi
amaçları mevcuttur.25
Şu ana kadar yapılan çalışmaların çoğunda Pazarlama Bilgi Sistemi,
işletmelerdeki pazarlama yönetimini kontrol ve geribildirim mekanizması ile girdi
verilerini çıktı bilgilerine dönüştüren ve bu çıktıları işletme faaliyetleri ve çevresinde
değişiklik yapan bir sistem olarak ele alınmıştır.
Girdi Alt
Sistemleri
İşletme
Faaliyetleri
Veri İşlem
Alt Sistemi
Pazarlama
Araştırması
Alt Sistemi
Çevre
İletişim ve Bilgisayar Sistemleri
Çıktı Alt
Sistemleri
Ürün Alt
Sistemi
Dağıtım Alt
Sistemi
Tutundurma
Alt Sistemi
Veritabanlarıı
Pazarlama
İstihbarat
Alt Sistemi
Fiyat Alt
Sistemi
Pazarlama
Yöneticileri
Pazarlama
Karması
Alt Sistemi
Şekil 2.3 : Pazarlama Bilgi Sisteminin Yapısı
Kaynak: Eldon Y. Li, Raymond Mcleod Jr., John C. Rogers; “Marketing Information Systems in Fortune
500 Companies: A Longitudinal Analysis of 1980, 1990 and 2000”, Information and Management, 2001, s.311
Şekil 2.3‘deki Pazarlama Bilgi Sistemi modeline göre, veri toplama ve veri
tabanına bilgi girişini sağlayan üç alt sistem vardır: bilgi işlem, pazarlama araştırması,
pazarlama istihbaratı. Bilgi işlem alt sistemi, işletmenin muhasebe bilgi sistemidir.
İşletmenin her türlü girdisini sayısallaştırır. Pazarlama araştırması alt sistemi, genellikle
müşteri anketlerinden oluşan ve belirli bir takım konularda veri toplayan bir sistemdir.
Pazarlama istihbaratı alt sistemi de işletmenin çevresi, rakipleri ve resmi kurumlar gibi dış
25
Murat Hakan Altıntaş, “Pazarlama Bilgi Sistemlerinin Kurulması ve
Organizasyonu”(http://iktisat.uludag.edu.tr/dergi/2/hakan/hakan1.html’den alınmıştır.)
17
çevreyle ilgili konularda veri sağlar.
Bu veriler daha sonra veritabanlarında saklanır.
Veritabanındaki veriler beş çıktı alt sistemi aracılığıyla bilgiye dönüştürülerek pazarlama
yöneticilerine iletilir. Çıktı alt sistemlerinden dördü, klasik pazarlama karmasını ifade
ederken; beşincisi,
pazarlamanın P’lerini, pazarlama stratejisine entegre edebilme
kabiliyetini ifade etmektedir. 26
İnternet üzerinden satış yapan işletmeler, müşterilerinin istek ve ihtiyaçlarına
daha iyi cevap verebilmek için, Pazarlama Bilgi Sistemi’ni en iyi şekilde uygulamak
zorundadırlar. Sistem, tüketici İnternet üzerinden satış yapan firmanın web sayfasına kayıt
olduğu andan itibaren işlmeye başlar. Müşterinin demografik özellikleri, yerleşim yeri, satın
alma alışkanlıkları, alışveriş sıklığı, hangi ürünlerden ne kadar tükettiği gibi veriler(girdiler)
bir veritabanında toplanır. Veritabanında toplanan bu veriler,
müşterinin web sitesine
yeniden girmesiyle birlikte, geçmiş alışverişleri, bu çıktı alt sistemleri aracılığıyla ekrana
gelir ve web sitesi kişiselleştirilmiş olur. Tüketiciye verilen bu özel hizmet, işletmeyle
müşteri arasında uzun süreli, sağlam ilişkilerin kurulmasını sağlar. Müşterilerle ilgili
toplanan bu veriler daha sonra daha sistemli bir hale getirilerek ilgili pazarlama
yöneticilerine sunulur.
Pazarlamanın dışında finans, personel ve üretim gibi diğer işletme fonksiyonlarının
kendilerine ait alt bilgi sistemleri bulunmaktadır. Aşağıdaki şekille, pazarlamadaki farklı
bilgi sistemleri arasındaki veri transferleri 1’den 14’e kadar numaralandırılan oklar
aracılığıyla gösterilmektedir
26
Eldon Y. Li, Raymond Mcleod Jr., John C. Rogers; “Marketing Information Systems in Fortune 500
Companies: A Longitudinal Analysis of 1980, 1990 and 2000”, Information and Management, 2001,
p.312
18
EIS/ESS
6
14
B
i
l
g
S
t
r
a
13
6
PBS
DSS
6
E
n
f
o
r
m
a
s
y
o
n
11
t
e
j
Karar
Verme
i
k
9
Analiz
6
MIS
8
Planlama
10
Uygulama
V
e
r
i
12
Kontrol
7
5
4
Pazarlama Yönetimi
İşlemsel PBS
Reklam Satış gücü Tutundurma Satış gücü Teknik
Yönetimi
Faaliyetleri Literatür
Veri
Toplama
3
İ
ş
l
e
3
m
TPS
1
s
2
Müşteriler
1
Rakipler
e
l
Pazarlama Çevresi
Şekil 2.4: Pazarlamada Yer Alan Bilgi Sistemleri
Kaynak: Jari M. Talvinen, “Information Systems in Marketing Identifying Opportunities for
New Applications”, European Journal of Marketing, vol. 29, no.1, 1995, p. 17
Şekilde kesiksiz çizgi pazarlama bilgi sistemi ve diğer sistemler arasındaki veri
transferini, kesikli çizgi ise diğer pazarlama ve yönetimle ilgili bilgi sistemleri olan
Dönüşüm Sistemi(TPS), Yönetim Bilgi Sistemi(MIS), Karar Destek Sistemi(DSS) ve
Yönetici Destek Sistemi(EIS/EIS) arasındaki veri transferini ifade etmektedir. 27
Dönüşüm
Sistemleri
(Transaction
Processing
Systems-TPS),
işletmede
gerçekleştirilen rutin günlük muhasebe ve bordro işlemleri, faturalama, ödemeler, depo
giriş-çıkış kayıtları ve diğer işlemlerin yürütülmesini sağlar ve bu sistemler tüm diğer
27
Jari M. Talvinen, “Information Systems in Marketing Identifying Opportunities for New Applications”,
European Journal of Marketing, vol. 29, no.1, 1995, p. 16
19
bilgi sistemlerini destekler. Yönetim Bilgi Sistemleri (Management Information
Systems-MIS), işletmelerin makro ve mikro çevresinden veri ve bilgilerin toplanması,
bunları ihtiyaç duyan yönetici ve birimlere özet raporlar şeklinde sunulması
fonksiyonunu yerine getirir. Karar Destek Sistemleri (Decision Support Systems-DSS)
ise, işletmenin makro ve mikro çevresinden toplanan veri ve bilgileri bir analiz
sürecinden geçirerek karar alternatifleri üreten ve yönetime karar verme sürecinde
destek veren sistemlerdir.Yönetici Destek Sistemleri (Executive Support Systems-ESS)
de örgüt içi ve örgüt dışındaki kaynaklardan üst yönetime çeşitli bilgiler sunan
sistemlerdir.28
Pazarlamada veri toplamanın odak noktası, genelde müşteri tabanı, rakipler ve
pazarlama çevresidir. Bu birimlerden sağlanan veriler Dönüşüm Sisteminde(TPS)
saklanır.(Şekil 2.4, ok1) Bu, doğrudan İşlemsel(Operational) PBS’de de saklanabileceği
gibi(ok 2)
buradan Dönüşüm Sistemine(TPS) de aktarılabilir.(ok 3) Dönüşüm
Sistemleri(TPS) yukarıdaki tanımdan da anlaşılabileceği gibi, kantitatif verileri
bünyesinde bulundurur. İşlemsel (Operational) Pazarlama Bilgi Sistemi ise, bünyesinde
özellikle müşterilerin satın alma davranışlarıyla ilgili olan kalitatif pazarlama verilerini
içerir.
Sipariş verme, satış tahminleme ve diğer yönetim raporları, yönetim bilgi sistemi
içinde yer almaktadır. Bunların kaynağı özellikle Dönüşüm Sistemleri(ok 4) ve İşlemsel
PBS’dir.(ok 5) Buna ek olarak, işletme içi bilgilerin yanı sıra bunları tamamlayıcı,
destekleyici, açıklayıcı ve derinleştirici dışsal bilgilere de ihtiyaç vardır.(ok 6) Bu dışsal
pazarlama bilgileri, eğer gerekirse, doğrudan Karar Destek Sistemine(DSS), yönetim
PBS’ne ve Yönetici Destek Sistemine(EIS/ESS) aktarılabilir.(ok 6)
Dönüşüm Sistemi(TPS) ve İşlemsel PBS’leri veri toplamak için en önemli
sistemlerdendir. Buna ek olarak, İşlemsel PBS pazarlama ve satış faaliyetlerini
uygulamak için çok gereklidir. Şekildeki tüm bilgi sistemleri, pazarlama bilgisini
işletmenin karşılaştığı planlama ve karar verme sorunları için geliştirir ve analiz eder.
28
Haluk Soyuer, İşletmelerde Bilgisayar Destekli Bilgi Sistemi Uygulamaları ve Üretim/İşlemler
Yönetiminde Bilgisayara Dayalı Sistemler, Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F.( Yayınlanmamış Çalışma), Ankara,
1999, s. 46
20
İşletme yönetimi, piyasaları kontrol eder, pazarlama faaliyetlerini planlar, hedef
pazarları analiz eder ve PBS tarafından toplanan bilgilere dayalı olarak karar verir.
Yönetim Pazarlama Bilgi Sistemi’nin içsel bilgi kaynakları, İşlemsel PBS(özellikle
kalitatif müşteri ve pazar bilgisini içerir-ok 7) ve Yönetim Bilgi Sistemi’dir. Planlama
ve karar verme sürecinde toplanan bu bilgiler Yönetim PBS’de kullanılır. Yönetim
PBS’nin amacı, veriyi önce enformasyona ve en nihayetinde de bilgiye(knowledge)
çevirmektir. Bu bilgi(knowledge), özellikle Ar-Ge’de, pazar öngörümlemelerinde ve
planlamasında gereklidir. Şekilde PBS’nin analiz, karar verme ve Karar Destek
Sistemine yaklaşmasını sağlayan bir araç halini aldığı görülmektedir. Karar Destek
Sisteminin bilgi kaynakları şekilde(ok 6 ve 9-12)gösterilmiştir.
Karar verme aşamasında gerekli pazar bilgisi, PBS’den Karar Destek
Sistemi’ne(ok 11,12) aktarılır. Üst yöneticiler farklı kaynaklardan sağlanan bilgiyi
Yönetici Destek Sistemini (EIS/ESS- ok 6,13,14) ve Karar Destek Sistemini(DSS)
kullanarak analiz ederler. Üst yöneticiler tarafından verilen satış ve pazarlama ile ilgili
olan kararlar İşlemsel PBS’de uygulanmak üzere (ok 7) buraya kendiliğinden
aktarılarak Yönetim PBS’ye(ok 14) geri gönderilir.29
Yukarıda Pazarlama Bilgi Sistemi’nin yapısına ve diğer bilgi sistemleri ile olan
ilişkisine değinilmiştir. Bu bağlamda, günümüzün rekabet koşullarında artık işletmeler
tüketicilere fiziksel ortamda hizmet vermenin yanı sıra, İnternet üzerinden de hizmet
vermeye başlamışlardır. İşletmeler artık web sitelerini bilgisayar tabanlı bir bilgi sistemi
haline dönüştürerek, daha çok müşteriye, daha hızlı bir şekilde ulaşabilmektedirler.
İnternetten alışverişi de kapsayan elektronik ticarete aşağıda kısaca değinilmiştir.
2.4. Elektronik Ticaret
Elektronik ticaret, 20. yüzyılın son döneminde bilgi ve iletişim teknolojilerinde
yaşanan hızlı değişim ve gelişmelere paralel bir şekilde ve giderek artan ölçüde dünya
genelinde tartışılan bir kavram olarak karşımıza çıkmaya başlamıştır.
Elektronik ticareti, basit anlamda, ürünlerin telekomünikasyon şebekeler
aracılığıyla üretilmesi, reklamının, satışının ve dağıtımının yapılması olarak tanımlamak
29
Talvinen, op.cit., s.17-18
21
mümkündür. Telefon, faks, televizyon, elektronik ödeme ve para transfer sistemleri,
Elektronik Veri Değişimi(Electronic Data İnternet-EDI) ve İnternet elektronik ticaretin
yapılabilmesini sağlayan altı temel araç olarak sayılmaktadır.
EDI sistemi ve İnternet, elektronik ticaret açısından diğer klasik araçlara göre
farklı bir konuma sahiptir. Ticaret yapan iki firma arasında insan faktörü olmaksızın
bilgisayar aracılığıyla belge ve bilgi değişimini sağlayabilen EDI sistemi elektronik
ticaretin önemli bir aracıdır. EDI sistemi, bu aşamada ekipman ve bağlanma maliyetinin
yüksekliği nedeniyle yaygın olmamakla beraber, kendine ait telekomünikasyon altyapısı
bulunan bir şebekedir.
Yukarıda sayılan altı temel araç arasında İnternet, elektronik ticaret açısından en
etkin araç olarak kabul edilmektedir. Bir hizmetin üretiminin, reklamının, satın
alımının, ödemesinin ve teslimatının yalnızca İnternet aracılığıyla yapılabilmesi
mümkündür. İnterneti diğer araçlar arasında daha etkin duruma getiren diğer özellikler
ise, ses, görüntü ve yazılı bir metin iletebilme işlemlerini aynı anda ve daha hızlı
yapabilmesidir. Diğer yandan İnternet aracılığıyla yapılan bu işlemlerin maliyeti diğer
araçlarınkine oranla bir hayli düşüktür.30 İnternet, bilimsel ve teknolojik gelişmenin
önemli bir etmeni, taşıyıcısı, kendisi sürekli değişen, bilgi teknolojilerini değiştiren,
giderek toplumu ve yaşamın tüm boyutlarını değişime zorlayan bir teknolojiler
kümesidir.31
İnternetin açık yapısı ve düşük kullanım maliyeti, mevcut ve yeni bilgi
teknolojilerinin birbirleriyle bağlantılı olmalarına olanak tanırken, aynı zamanda
işletmelere ve tüketicilere yeni ve güçlü bir bilgi sistemi ile yeni bir iletişim kanalı
sağlar.32
İşletmelerden müşterilere İnternet yoluyla yapılan ürün/hizmet satışlarında güçlü
bir pazarlama bilgi sistemi gereklidir. Bu sayede, müşterilerle daha uzun vadeli ve iyi
ilişkiler kurularak daha hızlı ve kişiye özel hizmet verilebilir.
30
Murat Ahmet Yörük, “Elektronik Ticaret”, T.C. Dışişleri Bakanlığı
(http://www.mfa.gov.tr/turkce/grupe/ues/yoruk.htm)
31
Mustafa Akgül, “Elektronik Ticaret ve Türkiye İnternetini Büyütmek”, Dünya Gazetesi, Aralık 1998
(http://web.bilkent.edu.tr/turkce/Yazılar/dunya/durum.html)
32
Jonathan Coppel, “E-Commerce: Impacts and Policy Challenges”, OECD Ekonomi Bölümü Çalışma
Notları, Haziran 2000 (http://www.oecd.org/eco/eco’dan alınmıştır.)
22
Bu araştırma kapsamında, tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş yapma
eğilimleri ölçülecektir. Bilgisayar tabanlı bilgi sistemine dayalı olan İnternet yoluyla
alışveriş ve elektronik ticaret konusu ile ilgili ayrıntılı bilgi, üçüncü bölümde verilmiştir.
23
3. BÖLÜM
PERAKENDECİLİĞİN KAPSAMI VE ÖNEMİ
Perakendecilik; mal ve hizmetlerin doğrudan doğruya son tüketicilere
pazarlanması ile ilgili faaliyetlerin bütünüdür.33 Bunun yanında, bir toplumdaki
pazarlama, dağıtım ve hatta diğer ekonomik faaliyetlerin önemli bir bölümünün
tüketiciler tarafından görünen yüzüdür.
Bir başka tanımlamaya göre; perakendecilik, mal satımı ve hizmetlerini içeren
aktivitelerin son tüketiciye ulaştırılması işlemidir.
Tanımlardan da anlaşılacağı gibi ürünlerin son tüketicilere satışı ile ilgili yapılan
hareketler perakendecilik olarak değerlendirilir.34
Günümüzde perakende ticaret geçmişteki durumundan oldukça farklı hale
gelmiştir. Sadece imalatçıların ürünlerini alıp, belirli pazarlama hizmetlerini
gerçekleştirdikten
sonra
tüketicilere
sunan
perakendecilik
tipi
değişmiş,
perakendecilerin ürün ve hizmetlere yüklediği katma değer giderek artmıştır.
Perakendecilikteki bu değişim ve dönüşüm yanında tüketicilerin de perakendeciliğe
bakış açısı oldukça değişmiştir. Perakendecilerin ilgi konuları artmış, geçmişte pek
üzerinde durulmayan müşteri tatmini, imaj yaratma, hizmet kalitesi gibi müşteri
yönelimli perakendecilik uygulaması başlamıştır.35
1980’de ekonomide liberalizasyon politikası gündeme gelene dek, devlet
perakendecilik sektörünün göbeğindeydi. Devletin sektörde bu kadar ağırlıkla yer
almasına karşın, gıda ürünleri zincirinde genellikle küçük perakendeciler, toptancılar ve
komisyoncular faaliyet gösteriyordu. 1980’den sonra sektörün gelişimini etkileyen beş
unsurdan söz etmek mümkündür:36
33
Philip Kotler, Gary Armstrong; Principles of Marketing, 9th ed., Prentice Hall, 2001
Mehmet Gökgöz, “Perakendeci Kuruluş Olarak Zincir Mağazalar ve Satın Alıcı Profili Üzerine Bir
Uygulama”( Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 1999)
35
Ahmet Tan, “Perakendeci Kuruluş Olan Sü permarketler’in Gelişimi ve Ekonomiye
Katkıları”(Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 1998)
36
Gül Berna Özcan, “Perakendecilikte Evrenselleşme”, Gündem
(www.tusiad.org.tr/yayın/gorus/322/html/sec11.html
34
24
Uzmanlaşma evrimi: 1970’lerin sonlarına doğru, gıda ürünlerinde
ihtisaslaşmaya doğru bir değişim yaşanmaya başladı. Promosyonlar ve
pazarlama
temsilcilikleri
ve
serbest
anlaşmalar
yoluyla
küçük
perakendecilerle, yetkili bir satıcılık ağı oluşturuldu. Bu değişimlerle
birlikte, geleneksel perakendeci ve toptancı şirketlerde de büyük
değişiklikler yaşandı. 1980’lerin ortalarından başlayarak, orta ölçekli
kentlerde, toptancılıkta iş hacmi ve rekabette büyüme yaşandı.
1990’larda ulusal ve bölgesel büyük perakendecilerin sayısının
artmasıyla
perakendeciler,
toptancılar,
dağıtımcılar
ve
üreticiler
arasındaki sermaye ve güç ilişkileri bir kez daha değişmeye başladı.
Ekonomik büyüme ve liberalleşme politikaları: 1980’lerin başında
Türkiye ekonomisi, ithal ikameli sanayileşmeye dayalıydı. 1980’lerin
ortalarından itibaren, hükümet politikaları ekonomide olduğu kadar
perakendecilikte de bürokrasinin azaltılması yönünde oldu. Ekonomideki
liberalizasyon, perakende ticaretini birçok yönden etkiledi. Öncelikle
perakende sermayesi, kentsel ekonomilerin yanı sıra ulusal ekonomide de
önemli bir güç olarak belirdi.
Yeni teknolojiler ve işletme teknikleri: Liberal politikalara paralel
olarak, doğrudan yabancı yatırımlar, franchise anlaşmaları ve Türk ve
yabancı işadamlarının ortaklıklarıyla, yeni teknolojiler ve işletme
teknikleri de iç piyasaya girdi. 1990’da barkod sistemine geçiş
başladıktan sonra, teknolojinin Türkiye’de yayılması çok hızlı oldu.
Kentleşme, artan harcanabilir gelir ve yeni perakendecilik ortamı:
1970’lerden sonra hızlı nüfus artışı ve kentleşme oranı perakendecilik
sektörünün dinamiklerini hızlandırırken, 1980’li yıllar boyunca süren
hızlı ekonomik büyüme, ülkede kişi başına düşen gelirin artmasını
sağladı.
25
1990 yılından itibaren perakendecilik sektörü önemli bir gelişme içerisine
girmiştir. Günümüzde 40-50 milyar dolarlık bir hacme sahip olan bu sektör, son
zamanlarda yatırımcıların ve özellikle holdinglerin de girmesiyle canlılık kazanmıştır.
Bu sektörde faaliyet gösteren şirketler son dönemde büyük bir büyüme ve genişleme
atağına kalkarak sektördeki hakimiyeti ele alma ve pazarın belli bir payına hakim
olmaya çalışmaktadırlar.
37
Bu şirketler, bu sektörde gelecekte de başarılı olabilmeleri
için dışa açılmaları, dağıtım kanalının diğer üyeleriyle entegrasyon yapmaları ve yeni
perakende türlerinin gelişimini sağlamaları gerekmektedir. 38
3.1.
Perakende Mağaza Türleri:
Perakende mağazalar, çeşitli şekillerde ve büyüklüklerde olabilmektedir. Bu
mağazalar çeşitli şekillerde sınıflandırılabilirler:39
1. Hizmet düzeyine göre: Her ürünün gerektirdiği hizmet düzeyi birbirinden
farklıdır. Perakendecilerin müşterilerine sunacakları hizmet 3 düzeyde olabilir:
Self servis, sınırlı servis, tam servis
2. Ürün dizisinin derinliğine ve genişliğine göre: Perakende mağazaları, ürün
çeşitliliğine göre de sınıflandırılabilir. Özellikli mağazalar, departmanlı
mağazalar, süpermarketler, kolaylık mağazaları, süper mağazalar, hipermarketler
örnek olarak gösterilebilir.
3. Uygulanan nispi fiyata göre: Birçok perakendeci normal kalitede ürün ve
hizmeti normal bir fiyata sunmaktadır.Diğerleri yüksek kalitedeki ürün ve
hizmeti yüksek fiyattan sunmaktadır. Örneğin; İnternet mağazaları, bağımsız,
fabrika satış mağazaları ve depo kulüpleri gibi.
4. Organize oluş şekillerine göre: Günümüzde birçok perakende mağaza bir
organizasyon adı altında birleşmektedirler. Örneğin; zincir mağazalar, tüketici
kooperatifleri, gönüllü zincirler ve franchise gibi.
37
Strateji Menkul Değerler A.Ş., “Perakende Gıda Raporu”, Mayıs 2000
(www.perakende-net.com/haberler/strateji/result_1.html’den alınmıştır.)
38
Patrick Dunne, Robert Kahn; “Retailing in the USA: An Internet of Current Trends”, Internet Journal
of Retail and Distribution Management, no. 8, 1997, p. 275-281
39
Kotler, Armstrong, op. cit.p.427
26
Yukarıda sayılan perakende mağaza türleri mağazalı perakendecilik olup, son
yıllarda teknolojik gelişmenin hızlanmasıyla birlikte, mağazasız perakendecilik (posta,
katalog, telefon, kapıdan kapıya, İnternet yoluyla alışveriş) de hızla büyümeye
başlamıştır. Aşağıda mağazalı ve mağazasız perakendecilik konusu kısaca ele alınmıştır.
3.2. Mağazalı ve Mağazasız Perakendecilik
Mağazalı perakendecilik, fiilen bir satış noktası veya mekanından müşterilere
satışların yapıldığı perakendecilik türü iken, mağazasız perakendecilik bir perakendeci
mağaza dışında gerçekleştirilen perakendecilik işlemlerine denilmektedir.40 Mağazasız
perakendecilik, nihai tüketiciye kapıdan kapıya, doğrudan posta, katalog, telefon,
televizyon ve İnternet yoluyla yapılan tüm perakendecilik işlemleridir.
Araştırmanın amacı doğrultusunda, bu çalışmada sadece süpermarket ve
hipermarket ile ağırlıklı olarak İnternet yoluyla yapılan perakendecilik üzerinde
durulacaktır.
3.2.1. Mağazalı Perakendecilik
(Süpermarket ve Hipermarketlerin Kapsamı ve Gelişim Süreci)
Süpermarket, seç-al(self service) yöntemi ile ve geniş bir çeşitlendirme ile,
bakkaliye üzerine uzmanlaşmış büyük mağazalara verilen addır. Bir başka deyimle, bol
çeşitli ve seç-al yöntemi ile işletilen büyük bakkaliye mağazalarına süpermarket denir.41
Dünyada ve Türkiye’de kabul edilen en son market ölçülerine göre, süpermarket
genellikle çok katlı, şehir içinde kurulan ve kullanım alanı 2000 metrekareye kadar
çıkan, reyon sistemi uygulayan perakende mağazalardır. Hipermarketler ise kullanım
alanı 2000 metrekareden 16000 metrekareye kadar büyüklükte olan, en az 50.000 tür
mal satılan perakende mağazalardır. Şehir dışı bölgelerde kurulan hipermarketler,
ayakkabı tamirinden seyahat acentesine kadar değişik konularda hizmet verirler.
İlk hipermarket Fransa’da kurulmuştur. Bu perakende türü Avrupa’da hala
popülerliğini sürdürmektedir. İlk portetif süpermarketler ise ABD’de 1930 yılında Los
40
Ömer Baybars Tek, Pazarlama İlkeleri Global Yönetimsel Yaklaşım Türkiye Uygulamaları, 7. baskı,
Şubat 1997, s. 586
41
Mehmet Oluç, “Dağıtım III Perakendecilik”, Pazarlama Dünyası, Mayıs-Haziran 1989, s.9
27
Angeles ve New York’da ortaya çıkmıştır. Gerçek anlamda ilk süpermarket Michel
King Kullen tarafından New York Jamaica’da açılmıştır. Bu büyük dükkanlar bugünün
büyük süpermarket zincirlerinin başlangıcını oluşturmaktadır. 1950’li yıllarda çağdaş
anlamlı ilk süpermarketler dünyada kendilerini göstermeye başlamışlardır. Bu yıllarda
self-servis satış anlayışı ile perakende satışta devrim yaratılmıştır. 1950-1970
döneminde artış gösteren süpermarketler, dünyanın tüm bölgelerinde etkin olmaya
başlamışlardır.
1954 yılında
Migros’un kurulmasıyla Türk perakende sektörü gelişmeye
başlamıştır. 1970’ler de göze çarpan en önemli değişim özel sektör girişimlerindeki
artıştır. Yine aynı dönemde piyasayı düzenleme amacıyla belediyelerce kurulan tanzim
satış mağazaları, ucuz ve toplu alış-veriş alışkanlıklarının tüketiciler arasında
yaygınlaşmaya başlamasıyla ülkemizde perakende işletmelerinin gelişimi hızlanmıştır.
1980’li yıllarda ithal ikame politikalarının terk edilmeye başlamasıyla birlikte ithal
mallara olan bağlılığın bir sonucu olarak bu ürünlerin bulunabilirliği ve tüketicilerin
istekliliklerinin alışveriş artmasına neden olmuştur. 1990’lı yıllarda her geçen gün artan
yabancı sermaye yatırımları ve günümüzde özellikle büyük kentlerde büyük ölçekli
perakendeciliğin gelişmesiyle, günlük yaşamın vazgeçilmez bir sektörü olmuştur.
42
3.2.2. Mağazasız Perakendecilik
Günümüzde mal ve hizmetlerin çoğu, dükkan veya mağazalarda satıldığı halde,
mağazasız perakendecilik de hızla gelişme göstermektedir. Mağazasız perakendecilik
iki ana grupta sınıflandırılabilir: Doğrudan satış (kapıdan kapıya satış, makineli satış) ve
doğrudan pazarlama (posta, katalog, telefon, televizyonlu pazarlama ve elektronik
alışveriş)43 Mağazasız perakendeciliğin birçok çeşidi bulunmaktadır. Ancak bu
çalışmada sadece “elektronik alışveriş” konusu ele alınacaktır.
42
43
Tan, op.cit. s.12-13
Tek, op.cit, s. 600
28
3.3. Doğrudan Pazarlama ve İnternet
Günümüzde sınırların yavaş yavaş kalkmaya başlaması, teknolojik gelişmelerin
hızla artması, tüketicilerin alışverişlerinin nereden ve ne şekilde yapacaklarına ilişkin
alternatifleri arttırmıştır.44 İşte işletmelerin müşterilerine sundukları alternatiflerden biri
de doğrudan pazarlamadır. Doğrudan pazarlama, ürün/hizmetlerin, bir veritabanı ile
herhangi bir ara dağıtım kanalı olmadan, bir ya da birden fazla medya aracını kullanarak
müşterilere doğrudan satışıdır.45
Doğrudan pazarlama, kişilerin neyi, ne zaman satın aldıklarını gösteren
“listeleme yöntemi” ile başladığı söylenebilir. Bu “listeler” doğrudan pazarlamanın
temelini oluştururlar. Satıcılar ürünlerini posta paketi yapıp, bir müşteri listesi
oluşturmuşlardır. Böylece de doğrudan pazarlama endüstrisi doğmuştur.46
Kitlesel pazarlama da doğrudan pazarlama ile benzer şekilde gelişmiştir.
Üreticiler ürün/hizmetlerini kitle perakendeciler gibi dağıtım kanalına verir ve ürünler
kitlesel tutundurma yollarıyla geniş kitlelere tanıtılırdı. 20. yüzyılın sonlarına doğru
işleyen kitlesel pazarlama, doğrudan pazarlama ile aynı nedenlerden dolayı ortaya
çıkmıştır: yeni ürünler, artan nüfus, ürün ve hizmetlerin yaygınlığı ve karmaşık iletişim
kanalları. Ancak 1970 ve 80’lerde kitlesel pazarlama daha fazla kullanılmamaya
başlandı. Çünkü artık teknoloji, kişisel müşteriler hakkında daha spesifik bilgiler
sunmaya başladı.
Aynı olay geleneksel doğrudan pazarlama yaklaşımında da
teknolojinin bir sonucu olarak gerçekleşti. Elektronik veritabanı geleneksel pazarlamada
kitlesel değişikliklere sebep oldu. Aşağıda Şekil 3.1’de 1990’lardaki pazarlamacıların
“kitlesel pazarlama”dan kişiye özel “yeni pazarlama”ya geçişlerini göstermektedir.
44
Michelle A. Morgonosky, “Retail Involvement in Direct Marketing”, Journal of Retailing and
Consumer Services , vol.4, 1997, pp. 145-151
45
Ramesh T. Iyer, John S., Hill; Internet Direct Marketing Strategies: A US-European Comparision,
Journal of Marketing, vol.30, 1996, p.65
46
. Schultz ,Don E I, “The Natural Evolution of Direct Marketing”, Ed. Reitman, Jerry, NTC Business
Books, Illinois, 1994,p.4
29
Yeni
Pazarlama
Kitlesel
Pazarlama
Şekil 3.1: Yeni Pazarlama
Kaynak: , Jerry I. Reitman “Beyond 2000 the Future of Direct Marketing”, NTC Business Books,
Illinois, Ed. Don E. Schultz 1994, p.4
Şekildeki
gibi
kitlesel
tutundurmadan
kişiye
özel
tutundurmaya,
farklılaştırılmamış pazarlama programlarından, daha seçici, ölçülebilir yaklaşımlara
geçtikçe doğrudan pazarlama ile kitlesel pazarlama ayrımı ortaya çıkmaktadır.
Doğrudan pazarlamanın kitlesel pazarlamadan ayırıcı özelliklerini kısaca şöyle
sıralayabiliriz:47
1.
Perakende
satış
yerleri
olmaksızın
yapılan
mağazasız
perakendecilik faaliyetlerini kapsaması.
2.
Dağıtım kanalındaki aracıların(toptancı ve perakendeciler) elimine
edilmesi.
3.
Potansiyel müşterilere bir veya birçok reklam medyası aracılığı ile
ulaşması.
4.
İnteraktif bir sistem olması ve ölçülebilir tepkiler üretmesi.
47
Mete Karabağ, “Çağdaş Pazarlamada Doğrudan Pazarlama Yöntemleri ve Türkiye
Uygulamaları”(Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi),
1998, s. 6
30
5.
Müşterilerin siparişlerini kendi yerinden vermesi(telefon, mektup,
İnternet, TV, bilgisayar vb...ile) ve siparişlerin müşterinin yerinde
teslimi veya gönderilmesi
6.
Olası müşteri kitlesine rahat ve devamlı ulaşmak için bir müşteri
veritabanı oluşturulması ihtiyacı olması.
Doğrudan pazarlamanın yukarıda bahsi geçen özellikleri doğrultusunda hem
alıcılar hem de satıcılar açısından bir takım faydaları vardır. 48
Alıcılar açısından faydaları:
Uygunluk: Müşterilerin trafik, park yeri bulma, mağaza içinde dolaşma
ve ürünleri tek tek incelemek gibi zorluklarla karşılaşmamayı ifade eder.
Oysa ki doğrudan pazarlama kanallarıyla müşteriler, alışverişlerini
ürünleri karşılaştırarak posta kataloglarından ya da web sitelerini ziyaret
ederek yapabilirler.
Kolaylık ve kişiye özel olması: Mağaza içinde satışçılarla yüzleşmek
zorunda olmamayı ve ürün/hizmetler hakkında bilgi edinmek için onlarla
konuşarak zaman kaybetmemeyi ifade eder.
Ürüne ulaşabilirlik ve seçim: Fiziksel sınırları olmayan siber mağazalar
sınırsız seçim imkanı sağlar.
Bilgilenme: İnternet, tüketicilere; firmalar, ürünler ve rakipler hakkında
bilgilere ulaşabilme imkanı sağlar. Bazı web siteleri müşterileri birçok
satışçıdan çok daha iyi bilgilendirebilirler.
İnteraktif ve hızlı olması: Tüketiciler satıcıların web sitelerinde ürünler
ve hizmetler hakkında bilgi aldıktan sonra sipariş verebilirler. Bunun
yanı sıra, İnternet ve diğer doğrudan pazarlama kanalları, tüketicilere
geleneksel perakende kanallarına göre daha geniş ölçüde kontrol imkanı
sağlar.
48
Kotler, Armstrong, op.cit, p.437
31
Satıcılar açısından faydaları da şu şekildedir:
Müşteri
ilişkilerinin
oluşturulması:
Doğrudan
pazarlamacılar
veritabanları sayesinde potansiyel olarak karlı müşterileri hakkındaki
detaylı bilgiye ulaşabilirler. Bu veritabanlarını kullanarak müşterileriyle
güçlü ve sürekli bir ilişki kurabilirler. Günümüzün teknolojisiyle,
doğrudan pazarlamacılar küçük bir grubu hatta kişisel olarak tüketicilerin
özel ihtiyaç ve isteklerine uygun ürün/hizmet sunabilirler. Örneğin,
Procter
&Gamble’ın
“Pamper
Parenting
Institute”
web
sitesi(www.pampers.com) küçük çocukları olan ailelere ürünleriyle ilgili
bilgiden daha fazlasını vermektedir. Bebek gelişimi, sağlığı ve
güvenliğiyle ilgili önerilerin yanı sıra, kütüphane ve uzmanlar tarafından
müşterilerin kişisel problemleri için danışmanlık hizmeti verilmektedir.
Doğru zamanlama: Müşterilere ihtiyaçları olduğu zamanlarda yardımcı
olabilmek çok önemlidir. Bu sayede daha çok müşteriye ulaşılabilir.
Birebir iletişim özelliği ve İnternetin doğasından dolayı, İnternet etkili bir
doğrudan pazarlama aracıdır. Şirketler müşterilerinin ihtiyaç ve isteklerini online olarak
öğrenebilirler, bunun karşılığında müşteriler de sorularıyla geri bildirim isteyebilirler.
Bu ilişkiye dayalı olarak müşteri değerini ve memnuniyetini arttırabilirler.49
İnternet üzerinden yapılan doğrudan pazarlamaya geçmeden evvel, bu konuyu
kapsamına alan elektronik ticaretten söz etmek gerekmektedir. Elektronik ticaretin
birçok kurum tarafından tanımı yapılmıştır:
OECD 1998 yılında elektronik ticareti, “İnternet gibi açık, mülkiyet dışı
tutanakları kullanan ve standartları belli ağlar üzerinden yapılan ekonomik işlemlerin
tümü” olarak tanımlamıştır.
Avrupa Birliği (AB) 1997 yılında elektronik ticaretin tanımını şu şekilde
yapmıştır: “Elektronik ticaret, işletme faaliyetlerinin elektronik olarak yapılmasıdır. Bu
faaliyet metin, ses ve video verilerinin elektronik olarak işlenmesi ve aktarımına
dayanmaktadır.
49
Kotler, Armstrong, op.cit, p.479
32
İGEME (İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi) elektronik ticareti, “doğrudan
fiziksel bağlantı kurmaya ya da fiziksel değiş tokuş işlemine gerek kalmadan, tarafların
elektronik
olarak
iletişim
kurdukları
her
türlü
ticari
iş
etkinliği”
olarak
tanımlanmaktadır.50
Elektronik ticaret, elektronik ortamda açık ve kapalı ağlar üzerinden yapılan;
mal ve hizmet ticareti, sayısal biçime çevrilmiş yazılı metin, ses, video görüntülerinin
işlenmesi ve iletilmesi, ürün tasarımı, üretim, doğrudan tüketiciye pazarlama, üretim
izleme, sevkiyat izleme, tanıtım, reklam, ve bilgilendirme, sipariş verme, sözleşme
yapma, banka işlemleri ve fon transferleri, konşimento gönderme, gümrükleme, ortak
tasarım geliştirme ve mühendislik, kamu alımları, elektronik para(sanal para) çıkarma,
elektronik hisse alışverişi ve borsa, açık arttırma, sayısal imza, e-noterlik, güvenilir
üçüncü taraf işlemleri, vergilendirme ve vergi toplama, fikri mülkiyet haklarının
transferi, kiralanması ve benzeri işlemleri kapsamaktadır. Elektronik ticaretin telefon,
faks, televizyon, elektronik ödeme ve para transferleri sistemleri, elektronik veri
değişimi ve İnternet üzerinden yapılabilmektedir. Fakat çoğu zaman elektronik ticaret,
İnternet ve diğer ağlar üzerinden yapılan ticaret olarak algılanmaktadır. Elektronik
ticaretin çok yeni bir kavram olmamasına karşın, ticari işlemlerde bir veya daha fazla
insan tarafından ses, görüntü ve yazılı metinlerin aynı anda İnternetten bir biçimde
iletilmesi, zaman ve mekan sınırının olmayışı ve nispeten daha düşük maliyetlerle
çalışabilmesi şeklinde İnternet ortamının sunduğu olanaklar, elektronik ticaret
kavramını hızla gündeme getirmiştir. Bu olanaklar İnternetin diğer elektronik ticaret
araçlarına göre daha esnek olmasını sağlamaktadır.51
Elektronik ortamda yapılan bu alım satım süreci tüketicilere ürün ve/veya
hizmetler hakkında bilgi almaya,
araştırma yapmaya ve ihtiyaçlarına göre sipariş
vermelerine ve ürünlerin fiziksel ya da elektronik olarak tüketiciye ulaştırılmasına
olanak tanır. Elektronik alışveriş, pazarlamadaki “fiziksel ortam” kavramını kaldırarak,
50
Fatoş Özdemir, 21. Yüzyıl Ticaretin Yeni Arenası Elektronik Ticaret, İTO, yayın no:86, Nisan 2000,
s.5
51
www.etkk.gov.tr/genelbilgiler.htm
33
tüketicilerin her türlü ürünü istedikleri zaman, istedikleri yerden satın alma fırsatı
sağlamaktadır.52
3.3.1. İnternetin Doğuşu
İnternet, 1969 yılında, ABD Savunma Bakanlığı’na bağlı Gelişmiş Araştırma
Projeleri Bölümü tarafından, Yüksek Teknoloji Araştırma ve Geliştirme Grupları
(ARPANET) arasındaki bilgi alışverişini sağlamak amacıyla kurulmuştur. Projenin
amacı, Amerikan askeri yetkilileri tarafından dış ülkelerin müdahalelerine karşı
dayanıklı bir ulusal ağ oluşturmaktı. Sistem, ülke güvenliğini tehdit eden olaylar
karşısında iletişimde bir bütünlük ve güvenlik aracı olarak görülüyordu. Arpanet’te
veriler, ağ üzerinde bir hat olarak değil, bağımsız olarak hareket etmekte idi.1975’te
ARPANET’in kontrolü Amerikan Savunma İletişim Enstitüsü’ne verildi. Enstitünün
amacı, Savunma Bakanlığı için daha güvenilir iletişim sistemlerinin kurulmasında ve
geliştirilmesinde yardımcı olmaktı. Network trafiği hızlı bir şekilde artmaktaydı ve çoğu
kullanıcı askeri personel değildi. Bu kullanıcılar ARPANET’i genellikle araştırmalarını
arkadaşlarına elektronik posta yoluyla göndermek için kullanılıyordu. Bu gelişmeden
ötürü ARPANET daha sonra ikiye ayrıldı. ARPANET akademik çalışmalar için;
MİLNET ise askeri iletişimi sağlamak amacıyla hayatlarına devam ettiler. Akademik
ağırlıklı
ARPANET
ve
askeri
amaçlı
MİLNET
daha
sonra
DARBA
İNTERNET(Defense Advanced Research Projects Agency) adını aldılar. Ancak
sonradan sadece İNTERNET denilmeye başlandı.
ARPANET’e giriş sadece savunma araştırmaları için kullanılıyordu ve askeri
anlaşmalar gereği kısıtlı tutulmaktaydı. Yoğun talep üzerine diğer akademik çalışmalar
için iki network daha kuruldu. Bunlardan biri BITNET(Because It’s Time Network)
diğeri ise CSNET(Computer Science Network) idi. Başlangıçta bu iki network
bağımsız olarak çalışıyorlardı, fakat daha sonra bunlar da İnternete bağlanarak veri
alışverişine açılmış oldu.
1986’da Ulusal Bilim Kurumu(NSF- The National Science Foundation) önemli
bir olaya imza atarak değişik bilgisayar merkezleri aracılığıyla İnterneti ülke geneline
52
Philip Kotler, Marketing Management, 9th ed.,Prentice Hall, 1996, p. 720
34
yaymayı başardı. Ülkenin değişik yerlerinde bulunan bu bilgisayar merkezleri NSF’nin
bel kemiğini oluşturuyordu. Bu iletişim ağına NSFNET adı verildi. Veriler, NSFNET’in
omurgası üzerinde harekete başlıyor daha sonra orta çapta network’lere bağlı olan son
kullanıcılara ulaşıyordu.
1989 yılında NSFNET’in bağlantıları 56Kbps’lık(kilobits/saniye) T1 adlı hatlara
terfi etti. Bu da veri alışveriş hızını saniyede 1.5 megabite kadar çıkardı. 1992 yılında
NSFNET omurgası, T3 hatlarıyla bir daha geliştirilerek veri alışveriş hızını saniyede 45
Mbite. çıkardı.
NSFNET günümüzde de gelişmeye ve büyümeye devam etmektedir.
Günümüzde 80’den fazla ülke bu ağa bağlı olarak İnternet nimetinden yararlanmaktadır
İnterneti oluşturan ağların teknolojileri çok hızlı gelişmeler göstermiş ve bugün
tüm dünyada yeni bir çalışma tarzının doğuşuna sahne olmuştur. 1989 yılında bulunan
“World Wide Web / WWW” ve daha önce 1980’lerin ortalarında geliştirilen TCP/IP
transfer protokolü, bilgisayarların açık ağlarda ya da diğer adıyla bilinen “İnternet”
üzerinden birbirleri ile iletişime geçmesini sağlamıştır.53
İnternet ağı yirmi yıldan bu yana varolmasına karşın WWW, bu ağın ticari
kullanımını hızlandırmıştır.Windows’un 1980’lerin sonlarında bilgisayarlara getirdiği
yenilikler gibi, WWW de yazı, görüntü, ses gibi her türlü bilgiyi dijital formata
dönüştürerek sınırsız fırsatlar sunabilmektedir.54 Buna bağlı olarak da, İnternet ve
WWW’nin gelişimi, İnternet üzerindeki host (İnternete bağlı bilgisayar sistemi)
sayısının artışıyla da desteklenmektedir.55
3.3.2. İnternet Üzerinde Pazarlamanın Ortaya Çıkışı ve Geleneksel Pazarlamadan
İnternette Pazarlamaya Geçiş
Elektronik toplulukların sayısının ve türünün giderek artması nedeniyle ticari
faaliyetlerin de bu alana kayması sonucu, geleneksel işletme işlevlerinin bir kısmı da bu
alanda kendisini göstermeye başlamıştır.
53
Esmahan Arıcı, Elektronik Ticaret, T.C. Başbakanlık DTM Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel
Sekreterliği, Rapor no. 18, Temmuz 2000, s. 4-6
54
Tracey Emerick; “ The Future Present”, Ed. Edward Forrest, Richard Mizerski USA, 1995, p. 199
55
Gary L. Geissler, George M. Zinkhan; “Consumer Perceptions of The World Wide Web: An
Exploratory Study Using Focus Group Internet”, Advances in Consumer Research, Vol. 25, 1998, p. 388
35
Bu elektronik iletişim ortamı sayesinde bir yandan işletmecilik işlemlerinin bir
bölümü, geleneksel yapıdan hızla uzaklaşırken, diğer yandan da insanların hayat tarzları
giderek değişmekte ve İnternet, günlük yaşamın hemen her alanında kendisini
göstermeye başlamaktadır.
İşletmeciliğe yeni bir boyut getiren İnternet, işletme faaliyetleri içinde en fazla
pazarlamayı etkilemiştir. İletişim fonksiyonunu en fazla kullanan işletme işlevi olan
pazarlama, İnternet sayesinde değişik bir boyutla ortaya çıkmış ve pazarlama alanında
yeni bir konu yaratmıştır.
İnternet üzerinde pazarlama, geleneksel araçları da kullanan ancak, daha çok
yüksek teknolojiye dayalı, hızlı ve de sürekli gelişen bir tekniktir. Bugünkü yapısı ve
özellikleriyle, İnternette pazarlamanın, geleneksel pazarlamayı tamamen ortaya
kaldırmaya yönelik bir araç olarak değerlendirilmesi doğru bir yaklaşım olmayacaktır.
İnternet, klasik pazarlamada kullanılması oldukça güç olan video, ses, grafik,
tekst, animasyon gibi araçların hepsini aynı anda kullanma imkanına sahiptir. Mamul
geliştirme, fiyatlama, ambalajlama, depolama ve benzeri klasik pazarlama faaliyetleri
yine işletme içinde gerçekleştirilirken, mal veya hizmetlerin tüketicilere akışı için;
mağaza, işyeri, büro ve benzeri mekanlara giderek daha az gereksinim duyulmaktadır.
Pazar ve pazarlama araştırmalarında var olan zaman ve mekan sorunu ortadan
kalkmakta, çok büyük çaplı araştırmalar çok daha kısa zaman ve daha düşük maliyetle
gerçekleştirilebilmektedir. Ayrıca kişisel satış, satış geliştirme, reklam, ve benzeri
uygulamalar da nitelik değiştirmektedir. İnternet uygulamaları, işletmelerin yenilikleri
izlemelerini giderek kolaylaştırmaktadır. Bunlara ek olarak İnternet üzerinde
pazarlamanın bilgi sunma, yoğun iletişim ve karşılıklı etkileşim gibi özellikleri,
işletmeye hem zaman hem de maliyet tasarrufu sağlarken, pazarlama çabalarının
etkinliğini de arttırmaktadır.
56
İnternetin bir pazarlama aracı olarak kullanılmaya
başlanması, beraberinde tüketicilere alışverişlerini bu kanal aracılığı ile yapabilme
olanağı sağlamıştır.
İnternet üzerinden yapılan alışveriş ile mağaza içinden yapılan alışveriş Tablo
3.1’de gösterildiği gibi birçok yönden farklılık göstermektedir. En büyük farklılık;
56
İbrahim Kırçova, İnternette Pazarlama, İstanbul, Ekim 1999, s.26-28
36
1. satın alma kararını verirken alternatiflerin sunulması,
2. alıcının alternatifleri inceleme ve seçme kabiliyeti,
3. satın alma kararı için bilginin kullanıma hazır olması,
4. ürünlerin siparişinin verilmesi ve hizmet sağlama ile
5. alışveriş deneyimi
konularındadır.
Tablo 3.1: İnternet-Mağazalı Perakendeciliğin Karşılaştırılması
Mağazalı
Perakendecilik
İnternet
Üzerinden
Perakendecilik
orta
yüksek
orta
yüksek
incelenmesi
orta
yüksek
Ürünleri hissetmek
yüksek
düşük
Bilgi miktarı
orta
yüksek
Bilgi kalitesi
yüksek
orta
karşılaştırılması
orta
yüksek
Dağıtım zamanı
hızlı
günler sürer
İşlem maliyeti
yüksek
düşük
Malın iadesi
kolay
zor
Siparişin verildiği ortam
sınırlı
çok
Eğlence
orta
orta
Sosyal ilişki
orta
düşük
Kişisel güvenlik
düşük
yüksek
Kategori sayısı
Kategori başına
alternatif sayısı
Alternatiflerin
Alternatiflerin
Kaynak: Zhan G. Li, Nurit Gery; “E-Tailing—For All Products?”, Business
vol.43,Nov/Dec 2000, p. 49
Horizons,
37
Mağaza içinden alışveriş yapan alıcılarla karşılaştırıldığında, İnternet üzerinden
alışveriş(online) yapan alıcılar, daha fazla ürün kategorisine ve kategori başına da daha
fazla alternatife sadece bir “klik” ile ulaşabilmektedirler. Ayrıca müşterilerin ulusal
mağazalar ile sınırlı kalmayıp, tüm dünyada istedikleri mağazaların web sitelerini
ziyaret ederek alışveriş yapabilme fırsatları bulunmaktadır.
Çok sayıdaki ürün alternatiflerine erişim tüketicilere en iyi seçimi yapma fırsatı
verir. Ancak, daha çok alternatif, araştırma maliyetlerini yükselteceği gibi tüketiciler
üzerinde alışveriş stresi de yaratabilir. Sözü edilen çok sayıdaki alternatif beraberinde
her biriyle ilgili detaylı bilgiyi de getirmektedir. Perakende satış yapan web siteleri,
rakip siteler, haber grupları ve benzeri siteler birçok ürün ya da hizmet hakkında bilgi
sağlayabilmektedirler. Ancak, mağazadan yapılan alışverişte tüketiciler geniş ve detaylı
bilgileri toplamak ve değerlendirmek zorunda kalmadan, satışçılarla bir araya gelerek
bilgilenmektedirler. Bunun yanında mağazalı perakendecilik, tüketicilere İnternetin tam
olarak veremeyeceği renk, beden, koku, stil gibi kritik özellikler ile ilgili doğru bilgiler
sağlayabilir.
Buraya kadar olan bölümlerde İnternetin pazarlamadaki yeri ve önemi
tartışılmıştır. Bir sonraki bölümde alan çalışmasının teorik alt yapısı oluşturulmuş ve
araştırmanın hipotezleri belirlenmiştir.
38
4. BÖLÜM
İNTERNET YOLU İLE PAZARLAMA VE TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI
4.1. Pazarlama Yönetiminde Tüketici Davranışlarının Önemi
Tüketiciler, satın alma kararları ile bir işletmenin karlılığını belirlerler.
Müşteriler, işletmenin geleceğini belirleyen kişilerdir. Bu bağlamda işletme yöneticileri,
tüketici davranışlarını anlamaya ve bu davranışları etkileyen faktörler üzerinde önemle
durmaktadırlar. Bir zamanlar yöneticiler, başarılarını değerlendirirken, sadece
satışlarına bakıp karar verirlerken, bugün başarılı olabilmek için, tüketici davranışlarını
anlamanın gerekliliği ve tüketici davranışları analiz edildikten sonra, pazarlama
stratejisinin oluşturulması gerektiğini düşünmektedirler.57
Tüketici davranışı, tüketicilerin ihtiyaç ve arzularını karşılayacak ürünleri,
hizmetleri, fikirleri ve deneyimleri seçmeleri, satın almaları ve kullanmaları sürecidir.
Temel pazarlama kavramı, işletmelerin tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamak için
varolduklarını belirtmektedir. Bu ihtiyaçlar, işletmeler tarafından anlaşıldığı sürece
karşılanabilir ve bu sayede işletmeler rakiplerinden daha iyi bir konuma gelebilirler.
Pazarlama yöneticileri, tüketicilerin ihtiyaç ve istekleri doğrultusunda pazarlama
stratejilerini belirlerler.58 Bu doğrultuda, işletmelerin tüketicilerin ihtiyaç ve isteklerini
çok iyi anlamaları gerekmektedir. Böylece rekabet avantajı yaratarak piyasada başarılı
olabilirler.
4.2. Tüketici Davranışlarını Etkileyen Faktörler
Tüketicinin tepkisi, pazarlama stratejisinin başarısını belirleyen en önemli
unsurdur. Tüketicilerin satın alma davranışlarını etkileyen psikolojik, sosyo-ekonomik
ve demografik özellikler bulunmaktadır.
İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte, işletmeler arasındaki elektronik ticarette
artan bir deneyim ve uzmanlaşma oluşmuştur. Bu yeni alanda da başarılı olabilmek
57
Remzi Altunışık, Şuayıp Özdemir, Ömer Torlak, Modern Pazarlama, Değişim Yayınları, Eylül 2001, s.
55
58
Michael Solomon, Gary Bamossy, Soren Askegaard, Consumer Behaviour A European Perspective,
Prentice Hall, 1999, p. 8-9
39
için, hem tüketici davranışlarını, hem de tüketici karar verme süreci üzerinde önemle
durmak gerekmektedir.
4.2.1. Psikolojik Etmenler
Kişinin kendi içinden kaynaklanıp, davranışını etkileyen güce psikolojik faktör
denir. Tüketicinin satın alma karar sürecini etkileyen başlıca psikolojik faktörler benlik,
kişilik, yaşam biçimi, motivasyon ya da güdülenme, algılama, öğrenme, tutum ve
inançlardır.
Tüketicilerin benlikleri, davranışlarının açıklanmasında çok önemli bir rol oynar.
Tüketiciler bir ürün satın alırken ürünün sadece kendi imajlarıyla nasıl örtüştüğünü
değil, aynı zamanda başkalarının da bu ürüne karşı olan tepkilerinin ne olacağını
düşünürler.
Diğer bir psikolojik etmen tüketicinin kişiliğidir. Tüketici araştırmacıları, genel
ve tüketimle ilgili olan kişilik özellikleri
ayrımını yapmaktadır. Genel kişilik
özellikleri, tüketimle ilgili olan ya da olmayan kişiyi her olayda etkileyen özelliklerdir.
Kendine güven, utangaçlık ve agresiflik genel kişilik özelliklerine örnek olarak
gösterilebilir. Tüketimle ilgili kişilik özellikleri ise tüketiciyi sadece tüketim ile ilgili
olaylarda etkiler. Yeni ürünlerin kullanımı ya da teknolojik yenilikler buna örnek olarak
gösterilebilir. Kişilikleri gereği yeniliklere daha açık olan tüketiciler, teknolojik
yenilikleri de daha çabuk benimseyeceklerdir. Bu özelliğe sahip tüketicilerin İnternetten
alışveriş yapma olasılıkları da daha yüksek olabilir.
Sembolik tüketim de tüketici davranışlarını etkileyen en önemli etmenlerdir.
Sembolik tüketim, tüketicinin satın alma kararında etkili olan işaret ve sembollerin
önemi üzerinde durmaktadır. Tüketici seçimlerini etkileyen bu işaretlerin doğru
yorumlanmasıyla, pazarlama yöneticileri ürünlerinin, hizmetlerinin ve reklamlarının
tüketiciyi motive ettiğini düşünürler.59
59
Harold W. Berkman, Jay D. Lindquist and M. Joseph Sirgy, Consumer Behaviour, NTC Publishing
Group, 1997, p.212
40
Tüketici davranışlarını etkileyen unsurlardan biri, kişisel değerler diğeri de
yaşam biçimidir. Tüketici bölümlerini ve bunların faaliyetleri ile fikirlerini inceleyen
psikografik araştırmalar da tüketici davranışlarını etkilemektedir.
60
Motivasyon, kişinin birtakım iç veya dış uyarıcıların etkisiyle harekete
geçmesidir. Güdüler; açlık, susuzluk gibi biyolojik ihtiyaçlar ya da sevgi ve saygı
ihtiyaçları gibi psikolojik güdüler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Pazarlama açısından
ise duygusal ve mantıksal (rasyonel) güdüler olmak üzere bir ayrım yapılabilir.
Mantıksal güdüler, kişiyi bir malın sağlamlık, dayanıklılık gibi gözlemlenebilir
özelliklerini ön planda tutarak satın almaya sevk ederken; duygusal güdüler, prestij, ün,
beğenilme gibi özellikleri ön plana çıkarırlar.
Algılama, bir olay ya da nesnenin varlığı üzerinde duyular yoluyla bilgi
edinmedir. Algılama, ihtiyaçları, güdüleri ve tutumları şartlandırmak suretiyle
tüketicinin satın alma davranışlarına etki eder. Özellikle İnternetten yapılan
alışverişlerde tüketiciler, ödeme, güvenlik ve dağıtım gibi konularda ayrıntılı bilgi
almak istemektedirler. Bu nedenle internetten satış yapan işletmelerin web sitelerinin iyi
hazırlanması ve tüketicileri bu konuda bilgilendirmeleri gerekmektedir.
Öğrenme, kişinin bilgi ve tecrübeden kaynaklanan davranış değişikliğinden
oluşur. Etki veya uyarıcı, canlının duyacağı, sezeceği, göreceği herhangi bir (ses, söz,
şekil gibi) etken olup, tepki de buna gösterdiği iç veya dış davranıştır. İnsan
davranışlarının bu şekilde “etki-tepki” ve “tekrarlama-pekiştirme” yoluyla açıklanması
reklamcılara insanları etkileme konusunda önemli bir ipucu vermiştir.
Tutum ve inançlar, tüketicilerin algılamalarını ve davranışlarını doğrudan
etkileyen unsurlardır. Tutum, kişinin bir fikre, bir nesneye veya bir sembole ilişkin
olumlu veya olumsuz duygularını veya eğilimlerini ifade eder. Tutum, inançları da
etkiler. İnanç ise, kişisel deneye veya dış kaynaklara dayanan bilgileri, görüşleri ve
kanıları kapsar.
Tüketicilerin işletme ve mamullerine karşı tutumu, pazarlama
stratejisinin başarısı açısından çok önemlidir. Pazarlama yöneticileri, etkili reklam ve
diğer tutundurma çabaları ile tüketicileri kendi ürünlerine karşı olumlu bir tutumu
benimsemesini sağlamaya çalışır.
60
ibid., p.251
41
4.2.2. Sosyolojik Etmenler
Tüketicilerin satın alma kararlarını etkileyen sosyo-kültürel etmenler; kültür ve
alt kültür, sosyal sınıf, referans grupları ile roller ve ailedir.
Kültür, insanların yarattığı değer sisteminin, örf, adet, ahlak, tutum, inanç,
davranış, sanat ve bir toplumda paylaşılan diğer sembollerin karışımıdır. Alt kültür ise,
nüfusun artması ve kültürün homojenliğinin bozulması ile ortaya çıkan, bölgesel, dini,
ırki ve benzeri boyutlarda görülen ortak niteliklerdir.
Sosyal sınıf, bir toplumun aynı değerleri, aynı ilgileri, hayat tarzını ve davranış
biçimini benimsemiş nisbi olarak homojen alt bölümleri olarak ifade edilebilir. Sosyal
sınıfın birçok belirleyicisi olabilir. Bunlar gelirin tipi ve kaynağı, meslek, değer
hükümleri, ikametgah tipi ve yeri, mesleki başarı gibi değişkenlerdir. Sosyal sınıf,
özellikle pazar bölümlendirmede yararlı olmaktadır.61
Referans grupları, kişilerin değerlerini, fikirlerini ve davranışlarını etkileyen kişi
ya da gruptur. Bu referans grupları, başta aile olmak üzere, kişinin yakın çevresi
(arkadaş, akraba, komşular gibi) ve kişinin üyesi olmadığı gruplar ve yüz yüze temasta
olmadığı kimselerdir (ünlü sinema yıldızları, ünlü sporcular gibi). Tüketiciler yukarıda
sözü geçen kişilerden etkilenerek, onların satın alma davranışlarını taklit ederler.62
Özellikle İnternetten başarısız bir alışveriş deneyimi geçiren bir tüketici, ailesinin ya da
yakın arkadaşlarının İnternetten alışveriş yapma kararlarını etkileyebilir.
4.2.3. Demografik Özellikler
Yaş, cinsiyet, meslek grubu, medeni hal, gelir, eğitim düzeyi, yerleşim bölgesi
ve ırk ve milliyetleri de tüketicilerin satın alma kararlarını önemli ölçüde etkiler.
Tüketicilerin yaşlarına göre gruplanmaları, gelecekteki potansiyel tüketicilerin
tahminlenmesi ve pazar bölümlenmesi açısından önem taşımaktadır.
Ürünün tercih edilmesi çoğu kez tüketicinin erkek ya da kadın olması
durumunda da farklılık göstermektedir.
Gelirlere göre, tüketiciler yüksek gelirli, orta gelirli ve düşük gelirli olmak üzere
üç grupta ele alınmaktadır. Her grubun harcamalarında ürün gruplarının payı birbirinden
61
62
İsmet Mucuk, Pazarlama İlkeleri, Türkmen Kitapevi, 12. Baskı, İstanbul 2000, ss. 83-86
Solomon, Bamossy, Askegaard, op. cit, p. 274
42
oldukça farklıdır. Eğitim ve mesleki durum, gelir grubu ile yakından ilgilidir. Eğitim
görmüş kişiler belirli bir mesleğe sahip olmakta ve buna göre belirli bir gelire
kavuşmaktadırlar. İnternetten alışveriş yapan tüketicilerin profili tam olarak belli
olmamakla beraber, işletmeler daha çok, belli bir gelir düzeyine sahip, genç ve eğitimli
kişileri hedef kitle olarak ele almaları gerekmektedir.
Tüketicilerin oturmakta oldukları semt, şehir ve coğrafik bölgelere göre satın
alma eğilimleri ve tüketici tercihleri değişmektedir.
Çoğunlukla uluslar arası pazarlama alanında önem kazanan milliyetçilik ile
farklı ırklar tüketicilerin satın alam davranışlarını önemli ölçüde etkilemektedir.63
4.3. Tüketici Satın Alma Karar Süreci
Satış ve satın alma yapısında ve sürecindeki önemli değişikliklere rağmen, sanal
pazardaki en önemli kural, satıcıların müşterilerin taleplerine karşılık vermeden önce,
tüketici davranışlarını anlayabilmektir.
Sorun Çözme Davranışı
Rutin
Sınırlı
Yaygın
Düşük
Algılanan Risk
Yüksek
Yüksek
Frekans
Düşük
Düşük
Fiyat
Yüksek
Yüksek
Deneyim
Düşük
Düşük
Sorunlar
Yüksek
Düşük
Bilginin içeriği
Yüksek
Şekil 4.1: Tüketici Satın Alma Davranışı ve Satın Alma Kararının Özellikleri
Kaynak: Patrick Butler, Joe Peppard, “Consumer Purcasing on the Internet: Processes and
Prospects”, European Management Journal, vol. 16, no. 5, p. 603
63
Rezan Tatlıdil, Mete Oktav, Pazarlama Yönetimi, DEÜ Yayınları, İzmir, 1992, ss. 50-51
43
Şekil 4.1 'de tüketici satın alma davranışı ve satın alma kararının özellikleri rutin
sorun çözme davranışından, sınırlı sorun çözmeye ve yaygın sorun çözmeye kadar
genişlemektedir. Herhangi bir satın alma davranışı, bu şekil üzerindeki yerini, belli bir
satın alma kararı için gerekli sebebin derecesine göre alır. Rutin satın alma davranışı,
tüketici için
basit bir karardır. Tüketici, alışveriş alışkanlığına sahiptir ve fazla
düşünmeksizin bir markayı satın alır. Yaygın sorun çözme ise, alıcının fazla
deneyiminin olmadığı, yüksek kişisel ilginin (involvement) olduğu ve riski yüksek bir
durumdur. Bu iki uç noktanın ortasında sınırlı karar alma davranışı bulunmaktadır.
Sınırlı karar alma alternatiflerin birbirlerinden çok farklı olmadığı, kişisel ilginin yaygın
sorun çözmeye göre nispeten daha düşük olduğu ve zaman kısıtının olduğu durumlarda
söz konusudur. Yaygın sorun çözme durumu, tüketicilerin fazla deneyimlerinin
olmadığı, güvenlik riskinin olduğu ve İnternetten alışverişi öğrenmenin ve deneyim
gerektirdiği tüketici düzeyindeki elektronik ticaret için uygundur. Ancak, deneyimle
birlikte İnternetten yapılan birçok alışveriş sınırlı sorun çözme olarak sınıflandırılabilir.
Tüketici karar alma modeli, yöneticilere tüketici davranışlarının anlaşılmasını ve
tahminlenmesini sağlar. Sınırlı ve yaygın sorun çözme karar süreçleri Şekil 4.2'de
gösterilen beş adımdan oluşmaktadır.
Tüketici karar verme sürecinin ilk aşaması bir ihtiyacın duyulmasıdır. İhtiyaç,
içsel ve dışsal birçok faktörün etkisiyle ortaya çıkabilir. Geleneksel pazarlama kanalları
talebi, geleneksel medya (örneğin televizyondaki bir reklam) aracılığıyla arttırırken,
İnternet teknolojisinde, bunun için yeni iletişim yolları gerekmektedir. Reklam gibi
geleneksel kitle pazarlama yaklaşımları, bir mesajı geniş
kitlelere iletmek için
kullanılmaktadır. Bu kitle içersinde bu mesajla ilgilenmeyenler de bulunabilir. Fakat
yeni bilgi teknolojileri, bu durumu değiştirecektir. Bilgisayara dayalı çevrelerde
satıcılar, tüketicilerin her birine, onların ihtiyaç ve isteklerine uygun olarak, kendilerine
özel hazırlanan tasarımları tanıtmaktadırlar.
44
Bir ihtiyacın
duyulması
Alternatiflerin
belirlenmesi
Alternatiflerin
değerlendirilmesi
Satın Alma
Kararının Verilmesi
Satın Alma sonrası
davranış
Şekil 4.2: Tüketici Satın Alma Karar Sürecinin Aşamaları
Kaynak: : Patrick Butler, Joe Peppard, “Consumer Purcasing on the Internet:
Processes and Prospects”, European Management Journal, vol. 16, no. 5, p. 603
İnternet üzerinden ürün/hizmet pazarlayan işletmeler, karar verme sürecinin bu
ilk aşamasında yeni müşteriler kazanabilirler. İşletmeler, tüketicilerin ihtiyaç ve
isteklerini, sürekli yenilenen müşteri veri tabanı ile önceden tahminleyip daha iyi bir
pozisyona gelebilirler.
Bu aşamada pazarlamacıların uygulaması gereken strateji, tüketici ihtiyaçlarının
tahminleneceği, müşteri ilişkilerini arttıracak, iletişim teknolojilerini geliştirmektir.
Tüketicinin satın alma karar sürecinin ilk aşaması olan bir ihtiyacın duyulması,
tüketiciyi faaliyete geçirmek için motive ederken, alternatiflerin belirlenmesi aşaması,
tüketicinin bilgi edinmesi için harekete geçeceği bir aşamadır. Bu aşama satın alma
karar sürecinin kalbini oluşturmaktadır. Tüketici alternatifleri belirlemek için araştırma
yaparken, işletmeler de gerekli bilgileri sağlamalıdırlar.
Piyasada bilginin yönetimi, işletmeler açısından çok önemlidir. Örneğin bu,
seyahat acentaları için etkili bir fonksiyondur. Ancak, siber dünyada örneğin bir
havayolu şirketi, uçuşlarıyla ilgili bilgileri kendi web sitesinde düzenlediğinde,
45
geleneksel aracılar ortadan kalkmış olmaktadır. Böylece bilgi teknolojilerinin
gelişimiyle tüketici, bilgiye doğrudan ulaşabilmektedir.
Alternatiflerin belirlenme aşaması, üzerinde ciddiyle çalışılması gereken bir
aşamadır. Bilgi sağlayıcısının ilgili tüketiciye istenen bilgiyi sunabilme kabiliyeti
gitgide önem kazanmaktadır. Tüketicilere sürekli güncellenmiş bir bilgi akışının
ücretsiz olarak sağlanması çok önemlidir. Siber dünyada bilgiye ulaşmanın serbest
oluşu, en iyi bilgi paketi sunan satıcıya rekabet avantajı kazandıracaktır.64
Tüketici
satın
değerlendirilmesi
alma
aşamasıdır.
karar
sürecinin
Değerlendirme
üçüncü
aşaması,
aşamasında,
alternatiflerin
geleneksel
bilgi
kaynaklarından, geçmiş deneyimlerin, sponsorlu pazarlama faaliyetlerinin ve ağızdan
ağza iletişimin, tüketicinin satın alma kararını vermesinde önemli bir yere sahiptir.
Sanal dünyada ise, bilgi teknolojileri geleneksel bilgi kaynaklarına göre daha çok
değerlendirme yapma imkanı sunmaktadır.
Bu aşamada pazarlama yöneticileri, ilk olarak tüketicinin değerlendirme
kriterlerini ve rakiplerin durumlarını öğrenmesi gerekir. İşletmenin kimliği ve
markalandırma stratejileri bu aşamada önem kazanmaktadır.
Sürecin satın alma aşaması, tüketicinin ürün/hizmeti satın alma işini nereden ve
nasıl
gerçekleştireceği kararını içerir. Tüketiciler sadece satın almak için alışveriş
yapmazlar. Nereden alışveriş yapılacağı kararı, satıcının seçimine bağlıdır. Web'de
rekabet, rakiplerden daha bilgilendirici siteler oluşturulması, daha kaliteli hizmet ve
doğru müşterileri çekme yoluyla olur. Nasıl alışveriş yapılacağı ise işlemin doğasına
bağlıdır. Birçok ürün/hizmetin İnternet üzerinden satışı yapılmaktadır. İnternetten
alışveriş yapma düzeyi arttıkça, çeşitli ürün/hizmetlerin perakendeciliğinden, eve
dağıtımına doğru bir kayma görülecektir. Bu da dağıtıcılar için bir fırsat doğuracaktır.
Sanal
dünyanın
satıcıları,
internetten
alışverişi
müşteri
açısından
kolaylaştırmalıdırlar. Sipariş verme, ödeme ve dağıtım, satın alma aşamasının kritik
noktalarıdır. Siparişin nasıl verileceği, ödemenin nasıl yapılacağı, dağıtımdan ne
beklenildiği gibi bilgiler bu aşamanın özünü oluştururlar.
64
Patrick Butler, Joe Peppard, “Consumer Purcasing on the Internet: Processes and Prospects”,
European Management Journal, vol. 16, no. 5, pp. 603-605
46
Karar verme sürecinin son aşaması, satın alma sonrası davranışlardır. Müşteri
ilişkilerinin gelişiminde satış işleminin bir son değil, yeni bir başlangıç olması
gerekmektedir. Böylece, müşterinin ürünü nasıl teslim aldığı, ürünü nasıl kullandığı,
üründen memnuniyet derecesi, hizmetin kalitesi, müşteri şikayetleri ve önerileri tüketici
davranışlarını anlamanın en iyi yoludur. Bu hem fiziksel pazarda hem de sanal pazar
için geçerlidir. 65
Satın alma aşamasında ve satın alma sonrası aşamasında müşteriler özellikle
ödeme ve ürünün teslimi konusunda ayrıntılı olarak bilgilendirilmeleri gerekmektedir.
Yapılan birçok araştırma, tüketicilerin güvenlik ve ürünün arzulanan kalitede teslim
edilmeme riski nedeniyle İnternet üzerinden alışveriş yapmadıklarını göstermektedir.
4.4. Tüketici Davranışı Modelleri ve İnternet
Tüketici davranışı modelleri, satın alma güdüleri ile ilgili modeller, satın alma
olayını inceleyen modeller, mantıksal modeller ve kuramsal modeller olmak üzere dört
grupta ele alınmaktadır. Modellerin açıklanmasında izlenen sıra, modellerin eksikliğini
tamamlayıcı yönde geliştirilerek en gelişmiş modelin en son açıklanması şeklinde
izlenmiştir.
4.4.1. Satın Alma Güdüleri ile İlgili Modeller
Bu gruptaki modeller tüketicilerin satın alma ile ilgili ekonomik, öğrenme,
psiko-analitik ve sosyo- psikolojik güdülerine göre satın alma davranışlarını açıklamaya
çalışmışlardır.66
a) Marshall’ın Ekonomik Modeli: Bu modelde, satın alma kararlarının
çoğunlukla akılcı nedenlere dayandığı savunulmaktadır. Tüketici, zevklerini
ve fiyatları göz önünde tutarak gelirine göre kendisine en fazla yarar
sağlayacak ürünü satın alacaktır. Bu modelin en çok eleştirilen yönü,
tüketicilerin ürün ya da marka seçimindeki davranışlarına hiçbir açıklama
getirilmemiş olmasıdır.
65
66
Butler, Peppard, op.cit, pp. 606-607
Tatlıdil, Oktav, op.cit., s. 50-51
47
b) Pavlow’un
Öğrenme
Modeli:
Pavlow
tarafından
ortaya
konulan
koşullandırılmış tepkiler, tüketicilerin öğrenmeleri konusunda önemli
gelişmelere neden olmuştur. Bu model pazarlamada reklamcılık alanında
geniş ölçüde kullanılmaktadır. Örneğin, televizyonda meşrubat reklamının
yapılması, tüketicinin içme sistemini harekete geçirmektedir. Ancak aynı tür
uyarıcılar, tüm tüketicilerde aynı tür tepkiye neden olmadığı gibi, aynı
tüketicide değişik zamanlarda farklı tepkilere neden olabilmektedir.Ürünün
kalitesinde ya da özelliğinde herhangi bir olumsuz farklılık ya da farklılıklar
fark edildiğinde tüketici tepkisi değişebilmektedir. Tepki değişimi genellikle
marka tercihinin gelişmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu modelin eksik
yanı, tüketici davranışlarının satın alma sırasında nasıl değişebildiğidir.
c) Freud’un Psiko-Analitik Modeli: Bu modele göre birey gereksinimlerini
çeşitli yollardan gidermeye çalışır.
Bilinç altı, bilinç ve bilinç üstü
gereksinimlerin giderilmesinde çeşitli çözümleri değerlendirir. Bu modelin
pazarlama açısından yararı, ekonomik ve işlevsel ürünlerin aynı zamanda
psikolojik sembolleri nedeniyle satın alındıklarını ortaya koymasında
görülmektedir. Örneğin bir sabunun kokusu nedeniyle satın alınması,
tüketicinin psikolojik tercihi ile ilgilidir. Tüketicilerin satın alma
davranışlarındaki psikolojik öğelerin belirlenmesi amacıyla güdüleme
araştırmaları yapılmaktadır. Ancak bireylerin aynı uyarıcıya karşı aynı
tepkiyi göstermemeleri bu araştırmaların geniş toplumsal bir kesime
uygulanmasındaki doğruluk ve geçerlilik konusunda bazı kuşkularla
karşılaşılmaktadır.
d) Veblen’in Sosyo-Psikolojik Modeli: Veblen toplumsal antropolojiden
büyük ölçüde etkilenerek insanı, içinde yaşadığı grupların ve alt kültürlerin
standartlarına ve genel olarak çevresindeki genel kültür kurallarına ve
davranışlarına
uyarak
hareket
eden
toplumsal
bir
hayvan
olarak
tanımlanmıştır. Veblen aristokrat sınıfının gösteriş için tüketim nedeniyle
satın almaya yöneldiğini ve diğer sınıfların bu sınıfa özenerek geçmeye
çalıştıklarını öne sürmüştür. Ancak bu görüş biraz abartılı bulunmuştur.
Çünkü aristokrat sınıf, herkesin danışma grubu olamaz. Veblen’in sosyo48
psikolojik modelinde tüketicilerin satın alma davranışlarını yönlendiren
kültür, alt kültür, sosyal sınıf, danışma grubu ve aile etkisinin önemli bir yeri
vardır. İnternet üzerinden yapılan alışverişlerde de bu değişkenlerin etkisi
görülebilir.
4.4.2. Satın Alma Olayını İnceleyen Modeller
Bu modelde araştırmacılar, tüketicilerin bir ürüne gereksinme duyduğu
andan itibaren içinde bulunulan ana kadar geçirdiği duygu ve düşüncelerin
açıklanmasını isterler. Tüketici satın alma süreci içinde beş aşama geçirmektedir.
Bunlar: gereksinim duyulması, satın alma öncesi çabası, satın alma kararı,
kullanma davranışı ve satın aldıktan sonraki duygular olarak sayılmaktadır. Bu
modeller, satın alma davranışı ile ilgili olarak duygu, düşünce ve tepkileri ortaya
koyduğundan pazarlama çalışmalarına yararlı olmaktadır.
4.4.3. Mantıksal Modeller
Bu modeller, tüketicinin bir ürünü satın almada seçim yapabilmesi için
geçirdiği karar aşamalarını ve türlerini sırasıyla açıklamaya çalışırlar.
Tüketicilerin satın alma kararını açıklayan şemalar, belirli bir ürünü satın alma
olasılığı bulunan tüketicilere, ürünü satın alırken karşılaşabilecekleri karar
aşamaları sorularak ortaya konur. Bazen pazarlamacılar, bu işlemi kendi
düşüncesinin bir ürünü olarak ortaya koyabilirler. Mantıksal modeller, gerçek
satın alma deneyimlerine dayanmaması bakımından satın alma olayını inceleyen
modellerden ayrılır.
4.4.4. Kuramsal Modeller
Kuramsal modeller olarak Nicosia, Howard-Sheth ve Engel, Kollat,
Blackwell modelleri ele alınmaktadır.67
a)
Nicosia Modeli: Tüketici davranışlarının açıklanmasında bilgi
işlem akış sürecinden yararlanılmıştır. Bu modelde, ürünün
67
ibid., ss. 52-56
49
üretildiği firmanın özellikleri, tüketicinin özellikleri, satın alma
davranışı, karar-eylem aşamaları ile geri besleme aşaması yer
almaktadır. Bu modelin dayandığı bulgular ve teoriler
hakkında hiçbir açıklama yapılmamış olması nedeniyle
modelin
geçerlilik
ve
güvenilirliği
araştırmalarla
kanıtlanamamıştır.
b)
Howard-Sheth Modeli: Bu model satın alma sıklığı ve ya da
miktarından çok, zamanla değişen marka seçimi davranışını
açıklamaya yönelmiştir. Model dört bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde tüketicilerin karşılaştığı anlamlı, simgesel ve
toplumsal
nitelikteki
uyarıcıları(girdiler)
içine
almaktadır.(örneğin, bir ürünün niteliği, fiyatı, verdiği hizmet)
İkinci bölümde dışsal etkenler yer almaktadır. Toplumsal sınıf
ve kültür gibi etkenler dış ekenler olarak sayılabilir. Üçüncü
bölümde, öğrenme süreci üzerinde durulmaktadır. Bu bölüm,
tüketicinin bilgi ve karar sürecini kapsamaktadır. Dördüncü
bölümde çıktılar ortaya konmaktadır. Satın alma kararı, niyet,
tutum, markaya aşinalık ve dikkat olarak belirtilmektedir.
Ürünün tüketicide bıraktığı izlenimler sürekli olduğundan
ürünün doyum sağlama derecesine göre geri besleme sistemi
çalışmaktadır. Model denklem biçiminde açıklanmakla beraber
matematiksel
temeli
yetersiz
olduğundan
araştırmalarda
işlerliği olmamıştır.
c)
Engel, Kollat, Blackwell Modeli: Bu modelde, tüketici bir
sistek olarak ele alınmış ve sistemin girdisi olarak uyarıcılar,
çıktısı olarak ise davranış ileri sürülmüştür. Modelde girdiler,
bilişim süreci, karar süreci, markaya ilişkin değerlendirmeler,
genel güdüleme etkileri ve dışsal etkiler olmak üzere altı
aşamada incelenmektedir. Giriş aşaması kitle reklam aracı,
kişisel iletişim kaynağı ve pazarlama yöneticilerinin belirlediği
bilişim
kaynakları
ile
ortaya
çıkan
çeşitli
uyarıcıları
50
kapsamaktadır. Uyarıcıların yardımıyla elde edilen bilgiler
bireyin hafızasında depolanarak saklanır. Bireyin hafızasındaki
bilişim ve tüketicinin önceki deneyimleri, tüketiciye karar
verme sürecinde sorunun taranmasına yöneltir.Tüketici karar
verme sürecindeki araştırma ve seçenek geliştirme aşamasında
değişik markaları değerlendirir. Bu değerlendirmeyi yaparken
güdüler, kişilik gibi genel güdülemelerle kültürel değer ve
kurallar, danışma grubu, aile, beklenen ve beklenmeyen
durumlar gibi çevresel faktörlerin etkisi altında kalmaktadır.
Böylece tüketici, seçenekleri değerlendirerek ürün ya da marka
seçimini satın alma aşaması izler ve modelin çıktılarını
oluşturur. Modelin çıktısı iki yönde gelişebilir: Ürün ya da
markanın
tüketicide
doyum
sağlamaması
nedeniyle
uyumsuzluk ya da ürün ya da markanın yeniden satın
alınması.Uyumsuzluk ortaya çıktığında tüketici doyumunu
sağlayacak yeni ürün ya da markaları arama aşamasına
dönecektir. Bu modelde, tüketiciler İnternet teknolojisi
aracılığıyla ürün/hizmetler hakkında ayrıntılı bilgi alabilir ve
diğer rakip markalarla karşılaştırma yapma olanağı bulabilirler.
Tüketiciler,
karar
verme
sürecinde
dışsal
faktörlerden
etkilenebilirler. Bu aşamadan sonra tüketiciler İnternetten satın
aldıkları ürün/hizmetten memnun kalırlarsa, satın alma
davranışını tekrar edebilirler. Ancak memnun kalmadıkları
taktirde, uyumsuzluk davranışı oluşabilir. Bu durumda rakip
markalı ürün/hizmetleri ve alternatif alışveriş kanalları arama
yoluna gidebilirler.
4.5. Post-Modern Pazarlama Ve Değişen Tüketim Kalıpları
Peter Drucker(1954),”The Practice of Management” adlı kitabında
pazarlamanın diğer işletme fonksiyonlarından farklı olduğunu, müşterinin
işletmeleri, bir pazarlama olgusu olarak gördüğünü ve pazarlama faaliyetlerinin
51
sorumluluğunun işletmenin tüm alanlarına yayıldığını vurgulamıştır. Bu ifade o
zamanlardan “pazar odaklılık” kavramının oluştuğunu göstermektedir. Drucker’ın
ifadesi aynı zamanda “modern pazarlama”nın doğuşunu da gündeme getirmiştir.
Modern pazarlamanın son kırk yılda geliştiği genel olarak kabul
görmüştür. Çevresel faktörlerin yanı sıra, 2. Dünya Savaşı sonrası, tüketicinin
refahının artması ve kırıcı rekabet bu süreci hızlandırmıştır. 1950’lerin sonlarında
1960’ların başlarında
Levitt modern pazarlama kavramına değinmiştir.
Pazarlamanın çalışma alanı tartışması, Kotler ve Levy(1969) tarafından
pazarlamanın her tarafa yayılan bir faaliyet olduğunu ifade etmeleriyle başlamıştır.
2. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan sosyal değişim ve kar amacı gütmeyen büyük
organizasyonların(müze, polis merkezleri, sendikalar) oluşması pazarlama
kavramının genişletilmesini gerekli kılmıştır.68
İçinde yaşadığımız dönemde etkilerini hemen hemen her alanda gösteren
“postmodern”
durum,
pazarlama
ve
tüketimde
de
belirgin
biçimde
hissedilmektedir. Postmodernizm kavramı karşımıza ilk olarak edebiyat, mimari
ve plastik sanatlarda çıkmaktadır. Postmodernizmin ne zaman hızla yayılmaya
başladığını hatta hangi yıllarda ortaya çıktığını açıklamaya çalışan düşünürler olsa
bile, 1980’ler etkinin en çok gözlendiği bir dönem olmuştur.
Bu etkiler
1970’lerde Avrupa’da ve 1980’lerde ülkemizde yoğun biçimlerde görülmüştür.
Her alanda çok güzel yayınlara rastlanmasına karşın, kendi dilimizde
postmodernizm ve pazarlama konusunda yeterli yayın bulunmamaktadır.
4.5.1. Modern ve Post-Modern Pazarlamanın Kapsamı
Postmodernizmin yaşamdaki etkilerini anlayabilmek ve açıklayabilmek
için, öncelikle modernist düşüncenin anlaşılması ve yeniden değerlendirilmesi
gerekmektedir. Modernizm başlangıcı, kimilerine göre Fransız İhtilali, kimilerine
göre Endüstri Devrimi ya da Aydınlanma Dönemi’dir. Modernizm’de akılcı
düzenin oluşturulması, bilişsel öznenin ortaya çıkışı, bilimin yükselişi ve bilimsel
teknolojinin uygulanması, materyal gelişimine önem verme, gerçekçilik,
68
Stephan Brown, “Life Begins at 40? Further Thoughts on Marketing’s “Mid-LifeCcrisi”, Marketing
Intelligence and Planning, vol. 13, 1995, p. 4
52
endüstriyel kapitalizmin ortaya çıkması ve üretim ile tüketim alanının ayrımının
öne çıkartılması gerekir.69
Modernizm günümüze kadar önemli krizler geçirmiştir. Bunlardan en
önemlileri 1. ve 2. Dünya savaşları ve bunların getirdikleri karamsarlık,
umutsuzluk duyguları olmuştur. Savaş sonlarında, barışçı bir döneme geçişi,
teknolojide ve endüstride patlamalar oluşturacak kadar atılımları getirmiştir.
Postmodernizm de bu dönemlerde modernizme eleştiri olarak
filizlenmeye
başlayan bir akım durumundadır. Kısaca postmodernizm, sistematik olmayan,
yüzeysel, içeriği önemsemeyen, birey ve tüketimi öne çıkartan bir oluşum olarak
düşünülebilir. Modern ve postmodernliğin özellikleri bir tabloda özetlenmeye
çalışılmıştır.(Tablo 4.1)
Tablonun incelenmesinden postmodernistlerin; düzensizliği düzene,
belirsizliği kesinliğe, stili içeriğe, yüzeyselliği derinliğe, geçmişi şimdiye ve
şimdiyi
geleceğe,
türdeş
olmamayı
türdeşliğe,
çoğulculuğu
konsensusa,
farklılıkları benzerliklere, karmaşıklığı, basitleştirmeye, bireyselciliği evrenselliğe,
tüketimi üretime tercih ettikleri söylenebilir.
Tablo 4.1 : Modernizm ve Postmodernizm
Modern/Modernite
Postmodern/Postmodernite
Düzen/Kontrol
Düzensizlik/Kaos
Kesinlik/Belirleyici
Belirsizlik/Kararsızlık
Fordizm/Fabrika
Post-Fordizm/Büro
İçerik/Derinlik
Stil/Yüzeysellik
Gelişme/Yarın
Durağanlık/Bugün
Türdeşlik/Konsensus
Türdeş Olmayan/Çoğulcu
Hiyerarşi/Yetişkinlık
Eşitlik/Gençlik
Varoluş/Gerçeklik
Performans/Taklit
Tedbirli/Dışa Dönük
Kuşkulu/Ben Merkezli
Tasarlama/Metafizik
Katılım/Parodi
Uygunluk/Tasarım
Uygunsuzluk/Şans
Kaynak: Yavuz Odabaşı, Tüketim Kültürü Yetinen Toplumun Tüketen Topluma Dönüşümü, Sistem
Yayıncılık, İstanbul, Nisan 1999, s. 125
69
Yavuz Odabaşı, “Postmodernizm, Pazarlama ve Tüketim”, Pazarlama Dünyası, Yıl: 10, Sayı:60,
Kasım/Aralık 1996, s. 2
53
Modernizmine eleştirel bir yaklaşım olarak ortaya çıktığı kabul edilen
postmodernizm, yeni bir kültür ve felsefi akım olarak da düşünülmektedir.
Kimilerine göre, modernizmin yeni bir durağı ve devamı, kimilerine göre ise
modernlikte ilişkinin tamamen koparılmasıdır.
Post-modern kavramının henüz üzerinde anlaşma sağlanmış bir tanımı
yoktur. Terimin türevleri olan “post-modernlik”, “post-modernite”, “postmodernleşme” ve post-modernizm”den oluşan kavramlar, birbirlerinin yerine
geçebilen bir biçimde kullanılıyor. Sosyal bilimlerde bir düşünce kalıbı olarak
post-modernizm; yerleşmiş düşünce kalıplarından kurtulmayı hedefleyen, her türlü
bilimsel araştırma ve bilgi birikimini eleştiren ve yerleşik düzene başkaldırmayı
anlatan ve tüm değerleri rölatif(izafi) gören bir bakış açısını ifade etmektedir. Her
tarihsel dönem farklı zihinsel süreçlerin sonucunda ortaya çıkmakta ve her süreç
kendinden önceki ve sonraki yapı ve anlayışlardan farklılaşan ayırıcı vasıflara
sahip bulunmaktadır. Buna göre, sanayi toplumunun felsefi temelini modernizm,
sanayi sonrası toplumun veya bilgi toplumunun felsefi temelini ise postmodernizm düşüncesi oluşturmaktadır. Post-modernizm, yönetim ve organizasyon
düşüncesi açısından şunu ifade eder; farklılıklar yaratıcılığın dinamiğidir. İnsanları
doğruları empoze etmek yerine, onları tamamen serbest bırakmalı ve kendi
isteklerini yapmaları konusunda, fırsat verilmelidir.
Bugün “bilgi”nin insanlık tarihinde madde ve enerjinin önüne geçerek, en
önemli kaynak konumuna gelmesi, dünyanın her tarafında üretim faaliyetlerinde
bulunan ve hizmet veren tüm kuruluşların rekabet, personel verimliliği, maliyet
kontrolü, örgüt yapılarında esneklik gibi çeşitli faktörleri göz önünde tutmaları
gereğini ortaya çıkarmıştır.70
Pazarlama uygulamaları ve tüketim ile bağlantılı olarak yapılan
sınıflandırma ve yaklaşım çerçevesinde, postmodern pazarlamanın beş önemli
unsuru bulunmaktadır:71
70
Hasan Tutar, “Reorganizasyon ve Değişim Mühendisliği”, Başak Ekonomi Dergisi, Eylül-Ekim 1999
(www.basakekonomi.com.tr/eylulekim/temmuz99/index.html’den alınmıştır.)
36
Yavuz Odabaşı, Tüketim Kültürü Yetinen Toplumun Tüketen Topluma Dönüşümü, Sistem Yayıncılık,
İstanbul, Nisan 1999, s. 127
54
•
Üst Gerçeklik (Hyperreality): Üst gerçeklik, bir benzetimin
gerçek hale gelmesiyle ilgilidir. Üst gerçekliği tüketiciler için
yaratmada,
pazarlama
pantolonlarının
taşıdığı
önemli
anlam
görevler
iletişim
üstlenir.
Örneğin
yönleri
ile
kot
orjinali
olandan(dayanıklılık, rahatlık, kolaylık gibi) ayrıldığında bunların
yerine sembolik anlamlar(şekilcilik, çekicilik, aktiflik, gençlik gibi)
konabilmektedir. Yeni yaratılan gerçek, tüketiciler tarafından kabul
edilmekte ve ürünler bu yönleriyle tercih edilmektedir.Yeniden üretilen
şey gerçekliğin yerini almakta ya da üst gerçekliği getirmektedir.
• Parçalanma (Fragmentation): Parçalanma, günlük yaşantıda
kullanılan çok sayıda üründe kendini en açık biçimde göstermektedir.
Marka isimleri aracılığıyla her ürün geri kalandan bağımsız görünür ve
tüketiciye bağımsız olmanın deneyimini sunar. Postmodern tüketim ve
tüketici için her duruma göre farklı ürün ve farklı imajlar
yaratılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında farklı durumlar için farklı
kişilikler yaratmak farklı ürünler sunarak imajları değiştirmek
pazarlama kampanyaları ile olanaklı olabilmektedir. On yıl önce birkaç
marka diş macunu tek türde üretiliyorken, bugün onlarla sayılabilen
markalar çok sayıda farklı ürünleri(beyazlatıcı, tartar kontrollü,
parlatıcı, çürükleri önleyici gibi) piyasaya sürülebilmektedir.72
•
Üretim
ile
Tüketimin
Yer
Değişimi
(Reversals
of
Consumption and Production): Postmodernizm, tüketimi sosyal bir
faaliyet olarak üretilen işaret değerlerine sahip olduğunu öne sürer.
Bunun yanı sıra, tüketim sırasında da üretimin gerçekleştiğini, farkın
sadece üretim biçimden kaynaklandığını belirtir.Genel olarak bilinen
üretim sürecinde üreticiler insanlardır, üretilen şeyler ise ürün ve
hizmetlerdir. Tüketim olarak bilinen süreçte ise, üreticiler imajlardır ve
72
ibid., s.128
55
kendilerini ürün ve hizmetlerde gösterirler. Ürünler ise insanlardır.
Postmodern tüketici için tüketim tercihinin maliyeti ve getirisinin
önemi yoktur. Bu, modernizmin önerisidir. Postmodern tüketici için
önemli olan, tüketimdeki deneyimden elde ettiği tatmindir. Bu durum
“markalar savaşı”nı hızlandırmakta ve tüketimden elde edilecek
deneyimin en güzel olmasını öneren, garantileyen markaları öne
çıkarabilmektedir.73
• Öznenin Merkezileştirilmemesi (Decentering of the Subject):
Modernizmde, insanı merkeze koyan bir yaklaşım söz konusudur.
Modern toplum, bilim ve teknolojinin aracılığıyla düzenlenmekte ve
bilinçli insanlardan oluşmaktadır.Postmodernizm ise bunu yanıltıcı
bulmaktadır. Bireyin nesne ile ilişkilerindeki yaşam sürecinin ve
çevresinin kontrolünü, özne yerine nesnenin, tüketimin süreçlerini ve
koşullarını belirlediğini kabullenir. Örneğin, televizyon seyrederken,
araba sürerken, bilgisayar kullanırken birey hep kullanım direktiflerine
göre hareket eder.
• Karşıtları
Birlikteliği
(Juxtaposition
of
Opposites):
Postmodern düşünürler, herşeyin herşeyle birlikte bulunabilmesi
gerektiğini savunmaktadırlar. Her şey duygu ve bilinç gibi birbirine zıt
konumda olabilir. Örneğin; inanç ve şüphe, aşk ve nefret gibi,
karşıtların birlikteliği özelliğinin getirdiği önemli bir durum, bilişsel ve
duygusal bağlanmanın hiçbir şeye değmeyeceğidir. Bu durum bizleri
marka ve firma bağlılığının yok olduğu görüşüne getirebilir.74
73
74
ibid., s.130
ibid. s.131
56
Modernizm
objektif
bilgi,
mutlak
doğruları
ve
evrensel
doğruluğu
savunmaktadır. Modernizm farklı temel felsefesi, ideolojisi, felsefe ve inanca sahiptir.
Postmodernism ise, geçmiş düşünce ve sistemleri reddetmektedir.75
4.5.2. Değişen Tüketim Kalıpları Çerçevesinde Modern/Post-Modern Pazarlama
Bazı araştırmacılara göre, pazarlama ve işletme alanında yapılan değişiklikler,
sosyal değişimin genel sürecidir. Pazarlamanın bu değişikliklerde önemli bir rolü
yoktur. Postmodernizmin pazarlamadaki etkileri kalitatif ve kantitatif açıdan tıp, hukuk,
ve eğitim alanlarıyla karşılaştırılabilir. Bazı araştırmacılar ise pazarlamanın, modern
çağdan postmodern çağa geçişte çok önemli olduğunu vurgulamaktadırlar. Ancak en
çok kabul gören görüş,postmodern çağa geçişte pazarlamanın esas olduğudur.
Kişilerin ihtiyaçları, teknolojik gelişimin ışığında yapılandırılmakta ve
yapılandırılmaya da devam etmektedir. Örneğin otomobil ve televizyon iş ve ev
yaşamının modern ilişkisi sonucu yaşamın doğası gereği ortaya çıkan bir ihtiyaçtır. Bu
teknolojilerin varlığı insanlarda zaman, benzin, kablo ve bunun gibi ihtiyaçları
oluşturmuştur. Otomobilin varlığı, sosyal anlamda ulaşım sistemini yeniden
yapılandırırken, kişisel anlamda yeni ihtiyaç ve harcama şekillerini gündeme getirmiştir.
Bu tip örnekler, ihtiyacı şekillendiren fiziki koşulların önemli olduğunu
vurgulayan modern görüşe aittir. Postmodern görüş ise, ihtiyaçları şekillendiren
sembolik
etkiler
üzerinde
durmaktadır.
Postmodern
görüşe
göre
nesne
fonksiyonlarından bağımsız bir yapıya sahiptir. Örneğin otomobil ve işlevleri kültürel
ve subjektiftir. Aynısı televizyon için de geçerlidir. Farklı alt kültürlerde örneğin bir
araba yarışında otomobilin işlevleri farklıdır. Bu da, kişilerin otomobilden farklı
beklentilerinin olduğu sonucunu doğurmaktadır. 76
Şu anki pazarlama literatüründe, piyasaları oluşturan müşteriler ve pazarlar
homojen değildir. Birçok durumda pazardaki tüm müşterileri tek bir pazarlama stratejisi
ile memnun etmek mümkün değildir. Bir ürün/markadan alınan kişisel faydalar,
tüketicinin kişisel tercihleri ve firmaların pazarlama faaliyetlerine gösterdikleri tepkiler
75
Pieerre Berthon, Leyland Pitt, Richard T. Watson, “Postmodernism and the Web: Meta Themes and
Discourse”, Technological Forecasting and Social Change 65, NY, 2000, p. 266
76
A. Fuat Fırat, Nikhilesh Dholakia, AlladiVenkatesh, “Marketing in a Postmodern World”, European
Journal of Marketing”, vol. 29, 1995, p. 45
57
farklıdır. Bu yüzden işletmeler, farklı pazar bölümlerine çok çeşitli ürünler ve markalar
sunmaktadırlar. Bu sayede bu firmalar, kitlesel pazarlamadan küçük bir müşteri grubuna
odaklanıldığı, hedef pazarlama stratejisine doğru ilerlemektedirler.
Pazar bölümlendirme benzer ihtiyaç, istek, beklentilere sahip, satın alma
özellikleri itibariyle aynı grupta toplanan homojen bir pazar bölümüdür.
Tüketicinin değişen özellikleri (ailedeki fert sayısı, nüfusun yaş ortalaması, etnik
nüfustaki artış) pazarları daha küçük parçalara ayırmanın yeni yollarını bulma gereğini
ortaya çıkarmıştır. Niş pazarlama, veritabanı pazarlama, mikro pazarlama, İnternette
pazarlama, ilişkisel pazarlama ve kişiye özel kitlesel üretim(mass customization), şu
anki pazarlama literatüründe pazar bölümlendirmenin bazı alternatifleri arasındadır. Bu
kavramlar birbirinden farklı anlamlar taşısalar dahi, özlerinde tüketicilere kişisel ihtiyaç
ve isteklerinin en iyi şekilde karşılanması için ulaşılması yatmaktadır.
Günümüzde işletmeler sadece ulusal firmalar ile değil, aynı zamanda global, çok
uluslu şirketler ile de rekabet içine girmişlerdir. 1990’ların rekabet çevresine ilişkin
olarak bazı örnekler vermek mümkündür:
•
Tam zamanlı üretim
•
Ürün yaşam döneminin kısaltılması
•
Mikro pazarlama
•
Toplam kalite yönetimi
•
Basık organizasyon yapısı
•
Bilgisayarla Bütünleşik Üretim
•
Parçalanmış pazarlar
•
Esnek üretim sistemi
Bu olgular günümüzün rekabet şartlarında işletmeler tarafından kullanılan
sistemlerdir. Pazar bölümlendirmenin alternatifleri arasında yer alan kişiye özel kitlesel
üretim(mass customization) 1990’lardaki rekabet çevresi ve globalleşmeyle birlikte
pazar yapısında değişiklikler oluştu. Kişiye özel kitlesel üretim(mass customization)
kavramı, ilk defa Davis(1987) tarafından kullanılmıştır. Kişiye özel kitlesel üretim(mass
58
customization) bilgisayar tabanlı bilgi sistemleri ile yeni üretim modellerini bir araya
getirerek her müşteriye modern üretimin düşük maliyetiyle, özel hizmet vermektir.
Pine(1993),
kitlesel
üretim
paradigmasının
günümüzün
şirketlerinin
karşılaştıkları problemlere çözüm getiremediğini vurgulamıştır. Buna göre de kişiye
özel kitlesel üretim(mass customization) için beş temel yöntem önermektedir. Bu beş
yaklaşım işletmeyi standart ürün/hizmet üretimden kişiye özel kitlesel üretime geçişi ve
işletmeye katma değer sağlayacağını ileri sürmektedir: Bu beş aşama:
•
Standart ürün ve hizmet çerçevesinde kişiye özel hizmet
•
Kişiye özel hizmet ya da kişisel ihtiyaçlara kolayca uyumlaştırılabilecek
ürünler
•
Üretimi tüketiciye yönlendirecek dağıtım noktasının kişiselleştirilmesi
•
Hızlı hizmet sağlama
•
Nihai ürünleri ve hizmetleri kişilere özel hale getirmek için maddeleri
modüllere ayırmak
olarak belirtmiştir. 77
Fiziksel pazaryerinde gelir, yaş, etnik grup ve yaşam biçimi gibi birçok farklı
insan grubu vardır. Toplumdaki bu farklı bölümlerin sayısı arttıkça pazar daha küçük
parçalara bölümlendirilir(fragmentation). Pazar daha küçük bölümlere parçalandıkça,
kitlesel tüketim toplumu da ortadan kalkacaktır. Buna karşın “kişiye özel kitlesel
üretim”(mass customization) kavramı ortaya çıkmaktadır. “Bire bir bölümlendirme”
sloganı olan bu felsefeye kaymanın iki nedeni vardır. Bunlardan biri teknolojik
yenilikler, diğeri de yaratıcılıktır.
Christopher Hart(1995) kişiye özel kitlesel üretimi, “müşteriye talep ettiği
herşeyi, istediği zaman, istediği yerde ve istediği şekilde ulaştırılması” olarak
tanımlamaktadır. Diğer bir tanımı da, “esnek süreç ve organizasyon yapısı içinde, kişiye
özel ürün ve hizmetlerin kitle üretim sisteminde, düşük maliyetli üretilmesidir”
şeklindedir. Kişiye özel kitlesel üretimde amaç, ürün/hizmetlerin müşteriye özel olarak
tasarlanması ve müşterinin ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Örneğin, Dell bilgisayar
firması, özel siparişe göre farklı kişisel bilgisayar sistemleri tasarlamaktadır.
77
Ali Kara, Erdener Kaynak, “Markets of a Single Customer:Exploting Conceptual Developments in
Market Segmentation”, European Journal of Marketing,vol. 31, 1997, p. 878
59
Kişiye özel kitlesel üretim, pazar bölümlendirmenin bir alternatifi olarak
görülmemelidir. İşletmelerin karlılığını sağlayan, tüketicilerin kişisel ihtiyaç ve
isteklerini yerine getiren pazar bölümlendirme stratejisinin bir tamamlayıcısı olarak
görmek gerekir. 78
Günümüzde tüketicilerin değişen ihtiyaç ve taleplerine en iyi şekilde cevap
verebilecek olan sektörlerden biri perakendeciliktir.
Perakendecilik sektörü, ülkemizin ekonomik gelişimini ve yeni tüketim
alışkanlıklarını iyi takip ederek kendi gelişimini de aynı doğrultuda gerçekleştirmeyi
başarmış sektörlerden birisidir. Son 10 yılın içinde bulunduğu hızlı genişleme ve
yapılanma hem yerli hem yabancı yatırımcı için sektörü çekici kılarken aynı zamanda
rekabeti de arttırmaktadır. Perakende sektörünün en güçlü yanı, sektörün hızlı gelişimi
ve büyümesidir. Sektörde bunu sağlamak için rakiplerden farklı olmak ve fark
yaratabilmek önemli bir ayrıntıdır.
79
İşte bu farklılık da müşterilere onların istek ve
ihtiyaçları doğrultusunda, istedikleri zaman ve yerde ürün/hizmet sunmanın önemini
açıklamaktadır.Bu da ancak pazar bölümlendirme ve kişiye özel kitlesel üretimle
mümkün olabilir.
4.6.
İnternette Pazarlar
İnternetin gelişim sürecine bakıldığında iki tür pazarın geliştiği söylenebilir.
Biri, her tür tüketim malının sipariş edilip satın alındığı tüketiciler pazarı; diğeri ise
özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin ticari faaliyetlerini etkinleştirmelerine olanak
sağlayan endüstriyel pazardır.
Tüketiciler pazarının gelişmesi, büyük ölçüde kişisel bilgisayar kullanımının
artması, güvenlik sorunlarının çözülmesi ve erişim maliyetlerinin azaltılması gibi
etkenlere bağlıdır. İnternet erişiminin en az düzeyde de olsa bilgisayara sahip olma
zorunluluğu, İnternette pazarlamanın gelişimini etkilemektedir.
78
Pingjun Jiang, “Segment-Based Mass Customization: An Exploration Of a New Conceptual Marketing
Framework”, Internet Research: Electronic Networking Applications and Policy, vol. 10, no.3, 2000, p.
216
79
Tansaş İnsan Kaynakları Eğitim Müdürlüğü, Perakendecilik Sektöründe Artan Bir Talep: Eğitim
(www.vizyoner.com/AnaBaslık/KonukYazarlar/default.asp?Konuld=1&ARSIVFLG=0’dan alınmıştır.)
60
Endüstriyel pazarda ise, güvenlik ile ilgili sorunların daha kolay aşılabilmesi
nedeniyle bu alandaki gelişmelerin daha hızlı olduğu görülmektedir. Elektronik Veri
Değişimi(EDI) ve İnternet gibi uygulamaların çokça kullanıldığı endüstriyel pazarlarda
İnternet, tüketiciler pazarından daha fazla benimsenmektedir. İşlem maliyetlerinin
azalmasına karşın müşterilere sunulan hizmetlerin kalitesinin artması, İnternette
pazarlama uygulamalarının benimsenme sürecinin hızlı olması ve rekabet üstünlüğü
yaratması, çok sayıda şirketin bu alanda yer alma isteği taşıması, maliyet ve etkinlik
açısından İnternet diğer elektronik ticaret uygulamalarıyla birlikte kullanıldığında
önemli tasarruflar sağlaması gibi nedenlerden dolayı, endüstriyel pazarın hızlı gelişimi
sağlanmaktadır.
Endüstriyel pazarın gelişiminin önünde halen var olan en önemli engellerden
birisi İnternet dilinin ağırlıklı olarak İngilizce olmasıdır.
4.7. İnternet Üzerinde Pazarlama İçin Gerekli Altyapı
İnternet üzerinde pazarlama yapan işletmeler, hem geleneksel pazarlama
yöntemlerinde kullanılan araçları kullanmakta, hem de elektronik ortamın sağladığı
imkanlar nedeniyle iletişimi; daha kolay, anlaşılır ve renkli hale getiren yeni araçları da
kullanmaktadır. İnterneti pazarlama faaliyetlerinde kullanabilmek için ilk aşamada
gerekli altyapının oluşturulması gerekmektedir. İnternet üzerinde pazarlamanın altyapısı
şu unsurlardan oluşmaktadır:
Sunucu Seçimi: İnternet üzerinden pazarlama yapabilmek için öncelikle
İnternet ortamına bağlantı yapmak gerekmektedir. Bağlantı yapmanın değişik
yolları bulunmaktadır. En çok kullanılan bağlantı yöntemleri İnternet Servis
Sağlayıcıları yoluyla bağlanmak ya da telefon hattı kullanmaktadır.
Donanım: İnternette pazarlama yapmak için gereksinim duyulan bilgisayar
donanımı da fazla karmaşık ve pahalı değildir. Bunun için karşılıklı bilgisayar
bağlantılarının yapılabilmesi için gerekli fiziksel donanım parçası olan modem
ile kişisel bilgisayar gerekmektedir.
Yazılım: İnternet ortamında sunucunun üzerine yüklenen bilgilerin pazara
sunulabilmesi, işletme ile pazar arasında iletişimin sağlanabilmesi için, çeşitli
61
gereksinimler vardır. Örneğin kelime işlemci, hesap tablosu, veritabanı, web
tarayıcısı, “HTML” ve “HTTP” sayfaları yaratmak için gerekli yazılımlar ile
web sayfasıyla ağ arasında erişim sağlayan yazılımlar gibi.
4.8. İnternet Üzerinden Pazarlamanın Tanımı ve Kapsamı
İnternet üzerinde pazarlama, “online marketing”, “electronic marketing” gibi
kavramlarla açıklanmaya çalışılan, ticari İnternet olarak da adlandırılan bilgisayar
ortamı, işletmelerin mevcut bilgi akışını giderek mal ve bilgi akışına çevirmelerinin
sonucunda ortaya çıkmış, yepyeni bir pazaryeri oluşmasını sağlamıştır.
İlk önceleri İnternet, kullanıcılarının adreslerine mesaj bırakarak mal veya
hizmet tanıtmak, müşterilerden gelebilecek mal ve hizmetle ilgili sorunları karşılamak
amacıyla, elektronik posta bağlantısı kurulması şeklinde başlayan İnternet iletişimi,
günümüzde müşteri-işletme ilişkisinin alış veriş boyutunu da gerçekleştirmektedir.80
İnternet, diğer bilgi depolayan ve iletişim özelliklerini birleştiren tek
teknolojik araçtır. Bunun gibi iletişim, eğitim, satış, satın alma, eğlence ve ticaret
alanlarında faaliyet gösteren bir araçtır. Ancak, İnternet de diğer doğrudan pazarlama
kanallarına nazaran zayıf yönleri bulunmaktadır.(Tablo 4.2)
İnternet üzerinden yapılan pazarlama, tüketiciler ile satıcıları bilgisayar
sistemleri aracılığıyla elektronik ortamda bir araya getirir. Günümüzde hızla yayılan
İnternet, pazarlama aracı olarak sınırlı sayıdaki tüketici grubuna ulaşabilmektedir.
Bunun nedeni, elektronik ortamdan alışveriş yapmak isteyen bir müşterinin bilgisayara
sahip ve İnternete bağlı olması gereğidir.
Bu zayıf yönlerine ek olarak da, tüketicilerin İnternetten alışverişleri
esnasında İnternetin ödeme yapısına güvenmemeleri, bilgisayar ve İnternet kullanımını
karmaşık bulmaları, İnternetin yüz yüze ilişkiye olanak tanımaması sayılabilir.
80
Kırçova, op.cit. ss. 27-33
62
Tablo 4.2: İnternetin Diğer Doğrudan Pazarlama Kanallarıyla Karşılaştırılması
YÜZ YÜZE
GÜÇLÜ YÖNLER
Görsel ve sözlü
Bilgi transferi
İnteraktif/karşılıklı görüşme
Sözlü olmayan iletişim (hislere
ve vücut diline dayalı)
Sağlam ilişkiler
Birebir. Grup
Sözlü bilgi transferi
Bire bir, grup iletişim
POSTA
TELEFON
İNTERNET
Sözlü
Bilgi transferi
İnteraktif
ve
görüşmeye dayalı
Bazen
sözlü
iletişim(ses tonu,stil)
Görsel ve sözlü iletişim
Bilgi transferi
Yarı İnternet
ZAYIF YÖNLER
Coğrafik olarak yakın olma şartı
Göz
temasının
tüketici
üzerindeki baskısı
Görsel, sözlü olmayan iletişim
Ağır işleyiş
Karşılıklı görüşme ve ilişkiye
olanak tanımayan
Daha az kişisel
Daha resmi ve ciddi
Görsel olmayan
Karşılıklı olmayan
karşılıklı Sınırlı yakın ilişki
Sadece bire bir iletişim
olmayan
Sınırlı karşılıklı görüşme
Sözlü olmayan iletişim
Kişisel olmayan ilişki ve sınırlı
etkileşim
Güvenlik
Bilgi fazlası
Kaynak:Gordon Pincott and Alan Branthwaite. “Nothing Under the Sun?”, MRS Conference, March
2000 (www.inteliquest.com)
Boston Consulting Grubu analistleri Evans ve Wurster, İnternetten yapılan
perakendeciliğin üç ana stratejik boyutu olduğunu ortaya koymuşlardır: erişim, ilişki,
detaylı bilgi.
Bir perakendeci, müşteriye pazar yerinde sahip olduğu mağazalar aracılığıyla
ulaşabilir. En yakın mağaza bile bütün potansiyel müşterilere ulaşamaz. Ancak bunun
yanında, tek bir sanal mağaza aracılığıyla, İnternet erişimi olan
her potansiyel
müşteriye ulaşılabilir.
Fiziksel ortamdaki mağazada çalışan satışçılar, sadece ürünleri satmakla
ilgilenirlerken, İnternetten satış yapan perakendeciler, ürünlerini diğer rakip markaların
karşılaştırarak sunarlar.
63
Geleneksel perakendeciler, ürünleri hakkında bilgi sağlayan ve müşteri profilini
iyi hazırlayan bir perakende kanaldır. İnternetten satış yapan perakendeciler ise,
müşterilerinin satın alma davranışlarını, geçmiş deneyimlerini ve demografik özellikleri
ile ilgili bilgileri derleyerek, bu bilgiler aracılığıyla kişilerin kendilerine özel hizmetler
sunulabilirler. 81
4.9. İnternet Üzerinden Alışveriş ve Satın Alınan Ürünler
İntel'in Türkiye'de 1200 kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği “Tüketici Anketi”
başlıklı
çalışmasının
verilerine
göre,
tüketiciler
mağazaların
kalabalık
olmasından(%63,3) ve sıra bekleme zorunluluğu(%35,6) nedeniyle mağazalardan
alışveriş yapmak istememektedirler.(Şekil 4.3 )
İnternet üzerinden alışveriş yapan alıcılar, istedikleri her yerden(evden, işten ve
hatta yoldan) haftanın yedi günü, günün yirmi dört saati, mağazanın açılış-kapanış
saatlerine aldırış etmeden, trafik, park yeri bulma gibi sorunlarla karşılaşmak zorunda
kalmadan siparişlerini verebilirler. Bunun anlamı da düşük işlem maliyetleri ve strestir.
Mağaza içinden yapılan alışverişten farklı olarak İnternetten alışveriş yapanlar, istenen
siparişi teslim almak için birkaç gün beklemek durumundadır. Eğer mal iade edilecekse
ya da garanti kapsamında satış sonrası hizmetlerden yararlanılacaksa İnternet kullanıcısı
mağazanın yerel şubelerine, o da yoksa orijin ülkesine geri göndermelidir.82
81
Kotler, Armstrong, op.cit.,p. 637
Zhan G. Li, Nurit Gery; “E-Tailing—For All Products?”, Business Horizons, vol.43,Nov/Dec 2000, p.
49
82
64
Hiçbirşey
3,3
3
Erken yapma zorunluğu
24,5
İndirim oranının iyi olmaması
9
Park sorunu
14,3
Çeşit azlığı
12,3
Mağazada kaybedilen zaman
Kalabalık olması
63,3
Sırada bekleme
35,6
0
10
20
30
40
50
60
70
Şekil 4.3: Mağazadan Alışverişin Dazavantajları
Kaynak: Sibel Cingi, Ahmet Destici ve Ersun Erdinç. “İnternet Fırsatları”, Globus Dergisi.
Ekim 2000, s.53
İnternetin geleneksel perakende mağazalarına göre bir dezavantajı, beş duyu
organından sadece ikisinin, görme ve duyma, kullanımına olanak sağlamasıdır. Bu da
İnternetten satılabilecek ürün gruplarını sınırlandırmaktadır. İnternetin bir pazarlama
aracı olarak kullanılması, ürün ve hizmetlerin özelliklerine bağlıdır.83 Phau ve Poon
(2000), 1800 kişi üzerinde yaptıkları araştırmada, ürün ya da hizmet türünün, İnternetten
satış yapan bir alışveriş merkezinden ya da herhangi bir perakende alışveriş
merkezinden, alışveriş yapmalarını etkilendiğini ortaya koymuşlardır. 84
Tüketim malları kolayda ürünler, beğenmeli ürünler ve özellikli ürünler olmak
üzere 3 ana grupta toplanabilir.( Tablo 4.3)
83
Ian Phau, Sui Meng Poon; “Factors Influencing the Types of Products and Services Purchased Over
the Internet”, Internet Research: Electronic Networking Applications and Policy, vol. 10, 2000, p. 102113
84
ibid ,p. 106
65
Tablo 4.3: Ürün Tipleri ve Satın Alma Davranışı
Satın alma
Modelleri
Kolayda
Mallar
Homojen
Beğenmeli
Mallar
Heterojen
Beğenmeli
Mallar
Alışverişi planlama
Satın alma sıklığı
Alışveriş deneyimi
Fiyat
Marka karşılaştırma
az
sık sık
önemsiz
düşük
az
orta
orta sıklıkta
biraz önemli
biraz yüksek
orta
çok fazla
orta sıklıkta
çok önemli
biraz yüksek
derinlemesine
Özellikli
Mallar
derinlemesine
nadiren
önemli
yüksek
az
Kaynak:Zhan G. Li, Nurit Gery; “E-Tailing—For All Products?”, Business Horizons, vol.43,
Nov/Dec 2000, p. 49
Kolayda mallar, tüketicilerin sık sık ve çok fazla çaba harcamadan satın aldıkları
ürünlerdir. Sözü edilen kolayda mallar çok fazla marka karşılaştırması, planlama ve
bilgi araştırması gerektirmeyen mallardır. Tüketiciler, geçmiş deneyimlerine dayalı
olarak ne alacaklarını, ürünün mağaza içindeki konumunu bilebilirler.
Buna göre,
kolayda mallar İnternet üzerinden alışverişe uygun değildir.
Beğenmeli mallar, tüketicinin yeterli düzeyde bilgi topladıktan sonra satın
aldıkları ürünlerdir. Beğenmeli mallar homojen ve heterojen beğenmeli mallar olmak
üzere ikiye ayrılır. Homojen mallar özellikleri ve kaliteleri benzer, fiyatları farklı
ürünlerdir.(örneğin, kitap, cd, bulaşık makinesi, vb.) Heterojen mallar ise, özellik, işlev,
fiyat, stil, garanti süresi ve satış sonrası hizmetler gibi birçok yönden farklı olan
ürünlerdir.Tüketiciler kolayda mallara göre daha fazla plan, bilgi araştırması ve marka
karşılaştırması yaparlar. Birçok ürün seçeneği ve her türlü bilgi sunması bakımından
İnternet, bu tür malların satışı için uygun bir araçtır. Ancak heterojen beğenmeli
malların satın alımında bazı kısıtlar vardır. Sunulan birçok alternatif ve bilgiye rağmen,
tüketici satın almadan önce ürünü hissetmek isteyebilir. Tüketiciler heterojen beğenmeli
malları satın alırken, bilgili bir satış elemanının yardımına da ihtiyaç duyabilirler.
Çevre ve atmosfer homojen mallar için çok fazla önemli olmasa da, heterojen
malların satışı için çok önemlidir. Örneğin, İnternet mağazalarında satılan parfüm ile
pahalı bir mağazada satılan parfümün satışı çok farklı olacaktır. Tüm bunlar dikkate
66
alındığında heterojen malların, homojen mallara göre İnternet üzerinden satış oranları
daha düşüktür.
Özellikli ürünler, kendine özgü karakteristikleri olan, nadiren satın alınan ve
tüketicinin satın almak için özel bir çaba harcadığı, pahalı ürünlerdir. Derinlemesine bir
planlama çerçevesinde tüketiciler, istedikleri özellikli mal hakkında herşeyi bilirler. Bu
tip ürünleri tercih eden tüketiciler marka karşılaştırması yapmazlar, çünkü istedikleri
ürünün yerini alabilecek çok az sayıda ürün bulunmaktadır.(örneğin; Rolex saat,
Mersedes otomobil gibi) Müşteriler büyük çaptaki bilgiye İnternetten ulaşabildikleri
halde, ürünler arasında nadiren karşılaştırma yaparlar. Bu yüzden bu tür malların
İnternetten satın alınma oranları düşüktür.
Yukarıda sayılan üç ürün grubunun yanında, bir de dördüncü ürün grubu olan
“aranmayan mallar” vardır. Aranmayan mallar, tüketicinin ürün/hizmet hakkında çok
fazla bilgisinin olmadığı ve sadece ihtiyacı olduğu zaman satın almayı düşündüğü
ürünlerdir. (örneğin ansiklopedi) Tablo 4.3’den bu ürün grubunun çıkarılmasının
nedeni, potansiyel alıcıların satın aldıkları ürün/hizmetlere “aranmayan mallar”dan daha
fazla önem vermeleridir. Tablo 4.4, ürün gruplarının İnternetten alışverişe uygunluğunu
göstermektedir.85
Tablo 4.4: İnternet Üzerinden Alışverişe Uygun Ürün Tipleri
Kolayda
Mallar
Homojen
Beğenmeli
Mallar
Düşük
Yüksek
İnternetten
Alışverişe
Uygunluk
Heterojen
Beğenmeli
Mallar
Orta
Özellikli
Mallar
Düşük
Kaynak:Zhan G. Li, Nurit Gery; “E-Tailing—For All Products?”, Business Horizons,
vol.43,Nov/Dec 2000 ,p. 53
85
Li, Gery, op. cit., p. 46
67
Bu bilgiler ışığı altında, İnternet üzerinden en çok satın alınan ürünler: fotoğraf
makinası, cd, karikatürlü kitaplar, elektronik ürünler, hediyelik eşyalar, kaset, vcd, dvd,
kitap, cd-rom, oyunlar, bilgisayar, araba ve donanım ürünleri gibi hizmetlerdir.86
Yukarıda bahsedilen Intel’in “Tüketici Anketi” başlıklı aynı araştırmasına göre,
İnternetten en çok satın alınan ürünler Şekil 4.4’de gösterilmektedir.
7,4
Alışveriş Yapmıyor
10,3
T iyatro/Sinema Bileti
23,5
Ev eşyası/Mobilya
22
Elektronik Eşya
15,5
T atil
14,8
Parfüm/Kozmetik
30,3
Elbise
13
Yiyecek/İçecek
26,3
Kitap ve CD
0
5
10
15
20
25
30
35
Şekil 4.4 : İnternetten En Çok Satın Alınan Ürünler
Kaynak: Sibel Cingi, Ahmet Destici ve Ersun Erdinç. “İnternet Fırsatları”, Globus Dergisi.
Ekim 2000, s.53
İnternet üzerinden bu tip ürünlerin satışını etkileyen en önemli unsurlardan biri
bilgidir. Bu ürünlerden satın alırken müşteri, araştırma ve karşılaştırma yaparak
çevresinin tavsiyelerini dikkate alır. Aksine, üzerinde düşünmeden satın alınan ürünler
düşük ilgili(involvement) ürünlerdir.(örneğin sürekli satın alınan süpermarket ürünleri;
süt, yoğurt, gazete gibi) Tüketiciler düşük ilgili bu tip ürünleri İnternetten satın almak
ve bilgi taramak için zaman kaybetmek istememektedirler. Ancak zamanı kısıtlı olan
kişiler, bu tip ürünleri de İnternet üzerinden satın almayı düşünebilirler.
86
Jennifer Rowley, “Retailing and Shopping On the Internet”, Internet Journal of Retail and Distribution
Management, vol. 24, 1996, p. 30
68
Web sitelerine deterjan, şampuan, diş macunu, tuvalet kağıdı, cips, bira gibi gıda
maddeleri için müşteri çekmenin çok fazla bir anlamı yoktur. Zaten medya araçları bunu
gerçekleştirmektedir. Düşük ilgili ürünler müşterilerin ilgisini çekmek için yeterli
olmazlar. Ancak bu, bu tip ürünlerin İnternet üzerinden satılmadığı anlamına gelmez.
İnternet siteleri, bu ürünleri baz alarak değil de, bu ürünlerin dağıtımlarıyla ilgili bilgiler
vermelidirler. 87
Şunu da hemen belirtmek gerekir ki, ürün ya da hizmetler tek başlarına ilgi
unsuru değillerdir. Ürünler tüketicilerin verdikleri tepki düzeylerine göre ilgi
düzeylerini belirlerler. Ürünler arasındaki alternatiflerin ve farklılıkların artması sonucu,
ilgi artış gösterecektir.88
Bu anlatımlardan yola çıkarak, çalışmanın ilk hipotezi, aşağıdaki şekilde
oluşturulmuştur:
Hipotez 1: Tüketici hedef kitlesi, süpermarket/hipermarketlerin İnternet
sitelerinden, yüksek ilgili(involvement) ve beğenmeli ürünleri satın almayı tercih
etmektedir.
4.10. İnternet Üzerinden Satış Yapan Perakendeci Türleri
İnternet üzerinden yapılan ticaret, 1990 yıllarının ilk yarısında sadece birkaç
küçük
perakendeciyle
başlamıştı.
Bu
alanda
gelişmeler
sürdükçe,
içinde
perakendecilerin de olduğu birçok yeni sanal şirket oluştu. Bu şirketlerin potansiyel
müşterileri İnternete bağlı olan kişilerdi. Şirketlerin, müşterileriyle iletişim sağladıkları
ilk araçlar, elektronik posta, doğrudan posta ve telefondur.
İnternet üzerinden perakende satış yapan mağazalar ya da İnternet ortamına
geçen şirketler beş ana grupta toplanabilir:89
87
Evan I. Schwartz, Webeconomics, 1997, NY p. 93
Yavuz Odabaşı, Tüketici Davranışı ve Pazarlama Stratejisi,Eskişehir 1996,s. 60
89
Van Vliet, Pota;”Internet Online Retail: A Classification Of Online Retailers”, Journal of Computer
Information Systems, vol.41, Winter 2000/2001, p.23
88
69
1) Yeni Başlayanlar(Start-ups): Sadece İnternet üzerinden perakendecilik yapan
mağazalar haftanın yedi günü, günün 24 saati hizmet veren, sınırsız raf alanına
sahip, düşük maliyetli bir pazarlama kanalıdır. Bu perakendeciler web sitelerini
ziyaret eden kişileri, müşteri olarak siteye geri dönmelerini sağlamada çok
başarılıdırlar. Sanal mağazalar, geleneksel perakende kanallara göre, bazı niş
pazarlara yönelik ürünler sunmada daha başarılı oldukları halde, İnternetten satış
yapmaya başlayacak olan şirketlerin, sanal bir marka yaratmaları oldukça güçtür.
2) Mağazalı
Perakendecilik:
En
eski
perakendecilik
türü
olan
mağazalı
perakendecilik, ürünlerin fiziksel ortamdaki bir mağazadan müşterilere sunumudur.
Bu tip perakendeciler, satış elemanları aracılığıyla müşterileriyle doğrudan bir
iletişim içinde bulunurlar. Bu sayede ürünler hakkında önerilerde bulunarak ve
müşterileri bilgilendirirler. Müşteriler sanal ortamdan farklı olarak ürünü, satın
aldıkları anda teslim alırlar.
İnternet üzerinden satışa başlayan geleneksel perakendecilerin, hem mağaza
içinden hem de web sitelerinden müşteriye ulaşma olanakları vardır. Bu ikili sinerji
sayesinde müşteriler hakkında toplanan bilgiler, kişiye özel hizmet verilmesine
olanak tanır. Perakendecinin fiziksel pazardaki tanınmışlığı, müşterilerinin
mağazanın web sitesinden de alışveriş yapmasını etkiler. Bu perakendecilerin diğer
bir avantajı da, mağazanın İnternet sitesinden beğenilen ürünün, fiziksel ortamdaki
mağazadan satın alınabileceği, gerektiğinde değiştirilip iade edilebileceğidir.
Bu avantajların yanı sıra, bu tip perakendeciliğin dezavantajlı yönleri de
vardır. Sanal mağazacılıkta, rekabet arttıkça, mağazalar rakip firmaların
müşterilerini kendi mağazalarına çekmek isterler. Bu durum satış gelirlerinde ve
karlılıkta bir azalma meydana getirir. Karlılığın düşmesinin başka bir nedeni de,
ürünü yerinde teslim etmek için katlanılan ulaşım maliyetlerindeki artışın fiyatlara
yansımasıdır. Bu tip perakendeciliğe örnek olarak, Migros ve Tansaş’ın İnternet
siteleri gösterilebilir.
70
3) Katalogla Satış: Katalog perakendecileri, İnternetten satış yapan perakendeciler
gibi geniş müşteri kitlelerine, fiziksel bir ortama bağlı olmaksızın ulaşabilen
perakendecilerdir.
Bu
perakendeciler,
kataloglarını
mevcut
ve
potansiyel
müşterilerine gönderirler. Müşteriler de kendilerine gönderilen sipariş formunu
doldurarak posta ya da telefon ile ürünün gönderilmesini talep ederler. Ürünü
resmini ve özelliklerini kataloglardan görerek satın alırlar. Katalogla satış yapan
firmaların bazıları İnternet üzerinden perakende satışa başlamıştır. Katalogla satış
yapan perakendeciler, pazar yerindeki deneyimlerini İnternet ortamına da
taşıyabilirler. Bu sayede farklı bir örgütsel yapılanmaya gidilmesine gerek kalmaz.
Bu gibi artıları yanında, katalogla satışın bazı ekonomik güçlükleri de
bulunmaktadır.
4) Mağaza ve Katalog Perakendecileri: Hem geleneksel mağazalı perakendecilik
hem de katalogla satış yapan perakendeciler, İnternet ortamında faaliyete
geçtiklerinde en önemli avantajlarından biri, birden çok kanal kullanımında ve
işbirliği kurmada deneyimli olmalarıdır.
5) Üreticiler ve Toptancılar: Günümüzde perakendeciler İnternet üzerinden
pazarlama faaliyetlerine başladıkça, bazı üretici ve toptancılar da müşterilerine
doğrudan ulaşmak amacıyla sanal ortamda faaliyetlerine başlamışlardır.(Örneğin
bilgisayar üreticisi Dell ve Gateway) Bu da, perakendecilerin dağıtım kanalından
çıkartılarak, maliyetlerin ve fiyatların düşmesi, satışların da artması anlamına
gelmektedir. Bu tip perakendecilikte, üreticinin kontrolü ve sorumluluğu artar.
Ancak bu durum perakendecilerin, üreticinin mallarını web sitelerinden çıkarması
sonucunu da doğurabilir. Üretici ve toptancıların kendi markalarının tanınmış
olmaması, doğrudan tüketiciye mal satacak ve web sitesini yönetecek deneyiminin
olmaması sayılabilecek bazı dezavantajlarıdır.
71
4.11. Yeniliklerin Tüketiciler Tarafından Benimsenmesi, Kabulü ve Yayılması
Yenilikler, sembolik düzeyde ya da teknolojik düzeyde oluşabilirler. Sembolik
yenilikler, yaşama sosyal bir anlam katarken, teknolojik yenilikler
yaşamda bazı
fonksiyonel değişiklikler sağlarlar. İster sembolik olsun, ister fonksiyonel olsun; yeni
ürünler, hizmetler ve fikirlerin özellikleri, yeniliklerin toplumdaki yayılma derecelerini
belirler.90
Kişiler, sosyal sistemlerin birer parçasıdırlar. Sosyal sistem; insanların ait
olduğu ve faaliyette bulunduğu fiziksel, sosyal ya da kültürel çevredir. Sosyal sistemler,
belirli ortak ihtiyaçları, problemleri, faaliyetleri ve ilgi alanları benzer olan insan
gruplarını birleştirirler. Bir sosyal sistemin elemanlarının, onları potansiyel alıcı
yapacak, en az bir tane ortak özellikleri vardır. Bu sistem, kişilerin satın alma kararlarını
etkileyecek norm ve değerlerini de taşıyacağından, referans gurubu olarak da
düşünülebilir.
Belirli normlar, değerler, gelenekler, standartlar, tutumlar ve sosyal sistemin
beklentileri, yeni ürün ve fikirlerin tüketiciler tarafından kabullenilmesini etkileyen
etmenlerdir. Geleneksele karşı modern, diniye karşı laik kültür uygulamaları, bir
yeniliğin
kabulünü
ya
da
reddini
etkiler.
Yeniliğin,
tüketiciler
tarafından
kabullenilmesinin ardından bunun toplumdaki yayılma hızı da değinilmesi gereken bir
konudur.
Sosyal sistemin, yeniliğin yayılma hızını etkileyen 3 yönü vardır: 91
Yenilik ile sosyal sisteme ait elemanların değerleri arasındaki uyumluluk ne
kadar fazla ise, yayılma da o kadar hızlı olur.
Sosyal sistem ne kadar homojense, yayılma süreci de o kadar hızlıdır.
Farklı kültürler arasında, yeniliklerin yayılması, ülkeler ile kendi
kültürlerinin benzerlikleri arasındaki uzaklığa bağlıdır.
90
91
Michael Solomon, Consumer Behaviour, 3rd ed., 1995, p. 252
Nessim Hanna, Richard Wozniak, Consumer Behaviour, 2001 p. 356
72
Çağdaş değer yargılarına sahip hedef pazarda, yenilikler daha çabuk kabul
görürken, tutucu olan hedef pazarda yeniliğin kabul edilmesine karşı bir dirençle
karşılaşılabilir.Bu yüzden, pazarlamacıların hedef pazarların sosyo-kültürel yapısını iyi
incelemeleri gerekmektedir.
Kolay
denenebilirlik
Hedef pazarda
değişim
Yüksek
gözlenebilirlik
Düşük
karmaşıklık
Kişisel kabul
kararı
HIZLI
YAYILMA
Büyük göreceli
avantaj
Yoğun
pazarlama
çabası
Yüksek
uygunluk
Güçlü ihtiyaç
hissedilmesi
Şekil 4.5 : Hızlı Yayılmanın Belirleyicileri
Kaynak: Yavuz Odabaşı, Tüketici Davranışı ve Pazarlama Stratejileri, Eskişehir 1996, s. 127
Şekil 4.5’de bir yeniliğin hangi hızda yayılacağını belirleyen faktörler
gösterilmiştir. Yayılma hızı tamamen pazarlamacıların kontrolü dışında değildir ve
gerçekleştirilen çalışmalarla hızı arttırabilmek olanaklıdır. Yenilik değer yargılarına
uygun olduğunda ve ortaya çıkmış bir ihtiyacı tatmin yeteneği taşıdığında, hızlı biçimde
yayılabilecektir. Yeniliği söz konusu olan ürün/hizmet, daha az karmaşık olduğunda,
varolan diğer ürün/hizmetlere göre daha büyük yararlar sağladığında, yeniliğin hızla
yayılabileceği söylenebilir. Düşük maliyet ve düşük risk unsurlarını taşıyan denemelerin
73
olduğu ve yenilikleri kabullenmenin olumlu sonuçlarının tüketiciler tarafından
kolaylıkla gözlemlenmesi durumunda yeniliklerin yayılma hızı artacaktır.92
4.11.1. Teknolojik Yeniliklerin Tüketiciler Tarafından Benimsenmesi, Kabulü ve
Yayılması
Küreselleşme, 1980’lerin sonunda literatürümüze girmiş ve ekonomik
gelişmelerin referans noktası olmuştur. Dünya ekonomisindeki yapısal değişmeler ve
ileri teknolojilerin baş döndürücü bir hızla gelişmesi, yeni eğilimleri de beraberinde
getirmiştir. Bu eğilimler, hem eşzamanda gelişmekte hem de karşılıklı birbirlerinin
etkilerini arttırmakta olan süreçlerdir.
Küreselleşmenin etkisiyle sermaye olağanüstü bir dolaşım hızına ve geniş bir
etki alanına erişmiştir. Bu eğilim, büyük sıçramalar şeklinde kendisini göstermiştir.
Dikkati çeken ikinci eğilim ise, teknolojik gelişme ve değişikliklerle ilgilidir.
Bilgisayarların işlem hızında, bellek kapasitesinde ve programlarda yaşanan gelişmeler
bilgi işlem, depolama, telekomünikasyon etkinliklerini önceden görülmeyen bir şekilde
hızlandırıp, ucuzlatmıştır. Dünyanın hemen bütün noktaları, sadece telefon hatlarıyla
değil, fiber optik data transfer kanallarıyla, uydu haberleşme kanallarıyla birbirine
bağlanmaya başlamış ve yeni bir varoluş düzlemi-Cyberspace- oluşmuştur. 93
Yenileşme kavramı içinde; yenilikle bağlantısı kurulan teknoloji, teknik,
değişim, yaratıcılık ve buluş gibi kavramların tamamı yer almaktadır. Teknolojik
yenilik ise, yeni teknolojilerin yaratılması ve uygulanması amacıyla bilginin
kullanılmasını ifade eder. Teknolojinin birlikte bulunduğu faktörlerin verimini arttırıcı
özelliği onu sürekli değişmeye ve yenileşmeye zorlar. Teknolojik değişim, yeni üretim
olanakları yaratırken, yeni ve daha fazla ürün alınması sayesinde toplumun ekonomik ve
sosyal refahında önemli bir rol oynar.
Yeni bir teknoloji bir işletme ya da kuruluş tarafından uygulandığında çok
yaygın etkiler meydana getirir. Bunlardan bazıları teknolojinin doğrudan etkilerinin
ötesinde oluşmakta ve istenmeyen sonuçlara neden olabilmektedir. Dinamik bir
92
93
Odabaşı, op.cit., s. 127
Özdemir,op.cit., s.4
74
toplumda teknoloji, kümülatif bir etki değil, bir çarpan etkisi yaratmaktadır. Bu durum
sistemler arasındaki etki-tepki mekanizması sonucunda oluşmaktadır. Bu nedenle, nasıl
ki tekerleğin icadı kendisi ile birlikte pek çok değişmeye neden olmuşsa, çağdaş her
teknolojik buluş, uygulamaya aktarıldığı andan itibaren önemli değişmeleri beraberinde
getirmektedir. Bu tür etkiler, toplumda dalga dalga yayılarak bireylerin yaratıcılığını
uyararak yeni gelişmelerin ve yeniliklerin doğmasına olanak verirler.
Bunu nasıl olduğunu açıklamak için, otomobil iyi bir örnek olabilir. Otomobilin
geliştirilmesi ile birlikte toplumun bütününü ilgilendiren çok önemli değişiklikler
olmuştur. Otomobili kullanan toplumlarda insanların yaşam tarzı, satın alma
alışkanlıkları büyük ölçüde değişmiştir. Otomobil teknolojisinin gelişmesinin dolaylı
etkilerini çoğaltmak mümkündür.
Teknolojinin toplumu etkilediği bir gerçektir. Bunun ötesinde teknolojik
buluşların işletmeye bir takım etkiler yaptığı söylenebilir. Bu etkiler arasında, daha
yüksek verimlilik, sistemi karmaşıklaştırma, sermaye ihtiyacı yaratma, işletmelerde arge’nin önemini arttırma ve müşterilerin yeni bekleyişleri sayılabilir.
Dinamik bir çevrede teknoloji, toplumsal sistemlerin etkileşmesiyle toplumun
tüm kesimlerinde köklü değişimleri başlatmaktadır. Böylece çevrede başlayan bir
teknolojik değişme dalgası, giderek toplumun tüm kurumlarını etkilemekte ve çevresel
bir baskı unsuru olabilmektedir.Bu teknolojiler iletişim araçları sayesinde dünyanın dört
bir yanına ulaşabilmektedir. Böylece tüm uluslar buluş ve yeniliklerin cazibesine
kolayca kapılabilmektedir. Sonuçta yeniliğe karşı direnen sosyal karakterlerin yok
olmasıyla yenilikler yaratılabilmekte, kabul edilip uygulamaya aktarılabilmektedir. 94
Günümüze kadar yayılmış olan yeniliklerin icadından kullanıcıya kadar yayılma
hızı aşağıdaki şekilde gösterilmektedir. (Şekil 4.6)
94
Gönül Budak, Yenilikçi Yönetim Yaratıcı Birey,Sistem Yayıncılık, Eylül 1998, İstanbul, s. 45-47
75
Şekil 4.6 : OECD ülkelerinde Teknolojinin Yayılma Hızı
Kaynak: Mehmet Recep Usalan, E-Ticaretten E-Devlete: E Türkiye Yolunda Değişim,Bilgi
Teknolojileri ve E Türkiye Zirvesi Bildiri Notları, Haziran 2000
Günümüzün hızla gelişen dünyası, teknolojinin sağladığı kolaylıklarla hızla
büyümektedir. Bu sürekli ilerleyen dünyada, firmaların sundukları hizmetleri satın
alabilmek için satıcılarla bir araya gelmek yerine bunu, teknolojiyi kullanarak yapmaya
çalışan müşterilerin sayısı günden güne artmaktadır. Tüketicilere doğrudan hizmet
sunan ve tüketicilerin satıcılardan bağımsız olarak hizmet üretmelerine olanak tanıyan
araçlar olarak bilinen self- servis teknolojileri; ATM, telefon bankacılığı, İnternet, sesli
makineler ve videolar gibi araçlardan oluşmaktadır. Bu teknolojiler, hizmet vermek
dışında, tüketiciye; öğrenme, bilgi alma ve eğitim gibi kolaylıklar da sağlamaktadır.
Bazı self-servis teknolojileri çok yaygın olmasına rağmen, bazı yeni teknolojiler
tüketicilere tanıtılmamaktadır. Örneğin, İnternet, alışveriş yapmak isteyen tüketicilere,
mağazaya gidip satışçılarla bir araya gelmek zorunda bırakmadan, geniş bir ürün
yelpazesi sunmaktadır.95
İnternet teknolojisi gibi yeni teknolojiler, toplumun her bireyi tarafından aynı
hızda benimsenmez. Bazı kişiler yeni teknolojileri denemek isterler. En son modayı, en
95
Matthew Meuter et. al., “Self- service Technologies: Internet Customer Satisfaction with TechnologyBased Service Encounters”, Journal of Marketing, vol. 64, July 2000, pp. 50-64
76
son teknolojileri ilk deneyen bu tip kişilerdir. Diğer tarafta da, değişime karşı direnen
insan tipi bulunmaktadır. Bu kişiler de yenilikleri başka bir alternatifleri olmadıkları
taktirde denerler.Yenilikçiler tipik olarak genç, iyi eğitimli, yüksek gelirli ve risk seven
tiplerdir.96
Yukarıdaki anlatımlara dayalı olarak, araştırmanın ikinci hipotezi şu şekilde
oluşturulmuştur:
Hipotez 2:
Kişilerin yeniliklere açık olmaları, İnternet üzerinden alışveriş yapma
eğilimlerini arttırır.
4.11.2. Bilgisayar ile İnternet Teknolojisinin Benimsenmesi, Kabulü ve Yayılması
Son yıllarda, iletişim ve bilgisayar teknolojilerinde önemli gelişmeler
yaşanmaktadır. İlk önemli gelişme, elektronik teknolojisindeki ilerlemelerle beraber,
daha yüksek kapasiteli bilgisayarların, giderek düşen maliyetlerle pazara sunulabilir
hale gelmesidir. Göze çarpan ikinci gelişme, yazılım ve iletişim hizmetlerinin göreceli
öneminin, donanıma göre artmış olmasıdır. Bu uygulamalarla son kullanıcı açısından
bilgisayar daha erişilebilir ve anlaşılabilir bir çalışma ve aynı zamanda eğlence aracı
haline gelmeye başlamıştır.
Tüm dünyada, özellikle kişisel bilgisayarların iletişim pazarındaki payı, %21
düzeylerinden %31 düzeyine kadar çıkmıştır. ABD ve AB ülkelerinde bilgisayar sayısı
yaklaşık iki kat, Japonya’da ise üç kat artmıştır. Bu artışlarda, kişisel bilgisayarların
evlerde yaygınlaşmasının payı büyüktür.
“İnternetin yaygınlığı, hemen hemen geometrik bir büyüme hızı sergilemektedir.
Yapılan araştırmalara göre Ağustos 1981 ile Ağustos 1982 arasında, İnternet bağlantı
sayısı ayda ortalama 2.5 kat artmıştır. Ekim 1988 ile Ocak 1989 arasında aynı rakam,
6,000 dolaylarındadır. Temmuz 1995 ile Ocak 1996 arasında, İnternet bağlantı sayısı
ayda ortalama 470,000 civarında artmıştır. Ocak 1997 yılında İnternete bağlı bilgisayar
sayısı yaklaşık 16.1 milyondur.”97
96
Berkman, Lindquist, Sirgy; op.cit, p. 247
İgeme-Bilten Projesi, Türkiye İçin Elektronik Ticarete Geçiş Durum Değerlendirmesi ve Pilot
Uygulama(www.igeme.org.tr/TUR/etrade/ETSOP/Default.htm’den alınmıştır.)
97
77
Bilgisayar ve İnternetin yaygınlığı ile ilgili birçok çalışma yapılmıştır.
Bunlardan en önemlilerinden biri, Ulaştırma Bakanlığı sorumluluğunda ve TUBİTAK
Başkanlığı sekretaryasında, Türk Telekom ve TESİD’in katkıları ile gerçekleştirilen
Türkiye Ulusal Enformasyon Altyapısı Ana Planı Hazırlama(TUENA,1998) projesidir.
Projenin bulgularına göre, Türkiye’de toplam bilgisayar sayısı 1,179,601’dir. Bu sayını
yüzde 97’sini kişisel bilgisayarlar oluşturmaktadır. Kentlerde(nüfusu 20,000 ve üzeri
olan yerleşim birimleri) yürütülen bir saha çalışması sonuçlarına göre, evde faks sahibi
olanların oranı %1.5, telefonu olanların oranı %81.8, bilgisayarların oranı %6.5,
modemi olanların oranı %1.3, İnternet bağlantısı olanların oranı %1.2 düzeylerindedir.98
Diğer bir çalışma, Tübitak-Bilten(2000) tarafından 5690 kişi üzerinde
yapılmıştır.Buna göre, bilgisayar sahipliğine bağlı olmadan, bilgisayar kullanım oranı
%17,1 olarak belirlenmiştir. (Tablo 4.5)
Tablo 4.5 : Bilgisayar Kullanımı
Sayı
Yüzde
(%)
Kullanmıyorum
4716
82,7
Kullanıyorum
972
17,1
2
0
5690
99,8
Bilmiyor/Yanıt yok
Toplam
Kaynak:TUBİTAK, BİLTEN,”Bilgi Teknolojileri Yaygınlık ve Kullanım Araştırması” Kamusal
Değerlendirme Raporu, Ankara, Ocak 2000(www.bilten.metu.edu.tr/pdf/KAMUSAL/22Ocak.pdf)
Aynı araştırmada evinde bilgisayar olan hanelerin %84,5’i, İnternet konusunda
bilgileri olduğunu belirtmişlerdir. Bu hanelerin %15’i İnternet ismini duyduğunu ancak
bilgisinin olmadığını, %0,4’lük kesim ise daha önceden İnternet sözcüğünü hiç
duymadıklarını dile getirmişlerdir.99
98
Türkiye Ulaştırma Bakanlığı, “Türkiye Bilgi Toplumu 2010”, TUENA Raporu, Ekim 1999
( www.tesid.org.tr/Pdf/tuenafinalreport.pdf’den alınmıştır.)
99
TUBİTAK,
BİLTEN, ”Bilgi Teknolojileri Yaygınlık ve Kullanım Araştırması” Kamusal
Değerlendirme Raporu, Ankara, Ocak 2000(www.bilten.metu.edu.tr/pdf/KAMUSAL/22Ocak.pdf)
78
Bu yönde yapılan başka bir çalışma da, Computer Industry Almanac Şirketi
tarafından yapılmıştır. Elli ülkeyi kapsayan İnternet kullanıcı sayısı raporunda, 2001 ile
2005 yılları için tahminlemelerde bulunulmuştur. Bu rapora göre, 1998 yılında dünyada
200 milyon olan İnternet kullanıcı sayısı, 2000 yılında 400 milyona ulaşmıştır. Tüm
dünyadaki toplam İnternet kullanıcılarının %33’ü Amerika’da bulunmaktadır Aşağıdaki
tablo, İnternet kullanıcı sayısı en yüksek olan on beş ülkeyi göstermektedir. İnternet
kullanıcı sayısı en çok Asya, Latin Amerika ve Doğu Avrupa’da artış göstermektedir.
(Tablo 4.6)
Tablo 4.6 : 2000 Yılı İtibariyle En Fazla İnternet Kullanıcısına Sahip Ülke
ÜLKE
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
Amerika
Japonya
Almanya
Kanada
İngiltere
Güney Kore
Çin
İtalya
Fransa
Avustralya
Tayvan
Hollanda
İsveç
İspanya
Rusya
HAFTALIK
İNTERNET
KULLANICILARI ( Milyon)
114.4*
25.4
14.9
13.1
12.6
12.4
11.3
9.3
6.3
5.3
4.5
4.1
3.8
3.6
3.0
TÜM
İNTERNET
KULLANICILARI(Milyon )
134.6
33.9
19.9
15.4
16.8
19.0
22.5
12.5
9.0
7.6
7.0
5.5
4.4
5.6
7.5
Kaynak: www.c-i-a.com/2001/ivc/.htm)
*Kullanıcılar 16 yaşı üstünde ve İnterneti sürekli kullanan kişileri kapsamaktadır.
Rapora göre, 2002 yılı sonunda dünyadaki İnternet kullanıcı sayısı 673 milyona,
2005 yılı sonunda da bu rakam 1 milyara ulaşması beklenmektedir.100
Bu verilere dayanarak, araştırmanın üçüncü hipotezi şu şekilde oluşturulmuştur:
Hipotez 3: Tüketici hedef kitlesi, İnternet teknolojisinden haberdardır.
100
www.c-i-a.com/2001/ivc/.htm)
79
Şimdiye kadar, sırasıyla yeniliklerin, teknolojilerin ve nihayet bilgisayar ile
İnternetin tüketiciler tarafından ne kadar benimsendiğini, toplumda ne kadar yayıldığını
ve geleceğe yönelik öngörümlemelerin yapıldığı çalışmalardan söz edilmiştir. Şimdi,
çalışmanın amacı doğrultusunda, tüketicilerin İnternet üzerinden alışverişi, ne kadar
benimsediklerine yönelik yapılmış araştrmalara değinilecektir.
ProCon Gfk, Türkiye’deki büyük kentlerde İnternet kullanımının %17 oranında
yaygınlaştığını öne sürüyor. İstanbul merkezli IBS’in araştırma ortağı ProCon Gfk’in
yaptığı araştırmaya göre, evden ve işyerinden erişim sağlayan kullanıcılar çoğunluğu
oluştururken %27’lik bir azınlık ise, İnternet Cafe’leri tercih ediyor.101 (Şekil 4.7)
Okul
5
Arkadaş/Akraba evi
8
İnternet Kafe
27
İşyeri
43
Ev
44
0
10
20
30
40
50
Şekil 4.7 :Türkiye Kentsel İnternet Erişimi
Kaynak: www.turk.internet.com/haber/yazigoster/php3?yaziid=1890)
Güçlü araştırmalarıyla iş dünyasının nabzını tutan IBS, “E-retailing in
Turkey”(Türkiye’de
e-perakendecilik)
isimli
araştırmasında
Türk
İnternet
kullanıcılarının e-alışveriş konusundaki tutumları ile İnternetten alışveriş yapan ve
yapmayan kullanıcıların İnternet sitelerine ve e- alışverişe bakış açıları yer almaktadır.
Araştırma İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Diyarbakır, Konya ve Trabzon illerinde
toplam 1187 İnternet kullanıcısı üzerinde gerçekleştirildi. Çalışma, Türkiye’deki
İnternet kullanıcılarının elektronik alışverişe karşı olan tutumları hakkında bilgi
vermektedir. Araştırma sonucunda %42,5’lik bir dilimin e- alışverişten habersiz olduğu,
%36,4’lük bir dilimin e-alışveriş yapmadığı, %17,7’lik bir bölümünün potansiyel e101
www.turk.internet.com/haber/yazigoster/php3?yaziid=1890
80
alışverişçi olduğu ve %3,4’lük kısmın ise e-alışveriş yaptığı tespit edilmiştir.(Tablo
4.7)102
Tablo 4.7 : Tüketicilerin İnternet Üzerinden Alışveriş Yapma Eğilimleri
E-alışverişten habersiz
%42,5
E-alışveriş yapmıyor
%36,4
E-alışveriş yapabilir
%17,7
E-alışveriş yapıyor
%3,4
Kaynak: wwwmarjinal.com.tr/basin/ibs_basin.htm
Bu alanda yapılan diğer bir çalışma da, yine İstanbul merkezli IBS Group’a
aittir. “Turkish E-Shoppers Survey”(2000) başlıklı araştırmaya göre, İnternet
kullanıcılarının alışverişlerini çoğunlukla evlerinden gerçekleştirdiği ortaya çıkmıştır.(%
72,2) İnternet üzerinden alışveriş eğilimi olan potansiyel alıcılar da, %66.7 oranla
evlerinden alışveriş yapmayı düşünmektedirler. Evlerinden İnternet yoluyla hiç alışveriş
yapmayanların oranı %57,2 iken, elektronik alışverişle hiç ilgilenmeyenlerin oranı da %
39,8’dir. Tablo 4.8’den ve Şekil 4.8’den görülebileceği gibi İnternet üzerinden alışveriş
en çok evden yapılmaktadır.
102
www.marjinal.com.tr/basin/ibs_basin.htm
81
Tablo 4.8: İnternet Kullanıcı Türleri
İnternet Kullanıcı Türleri
İnternetten
Potansiyel
İnternetten
İnternetten
alışveriş
İnternet
alışveriş
alışverişle
yapanlar*
müşterileri
yapmayanlar
ilgilenmeyenler
(%)
(%)
(%)
(%)
Ev
72.5
66.7
57.2
39.8
İşyeri
40
26.2
29.6
22.6
İnternet Kafe
12.5
20
23.1
34.5
Arkadaş/Akraba evi
0
8.6
10
9.1
Diğer
2.5
0.5
2.5
2.2
*Birden fazla seçeneğin işaretlenmesi nedeniyle toplam % 100’ü vermemektedir.
Kaynak: IBS, “Turkish E-Shoppers Survey”,2000
(www.ibsresearch.com/assets/sample/_ch/006080001_samp.pdf’den alınmıştır)
2,2
2,5
0,5
2,5
Diğer
Arkadaş/Akraba
evi
0
İnternet kafe
9,1
10
8,6
Elektronik alışverişle ilgilenmeyen
12,1
23,1
20
22,6
29,6
26,2
İşyeri
Potansiyel internetten alışveriş
yapacak olan
0
20
İnternetten alışveriş yapan
40
39,8
Ev
İnternetten alışveriş yapmayan
34,5
40
57,2
60
66,7
72,5
80
Şekil 4.8 : İnternet Kullanıcı Türleri
Kaynak:IBS,
“Turkish
E-Shoppers
Survey”,2000
(www.IBSResearch.com(www.ibsresearch.com/assets/sample/_ch/006080001_samp.pdf’dan alınmıştır)
Yine IBS’nin yaptığı bir araştırmada, Türk kentli İnternet kullanıcılarının online
alışveriş yapma alışkanlıklarının çok seyrek olduğunu ortaya koymuşlardır.(Şekil 4.9)
82
Seyrek
Bazen
Sık sık
Çok sık
0
0,5
1
1,5
2
2,5
Şekil 4.9 : Türk Kentli İnternet Kullanıcılarının Online
Alışveriş Yapma Alışkanlığı
Kaynak: www. turk.internet.com/haber/yazigoster/php3?yaziid=680’den alınmıştır.
Bu verilere dayanarak, çalışmanın dördüncü hipotezi şu şekilde oluşturulmuştur:
Hipotez 4: Tüketici hedef kitlesi, İnterneti alışveriş amaçlı kullanmamaktadır.
Günümüzde
İnternet
pazarının
gelişmesine
etki
eden
birçok
faktör
bulunmaktadır. Bunlardan bazıları teknolojik etkenler, bazıları da tüketicilerin değişen
yaşam biçimi ile ilgilidir.
Yapılan birçok akademik araştırmada İnternet kullanıcı profili çizilmiştir. Buna
göre İnternet kullanıcısının tipik özellikleri, genç, erkek ve eğitimli olmasıdır. Ancak
halen çok fazla bilgi sahibi olunmayan konu, İnternet üzerinden alışveriş yapan
müşterinin profilidir. Pazarlama ve reklamcılık açısından İnternet müşterisinin profilinin
belirlenmesi daha önemlidir. Bunun yanı sıra, İnternet kullanıcısının, İnterneti alışveriş
amaçlı olarak da kullandığı ile ilgili hiçbir kanıt yoktur.
Tipik İnternet kullanıcısı genç olmasına rağmen, belirli bir gelir seviyesine
ulaşmış olan yetişkinlerin sanal alışveriş yapma olasılığı da söz konusudur. Araştırma
Şirketi
Experian’ın
“İnternet
Yaşam
Biçimi
Araştırması”na
göre
İnternet
kullanıcılarının şu andaki ortalama yaş tipi 18-25 yaş grubudur. Ancak kayda değer
sayıda online müşteri de 26-45 yaş grubu arasında yer almaktadır.103
Donthu(1999) İnternet üzerinden alışveriş yapan ve şu ana kadar İnternetten hiç
alışveriş yapmamış kişiler arasındaki farklılıkları ortaya koymak amacıyla, 2000
103
www.turk.internet.com/haber/yazigoster.php3?yaziid=412
83
tüketiciye telefonda anket uyguladığı bir çalışma gerçekleştirmiştir. Anket 790 kişi
üzerinde başarıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, tüketiciler İnternet üzerinden
alışveriş yapan(n=122) ve şu ana kadar İnternetten hiç alışveriş yapmamış
kişiler(n=668) olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Araştırmanın sonucunda bu iki grubun
eğitim düzeyleri ve cinsiyet açısından farklılık göstermedikleri ortaya çıkmıştır. Ancak,
İnternetten alışveriş yapan müşterilerin genel İnternet kullanıcı tipinden farklı olduğu
sonucuna varılmıştır. İnternetten alışveriş yapan tüketicilerin, yapmayanlara oranla daha
büyük ve gelir seviyesi daha yüksek kişiler olduğunu ortaya koymuştur.
Bu sonuçlar ayrıca gençlerin İnterneti daha çok eğlence ve vakit geçirme aracı
olarak kullandıklarını da göstermektedir. Diğer bir sonucu da, e-müşterilerin, sanal
dünyada alışveriş yapmayanlara oranla daha yenilikçi kişiler olduğunu da ortaya
koymuştur.104
Aşağıdaki şekil dünyadaki belirli ülkeler bazında İnternet kullanıcılarının
cinsiyete göre dağılımını göstermektedir. Şekil 4.10’a göre, cinsiyet İnternet kullanımı
açısından büyük bir farklılık yaratmamaktadır.
100
80
47,8 46,4 44,2
44
42,7 42,6 41,6 41,2 40,6 35,3
Kadın
20
52,2 53,6 55,8
56
57,3 57,4 58,4 58,8 59,4 64,7
Danimarka
40
Singapur
60
Erkek
İngiltere
Çin
Almanya
Fransa
Tayvan
Hong
Kong
Kore
ABD
0
Şekil 4.10: İnternet Kullanıcılarının Cinsiyete Göre Dağılımı
Kaynak:Büke Özdemir, İTO, İnternet ve Elektronik Ticaret İstatistikleri,Mayıs 2000
Tubitak Bilten’in, “Bilgi Teknolojileri Yaygınlık ve Kullanım Araştırması 2000
Işığında Bilgi Toplumu raporunda işyerleri, kamu kesimi ve hane halkı kapsamında
104
Naveen Donthu,”The Internet Shopper”, Journal of Advertising Research, vol.39, May 1999, p. 52
84
DİE’nin örneklemi kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda üst gelir grubunun ve
yüksek eğitimli kişilerin İnternete daha çok sahip olduğu ortaya koyulmuştur.105 (Şekil
4.11, 4.12)
60
52
50
40
28
30
20
12
10
0
4
1
Alt Gelir
Alt Orta
Gelir
Orta Gelir Üst Orta
Gelir
Üst Gelir
Şekil 4.11 :Gelire Göre İnternet Sahipliği
Kaynak: Haluk Zontul, BTYKA 2000 Işığında Teknolojileri ve E-Türkiye Zirvesi Bildiri Notları, Mayıs
2000
40
31
30
20
10
12
1
3
0
Diplomasız
İlkokul
Ortaokul/Lise
Yüksekokul ve
Üstü
Şekil 4.12 : Eğitime Göre İnternet Kullanımı
Kaynak: Haluk Zontul, BTYKA 2000 Işığında Teknolojileri ve E-Türkiye Zirvesi Bildiri Notları, Mayıs
2000
105
Haluk Zontul, BTYKA 2000 Işığında Teknolojileri ve E-Türkiye Zirvesi Bildiri Notları, Mayıs 2000
85
Bu verilerin ışığı altıda, tüketicilerin demografik özellikleri ile İnternet üzerinden
alışveriş
yapma
eğilimi
arasındaki
ilişkileri
gösteren
hipotezler şu şekilde
oluşturulmuştur:
Hipotez 5: 25-49 yaş grubundaki kişiler, İnternet üzerinden alışveriş yapmaya daha
eğilimlidirler.
Hipotez 6: Eğitim düzeyi ile İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi arasında bir
ilişki yoktur.
Hipotez 7: Yüksek gelir gruplarının İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimleri daha
fazladır.
Hipotez 8: Cinsiyet ile İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi arasında bir ilişki
yoktur.
4.12. Bir Perakende Kanalı Olarak İnternet
“Elektronik Ticaret” kavramı, elektronik araçlarla yapılan tüm online işlemleri
kapsamaktadır. İşletmeden tüketiciye yapılan elektronik ticaret olarak bilinen “B2C”,
bir işletmenin ürün/hizmetlerini İnternet üzerinden nihai tüketiciye satması işlemidir.
İşletmeden işletmeye yapılan elektronik ticaret olarak bilinen “B2B”ise, işletmeler arası
yapılan ticarettir. B2C ile B2B arasındaki en büyük farklılık, müşteri profilleridir.
İşletmeden işletmeye(B2B) yapılan elektronik ticarette, şirketin müşterileri diğer
işletmeler iken, işletmeden tüketiciye yapılan elektronik ticarette(B2C) müşteriler,
bireylerdir.106
Daha önceden de değinildiği gibi, İnternet üzerinden nihai tüketicilere yapılan
elektronik ticaret hem zaman hem de mekan bakımından eşsiz kolaylıklar
sağlamaktadır. Tüketiciler açısından İnternetin yarattığı faydalardan biri de alışveriş
kolaylığıdır. Geleneksel alışveriş yöntemleri tüketicinin herhangi bir ürün ya da ya da
hizmeti satın alması için çeşitli alternatifler yaratmıştır. Pazarlamanın gelişim süreci
106
Susannah Patton, “The ABCs of B2C”, The E-Business Research Center
(www. cio.com/ec/edit/b2cabc.html)
86
içinde
bakkaldan
alışverişten,
telefonla
pazarlamaya,
katalogla
alışverişten,
televizyondan alışverişe kadar çeşitli seçenekler tüketicilere sunulmuştur. Ancak tüm bu
seçeneklerin hepsinde çeşitli sınırlamalar söz konusudur. Örneğin İnternetten alışverişe
en çok benzeyen yöntemlerden birisi olan katalogla alışverişte ürün sayısı, türü ve
alışveriş yeri çok sınırlıdır. Oysa İnternetin en belirgin özelliği sınırlarının olmayışıdır.
Alışverişin çok kolay bir şekilde yapılabilmesi İnternetin bir başka özelliğidir.
İnternetin bilgisayar kullanabilen her yaştan her kişinin kullanabileceği kadar basit bir
araç olması, ucuz olması, alışverişlerin kolay bir şekilde gerçekleşebilmesi açısından
önemli üstünlükler yaratmaktadır.
Pazarlamacılar, satın alma sürecinde renk, biçim, stil, satın alma ve taşıma
yöntemi gibi faaliyetlerde, değişik seçenekler sunarak müşterinin özel gereksinimlerini
karşılamak durumundadırlar. İnternet, bu konuda sağladığı avantajlar nedeniyle, satın
almayı müşterilerin kontrol ettiği bir pazarlama süreci haline dönüştürmektedir. Satın
almanın her aşamasında, örneğin alternatiflerin değerlendirilmesi sırasında çok sayıda
alternatifin aynı anda bilgisayar ekranında görülebilmesi, fiyat, kalite, ve diğer
özellikler bakımından karşılaştırmalar yapılabilmesi gibi üstünlükler, İnternet üzerinden
yapılan
alışverişlerde
insiyatifin
büyük
ölçüde
müşteride
olması
sonucunu
doğurmaktadır.107
4.12.1. İnternet Pazarına Yönelik Çalışma Modelleri
Elektronik ortamda ticari faaliyetlere başlayacak olan işletmelerin mutlaka bir
çalışma modeli oluşturmaları gerekmektedir. On farklı İnternet çalışma modeli
tanımlanabilir(Şekil 4.13)
107
İbrahim Kırçova, Pınar Öztürk, İnternette Ticaret ve Hukuksal Sorunlar, İstanbul Ticaret Odası, Eylül
2000, ss. 24-25
87
E-Mağaza
3. Parti Satışı
E-Mall
E-Artırma
E-Üretim
İNTERNET ÇALIŞMA
MODELLERİ
Sanal Topluluklar
Bilgi Desteği
Bütünleştirme
Finansal Servis
Sağlanması
Satış Zinciri
Servisi Sağlanması
Şekil 4.13 : İnternet Çalışma Modelleri
Kaynak: Coşkun Dolanbay, Yeni Ekonomide Başarının Anahtarı E-Ticaret Strateji ve Yönetimi, Ağustos
2000, s.61
E-Mağaza, bir şirketin web ortamında pazarlama çalışmalarını içermektedir. Bu
modelde şirket bir ürün ya da hizmeti İnternet aracılığı ile satışa sunmaktadır. Mağazaların bu
ortamdaki en büyük avantajı düşük maliyetlerdir. Tüketiciler açısından yararı ise, geleneksel
yöntemlere oranla daha ucuz olması; zamandan ve sınırdan bağımsız alışveriş olanağı ve
farklı
ürünlerin
karşılaştırılmasındaki
kolaylık
olarak
değerlendirilebilir.
Migros(www.migros.com.tr) ve Tansaş(www.tansas.com.tr) bu modele örnek olarak
gösterilebilir.
3. Parti Satışı, web ortamına dahil olan şirketleri yine İnternet ortamında desteğinin
sağlanması konusunda çalışmaların yürütülmesi amacıyla kurulan çalışma modelidir. Örneğin
lojistik destek sağlanması, pazarlama çalışmaların sürdürülmesi, ödeme sistemlerinin
oluşturulması, güvenlik ya da sipariş sisteminin kontrol altında tutulması gibi. Bu modele
örnek olarak Fedex Virtual Order (www.fedex.com) verilebilir.
88
İnternet ortamında oluşturulabilecek diğer model E-Üretimdir. Bu model, ürün ve
servislerin elektronik yollarla tedarik edilmesi ve fiyatlandırılması amacı ile kullanılmaktadır.
Boeing(www.boeing.com) bu yolla 1996 yılında o güne kadar 17 olan tedarikçi sayısını 200’e
yükseltmiştir.
Belli bir konuda görüş alışverişinde bulunmak üzere şirketler tarafından kurulan model
sanal topluluklardır. Bu tip topluluklar gelirlerini topladıkları bilgiler ve yaptıkları pazar
araştırmaları, hazırladıkları raporlar ve aldıkları reklamlar ile sağlamaktadırlar. Amazon.com
örnek olarak gösterilebilir.
Üçüncü parti kuruluşlara ödeme sistemleri konusunda servis sağlanması dışında,
doğrudan tüketicilere yönelik olarak finansal servislerin sağlanması amacıyla oluşturulan
siteler, İnternet ortamında büyük başarılar göstermektedir.
Satış zinciri servisi, İnternet üzerinden çalışmalarını sürdüren şirketlerin satışlarında bir
bileşenin sağlanması konusunda hizmet sunmak amacıyla oluşturulurlar. Bu modele, ödeme
işlemlerinin gerçekleştirilmesi(www.garanti.com.tr) ya da ürünlerin tüketici adreslerine
teslim edilmesi(www.fedex.com) konusundaki işletmeler gösterilebilir.
Farklı işletmeler tarafından sunulan ürün ya da hizmetlerin bir araya toplanarak tek bir
ortamda sunulması, bütünleştirmedir.Örneğin petrol üretim ekipmanlarını satan web sitesi bu
modele örnek olarak gösterilebilir.
Diğer bir model de, İnternetin beraberinde getirdiği yeni bilgi servislerine yönelik
hazırlanacak model olan bilgi desteğidir.(Örneğin, www.yahoo.com)
E-Artırma, geleneksel açık artırma çalışanlarının tam olarak İnternete adapte edilmiş
modelidir. Bu modelin multimedya teknolojilerinin de yardımıyla ürünlerin tanıtımının
gerçekleştirilmesi ve İnternet kullanıcılarından gördüğü yoğun ilgi, özel modeller halinde
İnternette yer almasını sağlamıştır. Ödeme, ulaştırma ve garanti gibi özel servislerin de dahil
olması ile, tüketici kitlesi gelişmiştir. Bu tür servis sağlayan şirketlerin gelirlerini, satışlardan
alınan komisyonlar ve reklam gelirleri oluşturmaktadır.
Son model olarak da e-mall, birden fazla mağazanın bir arada bulunduğu alışveriş
merkezlerinin elektronik versiyonu olarak değerlendirilebilir. Kullanıcılar açısından e-mall
sitelerinin yararları; farklı mağazaların ortak güvenlik sistemleri ve kullanım kolaylığı ile
sunuluyor olmasıdır. Ayrıca özellikle büyük e-mall siteleri tarafından sunulan ve sektöründe
isim yapmış mağazaların bir arada bulunması, geleneksel alışveriş hizmetlerinde de olduğu
89
gibi, alışveriş için tek durak olmaları da avantaj olarak değerlendirilmektedir.108 (Örneğin
kangurum.com)
4.12.2. İnternet Üzerinde Pazarlama Süreci ve Stratejileri
İnternet üzerinde pazarlama, geleneksel pazarlamadan farklı olarak işleyen bir yapıya
sahiptir. Bu alanda faaliyet göstermek isteyen işletmeler, geleneksel pazarlama faaliyetlerinde
olduğu gibi pazarlama karmasını oluşturmaları gerekir. Pazarlama sürecindeki ilk adım,
pazarlama ortamının hazırlanmasıdır.
Geleneksel pazarlamadan farklı olarak yer, sanal bir ortamdır. Gözle görülen elle
tutulan bir fiziksel ortam söz konusu değildir. İşletme tarafından hazırlanan ürün ve
hizmetlerin, en etkili yoldan tüketicilere sunulması pazarlama programının başarısı açısından
son derece önemlidir. Bunun dışında pazarlama karması unsurları geleneksel yöntemlerle
paralel çalışmalar yapılarak oluşturulabilir.
İnternet üzerinde pazarlama, süreç olarak geleneksel pazarlamadan, özellikle sunum ve
satış aşamalarında önemli farklılıklar göstermektedir. Promosyon programı ve dağıtım sistemi
açısından ortaya çıkan farklar, İnternette pazarlamanın kendisine özgü yanlarıdır. Ancak,
pazarlama sürecinin ikinci adımı olan pazarlama karmasının, her unsuru açısından
gözlemlenen İnternet olma özelliği, karmanın oluşturulmasında ortaya çıkan farklılıkların
temel nedenidir. 109
İşletmeler ürünlerini İnternet aracılığıyla pazarlarken, pazarda avantaj elde etmek
amacıyla kullanabilecekleri birçok İnternet araç ve teknolojileri mevcuttur. Ancak hangi
İnternet teknolojisinin, hangi pazarlama fonksiyonu ve hangi ürün çeşidi için kullanılması
gerektiği üzerinde önemle durulması gerekir.
İnternet üzerinde uygulanacak olan pazarlama stratejilerine geçmeden önce, Nour
tarafından ürün tipi ve dağıtım şekli temeline dayanan sanal pazarlar modeli üzerinde
durulacaktır. Nour, birçok yazarın yapmış oldukları çalışmaları gözönünde bulundurarak
farklı ürün çeşitlerinin yer aldığı İnternet bazlı pazarlar için farklı stratejiler geliştirmek
108
Coşkun Dolonbay, Yeni Ekonomide Başarının Anahtarı E-Ticaret Strateji ve Yönetimi, Ağustos 2000, s.6064
109
Kırçova, op.cit. s. 64
90
gerektiğini ortaya koymuştur. Model farklı ürün tiplerine ve dağıtım şekillerine göre
stratejiler önermektedir. Modele göre ürün tipleri dört grupta toplanmıştır:
Ürünlerin
Dijital
Yollardan
Alım
Satımı:(DEM-Digitally
Enabled
Murchandising)
Fiziksel dağıtım gerektiren ürünlerin nihai tüketiciye İnternetten transferi mümkün
değildir. Ürünlerin müşterilere teslimi hava, deniz, kara ve tren yollarıyla gerçekleşebilir. Bu
özellik, bu pazar yapısında İnternet kullanımını sınırlandırmaktadır. Bu tip ürünlerin bir
dezavantajı, dokunmak, incelemek ve denemek gibi fiziksel ortamda yapılabilecek işlemlerin
sanal ortamda yapılamayacak olmasıdır. Otomobiller, televizyonlar, giysiler örnek olarak
gösterilebilir.
Dijital Yolladan Sağlanan Hizmetler: (DES-Digitally Enabled Services)
Bu tip hizmet pazarı bir önceki pazar türüne göre, elektronik yollardan teslim
edilememesi bakımından benzemekte; ancak hizmeti teslim alacak kişinin hazır bulunması
bakımından farklılık göstermektedir. Bu pazarlarda satış sonrası hizmetin gerekli olmasından
dolayı, bir önceki pazar yapısına göre teknolojiden daha çok yararlanabilirler. Tıbbi
operasyonlar ya da kontroller örnek olarak verilebilir.
Elektronik Yayınlar ve Bilgisayar Programları:(EPS-Electronic Publishing and
Software) Elektronik yayınlar ve bilgisayar programları, elektronik yollar aracılığıyla
müşteriye teslim edilir. Diğer iki pazar yapısından farklı olarak, bu pazarda ürünler dijital
olarak tüketiciye ulaştırılır. Bu pazar, İnternet ortamındaki en aktif sanal pazardır. Tabi ki
aktif olması satıcılara, bilgisayar programcılarına ve ürünlerin online dağıtımındaki güvenlik
altyapısına bağlıdır. Elektronik ortamda yayınlanmış makaleler ya da magazinler, gazeteler
örnek olarak gösterilebilir.
Elektronik Tele Hizmetler: (ETS- Electronic Tele-Services)
Bu pazar yapısında hizmetlerin doğası gereği, alıcının fiziksel olarak hazır bulunması
gerekmemektedir. Bu pazar, pazarlama faaliyetleri açısından sınırlı imkanlar sunmaktadır.
Özellikle garanti, ürün destek ya da ürünlerin teknolojilerinin yükseltilmesi gibi hizmetler
sunulmamaktadır. Sigorta, bu hizmetlere örnek olarak verilebilir.
91
İnternetin ve WWW teknolojilerinin evrimi ile İnternetin ticari kullanımı, pazarlama
kavramının sadece yeniden tanımlanmasının değil, aynı zamanda firma-müşteri-üretici
ilişkilerinin yeniden düşünülmesini gerektirmektedir. Nour’un modelinden sonra, şimdi
yukarıda sözü edilen sanal pazarlara yönelik olarak tutundurma, satış, dağıtım ve destek
stratejileri üzerinde durulacaktır. Web tabanlı tutundurma stratejileri aşağıdaki tabloda
gösterilmektedir.
Hem ürünlerin dijital yollarla alınıp satıldığı pazarlarda(DEM), hem de hizmetlerin
dijital yollarla sağlandığı pazarlarda(DES) reklam stratejilerini uygulamak için hipertekst,
animasyon, görüntü ve sesli tanıtımlar kullanılabilir. Ürünlerin fiziksel özellikleri ya da
performanslarıyla ilgili bilgilerin bulunduğu görüntü(video), animasyon(animation) ya da
fotoğrafların yer aldığı elektronik broşürler satıcının web sitesinin ana sayfasında yer alabilir.
Elektronik yayınlar ve bilgisayar programları(EPS) ile tele-hizmetlerin(ETS) sunulduğu
pazarlarda, sadece hipertekst ve sesli(audio) tanıtımlar mümkün olabilir. Ürünün fiziksel
yapısı, kolayca görüntülenmesini ve gösteriminin yapılmasını engellemektedir.
Tablo 4.9: Tutundurma Faaliyetlerinde Kullanılan Web Tabanlı Teknolojiler
Reklam
Halkla
İlişkiler
Gösterim
Deneme
Ürünleri
Dijital
Yollardan
Alım Satımı
(DEM)
Hipertekst*
Animasyon
Görüntü
Ses
Hipertekst
Ses
Görüntü
Animasyon
Görüntü
Dijital Yollardan Elektronik
Yayınlar
ve
Sağlanan
Bilgisayar
Hizmetler
Programları
(EPS)
(DES)
Hipertekst
Hipertekst
Ses
Animasyon
Görüntü
Ses
Hipertekst
Hipertekst
Ses
Ses
Görüntü
Görüntü
Animasyon
Görüntü
İndirgeme ve test
etme
Elektronik
Tele Hizmetler
(ETS)
Hipertekst
Ses
Hipertekst
Ses
Görüntü
Kaynak: Mohamed A. Nour, “A Framework For Web Marketing Strategies”, Information Systems
Management, Spring 2000, vol.17, p. 41
*Hipertekst: Grafik, ses, görüntü içeren ve sanal ortamda düz yazıların tam metin
olarak görüntülenmesini sağlar.
92
Bir pazarlama aracı olarak halkla ilişkilerin asıl amacı, firmanın kendisi ve
ürünleri hakkında pozitif bilgilerin sağlanmasıdır. Ürünlerin gösterimi(demonstration)
potansiyel alıcıya, ürünlerin özellikleri ve performansı ile ilgili bilgiler sağlar. Ürünlerin
dijital yollardan alınıp satıldığı(DEM) pazarlarda görüntü ve animasyon kullanılırken,
hizmetlerin bu yolla sağlandığı pazarlarda(DES), sadece görüntü ile hizmetler
tanıtılabilir. Elektronik tele-hizmet(ETS) pazarında ise ürünlerin doğası gereği, hiçbir
şekilde gösterim yapılamamaktadır.
Ürünlerin denenmesi, tüketiciye ürünü denemesi, test etme fırsatının verilmesi
gibi olanaklar sağlar. Mağazadan yapılan alışverişlerde, tüketicilerin ürünlere dokunma,
inceleme gibi olanakları bulunmaktadır. Ancak bu özellik İnternet ortamında mümkün
değildir.
Elektronik
indirilebilir.(download)
mümkün değildir.
yayınlar
ile
bilgisayar
programları(EPS)
Ancak hizmet pazarlarında(DES ve ETS)
İnternetten
böyle bir şey
110
İnternet yoluyla ve İnternet ortamının dışında firmalar, tanıtımlarını yapmanın
bazı yolları vardır. İşletmeye ait bazı dokümanların üzerine firmanın İnternet adresinin
yazılması, arama motorları, başka sitelerle değişimli “link” konulması gibi faaliyetler,
işletme tanıtımının yapılması açısından çok önemlidir. Tüm iletişim araçlarında olduğu
gibi İnternet ortamında da hem fiziksel hem de ussal ilgi, İnternette önemli bir rol
oynar. Her medya aracında olduğu gibi İnternet de müşteriyle uzun vadeli ilişkiler
kurmak için AIDA modelinin uygulanmasında fayda vardır. Bu modelin aşamaları
doğrultusunda siber dünyada kişilerin ilgisini çekerek başarılı olabilirler. Modelde her
aşama kişiyi, İnternet müşterisi haline getirebilir. 111
Satış faaliyeti, ürün satışı için bir mekan, fiyat, sipariş ve ödeme faaliyetlerinden
oluşur. Ürünlerin sunumu ve fiyatlandırma iki web tabanlı teknolojiyle mümkündür:
Hipertekst ve arama motoru. Ürün siparişi firmaların web sitelerinde “html”
versiyonunda hazırlanmış formlar doldurularak verilebilir. Geleneksel ticarette ödeme;
nakit, kredi kartı, bankadan havale, çek ya da senet gibi ödeme araçlarıyla yapılabilir.
Ancak elektronik ticaretin yapısı gereği yeni dijital ödeme şekilleri de geliştirilmiştir.
110
Mohamed A. Nour, “A Framework For Web Marketing Strategies”, Information Systems
Management, Spring 2000, vol.17, p. 41
111
Emerick, op.cit., p.207
93
Ürünler ve hizmetler satın alındıktan sonra, müşteriye teslim edilmesi gerekir.
Fiziksel ürünler kara, deniz, hava ve tren yoluyla müşteriye ulaştırılabilir. Diğer taraftan
dijital ürün ya da hizmetler elektronik olarak müşteriye ulaştırılmaktadır. Müşteriye
yerinde teslim edilmeyen hizmetlerde alıcının fiziksel olarak yer alması gerekmektedir.
Ürünlerin dijital yollardan alınıp satıldığı(DEM) ve hizmetlerin bu yolla sağlandığı
pazarlar(DES) müşteriye yerinde teslim edilmeyen pazarlardır.
İlkinde mallar
müşterinin olduğu yerde teslim edilirken, hizmetlerin dijital yollardan sağlandığı
pazarlarda müşteri, hizmeti teslim almak için hazır bulunmaktadır. Elektronik yayınlar
ve bilgisayar programlarının(EPS) ve tele-hizmetlerin(ETS) sunulduğu pazarlarda ise,
ürünler dijital yollar aracılığıyla müşterilere ulaştırılmaktadır.
Alıcı ve satıcı arasındaki ilişki ürünün satışından sonra da devam eden bir
süreçtir. Özellikle de ürünlerin dijital yollardan alınıp satıldığı(DEM) ve telehizmetlerin(ETS) sunulduğu pazarlarda, alıcı açısından ürünün zarar görmesi
durumunda oluşacak kaygıları ve belirsizlikleri ortadan kaldırmak için satıcı malı
garanti kapsamına alır. İnternet üzerinde garanti belgesi doldurularak (hipertekst
formatında), alıcının garanti kapsamı içerisinde bir ihtiyacı olması durumunda,
elektronik posta aracılığıyla satıcıyla iletişim kurabilir.
Müşterilerin öneri ve şikayetlerinin göz önünde bulundurulması ve onlardan geri
bildirim alınması, şirketin bünyesinin geliştirilmesine olanak tanır. Bu da hipertekst ve
elektronik posta aracılığıyla mümkün olabilir.112
4.12.3. İnternet Üzerinden Alışverişin Tüketiciler Açısından Yarattığı Riskler
Günümüzde İnternet üzerinden alışveriş geleneksel perakende kanallarından
yapılan alışverişlere nazaran daha büyük bir kolaylık ve zaman tasarrufu sağlar. Ancak
tüketiciler, Darian ve Tauber’in ortaya koydukları, fiziksel faaliyet içinde olmak, sosyal
deneyimler kazanmak ve insanlarla yüz yüze iletişim kurmak gibi nedenlerden dolayı da
geleneksel perakende kanallarından da vazgeçememektedirler.113 Bunun dışında
112
Nour, op. cit., p.42
Peter C. Verhoef, “Possible Determinanats of Consumers’ Adoption of Electronic Grocery shopping in
Netherlands”, Journal of Retailing and Consumer Services, 2001, p. 275
113
94
tüketicilerin İnternetten alışveriş yapmalarını engelleyen diğer bir konu da güvenlik
riskidir.
İnternet üzerinde ticaret, özellikle de İnternetten alışveriş konusunun ayrılmaz
bir parçası da satın alınan bu mallar için mümkün olan ödeme alternatifleridir. Bugün
dünya e-ticaretinin büyük bir kısmında ödemeler kredi kartlarıyla yapılmakta ve bu,
şimdiye kadarki en verimli yöntem olarak kabul edilmektedir. En yaygın ödeme
alternatifi olan kredi kartında ne yazık ki çok ciddi bir güvenlik problemi ön plana
çıkmaktadır. Bugün İnternet üzerinde gezinmekte olan tüm bilgisayarlar, gerekli
işlemler yapılırsa birbirlerine ulaşabilmekte, hatta birbirlerinin disklerini bile
okuyabilmektedirler. Bunun yanı sıra yine İnternet üzerinde gezinmekte olan tüm
standart
bilgilere
istenildiği
taktirde
kolaylıkla
ulaşılabilmekte
ve
içerikleri
anlaşılabilmektedir. Dolayısıyla İnternetten yaptığı alışverişin karşılığı kredi kartı
numarasını ilgili firmaya standart ve korumasız yöntemlerle göndererek ödeme yapan
bir kişinin kart numarası, üçüncü kişiler tarafından ele geçirilebilmekte ve kötü amaçlar
için kullanılabilmektedir.114
Güvenli bilgi iletimi, bilginin kaynağının belirlenmesi ve doğrulanması, bilgi
bütünlüğü ve gizliliğinin sağlanması anlamına gelir. Bilgi bütünlüğü, bilginin bilgisayar
ağları üzerinden iletimi sırasında özgün halde kalmasıdır. Bilgi güvenliği kavramı ise,
bilginin ağ üzerinden güvenli aktarımının sağlanması ile ilgilidir. İnternetteki bir
işlemde kesinlik, bu işlemdeki tarafların gerçekten adı geçen kişiler olduğunun, belirli
verilere erişmeye ve işlemleri yapmaya yetkilendirildiklerinin garanti edilmiş olmasıdır.
Bilginin güvenliği birbiriyle bütünleşmiş iki boyutu kapsar. Birincisi sistem ve
network kaynaklarına yetkisiz girişlerin, İnternet servis sağlayıcısı ve web sitesi
işleticisi tarafından engellenmesidir. İkinci olarak kriptografi, güvenliğin yanı sıra, hem
bilgi bütünlüğü, gizliliği ve işlemi yapan tarafın bunu reddetmemesi, hem de tarafların
onaylanması için şifreleme ve şifre çözme yöntemleri geliştiren bir bilim dalıdır.
Günümüzde İnternet üzerinden yapılan işlemlerde güvenliği sağlamak için
üzerinde en çok durulan kriptografi sistemine Açık Anahtarlı Kriptografi, bu yöntemin
bilgi güvenliğini sağlayacak bir biçimde uygulandığı hizmetler sistemine de Açık
114
Cüneyt Çubukçu, “Türkiye’de İnternet Üzerinde Elektronik Ticaret”, Millenyum’da Elektronik
Ticaret ve 2000 Yılı Çözümleri- Para Dergisi Eki, Mayıs 1999,s. 50
95
Altyapısı denilmektedir.Bu sistemde iki İnternet çifti üretilmektedir. Biri sadece
kullanıcıda olan ve onun bildiği gizli İnternet, diğeri herkesin ulaşabileceği açık
anahtardır. Bir anahtarın şifrelediği bir veri, ancak o İnternete karşılık gelen diğer
İnternetten çözülebilir. Bu, bilginin güvenli iletimini sağlar. Alıcı tarafından yapılacak
iki işlem vardır. Birincisi, kendi açık anahtarı ile şifrelenerek gönderdiği bilgiyi gizli
anahtarı ile çözmek. İkincisi ise bu verinin değiştirilmemiş ve kullanıcı tarafından
gönderildiğini doğrulamak için, gönderen kişinin özel anahtarı ile verinin özetini
çıkartarak gönderdiği sayısal imzasını onun açık anahtarı ile çözerek kontrol etmektir.115
İki kullanıcının veri iletiminde ortaya çıkacak sorunların ortadan kaldırılabilmesi
amacıyla, güvenilir üçüncü tarafların kullanılması düşünülmüştür. Güvenilir üçüncü
taraf bir kurum ise, bu kuruma onay kurumu(OK) denmektedir.
Onay kurumları,
kullanıcıların kimlik bilgilerini doğrulamak üzere, kullanıcılara elektronik kimlik bilgisi
verir. Elektronik kimlik belgesi, kullanıcı bilgilerini içeren bir verinin, Onay Kurumu
tarafından sayısal imzalanması ile oluşur. Elektronik kimlik belgesinde, kullanıcının
adı, soyadı, e-posta adresi gibi bilgilerin yanı sıra, kimlik belgesinin geçerlilik süresi,
kullanıcının açık İnternet bilgisi gibi bilgiler de bulunur. Onay Kurumu, kendi gizli
anahtarını
titizlikle
koruyacağından,
eğer
sayısal
imzası,
açık
anahtarı
ile
doğrulanabilirse, o zaman kullanıcının adı ile kullandığı İnternet çiftleri arasında ilişki
de doğrulanmış olur.116
Güvenlik, teknik olarak iki yöntemle sağlanmaktadır. SSL ve SET. SSL ve SET,
genel anlamda kullanıcıya ya da diğer bir ifade ile alışveriş yapmak isteyen kişiye,
alışveriş yapmak istediği web sunucusunun özel bilgilerini başka bir kişiye vermediğini
kontrol etmektedir. SSL, kullanıcı ve ödemeyi alacak kurum arasında güvenli bir
bağlantının sağlanmasını sağlayan bir teknolojidir. Bu bağlantı, kötü niyetli bir kişinin
gönderilen bilgileri görmesini engelleyerek, bilginin karşı tarafa gönderilmesini
sağlar.117
115
Zeynep Ersoy, Elektronik Ticaret ve Ticaret Noktaları, İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, Ekim 1999,
s. 50-51
116
İgeme-Bilten Projesi, Türkiye İçin Elektronik Ticarete Geçiş Durum Değerlendirmesi ve Pilot
Uygulama (www.igeme.org.tr/TUR/etrade/ETSOP/Default.htm)
117
Sedat Ekşi, “İnternet Üzerinden Alışverişlerde Güvenlik Altyapısı”, BT Haber-E-Ticaret Dosyası,
Bilişim Teknolojileri Gazetesi, Sayı; 290, Ekim 2000, s. 22
96
Son
yıllarda
elektronik
işlemlerde
güvenliği
arttırıcı
çeşitli
sistemler
geliştirilmektedir. Bu amaçla hazırlanan “Elektronik İşlem Güvenliği”(Secure
Electronic Transactions-SET) 1997 Haziran’ından beri deneme aşamasındadır. SET eticaretin büyümesine mani olacak engelleri ortadan kaldırmakta ve online kredi kartları
işlemleri için geliştirilmiş bir endüstri standardı oluşturmaktadır. Avrupa’da 97 Mayıs
ayında İrlanda’da başlayan pilot uygulama, Avrupa’nın diğer ülkelerinde de
yayılmaktadır. Sistemin Türkiye’deki ilk uygulamaları, Yapı Kredi ve Garanti
Bankası’nda başlamıştır. SET, kredi kartı kullanmak yoluyla İnternetten alışverişleri
güvenceye almaktadır. SET sayesinde kredi kart ve numaralarına ilişkin işlemlerin
detayları saklanmaktadır.118
İnternet üzerinde güvenli iletişimin sağlanması, ödemede kullanılan bilgilerin de
güvenliğini sağlayacaktır. İnternet ortamında para kullanımı konusunda farklı örnekler
söz konusudur:119
iCash: Sadece Japonya’da kullanılan ucuz ürün ve hizmetlerin ödemelerinde
kullanılmak üzere geliştirilmiştir. Normal bir ATM kartı gibi kullanılan sistemde bir
seferde yapılabilecek alışverişlere bir üst sınır ve günlük harcama limitlerinin
bulunduğu bir yöntemdir.
Sanal Para: İnternet üzerinde para transferlerinin bir çözümü olarak ortaya
çıkmıştır.
Elektronik Cüzdanlar: Özellikle online alışveriş alanında kullanılmak üzere
geliştirilmiş yazılımlardır. Wallet yazılımları, kullanıcı bilgisayarına yüklendikten
sonra gerekli bilgiler bir kereye özgü olarak tanımlanır ve böylece İnternet
ortamında gereken her işlem için bu bilgilerin tekrarlanmasına gerek kalmaz.
Kullanılmakta olan Wallet yazılımları, güvenlik sistemlerinde SET, SSL
protokollerini ya da her ikisini birden destekleyebilecek şekilde tasarlanmaktadırlar.
Smart Card: Üzerinde bir microchip taşıyan plastik kartlardır. Microchip içine
hangi bilgiler yerleştirilirse, smart card o amaçla kullanılır.Bu sayede microchiplere
118
119
Nusret Ekin, Bilgi Ekonomisinde Elektronik Ticaret, İstanbul Ticaret Odası,Kasım 1998, ss. 130-132
Dolonbay, op.cit., ss.117-119
97
farklı alanlardaki bilgilerin yüklenmesiyle aynı kartın farklı amaçlarla kullanılması
sağlanabilir. Otoyol, köprü geçişi, otopark, İnternetten alışverişi yada kartlı telefonlarda
kullanılabilecek desteği sağlamaktadır.
Güvenlik, İnternetten yapılacak satışların artmasını engelleyen en önemli
unsurlardandır. Müşterilerin kredi kartı ya da bir takım kişisel bilgilerinin hacker’lar
tarafından öğrenilme korkusu özellikle büyük hacimli alışverişlerin yapılmasını
engellemektedir.
Szymanski
ve
Hise(2000)
tüketicilerin
İnternet
üzerinden
alışverişten
memnuniyetlerini etkileyen unsurları içeren araştırmaya göre, finansal güvenliğin,
elektronik alışverişten memnuniyeti etkileyen en önemli etmenlerden biri olduğunu
ortaya koymuşlardır.120
Liao ve Cheung(2000), tüketicilerin İnternetten alışveriş yapma istekliliklerini
ölçmek amacıyla Singapur’da yaptıkları bir araştırmada, tüketicilerin İnternet üzerinden
alışveriş yapmalarını etkileyen faktörleri regresyon analizi yardımıyla test etmişlerdir.
Araştırmanın sonucunda, ödeme güvenliğinin, İnternetten alışveriş istekliliği ile ters
orantılı olduğunu ortaya koymuşlardır.121
Bu anlatımlara dayalı olarak, araştırmanın dokuzuncu hipotezi şu şekilde
oluşturulmuştur:
Hipotez 9: Güvenlikle ilgili kaygılar arttıkça, İnternet üzerinden alışveriş yapma
eğilimi azalır.
Güvenlik, İnternetten yapılacak satışların artmasını engelleyen önemli
unsurlardandır. Müşterilerin kredi kartı ya da bir takım kişisel bilgilerinin hacker’lar
tarafından
öğrenilme
korkusu
özellikle
büyük
hacimli
ürünlerin
satışını
sınırlandırmaktadır. Ancak güvenlik, müşterinin alışveriş yaparken karşılaştığı tek sorun
120
David M. Szymanski, Richard T. Hise, “E-Satisfaction: An Initial Examination”, Journal of Retailing,,
vol.76, Fall 2000,p. 309
121
Zigi Liao, Michael Tow Cheung, “Internet-Based E-Shopping and Consumer Attitudes: An Empirical
Study”, Information and Management, Ağustos 2000, pp. 299-306
98
değildir. Satıcılar, müşterileriyle yaptıkları anlaşmalara uymamaları da tüketiciler için
bir risk oluşturmaktadır. Örneğin müşteri tarafından ödeme yapıldıktan sonra, ürünün
7
Ürünün tamamının gelmemesi
17
Ürünün geç kalması
19
Ürünün istenmemesi
26
Yanlış yükleme
27
Yanlış boyut ve renk
31
Ürün kalitesi
31
Kırık ya da kusurlu ürün
45
Ürünün beklendiği gibi olmaması
0
5
10
15
20
25
30
35
40
45
Şekil 4.14 : Online Satın Alınan Ürünlerin İade Edilme
Nedenleri
Kaynak: www.emarketer.com’dan alınmıştır.
müşteriye teslim edilmemesi ya da teslim alınan ürünün işlevlerini tam olarak yerine
getirmemesi gibi riskler de söz konusudur. 122
Pricewaterhouse Coopers’ın yaptığı araştırmaya göre, İnternetten alışveriş
yapmış ve teslim aldığı ürünü iade eden tüketicilerin ürünü iade etmelerinin en önemli
nedeninin ürünün bekledikleri gibi olmadığıdır. (Şekil 4.14 )
Bu kötü deneyim tüketicilerin, gelecekteki online alışverişlerini de olumsuz
yönde etkileyebilmektedir.123
122
Steven E. Phelan, “Internet Marketing: Is the Emphasis Misplaced?”, Aralık 1996
(http://aom.pace.edu/bps/Papers/inetmktg.html’den alınmıştır.)
123
Darren Allen, “Many Happy Returns?, Ocak 2001(www.emarketer.com’dan alınmıştır.)
99
Ernst ve Young’ın(2001) de çeşitli ülkelerde daha önce İnternet üzerinden
alışveriş yapan tüketiciler üzerinde yaptıkları araştırmaya göre tüketiciler, gelecek yıl da
İnternet üzerinden alışveriş yapmayı düşündüklerini ortaya koymuşlardır.(%97
dünyada, %98 A.B.D.) Bu da, İnternet üzerinden alışveriş yapan müşterilerin, önceki
alışveriş deneyimlerinin, gelecekte İnternet üzerinden yapacakları alışverişleri
etkilediğini ortaya koymaktadır.124
Bu anlatımlardan yola çıkarak, son hipotezler şu şekilde oluşturulabilir:
Hipotez 10: Ürün kalitesi ile ilgili kaygılar arttıkça, İnternet üzerinden alışveriş
yapma eğilimi azalır.
Hipotez 11: İnternet üzerinden daha önce yapılan alışverişler, bir sonraki satın alma
eğilimini arttırır.
124
Ernst and Young, “Consumer Trends in Online Shopping”, Global Online Retailing,
2001(www.ey.com/Global/gcr.nsf/US/Online Retailing ‘den alınmıştır.)
100
5. BÖLÜM
ALAN ÇALIŞMASI
5.1. Araştırmanın Amacı ve Kapsamı
Yirmi birinci yüzyılın son on yılına damgasını vuran en önemli iki gelişme,
ekonomide küreselleşme ve bilgi teknolojisinin gelişmesi ve yaygınlaşması olmuştur.
Günümüzde sınırların yavaş yavaş kalktığı, rekabetin kıyasıya arttığı
küreselleşen dünyada, işletmeler müşterilerine “diğerlerinden farklı” imajı verecek ve
rekabet avantajı sağlayacak yeni yollar aramaktadır. Pazarın homojen bölümlere
ayrılması ve her bölümün istek ve ihtiyaçlarının ayrı ayrı karşılanması çok önemlidir.
Pazar bölümlemesi, pazarlama kavramı ile bütünleşme ve birbirini tamamlama özelliği
göstermektedir.125 Farklı pazar bölümlerine ulaşmanın en kolay yolu Türkiye’de son
altı yılda gündemde olan İnternettir. İnternetin sağladığı avantajlardan yararlanmak
amacıyla işletmeler İnternet üzerinden satış yapmaya başlamışlardır. Bu da, firmaların
sadece kendi ülkelerindeki tüketicilere değil, dünyanın her yerinde bulunan tüketicilere
ulaşma olanağı yaratmıştır. Haftanın her günü, günün 24 saati satış imkanı tanıyan sanal
mağazalar, zaman sınırı olmadan müşterilerine hizmet verebilmektedir.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, İnternet kullanımı hızla yayılmakta
ve şirketler müşteri veri tabanı oluşturarak, alıcının ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda
ürün/hizmet sunma imkanı bulmaktadır. Böylece müşteri ile olan ilişkiler daha da
sıkılaşmakta ve kişiye özel hizmet/ürün sunulabilmektedir.
Bu araştırmada cevaplanması gereken temel soru, “Tüketicilerin İnternet
üzerinden alışveriş yapma eğilimleri nedir?” olarak ifade edilebilir.
Yukarıda ifade edilen araştırma sorusu kapsamında, çalışmanın diğer soruları
aşağıdaki şekilde ifade edilebilir:
1. Günümüzde tüketiciler İnterneti, alışveriş amacıyla kullanmakta mıdır?
Bu konudaki düşünceleri nelerdir?
125
Tatlıdil, Oktav, op.cit, s.85
101
2. Tüketicilerin yaş, cinsiyet, eğitim durumu, gelir düzeyi gibi farklı
demografik özellikleri İnternet üzerinden alışveriş yapma kararlarını
etkilemekte midir?
3. İnternet üzerinden alışveriş güvenliği, satın alınacak ürünün arzulanan
kalitede teslim alınmaması ve önceki alışveriş deneyimleri, tüketicilerin
İnternet üzerinden alışveriş yapmalarını etkiler mi?
4. Yeniliklere açık olan tüketiciler ile bu tüketicilerin İnternet üzerinden
alışveriş yapmaları arasında bir ilişki var mıdır?
Bu araştırma soruları doğrultusunda, bu çalışmada tüketicilerin İnternet
üzerinden alışveriş yapma eğilimleri ölçülmeye çalışılmıştır. Bu amaç, gelecekte bu
alanda faaliyet gösterecek olan işletmelere ışık tutacaktır.
5.2. Araştırma Yöntemi ve Araştırmanın Kısıtları
Çalışma, deskriptif (descriptive), diğer bir deyimle betimleyici bir araştırma
şeklinde gerçekleştirilmiş, çalışmada birinci elden toplanan veriler kullanılmıştır. Veri
toplama yöntemi olarak da anket tekniği kullanılmıştır.
Deskriptif araştırma, belirli bir pazarlama probleminin çözümlenmesi amacıyla,
belirli bir örneklem grubunun ve problemin özelliklerinin belirlenmesinde kullanılır.
Bu çalışmanın deskriptif bir araştırma olmasının nedeni, tüketicilerin
süpermarket/hipermarketlerden İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimlerinin
ölçülmesidir. Alan araştırması ile elde edilen veriler kullanılarak, 5. Bölümde
oluşturulan hipotezler test edilmiştir.
5.2.1. Örneklem Büyüklüğü
Hipermarket/süpermarket olan mahallelerin toplam nüfusu, araştırmanın ana
kütlesini oluşturmaktadır. İzmir’in metropol ilçelerine bağlı mahallelerinde yer alan
süpermarket/ hipermarketler, “İzmir Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık Masası”ndan ve
İzmir’de faaliyette bulunan süpermarket/hipermarketlerin İnternet sitelerinden alınan
kayıtlardan derlenmiştir.
102
Bu ana kütleyi oluşturan İzmir’in metropol ilçeleri Konak, Balçova, Bornova,
Buca, Çiğli, Gaziemir, Güzelbahçe, Karşıyaka ve Narlıdere’dir. Bu ilçelerden çeşitlilik
esasına göre bir mahalle seçilmiştir. Çeşitlilik esasından kasıt, bir mahalledeki
süpermarket/hipermarket sayısıdır. Bu mahallelerin her birinden tesadüfi olarak seçilen
bir süpermarket/hipermarketten alışveriş yapan
tüketiciler, araştırmanın örneklem
grubunu oluşturmaktadır.
Anket, yukarıda belirtilen örneklem grubunun yanı sıra Ege-Net’e bağlı olan
Ege-İs abonelerinin tümüne de İnternet yoluyla ulaşılarak uygulanmıştır
Örneklem grubunun belirlenebilmesi için, ana kütle yukarıda sayılan metropol
ilçelere göre tabakalandırılmıştır. Her bir tabakanın örnek hacmi, aşağıdaki formüle
göre hesaplanmıştır.126
k
∑ Njpj (1-pj)
n=
j-1
k
N σ2 p + 1 Σ
Nj pj (1-pj)
j-1
N
Burada:
n= Örnek büyüklüğü
p=Oluşturulan tabakalarda süpermarket/hipermarket bulunan mahalle nüfuslarının
oranı. (Bu büyüklük bilinmemektedir. Böyle durumlarda, örnek büyüklüğünün mümkün
olduğu kadar büyük olmasını sağlamak için, p(1-p) çarpımında en büyük değeri verecek
olan p=0.5 değerinin kabul edilmesi önerilmektedir. Bu nedenle, p=0.5 olarak kabul
edilmiştir.)
σ2p=Ana kütle için belirlenmiş olan oranının varyansı için kabul edilen değer(1.96
s2p=0.01 olarak kabul edilmiş ve s2p=0.005 olarak hesaplanmıştır.)
N=Ana kütle büyüklüğü
126
Paul Newbold, Statistics for Business and Economics, 4th ed., Prenticce Hall, NJ,1995,p.256
103
j=1,2,3,4,5,6,7,8,9 (Konak, Balçova, Bornova, Buca, Çiğli, Gaziemir, Güzelbahçe,
Karşıyaka ve Narlıdere)
Bu formüle göre, yukarıda belirtilen metropol ilçeler toplamı için
belirlenen örnek büyüklüğü yaklaşık 225 kişi olarak belirlenmiştir. Araştırma
kapsamında 250 kişi ile görüşülmüştür.
Örneklem belirlenirken aşağıdaki aşamalar izlenmiştir:
1. Örneklem büyüklüğü olan toplam 250 kişi, sözü geçen ilçelerin
nüfuslarıyla orantılı olarak dağıtılmıştır. Anket sanal marketleri olan
Migros ve Tansaşlar’da uygulanacağından, her ilçeden çeşitlilik
esasına göre seçilen mahalledeki süpermarket/hipermarkette anket
yapılacak kişi sayısı belirlenmiştir. Bunu belirlerken de en güncel
veritabanı olan 1997 Genel Nüfus Sayımı esas alınmıştır.
2. Her süpermarket/hipermarkette görüşülecek kişi sayısı belirlendikten
sonra, 1997 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre kadınların
erkeklere oranı esas alınarak, süpermarket/hipermarkette görüşülecek
kadın ve erkek sayısı belirlenmiştir.
5.2.2. Örneklemin Dağılımı
İzmir’in metropol ilçelerinde süpermarket/hipermarkette anket uygulanan kişi
sayısı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir: (Tablo 5.1)
Tablodan da anlaşılabileceği gibi, Migroslar’da 144, Tansaşlar’da da 106 olmak
üzere
toplam
250
kişiye
anket
uygulanmıştır.
Mahallelerdeki
süpermarket/hipermarketlere göre anket sayısının dağılımı, nüfusla orantılı olarak
aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.
104
Tablo 5.1: Konak, Balçova, Bornova, Buca, Çiğli, Gaziemir, Güzelbahçe,
Karşıyaka ve Narlıdere İlçelerindeki Migros ve Tansaşlar’da Anket Uygulanan
Kişilerin Mahallelere Göre Dağılımı
1997
Genel
Nüfus
Sayımına Göre
İlçe Nüfusları
İlçe
Nüfuslarının
İl Nüfusuna
Oranı
(%)
İlçe
Bazında
Anket
Uygulanan
Toplam
Kişi Sayısı
Alsancak/Konak
739947
34.94
86
86
Onur/Balçova
87423
3.18
8
8
Altındağ/Bornova
360927
17.04
43
43
Rahmi 284771
13.45
34
34
MAHALLE/ İLÇE
Vali
Tansaşlar’
da
Görüşülen
Kişi Sayısı
Migroslar’
da Görüşülen
Kişi Sayısı
Bey/Buca
Evka 2/Çiğli
98250
4.64
12
12
Akçay/Gaziemir
75329
3.56
9
9
Atatürk/Güzelbahçe
16319
0.77
2
2
Bostanlı/Karşıyaka
427038
20.16
50
Narlıdere/Narlıdere
47807
2.26
6
6
100
250
106
TOPLAM:
50
144
5.2.3. Veri Toplama Yöntemi:
Araştırmada veri toplama yöntemi olarak anket tekniği kullanılmıştır. Anket
tekniği, birinci elden veri toplamada en çok başvurulan yöntemdir.
Alan çalışmasının ilk aşamasında anket formu hazırlanmıştır. Hazırlanan anket
formu ön test sürecinden geçirildikten sonra yeniden düzenlenmiş ve son halini almıştır.
Alan çalışmasından önce ön test yapılmasının nedeni, soru formunun
anlaşılabilirliğinin ve güvenilirliliğinin sağlanmasıdır. Yirmi kişiye ön test olarak
uygulanan ankette yanlış algılanan ya da farklı yorumlanan sorular değiştirilmiş ya da
anketten çıkarılmıştır.
105
Çalışmada kullanılan anket, üç ana bölümden oluşmaktadır. Anketin ilk
bölümünde, tüketicilere bilgisayar ve İnterneti kullanım sıklıkları ile ilgili sorular
yöneltilmiştir.Bu sorular kukla değişkenleri kullanılacak şekilde hazırlanmıştır. İkinci
bölümde, araştırmanın amacı doğrultusunda tüketicilerin, İnternetten alışveriş yapma
eğilimlerini ölçecek nitelikteki sorular bulunmaktadır. Bu bölümde de altı ana soru
bulunmaktadır. Bu sorular 5’li Likert ölçeği kullanılarak değerlendirilmiştir. Üçüncü
bölümde ise, tüketicilerin demografik özelliklerini belirleyici nitelikteki sorular yer
almaktadır.
Mayıs 2001 döneminde süpermarket/hipermarketlerde tüketicilerle yüz yüze
görüşerek anket yapmaları amacıyla 3 anketör tutulmuştur. Anketörlere sorularla ilgili
eğitim verilmiştir. Bu eğitimde amaç, anketörlerin sorular hakkında bilgi sahibi
olmalarını ve tüketicilerin olası sorularına karşı hazırlıklı olmalarını sağlamaktır.
Sorular hakkında bilgilendirildikten sonra, anketörlere Tansaş ve Migros eğitim
müdürleri tarafından ikinci kez eğitim verilmiştir. Burada amaç, anketörlerin müşteri ile
iletişim kurma konusunda bilgilendirilmeleridir. Anketörler ayrıca örneklem planı
konusunda da eğitilmişlerdir.
Anket çalışması, Haziran 2001 tarihi itibariyle gerçekleştirilmiştir. Anket
çalışması yüz yüze yapıldığı için, anketlerin hepsi kullanıma uygundur. Ancak anketin
elektronik ortamda Ege-İs abonelerine uygulanan anketin geri dönüşünün sadece binde
2 olması nedeniyle online anket sonuçları kapsam dışı bırakılmıştır.
5.2.4. Analiz Yöntemi
Anket verileri, SPSS 8.0 for Windows paket programı yardımıyla, çeşitli
istatistiksel yöntemler kullanılarak analiz edilmiştir.
Ankette kullanılan ölçeğin güvenilirliği “Cronbach Alpha”değerlerine bakılarak
test edilmiştir. Anketin analizinde çapraz tablolar, ki-kare, t testi ve kümeleme analizi
kullanılmıştır.
106
5.2.4.1. Anketin Güvenilirliği
Araştırmada veri toplama yöntemi olarak kullanılan anketin güvenilirliği
“Cronbach Alpha” değerleriyle test edilmiştir. Cronbach Alpha değerleri 7. soru için %
79.93, 8. soru için %85.18, 9. soru için ise %72.22’dir.
Bu değerler anketin güvenilirliği için yeterli düzeyde sayılan değerlerdir. Geri
kalan anket sorularında Cronbach Alpha değeri hesaplanmamıştır. Bunun nedeni bu
sorularda herhangi bir ölçeğin kullanılmamış olması ve birbirinden bağımsız ifadelerin
olmasıdır.
5.2.5.
Araştırmanın Kısıtları
Araştırma,
sadece
süpermarket/hipermarketlerde
yukarıda
belirtilen
uygulanmıştır.
örneklem
planı
kapsamındaki
İzmir’in
tüm
ilçelerindeki
süpermarket/hipermarkete zaman ve maliyet kısıtı nedeniyle ulaşılamamıştır. Bunun
yanı sıra, anket uygulanan tüketicilerde 18 yaş ve üstü kotası konulmuştur.
Araştırma kapsamında hazırlanan anket formuna en son hali verildikten sonra,
bu anket İnternet ortamına aktarılmış ve Ege-Net’e bağlı olan Ege-İs abonelerinin
tümüne gönderilmiştir. Ancak anketlerin cevaplandırılma oranı binde 2’dir. Bu oranın
çok düşük olması nedeniyle, bu anketler değerlendirme dışı bırakılmıştır.
5.3.
Araştırmanın Hipotezleri
Araştırmanın kapsamında oluşturulan hipotezler aşağıda gösterilmektedir.
Hipotezlerin ortaya çıkış nedenleri 5. bölümde ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Hipotez 1: Tüketici hedef kitlesi, süpermarket/hipermarketlerin İnternet
sitelerinden, yüksek ilgili(involvement) ve beğenmeli ürünleri satın almayı tercih
etmektedir.
Hipotez 2: Kişilerin yeniliklere açık olmaları, İnternet üzerinden alışveriş
yapma eğilimlerini arttırır.
Hipotez 3: Tüketici hedef kitlesi, İnternet teknolojisinden haberdardır
Hipotez 4: Tüketici hedef kitlesi, İnterneti alışveriş amaçlı kullanmamaktadır
107
Hipotez 5: Cinsiyet ile İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi arasında bir
ilişki yoktur.
Hipotez 6: 25-49 yaş grubundaki kişiler, İnternet üzerinden alışveriş yapmaya
daha eğilimlidirler.
Hipotez 7: Eğitim düzeyi ile İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi arasında
bir ilişki yoktur.
Hipotez 8: Yüksek gelir gruplarının İnternet üzerinden alışveriş yapma
eğilimleri daha fazladır.
Hipotez 9:
Güvenlikle ilgili kaygılar arttıkça, İnternet üzerinden alışveriş
yapma eğilimi azalır.
Hipotez 10: Ürün kalitesi ile ilgili kaygılar arttıkça, İnternet üzerinden alışveriş
yapma eğilimi
azalır.
Hipotez 11: İnternet üzerinden daha önce yapılan alışverişler, bir sonraki satın
alma eğilimini arttırır.
5.4.
Araştırmanın Bulguları
5.4.1. Araştırma Kapsamında Görüşülen Tüketicilerin Demografik
Özellikleri
Araştırmaya kapsamında ankete katılan tüketicilerin, yaklaşık %51’ini
erkekler, %49’unu da kadınlar oluşturmaktadır. (Tablo 5.2)
Tablo 5.2 : Araştırmaya katılan tüketicilerin cinsiyetlerine göre dağılımı
Cinsiyet
Frekans
Yüzde Değeri(%)
Kadın
123
49.2
Erkek
127
50.8
Toplam:
250
100
Tablo 5.3 ’de araştırma kapsamında yer alan tüketicilerin yaşlarına göre dağılımı
verilmektedir. Araştırmada 18 yaş kotası bulunmaktadır. Bu nedenle anket sadece 18
108
yaş ve üstündeki tüketiciler ile gerçekleştirilmiştir. Yaş ile ilgili dağılımın ki kare
değeri, 209.600’dür. Ki kare değeri, α≤0.05 önem düzeyinde, araştırma
kapsamındaki tüketicilerin yaş gruplarına göre dağılımında istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık olduğunu göstermektedir. Diğer bir ifade ile araştırma
kapsamındaki tüketicilerin yarısına yakını 18-24 yaş grubundadır. En düşük yüzde
paya sahip olan yaş grubu ise 50 ve üstündeki yaş grubuna ait tüketicilerdir.
Tablo 5.3 : Ankete katılan tüketicilerin yaş gruplarına göre dağılımı
Yaş Grupları:
Frekans
Yüzde Değeri
18-24
121
48.4
25-39
85
34.3
40-49
32
12.8
50 ve üzeri
9
3.6
Yanıt vermeyen kişi sayısı:
3
0.9
250
100
Toplam:
Pearson Ki Kare Değeri (χ2 ) =209.600, Serbestlik Derecesi (sd)= 4, Anlamlılık Düzeyi(p)=0
Aşağıdaki tabloda, araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin eğitim
durumlarına göre dağılımları gösterilmektedir. Eğitim durumu ile ilgili dağılımın ki
kare değeri 345.440’tır. Ki kare değeri, α≤0.05 önem düzeyinde, araştırma
kapsamında ankete katılan tüketicilerin eğitim durumlarına göre eşit bir şekilde
dağılmadığını göstermektedir. Eğitim durumlarına göre tüketicilerin dağılımında
istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunmaktadır.
Araştırma kapsamında
ankete katılan tüketicilerin eğitim düzeyleri incelendiğinde tüketicilerin %46.8’ini lise,
%40.8’ini üniversite mezunları oluşturmaktadır. Ancak, ilkokul mezunlarının oranı
%0.8’dir.
.
109
Tablo 5.4: Araştırmaya katılan tüketicilerin eğitim düzeylerine göre dağılımı
Eğitim Düzeyi
Frekans
Yüzde Değeri
(%)
İlkokul
2
0.8
Ortaokul
6
2.4
Lise
117
46.8
Üniversite
102
40.8
Y.Lisans/Doktora
21
8.4
Yanıt vermeyen kişi sayısı
2
0.8
250
100
Toplam:
Pearson Ki Kare Değeri (χ2 ) =345.440, Serbestlik Derecesi (sd)=5, Anlamlılık Düzeyi(p)=0
Tablo 5.5 ‘de araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin gelir düzeylerine
göre dağılımları gösterilmektedir. Tüketicilerin gelir düzeyleri ile ilgili dağılımın ki
kare değeri 38.288’dir. Ki kare değeri, α≤0.05 önem düzeyinde, tüketicilerin gelir
düzeylerine göre dağılımlarında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık
bulunduğunu göstermektedir. Diğer bir ifade ile ankete katılan tüketiciler gelir
düzeylerine göre eşit bir şekilde dağılmamışlardır. Gelir düzeylerini belirtenlerin
%16.4’ü, 100-250 milyon arasında kişisel gelire sahiptir. Buna karşılık sadece
%7.2’sinin kişisel aylık geliri 900 milyon ve üzerindedir.
110
Tablo 5.5 : Araştırmaya katılan tüketicilerin gelir düzeylerine göre dağılımı
Gelir Düzeyi
Frekans
Yüzde Değeri
(%)
100 milyona kadar
35
14
100-250 milyona kadar
41
16.4
250-400 milyona kadar
34
13.6
400-600 milyona kadar
32
12.8
600-900 milyona kadar
26
10.4
900 milyon ve üstü
18
7.2
Yanıt vermeyen kişi sayısı:
64
25.6
Toplam:
250
100
Pearson Ki Kare Değeri (χ2 ) =38.288, Serbestlik Derecesi (sd)=6, Anlamlılık Düzeyi(p)=0
5.4.2. Araştırma Kapsamında Görüşülen Tüketicilerin İnterneti Kullanım
Amaçları, Kullanım Sıklığı ve İnternet Hakkında Bilgi Sahipliği
Tablo 5.6‘da araştırma kapsamında görüşülen tüketicilerin İnternet kullanım
amaçlarının dağılımı gösterilmektedir. Tüketicilerin İnternet kullanım amaçları ile
ilgili dağılımın ki kare değeri 163.184’tür. Ki kare değeri, α≤0.05 önem düzeyinde,
araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin İnterneti kullanım amaçlarına
göre
dağılımında
istatistiksel
olarak
anlamlı
bir
farklılık
bulunduğunu
göstermektedir. Buna göre, ankete katılan tüketicilerin verdikleri yanıtlar, bilgi tarama
(%33.6) ve elektronik posta (%26.6) seçeneklerinde yoğunlaşmıştır. Alışveriş amacıyla
İnterneti kullananların oranı ise sadece %8’dir. Bu frekans dağılımı araştırmanın
dördüncü hipotezini desteklemektedir. Ancak, zaman ve maliyet kısıtı nedeniyle
250 kişi ile görüşülerek elde edilen bu oran, çok düşük düzeyde bulunmaktadır.
Araştırma kapsamında görüşülen kişi sayısı arttırılarak, daha yüksek bir oran
elde edilebilir.
111
Tablo 5.6 : Araştırmaya katılan tüketicilerin İnternet kullanım amaçları
İnternet kullanım amaçları Frekans
Verilen
Yanıtların
Yüzde Dağılımı
Elektronik posta
149
26.6
Haber grupları
100
17.8
Posta listeleri
15
2.7
Karşılıklı sohbet (chat)
88
15.7
Alışveriş
20
3.6
Bilgi tarama
188
33.6
Pearson Ki Kare Değeri (χ2 ) =163.184, Serbestlik Derecesi (sd)=6, Anlamlılık Düzeyi(p)=0
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin İnternet hakkında bilgi
sahipliği ile yaş dağılımları arasındaki ilişki, çapraz tablolama yöntemi kullanılarak
ki kare analizi ile test edilmiştir. Pearson ki kare değeri 24.560’tır. Ki kare
analizinde, hücrelerin beklenen değeri 5’ten az olması istendiğinden, tüketicilerin
yaş grupları 2 gruba indirgenmiştir. Ki kare değeri, α≤0.05 önem düzeyinde,
ankete katılan tüketicilerin İnternet hakkında bilgi sahipliği ile tüketicilerin
yaş dağılımları arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir. Buna göre,
18-39 yaş grubundaki gençlerin yaklaşık %81’i İnternet hakkında bilgi sahibidir.
Ankete katılan 40 yaş ve üzerindeki tüketicilerin ise sadece %14’ü İnternet hakkında
bilgiye sahiptir. Bu da, gençlerin İnternet hakkında daha çok bilgiye sahip olduğu
göstermektedir.(Tablo 5.7 )Genel olarak incelendiğinde ankete katılan tüketicilerin
% 95’i İnternet hakkında bilgi sahibidir. Bu sonuç, araştırmanın üçüncü
hipotezini destekler niteliktedir.
112
Tablo 5.7 : Yaş gruplarına göre İnternet hakkında bilgi sahipliği
İnternet hakkında
bilgi sahipliği
Yüzde Değeri
(%)
18-39
202
80.8
40 ve üstü
35
14
Yanıt vermeyen kişi sayısı:
13
5.2
Toplam:
250
100
Yaş Grupları
Pearson Ki Kare Değeri (χ2 ) =24.560, Serbestlik Derecesi (sd)=2, Anlamlılık Düzeyi(p)=0
Tablo 5.8 ‘de araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin eğitim durumları
ile İnternet hakkında bilgi sahipliği çapraz tablo şeklinde gösterilmektedir. Bu
dağılımın çapraz tablo yöntemiyle yapılan ki kare değeri 0.350’dir. Ki kare
analizinde, hücrelerin beklenen değeri 5’ten az olması istendiğinden, tüketicilerin
eğitim düzeyleri 2 gruba indirgenmiştir. Ki kare değeri, α≤0.05 önem düzeyinde,
ankete katılan tüketicilerin eğitim durumları ile İnternet hakkında bilgi sahipliği
arasında istatistiksel yönden anlamlı bir ilişki bulunmadığını göstermektedir.
Diğer bir ifade ile ankete katılan tüketicilerin İnternet hakkında bilgi sahipliği,
eğitim durumlarından bağımsızdır.
Tablo 5.8 : Eğitim düzeyine göre İnternet hakkında bilgi sahipliği
Eğitim Düzeyi
İnternet hakkında
Yüzde Değeri(%)
bilgi sahipliği
İlkokul-Ortaokul
10
4
Lise-Üniversite
209
83.6
Yanıt vermeyen kişi sayısı:
31
12.4
Toplam:
250
100
Pearson Ki Kare Değeri (χ2 ) =0.350, Serbestlik Derecesi (sd)=2, Anlamlılık Düzeyi(p)=0.839
Tablo 5.9 ‘da araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin İnternet kullanım
sıklıkları yaş dağılımlarına göre gösterilmektedir.
113
Hücrelerin beklenen değerinin 5’ten az olması istendiğinden, tüketiciler yaş
grupları
ve
kişisel
olarak
İnterneti
kullanım
sıklıklarına
göre
2
gruba
indirgenmiştir.(Tablo 5.9) 2’li skalaya göre oluşturulan dağılımın ki kare değeri
2.154’tür. Ki kare değeri, α≤0.05 önem düzeyinde, araştırma kapsamında ankete
katılan tüketicilerin ait oldukları yaş gruplarıyla, İnternet kullanım sıklıkları
arasında istatistiksel yönden anlamlı bir ilişki bulunamadığını göstermektedir.
Diğer bir ifadeyle tüketicilerin İnternet kullanım sıklıkları, ait oldukları yaş
grubundan bağımsızdır.
Tablo 5.9: Yaş Gruplarına Göre Kişisel Olarak İnternetin Kullanım Sıklığı
İnternet Kullanım
Sıklığı
10 Saatten Fazla
10 Saatten Az
Toplam
103
(50)
(87.28)
15
(38.46)
(12.71)
118
(48.16)
103
(50)
(81.10)
24
(61.54)
(18.89)
127
(51.84)
206
Yaş
18-39
40 ve üstü
Toplam
39
245
Pearson Ki Kare Değeri (χ2 ) =2.154, Serbestlik Derecesi (sd)=2, Anlamlılık Düzeyi(p)=0.341
5.4.3.
Araştırma
Kapsamında
Görüşülen
Tüketicilerin
Süpermarket/Hipermarketlerin İnternet Sitelerinden Satın Almayı Tercih
Ettikleri Ürün Grupları .
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin her ürün grubuna göre
ilgi(involvement) düzeylerinin 5’li skalaya göre dağılımının, seçenekler arasında eşit
frekanslarla dağılıp dağılmadığı, ki kare analiziyle test edilmiştir. Ki kare değerleri Tablo
5.10’da gösterilmektedir.Buna göre, araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin
her ürün grubuna olan ilgi düzeyleri eşit bir şekilde dağılmamıştır. Diğer bir ifade ile
tüketicilerin ürün gruplarına ilişkin ilgi düzeyleri birbirinden farklıdır.
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin ürün gruplarına olan ilgi düzeyleri
5’li Likert ölçeği (1= Tamamen önemsiz, 5= Tamamen önemli) kullanılarak ölçülmüştür.
114
Tüketicilerin verdikleri yanıtlar doğrultusunda, et ve et ürünlerini, yemek malzemelerini,
süt-şarküteri ve dondurulmuş gıdaları, temizlik ürünleri ile sağlık ve kozmetik ürünlerini,
muhtelif ev eşyalarını “yüksek ilgili(involvement)” ürünler, alkollü içecekler, bebek
ürünleri, mutfak gereçleri ile eğlence ve hobi ürünlerini de “düşük ilgili(involvement)”
ürünler olarak gördükleri ortaya çıkmıştır.
Tablo 5.10: Ankete Katılan Tüketicilerin Ürün Gruplarına Olan İlgi(Involvement)
Ürün Grubunu
Satın
Alırken
Önemseme
Derecesi
Ürün
Grupları
Yemek
malzemeleri
Alkollü içecekler
ve sigaralar
Bebek ürünleri
Kırtasiye ürünler
Şeker ve şekerli
ürünler
İçecekler ve
kuruyemişler
Süt-şarküteri,
dondurulmuş
gıda
Muhtelif ev
eşyaları
Meyva ve sebze
Temizlik ürünleri
Mutfak gereçleri
Sağlık ve
kozmetik
ürünleri
Eğlence ve hobi
ürünleri
Tekstil ve hazır
giyim
Et ve et ürünleri
Tamamen
önemsiz
( 1)
Önemsiz
2
(0.8)**
Ne önemli
Ne
önemsiz
(3)
Önemli
10
(4)
4
(1.6)
23
(9.2)
101
(40.4)
30
(12)
4
(1.8)
Düzeyleri
Tamamen
önemli
(5)
Yanıt
vermeyen
kişi sayısı
145
(58)
87
(34.8)
2
(0.8)
439.232*
5
0.000
35
(14)
67
(26.8)
17
(6.8)
7
(2.8)
152.768*
5
0.000
70
(28)
71
(28.4)
22
(22.8)
56
(22.4)
73
(29.2)
105
(42)
50
(20)
12
(4.8)
5
(2)
2
(0.8)
89.312*
5
0.000
214.784*
5
0.000
2
(0.8)
58
(23.2)
45
(18)
119
(47.6)
24
(9.6)
2
(0.8)
233.216*
5
0.000
2
(0.8)
40
(16)
30
(12)
149
(59.6)
26
(10.4)
3
(1.2)
359.360*
5
0.000
1
(0.4)
18
(7.2)
19
(7.6)
132
(52.8)
79
(31.6)
1
(0.4)
334.448*
5
0.000
2
(0.8)
42
(16.8)
58
(23.2)
119
(47.6)
27
(10.8)
2
(0.8)
230.624*
5
0.000
2
(0.8)
5
(2)
10
(4)
4
(1.6)
20
(8)
29
(11.6)
58
(23.2)
20
(8)
16
(6.4)
27
(10.8)
61
(24.4)
26
(10.4)
150
(60)
148
(59.2)
100
(40)
131
(52.4)
61
(24.4)
40
(16)
19
(7.6)
66
(26.4)
1
(0.4)
1
(0.4)
2
(0.8)
3
(1.2)
395.168*
5
0.000
352.400*
5
0.000
*
5
0.000
292.832*
5
0.000
8
(3.2)
61
(24.4)
61
(24.4)
96
(38.4)
21
(8.4)
3
(1.2)
162.128*
5
0.000
3
(1.2)
33
(13.2)
34
(13.6)
132
(52.8)
44
(17.6)
3
(1.2)
355.472*
5
0.000
3
(1.2)
13
(5.2)
10
(4)
118
(47.2)
104
(41.6)
2
(0.8)
350.528*
5
0.000
(2)
(4)
χ2
171.200
sd
* α≤0.05 önem düzeyinde anlamlı
**Parantezin içindeki sayı, yüzdelik oranı ifade etmektedir.
115
p
Tablo
5.11:Ankete
Katılan
Tüketicilerin
Ürün
Gruplarına
Göre
Süpermarket/Hipermarketlerden İnternet Üzerinden Satın Alımı
χ2
sd
p
6.4
190.096*
1
0.000
12
4.8
204.304*
1
0.000
5
2
230.400*
1
0.000
Kırtasiye ürünleri
21
8.4
173.056*
1
0.000
Şeker ve şekerli ürünler
6
2.4
226.576*
1
0.000
İçecekler ve kuruyemişler
8
3.2
219.024*
1
0.000
8
3.2
219.024
*
1
0.000
12
4.8
204.304*
1
0.000
Meyva ve sebze
6
2.4
226.576*
1
0.000
Temizlik ürünleri
9
3.6
215.296*
1
0.000
Mutfak gereçleri
4
1.6
234.256*
1
0.000
Sağlık
ve
kozmetik
ürünleri
Eğlence ve hobi ürünleri
12
4.8
204.304*
1
0.000
14
5.6
197.136*
1
0.000
Tekstil ve hazır giyim
8
3.2
219.024*
1
0.000
Et ve et ürünleri
7
2.8
222.784*
1
0.000
Ürün Grupları
Yemek malzemeleri
Alkollü
içecekler
sigaralar
Bebek ürünleri
Süt-şarküteri
dondurulmuş gıda
Muhtelif ev eşyaları
ve
ve
Frekans
Yüzde
Değeri(%)
16
*α≤0.05 önem düzeyinde anlamlı
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin, sanal marketlerden satın
aldıkları her ürün grubunun kukla değişkenlerine(1=Evet, 0=Hayır) göre dağılımının,
seçenekler arasında eşit bir dağılım gösterip göstermediği ki kare analizi ile test
edilmiştir. Ki kare değerleri, Tablo 5.11’de gösterilmektedir. Buna göre, tüketicilerin
şu ana kadar satın aldıkları ürün gruplarının kukla değişkenlerine göre
dağılımının, seçenekler arasında dağılımında, istatistiksel olarak anlamlı bir
farklılık bulunmaktadır.
116
Bu sonuçlar araştırmanın birinci hipotezini desteklemektedir. Ancak tablo,
araştırma kapsamındaki tüketicilerin, sanal marketlerden çok düşük düzeyde
alışveriş yaptıklarını göstermektedir. Zaman ve maliyet kısıtı nedeniyle 250 kişi ile
görüşülerek elde edilen bu oranlar, anket sayısının arttırılmasıyla, daha da
artabilir.
5.4.4. Araştırma Kapsamında Ankete Katılan Tüketicilerin Yeniliklere Açık
Olmaları ile
İnternet Üzerinden Alışveriş Yapma Eğilimleri Arasındaki
İlişki
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin yeniliklere karşı olan
tutumlarını ölçmek amacıyla Novak ve Hoffman’ın “İnternete Karşı Tutum ve
Algılamalar”(2000) adlı anketinden alınan yenilik ifadeleri tüketicilere yöneltilmiştir.
Ankete katılan tüketicilerin yenilik ifadeleri ile ilgili değerlendirmeleri ile bu
değerlendirmeler ve ilgili dağılımın ki kare değerleri Tablo 5.12‘de gösterilmektedir.
Buna göre, tüketicilerin yenilik ifadeleri ile ilgili değerlendirmeleri 5’li skalaya
göre eşit bir şekilde dağılmamıştır. Diğer bir ifade ile ankete katılan tüketicilerin
yeniliğe bakış açılarında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmaktadır.
Tüketicilerin büyük bir çoğunluğu yeni fikir ve deneyimler öğrenmekten
hoşlanmakta ancak, tüketicilerin yaklaşık %40’ı
en son yenilikleri takip
etmektedir.
117
Tablo 5.12 : Ankete Katılan Tüketicilerin Yenilikler Hakkındaki Düşünceleri
Kesinlikle
Katılmıyorum
Kararsızım
Katılmıyorum
Yenilik
(1)
(2)
(3)
İfadeleri:
2
9
6
Günlük haya(0.8)*
(3.6)
(2.4)
tımdaki değişikliklerden
hoşlanırım.
1
4
10
Yeni fikir ve
(0.4)
(1.6)
(4)
deneyimlerden
hoşlanırım.
8
58
26
Yeni şeyler
(3.2)
(23.2)
(10.4)
öğrenmekten
hoşlanırım.
95
42
En son moda ve 8
(3.2)
(38)
(16.8)
yenilikleri takip
ederim.
1
3
8
Dünyanın
(0.4)
(1.2)
(3.2)
işleyişi
hakkında daha
çok şey
öğrenmek
isterim.
*α≤0.05 önem düzeyinde anlamlı
**Parantezin içindeki sayı, yüzdelik oranı ifade etmektedir.
Katılıyorum
(4)
Kesinlikle
Katılıyorum
(5)
Yanıt
vermeyen kişi
sayısı
χ2
sd
p
179
(71.6)
52
(20.8)
2
(0.8)
586.880
*
5
0.000
182
(72.8)
51
(20.4)
2
(0.8)
610.304
*
5
0.000
134
(53.6)
22
(8.8)
2
(0.8)
291.152
*
5
0.000
89
(35.6)
12
(4.8)
4
(1.6)
204.416
*
5
0.000
166
(66.1)
69
(27.5)
3
(1.2)
527.600
*
5
0.000
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin yeniliklere açık olmaları ile
İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimleri arasındaki ilişki çapraz tablolama yoluyla
yapılan ki-kare analizi ile test edilmiştir.
Çapraz tablolama yoluyla yapılan ki-kare analizinde hücrelerin beklenen değeri
5’den küçük olması istendiğinden 5’li Likert ölçeği, 3’lü ölçeğe indirgenmiştir.Yenilik
ifadelerine ilişkin sorular, “1=Kesinlikle Katılmıyorum, 5=Kesinlikle Katılıyorum”
şeklindeki 5’li ölçeğinden, “Katılmıyorum”,“Kararsızım”ve“Katılıyorum”3’lü ölçeğine
dönüştürülmüştür. Aynı şekilde İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimine ilişkin
soru da “1=Kesinlikle Düşünmem, 5=Kesinlikle Düşünürüm” şeklindeki 5’li skaladan,
“İnternet üzerinden alışveriş yapmayı düşünmem”, “Kararsızım” ve “İnternet üzerinden
alışveriş yapmayı düşünürüm” şeklindeki 3’lü skalaya indirgenmiştir. Yapılan analiz
sonucunda araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin yeniliğe bakış açıları
ile tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimleri arasında istatistiksel
118
yönden anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. (Tablo 5.13) Aşağıdaki tablodaki ilk iki
yenilik ifadesinde ölçek indirgendiği halde, 5 hücrede, beklenen değer 5’ten yüksek
çıkmıştır. İleriki çalışmalarda, bu analizin anlamlılığı, anket sayısının arttırılmasıyla
sağlanabilir.
Tablo 5.13 :
Ankete Katılan Tüketicilerin Yeniliğe Bakış Açıları ile İnternet Üzerinden
Alışveriş Yapma Eğilimleri Arasındaki İlişki
İnternetten
Alışveriş
Değerlendirmeleri
Yenilik İfadeleri:
Günlük
hayatımdaki
değişikliklerden
hoşlanırım.
Yeni
fikir
ve
deneyimlerden
hoşlanırım.
Yeni
şeyler
öğrenmekten
hoşlanırım.
En son moda ve
yenilikleri takip ederim.
İnternetten
Alışveriş
Yapmayı
Düşünmem
Kararsızım
İnternetten
Alışveriş
Yapmayı
Düşünürüm
5
2
2
Katılmıyorum
2
1
2
Kararsızım
88
17
96
Katılıyorum
3
1
1
Katılmıyorum
3
2
2
Kararsızım
89
17
97
Katılıyorum
25
7
25
Katılmıyorum
7
3
13
Kararsızım
63
10
62
Katılıyorum
46
8
31
Katılmıyorum
14
6
19
Kararsızım
34
6
50
Katılıyorum
3
1
Dünyanın
işleyişi Katılmıyorum
2
6
hakkında daha çok şey Kararsızım
90
20
93
öğrenmek isterim.
Katılıyorum
*α≤0.05 önem düzeyinde, yenilik ifadeleri ile İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi
bulunamamıştır.
χ2
sd
p
3.929*
4
0.416
5.199*
4
0.268
3.176*
4
0.529
9.018*
4
0.061
4.525*
4
0.340
arasında anlamlı bir ilişki
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicileri, yenilik ifadelerine verdikleri
yanıtlar doğrultusunda
homojen gruplara ayırmak amacıyla hiyerarşik kümeleme
analizi yapılmıştır. Kümeleme analizi, nesneleri ya da olayları “küme(cluster)” adı
verilen homojen gruplara ayıran bir tekniktir.127 Bu çalışmada tüketiciler iki homojen
gruba ayrılmıştır. Burada amaç, yeniliklere bakış açıları benzer olan tüketicileri bir
araya toplamaktır. Tüketicilerin bu konuda ne kadar benzer ya da ne kadar farklı
olduklarını saptamak amacıyla, en çok kullanılan yaklaşım, nesneler arasındaki
127
Naresh K. Malhotra, Marketing Research An Applied Orientation, 2nd ed., Prentice Hall, 1996, p. 672
119
uzaklıkların karesinin ölçülmesi yaklaşımıdır. Buna göre, nesneler birbirine ne kadar
yakınsa, o kadar benzer olarak kabul edilir. Bu çalışmada da nesneler ya da olaylar
arasındaki benzerlikleri ölçen “Euclidean Distance Square” kullanılmıştır. Bu yöntem,
en çok kullanılan yöntem olması nedeniyle seçilmiştir. Kümeleme analizinde en çok
kullanılan yöntem olan “Ward’s Yöntemi” kullanılmıştır. Bu yöntemde, oluşturulan her
kümede değişkenlerin ortalamaları hesaplanır. Daha sonra da her nesne ya da olayın
küme ortalamalarına uzaklıkları, Euclidean Distance Square ile hesaplanır. Hesaplanan
bu uzaklıklar her nesne ya da olay için toplanır. Analizin her aşamasında küme
uzaklıkları arasındaki kareler toplamında en küçük artış olan iki küme birleştirilir. 128
Bu çalışmada yapılan kümeleme analizi ile tüketiciler “yeniliğe açık olanlar” ile
“yeniliğe açık olmayanlar” olmak üzere iki homojen gruba ayrılmıştır. Analizde
anlamlılığı arttırmak amacıyla, ankette yer alan ve tüketicilerin yeniliğe olan bakış
açılarını ölçen ifadelerin sadece ilk üçü kullanılmıştır. Böylece, birinci grupta 157,
ikinci grupta ise 93 kişi yer almıştır. Oluşturulan 2 grup, yenilik ifadelerine verdikleri
yanıtların ortalamalarına göre adlandırılmıştır. Ortalamaları 4’ten yüksek olanlar,
“Yeniliğe Açık Olanlar”, ortalamaları 4’ten düşük olanlar “Yeniliğe Açık Olmayanlar”
olarak adlandırılmıştır.
Aşağıdaki
tablo,
iki
grubun
yenilik
ifadelerine
verdikleri
yanıtların
ortalamalarını göstermektedir. Bu iki grubun farklılıklarını ortaya koymak ve grupları
isimlendirmek amacıyla birbirinden bağımsız iki örnekli t testi yapılmıştır. T testi
yapılmadan önce bu iki grubun, yenilik ifadelerine verdikleri yanıtlar doğrultusunda,
varyanslarının eşitliğinin ölçümü için F testi yapılmıştır. Hesaplanan Levene F değerleri
ve anlamlılık düzeyleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir. Buna göre “yeniliğe açık
olanlar” ile “yeniliğe açık olmayanların” varyanslarının eşit olduğu varsayımı kabul
edilecektir. Ancak tablodaki son yenilik ifadesinin F değeri, α≤0.05 önem düzeyinde,
anlamlı olduğu için varyansların farklı olduğu yaklaşımı kabul edilmiştir. Birbirinden
bağımsız iki örnekli t testi sonucunda “yeniliğe açık olanlar” ile yeniliğe açık
olmayanlar”ın, yenilik ifadelerine verdikleri yanıtlar doğrultusunda, aralarında
istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık olduğu ortaya çıkmıştır.
128
ibid., p. 678
120
Tablo 5.14: Yeniliğe Açık Olan Tüketiciler ile Yeniliğe Açık Olmayan Tüketiciler
Arasında Yapılan Birbirinden Bağımsız İki Örnekli T Testi
1. GRUP ORT:
(Yeniliğe Açık
Olanlar)
n= 157
2. GRUP ORT:
(Yeniliğe Açık
Olmayanlar)
n= 93
Günlük hayatımdaki
değişikliklerden
hoşlanırım.
Yeni
fikir
ve
deneyimlerden
hoşlanırım.
4.1338
Yeni
öğrenmekten
hoşlanırım.
Yenilik İfadeleri:
şeyler
F
Sig.**
t
p
3.9247
1.009
0.316
2.121*
0.035
4.1911
3.9140
1.062
0.304
3.157*
0.002
4.1338
2.1398
23.130
0.000
27.125*
0.000
*α≤0.05 önem düzeyinde anlamlı
**Anlamlılık Düzeyi
Bunun yanı sıra, yeniliğe açık olanlar ile açık olmayanlar, İnternet üzerinden
alışveriş yapma eğilimleri bakımından karşılaştırıldığında şu tablo ortaya çıkmaktadır.
Tablo 5.15 : Yeniliğe Açık Olanlar ile Yeniliğe Açık Olmayanların İnternet Üzerinden
Alışveriş Yapma Eğilimleri Açısından Karşılaştırması
1. GRUP ORT:
Yeniliğe Açık
Olanlar
n= 157
2.5541
İnternet
üzerinden
alışveriş
yapma eğilimi
*α≤0.05 önem düzeyinde anlamlı değildir.
**Anlamlılık Düzeyi
2. GRUP ORT:
Yeniliğe Açık
Olmayanlar
n= 93
2.6882
F
Sig.**
t
p
0.358
0.550
-0.706*
0.481
Yukarıdaki tabloda da gösterildiği gibi iki grubun ortalamaları birbirine çok
yakındır. Yapılan t testi sonucunda iki grup arasında İnternet üzerinden alışveriş
121
yapma eğilimleri açısından herhangi bir farklılığa rastlanmamıştır.(Tablo 5.15) Bu
sonuç araştırmanın ikinci hipotezini desteklememektedir. Ancak zaman ve mekan
kısıtı nedeniyle 250 kişi ile görüşülerek elde edilen bu hipotez sonucu, anket
sayısının arttırılmasıyla desteklenebilir.
5.4.5. Araştırma Kapsamında Ankete Katılan Tüketicilerin İnternet Üzerinden
Alışveriş Yapma Eğilimlerinin Demografik Özellikleriyle Karşılaştırılması
5.4.5.1. Cinsiyet ile İnternet Üzerinden Alışveriş Yapma Eğilimlerinin
Karşılaştırılması
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş
yapma eğilimleri, demografik değişkenlerle birlikte incelendiğinde, kadınların yaklaşık
yüzde 48’i, erkeklerin de yüzde 46’sı İnternet üzerinden alışveriş yapmayı
düşünmektedir.
İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi ile cinsiyet arasındaki ilişkiyi test
etmek amacıyla yapılan ki kare analizinde, iki değişken arasında istatistiksel
açıdan anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.(Tablo 5.16) Yapılan ki kare analizine ek
olarak, kadınların ve erkeklerin, İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimleri sorusuna
verdikleri yanıtların ortalamaları arasında farklılık olup olmadığı, birbirinden bağımsız
iki örnekli t testi ile analiz edilmiştir.T testi yapılmadan önce kadınların ve erkeklerin
varyanslarının eşitliğinin ölçümü için F testi yapılmıştır. Hesaplanan Levene F değeri
3.051 olup, anlamlılığı da (α=0.082) 0.05 önem düzeyinden yüksektir. Buna göre
kadınların ve erkeklerin varyanslarının eşit olduğu varsayımı kabul edilecektir. T testi
sonucunda, t değeri 1.778’dir.(p=0.077, p>0.05) Bu sonuçlara göre, cinsiyet,
İnternet üzerinden alışveriş yapma konusunda bir farklılık yaratmamaktadır.
Diğer bir ifadeyle kadınların ve erkeklerin, İnternet üzerinden alışveriş yapma
eğilimleri sorusuna verdikleri yanıtların ortalamaları arasında istatistiksel açıdan
anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Bu sonuç, araştırmanın beşinci hipotezini
destekler niteliktedir.
122
Tablo 5.16: Cinsiyet ile İnternet Üzerinden Alışveriş Yapma Eğilimi Çapraz
Tablosu
İnternet
Üzerinden
Alışveriş
Yapma
Düşüncesi
Cinsiyet
Kadın
Erkek
Kesinlikle
Düşünmem
Düşünmem
Ne
Düşünürüm
Ne
Düşünmem
Düşünürüm
Kesinlikle
Düşünürüm
(1)
8
(7.92)*
(57.14)**
6
(5.17)
(42.86)
(2)
38
(37.62)
(46.34)
44
(37.93)
(53.66)
(3)
7
(6.93)
(35)
13
(11.21)
(65)
(4)
45
(44.55)
(48.91)
47
(40.52)
(51.09)
(5)
3
(2.97)
(33.33)
6
(5.17)
(66.67)
14
82
20
92
9
Toplam:
101
116
Toplam:
217***
Pearson Ki Kare Değeri (χ2 ) =7.173, Serbestlik Derecesi (sd)=5, Anlamlılık Düzeyi(p)=0.208
*:Parantezin içindeki sayı satır yüzdesini ifade etmektedir.
**: Parantezin içindeki sayı sütun yüzdesini ifade etmektedir.
***Tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimlerine ilişkin soruya 33 kişi yanıt vermemiştir.
5.4.5.2. Tüketicilerin Yaş Gruplarına Göre İnternet Üzerinden Alışveriş Yapma
Eğilimlerinin
Karşılaştırılması
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş yapma
eğilimleri ile yaş gruplarının yer aldığı çapraz tablo dağılımı ile ilgili ki kare değerleri Tablo
5.17’de gösterilmiştir. Hücrelerin beklenen değeri 5’ten küçük olması istendiğinden, 5’li Likert
ölçeği, 3’lü ölçeğe indirgenmiştir.
123
Tablo 5.17 : Yaş Grupları ile İnternet Üzerinden Alışveriş Yapma Eğilimleri Arasındaki
İlişki
İnternet
Üzerinden
Alışveriş
Yapma
Düşüncesi
Yaş Grupları
18-24
25-39
40-49
50 ve üstü
Toplam:
İnternet
İnternet
Üzerinden Kararsızım Üzerinden
Alışveriş
Alışveriş
Yapmayı
Yapmayı
Düşünmem
Düşünürüm
Toplam
χ2
sd
p
58
(52.3)**
(60.4)***
8
(7.2)
(40)
45
(40.5)
(44.6)
111
6.053*
2
0.048
23
(32.4)
(24)
12
(44.4)
(12.5)
7
(9.9)
(35)
4
(14.8)
(20)
41
(57.7)
(40.6)
11
(40.7)
(10.9)
71
6.240*
2
0.044
27
1.272
2
0.529
6
0.631
2
0.729
19
(8.83)
3
(50)
(3)
100
(46.51)
3
(50)
(3.1)
96
(44.67)
215****
*α≤0.05 önem düzeyinde anlamlı
** Parantezin içindeki sayı satır yüzdesini ifade etmektedir.
***: Parantezin içindeki sayı sütun yüzdesini ifade etmektedir.
****Tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimlerine ilişkin soruya 33, yaş gruplarına ilişkin soruya
da 2 kişi yanıt vermemiştir
Yapılan ki kare analizleri sonucunda tüketicinin yaşı ile İnternet üzerinden
alışveriş yapma eğilimi arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunmuştur.
Ki kare bulgularına ek olarak, araştırma kapsamında ankete katılan tüketiciler, İnternet
üzerinden alışveriş yapma eğilimleri sorusuna verdikleri yanıtlar doğrultusunda “eğilimi
olanlar”, “eğilimi olmayanlar” ve “kararsızlar” olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Bu üç grubun,
yaş değişkenine göre, eğilim sorusuna verdikleri yanıtların ortalamaları arasında bir farklılık
olup olmadığı tek yönlü varyans analizi ile test edilmiştir. Tek yönlü varyans analizi, sadece bir
faktörü içeren varyans analizi tekniğidir. Burada sözü geçen faktör, İnternet üzerinden alışveriş
yapma eğilimidir. Faktörün kategoriler şeklinde olması (eğilimi olanlar, eğilimi olmayanlar,
kararsızlar), tek yönlü varyans analizinin esasını oluşturmaktadır. Bu analiz tekniğinde faktör,
aynı zamanda bağımsız değişkendir. Bağımlı değişken ise, yaş grupları arasındaki farklılıktır.
124
Aşağıdaki tablo varyans analizinin sonuçlarını göstermektedir. Buna göre, yaş
değişkeni, “İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi olmayanlar”, “karasız olanlar” ve
“İnternet üzerinden alışveriş eğilimi olanlar” olarak adlandırılan bu üç grup arasında
istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık yaratmamaktadır. Bu sonuç araştırmanın altıncı
hipotezini desteklememektedir. Ancak zaman ve mekan kısıtı nedeniyle 250 kişi ile
görüşülerek elde edilen bu hipotez sonucu, anket sayısının arttırılmasıyla desteklenebilir.
Tablo 5.18:Yaş Gruplarına Göre Tüketicilerin İnternet Üzerinden Alışveriş
Yapma Eğilimleri için Varyans Analizi
Yaş Grupları
Ortalama
Standart Sapma
18-24
0.5115
0.5010
25-39
0.3272
0.4703
40-49
0.1244
0.3308
2.765E-02
0.1643
50 ve üstü
F değeri: 0.570* , Serbestlik Derecesi(sd): 217, Anlamlılık Düzeyi(p): 0.566
*α≤0.05 önem düzeyinde anlamlı değildir.
5.4.5.3.
Tüketicilerin Eğitim Durumlarına Göre İnternet Üzerinden Alışveriş Yapma
Eğilimlerinin Karşılaştırılması
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş yapma
eğilimleri ile eğitim düzeyleri arasındaki ilişki ki kare analizi ile test edilmiştir. Hücrelerin
beklenen değeri 5’ten küçük olması istendiğinden, 5’li Likert ölçeği 3’lü ölçeğe indirgenmiştir.
Ki kare değerleri, α≤0.05 önem düzeyinde, tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş
yapma eğilimleri ile eğitim düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığını
göstermektedir.(Tablo 5.19)
125
Tablo 5.19 : Ankete Katılan Tüketicilerin Eğitim Durumları ile İnternet Üzerinden
Alışveriş Yapma Eğilimleri
İnternet
Üzerinden
Alışveriş
Yapma
Düşüncesi
İnternet
Üzerinden
Alışveriş
Yapmayı
Düşünmem
İnternet
Üzerinden
Kararsızım Alışveriş
Yapmayı
Düşünürüm
Toplam
χ2
sd
p
Eğitim Durumu
1
1
2
(50)
(50) **
(1.05) ***
(0.01)
2
3
5
Ortaokul
(40)
(60)
(2.11)
(30)
48
10
39
97
Lise
(49.48)
(10.31)
(40.21)
(50.52)
(50)
(39)
36
10
44
90
Üniversite
(40)
(11.11)
(48.88)
(37.89)
(50)
(44)
8
13
21
Y.Lisans/
(38.09)
(61.90)
Doktora
(8.42)
(13)
95
20
100
215****
Toplam:
(22.63)
(9.3)
(46.51)
* α≤0.05 önem düzeyinde anlamlı değildir.
** Parantezin içindeki sayı satır yüzdesini ifade etmektedir.
***: Parantezin içindeki sayı sütun yüzdesini ifade etmektedir.
****Tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimlerine ilişkin soruya
ilişkin soruya da 2 kişi yanıt vermemiştir.
İlkokul
0.206*
2
0.902
0.692*
2
0.708
2.832*
2
0.243
1.405*
2
0.495
3.589*
2
0.166
33, eğitim durumlarına
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketiciler Tablo 5.17’de olduğu gibi, “eğilimi
olmayanlar”, “eğilimi olanlar” ve “kararsızlar” olmak üzere 3 gruba ayrılmıştır. Böylece
İnternet üzerinden alışveriş yapma konusunda üç farklı eğilimi olan tüketici grubu elde
edilmiştir. Eğitim düzeyi değişkenine göre, bu üç grubun eğilim sorusuna verdikleri yanıtların
ortalamaları arasındaki farklılık, tek yönlü varyans analizi ile test edilmiştir. Bu analizde de
faktör (bağımsız değişken), yukarıda olduğu gibi İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimidir.
Bağımlı değişken ise tüketicilerin eğitim durumları arasındaki farklılıktır.
126
Aşağıdaki tablo varyans analizinin sonuçlarını göstermektedir. Buna göre, araştırma
kapsamında ankete katılan tüketicilerin eğitim durumları, “İnternet üzerinden alışveriş yapma
eğilimi olmayanlar”, “karasız olanlar” ve “İnternet üzerinden alışveriş eğilimi olanlar” olarak
adlandırılan bu üç grup arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık yaratmamıştır. Diğer
bir ifade ile tüketicilerin eğitim düzeyi, İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimlerinde
farklılık yaratacak bir değişken değildir. Bu sonuç araştırmanın yedinci hipotezini
destekler niteliktedir. Zaman ve maliyet kısıtı nedeniyle 250 kişi ile görüşülerek elde
edilen bu sonuç, anket sayısının arttırılmasıyla değişiklik gösterebilir.
Tablo 5.20 : Eğitim Durumuna Göre Tüketicilerin İnternet Üzerinden Alışveriş
Yapma Eğilimleri için Varyans Analizi
Eğitim Durumları
Ortalama
Standart Sapma
İlkokul
9.217E-03
9.578E-02
Ortaokul
2.304E-02
0.1504
Lise
0.4470
0.4983
Üniversite
0.4147
0.4938
Y. Lisans/
9.722E-02
0.2969
Doktora
F Değeri: 1.308* , Serbestlik Derecesi(sd): 216, Anlamlılık Düzeyi(p): 0.272
*α≤0.05 önem düzeyinde anlamlı değildir.
5.4.5.4. Tüketicilerin Gelir Durumları ile İnternet Üzerinden Alışveriş Yapma
Eğilimlerinin Karşılaştırılması
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin gelir durumlarına göre İnternet
üzerinden alışveriş yapma eğilimleri arasındaki ilişki ki kare analizi ile test edilmiştir. Bu analiz
sırasında da hücrelerin beklenen değeri 5’i aştığı için, 5’li Likert ölçeği 3’lü ölçeğe
indirgenmiştir. Buna göre, tüketicilerin gelir seviyeleri ile İnternet üzerinden alışveriş
yapma eğilimleri arasında, α≤0.05 önem düzeyinde, istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki
127
bulunmamaktadır. (Tablo 5.21) Zaman ve maliyet kısıtı nedeniyle 250 kişi ile görüşülerek
elde edilen bu sonuç, anket sayısının arttırılmasıyla değişiklik gösterebilir.
Tablo 5.21 :Ankete Katılan Tüketicilerin Gelir Durumları ile İnternet Üzerinden Alışveriş
Yapma Eğilimleri
İnternet
Üzerinden
Alışveriş
Yapma
Düşüncesi
İnternet
Üzerinden
Alışveriş
Kararsızım
Yapmayı
Düşünmem
İnternet
Üzerinden
Alışveriş
Yapmayı
Düşünürüm
Toplam
χ2
sd
p
Gelir Durumu
2
0.104
6
15
32
4.528*
100 milyona kadar 11
**
(34.38)
(18.75)
(46.88)
(16.92) ***
(35.29)
(17.86)
2
0.629
2
18
34
0.926*
100-250
milyona 14
(41.17)
(5.88)
(52.94)
kadar
(21.54)
(11.76)
(21.43)
2
0.985
3
14
30
0.030*
250-400
milyona 13
(43.33)
(10)
(46.67)
kadar
(20)
(17.65)
(16.67)
2
0.077
6
11
30
5.128*
400-600
milyona 13
(43.33)
(20)
(36.67)
kadar
(20)
(35.29)
(13.09)
2
0.120
15
24
4.240*
600-900
milyona 9
(37.5)
(62.5)
kadar
(13.85)
(17.86)
2
0.130
11
16
4.081*
900 milyon ve üstü 5
(31.25)
(68.75)
(7.69)
(13.89)
65
17
84
166****
Toplam:
(39.15)
(101.24)
(50.60)
*α≤0.05 önem düzeyinde anlamlı değildir.
** Parantezin içindeki sayı satır yüzdesini ifade etmektedir.
***: Parantezin içindeki sayı sütun yüzdesini ifade etmektedir.
****Tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimlerine ilişkin soruya 33, gelir durumuna ilişkin soruya
da 64 kişi yanıt vermemiştir. (13 kişi de her iki soruya da yanıt vermemiştir.)
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketiciler yukarıda eğitim grupları ile İnternet
üzerinden alışveriş yapma eğilimlerinin karşılaştırılmasında olduğu gibi, “eğilimi olmayanlar”,
“eğilimi olanlar” ve “kararsızlar” olmak üzere 3 gruba ayrılmıştır. Gelir değişkenine göre bu üç
grubun, eğilim sorusuna verdikleri yanıtların ortalamaları arasındaki farklılık, tek yönlü varyans
analizi ile test edilmiştir. Bu analizde de faktör(bağımsız değişken) yukarıda olduğu gibi İnternet
128
üzerinden alışveriş yapma eğilimidir. Bağımlı değişken ise tüketicilerin gelir seviyeleri arasındaki
farklılıktır.
Tablo 5.22 : Gelir Durumuna Göre Tüketicilerin İnternet Üzerinden Alışveriş
Yapma Eğilimleri için Varyans Analizi
Gelir Durumları
100
milyona
kadar
100-250 milyona
kadar
250-400 milyona
kadar
400-600 milyona
kadar
600-900 milyona
kadar
900 milyon ve üstü
Ortalamalar
Standart Sapma
0.1475
0.3554
0.1567
0.3643
0.1382
0.3460
0.1382
0.3460
0.1106
0.3144
7.373E-02
0.2619
F Değeri: 3.195* , Serbestlik Derecesi(sd): 216, Anlamlılık Düzeyi(p): 0.043
* α≤0.05 önem düzeyinde anlamlı
Yukarıdaki tablo, varyans analizinin sonuçlarını göstermektedir. Buna göre, araştırma
kapsamında ankete katılan tüketicilerin gelir düzeyleri, “İnternet üzerinden alışveriş
yapma eğilimi olmayanlar”, “karasız olanlar” ve “İnternet üzerinden alışveriş eğilimi
olanlar” olarak adlandırılan bu üç grup arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık
yaratmaktadır. Diğer bir ifade ile gelir seviyesi yüksek olanların, İnternet üzerinden
alışveriş yapma eğilimi daha fazladır. Bu sonuç araştırmanın sekizinci hipotezini
destekler niteliktedir.
129
5.4.6. Araştırma Kapsamında Ankete Katılan Tüketicilerin Güvenlikle İlgili
Kaygıları ile İnternet Üzerinden Alışveriş Yapma Eğilimleri Arasındaki
İlişki
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin güvenlikle ilgili kaygıları ile
İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimleri, çapraz tablo yoluyla özetlenmiştir..
İnterneti alışveriş amaçlı kullanma eğilimi olmayanların %76’sı, güvenlik
kaygısının alışveriş tercihlerini etkilediğini vurgulamıştır. Araştırma kapsamında
güvenlik kaygısı olanların %57’si de İnterneti alışveriş amaçlı kullanmayı
düşünmemektedir. İnterneti alışveriş amaçlı kullanma eğiliminde olanların %60’ı
güvenliğin, alışveriş tercihlerini etkilediğini belirtmektedir.
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin güvelik kaygısı ile İnternet
üzerinden alışveriş yapma eğilimleri arasındaki ilişki ki-kare analizi ile test edilmiştir.
Yapılan analizinde hücrelerin beklenen değerinin 5’ten az olması istendiğinden, 5’li
Likert ölçeği 3’lü ölçeğe indirgenmiştir. Ki-kare değeri, araştırma kapsamındaki
tüketicilerin
İnternetten alışverişte hissettikleri güvenlik kaygısı ile İnternet
üzerinden alışveriş yapma eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki bulunduğunu
göstermektedir.(Tablo 5.23)
Ki kare bulgularına ek olarak, çalışmada, güvenlik riskinin, İnternet üzerinden
alışveriş yapma tercihlerine olan etkisini ölçmek amacıyla 5’li Likert ölçeği
kullanılmıştır Araştırmada ayrıca, ankete katılan tüketiciler, İnternet üzerinden alışveriş
yapma eğilimi sorusuna verdikleri yanıtlar doğrultusunda “İnternet üzerinden alışveriş
yapma eğilimi olanlar” ile “İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi olmayanlar”
şeklinde iki gruba ayrılmıştır. Bu grupların, güvenlik riskine karşın, İnternet üzerinden
alışveriş yapma tercihlerinin ortalamalarının farklılığı, birbirinden bağımsız 2 örnekli t
testi ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda güvenlik riski, “İnternet üzerinden
alışveriş yapma eğilimi olan tüketiciler” ile “İnternet üzerinden alışveriş yapma
eğilimi olmayan” tüketicilerin arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık
yaratmıştır.(t=2.033, p=0.043)
Diğer bir ifade ile güvenlik kaygısının İnternet
üzerinden alışveriş yapma tercihleri üzerinde daha etkili olan tüketiciler, İnternet
üzerinden alışveriş yapmaya daha az eğilimlidirler.
130
Bu sonuçlar araştırma kapsamında oluşturulan dokuzuncu hipotezi
destekler niteliktedir.
Tablo 5.23 : Ankete Katılan Tüketicilerin Güvenlik Kaygıları ile İnternet Üzerinden
Alışveriş Yapma Eğilimleri
Güvenlik
Kaygısı
Güvenlik
alışveriş Kararsızım
tercihimi etkilemez.
Güvenlik alışveriş Toplam
tercihimi etkiler.
İnternet Üzerinden
Alışveriş Eğilimi
6
73
96
İnterneti alışveriş amaçlı 17
(17.71)*
(6.25)
(76.04)
kullanmayı düşünmem.
(35.42)**
(28.57)
(57.03)
2
4
14
20
Kararsızım
(10)
(20)
(70)
(4.17)
(19.05)
(9.46)
11
61
101
İnterneti alışveriş amaçlı 29
(28.71)
(10.89)
(60.39)
kullanmayı düşünürüm.
(60.42)
(52.38)
(41.22)
48
21
148
217***
Toplam
Pearson Ki Kare Değeri:9.456, Serbestlk Derecesi(sd): 4, Anlamlılık Düzeyi(p): 0.05
* Parantezin içindeki sayı satır yüzdesini ifade etmektedir.
**: Parantezin içindeki sayı sütun yüzdesini ifade etmektedir.
***Tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimlerine ilişkin soruya 33 kişi yanıt vermemiştir.
5.4.7. Araştırma Kapsamında Ankete Katılan Tüketicilerin Kalite ile İlgili
Kaygıları ile İnternet Üzerinden Alışveriş Yapma Eğilimleri Arasındaki
İlişki
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilere İnternetten satın alacakları
ürünlerin arzulanan kalitede teslim alınıp alınmayacağı konusunda duydukları kaygının
derecesi 5’li Likert ölçeği kullanılarak ölçülmüştür.Tüketicilerin ürünün arzulanan
kalitede teslimi ile ilgili duyduğu kaygı ile İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimleri
arasındaki ilişki ki-kare analizi ile test edilmiştir. Yapılan analizinde hücrelerin
beklenen değerinin 5’ten az olması istendiğinden, 5’li Likert ölçeği 3’lü ölçeğe
indirgenmiştir. Analiz sonucunda, tüketicilerin İnternetten satın alacakları ürünün
arzulanan kalitede teslim alınıp alınmayacağı konusunda duydukları kaygı
131
derecesi ile tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimleri arasında
istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
Aşağıdaki tabloda, tüketicilerin kalite ile ilgili kaygıları ile İnternet üzerinden
alışveriş yapma eğilimleri özetlenmiştir.
Tablo 5.24 : Ankete Katılan Tüketicilerin Kalite Kaygıları ile İnternet Üzerinden
Alışveriş Yapma Eğilimleri
Kalite
Kaygısı
İnternetten alışverişte
ürünün
istenen
kalitede geleceğinden Kararsızım
eminim.
İnternetten
alışverişte
ürünün
istenen
kalitede Toplam
geleceğinden
şüpheliyim.
İnternet Üzerinden
Alışveriş Eğilimi
16
55
96
İnterneti alışveriş amaçlı 25
(26.04)*
(16.67)
(57.29)
kullanmayı düşünmem.
(36.76)**
(40)
(50.46)
4
7
9
20
Kararsızım
(20)
(35)
(45)
(5.88)
(17.5)
(8.26)
39
17
45
101
İnterneti alışveriş amaçlı
(38.61)
(16.83)
(3.96)
kullanmayı düşünürüm.
(57.35)
42.5)
(41.28)
68
40
109
217***
Toplam
(31.33)
(18.43)
(50.23)
Pearson Ki Kare Değeri:8.377, Serbestlk Derecesi(sd): 4, Anlamlılık Düzeyi(p): 0.079
* Parantezin içindeki sayı satır yüzdesini ifade etmektedir.
**: Parantezin içindeki sayı sütun yüzdesini ifade etmektedir.
***Tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimlerine ilişkin soruya 33 kişi yanıt vermemiştir.
İnterneti alışveriş amaçlı kullanmayı düşünmeyenlerin %57’si İnternetten
alışverişte ürünlerin arzulanan kalitede geleceğinden kaygılıdır. Bunun yanı sıra
İnternetten alışverişte kalite kaygısı olan tüketicilerin %50’si İnterneti alışveriş amaçlı
kullanmayı düşünmemektedir.
Bu analizlerin yanı sıra, “İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi olanlar” ile
“İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi olmayanlar”, İnternetten satın alınan
ürünlerin arzulanan kalitede teslim alınıp alınmayacağına ilişkin duydukları kaygı
derecelerini ölçen soruya verdikleri yanıtların ortalamalarının farklılığı, birbirinden
bağımsız 2 örnekli t testi ile analiz edilmiştir.Buna göre,iki grubun, ürün kalitesinden
132
duydukları kaygı derecesi bakımından istatistiksel açıdan, anlamlı bir farklılıkları
bulunmamaktadır. (t=-1.753, p=0.081) Bu sonuç, araştırmanın onuncu hipotezini
desteklememektedir.
5.4.8. Araştırma
Kapsamında
Ankete
Katılan
Tüketicilerin
İnternetten
Yaptıkları Önceki Alışverişler ile İnternet Üzerinden Alışveriş Yapma
Eğilimleri Arasındaki İlişki
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin İnternetten yaptıkları önceki
alışverişler ile İnternet üzerinden yapılan alışverişler arasındaki ilişki incelenmiştir.
Aşağıdaki tabloya göre, İnternetten yapılan önceki alışverişlerinde herhangi bir
sorunla karşılaşmayan ve bu deneyimden memnun olan tüketicilerin yaklaşık %72’si
İnterneti alışveriş amaçlı olarak kullanmayı düşünmektedirler. Buna karşın İnternetten
yapılan önceki alışverişlerinde sorun yaşayan ve bu deneyimlerinden memnun olmayan
tüketicilerin %42’si İnterneti alışveriş amaçlı kullanmayı düşünmemektedir.
Tablo 5.25 : Ankete Katılan Tüketicilerin İnternetten Yapılan Önceki Alışverişler
ile İnternet Üzerinden Alışveriş Yapma Eğilimleri
İnternetten yapılan İnternetten
yapılan
önceki alışverişler önceki
alışveriş
deneyimlerinden
İnternet Üzerinden
memnun olmayanlar.
Alışveriş Eğilimi
İnterneti alışveriş amaçlı 29
(39.73)*
kullanmayı düşünmem.
(42.03)**
5
Kararsızım
(26.32)
(7.25)
İnterneti alışveriş amaçlı 35
(42.68)
kullanmayı düşünürüm.
(50.72)
69
Toplam
(39.66)
Kararsız
Olanlar
İnternetten
yapılan Toplam
önceki
alışveriş
deneyimlerinden
memnun olanlar.
32
(43.84)
(50.79)
14
(73.68)
(22.22)
17
(20.73)
(26.98)
63
(36.21)
12
(16.44)
(28.57)
73
19
30
(36.59)
(71.43)
42
(24.14)
82
174**
Pearson Ki Kare Değeri:26.652, Serbestlk Derecesi(sd): 4, Anlamlılık Düzeyi(p): 0
* Parantezin içindeki sayı satır yüzdesini ifade etmektedir.
**: Parantezin içindeki sayı sütun yüzdesini ifade etmektedir.
***Tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimlerine ilişkin soruya 33 kişi, İnternetten
yapılan önceki alışverişlere ilişkin soruya 43 kişi yanıt vermemiştir.
133
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin İnternette yaşadıkları önceki
alışveriş deneyimleri ile İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimleri arasındaki ilişki
ki-kare analizi ile test edilmiştir. Yapılan analizde hücrelerin beklenen değerinin 5’ten
az olması istendiğinden, 5’li Likert ölçeği 3’lü ölçeğe indirgenmiştir Analiz sonucunda
aralarında çok güçlü bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır. (Tablo 6.25)
Ki kare bulgularına ek olarak, yukarıda sözü geçen iki grubun, İnternet
üzerinden başarıyla gerçekleştirilen önceki alışveriş deneyimlerinin, bir sonraki
alışverişlerinde yeniden İnternet kullanma tercihleri sorusuna verdikleri yanıtların
ortalamalarının farklılıkları birbirinden bağımsız 2 örnekli t testi ile analiz edilmiştir.
Ancak, analiz sonucunda “İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi olan
tüketiciler” ile “alışveriş yapma eğilimi olmayan tüketiciler” arasında önceki
alışveriş deneyimlerinin, bir sonraki alışverişlerine etkisini ölçen soruya verdikleri
yanıtların ortalamaları arasında, istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılığa
rastlanmamıştır. (t=-1.360, p=0.175) Bu sonuç, araştırmanın on birinci hipotezini
desteklememektedir.
134
SONUÇ VE ÖNERİLER
Yirminci yüzyılın son on yılına damgasını vuran en önemli iki gelişme,
ekonomide küreselleşme ve bilgi teknolojisinin gelişmesi ve yaygınlaşması olmuştur.
Bilgi teknolojilerinden en önemlilerinden biri olan bilgisayar ve İnternet günümüzde
gittikçe yaygınlaşması ve günlük hayatta yer almaya başlaması ile bilgi toplumu olma
yolunda önemli bir yol kat edilmiştir.
Türkiye’de son altı yılda gündemde olan İnternet, işletmelerin müşterilerine
daha iyi ve hızlı hizmet sunabilecekleri yollardan biridir. Günümüzde çoğu işletme,
fiziksel pazar yerinde belirli bir müşteri kitlesine ve iyi bir imaja sahip olduktan sonra
bir web sitesi kurarak satışlarını sanal ortamda da gerçekleştirmeye başlamıştır.Böylece,
firmalar sadece kendi ülkelerindeki tüketicilere değil, dünyanın her yerinde bulunan
tüketicilere ulaşma olanağına sahip olmaktadırlar. Haftanın her günü, günün 24 saati
satış imkanı tanıyan sanal mağazalar, zaman sınırı olmadan müşterilerine hizmet
verebilmektedir.
Bu
araştırmada
tüketicilerin,
fiziksel
pazar
yerinde
faaliyet
gösteren
hipermarket/süpermarketlerin sanal mağazalarından alışveriş yapma eğilimlerinin
ölçülmesi amaçlanmıştır. Yapılan alan çalışması sonucunda şu sonuçlar elde edilmiştir:
Araştırmaya kapsamında ankete katılan tüketicilerin, yaklaşık %51’ini
erkekler, %49’unu da kadınlar oluşturmaktadır. Tüketicilerin yaş
gruplarına göre dağılımında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık
bulunmaktadır. Diğer bir ifade ile araştırma kapsamındaki tüketicilerin
yarısına yakını 18-24 yaş grubundadır. En düşük yüzde paya sahip olan
yaş grubu ise 50 ve üstündeki yaş grubuna ait tüketicilerdir.
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketiciler, eğitim durumlarına göre
eşit bir şekilde dağılmamışlardır. Tüketicilerin %46.8’ini lise, %40.8’ini
135
üniversite mezunları oluşturmaktadır.
Ancak, ilkokul mezunlarının
oranı %0.8’dir. Ankete katılan tüketiciler gelir düzeylerine göre de eşit
bir şekilde dağılmamışlardır.
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin her ürün grubuna olan
ilgi düzeyleri eşit bir şekilde dağılmamıştır. Diğer bir ifade ile
tüketicilerin ürün gruplarına ilişkin ilgi düzeyleri birbirinden farklıdır.
Tüketicilerin şu ana kadar İnternetten satın aldıkları ürün gruplarının
dağılımında ise istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmaktadır.
Bu sonuçlar araştırmanın birinci hipotezini desteklemektedir. Ancak
tablo, araştırma kapsamındaki tüketicilerin, sanal marketlerden çok
düşük düzeyde alışveriş yaptıklarını göstermektedir. Zaman ve maliyet
kısıtı nedeniyle 250 kişi ile görüşülerek elde edilen bu oranlar, anket
sayısının arttırılmasıyla, daha da artabilir.
Ankete katılan tüketicilerin yeniliğe bakış açılarında istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık bulunmaktadır. Tüketicilerin büyük bir çoğunluğu
yeni fikir ve deneyimler öğrenmekten hoşlanmakta ancak, tüketicilerin
yaklaşık %40’ı en son yenilikleri takip etmektedir.
Araştırma kapsamında tüketiciler “yeniliğe açık olanlar” ile yeniliğe açık
olmayanlar” olarak ayrılmıştır. Bu iki grubun arasında, yeniliklere bakış
açısı
bakımından,
istatistiksel
açıdan
anlamlı
bir
farklılık
saptanmıştır.Ancak bu iki grubun İnternet üzerinden alışveriş yapma
eğilimleri açısından herhangi bir farklılıkları bulunmamaktadır. Bu sonuç
araştırmanın ikinci hipotezini desteklememektedir. Ancak zaman ve
mekan kısıtı nedeniyle 250 kişi ile görüşülerek elde edilen bu hipotez
sonucu, anket sayısının arttırılmasıyla desteklenebilir.
Ankete katılan tüketicilerin eğitim durumları ile İnternet hakkında bilgi
sahipliği arasında istatistiksel yönden anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
136
Diğer bir ifade ile ankete katılan tüketicilerin İnternet hakkında bilgi
sahipliği, eğitim durumlarından bağımsızdır.
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin ait oldukları yaş
gruplarıyla, İnternet kullanım sıklıkları arasında istatistiksel yönden
anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Diğer bir ifadeyle tüketicilerin İnternet
kullanım sıklıkları, ait oldukları yaş grubundan bağımsızdır.
İnternet hakkında bilgi sahipliği ile tüketicilerin yaş dağılımları arasında
istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Buna göre, 18-39 yaş
grubundaki gençlerin yaklaşık %81’i İnternet hakkında bilgi sahibidir.
Ankete katılan 40 yaş ve üzerindeki tüketicilerin ise sadece %14’ü
İnternet hakkında bilgiye sahiptir. Bu da, gençlerin, İnternet hakkında
daha çok bilgiye sahip olduğunu göstermektedir. Genel olarak
incelendiğinde ankete katılan tüketicilerin % 95’i İnternet hakkında bilgi
sahibidir. Bu sonuç, araştırmanın üçüncü hipotezini destekler niteliktedir.
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin İnterneti kullanım
amaçlarına göre dağılımında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık
bulunmaktadır. Buna göre, ankete katılan tüketiciler en çok bilgi tarama
(%33.6)
ve
elektronik
posta
(%26.6)
amacıyla
İnterneti
kullanmaktadırlar. Alışveriş amacıyla İnterneti kullananların oranı ise
sadece %8’dir. Bu frekans dağılımı araştırmanın dördüncü hipotezini
desteklemektedir. Ancak, zaman ve maliyet kısıtı nedeniyle 250 kişi ile
görüşülerek elde edilen bu oran, çok düşük düzeyde bulunmaktadır.
Araştırma kapsamında görüşülen kişi sayısı arttırılarak, daha yüksek bir
oran elde edilebilir.
Araştırma kapsamında kadınların yaklaşık yüzde 48’i, erkeklerin de
yüzde 46’sı İnternet üzerinden alışveriş yapmayı düşünmektedir.Yapılan
analizler sonucu
cinsiyetin, İnternet üzerinden alışveriş yapma
137
konusunda bir farklılık yaratmadığı saptanmıştır. Diğer bir ifadeyle
kadınların ve erkeklerin İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimleri
konusunda verdikleri yanıtların ortalamaları arasında istatistiksel açıdan
anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Bu sonuç, araştırmanın beşinci
hipotezini destekler niteliktedir.
Yaş değişkeni, “İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi olmayanlar”,
“karasız olanlar” ve “İnternet üzerinden alışveriş eğilimi olanlar” olarak
adlandırılan bu üç grup arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık
yaratmamaktadır.
Bu
sonuç
araştırmanın
altıncı
hipotezini
desteklememektedir. Ancak zaman ve mekan kısıtı nedeniyle 250 kişi ile
görüşülerek elde edilen bu hipotez sonucu, anket sayısının arttırılmasıyla
desteklenebilir.
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin eğitim durumları,
“İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi olmayanlar”, “karasız
olanlar” ve “İnternet üzerinden alışveriş eğilimi olanlar” olarak
adlandırılan üç grup arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık
yaratmamıştır. Diğer bir ifade ile tüketicilerin eğitim düzeyi, İnternet
üzerinden alışveriş yapma eğilimlerinde farklılık yaratacak bir değişken
değildir. Bu sonuç araştırmanın yedinci hipotezini destekler niteliktedir.
Zaman ve maliyet kısıtı nedeniyle 250 kişi ile görüşülerek elde edilen bu
sonuç, anket sayısının arttırılmasıyla değişiklik gösterebilir.
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin gelir düzeyleri,
“İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi olmayanlar”, “karasız
olanlar” ve “İnternet üzerinden alışveriş eğilimi olanlar” olarak
adlandırılan bu üç grup arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık
yaratmaktadır. Diğer bir ifade ile gelir seviyesi yüksek olanların, İnternet
138
üzerinden alışveriş yapma eğilimi daha fazladır. Bu sonuç araştırmanın
sekizinci hipotezini destekler niteliktedir.
Araştırma kapsamındaki tüketicilerin İnternetten alışverişte hissettikleri
güvenlik kaygısı ile İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimleri
arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur.Yapılan ki kare analizinin yanı
sıra, güvenlik riski, “İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi olan
tüketiciler” ile “İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi olmayan”
tüketicilerin arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık yaratmıştır.
Diğer bir ifade ile
güvenlik kaygısının İnternet üzerinden alışveriş
yapma tercihleri üzerinde daha etkili olan tüketiciler, İnternet üzerinden
alışveriş yapmaya daha az eğilimlidirler. Bu sonuçlar araştırma
kapsamında oluşturulan dokuzuncu hipotezi destekler niteliktedir.
Araştırma kapsamındaki tüketicilerin İnternetten satın alacakları ürünün
arzulanan kalitede teslim alınıp alınmayacağı konusunda duydukları
kaygı derecesi ile tüketicilerin İnternet üzerinden alışveriş yapma
eğilimleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
“İnternet üzerinden alışveriş yapma eğilimi olan tüketiciler” ile “İnternet
üzerinden alışveriş yapma eğilimi olmayan tüketiciler” olarak ayrılan iki
grubun,
ürün
kalitesinden
duydukları
kaygı
derecesi
açısından
istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılıkları bulunmamaktadır. Bu sonuç,
araştırmanın onuncu hipotezini desteklememektedir.
Araştırma kapsamında ankete katılan tüketicilerin İnternette yaşadıkları
önceki alışveriş deneyimleri ile İnternet üzerinden alışveriş yapma
eğilimleri arasında çok güçlü bir ilişki bulunmaktadır. “İnternet
üzerinden alışveriş yapma eğilimi olan tüketiciler” ile “alışveriş yapma
eğilimi olmayan tüketiciler” arasında önceki alışveriş deneyimlerinin, bir
sonraki alışverişlerine etkisini ölçen soruya verdikleri yanıtların
ortalamaları
arasında,
istatistiksel
açıdan
anlamlı
bir
farklılığa
139
rastlanmamıştır.
Bu
da
araştırmanın
on
birinci
hipotezini
desteklememektedir.
Bu sonuçlardan da anlaşılabileceği gibi, Türkiye’de İnternetten alışveriş
emekleme aşamasındadır. Ancak yapılan tüm araştırmalar İnternetten alışverişin hızla
büyüyeceğini göstermektedir. Bunun sağlanabilmesi için, insanların erişebileceği
yerlerde bilgisayar olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra İnternet kullanıcılarının
eğitilmesi gerekmektedir. Bu eğitim de ürün/hizmetlerini sanal mağazalar aracılığıyla
yapan firmalar tarafından verilmelidir. Firmalar ürünlerinin, fiziksel ortamda bulunan
mağazalarındaki ile aynı kalitede sunulacağını ve kredi kartı numaralarının ve kişisel
bilgilerinin üçüncü kişilerin eline geçmemesi için gerekli tüm güvenlik altyapısının
oluşturulduğunun garantisini vermelidirler. İnternetten alışverişin artması için güvenlik
altyapısının oluşturulması ve yasal düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir.
Geliştirilmesi gerekli diğer bir konu da işletmenin dağıtım ağlarının
genişletilmesidir. Bu sayede ürün/hizmetler, tüketicinin arzu ettiği zamanda ve arzu
ettiği yerde ulaştırılabilir.
Araştırmada elde edilen sonuçlar, gelecekte yapılacak olan yeni çalışmalara
temel oluşturacak niteliktedir. Gelecekte, bu araştırmanın örneklem büyüklüğü
genişletilerek daha geniş kitlelere erişilerek, farklı iller bazında da karşılaştırmalar
yapılabilir.
140
BİBLİYOGRAFYA
A. KİTAPLAR:
Ada,
Erhan. İşletmelerde Sistem Analizi ve Tasarımı Yeni Teknolojiler ve
Araçlar. Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü. Ankara: 1996.
Aktan,
Coşkun Can. “Türkiye Dünyanın Neresinde?”, Ege Genç İşadamları
Derneği. Aralık 1998, s. 269-289
Altunışık,
Remzi, Şuayıp Özdemir ve Ömer Torlak. Modern Pazarlama. Değişim
Yayınları, Eylül 2001.
Berkman,
Budak,
Harold ,Jay D.Lindquist and M. Joseph Sirgy. Consumer Behaviour. 1996
Gönül. Yenilikçi Yönetim Yaratıcı Birey. İstanbul: Sistem Yayıncılık,
Eylül 1998.
Dolonbay,
Coşkun, Yeni Ekonomide Başarının Anahtarı E-Ticaret Strateji ve
Yönetimi, 1. Baskı, Ağustos 2000.
Ekin,
Nusret. Bilgi Ekonomisinde Elektronik Ticaret. İstanbul Ticaret Odası
Yayını, Kasım 1998.
Emerick,
Tracey. “Media and Marketing Strategies for the Internet” Internet
Marketing. Ed. Edward Forrest and Richard Mizerski.USA:1995
Erkan,
Hüsnü. Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme. 4. Baskı. Türkiye İş
Bankası Kültür Yayınları, Eylül 1998.
Ersoy,
Zeynep, Elektronik Ticaret ve Ticaret Noktaları, İhracatı Geliştirme
Etüd Merkezi, Ekim 1999.
Hanna,
Nessim, Richard Wozniak. Consumer Behaviour. 2001, p. 356.
Kırçova,
İbrahim. İnternette Pazarlama. İstanbul: Ekim 1999.
141
Kırçova,
İbrahim
ve
Pınar
Öztürk.
İnternette
Ticaret
ve
Hukuksal
Sorunlar,İstanbul: İstanbul Ticaret Odası, Eylül 2000.
Kotler,
Philip. Marketing Management. 9th ed. USA: Prentice Hall, 1996
Kotler,
Philip and Gary Armstrong. Principles of Marketing. 9th ed. Prentice
Hall, 2001
Kroeber,
Donald W. and Hugh J. Watson; Computer-Based Information Systems
A Management Approach. 2nd. ed. Macmillan, 1987
Laudon,
Kenneth C. and Jane P.Lauden. Management Information Systems. 6th
ed. Prentice Hall, 1999
Malhotra ,
Naresh K. Marketing Research An Applied Orientation. 2nd ed..
Prentice Hall, 1996.
Mucuk,
İsmet. Pazarlama İlkeleri, 12. Baskı, Türkmen Kitapevi, İstanbul: 2000.
Newbold,
Paul. Statistics for Business and Economics. 4th ed. New Jersey:
Prentice Hall, 1995
Odabaşı,
Yavuz. Tüketici Davranışı ve Pazarlama Stratejisi. Eskişehir: 1996
Odabaşı,
Yavuz. Tüketim Kültürü Yetinen Toplumun Tüketen Topluma
Dönüşümü. İstanbul: Sistem Yayıncılık, Nisan 1999.
Özdemir,
Fatoş, 21. Yüzyıl Ticaretin Yeni Arenası Elektronik Ticaret, İzmir: İTO
Yayını, no:86, Nisan 2000
Schultz,
Don E..The Natural Evolution of Direct Marketing. Ed. Jerry I.
Reitman, NTC Business Books, Illinois,1994
Schwartz,
Evan I . Webeconomics. New York: 1997.
142
Solomon,
Michael, Gary Bamossy and Soren Askegaard. Consumer Behaviour A
European Perspective. Prentice Hall, 1999.
Solomon,
Michael. Consumer Behaviour. 3rd ed., 1995
Soyuer,
Haluk. İşletmelerde Bilgisayar Destekli Bilgi Sistemi Uygulamaları ve
Üretim/İşlemler Yönetiminde Bilgisayara Dayalı Sistemler. Gazi
Üniversitesi İ.İ.B.F.İşletme Bölümü. Ankara: 1999.
Tatlıdil,
Rezan, Mete Oktav. Pazarlama Yönetimi. DEÜ Yayınları. İzmir: 1992.
Tek,
Ömer Baybars. Pazarlama İlkeleri Global Yönetimsel Yaklaşım
Türkiye Uygulamaları. 7. baskı, Şubat 1997, s. 586
B. MAKALELER
Acun,
Ramazan.
“Bilim,
Bilgi
Teknolojisi
ve
Türkiye”
(www.history.hacettepe.edu.tr/archive/bilim.html)
Ada,
Erhan ve Haluk Soyuer. “Yönetim Bilgi Sisteminin Bir Alt Sistemi
Olarak İmalat Bilgi Sistemi ve Bilgisayara Dayalı Üretim Yönetimi”,
Akademik Yorum Dergisi, Sayı:1, Cilt:1, Ekim 1999, s.43-51.
Akaah,
Ishmael P., Pradeep K. Korgaonkar and Daulatram Lund. “Direct
Marketing Attitudes”, Journal of Business Research 34, 1995, p. 211-219
Akgül,
Mustafa, “Elektronik Ticaret ve Türkiye İnternetini Büyütmek”,
Dünya
Gazetesi,Aralık1998
(http://web.bilkent.edu.tr/turkce/Yazılar/dunya/durum.html)
143
Akın,
Bahadır H. “2000 Yılına Doğru Bilgi Toplumu Üzerine Genel Bir
Değerlendirme
ve
Bilgi
Ekonomisinin
Özellikleri”
(www.stratejiyönetim.com/yeniekonomi.htm)
Alba,
Joseph and John Lynch. “Internet Home Shopping: Consumer, Retailer
and
Manufacturer
Incentives
to
Participate
in
Electronic
Marketplaces”, Journal of Marketing, vol. 61, no. 3, Jul 97, p.38-54
Allen,
Darren, “Many Happy Returns?”, Ocak 2001 (www.emarketer.com)
Altıntaş,
Murat
Hakan,
“Pazarlama
Bilgi
Sistemlerinin
Kurulması
ve
Organizasyonu”(http://iktisat.uludag.edu.tr/dergi/2/hakan/hakan1.html)
Balloffet,
Pierre and Boulaire. “Represantations of Internet: An Investigation
Based on Metaphors”, Advances in Consumer Research , vol. 26, 1999,
p. 536-541
Berthon,
Pierre, Leyland Pitt and Richard T. Watson. “Postmodernism and the
Web: Meta Themes and Discourse”, Technological Forecasting and
Social Change. vol.65, 2000, p. 265-279
Brown,
Stephan. “Life Begins at 40? Further Thoughts on Marketing’s “MidLife Crisis”, Marketing Intelligence and Planning, vol. 13, 1995, p. 4-17.
Butler,
Patrick, Joe Peppard, “Consumer Purcasing on the Internet: Processes
and Prospects”, European Management Journal, vol. 16, no. 5, pp. 600610
Cem,
İpek. “Bilgi Ekonomisi”(www. isguc.org/ipek2.htm)
Cingi,
Sibel, Ahmet Destici ve Ersun Erdinç. “İnternet Fırsatları”, Globus
Dergisi. Ekim 2000, s.52-61
144
Çubukçu
Cüneyt,
“Türkiye’de
İnternet
Üzerinde
Elektronik
Ticaret”,
Millenyum’da Elektronik Ticaret ve 2000 Yılı Çözümleri- Para Dergisi,
Mayıs 1999,s. 4-8
Donthu,
Naveen. “The Internet Shopper”, Journal of Advertising Research,
vol.39, May 1999,p. 52-64
Dunne,
Patrick and Robert Kahn. “Retailing in the USA: An Internet of Current
Trends”, Internet Journal of Retail and Distribution Management, no. 8,
1997, s. 275-281
Ekşi,
Sedat. “İnternet Üzerinden Alışverişlerde Güvenlik Altyapısı”, Bilişim
Teknolojileri Gazetesi, Sayı; 290, Ekim 2000, s. 22-25
Erdoğan,
İrfan. “Modernlikten Endüstri Ötesi Topluma Geçiş ve İdeolojilerin
Ölümü”(http://mimas.campus2.ankara.edu.tr/˜erdoğan/ideolojidead.html)
Erem,
Tunç
ve
Azra
Bayraktar.
“2000’li
Yıllarda
İnternet
Yoluyla
Pazarlamanın Rolü ve Önemi”, 4. Ulusal Pazarlama Kongresi Bildiri
Kitabı, 1999, s. 49-58
Ernst,
and Young, “Consumer Trends in Online Shopping”, Global Online
Retailing, 2001 (www.ey.com/Global/gcr.nsf/US/Online_Retailing)
Fırat
Fuat A., Nikhilesh Dholakia and AlladiVenkatesh, “Marketing in a
Postmodern World”, European Journal of Marketing”, vol. 29, no 1,
1995, p. 40-56
Fırat,
Fuat A and Clifford J. Shultz II, “From Segmentation to Fragmentation
Markets and Marketing Strategy in the Postmodern Era”, European
Journal of Marketing, vol. 31, 1997, p. 183-207
145
Geissler,
Gary L and George M. Zinkhan. “Consumer Perceptions of The World
Wide Web: An Exploratory Study Using Focus Group Internet”,
Advances in Consumer Research, vol. 25, 1998, p. 386-392.
Henderson, John C. “Competing in The Knowledge Economy”, ACNielsen
Consumer Insight Magazine (www.acnielsen.com)
Iyer,
Ramesh T. and John S. Hill. “Internet Direct Marketing Strategies: A
US-European Comparision”, Journal of Marketing, vol.30, 1996, p.6584
Jiang,
Pingjun, “Segment-Based Mass Customization: An Exploration of a
New Conceptual Marketing Framework”, Internet Research:Electronic
Networking Applications and Policy, vol. 10, no.3, 2000, p. 221-226
Kara,
Ali and Erdener Kaynak, “Markets of a Single Customer: Exploting
Conceptual Developments in Market Segmentation”, European Jornal
of Marketing, vol. 31, 1997, p. 873-895
Li,
Eldon Y., Raymond Mcleod Jr.and John C. Rogers. “Marketing
Information Systems in Fortune 500 Companies: A Longitudinal
Analysis of 1980, 1990 and 2000”, Information and Management, 2001,
p.307-322
Li,
Zhan G.and Nurit Gery. “E-Tailing—For All Products?”, Business
Horizons, vol.43, Nov/Dec 2000, p. 49-55
Liao,
Zigi and Michael Tow Cheung, “Internet-Based E-Shoping and
Consumer
Attitudes:
An
Empirical
Study”,
Information
and
Management, August 2000, p. 299-306
146
Meuter,
Matthew et. al., “Self-Service Technologies: Internet Customer
Satisfaction with Technology-Based Service Encounters”, Journal of
Marketing, vol. 64, July 2000, p. 50-64
Miyazaki,
Anthony D. and Ana Fernandez. “Internet Privacy and Security: An
Examination of Online Retailers Disclosures”, Journal of Public Policy
and Marketing, vol.19, no. 1, p. 54-62
Morgonosky, Michelle A. “Retail Involvement in Direct Marketing”, Journal of
Retailing and Consumer Services , vol.4, 1997, p. 145-151
Nour,
Mohamed A. “A Framework For Web Marketing Strategies”,
Information Systems Management, Spring 2000, vol.17, p. 41-51
Odabaşı,
Yavuz, “Postmodernizm, Pazarlama ve Tüketim”, Pazarlama Dünyası,
Yıl: 10, Sayı: 60, Kasım/Aralık 1996, s. 2-7
Oluç,
Mehmet. “Dağıtım III Perakendecilik”, Pazarlama Dünyası,MayısHaziran 1989
Özcan,
Berna
Gül,
“Perakendecilikte
Evrenselleşme”,
Gündem
(www.tusiad.org.tr/yayın/gorus/322/html/sec11.html)
Patton,
Susannah, “The ABCs of B2C”, The E-Business Research Center(www.
cio.com/ec/edit/b2cabc.html)
Peterson,
Robert A. and Sridhar Balasubramanian. “Exploring the Implications of
the Internet for Consumer Marketing”, Journal of the Academy of
Marketing Science, vol.25, no.4, Fall 1997, p. 329-347.
147
Phau,
Ian and Sui Meng Poon. “Factors Influencing the Types of Products
and Services Purchased Over the Internet”, Internet Research:
Electronic Networking Applications and Policy, vol. 10, 2000, p. 102-113
Phelan,
Steven E., “Internet Marketing: Is the Emphasis Misplaced?”, Aralık
1996 (http://aom.pace.edu/bps/Papers/inetmktg.html)
Pincott,
Gordon and Alan Branthwaite. “Nothing Under the Sun?”, MRS
Conference, March 2000 (www.inteliquest.com)
Porter,
Michael E. “Strategy and the Internet”, Harvard Business Review,
March 2001
Rowley,
Jennifer. “Retailing and Shopping on the Internet”, Internet Journal of
Retail and Distribution Management, vol. 24, 1996, p. 26-37
Soyuer,
Haluk, “ İşletmelerde Bilgi Sistemlerinin Yönetimi Problemi: Görev ve
Sorumlulukların Dağıtımında Bir Yaklaşım”, Akdeniz Üniversitesi, 6.
Ulusal İşletmecilik Kongresi Bildiri Kitabı, Antalya, Kasım 1998,s. 437450
Szymanski, David M. and Richard T. Hise. “E-Satisfaction: An Initial Examination”,
Journal of Retailing, , vol.76, Fall 2000, p. 309-323
Talvinen,
Jari M.. “Information Systems in Marketing Identifying Opportunities
for New Applications”, European Journal of Marketing, vol. 29, no.1,
1995, p. 8-26
Tansaş
İnsan Kaynakları Eğitim Müdürlüğü, “Perakendecilik Sektöründe Artan
BirTalep:Eğitim”(www.vizyoner.com/AnaBaslık/KonukYazarlar/default.
asp?Konuld=1&ARSIVFLG=0)
148
Tonta,
Yaşar.
“Bilgi
Toplumu
ve
Bilgi
Teknolojisi”
(http://yunus.hacettepe.edu.tr/˜~tonta/yayinlar/biltop99a.htm)
Tutar,
Hasan, “Reorganizasyon ve Değişim Mühendisliği”, Başak Ekonomi
Dergisi,
Eylül-Ekim
1999
(www.basakekonomi.com.tr/eylulekim/temmuz99/index.html)
Van Vliet,
Paul J. A.and Dushyant Pota. “Internet Online Retail: A Classification
Of Online Retailers”, Journal of Computer Information Systems, vol.41,
Winter 2000/2001, p.23-29
Verhoef,
Peter C. “Possible Determinanats of Consumers’ Adoption of
Electronic Grocery Shopping in Netherlands”, Journal of Retailing and
Consumer Services, 2001, p. 275-285
Wright,
Malcolm and Nicholas Ashill. “A Contingency Model for Marketing
Information”, European Journal of Marketing, vol.32, no. ½, 1998, p.
125-144
Yörük,
Murat
Ahmet,
“Elektronik
Ticaret”,
T.C.
Dışişleri
Bakanlığı
(http://www.mfa.gov.tr/turkce/grupe/ues/yoruk.htm)
C. RAPORLAR
Arıcı,
Esmahan. Elektronik Ticaret, T.C. Başbakanlık DTM Orta Anadolu
İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği, Rapor no. 18, Temmuz 2000.
Coppel,
Jonathan l, “E-Commerce: Impacts and Policy Challenges”, OECD
Ekonomics
Department
Working
Papers
no.
252,
June
2000
(http://www.oecd.org/eco/eco)
149
DPT,
Uzun Vadeli Stratejiler ve VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2001-2005,
Ankara, 2000
IBS,
“Turkish E-Shoppers Survey”,2000 (www.IBSResearch.com)
İgeme-
Bilten Projesi, Türkiye İçin Elektronik Ticarete Geçiş Durum
Değerlendirmesi
ve
Pilot
Uygulama
(www.igeme.org.tr/TUR/etrade/ETSOP/Default.htm)
Özdemir,
Büke, İnternet ve Elektronik Ticaret İstatistikleri, İTO, Mayıs 2000
Strateji
Menkul Değerler A.Ş., “Perakende Gıda Raporu”, Mayıs 2000
(www.perakende-net.com/haberler/strateji/result_1.html)
TUBİTAK, BİLTEN, “Bilgi Teknolojileri Yaygınlık ve Kullanım Araştırması”
Kamusal
Değerlendirme
Raporu,
Ankara,
Ocak
2000(www.bilten.metu.edu.tr/pdf/KAMUSAL/22Ocak.pdf)
TUBİTAK, ODTÜ BİLTEN, Ulusal Bilgi Güvenliği Raporu, 2000,s.2
TUSİAD,
“Avrupa Birliği Yolunda Bilgi Toplumu ve Türkiye Raporu”,
(www.tusiad.org./turkish/rapor/eturk/bolum1-2.pdf)
Türkiye
Ulaştırma Bakanlığı, “Türkiye Bilgi Toplumu 2010”, TUENA Raporu,
Ekim 1999( www.tesid.org.tr/Pdf/tuenafinalreport.pdf)
D. TEZLER
Gökgöz,
Mehmet. “Perakendeci Kuruluş Olarak Zincir Mağazalar ve Satın
Alıcı Profili Üzerine Bir Uygulama”, (Marmara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü YayınlanmamışYüksek Lisans Tezi, 1999)
150
Karabağ,
Mete. “Çağdaş Pazarlamada Doğrudan Pazarlama Yöntemleri ve
Türkiye Uygulamaları”(Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 1998)
Tan,
Ahmet, “Perakendeci Kuruluş Olan Süpermarketler’in Gelişimi ve
Ekonomiye Katkıları”, (Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, , 1998)
E. DİĞER KAYNAKLAR
Novak,
Novak and Donna Hoffman. “Project 2000/Ninth GVU Survey Web
Attitude
and
Perceptions
Questionnaire”
(http://ecommerce.vanderbilt.edu/gvusurvey/project 2000.gvu9.html)
SIR,
Business
and
Intelligence
Co.,
VALS
Survey
July
2000.
(www.future.sri.com/vals/presurvey.html)
World
Development
Indicators
Database,
(http://devdata.world.../dgchart.asp?icode=IT.CMP.PCMP.P3&rcode=LMY&ccode)
Usalan,
Mehmet Recep, E-Ticaretten E-Devlete: E-Türkiye Yolunda Değişim,
Bilgi Teknolojileri ve E Türkiye Zirvesi Bildiri Notları, Haziran 2000
Zontul,
“BTYKA 2000 Işığında Bilgi Toplumu”, Bilgi Teknolojileri ve ETürkiye Zirvesi Bildiri Notları, Mayıs 2000
www.c-i-a.com
www.die.gov.tr
www.etkk.gov.tr/genelbilgiler.htm
151
www.ibsresearch.com
wwwmarjinal.com.tr/basin/ibs_basin.htm
www.migros.com.tr
www.oecd.org
www.tansas.com.tr
www.turk-info.com/Internet
www.turk.internet.com
152
Sayın katılımcı,
Artan teknoloji ve rekabet koşulları günümüzde yeni teknolojilerin ortaya çıkmasına neden
olmuştur. Bu da tüketicilerin ihtiyaç ve beklentilerini arttırmakta ve yaşamı kolaylaştırmaktadır. Gerek
zaman, gerekse mekan bakımından avantaj sağlayan İnternet, günümüzde birçok amaçla kullanılmaktadır.
Bunlardan biri de alışveriştir.
Bu araştırma, siz tüketicilerin süpermarket/hipermarketlerden İnternet üzerinden alışveriş
yapma eğilimlerinizi ölçmek için hazırlanmıştır. Bu sayede tüketicilerin bu yeni perakende kanalından
istek ve beklentileri, geleneksel perakendecilere ışık tutacaktır. Çalışmadan elde edilecek veriler
akademik amaçlı kullanılacaktır.
Katıldığınız için teşekkür ederiz.
Arş. Gör. Keti Franko Ventura
Ege Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü
I)
1. Bilgisayar kullanıyor musunuz?
Evet
Hayır
(Eğer cevabınız "HAYIR" ise lütfen bu anketi cevaplamayınız.)
2. İntenet hakkında bilginiz var mı?
Evet
Hayır
3. Kişisel olarak İnterneti ne kadar kullanıyorsunuz?
Haftada 40 saatten fazla
Haftada 20-40 saat arası
Haftada 10-20 saat arası
Haftada 5-10 saat arası
Haftada 1-5 saat arası
Haftada 1 saatten az
Hiç
(Eğer cevabınız “HİÇ” ise 6. soruya geçiniz.
153
II)
4. İnterneti hangi amaçlarla kullanıyorsunuz? (Aşağıda birden fazla seçeneği işaretleyebilirsiniz.)
Elektronik posta
Haber grupları
Posta listeleri
Karşılıklı sohbet(chat)
Alışveriş
Bilgi tarama
Diğer(belirtiniz)
5. İnteneti alışveriş amaçlı kullanmayı düşünür müsünüz?(Lütfen düşünceniz doğrultusunda kutulardan
birini işaretleyiniz.)
Kesinlikle
Düşünmem
(1)
Düşünmem
(2)
Ne düşünürüm
Ne düşünmem
(3)
Düşünürüm
(4)
Kesinlikle
Düşünürüm
(5)
6. Aşağıdaki ifadelerle ilgili görüşlerinizi belirtiniz. ?(Lütfen düşünceniz doğrultusunda her ifadeye ait
kutulardan birini işaretleyiniz.)
İFADELER:
Kesinlikle
Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum Kesinlikle
Katılmıyorum
Katılıyorum
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
Süpermarkete/hipermarkete
gitmektense, İnternet üzerinden
alışveriş yapmayı tercih ederim.
Güvenlik sorunlarından dolayı
İnternet üzerinden alışveriş
yapmayı tercih etmem.
İnternetten satın alacağım
ürünlerin istediğim kalitede
geleceğinden şüpheliyim.
Daha önce İnternetten yaptığım
alışverişlerde herhangi bir sorunla
karşılaşmadığım için, tekrar
alışveriş yapmaktan çekinmem.
154
7. Aşağıdaki ürün gruplarını satın alırken üzerinde önemle düşündüklerinizi(fiyat, marka, özellik...vb.
açıdan) ve önemsemeden satın aldıklarınızı belirtiniz.(Düşünceniz doğrultusunda ilgili kutuyu
işaretleyiniz.)
ÜRÜN GRUPLARI
Tamamen
önemsiz
( 1)
Önemsiz
(2)
Ne önemli
ne önemsiz
(3)
Önemli
(4)
Tamamen
önemli
(5)
Yemek malzemeleri
Alkollü içecekler ve sigaralar
Bebek ürünleri
Kırtasiye ürünleri
Şeker ve şekerli ürünler
İçecekler ve kuruyemişler
Süt-şarküteri ve dondurulmuş gıda
Muhtelif ev eşyaları
Meyva ve sebze
Temizlik ürünleri
Mutfak gereçleri
Sağlık ve kozmetik ürünleri
Eğlence ve hobi ürünleri
Tekstil ve hazır giyim
Et ve et ürünleri
155
8. Aşağıdaki ürün gruplarını şimdiye kadar İnternet üzerinden satın aldınız mı?
Yemek malzemeleri
Evet
Hayır
Alkollü içecekler ve sigaralar
Evet
Hayır
Bebek ürünleri
Evet
Hayır
Kırtasiye ürünleri
Evet
Hayır
Şeker ve şekerli ürünler
Evet
Hayır
İçecekler ve kuruyemişler
Evet
Hayır
Süt-şarküteri ve dondurulmuş gıda
Evet
Hayır
Muhtelif ev eşyaları
Evet
Hayır
Meyva ve sebze
Evet
Hayır
Temizlik ürünleri
Evet
Hayır
Mutfak gereçleri
Evet
Hayır
Sağlık ve kozmetik ürünleri
Evet
Hayır
Eğlence ve hobi ürünleri
Evet
Hayır
Tekstil ve hazır giyim
Evet
Hayır
Et ve et ürünleri
Evet
Hayır
9. Lütfen aşağıdaki ifadeleri değerlendiriniz.
Kesinlikle
Katılmıyorum
(1)
İFADELER:
Katılmıyorum
(2)
Kararsızım
(3)
Katılıyorum
(4)
Kesinlikle
Katılıyorum
(5)
Günlük
rutin
hayatımdaki
değişiklerden hoşlanırım.
Yeni
fikir
ve
deneyimlerden
hoşlanırım.
İşime yaramayacak bile olsa, yeni
şeyler öğrenmekten hoşlanırım.
En son moda ve trendleri takip
ederim.
Dünyanın işleyişi hakkında daha çok
şey öğrenmek isterim.
III)
Demografik özellikler:
9. Cinsiyetiniz:
10.Yaşınız:
K
E
18-24
25-39
40-49
50 ve üzeri
156
11. Eğitim durumunuz: (En son mezun olduğunuz okul)
İlkokul
Ortaokul ve dengi
Lise ve dengi
Üniversite
Y.Lisans/Doktora
12. Aylık geliriniz:
100 milyona kadar
100-250 milyona kadar
250-400 milyona kadar
400-600 milyona kadar
600-900 milyona kadar
900 milyon ve üstü
157
Download